M. Şükrü MOLLAVELİOĞLU Doç. Dr., Yüzüncü Yıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü

Benzer belgeler
Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi (37) 2018,

YAPISAL KIRILMALAR VE KARBON EMİSYONU: KITA AVRUPA ÜLKELERİ İÇİN AMPİRİK BİR UYGULAMA. Ali ACARAVCI

Sosyo Ekonomi. Satın Alma Gücü Paritesi Hipotezi (SAGP) nin OECD Ülkeleri İçin Test Edilmesi

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI

Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

KONYA İLİ SICAKLIK VERİLERİNİN ÇİFTDOĞRUSAL ZAMAN SERİSİ MODELİ İLE MODELLENMESİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH

Türkiye de Kırmızı Et Üretiminin Box-Jenkins Yöntemiyle Modellenmesi ve Üretim Projeksiyonu

Türkiye nin İthalat ve İhracat Bağımlılığı: Seçilmiş Ülke Örnekleri Üzerine Ampirik Bir Uygulama

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ

SORU SETİ 02 (REVİZE EDİLDİ) FİNAL KONULARI

OECD ÜLKELERİNDE İMALAT SANAYİNDE BİRİM EMEK MALİYETLERİ YAKINSIYOR MU?

Box-Jenkıns Modelleri ile Aylık Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Uygulama

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

Bölüm 3 HAREKETLİ ORTALAMALAR VE DÜZLEŞTİRME YÖNTEMLERİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK İŞLENMİŞ MERMER VE TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

SAHA RATING, DÜNYA KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİ Nİ GÜNCELLEDİ

KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

TURİZM GELİŞMESİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

Borsa Getiri Oranı ve Faiz Oranı Arasındaki İlişkinin Doğrusal Olmayan Yöntemlerle Analizi: Türkiye Örneği

Türkiye nin İthalat ve İhracat Bağımlılığı: Seçilmiş Ülke Örnekleri Üzerine Ampirik Bir Uygulama

Türkiye de Enerji Üretiminde Fosil Yakıt Kullanımı ve Co2 Emisyonu İlişkisi: Bir Senaryo Analizi

Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 5 Aralık 2016, Sabancı Center, İstanbul

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

FİSHER HİPOTEZİNİN TÜRKİYE İÇİN SINANMASI: DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ

Tarım Ekonomisi Dergisi

Reel Efektif Döviz Kuru Endekslerine İlişkin Yöntemsel Açıklama

YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK TESTLERİNİN KÜÇÜK ÖRNEKLEM ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Türkiye de Enerji Üretiminde Fosil Yakıt Kullanımı ve CO2 Emisyonu İlişkisi: Bir Senaryo Analizi

Birim Kök Testleri. Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Geçiş Sürecinin Planlanmasında Doğrusal En İyileme Tekniğinin Kullanılması

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

GEFRAN PID KONTROL CİHAZLARI

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 22 Aralık 2015

ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ

Birim Kök Testleri 3/24/2016. Bir stokastik sürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Metal (Çelik) Kullanım Yoğunluğu Hipotezinin Türkiye Ekonomisi için Sınanması Intensity of Metal (Steel) Use Hypothesis: A Test for Turkish Economy

ULUSAL HİSSE SENETLERİ PİYASASI NDA ETKİNLİK

YAPAY SİNİR AĞLARI VE ARIMA MODELLERİNİN MELEZ YAKLAŞIMI İLE ZAMAN SERİLERİNDE ÖNGÖRÜ

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

24 Haziran 2016 Ankara

TCMB FAĐZ KARARLARININ HĐSSE SENEDĐ PĐYASALARI ÜZERĐNE ETKĐSĐ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

alphanumeric journal The Journal of Operations Research, Statistics, Econometrics and Management Information Systems

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 21 Mayıs 2018

BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU

Tuzaktan çıkmak için sanayisizleşmeyi durdurmak gerekmektedir

Tüketici Güveni ve Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki Nedensellik İlişkisi: Türkiye Örneği (2004: :01)

Türkiye de Petrol Tüketimi İle Reel GSYİH Arasındaki Uzun Dönem İlişkinin Johansen Eş-Bütünleşme Yöntemi İle Analiz Edilmesi

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC GROWTH IN TURKEY

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

DEĞİŞEN DÜNYA-DEĞİŞEN ÜNİVERSİTE:YÜKSEKÖĞRETİMİN GELECEĞİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖNERİ

GEÇİŞ EKONOMİLERİ VE TÜRK TARIM SEKTÖRÜNDE ETKİNLİK VE TOPLAM FAKTÖR VERİMLİLİĞİ ANALİZİ ( )

SON YILLARDA ÎÇ TİCARET HADLERİ YÖNÜNDE TARIM SEKTÖRÜNÜN DURUMU

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

HİSSE SENEDİ PİYASALARINDA SÜRÜ DAVRANIŞI: BİST TE BİR ARAŞTIRMA HERDING IN STOCK MARKETS: A RESEARCH IN BIST Bahadır ERGÜN Hatice DOĞUKANLI

Murat MAZIBAŞ Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ÖZET

REEL DÖVİZ KURLARINDA UZUN DÖNEM BAĞIMLILIK THE LONG-TERM DEPENDENCE IN REAL EXCHANGE RATES Emre ÜRKMEZ *

İSTANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASI NDA EŞHAREKETLİLİK VE ASİMETRİK AYARLAMA

ÇOKLU DOĞRUSAL BAĞLANTI

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 14 Temmuz 2017

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 27 Şubat 2018

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Karbon Emisyonu Nedir?

Hisse Senedi Fiyatlarıyla Yabancı İşlem Hacmi Arasında Nedensellik:

Çift Üstel Düzeltme (Holt Metodu ile)

Türkiye de Dış Borçlanma-Ekonomik Büyüme İlişkisi: Dönemi

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Öğr. Gör. Selçuk ŞİMŞEK İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Eğitim Fakültesi.Pamukkale Üniversitesi

Türkiye de Elektrik Tüketimi Büyüme İlişkisi: Dinamik Analiz

Birim Kök Testleri. Random Walk. Bir stokastiksürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

EŞANLI DENKLEMLİ MODELLER

Enerji ve İklim Haritası

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

PETROL FİYATLARININ BORSA İSTANBUL SANAYİ FİYAT ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

White ın Heteroskedisite Tutarlı Kovaryans Matrisi Tahmini Yoluyla Heteroskedasite Altında Model Tahmini

Reel ve Nominal Şokların Reel ve Nominal Döviz Kurları Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Stok-Akım Uyarlaması, Bütçe Açığı ve Kamu Borç Stoku Arasındaki İlişkiler: Küresel Kriz Bağlamında Avrupa Birliği Üyesi Ülkeler Üzerine Bir Analiz

Transkript:

İklim Değişimi Performans İndeksine Göre Ülkelerin CO2 Salınım Yoğunluk Performansının Yakınsama Analizi Şekip YAZGAN Yrd. Doç. Dr.,Ağrı İbrahim Çeçen Üniversiesi İkisadi ve İdari Bilimler Fakülesi, İkisa Bölümü M. Şükrü MOLLAVELİOĞLU Doç. Dr., Yüzüncü Yıl Üniversiesi İkisadi ve İdari Bilimler Fakülesi, İkisa Bölümü Reşa CEYLAN Doç. Dr., Pamukkale Üniversiesi İkisadi ve İdari Bilimler Fakülesi, İkisa Bölümü İklim Değişimi Performans İndeksine Göre Ülkelerin CO 2 Salınım Yoğunluk Performansının Yakınsama Analizi Öze Bu çalışmada, İklim Değişim Performans İndeksine (Bruck, Maren ve Bals, 203) göre iyi, ora, köü ve çok köü performansa sahip ülkelerin salınım yoğunluk performansı açısından grup oralamasına doğru yakınsama göserip gösermedikleri incelenmekedir. Çalışmanın amacı iklim değişiminde aynı performansa sahip ülkelerin salınım yoğunluk performansı açısından da benzer davranışlar sergileyip sergilemediklerini incelemekir. Salınım yoğunluk performans indeksi olarak, ülke salınımının küresel salınım içerisindeki payının, ülke GSYİH sının küresel GSYİH içerisindeki payına oranı kullanılmakadır. Analizde doğrusal olmayan zaman serisi ekniğine dayanan KSS ve AESTAR birim kök esleri uygulanmakadır. Elde edilen bulgulara göre; her bir ülke grubu için salınım yoğunluk performansı açısından oralamaya yakınsama davranışı bulunmakadır. Ancak bu yakınsama davranışının, iyi grup ülkelerinde ve köü grup ülkelerinde daha yoğun olması dikka çekicidir. Gruplar arası yakınsama davranışına bakıldığında ise AESTAR esine göre yalnızca ora performans düzeyine sahip ülkeler grup oralamasının, iyi performansa sahip ülkeler grup oralamasına yakınsadığı görülmekedir. ADF ve KSS eslerine göre ise grup oralamaları arasında bir yakınsama davranışı bulunmamakadır. Bundan dolayı, salınım yoğunluk performansının yakınsama analizinde, doğrusal olmayan zaman serisi ekniğine dayanan birim kök eslerinin geleneksel ADF birim kök eslerine göre daha kullanışlı olduğu da ifade edilebilir. Anahar Kelimeler: Karbondioksi emisyonu, Yakınsama Analizi, SalınımYoğunluk Performans Endeksi The Convergence Analysis of CO 2 Emissions Inensiy Performance of The Counries According o he Climae Change Performance Index Absrac In his sudy, i is analysed wheher he counries wih good, moderae, poor and very poor performance according o he Climae Change Performance Index (Bruck, Maren and Bals, 203) converge owards he average group in erms of emission inensiy performance. The aim of he sudy is o examine wheher he counries wih same performances in climae change also display similar aiudes in erms of emission inensiy performance. As he emission inensiy performance index, raio of he counry s share in global emissions release o he share of he counry's GDP in global GDP has been used. In he analysis, KSS and AESTAR unis roo ess based on nonlinear ime series analysis echniques have been applied. According o he findings; here is convergence behaviour owards he average in erms of emissions inensiy performance for each counry group. However, i is noeworhy ha, his convergence behaviour is more inense in group of counries wih good performance and poor performance. Regarding he convergence behaviour beween he groups, only he group average of he counries wih moderae performance converges owards he group average of he counries wih good performance according o he AESTAR es. However, convergence behaviour does no exis beween he group averages according o he ADF and KSS ess. For his reason, in he convergence analysis of he emissions inensiy performance, uni roo ess based on nonlinear ime series echnique is more useful han he radiional ADF uni roo es. Keywords: Carbon Dioxide Emissions, Convergence Analysis, Emission Inensiy Performance Index KabulTarihi / Acceped: 0.02.206 ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ, AĞUSTOS 206, (2), 9-42 9

. Giriş İnsanoğlu, iklim sisemleri üzerinde açık ve belirgin bir ekiye sahipir. Bu eki, son yüzyılda daha da hızlanarak armaya devam emişir. Tarihsel süreç içerisinde bakıldığında, insanoğlunun varlığı ve gelişimine bağlı olarak oraya çıkan diğer bir ifade ile anropojenik emisyonların son yıllarda en yüksek düzeyine ulaşığı görülmekedir (IPCC, 205:2). Bunun en önemli harekee geçirici gücü, nüfus arışı ve ekonomik büyümede yaşanan gelişmelerdir. Nüfus arışı ve ekonomik büyümeye bağlı olarak zaman içinde karbondioksi (CO 2), mean gazı (CH 4) ve azo oksi (NO) gibi gazların amosferik yoğunlaşmasında arışlar meydana gelmiş ve bu amosferik yoğunlaşma ise beraberinde iklim değişimi veya küresel ısınma denilen olguya yol açmışır. Günümüzde iklim değişiminin önemli bir küresel problem haline gelmesi, bu değişimin insan ve doğal sisemler üzerinde geniş ekilere sahip olmasından kaynaklanmakadır. 205 yılında yayınlanan İklim Değişimi Üzerine Hükümeler Arası Panelin (The Inergovernmenal Panel on Climae Change-IPCC) beşinci değerlendirme raporu, iklim sisemlerindeki ısınmayı desekleyici önemli bulgular sunmakadır. Raporda doğrusal rendle hesaplanan kara ve okyanus yüzey sıcaklığının birleşirilmiş küresel oralaması, 880-202 periyodunda 0.85 0 C lık bir ısınma meydana geldiği belirilmekedir (IPCC, 205: 2-4). İklim değişimlerinin insan ve doğal sisemler üzerindeki ekilerine ilişkin değerlendirmeler ve küresel ısınmaya yönelik elde edilen bulgular, ülkeleri iklim değişimi ve küresel ısınma konusunda poliikalar gelişirmeye yönelmişir. Bu anlamda, karbon salınımlarının iklim değişiminin emel nedenlerinden biri olması, düşük karbon salınımı kavramını dünya ekonomisinde merkezi bir nokaya geirmişir. Bu çerçevede iklim değişimini hafifleme poliikalarına ilişkin ulusal ve uluslararası düzeyde birçok girişim gerçekleşirilmişir. Bu girişimlerden en önemlisi, 992 yılında Rio de Janeiro da düzenlenen Birleşmiş Milleler (BM) Çevre ve Kalkınma Konferansı nda imzaya açılan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) dir. BMİDÇS, araf ülkeleri, sera gazı salımlarını azalmaya, araşırma ve eknoloji üzerinde işbirliği yapmaya ve sera gazı yuaklarını 2 (örneğin ormanlar, okyanuslar, göller) korumaya eşvik emekedir. Sözleşme, sera gazı salımlarının azalılması için, ülkelerin kalkınma önceliklerini ve özel koşullarını göz önüne alarak orak faka farklılaşırılmış sorumluluklar yüklemişir (UN,992:2). Birleşmiş Milleler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) nde iklim değişikliği, karşılaşırılabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliklerine ek olarak, doğrudan veya dolaylı olarak küresel amosferin bileşimini bozan insan faaliyeleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklikir şeklinde anımlanmakadır (UN,992:3). 20 2 BMİDÇS de yuak, bir sera gazını ve sera gazının oluşumunda rolü bulunan bir öncü maddeyi amosferden uzaklaşıran herhangi bir işlem, faaliye veya mekanizma olarak anımlanmakadır (UN, 992:4). ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ

BMİDÇ nin 994 yılında yürürlüğe girmesinin ardından sözleşmenin en yüksek organı olan Taraflar Konferansının (COP-Conference of Paries) ourumları düzenlenmeye başlanmış ve 2005 yılında Kyoo Prookolü yürürlüğe girmişir (Şaylan, 200:62). Bu girişimlere rağmen, insan varlığı ve gelişiminden kaynaklı sera gazı salınımlarının 2000-200 aralığında mulak değer olarak en büyük arışı gerçekleşirerek, 970-200 aralığındaki arış rendini devam eirdiği görülmekedir. Fosil yakı yakımından ve endüsriyel süreçlerden gelen CO 2 emisyonları, 970-200 aralığındaki oplam sera gazı salınımlarındaki arışın yaklaşık %78 inin nedenini oluşurmakadır. Bu anlamda ekonomik büyüme ve nüfus arışları fosil yakı yakımından gelen CO 2 emisyonlarındaki arışın hala en önemli harekee geçirici unsurları olmaya devam emekedir. Ancak nüfus arışından kaynaklı CO 2 emisyonlarının, sera gazı salınımlarındaki arışa kakısı 2000-200 aralığında önceki 30 yıla göre benzer bir eğilim göserirken, ekonomik büyümeden kaynaklı emisyonların sera gazı salınımındaki arışa kakısının çok daha ser bir şekilde arığı ifade edilmekedir (IPCC, 205: 4-5). Bu çerçevede iklim değişimine yönelik önemli bir poliika girişimi, sera gazı salınımlarının azalılmasıdır. Çünkü iklim değişimini konrol eme çabası amosferik CO 2 yoğunluğunu sabil kılmayı gerekirmekedir. Bu da ancak küresel CO 2 emisyonlarının şiddeli bir şekilde azalılmasıyla mümkün olabilir (Quere vd., 2009: 83). Niekim Birleşmiş Milleler İklim Değişimi Çerçeve Sözleşmesinin nihai amacı da, yüksek amosferik karbon konsanrasyonun nedeni olan sera gazı ekilerini azalmak ve bu bağlamda iklim değişimi ile mücadelede bir yol olarak CO 2 emisyonlarının düşürülmesini veya durağanlaşırılmasını sağlamakır. Bu amacı gerçekleşirmede kişi başı emisyonların yakınsaması, sürdürülebilirliği sağlamada belirlenmiş bir hedef olarak ele alınmakadır. Global Commons Insiue 3 arafından önerilen önemli bir poliikada, azalım ve yakınsama (conracion and convergence) poliikasıdır. Bu poliika, sera gazı salınımının azalılması için ülkeler arasında aahhülerin ahsisini amaçlar. Diğer bir ifade ile bu yaklaşım, karşılıklı ülkelerin kişi başı CO 2 emisyonlarını aşamalı olarak eşilemeleri (yakınsama) yanında esas olarak küresel CO 2 emisyonlarının azalılmasının (conracion) akip edilmesi gerekiğini ifade eder (GCI, 206). Kişi başı emisyonların yakınsaması gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde sağlanabilirse, bu durum gelişmeke olan ülkelerin kendi emisyonlarını daha iyi duruma geirmeyi kabul emede cesarelendirici olacakır. Ayrıca yakınsamanın sağlanması, kirlilik yoğun endüsrilerin sınır öesi harekeleri veya uluslararası emisyon icarei vasıasıyla 3 Global Commons Insiue, İklim Değişimi Üzerine Hükümeler Arası Panelin ve Birleşmiş Milleler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine çalışmalarıyla desek vermiş bağımsız bir grupur (Romero-Avila, 2008:2266). AĞUSTOS 206 2

önemli kaynak ransferlerine gerek kalmaksızın, bir kişi başı emisyon ahsis şemasının benimsenmesini de mümkün kılacakır. Bu durum küresel iklim sisemleri üzerinde ekili olan insan kaynaklı salınımları engellemeye çalışan uzun dönemli küresel sözleşmelerin gereklerinin sağlanmasına kakı sağlayacakır. Bu önemli bir nokadır. Çünkü sera gazı salınımlarının azalılmasında önemli bir adım olan Kyoo Prookolü, adaleli bir ahsis sağlamadığı için prookolden beklenen sonuçlar elde edilememişir. Ülkeler sera gazı salınımlarının azalılması konusunda kendi çıkarlarını önceleyerek konuya ilişkin şüpheli yaklaşım gelişirmişlerdir. Örneğin ABD kongresi, Çin ve Hindisan gibi emel gelişmeke olan ekonomilerin yıllık sera gazı salınımlarını azalmayı aahhü edene kadar, Kyoo prookolünü onaylamayı reddemişir. Gelişmiş ekonomiler, şüphe duyar bir biçimde, gelişmeke olan ülkelerin enerji aleplerini mevcu eğilimde arırmaya devam emeleri halinde, emisyon salınımlarının endüsrileşmiş ülkelerin emisyonlarını aşacağı beklenisi içerisindedirler. Bununla birlike, gelişmeke olan ülkeler ise arihsel olarak endüsrileşmiş ülkelerden gelen emisyonların iklim değişimi probleminin emel nedeni olduğunu ve problemin çözümü için öncelikle onların bir şeyler yapmaları gerekiğini ifade emekedirler (Romero-Avila, 2008: 2265-2266). 2.Lieraür: CO2 Salınımıyla ilgili Yapılan Uygulamalı Çalışmalar Her geçen gün çevresel farkındalığın arması ve sera gazı salınımlarının azalılması yönünde dünya kamuoyunda fikir birliğinin oluşması, sera gazı salınımı içerisinde önemli bir paya sahip olan CO 2 emisyonlarının dinamiklerini anlama ve incelemeyi gerekli kılmakadır. Bu aynı zamanda iklim değişimini önlemeye yönelik asarımların gelişirilmesi ve karbon emisyonlarının ekisini değerlendirmek açısından poliika yapıcılara olanaklar sunması bakımından da önemlidir. Bu nedenle yazında son yıllarda bu alanda çok sayıda çalışmanın yapıldığı görülmekedir. Bu çalışmaların bir kısmı uluslararası karbon emisyonlarının isaisiksel özelliklerini incelemeye odaklanmışır. Bir kısmı ise gelir ve farklı çevresel gösergeler arasındaki ilişkiler üzerine yoğunlaşmışır. Bu çalışmalar daha çok Çevresel Kuznes Eğrisinin ifade eiği gelir ile çevresel bozulma arasında bir değişimin (rade-off) olup olmadığına yönelikir 4. Diğer bir önemli alan ise CO 2 emisyonlarının yakınsamasına ilişkin yapılan çalışmalardan oluşmakadır (Panopoulou ve Panelidis, 2009: 48). Çevreselyakınsama çalışmaları, ekonomik yakınsama hipoezi ile Çevresel Kuznes eğrisinin varlığıyla yakından ilişkilidir (Nguyen-Van, 2005: 495-496). 22 4 Çevresel Kuznes Eğrisi yaklaşımına göre ikisadi büyüme ile birlike çevre kirliliği armaka, belli bir gelir düzeyinden sonra azalmakadır. Diğer bir değişle kişi başına düşen gelir düzeyi ile çevre kirliliği arasında ers U şeklindeki ilişki bulunmakadır. Çevresel Kuznes Eğrisi için Sern (204) in çalışmasına bakılabilir. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ

Sera gazı salınımları veya CO 2 salınımlarının yakınsamasına ilişkin yapılan çalışmaların, son yıllarda hem mikar olarak arığı hem de nielik olarak çeşilenmeye başladığı gözlemlenmekedir. Burada CO 2 salınımı yakınsamasına ilişkin uygulamalı çalışmaların sonuçları üzerinden bir yazın değerlendirilmesi yapılmakadır 5. Çalışmalar kronolojik olarak son yıldan başlayarak geriye doğru ve yakınsama kanıı bulunup bulunmamasına göre gruplandırılarak ele alınmışır. Wang ve Zhang (204) Çin de 28 şehirde ve 6 sekörde 996 dan 200 a kadar CO 2 emisyonlarındaki farklılıkları inceledikleri çalışmalarında, bu emisyonların sigma ( ), bea (β) ve sokasik yakınsamalarını da incelemişlerdir. Her bir sekörde CO2 düzeylerinin sandar sapmalarının 996 dan 200 a azaldığı sonucuna ulaşmışlardır. Bu durum, büün sekörlerin sigma ( ) yakınsamasına sahip olduğunu gösermekedir. Ayrıca panel birim kök esleri de sekörlerin hepsinin sokasik yakınsamaya sahip olduğunu gösermekedir. Bea yakınsama es sonuçları ise arım, ormancılık, hayvancılık, balıkçılık ve su koruma ile inşaa sekörlerinde kişi başı CO 2 açısından mulak yakınsamanın olduğunu göserirken, diğer sekörlerde koşullu yakınsamanın bulunduğunu gösermekedir. Huang ve Meng (203) CO 2 emisyon yakınsamasına ilişkin yapılan çalışmalarda, yakınsama üzerine uzay-zamansal dinamiklerin ekilerinin göz ardı edildiği yaklaşımından harekele uzay-zamansal bir yönem kullanarak 985-2008 periyodunda Çin de karşılıklı kenlerde CO 2 emisyonlarının yakınsayıp yakınsamadığını inceledikleri çalışmalarında, kişi başı CO 2 emisyon eğilimlerinde bir yakınsamanın oraya çıkığını ifade emişlerdir. Yavuz ve Yılancı (203), 960-2005 dönemi için G-7 ülkelerinde kişi başı CO 2 emisyonun yakınsamasını inceledikleri çalışmalarında, doğrusal olmayan (non-linear) panel analizi ve eşik ooregresif (TAR) panel birim kök esi yönemlerini kullanmışlardır. Bu yönem eşik değişkene bağlı olarak iki rejim içerisinde verilerin bölünmesine izin vermekedir. Çalışma sonucuna göre yalnızca verimliliğin emel kaynağı fosil yakılar olduğunda veya bir perol krizi meydana geldiğinde G-7 ülkelerindeki CO 2 emisyonları ıraksamaka, bu durumlar dışında CO 2 emisyonları yakınsamakadır. Jober vd. (200), 97-2006 periyodu için 22 Avrupa ülkesinde CO 2 emisyonlarının yakınsayıp yakınsamadığını inceledikleri çalışmalarında Bayesian büzülme ahmin yönemi (Bayesian shrinkage esimaion mehod) kullanmışlardır. Elde edilen bulgular kişi başı CO 2 emisyonlarının mulak yakınsama göserdiği hipoezini deseklemekedir. Lee ve Chang (2009) çoklu yapısal kırılmaları dikkae alan yenilikçi panel veri esleri kullanarak 950-2002 periyodunda 2 OECD ülkesinde kişi başı CO 2 emisyonlarının 5 Daha kapsamlı bir yazın araması için Peersson vd. (204) oldukça iyi bir çalışma sunmakadır. AĞUSTOS 206 23

sokasik yakınsamasını inceledikleri çalışmalarında, sokasik yakınsamayı desekleyici bulgular elde emişlerdir. Panopoulou ve Panelidis (2009), 960-2003 dönemi için 28 ülke örnekleminden harekele kişi başı CO 2 emisyonlarında yakınsamayı inceledikleri çalışmalarında, farklı dengelere yakınsayan ülke gruplarını anımlamak için kulüp yakınsamasını incelemeye izin veren bir yönem kullanmışlardır. Elde edilen bulgular periyodun ilk dönemleri için büün ülkeler açısından yakınsamanın varlığını desekleyici bulgulardır. Periyodun son dönemlerinde ise belirli gruplar için kulüp yakınsaması elde edilmişir. Yüksek ve ora gelirli ülkeler için yakınsama kanıları elde edilirken, düşük gelirli ülkeler için ıraksamanın olduğu görülmüşür. Romero-Avila (2008) yapısal kırılmaların bilinmeyen sayısını dahil emeye olanak anıyan son derece esneklikli eğilim fonksiyonları kullanarak 960-2002 periyodu için 23 OECD ülkesi örneğinden harekele kişi başı CO 2 emisyonlarının yakınsamasını incelemişir. Elde edilen sonuçlar, OECD oralamasına doğru yakınsamanın bulunduğu yönünde kanılar sunmuşur. Ezcurra (2007), 960-999 periyodu boyunca 87 ülkede kişi başı CO 2 emisyonlarının mekânsal (spaial) dağılımlarını paramerik olmayan bir yönem kullanarak incelemişir. Elde edilen bulgular karşılıklı ülkeler arasında kişi başı CO 2 emisyonlarındaki farklılıkların azaldığını gösermekedir. Bu durum ülkeler arasında yakınsamanın bulunduğunu ifade emekedir. Weserlund ve Basher (2007) kesisel bağlılığa, alernaif hipoezlerin farklılaşmasına ve es sonuçlarının yorumlanmasının basileşirilmesine olanak veren yeni birim kök eslerini kullanarak yapıkları çalışmalarında, 870-2002 dönemi için veri genişleme (daa spanning) yönemiyle elde eikleri veriler üzerinden 6 gelişmiş 2 gelişmeke olan ülke için kişi başı CO 2 emisyonu yakınsamasını incelemişlerdir. Çalışmalarında kişi başı CO 2 emisyonunun yakınsamasının güçlü desekleyicileri bulunduğunu ifade emişlerdir. Ayrıca ahminlerden yakınsama hızları da sağlanmışır. Nguyen- Van (2005), 966-996 periyodunda 00 ülke örneklemi üzerinden kişi başı CO 2 emisyonlarında yakınsamayı incelemek için paramerik olmayan yönemleri kullandığı çalışmasında, endüsriyel ülkelerin bir yakınsama kalıbı (paern) göserdiğini, buna karşılık büün örneklem için yakınsamanın çok az kanıı olduğu sonucuna varmışır. Srazicich ve Lis (2003) panel birim kök es ve kesi veri regresyonu yönemini kullanarak 2 endüsrileşmiş ülke için 960-997 periyodu için kişi başı CO 2 emisyonlarının sokasik ve koşullu yakınsamasını inceledikleri çalışmalarında, CO 2 emisyonlarının yakınsadığı sonucuna ulaşmışlardır. Li vd. (204) 990-200 periyodunda 50 ABD eyaleinde CO 2 emisyonlarının zaman serisi özeliklerini ardışık panel seçim yönemi ile inceledikleri çalışmalarında, KSS birim kök esleri sonucunda 50 eyalein yalnızca 2 sinde oplam CO 2 emisyonlarının (milyon on) yakınsadığı sonucuna ulaşmışlardır. Wang vd. (204) Çin de karbondioksi emisyonlarının yakınsama davranışının sisemaik 24 ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ

deneysel incelemesini yapıkları çalışmalarında, 995-20 dönemi için il verilerine dayalı analiz yapmışlardır. Çalışmada kulüp yakınsamayı oraya çıkarmak için log esi ve kümeleme analizi kullanmışlardır. Emisyon yoğunluğu verisi üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ülke düzeyinde ıraksamanın olduğu, il düzeyinde ise üç durağan durum dengesine yakınsamanın bulunduğu sonucuna ulaşmışlardır. Li ve Lin (203) in, 97-2008 periyodunda 0 ülke örnekleminden harekele kişi başı CO 2 emisyonu açısından yakınsamanın bulunup bulunmadığını inceledikleri çalışmalarında elde edilen bulgular, 0 ülkeyi içeren üm örneklem açısından mulak yakınsamanın çok az kanıı olduğunu gösermişir. Buna karşılık gelir düzeylerine göre gruplandırılan al örneklemler içinde bir mulak yakınsamanın bulunduğu da görülmüşür. Barassi vd. (20) 870-2005 periyodu üzerinden 8 OECD ülkesi için CO 2 verisi kullanarak yakınsamayı inceledikleri çalışmalarında, öncelikle sandar durağanlık ve birim kök esleri uygulamışlardır. Çalışma sonucunda karmaşık sonuçlar elde edilmişir. Bu esler sonucunda üç ülke yakınsama ilişkisi gösermiş, 6 ülke için yakınsamanın bazı kanılarına ulaşılmış ve geriye kalan dokuz ülke için yakınsama kanıları elde edilememişir. Daha sonra kesikli büünleşik paramerenin Local While esi (Local While esimaor of he fracional inegraional parameer) ile varyasyon esleri (exac local While and feasible exac local While) kullanılmışır. Bu esler sonucunda elde edilen bulgular 8 ülkenin 3 ü için nisbi CO 2 emisyonlarının kısmi büünleşme süreçleri yönünde kanılar sunmuşur. Geriye kalan 5 ülke için ise kısmi büünleşmenin hiçbir kanıına raslanmamışır. Ordas-Criado ve Greher (20) 960-2002 periyodu için 66 alandan (ülke ve ekonomik birlikler gibi) oluşan panel veri ile kişi başı CO 2 emisyonlarının yakınsamasını incelemişlerdir. Analiz zaman içerisinde uzaysal (spaial) dağılımların gelişimine dayanmakadır. Çalışma sonucunda farklı yakınsama dinamiklerinin anımlanabileceği görülmüşür. Ayrıca elde edilen bulgular uzun dönemde Dünya ölçeğinde değerlendirmede ıraksamanın oraya çıkığını, buna karşılık özellikle periyodun son dönemlerinde iyi enegre olmuş AB ülkeleri açısından yakınsamanın bulunduğunu gösermekedir. Barassi vd. (2008), 950-2002 periyodu için OECD ülkeleri örneğinden harekele yapıkları çalışmada, kişi başı CO 2 emisyonlarının OECD ülkeleri içinde yakınsamadığı sonucuna ulaşmışlardır. Lee ve Chang (2008) kişi başı emisyon oralamasına oranlanmış kişi başı CO 2 emisyon verisini kullandıkları çalışmalarında, 960-2000 periyodu için 2 OECD ülkesi örnekleminden harekele kalkınma düzeyleri benzer ülkelerde sokasik ve bea (β) yakınsamalarının deseklenip deseklenmediğini incelemişlerdir. Elde edilen sonuçlar OECD örneğindeki 4 ülke arasında ıraksamanın olduğunu gösermişir. Aldy (2006) Markov zinciri geçiş marisleri yönemini kullanarak 960-2000 AĞUSTOS 206 25

26 dönemi için 88 ülke örnekleminden harekele CO 2 emisyonu yakınsamasını inceldiği çalışmasında, büün örneklem dikkae alındığında ıraksamanın bulunduğu yönünde güçlü kanılar elde emişir. Bununla birlike, OECD ülkeleri açısından bazı yakınsama kanılarına da ulaşılmışır. Lanne ve Liski (2004) yapısal kırılmaların olasılığını göz önünde bulundurarak 870-998 periyodu için 5 gelişmiş ülke arasında CO 2 yakınsamasını es eikleri çalışmalarında, kişi başı CO 2 emisyonlarının 970 lerdeki perol fiya şoklarından sonra yakınsamadığı ve yapısal kırılmaların CO 2 emisyonlarındaki azalma eğilimlerini açıklayamadığını ifade emişlerdir. Sun ve Wang (996) ise genişleilmiş (augmened) Dickey-Fuller birim kök esi kullanarak 29 yıllık arihsel verilere dayalı olarak küresel CO 2 emisyonlarının durağanlığını es emişlerdir. Elde edilen sonuçlar CO 2 emisyonlarının durağan olmadığını gösermişir. Ayrıca Kanjilal ve Ghosh da 2002 de yapıkları çalışmayla endüsriyel CO 2 emisyonlarının Hindisan da durağan olmadığını gösermişlerdir. CO 2 emisyon yakınsamasına yönelik yapılan çalışmalar, kullanılan yönem, ele alınan örneklem grubu ve seçilen periyoda göre farklılaşığı gibi, sonuçlar açısından da farklılaşmakadır. Yakınsama kanıları sunan çalışmalar bulunduğu gibi yakınsama kanıları elde edilemeyen çalışmalarda bulunmakadır. Burada oraya çıkan önemli bir husus yakınsamanın belirleyenlerini espi emeye yönelik çalışmaların oraya konmasıdır. Bu durum çalışmamızın kapsamı dışındadır ve ayrı bir çalışma konusu olabilecek düzeydedir. Bu çalışma yukarıda ele alınan çalışmalardan iki emel özellik açısından farklılaşmakadır. Birincisi, bu çalışmada ele alınan ülkeler diğer çalışmalardan farklı bir sınıflandırma dikkae alınarak iklim değişim performanslarına göre belirlenmişir. Bu endeksin sınıflandırmada esas alınmasının nedeni, iklim değişiminin en emel nedenlerinden birinin sera gazı salınımları olması ve sera gazı salınımları içerisinde en fazla yoğunluğa sahip gazın CO 2 olmasından dolayı, bu endekse göre en iyi performansa sahip ülkelerin CO2 salınımı açısından da en iyi performansı sergileyecekleri ön kabulüne yönlendirecek olmasıdır. Çalışma bu ön kabulün bir bakıma ne kadar geçerli olabileceğini gösermeye çalışmakadır. Ayrıca böyle bir endeksin kullanımı, ülkeler arasında homojenliğin sağlanmasına kakı yaparak değerlendirmenin daha sağlıklı yapılabilmesini sağlayacakır. İkincisi, kullanılan göserge açısından çalışmanın farklılaşmasıdır. Söz konusu çalışmalarda genel olarak kişi başı emisyonlar dikkae alınmış bunun dışında az sayıda da olsa oralama değerlere oranlanmış kişi başı emisyon gösergeleri ile emisyon yoğunluk değerlerinin kullanıldığı çalışmalarda bulunmakadır. Bu çalışmada ise ülke CO 2 emsiyonun küresel CO 2 emisyonu içindeki payının ülke GSYİH sının küresel GSYİH içerisindeki payına oranlamasıyla elde edilen salınım yoğunluk performans endeksi kullanılmışır. İkisadın emel unsurlarından birinin ekinlik olgusu olduğu kabul edilirse, ülkenin küresel üreime kakısı ile ülkenin CO 2 salınımında küresel siseme ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ

kaığının karşılaşırması anlamlı olmakadır. Bir ülke küresel siseme üreim olarak kaığından daha az oranda salınım sağlıyorsa bu bir bakıma söz konusu ülkenin göreli olarak daha az kirlilik sağlayarak üreimi gerçekleşirdiğini ifade edecekir. Diğer arafan bir ülke üreim açısından küresel siseme kaığından daha fazla oranda siseme salınım sağlıyorsa göreli olarak daha fazla kirlilik sağlayarak üreim gerçekleşirdiği anlamına gelecekir. 3.Teori, Veri ve Uygulama Yönemi 3..Veri Bu çalışmada İklim Değişim Performans Endeks, Sonuçlar 204 raporundaki ülke gruplandırmalarında yer alan 58 ülkeden 6, verisine ulaşılan 30 7 ülke örnekleme dahil edilmişir. Söz konusu 30 ülkenin oplam sera gazı salınımlarının küresel sera gazı salınımları içerisindeki payı 960-200 oralamasına göre yüzde 80 i bulmakadır. Bu ülkelerin GSYİH larının oplamının küresel GSYİH içerisindeki payı ise yine 960-200 oralamasına göre yüzde 84 civarındadır. Dolayısıyla ele alınan ülkeler eğilimi göserme açısından yeerliliğe sahipir. Ülke gruplandırılmasına emel eşkil eden iklim değişim performans endeksi ise uluslararası iklim poliikalarındaki şeffaflığı gelişirmek üzere asarlanmış bir ensrümandır. Endeks 5 farklı göserge yoluyla ölçülmeke ve ek bir birleşik gösergeyle birleşirilmekedir. Gösergeler, emisyon, ekinlik, yenilenebilir enerji ve iklim poliikası olmak üzere dör genel kaegoride sınıflandırılmakadır. Her göserge, kendi grubu içerisinde belirli ağırlıklarda ağırlıklandırılarak yer almakadır (Burck ve diğerleri, 204: 5). Bu çalışma açısından bu sınıflandırmanın kullanılmasının amacı, endeks değerlerinden harekele iklim değişim performansı açısından iyi, ora, köü ve çok köü performans göseren ülkelerin grup içi yakınsama göserip gösermediklerini incelemekir. Aynı zamanda, söz konusu ülkelerin iklim değişimi açısından iyi performans göseren ülkeler grup oralamasına yakınsayıp yakınsamadığını görmekir. Eğer ülkeler iklim değişim performansı açısından iyi 6 Performans durumlarına göre ülkelerin sınıflandırılmaları şu şekildedir: Danimarka, İngilere, Porekiz, İsveç, İsviçre, Mala, Fransa, Macarisan, İrlanda, İzlanda, Belçika ve Fas iyi performansa sahip ülkelerdir. Romanya, Slovakya, İalya, Almanya, Meksika, Livanya, İspanya, Lüksemburg, Norveç, Slovenya, Mısır, Leonya, Kıbrıs, Avusurya, Hindisan ora performansa sahip ülkelerdir. Hollanda, Finlandiya, Belarus, Endonezya, Ukrayna, Brezilya, Bulgarisan, Tayland, Güney Afrika, Çek Cumhuriyei, Arjanin, Yeni Zelanda, ABD, Hırvaisan, Polonya, Çin zayıf performansa sahip ülkelerdir. Yunanisan, Singapur, Cezayir, Japonya, Malezya, Tayvan, Güney Kore, Türkiye, Esonya, Rusya, Avusralya, Kanada, İran, Kazakisan, Suudi Arabisan çok zayıf performansa sahip ülkelerden oluşmakadır. 7 Bu ülkeler: Danimarka, İsveç, İngilere, Porekiz, Fransa, İzlanda, Belçika, İalya, Meksika, Endonezya, Norveç, İspanya, Lüksemburg, Hindisan, Finlandiya, Yunanisan, Avusurya, Güney Afrika, Cezayir, Hollanda, ABD, Çin, Arjanin, Brezilya, Singapur, Türkiye, Japonya, Güney Kore, Kanada, Avusuralya dır. AĞUSTOS 206 27

grup oralamasına doğru yakınsarsa, bu iklim değişimin emel nedenlerinden biri olan CO 2 emisyonları açısından küresel anlamda oralamaya doğru bir yönelimin olduğu konusunda ipuçları sağlayabilir ve iyi bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Eğer böyle bir yakınsama ilişkisi elde edilemiyorsa o zaman emisyon ıraksamasının nedenleri veya belirleyenleri konusunda çalışmalar yapmanın gerekliliği bir kez daha vurgulanmış olacakır. Çalışmada değişken olarak, Birleşmiş Milleler Dünya Kalkınma Raporunda (Unied Naions, 2002: 34) kullanılan doğrudan yabancı yaırım performans endeksinden esinlenerek oluşurulan CO 2 salınım yoğunluk performans endeksi kullanılmışır. Bu endeks aşağıdaki gibi formüle edilebilir: CO / CO 2i 2w EIPi GSYİH i / GSYİH w () 28 Burada, EIP i= i. Ülkenin salınım yoğunluk performans indeksidir. CO 2i= i. Ülkenin karbondioksi salınım mikarı, CO 2w= Küresel karbondioksi salınım mikarı, GSYİH i= i. Ülkedeki GSYİH değeri, GSYİH w= Dünya GSYİH değeri. Salınım yoğunluk performans endeksi, ülkenin CO 2 salınım yoğunluğunu küresel CO 2 salınım yoğunluğuna oranından oluşur. Endeks değerinin sıfıra yaklaşması ülkenin küresel salınım içerisindeki payının küresel üreim içerisindeki payına göre azaldığını gösermekedir. Endeks değerinin bire yaklaşması veya birden büyük değer alması durumunda ise ülkenin küresel salınım içerisindeki payının küresel üreim içerisindeki payına göre göreli olarak daha büyük olacağı anlamına gelmekedir. Bu düşünce ikisa biliminin emel uğraş alanı olan kı kaynaklarla en çok mal ve hizme üreiminin sağlanması anlamındaki ekinlik koşuluna dayanmakadır. En az CO 2 emisyonu ile en fazla üreimin gerçekleşirilmesi o ülkenin bir bakıma göreli ekin olduğu anlamına gelebilir. Bu açıdan elde edilen gösergenin aynı zamanda iklim değişim performans endeks değerlerine göre yapılan sınıflandırma üzerinden değerlendirilmesi, ülkelerin salınım düzeylerini azalılma yönünden olumlu bir gelişme içerisinde olup olmadıklarını da gösermesi bakımından anlamlı olacakır. Elde edilen salınım yoğunluk performans endeks değerlerinin 960-200 oralamaları alındığında, 7,43 değeriyle en büyük değer Çin e aiir. Bu Çin in sera ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ

gazı salınım payının üreim payından 7,4 ka daha büyük olduğunu gösermekedir. Çin i 2,64 değeriyle Güney Afrika, Hindisan (2,6), Endonezya (,64), Cezayir (,48) ve Singapur (,24) izlemekedir. ABD ise,03 değerle bir değerinin üzerinde yer almakadır. Türkiye 0,73 değeriyle en büyüken en küçüğe göre sıralandığında 30 ülke içerisinde 5. sırada yer almakadır. En küçük değere ise 0,29 ile Norveç sahipken bunu İzlanda (0,34), İsveç (0,4), Porekiz (0,43), İalya (0,44), Avusurya (0,45), İspanya (0,46), Fransa (0,47), Danimarka (0,48) ve Japonya (0.50) sırasıyla izlemekedir. Ülkeler için hesaplanan salınım yoğunluk performans endeks değerlerinin 960-200 oralamaları aşağıdaki abloda göserilmişir (Bkz. Tablo ). Tablo : Salınım Yoğunluk Performans Endeksinin Oralama Değerleri (960-200 Sıra Ülke Endeks Sıra Ülke Endeks Sıra Ülke Endeks. Çin 7,43. Kanada 0,96 2. Japonya 0,50 2. Güney Afrika 2,64 2. Avusralya 0,96 22. Danimarka 0,48 3. Hindisan 2,6 3. Meksika 0,78 23. Fransa 0,47 4. Endonezya,64 4. Belçika 0,75 24. İspanya 0,46 5. Cezayir,48 5. Türkiye 0,73 25. Avusurya 0,45 6. Singapur,24 6. Birleşik Krallık 0,65 26. İalya 0,44 7. Lüksemburg,4 7. Finlandiya 0,62 27. Porekiz 0,43 8. Arjanin,0 8. Brezilya 0,58 28. İsveç 0,4 9. Güney Kore,03 9. Hollanda 0,58 29. İzlanda 0,34 0. ABD,03 20. Yunanisan 0,56 30. Norveç 0,29 Kaynak: Yazarlar arafından hesaplanmışır. Bu çalışmada kullanılan veriler Dünya Bankası (World DaaBank) veri abanındaki CO 2 emisyon on değerleri ve GSYİH hasıla değerlerinden elde edilmişir. 3.2.Ekonomerik Meodoloji Nelson ve Plosser (982), birçok makroekonomik değişkenin, örneğin; ükeim, yaırım, fiya düzeyi, gelir ve doğrudan yabancı sermaye yaırımları gibi, birim kök içerdiğini ve doğrusal olmayan davranışlar sergileyebileceğini belirmişlerdir. Buradan harekele birçok araşırmacı doğrusal olmayan birim kök eslerini kullanmaya başlamışır. Doğrusal olmayan birim kök esleri hem küçük örneklem performansı hem de serilerde var olan yapısal kırılmaların oraya konması bakımından önemlidir (Kapeanios vd. 2003; Leybourne vd. 998; Sollis, 2004; Sollis, 2009). Doğrusal olmayan zaman serisine dayalı birim kök eslerinin emelleri STAR (Smooh Transiion Auo-regressive Model) meodolojisine AĞUSTOS 206 29

dayanır. Ekonomik eoride kullanılan zaman serilerinin doğrusal olmayan davranışlar sergilemesini gerekiren bir çok gelişme vardır (Nelson ve Plosser, 982). Bu gelişmelerden bazıları; 970 li yıllarda yaşanan perol şokları, ikisa poliikalarında özellikle Breon-Woods Siseminin çökmesi sonucu yaşanan yapısal dönüşümler, para poliikalarının içselleşmesi, esnek kur rejiminin benimsenmesiyle birlike sermaye harekelerindeki sınırlamaların kaldırılması şeklinde sıralanabilir. STAR modellerine dayanan ve yaygın olarak kullanılan eslerden biri, Üsel Düzgün Geçişli Model (Exponenial Smooh Transiion Model) (ESTAR) emeline dayanan ve Kapeanios vd. (2003) (KSS) arafından gelişirilen esir. KSS esi, ele alınan serilerin global olarak durağan olabileceklerini ancak serilerde belli dönemlerde kırılmalar meydana gelebileceğini ve bu yapısal kırılmaların yaşandığı dönemlerde serilerin durağan olmayabileceğini oraya koyması bakımından geleneksel ADF esine göre daha üsün olmakadır. Ayrıca KSS esinde, geçiş değişkeni orijin erafında U-biçimli bir görünüme sahip olmakadır. Kapeanios vd. (2003) arafından gelişirilen KSS es prosedürü aşağıdaki gibi açıklanabilir: Kapeanios vd. (2003), () numaralı denklemde verilen ESTAR (Üsel Düzgün Geçişli Oo-regresif) (Exponenial Smooh Transiion Auo-regressive) sürecinden hareke emekedir. y y p 2 y exp i y i i Sıfır ile bir arasında sınırlanan ve orijin erafında U-biçimli olan üsel geçiş 2 F(, y ) exp( ) fonksiyonu y dir., geçiş fonksiyonunun eğim parameresi olup, fonksiyonun eksrem nokalarına karşılık gelen iki rejim H : 0 arasındaki geçiş hızını belirlemekedir. Serinin global durağanlığı 0 H : 0 boşluk hipoezine karşılık hipoezi alında es edilir. Ancak boş hipoez alında parameresi belirlenemediği için bu es kullanışlı olmamakadır. Bu problemi giderip -ipi bir es isaisiği gelişirmek için Kapeanios vd. (2003) geçiş fonksiyonunun 0 erafında birinci sıra Taylor açılımını uygulamışlar ve aşağıdaki yardımcı regresyona ulaşmışlardır. () y y p 3 i i y i u (2) 30 ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ

u Burada, hem Taylor açılımından kaynaklanan haa erimlerini ve hem de orijinal haa erimi den kaynaklanan şokları kapsamakadır. Yardımcı regresyon H 0 : 0 H : 0 boşluk hipoezine karşılık hipoezi alında es edilir. Kriik değerler Kapeanios vd. (2003) en harekele elde edilmekedir. (2) denklemindeki y ilgili ülkenin CO2 serisinin oralamadan çıkarılmış (de-meaned) değerlerinden oluşan seridir. Ancak ilgili seri, veri üreim sürecine bağlı olarak, ham verilerden ya da rendden çıkarılmış verilerden de oluşabilmekedir. Analizde oralamaya yakınsama davranışı incelendiği için, oralamadan çıkarılmış seriler kullanılmakadır. Bu serilerin durağan olması aynı zamanda serinin uzun dönemde oralamaya dönme eğiliminde olduğunu gösermesi bakımından da önemlidir. Serinin oralamaya dönme davranışı ise, yakınsama lehinde bir kanı olarak kabul edilmekedir. Öe yandan Sollis (2009), ESTAR sürecine dayanarak asimerik ekileri dikkae alan ve böylece serinin orijin erafında simerik olması gerekiği kısıını koyan Kapeanios vd. (2003) nin yapmış olduğu varsayımı yumuşaarak yeni bir es prosedürü ileri sürmüşür. Bu esin en önemli avanajı, hem simerik ve hem de asimerik doğrusal olmayan ekileri dikkae almasıdır (Chang vd., 202). Sollis (2009) arafından gelişirilen AESTAR (Asimerik üsel düzgün geçişli ooregresif) modeli aşağıdaki gibi açıklanabilir. y S ( 2, y ) ( S ( 2, y 2 y G (, y ) )) i y i i (3) p Burada; 2 G (, y ) exp( ( y )) 0 ve S ( 2, y ) exp( 2 y ) 2 0 şeklinde anımlanmakadır. Böylece Sollis (2009) genişleilmiş ESTAR sürecini anımlarken simerik ve asimerik ekileri oraya koymak için lojisik fonksiyonu da modele dahil emekedir. (3) numaralı denkleme göre birim kök, simerik veya asimerik ekileri dikkae alan global olarak merkez rejim erafında ESTAR sürecindeki doğrusal olmayan ekileri içeren H 0 : 0 boşluk hipoezi ile sınanır. Ancak bu boşluk hipoezi alında,, 2, ve 2 paramereleri belirlenememekedir. Bu nedenle Kapeanios vd. 0 (2003) en harekele üsel fonksiyon orijinal modelde erafında birinci sıra AĞUSTOS 206 3

Taylor açılımına abi uulabilir. Ancak bu yaklaşım belirlenemeyen paramereler ile ilgili problemi amamen oradan kaldıramamakadır. Sollis (2009) un önerisi, lojisik fonksiyonu dikkae alan Taylor açılımını kullanmakadır. Buradan harekele elde edilecek model aşağıdaki gibidir. y * * a( 2 ) y 2 4 * y 2 3 Burada, a / 4 olarak alınırsa (4) denklemi; y y y 3 4 2 (5) * * * Olarak yazılabilir. Burada; 2 ve 2 a( 2 ) 2 dir. Tahmin edilecek yardımcı regresyon denklemi (5) in düzelici erimi de içeren biçimi olarak aşağıdaki gibi yazılabilir. y y 3 y 2 4 p i y i i H : 0 Burada es edilecek boş hipoez 0 2 dır. Tes isaisiğine ilişkin kriik F-isaisik değerleri Sollis (2009) dan elde edilebilmekedir. Dolayısıyla boş hipoezin red edilmesi kullanılan serilerin durağan olduğu sonucunu vermekedir. Bu denklem, ham seri (raw daa), oralamadan çıkarılmış seri (de-meaned) ve rendden arındırılmış (de-rended) seri için kullanılabilir. Bu çalışmada her bir ülke grubunun oralaması alınarak spesifik ülke değerleri ile örneklem oralaması arasındaki fark dikkae alınmışır. Bu nedenle oralamadan çıkarılmış (de-meaned) seriler kullanılmışır. Ayrıca, haa erimi normal dağılımlıdır. 4. Bulgular 4..Yakınsama Tesine İlişkin Bulgular İklim Değişimi açısından, iyi, ora, köü ve çok köü performans göseren ülke gruplarının yakınsama es sonuçlarına geçmeden önce bu gruplarda bulunan ülkeler için hesaplanan Salınım Yoğunluk Performans Endeksi değerlerinin 960-200 döneminde izledikleri seyir incelendiğinde, ülkelerin salınım yoğunluk performans indekslerinde genel olarak bir azalma eğiliminin bulunduğu görülmekedir. Söz konusu ülkeler içerisinde yalnızca Porekiz in salınım yoğunluk performans indeksinde bir arış eğilimi bulunmakadır (Bkz. Şekil ). (4) (6) 32 ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ

960 963 966 969 972 975 978 98 984 987 990 993 996 999 2002 2005 2008 960 963 966 969 972 975 978 98 984 987 990 993 996 999 2002 2005 2008 Şekil : İklim değişimi açısından İyi Performans Göseren Ülkeler için Hesaplanan Salınım Yoğunluk Performans Endeks Değerlerinin Seyri (960-200),2 0,8 0,6 0,4 0,2 0 Danimarka İsveç Birleşik Krallık Porekiz Fransa İzlanda İklim değişimi açısından ora düzey performans göseren ülkelerin salınım yoğunluk performans endeks değerleri incelendiğinde, Belçika, İalya, Meksika, Norveç, İspanya ve Lüksemburg un incelenen dönem içerisinde birbirlerine yakın değerler aldıkları, Hindisan ve Endonezya nın ise yukarda belirilen ülkelerden farklı bir seyir izledikleri görülmekedir (Bkz. Şekil 2). Şekil 2: İklim değişimi açısından Ora Performans Göseren Ülkeler için Hesaplanan Salınım Yoğunluk Performans Endeks Değerlerinin Seyri (960-200) 4 3,5 3 2,5 2,5 0,5 0 Belçika İalya Meksika Endonezya Norveç İspanya Lüksemburg İklim değişimi açısından köü performans göseren ülkelerin 960-200 dönemi salınım yoğunluk endeks değerleri incelendiğinde ise Finlandiya, Yunanisan, Avusurya, Hollanda ve ABD nin Salınım Yoğunluk Endeks değerleri birbirlerine yakın seyir izlemekedir. Güney Afrika ve Cezayir in salınım yoğunluk performans AĞUSTOS 206 33

960 963 966 969 972 975 978 98 984 987 990 993 996 999 2002 2005 2008 960 963 966 969 972 975 978 98 984 987 990 993 996 999 2002 2005 2008 endeks değerlerinde arış eğiliminin olduğu ve Çin in çok yüksek değerlere sahip olmakla birlike zaman içerisinde ciddi bir azalma eğilimi göserdiği görülmekedir (Bkz. Şekil 3). Şekil 3: İklim değişimi açısından Köü Performans Göseren Ülkeler için Hesaplanan Salınım Yoğunluk Performans Endeks Değerlerinin Seyri (960-200) 2 0 8 6 4 2 0 Finlandiya Yunanisan Avusurya Güney Afrika Cezayir Hollanda ABD Son olarak Şekil.4 de aralarında Türkiye nin de bulunduğu iklim değişimi açısından çok köü performans göseren ülkelerin 960-200 dönemindeki Salınım Yoğunluk Endeks değerleri göserilmekedir. Bu grupa bulunan ülkeler içerisinde Singapur un büyük bir dalgalanma göserdiği görülmekedir. Özellikle 979 yılından sonra bir azalma eğilimi gösermekedir. Diğer ülkelerin ise görece birbirlerine benzer bir eğilim göserdikleri görülmekedir (Bkz. Şekil 4). Şekil 4: İklim değişimi açısından Çok Köü Performans Göseren Ülkeler için Hesaplanan Salınım Yoğunluk Performans Endeks Değerlerinin Seyri (960-200) 3 2,5 2,5 0,5 0 Arjanin Brezilya Singapur Türkiye Japonya Güney Kore Kanada 34 ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ

İklim Değişimi Performans Endeks çalışmasına göre iyi, ora, köü ve çok köü performans göseren ülke gruplarının CO 2 emisyon yoğunluk performansı açısından grup içi yakınsama analiz sonuçları sırayla ele alınmakadır. Tablo 2 de öncelikle iyi performans göseren ülkelerin CO 2 emisyon yoğunluk performansı açısından yakınsama davranışları incelenmekedir. Tablonun birinci süunu geleneksel Dickey-Fuller (ADF) es sonuçlarını gösermeke, ikinci süunu KSS ve üçüncü süunu da AESTAR es sonuçlarını oraya koymakadır. Elde edilen bulgulara göre ADF birim kök sınaması sadece Birleşik Krallık a oralamaya yakınsama lehinde kanılar bulunduğunu gösermekedir. KSS es sonuçları ise Danimarka, İzlanda, İsveç ve Birleşik Krallıka yakınsama lehinde kanılar sunmakadır. Bu sonuç iklim değişimi performansı açısından iyi performansa sahip ülkeler grubunda büyük ölçüde oralamaya yakınsama davranışının sergilendiğini ve geçiş değişkeninin orijin erafında U-biçimli bir görünüme sahip olduğunu gösermekedir. Dolayısıyla, dör ülkede emisyon salınım serilerinin oralamadan farkı alınarak üreilen seriler, global olarak durağandır ve bu serilerde, simerik yapısal kırılmalar da yaşanmakadır. Son olarak, AESTAR yakınsama esi sonuçlarına bakıldığında, iklim değişimi performans endeksi açısında iyi performans göseren ülkeler gurubunda Danimarka, İzlanda, ve Birleşik Krallık, CO 2 salınım yoğunluk performans endeksi açısından yakınsama davranışı gösermekedir. Buna karşılık Fransa, Porekiz, İsveç gibi ülkeler ise yakınsama ilişkisi gösermemekedir (Bkz. Tablo 2). Tablo 2: İklim Değişimi Açısından İyi Performans Göseren Ülkeler Grubunun Yakınsama Tes Sonuçları ÜLKE ADF esi KSS Tesi AESTAR Tesi Danimarka -,4906(4) -4,5290(2)*** 3,2823 () *** Fransa -,7366(0) -2,628() 4,2377(0) İzlanda -,8695(0) -6,0688(0)*** 8,379 (0) *** Porekiz 0,325(0) -,250(0) 4,0944(0) İsveç -,4565() -3,2929()* 3,3586(0) Birleşik Krallık -3,4784(0)*** -4,0544(0)*** 8,0520 (0) ** No: *,** ve *** sırasıyla %0, %5ve % anlamlılık düzeylerini gösermekedir. AESTAR esi için kriik değerler Sollis(2009) çalışmasından alınmışır. Paranez içindeki ifadeler Akaike Bilgi Krierine göre belirlenen gecikme uzunluklarını ifade emekedir. İklim değişimi açısından ora düzeyde performans göseren ülkeler grubunun grup içi yakınsama davranışları incelendiğinde, CO 2 salınım yoğunluk performansı açısından ADF esine göre yakınsama lehinde kanılara ulaşılamamışır. KSS esine göre sadece Meksika oralamaya yakınsama davranışı gösermekedir. AESTAR esine göre ise, Hindisan, İalya ve Meksika nın yakınsama ilişkisi AĞUSTOS 206 35

göserdiği, Belçika, Endonezya, Lüksemburg, Norveç ve İspanya nın ise yakınsama ilişkisi gösermedikleri görülmekedir (Bkz. Tablo 3). Tablo 3: İklim Değişimi Açısından Ora Düzey Performans Göseren Ülkeler Grubunun Yakınsama Tes Sonuçları ÜLKE ADF-Tesi KSS-Tesi AESTAR-Tesi Belçika -,889(0) -,283(6) 2,5790(4) Hindisan -,8520(0) -0,4543(4) 4,8853()* Endonezya -,3637(0) -0,5034(8) 0,957() İalya -,6798(0) -0,6539() 6,083(2)* Lüksemburg -,5988(0) -2,232(8) 3,795(0) Meksika -,5438(0) -3,5095(3)** 7,6337(7)** Norveç -,7602(0) -0,4004(4) 2,038(6) İspanya -2,7304(0) -0,7485() 3,7056() No: *,** ve *** sırasıyla %0, %5ve % anlamlılık düzeylerini gösermekedir. AESTAR esi için kriik değerler Sollis(2009) çalışmasından alınmışır. Paranez içindeki ifadeler Akaike Bilgi Krierine göre belirlenen gecikme uzunluklarını ifade emekedir. İklim değişimi performans endeksi bakımından köü performans sergileyen ülkeler grubunun grup içi yakınsama es sonuçları incelendiğinde, ADF esine göre ülkelerin CO2 salınım performansı bakımından yakınsama göserdiğine dair herhangi bir bulguya ulaşılamamışır. KSS es sonuçlarına göre ise Cezayir, Avusurya, Çin ve Yunanisan oralamaya yakınsama davranışı sergilemekedir. AESTAR esine göre ise, Cezayir, Avusurya, Finlandiya, Çin, Yunanisan ve Güney Afrika oralamaya yakınsama davranışı göserirken sadece Hollanda ve ABD nin yakınsama özelliği gösermediği oraya çıkmakadır (Bkz. Tablo 4). Tablo 4: İklim Değişimi Açısından Köü Performans Göseren Ülkeler Grubunun Yakınsama Tes Sonuçları ÜLKE ADF-Tesi KSS-Tesi AESTAR-Tesi Cezayir -,6086() -3,744(0)* 5,3702(0)* Avusurya -,2280(2) -3,7039()** 7,758(0)** Finlandiya -,3226(0) -2,30() 5,9359()** Çin -0,5490(3) -3,9958(7)*** 8,2858()** Yunanisan -0,5989(0) -3,76()** 6,3669()* Hollanda -0,7527(0) -3,004(0) 4,9597(0) Güney Afrika -,363(0) -0,7233(4) 5,8906(4)** ABD -,4006() --,5304() 3,4920() No: *,** ve *** sırasıyla %0, %5ve % anlamlılık düzeylerini gösermekedir. AESTAR esi için kriik değerler Sollis(2009) çalışmasından alınmışır. Paranez içindeki ifadeler Akaike Bilgi Krierine göre belirlenen gecikme uzunluklarını ifade emekedir. 36 ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ

İklim değişimi performans endeksi bakımından çok köü performans sergileyen ülkeler grubunun grup içi yakınsama davranışları incelendiğinde ADF esine göre yalnızca Güney Kore oralamaya yakınsamakadır. KSS esine göre ise Kanada ile Singapur oralamaya yakınsamaka, AESTAR esine göre ise, Avusuralya, Brezilya ve Kanada nın oralamaya yakınsadıkları, Arjanin, Japonya, Güney Kore, Singapur ve Türkiye nin ise yakınsamadığı görülmekedir (Bkz. Tablo 5). Tablo 5: İklim Değişimi Açısından Çok Köü Performans Göseren Ülkeler Grubunun Yakınsama Tes Sonuçları ÜLKE ADF-Tesi KSS-Tesi AESTAR-Tesi Arjanin -,954(0) -2,944() 5,5306(0) Avusralya -2,035(0) -2,8348(6) 7,0908(7)** Brezilya -0,5787(0) -2,5338(4) 4,4800(2)* Kanada -2,3047(0) -3,0294(8)** 6,4649(8)*** Japonya -,9383(0) -0,4639() 0,460() Güney Kore -3,5458(0)** -2,2703(4),907(0) Singapur -,003() -3,2863(9)* 2,753(0) Türkiye -0,4857() -2,854(0) 3,350(7) No: *,** ve *** sırasıyla %0, %5ve % anlamlılık düzeylerini gösermekedir. AESTAR esi için kriik değerler Sollis(2009) çalışmasından alınmışır. Paranez içindeki ifadeler Akaike Bilgi Krierine göre belirlenen gecikme uzunluklarını ifade emekedir. Son olarak iklim değişimi performansı açısından iyi, ora, köü ve çok köü performans göseren ülke grupları arasında grup yakınsamasının bulunup bulunmadığı incelenmişir. Tes sonuçlarına bakıldığında ADF ve KSS eslerine göre ora, köü ve çok köü performansa sahip ülkeler grup oralamalarının iyi performansa sahip ülkeler grup oralamasına doğru yakınsama davranışı gösermediği görülmekedir. Buna karşılık AESAR es sonuçları yalnızca ora düzey performansa sahip ülkeler grup oralamasının, iyi performansa sahip ülkeler grup oralamasına yakınsadığını gösermekedir. Köü ve çok köü performans göseren ülkeler grup oralamaları, iyi performans göseren ülkeler grup oralamasına yakınsamamakadır (Bkz. Tablo 6). Tablo 6: Ülke Gruplarının Yakınsama Tes Sonuçları GRUPLAR ADF-Tesi KSS-Tesi AESTAR-Tesi Ora Performans göseren Ülkeler -,9052-0,985 (7) 7,3404(0)*** Köü Performans göseren Ülkeler -,303-0,9240 (0) 0,4408 (0) Çok Köü Performans göseren Ülkeler -2,660-0,4547 (0),060 (0) No: *,** ve *** sırasıyla %0, %5ve % anlamlılık düzeylerini gösermekedir. AESTAR esi için kriik değerler Sollis(2009) çalışmasından alınmışır. Paranez içindeki ifadeler Akaike Bilgi Krierine göre belirlenen gecikme uzunluklarını ifade emekedir. AĞUSTOS 206 37

5. Sonuç İnsanoğlunun varlığı ve gelişimine bağlı olarak oraya çıkan emisyonların giderek en yüksek düzeylere ulaşması ve bunun yol açığı küresel ısınma gibi olgular, sera gazı salınımlarının azalılması yönünde ulusal ve uluslararası alanda bir akım eylemlerin hayaa geçirilmesi yönünde fikirlerin oluşmasına yol açmışır. Bunlardan biri sera gazı salınımları içerisinde önemli bir paya sahip olan karbondioksi salınımlarının azalılması düşüncesidir. Ancak karbondioksi salınımlarının azalılması, üreim süreçlerinde farklı yönemlerin ercih edilmesini gerekirdiğinden oplumlara bir akım maliyeler yüklemekedir. Bu maliye yükümlülükleri gelişmiş ekonomilere sahip ülkeler ile gelişmeke olan ekonomilere sahip ülkeler arasında adil bir dağılım poliikası oluşurulamadığından, bugün için karbondioksi salınımı azalımına yönelik uluslararası poliikalar isenilen sonuçları vermemişir. Bu alanda çalışmalar yapılmaya devam emeke ve çalışmaların büyük bir kısmını da kişi başı karbondioksi salınımında yakınsama ilişkisinin bulunup bulunmadığını inceleyen çalışmalardan oluşurmakadır. Bu çalışmada, iklim değişimi performans endeksi açısından iyi, ora, köü ve çok köü performans sergileyen ülkelerin karbondioksi salınım performansı açısından yakınsama davranışlarını incelemeye odaklanmışır. Bu yapılarak iklim değişiminde aynı performansa sahip ülkelerin salınım yoğunluk performansı açısından da benzer davranışlara sahip olup olmadıkları incelenmekedir. Bu amaçla ülkelerin performans gruplarına göre grup içi ve gruplar arası yakınsama davranışları incelenmişir. Elde edilen bulgular her bir ülke grubu için salınım yoğunluk performansı açısından oralamaya yakınsama davranışı sergileyen ülkelerin bulunduğunu gösermekedir. Ancak bu yakınsama davranışı iyi performansa sahip ülkeler grubu ile köü performansa sahip ülkeler grubunda daha yoğun gözlemlenmekedir. Gruplar içerisinde bazı ülkelerin grup oralamalarına yakınsamıyor olmaları iklim değişimi performansı açısından aynı performans grubu içerisinde olsalar bile salınım yoğunluk performansı açısından farklı paikaya sahip olduklarını gösermekedir. Gruplar arası yakınsama davranışları açısından ise yalnızca ora performans düzeyine sahip ülkeler grup oralamasının, iyi performansa sahip ülkeler grup oralamasına yakınsadığı görülmekedir. Dolayısıyla ora performans düzeyine sahip ülkelerde CO 2 salınımları dışındaki iklim değişimi üzerinde ekili diğer fakörleri iyileşirici poliikaların uygulanması bu ülkeleri diğer performans grupları ile karşılaşırıldığında daha az maliyelerle iklim değişimi performansı açısından iyi ülkeler performansına sahip ülkeler grubuna aşıyabilecekir. Çünkü iklim değişiminin önemli bir neden olan CO 2 düzeylerinin yakınlaşması açısından benzerlik gösermekedir. İklim değişimi performansı açısından benzer performans göseren ülkelerde bile karbondioksi salınım performansı yönünden üm ülkeler için yakınsama sonuçlarının elde edilememesi 38 ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ