Renal hücreli karsinomada güncel magnetik rezonans görüntüleme uygulamaları

Benzer belgeler
ÜST ÜRİNER SİSTEM KANSERLERİNDE GÖRÜNTÜLEMENİN ÖNEMİ

BT ve MRG: Temel Fizik İlkeler. Prof. Dr. Utku Şenol Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

BÖBREK KİTLELERİ VE RENAL HÜCRELİ KARSİNOM

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

KARACİĞER MR GÖRÜNTÜLEMEDE DEĞİŞEN PARADİGMA

Genitoüriner Sistem Tümörlerinde Radyoloji Dr.Oğuz Dicle

MR anjiyografiyi diğer anjiyografik yöntemlerden ayıran en önemli özellik eksojen bir kontrast

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Karaciğer Lezyonlarının Saptanmasında T2 SENSE, Turbo Spin Eko T2 ve T1 Ağırlıklı MR Sekanslarının Karşılaştırılması

Kendisinde veya birinci derece akrabalarında genetik testler ile BRCA 1 ve BRCA 2

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Karadeniz Teknik Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji AD. Trabzon

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri

KÜÇÜK RENAL KİTLELERDE TANI, BİYOPSİ, İZLEM ve ABLATİF TEDAVİ PROTOKOLLERİ DR. YAKUP KORDAN

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

PEDİATRİK KARACİĞER KİTLELERİ

Renal Hücreli Karsinomda Güncel Radyolojik Yaklaşım

PANKREAS KARSİNOMU. Dr.Nevra ELMAS Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı İzmir

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR

İçerik. Plak Oluşumu. Plak görüntüleme BT- BTA. Karotis Plağı: patofizyolojiden görüntülemeye. Karotis Plağı Kompozisyonu BT de dansitesine göre

Pediatrik karaciğer kitlelerinde ayırıcı tanı

ADRENAL KİTLELERK TLELERİNDE DR. FATİH H TUNCA İSTANBUL TIP FAKÜLTES LTESİ GENEL CERRAHİ

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5. Sorular

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 2. Sorular

SİROZDA DOKU VE LEZYON KARAKTERİZASYONU. Murat Acar. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı

Mangafodipir Trisodyum ile Pankreas Malign Kitlelerinin Değerlendirilmesi

DOÇ.DR.YAŞAR BOZKURT

Küçük renal kitlelerde aktif izlem

Küçültme Mammaplasti Ameliyatı Uygulanan Hastalarda Oluşan Ameliyat Sonrası Değişikliklerin MRG ve USG ile Değerlendirilmesi

Özet. Abstract. Erciyes Tıp Dergisi (Erciyes Medical Journal) 25 (2) 73-77,

Hibrid tedavi ve görüntüleme sistemleri (PET/MR)

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR

Siroz, etyolojisinde enfeksiyöz, toksik, otoimmün

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

FETAL MRI. Prof.Dr. Selçuk Özden T.C. Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

İnsidental Adrenal Kitlelerinde ve Adrenal Metastazlarda Güncel Değerlendirme ve Cerrahi Girişim Kararı

Düzen Sağlık Grubu Polikliniği Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografi

Primer hepatik lenfomanın manyetik rezonans görüntüleme bulguları

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

Solid renal kitlelerde multidedektör bilgisayarlı tomografik görüntüleme

MR Sekansları ve görüntü kalitesi. Prof. Dr. Kamil Karaali Akdeniz Üniversitesi Radyoloji ABD

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

Magnetik Rezonans Görüntüleme (MRG), Fokal Karaci er Lezyonlar n n MR Görüntülemesinde Kullan lan Kontrast Maddeler. Güncel Gastroenteroloji

GLİAL TÜMÖRLERDE POSTOP GÖRÜNTÜLEME

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Subaraknoid Kanama. Akut İnme. SSS İnfeksiyonları. Travmatik Beyin Yaralanmaları

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

Radyolojik Teknikler - I MRG

Difüzyon ağırlıklı görüntüleme (DAG), rutinde, en

MANYETİK REZONANS TEMEL PRENSİPLERİ

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

Pediatrik kemik tümörlerinde radyolojik tanı

Adrenal kitlelerde yönetsel sorunlar

Okul Eğitimi Süresi =164

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

Mesane kanserleri üriner sistemin en s k malign tümörüdür ve

SSS Enfeksiyonlarının Radyolojik Tanısı. Dr. Ömer Kitiş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Nöroradyoji

Adrenal bezden gelişen hormon-aktif kitleler biyokimyasal testlerin

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Mesane Tümöründe Klinik Evrelemede Kullanılan Görüntüleme Yöntemleri

Görüntüleme Yöntemleri

Böbrek Tümörlerinin Prognostik Kategorizasyonu

DİFERANSİYE TİROİD KANSERİ

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı

ABDOMİNAL AĞRI: USG Mİ, BT Mİ, MRG Mİ? Dr. Müge GÜLEN Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi Acil Tıp Uzmanı

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

Bölüm 5. Tıbbi Görüntüleme Yöntemlerinin Temel İlkeleri. Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM

Radyo Frekans Ablasyon = Yüksek Frekans Ablasyon: Radyo Frekans enerji ile tümör veya dokuda aseptik nekroz oluşturma.

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

ABDOMİNAL ÇEKİM PROTOKOLLERİ DR. DENİZ AKATA HACETTEPE RADYOLOJİ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Tim Upgrade ile kısa sürede yüksek çözünürlük

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Dönemi Program adı : İLERİ GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ PROGRAMI. Dr. Ömer ERDEM

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYOLOJİ ANABİLİM DALI

Çocuk onkolojik cerrahi hastalıklarında görüntüleme

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Journal of Cukurova University Faculty of Medicine

TRD KIŞ OKULU KURS 2, Gün G n 2. Sorular

Pediatrik Tüm Vücut MR Görüntüleme

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

SANTRAL SİNİR SİSTEMİNİN MANTAR ENFEKSİYONLARINDA GÖRÜNTÜLEME

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

1-Radyolojide Fizik Prensipler Amaç:Radyolojide kullanılan görüntüleme sistemlerinin fiziksel çalışma prensiplerinin öğretilmesi amaçlanmıştır.

Bu sunum kapsamında baş ve boyun bölgesine yönelik MR Anjiyografi tekniklerinden söz edilmekte,

10. ULUSAL RADYASYON ONKOLOJİSİ KONGRESİ Nisan 2012, Antalya

Sol Mastoid Kemikte Monostotik Fibröz Displazili Bir Olgunun MRG Bulguları

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Adrenalde sık ve nadir görülen lezyonlar. Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Transkript:

Renal hücreli karsinomada güncel magnetik rezonans görüntüleme uygulamaları Dr. Ömer Koray Hekimoğlu 1, Dr. N. Aydın Mungan 2 1 aşkent Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı, Ankara 2 Karaelmas Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı, Zonguldak DERLEME ASTRACT Magnetic resonance imaging (MRI) is becoming a useful and powerful alternative for imaging the kidneys, although computed tomography (CT) is the mainstay of renal imaging. In last years, technical limitations of MRI are being overcome gradually as imaging times become shorter and spatial resolution approaches that of CT. MRI can detect renal lesions on the order of 1 cm as well as CT scan, any lesions smaller than 1 cm would be difficult to characterize by either modality. Staging renal lesions is more complete with MRI than CT, particularly for determining local and vascular involvement, including tumor trombus formation in RCC. In this review, we demonstrated the last point of MRI devoloping process about renal mass imaging. Renal MRI sequences and diagnostic criterias are also evaluated with current literature. ÖZET Renal görüntülemede bilgisayarlı tomografi (T) temel modalite olmakla beraber, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) kullanışlı ve güçlü bir alternatif olma sürecindedir. Son yıllarda MRG nin inceleme sürelerinde ve uzaysal rezolüsyonunda T düzeyine kadar ulaşabilen iyileşmeler gerçekleştirilmiştir. T ve MRG 1 cm altındaki renal lezyonlarda tanı güçlüğü yaşarken 1 cm üzeri lezyonları MRG ile hemen hemen T düzeyine ulaşan tanı konabilmektedir. Özellikle renal hücreli karsinoma (RCC) daki lokal ve tümör trombüsünüde içeren vasküler tutulum olmak üzere MRG ile renal lezyonların evrelendirmesi T ye göre daha iyi düzeyde gerçekleşmektedir. u gözden geçirme ile renal kitle görüntülenmesinde MRG gelişim sürecinin ulaştığı düzey gösterilmiş ve renal MRG sekansları ve tanı kriterleri son çalışmalar ışığında değerlendirilmiştir. Renal lezyonlarda magnetik rezonans görüntülemenin yeri Renal MRG, böbrek lezyonlarının geniş bir görüntü alanı içerisinde yüksek uzaysal çözünürlükte ve üç boyutlu olarak değerlendirebilen bir abdomen MRG yöntemidir. u yöntem son yıllara kadar inceleme sırasındaki solunum, vasküler ve peristaltik artefaktlar ve inceleme süresinin uzun olması nedeni ile renal kitlelerin değerlendirilmesinde rutin kullanıma girememiştir. ununla beraber, özellikle son 10 yıl içerisinde hızlı MRG sekanslarının ve artefakt önleyici sistemlerin geliştirilmesi ile birlikte tanısal önemi artmakta ve giderek daha fazla uygulama alanı bulmaktadır (1). Renal lezyonların saptanmasında günümüzde T altın standart yöntem olmayı sürdürmektedir. MRG ileri modalite olarak problem çözücü konumundadır. Günümüzde MRG, renal görüntülemede öncelikle iyotlu kontrast maddelere alerjisi bulunan hastalar ve azotemi nedeni ile kontrast madde kontrendikasyonu taşıyan hastalar için kullanılmaktadır. ilinen renal kitlesi olan hastalarda kitlenin yerleşim yeri ve komşu yapılarla ilişkisinin üç boyutlu olarak ve iyonize radyasyondan bağımsız olarak saptanabilmesi MRG nin T ye üstünlüğü olarak görülmektedir (2) (Şekil 1). Koronal planda kontrastlı MRG tetkikleri ile intravenöz pyelografi incelemesine benzer tarzda yüksek rezolüsyonlu görüntüler alınabilmekte ve tüm üriner sistem hakkında yorum yapılabilmektedir. MRG ile T ye yakın hatta aynı doğrulukta olmak üzere 1 cm. düzeyindeki renal lezyonlar tespit edilebilmektedir (3). Ayrıca, nefron koruyucu cerrahi planla- Renal lezyonların saptanmasında günümüzde T altın standart yöntem olmayı sürdürmektedir. MRG leri modalite olarak problem çözücü konumundadır. Günümüzde MRG, renal görüntülemede öncelikle iyotlu kontrast maddelere alerjisi bulunan hastalar ve azotemi nedeni ile kontrast madde kontrendikasyonu taşıyan hastalar için kullanılmaktadır. ilinen renal kitlesi olan hastalarda kitlenin yerleşim yeri ve komşu yapılarla ilişkisinin üç boyutlu olarak ve iyonize radyasyondan bağımsız olarak saptanabilmesi MRG nin T ye üstünlüğü olarak görülmektedir nan renal kitle lezyonlu hastalarda MRG, lezyonun perinefritik yağ dokusu, renal sinüs ve toplayıcı sistem ile ilişkisini net olarak göstererek operasyonu yönlendirebilmektedir (4). Renal hücreli(cell) karsinoma (RCC) açısından yüksek risk taşıyan -von Hippel-Lindau Aralık 2008 Sayı 4 3

A C D Şekil 1. Sağ böbrek alt polden gelişen ve perinefritik yağ dokusuna lokal invazyon gösteren RCC olgusu. A: Aksiyel planda postkontrast değerlendirmede lezyon belirgin kontrastlanma gösteriyor. : Yağ baskılı sekansta lezyonun çevre yağ dokuya lokal invazyonu izlenmektedir. Aynı lezyon postkontrast T1 ağırlıklı sekansta koronal (C) ve sagittal (D) planlarda üç boyutlu olarak değerlendirilebilmektedir. MRG nin bütün bu avantajlarına karşın anlamlı düzeyde dezavantajları da mevcuttur. Özellikle yoğun bakım hastaları gibi çok düşkün ve koopere olamayan hastalarda optimal nefes regülasyonu yapılamaması ve hareket artefaktları görüntü kalitesini ciddi olarak etkilemektedir. Nörovasküler anevrizma klipsleri, kardiyak pace cihazları ya da kohlear implant bulunan hastalar MRG için kesin kontrendike hastalardır. Klostrofobik hastalarda ciddi bir grubu oluşturmakta olup bu grupta oral ya da intravenöz sedatifler faydalı olabilmektedir. sendromu- gibi bazı genetik hastaların rutin kontrolünde ve ailesinde RCC hikayesi bulunan kişilerde, MRG nin T yerine uzun takip sürecinde kullanılması iyonize radyasyonun kümülatif etkilerinden korunmayı sağlayacaktır. MRG de kullanılan gadolinyum şelatları tarzında olan paramanyetik kontrast maddelerde, T de kullanılan iyot preparatları gibi belirgin nefrotoksisite ve anaflaksi riski bulunmamaktadır. ununla beraber, gadodiamid türü MR kontrast ajanının (Omniscan, GE healthcare, USA) genelde çok nadir olmakla beraber özellikle diyaliz hastalarında %2.6 ya varan oranlarda nefrojenik sistemik fibrozise yol açabileceği son bir yıl içerisindeki yayınlarda belirtilmektedir (5). MRG nin bütün bu avantajlarına karşın anlamlı düzeyde dezavantajları da mevcuttur. Özellikle yoğun bakım hastaları gibi çok düşkün ve koopere olamayan hastalarda optimal nefes regülasyonu yapılamaması ve hareket artefaktları görüntü kalitesini ciddi olarak etkilemektedir. Nörovasküler anevrizma klipsleri, kardiyak pace cihazları ya da kohlear implant bulunan hastalar MRG için kesin kontrendike hastalardır. Klostrofobik hastalarda ciddi bir grubu oluşturmakta olup bu grupta oral ya da intravenöz sedatifler faydalı olabilmektedir. Renal görüntülemede kullanılan temel MRG sekansları Renal lezyonların MRG ile incelenmesinde, kullanılacak olan sekansların belirlenmesi, sinyal-gürültü oranı, tarama zamanı, uzaysal çözünürlük ve kontrast çözünürlüğü arasında kurulacak olan dengeye bağlıdır. Ayrıca, hastanın solunum kapasitesine, cihaz içindeki oryantasyonuna ve kontrast madde kullanılıp kullanılmaması gibi değişkenler değerlendirilerek incelemeyi yapacak olan radyolog tarafından hastaya özel sekans optimizasyonunun sağlanması gerekmektedir. u sekans grupları şunlardır; 1. T1-ağırlıklı sekanslar Anatomik yapılara oryantasyonu sağlamak için genelde aksiyal, gerekirse koronal ya da sagittal planlarda alınan görüntülerdir. u sekansta, normal sıvılar düşük intensitede (hipointens-siyah) gözlenirken, yağ planları hiperintens(beyaz) gözlenirler. öbrekte ise T1 ağırlıklı imajlarda renal korteks hiperintens, medulla hipointens olarak izlenir. T1 ağırlıklı sekanslar genelde klasik spin-eko (SE) tarzında alınmakla beraber, gerektiği durumlarda hızlı SE (fast ya da turbo-fse,tse) veya gradient eko (GRE) şeklinde gerçekleştirilebilmektedir. Günümüzdeki yüksek gradient 4 ÜROONKOLOJİ ÜLTENİ

A Şekil 2. Sol böbrek alt yarısını büyük ölçüde infiltre eden RCC olgusu T1 ağırlıklı postkontrast görüntüde (A) belirgin kontrastlanma paterni gösteriyor; Aynı lezyonun yağ içeriğini anlamak için ayrı faz (out-of phase) değerlendirmeye alınıyor, lezyonun hiperintens izlenmesi () yağ içermediğini gösteriyor. güçlü MR cihazlarında kullanılan GRE T1-ağırlıklı sekanslar ile 2- boyutlu (spoiled gradient echo-spgr, fast-low angle shot-flash) ya da 3- boyutlu (volume interpolated breathold- VIE) olarak hızlı ve yüksek rezolüsyonlu görüntüler alınabilmektedir (6). T1 ağırlıklı renal MRG de kullanılan diğer bir sekans tipi de eko zamanının değiştirilerek yağ ve su protonlarının aynı (in-phase) ya da ayrı (out-of phase) fazlarda görüntülenebildiği GRE sekansı olup özellikle renal kitle görüntülenmesindeki yeri önemlidir (7). u sekansta, yağ içeriği bulunan lezyonlar ayrı faz görüntülerde yağ içeriği var ise yağ baskılı sekansı destekler şekilde hipointens Solid renal tümörler T1 ağırlıklı görüntülerde tipik olarak izointens ya da hafif hipointens olarak izlenirken, hiperintens sinyal alanları ise lezyonun lipid komponentlerini düşündürmekle beraber hemoraji alanları, nekroz ya da proteinöz debris ile de uyumlu olabilir (3). Clear cell karsinomalar intrasellüler lipid içeriklerinden dolayı özellikle ayrı faz GE görüntülerde fokal ya da diffüz sinyal kaybı gösterirler (10,15). Aralık 2008 Sayı 4 izlenir; bu şekilde clear cell karsinoma gibi yağ içeriği yüksek lezyonlar baskılanmazlar kolaylıkla saptanabilir. 2. T2-ağırlıklı sekanslar T2 ağırlıklı SE görüntüler, sekansın parametreleri gereği uzun süren sekanslar olduğundan abdominal ve renal MRG incelemelerinde FSE ya da TSE sekanslar tercih edilirler. u sekanslar klasik SE sekanslarından farklı olarak radyofrekans pulsları arasındaki bekleme zamanı (TR: time to repetitition) sırasında birden fazla faz kodlama gradienti kullanarak inceleme süresinde belirgin kısalmaya neden olur. u sekanslar arasında GRE ve FSE sekanslarının birlikte kullanıldığı hibrid sekans olan GRASE ya da tek atımlı hızlı SE sekansları olan SSFSE (single shut FSE) ve HASTE (half-fourier single-shut FSE) güncel hızlı ve yüksek rezolüsyonlu sekanslar olarak kullanılmaktadır. u sekanslar ile 4 mm. düzeyine kadar inen ince kesitler multiplanar olarak alınabilmektedir (8). Tüm bu T2 ağırlıklı sekanslarda normal sıvılar, toplayıcı sistem içindeki sıvı ve yağ dokusu hiperintens olarak gözlenir. 3. Yağ dokusu baskılama sekansı: (STIR-short time inversion recovery) u sekans FSE tekniği ile uygulanan bir sekans olup, frekans selektif ve kimyasal şift yağ baskılama teknikleri ile birlikte abdominal organlardaki lezyonların değerlendirilmesinde sıklıkla kullanılmaktadır. u uygulama ile sadece yağ dokusu değil, kan, gadolinium gibi kısa T1 relaksasyon zamanına sahip tüm dokulardan gelen sinyal bastırılarak kitle lezyonlarının çevre yağ dokusundan net olarak ayrılmasını, boyutunun ve çevre invazyonunun daha doğru yorumlanmasını sağlamaktadır (9). RCC tanısına yönelik güncel Renal MRG protokolü T2 HASTE; hızlı bir sekans olup saniyeler içerisinde renal anatomi ile ilgili bilgiler alınır. Toplayıcı sistem alanları ve renal kistik lezyonların kompleksite düzeyinin saptanmasında önemlidir. T1 GE aynı-ayrı (in-out phase) faz; yağ dokusunun ve hemorajik kist gibi komplike kistlerin parlak (hiperintens) izlendiği hızlı bir sekanstır. Renal lezyonlardaki makroskopik ve mikroskopik yağ dokusunun ayrımını sağlar. Yağ içeriği bulunmayan RCC lezyonları heterojen-hiperintens izlenirler (Şekil 2). T1 GE ve STIR (yağ baskılama); yağ dokusunun baskılanması ile şüpheli anjiomyolipom tanısı netleşir. Malign lezyonların çevre yağ planlarına invazyon düzeyinin saptanmasında gerekli olan bir sekanstır. Dinamik postkontrast T1 ağırlıklı sekans ile kombine edilerek kullanılır. T1 3D VIE (pre-postkontrast dinamik); malign kitle lezyonu ön tanısı olan hastalardaki temel sekanstır. Prekontrast ve postkontrast arterial faz arasındaki kontrastlanma düzeyi ve dinamik fazlardaki değerlendirme RCC tanısı için önem taşır (10). Postkontrast dinamik inceleme trifazik olarak arterial faz, kortikomedüller faz ve nefrogram fazlarında alınır. u sekans ile kısmen vasküler yapılarında değerlendirmesi gerçekleştirilir. MRA ve MRV (MR anjiografi ve venografi); Sadece vasküler yapıların gösterildiği protokol olup, renal ven ve VCI invazyonu saptanması açısından önemlidir. Vasküler anatomi haritalanabilir. Renal hücreli karsinomada MRG tanı kriterleri MRG, T görüntüleme ile yaklaşık aynı sensitivite düzeyinde olmak üzere 1 cm. boyutuna kadar olan renal kitleleri ve lenfadopatileri tespit edebilmektedir (3,11,12). MRG renal lezyonların saptanmasının yanısıra lezyonun natürünün belirlenmesinde ve evrelendirmesinde de büyük rol oynamaktadır. Lezyonun natürünün saptanması, tedavi protokolünün cerrahi (RCC), benign lezyon (basit kist, angiomyolipoma,v. b.) ya da takip gerektiren bir lezyon (renal apse, bosniak tip III kist, minimal yağ içerikli anjiomyolipom) şeklinde belirlenebilmesini sağlamaktadır. Cerrahi planlanan hasta grubunda multiplanar MRG ile inferior vena kava ya da renal venlere invazyonun belirlenmesi büyük önem taşımaktadır (13,14). Venöz vasküler invazyon T ile %79 düzeyinde saptanabilirken, MRG sensitivitesinin %100 düzeyinde olduğu gözlenmiştir (13) (Şekil 3). 5

A A Şekil 3. A: Venöz Faz T1 ağırlıklı renal MRG incelemesinde sağ böbrekteki RCC ye sekonder sağ renal vende inferior vena kavaya uzanan tümör trombüsü izlenmektedir. : Sağ böbrekte heterojen kontrastlanan RCC olgusuna (uzun ok) sekonder gelişen, inferior vena kavada kontrastlanma gösteren tümör trombüsü (kısa ok) gözlenmektedir. Renal fonksiyonları yetersiz olan hastalarda ve renal kitle nedeni ile opere olan hastaların takibinde, operasyon sonrası renal yetmezlik riski bulunduğundan MRG ile hastaların takip edilmesi önem taşımaktadır. u şekilde hastalar, T ile kullanılacak olan iyotlu kontrast maddelerin yaratabileceği nefrotoksisite riskinden korunmuş olacaktır (18). Daha öncede değinildiği gibi bu grup hastalarda gadodiamid grubu MR kontrast maddelerin yaratabileceği olası nefrojenik sistemik fibrozis riski açısından tercih edilmemesi gerekmektedir. Solid renal tümörler T1 ağırlıklı görüntülerde tipik olarak izointens ya da hafif hipointens olarak izlenirken, hiperintens sinyal alanları ise lezyonun lipid komponentlerini düşündürmekle beraber hemoraji alanları, nekroz ya da proteinöz debris ile de uyumlu olabilir (3). Clear cell karsinomalar intrasellüler lipid içeriklerinden dolayı özellikle ayrı faz GE görüntülerde fokal ya da diffüz sinyal kaybı gösterirler (10,15). Renal kortikal tümörler, T2 ağırlıklı görüntülerde çevre renal parankime göre hiperintens olarak izlenirler (16). RCC için MRG deki en önemli belirleyici faktör lezyon kontrastlanmasıdır (3,12). Gadolinium şelatları olan MRG kontrast maddeler T1 ağırlıklı sekanslarda kullanılır ve kontrastlanma düzeyi kontrast öncesi alınan T1 görüntüler ile karşılaştırılarak belirlenir. T görüntülemede olduğu gibi RCC lezyonları postkontrast T1 görüntülerde kontrastlanma göstererek prekontrast görüntülerle karşılaştırıldığında belirgin parlama gösterirler (Şekil 1). Saptanan renal olası malign lezyonların kantitatif kontrastlanma düzeyi MRG parametreleri ile saptanabilir ve lezyonlarda kontrast madde sonrası 2. ve 4. dakikalar arasındaki %15 üzeri sinyal değerlerinde gözlenen yükselmeler HCC lehine değerlendirilir (17). u değerler, lezyona yönelik sinyal intensitesindeki kantitatif ölçümler ile hesaplanır. T görüntülerine benzer tarzda, RCC lezyonları MRG de öncelikle periferal tarzda olmak üzere heterojen ya da homojen kontrastlanma paterni gösterirler (16). Renal fonksiyonları yetersiz olan hastalarda ve renal kitle nedeni ile opere olan hastaların takibinde, operasyon sonrası renal yetmezlik riski bulunduğundan MRG ile hastaların takip edilmesi önem taşımaktadır. u şekilde hastalar, T ile kullanılacak olan iyotlu kontrast maddelerin yaratabileceği nefrotoksisite riskinden korunmuş olacaktır (18). Daha öncede değinildiği gibi bu grup hastalarda gadodiamid grubu MR kontrast maddelerin yaratabileceği olası nefrojenik sistemik fibrozis riski açısından tercih edilmemesi gerekmektedir. MRG ile RCC de evreleme (staging) MRG sistemlerinin sol yıllardaki hızlı gelişmelerine paralel olarak RCC evreleme kapasitesinin de belirgin arttığı gözlenmiştir. TNM evrelemesi temel alındığında öncelikle lezyonun üç boyutlu görüntüleme protokolleri ile değerlendirerek, en uzun aksının gözlendiği plandaki maksimum boyutunun T evrelemesi için temel alınması gerekmektedir (19). Patolojik lenfadenopatilerin(lap) değerlendirilmesinde T ve MR yakın sensitivite değerlerine sahiptirler. urada kabul edilen kriter ise, patolojik lenf nodunun kısa aks boyutunun 1 cm. üzerinde olmasıdır. LAP, çevresindeki yağ dokusunun parlaması ve iyi bir kontrast yaratması nedeni ile en iyi T1 ağırlıklı görüntülerde değerlendirilirler ve kas dokusuna yakın formda orta düzeyde bir intensite gösterirler. RCC lezyonlarının çevre parankimal organlara lokal metastazları en iyi pre ve postkontrast T1 ağırlıklı görüntülerde değerlendirilirler. RCC lezyonlarının renal ven ve VCI invazyonunun değerlendirmesinde MR, %100 e yakın negatif tahmin oranı ile T den daha iyi performansa sahiptir. Hemen tüm MR sekanslarında vasküler patensi açısından yorum, yapılabilmekle beraber, vasküler akıma hassas teknikler kullanılarak yapılan MR arteriografi ve venografi sekansları ile tümör trombüsünün lokalizasyonu üç boyutlu haritalanması T ye göre daha yüksek doğrulukta yapılabilmektedir (20). Ayrıca, cerrahi planlanan hastalarda MRG ile operasyon öncesi vasküler haritalanma yapılarak, duplike renal arterler, sirkumaortik ve retroaortik renal venler gibi vasküler anomalilerin değerlendirilmesi yapılabilmektedir. Sonuç RCC lezyonlarının tanı, evreleme ve takibinde MRG güncel hızlı ve yüksek rezolüsyonlu sekanslar ile önemi bir yere gelmiştir. Operasyon öncesi evrelemede ve operasyon sonrası nüks, rekürren araştırmasında T den daha yüksek doğruluk 6 ÜROONKOLOJİ ÜLTENİ

değerleri taşımaktadır. T ya da ultrason incelemesi sırasında saptanan RCC olgularında özellikle operasyon öncesi lezyonun boyutlarının, lokal parankimal ve vasküler invazyonun değerlendirilmesinde ve uzak metastazların saptanmasında MRG büyük önem taşımaktadır. MRG sistemlerinde planlanan gelişmelerle yakın bir gelecekte kitle lezyonlarının MRG ile sanal üç boyutlu volumetrik değerlendirmesi yapılabilecek ve operasyon esnasındaki bir ekran yardımı ile lezyonun her yönden uzaysal değerlendirilmesi operasyon ekibi tarafından yapılabilecektir. Kaynaklar 1. ilbey JH, McLoughlin RF, Kurkjian PS, et al. MR imaging of adrenal masses: value of chemical shift imaging for distinguishing adenomas from other tumors. AJR 1995; 164: 637-642. 2. Krestin GP. Genitourinary MR: kidneys and adrenal glands. Eur Radiol 1999; 9: 1705-1714. 3. Pretorius ES, Wickstrom ML, Siegelman ES. MR imaging of renal neoplasms. Magn Reson Imaging Clin N Am 2000; 8: 813-836. 4. Pretorius ES, Siegelman ES, Ramchandani P, et al. Renal neoplasms amenable to partial nephrectomy: MR imaging. Radiology 1999; 212: 28-34. 5. Lauenstein TC, Salman K, Morreira R, et al. Nephrogenic systemic fibrosis: center case review. J Magn Reson Imaging 2007; 26: 1198-203. 6. Chezmar JL, Robbins SM, Nelson RC, et al. Adrenal masses: characterization with T1- weighted MR imaging. Radiology 1998; 166: 357-359. 7. Israel GM, Hindman N, Hecht E, et al. The use of opposed-phase chemical shift MRI in the diagnosis of renal angiomyolipomas. AJR 2005; 184: 1868-72. 8. McNicholas MM, Lee MJ, Mayo-Smith WW, et al. An imaging algorithm for the differential diagnosis of adrenal adenomas and metastases. AJR 1995; 165: 1453-59. 9. Savci G, Yazici Z, Sahin N, et al. Value of chemical shift subtraction MRI in characterization of adrenal masses. AJR 2006; 186: 130-5. 10. Zhang J, Israel GM, Krinsky GA, et al. Masses and pseudomasses of the kidney: imaging spectrum on MR. J Comput Assist Tomogr 2004; 28: 588-95. 11. Semelka RC, Hricak H, Stevens SK, et al. Combined gadolinium-enhanced and fat-saturation MR imaging of renal masses. Radiology 1991; 178:803-9. 12. Hricak H, Thoeni RF, Carroll PR, et al. Detection and staging of renal neoplasms: a reassessment of MR imaging. Radiology 1988; 166: 643-9. 13. Kallman DA, King F, Hattery RR, et al. Renal vein and inferior vena cava tumor thrombus in renal cell carcinoma: CT, US, MRI and venacavography. J Comput Assist Tomogr 1992; 16: 240-7. 14. Oto A, Herts R, Remer EM, et al. Inferior vena cava tumor thrombus in renal cell carcinoma: staging by MR imaging and impact on surgical treatment. AJR 1998;171: 1619-24. 15. Outwater EK, hatia M, Siegelman ES, et al. Lipid in renal clear cell carcinoma: detection on opposed-phase gradient-echo MR images. Radiology 1997; 205: 103-7. 16. Eilenberg SS, Lee JK, rown J, et al. Renal masses: evaluation with gradient-echo Gd-DTPA-enhanced dynamic MR imaging. Radiology 1990; 176: 333-8. 17. Ho V, Allen SF, Hood MN, et al. Renal masses: quantitative assessment of enhancement with dynamic MR imaging. Radiology 2002; 224: 695-700. 18. osniak MA, Rofsky NM. Problems in the detection and characterization of small renal masses. Radiology 1996; 198: 638-41. 19. Guinan P, Sobin LH, Algaba F, et al. TNM staging of renal cell carcinoma: Workgroup No.3 Union International Contre le Cancer (UICC) and the American Joint Committee on Cancer (AJCC). Cancer 1997; 80: 992-3. 20. Choyke PL, Walther MM, Wagner JR, et al. Renal cancer: preoperative evaluation with dual-phase three-dimensional MR angiography. Radiology 1997; 205: 767-71. Aralık 2008 Sayı 4 7