Anlatım Birimleri ÜNİTE. Amaçlar. İçindekiler. Yazar Yard.Doç.Dr. Hülya PİLANCI



Benzer belgeler
ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

CÜMLE ÇEŞİTLERİ. Buna yükleminin türüne göre de denebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin türüne bakılır.

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ İLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI. Sözlü. ve Yazılı Anlatım. Ünite 1-13

Konumuz CÜMLENİN ÖĞELERİ çocuklar.

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

Cümle, bir düşünceyi, bir dileği, bir haberi ya da duyguyu tam olarak anlatan, bir veya birden çok sözcükten oluşmuş anlatım birimidir.

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

CÜMLENİN ÖGELERİ YÜKLEM / ÖZNE

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

CÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE. Fiil Cümlesi. *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir.

CÜMLENİN ÖĞELERİ. Özne Yüklem Tümleç Nesne


Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Adlar ADLAR (İSİMLER) Bütün sözcük türleri,iki gruba ayrılarak değerlendirilir. A)Ad Soylu Sözcükler: 1)Ad (İsim) 2)Sıfat (Önad) 3)Zamir (Adıl)

CÜMLENİN ÖGELERİ. YÜKLEM Cümlede anlatılan iş, olay, duygu, düşünce ya da yargıyı içeren temel öğeye yüklem denir.

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır.

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

-DE, -DA VE -Kİ NİN YAZIMI

SBS İlköğretim 6 Türkçe Müfredatı

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

5. SINIF TÜRKÇE KELİME TÜRLERİ TESTİ. A) Ben ise yağmur yağmasını bekliyordum. Cümlesindeki isimlerin hepsi tekildir.

Satıcı burnu havada, kendini beğenmiş biri. Yaklaşık beş yıl kadar bu Edirne'de oturduk.

Dal - mış - ım. Dal - mış - sın. Dal - mış. Dal - mış - ız. Dal - mış - sınız. Dal - mış - lar. Alış - (ı)yor - um. Alış - (ı)yor - sun.

TÜRK DİLİ I DERSİ UZAKTAN EĞİTİM DERS SUNULARI. 11.Hafta

1.KÖK 2.EK 3.GÖVDE. Facebook Grubu TIKLA.

Bu gerçeği bilen Atatürk, Türk Dil Kurumunu kurdu. ( Aşağıdaki ilk üç soruyu parçaya göre cevaplayın.)

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı eklere zamir denir.

SIFATLAR. ÖN ADLAR (Sıfatlar)

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI

PENTRU DISCIPLINA LIMBA ŞI LITERATURA TURCĂ MATERNĂ

Kısa ve özlü sözle, çok şey anlatma sanatına icaz denir. Önemli olan etkiyi aşmak, kendine özgü bir şiire ulaşmaktır.

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

KPSS KONU GÜNLÜĞÜ 30 GÜNDE TÜRKÇE

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

c. Yönelme Hâli: -e ekiyle yapılır. Yüklemin yöneldiği yeri, nesneyi ya da kavramı gösterir.

ZAMİRLER(ADILLAR) Zamir sözcük türlerinden biridir. Zamiri yapmak için cümleyi çok çok iyi anlamak gerekir

Test 6 TÜRKÇE. İSİMLER-İSİM TAMLAMALARI 1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde topluluk adı yoktur?

İSİM (AD) Canlı ve cansız varlıkların, kavramların, duyguların dilimizdeki karşılığı olan sözcüklere isim (ad) denir.

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı

2) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde daha kelimesi yerine henüz kelimesi getirilebilir?

YÖNLENDİRİLMİŞ ÇALIŞMA I DERS NOTLARI

Baleybelen Müfredatı

Ölçme Yöntemleri 1) Dilbilgisi ve dil bilimin temel kavramlarını tanır. 1,2 1,2

EDEBİYAT. Noktalama İşaretleri

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

TÜRKÇE CÜMLE BİL- GİSİ TDE 203U

qwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq

FİİLİMSİLER. a)isim FİİL(MASTARLAR):Fiillere getirilen (MA y IŞ MAK) ekleriyle türetilen sözcüklere isim fiil denir.

ÜNİTE TÜRK DİLİ I İÇİNDEKİLER HEDEFLER ÖRNEK CÜMLE ÇÖZÜMLEMELERİ. Örnek Cümle Çözümlemeleri

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -2

2. SINIF TÜRKÇE YILLIK PLAN ( ) 1.hafta Eylül Zeynep'in İyiliği (Okuma Parçası) 9 2.hafta Eylül Alfabemiz 10 1

BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

1. Hangisinin zıt anlamlısı yoktur? A) iyi B) savaş C) ağaç D) yoksul


İlk 4 soruyu metne göre cevaplayınız. 1 Metinde geçen aşağıdaki cümlelerden hangisi metnin ana fikridir?

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

TÜRKÇE PAMUK DEDE soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. 1) Aşağıdakilerden hangisi Pamuk dede nin yaptığı işlerden birisi değildir?

FİİLDE YAPI. Basit Fiil Türe iş Fiil Birleşik Fiil. Yardı ı Fiille Kurulanlar. Anlamca. Kurallı Birleşikler

5. SINIF TÜRKÇE YILLIK PLANI

1.1. CÜMLENĐN ÖGELERĐ

... SINIF TEMA ESASINA DAYALI YILLIK PLAN TASLAĞI

Fiiller nesne alıp almamalarına göre değişik şekillerde adlandırılır. Bunları dört grupta inceleyebiliriz.

Yukarıdaki diyalogda kaçıncı cümlede diğerlerinden farklı türde bir fiilimsi kullanılmıştır?

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

TÜRKÇE 6. sınıf Haftalık ders sayısı 5, yıllık toplam 90 ders saati (öğrenim 18 haftada gerçekleşecektir)

7. HAFTA. TÜR 101 Türk Dili-1

1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI

Ders Adı : TÜRK DİLİ I: SES VE YAPI BİLGİSİ Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

SIFATLAR (ÖN ADLAR) İSİM ARAYIN!!! Varlıkların rengini, biçimini, büyüklüğünü, durumunu bildiren ya da onları sayı, soru, işaret

FİİLER(EYLEMLER) 2-TÜREMİŞ FİLLER:FİİL YA DA İSİM KÖK VE GÖVDELERİNDEN YAPIM EKİ ALARAK TÜREMİŞ FİİLERDİR. ÖRN:SU-LA(MAK),YAZ-DIR(MAK)...

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEK OKULU

CÜMLE TÜRLERİ(TÜMCE ÇEŞİTLERİ) Cümle türleri diğer ismiyle tümce çeşitleri basit bir YGS konusudur. Kolaylıkla yapılabilir.

gösteren gösterilen biçim anlam

MÜNEVVER ÖZTÜRK ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 5. SINIF SINAV TARİHLERİ VE KONULARI

Kısa Dönemli Amaç Davranışlar Araç Gereçler

Fiil kök ya da gövdeleri üzerine birtakım türetme ekleri getirilerek fiillerin özne ve nesnelerine göre göstermiş oldukları durumlara fiillerde çatı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım.

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TÜRKÇE

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

SÖZCÜKTE ANLAM (MECAZ-SOYUT- SOMUT)

Transkript:

Anlatım Birimleri Yazar Yard.Doç.Dr. Hülya PİLANCI ÜNİTE 2 Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra; sözcüğü ve sözlük türlerini kavrayacak, cümleyi ve cümle türlerini tanıyacak, paragrafın önemini ve yararlarını öğrenmiş olacaksınız. İçindekiler Giriş Sözcük Sözcük Yapısı Yapıları Bakımından Sözcükler Görevleri Bakımından Sözcükler Anlamları Bakımından Sözcükler Sözcük Öbekler Cümle Cümle Türleri Paragraf Özet Değerlendirme Soruları Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar

Çalışma Önerileri Çalışacağınız konu oldukça kapsamlıdır. Ünite sonunda önerilen kaynaklara ulaşarak, daha çok örnek üzerinde çalışmayı deneyiniz. Gazetelerden ya da kitaplardan seçeceğiniz örnek metinler üzerinde sözcük, cümle ve paragraf çalışmaları yapınız. Bu çalışmalar sırasında, Türkçe Sözlük, Yazım Kılavuzu, Atasözleri ve Deyimler sözlüğünden yararlanmalısınız. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 17 1. Giriş Anlatım eylemi; sözcükleri seçme, bu sözcükleri birbirine bağlayarak cümleler kurma, bu cümlelerle paragraflar oluşturma biçiminde gerçekleşir. Anlatımın her türünde başarılı olmak, bu birimleri doğru kullanmaya bağlıdır. Anlatım birimlerini sözcük, cümle ve paragraf olarak sıralayabiliriz. Şimdi bu birimleri daha iyi tanımaya çalışalım. 2. Sözcük Bir veya birkaç heceden oluşmuş anlamlı birliklere sözcük adını veriyoruz sözcükler ses yapısı bakımından hece adını verdiğimiz öğelerden; yapı bakımından ise kök ve eklerden meydana gelir. İlk söylenen sözcükler konusunda hiçbir bilgimiz yoktur. Birçok bilgin, insanoğlunun önce çevresindeki varlıkları, kendi vücuduyla ilgili nesneleri, somut varlıkları adlandırdığında birleşmektedir. Uygarlığın ilerlemesiyle insan zihnindeki kavramlar arttıkça, günlük yaşama çeşitli araç gereç ve makinalar girdikçe dillerdeki sözcükler de artmıştır. Bir dildeki sözcüklerin hepsine birden sözvarlığı, söz dağarcığı veya söz hazinesi denir. Bir dilin sözvarlığını oluşturan sözcükleri köken bakımından iki grupta inceleyebiliriz. Yerli Sözcükler Yabancı Sözcükler 2.1. Yerli Sözcükler Yerli sözcükler, dilin kendisinden olan, kökeni dilde bulunan, başka bir dilden alınmayan sözcüklerdir. Yerli sözcüklerin önemli bir bölümünü temel sözvarlığı oluşturur. Her dilde kuşaktan kuşağa geçerek yaşayan temel sözvarlığı, insan yaşamında birinci dereceden önemli rol oynayan, insana ve çevresine ilişkin önemli kavramları yansıtan sözcüklerdir. Baş, göz, kulak, el, ayak gibi organ adları başta olmak üzere; ana besin maddeleri su, buğday, et, ekmek gibi nesnelerle; insanın yakın ilişki içinde bulunduğu at, inek, koyun gibi hayvanlar; tarım hayvanları, tarım araçları; İnsanların en çok kullandıkları, somut eylem gösteren almak, vermek, gitmek, gelmek, yemek, içmek gibi sözcükler; bir, iki, beş, on, yüz gibi sayı adları her dilde temel sözvarlığını oluşturur. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

18 ANLATIM Bİ R İ MLERİ 2.2. Yabancı Sözcükler Toplumlar arasındaki kültür, sanat ve siyaset ilişkileri toplumların sözvarlıkları üzerinde de etkili olmakta; ilişkide bulunulan ulusun dilinden sözcükler alınmakta ve o uluslara sözcükler verilmektedir. Günümüzde bir toplumun, diğer toplumlarla bütün bağlarını koparması, dış dünyayla ilişkilerini keserek yaşaması olanaksız olduğuna göre her dilde şu veya bu ölçüde yabancı öğelerin bulunması doğaldır. Bir dilbirliği yabancı sözcükle karşılaştığında çeşitli sorunlar ortaya çıkar. Çünkü her dilin ses dizgesi, sözcük ve cümle yapısı birbirinden farklıdır. Örneğin Türkçedeki ünlü ve ünsüz uyumları yabancı dillerden gelen sözcüklerin söylenişinde de etkili olmaktadır. Bu nedenle Far.haste > hasta, Ar. mumkin > mümkün biçiminde Türkçeye yerleşmiştir. Kimi zaman yabancı sözcükler, etkiledikleri dili konuşan insanların kültürlü kesiminde bir süre aslına uygun biçimde söylenmeye çalışılır. Ancak zamanla sözcüğün aslını söylemekte zorlanan halkın söyleyiş biçimi yaygınlaşır. Yerlileştirme adını verdiğimiz bu olayda yabancı sözcük çağrıştırdığı yerli sözcükle yer değiştirir. temr-i hindî > demir hindi hortensia > ortanca atlı koroça > atlı karınca, gibi. Doğa Aksan, Türkçeye Fransızcadan geçen bergamot bitki adını sözcük alışverişi açısından dikkat çekici buluyor ve söyle açıklıyor: "Türkçe bey armudu tamlaması İtalyanlarca, İtalyan kent adı Bergama'ya yaklaştırılarak bergamotta biçimine döndürülmüş, bu sözcük Fransızcaya bergamotte olarak geçtikten sonra yeniden Türkçeye dönmüştür. Aynı sözcük İngilizceye bergamot, Almancaya bergamotte biçiminde geçmiş bulunuyor." (Aksan, 1990, s. 33) Türkçeye girmiş yabancı sözcüklerden kimi farklı kanallardan farklı biçimlerde gelmiştir. Örneğin Yunanca mousike sözcüğü Türkçeye; Fransızca aracılığıyla müzik, Arapça aracılığıyla musiki, italyanca aracılığıyla da mızıka sözcüklerini kazandırmıştır. Yabancı sözcüklerin birçoğu girdikleri dillerde anlam değişmesine uğrarlar. Örneğin Arapçada daha çok "büro, yazıhane" anlamında kullanılan mektep sözcüğü Türkçede sadece "okul" anlamıyla kullanılmıştır. Bugün dilimizde sayısız yabancı sözcük vardır. Bilindiği gibi Türkçe XI. yüzyıldan sonra önce Arapçanın özellikle de yazı yoluyla da Farsçanın etkisi altına girmiştir. Cumhuriyet dönemine kadar süren bu dönemin sonucunda Osmanlıca adını verdiğimiz Türkçe, Arapça ve Farsça karışımı bir yazı dili oluştu. Bu yabancılaşmanın giderilmesinde en önemli adımlar Türk Dil Devrimiyle atılmıştır. Ancak dilimiz son yıllarda bu kez de Batı kaynaklı yabancı sözcüklerin etkisi altına girmiştir. Arapça, Farsça dışında Türkçenin sözvarlığında bulunan yabancı sözcükler arasında İngi- ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 19 lizce tost (toast), sprey (spray), tişört (T-shirt), teyp (tape recorder'dan), lider (leader), miting (meeting); italyanca pusula (bussola) acente (agente), kambiyo (cambio), gazino (casino); Fransızca, kamyon (camion), kanepe (canepé), gardrop (garderobe), mersi (merci), konferans (conférence), sekreter (secrétaire) gibi sözcükler sayılabilir. Görüldüğü gibi bir sözcük başka bir dile girerken o dilin sadece dış yapısında değil iç yapısında da bazı zorlamalara neden olmakta, anlam değişikliğine uğramaktadır. Bir dilde yabancı sözcük sayısının artması kavram kargaşasına yol açar, düşüncelerin anlaşılmasını güçleştirir, dilin kendi özellikleriyle üretimini engeller. Yabancı sözcükler konuk sözcükler olarak kabul etmeli, dilimizde tam karşılığı olan yabancı sözcükleri anlatımlarımızda kullanmamaya çalışmalıyız. Örneğin 30-35 yıl önce Fransızcadan Türkçeye geçen "enventısman" sözcüğü, yatırım sözcüğü ile karşılanmış ayrıca yatırımcı, yatırımcılık gibi yeni biçimler de Türkçeye kazandırılmıştır. Yabancı sözcüklerin yazımında alınan sözcüğün kendi dilindeki yazımına uyulması bütün kültür dillerinde yaygın bir gelenektir. Siz de en çok kullandığınız yabancı sözcüklerin yazılışlarıyla ilgili kuralları yazım kılavuzuna başvurarak inceleyin. 3. Sözcük Yapısı Sözcükleri yapıları, görevleri ve anlamları bakımından incelemeye geçmeden önce, ünitemiz içinde sıkça söz edeceğimiz dilbilgisi öğeleri kök, ek ve gövde üzerinde duralım. 3.1. Dilbilgisinde "Kök" Nedir? Sözcükleri oluşturan anlamlı en küçük dil birliklerine kök denir. Bir sözcüğün üzerindeki yapım ve çekim ekleri kaldırıldığında, elimizde kalan anlamlı en küçük parça köktür. Bakımsız, gözcülük sözcüklerindeki ekler kaldırıldığında elimizde kalan anlamlı en küçük parçalar bak - ve göz - kökleridir. Türkçede kökler ad kökleri ve eylem kökleri olmak üzere ikiye ayrılır. Ad Kökleri: Ad soyundan gelen sözcüklerin kökleridir. ad, baş, ev gibi. Eylem Kökleri: Eylem soyundan gelen sözcüklerin kökleridir. bil, sor, tut, gez gibi. Ad soylu sözcük: Ad, sıfat ve zamir türünden sözcüklere ad soylu sözcükler denir. Eylem soylu sözcükler: Genellikle zaman kavramı veren veya zamanla beraber kişi kavramı da belirten, olumlu veya olumsuzu yapılabilen sözlere eylem soylu sözcükler denir. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

20 ANLATIM Bİ R İ MLERİ Bunların dışında bir de ortak kökler vardır. Ortak kökler hem ad hem de eylem soylu sözcüklere kök olabilirler. İç, içmek; boya, boyamak; acı, acımak; don, donmak gibi. Türkçede yeni kök yapılamaz veya türetilemez ancak mevcut köklerden yapım ekleri yardımıyla yeni sözcükler türetilebilir. 3.2. Dilbilgisinde "Ek" Nedir? Kendi başlarına anlamları olmayan ancak sözcük türetmeye, sözcüklerin görevlerini belirtmeye yarayan dil birliklerine ek denir. Ekler, kök veya gövdelerin sonuna getirilerek onlardan yeni sözcükler türetir ya da o sözcüğün görevini belirler. Türkçenin de içinde bulunduğu eklemeli dillerde eklerin çok büyük önemi vardır. Dildeki köklerin sayısı belirli olduğu halde, yeni kavramların karşılanması, yeni sözcüklerin türetilebilmesi, değişik ekler sayesinde olmaktadır. Ekler işevlerine göre ikiye ayrılır: Yapım Ekleri Sözcüğün anlamını ve görevini değiştiren eklerdir. Yapım ekleri dörde ayrılır. Addan Ad Yapan Ekler: Ad ve ad soyundan sözcüklere eklenerek yine ad soyundan sözcükler yapar: baş+lık, yiğit+lik, odun+luk, yurt+taş, Türk+çe, insan+ca, kesme+ce, gelin+cik, inat+çı, Atatürk+çü, değer+siz, ana+ç, ev+ cil, yaş+ıt, toplum+sal gibi. Addan Eylem Yapan Ekler: Ad ve ad soylu sözcüklere eklenerek eylem sözcükleri yapar: yaş+a-, boş+a-, özen+en-, baş+la-, göz+le-, av+lan-, söz+leş-, doğru+l-, baş+ar-, gümbür+de-, hay+kır-, püs+kür-, önem+se-, benim+segibi. Sözcük Türetme: Bir kök ya da gövdeden yapım ekleriyle yeni bir sözcük yapmaya sözcük türetme denir. Eylemden Ad Yapan Ekler: Eylemlere eklenerek ad türeten eklerdir. aç-ma, sür-me, anla-mak, görün-üş, gir-inti, çök-üntü, belir-ti, sil-gi, gör-gü, bakım, öl-üm, ada-k, barın-ak, saldır-gan gibi. Eylemden Eylem Yapan Ekler: Eylemlere eklenerek yeni eylemler türeten eklerdir. kes-il-, al-ın-, süsle-n-, tanı-ş-, gez-dir-, azal-t-, düş-ür-, silk-ele- gibi. Çekim Ekleri Sözcüğün anlamını ve görevini değiştirmeyen, sözcükler arasında ilişki kuran eklerdir. Bu ekler sonuna geldikleri sözcüğü, cümle içindeki yerine ve görevine görevine göre biçimlendirir. Çekim eklerini başlıca altı grupta inceleyebiliriz. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 21 Ad Durum Ekleri (+e, +i, +de, +den) Saate baklayı filan unutmuştum. (Fakir Baykurt, Amerikan Sargısı, s. 67) Bu geçmiş çağı yaşarken hep o günlerin havasını düşündüm ve yaratıcılarını anlamaya çalıştım. (Selâhattin Batu, İspanya Büyüsü, s. 135) En güzel düşünceler masallarda, kitap sayfalarında kalmış. (Ceyhun Atuf Kansu, Köy Öğretmenine Mektuplar, s. 7) Tarladan tarla, maldan mal, paradan para verecekti. (Yaşar Kemal, İnce Memed, C. I, s. 16) Çoğul Ekleri (+lar, +ler) Gözlerim yolda kaldı. Dün sizi arayan adam elli yaşlarında biriydi. İyelik Ekleri (+im, +in, -i, +imiz, +iniz, +(ler)i...) İstanbul'un baharı yoktur. (Orhan Kemal, Önce Ekmek, s. 12) Gözlerim onu arıyordu. Eylemlere Gelen Kip ve Zaman Ekleri Genç kadın avluya bakan pencerenin önünden çekildi. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ankara, s. 18) Bu işte hepimiz üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz. Eylemlere Gelen Kişi Ekleri Bu işin sonu olmadığını anladık Bana bir bardak su verir misiniz? Takı Görevindeki Edatlar Ama istemiyordu onlarla gitmeyi. (Oktay Akbal, Suçumuz İnsan olmak, s. 122) O akşam annesiyle yemeğe oturdukları zaman... (Necati Cumalı, Yağmurlar ve Topraklar, s. 77) AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

22 ANLATIM Bİ R İ MLERİ 3.3. Dilbilgisinde "Gövde" Nedir? Eklerle şekillenmiş ya da bileşmiş sözcüklere gövde denir. Gövde terimini kısaca Kök+Yapım Eki = Gövde şeklinde tanımlayabiliriz. Örneğin yaz - eylem kökünden türetebileceğimiz yazı, yazıcı, yazılı sözcükleri artak birer gövdedir. 4. Yapıları Bakımından Sözcükler Türkçede sözcükler yapıları bakımından üç grupta incelenebilir. Kök Sözcükler: Ek almamış, başka sözcüklerden ekle ya da birleşme yoluyla türememiş sözcüklerdir. Türemiş Sözcükler: Eklerle türetme yoluyla elde edilmiş sözcüklerdir. Bileşik Birleşik Sözcükler: İki ya da daha çok sözcüğün aralarına ek giremeyecek kadar birleşip kaynaşmasından oluşan yeni anlamdaki sözcüklerdir: ana+yasa, hanım+eli, kaptı+kaçtı, dedi+kodu, boş+boğaz gibi. 5. Görevleri Bakımından Sözcükler Türkçede sözcükler görevleri bakımından sekiz grupta incelenebilirler. Ad: Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, durumları, bütün bunların birbiriyle ilgilerini karşılayan sözcüklerdir: kuş, ağaç, ağlama, düşünce, yargı, bilgi gibi. Sıfat: Adların niteliklerini, ne durumda olduklarını sayılarını, ölçülerini, gösteren. Soran ya da belirten sözcüklerdir. İçimi kemiren en büyük istek günün birinde... (Necati Cumalı, Yalnız Kadın, s. 67) Peki bu yaş yaş gözler ne? (Orhan Kemal, Önce Ekmek, s. 66) Eylem: Oluş, kılınış, durum gösteren sözcüklerdir. Tarlaların birbaşından öte başına kırk elli dakikada yürünür. (Fakir Baykurt, Tırpan, s. 9) Hey sana söylüyorum... Türkçe anlamaz mısın? (Reşat Nuri Güntekin, Yeşil Gece, s. 214) Zamir (Adıl): Adların yerini tutan, bu görevi yerine getirirken kişi, soru, gösterme ve belgisizlik kavramları da taşıyan sözcüklerdir. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 23 Kimse bunun hikmetine akıl erdiremiyordu. (A. Şinasi Hisar, Camlıcadaki Eniştemiz, s. 127) Senin benim dememle mi? (Necati Cumalı, Yağmurlar ve Topraklar, s. 22) Zarf (Belirteç): Eylemlerin, sıfatların ya da görevce kendisi ne benzeyen sözcüklerin anlamlarını zaman bildirerek, güçlendirerek ya da kısıtlayarak etkileyen sözcüklerdir. Köyde yazın kuzu güderek, kışın okula devam ederek beşinci sınıfı bitirmişti. (Dursun Akçam, Köyden İndim Şehire, s. 99) Hasan, çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. (Yaşar Kemal, İnce Memed, C. I, s. 195) Edat (İlgeç): Anlamı ve görevi daha çok cümle içinde birlikte bulunduğu sözcüklerle beliren, sözcükler arasından ilgi kuran sözcüklerdir. İlikleri ısınır gibi oldu. Ak akça kara gün içindir. (Abbas Sayar, Can Şenliği, s. 44) (Atasözü) Bağlaç: Eş görevli ya da birbiriyle ilgili sözcükleri, sözcük öbeklerini, özellikle cümleleri bağlamaya yarayan; bunlar arasında anlam ve biçim bakımından bağlantı kuran sözcüklerdir. Tükçe bilir, sohbeti de güzeldir. (Refik Halit Karay, Gurbet Hikayeleri, s. 56) Şiirin üzerinde hem tecrübem fazla hem bilgim. (Orhan Veli, Denize Doğru, s. 8) Ünlem: Sevinme, kızma, korku, acıma, şaşma, gibi ansızın beliren duyguları yansıtmaya yarayan sözcüklerdir. Aaaah ah biz de adamı delirdi sanıyorduk! (Aziz Nesin, İnsanlar Uyanıyor, s. 80) Dur! Bir yanlışlık yapmayalım, aman! (Melih Cevdet Anday, Dört Oyun, s. 9) AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

24 ANLATIM Bİ R İ MLERİ 6. Anlamları Bakımından Sözcükler Bir sözcüğün anlamı, o sözcüğün zihinde uyandırdığı düşünce, duygu veya tasarımıdır. Bir nesne, özellikle de o nesnenin nitelikleri üzerinde edindiğimiz genel düşünce dilbilimde kavram olarak tanımlanır. Dış gerçeğin insan beynindeki yansıma biçimi diyebileceğimiz kavramı bu açıdan sözcüğün anlamı olarak da tanımlayabiliriz. Sözcükler insan zihnine kavram olarak yerleşirler. İnsan kavramlarla düşünür. Doğan Aksan, bu konuyu şöyle açıklıyor. "... sözcük, birbirinden ayrılmayan iki yönü olan bir varlıktır. Bu varlığın bir yanı ya da yönü, zihinde sessiz okumada bile canlanan "ses imgesi" dir. Bu imgeyi biz, söyleyiş sırasında, konuşma organlarımızla sese çeviririz. Sözcüğün ikinci yüzü, "kavram" ya da "belirtilen" dir ki ses imgesiyle birlikte bir kâğıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılmaz ve sürekli olarak birbirini hatırlatır, çağrıştırır. Sözcükler duyuldukları anda zihnimizde çeşitli çağrışımlara yol açarlar. Hatırlanan, çağrıştırılan öğelerden bir bölüm, sözcüğün biçim yönünden, bir bölümü ses, bir bölümüde anlam açısından ilişkili olduğu başka öğelerdir." Kavramlar, aynı dili konuşan insanlar arasında bile farklı kişisel değerler taşıyabilir, değişik tasarım ve duygular uyandırabilir. Örneğin, köpekleri çok seven bir kimseye köpek denildiğinde onda uyanan tasarım ve duygularla köpekten korkan bir kimsedeki tasarım ve duygular aynı değildir (Aksan, 1990, s. 146). Temel Anlam Bir sözcüğün anlattığı ilk ve asıl kavrama temel anlam denir. Temel anlam o dili konuşan herkesçe bilinen ve en yaygın olan anlamdır. Örneğin, ayak sözcüğünün temel anlamı canlıların yürümesini sağlayan organdır. "çocuğun ayağı ezilmiş cümlesinde" ayak sözcüğü temel anlamıyla kullanılmıştır. Yan Anlam Bir sözcüğün temel anlamıyla ilgili olmak üzere zamanla kazandığı yeni anlamlara o sözcüğün yan anlamları denir. Örneğin, kapalı sözcüğünün karşıtı olarak kullandığımız açık sözcüğü bu anlamının yanında şu yan anlamları da kazanmıştır. açık = denizin kıyıdan uzak yeri açık = boş görev açık = para ya da mal eksikliği açık = müstehcen Sözcüklerin ya da sözcük kümelerinin temel anlamlarından başka anlamlarda kullanıldıkları anlatıma mecazlı anlatım denir. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 25 Eş Sesli Sözcükler: Yazılış ve okunuşları bir başka deyişle sesleri aynı, anlamları ayrı olan sözcüklere essesli sözcükler denir. yaş = ıslak yaş = doğuştan beri geçen yıl birimiyle ölçülen zaman el = organ adı el = yabancı Eş Anlamlı Sözcükler: sesleri ayrı, anlamları aynı ya da birbirine çok yakın olan sözcüklerdir. göndermek, yollamak; bezmek, bıkmak, usanmak gibi. Zıt Anlamlı Sözcükler: Birbirlerine anlamca karşıt olan, sözcüklerdir. Tembel, çalışkan; sevinmek, üzülmek; inmek, çıkmak gibi. 7. Sözcük Öbekleri Bir dizi sözcükten oluşan anlamlı söz birliklerine sözcük öbeği denir. Sözcük öbekleri cümlenin kuruluşunda yer alır, cümlenin bir öğesi olarak görev yüklenebilirler. 7.1. Tamamlamalar Bir adın belirttiği anlamı daha iyi belirtebilmesi için bir başka adla, sıfatla ya da zamirle tamamlanmasıyla oluşan söz dizisine tamlama denir. Belirtili Tamlama: Bir belirtili tamlamada, sözcükler arasında +ın (+nın) tamlayan ve +ı (+sı) iyelik eki vardır: Okul+un ön+ü, güneş+in doğuş+u gibi. Belirtisiz Tamlama: Bir belirtisiz tamlamada +ın (+nın) tamlayan eki kullanılmaz. İkinci sözcük +ı (+sı) iyelik ekini alır: yemek oda+sı, yağmur boru+su, çay şeker+i gibi. Takısız Tamlama: Bir takısız tamlamada her iki sözcük de ek almaz: toprak tencere, deri elbise gibi. Sıfat Tamlaması: İlk sözcüğü sıfat olan bu tamlamalarda sıfat yanına getirildiği ada belirtme ve niteleme kavramları katar: sıcak yemek, geniş arazi gibi. Zincirleme Tamlama: Bir sıfat tamlamasının veya bir ad tamlamasının bir başka sıfat ya da adla yeni bir tamlama kurmasıdır: Salonun perdesinin rengi, kuş seslerinin korosu, taş duvar kalıntısı gibi. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

26 ANLATIM Bİ R İ MLERİ 7.2. İkilemeler Aynı sözcüğün yinelenmesiyle oluşabileceği gibi, anlamları birbirine yakın ya da karşıt olan veya aralarında ses benzerliği olan sözcüklerin yan yana kullanılmasıylada oluşabilen ikilemeler anlatım gücünü artırmak, anlatımı pekiştirmek amacıyla kullanılır: demet demet, çer çöp, tuz buz, ergeç, para mara gibi. 7.3. Deyimler Deyim bir duyguyu, bir durumu, bir kavramı dile getirmek amacıyla; temel anlamından farlı anlamlar taşıyan sözcüklerin bir arada kullanılmasıyla oluşan söz öbekleridir: havanda su dövmek, defteri dürülmek, kulağı delik, eli maşalı, parmak ısırmak gibi. Deyimler de atasözleri gibi ulusal olmalarına karşılık genel kural niteliği taşımazlar. Ayrıca, çoğu gitti azı kaldı, kimi kimsesi örneklerinde görüldüğü gibi kalıplaşarak deyimleşmiş ama temel anlamını koruyan söz öbeklerine de rastlanır. Kimi deyimler, feleğin çemberinden geçmiş, dostlar alışverişte görsün önreklerinde olduğu gibi cümle biçiminde de olabilirler. 8. Cümle Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir eylemi, bir yargıya bağlayarak anlatan söz dizisine cümle denir. Cümle içinde sözcükler bir anlam ve görev ilişkisiyle canlılık kazanır, duyguyu ve düşünceyi anlatabilirler. Türkçede uzun cümleler kurulabileceği gibi tek sözcükten oluşan cümlelerde vardır. - Ne içersiniz? - Çay. Bu örnekteki ikinci cümle tek sözcükten oluşmuştur. Soruya verilen cevap, kesin bir yargı niteliğindedir. Buna karşılık gerektiğinde çok uzun cümleler de kurulabilir. Eğitim ve öğretimde uygulanacak yol, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir zorbalık vasıtası, veyahut medeni bir zevkten ziyade maddi hayatta muvaffak olmayı temin eden pratik ve kullanılması mümkün bir cihaz haline getirmektir. (M. Kemal Atatürk) ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 27 8.1. Cümlenin Öğeleri Cümle özne, yüklem ve tümleç gibi öğelerden oluşur. Bir cümlede mutlaka bulunması gereken iki öğe özne, ve yüklemdir. Bu iki öğe cümlenin temel öğeleridir. Tümleçler cümlenin yardımcı öğeleridir. Sözcükler cümlede değişik görevler üstlenirler. Bir bakıma cümle içinde görev bölümü yaparlar. Türkçede öğeler genellikle ÖZNE + TÜMLEÇ + YÜKLEM sıralanışına uyarlar. Anlatımlarda zaman zaman bu sıralanışın dışına çıkıldığı da görülebilir. Yüklem: cümlede yargıyı yüklenen sözcüktür. Taşıdığı yargıdan dolayı kişi, zaman, olumluluk, olumsuzluk, soru gibi kavramları da bildirir. Yüklem cümledeki diğer öğelerle, özellikle özneyle, uyum içinde olmalıdır. Cümlenin en önemli öğesidir. Mutluluk gibi, dostluk gibi sanat da ancak anlaşmış sevgilerle gelişebiliyor. (Sebahattin Eyüboğlu, Sanat Üzerine Denemeler, s. 502) İşte o tanışmanın öyküsü kısaca budur. (Melih Cevdet Anday, Yasak, s. 51) Özne: Cümlede yargının oluşmasını sağlayan kişi ya da nesnedir. Sanat, özellikle sinema, bir ayrıntı becerisidir. (Melih Cevdet Anday, Yasak, 115) Yusuf, ayakta duruyor, etraftaki eşyayı dikkatle gözden geçiriyordu. (Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, s. 15) Kapımızın zili çalınıyor. Üst baş temizlenir, değiştirilir. Türkçede, edilgen çatılı eylemlerin yüklem olduğu cümlelerde özne bulunmayabilir. Yukarıdaki son iki cümlede özneler belirgin değildir. Cümlede anlatım gereği, işi yapan ya da yargının oluşmasını sağlayan önemli değilse özne kullanılmaz. Böyle durumlarda yüklem edilgen çatılı bir fiilden oluşur. Çeşitli edilgen fiillerin yüklem olduğu cümlelerde nesneler özne gibi göründüğünden bunlara bazı dilbilgisi kitaplarında sözde özne adı verilmektedir. Yukarıdaki cümlelerimize tekrar dönersek, kapımızın zili ve üst baş sözde özne olacaktır. Birden çok yüklemi olan cümlelerin aynı olan öznesine ortak özne denir. Asker, sesi duydu, işi anladı ve yere yattı. (Ortak özne: asker) AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

28 ANLATIM Bİ R İ MLERİ Otobüs tozuta tozuta geldi, durdu. (Ortak özne: otobüs) (Fakir Baykurt, Kaplumbağalar, s. 220) Tümleç: Cümlede yüklemin anlamını türlü yönlerden belirtip, nitelendiren söz ya da söz öbekleridir. Tümleç her anlatımda bulunmayabilir. Ancak yargı ayrıntılı olarak verildiğinde cümlede bir veya daha fazla tümleç bulunabilir. Tümleçler yüklemle olan ilgileri ve aldıkları ekler bakımından şöyle incelenir. 1. Nesne a) Belirtili Nesne b) Belirtisiz Nesne 2. Dolaylı Tümleç 3. Edat (İlgeç) Tümleci 4. Zarf (Belirteç) Tümleci Tümleçler konusundaki eski bilgilerimizi de hatırlayarak aşağıdaki cümleleri inceleyelim. Yuvayı dişi kuş yapar. Belirtili Nesne Bu gece plak çalacaklar, şiir okuyacaklar, dedikodu yapacaklar. Zarf Belirtisiz Belirtisiz Belirtisiz Tümleci nesne nesne nesne (Selim İleri, Dostlukların Son Günü, s. 147) Renkler, kokular, sesler yalnız insanlara mahsustur. Dolaylı tümleç (Sebahattin Eyüboğlu, Mavi ve Kara, s. 105) Bugün evde değilsiniz diye size ugramadık. Zarf Edat Dolaylı Tümleci Tümleci Tümleç Böylece yaz geçti. Zarf Tümleci (Haldun Taner, Tuş, s. 59) ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 29 9. Cümle Türleri Cümleleri yüklemlerine göre, yapılarına göre, kuruluşlarına göre ve anlamlarına göre olmak üzere dört grupta inceleyebiliriz. 9.1. Yüklemlerine Göre Cümleler Yüklemi çekimli bir eylemden oluşan cümlelere eylem cümlesi, yüklemi ad soylu bir sözcük ya da sözcük öbeği olan cümlelere ad cümlesi denir. Ad cümlelerinde yüklemin yargı bildirmesi ekeylem almasıyla olur. Ekeylem (imek) [1. kişi (+im, +iz), 2. kişi (+sin, +siniz), ve 3. kişi (+dir, +dirler) ] ad soylu sözcüklerin çekime girmesini sağlar. Buna can mı dayanır? (Eylem cümlesi) (Reşat Nuri Güntekin, Yeşil Gece, s. 68) Hep onu düşünüyordu. (Eylem cümlesi) Hayatın içinde zamanla eskiyen, yıpranan bir parçayız. (Ad cümlesi) Bu bir tabiat kanunudur. (Ad cümlesi) 9.2. Yapılarına Göre Cümleler İçinde bir tek bağımsız yargı bulunan cümlelere basit cümle denir. İçinde bir temel yargıyla birlikte yan yargı bulunan cümlelere ise birleşik cümle denir. Son yıllarda Türk toplumu önemli değişiklikler geçirdi. (Basit cümle) Bileşik cümle, temel yargıyı bildiren bir cümlede onun anlamını açıklayan, tamamlayan, anlaşılmasına yardımcı olan cümle ya da cümlelerden oluşur. Birleşik cümlede temel yargıyı bildiren cümleye temel cümle, temel yargıyı türlü yönlerden tamamlayan cümle ya da cümleciklere de yan cümle/ler denir. Demek, insan sevgisiz oldu mu, her şey mübah. (Birleşik cümle) Yan cümle Temel cümle (Demirtaş Ceyhun, Apartman, s. 43) Üstelik insan "Ayşecik" adlı yerli filmi görmeye gidecekse, mendilsizlik felaket olur. (Birleşik cümle) Yan cümle Temel cümle (Aziz Nesin, Merhaba, s. 118) AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

30 ANLATIM Bİ R İ MLERİ Yan cümleler yapılarına göre; dilek ve koşul bildiren yan cümleler, edatlı yan cümleler, bağlaçlı yan cümleler, soru ekiyle bağlanan yan cümleler, olumsuzluk koşuluyla (değil sözcüğü ile) bağlanan yan cümleler gibi çeşitlere ayrılır. Bir de istiyorum ki Neriman nerede olduğunu bana bildirsin. Bağlaçlı yan cümle Temel cümle Muş Ovası bitti mi Bingöl Dağları başlar. Soru ekiyle bağlanan Yan Cümle Temel cümle (Ceyhun Atıf Kansu, Balım Kız Dalım Oğul, s. 10) 9.2.1. Sıralı Cümleler Bir anlatım içinde anlam ilgileri nedeniyle birbirlerine türlü biçimlerde bağlanan cümlelere sıralı cümleler denir. Sıralı cümlelerde sondaki cümlenin yüklemi, kişi ve zaman açısından öteki cümlelerin yüklemiyle uyum gösterir. Kişi ve zaman ekleri genellikle yinelenmez sondaki yüklemde belirtilir. Özneler, tümleçler ya da yüklemler ortaksa bağımlı sıralı cümle, ortak değilse bağımsız sıralı cümledir Mevsim yaz, yazın da en sıcak günleriydi. (Bağımsız sıralı cümle) (Orhan Kemal, Önce Ekmek, s. 72) Bir yerden gidiyorduk ama yol muydu, tarla mıydı, seçilmiyordu. (Bağımsız sıralı cümle) (Fakir Baykurt, Anadolu Garajı, s. 77) Emekli maaşını alır almaz çarşıya gider, taksitlerini öder, evine dönerdi. (Bağımlı sıralı cümle) Yıllarca burada çalışmış, kimse sen kimsin dememiş. (Bağımlı sıralı cümle) 9.2.2. Girişik Cümleler Yan cümleleri temel cümleye ya özne, nesne, tümleç olan ya da öğelerden birini tamamlayan cümlelerdir. Doktor sigarayı yasaklayalı tam iki yıl olmuş. (Muzaffer İzgü, Donumdaki Para s. 155) İnsan geçmişiyle hesaplaşarak gelişir. (Sebahattin Eyüboğlu, Mavi ve Kara s. 165) Memleketinden konuşmaya, ailesinden söz açmaya can atardı. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 31 9.3. Öğelerinin Dizilişine Göre Cümleler Türkçe cümlelerde öğelerin ÖZNE + TÜMLEÇ + YÜKLEM dizilişine uyduklarını daha önce de belirtmiştik. Ancak bu bir kuruluş özelliğidir, kesin bir kural değildir. Anlatımın niteliğine bağlı olarak bir cümlede bütün öğeler bulunurken bir başka cümle sadece yüklemden oluşabilir ya da öğeler yer değiştirebilir. Yüklemi sonda bulunan cümleye kurallı cümle, yüklemi sonda bulunmayan cümleye devrik cümle denir. Böyle davranmak sana yakışmıyor. (Kurallı cümle) Yüklem Bizim kuşak, dilimizin arılaştırılması akımının en ateşli dönemini yaşadı. (Kurallı Cümle) Yüklem (Melih Cevdet Anday, Yasak, s. 124) Kuşlar küstü bize. (Devrik cümle) Yüklem (Yaşar Kemal, Kuşlar da Gitti, s. 61) Bizden önce birileri gelmiş buralara belli. (Devrik cümle) Yüklem Cümlede çeşitli nedenlerle öğelerden birinin -genillikle de yüklemin- kullanılmadığı olur. Bu tür cümlelere de kesik cümle denir. Işıklar da ölür, topraklar da ölür, sular da... (Kesik cümle) (Yaşar Kemal, Ölmez Otu, s. 13) Devrik cümle ile kesik cümle daha çok sözlü anlatım da kullanılır. Yazılı anlatımda anlatıma akıcılık ve canlılık kazandırmak için devrik cümleye, kısa ve etkili anlatım için de kesik cümleye başvurulabilir. 9.4. Anlamlarına Göre Cümleler Cümleler yargıyı bildiriş biçimlerine göre de çeşitli türlere ayrılır. Yüklemi olumlu anlam içeren cümlelere olumlu cümle; olumsuz anlam içerenlere de olumsuz cümle denir. Olumsuz cümlelerde olumsuzluk, kimi ekler ve sözcüklerle sağlanır. Eylem cümlelerinde "-me, -ma" olumsuzluk ekleri ya da "ne ne" bağlaçları olumsuzluk anlamı verirken, ad cümlelerinde "değil, yok" sözcükleriyle "-siz" eki cümleye olumsuzluk anlamı verir. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

32 ANLATIM Bİ R İ MLERİ İnsanlar arası ilişkilerde sevgi ve saygı da olmalıdır. (Olumlu cümle) Özgürlük, aklına her eseni yapmak değildir. (Olumsuz cümle) Yargının soru biçiminde belirtildiği cümlelere soru cümlesi denir. Karamsarla kötümser eş anlamlı mıdır? (Soru cümlesi) Kimi soru cümleleri ise biçim açısından soru cümlesi olmakla birlikte anlam açısından soru bildirmezler. Anlatımı daha etkili kılmak amacıyla kurulan bu tür soru cümlelerine biçimsel yada sözde soru cümlesi denir. Neden yalnız başkalarını suçlamalı? (Sözde soru cümlesi) Ne kötülük var bunda? (Sözde soru cümlesi) Ünlem Cümleleri Ünlem cümleleri coşkun duygular anlatan cümlelerdir. Tüh tüh yazık oldu, senin de ikiye bölündü uykun! (Ünlem cümlesi) (Necati Cumalı, Yağmurlar ve Topraklar, s. 83) Bari, sen unutma beni! (Ünlem cümlesi) 10. Paragraf Anlatım birimleri içinde paragraf "bir düzyazıda işlenen konunun bölümlerinden her biri" olarak tanımlanabilir. Bir yazı bir anadüşünce doğrultusunda yazılır. Bu anadüşünce çeşitli yardımcı düşüncelerle desteklenir. Yazıdaki bu düşünce kümeleri paragrafı meydana getirir. Yazıdaki giriş, gelişme ve sonuç bölümleri paragraflarla gösterilir. İyi kurulmuş bir paragraf yazının tüm özelliklerini taşır. Böylece yazıda okuma kolaylığı sağlanmış olur, okuyucudaki ilgi sürekli olarak canlı tutulur. Genelde her paragrafın başlangıcında satıra 6-8 harf boyu içerden başlanır. Ancak son zamanlarda bu kurala uyulmadığı da görülmektedir. Paragraf tek bir cümleden oluşabileceği gibi konunun genişliğine göre cümle sayısı artabilir. Paragrafın önemini ve yararlarını şöyle sıralayabiliriz: Okumayı ve anlamayı kolaylaştırır. Paragraflara bölünmüş bir yazıyı okumak ve anlamak daha kolay olur. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 33 Planlı yazmayı sağlar. Yazıya anlam ve konu bütünlüğü kazandırır. İstenilen konunun belirli ölçülerde işlenmesini sağlar. Her paragrafta konunun bir başka yönü işlenir. Duygu ve düşüncelerin ayrı ayrı paragraflarda işlenmesi düşünce karışıklığını önler. 10.1. Paragraf Türleri Paragrafın türü; paragrafın yazı içindeki işlevine ve konusuna göre değişir. 10.1.1. İşlevlerine göre Paragraflar Düşünce yazılarında paragraflar, işlevlerine göre, giriş, gelişme, geçiş ve sonuç paragrafları olarak türlere ayrılabilir. Giriş Paragrafları: Bir yazıda giriş paragrafı genellikle, konuyu tanıtan, neyin işleneceğini, konuya hangi açıdan bakılacağını belirten paragraftır. Kesin bir kural olmamakla birlikte giriş paragrafı konunun ana düşüncesini de içerebilir. Bu paragrafta gelişme bölümünün temeli hazırlanır. bu derece önemli olan giriş paragrafları elbette ilginç olmalı, anlatılacakları bir anlamda özetlemelidir. İletişim ne duyumsadığımızı ve ne demek istediğimizi karşımızdakine açık bir şekilde söyleme; karşımızdakinin ne söylediğini dinleme ve tam duyduğumuzdan emin olma, kısaca birbiriyle konuşma sanatıdır. İletişim, sevgi dolu bir ilişkiyi kurup sürdürebilmek için en önemli beceridir. [Leo Buscaglıa, Birbirimizi Sevebilmek, s.55 (İkinci Bölüme Giriş Paragrafı)] Gelişme Paragrafı: gelişme paragrafı, giriş paragrafında tanıtılan konunun açıklandığı, değişik yönlerden incelendiği, ana düşüncenin işlendiği paragraflardır. düşüncelerin savunulduğu paragraflar olduğu için örneklerden, karşıtlardan, benzerliklerden yararlanılabilir. Şimdi yukarıdaki örnekte, giriş paragrafında ortaya konan düşüncenin gelişme paragraflarından birinde nasıl geliştirildiğini görelim: Birkaç yıl önce sevgi dersi okuturken sınıfımla birlikte bir görev yapmaya karar verdik. Yaşamımızda sevdiğimiz ve değer verdiğimiz kişilere yaklaşacak ve sözlü olarak onları gerçekten sevdiğimizi ve takdir ettiğimizi bildirecektik. Yüzeysel olarak çok doğal ve basit görünen bu girişimin düşündüğümüzden çok daha güç olduğunu sonra gördük. öğrencilerimden çoğu sevgi söz konusu olunca dili bağlı kalıyordu. Sevgilerini ifade ederlerken rahatsız olup beceriksizleşiyor, hatta şaşkınlığa düşüyorlardı. Birkaçı bu görevi yapamadı. Deneyimlerimizi paylaşarak sonuçları tartıştığımızda çoğumuzun sev- AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

34 ANLATIM Bİ R İ MLERİ gi ile ilgili olarak konuşmayı korkutucu bulduğumuzu anladık. Sonra birden bire sevgi sözlerini neden bu denli seyrek, böyle çekingen ve alçak sesli olarak duyduğumuzu anladık. ifade edilmemiş sevginin en büyük üzüntü ve pişmanlıklara neden oluşturduğunu da öğrenmiştik. Genellikle kişinin yaşamımızdaki değerini ifade etmek kamu önünde onu onore etmek ve ona sevdiğimizi söylemek için ölmesini bekleriz. (Leo Buscaglia, s. 56) Geçiş Paragrafı: Uzun yazılarda bölümler arası geçişi, bağlantıyı sağlamak için kullanılan kısa paragraflardır. Geçiş paragraflarında ya daha önce söylenenler özetlenir ya da daha sonraki paragraflarda söyleneceklere geçiş için hazırlık yapılır. Böylece biz, sevgi dilini çevremizden öğrenir ya da hiç öğrenemeyiz. Birbirimizle ilişki kuracak sözlü simgeleri de ya öğrenir ya da hiç öğrenemeyiz. (Leo Buscaglia, s. 62) Sonuç Paragrafı: Yazının son paragrafıdır. Daha önce ileri sürülen düşünceler toparlanır, özetlenir ve yazının ana düşüncesi vurgulanır. Eğer bir sorun varsa çözümü için öneriler ileri sürülür. Genellikle en kuvvetli düşünceler, en önemli görüşler bu paragrafta yer alır. Sizin, olasılıkla yukardaki fikirlerin sevgililer (sevenler) arasında gerçekten gerekli olmayacağını düşündüğünüzü biliyorum. Bunlar bir anda içten gelirler diyebilirsiniz. Aslında öyle olmaz. Bu saydıklarım iletişimin çeşitli evreleri ve sevgi dolu ilişkinin temel taşlarıdır. Aynı zamanda dünyanın en güzel seslerini de oluştururlar. (Leo Buscaglia, s. 73) 10.1.2. Konularına Göre Paragraflar Paragraflar konularını işleyiş biçimlerine göre; açıklama paragrafları, betimleme paragrafları, olay paragrafları, çözümleme paragrafları gibi türlere ayrılırlar. Açıklama Paragrafları: Bir düşüncenin, bir konunun, bir sorunun, açıklandığı paragraflardır. İçinde duygu, bilgi, düşünce, yargı, yorum, dilek, öneri bulunabilir. Yardımcı düşüncelerle, örneklerle konu aydınlatılır. Açıklama paragrafında konunun ayrıntılarına girilebilir ancak bu paragraflar, okuyucuyu sıkmayacak, ilgi uyandıracak biçimde düzenlenmelidir. Denge bir doğa kuramıdır, temel bir yaşam ilkesidir. Dengenin ifadesini, doğada, mevsimlerde, gece ve gündüzde, hareket ve durgunlukta sürekli görürüz. Gıda uzmanı aldığımız gıdanın dengeli olması gerektiğini söyler. Ekonomist iç ve dış ticaretin dengesinden, hukukçu siyasal güçlerin dengesinden söz eder. (Doğan Cüceloğlu, İçimizdeki Biz, s. 103) ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 35 Betimleme Paragrafları: Yazıda anlatılan bir insanın, bir yerin, bir eşyanın veya manzaranın ince ayrıntılarıyla işlendiği paragraflardır. Bu tür paragraflarda bir bakıma yazı ile resim yapılır. Aylin'de insan sevgisi ne kadar yoğunsa, gözü karardığında cesareti de o denli delice idi. Özellikle birilerine haksızlık edildiği kanaatine varırsa, haksızlığa uğrayanı korumak için göze alamayacağı şey yoktu. (Ayşe Kulin, Adı Aylin, S.126) Gördüğü karşısında heyecanlandı delikanlı. Çölün ortasında böyle bir çadırın olabileceğini hiç düşünmemişti. Yer şimdiye kadar üzerinde yürümediği güzellikte en güzel halılarla kaplıydı; yukarıya içlerinde yanan mumlar bulunan, parlak ve işlemeli nadide avizeler asılmıştı. Bol işlemeli ipek yastıklara yaslanmış kabile reisleri çadırın gerisinde yarım daire halinde oturuyorlardı. Hizmetçiler lezzetli yiyeceklerle dolu gümüş tepsilerle gidip geliyor, çay sunuyorlardı. Başka hizmetçiler nargilelerin ateşlerini tazeliyorlardı. Havaya pek hoş bir tütün kokusu yayılıyordu." (Paulo Coelho, Simyacı, s. 112) Olay Paragrafları: Olaylı yargılarda içinde bir olayın anlatıldığı paragraflardır. Hava kararmıştı, sessizce kalktık. Benim yediğim pastanın ve kendi bilmem kaç kahvesinin parasını öderken-amerikan kahvesi hala zor bulunuyordu-hiç ses çıkartmadım... (Buket Uzuner, İki Yeşil Susamuru, s. 127) Çözümleme Paragrafları: Yazıda ele alınan konunun parçalara ayrılarak işlendiği, konunun daha iyi anlaşılmasının sağlandığı paragraflardır. Konunun temel öğeleri bulunarak sonuca gidilir. Mesaj şudur: Bırakmaktan ve denemekten vezgeçmediğiniz sürece asla yenilmiş değilsiniz. Başarısızlıklarımızdan işlerin nasıl yapılmayacağını öğreniriz. Edison ampulu keşfetmek için yaptığı ilk altı bin denemede başarılı olamamıştı. Cesaretinin kırılıp kırılmadığı sorulduğunda şöyle yanıtladı: Hayır. Şimdi bunu yapamayacağınız altı bin yolu da iyi biliyorum. Edison gibi bizim de bazen başarıyı öğrenmeden başarısızlığı öğrenmemiz gerekiyor. (Doğan Cüceloğlu, İçimizdeki Biz, s. 121) Özet Anlatımın başarısı; sözcük, cümle ve paragrafla yakından ilgilidir. Eğer sözcüklerin anlamlarını ve görevlerini bilmiyorsak, doğru cümle kuramıyorsak, düşüncelerimizi paragraflarda kümelendiremiyorsak yazılı ve sözlü anlatımda başarıya uluşmamız mümkün değildir. Bu nedenle anlatım birimlerini iyi tanımalı ve özelliklerini iyi bilmeliyiz. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

36 ANLATIM Bİ R İ MLERİ Sözcük: Bir veya birkaç heceden oluşmuş anlamlı birliklerdir. Olayları, varlıkları, varlıkların yaptıklarını, durumlarını ve niteliklerini karşılar. Sözcükler ses yapısı bakımından hece adını verdiğimiz öğelerden, yapı bakımından ise kök ve eklerden meydana gelir. Bir dildeki sözcükler; köken bakımından, yapı bakımından, görevleri bakımından, anlamları bakımından incelenebilir. Bir dizi sözcükten oluşan anlamlı söz birliklerine ise sözcük öbeği denir. Cümle: Cümle bir duyguyu, bir düşünceyi, bir dileği, bir yargıyı anlatan söz disizidir. Türkçede bir cümlenin temel öğelerini özne ve yüklem oluşturmaktadır. Türkçe cümleleri; yüklemlerine göre, yapılarına göre, öğelerinin dizilişine göre, anlamlarına göre inceleyebiliriz. Paragraf: Bir anlatımda bir duyguyu, bir düşünceyi veya bir olayı değişik yönlerden açıklayan ve anlatımın planlı olmasını sağlayan bölümlere paragraf denir. Bir yazı içindeki paragrafları işlevlerine göre ve konularına göre inceleyebiliriz. Değerlendirme Soruları Aşağıdaki soruların yanıtlarını, seçenekler arasından bulunuz. 1. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisinin yapısı diğerlerinden farklıdır? A. Süpürge birleşik kelime değildir. B. Bu bölge oldukça dağlıktır. C. Dalga yüksekliği iki metreyi buluyordu. D. Onun sözleri, bilge kişiliğini yansıtıyordu. E. Güneşe bakan gölge görmez. 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük temel anlamında kullanılmıştır? A. Bu sözünle ölçüyü kaçırdığının farkında mısın? B. Ne kadar gamsızsın. Sende hiç sinir yok mu? C. Kalemler masanın gözündeydi. D. Gazetedeki yazınızı çok düşündürücü buldum. E. Sinemada güzel bir film oynuyor. 3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde böyle sözcüğü ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır? A. Böyle ferman etti Cahit! B. Bu rüzgâr her vakit böyle esmeyecek! C. Bu meclis böyle kalmaz, mestler mahzun olur birgün. D. Yıldırımsız ve baltasız Bir orman böyle devrildi. E. Eve ekmekle tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

ANLATIM Bİ R İ MLERİ 37 4. "Küçük yemyeşil bir bahçe" sözleri aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne görevinde kullanılmıştır? A. Ev, küçük yemyeşil bir bahçenin ortasındaydı. B. Küçük yemyeşil bir bahçeden geçerek eve geldik. C. Gözlerimi açtığımda küçük yemyeşil bir bahçenin içindeydim. D. Evin arka kapısı küçük yemyeşil bir bahçeye açılıyordu. E. Evin arkasında küçük yemyeşil bir bahçe vardı. 5. Aşağıdakilerden hangisi öznesi ortak olan, sıralı bir cümledir. A. Radyo çalıyor, oturanlar onu ilgiyle dinliyorlardı. B. Evden sessizce çıktık; sokakta çıt çıkmıyordu. C. Konuşa konuşa geldiler; evin önünde durdular. D. Kentin batısına bakıyorum; sisten evler gözükmüyor. E. Sesler çoğalıyor; ne olduğunu anlayamıyordum. Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar Aksan, Doğan. Her Yönüyle Dil I, II, III, TDK Yayınları: 439/1, Ankara, 1990 Atabay, Neşe ve Diğerleri, Türkiye Türkçesinin Sözdizimi, TDK Yayınları : 472, Ankara, 1981. Atabay, Neşe ve Diğerleri, Sözcük Türleri, TDK Yayını: 421, Ankara, 1983. Türk Dil Kurumu. İmlâ Kılavuzu, No: 525, Ankara, 1996. Dil Derneği. Yazım Kılavuzu, No: 1, Ankara, 1995. Gülensoy, Tuncer. Türkçe El Kitabı, 2. Baskı, Kayseri, 1995. Hatiboğlu, Necip, Yükseköğretimde Türk Dili, Yazılı ve Sözlü Anlatım, Birlik Ofset Yayıncılık, Eskişehir, 1994. Türk Dili ve Edebiyatı, Sözlü ve Yazılı Anlatım, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi, Lisans Tamamlama Programı, Eskişehir, 1991. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ