SİSTEM SARKOMLARININ RETROSPEKTİF ANALİZİ



Benzer belgeler
Cerrahi Dışı Tedaviler

KÜRATİF TEDAVİ SONRASI PSA YÜKSELMESİNE NASIL YAKLAŞALIM? Doç. Dr. Bülent Akduman Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

İNVAZİF MESANE KANSERİNDE ORGAN KORUYUCU TEDAVİLER METASTATİK MESANE KANSERİNİN TEDAVİSİ

Böbrek Tümörlerinin Prognostik Kategorizasyonu

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

Osteosarkom Tedavisinde Neoadjuvan Tedavi. Dr. Bülent Yalçın 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, Mart 2014 Susesi Otel, Antalya

Spinal Tumors. Başar Atalay M.D. Yeditepe University Faculty of Medicine Department of Neurosurgery. Tuesday, April 3, 12

MESANE KORUYUCU YAKLAŞIM. Dr. Deniz Yalman Ege Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi A.D.

Kemik tümörleri. Dr Canfeza Sezgin EÜTF Tıbbi Onkoloji BD

Evre I Seminom Dışı Testis Tümörlerinde (NSGHT) Tedavi

Ümmügül Üyetürk Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Tıp Fakültesi,İç Hastalıkları AD, Tıbbi Onkoloji BD, BOLU

EVRE I SEMİNOM DIŞI TÜMÖRLERE YAKLAŞIM

OVER KAYNAKLI MALİGN MİKST MÜLLERİAN TÜMÖRLERDE TEDAVİ YAKLAŞIMI. Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

Serviks Kanserinde Fertilite Koruyucu Tedavi

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

GERM HÜCRELİ OVER TÜMÖRLERİNDE CERRAHİ EVRELEME GEREKLİ MİDİR?

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Dr.Bahar Müezzinoğlu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

Mide Kanseri Tanısı Olan Hastalarda Lenf Nodu Tutulum Oranı ve Sağkalım İlişkisi

Radikal Prostatektomi Sonrası Yüksek Riskli Grupta RT: Erken mi Geç mi? Dr Şefik İğdem

ERKEN EVRE SEMİNOM OLGUSU

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

ÜROTELYAL HÜCRELİ KANSERLERİNDE FOKAL SKUAMÖZ VE GLANDÜLER DİFERANSİYASYON İLE YAYGIN SKUAMÖZ VE GLANDÜLER DİFERANSİYASYONUN KLİNİK ÖNEMİ

Küçük renal kitlelerde aktif izlem

RİSK GRUPLARINA GÖRE TEDAVİ

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

Mesane Kanseri Olgu Tartışmaları Dr. Sümer Baltacı

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

Prof. Dr. Yaşar BEDÜK Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

PANKREAS KANSERLERİNDE

Dr. Zeynep Özsaran. E.Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi AD

Deneyim: Klinik Pratikte Abirateron. Dr. Mert Başaran İ.Ü. ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Mesane Tümöründe Klinik Evrelemede Kullanılan Görüntüleme Yöntemleri

Metastatik Renal Kanserlerinde Birinci Basamak Tedavi Seçenekleri

TTOD MEME KANSERİ GÜNCELLEME KURSU HAZİRAN 2015 İSTANBUL 08:25-08:30 Açılış 08:00-08:30 Pratiği değiştiren çalışmalar. (salonda kahvaltı ile)

LOKAL ILERI REKTUM TÜMÖRLERINDE

Vaka Takdimleri. Prof.Dr. Kemal SARICA. Yeditepe Üniveristesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

Erken Evre Mide Kanserine Yaklaşım. Adjuvan Kemoterapi. Prof. Dr. N. Faruk AYKAN İstanbul 2004

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

XVII. ULUSAL KANSER KONGRESİ

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

Yumuşak Doku Tümörlerinde Yeniden Işınlama. Dr.Cem ÖNAL Başkent Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi A.D.

Nazofarenks Kanseri Tedavisinde Üç Farklı İndüksiyon Rejiminin Retrospektif Değerlendirilmesi (CF vs DC vs DCF )

SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNDE ONKOLOJİK TEDAVİ. Prof. Dr. Evin Büyükünal Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları. ABD Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

PEDİATRİK TÜMÖRLERDE İKİNCİ SERİ IŞINLAMA Dr. Ahmet Dirier Gaziantep Üniversitesi

Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

2. MUĞLA MULTİDİSİPLİNER ONKOLOJİK ARAŞTIRMALAR SEMPOZYUMU. ""Her Yönü ile Kanserde Tartışmalı Konular"" (MORE 2018) 05 Ekim 2018 CUMA

Akciğer Kanserini Hangi Evrede Yakalıyor ve Nasıl Tedavi Ediyoruz?

ROBOTİK BÖBREK AMELİYATI

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Güz Dönemi Klinik Radyasyon Onkolojisi (TRF5003) Ders Programı

Kötü Huylu Yumuşak Doku Tümörleri. Tanım, sınıflama, hastaya ilk yaklaşım. Dr. Serkan BİLGİÇ

Oligometastatik Prostat Kanseri. Dr. Deniz Tural Bakırköy Dr. Sadi Ko uk Eğiti ve Araştır a Hasta esi

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

MESANE KANSERİ TEDAVİSİNDE RADİKAL SİSTEKTOMİ VE KEMOTERAPİ İLE TRANSÜRETRAL REZEKSİYON VE KEMOTERAPİ SONUÇLARI

PROF.DR. KADİR BAYKAL GATA HAYDARPAŞA EĞİTİM HASTANESİ ÜROLOJİ KLİNİĞİ

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomunda Neoadjuvant Kemoterapi

REKTUM KANSERİNDE ADJUVAN NEOADJUVAN TEDAVİ YAKLAŞIMLARI. Prof Dr Gökhan Demir İstanbul Bilim Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Evre III KHDAK nde Radyoterapi

MİDE KANSERİ TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ UYGULAYALIM MI? Dr. Meltem Nalça Andrieu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

Nod-pozitif Meme Kanserinde Lenf Nodu Oranı Nüks ve Mortaliteyi Belirleyen Bağımsız Bir Prognostik Faktördür

KARACİĞER METASTAZLARINDA ROBOTİK STEREOTAKTİK BEDEN RADYOTERAPİSİ

SERVİKS KANSERİNDE RADYOTERAPİ

MALİGN MEZOTELYOMA DA CERRAHİ

PROSTAT KANSERİNDE YENİ DERECELENDİRME SİSTEMİ. Prof. Dr. Işın Kılıçaslan İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

ULUSAL ENDOKRİN CERRAHİ KONSENSUS KONFERANSI

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

Yumuşak Doku Sarkomları ve Tedavi İlkeleri

NEOADJUVAN TEDAVİ SONRASI CERRAHİ İLE PATOLOJİK DOWNSTAGE (T0N0-T1-2N0) OLDUĞU TESPİT EDİLEN HASTALARDA BEKLENİLMEYEN OLDUKÇA İYİ SAĞKALIM

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Lokalize prostat kanserinde Radikal Prostatektomi mi? yoksa Radyoterapi mi? Dr. Haluk Özen, Hacettepe Üniv. Üroloji AD

Küçük Hücreli Akciğer Kanserinde Cerrahinin Yeri Var mı? Dr.Ali Kılıçgün Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi

Radyasyon onkologları ne diyor?

Renin-Angiotensin System Blockers May Prolong Survival of Metastatic Non-Small Cell Lung Cancer Patients Receiving Erlotinib

Küçük Hücreli Akciğer Kanserlerinde Radyoterapi. Dr. Meltem Serin

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

Evre 3 Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomu (KHDAK) ve etkin sistemik tedavi

NDE KEMORADYOTERAPİ MESANE KORUYUCU TEDAVİ MESANE KANSERİNDE

AMELİYAT SONRASI TAKİP/ NÜKSTE NE YAPALIM? Dr. Meral Mert

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

Prostat kanserinin gerçek sebebi bilinmemektedir. Yapılan çalışmalar aşağıdaki faktörlerin prostat kanseri gelişiminde önemli olduğunu göstermiştir:

Hodgkin lenfoma tedavisinde Radyoterapinin Rolü. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

Mide Tümörleri Sempozyumu

Transkript:

ÜROONKOLOJİ/Urooncology ÜROGENİTAL SİSTEM SARKOMLARININ RETROSPEKTİF ANALİZİ RETROSPECTIVE ANALYSIS OF SARCOMAS OF THE UROGENITAL SYSTEM Engin KANDIRALI*, Öner ŞANLI**, Fikret ERDEMİR***, Faruk ÖZCAN**, Tarık ESEN**, Murat TUNÇ** * Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, BOLU ** İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, İSTANBUL *** Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, TOKAT ABSTRACT Introduction: Sarcomas account for only about 1% of all malignant tumors. Less than 5% of soft tissue sarcomas arise from the genitourinary tract, accounting for only 1 to 2% of all malignant genitourinary tumors. Because of the rarity of these tumors, the basic problem in the management of these tumors is the lack of a uniform approach for staging and treatment. Although sarcomas arise from different organs in the genitourinary tract and compromise different histopathological features, the main treatment modality is surgical resection of the tumor. The aim of this study is to evaluate the clinical and pathological features and prognosis of genitourinary tumors treated in our clinic. Materials and Methods: Between 1997 and 2003, after excluding the gynecological sarcomas, a total of 15 genitourinary sarcomas were treated in our clinic. All patients were evaluated with a detailed medical history, physical examination, multiple serum analyses and imaging modalities such as ultrasonography, computed tomography and magnetic resonance imaging if needed. Thus, tru-cut biopsy was performed if indicated. For all patients, the primary treatment modality was open surgical resection. In addition to surgery, some of these patients also received adjuvant radiation therapy and/or chemotherapy. For staging, Memorial Sloan- Kettering Cancer Center soft tissue sarcoma staging system was used. Post-operative follow-up was done in regular intervals. Results: The mean age of patients was 50.4 ±14.7 (16-69) years and the mean tumor size was 8±3.5 cm. The chief complaints (one or more) of these patients were hematuria in 9, flank pain in 7, weight loss in 6, abdominal pain in 5, abdominal mass in 4, lower urinary tract symptoms in 3. Five bladder, six kidney, three retroperitoneal and one prostate sarcoma were detected in three women and 12 men. Histopathology of these tumors were leiomyosarcomas in nine, liposarcomas in three, rhabdomyosarcomas in two, malignant fibrous histiocytoma in one of the patients. Of these tumors, three were low grade and 12 were high grade. All patients except one underwent open surgical resection of the tumors. For five patients surgical resection was the only treatment modality, while eleven patients received adjuvant chemotherapy and/or radiotherapy after surgery. After a follow-up of 10.2± 4.7 (3-20) months, overall survival rate was found to be 20% (3/15). Conclusion: Genitourinary sarcomas are a rare group of tumors with a generally poor prognosis. Complete surgical resection is still the mainstay of treatment. Further large scale studies, are needed to better understand the major prognostic determinants of these tumors and to identify specific treatments. Key words: Urogenital tumors, sarcoma, prognosis, survival ÖZET Yumuşak doku sarkomlarının %5 kadarı genitoüriner sistemde bulunur ve genitoüriner sistem tümörlerinin yaklaşık %1-2 sini oluştururlar. Bu çalışmanın amacı, kliniğimizde takip ve tedavi edilen 15 genitoüriner sistem kaynaklı sarkom hastasının klinik ve patolojik özellikleri ile prognozlarını gözden geçirmektir. Bu retrospektif çalışmaya kliniğimizde 1997-2003 yılları arasında tedavi edilen 15 genitoüriner sarkom hastası dahil edildi. Tüm hastalara açık cerrahi girişim yapıldı ve gerektiğinde cerrahi sonrası kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulandı. Hastaların takipleri düzenli aralıklarla yapıldı. Üçü kadın, 12 si erkek olan hastaların, ortalama yaşı 50.4±14.7 (16-69) yıl, ortalama tümör boyutu ise 8±3.5 (3-15) cm idi. Beş hastada mesane, 6 hastada böbrek, 3 hastada retroperitoneal ve 1 hastada prostat kaynaklı sarkom saptandı. Histopatolojik olarak 9 u leyomyosarkom, 2 si rabdomiyosarkom, 3 ü liposarkom ve 1 i malin fibroz histiyositom idi. Hastaların biri hariç tamamına açık cerrahi tedavi uygulandı. Operasyon sonrası 9 hastaya sadece kemoterapi, 2 hastaya kemoradyoterapi yapıldı. Ortalama 10.2±4.7 (3-20) aylık takip süresi sonunda 12 hasta kaybedildi ve ortalama sağkalım % 20 (3/15) olarak saptandı. Genitoüriner ve retroperitoneal sarkomlar nadir görülen ancak prognozu kötü olan tümörlerdir. Bu tümörlerin tedavisinin temelini halen cerrahi tedavi oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Ürolojik tümörler, sarkom, prognoz, sağkalım Dergiye Geliş Tarihi: 20.10.2004 Yayına Kabul Tarihi: 14.04.2005 (Düzeltilmiş hali ile) Türk Üroloji Dergisi: 31 (1): 49-54, 2005 49

KANDIRALI E., ŞANLI Ö., ERDEMİR F., ÖZCAN F., ESEN T., TUNÇ M. GİRİŞ Yumuşak doku sarkomları mezenkimal konnektif dokudan kaynaklanan malin tümörlerdir ve tüm malin tümörler içinde %1 oranında saptanırlar 1. Bu tümörlerin %5 ten azı genitoüriner sistemde bulunur ve genitoüriner sistem tümörlerinin yaklaşık %1-2 sini oluştururlar 1,2. Nadir görülmelerinden dolayı bu tümörlerin karakteristik özellikleri, doğal seyirleri, tedavi şemaları ve prognozları hakkında kesin veriler bulunmamaktadır 3. Farklı organlarda ve farklı histolojik yapılar da olsalar bile, genitoüriner sarkomların tedavisinde primer tümörün tamamının çıkarılması temel tedavi prensibidir 1-4. Cerrahi girişime ilave olarak gerektiğinde adjuvan kemoterapi ve radyoterapi yapılabilmesine rağmen, genitoüriner sarkomların prognozları oldukça kötüdür 2. Bu çalışmanın amacı, kliniğimizde takip ve tedavi edilen 15 genitoüriner sistem kaynaklı sarkom vakasının klinik ve patolojik özellikleri ile prognozlarını gözden geçirmektir. GEREÇ ve YÖNTEM Bu retrospektif çalışmaya kliniğimizde 1997-2003 yılları arasında tedavi edilen 15 genitoüriner sarkom hastası dahil edilmiştir. Tüm hastaların cinsiyeti, yaşı, başvuru şikayeti/şikayetleri, tümör yeri ve histopatolojik tipi, tedavi yöntemleri ve takip süreleri hastane kayıtları yolu ile saptandı. Bu hastaların 6 sı böbrek, 5 i mesane, 3 ü retroperitoneal ve 1 i de prostat kaynaklı sarkom idi. Histopatolojik olarak ise, 9 u leyomiyosarkom (7 yüksek, 2 düşük dereceli), 2 si yüksek dereceli rabdomiyosarkom, 3 ü liposarkom (2 yüksek, 1 düşük dereceli) ve biri yüksek dereceli malin fibröz histiyositomdu. Tüm hastalar operasyon öncesi dönemde ayrıntılı anamnez, fizik muayene, tam kan ve biyokimya analizleri ve akciğer filmine ilave olarak ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans, kemik sintigrafisi gibi görüntüleme yöntemlerinin bir veya birkaçı ve gerektiğinde iğne biyopsisi ile değerlendirildi. Evrelendirmede Memorial Sloan-Kettering Cancer Center (MSKCC) yumuşak doku evrelendirme sistemi kullanıldı 2. Tüm hastalara açık cerrahi girişim yapıldı ve gerektiğinde cerrahi tedavi sonrası kemoterapi ve/ veya radyoterapi uygulandı. Tüm hastalar tedavi sonrası dönemde en fazla 6 ay aralıklarla düzenli olarak takip edildi. Kadın genital sisteminden kaynaklanan sarkomlar çalışma dışında bırakıldı. BULGULAR Üçü kadın, 12 si erkek olan hastaların, ortalama yaşı 50.4±14.7 (16-69) yıl, ortalama takip süresi 10.2±4.7 (3-20) ay ve ortalama tümör boyutu 8±3.5 (3-15) cm idi. Beş hastada mesane (% 33.3), 6 hastada böbrek (%40), 3 hastada retroperitoneal (%20) ve 1 hastada da prostat (%6.6) kaynaklı sarkom saptandı (Tablo 1). Histopatolojik olarak 9 u leyomyosarkom (7 yüksek, 2 düşük dereceli), 2 si yüksek dereceli rabdomiyosarkom, 3 ü liposarkom (2 yüksek, 1 düşük dereceli) ve 1 i yüksek dereceli malin fibroz histiyositom idi. Yeri Boyutu (cm) Tipi Derece Evre Metastaz Tedavi Sonuç 1 Mesane 3 LMS YD 3 C+KT Ölü 2 Mesane 8 LMS YD 4 LN + C+KT Ölü 3 Mesane 9 LMS YD 3 TUR T Ölü 4 Mesane 4 LMS DD 3 C Hayatta 5 Mesane 6 RMS YD 3 C+KT+RT Ölü 6 Böbrek 9 LS YD 4 LN + C+KT Ölü 7 Böbrek 6 LS DD 3 C Hayatta 8 Böbrek 7 LS YD 3 C+KT Ölü 9 Böbrek 5 LMS DD 2 C Hayatta 10 Böbrek 14 LMS YD 4 LN + C+KT Ölü 11 Böbrek 8 MFH YD 3 C+KT Ölü 12 Retroperiton 15 LMS YD 3 C+KT Ölü 13 Retroperiton 12 LMS YD 3 C+KT Ölü 14 Retroperiton 9 RMS YD 3 C+KT+RT Ölü 15 Prostat 5 LMS YD 4 LN + C+KT Ölü Tablo 1. Sarkomların özellikleri (LMS: leyomyosarkom, LS: liposarkom, RMS: rabdomiyosarkom, MFH: malin fibroz histiyositom, LN: lenf bezi, C: cerrahi, KT: kemoterapi, RT: radyoterapi, YD: yüksek dereceli, DD: düşük dereceli) 50

ÜROGENİTAL SARKOMLAR (Urogenital Sarcomas) Hastaların başvuru şikayetleri incelendiğine, 9 hastada hematüri, 7 hastada yan ağrısı, 6 hastada kilo kaybı, 5 hastada karın ağrısı, 4 hastada karında kitle ve 3 hasta da ise alt üriner sistem semptomları tespit edildi. Hastaların biri hariç tamamına açık cerrahi tedavi uygulandı. Retroperitoneal sarkom tanısı konan 3 hasta cerrahi sırasında inoperabl kabul edilip biyopsi alınarak kapatıldı. Diğer sarkomların hepsi, TUR-T sonrası kaybedilen hasta haricinde, cerrahi olarak geride makroskobik tümör bırakılmaksızın çıkartıldı. Operasyon sonrası 9 hastaya sadece kemoterapi, 2 hastaya kemoradyoterapi uygulandı (Tablo 1). Kemoterapi yapılan tüm hastalara (rabdomiyosarkomlar hariç) adriablastin 75mg/m 2, ifosmamid 2 gr/m 2 üç hafta ara ile toplam 6 kür Mesna koruması ile verildi. Rabdomiyosarkom hastalarında ise vinkristin 1.4 mg/m 2, adriablastin 75mg/m 2 veya aktinomisin-d 1.4 mg/m 2, siklofosfamid 1200mg/m 2, üç hafta ara ile toplam 1 yıl süre ile verildi. Ayrıca rabdomiyosarkomlara 45 ile 54 G arası radyoterapi uygulandı. Kemoterapi sonrası hastaların tamamında orta-ağır düzeyde nötropeni, hafif düzeyde anemi, mukozit ve ishal yan etki olarak gözlendi. Onbeş hastanın ortalama 10.2±4.7 (3-20) ay takipleri yapıldı. Bu süre içinde 12 hasta kaybedildi ve bu süre sonunda ortalama sağkalım %20 (3/15) bulundu. On iki hastanın kaybedilene kadar geçen ortalama süresi 8.5±3.5 (3-15) ay idi. Halen takipleri yapılan 3 hastanın ortalama sağkalımı 16.6±3 (14-20) ay idi. Mesane kaynaklı sarkomların tamamına önce TUR-T yapıldı, sonra 4 hastaya radikal sistektomi ve ileal konduit operasyonu yapıldı. Bir hasta TUR-T sonrası radikal sistektomi yapılamadan genel durum bozukluğu nedeni ile kaybedildi. Radikal sistektomi ve ileal konduit yapılan hastalarda operasyon sonrası önemli bir komplikasyon görülmedi. Operasyon sonrası 2 hastaya kemoterapi (leyomiyosarkom), 1 hastaya kemoradyoterapi (rabdomiyosarkom) protokolü olmak üzere ikisine adjuvan tedavi uygulandı. Üç hasta ortalama 11.6 ayda kaybedildi. Ameliyat sonrası 16. ayda halen sağ olan hastanın histopatolojisi düşük dereceli leyomiyosarkom idi ve adjuvan tedavi yapılmadı. Böbrek sarkom tespit edilen hastalarının hepsine radikal nefrektomi yapıldı. Histopatolojik olarak 3 hastada liposarkom, 2 hastada leyomiyosarkom ve bir hastada malin fibröz histiyositom saptandı. Dört hastaya (2 liposarkom, 1 leyomiyosarkom, 1 malin fibröz histiyositom) cerrahi sonrası adjuvan kemoterapi uygulandı. Takipte altı hastanın dördü ortalama 8.2 ay sonra kaybedildi, kalan iki hastanın (1 düşük derceli liposarkom, 1 düşük dereceli leyomiyosarkom) sırasıyla 14 ve 20 aylık takiplerinde nüks saptanmadı. Ortalama 17 aylık takipte sağ kalım %40 (2/6) olarak bulundu. Transrektal ultrasonografi eşliğinde yapılan prostat biyopsisi sonucu yüksek dereceli prostat leyomiyosarkomunu tespit edilen hastaya önce radikal prostatektomi yapıldı. Cerrahi sınır pozitif geldiği için daha sonra pelvik ekzantrasyon yapıldı ve sonrasında kemoterapi uygulandı. Hasta ikinci operasyondan 12 ay sonra kaybedildi. Retroperitoneal sarkomlar explore edildi ancak her üçü de inoperabl kabul edildiği için yalnızca patoloji için biyopsi alındı. Bunların ikisi yüksek dereceli leyomiyosarkom, biri yüksek dereceli rabdomiyosarkom idi. Operasyon sonrasında leyomiyosarkomlara kemoterapi, rabdomiyosarkomlara kemoradyoterapi uygulandı, ancak tamamı ortalama 6.6±1.5 (5-8) ay sonunda kaybedildi. TARTIŞMA Sarkomlar nadir görülen tümörler olup, tüm malin tümörlerin yaklaşık %1 ini oluştururlar 1. Genitoüriner sistem sarkomları ise bunların %1-2 sini oluşturmaktadır 3. Günümüze kadar binin üzerinde sarkom olgusu bildirilmiştir 3,4. En yaygın görülen genitoüriner sarkom tipi testis, paratestis ve spermatik kord kaynaklı sarkomlar olup günümüze kadar dört yüzün üzerinde vaka yayınlanmıştır 3,4. Daha sonra sırasıyla böbrek, mesane ve prostat gelmektedir 3,4. Kliğimizde ise kısıtlı olgu sayımıza karşın en sık böbrek kaynaklı sarkom tanısı konmuş, bunu mesane, retroperitoneal ve prostat sarkomu izlemiştir. Bu dağılım farklılığı, yayınlanan diğer serilerde retroperitoneal sarkomların genitoüriner sistem sarkomları içine dahil edilmemesi veya retroperitoneal sarkomları daha çok genel cerrahi kliniklerince tedavi edil- 51

KANDIRALI E., ŞANLI Ö., ERDEMİR F., ÖZCAN F., ESEN T., TUNÇ M. mesi ve bu nedenle ürolojik kaynaklı yayınlarda bildirilmemiş olması ve vaka sayımızın azlığı ile açıklanabilir. Zhang ve ark. yayımladığı seride en sık görülen histopatolojik tip liposarkom (%27.4), sonra sırasıyla leyomiyosarkom (%24.1), malin fibroz histiyositom (%22.5), rabdomiyosarkom (% 8) rapor edilmiştir 5. Russo ve ark. serisinde ise en sık leyomiyosarkom (%44.1), sonra rabdomiyosarkom (%32.5) ve liposarkom (%11) gelmektedir 2. Yakın zamanda yayınlanan Froehner ve ark. 20 olguluk serisinde ise en sık leyomiyosarkom (%30) ve malin fibröz histiyositom (% 30) saptanmış, liposarkom (%20) ise üçüncü sıklıkta bulunmuştur 4. Bizim serimizde ise en sık leyomiyosarkom (%60), ikinci sıklıkta liposarkom (% 20) saptanmıştır. Tümör derecelerini incelediğimizde ise, yüksek gradeli tümörlerin Zhang ın serisinde %87, Russo nun serisinde %86, Gong - un serisinde %78 ve Froehner in serisinde %40 oranında olduğunu görmekteyiz. Bizim serimizde bu oran %80 dir ve yayınlanan serilerle benzerlik göstermektedir 2,4-6. Genitoüriner sistem sarkomları nadir görülen tümörler olduğundan, bu lokalizasyon için geniş olgu serilerinden elde edilen tecrübe ile standardize edilmiş tedavi algoritmleri bulunmamaktadır 1-3,7. Bu konuda literatür, tümörün cerrahi olarak çıkarılmasının tedavide ilk seçenek olması gerektiğine işaret etmektedir 1-7. Bunun nedeni tümörün tam olarak çıkartılamaması halinde sarkomların hızlı ilerlemesi ve yayılmasıdır. Bu durumda, diğer tedavi seçeneklerinin etkisi kısıtlı kalmaktadır. Metastazik hastalığı olanlarda, lokal ileri evre hastalıklarda ve cerrahi sınır pozitifliğinde kemoterapi, radyoterapi veya her iki tedavide uygulanabilir 3. Doxarubicin ve ifosfamid en aktif kemoterapötik ajanlardır 2,8. Ancak yine de bu tedavi seçeneklerinin hastalık ve sağkalım üzerine olan etkisi oldukça sınırlıdır 2. Bazı serilerde lokal ileri veya metastatik sarkomlarda neoadjuvan kemoterapinin evre düşürdüğü ve cerrahi öncesi uygulanması gerektiği bildirilmiştir 7. Kliniğimizde ise yüksek dereceli tümörlere ve/ veya boyutu 5 cm den büyük tümörlere kemoterapi uygulanmaktadır. Rabdomiyosarkomlarda ise tüm hastalara cerrahi sonrası 1 yıl kemoterapi ve radyoterapi verilmektedir. Kliniğimiz deneyiminde tedavi edilen 15 hastanın sekizine kemoterapi, ikisine ise kemoradyoterapi uygulandı. Hiçbir hastaya neoadjuvan kemoterapi uygulanmadı. Kemoterapide ifosfamid ve adriablastine kullanıldı. Russo ve arkadaşları benzer tedavi şemasıyla serilerinde 5 yıllık sağkalımı %38 olarak bulmalarına karşın, bu oran Froehner in serisinde ise %84 olarak bildirilmiştir 2,4. Her iki seri arasındaki farklılığın nedeni ise Russo nun serisindeki yüksek dereceli tümörlerin fazlalığıdır. Bizim serimizde ortalama 10.2 aylık takipte sağkalım %20 oranında bulunmuştur. Bunun nedeni, serimizdeki hastaların %81 inin yüksek dereceli tümörlere sahip olması ve hastaların ileri evrede saptanmasından kaynaklanmaktadır. Ürogenital sistem sarkomlarını organ lokalizasyonlarına göre incelemek gerekirse; tüm böbrek tümörlerinin yaklaşık %1 ini oluşturan böbrek sarkomları içerisinde yetişkinlerde en sık leyomiyosarkom görülmekte, ikinci sırada ise liposarkom gelmektedir 1. Böbrek sarkomlarına diğer böbrek tümörlerinden daha erken yaşta rastlanmaktadır ve en sık beşinci dekatta görülür. Bunların klinik ve radyolojik olarak böbrek hücreli kanserlerden ayırımı mümkün değildir, tanı histopatolojik olarak konulmaktadır. Böbrek hücreli tümörlerden farklı olarak radyo ve kemoterapiye duyarlıdır ve bu bedenle de doğru histopatolojik tanı çok önemlidir 3,9. Bu tümörlerin temel tedavisi radikal nefrektomi olmakla birlikte, leiomiyosarkom, rabdomiyosarkom ve osteosarkom kötü prognozlu tümörler olup, ameliyat sonrası dönemde tedaviye kemoradyoterapi de eklenmelidir 3. Ortalama 11 aylık takipte %40 olarak tespit ettiğimiz sağkalım oranı böbrek hücreli kanserlere göre daha kötüdür Literatürde böbrek sarkomlarında 5 yıllık sağ kalım %32 olarak bildirilmektedir 3,10. Mesane sarkomları genellikle çocukluk yaş grubu tümörlerindendir, erişkinlerde görülmesi oldukça seyrektir. Günümüze kadar 197 vaka bildirilmiş olup, görülme sıklığının mesane tümörleri içinde %0.2-0.3 olduğu tahmin edilmektedir 3,11. Çocukluk çağında en sık rabdomiyosarkom görülürken, erişkinde en sık leyomiyosarkoma rastlanmaktadır 3. Mesane sarkomu etiyolojisinden sorumlu tutulan birçok ajan mevcuttur. Bunlar nedenler arasında en sık görüleni siklofosfamid tedavisidir, ayrıca radyasyon ve şistozomiyasis de buna neden olabilmektedir 3,12,13. 52

ÜROGENİTAL SARKOMLAR (Urogenital Sarcomas) Mesanenin kas tabakasından geliştiği için sadece TUR ile tedavi edilmemelidir. Ancak literatürde TUR sonrası başka bir cerrahi girişim yapılmadan tedavi edilen olgular bildirilmiştir 2,4. Pelvik lenf bezlerinde yayılım varsa kemoterapi yapılmalıdır. Düşük dereceli leyomiyosarkomlarda lokal nüksü önlemek için tümör yatağına radyoterapi uygulanabilir, yüksek dereceli sarkomlarda ise radyoterapi ve kemoterapi birlikte uygulanmalıdır 3. Kiniğimizde tedavi edilen mesane sarkomlarının biri 16 yaşında idi ve histolojik tipi rabdomiyosarkomdu. Diğer dört hasta erişkin yaşta (ort. yaş 64.5 yıl) idi ve histolojik tipi leyomiyosarkomdu. Bir hasta sistektomi yapılamadan kaybedildi. Diğer dört hastaya radikal sistektomi ve ileal konduit operasyonu yapıldı. Operasyon sonrası düşük dereceli leyomiyosarkom saptanan hastaya ek tedavi uygulanmadı ve ameliyat sonrası onaltıncı ayda sağ idi. Rabdomiyosarkom hastasına kemoradyoterapi, bir yüksek dereceli leyomiyosarkom hastasına ise kemoterapi uygulandı, ancak hepsi ortalama 11.6 ayda kaybedildi. Literatürde mesane sarkomlarında 5 yıllık sağkalım %58 olarak bildirmesine rağmen, bizim olgularımızdaki kötü prognoz hastaların ileri evrede tanı konması açıklanabilir. Zhang ve ark. nın 1989 yılında yayınladığı 62 olguluk genitoüriner sarkom serisine 50 olguda retroperitoneal sarkom saptanmıştır 5. Bu olguların 31 inde tümör cerrahi olarak çıkarılabilmiş, bazı hastalara ameliyat sonrası radyoterapi, kemoterapi veya kemoradyoterapi uygulanmıştır. Bu seride retroperitoneal sarkomlarda en sık liposarkom, ikinci sıklıkta leyomiyosarkom saptanmıştır. Beş yıllık sağkalım ise %24 olarak bulunmuştur. Bizim serimizde ise 3 olguda retroperitoneal sarkom saptanmış, ancak tüm hastalar cerrahi sırasında inoperabl kabul edilmiştir. İki hastaya kemoterapi, bir hastaya kemoradyoterapi uygulanmış ancak hepsi kısa sürede kaybedilmiştir. Bu sonuç hastaların ileri evre olması ve cerrahi olarak tümörün çıkarılamaması ile açıklanabilir. Prostat sarkomları nadir görülen tümörler olup tüm prostat tümörlerinin yaklaşık %0.1-0.3 ünü oluştururlar 3. Prostatta en sık leyomiyosarkom (%50) görülür, bunu rabdomiyosarkom (%27) takip eder 3. Prostat sarkomları prostat adenokarsinomlarına göre yaklaşık 15 yaş daha erken saptanır 14. Genellikle infravezikal obstrüksiyon bulgularına yol açar. Rektal muayenede prostat adenokanserlerinin aksine düzgün, yumuşak ve elastik kıvamda palpe edilmektedir. Kesin tanı transrektal ultrason eşliğinde yapılan prostat biyopsisi ile konur 3. Radikal prostatektomi, radikal sistoprostatektomi veya pelvik ekzantrasyon tedavide kullanılan cerrahi yöntemlerdir. Cerrahi sınır pozitifliğinde radyoterapi, yüksek dereceli leyomiyosarkomlarda veya lenf tutulumunda adjuvan kemoterapi yapılabilir. Buna rağmen 5 yıllık sağkalım %28 olarak bildirilmiştir ve leyomiyosarkomların sağkalım oranı rabdomiyosarkomlardan daha iyidir 3. Kliniğimizde tedavi edilen 59 yaşındaki prostat sarkomunun patolojisi leyomiyosarkomdu, radikal prostatektomi sonrası cerrahi sınır pozitifliği nedeni ile pelvik ekzantrasyon yapıldı ve sonrasında adjuvan kemoterapi verildi. Hasta ikinci operasyon sonrası 12. ayda kaybedildi. SONUÇ Genitoüriner ve retroperitoneal sarkomlar nadir görülen ancak kötü prognozu olan tümörlerdir. Retroperitoneal olmaları nedeni ile genellikle belirti vermezler ve genellikle ileri evrede teşhis edilirler. Tedavilerinde standart bir yaklaşım olmamasına karşın, tümörün cerrahi olarak çıkarılması halen en geçerli yöntemdir. Bu tümörlerin tedavisinde prognostik faktörlerin belirlenmesi ve standart tedavi şemalarının oluşturulabilmesi için çok merkezli, geniş hasta serilerinin değerlendirildiği çalışmalara ihtiyaç vardır. KAYNAKLAR 1- Hayes AJ, Thomas JM: Soft tissue tumors. Postgrad Med J 73.705-709, 1997. 2- Russo P, Brady MS, Conlon K, et al: Adult urological sarcoma. J Urol 141: 1107-10, 1992. 3- Frank I, Takahashi T, Tsukamoto T, Lieber MM: Genitourinary sarcomas and carcinosarkomas in adults; in Comprehensive text book of genitourinary oncology (Eds.). Vogelzang NJ, Scardino PT, Shipley WU, Coffey DS: Second edition. Chapter 64. pp 1102-1119, Lippincott Williams&Wilkins, 2000. 4- Froehner M, Lossnitzer A, Manseck A, Koch R, Noack B, Wirth M: Favorable long-term outcome in adult genitourinary low-grade sarcoma. Urology. 56: 373-377, 2000. 53

KANDIRALI E., ŞANLI Ö., ERDEMİR F., ÖZCAN F., ESEN T., TUNÇ M. 5- Zhang G, Chen KK, Manivel C, Fraley EE: Sarcomas of the retroperitoneum and genitourinary tarct. J Urol. 141: 1107-1100, 1989. 6- Gong MC, Grimaldi G, Brennan M, et al: Sarcoma of the genitourinary tract (abstract). J Urol. 159 (suppl): A619, 1998. 7- Rosser CJ, Slaton JW, Iziva JI, Levy LB, Dinney CPN: Clinical presentation and outcome of high-grade urinary bladder leiomyosarcoma in adults. Urology. 61: 1151-1155, 2003. 8- Elias AD, Antman KH: Doxarubicin, ifosfamide and decarbazine (AID) with mesna uroprotection for advanced untreated sarcoma: A phase I study. Cancer Treat Rep. 70: 827-833, 1986. 9- Suit HD, Mankin HJ, Wood WJ, Proppe KH: Preoperative, intraoperative and postoperative radiation in the treatment of primary soft tissue sarcoma. Cancer. 55: 2659-2667, 1985. 10- Landis SH, Murray T, Bolden S, Wingo PA: Cancer statistics. CA Cancer J Clin. 48:6-29,1998. 11- Tsukamoto T, Lieber MM: Sarcoma of the kidney, urinary bladder, prostate, spermatik cord, paratestis, and teatis in adults. In: raaf JH, ed. Soft tissue sarcomas. Diagnosis and treatment. St Louis: Mosby, pp. 201-226, 1993. 12- Pedersen-Bjergaard J, Jonsson V, Pedersen M, Hou-Jensen K: Leiomyosarcoma of the urinary bladder after cyclophosphamide (Letter). J Clin Oncol. 13:532-533, 1995. 13- Parekh DJ, Jung C, O Conner J, Dutta S, Smith ER Jr: Leiomyosarcoma in urinary bladder after cyclophosphamide therapy for retinoblastoma and review of bladder sarcomas. Urology. 60: 164 xii-xiv, 2002. 14- Gittes RF: Carcinoma of prostate. N Engl J Med. 324: 236-245, 1991. 54