1177 ÖĞRETMEN ADAYLARININ SAYISAL YETKĠNLĠK DÜZEYLERĠNĠN ĠNCELENMESĠ Okt. Şahin Gökçearslan, Gazi si Enformatik Bölümü, Gazi si Merkez Kampüsü Teknikokullar/ANKARA, sgokcearslan@gazi.edu.tr Okt. Esma Aybike Bayır, Gazi si Enformatik Bölümü, Gazi si Merkez Kampüsü Teknikokullar/ANKARA, eabayir@gazi.edu.tr Özet Günümüz toplumunda sayısal teknolojilerde yaşanan gelişmeler ışığında, hızla çoğalan bilgi karşısında, her şeyi bilmek yerine, hangi bilgiyi nereden ve nasıl sağlayacağını bilen, bilgi konusunda daha seçici davranan, yani öğrenmeyi öğrenen insana gereksinim duyulmaktır. Sayısal teknolojilerde meydana gelen bu hızlı gelişmeler, bireylerin bilgi toplumunda katılımcı rol oynamalarını ve kendilerini ifade etmek için yeni beceriler edinmelerini zorunlu kılmış, onlara çeşitli olanaklar sağlamış ve sayısal yetkinlik önem kazanmıştır. Sayısal yetkinlik, sayısal teknolojilerin büyük miktarlarda üretilmekte olan bilginin içinden ihtiyaç duyulan bilgiye erişme aracı olarak kullanılması, ulaşılan bilgiyi anlama, değerlendirme ve bilgi üretme becerileridir. Gerçekleştirilen bu çalışmada öğretmen adaylarının sayısal yetkinlik düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Çalışma sonucunda öğretmen adaylarının sayısal yetkinlik düzeylerinin çeşitli demografik özellikleri ile olan ilişkisi hakkında bulgulara yer verilmektedir. Elde edilen bulgular ışığında öğretmen adaylarının sayısal yetkinlik düzeylerini geliştirmek konusunda neler yapılabileceği ve sayısal yetkinlik düzeyleri konusunda gelecekte ne gibi çalışmalar yapılabileceği tartışılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Sayısal teknolojiler, Sayısal yetkinlik. Giriş: Toplumlar zamana, çevre koşullarına ve ihtiyaçlara göre değişmektedir. Yaşanan değişimler toplumları şekillendirmekte ve geliştirmektedir. Zamanın getirdiği yeniliklerden özellikle de teknolojiden yararlanamayan toplumlar modern dünyanın bilgisine erişememekte, dünyayı takip edememekte, dünya gelişimine katkıda bulunamamaktadır. Bilgi, teknolojinin gelişmesine, teknoloji de bilginin yayılmasına katkıda bulunmaktadır. Birbiri ile iç içe olan bu iki kavram toplumların dönüşümünde zamansal düzlemde etkili olmuştur. Bilgiye sahip ve onu yöneten toplumlar teknolojinin beşiği haline gelmiş ve bilgi teknolojilerinin gelişemediği toplumlara hükmeder olmuştur (Varol, 2010). Günümüz toplumları yaşam boyu öğrenme becerilerine sahip, başka bir deyişle sürekli olarak bilgisini yenileyebilen değişime ayak uydurabilen, gelişmeleri takip edebilen ve bilinçli bir bilgi tüketicisi olmanın yanı sıra, bilgi üretebilen bireylere ihtiyaç duymaktadır (Akkoyunlu ve Kurbanoğlu, 2003). Sayısal teknolojileri kullanan bir birey ile bu teknolojilere erişimi bulunmayan bir birey arasında bilgi erişimi konusunda çok ciddi farklar bulunmaktadır. Kısaca sayısal teknolojilere sahip olanlarla olmayanlar arasındaki açıklığı ifade eden Sayısal bölünme, sadece niceliksel bir olgu değildir. Bunun yanı sıra, sayısal teknoloji olanaklarının hangi amaçlarla kullanıldığını ifade eden niteliksel bir boyutu da vardır. Ülkemiz gibi kitap okuma oranının bile çok düşük olduğu toplumlar için bu durum çok ciddi bir tehlike oluşturmaktadır çünkü gelişmiş ülkeler ile aralarında ki uçurumun hiç kapanmamak üzere açılması tehlikesi bulunmaktadır. Bireylerin teknoloji kullanımı arasındaki farklılıkları da kullanım uçurumu olarak tanımlayabiliriz. Kullanım uçurumu, sayısal bölünme kavramı ile ilişkili olmakla birlikte, daha kapsamlı ve derinlikli bir bölünmeye işaret etmektedir. Sayısal teknolojilerin hızla değişimi ve yaşanan bilgi patlaması karşısında bireylerin sayısal yetkinlik kazanması gerekmektedir (Akkoyunlu ve diğerleri, 2010).
1178 Sayısal Yetkinlik: Sayısal olarak yetkin hale gelmek, sayısal teknolojilerin potansiyellerinden en iyi şekilde faydalanmak anlamına gelmektedir. Bireyin, belli bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri organize etme ve başarılı olarak yapma gücüne ilişkin kendi yargısına yetkinlik denir (Bandura, 1986). Sayısal yetkinlik; kişilerin yaşam becerilerini geliştirmek ve bilgi toplumu içindeki yerlerini güçlendirmek için sayısal teknolojileri etkili kullanma yeteneklerine işaret etmektedir (Makinen, 2006). Bireyler, sayısal teknolojiler ile ilgili farkındalığa ve yeterliğe sahip olduğunda; internet, e-posta listeleri, web 2.0 araçları, çevrimiçi sosyal ağlar, dijital kameralar ve cep telefonlarını bilgiye ulaşma aracı olarak kullanıp, ulaştıkları bilgiyi anlayıp değerlendirdiklerinde ve yeni bilgi üretimine katkıda bulunduklarında sayısal yetkinliğe sahip duruma gelirler (Norris, 2001). Bilgiye ulaşmada karşılaşılan güçlükler bir sorun olarak kendisini göstermektedir. Yani değişim her zaman beklenen sonuçları doğurmayabilmektedir. İnsanlık bir yanda evinde oturarak bilgiye erişebiliyor, ticaret yapabiliyor, işini uzaktan yürütebiliyor. Ancak öte yandan bilginin isteyen herkesin erişimine açık olmaması gerçeği ile de karşı karşıya kalabilmektedir. Alan yazında bu durum "Sayısal Uçurum" Sayısal bölünme olarak adlandırılmaktadır (Alkan, 2003). Ülkelerin teknolojiye erişim olanakları ile bireylerinin teknoloji kullanma becerilerine sahip olma durumu coğrafi alanlara ve sosyo - ekonomik koşullara göre farklılık gösterebilmektedir. Bu farklılıklar, toplumlar arasında olduğu kadar aynı toplum içinde yer alan bölgeler arasında da dengesizlik oluşturmakta, sayısal teknolojilere erişim ve kullanımdaki bu farklılıklar ekonomik ve sosyal bölünmeye yol açmaktadır (Akkoyunlu ve Yılmaz Soylu, 2010). Sayısal uçurum sadece gelişmiş ülkelerde değil, tüm dünyada endişe ile karşılanmakta ve bununla mücadele yolunda çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Ancak mücadelenin doğru yapılabilmesi için öncelikle mevcut durumun belirlenmesi önem arz etmektedir (Seferoğlu ve diğerleri, 2008). Çağımızda eğitimde teknoloji kullanmayan/kullanamayan toplumların bireyleri, bu durumun bir sonucu olarak pek çok temel yetkinliğe sahip olamayacaklardır. Bu da hem ekonomik hem de toplumsal anlamda geri kalmışlığa neden olacaktır. Bu nedenle gereken altyapının tamamlanması ve teknoloji kullanımın ulusal eğitim stratejinin önemli bir parçası haline gelmesi gerekmektedir. Sayısal teknolojiler, bireysel ve toplumsal yetkinliğin desteklenmesi için ya da toplumda bir yetkinlik sürecinin başlatılması için kullanılmalıdır. Sayısal teknolojilerde kaydedilen gelişmelerin bu kadar yoğun olduğu günümüz dünyasında eğitim kurumları, genç insanları yaşama hazırlamada anahtar bir görev üstlenmektedir (Akkoyunlu ve diğerleri, 2010). Eğitim kurumlarının sayısal yetkinliğe sahip bireyler yetiştirebilmeleri için gerekli altyapının eğitim kumları ve diğer kuruluşlarda sağlanması, öğretmenlerin ve yöneticilerin sayısal yetkinlik becerilere sahip bireyler olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda öğretmen adaylarının sayısal yetkinlik düzeylerinin belirlenmesi ve hangi değişkenlerle ilişkili olduğunun ortaya koyulması önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının sayısal yetkinlik düzeyini belirlemektir. Bu nedenle aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır. Öğretmen adaylarının; a. sayısal yetkinlik düzeyi nedir? b. cinsiyet, bölüm, mezun olunan okul türü, annenin eğitim durumu, babanın eğitim durumu sayısal yetkinlik düzeyinde anlamlı fark yaratmakta mıdır? Yöntem Bu çalışmada öğretmen adaylarının hâlihazırda sahip oldukları sayısal yetkinlik düzeyini ortaya koyabilmek için tarama modeli kullanılmıştır. Toplanan veriler; frekans, yüzde, t-testi, ANOVA, Kruskal- Wallis istatistik teknikleri ile analiz edilmiştir. Çalışma Grubu Çalışmada, ölçme aracı Gazi üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören toplam 598 öğretmen adayına uygulanmıştır. Çalışma grubunu oluşturan öğretmen adaylarının cinsiyet, bölüm, mezun olunan okul türü, annenin eğitim durumu, babanın eğitim durumuna göre dağılımı Tablo 1 de sunulmuştur.
1179 Tablo.1: Öğretmen adaylarının değişik demografik özelliklerine göre dağılımı. Değişken Grup n % Cinsiyet Bölüm Mezuniyet Anne Eğitim Durumu Baba Eğitim Durumu Kadın 471 79 Erkek 127 21 Güzel Sanatlar 71 12 İlköğretim 235 38 OFMA 53 9 OSA 69 12 Özel Eğitim 30 5 Yabancı Diller 117 20 Eğitim Bilimleri 23 4 Genel Lise 175 29 Meslek Lisesi 33 5 Anadolu Lisesi 159 26 Fen Lisesi 3 1 Sosyal Bilimler 2 1 Lisesi Öğretmen Lisesi 150 25 Güzel Sanatlar 32 5 Lisesi İmam Hatip Lisesi 2 1 Yabancı Dil 42 7 Ağırlıklı Lise Okur-yazar 41 7 İlkokul 317 53 Ortaokul 67 11 Lise 123 21 47 7 (Lisans) 3 1 (Yüksek Lisans- Doktora) Okur-yazar 8 1 İlkokul 187 32 Ortaokul 90 15 Lise 169 28 132 22 (Lisans) 12 2 (Yüksek Lisans- Doktora) Toplam 598 100 Tablo 1 de görüldüğü üzere 598 öğrencinin 471 i kadın, 127 si erkektir. Bölümlere göre dağılım ise şöyledir; Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü 71, İlköğretim Bölümü 235, Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi Bölümü 53, Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Bölümü 69, Özel Eğitim Bölümü 30, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü 117, Eğitim Bilimleri Bölümü 23 öğrenciden oluşmaktadır. Öğrencilerin mezun oldukları lise türü incelendiğinde ise Genel Lise mezunu 175, Meslek Lisesi mezunu 33, Anadolu Lisesi mezunu 159, Fen Lisesi mezunu 3, Sosyal Bilimler Lisesi mezunu 2, Öğretmen Lisesi mezunu 150, Güzel Sanatlar Lisesi mezunu 32, İmam Hatip Lisesi mezunu 2 ve Yabancı Dil Ağırlıklı Lise mezunu öğrencilerin sayısının 42 olduğu görülmektedir. Öğrencilerin annelerinin eğitim durumuna bakıldığında annesi okur-yazar olan 41, ilkokul mezunu olan 317, ortaokul mezunu olan 67, lise mezunu olan 123, lisans mezunu olan 47, lisansüstü bir bölümden mezun olan 3 öğrenci bulunmaktadır. Annelerinden sonra babalarının eğitim durumuna bakıldığında öğrencilerin 8 inin
1180 babasının okur-yazar, 187 sinin babasının ilkokul, 90 ının babasının ortaokul, 169 unun babasının lise, 132 sinin babasının lisans, 12 sinin babasının ise lisansüstü bir bölümden mezun olduğu görülmektedir. Veri Toplama Araçları Bu çalışmada veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen sayısal yetkinlik ölçeği ve kişisel bilgi formu ile toplanmıştır. Sayısal yetkinlik ölçeği: Ölçek 7 li Likert tipi 45 maddelik bir ölçektir. 1 = hiç katılmıyorum 4= kararsızım, 7= tamamen katılıyorum aralığına karşılık gelmektedir. 1 3 aralığı hiç katılmıyorum ile katılmıyorum aralığına, 4 kararsızım, 5 7 aralığı katılıyorum ile tamamen katılıyorum aralığına karşılık gelmektedir. Ölçek, ındalık (9 madde), Motivasyon (10 madde), Teknik Erişim (10 madde) ve Yetkinlik (16madde) olmak üzere sayısal yetkinliğin alt kategorilerinden oluşmaktadır. 45 maddelik ölçeğin güvenirliğine ilişkin bulgular için de Cronbach Alfa katsayıları hesaplanmış ve ölçeğin tamamında 0,86, ilk alt boyutunda 0,94, ikinci alt boyutunda 0,84, üçüncü alt boyutunda 0,78 ve dördüncü alt boyutunda ise 0,81 bulunmuştur (Akkoyunu ve diğerleri, 2010). Bulgular Sayısal Yetkinlik Ölçeğinin uygulandığı örneklem grubunun toplam puan ortalaması 241,31 dir. Öğretmen adaylarının sayısal yetkinlik düzeylerinin orta derecede olduğu görülmektedir. Akkoyunlu ve Soylu (2010), yaptıkları çalışmada öğretmenlerin sayısal yetkinlik toplam puan ortalaması 221,13 olarak bularak orta düzeyde olduğu değerlendirmesini yapmışlardır. Tablo.2 : Öğretmen adaylarının cinsiyetlerine göre sayısal yetkinlik düzeylerine ilişkin t-testi sonuçları. Cinsiyet Anlamlı n X S sd t p Kadın 471 240,82 37,80 596 0,604 0,841 Yok Erkek 127 243,10 36,90 Toplam 598 Tablo 2 incelendiğinde 471 kız öğrencinin sayısal yetkinlik toplam puanlarının ortalamasının 240,82, erkek öğrencilerin sayısal yetkinlik toplam puanlarının 243,10 olduğu; erkek öğrencilerin toplam puan ortalamalarının kız öğrencilerden daha yüksek olduğu görülmekte fakat bu puan farkı (p=0,05 düzeyinde) anlamlı farklılık oluşturmamaktadır. Tablo.3: Öğretmen adaylarının mezun oldukları bölümlere göre tek faktörlü ANOVA testi sonuçları. Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı sd Kareler Ortalaması F p Anlamlı Gruplar arası 4371,30 8 546,414 0,384 0,929 Yok Gruplar içi 838318,08 589 1423,29 Toplam 842689,39 597 Tablo 3 e bakıldığında öğretmen adaylarının mezun oldukları bölüme göre sayısal yetkinlik toplam puanlarına uygulanan tek faktörlü ANOVA testi sonucunda gruplar arasında anlamlı farklılık olmadığı (p=0,05 düzeyinde) görülmektedir. Tablo.4: Öğretmen adaylarının babalarının eğitim düzeylerine göre tek faktörlü ANOVA testi sonuçları. Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı sd Kareler Ortalaması F p Anlamlı Gruplar arası 6621,18 5 1324,24 0,938 0,456 Yok Gruplar içi 836068,20 592 1412,28 Toplam 842689,39 597
1181 Tablo 4 te de görüldüğü üzere öğretmen adaylarının sayısal yetkinlik toplam puanları ile babalarının eğitim durumuna uygulanan tek faktörlü ANOVA testi sonucunda gruplar arasında anlamlı farklılık (p=0,05 düzeyinde) görülmemektedir. Tablo.5: Öğretmen adaylarının okudukları bölümlere göre sayısal yetkinlik düzeylerine ilişkin Kruskal Wallis testi sonuçları. Bölüm Bölüm n X sd X 2 p Anlamlı Numarası 1 Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü 71 291,27 6 22,44 0,001 1-3, 2-3, 4-3, 6-3 2 İlköğretim Bölümü 235 294,93 3 Ortaöğretim Fen ve 53 381,69 Matematik Alanları Eğitimi Bölümü 4 Ortaöğretim Sosyal Alanlar 69 254,23 Eğitimi Bölümü 5 Özel Eğitim Bölümü 30 342,45 6 Yabancı Diller Eğitimi 117 281,48 Bölümü 7 Eğitim Bilimleri Bölümü 23 353,61 Toplam 598 Öğretmen adaylarının eğitim görmekte oldukları bölümlere göre sayısal yetkinlik toplam puanlarının karşılaştırılmakta olduğu Kruskal Wallis testi sonuçlarına göre bazı gruplar arasında anlamlı farklılık oluştuğu (p=0,05 düzeyinde) görülmektedir. Bu farklılık Orta Öğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitim Bölümü (OFMA) ve Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, İlköğretim Bölümü, Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Bölümü (OSA) ile Yabancı Diller Eğitimi Bölümü arasında OFMA leyhine (p=0,05 düzeyinde) anlamlıdır. Tablo.6: Öğretmen adaylarının annelerinin eğitim düzeyleri ile sayısal yetkinlik düzeylerine ilişkin Kruskal Wallis testi sonuçları. Grup Eğitim Durumu n X sd X 2 p Anlamlı Numarası 1 Okur-yazar 41 260,06 1-4, 1-5 11,72 0,039 5 2 İlkokul 317 290,39 3 Ortaokul 67 285,02 4 Lise 123 326,05 5 (Lisans) 47 334,84 6 (Yüksek Lisans- 3 482,50 Doktora) Toplam 598 Tablo 6 incelendiğinde, öğretmen adaylarının annelerinin eğitim düzeyleri ile sayısal yetkinlik toplam puanlarının karşılaştırılmakta olduğu Kruskal Wallis test sonucunda bazı gruplar arasında anlamlı farklılık (p=0,05 düzeyinde) olduğu gözlenmektedir. Annelerinin eğitim durumu okur-yazar olan öğretmen adayları ile lise mezunu ve lisans mezunu olan öğretmen adaylarının sayısal yetkinlik toplam puanları arasında lise ve lisans mezunu gruplar leyhine (p=0,05 düzeyinde) anlamlı farklılık olduğu görülmektedir.
1182 Sonuç ve Öneriler Çalışmanın sonuçları aşağıda sıralanmaktadır: a. Gazi si Eğitim Fakültesi öğrencilerinin sayısal yetkinlik düzeyleri yüksektir. b. Gazi si Eğitim Fakültesi öğrencilerinin sayısal yetkinlik düzeyleri cinsiyet, mezun olunan okul türü ve babalarının eğitim durumuna göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Okumakta oldukları bölüm ve annelerinin eğitim durumuna göre Gazi si Eğitim Fakültesi öğrencilerinin sayısal yetkinlik düzeylerinde Güzel Sanatlar Eğitimi, İlköğretim, OSA ve Yabancı Diller Eğitimi Böümleri ile OFMA arasında OFMA leyhine ve anneleri lise ve lisans mezunu olan öğrenciler ile okur-yazar olan öğrenciler arasında anneleri lise ve lisans mezunu olan öğrenciler leyhine anlamlı farklılık vardır. Araştırmanın sonucuna göre, araştırmacılar uygulamaya ve araştırmaya yönelik aşağıdaki önerilerde bulunmaktadırlar: Günümüzde, sayısal teknolojilerin kullanımı ve kullanım niteliği, başka bir deyişle sayısal yetkinlik önem kazanmıştır. Öğretmen adayları sayısal teknolojileri kullanma konusunda eğitilmeli ve desteklenmelidirler. Öğretmen adaylarına sayısal yetkinlik kazandırılması konusunda üniversitelere sorumluluk düşmektedir. Bireylere sayısal yetkinlik becerisi kazandıracak esnek öğrenme ortamları sağlanmalıdır. Yapılacak olan yeni çalışmalarda, çalışma grubu genişletilerek aynı üniversitedeki farklı fakültelerde öğrenim görmekte olan öğrenciler, farklı üniversitelerdeki öğrencilere de sayısal yetkinlik düzeyi anketi uygulanabilir. Kaynakça Akkoyunlu, B., ve Kurbanoğlu, S. (2003). Öğretmen Adaylarının Bilgi Okuryazarlığı ve Bilgisayar Öz- Yeterlik Algıları Üzerine Bir Çalışma. Hacettepe si Eğitim Fakültesi Dergisi, 24, 1-10 Akkoyunlu, B., Yılmaz Soylu, M. (2010). Öğretmenlerin Sayısal Yetkinlikleri Üzerine Bir Çalışma, Türk Kütüphaneciliği 24 (4), 748-768. Akkoyunlu, B., Yılmaz Soylu, M., Çağlar, M. (2010). öğrencileri için Sayısal Yetkinlik Ölçeği geliştirme çalışması, Hacettepe si Eğitim Fakültesi Dergisi, 39, 10-19. Alkan, M. (2003). Sayısal uçurum ve Türkiye İncelemeleri. STRADİGMA.COM: Aylık strateji ve analiz e- dergisi. Mart 2003, Sayı 2. 14.02.2011 tarihinde http://www.stradigma.com/turkce/mart2003/makale_11.html adresinden erişildi. Bandura, A. (1986). Social foundations of thought and action. Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall. Makinen, M. (2006) Digital empowerment as a process for enhancing citizens' participation, E- Learning, 3(3), 381-395, 12.02.2011 tarihinde http://www.wwwords.co.uk/rss/abstract.asp?j=elea&aid=2882&doi=1 adresinden erişildi. Norris, P. (2001). Digital divide: Civic engagement, information poverty and the internet worldwide. Cambridge: Cambridge University Press. Seferoğlu, S. S., Avcı, Ü. ve Kalaycı, E. (2008). Sayısal uçurum: Türkiye'deki durum ve mücadelede uygulanabilecek politikalar. 25. Ulusal Bilişim Kurultayı, Bilişim'08 Bildiriler Kitabı, 17-21, Ankara: Türkiye Bilişim Derneği. Varol, A. (2010). Bilgi toplumunda kamusal alan, Sosyal Bilimler Dergisi, 4,121-129.