Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ""

Transkript

1 Sayý:15 Ekim 2003 Dünya da ve Türkiye de Doðrudan Yabancý Sermaye Yatýrýmlarý Türkiye-AB Ýliþkileri: 2003 Strateji Belgesi ve Ýlerleme Raporuna Göre Gelinen Son Durum Uluslararasý Mali Skandallar Yüksek Öðretimde Kalite Atatürk ün Kazandýrdýðý Temel Deðerlerimizden Baðýmsýzlýk Türk Kimliði Üniversitelerimizde Plastik Sanatlar Ýngiliz Dili ve Edebiyatý Matematik-Bilgisayar Sporda Yeni Sezon Ekonomide yeni dönem

2 Ekonomide Yeni Dönem Baþyazý 2 Ekonomide Yeni Dönem ve Yapmamýz Gerekenler 4 Dünya da ve Türkiye de Doðrudan Yabancý Sermaye Yatýrýmlarý 6 Türkiye-AB Ýliþkileri: 2003 Strateji Belgesi ve Ýlerleme Raporuna Göre Gelinen Son Durum 9 Uluslararasý Mali Skandallar ve Ceza Hukuku Yönünden Ýncelenmesi 13 Yüksek Öðretimde Kalite 16 Atatürk ün Kazandýrdýðý Temel Deðerlerimizden Baðýmsýzlýk 21 Türk Kimliði- Kültür Tarihinin Kaynaklarý 24 Üniversitelerimizde Plastik Sanatlar 34 Ýngiliz Dili ve Edebiyatý Bölümü 35 Matematik-Bilgisayar Bölümü 36 Sporda Yeni Sezon 37 Çankaya Üniversitesi adýna Sahibi: Rektör V. Prof. Dr. Ziya Aktaþ Editör Yakup Sarýcan ysarican@cankaya.edu.tr Tasarým ve Baský Derin Ýletiþim Hizmetleri Çankaya Üniversitesi Rektörlüðü Öðretmenler Cad. No: Yýl - Ankara Tel: Faks: Çankaya Üniversitesi Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmýþtýr. Dergide yayýnlanan yazýlar kaynak gösterilerek kullanýlabilir. Ýmzalý yazýlardaki görüþler yazarlarýna aittir. Üç ayda bir yayýmlanýr. Yaþadýðýmýz coðrafyanýn en çok ekonomik kriz yaþayan ülkesi olan Türkiye nihayet þeytanýn bacaðýný kýracak gibi görünüyor. Enflasyon düþmeye devam ediyor, 2005 yýlý baþýnda Yeni Liraya geçme hazýrlýklarý yapýlýyor, ekonominin bir önceki patronu Kemal Derviþ de uygulanan mevcut politikalarýn baþarýlý olduðunu dile getiriyor. Çankaya Gündemi, ekonomide son geliþmeler baðlamýnda Finansal Forum Gazetesi Ankara Temsilcisi Cahit Uyanýk'la ekonomide yeni dönem ve yapmamýz gerekenleri, konuyla baðlatýlý olarak Prof. Dr. Emin Çarýkçý ile dünyada ve Türkiye'de doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarýný ve Prof. Dr. Nahit Töre ile de Türkiye-AB iliþkileri baðlamýnda 2003 strateji belgesi ve ilerleme raporuna göre gelinen son durumu ele aldý. Yüksek Öðretimde Kalite Son dönemde hükümet ve YÖK arasýnda yaþananlar nedeniyle, üniversiteler ve yüksek öðretim sisteminin yeniden yapýlanmasý, üniversiteye giriþ sýnav sisteminde yapýlmasý planlanan deðiþikler ve benzeri konular medyada geniþ yer aldý ve üniversitelerin gündemini oluþturdu. Fakat Çankaya Gündemi bu konuya yapýlan tartýþmalarýn dýþýnda baþka bir açýdan yaklaþtý ve üniversitelerin içine bakarak öðretim kalitesini artýrmak için neler yapýlmasý gerektiði hususunda Prof. Dr. Ýsmail Tosun'un deðerli görüþlerine yer verdi. Biz Türkler kimiz? Biz kimiz? Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Tüm insanlýk bu soruyu soruyor ve yanýtýný arýyor. Öyleyse biz Türkler kimiz? Asyalý mýyýz, Avrupalý mýyýz? Þaman mýyýz, Müslüman mýyýz, laik miyiz? Yerleþik köylü müyüz, göçebe Türkmen mi? Fatih'in torunlarý mý, Ata'nýn çocuklarý mý? Ýslamýn kýlýcý mý, Hristiyanlýðýn cezasý mý? Osmanlý yetimi mi, Türkiye Cumhuriyeti yurttaþý mý? Fatih miyiz yoksa fethedilmiþlerden mi? Savaþçý asker miyiz, barýþçý siviller mi? Ordu muyuz, millet miyiz, ulus mu? Batýlý mýyýz, Batý'nýn koruyucusu muyuz? Çaðdaþ toplum muyuz, tarihi bir köprü müyüz? Doðulu muyuz, Anadolulu muyuz, Batýlý mýyýz? Çankaya Gündemi, bu sorularýn yanýtlarýný Prof. Dr. Bozkurt Güvenç'in deðerli görüþlerine yer vererek aradý. Yakup SARICAN ysarican@cankaya.edu.tr

3 Çankaya Üniversitesi nde göreve baþladýðým bu dönem, Ders Yýlýnýn Güz Döneminde, ben hepinize, öðrencisi, öðretim üyesi ve idari personeli ile Çankaya Üniversitesi ailesinin tüm bireylerine ve öðrencilerimizin velilerine, yakýnlarýna yürekten bir merhaba ile sözlerime baþlamak istiyorum. Aranýzda bulunmaktan gerçekten mutluyum. Çankaya sözcüðü ile Cumhuriyetimizin kurulduðu o ilk yýllar ve yüce Atatürk hep çaðrýþým yapar bende. O heyecanlý, umut dolu, çok çalýþtýðýmýz yýllar ve ardýndan 80. yýl. Bütün bu geliþmelerde Çankaya nýn yeri ve önemi hiç inkar edilemez. Ýþte bu nedenle, Çankaya adýný taþýyan Üniversitemizin de haklý bir gurura hakký olduðunu düþünüyorum. Bunun yanýnda aðýr bir sorumluluðumuz da var. Bu isme layýk olabilmek, Ulu Önder Atatürk ün ilke ve inkýlaplarý ýþýðýnda, demokratik ve laik bir Cumhuriyet Üniversitesi olabilmek için hazýrlýktan, önlisans, lisans ve lisansüstü düzeylerde sürdürdüðümüz eðitim-öðretimin kalitesini korumak, yükseltmek; sadece Türkiyemizde deðil, bölgemizde ve Avrupa da saygýn bir konuma gelebilmek, temel amacýmýzdýr. Sevgili Öðrenciler, günümüzün geçim zorluklarý içindeki ailelerinizin sizi okutabilmek için ne denli fedakarlýklara katlandýðýnýn bilincinde olun, zamanýnýzý çok iyi deðerlendirin, konunuzda iyi bir mühendis, idareci, bilim adamý ve hukukçu olmanýn yanýnda ve en az onun kadar önemli olan þey, iyi bir vatandaþ olmayý öðrenmek, ona da özen göstermektir. Deðerli Öðretim Üyelerimiz ve Yardýmcýlarýmýz, Üniversitemize gelen gençlerimizin ýþýl ýþýl beyinlerini yoðurup onlarý her alanda geleceðin mutlu ve baþarýlý bireyleri olarak yaratmada çok büyük sorumluluðunuz var. Ýçinde bulunduðumuz koþullarý en iyi ve en etkin bir þekilde deðerlendirip; bildiklerimizi, deneyimlerimizi bu genç beyinlere aktarma ve onlarý hayata hazýrlama görevimizde hepinize yürekten baþarýlar dilerim. Mütevelli Heyet Üyelerimiz ve Ýdari Personelimiz, Üniversitemizin baþarýsýnýn karþýlýklý bir güven ve dayanýþma ortamýnda sizlerin de öðretim elemanlarýmýza destek ve katkýlarýnýz ile gerçekleþebileceðinden benim hiç kuþkum yok. Bu yakýnlýðýn kurulup sürdürülmesinin Üniversitemizin baþarýsýnýn en temel koþullarýndan biri olduðunu düþünüyorum. Ve nihayet, siz Veliler, Anneler ve Babalar, çocuklarýnýzý bize emanet ederek bize güveninizi kanýtladýnýz. Bu güvene layýk olabilmek için gereken önemi ve titizliði Çankaya Üniversitesi nin öðretim üyeleri, yöneticileri ve idari personeli ile hepimizin gösterdiðine, daha da iyiye gidebilmek için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalýþtýðýmýza ve çalýþacaðýmýza inanýn. Siz ve ülkemiz buna layýksýnýz. Tüm dünyada etkisini ve önemini giderek hýzla artýran bilgi çaðý ve bilgi toplumu oluþumunun en temel öðesi insan ve onun eðitimidir. Bu bakýmdan biz Çankaya Üniversiteliler olarak yaptýðýmýz görevin ülkemiz ve halkýmýz için ne denli önemli ve deðerli olduðunun bilincindeyiz. Bu aðýr sorumluluðun hakkýný vermenin en temel ödevimiz olduðuna inanýyoruz. Sevgili Öðrencilerimiz, Öðretim Elemanlarýmýz, Ýdari Personelimiz, bu vesile ile Þeker Bayramýnýzý ve ardýndan gelen yeni yýlýnýzý kutlar, hepinize saðlýk ve esenlikler, baþarý dolu günler ve yýllar dilerim. Sevgi ve saygýlarýmla. Merhaba Prof. Dr. Ziya AKTAÞ Rektör Vekili

4 Ekonomide yeni dönem Ÿ Ekonomide Yeni Dönem ve Yapmamýz Gerekenler Ÿ Dünya da ve Türkiye de Doðrudan Yabancý Sermaye Yatýrýmlarý Ÿ Türkiye-AB Ýliþkileri: 2003 Strateji Belgesi ve Ýlerleme Raporu'na Göre Gelinen Son Durum

5 EKONOMÝDE YENÝ DÖNEM Cahit Uyanýk Finansal Forum Gazetesi Ankara Temsilcisi Ekonomide Yeni Dönem ve Yapmamýz Gerekenler Daha bundan 5-6 yýl önce Türkiye'de her 24 Ocak günü, gazeteler 24 Ocak 1980 Ekonomik Ýstikrar Tedbirleri'nin uzun uzadýya anlatýldýðý yazýlarla dolu olurdu. Çeyrek yüzyýllýk ömrünü tamamlamamýþ olan bu kararlar þimdilerde iyice unutuldu. Önce 5 Nisan 1994 Kararlarý'ný hafýzalarýmýzda ön plana çektik, daha sonra da 9 Aralýk 1999'da açýklanan kur çapasý sistemini... Bütün bunlardan önemlisi de 21 Þubat 2001'de kurun dalgalanmaya býrakýlmasýnýn ne anlama geldiðini, Türkiye ekonomisini nerelere götürebileceðini içinde yaþayýp öðrenme sürecindeyiz. Bu ekonomik krizler ve ona panzehir olsun diye açýklanan istikrar tedbirleri manzumesine 1988, 1992, 1997, Uzakdoðu Krizi (1997), Rusya Krizi (1998), 2000 yýlý Kasým krizcikleri de dahil deðil sonu itibarýyle bir fotoðrafý çekilebilse ekonomimizin hal-i pür melali aynen þöyle olacaktýr: Kriz sarhoþu bir dengesizlik içerisinde, yönünü bulmaya çabalayan bir adamýn, karanlýk bir tünelden hayli uzaktaki ýþýða doðru yürüyüþü... Türkiye ekonomisi acaba bu hale nasýl ve neden geldi? Yýllar önce, henüz 2001 Krizi'nin yaþanmadýðý günlerde devlette zorlu görevler yürütmüþ bir üst düzey bürokratla yaptýðým görüþmede bunun birkaç sebebini þöyle sýralamýþtý: Güneydoðu'daki terörle mücadele masraflarý, Körfez Krizi sonrasýnda Türkiye'nin büyük bir dýþ ticaret ortaðýný kaybetmesi, 1980'li yýllar boyunca devlette denetim sistemini ortadan kaldýrýcý çabalar sonucu oluþan israf ve yolsuzluklar, ülkenin koalisyon iktidarlarý tarafýndan kötü yönetilmeye baþlanmasý. O bürokrata göre yýllarý arasýnda Türkiye'nin hesaplanabilen ekonomik kaybý 100 milyar dolarý geçiyordu. Sohbetin hemen ardýndan patlak veren 2001 Krizi sonrasýnda bu faturaya bankacýlýk sistemindeki büyük yolsuzluklar ve kamu bankalarýnýn kanýný iliðini emen görev zararlarý kabusu da eklendi. Türkiye'nin þu anda içinde bulunduðu borç çevirme probleminin büyük bölümü, bankacýlýk operasyonu sonucunda ihraç edilen kaðýtlardan kaynaklanýyor. Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) en yeni raporuna göre, bankacýlýk sektörünü yeniden yapýlandýrmanýn toplam maliyeti 47.2 milyar dolar. Buna, yazý kaleme alýndýðý gün açýklanan 9 katrilyonluk liralýk yani 6 milyar dolarlýk Ýmar Bankasý maliyeti eklendiðinde, fatura 53 milyar dolarý geçmiþ olacak. Türkiye'nin son ekonomik krizde tüm alanlardaki ekonomik kaybý ise bazý uzmanlara göre 150 milyar dolarý buluyor. Karmaþýk kayýp hesaplarýnýn yansýmasý ise Türkiye'nin içinde bulunduðu büyük borç sarmalý þeklinde karþýmýza çýkýyor. Türkiye, nereden bakýlýrsa bakýlsýn önümüzdeki 5-6 yýlý bu borçlarý temizleyerek geçirmek zorunda. Bu yapýlmazsa, ülkenin kredi deðerliliði düzelmeyecek ve uluslararasý finans sisteminin sunduðu cazip dýþ borçlanma olanaklarýndan yararlanmak mümkün olmayacak. Peki bu iþ nasýl baþarýlacak? Türkiye gibi aðýr dýþ borç yükü ve sorunlu kamu finansmaný þartlarý altýnda bulunan ülkeler için geliþtirilmiþ en basit takip aracý faiz dýþý fazla. Kolay bir benzetme yapmak gerekirse faiz dýþý fazla; otomobil sürerken sað ayna kontrolüne benziyor. Herkes için basit ama etkili bir denetim aracý. Türkiye'de son zamanlarda faiz dýþý fazlaya karþý bir hassasiyet, deyim yerindeyse 'allerji' oluþmuþ durumda. Sanki koskoca dünyada, bu rasyonun sadece Türkiye'nin baþýna çorap örmek için icat edildiði gibi bir hava estirilmeye çalýþýlýyor. Neredeyse köy kahvelerindeki gündelik ekonomi sohbetlerinde bile faiz dýþý fazla pek hayýrla anýlmýyor. Oysa gerçek öyle deðil. Sözgelimi; sýk sýk ekonomik yapýsý Türkiye'ye çok benzetilen ve geliþmiþler trenine çoktan atlamýþ bulunan Ýtalya'da bile faiz dýþý fazla önemli bir rasyo olarak hala izleniyor. Benzer þekilde Yunanistan, Belçika, Ýrlanda gibi AB üyesi ülkelerde de faiz dýþý fazla dikkatle ele alýnýyor. Çünkü mali disiplinin bozulmasý demek, Avrupa Birliði için Avrupa Para Sistemi'nin bozulmasý anlamýna geliyor. Anlayacaðýnýz AB'ye üye olsak bile bu faiz dýþý fazla derdinden kurtulacaðýmýz yok. Balkanlar ve Ortadoðu'nun en krizkolik ülkesi Türkiye'nin klasik tartýþma konularýndan birisi de Uluslararasý Para Fonu. Acaba Türkiye'yi krize IMF mi soktu? Bizi yüzlerce milyar dolarlýk iç ve dýþ borç stoku altýna bu kurum mu iteledi, yoksa kendi yöneticilerimiz mi beceriksiz ve basiretsiz? IMF, Türkiye'nin krizden çýkmasýný istemiyor mu? Bu sorular hepimizin kafasýný meþgul edip duruyor. Cevabý ise Nasreddin Hoca fýkrasýndaki gibi verilebilir: Sen de haklýsýn, sen de haklýsýn... IMF'nin, 1997 yýlýnda imzalanan ve mali boyut içermeyen Yakýn Ýzleme Anlaþmasý sýrasýnda Türkiye'ye ýsrarla Para Kurulu sistemine geçiþi önerdiði ve baþarýlý misal olarak da Arjantin'i önerdiðini unutmadýk. Ayný baskýlarýn 1999 yýlýnda da yapýldýðýný ve orta yol olarak çapalý kurda buluþulduðunu hafýzalarýmýzý tazeleyerek hatýrlayabiliriz. Para Kurulu sistemi Arjantin'i, çapalý kur ise Türkiye'yi krize soktu. Demek ki IMF bu noktada yanýldý. Belki bunun içindir ki, günahýna girdiði Arjantin ve Türkiye'ye karþý son derece müsamahakar davranýyor. Kredi taleplerini iki etmiyor. Geçen Mayýs ayýnda Türkiye'ye gelen IMF Baþkan Yardýmcýsý Anne Krueger, son yýllarda dünyada meydana gelen ekonomik krizleri ayrýntýsýyla araþtýrdýklarýný ve bunlardan birisi hariç

6 EKONOMÝDE YENÝ DÖNEM hepsinin mali sistem kaynaklý olduðunu söylemiþti. Yani Krueger, Arjantin ve Türkiye'deki krizlerin mali sistemden kaynaklandýðýný üstü kapalý kabul etmiþti. Elbette bu analiz, kendi yaptýklarý hatalarýn da bir itirafý niteliðindeydi. Ama bundan çýkarýlmasý gereken ders ise þuydu: Türkiye, mali sistemini adam etmedikçe IMF'nin elinden kurtulamaz. IMF'yi kapýnýn önüne koyabilirsiniz ama bir süre sonra yaldýzlý davetiye göndermek zorunda kalabilirsiniz. Nasreddin Hoca'nýn diðer tarafa söylediði 'Sen de haklýsýn' sözünün arka planýnda ise Türkiye'nin 1987 yýlýndan bu yana çok kötü yönetilmesi yatýyor. Vergi toplamak yerine borçlanmak, dýþ borçlanmayý kolaylaþtýrmak için kambiyo rejimini çok erken libere etmek, kolay vaatlerde bulunan siyasetçilere dur diyecek mekanizmalarýn kurulmamýþ olmasý, var olmayan kaynaklarýn daðýtýlmasýnýn iþçi dostluðu, iþveren ahbaplýðý, köylü akranlýðý gibi paketlenerek tüm topluma sunulmasý, ahbap-çavuþ kapitalizmi ile siyasi partileri finanse etmeye çalýþmak, iþsizlikle mücadele yerine devleti Ýþ Bulma Kurumu'na çevirmek gibi onlarca idareci suçu, IMF'nin kapýsýnda sabahlamamýzýn en önemli sebepleri. Ne yazýk ki, bu iþleri yapan idarecileri, oylarý ile iþbaþýna getirenler ise biz seçmenler. Aslýnda IMF'yi biz, bizatihi kendimiz baþýmýza getirip oturttuk, borçlandýk. Þimdi IMF'nin borçlarýný tahsil edebilmek için ortaya attýðý yapýsal reform dizisini kabullenmek zorundayýz. Sýrf kolaycýlýk yaptýðýmýz için, sýrf kendi kendimizi disipline edemediðimiz için bu haldeyiz. O kadar mahcubuz ki, bizi hatalý yollara sürükleyen IMF'nin yüzüne bunu söyleyemiyoruz bile... Önümüzdeki yýllarda da IMF'den kurtuluþ pek kolay deðil. Her hatamýzý söyleyip gereðini yerine getirmemizi isteyecekler. Yapmýyor muyuz? Hooppp, yükselecek faizler, zorlaþacak dýþ borçlanma... Anlayacaðýnýz IMF'yi yerli yerinde, haddi haddinde tutmak bizim elimizde. Türkiye'nin önümüzdeki yýllardan itibaren alýþmasý gereken bir baþka dýþ takip odaðý ise AB. Eðer önümüzdeki yýl sonunda müzakerelere baþlama kararý çýkarsa, Türkiye ekonomisi deyim yerindeyse tam bir check-up'a girecek. Bu öyle bir süreç ki IMF ile iliþkilere pek benzemeyecek. IMF, önünde sonunda bir finans kurumu olduðu için reel ekonomiyle ilgisi sýnýrlý kalýyor. AB ise Türkiye'deki reel boyutla doðrudan ilgili. Çünkü yapýsý gereði sektörel ve bölgesel bazda teþvik sistemleri uygulayan AB, adeta Türkiye ekonomisinin tüm tahlillerini gözden geçirecek. Belki bazý reçeteler yazýp önümüze koyacak. Ýþte o zaman, daha çok yaygara çýkarabileceðiz. IMF'nin 'Þu kanunu, þu yönetmeliði çýkartýn' talepleri, çok hafif kalabilecek. Belki AB, Türkiye'nin bazý sektörlerden elini eteðini çekmesini bile isteyebilecek. Þu anda NewYork - Washington Hattý'nda kaderi deðiþtirilen ekonomik gidiþatýmýza, Brüksel daha çok müdahil olabilecek. Ama bütün bu tabloda deðiþmeyen tek þeyin, bizim ne yapmak istediðimiz konusundaki düþüncelerimizin karýþýklýðý olacak gibi görünüyor. Biz hata yaptýkça, çeliþkiye düþtükçe, kafasý karýþýk bir görüntü çizdikçe, sokaktaki adamýn deyiþiyle 'eloðlunun eli kuvvetlenecek.' Bir baþka fýkrada olduðu gibi; tek gözlü iktisatçýlarýn ülkesi olsa idik belki de herþey toz pembe görünecekti. Oysa yaþam gibi ekonomi de çok boyutlu. Türkiye, 1996 yýlýndaki Gümrük Birliði'ne giriþiyle baþlayan bir süreçte hýzla dýþ dünyaya entegre oluyor. Þu ana kadar yaþadýðýmýz süreç, bu bütünleþmenin hemen hemen tüm boyutlarýnýn olumsuzluðunu ortaya çýkarttý. Kesif bir borç bataðýna girdik, dünya ticaretinden istediðimiz payý alamadýk, insanlarýmýzý mutlu edecek günlük ekonomik ortamý yaratamadýk. Ama ayný süreç, bu sorunlarý nasýl aþabileceðimiz konusunda yol ve yöntemleri kabullenmemizi de beraberinde getirdi. Merkez Bankasý özerkliði Türkiye için hayaldi; baþarýldý. Kamu borçlanmalarýnýn bir yasa ile disipline edilmesi düþünülemezdi; yapýldý. Arka arkaya 21 bankaya el konulacaðý söylense kimse inanmazdý; cesaretle baþarýldý. Siyasetçilerin birçok yetkilerini üst kurullara devredeceði söylense pek hayra yorulmazdý; bu eþik geçilebildi. Örnekler daha uzatýlabilir ama bütün bunlar ciddi bedeller ödenerek gerçekleþtirilebildi. Oysa Türkiye, bütün bunlarý sýfýra yakýn bedel ödeyerek, daha sorun tespit edilir edilmez hayata geçirebilecek kapasiteye sahip bir ülke. Türkiye'nin sorun tespit ve çözüm yöntemlerini geliþtirmesinde sonsuz yarar var. Aslýnda Türkiye'nin bundan sonraki yol haritasý da belli. Düþük enflasyon ortamýnda, devleti yeniden yapýlandýrýp eðitim ve saðlýk yatýrýmlarýna önem vererek, genç nüfusuna özel sektörde yeni iþ alanlarý açarak, istikrarlý bir büyüme saðlayarak dünya rekabet arenasýnda iyi bir yer kapýp bunu korumaya çalýþmak. Bunun için de ne gerekiyorsa yapmak. Türkiye'nin yaptýðý hatalar sonucu Birleþmiþ Milletler Ýnsani Geliþmiþlik Endeksi'nde giderek gerilediðini unutmayalým. Ekonominin piyasalar için deðil, bizatihi insanlar için iyiye gitmesi gerektiðini öðrenmeliyiz. Ýyiye gidiþin izlendiði datalarýn ise borsa endeksi, döviz kuru düzeyi deðil; iþsizlik oranýndaki iyileþme, hane halký gelirlerinin artmasý, kapasite kullaným oranlarýnda istikrarlý yükseliþ, ihracatýn saðlýklý geliþim çizgisine oturmasý gibi þimdilerde pek önemsemediðimiz yollardan geçtiðini anlamalýyýz.

7 EKONOMÝDE YENÝ DÖNEM Prof. Dr. Emin ÇARIKCI Çankaya Üniversitesi ÝÝBF Öðretim Üyesi Dünya da ve Türkiye de Doðrudan Yabancý Sermaye Yatýrýmlarý Uluslararasý Yatýrým veya Yabancý Sermaye Yatýrýmý ; bir ülkede yerleþik kiþi veya kuruluþlarýn ülke sýnýrlarýnýn dýþýnda servet edinmeleri þeklinde tanýmlanabilir. Yabancýlarýn tahvil ve hisse senedi gibi menkul deðerlere yaptýðý yatýrýmlara Mali Yatýrým yada Uluslararasý Portföy Yatýrýmý denir. Yabancýlarýn bina, fabrika, arazi, üretim tesisi gibi fiziki deðerler edinmesi ise Doðrudan Yabancý Sermaye Yatýrýmlarý ný oluþturur. Yabancý sermaye çeþitleri arasýnda en istikrarlý ve risk derecesi en az olan doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarýdýr. En riskli ve istikrarsýz sermaye giriþi ise portföy yatýrýmlarýdýr (sýcak paradýr). Risk derecesi orta düzeyde olan yatýrýmlar ise dýþ yardým ve ticari kredilerdir. Doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarýnýn faydalarý nelerdir? Bir ülkenin ekonomik kalkýnmasýnda doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarýnýn rolü çok çeþitlidir. Bunlar; iç ve dýþ tasarruf açýðýný azaltýr. Genellikle geliþmiþ ülkelerin iç tasarruf oraný düþük, dýþ tasarruf (dýþ kaynak) imkaný ise yok denecek kadar az olduðu için yeterli ve gerekli yatýrýmlar yapýlamamaktadýr. Mesela, birkaç yýldýr Türkiye enerji darboðazý çekmektedir. Sebebi ise bu sektör yatýrýmlarý için ne devletin ne de özel sektörümüzün yeterli kaynaðý yoktur. Eðer Türkiye uluslararasý tahkimi 5-10 yýl önce çýkartmýþ ve bürokratik engelleri de asgari düzeye indirebilmiþ olsa idi, son beþ yýlda yapýlmasý gereken en az 20 milyar dolarlýk enerji yatýrýmýný doðrudan yabancý sermaye ile karþýlayabilir ve Türkiye de enerji sýkýntýsý ile karþýlaþmazdý. - Doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarý, bir ülkeye mal ve hizmet üretimi için geldiðinden, teknoloji transferi ve istihdam artýþý saðlar. - Mal ve hizmet üretimine katkýda bulunarak, katma deðeri artýrmak suretiyle vergi gelirlerinin de artmasýný saðlar. - Bu yatýrýmlar yüksek teknoloji ve yönetim bilgisini getirerek iþgücü verimliliðini ve mal ve hizmet üretiminde kalitenin artmasýna katkýda bulunur. - Ýhracatý artýrarak döviz kazancý saðlar veya iç piyasa için üretim yaparak ithalat ihtiyacýný azaltarak döviz tasarrufu saðlar. - Ýþletmecilik ile iç ve dýþ pazarlamanýn geliþmesine çok önemli katkýda bulunur. - Ülke ekonomisinin dünya ekonomisiyle bütünleþmesinde çok önemli bir ekonomi politikasý aracý haline gelmiþtir. Çünkü doðrudan yabancý sermayeler üretimlerin önemli bir bölümünü yurt dýþýna ihraç etmektedir. Onun için doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarý çekmede ülkeler arasýnda büyük bir rekabet vardýr. Doðrudan yabancý sermaye ucuz iþçiyi sömürür, ülkenin siyasi ve ekonomik hayatýna hakim olur mu? Bu sorunun cevabý, gerek sað ve gerekse sol kesimlerde 1980 yýlýna kadar evet idi ve yanlýþtý. Çünkü araþtýrmacýlar geliþmiþ ülkeler ve geliþmekte olan ülkelerdeki 8-10 misline varan ücret farklarýndan giderek doðrudan yabancý sermayenin geliþmiþ ülkelerdeki iþçileri sömürdüðü kanaatine varýyorlardý. Oysa doðrudan yabancý sermayenin gittiði geliþmiþ ülkelerde yabancýlarýn sahip olduðu iþletmelerdeki iþçi ücretlerinin yerli iþletmelerdeki iþçi ücretlerinden yüzde arasýnda daha fazla olduðu ortaya çýkmýþtýr. Diðer taraftan bir ülkenin toplam sermaye birikimi içinde doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarýnýn payý, özellikle geliþmiþ ülkelerde yüzde 1'in bile altýnda olduðu için ülkenin siyasi ve ekonomik hayatýna hakim olduðu yanlýþtýr. Tablo-1'de görüldüðü gibi geliþmiþ ülkeler, geliþmekte olan ülkeler ve Merkezi ve Doðu Avrupa Ülkeleri son yýllarda çok büyük doðrudan yabancý sermaye yatýrýmý çekmiþlerdir yýlýnda yaklaþýk 700 milyar dolar olan dünyadaki doðrudan yabancý sermaye yatýrýmý stoku, milyar dolar olarak, 1990'da 2 trilyon dolara, 1995'te 3.3 trilyona, 2000'de 6.2 trilyona, 2002'de de 7.1 trilyon dolar'a fýrlamýþ olmasýna raðmen, bu tür yatýrýmlar daha çok geliþmiþ (sanayileþmiþ) ülkelerin kendi aralarýnda yapýlmýþtýr döneminde doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarýnda yüzde 23, döneminde yüzde 21 artýþ, döneminde de yüzde 41 artýþ saðlanmýþtýr. Ancak 2000 yýllýndan 2002 yýlýna dünyadaki toplam doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarýnda yüzde 53'lük bir azalma varken, bu azalýþlar geliþmiþ ülkelerde yüzde 59, geliþmekte olan ülkelerde ise sadece yüzde 34'tür. Merkezi ve Doðu Avrupa Ülkelerinde ise az da olsa bir artýþ vardýr.

8 EKONOMÝDE YENÝ DÖNEM Doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarýnýn azalmasýna etki eden baþlýca faktörler ise; son iki yýlda dünya ölçeðinde, özellikle geliþmiþ ülkelerde büyüme hýzýndaki gerilemeler, sermaye piyasalarýndaki dalgalanmalar sonucu þirket karlýlýklarýnýn azalmasý, özelleþtirme fýrsatlarýnýn ve þirket evliliklerinin azalmasýdýr yýlý itibari ile toplam doðrudan yabancý sermaye stokunun yüzde 64.5'i geliþmiþ ülkelerde, yüzde 32.9'u geliþmekte olan ülkelerde, yüzde 2.6'sý da Merkezi ve Doðu Avrupa Ülkeleri ndedir. Toplam stokta AB'nin payý ise yüzde 37'dir. En çok doðrudan yabancý sermaye yatýrýmý stoku payýna sahip olan ülkeler ise; parentez içinde milyar dolar TABLO-1, BÖLGELERE VE BAZI ÜLKELERE GÝDEN DOÐRUDAN YABANCI SERMAYE (DYS) YATIRIMLARI, (Milyar Dolar) Bölgeler ve Ülkeler (Yýllýk Toplam Ortalama) STOK DÜNYA (TOPLAM) GELÝÞMÝÞ ÜLKELER Avrupa Birliði (AB) Kuzey Amerika GELÝÞEN ÜLKELER Güney Doðu Asya Latin Amerika MDAÜ ÜLKELERÝ (1) BAÞLICA DYS YATIRIMI ÇEKEN ÜLKELER (Milyar Dolar) ABD Ýngiltere Almanya Fransa Belçika-Lüksemburg Hollanda Kanada Ýspanya Ýrlanda Ýtalya Ýsveç Çin Hong Kong Singapur Japonya Güney Kore Brezilya Meksika Arjantin Polonya Çek Cumhuriyeti Macaristan Rusya Federasyonu Kazakistan Türkiye (1) MDAÜ Ülkeleri: Merkezi ve Doðu Avrupa Ülkeleri (Balkanlar, Rusya ve Baltýk Ülkeleri dahil). NOT : 2000 ve 2002 yýllarýnda en çok DYS yatýrýmý yapan ülkeler ise; sýrasýyla, milyar dolar olarak, Ýngiltere 250 ve 40, Fransa 177 ve 63, ABD 143 ve 120, Belçika- Lüksemburg 86 ve 167, Hollanda 74 ve 26, Hong Kong 59 ve 18, Almanya 57 ve 25, Ýspanya 56 ve 19, Kanada 47 ve 49, Ýsviçre 45 ve 12, Ýsveç 41 ve 11, Japonya 32 ve 31, Danimarka 25 ve 5, Finlandiya 23 ve 10, Ýtalya 12 ve 17, Portekiz 8 ve 4, Ýrlanda 5 ve 3 milyar dolardýr. Kaynak : UN-UNCTAD, World Investment Report 2003, New York, Eylül 2003.

9 EKONOMÝDE YENÝ DÖNEM olarak, ABD yüzde 19 (1351), Ýngiltere yüzde 9 (639), Almanya yüzde 6.4 (452), Çin yüzde 6.3 (448), Hong Kong yüzde 6,2 (433), Fransa yüzde 5.6 (401), Belçika- Lüksemburg yüzde 5.4 (382), Hollanda yüzde 4.4 (315), Brezilya yüzde 3.3 (236), Kanada yüzde 3.1 (222), Ýspanya yüzde 3 (212), Ýrlanda yüzde 2.2 (157), Türkiye'nin payý ise yüzde 0.3 (binde 3) ile 18.6 milyar dolardýr. Toplam üretim (GSMH) yönünden Türkiye'nin Dünya ekonomisinin büyüklüðü 20. sýrada, nüfus yönünden 15. sýrada olmasýna raðmen, Dünya doðrudan yabancý sermaye stokunda binde üçlük bir paya sahip olmasý düþündürücüdür. Yýllýk bir milyar dolarlýk doðrudan yabancý sermaye ile Türkiye 2000 yýlýndaki toplam doðrudan yabancý sermayenin 1393'te 1'ini, 2002 yýlýnda 651'de 1'inin çekebilmiþtir. Diðer önemli bir nokta da, 2002 yýlýnda Ýrlanda'ya giden 19 milyar dolarlýk doðrudan yabancý sermayeyi Türkiye 40 yýlda çekebilmiþtir. 2002'de Çin'e giren doðrudan yabancý sermaye yatýrýmý 52.7 milyar dolar olup, Türkiye'ye son 40 yýlda giren doðrudan yabancý sermaye yatýrýmý ise sadece 18.6 milyar olduðuna göre, bu miktar Çin'e yaklaþýk sadece 4 ayda giren doðrudan yabancý sermaye yatýrýmýna eþittir. Toplam doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarý stokunun toplam üretim dediðimiz GSYÝH'ye oranýnda dünya ortalamasý yüzde 22.3 iken, bu oran geliþmiþ ülkelerlerde yüzde 31.4 (AB'de yüzde 31.4), geliþmekte olan ülkelerde yüzde 36, Merkezi ve Doðu Avrupa Ülkelerinde yüzde 20.8, Uzak Doðu Ülkelerinde de yüzde 37.9'dur. Ülkeler bazýnda ise bu oran, yüzde olarak Hong Kong 266, Ýrlanda 129, Hollanda 75, Kazakistan 63, Çek Cumhuriyeti 55, Brezilya 52, Ýngiltere 41, Çin 36, Fransa 28, Ýspanya 32, Kanada 30, Almanya 23, Romanya ve Polonya 24'er, ABD 13 ve Türkiye'de ise sadece 10.2'dir. Birleþmiþ Milletler Eylül 2003 Dünya Yatýrým Raporu'na göre (s. 9-10), döneminde doðrudan yabancý sermaye yatýrýmý çekme cazibesi ve performansý bakýmýndan Belçika-Lüksemburg 1'nci, Ýrlanda 4'üncü, Kazakistan 15'inci, Bulgaristan 25'inci, Azerbaycan 38'inci, Brezilya 37'nci, Ýspanya 41'inci, Polonya 47'nci, Rusya 75'inci, Mýsýr 110'uncu, Türkiye ise 112'nci sýrada yer almaktadýr. Bu deðerlendirmede yatýrým iklimi veya ortamý, ekonomik ve politik istikrar, altyapý ve tabii kaynaklarýn yeterliliði, özelleþtirme imkanlarý, doðrudan yabancý sermaye için verilen teþvikler gibi faktörler göz önünde bulundurulmuþtur. Türkiye doðrudan yabancý sermaye çekmede neden baþarýsýzdýr? Türkiye mevcut potansiyeline göre dünyada en az doðrudan yabancý sermaye çeken bir ülkedir ortalarýnda 57'nci Hükümet kurulduðu zaman Türkiye ekonomisinin geleceði ve yeni hükümetin ekonomi politikalarýnýn ne olacaðý konusunda bilgi edinmek üzere beþ yabancý uluslararasý finans kurumu yöneticisi ziyaretime gelmiþti. Bu yabancý yatýrýmcýlara göre, uluslararasý tahkimi kabul etmemize raðmen, Türkiye'ye doðrudan yabancý sermaye yatýrýmýnýn gelmeyeceði ve bunun baþlýca sebeplerini ise; - Türkiye'de siyasi istikrarýn henüz yerleþmediði ve koalisyon hükümetlerini riskli bulmalarý, - Ekonomik istikrarýn en önemli göstergesi olan yýllýk enflasyon hýzýnýn tek haneli rakamlara ne zaman ineceði ve bu seviyede kalýp kalmayacaðý belli olmamasý, - Türkiye'de kayýt dýþý ekonominin yüzde ellilere yaklaþmasý ve bu durumun doðrudan yabancý sermaye yatýrýmý açýsýndan haksýz rekabet ortaya çýkarmasý, - Merkezi ve Doðu Avrupa Ülkeleri ne göre, Türkiye'de ekonomik ve siyasi istikrarsýzlýða ilaveten, sendikalý iþgücü maliyetinin 4-5 kat daha yüksek olmasý, - Diðer ülkelere göre, Türkiye'de Kurumlar Vergisi oranlarýnýn ve enerji maliyetlerinin çok yüksek olmasý, - Özelleþtirme uygulamalarý ve mevzuatýnda yabancýlara yüzde 51'in üzerinde satýþlarýn engellenmesi, - Türkiye'de bir yatýrýma baþlamak için bürokratik engeller sonucu birkaç yýlýn boþa geçmesi ve yatýrýma baþlanýldýktan sonra da en az 50 yerden izin ve imza alýnmasý olarak sýraladýlar.

10 AB Komisyonu Türkiye ile ilgili ilk Ýlerleme Raporunu Ekim 1998'de hazýrladý. Bu raporlarýn sonuncusu 5 Kasým tarihinde Brüksel'de açýklanan ve "Türkiye'nin AB Üyeliðine Doðru Düzenli Ýlerleme Raporu 2003" baþlýðýný taþýyan belgedir. Yine AB Komisyonu, 1998 yýlýndan bu yana her yýl Türkiye yanýnda diðer aday ülkelerin durumunu topluca deðerlendiren bir Strateji Belgesi açýklayagelmiþtir. Bu yýl yine 5 Kasým 2003 tarihinde ilerleme raporlarýyla birlikte çýkarýlan söz konusu belge "Devam Eden Geniþleme" baþlýðýný taþýmakta ve 10 aday ülkenin 1 Mayýs 2004 tarihinde üyelikleri artýk kesinleþtiði için sadece Bulgaristan, Romanya ve Türkiye'nin tam üyelik yolunda kaydettikleri geliþmelere yer vermektedir. EKONOMÝDE YENÝ DÖNEM Türkiye-AB Ýliþkileri: 2003 Strateji Belgesi ve Ýlerleme Raporu'na Göre Gelinen Son Durum En fazla ilerleme AB - Türkiye Gümrük Birliði ile ilgili bölümlerde olmuþsa da, buralarda bile Türkiye yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemektedir. Her alanda yeni yasama çalýþmalarýna ihtiyaç vardýr. Türkiye Ulusal Program'ýn uygulanýþýna aðýrlýk vermelidir. Birçok alanda uygulama zayýf kalmaktadýr. Acquis'nin fiilen uygulanabilmesi için idari yapý güçlendirilmelidir. Bu yazýda kýsaca Strateji Belgesinin Türkiye ile ilgili kýsýmlarýnda ve ülkemiz için hazýrlanan Ýlerleme Raporunda yer alan bazý önemli tespitlere yer vereceðiz. Her iki belgede Kýbrýs konusunda yer alan ifadelere ise, bunlarýn kamu oyunda yarattýðý tepki ve tartýþmalarý gözönüne alarak, yazýmýzýn sonunda ayrýca deðineceðiz. 1. Strateji Belgesi Toplam 43 sayfa olan bu belgede Türkiye ile ilgili görüþler 15-18'inci sayfalar arasýnda yer almýþtýr. Belgeye göre, Türk hükümeti, son bir yýlda Kopenhag Siyasi Kriterleri alanýnda yasal reformlarý hýzlandýrarak büyük bir kararlýlýk göstermiþtir. Belgede sýralanan çabalara karþýn, Komisyon'a göre Türkiye henüz Kopenhag Siyasi Kriterlerini tam olarak karþýlamamaktadýr. Siyasi, medeni, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarý garanti altýna alan açýk bir çerçeve oluþturulmamýþtýr. Reformlarýn uygulanýþý güçlendirilmelidir. Fakat, insan haklarýndan ve temel özgürlüklerden yararlanma konusunda þimdiden net iyileþme iþaretleri vardýr. Ekonomik kriterler alanýnda Türkiye piyasa ekonomisinin iþleyiþini önemli ölçüde geliþtirmiþtir. Fakat makroekonomik dengesizlikler devam etmektedir. Enflasyonu indirme ve reform süreci sürdürülmeli; bunun için mali disiplin, yapýsal reformlar, bankacýlýk sektörünün özelleþtirilmesi ve piyasalarýn serbestleþtirilmesi devam ettirilmelidir. Ekonominin büyüme potansiyelinin artýrýlmasý için yabancý doðrudan yatýrýmlar teþvik edilmelidir. Acquis'ye (Topluluk Müktesabatý) uyum konusunda Türkiye birçok alanda iyileþme saðlamýþsa da, çoðu bölümlerde daha iþin baþýnda bulunmaktadýr. 2. Ýlerleme Raporu Daha önceki raporlar gibi, 2003 raporu da özellikle Ortaklýk Anlaþmasý çerçevesinde Türkiye - AB iliþkilerine deðiniyor, Kopenhag Siyasi Kriterleri ekonomik kriterler ve Türkiye'nin üyelik yükümlülüklerini üstlenebilme, yani acquis'yi kabullenebilme kapasitesi açýsýndan durum tespiti ve deðerlendirmesi yapýyor. Rapor, son bir yýlda gerçekleþtirilen reform paketlerinin ifade, toplanma ve gösteri özgürlüðü, kültürel haklar ve ordu üzerinde sivil denetimin arttýrýlmasý alanlarýnda çok önemli siyasi geliþmelerin göstergesi olduðunu vurguluyor. TBMM'nin büyük çoðunluðu ile onaylanan ve geniþ bir halk desteði saðlayan reformlarýn Türkiye'yi Avrupa deðer ve standartlarýna yakýnlaþtýrdýðýna iþaret ediliyor. Reformlarýn uygulanmasý alanýnda Hükümetin Prof. Dr. Nahit Töre Çankaya Üniversitesi ÝÝBF Öðretim Üyesi

11 EKONOMÝDE YENÝ DÖNEM Reform Ýzleme Komitesi kurmasý ve iþkenceye karþý sýfýr tahammül politikasý açýklamasýnýn önemi vurgulanýrken, Güneydoðu'daki olaðanüstü hal uygulamasýnýn da (OHAL) kaldýrýldýðý hatýrlatýlýyor. Raporda, olumlu geliþmelerin yanýnda, reformlarýn etkisinin sýnýrlý kaldýðý ve uygulamanýn yavaþ ve düzensiz olduðuna dikkat çekiliyor. Bu baðlamda özellikle, Türkçe dýþýnda radyo televizyon yayýnlarý ve cemaat vakýflarýnýn mal edinme haklarý yönetmeliklerinin ve ailelerin çocuklarýna isim koymasýný düzenleyen genelgelerin uygulamada getirdiði kýsýtlamalara atýfta bulunuluyor. Rapora göre, reform paketleri sonucunda Kopenhag Siyasi Kriterleri doðrultusundaki ilerlemeler ve eksiklikler þunlardýr : - Askeri temsilcilerin RTÜK ve YÖK içinde yer almasý, savunma bütçesinin denetiminde kýsýtlamalar; - Ýfade özgürlüðü alanýnda, Türk Ceza Kanunu hükümlerinin kullanýmýnda tutarsýzlýklar; - Ýkinci derece temyiz mahkemelerinin kurulmasýnda gecikmeler, DGM'ler, icra ve yargý makamlarý arasýnda organik bað oluþturarak yargý baðýmsýzlýðýna zarar veren anayasa hükümleri; - Yolsuzlukla mücadele alanýnda kurumsal yapýnýn oluþturulmasýnda gecikmeler ve medya, devlet teþkilatý, inþaat ve saðlýk alanlarýnda yolsuzluk eðilimleri; - Sivil, siyasi haklar ve azýnlýk haklarý alanýnda BM ve Avrupa Konseyi anlaþmalarýnýn imzalanmasýnda eksikler; - AÝHM kararlarýnýn uygulanmasý ile ilgili gecikmeler, adil yargýlama ve savunma hakký ile ilgili hükümlere uyumda eksiklikler; - Ayrýmcýlýkla mücadele alanýnda Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi ve AB müktesebatýna uyumsuzluk; - Ýþkence alanýnda soruþturma, yargýlama ve cezalarýn uygulanmasýnda eksiklikler, tutuklu haklarý ihlalleri; - Hapishane koþullarýnda eksikler, yargý hakimlerinin görevlerinin icrasýnda yaþanan zorluklar; - Þiddet içermeyen düþüncelerin ifadesi ile ilgili yasalarýn uygulanmasýnda yorum ve uygulama farklarý; - Yazar, gazeteci ve yayýncýlara karþý aðýr cezalar, yayýnlarýn yasaklanmasý ve internet içeriði alanýnda kýsýtlamalar; - Türkçe dýþýnda radyo ve televizyon yayýnlarýna karþý kýsýtlamalar, RTÜK uygulamalarý; - Dernek kurma özgürlüðü alanýnda ýrk, köken din, bölge veya azýnlýk statüsüne dayalý kýsýtlamalar, yabancý derneklerle iþbirliðinde zorluklar; - Göstericilere karþý güvenlik güçlerinin aþýrý þiddet kullanmasý; - Parti kapatma uygulamalarýnýn sürmesi; - Gayrimüslim azýnlýklarýn tüzel kiþilik, mal edinme, idare ve din adamlarý yetiþtirmesinde süregelen sýkýntýlar; - Alevilerin diyanet iþleri ve ulusal eðitim sistemi içinde tanýnmamasý; - Kadýn erkek eþitliði alanýnda eksiklikler ve kadýnlara karþý þiddet uygulamalarýnýn yaygýnlýðý; - Çocuklarýn eðitim ve güvenlik haklarýnda eksiklikler; - Sendikal haklarda Avrupa Sosyal Þartýna uyumsuzluktan doðan sorunlar; - Türkçe dýþýnda dillerde yayýn ve etkinliklerin kýsýtlanmasý ve yargýlanmasý, bu dillerin öðrenimine yönelik uygulama yasalarýnda eksiklikler, ailelerin çocuklarýnýn isim, okul ve dini eðitimine yönelik seçimlerini kýsýtlayan düzenlemeler; - Azýnlýklara karþý ayrýmcý ve kýsýtlayýcý uygulamalar;

12 EKONOMÝDE YENÝ DÖNEM - OHAL uygulamasýnýn ardýndan vatandaþlarýn yerlerine dönmesinde yaþanan sorunlar. Kopenhag Ekonomik Kriterleri çerçevesinde Rapor, Türkiye ekonomisini serbest piyasa ekonomisinin iþlerliði ve AB tek pazarýndan gelecek rekabete dayanabilme gücü açýsýndan inceliyor. Bu baðlamda raporda yapýsal reformlar, enflasyon, mali denetim, kamu iþletmeleri, finans sektöründeki geliþmeler ve eksikler hakkýnda þu görüþlere yer veriliyor: - Piyasalarýn iþleyiþini iyileþtirerek ve kurumsal yapýsýný güçlendirerek Türkiye, tam iþleyen bir pazar ekonomisi olma yolunda ilerleme göstermiþtir. Ancak tam iþleyen bir pazar ekonomisi olmanýn gerekleri olan makroekonomik istikrar ve öngörülebilirlik henüz yeterli derecede geliþmemiþtir; - Yeni hükümetin desteklediðini söylemesine raðmen, ekonomik program sürecinde yapýlmasý gereken reformlarýn hýzý kesilmiþ görünmektedir; - Ýþgücü artýþ hýzýnýn istihdam artýþ hýzýndan fazla olmasý nedeniyle iþsizliðin artmaya devam etmesi beklenmektedir; - Sýký maliye ve para politikalarý, düþük iç talep ve Türk lirasýnýn güçlenmesi sonucunda enflasyonist baskýlar yakýn tarihin en düþük deðerlerine ulaþmýþtýr. Ancak kamu sektöründe mali hedefleri yakalamak için yapýlan fiyat artýþlarýnýn enflasyon azalma sürecine etkisi olumsuz olmuþtur; - Reel faiz oranlarý yeni hükümetin baþlangýçtaki belirsiz yaklaþýmý ve yerel sermaye piyasalarýnýn zayýflýðý nedeniyle yüksek (%20) seyrine devam etmiþtir; - Devlet borçlanma oranýnda düþüþ kaydedilmiþ olmasýna raðmen borç oraný halen kamu sektörünün ve ekonominin iþleyiþinin önünde önemli bir engel oluþturmaktadýr; - Mali saydamlýðý artýrma konusunda çalýþmalara 2001 ve 2002 yýllarýnda benimsenen yasalarýn uygulamasýna aðýrlýk verilerek devam edilmiþtir. Bu baðlamda deðiþik kamu idareleri arasýnda görev ve sorumluluk daðýtýmýný yapmak amacýyla hazýrlanan Mali Yönetim ve Mali Denetim Yasasý önemli bir adým olmuþtur; - Piyasa güçlerinin serbest karþýlýklý etkileþiminde iyileþme süreci devam etmiþtir. Baþlangýçta görülen belirsizlik dönemini takiben, yeni hükümet tarafýndan sektör denetleyici ve gözetleyici kurumlarýn baðýmsýzlýðý teyit edilmiþtir. Devlet kurumlarýndaki personel sayýsýnýn azaltýlmasý önündeki yasal engellerin kalkmasý sonucunda fiyatlar piyasa koþullarýna daha uygun hale gelmiþtir; - Elektrik sektöründe daðýtým ve üretim alanýnda yeni düzenlemeler yapýlmýþtýr ve daðýtým ve üretim lisansý verme yetkisi baðýmsýz bir kurum olan Enerji Piyasalarý Düzenleme Kurulu'na verilmiþtir; - Kamu mali desteðinin kaldýrýlmasý sonucunda fiyat dengesizlikleri azalmaya baþlamýþtýr. Tarým sektöründe uygulanan fiyat destekleme sistemi doðrudan gelir desteðine çevrilmiþtir. Elektrik fiyatlarý ise baðýmsýz bir kurum tarafýndan belirlenmektedir; - Özelleþtirmeyi hýzlandýrmak amacýyla yeni giriþimlerde bulunulmuþtur ancak elde edilen gelir çok sýnýrlý kalmýþtýr. TEKEL, Türk Telekom gibi kurumlarýn özelleþtirmesi için yeni giriþimler baþlatýlmýþtýr. Ayrýca Milli Piyango, Ýstanbul Menkul Kýymetler Borsasý gibi kurumlar da özelleþtirilecek kurumlar listesine dahil edilmiþtir; - Pazara giriþ ve çýkýþýn önündeki engeller azaltýlmýþtýr. Fakat KOBÝ'ler, bankalardan mali destek saðlama ve iþ kurma sürecinde zaman alan bürokratik iþlemler gibi önemli zorluklarla karþýlaþmaktadýrlar; - Þirket kayýt yöntemleri kolaylaþtýrýlmýþtýr. Yeni kabul edilen Yabancý Yatýrým Çerçeve Yasasý ile yabancý yatýrýmcýlarýn yeni þirket kurmalarý için yapmalarý gereken iþlem sayýsý üçe indirilmiþtir;

13 EKONOMÝDE YENÝ DÖNEM - Fikri mülkiyet haklarýný gözeten yasalar mevcuttur. Ancak uygulama konusunda ciddi anlamda eksiklikler görülmektedir. Uygulamayý yürütecek idari kadronun bilgi donanýmý yetersizdir; - Ekonomideki dalgalanmalar ve borç geri ödemeleri nedeniyle sermaye birikimi kýsýtlý olmuþtur; - Bankacýlýk sektöründe yeniden yapýlanma ve birleþme süreci devam etmektedir. Devlet bankalarýnýn özelleþtirilmesi sürecinde henüz bir sonuç alýnmamýþtýr; - Yüksek faiz oranlarý verimli yatýrýmlarýn yapýlmasýný engellemektedir; - Ýnsan sermayesini iyileþtirme çabalarý devam etmiþtir, ancak genel eðitim seviyesinin yükseltilmesi gerekmektedir; - Bütçedeki kaynak yetersizliði nedeniyle altyapý yatýrýmlarý azalmaya devam etmiþtir. Elektrik aðlarýnýn bakýmý yetersizdir. Tren yolu ulaþýmýnda kullanýlan sistem çaðdýþýdýr ve kapsamlý bir þekilde yenilenmesi gereklidir. Yenileme çalýþmalarýnýn kronik bir þekilde ertelenmesi, sürekli zarar eden Devlet Demiryollarý'nýn ülke bütçesine yük olmaya devam etmesine neden olmaktadýr; - Bankacýlýk sektöründe yaþanan krizlere ve ekonomik durgunluða raðmen þirketlerin yeniden yapýlanma süreci hýzlanmýþtýr; - Uzun vadede tarýma baðlý ekonomi olmaktan çýkýp hizmet üreten bir ekonomi olma yolunda ilerlemeye devam edilmiþtir. Raporda daha sonra acquis'ye uyum konusu, 29 acquis bölümü itibariyle tek tek ele alýnarak deðerlendirme yapýlýyor. Bu kesimin sonunda da bir genel deðerlendirme yer alýyor. Buradaki ifadelerin Strateji Belgesi'nde yer alanlarla örtüþtüðü dikkati çekiyor. Raporun en sonunda yer alan "sonuç" bölümü ise, daha çok önceden yazýlanlarýn bir özeti niteliðini taþýyor ve raporda sýkça rastlanan tekrarlarla süslenmiþ görünüyor. 3. Kýbrýs Sorunu Kýbrýs sorunu konusunda bu yýl ki Strateji Belgesi ile Ýlerleme Raporunda da ifadeler yer almýþtýr. Bunlar genelde þimdiye kadar kullanýlan ifadelerin bir tekrarý niteliðindedir. Baþka bir deyiþle, Kýbrýs'ta çözümün herkes için iyi olacaðý, AB'nin birleþmiþ bir Kýbrýs'ýn üyeliðinden yana olduðu, bu konuda Birleþmiþ Milletler çerçevesinde ve Annan Planý'na baðlý kalýnmasý, Türkiye'nin bu konularda elinden gelen çabayý esirgememesi yinelenmektedir. Fakat bu yýl ki Strateji Belgesi'nin 16. sayfasýnda yer alan "...(Kýbrýs sorununda) bir çözüme varýlmamasýnýn, Türkiye'nin AB hedeflerine eriþmesi önünde ciddi bir engel oluþturabileceði" ifadesi ortalýðý karýþtýrmýþ ve bu konunun yeni bir Kopenhag kriteri halinde Türkiye'nin önüne konulup konulmadýðý tartýþmalarýna neden olmuþ görünüyor. AB yetkililerinin yeni bir siyasi kriterin deðil, sadece bir hatýrlatma ve dikkat çekmenin söz konusu olduðunu açýklamalarýna karþýn, Türkiye'de henüz sularýn durulduðunu öne sürmek zordur. Fakat gerek Baþbakan'ýn, gerek Dýþiþleri Bakaný'nýn açýklamalarý, Türkiye'nin AB yolundaki çabalarýnýn bu ifadeden sonra tavsamasýnýn söz konusu olmadýðýný ortaya koymuþtur. Strateji Belgesinde Kýbrýs konusunda yer alan ve son anda Yunanistan'ýn ve Kýbrýs Rum kesiminin yoðun çabalarý ile metne konulduðu anlaþýlan bu hayli gerçekçi, fakat o ölçüde de sevimsiz ifade yanýnda, Ýlerleme Raporunda oldukça "rutin" ifadeler yer alýyor ve Türk Hükümetinin, Kýbrýs sorununa Birleþmiþ Milletler (BM) çerçevesinde çözüm bulunmasý konusunda desteðini çeþitli vesilelerle yinelediði, Türkiye ile KKTC arasýnda gümrük birliði öngören çerçeve anlaþmanýn onaylanmayacaðýný ve Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi nin (AÝHM) Loizidou kararýna uyacaðýný açýkladýðý hatýrlatýlýyor. Türk - Yunan iliþkilerinde iyileþmenin sürdüðüne de iþaret ediliyor.

14 PANEL Uluslararasý Mali Skandallar ve Ceza Hukuku Yönünden Ýncelenmesi Bilindiði üzere günümüzde mali skandallar göz ile görülür derecede artýþ göstermiþ ve bunun sonucu olarak da, görüldükleri ülkelerin (Türkiye dahil) ekonomilerinde ciddi boyutlarda zarar vermeye baþlamýþtýr. Bu konuya iliþkin olarak Ankara Üniversitesi eski Rektörü ve A.Ü.SBF Öðretim Üyesi Sayýn Prof. Dr. Necdet SERÝN þöyle bir açýklamada bulunmuþtur: "Uluslararasý mali skandallarýn önlenmesi ceza hukuku açýsýndan önemli görülmektedir ve ulusal ve uluslararasý planda ceza hukukuna yeni hükümler gelmesi gerekmektedir." Dünya devi olarak görülen Amerika'da da mali skandallar su yüzüne çýkmaya baþlamýþtýr. Son dönemlerde çok gözde hale gelen önemli þirketler zamanla birer birer iflas bayraðýný çekmiþlerdir. Bu konuya HÜFAM Müdürü ve Hacettepe Üniversitesi Öðretim Üyesi Sayýn Prof. Dr. Mehmet Baha KARAN'ýn yönelttiði sorular çok dikkat çekicidir: "Acaba bir þirkette yöneticiler ile ortaklar arasýndaki iliþki nasýl olmalýdýr? Nasýl yeniden düzenlenmelidir? Bir þirketin muhasebesini tutan bir muhasebecinin hem þirketten maaþ alýp hem de tarafsýz davranmasý mümkün müdür? Diðer taraftan þirketi denetleyen denetçilerin bir taraftan þirketten para alýp þirketi iyi bir þekilde denetlemesi mümkün müdür? " Bu sorularý ile Mehmet Baha KARAN muhasebenin yanýnda etik anlayýþýnda skandallar ile ilintili olduðuna deðinmiþtir. Örneðin, Amerika'nýn köklü þirketlerinden Enron tamamen sýfýrdan gelen bir kuruluþtur. Ancak, yanlýþ atamalar ve para kazanma tutkusu haksýz kazançlarý doðurmuþtur. Aldatýlan ortaklar ve yüksek gösterilen kazançlar gün ýþýðýna çýkýnca þirket, Amerika'daki bütün güvenilirliðini kaybetmiþ, Adalet Bakanlýðý ve Amerikan Senatosu Kongresince açýlan soruþturmalarýn ardýndan nihai sona mahkum olarak iflas etmiþtir. Benzeri bir kuruluþ olan Worldcom þirketinde de bir yolsuzluk skandalý yaþanýnca ve çalýþan iþsiz kalýnca, Amerika'daki pazara bakýþ ve pazarýn þeffaflýðýnýn deðerlendirilmesi yeniden gözden geçirilmiþ ve önemli yansýmalar ortaya çýkmýþtýr. Tabii ki bu skandallar sadece Amerika'da yaþanmamaktadýr. Ekonomik açýdan geliþmiþ ve geliþmekte olan tüm ülkeler (Türkiye dahil) bu gibi sorunlar ile karþýlaþmaktadýr. 20. yüzyýl baþlarýndaki þirketlerin ana modeli genellikle "kurucu yöneticiler" tarafýndan idare edilmekte idi. Kurucu yönetici terimini biraz daha açacak olursak; tek bir kiþinin þirketi kurmasý, büyütmesi ve yönetmesi ifadesi ile karþý karþýya kalýrýz. Fakat 20. yüzyýl ortalarýnda dinamik olan ekonominin yeni bir çehre ile ortaya çýktýðýný görmemiz mümkündür. Bu deðiþim maddi açýdan þirketler için daha fazla yatýrýmý beraberinde getirmiþtir. Artan yatýrýmlara yetiþemeyen þirketler çareyi halka açýlmakta bulmuþ ve hisselerini halka arz etmeye baþlamýþlardýr. Diðer bir deyiþ ile; geliþen ekonomi eþliðinde, þirketler büyümelerini sermaye piyasalarýndan finanse etmeye baþlamýþ ve bu da yönetimde söz hakkýnýn kurucu büyük hissedardan profesyonel yöneticilere geçmesine sebep olmuþtur. Bu geliþme sonunda ortaya bir kýsým sorunlar çýkmýþtýr ki, bunlardan biri de vekalet sorunudur. Bilkent Üniversitesi Ýþletme Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Kürþat AYDOÐAN vekalet sorununu þu þekilde izah etmektedir: "Bir tarafta þirketin sermayesini koymuþ, hisse senedine sahip fakat iþin niteliðinden pek fazla anlamayan, anlamak da istemeyen hissedarlar var. Diðer taraftaysa þirketi bizzat yöneten, stratejik ve günlük kararlarý alan yöneticiler var. Bunlarýn çýkarlarýnýn birbirleri ile ayný olmasýný beklemek büyük bir saflýk olur. Nitekim böyle bir çýkar çatýþmasý durumunda ortaya çýkan duruma biz Vekalet Sorunu adýný veriyoruz. " Bu sorunu çözmek amacý ile "finansal muhasebe" (þirketin þeffaflýðý) sistemi uygulanmýþ ve bunu hazýrlayan muhasebecinin güvenilirliði ve verimliliði için de bir denetçi öngörülmüþtür. Yeni model bu þekilde oluþturulmuþtur. Ancak, ne yazýk ki Enron ve Worldcom örneklerinde aksamalar meydana gelmiþ ve yolsuzluklar önlenememiþtir. Netice de görülmüþtür ki finansal muhasebe sistemi yöneticiler ile hissedarlar arasýndaki çýkar çatýþmalarýný uzun vadede çözememektedir. Uzun vadede çýkan sorunlardan bir tanesi "risk profilleri farklýlýðý"dýr; yöneticiler þirket adýna yatýrým yaparken daha dikkatli davranýrken, yatýrýmcýlar belirli bir riski tolere edebilmektedirler. Prof. Dr. Mehmet Baha Karan Hacettepe Üniversitesi

15 PANEL Prof. Dr. Necdet Serin Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Doðan Soyaslan Çankaya Üniversitesi Buna çözüm olarak ise þirket yönetim kurullarý, kendilerini görevden alma yetkisine sahip bulunan, bir genel kurul (ortaklarý temsilen) oluþturmuþlardýr. Fakat sistem baþarýlý olamamýþtýr. Bir diðer çýkýþ noktasý olarak þirketler 1960'larda yaygýnlaþan "birleþme" yoluna gitmiþlerdir. Ancak ne var ki; hiçbir bilgileri olmadýðý sektörlerden firmalar ile birleþen þirketler, bu çözüm yolununda fayda saðlayamayacaðýný görmüþlerdir. Üçüncü analitik yöntem ise yöneticilere "hisse senedi opsiyonu" vermekten geçmektedir. Bu yöntem ilk bakýþta en karlý yöntem olarak algýlansada, gizli bir þekilde etik sorunlara son derece açýk bulunmaktadýr. Þöyle ki; þirket, yöneticisine belirli bir vadede þirket hisselerinden vermektedir, ki bu yatýrýmcý ile örtüþüp ayný çýkarý paylaþtýklarý noktadýr. Çünkü hisse deðerlerinin atmasý her iki tarafý da memnun edecektir. Ancak ne var ki bu mali skandala atýlan açýk bir davetiye niteliðindedir. Yöneticiye hissenin deðerini arttýrmasý için her türlü etik ve non-etik insiyatifler verilmektedir. Bu konu hakkýnda ABD'de bir takým düzenlemeler yapýlmýþtýr; yöneticilerin denetim raporlarýna imza koymalarý ve cezai sorumluluk üstlenmeleri güncelleþmiþ, obsiyonlar ile ilgili yeni muhasebe standartlarý getirilmiþtir. Ne var ki her skandal ve iflas hikayesinin arkasýnda daima muhasebe ve/veya etik hata yatmamaktadýr. Bunlardan daha riskli bir þey varsa o da hýzla ilerleyen teknolojiden ibarettir. Þu da yadsýnamaz bir gerçektir ki teknolojiye ayak uyduramayan birçok þirketin de adý mali skandallara karýþmýþ ve sonlarýnýn iflas olmasýna neden olmuþtur. Örneðin, Polaroid 1980'li yýllarýn yýldýz þirketi konumundayken teknolojik yeniliklere yenik düþüyor. Digital kameralarýn ve 20 dakikada baský yapan fotoðraf baský makinalarýnýn çýkmasýyla bir dünya devi daha yeniliyor zamana. Mali skandallarýn sebeplerine ve doðurduklarý sonuçlara deðindikten sonra skandallarýn Türk Ceza Hukuku'ndaki önemine deðineceðiz þimdi. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Profesörü Prof. Dr. Doðan SOYASLAN mali skandallar hakkýndaki görüþlerini þu sözleri ile ifade ediyor: "Þirket gelirini fazla gösteriyor, yöneticiler içerden bilgi ediniyor, hisse senedi alýyor, ertesi gün þirket hisse senetleri fýrlýyor fakat yatýrýmcýya bu bir eþitsizlik yaratýyor. Þirket yöneticileri danýþýklý anlaþmalar yapýyorlar; siz benim þirketten alýn, ben sizin þirketten alayým, hisse senetlerine talep olsun, yükselsin. Hisse senetleri, daha sonra düþüyor. Bütün bunlar ne yapýyor? Yalan haber yayýyor, birileri. "Ülkemizde bu tarz yolsuzluklarý Batý ve Amerikan hukukundan etkilenmiþ olan Sermaye Piyasasý Kanunu düzenlemektedir. Türkiye'de bu kanunun çýkmasýna 1980'li yýllarda ki banker iflaslarý neden olmuþtur. Sermaye Piyasasý Kanunu'nun baþlýca görevleri arasýnda; tasarrufçuyu korumak, piyasada güveni, istikrarý ve eþitliði saðlama ilkeleri yer almaktadýr. Bu doðrultuda, þirketler hakkýndaki bilgi aktarýmýnda aracý olarak Sermaye Piyasasý Kurulu'nu kullanmaktadýr. Yolsuzluklara uygulanan takibatýn kriteri ise "zarar"dýr. Kasti olan fiiller kasýtsýz olanlara oranla daha aðýr cezaya sahiptir. Kanun ayný zamanda haksýz edinilen bilgi ve bu bilgi aracýlýðý ile edinilen kazançlara da ceza uygulamaktadýr. Ayrýca bir suçun cezalandýrýlmasý için özel "kasýt"ýn da mevcut olmasý gerekmektedir. Özel kasýt daha açýk bir izah ile; piyasayý etkilemek amacý ile yapýlan bir kýsým hileli hareketlere baþvurmak, anlamýna gelmektedir. Sermaye Piyasasý Kanunu, Ceza Kanunu'na göre özel bir konudur, bu sebepten ötürü önceliði söz konusudur. Ancak harp zamaný ayrý bir özellik taþýmaktadýr ve bu dönemlerde piyasalara yönelik tüm hileli hareketler Sermaye Piyasasý Kanunu'ndan daha aðýr cezalar gerektirmektedir. Yatýrýmcý tarafýndan Sermaye Piyasasý faaliyeti sebebi ile Sermaye Piyasasý Kurulu'na teblið edilen her türlü kýymetli evrakýn rehin edilmesi, gizlenmesi, kayýtlarýnda deðiþiklik yapýlmasý Ceza Hukuku açýsýndan emniyeti suistimal suçunu oluþturur. Bu konuya iliþkin olarak, eðer ola ki Türk Ceza Kanunu'nun cezasý daha yüksek ise, o iþleme konulur. Fiilin tekrarlanmasýnda cezai müeyyide gerekmektedir. Sermaye Piyasasý araçlarýnýn halka arzý esnasýnda yapýlan tüm gerçek dýþý açýklamalar ve satýþ esaslarýna yapýlan aykýrýlýklar aðýr para cezasý gerektirir. Ayrýca bunlara ilave olarak Sermaye Piyasasý Kurulu ve Sermaye Piyasasý Aracýlar Kuruluþlarý Birliði Yönetim Kurulu, mahkemeleri gereksiz meþgul etmemek için, gerçekleþtirilmiþ hafif fiillerin cezalarýný kendileri verebilmektedirler. Tekerrür halinde burada da ceza artýþý uygulanmaktadýr. Sermaye Piyasasý Kanunu'nun 47. Maddesi bugüne kadar takribi kere ihlal edilmiþ bulunmaktadýr.

16 PANEL SORU : Ýyi yetiþmemiþ olmalarýndan dolayý hiçbir kasýtý olmadýðý halde bazen eksik rapor verebilen denetçiler bulunmakta, yanlýþ rapor verebiliyor. Amerika'da veya Avrupa ülkelerinde bu kasýtsýz olan denetçi raporlarý, müfettiþ raporlarý hakkýnda ne gibi iþlemler yapýlýyor? CEVAP : Prof. Dr. Kürþat AYDOÐAN Denetçilerin raporlarý ya kasti olarak hatalý olabilir ya da yetersizdir; yeteri kadar derin inceleme yapýlmamýþtýr. Ondan dolayý kasýtlý olmayan bir hata içerebilir. Denetçilerin raporlarýný hazýrlarken belli standartlara uymalarý gerekmektedir. Bunun için öncelikli olarak bilgiye ulaþmalarý, daha sonra bu ulaþtýklarý bilgi ile sistematik bir örnekleme yapmalarý ve son olarak da, hazýrlanan tablolarýn muhasebe standartlarýna uyup uymadýðýný kontrol etmeleri gerekmektedir. Eðer denetçi yeteri kadar inceleme yapamadýysa, onu raporunda belirtmek durumundadýr ki, böyle durumlarda çok büyük bir yaptýrým uygulanmaz. Denetçinin kontrollerinin yanlýþ çýkmasý durumunda kaybedeceði sadece müþterisi olur. Ancak durumda kasýt tespit edilirse hem müþterisini kaybeder, hem cezai sorumluluðu vardýr, hem de piyasa tarafýndan cezalandýrýlýr SORU : Bilindiði üzere ekonomi dinamik bir olgudur ve sürekli deðiþimlere uðramaktadýr. Ancak ne var ki hukuk tüm dünya genelinde daha statik olup bu deðiþimlere ayak uyduramamaktadýr. Halbuki olaylarý önleyebilme bakýmýndan yavaþ yavaþ hukukun da dinamik bir þekle bürünmesi lazým. Hiç olmazsa bugünkü statikliðinden kurtulmasý gerekir. Türkiye'de bir Sermaye Piyasasý Kurulu kuruldu. Sermaye Piyasasý Kurulu, acaba ekonominin özel sektör yapýsý içerisinde olmuþ olsaydý; acaba bu dinamik hayata daha kolay kendini uydurabilir miydi? Bugün Sermaye Piyasasý Kurulu, ekonominin gereklerinin gerisinde kalmýyor mu? Sermaye Piyasasý Kurulu'nu özelleþtirmek türünde dünyada bir yaklaþým var mý? Sermaye Piyasasý'na yardým etmesi amacý ile kurulan yeminli mali müþavirlik müessesesinin Hesap Uzmanlarý Kurulu'na yardýmcý olmak için vergi denetimcisi rolünü üstlenmesi eksiklik deðil midir? CEVAP : Prof. Dr. Kürþat AYDOÐAN Bu tür kurullarýn özerkliði çok önemli. Bunlar kamu adýna faaliyet gösterdiði için, düzenleyici kuruluþ olduðu için, bizzat yönetmelik çýkartma yetkisi olduðu için, bir kamu kuruluþu niteliðindeler ve bunlarýn baðýmsýzlýðý, özerkliði çok önemli. SPK 1981 yýlýnda kuruldu ve ilk öncü kurumdu. Ne var ki Türkiye'deki siyasi ortamdan dolayý SPK ancak bu kadar baðýmsýz ve özerk olabiliyor. Ama giderek özerklik, baðýmsýzlýk konusunda aþama kaydetmektedir. Bu kuruluþun ABD'deki muadili de bir kamu kuruluþudur, fakat tamamen baðýmsýzdýr. Baðýmsýz oluþlarýnýn bir sebebi de ilerleyen teknolojiye uyum saðlamalarý olarak kabul edilebilir. Günümüz eriþim ve iletiþim sistemlerini kullanarak SPK da istediði bilgilere daha çabuk ulaþabilir, tehtid unsuru oluþturan olaylarý daha yakýndan takip edebilir. Ancak bu tehtid unsuru oluþturan suçlarýn ortadan kaldýrýlmasýnda klasik hukukçulardan ziyade, bu konu üzerine ihtisas yapmýþ hukukçulara gereksinim duyulmaktadýr. Dolayýsýyla Ýhtisas Mahkemelerine sermaye piyasasý suçlarý konusunda büyük ihtiyaç var. Þirketler mali tablolarý baþlýca iki grup için hazýrlarlar. Bir, devlet için hazýrlarlar ki bu vergiye temel teþkil edecek geliri tespit etmek içindir. Bir de piyasalar için hazýrlarlar; yatýrýmcýlar, hissedarlar, borç verenler ve de potansiyel yatýrýmcýlar için. Baðýmsýz denetimin rolü, bu tablolarýn þirketin gerçek ekonomik durumunu yansýtmasý ve piyasaya doðru bilgi vermesini denetlemesi þeklinde algýlanmalý. Batýda birçok devlet sermaye piyasasýnýn geliþmiþ olduðu ülkelerde; vergi için ayrý bir defter tutar, piyasalar için ayrý bir defter tutar. Piyasalar için tuttuðu defter, þirketin gerçek ekonomik karlýlýðýný ve durumunu göstermeyi amaçlar ve denetçi onu denetlemelidir. Vergi denetimi ayrý birþeydir. O, vergi denetleme elemanlarý tarafýndan yapýlýr zaten. Bizde piyasa henüz geliþmiþ olmadýðý için, herkes kendini vergiye teksif etmiþ durumda; ve yeminli mali müþavirlere olan talep de, hep vergi için danýþmanlýk biçiminde kullanýlýyor; ve amacýndan aslýnda sapmýþ oluyor. Ama zaman içinde piyasanýn geliþmesiyle, o tür denetim yapacak þirketlerin de (zaten þu anda da var) daha aðýrlýk kazanacaðýný umuyoruz. Prof. Dr. Kürþat Aydoðan Bilkent Üniversitesi

17 KONFERANS Yüksek Öðretimde Kalite Bu konuyu üç bölüm halinde sunmaya çalýþacaðým. Birinci bölümde kýsaca bir tarihçeden bahsedeceðim. Daha sonra bir takým tanýmlar nelerdir? Akademik deðerlendirme nasýl yapýlýr? Üçüncü bölümde ise Türkiye'de üniversitelerimizde iç denetim mekanizmalarýmýzý harekete geçirmek için neler yapýlmasý gerekir? Bu konudaki kiþisel fikirlerimi özetlemeye çalýþacaðým. Tarihçeye baktýðýmýz zaman akademik deðerlendirme ilk önce ABD'de baþlamýþ. Prof. Dr. Ýsmail Ýkinci TosunDünya Savaþý sona erdikten sonra Amerikan O.D.T.Ü. askerleri ülkelerine dönünce, bu askerlerin sivil hayata adaptasyonu için, zamanýn Amerikan Baþkaný Rooswelt, bir kanun çýkartýyor ve bu kanunla bir takým ayrýcalýklar tanýyor geri dönen askerlere. Bu ayrýcalýklardan bir tanesi de gerek bu askerlere, gerekse yakýnlarýna, karþýlýksýz olarak yüksek öðretim bursu vermek. Bu bursu alan öðrenciler, yani askerler yüksek öðrenimlerine devam ediyor. Fakat þunu da belirtmek gerekir ki ABD'de yüksek öðretim üzerinde Federal Hükümetin hiç bir yetkisi yok, bu tamamen eyaletlere býrakýlmýþ ve eyaletlerin kendi iç düzenlemeleri var. Bazý eyaletlerde elli dolar vererek bir lisans alýp kendi baþýnýza üniversite kurabilir, lisans, yüksek lisans ve doktora derecesi verebilirsiniz, kimsede buna bir þey demez. Federal Hükümet bu uygulamadan sonra yaptýðý deðerlendirmede burs verdiði askerlerin bir kýsmýnýn son derece kalitesiz üniversitelere gittiðini tespit ediyor. Bunun üzerine 1950'li yýllarýn baþlarýnda bir Akreditasyon Kurumu kurma ve ancak bu Akreditasyon Kurumuna akredite olan üniversitelere gidecek olan kiþilere karþýlýksýz burs vermeye kararý alýyor. Bunun üzerine ABD'de 1950'li yýllarýn baþlarýnda bölgesel akreditasyon kuruluþlarý kurulmaya baþlamýþtýr. ABD'de þu anda temel olarak altý tane bölgesel akreditasyon kuruluþu var. Bunlar üniversite düzeyinde akreditasyon yapýyor. ABD'de ayný zamanda akreditasyon yapan kuruluþlarý akredite eden kuruluþlar bulunmakta. Avrupa'ya baktýðýmýz zaman ise, akademik deðerlendirme ile ilgili çalýþmalarýn ancak 1980'li yýllarýn ikinci yarýsýndan itibaren baþladýðýný görüyoruz. 1986'da baþlayan Fransa'yý, 1988'de Hollanda izliyor. Daha sonra Ýngiltere, Danimarka geliyor ve bu iki ülkeyi Baltýk ülkeleri izliyor. Bugün Avrupa Birliði, bir Avrupa Birleþik Devletleri ni kurmayý planlýyor ama iþi oldukca zor. AB, ABD gibi deðil. Çünkü, bu ülkelerin kültürleri farklý, dilleri farklý, eðitim sistemleri farklý. Bir takým alanlarda benzerlikleri olsa da çok farklý olduklarý alanlar da var ve bu farklýlýklarý yenmek için öðrencilerin hareketliliðini teþvik ediyorlar. Öðrencilerin yüksek öðrenim sýrasýnda en az bir dönemlerini kendi ülkelerinin dýþýnda geçirmesini istiyorlar. Bu durumda da diplomalarýn ve alýnan derslerin tanýnmasý gibi sorunlar ortaya çýkýyor. Bu durum kendiliðinden bir akademik deðerlendirmenin göz önüne alýnmasýnýn gerektiðini söylüyor. Çünkü, ancak belirli düzeydeki üniversitelere gidilirse, bu dersler veya diplomalar tanýnabiliyor. Bu arada Avrupa ülkeleri arasýnda 1999 yýlýnda Bolonya Deklerasyonu imzalandý. Biz de bu deklerasyonu geçtiðimiz sene imzaladýk. Artýk bizim de Avrupa Yüksek Öðretim Alaný oluþturulmasýna katkýda bulunmamýz gerekiyor. Kaliteyle ilgili olarak; kalite kontrol, kalite güvencesi, kalite deðerlendirilmesi terimlerini sýk sýk duyuyoruz. Bunlar aslýnda birbirinden baðýmsýz þeyler deðil. Kalite güvencesi dediðimiz zaman üç þey aklýmýza geliyor. Bunlardan birincisi, rapor vererek sorumlu olduðumuz kiþileri bilgilendirmemiz gerekiyor. Ýkincisi, iç denetim mekanizmalarýnýn çalýþýr olduðunun güvencesini vermeniz gerekiyor. Üçüncüsü ise, var olan amaç ve hedeflerinizle, elde ettiðiniz sonuçlar ne kadar uyuþuyor? Bunun üçü kalite güvencesini oluþturuyor. Kalite deðerlendirmesi dediðimiz zaman, biraz önce belirttiðimiz amaç ve hedeflerle, sonuçlarýn ne kadar uyumlu olduðunun yanýsýra, bir de girdilerin yeterliliði ve sürecin ne kadar verimli çalýþtýðý önemli. Kalite kontrol dedigimiz zaman ise, son belirttiðim iki hususun yanýnda, bir lider öncülüðünde gerekli deðiþiklikleri yapma anlaþýlýyor. Öncelikle kalitenin tanýmýný yapmak lazým. Çünkü, benim kalite anlayýþýmla baþkasýnýn kalite anlayýþý arasýnda çok büyük farklýlýklar bulunabilir. Kalite, amaca uygunluk olarak tanýmlanýyor. Yani, var olan amacýnýza elde ettiðiniz sonuç ne kadar yakýn? Þöyle bir yaklaþým söz konusu: Olduðunuzu iddia ettiðiniz vasýflara gerçekten sahip misiniz ya da deðilmisiniz? Bir de akreditasyon var. Akreditasyon, akademik deðerlendirmeden farklý olarak daha önceden belirlenmiþ bir takým kriterlere uygunluðu gösteriyor. Bir takým standartlar önceden belirleniyor. Amerikan sistemi özellikle akreditasyona baðlý. Yani, belirlenen çýtanýn üzerinde misiniz, altýnda mýsýnýz? Buna göre akredite olup ya da olmadýðýnýz belirleniyor.

18 KONFERANS Akademik deðerlendirme ya da akreditasyon niçin yapýlýyor? Bunun iki önemli amacý var. Birincisi, tüm dünyada yüksek öðretime ayrýlmýþ olan kaynaklar giderek azalýyor. Onun için bu kaynaklarýn rasyonel olarak kullanýlmasý gerekiyor. Ýkincisi ise, eðitim-öðretim ve araþtýrmanýn kalitesini arttýrmak. Ülkelerin sosyo-ekonomik durumuna, kültürüne baðlý olarak akademik deðerlendirme farklýlýklar gösterebiliyor. Onun için akademik deðerlendime mutlaka þu ya da bu þekilde yapýlýr diye bir þeyleri ileri sürmek imkansýz. Ama bir takým sýnýflandýrmalar yapabiliriz. Bir tanesi düzey. Akademik deðerlendirme veya akreditasyon üniversite çapýnda veya bölüm, program düzeyinde yapýlabilir. Bölüm ve program düzeyinde yapýlan bir akademik deðerlendirme veya akreditasyonda ders programlarý daha aðýrlýk kazanýr. Üniversite düzeyinde yapýlan akreditasyon çalýþmalarý veya akademik deðerlendirmelerde ders programlarý yine göz önüne alýnýyor ama bu arada stratejik planlama, kaynaklarýn nasýl kullanýldýðý gibi hususlarda iþin içine giriyor. Yönteme geldiðimiz zaman yine iki kýsýma ayýrmak mümkün. Bir tanesi, performans göstergeleri kullanýlarak yapýlan akademik deðerlendirme. Burada belirlenen bir takým kriterlere bir takým aðýrlýklar veriliyor, sonra da masa baþýnda gelen bilgileri çarparak, bölerek, toplayarak bir sonuç, rating sýralamasý yapýlýyor. Diðeri ise, önce kurum veya program olarak hangi düzeyde ise bir öz deðerlendirme raporu yazýlýyor ve bu ilgili kuruluþa gönderiliyor. Ýlgili kuruluþ uzmanlarý ilgili bölümü, programý veya üniversiteyi ziyaret ederek öðrenciler, öðretim üyeleri, iþ verenler, mezunlar ve benzerleri ile görüþmeler yapýyor ve sonunda bir deðerlendirme sonucu ortaya çýkýyor. Performans göstergelerine dayalý yapýlan deðerlendirmenin en tipik örneði ABD'de U.S. News and World Report tarafýndan her yýl yapýlan üniversite deðerlendirmesidir. Bu deðerlendirme, ABD'deki hukuk alanýndaki ilk on üniversite, mühendislik alanýnda ilk on üniversite þeklinde yapýlýr. Bunlar tamamen masa baþýnda yapýlan deðerlendirmelerdir. Ortaya çýkan rating sýralamasý pek objektif deðil. Esas akademik deðerlendirmenin ya da akreditasyonun iki yöntemle yapýlmasý gerekir. Önce üniversite bir özdeðerlendirme raporu yazmalý, kurumlara göndermeli, kurumdan gelecek uzmanlar, deðiþik kiþilerle görüþtükten sonra bir rapor sunmalý yýlýnda YÖK'te görevliyken bir pilot çalýþma yaptýk. Pilot olarak sekiz üniversitede onbir bölüm belirledik ve Ýngiliz sistemiyle bir akademik deðerlendirme yaptýk. Deðerlendirme sonunda, öncelikle üniversitelerimizde bir iç denetim mekanizmasýnýn oluþmasý gerektiðini gördük. Ýç denetim mekanizmasý oluþmamýþsa, dýþardan bir kurumun yapacaðý deðerlendirme bir anlam ifade etmiyor. Bazý noktalarda dikkatli olmamýz gerekiyor. Birincisi, þeffaf ve samimi davranýlmalý, atýlacak adýmlar somut olarak belirtilmeli. Ýkincisi, her üniversitenin bir amaç ve hedefi olmalý. Her üniversite ayný deðildir. Bu amaç ve hedefleri bir defa belirlemeli, belirledikten sonra da rektörlük, fakülte ve bölümler bu amaç ve hedefe ulaþabilmek için tek vucüt halinde çalýþmalýdýr. Bu amaç ve hedefer zaman içerisinde elbette deðiþiklik gösterebilir. Bir de hedef-amaç, misyonvizyon gibi tanýmlar gayet güzel, havalý kelimelerle ifade ediliyor. Beþ-altý satýrlýk bir cümleyle yapýlacak þeyler sýralanýyor. Fakat hedef ve amaçlarýn gerçekleþip gerçekleþmediðinin nasýl kontrol edileceði belli deðil. Bunun da somut olarak açýklanmasý gerekiyor. Üçüncüsü, mezun olduklarý veya okuduklarý üniversitelerle gurur duyan öðrenciler yetiþtirmemiz lazým. Bir de doðal olarak vergi mükellefinin parasý kavramý var. Yani, vatandaþýn ödemiþ olduðu vergilerle yüksek öðretimin finansmaný destekleniyor. Bunun bilincinde olarak, yapýlan iþlerden mutlaka ve mutlaka kamu oyunun bilgilendirilmesi gerekiyor ve bu konuda da malesef baþarýsýzýz. Yüksek öðretimle ilgili tüm kurumlar bu konuda çok baþarýlý sayýlmazlar. Bu iç denetimin oluþturulmasýyla ilgili olarak yapýlmasý gerekenleri ben altý hususta topladým: 1- Ýstatistiksel veriler yani nitelik ve nicelik göstergeleri. 2- Ders programlarýnýn düzenlenmesi. 3- Eðitim-öðretim ve öðrenci baþarýsý. 4- Sunulan imkanlar ve rehberlik hizmetleri. 5- Öðrenme kaynaklarý. 6- Kalite güvencesi ve kalitenin yükseltilmesi. Ýstatistiksel verilerle oynamak çok kolay, onun için yanýltýcý olabilir. Ama elde de bir takým istatistiksel veriler olmadan da hiç bir þekilde

19 KONFERANS karar verilemez. Onun için önünüzde önce rakamlarýn olmasý gerekli. Öðrenci sayýlarý önemli bir kriter. Programdan mezun olma süresi önemli kriterlerden bir tanesi. Öðrenciler dört yýllýk bir programý acaba kaç yýlda bitiriyorlar? Ýliþik kesilme yüzdesi de diðer önemli bir gösterge. Bu arada bir yalnýþ yapýlýyor Türkiye'de. Deniyor ki, her sene bir buçuk milyon öðrenci üniversite sýnavýna giriyor, bunlarýn ikiyüz elli bini bir programa yerleþiyor ve diðerlerinin tamamý ortada kalýyor. Böyle bir þey yok, bu doðru deðil. Çünkü, üniversite sýnavýna giren öðrencilerin yaklaþýk üçte biri halen bir yüksek öðretim programýnda okuyan, ancak bölümünden veya üniversitesinden memnun olmayan kiþilerdir. Bu kiþiler bir kere daha þanslarýný deniyor. Eðer bir bölümden sürekli olarak öðrenciler memnun olmayýp da ayrýlýyorsa, o bölümün de kendi kendine bu iþi sorgulamasý gerekiyor. Son konu ise, mezunlarýn istihdam durumu. 21. yüzyýlda mezunlarýn ortalama olarak dört defa iþ deðiþtirecekleri söyleniyor. Yani bir kiþi ömrü boyunca kendi ihtisas sahibi olduðu konuyla ilgili olarak çalýþmayacak, bu normal bir þey. Ama bir programdan mezun olanlarýn büyük bir çoðunluðu, o proðramla ilgili olmayan iþlerde çalýþýyorsa; o programýn da bir müddet sonra kendi kendini biz bu adamlarý niçin yetiþtiriyoruz diye sorgulamasý gerekiyor. Ders programlarýnýn düzenlenmesi çok hassas bir konu. Ders programlarýnýn düzenlenmesi dediðiniz zaman bütün bölüm ayaktadýr. Bölüm baþkaný ortalýðý yatýþtýrmak için "bu dersler kimsenin malý deðildir, bölümündür" dese de her öðretim üyesinin aklýnda belirlemiþ olduðu bir ders vardýr ve o derse dokunulmasýn ister. Sonunda hiç bir þey yapýlamaz. Eðer üniversitelerimiz ve bölümlerimiz ders programlarýný gözden geçireceklerse, bunu kendi baþlarýna yapmasýnlar. Bunu kendi bildikleri, güvendikleri baþka bir üniversitenin öðretim üyelerini getirerek onlara yaptýrsýnlar. Yapýlan iþe de sonradan dokunmasýnlar. Bölümlerin ders programlarýna baktýðýmýz zaman çok þiþmiþ olduðunu görüyoruz. Bunlarýn aþaðýya doðru çekilmesinde yarar var. Derslerin içeriklerine baktýðýnýz zaman büyük örtüþmeler söz konusu, yani ayný þeyler öbür derste bir daha terkrarlanýyor. Bir dersin ait olduðu bölüm tarafýndan verilmesi çok önemli bir husus. Tüm eðitimciler zaten bu konu üzerinde aðýrlýkla duruyorlar. Zorunlu seçmeli derslere baktýðýnýz zaman, seçmeli derslerin sayýsýnýn bir çok bölümde son derece az olduðunu görüyorsunuz. Bunlarýn bir dengede olmasýnýn büyük yararý var. Ders içerikleri konusunda da þeffaf olmalýyýz. Üniversitelerin ders içerikleri internette detaylý olarak görülebilmelidir. Bu bizim bazý üniversitelerimizde var, fakat bir çoðunda yok. Ders içeriklerinin mutlaka ve mutlaka internette yayýnlanmasýný Türkiye için þart görüyorum. Herkes de birbirinin deneyiminden faydalanmalý. Dersin kitabý meselesi son derece önemli. Bir dersin bir kitabý olur. Bu da internette yayýnlanmalý, hangi kitabýn takip edildiði görülmeli. Ev ödevleri ve sýnavlar da internette yayýnlanmalý, herkes de görmeli. Bir öðretim üyesinin dersinde, sýnavýnda ne sorduðunu öðrenebilmeliyiz. Bu ABD'deki bir çok üniversitenin web sitesinde yapýlýyor. Benzer derslerde hangi sorularý sormuþlar, hepsi görülüyor. Hatta cevaplarýný bile yayýnlýyorlar. Danýþma ve ofis saatleri de önemli. Bunun dönemin baþýnda yayýnlanmasýnda ve öðretim üyelerinin de ofis saatlerinde yerlerinde olmasýnda büyük yarar var. Bizde öðrenciler öðretim üyelerinin ofislerine sýnavdan bir gün önce gelir, ofis saati olduðunu bilmelerine raðmen. Çünkü Türkiye'de öðrencilerle öðretim üyeleri arasýndaki iliþki malesef genellikle ders saatleriyle sýnýrlý. Son olarak da öðrenci kazanýmlarý. Yani biz bu dersi verdiðimiz zaman, bu dersi alan bir öðrencinin neleri yapmasýný bekliyoruz? Bunun da açýk ve somut olarak yazýlmasý lazým. Benim bu dersimi alan öðrenci, þu konularda, þu tip problemleri çözecektir diye yazmamýzda yarar var. Öðrenci baþarýsýný etkileyen nedenler çok önemli bir konu ve kapsamlý bir çalýþmayý da gerektiriyor. Birincisi, belirli bir eðitim-öðretim yýlýnda, belli bir programa baþlayan öðrencilerden acaba kaç kiþisi mezun olmuþ, kaç kiþisi halen okuyor, kaç kiþinin baþarýsýzlýk nedeniyle iliþiði kesilmiþ, bunlarýn belirlenmesi lazým. Ýkincisi, dört yýllýk programlardan mezun olanlar, acaba dört yýlda mý bitirmiþler, yoksa ne kadar zamanda bitirmiþler? Dört yýldan uzun zamanda tamamlamýþsa, acaba neden dolayý uzatmýþ, baþarýsýz olanlar neden baþarýsýz olmuþtur? Bunlarýn mutlaka ortaya çýkmasý lazým. Bir üniversitemizin bir bölümüne her yýl yüz öðrenci yerleþiyor. Bu bölümden her yýl mezun

20 KONFERANS olan öðrenci sayýsý ise üç. Burada bir yalnýþlýk var. Her yýl yüz kiþi alýp da üç kiþi mezun ediyorsanýz, ya da yüz kiþi alýp da yüz kiþi mezun ediyorsanýz bir yalnýþlýk var demektir. Bunun bir dengesinin olmasý lazým. Bir öðrencinin bir dönem fazla okumasýnýn ülke ekonomisine, kendi ailesinin ekonomisine, her tarafa bir maliyeti var. Biz öðretim üyeleri olarak bu maliyeti hiç bir zaman göz önüne almýyoruz. Bizim beðenmediðimiz öðrenciler, Kimya Mühendisliði Bölümünden ABD'ye yüksek lisans ve doktora yapmaya gittiler ve harikalar yarattýlar. Orada öðretim üyesi olarak kaldýlar. Bir derste F verdiðim öðrenci sonradan ABD'de doktora yaptý ve Kanada'da öðretim üyesi oldu. Biz genelliklede notlarý da kýt veriyoruz. ABD ortalamalarý ile Türkiye ortalamalarýna baktýðýnýz zaman, zaten bu açýkca görülüyor. Diðer bir husus ise, bölümün mezun ettiði öðrencilerde ne aradýðý, hangi niteliklere sahip olmasý gerektiði belirlenmeli ve bunlar da ölçümlenmeli. Öðrencilerin bu iþten ne kadar memnun olup olmadýðý söz konusu. Bunun için de anket çalýþmasý yapýlmasý gerekiyor. Birincisi, her dönem verilen derslerin sonunda anket çalýþmasý yapýlmalý. Toplu deðerlendirme yapýlmalý. Yani öðrenci mezun olmuþ, artýk diplomasýný almaya hak kazanmýþ. Bu durumda hiç bir çýkar çatýþmasý olmadýðý için öðrenci daha objektif deðerlendirme yapabilir. Bu nedenle mezun olan öðrencilere böyle bir anketin verilmesinde yarar var. Bu anket çalýþmasýnýn yüksek lisansýný veya doktorasýný bitirmiþ öðrencilere de yapýlmasý gerekiyor. Mezunlarýmýza periyodik olarak, mezuniyetlerinden beþ yýl sonra, on yýl sonra, on beþ yýl sonra anket çalýþmasý yapýlmasý ve onlarýn görüþlerinin alýnmasý önemli. Acaba üniversite eðitiminde edindikleri bilgi düzeyi, deneyimleri kendilerine iþ hayatýnda ne þekilde yararlý oldu? Hangi noktalarda kendilerini eksik hissettiler? Bunlarýn belirlenmesi de önemli. Bir de iþ verenlere sormamýz lazým. Ýþ verenler bizim mezunlarýmýzdan ne kadar yararlanýyorlar? Memnunlar mý, deðiller mi? Hangi noktalarda eksik görüyorlar? ABD'de anket çalýþmalarý üzerine çok çalýþma var. Bu anket çalýþmalarý sonucunda þunlar ortaya çýkmýþ: Birincisi, öðrenciler öðretim üyesinin ders vermedeki etkinliðini, kiþisel özelliklerinden ayýrýp tarafsýz olarak deðerlendirebiliyorlar. Yani bir öðretim üyesi çok babacan olsa da hiç bir þey anlatmýyorsa, bu öðretim üyesi yüksek not alamýyor ya da bir öðretim üyesi çok yakýþýklý veya bir bayan öðretim üyesi çok güzel olsa da bunlar yüksek not alamýyorlar. Öðrenci, öðretim üyesi nasýl ders veriyor, ona bakýyor. Bunun istisnasý olabilir ama istisnalar kaideyi bozmaz. Ýkincisi, öðretim üyesi bilinçli olarak ders verme biçimini deðiþtirmedikçe, alýnan sonuçlar yýldan yýla deðiþiklik göstermiyor. Bütün bu anketlerin yapýlmasýnýn nedeni; öðrencilerin öðretim üyelerini deðerlendirmesini saðlayarak, bu bilgiler ýþýðýnda öðretim üyelerinin eksik, yetersiz taraflarýný deðiþtirmelerini saðlamaktýr. Öðretim üyesi bunu yapmadýðý, ayný kaldýðý müddetce, yýldan yýla deðiþmekle birlikte sýnýftan üç aþaðý beþ yukarý ayný notu alýyor. Üçüncüsü, burada iyi niyet þart. Bu anketleri de öðretim üyesine karþý bir tehdit unsuru olarak, Demokles'in kýlýcý gibi sürekli olarak kullanacak olursanýz da iyi sonuç vermiyor. Deðerlendirme yaparken belli bir süreyi göz önüne almak lazým. Bu öðretim üyesinin üç-dört-beþ dönem üst üstte yapmýþ olduðu performansa bakmak lazým. Ayrýca, bu iþin sonunda bir de deðiþiklik yapýlmasý gerekiyor. Yani yapýlan bu anketlerden elde edilen sonuçlara göre yaptýrým ve uygulama çok önemli hale geliyor. Öðrencilere Sunmuþ Olunan Ýmkanlar, Rehberlik Hizmetleri, Danýþmanlýk, Burs, Yurt vs... Bu konularla ilgili olarak neyi iyi, neyi kötü yaptýðýmýzý nasýl anlayacaðýz? Yine anket çalýþmasý yapmak gerekiyor. Özellikle çok büyük üniversitelerde herkese genel anket yapmasý oldukça zor ve maliyetli. Belki de ayný bu seçim anketleri gibi belirli öðrencilere bunu yapýp da fikir edinmekte yarar var. Öðrenme kaynaklarýna geldiðimiz zaman; kütüphane, bilgisayar, sýnýf ve laboratuvarlar söz konusu. Biz genellikle kaðýt üzerinden deðerlendirme yapmayý çok seviyoruz. Örneðin, deniyor ki "bizim þu kadar bilgisayarýmýz var." Sizin o kadar bilgisayarýnýz var da, acaba bu kadar

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde) V KAMU MALÝYESÝ 71 72 KAMU MALÝYESÝ Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. A. KONSOLÝDE BÜTÇE UYGULAMALARI 1. Genel Durum 1996 yýlýnda yüzde 26.4 olan

Detaylı

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 12 1 KOBÝ'lere AB kapýsý Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 2 3 Projenin amacý nedir Yurt dýþýna açýlmak isteyen yerli KOBÝ'lerin, Lüksemburg firmalarý

Detaylı

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 'HEDEFÝMÝZ EN BÜYÜK 10 EKONOMÝ ARASINA GÝRMEK' Baþbakanýmýz, Ulusa Sesleniþ konuþmasýnda Türkiye'nin potansiyelinin de hedeflerinin de büyük

Detaylı

Mart 2010 Otel Piyasasý Antalya Ýstanbul Gayrimenkul Deðerleme ve Danýþmanlýk A.Þ. Büyükdere Cad. Kervan Geçmez Sok. No:5 K:2 Mecidiyeköy Ýstanbul - Türkiye Tel: +90.212.273.15.16 Faks: +90.212.355.07.28

Detaylı

VIII MALÝ PÝYASALAR 125

VIII MALÝ PÝYASALAR 125 VIII MALÝ PÝYASALAR 125 126 MALÝ PÝYASALAR Para ve sermaye piyasalarýndan oluþan mali piyasalara iliþkin geliþmeler aþaðýdadýr. I. PARA PÝYASALARI Kýsa vadeli fonlarýn arz ve talebinin karþýlaþtýðý piyasalarýn

Detaylı

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 2009-10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 1. Genel Açýklamalar: 88/12944 sayýlý Kararnameye iliþkin olarak

Detaylı

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi 2009-11 Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/11 Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi

Detaylı

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr. MALÝYE DERGÝSÝ Temmuz - Aralýk 2011 Sayý 161 Sahibi Maliye Bakanlýðý Strateji Geliþtirme Baþkanlýðý Adýna Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Yayýn Kurulu Baþkan Füsun SAVAÞER Üye Ali Mercan AYDIN Üye Nural KARACA

Detaylı

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için NEDEN KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için SAP Business One çözümünü seçmelerinin nedeni 011 SAP AG. Tüm haklarý saklýdýr. SAP Business One müþterileri SAP'ye olan güvenlerini gösteriyor.000+

Detaylı

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi 10 Faaliyet Raporu Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. V KAMU MALÝYESÝ 73 74 KAMU MALÝYESÝ Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. A. KONSOLÝDE BÜTÇE UYGULAMALARI 1. Genel Durum 2000 yýlýnda uygulamaya konulan

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 Düþen Faizler ÝMKB yi Yýlýn Zirvesine Çýkardý Merkez Bankasý ndan gelen faiz indirimine devam sinyali bono faizini %7.25 e ile yeni dip noktasýna çekti. Buna baðlý olarak

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ I II ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ Sayfa TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNÝN GENEL GÖRÜNÜMÜ... 3 I- 2004 YILI GENEL EKONOMÝK HEDEFLERÝ... 9 A. BÜYÜME... 9 B. KAYNAKLAR-HARCAMALAR DENGESÝ... 10 II- MÝLLÝ

Detaylı

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. Sendikamýz Yönetim Kurulu Üyesi Erhan KAMIÞLI, 28 Mart 2001 tarihi itibariyle H.Ö. Sabancý Holding Çimento Grubu Baþkanlýðý'na atanmýþtýr.

Detaylı

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor Türkiye'nin insanlarý, mevcut saðlýk düzeyini hak etmiyor. Saðlýk hizmetleri için ayrýlan kaynaklarýn yetersizliði, kamunun önemli oranda saðlýk

Detaylı

21-23 Kasým 2011 Çeþme Ýzmir www.tgdfgidakongresi.com organizasyon Ceyhun Atýf Kansu Caddesi, 1386. Sokak, No: 8, Kat: 2, 06520 Balgat / Ankara T:+90 312 284 77 78 F:+90 312 284 77 79 Davetlisiniz Ülkemiz

Detaylı

15 Tandem Takým Tezgahlarý ndan Ýhtiyaca Göre Uyarlanabilen Kitagawa Divizörler Kitagawa firmasýnýn, müþterilerini memnun etmek adýna, standartý deðiþtirmesi yeni bir þey deðil. Bu seferki uygulamada,

Detaylı

Gelir Vergisi Kesintisi

Gelir Vergisi Kesintisi 2009-16 Gelir Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/16 Gelir Vergisi Kesintisi 1. Gelir Vergisi Kanunu Uyarýnca Kesinti Yapmak Zorunda Olanlar: Gelir Vergisi

Detaylı

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 2008-96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir Ýstanbul, 19 Kasým 2008 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2008/96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 4857 sayýlý

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Yargýtay Kararlarý T.C Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Davalý þirketin ayný il veya diðer illerde baþka iþyerinin

Detaylı

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta Mikro Dozaj Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta ve aðýr hizmet tipi modellerimizle Türk

Detaylı

4691 sayýlý Teknoloji Geliþtirme Bölgeleri Kanunu kapsamýnda kurulan ULUTEK TEKNOLOJÝ GELÝÞTÝRME BÖLGESÝ, Uludað Üniversitesi Görükle Kampüsü içerisinde 471.000 m2 alanda hizmet vermektedir. 2006 yýlýnda

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ I II ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ Sayfa TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNÝN GENEL GÖRÜNÜMÜ... 3 I- EKONOMÝNÝN GENEL DENGESÝ... 9 II- III- MÝLLÝ GELÝR VE SABÝT SERMAYE YATIRIMLARI A. GAYRÝ SAFÝ MÝLLÝ HASILA...

Detaylı

MedYa KÝt / 26 Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetimi konusunda Türkiye nin ilk dergisi HR DergÝ Human Resources Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetim Dergisi olarak amacýmýz, kurulduðumuz günden bu yana deðiþmedi: Türkiye'de

Detaylı

ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý

ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý ve Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý 2010 içindekiler Orta Karadeniz Kalkýnma Ajansý Kalkýnma Ajanslarýnýn Kuruluþ Amaçlarý Vizyonumuz Misyonumuz Orta Karadeniz

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI MEMUR PERSONEL ÞUBE MÜDÜRLÜÐÜ GÖREV TANIMI Memur Personel Þube Müdürlüðü, belediyemiz bünyesinde görev yapan memur personelin özlük iþlemlerinin saðlýklý bir

Detaylı

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM IX FÝYATLAR 145 146 FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM 2000 yýlýnda önceki yýlýn önemli ölçüde altýnda seyreden fiyat artýþlarý 2001 yýlýnýn ikinci ayýnda kurlarýn serbest býrakýlmasý sonucu üçüncü

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler 2008-112 Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler Ýstanbul, 25 Aralýk 2008 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2008/112 Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler Maliye Bakanlýðý, 28.12.2007 tarihli Resmi

Detaylı

01 Kasým 2018

01 Kasým 2018 Geri Dönüþüm Markasý... www.adametal.com.tr 01 Kasým 2018 Ada Metal Demir Çelik Geri Dönüþüm San. ve Tic. A.Þ. 1956 yýlýndan bu yana, özellikle metal sektöründe, fabrikalarýn üretim artýklarýný toplayýp

Detaylı

Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri

Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri 2008-107 Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri Ýstanbul, 24 Aralýk 2008 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2008/107 Vergi Usul Kanunu'nda Yer Alan Ve 01.01.2009 Tarihinden Ýtibaren Uygulanacak Had Ve Tutarlar

Detaylı

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154 MALÝYE DERGÝSÝ Ocak - Haziran 2008 Sayý 154 Sahibi Maliye Bakanlýðý Strateji Geliþtirme Baþkanlýðý Adýna Doç.Dr. Ahmet KESÝK Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Doç.Dr. Ahmet KESÝK MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER Yayýn

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 2 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

Mart 2010 Proje Hakkýnda NBÞ sektörünün ana girdisi olan mýsýrýn hasadý, hammadde kalitesi açýsýndan yetiþtirilmesi kadar önemli bir süreçtir. Hasat sýrasýnda gerçekleþtirilen yanlýþ uygulamalar sonucunda

Detaylı

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði Türkiye Biliþim Derneði, biliþim sektöründe çalýþan üst ve orta düzey yöneticilerin mesleki geliþimi ve dayanýþmalarýný geliþtirmek amacýyla her yýl düzenlediði

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER I. DENETÝMÝN KAVRAMSAL ÇERÇEVESÝ

ÝÇÝNDEKÝLER I. DENETÝMÝN KAVRAMSAL ÇERÇEVESÝ ÝÇÝNDEKÝLER I. DENETÝMÝN KAVRAMSAL ÇERÇEVESÝ 1. Denetimin tanýmý... 15 2. Denetimin türleri... 17 2.1.Denetimin Amacý Yönünden Denetim Türleri... 17 2.1.1. Finansal Tablo Denetimi... 18 2.1.2. Uygunluk

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN 1300-3623

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN 1300-3623 MALÝYE DERGÝSÝ ISSN 1300-3623 Temmuz - Aralýk 2007, Sayý 153 YAZI DANIÞMA KURULU Prof. Dr. Güneri AKALIN Prof. Dr. Abdurrahman AKDOÐAN Prof. Dr. Figen ALTUÐ Prof. Dr. Engin ATAÇ Prof. Dr. Ömer Faruk BATIREL

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 3 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

6111 Sayýlý Yasa Kapsamýnda Kdv Arttýrýmýnda Bulunmak Ýsteyen Mükellefleri Bekleyen Süpriz Salý, 01 Mart 2011

6111 Sayýlý Yasa Kapsamýnda Kdv Arttýrýmýnda Bulunmak Ýsteyen Mükellefleri Bekleyen Süpriz Salý, 01 Mart 2011 6111 Sayýlý Yasa Kapsamýnda Kdv Arttýrýmýnda Bulunmak Ýsteyen Mükellefleri Bekleyen Süpriz Salý, 01 Mart 2011 Rafet KALKAN Yeminli Mali Müþavir Hilmi KÝRDAY Yeminli Mali Müþavir I. GÝRÝÞ Meclisin uzun

Detaylı

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora 2009-40 Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora Ýstanbul, 25 Aðustos 2009 Sirküler Numarasý : Elit - 2009/40 Sirküler Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler

Detaylı

Simge Özer Pýnarbaþý

Simge Özer Pýnarbaþý Simge Özer Pýnarbaþý 1963 yýlýnda Ýstanbul da doðdu. Ortaöðrenimini Kadýköy Kýz Lisesi nde tamamladý. 1984 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü nü bitirdi.

Detaylı

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY söyleþi - interview ÝKTÝSAT ÝÞLETME ve FÝNANS SÖYLEÞÝ DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY Bu söyleþi, Genel Yayýn Yönetmenimiz Ali Bilge tarafýndan 15

Detaylı

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI ENCÜMEN VE KARARLAR ÞUBE MÜDÜRLÜÐÜ 5393 Sayýlý Belediye Kanununun 35. maddesi gereði Baþkanlýk Makamýnca Encümen Gündemine girmek üzere havale edilen

Detaylı

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU 13 OCAK 2011 Bu program, Avrupa Birliði ve Türkiye Cumhuriyeti tarafýndan finanse edilmektedir. YENÝLÝKÇÝ YÖNTEMLERLE KAYITLI ÝSTÝHDAMIN

Detaylı

www. adana.smmmo.org.tr

www. adana.smmmo.org.tr Adres Güzelyalý Mahallesi 81093 Sokak No : 14 Çukurova / ADANA Telefon 0 322 232 99 03 0 322 232 99 04 0 322 232 99 06 0 322 232 38 00 Faks 0 322 232 99 08 www. adana.smmmo.org.tr SEMPOZYUMUN AMACI SEMPOZYUMUN

Detaylı

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Kýzýlcaþar Geleceðe Hazýrlanýyor Gelin Birlikte Çalýþalým ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Mart 2014 ALPER YILMAZ Halkla Bütünleþen MUHTARLIK Ankara Gölbaþý Kýzýlcaþar Köyünde 4 Mart 1979

Detaylı

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü? BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü? Hükümetler birinci basamak saðlýk hizmetleri konusundaki yasalarý açýkça çiðnemektedir. Türkiye saðlýk sisteminde, birinci basamaktaki kurumlar (saðlýk

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER TABLOLAR LÝSTESÝ GRAFÝKLER LÝSTESÝ GÝRÝÞ BÝRÝNCÝ BÖLÜM: SOSYAL GÜVENLÝK SÝSTEMÝNÝN FÝNANSMAN PROBLEMÝ VE SONUÇLARI

ÝÇÝNDEKÝLER TABLOLAR LÝSTESÝ GRAFÝKLER LÝSTESÝ GÝRÝÞ BÝRÝNCÝ BÖLÜM: SOSYAL GÜVENLÝK SÝSTEMÝNÝN FÝNANSMAN PROBLEMÝ VE SONUÇLARI ÝÇÝNDEKÝLER TABLOLAR LÝSTESÝ GRAFÝKLER LÝSTESÝ GÝRÝÞ BÝRÝNCÝ BÖLÜM: SOSYAL GÜVENLÝK SÝSTEMÝNÝN FÝNANSMAN PROBLEMÝ VE SONUÇLARI 1. SOSYAL GÜVENLÝK KAVRAMI VE KAMUSAL MÜDAHALE...29 1.1. SOSYAL GÜVENLÝK KAVRAMI

Detaylı

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun Av. ÇALI MA HAYATINA L K N ANAYASA DE KL KLER I. Avrupa Birliði sürecinde demokrasi ve insan haklarý açýsýndan önemli bir dönüm noktasý olarak kabul edilen Anayasa deðiþiklikleri, 17 Ekim 2001 tarih ve 24556

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006 UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006 ULUSLARARASI YATIRIMCILAR DERNEĞİ 16.10.200.2006 İSTANBUL DÜNYADA DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR (milyar $) 1600 1400 1396 1200 1092 1000 800 693 826 716 710 916 600 400 331

Detaylı

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi 1 Özet Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi Mehmet Ali MALAS, Osman SULAK, Bahadýr ÜNGÖR, Esra ÇETÝN, Soner ALBAY Süleyman Demirel

Detaylı

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 31 Mart 2010 Dönemi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 31 Mart 2010 Dönemi 10 Faaliyet Raporu Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 31 Mart 2010 Dönemi Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI İstanbul Ekonomi ve Finans Konferansı Dr. İbrahim Turhan Başkan Yardımcısı 20 Mayıs 2011 İstanbul 1 Sunum Planı I. 2008 Krizi ve Değişen Finansal Merkez Algısı II. III.

Detaylı

Tehlikeli Atýk Çözümünde EKOVAR...

Tehlikeli Atýk Çözümünde EKOVAR... ARA DEPOLAMA www. ekovar.com info@ ekovar.com Hilal Mah. 50. Sokak, 4. Cad. No: 8/8 Yýldýz - Çankaya / ANKARA Tel : +(90) 312 442 13 05 +(90) 312 442 11 43 Faks : +(90) 312 442 13 06 Tehlikeli Atýk Çözümünde

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi GÝRÝÞ Ýnsanoðlu günümüzde dünya tarihinde belki de bilginin en kýymetli olduðu dönemi yaþamaktadýr. Çaðýmýzda bilgiye sahip olmanýn ya da bilgi kaynaðýna kolaylýkla ulaþabilmenin önemi her geçen gün artmaktadýr.

Detaylı

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA. KÝPAÞ HAVALANDIRMA 2016 KATALOG www.kipashavalandirma.com Hamidiye Mah.Said Nursi Cad. Gündem Sok. No:11 ÇEKMEKÖY-ISTANBUL T : +90 216 641 01 79 M : info@kipashavalandirma.com.tr W : www.kipashavalandirma.com.tr

Detaylı

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler 2008-75 SSK Affý Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit - 2008/75 Sirküler Sosyal Güvenlik Kurumu'na Olan Prim Borçlarýnýn Ödeme Kolaylýðýndan Yararlanmamýþ Olanlara, Tekrar Baþvuru Ýmkâný Ge

Detaylı

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý Köylerden (kýrsal kesimden) ve iþ olanaklarýnýn çok sýnýrlý olduðu kentlerden yapýlan göçler iþ olanaklarýnýn fazla olduðu kentlere olur. Ýstanbul, Kocaeli, Ýzmir, Eskiþehir, Adana gibi iþ olanaklarýnýn

Detaylı

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26 30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/2008 12:26 Konu: 30 Soruluk Test Gönderim Zamaný: 21-Mart-2007 Saat 10:32 MALÝYET MUHASEBESÝ DENEME SINAVI 1- Aþaðýdakilerden hangisi maliyet muhasebesinin

Detaylı

ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt ürünleri üreticisi tarafýndan kuruldu. 110'a ulaþan üye sayýsý ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluþudu

ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt ürünleri üreticisi tarafýndan kuruldu. 110'a ulaþan üye sayýsý ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluþudu SÜT SANAYÝÝNDE YENÝ YAKLAÞIMLAR TOPLANTISI - YENÝ SÜT MEVZUATI ve UYGULAMALARI TÜRKÝYE DE SÜT SEKTÖRÜ Dr. Ýsmail MERT ASÜD Genel Sekreteri 20.09.2012 GÖNEN- BALIKESÝR ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt

Detaylı

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK TOPLAM KALÝTE YÖNETÝMÝ VE ISO 9001:2000 KALÝTE YÖNETÝM SÝSTEMÝ UYGULAMASI KONULU TOPLANTI YAPILDI GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK YÝBÝTAÞ - LAFARGE GRUBUNDA KONYA ÇÝMENTO SANAYÝÝ A.Þ.

Detaylı

DENÝZ LÝSESÝ KOMUTANLIÐI Denizcilik tarihin en eski ve en köklü mesleðidir. Bu köklü ve þerefli mesleðin insanlarýnýn eðitimi için ilk adým atacaklarý Deniz Lisesi, bu güne kadar Türk ve dünya denizcilik

Detaylı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI Yarýþmanýn Amacý 1. ÝTHÝB 1.ÝTHÝB Teknik Tekstiller Proje Yarýþmasý, Ýstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ýhracatçýlarý Birliði'nin Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi'nin katkýlarýyla Türkiye'de teknik tekstil sektörünün

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ I II ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ Sayfa TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNÝN GENEL GÖRÜNÜMÜ... 3 I- EKONOMÝNÝN GENEL DENGESÝ... 9 II- III- MÝLLÝ GELÝR VE SABÝT SERMAYE YATIRIMLARI A. GAYRÝ SAFÝ MÝLLÝ HASILA...

Detaylı

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

SENDÝKAMIZDAN HABERLER SENDÝKAMIZDAN HABERLER Sendikamýza Üye Ýþyerlerinde Çalýþanlardan Yýlýn Verimli Ýþçisi Ve Ýþvereni Seçilenlere Törenle Plaketleri Verildi 1988 yýlýndan bu yana Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) nce gerçekleþtirilen

Detaylı

Türkiye Muhasebe Standartlarý Sorularý Gönderen : abana - 02/03/ :03

Türkiye Muhasebe Standartlarý Sorularý Gönderen : abana - 02/03/ :03 Türkiye Muhasebe Standartlarý Sorularý Gönderen : abana - 02/03/2009 01:03 TÜRKÝYE MUHASEBE STANDARTLARI 1. Yüksek Enflasyon Dönemlerinde Finansal Raporlama' isimli TMS'a göre, varlýklarýn cari piyasa

Detaylı

SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ

SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ KOCAELI BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ ULUSLARARASI KATILIMLI SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ 8-11 MAYIS 2011 SABANCI KÜLTÜR MERKEZÝ - KOCAELÝ SÝGARA ve SAÐLIK ULUSAL KOMÝTESÝ ÖNSÖZ Deðerli Tütün Kontrol Gönüllüleri,

Detaylı

Harcirahlar. Sirküler. Sirküler Numarasý : Elit /32. Harcirahlar

Harcirahlar. Sirküler. Sirküler Numarasý : Elit /32. Harcirahlar 2007-32 Harcirahlar Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2007/32 Harcirahlar 06.12.2007 tarih ve 2007-4 sayýlý Sirkülerimizde, 2008 yýlý baþýndan itibaren uygulanacak Gelir Vergisinden istisna yurt içi

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

Akýlcý Çözümler Üretiyoruz Türev Ürünlere Ýliþkin Eðitimler EÐÝTÝMÝN AMACI Kýyýyý gözden kaybetmeye cesaret edemeyen insan yeni okyanuslar keþfedemez. Andre Gide Bu eðitimde katýlýmcýlara, VOB ürünlerin

Detaylı

7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/ :00

7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/ :00 7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/2009 22:00 1-Serbest Muhasebeci Mali Müþavir ve Yeminli Mali Müþavirlerin Çalýþma Usul ve Esaslarý Hakkýnda ki yönetmeliðe göre, aþaðýdakilerden

Detaylı

Türkiye'de Süt ve Süt Ürünlerinin Ýþlenmesi ve Pazarlanmasý Dr. Ýsmail MERT ASÜD Genel Sekreteri 7-8 Þubat IPARD - TAIEX Semineri Süt ve Süt Mamulleri Deðer Zinciri Süt Hayvaný Yetiþtiricisi Çið Süt Süt

Detaylı

Organizatör Firma Cebeci Cad. No:54 Akatlar 34335 Ýstanbul Tel:0212 351 68 48 (pbx) Faks:0212 351 59 33 E-Posta: tculha@grem.com.tr BAHÇEÞEHÝR ÜNÝVERSÝTESÝ BEÞÝKTAÞ KAMPÜSÜ 11-12 Haziran 2008 SUNUM DOSYASI

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

Türkiye nin teori ile pratiði en iyi birleþtiren, iþ dünyasýnýn gereksinimlerine en uygun hazýrlanan, nda yeni dönem baþlýyor. HR DERGÝ tarafýndan 1996 yýlýndan beri düzenlenen bu programý daha önce tamamlayanlar,

Detaylı

Uluslararasý Raporlar 2013. Geliþmekte olan piyasalar fýrsat endeksi: büyüme hýzý yüksek ekonomiler

Uluslararasý Raporlar 2013. Geliþmekte olan piyasalar fýrsat endeksi: büyüme hýzý yüksek ekonomiler Uluslararasý Raporlar 2013 Geliþmekte olan piyasalar fýrsat endeksi: büyüme hýzý yüksek ekonomiler Ýçindekiler 01 02 04 06 10 14 30 33 Giriþ Büyüme Geliþmekte olan piyasalar fýrsat endeksi Rapor sonuçlarý

Detaylı

TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNDE KASIM 2000 - ÞUBAT 2001 KRÝZLERÝ

TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNDE KASIM 2000 - ÞUBAT 2001 KRÝZLERÝ TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNDE KASIM 2000 - ÞUBAT 2001 KRÝZLERÝ Yrd. Doç. Dr. Zübeyir TURAN (*) GÝRÝÞ Türk ekonomisinde istikrar politikalarýný 1980 öncesi ve 1980 sonrasý olarak deðerlendirmek mümkündür. Çünkü

Detaylı

Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2008 Dönemi. Faaliyet Raporu

Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2008 Dönemi. Faaliyet Raporu 08 Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2008 Dönemi Faaliyet Raporu Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

SPK Konferansõ-Abant Aralõk-2003

SPK Konferansõ-Abant Aralõk-2003 SPK Konferansõ-Abant Aralõk-2003 VADELİ İŞLEM VE OPSİYON BORSASI TÜRK FİNANSAL PİYASALARINDA YENİ BİR SIÇRAMA İçindekiler 1) VOB Hakkõnda 2) Dünyada Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsalarõ 3) Neden Vadeli İşlemler?

Detaylı

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor TD 161.qxp 28.02.2009 22:11 Page 1 C M Y K 1 Mart 2009 Sayý:161 Sayfa 6 da 2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn uygulanmaya baþladýðý 2003 yýlýndan bu yana çok

Detaylı

Büyüme, İstihdam, Vasıflar ve Kadın İşgücü

Büyüme, İstihdam, Vasıflar ve Kadın İşgücü Türkiye Cumhuriyeti Devlet Planlama Teşkilatı ve Dünya Bankası Refah ve Sosyal Politika Analitik Çalışma Programı Çalışma Raporu Sayı: 6 Büyüme, İstihdam, Vasıflar ve Kadın İşgücü Erol Taymaz Ekonomi Bölümü

Detaylı

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Týbbi Laboratuvar Akreditasyonu Akreditasyon, Akreditasyon; Laboratuvarların, Muayene, Belgelendirme kuruluşlarının ve Yeterlilik Deneyi Sağlayıcı

Detaylı

BÖLÜM I GÜMRÜK BÝRLÝÐÝ NEDÝR?

BÖLÜM I GÜMRÜK BÝRLÝÐÝ NEDÝR? BÖLÜM I GÜMRÜK BÝRLÝÐÝ NEDÝR? GÜMRÜK BÝRLÝÐÝ NÝN KURULUÞU Ýkinci dünya savaþýnýn yýkýcý sonuçlarý Avrupa ülkeleri arasýnda öncelikle ekonomik, daha sonra da politik ve savunma alanlarýnda iþbirliðine girme

Detaylı

Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Haziran 2008 Dönemi. Faaliyet Raporu

Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Haziran 2008 Dönemi. Faaliyet Raporu 08 Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Haziran 2008 Dönemi Faaliyet Raporu Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar

Detaylı

TABLO-2'nin devamý. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý

TABLO-2'nin devamý. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý Atama Yapýlacak Kadro Unvaný: Stajyer Kontrolör (Ýdari) Atama Yapýlmasý Planlanan Kadro Sayýsý: Ýdari+Mühendis Kadrolarý Toplamý : 5 Test Aðýrlýklarý: GY:0,1, GK:0,1, HU:0,2,

Detaylı

konularýnda servis hizmeti sunan Sosyal Hizmetler Dairesi bir devlet kuruluºu olup, bu kuruluº ülkede yaºayan herkese ücretsiz hizmet vermektedir.

konularýnda servis hizmeti sunan Sosyal Hizmetler Dairesi bir devlet kuruluºu olup, bu kuruluº ülkede yaºayan herkese ücretsiz hizmet vermektedir. 1/7 AMT FÜR SOZIALE DIENSTE FÜRSTENTUM LIECHTENSTEIN Sosyal Hizmetler Dairesi Çocuk ve gençlik hizmetleri Sosyal hizmetler Terapi hizmetleri Ýç hizmetler konularýnda servis hizmeti sunan Sosyal Hizmetler

Detaylı

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler? 28 Þubat Bildirisi MGK'nun 28 Þubat 1997 TARÝHLÝ BÝLDÝRÝSÝ Aþaðýdaki bildiri, o günlerdeki bir çok tehdidin yolunu kapatmýþtý. Ne yazýk ki, þimdiki Akepe'nin de yolunu açmýþtýr. Hiç bir müdahale, darbe

Detaylı

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik l l l EÞÝTSÝZLÝKLER I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik Çift ve Tek Katlý Kök, Üslü ve Mutlak Deðerlik Eþitsizlik l Alýþtýrma 1 l Eþitsizlik

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar 2017 Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? REC Hakkýnda ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 21 Araç 1: Kaynaþma Tanýþma Etkinliði 23 Araç 2: Uzun Sözcükler 25 Araç

Detaylı

Dünyada ve Türkiye de Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları

Dünyada ve Türkiye de Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları www.pwc.com Dünyada ve Türkiye de Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları İstanbul, Ersun Bayraktaroğlu Türkiye Gayrimenkul Sektör Lideri GYO lar 1995 ten beri hayatımızda Henüz SPK Tebliği yayınlanmadan GYO

Detaylı