ÜNİTE 19 KANSER VE GENETİK

Benzer belgeler
ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

Kanser Genetiğinde Temel Kavramlar

KARSİNOGENEZ. Prof.Dr.Şevket Ruacan

Notch/Delta Yolağı. Oldukça korunmuş ve gelişim için oldukça önemli olan bir yolak5r.

KROMOZOM YAPISINDAKİ BOZUKLUKLAR

Kanser Tedavisi: Günümüz

HANDAN TUNCEL. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı

Kanser nedir? neoplasia. Kontrolsuz hücre çoğalması (neoplasm) Normal büyüme Neoplasm. Gen mutasyonları

KARSİNOGENEZ Prof.Dr.Şevket Ruacan

KANSER NEDİR? ONKOGEN VE KANSER. Hücre döngüsü. Siklin-Siklin Kinaz 1/30/2012 HÜCRE DÖNGÜSÜ. Siklin Kinaz inhibitörleri BÜYÜME FAKTÖRLERİ

CANLILARDA ÜREME. Üreme canlıların ortak özelliğidir. Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test

Kanser Oluşumu ve Risk Faktörleri. Doç. Dr. Mustafa Benekli Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi

Adölesanda Lösemi & İnfant Lösemi

KARSİNOGENEZ II. Doç. Dr. Yasemin Özlük. 1- Büyüme sinyallerinde kendi kendine yeterlilik

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

NONSOLİD TÜMÖRLERDE TEKRARLAYAN KROMOZOMAL TRANSLOKASYONLAR

Raporlamayla İlgili Düzenleme ve Tartışmalar. Beyhan DURAK ARAS Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi GeneCk AD

HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf

* Merkezimiz hafta içi ve cumartesi günleri saat saatleri arasında hizmet vermektedir. * Listede yeralan tüm testler merkezimizde

KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ

Kan Kanserleri (Lösemiler)

ONKOGENLER VE TÜMÖR SUPRESSÖR GENLER

SANTRAL SİNİR SİSTEMİ TÜMÖRLERİ VE GENETİK. Yrd. Doç. Dr. Ünal ULUCA

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

Oluşan farklı Cdk-siklin kompleksi de farklı hedef proteinlerin foforilasyonunu gerçekleştirerek döngünün ilerlemesine neden olmaktadır.

DÖNEM I DERS KURULU I

A. EġEYĠN BELĠRLENMESĠ

HÜCRE BÖLÜNMESİ VE ÜREME. Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme 1

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ

Rastgele (Stokas7k) kanser modeli - Tümör içindeki her hücre yeni bir kanseri başla5r

HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER

Sıvı bazlı (Hematopatoloji) FISH uygulaması değerlendirmelerine temel bakış. Prof Dr Melek Ergin Çukurova Üni Tıp Fak Patoloji AD

TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI

Kronik Miyelositer Lösemi

KROMOZOMLAR ve KALITIM

GENETİK TANI YÖNTEMLERİ. Prof.Dr.Mehmet Alikaşifoğlu

Çocukluk çağı yuvarlak hücreli tümörleri 21.Ulusal Patoloji Kongresi İzmir. Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD

Karsinogenez. Karsinogenez 5/23/2014 KARSİNOGENEZ - I. Doç. Dr. Yasemin Özlük

Prof. Dr. İmirzalıoğlu. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 45

DNA ve Özellikleri. Şeker;

SİNYAL İLETİMİ ve KANSER. Dr. Lale Doğan Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Temel Onkoloji ABD

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler

Kanser Genetiği ARŞİV 2003; 12: 328

HALK SAĞLIĞI ANABĠLĠM DALI. Ders adı : Endokrin çevre bozucular ve tarama programı

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi

ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERLERİNDE EPİDEMİYOLOJİ VE ETYOLOJİ DOÇ.DR. CAN ACIPAYAM ÇOCUK HEMATOLOJİSİ VE ONKOLOJİSİ

MİTOZ ÇALIŞMA KÂĞIDI A. Aşağıdaki resimli bulmacayı çözünüz.

24- HÜCRESEL RADYASYON CEVABININ GENETİK KONTROLÜ

Yard. Doç. Dr. Ercan ARICAN. İ.Ü. FEN FAKÜLTESİ, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü

DNA ONARIMI VE MUTASYON. Merve Tuzlakoğlu Öztürk Bakteri genetiği dersi Sunum

RADYOTERAPİYE BAĞLI KANSERLER

4.SINIF A1-A2 GRUBU SINAV SORULARI A GRUBU

Girişimsel olmayan prenatal tanı testi. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Akut Myeloid Lösemide Prognostik Faktörler ve Tedavi

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

İkincil Kanserler SUNA EMİR. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji EAH Çocuk Hematoloji Onkoloji Kliniği

KANSERLİ OLGULARDA MİKRONUKLEUS SIKLIĞININ BELİRLENMESİ VE MİKRONUKLEUSLARIN ORİJİNİNİN MN+FISH YÖNTEMİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ

ENG Mesleki İngilizce-I İNGİLİZCE ENG Mesleki İngilizce-I İNGİLİZCE

ADIM ADIM YGS LYS Adım EVRİM

ÖZEL TOKSİK ETKİLER KİMYASAL MUTAJENEZİS, KARSİNOJENEZİS, TERATOJENEZİS KAYNAKLAR: 1. Toksikoloji, Prof. Dr. Nevin VURAL

KHDAK da Güncel Hedef Tedaviler

Çocukluk Çağı Kanserlerinin Epidemiyolojisi Prof. Dr. Tezer Kutluk

HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı

Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

8. Sınıf Fen ve Teknoloji

Wnt/β-katenin Yolağı

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kanser Çalışmaları. Dr Fikri İçli

HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ

GENETİK HASTALIKLARDA TOPLUM TARAMALARI

ÜNİTE I HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1.1 HÜCRE BÖLÜNMESİ Hücre bölünmesi canlılar aleminde görülen en önemli biyolojik olaylardan biridir.

LYS ANAHTAR SORULAR #6. Mitoz ve Mayoz Bölünme Eşeyli ve Eşeysiz Üreme İnsanda Üreme

Minimal Kalıntı Hastalık (MRD)

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz Aydın

Kök Hücre Biyolojisi. Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ AHMET GENÇ

Farklı lösemi türleri

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ

*Biyoteknoloji: Canlılar ve Canlıların ürünleri üzerinde, bilimsel teknikler uygulayarak yapılan çalışmalara; biyoteknoloji denir.

1. BÖLÜM: GENETİK BİLİMİNE GİRİŞ 2. BÖLÜM: MENDEL VE KALITIMIN İLKELERİ

Hücre bölünmesinin asal görevleri

Mutasyon: DNA dizisinde meydana gelen kalıcı değişiklik. Polimorfizm: iki veya daha fazla farklı fenotipin aynı tür popülasyonunda bulunmasıdır.

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır:

ADIM ADIM YGS LYS. 91. Adım KALITIM -17 GENETİK VARYASYON MUTASYON MODİFİKASYON ADAPTASYON - REKOMBİNASYON

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

Transkript:

ÜNİTE 19 KANSER VE GENETİK Prof. Dr. Gönül OĞUR 19.1. Normal Hücre-Kanser İlişkisi Vücut hücreleri, konsepsiyonu (spermin ovumu döllemesi) takiben oluşan zigotun ilk hücrelerinin defalarca tekrarlanan mitotik bölünmeleri sonucu oluşmaktadır. Bölünerek çoğalan her bir vücut hücresi biyolojik özellikler temelinde gelişir, farklılaşır ve apoptozis adı verilen programlanmış hücre ölümü ile işlevlerini sonlandırarak yerlerini yeni gelişen hücrelere bırakırlar. Bölünme sürecinde mitotik (M) bölünme fazını, G0, G1, S ve G2 fazları izler. M dışındaki bu fazların tümüne interfaz adını veriyoruz. S fazı DNA sentezinin olduğu evredir. Bu evrede kromozomlardaki DNA bilgisi replike olarak önce kendisini 2 ye katlar daha sonra bölünerek aynı bilgiyi oluşacak 2 yavru hücreye aktarmış ve genetik bilgiyi korumuş olur. Takiben yine M fazına geçilir. Hücre döngüsünün her evresi özgün genlerin kontrolü altındadır. Bölünme, gelişme farklılaşma ve apoptozisi yönlendiren pek çok gen söz konusudur. Proto-onkogen adı verilen genler daha çok hücre bölünmesi, gelişme ve farklılaşmasını yönlendirirken, tümör süpressör gen adı verilen genler ise apoptozisi regüle eder. Tüm bu işlevler hücrede, ilgili genlerin kontrolü altında, tam bir ahenk içinde gerçekleşir. Herhangi bir kesitte ortaya çıkabilecek bir değişiklik, örneğin söz konusu genlerden birinde oluşacak bir mutasyon, hücre proliferasyonunu, farklılaşmasını ve apoptozisi etkileyerek kontrolsüz hücre çoğalımına yol açabilecek ve kanser oluşumuna zemin hazırlayacaktır. Proto-onkogenlerin mutant formları onkogen adını alır ve kanser oluşturabilecek potansiyele sahip genlerdir. Tümör süpressör genler ise mutant olduklarında inaktive olurlar ve apoptozis işlevlerini yitirerek maliğniteye zemin hazırlarlar. Kanserlerin çoğunluğu (%90) somatik hücrede yer alan genetik değişikliklere bağlıdır ve kalıtsal değildir. Germ hücre kaynaklı formlar ise kalıtsaldır ve kanserlerin ancak % 10 1

kadarını oluşturur. Genetik düzensizliklere neden olan faktörler, DNA bütünlüğünü bozan çevresel ajanlar olabileceği gibi, kalıtsal genetik yatkınlıklar da olabilmektedir. Kontrolsüz hücre çoğalımı, kendini sınırlıyabiliyorsa beniğn tümörler oluşur. Uterus myomaları gibi. Komşu organların istilası ve uzak organlara yayılım potansiyeli gösterdiğinde ise, hücreler kanser özelliğini kazanmış demektir; bu durum maliğnite gelişimi ya da onkogenez olarak da adlandırılmaktadır. Örneğin, lösemi kan ve kemik iliği ile ilgili maliğn bir gelişimdir. Bir anlamda kemik iliği kanseridir. Osteosarkoma ise bir kemik kanseridir. Hızlı hücre proliferasyonu, DNA ve kromozomlarda kırılganlık (instabilite) yaratarak yeni genetik değişimlere zemin hazırlamaktadır. Neoplaziye geçiş sıklıkla bu hızlı hücre çoğalımı sürecinde ortaya çıkan mutasyonlar, onkogen aktivasyonu ve/veya tümör süpressör gen inaktivasyonu sonucu gerçekleşir. Metastaz özelliği yine bu tabloya eklenen özgün genetik değişimler ve patolojik protein oluşumlarına bağlıdır. Kanser çok basamaklı bir hastalık sürecidir. Bu süreç genelde DNA da pek çok genetik değişikliğin oluşmasını gerektirmektedir. Maliğn süreci başlatıcı faktörler değişkendir. Çeşitli kimyasallar (tekstil boya maddeleri, tarım ilaçları v.b), Ebstein-Barr virüsü, iyonizan radyasyon, ve sigara gibi faktörler hücrede eğişime neden olabilir. Oluşan genetik değişim sıklıkla onarılır ve hücre işlevleri normale dönüşebilir. Kimi zaman ise kalıcı etkiler oluşur; ek genetik mutasyonlar gelişebilir ve hücre döngüsünün çeşitli fazları, hücre bölünme hızı, farklılaşma ya da apoptozis olumsuz yönde etkilenebilir. 19.2. ONKOGENLER Onkogenler, daha önce de bahsettiğimiz gibi proto-onkogenlerin mutant formlarıdır. Hücre döngüsü içinde normal hücre işlevleri ile görevlendirilmiş olan proto-onkogenler mutasyona uğradıklarında bu işlevlerini yapamazlar ya da hücreye zararlı bir formatta yaparlar. Onkogenler in vivo (canlı bedende) ve in vitro koşullarda (laboratuar koşullarında) maliğn transformasyona neden olabilmektedirler. Proto-onkogenler hücre işlevlerini regüle eden pek çok proteini (büyüme faktörleri, büyüme faktör reseptörleri, tirozin kinaz inhibitörleri, sinyal ileticileri ve transkripsiyon faktörleri gibi) kodlar. Onkogenler, mutasyon sonucu aktivasyona uğrayarak malign transformasyona yol açar. Bunun için, genin tek allelindeki mutasyon yeterlidir (dominant etki). Çocukluk çağı ve erişkin lösemilerinde onkogen aktivasyonu sık görülen bir tümör oluşum mekanizmasıdır. Onkogen aktivasyonunun en sık görülen mekanizmalarının başında kromozomal translokasyonlar gelir. Kromozomal translokasyonlar başlıca 2 mekanizma ile onkogenik aktivite oluşturur: ya kromozom kırık noktalarındaki 2 gen arasında özgün DNA bölgeleri bileşimi (füzyonu) sonucu onkogenik özelliği olan kimerik protein ler oluştururlar (Şekil. 1); ya da aktif gene, örneğin immünglobülin genlerine bitişik yerleşen genin aktivasyonu ile ilgili proteinin aşırı yapım ına neden olurlar. Her iki durumda da normal hücre işlevlerini kodlayan proto-onkogenler, mutasyon sonucu onkogenik aktivite kazanmış olacaktır. (Şekil. 19.1) Şekil 19.1. T-cell Lösemide t (8;14)(q24;q11) (OMÜ Çocuk Genetik, Arşiv) 2

Kromozomal translokasyonlar dışında, yapısal ve sayısal kromozom anomalileri, örneğin kromozomal trisomiler, monosomiler, delesyonlar, inversiyonlar, poliploidi ya da bölgesel amplifikasyonlar da tümör oluşum modellerinde rol alabilir. Gen ya da kromozom amplifikasyonları, onkogen aktivasyon mekanizmalarından bir diğeridir. Normalde 2 kopye olan gen ya da alleller, mutasyon sonucunda yüzlerce ya da binlerce kopye haline gelerek amplifiye olabilirler. Amplifikasyon, gen ifadesinin artmasına, böylece ilgili proteinin de çok fazla miktarda yapılarak, hücreyi sürekli bölünme ve çoğalma yönünde Kanserin büyük oranda sonradan gelişen bir hastalık olduğunu biliyoruz ancak genetik hastalığı kimi insanlar kansere yakalanma açısından da yüksek risk taşırlar; hatta kimi bebekler kanserli doğabilirler. Örneğin Down Sendromu olan kimi bebekler lösemi ile doğabilirler. 13q14 delesyon sendromu olan bebeklerde Retinoblastoma (göz tümörü) görülebilir; 11p13 delesyon sendromu ve Wilms tümörü birlikteliği iyi bilinen bir diğer genetik sendrom ve kanser ilişkisi örneğidir. Konstitüsyonel cinsiyet kromozom anomalileri de kansere yatkınlık yaratmaktadırlar (x10, x20 kat artmış risk). 47,XXY Klinefelter sendromu, germ hücreli tümörler, meme kanseri, lösemiler, monosomi X (Turner sendromu) ise gonad kanserleri ve lösemiler açısından risk altındadır (Şekil. 19.2) Şekil 19.2. Turner Sendromu olan bir hastada t(8;21)(q22;q22); AML M2 (OMÜ Çocuk Genetik, arşiv) 19.3. TÜMÖR SÜPRESSÖR GENLER Tümör supressor genlerin (TSG) hücre döngüsünde normal apoptozisi indükleyen genler olduğundan söz etmiştik. Bu genlerin inaktivasyonu, normal fonsiyonlarını yitirmelerine neden olmaktadır. TSG inaktivasyonu sıklıkla, kromozomal delesyonlar sonucunda gerçekleşir. Ancak kanserin gelişebilmesi için TS genlerde onkogenlerin aksine, ilgili genin her iki allelinin de mutasyona uğraması gereklidir. Bu durum Knudson ın 2 vuruş hipotezi olarak bilinir. 13q14 deki Rb1 geni (Retinoblastoma geni) ve p53 geni, hücre döngüsünde görev alan 2 önemli TSG örneğidir. Tümör süpressör genler, kanser ailelerinden de sorumludurlar (Tablo 1). p53, 17. kromozomda yer alan bir TSG dir; 53-kd luk bir nükleer protein aracılığı ile hücre döngü kontrolörü görevi yapmaktadır; DNA hasarı oluştuğunda, G1 fazında hücre bölünmesini durdurarak DNA onarımını sağlamaktadır. Ayrıca hasarlı hücrelerin apoptozisini de uyarmaktadır. Li-Fraumeni sendromu p53 tümör süpressör gen mutasyonunun kalıtsal olarak aktarıldığı bir ailevi kanser formudur. Bu ailelerde sarkoma, meme kanseri, beyin tümörü, adrenokotikal karsinoma ve lösemiler gibi maliğn hastalıklar görülebilir. Aile üyelerinin 30 yaşına dek kanser olma olasılıkları yaklaşık %50 dir. Kanser ailelerinde kimi şahıslar TSG de tek alleli mutant olarak taşırlar: taşıyıcı olan ve sağlıklı görünen bu kişilerin 3

2. allelerinin de mutasyona uğrayarak kansere yakalanma riskleri çok yüksektir. Örneğin P53 mutasyon taşıyıcılarının 30 yaşına dek kanser olma riskleri %50 olarak bildirilmekte, APC gen mutasyonu taşıyıcılarında bu oran 60 yaşına dek %100 e çıkabilmektedir (Tablo-1). Günümüzün tıp uygulamalarında ailelerinde yüksek oranda kanser görülen kişiler, kimi kansere yatkınlık genleri açısından sınırlı oranda olsa da test edilebilmekte ve ilgili koruma programları geliştirilmektedir. Tablo 19.1. Tablo-1 Ailevi Kanserler ve İlgili Genler 19.4. KANSERDE GENETİK DEĞİŞİKLİKLER ve KLİNİK UYGULA- MALAR Halen pek çok maliğn hastalığın takibinde, örneğin lösemi ve lenfoma takibinde, myelodisplastik sendromda ve pek çok çocukluk çağı tümöründe, özgün genetik değişikliklerin saptanması ve hastalığın denetiminin buna göre planlanması gelenek haline gelmiş durumdadır. Hastalığın teşhisinde, sınıflamasında, prognoz tayininde, remisyon ve relapsın değerlendirilmesinde genetik belirteçleri (değişiklikleri) bilmek gereklidir. Örneğin kronik myeloid löseminin (KML) tanısı için kemik iliği aspirasyon materyalinden yapılan sitogenetik çalışmada Philadelphia kromozomunun (Ph1) varlığı gösterilmelidir. Ph1 kromozomu, 9. ve 22. kromozomların uzun kolları arasında görülen bir translokasyondur [t(9;22)(q34;q11)]. Translokasyon sonucunda abl (9. kromozomda) ve bcr (22. kromozomda) onkogenleri yeni bir füzyon protein oluşturur ve lösemiye yol açarlar. KML ileri yaş hastalığıdır. 60-70 yaşlarında ortaya çıkar. Ender olarak gençlerde ve çocuklarda da görülmektedir. Anemi, lökositoz. trombositoz ve dalak büyüklüğü yapar. Remisyondaki (iyilik hali) hastada Ph1 kromozomunun kaybolması gereklidir. Remisyonda Ph1 varlığı, sitogenetikden daha duyarlı olan FISH testleri ve PCR ile denetlenir. Akut lenfoblastik lösemide (ALL) Ph1 kromozomu varlığı teşhis koydurucu değil, prognoz belirleyicidir. Çocukluk çağı ALL de Ph1 kromozomu çok ender görülür ancak sitogenetik analizde saptanmış ise hastalığın hızlı ve kötü seyirli olacağına işaret eder (kötü prognoz). Lösemi ile birlikteliği olan pek çok özgün kromozomal translokasyon bildirilmiştir (Tablo-2 ve 3). Tablo 19.2. Tablo-2 AML ve Önemli Kromozomal Değişiklikler 4

Tablo 19.3. ALL ve Önemli Kromozomal Değişiklikler Tümörlerde de özgün genetik değişiklikler bildirilmektedir. Örneğin MYCN gen amplifikasyonu bir çocukluk çağı tümörü olan nöroblastomaya özgündür; hasta kişide tümörün genetik analizinde MYCN amplifikasyonu mevcutsa, prognoz kötü olarak yorumlanır ve tedavi ona göre biçimlendirilir. Ewing sarkoma bir kemik tümörüdür; 11. ve 22. kromozomlar arasında translokasyon görülür. Burkitt lenfomada ise en sık t(8;14)(q24;q32) görülmektedir (Tablo-4 ve 5) Tablo 19.4. Lenfoma ve Önemli Kromozomal Değişiklikler Tablo 19.5. Solid Tümörler ve Önemli Kromozomal Değişiklikler 5

Tüm bu bilgiler bize özetle göstermektedir ki kanser genetik bir hastalıktır, genelde somatik gen mutasyonları sonucu oluşmaktadır. Çok ender olarak kalıtsal özellik gösterebilir. Günümüz tıp dünyasında lösemili ya da kanserli hastaların tedavi ve takibinde genetik testler vazgeçilmez yaklaşımlar olarak yer almıştır. 6