Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisinde Demans



Benzer belgeler
Demans kabaca, günlük etkinliklerde iþlevsel

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

anosognozi birincil sıra belirtiler görsel varsanılar

Demans bir çok biliþsel defektin bir arada bulunmasýna. Demans ve Komorbid Durumlar. Özet

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde

Demans ve Alzheimer Nedir?

Alzheimer hastalýðý (AD) demansif hastalýklar

DEMANS Neden ve mekanizmalar üzerinden bir gözden geçirme. Demet Özbabalık Adapınar

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Demans, entellektüel yetilerde bozulma ile

Unutkanlıktan Bunamaya

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Alzheimer Hastalarý. P r o f. D r. Ý s m a i l T u f a n

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Aile Hekimliðinde Genogram

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir

Yaþlý hastanýn deðerlendirilmesi aþamasýnda bazý

Demans ve depresyon, klinik görünümlerinde

DSM-V e göre alttipler

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

Demansta görüntülemenin rolü. Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Bir Psikiyatri Kliniðinde Yatarak Tedavi Gören Geç Baþlangýçlý Þizofreni Hastalarýnýn Klinik ve Sosyodemografik Özellikleri

Vasküler demans (VaD) ve Alzheimer hastalýðý

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Lewy cisimcik demansý (LCD), Alzheimer

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

Deliryum genel týbbi uygulamada, ayýrýcý tanýda. Deliryum. Özet

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Demans entellektüel fonksiyonlardaki deteriorasyon

Dünyada ortalama yaþam süresinde beklenen

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

HIV Enfeksiyonu ve AIDS'in Psikiyatrik Yönleri

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Son yýllarda teknolojinin ve yaþam kalitesinin

PALYATİF BAKIMA KABUL VE TABURCU KRİTERLERİ GAMZE SEZER

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

Yaþlýlýðýn nasýl tanýmlanacaðý ya da kimlere

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir

Þizofreni: Klinik Özellikler, Taný, Ayýrýcý Taný

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Yaþlýda depresyonun prevalansý, psikopatolojisi, etiyolojisi

Depresyonda taný ve ayýrýcý taný sorununu ele. Depresyonda Taný ve Ayýrýcý Taný. Özet. Bunun yanýsýra aþaðýdaki belirtilerden en az 5 i bulunmalýdýr.

GEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Kan vücutta damarlar içerisinde dolaþýr.akciðerlerde

Antipsikotik ilaçlar

KEMOTERAPİNİN SİNİR SİSTEMİ VE PSİKOLOJİK GEÇ YAN ETKİLERİ DR. FİLİZ ÇAY ŞENLER A.Ü.T.F. TIBBİ ONKOLOJİ B.D.

Diyaliz hastalarında serebrovasküler olay:önleme ve tedavi. Nurol Arık


PSİKİYATRİK HASTALIKLARDA ALTERNATİF VE DESTEKLEYİCİ FARMAKOLOJİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

Psikofarmakolojiye giriş

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01

Saðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin

DELİRYUM. Doç. Dr. Sibel Ertan CTF Nöroloji ABD

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Beyin Omurilik Sıvısında Myelin Basic Protein Testi; CSF myelin basic protein; BOS da myelin basic protein;

Demans, Multipl Skleroz, Parkinson Hastalýðý ve Edinsel Baðýþýklýk Yetmezliði Sendromunda Ýzlenen Nöropsikiyatrik Belirtiler

İstanbul Beyin Merkezleri. Beyin Merkezleri. ALZHEİMER HASTALIĞIN da ERKEN TEŞHİS İÇİN BEYİN CHECKUP LARI VE ÖNLEME İÇİN BEYİN REHABİLİTASYONU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

Ders Yılı Dönem-V Nöroloji Staj Programı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi

GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK

Depresyon ve demans yaþlý populasyonda en

Kognitif bozukluk ve davranışsal sorunlar İki Olgu

Omurga-Omurilik Cerrahisi

EK-2 CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAK/YO/MYO. BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Demans; normal bilinçli bir kiþide dil, görsel

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

Psikiyatrik literatürde 1800'lerden beri görünmekte

Depresyon; emosyonel alanda; disfori, anhedoni,

Transkript:

Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisinde Demans Çiðdem AYDEMÝR*, Cebrail KISA** ÖZET Batý toplumlarýnda olduðu gibi ülkemizde de beklenen yaþam süresinin uzamasý sonucunda yaþlý populasyonun genel nüfus içindeki oraný artmaktadýr. Yaþlý populasyonun artmasýyla birlikte yaþlýlýkta görülen týbbi ve psikiyatrik hastalýklarýn da görülme sýklýðýnda artýþ olmaktadýr. Demans yaþlanma sürecinin doðal ve kaçýnýlmaz bir sonucu olmasa da, 65-85 yaþlarý arasýnda her beþ yýlda bir risk iki kat artmaktadýr. Özellikle herhangi bir nedenle hospitalize edilmiþ hasta populasyonunda normal populasyonun altý katý bir oranda (%30) demans görülmektedir. Hospitalize edilmiþ hastalarda gerek demans tablosunun kendisi gerekse ortam deðiþimi ve medikal hastalýðýn sonucunda oluþan psikiyatrik problemler nedeni ile konsültasyon istenir. Bu bölümde demans ve hastanede yatan demanslý hastalarýn problemlerine yaklaþým tartýþýlacaktýr. Anahtar Sözcükler: Demans, psikiyatrik semptomlar, konsültasyon liyezon psikiyatrisi. SUMMARY Dementia in Consultation Liaison Psychiatry In Turkey, like other developing countries, as a result of increase in life expectancy; the ratio of elderly in the general population is going up. This population change causes an increase in the prevalance of medical and psychiatric problems of old people. Risk of dementia increases twice each five year after the sixth * Uz. Dr., **Dr., Ankara Numune Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi 1. Psikiyatri Kliniði, ANKARA decade. Dementia is six times more frequent in aged hospitalized people than healthy individuals. In hospitalised patients; psychiatric consultation is required because of dementia itself and psychiatric consequences of dementia in medical conditions and changing enviroment. In this section; dementia and approach to demented patients in medical settings are discussed. Key Words: Dementia, psychiatric symptoms, consultation liaison psychiatry. GÝRÝÞ Demans, biliþsel ve entellektüel iþlevlerde azalma sonucu bellek, konuþma, algýlama, hesaplama, yargýlama, soyut düþünme ve problem çözme gibi biliþsel fonksiyonlarda bozukluk olmasýdýr. Bu alanlardaki bozukluklar hastanýn yaþamýný kendi baþýna idame ettirmesini zorlaþtýrmaktadýr. Bedenen saðlýklý bireylerde 65-75 yaþ arasýnda %5 oranýnda demans görülürken yaþla birlikte bu oranýn arttýðý, 75 yaþýn üzerinde %10 ve 80 yaþýn üzerinde bu riskin %20'ye ulaþtýðý saptanmýþtýr. Demans riski 65-85 yaþlarý arasýnda her beþ yýlda bir iki katýna çýkmaktadýr (Inechen 1987, Rossor 1991). Herhangi bir nedenle hospitalize edilmiþ, hastanede yatan yaþlý hastalarda normal populasyonun yaklaþýk altý katý (%30) oranýnda demans görülür (Inechen 1987). Demans olgularýnýn önemli bir kýsmý kadýnlarda daha çok görülen Alzheimer tipi demans iken, ikinci sýklýkta 203

AYDEMÝR Ç, KISA C. ise erkeklerde daha çok görülen multi enfarkt demanslar yer alýr (Hoffman ve Rocca 1988). 40 yýla yakýn bir süredir Alzheimer hastalýðýnýn ailevi genetiði incelenmektedir. Son yýllarda hem Alzheimer tipi demansýn, hem de diðer demans gruplarýnýn tanýmlanmasýna yönelik çalýþmalar standart teþhis kriterlerinin oluþmasýný saðlamýþtýr (Green 1995). Alzheimer hastalarýnýn birinci derece yakýnlarýnda %50'ye yakýn bir risk olduðu görülmüþ ve sonrasýnda otozomal dominant bir geçiþ olabileceði düþünülmüþtür (Nee ve ark. 1987). Alzheimer hastalýðý ile ilgili olarak dört gen suçlanmaktadýr: 1. 21 no'lu kromozom: Amiloid prekürsör proteini (APP) kodlar. APP'nin yýkým ürünü olarak ise ortaya Aβ çýkar. Bu proteinin Alzheimer de önemli etkisi olduðu düþünülmektedir. Alzheimer hastalarýnýn 1/4'ünde 21 no'lu kromozomda otozomal dominant geçiþli mutasyonlar saptanmýþtýr (Goate ve ark. 1991). 2. 14 no'lu kromozom: Bu kromozomda presenilin 1 geni mevcuttur. Alzheimer hastalarýnýn 3/4'ünde bu gende otozomal dominant geçiþli mutasyonlar vardýr (Sherrington ve ark. 1995). 3. 1 no'lu kromozom: Bu kromozomda Presenilin 2 mevcuttur (Levy ve ark. 1995). 4. 19 no'lu kromozom: Bu kromozomda Apolipoprotein E (Apo E) sentezinden sorumlu gen mevcuttur. Apolipoprotein E kolesterol sentezi ve taþýnmasýndan sorumludur. 3 alt tipi olan (Apo E2, E3, E4) Apo E beyindeki astrositler tarafýndan da sentezlenir. Apo E4 aleline sahip olan bireyler özellikle geç baþlangýçlý Alzheimer için risk grubudurlar (Myers ve ark. 1996). Demans için suçlanan dört gen dýþýnda diðer risk faktörleri; yaþýn ileri olmasý, düþük sosyoekonomik düzey, kafa travmasý, ailede demanslý kiþilerin varlýðý ve ruhsal olarakta depresyon ve kiþilik bozukluðu olarak kabul edilir. NÖROPATOLOJÝ Makroskobik Deðiþimler Normal yaþlanma sürecinde vücudun diðer sistemlerinde olduðu gibi santral sinir sisteminde beyinde atrofi beklenen bir deðiþimdir. Ancak yine de 50 yaþýn üzerindeki bireylerde her on yýlda %2 nin üzerinde atrofi beklenmez. Alzheimer de ise özellikle temporal ve parietal loblarda ileri dönemde ise frontal loblarda atrofi ortaya çýkar (Hubbard ve Anderson 1981). Kortikal atrofinin sonucu olarak lateral ve üçüncü ventriküllerde geniþlemeler saptanmýþtýr. Mikroskobik Deðiþimler Mikroskobik alanda belirgin iki deðiþimden söz edilebilir. Bunlar: 1. Nörofibriller düðümler ve 2. Plaklardýr. Nörofibriller düðümler alev ya da sferik þekilli yapýda oluþumlardýr. Esas oluþumlarý hücre içinde olmakla birlikte hücre dýþýnda da görülebilirler. Bu yapýlar normal yaþlanma sürecinde görülmekle birlikte Alzheimer de özellikle mediotemporal korteks ve hipokampusta görülür. Hastalýðýn ilerlemesi ile tüm korteks ve beyin sapýna yayýlýr. Klasik plaklar birçok hastalýkta görülmekle birlikte artýk Alzheimer hastalýðýna özgül olduklarý kabul edilmiþtir. Tipik plaklar, çok sayýda nöronal hücre ile sarýlmýþ ve içiçe olan, ekstrasellüler amiloid fibrillerden oluþan bir merkezden oluþurlar. Amiloid merkez çevresinde nöritik yýkým ürünleri, reaktif astrositler ve glial hücre yapýlarý vardýr. Nörotransmitter Düzeyinde Deðiþimler Alzheimer deki yaygýn histolojik deðiþimler sonrasýnda pekçok nörotransmitter etkilenir. Kolinerjik sistemdeki yýkýma baðlý olarak Alzheimer hastalýðýnda biliþsel fonksiyon kaybý olur. Bazal Meynert nükleusundaki kolinerjik hücrelerin kaybý sonucunda serebral korteksin kolinerjik inervasyonu bozulur. Kolinasetil transferaz ve buna baðlý olarak asetil kolin (ACH) miktarý azalýr. Kolinerjik sistem yanýnda diðer nörotransmitter sistemleri (noradrenalin, serotonin, dopamin, glutamat, somatostatin, CRF, GABA) de etkilenir (Whitehouse ve ark. 1982). KLÝNÝK TABLO Alzheimer hastalýðý tipik olarak dördüncü dekad veya sonrasýnda baþlar. Hastalýðýn baþlangýç zamanýný tahmin etmek, hastalýðýn belirtilerinin sinsice baþlamasý nedeni ile çok güç olabilir (Green 1995). Baþlangýç semptomlarý yavaþ bir þekilde bellek kaybý, yeni problemlere uyum ve bunlarý çözmede zorluk, çevreden gelen uyaranlara alýþýldýktan daha geç cevap verme þeklinde özetlenebilir (Oppenheim 1994). Demans sýrasýnda meydana gelen biliþsel fonksiyon kayýplarýnýn baþýnda bellek ve bunun yanýnda lisan, uzamsal beceriler, dikkat, yargýlama ve sonuç çýkarma alanlarýnda bozulma meydana gelir (Mendez ve ark. 1989). 204

KONSÜLTASYON LÝYEZON PSÝKÝYATRÝSÝNDE DEMANS Tablo 1. Alzheimer tipi demans için DSM-IV taný kriterleri (APA 1994) A. Aþaðýdakilerden her ikisinin bulunmasý ile belirli çoðul biliþsel defisitin geliþmesi 1. Bellek bozukluðu (yeni bilgiler öðrenme ya da daha önceden öðrenilmiþ bilgileri anýmsama yetisinde bozulma) 2. Aþaðýdaki biliþsel bozukluklardan birinin (ya da daha fazlasýnýn) bulunmasý: a) Afazi (dil bozukluðu), b) Apraksi (motor iþlevlerde bozukluk olmamasýna karþýn motor etkinlikleri yerine getirme yetisinde bozulma), c) Agnozi (duyu iþlevlerinde bozukluk olmamasýna karþýn nesneleri tanýyamama ya da tanýmlayamama), d) Yönetsel iþlevlerde bozukluk (yani, tasarlama, organize etme, sýraya koyma, soyutlama). B. A1 ve A2 taný ölçütlerinde sözü edilen biliþsel bozukluklarýn her biri toplumsal ya da mesleki iþlevsellikte belirgin bir bozukluða neden olur ve önceki iþlevsellik düzeyinde belirgin bir düþme olur. C. Aþama aþama baþlar ve sürekli biliþsel bir düþme görülür. D. A1 ve A2 taný ölçütlerinde sözü edilen biliþsel bozukluklar aþaðýdakilerden herhangi birine baðlý deðildir: 1. Bellekte ve biliþte ilerleyici bozukluklara neden olan merkezi sinir sistemini ilgilendiren diðer durumlar (Örneðin: serebrovasküler hastalýk, Parkinson hastalýðý, Huntington hastalýðý, subdural hematom, normal basýnçlý hidrosefali, beyin tümörü), 2. Demansa neden olduðu bilinen sistemik durumlar (Örneðin: hipotroidizm, vitamin B 12 ya da folik asit eksikliði, niasin eksikliði, hiperkalsemi, nörosifiliz, HIV enfeksiyonu), 3. Madde kullanýmýnýn yol açtýðý durumlar. E. Bu bozukluklar sadece deliriumun gidiþi sýrasýnda ortaya çýkmamaktadýr. F. Bu bozukluk baþka bir Eksen I bozukluðuyla daha iyi açýklanamaz Baþlangýç biçimine ve önde gelen özelliklerine göre kodlayýnýz: Erken Baþlangýçlý: Baþlangýcý 65 yaþýnda ya da daha altýnda olursa, 290.11 Deliriumla Giden: Demansýn üzerine delirium binmiþse, 290.12 Sanrýlarla Giden: Sanrýlar önde gelen özellikse, 290.13 Depresif Duygudurumla Giden: Depresif duygudurum (bir Major Depresif Epizodun bütün semptom taný ölçütlerini karþýlayan görünümlerini de kapsar) önde gelen özellikse. Ayrý bir Genel Týbbi Duruma baðlý Duygudurum Bozukluðu tanýsý konmaz. 290.10 Komplikasyonsuz: Yukarýdakilerden hiçbiri o sýradaki klinik görünümün önde gelen bir özelliði deðilse, Geç Baþlangýçlý: Baþlangýcý 65 yaþýndan sonra ise, 290.3 Deliriumla Giden: Demansýn üzerine delirium binmiþse, 290.20 Sanrýlarla Giden: Sanrýlar önde gelen özellikse, 290.21 Depresif Duygudurumla Giden: Depresif duygudurum (bir Major Depresif Epizodun bütün semptom taný ölçütlerini karþýlayan görünümlerini de kapsar) önde gelen özellikse. Ayrý bir Genel Týbbi Duruma baðlý Duygudurum Bozukluðu tanýsý konmaz. 290.0 Komplikasyonsuz: Yukarýdakilerin hiçbiri o sýradaki klinik görünümün önde gelen bir özelliði deðilse, Varsa belirtiniz (yukarýdaki alt tiplerin hepsine uygulanabilir): Davranýþsal Bozukluk Gösteren: Klinik olarak belirgin davranýþsal bozukluk varsa (örneðin; yolu þaþýrarak dolanýp durma), Kodlama Notu: 331.0 Alzheimer hastalýðýný Eksen III'te de kodlayýnýz. Bu tablo, Mental Bozukluklarýn Tanýsal ve Sayýmsal El kitabý 4. Baský (DSM-IV), Amerikan Psikiyatri Birliði, Washigton DC., Çeviri Editörü: E köroðlu, Hekimler Yayýn Birliði, Ankara 1994 ten alýnmýþtýr. Günlük yaþamý bozularak etkileyen fonksiyonlarýn baþýnda ise kendini yönetme fonksiyonlarý gelir. Bu alan plan yapmayý, yapýlan planlarý baþlatmayý ve davranýþ kontrolünü içerir. Entellektüel beceriler diðer alanlardan daha hýzlý yýkýlýrlar. Örneðin; gelirlerini idare etme, yolculuk yapma gibi (Fromholt ve Bruhn 1988). Eskiden beri oturmuþ davranýþlar ya da prosedüral aktiviteler yýkýma en dirençli olanlardýr. Hatta çok ileri dönem demanslarda bile korunmuþ olabilirler (Oppenheim 1994, Beatty ve ark. 1994). Alzheimer hastalýðýnýn en tipik semptomu olarak bellek kaybýndan söz edilir. Özellikle yakýn bellek ve tesbit belleði bozulur. Uzak bellek ise uzun süre boyunca saðlam kalýr. Bu, kendini yeni bilginin belleðe kaydedilmesinde güçlük olarak gösterir. Alzheimer hastalarýnýn uzak geçmiþteki olaylarý yeni olanlara göre daha net hatýrladýklarý bilinen bir gerçek olsa da bunun her zaman geçerli olmayabileceði de akýlda tutulmalýdýr. Bellek kaybýna baðlý olarak yönelim; zaman, yer ve kiþi sýrasý ile bozulur. Yönelim ve bellek kaybý ile hasta daha önce bildiði mekanlarda kaybolmaya baþlar. Lisan fonksiyonlarýndaki belirgin olmayan kayýplar erken evrelerde ortaya çýkar. Bu kayýplar erken dönemde fark edilmese bile hastalýk ilerledikçe belirgin hale gelir. Zamanla sorulara perseverasyon tarzýndaki 205

AYDEMÝR Ç, KISA C. cevaplar ile transkortikal afazi ile karýþýr hale gelir (Cummings ve Benson 1985). Daha ilerlemiþ evrelerde hastalarýn sözcük bulma ve konuþma becerilerindeki kayýplar mutizm boyutuna ulaþabilir. Konuþma problemlerinin yaný sýra apraxi ve agnozi ortaya çýkabilir. Agnozi isimlendirme güçlüðünden farklý bir durumdur. Vücudun bazý bölümlerini tanýmlayamadýðý gibi misidentifikasyon sendromlarýndan birisi ile de sonuçlanabilir (Rapsack ve ark. 1989, Jacops ve ark. 1990). Hastalarýn %15'inde paranoid düþünceler ortaya çýkabilir. Ancak bu çoðu zaman sanrýsal düzeye ulaþmaz. Yine %15 vakada varsaný görülebilir. Varsaný görülen vakalar çoðunlukla hýzlý yýkým ile giden vakalardýr. Agresyon, karýþtýrma, aranma ve cinsel inhibisyon bozukluðu da görülebilecek diðer semptomlar arasýndadýr. DÝÐER DEMANS TABLOLARI Serebro Vasküler Demanslar Serebrovasküler hastalýklar yaþýn ilerlemesi ile birlikte en sýk görülen hastalýklardýr. Serebrovasküler hastalýkla birlikte diðer nörolojik kayýplarýn yanýnda nöron kaybýna baðlý demans olabildiði gibi, serebrovasküler olay (SVO) Alzheimer gibi diðer demans nedenleri ile birlikte olabilir. Akut inmenin ardýndan bir ay içinde %20-30 olasýlýkla demans görülür; özellikle de orta serebral arteri tutan patolojilerde ve frontal lob lezyonlarýnda bu tablo ortaya çýkar (Kokmen ve ark. 1996). Serebral infarktlarda demans için risk faktörleri þu þekilde sýralanabilir; yaþ, düþük eðitim düzeyi, myokart infarktüs (MI) hikayesi, hipertansiyon ve sigara kullanýmý hikayesi (Gorelick ve ark. 1993). Otopsi çalýþmalarýnda demans olan vakalarýn %20'sinde vasküler nedenler saptanmýþtýr (Loe ve Gandafo 1983). Bütün bu bulgularýn yanýnda, yapýlandýrýlmýþ kriter ve taný metodlarýna raðmen; diðer demans tipleri ile koinsidans olabilmesi nedeni ile vasküler demans tanýsý koymanýn güç olabileceði bildirilmektedir (Victoroff ve Margolin 1992). Hekimi vasküler demans tanýsýna yaklaþtýran faktörler; öyküde demans semptomlarýnýn baþlamasý ile ayný zamana rastlayan iskemik olay olmasý, nörolojik belirtiler ve görüntülemede infarktýn görülmesidir. Biliþsel kayýplar infarktýn lokalizasyonu, geniþliði ve diðer patolojilerin varlýðý ile iliþkilidir. Ancak yine de vasküler demanslarda dikkat, motor hýz ve planlama problemleri daha ön plandadýr (Tatemichi ve ark. 1993, Villardita 1993). Vasküler demanslarda Hachinsky kriterleri tanýya yardýmcý olur (Tablo 2). Binswanger hastalýðý ise vasküler demanslar arasýnda sayýlýr. Diðer ismi subkortikal aterosklerotik ensefalopatidir. Küçük damarlarýn yaygýn tutulumu ile karakterizedir (Brown ve Rossor 1998). Parkinson Hastalýðý Parkinson hastalýðýnda demans belirtileri en çok; ailevi geç baþlangýçlý parkinsonu olanlarda, aðýr bradikinezisi olanlarda, tremordan çok postural bozukluðu olanlarda ve L-Dopa tedavisi ile konfüzyon ve psikoz semptomu çýkaranlarda görülür (Dubois ve ark. 1990). Prevalans çalýþmalarýnda Parkinson hastalarýnda yaklaþýk %17-30 oranýnda biliþsel kayýp olduðu gösterilmiþtir (Tison ve Dartique 1995). Parkinson hastalýðýna eþlik eden demansta; Alzheimer hastalýðýna göre praxis ve lisan yetileri daha az, uzamsal yetileri ise daha çok kayýp gösterirler. Parkinson hastalýðýndaki biliþsel yeti kaybý bazý yazarlar tarafýndan kortikal patolojiye baðlanýrken bazý yazarlar ise bunu bazal gangliyonlar, talamus ve amigdaladaki subkortikal dejenerasyona baðlarlar (Huber ve ark. 1993). Lewy Body Demans Lewy body (cisimcikleri) eosinofilik inklüzyon cisimleridir. Parkinson lu hastalarda demansla iliþkisiz olarak ve diðer nörodejeneratif hastalýklarda da kortekste bulunurlar (Hughes ve ark. 1992). Bu durum yaygýn Lewy body hastalýðýndan farklý bir durumdur. Tablo 2. Hachinsky kriterleri Ani baþlangýç 2 Fokal nörolojik belirtiler 2 Emosyonel inkontinans 1 Depresyon 1 Kademeli kötüleþme 1 Fokal nörolojik iþaretler 2 Hipertansiyon öyküsü 1 Somatik yakýnmalar 1 Dalgalý gidiþ 1 Eþlik eden ateroskleroz belirtileri 1 Ýnme(ler) öyküsü 2 Gece konfüzyonlarý 1 Kiþiliðin kýsmen korunmasý 1 (Bu tablo, Yaltkaya K, Balkan S, Yurttaþ O: Nöroloji Ders Kitabý, Palme Yayýncýlýk. 1996'dan alýnmýþtýr.) 206

KONSÜLTASYON LÝYEZON PSÝKÝYATRÝSÝNDE DEMANS Yine de Lewy body hastalýðý ile Parkinson arasýnda iliþki vardýr. Parkinson hastalarýnýn %14'ünde demans saptanmýþtýr. Lewy body hastalarýnýn büyük bir kýsmýnda ise Parkinsonizm vardýr (Hely ve ark. 1996). Lewy Body hastalýðýnda motor semptomlar Parkinsona, biliþsel bulgular ise Alzheimer hastalýðýna benzer (Gnalallingham ve ark. 1997). Lewy body demans hýzlý bir yýkýmla seyreder, ancak Alzheimerin bellek yýkýmý daha fazladýr. Lewy body demansda erken ve kalýcý varsanýlar görülür. Diðer bir özelliði ise REM fazýnda atoninin kaybý ile kompleks ve yýkýcý davranýþlar görülmesidir. Pick Hastalýðý Pick hastalýðýnda tipik olarak fronto-temporal korteks atrofisine baðlý semptomlar oluþur. Bunlar kiþilik deðiþimleri, sosyal ve kiþilerarasý alanda inhibisyon bozukluðu, apati ve afazi görülebilir. Frontal yýkým ne kadar belirgin ise kiþilik deðiþimi de o oranda görülür. Beyin görüntüleme teknikleri ile frontal ve temporal atrofinin saptanmasý ile taný desteklenir (Mann ve ark. 1993). AIDS Demans Kompleksi AIDS hastalarýnda immun sistem bozukluðuna baðlý fýrsatçý enfeksiyonlarýn oluþmasýnýn yaný sýra merkezi sinir sisteminin (MSS) direkt HIV ile enfekte olmasýnýn sonucunda biliþsel yýkým ve davranýþ deðiþiklikleri ortaya çýkar. Asemptomatik seropozitif hastalarda biliþsel semptomlar ortaya çýkmaz ancak MSS enfeksiyonu sonucu konsantrasyon bozukluðu, unutkanlýk, apati, ataksi ve myoklonus ortaya çýkar (Aho ve ark. 1989). Prion Demans Bu tür demansta karakteristik olarak insan proteinlerinin anormal bir formunun (Prion Protein) birikimi söz konusudur. Vakalarýn yaklaþýk %10-20 sinde prion hastalýðý otozomal dominant bir geçiþ gösterir (Brown ve ark. 1986). Genetik geçiþin yanýnda prion demansýn bireyden bireye ya da hayvandan insana ya da biyolojik ürünler (doku greftleri, growth hormon vs) yolu ile de taþýnabileceði saptanmýþtýr (Brown ve ark. 1985). Hastalarda anksiyete, impulsif davranýþlar ve vegetatif deðiþiklikler ile baþlayan semptomlara serebellar semptomlar, hýzlý ilerleyen demans semptomlarý ve ekstrapiramidal belirtiler eklenir. EEG'de tipik olarak periyodik sivri dalga deðiþiklikleri oluþur (Brown ve ark. 1984). DÝÐER DEMANS NEDENLERÝ Kronik alkol kullanýmý, toksinler, sedatif-hipnotikler, travma, kitle lezyonlarý, endokrin ve metabolik olaylar ve otoimmün hastalýklar. DEMANS HASTASI ÝÇÝN NEDEN KONSÜLTASYON ÝSTENÝR? Bazý tür demanslar çocuklar ve gençlerde saptanmýþ olmasýna raðmen; çoðu demans için yaþ önemli bir risk faktörüdür. Bu birçok demans türü için geçerli olabildiði gibi neredeyse demanslarýn yaklaþýk %90'ýnýn teþkil eden Azheimer ve multienfarkt demanslar için de geçerlidir. Yaþ ayný zamanda özellikle dahili hastalýklar ve bunun yanýnda bazý cerrahi durumlar için de risk faktörüdür. Genel hastanelerin özellikle dahiliye servisleri orta yaþ ve üzerine hizmet vermektedir. Temel semptomlar biliþsel kayýplar olmasýna raðmen, Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi (KLP) birimlerinden konsültasyon istenen hastalar için klinisyenlerin temel talepleri biliþsel kayýplarýn deðerlendirilmesi ve tedavisi deðildir. Konsültasyon nedeni baþlýca demans zemininde hospitalizasyon ve medikal duruma sekonder olarak oluþan diðer problemlerdir. Bunlar deliryum, depresyon, tedaviye, ilaçlara ya da hastane ortamýna uyum güçlükleri, anksiyete, ajitasyon, paranoid semptomlardýr. Konsültasyon liyezon psikiyatristi bu gibi durumlara müdahale ettikten sonra ancak temeldeki demansa sýra gelir. TANI KOYMA SÜRECÝ Biliþsel hikaye: Tanýya en çok yaklaþtýran araçtýr; ancak hastanýn tek baþýna yeterli ve güvenilir hikaye verme olasýlýðý zayýf olduðu için yakýnlarýndan hikaye almak gerekir. Hastanýn kayýplarýný yanýnda tartýþmak zor olabileceði için yakýnlarýný ayrý görmekte fayda vardýr. Ýyi bir biliþsel hikayede, semptomlarýn ne zaman baþladýðýnýn önemi vardýr. Bu, klinisyene semptomlarýn ilerleme hýzý hakkýnda bilgi vereceði gibi hasta yakýnlarýný prognoz ile ilgili bilgi vermesi konusunda da yardým eder. Semptomlarýn yavaþ bir þekilde ya da ani baþlamasý Alzheimer ile multi enfarkt demans ayýrýcý tanýsýnda yardýmcý olacaktýr. Burada Hachinsky kriterleri ayýrt etmede yardýmcý olacaktýr. Yine de fiziksel bir hastalýk sonrasýnda Alzheimer hastalýðýnda da hýzlý biliþsel yýkým olabileceði akýlda tutulmalýdýr. Hasta yakýnlarý yine de daha önce baþlamýþ hafif semptomlarý göz ardý ederek yakýn zamanda aniden baþladýðýný söyleyebilirler. Bu tarih genelde rutinin deðiþtiði ve eski kalýplarýn yeni durumda iþe yaramadýðý hastaneye yatýþ dönemlerinde olur. "Buraya yatana kadar iyiydi!" cümlesi 207

AYDEMÝR Ç, KISA C. konsültasyon liyezon psikiyatristinin sýk duyduðu bir sözdür. Böyle durumlarda ince ayrýntýlar soruþturulmalýdýr. Örneðin; "gözlük eþya kaybetmek" gibi "hiç kaybolma hikayesi olmuþ mu?", "alýþageldiði rutinin dýþýnda problemler ile karþýlaþtýðýnda nasýl ve ne hýzla çözüm buluyor?", "tamirat yapabiliyor mu?", "beslenme ve tuvalet alýþkanlýklarýnda deðiþiklik oldu mu?" gibi. Geçmiþ ruhsal ve bedensel hastalýk öyküsü: Özellikle depresyon, ilaç kötü kullanýmý ve baðýmlýlýðý, gastrektomi (vitamin B 12 için), kan transfüzyonu (HIV için), operasyon, doku grafti hikayesi, hipertansiyon, SLE, ekstrapiramidal sisteme ait belirtiler, kafa travmasý, aðýr metal intoksikasyonu ve ya yakýn zamanda antihistaminik ve ya antispazmodik kullanýmý ve kullandýðý tüm ilaçlar ayrýntýlý bir biçimde öðrenilmeli. Aile hikayesi: Huntington ve diðer genetik geçiþli demanslar için önemlidir. Psikiyatrik muayene: Psikiyatrik muayene hastanýn genel görünümü ve kendine bakýmý ile baþlar. Demans düþünülen hastada biliþsel muayeneyi yapabilmek için hastanýn bilincinin açýk olmasý gereklidir. Bilinci açýk olan hastada diðer bir önemli nokta dikkattir. Dikkat muayenesi, muayenenin geri kalan kýsmýnýn da geçerliliði için önemlidir. Dikkat muayenesi hastada sayý saydýrarak ya da gözlerini kapatýrýp odadaki eþyalarý saydýrarak yapýlabilir. Kavramlaþtýrma ve soyutlama demansta bozulma riski olan alanlardan olduðu için ayrýntýlý þekilde soruþturulmalýdýr. Benzerlikler, deyimler ve atasözlerini açýklatarak bu muayene yapýlabilir. Lisan: Afazi ayýrt edildikten sonra okuma, yazma, tekrarlama ve cümle kuruluþu muayenede dikkate alýnmalýdýr. Sürekli kullanýlan cisimlerin ismi muayenede sorulabilir. Yaþýn ilerlemesi ile birlikte cisimlerin ismini anýmsamada gecikmeler olabileceði gibi Alzheimer ve diðer demanslarda bu fonksiyon ileri derecede bozulur. Bellek: Bellek bozulmasýný saptamak demans için en önemli tanýsal bulgudur; uzamsal beceriler duyu ve motor kayýplar göz önüne alýnarak resim kopya ettirilebilir, isim ya da kolay sayý listeleri tekrarlatýlabilir. Bu muayenede de yaþa baðlý anýmsamaktaki gecikmeler ayýrt edilmelidir. Apraksi ve agnozi ileri dönemde ortaya çýkar ancak yine de muayene edilmelidir. Agnozi hastanýn duyu sistemlerinde bir kayýp olmaksýzýn tanýdýk nesneleri tanýmamasýdýr. Apraksi ise motor kayýp olmaksýzýn birtakým fiziksel uygulamalarý yapamamasýdýr. Hastadan düðmelerini iliklemesini isteyerek ya da bunun gibi diðer uygulamalarla bu muayene yapýlabilir. Biliþsel muayenenin yanýnda: Hastada olasý depresif ya da psikotik semptomlar da muayenede araþtýrýlmalýdýr. Demansta psikotik semptom prevalansý %40 ile 80 arasýnda deðiþmektedir. Sanrýlar çoðunlukla eþyalarýnýn alýndýðý ya da yerinin deðiþtiði ve ya akrabalarýnýn deðiþtirildiði þeklinde perseküsyon sanrýlarýdýr. Görsel ya da iþitsel varsanýlar da olabilir. Dahili ve nörolojik muayene: Konsültan daha önce yapýlan muayeneleri dosyadan incelemeli ve gerekirse kendisi yeniden yapmalýdýr. Travma, enfeksiyon, endokrin sistem, beslenme ve otoimmün hastalýklara ait belirtiler etiyolojik faktörler açýsýndan gözden kaçýrýlmamalýdýr. Özellikle kardiyovasküler sistem muayenesi vasküler demanslar açýsýndan önemlidir. Nörolojik muayene özellikle kuvvet kayýplarý ve patolojik refleksler de ayný nedenle önemli kabul edilmelidir. Ekstrapiramidal sisteme ait bulgular Parkinson, Pick hastalýðý ve diðer subkortikal sistemi etkileyen demanslarý düþündürmelidir. Laboratuvar: CT, MRG, SPECT, Biyokimya. Alzheimer de özellikle üçüncü ventriküldeki geniþlemeler biliþsel fonksiyon kaybýnýn derecesi ile iliþkilidir. Bu atrofi Bilgisayarlý Beyin Tomografisi (BBT) ile görüntülenebilir. Tek baþýna BBT taný koydurucu olmasa bile belli aralýklarla çekilen BBT'ler ile %100 e yakýn doðrulukta taný konulabilir (Luxenberg ve ark. 1987). Magnetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ile hipokampus, amigdala, temporal loba ait hacim ölçümlerinde ve Alzheimer in normal yaþlanmadan kesin olarak ayrýlmasýnda yardýmcý olur (Kesslak ve ark. 1991). Özellikle hipokampus atrofisi Alzheimer de radyolojik olarak medial temporal lobun atrofik ve lateral ventrikülün geniþ olarak saptanmasýna neden olur (Morris 1997). Ayný þekilde Apo E4 aleli varlýðýnda MRG ile hipokampus ve amigdala da daha fazla hacim kaybýna neden olduðu gözlenmiþtir (Lehtovirta 1996). Diðer laboratuvar tetkikleri: Tam kan sayýmý, vitamin B 12, folat, eritrosit sedimentasyon hýzý, kan þekeri, kalsiyum, magnezyum, elektrolitler, karaciðer fonksiyon testleri, tiroid hormon paneli, renal fonksiyon testleri, kolesterol, trigliseridler, HIV, sifiliz serolojisi, romatoid faktör, otoimmün bozuklulara ait taramalar, akciðer grafisi. Psikolojik testler: Hasta baþýnda uygulamalarý çok 208

KONSÜLTASYON LÝYEZON PSÝKÝYATRÝSÝNDE DEMANS kullanýþlý olmayacaðý için bu bölümde söz edilmeyecektir. Demans hastasýndan tek baþýna konsültasyon istenme nedeni tedavi ve ortama uyum sorunlarý ve davranýþ problemleri olabilir. Biliþsel yýkýmýna raðmen kalan rezerv kapasitesi ile evinde ve tanýdýðý ortamda rutin yaþantýsýný sürdüren yaþlý hasta hospitalizasyonun ardýndan hastane ortamýndaki alýþýk olmadýðý ortam, insanlar ve uygulamalar karþýsýnda uyum becerilerinin yetersiz kalmasý ile dekompanse olabilir. Hasta önerilen tedavileri, ilaçlarý reddedebilir. Öfkeli, kýrýcý, ajite hatta paranoid olabilir. Paranoid durum genelde psikoz düzeyinde deðildir. Diðer önemli bir konsültasyon sebebi deliryumdur. Deliryum nedeni ile konsültasyon istenen hastada mutlaka temelde demansýn araþtýrýlmasý gereklidir. Demanslý yaþlýlarýn deliryuma girme eþikleri biliþsel olarak saðlam bireylere göre çok daha düþüktür. Örneðin; üriner sistem enfeksiyonu biliþsel açýdan saðlýklý yaþlýda ek herhangi bir duruma yol açmazken demans zemininde deliryuma yol açabilir. Diðer bir sorun alaný olan depresif semptomlar biliþsel kaybýn farkedilmesinin sonucu olarak ortaya çýkabildiði gibi, diðer benzer bir durum olan psödodemanstan da (depresyon sonucu oluþan geçici biliþsel bozukluklar) ayýrt edilmesi gerekir. Demans üzerine eklenmiþ depresyon semptomlarý da tedaviye uyumu ve medikal hastalýðýn prognozunu olumsuz yönde etkiler. TEDAVÝ ÝLKELERÝ A. Demansa Eþlik Eden Klinik Durumlarýn Tedavisi, B. Davranýþ Problemlerinin Tedavisi, Agresyon, dolaþma ve aranma, gece huzursuzluklarý, uyumsuzluk, cinsel inhibisyon problemleri, idrar ve gaita inkontinansý, C. Bellek ve Kognisyon Ýçin Yeni Tedaviler. A. Demansa Eþlik Eden Klinik Durumlarýn Tedavisi Enfeksiyonlar, Metabolik olaylar (Karaciðer-böbrek yetmezliði, diabet, malnutrisyon), Kalp yetmezliði-anemi, Ýlaç toksisitesi, Hipotermi, Aðrý. Psikiyatrik Belirtilerin Tedavisi Depresyon: Fiziksel hastalýklarýn kendisi, özellikle de ileri yaþlarda depresyon için birer risk faktörüdürler. Serebrovasküler olaylar, malign hastalýklar, myokard infarktüsü, kronik obstrüktif akciðer hastalýðý risk faktörü olarak kabul edilmiþtir (Pitt 1991). Ayrýca demanslý hasta biliþsel kayýplarýnýn farkýnda ise bu durum da depresyon için risk faktörüdür. Hasta her zaman iyi bir öykü vermeyebilir. Korkulu ya da üzgün bir görünüm depresyonun iþareti olabilir. Aðýr olmayan demansta hastanýn spontan konuþmasýnýn içeriðine bakarak düþünce içeriði hakkýnda bilgi edinilebilir. Geçmiþte depresyon öyküsünün varlýðý da muayene anýnda depresyon açýsýndan dikkatli olunmasýnýn bir iþaretidir. Herhangi bir antidepresanýn daha tedavi edici olduðu kanýtlanmamýþtýr. Trisikliklerin çoðundan antikolinerjik etkileri nedeni ile kaçýnmak gerekir. Yeni antidepresanlar SSRI ve NASSA'nýn etkili olduðu bilinmektedir. Ancak hastanede yatan yaþlýlarýn fazla sayýda ilaç aldýðý düþünülürse ilaç etkileþimlerine dikkat etmek gerekir. Anksiyete: Medikal hastalýðýnýn baþlamasý, yabancý ortamda bulunmak, tedavi ekibi, diðer hastalar ve tanýtedavi iþlemlerinin hepsi yaþlý demans hastasýnda anksiyete uyandýrýr. Ayrýca tirotoksikoz, solunum ve dolaþým sistemlerini tutan hastalýklarda da anksiyete hipoksi nedeni ile oluþabilir. Benzodiazepinler konfüzyona neden olabilir. Seçilmiþ vakalarda Buspiron ya da düþük doz antipsikotik kullanýlabilir. Sanrýlar ve varsanýlar: Demans sýrasýnda karþýlaþýlacak olasý problemlerdir. En yaygýn þekli ile "hasta; eþyalarýnýn yakýnlarý tarafýndan çalýndýðýný söyler". Görsel varsanýlar; delirium ve Lewy body demansta sýk görülür. Antipsikotik tedavi uygulamasý gerekir. Ayrýca antipsikotik tedavi, ajitasyon ve agresyon davranýþlarýnýn konrolünde de yardýmcý olacaktýr. Tedaviye düþük doz ile baþlamak en uygun biçimdir. Yine antipsikotiklerin parkinsoniyen ve antikolinerjik etkileri konusunda dikkat edilmelidir. Klorpromazin hem antikolinerjik hem de hipotansif etkisi nedeniyle tercih edimez. Etkinlik ve yan etki profili açýsýndan haloperidol, klozapin, risperidon veya olanzapin öncelikle tercih edilebilir (Kumar 1997). B. Davranýþ Problemlerinin Tedavisi Davranýþ problemlerinin öncelikle nedenini araþtýrmak gereklidir. 209

AYDEMÝR Ç, KISA C. Agresyon: Genelde açýk ve aþýrý agresyon þeklinde olmaktan çok herhangi bir aktivite sýrasýnda öfkelenme þeklinde ortaya çýkar. Bu durumda tedavi ekibine sakin, tartýþmadan kaçýnan bir yaklaþým önerilmelidir. Öfkenin nedenlerinin araþtýrýlýp ortadan kaldýrýlmasýnda fayda vardýr. Örneðin; aðrý, depresyon, psikoz gibi. Tedavi ekibine hastanýn dikkatini böyle zamanlarda baþka yöne çekmek önerilebilir. Gerktiðinde düþük doz antipsikotik verilebilir. Dolaþma ve aranma: Bu durumun öncelikle nedenleri araþtýrýlmalýdýr. Hasta sadece alýþkanlýktan bunu yapýyor olabileceði gibi; diðer nedenler aðrý, sýkýlma, anksiyete, psikoz olabilir. Hatta yer yönelimi bozuk hasta o sýrada baþka bir yeri arýyor olabilir. Dikkatin baþka yöne çekilmesini önermek faydalý olabilir. Mümkün olduðunca fiziksel veya aþýrý sedasyon ile kýsýtlamadan kaçýnýlmalýdýr. Gerektiðinde düþük doz antipsikotik verilebilir. Gece huzursuzluklarý: Uyku uyanýklýk döngüsünün bozulmasý gibi ya da deliryum gibi nedenlerle bozulabilir. Gün içindeki aktivitenin arttýrýlmasý, uyuma saatinin geciktirilmesi, çay, kahve ve diðer uyarýcý içerikli içeceklerin kýsýtlanmasý gibi öneriler faydalý olabilir. Yine düþük doz antipsikotikler önerilebilir. Uyum problemleri, ilaç ya da tedaviyi red þeklinde ortaya çýkar. Çoðu zaman sabýrlý ve açýklayýcý bir tavýr yeterli olur. Ancak düþük doz antipsikotik ile sedasyon gerekebilir. Cinsel inhibisyon problemleri: Kendini seks dili ile ifade, teþhir ve toplum içinde mastürbasyon þeklinde ortaya çýkabilir. Nadiren libidoyu azaltan ilaçlar gerekir, düþük doz yüksek potensli antipsikotikler çoðunlukla yeterli olur. Ýdrar ve gaitayý tutamama: Özellikle Alzheimer de son döneme kadar kontinans problemi çýkmayabileceði akýlda tutulmalýdýr. Bu sebeple bu gibi durumlarda öncelikle üriner sistem enfeksiyonlarý gibi nedenler araþtýrýlmalý ve bunlara yönelik tedavi uygulanmalýdýr. Yatmadan önce sývý alýmýný azaltmak, sýk tuvalete gitmesini saðlama, gerekirse bez önerilir. Biliþsel problemleri aðýrlaþtýracaðý için, antikolinerjikler önerilmez. C. Bellek ve Kognisyon Ýçin Yeni Tedaviler Burada amaç: a. Hastalýðýn yýkýmýný azaltmak, önlemek ve b. Kaybedilen nörotransmitterleri yerine koymaktýr. 1. Nöro - protektif stratejiler: - anti-inflamatuar ajanlar - antioksidan ajanlar - östrojen 2. Kolinerjik tedavi: Amaç kolin asetil transferaz enzimindeki azalma ile kortekse olan kolinerjik projeksiyonlardaki azalmayý gidermektir. Donapezil; nonkompetitif kolin esteraz inhibitörüdür, reversibldýr ve günde 5-10 mg kullanýlmalýdýr. Rivastigmin; nonkompetitif asetil kolin esteraz ve butiril kolin esteraz inhibitörüdür (benign diffüz β amiloid prekürsör proteinin malign nörotoksik bir ajana dönüþmesine neden olur). Günde 2x3-6 mg kullanýlmalýdýr. Aho D, Bredsen DE, Vinters HO (1989) Acquired immune deficiency syndrome dementia (AÝDS) complex. Ann Intern Med, 111: 400-410. Amerikan Psikiyatri Birliði (1994) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Çeviri Editörü: E Köroðlu, 4. Baský (DSM-IV), Washigton DC. Beatty WW, Winn P, Adams RL (1994) Preserved cognitive skills in dementia of Alzheimer s type. Arch Neurol, 51:1040-1046. Brown P, Rogers-Johnston P, Cathala F (1984) Creutzfeld Jacob disease of long duration clinicopathologic characteristics, transmissability and differential diagnosis. Ann Neurol, 16: 295-304. Brown P, Gojdusek DC, Gibbs CJ (1985) Potential epidemic of Creutzfeldt Jacob disease from human growth hormone therapy. N Engl J Med, 313: 728-731. KAYNAKLAR of 230 neuropathologically verified cases. Ann Neurol, 20: 597-602. Brown J, Rossor M (1998) Vascular and other dementias, Old Age Psychiatry. R Butler, B Pitt (Ed), Glasgow, Bell&Bain Ldt. Cummings JL, Benson F (1985) Aphasia in dementia of alzheimers type. Neurology, 35:394-397. Dubois B, Pillon B, Sternic N (1990) Age induced cognitive disturbances in parkinson disease. Neurology, 40:38-41. Fromholt P, Bruhn P (1988) Cognitive dysfunction and dementia; Clinical Geropsychology. EH Nordhus ve ark. (Ed), 1. Baský, Baltimore MD., United Book Press, s.183-188. Gnalallingham K, Bryne EJ, Thornton A ve ark. (1997) Motor and cognitive functioning in Lewy Body Dementia Comparison with Alzheimer's and Parkinson's disease. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 62:243-252. Brown P, Cathelle T, Castiagne (1986) Creutzfeldt Jacob disease Goate A, Chartien HM, Mullen O (1991) Segregation of mis- 210

KONSÜLTASYON LÝYEZON PSÝKÝYATRÝSÝNDE DEMANS sense mutation in the amyloid precursor protein with familial Alzheimers disease. Nature, 349:704-706. Gorelick PB, Brody J, Cohen D (1993) Risk factors for dementia associated with multiple cerebral infarcts: A case control analysis in predominantly African American hospital based patients. Arch Neurol, 50:714-720. Green RC (1995) Alzheimers disease and other dementing disorders in adults. Clinical Neurology, RJ Joynt (Ed), Philadelphia, Lippincott-Raven Publishers, s.2-3, 16-21. Hely MA, Reid WG, Halliday GM ve ark. (1996) Diffuse Lewy Body Disease, clinical features in 9 cases without co-existent Alzheimer's disease. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 60:531-538. Hoffman A, Rocca B (1988) Frequency and distribution of Alzheimers disease in Europe. Ann Neurol, 30:381-390. Hubbard BM, Anderson JM (1981) Age, senil dementia and ventricular enlargement. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 44: 631-635. Huber SJ, Shuttleworth EC, Freidenberg DL (1993) Neuropsychological differences between the dementia of Alzheimers and Parkinson's diseases. Arch Neurol, 46:1287-1291. Hughes A, Daniel SE, Kilford I (1992) Accuracy of clinical diagnosis of idiopathic Parkinson's disease A clinico-pathological study of 100 cases. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 55:181-184. Inechen B (1987) Measuring the rising tide. Br J Psychiatry, 150:193-200. Jacobs D, Sano M, Marden K (1990) Age at onset of alzheimers disease; Relation to pattern of cognitive dysfunction and rate of decline. Neurology, 40:439-443. Kesslak JP, Nalcýoðlu O, Cotman CV (1991) Quantification of Magnetic resonance scans for hippocampal and Parahippocampal atrophy in Alzheimer disease. Neurology, 44:51-54. Kokmen E, Whistman JP, O Fallon WM (1996) Dementia after ischemic stroke: A population based study in Rochester Minnesota. Neurology, 19:144-159. Kumar V (1997) Use of atypical antipsychotics agents in geriatric patients, a rewiev. International J Geriatr Psychopharmacology, 1:15-23. Lehtovirta S (1996) Spect and MRI Analysis in Alzheimer disease relation to apolipoprotein E 4 alele. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 60:644-649. Levy LE, Wasco W, Pourkaj P (1995) Candidate gene for the chromozome 1 familial alzheimer disease. Laws Science, 269: 973-997. Loe DC, Gandafo C (1983) Diagnostic evaluation of degenerative and vascular dementia. Stroke, 14:399-401. Luxenberg J, Haxby J, Creasey H (1987) Rate of ventricular enlargement in dementia of Alzheimer type correlates with the rate of psychological detorioration. Neurology, 37:1135-1140. Mann DM, South PW, Snowdon JS (1993) Dementia of frontal lobe type; neuropathology and immunochemistry. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 56:605-614. Mendez MF, Mendez MA, Martin R ve ark. (1989) Complex visual disturbances in Alzheimers disease. Neurology, 39:664-668. Morris JH (1997) Alzheimers disease Neuropathology of dementia. M Mesiri, J Morris (Ed), Cambrige University Press. s.70-121. Myers R, Schafer E, Wilson P (1996) Apolipoprotein E4 association with dementia in population based study. Neurology, 46:673-677. Nee LE, Eldridge R, Sunderland T (1987) Dementia of alzheimer type: Clinical and familial study of 22 twin pairs. Neurology, 37:359-363. Oppenheim G (1994) Earliest signs of Alzheimer disease. J Geriatr Psychiatry Neurol, 7:122-188. Pitt R (1991) Depression in the general hospital setting. J Geriatr Psychiatry, 6:363-370. Rapsack SZ, Crosswell SC, Rubens AB (1989) Apraxia in Alzheimers disease. Neurology, 39:664-668. Rossor M (1991) Primary degenerative dementia, Neurology in clinical practice, The Neurological Disorders, WG Bradley (Ed), 2. Cilt, Butterworth-Heinemann, s.1416-1418. Sherrington R, Rogaeu E, Liang Y (1995) Clonning of a gene bearing missense mutations in the early onset familial Alzheimers disease. Nature, 375:754-760. Tatemichi TK, Desmond DW, Paik M (1993) Clinical determinants of dementia related to stroke. Ann Neurol, 133:568-575. Tison F, Dartique CF (1995) Dementia in Parkinson Disease: Apopulation based study in ambulatory and istituonalised individuals. Neurology, 45:705-708. Victoroff JJ, Margolin D (1992) Criteria for the diagnosis of ischemic vascular dementia; proposed by state of California Alzheimers disease diagnostic and treatment centers. Neurology, 42:473-480. Villardita C (1993) Alzheimers disease compared with vascular dementia neuropsychological similarities and differences. Acta Neurol Scand, 87:299-308. Whitehouse PJ, Prince DL, Struble RG (1982) Alzheimer disease and senile dementia and loss of neurons in the basal forebrain. Science, 215: 1237-1239 aktaran Old age Psychiatry Robert Howard Wrightson (Ed), Biomedical publishing company Ltd. 1999. 211