EĞİTİM PSİKOLOJİSİ İÇİNDEKİLER 2.1.2016 KİŞİLİK GELİŞİMİ VE CİNSEL GELİŞİM SİGMUND FREUD PSİKANALİTİK KURAM



Benzer belgeler
REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Kişilik Gelişimi. S.Freud E.Erikson

Yaşam Boyu Sosyalleşme

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

K İ Ş İ L İ K. Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi. Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni. Çocuk ve Cinsellik

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Kişilik Gelişimi. Yrd.Doç.Dr.Banu YÜCEL TOY 2/10/2016

Psikanaliz Sigmund Freud

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER ve İLETİŞİM. Feriha GÜNAY Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen

Ç O C U K L U K T A A R K A D A Ş İLİŞ K İLERİ

Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

Toplumsal Cinsiyetle İlgili Kuramlar

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ GİRİŞ BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

Psikanaliz Kuramı. Sigmund Freud

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

Okul Dönemi Çocuklarda

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

Kişilik Gelişimi Doç. Dr. Tülin Şener

1. Doğumdan İki Yaşına Kadar Görülen Sosyal ve Duygusal Gelişim

Ericson a Göre Psikososyal Gelişim ve Evreleri

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

Rehberlik bir süreçtir. Bir anda olup biten bir iş değildir. Etkili sonuçlar alabilmek için belli bir süre gereklidir.

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ

ÇOCUKLARIMIZ VE BİZ. Prof. Dr. Gelengül HAKTANIR

Çocuğum Ergen Oldu 2013 / 2014 SAYI: 20. Haftanın Bazı Başlıkları

PDR de Üç Gelişim Alanı (Mesleki gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu

Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir.

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Hamileliğe başlangıç koşulları

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

Kişilerarası İlişkiler

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler

SAYI : 5 AYLIK BÜLTENLER SERİSİ KONU : ERGENLİK OCAK, 2008 ERGENLİK

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli

a) Bebeklik dönemi b) Çocukluk dönemi c) Okul çağı dönemi d) Ergenlik dönemi e) Yetişkinlik dönemi f) Yaşlılık dönemi

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü MESLEKİ GELİŞİM EĞİTİM PROGRAMI

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

Bedia Albay 7-20 Yaş Arası Bireylerin Fiziksel, Bilişsel, Kişisel ve Ahlaki Gelişimleri

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

İletişimin Bileşenleri

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

UNICEF Kaynaklarından Çocuk Hakları Sözleşmesi nin Kısaltılarak Alınan ve Çocukların Diliyle İfade Edilen Özeti sizlerle paylaşıyoruz.

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ AÇISINDAN AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ

10 yaş döneminin gelişim özelliklerine dil-bilişsel, bedensel, motor, duygusal, FATİH HANOĞLU

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Psikomotor Gelişim ve Oyun

İstek Özel Kemal Atatürk Anaokulu Eğitim Öğretim Yılı. Ocak Ayı Bülteni ÜNİTE BAŞLIĞI: Kendimizi İfade Etme Yollarımız (PYP) 4A 4B

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

4/16/2010 İÇERİK. Kişisel Rehberlik? Geleneksel vs Gelişimsel Yaklaşıma Göre Kişisel Rehberlik? KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine

ÖN ERGENLİK DÖNEMİ. Siz de Çocuktunuz. Sizde Ergendiniz

AKRAN BASKISI. Çetin SARIYILDIZ Rehber Öğretmen

Transkript:

İÇİNDEKİLER *KİŞİLİK GELİŞİMİ: Temel kavramlar (karakter, mizaç, benlik, farkındalık ve öz-farkındalık, saygı ve öz-saygı vb.), Sigmund Freud, Kimlik ve türleri vb. EĞİTİM PSİKOLOJİSİ *TOPLUMSAL VE DUYGUSAL GELİŞİM: E. Erikson un Kuramı ve duygusal bağlama kuramları, toplumsal gelişim, duygusal gelişim (roller, etmenler, aşamalar vb.) 1 *CİNSEL GELİŞİM ve EĞİTİM: Temel kavramlar, cinsel gelişim, aşamalar 3.Hafta 2 KİŞİLİK GELİŞİMİ VE CİNSEL GELİŞİM 3 4 Kişilik, bireyi diğer bireylerden ayırt eden, tutarlı olarak sergilenen bireye özgü özellikler bütünüdür. Bireyi başkalarından ayıran; bireyin doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı özelliklerin bir bütünüdür. SİGMUND FREUD PSİKANALİTİK KURAM Kendi deneyimledikleri ve hastalarının klinik incelemelerine dayanarak kişilik kuramı ve akıl hastalıkları üzerine yoğun çalışmalarda bulunan Freud, 4 ana unsurun altını çiziyordu: Bilinç seviyeleri, kişilik yapısı, kaygı ve psikolojik savunma mekanizmaları ve gelişimde psikoseksüel evreler. 5 6 1

FREUD UN KURAMSAL YAKLAŞIMLARI TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI Topografik kişilik kuramı Yapısal kişilik kuramı Psikoseksüel gelişim kuramı Bireyin bilişsel etkinlikleriyle ilişkili olup, insan davranışlarının bilinçten öte, bilinçaltı materyallerle ilişkili olduğunu vurgular. İnsan aklını, duyusal eşiklerle açıklamaya çalışır. Freud bireyin bilişsel etkinliklerinin bilince uzaklıklarını saptamayı amaçlamış ve bilişsel içeriklerin belirli biliş bölgesinde bulunduğunu ileri sürmüştür. 7 8 TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI Freud'un bilincin çeşitli katmanlarından bahsettiği kuramı "topografik zihin modeli" olarak da adlandırılıyor. Topografinin sözcük olarak yer betimi anlamına geldiğini göz önünde bulunduracak olursak buzdağı ve bilinç arasındaki benzeşimi kurmak çok da zor olmaz. Freud, bilinci bir buzdağına benzeterek farklı bilinç aşamalarını bu buzdağının suyun altında ve üstünde kalan kısımlarıyla, yerlerini su seviyesine göre betimleyerek bağdaştırıyor. Dolayısıyla su seviyesini bilinç eşiği olarak düşünürsek, bu eşiğin altında bilincin en büyük alanını oluşturan bilinçaltının yattığına inanıyor. Bilinç ve bilinçaltı arasında bulunan ön bilinç aşamasında ise o anda farkında olmadığımız ancak her an bilince taşıyabileceğimiz anılarımız ve dünya bilgileri yer alıyor. 9 10 Buzdağı Benzetmesi TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI Freud a göre insanın bilinçlilik yönü üç bölümden oluşur. Bunlar bilinç, bilinçaltı ve bilinçdışıdır. Bilinç; Farkında olduğumuz yaşantıların bulunduğu yerdir. Bilinç öncesi/bilinçaltı; bilincinde yani farkında olmadığımız, ama biraz düşününce hatırladığımız, bilince çıkarabildiğimiz yaşantıların bulunduğu yerdir. Bilinçdışı; Bireyin farkında olmadığı, dikkatini zorlasa bile bilince çıkaramadığı, hatırlayamadığı olayların barındığı bölgedir. Bilincin dışında olan ve ancak özel bir takım tekniklerle bilince çıkan yani hatırlanabilen yaşantıların bulunduğu yerdir. 11 12 2

TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI Her bir aşamadan birbirine geçiş için, belirli bir bilinç eşiği gerektiğini görürüz. Freud, çoğu korku ve dürtülerimizin bilinç altında olduğu için farkına varmadığımızı söylese de, bilinçaltındaki çoğu düşünce aslında bir zamanlar bilinç eşiğinin üstündeydi. Ancak kaygı seviyemizi arttırıp bizleri rahatsız ettiklerinden, bilinçaltının dehlizlerine bastırıldı ve davranışlarımızı biz farkında olmadan yönlendirmeye başladı. Bu nedenle ki çoğu akıl hastalıklarının temelinde bilinçaltına atılmış bu korku ve arzular yatıyor. Bu noktaysa bizleri psikalanalist terapinin amacına götürüyor. Freud ruh hastalıklarını tedavi etmek için psikanaliz adı verilen bir terapi yöntemi geliştirmiştir. 13 14 TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI YAPISAL KİŞİLİK KURAMI Freud'a göre psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmenin en iyi yolu bilinçaltına bastırılmış ne varsa bilinç yüzeyine çıkarmaktı. Bu şekilde hasta çocukluğundaki travmatik deneyimleri hakkında bir iç görü kazanıp onları bastırma nedenlerini bulacak, bu keşifse hâlihazırda yaşadığı psikolojik sorunlarını ortadan kaldıracaktı. Daha açık bir deyişle, ilk 6 yaşta yaşanılan kötü deneyimler, bireyin geri kalan hayatına da olumsuz yansıyarak akıl hastalıklarına neden oluyordu. Tedavi olma süreciyse bu bastırılmışlıkların farkına varmaktan geçiyordu. 15 Eğer ki kimi zamanlarda farklı bir kişiymişçesine hareket ettiğinizi düşünüyorsanız bu dalgalanmalar Freud'a göre farklı kişilik yapılarınızın savaşımından kaynaklanıyor olmalı. Freud, kişiliği oluşturan üç temel yapıdan söz ediyordu: İd, ego ve süper ego. Bu üç yapıyı arzu, mantık ve vicdan olarak da düşünebiliriz. Kişiliğin bu üç sistemi sürekli bir biçimde birbiriyle etkileşerek bireyin davranışlarını yönlendirmektedir. 16 YAPISAL KİŞİLİK KURAMI İD İd, kişiliğin temel taşıdır. Doğuştan getirilir ve ruhsal enerjinin ve iç güdülerin kaynağıdır. İlkel ve doğuştan getirdiğimiz dürtülerimizi kapsar. Bedensel ihtiyaçlarımızın, cinsel arzularımızın ve saldırgan tepkilerimizin id den kaynaklandığını söyleyebiliriz. Tıpkı ilkel insanlar gibi; Freud'a göre idin arzu ve istekleri tamamen bilinç dışı ve zevk prensibi ile işlemektedir. İd in temel güdülerimizi kapsadığını düşününce, zevk prensibiyle işlemesi doğaldır. Çünkü ilkel güdüler, arzulara bir an önce doyum arayıp, bireyin davranışlarını bu yönde şekillendirebilmektedir. 17 Kişiliğin ilkel yönüdür. Haz ilkesine göre hareket eder. Gerçek dışı ve mantık dışı istek ve arzuları vardır. Ne pahasına olursa olsun kişinin isteklerinin giderilmesine dayanır. 18 3

YEŞİLÇAMDAN, İD E BİR ÖRNEK YAPISAL KİŞİLİK KURAMI Ne yazık ki dünya, tüm arzu ve dürtülerimizi o anda tatmin etmemize olanak sağlamaz. Eğer haz tatmini odaklı yaşamaya devam edersek, pek çok sorunla yüz yüze kalabiliyoruz. Yaşamın bu şartlarıyla başa edebilmekse ikinci kişilik yapımız olan ego ya düşüyor. 19 20 YAPISAL KİŞİLİK KURAMI YAPISAL KİŞİLİK KURAMI Ruhsal enerji doyurulma istemiyle içgüdü şeklinde ortaya çıkınca, Ego devreye girer. Kişiliğin yürütme organıdır. İd in istekleriyle dış dünyanın (ve süperegonun) eşleştirilmesi, bütünleştirilmesi ile uğraşır. Ego, idin isteklerini gerektiğinde ertelemeye, hoş yaşantıları seçmeye hoş olmayanlardan uzak durmaya çalışır. Ego akılcı, mantıklı bir kişilik bölümüdür ve bir anlamda kişiliğin karar organıdır. 21 22 YAPISAL KİŞİLİK KURAMI YAPISAL KİŞİLİK KURAMI Ego, idin tatmin edilebileceği elverişli şartlar oluşana kadar onu kontrol altında tutar. Ego, "gerçeklik prensibi"yle işler. Çevresel şartları değerlendirerek, pek çok davranışın olası sonuçlarını tartar. Bu şekilde, uygun zamanı kollayarak bireyin anlık dürtüleri sonrasında acı çekmesini engellemiş olur. Kişiliğimizin son öğesini, süper ego oluşturur. Süper ego da tıpkı ego gibi, id in arzu ve isteklerini baskı altında tutmaya çalışır. Ancak ego, id in tatminleri için uygun zamanlar kollarken süper ego ahlak kurallarını devreye sokmaktadır. Daha açık bir deyişle, id in bu yönde tatmininin doğru olup olmadığını sorgular. Süper ego için tatminde, yalnızca doğru zamanın kollanması değil, ahlaki kurallara uygunluk da önem kazanır. Egonun kimi işlevleri, bilinçliyken kimileri bilinç dışı gerçekleşir. 23 24 4

YAPISAL KİŞİLİK KURAMI YAPISAL KİŞİLİK KURAMI Süperego, kişinin anne babası tarafından aktarılan toplumsal ahlak kurallarını içerir. Bu anlamda vicdan demektir. Süperego da, id gibi gerçeklik ilkesine göre hareket etmez, tüm kararlarında ahlak ilkelerinden hareket ederek özellikle id in cinsellik ve saldırganlıkla ilgili isteklerini ahlaki uygunluk açısından denetler. Ailemizden edindiğimiz eğitim, yaşadığımız toplumun normları ve kendi deneyimlerimiz süper egonun oluşumunda en önemli etkenleri oluşturur. Süper ego geliştikçe, ilkel güdülerimizin tatmini daha da fazla engellenmiş olur. Bu nedenle de ego, id ile süper ego arasında bir anlamda köprü görevi üstlenmiş olur. Bunu bir şekilde bir savaşım ve çatışma olarak da düşünebiliriz. Sürekli olarak kişiliğimizi oluşturan bu yapılar birbirleriyle çekişmek zorunda kalır. İşte, bu savaşım, Freud'a göre kişiliğin ve çoğu psikolojik rahatsızlığın temelini oluşturur. 25 26 YAPISAL KİŞİLİK KURAMI YAPISAL KİŞİLİK KURAMI Freud un görüşlerine bağlı kalarak, sağlıklı bir kişilik yapısı için, kişiliğin bu üç boyutu arasındaki ilişkide denetimin, egoda olması gerekir. Gerek id in gerekse süperego nun gerçeklik ilkesi dışında hareket ettiği düşünülürse, kişilik gelişiminde bu iki sistemden birinin baskın olma hali, bireylerin düşünsel, duyuşsal ve davranışsal eylemlerinin de gerçeklikten uzak olması anlamına gelecektir. Sağlıklı bir kişilik gelişimi için bu üç boyutun olabildiğince uzlaşabilmesi ve denge içinde olması esastır. 27 28 PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI Freud; kişilik gelişimi bakımından ilk çocukluk yıllarındaki yaşantıların önemini vurgular. Bu kurama göre, normal gelişimin sağlanması için, gelişimin her döneminde bireyin temel ihtiyaçlarının doyurulması gerekmektedir. Temel ihtiyaçlar karşılanmazsa kişilik gelişimini engeller. Özellikle ilk 6 yılda geçirilen yaşantıların önemi vurgulanır. Freud, kişilik gelişimini çeşitli dönemlerle açıklamıştır. Özellikle ilk üç dönemin kişilik üzerindeki etkileri daha fazla olmaktadır. Çocukların anne, baba ve öğretmenleriyle etkileşimlerinin niteliği, onların ihtiyaçlarını karşılamalarına ve gelişim dönemlerini sağlıklı olarak atlatmalarına yardım eder. Eğer dönemler sağlıklı geçirilemezse birey döneme saplanıp kalır yani fiksasyon gerçekleşir. 29 30 5

PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI Oral Dönem (0-1,5 yaş) Oral dönemde ilk zevk merkezi ağız bölgesidir. Zira çocuğun ağız çevresinde gerçekleşen emme, çiğneme, ısırma gibi eylemleri, onun için başlıca zevk kaynaklarıdır. Bu dönem uygun geçirilmediğinde ağızla ve içe almayla ilgili bir takım davranışlar sıklıkla görülür. Örneğin; sigara, içki içme, obezite gibi. Anal Dönem (1,5-3 yaş) Haz bölgesi, dışkılama organı anüstür. Bu dönemde çocuk dışkı bırakma ve tutma davranışlarını sık kullanır. Bundan zevk alır. 31 32 PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI Anal Dönem (1,5-3 yaş) PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI Tuvalet eğitiminin ağır bastığı dönemdir. Freud annenin tuvalet eğitimi sırasındaki tutumunun çocuğun ilerdeki karakter yapısına tesir ettiğini belirtmektedir. Eğer anne katı ve baskıcı bir tuvalet eğitimi uygularsa çocuk dışkısını tutmakta ve kabız olmaktadır. Bu tutum çocuğun ilerde bağnaz, cimri ve inatçı olmasına yol açmaktadır. Annenin katı tutumu ise çocuğun kızmasına ve uygunsuz zaman ve mekanda dışkısını boşaltmasına yol açabilir. Bu tarz tutum çocuğun ileriki yaşamında dik kafalı, dağınık ve kayıtsız olmasına neden olur. Tuvalet eğitimini teşvik edici annelerin çocukları ise cömert, yaratıcı ve üretici olabilir. Fallik Dönem (3-6 yaş) Haz bölgesi cinsel organlardır ve çocuk cinsel organıyla oynamayı eğlenceli bulur. Cinsel ve saldırgan duygular önem kazanır. Yetişkinler model alınarak cinsiyet rolleri kazanılır. 33 34 PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI OEDİPUS KARMAŞASI Bu dönemde erkekler Oedipus Karmaşasını yaşar. Erkek çocuğun annesine karşı cinsel bir yakınlık duyması ve babasını rakip olarak algılamasıdır. Bu dönemde cinsiyetini keşfeden çocuk, bir yandan babasına hayranlık duyar, öte yandan ondan annesine karşı hissettiği duyguları anlarsa diye korkar. Sophocles in Oedipus Döngüleri içerisinde yer alan tragedyaları Kral Oedipus, Colonus taki Oedipus ve Antigone pek ünlüdür. Oedipus bilmeden babasıyla savaşıp onu öldürür ve karısıyla, yâni öz annesiyle evlenir ve hazin hakikati öğrenince gözlerini oyarak çıldırır. Lânet gerçekleşmiştir! Freud bu temayı 4 ilâ 6 yaş arasında annesine çocuksu bir aşkla bağlanarak babasına kızan erkek çocuklarını tasvir etmek için kullanır ve buna da Oedipal Dönem adını verir. Bu dönemdeki çocuk babasının bu aşkını fark ederek kendisini iğdiş etmek sûretiyle cezalandıracağından korkar, buna Oedipus Karmaşası denir. Zamanla çocuk bu fikri aşıp babasıyla özdeşleşip onu benimser. 35 36 6

PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI ELECTRA KARMAŞASI Kızlarda babalarına karşı bir eğilim duyar ve annelerini rakip olarak görür. Bu karmaşaya ise Elektra Karmaşası denir. 37 Sophocles in diğer bir meşhur oyunu olan Agamemnon la Clytemnestra nın kızı Electra hakkındaki eserden ilhamla şekillendirir. Buna göre, erkek kardeşinin anneleri Clytemnestra yı öldürerek babası Agamemnon un ölümünün intikamını almak isteyen Electra nın hikâyesi tam cuk oturacaktır. Electra Karmaşası adını verdiği bu dönemde 4 ilâ 6 yaş arasındaki kız çocuk bir penise sâhip olamamasının sebebinin, babasına karşı duyduğu aşk sebebiyle çok önceden annesi tarafından iğdiş edildiğini olduğunu düşünür. İstemeye istemeye annesiyle özdeşleşip onu benimser ama bu eksiklik, hasret ve haset de ömür boy sürer. 38 PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI Çocuk bu dönemde ahlaki standartları kazanmaya da başlamaktadır. Bu dönemde çocuğun cinsellikle ilgili duygularının ahlakdışı, kötü, günahkar olduğuna ve cinselliğin kabul edilemez bir durum olduğuna ilişkin katı bir tutum takınılırsa çocuk bu karmaşalarla başa çıkma da güçlük yaşayabilir. O nedene anne-babaların bu dönemde cinsellikle ilgili duygularının çocuğun doğasında var olan normal bir durum olduğunu kabul etmeleri gerekir. Çocukların cinsellikle ilgili sorularına geçiştirmeden, anlayabilecekleri bir söylem içinde mantıklı yanıtlar verilmelidir. 39 PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI Latent/ Gizil Dönem (6-12 yaş) Bu dönemde daha önceki dönemlerde kazanılan özelliklerin pekiştirildiği evredir. Cinsellik örtülür. Oyuna önem verilir. Enerji oyun, merak, araştırma ve insanlarla iyi ilişkiler kurmada kullanılır. Çocuk cinsiyetle ilgili konular yerine kendini daha çok oyuna verir. Kız çocuklar kız arkadaşlarıyla, erkek çocuklar ise, daha çok erkek arkadaşlarıyla birlikte zaman geçirirler. 40 PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI Genital Dönem (12-18) Çocuk cinselliği üreme amacına yönelik bir cinsellik değildir, daha çok haz almaya yöneliktir. Ergenlikle birlikte kişinin cinselliği üreme amacına yöneliktir. Bu dönemde kişi yetişkin cinsel davranışlarını edinir. Ergen hızlı değişmelere ayak uydurabilme sürecinde bir takım çatışmalar yaşar. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin ergenlerin ilgi, ihtiyaç, ve gelişim özelliklerini bilerek yaklaşmalarını onların bu dönemi sağlıklı atlatmalarına yardımcı olur. Bu dönemde fizyolojik yapıda görülen değişmeler, örtülü dönemde sakin kalan dürtülerin yeniden canlanmasına neden olur. Bu nedenle özellikle cinsel dürtülerden kaynaklanan çatışmalar tekrar ortaya çıkar. 41 42 7

PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMININ EĞİTİM AÇISINDAN SONUÇLARI FREUD UN KURAMINA GÖRE BAZI BİREYSEL DURUMLAR Erken çocukluk yıllarında ana baba ile ilişkilerin kalitesi çocuğun kişilik gelişimi üzerinde belirleyicidir. İlk beş yıl içinde ana baba ve öğretmenler çocuklara karşı sıcak ve sevecen bir yaklaşım içinde olmalıdır. Otoriter ve baskıya dayalı eğitim uygulamalarından kaçınmalı, psikolojik açıdan sağlıklı bir gelişim için hoşgörülü, izin verici bir yaklaşımla, demokratik tutumlar içinde çocuk yetiştirmenin önemini kavramaya çalışmalıdır. Engelleme: Organizmanın amacına ulaşmasının engellenmesi durumudur. Birey engellendiğinde yeni bir uyum aramaya ve amacına başka yollardan ulaşmaya çalışır. Çocuk engellendiğinde gösterdiği en büyük tepki saldırganlıktır. Bununla birlikte engellenme durumunda ortaya çıkan diğer tepkiler şunlardır. -öfke ve kızgınlık -aşırı bağımlılık -çevreden kaçınma -bencil tutum -aşırı duyarlılık -kompleksler İhtiyaçlar, güdüler, organizma yada çevreden gelen türlü nedenlerle bazen tatminsiz kalır ve amacına ulaşamaz. Çocuğun cinsel merakı doğal kabul edilmeli, sorularını anlayışla karşılamalıyız. 43 44 FREUD UN KURAMINA GÖRE BAZI BİREYSEL DURUMLAR FREUD UN KURAMINA GÖRE BAZI BİREYSEL DURUMLAR Ör: Ağır bir hasta yakınınıza yetişmek için, uçakla başka şehre gitmek istiyorsunuz ama hava şartlarının bozulması yüzünden uçaklar hareket etmiyor; gidemiyorsunuz. Böyle bir hal öfke, çaresizlik duygusuna yol açar. Bu türlü engellemelerin sınırlı bir şekli, insanı daha çok çalışıp başarı yollarını araştırmaya sevk etmesi bakımından bazen faydalı olabilir ama bazen de bu engellemelerin uyardığı öfke, kaygı ve aşırı gerginlik halini yenemeyen insanlarda bir takım kompleksler gelişebilir. Çatışma: Güdülerin tatminsiz kalmasının bir başka nedeni de, içimizde birbirine ters düşen iki güdünün rekabetidir. Her insanda bulunan çok çeşitli güdüler arasında birbiriyle bağdaşmayanlar bireyi aynı zamanda bir birine zıt davranışlara güdeleyebilir. İnsan bunlardan hangisine karar vereceğini kestiremez ve sıkıntılı bir duruma girer. Ör: Gelişme ihtiyacı & Eğlenme ihtiyacı Sinemaya mı? yoksa kütüphaneye mi? 45 46 FREUD UN KURAMINA GÖRE BAZI BİREYSEL DURUMLAR FREUD UN KURAMINA GÖRE BAZI BİREYSEL DURUMLAR Yanaşma-Yanaşma: Birey bazen kendisi için aynı derecede iki amacın etkisinde kalabilir. Birbirine zıt iki çekici amaca da aynı zamanda ulaşmak isteğindedir. Kaçınma-Kaçınma: Birey iki hoş olmayan durum arasındadır. Bu durumda bireyde alanı terk etme, kaçma eğilimi görülebilir. Ör: Bir ayakkabıcı dükkanında çok beğendiğimiz iki ayakkabını ayakkabıdan birini seçmek zorunda kaldığımız zaman bu türlü bir çatışmaya girebiliriz. Ör: Hem dişimiz ağrıyor hem de dişçiden pek çok korkuyorsak, bir kaçınma-kaçınma çatışması meydana gelir. Bir memur hiç sevmediği işinde çalışmak veya bunun sağladığı sağladığı geliri kaybetmek tehlikesi arasında bulunabilir. 47 48 8

FREUD UN KURAMINA GÖRE BAZI BİREYSEL DURUMLAR Yanaşma-Kaçınma: Birey aynı zamanda hem çekici hem de itici bir durum karşısındadır. İnsan aynı nesneye karşı hem sevgi hem de nefret duyabilir. Ör: Tombul birisi, rejim yapıp zayıflamak istiyor ama bir yandan da pastayı çok seviyor. Böyle bir durumda pasta karşısında yanaşmakaçınma çatışmasına düşer. 49 SAVUNMA MEKANİZMALARI Savunma mekanizması, farkında olmadan bilinçsiz olarak kaygıdan kurtulma çabasına verilen isimdir. Belirli ortamlar bireyde kaygıya yol açıyorsa, bu tür ortamlarda birey bilmeden savunma mekanizmalarını kullanmaya başlar. Savunma mekanizmalarının ortak özellikleri: Savunma mekanizması kullanan birey, davranışın gerçek işlevinin farkında değildir. Savunma mekanizmalarına, bu anlamda, bilinçsiz davranışlar olarak bakılır. Savunma mekanizmalarının etkisi altında, gerçeği olduğundan biraz daha farklı algılarız. Savunma mekanizmaları kaygımızı azaltmada gerçekten etkindir ve yaşamımızda ortaya çıkan zor durumları kendimizi yıpratmadan atlatmamıza yardımcı olur. Savunma mekanizmaları herkes tarafından kullanılır ve normal bir davranış biçimi olarak kabul edilir. Savunma mekanizmaları egoyu korur, bu nedenle ego savunma mekanizmaları olarak da adlandırılabilir. 50 SAVUNMA MEKANİZMALARI SAVUNMA MEKANİZMALARI Bastırma Uygun olmayan istek ve düşüncelerin bilinçten uzaklaştırılmasıdır. Bahane Bulma ( Mantığa Bürüme) Kişinin yapmış olduğu kabul edilemeyecek bir davranışı çeşitli bahaneler bularak haklı göstermeye çalışmasıdır. Örneğin; erkeklerin evlilik yıldönümlerini unutması. Örneğin; Matematik dersine yeterince çalışmayan bir öğrencinin sayısal yeteneğim az gelişmiş bu nedenle matematikte başarılı olamıyorum demesi ya da sınavda kopya çekerken yakalanan öğrenci, bu yüz kızartıcı davranışı örtbas etmek için, Herkes öğrenciyken kopya çeker. gibi bir genelleme yaparak, kendi davranışını makul göstermeye çalışır. 51 52 SAVUNMA MEKANİZMALARI SAVUNMA MEKANİZMALARI Yansıtma Kişinin kendisinde bulunan kusurları başkasına yükleyerek suçluluk duygusundan kurtulmasıdır. Örneğin; zayıf not alan öğrencinin öğretmen iyi anlatamadı demesi. Ör: Başkalarına hiç yardım etmeyen ve sürekli kendi çıkarını gözleyen bencil biri, Herkes kendi çaresine bakıyor, kimse bir diğerine yardım eli uzatmıyor, diyerek, etrafındaki kimseleri suçlar. Kendisinde bulunan kötü özellikleri başkalarında görerek birey kendini,olumsuz özellikler açısından başkalarından farklı görmez. Birey yansıtma davranışında bulunarak, Ne yapayım, herkes böyle,bende böyle olmak zorundayım; böyle davranmam yaşamın zorunlu bir sonucu, benim elimde olan bir şey yok mesajını verir. 53 Gerileme Kişinin ilgi çekmek için içinde bulunduğu gelişim aşamasından daha önceki bir gelişim aşamasına dönmesidir. Örneğin; kardeş kıskançlığı yaşayan 14 yaşındaki bir çocuğun altını ıslatması, çocuksu konuşması. 54 9

SAVUNMA MEKANİZMALARI Özdeşim Kurma Bireyin kendi özelliklerini beğenmediği durumlarda, istediği özelliklere sahip olan başka biriyle ya da bir grupla özdeşleşmesidir. Birey kendinde bulunan özellikleri özenilir bulmadığı zaman, kendisi olmaktan çıkıp, istediği özelliklere sahip başka biriymiş gibi kendini algılamaya ve davranmaya başlar. Örneğin; - Arkadaşından dayak yiyen bir çocuğun babam gelirse seni döver demesi, futbol fanatikleri. - Çirkin bir genç kız, kendini beğendiği bir film artistiyle özdeşleştirerek, o artist gibi giyinip, süslenerek kendisinin güzel olduğunu hisseder. - Genç bir erkek, mahallenin kabadayısıyla kendini özdeşleştirerek bedeninin zayıflığının doğurduğu kaygının üstüne çıkar. 55 SAVUNMA MEKANİZMALARI Ödünleme Bireyin kendisini zayıf gördüğü bir alandaki eksikliğini başka bir alandaki başarısıyla telafi etmeye çalışmasıdır. Örneğin; bedensel engelli bir öğrencinin beden eğitimi dersindeki yetersizliğine karşın diğer derslerde çok başarılı olması, iyi şiir yazması. 56 SAVUNMA MEKANİZMALARI SAVUNMA MEKANİZMALARI Yüceltme İlkel nitelikteki istek ve eğilimlerin doğal amaçlarından çevrilerek toplumun istediği davranışlara yönlendirilmesidir. Cinsellik ve saldırganlıkla ilgili ihtiyaçların toplum tarafından kabul gören etkinliklerle karşılanması, telafi edilmesidir. Ör: Saldırganlık dürtüsü yoğun olan bir çocuğun boksa eğilim duyarak herkesin olumladığı, alkışladığı büyük bir boksör olması gibi. 57 Yer-Yön Değiştirme Bir kimsenin kızgınlığını gücünün yettiği bir kimseye ya da nesneye yöneltmesidir. Örneğin; okulda müdüre kızan öğretmenin sınıfta öğrencilerini azarlaması, müdürün kapısını tekmelemesi.. Ör: İş yerindeki müdüre kızan memur, öfkesini evdeki karısına boşaltır. Memurun karısı, kocasına ifade edemediği kızgınlığı denetimi altında olan, gücünün yettiği çocuklarını azarlayarak ifade eder; çocukta evdeki kediyi yada köpeği tekmeler. 58 SAVUNMA MEKANİZMALARI Karşıt Tepki Oluşturma Kişinin hissettiği duygunun tam tersi biçimde davranmasıdır. Örneğin; Sevdiğiniz ablanızın, kocası kazada ölür. İki çocuğu ile birlikte yaşamak üzere yanınıza gelir. Zamanla ablanız sizin yaşamınıza karışmaya başlar ve çocukları sürekli gürültü yaparak sizin çalışmanızı olumsuz yönde etkiler. İçinizde ablanıza ve çocuklarına karşı bir kızgınlık belirmeye başlar, ne var ki içinizdeki öfkenin farkına varınca, suçluluk hissedersiniz. Çünkü, kocasının ölümünden sonra ablanıza ve çocuklarına yardımcı olacak tek kişi sizsiniz. Gerçekte hissettiğiniz kızgınlığı göstermek uygun olmadığı için, kızgınlık duygusunun yerine onlara şefkat ve sevgi duygusu göstermeye çalışıyorsunuz. Bu davranışınız, karşıt tepki geliştirmeye bir örnektir; şefkat gösterisi yaparak, kızgınlık duygusunun ortaya çıkaracağı kaygıdan kurtulmuş oluyorsunuz. 59 SAVUNMA MEKANİZMALARI Hayal Kurma / Düş Kurma Kişinin gerçek hayatta doyum sağlayamadığı istek düşüncelerini düşler kurarak doyurmaya çalışmasıdır. Örneğin; - Tayini çıkmayan bir öğretmenin kendisini öğretmen olarak hayal etmesi, fakir birinin kendini zengin olarak hayal etmesi. -Çok borcu olan birinin piyangodan para kazandığını hayal etmesi. - Tembel bir öğrencinin kendini sınıfın en çalışkanı olarak düşünmesi. 60 10

SAVUNMA MEKANİZMALARI Yadsıma (İnkar) Kişinin yaşamındaki acı gerçeklerin, üzücü olayların yaşanmamış gibi kabul edilmesidir. Örneğin; çocuğunun ölümünü kabullenemeyen bir annenin çocuğunun odasını boşaltmaması, onun yurtdışına gittiğini, geri döneceğini söylemesi. PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI Birey önce yapmış olduğu bir davranışı kabul etmeyip, inkâr ederek de bir savunma mekanizması gösterebilir. Örneğin; Çirkin bir davranışta bulunan kimse, Hayır ben hiçbir zaman o kişiye kaba davranmadım, sürekli saygılı davrandım. diyerek daha önceki davranışını inkâr eder. 61 62 PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI Erik Erikson (1902-1994) Kişilik gelişiminde sosyal ilişkiler önemlidir. Kişilik gelişimi dönemler halinde yaşam boyu devam eder. ERİKSON UN PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI Freud un aksine Erikson, insan davranışlarını etkileyen temel güçlerin, biyolojik kökenli dürtüler olmadığını söylemiştir. Erikson, davranışın şekillenmesinde bireyin içinde yaşadığı kültüre büyük önem atfetmiş, bununla birlikte davranışların biyolojik temelli olan epigenetik ilkeye bağlı olarak oluştuğunu ileri sürmüştür. Her dönemde birey baş etmesi gereken bir karmaşa ile karşılaşır. 63 64 ERİKSON UN PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ Epigenetik ilke, çeşitli gelişim dönemlerinde belli gelişimsel özelliklerin ardışık biçimde ortaya çıkabilmesinin, önceden kurgulanmış biyolojik temellere dayalı olduğunu ifade eder. Erikson, insanın yaşamı boyunca sekiz gelişim döneminden geçtiğini ve her bir gelişim döneminde bireyin başa çıkması gereken yeni bir karmaşa ile yüz yüze geldiğini ileri sürmüştür. Bu ilkeye göre tıpkı doğum öncesi dönemde bebeğin belli organlarının belirli bir sıra izleyerek belli zaman dilimleri içinde oluşması gibi, belli kişilik özellikleri de biyolojik temelli kurallara uygun olarak, belli zaman dilimlerinde ortaya çıkabilmektedir. 65 Her dönem de atlatılması gereken bir kriz, bir çatışma bulunmaktadır. İnsanların sağlıklı bir kişilik kazanmalarında bu krizlerin ya da çatışmaların başarılı olarak atlatılması önem taşımaktadır. Bireyin yaşadığı karmaşayı atlatması ise, temel gelişim görevidir. Kriz tam olarak çözümlenemezse, yaşamın daha sonraki dönemlerinde bu kriz çözümleninceye kadar devam eder. 66 11

PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ Dönemler Karmaşalar 1. Bebeklik (0-1 yaş) Güven & Güvensizlik PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ Güvene Karşı-Güvensizlik (0-1 yaş) 2. İlk Çocukluk (1-3 yaş) Özerklik & Kuşku ve Utanç 3. Okul Öncesi Dönem (3-6 yaş) Girişkenlik & Suçluluk 4. İlk Öğretim Dönemi (6-12 yaş) Başarılı olma & Yetersizlik Bebek, diğer insanlardan ve çevresinden ayrı bir varlık olduğunu fark etmeye başlar. Bu nedenle kendini güvende hissetme ihtiyacı duyar. Bunu ise temel gereksinimleri karşılandığında hisseder. 5. Ergenlik (12-18 yaş) Kimlik Edinme & Kimlik Karmaşası Eğer ihtiyaçları düzenli bir biçimde karşılanmazsa insanların (ana-baba ya da onların yerine geçen kişiler) güvenilir ya da güvenilmez olduğu çıkarımında bulunur. 6. Genç Yetişkinlik (20-40 yaş) Yakınlık & Yalıtılmışlık 7. Yetişkinlik (40-65 yaş) Üretkenlik & Durgunluk 67 68 8. Yaşlılık (65 yaş ve üstü) Bütünlük & Umutsuzluk PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ Özerkliğe Karşı-Kuşku ve Utanç (1-3 yaş) Girişimciliğe Karşı-Suçluluk (3-6 yaş) Yürüme ve konuşmayı öğrenme ile çocuk bağımsız hareket etmeye çabalar. Bunu denerken yardım almak istemez. Yapmak istediklerine izin verilen ve kısıtlanmayan çocuk kendi yeterliliğini öğrenir ve özerk davranabilme yeteneğini geliştirir. Yapmak istediklerine izin verilmeyen, anan babasınca cezalandırılan çocuklar, büyüklerin beğenmeyeceği endişesi yaşar ve kendi duygularından kuşku duyarak, utanç duyguları geliştirir. 69 Kendi yeteneklerinin üstündeki sorunlarla başa çıkabilmek için giderek daha bağımsız davranabilmekte, kimi durumlarda başkalarının haklarına bile tecavüz edebilmektedir. Ailenin ve öğretmenin, çocuğun başkalarının sınırlarını zorlamadan girişimlerde bulunabilmesini öğrenmesine yardımcı olmaları yararlıdır. Çocuğun sorularına yanıt verilmelidir. Anlamlı seçimler yapabilmesinde ve kendi kararlarını uygulayabilmesinde yardım yerine engelleyici bir tutum izlemek çocuğun suçluluk duyguları hissetmesine neden olur. 70 PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ Başarılı Olmaya Karşı-Yetersizlik (6-12 yaş) Çocuğun ilgisi akademik ve sosyal konular üzerine odaklanmıştır. Çocuk kendi durumunu arkadaşları ile kıyaslayarak doyum sağlamak ister. Kimlik Kazanmaya Karşı-Kimlik Krizi (12-18 yaş) Kimlik kazanma, bir bireyin kendine ilişkin olumlu bir benduygusu geliştirmesi demektir. Çocuk beğenilmek ve takdir edilmek ihtiyacındadır. Kendini başarılı bir birey olarak görmek ister. Ana-babalar ve öğretmenler, çocuğun başarılı olma gereksinimini karşılamalıdır. Yaptıkları beğenilmeyen, kendilerinden aşırı ölçüde başarı beklenen ya da sürekli bir biçimde çevresindeki başarılı çocuklarla kıyaslanan çocuklar, aşağılık ve yetersizlik duygusu yaşar. 71 Kendi ilgi ve yetenekleri ile uyumlu bir kimlik duygusu geliştiren birey, geleceği ile ilgili kararlar verir, kendine özgü bir değerler sistemi oluşturur, kişisel ve mesleki planlar yapar. Kimlik krizi ise, bireyin bu türden kararlar alamamış olması, gelecekle ilgili bir plan yapamamış olmasıdır. 72 12

PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ Yakınlığa Karşı-Yalıtılmışlık (20-40 Yaş) Genç Yetişkinlik Bireyin aynı cinsiyetten olan ve olmayan diğer insanlarla dostluk ve yakın ilişkiler kurabilmesiyle ilişkilidir. Erikson a göre yakınlık, bireyin kendi bütünlüğünü koruyarak bir başkasının kişiliği içinde kendini bulmaktır. Üretkenliğe Karşı-Durgunluk (40-65 Yaş) Yetişkinlik Bireyin genç kuşakların yetiştirilmesiyle ilişkili sorumluluklarıdır. Bireyin kendisinin üretken olması önemlidir aksi halde içine kapanır ve yaşamında durgunluğun egemenliğine izin verir. 73 74 PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ ERİKSON UN DÖRT KİMLİK STATÜSÜ Benlik Bütünlüğüne Karşı-Umutsuzluk (65 ve +) Geçmişin muhasebesini yaptığında bireyin kendini iyi hissetmesi, içinde bir ukde kalmamış olduğu duygusunu yaşamasıdır. Ölümü yaşamın doğal bir gereği kabul eder. Başarılı Kimlik Statüsü: Bireyler herhangi bir kararsızlık durumunda (bunalım durumunda) etkin karar alarak tercih yaparlar. Yaşamını anlamsız bulan bireyler, hayal kırıklığı ve umutsuzluk duygularına kapılırlar. Bu ise ölümü kabullenememeye neden olur. Verdikleri kararın doğru olduğunu kabul etmektedirler ve kararlarından memnundurlar. Diğer insanların kendisini kabul ettiğine inanır. 75 76 ERİKSON UN DÖRT KİMLİK STATÜSÜ ERİKSON UN DÖRT KİMLİK STATÜSÜ Moratoryum kimlik statüsü: Erken (ipotekli) Bağlanmış Kimlik Statüsü: Kimlikle ilgili tüm kararlar anne-baba ya da otorite olarak kabul edilen diğer kişiler tarafından alınmıştır. Kimlik bunalımı yaşayan ve çözüm yolu bulamayan bireylerin durumudur. Kararsız ve boş vermiş kişiliğe ve böyle gelmiş, böyle gider anlayışına sahiptirler. Ergenlik döneminde görülen vurdumduymazlık ve amaçsızlık, morotaryumun başlıca belirtisidir. Ergenler kendileri ile ilgili kimliği diğer insanların vermelerini kabul etmiştir. Birey benlik arayışına hiç girmez. Anne-babanın ya da diğer yetişkinlerin kendisi için belirlediği kimliğe girer. Yaşamları boyunca hiçbir kişi veya düşünceye bağlanmazlar. Kim oldukları ve ne yapmak istedikleri, nelere önem verdikleri belirsiz ve karışıktır. Dengesiz aile ilişkilerin yaşandığı ortamlarda daha çok ortaya çıkar. 77 Kimlik bunalımı yaşayan ve çözüm yolu bulamayan bireylerin durumudur. Özellikle bazı ergenler kimlik arama çabalarında bunalıma düşünce bu çabalarından vazgeçerler. Genç kızların erken yaşta evlenmek istemeleri, erkeklerin askere gitmek istemeleri ya da okulu bırakıp işe girmek istemeleri moratoryum kişilik durumunda kaçınma olarak düşünülebilir. 78 13

ERİKSON UN DÖRT KİMLİK STATÜSÜ Kasırgalı (dağınık) kimlik statüsü: ERİKSON UN KİMLİK STATÜLERİ Bunalımın yaşanmadığı, bağlanmanın da olmadığı durumdur. Bir kimliğe bağlanmaktan tamamen kaçınırlar. Durumdan memnun değillerdir, kendileri için benimseyeceği yeni bir kimlik geliştirmekten kaçınırlar. En az etkileşim ve yönlendirme. Ergenlerin kendileriyle en ilgili oldukları statüdür. Kargaşalı kimlik statüsündeki ergenler ise bir kriz yaşamazlar ve mesleki rol seçimiyle ilgili olarak da bir güdüleri yoktur. Bunlar bir kimliğe bağlanmaktan tamamen kaçınmaktadırlar. Kimlik konusunda bir girişimleri yoktur ve bu durum onları rahatsız etmemektedir. Bu tarz kişiler yönlendirmenin ve etkileşimin çok yoğun olmadığı ailelerden yetişmiştir. 79 80 BAĞLANMA KURAMI HÜMANİST (İNSANCIL) YAKLAŞIM Bağlanma Kuramı, insanların kendileri için önemli olan başkalarıyla güçlü duygusal bağlar kurma eğilimlerinin nedenlerini açıklayan ve çocuk ile ebeveynleri arasındaki bağın, çocuğun güvenlik hissi ve psikolojik gelişimi üzerindeki önemini tanımlayan bir yaklaşımdır. Bağlanma, genelde çocuk ile yetişkin bir birey -çoğu zaman annearasındaki olumlu bağı ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Bağlanma kuramı hayvan gözlemleri ve deneyleri sonucunda gelişmiş bir kuramdır. Bağlanma ile ilgili ilk araştırmaları John Bowlby ve arkadaşları yapmışlardır. Carl Rogers (1902-1987) İnsan doğasına iyimser bakış açısıyla bakar. Çocukluk döneminde bireyin başkaları tarafından değerlendirilme tarzının kişilik üzerindeki etkisine yoğunlaşmıştır. 81 82 BENLİK KAVRAMI BENLİK KAVRAMI Rogers, kişilik gelişimi benliğin gelişimiyle açıklamaktadır. Rogers a göre, bireylerin benlik kavramının gelişimi, yaşamın ilk günlerinden başlayarak çevreyle etkileşim içerisinde, dinamik bir süreç sonucunda gerçekleşmektedir. Benliğin gelişmesinde kişiler arası ilişkilerin büyük bir önemi vardır. Çevremizdeki insanların bize karsı tepkileri benliğin içeriğini oluşturmada önemli bir rol oynar. Rogers benliğin benlik kavramı ve ideal benlik olmak üzere iki alt sistemi olduğunu belirtmiştir: Benlik-kavramı; kisinin kendi kimligi, degeri, yetenekleri, sınırları, değer yargıları, amaçları, vb. gibi kendisi hakkında algılayabildiği görüşlerinin, duygularının ve tutumlarının tamamıdır. İdeal benlik ise kişinin kendisini nasıl görmek istediğidir; bireyin ulaşmak istediği ve sahip olduğunda kendini değerli hissedeceği benliktir. 83 84 14

HÜMANİST (İNSANCIL) YAKLAŞIM İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ Abraham Maslow (1908-1970) İnsan doğasına iyimser bakış açısıyla bakar. İnsanlar doğuştan gelen ve belirli davranışlarına yön veren birtakım gereksinimlere sahiptirler. 85 86 KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN İNSANIN ÖZELLİKLERİ Kendilerini, başkalarını ve doğayı olduğu gibi kabul ederler. Kuvvetli ve zayıf yönleriyle kendilerini ve başka insanların farklı duygu ve düşüncelerini hoşgörü ile karşılayıp oldukları gibi kabul ederler. Gerçeği olduğu gibi algılayıp içinde bulundukları ortama kolay uyum sağlarlar. Eksik ve hatalardan aşırı düzeyde rahatsız olmazlar. Daha derin ilişki kurabilirler. Kendilerine güveni tam olan bu insanlar herkese karşı sevgi ve saygı duyarlar. Yaşamdan büyük zevk alırlar. Yapılacak işler onlar için birer "oyun" gibidir. 87 KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN İNSANIN ÖZELLİKLERİ Özerk bir yapıları vardır; çevrelerinden bağımsızdırlar. Düşünce ve davranışlarında özgürdürler. Neyin doğru neyin yanlış olduğuna kendi özerk değerler sistemine uygun olarak karar verirler. Demokratik bir kişilik yapısına sahiptirler. Herkesten bir şeyler öğrenebileceklerine inanırlar. Doğal, içlerinden geldiği gibi davranırlar; yapmacık davranma gereği hissetmezler. Amaçlar ve araçlar arasında uygun ayırımı yapabilirler. Yalnız kalabilme gücüne sahiptirler. Güçlü bir mizah anlayışına sahiptirler. Ancak, yaptıkları espriler başkalarını küçültücü değildir. 88 KPSS 2001 Konu Değerlendirme Soruları İki yaşındaki bir çocuk kaydıraktan kaymak istemekte, kendisini tutmaya çalışan annesinin ellerini itmektedir. Çocuğun bu davranışı hangi gelişimsel özellikle açıklanabilir? A) Merak B) Özerklik C) Başarı D) Yakınlık E) Üretkenlik 89 90 15

KPSS 2002 KPSS 2002 Çocuğun yeni bir kardeşi doğduktan sonra tekrar altını ıslatmaya başlaması, aşağıdakilerin hangisiyle açıklanır? A) Gerileme B) Ketleme C) Yüceltme D) Yön değiştirme E) Yaklaşma Babası gibi doktor olmak isteyen altı yaşındaki Can, oynadığı oyunlarda babasının stetoskobunu, önlüğünü ve bazı aletlerini kullanarak doktor rolü yapmaktadır. Bu durum aşağıdakilerden hangisine bir örnek olabilir? A) Yansıtma B) Özdeşim kurma C) Transfer D) Pekiştirme E) Yüceltme 91 92 KPSS 2002 Psikososyal gelişim kuramına göre, psikososyal gelişim aşağıdakilerden özellikle hangisine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır? A) Doğuştan getirilen bazı özelliklere B) Kişiler arası ilişkilere C) Biyolojik özelliklere D) Ahlak gelişimine E) Tesadüfi olaylara KPSS 2002 Erikson`un gelişim kuramına göre ergenlik döneminde köyden kente göç edenler üzerinde, göçle ortaya çıkan toplumsal sorunların öncelikle nasıl bir etki yapması beklenir? A) Zihinsel gelişimi yavaşlatması B) Soyut İşlemler döneminden çok hızlı geçmelerine yol açması C) Toplum içindeki rolleri konusunda karmaşa yaşamalarına yol açması D) Temel güven duygusunu kazanmalarını önlemesi E) Olumlu bir benlik kavramı geliştirmelerini engellemesi 93 94 KPSS 2004 Freud'a göre, okul müdüründen azar işittikten sonra evde karısını ve çocuklarını azarlayan bir öğretmenin bu davranışını aşağıdakilerden hangisine örnektir? A) Yer değiştirme B) Yansıtma C) Reddetme D) Bastırma E) Yüceltme KPSS 2004 Yirmi yaşındaki Gülşen, kimsenin samimiyetinden emin olmadığı için karşı cinsle yakın ilişki kurmakta zorlandığını söylemektedir. Erikson`un gelişim kuramına göre, Gülşen'in bu sorunu, içinde bulunduğu aşağıdaki gelişim dönemlerinden hangisinin olumsuzlukla sonuçlanmasına yol açacaktır? A) Özerklik - Kuşku ve utanç B) Güven - Güvensizlik C) Girişimcilik - Suçluluk D) Yakınlık - Uzaklık 95 E) Kimlik kazanma - Bocalama 96 16

KPSS 2006 Üniversite sınavlarına hazırlanmaya başlaması gerektiğini düşünen, ancak seçeceği bölüm konusunda karar vermede zorluk çeken bir lise 2. sınıf öğrencisi bir süre bu konu üzerinde durmamaya karar verir. Bu öğrencinin bölüm seçimi konusunda düşünmeyi erteleme kararı Erikson`un kuramında yer alan aşağıdaki kavramlardan hangisine örnek olabilir? A) Olumsuz kimlik B) Aşağılık duygusu C) Durgunluk dönemi D) Psikososyal moratoryum E) Umutsuzluk dönemi 97 KPSS 2006 Emekli olduktan sonra yaşamını değerlendiren ve o güne kadar yaptıklarını anlamlı, hedeflerine ulaşmış bularak kendini mutlu hisseden 65 yaşlarındaki bir yetişkin, Erikson`un psikososyal gelişim kuramına göre olgunluk yıllarına özgü aşağıdaki gelişim özelliklerinden hangisini göstermektedir? A) Özerklik ve bağımsızlık B) Üretkenlik C) Kimlik kazanma D) Temel güven duygusu E) Benlik bütünlüğü 98 KPSS 2006 KPSS 2007 Maslow`a göre, gelişim süreci boyunca bir üst düzeydeki ihtiyacın ortaya çıkabilmesi, bir alt düzeydeki ihtiyacın giderebilme derecesine bağlıdır. Buna göre, aşağıdaki ihtiyaçlardan hangisinin diğerlerinin hepsinden sonra ortaya çıkması beklenir? A) Güvenlik B) Uyuma C) Yeteneklerini Geliştirme D) Kabul Edilme E) İlgi Görme 99 Bir sınıf öğretmeni, öğrencilerin görsel sanatlar dersinde bazı araç ve gereçleri kullanarak bir şeyler oluşturma girişimlerini desteklemektedir. Erikson`un psikososyal gelişim kuramına göre, öğretmenin bu desteği aşağıdaki gelişimsel çatışmalardan hangisinin olumlu sonuçlanmasına yardımcı olur? A) Girişkenliğe karşı suçluluk B) Özerkliğe karşı utanç ve kuşku C) Temel güvene karşı güvensizlik D) Başarıya karşı aşağılık duygusu E) Kimliğe karşı rol karmaşası 100 KPSS 2007 Lise son sınıfta okuyan Ayşe, küçük yaştan beri mühendis olmayı istemekte ve üniversite planlarını buna göre yapmaktadır. Ancak, babası mühendisliğin kadınlara uygun bir meslek olmadığını öne sürerek Ayşe'yi, kadınlara daha uygun olduğunu düşündüğü öğretmenlik gibi bir meslek seçmeye teşvik etmektedir. Mühendis olma isteğini babasının desteklememesi nedeniyle, Ayşe ne tür bir meslek seçeceği konusunda kararsızlığa düşer. Erikson'un psikososyal gelişim kuramına göre, Ayşe'nin meslek seçimi konusunda kararsızlığa düşmesi aşağıdakilerden hangisine örnek olabilir? A) Güvensizlik B) Psikososyal moratoryum C) Ego bütünlüğü D) Rol karmaşası E) Durgunluk 101 KPSS 2007 Yaşamın son dönemlerinde, geçmişine dönüp baktığında 'keşke' sözcüğünü çok kullanan ve yapmış olduğu seçimlerden memnuniyet duymayan bir birey, Erikson`un psikososyal gelişim kuramına göre aşağıdaki gelişim krizlerinden hangisini yaşamaktadır? A) Kimliğe karşı rol karmaşası B) Üretkenliğe karşı durgunluk C) Özerkliğe karşı utanç ve kuşku D) Temel güvene karşı güvensizlik E) Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk 102 17

CİNSELLİK CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM Cinsellik her ne kadar farklı tanımlamalar ve farklı algılamalar içerse de insanlığın varoluşundan bu yana önemli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Cinsellik açlık ve korunma içgüdülerine benzeyen önemli bir dürtü olarak tanımlanabilir. 103 Bu dürtünün insan soyunun devamı anlamında hayatımızda çok önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. 104 TEMEL KAVRAMLAR TEMEL KAVRAMLAR Cinsellik Doğum öncesi başlayıp ömür boyu devam eden, insanların değerleri, inanışları, duyguları, kişilikleri, sevdikleri ve sevmedikleri şeyler, tutumları, davranışları, fiziksel görünümleri ve içinde yaşadıkları toplumlara göre şekillenen bir kavramdır. Cinsiyet Bir kişiyi dişi ya da erkek olarak belirleyen-cinsel organların türü (penis, testisler, vajina, uterus, memeler), vücut içindeki baskın hormonların türü (östrojen, testosteron), sperm ya da ovum (yumurta) üretebilme, doğum yapma ve emzirebilme yetisi gibifizyolojik özellikleri içerir. 105 106 TEMEL KAVRAMLAR TEMEL KAVRAMLAR Toplumsal Cinsiyet Toplumsal cinsiyet biyolojik farklılığın yanı sıra, kadın ve erkek olarak toplumun bizi nasıl gördüğü, nasıl algıladığı, nasıl düşündüğü ve nasıl davranmamızı beklediği ile ilgili bir kavramdır. Cinsel Gelişim Cinsel gelişim, bireyin cinsel büyümesine karşı sağlıklı tutum takınması, cinsel sorunlarını yenebilmesi ve olumsuz cinsel dürtülerini denetim altına alabilmesinde bilgili ve becerikli olabilmesidir 107 108 18

TEMEL KAVRAMLAR TEMEL KAVRAMLAR Cinsel Yönelim Cinsel Kimlik Bireyin ait olduğu cinsi kabul etmesi, kendi bedenini ve benliğini bu cinsellik algılayışı, duygu ve davranışlarında buna uygun biçimde davranmasıdır. Cinsel kimlik bireyin kendi bedenini ve benliğini belli bir eşeylik içinde algılayışı, kabullenişi, duygu ve davranışlarının buna uygun biçimde yönelişidir. 109 Cinsel yönelim, kişinin düşünce, duygu ve davranışsal anlamda cinsel açıdan çekim duyduğu, arzuladığı cinsiyete göre, heteroseksüel, homoseksüel, biseksüel, travesti ve transseksüel gibi tanılandırıldığı bir özelliktir. Heteroseksüel: Kişinin karşı cinsiyete cinsel ilgi duymasıdır. Homoseksüel (eşcinsel): Kişinin kendi cinsiyetine cinsel ilgi duymasıdır. Biseksüel olma: Kişinin her iki cinse de cinsel ilgi duymasıdır. Travesti olma: Karşı cinsiyete özgü davranış ve giyimi sürdürmekten zevk almaktır. Transseksüel olma: Kişinin cinsiyetini değiştirmesi gerektiğine, ruhsal ve bedensel açıdan diğer cinsiyette olması gerektiğine inanmaktır. 110 TEMEL KAVRAMLAR GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM Androjeni Erkeğin ve kadının tutumlarında ve davranışlarında hem dişil hem eril olma yeteneği olarak tanımlanır. Bir başka ifadeyle; kadın ve erkeğin, her iki cinsinde olumlu yönlerini geliştirmeye yönelik kişilik durumudur. Doğum Öncesi Dönemde Cinsel Gelişim İnsanda cinsiyet doğum öncesi dönemde döllenme esnasında belirlenir. Doğacak bebeğin cinsiyetini kadının cinsiyet kromozomu (XX) ile erkeğin cinsiyet kromozomunun (XY) eşleşmesi belirler. Eğer döllenme sırasında erkeğin X kromozomu ile kadının X kromozomunun eşleşmesi (XX) gerçekleşir ise doğacak bebeğin cinsiyeti kız olacaktır. Ancak, döllenme sırasında erkeğin Y kromozomu ile kadının X kromozomu birleşirse (XY) doğacak çocuğun cinsiyeti erkek olacaktır. 111 112 GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM Bebeklik Döneminde Cinsel Gelişim (0 2 Yaş) Çocuklar cinsellikle ilgili temel davranışları doğumdan başlayarak ilk yıllarda geliştirirler. Tutarken veya dokunurken onunla iletişim kurarsınız, çocuğunuza sevginizi ve özel olduğunu gösterirsiniz. 2-3 yaşlarında erkek veya kız olduklarının farkına varırlar ve bu cinsel kimliği aynı cinsiyetteki ebeveyni taklit ederek ortaya koyarlar. Bebekteki doğuştan varolan emme zevki, cinsel içgüdünün ilk aşamasıdır. Güçlü ağız ve tensel temas ilişkisi, bebeğe sıcaklık ve güven duygusu aşılar. Çevresindeki insanlara inanmaya başlar ve böyle yaşaması için gerekli olan cesareti gelişir. 113 114 19

GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM Erken Çocukluk Döneminde Cinsel Gelişim (2 6 Yaş) Bu dönemde çocuk dokunma yoluyla kendisini ve cinsel organlarını tanımaya başlar. Dokunma yoluyla cinsel organını keşfeden çocuk zamanla tesadüfen zevk almaya başlar ve bunun sonucunda mastürbasyon yaptığı görülebilir Üç yaşına doğru, çocuklar kız-erkek ayrılığını sezip incelemeye koyulurlar. Kız çocuk, erkek çocuğun cinsel organı ile daha erken ilgilenmeye başlar. Çocuklar, cinselliklerinin farkına vardıkları 3 yaşından itibaren, zaman zaman "Ben nasıl dünyaya geldim", "Benim vücudum neden erkek kardeşimden farklı" gibi ana babalarını şaşırtıp, zor duruma düşürecek sorular sorarlar. 115 GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM Çocukluk Döneminde Cinsel Gelişim (6 12 Yaş) Çocukta cinsel ilgi okul öncesi çağda en yoğundur, okula başlamayla birlikte ilgi ve merakta bir azalma gözlenir. Bu dönemde çocuk, önceki yılların cinsel dürtü ve fantezilerini unutur; düşüncelerini okuldaki etkinliklere çevirir ve aynı cinsten çocuklarla oynar. Çocuksu hayal kurmalar, fantezi oyunlar bırakılır, çocuk daha gerçekçi, gözlemci, merakla öğrenici olur. Çocuğun yaşıtlarıyla cinsel oyunlar oynayabildiği ve çıplaklığına ilişkin daha çekingen olduğu bir dönemdir. 116 GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM Ergenlik Döneminde Cinsel Gelişim (12 18Yaş) İlkokul döneminde cinsellik uykuya yatar ancak ergenlik döneminin başlamasıyla birlikte gençlerde cinsel konulara ilgi yeniden artar. Ön ergenlik dönemi çok hızlı bir değişim dönemidir. İkincil cinsel özellikler (kıllanma, üreme organlarının büyümesi vb.) ortaya çıkar. ilgi okul öncesi çağda en yoğundur, okula başlamayla birlikte ilgi ve merakta bir azalma gözlenir. Ergenlik Döneminde Cinsel Gelişim (12 18 Yaş) Ergenliğin ilerleyen döneminde ise gencin, cinsel yapısı ve yeterliliği konusunda birtakım soruları ve kuşkuları olabilir. Kendi cinsel yapısının ve yeterliliğinin gerçekçi kabullenişi ile cinsel kimlik duygusu olgunlaşır. Beden gelişiminin tamamlanmasıyla birlikte her iki cinste kendilerini kız veya erkek olarak tanımlamaya ve buna uygun sosyal davranışlar edinmeye başlar. Ek cinsiyet özellikleri gelişmelerini tamamlamış, esas cinsiyet organları birkaç yıl daha gelişmeye devam edecektir. 117 118 CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER AİLE Bireyin öğrenilmiş davranışlarının temel kaynağı olarak aile, cinsel gelişim konusunda da en temel etkenlerden biri olarak karşımıza çıkar. Aileyi bireyin birçok davranışında olduğu gibi cinsel kimlik ediniminde ve cinsel davranışlarında en temel rol model olarak tanımlamak mümkündür. 119 AİLE Ailenin temel yapısı, ebeveynlerin çalışma durumu, tutumları, sosyo-kültürel ve eğitim düzeyi gibi pek çok özelliğin cinsel gelişime de yansımalarının olabileceğini söyleyebiliriz. Bu yansımalar; Anne-baba birlikteliği: Anne-babanın çalışması: Ana-baba tutumları: Cinsel Gelişimi Etkileyen Olumsuz Ana - Baba Davranışları 120 20

CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER KÜLTÜR Kültür bireyin cinsellikle ilgili görüşleri ve davranışlarını da belirleyen biçimlendiren temel etkenlerden birisidir. Kültürün içeriğindeki cinsellik algısı, tanımı, kuralları ve tabuları o kültüre tabi olanların cinsel görüş ve davranışlarına yansımaktadır. 121 KÜLTÜR Kültürler arasındaki cinsellikle ilgili bu algı, tanım, kural ve tabu farklılığı adeta toplumların cinselliğe bakışındaki farklılığa karşılık gelmektedir. İşte bu farklılıktan ötürü farklı toplumlarda farklı cinsel düşünce ve davranışlara rastlanmaktadır. Değişik kültürlerde, zaman içinde değişiklikler olsa da cinselliğe bakış başlıca dört kalıptadır. Cinselliği bastıran kültürler; Cinselliği kısıtlayan kültürlerde; Cinselliğe izin veren kültürler; Cinselliği destekleyen kültürler 122 MEDYA CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Medyanın ve tüketim kültürünün derinleşen etkisi altında cinsellik, geleneksel evlilik ve aile yaşamının tabularından sıyrılmakta, ticari tüketim için halka açık bir gösteri haline dönüşmektedir. Üremeye odaklanmaktan ayrılarak zevk ve keyifle bağdaştırılmış haliyle şehrin caddelerindeki reklam panolarında, aile ortamındaki ticari televizyon kanallarında, günlük gazetelerin arka sayfalarında ve dergi kapaklarında teshir edilmektedir 123 CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLAR Genellikle cinsel davranım problemi olan çocuktan söz ederken, 12 yaş altı agresif ve ya uygun olmayan cinsel davranışta bulunan çocuk kastedilir. Bu davranışlar aşırı mastürbasyon ve/ya da diğer çocukları cinsel davranışa katılmaya zorlayan edimleri içerir. 124 CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLAR ÇOCUKLAR ARASINDA CİNSEL DAVRANIŞ ŞU KOŞULLARDA PROBLEMDİR Cinsel davranım problemi darken kullanılan cinsel sözcüğü yanıltıcı olabilir. Çünkü bu tür davranışlar her zaman cinsel hazzı hedef almayabilir. Çocuklar arasında cinsel davranış şu koşullarda Çocuğun sosyal ve ya bilişsel gelişimine engel teşkil ediyorsa Zorlama, tehdit ve ya korkutarak meydana geliyorsa Yüksek bir sıklıkla meydana geliyorsa Duygusal başka problemlerin bir yansıması olarak oluşuyorsa Aralarında yaş ve gelişimsel düzey açısından belirgin farklar olan çocuklar arasında oluyorsa Yetişkinlerin uyarı ve müdahalelerine rağmen gizli bir şekilde ve sıklıkla meydana geliyorsa. 125 126 21

CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLAR ÇOCUKLAR Çocuklar arasında cinsel oyunlar normal ve zararsız da olabilir. Mesela evcilik oynayıp birbirlerine eşler gibi davranmak, doktorculuk oynamak ya da birbirlerine cinsel organlarını göstermek gibi. Ancak aynı davranışlar kırıcı, zorlayıcı ve agresif bir şekilde yapılıyorsa, bu durumda bir problemden söz edilebilir. Cinsel istismara uğrayan çocukların böyle bir yaşantısı olmayanlara kıyasla daha çok cinsel davranım problemleri gösterdikleri doğru olmakla beraber bu çocukların bir kısmının bu tür davranışlarda bulunmadıkları göz önünde bulundurulduğunda, bu çocukların hepsinin bu tür problem davranışta bulunduklarına dair yaygın kanının doğru olmadığı söylenebilir. Çocuklarda cinsel davranım problemlerinin çeşitli nedenleri olabilir. 127 128 CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLAR ÇOCUKLAR Cinsel nitelik taşıyan malzemeye, aile içi cinselliğe, aile içi şiddete ve fiziksel şiddete maruz olmak bu nedenlerden birkaçıdır. Cinsel davranım problemi olan çocuklar ile ergenlikte cinsel suçlar işleyenler karıştırılmamalı. Cinsel tacize maruz çocukların bu tür davranışlar göstermesi çoğu kez söz konusu istismarın tekrar eden bir süreklilikte gerçekleşmiş olması ve ya saldırgan-sadist bir şekilde uygulanmış olmasının sonucudur. Araştırmalar çocukluk cinsel istismarının her zaman ergen ve ya yetişkin seks suçları işlemeyi belirgin bir şekilde tahmin edici bir değişken olmadığını gösterir. 129 130 CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLAR Chaffin ve Friedrich in çalışmaları göstermiştir ki çocuklukta cinsel davranım problemleri gösteren çocuklarda sadece % 20 sinin ergenlikte ve %5-15 inin yetişkinlikte cinsellikle ilgili suçlar işlediklerini göstermiştir. Çocukların ergenlikte ya da yetişkinlikte bu tür davranışlar sergilemelerinin daha çok kimi kişilik değişkenleriyle ilintili olduğu düşünülür CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLAR Mesela, ergenliğinde pedofiliye ilgileri olanlar bunu yetişkinlikte de sürdürme eğilimindedir. Buna karşın ergenliğinde kimi psikososyal gerilikleri olan gençlerin (düşük düzeyde sosyal beceriler, depresif belirtiler gibi) yetişkinken daha az olasılıkla cinsel sapkınlık türünden davranışta bulunma olasılıkları olacaktır. 131 132 22