BULUNULAN YAŞA GÖRE HAYATTA KALMA İHTİMALLERİ

Benzer belgeler
TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BASIN BÜROSU

İSTANBUL BOĞAZI NDAKİ KÖPRÜLERİN ETKİLERİ

AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE ŞEHİRLERARASI ULAŞIM TALEBİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. porselenden Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. diğer.

KENTSEL ULAŞIM SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (BALIKESİR ÖRNEĞİ)

ANADOLU EFES (AEFES.IS)

ÜLKEMİZDEKİ HUZUREVLERİNİN DAĞILIMI VE BU DAĞILIMIN



TEMEL DEMOGRAFİK ve SAĞLIK TÜRKİYE İLE AVRUPA BİRLİĞİ NE (AB) ÜYE ÜLKELERİN KARŞILAŞTIRILMASI*

POMPALARDA TAHRİK ÜNİTELERİ

üçüncü değerlendirme raporu

2002 YILI KATILIM ÖNCESİ EKONOMİK PROGRAMI

27 Şubat 2003 TS/BAS/ TÜRKİYE DE GİRİŞİMCİLİK ÖZET BULGULAR

Makina İmalatõ Sektöründe İş Mükemmelliği ve Elektronik İş Stratejileri

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

Şubat Ankara Ticaret Odasõ. Editör Önder DOĞAN Tel:

2007 yõlõ Nisan ayõnda Cumhurbaşkanlõğõ seçimi ve Kasõm ayõnda ise genel seçimlerin

Girdilerin en efektif şekilde kullanõlmasõ ve süreçlerin performansõnõn yükseltgenmesi,

SAYILARLA TÜRKİYE EKONOMİSİ

KARSAN (KARSN.IS) 12 aylõk hedef fiyat: ABDc0.68 Aylin Çorman 12/02/ ! Yeni modellerin piyasaya sürülmesiyle kapasite

POMPALARDA ENERJİ TASARRUFU

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI SOSYAL SİGORTALAR KURUMU BAŞKANLIĞI SİGORTA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Sigorta Primleri Daire Başkanlõğõ

DOĞU ANADOLU PROJESİ ANA PLANI

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

Daha yeşil bir gelecek için suyun

Kasõm Önder DOĞAN Tel:

GPS İLE HAREKET HALİNDEKİ ARAÇLARDAN ELDE EDİLEN GERÇEK ZAMANLI VERİLERİN ORTA ÖLÇEKLİ CBS ÇALIŞMALARINDA KULLANILABİLİRLİĞİ

ULAŞTIRMA ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU DENİZ YOLU ULAŞTIRMASI ALT KOMİSYONU RAPORU

YAZICILAR HOLDİNG A.Ş.

BİTKİSEL ÜRETİM ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU SÜS BİTKİLERİ ALT KOMİSYON RAPORU

Türkiye Cumhuriyeti KATILIM ÖNCESİ EKONOMİK PROGRAM

SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI DPT: 2584 ÖİK: 596 ULAŞTIRMA ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU HAVA YOLU ULAŞTIRMASI ALT KOMİSYONU RAPORU

ALAN YATIRIM. Hürriyet 1Ç 2006 Sonuçları. 5 Haziran Reklam Sektöründeki Büyümeye Paralel Olarak Artan

TUT Önceki tavsiye: TUT

ASFALT ÇİMENTOLARINDA BEKLEME SÜRESİ VE ORTAM SICAKLIĞININ DUKTULİTEYE ETKİSİ

ALAN YATIRIM. Migros 1Ç 2006 Sonuçları. 18 Temmuz Cirodaki Yüksek Artõş Karlõlõğõ Olumlu Etkiliyor

7-8 ŞUBAT 2002 TARİHLERİ ARASINDA VAN DA YAPILAN İNCELMELER HAKKINDA ALT KOMİSYON RAPORU

YAZICILAR HOLDİNG A.Ş.

Yaz l Bas n n Gelece i

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN 34. GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASI

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMA KURULUŞLARINDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2007 OCAK - HAZİRAN

BİLGİ TOPLUMUNA DÖNÜŞÜM POLİTİKASI

DPT - UZMANLIK TEZLERİ TARIMDA GİRDİ KULLANIMI VE VERİMLİLİĞE ETKİLERİ

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

ALAN YATIRIM. Hürriyet 1Y 2006 Sonuçları Hedef PD: 1,399 Mn US$ 6 Eylül Reklam Sektöründeki Büyümeye Paralel Olarak

1. Aşağõdaki üç temel unsur, demokrasi için vazgeçilmez unsurlardõr: - Siyasal katõlõm (Vatandaşlarõn yönetime katõlõmõ, serbest seçimler, partiler)

GÜN BATIMI. Dünyanõn en büyük en zengin ekonomilerinin geleceğinin önünü tõkayan devasa bir

YAZICILAR HOLDİNG A.Ş.

KENTİÇİ OTOBÜS TAŞIMACILIĞINDA BİR MODEL ÖNERİSİ, SİMÜLASYON TEKNİĞİ İLE PERFORMANS DEĞERLEMESİ

ÜRÜN TANIMI VE KAPSAMI

Almanya daki Türkler Entegrasyon veya Gettolaflma

1994 yõlõnda yaşanan derin bir ekonomik krizin en önemli nedenlerinden

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMALARIN KURULUŞUNDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2006 YILI DEĞERLENDİRMESİ

Önemli Finansallar. Önemli Rasyolar T 2004T F/K F/DD

ACIBADEM (ACIBD.IS) 12 aylõk hedef fiyat: ABDc ! Acõbadem Sağlõk Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. için

Hazine Müsteşarlõğõndan:

Haziran Ankara Ticaret Odasõ. Editör Önder DOĞAN Tel:

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

Türkiye deki Yabanc lar için Gazeteler

İklim koşullarõnda tuhaf şeyler olmakta.

SUHAVZALARI, KULLANIMI VE YÖNETİMİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP) Nihai Rapor CİLT VII: KURUMSAL GELİŞME

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

KOSGEB STRATEJİK PLANI ( )

YEDİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI ( ) 1997 YILI PROGRAMI

(Borusan Yat. Paz. BRYAT.IS) (4.58YTL / 3.39 ABD$)

İÇİNDEKİLER. İÇİNDEKİLER... i. KISALTMALAR... iv. ŞEKİLLER... vi. TABLOLAR... vii. GİRİŞ... viii 1. FİNANSAL KRİZLER... 1

HIZLANDIRILMIŞ ELEKTRON DEMETİ İLE ATIK SULARIN IŞINLANMASI TEKNİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TÜRKİYE DE İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİM GENÇLİĞİ ARASINDA ESRAR KULLANIM YAYGINLIĞI

ISTANBUL TİCARET ODASI PLASTİK SEKTÖR RAPORU HAZIRLAYAN SERAP ALP

ALAN YATIRIM. Alarko Carrier 3Ç 2006 Sonuçları. 22 Aralık Hedef PD: 174 Mn US$ Cari PD: 123 Mn US$ Artõşõn Sürmesini Bekliyoruz

KOBİ STRATEJİSİ ve EYLEM PLANI. SME STRATEGY and ACTION PLAN

T.C. MALİYE BAKANLIĞI. Gelir Vergisi Sirküleri/16

SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI DPT: 2575 ÖİK: 588 VE SU ÜRÜNLERİ SANAYİİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

Yayõn No: DPT : 2498 OSMANİYE İLİ RAPORU. Prof.Dr. İsmail BİRCAN Ethem KULHAN Metin ÖZASLAN Ali SABUNCU BÖLGESEL GELİŞME VE YAPISAL UYUM

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜRKİYE'DE GİRİŞİMCİLİK RAPORU TANITIM TOPLANTISI KONUŞMASI

Makroskop. Haftalõk Ekonomi ve Strateji Raporu. Merkez e Güven, Gerisini Merak Etme Sen...

PİYASA MESLEK STANDARTLARI

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

1. MERMER. Mermerin bilimsel ve ticari olmak üzere iki ayrõ tanõmõ bulunmaktadõr.

13,000 12,500 12,000 11,500 11,000 10,500 10,000 9,500 9, Babacan, ABD den gelecek mali yardõmõn kredili

Tahsilat Genel Tebliği. Seri No: 434

YEDİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI ( ) 1996 YILI PROGRAMI. 15 Ekim 1995 Gün ve Sayõlõ Resmi Gazete de Yayõmlanan

Teminatlandõrma ve Kar/Zarar Hesaplama

Kent İçi Trafik Güvenliği: Problemler ve Çözüm Önerileri* Prof. Dr. Nebi Sümer

ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU

DİKKAT! BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 90'DIR.

KARSAN. Şirket Raporu 17 Nisan Yeniden yapõlanmanõn. TSKB Araştõrma

TÜRKİYE BİR TOPLUİĞNE BİLE YAPAMIYORDU

NİTELİKLİ İNSANGÜCÜ MESLEK STANDARTLARI DÜZENİ VE SOSYAL SERMAYE BİRİKİMİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

Türk Telekomünikasyon Sektöründe Reform: Özelleştirme, Düzenleme ve Serbestleşme

YATIRIMLARIN VE İSTİHDAMIN TEŞVİKİ İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN. Kanun No Kabul Tarihi : 29.1.

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME YE EK ÇOCUKLARIN SİLAHLI ÇATIŞMALARA DAHİL OLMALARI KONUSUNDAKİ SEÇMELİ PROTOKOL

Nitelikli Elektronik Sertifikanõn İptal Edilmesi EİK m.9 f.1 e göre,

ORTAÖĞRETİM: GENEL EĞİTİM, MESLEK EĞİTİMİ, TEKNİK EĞİTİM ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

ULAŞTIRMA ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU TRAFİK DÜZENİ, KARAYOLLARINDA CAN GÜVENLİĞİ ALT KOMİSYONU RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER. Tablo 6: Mevsimsel Düzeltilmiş İmalat Sanayi Kapasite Kullanõm Oranlarõ... 5

HALKA ARZ BİLGİLENDİRME NOTU: REYSAŞ

DOĞUŞ OTOMOTİV. 4 Nisan 2006 DOAS

Transkript:

BULUNULAN YAŞA GÖRE HAYATTA KALMA İHTİMALLERİ Tuncer KOCAMAN (*) Özet: Türkiye de Planlõ dönemin başõndan bu yana sosyal ve ekonomik alanda sağlanan gelişmelere paralel olarak doğuşta ortalama hayatta kalma ihtimali yaklaşõk 19 yõl artarak 1995-2000 döneminde 68,55 yõla ulaşmõştõr. lõ yõllarõn başõnda kadõn ile erkek arasõndaki 4,09 yõl kadar kadõn lehine olan doğuşta hayatta kalma ihtimali farkõnõn, kõrk yõllõk dönemde çok az da olsa artõş göstererek, 1995-2000 döneminde 4,63 yõla yükseldiği, kadõnlarõn ortalama hayatta kalma ihtimalinin 70,93 yõla, erkeklere ait ortalamanõn ise 66,30 yõla yükseldiği tahmin edilmektedir. Beş yaşõndaki kõz çocuklarõn hayatta kalma ihtimali ise, son kõrk yõllõk dönemde 7,24 yõl artarak 68,94 yõla, erkek çocuklarõn ise 5,94 yõl artarak 64,84 yõla yükselmiştir. Daha ileri yaşlara ulaşmõş kişilerin hayatta kalma ihtimalleri de kademeli olarak yükselmekte ve -2000 döneminde beklenen ömür süreleri daha gençlerde 6 yõldan başlayarak en yaşlõlarda 1 yõla kadar artõş göstermektedir. Emeklileri ve sigorta kurumlarõnõ en çok ilgilendiren ortalama emekli olma yaşõ ile çalõşanlarõn hayatta kalma ihtimalleri ilişkilendirildiğinde; 1995-2000 döneminde 50 yaşõna ulaşmõş bir işçinin ortalama 25,03 yõl, 65 yaşõna gelmiş bir memurun ise ortalama 13,51 yõl daha yaşayacağõ beklenmektedir. Makale, hayatta kalma ihtimallerinin artõşõnõn toplumsal ve ekonomik etkilerini (*) DPT, Planlama Uzmanõ tartõşmakta; politika uygulamalarõnõn nezaketine işaret etmektedir. Günümüzde kişi başõna milli gelir yanõnda kişilerin hayatta kalma sürelerinin uzunluğu da ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren bir diğer değişken olarak kabul görmektedir. Birleşmiş Milletler, ülkelerin milli gelir, okuma yazma oranõ yanõnda, hayatta kalma ihtimallerinden de yararlanarak her bir ülkeye ait İnsanî Kalkõnma Endeksi ni oluşturmakta ve evrensel bir ölçüt olarak bu endeksi kullanarak, uluslararasõ düzeyde ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin karşõlaştõrmasõnõ yapmaktadõr. Hayatta kalma ihtimalleri, doğuşta ve belli yaşlara ulaştõktan sonra bir kişinin ortalama daha ne kadar bir süre hayatta kalacağõnõ gösterir. Bir gösterge olarak toplumun genel sağlõk ve sosyo-ekonomik durumunu yansõtmaktadõr. Ölümler, özellikle çocuk ve bebek ölümleri çevresel ve sosyal şartlara duyarlõ bir olgudur ve doğuşta hayatta kalma ihtimalini en çok etkileyen unsur da çocuk ölümlerinin yüksekliğidir. Toplumsal ve ekonomik alanda sağlanan gelişmelerin doğal bir sonucu olarak ölümlerin azalmasõ, ilk aşamada bebek ve çocuk ölümlerinin azalmasõna yol açmakta, genellikle nüfusun genç bir yaş yapõsõna sahip olmasõna yol açmaktadõr. Daha sonra yõllarda ölümlülükle birlikte doğurganlõğõnda azalmasõ genç nüfusun payõnõn azalmasõna yol açarken, hayatta kalanlarõn sayõsõnda artõşlarõn olmasõ da, özellikle yaşlõ nüfusun payõnõn artmasõna neden olmaktadõr. 157

Tablo: 1 Cinsiyete Göre Ortalama Doğuşta Hayatta Kalma İhtimalleri Dünya Ortalamasõ Gelişmiş Ülkeler Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye -1965 1995-2000 Ortalama Kadõn Erkek 52,40 66,00 69,70 75,60 47,70 64,10 49,93 68,55 53,70 68,10 72,60 79,30 48,40 65,70 52,02 70,93 51,10 63,90 66,70 71,90 47,00 62,50 47,93 66,30 Kadõn Erkek Farkõ 2,60 4,20 5,90 7,40 1,40 3,20 4,09 4,63 Kaynak : Devlet Planlama Teşkilatõ Çalõşmalarõ (1) United Nations. World Population Prospects, The 2000 Revision, Volume I: Comprehensive Tables, Economic and Social Affairs, ST/ESA/SER.A/198, New York, 2001. (2) DİE,The Population of Turkey, 1923-1994, Demographic Structure and Development, Publication No:1716, Nisan 1995. (3) DİE-DPT Sekizinci Beş Yõllõk Kalkõnma Planõ, Geleceğe Yönelik Nüfus Tahminleri Gelişmiş ülke insanlarõnõn doğuşta hayatta kalma ihtimalleri yirminci yüzyõlõn ikinci yarõsõnda hõzlõ bir yükselme süreci göstermiş, lõ yõllarda ortalama 70 yõl olan doğuşta hayatta kalma ihtimali 2000 li yõllarõn başõnda 75 yõlõn üzerine çõkmõştõr. Ancak, gelişmiş ülkelerde artõşõn ivmesi azalmõştõr. Buna karşõlõk, gelişmekte olan ülkelerde lõ yõllarda doğuşta hayatta kalma ihtimali 48 yõl dolayõnda iken, tõbbi alanda sağlanan gelişmelerden bu ülkelerinde yararlanmasõyla, göreli olarak düşük olan doğuşta hayatta kalma ihtimali yüksek bir ivme göstererek, günümüzde yaklaşõk olarak 65 yõla yaklaşmõş bulunmaktadõr. Kadõnlarõn hayatta kalma ihtimalleri erkeklere göre daha yüksektir. Gelişmeye bağlõ olarak her iki cins arasõndaki fark zaman içinde açõlmaktadõr. Gelişmiş ülkelerde kadõnlarõn doğuşta hayatta kalma ihtimali erkeklerden yaklaşõk 7 yõl uzun iken, gelişmekte olan ülkelerde yaklaşõk 3 yõl daha uzundur (Tablo 1). Tablo 1 de görüleceği üzere, Türkiye için tespit edilen doğuşta ortalama hayatta kalma ihtimali değerleri gelişmiş ve gelişmekte olan ülke değerlerinin arasõnda yer almaktadõr. Ülkemizde başõnda sağlõk şartlarõ, çevresel ve sosyal şartlarõn yetersizliğinden dolayõ doğan her bin bebekten yaklaşõk 180 inin ölmesi, doğuşta ortalama hayatta kalma ihtimalini olumsuz yönde etkilemiştir. -1965 döneminde ortalama 49,93 yõl olan doğuşta ortalama hayatta kalma ihtimali, son 40 yõlda sosyal ve ekonomik alanda sağlanan gelişmelere paralel olarak yaklaşõk 19 yõl artarak 68,55 yõla ulaşmõş bulunmaktadõr. Doğuşta ortalama hayatta kalma ihtimali süresinin bu kadar uzamasõnda, planlõ dönemde sosyal ve ekonomik alanda sağlanan gelişmelerin etkisi, özellikle lõ yõllarõn başõnda çok yüksek olan bebek ölüm oranõnõn günümüzde binde 40 seviyesine düşürülmesinin etkisi büyük olmuştur. 158

Cinsiyet itibariyle doğuşta hayatta kalma ihtimalinin gelişimi incelendiğinde; lõ yõllarõn başõnda kadõn erkek arasõndaki 4,09 yõl kadar kadõn lehine olan doğuşta hayatta kalma ihtimali farkõnõn, kõrk yõllõk dönemde çok azda olsa artõş göstererek, 1995-2000 döneminde 4,63 yõla yükseldiği ve kõrk yõllõk dönemde her iki cinse ait ortalama doğuşta hayatta kalma ihtimallerinde ise yaklaşõk 19 yõl artõş olduğu görülmektedir. Şöyle ki; -1965 döneminde 52,02 yõl olan kadõnlara ait ortalama doğuşta hayatta kalma ihtimalinin 18,91 yõl artarak 1995-2000 döneminde 70,93 yõla yükseldiği, -1965 döneminde 47,93 yõl olan erkeklere ait ortalama doğuşta hayatta kalma ihtimalinin ise 18,37 yõl artarak 1995-2000 döneminde 66,30 yõla yükseldiği hesaplanmaktadõr. Yukarõdaki rakamlar, toplam nüfus üzerinden ortalamalarõ göstermektedir. Oysa, yaş gruplarõnõn kendi içlerindeki hayatta kalma riskleri farklõ farklõdõr. Dolayõsõyla, belli riskli yaşlarõ artan nüfusun, ileriki yõllara yönelik hayatta kalma ihtimali daha yüksek olmaktadõr. Birkaç örnekle olgu şöyledir: Ülkemizde çok yüksek oranda bebek ölümleri ve 1-4 yaşõndaki çocuk ölümleri olmasõna karşõlõk, yetişkin ölüm oranlarõ göreli olarak daha düşük seviyede bulunmaktadõr. Tablo 2 de görüldüğü üzere, yüksek ölüm riski bulunan yõllarõ atlatarak beş yaşõna ulaşmõş çocuklarõn göreli olarak hayatta kalma ihtimalleri daha yüksektir. -1965 döneminde beş yaşõnda olan bir çocuğun 60.27 yõl daha hayatta kalacağõ, 1995-2000 döneminde beş yaşõnda olan bir çocuğun ise 66,84 yõl daha hayatta kalacağõ tahmin edilmektedir. Görüldüğü gibi, beş yaşõn üstündekilerin hayatta kalma ihtimalinde, kõrk yõllõk dönemde 6.57 yõllõk bir artõş olmuştur. Diğer bir deyişle lõ yõllarõn başõnda beş yaşõnda olan bir çocuğun beklenen ömrü (5,00+60,27) 65,27 yõl iken, 1990 lõ yõllarõn sonunda beş yaşõnda olan bir çocuğun beklenen ömrü (5,00+66,84) 71,84 yõla yükselmektedir. Beş yaşõn üstündeki kadõn ve erkeklere ilişkin hayatta kalma ihtimallerinin değişimi incelendiğinde; son kõrk yõllõk dönemde, beş yaşõndaki kõz çocuklarõn hayatta kalma ihtimalinin 7,24 yõl, erkek çocuklarõn ise 5,94 yõl arttõğõ hesaplanmaktadõr. Buna göre, 1995-2000 döneminde, beş yaşõna ulaşmõş kõz çocuklarõn hayatta kalma ihtimalleri 68,94 yõla, erkek çocuklarõnki de 64,84 yõla yükselmiş olduğu, dolayõsõyla, beş yaşõn üstündeki kõz çocuklarõn erkeklerden 4,10 yõl daha fazla yaşayacağõ söylenebilir. Daha ileri yaşlara ulaşmõş kişilerin hayatta kalma ihtimalleri de son kõrk yõlda kademeli olarak yükselmiş ve buna bağlõ olarak beklenen ömür süreleri daha gençlerde 6 yõldan başlayarak en yaşlõlarda 1 yõla kadar artõş göstermiştir (Tablo 2). Örneğin; 1995-2000 döneminde doğan bir kişinin 68,55 yõl olan hayatta kalma ihtimaline karşõlõk, yüksek bebek ve çocuk ölüm riskini atlatmõş olan ve aynõ dönemde 50 yaşõna ulaşmõş bulunan bir kişinin aynõ dönemde 25,03 yõl daha hayatta kalmasõ ve dolayõsõyla bu kişinin ömrünün 75,3 yõla ulaşmasõ beklenmektedir. Demek ki, bu kişi ortalama ömür süresine göre 6,75 yõl daha fazla yaşama ihtimaline sahiptir. Aynõ şekilde, 1995-2000 yõllarõ arasõnda 70 yaşõna ulaşmõş bir kişinin aynõ dönemde 10,35 yõl daha hayatta kalmasõ ve dolayõsõyla bu kişinin ömrünün 80,35 yõla ulaşmasõ beklenmektedir. Hayatta kalma ihtimallerinin uzamasõ, bir ülkenin yetişmiş ve deneyimli nüfus birikimiyle birlikte daha uzun süreler yaşayabileceğini göstermektedir. Bu durum, nüfus yaş gruplarõnõn ihtiyaçlarõna ve 159

160

katkõ/katõlõm gücüne göre yeni politikalarla desteklenmesini ve yönlendirilmesini gerektirir. Hem genç nüfusu artan, hem de yaşama süreleri uzayan bir toplumda, çalõşma hayatõ politikalarõ düzenlenmezse, bağõmlõ nüfus oranõ yükselecektir. Hayatta kalma ihtimallerinin artõşõna bağlõ olarak öncelikle yeni politikalar gerektiren iki bağõmlõ nüfus kesimi, çalõşma çağõnõ tamamlayan nüfus ile eğitimdeki nüfus olmaktadõr. Emekliliği en çok ilgilendiren aktif nüfus yaş aralõğõna göre bir değerlendirme yapõldõğõnda, 1995-2000 döneminde, çalõşma yaşõnõn başlangõç yõllarõnda, 20 yaşõnda, olan bir kişinin bu yaştan sonra ortalama 52,47 yõl daha hayatta kalma ihtimalinin bulunduğu ve ömrünün 72,47 yõl olacağõnõ Tablo 2 deki değerler göstermektedir. Cinsiyete göre aynõ yaş için bir değerlendirme yapõldõğõnda, 20 yaşõna ulaşmõş kadõnlarõn ortalama olarak 54,43 yõl, 20 yaşõna ulaşmõş erkeklerin ise ortalama 50,60 yõl daha hayatta kalacağõ tahmin edilmektedir. Ayrõca, emekliliği yaklaşmõş 45 yaşõnda olan bir kişinin bu yaştan sonra hayatta kalma ihtimalinin 29,37 yõl olacağõ ve böyle bir kişinin ömrünün ortalama 74.37 yõla ulaşacağõ hesaplanmaktadõr. Cinsiyete göre 45 yaş için bir değerlendirme yapõldõğõnda, kadõnlarõn ortalama olarak 30,99 yõl daha yaşayarak ömrünün 75,99 yõla, erkeklerin ise ortalama 27,83 yõl daha yaşayarak ömrünün 72,83 yõla ulaşacağõ tahmin edilmektedir. Sosyal Sigortalar Kurumu nun 2000 yõlõ İstatistik Yõllõğõ verilerine göre, yaşlõlõk aylõğõ alan kadõnlarda ortalama emekli olma yaşõ 47, erkeklerde ise 49 dur; her iki cins ortalamasõ da 49 dur. Bu veriler çerçevesinde, 2000 yõlõnda 50 yaşõnda emekli olduğu varsayõlan bir işçiye, ortalama 25,03 yõl emekli aylõğõ ödeneceğini, Tablo 2 deki 50 yaşõn üstündekilere ilişkin hayatta kalma ihtimallerine bakarak söylemek mümkündür. Erken emekliliğin ve emekli olur olmaz emekli maaşõ almanõn yaygõn olduğu ülkemizde Sosyal Sigorta Kurumlarõ böyle bir yükü taşõyacaklardõr. Bazõ istisnai durumlar dõşõnda emeklilik mevzuatõ açõsõndan memurlarda resen emeklilik sõnõrõ olan 65 yaşõna gelmiş bir kadõn memurun 14,31 yõl, erkek memurun ise 12,75 yõl daha hayatta kalacağõ, ve dolayõsõyla 65 yaşõnda emekli olan memura ortalama bu süreler kadar emekli maaşõ ödeneceği değerlendirmesi yapõlabilir. Türkiye, diğer ülkelerde görülmeyen üç uygulama ile hem insan, hemde mali kaynaklarõnõ verimsiz kullanmaktadõr: a) erken emeklilik (38-45 yaşlarda mümkündür), b) emekli olur olmaz kanuni emeklilik yaş haddini beklemeden (65) hemen emekli maaşõ almaya başlamak, c) emekli maaşõ alõrken bir başka işte çalõşabilmek. Sosyal sigorta kurumlarõnõn böyle bir yükü kaldõrmalarõ mümkün değildir. Kamu açõklarõ yoluyla emekli maaşõ ödeme eğitime ve istihdama ayrõlacak kaynaklarõ yemektedir. Ölümlülüğün ve doğurganlõğõn yüksek oranlardan düşük oranlara doğru azalan bir eğilimin gözlendiği, diğer bir deyişle, demografik geçiş sürecinin yaşandõğõ özellikle az gelişmiş ülkelerde, genç nüfusun payõnõn azalmasõyla birlikte hayatta kalanlarõn sayõsõnda artõşlarõn olmasõ da yaşlõ nüfusun payõnõn yükselmesine neden olmuştur. Tablo 3 deki veriler incelendiğinde görülebileceği gibi, dünya nüfusu yaşlanmaktadõr. -2005 döneminde, gelişmiş ülkelerde göreli olarak yüksek olan yaşlõ nüfusun toplam nüfus içindeki payõnda yüzde 66,3 lük artõşõn olmasõna karşõlõk, aynõ dönemde gelişmekte olan ülkelerdeki 161

Tablo: 3 Nüfusun Üç Ana Yaş Grubuna Dağõlõmõndaki Değişmeler ve Bağõmlõlõk Oranlarõ (Yüzde) Dünya Ortalamasõ Gelişmiş Ülkeler Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye 2000 Yüzde Değişim Bağõmlõlõk Oranõ Yaş Gruplarõ (-2005) (0-14)+(65+) (0-14) (65+) 0-14 15-64 65+ 0-14 15-64 65+ (15-64) (15-64) (15-64) 36,8 29,9 28,1 18,3 40,6 32,9 41,3 30,0 57,9 63,2 63,3 67,4 55,4 62,0 55,2 64,4 5,3 6,9-18,8 9,2 30,2 8,6 14,3-34,9 6,5 66,3 4,0 5,1-19,0 11,9 27,5 3,5 5,6-27,2 16,6 57,8 72,7 58,2 58,0 48,4 80,5 61,3 81,1 55,3 63,6 47,3 44,4 27,2 73,3 53,1 74,7 46,7 9,2 10,9 13,6 21,2 7,2 8,2 6,4 8,7 Kaynak : Devlet Planlama Teşkilatõ Çalõşmalarõ (1) United Nations. World Population Prospects, The 2000 Revision, Volume I: Comprehensive Tables, Economic and Social Affairs, ST/ESA/SER.A/198, New York, 2001. (2) DİE, Genel Nüfus Sayõmõ. yaşlõ nüfus payõnda yüzde 27,5 lik bir artõşõn olduğu gözlenmektedir. Türkiye de ise, bu dönemde, yaşlõ nüfusun toplam nüfus içindeki payõnda gelişmiş ülkelere yakõn bir artõş (yüzde 57,8) olmuş ancak gelişmiş ülkelerde yüzde 14,3 olan yaşlõ nüfusun payõ, Ülkemizde yüzde 5,6 düzeyine yükselmiştir. Bu durum, Türkiye de nüfus artõşõnõn gelişmekte olan ülkelerden daha erken düşme eğilimine girdiğine ve sağlõk hizmetlerinin daha hõzlõ geliştiğine işaret etmektedir. Türkiye nüfusunun yaş yapõsõndaki bu değişim, göreli olarak çalõşma çağõnda olan ve olmayan nüfusun büyüklüğünü etkilemekte ve dolayõsõyla eğitim çağõndaki nüfusun oransal olarak azalmasõyla bu alandaki ihtiyaçlarõn karşõlanmasõnõn kõsmen kolaylaşmasõnõn yolunu açmõş olmaktadõr. Buna rağmen, ülkemizde eğitim çağõndaki nüfusun payõ halen oldukça yüksektir. Bu kolaylõk halen ilkokul nüfusu için geçerli olup, orta ve yüksek öğretimde nüfus bas- kõsõ sürmektedir. Ayrõca, çalõşma çağõndaki nüfusun artmasõ ile birlikte işgücü arzõnda artõş olmakta ve ilave işgücü ile birlikte mevcut işsizlere yeni istihdam imkanlarõ yaratõlmasõ gereği artmaktadõr. Eğitmek kadar önemli olan, eğitilmişi üretimde kullanmaktõr. Çalõşma çağõ nüfusun artõşõ, ülkenin kaynaklarõnõn daha büyük bir kõsmõnõn verimli istihdamõ artõrmaya ayõrmasõ gereğine işaret eder. Ülkeler kalkõnmalarõnõn en önemli sõçramasõnõ bu aralõkta gerçekleştirmektedirler. Türkiye de nüfus artõş hõzõnõn beklenenden daha hõzlõ düşmesi, çalõşma çağõ nüfusun diğer gelişmekte olan ülkelerden daha hõzlõ daralacağõnõ, dolayõsõyle nüfusun daha hõzlõ yaşlanacağõnõ göstermektedir. Türkiye, özellikle önümüzdeki 25 yõla kadar olan sürede, çalõşma çağõ nüfusunu yüksek katma değerle kullanarak değerlendirmek durumundadõr. Aksi, kalkõnmanõn itici gücü olan unsuru, kalkõnma amacõyla kullanamadan heba etmek anlamõna gelecektir. Çalõşma çağõnda olan 15-64 yaş grubundaki nüfusun üze- 162

rinde taşõdõğõ yükü göstermek üzere Tablo 3 deki bağõmlõlõk oranlarõ incelendiğinde; yõlõnda ülkemizde çalõşma çağõndaki her 100 kişinin kendisi dõşõnda 81.1 genç ve yaşlõ kişiyi desteklemesi gerekmekte iken, yaş yapõsõnda kõrk yõllõk dönemde meydana gelen değişimin bir sonucu olarak, 2000 yõlõnda her 100 kişi kendisi dõşõnda 55,3 genç ve yaşlõ kişiyi desteklemekte olduğu görülmektedir. Büyük ölçüde nüfus artõş hõzõnõn düşmesiyle ilgili bir olgudur. 2000 yõlõnda bu oran, gelişmiş ülkelerde 48,4, gelişmekte olan ülkelerde ise 61,3 dür. 2000 yõlõndaki genç ve yaşlõ nüfusa ilişkin Tablo 3 deki bağõmlõlõk oranlarõnõn ayrõ ayrõ incelenmesi halinde; gelişmiş ülkelerde doğurganlõk oranlarõnõn çok düşük olmasõnõn etkisiyle her 100 çalõşma çağõndaki nüfus başõna, 0-14 yaş grubunda 27,2 kişi düşerken, ülkemizde 46,7 kişi düştüğü görülmektedir. Yaşlõ nüfusa ilişkin bağõmlõlõk oranlarõnõn değerlendirmesi yapõldõğõnda ise, gelişmiş ülkelerde her 100 çalõşma çağõndaki kişi başõna, 65 yaşõn üstünde 21,2 kişi düşerken, bu sayõnõn çok altõnda olmak üzere ülkemizde sadece 8,7 kişinin düştüğü görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde 100 çalõşma çağõ nüfusa toplam 48,4 bağõmlõ düşerken, Türkiye de bu toplam 55,4 kişidir. Ancak, yaşlõ nüfusun kendi sosyal güvenliliği bulunan gelişmiş ülkelerde, çalõşan nüfus üzerindeki doğrudan yük fiiliyatta düşüktür. Ekonomik anlamda ise, üretim gücü açõsõndan bu yük gerçektir. Eğitim çağõ nüfus ve sosyal güvenliksiz yaşlõ nüfus Türkiye deki çalõşma çağõ nüfusu üzerindeki fiili yükü artõrmaktadõr. Sonuç olarak, -1965 döneminde ortalama 49,93 yõl olan doğuşta ortalama hayatta kalma ihtimali, son 40 yõlda ülkemizde sosyal ve ekonomik alanda sağlanan gelişmelere paralel olarak yaklaşõk 19 yõl artarak 2000 yõlõnda 68,55 yõla ulaşmõş bulunmasõna rağmen, gelişmiş ülkelerin 7,05 yõl gerisinde bulunmaktadõr. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de kadõnlar erkeklerden daha fazla yaşamakta, doğuşta ortalama hayatta kalma ihtimali karşõlaştõrõldõğõnda; kadõnlarõn erkeklerden 4,63 yõl daha fazla hayatta kaldõğõ tahmin edilmektedir. Beş yaşõna ulaşmõş olan kişilerin, lõ yõllarõn başõnda 60,27 olan hayatta kalma ihtimali de kõrk yõllõk dönemde 6,57 yõllõk bir artõş kaydederek 1995-2000 döneminde 66,84 yõla ulaşmõştõr. Genç yaş yapõsõndan yaşlõ nüfus yapõsõna doğru yavaş bir gelişme kaydeden Türkiye nüfusu, halen yaşlõ nüfus oranõ düşük, genç nüfus yapõlõ özelliğini korumaktadõr. Bağõmlõ nüfusun çalõşma çağõndaki nüfus üzerindeki yükü ağõrlõğõnõ sürdürmektedir. Dolayõsõyla, gençlerin eğitiminde fõrsat eşitliğinin sağlanmasõ yanõnda, hayat boyu eğitim, işsizlere verimli istihdam, çalõşma çağõ nüfusun üretken kullanõmõ için özel programlar, çalõşanlara sosyal sigorta ile birlikte yaşlõlara sosyal hizmet ve yardõm imkanlarõnõn artõrõlarak sağlanmasõ için kamu politikarõnõn gözden geçirilmesi ve sõkõ bir şekilde uygulanmasõ önemini korumaktadõr. Aksi durumda, bu hizmetlerin aile bütçelerinden karşõlanabilmesi için ücretlerin yükselmesi baskõsõ devam edecektir. Bulunulan yaşlar itibariyle hayatta kalma ihtimallerinin kalkõnmaya paralel olarak artmasõ, sosyal sigorta kuruluşlarõ üzerindeki yükü arttõrõr. Bu nedenle, sağlõklõ yaşama ve çalõşabilme süreleri uzadõkça, emeklilik yaşõnõn makul sürelerle ileriye alõnmasõ bütün dünyada yapõlan bir uygulamadõr. Türkiye de, bu yöndeki düzenleme geciktirildiğinden, 1985 yõlõnda yapõlmõş olan düzenleme aşama aşama ilerletileceğine tümden kaldõrõldõğõndan, sosyal güvenlik sistemi kendi aktüerya dengeleriyle kendi kendini sürdürememektedir. 163

164