Jinekoloji Obstetrik Pediatri ve Pediatrik Cerrahi Dergisi



Benzer belgeler
OKUL ÖNCESİ DÖNEM İŞİTME ENGELLİLERDE MÜZİK EĞİTİMİ İLE ÇOCUKLARIN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE TERAPÖTİK BİR ÇALIŞMA

PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNDE KONTROL SÜREKLİLİĞİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI

Eğitim Hastanesinde Sezaryen Oranları

Üçüncü Trimester Preeklamptik Gebelerde Uterin Arter Doppler Anormalliği ve Gebelik Sonuçları Arasındaki İlişki

Doğum Şeklinin, Pelvik Taban ve Mesane Boynu Üzerinde Etkileri

Alt Solunum Yolu İnfeksiyonu Tanısı Alan Çocuklarda RSV Sıklığının ve Klinik Özelliklerinin Araştırılması

Bakterilerde Antibiyotiklere Direnç

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Ankara

EMZIRME SURESI UZERINE ETKILERI

Giresun İlindeki Ailelerin Sünnet Konusundaki Bilgi, Tutum ve Davranışları

Kadınların doğum sonrası fonksiyonel durumları ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi

Eczacılık Fakültesi Öğrencilerinin Mesleğe Yaklaşımları Pharmacy Students' Approach to Their Profession

P.O. Number Terms Rep Ship Via F.O.B. Project. Quantity Item Code Description Price Each Amount Total

. Istanbul Kanuni Sultan Süleyman Tıp Dergisi

OKUL ÖNCESİ DÖNEM İŞİTME ENGELLİ ÇOCUKLARDA MÜZİK EĞİTİMİNİN SÖZEL AÇIKLAMA BECERİLERİNE ETKİSİ

The Determination of Food Preparation and Consumption of the Working and Non-Working Women in Samsun

Bir Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi nde Bası Yarası Görülme Sıklığı ve Bası Yarası Gelişimini Etkileyen Risk Faktörlerinin İrdelenmesi

Okul Öncesi Eğitim Alan Çocukların ve Ailelerinin Bilgisayar Oyunu Oynama Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi

AGE SUMMARY PRIMIPAR AGE

ISF404 SERMAYE PİYASALARI VE MENKUL KIYMETYÖNETİMİ

Sezaryen veya Normal doğum Üriner inkontinans?

Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH

HİPOTEZ TESTLERİ. İstatistikte hipotez testleri, karar teorisi olarak adlandırılır. Ortaya atılan doğru veya yanlış iddialara hipotez denir.

BÖBREK TRANSPLANTASYONU OLAN HASTALARDA SERUM ALBÜMIN DÜZEYLERI ILE YAŞAM SÜRESI ARASıNDAKI ILIŞKI

OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ İŞİTME ENGELLİ ÇOCUKLARDA MÜZİK EĞİTİMİ 3

Ki- kare Bağımsızlık Testi

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Türk Biyokimya Dergisi [Turkish Journal of Biochemistry Turk J Biochem] 2014; 39 (2) ; doi: /tjb

ÖĞRENME ETKİLİ HAZIRLIK VE TAŞIMA ZAMANLI PARALEL MAKİNELİ ÇİZELGELEME PROBLEMİ

Veteriner İlaçları Satış Yetkisinin Veteriner Hekimliği Açısından Değerlendirilmesi: II. İlaç Satış Yetkisinin Vizyon ve Bilanço Üzerine Etkileri [1]

BÖLÜM 3 YER ÖLÇÜLERİ. Doç.Dr. Suat ŞAHİNLER

İntrauterin İnseminasyon Sikluslarında, Rekombinant FSH ve Üriner FSH ile Yapılan Ovulasyon İndüksiyonunun Gebelik Sonuçları Üzerine Etkisi

Morphology and Morphometry of the Acetabulum ACETABULUM UN MORFOLOJİSİ VE MORFOMETRİSİ

ROMATOİD ARTRİTLİ HASTALARDA ACCP (ANTI-CYCLIC CITRULLINATED PEPTIDE) DÜZEYLERİ

Hashimoto Tiroiditi Tanısı Alan Vakaların Geriye Dönük Değerlendirilmesi

Klinik Araştırma. Şenol Emre, Haluk Emir, Sinan Celayir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul

Spesifikleşmenin Olmadığı Bir Hastanede Rektum Kanseri Cerrahisi Sonrası Mortalite ve Morbidite

Term ve Tekil Gebeliklerde Kordon Prolapsusu ve Sonuçları

14 Aralık 2012, Antalya

BİR ÇUBUĞUN MODAL ANALİZİ. A.Saide Sarıgül

BİYOİSTATİSTİK İstatistiksel Tahminleme ve Hipotez Testlerine Giriş Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ

Yenidoğan servisinde izlenen doğumsal kalp hastalığı olanların retrospektif değerlendirilmesi

İKİ ÖLÇÜTLÜ PARALEL MAKİNELİ ÇİZELGELEME PROBLEMİ: MAKSİMUM TAMAMLANMA ZAMANI VE MAKSİMUM ERKEN BİTİRME

TUTGA ve C Dereceli Nokta Koordinatlarının Gri Sistem ile Tahmin Edilmesi

İSTATİSTİK 2. Tahmin Teorisi 07/03/2012 AYŞE S. ÇAĞLI.

BİLGİNİN EĞİTİM TEKNOLOJİLERİNDEN YARARLANARAK EĞİTİMDE PAYLAŞIMI

Yozgat yöresinde atopik semptomlu hastalarda deri prick testi sonuçları

Serebrovasküler Hastalıklarda Metabolik Sendrom

ALTERNATİF SİSTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

İşlenmemiş veri: Sayılabilen yada ölçülebilen niceliklerin gözlemler sonucu elde edildiği hali ile derlendiği bilgiler.

VİDEO MODEL DESTEKLİ ÖĞRETİMİN GİTAR PERFORMANSINA ETKİSİ* THE EFFECT OF MODEL AIDED TEACHING ON GUITAR PERFORMANCE

Amasya sağlık yüksekokulu öğrencilerinin iletişim becerileri

ALTERNATİF SİSTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

ANA NİRENGİ AĞLARINDA NİRENGİ SAYISINA GÖRE GPS ÖLÇÜ SÜRELERİNİN KURAMSAL OLARAK BULUNMASI

Gebelik ve Trombositopeni

TOPLUMDA ERKEK HEMŞİRE ALGISI

İnfertil Hastalarda Gonadotropin ile Ovulasyon İndüksiyon Protokolüne, Gonadotropin Realising Hormon Antagonisti İlavesinin Etkileri

SEZARYEN VE İDRAR İNKONTİNANSI Sezaryen Morbiditeyi Azaltır

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

KAHRAMANMARAŞ TA HUZUREVİ VE ÇOCUK YUVASINDA KALAN BİREYLERDE PNÖMOKOK TAŞIYICILIĞI VE PENİSİLİNE DİRENÇ

Mikrositer Anemili Gebeliklerde ß-Talaseminin Yeri: Maternal Talasemi Minor Fetal Anomali ve Komplikasyon Sıklığını Artırır mı?

İŞLETİM KARAKTERİSTİĞİ EĞRİSİ VE BİR ÇALIŞMA THE OPERATING CHARACTERISTIC CURVE AND A CASE STUDY

4/16/2013. Ders 9: Kitle Ortalaması ve Varyansı için Tahmin

Çocukluk Çağı Karın Ağrıları: Prospektif Bir Çalışma

DÖNEM IV GRUP C DERS PROGRAMI

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

İstatistik ve Olasılık

Yaşlı kadınlarda üriner inkontinas: Günlük yaşam aktiviteleri ve yaşam kalitesi

İstatistik ve Olasılık

İleri Anne Yaşı ve Gebelik Komplikasyonları İlişkisinin Araştırılması

DÖNEM IV GRUP B DERS PROGRAMI

LİNEER OLMAYAN DENKLEMLERİN SAYISAL ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ-2

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

DÖNEM IV GRUP A DERS PROGRAMI

GEBELİK HAFTALARINDA, RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ

Dev Nodüler Guatr Nedeni ile Opere Edilen Hastaların İncelenmesi

Hipotez Testleri. Parametrik Testler

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN OKUL KANTİNLERİNDE SATIN ALMA DAVRANIŞLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Safra kesesi ameliyatı sonrası cerrahi müdahale gerektiren ciddi komplikasyonlar ve yaklaşımları

MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI MEZUNLARININ YETENEK SINAVI PUANLARI İLE MEZUNİYET NOTLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

OKUL ÖNCESĠ DÖNEM ĠġĠTME ENGELLĠ ÇOCUKLARIN MÜZĠK EĞĠTĠMĠ ETKĠNLĠKLERĠNDE DĠKKAT EKSĠKLĠĞĠNĠ GELĠġTĠRME BECERĠSĠNE AĠT ĠNCELEME

Reconstructive and Aesthetic Surgery / Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi

Ortopedi, Kalp ve Genel Cerrahi Ameliyatları Sonrası Dönemde Hastaların İyileşme Durumları ve Bakım Gereksinimlerinin Değerlendirilmesi

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD)


TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY

İSTATİSTİKSEL TAHMİNLEME VE HİPOTEZ TESTİ

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

35 Yay Dalgaları. Test 1'in Çözümleri. Yanıt B dir.

GÜMRÜK TARİFE UYGULAMALARI. İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü

PRETERM-POSTTERM EYLEM

Tahmin Edici Elde Etme Yöntemleri

TEKNOLOJĐK ARAŞTIRMALAR

Vitamini Eksikliği: Yeterince Tanınıyor mu?

Yenidoğan döneminde konvülziyon geçiren olguların etiyolojik profili ve nörogelişimsel sonuçları açısından değerlendirilmesi

PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr.Murat Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

İvesi ve Ost-Friz X İvesi Melez (F 1 ) Kuzularda Büyüme, Yaşama Gücü ve Bazı Vücut Ölçüleri*

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

Sevdiğiniz her şey güvence altında

Transkript:

ISSN 138-6715 Jiekoloji Obstetrik Pediatri ve Pediatrik Cerrahi Dergisi Mayıs 212 Cilt: 4 Sayı: 2 SAHİBİ Regi ŞİRANECİ (Başhekim) Gülay AYDIN TİRELİ Hasa ÖNAL YAYIN KURULU Özde TÜREL Gökha YILDIRIM EDİTÖRLER Ali İsmet TEKİRDAĞ, Sulta KAVUNCUOĞLU Kamura ZİYARETLİ ŞANLI Erdal ADAL (İstabul) İpek AKİL (Maisa) Mete AKİSU (İzmir) Caa ALDIRMAZ AĞARDAN (İstabul) Mustafa Tayfu ALDEMİR (İstabul) Sema ANAK (İstabul) Murat APİ (Adaa) Ayşe Egi ARISOY (İzmit) Emi Sami ARISOY (İzmit) Hasa Cemal ARK (İstabul) Saadet ARSAN (Akara) Gülsere ASLAN (İstabul) Halil ASLAN (İstabul) Ahmet AYDIN (İzmir) Göül AYDOĞAN (İstabul) Alpasla AKYOL (İstabul) Arzu BABAYİĞİT HOCAOĞLU (İstabul) Murat BERKKANOĞLU (Atalya) Neşe BIYIKLI (İstabul) Sema BİÇER (Sivas) Hülya BİLGEN (İstabul) Rüveyde BUNDAK (İstabul) Ayşeur CELAYİR (İstabul) Tiraje CELKAN (İstabul) Yavuz CEYLAN (İstabul) DANIŞMA KURULU Mie ÇALIŞKAN (İstabul) Salim ÇALIŞKAN (İstabul) Kürşat Bora ÇARMA (Gaziatep) Ayşegül ÇINAR KUŞKUCU (İstabul) İsmail ÇEPNİ (İstabul) Fige ÇOKUĞRAŞ (İstabul) Haluk ÇOKUĞRAŞ (İstabul) Feyza DARENDELİLER (İstabul) Vedat DAYICIOĞLU (İstabul) Cem DEMİREL (İstabul) Demet DEMİRKOL (İstabul) Ömer DEVECİOĞLU (İstabul) Uğur DİLMEN (Akara) Fatih DURMUŞOĞLU (İstabul) Melahat DÖNMEZ (İstabul) Murat ELEVLİ (İstabul) Mehmet ELİÇEVİK (İstabul) Erha EMEL (İstabul) Haluk EMİR (İstabul) Ömer ERDEVE (Akara) Müferet ERGÜVEN (İstabul) Ada ERİM (İstabul) Tülay ERKAN (İstabul) Ayşe Güler EROĞLU (İstabul) Cem FIÇICIOĞLU (İstabul) Ali GEDİKBAŞI (İstabul) Ahmet GÜL (İstabul) Ahmet GÜLKILIK (İstabul) Kemal GÜNGÖRDÜK (Mardi) Ayla GÜNLEMEZ (Kocaeli) Kadir GÜZİN (İstabul) Nevi HATİPOĞLU (İstabul) Meti KARABÖCÜOĞLU (İstabul) Özgür KASAPÇOPUR (İstabul) Fuat KIRCELLİ (İstabul) Aysel KIYAK (İstabul) Tufa KUTLU (İstabul) Nilgü KÜLTÜRSAY (İstabul) Haluk Erdal MALATYALIOĞLU (Samsu) Ceyhu NUMANOĞLU (İstabul) Özay ORAL (İstabul) Fahri OVALI (İstabul) Selim ÖNCEL (Kocaeli) Sibel ÖZBEK (İstabul) Tucay ÖZEKİNCİ (Diyarbakır) Sema ÖZER (Akara) Süheyla ÖZKUTLU (Akara) Gülyüz ÖZTÜRK (İstabul) Kapak Tasarımı: Yrd. Doç. Dr. E. Mahir Gülca tarafıda yapılmıştır. Füge PEKÜN (İstabul) Yıldız PERK (İstabul) İbrahim POLAT (İstabul) Serdar SANDER (İstabul) Sezai ŞAHMAY (İstabul) Zafer ŞALCIOĞLU (İstabul) Regi ŞİRANECİ (İstabul) Alper TANRIVERDİ (Aydı) Nurte TARLAN (Akara) Burak TATLI (İstabul) Emie TÜRKKAN (İstabul) Müevver TÜRKMEN (Aydı) Beyha TÜYSÜZ (İstabul) Nafiye URGANCI (İstabul) Volka ÜLKER (İstabul) Mesut Abdülkerim ÜNSAL (Trabzo) Cihat ÜNLÜ (İstabul) Ayça VİTRİNEL (İstabul) Mehmet VURAL (İstabul) Mehmet YALAZ (İzmir) Coşku YARAR (İstabul) Alev YAVUZ YILMAZ (İstabul) Goca YILDIRIM (İstabul) Emel YILMAZ (Bursa) Ada YÜKSEL (İstabul) Sahibi: Regi Şiraeci Yazı İşleri Müdürü: Kamura Ziyaretli Şalı Yöetim Yeri / Yayıcı: S. B. Kaui Sulta Süleyma Eğitim ve Araştırma Hastaesi Turgut Özal Cad. No. 1 Halkalı/Küçükçekmece/İSTANBUL Tel: 212 44 15 www.kauieah.gov.tr Yayı Türü: Yaygı Süreli Yayılaya Kuruluş / Baskı Yeri: LOGOS YAYINCILIK Yıldız Posta Cad. Sia Apt. No. 36 D. 66/67 34349 Gayrettepe-İstabul Tel: (212) 288 5 41 - (212) 288 5 22 Fax: (212) 211 61 85 E-mail: logos@logos.com.tr www.logos.com.tr S. B. Kaui Sulta Süleyma Eğitim ve Araştırma Hastaesi Süreli Yayııdır. Ocak, Mayıs ve Eylül aylarıda olmak üzere yılda 3 sayı olarak yayılaır. Bu dergi Acid Free (Alkali) kağıda basılmaktadır. / This joural is prited o Acid-Free paper

ISSN 138-6715 Jiekoloji Obstetrik Pediatri ve Pediatrik Cerrahi Dergisi CİLT: 4 SAYI: 2 MAYIS 212 İÇİNDEKİLER Kliik Araştırmalar / Cliical Ivestigatios Doğum Şeklii, Pelvik Taba ve Mesae Boyu Üzeride Etkileri The Effects of Type of Delivery o Pelvic Floor ad Bladder Neck İ. Polat, N. G. Akagüdüz, G. Yıldırım, V. Ülker, V. L. Bakır, A. Ekiz, A. İ. Tekirdağ... Mikrositer Aemili Gebeliklerde ß-Talasemii Yeri: Materal Talasemi Mior Fetal Aomali ve Komplikasyo Sıklığıı Artırır mı? Does Materal ß-Thalassemia Mior Icrease the Risk of Fetal Aomaly ad Icidace of Complicatios? The Importace of ß-Thalassemia i Pregacies with Microcytic Aemia N. Korkmaz Çokyama, V. L. Bakır, A. İ. Tekirdağ, G. Yetkim Yıldırım, İ. Polat... İfatil Hipertrofik Pilor Steozu: Çocuklarda E Sık Safrasız Kusma Nedei Ifatile Hypertrophic Pylor Steosis: The Most Commo Cause of Bile-Free Vomitig i Childre B. Aydoğdu, S. Sader, O. Demirali, Ü. Güveç, C. Beşik Başdaş, Z. Mahmut, M. Ö. Kuzda, G. Aydı Tireli... Spia Bifida Taısı Ala Çocukları Ebeveylerii Depresyo ve Aksiyete Düzeyleri ile Stresle Başa Çıkma Becerileri The Level of Depressio ad Axiety ad the Ability to Cope with Stress of Parets of The Childre Who Were Diagosed As Spia Bifida A. Gökçedağ, S. Ş. Baydı, B. Türk Lal, İ. Alataş, E. Öztürege... 47-6 61-68 69-73 74-79 Olgu Suumları / Case Reports Yirmi Altı Haftalık Gebelikte Preeklampsiye Sekoder Posterior Reversibıl Esefalopati Sedromu (PRES): Bir Olgu Suumu Posterior Reversible Ecephalopathy Sydrome (PRES), Secodary to Preeclampsia i 26 Weeks Pregacy: A Case Report İ. Güyeli, E. Erdemoğlu, M. Güey, T. Muga... Sedoaaljezi ile Opere Edile Yeidoğa Meigomyelosel Olgusu A Case of Neoatal Meigomyelocele Operated Uder Sedoaalgesia S. Ş. Baydı, B. Hergüsel, A. Gökçadağ, G. Yılmaz, İ. Alataş, E. Emel... Eder Görüle Fetal Ekstremite Tümörü: Hemajiolefajioma A Rare Case of Fetal Extremity Tumor: Hemagiolymphagioma H. Eder Soydiç, S. Vural, A. Özler, M. E. Sak, M. S. Evse, M. Z. Taer... 8-84 85-88 89-92

Editörde Değerli Meslektaşlarım, JOPP (Jiekoloji, Obstetrik, Pediatri ve Pediatrik Cerrahi Dergisi) yayı hayatıda üç yılıı doldurmuş dördücü yılıda ilerlemektedir. Hepimizi bildiği üzere, yayı hayatıı ilk yılları çok zor geçmektedir. Araştırmacı hekimleri çoğu, TÜBİTAK diziide olmaya dergiye yayı yollamak istemezler. Her sayımızda her dal içi e az iki kliik araştırma, olgu suumu zorululuğu ile bu çalışmaları iki hakem tarafıda kotrol ve düzeleme şartlarıı izlemesi amacıyla, JOPP dergisi TÜBİTAK tarafıda iki yılda beri takibe alımıştı. 8.5.212 tarihide TÜBİTAK ULAKBİM Tıp Veritabaı komitesii 115 sayılı toplatısıda, Bizleri ve tüm Kaui Sulta Süleyma (Eski adı ile Bakırköy Kadı Doğum ve Çocuk Hastalıkları) E.A.H mesuplarıı gururladıra haber gelmiş dergimizi TÜBİTAK diziide yer alması uygu görülmüştür. Dergimizi Editörleri olarak, başta bize her türlü maddi desteği sağlaya Başhekimimiz Dr. Regi Şiraeci ye, yazı işleri müdürümüz Dr. Kamura Ziyaretli Şalı'ya, yoğu çalışmaları içide lütfedip bizim dergi yazılarımıza zama ayırıp, iceleme yapa tüm değerli hakemlerimize, ilk yılımızda bitmez eerjisi ile bize moral ve bilimsel katkıda bulua pediatrist Dr. Alev Yılmaz a, dergimiz heüz TÜBİTAK diziide yer almamasıa rağme araştırmalarıı bizlere yollaya tüm araştırmacı yazar ve bağlı olduğu kliiklere, bizleri teşvik edip, hiçbir zama kırmada, yardımcı ola LOGOS yayıcılık görevlilerie e iyi dileklerimizle teşekkür ederiz. Bugüde itibare tüm ekibimiz daha iyi, daha kaliteli dergi üreterek Türk Tıbbıa yararlı olacak yayılar yapmaya hazır olmalıyız. Saygılarımızla, 8.6.212 Kl. Şef. Uzm. Dr. Ali İsmet Tekirdağ Kl. Şef. Uzm. Dr. Sulta Kavucuoğlu

JOPP Derg 4(2):47-6, 212 doi:1.5222/jopp.212.47 Araştırma Doğum Şeklii, Pelvik Taba ve Mesae Boyu Üzeride Etkileri The Effects of Type of Delivery o Pelvic Floor ad Bladder Neck İbrahim Polat, Naile Gökçe Akagüdüz, Goca Yıldırım, Volka Ülker, Vuslat Lale Bakır, Ali Ekİz, Ali İsmet Tekİrdağ S. B. Kaui Sulta Süleyma Eğitim ve Araştırma Hastaesi, Kadı Hastalıkları ve Doğum Kliiği ÖZET Amaç: Doğum şeklii pelvik relaksasyo oluşumua ve bua bağlı olarak ortaya çıktığı düşüüle üretra mobilitesi, stres ürier ikotias ve sistosel oluşumua etkisii araştırmak. Gereç ve Yötem: Ocak 211-Mayıs 211 tarihleri arasıda, Bakırköy Kadı Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastaesi de doğum yapa 225 primigravid hasta çalışmaya alıdı. Her biri gebeliğii 35-36. haftasıda değerledirildi. Çalışmada yer ala hastalar postpartum 12. haftada tekrar muayee edildi. Sistosel değerledirildi, stres ikotias tarifleyelere stres test yapıldı, özel olarak yapılmış bir açıölçerle Q tip test yapıldı. Vajial doğum yapa 155 hasta, aktif fazda sezarye ola 36 hasta ve latet fazda sezarye ola 34 hasta ile çalışma gruplarımız oluştu. Bulgular: Bebek doğum ağırlığı vajial doğum grubuda alamlı olarak daha düşüktü. Vajial doğum grubuda SÜİ saptaa 19 ( 12.3) olgu ve sezarye grubuda SÜİ saptaa 4 ( 5.7) olgu vardı. Bu iki grup arasıda istatistiksel olarak alamlı düzeyde fark saptamadı. Sistosel pozitiflik oraları arasıda alamlı fark saptadı. Vajial doğum grubudaki sistosel pozitiflik oraıı aktif fazda sezarye grubuda yüksek olduğu buludu. Ayrıca, aktif fazda sezarye grubudaki sistosel pozitifliği oraı latet faza sezarye grubuda yüksekti. Vajial doğum grubuda Q testi 36 derece ola 26 ( 16.8) olgu, sezarye grubuda Q testi 36 derece ola 4 ( 5.7) olgu vardı. İstatistiksel olarak alamlı fark vardı. Vajial doğum yapalarda 2 ve 3. derece olgular vardı, yie bu grupta evre 2 ve 3 sistosel ola olgular da varke latet faz grubuu tamamı evre 1 sistoseldi. Stres ikotias sıklığı, sistosel sıklığı ve Q tipi test pozitifliğii her biri, birbirleriyle ve bebek doğum ağırlığı, doğumu 2. evresii süresiyle pozitif ilişkili buludu. Souç: Vajial doğumu pelvik taba relaksasyou içi sezarye doğuma göre daha ciddi bir risk faktörü olduğu, doğumu aktif fazıda yapıla sezaryeı da elektif sezaryea göre daha riskli olup, tamame koruyucu olmadığı soucua varıldı. Aahtar kelimeler: vajial epizyotomili doğum, sezarye, postpartum pelvik relaksasyo, Q tipi test SUMMARY Objective: To ivestigate the effect of methods of delivery o pelvic relaxatio which is thought to lead to urethral mobility, stress uriary icotiece ad developmet of cystocele. Material ad Methods: 225 primigravid patiets who gave birth i Bakirkoy Gyecology-Obstetrics ad Pediatric Research ad Traiig Hospital betwee Jue 211 ad September 211 were ivolved i the study. Each patiet was evaluated durig their 35-36 gestatio weeks. The patiets were re-examied i the 12th postpartum week. The cystocele was assessed. A stress test ad Q test (by usig a specially desiged type of protractor) were performed to those with a history of stress icotiece. Patiets with a vagial delivery (=155), ad with C-sectio deliveries i the active (=36) ad i the latet phase (=34) of labor costituted the study groups. Results: Birth weight was sigificatly lower i vagial delivery group. SUI (stress uriary ıcotiece) was preset i 19 (12.3 ) patiets i the vagial delivery ad i 4 (5.7 ) patiets i C-sectio group. No sigificat differece was foud betwee the groups. The rates of cystocele was sigificatly differet betwee the groups. The rate of cystocele was higher i the vagial delivery group compared to the active phase C-sectio group. I additio, it was higher i the active phase C-sectio group tha i the latet phase C-sectio group. I the Q tip test, 36 degree descesus was foud i 26 (16.8 ) patiets i the vagial delivery ad i 4 (5.7 ) patiets i C-sectio groups. The differece was statistically sigificat. Cases with 2. ad 3. degree, ad also phase 2 ad phase 3 cystoceles were preset i vagial delivery group while oly phase 1 cystocele patiets were preset i latet phase C-sectio group. A positive correlatio was preset betwee the rates of stress icotiece, cystocele, a Q-test positivity, birth weight ad duratio of 2d stage of labor. Coclusio: The study results showed that the vagial delivery is a serious risk factor for pelvic floor relaxatio compared to C-sectio, while C-sectio performed i the active phase of labor costitutes higher risk tha elective C-sectio ad is ot completely protective agaist pelvic relaxatio. Key words: vagial delivery with episiotomy, caesaria sectio, postpartum pelvic relaxatio, Q type test Alıdığı tarih: 3.4.212 Kabul tarihi: 29.5.212 Yazışma adresi: Uzm. Dr. İbrahim Polat, 7-8 Kısım L 1 G Blok 75, Ataköy / İstabul e-posta: dripolat@yahoo.com 47

JOPP Derg 4(2):47-6, 212 GİRİŞ Pelvik tabaı; miksiyo, defekasyo, cisel yaşam ve doğum gibi çok öemli foksiyoları vardır. Pelvik taba aatomisii relaksasyou soucu pelvik taba foksiyolarıı bozulmasıyla pelvik orga prolapsusu (POP), stres ürier ikotias (SÜİ), diğer alt ürier sistem ve boşaltım bozuklukları, seksüel foksiyo bozukluğu ve bazı kroik pelvik ağrı sedromları ortaya çıkmaktadır (1). Pelvik taba relaksasyo gelişimide vajial doğumu öemli bir etke olduğu düşüülmüştür (2). Vajial doğum varlığı ile pudetal siir hasarı arasıdaki ilişki, histolojik, histokimyasal ve örofizyolojik olarak gösterilmiştir (3). Epizyotomi sırasıda pelvik çıkım kaslarıdaki laserasyolara bağlı olarak gelişe siir iervasyo kaybı ve buu soucuda pelvik kaslardaki zayıflık da POP a ede olabilmektedir (2). Prolapsus riskii artıra diğer obstetrik faktörler arasıda iri ya da makrozomik bebek doğumu, doğumu ikici evresii uzaması ve ilk doğumu 25 yaş altıda olması gibi faktörler sayılabilmektedir (4,5). Sistosel, vaje ö duvarı ve buu üstüdeki mesae tabaıı patolojik olarak sarkmasıdır. ICS (Iteratioal Cotiece Society) kriterlerie göre sistosel kullaımı yerie aterior vajial prolapsus taımı tercih edilmektedir (6). İşeme bozuklukları ile beraber olabilmekte ve prolapsus ilerledikçe semptomlar artmaktadır (7,8). Yüzde 15 ila 52 lik prevalas oraı ile stres ürier ikotias e sık karşılaşıla ikotias tipidir. Gebelik sırasıda ise 3 da 6 a kadar değişe oralarda görülebilmektedir. Dolayısı ile hem gebelik hem de doğum, SÜİ içi risk faktörüdür. Stres ikotiası e sık rastlaa tipi aatomik ikotiastır ve olguları yaklaşık 9 ıı oluşturur. Mesae boyuu ve üretraı aatomik desteğii zayıflamasıa bağlıdır. Hem vajial yolda hem de sezarye ile doğurmuş kadılarda, doğurmamış kadılara orala daha fazla orada SÜİ izlemiştir (9). Tek bir ormal vajial doğum dahi yumuşak dokuda hasara ede olabilmektedir. Elektif sezaryei koruyucu etkisi vardır (1). Fakat vajial doğum kararıı takibe dilatasyo sorası yapıla acil sezarye doğumda da pelvik taba iervasyouda hasar söz kousudur. Gerçek stres ikotias taısı, acak ileri kliik değerledirme ile koulabilir. Fakat hastaı belirgi olarak stres ikotias semptomları varsa ve basit ürojiekolojik icelemede stres ikotias düşüülmüş ise ürodiamik testler şart değildir (11). Paraüretral dokuları aatomik desteğii etkiliğii ve mesae boyu ve proksimal üretraı mobilitesii derecesii objektif olarak değerledirmek içi Q-tip test yapılır (12). Üretral hipermobiliteyi belirlemede kullaılabile ucuz, kolay ve katitatif bir testtir. Çalışmamızı amacı, vajial yolla doğum yapa primiparlarla sezarye ile doğum yapa primiparları, üretra mobilitesii Q tipi testle değerledirilmesi, stres ürier ikotiası sorgulaması ve sistosel gelişimii değerledirilmesi yötemleriyle kıyaslayarak, pelvik taba morfolojisi ve foksiyou üzerie doğum eylemii etkisii araştırmaktır. GEREÇ ve YÖNTEM Çalışmamız; Bakırköy Sadi Kouk Eğitim ve Araştırma Hastaesi Etik Daışma Kurulu 27.6.211 tarihli 211/8-8 umaralı kararıa uygu, radomize, prospektif, kotrollü olarak Hazira 211-Eylül 211 tarihleri arasıda Sağlık Bakalığı Bakırköy Kadı Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastae- 48

İ. Polat ve ark., Doğum Şeklii, Pelvik Taba ve Mesae Boyu Üzeride Etkileri si Kadı Hastalıkları ve Doğum Kliiği de ve daha sora 2 mayıs 211 itibarıyla taşıması eticeside yei ismi ola Kaui Sulta Süleyma Eğitim Araştrma Hastaesi Kadı Doğum Kliiği de gerçekleştirildi. Gebeler 35-36 ıcı gebelik haftalar arasıda ve doğum sorası 12 ici haftada iki kez değerledirildi. İlk değerledirmede yaş, obstetrik öykü, özgeçmiş (stres ikotias etyolojisie ve ayırıcı taısıa etki edebilecek sistemik hastalık varlığı) sorguladı. Hastalara ayrıtılı sistemik ve geital fizik muayeesi yapıldı. 35-36. haftadaki ilk muayeede pelvik orga prolapsusu veya idrar yolu efeksiyou buluaa gebeler çalışmaya alımadı. Gebelik komplikasyoları (çoğul gebelik, makrosomi, fetal büyüme geriliği, fetal malformasyolar, diyabetes mellitus, erke doğum tehdidi gibi) ola, gebelikleride idrar ikotiası şikayeti bulua veya geçirilmiş operasyo öyküsü (jiekolojik ve atiikotias cerrahisi) ola hastalar da çalışmaya dahil edilmedi. Postpartum değerledirmede, doğum ile ilgili detaylar sorgulaarak hastae kayıtları iceledi. Doğum şekli, vajial doğum yapa hastalarda epizyotomi varlığı, doğumu ikici evresii uzuluğu, doğum kilosu araştırıldı. Forikslere kadar deri vagial laserasyoları ola hastalar çalışmaya alımadı. Ürier ikotias varlığı, ateatal ve postpartum olmak üzere her iki değerledirmede de sorguladı. Çalışma grubuu homojeize etmek amacı ile, epizyotomi uygulamada vajial doğum yapa primipar hastalar ile forseps ve vakum ekstraksiyou ile müdahaleli doğum yapa hastalar çalışma dışı bırakıldı. İlk değerledirme ve doğum sorası değerledirme sorasıda 225 primipar hasta çalışmaya alıdı. Vajial doğum yapa 155 hastaı tamamıda baş prezetasyou mevcut idi. Sezarye grubuda 7 hasta mevcuttu. Bu hastalarda 36 sıa 1. evre aktif fazda, 34 üe 1.evre latet fazda sezarye yapıldı. Stres ürier ikotias, itraabdomial basıcı arttıra maevralar ile idrar kaçırmak olarak taımladı. İkotiası dereceledirmek içi İgelma-Sudberg klasifikasyo sistemi kullaıldı: 1. derece: Öksürük, hapşırma ve gülme sırasıda idrar kaçırma. 2. derece: Yürüme, koşma, merdive çıkma, zıplama sırasıda idrar kaçırma. 3. derece: İstirahat halide ikotias Hastalara çalışma hakkıda ayrıtılı bilgi verilerek oamları alıdı. Urge ikotias yakımaları ile ayı zamada stres ürier ikotias öyküsü ola hastalar çalışma grubua alımadılar. Stres ürier ikotias taısı, hastaları ayrıtılı öyküsüe ve mesaei ilk doluluk hisside, ped ile ayakta yapıla stres testie dayaılarak kodu. Hiçbir hastaya ürodiamik çalışma yapılmadı ve kaçırıla idrar volümü ölçülmedi. Üretrovezikal bileşkeyi (UVB) ve üretral hipermobiliteyi değerledirmede Q tip test uyguladı. Bu testte lidokaili jel ile kaygalaştırılmış steril pamuklu çubuk kullaıldı. Pamuklu çubuk eksteral üretral meatusda sokularak mesaeye doğru bir direç hissedilee kadar yavaş yavaş ilerletildi. Direçle karşılaşıla bu okta UVB olarak kabul edildi. Test sırasıda labiumlar keara çekilerek maksimal ıkıma sırasıdaki açı ölçüldü. Açıyı hesaplamada özel olarak hazırlamış ve oktası eksteral meatusla çakışa bir açı ölçer ile ormal pozisyoda 49

JOPP Derg 4(2):47-6, 212 çubuğu horizotal düzlemle yaptığı açı ölçüldü. Daha sora hasta so gücü ile ıkıdırtıldı ve açı kaydedildi. Bu şekilde yapıla üç ölçümü ortalama değeri Q tip açısı olarak alıdı. 35º ve üzeri UVB mobilitesi olarak değerledirildi. Pelvik relaksasyou değerledirmede pop q klasifikasyo sistemi kullaıldı. Bu sisteme göre evreleme şu şekildedir: Evre : Prolapsus yok. Evre 1: Prolabe ola e distal kısım himei 1 cm üstüdedir. Evre 2: Prolabe ola e distal kısım himei 1 cm altıda ya da üstüdedir. Evre 3: Prolabe ola e distal kısım himei altıda 1 cm de daha fazladır. Evre 4: Alt ürogeital sistemi tamamı eversiyoe (dışarıya çıkmak) olmuştur Çalışmada elde edile tüm veriler bilgisayarda Widows XP işletim sistemide, Statistical Packages for the Social Sciece (SPSS) 11.5 istatistik programı kullaılarak aaliz edildi. Taımlayıcı istatistiksel aalizler yapıldıkta sora (frekas, yüzde dağılımı, ortalama±stadart sapma) grupları kesikli değişkeler açısıda farklı olup olmadığı Pearso ki-kare testi ve Yates ki-kare testi ile değerledirildi. Parametrik varsayımlar karşılamadığı içi çoklu karşılaştırmalarıda Kruskal-Wallis varyas aalizi, ikili karşılaştırmalarda Ma-Whitey U testi kullaıldı. Olguları ordial ve sürekli değişkeleri arasıdaki ilişkiler Spearma s korelasyo testi ile değerledirildi. p<.5 değeri istatistiksel olarak alamlı kabul edildi. BULGULAR Tüm gruplardaki olguları bebek doğum ağırlığı (g) ortalamaları karşılaştırıldığıda, istatistiksel olarak alamlı düzeyde fark saptadı (p=.1). Bu alamlı fark, vajial doğum grubudaki olguları bebek doğum ağırlığı ortalamasıı, aktif fazda (p=.4) ve latet fazda (p=.5) sezarye gruplarıdaki olgularda istatistiksel olarak alamlı düzeyde düşük olmasıda kayaklamaktaydı. Grupları ae yaşı (yıl) (p=.12) ve doğum haftası (p=.6) ortalamaları karşılaştırıldığıda istatistiksel olarak alamlı düzeyde fark bulumadı (Tablo 1). Vajial doğum grubuda SÜİ saptamaya 135 ( 87.7) olgu, I. derece SÜİ saptaa 15 ( 9.8) olgu, II. derece SÜİ saptaa 3 ( 1.9) olgu ve III. derece SÜİ saptaa 1 (.6) olgu vardı. Aktif fazda sezarye grubuda SÜİ saptamaya 33 ( 91.7) olgu, I. derece SÜİ saptaa 3 ( 8.3) olgu vardı. Latet fazda sezarye grubuda SÜİ saptamaya 33 ( 97.1) olgu, I. derece SUİ saptaa 1 ( 2.9) olgu vardı. Aktif fazda ve latet fazda sezarye uygulaa olgularda II. Ve III. derece SÜİ saptaa yoktu. Vajial doğum grubuda sistosel saptamaya 68 ( 43.9) olgu, evre I sistosel saptaa 56 ( 36.1) olgu, evre II sistosel saptaa 29 ( 18.7) olgu ve evre III sistosel saptaa 2 ( 1.3) olgu vardı. Aktif fazda sezarye grubuda sistosel saptamaya 24 ( 66.7) olgu, evre I sistosel saptaa 11 ( 1.6) olgu, evre II sistosel saptaa 1 ( 2.8) olgu vardı. Latet fazda sezarye grubuda sistosel saptamaya 31 ( 91.2) olgu, evre I sistosel saptaa 3 ( 8.8) olgu Tablo 1. Grupları yaş, bebek doğum ağırlığı ve doğum haftasıa ait değerleri. Vajial doğum Aktif fazda sezarye Latet fazda sezarye p Ort. SS Med Mi Maks Ort. SS Med Mi Maks Ort. SS Med Mi Maks Ae yaş (yıl) Bebek doğum ağ. (g) Doğum haftası 24.42 3151.48 39.18 4.12 359.5 1.45 23 316 39 18 2 36 38 47 42 25.81 3454.44 39.28 3.87 551.61 1.77 27 3365 4 18 247 33 33 475 42 25.24 3473.53 39.38 5.68 644.26 1.46 25 347 39,5 18 215 36 39 475 41,12,1,6 5

İ. Polat ve ark., Doğum Şeklii, Pelvik Taba ve Mesae Boyu Üzeride Etkileri Tablo 2. Üç grubu SÜİ ve sistosel şiddetlerie göre dağılımları. Vajial doğum Aktif fazla sezarye Latet fazla sezarye SÜİ Yok I. derece II. derece III. derece 135 15 3 1 87.7 9.8 1.9.6 33 3 91.7 8.3 33 1 91.7 2.9 SİSTOSEL Yok I. derece II. derece III. derece 68 56 29 2 43.9 36.1 18.7 1.3 24 11 1 66.7 1.6 2.8 31 3 91.2 8. vardı. Aktif fazda sezarye olgularıda evre III ve latet fazda sezarye uygulaa olgularda evre II ve evre III sistosel saptaa yoktu. Tüm gruplarda evre IV olgu saptamadı (Tablo 2). Tüm gruplardaki olguları Q test dereceleri karşılaştırıldığıda, istatistiksel olarak alamlı düzeyde fark saptadı (p=.33). Bu alamlı fark, vajial doğum grubudaki olguları Q test derecelerii, aktif fazda sezarye grubudaki olgularda istatistiksel olarak alamlı düzeyde yüksek olmasıda kayaklamaktaydı (p=.17 (Tablo 3). Vajial doğum grubuda Q testi 35 derece ola 129 ( 83.2) olgu, 36 derece ola 26 ( 16.8) olgu; aktif fazda sezarye grubuda Q testi 35 derece ola 33 ( 97.1) olgu, 36 derece ola 3 ( 8.3) olgu vardı; latet fazda sezarye grubuda Q testi 35 derece ola 33 ( 97.1) olgu, 36 derece ola 1 ( 2.9) olgu vardı. Q test içi yapıla ilk kategorizasyolarda aalizde güveilir bir souç elde edilemediği içi aktif fazda ve latet fazda sezarye grupları sezarye grubu adı altıda birleştirildi. Sezarye grubuda Q testi 35 derece ola 66 ( 94.3) olgu, 36 derece ola 4 ( 5.7) olgu vardı. Vajial doğum grubuda Q testi 36 derece ola olguları oraı sezarye grubudaki olgularda istatistiksel olarak alamlı düzeyde yüksekti (p=.41) (Tablo 4). Tablo 3. Tüm grupları Q test derecelerii dağılımları. Vajial doğum Aktif fazda sezarye Latet fazda sezarye p Ort. SS Med Mi Maks Ort. SS Med Mi Maks Ort. SS Med Mi Maks Q test (derece) 25.48 12.4 2 15 7 2.42 8.14 15 15 45 21.3 6.72 2 15 4.33 Tablo 4. Grupları Q test derece kategorileri, SÜİ ve sistosel varlığıa göre dağılımı. Vajial doğum Aktif fazla sezarye Latet fazla sezarye p Q test (derece) 35 36 129 26 83.2 16.8 33 3 91.7 8.3 33 1 91.7 2.9.41 SÜİ SUI + SUI - 19 135 12.3 87.7 3 33 8.3 91.7 1 33 2.9 91.7.27 SİSTOSEL Sistosel + Sistosel - 87 68 56.1 43.9 12 24 33.3 66.7 3 31 8.8 91.2 <.1 51

JOPP Derg 4(2):47-6, 212 SÜİ içi yapıla ilk kategorizasyoda aalizde güveilir bir souç elde edilemediği içi yei kategorizasyo yapıldı (olgular SÜİ pozitif ve SÜİ egatif olmak üzere iki kategori altıda birleştirildi). Yapıla bu yei kategorizasyoa göre, vajial doğum grubuda SÜİ saptaa 19 ( 12.3) olgu, SÜİ saptamaya 135 ( 87.7) olgu; aktif fazda sezarye grubuda SÜİ saptaa 3 ( 8.3) olgu, SÜİ saptamaya 33 ( 91.7) olgu; latet fazda sezarye grubuda SÜİ saptaa 1 ( 2.9) olgu, SÜİ saptamaya 33 ( 97.1) olgu vardı. Bu kategorizasyoa göre de geçerli aaliz soucu elde edilemedi. Aktif fazda ve latet fazda sezarye uygulaa gruplar sezarye grubu olarak tek bir grup oluşturuldu. Vajial doğum grubuda SÜİ saptaa 19 ( 12.3) olgu, SÜİ saptamaya 135 ( 87.7) olgu; ve sezarye grubuda SÜİ saptaa 4 ( 5.7) olgu, SÜİ saptamaya 66 ( 94.3) olgu vardı. Bu iki grup arasıda istatistiksel olarak alamlı düzeyde fark saptamadı (p=.27) (Tablo 4). Sistosel içi yapıla kategorizasyoda, olgular sistosel pozitif ve sistosel egatif olmak üzere iki kategori altıda birleştirildi. Vajial doğum grubuda sistosel saptaa 87 ( 56.1) olgu, sistosel saptamaya 68 ( 43.9) olgu; aktif fazda sezarye grubuda sistosel saptaa 12 ( 33.3) olgu, sistosel saptamaya 24 ( 66.7) olgu; latet fazda sezarye grubuda sistosel saptaa 3 ( 8.8) olgu, sistosel saptamaya 31 ( 91.2) olgu vardı. Yapıla bu yei kategorizasyoa göre, üç grubu sistosel pozitiflik oraları arasıda alamlı fark saptadı (p<.1). Aktif fazda sezarye grubudaki sistosel pozitifliği oraı latet faza sezarye grubuda yüksekti (p=.27) (Tablo 4). Doğum ağırlığı ile doğumu ikici evresii süresi (r=.39, p<.1) arasıda pozitif zayıf ilişki; doğum haftası ile doğumu ikici evresii süresi (r=.164, p=.42) arasıda pozitif çok zayıf ilişki; doğum haftası ile doğum ağırlığı (r=.394, p<.1) arasıda pozitif zayıf ilişki; SÜİ şiddeti ile doğumu ikici evresii süresi arasıda (r=.368, p<.1) pozitif zayıf ilişki; SÜİ şiddeti ile doğum ağırlığı (r=.228, p=.4) arasıda pozitif çok zayıf ilişki; sistosel derecesi ile doğumu ikici evresii süresi (r=.335, p<.1), doğum ağırlığı (r=.352, p<.1) ve SÜİ şiddeti (r=.322, p<.1) arasıda pozitif zayıf ilişki; Q test souçları ile doğumu ikici evresii süresi (r=.372, p<.1), doğum ağırlığı (r=.42, p<.1) ve sistosel derecesi (r=.296, p<.1) arasıda pozitif zayıf ilişki; Q test souçları ile doğum haftası (r=.221, p=.6) arasıda pozitif çok zayıf ilişki; Q test souçları ile SÜİ şiddeti (r=.571, p<.1) arasıda pozitif orta düzey ilişki saptadı (Tablo 5). Tablo 5. Tüm katılımcılarda obstetrik parametreleri, SÜİ şiddeti ve sistosel derecelerii ilişkisi. Bebek doğum ağırlığı Doğum haftası SÜİ Sistosel derecesi Q test (derece) r p r p r p r p r p TARTIŞMA Doğumu 2. evresii süresi.39 <.1.164.42.368 <.1.335 <.1.372 <.1 Doğum ağırlığı.394 <.1.228.4.352 <.1.42 <.1 Doğum haftası.1.216.111.168.221.6 SÜİ.322 <.1.571 <.1 Sistosel derecesi.296 <.1 Pelvik taba aatomisii, mesae boyuu ve üretraı aatomik desteğii vajial doğumda etkilediği çalışmamızda görülmektedir. Doğum öceside sistosel ve stres ürier ikotias olguları hiçbiride izlemezke, doğum sorasıda vajial doğum yapa grupta sezarye grubua göre alamlı orada yüksektir. Hatta bu alamlı fark, aktif fazda sezarye yapılalarla ve 52

İ. Polat ve ark., Doğum Şeklii, Pelvik Taba ve Mesae Boyu Üzeride Etkileri latet fazda sezarye yapıla olgular arasıda da görülebilmektedir. Q tip test kullaılarak valsalva maevrası ile değerledirile üretra mobilitesi, vajial doğum yapmış grupta sezarye grubu olgulara göre alamlı orada artmıştır. Üretra mobilitesi vajial olarak doğura gruptaki kadılarda, sezarye doğum yapa kadılarda daha fazla idi. Acak gruplar, doğum ağırlığıa göre eşleştirilmemişti ve sezarye grubuda ortalama doğum ağırlığı alamlı orada daha yüksekti. Ayrıca gebeliği kedisii mesae boyu pozisyou ve hareketliliği üzerie etkisi de bu çalışmada alaşılamadığı gibi bu kouda yapılmış prospektif çalışma da yoktur. Zate bu çalışmada amaç, gebeliği değil de vajial doğumu mesae boyu ve pelvik tabaa aatomik ve foksiyoel etkisii değerledirmek olduğu içi, hastalar terme yakı ve doğumda sora değerledirilmiş ve gebeliği etkisi gözardı edilecek şekilde pelvik patolojisi olmaya olgular seçilmiştir. Acak, doğumda öce gebelere Q tipi test rahatsız edici olabileceği içi yapılmamış, buu yerie olabildiğice homoje gruplar oluşturulmaya çalışılmıştır. Mesae boyu mobilitesii ve buu stres ürier ikotias ile ilişkisii araştırmak içi valsalva maevrasıı kulladık. Hastalar sözel olarak maksimal eforla ıkımaya teşvik edildi. Olgu değerledirmeleri geellikle gebeliği 35-36. haftalarıda, doğumu gerçekleştiği güde ve postpartum 12. haftada yapıldı. Postpartum 12. hafta iyileşmei tamamlaması içi yeterli bir zama olmayabilir. Mallet ve ark. doğumda öce ve postpartum 8. haftada perieometri ile değerledirdikleri 46 kadıı doğumda 6 yıl sora tekrar değerledirmiştir. Perieometri ile ölçüle pelvik taba kas gücü öemli ölçüde azalmış ike, geçe zama içide tekrar kazaılmıştı. Bizim çalışmamızda da, doğum sorası artmış üretra mobilitesi, ürier ikotias ve sistosel oraları postpartum iyileşmei heüz tamamlamadığı erke bir döemde ölçümleri alımasıa bağlaabilir. Ayrıca bu çalışmadaki olgu sayısı semptomlar ile ölçümler arasıdaki ilişki kurulup doğru bir souç çıkarılmasıa izi verilecek kadar çok değildir. Pescher ve ark. (13), vajial yolda doğumu mesae boyu ve üretral desteği etkilediğii, elektif sezarye yapıla kadılara ve ulligravid kadılara göre vajial yolda doğum yapa kadılarda hem istirahatte mesae boyu pozisyouu daha düşük olduğuu hem de valsalva maevrası sırasıda mobilitei daha çok arttığıı tespit ettiler. Çalışmamızda da vajial doğumu üretral desteği etkileyerek üretral mobilitei artmasıı kolaylaştırdığı soucua varıldı. Acak, iki sezarye grubu arasıda alamlı fark izlemedi. Meyer ve ark. (14) ise, vajial yolda doğum yapa bütü kadılarda doğumda sora, mesae boyu mobiliteside öemli orada artış buluurke, istirahatte mesae boyu pozisyouu yalızca forseps ile doğum yapa kadılarda daha düşük olduğuu bildirdi. Kig ve ark. (15) ise çalışmalarıda postpartum ikotiası ola ve olmaya grupları her ikiside de mesae boyu mobilitesii ateatal ölçümlere göre arttığıı, bu edele ikotiası ola hastalarda doğumu fazlada bir travma veya zayıflığa ede olmadığı soucuu çıkarmıştır. Çalışmamızda stres ürier ikotiası üretra mobilitesi ile ola ilişkisii de araştırdık. Postpartum stres ürier ikotias, Q tip test ile üretral mobilite saptaa olgularda alamlı derecede yüksek pozitif saptadı. Vajial doğum yapa grupla sezarye grubu arasıda Q tipi test 53

JOPP Derg 4(2):47-6, 212 açısı bakımıda alamlı istatistiksel fark saptasa da, stres ürier ikotias açısıda vajial doğum lehie pozitif ilişki saptadı. Acak, buula beraber vajial doğum grubuda görüle 2.derece ve 3.derece stres ikotiasa sezarye doğum grubuda rastlamadı, o gruptakileri tamamı 1.derece idi. Tapp ve ark. ı (16) çalışmasıa göreyse vajial doğum üretral foksiyoları olumsuz etkiler, burada foksiyoel üretral uzuluk, maksimum üretral basıç ve üretral kapama basıcı azalır, sezarye ile doğum yapalarda ise bu tür değişikliklere rastlamamıştır. Bizim çalışmamızda yaptığımız Q tipi test souçları da bu görüşleri destekler iteliktedir. Vajial doğum grubuda Q tipi testi 36 derece ola 26 ( 16.8) olgu vardı. Sezarye grubuda ise Q tipi testi 36 derece ola 4 ( 5.7) olgu vardı. Vajial doğum grubuda Q tipi testi 36 derece ola olguları oraı sezarye grubudaki olgularıkida istatistiksel olarak alamlı düzeyde yüksekti (p=.41), acak latet ve aktif fazda sezarye ola iki grup arasıda alamlı istatistiksel fark izlemedi. Kig ve ark. (15) stres ürier ikotiası yalızca obstetrik edelere bağlamaması gerektiğii, hastaları ikotiasa kişisel duyarlılıkları olduğuu uutulmaması gerektiğii savumuştur. Doğum öcesi ikotiası ola hastalarda saptaa mesae boyu mobilitesideki artışı, öcede varola ve gebeliği daha da kötüleştirdiği kollaje eksikliğie bağlamışlardır. Ayrıca kotiet ve ikotiet kadılar arasıda hastaya ait özellikler ve obstetrik değişkeler açısıda öemli farklılıklar olmadığıı bildirmişlerdir. Çalışmamızda ise postpartum ikotiet kadılarda görüle mesae boyu mobilitesideki artış bu tür değişkelerde bağımsız değildir. Çükü postpartum ikotiet kadılarda doğumu ikici evresii süresi ve bebeği doğum kilosu gibi hastaya ait özellikler kotiet kadılarda fazlaydı. Kig i çalışmasıı öemli bir özelliği, postpartum stres ürier ikotias riskii e öemli belirleyicisii atepartum stres ürier ikotias olduğuu belirtmesidir. Acak, biz bu çalışmaya atepartum ürier ikotiası ola olguları çalışmaya almadık. Stato ve ark. da stres ürier ikotiası gebelik sırasıda görülmüyorsa doğumda sora eder olarak görüldüğüü bildirmiştir. Birçok yazar da buu destekler tarzda görüş bildirmiştir. Acak, Meyer ve ark. (16) aksie, gebelikleride kotiet ola kadılarda doğumda sora stres ürier ikotias görülmesii çok da adir olmadığıı söylemiştir. Kig ve ark. (15) çalışmamızdaki bulgulara bezer şekilde, vajial doğumu istirahatte ve valsalvada, mesae boyuu simfizisde uzaklığıda öemli bir artışa ede olduğuu, ayı şekilde valsalvada mesae boyu hareketliliğide ve rotasyo açısıda da alamlı bir artış kaydedildiğii, acak sezaryei postpartum mesae boyu hareketliliği ile ilgili tüm ölçümler içi koruyucu olduğuu bildirmiştir. Kig i çalışmasıda ayrıca, postpartum 3. ayda ikotiet kadılarda valsalva maevrası sırasıda mesae boyuu hareketide ve açısıda öemli ölçüde artış olduğu bildirilmiştir. Çalışmamızda ise üretra mobilitesi ve açısı kotiet kadılara orala ikotiet kadılarda ve sezaryela doğum yapalara orala vajial doğum yapalarda alamlı olarak artmıştır. Meyer ve ark. (17) doğum sorası stres ikotiası, spota doğumları 21 ide, forseps doğumları ise 26 sıda tespit etmiştir. Sezarye grubuda ise doğum öcesi 36 ola stres ikotias oraı doğum sorası 3 e düşmüştür. Ayrıca bu araştırmacılar, doğum 54

İ. Polat ve ark., Doğum Şeklii, Pelvik Taba ve Mesae Boyu Üzeride Etkileri öcesi ikotias oraıı 31 olarak verdiler ve gebelik sırasıda stres ürier ikotias ola hastaları 22 side ikotiası doğumda sora da devam ettiğii bildirdiler. Bizim çalışmamızda ikotias oraları doğum sorası araştırmaı, heüz iyileşmei tamamlamadığı erke döemde yapılmasıa ve ikotias dereceledirmesii hasta öyküsüe dayaılarak yapılmasıa bağlı olarak yüksek çıkmış olabilir. Doğumlarla ürier ikotias arasıdaki ilişkiyi araştıra ve 65 yaşı altıdaki 15. i üzeride kadıı içere EPINCONT çalışmasıda ise stres ürier ikotias isidası ulliparlarda 4,7, doğumlarıı sezarye ile yapalarda 6,9, doğumlarıı vajial yolla yapalarda 12,2 olarak bulumuştur (18). Spota vajial doğumlarda sora 21, estrümetal vajial doğumlarda sora 36 hastada ürier ikotias saptamıştır (17). Stres ikotiası sezaryele doğuralarda daha az olduğu görülmüştür. Ayrıca vajial doğum yapalarda ve ilerlemeye eylem içi sezarye yapılalarda doğumda 1 yıl sora bakıldığıda stres ikotias sıklığı bezer ike (sırasıyla 1,3 ve 12), doğum eylemi başlamada elektif sezarye yapılalarda ise bu ora belirgi olarak daha düşük ( 3,4) bulumuştur. Elektif sezarye grubudaki stres ürier ikotias prevalası ullipar popülasyodaki prevalasa bezerdir (19). Çalışmamızda da bezer şekilde; vajial doğum grubuda postpartum stres ürier ikotias 12.3, aktif fazda sezarye grubuda 8.3 ve latet fazda sezarye grubuda 2.9 olarak saptadı. Tüm sezarye grubuda ise bu ora 5.7 idi. Ayrıca sezarye gruplarıda hiç 2. ve 3. derece stres ikotias olgusu yokke, vajial doğum grubuda 1,9 2. derece,,6 3. derece stres ikotiaslı olgu saptadı. Obstetrik faktörler ile postpartum ikotias arasıdaki ilişkiyi araştıra çeşitli çalışmalar (mesae boyuu ultrasoografi ile değerledirilmesi, örofizyolojik ve ürodiamik testler gibi) çelişkili souçlar vermektedir. Bazısı kotiet durumu bebeği doğum ağırlığı, doğumu 2. döemii uzaması, forseps veya vakum ile müdahaleli doğum ve epizyotomi açılması gibi obstetrik faktörlerde olumsuz olarak etkilediğii söylerke, diğerleri bu faktörleri egatif etkisii olmadığıı bildirmektedirler. Çalışmamızda tüm olgular ele alıdığıda postpartum stres ikotias ile doğumu ikici evresii süresi arasıda (r=.368, p<.1) pozitif zayıf ilişki; SÜİ şiddeti ile bebek doğum ağırlığı arasıda (r=.228, p=.4) pozitif çok zayıf ilişki vardı. Vajial doğumları hepside bezer şekilde mediolateral epizyotomi açılmıştı ve forseps veya vakum hiçbir olguda kullaılmamıştı. Kig ve ark. (15), postpartum kotiet ve ikotiet gruplar arasıda forseps uygulaması da dahil olmak üzere hastaya, gebeye, travaya ve doğuma ilişki değişkeler açısıda istatistiksel olarak öemli bir fark olmadığıı saptamışlardır. Wilso ve ark. (2), elektif şartlarda yapılalara göre doğumu 2. döemide yapıla sezaryelerde ürier ikotias açısıda küçük bir artış olduğuu bildirirke, Sulta ve ark. (3) ise elektif sezaryelere göre travayı başlagıcıda sora sezarye olaları pudedal siir hasarı gelişmesi bakımıda daha büyük riskte olduğuu bildirdiler. Çalışmamızda; sezarye grupları aktif fazda ve latet fazda sezarye olalar olarak ikiye ayrıldı ve aktif fazda sezarye ola grupta ikotias oraı alamlı olarak yüksekti. H.P. Dietz ve ark. (21), 169 kadıda traslabial ultrasoografi kullaarak yaptıkları çalışmada; vajial doğumu, özellikle operatif (forseps) 55

JOPP Derg 4(2):47-6, 212 vajial doğumu, uzamış aktif ikici döem ile birlikte valsalva sırasıda pelvik orga mobiliteside ve iişide oldukça öemli artışa yol açtığıı, travayı 1. döemii uzuluğuu ve bebeği doğum kilosuu istatistiksel öemi olmadığıı, pelvik taba hastalıklarıı gelecekteki semptomları açısıda elektif sezaryeı koruyucu etkisi olduğuu bildirmiştir. Jacobus Wijma ve ark. (22), ürier ikotiası gebelikte daha sık görüldüğüü ( 26 ya 14), postpartum döemde giderek azaldığıı ( 16 ve 15 ile 14 ve 1) ve objektif kriterler esas alıdığıda daha az ürier ikotias taısı koulduğuu bildirmiştir. Souç olarak da, e üretrovezikal bileşke ölçümlerii, e de obstetrik değişkeleri (doğumu 1. ve 2. döemii uzuluğu, epizyotomi, perieal laserasyo, baş çevresi, bebeği doğum ağırlığı gibi) subjektif ve objektif ürier ikotiasla ilişkisi olmadığıı bildirmişlerdir. Çalışmamızda ise bebeği doğum ağırlığı ve doğumu 2.evresii süresi ile stres ürier ikotias arasıda pozitif ilişki saptamıştır. Viktrup ve ark. (23,24), ilk doğumda 5 yıl soraki stres ikotias ile ilgili çalışmalarıda, doğumda soraki 3 ay içide ikotiası ola kadıları uzu döemde yüksek riske sahip oldukları, ayrıca ilk doğumda epizyotomi ve vakum kullaımıı riski arttırdığıı bildirmiştir. Carley ve ark. (2), pelvik orga prolapsus gelişimide vajial doğumu öemli bir etke olduğuu düşümüştür. Ayrıca müdahaleli doğumu (epizyotomi uygulaması) pelvik kaslarda laserasyoa bağlı olarak gelişe siir iervasyo kaybı ve souçta da pelvik kaslarda zayıflığa ede olduğuu, buu soucuda da prolapsus geliştiğii belirtmişlerdir. Nygaard ve ark. (25) ise vajial doğumu prolapsus gelişimi ile çok zayıf bir bağlatısı olduğuu belirtmiştir. Pek çok kadıda doğumla oluşa bu destek defektii yaş ilerledikçe de persiste ettiğii izlemişlerdir. O Boyle ve ark. (26) yaptıkları küçük olgu kotrollü bir çalışmada, ilk vajial doğumda sora hastaları muayeeside orta derecede bir defekt saptaabileceğii göstermiştir. Buula birlikte prolapsus gelişe multipar kadıları göz öüe aldıklarıda, prolapsus gelişimi içi vajial doğumu bir ede olmadığıı düşümüşler ve ormal vajial doğumu her zama etiyolojik faktör olamayacağıı söylemişlerdir. Kadı Sağlığı İsiyatifi çalışmasıda ise, tek bir doğum yapmaı bile hiç doğum yapmaya kadılara göre, prolapsus riskii 2,1 kat artırabileceği gösterilmiştir (27). Lukacz ve ark. ı (1) 35 kadı üzeride yaptıkları bir çalışmada, bir ya da daha fazla vajial doğum yapa kadılarlarda, semptomatik prolapsus gelişme riskii sezarye ile doğum yapa kadılara göre 3,21 kez daha yüksek olduğuu bulmuştur. Oxford Family Plaig Associatio ı epidemiyolojik çalışmasıda pelvik orga prolapsusu içi e öemli risk faktörü olarak parite bulumuştur (risk oraı 1,85) (28). Haris RL. ve ark. (29) tarafıda özellikler açısıda bezer bir grup hastada paritei pelvik orga prolapsusu oluşumuda etkili olup olmadığıa bakılmış ve ulliparöz kadılara göre paröz kadılarda pelvik orga prolapsusu 2,91 kat daha fazla orada görülmüş, ayrıca paröz kadılarda daha öce geçirilmiş ikotias veya pelvik orga prolapsusu cerrahisi daha yüksek orada bulumuştur. Hedrix SL ve ark. ı (27) yaptığı bir çalışmada 56

İ. Polat ve ark., Doğum Şeklii, Pelvik Taba ve Mesae Boyu Üzeride Etkileri da parite ile pelvik orga prolapsusu arasıda ilişki olduğu saptamıştır. Sze EH ve ark. ı (3) yaptığı çalışmada daha öce doğum yapmamış 94 kadı 36. gebelik haftasıda ve doğumda 6 hafta sora değerledirilmiş ve bu iki değerledirmede saptaa farklılığı doğum sırasıda geliştiği düşüülmüştür. Normal vajial yolla doğum yapaları 32 side yei pelvik orga prolapsusu gelişimi, 17 side pelvik orga prolapsusu dereceside artış saptadı; latet fazda sezarye uygulaaları 1 üde yei pelvik orga prolapsusu gelişimi saptamadı; aktif fazda sezarye yapılaları 35 ide yei pelvik orga prolapsusu gelişimi, 8 ide pelvik orga prolapsusu dereceside artış saptadı; ikici evrede sezarye yapılaları 25 ide yei pelvik orga prolapsusu gelişimi, 25 ide pelvik orga prolapsusu dereceside artış saptadı; elektif sezarye yapılalarda yei pelvik orga prolapsusu gelişimi ve pelvik orga prolapsusu dereceside artış saptamadı; çıkımda forseps uygulaması yapılaları 73 üde yei pelvik orga prolapsusu gelişimi, 18 ide pelvik orga prolapsusu dereceside artış saptadı; vakum uygulaa grupta ise 29 hastada yei pelvik orga prolapsusu gelişimi, 29 hastada pelvik orga prolapsusu dereceside artış saptadı. Bu çalışmaya göre elektif sezarye pelvik orga prolapsusuu ölemeside yalızca kısme etkili bulumuştur, çükü ullipar 94 kadıı 46 sıda 36. gebelik haftasıda zate pelvik orga prolapsusu var olduğu içi herkese elektif sezarye uygulaırsa e iyi olasılıkla pelvik orga prolapsuslarıı 54 ü egelleebilir. Ayrıca sezarye eylemi aktif fazıda yapıldığıda pelvik destek açısıda koruyucu bir etki göstermemektedir. Çükü ormal yolla doğum yapalarla aktif fazda sezaryee alıalar, yei pelvik orga prolapsusu gelişimi ve pelvik orga prolapsusu derecesideki artış oraları açısıda istatistiksel olarak bezer bulumuştur, bua göre pelvik destek hasarı iaılaı aksie eylemi ikici evreside değil, birici evreside olmaktadır. Yie bu çalışmada e sıklıkla ve e fazla etkilee bölgei ö kompartma olduğu bulumuştur. Zate pelvik rekostrüktif cerrahiler 8 oraıda ö oarımı içermektedir (3). Yie ilk trimesterde ve 36. gebelik haftasıda muayee edile gebeleri 46 sıda yei pelvik orga prolapsusu gelişimi veya var ola pelvik orga prolapsusuu şiddetide artma olduğuu saptaması da gebeliği kedisii pelvik orga prolapsusu gelişimide etke olduğuu göstermektedir. Çalışmamızda doğuma bağlı olguları saptayabilmek içi gebeliği 35-36. haftasıda yapıla pelvik muayeede pelvik orga prolapsusu ola olgular çalışma dışı bıraktık. Buula birlikte vakum ekstraksyo uygulaalar ve epizyotomi dışıda ciddi deşüri ve laserasyou ola hastalar da çalışmaya alımadı. Vajial doğum yapalarda 56,1 sistosel, aktif fazda sezarye olalarda 33,3 sistosel ve latet fazda sezarye olalarda 8,8 sistosel izledi. Latet fazda görüleleri hepsi de 1. derece sistoselke, aktif fazdakileri yalızca 2,8 i evre 2 ydi ve hiç evre 3 sistosel yoktu. Oysa vajial doğum yapaları 18,7 si evre 2, 1,3 ü evre 3 sistosele sahipti. Ayı zamada sistosel derecesi ile doğumu ikici evresii süresi (r=.335, p<.1), doğum ağırlığı (r=.352, p<.1), SÜİ şiddeti (r=.322, p<.1) ve Q tipi test souçları (r=.296, p<.1) arasıda pozitif ilişki vardı. Normal doğum plalaa term gebelikleri 4 üde doğum eylemii ikici evreside estrümetal vajial doğum veya sezarye gereksiimi ortaya çıkmaktadır (31). Lieblig RE. (32) ve ark. ı yaptığı, doğum eylemii ikici evreside değişik edelerle ilerlemeye eylemi ola ve bu edele estrümetal vajial doğum (forseps ve/veya vakum uygulaması) 57

JOPP Derg 4(2):47-6, 212 veya sezarye yapıla bir hasta grubuu doğum sorası takip edildiği bir çalışmada; doğumda 6 hafta sora estrümetal vajial doğum grubuda 43, sezarye grubuda 22 ürier semptom olduğu, doğumda 1 yıl sora ise bu oraları 52 ve 32 olduğu bulumuştur. Bu çalışmada da doğum eylemii ikici evreside yapıla sezaryei ürier semptomları azaltsa da bu açıda tam olarak koruyucu olmadığı ortaya komuştur Çalışmamız ve literatür bilgisi doğrultusuda şu souçlara varabiliriz: Gebeliği kedisi oluşturduğu mekaik ve/veya hormoal değişiklikler edeiyle pelvik taba foksiyolarıı olumsuz etkiler. Bu ise gebelik sırasıda pelvik orga prolapsusu ve stres ürier ikotiası gebe olmayalara orala daha sık görülmesie ve gebelikte öce mevcut ola prolapsus ve ikotiası dereceside artışa ede olur. Doğumlar da pelvik tabaı olumsuz etkiler. Doğum eylemi sırasıda hastaı ıkımasıa bağlı olarak oluşa mekaik etki, travmatik veya estrümetal doğumlara bağlı laserasyolar ve pelvik tabaı kısmi deervasyou vajial doğumları pelvik taba foksiyoları açısıda olası olumsuz etkileridir. Doğum eylemi başlamada öce yapıla elektif sezarye uygulaması hem pelvik orga prolapsusu hem de stres ürier ikotias açısıda koruyucu gibi görümektedir. Fakat bu amaçla her hastaya sezarye uygulasa bile pelvik destek dokularıı korumak her zama mümkü olmamaktadır. KAYNAKLAR 1. Lukacz ES, Lawrece JM, Cotreras R, Nager CW, Luber KM. Parity, Mode ofdelivery ad Pelvic Floor Disorders. Obsterics & Gyecology 26;17:1253-6. http://dx.doi.org/1.197/1.aog.21896. 54169.34 2. Carley ME, Turer RJ, Scott DE, Alexader JM. Obstetric history i wome withsurgically corrected adult uriary icotiece or pelvic orga prolapse. J Am Assoc Gyecol Laparasc 1999;6:39-44. http://dx.doi.org/1.116/s174-384(99)847-4 3. Sulta AH, Kamm MA, Hudso CN. Pudedal erve damage durig labor: prospective study before ad after childbirth. Br J Obstet Gyecol 1994;11:22-8. http://dx.doi.org/1.1111/j.1471-528.1994. tb135.x 4. Stoker J. The aatomy of the pelvic flor ad sphicters. I: Imagig pelvic flor disorders. Baert AL, Sartor K(ed), Spriger Verlag, Berli, 23:6. 5. Moalli PA, Joes Ivy S, Mey LA, Zyczyski HM. Risk factors associated withpelvic floor disorders i wome udergoig surgical repair. Obstet Gyecol 23;11:869 74. http://dx.doi.org/1.116/s29-7844(3)78-4 6. Drutz HP, Alarab M. Pelvic orga prolapse: demografics ad future growthprospects. It Urogyecol J 26;17:6-9. http://dx.doi.org/1.17/s192-6-12-1 PMid:16738741 7. Dietz HP, Hayle BT, Vacaillie TG. Female pelvic orga prolapse ad voidigfuctio. It Urogyecol J Pelvic Floor Dysfuct 22;13:284 8. http://dx.doi.org/1.17/s192262 PMid:12355286 8. Maher C, Baessler K. Surgical maagemet of aterior vagial wall prolapse: aevidece-based literature review. It Urogyecol J Pelvic Floor Dysfuct 26;17:195-21. http://dx.doi.org/1.17/s192-5-1296-3 PMid:1591532 9. Simeoova Z, Milsom I, Kulledorff AM, Molader U, Begtsso C. The prevalace of uriary icotiece ad its ifluece o the quality of life i wome from a urba Swedish populatio. Acta Obstet Gyecol Scad 1999;78: 546-51. http://dx.doi.org/1.18/j.16-412.1999.78613.x PMid:1376867 1. Dietz HP, Wilso PD. Childbirth ad pelvic floor trauma. Best Practice ad research. Cliical Obstetrics ad Gyecology 25;19:913-24. 58

İ. Polat ve ark., Doğum Şeklii, Pelvik Taba ve Mesae Boyu Üzeride Etkileri 11. Nager C, Albo M. Testig i wome with lower uriary tract dysfuctio. Cli Obstet ad Gyecol 24;47:53-69. http://dx.doi.org/1.197/381-243- 9 PMid:1524273 12. Bergma A, Mc Carhy TA, Ballard CA. Role of the Q tip test i evaluatig stress icotiece. J Reprod Med 1997;32:273-8. 13. Peschers U, Schaer G, Athuber C, Delacey J, Schuessler B. Chages i vesical eck mobility followig vajial delivery. Obstetrics ad Gyecology 1996;88:11-16. http://dx.doi.org/1.116/s29-7844(96)338-9 14. Meyer S, De Gradi P, Schreyer A. The assessmet of bladder eck positio ad mobility i cotiet ullipara, forceps-delivered ad icotiet womeusig perieal ultrasoud. It Uregyecol J 1996;7:1338-46. 15. Kig J, Freema R. İs ateatal bladder eck mobility a risk factor for postpartum stress icotiece? Br J Obstet Gyaecol 1998;15:13-7. http://dx.doi.org/1.1111/j.1471-528.1998. tb19.x 16. Tapp A, Cardozo L, Versi E, Motgomery J, Studd J. The effect of vagial delivery o the urethral sphicter. Br J Obstet Gyaecol 1988;95: 142-6. http://dx.doi.org/1.1111/j.1471-528.1988. tb6843.x 17. Meyer S, Schreyer A, Gradi P, Hohlfeld P. The effects of birth o uriary cotiece mechaisms ad other pelvic floor characteristics. Obstet Gyecol 1998;92:613-8. http://dx.doi.org/1.116/s29-7844(98)248-8 18. Rortveit G, Daltveit AK, Haestad YS, Huskaar S. Norwegia EPINCONT Study. Uriary icotiece after vagial delivery or cesarea sectio. N Egl J Med 23;348(1): 9-7. http://dx.doi.org/1.156/nejmoa21788 PMid:12621134 19. Groutz A, Rimo E, Peled S, Gold R, Pauzer D, Lessig JB, Gordo D. Cesarea sectio: does it really prevet the developmet of postpartum stress uriary icotiece? A prospective study of 363 wome oe year after their first delivery. Neurourol Urody 24;23:2-6. http://dx.doi.org/1.12/au.1166 PMid:14694448 2. Wilso PD, Herbiso RM, Herbiso GP. Obstetric practice ad the prevelace of uriary icotiece three moths after delivery. Br J Obstet Gyecol 1996;13:154-61. http://dx.doi.org/1.1111/j.1471-528.1996. tb9668.x 21. Dietz HP, Beett MJ. The effect of childbirth o pelvic orga mobility. Obstetrics ad Gyaecology 23;12(2):221-8. http://dx.doi.org/1.116/s29-7844(3)476-9 22. Jacobus W, Aemarie E, Weis P, Be THM. Aatomical ad fuctioal chages i the lower uriary tract durig pregacy. Br J Obstet Gyecol 2;18:726-32. 23. Viktrup L. The risk of lower uriary tract symptoms five years after the first delivery. Neurourol Urody 22;21(1):2-29. http://dx.doi.org/1.12/au.2198 PMid:1183542 24. Viktrup L, Lose G. The risk of stress icotiece 5 years after first delivery. Am J Obstet Gyecol 21;185(1):82-7. http://dx.doi.org/1.167/mob.21.11451 PMid:1148399 25. Nygaard I, Bradley C, Bradt D. Pelvic Orga Prolapse i Older Wome: Prevalece ad Risk Factors. Obstetrics & Gyecology 24;14:489-97. http://dx.doi.org/1.197/1.aog.1361. 1818.d8 26. O Boyle AL, Woodma PJ, O Boyle JD, Davis GD, Swift SE. Pelvic orga support i ulliparous pregat ad opregat wome: a case cotrol study published erratum appears i. Am J Obstet Gyecol 23;188:31. PMid:12548248 27. Hedrix SL, Clark A, Nygard I, Aragaki A, Barabei V, McTiera A. Pelvic orga prolapse i the Wome s Health Iitiative: gravity ad gravidity. Am J Obstet Gyecol 22;186:116 6. http://dx.doi.org/1.167/mob.22.123819 PMid:126691 28. Mat J, Paiter R, Vessey M. Epidemiology of geital prolapseobservatios from the Oxford Family Plaig Associatio Study. Br J Obstet Gyaecol 1997;14:579-5. http://dx.doi.org/1.1111/j.1471-528.1997. 59

JOPP Derg 4(2):47-6, 212 tb11536.x 29. Harris RL, Cudiff GW, Coates KW, Bump RC. Uriary icotiece ad pelvic orga prolapse i ulliparous wome. Obstet Gyecol 1998;92:951-4. http://dx.doi.org/1.116/s29-7844(98)286-5 3. Sze EH, Sherard GB 3rd, Dolezal JM. Pregacy, labor, delivery ad pelvic orga prolapse. Obstet Gyecol 22;1:981-6. http://dx.doi.org/1.116/s29-7844(2)2246-9 31. Murphy DJ, Lieblig RE, Verity L, Swigler R, Patel R. Early materal ad eoatal morbidity associated with operative delivery i secod stage of labour: a cohort study. Lacet 21;358: 123-7. http://dx.doi.org/1.116/s14-6736(1)6341-3 32. Lieblig RE, Swigler R, Patel RR, Verity L, Soothill PW, Murphy DJ. Pelvic floor morbidity up to oe year after difficult istrumetal delivery ad cesarea sectio i the secod stage of labor: a cohort study. Am J Obstet Gyecol 24;191:4-1. http://dx.doi.org/1.116/j.ajog.24.1.13 PMid:15295337 6

JOPP Derg 4(2):61-68, 212 doi:1.5222/jopp.212.61 Araştırma Mikrositer Aemili Gebeliklerde ß-Talasemii Yeri: Materal Talasemi Mior Fetal Aomali ve Komplikasyo Sıklığıı Artırır mı? Does Materal ß-Thalassemia Mior Icrease the Risk of Fetal Aomaly ad Icidece of Complicatios? The Importace of ß-Thalassemia i Pregacies with Microcytic Aemia Nurciha Korkmaz Çokyama, Vuslat Lale Bakır, Ali İsmet Tekİrdağ, Goca Yetkİm Yıldırım, İbrahim Polat S. B. Kaui Sulta Süleyma Eğitim ve Araştırma Hastaesi, Kadı Hastalıkları ve Doğum Kliiği ÖZET Amaç: Mikrositer aemi saptaa gebe hastalarda ß-talasemi mior sıklığı ve talasemii fetal aomali isidasıa etkisii araştırılması. Gereç ve Yötem: Çalışmamız içi Eylül 29 Mayıs 211 tarihleri arasıda kliiğimize başvura 689 gebeye ait veriler kullaıldı. Çalışma grubuu ortalama yaşı 27.17±5.41 idi. Olgular hemoglobi, hematokrit, mea corpusculer volum ve hemoglobi A2 değerlerie göre β-talasemi mior, talasemi dışı mikrositer aemi ve aemik olmaya ormal kotrol grubu olmak üzere üç gruba ayrılarak sııfladırıldı. Grup I, 37 talasemili gebe ( 5.4, grup II; talasemi hastalığı olmaya aemili 27 gebe ( 39.3), grup III; 381 ormal gebe kadı kotrol grubu ( 55.35) olarak alıdı. Bebeklerde progostik belirteç olarak APGAR kullaıldı. Bu üç grup arasıdaki alamlı farkları belirlemek içi uygu istatistik testler yapıldı. Bulgular: Doğum şekli, abortus oraı, doğum haftası, doğum kilosu, fetal aomali ve itrauteri gelişme kısıtlılığı görülme sıklığı açısıda gruplar arasıda alamlı bir fark bulumadı. Düşük APGAR ve itrauteri mort fetus açısıda aemi ve talasemi grubu arasıda fark izlemezke her iki grupta bu komplikasyolara rastlama oraı kotrol grubua göre alamlı olarak düşüktü. Materal komplikasyo görülme sıklığı açısıda talasemi ve talasemi dışı mikrositik aemi grupları arasıda alamlı fark izlemezke, her iki grubu komplikasyo oraı ormal kotrol grubua göre alamlı olarak yüksekti. Souç: Çalışmamızda elde ettiğimiz verilere göre; ß-talasemi miorlü hastalar ormal bir gebelik süreci geçirir. Spota vajial yol ile doğurtulmalarıda herhagi kotredike bir durum saptamamıştır. Bu hastalarda öemli ola talasemi taısıı koyabilmek ve aemi ile asıl komplikasyoa edei ola aemi tedavisii yapabilmektir. Çükü literatür ve verilerimize göre talasemii kedisi değil soucu ola aemi bu süreçte ciddi sorulara yolaçabilir. Aahtar kelimeler: talasemi, gebelik, fetal aomali SUMMARY Objective: The aim of this study is to determie the fetomateral risks ad complicatios of pregat populatio with ß-thalassemia mior ad ivestigatio of its the effects o fetal aomaly. Material ad Methods: Aalytical data of 689 pregat wome atteded to our hospital were used. Their iformed writte cosets were obtaied. Average age of the patiets was 27.17±5.41 years. Patiets were categorized ito oe of the three groups accordig to Hb ad HbA2 values: Group-1 37 thalassemic pregat patiets (5.4 ), Group-2 271 pregat wome oly with aemia (39.3 ), Group-3 (cotrol group) 381 ormal pregat wome (55.35 ). APGAR values of the babies were used as progastic markers. Statistical tests were applied to data to determie the correlatios betwee parameters ad differeces betwee three groups. Results: Iformatio about the method of delivery, rate of abortus, gestatio week at delivery, birth weight, icidece of itrauterie growth retardatio ad i uteru mort fetus APGAR scores, ceserae delivery rate, ad materal complicatios were collected. Accordig to these we could ot fid ay statistically sigificat differece about delivery method, ratio of abortus, delivery week ad developmet of itrauterie growth retardatio amog three groups. Ay statistically sigificat diffferece was ot foud as for APGAR score ad i uteru mort fetus betwee thalassemia ad aemia groups. But the rates of these complicatios were lower tha the cotrol group. Coclusio: Accordig to our data, patiets with ß-thalasemia mior could carry o ormal pregacy period ad deliver vagially. The importat part is to diagose the thalassemia ad to treat aemia that ca cause serious complicatios. Because accordig to our study ad other reports from literature; ot thalasemia itself cause serious complicatios, but aemia ca lead so may problems. Key words: thalasemia, pregacy, fetal aomaly Alıdığı tarih: 4.5.212 Kabul tarihi: 3.5.212 Yazışma adresi: Uzm. Dr. Vuslat Lale Bakır, Ağaoğlu My City 21-A Blok Daire 14, Bahçelievler / İstabul e-posta: vuslatlale@hotmail.com 61

JOPP Derg 4(2):61-68, 212 GİRİŞ Hemoglobi molekülüdeki bir veya daha fazla globüli zicirii setezii azalması veya yokluğu ile karakterize bozukluklar talasemi olarak adladırılmaktadır (1). Talasemiler, etkilee globi zicir(ler)ie göre belirtilmektedir. Başlıca gözlee formları α ve β-talasemi olmakla birlikte γ, δβ, γ δβ, δ ve γ δβ ε talasemiler olarak belirtile farklı türleri de belirlemiştir (2,3). Ülkemizde e sık görüle talasemi tipi ise β-talasemi olup; Türkiye bu hastalık içi edemik bölgede yer almaktadır (2). Gebelik döemide, aemi etiyolojiside ilk sırada demir eksikliği yer alır (Tablo 1) (3-6). Acak talasemiler, e sık görüle geetik geçişli aemi türüdür. Bu grup hastaları uzu yaşam süresie sahip olmaları, doğru takip ve tedaviyle yaşam kalitesii miimal düzeyde etkilemesi edeiyle düyada reprodüktif döemdeki kadı hastaları sayısı giderek artmaktadır. Bu edele hemoglobiopatiler, ülkemiz içi öemli bir kalıtsal sağlık soruu oluşturma potasiyelie sahiptir. β-talasemiler, β-globi zicir setezideki azalma miktarıa göre kedi içleride majör, miör ve itermedia olarak ayrılmaktadır (7,8). Araştırma koumuz ola β-talasemii ülkemizde görülme sıklığı 2 olarak belirlemiştir (9,1). Talasemi taısı içi mikrositer aemi saptaa gebe hastalarda HbA2 ölçümü yeterlidir. Talasemii Tablo 1. Gebelikte aemi etiyolojisi (sıklığıa göre sıralamıştır). Edisel Demir eksikliği aemisi Akut kaamaya bağlı kaama İflamasyo ve maligiteye bağlı aemi Edisel hemolitik aemi Aplastik veya hipoplastik aemi Kojeital Talasemiler Orak hücreli hemoglobiopatiler Diğer hemoglobiopatiler Kalıtsal hemolitik aemiler gebelikle ilişkisii iceleye çalışmaları azlığı ve ülkemizi bu hastalık içi edemik bölgeler arasıda yer alması edeiyle, kedi olgu grubumuzdaki mikrositer aemili gebeler arasıda talasemi miorü sıklığıı ve materal talasemii fetal aomalilerle bağlatısıı araştırdık. Ayrıca b-talasemii gebelikle ilişkisii, ve gebeliklerii izlemeside öemli olabilecek oktaları belirlemeyi amaçladık. GEREÇ ve YÖNTEM Çalışmamız içi Eylül 29 Mayıs 211 tarihleri arasıda Bakırköy Kadı Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastaesi Ateatal Polikliiği e başvura ve çalışmayla ilgili olarak oamları alıa hastaları verileri kullaıldı. Bilie kroik ya da geetik (talasemi dışı) hastalığı olalar ve akraba evliliği yapmış olalar çalışma dışı bırakıldı. Çalışmamızda 689 gebe dahil edildi. Buları yaş ortalamaları 27.17±5.41 idi. Olgular hemoglobi (Hb), hematokrit (Hct), mea corpusculer volum (MCV), HbA2 değerlerie göre β-talasemi, talasemi dışı mikrositer aemi ve aemik olmaya ormal kotrol grubu olmak üzere üç gruba ayırılarak sııfladırıldı. β-talasemi grubuda 37 ( 5.4), talasemi dışı aemi grubuda 271 ( 39.3) ve ormal kotrol grubuda 381 ( 55.3) olgu vardı. Hb değeri 11 gr/dl, Hct değeri 34 ü altıda ola gebeler aemik, MCV değeri 8 fl i altıda ola gebeler mikrositik, HbA2 değeri 3.4 ü üzeride olalar ise β-talasemi kabul edildi (11). Bebeklerde progostik belirteç olarak APGAR kullaıldı ve 7 pua altı skor düşük olarak kabul edildi. Bulgular Talasemi dışı mikrositik aemi grubu 271 ( 39.3), β-talasemi grubu 37 ( 5.4) ve ormal kotrol 62

N. Korkmaz Çokyama ve ark., Mikrositer Aemili Gebelerde ß-Talasemii Yeri: Materal Talasemi Mior Fetal Aomali ve Komplikasyo Sıklığıı Artırır mı? grubu 381 ( 55.3) kişide oluşuyordu (Tablo 2). Tablo 2. Talasemi, talasemi dışı mikrositer aemi ve kotrol grubuu dağılımı. Yaş Ort.±S.S. 27.17±5.41 271 Aemi 39.3 β-talasemi ve talasemi dışı mikrositik aemi gruplarıı Hb değerleri arasıda alamlı (p >.5) farklılık yoktu. β-talasemi grubuu TDBK değeri (326.1±96.6) talasemi dışı mikrositik aemi grubuda (399.±77.6) alamlı olarak (p=. <.5) daha düşüktü. β-talasemi grubuu HbA 2 değeri (4.6±.6) talasemi dışı mikrositik aemi grubuda (2.6±.5) alamlı olarak (p=. <.5) daha yüksekti (Tablo 3). 37 Talasemi 5.4 Kotrol 381 55.3 Talasemi dışı mikrositik aemi (N: 6. / S: 4.), β-talasemi (N: 56.8 / S: 43.2) ve kotrol (N: 62.7 / S: 37.3) grupları arasıda doğum şekli oraları açısıda alamlı (p >.5) farklılık yoktu (Tablo 5). Tablo 5. Olguları doğum şekillerie göre dağılımı. Doğum şekli Normal doğum Sezarye doğum ki-kare test 95 güve aralığı Aemi 162 18 Talasemi dışı mikrositik aemi, β-talasemi ve kotrol gruplarıda bebekleri doğum kiloları açısıda alamlı (p >.5) farklılık yoktu. (Tablo 6). 6. 4. 21 16 Grup Talasemi 56.8 43.2 Kotrol 239 142 Tablo 6. Olguları bebek doğum kilolarıa göre dağılımı. 62.7 37.3 Tablo 3. β Talasemili ve talasemili olmaya mikrositik aemili hastaları Hb, TDBK ve HbA 2 ortalamalarıı karşılaştırılması. Aemi Ort.±s.s. Talasemi Ort.±s.s. Kotrol Ort.±s.s. p Aemi Talasemi Doğum kilosu 3196.4±559.4 3215.9±49.8 3143.9±724.8.949 Ort.±s.s. Ort.±s.s. p Kruskal-Wallis (Ma-Whitey U) / 95 güve aralığı HB TDBK HBA2 t test 95 güve aralığı 9.3±1.4 399.±77.6 2.6±.5 9.5±1.3 326.1±96.6 4.6±.6.328.. HB = hemoglobi, TDBK = Total demir bağlama kapasitesi, HBA2 = Hemoglobi A2. Talasemi dışı mikrositik aemi ( 2.2), β-talasemi ( 5.4) ve kotrol ( 4.5) gruplarıda bebekte aomali görülme oraları açısıda alamlı (p >.5) fark bulumadı (Tablo 7). Tablo 7. Olguları fetal aomali oralarıı karşılaştırılması. Talasemi dışı mikrositik aemi ( 15.1), β-talasemi ( 21.6) ve kotrol ( 11.3) gruplarıı abort oraları arasıda alamlı (p >.5) fark bulumadı (Tablo 4). Tablo 4. Olguları abort oralarıa göre dağılımı. Bebekte aomali Yok Var Aemi ki-kare test / Fischer exact 95 güve aralığı 265 6 97.8 2.2 Grup Talasemi 35 2 94.6 5.4 Kotrol 364 17 95.5 4.5 Abort Yok Var ki-kare test 95 güve aralığı Aemi 23 41 84.9 15.1 Talasemi 29 8 Grup 78.4 21.6 Kotrol 338 43 88.7 11.3 Abort Sayısı (Ort.±S.S. 1.5±.7 2.1±2.1 1.5±.8 Talasemi dışı mikrositik aemi ( 8.5), β-talasemi ( 2.7) ve kotrol ( 1.) gruplarıı IUGR (itrauteri gelişme kısıtlılığı) oraları alamlı (p >.5) olarak farklı değildi (Tablo 8). 63