MOBBİNG DAVRANIŞI VE KİŞİLİK ÖZELLİKLERİYLE İLİŞKİSİ



Benzer belgeler
MOBBİNG DAVRANIŞI VE KİŞİLİK ÖZELLİKLERİYLE İLİŞKİSİ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

MOBBİNG. Doç. Dr. Tuncay Yılmaz

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

Yazarlar: Mustafa YILDIZ Bartın Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü-BARTIN Murat KUL Bartın Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu-BARTIN

D. PİRE. aralarında köprü kurar. İnsanların çoğu duvar, çok azı da. Yard.Doç.Dr. Havva ÖZTÜRK Ebe Tülay BAYRAMOĞLU Trabzon

PSİKOLOJİK YILDIRMANIN ÖNCÜLLERİ VE SONUÇLARI: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ. Hacettepe Üniversitesi Psikometri Araştırma ve Uygulama Merkezi HÜPAM

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RUHSAL SAĞLIK DURUMUNUN BELİRLENMESI VE İŞ DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

Yerinde Masaj ın İş Hayatına Etkileri İstanbul Konulu Akademik Araştırma Sonuçları Sayfa 1/4

THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

GÜVENLİK İKLİMİNİN BİREYSEL, ÖRGÜTSEL VE ORTAM ETMENLERİNİN BÜYÜK ÖLÇEKLİ MAKİNE, KİMYA VE MADEN İŞLETMELERİNDE İNCELENMESİ

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

Sağlık Çalışanlarına Psikolojik Şiddet: Mobbing. Prof.Dr.Türkan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD.

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

Pervin HORASAN Erciyes Üniversitesi Mehmet Kemal Dedeman Onkoloji Hastanesi

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

ULUSLAR ARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

İş Yerinde Ruh Sağlığı

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ)

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

E-DEVLET UYGULAMALARINI KULLANANLARLA KULLANMAYANLAR ARASINDAKİ FARKLARIN VE ETKİLERİN İNCELENMESİ

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi

The International New Issues In SOcial Sciences

Gençlik Kamplarında Görev Yapan Liderlerin İletişim Becerilerinin Değerlendirilmesi *

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

MYO-ÖS Ulusal Meslek Yüksekokulları Öğrenci Sempozyumu EKĐM 2010-DÜZCE

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU ÇERÇEVESİNDE MOBBİNG. Avukat Ümit Işıl Gültekin Gültekin Hukuk Bürosu

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

PSİKOSOSYAL RİSK ETMENLERİ

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

Mobbing Araştırması. Haziran 2013

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Sekreterlik ve Büro Hizmetleri. Ders-9 Bürolarda Mobbing (Psikolojik Taciz)

Halil ÖNAL*, Mehmet İNAN*, Sinan BOZKURT** Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi*, Spor Bilimleri Fakültesi**

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

BAŞETME GRUBU İLE SOSYAL DESTEK GRUBUNUN HEMŞİRELERİN TÜKENMİŞLİK DÜZEYİNE ETKİSİ

City Security Group OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI

Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü. 13 Kasım 2010

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MOBBİNG KOMİSYONU ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

PSİKİYATRİ KLİNİĞİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERDE İŞ DOYUMU, TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ

Açıklama Araştırmacı:----- Danışman: Konuşmacı:

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

HEMŞİRELİK VE SAĞLIK MEMURLUĞU ÖĞRENCİLERİNİN ATILGANLIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ*

YÖNETİCİ HEMŞİRELERİN LİDERLİK DAVRANIŞ BOYUTLARININ İNCELENMESİ

İş Güvenliği Uzmanlarının Whistleblowing (Sorun Bildirme) Algısının İncelenmesi

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU DIŞ PAYDAŞ MEMNUNİYET ANKETİ SONUÇLARI

A.Evren Tufan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Doç.Dr. Yavuz CABBAR Dr. Mustafa Kemal TOPCU

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

Emine Sevinç Tok. İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü. Gürsel Aksel Bulvarı No: Üçkuyular İzmir

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı

Girişimcilik GİRİŞİMCİLİK. Ders 01. ŞENYURT / 1

ÇALIŞMAYAN KADINLARIN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI, SOSYAL GÖRÜNÜŞ KAYGISI VE FİZİKSEL AKTİVİTEYE KATILIMLARINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER Zekai

İÇİNDEKİLER. SUNUŞ... iii. EDİTÖRDEN... v

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

YILDIRM IR A M Dr. Dr Al tan t Eşsizoğlu

A RESEARCH ON THE RELATIONSHIP BETWEEN THE STRESSFULL PERSONALITY AND WORK ACCIDENTS

N.E.Ü. A.K.E.F. MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

Mobbing Kavramı ve Gelişimi Mobbing kavramı Latince kökenli mobile vulgus sözcüklerinden gelmektedir. Hareketli insanlar, şiddet eğilimli kalabalık,

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

İŞ YERİ UYUM ENVANTERİ ADI SOYADI DOĞUM TARİHİ UYGULAMA TARİHİ SIRA NO TAKİP NO. Eddie Van Halen

Öğretmen Adaylarının İnternet Kullanımı

Transkript:

MOBBİNG DAVRANIŞI VE KİŞİLİK ÖZELLİKLERİYLE İLİŞKİSİ Nesrin Baş 1, E.Timuçin Oral 2 ÖZET Giriş: Mobbing karşısında gösterilen tutumlar ve tepkiler çalışanın kişilik özellikleri, yetiştiği kültür, eğitim seviyesi vb unsurlara bağlı olarak farklılaşabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, çalışanların kişilik özellikleri ile mobbinge maruz kalma arasında ilişki olup olmadığını incelemek ve mobbinge maruz kalanların tutumları ile kişilik özellikleri arasında nasıl bir bağlantı olduğunun araştırılmasıdır. Yöntem: Araştırma, İstanbul ilinde bulunan üç yerli ve üç yurtdışı kökenli ilaç firmasının merkez ve saha çalışanları üzerinde yapılmış ve Cloninger Mizaç ve Karakter Envanteri, mobbing ile bir tutum anketi yanısıra demografik özellikleri belirleyecek anket uygulanmıştır. Örneklem seçimi, gelişigüzel ve kartopu yöntemleri ile yapılmış ve 100 katılımcı üzerinde uygulanan anketler istatistikî analizle değerlendirilmiştir. Bulgular: Mobbing görülme oranı %44 bulunmuştur. Büyük yaş grubunun psikolojik taciz ölçeği puanları 30 yaş altı çalışanlara göre daha yüksek, evli olanların bekarlara göre daha daha düşüktür. Yerli firmalarda çalışanlarının anlamlı derecede daha fazla mobbing davranışlarına maruz kaldıkları gösterilmiştir. Mobbing davranışlarına karşı gösterilen tutumlar ile kişilik boyutları arasındaki ilişki incelendiğinde; Yenilik Arayışı alt boyutu ile Kaçma tutumları arasında %26,8 düzeyinde pozitif yönde, Pasif Başa Çıkma tutumları arasında %34,7 düzeyinde negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Zarardan kaçınma alt boyutu ile Karşı Savaşma alt boyutu arasında %38,0 düzeyinde negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ödül Bağımlılığı alt boyutu ile Kaçma tutumları arasında %25,0 düzeyinde negatif yönde, Karşı Savaşma tutumları arasında ise %23,2 düzeyinde pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Kendi Kendini İdare Etme alt boyutu ile Karşı Savaşma tutumları arasında %22,8 düzeyinde pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sonuçlar: Mizaç ve Karakter özellikleri ile mobbing davranışlarına maruz kalma ve mobbinge karşı gösterilen tutumlar arasında bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mobbing, psikolojik şiddet, yıldırma, kişilik özellikleri, tutum. MOBBING AND ITS RELATIONSHIP WITH PERSONALITY FEATURES ABSTRACT Background: Exposure to mobbing may be closely related to personality feautures and reactions or attitude towards mobbing also affected by cultural factors as well as education. The aim of this study is to evaluate the relationship of mobbing to personality features. Method: Study was conducted in three local and three international pharmaceutical companies situated in İstanbul. Field and head office emploies of the companies were included. Cloninger s Temperament and Character Inventory (TCI), Scale for mobbing score and an attitude questionnnaire with sociodemographic survey were applied. Sample selection was done on haphazard and snowball basis and scores of 100 participants were assessed. Findings: Mobbing rate was 44% in our sample. Mobbing scores of elder groups comparing to ages under 30 was higher and married participants had lower scores comparing to singles. Local company workers exposed to mobbing behavior more than their colleagues working in international firms. Head office workers comparing to field personnel faced to mobbing more frequently. Attitude towards mobbing and its relationship to personality features revealed that, Novelty Seeking temperament correlated with Fight back behavior negatively in 38% while, Reward Dependence temperament correlated with Fight back behavior positively in 23,2% level. Self-Transcendence character feature also correlated with Fight back behavior positively in 22,8% level. Results: There is an obvious relationship between Temperament and Character features with the exposure to mobbing and attitudes towards it. Key words: Mobbing, psychological violance, bullying, personality features, attitude 1: Dr, İstanbul Ticaret Üniversitesi Uygulamalı Psikoloji Yüksek Lisans Öğrencisi 2:Doç.Dr. İstanbul Ticaret Üniversitesi, Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi

1. GİRİŞ Dünyanın değişen koşullarıyla, içinde varolduğumuz örgütler de değişime uğramaktadır. Bu değişim içinde, artan iletişim, teknolojinin hızla yenilenmesi, sınır ötesi faaliyetler ve bilginin giderek artan değeri öne çıkan farklılıklardır. Gün geçtikçe artan rekabet ortamının en önemli kozu ise insan faktörüdür. Tüm bu ortam içinde eskiden beri varolan şiddet kavramı ise günümüze kendini uyarlayarak, farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Kavram bireysel bir sorun olarak algılandığından, sorun üzerine gerekli felsefi bakış açısının henüz oluşturulamadığı görülmektedir. Kayıplarsa, hem bireysel hem de toplumsal boyutlarda olmaktadır.(demirci ve ark.,, 2007) Çalışma yaşamında psikolojik taciz veya yaygın İngilizce söyleniş şekliyle mobbing kavramı, işyerinde bireylere üstleri, eşit düzeydeki çalışanlar veya astları tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışları ifade eden anlamlar içermektedir (Tınaz, 2006). İlk kez bir endüstri psikoloğu olan Heinz Leymann tarafından 1980 li yılların sonunda tanımlanmış ve ama ondan daha önce etholog Konrad Lorenz 1960 yılında bu kavramı büyük bir hayvanın tehdidine karşı daha küçük hayvan gruplarından gelen karşı tepkiyi ifade amacıyla kullanmıştır. İlk araştırma ise Leymann ve Gustavsson tarafından İsveç'te 1984'te yapılmıştır. (Bayrak Kök, 2008). Mobbing, çalışma yaşamının var oluşundan bu yana yaşanan, ancak insan doğasının gereğinden ötürü açığa çıkarmaktan kaçınılan, adeta bilinmezden gelinen karmaşık, çok boyutlu ve çok disiplinli bir konudur. İş yerinde diğer çalışanlar veya işverenler tarafından tekrarlanan saldırılar şeklinde uygulanır, bir tür psikolojik şiddettir ve genelde çalışanı yıldırmayı, iş yerinden uzaklaştırmayı hedeflemektedir. Hatta kimi zaman sözlü saldırının ötesine geçip hafif fiziksel şiddete dönüşme olasılığından da söz edilmektedir (Tınaz ve ark., 2008). 1998 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) işyerinde şiddet konulu bir rapor hazırlamış ve bu raporda mobbing davranışını da ele almıştır. Uluslararasi Çalisma Örgütü nün 1999 da yayınladığı raporunda ise fiziksel ve duygusal yönüyle işyerinde şiddet incelenmiştir. Bu olgunun yeni bin yılda iş yerlerinde görülen en ciddi sorunlardan biri olduğu vurgulanmaktadır (Yücetürk, 2006). Mobbing araştırmalarında yaş ve pozisyon ile mobbinge maruz kalma sıklığı arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Ayrıca çalışanların cinsiyetleri ile mobbinge maruz kalma sıklıkları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı ortaya çıkmıştır Bu durum çalışanların kadın veya erkek olmalarına göre mobbinge maruz kalma sıklıklarının istatistiksel olarak önem ifade edecek bir farka sahip olmadığını göstermektedir (Acar ve Dündar, 2008). Mobbing vakaları ağırlıklı olarak dikey hiyerarşik ilişki çerçevesinde gerçekleşir. Bu ilişkide taraflardan biri amir konumunda iken diğer ona bağlı bir ast konumundadır. Bu tür mobbing davranışlarına dikey mobbing adı verilir. Amir ast ilişkisi sürecinde Mobbing davranışı yukarıdan aşağı (amirden asta) bir şekilde gerçekleşebileceği gibi nadiren de olsa taciz eğilimi aşağıdan yukarı (asttan amire) doğru da yönlendirilebilir. Araştırmalar mobbing davranışının ağırlıklı olarak amirlerden kaynaklandığını ve psikolojik tacizi gerçekleştiren kişinin %71 oranında bu tür davranışlara maruz kalan kişilerden daha üst bir konumda olduğunu ortaya koymaktadır. Yapılan bir diğer araştırma ise, çalışanların %81 inin yöneticileri tarafından, %58 inin ise, iş arkadaşları tarafından yıldırmaya maruz kaldıklarını göstermiştir (Bayrak Kök,

2008). Yetişkinlerin %90 nından fazlası çalışma hayatlarının bir bölümünde işyerinde psikolojik taciz (mobbing) deneyimi ile karşılaşmaktadır. Avrupa Birliğinin 15 ülkesi ile 1996 yılında yapılan bir çalışmada, bir yıl içinde 12 milyon çalışanın (tüm çalışanların %8 i) mobbinge maruz kaldığı saptanmıştır (Tınaz, 2006). Diğer bir çalışmada ise Avrupa da her 20 çalışandan birinin, son bir yıl içinde işyerinde psikolojik taciz davranışları ile karşılaştığı saptanmıştır (Thirion ve ark., 2007). İşyerinde psikolojik taciz olgusu Türkiye için görece yeni bir kavramdır. Çalışanların büyük kısmı işyerinde psikolojik taciz olgusunun kabul edilemezliği kavramına henüz yabancıdırlar. İkibinaltı yılında Türkiye de mobbing kavramı ilk kez bir yargı kararında tanımlanmış ve 2008 yılında da bu karar Yargıtay ca onaylanmıştır. Aynı zamanda 2008 yılında, TBMM Adalet Komisyonu, işverene psikolojik tacizi (mobbing) engelleme yükümlülüğü getiren bir Borçlar Kanunu Tasarısı sunmuştur (Tınaz ve ark., 2008). Onüç Mart 2010 tarihinde Birinci Mobbing Zirvesi ve 20 Mart 2011 de İkinci Mobbing Türkiye Zirvesi düzenlenmiştir (Duyuru, 2011). İkinci Mobbing Zirvesinden önce, 19 Mart 2011 tarihinde de, İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (mobbing) Önlenmesi başlıklı Başbakanlık genelgesi resmi gazetede yayınlanmıştır. Bu genelge ile Borçlar Kanununda yapılacak değişiklikten sonra yaşanacaklara hazırlıklı olmak üzere kamuda ve özel sektörde önleyici çalışmalar yapılması önerilmektedir. Çalışanların mobbing davranışlarından etkilenme düzeyi, mobbing davranışlarının şiddetine, sıklığına, uygulanma süresine ve mobbing mağdurunun kişilik özelliklerine göre fark göstermektedir. Leymann, 45 farklı mobbing davranış özelliği tanımlamış ve davranışın temel yapısına göre bunları beş ana grupta toplamıştır. (Tetik, 2010; Tınaz, 2008; Leymann, 2011) Bu beş ana başlık şöyle özetlenmiştir: 1) Kendini göstermesini ve iletişimini engellemek 2) Sosyal ilişkilerden yalıtmak 3)Saygınlığına ya da sosyal konuma saldırıda bulunulmak 4)Yasam kalitesine ve mesleki duruma saldırıda bulunmak 5) Doğrudan sağlığa saldırıda bulunmak. Bu davranışlar sürekli olarak ve değişik şekillerde sistemli bir şekilde yapıldığında mobbinge neden olmaktadır. Leymann a göre (1996), mobbing eylemlerinin tanısında, bunun en az altı aylık dönem içinde haftada bir yapılmış olması gerekmektedir. Buna göre süreç aşağıdaki gibi işlemektedir (Tetik, 2010; Leymann, 2011): a)çatışma Aşaması b)saldırgan Eylem Aşaması c)yönetimin Devreye Girmesi Aşaması d)yanlış Yakıştırmalarla veya Tanılarla Damgalama e)işten Çıkarılma Aşaması Mobbing ile kişilik arasındaki ilişkinin incelenmesi önemlidir; çünkü, insanların kişilikleri, onların mobbing uygulayıcısı veya mobbing mağduru olmalarında belirleyici bir faktördür. Ayrıca kişinin mobbinge karşı direncini de belirleyen kişiliktir (Tınaz, 2008). Konuyla ilgili olarak yapılan bazı araştırmalarda, psikolojik yıldırma mağdurlarının büyük bir bölümünün üstün özelliklere sahip, zeki, başarı odaklı, yaratıcı, kendisini işine adamış, dürüst, insanlara güvenen, iyi niyetli, politik davranmayan, kurumuna bağlı, işiyle özdeşleşmiş, sosyal hayatta içlerine kapanık olmaya meyilli, yumuşak başlı, içsel olarak kendine çok saygı duyan ve yetkinlik düzeyleri yüksek kişiler olduğu belirlenmiştir. Özellikle yaratıcılık tarafı gelişmiş olan kişiler, getirdikleri yeni fikirler yüzünden, taşların fazla oynamamasını isteyen, gelenekçi eski çalışanlar tarafından taciz edilmektedir (Karavardar, 2009). Bu araştırmada mobbinge maruz kalan ve kalmayan çalışanların kişilik özellikleri ile mobbinge maruz kalma arasında bir ilişki olup olmadığı ve mobbinge maruz

kalanların tutumları ile kişilik özellikleri arasında nasıl bir ilişki bulunduğunun incelenmesi hedeflenmiştir. 2. GEREÇ ve YÖNTEM Araştırma, İstanbul il merkezinde, ilaç sektöründe faaliyet göstermekte olan, üçü yerli üçü yabancı kökenli, toplam altı farklı ilaç firmasının pazarlama, satış ve idari bölümlerinde çalışan bölüm asistanları, ürün müdürleri, medikal müdürler, pazarlama müdürleri, satış müdürleri, satış temsilcileri, muhasebe-finans, bilgi işlem elemanları üzerinde yapılmıştır. Çalışmada, ilaç sektöründe aktif olarak görev yapan ve çalıştığı firmada en az bir yıldır görev yapan 100 çalışana ait veriler temel alınmıştır. Araştırma için 110 adet anket dağıtılmış, tüm anket formlarını eksiksiz dolduran 100 kişinin sonuçları değerlendirilmiştir. Araştırmanın örneklemini oluşturan bireylerin seçimi, gelişigüzel örnekleme ve kartopu örnekleme yöntemleri ile ilaç sektörü çalışanlarına ulaşılarak yapılmıştır. Araştırma, gönüllülük esasına dayalı olarak ve sözlü onay alınarak yapılmıştır. Araştırma ilaç sektörü çalışanlarının üzerinde uygulanan anket uygulamasını içermektedir. Araştırmada dört farklı anket uygulanmıştır. Anket formu başlangıcında cevaplayıcılardan formu doldurmaları istenmiş ve verecekleri cevapların sadece akademik amaçla kullanılacağı ve kendilerini hiçbir şekilde bağlamayacağı teminatı verilmiştir. Ayrıca araştırmanın güvenilirliğini arttırmaya yönelik olarak katılımcılardan isim veya kimlik bilgisi istenmemiştir. Demografik veriler için anket: İlk anket, demografik özellikleri belirlemeye yönelik dokuz sorudan oluşturulmuştur. Mobbing ile ilişki göstermesi beklenen cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, çalışma süresi, medeni durum, iş deneyimi, işyerinin alanı ve çalışanın işteki pozisyonu değişkenlerine ilgili seçenekler belirtilerek anket formunun bu bölümünde yer verilmiştir. İkinci anket mobbing davranışını ölçmek için kullanılan İşyerinde Psikolojik Taciz Ölçeği dir. 28 sorudan oluşan ölçek 2010 yılında Tınaz ve arkadaşları tarafından uyarlanarak geçerlik ve güvenirliği yapılmıştır. Güvenilirlik analizinde ölçeğin Cronbach Alfa değeri olarak 0,933 bulunmuştur. Ölçek, işe yönelik davranışlar, itibarı zedeleyen davranışlar, dışlayan davranışlar ve sözlü-yazılı-görsel saldırı olmak üzere dört boyut içermektedir. Birinci boyut işe yönelik davranışlar başlığı altında kişinin işle ilgili yaptıkları açısından, ikinci boyut itibarı zedeleyen davranışlar başlığı altında kişiliğine yönelik olarak, üçüncü boyut dışlayan davranışlar başlığı altında işyerinde dışlanma yoluyla, dördüncü boyut ise sözlü yazılı görsel saldırı başlığı altında kendisine gönderilen veya iletilen mesajlar yoluyla mobbing ile karşılaşmasını sorgulamaktadır. Bu ölçeğin dışında çalışanların mobbing davranışı karşısındaki tutumlarını ölçmeye yönelik bir Tutum Anketi de kullanılmıştır. Zorlu tarafından 2009 yılında geliştirilen tutum anketinin Kuder-Richardson Güvenirlik Katsayısı 0.73 tür ve yeterli iç tutarlılığa işaret etmektedir. Anket içeriği alt gruplara ayrılarak, kaçma, karşı savaşma, pasif başa çıkma ve pasif kalma olarak dört ayrı grupta puanlanmıştır. Kaçma başlığı altında, istifa ve yer değiştirme, karşı savaşma başlığı altında, ilgili kişiyle yüz yüze konuşma, şikayet, dava etme ve şiddet gösterme, pasif başa çıkma başlığı altında, eleştirilmemek için özen gösterme, daha çok çalışma ve arkadaşlarıyla paylaşma, pasif kalma başlığı altında görmezden gelme ve hiçbir şey yapmama gibi davranış ve tutumlar yer almaktadır. Çalışmada mizaç ve karakter özellikleri Cloninger in Mizaç ve Karakter Envanteri

(TCI) kullanılarak değerlendirilmiştir. Envanter dört mizaç ve üç karakter özelliğini değerlendiren kişilerin kendi kendine uyguladığı, 240 maddelik doğru/yanlış yanıtlar şeklinde düzenlenmiş bir ölçektir. 2004 yılında Köse ve arkadaşları tarafından Türkçe ye çevrilerek geçerlilik ve güvenilirliği yapılmıştır. Cloninger in psikobiyolojik kişilik modelindeki dört mizaç özelliği yenilik arama, zarardan kaçınma, ödül bağımlılığı ve sebatkârlık, karakter özellikleri ise, kendini yönetme, işbirliği yapma ve kendini aşma alt başlıklarından oluşmaktadır (Tablo 1). Tablo 1 Cloninger Mizaç ve Karakter Envanteri Puanlarına Göre Özellikler TCI Alt Grup Yüksek Puan Düşük Puan Yenilik arayışı Heyecanlı Meraklı Hareketli Gayretli Kolay sıkılan İlgisiz, Gayretsiz, Heyecansız, Monotonluğu tolere eden Sistematik MİZAÇ Zarardan kaçınma Ödül bağımlılığı Sosyal engellenme, Çabuk yorulma, Yabancılardan kaçınma, Başkalarının endişelenmediği durumlarda bile sorun olacağı beklentisi, karamsar düşünceler Belirsizlik korkusu Temiz kalpli, Duyarlı, Sosyal olarak bağımlı Kolay etki altında kalabilen Keyifli, Sempatik, Çoğu kişinin endişeli olduğu durumlarda bile iyimser Katı, itiraz eden, soğuk, Sosyal olarak kimseyi önemsemeyen, Kararsız KARAKTER Sebat Etme Kendini yönetme İşbirliği yapma Kendini aşma Beklenen ödül yanıtlarına aşırı çaba gösterme eğiliminde Beklenenden daha başarılı Olgun, Güçlü, Kendi kendine yeten, Güvenilir, Yapıcı Kendine saygı/güveni yüksek Sosyal hoşgörüye sahip Yaratıcı, Kendini unutan, İnançlı, Manevi duyguları olan İdealist Hareketsiz Kararsız Düzensiz Zayıf, Olgunlaşmamış, Kırılgan, Sorumsuz, Etkisiz, Güvensiz, Kendine saygısı az Eleştirici, Diğer kişilere karşı ilgisiz, Yardımsever olmayan Gururlu, Sabırsız, Hayal gücü olmayan, Her şeyi kontrol etmeye çalışan, Maddeci (Köse ve ark, 2004) Araştırmanın istatistik analizleri SPSS paket programı kullanılarak, parametrik değişkenler için student s t testi ve ANOVA, nonparametrik değişkenler için ki kare, Mann-Whitney U, ve Kruskal Wallis ile sınanmıştır. Ölçekler arasındaki bağıntılar Pearson Korelasyon Analizi ile değerlendirilmiştir.

3. BULGULAR: Araştırmaya katılanların %54 ü kadın, %46 sı erkek, bunların %62 si evli, %38 i ise bekardır. Katılımcıların %24 ü 30 yaş ve altında ve %26 sı ise 40 yaş ve üzerinde olup %52 si lisans, %48 i ise lisansüstü düzeyde eğitim görmüştür. Katılanların %60 ı yerli ilaç firmasında, %40 ı ise yabancı kökenli bir ilaç firmasında çalışmaktadır. Bunların da %28 i satış, %50 si pazarlama ve %22 si de diğer departmanlarda çalışmaktadırlar. Çalışma alanları değerlendirildiğinde %78 inin merkez ofis, %22 sinin saha çalışanı olduğu saptanmıştır. Görev tanımları açısından %24 ü personel, %32 si orta ve %44 ü üst düzey yöneticidir. Çalışanların %28 i iki yıl ve altında deneyim sahibi iken, %30 u on yılın üzerinde deneyim sahibidir. Araştırmaya katılanların %56 sı iş yerinde mobbing görmediğini, %44 ü ise mobbinge maruz kaldığını belirtmiştir. Demografik özellikler Tablo 2 de gösterilmiştir. Tablo 2 Demografik Özellikler Grup Özellik n Cinsiyet Erkek 46 Kadın 54 < 30 yaş 24 Yaş Grubu 31-34 yaş 24 35-39 yaş 26 > 40 yaş 26 Medeni durum Evli 62 Bekar 38 Öğrenim durumu Lisans 52 Lisans üstü 48 Çalışılan kurum Yerli firma 60 Yabancı firma 40 Çalışılan bölüm Merkez Ofis 78 Saha 22 < 2 yıl 28 Kurumdaki çalışma süresi 3-6 yıl 22 7-10 yıl 20 > 11 yıl 30 Personel 24 Kurumdaki pozisyon Yönetici 44 Orta Düzey Yönetici 32 Mobbinge maruz kalma Var 44 Yok 56 Kadınlarda mobbinge maruz kalanların oranı %48,1 iken, erkeklerde mobbinge maruz kalanların oranı %39,1 dir. Cinsiyet ile mobbinge maruz kalma arasında

anlamlı bir ilişki yoktur. Yaş, medeni durum, öğrenim düzeyi, çalışılan kurumun yerli veya yabancı sermayeli olması ve çalışılan kurum departmanı (satış, pazarlama veya merkez ofis ya da saha çalışanı olmak gibi) ile mobbinge maruz kalma arasında da anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. Kurumsal özellikler açısından yegane anlamlı özellik, kişilerin kurum içindeki poziyonları ile ilişkilidir. Personel olarak çalışanlar içinde mobbinge maruz kalanların oranı %58,3 iken, yönetici olarak çalışanlar içinde mobbinge maruz kalanların oranı %27,3 ve diğer departmanlarda çalışanlar içinde mobbinge maruz kalanların oranı ise %56,3 tür. İşteki konum ile mobbinge maruz kalma arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (X 2 =8,95, sd=2, p<0,05). Beklenebileceği gibi yöneticilerin mobbinge maruz kalma oranı diğer pozisyondaki kişilerden anlamlı derecede daha düşüktür. Yine, firmadaki deneyim süresi ile mobbinge maruz kalma arasında da anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (X 2 =8,95, sd=3, p<0,05). İki yıl veya daha az süredir firmada çalışanlarda mobbinge maruz kalma oranı diğer çalışanlardan anlamlı derecede daha düşüktür. Öte yandan toplam iş deneyimi süresi ile mobbinge maruz kalma arasında ise anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. Mizaç ve karakter özellikleri yaş, cinsiyet, öğrenim düzeyi ve çalışılan kurumun yerli veya yabancı sermayeli olması açısından istatistiksel anlamlılık taşıyacak bir farklılık göstermemektedir. Medeni durum açısından bakıldığında ödül bağımlılığı mizaç özelliği evlillerde bekarlara kıyasla (t= 3,765, p< 0,001), kendini aşma karakter özelliğine de bekarlarda evlilere kıyasla (t= 3,765, p< 0,001) daha sık görülmektedir. Yine, çalışılan kurum departmanı da (merkez ofis ya da saha çalışanı olmak) mizaç özellikleri açısından bazı farklılıklar taşımaktadır. Zarardan kaçınma mizaç özelliği merkez ofis çalışnlarında istatistiksel olarak anlamlı derecede daha sık görülen (t= 2,474, p=0.015) bir mizaç özelliği iken, ödül bağımlılığı ve sebat etme saha çalışanlarında anlamlı derecede daha sık görülmektedir (t= -2,572, p=0.012 ve t=-2,675, p=0.009). Yenilik arayışı, ödül bağımlılığı, sebat etme açısından mobbinge maruz kalan ve kalmayan çalışanlar arasında anlamlı farklılık bulunmamakta, zarardan kaçınma mizaç alt özelliği bakımından anlamlı farklılık bulunmaktadır (t:-2,758, p<0,05). Mobbinge maruz kalanların zarardan kaçınma davranışı özelliği mobbinge maruz kalmayanlardan anlamlı derecede daha azdır. Kişilik alt özellikleri açısından mobbinge maruz kalan ve kalmayan çalışanlar arasında kendini idare etme, iş birliği yapma bakımından anlamlı farklılık bulunmamakta, kendini aşma özelliği açısından anlamlı farklılık bulunmaktadır (t:3,024, p<0,05). Kendini aşma kişilik özelliği mobbinge maruz kalanlarda anlamlı derecede daha belirgindir (Tablo 3). Genel değerlendirmede mizaç ve karakter özellikleri ile mobbing ölçeğinin altgrupları arasındaki korelasyon değerlendirildiğinde zarardan kaçınma mizaç özelliği ile işe yönelik davranışlara yönelik mobbing arasında negatif korelasyon (r=-0,113, p=0.037), yenilik arayışı mizaç özelliği ile dışlayan davranışlar biçimindeki mobbing arasında yine negatif korelasyon (r= -0,208, p=0.038) saptanırken diğer mizaç özelliklerinde mobbing tarzı açısından bir istatistiksel farklılık saptanmamıştır. Karakter özellikleri içindeki kendini aşma karakter örüntüsü ile mobbing davranışının üç alt türü arasında pozitif korelasyon saptanmıştır. Bunlar hem işe yönelik mobbing davranışı (r= 0,271, p=0.006), itibarı zedeleyen tarzda mobbing davranışı (r= 0,372, p<0.001) ve dışlayan davranış tarzındaki mobbing davranışıdır (r= 0,329, p=0.001).

Tablo 3 Mizaç ve Karakter ile Mobbinge Maruz Kalma Arasındaki İlişki TCI Mobbing n Ort ± SS t p Yenilik Arayışı Zarardan Kaçınma Ödül Bağımlılığı Sebat Etme Kendini İdare Etme İş Birliği Kendini Aşma Var 44 18,05±3,815 Yok 56 18,71±4,280 Var 44 9,59±4,541 Yok 56 12,61±6,384 Var 44 14,27±3,037 Yok 56 14,75±3,492 Var 44 5,91±1,696 Yok 56 6,39±1,648 Var 44 33,68±5,215 Yok 56 33,71±5,981 Var 44 31,91±4,136 Yok 56 31,32±5,271 Var 44 19,86±4,003 Yok 56 16,61±6,673-0,813 0,418-2,758 0,007* -0,718 0,475-1,439 0,153-0,028 0,977 0,607 0,545 3,024 0,003* Mobbing davranışını ölçmeye yönelik testin yanısıra mobbing karşısında kişinin tutumunu değerlendiren tutum ölçeği de uygulanmış ve bu ölçek ile mizaç ve karakter özelliklerinin ilişkisi de değerlendirilmiştir. Buna göre, mobbinge karşı savaşma ile zarardan kaçınma mizaç özelliği arasında negatif korelasyon (r=-0,380, p<0.001), ödül bağımlılığı arasında pozitif korelasyon (r=0,232, p=0.020); mobbingden kaçma ile yenilik arayışı mizaç özelliği arasında pozitif korelasyon (r=0,268, p=0.007), ödül bağımlılığı arasında negatif korelasyon (r=-0,250, p=0.012) saptanmıştır. Yenilik arayışı mizaç özelliği mobbingle pasif başa çıkma davranışıyla da negatif korelasyon (r=-0,347, p<0.001) göstermekteydi. Karakter özellikleri içinde, kendini idare etme, mobbinge karşı savaşma açısından pozitif korelasyon gösteren yegane özellik olarak dikkati çekmiştir (r= 0,228, p=0.022). Mobbing ölçeği toplam puanları değerlendirildiğinde yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, çalışma süresi, firmadaki görev tanımı ve yeri ile yerli ya da yabancı firma çalışanı olmak açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. 4. TARTIŞMA VE SONUÇ Bu çalışmanın da konusu olan işyerinde duygusal taciz anlamına gelen mobbing henüz yeni tanımlanmaya başlanmış olan bir şiddet türüdür. Bu şiddet türü, bireysel polemikler ya da kişiselleştirilmiş problemler olarak görüldüğünden çoğu kez dışarıdan herhangi bir müdahale görmeyerek sinsi bir süreç içinde

ilerlemektedir. Bu nedenle konu, önemli nedenlerden biri olarak görülen kişilik konusu ile beraber değerlendirilmiş, ve Cloninger in psikobiyolojik temelli, karakter ve mizacın yedi boyutta değerlendirildiği kişilik modeli çerçevesi içinde incelenmiştir. Bu çalışma, literatürde mizaç ve kişilik boyutlarının mobbing ile birlikte değerlendirildiği ilk çalışma olarak görülmektedir. Anket çalışması yapılan kurumlarda, mobbing görülme oranı %44 olarak saptanmış ve bu oran hem ulusal hem de uluslararası verilerle kıyaslandığında yüksek bulunmuştur. Ülkemizde %30-35 olarak saptanan mobbingin, Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülen %16 oranına kıyasla daha fazla olduğu bildirilmiş (Demirci ve ark.,, 2007), bunun olası nedenleri arasında aynı işyerinde uzun süre çalışma ve kıdem yükünün artmasından söz edilmiştir (Solakoğlu, 2001). Türkiye de İnternet üzerinden yapılan bir çalışmada katılımcıların %81 i iş hayatında mobbing ile karşılaştıklarını belirtmişlerdir (Forum, 2011). Bu çalışmanın, hem özel sektörde hem de rekabetin çok yoğun olduğu bir alanda yapılmış olması da yüksek bir oran elde edilmesinde etkin olmuş olabilir. Bizim çalışmamızda cinsiyet değişkenine göre bakıldığında kadın ve erkek çalışanlar arasında mobbinge maruz kalma anlamında fark olmadığı bulunmuştur. Başka çalışmalarda da kadın ve erkeklerin aynı sıklıkta mobbinge maruz kaldıklarını ve bundan dolayı cinsiyetler arasında belirli bir fark bulunmadığı öne sürülmüştür (Tınaz, 2008). Ülkemizde genelde kadın çalışanların erkeklere göre mobbinge daha fazla maruz kaldığı ndan söz edilmektedir (Salin, 2001; Demirci ve ark.,, 2007). Öte yandan, çalışmamızda 31-34 yaş arasındaki grubun psikolojik taciz ölçeği puanı 30 yaş altı çalışanlara göre daha yüksek bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda yaş arttıkça mobbing kurbanı olma riskinin arttığı (Tınaz, 2008) ve duygusal tacize maruz kalan kişilerin daha çok orta yaş grubunda bulunduğu da belirtilmektedir. Burada mağduriyet bildirenlerden büyük çoğunluğunun 31-34 yaş grubunda olması, ilaç sektörü için bu grubun iş tecrübesi artmış, kariyer ve işe yönelik beklentilerin daha yüksek olan bir kitle olmasından ileri gelmekte olabilir. Araştırmamıza katılanların %62 si evlidir ve evli olanların psikolojik taciz ölçeği puanları bekarlarınkine kıyasla anlamlı derecede düşük bulunmuştur. Literatürde evli ve bekar kişilerin mobbing düzeylerine yönelik bir bilgiye rastlanmamıştır.yine, lisans mezunlarının puanları lisansüstü mezunlarının düzeyine kıyasla anlamlı derecede daha düşüktür. Oysa, ülkemizde Acar ve Dündar ın 2008 de yaptıkları, demografik veriler ve mobbing arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmada bu parametrede anlamlı fark olmadığı bildirilmiştir. Mobbinge uğradığını ifade edenlerin firmada çalışma süresi ile mobbinge maruz kalma ilişkisine bakıldığında iki yıl ve altında deneyimi olan kişilerin ölçek puanları, 11 yıl ve üstünde deneyimi olan kişilerin düzeyinden daha yüksek bulunmuştur. Diğer yandan, personel pozisyonundaki kişiler ile yönetici pozisyonundaki ve orta düzey yönetici pozisyonundaki kişiler arasında ölçek puanları bakımından anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Yurtdışında yapılan çalışmalar, çalışanların yöneticilere göre daha fazla oranda duygusal zorbalıkla karşı karşıya olduğunu göstermektedir ( Salin, 2001). Bizim çalışmamızda böyle bir farkın bulunmamış olması belki de olası kültürel farklılıklarla açıklanabilir. Araştırmada bir başka olası kültürel farklılığa işaret edebilecek konu, yerli ve yabancı sermayeli firmalarda çalışanların farklılığıdır. Nitekim, yerli firma mensuplarının yurtdışı kökenli firmalarda çalışanlara göre anlamlı derecede daha fazla mobbing mağduru oldukları saptanmıştır. Bu sonuçlar, yerli ve yurtdışı kökenli

firmaların kurumsallığa bakış açılarındaki farklar ve iş yapış biçimlerindeki farklılıklar nedeniyle oluşmuş olabilir. Bu etkenlerin, işyerinin örgüt iklimini belirleyebilen nedenler arasında olması ve örgüt iklimininin de en önemli mobbing etkenlerinden birisi olduğunun bildirilmiş olması (Einarsen, 1999) bunu düşündürtmektedir. Satış bölümünde çalışan kişilerin ölçek puanlarının pazarlama ve idari bölümlerde çalışanlara göre daha düşük, merkez ofis çalışanlarının ise saha çalışanlarına kıyasla anlamlı derecede daha yüksek olması ise rekabet ve çalışma ortamı nedeniyle öngörülebilecek özellikler arasında olduğu düşünülmüştür. Bu çalışmanın temel varsayımı mobbinge uğrama ve kişilik özellikleri arasındaki ilişki olduğu için, çalışmanın odağını bu konu oluşturmaktadır. Mobbinge maruz kalanlarda, Cloninger in tanımladığı dört mizaç boyutundan birisi olan zarardan kaçınma puanları anlamlı derecede daha düşüktür. Bu mizaç skoru düşük bireylerin keyifli, cesaretli, sempatik, enerjik, hatta çoğu kişinin endişeli olduğu durumlarda bile iyimser kişiler olduğu belirtilmiştir (Köse ve ark, 2004). Çalışkan, dürüst, iyi niyetli, neşeli, yeterlilik, zeka ve yaratıcılık gibi olumlu özelliklere sahip kişilerin iş yerlerinde dikkat çektikleri ve daha fazla mobbinge maruz kaldıkları Tınaz ve arkadaşlarının (2010) çalışmalarında da bildirilmiştir. Bir diğer bulgumuz, Cloninger in tanımladığı üç karakter boyutundan biri olan kendini aşma bakımından mobbinge maruz kalanların daha yüksek puana sahip olmasıdır. Kendini aşma, kendini unutma, kişilerarası özdeşim ve manevi kabulden oluşmaktadır ve bu özelliği belirgin olan bireyler, yaratıcı, inançlı, manevi duyguları olan, idealist kişilerdir (Köse ve ark, 2004). Yine Tınaz ın (2008) bildirdiği gibi mobbing kurbanları yaratıcılıkları yüksek, dürüst, işe bağlı ve idealist kişilerdir. Bu anlamda da, bizim bulgularımız literatürle paralellik göstermektedir. Çalışmamızda, zarardan kaçınma özelliği arttıkça, işe yönelik olarak yapılan mobbing davranışlarında azalma olduğu görülmektedir. Zarardan kaçınma açısından düşük skora sahip kişiler tehlike hakkında önceden daha az anksiyete ya da korku hissederler, dolayısıyla iyimser ve risk alıcı özelliktedirler (Akay, 2008). Bu durum işyerlerinde daha çok göze batma ve risk almaları nedeniyle işlerinin daha fazla sorgulanması riskini getirebilir. İşini seven ve bütünleşen kişilerin diğer çalışanların dikkatini çektiği ve mobbing riskinin arttığı da bildirilmektedir (Tınaz, 2008). Zarardan kaçınan kişiler daha dikkatli, çekingen ve sakıngan bir yapıya sahiptir (Köse, 2004); dolayısıyla, yapılan işin izlenmesi, eleştirilmesi, sorumlulukların daraltılması, görüş ve önerilerin reddedilmesi, bağırılarak kaba bir tarzda konuşulması gibi bazı mobbing davranışları ile karşılaşma riskleri azalmış olabilir. Diğer bir mizaç boyutu olan yenilik arayışı ile mobbing ölçeğinin dışlayan davranışlar alt boyutu arasındaki negatif yönde anlamlı ilişki yenilik arayışı arttıkça dışlayan davranışların azaldığını göstermektedir. Yenilik arayışı özelliği olan bireyler impulsif, hayal kırıklığına öfkelenen, kendilerine zevk veya heyecan getireceğine inandıklarında kuralları veya düzeni bozma eğiliminde (Akay, 2008) olan kişilerdir. Aynı zamanda bu kişiler heyecanlı, araştırıcı, meraklı, hareketli, gayretli ve kolay sıkılan kişiler olarak da tanımlanmaktadır (Köse, 2004). Bu kişilerin yokmuş gibi davranılmak, ortamlardan dışlanmak, iş arkadaşlarından ayrı yerde çalışmaya zorlanmak, başarılarının sahiplenilmesi gibi başlıkları içeren dışlayan tarzda mobbing davranışları ile karşılaşma olasılığı daha düşük olduğu düşünülmektedir. Karakter özelliklerinden birisi olan kendini aşma özelliğinin belirgin olması durumunda işe yönelik olarak yapılan mobbing davranışlarında da artma olmaktadır. Keza, kendini aşma belirginleştikçe itibarı zedeleyen mobbing

davranışları ve dışlayan davranışlar da artmaktadır. İşyerinde mobbingin kurbanı olan bireyler genelde belirgin beceri ve yetenekleri olup kıskançlık duygusu uyandıran başkasının hizmetinde olan bireylerdir (Tınaz ve ark., 2010). Çalışmamız kendini aşma özelliği belirgin çalışanların birden daha fazla boyutta mobbing davranışına maruz kaldığını göstermektedir. Bu bireylere yapılan işin izlenmesi, eleştirilmesi, sorumlulukların daraltılması, görüş ve önerilerin reddedilmesi, bağırılarak kaba bir tarzda konuşulması gibi işe yönelik davranışların yanında kişisel itibara yönelik aşağılayıcı bir üslupla konuşulma, alay edilme gibi davranışlar ve iş yerinde dışlamaya yönelik davranışların da yöneltildiği saptanmıştır. Diğer bir karakter özelliği olan iş birliği yapma arttıkça, sözlü, yazılı ve görsel olarak yapılan mobbing davranışları da artmaktadır. İşbirliği yapabilen bireyler, sosyal hoşgörüye sahip, empati yapma özelliği olan ve diğer kişilere yardım etmekten hoşlanan kişiler olarak tanımlanırlar. Çalışmamızda bu kişilerin mesaj yoluyla veya sözlü olarak tehdit ve hakaretlere, özel yaşama yönelik saldırılara daha fazla maruz kaldığı görülmüştür. Alçak gönüllü ve yardımsever kişilerin mobbing kurbanı olma olasılığının yüksek olduğu Tınaz ve arkadaşları (2008) tarafından da bildirilmiştir. Literatür taraması, kişilik ve mobbing ilişkisinin yeterince incelenmediğini göstermektedir. Az sayıdaki çalışmalardan bir tanesinde kişilik beş faktör modeli çerçevesinde incelenmiş, deneyime açıklık boyutu ve dışadönüklük ile geçimlilik özellikleri arttıkça mobbing algısının azaldığı, sorumluluk düzeyi artıkça mobbinge maruz kalma düzeyinin de azaldığı tespit edilmiştir (Tekçe, 2010) Çalışmamızda, yenilik arayışı arttıkça mobbing karşısında kaçma tutumunun da arttığı, pasif başa çıkma tutumunun azaldığı saptanmıştır. Bu bireylerin daha heyecanlı, gayretli fakat hareketli ve kolay sıkılan kişiler olması mobbing karşısında, istifa etme, işyeri/bölüm değiştirme gibi kaçma tutumları göstermelerini açıklayabilir gibi görünmektedir. Eleştiri almamak için işine daha çok özen göstermek, daha planlı ve daha çok çalışmak, tacizi sadece arkadaşlara ve iş arkadaşları ile paylaşmak gibi pasif başa çıkma tutumlarının azalması da bu kişilik özellikleri ile uyumlu olabilir. Bir başka sonuç, zarardan kaçınma özelliği arttıkça karşı savaşma ile ilgili tutumların azalmasıdır. Karşı savaşma tutumu ile uğradığı haksızlığı ortadan kaldırmak için ilgili kişiyle yüz yüze konuşmak, durumu üst makamlara bildirmek, dava açmak, fiziki şiddet ve sözel şiddet göstererek çözmek, ilgili kişiyi bir daha yapmaması için uyarmak anlatılmaktadır. Zarardan kaçınma özelliği belirgin kişilerin daha dikkatli, çekingen ve sakıngan-korkak bir yapıya sahip olmaları, diğer insanların endişelenmediği durumlarda bile bazı sorunların olacağı beklentisi ile karamsar düşünceler içinde olabilmeleri ve sosyal engellenmeleri karşı savaşma tutumunun düşük olması ile uyumlu görünmektedir. Ödül bağımlılığı mizaç özelliği belirginleştikçe de kaçma tutumu azalmakta karşı savaşma artmaktadır. Ödül bağımlılığının davranışı sürdürme sistemi ile ilişkili, duygusallık, sosyal bağlanma, başkalarının onayına bağımlılık ile kendisini gösteren kalıtsal bir eğilim olması (Yancar, 2005) bu özelliği düşük olan bireylerin soğuk ve sosyal iletişimlere karşı duyarsız, yüksek olan bireylerin ise tersine sıcak, sosyal yakınlaşmalar kurmaya eğilimli ve duygusal çekiciliğe içtenlikle yanıt verme eğiliminde olan bireyler olmasına neden olur (Akay, 2008). Böylece, kaçma tutumlarının neden daha az olduğunu da anlamak mümkündür. Yine bu eğilimler nedeniyle uğradığı haksızlığı ortadan kaldırmak için ilgili kişiyle yüz yüze konuşmak, ilgili kişiyi bir daha yapmaması için uyarmak gibi karşı savaşma tutumlarının bu kişilerde yüksek olması da öngörülebilir özelliklerdir. Bulgular

bölümünde, kendini idare etme karakter özelliğinin mobbinge karşı savaşma açısından pozitif korelasyon gösteren yegane özellik oduğunu bildirmiştik. Kendini yöneten bireyin özerk, sorumlu, amaç ve hedefleri olan, becerikli, kabul edici olduğunu düşünürsek (Yancar, 2005), bu bireylerin kendilerine güvenmeleri ve sorun çözmedeki becerileri ile karşı savaşma tutumu göstermelerinin de karakter özelliği ile gayet uyumlu olduğunu görürüz. Mobbinge karşı gösterilen tutum ve kişilik özelliklerinin incelendiği bir başka çalışmada (Zorlu, 2009), kişilik kişilik testi olarak Eysenck Kişilik Envanteri kullanılmış ve nevrotisizm özellikleri yüksek kişilik yapısına sahip olanların, mobbing karşısında daha çok pasif kalma, psikotisizm puanı yüksek olanların, daha çok karşı savaşma tutumunu benimsedikleri ve bunun istatistiksel anlamlılık gösterdiği tespit edilmiştir. Bu araştırmanın en önemli kısıtlılığı kurumsal firmaların insan kaynakları departmanlarının çalışanları üzerinde toplu olarak anket uygulanmasına sıcak bakmamaları nedeni ile çalışanlara tek tek ulaşılmış ve görece kısıtlı bir sayı ve grupla çalışılmış olmasıdır. Yalnızca ilaç firması çalışanları ve ilaç endüstrisi değerlendirilmiştir. Bu çalışma karakter ve mizaç özellikleri ile mobbing ve karşı tutumu değerlendiren ilk çalışmadır. Başka bir boyutsal kişilik testi uygulanarak mizaç ve karakter özellikleri ile bağıntısının incelenmesi, örneklem sayısını artırılarak diğer sektörlere yaygınlaştırılması önerilir. KAYNAKÇA Acar, A.B., Dündar, G. İşyerinde Psikolojik Yıldırmaya (mobbing) Maruz Kalma Sıklığı ile Demografik Özellikler Arasindaki İlişkinin İncelenmesi, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi 37, 2, 2008, Sf: 111-120 Akay, Ö. Bipolar Bozuklukta Kişiliğin hastalığın Seyrine Etkisi. Zonguldak Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı (Yayınlanmış Tıpta UZmanlık Tezi), Zonguldak, 2008, s. 19 Arpacıoğlu, G. Mobbing Türk İş Dünyasında Ne Kadar Yaygın ve ne Kadar Biliniyor? (Çevrimiçi). http://mobbingyardim.wordpress.com (Erişim tarihi: 14.04.2011) Bayrak Kök, S. İş Yaşamında Psiko-şiddet Sarmalı Olarak Yıldırma Olgusu ve Nedenleri, (Çevrimiçi) http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler/ Sabahat_Bayrak.pdf (Erişim Tarihi: 15.04.2011) Demirci, M.K., Özler, D.E., Girgin, B. Beş Faktör Kişilik Modelinin İşyerinde Duygusal Tacize (Mobbing) Etkileri Hastane İşletmelerinde Bir Uygulama. Khazar Journal of Humanities and Social Sciences (former Journal of Azerbaijani Studies) 2007, Vol. 10, No 3-4 Einarsen, S. The Nature and Causes of Bullying at Work. İnternational Journal of Manpower, 20, 1999, p.16-27

Karaçavdar, G. İş Yaşamında Psikolojik Yıldırma ve Psikolojik Yıldırmaya Direnç Gösteren Kişilik Özellikleri ile İlişkisi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Işletme Anabilim Dalı Insan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2009, s. 51 Köse, S., Sayar, M.K, Ak, İ., Aydın, N., Kalelioğlu, Ü., Kırpınar, İ., Reeves, R.A., Przybeck, T.R., Cloninger, C.R. Mizaç Karakter Envanteri (Türkçe TCI): Geçerlik ve güvenirliği ve faktör yapısı Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 2004:107-131 Leymann, H. Identification of Mobbing Activities. The Mobbing Encyclopedia, (Çevrimiçi) (http://www.leymann.se/english/12210e.html (Erişim Tarihi: 01.04.2011) Leymann, H. Mobbing-its Course Over Time. The Mobbing Encyclopedia, (Çevrimiçi) http://www.leymann.se/english/12220e.html (Erişim Tarihi: 01.04.2011) Leymann, H. Mobbing at Work and Development of Post-traumatic Stress Disorders, European Journal of Work and Organizational Psychology, 1996, 5: 252 Duyuru, Mobbing Zirvesi. www.energyturkey.org/guencel-eitimler/view 16/185.html (Erişim Tarihi: 13.04.2011) Haber, Türkiye de mabbing yaygınlaşıyor. http://www.aktuelpsikoloji.com/ haber.php?haber_id=4696 (Erişim Tarihi: 20.02.2012) Salin, D. Prevalance and forms of bullying among business professionals: A comparasion of two different strategies for measuring bullying. European Journal of Work and Organizational Psychology, 10 (4), 2001, p.425-441. Solakoğlu, İ. İşletmelerde Mobbing in Örgğtsel Stresle İlişkisi ve bir sağlık kuruluşunda uygulama. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı (Yayınlanmamış Yüksek lisanstezi), Kütahya, 2007, s. 14 Tekçe, E.A. Yıldırma Olgusu ve Yıldırma ile Kişilik Arasındaki ilişkinin İncelenmesi: Bir bankacılık Örneği. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Kayseri, 2010, s. 45 Tetik, S. Mobbing Kavramı: Birey ve Örgütler Açısından Önemi, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2010, 12 (18), s. 83 Thirion, A.P., Fernandez, M.E., Hurley, J., Vermeylen, G. Fourth European Working Conditions Survey. Dublin: European Foundation fort he Improvement of Living and Working Conditions, 2007 Tınaz, P., Bayram, F., Ergin, H. İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), Beta Yayınları, İstanbul 2008

Tınaz, P. İşyerinde Psikolojik Taciz, Çalışma ve Toplum Dergisi, 2006, s 4 Tınaz, P., Gök, S., Karatuna, I. Türkiye de İşyerinde Psikolojik Taciz Oranının ve Türlerinin Belirlenmesi: Bir Ölçek Geliştirme Çalışması. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Öneri Dergisi, Cilt:9, Sayı:34, 2010. (ss.1-11) Yancar, C. Madde Bağımlılarında İkinci eksen Komorbidite ve Kişilik özelliklerinin bağımlılık düzeyi ve yaşam kalitesine etkisinin Değerlendirilmesi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesi 11. Psikiyatri Birimi (Yayınlanmamış Tıpta Uzmanlık Tezi), İstanbul, 2005, s. 14 Yücetürk, E.E. Örgütlerde Durdurulamayan Yıldırma Uygulamaları: Düş mü? Gerçek mi? (Çevrimiçi) (http://www.ikademi.com/orgut-sosyolojisi/512- orgutlerde-durdurulamayan-yildirma-uygulamalari-dus-mu-gercek-mi-ii.html (Erişim Tarihi: 25.04.2011) Zorlu, A. Çalışanların Mobbing Karşısındaki Tutumları ve Kişilikleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2009 s. 36