POSTA HİZMETLERİ ÖN LİSANS PROGRAMI TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ Öğr. Gör. MURAT BURUCUOĞLU 1
Ünite: 3 TEDARİZ ZİNCİRİNİN TEMEL FONKSİYONLARI Öğr. Gör. Murat BURUCUOĞLU İçindekiler 3.1. TEDARİZ ZİNCİRİNİN TEMEL FONKSİYONLARI... 3 3.1.1. Giriş... 3 3.1.2. Üretim... 3 3.1.3. Envanter Yönetimi... 4 3.1.4. Taşıma ve Dağıtım... 4 3.1.5. İletişim ve Bilgi Teknolojileri... 4 3.1.6. İletişim ve Bilgi Teknolojileri... 5 3.2. KAYNAKÇA... 5 2
3.1. TEDARİZ ZİNCİRİNİN TEMEL FONKSİYONLARI 3.1.1. Giriş Tedarik zinciri üretimde kullanılacak hammadde, yardımcı malzemeler ile üretim araçlarının bir araya getirilerek üretim noktalarına en uygun maliyet ve koşullarla temin edilmesi, üretim içi süreçlerde etkinliğin sağlanabilmesi, üretim faaliyetlerinin desteklenmesi, nihai müşterilere en uygun şart ve maliyetlerle ürünün ulaştırılması süreçlerini kapsamaktadır. Tedarik zinciri üretim süreçleri dışında, ana faaliyet olan üretimi desteklemek ve en iyi şartlarda faaliyetlerini sürdürmesi için yapılan çabaların genel adıdır. Bir başka tanımda tedarik zinciri; hammadde kaynak noktasından son tüketicilere kadar olan süreçte üretilen ürün ve hizmetlerin daha yüksek katma değer sağlayacak şekilde gerçekleştirilen faaliyetlerin tamamı olarak tanımlanmaktadır. Tedarik zincirinin iyi işletilmesi sonucunda işletmelerin fazladan kaynak kullanımı azalarak, gerçekleştirilen kaynak tasarrufu daha fazla verim elde edilecek alanlara yatırım olarak yönlendirilebilmektedir. Lojistik ile tedarik zinciri yönetimi bu kapsamda bazı farklı özelliklere sahiptirler. lojistik yönetimi sadece bir işletmenin verimliliği, performansı ve etkinliği ile ilgili iken, tedarik zinciri yönetimi firmaların oluşturduğu devasa bir sistemin etkinliğine odaklanmaktadır. Lojistik yönetimi sadece tedarik, dağıtım, depolama ve taşıma gibi fonksiyonları içerirken, tedarik zinciri yönetimi lojistik yönetimi fonksiyonlarına ek olarak finans, ürün geliştirme ve pazarlama gibi alanları da kapsamaktadır. Tedarik zinciri yönetiminin etkinliğini azaltacak her türlü olumsuz etkenin ortadan kaldırılması tedarik zinciri yönetiminin alanı içerisinde yer almaktadır. Tedarik zinciri yönetiminin başarısı; tedarik zinciri üyelerinin faaliyetlerinin, performanslarının ve kapasitelerinin uyumlaştırılması ile mümkün olmaktadır. Bir işletmenin büyüklüğüne bakılmaksızın, işletmenin tedarik zinciri işleyişine gösterdiği uyum işletmenin sistem içerisinde güçlü bir aktör olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla geleneksel birçok sınıflamadan farklı olarak, küresel rekabette işletmelerin içerisinde bulunduğu tedarik zincirinin sistemine uygun davranmaması, değişen koşullara ani cevaplar verememesi işletmenin zayıf ve kırılgan bir yapıya sahip olduğunun göstergesidir. Tedarik zincirinin başarısı ve gücü en zayıf üyesinin gücü ve başarısı ile doğru orantılıdır. Tedarik zinciri içerisinde gerçekleştirilen operasyonlar zincir aktörlerinin operasyon yapılarının ve sistemlerinin entegrasyonunun yanı sıra kombinasyonları şeklinde de olabilmektedir. 3.1.2. Üretim Üretim, bir tedarik zinciri içerisinde yarı mamulün mamule, hammaddenin yarı mamulün ya da mamule çevrilmesine yönelik işlemlerin tamamı olarak tanımlanabilmektedir. Tedarik zinciri içerisinde üretim kavramı sadece fabrikaları değil, aynı zamanda yardımcı üretim faaliyeti yapan depoları da kapsamaktadır. Dolayısıyla üretim süreçleri hammadde ve yarı mamul depoları, fabrikalar ile dağıtım süreçlerini kapsayan bir süreç olarak nitelendirilebilmektedir. Üretim sürecinde yer alan fabrikalar ve depolar piyasaya arz ettiklerinden daha yüksek bir kapasiteye sahipseler, pazarda oluşabilecek dalgalanmalara daha etkin bir şekilde cevap verebilme olasılıkları yükselmektedir. Böyle bir durumda işletmenin esnekliğinden de bahsedilebilir. Başarılı bir tedarik zincirinde talebin üzerinde bir kapasite veya talebin altında bir kapasite ile çalışmakta başarısızlık olarak görülmelidir. Başarılı bir tedarik zincirinde kapasite daha verimli kullanılmalı ve kapasite kullanım oranının arttırılmasına dikkat edilmelidir. Tedarik zinciri içerisinde, işletmeler, üretim departmanlarının faaliyetlerini ve yapısını oluştururken pazarın yapısı, pazara sunulacak ürünün özellikleri, işletmenin üretim ve dağıtım depoları etkenleri göz önünde bulundurmalıdır. Üretim sistemi tedarik zinciri içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Zincirin bu halkasının müşterilerden gelen talebi karşılayamaması, kapasitesinin altında veya üstünde çalışması, üretim süreçlerinin üretim ve dağıtım depoları tarafından desteklenememesi tedarik zincirinin verimliliğini düşürecektir. 3
TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ 13 3.1.3. Envanter Yönetimi Envanter yönetimi, tedarik zinciri yönetimi içerisinde yer alan üretici, dağıtıcı, perakendeci vb. gibi aktörlerin sahip oldukları hammadde, ürün, yarı mamul, üretim araçları vb. gibi her türlü kaynakların etkin ve verimli bir biçimde yönetilmesi olarak adlandırılmaktadır. Tedarik zincirinin iyi yönetilmesi için, tedarik zincirinin yapısı ve işleyişine yönelik karar alıcılar envanterlerin tedarik zinciri boyunca nasıl dağılacağını daha önceden belirlemelidir. Tedarik zinciri yönetiminde envanter yönetimi doğru ve güvenilir olmalıdır. aksi durumda stratejik kararların alınması söz konusu olmamaktadır. İşletmelerin kendi başlarına çok yüksek düzeyde envantere sahip olmaları beraberinde risk maliyetlerini yükseltirken, rekabet edebilme olanaklarını azaltmakta, aynı zamanda işletmenin esnek hareket etmesini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle tedarik zinciri içerisinde envanterlerin olabildiğince dengeli olması gerekmektedir. Envanterlerin yönetilmesine ilişkin üç farklı türde karar alınması söz konusu olabilmektedir. Envanter yönetimine ilişkin alınacak kararlardan birisi; döngüsel envanter yönetimidir. Döngüsel envanter yönetiminde en önemli konu pazarın gösterdiği talebe uygun olarak, doğru miktardaki ürünün üretilebilmesi için üretim aracı, hammadde ve yarı mamulün sağlanması, envanter düzeyi azaldıkça dış kaynaklardan gereksinim duyulan miktarın karşılanmasıdır. Bu envanter yönetimi yaklaşımında işletmeler daha yüksek tedarikte ulunarak satın alma maliyetlerini azaltmaya çalışırlar. Bu tür envanter yönetimi; yüksek düzeyde envantere sahip olmanın yaratacağı maliyet; yüksek miktarda satın almanın sonucunda sağlanan ıskontonun yaratacağı maliyet avantajından daha düşük ise tercih edilebilmektedir. İkinci envanter yönetimi kararı ise; emniyet envanteri yöntemidir. Talep tahminlerinin yeterli düzeyde olmaması ya da tam doğruyu yansıtmaması halinde işletmeler dönemsel envanter düzeyinin üzerinde bir miktar emniyet envanteri bulundurabilmektedirler. Bir işletmenin emniyet envanteri bulundurmasının nedenlerinin başında meydana gelebilecek talep dalgalanmalarına hazırlıksız yakalanmama isteği gelmektedir. Taleplerin dengesiz ve ani artış gösterdiği dönemler işletmeler emniyet envanterini devreye sokabilmektedirler. Özellikle müşteri tarafından ürünün rafta bulunmaması maliyeti işletmenin fazladan envanter bulundurması maliyetinden yüksekse belli bir düzeyde emniyet envanteri bulundurulabilir. ayrıca rekabetin yoğun olduğu sektörlerde stoksuz kalma maliyeti stok bulundurmama maliyetinden yüksek olabilir. Sezonluk envanter yönetimi ise; belirli bir dönemde bazı ürünlerin talebi doğal olarak artmakta, bazılarının ise azalmaktadır. Bu nedenle ürünlerin daha yüksek talep göreceği dönemlerde envanter düzeyi yükselirken, talebin azaldığı dönemlerde düşmektedir. 3.1.4. Taşıma ve Dağıtım Üretimin yapılacağı yere hammaddelerin ne şekilde taşınacağı, ürünlerin müşterilere nasıl sevk edileceği tedarik zinciri yönetiminin önemli sorunlarından birisidir. Tedarik zinciri içersinde farklı alternatiflerin ve taşımalar arasında kombinasyonların sayısal olarak fazla olması taşıma ve dağıtımın optimize edilmesi için çok sayıda karar değişkenin sürece etki ettiğini göstermektedir. Taşıma türünün seçiminde maliyetinin yanı sıra emniyet ve güvenlik ile ürünün gereksinim duyduğu teknik özellikler taşıma türünü ve olası kombinasyonları biçimlendirmektedir. Taşıma türü seçiminde güvenilirlik ve emniyet giderek önem kazanmaktadır. Bunun nedenleri arasında; taşımanın maliyetlerinin optimize edilmesi çabalarına paralel olarak, uluslar arası niteliğinin artması, uluslar arası taşımanın yurtiçi tedarikte söz konusu olacak taşımalara göre daha fazla risk ve tehlike içermesidir. Taşıma türünün seçiminde taşıma türünün hızı arttıkça taşıma maliyetlerinin de arttığı söylenmektedir. 3.1.5. İletişim ve Bilgi Teknolojileri Tedarik zinciri yönetiminde iletişim; zincirin iyi işletilmesi ve başarısında hayati öneme sahiptir. Özellikle tedarik zinciri üyesi olan tedarikçiler, taşımacılar, depocular, üreticiler, toptancılar, perakendeciler vs. arasında operasyonların ve ilişkilerin iyi idare edilmesi tedarik zinciri aktörleri arasındaki iletişimin sürekli ve eksiksiz olmasına bağlıdır. 4
Üyeler arasındaki iletişim düzeyi tedarik zincirinin rekabet düzeyini de ortaya koymaktadır. Rekabetin gittikçe yoğunlaşması işletmelerin kendi başlarına aldıkları kararların tedarik zinciri içerisinde bir önem taşımadığını da ortaya koymaktadır. Günümüzde işletmelerin kendi başlarına aldıkları kararlardan çok tedarik zinciri üyelerinin ortak karar almaları ve uygulamaları rekabet edebilmenin ön koşulu olmaktadır. 3.1.6. İletişim ve Bilgi Teknolojileri Çok sayıda ve farklı özelliklere sahip bir çok işletmenin üyesi olduğu bir tedarik zincirinde zincirin yarattığı katma değer ve faydanın arttırılabilmesi için üyeler arasında iletişimde herhangi bir problemin söz konusu olmaması gerekmektedir. İşletmeler; aralarındaki iletişim sayesinde ortak çıkarlarını en üst düzeye çıkarabilmektedirler. Aynı zamanda bir üyenin görmediği bir fırsat bir diğer üyenin uyarısıyla elde edilebilmektedir. 3.2. KAYNAKÇA Ömer Faruk Görçün, Örnek Olay ve Uygulamalarla Tedarik Zinciri Yönetimi, Beta Yayınevi, 5