Prof. Dr. R. Dinçer Yıldızdaş Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Yoğun Bakım BD



Benzer belgeler
İNTRAOPERATİF GELİŞEN HİPOTANSİYONDA VOLÜM TEDAVİSİ veya VAZOPRESSOR. Doç. Dr. Necati GÖKMEN DEÜTF Anesteziyoloji AD, İZMİR

International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: Dr. Merve Gü eş Öza dı

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

Şok hastasına yaklaşım, kan ve sıvı resüsitasyonu. Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Hepatorenal Sendrom. Yrd.Doç.Dr.Mücahit Avcil

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

Kalp cerrahisi sonrası yüksek laktat nedenleri HEPATORENAL SENDROM MU?

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

Levosimendanın farmakolojisi

NEREYE KOŞUYOR. Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ

Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

HUMAN ALBÜMİN Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Finansal Analiz Daire Başkanlığı Mali Hizmetler Kurum Başkan Yardımcılığı

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN

Hepatorenal Sendrom. Asitin Tedavisi. Siroz-Asit-HRS ilişkisi. Hepatorenal Sendromun Özellikler

Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant)

Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız. Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

Anestezi ve Termoregülasyon

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır

STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP

Dr. Murat Sungur Erciyes Universitesi Tıp Fakultesi İç Hastalıkları ABD. Yogun Bakım Bilim Dalı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

Gastrointestinal Sistem Kanamaları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

HİBRİT TEDAVİLER. Dr. Aykut SİFİL Dokuz Eylül Üniversitesi

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Çocuklarda Kardiyopulmoner Arrestin Engellenmesi

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK

Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS

SEPSİS OLGULARI. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Akış: Organ İskemilerinin Erken Tanısında Yeni Bir Uygulama: Laser Speckle Görüntüleme

Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri

Travmada Sıvı ve Kan Transfüzyonu. Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Bradiaritmiler. Bradikardi. İlk değerlendirme. İlk yaklaşım. İlk yaklaşım. Dr. Özlem YİĞİT Acil Tıp A.D

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

ŞOK Yetersiz oksijen sağlanması, oksijen ihtiyacının çok artmasına rağmen ihtiyacın karşılanamaması veya oksijenin kullanılamaması durumudur

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

Fibrinolytics

Makrosİrkülasyonun Değerlendİrİlmesİ

SIRS MI? SOFA MI? Dr. Ömer SALT TRAKYA ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP AD

ANAFLAKSİ. Uzm. Dr. Alpay TUNCAR KIZILTEPE DEVLET HASTANESİ

Disritmiler, Ölümcül Disritmiler ve Elektriksel Tedaviler

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

Perioperatif Hedefe Yönelik Tedavi Protokol Özeti

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR

YOĞUN BAKIMDA KARDİYAK RESUSİTASYON. Doç.Dr.Hakan Tezcan

SEPSİSTE KRİTİK BAKIM. Dr. Funda K. Akarca Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Eğitim yılı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

Eser Elementler ve Vitaminler

Ağır Sepsis ve Septik Şokta Erken Hedefe Yönelik Tedavi Dr. Güniz Meyancı Köksal

DR.YUSUF CAN YURT HİPONATREMİ 2014 REHBERİ

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

Gebelik ve Trombositopeni

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Yirmi dört yaşındaki annenin G3P2Y2 38 haftalık sezaryanla 3270 g doğan bebeğinin, doğar doğmaz ağladığı, annesini aktif olarak emdiği, genel

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

ÖDEMATÖZ DURUMLARA YAKLAŞIM AİBÜ İZZET BAYSAL TIP FAKÜLTESİ NEFROLOJİ BİLİM DALI

Sepsis ve Akut Böbrek Hasarı. Doç. Dr. Hüseyin BEĞENİK Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji B.D.

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

GELECEĞİN TIBBINA HOŞ GELDİNİZ

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

CRUSH SENDROMU ŞAKAYA GELMEZ. Atatürk Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Uzm. Dr. Alpaslan ÜNLÜ 2017

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

Renal Replasman Tedavisi Altındaki Hastalarda Antimikrobiyal Kullanımı

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

Acil servis başvurularının. %50-60 ını oluşturur. ERİŞKİN HASTADA AĞRI YÖNETİMİ. Dünya Ağrı Araştırmaları Derneğinin. ağrı tanımlaması şöyledir:

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Kronik Hepatit B Tedavisinde Zor Vakaların Yönetimi. Uz. Dr. Eyüp Arslan

Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

KPR SIRASINDA TROMBOLİTİK TEDAVİ. Dr ERTAN SÖNMEZ ACİL TIP A.B.D

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II II. KURUL

KAN AKIMININ KONTROLÜ. 1- Otoregülasyon veya Miyojenik Regülasyon 2- Metabolik Regülasyon KAN AKIMININ LOKAL KONTROLÜ DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ «

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

DR BEHİCE KURTARAN Ç.Ü.T.F. ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ AD

Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.

PRİMER NOKTURNAL ENUREZİS TEDAVİSİ

Transkript:

Prof. Dr. R. Dinçer Yıldızdaş Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Yoğun Bakım BD VASOPRESSİN Vasopressin hipotalamusdan salındıktan sonra hipofize gider. Hipofiz bezinin posteriorunda depolanır. Normalde vasopressin düzeyi 4 pg/ml den daha azdır. Vazopressinin eliminasyon yarılanma ömrü 6 dakika, efektif yarılanma ömrü 6.20 dakikadır. Düşük doz vasopressin (0.01-0.03 ü/dk) infüzyonu kan düzeyini 60-130 pg/ml olarak sağlar. Bu düzeyler, uzamış şokda ölçülen düzeylerden daha yüksektir. Vasopressinin etki yerleri Tablo-I de gözükmektedir. Tablo-I. Vasopressin Reseptörleri V 1 Reseptör V 2 Reseptör Doku KC, trombosit, birçok Böbrek toplayıcı kanah perferal hücre, SSS, düz hücreleri kas vasküler hücre Yol G protein ve fosfolipaz C Adenilat siklaz, camp, protein kinaz Etki Vazokonstrüksiyon Aquoporinlerin açılması ile su reabsorbsiyon Hem septik hem de hemorajik şokda, vasopressin düzeylerinde bifazik yanıt olur. Hipotansiyon vasopressin düzeyinin artmasına neden olan stimulusu oluşturur. Vasopressin şokun erken döneminde yüksek düzeylere ulaşır. Şok ilerledikçe plazma düzeyleri düşer, ancak bunun nedeni tam açık değildir. Bazı araştırmalarda da septik ve vazodilatör şokda uygunsuz düşük vazopressin düzeyleri bildirilmiştir. Landry ve arkadaşları ilk olarak ilerlemiş vazodilatör septik şokda düşük vasopressin düzeyleri olduğunu saptamışlar ve düşük doz vazopressin infüzyonunun vazopressin düzeyini artırdığını göstermişlerdi. Düşük vazopressin düzeyinin nedeni artmış metabolizma veya klirens değil, sekresyondaki bozukluk olduğu vurgulanmıştır.

Septik şokun geç fazındaki vazopressin düzeyleri ile ilgili birçok çalışmalar vardı. Lin ve arkadaşlarının sepsis, ağır sepsis ve septik şoklu hastalarda yaptıkları çalışmada, ilk 6 saatde alınan kan örneklerinde, ağır sepsis de vasopressin yüksek iken septik şokda düşük bulmuşlar idi. Aynı çalışmada ilginç olarak NE düzeyi yüksek bulunmuş idi. Vazodilatör septik şokda vasopressinin eksikliği tam anlaşılmış değil. Dört mekanizma öne sürülmekte. Birinci neden, erken dönemde vasopressin sekresyonunun artması, ileri dönemdeki şokda nörohipofizyel depoların tüketilmesine neden olması, İkincisi, otonomik yetersizlik, üçüncüsü NE nin düşük düzeyleri vasopressinerjik reseptörleri uyarırken, artmış NE düzeyleri vazopressin salınımını inhibe etmesi. Son olarakda, sepsis sonrasında posterior hipofiz içerisindeki vasküler endotelyumdaki artmış NO üretimi vazopressin salınımını inhibe ediyor olması olarak öne sürülmüştür. Vazopressin infüzyonu vazodilatör şokda vasküler tonusu sağlanmasında bir takım mekanizmalar bildirilmiştir. VR reseptörlerin aktivasyonu, K ATP kanallarının modülasyonu, NO nun modülasyonu ve adrenerjik ve diğer vazokonstriktör ajanların potansiyelize ederek yapmaktadır. TERLİPRESSİN Terlipressin (N -triglycyl-8-lysine-vasopressin) sentetik bir dodekapeptid (12 aminoasid) olup, bir Lysine-vasopressindir. Lysine-vasopressinin, vasopressinden farkı 8. pozisyonunda arginin yerine lysine gelmiştir. Terlipressinin vasopressinden en büyük farkı yarılanma süresidir. 7.5 µg/kg terlipressinin İV bolus sonrası yarılanma ömrü 50 dk olup, hemodinamik etkisi 6 saate kadar uzayabiliyor. Plasma düzeyleri ise bolusdan 40-60 dk sonra artıyor, 60-120 dk da pik düzeyine ulaşıyor. Terlipressin plazma klirensi 9 ml/kg/dk dır. Eksojen olarak verilen terlipressin vasopressinerjik V1 ve V2 reseptörlerinin üzerinde etkisini gösterir. Vasopressin ile karşılaştırıldığında (V1:V2 oranı: 1:1), Terlipressin V1 reseptöre etkisi daha belirgindir (V1:V2 oranı 2.2:1)). İlginç olarak, sağlıklı insanlarda, terlipressin bolusundan sonra antidiüretik etkisi 120 dakika sonra meydana gelirken vasopressin etkisi sadece 3 dakika sonra ortaya çıkar. Bu da V1 ve V2 etkilerinin farklı olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Aynı zamanda daha önce vurguladığımız gibi Terlipressinin yarılanma ömrü 4-6 saat iken, vasopressinin 6.20 dakikadır. Bu etkisi vasopressine göre bir avantajˇ

sağlayabilmektedir. Bu avantajda vasopressin kesildikten sonra rebaund hipotansiyon gelişme riski yüksek iken, Terlipressinde daha az olacaktır. Vasküler düz kas hücrelerinde ve aynı zamanda splanik dolaşımdaki vazokonstrüksiyona neden olmasına rağmen, Terlipressin doza bağımlı olarak bölgesel intestinal kan akımını azaltabilir ve bunun sonucu portal kan basıncını düşürebilir. Terlipressinin neden olduğu azalmış splanik kan akımı, karaciğer sirozuna sekonder olarak gelişen hepatorenal sendromda ve varis kanamasında bir tedavi seçeneği halini almıştır. Buna ilave olarak, uzun süreli ACE inhibitörü alan ve perioperative dönemde refrakter hipotansiyon gelişen kronik hastalarda ideal bir tedavi seçeneği olmuştur. Son yıllarda da, katekolamine dirençli septik şokda da nonadrenerjik vasopressin olarak kullanılmaya başlanmıştır. Tüm deneysel yapılan çalışmalarda, septik ve endotoksemik şokda terlipressin kullanımının arteryel kan basıncını belirgin bir şekilde artırdığı gösterilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda, yüksek doz ile beraber ciddi yan etiklerin oluşabileceği, daha düşük dozları risk/yarar hanesine göre kullanılabileceği bildirilmiş. Bunlara ilave olarak devamlı düşük doz terlipressinin bolus doz uygulaması gibi etki gösterebileceğinin bilinmesi ancak rebound hipotansiyon ve vasküler direncin aşırı artması durumunda se sakınılmalıdır. Terlipressin Kullanımının Klinik Delili Arginine-vazopressine benzer olarak, terlipressin, septik şoklu hastalarda mükemmel bir doz/cevap ilişkisi vardır. Klinik olarak ilk defa O Brien ve arkadaşları, septik şoklu hastalarda, bolus dozu takiben pressör cevabı tanımlamışlar idi. Bu çalışmada, sıvı resüsitasyonu ve yüksek doz norepinefrine rağmen düşük tansiyonu olan 8 septik şoklu hastalaya terlipressin verilmiş. 1-2 mg terlipressin dakikalar içinde MAP i 52 den 72 ye çıkarmış idi. Bir hastada norepinefrin infüzyon dozu değişmemiş, 3 hastada 48 saat içinde kesilmiş idi. Bundan sonra yapılan klinik çalışmalarda da, MAP i artırdığı ve katekolamin ihtiyacını azalttığı gösterilmiş idi. Bu çalışmalarda da terlipressin ilk ilaç olarak yada kurtarıcı tedavi olarak uygulanmış idi. Erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da terlipressinin kan basıncı ve katekolamin ihtiyacı üzerine olan etkisi gösterilmiştir. Terlipressinin bolus dozunu takiben, erişkin septik şoklu hastalarda MAP i, idrar çıkışını ve kreatinin klirensini artırdığı, beraberinde kalp hızını azalttığı görülmüş, bu etkilerin de nedeninin sol ventrikül afterloadının artması ile ilişkili olduğu

görülmüş idi. Yine de bazı hastalarda global VO 2 azalttığı görülsede, terlipressin uygulanımı sonrasıda arteryel laktat düzeyinde azalma yaptığı biliniyor. Bazı hastalarda bilirubin ve karaciğer enzimlerinin de artmaya neden olduğu bunun da karaciğer hipoperfüzyonu ile ilişkili olduğu bildirilmiş idi. Buna karşın, Morelli ve arkadaşları ise terlipressin bolus dozunun GİS perfüzyonunu arttırdığını göstermişlerdi. DOBUPRESS grubunun yaptığı bir çalışmada, dobutamin ve terlipressinin beraber uygulanmasının, sadece terlipressin uygulamasına göre daha yüksek sistemik Do 2 ve miks venöz oksijen sağladığını göstermişti. İlginç olarak da, her iki grup arasında MAP ve norepinefrin ihtiyacı bakımından fark yoktu. Bu çalışmalar sonucunda, septik şoklu hastalarda, eksojen terlipressinin MAP i belirgin artırdığı ve diğer adrenerjik vasopressör ajanların dozunun azalmasına ya da tamamen kesilmesine yol açtığı gösterilmişti. Potansiyel dezavantajı olan kardiyak indeks ve global DO 2 de azalmaya neden olsa da bu etkisi de dobutamin eklenmesiyle ya da devamlı infüzyona geçilmesiyle önlenebileceğidir. Terlipressin potansiyel olarak doza bağlı aşırı periferal direncin artmasına ve kardiyak indeksin azalmasına aynı zamanda oksijen sunumunda bozukluğa neden olacaktır. Bir hastada, 2 mg terlipressin uygulanımı sonrası gelişen aşırı vazokonstriksiyon için vazodilatör gerekmiş. Buna karşın, özellikle 0.5 mg veya daha az dozlarda, MAP i artırdığı, katekolamin ihtiyacını azalttığı ve yan etkinin de çok daha az görüldüğü görülmüş idi. Agresif sıvı tedavisi, vasopresörler öncesi septik şokun önemli bir kısmını oluşturmakta. Bu sıvının az verilmesinin terlipressin yan etkisinin daha fazla görülmesine neden olmaktadır. Terlipressinin trombosit sayısını düşürebileceği ve KC enzimleri-bilirubinin yükselmesine neden olabileceği de bilinmelidir ve bunların takibi yapılmalıdır. Çocuklardada yapılan çalışmalarda erişkine benzer sonuçlar alınmıştır. Sıklıkla önerilen doz 0.02 mg/kg 4-6 saat aralıklar idi. Bu çalışmalarda aynı zamanda major (el ve alt ekstremite) ve minör (parmak gibi) amputasyonlar aşırı vazokonstrüksiyona sekonder bildirilmiştir. Pediatrik çalışmalar Tablo-II de verilmiştir. En son yapılan prospektif, randomize bir çalışmada, Yıldızdaş ve arkadaşları 0.02 mg/kg terlipressinin hemodinamiği iyileştirdiği, gaz değişimi düzelttiğini gösterdiler. Terlipressin alan grupta ortalama yoğun bakım yatış süresi kısalmış idi. KC ve böbrek fonksiyon testleri arasında fark bulamamışlar ve major bir yan etki saptamamışlardı.

Terlipressin ile ilgili çeşitli yan etkiler rapor edilmiştir. Bunlar myokardiyal, splanik, dijital ve deri duvarı iskemisi, metabolik asidoz ve elektrolit bozukluklarıdır. Bolus veya İnfüzyon Terlipressin Terlipressin infüzyonu çok az çalışmada ve vakalar bazında denenmiştir. Bu yaklaşımda kan basıncını yükseltiyor ve katekolamin ihtiyacını azaltıyor. Deneysel bir çalışmada infüzyon ve bolus doz karşılaştırılmış olup, bolus terlipressinin daha fazla KO ve kalp hızında düşme ve PVR de artış yaptığı ve aynı zamanda laktat konsantrasyonunu yükselttiği görülmüş. Morelli ve arkadaşlarının oluşturduğu TERLİVAP grubu düşük doz terlipressin ile vasopressini sıvıya ve vasopresörlere yanıt vermeyen refrakter şokda karşılaştırmışlar idi. Bu çalışma daha yayınlanmadı. İlk verilere göre, terlipressinin, rebound hipotansiyon yapmaması ve norepinefrin dozunu azaltma etkisinin daha iyi olduğu görülmüş. Bu çalışmanın en önemli bir özelliği de devamlı infüzyon verilen hastalarda daha güvenli olduğu ve yan etki ortaya çıkmadığı gözlenmiş. Bu çalışmada KC enzimleri, bilurubin ve troponin konsantrasyonlarına bakılmamış idi. Yeni bir çalışma grubu TESST-T ise düşük doz ile çok daha düşük doz terlipressin uygulanmasını karşılaştırmaya başladı (2 µg/kg/saat ile 1 µg/kg/saat). Sonuçlar bekleniyor. Tablo-III ve IV de kullanım klavuzları verilmiştir. Sonuç olarak tedaviye refrakter septik şokda, terlipressin kan basıncını, düzeltmeye yardım edebilir. Bunun rutin kullanımı için daha fazla randomize kontrollu pediatrik çalışmaya ihtiyaç vardır. Tablo-II. Terlipressin ile ilgili Pediatrik Sonuçlar Yazar (yıl) Ana Sonuç Ölüm ve Nedeni Rodriguez-Nunez (2004) Peters (2004) Matok (2004) %50 hastada NE nin tamamı kesilmiş %50 MODS (1) Masif kanama (1) Plazma laktat değişmemiş Renal ve KC de düzelme Serum Cr % 15 Plazma laktat % 35 - İkincil şok

Matok (2005) Zeballos (2006) Rodriguez-Nunez (2004) Michel (2007) Katekolamin infüzyonu Böbrek fonksiyonu ve oksijenizasyonda düzelme Plazma laktatda % 35 Katekolamin infüzyonu Yoğun deri vazokonstrüksiyonu Katekolamin infüzyon hızı % 7 İskemi gelişmesi % 50 Katekolamin infüzyonunda Plazma laktat % 35 Böbrek fonksiyonlarında düzelme % 57 MODS MODS % 56 Refrakter şok Aritmi MODS Tedavi kesilmesi -

Tablo-III. Septik Şokda Terlipressin Kullanımı Klavuzu Sakının veya dikkatli kullanın, özellikle de düşük KO da örneğin sepsisin indüklediği myokardiyal depresyonda, bu tür hastalarda iskemik komplikasyonlar daha fazla görülüyor. Eğer terlipressin (veya vasopressin) kullanmayı düşünüyorsanız, steroid ver ve aldığına devam et, vasopressin daha iyi etki yaptığı varsayılıyor. Düşük dozda başla, gerekirse dozu yükselt, ta ki 2 mg kadar. Alternatif olarak 0.1-0.4 mg/saat infüzyon. İskemi bulguları yakın monitorize et, örn. artmış metabolik asidoz, soğuk siyanoze parmaklar, EKG değişiklikleri. İskemi bulguları gelişmiş ise, mümkünse dozu azalt veya PGI 2 veya PGE, ekle. Myokardiyal iskemi varsa glyceryl trinitrate ekle Bağırsak iskemisi düşünüyorsan beslenmeyi stopla ve eğer parmaklarda iskemi varsa ısıtma Tablo-IV. Pratik Noktalar Terlipressin, septik şok ve diğer şok tiplerinde kullanılabilen önemli bir vazopressördür. Vazopressine benzer etki gösterir, ancak yarılanma ömrü daha uzun (4-6 saat) ve sıklıkla aralıklı bolus verilir. Rebaund hipotansiyon vazopressin stoplandıktan sonra görülürken, terlpressinde bu etki görülmez, bu durum V1 reseptöre etkinin daha fazla olması ile açıklanabilir. Komplikasyonları direk vazokonstrüksiyon ile ilişkilidir, örneğin myokardiyal, splanik ve dijital iskemi. Bu etkiler düşük KO mevcudiyetinde veya yüksek dozlarda daha belirgindir. Çocuklarda önerilen doz 0.02 mg/kg dır.

KAYNAKLAR 1. MorelliA. Terlipressin in the treatment of septic shock: the earlier the beter. Best Practice Research Clinical Anesthesiology 2008;22:317-321. 2. Holmes CL. Arginine vasopressin in the treatment of vasodilatory septic shock. Best Practice Research Clinical Anesthesiology 2008;22:275-286. 3. Leone M. Role of terlipressin in the treatment of infants and neonates with catecholamine resistant septic shock. Best Practice Research Clinical Anesthesiology 2008;22:323-333. 4. Leclerc F, Walter-Nicolet E, Leteurtre S, et al. Admission plasma vasopressin levels in children with meningococcal septic shock. Intensive Care Medicine 2003; 29: 1339-1334. 5. Zeballos G, Lopez-Herce J, Fernandez C, et al. Rescue therapy with terlipressin by continuous infusion in a child with catecholamine-resistant septic shock. Resuscitation 2006; 68: 151-153. 6. Matok I, Beibovitch L, Vardi A et al. Terlipressin as rescue therapy for intractable hypotension during neonatal septic shock. Pediatric Critical Care Medicine 2004; 5: 116-118 7. Rodriguez-Nunez A, Fernandez-Sanmartin M, Martinon-Torres F, et al. Terlipressin for catecholamine-resistant septic shock in children. Intensive Care Medicine 2004; 30: 477-480. 8. Matok I, Vard A, Efrati O, et al. Terlipressin as rescue therapy for intractable hypotension due to septic shock in children. Shock 2005; 23: 305-310. 9. Rodriguez-Nunez A, Lopez-Herce J, Gil-Anton J, et al, for the RETSPED Working Group of the Spanish Society of Pediatric Intensive Care. Rescue treatment with terlipressin in children with refractory septic shock: a clinical study. Critical Care 2006; 10: R20. 10. Yildizdas D, Yapicioglu H, Celik U, et al. Terlipressin as a rescue therapy for catecholamine-resistant septic shock in children. Intensive Care Medicine 2008; 34: 511-517. 11. Landry DW, Levin HR, Gallant EM, et al. Vasopressin deficiency contributes to the vasodilation of septic shock. Circulation 1997; 95(5): 1122-1125. 12. Patel BM, Chittock DR, Russell JA & Walley KR. Beneficial effects of shortterm vasopressin infusion during severe septic shock. Anesthesiology 2002; 96(3): 576-582. 13. Russell JA, Walley KR, Singer J, et al. Vasopressin versus norepinephrine infusion in patients with septic shock. The New England Journal of Medicine 2008; 358(9): 877-887. 14. Landry DW, Levin HR, Gallant EM et al. Vasopressin pressor hypersensitivity in vasodilatory septic shock. Critical Care Medicine 1997; 25(8): 1279-1282. 15. Russell JA, Walley KR, Singer J,. Et al, the VASST Investigators. Vasopressin versus norepinephrine infusion in patients with septic shock. N Eng J Med 2008; 358: 877-887.