AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY
GİRİŞ
Yaşlılık Dünya Sağlık Örgütü tarafından 65 yaş ve üzeri dönem olarak tanımlamakta; Fiziksel görünüm, güç ve rol kaybı yaşanılan, yaşlılık dönemindeyeti yitimi vefiziksel hastalıklar artarakbireyinçevreyebağımlıhale getirmektedir.
Ortalamayaşamsüresindeki artış ile yaşlı nufusun genel toplumdaki oranının gelişmiş ülkelerde% 15 e kadar yükseldiği bilinmekte; 2000 yılında 605 milyon civarında olan 60 yaş ve üzeri nüfusun 2025 yılında 1.2 milyara; 2050 yılında ise 2 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir(1).
Türkiye'de de beklenen yaşam süresinin artmasıyla birlikte 65 yaş ve üzeri nüfusta dünyada gözlenen değişimine benzer bir süreç yaşanmaktadır(1). 1990-% 4,3 2003-%6.9 2013-%7.2
Çalışmalarda yaşlı nufusun2/3 ü ile tamamı arasında değişen oranda en az bir sağlık sorunu yaşadığı; Bedensel hastalıkların yanı sıra yeti yitimi, ağrı, yalnızlık, yaşlılara yapılan ayrımcılık, sağlık hizmetlerinden yararlanamama gibi faktörlerin yaşlı bireylerin ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği bildirilmektedir(2).
Yasļılardadepresyonyaygınlığı, alınan grubun özelliği, yapılan çalışmanınamacı ve kullanılan çalışmayönteminegöre%1 ile %60 arasında değişmekle birlikte; Depresyonun yaşlı nüfusta en sık görülen psikiyatrik bozukluk olduğu; 65 yaş üstübireylerin ortalama %10-25 inde önemli düzeyde depresyon olduğu konusunda fikir birliği bulunmaktadır(2).
Çalışmalarda, yaşlınüfustayaygınlığıyüksekolan depresyonuntıbbi hastalıklarla birliktelik gösterdiği, yaşamkalitesi üzerineolumsuz etkiye yol açtığı, tıbbi servislerin kullanımını artırdığı ve intihar için yüksek risk doğurduğu; Depresif yakınmaları olan yaşlıbireylerin pratisyen hekimlere depresif yakınmaları olmayan bireylere göre 2-3 kat daha fazla başvurduğu gösterilmiştir(2).
Araştırmalar, yaşlılardabedensel hastalıklarınyolaçtığıağrıve depresyon arasında bir kısır döngü olduğunu ve bu döngünün yaşlıları başkalarına muhtaç hale getirebileceğini işaret etmektedir(4). Yaşlılık döneminde ortaya çıkan ağrı, hem direkt etkilerinden, hem de kişilerde yol açabileceği bağımsız işlev kısıtlılığından dolayı etkisi ile DEPRESYON gelişimine; Depresyon ise, yaşlıların yaşam kalitesini daha fazla düşürerek, bedensel hastalığın etkilerini artırarak AĞRI duyumunda artışa yol açabilir.
Ülkemizde yaşlılara bakım ve sağlık hizmetlerinin yanı sıra sosyal destek sağlamaktan da sorumlu kurumlar olan huzurevleri sayısında da anlamlı birartışgözeçarpmakta(1); Bu kurumlarda kalan yaşlılar, sağlık problemleri ile ilgili yapılacak araştırmalar için özel bir grup oluşturmaktadır.
AMAÇ İstanbul da bulunan huzurevlerinde yaşayan yaşlılarda depresyonve ağrıyaygınlığını ve depresyon ve ağrı ile ilişkili faktörleri tespit etmek
YÖNTEM
Tanımlayıcı, niceliksel Çalışmamız İstanbul un her iki yakasında randomize olarak seçilmiş9 u özel, 3 ü devlet, 1 i de vakıf olmak üzere toplam 13 huzurevinde kalmakta olan yaşlılar üzerinde yürütülmüştür
Sorularımızı cevaplamaya engel olabilecek fiziksel ve zihinsel hastalığı bulunmayan ve çalışmamızakatılmayı kabuledentoplam247 huzurevi sakini çalışmaya dahil edilmiş; Toplam 216 yaşlı örneklemimizi oluşturmuştur.
DEĞERLENDİRME ARAÇLARI
Aralık 2003 Mart 2004 Yüz yüze 11 yaşlıya ön anket Sosyodemografik sorular, Geriatrik depresyon ölçeği ve Likert ağrı skalası
Geriatrik depresyon ölçeği: Evet/Hayır cevaplı 30 soru Yesevagevearkadaşları(1983) Türkiye deki geçerlilik ve güvenilirliği kanıtlanmış Çalışmamızda Sağduyu tarafından uyarlanan ve kesme noktası 14 olan (duyarlılık=0,90, özgüllük=0,97) ölçek formu kullanılmış, 14 ve üzeri puan alan yaşlılar depresif kabul edilmiştir(5).
Likert ağrı skalası: Budzynski ve Melzack Türkiye deki geçerlilik ve güvenilirliği kanıtlanmış Ağrı şiddetini değerlendirmeye yönelik olan bu yöntem, hastanın ağrısını sayılar ile açıklamasını amaçlar. Skala ağrı yokluğu (0) ile başlayıp, dayanılmaz ağrı (10) düzeyine kadar varır(6).
İstatistikselanaliz: SPSS for Windows 11.0 Nicelikselverileriçinkullanılantanımlayıcıistatistikselmetodların(Ortalama, Standart sapma) yanısıra, nitelikselverilerinkarşılaştırılmasındaki-karevefisher Exact Ki-Karetestleri, parametreler arasıkorelasyonusaptamadaspearmans vepearson Korelasyonanalizi, risk faktörlerini saptamadaiselojistikregresyonanalizikullanıldı. Sonuçlar% 95 lik güven aralığında, anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirildi.
BULGULAR
ÖrnekleminGDÖ ortalaması 10,15 ±6,67 (min=0, max= 26) olarak bulunmuş; 14 kesme noktasına görekatılımcıların % 26,7 (N:55) DEPRESYON varken, % 73,3(N:151) depresyon bulunmadığıbelirlenmiştir.
AĞRININ, popülasyonumuzdaki yaşlılarda yaygınlığı % 63 olarak tespit edilmiş; Likert Ağrı Skalası ylaşiddetlerideğerlendirilenağrılardanen az birinin varlığına göre, ağrı var ağrı yok şeklinde ayrıca bir ağrı değişkeni oluşturulmuştur.
TARTIŞMA
Ağrı ile depresyon ilişkisine bakıldığında; Depresyondaolan katılımcıların % 74,5 ünde ağrı mevcutken; Herhangi bir ağrıbildirenlerin % 31,5 inde, ag rısıolmayanların % 18,4 ünde depresyon bulunmuştur. (p=0,40)
NIH konferansında; Ağrı, yaşlıda yeti yitimine sebep olabildiği için DEPRESYON; Depresyonda yaşlıyıağrıya duyarlı hale getirebileceği için AĞRI; gelişiminde önemli birer risk faktörü olarak bildirilmiş(7). Ağrı ile depresyon arasında karşılıklı bir etkileşim olduğu konsundayapılan araştırma verilerine benzer bir şekilde çalışmamızdada bu etkileşimi destekleyici yöndebulgular elde edilmiştir.
Fessmanve Lester inyapmış olduğu araştırmada, huzurevinde sağlanan sosyal desteğin depresyondayakın ziyaretlerinden daha etkili olduğu bildirilmiştir(8). Çalışmamızda da yakın ziyareti ile depresyon varlığı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamış fakat sosyal faaliyetlerden memnuniyet ile depresyon arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır.
Çalışmamızdasporyapmama depresyonile ilişkili risk faktörü olabileceği yönünde veriler elde edilmiştir. Egzersiz kapasitesindeki düşmenin depresyona sebep olabileceği, düzenli egzersizin depresyonu azaltabileceği konusunda birçok araştırma bulunmakta, araştırmamız benzer sonuçlar vermektedir(9).
KISITLILIKLAR İstanbul temsili Yüz yüze uygulama Literatür verileri
SONUÇ
Soruna yönelik tıbbi tedavi, fiziksel aktiviteyi arttırmaya yönelik müdahaleler, sosyal ilişkilerin yeniden güçlendirilmesi gibi yaklaşımlar; Huzur evindebeden ve ruhen ağrısız bir şekilde yaşamayı sağlayayabilir
TEŞEKKÜRLER
REFERANSLAR 1. TUİK Sayı: 13466, 20 Mart 2013 2. Cole MG, DendukuriN (2003) Risk factors for depression among elderly com-munity subjects: a systematic review and meta-analysis. Am J Psychiatry, 160: 1147-1156. 3. Crook J, RideoutE, Brown NEG.: The prevelanceof pain complaintedin a general population. Pain 1984;18;229. 4. Watanabe S, Kayama K: Visual analogue pain scale with convenient digitizer, Anesthesiology 71:481, 1989. 5. SağduyuA (1997) YaşlılarİçinDepresyon Ölçeği: Hamilton Depresyon Ölçeğiile KarşılaştırmalıGüvenirlikve GeçerlikÇalışması. TürkPsikiyatri Dergisi, 8: 3-8. 6. Guarnaccia, Charles A. QUANTITATIVE EEG ANALYSIS OF PATIENTS WITH CHRONIC PAIN: AN EXPLORATORY STUDY. Diss. UNIVERSITY OF NORTH TEXAS, 2011. 7. NIH Consensus Conferance(1992) Diagnosis and treatment of depression in later life. JAMA, 268:1018 1024 8. FessmanN, Lester D (2000) Lonlinessand depression among elderly nursing home patients. IntJ, Aging Hum.Dev 51:137-141 9. Alisha L. Sports MedicineExercise and the Treatment of Clinical Depression in Adults, October 2002, Volume 32, Issue 12, pp 741-760 10. Szanto K, PrigersonHG, Reynolds III CF (2001) Suicide in the elderly. Clinical Neuroscience Research, 1: 366-376. 11. Aksüllu N, DoğanS (2004) Huzurevinde ve evde yaşayanyaşlılardaalgılanan sosyal destek etkenleri ile depresyon arasındaki ilişki. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 5: 76-84. 12. Demet MM, TaşkınEO, Karaca N, İçelliİ (2002) Manisa Huzurevlerinde Kalan YaşlılardaDepresyon Belirtilerinin Yaygınlığıve İlişkiliRisk Etkenleri. TürkPsi-kiyatriDergisi, 13: 290-299.