MEME KANSERİ VE PROLiFERATiF LEZYONLARDA p53 VE c-erb POZİTİFLİGİ

Benzer belgeler
MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ. Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Key Words: Carcinoembriyonic antigen; Epithelial cells;hyperplasia, carcinoma, intraductal; Protein P53

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ

BENİGN MEME KİTLELERİNE YAKLAŞIM

MEME HAMA}lTOMU ÖZET SUMMARY. histopathologicala features of this lesion are evaluated and compared with the literature.

Dr. Emel Ebru Pala Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi

10. ULUSAL RADYASYON ONKOLOJİSİ KONGRESİ Nisan 2012, Antalya

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

Memenin Benign Proliferatif Lezyonları ve Kanser Riski

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

ÖZET YAŞLAR ARASINDA GÖZLENEN MEMENİN SELİM LEZYONLARI

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

Işın SOYUER 1, Özlem CANÖZ 2, Figen ÖZTÜRK 3, Turhan OKTEN 3

OLGU. 57 yaşında Sağ memede son 10 ayda hızla büyüyen kitle

Düşük dereceli fillodes tümörlerde tümör boyutu ile histolojik parametrelerin ilişkisi

MEMENİN MÜSİNÖZ KARSİNOMLARI ( 8 OLGU)

BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ. Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR?

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

DUKTAL KARSİNOMA İN SİTU: CERRAHİ YAKLAŞIM. Dr. N. Zafer Utkan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

TTOD MEME KANSERİ GÜNCELLEME KURSU HAZİRAN 2015 İSTANBUL 08:25-08:30 Açılış 08:00-08:30 Pratiği değiştiren çalışmalar. (salonda kahvaltı ile)

Benign ve malign meme lezyonlarının ayırıcı tanısında SMA ve TIVC kullanımı*

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

SERVİKAL PREKANSER VE KANSERLERİN TESPİTİNDE P16/Kİ 67 DUAL BOYAMA YÖNTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TARAMA TRİAGE KULLANIMI PROF. DR. M.

ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ VE KARSİNOMUNDA NÜKLEUS BOYUTUNUN KARŞILAŞTIRMALI MORFOMETRİK ANALİZİ. Dr. Ayşe Nur Uğur Kılınç. Dr.

GLANDÜLER LEZYONLARDA YÖNETİM. DR. ZELIHA FıRAT CÜYLAN SBÜ. VAN EĞITIM VE ARAŞTıRMA HASTANESI

MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM. Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

Dr. Filiz FİLİZ. T.C.S.B. Nusaybin Devlet Hastanesi

PROSTAT İĞNE BİYOPSİSİNDE TÜMÖR TANISI. Dr. Duygu Kankaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

Endometrial stromal tümörler

MEME KANSERİ. Doç.Dr. Ali Çerçel

İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ. -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD

SPECIAL TYPES OF BREAST TUMORS ENCOUNTERED IN INPATHOLOGY DEPARTMENT MEDİCAL FACULTY OF CUMHURİYET

Endometrium Karsinomları

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY

Memenin Duktal Karsinoma in Situ Lezyonları: Histopatolojik özellikler ile p53, HER2/neu, bcl-2 ve PCNA Ekspresyonu arasındaki ilişki

YÜKSEK RİSK PREMALİGN LEZYONLARDA YAKLAŞIM. Dr.Ayşenur Oktay Ege Ün Tıp Fak Radyoloji AD

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi

ntraduktal Karsinom ve Lobüler Neoplazi Prof. Dr. Zerrin Calay

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Anormal Servikal Sitoloji Yaklaşım

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

SELİM M MEME HASTALIKLARI. Doç.. Dr. Mehmet Ferahman

Meme kanser cerrahisinde sentinel lenf nodunu değerlendirmede intraoperatif sitolojinin tanı değeri

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7(1): 62-69

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

DCIS VAKA SUNUMU ve GÜNCEL YAKLAŞIMLAR. Dr. Mehmet İnan Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi

Skuamöz prekanseröz lezyonlarda terminoloji ve biomarkerler. Dr. Derya Gümürdülü Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

HER2 POZİTİF HASTALIĞA YAKLAŞIM

SENKRON BİLATERAL MEME KANSERLİ HASTALARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ

Over Kanserinde Tedavi. Dr. M. Faruk Köse Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Benign Meme Bulguları ve Hastalıkları

ADENOKARSİNOMLARDA HİSTOLOJİK ALT TİPLER. Prof. Dr. Ali VERAL Ege ÜTF Patoloji A.D. 21. Ulusal Patoloji Kongresi İzmir

İĞNE BİYOPSİSİNDE MİNİMAL KARSİNOM-ASAP AYRIMI. Prof.Dr. Ayhan ÖZCAN GATA Patoloji AD, Ankara

MEMEDE ĐNTRAOPERATĐF KONSÜLTASYON. Dr. N. Zafer Utkan

SENTİNEL LENF NODU BİOPSİSİ VE ADJUVAN KEMOTERAPİ. Dr. Orhan TÜRKEN

İTF

DKIS: Radyoterapi. Dr. Melis Gültekin. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı

Prognostik Öngörü. Tedavi Stratejisi Belirleme. Klinik Çalışma Dizaynı

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

Anormal Kolposkopik Bulgular-1 (IFCPC, 2011)

BİYOPSİDE SIL TANISI. Dr. ALP USUBÜTÜN. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

ENDOMETRİUMUN ENDOMETRİOİD ADENOKARSİNOMLARDA GLUT-1 VE MASPİN EKSPRESYON İNSİDANSI, REKÜRRENS VE SAĞKALIM İLE İLİŞKİSİ

Meme İnce İğne Aspirasyon Sitolojisinde Yanlış Negatif ve Yanlış Pozitif Tanı Nedenleri: 286 Olguda Sito-Histopatolojik Korelasyon

Dr. Merih Tepeoğlu Başkent Üniversitesi Patoloji A.B.D

EVALUATION OF P53 AND Ki67 EXPRESSION IMMUNOHISTOCHEMICALLY IN PANCREATIC DUCTAL ADENOCARCINOMA AND PANCREATIC INTRAEPITHELIAL NEOPLASIAS

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

MİDE KANSERİNDE P53 EKSPRESYONUNUN PROGNOSTİK ÖNEMİ: META- ANALİZ

Anormal Kolposkopik Bulgular. Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Endometriumun Benign, Premalign ve Malign Lezyonlarında Glut-1 ile Ki-67 nin Ayırıcı Tanıdaki Yeri

FOLİKÜLER TİROİD NEOPLAZİLERİNDE HBME-1, GALECTİN-3, CK19 VE CD56 İMMUNPROFİLİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

JİNEKOLOJİK KANSERLERDE SÜREN-ÜMİT VAAT EDEN ÇALIŞMALAR

Üroonkoloji Derneği. Prostat Spesifik Antijen. Günümüzdeki Gelişmeler. 2 Nisan 2005,Mudanya


AYIRICI TANIDA ZORLUK YARATAN LEZYONLAR

PROSTAT KANSERİNDE YENİ DERECELENDİRME SİSTEMİ. Prof. Dr. Işın Kılıçaslan İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

Over kanseri ve Endometriosis ilişkisi var mı? Yrd.Doç.Dr.H.Çağlayan ÖZCAN Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi KadınHastalıkları ve Doğum AD

TANISAL SİTOLOJİDE ALGORİTMİK YAKLAŞIM. Doç. Dr. Özlem AYDIN, F.I.A.C. Acıbadem Üniv. Tıp Fakültesi Patoloji AD - İstanbul

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Anormal Servikal Sitolojide Yönetim. Dr. M. Coşan Terek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Tükürük Bezi Tümörlerinde Muhtemel Prekürsör Lezyonlar

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

Meme Başı Akıntı Sitolojisi: Akıntıya Karşı Kürek mi Çekiyoruz?

MEME KARSİNOMLARINDA DENDRİTİK HÜCRELERDE CD1a BOYANMASI İLE DİĞER PROGNOSTİK PARAMETRELERİN KARŞILAŞTIRILMASI

Servikal Erozyon Bulgusu Olan Kadınlarda HPV nin Araştırılması ve Genotiplerinin Belirlenmesi

MALIGNANT FIBROUS HISTIOCYTOMA OF THE BREAST. FOUR CASES.

Transkript:

SSK TEPECiK HAST DERG 1995; 5 (1): 57-61 57 MEME KANSERİ VE PROLiFERATiF LEZYONLARDA p53 VE c-erb POZİTİFLİGİ THE POSITIVITY OF p53 ANDc-erbIN CANCER AND PROLIFERATIVE LESION OF BREAST Aydanur KARGI Meral KOYUNCUOGLU OyaGÖRE SUMMARY 21 ductal epithelial proliferative lesions selected from 72 cases of fibrocystic disease and 10 invasive ductal carcinoma with large areas of ductal carcinoma insitu (DCI) were studied for c-erb oncaprotein and p53 protein expression by immunohistochemistry. As a result, 5 out of 11 epithelial hyperplasia, 2 out of 10 atypical intraductal hyperplasia and 5 out of 10 invasive and DCI cases were shown to contain p53 protein. 2 out of 11 epithelial hyperplasia, 3 out of atypic intraductal hyperplasia and 7 out of 10 invasive and DCI cases were stained positive for c-erb protein. In addition 2 cas~s out of 7 cases with apoerine metaplasia showed strong positive staining for both p53 and c-erb protein in metaplastic epithelial cells. The presence of p53 and c-erb positivity in some apoerine metaplastic cells may further be investigated in ord er to d etermine any elinical significance of this finding. (Key words: Atypic Hyperplasia, Carcinoma in situ, Neu-oncogen, Prognosis.) ÖZET Duktal epitelial proliferatif lezyon içeren 72 olgudan, 21 memenin fibrokistik hastalığı olgusu ve geni~ duktal karsinoma insitu (DKİ) alanları içeren 10 invaziv korsinom olgusu streptavidinbiotin immunohistokimya yöntemi ile c-erb onkoprotein ve p53 protein pozitifliği yönünden ara~tırılmak üzere seçilmi~tir. Sonuçta ll epitelial hiperplazi olgusundan 5 inde, 10 atipik intraduktal hiperplazi olgusundan 2 sinde ve 10 invaziv karsinam ile duktal karsinoma insitu olgu: sundan 5 inde p53 proteini pozitifliği gösterildi. Apokrin metaplazi içeren 7 olgudan 2 sinde p53 ve c-erb için kuvvetli pozitif boyanma gösterildi. Apokrin metaplastik hücrelerin bir kısmının bu belirleyiciler ile pozitif boyanması, apokrin metaplazi gösteren lezyonların klinik önemini belirlemek için yapılacak geni~ kapsamlı çalı~malar ile daha ileri düzeyde ara~tırılmasını gerektirmektedir. (Anahtar Sözcükler: Atipik Hiperplazi, İnsitu Kanser, Neu Onkojen, Prognoz.) Patoloji ABD (Doç.Dr.A.Kargı, Yard.Doç.Dr.M.Koyuncuoğlu, Arş.Grv.O. Göre) 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi inciraltı izmir Y azışma: Yard.Doç.Dr.M.Koyuncuoğlu

J SSK TEPECiK HOSP TUR'~EY 1995 Vol. 5 No. 1 58 C-erb onkoproteini ve tümör supresör genin mutant bir ürünü olan p53 proteinin yüksek dereceli invaziv duktal karsinamlarda daha sık olmak üzere meme karsinamlarının % 20-70 kadarında immunhistokimyasal yöntemlerle gösterildiği bildirilmektedir (1). Bu onkoprotein ve tümör supresör genlerin daha çok agresif karsinamlarda gösterilmeleri nedeniyle, halen tartışmalı olmakla birlikte c-erb ve p53 pozitifliğinin kötü bir prognostik bir faktör olduğu sanılmaktadır (2, 3, 4). Histopatolojik olarak tanımlanması ve sınıflandırılması tartışmalı olan duktal epitelial proliferatif lezyonlarda ve duktal karsinoma insitularda (DKİ) ise bu onkoproteinlerin varlığını ve önemini araştıran çalışmaları Makanura CN ve arkadaşları, Arihiro ve arkadaşları 19. Uluslarası Patoloji Kongresi, (Madrid 1992) de sunmuşlardır. Bu çalışmada, bir kısmı memenin kistik hastalığının (MKH) diğer komponentlerini de içeren epitelial hiperplazi (EH), atipik intraduktal hiperplazi (ADH) ve duktal karsinoma insitu+invaziv karsinoru olguları c erb ve p53 pozitifliği yönünden araştırılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 1990-93 yılı Mayıs ayı süresince tanı almış epitelial proliferatif lezyon içeren 72 olgu içinden 21 MKH ve geniş Dektal Karsimanma İnsitu komponenti içeren 10 invaziv duktal karsinoru olgusu seçilmiştir. 21 MKH olgusunda bulunan epitelial profileratif lezyonlar Page ve Tavassoli'nin önerdiği histolojik kriteriere göre değerlendirilmiş (Tablo 1), ll'i orta-şiddetli derecede EH, 10 u ise ADH olarak belirlenmiştir. 10 invaziv duktal karsinoru olgusu içerisinde bulunan DKİ alanlarının 5'inde yüksek nükleer atipi, 5'inde ise hafif-orta derecede nükleer atipi saptanmıştır. İmmunohisto kimyasal boyalar streptavidinbiotin yöntemi ile yapılmış, kromojen olarak kahverengi renk veren diaminobenzidin tetrahidroklorid kullanılmıştır. Tablo 1: Duktal epitelial proliferatif lazyonları değerlendirmede Page ve Tavassoli'nin belirlediği kriterler: 1. Atipisiz şiddetli hiperplazi: girdabımsı yapılar oluşturmuş, nükleus şekil ve yerleşiminin değişken olduğu hücreler. Hücreler arası düzensiz sınırlı boşluklar. 2. Duktal karsinoma insitu, (non komedo tip): duktus yapısı içerisinde düzenli aralıklarla yerleşmiş, üniform hücreler. Hücreler arası boşluklar zımba ile delinmiş gibi düzgün sınırlı, yuvarlak görünümlüdür. Bu şekilde tutulum gösteren duktus yapılarının toplam boyutu 2 mm'nin üzerinde olmalıdır. 3. Atipik duktal hiperplazi a. Bir duktus yapısının bir kısmının duktal karsinoma insituya, bir kısmının ise epitelyal hiperplaziye benzer görünümde oluşu. b. Duktal karsinoma insituya benzer görünümde tutulumu olan duktus yapıları toplam boyutunun 2 mm' den küçük oluşu. SONUÇ VE BULGULAR ll epitelial hiperplazi olgusundan 5'inde fokal olarak p53, 2'sinde ise fokal olarak c erb pozitifliği görülmüştür. 10 atipik intraduktal hiperplazi olgusundan 2'sinde fokal olarak p53, 3'ünde fokal c-erb pozitifliği görülmüştür. Karsinoma grubundaki 10 olgudan 5'inde şiddetli p53 pozitifliği 7'sinde ise şiddetli c-erb pozitifliği görülmüştür. Ancak bu 7 olgudan nükleus atipi derecesi yüksek 5 olguda şiddetli, nükleus atipisi orta derecede olan 2 olguda daha hafif pozitif boyanma saptanmıştır. Atipik hiperplazi olgularından apokrin metaplazi bulunan 7 olgunun 2'sinde p53 ve c-erb pozitifliği saptanmıştır (Tablo 2). Bu iki olgudan 2'sinde p53 ve c-erb hafif pozitif saptanmıştır. TABLO 2: Olgularda p53 ve c-erb pozitifliği p53 c-erb TiP os (+) (++) (+) (++) EH 11 5 o 2 o ADH 10 2 o 3 o IDK+DKI h NA 5 o o 2 o ş NA 5 o 5 o 5 Apo.Metpl. 7 o 2 o 2 (+): hafif (+;-): Şidcjetli IDK: invaziv duktal kanser DKi: Dekt~l Ko~sınoma lnsitu (NA): Nükleer atipi (h): hafif (ş): şıddetlı

SSK TEPECiK HAST DERG 1995 Vol. 5 No. 1 59 TARTIŞMA Meme dokusu epitelial proliferatif lezyonları epitelial hiperplazi, epiteliozis, papillomatozis gibi değişik terimlerle adlandırılmı~tır. Haa0ensen; Page, Tavassoli ve diğer birçok çalı~macmın epitelial hiperplazi olarak tanımladıkları bu lezyonları papillomatozis olarak tanımlamış ve bunları mikrokist, apokrin metaplazi ve kör duktus adenozisi gibi memede ancak mikroskobik olarak tanınabilecek değişiklikler olarak değerlendirilmiştir. Kanser gelişme riski yönünden ise yalnızca histolojik olarak papilomatozisden farklı olduğunu belirttiği multipl intraduktal papillom ve 3 mm'den büyük kistlerin oluşturduğu gros kistik hastalık olarak tanımladığı grubun önemli olduğunu öne sürmüştür. Bir çalışmasında 1169 gros kistik olgusundan 30S'inde (% 26) papillomatozis gördüğünü ve papillomatozis ile apokrin metaplizinin birlikte görüldüğü 273 olgudan 28'inde kanser gelişirken yalnız papillomatozis görülen 32 olgunun hiçbirinde kanser gelişmediğini bildirmiştir. Bu çalışma sonucunda izole papillomatozisin ( epite- _lial hiperplazi) kanser gelişme riski taşımadığı sonucuna varmıştır (1, S, 6). Fakat özellikle Page, Dupont ve Tavassoli gibi çalışmacıların öncülük ettiği geniş kapsamlı, çok sayıda materyal üzerinde çalışmaları sonucunda cerrahi ve otopsi spesimenlerinde sıklıkla görülen gros ve m:ikroskopik kistler, apokrin metaplazi, hafif derecede adenozis, hafif epitelial hiperplazi ve stromal fibrozis gibi bulguları fibrokistik hastalık olarak değil, fibrokistik değişiklikler olarak değerlendirilmesi önerilmiştir. Orta ve şiddetli derecede epitelial hiperplazilerin ise kanser gelişme riski taşımaları nedeni ile fibrokistik değişikliklerden ayrı olarak değerlendirilmeleri önerilmiştir (1, 6, 7, 8). Memenin premalin lezyonları olarak de epitelial proliferatif lezyon ğerlendirilen larında ps3 ve c-erb pozitifliğini araştıran bir çalışmada 17 ADH'li olgunun 3'ünde fokal pozitiflik bulunmuş, başka bir çalışmada bazı fibroadenom ve fibrokistik has- talık olgularında c-erb pozitifliği bulunduğu bildirmiştir. DKİ'ları c-erb ve ps3 pozitiffiği yönünden araştıran çalışmada ise komedo veya nonkomedo, sitolojik atipinin yüksek olduğu 27 olgunun 22'sinde bu proteinlerin varlığı gösterilirken; sitolojik atipi, nekroztu? olmadığı, mikropapiller, kribriform 8 DKI olgusunun hiçbirinde bu proteinler gösterilememiştir. Makanura CN ve ark. nın 1992'de Madrid'teki Patoloji Kongresinde sundukları çalışmada ise invazyon gösteren meme kanserlerinde invaziv karsinom ile DKİ hücrelerinin c-erb pozitifliği yönünden farklı olmadıkları gösterilmiştir. Bizim çalışmamızda da 10 invaziv duktal karsinom olgusundan nukleus atipi derecesinin yüksek olduğu S olguda, invaziv kanser ve DKİ hücrelerinde kuvvetli ps3 ve c-erb pozitifliği; nukleus atipi derecesinin hafif-orta olduğu S olgunun 2'sinde hafif c-erb pozitifliği gösterilmiştir (Resim 2). EH olarak tanımlanan ll olgunun S'inde ps3, 2'sinde c-erb; 10 ADH olgusunun ise 2'sinde ps3, 3'ünde c-erb pozitifliği gösterilmiştir. Bu sonuçlar histolojik olarak ayrımı güç olabilen bu lezyonların tanınmasında c erb ve ps3 pozitifliğinin immunolojik belirleyici olarak yarar sağlayamayacağını göstermektedir. Fakat premalin olarak değerlendirilen bu lezyonların bir kısmında kanser patogenezinde rol oynadığı gösterilen c.:. erb onkoproteini ve ps3 tümör supresör gen ürününün gösterilmesi, bu lezyonlar içerisinde malinite ve invazyon özelliği kazanacak formları saptamada yararlı olabilir. Apokrin metaplazi kanserli olmayan memelerde oldukça sık görülmesine karşın, kanserli memelerde daha sık görülmesi ve sıklıkla da duktal epitelial hiperplazilerle birlikte olması nedeni ile bazı çalışmacılar tarafından meme kanseri gelişiminde risk faktörü olarak görülmektedir (9). Haagensen, apokrin metaplazinin kansere dönüşme eğilimi olan prekürsör bir lezyon veya kansere yol açan aynı uyarıcıya meme epitel dokusunun bir cevap şekli olabileceğini öne sürmüştür (10).

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1995 Vol. 5 No. 1 60 Bizim çalı~mamızda apokrin metaplazi içeren 7 olgudan 2'sinde epitelde kuvvetli p53 ve c-erb pozitifliğinin gösterilmesi bu varsayımları destekler niteliktedir. Bu nedenle p53 ve c-erb pozitifliği, apokrin metaplazi içeren meme dokularından kanser geli~me riski ta~ıyanların saptanmasında yararlı olabilir. Fakat çalı~mamıza dahil edilen olgu sayısının az olması nedeni ile duktal proliferatif lezyonların ve apokrin metaplazik epitelin c-erb B2 ve p53 pozitifliğinin klinik önemininin ortaya konması için çok sayıda olgunun prospektif olarak değeden dirildiği klinik ve patolojik çalı~malara gereksinim vardır. KAYNAKLAR 1. Tavassali FA. Pathology of the Breast. Norwalk; Appleton Lange; 1992; 47. 2. Perren Tf. c-erb B-2 oncagene as a prognostic marker in breast cancer. Br J Cancer 1991 ; 63 : 328-32. 3. Müslümanoğlu M, Özmen V, Do lay K ve ark. Meme karsinom/arında c-erb B2 ankaproteininin prognostik önemi. Meme Hastl Derg 1994; 1 : 10-4. 4. Van De Vijyer Mj, Peterse JL, Moo WJ et al. Neuprotein overexpressian in breast cancer. Association with comedo-type ductal carcinoma in situ and limited prognostic value in stage II Breast Cancer. N Eng J Med 1988; 319(19) : 1239-45. 5. Hangensen CD. Diseases of the Breast. Third Edition Philadelphia: WB Saunders Company; 1986. 6. Bland IK, Copeland EM. The Breast. Comprehensive Management of Benign and Malignant Diseases. Philadelphia: WB Saunders Comp. 1991. 7. Tavassali FA, Norris HS. A comparis on of the results of longterm follow-up for atypical intraductal hyperplasia of the breast. Cancer 1990; 65: 518-29. 8. Page DL, Dupont WD, Rogers LW, Rados MS. Atypical hyperplastic Lesions of the Female Breast. A long Term Follow-up study. Cancer 1985; 55: 2698-708. 9. Welling SF, Alpers EC. Apoerine cystic metaplasia. Subgross pathology and prevalence in cancer-associated versus randam autopsy breast. Hum Pathol. 1987; 18:381-6. 10. Hangensen DE Jr. Is cystic disease related to cancer. Am J Surg Pathol. 1991 ; 15: 687-94. YORUM MEMEDE ATiPiK HiPERPLAZiLERİN İNSiTU KANSERLERDEN A YRILMASI NINÖNEMİ Doç. Dr. Ragıp KA YAR Editör Bu çalı~mada yazarlar ülkemizde ilk kez atipik proliferasyon ile duktal karsinoma insitu arasında ayırıcı tanıyı ara~tırmı~lardır. Selim meme lezyonlarının sıklıkla fizyolojik deği~1kliklerle içiçe incelenmesi geleneğini yazarların da bozmadığı dikkati çekerken, düzenli-düzensiz proliferatif lezyonlar arasındaki ayrımda dü~ündürücü sonuçlar bildirmi~lerdir. Proliferatif meme lezyonlarının alt gruplarının ayrımını sağlıyan standart kriterler henüz bulunmamasına rağmen yazarlar atipi için Tavasseli ve Norris kriterlerini kabul etmi~lerdir. Oysa atipik hiperplazi tanısı için Page duktal karsinoma insitu bulgularının yalnızca bir kanalda bulunmasını dikkate almaktadır. Bodian ve ark. ise insitu konsire ait bulguların olmaması ko~ulunu kriter olarak almı~tır (1). Nitekim düzenli/ düzensiz proliferatif lezyon oranı diğer serilerde 2 ve üstü iken, burada 1'dir (2, ~). Kargı ve arkada~larının bu gelecek vadeden fakat mayın dolu alanda yapmı~ oldukları çalı~manın riski yorumlamakta yetersiz kalı~ın olgu sayısının azlığından çok, riski doğrulayan izlem sonuçlarının bulunmayı ~ından kaynaklanmaktadır. Atipik hiperplazilerin duktal karsinomdan ayrılmasındaki bu problemlere çözüm olabilir amacıyla ara~tırmalcılar c-erb ve p53 gibi göstergeler (marker)e ba~vurmu~lardır. Gerek burada elde edilen gerek daha önceki (1,4) sonuçlar ayrım sağlamakta bu göstergelerin ~imdilik pratik bir yararı olamayacağını göstermektedir. Yazarların bu yeni ve ilginç alanda evrensel bilgilere katkı yapabilecek ipuçlarına

SSK TEPECiK HAST DERG 1995 Vol. 5 No. 1 61 yakın olduklarını hissediyor ve bu nedenle çalışmalarını memenin atipik hipaplaslerde dikkate aldıkları kriterleri yeniden gözden geçirdikten sonra uzun sün~li izlem sonuçları ile birlikte yorumlamalarının daha değerli olacağına inanıyorum. KAYNAKLAR 1. Rosen PP, Oberman HA. Tumors of the Mammary Gland. Atlas of Tumor Pathology. Armed Forces Inst of Pathology Third Series. Vol. 7 Washington DC. 1993; 135-55. 2. Badian CA, Perzin KH, Lattes R, Hoffman P, Abernathy TG. Prognostic signifiance of benign proliferative breast disease. Cancer 1993 ; 71 : 3896. 3. Dupont WD, Par! FF, Hartmann WH, et al. Breast cancer risk associated with proliferative breast disease end atypical hyperplasia. Cancer 1993 ; 71 : 1258. 4. Kayar R. Probferatif lezyonlarının Selim mem hastalıkları içinde yeri ve kanser riskleri Ulusal Cer Derg (yayında) 1995.