TARHN HAYAT BULMA ALANI: TYATRO. Ramazan KAYA ÖZET



Benzer belgeler
OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

GYLEBLR SANAT BALAMINDA GELENEKSELDEN GÜNCELE SHIBORI TEKN UYGULAMALARI

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

03. En Muhtemel Sayı (EMS) Yöntemi (5 li EMS) EMS Yönteminde Dilüsyon Kavramı

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

*** THE VlTALIZING FIELD OF THE HISTORY: THEATRE

Bilgi Notu ARA TIRMA VE TASN F GRUBU " ç Kontrol: Kamusal Hesapverme Sorumlulu u çin Bir Yapı Olu turulması" Hk.

AKÇA, Hakan (2012). Ankara li Aızları (nceleme, Metinler, Dizin), Ankara: Türk Kültürünü Aratırma Enstitüsü Yayınları, XXII+672 s.

ÖRGÜTLERN SOSYAL SORUMLULUKLARI:KAVRAMSAL BR ÇÖZÜMLEME. Kürad YILMAZ ÖZET

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

ÜNVERSTELERMZDE BAKA SORUNLAR DA VAR. Fikret enses 1

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi

BAKALDIRAN KADININ DRAMI: KURBAN

BilgiEdinmeHakki.Org Raporu Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Salık Bakanlıı Tarafından Uygulanmasındaki Yanlılıklar

GRAFK TASARIM ÜRÜNLERNDE ANLAMIN KURGULANII OLARAK NESNENN DÖNÜTÜRÜLMES

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: Cilt: 3 Sayı: 6 Aralık 2012

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

! "#$ % %&%' (! ) ) * ()#$ % (! ) ( + *)!! %, (! ) - )! ) ) +.- ) * (/ 01 ) "! %2.* ) 3."%$&(' "01 "0 4 *) / )/ ( +) ) ( )

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. Güz 2012 Fall 2012

Çin Konferansı Panel Bölümü Notları

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

Çada nternet Yönetimi

MIKHAIL BAKHTIN : EDEBYATIN GEREKÇELENDRLMES *

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES

TÜRKÇE ÖRETMEN ADAYLARININ KONUMA KAYGILARINA LKN BR NCELEME A STUDY ON SPEECH ANXIETY OF TURKISH LANGUAGE TEACHER CANDIDATES Esra LÜLE MERT

ICS TÜRK STANDARDI TS EN OHSAS 18001/Mart 2001

ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES

Fatih Emiral. Deloitte

MATEMATK ÖRETMNDE BULMACA ETKNLNN ÖRENC BAARISINA ETKS

Beykoz Belediyesi Yarışması

Erendiz Atasü nün Romancı Gözüyle Kaleme Aldıı Eletirel çerikli nceleme Yazıları Erendiz Atasü s Dissertations from a Literary Perspective

T.C. BÜYÜKÇEKMECE BELEDYES

Bu dönemde daha önce belirttiim gibi yatırımlarımızla ilgili almı olduumuz kararlarımızın yanı sıra;

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

Metin Edebi Metin nedir?

Yonca Anzerliolu, Karamanlı Ortodoks Türkler, Phoenix Yayınları, Ankara 2003, 376 s.

Dexter Filkins (2008). The Forever War, New York: Vintage Books. Ahmet Hakan ÖZKAN *

TÜRKYE HALK BANKASI A.. ETK LKELER

Durum böyle olmakla birlikte, özet çeviri metninin okuyucuların gerçekten yararlanabilecekleri i levsel bir doküman oldu u ku kusuzdur.

LKÖRETMDE TARH KONULARININ YEREL TARH LE LKLENDRLMESNN ÖRENC BAARISINA ETKS

stanbul, 11 Ekim /1021

Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm

ÖZ YETERLLK (SELF-EFFCACY) KAVRAMI ÜZERNE Tülin ACAR

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum

LKÖRETM 6. SINIF ÖRENCLERNN YARATICI DÜÜNME DÜZEYLER*

Vakum teknolojisi. Sistem kılavuzu

2. Reklamlarda leti im ve Mesaj

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN:

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk

KONTROL SSTEMLER LABORATUARI

LKÖRETM ÖRENCLERNN GÖRÜLERNE GÖRE ÖRETMENLERN ETKLL WIEWS OF ELEMENTARY SCHOOL STUDENTS WITH REGARD TO TEACHERS EFFICIENCY

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 12 Summer 2010

ÇES LETM BLGLER KURUMUN ADI ADRES LETM BLGLER. Av. Sancar BAYAZIT GENEL SEKRETER YETKL K

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

TÜRKYE DE DEERLER ETM KONUSUNDA YAPILAN ARATIRMALAR 1 STUDIES CONDUCTED ON VALUES EDUCATION IN TURKEY Mustafa GÜÇLÜ

II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU

Okul Deneyimi I Dersinin Öretmen Adaylarının Öretim-Örenme Kavramlarına ve Öretmen-Örenci Rollerine Bakı Açıları Üzerindeki Etkileri

OPTK KONUSUNUN 9. SINIF MÜFREDATINA ALINMASININ ÖRENC BAARISINA ETKS

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

Pozisyon Kontrol Sistemi Üzerine Karakteristik Yapı Çalı ması: STANBUL

TARH ETMCLERNN MEVCUT LSE TARH MÜFREDAT PROGRAMI VE TARH ÖRETMNN AMAÇLARI HAKKINDAK GÖRÜLER 1

Hemirelik Örencilerinin Ötenaziye likin Görüleri

OKUL ÖNCES ÖRETMENLERNN ETM PROGRAMLARINI PLANLANMA VE UYGULAMADA KARILATIKLARI GÜÇLÜKLERN NCELENMES

ORTAK KELME HAZNES KAZANDIRMADA LKÖRETM SEKZNC SINIF TÜRKÇE DERS KTAPLARININ DURUMU

YEN GELMELER IIINDA YÜKSEK ÖRETMDE YAPISAL DÖNÜÜMLER STRUCTURAL TRANSITIONS IN HIGHER EDUCATION UNDER THE LIGHT OF RECENT DEVELOPMENTS

LKÖRETM 3. SINIF TÜRKÇE DERS ÖRETMEN KILAVUZ KTABI VE ÖRENC ÇALIMA KTABININ YAPILANDIRMACI YAKLAIMA UYGUNLUU. Tolga ERDOAN * ÖZET

TÜRKYE DE MÜZK ÖRETMENLNE YÖNELME NEDENLER. Cansevil TEB * ÖZET

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

Bir Suistimalcinin Profili

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31

YABANCI DLLER VE TÜRK DL VE EDEBYATI BÖLÜMÜ SON SINIF ÖRENCLERNN YABANCI DL ÖRETM VE YABANCI DLLE ÖRETM KONUSUNDAK YÖNELM VE GÖRÜLER

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

Son vergi düzenlemeleri ile ortaya çıkan fiyat indirimleri tüketiciye yansıtıldı mı?

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

1. Multimedya Sistemleri

BOLU ANADOLU GÜZEL SANATLAR LSES ÖRENCLERNN ÖSS VE ÖZEL YETENEK SINAVLARINA YÖNELK KAYGILARI ***

Yazılım Takımlarında Baarı

Maliye Bakanlıından : VAKIFLARA VERG MUAFYET TANINMASI HAKKINDA GENEL TEBL (SER NO:1)

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

ELEKTRK MÜHENDSLER ODASI MESLEK Ç SÜREKL ETM MERKEZ YÖNETMEL

EKONOM!K KATMA DE"ER (EVA) YAKLA#IMI. Doç.Dr.Cemal ÇAKICI Marmara Üniversitesi,!!BF.!"letme Bölümü Ö#retim Üyesi

Transkript:

TARHN HAYAT BULMA ALANI: TYATRO ÖZET Bu çalımada tiyatronun tarihi ele alı tarzı incelenmitir. Tarih, dier bilim dallarıyla ilikili bir bilim dalı olduu gibi sanat ve edebiyat türleri için de konu olarak destek salar. Bir sanat dalı olarak tiyatro, tarihten yararlanırken onu, tarih bilimine özgü deil sanatın ruhuna özgü olarak iler. Bu yüzden tarihi konu alan tiyatro eserlerinde öncelik tarihsel gerçeklik deil estetik ve inandırıcılıktır. nsani ve toplumsal sanatların baında gelen tiyatro, tarihten çeitli amaçlarla yararlanırken aynı zamanda doasına uygun olarak tarihi insaniletirir. Anahtar Kelimeler: Tarih, Tiyatro, Sanat, Tarih konulu tiyatro eserleri, Tarihsel gerçeklik THE VITALIZING FIELD OF THE HISTORY: THEATRE ABSTRACT In this research, it is examined how drama takes on history. History not only is a discipline related to other disciplines but also is a corroborative discipline for art and literature disciplines as subject. As an art branch, drama takes in hand history according to the spirit of the art not the spirit of the history. So, in theatrical performances taking in hand history as subject, it is given priority to aesthetics and plausibility not historical reality. Drama which holds the first place of human and society arts, benefits from history for different purposes and in the same time humanizes history in conformity with its nature. Key Words: History, drama, art, theatretical performances taking in hand history as subject, historical reality GR Tarih, hem kendine özgü metot ve konusu olan hem de dier bilim dallarıyla ilikili bir bilim dalıdır. Bunun yanı sıra tarih; sinema, tiyatro, roman ve iir gibi popüler olsun olmasın, sanat ve edebiyat türlerine konu itibariyle destek salar, bunlar için bir fon oluturur. Geçmiteki insan ve toplum yaamlarının deneyimleri olarak insan, olay, düünce ve problemler açısından bu türlerin yararlanabilecei zengin açılımlar sunar. Ancak sanat ve edebiyat türlerinin tarihi kullanım ve sunum biçimleri genelde tartıma ve tepkilere sebebiyet vermitir. Sanat ve edebiyatın yapısı, doası düünülmeden yapılan bu tartımaların temelinde tarihin merulatırma gücü, toplumun geçmile ilgili kalıpsal düünü ve yargıları, tarihin sanatçılar tarafından tarihsel gerçeklie uymayan bir ekilde kullanıldıına dair tarihçilerin akademiksel kaygıları bulunmaktadır. Bunun yanında bu tartımalarda dile pek fazla getirilmeyen gizli bir kaygı; popüler tarih ile sanat ve edebiyat ürünlerinde sunulan tarihin, halkın tarih bilincini akademik tarihe göre daha çok etkilemesidir. Ferro (1995: 186-187), sinema ve televizyonun bizim tarih görüümüzü dönütürüp dönütürmediini sormakta ve öyle eklemektedir: Oysa bu sorun pek de yeni deildir. Bilme ya da bilgi olarak tarih bilimi, aynı türden sorunlarla daha önce de karılamıtır: roman ve tiyatro sık sık tarihsel bilmenin rakibi rolünü üstlenmitir, en azından bizim yaygın belleimizde bu böyledir. Richelieu ya da Mazarin i düündüümüzde aklımıza gelen ilk anılar hangileridir? Tabii ki Alexandre Dumas ın Üç Silahörler i. ngiltere de de durum aynıdır; Peter Saccio nun iaret ettii gibi, Shakespeare in Jeanne d Arc konusunda söyledii her ey uydurulmutur, yine de, tarihçilerin çabalarına ramen ngilizler in belleinde yer etmi olan, Shakespeare in Jeanne d Arc ıdır ve zaman ilerledikçe tarihçiler bu durumu büsbütün önleyemez hale gelirler. Çünkü, zamanda geri gidildikçe ve çözümlemelerin ilerlemesiyle zorunlu olarak deien bir tarih yapıtına karın, sanat yapıtı deimez, kendini ölümsüzletirir. Bu yapıtlar çoalsa da sorun aynı kalır; Rusya daki Napoléon örnei buna tanıklık etmektedir. Napoléon un kimliinin baka yerlere oranla daha büyük bir hayranlık Yrd. Doç. Dr., Atatürk Üniversitesi, K.K.E.F Tarih Eitimi Anabilim Dalı., Erzurum 119

Tarihin Hayat Bulma Alanı: Tiyatro uyandırdıı bu ülkede, u birbirinden onca farklı portreler içinde hangi Napoléon görüntüsü üstün gelir: deccal, barbar, zorba, Prometheus, ehit ya da dahi, gizemli hayalet; Pukin için epik kahraman, Dostoyevski ya da Tolstoy için bir felsefe verisi, Marksistler için kanıt; hangisi üstün gelir? Bunlardan biri ya da öteki olabilir, ama tarihçilerin çalıması olamaz. nsanların tarihi algılamalarında popüler tarih ile sanat ve edebiyatın sunduu tarihin, akademik tarihe göre daha etkin olmasının en önemli nedeni, bu türlerin insanı ve yaamı daha gerçekçi yansıtabilmeleridir. Tarihi yaamla bütünletiren spanyol felsefeci Gasset (1998: 51), tarih demek, geçmie yeniden can verme, geçmii hayalinde yeniden yaatmaktır. Tarih bir mumyalar müzesi olmaktan çıkmalı, gerçekte neyse o olmalıdır: Cokulu bir canlandırma denemesi. Ölüme karı açılmı bir anlı savatır tarih eklinde görülerini belirtir. Tarih bilgisini geçmie uzanan ikinci bir yaam olarak gören Barzun ve Graff (2001: 37), tarihi, baka insanların yaantılarını dülemekle yaanan bir deneyim olarak tanımlamılardır. Collingwood (1996: 40-41) ise tarih ne içindir? balıı altında benim yanıtım, tarihin insanın kendine ilikin bilgisi için olduu. Kendini bilmesinin insan için önemli olduu düünülür genellikle: Kendini bilme burada salt kendi kiisel özelliklerini, onu öteki insanlardan ayıran eyleri bilme deil, insan olarak yapısını bilme demektir. Kendinizi bilmeniz, ilkin bir insan olmanın ne demek olduunu bilmeniz, ikincileyin olduunuz insan olmanın ne demek olduunu bilmeniz, üçüncüleyin olduunuz insan olmanın ve baka biri olmamanın ne demek olduunu bilmeniz anlamına gelir. Kendiniz bilmeniz ne yapabileceinizi bilmeniz anlamına gelir; kimse ne yapabileceini denemeden bilmedii için de, insanın ne yapabilecei konusundaki tek ipucu ne yaptııdır. Öyleyse, tarihin deeri bize insanın ne yaptıını, böylece insanın ne olduunu öretmesidir eklinde görülerini belirtir. Bu durumda tarihin konusu insan ve yaamdır denilebilir. Fakat ülkemizdeki tarihçilik ve tarih eitimi üzerine eletirel yaklaımlar getiren birçok tarihçi ve eitimcinin de belirttii gibi akademik tarih ve onun yansıması olan okul tarihleri, dolayısıyla, bu tarihin sunumunu taıyan ders kitapları, insan ve yaamını yansıtmaktan uzaktırlar. Okullarda öretilen tarihin ideolojik, kuru ve yavan olduu, yapılan eletirilerin baında gelmektedir. Özellikle tarih ders kitapları örencileri sava tarihleri, antlama maddeleri, imparator ve kral isimleriyle yıldırmaktadır. TARH KONULU TYATRO OYUNLARI Geçmii konu edinen ve insanların tarihi algılamalarını etkileyen sanat türlerinden birisi de tiyatrodur. Her eyden önce tiyatro hayatı ele alan (Strowsky, 1946:13-15) ve merkezinde insan olan, insana yönelen (Nutku, 1983:1) bir sanat dalıdır. Balangıcından bu yana tiyatroda en çok tarih bilgisinden yararlanıldıı görülmektedir. Geçmiteki olayların ciddi eylemleri içermesi, sava ve mücadelelerle gelimesi, tiyatronun aradıı hareket ve çatıma öelerini içinde taır. Oyunların iskeletinin kurulmasında bu olaylardan yararlanılır. Olayları balatan ve yürüten güçlü kiiler tragedyaların, romantik dramların vazgeçilmez kahramanlarıdırlar (ener, 2003:130). Tiyatro üzerine ülkemizde tanınan ünlü isimlerden And (1973:768), tarih konulu tiyatro oyunlarını, konularını tarihten alan, kamu düzeninin önemli olaylarını ileyen, çou kez tarih verileriyle çada sorunlara deinen, genellikle bir örnek, bir uyarma tonu taıyan oyunlar olarak tanımlamıtır. Bu eserlerde dramatik öelere önem verildii için bunlar aynı zamanda romantik dramların özelliklerini de taırlar. Tarihsel olay ve kiiler ne kadar az deitirilirse, o kadar tarihi drama yakın, ne kadar fazla deitirilirse romantik drama o kadar yakın olurlar (Akı,1989:125). Tarih bilgisinin ve tarih biliminin çeitli devirlerde deien fonksiyonu, metodu ve amaçları tarih konulu tiyatro oyunlarına da yansımıtır. Bu nedenledir ki, tarihi oyun iin aslında derin bir kritiin, düünsel zenginliin yansıdıı alan olmutur. Tarihi tiyatro oyunları, kalitesinin yükseklii ölçüsünde, yazıldıkları dildeki tiyatro edebiyatının görkemini arttırmıtır. Özellikle toplum ve düünce hayatında büyük devrimlerin yapıldıı, daha baka bir deyile insanların yaadıkları toplumun doal deiimini bilinçli bir biçimde yeniden deitirdikleri çada tarihe bakı yeni boyutlar kazanmıtır. Siyasal bilince sahip bir toplumun yazarı tarihi tiyatro ve roman alanında da güçlü eserler vermitir. Tersi söz konusu ise, yani bir toplumda tarihi tiyatro ve romanlar güçsüzse bu o toplumda siyasal düüncenin de güçsüz ve gelimemi olduunun bir göstergesidir (Ortaylı, 2001a:151-152; 2000:467). Tarih yazımını etkileyen çaın deerleri, siyasal ve düünsel atmosferi, tarih konulu tiyatro eserlerini de etkilemitir. Ortaçada bu 120

eserlerde destanların ve dini hikayelerin etkisi görülürken, yeniçada devlet bürokrasisini, mutlak monariyi öven eserler ortaya konmutur. Aydınlanma çaında ise tiyatro özgürlük, yurt sevgisi, ulusal duygular gibi konuları ileyecektir. Ulusalcı duyguların ve eylemin ortaya çıktıı 19. yüzyılda bu düüncelerin propagandasında en etkili kitle iletiim aracı tiyatro olmutur (Ortaylı, 2001a:153-161). 17. ve 19. yüzyıllar Avrupa kültür tarihinde en ilginç oluum; tarihi roman ve tarihi drama türünün gelimesidir. Bunun yanında tarih ve tarihçilik açısından 19. asrın bir önemli yönü, tarih örenme ve tarih bilinci edinmenin geni kitlelere yayılması ve bir gelime yaratmasıdır. Bu geliim, tarihçilerin yazdıı onlarca ciltlik eserlerle deil, okullarda güzel yazılan tarih ders kitapları ve asıl önemlisi tarihi tiyatro eserleri ve romanları sayesinde olmutur (Ortaylı, 2001b). Tarih eski Yunan ozanlarından günümüze tiyatroya konu olurken bizde tarih konulu tiyatro eserlerinin yazımı Tanzimattan itibaren balamıtır. Gerek Tanzimat ve Merutiyet gerekse Cumhuriyet dönemlerinde devrin atmosferini ve tarihçilik anlayıını yansıtan eserler yazılmıtır. Tarihsel oyunların evrensellikle tarihsellii bir arada içermesi gerektiini söyleyen ener (1982: 188), tarihsel oyunlarımızı öyle kümelemekte ve deerlendirmektedir: Tarihi yalnızca görsel ve iitsel olanakları ile çarpıcı malzeme olarak kullanan oyunlar, tarihte yaamı kiilerin ününden yararlanarak görkem duygusu uyandıran oyunlar, tarihsel kiileri ruhsal sorunları açısından inceleyen oyunlar, tarihsel bir kii veya olayı çada bir bildiriye araç olarak kullanan oyunlar, tarihte olduu söylenen tuhaf olaylardan güldürücü durumlar üreten oyunlar. Bu oyunlarda tarih yalnızca kaba bir malzeme olarak kullanılmakta, evrensel ve tarihsel bakı açısı savsaklanmaktadır. Tarihsellik savında olmayan oyunlarda bu tutum baılanabilir, hatta yazarın malzemesini seçme özgürlüü adına savunulabilir. Tarih oyunu olma savındaki oyunların ise evrensellik ve tarihsellik süzgecinden geçmesi kaçınılmazdır. Türk tiyatrosunda tarihsel oyunların çeitli yaklaımlarla yazıldıını belirten Ortaylı ise (2001a:169-170) Ancak bunlar, dünya edebiyatının klasik veya çada ünlü eserlerinin oyun, teknik ve yorum gücüne ulaamamıtır. Bunda kabahat yazar ve uygulayıcılarından çok, toplumumuzun düünsel geri kalmılıında aranmalıdır Tiyatroda tarihi oyunun ortaya çıkı ve baarısı, herhangi bir dramaturji olayı deildir. Bu oyunların beslenecei kaynakların baında devrin düünsel düzeyi ve tarih yorumculuu gelir. Gerek dünya edebiyatında, gerekse ülkemizde tarihin yorum tarzı ve yaklaım yöntemi kendisini tiyatroda da göstermitir. Yani tarih bilim ve felsefesi salt düünce ve mantık olup, roman ve tiyatro serbestçe serimlenen bir duygu bütünü deildir. Her iki alanda da bu ögelerin belirli bir oranda birlikte bulunması gerekir. Bir ülkede düünsel hayatın düzeyini, tarihin yorumu, bakı açısı ve ortaya çıkarılan sentez gösterir. Tiyatronun gerçek düzeyi de (edebiyatta tarihi romanlarda olduu gibi) tarihi dram türünün baarısıyla ölçülür. Çünkü tarihi dram; salt dil, dramatik kurgu ve teknik gibi birincil yazarlık yetenekleri dıında, ön planda düünsel zenginlik ve görkemin varlıını gerektiren bir alandır eklinde görülerini belirtir. Tiyatro, hem devletin parasal desteine ihtiyacı olan hem de doası gerei devlet baskısından özgür olmayı isteyen bir sanattır. Devlet en toplumsal nitelikli sanat olan tiyatroyu, kendi amaçları dorultusunda kullanmak için destekler. Bu iki güç tarih boyunca zaman zaman birbirini desteklemi kimi zaman da karı karıya gelmitir. Devletin gücü güvence altında olmadıında tiyatro üzerindeki baskı younlamı ve tiyatro egemen ideolojinin sözcüsü haline getirilmitir (Yüksel, 1991:490). Roma mparatorluu nda, devlet gücünün gösterilmesi için askerlerden ve sava tutsaklarından oluan görkemli geçit alayları, tiyatro yapılarında halka sergilenirken, Ortaçalarda kilise, önceleri pagan kültürünün bir ürünü saydıı ve yasakladıı tiyatroyu sonradan, hırıstiyanlıı yaymak ve pekitirmek üzere, önemli bir araç olarak deerlendirmi ve bu yolda kullanmıtır. Fransız Devrimi sırasında da tiyatro, devrim düüncesini yaymak için kullanılmı, bu amaçla büyük kitlesel gösterilere ve sokak tiyatrolarına yer verilmitir. 1917 devrimi sonrasında da, yine devrim düüncesini yaymak ve ilkelerini pekitirmek amacıyla büyük kitlesel gösteriler düzenlenmitir. Bizde de Cumhuriyet tarihinin önemli kültür kurumlarından biri olan ve Cumhuriyet Halk Partisi nin yan örgütü olarak kurulan Halkevleri nde tiyatro etkinlikleri inkılap fikirlerinin ve duygularının halka ifadesi hususunda en kuvvetli vasıta olarak kabul edilmitir (Konur, 2001:15). üphesiz tiyatronun bu sözcülüü yerine getirmesinde tarih, doası gerei önemli bir ilev görmütür. Tarih oyunlarının en çok yazıldıkları ve denetim altında tutuldukları çaların, adeta tarih biliminin kullanıma sokulmasına paralel olarak daha çok ulusal bilincin uyandıı, ulusal birliin kurulmaya çalııldıı dönemler olduu unutulmamalıdır (And, 1973:768). Örnein Cumhuriyet döneminde tiyatro üzerinde 121

Tarihin Hayat Bulma Alanı: Tiyatro kurulan denetim ile yakın geçmile ilikinin kesilmesi ve devrimlerin korunması amaçlanmıtır. Namık Kemal in birçok oyunu, eski dönemin izlerini taıdıı için ya yasaklanmı, ya da kısıtlanmıtır. Vatan Yahut Silistre, içindeki Padiahım çok yaa!, Yaasın Osmanlılar gibi sözlerin çıkarılması artıyla izin alabilmitir (Konur, 2001:182; And, 1983:16). üphesiz bu tür uygulama ve denetimler sadece tiyatro için deil, tarihi ele alan dier sanat ve edebiyat türleri ve bizatihi akademik tarih için de geçerli olmutur. Bununla birlikte tiyatroyu sadece devletin veya egemen güçlerin ideolojisini yayan bir organ olarak görmemek gerekir. Yukarıda belirtildii gibi tiyatro özgür bir ortam gerektirir. Tarihi ele alan dier etkenler gibi tiyatronun da muhalefet gücü vardır. Tiyatro bu muhalefette tarihten yararlanır ve tarih bilincine katkıda bulunur. Kindermann (1977), sansür baskısı olduu zaman, tiyatronun, tarihsel benzeri bir tutumla izleyiciye geçmiten karılatırmaya yarayacak bazı örnekler verme çabasına girdiini, yaanılan zamanın geçmi zamandaki benzer bir konumun yardımıyla aydınlatılıp, çözüm yolları ve çıkmazlarıyla sergilendiini ya da durumun dünya tarihinin gelimesi açısından ele alınıp, izleyiciye o anda dünya tarihinin gelime sürecinin hangi noktasında olduunun gösterilip yeni deer ölçülerinin yardımıyla izleyicinin içinde yeni ve eylem için yüreklendiren bir ça bilinci uyandırıldıını belirtir. TARHN ÜRETM Tiyatronun tarihi ele alıını incelemeden önce, tarih ve sanatın metotlarının, kurallarının, perspektiflerinin, gerçeklerinin, bakı açılarının, amaçlarının ayrı olduunun bilincine varılması gerekir (Asena, 1993a:20). Tarihi ele aldıımızda hereyden önce tarihçinin konu seçiminde bir çok etken i baındadır. Bunlar çaın yönelimleri, içinde bulunulan toplumun gerçekleri, tarihçinin kiilii, ideolojisi, deerleri, düünce yapısı vs olarak sıralanabilir. Tarihçi öncelikle konusuna uygun olan kaynakları tarar. Bulabildii kaynakları, gerçeklik ve kimlik tespitini içeren dı tenkit ile yansıttıkları bilgilerin (ve de müellifinin) güvenilirliini, doruluunu içeren iç tenkitten geçirdikten sonra kurgusunu oluturur ve eserini kaleme alır. Ancak tarihçi tarafından ortaya konan tarih, bugün gibi yaanmı bir gerçeklik olan geçmile aynı ey deildir. Geçmi, olup bitmitir ve edimsel olaylar olarak deil; ancak örnein kitap, makale, belge vs. gibi son derece farklı yayınlar aracılııyla tarihçiler tarafından geri getirilebilir. Geçmi, olup bitmitir ve tarih, tarihçilerin uraılarında ondan çıkarttıkları eydir (Jenkins,1997:19). Bunun yanında geçmi ile tarih, geçmiin sadece tek bir tarihsel okunuunu kaçınılmaz kılacak biçimde birbirine dikilmi de deildir. Geçmi ile tarihin seyri birbirlerinden baımsızdır; birbirlerinden dalar kadar uzaktırlar (Jenkins,1997:18). Bu durumda geçmiin aynı konuları farklı tarihçilerce farklı biçimlerde okunabilir. üphesiz ayrı bir sorun da olgu ve belgelerdir. Tarihçinin ele aldıı olgular ancak onlara tarihçi bavurunca konuurlar; hangi olgulara, hangi sıra veya balam içinde yer verileceine karar veren tarihçidir, ve tarihçi zorunlu olarak seçmeci olup, tarihi olguların oluturduu, tarihçinin yorumundan baımsız ve nesnel bir sert çekirdein var olduuna inanmak bir yanılgıdır. Tarihçinin önündeki hazır olgular, daha önceki belirli bir dünya görüüne sahip ve bu görüü destekleyen olguların saklanılmaya deer olduunu düünen kiilerce önceden seçilmi ve belirlenmitir (Carr,1996: 16-19). Geçmite olanlarla ilgili gözlem ve deney imkanı olmadıı için bu olguları olduu gibi ortaya koymak imkansızdır. üphesiz geçmile ilgili olarak kesin olarak bilinen, olgu olarak kabul edilebilecek belli tarihler vardır. Birinci Dünya Savaının 1914-1918 arasında olduu buna örnek olarak verilebilir. Ancak bunlar tarihçilerin ele aldıkları daha kapsamlı konular içinde beylik eylerdir. Tarihçiler sadece olanı deil, nasıl ve neden olduklarını, bu eylerin anlamlarını ortaya koymak isterler. Yani söz konusu olan asla kuru kuruya bir olgu meselesi deil, açıklamaların inası sırasında olguların karılıklı olarak taıdıkları aırlıklar, konumlar, bileimler ve anlamlardır. Bu kaçınılmaz bir yorum boyutu olup tarihçiler, geçmiteki olayları anlam örüntülerine dönütürdüklerinden, problematik bir nitelik taımaktadır. Çünkü olan biteni ortaya çıkarmanın yöntemleri olsa da, olguların ne anlama geldiinin söylenmesini mümkün kılacak bir yöntem yoktur (Jenkins,1997:44-45). Öte yandan belgeler söz konusu olduunda hiçbir belge bize o belgeyi yazanın kendisinin ne düündüünden neyin olmu olduunu düündüünden, neyin olmu olması gerektii ya da olabileceini düündüünden, yahut belki yalnızca bakalarının onun neyi düündüünü sanmalarını istediinden ya da hatta kendisinin ne düündüünü sandıından fazla bir ey söylemez. Görüldüü gibi olgular ve belgeler tek balarına tarihi oluturmaz, tarihçi ve yorumu 122

burada gündeme gelir ve tarihçi aralıksız bir biçimde olgularını yorumuna, yorumunu da olgularına göre kalıplandırma süreci içindedir. Bütün bunların yanında tarihçi, bugünü yaayan bir insan olarak geçmii ancak günümüz (veya tarihçinin yaadıı zaman) açısından inceler ve çaına insan varoluunun koulları ile balıdır. Nitekim Carr, buna iaret ederek tarihi tarihçi ile olguları arasında kesintisiz bir karılıklı etkileim süreci, bugün ile geçmi arasında bitmez bir diyalog eklinde tanımlamıtır. Collingwood üzerinde de önemli etkisi olan Croce ise, tarihin, geçmii yaanan anın gözlerinden ve o anın sorunlarının ııında görmekten olutuu ve tarihçinin balıca iinin kaydetmek deil, deerlendirmek olduu anlamında bütün tarihin çada tarih olduunu belirtmitir (Carr,1996: 22-37). Bütün bunlardan sonra denilebilir ki tarih, göreceli yorumlara ve deiime açık bir bilimdir. Tarihçi her ne kadar gerçeklie ulamayı hedeflese ve sorumluluu bunu gerektirse de hem tam objektiflik, hem de tam tarafsızlık ondan esirgenmitir (Halkın, 1989:13). TYATRONUN TARH ELE ALII Tarihin bu görecelii karısında bir sanat dalı olan tiyatroda tarihsel oyunların tarihsel gerçeklie birebir sadakatini beklemek hem olanaksız hem de sanatın ruhuna aykırı bir durumdur. Tiyatroda yazar veya yönetmenin, tarihten aldıını kendi amacına uygun olarak yourup bir tiyatro yapıtı olutururken öncelikli sorumluluu sanatına karıdır. Yapıtın deerlendirilmesinde öncelikli ölçü tarihteki gerçee birebir uygunluk deildir (ener, 2003:132). Bu tarihi ele alan dier sanat dalları ve yapıtları için de geçerlidir. Kaldı ki bir tiyatro eseri sadece oyun yazarının eserini yazmasıyla tamamlanmaz. Yazarın metni bata yönetmen olmak üzere oyuncu, dekor ve giysi sanatçısı, ııklama uzmanı gibi birçok çalıanın katkı ve yaratısı ile hazırlanır ve seyircinin karısına çıkınca tamamlanır (Nutku, 1983:5). Aristoteles (1995: 30), Poetika sında tarihle tiyatroyu karılatırırken, ikisi arasındaki ayrılıın tarihçinin daha çok geçmite gerçekten olan ı, ozanın ise olabilir olan ı anlatmasından kaynaklandıını belirtir. Tiyatronun insanları hakiki dünyadan ideal dünyaya götüren bir köprü olduunu söyleyen Schiller (Taer, 1953:26), Trajedi Sanatı Üzerine adlı yazısında trajedinin gayesinden bahsederken trajedi, tarih gibi olayları hakikate uygun bir ekilde tespit etmez, tarih gibi yalnız neden ve nasıl olduunu bildirmez, onun gayesi: olanı duyurmak, insanları olaylar karısında hayran bırakmaktır diye belirtir. Ona göre bir trajedi airi, hakikate sadık kalmaı düünmez, olayları kendi düünce ve duygularıyla serbest bir ekilde, istedii gibi iler; tarihteki hakikati iir sanatının kanunlarıyla kavrar, ama bu sırada da gene tabiatın kanunlarından ayrılmaz. iir sanatının tabiat kanunlarından ayrılmaması, hakikatten ayrılmaması demektir ve ite bunun için de tarihteki hakikat, iir sanatının adesesinden geçerek sanat alanında gene bir hakikat olur. Schiller, bu görüünün en açık ifadesini tarihin kesin olarak belgeleyemedii bazı noktaları olmu gibi aktardıı Maria Stuart ında sergilemitir (Özgü, 1953:24). Konusunu tarihten alan sanatçının eserinde kendi görü ve anlayıını yansıtması gerekli olup, ondan tarihsel gerçeklie yüzde yüz sadakatle balı kalmasını beklemek haksızlıktır. Sanatkar daima deiik ve yeni bir ey getirmek zorundadır. Eer realiteye taassupla balı kalmak endiesi dier bütün endielere hükmederse sanat yapmak imkanı ortadan kalkar. Bu takdirde, bilhassa tarihi mevzuları ileyen eserlerde, aynı mevzuu seçenler için yeni bir ey söylemek, orijinal olmak, vak alara yeni bir ıık serpmek imkanı kalmaz ve birbirinin can sıkıcı kopyeleri eserler ortaya çıkardı (Harun,1953:11-12). üphesiz sanatkarın getirecei yeni ve deiik yorumlarda kendi sanat anlayıının yanı sıra kendi özel dünya görüü, ideolojisi ve tarih anlayıı önemli rol oynamaktadır. Bir insan olarak sanatçı da tarih konulu oyunlara yılların birikimi olan ve her an dönüüme hazır bir tarih bilinciyle yaklaacaktır. Tarih konulu oyunlarda, sanata karı sorumluluun bilincine varmak ve bu sorumluluu yerine getirmek için tarih olaylarını istedii gibi yourma hakkına sahip olmak, bu oyunların çok zor bir önkouludur. Çünkü seyirci, özellikle yakın geçmii ele alan oyunlarda, gerçekten sapmaları kolay eletirir ve oyunu sanat adına deerlendirmek yerine tarih adına yermeyi yeler (ener, 1982:187). Halbuki tarih, olmu un bilimsel gerçeklii ile deer kazanır; tiyatro ise bu olmu u estetik incelikle iler. Tarihte, belgesele dayalı gerçeklik, tiyatroda sanat ve buna balı olarak estetik aranır (Parlatır, 1985:139). Denilebilirki tarih de tiyatro da dorunun, gerçekliin peindedir; tarih bilimsel gerçekliin, tiyatro ise estetik gerçekliin; ikisi de inandırıcı olmak zorundadır. Tarih bunu kanıtlarla, belgelerle salar. Bir tarih kitabı ne denli güzel, ne denli 123

Tarihin Hayat Bulma Alanı: Tiyatro etkileyici, çarpıcı bir üslupla yazılmı olursa olsun, kabul ettirmeye çalıtıı eyleri nesnel kayıtlara dayandırmıyorsa, tarih bilimi açısından hiçbir deeri yoktur. Oyun yazarı ise, dramatik güzelliin oluması için gerekli unsurları bir araya getirememise, iledii ham maddeden baarılı bir oyun çıkaramamısa, isterse en güvenilir belgelere dayansın, kimse umursamaz. Böyle olduu içindir ki, tarih eserini de tiyatro eserini de, ne olduuna göre eletirmemiz gerekir; örnein bir tarih kitabı için güzel deil demek doru olmayacaı gibi, bir tiyatro oyununu da tarih gerçeklerine uymuyor gerekçesiyle yargılamak yerinde olmaz (Oflazolu, 1985:9-10). Bununla birlikte tiyatro eserlerinin her ne kadar tarihsel gerçeklikle birebir örtüme zorunluluu olmasa da seyirci önünde sergilenen oyun günlük yaamla ilgili olduu gibi tarihsel konularda da inandırıcı olmalı ki bu tiyatronun evrenselliinin en önemli koullarından biridir (Oflazolu, 1991:333). üphesiz tarihi gerçeklerin tümüyle gözardı edilmesinin tarihi oyunun ruhuna aykırı düebilecei unutulmamalıdır (ener,2003:132). Tarihten sahneye getirilecek kiiler, olaylar, sorunlar, düünceler vs. gibi pek çok eyin seçiminde günümüzü, günümüz insanını ilgilendirme ve etkileyebilmek büyük önem taır (Asena, 1963:2-3). Her ne kadar tarih biliminin oluumunda da bugün ve güncel durum önemli ise de önemli bir farklılık kiilerin ele alını tarzında çıkmaktadır. Tiyatro dünyasında sıradan insanlar yer bulduu gibi tarihin büyük kiilikleri, insan doasının yansıtılmasında bazen birer araç oluverirler. Mesela tiyatroda Konstantin ve Fatih, kendi koulları altında insanolunun nasıl davrandıını gösteren simgelerdir. Tarihteki Fatih in Bizans engelini kaldırıp ülkesinin Asya ile Avrupa daki parçalarını birletirme çabası, tiyatroda insan bireyinin iç bütünlüünü gerçekletirmesinin simgesi olmutur. Tarihin sınırlı gerçekleri, evrensel insan gerçeine ulamak için araç olarak kullanılmıtır (Oflazolu, 1985:7). Yine Kösem Sultan oyununda Kösem Sultan, tarihteki Kösem Sultan dan öte iktidar hırsına bürünmü bir insanın ruh yapısıyla karımıza çıkmaktadır. Kösem Sultan ı izlerken tarihi olaylardan çok karakter çatıması ile yüz yüze geliyoruz. Kötülerin karısında iyilerin verdii mücadele, düzeni yıkmaya yönelik ihtirasların karısında düzeni korumaya çalıan sa duyu, tarihi gerçein üzerinde hakim unsur olarak ileniyor. Bu, dorudan doruya sanatın özünden kaynaklanıyor. Tarihten çok tarihi yaratan, olaylar zinciri ve olaylar örgüsünü kuran karakterler ön plana çıkıyor (Parlatır, 1985:138-139). Hürrem Sultan adlı oyunununda Kanuni nin büyük tarihi yönü yerine daha çok bize benzeyen alel ade insani yönüyle ilgilenen Asena (1959:14-16), tarihin tiyatro haline gelirken tarihliinden çok ey kaybettiini belirterek bu her zaman böyle yapılagelmitir. Shakespeare in bütün tarihi kahramanlarını, Goethe nin Egmont unu, Schiller in Don Carlos unu hatırlayalım: Bunlar tarihin bize tanıttıı kiiler midir? Elbette deil. Ben de ele aldıım karakterleri ve vakaları esas çizgilerine dokunmamak artıyla bir hayli rotü ettim. Tarihçilerden özür dilerim der. Bununla birlikte tarihten bir kii, yaamı en yakından izleyen bir sanat olan tiyatroya adımını attıı anda yaam bulacaktır. Çünkü belgelere balı kalan tarihçiler isterler ki bu kiiler, geçmite yaadıı gibi yaasınlar, geçmite düündüü gibi düünsünler, geçmite konutuu gibi konusunlar. Neler duydukları, neler düündükleri bu belgelerin dıında kalır. Bu belgelerin gerisindeki insan ögesi gene sanatçının düleminde canlanabilir (Asena, 1993(b):50-51). Yani sanat tarihte eksik olan can boyutunu yansıtabilmektedir (Asena, 1993a:21). Bu arada tarihçiler ile oyun yazarları arasındaki benzerliklere deinmek gerekir. Tarihçiler gibi oyun yazarları ve yönetmenler de tarihe belli bir dünya görüü, tutum ve deerler sistemi ile yaklaırlar. Bu yüzden akademik tarih eserlerinde nasıl tarihçinin kiilii ve görüleri yansıyorsa bu oyunlarda da oyun yazarı ve yönetmenin kiilii, görüleri yansıyacaktır. Tarihçiler nasıl eserlerinde kendi çalarını yansıtırlarsa tiyatroda da yazar tarihsel oyunlar dahil bütün oyunlarında kendi çaını yansıtır. Mesela Büchner, Danton un ölümü adlı oyununda tarihsel malzemeden yaadıı çala ve o çaın sorunlarıyla hesaplamak için yararlanmıtır. Fransız Devriminden bir kesiti ele alarak kendi dönemine göndermeler yapmı, geçmii kendi düüncesine göre biçimlendirmi, önemli saydıı, vurgulamak istedii noktaları belirlemi, önemsizleri ayıklayıp atmı, böylece tarihe yaadıı çaın ııında yeni bir bakı getirmitir. Aynı durum bu yapıtı yorumlayan yönetmenler için de geçerli olmu, yaanılan dönemin koullarına göre, çeitli Danton un Ölümü yorumları ortaya çıkmıtır (pirolu, 2004:76-77). 124

SONUÇ Sonuç olarak denilebilir ki tarih, geçmiteki insan deneyimleri, olaylar, düünceler ve problemlerin zenginlii ile sanat dallarına yararlanabilecekleri geni bir açılım salar. Bir sanat dalı olan tiyatro, tarihi ele alırken onu tarih bilimine özgü deil sanata özgü olarak iler. Bu yüzden bu eser ve oyunların deerlendirilmesinde öncelikli ölçüt tarih biliminin metotları deil, sanatın kendi kurallarıdır. Bununla birlikte tiyatro sanatı, tarihsel gerçeklere uymak zorunda olmasa da dier konularda olduu gibi inandırıcı olmak zorundadır. nsani ve toplumsal sanatların baında gelen tiyatro, tarihten çeitli amaçlarla yararlanıp çaının insanına seslenirken aynı zamanda doasına uygun olarak tarihi insaniletirir. 125

Tarihin Hayat Bulma Alanı: Tiyatro KAYNAKÇA Akı, N. (1989). Türk Tiyatro Edebiyatı Tarihi I Balangıcından Cumhuriyet Devrine Kadar, stanbul : Dergâh Yayınları And, M. (1973). Türk Tiyatrosunda Tarihi Oyunlar ve Bunların Yazılı Gerekçeleri, VII. Türk Tarih Kongresi (Ankara: 25-29 Eylül 1970), II. Cilt, s: 768-773. And, M. (1983). Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu (1923-1983), Ankara: Türkiye Bankası Kültür Yayınları Aristoteles, (1995). Poetika, (Çev. smail Tunalı), stanbul: Remzi Kitabevi Asena, O. (1963). Tarihten Sahneye, Devlet Tiyatrosu Aylık Sanat Dergisi, 21, s: 2-3. Asena, O. (1959). Hürrem Sultanı Sunarken, Devlet Tiyatrosu Aylık Sanat Dergisi, 4, s: 14-16. Asena, O. (1993a). Tarihe Doru Yaklamak, Kültür, 97, s: 20-21. Asena, O. (1993b). Tiyatro Tarihten Ne Alır?, Kültür, 102, s: 50-51. Barzun, J. - Graff, H. F. (2001). Modern Aratırmacı, (Çev. Fato Dilber), Ankara: Tübitak Popüler Bilim Kitapları Carr, E. H. (1996). Tarih Nedir? (Çev. Misket Gizem Gürtürk), stanbul: letiim Yayınevi Collingwood, R. G. (1996).Tarih Tasarımı, (Çev. Kurtulu Dinçer), Ankara: Gündoan Yayınları Ferro, M. (1995). Sinema ve Tarih, stanbul: Kesit Yayıncılık Gasset, O. Y. (1998). Tarihsel Bunalım ve nsan, (Çev. Neyire Gül Iık), stanbul: Metis Yayınları Halkın, L. E. (1989). Tarih Tenkidinin Unsurları, (Çev. Bahaeddin Yediyıldız), Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi Harun, K. (1953). Fatih Piyesi ve Müellifi, Devlet Tiyatrosu Aylık Sanat Dergisi, 11, s: 11-12. pirolu, Z. (2004). Tiyatroda Alımlama, Boyutları ve Çeitlemeleri, stanbul: Papirüs Yayınevi Jenkins, K. (1997). Tarihi Yeniden Düünmek, (Çev. Bahadır Sina ener), Ankara: Dost Kitabevi Kindermann, H. (1977). Tiyatroda zleyicinin levi, 2000 Yılına Doru Sanatlar Sempozyumu, (Haz. Mehmet Çubuk), stanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi- Planlama-Programlama Grubu Aratırma No:2 sayfa belirtilmemi Konur, T. (2001). Devlet-Tiyatro likisi, Geçmiten Günümüze Örneklerle Devlet-Tiyatro likisinde Belli Balı Sistemler, Ankara: Dost Kitabevi Nutku, Ö. (1983). Dram Sanatı (Tiyatroya Giri), zmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları Oflazolu, A. T. (1985). Tarih ve Tiyatro, Türk Dili, XLIX/397, s: 1-14. 126

Oflazolu, A. T. (1991). Tiyatroda Evrensellik, Türk Dili, 479, s: 331-345. Ortaylı,. (2001a). Gelenekten Gelecee, stanbul: Ufuk Kitapları Ortaylı,. (2001b). Orhan Asena ve Tarihi Tiyatro Oyunları, http://www.milliyet.com.tr/2001/02/25/pazar/yazortay.html Ortaylı,. (2000). Tiyatro da Tarihi Oyunlar Üzerine Bir Analiz Denemesi, Osmanlı mparatorluu nda ktisadi ve Sosyal Deiim, Makaleler 1, Ankara, s: 467-473. Özgü, M. (1953). Maria Stuart Münasebetiyle Tarihte Hakikat- Sanatta Hakikat, Devlet Tiyatrosu Aylık Sanat Dergisi, 12, s: 24-25. Parlatır,. (1985). Kösem Sultan, Türk Dili, L/406, s: 137-143. Strowsky, F. (1946). Tiyatro ve Bizler, (Çev. Sabri Esat Siyavugil), stanbul : Milli Eitim Basımevi ener, S. (1982). Türk Tiyatrosunda Tarihsel Oyunlar, Türk Dili, XLIV/363, s: 187-188. ener, S. (2003). nsanı Geçitlerde Sınayan Sanat, Dram Sanatı, stanbul: Mitos-Boyut Yayınları Taer, S. (1953). Tiyatro ve Eitim, Devlet Tiyatrosu Aylık Sanat Dergisi, 9, s: 26-28. Yüksel, A. (1991). Türk Toplumunun Çadalama Aamasında Tiyatro-Kültür-Devlet likisi, Çada Kültürümüz Olgular- Sorunlar, stanbul, s: 485-504. 127