Postprandiyal Glukoz Kontrolünde Yağ Protein ve Glisemik İndeksin Etkisi Uzm. Dyt. Merve EKİCİ Kırıkkale Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi
Günümüzde, Diabetes Mellitus (DM) ve onunla aynı risk faktörlerini paylaşan kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik hastalıklar önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Her yıl tüm dünyada 8-14 milyon insan kronik hastalıklar nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. Türkiye de Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Risk Faktörleri ile Mücadele Politikaları (2011).
Türkiye de Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Risk Faktörleri ile Mücadele Politikaları (2011).
luslararası Diyabet Federasyonu verilerine göre 20-79 yaş arası DM WHO 2009 TÜRKİYE 2030 2000 yılında %2,8 artış 2030 yılında %5,8 lik artış 285 MİLYON (%6,4) 439 MİLYON (%7,7) International Diabetes Federation Diabetes Atlas 2009 Shaw, J.E., Sicree, R.A.,Zimmet, P.Z. (2010) Global estimates of the prevalence of diabetes for 2010 and 2030.
DİABETES MELLİTUS YAĞ KRONİK HİPERGLİSEMİ PROTEİN CHO
Tip II DM tedavisinde öncelikli hedef yüksek riskli bireylerde Tip II DM gelişiminin önlenmesidir. Tip II DM oluşumu sonrasında tedavinin ana hedefini ise metabolik kontrolün sağlanması oluşturmaktadır. Diyabet Tanı ve Tedavi Rehberi (2013). İstanbul: Türkiye Diyabet Vakfı.
Yetişkin Tip II Diabetes Mellitus lu Bireyler İçin Metabolik Kontrol Hedefleri Glisemik kontrol CDA ADA 2017 Türkiye Diyabet Vakfı 2017 HbA1c %7 <%7 < %7 Öğün öncesi plazma glukoz 4-7 mmol/l 80-130 mg/dl 80-130 mg/dl Öğün sonrası plazma glukoz(2 saat sonrası için) 5-10 mmol/l <180 mg/dl <180 mg/dl Kan basıncı <130/80 mm Hg <140/180 mm Hg 130/80 mm Hg Lipidler LDL kolesterol 2 mmol/l <100 mg/dl <100 mg/dl Trigliserid - < 150 mg/dl <150 mg/dl HDL kolesterol - > 40 mg/dl erkek >50 mg/dl >50 mg/dl kadın
Günümüzde Tip II DM oluşumunu engellemek ve azaltmak için kullanılan en önemli yaklaşımlardan biri yaşam tarzı müdahalesidir. SAĞLIKLI BESLENME BİÇİMİ!! Guidelines for the Nutritional Management of Diabetes Mellitus in the New Millennium, Canadian Journal of Diabetes Care Redmon, B., Caccamo (2014) Diagnosis and Management of Type 2 Diabetes Mellitus in Adults.
Birçok DM li birey için tedavi planının en zorlu kısmını beslenme durumu oluşturmaktadır. tek tip- herkese uyan bir beslenme biçimi??? Bu nedenle diyabet yönetiminde beslenme tedavisinin şart olduğu ve her diyabetli bireyin öz-yönetim ve eğitim konusunda aktif, aynı zamanda sağlık kuruluşuyla birlikte tedavi planını belirlemesi gerektiği önerilmektedir.
DİYABETTE TIBBİ BESLENME TEDAVİSİ Enerjiden gelen oran KARBONHİDRATLAR ADA: %45-60 DRI: %45-65 Kompleks, rafine olmamış CHO lardan karşılanmalıdır. PROTEİN %15-20 (1-1,5 g/kg/gün) KBY var ise 0,8 g/kg/gün KBY ilk evredeyse 0,8-1,0 g/kg/gün TOPLAM YAĞ %20-35 TÖBR: %20-30 SFA <%10 Diyabetik Dislipidemi varsa <%7 MUFA AHA: <%20 WHO/FAO %15-20 CDA: <%20 TÖBR 2015: SFA ve PUFA dan geriye kalan kısım PUFA WHO/FAO %6-11 CDA <% 10 TÖBR 2015: 10 Diyabetik Dislipidemi %20 Diyabetik Dislipidemi %10 KOLESTEROL <300 mg/gün DM tik dislipidemi Kolesterol <200 mg/gün
DİABETES MELLİTUS VE KARBONHİDRATLAR Karbonhidratlar organizmanın temel enerji kaynağı Günlük enerji ihtiyacının belirli bir miktarını karbonhidrat içeren besinlerden karşılamak kan glukoz kontrolün üzerinde etkiye sahiptir. Güzel, S. (2014). Tip 2 Diyabetli Bireylerin Yeme Tutum Ve Davranısları İle Yasam Kalite Düzeylerinin Belirlenmesi Evert, A.B., i. (2013) Nutrition therapy recommendations for the management of adults with diabetes. Diabetes Care
ADA nın diyabet tedavisindeki önerilerine göre yaşam tarzı değişikliğini içeren düşük yağlı, düşük karbonhidratlı ve enerji kısıtlı diyetler kardiyovasküler hastalık riskinin azalması ve insülin duyarlılığının artması üzerinde etki göstermektedir. Effects of low carbohydrate diets on weight and glycemic control among type 2 diabetes individuals: a systemic review of RCT greater than 12 weeks.2011 Nutr Hosp, 26 (6), 1270-1276.
Uzun dönem sonuçları???? Castañeda-González, (2011) Effects of low carbohydrate diets on weight and glycemic control among type 2 diabetes individuals: a systemic review of RCT greater than 12 weeks. Nutr Hosp
ADA nın tanımlamasına göre düşük karbonhidratlı diyetler 2000 kalorilik bir diyette 130 g/gün den daha az miktarda karbonhidrat içermektedir Orta derecede karbonhidrat içeren diyetlerde karbonhidrat yüzdesi toplam enerji alımının %26-45 ini oluşturmaktadır Castañeda-González, (2011) Effects of low carbohydrate diets on weight and glycemic control among type 2 diabetes individuals: a systemic review of RCT greater than 12 weeks. Nutr Hosp
Günlük karbonhidrat alımı 30 gramın altında olduğunda ise bu diyet çok düşük karbonhidratlı diyet olarak adlandırılmaktadır. Diyet posası karbonhidratlı besinler tarafından sağlanmaktadır. Beyin ve santral sisteminin enerji kaynağı Suda çözünen vitamin ve mineraller için gerekli <130 gr Castañeda-González, (2011) Effects of low carbohydrate diets on weight and glycemic control among type 2 diabetes individuals: a systemic review of RCT greater than 12 weeks. Nutr Hosp Accurso, A.,(2008) Dietary carbohydrate restriction in type 2 diabetes mellitus and metabolic syndrome: time for a critical appraisal. Nutr Metab
Tip II DM li hastalarda, karbonhidrat sınırlı diyetler üzerinde yapılan meta analiz çalışmalarından elde edilen sonuçlara göre, Karbonhidrat kısıtlı diyetler glisemik Buna karşılık kontrol, bazı çalışmalarda lipit ve diyabetik lipoprotein ilaç kullanımında açısından farklılık azalma, yok glikolize hemoglobin, Çoğu derleme çalışmasında ise ağırlık kaybının sonuçları etkilediği görülmektedir Geliştirici etki!!! açlık glukoz ve bazı lipit fraksiyonlarında (VLDL, TG, HDL, Total kolesterol Diabetes Mellitus ve Komplikasyonlarının Tanı, Tedavi ve İzlem Kılavuzu 2014 Nutr Hosp, 26 (6), 1270-1276. 2011, Practical Diabetes, 31 (2), 76-79. 2014, Nutr Metab (Lond), 5, 36. 2008
Genel olarak değerlendirildiğinde ise; Toplam karbonhidrat alımının diyabet riski üzerinde Negatif Pozitif Toplam CHO alımı yerine Alınan CHO kalitesi Glikoz seviyelerini artırma özelliğini belirleme açısından daha büyük öneme sahip!! The role of diet in the prevention of type 2 diabetes. Nutr Metab Cardiovasc Dis, 21 Suppl 2, B32-48 2011.
GLİSEMİK İNDEKS VE GLİSEMİK YÜK Glisemik indeks (GI) besinlerin kan glikoz düzeyini artırıcı etkisini standart olarak belirlenen besinle (genellikle beyaz ekmek) karşılaştırarak belirlerken, glisemik yük (GL) porsiyon başına karbonhidrat içeriği ve glisemik indeksi içine almaktadır. The role of diet in the prevention of type 2 diabetes. Nutr Metab Cardiovasc Dis, 21 Suppl 2, B32-48. 2011 Nutrition Therapy. Can J Diabetes 37, 45-S55. 2013
Hayvan ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, karbonhidratların hızlı ve yüksek postprandiyal kan glukozuna neden olarak tip II DM patofizyolojisinde yer aldığı ileri sürülmektedir. Yüksek GI içeren karbonhidrat alımından sonra yüksek glukoz yanıtları oluşmaktadır ve bu durum insülin direnci ve beta hücre disfonksiyonuna katkıda bulunabilmektedir (glikotoksisite). Hiperglisemiye bağlı oksidatif stres ve yine beta hücrelerinde glikotoksik etki!! Oluşan yüksek glukoz yanıtlarını stimule edebilmek için daha fazla insülin sekresyonu gerçekleşmekte ve artan insülin konsantrasyonları da insülin direnci oluşumuna neden olabilmektedir. Similes, S. (2012) Glycemic Index in Epidemiologic Study of Type 2 Diabetes. THL Research, 76, 76-87.
Yüksek Gİ C-peptid konsantrasyonunu artırır!! İnsüline olan talebin artmasıyla birlikte hiperünsülinemi oluşmaktadır. Pankreasın langerhans adacıklarında aşırı amiloid birikimi Beta hücre disfonkisyonuna katkıda bulunmaktadır. Yüksek Gİ, geç postprandiyal periyotta yağ asit konsantrasyonunun artış göstererek (lipotoksisite). Ludwig, D.S. (2002) The Glycemic Index: Physiological Mechanisms Relating to Obesity, Diabetes and Cardiovascular Disease. Jama, 287 (18),2414-2423. Similes, S. (2012) Glycemic Index in Epidemiologic Study of Type 2 Diabetes. THL Research, 76, 76-87.
Yüksek Gİ CHO Postprandiyal insüline bağlı hipoglisemi aracılığıyla NEFA sentezinde artış. Hepatik glikoz üretiminde artış OBEZİTE İnsülin duyarlılığı azalır TG sentezinde artış Artan açlık!! Çalışma sonuçları posa miktarından etkilenebilmektedir DİYABET RİSKİ Similä, S. (2012) Glycemic Index in Epidemiologic Study of Type 2 Diabetes. THL Research, 76, 76-87.
Prospektif EPIC-Hollanda kohort çalışmasından elde edilen sonuçlara göre, Düşük posa Yüksek Gİ ve nişasta Salas-Salvado, J., (2011) The role of diet in the prevention of type 2 diabetes. Nutr Metab Cardiovasc Dis, 21 Suppl 2, B32-48.
Genel olarak değerlendirilirse; Yüksek Gİ karbonhidrat kaynakları yerine, düşük Gİ karbonhidrat kaynaklarının kullanımı; Tip II DM de azalma Gelişmiş glisemik kontrol İnsülin ile tedavi edilen hastalarda hipoglisemi ataklarında azalma Ayrıca. Postprandiyal glisemi, Total kolesterol hscrp gibi kardiyovasküler risk faktörleri üzerinde geliştirici etki.. Diyabetli bireylerdeki öneri yüksek posalı ve düşük glisemik indeksli besinlerin tüketimi şeklinde olmalı.. Nutrition Therapy. Can J Diabetes 37, 45-S55. 2013 Am J Clin Nutr, 76 (1), 274-280. 2002
Yararlı etkileri; Glisemik kontrol HDL kolesterol LDL kolesterol TG Beta hücre fonksiyonu Diyet posası demişken Yavaş ve uzun süreli emilim ile postprandiyal hiperglisemi üzerinde düzeltici etki Düşük enerji yoğunluğu ve daha geniş hacime sahip olması nedeniyle enerji alımını azaltır. Mikro besin ögesi açısından zenginlik Hacim büyüklüğü ve midede kalış süresinin uzun olması kısa sürede doygunluk oluşturur. Bağırsaklarda posa fermantasyonu ile üretilen KZYA aracılığı ile periferal insülin duyarlılığında artış Nutrition Therapy. Can J Diabetes 37, 45-S55. 2013 Journal of the American Dietetic Association, 108 (10), 1716-1731 2008 Folorunso, O.,Oguntibeju, O. (2013) The Role of Nutrition in the Management of Diabetes Mellitus.
POSA GEREKSİNMESİ Erkek 38 g/gün Kadın 25 g/gün <50 yaş <50 yaş 30 g/gün 21 g/gün >50 yaş >50 yaş 20 yaş üstü sağlıklı yetişkinler için 25-35 g/gün veya 14 g/1000 kkal/gün Diabetes Care, 3 (supply 1) s61-s78, 2008
PROTEİN Proteinler yapısal rolleri arasında olan doku oluşumunun yanında enzimlerin ve hormonların sentezi, vücut sıvılarının oluşumu ve immün sistemde yer alması nedeniyle önemli rollere sahiptir. Protein sindiriminin karbonhidratlara göre daha yavaş olması kan glukozunu daha az artırmalarına neden olmaktadır. Yeterli insülin olması durumunda öğün sırasında alınan proteinler postprandiyal kan glukozu üzerinde minimal düzeyde artışa neden olmaktadır. Kaya, N.,Gökmen Özel, H. (2014) Diyabette Diyet Proteinleri ve Yağlarının Kan Glukozu Üzerine Etkileri. Beslenme ve Diyet Dergisi, 42 (1), 80-85.
Karbonhidrat metabolizması ile protein ve aminoasitlerin ilişki içerisinde olduğu uzun süredir kabul edilmektedir. Aminoasitler doğrudan glikoneogenez yoluyla de novo sentezine katkıda bulunmakta ve glukoz-alanin döngüsüyle glukoz karbon döngüsüne katılmaktadır. Diyet proteinleri içerisinde yer alan aminoasitlerden olan glisin ve lösin pankreastan insülin salınımını situmule etmektedir ve lösin iskelet kası ve adipoz dokuda intraselüler insülin sinyallerinin modülasyonunda görev almaktadır. Am J Clin Nutr, 87 (5), 1571S-1575S. 2008
Yapılan birçok randomize kontrollü çalışmada yüksek protein alımının (toplam enerjinin %28-40) normal düzeyde protein (toplam enerjinin %15-19) alımına göre etkisi diyabet üzerinde incelenmiştir. Bazılarında yüksek protein alımı ile HbA1c düzeyinde azalma görülürken bazılarında glisemik kontrol üzerine herhangi bir etki görülmemiştir. Yine bazı çalışmalarda serum TG, total kolesterol, LDL kolesterol düzeylerinde azalma varken bazılarında KVH için olumlu bir etki görülmemiştir. Örneklem boyutu?? Çalışma süreleri?? Diabetes Care, 36 (11), 3821-3842. 2013
Protein alımı uzun dönemde ENERJİNİN >%20 Diyabet komplikasyonları üzerindeki etki?? Bu nedenle; Yüksek protein içeren diyetler ağırlık kaybı sağlamak amacıyla diyabet hastalarına önerilmemektedir. Kısa sürede ağırlık kaybı ve gelişmiş glisemik etki görülse de uzun dönemdeki avantajları ve özellikle böbrek fonksiyonları üzerine etkisi henüz tam olarak bilinmemektedir.. Hamdy, O.,Horton, E.S. (2011) Protein content in diabetes nutrition plan. Curr Diab Rep, 11 (2), 111-119.
LİPİDLER Beslenmede yer alan yağ asitleri sadece önemli bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda çeşitli hücresel süreçlerde sinyal molekülleri olarak da görev almaktadırlar. Yapılan çalışmalara göre yağ asitleri diyabet oluşumu ve gelişiminde önemli bir role sahiptir. J Chromatogr B Analyt Technol Biomed Life Sci, 878 (28), 2817-2825. 2010 Chemometrics and Intelligent Laboratory Systems, 118, 173-179. 2012
Diyabet ve insülin direnci üzerinde yapılan çalışmalarda; Diyabet ve insülin direncinde SYA düzeyleri artış göstermektedir. Daha da önemlisi!! Doymuş ve doymamış yağ asitlerinin de göreceli miktarları bu oluşumda etkili.. Sonuçta hem diyetle alım hem de plazma düzeyleri hücre membranı yağ asit bileşimini etkileyen faktörlerdir. J Chromatogr B Analyt Technol Biomed Life Sci, 878 (28), 2817-2825. 2010 Chemometrics and Intelligent Laboratory Systems, 118, 173-179. 2012 Med Sci Monit, 11 (12), RA359-367.
Metabolik hedefler ve kardivasküler hastalık riski üzerindeki etkilerinden dolayı, toplam yağ tüketiminden ziyade tüketilen yağ türü çok daha önemlidir. Yağ asitleri doymuş ve doymamış (tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitleri) yağ asitleri olarak sınıflandırılmaktadır. Yapılan kısa süre süreli çalışmalarda postprandiyal trigliserit cevabı üzerinde en yüksek etkiye SFA nın neden olduğu görülmektedir. Diyetin yağ kalitesi aynı zamanda diyabet riski üzerinde de etki göstermektedir ve sıklıkla postprandiyal glisemik kontrol ile ilişki içerisinde bulunmaktadır. Biomedicine & Pharmacotherapy, 57 (2), 84-87. 2003 The role of diet in the prevention of type 2 diabetes. Nutr Metab Cardiovasc Dis, 21 Suppl 2, B32-48. 2011 Diabetes Care, 36 (11), 3821-3842. 2013
DOYMUŞ YAĞ ASİTLERİ Yüksek miktarda yağ, doymuş yağ ve düşük CHO alımı BKI ve egzersizden bağımsız olarak.. Yüksek SFA Kötüye giden insülin duyarlılığı Kötü glisemik kontrol Beslenme ve Diyet Dergisi, 42 (1), 80-85. 2014
SYA Periferal insülin duyarlılığı Hepatik glukoz üretimi HbA1C düzeyi Kötü glisemik kontrol Uzun vadede yüksek toplam yağ ve SFA alımı; Beslenme ve Diyet Dergisi, 42 (1), 80-85. 2014
İnsülin duyarlılığında azalmaya neden olur Proinflamatuar gen ekspresyonu profili ile SFA Adipoz dokuda Artmış yağ asidi düzeyleri Kas içine glukoz girişini sınırlar Beslenme ve Diyet Dergisi, 42 (1), 80-85. 2014 İskelet kaslarında GLUT-4 gen ekpresyonunu bozarak Hiperglisemi
Tekli Doymamış Yağ Asitleri Elde edilen verilere göre yüksek MUFA içeren diyetler gelişmiş glisemik kontrol ve azalmış kardiyovasküler risk veya risk faktörlerindeki ile ilişki içerisindedir. Akdeniz tarzı beslenme modelinin bir bileşeni olarak MUFA dan zengin beslenme son yıllarda yoğun olarak çalışılan konular arasında yer almaktadır. Diabetes Care, 36 (11), 3821-3842. 2013
Normal bir diyette SFA ve MUFA en fazla bulunan yağ asit türleridir. Diyabetik diyette yer alan istenmeyen doymuş yağ asitlerden gelen enerji kaynağı yerine ise en iyi besin ögesinin MUFA mı yoksa karbonhidrat mı olduğu hâlâ tartışma konusudur. Benzer etkiler olduğuna dair çalışmalar mevcut olsa da yüksek MUFA içeren diyetlerin; Aterojenik Dislipidemi, Postprandiyal Lipidemi ve Glikoz Homeostazı, LDL Partiküllerinin Alt Sınıf Dağılımı, Lipoprotein Oksidasyonu, İnflamasyon, Tromboz Ve Endotel Disfonksiyonu Vb. Diyabette yer alan pro aterojenik değişiklikler üzerinde olumlu etki!! Nutr Metab Cardiovasc Dis, 21 Suppl 2, B32-48 2011.
MUFA Yapılan 6 randomize kontrollü çalışmada MUFA nın karbonhidrat ve/veya doymuş yağlar ile ikamesinin tip II DM li hastalarda gelişmiş glisemik kontrol ve/ veya kan lipitleri ile ilişkili olduğu rapor edilmiştir. Ancak yapılan bu çalışmaların bazılarında enerji kısıtlaması yapılmış olup bu durum glisemik kontrol veya kan lipitleri üzerinde geliştirici etki gösterebilmektedir. Diabetes Care, 36 (11), 3821-3842. 2013 Nutrients, 4 (12), 1989-2007. 2012
Çoklu Doymamış Yağ Asitleri Linoleik asit (LA) ve alfa linolenik asit (ALA) gibi çoklu doymamış yağ asitleri (PUFA), insan organizmasında sentezlenemediklerinden dolayı diyetle alınması gereken esansiyel yağ asitleridir. Membran lipit profili ise özellikle çoklu doymamış yağ asitlerinden n-3 ve n-6 yağ asitlerine karşı duyarlıdır. Med Sci Monit, 11 (12), RA359-367. 2005
Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen raporlara göre n-3 uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerinin (LC-PUFA) fazla tüketildiği toplumlarda bozulmuş glukoz toleransı ve Tip II DM prevalansı daha az görülmekle birlikte n-3 PUFA yağ asidi eksikliği insülin direnci üzerinde etki göstermektedir. Bunların yanında kontrollü klinik çalışmalardan elde edilen sonuçlarda LC-PUFA, tip II diyabetli bireylerde kalp koruyucu etki, kardiyovasküler mortalite, ani kardiyak ölümleri, kan TG ve LDL kolesterol düzeyinde azalma göstermektedir. Yine endotel fonksiyonu geliştirerek platalet agregasyonunu azaltmakta ve kan basıncını düşürücü etki göstermektedir. J Am Diet Assoc, 105 (3), 428-440 2005 J Chromatogr B Analyt Technol Biomed Life Sci, 878 (28), 2817-2825. 2010 Nutr Hosp, 24 (2), 113-127. 2009 Clin Nutr, 30 (6), 702-707. 2011
Çoklu doymamış yağ asitleri diyabetin gelişimi ve kontrolünde çeşitli mekanizmalar yoluyla yararlı etkiler gösterebilmektedir. PUFA, pre-adipositlerin adipositlere farklılaşmasını uyaran ve insülin reseptörlerinde artışa neden olmasıyla insülin direncinde azalma sağlayan peroksizom proliferatör aktive reseptör gamma (PPARγ) aktivatörü olarak faaliyet göstermektedir. J Immunol Res, 2014, 860703. 2014
European Heart Journal Supplements, 3, 37-41 Diyet PUFA alımını artırmaya yönelik çalışmalar olmasına rağmen, son yapılan çalışmalarda yüksek LA alımının zararlı etkileri üzerinde de durulmaktadır. Araştırmalardan elde edilen bilgilere göre yüksek LA tüketimi, Kötüye giden hiperinsülinemiye, İnsülin direncine, Lipit peroksidasyonuna, Ateroskleroz, Karsinogenez Radikal oluşumu Ancak bu hastalıklar multifaktöriyel kökenli olduklarından beslenmeye bağlı etkiler incelendiğinde yaşam tarzı ve çevresel faktörler (egzersiz, sigara içme durumu) de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yapılan çalışmaların sonuçlarında diyet n-6/n-3 oranının önemi üzerinde de durulmaktadır. 5/1 önerilen oran
OMEGA 3 YAĞ ASİDİ ALIM ÖNERİLERİ AMERİKAN KALP BİRLİĞİ (AHA) POPÜLASYON KVH OLMAYAN BİREYLER ÖNERİ Haftada en az 2 kez çeşitli balık, sıvı yağ ve alfa linolenik asitten zengin besinler KVH OLAN BİREYLER Yaklaşık 1 g/ EPA+DHA, tercihen yağlı balık, EPA+DHA alımı doktor tarafından değerlendirilmeli TG DÜZEYİ YÜKSEK BİREYLER VE DÜŞÜRÜLMESİ GEREKEN BİREYLER 2-4 g/gün EPA+DHA doktor kontrolünde kapsül şeklinde
BALIK YAĞI TÜKETELİM Mİ? Doğal kaynaklardan yeteri kadar n-3 alamayan kişilere balık yağı alımı önerilmektedir. Ancak balık yağı alımında bazı noktalara dikkat etmek gerekmektedir. Balık yağı tüketirken öncelikle alınan balık yağının ne kadar aktif madde (EPA+DHA) içerdiğine bakılmalıdır.
1 balık yağı tabletinde; En az 300 mg EPA, 150 mg DHA bulunmalıdır. EPA/DHA oranı: %60 olmalıdır.
Saflaştırılmamış/yoğunlaştırılmamış balık yağlarında; Toksik öğeler bulunabileceğinden dolayı; etiketinde Ulusal ve Uluslararası Sağlık Kurumlarından Onaylı olduğu ibaresi bulunanların tercih edilmesi gereklidir. Kullanılan balık yağının ağır metal taramasından geçip geçmediği mutlaka sorgulanmalıdır. Hafif düzeyde yan etkiler gözlenebilir. Bazı ilaçlarla tüketilmesi konusunda da mutlaka bir hekime danışılmalıdır.
TEŞEKKÜRLER Uzm.Dyt. Merve EKİCİ Kırıkkale Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi