Tümör Markýrlarý ve Klinik Kullaným Alanlarý

Benzer belgeler
TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

TÜMÖR MARKIRLARI. Dr. Ömer DİZDAR. Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü, Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı

TÜMÖR BELİRTEÇLERİ: BİYOKİMYASAL YAKLAŞIM. Prof. Dr. Erdinç DEVRİM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya AD

ALFA FETOPROTEİN (TÜMÖR BELİRLEYİCİSİ)

TÜMÖR GÖSTERGELERİ. Dr. Sezai Vatansever İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi

DETAYLI KADIN CHECK- UP

PRİMERİ BİLİNMEYEN AKSİLLER METASTAZ AYIRICI TANISINDA PATOLOJİNİN YERİ

Kanserle mücadelede 3 temel yaklaşı. lmaktadır

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

TÜMÖR BELİRTEÇLERİ. Prof.Dr.Gülnur Tokuç MÜ Ped. Hematoloji-Onkoloji BD

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Aralıklarla Beta HCH ölçümü ne için yapılır?

ONAYLI. kanser tanı ve takip testi

Karaciğerde ve anne karnındaki bebeğin plasentasına yapılan bir proteindir. Doğumdan sonra miktarı düşer. Bkz: 4 lü test. Kandaki miktarı ölçülür.

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/5) Akreditasyon Kapsamı

TTOD MEME KANSERİ GÜNCELLEME KURSU HAZİRAN 2015 İSTANBUL 08:25-08:30 Açılış 08:00-08:30 Pratiği değiştiren çalışmalar. (salonda kahvaltı ile)

MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

Onkolojide Tümör Belirteçleri. Erhan Gökmen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İzmir

ÖZGE SEVEROĞLU BUKET ACER NUR SENA İNCİ KONU: TÜMÖR İMMÜNOLOJİSİ

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

T. C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

KANSER TANISINDA YENİLİKLER

Prostat Kanseri Tanısında PSA yı Nasıl Kullanalım

Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında CEA, CA 15-3, CA 19-9, CA 125, CA 72-4 ve AFP Düzeyinin Tanısal Değeri

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Meme Kanseri Teşhisi ve Evrelerini Belirlemede Bazı Enzimlerin Tanısal Performansının ROC (Receiver Operating Characteristics) Eğrisi ile

Prof. Dr. Yaşar BEDÜK Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

Adneksiyel Kitlelerde Maligniteyi Predikte Eden Faktörler

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

Genel tümör bilgisi ve kanser cerrahisinin temel prensipleri. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

TÜMÖR NEDENLİ NEFREKTOMİLERDE RENAL PARANKİM LEZYONLARI. - Olgu Sunumu -

ERKEK GENİTAL SİSTEMİ. Webmaster tarafından yazıldı. Pazartesi, 12 Ocak :39 - Son Güncelleme Perşembe, 15 Ocak :19

Üroonkoloji Derneği. Prostat Spesifik Antijen. Günümüzdeki Gelişmeler. 2 Nisan 2005,Mudanya

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

CEA seviyesini yükselten sebepler nelerdir?

GEBELİK VE MEME KANSERİ

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI.

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

Plazma Proteinlerinin Fonksiyonları -1-

hematoloji -onkoloji Kanserin Erken Tanısında Tümör Tanımlayıcıları Necdet ÜSKENT*

Sunum Planı. Tanım Epidemiyoloji Etiyoloji ve patogenez Klinik Tanı Tedavi

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Non-viral kronik karaciğer hastalıkları S. Cihan Yurdaydın

Over Kanserinde Tedavi. Dr. M. Faruk Köse Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Tümör Belirteçleri ÖZET SUMMARY. Tümör belirteçleri. CEA Karsinoembriyojenik antijen) Tümör belirteçleri potansiyel olarak erken malinitelerin

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI.

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ

Karaciğer Fonksiyon Bozukluklarına Yaklaşım

EVRE I SEMİNOM DIŞI TÜMÖRLERE YAKLAŞIM

PET-BT Yİ GEREKSİZ Mİ KULLANIYORUZ? Tanı ve Evrelemede kullanım

Dr. Yaşar BEDÜK Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

TAKD olgu sunumları- 21 Kasım Dr Şebnem Batur Dr Büge ÖZ İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji AD

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI.

PI3K/AKT/mTOR Yolağı

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

Tümör markırları, erken evre kanser taramasında

Endometrium Karsinomları

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

2. MUĞLA MULTİDİSİPLİNER ONKOLOJİK ARAŞTIRMALAR SEMPOZYUMU. ""Her Yönü ile Kanserde Tartışmalı Konular"" (MORE 2018) 05 Ekim 2018 CUMA

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

Over kanseri ve Endometriosis ilişkisi var mı? Yrd.Doç.Dr.H.Çağlayan ÖZCAN Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi KadınHastalıkları ve Doğum AD

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test

Tiroid Hormonları ve Yorumlanması.

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

KÜRATİF TEDAVİ SONRASI PSA YÜKSELMESİNE NASIL YAKLAŞALIM? Doç. Dr. Bülent Akduman Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI

Diferansiye Tiroid Kanserlerinde tiroid beze yönelik cerrahi, boyutları, üst ve alt laringeal sinire ve paratiroid bezlere yaklaşım. Dr.

DETAYLI KADIN CHECK- UP

PROF.DR. KADİR BAYKAL GATA HAYDARPAŞA EĞİTİM HASTANESİ ÜROLOJİ KLİNİĞİ

5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

TİROİD KANSERİ. Kaç çeşit tiroid kanseri vardır?

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

1. Oturum: Meme Kanserine Giriş, Patoloji ve Alt Tiplendirme Oturum Başkanları : Dr. Orhan ŞENCAN, Dr. İrfan ÇİÇİN

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

PROSTAT KANSERĠNDE PSA DEĞERLENDĠRMESĠ ve YENĠ MARKERLAR. Dr.Alev ÖKTEM Düzen Laboratuvarlar Grubu

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

MENOPOZ. Menopoz nedir?

Nefrektomilerde lenfoid infiltrasyonlar

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Çocukluk çağı yuvarlak hücreli tümörleri 21.Ulusal Patoloji Kongresi İzmir. Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD

Transkript:

Tümör Markýrlarý ve Klinik Kullaným Alanlarý TUMOR MARKERS AND CLINICAL APPLICATIONS M.Orhan AYYILDIZ*, Emine KIZILAY**, Ekrem MÜFTÜOÐLU*** * Y.Doç.Dr.,Dicle Üniversitesi Týp Fakültesi Ýç Hastalýklarý AD, Hematoloji BD, ** Dr.,Dicle Üniversitesi Týp Fakültesi Ýç Hastalýklarý AD, Hematoloji BD, *** Prof.Dr.,Dicle Üniversitesi Týp Fakültesi Ýç Hastalýklarý AD, Hematoloji BD, DÝYARBAKIR Özet Tümör markýrlarý çok sayýda olup,tümör hacmi ve aktivitesi hakkýnda deðerli bilgiler veren serolojik markýrlardýr. Tümör markýrlarý tümörün tanýsýnda ve tedavisinin takibinde kullanýlýrlar. Son zamanlarda yeni tümör markýrlarý bildirilmiþtir. Bu makalede tüm tümör markýrlarý ve kullaným alanlarý sunulmuþtur. Anahtar Kelimeler: Tümör markýrlarý T Klin Týp Bilimleri 1999, 19:114-122 Summary There are a large number of tumor markers present in the blood. These reflect the change of tumor volume and activities. The measurement of serologic tumor markers has become means for the diagnosis of malignant disease and monitoring of their course during treatment. Recently new tumor markers were reported. In this review all types of tumor markers and clinical applications are presented. Key Words: Tumor markers T Klin J Med Sci 1999, 19:114-122 Tümör hücresinde çok sayýda antijenik yapý mevcuttur. Bu antijenler sayesinde vücut, kanserli hücreleri tanýmaya çalýþýr ve immünolojik yanýt geliþtirir. Tümör antijenleri; tümöre özgül antijenler ve tümörle iliþkili antijenler olmak üzere ikiye ayrýlýr. Tümörlerin tanýnmasýnda önemli olan bu moleküllere tümör markýrlarý adý da verilir. Tümör markýrlarýnýn çoðu kan ve diðer sývýlar ile tümör hücrelerinin yüzeyinde bulunur (1). Bu markýrlarýn serumdaki seviyesi tümörün volümü ve aktivitesindeki deðiþiklikleri yansýtýr. Serolojik tümör markýrlarýnýn tayini bazý neoplastik hastalýklarýn tanýsý ve prognozunda olduðu kadar, tedavisi döneminde hastalýðýn seyrini takip etmede de önem oluþtururlar. Tüm benign tümörler genelde iyi diferansiyedir. Malign tümörler ise iyi diferansiye olandan Geliþ Tarihi: 20.05.1998 Yazýþma Adresi: Dr.M.Orhan AYYILDIZ Dicle Üniversitesi Týp Fakültesi Ýç Hastalýklarý-Hematoloji Bilim Dalý 21280, DÝYARBAKIR andiferansiye olana kadar deðiþik derecede farklýlaþma gösterirler. Malign tümörlerin bazýlarý fetal dokulara diferansiye olur ve fetal dokularda bulunan maddelere benzer ürünler üretirler (Karsinoembriyonik proteinler gibi). Kanserlerin çoðu monoklonal orijinlidir. Fakat multipl mutasyonlar tümör dokusunda heterojen hücrelerin oluþmasýna yol açar (2). Tümör hücreleri aþaðýdaki özelliklerine göre farklýlýklar gösterir. Bunlar; büyüme hýzý, hücre yüzey reseptörleri, immünogenetiði, tümör markýrlarýnýn ekspresyonu, invazyon ve metastaz kapasitesi ve sitotoksik ilaçlara yanýttýr (3). Kanser normal bir hücrenin malign transformasyonu sonucu oluþmasýna raðmen, normal hücre ile kanser hücresi arasýnda genotipik ekspresyonda çok az bir farklýlýk vardýr. Kansere neden olan mutasyonlar hücre büyümesinin regülasyonu hariç genetik veya fenotipik ekspresyondan birini deðiþtirebilir görünmemektedir. Bu yüzden son birkaç dekadda tümör spesifik markýr veya tümör spesifik epitop çalýþmalarý aðýr yürümüþtür. Ancak tümör markýrlarýnýn sensitivite ve spesifitesinin arttýrýlmasý tümör taki- 114 T Klin Týp Bilimleri 1999, 19

TÜMÖR MARKIRLARI VE KLÝNÝK KULLANIM ALANLARI binde markýrlarýn önemini arttýrmýþtýr. Laboratuarda identifiye edilen ilk tümör markýrý Bence- Jones proteini olmuþtur. Bu proteinin idrardaki konsantrasyonu ile tümör kitlesi arasýnda doðru iliþki gösterilmiþtir. 1960'ýn sonlarýna doðru karsinoembriyonik antijenin (CEA) kolorektal kanserle iliþkisi ve bunun Radyoimmünassay (RÝA) ile ölçülebilmesi tümör markýrlarý konusundaki çalýþmalarý hýzlandýrmýþtýr. (4) Tümör markýrlarýnýn hücre proliferasyonu ile yakýn ilgisi vardýr. Birçok maddenin "(human corionic gonadotropin-hcg, serum proteinleri,enzimler: Laktat dehidrojenaz (LDH), Alkalen fostataz (ALP), diðer metabolitler; vanilmandelik asit (VMA), homovalinik asit (HMVA), 5-hidroksi indolasetik asit (5-HÝAA)" tümör hücrelerinin yüksek proliferasyon hýzýndan dolayý serum konsantrasyonu yükselir. Bunlarýn tarama amaçlý kullanýmý uygun deðildir. Ancak tedavi boyunca hastalarýn izlenmesinde ve tanýda erken evre markýrý olarak kullanýlabilirler. Tümör markýrlarýnýn hücre diferansiyasyonu ile de iliþkisi vardýr. Örneðin karsinoembriyonik proteinler (CEP) hem fetal hem de tümöral dokularda bulunur. Ancak normal eriþkinlerin dokularýnda bulunmaz. Bilinen herhangi bir fizyolojik fonksiyonu yoktur ve serumda nanogram düzeyinde ölçülür. CEP'in serum konsantrasyonu yalnýzca tümör aktivitesi ile korelasyon göstermekle kalmayýp, ayný zamanda prognozu tayin etmede, tedavinin baþarýsýný izlemede ve nüksleri deðerlendirmede son derece faydalýdýr. Metastatik tümörlerde tümör hücrelerinin büyümesi devam ettiðinden markýrlarýn düzeyinde artýþ görülür. Tümöral hücrelerde çeþitli doku spesifik glikoziltransferazlarýn enzimatik aktivitesinde deðiþiklik gözlenmektedir. Glikoziltransferazlarýn bazýlarý tümör markýrý olarak kullanýlmaktadýr (CA 19-9, alfa fetoprotein-afp- gibi) (5). Herbiri büyüme regulasyonundaki farklý seviyede fonksiyona sahip kodlanmýþ proteinler olan onkogenler hücre transformasyonunda major rol oynarlar. Bu onkoproteinlerin doku ekspresyonlarýnýn ölçümü prognozu tayin etmede kullanýlýr. Bunun tipik örneði C-erbB-2 (P185) olarak bilinen M.Orhan AYYILDIZ ve Ark. proteindir. C-erbB-2'nin ekstrasellüler komponentinin artýþý yalnýzca hücre membranlarýnda P185 miktarý ile korelasyon göstermekle kalmayýp, ayný zamanda serumdaki major tümör markýrlarýnýn konsantrasyonunda deðiþiklik yapmaktadýr (6). Muhtemelen hücre transformasyonu ile ilgili bir çok diðer transmembran reseptörleri benzer davranýþ göstermekte ve tümör markýrý veya prognostik indikatör olarak faydalý olmaktadýr. Onkogenler kadar önemli olan bir diðer grup genler de tümör supressör genlerdir. Supressör genler tarafýndan kodlanan proteinler hücre büyümesinin süpresyonundan sorumludur. Bu supressör genler delesyon veya mutasyona uðrayabilirler. Böylece inaktif gen ürünlerinin oluþumu gerçekleþir. Bir çok supressör gen ve kodladýðý proteinler saptanmýþtýr. Örneðin P53'ün çeþitli kanserlerdeki rolü geniþ bir þekilde incelenmiþtir. Bu genler ve onlarýn ürünleri yüksek risk altýndaki kiþilerde veya ailelerin identifikasyonunda ve taramada tümör markýrý olarak kullanýlabilir. Meme kanseri için iki adet tümör supressör gen (veya yatkýn genler) olan BRCA1 ve BRCA2 son yýllarda büyük bir ilgi uyandýrmaktadýr (7,8). BRCA1 ve BRCA2 ile kodlanmýþ proteinlerin immünoassay ile ölçümü ailelerinde ve kendilerinde yüksek risk bulunan kiþilerin identifikasyonu için faydalý olacaktýr. Hibridoma tekniði; Tümör markýrlarýnýn identifikasyonuna önemli katkýlarda bulunmuþtur. Bilinen bir protein yapýsýnýn küçük bir yüzey alanýnýn (epitop) muhtemel bir fokus olduðu bu yöntem sayesinde tespit edilmiþtir. Hibridoma teknolojisinde bir fareye zenginleþtirilmiþ tümör hücre membranýnýn fragmanlarý veya tümör hücreleri enjekte edilerek monoklonal antikor (MoAb) elde edilir. Hibridoma oluþturulduktan sonra sýnýrsýz MoAb elde edilecektir. MoAb'larla tanýmlanan tümör markýrlarý için kullanýlan testler poliklonal Ab'lar kullanýlarak yapýlandan daha yüksek sensitivite ve spesifiteye sahiptir. Birçok tümörle ilgili epitop farklý tümörlerden elde edilen çeþitli tümör markýrlarýyla paralellik gösterebilir. Örneðin CA19-9, CA15-3 ve CA125 hemen hemen tüm kanserlerde farklý düzeylerde gösterilebilir. Buna ilaveten bir tek molekül için birden fazla epitopu eksprese etmek de mümkündür (9). Örneðin CA15-3 ve CA125 serumda ayný Müsin molekülünü eksprese ederler. T Klin J Med Sci 1999, 19 115

M.Orhan AYYILDIZ ve Ark. Tablo 1. Monoklonal antikorlarla tespit edilen tümör markýrlarý Tümör Markýrý CA 125 CA 19-9 CA 15-3 CA 72-4 Majör Malign Hastalýk Over Kanseri Pankreas Kanseri Meme kanseri Mide Kanseri Tümör Markýrlarýnýn Klinik Kullanýmlarý Tümör markýrlarýnýn klinikte kullanýmýnda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta söz konusu markýrýn sensitivite ve spesifitesinin ne olduðudur (10). Bir tümör markýrý için %100 sensitif deniyorsa belli kanser tipi için tüm hastalarda bu ölçümün pozitif olmasý gerekir. Halbuki %100 spesifite benign veya nonneoplastik hastalýklar için deðil, spesifik tümör tipi için identifiye edilmesi anlamýna gelir. Sonuç olarak sensitivite gerçek pozitiflik, spesifite ise gerçek negatifliði gösteren önemli parametrelerdir. Monoklonal antikorlarla tespit edilen tümör markýrlarý Tablo 1'de gösterilmiþtir. Tarama Amaçlý Kullanýmlarý Özellikle asemptomatik populasyonda tümör markýrlarýnýn istenen sensitivitesinin olmayýþý tümör markýrlarýnýn kanserlerde tarama amaçlý kullanýmýnda þüphelere yol açmýþtýr. Özellikle asemptomatik populasyonda tarama önerilmemektedir. Ancak tümör markýrlarý kullanýlarak taranabilen kanserler hariçtir. Bu istisnaya örnek; Çin'de primer hepatoma için serum AFP tayini verilebilir. Bu bölgede AFP'nin tarama amaçlý kullanýlmasý karaciðer kanseri insidansýnýn yüksek bulunmasýna neden olmuþtur (11). Yine prostat Ca taramasýnda PSA spesifitesinin yüksek olmasýndan dolayý önemli bir markýrdýr.over Ca teþhisinde CA 125 önemli bir markýr olup tarama amaçlý kullanýmý ise tartýþýlmalýdýr. Teþhis Amaçlý Kullanýmlarý Neoplastik olmayan hastalýklarda da tümör markýrlarýnýn yükselebileceði ve kanserli hastalardaki konsantrasyonla normal konsantrasyon arasýnda gözlenen overlap durumlarý ile spesifite ve sensitivite problemleri tümör markýrlarýnýn teþhis TÜMÖR MARKIRLARI VE KLÝNÝK KULLANIM ALANLARI amaçlý kullanýmlarýný kýsýtlamaktadýr. Bu amaçla çok sayýda markýrýn birlikte kullanýmý geniþ kabul gören bir yaklaþýmdýr. Multipl tümör markýrlarýnýn spesifik paternleri kendi malign hastalýklarý ile ilgili görünmektedir. Markýrlarýn iyi seçilmesi, sonuçlarýn tekrar edilerek deðerler arasýnda yükselmenin olup olmadýðý gibi yaklaþýmlar daha saðlýklý sonuç elde etmemize yarayacaktýr. Tedavi Ýzleminde Tümör Markýrlarý Tümör markýrlarýnýn serum seviyesi cerrahi veya kemoterapinin baþarýsýnýn takibinde önemlidir. Postoperatif dönemde markýrlarda yükselme inkomplet tümör dokusunun kaldýðýný, metastazý veya rekürrensi gösterir. Kemoterapi boyunca markýr takibi tümörün ilaca duyarlý olup olmadýðý konusunda yol göstericidir. Bazen (PSA'da olduðu gibi) radyoterapi sýrasýnda geçici yükselmeler gözlenebilir. Cerrahi sonrasý rekürrens tayininde tümör markýrýnýn spesifitesi önemli bir problem oluþturmaz. Prognoz Tayininde Tümör Markýrlarý Prognostik kriterlerin tayini hastaya uygun tedavi seçimini yapmada önemli bir parametredir. Çoðu tümör markýrý tümör metastaz yaptýðýnda yükselmeye baþlar. Ancak çok az tümör markýrýnýn benign ve malign tümörler arasýnda kesin bir ayrým yaptýðý bilinmektedir. Tümör metastazý için risk faktörü prognozu belirleyen daha önemli bir parametredir. Ancak çoðu markýrlar hala tümör dokusunda ve tümör sitozollerinde ölçülmektedir. Ýleride prognoza etkili bu faktörleri kanda ölçecek metodlarýn geliþtirilmesi bu zorluklarý azaltacaktýr. Tümör Markýr Testleri Ýle Ýlgili Bazý Öneriler Çoðu tümör markýrýnýn nonspesifik olmasýndan dolayý tek sonuçla benign veya malign ayrýmýný yapmak zordur. Bu yüzden çoðu kez tek bir sonuca göre karar verilmemelidir. Kanserde tümör markýr yüksekliði devamlýyken, non-neoplastik hastalýklar da geçicidir. Tekrarlanan seri testlerle yanlýþ pozitif deðerleri ayýrt etmek mümkündür. Test tekrarlandýðýnda ayný laboratuar ve ayný kit kullanýlmalýdýr. 116 T Klin Týp Bilimleri 1999, 19

TÜMÖR MARKIRLARI VE KLÝNÝK KULLANIM ALANLARI M.Orhan AYYILDIZ ve Ark. Tablo 2. Ektopik tümör markýrlarý AFP Kalsitonin Kromogranin A HCG Tiroglobulin Hepatoma, Karaciðer metastazlarý, Over/testis germ hücre tm, ekstragonadal germ hücre tm. Akciðer Ca, adacýk hücre, Karsinoid, Meme, Medüller tiroid Ca, Over Ca ve Feokromositoma Endokrin tümörler (Medüller tiroid Ca, Hipofiz adenomu, adacýk tümörleri) Over ve testis germ hücreli, ekstragonadal germ hücre tm, akciðer tm. Diferansiye tiroid kanseri Tümör markýrýnýn yarý ömrünün bilinmesi cerrahi sonrasý takipte önemlidir. Postoperatif en erken 2 hafta sonra markýr düzeyi kontrol edilmelidir. Tümör markýrlarýnýn düzeyi bunlarýn karaciðer ve böbrek yoluyla metabolize olmalarýyla da iliþkilidir. Örneðin; CEA kronik karaciðer hastalýðýnda metabolize edilemeyeceðinden serum düzeyi yükselir. Yine böbrek yetmezliðinde b 2 -mikroglobulin düzeyi yükselebilir. Tümör hücresi heterojenitesinden dolayý sensitivitesi %100 olabilmesi için çok sayýda markýrýn birlikte kullanýlmasý gerekir. Bu durum kanser hastalarýnda tümör markýrlarýnýn sensitivitesinin farklýlýðýný izah eder. Nonspesifik markýr kullanýlacaksa pahalý olmayan, basit ve hýzlý yöntemler tercih edilmelidir. Örneðin basit, hýzlý ve ucuz bir kalorimetrik yöntemle tayin edilen lipid associated sialic acid (LASA-P)'ýn serum konsantrasyonu birçok tümör markýrý ile yakýn paralellik gösterir. Diðer nonspesifik tümör markýrlarý olarak doku polipeptid antijeni, CEA (Poliklonal), b 2 -M ve LDH sayýlabilir. Tümör markýrlarýnýn ekspresyonu genetik kontrol altýndadýr. Erken fetal dönemde bulunan proteinler bu regülasyonun bozulmasý sonucu eriþkinlerde tümöral dokularda görülür. Ektopik tümör markýrlarýnýn varlýðý kötü prognoz ve metastaz ile iliþkilidir. Örneðin; AFP yüksekliði gastrointestinal sistem(gýs) tümörlerinin karaciðer metastazýnda önemli bir markýr olup bu dönemde karaciðer fonksiyon testleri normal olabilir. Bilinen ektopik tümör markýrlarý Tablo 2'de gösterilmiþtir. Özel Tümör Markýrlarý 1. Onkofetal Proteinler a) a-fetoprotein (AFP) Fetal geliþim esnasýnda fetusun major serum proteinlerindendir. Bilinen karsinoembriyonik proteinlerden birisidir. Fetusta amnion kesesinde, fetal hepatositlerde, daha az oranda GÝS ve böbrekte sentez edilir. (11) AFP, Primer hepatosellüler karsinomalý (HCC) hastalarda (%80) ve germ hücreli tümörlerde (%60) oranýnda yüksek olarak bulunur. Yarýlanma ömrü 5 gündür. HCC'nýn teþhisinde ve takibinde en önemli serum markýrýdýr. Gebelik, infantlar ve bazý benign karaciðer hastalýklarýnda geçici olarak yükselebilir. Güneydoðu Asya ve Çin gibi kronik karaciðer hastalýðý prevalansýnýn yüksek olduðu ülkelerde AFP HCC için tarama testi olarak kullanýlabilir. HCC'lý hastalarda AFP'nin fukosilasyonunda artýþ vardýr. AFP'nin lektil-lektin reaktivitesinin belirlenmesi HCC ile benign karaciðer hastalýðýný ayýrmada yardýmcý olmakla kalmayýp, ayný zamanda karaciðer sirozlu hastalarda geliþen HCC'yý erkenden gösteren bir iþaret de olabilir. Üst limiti 25 mg/l'dir. b) Karsinoembriyonik Antijen (CEA) CEA, molekül aðýrlýðý, yaklaþýk 200 kda olan bir glikoproteindir. Ýlk kez 1965 yýlýnda keþfedilmiþtir (4). Kimyasal olarak immünglobulinlere yakýndýr. Yarý ömrü haftalar sürer. GÝS karsinomalarýnda özellikle kolorektal Ca'da spesifik bir markýrdýr. CEA fetal gastrointestinal kanal, pankreas ve karaciðerde bulunur. Eriþkinlerde kan ve hücrelerde çok az miktarda bulunmaktadýr. CEA ile ilgili yapýlan ileri çalýþmalar nonspesifik bir markýr olduðunu ortaya koymuþtur. Özellikle tedavi boyunca hastalarýn izleminde ve cerrahiden sonra nükslerin takibinde kullanýlýr. CEA karaciðerde metabolize edilir,karaciðer hasarýnda klirensi bozulur ve kanda seviyesi artar. Ancak radyasyon tedavisi ve kemoterapiyi takiben bazý hastalarda yükseldiði görülmüþtür (12). Üst limit 5 mg/ml'dir. 10 mg/ml'nin altýndaki yükselmeler sigara içenlerde, kronik obstrüktif akciðer hastalýðýnda, inflamatuar veya peptik barsak hastalýklarý, karaciðer inflamasyon ve sirozu, böbrek yetmezliði ve fibrokistik meme hastalýðýnda görülebilmektedir. Leptomeningial tutulumlarda beyin omurilik sývýsýnda (BOS) %31 sensitivite ve %90 spesifitede yüksek bulunabilir. T Klin J Med Sci 1999, 19 117

M.Orhan AYYILDIZ ve Ark. 2. Enzimler a. Nöron Spesifik Enolaz (NSE) NSE, glikolitik yolda enolaz izoenziminin gama (g) subünitidir. Ayný þekilde a ve b formlarý da vardýr. g formu nöron ve nöroendokrin hücrelerde bulunur. Ýmmünoassay yöntemle saptanýr. Yükselmesi nöroendokrin tümörlerde, küçük hücreli akciðer Ca ve nöroblastomada gözlenir. Ayný zamanda melanoma, adacýk hücreli karsinoma, hipernefroma, non-small cell akciðer Ca gibi durumlarda artýþ gözlenebilir. Küçük hücreli akciðer Ca'nýn tedavi ve relapsýnýn takibinde kullanýlabilir (13). Üst limit 12 mg/l, yarý ömrü 14 gündür. b. Laktik dehidrogenaz (LDH) LDH;NADH'ý NAD'a okside ederek laktatýn piruvata oksidasyonunu katalize eder. Memeli hücrelerinin çoðunda bulunur (Özellikle miyokard, böbrek, karaciðer kas ve eritrositler olmak üzere). Lösemi ve melanoma gibi malignitelerde yükselir. Bununla birlikte nonseminomatöz germ hücreli tümörler ve high grade lenfomalarda hastalýk aktivitesi ve tedaviye cevabý izlemede kullanýlýr. Karsinomatozis durumlarýnda normalin 2-40 misli yükselebilir. Lösemilerde (özellikle granülositik) özellikle LDH 2 ve LDH 3 izoenimlerinde yükselme saptanýr. Lokalize karsinomalarda LDH düzeyi pek yükselmezken, özellikle karaciðer metastazý olan yaygýn karsinomalarda yüksek seviyelere ulaþýr. Hodgkin lenfoma, abdominal tümörler ve akciðer kanserlerinde LDH 5 izoenzimi belirgin olmak üzere artarken germ hücreli tümörlerde LDH 1 yükselir (14). c. Plasental Alkalen Fosfataz (PLAP) (Regan izoenzimi) Total serum alkalen fosfatazý karaciðer, kemik, baðýrsak ve plasenta kökenli izoenzimlerden oluþmaktadýr. PLAP normal gebelerde özellikle 1. ve 2. trimesterde yükselip, 3. trimesterde pik yapar. Bu dönemde total ALP'ýn %40-65'ini oluþturur. Postpartum 1 ay içinde normale gelir. PLAP, germ hücreli tümörlerde (seminoma ve beyin primer germ hücreli tümörlerinde) belirgin yüksek bulunur. PLAP, LDH ile kombine edildiðinde sensitivitesi artar. Örneðin seminomada birlikte kullanýldýklarýnda evre I'de %50, evre II'de %100 anormal deðerler elde edilir (15). TÜMÖR MARKIRLARI VE KLÝNÝK KULLANIM ALANLARI d. Prostatik Asit Fostataz (PAP) Ýlk olarak 1925 yýlýnda idrarda bulunan asit fosfatazýn erkeklerde daha belirgin olarak bulunduðu gözlendi. Özellikle prostat dokusunun bu enzimi yüksek konsantrasyonda bulundurduðu gösterildi. Eritrosit, platelet, böbrek ve meme gibi dokularda bulunan AP ile Prostattaki asit fosfatazýn bazý özelliklerinin farklý olduðu gözlendi. Tartarik asitle inhibe edilen bu forma prostatik asit fosfataz adý verildi. Prostat kanserlerinin lokalize formlarýnda sensitivitesi azdýr; yaygýn hastalýk durumlarýnda %70-80 oranýndadýr. RIA yöntemleriyle ölçümleri yüksek yanlýþ pozitif sonuçlar vermesi bunun tarama testi olarak kullanýmýný sýnýrlandýrmýþtýr. Son zamanlarda PAP için spesifik immün kimyasal metodlar geliþtirilmiþtir (14,16). e. Prostat Spesifik Antijen (PSA) PSA, Prostatýn alveolar ve duktal epitel hücrelerinden sentezlenen bir serin proteaz olup þu ana kadar bilinen en iyi tümör markýrýdýr. PSA'nýn doku spesifitesinin yüksek olmasýndan dolayý prostat Ca taný ve takibinde kullanýlan en önemli tümör markýrýdýr. Bazý benign prostat hastalýklarýnda da (Benign prostat hiperplazisi, prostatit ve prostat infarktüsünde) PSA düzeyi artabilir. Tüm prostatýn alýnmasý PSA'yý ölçülemez seviyeye düþürür. Eðer ölçülebiliyorsa rezidüel prostat kalmýþtýr veya metastaz vardýr. Uzamýþ takiplerde de bu seviye korunur. PSA artýþý radyasyon tedavisi sýrasýnda da olabilir, bu durum hastalýðýn ilerlediði anlamýna gelmez. Günümüzde bir çok PSA testleri, serum PSA deðeri 0.1 ng/ml 'nin altýnda dahi olsa gösterebilmektedir. Rektal tuþe veya transrektal USG ile birikte serum PSA düzeyine bakýlmalýdýr. Prostat Ca'nýn taramasýnda tavsiye edilmekle birlikte kosteffektif kabul edilmemektedir (16,17). PSA serumda büyük oranda PSA-ACT (PSA-a-antikimotripsin) kompleksi olarak bulunur. Total PSA da PSA- ACT oraný prostat kanserinde BPH'a oranla daha yüksektir. Bu yüzden prostat kanserinde PSA- ACT'yi daha sensitif kabul edenler vardýr (18). PSA, transrektal biyopsi ile kombine edildiðinde PSA deðeri 4-10 ng/ml olanlarýn %20'sinde, >10 mg/ml olanlarýn ise %60'ýnda kanser tespit edilmiþtir. (16) PSA'nýn normal deðeri 2.5-4.0 ng/ml olarak kabul edilir. 118 T Klin Týp Bilimleri 1999, 19

TÜMÖR MARKIRLARI VE KLÝNÝK KULLANIM ALANLARI a. Tirokalsitonin 3. Hormonlar Tiroidin C hücreleri ve medüller tiroid kanserlerinde sentezlenir. Peptid hormonlardan olan tirokalsitonin ayrýca meme, akciðer, gastrointestinal, karsinoid tümör ve gastrinoma gibi malign durumlar ile gebelik, hiperparatirodizm, kemiðin Paget hastalýðý ve pernisyöz anemi gibi durumlarda da artýþ gösterebilir. b. Human Koriyonik Gonadotropin (HCG) HCG; plasentanýn sinsityotrofoblast hücrelerinde sentez edilen glikoprotein yapýda bir hormondur. HCG, a ve b subunitleriyle nonkovalen baðlanmýþ heterodimerik bir hormondur. Total HCG; akciðer, trofoblastik tümörler, over ve testis germ hücreli tümörlerinde artmýþ bulunabilir. Ayrýca siroz, peptik ülser ve inflamatuar baðýrsak hastalýklarýnda artýþ gösterilebilir. Total HCG'nin yarýlanma ömrü 24 saattir. a-hcg subuniti ise bilinen hipofiz hormonlarýnýn komponenti olup, okült neoplazmalarýn araþtýrýlmasýnda kullanýlýr. Yarýlanma ömrü 20 dakikadýr. Ektopik a-hcg pankreatik endokrin tümörlerde markýr olarak kullanýlabilir (19). b-hcg normal erkeklerde bulunmaz. Bulunmasý daima malignite lehine olup,tedavinin takibinde önemli bir tümör markýrýdýr. Örneðin testis kanserlerinde orþiektomi sonrasý hala b-hcg varlýðý rezidüel tümör varlýðý lehinedir. b-hcg'nin yokluðu aktif kanserin varlýðýný (özellikle tedavi edilmemiþse) ekarte ettirmez.yarýlanma ömrü 18-24 saattir (15). Koryokarsinoma ve malign germ hücreli tümörlerde Beyin omurilik sývýsýnda seviyesi yükselir. c. Paratiroid hormon related protein (PTH-RP) PTH-RP'in plazma konsantrasyonu kansere baðlý hiperkalsemisi olan hastalarda yükselir. Hiperkalsemiye neden olan tümörlerce salgýlanýr. Bu hastalarda PTH-RP'nin dolaþan formu olan N- terminal ve C-terminal peptid seviyesi yüksektir. PTH-RP, PTH'ya baðlanan reseptörlere baðlanýp aktive ederek hiperkalsemiye neden olabilir. PTH- RP'nin ölçümleri hiperkalseminin ayýrcý tanýsý ile primer hiperparatiroidi,sarkoidoz, vitamin D toksisitesi yada deðiþik malignitelerin ayrýmýnda önemlidir. d. Diðer Hormon Markýrlarý Birçok endokrin organ kanserlerinde ve farklý paraneoplastik sendromlarda organa özgü hormonlarda artýþ görülür (Örnek; kortizol, ACTH, PTH vs.). Ancak böbrek yetmezliði durumlarýnda hiperkalsemi veya kanser olmadan da PTH-RP düzeyi yükselebilir.(20) 4. Kanser Antijenleri (CA) Glikoprotein yapýsýnda olan bu antijenlere karbonhidrat antijenleri de denmektedir.genel kanser taramasýnda kullanýlýrlar. a. CA 15-3 Ýki ayrý monoklonal antikorla (meme kanseri extraktýna karþý) identifiye edilen müsinöz glikoprotein yapýsýndadýr. Sensitivite ve spesifitesi düþüktür. Ancak meme Ca'nýn metastazlarý konusunda yardýmcý olur. Meme kanseri dýþýnda (%96), akciðer kanserlerinde (%25), karaciðer kanserlerinde (%30) ve over kanserlerinde (%45) oranýnda yüksek bulunabilir.bunun yanýnda kronik hepatit, karaciðer sirozunda,sarkoidoz,tüberküloz ve SLE'de de yükselebilir (21,22). b. CA 19-9; CA 50 ve CA 19-5 CA 19-9 ilk olarak fare kolon kanseri hücrelerine karþý geliþtirilen antikorlarla gösterilen müsinöz glikoprotein yapýsýnda bir markýrdýr. CA 19-9, Lewis kan grubu antijenleriyle de iliþkilidir. CA 19-9' dan az bir farklýlýk gösteren CA 50 ve CA 19-5 tümör markýrlarý da vardýr. CA 50, CA 19-9'a benzemekte ancak burada fukoz rezidüsü olmayýp, CA 50 Lewis antijeni negatif bireylerde görülmektedir. Serum CA 19-5 düzeyi gastrik ve pankreatik kanserlerde yükselmekle kalmayýp ayný zamanda tedavinin baþarýsýnýn izlenmesinde ve rekürens takibinde önemlidir. Bununla birlikte CA 19-9 ve CA 50 markýrlarý birbirlerini tamamlayýcý nitelikte olup bu özellik kanserlerde sensitivitelerini yükseltmektedir. CA 19-9, CA 50 ve CA 19-5 hepatoma, kolon Ca, pankreas Ca ve biliyer sistem kanserleri ile benign karaciðer hastalýklarýnda ve pankreatitte de yükselebilir (22,23). c. CA 125 M.Orhan AYYILDIZ ve Ark. Kistadenokarsinoma hücre dizisine karþý elde edilmiþ müsinöz glikoprotein yapýsýnda bir tümör T Klin J Med Sci 1999, 19 119

M.Orhan AYYILDIZ ve Ark. markýrýdýr. Over kanserli hastalarýn takibinde önemlidir. CA 125 overin daha çok seröz, endometrioid ve clear cell Ca'larýnda gösterilmiþtir (24). Ayrýca meme, akciðer, karaciðer, pankreas ve uterus kanserlerinde ve siroz, pankreatit, inflamatuar barsak hastalýklarý, gebelik, endometriozis ve pelvik inflamatuar hastalýk gibi durumlarda da seviyesi yükselebilir (22). d. CA 72-4 (TAG-72) Müsin benzeri olup insan adenokarsinomasý ile ilgili bir antijendir. TAG -72 hem fetal epitelde hem de karsinomalý hastalarýn serumlarýnda gösterilebilir. CA 72-4 sýklýkla gastrik ve kolon kanserlerinde yükselir. Ancak akciðer, meme, over ve prostat kanserlerinde de artýþ gözlenebilir. Sensitivitesi düþük olmasýna raðmen gastrik Ca'lý hastalarýn takibinde faydalý bir markýrdýr. CA 72-4, CA19-9 ve CEA çeþitli karsinomalarda birbirini tamamlayan markýrlardýr (22,23). 5. Growth Faktörler/Growth Faktör Reseptörleri/Onkoproteinler Tümörogeneziste growth faktörlerin indükleyici etkilerinin bilinmesi ve bunlarýn ekstrasellüler ortama salýnýmý kanser taramasýnda bunlarýn araþtýrýlmasýný gündeme getirmiþtir. Pozitif sonuçlar malign tümör varlýðýný gösterir. Ancak negatif sonuçlar tümör varlýðýný reddettirmez. Örneðin transforming growth faktör-a (TGF-a) birçok meme kanserinde, fibroblast growth faktör (FGF) akciðer kanserlerinin çoðunda, ERBB2 ECD akciðer ve hepatomada, P21 proteini hepatoma, karaciðer anjiyosarkomasý ve akciðer Ca'da, P53 akciðer kanserinde ve anti-myc kolon kanserinde artýþ gösteren markýrlardýr. Bu proteinler için hastalýðýn teþhisinde sensitivite yüksektir. Ve bu proteinler kanser bulunmayan olgularda görülmez. Bu onkoproteinlerin yükselmesi kanserin orijini konusunda bilgi vermez. Örneðin P21 proteini kolon, akciðer, hepatoma ve karaciðer anjiosarkomasýnda yükselebilir. ERBB2 ECD proteini kolon, akciðer ve meme Ca'da yükselebilir. Çünkü birçok tümörde hücre uyarý ve geliþimi benzer yoldan olmaktadýr. Tümörün kitlesi ile salgýlanan onkoprotein miktarý arasýnda net bir iliþki bilinmemektedir.küçük bir tümör kitlesi yüksek düzeyde onkoprotein sekrete edebilmektedir. P53 TÜMÖR MARKIRLARI VE KLÝNÝK KULLANIM ALANLARI p53,53 kda aðýrlýðýnda nükleer fosfoprotein olup hücre büyümesinde negatif regulatör görevi vardýr. Hücre büyümesinden sorumlu genleri baský altýnda tutarak hücre proliferasyonu ve büyümesini durdurur. P53, hedeflenmiþ hücrenin transkripsiyonunu onun DNA'sýna baþka bir protein baðlayarak engeller. P53'ün fonksiyonel inhibisyonu insan tümör oluþumunda rol oynar görünmektedir. P53 dokuda fibroblastlarda, lökositlerde ve serumda ölçülebilir. Ticari ELISA kitleri ile P53 proteinleri ölçülmektedir. Yarý ömrünün 20 dakika gibi kýsa olmasý nedeniyle wild tip P53'ün kanda tayini zordur (25). 6. Diðerleri a. b 2 -Mikroglobulin (b 2 -M) b 2 -M nükleuslu hücrelerin büyük çoðunluðunun yüzeyinde bulunan HLA Klas I molekülünün sabit hafif zincirini oluþturur. Nükleuslu hücreler metabolize edildiðinde hafif zincir ekstrasellüler sývýya geçer. b 2 -M nonspesifik bir tümör markýrýdýr. Solid tümörlerde; lenfoproliferatif hastalýklarda (Kronik lenfositik lösemi, Non-hodgkin lenfoma ve Multipl myelom) yüksek düzeylerde bulunur. Multipl myelomada tümör yükü, prognoz ve tedaviye yanýtla iliþkilidir. Lenfomalarda da hastalýðýn aktivitesi ve prognozla iliþki gösterir. b 2 - M'nin santral sinir sistemindeki (SSS) miktarýnda artýþ SSS'i metastazýný düþündürür. Böbrek yetmezliði durumlarýnda artýþ gözlenir (22,26). b. Kromogranin A Kromogranin A, kromaffin granüllerinin major solubl bir proteinidir. Kromogranin-A splanknik sinirlerin stimulasyonuyla katekolaminlerle birlikte adrenal medulladan salýnýr. Fakat kromogranin A sadece sempatik nöronlar ve adrenal medullanýn kromaffin hücrelerinde sýnýrlanmamýþ olup, çeþitli nöroendokrin dokularda da bulunur. Kromogranin- A düzeyi feokromositoma, küçük hücreli akciðer Ca ve multipl endokrin neoplazilerde artýþ gösterir (27). c. Lipid - Associated Sialik Asit (LASA-P) Sialik asitler, nöraminik asidin asile edilmiþ derivasyonlarýdýr. LASA-P nonspesifik tümör 120 T Klin Týp Bilimleri 1999, 19

TÜMÖR MARKIRLARI VE KLÝNÝK KULLANIM ALANLARI markýrý olarak kabul edilir. Çeþitli malign hastalýklarda yüksek olabileceði gibi, non-neoplastik inflamatuar hastalýklarda da yüksek bulunabilir. Tümör spesifitesinin düþüklüðü bunun tümör markýrý olarak kullanýlmasýný sýnýrlasa da tedavi alan hastalarýn takibinde ve rekürrensin erken teþhisinde kullanýlabilmektedir. Çeþitli kanserlerde sensitivitesi %77-97 oranýnda bulunmuþtur (28). d. Doku Polipeptid Antijeni (TPA) TPA, düþük molekül aðýrlýklý epitelyum ile iliþkili sitokeratinlerin bir karýþýmýdýr. Mitoz halindeki hücrelerde fazladýr. Ýnterfazdakilerde daha azdýr. Selüler proliferasyon fazýnda TPA'nýn ortaya çýkmasý TPA ölçümünün hücre proliferasyonunda bir gösterge olarak kabul edilmesini saðlamýþtýr. TPA ölçümünde basit epitel sitokeratinine karþý elde edilmiþ monoklonal antikorlar kullanýlýr. Ýlerlemiþ hastalýkla tam remisyona girmiþ hastalýðýn ayrýmýnda nonspesifik bir markýrdýr. Bir çok tümör dýþýnda gebelik ve inflamatuar hastalýklarda da yükselebilir. TPA'nýn diðer tümör markýrlarý ile özellikle CEA ile birlikte kullanýlmasý meme, kolorektal, over, akciðer ve mesane kanserleri gibi bir çok malignitenin takibinde önemlidir. TPA hepatomada negatif, kolanjiyokarsinoma da pozitif olup ayrýmda yararlý olduðu kadar, rekürrens takibinde de önemlidir. e. Ferritin Özellikle hepatosellüler kanserin yaygýnlýðý ile ferritin düzeyi arasýnda pozitif korelasyon vardýr. SSS malignitelerinde BOS'ta Ferritin düzeyinde yükselme yüksek sensitivite, düþük spesifiteye sahiptir (29). f. Tiroglobulin Tiroid folliküler hücreleri tarafýndan sentezlenir. Glikoprotein yapýsýnda olup, tiroid hastalýklarýnýn çoðunda (tiroid kanseri dahil) artýþ gösterir. Tiroid dýþýnda meme ve akciðer kanserlerinde de artýþ gösterebilir. Rezidüel tiroid bezinin takibinde kullanýlabilir (22). g. Paraproteinler Myeloma ve lenfomalarýn taný ve tedavisinin takibinde kullanýlabilirler. Protein elektroforezi ve immün elektroforezle tespit edilirler (22). h. Yassý Hücreli Karsinoma Antijeni (SCC) SCC antijeni uterus ve serviks squamöz cell karsinomasýndan elde edilen TA-4 tümör antijeninin subfraksiyonuna yakýn yapýdadýr.scc antijenin molekül aðýrlýðý 48 kda'dur.ýleri evre serviks kanserlerinde %70 oranýnda SCC Ag'i yüksek bulunur. Bunlarýn tedavisinde SCC düzeyi izlenebilir. SCC ayný zamanda baþ-boyun, akciðer,özefagus ve anal kanal yassý hücreli kanserlerinde izlem amacýyla kullanýlabilir. Metastazlý olgularda SCC antijeni en yüksek düzeye çýkar.renal fonksiyon bozukluðunda hastalarýn %50'sinde SCC düzeyi yükselmiþtir. ý. CYFRA 21-1 CYFRA 21-1 serumda bulunan sitokeratin 19'un bir fragmanýdýr. Basit epitel hücresinde ve malign dokularda gösterilen sitokeratin intermediate filamentinin bir subunitidir. Akciðer skuamöz cell Ca'da kötü bir prognostik faktördür (30). KAYNAKLAR M.Orhan AYYILDIZ ve Ark. 1. Greenberg PD. Mechanism of Tumor Immunology. In: Stites DP, Terr AI, Parslow TG, eds. Medical Immunology. A Simon and Schuster Company, Stamford, Connecticut, 1997: 44:631-9. 2. Schnipper LE. Clinical Implications of tumor cell heterogeneity. N Engl J Med 1986; 314: 1423. 3. Fidler IJ, Hart IR. Biological diversity in metastatic neoplasms: Origins and implications. Science 1982; 217; 998. 4. Gold P, Freedman SO. Demonstration of tumor - specific antigens in human colonic carcinoma by immunological tolerance and absorbtion techniques. J Exp Med 1965; 121: 439. 5. Wu JT. Measurment of AFP and its lectin reactive isoforms in liver diseases and various malignancies. Ann Clin Lab Sci 1990; 20: 98. 6. Wu JT, Astill ME, Gagon SD.Measurment of C erbb-2 protein in sera from patients with carcinomas and in breast tumor tissue cytosols: Correlation with serum tumor markers and membrane - bound oncoprotein. J Clin Lab Anal 1995; 9: 151. 7. Miki Y, Swensa J, Shattuck-Eidens D, et al. Isolation of BR- CA 1, the 17q linked breast and ovarian cancer susceptibility gene. Science 1994; 266: 66. 8. Wooster R, Neuhausen SL, Mangion Y. Localization of a breast cancer susceptibility gene. BRCA2, to chromosone 13q12-13.Science 1994; 265: 2088. 9. Yu H, Schlossman DM, Harrison CL, et al. Coexpression of different antigenic markers on moities that bear CA 125 determinants. Cancer Res 1991; 51:468. T Klin J Med Sci 1999, 19 121

M.Orhan AYYILDIZ ve Ark. 10.Sell S. Cancer markers of the 1990s. Comparison of the new generation of markers defined by monoclonal antibodies and oncogene probes to prototypic markers. Clin Lab Med 1990; 10: 1. 11.Wu JT, Knight JA. Alpha - fetoprotein: Its use in clinical medicine.clin Chem 1987; 27: 1. 12.Wu JT, Knight JA, Knight DP. Carcinoembryonic antigen (CEA) in the diagnosis and management of colorectal cancer. Clin Chem 1986; 86: 8. 13.Burghuber OC, Worofka B, Schernthamer G, et al. Serum neuron-specific enolase is a useful tumor marker for small cell lung cancer. Cancer 1990; 65: 1386. 14.Pincus MR, Zimmerman HJ, Henry JB. Clinical Enzymology. In: Clinical Diagnosis and Management by laboratory methods. (Eds Henry JB) W. B Saunders Company, Philedelphia: Pennsylvania, 1996: 13: 268-95. 15.Einhorn LH, Lowitz BB. Testicular Cancer. In: Casciato DA, Lowitz BB, eds. Manual of clinical oncology. Little, Brown and Company, 1995: 12: 228-36. 16.Figlm RA, dekernion JB. Urinary Tract Cancer. In: Casciato DA, Lowitz BB, eds. Manual of clinical Oncology. Little, Brown and Company, 1995: 13: 237-57. 17.Brawer MK. Screening for prostatic carcinoma with prostate specific antigen. J Urol 1992; 147: 841. 18.Wu JT. Assay for prostate specific antigens (PSA): Problems and possible solutions. J Clin Lab Anal 1994; 8: 51. 19.Madersbacher S, Klieber R, Mann K. Free a-subunit, Freeb subunit of human chorionic gonadotropin (hcg) and intact hcg in sera of healthy individuals and testicular cancer patients. Clin Chem 1992; 38: 370. TÜMÖR MARKIRLARI VE KLÝNÝK KULLANIM ALANLARI 20.Burtis W, Brady TF, Orloff JJ, et al. Immunochemical characterization of circulating parathyroid hormone-related protein in patients with humoral hypercalcemia of cancer. N Engl J Med 1990; 322: 1106. 21.Tondini C, Hayes DF, Gelmm R, et al. Comparison of CA 15-3 and carcinoembriyonic antigen in monitoring the clinical course of patients with metastatic breast cancer. Cancer Res 1988; 48: 4107. 22.Lowitz BB and Casciato DA. Principles of Cancer Biology and Management. In: Casciato DA, Lowitz BB, eds. Manual of Clinical Oncology. Little, Brown and Company, 1995: 1: 3-13. 23.Wu JT, Carlisle P. Low Frequency and low level of elevations of serum CA 72-4 in human carcinomas is comparison with established tumor markers. J Clin Lab Anal 1992; 6: 59. 24.Jacobs I, Bast RC Jr. The CA 125 tumor-associated antigen: A review of literature. Hum Reprod 1989; 4: 1. 25.Harris CC, Hollstein M. Clinical implications of the P53 tumor suppressor gene. N Engl J Med 1993; 329: 1318. 26.Wu JT, Clayton F, Myers S. A simple radial immunodiffusion method for assay of b 2 -microglobulin in serum. Clin Chem 1986; 32:2070. 27.O'Connor DT, Bernstein KN. Radioimmunoassay of Chromogranin - A in plasma as a measure of exocytotic symphato-adrenal activity in normal subjects an patients with pheocromocytoma. N Engl J Med 1984; 311: 764. 28.Katopodis N.Lipid associated sialic acid test for the detection of human cancer. Cancer Res 1982; 42: 5270. 29.Zandman-Goddard G, Matzner Y, Konijmi AM, et al. Cerebrospinal fluid ferritin in malignant involment. Cancer 1986; 58; 1146. 30.Pujol J-L, Grenner J, Daures JP, et al. Serum fragment of cytokeratin subunit 19 measured by CYFRA 21-1 immunoradiometric assay as a marker of lung cancer. Cancer Res 1993; 53: 61. 122 T Klin Týp Bilimleri 1999, 19