YENİDOĞANDA KALITSAL METABOLİK HASTALIK TARAMASI (TANDEM MASS SPEKTROMETRE İLE)



Benzer belgeler
Amino Asit Metabolizması Bozuklukları. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD

TANDEM MS İLE GENİŞLETİLMİŞ YENİ DOĞAN TARAMA SONUÇLARI: DİYARBAKIR

AMİNO ASİT, KANTİTATİF (PLAZMA, İDRAR)

AMİNO ASİT METABOLİZMASI HASTALIKLARI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN G.Ü.Ecz.Fak. Biyokimya Anabilim Dalı

Doğuştan var olan protein metabolizması bozuklukları nelerdir?

KURULUŞ 1988 İSVİÇRE HASTA BİRLİĞİ FENİLKETONURİ VE PROTEİN KISITLAMASIYLA TEDAVİ EDİLEN DİĞER METABOLİZMA BOZUKLU- KLARI SWISSPKU

Olgularla İntoksikasyon Tipi Doğumsal Metabolik Hastalıklar

Doğumsal Metabolizma Hastalıkları. Dr. Mübeccel Demirkol Ġstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

DİABETİK KETOASİDOZU TAKLİT EDEN PROPİYONİK ASİDEMİ

δ-aminolevulinik ASİT

Besin Öğeleri. 1.Proteinler. 2.Yağlar. 3.Karbonhidratlar. 4.Mineraller. 5.Vitaminler. 6.Su

DÜZEN TANDEM MASS SPEKTROMETRE İLE METABOLİK TARAMA LABORATUVARLAR GRUBU. Dr Fatma Behice Cinemre

Doğumsal Metabolizma Hastalıklarında Vaka Örnekleri

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu)

Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN G.Ü. Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

HİPERAMONYEMİ VE ÜRE SİKLUS DEFEKTLERİ. Dr. Banu Kadıoğlu Tufan

XIX. DÜZEN KLİNİK BİYOKİMYA GÜNLERİ YENİDOĞAN TARAMALARI

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

BİY 315 Lipid Metabolizması-II. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR

AMİNOASİTÜRİ. İdrarda Aminoasit; İdrarda Aminoasit için normal değerler:

Demans ve Alzheimer Nedir?

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

Vitaminlerin yararları nedendir?

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Tiroid dışı hastalıklarda düşük T3, yüksek rt3, normal T4 ve normal TSH izlenir.

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Yenidoğanlarda Doğuştan Gelen Hastalıkların Taraması

Organik Asidemiler. Hastalar, ebeveynler ve aileler için bir rehber. Jane Gick

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018)

ALFA FETOPROTEİN (TÜMÖR BELİRLEYİCİSİ)

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK MART 2019)

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Çocuk Gastroenteroloji, Beslenme ve Metabolizma Ünitesi, İZMİR

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

Vitamin metabolizması bozukluklarında laboratuvar. Prof.Dr.Dildar Konukoğlu

Dr.M.Celal Devecioğlu

YAĞ ASİTLERİNİN OKSİDASYONU

AMİLAZ (SERUM) Klinik Laboratuvar Testleri

IL-1 Reseptör Antagonisti Eksikliği (DIRA)

Konjenital hipotiroidi. Yrd. Doç. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV

Bir gün içerisinde tüketilmesi gereken gıdalar beslenme planına göre düzenlenir.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

DOĞUMSAL METABOLİK HASTALIKLARIN TANISINDA İDRARDA ORGANİK ASİT ANALİZİ

KULLANMA TALİMATI. Yardımcı maddeler: Sodyum hidroksit veya hidroklorik asit (ph ayarlamak için), disodyum edetat, enjeksiyonluk su.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF.

Aminoasitler proteinleri oluşturan temel yapı taşlarıdır. Amino asitler, yapılarında hem amino grubu (-NH2) hem de karboksil grubu (-COOH) içeren

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

Yenidoğan, süt çocukluğu ve çocukluk döneminde sık olarak karşımıza çıkar

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU

Folik asit(vitamin-b9)

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür.

DÖNEM 4 PEDİATRİ STAJI DERS PROGRAMI B GRUBU (12/11/ /01/2019) 14/11/2018 Çarşamba

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Büyüme Hormonu Stimülasyon Testi; Growth hormone stimulation test; Arginine test; Arginine-GHRH test ;

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1

ÇİSEM İLGİN ( ) LÜTFİYE ALAÇAM ( ) Prof. Dr. Figen ERKOÇ GAZİ ÜNİVERSİTESİ

Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş Yakın Doğu Ünversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı, Lefkoşa, KKTC

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

GENETİK HASTALIKLARDA TOPLUM TARAMALARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

2-Amino asit C iskeletinin dönüşümü (deaminasyonla ortaya çıkan alfa-keto asitlerin sitrik asit siklusu ara maddelerine dönüşümü;

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR


TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Oya BAYINDIR

Yağ Asitlerinin Biyosentezi. Prof. Dr. Fidancı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar

BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

AZOTLU BİYOMOLEKÜLLERİN METABOLİZMASI. Protein Metabolizması Doç. Dr. A. Eser ELÇİN

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

HANGİ HASTADA METABOLİK HASTALIK DÜŞÜNMELİYİZ?

ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Konjenital B12 Vitamini Eksiklikleri

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP A PEDİATRİ STAJ PROGRAMI

Transkript:

Klinik Laboratuvar Testleri YENİDOĞANDA KALITSAL METABOLİK HASTALIK TARAMASI (TANDEM MASS SPEKTROMETRE İLE) Diğer adları: Yeni doğanda metabolik tarama, Tandem mass ile metabolik tarama. Kullanım amacı: Yeni doğan döneminde belirlenerek tedavi edilmemesi halinde, bebeğin kaybına ya da fiziksel ve zihinsel gelişme geriliğine neden olabilecek bazı metabolik hastalıkların taranması amacıyla kullanılır. Genel bilgiler: Yeni doğan döneminde yapılan tarama çalışmalarının amacı, seyrek görülmekle birlikte, önceden tespit edilerek tedavi edilmemesi durumunda fiziksel ve zihinsel gelişme bozukluğu yaratabilecek ve hatta bebeğin kaybedilmesine sebep olabilecek bazı metabolik hastalıkların erkenden belirlenmesidir. Çalışmaların henüz belirti vermeyen, yeni doğan dönemindeki bebeklerin kâğıda emdirilmiş topuk kanı örneklerinden yapılması, uygulama kolaylığı sağlamakta ve testin yaygın bir şekilde kabul görmesini kolaylaştırmaktadır. Yenidoğanda metabolik hastalık taraması amacıyla yapılan ilk çalışmalarda yalnızca fenilketonüri hastalarının belirlenmesi hedeflendiği halde, kısa bir zaman sonra konjenital hipotiroidi vakalarının belirlenmesi de tarama çalışmalarının hedefleri arasında yer almaya başlamıştır. Günümüzde kullanılmakta olan Tandem Mass Spektrometresi (MS/MS) tekniği fenilketonüriye ek olarak pek çok metabolik hastalığı aynı anda ve çok hızlı bir şekilde tarama imkanı sağlamaktadır. Tandem Mass Spektrometresi (MS/MS) tekniği kullanılarak taranan hastalıkların listesi aşağıda sunulmuştur: TARAMA İLE BELİRLENEBİLEN AMİNO ASİT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI Fenilketonüri: Esansiyel bir amino asit olan fenilalaninin metabolize edilmesi ile ilişkili enzimlerden biri olan fenilalanin hidroksilaz enzimi aktivitesi yetersizliğine yol açan genetik bir defektten kaynaklanır. Finlandiya da 1/71.000, Japonya da 1/60.000, A.B.D de 1/25.000 gibi düşük sıklıklarda görülmesine karşın ülkemizde görülme sıklığının 1/3000-1/4500 arasında olduğu bildirilmektedir. Klinik tablonun şiddeti bebekten bebeğe farklılık göstermekle birlikte, erkenden tespit edilerek tedavi edilmeyen vakalarda mental gerilik meydana getirir. Erkenden belirlenerek fenilalanin içermeyen uygun bir diyet ile beslenmenin sağlanması 1

Bursa GVNTIP Laboratuvarı durumunda ise, bebeğin mental ve fiziksel olarak tamamen sağlıklı bir hayat sürdürmesi mümkün olur. Tirozinemi Tip 1: Görülme sıklığı 1/100.000 olarak bildirilmektedir. Tirozin katabolizmasının son aşamasında rol alan enzimlerden olan fumarilasetoasetat hidrolaz enzim aktivitesinin düşüklüğü sonucunda meydana gelen bir hastalıktır. Fumarilasetoasetatın yıkılamaması sonucunda çok toksik bir madde olan süksinilaseton birikimi meydana gelir. Teşhisin erkenden konularak gereken diyet tedbirlerinin alınması ve uygun ilaç tedavisi karaciğer hasarının oluşmasını yavaşlatabilir. Maple Syrup Urine Disease (MSUD): Dallı zincirli amino asitler olan valin, lösin ve izolösinin katabolizmasında yavaşlamaya sebep olan, dallanmış zincir alfa-keto asit dehidrogenaz enzim kompleksindeki bir defekt sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Görülme sıklığının 1/100.000 civarında olduğu bildirilmektedir. Bu üç amino asidin ve bunların ketoasitlerinin kanda birikmesi, tedavi edilmeyen çocuklarda ensefalopatiye ve ilerleyici nörodejenerasyona sebep olur. Teşhisin erkenden konularak gereken diyet tedbirlerinin alınması ve gerekiyorsa tiamin takviyesi komplikasyonların önlenmesini ve entellektüel gelişimin normal bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Homosistinüri: Metionin metabolizması ile ilişkili bir defekt olup, kanda ve idrardaki homosistein ve metabolitlerinin konsantrasyonunun artmasına sebep olur. Transsülfirasyon (homosistinüri I) veya metilasyon (homosistinüri II, III) yollarında otozomal resesif geçiş gösteren genetik defekt sonucunda meydana gelir. Görülme sıklığının 1/100.000 den düşük olduğu bildirilmektedir. Bu defektlerin, beynin normal gelişimi üzerine olumsuz etki yapabileceği ve erkenden tespit edilmesi durumunda alınacak uygun diyet tedbirleri ve diğer takviyeler sayesinde hastanın normal şekilde gelişmesi sağlanabilir. Hipermetioninemi: Metionin amino asidinin vücutta yıkılmasından sorumlu enzimlerin aktivitesinin yetersizliğinden kaynaklanan ve sonuçta kan metionin konsantrasyonunun yüksekliği ile karakterize bir hastalıktır. Metionin metabolizmasındaki bu bozukluk, protein sentezi için gerekli bazı amino asitlerin sentezinde yetersizliğe yol açabilir. Bu defektler genellikle pek çok hücresel proses için gerekli olan transmetilasyon reaksiyonlarında aksama ile de birlikte bulunabilir. Hastaların bir kısmı hiçbir klinik bulgu sergilemezken, bir kısmında mental ve fiziksel gelişme geriliği görülür. Kas güçsüzlüğü, dik durmada ve yürümede gecikme dikkati çeker. Göz ve iskelet sistemi ile ilişkili defektler karakteristiktir. 2

Klinik Laboratuvar Testleri Hastalığın meydana getirebileceği pek çok hasar, özel diyet uygulaması ile minimum seviyeye indirilebilir. Nonketotik hiperglisinemi: Glisin dekarboksilaz kompleksi olarak da bilinen, 4 proteinden oluşan, glisin cleavage sistemi ile ilişkili defekt sonucunda meydana gelen, otozomal resesif geçişli genetik bir hastalıktır. Başta beyin omurilik sıvısı olmak üzere, bütün vücut sıvılarında glisin konsantrasyonu yüksekliği ile karakterize olan bu hastalıkta, nörolojik bulgular ön plandadır. Erken teşhis ve gereken tedbirlerin erkenden alınması meydana gelecek zararların en az düzeye indirilmesine yardımcı olur. HHH sendromu (hiperornitinemi-hiperamonyemi-homositrülinemi sendromu): Ornitinin sitoplazmadan mitokondriye geçişinde aksamaya yol açan genetik defekt sonucunda meydana gelen bir hastalıktır. Amonyak yüksekliği, doğumdan hemen sonra ortaya çıkabileceği gibi, ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir. Bacaklarda güçsüzlük, derin tendon reflekslerinde hızlanma, spastisite, klonus, konvülsiyonlar ve değişen derecelerde psikomotor bozukluklar görülebilir. Amonyak yüksekliğine ek olarak plazma ornitin ve sitrülin konsantrasyonlarında da yükselme görülür. TARAMA İLE BELİRLENEBİLEN ÜRE SİKLÜSÜ DEFEKTLERİ Sitrülinemi: Argininosüksinik asit sentetaz enziminde yetersizlik sonucunda meydana gelir. 1/100.000 den daha seyrek görülen bu defektte, kan sitrülin ve amonyak konsantrasyonları beraberce yüksektir. Teşhisin erkenden konması ve uygun tedavi ile vakaların önemli bir kısmında bebeğin yaşatılması mümkün olabilir. Ancak yaşayan bebeklerin büyük kısmında mental gelişme yavaşlığı olur. Argininosüksinik asidüri: Argininosüksinat liyaz enziminin aktivitesindeki düşüklük sonucunda meydana gelen bir hastalıktır. Görülme sıklığının 1/70.000 den daha düşük olduğu bildirilmektedir. Klinik ve metabolik bulgular çok geniş bir yelpaze içinde dağılım gösterir. Ağır vakalarda erken dönemde hiperamonyemi gelişir. Daha sonraki dönemde, fiziksel ve mental gelişme geriliği, hepatomegali dikkati çeker. Saçların kuru ve kırılgan oluşu karakteristik bir özelliktir. Düşük proteinle beslenme, açlığa izin vermeme, amonyak artışını engelleyecek ilaç kullanımı yararlı olabilir. Hiperargininemi: Sitozolik arginaz enziminin aktivitesindeki düşüklük sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Doğumdan sonraki ilk birkaç ay içinde herhangi bir bulgu vermediği halde, daha sonra merkezi sinir sistemi ile ilişkili ilerleyici bozukluklar ortaya çıkmaya başlar. Spastik 3

Bursa GVNTIP Laboratuvarı dipleji, koreoatotik hareketler, mental fiziksel gelişimin yavaşlaması dikkati çeker. TARAMA İLE BELİRLENEBİLEN ORGANİK ASİDEMİLER Propionik asidemi: Propionil CoA karboksilaz enzimindeki defekt sonucunda ortaya çıkarak propionik asit birikimine neden olan bir hastalıktır. Vücutta propionik asit birikimi, kusma, dehidratasyon, letarji ve ensefalopati ile karakterize bir klinik tabloya neden olur. Hastalık, yaşamın ilk haftasında belirti vermeye başlarsa erken başlayan form, altıncı haftadan sonra belirti vermeye başlarsa geç başlayan form olarak adlandırılır. Erken başlayan formda mental retardasyon ve erken yaşta kayıplar daha sık görülür. Geç başlayan formda ise hareket bozuklukları ve distoni daha belirgin olur. Görüntüleme yöntemleriyle, hastaların bazal ganglionlarında iki taraflı enfarktlar tespit edilebilir. Doğum öncesinde veya doğumdan hemen sonra erkenden teşhis edilen vakalarda prognozun iyi olması sağlanabilir. Hastalığın hafif formlarında klinik bulgular çok belirgin olmayabilir. Metilmalonik asidemi: Metilmalonil CoA nın süksinil CoA ya dönüşümünü katalizleyen adenozilkobalamine bağımlı metilmalonil CoA mutaz enziminin aktivitesinde azalmaya neden olan bir grup nedene bağlı olarak ortaya çıkar. Hastalık, doğrudan doğruya enzimin kendisi ile ilişkili defektlerin dışında, intrasellüler kobalamin metabolizması bozuklukları, transkobalamin II yetersizliği, interensek faktör eksikliği veya diyette kobalamin eksikliği gibi durumlara bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Hastalık genellikle hayatın ilk bir ayı ile bir yılı arasında, epilepsi nöbetleri ile kendini gösterir. Hastalığın ilerleyen aşamalarında metilmalonik asit birikimine bağlı olarak ensefalopati bulguları ortaya çıkabilir ve inme meydana gelebilir. Hastalığın görülme sıklığının 1/25,000 ile 1/250,000 arasında değiştiği bildirilmektedir. İzovalerik asidemi: Aynı zamanda izovalerik asidüri olarak da adlandırılan bu hastalığın nedeni, izovalerik asit CoA dehidrogenaz enzimi eksikliğidir. Nadir görülen, otozomal resesif geçişli bu genetik hastalıkta, dallanmış zincirli bir aminoasit olan lösinin metabolizmasında bozukluk meydana gelir. Hastalık karakteristik olarak, izovalerik asit birikimi sonucunda hastada terli ayak kokusuna neden olur. İzovalerik asit birikimi aynı zamanda beyin ve sinir sistemi için de toksik etki meydana getirir. Hastaların yaklaşık yarısında doğumdan sonraki birkaç gün içinde hastanın yaşamını tehdit edecek şekilde, beslenme bozukluğu, kusma, havale geçirme, enerjisizlik ve ardından koma gelişebilir. Hastaların diğer yarısı ise, çocukluk çağında zaman zaman ortaya çıkan ve özellik- 4

5 Klinik Laboratuvar Testleri le de proteinden zengin protein tüketimi ile tetiklenen bir klinik hastalık tablosu sergiler. Özellikle lösinden fakir kısıtlanmış miktarda protein içeren bir diyet ile yaşamın sürdürülmesi mümkün olur. 3-Metilkrotonil CoA karboksilaz eksikliği: Aynı zamanda 3- metilkrotonilglisinüri olarak da adlandırılan bu hastalıkta, özellikle lösinden zengin proteinlerin metabolizmasında bozulma meydana gelir. Yaklaşık 50,000 de bir görülen bu hastalıkta çocuklar doğduklarında tamamen normal özelliklere sahiptir. İlk belirtiler, yaşamın ilk yılı içinde ortaya çıkmaya başlar. Değişik derecelerde beslenme zorluğu, tekrarlayan kusma ve ishal nöbetleri ileri derecede yorgunluk ve hipotoni hastalığın karakteristik bulgularıdır. Tedavi tedbirleri uygulanmazsa, gelişme geriliği, tekrarlayan havale nöbetleri ve koma tablosu gelişebilir. Erken teşhis ve uygun diyet hastalığın komplikasyonlarının çoğunun önlenmesini sağlayabilir. -Ketotiolaz eksikliği: İzolösinin veya bazı lipidlerin metabolizmasında bozukluğa neden olan, otozomal resesif geçiş gösteren bir hastalıktır. Tipik klinik bulgular yaşamın 6.-24. ayları arasında ortaya çıkmaya başlar. Kusma, dehidratasyon, solunum zorluğu, aşırı yorgunluk ve seyrek olarak da konvülsiyonlar görülür. Genel olarak ketpasidotik atak olarak adlandırılan bu tablo bazen koma ile sonlanabilir. Enfeksiyonlar, açlık ve stres klinik tablonun tetiklenmesine neden olabilir. Hastalık çok nedir görülür. Bu güne kadar tanımlanan toplam hasta sayısı 50-60 civarındadır. 3-Hidroksimetilglutaril CoA liyaz eksikliği: Aynı zamanda hidroksimetilglutarik asidüri olarak da adlandırılan bu hastalıkta, lösin amino asidinin metabolizmasında bozukluk ve beraberinde keton cisim üretiminde aksama görülür. Klinik belirtilerini yaşamın ilk yılında vermeye başlayan bu hastalıkta, epizotlar şeklinde kusma, dehidratasyon, letarji, konvülsiyonlar ve koma tablosu gelişebilir. Genellikle enfeksiyon hastalıkları, açlık, şiddetli egzersiz ve stres ile tetiklenen hastalık epizotları sırasında kan şekerinde çok belirgin derecede düşüklük ve metabolik asidoz dikkati çeker. Metabolizmadaki bu bozukluklar, başta merkezi sinir sistemi olmak üzere bütün dokularda hasara sebep olabilir. Akut dönemde hipogliseminin intravenöz tedavisi çok önemlidir. Daha sonraki dönemde ise lösin ve yağ içeriği kısıtlanmış, valin, izolösin ve karbohidrattan zengin bir diyetle beslenme önerilir. Glutarik asidemi Tip I: Glutarik asidüri olarak da adlandırılan bu hastalıkta lizin, hidroksilizin ve triptofan amino asitlerinin tam olarak yıkılımında defekt bulunur. Bu nedenle yıkılım ara ürünleri olan glutarik

Bursa GVNTIP Laboratuvarı asit, glutaril CoA, 3-hidroksiglutarik asit ve glutakonik asit birikimi olur. Bu maddelerin aşırı birikimi, diğer dokularda olduğu gibi beyin dokusunda da toksik etki meydana getirir. Özellikle de hareket düzenlemesini sağlayan bazal gangliyonlar bu bu toksik etkilere karşı daha hassastır. Diğer organik asitler gibi glutarik asidin detoksifikasyonu sırasında da karnitin tüketimi arttığından, bu hastalarda karnitin yetersizliği de gelişir. Glutarik asidemi Tip I hastalığı olan bebeklerin kafalarının iriliği dikkati çeker. Mental gerilik de hastalığın neden olabildiği sonuçlardan biridir. YAĞ ASİDİ OKSİDASYON DEFEKTLERİ: SCAD: Short-chain acyl-coenzyme A dehydrogenase eksikliği, LCHAD: Long-chain 3-hydroxy acyl-coenzyme A dehydrogenase eksikliği, VLCAD: Very long-chain acyl-coenzyme A dehydrogenase eksikliği, CPT II: Carnitine palmitoyltransferase II eksikliği, 2,4-DienoylCoA redüktaz eksikliği ve Glutarik asidemi Tip II de yenidoğan döneminde yapılan kalıtsal metabolik hastalık taraması sırasında belirlenebilir. Numune: Yeni doğan tarama kartına emdirilmiş kan örneği. Kart üzerinde uygun teknikle emdirilmiş minimum 2 işaretli alan laboratuvara gönderilir. Zamanında doğan sağlıklı bebeklerde örnek doğumdan sonraki 24 saat-1 hafta içinde alınmalı, bebek en az bir kez anne sütü veya mama gibi proteinli besin almış olmalıdır. Örneğin 24 saatten önce alınması halinde iki hafta içinde testin tekrarı için yeni örnek alınmalıdır. Bebeğe kan transfüzyonu yapılacaksa örnek transfüzyon öncesinde alınmalıdır. Örneğin transfüzyon sonrasında alındığı bebekler ile hasta ve prematüre bebeklerde yapılan ilk tarama testinin çocuk hekimi ile görüşülerek uygun zamanda tekrar edilmesi gerekir. Çalışma yöntemi: Elektrospray Tandem Mass Spektrometre (ES- MS/MS) 6