Vak flar Dergisi 32. SAYI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Vak flar Dergisi 32. SAYI"

Transkript

1 Vak flar Dergisi 32. SAYI Vak flar Genel Müdürlü ü Yay nlar

2 Vak flar Dergisi Hakemli Bir Dergidir YIL: SAYI Sertifika No: ISSN: Sahibi Vak flar Genel Müdürlü ü ad na Yusuf BEYAZIT Yay n Koordinatörü Ayd n SEÇK N Sorumlu Yaz flleri Müdürü Adnan TÜZEN Yay n Yönetmeni Mehmet KURTO LU Tashih Mehmet YILDIRAN Editör Prof. Dr. lhan YILDIZ - Doç. Dr. Hüseyin ÇINAR - Yrd. Doç. Fatih MÜDERR SO LU YAYIN KURULU Prof. Dr. Mehmet ÖZ Prof. Dr. A. Nezihi TURAN Prof. Dr. lhan YILDIZ Doç. Dr. Hüseyin ÇINAR Yrd. Doç. Dr. Fatih MÜDERR SO LU Dr. Murat YILMAZ Arafl. Gör. Mustafa Kürflat B R NC Mehmet ÇET N Mehmet KURTO LU Ziya DEM REL Murat fiener YAYIN DANIfiMA KURULU Prof. Dr. Hakk ACUN Prof. Dr. Fahamettin BAfiAR Prof. Dr. M. Ali BEYHAN Prof. Dr. Ali Fuat B LKAN Prof. Dr. Ali B R NC Prof. Dr. Mehmet CANATAR Prof. Dr. Özer ERGENÇ Prof. Dr. Hasan Tahsin FENDO LU Prof. Dr. Mahmut KAYA Prof. Dr. Zekeriya KURfiUN Prof. Dr. lber ORTAYLI Prof. Dr. Ayfle Tükel YAVUZ Prof. Dr. M. Bahaeddin YED YILDIZ Doç. Dr. Mahmut AK Doç. Dr. shak KESK N Yrd. Doç. Dr. A. Vefa ÇOBANO LU : Hacettepe Üniversitesi : K r kkale Üniversitesi : Karatekin Üniversitesi : K r kkale Üniversitesi : Hacettepe Üniversitesi : K K Müflaviri : Gazi Üniversitesi : Türkiye Kalk nma Bankas Kültür-Sanat Müflaviri : VGM Yay n Müdürü : Araflt rmac -Yazar : Baflbakanl k Devlet Arflivleri Genel Müdürlü ü : Gazi Üniversitesi : stanbul Üniversitesi : stanbul Üniversitesi : Uluslararas Yunus Emre Vakf Genel Sekreteri : Türk Tarih Kurumu Baflkan : stanbul Üniversitesi : Bilkent Üniversitesi : RTÜK Üyesi : stanbul Üniversitesi : Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi : Topkap Saray Müzesi Baflkan : ODTÜ Mimarl k Fakültesi : Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Baflkan : stanbul Üniversitesi : stanbul Üniversitesi : stanbul Üniversitesi Yaz flma Adresi: T.C. BAfiBAKANLIK Vak flar Genel Müdürlü ü Kültür ve Tescil Daire Baflkanl Vak flar Dergisi Atatürk Bulvar. No: Ulus / ANKARA / TÜRK YE Tel: (0312) Faks: (0312) e-posta:vakiflaryayin@yahoo.com - yayin@vgm.gov.tr - web: Bas m Yeri: Vak f Sistem Matbaas Tel: (0 312) ANKARA II -

3 takdim Yusuf BEYAZIT Vak flar Genel Müdürü Uzun ve köklü bir geçmifle sahip Vak flar Dergisi, 1938 y l nda bafllad yay n hayat n, 32. say ile birlikte hakemli dergi olarak taçland rm flt r. Vak f medeniyeti ve ruhu do rultusunda flan na yak fl r bir biçimde kendini yenileyerek ve güçlenerek yoluna devam etmektedir Vak flar Genel Müdürlü ü olarak göreve geldi imiz günden bu yana, vak f ruhunun gere i do rultusunda yaln z sosyal alanda de il, kültürel alanda da çal flmalar yapmay kendimize fliar edindik. Bu anlamda içinde yaflad m z ça n gerekleri do rultusunda, bilgi ve kültürün toplumsal hayat m zda önemli bir yeri oldu unun bilincinde olarak, her y l panel, sempozyum ve kültürel toplant lar yan nda kitap, dergi, dijital yay nlara a rl k verdik. Bilgi kirlili inin yafland, popülizmin revaçta oldu u günümüzde, ilmi a rl kl ve kal c eserleri kültür hayat m za kazand rmay kendimize bir borç bildik Bugüne kadar köklü bir gelene e sahip olan Vak flar Dergisini akademik alanda kurumsallaflt rmak için, hakemli dergi statüsüne bu say m zla birlikte tafl m fl bulunuyoruz Dergimizi hakemli yaparken, akademik camiadan fikir al flveriflinde bulunulmufl, hakemli bir dergide bulunmas gereken tüm flartlara özen ve önem gösterilmifltir y l ndan bu yana yay nlanmakta olan ve akademik çevrenin yak ndan tan d Vak flar Dergisi, baflta vak flar ile ilgili konular olmak üzere, tarih, edebiyat, flehir kültürü, sanat tarihi ve mimari alanda yapt yay nlarla büyük bir bofllu u doldurmufl, ilmi çal flmalarda baflvurulan kaynak bir eser olmufltur. Dergimiz, gerek yaz lar yla katk sunan mümtaz ilim adamlar, gerek yay n çizgisiyle her zaman bu alanda önemli ve özel bir yere sahip olmufl, derinli i, çeflitlili i ve kültürel birikimiyle akademik dünyan n her zaman ilgisini çekmifltir. Dergimiz yay nland günden bu yana tecrübesiyle her zaman bulundu u konumdan daha ileriye gitmek, daha güzel, kal c yay nlara yer vermek heyecan ve çabas içinde olmufltur. Dergimiz e er bugün baflvurulan bir kaynak, aral ks z süren bir yay n çizgisi var ise, iflte bu heyecan ve çabaya borçludur. Vak flar Dergisi 32. say s yla birlikte daha heyecan verici bir say ya imza atm flt r. 32. say n n çal flmalar n yapt m z s rada bize fikirleriyle katk da bulunan, toplant lar m za kat larak düflüncelerini paylaflan yay n/dan flma kurulunun de erli hocalar na, ayr ca dünden bugüne dergimize eme i geçmifl, yaz lar yla katk sunmufl yazarlara teflekkürü bir borç biliyorum - III -

4 - IV -

5 önsöz Editör V ak flar Genel Müdürlü ü taraf ndan yay mlanan sürekli bir dergi olan Vak flar Dergisi 32. say s ile yeni bir boyuta tafl nmaktad r. Bu say ile dergi ulusal ve uluslararas yay n ölçütlerine göre özgün araflt rma ve incelemeleri yay mlamaya devam edecektir. Derginin kurumsallaflmas yolunda baflta Vak flar Genel Müdürlü ü yönetici ve çal flanlar ile eme i geçen dan flma ve yay n kuruluna, yaz lar ile dergimize katk sa layan araflt rmac lara teflekkür ederiz. Türkiye nin en sayg n ve yetkin kurumlar ndan biri olan Vak flar Genel Müdürlü ü taraf ndan y llar aras nda yay mlanan ve süreklilik gösteren yaklafl k 72 y ll k zaman diliminde 31 say yay mlanm flt r. Bu ba lamda Vak flar Dergisi yay n süreklili i ve tutarl içeri i ile Türkiye de öncü konumdad r. Dergi arkeoloji, epigrafi, mimari, sanat tarihi, sosyoloji, flehircilik, tarih vb. çeflitli alanlarda uzmanlaflm fl akademisyen ve araflt rmac lar n yazd makaleleri ile bilimsel çal flmalarda baflvurulan önemli bir kaynakt r. Bugüne kadar Vak flar Dergisi ne çok say da alanlar nda öncü ve yetkin bilim insan katk sa lam flt r. Bu araflt rmac lar aras nda M. Akok, E. H. Ayverdi, Ö. L. Barkan, S. Eyice, A. Gabriel, D. Kuban, H. B. Kunter, B. Lewis, Z. Oral, K. Otto Dorn, T. Öz, F. Taeschner, O. Turan, H. Uzunçarfl l, A. S. Ülgen, S. Ünver ilk akla gelen isimlerdir. Vak flar Dergisi nin ilk say dan bafllayarak bafll ca amac ülkemizde tafl n r ve tafl nmaz kültür varl klar na dikkat çekmek, Vak f medeniyetini tan tarak günümüzle iliflkilendirmek, tarihsel de eri olan bilgilere yer vermek, bir baflka deyiflle disiplinler aras bu alandaki çal flmalar desteklemek olmufltur. Derginin kimi say lar nda Türkçe nin yan s ra yabanc dillerde yay n tan t mlar yap larak, tercüme eserlere de yer verilmifltir. Bu ba lamda Vak flar Dergisi nin 1938 y l nda ç kan ilk say s na içerik aç s ndan bakt m zda 21 farkl makale ve araflt rman n varl gözlenmektedir. Dergiye olan yo un ilgi nedeniyle ilk 10 say s bitti inden, 2006 y l nda yeniden t pk bas m gerçeklefltirilerek 30 say n n dijital ortama aktar m yap lm flt r. Vak flar Genel Müdürlü ü taraf ndan yay mlanan bu dergi d fl nda birçok genel ve monografik kitaplar n da bas m gerçeklefltirilmifltir. lk yay nlar aras nda Divri i Ulu Camii kitab n, son yay nlar aras nda ise Mimar Kemalettin i konu alan çal flma örnek verilebilir. Kurumun ileriye dönük gerçeklefltirmeyi tasarlad birçok proje bulunmaktad r y l ndan beri ivme kazanan tafl n r ve tafl nmaz kültür varl klar n n restorasyon çal flmalar ile çok say daki mimari eser yeniden kimlik kazanm flt r. Ayr ca tafl nabilir vak f eserleri de son y llarda Anadolu nun birçok kentinde hizmete sunulan Vak f Müzeleri arac l ile sergilenerek ziyaretçileri ile buluflmufltur. Bu say dan itibaren yeni bir anlay fl ile yay mlanacak olan Vak flar Dergisi, tafl n r ve tafl nmaz kültür varl klar n n tan t m, onar m ve kullan m na iliflkin bilimsel araflt rma ve incelemelerinizi beklemektedir. Bu say m zda; hakem incelemesinden geçen yaz lar, nceleme Araflt rma bölümünde, proje, tan t m, kitap tan t m vb. yaz lar ise Di er Yaz lar bölümünde yay nlanm flt r. Dile imiz en k sa sürede dergimizin ulusal ve uluslar aras yay n indekslerinde taranarak yeni bir aç l ma yönelmesidir. - V -

6 -VI -

7 içindekiler I. ARAfiTIRMA VE NCELEME YAZILARI Dr. Olcay AYDEM R - Murat SAV Fatih te Bulunan Klasik Bir Osmanl Yap s : Medresesinin Rehberli inde Haydarpafla Külliyesi Suzan BAYRAKTARO LU Türk Hal lar nda Görülen Mimari Tasvirler Nilgün ÇEVR ML Nevflehir Hac Bektafl Müzesindeki Madeni Tekke Eflyalar ndan Bir Grup Teber Yrd. Doç. Dr. fievki DUYMAZ Uluborlu Alâeddin Camii Ali KILCI Balkanlardaki Osmanl Baldeken Türbeleri Hakk nda Bir De erlendirme Yrd. Doç. Dr. Mustafa Murat ÖNTU Uflak ta Ahîlik ve Ahî Kurumlar Doç. Dr. Zeynel ÖZLÜ Istabl- Âmire de (Has Ah r) Bulunan Hayvanlar ve Beslenmeleri Üzerine Baz Notlar) Yrd. Doç. Dr. Demet ÖRNEK Türk El Sanatlar ndan RAHLE Yrd. Doç. Dr. Tülay ZORLU Do u Karadeniz Ahflap Camilerinde Restorasyon Dernekpazar Taflç lar Köyü Camii ve Medresesi Örne i II. D ER YAZILAR Dror ZE EV Osmanl fier i Mahkemesi Kay tlar n n Ortado u Sosyal Tarihi Aç s ndan Kullan m : Yeniden De erlendirme Prof. Dr. Orhan Cezmi TUNCER Korunmas Gerekli Vak f Tafl nmazlar n n Onar mlar ve Bir Öneri Yrd. Doç. Y lmaz ÖZCAN Vakfiye Defterlerindeki Kat Etiketler Halil brahim SEZER Bugünden Düne ve Yar na Bir Yolculuk Ankara Vak f Eserleri Müzesi Mehmet ÇET N ki fiehrin Vak flarla Ortak Hikâyesi Gaziantep ve Halep te Vak flar Sempozyumu Vak flar Dergisi Yay n lkeleri VII -

8 - VIII -

9 I. Araflt rma ve nceleme Yaz lar -IX -

10 - X -

11 Fatih te Bulunan Klasik Bir Osmanl Yap s Medresenin Rehberli inde Haydarpafla Külliyesi Özet lasik dönem Osmanl mimarisinin örne i olan Haydarpafla K Külliyesi cami, çifte hamam ve bir çeflmeden oluflmaktad r. Medrese d fl nda kalan yap lar harap durumdad r. 16 odal medrese kare planl bir dershaneye sahiptir. Külliye, XIX.yüzy lda önemli restorasyonlar geçirmifltir. stanbul da, külliyenin özellikle medresesi ile benzerlikler arz eden benzer örnekler de mevcuttur. Anahtar Kelimeler: Külliye, medrese, Klasik Osmanl, mimari. "A classical Ottman Building in Fatih; Haydarpafla complex, with the guide of Madrasah" Abstract Dr. Olcay AYDEM R Mimar Murat SAV Müze Araflt rmac s As an example of Classical Otoman architecture Haydarpasa Complex, consist of a mosgue, double baths and a fountain. Madrasa outside buildings is in ruins. Classroom has 16 rooms in a sguare madrasa. Complex, in XIX. century has undergone major restorations. stanbul, the complex with the similarities of the madrasas, especially the supply of similar examples are also available. Key Words: Complex, madrasa, Classic Otoman, architecture

12 Her ne kadar bir külliye olarak tasarlansa da Haydarpafla yap toplulu undan tek sa lam eser olarak medreseye ba l olarak dershane k sm günümüze kadar ulaflm flt r. Bu bak mdan makalemizde medrese üzerinde daha detayl durulacakt r. Medreseler, ilim ö renilen yer ya da ö rencilerin içinde oturup ders okudu u bina anlam na gelen, Osmanl e itim düzeninde orta ve yüksek ö retimi örgütleyen kurumlard r. Arapça derese kökünden gelen sözcük, genel olarak slâm ülkelerinde geleneksel yöntemlerle e itim verilen ö retim kurumlar olarak alg lanm flt r. Bu adla an lan ilk yap lara, 11.yüzy lda Horasan ve Maveraünnehir bölgesinde rastlanmakla beraber ilk Selçuklu Medresesi ayn yüzy l n bafllar nda Gazne de kurulmufltur.(kuran 1969:5; Aslanapa 1993:32). Dikdörtgen avlunun iki yan nda s ralanan odalar ön veya arka bölümde tamamlayan eyvanlarla, sonraki y llarda yap lacak medreseler için de plansal örnek teflkil edebilecek dönem medreseleri Semerkand, Niflabur gibi merkezlerde infla edilmifltir. Anadolu da Türkler taraf ndan infla edilen ilk medreseler ise, Daniflment ve Artuklu dönemlerinde, yani 12.yüzy l n ortalar ndan itibaren ortaya ç kmaya bafllam fl, Anadolu Selçuklular zaman nda ivme kazanm flt r.(aslanapa 1993:85,135; Aslanapa 1963:3443). Döneme damga vuran medreseler kapal veya aç k avlulu olarak infla edilmifl olup, avluyu çevreleyen tonozlu hücreler ile eyvanlar medrese bütünlü ünü tamamlay c nitelikteydi.(altun 1973:229232). Osmanl mparatorlu u zaman nda Bursa, Edirne, stanbul gibi baflkent mertebesi kazand r lm fl flehirler haricinde de önemli say da medrese yap lm flt r. Ortadaki aç k avluyu, ikiüç veya dört yandan hücrelerin tamamlad, bazen Darü l Hâdis ve Darü l Kurrâ lar n yer ald mekânlar kuflatmaktayd. En güzel örnekleri aras nda Fatih Külliyesi medreselerinin yan s ra, stanbul, Edirne ve Amasya daki Bayezid Külliyesinin medreseleri, Süleymaniye ve sonras nda Gazanfer A a, Amcazâde Medreseleri say labilir stanbul medreselerinin 15.yy ve 16. yüzy llar hakk nda çok kapsaml kaynaklar olmamakla birlikte en iyi kaynaklardan biri 1546 tarihli stanbul Vak flar Tahrir Defteri dir.(canatar 2004). Bu defterlere göre; stanbul da * toplam 27 medrese, 1 darükurra, 1 darrülhadisin ad geçmektedir. 17.yy ortalar na kadar stanbul daki 122 medresenin yan s ra Eyüp ve Kas mpafla ile beraber toplam 131 medreseden bahsedilmektedir. (Kütüko lu 2000:4; Özergin 1974:268). Bugün stanbul da mevcut medreselerin kent içindeki da l m na bak ld nda genel olarak, sur içinde büyük bir yo unluk kazand, sur d fl nda daha az olmakla beraber Eyüp ve Üsküdar da topland klar görülmektedir. 16.yy da Fatih teki medrese say s artm fl ve yay lma alan Draman, Fethiye, Edirnekap ya do ru uzanm flt r. Vefa Süleymaniye çevresi ikinci yo unluk bölgesi olmufltur.(kütüko lu 2000:6; Hezarfen Hüseyin Efendi den Tekinda 1973:21). 16.yy da yap lan medreselerin konumlar na bak ld nda kent s n rlar n n oldukça geniflledi i görülmektedir: Kas mpafla, Sütlüce, Tophane, Atik Valide, Kanl ca ve Befliktafl yeni medreselerin yap ld alanlard r yy lar aras nda stanbul daki 500 ü aflk n e itim kurumunun mimari özellikleri hakk ndaki bilgiler oldukça k s tl d r. Bununla birlikte 16.yy medreselerinde Karfl l kl ki Dizi, U Plan, Sekizgen Plan tiplerinin hâkim oldu u görülmektedir.(ahunbay 1994:325326). fiekil 1. Medrese plan tipleri VAKIFLAR DERG S Medrese e itimi, verilen bilgilerin kapsam ve düzeyine göre iki grupta toplanmaktayd. Birincisi

13 SAYI 32 s byan mekteplerinden sonraki e itim basama olarak köylere kadar yay lan genel medreselerdi. kincisi ise, özel e itim programlar olan darülkurra, darülhadis ve t p medreseleriydi.(demiralp 1999:6; Baltac :1976; Uzunçarfl l 1988:153; Ergin 1977:1125). Müderris yevmiyesi esas al narak yap lan gruplamaya göre de Osmanl Medreseleri dörde ayr l rd : Yirmili (2025 akçe), Otuzlu (3035 akçe), K rkl (40 akçe) ve Ellili (50 akçe).(uzunçarfl l 1988:153). Ö renim süreleri ise, 3 ile 5 y l aras nda de iflmekteydi. Devlet içerisinde önemli bir etkinli e sahip olan ve medreselerde yetiflen ilmiye s n f n n içinde fieyhülislâm, Kazasker ve padiflah hocalar yer almaktayd.( hsano lu 1992:336). 16.yy n sonunda Osmanl Devlet yönetiminde aksakl klar ve disiplin d fl uygulamalar sonunda medrese e itiminde de bozukluklar bafl göstermeye bafllam flt r.( hsano lu 1992:336). Haydarpafla Medresesi ve Di er Külliye Yap lar Fatih ilçesi, Haydar Mahallesi, B çakç Alâeddin Sokak ile Haydar Hamam sokaklar aras nda, 2183 ada, 17 parselde bulunan 772 metrekare yüzölçümlü medresenin banisi, Kanuni Sultan Süleyman n vezirlerinden olan Had m Haydar Pafla d r y l nda vefat etti inden dolay, bir külliye olarak tasarlanan yap lar toplulu unun bitifline flahit olamam flt r.(fatih Camileri 1991:238; Neftçi:167). Çizim 1. Haydar Külliyesi vaziyet plan (Çizen: O.Aydemir-E.Sünnetçi-P.Gönüler-H.Zabun-N.Baflaran) - 3 -

14 VAKIFLAR DERG S Vak flar Genel Müdürlü ü Arfliv kay tlar nda, Merhum Haydar Pafla n n Vakf na kay tl stanbul ve gayride vaki mescid ve mekteb ve medrese/vakf diye geçmekte ise de mescit ve medrese hakk nda vakfiyede bahis bulunmamaktad r. 1 Cami, çifte hamam ve bir çeflmenin bulundu u külliye içindeki medresenin inflaat n n bitim tarihi, kitabesine göre 1569 dur.(öz 1987:69). Avlu kap s n n üstündeki kitâbede; intikal eyledi Haydar Pafla, gitdi hak rahmetine ol merhum, vasfi düb dedi niâdi tarih, dâr tahsil mevâli ulûm 1277 yaz s görülmekle beraber, kitâbe koruma alt na al nm flt r. 16 Kas m 1940 Asar Atika krokilerinde kitabesi Her ne kadar Mimar Sinan n dönemine rastlasa da, kendisine atfedilen yap lar aras nda Haydarpafla Hamam bulunurken Haydarpafla Medresesi bulunmamaktad r.(sönmez 1988; Kuran 1986:20; Sözen 1997:1824; Erzen 1995:6; Günay:55) 2 Ancak, Hassa Mimarl k teflkilat n n (Turan 1963:174) eseri olmas ve Sinan n Sermimaranl dönemine ( ) ait olmas, ister istemez dönemsel ve üslupsal bütünlü ün ortaya ç kmas na neden olmufltur. (Nalbanto lu:1719). Hamam ve mescidi oldukça harap külliyenin asl nda klasik dönem gelenekleri içinde ele al nm fl bir camisinin olmas gerekmektedir. Ancak, günümüze kal nt s gelen yap, 19. yüzy lda yap lm fl, mimari aç dan fazla özelli i olmayan bir mescit olmufltur. Harita 1: Pervititch Haritas (1928) (Vak flar stanbul Bölge Müdürlü ü Arflivi) 1 Vak flar Genel Müdürlü ü Arflivi, Evahiri Safer/969 tarihli vakfiye Arapça d r. 2 Mimar Sinan hakk nda bilgi veren Tezkire tül-bünyân, Tezkire tül-ebniye, Tuhfet ül-mi marin, Risâlet ül-mi mariye, Ads z Risâle ve Selimiye Risâlesi adl yazma ve belgelerde Haydarpafla Külliyesi ile ilgili bir kay t mevcut de ildir; - 4 -

15 SAYI 32 Külliyenin, baflta dershanesi olmak üzere baz k s mlar sa lam kalm fl olarak bugünü yaflayan Medresesinin 16 odas, kare planl bir dershanesi, çamafl rhane, gusülhane, abdesthane ve flad rvan ile su kuyusunun var oldu u bilinmekle beraber, bugün bunlar oldukça harap durumdad r. Harita 2: Alman Mavisi Haritas ( ) Harita 3: Ayverdi Haritas (19.yy-Vak flar stanbul Konyal Kütüphanesi) Mimari Özellikler: 19. yy de yeniden ahflap olarak yap ld düflünülen medrese 1914 de ahflap bir yap olarak kaydedilmifltir y l ndaki kapsaml restorasyon çal flmas n, Yorgi Kalfa gerçeklefltirmifltir. 3 Avlunun iki yan nda bulunan hücrelerden kuzeydo udakilerin kâgir oluflu, müdahaleler s ras nda baz k s mlar n eski fleklini korudu unu göstermektedir.(kütüko lu 2000:174) y llar civar nda bir tamir daha gören yap n n kurflunlar kald r larak, yerlerine kiremitler konulmufl; ancak, 1894 y l nda kurflun örtüye geri dönülmüfltür. 4 K sa bir süre sonra, 1906 y l nda da yap n n onar lmas gerekmifltir y l nda haz rlanan Pervitich plan nda eski tekke olarak ve harabe hamam n karfl s nda gösterilen (Harita 1) medresenin bulundu u alan ile ilgili olarak Alman Mavileri ve Ekrem Hakk Ayverdi Haritalar nda da baz bilgilere ulafl lmaktad r (Harita 2 3). 5 Do uya do ru hafif e imli bir yamaç üzerine yerlefltirilen medresenin, günümüzde Haydar Caddesi ve Haydar Hamam Sokaktan olmak üzere iki özgün girifli bulunmaktad r. Haydar Caddesi üzerindeki an tsal giriflinden aynal tonozla örtülü bir iç sahanl a ulafl lmakta, oradan dört basamakla dershanenin bulundu u düzleme inilmektedir. Medresenin kap n n yan nda biri fevkani, di erleri zemin seviyesinde olmak üzere 16 odas ndan günümüzde Haydar Hamam sokaktaki almafl k örgülü tafl d fl cephe duvarlar ndan baflka kal nt s bulunmamaktad r. Çamafl rhane, gusülhane, abdesthane ve flad rvan ile kuyusuna ait bir ize rastlanmamaktad r. Kap n n üzerindeki kitabesi depoda saklanmaktad r. Dershanenin solunda bulunan kap dan içeri girildi inde, tonozlu bir geçiflten sonra merdivenlerle inilen avluda sadece tek odan n zemin kat seviyesindeki k sm görülmekte olup, eski foto raflarda ahflap oldu u anlafl lan yap, betonarme olarak tamamlanm fl ve bu flekilde kullan lm flt r. Yap da odalar n zemin kotu, dershane girifli ile ayn kottad r ve zemin, odalar n bulundu u duvar boyunca devam etmemektedir. Kare planl olan dershanenin girifli kuzey yönündendir; girifl yönünde bir saçak oldu u, bu 3 6 sefer 1286 ( ) tarihli ilmuhaber kayd :Env.no.18486,vr. 6b. 4 Konuyla ilgili olarak, zaman n Evkâf Nezâreti taraf ndan al nan izin mazbatas, rade-e,nr.1311 flevval/3. 5 Pervititich haritalar Vak flar stanbul Bölge Müdürlü ü Arflivi; Ekrem Hakk Ayverdi Haritas, Vak flar stanbul Konyal Kütüphanesi; Alman Mavileri, Yay na Haz rlayan:i.da delen, stanbul: stanbul B.fi.B.Yay

16 VAKIFLAR DERG S Çizim 2. Haydar Caddesi (Bat ) Cephesi görünüflü (Çizen:O.Aydemir v.d.) cephedeki kap n n kemeri üzerinde yer alan beflik çat izinden anlafl lmaktad r. Saça tafl yan sisteme ait izler yok olmufltur. Dershanenin içi lambri kapl olup tavan, yani kubbesi ile as l iç kaplamas ve hal kapl oldu u için de döflemesi görülememektedir. Giriflin iki yan nda birer alt pencere, profillerle çerçevelenen an tsal girifl ekseninde ise, bir üst pencere bulunmaktad r. Haydar caddesinden daha alçakta olan dershanenin bat cephesine alt pencere aç lmam flt r. Medresenin cadde cephesini oluflturan duvar sa r b rak lmam fl, kemerli iki niflle alt kesimine derinlik kazand r lm flt r. Kald r m seviyesi yükseltildi i için flu anda mevcut nifllerin ifllevinin tam olarak ne oldu u anlafl lamamaktad r. Bitiflikte eski foto raflar nda tek katl, günümüzde ise 4 katl bina bulunmas sebebiyle dershanenin güney cephesine pencere aç lmam fl; içte iki nifl kullan lm flt r. Dershanenin do u duvar nda ise avluya aç lan iki katl pencere bulunmaktad r. Asl nda üç pencere s abilecek genifllikte olan duvar n güney ucunda cephenin düzgün olmamas, dershaneye bu noktadan birleflen bir yap n n varl n düflündürmektedir. Dershaneye güney noktada saplanan revak, üçüncü pencerenin aç lmas n engellemifl olmal d r. Girifl cephesinin iki köflesi de afla seviyede pahl d r ve geçifller mukarnaslarla sa lanm flt r. Arfliv bilgilerine dayan larak girifl sövelerinde Marmara mermeri ve Gebze den ç kar lan pembe renkli parçac kl kalkerin renk almafl kl içinde kullan ld ö renilmektedir. Kap kemeri de benzer flekilde almafl k düzenli olup, pencere sövelerinde de ayn malzemeler kullan lm flt r. Duvar örgüsü bir s ra tafl, üç s ra tu ladan oluflmaktad r. Girifl cephesinde pencerelerin üstten te etli hafifletme kemerleri Çizim 3. Kuzey Cephesi (Çizen:O.Aydemir v.d.) - 6 -

17 SAYI 32 kesme küfeki tafl ile yap lm flt r. Üst pencere kemeri ise, duvar örgüsünde oldu u gibi bir s ra tafl üç s ra tu ladan oluflan almafl k düzenine sahiptir. Dershanenin avlu cephesi daha yal nd r. Bu yöne aç lan kap n n yan s ra altta bulunan iki pencere ile üst pencere söveleri küfeki tafl ndand r. Yap n n içi günümüzde tümüyle lambri ile kapl oldu undan detaylar konusunda fazla veri elde edilememektedir. Ancak eski bilgilere bak ld nda bu mekân n, tromplu bir kubbeye sahip oldu u, geçifl ö elerinde ve tepesinde sekizgen göbek bulundu u ve iç k sm n n da badanal oldu u anlafl lmaktad r. Çizim 4. Avlu Cephesi görünüflü (Çizen:O.Aydemir v.d.) Giriflin yan nda, dershanenin karfl s nda, beyaz badanal kârgir bir yap bulunmaktad r. Avluda s ralanan hücreler, yap n n spor kulübü olarak kullan ld dönemden kalm fl olmal d r. Medresenin do usunda wc ve depo (kitabenin de bulundu u) olmak üzere iki muhdes yap yer almaktad r. Eskiden odalar n bulundu u duvar boyunca da, ahflap bir sundurma uzanmaktad r. Ne yaz k ki avlunun as l döflemesine ait herhangi bir ize rastlanamamaktad r. Mescitten geriye kalanlar, 16.yüzy l ile ba lant l olmasa da, 1980 y l nda yap lan rölöve çal flmas s ras nda alt gen tu ladan oluflan döfleme kal nt s bulunmufltur. Arka cephesi yüksek bir istinat duvar na dayanan yap hakk nda Fikret Çuhadaro lu taraf ndan 1980 y l nda yaz lan raporda 16.yüzy l yap s olan caminin, bugünkü yolu da içeri alacak flekilde genifl tutuldu u ve üzerinin de kubbe ile örtülü olmas gerekti i belirtilmifltir. 6 Rapordan anlafl ld kadar yla, 19.yüzy lda infla edilen küçük mescit yap s, daha çok yak nlar nda bulunan Tahir A a Mescidi ile benzeflmektedir. Düzensiz bir dikdörtgene raptedilen ve girifl bölümünün üst k sm nda, kuzeyde yer alan kad nlar mahfiline ç k fl, girifle göre sol yanda bulunan ahflap merdiven vas tas yla sa lanmaktayd. Kaide, pabuç gibi elemanlar olmayan minare, ahflaptand ve cami beden duvar na yaslanm fl halde idi. Hamam n Mimar Sinan taraf ndan yap ld na dair kaynaklarda bilgiler mevcuttur.(sönmez 1988). nfla tarihininse, medresenin yap m tarihine yak n olmas gerekmektedir. Kad n ve erkek k s mlar n n bulundu u çifte hamam fleklinde uygulanm fl; kârgir yap, simetrik biçimde ele al nm flt r. ki kubbenin bulundu u dikdörtgen halvet ile ara bölümlerde s cakl klar bulunmaktad r. S cakl k duvar na bitiflik 6 Vak flar stanbul 1.Bölge Müdürlü ü arflivinde bulunan yap n n dosyas nda yer alan rapora eklenmifl halde, rekonstrüksiyon projesi yer almaktad r

18 VAKIFLAR DERG S su depolar ile külhan yer almaktad r. Yang n ve depremler neticesinde zarar gören hamam, zaman içinde tahrip olmufltur.(ertu rul:147). Külliyenin bak ms z haldeki çeflmesi, klasik mimari anlay flta ve 1569 y l nda yapt r lm fl olup, kesme tafltan infla edilmifltir.(fatih Camileri 1991:321). Karfl laflt rma ve Sonuç: Günümüzdeki görüntüsüyle düzensiz bir da l m flemas gösteren Haydar Külliyesi, dönemsel aç dan yaklafl ld nda, baz yap larla benzerlik arz etmektedir. Medrese plan itibariyle ise, Fatih te bulunan Klasik Osmanl mimarisinin temsilcilerinden Niflanca Medresesi ile karfl laflt r labilir. Dershanesinin bir bütün olarak dikdörtgen plan d fl na taflmas yla hem Niflanca hem de So ukkuyu Medresesiyle özdefltir. Niflanca daki yap ile olan plansal benzerli in yan nda malzeme kullan m flekilleri de paydaflt r. Kârgir olarak karfl m za ç kan bu iki yap n n yan s ra Mimar Sinan n di er yap s Esekap Medresesi de Çizim 5. Fatih Niflanca Medresesi (Ali Saim Ülgen, Vak flar stanbul I. Bölge Müd.Arfl.) tafltu la sistemati i bak m ndan birbirini and rmaktad r. Ancak, Esekap daki dershane, yaln zca d fla do ru ç kma yapacak flekilde tasarlanm fl olufluyla di erlerinden ayr lmaktad r. Çizim 6. Esekap Medresesi (Ali Saim Ülgen, Vak flar stanbul I. Bölge Müd.Arfl.) - 8 -

19 SAYI 32 Esekap mescidinin (Sav 2007:4854) eski bir Bizans fiapelinden devflirilmifl oldu u göz önüne al nd nda, tek nefli yap n n plan de il, yaln zca malzeme kullan m fleklinin di er külliye yap lar yla kaynaflt r ld n düflünmek daha do ru olabilir. Dolay s yla, var olan mescidin çevresinde bir yap m faaliyeti ortaya ç km flt r. Halbuki, Niflanca ve So ukkuyu medreselerindeki durum farkl d r. Haydar Külliyesi içindeki caminin, muhtemelen y k lmas ndan sonra yerine yap lan düzensiz dikdörtgen plan ndaki ve k rma çat l mescidin külliye eleman olmas, Esekap ile benzerlik arz etmektedir. Kuflkusuz Haydar medresesinin plansal konumland rmas ve dershanesinin kütle olarak ba ms z hali ve kârgir olarak infla edilmesi, Niflanca Medresesi ile daha çok benzerlik arz etmektedir. Çizim 7. So ukkuyu Medresesi (Ali Saim Ülgen, Vak flar stanbul I. Bölge Müd. Arfl.) Mevcut hali, hem malzeme kullan m üslubu hem de plan flemas ile yap ld dönemin bir çeflitlemesi olan Haydar Medresesinin, üzerine oturtuldu u topo rafik flartlar n zorlay c l na ra men sahip oldu u kuvvetli bünyesi, mevcudiyetini sa lam k lm flt r. Belki de tek noksan yan, bir zamanlar muhtemelen kârgir olan medrese hücrelerinin ahflap olarak yeniden yap lmas d r. Mescidi, hamam ve çeflmesi ile beraber, küçük külliye hüviyetini geçen zamana karfl n koruyan yap da bezemeyle ilgili kal nt günümüze ulaflmam flt r. Bezeme elemanlar olsa bile, klasik dönemin bir gere i olarak bunlar n oldukça sade tutulduklar n tahmin etmekteyiz. Zeyrek yenileme alan içinde kalan ve klasik Osmanl külliye bütünlü ünün çeflitlemesi olarak karfl m za ç kan Haydarpafla yap toplulu u onar l p, bünyesine uygun ifllev verildi inde, çevresiyle beraber estetik bir görünüme kavuflmufl olacakt r

20 VAKIFLAR DERG S KAYNAKLAR Ahunbay,Z. (1994). Haydarpafla Medresesi, stanbul Ansiklopedisi, C.4, s Altun,A. (1973). Anadolu da Artuklu Devri Medreselerinin Plan fiemas Üzerine Notlar, Vak flar,(s.x),s Aslanapa,O. (1963). Ortaça n En Eski Yat l lim Müesseseleri, Türk Kültürü,(S.12),s Aslanapa,O. (1993). Türk Sanat, stanbul:remzi Kitabevi. Baltac,C. (1976). XVXVI.As rlarda Osmanl Medreseleri, stanbul: rfan Matbaas. Demiralp,Y. (1999). Erken Dönem Osmanl Medreseleri, Ankara. Ergin,O. (1977). Türk Maarif Tarihi, C. I, stanbul. Ertu rul,a.d. (Tarihsiz). Hamamlar,Fatih lk stanbul, stanbul: Fatih Belediyesi Yay n. Erzen, N. (1995). Mimar Sinan da Tezyinat Anlay fl,ankara:kültür Bakanl. Fatih Camileri ve Di er Tarihi Eserler. (1999). stanbul:türkiye Diyanet Vakf Yay nlar. Günay,R. Sinan The Architect And His Works, stanbul:yem Yay nlar. hsano lu,e. (1992). Tanzimat Öncesi ve Tanzimat Dönemi Osmanl Bilim ve E itim Anlay fl, 150.Y l nda Tanzimat,Yay na Haz..H.D.Y ld z, Ankara. zgi,c. (1997) Osmanl Medreselerinde lim, stanbul. Kuran,A. (1969) Anadolu Medreseleri,C.1,Ankara. Kuran,A. (1986). Mimar Sinan, stanbul: Hürriyet Vakf Yay nlar. Kütüko lu, M. (2000). XX Asra Eriflen stanbul Medreseleri, Ankara:Türk Tarih Kurumu. Nalbanto lu,ü. Sinan n Ortam, Mimarl k,81/6 (S.168), s Neftçi,A.Y. (Tarihsiz). Medreseler, Fatih lk stanbul, stanbul: Fatih Belediyesi Yay nlar,s.167. Öz,T. (1987). stanbul Camileri, C.I, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yay nlar. Sav, M. (2007). sakap (Esekap brahim PaflaManast r) Mescidi, Kültür, Yaz 2007 (S.7), s Sönmez,Z. (1988). Mimar Sinan le lgili Tarihi YazmalarBelgeler, stanbul: M.S.Ü. Yay n. Sözen,M. (1970). Anadolu Medreseleri,Selçuklu ve Beylikler Devri,Aç k Medreseler,C.1, stanbul. Sözen,M. (1972). Anadolu Medreseleri,Selçuklu ve Beylikler Devri,Kapal Medreseler,C.2, stanbul. Sözen, M. (1997). Yaflayan Sinan, Sanatsal Mozaik, S.20, s Tekinda, fi. (1973). Medrese Dönemi, Cumhuriyetin 50.Y l nda stanbul Üniversitesi, stanbul: Sermet Matbaas. Turan, S. (1963). Osmanl Teflkilat nda Hassa Mimarl, Tarih Araflt rmalar, C.1 (S.1),s.174. Uzunçarfl l,.h. (1988), Osmanl Devletinin lmiye Teflkilat, Ankara SEÇ LM fi KAYNAKÇA Alman Mavileri,Yay na Haz rlayan: rfan Da delen, stanbul: stanbul B.fi.B.Yay nlar. Canatar,M. (2004). stanbul Vak flar Tahrir Defteri 1009 (1600) Tarihli, stanbul: stanbul Fetih Cemiyeti. Hezarfen Hüseyin Efendi,Telhisü lbeyân fi Kavânini Âli Osman. Özergin,M.K. (1974), Eski Bir Rûznâmeye Göre stanbul ve Rumeli Medreseleri,Tarih Enstitüsü Dergisi, S.45. Süreyya,M. (H.1308). Sicili Osmani,C.4, stanbul. Vak flar Genel Müdürlü ü Arflivi, Evahiri Safer/969 tarihli vakfiye. 6 sefer 1286 ( ) tarihli ilmuhaber kayd, Env.no:18486,vr. 6b

21 SAYI 32 Resim 1: Haydar Caddesinden görünüfl ve an tsal kap s (1940 lar; stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi) Resim 2: Haydar caddesinden görünüfl (1940; stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi)

22 VAKIFLAR DERG S Resim 3: Medresenin niflli cephesinden görünüfl (1940; stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi) Resim 4: Kitabeden görünüfl( stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi)

23 SAYI 32 Resim 5: Avludaki medrese odalar (1940; stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi) Resim 6: Avludan medreseye bak fl ( stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi)

24 VAKIFLAR DERG S Resim 7: Mescidin 1970 sonlar ndaki hali ( stanbul Vak flar I.Bölge Müd.Arfl.) Resim 8: Hamam n 1970 sonlar ndaki hali ( stanbul Vak flar I.Bölge Müd.Arfl.)

25 SAYI 32 Resim 9: Haydar Caddesinden görünüfl Resim 10: Haydar Caddesinden medresenin eski girifl kap s na bak fl

26 VAKIFLAR DERG S Resim 11: Haydar Caddesi üzerinden niflli medrese cephesine bak fl Resim 12: Haydar Hamam Sokaktan medresenin ve hamam n duvar na bak fl

27 SAYI 32 Resim 13: Haydar Külliyesi genel görünüfl Resim 14: Medrese avlusundan görünüfl

28 VAKIFLAR DERG S Resim 15: Avludan Medreseye bak fl ve pencere detay Resim 16: Kötü durumdaki kurflun saçak, bitkilenmeler ve mukarnas geçifl

29 SAYI 32 Resim 17: Medrese binas n n lambri döflemeli içinden görünüfl

30 VAKIFLAR DERG S Resim 18: Avluda yer alan betonarme yap Resim 19: Mescitten geriye kalan duvar

31 Türk Hal lar nda Görülen Mimari Tasvirler* Özet B itkisel, geometrik, figürlü, yaz l ve nesneli olarak çok zengin desenlere sahip Türk hal lar nda mimari tasvirler bafllang çta simgesel olarak yer alm fl, daha sonra gerçekçi bir flekilde kullan lmaya bafllanm flt r. Bu mimari ö eler ço unlukla dini mimarl k ürünleri olup Az olarak sivil mimarl k ürünleri de ifllenmifltir. Dini mimarl k ürünleri içerisinde en eski ve en yayg n olan mihrap formudur. Az say da Kâbe tasvirine rastlam flt r. Ayr ca yayg n olarak minare, cami, mescit, flad rvan, kilise, türbe gibi yap lar ile bunlar n iç ve d fl görüntüleri tasvir edilmifltir. Sivil mimarl k ürünleri içerisinde ise evler, konaklar, kaleler ve surlar görülür. Bu tasvirler 16. yüzy ldan 20. yüzy la gelince kadar dönemsel farkl l klar göstermifltir. Anahtar Kelimeler: Hal, mimari, mihrap, Kâbe, tablo hal. Suzan BAYRAKTARO LU Sanat Tarihçisi, Hal Uzman Müzeler Müdürü, VGM The Arch tectural Portra ts On Turkish Carpets Abstract Architectural portraits on Turkish carpets enriched with written, vegetal, figure and geometric patterns, were symbolic at the beginning, later it started to be used more realistically. These architectural items are mostly religious products; they are rarely civil. Among the religious architectural products, the oldest and the most common one is the mihrap (shrine) form. Portraits of Kâbe (Kaaba) were rarely encountered. Moreover, the buildings like minaret, mosque, small mosque, fountain, church, mausoleum and their interior and exterior views were commonly portrayed. On the other hand, houses, large houses, castles and city walls are the products of civil architecture. These portraits showed periodical differences from 16 th to 20 th century. Key words: Carpet, architectural, shrine, Kaaba, tablo carpet

32 VAKIFLAR DERG S nsanl k âlemine Türklerin bir hediyesi olan hal, s cac k yünleriyle yuvalar m z s t rken, zengin desen ve renkleriyle de ruhlar m z okflar, çevremizi süsler. Hal lar m z, Orta Asya daki M.Ö yüzy llara ve M.S. 5 6 yüzy llara tarihlenen en eski örneklerinden beri sürekli kendi içinden geliflerek zenginleflen bir desen özelli ine sahiptir. Bu özelli i Anadolu da 13. yüzy l Selçuklu hal lar ndan bafllayarak günümüze kadar dokunan bütün hal larda görmek mümkündür. Hal desenleri bitkisel, geometrik, figürlü ve nesneli olarak s n fland r l rlar. Bitkisel ve geometrik bezeme hal larda çok yo un olarak yer al r. Figürlü ve nesneli bezeme ise seyrek olarak görülür. Çünkü hal larda motifler genellikle stilize edilerek uygulan r. Dokuyucu tabiatta gördü ü her canl y ve nesneyi veya hayalinde canland rd düflünü, duygular n stilize edilmifl motiflerle hal ya dokur. Hal lar m z bir resim gibidir. Dokuyucu ayn bir ressam gibi, kendini, yapt stilize flekillerle dolayl olarak anlat r. Bu bak mdan hal bir semboller dünyas d r. Her fleklin, her motifin sembolik bir anlam vard r. Bu bak mdan hal lar m z birer soyut resimdir. Konumuz olan mimari tasvirler ise hal larda bafllang çta simgesel olarak yer alm fl, daha sonra gerçekçi bir flekilde kullan lmaya bafllanm flt r. Hal larda gördü ümüz mimari ögeler ço unlukla dini mimarl k ürünleridir. Az olarak sivil mimarl k ürünleri de ifllenmifltir. Dini mimarl k ürünleri içerisinde en eski ve en yayg n olan mihrap formudur. Az olarak Kâbe tasviri bulunur. Yine yayg n olarak minareleri ile cami, mescit, flad rvan, kilise, türbe gibi yap lar ile bunlar n iç ve d fl görüntüleri tasvir edilmifltir. Sivil mimarl k ürünleri içerisinde ise evler, konaklar, kaleler ve surlar görülür. Kâbe tasviri, Türk Sanat nda, 16. yüzy l n ilk yar s nda görülmeye bafllam flt r. Çini, minyatür, maden, ahflap eserler, iflleme ve hal larla, kalem ifli bezemede Kâbe tasvirlerine rastlanmaktad r. Özellikle yüzy llarda minyatür, çini ve hal larda kullan lm flt r (Aldo an 1997: 162) Kâbe tasvirli hal lar stanbul Türk ve slam Eserleri Müzesi ile Konya Etno rafya Müzesinde bulunmaktad r. Hal larda bir mimari süsleme olarak Kâbe tasviri, mihrap nifli içerisinde kare veya dikdörtgen planl olarak ve etraf n çember fleklinde saran flebekelerle verilmifltir. Burada tan taca m z örnek, Konya Etno rafya Müzesinde bulunmaktad r (Resim 1). 848 Envanter numaral, maksimum 111x112 cm. ölçülerinde olan hal seccâde kahverengi zeminlidir. Kenarlar nda bordür niteli inde ince fleritler bulunmaktad r. Ana bordür olarak ayr lan k sm n içi bofltur. Ayak k sm eksik olan hal n n üzerinde sadece ince bir mihrap nifli içerisinde Kâbe tasviri bulunmaktad r. Dikdörtgen planl yap n n etraf n daire fleklinde flebekeler çevirir. Üstünde bir kandil, alt nda da oldukça gerçekçi bir minber tasviri yer al r. Minber üzerinde bir sancak ifllenmifltir. Mihrap köfleliklerinde de birer asma kandil yer al r. Kâbe nin etraf ndaki sütunlu galerileri yans tan daire fleklindeki flebekelerde, sütunlar n üzerinde birer alem, aralar nda da içeri do ru sarkan kandil motifleri vard r. Mihrap kemeri sivri kemer fleklinde olup, bordürlere birleflti i yerlerde yar m palmetler bulunur. Bu hal seccâdenin, 19. yüzy la ait oldu u söylenmekte ise de (Aldo an 1997: 163), dokuma s kl, kalitesi ve desenlerdeki yal nl k, daha erken tarihlere, tahminen 16. yüzy la ait oldu unu düflündürmektedir. stanbul Türk ve slam Eserleri Müzesinde bulunan ve 17. yüzy la tarihlendirilen 287 envanter numaral Kâbe tasvirli hal (Aldo an 1997: 163), Kâbe, minber, kandil gibi motiflerin biçim ve düz zemin üzerine yerlefltirilifli bak m ndan, Konya Mevlana Müzesindeki hal ile büyük benzerlik göstermektedir. Yine Türk ve slam Eserleri Müzesinde bulunan ve 18. yüzy la ait olan 760 envanter numaral hal seccâdede dört sütunla tafl nan üç kemerli mihrap niflinin orta kemeri içerisinde Kâbe nin resmedildi i görülür (Aldo an 1997: 162, Aslanapa 2005: 247). * Bu konu Trabzon da 2006 y l nda yap lan 17. CIEPO Sempozyumunda (International Committee of Pre-Ottoman and Ottoman Studies) bildiri olarak sunulmufl fakat bas lmam flt r. Bildiri geniflletilerek makale haline getirilmifltir

33 SAYI 32 Kâbe tasvirleri hal n n d fl nda minyatürlerde, çinilerde ve kalem ifli süslemede görülür. stanbul da Vak flar Genel Müdürlü ünün Türk nflaat ve Sanat Eserleri Müzesinde bir çini panoda Kâbe tasviri görülmektedir (Resim 2). Ayr ca 18. yüzy l stanbul Cezeri Kas m Pafla Camine ait bir çini panoda da Mekke flehri içerisinde Kâbe tasviri yer almaktad r. Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan 2252 envanter numaral çini pano camiden çal nm fl ve daha sonra bulunarak ad geçen müzeye getirilmifltir (Resim 3). Kalem ifli olarak cami, flad rvan, konak gibi yap lar n duvarlar nda ifllenmifltir. 1791/92 tarihli Soma H z r Bey Camiinin cümle kap s n n bat s ndaki pencerenin üstünde Mekke fiehrinin resminde Kâbe tasviri yer almaktad r (Ar k 1973: 14, 39). stanbul da 16. yüzy l eseri olan Rüstem Pafla Camiinin duvar çinilerinde Kâbe tasvirli bir pano bulunmaktad r (Önge 1968: 2). Topkap Saray Müzesi Kitapl nda örnekleri bulunan, yüzy llarda birçok kopyas yap lm fl olan Delail-i Hayrat minyatürlerinde Mekke ve Medine tasvirleri bulunmaktad r (Renda 1977: 73). Mekke flehrinde Kâbe tasviri görülmektedir. Minyatürlerde, çinilerde ve duvar resimlerinde yer alan Kâbe tasvirleri daha gerçekçi, perspektif ve oranlara dikkat edilerek ve küp fleklinde verilmifltir. Hal da ise daha stilize ve derinlik kayg s olmadan, dikdörtgen fleklinde tasvir edilmifltir. Hal lardaki en eski ve en yayg n mimari süsleme mihrap fleklidir. Seccâdelerde uygulan r. Çeflitli flekillerde ve kemer görünümünde verilir. Örne in sivri, yuvarlak, bas k, dilimli kemer gibi. Bilinen en erken tarihli örnekler 14. yüzy la ait saf seccâdelerdir. Camilerde Kâbe yi gösteren yönde olup bütün Müslümanlar n namaz k larken yöneldikleri mihrap, hal seccâdelerimizin en önemli desenidir. Seccâdelerdeki mihrap nifli, camilerdeki mihrab n iki boyutlu olarak hal üzerinde yer almas d r. Tarihi camilerdeki mihrap genellikle mukarnasl bir kavsaraya sahiptir. Bu kavsaray birkaç s ra bordür fleklinde bezemeli kuflak çevirir. Bu bezemeler geometrik, y ld z veya bitkisel desenli olabilir. Bazen de yaz kufla mihrab çevreleyebilir. Bu özellikleri bir hal seccâde üzerinde aynen görmek mümkündür Resim 4 de Ankara Vak f Eserleri Müzesinden 719 envanter numaral 155x104 cm. ölçülerindeki bir K rflehir Seccâdesi, resim 5 de Ankara Arslanhane Camii mihrab yer almaktad r. Resim 6 da bir gerçek mihrab n çizimi ile hal seccâdedeki mihrab n çizimini yan yana görmekteyiz. Mukarnas n iki boyutlu çiziminin seccâdedeki basamakl mihrap çizimiyle ayn oldu u görülmektedir (Bayraktaro lu 1999: 59). En erken tarihli seccâdelerden günümüze kadar bütün örneklerde mihrap nifli yer almaktad r. Seccâdelerin di er bir türü saf seccâdelerdir. Birden fazla kiflinin yan yana saf tutarak namaz k lmas için yap lm fllard r. Türk ve slam Eserleri Müzesinde bulunan yüzy l saf seccâdelerindeki sivri kemerli veya dikdörtgen fleklinde kemerli de iflik mihrap uygulamalar görülmektedir (Resim 7 8). Anadolu da bilinen örnekleri 17. yüzy la ait olan ve dokundu u yerin ad yla an lan Milas, Kula, Gördes, Uflak, Bergama, Lâdik, K rflehir, Mucur, Sivas seccâdeleri gerek ifllevleri gerekse desenleriyle hal sanat içerisinde ayr bir yer tutarlar. En güzel örnekleri stanbul Topkap Saray Müzesi, stanbul Türk ve slam Eserleri Müzesi, stanbul Vak flar Hal Müzesi, Konya Mevlâna Müzesi, Ankara Vak f Eserleri Müzesinde ve yurt d fl nda birçok müzede yer alan bu seccâdeler mihrap flekilleriyle farkl l klar gösterirler. Bunlarda yer alan mihrap flekline göre hal lar n hangi yöreye ait oldu u tespit edilir. 17. yüzy l sonlar na do ru görülen Bat l laflma Dönemi sanat n birçok dal nda etkisini göstermifltir. Bat l laflma dönemi geleneklerinin hal da yans mas manzaral hal lar olarak karfl m za ç km flt r (Bayraktaro lu 1989: 76, Ar k 1980: 77-80). Manzaral hal lar Kula ve K rflehir de görülür. Bu hal larda yine tek veya çift mihrap nifli bulunmakta, nifl içerisinde ise kat kat manzara tasvirleri yer almaktad r. Bu tasvirlerde küçük a açlar aras nda konumuz olan mimari elemanlar görmekteyiz (Resim 9). Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan 496 envanter numaral, 182x108 cm. ölçülerindeki 19. yüzy la ait hal da niflin en tepesinde burçlar yla bir kale, en altta ise çat s, pencereleri, kap s ile cumbal bir konak tasviri görülmektedir. Arada ise kat kat manzara tasvirlerinde a açlar aras nda üçgen

34 çat l evler yer almaktad r. Bunlar do adan genel görüntülerdir. Bu grup hal larda sivil mimarl k ürünleri verilmifltir. Çeflitli yap lar n duvar süslemelerinde yer alan 19. yüzy la ait manzara tasvirleri ile benzerlik gösterirler. Manzaral Kula ve Manzaral K rflehir hal lar olarak tan mlanan hal lardaki mimari elemanlar stilize ve minyatür tarz nda verilmifltir. Atk, çözgü ve ilmeleri yündür. Nevflehir ve Kayseri civar ndan 19. yüzy la ait baz hal seccâdelerde mihrap kemeri iç içe ve birden fazla verilerek iç mekân tasvirleri yap lm flt r. Bu tasvirlerde perspektife dikkat edildi i ve resme derinlik kazand r ld, mimari mekânlar n üç boyutlu olarak vurguland görülmektedir. ç içe gittikçe daralan ve küçülen kemerler, ayr ayr mekânlar, ayr ayr hacimler oldu unu yans tmaktad r. Bu mekânlar n zeminleri de ayr desenlerle vurgulanm flt r. Perspektif baz örneklerde küçülen ve k salan sütunlarla verilmifltir (Resim 10). Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan 1208 envanter numaral, 166x110 cm. ölçülerindeki hal da gittikçe küçülen ve k salan sütunlarla üç sah nl bir iç mekân anlat lmaktad r. Orta sah n daha yüksek ve genifl, yan sah nlar dar ve k sad r. Üç sah nda da yukar dan afla ya sarkan kandil tasviri bulunmaktad r. Kandil, ilahi fl, nuru simgelemektedir (Bayraktaro lu 2000: 268, Bilgin 1977: 48, Bilgin 1979: 18). Bu kompozisyonda simgesel olarak; camilerde ibadetle, inançla, iç içe mekânlardan geçilerek ilahi fl a, nura, Tanr ya ulafl labilece i anlat lmaktad r (Aygün 2002: 106). 19. yüzy lda Kayseri ve Nevflehir yörelerine ait seccâdelerde cami iç mekân tasvirleri görülmektedir envanter numaral 195x130 cm. ölçülerindeki hal da bu özellikler görülmektedir (Resim 11). Minyatür ve duvar resmine göre hal dokuma tekni iyle bir resim yapman n ne kadar zor oldu unu düflünürsek, hal dokuyan n baflar s n takdir etmek gerekir. Bu hal larda yer alan sivri, yuvarlak, bas k, dilimli kemerler, ince, yivli sütunceler, k vr ml sütun bafll klar, sütunlarla ayr lm fl sah nlar, mihrap önünde yukar dan sarkan bir kandil, baflar l bir flekilde hal da resmedilmifltir. Bu durum hal dokuyucusunun çevresindeki camileri çok iyi VAKIFLAR DERG S bildi ini ve iyi bir gözlemci oldu unu göstermektedir. Anadolu nun hemen hemen tamam nda yapt m z hal incelemelerinde, Kayseri, Nevflehir ve yak n çevresi hal lar d fl nda, bu tarz cami içi tasvirlerine rastlan lmam flt r. Yine 19. yüzy la ait baz seccâdelerde mihrap içerisinde çok gerçekçi cami tasvirleri görülür. Bunlar çifte minareli, kubbeli cami tasvirleridir (Resim 12). Ankara Vak f Eserleri Müzesi nde bulunan ve 19. yüzy la tarihlenen, 1081 envanter numaral 127x180 cm. ölçülerindeki hal da dilimli bir mihrap nifli içerisinde son derece gerçekçi çifte minareli cami tasviri görmekteyiz. Kenar bordüründe de yine minareli camiler ve türbeler ifllenmifltir. Atk, çözgü ve ilmeler yündür. Bu hal lar n bilinen örnekleri Kayseri Yahyal ya aittir (Ça l tütüncügil 1999: 89). Bu hal larda mihrap içi ve köflelikleri çeflitli bitkisel desenlerle zenginlefltirilmifltir. Mihrap tepesinden nifl içine do ru iri, gösteriflli bir kandil sarkar. Mihrab n içerisinde son derece gerçekçi, perspektife dikkat edilerek kubbeli cami ve iki veya üç flerefeli çifte minareler ifllenmifltir. Zemin döflemeleri, mimari detaylar titizlikle verilmifltir. Bu hal lar n bordürleri ilginçtir. Ana bordürde minyatür fleklinde çifte minareli camiler, türbeler, flad rvanlar, aralarda a açlar ard arda ifllenmifllerdir. Halk aras nda bu bordürlerde görülen türbelerin kilise oldu u ve dinlerin kardeflli inin simgelendi i söylenmektedir. Kapadokya Bölgesine yak n Yahyal da dokunan bu hal lar için bu tez do ru gibi görünse de, yüzy llarda çeflitli dini ve sivil yap lardaki duvar süslemelerinde görülen manzara resimlerinin hal ya bu flekilde yans d düflünülmektedir. Kenar bordüründe cami, türbe vs. tasvirleri olan hal lar n iç dolgular nda her zaman cami tasviri bulunmayabilir. Resim 13 de yer alan Ankara Vak f Eserleri Müzesinden 993 envanter numaral 180x127 cm. ölçülerindeki hal da görüldü ü gibi iç dolgular nda çift mihrap içerisinde madalyon olabilmektedir. Bu madalyon iç içe, basamakl ve alt gen flekillerindedir. ç dolgusunda iri cami tasvirinin yer ald hal lar n bordürlerinde de her zaman cami, türbe vs. tasvirleri yer almayabilir.

35 SAYI 32 Camili hal lar denilen bu hal lar mihrapl olup seccâde olarak kullan l rlar. Bu makalede ileride tan taca m z üzerinde cami tasvirleri bulunan tablo hal lardan farkl d rlar. Yahyal camili seccâdelerde bulunan cami tasvirleri daha stilize olarak ifllenmifltir. Kenar bordürlerinde bulunan cami, türbe, flad rvan tasvirleri de daha küçük ve stilizedir. Minyatürlere benzer, derinli i olmayan, iki boyutlu ve yan ndaki di er yap ve a açlara göre orant s z, gerçek ölçüleri d fl ndad r. Cami tasvirleri; hal n n d fl nda, minyatürlerde, çini, ahflap ve tafl eserlerde de görülür. Cami mescit gibi dini yap larla, saray, köflk, flad rvan gibi sivil yap lar n kubbe, tavan veya duvarlar nda, alç tepe pencerelerinde, kufl köflklerinde ve mezar tafllar nda bulunurlar (Önge 1968: 1). Baz örneklerde cami tasvirlerinin yan nda türbe, ev, flad rvan gibi mimari yap lar da görülür. Yahyal hal lar n n iç dolgusunda ve kenar bordüründe gördü ümüz stilize çifte minareli camiler, türbeler, evlere benzer resimler Amasya II. Beyaz t Külliyesinin flad rvan nda ve Merzifon Kara Mustafa Pafla Külliyesi flad rvan nda, stanbul manzaras olarak yer almaktad r. Merzifon daki flad rvan n ustas Zileli Emin olup 1875 tarihlidir (Renda 1977: , Önge 1968: 2). Ayr ca Ac payam da 1802 tarihli Yaz r Köyü Camii nin mihrap duvar nda camili kompozisyonlar, tavan ete inde yer alan bir manzara fleridinde de üçgen çat l evler ve tek flerefeli minareli camiler görülmektedir (Renda 1977: 152). 20. yüzy lda Konya da Mevlâna Dergâh ve Türbesi tasvirli hal lar dokunmufltur (Resim 14). Bunlar Afyon ve Konya daki Vak f cami ve mescitlerinde yapt m z çal flmada çok miktarda karfl m za ç km flt r. Mevlanal veya Türbeli denilen bu hal seccâdeler Sille de dokunmaktad rlar (Özönder 1999: 543). Mevlanal hal seccâdelerde bezeme iki kat halinde verilmifltir. Alt katta girifl k sm resmedilmifltir. Girifl kap s, kemerli ve kafesli pencereler, bahçe çitleri ve hatta baz lar nda bahçedeki a aç bile tasvir edilmifltir. Yine baz lar nda kap üzerinde Arap harfleriyle Ya Hazreti Mevlana yaz l d r. Zemin döflemesi küçük kareler halinde belirtilmifltir. kinci kat bezemelerinde ise türbe, kubbeler, minare ve minber tasviri yer almaktad r. Hepsinin tepesinde birer alem bulunur. Baz lar nda Arap harfleriyle süsleme olarak okunamayan yaz lar ifllenmifltir. Üst k s mdaki mavi renkli bulutlarla, Mevlâna Türbesinin tabiattaki görünüflü yans t lmaktad r. Seccâdeyi bir veya iki s ra bordür çevirir. Bu bordürlerde birbirine ba l rumîlerden oluflan bir bezeme vard r. Atk ve çözgülerde ço unlukla, pamuk bazen yün, dü ümlerde yün malzeme kullan lm flt r. Bu tarz hal lar maddi kültür unsurlar n n iki boyutlu olarak yans t ld plastik eserlerdir. Türk hal lar n n uzun tarihi geçmifline bak larak gelenek d fl hal lar olarak yorumlanmaktad r (Tozun 1999: 549). Mimari tasvirlerin yer ald hal lar n bir grubu da tablo fleklindeki duvar hal lar d r. Bunlarda da konu yine dini ve sivil mimaridir. Bu tablo hal larda tek yap ölçe inde bir mimarl k ürünü tasvir edilmifltir. Bu genellikle tek bir camidir. Bütün ihtiflam yla bir foto raf gibi, kenarlar süslü konturlarla çevrelenerek hal üzerine resmedilmifltir. Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan bir hal seccâdede çok süslü, dilimli bir mihrap nifli içerisinde, deniz kenar nda iki minareli, kubbeli bir cami ile denizde saltanat kay tasvir edilmifltir (Resim 15). 123x186 cm. ölçülerindeki, 1072 envanter numaral hal da mihrap tepesinden afla yuvarlak bir kandil motifi sarkmaktad r. çinde tu ra resmedilmeye çal fl lm flt r. Al nl k k sm nda ise Arap harfleriyle Tophane Camii fierifi yazmaktad r. Ancak görünen cami stanbul Ortaköy (Büyük Mecidiye Camii) Camiidir. Tophane Camii deniz k y s nda de ildir. Mihrap köflelikleri Gördes Seccâdelerinde oldu u gibi k vr k dallardan oluflan bitkisel bir bezemeye sahiptir. Mihrab n iki yan nda bulunan süslü sütunlar söz edilen yaz n n yer ald kitabeyi tafl maktad r. Mihrab n alt nda ve üstünde bulunan yatay panolarda ise Osmanl Sanat nda yer alan palmet ve rumilerden oluflan bezeme vard r. Atk ve çözgülerde pamuk, dü ümlerde yün malzeme kullan lm flt r. K rm z, sar ve krem renkler hâkimdir. Bulundu u camide taraf m zdan tespit edilerek müzeye kazand r lan hal n n malzemesi,

36 üzerinde ifllenen desenler ve mevcut örnekler fl nda, 20. yüzy l bafllar na tarihlenebilece ini düflünmekteyiz. Özel bir koleksiyonda bulunan di er bir tablo hal da ise Edirne Selimiye Camii tasvir edilmifltir (Resim 16). Krem renkli zeminde gri ve siyah renklerde tasvirler yap lm flt r. Dört kenarda gösteriflli bir kenar bordürü camiyi çerçevelemektedir. Caminin önünde ve yanlar nda a açlar ifllenmifltir. Sol kenarda dikine bir flekilde postes, sa kenarda Ottomanes yazmaktad r. Altta solda Edirne nin eski ad olan Andrinople sa da ise Arap harfleriyle Edirne, köflelerde Arap ve Latin rakamlar yla 20 yazmaktad r. Hal çerçeveli oldu u için ölçüleri al namam fl, alt ve üstte yer alan yaz lar okunamam flt r. Sol üstte bir tu ra sa da ay-y ld z bulunmaktad r. Taraf m zdan 20. yüzy l bafllar na tarihlenebilece i düflünülmektedir. Di er bir tablo hal da Sultanahmet Meydan resmedilmifltir (Resim 17). D fltaki sade, içteki siyah zemin üstüne k rm z ve beyaz renkli birbirine geçmeli baklava fleklinde geometrik desenli iki bordürle çevrelenmifl hal da, stanbul Sultanahmet Meydan ve ön planda Alman Çeflmesi yer almakta, alt nda da Arap Harfleriyle Alman Çeflmesi yazmaktad r. Arka planda solda Sultanahmet Caminin girifli ve a açlar, Dikili Tafllar, karfl da binalar, sa tarafta brahim Pafla Saray oldu unu bildi imiz bina ve s k a açlar yer almaktad r. Zeminde gölge fl k oyunlar ve gökyüzünde bulutlar oldukça gerçekçi bir flekilde ifllenmifltir. 95x150 cm. ölçülerinde olan hal da atk ve çözgülerde pamuk, dü ümlerde flofl malzeme kullan lm flt r. 1 dm.2 de 50x50 Türk dü ümü bulunmaktad r. Özel bir koleksiyonda yer alan hal, taraf m zdan 20. yüzy l bafllar na tarihlenmektedir. Bir baflka duvar hal s nda, deniz k y s nda bir köflk ve uçak tasvir edilmifltir. Bir müzayede broflüründe tespit edilen ve üzerinde Arap harfleriyle Dersaadette Y ld z Saray yaz l olan bu hal n n, y llar aras nda Sultan Reflat döneminde dokunmufl olabilece i belirtilmektedir (Bar flta 1997: 142) VAKIFLAR DERG S Dolmabahçe Saray nda bulunan ve 19. yüzy l n sonuna tarihlenen bir duvar hal s nda Sivas Kongre Binas na benzetilen bir bina tasvir edilmifltir (Aslanapa vd. 2006: 64). Merdivenli, revakl bir girifli ve yuvarlak kemerli pencereleri olan yap zemin üstüne iki katl olarak tasvir edilmifltir. Tablo hal lara konu olan camiler tek yap ölçe indedir. Edirne Selimiye Camii, Orta Köy Camii gibi. Tek cami tasvirleri de yine dini ve sivil yap larda karfl m za ç kar. Tavflanl Kurflunlu Camiinin mihrap duvar nda Selimiye Camii nin gerçe e yak n bir tasviri vard r. Ayni camide alt nda 1813 tarihi bulunan Süleymaniye Camii tasviri yer almaktad r (Renda 1977: 153). Yozgat Çapano lu Camii nin mahfel orta kubbesinde (Ar k 1973: 65-66, (Renda 1977: 134), Soma H z rbey Camii mihrap içinde cami tasvirleri yer almaktad r (Renda 1977: 129, Ar k 1973: 48). Afyon Sand kl Ulu Camii kubbe ete inde stanbul Sultan Ahmet ve Tophane Nusretiye Camilerinin tasviri bulunmaktad r tarihlidir (Önge 1968: 1). Anadolu da yüzy llarda yap lm fl camilerde ve sivil yap larda manzara resimleri içerisinde cami tasvirlerini görmek mümkündür. Tokat Ya c o lu Kona baflodas nda, k y da dört minareli bir cami ve flad rvan ifllenmifltir. Suda saltanat kay ve di er küçük kay klar vard r (Renda 1977: 161). Mezar tafl, minber, kürsü, çeflme gibi eserlerde tafl üzerine kabartma olarak cami tasvirlerine rastlan r. zmir Hisar Camii minberinde, zmir Dönertafl Vak f Sebilinde (Ar k 1973: 66-68), Afyon ve Tire müzelerinde bulunan mezar tafllar nda cami motifine rastlan r (Önge 1968: 13). Bu mezar tafllar günümüzde, yeni binalar na tafl nan, Afyon Arkeoloji Müzesi ile Tire Müzesinde aç k sergilemede yer almaktad rlar. Son iki örne imiz ise Konya da tespit edilmifl duvar hal lar d r. Vak flar Genel Müdürlü üne ait olan bu hal lar n iç dolgusunda dini ve sivil mimarl k örneklerinin yer ald flehir tasviri görülmektedir. stanbul fiehri tasvirinde naif bir flekilde Bo az, surlar, camiler, evler ve do ada bulunan a açlar tasvir edilmifltir.

37 SAYI 32 Resim 18 de yer alan hal n n iç dolgusunda, çapraz köfleler aras nda kirli beyaz renkli stanbul Bo az oldu unu düflündü ümüz bir su bulunmaktad r. Bunun iki yan nda Anadolu ve Rumeli Hisarlar, çeflitli mimari tasvirler ve a açlar bulunmaktad r. Ön tarafta k rm z zemin üstünde tek flerefeli dört minareli, yüksek kasnakl kubbeli bir cami, yan nda sivri külahl Galata Kulesi oldu unu tahmin etti imiz bir yap ve hisar n burçlar bulunmaktad r. Bunun yan nda iki kat halinde yap lar ifllenmifltir. Alt katta küçük pencereli evler, minareler, üçgen çat l yap lar, üst katta son cemaat yeri görünümünde sütunlarla tafl nan kemerler, üzerinde tek flerefeli bir minare, yan nda iki küçük ev ve üst taraf nda çan kulesine benzeyen iki yap vard r. Bunlar beyaz, k rm z, sar, turuncu, pembe renklerde yap lm flt r. Dört minareli caminin yan nda iki tane gri renkli selvi a ac ve bir baflka a aç bulunmaktad r. Karfl k y da ise dört tane burç, aralar nda pencereli yap lar, afla da dört kemer üzerine kurulmufl dikdörtgen bir yap ve üzerinde ortada bir minare, iki yan nda birer kap s ve üçer penceresi olan k rma çat l iki ev bulunmaktad r. En kenarda ise üç katl, her katta alt flar pencereli, k rma çat l bir yap yer almaktad r. Bunun üzerinde de silindirik gövdeli, sivri külahl bir yap görülmektedir. Bu yap lar n bulundu u fon gri, yap lar sar, k rm z, mavi, beyaz renklidir. Üstte beyaz renkli gökyüzü ve üzerinde k rm z -gri renkli bulut tasvirleri yer al r. Hal n n iki k sa kenar nda üçer adet kareye yak n dikdörtgen bölüm vard r. Kenarlardaki bölümlerde, geometrik flekillerin ortas nda birer küçük madalyon bulunur. Ortada, daha genifl olan turuncu zeminli bölümlerde bir vazo içerisinde çiçek ve iki yan nda birer selvi a ac yer al r. Hal y iki ince, bir kal n bordür çevirir. nce bordürler beyaz zeminli olup, üzerinde sekiz kollu y ld z fleklinde bir çiçek ile ay fleklinde bir yapra n oluflturdu u desen ard ard na s ralanmaktad r. Kal n bordür k rm z zeminli olup, üzerinde sar konturlu, birbirine ba l eflkenar dörtgenler bulunur. Eflkenar dörtgenin ortas nda, gri renk üzerine beyaz renkli sekiz kollu y ld z ifllenmifltir. D fl nda kalan boflluklarda ise karfl l kl rozet çiçekleri ve küçük yapraklar bulunur. Resim 19 da görülen örnekte ise; k rm z renkli, stanbul Bo az oldu u düflünülen, hal n n iki çapraz köflesi aras nda uzanan bir su bulunmaktad r. Ön tarafta zemin beyaz olup, üzerinde flerefeli, ince, sivri, dört minare, çift kasnakl, kubbeli bir cami, yan nda sivri külahl Galata Kulesi oldu unu tahmin etti imiz bir yap bulunmaktad r. Yan nda Hisar burçlar, iki kat halinde pencereli evler, minareler, sivri külahl yap lar, çan kuleleri ifllenmifltir. Caminin yan nda iki selvi a ac ile di er a açlar yer almaktad r. Bo az n karfl taraf nda ise; dört adet burç, aralarda pencereli yap lar, afla da sivri külahl, kemerli yap lar ve en sonda baldaken tarz nda, sütunlar ve kemerlerle tafl nan kubbeli büyük bir yap, önde ve aralarda pencereli evler ve palmiyeye benzeyen bir a aç bulunur. Baldaken tarz ndaki bu yap n n Alman Çeflmesi oldu u düflünülmektedir. Yukar da anlat lan resim 17 deki Alman Çeflmesi resmiyle büyük benzerlik göstermektedir. Bu desenlerin zemini beyaz, üst k sm gri, gökyüzü ise sar renklidir. Gökyüzünde siyah renkli zikzak fleklinde bulutlar ifllenmifltir. Hal y d fltan içe bir ince, bir kal n ve bir flerit bordür çevirir. Gri zeminli kal n bordürde akasyaya benzeyen a açlar aras nda flerefeli minareli camiler ve türbeler ard ard na ifllenmifltir. Minareler cami ile ayn boyda yap lm flt r. Türbe oldu u düflünülen yap lar da ayn boydad r. Kal n bordürde görülen bu tasvirler Kayseri Yahyal camili hal lar n bordür desenleri ile paralellik göstermektedir. En d fltaki ince bordür çiçek desenlidir. Bu iki duvar hal s nda yer alan tasvirlerin daha çok minyatür tarz nda oldu u görülmektedir. Görüntüler bir foto raf gibi detayl bir flekilde verilmifltir. Mimari yap lar n pencereleri, sütunlar, sütun bafll klar, tonozlar, revaklar, kubbeleri, bacalar, mazgallar her türlü ayr nt belirtilmifltir. Buna karfl n oranlar gerçek d fl olup perspektife önem verilmemifltir. Bu bak mdan minyatürle olan ba lant daha güçlüdür. Kullan lan renklerin gerçekle iliflkisi bulunmamaktad r. stanbul Bo az oldu unu düflündü ümüz su, k rm z veya kirli beyaz renkte,

38 bitkiler ise yine gerçek d fl renklerde verilmifltir. Eski stanbul gravürleri ile bir ba lant kurulmaya çal fl lm fl fakat gravürler üzerinde yap lan araflt rmada bir benzerlik bulunamam flt r. Bu iki hal üzerinde yer alan stanbul manzaras, yüzy llardaki çeflitli dini ve sivil yap lar n duvarlar nda ve minyatürlerde yer alan stanbul manzaralar ile benzerlik göstermektedir. Topkap Saray Müzesi Kitapl nda bulunan 1728 tarihli, R.816 numaral Hamse-i Atai yazmas n n 71b ve 72a sayfalar nda bulunan minyatürlerinde, Rumeli ve Anadolu Hisarlar resmedilmifltir (Renda 1977: 39). Her iki resimde de camiler, evler, a açlarla Bo az n güzellikleri anlat lmaya çal fl lm flt r. Yine Topkap Saray Müzesinde bulunan, 18. yüzy l n ilk çeyre inde yap lm fl olan C.Y.463 envanter numaral yaz çekmecesinin iç ve d fl kapaklar n süsleyen, kâ t oyma (kaat ) ve kabartma tekni inde yap lm fl Dervifl Hasan Eyyubi imzal manzara resimlerinde, Anadolu ve Rumeli Hisarlar n n resmedildi i belirtilmektedir (Renda 1977: ). Minareleriyle camilerin, evlerin, di er yap lar n ve a açlar n yer ald stanbul manzaralar, Amasya II. Beyaz t Külliyesinin flad rvan nda ve Merzifon Kara Mustafa Pafla Külliyesi flad rvan nda yer almaktad r (Renda 1977: , Önge 1968: 2). Yine bir el ifllemesi olan ya l kta da çeflitli mimari ögelerin bulundu u stanbul manzaras görülmektedir (Önge 1969: 1-2). Yukar da tan t lan örnekler fl nda mimari tasvirli hal lar n Türk Hal Sanat içerisinde önemli bir köfle oluflturdu u görülmektedir. Bafllang çta simgesel olarak görülen mimari tasvirler daha sonra gerçekçi bir flekilde kullan lm fllard r. Genellikle dini mimarl k ürünleri konu edilmifl, az olarak sivil mimarl k ürünleri de kullan lm flt r. Hal larda görülen ilk mimari tasvir mihrap fleklidir. 14. yüzy ldan itibaren hal da yerini alm flt r. 16. yüzy ldan itibaren Kâbe tasvirleri görülmeye bafllan r. Müslümanlar n kutsal mekân olan Kâbe nin ve camilerde ona yönelinen mihrab n seccâdelerde yer almas, bu mekânlara duyulan sayg n n bir ifadesi olmal d r. Namaz k lmak üzere farkl bir ifllevle ortaya ç kan seccâdeler, tek ve saf VAKIFLAR DERG S seccâde olarak 14. yüzy ldan bu yana çok çeflitli mihrap flekilleriyle günümüzde de varl n sürdürmektedir. Ço unlukla camilerde korunarak günümüze gelen seccâdeler, bu gün müzelerimizi süslemektedirler. Hal larda görülen Kâbe tasvirleri erken örneklerde sade, yal n, çok stilize ve dikdörtgen fleklinde iki boyutlu olarak verilmifltir. 18. yüzy l örneklerinde de, üzerinde bulundu u hal çok bezemeli olsa da Kâbe yine sade, stilize ve dikdörtgen fleklindedir. Buna karfl n minyatürlerde, duvar resimlerinde ve çinide küp fleklinde üç boyutlu olarak yer almaktad r. Bat l laflma Döneminde manzaral hal larda hayali do a görüntüleri içerisinde sivil mimarl k ürünleri bulunur. Bunlar yüzy l duvar resimlerinde görülen manzara tasvirleriyle benzerlik gösterirler. 19. yüzy lda seccadelerde mihrap içinde büyük tek cami ile cami iç görünüflleri yer al r. Bu yüzy lda bordürlerde de küçük cami, türbe, flad rvan gibi mimari elemanlar ifllenmeye bafllan r. Bu tasvirler iki boyutlu, stilize bir flekilde olmas na ra men detaylar incelikle ifllenmifltir. Bu desenler yüzy llara ait baz camilerde ve sivil yap larda bulunan manzara tasvirlerinde görülür. Cami iç mekân tasvirlerine ise sadece hal larda rastlanm flt r. Cami, çeflme saray gibi tek yap görünümlerinin yer ald hal lar ise 19. yüzy l sonu 20. yüzy l bafl nda, bat anlay fl ndaki resmin etkisiyle ortaya ç km fl tablo niteli inde duvar hal lard r. Resmedilen yap larda minyatür tarz ndan uzaklafl larak gerçekçi bir tasvir yap lm flt r. Bu hal lar n bordürü ortadaki yap y öne ç karan bir çerçeve niteli indedir. Yine bu yüzy llarda flehir manzaralar içerisinde dini ve sivil mimarl k örneklerinin tasvir edildi i hal lar görülür. Bu flehir manzaralar nda minyatür etkisi halen devam etmekte ise de hal da manzara konu edilmesi, bat tarz ndaki resim anlay fl n n etkisini göstermektedir. Yüzy llard r dokunan, tüm dünyan n görmeye al flt geleneksel Türk Hal Sanat n n desen, motif ve kompozisyon dünyas ndan çok farkl bir bezemenin yer ald bu hal lar gelenek d fl hal lard r. 20. yüzy lda bat ile iliflkilerin artt,

39 SAYI 32 zevk ve anlay fllar n de iflti i bir zamanda üretilen bu hal lar, Türk hal lar n n sürekli geliflme ve zenginleflme özelli inin bir göstergesidir. Sonuç olarak; mihrapl, Kâbeli, camili ve cami iç görünüflü tasvirli hal lar, üzerinde ibadet etmek üzere dokunmufl, Türk slam gelene ini devam ettiren hal lar olup, 20. yüzy la kadar geliflmesini sürdürmüfltür. 19. yüzy l sonu 20. yüzy l bafl nda ortaya ç kan tek yap ve manzara tasvirli hal lar ise, duvara as lan tablolar gibi, duvara as lmak üzere tasarlanm fl ve dokunmufltur. Bu hal lar n hepsinde çok çeflitli bitkisel, geometrik, yaz l ve nesneli bezeme görülmekle birlikte, hiçbir figürlü bezemeye rastlan lmam flt r. Bu durum hal sanat m z n yak n tarihte bir aray fl içerisinde oldu unu, fakat geleneklerinden vazgeçmedi ini göstermektedir. KAYNAKÇA: ALDO AN, A. (1997). Kâbe Tasvirli Osmanl Seccâdeleri. Antik Dekor, (42), ARIK, R. (1980). Manzaral Hal lar. Çevre Mimarl k ve Görsel Sanatlar Dergisi, (7), ARIK, R. (1973). Bat l laflma Dönemi Türk Mimarisi Örneklerinden Anadolu da Üç Ahflap Cami, Ankara: Dil ve Tarih Co rafya Fakültesi Yay n. ASLANAPA, O. (2005). Türk Hal Sanat n n Bin Y l, stanbul: nk lâp Kitabevi Yay n Sanayi ve Ticaret A.fi. ASLANAPA, O. FAZLIO LU, A. (2006). Dü ümün Son Halkas Osmanl Saray Hal lar, stanbul: TBMM Milli Saraylar Daire Baflkanl Yay n. AYGÜN, A. (2002). Kayseri Güpgüpo lu Kona nda Korunan Vak f Hal lar Aras nda Bulunan Bir Hal Seccâdenin ncelenmesi. VI. Ortaça ve Türk Dönemi Kaz Sonuçlar ve Sanat Tarihi Sempozyumu Kayseri, BARIfiTA, H. Ö. (1997). Bir Müzayede ve Sergisinden Sa lanan Bilimsel Katk ya Bir Örnek Uçakl Hal. Kuruluflunun 150 nci Y l nda Türk Müzecili i Sempozyumu III Bildirileri, (24 26 Eylül 1996 stanbul), BARIfiTA, H. Ö. (2000). Konya n n Osmanl mparatorluk Dönemi El Sanatlar. Uluslar aras Kuruluflunun 700. ncü Y l Dönümünde Bütün Yönleriyle Osmanl Devleti Kongresi, Selçuk Üniversitesi, BARIfiTA, H. Ö. (1994). Isparta Hal c l Üzerine. Kamu ve Özel Kurulufllarla, Orta Öretim ve Üniversitelerde El Sanatlar na Yaklafl m ve Sorunlar Sempozyumu Bildirileri, Kültür Bakanl Halk Kültürlerini Araflt rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü ü, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlü ü, BAYRAKTARO LU, S. (1999). Seccâde. Erdem, Hal Özel Say s I, BAYRAKTARO LU, S. (1989). Manzaral ve Kufllu Hal lar. Kültür ve Sanat, (II), BAYRAKTARO LU, S. (2000). Kandilli Seccadeler, IV. Ortaça ve Türk Dönemi Kaz lar ve Araflt rmalar Sempozyumu Bildirileri, Van B LG N, Ü. (1977). Saf Seccadeler. Sanat, (6), B LG N, Ü. (1979). XIX. Yüzy l Seccâdeleri. Sanat Dünyam z, 6, (17), ÇA LITÜTÜNCÜG L, E. (1999). Cami Tasvirli Yahyal (Kayseri) Hal lar. Erdem Hal Özel Say s I, ÖNGE, Y. (1968). Anadolu Sanat nda Cami Motifi. Önasya, 4, (38), 1-3,13. ÖNGE, Y. (1969). fllemelerde Türk Mimarl k Sanat. Önasya, 4, (42), 1-2. ÖZÖNDER, H. (1999). Yüzy llar Boyunca Sille de Hal c l k. Erdem Hal Özel Say s III RENDA, G. (1977). Bat laflma Döneminde Türk Resim Sanat. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yay nlar. TOZUN, H. Ö. (1999). fllev ve Motif Aç s ndan Gelenek D fl Hal lar. Erdem Hal Özel Say s III,

40 VAKIFLAR DERG S Resim 1- Konya Mevlâna Müzesinde bulunan Kâbe tasvirli hal seccâde

41 SAYI 32 Resim 2- stanbul Türk nflaat ve Sanat Eserleri Müzesinde bulunan Kâbe tasvirli çini Resim 3- Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan Cezeri Kas m Pafla Camiine ait çini pano.

42 VAKIFLAR DERG S Resim 4- Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan bir K rflehir Seccâdesi. Resim 6- Seccâdede bulunan mihrap ve camide bulunan mihrap çizimi. Resim 5- Ankara Arslanhane Camii mihrab. Resim 7- T EM de bulunan Safseccâde

43 SAYI 32 Resim 8- T EM de bulunan Safseccâde. Resim 9- Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan bir Manzaral K rflehir Seccâdesi. Resim 10- Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan cami iç görünüflü tasvirli seccâde. Resim 11- Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan cami iç görünüflü tasvirli seccâde

44 VAKIFLAR DERG S Resim 12- Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan cami tasvirli seccâde. Resim 13- Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan bordürü cami tasvirli hal. Resim 14- Vak flar Genel Müdürlü ünde bulunan Mevlânal hal. Resim 15- Ankara Vak f Eserleri Müzesinde bulunan cami tasvirli hal

45 SAYI 32 Resim 16- Özel koleksiyonda bulunan Edirne Selimiye Camii tasvirli duvar hal s. Resim 17- Özel koleksiyonda bulunan Alman Çeflmesi tasvirli duvar hal s

46 VAKIFLAR DERG S Resim 18- Vak flar Genel Müdürlü ünde bulunan stanbul manzaral hal. Resim 19- Vak flar Genel Müdürlü ünde bulunan stanbul manzaral hal

47 Nevflehir Hac Bektafl Müzesindeki Madeni Tekke Eflyalar ndan Bir Grup Teber Nilgün ÇEVR ML Sanat Tarihçisi-Vak f Uzman VGM N Özet evflehir- Hac Bektafl Müzesinde maden eserlerden teberler üzerinde yap lan inceleme sonucunda tespit edilen 19 teber araflt rma konusu olarak seçilmifltir. Eserler 18.yüzy l sonu ile 19. Yüzy l bafl na tarihlenmektedir. Teberler d fla bombeli bir a z, hilal fleklinde bir gövdeye sahiptir. Baz lar nda topuk k sm ve tepelik mevcuttur. Teberlerin ço u ahflap göndere sahipken, baz lar nda gönder demirdendir. Teberlerden biri döküm, di erleri dövme tekni i ile yap lm fl olup, ikisi pirinçten, di erleri ise demirden yap lm flt r. Teberlerde geometrik, bitkisel, figürlü süsleme ve yaz bafll ca bezeme ögeleridir.kartufllar, silmeler, palmet ve lale motiflerinin yan s ra, ejder, aslan, bo a kufl figürleri eserlerde yer al r. Yaz larda ise; ayet, hadis, usta isimleri, eserin sahibi ve vakfeden kifli isimleri ve tarihlere rastlan r. Teberlerin ço unun Hac Bektafl Tekkesinin Bektaflili in Merkez Tekkesi olmas nedeniyle hediye olarak geldi i anlafl lmaktad r. Eserlerin yap m nda geleneksel maden yap m ve süsleme teknikleri kullan lm fl olmas na ra men, süslemede hem geleneksel motifler, hem de Osmanl Dönemine özgü yeni motiflerin uyguland görülür. Anahtar Kelimeler: Teber, Bektafli, Hac Bektafl, Dervifl, Tekke

48 VAKIFLAR DERG S A Group Of Teber From Metallic Lodge Objects n Nevflehir Hac Bektafl Museum Abstract From the results of investigations which were carried out over Tebers, nineteen Tebers have been examined as the objects of research, which have been chosen from the mining works in the Hac Bektafl Museum, in Nevflehir. These objects are dated to the late 18 th and 19 th century. Tebers have convex-shaped cutting edges, crescent-shaped bodies and staffs. Some staffs have cap-like endings in various forms. Some tebers have hammer parts whereas some others have only staff holes. Staffs of the majority of the tebers are wooden, while some are made of iron. Only a few have no handles.geometric, herbal and figurative beautification and writing are the main ornamenting components in the Tebers. Together with the kartufls, silmes, palmets and the tulip motives, dragon, lion, bull and bird figures take place in the work of pieces. When it comes to the writings, verse of the Koran, hadith, the names of the craftsmen, the owner of the work, the names of the trusts and the dates are encountered. It is understood that most of the Tebers had come as a gift due to the fact that Hac Bektafl Lodge is the center for the Bektaflis. Although the traditional mining production and the ornamental techniques had been used during the making of the work of pieces, it is seen that both the traditional motives and the new motives which are special to the Ottoman Period were implemented in the ornament. Key words: Teber, Bektafli, Hac Bektafl, Dervish, Lodge G R fi Bir potada eritilip baflka bir eflyada vücut bulmad klar sürece de erli veriler sunan, Maden sanat n n özgün örneklerinden, araflt rman n konusunu oluflturan on dokuz adet teber Nevflehir line ba l Hac Bektafl lçesinde, bu gün müzeye çevrilen Hac Bektafl Dergâh nda bulunmaktad r. Hepsinin Ankara Etnografya Müzesinden nakil olarak geldi i, envanter kay tlar nda da mevcuttur. 1 (Koflay 1928:366). Bu çal flmada, Müzenin teflhirinde ve deposunda bulunan ve daha önce üzerinde hiçbir araflt rma yap lmam fl, kültürümüzün bir dönemine damgas n vuran bu eserlerin incelenerek gerek maden sanat, gerekse bu kültüre ait baz noktalar n ayd nlat lmas na katk sa lamak amaçlanm flt r. Öncelikle müzenin teflhir salonlar ve depolar nda gerekli tespitler yap larak, teberlerin resimleri çekilmifl, ölçüleri al nm fl, üzerindeki kitabeler Doç. Dr. Fatih KÖKSAL taraf ndan okunmufl 2, eserler daha yak ndan incelenmifltir. Teberlerin ço unun büyük boyutlu olmas, bir dönem madeni yüzeyleri koruma amaçl sürülen balmumu ve buna ra men oluflan paslanma nedeniyle resim çekiminde zorluklar yaflanm flt r. Bir teber bizim d fl m zdaki nedenlerden dolay vitrinden ç kart lamad için müzeden temin edilen envanter bilgileri ile sadece d flar dan yap lan gözlem ve çekilen resimlerle de erlendirmesi yap lm flt r. Tan m ve Tarihçe Teber Farsça bir kelimedir ve balta anlam na gelmektedir. Piyade askerlerine özgü olan bu silah n menflei nin Çin oldu u belirtilmektedir (Arseven 1961:287). Polonez dilinde ise tebere çok yak n topor fleklinde an lmaktad r.(eralp 1993:73). K rg z Kahramanl k destan Manas ta Türk askerinin yak n mesafede yap lan çat flmalarda ay baltan n da kullan ld ifade edilmektedir. Balta kelimesi Türk dillerinde balta / baltu / baldu olarak adland r lsa da 1 Söz konusu teberler tekke ve zaviyelerin kapat lmas ndan sonra, Ankara Etno rafya Müzesine nakledilmifl, daha sonra Hac Bektafl Dergâh n n müze olarak aç lmas yla tekrar geri getirilmifltir. 2 K rflehir Ahi Evran Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

49 SAYI 32 ay balta deyiminin Mezopotamya dan gelen bir kelime oldu undan söz eden kaynaklar da mevcuttur (Kenesbayev 1989:235). 8.ve 9.yüzy llara ait Luristan bronzlar aras nda oldukça dekoratif ve figürlü süslemelere sahip baltalar n (teber) varl ndan söz edilmektedir. ( nal:5). 12. ve 13. yüzy llara ait baz Selçuklu sikkeleri tasvir edilirken, süvarilerin ellerinde tafl d klar baz nesnelerin teber olarak tan mland bilinmektedir (Galip 1971:36). 14. yüzy lda Selçuklu maden eser gelene ini devam ettiren Memlûk maden eserleri aras nda da dekoratif teberlerin oldu u belirtilmektedir ( nal:38). Yahya Âgâh b. Sâlih el- stanbulî nin Mecmu âtü z- Zarâ if Sandukatu l Ma ârif adl eserinde; Teber, ve harbe, yani nize ve nacak dervifl çeyizlerindendir. Teber bir çeflit baltad r ki, sap uzun ve bafl demir temrenli, yani süngülü ve a z sap n n tulu, boyu hizas nda olan savafl aletidir. ki yüzlü de olur.dervifl fukaralar n n mürflidin izni ile tekbir ve gülbank okuyarak eline verilir. Vilayetler, çöller ve da larda dolaflt nda çeflitli zararl hayvanlar ve haflerat def etmek için yanlar nda ve omuzlar nda tafl rlar. der(aytekin 2002:223). Teberin ne amaçla kullan ld bu flekilde anlat ld ktan sonra dervifller taraf ndan kutsal say larak tafl nmas n n gerekçesi de flöyle aç klan r: Nize ve nacak ve flifl de teber gibidir. Teber ve harbe, yani nîze, Hz. Peygamberin ashab ndan Hassan b. Sabit in sünnetidir. Nitekim Habefl Sultan Melik Neccafl olup, Hz. Peygamber e hediye etmiflti.o nîze hassan için çok de erli oldu undan Hz. Peygamber in hofluna gitti ve O na Ya Hassan, her nereye gider isen bu Nîze elinde olsun dedi. flte bundan dolay d r ki dervifl fukaras da teber ve nîze tafl may bundan ald lar. Zira Hassan nereye gitse elinde nîze vard ve ashab aras nda bu ona övünç sebebi olmufltu. Kalender fukaras n n tafl d klar nîze de Hassan a aittir. (Atasoy 2005:259) Teber, Osmanl ordusunda üst düzey görevliler taraf ndan üstünlük sembolü olarak kullan lan ve kesici k sm baltadan daha küçük olan bir silaht r. Teberlerde; demirden yap lm fl yar m ay fleklinde bir gövde, daire fleklindeki keskin bir kenar, bu k sma hareket veren ahflap veya demirden bir sap bulunmaktad r. Sap k sm n n kullan ld s rada elden ç kmamas için de genellikle sap n uç k sm bir tepelikle (küre, m zrak, ok ) sonuçlan r. Kullanan kiflinin önemine göre, gövde k sm alt n veya gümüfl kakma süslemeli teberlere de rastlan r. Sap k sm sarmal veya yivli teberler de mevcuttur (Eralp 1993:73). Teberlerde silah görevini yerine getiren kesici kenar genellikle hilal fleklindedir. Yüzeyin düz veya hafif içe e imli di er kenar ise do rudan sap k sm na ilifltirilmifltir. 14. yüzy l bafllar nda teberlerin sapla birleflen kenarlar karfl s na uzun sivri madeni uçlar eklenerek; kesici, delici ve parçalay c özelliklere sahip olmufltur (Eralp 1993:74). Önceleri iki el ile kullan labilen a r ve uzun sapl teberler ile k sa sapl ve genifl a zl teberlerin yerine, 16. ve 17. yüzy llarda kullan m kolay teberlerin yap ld ve süvariler taraf ndan e erin bir yan na as larak tafl nd bilinmektedir (Eralp 1993:74). Osmanl ordusunda bunlar tafl yanlara teberdar denilmifl ve Osmanl Saray n n d fl hizmet ocaklar ndan biri olan Baltac lar veya Teberdarlar Oca ad ile an lm fllard r (Koçu 1967:223). Osmanl ordusunda ran, Memlûk yap s teberlerin yan s ra ço unlukla Osmanl döneminde yap lm fl Türk teberi fleklinde ifade edilen, biçim ve süsleme bak m ndan bir sentez oluflturan teberler de kullan lm flt r. Teberlerde de di er silahlarda oldu u gibi zengin bir süsleme sanat görülür. Hilal fleklindeki kesici k sm n her iki yüzünde çeflitli bitkisel motifler ortas nda bir madalyon içerisinde Allah n s fatlar ndan birisi Ya Allah, Ya Gaffar, Ya Kahhar, Ya Fettah veya keskin a z çevresince ayet ve hadisler yahut Mühr-ü Süleyman motifi veya geleneksel yaz motiflerinin yer ald görülmektedir.

50 VAKIFLAR DERG S Ateflli silahlar n do uflu ile birlikte önemlerini yitiren, 17. yüzy l sonlar ndan itibaren Osmanl ordusunda da pratik görülmedi i için çok fazla kullan lmayan teberler zamanla birer tören silah haline gelmifllerdir. Teberlerin ayn zamanda tarikat mensuplar taraf ndan da kullan ld görülür. Evliya Çelebi nin kendi do umu s ras nda, Keysûdar Kapanî Mehmet Efendi adl bir dervifl taraf ndan baflucuna konan bir teber ve k rk yafl na gelince 31 Mart 1642 de Leh seferine giderken bunu yan nda götürdü ünden söz edilmektedir (Ats z 2001:107). Dervifl teberi olarak adland r lan bu tür teberler, orduda kullan lanlara göre daha hafiftir. ran yap m olanlarda çeflitli insan figürleri ve özellikle Hz. Ali tasvirlerine yer verilmifltir. Türk, ran ve Memlûk olarak adland r lan teberler tezyinat bak m ndan birbirinden farkl d r. Müzelerdeki en eski teber örnekleri Memlûkler e aittir. Bunlar zemini s k ve k vr k dallarla dolgulu madalyonlar içine yerlefltirilmifl alt n kakma teknikli, dikey katl sülüs kitabeleri ile tan n rlar. 17. yüzy ldaki Osmanl lar döneminde yap lan teberlerde ise süslemede sadelik göze çarpar (Anonim 1978:175). Tasavvufi ak mlardan Rum Abdallar adl Kalenderi zümreleri tan t l rken; bir omuzlar nda Ebu Müslimi nacak tabir edilen bir balta ile di er yanlar nda kuflaklar na as l birer keflkül tafl d klar ndan söz edilir (Ocak 2000:113). Teber, 8. yüzy lda yaflayan Ebu Müslim Horasani nin lakab ile an larak Ebu Müslimi nacak fleklinde de metinlerde yer alm flt r. Teberler 17. yüzy la kadar Osmanl mparatorlu u s n rlar içinde yayg n olan, daha sonralar Bektaflilik içinde eriyen Kalenderiler in etkisiyle Bektafli dervifllerinin vazgeçilmez bir eflyas haline gelmifltir. Osmanl ordusunun belkemi ini teflkil eden yeniçerilerin bu tarikata mensup olmalar nedeniyle de, teberler Osmanl ordusunun kesici silahlar aras nda önemli bir grubu oluflturmufltur (Tanman 1993:498). Bu araflt rmaya konu olan Hac Bektafl Müzesi nde bulunan on dokuz teberden yedisi (T.1- Resim.1, T.6-Resim.6, T.7-Resim.7, T.10-Resim.10, T.11-Resim.11,T.12-Resim.12,T.13-Resim.13) 3 Hac Bektafl Veli Türbesi nin de bulundu u ana mekâna yerlefltirilen vitrinlerde sergilenmektedir. Bir tanesi de T.17-Resim.17) Bal m Sultan Türbesi nin bulundu u mekândaki, teslim tafllar n n da yer ald vitrinde teflhirdedir. Müze deposunda ise (T.2- Resim.2, T.3-Resim.3, T.4-Resim.4, T.5-Resim.5, T.8-Resim.8, T.9-Resim.9, T.14-Resim.14, T.15- Resim.15, T.16-Resim.16, T.18-Resim.18, T.19- Resim.19) toplam on bir teber tespit edilmifltir. Sekiz teberin üzerinde tarih bulunmaktad r. Teberlerden üzerindeki kitabeye göre en erkeni (T.1;H.1181) M.1767 tarihlidir. Di erleri (T.2;H.1212) M.1797, (T.4;H.1223) M.1807, (T.3;H ) M.1813, (T.5;H.1235) M.1819, (T.6;H.1240) M.1824, (T.8;H.1252) M.1836, (T.9;H.1255) M.1839 tarihlidir. TEBERLER N FORMLARINA GÖRE NCELENMES : Teberler genellikle d fla do ru bombeli a z k sm, hilal fleklinde bir gövde, sap kovan ve arkas ndaki topuk k sm, sap kovan üzerine yerlefltirilen tepelik olarak adland r lan bir bölümle gönderden meydana gelmektedir. A z: Teberlerde a z d fla do ru bombeli yap lm flt r. ncelenen teberlerden üçü (T.16, T.18, T.19) a z formu aç s ndan farkl d r. Bu üç eserden ilkinde ikiyüzlü ay balta fleklinde bir form( T.16), ikincisinde (T.18) a z k sm içbükey bir form, üçüncü eserde ise (T.19) ikiyüzlü bir form ancak yüzeyler ay baltan n aksine iç bükey birer yay parças flekildedir. On alt teber (T.1, T.2, T.3, T.4, T.5, T.6, T.7, T.8, T.9, T.10,.T11, T.12, T.13,.T,14, T.15) tek yüzlü teber fleklindedir. 3 Makale metni içerisinde teberler T olarak k salt lm fl ve foto raf numaralar Resim 19 a kadar eser say s ile efllefltirilmifltir

51 SAYI 32 Gövde: Araflt rma konusunu oluflturan teberlerden on beflinde (T.1, T.2, T.3, T.4, T.5, T.6, T.7, T.8, T.9, T.10,. T11, T.12, T.13, T,14, T.15) gövde hilalimsi bir flekildedir. Bunlardan (T.6,T.7 de gövde, göndere paralel olarak uzat larak, ucu adeta stilize ejder bafl fleklinde düzenlenmifltir. Bir eserde ise (T.16) gövde simetrik hilal fleklindedir. Di er bir teberde (T.18) hilalin her iki ucundaki iç bükey k vr m, yar m daire biçiminde yuvarlat larak daire fleklinde gövdeye ba lanm flt r. Gövdenin çift yönlü oldu u bir eserde(t.19) sap ekseninin bir yan nda içbükey k vr ml bir bölüm, di er yan nda keskin hatlarla s n rland r lm fl dört bölümlü bir gövde dikkati çeker. S rt k sm nda oldukça derin kavis görülen on alt teberin yan s ra (T.2, T.3, T.4, T.5, T.6, T.7, T.8, T.9, T.10, T.12, T.13, T.14, T.15, T,16, T.17) iki teberde (T.1, T.11)bu kavis daha yayvan bir halde karfl m za ç kar. ki örnekte ise (T.9,T.15.) s rt k sm ndaki kavis bölünerek ikifler kavis oluflturulmufltur. On bir eserde hilal fleklindeki gövdenin alt ve üst uçlar (T.1, T.6, T.7, T.10, T.11, T.12, T.13, T.16, T.17, T.18, T.19 gönderden ba ms zd r. Sekiz ahflap sapl teberde ise(t.2, T.3, T.4, T.5, T.8, T.9, T.14, T.15) hilal fleklindeki gövdenin alt uçlar birer perçinle göndere ilifltirilmifltir. Topuk: Teberlerin sap kovan n n arkas nda yer alan topuk k sm, de iflik flekil ve formlarda karfl m za ç kmaktad r. Araflt rma konusu teberlerin onunda (T.6, T.7, T.8, T.10, T.11, T.12, T.13, T.14, T.17, T.18 ) topuk k sm mevcuttur. Sekiz teberde ise (T.1, T.2, T.3, T.4, T.5, T.15, T.16, T.19) sadece sap kovan vard r. ki teberde (T.6, T.7) üç boyutlu kuflbafl, bir teberde (T.8 )silindir, di er iki teberde (T.10, T.2) dikdörtgen prizma, yine bir teberde (T.11) çiçek veya Bektafli Sikkesi olarak adland r lan ve Bektafli Mezar tafllar nda da görülen bir form dikkati çeker (Tuncel 2000:454). Bunlardan baflka ucu sivri S k vr m (T.13), küre(t.17), kargaburnu (T.18) fleklinde topuk k sm na sahip teberler de vard r Gönder (sap): Araflt rma konusunu oluflturan teberlerin onunda (T.2, T.3, T.4, T.5, T.8, T.14, T.15, T.16, T.17, T.18)gönder k sm a açtan yap lm flt r. Sap uzunluklar 1,20 m, ile 1,50 m. aras nda de iflmektedir. Befl teberde ise (T.6, T.7, T.10, T.11, T.12) gönder demirden yap lm fl ve uzunluklar 65-80cm aras ndad r. Bir eserde (T.12) göndere yerlefltirilen horoz ad verilen bir mekanizma ile ayn zamanda tüfek görevi yapmaktad r. Sadece üç eserde (T.1, T.13, T.19) sap mevcut de ildir. Bütün teberlerde sap k sm esere sonradan ilave edilmifltir. Baz teberlerde saplar n alt ucuna (T.2, T.3, T.5, T.8) 20.cm uzunlu unda ucu sivri bir demir parças tak lm flt r. Bu parçan n teberlerin yere kolay saplanabilmesi için yap ld düflünülmektedir. Tepelik: Teberlerin topuk k sm ile sap kovan n n birleflti i üst k s m baz kaynaklarda temren olarak adland r lmas na ra men, taraf m zdan tepelik olarak adland rmas n n uygun olaca kanaatine var lm flt r (Eralp 1993:73). On bir teberde (T.1, T.3, T.6, T.7, T.8, T.9, T.13, T.14, T.15, T.16, T.17, T.19) tepelik mevcut de ildir. Dört teberde tepelik(t.2, T.4, T.5, T.11) sarmal fleklinde, iki teberde (T.10, T.17) küre fleklinde, bir teberde (T.12) silindir üzerine ifllenmifl üç bo um flekildedir. Sadece bir teberde de(t.18) alttan uca do ru daralan sivri flifl fleklindedir. Araflt rma sonucunda, teberler formlar ile ilgili olarak afla daki flekilde bir tipoloji oluflturulmaya çal fl lm flt r: A.A z formuna göre; Tek A zl teberler Çift A zl teberler fiifl teber B.Gövde Formuna Göre, 1-S rt k sm derin kavisli olanlar 2-Az kavisli olanlar 3-Birden fazla kavisli olanlar

52 C.Topuk formuna göre; 1-Topuk k sm olanlar 2-Topuk k sm olmayanlar D. Tepelik formuna göre; 1-Tepelik k sm olanlar 2- Tepelik k sm olmayanlar E. Gönder malzemesine göre; 1-Gönderi ahflap olanlar 2-Gönderi metal olanlar 3-Gönderi tüfekli olanlar 4-Göndersiz olanlar En büyük boyutlu dokuz teberin (T.14, T.15, T.4, T.18, T.9, T.5, T.19, T.8, T.3) uzunluklar 112,5-53 cm.aras ndad r. Genifllikleri ise 27,5-15 cm. aras ndad r. Di er dokuz eserin (T.16, T,13, T.1, T.2, T.6, T.7, T.10, T.11, T.12) uzunluklar 40,5 cm-16,9 cm, genifllikleri 34,5-14,5 cm aras nda de iflmektedir. TEKN K Yap m Tekni i Döküm tekni i, potada eritilen madenlerin kil kal plara dökülmesi ve sonradan bu kal plar n ayr larak eserin d fla ç kart lmas fleklinde uygulanan bir tekniktir. çi bofl ve içi dolu döküm olarak iki türü vard r. Teberlerden yaln zca biri (T.1) döküm tekni i ile yap lm flt r. Di er on sekiz teber (T.2, T.3, T.4, T.5, T.6, T.7, Y.8, T.9, T.10, T.11, T.12, T.13, T.14, T.15, T.16, T.17, T.18, T.19) tavlanan demirin bir örs yard m ile kütük üzerinde dövülmesi sonucu yap lan ve dövme olarak adland r lan teknikle yap lm flt r. Süsleme Tekni i: Teberlerden on ikisinin (T.1, T.3, T.5. T.6, T.7, T.8, T.9, T.10, T.11, T.12, T.14, T.19) süslemesinde kaz ma tekni i uygulanm flt r. Maden eserlerin süslemesinde, süsleme yap lacak eserin üzerine küt uçlu çalma kalemleri ve çekiçle vurularak düz ve kavisli çizgiler oluflturma ifli bu teknikle gerçeklefltirilmektedir. Kaz ma tekni inde eser üzerinde aç lan yivlerden ç kar lan parçalar d flar ç kar l r. Tek bafl na veya di er süsleme teknikleri ile bir arada kullan lan kaz ma tekni i her devirde ve bölgede her çeflit maden üzerinde uygulanm flt r (Erginsoy 1978:33). Maden eserlerin üzerinde delici ve kesici aletlerle bazen desenin, bazen de zeminin oyulmas ile elde edilen süsleme flekline kesme veya ajur denir. Bu teknikte desen çizilerek kesilen k s mlar ç kart l r ve kenarlar törpülenir. Selçuklular Döneminde büyük geliflme gösteren bu teknik hem dövme hem de dökme eserlerin süslenmesinde baflar ile uygulanm flt r (Erginsoy 1978:37). Örneklerden alt s nda (T.1, T.6, T,7, T.8, T.12, T.18)ajur tekni i ile yap lm fl süslemeler dikkati çeker. Bunlardan sadece bir tanesi (T.1) döküm tekni i üzerine uygulanm flt r. Özellikle bir eserde (T.8) eser gövdesi üzerinde bir hilal, biri anahtara benzer, di eri de küçük bir yuvarlak fleklinde olan üç motif ajur olarak ifllenmifltir. Dört eserin süslemesinde(t.2, T.4, T.5, T.11)aplike tekni i uygulanm flt r. Bir tanesinde (T.2) eser gövdesinin sap kovan ile birleflti i bölüme üç dilimli palmet fleklinde yine eserin kendi madeninden bir parça monte edilmifltir. Befl eserde ise (T.4, T.5, T.6, T.7, T.8) niello tekni i uygulanm flt r. Niello veya savat maden eserlerde özellikle gümüfl eserlerin süslenmesinde s kl kla kullan lan bir tekniktir. Madeni eser üzerine aç lan yivlere ve yuvalara, kükürt ve maden kar fl m olan siyah renkteki niello (savat) dökülerek eserin f r nlanmas fleklinde uygulan r. Sadece üç teberde (T.13, T.15, T.16) herhangi bir süsleme tekni i uygulanmam flt r. BEZEME(SÜSLEME): VAKIFLAR DERG S Teberlerde görülen süsleme program nda ise geometrik, bitkisel, figürlü süsleme ve yaz dikkati çeker. Süslemeler genellikle bombeli a z kenarlar nda, gövde, topuk ve metal saplar üzerindedir.

53 SAYI 32 Geometrik Süsleme Kartufl: Teberlerin bir k sm nda (T.4, T.5, T.10) gövde üzerindeki sap kovan ndan bafllayarak a z k sm na do ru geniflleyen palmet fleklinde kartufllar vard r. ki eserdeki (T.4 ve T.5) palmetler oldukça stilize edilerek ifllenmifl ve biçim aç s ndan benzerlik göstermektedir. Bir eserde (T.14) gövde üzerinde sap kovan alt nda yat k dikdörtgen bir kartufl ile onun üzerinde, C-S k vr mlar ndan oluflan alem fleklinde bir kartufl daha yer almaktad r. C-S k vr mlar 18.yüzy l n rokoko tarz motiflerinden olup, dönemin resim sanat nda, duvar resimlerinde, mobilyalar nda çok s k kullan lm flt r. Mühr-ü Süleyman: Mühr-ü Süleyman motifi teberler üzerinde s k kullan lmas na ra men örneklerden sadece birinde (T.8) gövdenin sap kovan na birleflti i yere kaz ma olarak yap lm flt r. Hilâl: Hilal motifi; Anadolu öncesi Türk Sanat n n de iflik örneklerinde, özellikle maden eserler üzerinde oldukça s k kullan lan bir motif olmas na karfl n, incelenen örneklerden sadece bir teberde(t.8) gövdenin tam ortas nda sap kovan n n alt na gelen yerde ajur olarak karfl m za ç kar. Bitkisel Süsleme: Palmet, K vr k Dal,Yaprak Teberler üzerinde( T.1, T.2, T.4, T.5, T.8, T.10, T.12). görülen palmet, rumi, k vr k dal bafll ca süsleme motifleridir. Bir eserde (T.2) gövde ile sap k sm n n birleflti i alanda kabartma olarak ifllenmifl üç yaprakl palmet motifi yer al r. ki eserde ise (T4,T.5) yine gövde ile sap kovan n n birleflti i yerde adeta sap kovan ndan ç kan, befl dilimli palmet fleklinde kaz ma olarak ifllenmifltir. Palmet yapraklar aras ndan ç kan ince k vr k dallar eserin s rt k sm na paralel uzan r. K vr k dallar n ucunda ise küçük yapraklar yer almaktad r. Bir eserde ise (T.10) gövde ile sap kovan n n birleflti i bölümden bafllayarak a z k sm na do ru aç l m yapan, hatlar yla adeta kartufl oluflturan bir palmet fleklindedir. çi k vr k dallar ve yaz larla doldurulmufltur. Lâle Kumafl, çini, hal gibi eserlerde s k kullan lan Osmanl dönemine özgü lale motifi teberlerden yaln zca bir tanesinde (T.) natüralist bir anlay flla çizilmifltir. Figürlü Süsleme Teberler üzerinde görülen aslan, bo a, ejder, kufl, at(?) bafll ca motiflerdir. Üç eserde eserin formu adeta (T.6, T.7, T.11) stilize ejder fleklindedir. Yine bu eserlerden ikisinde( T.6, T.7), eserin topuk k sm üç boyutlu kufl bafl fleklindedir. Bir teberde(t.1) eser yüzeyini kaplayacak flekilde ajur olarak ifllenmifl, karfl l kl olarak tasvir edilmifl iki hayvan figürü yer almaktad r. Aslan ve karfl s nda Unicorn olarak nitelendirilen tek boynuzlu at figürü yer almaktad r. (Yetkin 1982:179). Baflka bir teberin(t.12) topuk k sm ndaki kare yüzeye yerlefltirilmifl on alt kenarl bir kartufl içerisinde zemin kaz narak yap lm fl hayvan mücadele sahnesi bulunmaktad r(resim.20). Buradaki aslan figürü oldukça ayr nt l ifllenmifltir. Hayvan n sald r an ndaki tüm hareketleri, ön ayak havada pençeler gerilmifl halde, yeleler oldukça ayr nt l verilmifltir. Alttaki hayvan ise ald darbe ile ön ayak içe do ru k vr lm fl, bafl öne e ik pozisyonda resmedilmifltir. Söz konusu teber üzerindeki hayvan mücadele sahnesi, (Çoruhlu 1993) gruplamas n yapt üçüncü gruptaki bir etçil hayvan n toynakl hayvana sald r fl n gösteren sahneler aras nda say labilir. Bo a figürünün genellikle insan, aslan, kartal, ejder, veya gergedan figürleriyle birlikte kullan ld, sembolik anlam n n ise birlikte tasvir edildi i hayvana göre de iflti i, aslanla birlikte kullan ld nda; aslan n fl, bo an n da karanl temsil etti i, ifade edilen görüfller aras ndad r (Öney 1978:155). Bektaflilikte ise aslan figürünün ayr bir önemi vard r. Haydar ad ile de an lan Hz. Ali Haydar- Kerrâr d r, yani tekrar tekrar aslan d r. Ayn

54 zamanda Hz. Ali Allah n Aslan diye an l r (Boran 2002:127). Tasavvufta aslan figürü, tefekküre karfl hareketi simgelemekle birlikte, alt n ve günefli temsil eder. Her nesnede var olan hareketlilik, yücelme ve yarat c l anlat rken, bo a motifi ise, genellikle karanl n ve ay n simgesi olarak bilinmekle birlikte ayn zamanda farkl bir flekilde gücü de temsil etti i bilinmektedir (Durukan 1993:149). Hayvan mücadelesi sahnesinde, alttaki figürün ise yine toynakl bir hayvan olmas ihtimali yüksektir. Geyik olmas ihtimali ile bak ld nda, hayvan n bafl k sm nda oldukça kal n bir ense ve profilden bir boynuz flekli dikkati çekmektedir. Ayr ca Bektaflilikteki geyik figürünün rolünün daha farkl olmas nedeniyle böyle bir aslan mücadelesinde yer almas mümkün olmasa gerektir.(durukan 1993:150). Bu figürün gerek fiziki görünüflü gerekse ikonografik aç dan bo a olmas daha muhtemeldir. Birbirleri ile mücadele eden hayvan figürleri maden eserler aç s ndan da zengin buluntular veren Paz r k kurganlar nda bulunmufl hal larda da görülmüfltür. Hayvan mücadelesi sahneleri, Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu Sanat nda mimarinin yan s ra el sanatlar ürünlerinde de s k ifllenen motifler aras ndad r. Aslan çok eski devirlerden beri güneflin, ayd nl n, kudretin sembolüdür. Hayvanlar Kral aslan, hükümdarlar n iflareti olmufltur. Kuvvet simgesi olarak da koruyucu özelli i vard r. Kötü kuvvetlere, kötü nazarlara karfl bir koruyucu rolü oynarlar (Ögel 1962:529). Anadolu Selçuklu Sanat nda görülen hayvan resimleri arabesk, geometrik süslemeler ve yaz ile bir arada kullan lm flt r. nsan ve hayvan figürleri tekke sanat n n ürünleri olan resimlerinde de görülmektedir. Sünnî ö retilerde sanata karfl biraz kat bir tutum sergilenmesine(resim, heykel) karfl, Anadolu da yaflam fl Bektaflilik ve Mevlevilik gibi ço u tarikatlarda, müzik, raks ve resim sanat n n ibadetle buluflturulup tekke ve dergâhlarda icra edildi i bilinmektedir (Aksel 1967: 22). Araflt rma örne i teberlerden birinin(t.8) gövdesi üzerinde, her iki yüzde bafl sap kovan na gelecek flekilde kaz ma olarak ifllenmifl basit aslan figürleri dikkati çekmektedir. Selçuklu Sanat nda kullan lan hayvan figürlerinin hemen hepsi fl sembolize etti i; kartal, aslan ve sfenks figürlerinin günefli, (ayd nl ); ejder gibi figürlerin de ay veya (karanl ) temsil etti i bilinmektedir. Kuyruk ucu ejderle sonuçlanan aslan ve sfenks figürleri, Günefl ve Ay sembollerinin tek figür halinde ifllendi i kompozisyonlar olarak karfl m za ç kmaktad r (Yetkin 1982:157). Anadolu sanat nda s kça kullan lan bo a figürünün ise, M.Ö. 6.binden bafllayarak, Neolitik, Erken Tunç Ça lar ile Hitit, Urartu devirlerinde de kullan ld bilinmektedir. Selçuklu Sanat nda süsleme unsuru olarak karfl m za ç kan hayvan tasvirlerinin ço u sembolik anlamlar tafl r. Anadolu Selçuklu Sanat n n Mimari süslemelerinde de bo a figürünün, genellikle insan, aslan, ejder veya gergedan figürleriyle birlikte kullan l fl dikkati çeker. Aslanla birlikte tasvir edilen bo a, z t prensibi (karanl -yenilgiyi) temsil etmektedir(yetkin 1982:155). Yaz VAKIFLAR DERG S Teberlerde süsleme ö esi olarak yaz n n önemli bir yeri vard r. Esere estetik görünümün vermesinin yan s ra, yap m tarihi, ustas, yap ld yer, kime hediye edildi i, farkl dönemlerde ve de iflik kiflilerce kullan ld fleklinde eser hakk nda oldukça önemli bilgiler verirler. Maden eserlerin üzerine kitabe konmas gelene i Ortaça slam Döneminin çok tipik bir özelli i olup, di er dönemlerde de devam etmifltir. Bektaflilikte yaz adeta bir resim ö esi gibi kullan lm fl ve kendi inanç çizgisinde devam ederek bütün örneklerini bu alanda vermifltir. Bektaflilikte yaz -resim sanat n n temel konusu insand r. Ali, Hasan, Hüseyin, On iki imam gibi tarikat ulular na yer verilmifltir. Bektafli resminde yaz n n yan s ra ifllenen di er bir konu hayvan figürleridir. Bafll ca motifler ise arslan, ejder, deve, geyik, bal kt r. Üçüncü konuyu Hz. Ali nin Zülfikâr oluflturur (Eyübo lu

55 SAYI :466). Bektaflilikte bu tür yaz - resimlerin sanat kayg s ndan ziyade, inançla flekillendi i görülür. Bu tür yaz - resim flehir merkezlerinden uzaklafl ld kça yaz özelli ini yitirerek resim-.yaz -resim öyküyle kar fl k bir hale dönüflür. Teberler üzerindeki yaz lar, genellikle eserlerin a z kenar boyunca düz bir sat r halinde yer al r. Ayetler, hadisler, fliirler, deyifller, usta isimleri, yap m yeri, teberi kullanan kifli isimleri, eseri vakfeden kurum ve kifli isimleri de yaz lar n konusunu oluflturmaktad r. Bazen de gövde üzerinde, Allah, Muhammed, Ali isimleri aynal yaz (müsenna) fleklinde görülür. Teberlerden alt s nda (T.2, T.3, T.4, T.7, T.11, 14) La feta illa Ali la seyfe illa zülfikar 4 ibaresi yer almaktad r(sar kaya 2002:94). Bir k s m teberde ise (T.3, T.9, T.11, T.14, T.17) Kuran- Kerimdeki baz ayetlerden bölümler yaz lm flt r. ki örnekte (T.17, T.11) Nasrun min Allahi ve Fethun Karib 5 ifadesiyle bafllayan ayetin bir bölümü yaz lm flt r. Bir eserde (T.9) Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyi l aziym ve La lahe illallah Muhammedün Resulullah (kelime-i tevhid )yaz lm flt r. ki eserde (T.1,T.2) her kim teberi al p götürürse Allah n laneti üzerine ola fleklinde ifadeler yer almaktad r. Teberlerden biri ile yine müzede yer alan keflküllerden birinin Mehmet Dede adl bir flah s taraf ndan 1767 y l nda Hac Bektafl Tekkesi ne vakfedildikleri üzerlerindeki kitabelerden anlafl lmaktad r. Keflkül pirinçten, teber demirden yap lm fl, her ikisinde de figürlü süsleme mevcuttur. Befl eserde (T.2,T.4,T.5, T.6,T.7) teberi öven fliirler dikkati çeker. Teberdür sûretâ gerçi veli bir berk-i sûzândur Hilâli âsumân- Zu l-fikâr fiâh- Merdân dur fleklinde benzer fliirler yer almaktad r. Bir di er eserde(t.7) ise; fiah Ebü l-müslim teberdârdan teberdir yâdigâr Hâriciden intikâm alm fl o flâh- flehriyâr Yerde gökde söylenür nâm o flahun dâimâ Kâtil-i Mervân odur zira o dürr-i flâh-var... Her kaçan deste teber ald kça virdi bu idi La feta illa Ali la seyfe illa Zu l-fekar Her kaçan cenge girersin flk ile di ya imam Sal teber kafirlere alg l Yezid den intikam Levh-i Mahfuzda yazm fl Halik- Rabbü l enam gibi teberi öven, ehlibeyt karfl tlar ndan intikam al nmas n öneren içerikte fliirler yer almaktad r. Bir k s m eserde ise (T.2, T3, T.4, T.5, T.6) eseri yapan usta isimleri yaz l d r. Üç eserde(t.4, T.5, T.6) Akçahisari Süleyman Usta, bir eserde (T.1) Akçahisar l Gül Usta, bir di erinde ise(t.2) usta Dervifl Hüseyin ismi ile eserin Perez li Dervifl smail e ait oldu u yaz l d r. KARfiILAfiTIRMA VE DE ERLEND RME Araflt rma konusunu oluflturan on dokuz adet teber yukar daki özellikler dikkate al narak bir de erlendirme yap ld nda; ço u Osmanl teberleri (Türk teberi) formunda ahflap uzun gönderli, sade süslemeli büyük boyutlu eserlerdir. ki adet ran teber formuna benzeyen örnek bulunurken, tamamen farkl özellikler gösteren, bir sentez sonucu ortaya konmufl oldu unu düflündüren alt örne in yan s ra, az say da törenle s ras nda kullan lan dervifl teberi de bulunmaktad r. Yap m ve süsleme teknikleri bak m ndan geleneksel maden sanat özelliklerini devam ettirmelerine ra men, yeni formlar n ve süsleme motiflerinin de denendi i anlafl lmaktad r. 4 Hz. Ali hakk nda söylendi i iddia edilen Ali den baflka feta, zülfikardan baflka k l ç yoktur anlam ndaki bu söz; Hz. Peygamber, bir gün Ali ye bir kimse sana kötülük etse nas l karfl l k verirsin? diye üç kez sorar, her defas nda O, da iyilik ederim diye cevap verir. O da Ali den baflka feta, zülfikardan baflka k l ç yoktur. buyururlar. 5 Kur an- Kerim Fetih Suresi. Ayet (1)

56 VAKIFLAR DERG S ncelenen teberler, de iflik yay nlarda ve müze koleksiyonlar ndaki örneklerle form, malzeme ve süsleme program aç s ndan karfl laflt r ld nda benzerliklere rastlanm flt r. ncelen eser grubu içinde de benzer formda olan iki teber, Konya Mevlana Müzesi nde bulunan 570 (H.1236 ) ve 4487 envanter numaral 18. yüzy l bafl na tarihlenen demir sapl iki teberle 6 dönem, form, teknik, süsleme aç s ndan oldukça benzerdir. Gövde üzerinde ajur tekni inde aynal yaz formunda Ali yaz s bulunmaktad r. Teberlerin topuk k s mlar üç boyutlu kufl bafl fleklindedir. Tarihleri de yak n olan bu iki teber malzeme, form, teknik ve süsleme program aç s ndan incelenen örneklerden ikisiyle (T.6,T.7) benzerlikler göstermektedir (Resim.21., 22). Araflt rma konusu olan Bektaflilik tarikat n n amblemi olarak tan mlanan teber ve keflkül formlar n n bir arada kullan ld en güzel örneklerden birisi, 1666/67 tarihli Merzifon Kara Mustafa Pafla Camii fiad rvan Kubbesindeki duvar resmidir. Buradaki teber ve ona as l duran keflkül, Osmanl Dünyas n n tan t ld stanbul tasviri içinde, Osmanl toplum yap s nda önemli roller oynayan tarikatlardan biri olan Bektafli tarikat n n simgesidir (Tanman1993:520). Teberde inceleme örneklerinden birindeki gibi simetrik iki hilalden oluflan bir gövde, (T.16), m zrak fleklinde uzanan bir tepelik k sm ile ahflap bir gönder dikkati çeker.(resim.23). Teberlere Osmanl Ordusunu tasvir eden resimlerde de rastlanmaktad r(resim.24). (Anonim 1999:311). Topkap Saray Müzesi ndeki H.2164 nolu albümde, Levni ye ait bir portrede genç bir peykin elinde incelenen örneklerden birine(t.16) benzer çift tarafl teber görülmektedir(anonim 1999:305).(Resim.25). nceleme konusu teberlerden, (Resim.18) içbükey hilal fleklinde uçlar, oldukça sivriltilmifl bir gövde, kargaburnu denilen bir bölüm, ortada uzanan süngü fleklinde bir tepeli i ile di erlerinden farkl d r. Üzerinde ajur tekni ini ile yap lm fl geometrik motifler vard r. Askeri Müze koleksiyonlar nda bulunan 16 yüzy la tarihlenen, kataloglarda biçim olarak Venedik fleklinde tan mlanan Halbert olarak an lan teberle büyük benzerlikler göstermektedir.( stanbulportal.com ). (Resim.26). Osmanl Devletinin Avrupa da gerçeklefltirdi i fetihler ve 18.yüzy lda Avrupa ile iliflkilerin artt r lmas gibi nedenlerle ekonomik, siyasal kültürel alanlarda karfl l kl etkileflimlerin olmas kaç n lmazd r. Bu dönemde Bektaflilik tarikat n n da Balkanlarda etkili oldu u bilinmektedir. Bu etkileflimin Osmanl silah sektörüne de etkileri oldu u muhakkakt r. Teberler üzerinde görülen figürlü süsleme motiflerinin de iflik eserler üzerinde de uyguland klar görülür. Bir teberin (T.12) topuk k sm üzerine ifllenmifl, hayvan mücadele sahnesi benzeri kompozisyonlar, Yak ndo u sanat nda Eski Ça dan beri kullan lmaktad r. Türk Sanat nda görülen ve hükümdar n kudret ve sembolünü temsil etti ine inan lan bu sahneler, 12. yüzy l Güneydo u Anadolu yap lar nda da karfl m za ç kmaktad r(erginsoy 1978:487),(Özdemir 1977:5). 13. yüzy la tarihlenen Diyarbak r ç Kale deki aslan bo a mücadele sahnesinde, altta boynuzlar olan toynakl bir hayvan ön ayaklar içe bükülmüfl üstteki aslan ise pençesini hayvan n s rt na geçirmifl ve hayvan n ensesine e ilmifl pozisyondad r. Bu sahne, malzeme ve teknik aç dan farkl olsa da kompozisyon aç s ndan (T.12) örne indeki hayvan mücadele sahnesine oldukça benzerdir(resim.27). Di er bir eser ise Konya Mevlana Müzesi nde bulunan 13. yüzy la ait bronz kandildir. Üzerinde ajur tekni inde yap lm fl karfl l kl aslan figürleri yer al r (Yetkin 1976:212). Söz konusu eserdeki süslemenin ajurla yap lmas, aslan figürlerinin bir ayak havada, ortada bulunan bir madalyona do ru yönelmifl flekilde tasarlanan kompozisyon, döküm tekni i ile yap lm fl örnekle (T.1) benzerlik göstermektedir(resim.28). Teberler üzerinde yer alan ayet, hadis, usta ad, gibi yaz lara di er maden eserler üzerinde de rastlanmaktad r. Bir ortaça gelene i olan bu tutumun Osmanl da da devam etti i görülmektedir. Çank r Müzesinde bulunan envanter nolu 6 Bu eserlere ait foto rafl envanter fiflleri Konya Müze Müdür Yard mc s Dr. Naci Bak rc taraf ndan temin edilmifltir

57 SAYI 32 bir teber 7 yine bombeli bir a z, hilalimsi bir gövde k sm ile tan d k teber formundad r. Gövde üzerinde bulunan yat k dikdörtgen, uçlar palmet fleklinde sonuçlanan kartufl içerisinde Ya fettah, Ya Ali, La Feta illa Ali, La Seyfe illa Zülfikar fleklinde alt n yald zla yaz lm fl, incelenen örneklerdeki ifadelere benzer söylemler yer almaktad r (Resim.29). Teberler üzerinde görülen bir di er motif ise hilâl motifidir. Askeri Müze de bulunan 16.yüzy l sonuna tarihlenen env. nolu, tek a zl ve hilâl fleklinde gövdesi olan ahflap sapl bir teber üzerinde de gövdenin tam ortas nda sap kovan na dönük bir hilâl ve üzerinde y ld z motifi dikkati çekmektedir (Resim.30). Di er bir teberde, bir yüzünde flemse içinde, Kelime-i Tevhid ile Fetih suresinin bafllang c yer almaktad r (Bodur1987:175). (Resim.31). Teberlerden birinde (T.8) görülen Mühr-ü Süleyman motifi mimaride, tezhipte, ahflap ve çini gibi bir çok örnekte süsleme motifi olarak karfl m za ç kmaktad r(çam 1993:217). Ülkemizdeki müzelerin yan s ra yurtd fl ndaki müzelerde de teber örneklerine rastlamak mümkündür. Polonya daki Krakowe Müzesi nde bulunan 17.yüzy la tarihlenen V.1531 env. nolu bir teber, demirden yap lm fl, s rt az kavislendirilmifl, her iki ucun gönderden serbest durdu u bir gövde formuna sahiptir. Eser gövdesi üzerinde ise sap kovan ndan a z kenar na do ru uzanan, içinde bitkisel motiflerin yer ald bir yar m flemse motifi görülmektedir. ncelenen örneklerden biri ile (T.10) benzerlik gösterir(bron vd.1982:239). Yine Krakow Müzesinde 18. yüzy la tarihlenen env. nolu teber de s rt az kavislendirilmifl, iki ucu gönderden ba ms z gövde formu, tepelik k sm, demir gönderinin olmas bak m ndan baz örneklerle (T.10,T.12) benzerlikler gösterir(bron vd.1982:239). ncelenen iki eserdeki (T.6.T.7) kufl bafl formu yerine burada üç boyutlu bir horoz bafl ifllenmifltir.. Armudi bir form gösteren tepelik k sm n n üzerinde, yuvarlak üste do ru daralan bir levha içerisinde ise Hz Ali, Hasan ve Hüseyin resmedilmifltir. Bu ran teberlerinde görülen bir özelliktir(resim.32). SONUÇ: Kültürümüzün flekillenmesinde önemli roller üstlenen tasavvuf ak mlar ndan arta kalan de erler, edebiyat ve musikinin yan s ra Sanat Tarihi aç s ndan da önemli veriler sunmaktad r. Araflt rma konusunu oluflturan ve Bektaflilerin vazgeçilmez eflyalar ndan olan teberler de maden sanat aç s ndan oldukça özgün bir grubu oluflturmaktad r. ncelenen teberler gösterdikleri de iflik formlar, yap m ve süsleme teknikleri, süsleme programlar bak m ndan 1767 ile 1839 y llar aras na tarihlenen geleneksel maden sanat örneklerinin devam gibi görülebilirler. Eserler aras nda, orduda ifllevsel amaçl kullan lm fl olabilece i düflünülen büyük boy teberlerin yan s ra, teberlerin tarikat mensuplar taraf ndan da kullan ld sav n pekifltiren sembolik tarzda dervifl teberleri bulunmaktad r. Ayr ca süsleme ve form aç s ndan ran etkili olabilece i düflünülen birkaç örnek de bulunmaktad r. Süslemelerde kullan lan geleneksel motiflerin yan s ra Osmanl dönemine özgü natüralist motifler de dikkati çeker. 18.yüzy l sonu, 19.yüzy l bafl na tarihlenen teber örnekleri gerek yurtiçi gerekse yurtd fl müze ve koleksiyonlardaki örneklerle ayn dönem özelikleri gösterdikleri gibi, bir sentez sonucu ortaya konan özgün formlar da yans tmalar aç s ndan önemlidir. Araflt rma sonucunda ulafl lan ve araflt rmaya özgünlük katan bir husus da, yeniçeri oca n n kald r lmas na kadar Osmanl larda, Bektaflilerin en önemli merkez tekkesi konumunda olan Hac Bektafl Tekkesine, Osmanl mparatorlu u nun de iflik yörelerinden gönderilen hediye niteli indeki teberlerin de var olmas d r. Bektaflili in yeniçeriler vas tas yla Balkanlarda etkili oldu u bir gerçektir. Baz eserler üzerinde rastlanan (Perezli Dervifl Ali, Akçahisarî Gül Usta) Balkan kökenli usta isimlerinin, bu eserlerin Balkanlarda yap larak Merkez tekke konumundaki Hac Bektafl Tekkesine vakfedilmifl olabilece i gibi, Anadolu da çal flan Balkan kökenli ustalar taraf ndan üretilmifl olabilece ini de düflündürmektedir. 7 Foto raflar Sanat Tarihçi Ayflegül Aygün taraf ndan temin edilmifltir

58 VAKIFLAR DERG S Tasavvuf kültürünün ö elerinden olan teberlerin geleneksel teknikler kullan larak yap lmas na ra men, farkl formlar n, süslemede yeniliklerin denendi ini göstermesi ve o dönem sosyo-kültürel yap s hakk nda bilgiler vermesi bak m ndan özel bir öneme sahip oldu unu söyleyebiliriz. KAYNAKLAR Acun, H. (1993). Ejder Motifli Kap Tokmaklar Sanat Tarihinde konografik Araflt rmalar,güner nal a Arma an, Ankara,s Aksel, M.(1967). Bektaflilikte Yaz Resim, stanbul,s.22. Anonim,(1978). Teber Maddesi Rehber Ansiklopedisi, stanbul,cilt.16. Anonim,(1999). Versailles a Topkap :Tresors de la Cour Ottomane Sergisi Katalo u, Paris Arseven, C.E.(1961).Sanat Ansiklopedisi, stanbul, C.2. Atasoy, N.(2005).Dervifl Çeyizi, Ankara. Ats z, H.N.(2001) Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Seçmeler, Ankara Boran, A.(2002). Divri i Kale Camii indeki Arslan Figürlerinin konografik Yorumu, Ortaça da Anadolu Prof. Dr. Aynur Durukan a Arma an,ankara. Bodur, F.(1987). Türk Maden Sanat (The Art of Turkish Metalworking) stanbul. Bron, S.- W Polsk ch Zb orach,(1982). (Translated by: Bogna Piotrowska),Old Weapons in Polish Collections, Polonya. Çam, N.(1993). Türk ve slam Sanat nda Alt Kollu Y ld zlar(mühr-i Süleyman), Prof. Dr. Y lmaz Önge Arma an, Konya,s.217. Çoruhlu,Y.(1993). slamiyetten Önce Türk Sanat nda Hayvan Mücadele Sahneleri Sanat Tarihinde konografik Araflt rmalar Güner nal a Arma an, Ankara.s Durukan, A.(1993). Akhan n Süsleme Program Sanat Tarihinde konografik Araflt rmalar, Güner nal a Arma an, Ankara.s Eralp, T.(1993).Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah Kavram ve Osmanl mparatorlu unda Kullan lan Silahlar, Ankara. Erginsoy,Ü.(1978). slam Maden Sanat n n Geliflimi, Ankara Eyübo lu,.z.(2000) Bütün Yönleriyle Bektaflilik, stanbul. Galip,.(1971).Takvim-i Meskukat- Selçukkiye, Ankara. nal, G.( (Bas m tarihi verilmemifltir). Türk Maden Sanat n n Geliflimi (Bafllang c ndan Osmanl lara Kadar), Ankara. Kenesbay, M.(1989). Epik Eserlerde Eski Türk Askerinin Silahlar Uluslararas Osmanl Öncesi Türk Kültürü Kongresi Bildirileri, Ankara. Koçu, R. E.(1967). Türk Giyim Kuflam ve Süsleme Sözlü ü, Ankara. Ocak, A.Y.(2000). Osmanl mparatorlu unda Marjinal Sufilik:Kalenderiler, Ankara. Ögel, S.(1962). Selçuk Sanat nda Çift Gövdeli Aslan Figürü TTK.Belleteni,.C, 26,S ,Ankara. Öney,G.(1978).Anadolu Selçuklu Maden Sanat, Anadolu Selçuklu Mimarisinde Süsleme ve El Sanatlar, Maden Sanat, Ankara. Özdemir, N.(1977). Anadolu Selçuklular nda Heykel Sanat Kültür ve Sanat, S.36,Ankara. s.5. Sar kaya, M.S.(2000). XIII-XIV. As rlarda ki Anadolu da Fütüvvetnamelere Göre Dini nanç Motifleri, Ankara. Tanman, B.(1993). Merzifonlu Kara Mustafa Pafla Camii fiad rvan n n Kubbesinde Zileli Emin in Yaratt Osmanl Dünyas ve Bu Dünya ya Yans yan Kiflili i Sanat tarihinde konografik Araflt rmalar Günel nal a Arma an, Ankara.s Tunçel, G.(2001). Kalkandelen (Tetova) Harabati Baba Tekkesi Haziresindeki Mezartafllar, Balkanlarda Kültürel Etkileflim ve Türk Mimari Uluslar aras Sempozyumu Bildirileri, C.2.Ankara. Yahya Âgâh b. Sâlih el- stanbulî, Mecmu âtü z- Zarâ if Sandukatu l Ma ârif (Tarikat K ayfetlerinde Sembolizm) (2002). Sad.Ülker Aytekin, Ankara. Yetkin, fi.(1976). Anadolu Selçuklu Devrinde Bir Maden Eser Sanat Tarihi Y ll,vi, stanbul. Yetkin,fi.(1982). Hac Bektafl Tekkesi Müzesinde Bulunan Figürlü Teber, Sanat Tarihi Y ll, S.11Ankara. stanbulportal.com/ stanbulportal/art/military/milita ry3.jpg,

59 SAYI 32 Resim. 1-T.1 Resim. 2-T

60 VAKIFLAR DERG S Resim. 3-T.3 Resim. 4-T

61 SAYI 32 Resim. 5-T.5 Resim. 6-T

62 VAKIFLAR DERG S Resim. 7-T.7 Resim. 8-T

63 SAYI 32 Resim. 9-T.9 Resim. 10-T

64 VAKIFLAR DERG S Resim. 11-T.11 Resim. 12-T

65 SAYI 32 Resim. 13-T.13 Resim. 14-T

66 VAKIFLAR DERG S Resim. 15-T.15 Resim. 16-T

67 SAYI 32 Resim. 17-T.17 Resim. 18-T

68 VAKIFLAR DERG S Resim. 19-T.19 Resim

69 SAYI 32 Resim. 21 Resim

70 VAKIFLAR DERG S Resim. 23 Resim

71 SAYI 32 Resim. 25 Resim

72 VAKIFLAR DERG S Resim. 27 Resim

73 SAYI 32 Resim

74 VAKIFLAR DERG S Resim

75 Uluborlu Alâeddin Camii Özet Ç al flmam z, Isparta li Uluborlu ilçesi eski yerlefliminde yer alan Alâeddin Camii üzerine, bir tan t m ve belgeleme niteli indedir. Eski Uluborlu, Ortaça dan Cumhuriyetin ilk y llar na kadar önemli bir yerleflim yeridir. Alâeddin Camii, mevcut kitabe ve kaynaklara göre; XIII. yüzy lda infla edilmifltir. Yap ; XX. yüzy l n bafllar nda ç kan bir yang n sonras nda büyük ölçüde zarar görmesiyle, yöre halk taraf ndan yeniden infla ettirilmifltir. Yap planlama aç s ndan; kuzeygüney do rultusunda, dikdörtgen bir mekân kurgusuna sahiptir. Harim k sm, üç sah na ayr l p orta sah nda, dairesel ve oval biçimli kubbeler, yan sah nlarda ise dairesel formda küçük kubbeler yer almaktad r. Süslemeleri, XIX.-XX. yüzy l bezeme anlay fl nda, yöresel tarzda yap lm flt r. Anahtar Kelimeler: Uluborlu, Alâeddin Camii, XIX.-XX. Yüzy l Osmanl Mimarisi Yrd. Doç. Dr. fievki DUYMAZ Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü Ö retim Üyesi Uluborlu Alâeddin Mosque Abstract Alâeddin Mosque; Uluborlu Castle, located outside the old city walls in Uluborlu in Isparta. Old Uluborlu, from the middle ages to the early years of the Republic is an important settlement area. The ruins that remain from these periods are important determining factors for the settlement of Uluborlu. According to the available inscription and resources, Alâeddin Mosque was built in XIII. Century. The structure that existes today was rebuild by the local people after fire, in the early XX. Century. in terms of the type of Structure-planning, it has the north-south direction in a rectangular space. Harim part, divided into three sections, and the in middle sahn, there are circular and oval form of domes, in right and left sides, there are small domes. XIX.-XX. Century in the sense of decoration, was presented in the local style. Key Words: Uluborlu, Alâeddin Mosque, XIX.-XX. Century Ottoman Architecture

76 G R fi Isparta line ba l ilçe merkezi olan Uluborlu nun; kuzeyinde Dinar, do usunda Senirkent, güneyinde Atabey, Gönen ve bat s nda Keçiborlu ilçeleri bulunmaktad r (Çizim 1). Kentin yak n ça daki ilk yerleflimi, Toros kollar n n uzant s olan Kap Da n n eteklerine, 1950 y l ndan sonra ise flimdiki Uluborlu Ovas na tafl nm flt r (Komisyon 2003:530, Türk Ansiklopedisi 1983:508, Anonim 1982: ). Uluborlu nun, güneybat s nda Pupa, güneydo usunda fiehir çaylar, güneyinde fialgaml k ve Halkal dereleri ile do usunda Su Uçan, Akçay flelaleleri, De irmen deresi, bat s nda leyda çay, kuzeyinde yer alan K z ldere ve Dereköy çaylar belli bafll akarsular d r ( Uluborlu,_Isparta). Pupa Çay üzerinde 1977 y l nda Uluborlu ve 1995 tarihinde leyda Barajlar kurularak sulama amaçl kullan lmaktad r. Isparta ya 65 km. uzakl ktaki ilçenin merkez nüfusu ve çevresiyle toplam nüfusu dir (Komisyon 2003:530). Uluborlu, tarih boyunca birçok uygarl n hâkimiyeti alt na girmifltir (Ramsay 1961, Anonim 1982: , Komisyon 2003: , Demirdal 1968:20-38, Böcüzade 1983:47). Kentin bulundu u bölge içerisinde yer alan di er ilçelerin mevcut tarihi geçmifline bak ld nda, Uluborlu tarihini yaklafl k M.Ö li y llara kadar götürmek mümkündür. Ancak, çevrede varl bilinen höyükler ve kal nt lar bulunmas na ra men, arkeolojik araflt rmalar ve bilimsel çal flmalar n yeterince olmamas kentin, tarih öncesine ait bilgilerini yetersiz k lmaktad r. Uluborlu nun bulundu u bölge, Hitit metinlerinde Pitaflfla olarak geçer. Hititler, Frigler, Lidyal lar ve Persler zaman nda bölge; sadece siyasal olarak el de ifltirmifl fakat tam olarak ele geçirilememifltir. Bölge, M.Ö tarihleri aras nda Büyük skender in kontrolüne girmifl ve M.Ö. 323 y l nda skender in ölümünden sonra haleflerinden, Seleukos ve Lysimakhos aras nda yap lan Kurupedion Savafl (M.Ö. 281) sonucunda VAKIFLAR DERG S Seleukoslar n eline geçmifltir (Komisyon 2003:528). Bu dönemde, Uluborlu s n rlar içinde Apollonia antik kenti kurulmufltur. Kent büyük ihtimalle Seleukos Kral Seleukos I (M.Ö ) taraf ndan kurulmufl olmal d r. Apollonia, Strabon da (1993:62) Frigya, Ptolomaios da Pisidia flehri olarak ad geçer. Kentin eski ismi Stephanus Byzantinus taraf ndan Mordiaeum veya Margium olarak kaydedilmifltir. Apollonia, Roma mparatorluk dönemi (M.Ö. 27- M.S.395) sikkeleri üzerinde ve yaz tlarda kendini Likya ve Trakyal lar n kolonisi olarak gösterir (Komisyon 2003:529). M.Ö. l88 y l nda Roma ordusuna yenilerek Apameia Bar fl n imzalayan Seleukoslar, Toroslara kadar olan k s mdan çekilmifller ve bölge Romal lar taraf ndan Bergamal lara b rak lm flt r. M.Ö. l y llar aras nda Bergama Krall n n elinde bulunan bölge; M.Ö. l30 da Romal lar taraf ndan ele geçirilerek, M.Ö y llar aras nda Kilikya Eyaleti içine al nm fl, daha sonra Asya Eyaletine ba lanm flt r. M.Ö. 39 y l nda Galat Kral Amyntas n kontrolüne giren bölge M.Ö. 25 y l na kadar bu durumda kalm fl, daha sonra Galatia eyaleti içine al nm flt r. Apollonia, Roma mparatorlu u nun M.S. 395 y l nda parçalanmas yla Do u Roma mparatorlu u (Bizans) s n rlar içinde kalm flt r (Demirdal 1968:28-38, Komisyon 2003:529). Uluborlu tarihsel süreç içerisinde; Apollonia, Mordiaum (Ayvalar Memleketi), Mardion, Margion, Mardiaion, Sozopolis (Zosimus isimli papazdan al r) ve Türk hâkimiyetinde de Borgulu, Burgulu, Borulu, Uluborlu adlar yla bilinir (Ramsay 1961: , Demirdal 1968:60-62). 1- lk Türk Yerleflmesinden Günümüze Uluborlu VII. yüzy ldan itibaren Anadolu ya yap lan slam ak nlar nda Abbasilerin etkinli i gözlenmektedir. Bizans s n r boylar na yerleflen ve gaza anlay fl n icra eden Müslümanlar daha sonraki dönemlerde yerleflik hale gelmeye bafllam fllard r.

77 SAYI 32 XI. yüzy lda Türklerin Anadolu yu fethi öncesi, Isparta ve çevresi Bizans yerleflimi olarak karfl m za ç kmaktad r. XII. yüzy ldan itibaren de bölgede Türklerin ak nlar söz konusudur (Turan 1993a:171, Türk dönemi Uluborlu için bkz.: Aksarayi 2000:24, 103, bni Bibi 1996:26-28, 89, 142, 148, 238, bni Bibi 1941:228, 254, 259, Gordlevski 1988, Anonim 1982: , 3586, Kofo lu 2006, Demirdal 1968, Böcüzade 1983, Akda 1959, Ar kan 1988, Cahen 1994, Tu lac 1985:296, Can 1998, Y ld z 2000, Uzunçarfl l 1995). Uluborlu, 1074 y l nda Büyük Selçuklu Sultan Melikflah taraf ndan Anadolu nun fethinde görevlendirilen Süleyman fiah ile Bizans mparatoru VII. Mihail aras nda yap lan anlaflma ile Selçuklu egemenli ine girmifltir. Ancak, bu yörelerdeki Büyük Selçuklu egemenli i uzun süreli olmam flt r. Çünkü Bizans n güçlü savunmas ve Haçl seferleri sebebiyle burada Türk egemenli i tam olarak sa lanamam flt r (Komisyon 2003:529) Miryakefalon/Karam kbeli Savafl ndan sonra Anadolu yu kesin olarak yurt edinen Türkler, kal c yerleflme siyasetinin do al bir sonucu olarak bask lar n artt r rlar. Bölgede Bizans n etkinli i k r l nca, Sultan II. zzeddin K l ç Arslan zaman nda Isparta çevresi ele geçirilir (Turan 1993b: ) ve 1182 de I. G yaseddin Keyhüsrev bölgeye Melik olarak tayin edilir (Baykara 1990:58) y l nda Sultan I. G yaseddin Keyhüsrev, Antalya n n fethini gerçeklefltirdikten sonra bölge yönetimini Subafl Mübarizeddin Ertokufl a b rak r (Turan 1993a:284, Baykara 1990:45). Bundan sonra Ertokufl un Antalya, Isparta ve çevresinde gerçeklefltirdi i faaliyetleri, bölge tarihi aç s ndan son derece önemlidir Köseda Savafl yenilgisi sonras Mo ol istilas n n getirdi i olumsuz etkiler, Isparta ve çevresinde de kendini gösterir. Yönetimdeki zay fl k, yeni oluflumlar beraberinde getirir ve ülkede kendi hâkimiyetlerini kuran Beylikler Devrini bafllat r. Mo ol istilas sonras ortaya ç kan otorite bofllu u nedeniyle, Isparta ve çevresinde Anadolu beyliklerinden Hamido ullar, bölgenin yönetimini ele geçirir (Böcüzade 1983:18-29, Kofo lu 2006:95-142). Feleküddin Dündar Bey döneminde; önce Uluborlu, arkas ndan da E irdir beylik merkezi olmufltur (Demirdal 1968:46, Kofo lu 2006: ). Hamido ullar k sa sürede; Burdur-Gölhisar, Korkuteli ve Antalya ya kadar s n rlar n geniflletir. Bundan sonra, beylik iki koldan ilerlemeye bafllar. Dündar Bey, E irdir ve çevresinde Hamido ullar n, kardefli Yunus ise, Antalya ve çevresinde Tekelio ullar Beyli inin hakimiyetini bafllat r (Karaca 2002:39-40). Sonraki süreçte, Hamido ullar Beyli i ile Konya ve çevresinde yer alan Karamano ullar Beyli i aras nda, toprak konusunda mücadeleler bafllar (Anonim 1982:3521). XIV. yüzy l bafllar nda güçlenen Hamido ullar, Anadolu da mevcut birçok beyli e göre daha etkin bir konumdad r y l nda Anadolu ya gelen lhanl valisi Emir Çoban, Anadolu Beyliklerine lhanl egemenli ini kabul ettirmek ister. Bu do rultuda, ba l l n bildiren beylerden biri de Dündar Bey dir (Kofo lu 2006: ) y l nda bölge valisi olan Temürtafl (Demirtafl), beyli in üzerine do ru harekete geçince, Dündar Bey Antalya ya gider ve yakalanarak öldürülür (Emecen 1999:195). Böylece, bölgeyi yönetimi alt na alan Temürtafl, Antalya n n yönetimini de Dündar Bey in ye eni Mahmud Bey e b rak r de vali Temürtafl n lhanl yönetimiyle iliflkileri bozulup Memlükler e s nmas yla, bölgenin idaresi tekrar H z r Bey in baflkanl nda Hamido ullar na geçer (Komisyon 2003:65, Kofo lu 2006: ) y l nda H z r Beyin ölümüyle birlikte bafllayan kar fl kl klar nedeniyle Hamido ullar s ras yla; Necmeddin shak, Muzaffereddin Mustafa, Hüsameddin lyas, Kemaleddin Hüseyin Beyler taraf ndan yönetilmifltir (Do an 2008:28-29, Kofo lu 2006: ). Hüseyin Bey; Karamano ullar n n beylik üzerindeki bask s n kald rmak için Osmanl lardan yard m ister ve bu yard m karfl l nda da; Yalvaç,

78 fiarkîkaraa aç, Beyflehir, Akflehir ve Seydiflehir yörelerini Osmanl lara satar (Emecen 1999:195). Ayr ca, 1389 y l ndaki Kosova Savafl nda Osmanl lara yard m amac yla askeri birlik gönderildi i de bilinmektedir (Uzunçarfl l 1995:51) y l nda Karamano ullar n n üzerine yürüyen Y ld r m Bayezid in bu topraklar n tamam n almas, Isparta ve çevresinin de kesin bir flekilde Osmanl yönetimine girmesini sa lam flt r de de Kemaleddin Hüseyin Bey in ölmesiyle; Hamido ullar Beyli i sona ermifltir (Kofo lu 2006: , Emecen 1999:196) Ankara Savafl sonras Anadolu da yaflanan Fetret Devrinde beyliklerin yeniden canlanmas yla, bölge tekrar Karamano ullar Beyli i nin yönetimine girer (Uzunçarfl l 1995:316) y l Çelebi Mehmed ( ) döneminde Isparta ve çevresi yeniden Osmanl lara ba lan r. Ancak, k sa bir süre sonra tekrar yönetim Karamano ullar n n eline geçmifltir. Bu dönemden sonra, özellikle II. Murad ( ) devrinde bölge Karamanl -Osmanl mücadelesi içerisinde kal r. Sultan II. Murad; aradaki sorunlar n giderilmesi ve önceden al nan topraklar n geri verilmesiyle Karamano lu brahim Bey e, beyli in bafl nda kalmas için izin verir. Bu geliflmelerden sonra, XVI. yüzy l bafllar na kadar Isparta ve çevresinde önemli bir siyasal de iflim olmaz (Komisyon 2003:64-65, Kofo lu 2006: ). Osmanl Devletinin gerileme ve çöküfl dönemlerinde merkezi otoritenin zay flamas nedeniyle bölge bir çok alandaki geliflmelerden uzak kal r; hatta Anadolu nun birçok yerinde gerçekleflen isyan ve ayaklanmalarda bunda rol oynar. Milli Mücadele döneminde Uluborlu da; ülkenin kurtuluflu için kurulan derneklerin flubeleri aç lm fl ve fiili olarak milli mücadeleye girilmifltir. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti nin kurulmas yla birlikte, I. Dünya ve Kurtulufl Savafl nda Anadolu nun kurtuluflu için mücadele veren Uluborlu, Türkiye de en çok stiklal Madalyas na sahip ilçe olma unvan na sahip olmufltur (Demirdal 1968:59, Komisyon 2003:530). 2- Kentsel Geliflim VAKIFLAR DERG S Türk egemenli inde; eski adlar Borgulu, Burgulu, Borulu ve günümüzde Uluborlu olarak adland r lan ilçe, önemli bir merkez olmufltur (Demirdal 1968:62-64). Kaynaklardan edindi imiz bilgilere göre, Selçuklular döneminde kentte; on üç medrese aç lm fl, baz flehzadeler Uluborlu da ikamet etmifllerdir. I. Alâeddin Keykubad n o lu flehzade Rükneddin in, Uluborlu da öldü ü ve buraya defnedildi i bilinir. Mezar n n yan nda kendi ismiyle an lan bir medrese infla edilmifltir (Turan 1993a: , Demirdal 1968:45-46). K rflehir dolaylar nda bafllayan Babai isyan ndan kaçan Ahi lerin bir k sm Uluborlu ya gelip yerleflmifllerdir. Bunlara ait baz türbeler ve Arapc k ad yla an lan bir çeflme günümüze kadar gelmifltir. Anadolu Selçuklular sonras Hamido ullar Beyli i nin idaresine giren Uluborlu, on y l kadar beyli in baflflehri olmufltur. Kent, Osmanl döneminde Anadolu Eyaletinin bir kazas olarak yap land r lm flt r. Uluborlu, Yavuz Sultan Selim ( ) devrinde düzenlenen Taksimat- Memalik-i Osmaniye de, Hamit ilinin 21 kazas ndan beflincisi olarak gösterilmektedir (Demirdal 1968:59, Komisyon 2003:530). XV. yüzy l Timur istilas sonras Uluborlu Kalesi y kt r l nca, buran n önemi azal p Eski Uluborlu bu kale çevresinde geliflmifltir. XV.-XVI. yüzy llarda kentte, 20 mahalle yer al p bunlardan biride H ristiyan mahallesidir. XVI. yüzy l n ikinci yar s nda ise, Hamit Sanca n n en kalabal k yerleflimi oldu u ifade edilir (Ar kan 1988:53-54). Uluborlu, Tanzimat tan sonra yap lan taflra yönetim reformu sonras, 1867 de Konya Vilayetine ba l Isparta Sanca nda yer alan bir kazad r. 1877, 1892 ve 1903 y llar ndaki idari taksimatta kent durumunu muhafaza etmifltir. Uluborlu da; 1869 y l

79 SAYI 32 kay tlar nda 13, 1892 de ise 19 mahalle ile 11 köy ismi yer almaktad r (Anonim 1982:3523) Konya Vilayet Salnamesine göre kentte; 6 camii, 18 mescit, 8 türbe, 3 han, 2 hamam, 11 medrese, 4 Müslim 1 gayr-i Müslim okulu, 1 Rum Ortodoks kilisesi mevcuttur. Bunlar n d fl nda yer alan sosyo-ekonomik anlamdaki yap lar n çoklu u ise kentsel geliflimin bu dönemdeki önemini ortaya koymaktad r (Anonim 1982:3525, ayr ca kentsel geliflim aç s ndan vak f hizmetleriyle ilgili olarak bkz.: Akdemir 2005: ). XIX. yy sonu ve XX. yy. bafllar ndaki nüfus say mlar yla Uluborlu nun demografik yap s hakk nda bilgiler mevcuttur. Kaynaklarda nüfusun; 1831 de 4.960, 1869 da 7.626, 1877 de 7.571, 1882 de 7.813, 1893 de ise oldu u ifade edilmektedir. Mevcut say mlarda gayr-i Müslim nüfusun 1/10 u kadar oldu u gözlenmektedir (Anonim 1982: ) senesinden itibaren kaza merkezi oldu u belirtilen kentte, 1827 y l nda belediye teflkilat kuruldu u belirtilmektedir (Komisyon 2003:532) y l nda ç kan büyük bir yang nda zarar gören kale etraf ndaki eski Uluborlu yerleflimi terk edilmifl ve 1935 y l ndan itibaren de günümüz yerleflimi ortaya ç kar (Demirdal 1968: ). Isparta iline ba l bir ilçe olan Uluborlu da; Güreflyeri, Kabaa aç, Pazar, Toprakl k, Taflköprü ve Zincirli mahalleleri bulunmaktad r. ULUBORLU ALÂEDD N CAM 1- Yap n n Yeri ve Ad Alâeddin Camii; Isparta li, Uluborlu ilçesi, Uluborlu Kalesi surlar d fl nda kalan Türk dönemi Eski Uluborlu yerlefliminde, yüksek bir tepe üzerinde genifl bir düzlükte infla edilmifltir (Res.1). Yap n n; kuzey ve güneyinde yüksek, meyilli bir arazi mevcuttur. Bat s nda; Osmanl Dönemine ait Bülbül (Alemdar) Camii ve Uluborlu Cumhuriyet Anadolu Lisesi yer almaktad r (Res.2). Do usunda; Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanl dönemlerinde kullan lm fl Uluborlu kalesi bulunur (Res.3). Güneyinde; Cirimbolu Deresi olarak adland r lan meyilli arazi üzerinde, Türk dönemi yerleflimine ait birçok yap kal nt s yer almaktad r. Anadolu Selçuklu, Hamido ullar Beyli i ve Osmanl dönemlerine ait bu yap lardan; Sallanan Minare, Garg l Lala Pafla Medresesi, Baltabey Hamam, Karabey Hamam, Aslanl Çeflme, Büyük Çeflme ve Muhittin Çeflmesi örnek gösterilebilir (Camii çevresindeki yap örnekleri için bkz: Do an 2008, Demirdal 1968, Komisyon 2003). Kuzeyinde ise; genifl aç k bir avlu ile meyilli bir arazi üzerinde eski evler ve Uluborlu yeni yerleflimi yer almaktad r (Res.4). Kaynaklarda, Cami-i Uluborlu (Ar kan 1988:142), Alâeddin Camii olarak adland r lan yap ; halk aras nda Ulu Cami veya Cami-i Kebîr olarak da bilinir (Uzunçarfl l 1929:234, Böcüzade 1983:96, Köse 1935:175). Yap n n ilk inflas, I. Alâeddin Keykubad ( ) döneminde olup hala bu isimle an lmaya devam edildi ini de göstermektedir. 2- Yap yla lgili Kaynaklar Yap yla ilgili kaynaklara bak ld nda, genel tan t ma yönelik olarak yap lan çal flmalar n d fl nda özgün bir araflt rmaya rastlanmam flt r. Yap n n tarihsel aç dan de erlendirilmesinde; birinci el kaynak olarak kitabeleri, ikinci el kaynak olarak da bölgeyle ilgili yap lm fl olan siyasi tarih, monografik çal flmalar ile tezler yer almaktad r. Kitabeleri: Yap da; minare kaidesi, girifl kap s üzeri, harim k sm ndaki tafl y c ayak üzerinde pandandifteki madalyon ve Uluborlu Halk E itim Merkezi nde korunan kitabe ile birlikte toplam dört kitabe bulunur.

80 VAKIFLAR DERG S Minare Kaidesindeki Kitabe: Kuzey cephede bulunan minarenin girifl kap s üzerinde sivri kemerli bir nifl yüzeyinde yer al r (Demirdal 1968:88) 1 (Res.5). Yaklafl k 84cm.X 90cm. boyutlar ndaki kitabe levhas n n yüzeyinde mermer üzerine sülüsle yaz lm fl befl sat rl k onar m kitabesidir (Erdinç 1999: , Böcüzade 1983:96) 2 : Trankripsiyonu: Ve enne l-mesâcide lillâhi felâ ted ü ma allahi ehadâ Emera bi-imâreti hâze l- mescidi l-câmi lmübâreki fi eyyâmi devleti s- sultâni l- a zam Z llu llâhi fi l-âlem g yâsü d-dünyâ ve d-din Mes ud b. Keykavus Halleda llâhü devletehu el-abdü z-zaif elmuhtâc ilâ rahmeti rabbihi El-latif Bedrü d-din Ömer b. Emirü l-hâc melikü s-sevâhil fi sene semânin ve sitte mie. Tercümesi: Mescidler flüphesiz Allah nd r. Öyleyse orada, Allah ile beraber baflkas na ibadet etmeyin 3 Bu mübarek camiin imar n büyük sultan, hükümdarl zaman nda emretti. Cihanda Allah n gölgesi din ve dünyaya yard mc Keykavus ün o lu Mesud un üzerine olsun Allah n rahmetine muhtaç zay f kulun saltanat n Allah ebedi k ls n Hac emiri, sahillerin kumandan Ömer in o lu Bedreddin 680/1281 y l nda bu tamiri yapt. Kuzey Girifl Kap s ndaki Kitabe: Kuzey cephe girifl kap s nda yer alan onar m kitabesidir (Res.6). Kitabe; 140 cmx80 cm boyutlar nda mermer üzerine, on sat rla, celi sülüs hatt yla yaz lm flt r (Erdinç 1999: ). Trankripsiyonu: afil olma âkil ol dinleyin ey rk- Güzin Vatand r ma bedin imân çal flmak ey ehl-i din Alâaddin-i Selçukdan mükemmel bir yâdigârd r Kazâen yand bu ma bed seneler old hazin Bin üç yüz yigirmi yediden beri hep halk- kazâ Sarf- himmet ettiler hakkâ hezârân âferin Devr-i Cumhuriyyetin nakdine-i âsâr n Gördi k smen halk m z yapd lar hem pek dilniflin Cevheriden buldun ammâ yâ ç kar seyyâl-i zâr U budu llâhe cemîan fedhuluhâ hâlidin Tercümesi: Ey seçkin rk n insanlar dinleyin gafil olmay n, ak ll olun. Ey din ehli kifliler mabedimiz olan vatana çal flmak imand r. Bu eser Selçuklu Sultan Alâaddin den çok mükemmel bir hat rad r. Ne yaz k ki bir kaza sonucu bu mabed yanm fl ve gönüller hüzünle dolmufltur. Bin üç yüz yirmi yediden beri bu kazan n halk 1 Kitabe; 1909 da ç kan yang n öncesi, bat giriflinde iken 1929 y l nda yap n n yeniden inflas nda minaredeki yerine konulmufltur. 2 Kitabe metninde tam olarak bir tamir faaliyetinden söz edilmese de, bani isminden sonra zikredilen Ömer o lu Bedreddin ibaresi, araflt rmac lar, kitabenin onar m kitabesi oldu u düflüncesine sevk etmifltir. 3 Kur ân- Kerîm, Cin Suresi 18. ayet

81 SAYI 32 Allah için bu mabede ilgilerini hiç esirgemediler, kendilerine binlerce teflekkür olsun Cumhuriyet devrinin gözle görünür eserlerini Halk m z k smen gönlüne hofl gelecek flekilde yapm fllard r. Cevheri tarihten (y) harfini ç kararak bu eserin tarihini düflürdük Hepiniz Allah a ibadet edin ve ebediyen cennete girin 1345/ Halk E itim Merkezindeki Kitabe: Kaynaklardan edindi imiz bilgilere göre kitabe, Caminin özgününde kuzey kap s üzerinde iken, H.1327/M.1909 yang n sonras k smen tahrip olmufl ve korumaya al nm flt r. Befl sat rl k kitabe, 70cmX1m boyutlar nda mermer üzerine sülüs karakterde yaz lm flt r (Demirdal 1968:86, Köse 1935:175, Uzal 2006:50-52, Y ld r m 1999:23-24) 4 : Trankripsiyonu: Benâ hezel-mesecidi l- Mübareke fi eyyâmi devleti s-sultan El- a zamü flahinflahi l-muazzam zillullahi fi lalemi Alaad dünya ve d-din ebu l-feth Keykubad b. Keyhüsrev ve min mâ le lmeleketi l-alimeti El-adiletü Ismetü d-dünya ve d-din safvetü l- slam ve l-müslimine benet El-melik efl-flehid Tu rulflah b. K l çarslan dâme ikbaluhe fi Receb sene tis a ve flrin ve site mie Tercümesi (Demirdal 1968:86-87, Köse 1935:175): Bu cami, büyük sultan, azametli, flahlar flah, Allah n yeryüzündeki gölgesi, din ve dünya yücesi, ülkeler fatihi Keyhüsrev o lu Keykubad n saltanat günlerinde, K l ç Arslan n flehid o lu Melik Tu rulflah n alim ve adil k z slam n ve Müslümanlar n safveti, dünya ve dinin berrakl - Allah ikbalini daim k ls n - Melike smet in mal ndan (ve onun ad na) infla edildi. 629 senesinin Receb ay nda (M.1231) Pandantifteki Kitabe: Daire biçimli madalyon içerisinde, Hüseyin yaz s n n ortas nda Mehmed Nuri 1351 ( ) ibaresi, sanatç kitabesi olarak karfl m za ç kar (Res.7). Bu, hattat ismi ve yaz m tarihidir. Uluborlu ya en yak n ilçe olan Senirkent te bulunan H d r Çelebi (Pazar) Camiinde de bu ismin ayn flekilde geçmesi, Mehmed Nuri nin bu y llarda bölgede çal flan hat sanatç s oldu unun bir göstergesidir 5. Yaz l kaynaklara göre yap yla ilgili olarak; XVI. yüzy ldan XIX. yüzy la kadar olan döneme ait baz kay tlara Baflbakanl k Osmanl Arflivi nde rastlan r. Bu kay tlar; tapu tahrir, vakfiye, onar m ve görevlendirmeler gibi çeflitli konularda karfl m za ç kmaktad r (Ar kan 1988:142, Akdemir 2005: , Demirdal 1968:251). 3- Yap m Tarihi, Banisi, Yap n n Geçirdi i De ifliklikler ve Onar mlar Mevcut kitabeler ve kaynaklardaki veriler incelendi inde Uluborlu Alâeddin Camii; 629H./1231M. tarihinde, II. K l ç Arslan n torunu ve Tu rul fiah n k z Melike-i Adile taraf ndan yapt r lm flt r. Melike-i Adile, Alâeddin Keykubat n 4 Kitabenin, smet Pafla okulunda korundu u, k r k ve yanm fl k s mlar n onar larak yaz bütününün ortaya ç kar ld ifade edilir. 5 Mehmet Nuri Alt ntabak ( ), Ispartal d r

82 VAKIFLAR DERG S amcas n n k z d r. Osman Turan (1993a:266) ise yap n n; 625H/1227M de Mugiseddin Tu rul fiah n k z taraf ndan infla ettirildi ini ifade eder. Camii günümüze XX. yüzy l yap s olarak yans r. Kaynaklara göre yap n n, ilk inflas ndan bugüne kadar geçirmifl oldu u onar m ve yenilemeleri flu flekildedir: Minare kaidesinde yer alan kitabeye göre; 1281 y l nda tamir (Böcüzade 1983:96) 6, 1652 y l nda eflraftan Vahap Kad ad nda biri taraf ndan onar m (Komisyon 2003:196), bir arfliv belgesine göre; 1780 y l nda kapsaml bir onar m ve yenileme 7, ana girifl kap s üzerinde yer alan kitabeye göre; y l nda halk taraf ndan onar m (Erdinç 1999:154), iç mekân tafl y c ayaklar n birindeki pandantifte bulunan madalyon içerisindeki yaz ya göre; y l nda da s va ve süslemelerin yenilendi i ifade edilmektedir (Komisyon 2003:196) 8. Bu kay tlar n d fl nda camiin; 1944 de çat s onar lm fl, 1969 y l nda Vak flar Genel Müdürlü ü taraf ndan genel onar ma (Y ld r m 1999:27) tabi tutulup bugüne kadar da ilgili kurumlarca gerekli bak m ve onar mlar yap lm flt r. TANIM 1- Plan Yap planlama aç s ndan; kuzey-güney do rultusunda dikdörtgen bir mekân kurgusuna sahiptir. Harim k sm üç sah na ayr l p orta sah n daha genifl tutulmufltur. Orta sah nda, yan sah nlara göre daha büyük çapta bir ana kubbe ve iki oval kubbe bulunmaktad r. Do u-bat ve güney k s mlarda iç mekân oluflturan duvarlar ve aç kl klar, kuzeyde ise son cemaat yeri, minare, kütüphane, türbe eyvan birimleri mevcuttur. Üç girifle sahip yap da dört yönde aç kl klar mevcuttur (Çizim 2). 2- D fl Tasvir Kuzey cephede, son cemaat yeri, türbe, minare ve kütüphane k s mlar yer al r (Res.8). Son cemaat yerinin girifl k sm ; iki sütun üç kemer aç kl yla oluflturulmufl, sütunlar birbirlerine ve duvarlara Bursa tarz kemerlerle ba lanm flt r. Bu birim ayr ca; ana mekâna girinti fleklinde, iki yan kapal ve harim k sm nda bulunan mahfelin uzant s biçiminde oluflturulmufltur Son cemaat yeri güney duvar nda iki mihrabiye ve dört pencere bulunmaktad r. Burada yer alan girifl kap s ; bas k kemerli olup, hemen üstünde kitabe yer almaktad r (Res.9). Bu birimin üstünde ise kad nlar mahfili bulunur. Kuzey do u köflede sivri kemerli aç kl kla türbeye girifl k sm yer al r (Res.10). Kuzey bat köflede minare ve yan nda, günümüzde kütüphane olarak adland r lan dikdörtgen planl yap mevcuttur. Kuzey cephede ayr ca; genifl bir avlu ve flad rvan bulunmaktad r (Res.11). Minare, kuzeybat yönde camiye bitiflik olup kübik kaide, silindirik gövdeli ve tek flerefeli biçimde yer al p düzgün tafllarla infla edilmifltir (Res.12). Minarenin kaide k sm nda, merdivenlerle ç k lan ve kademelendirilmifl sivri kemerli girifl, bas k kemerli kap bulunmaktad r. Camii çat s n n bafllang ç seviyesine kadar yer alan kaidede, nifl yüzeyindeki kitabesi yer al r. Minare gövdesi, tu ladan yap lm fl ve koruma amac na yönelik metal halkalarla desteklenmifltir. fierefe altl, befl s radan oluflan testere difli formundad r. Bunun üzerinde ise flerefe, petek ve külah k sm bulunur (Res.13). Do u cephede, üstte befl altta dört sivri kemerli pencere dizisi bulunur. Alt pencere dizisinin ortas nda ibadet mekân na girifli sa layan kap yer al r (Res.14). Kap n n kuzeyinde yer alan pencere, kad nlar mahfiline girifl olarak düzenlenmifltir. Bat cephede, çift s ra pencere düzenlemesi yans t r. Alt s rada üç, üst s rada dört sivri kemerli pencere yer 6 Kitabe k sm n n çözümlenmesinde; ilk infla ve onar m hakk ndaki görüflleri mevcuttur. 7 B.O.A., Cevdet Evkaf, 27/fi /1194 (1780), Dosya No:175, Gömlek No:8736, Belgeye göre; yap n n oldukça harap oldu unu ve ilk inflas ndan o güne kadar bir onar m yap lmad vurgulanm flt r. Tamir için, baflkentle yaz flma sonras, Hassa mimarlar ndan Abdullah ve Mehmed halifeler görevlendirilmifltir. Ayr ca belgede, tamirat yap lacak yerler, ihtiyaçlar ve bütçe hakk nda bilgiler yer almaktad r. Bu konuda ayr ca bkz.: Akdemir 2005: Bu onar m n, 1932 y l nda Hac Nuri Alt ntabak taraf ndan yap ld ifade edilir

83 SAYI 32 al p yaklafl k eksende sivri kemerli girifl kap s bulunur (Res.15). Güney cephe ise di er cephe kurgusuna sahip olup altta ve üstte dörder sivri kemerli pencere yer al r (Res.16). 3- ç Tasvir Ana ibadet mekân olarak yer alan harime, üç yönden girifl aç kl bulunup iç mekan üç sahna ayr lm flt r (Res.17). Üç sah nl dikdörtgen planl yap da, alt adet sütun üst örtüyü tafl maktad r. Üst örtü; d fltan k rma çat içten kubbeyle örtülüdür. Orta sah nda; merkezde alt sütunun tafl d dairesel formda bir kubbe (Res.18), do u ve bat daki yan sah nlarda ise yine dairesel formda dörder küçük kubbe yer al r. Mihrab n yer ald güney ve giriflin yer ald kuzey bölümünde de, iki oval kubbe bulunmaktad r (Res.19). Kubbeye geçifl, pandantiftir. Tafl y c ayaklar, birbirlerine ve duvara kemerlerle ba lanmaktad r (Res. 20). Kuzeydeki kad nlar mahfili; harimi böler gibi görünse de ana ibadet mekân n n bütünlü ünü bozmad gözlenir. Bu mahfilin alt nda, giriflin bat ve do usunda müezzin mahfili oluflturulmufltur (Res.21). Kad nlar mahfili; son cemaat yerinin üzerinde ayr bir birim olarak infla edilmifl ve do u cepheden de bir girifli bulunmaktad r (Res.22). Güney duvarda bulunan mihrap; kuflatma, bezeme fleridi ve nifl k sm olmak üzere üç bölüm halinde tasarlanm flt r. Kuflatma fleridi, bafll kl sütun fleklindedir ve üzerinde taç formu mevcuttur. Bezeme fleridinde, celi sülüs hatla Ayete l-kürsi yaz l d r. Nifl k sm ise; içbükey dairesel formda, sütunçelerin tafl d sivri kemer ile bitkisel ve yaz bezemesinin yer ald al nl k fleklinde oluflturulmufltur. Mihrap nifli içerisinde de; bitkisel, perde ve sarkan kandil motifi bezemesiyle oluflturulmufl kompozisyon bulunmaktad r (Res.23). Minber, sade bir flekilde düzenlenmifltir. Mihrab n bat s nda yer al p, yap ölçe inde mihrap gibi belli ölçülere sahiptir (Res.24). Ahflap malzemeden yap lan minberin girifl al nl nda celi sülüs hatla Kelime-i Tevhid yaz l d r (Res.25) Malzeme ve Teknik Yap da; kesme tafl, moloz tafl, tu la, devflirme, ahflap ve metal malzeme kullan m mevcuttur. Camii duvar örgüsünde; kuzey cephede düzgün kesme tafl, di er cephelerde moloz örgü tafl ve pencerelerde düzgün kesme tafl kullan lm flt r. Minarenin gövdesi, yatay istifle tu la ile örülmüfl olup kaidesi tafl malzeme ile yap lm flt r. Devflirme malzeme, muhtemelen yak nda bulunan Apollonia antik yerlefliminden getirilmifltir. Bu malzemeler; duvar yüzeylerinde rastgele, minare kaidesindeki merdivenlerde ise, düzgün bir biçimde kullan lm flt r. Güney cephede, yap n n temelini oluflturan k s mda ise yer yer devflirme malzeme kullan m göze çarpar (Res.26). Ahflap malzeme; minber, üst örtü ve pencerelerde metal malzeme ise; son cemaat yerindeki girifl korkuluklar, pencere flebekeleri, çat ve minare aleminde kullan lm flt r. 5- Süsleme ç mekânda yo un olarak yaz süsleme yer al r. Bitkisel ve geometrik süslemeler genelde kubbeler ile kemer yüzeylerinde görülüp kal p bask tekni indedir. Harimin orta sah ndaki dairesel formdaki kubbe göbe inde; celi sülüs hatla yaz lm fl daire madalyon içerisinde sekiz tane aflere-i mübeflflere (sahabi) ismi yer almaktad r. Bu kifliler; Zübeyr b. El-Avvam, Sa d b. Ebi Vakkas, Ebu Ubeyd b. Amir el-harrâc, Said b. Zübeyr, Abdurrahman b. Avf, Talha b. Ubeydullah ile Bilâl Habefli ve Ebu Hanife dir. Bu kubbenin pandantiflerinde; dairesel formlu madalyon içerisinde, celi sülüs hatla yaz lm fl; Yâ Alim, Yâ Gafur, Yâ Halim, Yâ fiekur ibareleri yer al p tafl y c ayaklar n kemer yüzeylerinde ise; celi sülüs hatl madalyonlar içerisinde, dört büyük halife ile Hasaneyn isimleri yaz l d r. Bunlardan, Hüseyin yaz s n n ortas nda Muhammed Nuri 1351 ibaresi yer 9 Yaz sonunda düflülen 1351H./ M. tarihinin, pandandifte yer alan madalyon içerisindeki tarihle ayn olmas nedeniyle; Mehmed Nuri taraf ndan yaz ld n düflündürmektedir

84 almaktad r. Bu ibare hattat ismi ile bezemenin yap m tarihidir. Mihrab kuflatan d fltan ikinci fleritte, celi sülüs karakterde Ayete l- Kürsi yaz l d r. Mihrab n üzerindeki iki pencere aras nda da, celi sülüs karakterde Allah ve Muhammed ibareleri yer almaktad r. Minberin girifl al nl nda, celi sülüs hatla, Kelime-i Tevhid yaz s bulunur. Kad nlar mahfilinde yer alan pandantiflerde; Allah a yakar fl ifade eden celi sülüs hatla yaz lm fl, Yâ Deyyân, Yâ Subhan, Yâ Hannân, Yâ Mennân ibareleri yer almaktad r. D fl cephede süsleme; son cemaat yeri mihrabiyelerindeki perde ve kandil motifi ile tavan k sm nda yer alan bitkisel bezeme, kitabelerdeki yaz süsleme ve pencerelerin kemer seviyesinde dolaflan birbirine paralel iki s ra halindeki sade düz silmelerden ibarettir. Silmeler, cephe hareketlili ine yönelik unsur olarak göze çarpar. DE ERLEND RME VE SONUÇ Uluborlu kent dokusu içerisinde en erken tarihli minare kitabesiyle yer alan Alâeddin Camii; tarihi, konumu ve mimari biçimlenifli aç s ndan bölgenin önemli yap lar ndan biri olma özelli ine sahiptir. XIII. yüzy lda bölgedeki Türk yerleflmesinin dini mimarideki kayna olarak karfl m za ç kan yap özgün de ildir. Mevcut yap, XX. yüzy l bafllar nda tekrar infla edilmifltir. Alâeddin Camii; eski kent dokusunda, yüksek bir tepede, genifl bir düzlük üzerinde dikdörtgen mekân kurgusu anlay fl nda planlanm flt r. Yap ; tek minareli, üç yönden girifli olan, içten kubbeli, d fltan k rma çat örtüye sahiptir. Süsleme; yo un olarak iç mekânda yaz ve bitkisel bezeme olarak yer al r y l ndaki yang n yap n n milad niteli indedir. Bu yang n sonras yeniden infla edilen yap, bütünüyle bu dönem mimari özelliklerini tafl maktad r. Yap n n, Osmanl son dönem mimari unsurlar yla karfl laflt r ld nda; dönemin baflkent ekollü yap lar yla birebir benzeflmesini aramak yanl fl olur. Ancak, plan kurgusu ve kubbe sistemi aç s ndan klasik dönem aray fllar sezilmektedir. Süsleme özellikleri; dönemin taflra anlay fl n n bir ifadesi fleklinde ele al nabilir. Asl nda bu anlay fl n, tüm yap ölçe inde var oldu unu söylemek de mümkündür. Bu oluflumda; halk n be enisi, mevcut flartlar, usta ve sanatç etkisinin oldu unu söyleyebiliriz. KAYNAKÇA VAKIFLAR DERG S Akda, M. (1959). Türkiye nin ktisadi ve çtimai Tarihi, I, Ankara: T.T.K. Yay nlar. Akdemir, M. S (2005). Osmanl Arfliv Belgelerine Göre Uluborlu daki Vak f Hizmetleri. Aray fllar, (13), Isparta: Anonim (1982). Isparta, Yurt Ansiklopedisi, 1982/5, stanbul: Ar kan, Z. (1988). XV-XVI. Yüzy llarda Hamit Sanca, zmir: Ege Üniversitesi Yay nlar. Aksarayi, K. M. (2000), Müsâmeretü l-ahbâr, (Çev.: Mürsel Öztürk), Ankara: T.T.K. Yay nlar. Baykara, T. (1990). Anadolu nun Selçuklular Devrindeki Sosyal ve ktisadi Tarihi Üzerinde Araflt rmalar, zmir: Ege Üniversitesi Yay nlar. Böcüzade, S. S. (1983). Kuruluflundan Bugüne Kadar Isparta Tarihi, (Çev: Suat Seren), stanbul: Serenler Yay n Cahen, C. (1994). Osmanl lardan Önce Anadolu da Türkler, stanbul: E Yay nlar. Can, H. (1998). Uluborlu nun Dünü Bugünü, Isparta. Demirdal, S. (1968). Bütünüyle Uluborlu, stanbul: Acar Matbaas. Do an fiaman, N. (2008). Isparta da Selçuklu ve Beylikler Dönemi Mimarisi, Isparta: Isparta Valili i l Kültür ve Turizm Müdürlü ü Yay nlar. Emecen, F. (1999). Isparta, T.D.V. slam Ansiklopedisi, 1999/19, stanbul: Diyanet Vakf Yay nlar, Erdinç, Ü. (1999). Isparta ve lçelerinde Bulunan Selçuklu Beylikler ve Osmanl Dönemi Yap tlar n n Kitabeleri, (Yay nlanmam fl Yüksek Lisans Tezi), zmir: D.E.Ü. Sos. Bil. Enst. Gel. Türk El San. Anasanat Dal. Gordlevski, V. (1988). Anadolu Selçuklu Devleti, (Çev.:Azer Yaran), Ankara: Onur Yay nlar. bni Bibi (1941). Anadolu Selçuki Devleti Tarihi, (Çev. M. Nuri Gençosman-F. Nafiz Uzluk), Ankara. bni Bibi (1996). El Evamirü l-ala iyye Fi l-umuri l- Ala iyye (Selçuk-name) II, (Çev.: Mürsel Öztürk), Ankara: T.T.K. Yay nlar.

85 SAYI 32 Karaca, B. (2002). XV. ve XVI. Yüzy llarda Teke Sanca, Isparta: Fakülte Kitabevi. Kofo lu, S. (2006). Hamido ullar Beyli i, Ankara: T.T.K. Yay nlar. Komisyon (2003). Isparta 2003, Ankara: Isparta Valili i Yay n. Konya Vilayet Salnamesi (1317 (1901). Konya: Konya Vilayet Matbaas. Köse, N. (1935). Hamidelinde Eski Eserler: Uluborlu Kitabeleri, Ün Dergisi, 1935/I (13), 175. Ramsay, W.M. (1961). Anadolu nun Tarihi Co rafyas, (Çev.: Mihri Pektafl), stanbul: M.E.B. Yay nlar. Strabon (1993). Antik Anadolu Co rafyas, (Çev.: Adnan Pekman), stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay nlar. Tu lac, P. (1985). Osmanl fiehirleri, stanbul: Milliyet Yay nlar. Turan, O. (1993a). Selçuklular Zaman nda Türkiye, stanbul: Bo aziçi Yay nlar. Turan, O. (1993b). K l ç Arslan II, slam Ansiklopedisi, 1993/6, stanbul: M.E.B. Yay nlar, Türk Ansiklopedisi (1983). Uluborlu, 1983/32, Ankara: Uzal, F. H. (2006). Anadolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Uluborlu, (Yay nlanmam fl Y. Lisans), Isparta: S.D.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü. Uzunçarfl l,. H. (1929). Anadolu Kitabeleri, II, stanbul. Uzunçarfl l,. H. (1995), Osmanl Tarihi, 1995/1, Ankara: T.T.K. Yay nlar Y ld r m,. (1999). Anadolu Selçuklular, Hamito ullar ve Osmanl Dönemi Isparta Camileri, (Yay nlanmam fl Yüksek Lisans Tezi), stanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, slam Tarihi ve Sanatlar Anabilim Dal. Y ld z, F. (2000). Anadolu Selçuklular n n Uluborlu Denizli Uç Beyli i, (Yay nlanmam fl Yüksek Lisans Tezi), Konya: S.Ü. Sos. Bil. Enst. ( )

86 VAKIFLAR DERG S Çizim 1: Uluborlu Haritas ( Kadir Temurçin) Resim 1: XX. Yüzy l bafllar, Eski Uluborlu ve Alâeddin Camii (Isparta Müze Arflivi)

87 SAYI 32 Resim 2: Alâeddin Camii, genel görünüm Resim 3: Eski Uluborlu yerleflim alan, güneybat dan Alâeddin Camii ve Kale

88 VAKIFLAR DERG S Resim 4: Kuzey, Uluborlu Günümüz Yeni Yerleflimi Resim 5: Minare Kaidesi, Kitabe, ayr nt

89 SAYI 32 Resim 6: Kuzeydeki kap, kitabe Resim 7: Harim, Kubbe, Pandantif, kitabe

90 VAKIFLAR DERG S Çizim 2: Uluborlu Alâeddin Camii, Plan (V.G.M. Arflivi, , Çizen: Filiz O uz)

91 SAYI 32 Resim 8: Kuzey Cephe, genel görünüm Resim 9: Kuzey Cephe, girifl kap s

92 VAKIFLAR DERG S Resim 10: Kuzey Cephe, Türbe Girifli Resim 11: Kuzey Cephenin önü, flad rvan

93 SAYI 32 Resim 12: Minare Resim 13: Minare, ayr nt

94 VAKIFLAR DERG S Resim 14: Do u ve Kuzey Cepheler Resim 15: Bat Cephe

95 SAYI 32 Resim 16: Güney ve bat cepheler Resim 17: Harim, güney duvara bak fl

96 VAKIFLAR DERG S Resim 18: Harim, Orta Kubbe Resim 19: Mihrap önü, kubbe

97 SAYI 32 Resim 20: Harim, sütun, ayr nt Resim 21: Harim, Kuzey duvara bak fl, mahfiller

98 VAKIFLAR DERG S Resim 22: Do u Cephenin, Kad nlar Mahfili Girifli Resim 23: Mihrap

99 SAYI 32 Resim 24: Minber Resim 25: Minber, ayr nt

100 VAKIFLAR DERG S Resim 26: Güney Duvar, malzeme ayr nt

101 Balkanlardaki Osmanl Baldeken Türbeleri Hakk nda Bir De erlendirme Özet Ali KILCI Arkeolog -Sanat Tarihi Uzman VGM T ürkiye nin Trakya topraklar ile bafllayan Balkan Yar madas, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Eski Yugoslavya ve Romanya dan meydana gelir. Bu topraklarda Osmanl lar n meydana getirdikleri geleneksel Türk mimari an tlar aras nda türbeler önemli bir yer tutar. Bunlar aras nda da tesbit edebildi imiz kadar yla baldaken türbelerin say s oldukça fazlad r. Ço unlu u eski Yugoslavya topraklar nda yer alan baldaken türbeler XV. yüzy ldan bafllayarak XX. yüzy la kadar devam etti i görülmektedir. Osmanl devri türbe mimarisinde baldaken tipi türbeler önemli yer iflgal ederler. Anadolu da ilk defa Beylikler devrinde görülmeye bafllad kabul edilen baldaken türbelerin en güzel örnekleri Osmanl co rafyas nda karfl m za ç kmaktad r. Türkiye topraklar nda say lar 100 ü bulan Osmanl baldaken türbelerinden Balkanlarda çok say da yap lm fl olmal d r. Bunlardan tespit edebildi imiz 43 adet türbenin 26 adedi günümüze gelmifl,10 adedi y k lm fl, 7 adedinin durumunu tespit edemedik. Ele ald m z Balkanlardaki baldaken türbeler zengin bir mimari gelene in ürünü olarak Osmanl lar n dünya kültür miras na hediyesidir. Anahtar Kelimeler: Balkanlar, Osmanl, baldaken, türbe, plan

102 An Appraisal On The Ottoman Baldeken Tombs n The Balkans Abstrac The Balkan peninsula which starts the land of Turkey s Thrace consists of Albania, Bulgaria, Greece, Former Yugoslavia and Romania. The Balkan Adventure of Otoman which started in 1354, ruled with the conquest of Edirne and later being capital. The tombs have reserved an important place among Turkish architectural monuments which have been built by them on these lands. Among those the baldachin tombs numbers are quite many in our researches. The baldachin tombs, which most of them are in Former Yugoslavia, start from XVth century continue to XXth century. Baldachin type tombs have occupied important place in the tomb architecture of Ottoman Period. The most beautiful examples of the baldachin tombs which were accepted their establishing firstly during Seigniory Period are seen in Ottoman geography. The baldachin tombs of Ottoman which their number is 100 on Turkey s land should have built more than the present. We could find 43 baldachin tombs. 42 of them exist, 12 of them were collapsed, and 6 of them weren t able to find. The baldachin tombs which have been studied by us are presents of Ottomans as the product of the rich architectural tradition. Key Words: Balkans, Ottoman, baldachin, tomb, plan. Türkiye nin Trakya topraklar ile bafllayan Balkan Yar madas, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Eski Yugoslavya ve Romanya dan meydana gelir. Osmanl Devleti nin 1354 de bafllayan Balkanlar daki iskan hareketi 1361 de Edirne nin fethi ile bafllam fl, bu flehrin baflkent yap lmas ile devam etmifl ve bu bölgenin vatan olmas ile sonuçlanm flt r. Osmanl devri türbe mimarisinde baldaken tipi türbeler önemli bir bölümünü oluflturmaktad r. Anadolu da ilk defa Beylikler devrinde görülmeye bafllad kabul edilen baldaken türbelerin en güzel örnekleri Osmanl co rafyas nda karfl m za ç kmaktad r. Türkiye topraklar nda say lar 100 ü bulan baldaken türbelerden Balkanlarda da çok say da yap lm fl olmal d r. Rumeli diye adland r lan bu topraklarda Osmanl lar n meydana getirdikleri geleneksel Türk mimari an tlar aras nda baldaken tarz aç k türbelerin say s oldukça fazlad r. Bu döneme ait 43 adet baldaken türbe tespit ettik. Ço unlu u eski Yugoslavya topraklar nda yer alan baldaken türbe yap m n n tespit edebildi imiz kadar yla XV. yüzy ldan bafllayarak XX. yüzy la kadar devam etti i görülmektedir(fiekil.1). Balkanlarda bu dönemde yap lm fl olmas gereken çok say daki baldaken türbelerden tespit edebildi imiz 43 türbeden 25 i günümüze gelmifltir. Bunlardan 13 türbenin y k ld n biliyoruz. Kalan 5 türbenin flimdiki durumu ise tespit edilememifltir. Osmanl Devrinde yap lan baldaken türbelerin bir listesi için bak: K lc, A. 2007: Bilindi i gibi son Bosna savafl nda en çok zarar Müslümanlar ve Osmanl mimari eserleri görmüfltür. KATALOG VAKIFLAR DERG S 1-Edirne Darülhadis Türbesi (Türkiye): Edirne de Darülhadis Camii nin güneyindeki iki türbeden biri, alt gen planl, kubbeli baldaken tarz bir yap d r. Sade bir kaideye oturan türbe kesme tafl ve tu la kullan larak yap lm flt r. Kesme tafl kaide üzerinde yükselen ayaklar ve üst yap bir s ra tafl üç s ra tu ladan meydana gelen almafl k sistemle örülmüfltür. Ayaklar birlefltiren tu la kemerler basit profilli konsollara oturmakta, kemerler ahflap gergilerle desteklenmektedir. Gövde basit tafl silmelerle s n rland r lm flt r. Türbenin üstü 1963 y l nda yap lan onar m s ras nda kurflun taklidi beton s va ile kaplanm flt r(vgm. Arflivi / 18 no.lu dosya) Kubbenin içi kireçle s val d r. (Resim.1, fiekil.2). Kitabesi olmayan türbe hakk nda çeflitli kaynaklardan bilgi edinmek mümkündür. E.Hakk

103 SAYI 32 Ayverdi, Bâdi Efendi ve R fat Osman a dayanarak bu türbede II. Murad n k z Hafsa Sultan ve II. Mustafa n n y l nda vefat eden k z Ümmü Gülsüm Sultan n yatt n söyler(ayverdi 1972a:384). Türbede II.Murad n o ullar Hasan Çelebi, Orhan Çelebi ve k z Hafsa Sultan n mezarlar vard r(aslanapa 1965: 231). Halen türbede bir adet tafl sanduka olup di er mezarlar yap lmam flt r. Darülhadis Camisi II. Murad taraf ndan 1435 y l nda yapt r lm flt r. Cami kitabesi ve türbede II. Murad n k z n n mezar n n olmas bu türbenin XV. yüzy l ilk yar s nda cami ile birlikte yapt r lm fl olabilece ini göstermektedir(gökbilgin 1952: 210). 2-Edirne Sülo lu Tatarlar Köyü Türbesi (Türkiye): Tatarlar köyünün eski mezarl nda yer alan türbe kare planl, üzeri kubbe ile örtülü olup oldukça harap olmufl bir yap d r. Kaidesi kaba yonu tafl, üstü yap tamamen tu lad r. Türbenin içinde mezar odas olmas gereken bir boflluk bulunmaktad r. Kaba yonu tafl kaide muhtemelen kesme tafl ile kapl olmal d r. Köflelerde kaide üzerinde yükselen kare ayaklar sivri kemerlerle birlefltirilmifl olup içten pandantifler görülmektedir. Kemerlerin d fl nda bir tu la s ras dolaflmakta, d fl cepheye göre kemerler biraz içeride kalmaktad r. Kemer üzengi noktalar nda, ahflap gergilere ait yuvalar vard r. Genel olarak oldukça harap haldeki türbenin üst örtüsü ve bat cephe kemeri günümüze gelmemifltir. Döflemesi, mezar odas tamamen tahrip olan yap n n as l fleklini belirlemek zordur. Türbenin üzeri ise, sekizgen bir kasnak üzerinde yükselen ve pandantif geçiflli bir kubbe ile örtülü olmas muhtemeldir (Resim.2-3). Sade bir görünüme sahip olan Tatarlar Köyü Türbesi, plan-kütle ve malzeme-teknik bak mlar ndan erken dönem baldaken türbelerle benzerlik göstermektedir. Üst örtüsü, iç mekan ve tafl y c sistemi büyük ölçüde tahrip olan ve hakk nda herhangi bir yaz l o belge bulunmayan türbeyi mimari üslubuna göre XV. yüzy la tarihlemek uygun olacakt r( Özer ). 3-Edirne Selimiye Türbesi (Türkiye): Selimiye Camii nin güneyinde, buradaki avlu kap s ndan gelen yolun kenar nda bir set üzerinde yer alan türbe, kare planl ve üzeri kubbe ile kubbeli örtülüdür. Yap m nda kesme tafl kullan lan türbenin dört köflesindeki zarif mermer sütunlar sivri kemerlerle pandantif geçiflli kubbeyi tafl maktad r. Birer kaideye oturan mermer sütunlar n bafll klar mukarnasl d r. Kemerler demir gergilerle desteklenmifltir. Cepheleri sade silmelerle biten türbenin kubbesi kurflun kapl d r. Altta sütunlar n aralar na bir s ra tafl levha ve üstlerine demir parmakl k konularak türbe mekan d fltan bölünmüfltür(resim.4). Türbede sanduka fleklinde, bafl tafl sar kl bir mezar vard r. çinde III. Ahmed in 1718 y l nda ölen fiehzadesi Selim gömülüdür. (Onur 1994:31). Bu tarih, türbenin yap m y l olmal d r. 4-K zanl k Aç k Türbe (Bulgaristan): Türbe, Kazanluk, K zanlak gibi isimlerle de an lan flehrin üst k s mlar nda Kule Mahallesinde bir park içinde yer almaktad r. Tamamen tu la ile yap lm fl türbe, kare planl sade bir yap d r. Kaide ve cenazelik gibi bölümleri yoktur. Düz bir zemin üzerindeki türbenin dört köflesindeki kare ayaklar üstte sivri kemerlerle birlefltirilmifl, üstü kubbe ile örtülmüfltür. Pandantif geçiflli tu la malzemeli kubbenin ortas y k lm flt r. Kemerlerin ahflap gergilerle desteklendi i bofl yuvalardan anlafl lmaktad r. Kubbe içinde s va izleri görülmektedir(resim:5 6). Yap da herhangi bir süsleme eleman görülmemektedir. Günümüzde içinde herhangi bir mezar görülmeyen türbe 1942 y l nda kaz lm fl, çiniler ve bir lahit ç kt rivayet edilmektedir (Ayverdi 1982:62).

104 VAKIFLAR DERG S Türbenin Rumeli gazilerinden birisine ait oldu u söylenmektedir. Ancak türbeye Mustafa Kemal Pafla daki Türbesinde metfun olan Lala fiahin Pafla n n iç organlar n n gömüldü ünü söyleyen( Eyice 1992:183; Kiel 2001:106) ve Mihalo ullar Türbesi (Ayverdi 1982: 62) oldu unu söyleyen araflt rmac lar da vard r. Bu görüfller do rultusunda türbe XIV. yüzy l sonu veya XV. yüzy l bafl nda infla edilmifl olabilir. günümüze gelememifltir. Türbeyi eski bir resme göre yap lm fl çiziminden tan mlamak mümkündür. Yap tamamen tu la ile yap lm flt r. Türbenin dört köfledeki ayaklar sivri kemerlerle birlefltirilmifltir (fiekil.3). Kemerler gergilerle desteklenmifltir (Eyice 1955:225) Türbenin XV. yüzy lda infla edilmifl olabilece ini düflünüyoruz. 5-Dimetoka (Didimotihan) Mehmet Ali Pafla Makam Türbesi (Yunanistan): Prostaryo diye de an lan türbe Dimetoka n n do u taraflar nda yer almaktad r. Türbenin ana malzemesi düzgün kesme tafl malzeme olmakla birlikte tonoz ve kemerlerinde tu la malzeme kullan lm flt r. Y k k olan kubbesi de muhtemelen tu ladan olmal d r(ayverdi 1982:334). Türbe, kare bir kaidenin dört köflesinden yükselen dört kare sütun taraf ndan tafl nan bir kubbeden meydana gelmektedir. Dört cephedeki kemerlerden türbenin kaide k sm oldukça farkl bir yap ya sahiptir. Kaidenin alt nda kap s do uya aç lan cenazeli in üstü beflik tonozla örtülüdür. Kaidenin, türbenin zemin k sm n teflkil eden k sm nda cenazeli in üstünde içi bofl dikdörtgen planl bir çukur bulunmaktad r. Bu yap s ile türbe hem cenazelik k sm na hem de zemininde cenaze defnedilebilecek bir çukura sahip ünik bir yap d r(resim.7 8). Kitabesi olmayan ve ad n tafl d Mehmet Ali Pafla hakk nda bilgi edinemedik. Mimari özelliklerine göre XVII - XVIII. yüzy llara tarihlenebilen yap bir makam türbe olabilir. Kubbesi y k lan türbenin tu la kemerleri iyi durumda de ildir. Cenazelik tonozunda da bozulma vard r. Türbenin onar m yap larak yaflat lmas faydal olacakt r. Baldaken tarz ndaki türbe, örülerek meydana getirilmifltir. 6-Kesriye Kurflunlu Cami Yan ndaki Türbe (Yunanistan):Kare planl, kubbeli bu yap Selanik Mevlevihane Yan ndaki Türbe (Yunanistan): Kare planl, kubbeli olan yap günümüze gelememifltir. Eski bir resme göre türbeyi tan mlamak mümkündür. Yap tamamen tu la ile yap lm flt r. Türbenin yüksek kaidesinin dört köfledeki ayaklar d fla göre biraz içerde, sivri kemerlerle birlefltirilmifl, üstte genifl bir hat l üzerinde S k vr ml silme ile cephe bitmifltir. Üstü kurflun kapl kubbeyle örtülü olan türbenin kemer aç kl klar metal parmakl klarla kapat lm flt r(resim. 9). Selanik Mevlevihanesinin 1617 y l nda Ekmekçizade Ahmed Pafla taraf ndan kurulmufl olmas ile mimari flekline göre türbeyi XVII - XVIII. yüzy llara tarihlemek mümkündür(ayverdi 1982: 357). 8-Selanik Hortac Süleyman Türbesi (Yunanistan):Hortac Süleyman Türbesi dikdörtgen planl bir yap d r(resim.10). Düz bir alanda yer alan türbe kare planl alt adet dire in tafl d sivri külahl üst yap dan oluflmaktad r. Köflelerdeki dört ayak ile yan cephelerin aralar nda bulunan birer ayak kemerlerle birlefltirilerek üzerine üst yap oturmufltur(b çakç 2003:311). 9-Üsküp (Skopje) bni Payko Türbesi (Makedonya): Vardar Nehri nin kuzey sahilinde, bn-i Payko Mahallesi nde, bn-i Payko (Haraçç fiuca) Mescidi nin yak n ndaki türbe, 1925 y l nda y kt r lm flt r. Kare planl, kubbeli türbenin, kaidesi ve kriptas yoktur. Köflelerdeki dört aya n sivri kemerlerle birlefltirilip, üzeri sekizgen kasna a oturan

105 SAYI 32 bir kubbeyle örtülmüfltür(fiekil.4). Yap, tafl ve tu layla infla edilmifltir. Kaba yonu tafl ve tu layla örülen kare planl ayaklar sivri kemerlerle birbirlerine ba lanm flt r. Kemerler, iki s ra tu la ve bir s ra düzgün kesme taflla almafl k düzende örülmüfltür. Türbe cephesi ve yüksek kasnak bir s ra tu la saçakla bitmektedir. Türbenin iç mimarisi hakk nda bir bilgiye sahip de iliz. Sekizgen kasnakta baklava dilimli bir kuflak dolan r(özer 2006:224). Kitabesi olmayan türbenin Tahrir ve evkaf defterlerindeki kay tlar fl nda XV. yüzy lda infla edilmifl olabilece ini düflünüyoruz( brahimgil 2001:11). 10- Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi (Makedonya): Üsküp ün kuzeyindeki Yahya Pafla Camii haziresindeki türbe oldukça harap durumdad r. Kare planl baldaken tarz nda, tafl ve tu layla infla edilen türbenin üstü kubbeyle örtülüdür. Kaidesi olmayan yap n n cepheleri yuvarlak kemerli birer kap fleklinde aç kl klara sahiptir. Bat cephede iki adet aç kl k vard r. Duvarlar nda kaba yönü ve moloz tafl ile tu lan n birlikte uyguland türbede kemerler tu layla örülmüfltür. çinde kuzey- güney do rultusunda yerlefltirilmifl bir mezar bulunan türbenin üzerini örten kubbe y k lm flt r. Pandantiflerle geçilen kubbenin kasna yoktur(resim.11 13, fiekil. 5). Eski resimlerde kubbenin tepesinde tu ladan yap lm fl minare pete i gibi bir külah bir oldu u görülmektedir (Özer 2006: 231). nfla kitabesi bulunmayan türbenin, fieyh Lütfullah Efendi ye ait oldu u kabul edilmektedir. Bu bilgiler do rultusunda türbe en geç XVII. yüzy lda infla edilmifl olmal d r (Ayverdi 1981b: 277). 11- Üsküp Alt Ayak Türbesi (Makedonya): Kale nin do u eteklerindeki Tophane Mahallesi nde yer alan türbe 1963 y l nda depremden y k lm flt r. Günümüzde sadece oturtmal sa lam kalabilmifltir. Alt gen planl, kubbeli türbenin yap m nda düzgün kesme tafl ve tu la kullan lm flt r. Kesme taflla yap lm fl iki kademeli kaidenin köflelerinden yükselen L ayaklar tafl ve tu layla almafl k olarak örülmüfl sivri kemerlerin birleflmesiyle meydana gelen kubbeli üst yap ya sahiptir. Kaidenin alt nda tu la ile örülmüfl, beflik tonozlu kriptas bulunmaktad r. Türbenin kaidesinde kaba yonu tafl, üstünde düzgün kesme tafl kullan lmas dikkat çeker. Kemerler üzengi noktalar na oturtulmufl demir gergilerle desteklenmifltir. Cepheler üstte tafltan profilli bir silmeyle nihayetlenir. Sekizgen olmas muhtemel kasnak ile buna oturan kubbenin flekli ve hangi malzemeyle yap ld bilenmez. Ancak, di er k s mlar dikkate al nd nda, buras n n da almafl k örgü olmas gerekir(resim.14). Halen içinde iki tafl sanduka bulunan türbenin zemini, düzgün kesme tafl kapl d r. Pandantiflerle geçilen kubbenin iç yüzeyinin tamamen s val oldu u tahmin edilmektedir. Kime ait oldu u bilinmeyen ve mimarisinden dolay Alt Ayak fleklinde tan nan türbe 1690 y l nda yap lm fl olmal d r( Özer 2006:233; Ayverdi 1981b:304). 12- Üsküp K ral K z Türbesi (Makedonya): Üsküp ün kuzeydo usunda, Gazi Baba Mahallesi ndeki tepenin eteklerinde, bugünkü Matematik Fakültesi nin yan nda yer alan türbe 1963 depreminde y k lm flt r. Kare planl kubbeli bir yap d r. Yap m nda düzgün kesme tafl ve tu la kullan lm flt r. Kare kaidenin dört köflesindeki yek pare kare ayaklar üzerine tu la örülen sivri kemerler üstündeki tu la düz cepheler düz bir silme ile bitmekte d fltaki kiremit kapl piramidal külah içinde pandantif geçiflli kubbe veya çapraz tonoz örtü vard.

106 Dört s ra taflla örülmüfl bir kaide üzerindeki sütun kaideleri sade olup bafll k yoktur. Kemerler demir gergilerle desteklenmifltir. Bir saçakla nihayetlenen cepheden sonra gelmektedir. Zemini düzgün kesme tafl döfleli türbenin iç yüzeyi tamamen s val d r. Türbenin kaidesinde kriptas n n varl bilinmemektedir. Tespit edemedi imiz bir tarihte y k lan türbenin günümüze sadece kaide k sm gelmifltir (Resim.15 16, flekil.6). smi Kral K z olarak bilinen türbeye ait kitabe, mezar tafl veya baflka yaz l belge bulunamam flt r. Rivayete göre Bosna n n fethinde esir düflerek sonradan Müslüman olan kral n o lu ve k z Üsküp te yaflm fllar, kral n k z ölünce, bu türbeye defnedildi i edilmifltir. Bu rivayet do ru kabul edilirse türbenin XV. yüzy l sonu veya XVI. yüzy l bafl nda infla edilmifl olmas muhtemeldir( brahimgil 2001:10; Ayverdi 1981b:305). 13- Üsküp Meddah Baba (Pafla Yi it) Türbesi (Makedonya): Hüdaverdi Mahallesi nde, Baba Meddah Cami ve Medresesi nin avlusunda bulunan türbe muhtemelen 1963 depremde y k lm flt r. Günümüze türbenin sadece mezar gelebilmifltir. Alt gen planl, kubbeli türbenin ana malzemesi tu lad r. Moloz taflla yap lm fl alt gen bir kaide üzerinde yükselen tu la ayaklar sivri kemerlerle birlefltirilmifltir. Kirpi saçaklarla bitirilen cephelerin üstünde yüksek bir kasnak vard r. Yap çokgen kasna n üstüne oturan dilimli bir kubbeyle örtülmüfltür. Kubbeye pandantiflerle geçilmektedir. Kubbe kasna n n iç yüzeylerinde, plastik olarak yap lm fl üçgen kuflaklar de iflik kompozisyonlarla bezenmifltir Türbenin kriptas yoktur. Tu layla y ma tekni inde yap lan eserin bütün yüzeyi içten ve d fltan s val d r(resim.17, fiekil. 7). nfla kitabesi bulunmayan türbeden halen zemini düzgün kesme taflla döfleli kaide k sm ve do u- bat yönünde uzanan bir mezar kalm flt r. Türbedeki VAKIFLAR DERG S mezar n bafl tafl n n üstü sivri kemer fleklindedir. Üstte bir çark- felek motifi, onun alt nda dört sat rl k bir yaz yer almaktad r. Yaz da 1426 y l nda ölen Üsküp fatihi Meddah Baba fleklinde bir ifade okunur ( brahimgil 2001:5; Ayverdi 1981b:247). Türbe Meddah Baba diye meflhur olan, Pafla Yi it e aittir. Onun ölümü türbenin de yap m tarihi kabul edilmelidir. (Özer 2006:220). 14-Üsküp Hatuncuklar Türbesi (Makedonya): Üsküp Hatuncuklar Camisinin kuzeybat s nda yer alan türbe alt gen planl, kubbeli bir yap iken 1963 depreminde tamamen y k lm fl, tafllar inflaatlarda kullan lm flt r( brahimgil 2001:6). Tafl ve tu la ile almafl k olarak yap lan türbenin kademeli bir kaidesi ve kriptas n n oldu u bilinmektedir(özer 2006:228). Düzgün kesme taflla yap lan türbenin L planl ayaklar birbirlerine üstten, almafl k olarak örülmüfl yuvarlak kemerlerle ba lanm flt r. Kemerler ahflap gergilerle desteklenmifltir. Türbenin cepheleri profilli tafl bir silme ile s n rlan r. Alt gen gövdeye oturan yüksek çokgen kasna n üzeri kubbeyle örtülüdür( brahimgil 2001:8; Özer 2006:228). Kubbenin kaba yonu ve düzgün kesme taflla infla edildi ini söyleyen araflt rmac lara kat lmak mümkün de ildir. Verilen resimler incelenince türbenin üst yap s n n yandaki Yahya Pafla Camisi gibi almafl k bir örgüye sahip oldu u görülebilir. Çokgen kasna a pandantiflerle geçilmifltir (Resim.18, fiekil.8). II. Bayezid in damad Yahya Pafla n n k z Hani Hatun a ait oldu u kabul edilen türbe Hatuncuklar Camisi gibi XVI. yüzy lda infla edilmifl olmal d r. 15- Üsküp Da stani Ali Pafla Türbesi (Makedonya): Sultan Murad Camii nin do u cephesine bitiflik olarak yap lan türbe, alt gen planl bir yap d r. Tamamen düzgün kesme taflla infla edilen türbenin ayaklar birbirlerine sivri kemerlerle ba lanm fllard r. Türbenin kaidesi bir s ra kesme taflla

107 SAYI 32 örülmüfltür. Kemerler cepheye göre daha içte kalmaktad r. Demir gergilerle desteklenen kemerlerin üstünde profilli bir silme ile cepheler s n rlanm flt r. Gövdenin üzeri ensiz, alt gen kasna a oturan bir kubbe ile kapat lm flt r. Kubbe ve etekleri metal kapl d r. Türbede kuzeydeki iki kemerin köflelerinde, kabartma olarak yap lm fl bitkisel motifler yer almaktad r. (Resim.19 21, fiekil. 9) Yap n n içinde iki adet mermer sanduka vard r. Bunlardan güneybat taraftakinin bafl tafl ve kapa yoktur. Di erinin bafl tafl kapa vard r. Sandukalar n yan yüzlerinde, oyma tekni iyle yap lm fl geometrik ve bitkisel süslemeler yer almaktad r. fiahidelerden birinde çeflitli süslemeler ve 1774 tarihli 13 sat rl k Arapça bir kitabe vard r. Türbenin kubbe göbe inde, kalem ifli tekni iyle yap lm fl, oldukça silik durumda bitkisel kompozisyonlardan oluflan boyal nak fllar vard r. Türbede Da stanl Ali Pafla n n, han m ve k z na ait iki sandukadan baflka bir mezar yoktur. Ali Pafla n n mezar n n da burada oldu u rivayet edilmektedir. Yap m kitabesi olmayan türbedeki Ali Pafla n n han m na ait mezar n tafl ndaki 1774 tarihi yap m y l olarak kabul edilebilir(ayverdi 1981b:305;Özer 2006:125). 16- Üsküp shak Bey Türbesi (Makedonya): sa Bey Camii nin güneyinde, Saat Kulesi ne yak n bir yerdedir. Düzgün kesme taflla yap lm fl temeli üzerinde, iki parça halindeki tafl sanduka yerinde durmaktad r. Üzerinde hiçbir yaz veya dekoratif unsur bulunmayan sandukan n yer ald platform, düzgün kesme tafl döflelidir. Sadece temel kal nt lar mevcut olan türbenin masif duvarl m, yoksa baldaken tarz nda m oldu u anlafl lamamakla birlikte, türbenin köflelerindeki ayaklar baldaken bir yap oldu unu göstermektedir (Resim.22 23). Türbenin yap ld tarih ile ilgili kitabe veya baflka bir belge mevcut de ildir. Ancak, burada yatt kabul edilen shak Bey in H. 890 / M y l nda Selanik te vefat etti ini biliyoruz(özer 2006:222). shak Bey in Selanik te öldükten sonra, nafl n n Üsküp e nakledilerek buraya gömüldü ü hususunda kaynaklarda bir bilgi olmamas na ra men, genellikle yay nlarda Üsküp te gömülü oldu u bildirilmektedir. Kesin olmamakla birlikte türbe, shak Bey in öldü ü y llarda, yani XV. yüzy l n ikinci yar s nda infla edilmifl olmal d r( brahimgil 2001:11). 17- Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi (Makedonya): Alaca Cami avlusunda bulunan türbe, kare planl kubbeli bir yap d r. Türbenin yap m nda düzgün kesme tafl kullan lm flt r. D fltan kare planl olarak görülen türbe içte sekizgen planl d r. Türbenin köfleleri içten pahlanarak köfleleri dar bir sekizgen elde edilmifltir. Yap n n d fl ndaki genifl cepheler dört yana yuvarlak formlu kemerlerle d fla aç lm flt r. Kemerlerin üstündeki sa r sivri kemer aynalar iki kademelidir. çteki dar kenarlar n üstü tromp fleklinde olup kemerlerin üstünde sekizgen bir kasna a bulunmaktad r( brahimgil 2001:9; Ayverdi 1881b:113). Kubbesi olmayan türbede herhangi bir mezar görülmemektedir(resim: 24-25). Hurflide Hatun Türbesi 1524 tarihlidir. 18- Manast r Dört Ayak Türbesi (Makedonya): fiehrin giriflinde bir tepe üstündeki Türk Mezarl nda yer alan türbe kare planl kubbeli bir yap d r. Türbe 1994 y l nda y k lm fl olup temel kal nt lar mevcuttur. Yap bir s ra düzgün kesme tafl ve üç s ra tu la kullan larak, almafl k düzende yap lm flt r. Türbenin dört köflesindeki kare ayaklar sivri kemerlerle birlefltirilmifl, üzerine sekizgen kasnakl kubbe oturtulmufltur. Kubbe ve etekleri kiremit kapl d r(resim:26). Türbenin kime ait oldu u ve ne zaman yap ld bilinmemektedir. Mimari özelliklerine göre XVI. yüzy lda yap lm fl olmal d r( brahimgil 2001: 11).

108 VAKIFLAR DERG S 19- Ohri ( Ohrid ) Sinanüddin Yusuf Çelebi Türbesi (Makedonya): Fatih ( maret) Camii önünde yer alan Sinanüddin Yusuf Çelebi türbesi L planl aç k bir türbedir. L nin bir taraf nda üç, bir taraf nda iki kemerle d fla birer kemerle içe ve uç k s mlara aç lmaktad r. D fl ve içi tamamen s va kapl d r. Halen aç k olan türbenin üstü muhtemelen yap ld zaman da kapat lmam flt (Resim , fiekil.10 ). çinde sanduka fleklinde iki adet mezar vard r. Mezarlardan biri y l nda ölen Sinanüddin Yusuf Çelebi ye aittir. Mezar tafl ndaki tarihten hareketle türbe de bu tarihte yap lm fl olmal d r( Ayverdi 1981b:140). 20- Debre Sad k Pafla Türbesi (Makedonya): Sad k Pafla Türbesi Debre flehir merkezinde, Fatih Camii haziresinin kuzey-bat s nda bulunmaktad r. Sekizgen planl yap, düzgün kesme taflla yap lm flt r. Türbenin sekizgen kaidesi vard r. Kaide üzerinde profilli kaide ve bafll klara sahip yivli sütunlar yuvarlak kemerler birbirine ba lanm flt r. Yap n n kemerleri içe do ru profillerle flekillendirilmifltir (Resim:29). Üst örtüsü y k lan türbede iki adet mezar vard r. Bunlardan Sad k Paflaya ait mezar tafl nda 1800/1 y l nda vefat etti i yaz l d r. Paflan n vefat tarihi türbenin de yap m tarihi olmal d r. Bir çal flmada bu türbe fiaban A a Türbesi olarak isimlendirilmifltir. Ancak içindeki mezar tafl nda Sad k Pafla ismi okunmaktad r(turan vd.2004: 396). türbe kare planl kubbeli bir yap d r. (Resim.32) Kaidesi ve cenazeli i yoktur. Dört köflede örülerek meydana getirilmifl sütunlara oturan üst yap d fltan bir külahla örtülüdür. Kemerler gergilerle desteklenmifltir. Yap s va ile kapl oldu undan kullan lan malzeme bilinmemektedir. Cepheler sade bir silme ile bitmektedir(çoruhlu 2008 :82). 23- Tiran Kaplan Pafla Türbesi (Arnavutluk): Tiran fiehir merkezinde Ferhat Pafla Camisi yan ndad r. Sekizgen bir kaide üzerine oturan sekiz sütun yuvarlak kemerlerle birbirine ba lanm flt r. Tamam düzgün kesme taflla yap lan türbenin halen kubbesi yoktur. Türbe y l nda infla edilmifltir(resim.33). Türbe flimdiki yerine 1944 y l nda tafl nm flt r (Turan 2004:30). 24- flkodra Aç k Türbe (Arnavutluk): Halk aras nda Harap Efendi fleklinde isimlendirilen türbe, kare planl bir yap d r. Köflelerdeki L ayaklarla tafl nan üst yap n n kubbesi çökmüfltür. Karenin her cephesindeki genifl birer kemerle d fla aç lan türbenin içinde bir mezar bulunmaktad r. D fltan köfleler pahlanarak sekizgen kasna a geçilmifl, yan cepheler sade bir silme ile s n rlanm flt r. smi gibi harap haldeki yap n n kubbe kasna ndan iki s ra tafl kalm flt r.(resim.34) 21- Prizren (Kemani) Rabiye Hatun Türbesi (Kosova): Dikdörtgen planl çat l bir yap d r. Dört cephede yuvarlak kemerlerle d fla aç lan türbenin kap s bat daki aç kl kt r. Üstü bir çat ile örtülüdür. Tamam s va kapl d r. Rabia Hatun un yuvarlak mezar tafl nda yaz ve bitkisel süslemeler vard r(resim.30 31, fiekil. 11). Rabia Hatunun 1806 y l nda öldü ü mezar tafl nda yaz l d r. 22-Dragafl Sar Saltuk Türbesi (Kosova): Dragafl yak nlar ndaki Plava Köyü civar nda bulunan Saraybosna (Sarajova) Gazi Ali Pafla Türbesi (Bosna Hersek): Ali Pafla Camii avlusundaki türbe, kare planl kubbeli bir yap d r. Kesme taflla yap lan türbenin üst yap s n tafl yan dört sütun ve sandukas nda mermer, kullan lm flt r. Bir kenar 3m. olan türbe kesme tafl kare bir kaide üzerine oturtulmufltur. Dört köfledeki sekiz köfleli zarif sütunlar kaideleri karelerin köfleleri pahlanarak sekizgene dönüfltürülmüfltür. Sütunlar mukarnas bafll kl d r. Türbenin sivri kemerleri demir gergilerle desteklenmektedir.

109 SAYI 32 Kubbenin sekizgen kasna vard r. Gövde ve kasnak yuvarlak bir silme ile bitmektedir Kubbe ve etekleri kurflun kapl d r(resim:35). Türbenin içinde sanduka fleklinde iki mezar bulunmaktad r. Kavuklu mezar 1553 y l nda ölen Ali Paflaya, di eri de Ali Paflan n efline aittir(ayverdi 1981a:374). Türbe 1553 tarihli cami ile birlikte yapt r lm fl olmal d r. 26-Saraybosna Katip Haydar Türbesi (Bosna Hersek): Katip Haydar taraf ndan yapt r lan Ak Caminin avlusunda yer alan türbe kare planl çat l bir yap d r. Çat s kurflun kapl, piramidal bir külahla örtülüdür. Türbenin üst yap s köfleleri pahlanm fl kare ayaklar taraf ndan tafl nmaktad r. Ayaklardaki pahlar üstte birer kavis yaparak bitirilmifl, kemer bafllang c ndaki sade bir silme üzerine kemerler oturtulmufltur. Kemerler demir gergilerle desteklenmifltir. Ayaklar n aras tahta ç talarla kapat lm flt r. Türbenin üstü asl nda kubbe ile örtülü olmal d r. Yap n n günümüzdeki hali bilinmemektedir(resim. 36, fiekil.12). Türbe ve caminin kitabesi yoktur(ayverdi 1981a:312). Gazi Hüsrev Bey in katibi olan Katip Haydar n Türbesini XVII. yüzy l ortalar na tarihlemek mümkündür. 27- Saraybosna Mehmed Yusuf Efendi (Mehmed Yahya )Türbesi (Bosna Hersek): Ali Fakih Camii yan ndaki mezarl kta bulunan yan yana iki türbeden birisidir. Kare planl bir yap d r. Dört köfledeki zarif sütunlar türbenin üst yap s n tafl maktad r. Sütunlar üstündeki köfleleri pahl bafll klara oturan sivri kemerler demir gergilerle desteklenmektedir. Yap n n üstü sekizgen kasna a oturan dilimli bir çat ile örtülüdür x 3.20 m. ölçülerindedir(resim.37). Türbenin içinde iki mezar görülmektedir y l nda ölen Mehmet Yahya n n türbesini Kad Ahmet yapt rm flt r(ayverdi 1981a:313). 28- Saraybosna Köprülü Yusuf Pafla Türbesi (Bosna Hersek): Ali Fakih Camii mezarl ndaki ikinci türbe de kare planl bir yap d r. Dört köfledeki zarif sütunlar türbenin üst yap s n tafl maktad r. Sütunlar üstündeki köfleleri pahl bafll klara oturan sivri kemerler demir gergilerle desteklenmektedir. Üst örtü sekizgen kasna a oturan dilimli bir çat fleklindedir. Yap 3.20 x 3.20 m. ölçülerindedir (Resim:37). Türbenin içinde iki mezar görülmektedir. Yusuf pafla 1747 de ölmüfl, Türbeyi Kad Ahmet yapt rm flt r(ayverdi 1981a:313). 29- Saraybosna Hac Sinan Türbesi (Bosna Hersek): Hac Sinan Tekkesi yan nda, bir mezarl k içindedir. Yüksek bir kaide üzerine oturtulmufl, kare planl kubbeli bir yap d r. Dört köfledeki sekiz köfleli zarif sütunlar türbenin üst yap s n tafl maktad r. Sütunlar n bafll k ve kaideleri karelerin köfleleri pahlanarak sekizgene dönüfltürülmüfltür. Türbenin sivri kemerler demir gergilerle desteklenmektedir. Kubbenin sekizgen kasna vard r. Gövde ve kasnak yuvarlak bir silme ile bitmektedir Kubbe ve etekleri kurflun kapl d r(resim.38). Türbenin içinde sanduka fleklinde iki mezar bulunmaktad r. Kavuklu mezar Ali Pafla ya, di eri de Ali Pafla n n efli Sakine Hatun a aittir(ayverdi 1981a:374). 30- Saraybosna Kulo lu Esad Efendi Türbesi (Bosna Hersek): Hac Cafer Camii Haziresinde yer alan türbe, kare planl kubbeli bir yap d r. Köflelerdeki dört mermer direk sivri kemerlerle birbirine ba lanm flt r. Dilimli silmelerle biten beden duvarlar üstüne yap n n kubbesi oturmaktad r. Geç dönem mimari özelliklerini tafl yan türbenin flimdiki hali tespit edilememifltir. Saray Bosna belediye baflkanl da yapan Kulo lu Hac Esad Efendi de vefat

110 etmifltir. Türbe bu y lda yap lm fl olmal d r(ayverdi 1981a:356). 31- Foça brahim Bey Türbesi (Bosna Hersek): Alaca Cami avlusunda yer alan türbe günümüze gelmemifltir(resim.39). Kare planl kubbeli bir yap olan türbenin yap m nda mermer sütunlar d fl nda düzgün kesme tafl kullan lm flt r. Köflelerdeki dört sütun sivri kemerlerle birlefltirilmifltir. Sütunlar zarif bafll k ve kaidelere sahiptir. Kemerler demir gergililerle desteklenmifltir. Ayr ca sütunlar aras nda demir parmakl klar bulunmaktad r. Yuvarlak bir bafl ve yass bir ayak tafl vard r. Lahit basit tafl levhalarla kapl d r. Türbenin kurflun kapl kubbesi sekizgen bir kasna a oturmaktad r(ayverdi 1981a:124). Alaca Camiyi 1550 y l nda yapt ran Hasan Naz r Efendi 1553 y l nda vefat etmifltir(ayverdi 1981b:125). Türbede Hasan Naz r n o lu brahim 1550 y l nda flehit oldu yaz l bir kitabe oldu u Naz r Efendi Camiyi yapt r rken o lu brahim Bey için bir türbe yapt rd n yerel araflt rmac lardan ö reniyoruz(nemlio lu 1996:52). Bu bilgilere göre Türbeyi XVI. yüzy l sonlar na tarihlemek gerekir. 32- Knejina(Knezina) Aç k Türbe (Bosna Hersek): Sultan Selim Camii avlusunda yer alan kare planl bir yap d r. Dört köfledeki yekpare sütunlar üstünde piramidal külahl bir örtü görülmektedir. Türbenin resminden üstü bir tarihte y k l nca sonradan bu örtünün yap ld n düflünüyoruz. Türbedeki mezar tafl nda kitabe yoktur(ayverdi 1981a:208). 33-Mostar fieyh Yuyi Türbesi (Bosna Hersek): Türbe Sar ca brahim A a Camii yan ndaki mezarl k içindedir. Dikdörtgen planl türbe do u bat istikametinde uzanmaktad r. Do u ve bat da birer, güney ve kuzeyde ikifler yuvarlak kemerle cepheler d fla aç lmaktad r. Bafll k ve kaidesi olan sekizgen 6 adet sütun üst yap y tafl maktad r. Üstüne metal VAKIFLAR DERG S kafes fleklinde oval bir kubbe yap lm flt r. Türbe de bir mezar vard r(resim.40). Türbede mezar bulunan fieyh Yuyi Mustafa Eyüboviç 1707 y l nda vefat etmifltir (Ayverdi 1981a:239). 34- Mostar Mehmet A a Kreho Türbesi (Bosna Hersek): Nasuh A a (Vucjahovic) Camii kuzeyindeki hazirede yer alan türbe buraya Köse Yahya Camii yan ndan tafl nm flt r. Kare planl bir yap d r. Üstü aç k, kubbe yerine metal kafes yap lm flt r. Türbenin her cephesinde yer alan ikifler yuvarlak kemer ve sekiz sütunla üst yap tafl nmaktad r. Kemerler metal gergilerle desteklenmifltir. Yuvarlak sütunlar n sade kaideleri, baklaval bafll klar vard r(resim.41-42). Türbenin içinde bir mezar görülmemektedir (Ayverdi 1981a:259). Türbe 1174 de yap lm flt r. 35- Akhisar (Prosaç) fieyh Hasan Kâfi Türbesi (Bosna Hersek): Kâfi Baba diye de an lan fieyh Hasan Kâfî Türbesi, yerleflim yeri d fl nda küçük bir külliyeyi and ran yap n n bir parças d r. Medrese ve tekke bölümleri de olan dikdörtgen planl çok amaçl bir yap n n üçüncü bölümü türbedir. Günümüze asl de iflerek gelen türbeyi E.Hakk Ayverdi nin çizdi i restitüsyon projesine göre tan mlamak istiyoruz(ayverdi 1981a:5). Kare planl, kubbeli bir taraf kapal türbenin üç cephesi sütunlarla tafl nan, sivri kemerlerle d fla aç lmaktad r. Y k lan türbenin sadece kaide k sm ve ana yap ya bitiflik sütun bafll klar kalm fl, sonrada ahflap üst örtü yap lm flt r. Sofan n etraf ahflap parmakl k ile çevrilmifltir. çinde sade bir mezar vard r(resim.43, fiekil.13). fieyh Hasan Kâfi 1614 y l nda ölmüfltür(bursal Mehmet Tahir Bey 1333: 277). Türbe de bu tarihte yap lm fl olmal d r. 36- Travnik Abdullah ve Celalettin Paflalar Türbesi (Bosna Hersek): Yukar Çarfl denen yerde

111 SAYI 32 bulunan türbe kare planl üstü kafes fleklide metal bir kubbe ile örtülüdür. Köfleler ve aralardaki birer adet baklaval bafll kl toplam sekiz sütun yuvarlak kemerlerle birlefltirilmifltir. Her cephede kemerlerin üstü kalem iflleri ile süslenmifltir. Sütun aralar nda metal parmakl klar vard r. Temiz bir iflçili in eseri olan türbe gövdesi sade ve genifl bir silme ile s n rland r lm flt r. çte kubbeye baklavalarla geçilmektedir. çi ve d fl kireç s val kapl d r (Resim.44,fiekil.14). Türbede üç mezar vard r. lki 1749 y l nda vefat eden Bosna valisi Muhsinzade Abdullah Paflaya aittir. Oldukça süslü silindirik gövdeli mezar tafl n n sülüs celisi hatla yaz lm fl kitabesi nefistir. kinci mezar n sahibi Seyyid Haf z Celalettin Pafla 1819 y l nda vali olmufl, 1822 y l nda bu makamda iken vefat etmifltir. Üçüncüsü Abdullah Paflan n yak n bir çocu a aittir( Ayverdi 1981a:448). Türbe XVIII. yy. sonlar nda yap lm fl olmal d r. 37- Travnik Vezir Mustafa Pafla Türbesi (Bosna Hersek): Yukar Çarfl denen yerdeki Abdullah ve Celaleddin Paflalar Türbesinin yan nda düz bir alanda bulunmaktad r. Alt gen planl baldaken tarz yap n n üstü aç kt r. Alt köflesindeki baklaval bafll kl sütunlar türbenin üst yap s n tafl maktad r. Altta birer kaidesi olan sütunlar yuvarlak kemerlerle birbirine ba lanm flt r. Üst yap s va kapl d r. Kemerler demir gergilerle desteklenmifltir. Üstü kafes fleklide metal bir kubbe ile örtülüdür(resim.44, fiekil.15). Vezir Periflan Çilek Mustafa Pafla y l nda ölmüfltür. Mezar tafl n n uzun bir kitabesi vard r(ayverdi 1981a:46;Turan vd 2004:127). Paflan n ölüm tarihi türbenin yap m y l olmal d r. 38- Travnik Silahdar Abdullah Pafla Türbesi (Bosna Hersek): Hasan a a Camii arkas ndad r. Kare planl türbenin üstü kafes fleklide metal bir kubbe ile örtülüdür. Köfleler ve aralardaki birer adet baklaval bafll kl toplam sekiz sütun yuvarlak kemerlerle birlefltirilmifltir. Her cephede kemerlerin üstü kalem iflleri ile süslenmifltir. Sütun aralar nda metal parmakl klar vard r. Temiz bir iflçili in eseri olan türbe gövdesi sade ve genifl bir silme ile s n rland r lm flt r (Resim.45, fiek.16). Abdullah Pafla 1785 y l nda vefat etmifltir(ayverdi 1981a:438). 39- Travnik fieyh Mehmet Ve Han m n n Türbesi(Bosna Hersek): Derbent mevkiinde Yukar Çarfl denen yerde bulunan türbe kare planl üstü kafes fleklide metal bir kubbe ile örtülüdür. Köfleler ve aralardaki birer adet baklaval bafll kl toplam sekiz sütun yuvarlak kemerlerle birlefltirilmifltir. Her cephede kemerlerin üstü kalem iflleri ile süslenmifltir. Sütun aralar nda metal parmakl klar vard r. Muhsinzade türbesinden biraz küçüktür. Temiz bir iflçili in eseri olan türbe gövdesi sade ve genifl bir silme ile s n rland r lm flt r. çte kubbeye baklavalarla geçilmektedir. çi ve d fl kireç s val kapl d r. (Resim.46-47) fieyh Mehmed in 1780 y l nda, eflinin 1782 y l nda vefat ettikleri mezar tafllar nda yaz l d r(ayverdi 1981a:466). fieyhin vefat tarihi türbenin de yap m tarihi olmal d r. 40- Vakf Kebir (Donji Vak f) Miri Alem Mehmet Pafla Türbesi (Bosna Hersek): Bir kaide üzerindeki alt gen planl kubbeli türbe düz bir alanda yer almaktad r. Bir kenar 2.60m.dir. Türbenin üst yap s n alt adet zarif mermer sütun tafl maktad r. Sütunlar n alt ve üstünde birer simit dolaflmakta, altta kaidelere oturmakta, üstte baklaval bafll klar tafl maktad r. Üstteki yuvarlak formlu kemerler demir gergilerle desteklenmektedir. Türbenin üstü aç kt r. Halen alem oturtmak için metalden bir külah vard r. (Resim:48) Türbede Bosna Valisi Miri Alem Mehmet Pafla ve o lunun mezarlar vard r. Pafla Bosna Valili i s ras nda ( ) türbeyi o lu için yapt rm fl, vefat nda kendisi de defnedilmifltir. Paflan n mezar tafl nda 1800 tarihinde vefat etti i yaz l d r(ayverdi 1981a:486). Türbe XVIII. yüzy l n sonuna aittir.

112 VAKIFLAR DERG S 41-Viflgrad (Visegrad) Siyercic Türbesi (Bosna Hersek): Saraybosna n n do usunda S rbistan s n r yak nlar ndaki Viflegrad da bulunan türbe bir yap n n dibinde yer almaktad r. Türbe 3,70 x 3,70 m. ölçülerinde kare planl d r. Yap n n tamam nda küçük kesme tafllar kullan lm flt r. Türbenin üst yap s n tafl yan kal n sekizgen sütunlar da tafllarla örülmüfltür. Üstleri pahlanarak kareye dönüfltürülen sekizgen sütunlar n üzerlerine sivri kemerler oturtulmufltur. Kemerler demir gergilerle desteklenmifltir(ayverdi 1981a:512). Düz birer silme ile cepheler bitmektedir. Türbenin üstü aç kt r (Resim.49). Yap n n flimdiki hali hakk nda bilgi sahibi de iliz. 42- Podgoriça Hasan A a Türbesi (Karada ): Hasan A a Camisi avlusundad r. Kare planl türbenin kubbesi dört aya a oturmaktad r. L planl ayaklar yuvarlak kemerlerle birbirine ba lanm flt r. Yap m nda kesme ve moloz tafl kullan lan türbede kemerlerin ahflap gergilerle desteklendi i ayaklardaki yuvarlardan anlafl lmaktad r. çinde tahrip edilmifl mermer bir sanduka vard r(resim.50). Türbe XVII. yüzy la tarihlenmektedir(turan vd 2004:437). 43- lok Aç k Türbe (H rvatistan) Vukovar Srijem de Çarfl Meydan yak n nda yer alan türbe sa lam durumdad r. Kare planl kubbeli bir yap d r. Düz bir alanda yer almaktad r. Kesme tafl ve tu la kullan larak almafl k düzende yap lm flt r. Kaidesi olmayan türbe 3.70x3.70m. ebad ndad r. Türbenin cenazeli inin olup olmad bilinmemektedir. Köflelerdeki sekiz köfleli ayaklar bir s ra tafl iki s ra tu la ile örülmüfltür. Dört cephe sivri tu la kemerlerle d fla aç lmaktad r. Bir s ra kirpi saçakla biten cephelerin üstünde ortada kubbe, kenarlarda e imli bir örtü görülmektedir. Kubbe pandantif geçifllidir(resim.51, fiekil.17). Halen içinde bir mezar görülmeyen türbe XVI. yüzy la tarihlenir DE ERLEND RME Balkanlarda yap lan Osmanl baldaken türbelerin, plan, mekan anlay fl ve örtü sistemi, mimari elemanlar, malzemeleri ve süslemeleri bak m ndan farkl özelikleriyle karfl m za ç kmaktad r. Balkanlarda bizzat taraf m zca incelenen yap lar n yan s ra bilim adamlar nca görülen veya çeflitli kaynaklardan tespit edebildi imiz Osmanl baldaken türbelerinin say s 43 adettir. E- Türbe L Planl Baldaken Türbeler; 1 adettir. Bu türbelerin plan tiplerine göre tasnifi ise; A- Kare Planl Baldaken Türbeler; 30 adet, B- Alt gen Planl Baldaken Türbeler; 7 adet, C- Dikdörtgen Planl Baldaken Türbeler; 3 adet, D- Sekizgen Planl Baldaken Türbeler; 2 adet, Baldaken türbelerinde cenazelik az görülmekle birlikte burada genel bir de erlendirme yapacak olursak; 43 türbeden 31 adet türbe bir kaideye oturmakta, 5 tanesinin içinde cenazeli i bulunmaktad r. Bunlardan Saraybosna Sinan Pafla Türbesi, Üsküp Alt ayak türbesinin kaide ve cenazeli i vard r. Baldaken türbeler simetrik cephelere sahiptir. Yap lar n cepheleri biri birine benzemektedir. Malzeme olarak kesme tafl, moloz tafl, tu la kullan larak kagir olarak yap lm fl olan bu türbelerin üstü genellikle içte ve d flta kubbe ile örtülmüfltür. Baz lar n n üstü aç k olup metalden kafes fleklinde, sembolik birer kubbe ile örtülmüfllerdir. Dört adet kare, bir adet dikdörtgen ve bir adet alt gen türbenin üst örtüsü bu flekildedir. Bu türbelerin baz lar n n üstü külah veya külah and ran sivri bir çat fleklinde örtülmüfl olup Anadolu daki gibi burada piramidal külah fleklinde kagir bir d fl örtü görülmemektedir. Baldaken türbeler süslemeye çok az yer verilmifl sade yap lard r. Esasen Osmanl mimarisinde mümkün oldu unca lüzumsuz süslemelere yer

113 SAYI 32 verilmedi inden bu yap lardaki zarif biçimlenifl ayr bir süslemeyi gerektirmemifltir. Bu nedenle çini ve ahflapla yap lm fl süslemeleri göremeyiz. Almafl k örgü düzenlemeleri, çeflitli silmeler bafll ca süsleme ö eleridir. Tesbit etti imiz 43 türbeden 26 adedi ayakta, 10 adedi y k lm fl, 7 adedinin flimdiki durumunu bilemiyoruz. Baz lar n n da temelleri veya kal nt lar günümüze kadar gelmifltir. Bildi imiz baldaken türbelerin Balkanlardaki yay l fl na haritadan bakacak olursak (fiek.1) Edirne den (3 adet) bafllayarak, bölgenin güneyinden Makedonya daki Üsküp te (8 adet) ve kuzeye do ru ç karak Bosna Hersek te Saray-Bosna(6) ve Travnik te (4 adet) yo unlaflt görülür. Bu hat üzerindeki çeflitli flehirlerde birer ikifler adet bulunmaktad r Türbeleri yap l fl tarihlerine göre s n flad m zda; 7 adedi, XV. yüzy ldan, XV-XVI. yüzy ldan 1 adet, XVI. yüzy ldan 8 adet, XVII yüzy ldan 3 adet, XVII-XVIII. yüzy l olarak tarihlenen 2 adet, XVIII. yüzy ldan 13 adet, XIX. yüzy ldan 3 adet, XX. yüzy ldan 1 adet türbe kald tespit edilmifltir. Ele ald m z türbelerin 4 adedi kad nlara, 38 adedi erkeklere aittir. Yine bunlar n 2 adedi Osmanl hanedan, 14 devlet adamlar ve di er üç tanesi halktan önemli kifliler için yap lm flt r. A-Kare Planl Baldaken Türbeler : Edirne Sülo lu Tatarlar Köyü Türbesi (XV. yüzy l.), Kesriye Kurflunlu Cami Türbesi (XV. yüzy l), K zanl k Aç k Türbe (XV. yüzy l ), Üsküp K ral K z Türbesi (XV - XVI. yüzy l ), Viflegrad Siyercic Türbesi (1529), Foça brahim Bey Türbesi (1553), Saraybosna Ali Pafla Türbesi(1553), Manast r Dört Ayak Türbesi (XVI. yüzy l), Dragafl Sar Saltuk Türbesi(XVI. yüzy l ), Akhisar fieyh Hasan Kâfi Türbesi (XVI. yüzy l), lok Aç k Türbe(XVI. yüzy l), Dimetoka M. Ali Pafla Makam Türbesi (XVII - XVIII. yüzy l), Selanik Mevlevihane Türbesi (XVII - XVIII. yüzy l ), Saraybosna Hac Sinan Türbesi(17. yüzy l), Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi(17. yüzy l), Edirne Selimiye Türbesi (1718), Saraybosna Ali Fakih Mezarl ndaki Köprülü Yusuf Pafla (1747) ve Mehmed Yusuf Efendi (1780) Türbeleri, Travnik te Abdullah ve Celalettin Paflalar (1749), Vezir Abdullah Pafla (1785) ve fieyh Mehmet (1782) Türbeleri, flkodra Aç k (Harap Efendi )Türbe( XVIII - XIX), Saraybosna Esad Efendi Türbesi (1912) dir En kalabal k olan bu gurupta 30 adet türbe vard r. Bu türbelerden 10 adedi ayakta olup ikisi harap halde günümüze gelebilmifltir. 9 adedi y k lm fl, 9 adedinin günümüzdeki durumu tespit edilememifltir. Bu türbelerden sadece Edirne Sülo lu Tatarlar Köyü Türbesi (15. yüzy l.) ve Dimetoka M. Ali Pafla Makam Türbesinin (XVII-XVIII.yüzy l) cenazelikleri bulunmaktad r. Baz türbelerin de sadece kaideleri vard r. Kesriye Kurflunlu Cami Türbesi, Akhisar fieyh Hasan Kafi Türbesi, Üsküp Kral k z Türbesi, Üsküp fieyh Lütfullah Türbesi, Selanik Mevlevihane Türbesi, Edirne Selimiye fiehzade Türbesi, Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi, Saraybosna daki Ali Pafla, Hac Sinan, Katip Haydar türbeleri bunlardan baz lar d r. Kare planl türbelerden 16 adedinin üst yap s sütun ile tafl nmakta, 14 adedi çeflitli formlardaki ayaklarla tafl nmaktad r. Ayaklar kare ve L fleklinde olabilmektedir. Türbelerin kubbelerinde ço unlukla kasnak yoktur. Kare planl kubbeli türbelerde, trompla geçilen Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi hariç. geçifl eleman olarak pandantif kullan lm flt r. Kare planl K zanl k Aç k Türbe, Edirne Sülo lu Türbesi ve Kesriye Kurflunlu Cami türbelerindeki kare planl ayaklar ve üst yap tamamen tu la ile örülmüfltür. Bu yap n n üçü de erken dönem (XV. yüzy l) yap lar d r. Kare planl, kesme taflla yap lan Dimetoka Mehmet Ali pafla Türbesinin üst yap s kareye yak n ayaklarla tafl nmaktad r. Travnik te bulunan üç türbe ile Mostar daki fieyh Mehmet Türbesinin müflterek iki özelli i

114 VAKIFLAR DERG S bulunmaktad r. lki bu türbelerin köflelerdeki sütunlar ndan baflka cephe ortalar na da yerlefltirilen yuvarlak kemerlerle ba lanan sekiz sütunla üst yap n n tafl nmas d r. Di eri yap lar n aç k olan üstlerinin metalden kafes fleklinde, sembolik birer kubbe ile örtülmeleridir. Kare planl baldaken türbeleri üst yap lar yla de erlendirildi inde önce külahl ve kubbeli diye iki ana guruba ay rmak mümkündür. Kare planl külahl baldaken türbeler grubuna Bosna Hersek Saraybosna Ak Camii Türbesi girmektedir. Bu guruba giren Üsküp fieyh Lütfullah Efendi türbesinin cepheleri yuvarlak kemerli, bat cephede iki adet, di er cephelerdeki kap fleklinde birer aç kl klarla farkl l k gösterir. Kasnaks z olan kubbesinin tepesinde, tu ladan yap lm fl bir minare pete i fleklindeki külah de dikkat çekicidir(özer 2006:231). B-Alt gen Planl Baldaken Tip: Alt gen prizma gövdeli türbeler; Üsküp Meddah Baba Türbesi(1426), Edirne Darülhadis Camii fiehzadeler türbesi (XV. yüzy l), Üsküp Hatuncuklar Türbesi(XVI. yüzy l), Üsküp Alt ayak Türbesi (XVII. yüzy l), Travnik Mustafa Pafla Türbesi (1799), Vakf kebir Mustafa Pafla Türbesi(1800) dir. Alt gen planl türbelerden 5 adedinde tafl y c elaman olarak ayak, üç adedinde sütun kullan lm flt r. Edirne Darülhadis Türbesi, Üsküp Meddah baba, Hatuncuklar, Alt ayak ve kubbe ile örtülüdür. Alt gen planl türbelerin kubbelerinde sade bir geçifl vard r. Metalden kafes kubbelerin bilinen en eski örne i alt gen planl 1663 tarihli stanbul Köprülüler türbesidir(k lc 2007:111). Pafla(1800) Türbesinin sütunlar çeflitli profillerle flekillenmifl, bu flekillenme türbe cephesine de yans m flt r. D-Dikdörtgen Planl Tip: Dikdörtgen planl olan Mostar fieyh Yuyo Türbesi(1707), Prizren Rabia Hatun Türbesi(1806) ve Selanik Hortac Süleyman Türbesi bu plan tipinin üç temsilcisidir. E- stisnai Planl Tip: Ohri Yusuf Çelebi Türbesi (1481) L plan ile istisnai bir tip teflkil eder. SONUÇ Baldaken türbeler Osmanl lar n dünya kültür miras na hediyesi olup Osmanl türbe mimarisinin gerçekten zarif ve güzel örneklerini teflkil ederler. Balkanlarda da bunlar n çok güzel örnekleri bulunmaktad r. Sonraki devirlerde de yine ayn olgunlukla yap lm fl uygulamalarla bu gelenek günümüzde tercih edilen türbe biçimi olmaya devam etmektedir. Aliya zzet Begoviç Türbesi son zamanlarda yap lan bir örnektir. KAYNAKLAR Ar k. M. O.(1967).Erken Devir Anadolu Türk Mimarisinde Türbe Biçimleri, Anadolu(Anatolia)XI, (1967) Aslanapa. O. (1965)Edirne de Türk Mimarisinin Geliflimi, ED RNE, Edirne nin 600. Fetih Y ldönümü Arma an Kitab (1965) Ayverdi. E. H. (1972a) Osmanl Mimarisinde Çelebi ve II. Murad Devri ( ), stanbul, stanbul Fetih Cemiyeti Yay nlar. Ayverdi. E. H. (1972b)Osmanl Mimarisinde Fatih Devri( ), stanbul, stanbul Fetih Cemiyeti Yay nlar C-Sekizgen Planl Tip: Balkanlardaki sekizgen planl iki türbe Arnavutluktaki Tiran Kaplan Pafla ve Berat Sad k Pafla(1800) türbeleridir. Berat Sad k Ayverdi. E. H.(1977) Avrupa da Osmanl Mimari Eserleri- Romanya Macaristan, I.Cild, 1 ve 2. kitap, stanbul, stanbul Fetih Cemiyeti Yay nlar.

115 SAYI 32 Ayverdi. E. H.(1981a) Avrupa da Osmanl Mimari Eserleri Yugoslavya II.Cild, 3 ve 4. kitap, stanbul, stanbul Fetih Cemiyeti Yay nlar. Ayverdi. E. H. (1981b)Avrup da Osmanl Mimari Eserleri Yugoslavya III.Cild, 3. kitap, stanbul, stanbul Fetih Cemiyeti Yay nlar. Ayverdi. E. H. (1982) Avrupa da Osmanl Mimari Eserleri Bulgaristan Yunanistan Arnavutluk, IV.Cild, kitap, stanbul, stanbul Fetih Cemiyeti Yay nlar. Batur. A. Osmanl Camilerinde Almafl k Duvar Üzerine, Anadolu Sanat Araflt rmalar 2 stanbul B çakç.. Yunanistan da Türk Mimari Eserleri, stanbul, 2003 Bursal Mehmet Tahir Bey(1333) Osmanl Müellifleri, stanbul. Cumbur. M. Saltukname nin Türk Milliyetçili indeki Yerine ve Üçüncü Nüshas na Dair, Milli Kültür. S.1.(1977), s Çoruhlu, Dr. T. (2008 )Kay p Miras n zinde - Gora Halk Sanatlar, UKID Yay nlar, stanbul Eyice. S. Yunanistan da Türk Eserleri, Türkiyat Mecmuas XII(1955) Eyice. S. Gurbette Kalan Türk Eserleri IX.Vak f Haftas Kitab Ankara1992, s Gökbilgin. T. Edirne ve Pafla Livas, stanbul, Hasol. D. (1979) Ansiklopedik Mimarl k Sözlü ü stanbul Yap -Endüstri Merkezi Yay nlar brahimgil. M. Z. (20001) Makedonya da Türbe Yap lar ve Türk Sanat ndaki Yeri. 11. Türk Sanatlar Kongresi, EJOS IVM.Kiel vd.11. K lc, A. (2007.) XIV Anadolu Türk Mimarisinde Erken Devir (XIV-XV. Yüzy l) Baldaken Tarz Türbeler. Ankara. VGM. Yay nlar. Kiel. M. (2001) Bulgaristan da Osmanl Dönemi Kentsel Geliflimi ve Mimari An tlar, Ankara. Kültür Bakanl Nemlio lu. C.(1996).Bosna-Hersek Foça da Yok Edilen Türk slam Kültür Eserleri, stanbul, Onur. O. (1994) Edirne Türbeleri ve Evlâd - Fatihan, Edirne Önkal. H. (1992).Osmanl Hanedan Türbeleri, Ankara, Kültür Bakanl Yay nlar Özer. M. (2004) Edirne - Sülo lu Tatarlar Köyü Türbesi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 4 (1). (2004) Özer. M. (2006) Üsküp te Türk Mimarîsi (XIV-XV.. Yüzy l Ankara TTK Yay nlar Doktor R fat Osman(1999) Edirne Evkaf- slâmiye Tarihi C.I. Cevami ve Mesacid, Ankara, (Özsoy. Ü.) VGM. Yay nlar. Turan.Ö. vd.(2004) Balkanlardaki Türk Mimari Eserlerinden Örnekler, Ankara TBMMM yay n Unat. F. R. (1940) Hicri Tarihleri Miladi Tarihe Çevirme K lavuzu. Ankara, TTK Yay nlar Yüksel. A.(1983).Osmanl Mimarisinde II. Bayezid Yavuz Sultan Selim Devri( ), stanbul, stanbul Fetih Cemiyeti Yay nlar

116 VAKIFLAR DERG S Resim-1.Edirne fiehzadeler Türbesi (C. K l ççöte) Resim-2.Edirne Sülo lu Tatarlar Köyü Türbesi (VGM Arflivi)

117 SAYI 32 Resim-3.Edirne Sülo lu Tatarlar Köyü Türbesi (VGM Arflivi) Resim-4. Edirne Selimiye Türbesi: (Gökçe Günel)

118 VAKIFLAR DERG S Resim-5.Bulgaristan K zanl k Aç k Türbe(2000) Resim-6.Bulgaristan K zanl k Aç k Türbe (2000)

119 SAYI 32 Resim-7.Dimetoka Mehmet Ali Pafla Makam Türbesi (2007) Resim-8.Dimetoka Mehmet Ali Pafla Makam Türbesi (2007)

120 VAKIFLAR DERG S Resim-9.Selanik Mevlevihane Türbesi(E.Hakk Ayverdi den) Resim-10.Selanik Hortac Süleyman Türbesi:(B çakç dan) Resim-11.Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi (M.Özer den)

121 SAYI 32 Resim-12.Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi(2009 Resim-13.Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi(2009)

122 VAKIFLAR DERG S Resim-14.Üsküp Alt Ayak Türbesi(M.Özer den) Resim-15.Üsküp K ral K z Türbesi(M.Özer den)

123 SAYI 32 Resim-16.Üsküp K ral K z Türbesi(M.Özer den) Resim-17.Üsküp Meddah Baba (Pafla Yi it) Türbesi(Ayverdi den)

124 VAKIFLAR DERG S Resim-18.Üsküp Hatuncuklar Türbesi(M.Özer den) Resim-19.Üsküp Da stani Ali Pafla Türbesi(2009)

125 SAYI 32 Resim-20.Üsküp Da stani Ali Pafla Türbesi(2009) Resim-21.Üsküp Da stani Ali Pafla Türbesi(2009)

126 VAKIFLAR DERG S Resim-22.Üsküp shak Bey Türbesi(M.Özer den) Resim-23.Üsküp shak Bey Türbesi(Gökçe Günel)

127 SAYI 32 Resim-24.Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi(2009) Resim-25.Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi(2009)

128 VAKIFLAR DERG S Resim-26.Manast r Dört Ayak Türbesi (M.Özer den) Resim-27.Ohri Sinanüddin Yusuf Çelebi Türbesi (M.Z. brahimgil)

129 SAYI 32 Resim-28.Ohri Sinanüddin Yusuf Çelebi Türbesi (Gökçe Günel) Resim-29.Debre Sad k Pafla Türbesi (M.Z. brahimgil)

130 VAKIFLAR DERG S Resim-30.Prizren Rabia Hatun Türbesi(G. Günel) Resim-31.Prizren Rabia Hatun Türbesi(G. Günel)

131 SAYI 32 Resim-32.Dragafl Sar Saltuk Türbesi( Resim-33.Tiran Kaplan Pafla Türbesi (M.Z. brahimgil)

132 VAKIFLAR DERG S Resim.34. flkodra Aç k Türbe(G. Günel) Resim-35.Saraybosna Gazi Ali Pafla Türbesi (M.Z. brahimgil)

133 SAYI 32 Resim-36.Saraybosna Katip Haydar Türbesi(Ayverdi den) Resim-37.Saraybosna Ali Fakih Mezarl Türbeleri (M.Z. brahimgil)

134 VAKIFLAR DERG S Resim-38.Saraybosna Hac Sinan Türbesi(Ayverdi den) Resim-39.Foça brahim Bey Türbesi (Nemlio lu ndan)

135 SAYI 32 Resim-40. Mostar fieyh Yuyi Türbesi Resim-41.Mostar Mehmet A a Kreho Türbesi

136 VAKIFLAR DERG S Resim-42.Mostar Mehmet A a Kreho Türbesi Resim-43.Akhisar fieyh Hasan Kâfi Türbesi(flickr.com/photos/ @N02/ )

137 SAYI 32 Resim-44.Travnik Abdullah Ve Celalettin Paflalar Türbesi ve: Vezir Mustafa Pafla Türbesi Resim-45.Travnik Abdullah Pafla Türbesi( php t= )

138 VAKIFLAR DERG S Resim-46.Travnik fieyh Mehmet Ve Han m n n Türbesi (M.Z. brahimgil) Resim-47. Travnik fieyh Mehmet Ve Han m n n Türbesi (M.Z. brahimgil)

139 SAYI 32 Resim-48.Vakf Kebir Miri Alem Mehmet Pafla Türbesi ( Res.49.Viflgrad Siyercic Türbesi (E.Hakk Ayverdi den)

140 VAKIFLAR DERG S Res.50.Karada Podgoriça Hasan A a Türbesi(M.Z. brahimgil) Res.51.H rvatistan lok Aç k Türbe (M.Z. brahimgil)

141 SAYI 32 fiekil-1. Balkanlardaki Baldaken Türbeler Haritas (T KA)

142 VAKIFLAR DERG S fiekil-2. Edirne fiehzadeler Türbesi(Özen den)

143 SAYI 32 fiekil-3. Kesriye Kurflunlu Camii Türbesi(Eyice den)

144 VAKIFLAR DERG S fiekil 4.Üsküp bni Payko Türbesi(Özen den)

145 SAYI 32 fiekil-5.üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi( brahimgil den) fiekil-6. Üsküp Kral K z Türbesi( brahimgil den)

146 VAKIFLAR DERG S fiekil-7. Üsküp Hatuncuklar Türbesi( brahimgil den)

147 SAYI 32 fiekil-8. Üsküp Ali Pafla Türbesi(Özen den)

148 VAKIFLAR DERG S fiekil-9. Ohri Sinanüddin Yusuf Çelebi Türbesi (Eyice den) fiekil-10-.prizren Rabiye Hatun Türbesi (Fikret Tikves, Jusuf Xhibo)

149 SAYI 32 fiekil-11.saraybosna Katip Haydar Türbesi (Ayverdi den) fiekil-12. Akhisar fieyh Hasan Kâfi Türbesi (Ayverdi den)

150 VAKIFLAR DERG S fiekil-13.travnik Abdullah ve Celalettin Paflalar Türbesi( Ayverdi den) fiekil-14.travnik Vezir Mustafa Pafla Türbesi (Ayverdi den)

151 SAYI 32 fiekil-15.travnik Silahdar Abdullah Pafla Türbesi( Ayverdi den) fiekil-16.h rvatistan lok Aç k Türbe(M.Emin Y lmaz)

152 VAKIFLAR DERG S

153 Uflak ta Ahîlik ve Ahî Kurumlar Özet B u makalede Uflak flehrinde bulunan Ahîlerin açt klar kurumlar n neler oldu u, bu kurumlar n flehrin geliflmesine ne ölçüde katk sa lad ve Ahî Baba n n esnaf örgütü içindeki yeri ifade edilecektir. Uflak ta Ahîler XIX. yüzy la kadar oldukça etkili olmufllar fakat bu yüzy ldan itibaren flehirdeki Ahî zaviyeleri kapanm fl ve Ahî Baba n n esnaf örgütlenmesi içindeki etkinlikleri giderek azalm flt r. Ahî Baba n n görevleri kethüda, yi itbafl, fleyh gibi di er esnaf temsilcileri taraf ndan yürütülmeye bafllanm flt r. Anahtar Kelimeler:Uflak, Ahîlik, Ahî kurumlar, Esnaf örgütleri. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Murat ÖNTU Uflak Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Ahis n Usak And Their Organizations Abstract In this paper, it will be explained the craft and trade organizations found in the city of Usak and established by Ahi s as well as the degree of their contributions to the economy and development of the city. Ahis were so effective in the economy and social life of Usak City until 19 th century but after that date their effectiveness was diminished in the commercial organizations due to closing of their offices. The duties of the father (head) of Ahi s began to be executed by the representatives of the other commercial organizations. Key Words: Usak, Ahi, Ahi Organizations, Craft and trade Organizations

154 VAKIFLAR DERG S G R fi Osmanl flehir ve kasabalar ndaki üretim ve ticâret, esnaf örgütü taraf ndan yürütülüyordu. Bütün Osmanl flehirlerinde oldu u gibi, Uflak ta da, gerek imâlat, gerekse ticâret ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren esnaf, kendi içerisinde s k bir otokontrol sistemine (Kütüko lu 1986) ba l olup, devlet karfl s nda da, baflta ihtisâb kânûnnâmeleri ve narh olmak üzere önemli kurallara tâbi bulunmaktayd lar (Genç 1986). Çeflitli mesleklere mensup olan esnaflar, s kl kla ehl-i hirfet ve ehl-i sanat terimleriyle ifade edilmekteydi 1. Osmanl flehirlerinin hepsinde yayg n ve kuvvetli bir esnaf teflkilât vard. Bu teflkilât, gerçekte Anadolu da Selçuklular ve Beylikler döneminde, flehir ve kasabalardaki farkl esnaf grubunun kendi mensuplar içinden seçtikleri bir ahînin önderli inde fütüvvet gelene ine göre flekillenmifl olan, XIII. ve XIV. yüzy llardaki Ahî hareketinin bir devam idi (Ça atay 1974: 8), (fiahin, Emecen 1988: 290). Bu yüzy llar içinde ilk Osmanl sultanlar n n Ahî geleneklerine s k s k ya ba l olmas, hatta Osmanl Devleti nin Ahî kökenli ilim, fikir ve devlet adamlar n n görüfllerinden yararlanmas 2, ahîli e dayal Esnaf Örgütü nün etkinli ini artt rm flt r. XIII. ve XIV. yüzy llarda Osmanl flehirlerindeki esnaf, ahîlerin geleneksel düzeni içinde ifl görmekteydi. Fakat Ahî teflkilât, XVI. yüzy lda Osmanl merkezî otoritesi alt nda zay flam fl, ilk zamanlar n kuvvetli ve ba ms z karakterini yitirmifltir (Ergenç 1980: 107), (Özdemir 1998: 226). Bununla birlikte merkezî devlet, taflrada bulunan flehir ve kasabalarda esnaf n üzerindeki ahî örgütlenmesinin devam etmesini istiyordu. Çünkü üretim ve ticâret erbâb n n köklü bir gelene e ve teflkilâta sahip olmas, devletin bu gruba karfl izledi i politikay da etkilemekteydi. Ayr ca bu zümre, üretim ve ticâret yaparak halk n k tl k çekmemesini sa lad gibi vergi vermek suretiyle hazineye de önemli bir katk da bulunuyordu. Bu do rultuda fieyh ve ihtiyarlar ma rifetiyle düzenlerini sürdüren, mahkemeye fleyhleri ve yi itbafl lar taraf ndan getirilen lonca mensuplar n n Ahî geleneklerine dayal düzenlerinin yaflat lmas için merkez taraf ndan Osmanl taflra flehirlerine XVII. yüzy lda fermanlar gönderildi i bilinmektedir 3. Bu durum, gelene in bozuldu u XVII. yüzy lda merkezî yönetimin taflradaki esnaf teflkilât içinde Ahî gelene inin yaflat lmas n n gereklili ine inand n göstermektedir. Ahîli in flehirlerdeki ifllevini yitirmeye bafllamas, muhtemelen XVII. yüzy ldad r. Kethüda, Yi itbafl, gibi esnaf temsilcileri, Ahîlerin ve Ahî fieyhlerinin görevini üzerlerine alm fl görünmektedirler. Bu durum, XVII. yüzy lda Anadolu daki bütün flehirlerde de ayn d r. Örne in, XVII. yüzy l n ikinci yar s nda ve sonras nda Konya da Ahî Baba sadece debba lar n bafl olarak 1 Hirfet, kelimenin ço ulu olan hiref de kullan labilir ve sanat kelimeleri anlam olarak birbirlerine yak nd rlar, ayn flekilde eflde er terimler olan erbâb- hirfet ve ashâb- hirfet diye de yaz lmaktad r. 2 Yusuf Küçükda, Osmanl Devleti nin Kuruluflunda Etkin Rol Oynayan Konyal lim, Fikir ve Devlet Adamlar, Yeni pek Yolu, Konya Ticaret Odas Dergisi, Konya Kitab, (Editör: Yusuf Küçükda ), Özel Say, Konya, 2002, s ; Osmanl Devleti nin kuruluflunda ahîlerin etkisi üzerine farkl bir yaklafl m için bkz. Ahmet Yaflar Ocak, Osmanl Devleti nin Kuruluflunda Ahilik ve fieyh Edebal : Problematik Aç dan Bir Sorgulama, II. Uluslararas Ahilik Kültürü Sempozyumu Bildirileri, (13-15 Ekim 1999), KBY, Ankara, 1999, s Örne in Aral k 1632 tarihinde Trabzon flehrine gönderilen bir ferman, bütün Osmanl topraklar ndaki beylerbeyleri, sancak beyleri ve kad lara hitaben; Memâlik-i mahrûsemde olan debba ve sâir ehl-i s nayi ve ehl-i hiref tâifelerinin câniblerine kadîmden süregelen erkânlar n ve kuflak kuflanmayub ve revân olmayan flagirdlerin revân almay nca ve kuflak kuflanmay nca min ba d dükkân ve dizgâh kullanmayub, ifllemeyüb, madam ki flagirdler revân olub ve Ahiler kuflak kuflanub ve icâzet olmay nca dükkân ve dizgâh açturmayub... diye yaz lm flt r. Bkz. Yusuf O uzo lu, Osmanl Devlet Anlay fl, Eren Yay. stanbul, 2000, s

155 SAYI 32 bulunmaktayd (O uzo lu 1980: 117). Belki de ayn yüzy lda merkezin Ahîlik gelene ini yaflatmak için Trabzon flehrindeki esnafa yönelik olarak yerel yöneticilere gönderdi i fermân, Anadolu nun birçok flehrinde Ahîli in unutulmaya bafllamas ndan dolay gündeme gelmifl olmal d r. Esnaf teflkilât n n, özellikle kalite kontrolünü ve ticâret ahlâk n düzenleyen içyap s, esnaf temsilcileri olan Pazarbafl, Kethüda ve Yi itbafl taraf ndan sürekli olarak denetleniyordu. Her esnaf grubu, üretim için gerekli hammaddeyi fiyat art fl ve darl k yaratmadan kendi temsilcileri arac l yla sa layarak içlerinde adaletli olarak da tmak zorundayd. Bir lonca içinde kurallara uymayanlar ç kt takdirde, lonca temsilcileri ile bu durumdan zarar gören flehirli mahkemeye baflvurarak müdahale edebiliyordu 4. Osmanl Devleti ndeki flehir ve kasabalar n tamam nda oldu u gibi Uflak taki esnaf örgütlenmesi kad ve muhtesib etraf nda flekillenmektedir. Bunlar n esnaf üzerindeki etkileri, esnaf yöneticileri arac l yla yürütülmektedir. Ahî Baba, fleyh, kethüda ve yi itbafl gibi esnaf temsilcileri, kad ile muhtesibin emirlerine tâbi olmakla birlikte, bu görevlilerle ortaya ç kabilecek bir uyuflmazl k halinde halk, her zaman veziriazam veya padiflaha bizzat flikâyetlerini iletebilme özgürlü üne sahipti. Uflak ta Ahî Baba n n d fl nda baflka esnaf örgütlerinin de temsilcileri bulunmaktayd. Uflak ta esnaf gruplar n n bafl nda bulunan kethüda, yi itbafl ve fleyh gibi esnaf temsilcileri hakk nda bilgi vermek yerinde olacakt r 5. Kethüda: Esnaf n bafl olan kethüda, sadece esnaf aras ndaki tart flmalarda hakemlik yapmakla, bunlar n ç karlar n mümkün oldu unca gözetmekle kalmamakta, ayn zamanda onlar hükümet ve memurlar n nezdinde temsil etmekte idi. Ayr ca kethüdalar esnaf n dilekçe, flikâyet ve itirazlar n da gerekli mercilere aktarmaktayd lar. Kethüda, kendi esnaf üzerinde söz sahibi olup ç rakl ktan ustal a geçmek isteyenlerin yeterlilik imtihan n fleyh ve yi itbafl yla birlikte yapard (Uluçay 1942: ). Yi itbafl : Kethüdan n muavini, ama ondan daha alt bir derecede hükümet ve yerel yetkililer nezdinde resmî bir temsilci olarak belirtilmektedir. Yi itbafl, esnaf n birinci flikâyet kademesi idi. Onun halledemedi i konulara kethüda bakard. Mensup oldu u esnaf içinde nizama ayk r gördü ü iflleri kethüda ile beraber muhtesib ve kad ya haber vermek, kendi esnaf na al nan malzemeyi da tmak ve satmak yi itbafl n n en önemli görevlerindendi. Ayr ca yi itbafl, halk n veya bir esnaf gurubunun anlaflmazl a düfltü ü konulara çözüm bulmak, loncadan tahsili istenen vergileri toplamak, muhtesib ve hükümet görevlilerine karfl lonca mensuplar n n haklar n aramak ve lonca esnaf na hammadde sa lamak gibi görevleri de bulunmaktayd (O uzo lu 1982: 613). fieyh: Esnaf idare edenlerin bafl nda gelen kiflidir. fieyhlerin atanmas normalde kendi arzlar üzerine berâtla olmaktayd. Fakat fieyh seçiminde kendinin ait oldu u esnaf örgütünün de etkisi bulunmaktayd. Osmanl esnaf teflkilat içerisinde son zamanlara kadar yaflayan esnaf fleyhli inin önemli görevleri de vard. Osman Nuri nin, Mecelle-i Umûru Belediye adl eserinde esnaf temsilcileri aras nda bulunan fleyhin ço unlukla törenlerde loncay temsil etti ini yazmaktad r (Osman Nuri 1922: 560). fieyh, ustal k ve di er merasimlerde esnafa riyaset etmek, esnaf n cezay mucip hallerinde onlara para ve sopa cezas vermekle yetkili idi. Ayr ca esnaf aras nda ç kan ihtilaflar çözmek onun önemli görevleri aras ndayd (Uluçay 1942: ). Uflak flehrinde XVIII. yüzy lda kasap esnaf n n bir fleyhi vard. 4 Bu konuda de iflik örnekler için bkz. Yusuf Küçükda, Osmanl Döneminde Konya da Ahîlik ve Ahîler, II. Ululararas Ahîlik Kültürü Sempozyumu Bildirileri,13-15 Ekim 1999 K rflehir, Ankara, 1999, s Uflak kad sicillerinin günümüze ulaflan ilk defteri 1832 tarihlidir. Bu tarihten önceki y llara ait Uflak taki esnaf örgütleri ve temsilcileri hakk nda flimdilik Hurufat Defterleri nde kay tlar mevcuttur. Bkz. Murat Öntu ve Erdo an Solak, Uflak fier iyye Sicillerinin fiekil ve Muhteva Aç s ndan De erlendirilmesi, AKÜ. Sosyal Bilimler Dergisi, C.II, S.2, Afyon, 2001, s.11-25; Murat Öntu, Hurufat Defterlerine Göre Uflak taki E itim Müesseseleri ( ), AKÜ. Sosyal Bilimler Dergisi, S.3, Afyon, 1999, s

156 VAKIFLAR DERG S H.1136 (M ) y l nda kasaplar n fleyhi olan Halil in vefat üzerine bu göreve fieyh Hasan getirilmifltir (VAD. no:1142, vr.68). Uflak ta ehl-i hirefe fleyh olanlara A a Baba Zâviyesi nin mahsulü flart edilmifltir. Rebihülahir 1165 (fiubat-mart 1752) tarihinde fieyh olan Hac Hüseyin vefat etmesiyle ehl-i hiref fleyhli i Uflak Naibi Seyyid Ömer arz yla, Seyyid Hac Mustafa ya tevcîh edilmifltir (VAD. no: 1130, s.70). Dellâlbafl : Asl nda tellâl, esnaftan de ildir. Yapt ifl tam anlam yla ticaret olmay p, tüccarlarla al c aras nda arac l k yapmaktad rlar. XVII. yüzy lda tellâlar, yapt bu ifl karfl l nda sat fl yap lan maldan yüzde bir dellâliye almaktayd lar (Mantran 1990: 76-77). Uflak ta H.1141 (M ) y l nda dellalbafl l k görevini Mustafa adl kifli yürütmekteydi (VAD. no: 1142, vr.68). I. UfiAK TA AHÎ KURUMLARI Ahî teflkilat ilk zamanlarda K rflehir, Kayseri, Konya, Ankara ve Tokat gibi Anadolu nun büyük yerleflim merkezlerinde ortaya ç km flt. Mo ollar n Anadolu yu iflgalinden sonra 1260 y l ndan itibaren pek çok yerde Ahîler ve Türkmenler Mo ol hâkimiyetine karfl isyanlar bafllatt lar. Mo ollar veya Mo ol yanl s yöneticiler iktidarlar na muhalefet eden hatta isyan ç karan Ahîler üzerinde çok s k önlemler ald lar ve katliamlar gerçeklefltirdiler 6. Yukar da ifade edilen büyük merkezlerde bulunan Ahîlere ait iflyerleri ve mallar elerinden al nd. Böylece Ahîler, Mo ol hâkimiyetinin daha zay f oldu u Anadolu nun uç bölgelerine gelerek mezra, çiftlik, köy ve kaza merkezlerinde ahî teflkilatlanmas n oluflturdular. XIV. Yüzy lda Anadolu yu dolaflan seyyah bn Battuta Anadolu nun köy ve kasabalar nda Ahî zâviyelerinin yayg n oldu unu belirtmektedir. Bu hareketin bir sonucu olarak Anadolu nun bat ucuna gelen ahîlerin bir k sm da Uflak merkezinde ahî zâviyelerini kurmufllard r. Uflak ta XVII. ve XVIII. yüzy lda ahîlerin ve zâviyelerinin etkisinin azald dönemlerde bile Ahî Baba n n esnaf örgütlenmesi ve esnaf n bafl olma özelli inin devam ettiriyor olmas, Ahîli in Anadolu flehirlerinde ahîli in köklü etkilerini uzun süre devam ettirdi ini göstermesi bak m ndan önemlidir. Uflak, 1429 y l nda Germiyano lu beyli inden ilhak edilerek, nihai olarak Osmanl hâkimiyetine girmifltir. Osmanl vak f kay tlar nda Uflak kazâs dâhilinde de iflik dinî ve tasavvufî tarikatlara mensup tekke ve zâviyelerin mevcut oldu u anlafl lmaktad r. XVI. yüzy lda gerek Germiyano ullar döneminden gerekse Osmanl hâkimiyeti zaman nda kurulmufl Uflak kazâs nda toplam yirmi dört tekke ve zâviye bulunmaktayd (Gökçe 2004: ). Bu yap lar n befli Uflak merkezde, di er on dokuzu ise Uflak n köy, mezraa ve çiftliklerinde infla edilmiflti. Uflak kazâ merkezinde bulunan befl zâviyenin üçü Ahîler taraf ndan yapt r lm flt r. fiehir merkezinde kurulan Ahî zâviyelerinin müfltemilât içinde kurucu fleyhe ait olan türbe ve mezarl k, dervifl ve misafir odalar, hamam, mutfak, kütüphâne, mescit, ah r gibi yap lar yer almaktayd. Uflak flehrinde bulunan bu zaviyelerin d fl nda XVI. yüzy la ait tahrir kay tlar nda 1530 tarihinde Uflak a ba l Göçer Köyü ne ba l bir Ahî Mezraas da bulunmaktayd. Ahîlere ait mezraada 2 hane, 1 mücerred ve 1 sipahizâde kay tl olup mezraan n y ll k geliri ise 480 akçeydi (BOA. TD. 438, s.67). XVIII. yüzy lda Uflak yöresinde Hac H z r Mahallesi nde Halveti Tekkesi, Karaa aç Mahallesi nde fieyh Mustafa Efendi Tekkesi vard. Ayr ca bu as rda Uflak kaza merkezi, köy, çiftlik ve mezraalarda yirmi befl zâviye bulunmaktayd 7. Bu tekke ve zâviyelerin d fl nda köylerin, çiftliklerin ve mezraalar n idaresinden sorumlu zâviyedarlar n yönetti i üç ayr köy mevcuttu. XVIII. yüzy lda Uflak merkezde bulunan Ahî zaviyelerinden üçü faaliyetine devam etmekteydi. Yine bu as rda Uflak kazâs na ba l Orta Köyü nde 6 Bu konu hakk nda daha detayl bilgi için bkz. Mikail Bayram, Ahi Evren ve Ahi Teflkilât n n Kuruluflu, Konya, 1991, s.114 vd. 7 XVIII. yüzy lda Uflak kazâs nda bulunan tekke ve zâviyeler için bkz. Mustafa Murat Öntu, XVIII. Yüzy l Uflak Tekke ve Zaviyeleri, 21. Yüzy l Efli inde Uflak Sempozyumu (25-27 Ekim 2001) C.1, stanbul, s.421,

157 SAYI 32 Ahî Çiftli i diye ma rûf olmufl bir mezraa bulunmaktayd. Ahîler taraf ndan kuruldu u anlafl lan çiftli in Zilkade 1133 (A ustos-eylül 1721) tarihinde mutasarr fl n günde bir akçe ile Ali nin mahlûlünden brahim adl kifli yapmaktayd (VAD. no:1116, s.5). Uflak kazâs na ahîler taraf ndan yapt r lm fl olan zâviyeler flunlard r: 1. Ahî Gasas z Zâviyesi II. Bâyezid ( ) zaman na ait tarihli defterde bulunan kay tlardan zâviyenin XV. yüzy lda harap durumda oldu u anlafl lmaktad r. Ahî Gasas z Zâviyesi nin vak flar aras nda iki dönüm harap ba, Uflak Çarfl s nda dört dükkân yeri ve bir boyahâne vard. XV. yüzy l n sonlar nda faal olma özelli ini yitirmifl gözükmektedir (Gökçe 2004: 215), (Gökçe 2001: 205). Nitekim XVI. ve XVIII. yüzy llar kapsayan vak f kay tlar nda bu ahî zaviyesine ve vak flar na tesadüf edilmemesi bunu do rulamaktad r. 2. Ahî Hoca Zâviyesi Zâviye, Germiyano ullar döneminden Osmanl ya intikal etmifltir. Ahî fleyhi olan Ahî Hoca adl zat kendi mal yla sat n alm fl oldu u mülkünü yapt rd zâviyeye vakfetmifltir. Germiyano lu II. Yakup Bey ( ) taraf ndan tescil edilmifl olan zâviye vakf bir bahçe, bir bafl-hâne, Pazar yerinde üç dükkân ve iki çiftlikten oluflmaktayd. II. Bayezid döneminde zaviyenin vak f gelirleri 110 akçe ve 1530 ile 1571 de 510 akçe kay t edilmifltir (Gökçe 2004: 215), (Gökçe 2001: 205). Uflak flehrinde bulunan Ahî Hoca Zaviyesi nin XVI. yüzy lda Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zaman nda düzenlenmifl tecdit berâtlar bulunmaktad r. XVIII. yüzy la ait vak f kay tlar nda zâviye ve vakf n n devam etti i anlafl lmaktad r (VAD. no:1126, s.103). fieyh Ahmed Halife Ramazan 1176 (Mart-Nisan 1763) kazâs ndaki debba fleyhli inin yan s ra, Ahî Hoca ve Ahî Mehmed zâviyelerinin hem zâviyedarl n hem de bu zaviyelerin vak f yöneticili i görevini birlikte yürütmekteydi (VAD. no:1126, s.103) Ahî Ziyaretçi (Ziyaretçio lu) Zâviyesi Uflak kazâs dâhilinde Ziyaretçi Mezras diye bilinen yerde infla edilmifltir. Ahî Ziyaretçio lu neslinden fieyh Sinan n mutasarr f oldu u zâviyenin XV. yüzy lda harap oldu u II. Bâyezid dönemi defterin de kayd n n bulunmamas ndan anlafl lmaktad r y l nda fieyh Lütfi nin tasarrufunda olan zâviye, XVI. yüzy l n ilk çeyre inde gerekli tamirat ve onar m yap larak tekrar ihyâ edilmifltir ve 1571 y llar nda zâviyeye vakfedilmifl olan çiftli in y ll k geliri 250 akçedir (BOA. TD. 438, s.126), (Gökçe 2004: 216). Zâviye XVIII. ve XIX. yüzy llarda faaliyetine devam eden tek Ahî zâviyesidir. XVIII. yüzy ldaki vak f kay tlar nda zâviyenin ismi Ziyaretçi fleklinde yaz lm flsa da, baz belgelerde Ziyaretçi Hüsameddin fleklinde geçmektedir. Bu zaviyede görev yapan fleyhler ayn zamanda Uflak ta bulunan Hac Murad Camisi nin imaml n da birlikte yürütmekteydiler (Öntu 2001: ). 4. Ahî Mehmed Zâviyesi Zâviyenin ismine yaln z XVIII. yüzy l vak f kay tlar nda rastlanmaktad r (VAD. no:1126, s.103). Yukar da ifade edildi i üzere Ahî Hoca ve Ahî Mehmed Zâviyesi zâviyedar ve Ahî Hoca, Ahî Mehmed vakf n n yöneticisi, debba lar fleyhi fieyh Ahmed tir. H.1173 (M ) y l nda fieyh Ahmed kendi halinde görevlerini yürütmekte iken baz sahibi garaz kimseler kendi istedikleri kifliyi Uflak naibi yapm fllar ve fieyh Ahmed i defalarca bu naibin huzuruna getirip yafll ve hasta oldu u gerekçesiyle görevlerini elinden al p Süleyman adl kifliye vermifllerdir. fieyh Ahmed bu haks zl k üzerine Uflak mahkemesine müracaat etmifltir. Uflak kazâs n n ehli hiref ihtiyarlar ve bî-garaz Müslümanlar n olay soruflturmas neticesinde fieyh Ahmed in haks z yere görevlerinin üzerinden al nd n tespit edip, durum mahkemeye bildirilmifllerdir. Bunun üzerine Uflak Kad s A a-zâde arz yla görevleri tekrar fieyh Ahmed in uhdesine verilmifltir (VAD. no:1126, s.103).

158 Ahîlerin açt klar bu zaviyeler elbette flehrin iktisadi bünyesinin geliflmesine olumlu katk sa lam flt r. XVI. yüzy la ait 1530 tarihli tahrir defterinde Uflak flehrinin gelir kaynaklar flöyledir: Bâc- bazar ve cürm-ü cinâyet ve arûsiyye ve resmi keyl ve sabunhâne ki kazandan kazana dört akçe ve bir kal p sabun al nur ve harac- bâgât ihtisâb ve öflri gallât ve adet-i a nâm- flehirlüyân ve meyhâne ve resm-i zemîn ve öflr-i kovan. Uflak n bütün bu gelir kaynaklar ndan elde edilen y ll k toplam gelir ise akçedir (BOA. TD. 438, s.64). Ayr ca Uflak kazas dâhilinde 1530 y l nda yaylayan Akkoyunlu Yörükleri cemaatinin y ll k hâs l akçad r. Bu haliyle Uflak flehri çarfl ve pazar yerindeki ticari faaliyetlerinin yan s ra merkezde bir meyhanenin bulundu u, ba -bahçe ziraat ile küçükbafl hayvanc l n yap ld Bat Anadolu da ticari imkânlar k s tl, iktisadi potansiyeli küçük bir yerleflim yeri oldu u görülmektedir. XVI. yüzy lda Uflak merkezdeki befl zaviyenin üçü Ahîler taraf ndan infla edilmifltir. Vak f gelirlerine bak ld nda Ahî zaviyeleri d fl ndaki fieyh Emin Zaviyesi nin y ll k hâs l 160 akçe ve Hac Kemal Zaviyesi nin ise y ll k geliri 115 akçedir. Bu iki zaviyenin de vak f gelirleri çiftlik ve ba -bahçeden oluflmaktad r (Gökçe 2004: ). Ahîler, Uflak ta açt klar zaviyelerin vak flar na gelir olmas bak m ndan flehir merkezinde ticari öneme haiz mekânlar infla etmifllerdir. Uflak çarfl s nda bulunan 144 dükkân n 4 ü Ahî Gasas z Zaviyesi ne ve 3 ü Ahî Hoca Zaviyesi ne aittir. fiehirde bulunan 2 baflhâneden biri Ahî Hoca Zaviyesi ne ve flehirdeki boyahâne Ahî Gasas z Zaviyesi vakf na kay tl d r (Gökçe 2004: 207). Buradan da anlafl laca üzere XVI. yüzy lda ahîler, Uflak a açt klar zaviyeleri sayesinde orta ölçekli bir katk sa lam flt r. Ahîler yerlefltikleri köy, kasaba ve kazalara sadece zâviye de il, imkânlar ölçüsünde mescit, cami, mektep ve medreseler kurarak yerleflim alanlar n n e itim ve dinî yaflant s na katk da bulunmufllard r. Bununla beraber Uflak flehrinde ahî zâviyelerinin d fl nda ahîlere ait mescit, cami, mektep ve medrese gibi dinî ve e itim kurumu tespit olunamam flt r. Ahîler, Uflak esnaf üzerindeki VAKIFLAR DERG S etkinli ini, Ahî Baba denilen esnaf fleyhi sayesinde XIX. yüzy l n ortalar na kadar sürdürmüfllerdir. II. AHÎ BABA VE ESNAF fieyhl Ahî Babalar n esnaf üzerindeki etkileri, XIV. yüzy lda Anadolu da ve özellikle Ankara da çok güçlüydü. XV. yüzy ldan itibaren do rudan Ahî Baba n n yönetimine tâbi olmaya devam eden deri tabakç lar ve bunlara ba l esnaf d fl nda bu temsilci kaybolmufltur (Mantran 1990: 108). Ahîli in önemli merkezlerinden biri konumundaki Konya da bile Ahî Baba sadece debba lar aras nda önemini korumaktayd (O uzo lu 1980: 117). Manisa da ise hem debba lar n ve hem de di er esnaf n fleyhi olan Ahî Baba n n yerini kethüda alm flt r (Uluçay 1942: 114). Bu durumu di er Anadolu flehirleri için de söylemek mümkün gözükmektedir (fiahin, Emecen 1988: 290). XVIII. yüzy lda Osmanl Devleti nde dericilerin güçlü bir lonca örgütleri mevcuttu. Farkl flehirlerdeki loncalar aras nda ba lant vard ve ustal a yap lacak atamalar, K rflehir deki Ahî Evren Zâviyesi fleyhinin gönderdi i bir temsilci huzurunda yap l rd. XV. ve XVI. yüzy llarda stanbul ve Manisa debba loncalar n n baflkanl klar n Ahî Baba yapmaktayd (Faroqhi 1994: 193). Uflak flehrinde de deri esnaf n n baflkanl n Ahî Baba yürütmekteydi (VAD. no:1089, vr.65; no:1123, vr.52; no:1129, s.106). Taeschner e göre; XVIII. yüzy ldan itibaren Ahî Evren fleyhinin nüfuzu zay flamaya bafllam fl ve XVIII. ve XIX. yüzy llarda Ahî Baba ad K rflehir deki Ahî Evren Zâviyesi fleyhinin denetimindeki lonca görevlileri için kullan lmaya bafllanm flt r (Taeschner 1956: 93-96). Fakat Anadolu flehirlerinin tamam için Taeschner in ifade etti i görüflleri söylemek mümkün de ildir. Nitekim araflt rma saham z olan Uflak kazâs nda XVIII. yüzy lda Uflak deri esnaf n n bafl nda kadîmden berü Ahî Baba bulunmad ve laz m oldu u belirtilerek Muharrem 1165 (Kas m-aral k 1751) tarihinde Uflak Naibi Seyyid Ömer arz yla Seyyid Hac Mustafa ya Ahî Babal k tevcîh olunmufltur (VAD. no:1130, s.70). Uflak ta XIV. yüzy ldan beri Ahî zâviyelerinin bulundu u ve bu zâviyelerin XIX.

159 SAYI 32 yüzy l n bafllar na kadar faaliyetlerini sürdürdükleri ifade edilmiflti. Bununla birlikte ahîlerin Uflak ta halk üzerindeki dinî ve sosyal etkisi ve esnaf yöneticili i s fat da XVIII. yüzy lda hala devam etmektedir. Bu as rda Uflak taki esnaf n Esnaf fieyhli i Ahî Baba lar taraf ndan yürütülmekteydi. Bu görevlerinin d fl nda Uflak flehrinde Ahî Baba olan kiflilerin kendi zâviyelerinde zâviyedarl k, vak f yöneticili i, flehirdeki camilerde imaml k ve vaizlik gibi görevleri birlikte yürütmekteydiler. Örne in, Uflak taki debba lar n fleyhi olan fieyh Ahmed Ahî Hoca ve Ahî Mehmed Zâviyelerin zâviyedarl n, bu zâviyelerin vak flar n n idaresini ve birkaç camide vaizlik vazifelerini birlikte yürütmekteydi (VAD. no:1126, s.103). Bu görevlerin d fl nda Ahî Baba olanlar n kendi tasarruflar nda olan mezraalarda çiftçilik yapt klar da görülmektedir (VAD. no:1129, s.106; no:547, s.75). XVIII. yüzy lda Uflak flehrinde görev yapan Ahî Baba ve Esnaf fleyhleri afla daki tabloda gösterilmifltir (Bkz. Tablo-1). Tabloya göre Uflak taki Ahî Baba ve Esnaf fieyhleri aras nda uzun y llar görev yapanlar oldu u gibi birkaç ay görevde kalanlar da vard r. Görev süresinin sona ermesinin en yayg n sebebi vazifeyi bir baflkas lehine b rakma yani fera d r. Di er sebepler ise ölüm anlam na gelen fevt ve ref denilen görevden azil edilmektir. Uflak flehrinde XVIII. yüzy lda Ahî Baba debba esnaf n n ve sair esnaf n fleyhli i görevini yürütmekteydi. XIX. yüzy l n ilk yar s nda 1830 y l nda Uflak ta Ahî Babal k ve Esnaf fieyhli i ni Çal k-zâde Hac Mustafa yapmaktayd. Hac Mustafa bu as r içinde Ahî Baba ve Esnaf fieyhi olarak flimdilik son tespit edilen kiflidir. Çal k-zâde Hac Mustafa n n görevini hangi tarihe kadar devam ettirdi i, yerine ondan sonra baflka bir kiflinin atan p, atanmad ve Ahî Baba n n esnaf fleyli i görevinin devam edip, etmedi i belli de ildir. Bu haliyle XIX. yüzy l n ikinci yar s nda Ahî Babal n Uflak esnaf üzerinde etkili inin devam edip etmedi i net de ildir. Tablo 1: Uflak Kazas ndaki Ahî Baba ve Esnaf fieyhleri VAD. no: 1142, vr.68. Vak flar Genel Müdürlü ü Hurufat tasnifleri aras nda kay tl bulunan 1142 numaral bu defter Tuncer Baykara taraf ndan yay mlanm flt r. Bkz. Tuncer Baykara, Osmanl Taflra Teflkilat nda XVIII. Yüzy lda Görev ve Görevliler (Anadolu), Ankara, Esnaf Ahi Babal na Muharrem 1165 (Kas m-aral k 1751) tarihinde getirilen Seyyid Hac Mustafa ya Rebihülahir 1165 (Ocakfiubat 1752) tarihinde esnaf fleyhi olan Hac Hüseyin in vefat etmesi üzerine esnaf fleyhli i de verilmifltir. Bu tarihten sonra Ahi Baba olan kifliler esnaf fleyhli ini de birlikte yürütmüfllerdir. Bkz. VAD. no: 1130, s VAD. no: 1089, vr Seyyit Hac Mehmet in vefat etmesi üzerine yerine k sa bir süre o lu Seyyid Yusuf göreve haks z olarak mutasarr f olmufltur. Fakat bu kiflinin göreve ehil olmad Uflak kazâs n n muhtarlar taraf ndan anlafl lmas üzerine bu görev üzerinden al narak Hac Seyyid Abdullah a tevcîh edilmifltir. Bkz. VAD. no: 1129, s

160 VAKIFLAR DERG S Bununla birlikte 1844 y l nda Uflak flehrinin ekonomik ve sosyal hayat üzerine Temettuat Tahrir defterleri kullan larak yap lan çal flmada (Özde er 2001) Uflak ta deri ve dokuma sektörünün en geliflmifl esnaf kolu oldu u vurgulanm flt r. Fakat deri kolunun bu kadar geliflmifl olmas na ra men görevliler aras nda Ahî Baba n n isminin geçmemesi, bu görevin esnaf üzerinde etkisinin kalmad n düflündürmektedir. SONUÇ XIV. yüzy l n sonlar ndan itibaren Uflak ta bulunan Ahî zaviyelerinden hiçbiri günümüze ulaflamam flt r. XIX. yüzy l n bafllar na kadar Uflak flehrinde varl ndan haberdar oldu umuz Ahî kurumlar ve teflkilat na bugün maalesef mahalle, sokak, cadde veya bir ifl yeri ismi olarak dahi rastlamak mümkün de ildir. Sanki Ahîlik Uflak ta hiç var olmam fl gibidir. Uflak ta uzun süre esnaf n örgütlenmesinin bafl nda yer alan Ahî Baba esnaf yöneticili i s fat n XIX. yüzy l n ortalar na kadar sürdürmüfltür. Bu teflkilat Osmanl Devleti nin son dönemlerine do ru yerini Lonca ve Gedik Örgütlerine b rakm flt r. Günümüze kadar sürüp gelen muhtelif yörelerdeki köylerde Delikanl Birlikleri, Yarân Odalar n n kurulmas ve iflleyifli, mece usulü ile köy ifllerinin yürütülmesi, çeflitli sanat kollar n n köylerde yaflat lmas Ahî teflkilat sayesindedir. Art k günümüzde Ahîlik, Ç rakl k Okullar, Esnaf Dernekleri, Federasyonlar gibi kimliklerle ifllevini sürdürmektedir. Hangi ad ve s fatla olursa olsun önemli olan; do ru, dürüst, ahlakl, yard msever, hoflgörülü, küçü e sevgi ve büyü e sayg gibi Ahîli in temel ilkelerini günümüzde yaflatabilmektir. KAYNAKÇA Baflbakanl k Osmanl Arflivi (BOA.),Tapu Defteri (TD) no:438. Baykara, T. (1990). Osmanl Taflra Teflkilat nda XVIII. Yüzy lda Görev ve Görevliler (Anadolu), Ankara: Vak flar Genel Müdürlü ü Yay nlar. Bayram, M. (1991). Ahi Evren ve Ahi Teflkilât n n Kuruluflu, Konya. Ça atay, N. (1974). Bir Türk Kurumu Olarak Ahilik, Ankara, Ergenç, Ö. (1980). Osmanl fiehrinde Esnaf Örgütlerinin Fizik Yap ya Etkileri. Türkiye nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi ( ), I. Uluslararas Türkiye nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi Kongresi Tebli leri, Ankara, s Faroqhi, S. (1994). Osmanl da Kentler ve Kentliler, (Çev. Neyyir Kalayc o lu), stanbul: Tarih Vakf Yurt Yay nlar. Genç, M. (1986). Osmanl Esnaf ve Devletle liflkileri. Ahilik ve Esnaf (Konferanslar ve Seminer ve Tart flmalar), stanbul, s Gökçe, T. (2004). XVI. Yüzy lda Uflak Zaviyeleri. CIÉPO, (Yay. haz. Tuncer Baykara), (XIV. Sempozyum Bildirileri Eylül 2000, Çeflme) TTK, Ankara, s Gökçe, T. (2001). Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzy lda Uflak. 21. Yüzy l Efli inde Uflak Sempozyumu (25-27 Ekim 2001) C.1, stanbul, s Küçükda, Y. (2002). Osmanl Devleti nin Kuruluflunda Etkin Rol Oynayan Konyal lim, Fikir ve Devlet Adamlar. Yeni pek Yolu, Konya Ticaret Odas Dergisi, Konya Kitab, (Editör: Yusuf Küçükda ), Özel Say, Konya, s Küçükda, Y. (1999). Osmanl Döneminde Konya da Ahilik ve Ahîler. II. Ululararas Ahîlik Kültürü Sempozyumu Bildirileri,13-15 Ekim 1999 K rflehir, Ankara, s Kütüko lu, Mübahat S. (1986). Osmanl Esnaf nda Otokontrol Müessesesi. Ahilik ve Esnaf (Konferanslar ve Seminer ve Tart flmalar), stanbul, s Mantran, R. (1990). 17. Yüzy l n kinci Yar s nda stanbul, Kurumsal, ktisadi, Toplumsal Tarih Denemesi, C. I, II, (Çev. Mehmet Ali K l çbay-enver Özcan), Ankara: TTK. Ocak, Ahmet Y. (1999). Osmanl Devleti nin Kuruluflunda Ahilik ve fieyh Edebal : Problematik Aç dan Bir Sorgulama. II. Uluslararas Ahilik Kültürü Sempozyumu Bildirileri, (13-15 Ekim 1999), KBY, Ankara, s O uzo lu, Y. (1982). XVII. Yüzy lda Konya fiehrindeki Üretim Faaliyetleri Hakk nda Baz Bilgiler. ÜEFTD, Prof. Tayyib Gökbilgin Hat ra Say s, XII, stanbul, s O uzo lu, Y. (2000). Osmanl Devlet Anlay fl. stanbul: Eren Yay. O uzo lu, Y. (1980). 17. Yüzy l n kinci Yar s nda Konya

161 SAYI 32 fiehir Müesseseleri ve Sosyo-Ekonomik Yap s Üzerinde Araflt rma, Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co rafya Fakültesi Yeniça Tarih Kürsüsü Bas lmam fl Doktora Tezi. Osman Nuri. (1922). Mecelle-i Umûr-u Belediye, C. I, stanbul. Öntu, M. (1999). Hurufat Defterlerine Göre Uflak taki E itim Müesseseleri ( ). AKÜ. Sosyal Bilimler Dergisi, S.3, Afyon, s Öntu, M. (2001). XVIII. Yüzy l Uflak Tekke ve Zaviyeleri. 21. Yüzy l Efli inde Uflak Sempozyumu (25-27 Ekim 2001) C.1, stanbul, s Öntu, M. ve Solak, E. (2001). Uflak fier iyye Sicillerinin fiekil ve Muhteva Aç s ndan De erlendirilmesi. AKÜ. Sosyal Bilimler Dergisi, C.II, S.2, Afyon, s Özde er, M. (2001). 19. Yüzy lda Uflak fiehrinde Ekonomik ve Sosyal Hayat. 21. Yüzy l Efli inde Uflak Sempozyumu (25-27 Ekim 2001) C.1, stanbul, s Özdemir, R. (1998). XIX. Yüzy l n lk Yar s nda Ankara. Ankara: KBY. fiahin,. ve Emecen, Feridun M. (1988). XV. Asr n kinci Yar s nda Tokat Esnaf. Osmanl Araflt rmalar, S.VII-VIII, stanbul, s Taeschner, F. (1956). K rflehir deki Ahî Evran Zâviyesinin Mütevellisine ait bir Berat. Vak flar Dergisi, S: III, Ankara, s Uluçay, M. Ç. (1942). Manisa da Ziraat, Ticaret ve Esnaf Teflkilat, XVII. As rda. stanbul Vak flar Genel Müdürlü ü Arflivi Defteri (VAD) no: 547, 1089, 1116, 1123, 1126, 1129, 1130, Belge: 1 Uflak ta Orta nâm karyede Ahî Çiftli i demekle ma rûf mezraya bir akçe ile mutasarr f brahim mahlûlünden Ali ye bâberât tevcîh. (VAD. no: 1116, s.5) Belge: 2 Uflak ta vaki debba taifesine kadîm zamandan berü Ahî Baba olmay p laz m olma la müceddeden Seyyid Hac Mustafa ya Naibi Seyyid Ömer arz yla. (VAD. no: 1130, s.70)

162 VAKIFLAR DERG S Belge: 3 fiaban 1202 (May s-haziran 1788) Uflak ta derûn esnaf n Ahî Baba ve esnâf fleyhli ine meflrûta olan medine-i mezbûre civar nda mezras yla Ahî Baba ve esnâf fleyhi olan Seyyid Yusuf feragatinden Ahmed e bâ-berât tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 547, s.75) Belge: 4 Uflak ta debba an fleyhi ve Ahî Hoca ve Ahî Mehmed vakf n n bâ-muayyene zaviyedar ve debba fleyhi olan fieyh Ahmed Halife meclis-i fler de gelip Süleyman nâm kimesne mahzar nda flöyle dava ve takrir-i kelâm eylediki bundan akdem kendi üzerimde olup ve kendi halimde edâs laz m olan hizmeti edâ ederken umûra i ramdan baz kimesneler mücerred garz- fasideleri icra etmek için maktûl Hac fiinik (?) nâm mütegallibeyi tahrik edip istedi i kimesneyi naib edip bin yüz yetmifl üç senesi kendi taraf ndan olup niyabet oluverdi i Ahmed Hulusi nâm naib huzuruna beni kerre ile getirüb kerhadat m elimden al p pîr ve alîldir mezbûr Süleyman a feragat ve kasr- yed ettirdi deyü hilaf- inha ilam etdirip benim üzerimden merkûm Süleyman a berât ettirmesiyle ziyade gadr ve hayf oldu u ahali-i beldenin ehl-i hiref ihtiyarlar ve sair bî-garz- müslimin istindak olunub cem -i kesir haber vermeleriyle mezbûra kemafi l-evvel kad s A a-zâde smail arz yla tevcîh. (VAD. no: 1126, s.103)

163 SAYI 32 Belge: 5 Uflak ta debba lar fieyhi ve Ahî Hoca ve Ahî Mehmed zaviyedar sair Hirfetin fieyhi olan fieyh Ahmed meclis-i fler de takrir-i kelâm edip debba lar esnaf ndan ebâ an ced Ahî Baba olan es-seyyid efl-fleyh Hasan mahzar nda birkaç câmi-i flerîflerde vaiz ve sair cihetlere hizmet laz m olma la ehl-i hirfetin ve debba lar n iktiza eden umûrlar n rü yet ve kay m olma n salifü l zikr Ahî Hoca ve Ahî Mehmed zaviyedarl yla Ahî Babal ve sair ehl-i hirfetin fleyhli i kendi hüsnü r zas yla kasr- yedinden sahib-i emriniz mezbûr es-seyyid efl-fleyh Hasan Halife ye Kad s A a-zâde smail arz yla tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 1126, s.103) Belge: 6 Uflak ta Ahî Baba ve esnaf fleyhi olan Seyyid Hac Hasan feragatinden Yi itbafl -zâde Hac brahim e Kad s Halil arz yla tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 1089, vr.65)

164 VAKIFLAR DERG S Belge: 7 Uflak ta Ahî Baba ve esnâf fleyhi olan Seyyid Hac brahim bin Yi itbafl -zâde feragatinden sahib-i evvel Seyyid Hac Hasan a Kad s Halil arz yla tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 1123, vr.52) Belge: 8 Muharrem 1195 (Aral k 1780-Ocak 1781) Uflak ta derûn esnâf n Ahî Baba ve esnaf n fieyhi olan Seyyit Hac Mehmet fevt olup ve Ahî Babal k ve esnâf n fleyhli ine meflruta olan medine-i mezbûre civar nda mezras mahlûl olma n müteveffa-i mezbûrun hal-i hayat nda birkaç sene mukaddem o lu seyyid Yusuf babam kasr- yedinde bâ-berât ciheti mezkûruna mutasarr f m deyü derûn belde de olan esnâf ta lit ile umûr- esnâf muhtel ve müflevvefl ve idareye adem-i iktidar ndan maada harasetde sinni dahi olma la ve müteveffa mahlûlünden ve o lu seyyid Yusuf un ref inden belde-i mezbûrenin muhtarlar seyyid Hac Abdullah Naibi Haf z Osman arz yla tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 1129, s.105)

165 Istabl- Âmire de (Has Ah r) Bulunan Hayvanlar ve Beslenmeleri Üzerine Baz Notlar Özet O smanl saray na ait hayvanlar n bar nd Istabl- Âmire sadece saray içinde de il saray d fl nda muhtelif mekanlarda da birimleri olan bir kurumdur. Kurumun hayvan ihtiyac mubâyaa yöntemi ve devlet taraf ndan zapt edilen miraslardan karfl lanmaktad r. Hayvanlar genelde saraya ait ah r ve k fllaklarda beslenmekle beraber özellikle binek ve araba hayvan olarak kullan lan bargirler stanbul civar nda bulunan muhtelif kazalara tevzî edilerek beslenme yoluna gidilmifltir. Anahtar Kelimeler: Istabl- Âmire, Mîrahûr, Topkap Saray, avâr z, ah r, hayvan besleme, Tunus bargiri, Çerkes bargiri. Some Crucial points on The Imperial Stables Animals and Nutrition Doç. Dr. Zeynel ÖZLÜ Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Ö retim Üyesi Abstract The Imperial stables was an (imperial) establishment which had subdivisions not only inside the palace but also in various places outside the (Topkap ) Palace. The animals and their needs are provideded by way of purchasing and the estate seized by the State. The animals usually were feeded in stables and winter quarters. However saddle and cart horses were distributed to counties near to Istanbul and were looked after there. Key Words: The Imperial stables, Master of the Horse (Mîrahûr), Topkap Palace, avâr z, Stable, animal feeding, Tunisian horse, Circassian horse

166 VAKIFLAR DERG S G R fi Osmanl Devleti nde padiflaha ve saray mensuplar na ait hayvanlar n bar nd Has Ah r n resmi ad Istabl- Âmire dir. Osmanl lar di er baz müesseseler gibi bu teflkilat da Selçuklu ve Memluklular dan alm fllard r. lk saray n bulundu u Bursa daki Has Ah r hakk nda fazla bilgi yoktur. Edirne deki ise varl n stanbul un fethinden sonra da sürdürmüfltür. stanbul da baflta Topkap Saray olmak üzere kentin birçok yerinde has ah rlar bulunmaktad r. (Özcan 1999: 204) Osmanl saray n n mimarisi, bahçeleri, tarihi ve ah r n konu alan çeflitli araflt rmalar yay nlanm flt r. 1 Ancak bu araflt rmalarda saray ah r nda bulunan hayvanlar n temini, beslenmesi, saraya ba l birimlerin hayvan ihtiyac n n nas l ve hangi flartlarda karfl land n konu alan çal flmalar n eksikli i hala hissedilmektedir. Haz rlad m z bu metin Osmanl saray ah r nda bulunan hayvanlar n türleri, hayvanlar için temin edilen besin maddeleri ve di er mühimmât n temini, al mlar n kim taraf ndan, ne kadarl k bir bütçe ile ve nas l yap ld n anlatan, arfliv belgelerine dayal bir araflt rman n ilk bulgular n içermektedir. Araflt rmada 18. ve 19. yüzy l üzerine a rl k verilmifltir. Kullan lan temel kaynaklar Baflbakanl k Osmanl Arflivi nde tespit edilen arfliv kay tlar d r. A. HAS AHIR VE HAS AHIR OLARAK KULLANILAN MUHTEL F MEKANLAR Istabl- Âmire Fatih zaman nda H. 883/ M y l nda basit bir teflkilat olarak hizmet verirken daha sonralar genifllemifl ve büyümüfl bir kurumdur. Yeri belli bir mekanda olmay p stanbul daki Yeni Saray ile saray d fl ndaki muhtelif mekanlarda bulunmaktad r. Nitekim stanbul da baflta Topkap Saray olmak üzere kentin birçok yerinde has ah rlar bulunmaktad r. As l olan Has Ah r Topkap Saray n n ikinci kap s ndan girilince sol tarafta bulunmaktad r. Burada atlardan baflka deve, kat r gibi yük hayvanlar da bulunmaktad r. (Uzunçarfl l 1988: 489/ Özcan 1999: 204) Has Ah r olarak kullan lan fakat kurulufl tarihleri belirlenemeyen di er mekanlar Yerebatan da bulunan k fl ah rlar, Ah rkap civar nda bulunan fiad rvan ah rlar, Sakalar ah r, Kad rga Liman ah rlar, araba bargirleri ah rlar, Tersâne-i Âmire Divanhanesi ah rlar, Edirne ve Yanbolu ah rlar, Dâver Pafla K flla-y Hümâyûnu ah rlar vs.dir. Yerebatan da bulunan k fl ah rlar fevkâni yani iki katl olarak infla edilmifltir. Ah r n etraf nda Ba dâdî saçak bulunmaktad r. Küçük ah r n etraf nda ise kara saçak bulunmaktad r. Burada bulunan mihmân anbar kargirden yap lm flt r. (26 M 1241/ 10 Eylül 1825). 2 1 lber Ortayl, Mekanlar ve Olaylar yla Topkap Saray, Kaynak Yay nlar, stanbul, Aral k 2007./ Gülru Necipo lu, Architecture, Ceremonial and Power. The Topkapi Palace in the 15th and 16th Centuries, The MIT Press, New York, 1991./ Nurhan Atasoy, Hasbahçe, Osmanl Kültüründe Bahçe ve Çiçek, Aygaz Yay n, stanbul, 2002./ Deniz Esemenli, Osmanl Saray nda Kufllar ve Kufl Sevgisi, Milli Saraylar, TBMM Milli Saraylar Daire Baflkanl yay n No. 9, Ankara, 1993./ Feza Günergun, Türkiye de Hayvanat Bahçeleri Tarihine Girifl, ss , I. Ulusal Veteriner Hekimli i Tarihi ve Mesleki Etik Sempozyumu Bildirileri, Prof. Dr. Ferruh Dinçer in 70. yafl an s na, Editör Abdullah Özen, Elaz, / Bahri Ata, Müzelerle ve Tarihî Mekanlarla Tarih Ö retimi: Tarih Ö retmenlerinin Müze E itimine liflkin Görüflleri, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, Ankara, 2002./Tahir Nejat Eralp, Askeri Müze, Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, ss , letiflim Yay nlar, stanbul, 1985./ Enver Behnan fiapolyo, Müzeler Tarihi, Remzi Yay nevi, Ankara, 1936./Semavi Eyice, Arkeoloji Müzesi ve Kuruluflu, Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, ss , letiflim Yay nlar, stanbul, 1985./ Arif Bilgin, Osmanl Saray Mutfa ( ), Kitabevi Yay nevi, stanbul, BOA, Cevdet Dahiliye (C. DH.), 12538, Vesika 1, 2, 3,

167 SAYI 32 fiad rvan ah rlar Istabl- Âmire-i Evvel e tâbi olup, Ah rkap civar nda bulunmaktad r. fiad rvan ah rlar nda Enderûn- Hümâyûn a alar n n atlar ve sakalar n beygirlerine özgü muhtelif ah rlar bulunmaktad r. Ah r n kap kanadlar neccarkâri olarak tan mlanmaktad r. Kap ve döflemelerinde Bart n orijinli baz malzemeler kullan lm flt r. 3 Sakalar ah r da fiad rvan ah r civar nda bulunmaktad r. Sakalar Ah r n n önünde tahta bir perde bulunmaktad r. 4 Mîrî kat rlar n bulundu u ah rlar ile bu ah rlar n zâb tân ve nefer odalar Kad rga Liman ndad r. 5 Araba bargirleri ah r Arabac lar Karhanesi nde yer almaktad r. Bargirlere ait hassa arabalar da Arabac lar Kârhanesi nde bulunan bir anbarda bulunmaktad r. Anbar ve ah r kiremid ile yap lm flt r. 6 Boya olarak kireç kullan lm flt r. Ah rda hava alan yerler derz ile kapat lm flt r. (18 S 1149/ 28 Haziran 1736). 7 Kapudân Pafla n n hayvanlar na mahsus ah rlar Tersâne-i Âmire Dîvânhânesi nde bulunmaktad r. 8 Dâver Pafla K flla-y Hümâyûnu ve ah rlar n n inflas Kola as Hasan Efendi taraf ndan yap lm flt r. Hasan Efendi ye yapt iflten dolay beflinci rütbeden mecidiye niflan verilmesi konusunda yaz flmalar yap lm flt r. (27 Muharrem 1304/26 Ekim 1886) 9 B. ISTABL-I ÂM RE N N HAYVAN HT YACININ KARfiILANMASI 1. Terekelerden Hayvan Temini: Istabl- Âmire nin, savafl ve eflk ya takibi gibi ola anüstü durumlar nedeniyle ifllevsel bir niteli i vard. Bu nedenle ah rlarda bulunan deve ve kat rlar n gerekli olandan bir kaç kat fazla olmas gerekliydi. Bu amaçla zaman zaman bir tak m tedbirler al narak, ah rlardaki hayvan say s n yeterli hale getirme yoluna gidilmifltir. Bu çerçevede taflrada devlet taraf ndan zabt edilen muhtelif terekeler içerisinde bulunan deve ve kat rlar n bile sat lmayarak Istabl- Âmire ye ba l ah rlara teslim edilmesi istenmifltir. (20 S 1210/ 5 Eylül 1795). 10 Devlet erkân ndan birisi vefat edince muhallefât Defterdâr Efendi ye havale edilip, müsadere amac yla muhallefât n nitelik ve niceli i konusunda kay t tutulmakta, tereke içerisindeki hayvanlardan ifl yapamayacak durumda olanlar hemen mahallinde sat l p, sa lam olanlar bir ka da kaydedilerek Saray a arz edilip ihtiyaç olan bölümlere sevk edilmektedir Mubâyaa Yöntemi le Hayvan Temini: Istabl- Âmire ye tâbi mîrî k fllaklara hayvan teminindeki bir di er yöntem mubâyaa yöntemidir. Mubâyaa fiyat- mîrîye-yi ma lûme denen devletin belirledi i belli bir fiyat üzerinden yap lmaktad r. Bu amaçla ülkenin muhtelif bölgelerinden hayvan temini yoluna gidilmifltir. Mesela Mîrahûr- Evvel taraf ndan verilen takrirde, Istabl- Âmire için Bak n z 26 Ra 1220 (24 Haziran 1805) tarihli vesika. BOA, Cevdet Saray (C. SM..), 75/3759./ Bak n z 10 B 1255 (19 Eylül 1839) tarihli vesika BOA, Cevdet Askeriye (C. AS..), 6772, Vesika 1, 2, 3, 4. 4 BOA, C. SM, 124/ Bu ah rlar n, zâb tân ve neferât odalar n n tamiri ve temizlenmesi için Mîrahûr- evvel Hac Mustafa taraf ndan Saray a bir arz yap lm flt r. (29 B 1188/ 5 Ekim 1774). BOA, C. SM.., 128/ lgili vesikada anbar ve ah r n nerelerinin kiremid ile yap ld konusunda belirleyici bir veri bulunmamaktad r. 7 BOA, C. SM, 101/5083, Vesika 1, y l nda Vezir Kaptanpafla n n donanma-y hümâyûn ile dönüflü esnas nda Divanhâne-i Cedîde de bulunan ah rlar dahil birçok yer elden geçirilerek yeniden tefrifl edilmifltir. Yap lan tecdîd ve tamire 5763,5 kurufl harcanm flt r. Bu miktar n 563,5 kuruflu miri için tenzil edilmifltir. (19 R 1191/ 27 May s 1777) y l nda bu ah rlar ile Mîrahûr dairesinde bir tamirat daha yap lm flt r. Bu tamiratta 500 kurufla mal olmufltur. (11 M 1215/ 4 Haziran 1800). BOA, Cevdet Bahriye (C.. BH..), 38/1821, Vesika 1, 2./ BOA, C.BH.., 258/ BOA, rade Dahiliye (. DH..), 1007/ BOA, C. SM.., 99/4991, Vesika 1, Karaman Valisi Ali Pafla n n vefat edince muhallefât için yap lan ifllemler için bak n z.(29 Z 1208/ 28 Temmuz 1794 ). BOA, HAT, 1403/ Yine Maktül Ali Bey in muhallefât içerisinde bulunan 12 at, 2 bargir ve 6 estere mîrî damgas vurularak hemen Istabl- Âmire ye dahil edilmesi için bak n z. (17 S 1205/ 26 Ekim 1790). BOA, C. SM.., 178/

168 (1782/1783) y l nda Sivas ve gayr sancaklardan 1000 mehâr (yular) fluturân (deve), Ayd n ve gayr sancaklardan ise 150 katar ester (kat r) mubâyaa edildi i ve mubâyaa için toplam kurufl ödendi i belirtilmektedir. 12 Mubâyaa, duyulan ihtiyaca binaen baz durumlarda daha az yap lm flt r. 13 Kastamonu Sanca n n 86 (1772/1773) y l mekârî 14 fluturân mal, Hüdavendigar ve Saruhan sancaklar ndan mubâyaa edilen hayvanlar n paralar n n ödenmesinde kullan lm flt r. (6 R 1187/27 Haziran 1773). 15 C. ISTABL-I ÂM RE AHIRLARINDA BULUNAN HAYVANLAR 1. Hayvanlar n stihdam Edildi i Muhtelif Alanlar: Osmanl Devleti nde olas ani ihtiyaçlara binaen Istabl- Âmire ah rlar nda bulunan deve, ester ve kat rlar n normal zamanda ihtiyaç duyulandan bir kaç kat fazla olmas na özen gösterilmeye çal fl lm flt r. Çünkü her an eflk ya te dibi, savafl ve sefer durumu ile karfl karfl ya gelinebilmekte, gelen misafirlerin ulafl m, Surre-i Hümâyûn, Göç-i Hümâyûn, yeniçeri askerlerine ait yeleklerin Selanik ten stanbul a ulaflt r lmas, Tophâne-i Âmire, Hasköy ve Humbara dökümhanelerinde, Davud Pafla ve Baruthane ebniyeleri ile Tersâne-i Âmire Havâss- Atîk ve Cedîd hizmetinde 16 sürekli VAKIFLAR DERG S olarak ulafl m vas talar na ihtiyaç duyulmaktad r. Bu ve bunun gibi birçok hizmette kullan lan hayvanlar geriye her zaman sa lam olarak iade edilmemektedir. Nitekim Mîrahûr- Evvel taraf ndan verilen takrirde, Istabl- Âmire için 1197 ( ) y l nda Sivas ve gayr sancaklardan 1000 mehâr deve, Ayd n ve gayr sancaklardan 150 katar kat r mubâyaa edildi i halde, Istabl- Âmire ye tâbi Edirne, Hayrabolu ve Yanbolu ah rlar nda ve stanbul da halihaz rda (1210/ y l nda) 91 katar 3 mehâr deve ile 173 katar 2 res kat r mevcut oldu u belirtilmifltir. Bu hayvanlar sefer-i hümâyûn bakayas ndan sonra Istabl- Âmire ye ba l ah rlarda kalan hayvanlard r. Mîrahûr- Evvel takririnde mevcut deve ve kat rlar n birkaç y ldan beri muhtelif yerlerde (Moskof taraf na giden Elçi Pafla ya, Da l eflk yas memuruna, Surrei Hümâyûna vs.) istihdam edildi i için, hayvanlar n ço unun helak oldu unu ve geriye az miktarda sa lam hayvan teslim edildi ini ve bunun sonucu olarak hayvanlar n yar s ndan fazlas n n ifl göremez bir halde bulundu unu dile getirmifltir. fl göremez durumda olan hayvanlar Yanbolu K flla na gönderilmekte, yerine Yanbolu K flla ndan stanbul a sa lam hayvanlar getirilmekte bu nedenle de Yanbolu ah rlar nda pek fazla sa lam hayvan bulunmamaktad r.(20 S 1210/5 Eylül 1795) 17 (Bak n z Tablo 1) Tablo 1: Istabl- Âmireden Muhtelif Hizmetlere Verilen Hayvanlar ve Miktarlar (20 S 1210/5 Eylül 1795) BOA, C. SM.., 99/4991, Vesika 1, BOA, C. SM.., 117/ Eflya ve levaz m nakli için kira ile tutulan hayvanlar için kullan lan bir ifadedir. (fiemsedin Sami 1317: 1394) 15 Mesela Hüdavendigar Sanca ndan mubâyaa edilen 30 katar deve (9400 kurufl/ nafaka vs. masraflar dahil), Saruhan Sanca ndan ise 20 katar deve (6110 kurufl) sat n al nm flt r. BOA, C. SM.., 117/ BOA, HAT, 865/38560/C. 17 BOA, C. SM.., 99/4991, Vesika 1, BOA, C. SM.., 99/4991, Vesika 1,

169 SAYI 32 Ah rlardaki hayvan say s n n azalmas kazalardan vergi olarak toplanacak arpa ve saman miktar n n veya bedelinin düflmesine de neden olmufltur. Mesela Edirne ve Yanbolu k fllaklar n n arpa ve saman ihtiyac buraya ocakl k olarak ba lanm fl olan baz kazalar taraf ndan karfl lanmaktad r. Bölgede mültezim olan Edirne mubâyaac s Beylizâde Ali A a ve pederi Müteveffâ Süleyman A a n n 6 y ll k ( / y llar aras ) masraflar incelendi inde iltizamlar n n sefer zamanlar na rastlamas, k fllaklarda mevcut hayvanlar n bir k sm n n baflkent stanbul a gönderilmesi bir k sm n n ise ordu içerisinde muhtelif hizmetlere al nmas nedeniyle ah rlardaki hayvan say s n n azald dolay s yla da vergi olarak toplanacak arpa ve saman miktar n n veya bedelinin düfltü ü ve Mîrahûr A a ya ödenmesi gereken aidatlar ödeyemedikleri belirtilmektedir. (25 S 1193/14 Mart 1779) Istabl- Âmire Ah rlar nda Bulunan Hayvan Miktar : 1827 y l nda mîrî ah rlar nda toplam 836 aded kat r ve deve bulunmaktad r. Bunun 26 tanesi ifl göremez bir durumdad r. fl görür durumda olanlar n 734 ü kat r, 76 tanesi ise deve dir (29 Z 1242/24 Temmuz 1827) 20 (Bak n z Tablo 2). Istabl- Âmire de mevcut hayvan miktar (1297) de 1652 aded olarak gözükmektedir. Bunun 117 si (7,08%) padiflah n özel hizmetine, 686 s (41,53%) muhtelif alanlarda genelde tavîle ve fayton hizmetine, 68 i ise (4,12%) muhtelif bahçe ve konaklara hasredilmifl binek ve araba hayvan olarak kullan lm flt r. 781 i (47,28%) ise büyük ve küçükbafl hayvan olarak bulunmaktad r. Do rudan do ruya padiflah hizmetinde bulunan hayvanlar n 75 i binek esbi, 17 si binek k sra, 2 si araba esbi, 13 ü araba bargiri, 6 s tay, 2 si mekâri ve 2 si Çerkes bargiridir. 22 Bunun d fl nda fayton ve tavîlelerde s radan esb, k srak ve bargirler yan nda Bosna bargiri, rahvan, Çerkes bargiri, Tunus bargiri, midilli gibi cins hayvanlar da istihdam edilmifltir 23 (Bak n z Tablo 3, 4, 5). Tablo 2: Mîrî Ah rlarda Bulunan Esterân ve fiuturân Miktar (29 Z 1242/ 24 Temmuz 1827) BOA, C. SM., 48/2428, Vesika 1, 2, BOA, HAT, 865/38560/C. 21 BOA, HAT, 865/38560/C. 22 BOA, Y ld z Perâkende Evrâk, Hazine-i Hassa Nezareti Maruzat,( Y.. PRK. HH..),7/ BOA, Y.. PRK. HH.., 7/

170 VAKIFLAR DERG S Tablo 3: Istabl- Âmire de Bulunan Binek, Araba ve sair Hayvan Miktar (1297/ 1879/1880) 24 Tablo 4: Istabl- Âmireye Ba l Muhtelif yerlerde Bulunan Hayvan Miktar (1297/ ) BOA, Y.. PRK. HH.., 7/ BOA, Y.. PRK. HH.., 7/

171 SAYI 32 Tablo 5: Istabl- Âmire ye Ba l Karas r Hayvanat (1297/ ) 26 Tarihi belirlenemeyen bir vesikaya göre Istabl- Âmire de 938 aded 27 hayvan bulunmaktad r. Bu hayvanlar n % 67,27 si hizmet-i flâhâneye, % 28, 78 i muhtelif üst düzey zevâta ait, % 3,9 u (37 aded) ise d flar dan baz kiflilerin mal olup Istabl- Âmire taraf ndan beslenmekte bulunan hayvanlard r 28 (Bak n z Tablo 6, 7). Tablo 6: Istabl- Âmire de Bulunan Hizmet-i fiâhâneye Özgü Hayvanlar n Cins ve Miktar (Tarihsiz) 29 Tablo 7: Istabl- Âmire de Bulunan Muhtelif Zevata Özgü Hayvanlar n Cins ve Miktar (Tarihsiz) BOA, Y.. PRK. HH.., 7/ lgili kay tta hayvan say s 943 aded gösterilmiflse de bizim hesaplamalar m za göre say 938 adeddir. 28 BOA, Y.. PRK. HH.., 39/ BOA, Y.. PRK. HH.., 39/ BOA, Y.. PRK. HH.., 39/

172 VAKIFLAR DERG S Bir baflka tarihsiz vesikada ise Istabl- Âmire nin hayvan mevcudu 2338 olarak verilmifltir. Bu hayvanlar n % 5 inin (117 aded) zât- flâhâneye mahsus bulundu u, % 32,25 inin (754 aded) Istabl- Âmire ye ba l muhtelif yerlerde bulundu u, % 33,40 n n Istabl- Âmire ye ba l karas r hayvânât oldu u, % 29,3 ünün ise (686 aded) ise Istabl- Âmire de bulunan binek, araba ve sair hayvanlara özgü oldu u tespit edilmifltir 31. D. HAS AHIR DA BULUNAN HAYVANLARIN BESLENMES 1. Mubâyaa ile Arpa, Saman ve Revgân- zeyt Temini : Istabl- Âmire deki hayvanlar için zaman zaman arpa, saman, revgân- zeyt (zeytin ya ), nal, m h, çivi gibi malzemeler mubâyaa edilmifltir. Binek, araba vs. ifllevi gören bargir, k srak, tay, esb vs. hayvanlar n en önemli besin kayna samand r. Saman içerisine kat k olarak az miktarda arpa kullan lm flt r. Giyâh (taze ot) da karas r tarz hayvanlar için önemli bir besin kayna olarak kullan lm flt r. Giyâha da kat k olarak az miktarda arpa ve arpan n yarma cinsi kullan lm flt r. 32 Istabl- Âmire deki hayvanlar n ihtiyaçlar görülürken ilk önce ihtiyaçlar n listelendi i bir müfredat defteri haz rlanmaktad r. Al mlar Arpa emini taraf ndan yap lmakta, kurum içerisinde ise Mîrahûr- Evvel ve sânîlerin tezkireleri do rultusunda tevzî edilmektedir. Verilen ta yinât (tahsisat) için her ay mûtâd bir flekilde ferman ç kar lmaktad r. 33 Masraflara deveci, harbendeci, seyis gibi kiflilerin ayl k ve nafakalar ile di er masraflar da dahil edilerek hesaplama yap lmaktad r. Istabl- Âmire ye al nan arpa Anbar- Âmire den ve kapân- dakîkten (Unkapan ) al narak mavnalara yüklenip, Defterdâr skelesi nden Eyüp te kiralanan mahzene ve anbara nakl edilmektedir. 34 Arpa ve saman anbara teslim edildi i zaman malzemenin detay ile ilgili olarak anbar görevlileri taraf ndan bir teslim tutana düzenlenmektedir. 35 Nitekim kural gere i masraflar hesap edildikten sonra arpalar Zahire Hazinesi ne teslim edilmekte ve masraflar için Anbar Emini Efendi gerekli ifllemleri yapmaktad r. 36 Saman nakilleri için ise Davud Pafla skelesi, Has r skelesi ve Defterdâr skelesi nin kullan ld görülmektedir. 37 Istabl- Âmire nin masraflar zaman zaman yüksek seyretmifltir. Böyle bir durumda Defterdâr Efendi taraf ndan durum analizi yap lan bir takrir yaz larak muhtelif tedbirler al nmas istenmifl ve Istabl- Âmire ye al nacak zahirelerin zaman nda uygun fiyatlarla mubâyaa edilmesi istenmifltir. Bu çerçevede kurumun ihtiyaç duydu u zahirelerin k fl n az ve pahal olmas na binaen yaz döneminde mubâyaa edilmesinin uygun olaca belirtilmifltir. (29 Z 1219/ 31 Mart 1805). 38 Bununla beraber k fllaklarda bulunan hayvanlar n say s n n zaman zaman de iflmesi veya ah r ta yinât n n toplanmas ndaki sorunlar zaman zaman yeni ta yinât temin edilmesini zorunlu k lm fl 39 bununla ba lant l olarak da ah r n masraflar bazen düflük bazen de yüksek seyretmifltir (Bak n z Tablo 8, 9). 31 lgili cetvelde toplam hayvan mevcudu 1652 olarak gösterilmesine ra men, hayvanlar aded olarak say ld zaman miktar n 2338 e ulaflt görülecektir. ( /1880) BOA, Y.. PRK. HH.., 7/ Bak n z /1880 tarihli vesika. BOA, Y.. PRK. HH.., 7/ Bak n z Receb 1174 tarihli vesika. BOA, C. SM., 168/8438, Vesika 4. / Bak n z Cemâziyel Evvel BOA, C. SM., 64/3208, Vesika 4./ Bak n z Muharrem 1154 tarihli vesika. BOA, C. SM., 111/5562./ Bak n z Rebîülâhir 1171 tarihli vesika. BOA, C. SM., 13/692, Vesika 1, 2, 3./ BOA, HAT, 619/30617./ Bak n z 11 fievval 1210 tarihli vesika. BOA, C. SM., 104/5226, Vesika 1, Bak n z Muharrem 1154 tarihli vesika. BOA, C. SM., 111/ 5562, Vesika 1, 2, Bak n z: Istabl- Âmire bahariyesi için mubâyaa edilen 93,5 kantar saman ve 93,5 kile arpa için tutulan kay tlar. (21 Ca 1110/ 25 Kas m 1698)./ BOA, bnül emin Tasnifi Saray Mesalihi, ( E. SM.), 20/2055, Vesika 1, Bak n z 4 M 1234 (3 Kas m 1818) tarihli vesika. BOA, C. SM., 3/ Bak n z Muharrem 1154 tarihli vesika. BOA, C. SM., 111/ 5562, Vesika 1, 2, BOA, HAT, 111/ Hayrabolu K flla nda bulunan hayvanlar için 1117 y l Rûz- kas m ndan, 1118 y l Rûz- H z r na kadar olan dönemde yap lan masraflara bak n z: BOA, E.SM.., 26/

173 SAYI 32 Tablo 8: Istabl- Âmire deki Esb vs. Hayvanlar çin Muhtelif Dönemlerde Yap lan Masraf 40 Istabl- Âmire nin 1122 y l Rebîülevvel ay masraf ortalama 4471,5 kile arpa ve 1046,5 kantar samand r. Arpan n her kilesi ve saman n her kantar 21 akçeden toplam akçeye tekabül etmektedir. Bu miktar n akçesi arpaya, akçesi ise samana hasredilmifltir. (29 Ra 1122/ 28 May s 1710). BOA, C. SM., 104/5203, Vesika 1, 2, 3, 4, kile yar m arpa, Çay r Emini taraf ndan verilen otlaktan baflka 6011,5 kantar saman ve 382 vukiyye revgân- zeyt sat n al nm flt r. BOA, C. SM., 112/5615, Vesika 1, 2, 3, 4, BOA, C. SM., 160/8005, Vesika 1, 2, 3, BOA, C. SM., 111/ 5562, Vesika 1, 2, Ali A a Istabl- Âmire için muharrem ay na özgü olarak, 31080,5 kile arpa, 7386,5 kantar saman ve 384 vukiyye revgân- zeyt mubâyaa etmifltir. Toplam masraf 22018,5 kurufla tekabül etmektedir. Bu miktardan 18,5 kurufl miri için tenzîl edilmifltir. (24 C 1154/ 6 Eylül 1741). 45 BOA, C. SM., 13/692, Vesika 1, 2, Arpa, saman ve revgân- zeyt paras ve nakil, mühimmât, nafaka ve ayl klar vs. masraflar dahildir. Toplam masraf kurufl 58 akçe tutmufltur. Bu miktardan 986 kurufl 58 akçe miri için tenzil edilmifltir.(28 L 1172/24 Haziran 1759 ). 47 BOA, C. SM., 64/3208, Vesika 1, 2, 3, Arpa, saman ve revgân- zeyt paras ve nakil, mühimmât, nafaka ve ayl klar vs. masraflar dahildir.toplam masraf 28732,5 kurufl 43,5 akçe tutmufltur. Bu miktardan 732,5 kurufl 43,5 akçe miri için tenzil edilmifltir. (9 S 1173/ 2 Ekim 1759). 49 BOA, C. SM., 64/3208, Vesika 1, 2, 3, BOA, C. SM., 34/1733, Vesika 1, 2, BOA, C. SM., 168/8438, Vesika 1, 2, 3, Arpa, saman ve revgân- zeyt paras ve nakil, mühimmât, nafaka ve ayl klar vs. masraflar dahildir. Toplam masraf kurufl tutmufltur. Bu miktardan 137 kuruflu miri için tenzil edilmifltir. (17 Z 1174/ 20 Temmuz 1761). 53 BOA, C. SM., 8/392, Vesika 1, 2, 3, Devlet taraf ndan otluk emini taraf ndan verilen d fl nda tevzi edilen arpa, saman, revgân- zeyt ve di er masraflar içermektedir. 55 BOA, C. SM., 105/5298, Vesika 1, Has Ah r, Enderûn- Hümayun A alar, Hassa azablar, Darüssaâde A as, fieyhülislam, arz ve rikab a alar vs.ye ait at ve bargirler için. (11 fievval 1210/ 19 Nisan 1796). BOA, C. SM., 104/5226, Vesika 1,

174 VAKIFLAR DERG S Tablo 9: Istabl- Âmire ye Al nan Baz Malzemelerin Birim Fiyat 2. Avâr z Karfl l Arpa ve Saman Tedariki: Istabl- Âmire ye ocakl k olan Edirne, Hayrabolu, Yanbolu ve Za ra k fllaklar nda bulunan mîrî deve ve kat rlara verilecek arpa ve saman ta yinât bu k fllaklara tâbi baz kazalar taraf ndan karfl lanmaktad r. 60 lgili kazalar bu k fllaklar n arpa ve saman ihtiyac n avâr z ve bedel-i nüzûlleri karfl l nda ya aynen ya da ah rlardaki hayvanlar n adedine göre nakden ödemektedirler. fiayet arpa ve saman bedeli para fleklinde ödenirse bu durumda arpa ve saman n fiyat tespit edilerek geçerli fiyat üzerinden ödeme yap lmaktad r. Kazalar n k fllaklara verdikleri arpa ve samanlar n safi olmas na, içlerinde herhangi bir katk maddesi bulunmamas na özen gösterilmifltir. (17 C 1169/19 Mart 1756). 61 Kazalara isabet eden arpa ve samanlar n ödenmesi zaman geldi inde durum Mîrahûr- Evvel A a taraf ndan Saray a arz edilerek ta yinât için bir emr-i flerif ç kar lmas istenmektedir. (4 B 1134/20 Nisan 1722). 62 Istabl- Âmire ocakl klar ndan avâr zlar mukabili toplanacak arpa ve saman miktarlar mühürlü ve niflanl mevkûfât defterlerine kaydedilmekte, tahsilat için bir mübaflir tayin edilmektedir. Mübaflir olan kifli tahsilat için bölgeye geldi i zaman ilk önce kaza mahkemesine gidip elindeki resmi belgeyi tescil ettirmekte, tescil edilen tahsilat belgesi insanlar önünde aç larak okunmakta ve bölge halk n n avâr z mukabili verece i arpa ve saman hakk nda aç klama yap lmaktad r. Toplanan arpa ve samana zam yap l p yap lmad, flayet zam varsa da fakir fukaraya zulüm edilmeyece i özellikle vurgulanmaktad r. 63 Tahsildarlar taraf ndan ileriki zamanlarda olas bir yanl fll k yap lmamas için kaza sakinlerine ödedikleri arpa ve samandan dolay eda tezkireleri verilmektedir. Böylelikle verginin ödenip ödenmedi i konusundaki muhtemel sorunlar afl lmaya çal fl lm flt r. Karinâbâd, Yanbolu ve Cisr-i Ergene kazalar Edirne, Hayrabolu ve Yanbolu k fllaklar ndaki kat rlar ve develer için avâr zlar mukabili arpa ve saman vermektedirler. Karinâbâd ve Yanbolu kazalar ahalilerinin ( ) y llar na mahsuben ödemeleri gereken arpa ve saman n bir k sm ödenmifl ve geriye kileden biraz fazla bir miktar kalm flt r. Fakat kazalar ahalisi bu zahireyi aynî olarak ödemeye kudret yetirememifller bu nedenle bölge halk vergiyi toplamak için gelen memura kilesi 40 pareden olmak üzere bedelini ödeme konusunda taahhütte bulunmufllard r. Cisr-i Ergene kazas halk n n da ayn y llarda 340 kile aynî arpa borçlar bulunmaktad r. Her üç kazan n da vergilerini aynî olarak ödeyememesi üzerine zahirenin kilesi (arpa) ve kantar n n (saman) 60 akçeden hesaplanarak bedel olarak tahsil edilmesi için Edirne Bostanc bafl s A a Saray a arzda bulunmufltur (14 Ra 1184/8 Temmuz 1770) BOA, C. SM., 104/5203, Vesika 1, 2, 3, 4, BOA, C. SM., 104/5226, Vesika 1, Çamafl rl k ve Has Ah r da bulunan atlar için toplam 6000 kile arpa tahsis edilmifltir. Arpa toplam kurufla mal olmufltur. BOA, C. SM., 3/ Istabl- Âmire ye tâbi Edirne ve Yanbolu k fllaklar Mîrahûr- Evvel taraf ndan her sene birer kiflinin uhdesine verilerek (tefvîz olunarak) iltizama verilmektedir. (25 S 1193/ 14 Mart 1779). BOA, C. SM., 48/2428, Vesika 1, 2, BOA, C..AS.., 1076/ BOA, E. SM.., 28/2924./ BOA, E. SM.., 30/ BOA, C. SM.., 109/ BOA, C. SM., 62/3106, Vesika 1,

175 SAYI 32 Istabl- Âmire ocaklar ndan Za ra-y Atîk kazas n n, ah r ve ocakl olan kazalar n avâr zlar mukabili verdikleri arpa ve saman 1219 (1804/1805 ) y l na mahsub olmak üzere kurufltur. Arpa ve saman n ü aynî olarak toplanmaktad r (28 N 1222/29 Kas m 1807). 65 Istabl- Âmire de muhafaza edilen mevkûfât defterlerine bak ld nda, Yanbolu K flla n destekleyen Za ra-y Cedîd Kazas na tâbi Caniler ve Cemule-i Kebir köylerinden Cemule-i Kebir Köyü nün 8,5 ve buçuk hums avâr zhanesi oldu u ve avâr zlar karfl l nda 120 kantar saman ve 189 kile 1 flinik arpa ödedikleri, Caniler Köyü nün ise 19 ve 1 rub avâr zhanesi olup, avâr zlar mukabilinde Istabl- Âmire ocakl olan Za ra Ah r na arpa ve saman ödedi i tespit edilmifltir. (4 B 1134/ 20 Nisan 1722). 66 Avâr z mukabili yükümlülü ünü zaman zaman yerine getirmek istemeyen yerler de olmufltur. Nitekim Istabl- Âmire-i Evvel e tâbi ocakl klardan Ni bolu ve Silistre sancaklar ndaki baz haneler üzerlerine düflen arpa bedellerini (arpa bedeli olarak 47 fler akçe hesaplanm flt r.) ödemekten kaç nm flt r. Bunun üzerine durum Mîrahûr- Evvel Osman taraf ndan Saray a bildirilerek tedbir al nmas istenmifltir.(25 R 1120/ 14 Temmuz 1708). 67 Silistre Kazas n n Yenipazar Kazas na tâbi köyler Istabl- Âmire davarlar n n arpa ihtiyac na hasredilmifltir. Bu köylerden 3 köyün, 18 hane 1 rub avâr zhanesi olup, 1707 y l na mahsûb olmak üzere, Anbar- Âmire ye 401,5 kile arpa verdi i tespit edilmifltir. Arpan n kilesi 49 akçeden hesaplanm fl ve toplam akçe olarak hesaplanm flt r. (1 M 1119/4 Nisan 1707). 68 Hayvanlar n Ot le Beslenmesi Otlaklar n Tespiti : Istabl- Âmire mîrî çay r ve tarlalar n n tamam ile ilgili bilgiler üzeri hatt- hümâyûn ile tezyin edilmifl bir deftere kaydedilmifl olarak Istabl- Âmire de muhafaza edilmekteydi. Tarla ve çay rlar zaman zaman say ma tâbi tutulmufl ve defterlere yeniden kaydedilmifltir. Yeni say m yap laca zaman Padiflah taraf ndan bir ferman ç kar lmakta, ferman gere ince ve birçok memur tayin edilerek tarla ve çay rlar n eski durumlar da dikkate al narak, her birinin mevkileri (haritalar ) resm edilmekte, dönüm miktarlar belirtilerek bir müfredat defteri haz rlanmaktayd (29 Z 1246/10 Haziran 1831) Çay rlar n Korunmas : Mîrî hassa çay rlar n biçim zaman na kadar zarar görmemesi için korucular tayin edilmifltir. Korucular n her birinin günlük 2 akçe ulûfesi bulunmaktad r. Korucular görevlerini yerine getiremeyecek kadar hasta veya yafll olduklar zaman Mîrahûr- Evvel taraf ndan Saray a yap lan arz ile emekliye sevk edilebilmektedir. Emekdar korucular stanbul Gümrü ü nden 8 akçe tevcih edilerek emekli edilmifllerdir Çay rlar n Biçilmesi için Yap lan Haz rl klar: Her y l çay r mevsiminde Has Ah r, fiad rvan Ah r ve fieyh Vefa Ah r hademelerine, Has arabac lara, Selâtin arabac lar na, Darüssaâde A as, Silahdar A a, Çukadar A a ve Rikabdar A a yedekçilerine, Enderûn- Hümâyûn hademelerine, Musâhib-i flehriyârî a alar n yedekçilerinin atlar na (esb) Mehterhane den emaneten çad r vs. mühimmât ile baz köhne eflyalar verilmektedir. Bu eflyalardan baz lar kumafl, renk, model vs. nitelikleri 65 BOA, C. SM.., 109/5481./ Istabl- Âmire ye tâbi Za ra K flla kazalar ndan Za ra-y Cedîd Kazas na tâbi Cum âl Köyü nün 1719 y l na mahsuben 1292 kile arpa, 833 kantar saman ödentisi bulunmaktad r (14 Ca 1131/ 4 Nisan 1719). BOA, E. SM.., 30/ BOA, E. SM.., 28/ BOA, E. SM.., 25/ BOA, E. SM.., 29/ BOA, HAT, 658/ Korucu brahim Mehmed Geyve adl kifli ihtiyar ve kör oldu u için bu flartlarla emekliye sevk edilmifltir. (13 N 1107/ 16 Nisan 1696). BOA, E.. SM., 23/

176 VAKIFLAR DERG S ile beraber flu flekilde tan mlanm flt r: K rm z bo asi kandil mihrabl çad r, k rm z bo âsi kandil mihrabl ve dibâsi 71 kandilli mahlût köhne çad r, sade k rm z bo âsi mahlût köhne çad r, sade mâî kirpas köhne çad r, tehî (bofl) ve köhne mahlût muflammâ, mahlût köhne çad r muflammâ, mahlût köhne çerge (sürek av ) ve çad r tozlu u, k rm z m zrak hafleme, k rm z dibal hafleme, beyaz dibal hafleme ve beyaz aç k hafleme vs. malzemelerin tamîrî için Hayme-i Hassa Mehterbafl s taraf ndan Saray a bir arzuhal verilerek izin istenmekte ve tamirat Hayme-i Hassa Mehterbafl s (Ali A a) marifetiyle ve Mühimmât- H yâm Naz r n n nezaretiyle yap lmaktad r. Çad rlar her y l tamir edilmektedir. Ancak vesikalarda çad rlar üzerinde yap lan tamirat masraflar n n önceki y llarda yap lan masraflar geçmemesine özen gösterilmesi önemle vurgulanm flt r. Tamir için 1790 y l nda bez olarak 6 top k rm z Diyarbak r kirpas, 7 top beyaz Anadolu kirpas bez ve sair malzemeler kullan lm flt r. Toplam akçe masraf yap lm flt r. Bu paran n 30 bin akçesi verilmifl, geri kalan akçesi ise daha sonra ödenmifltir.(23 C 1204/10 Mart 1790) Otlar n Biçilmesi ve Anbarlara Nakli: Otun temini Otluk Emini uhdesine verilmifltir. 73 Ah rlardaki hayvanlar n ot ihtiyac her y l rûz- h z rdan sonra çay rlardaki otlar n biçilmesi 74 ve mubâyaa edilen otlarla 75 karfl lanmakta ve Mîrahûr- Evvel veya vekilinin mühürlü tezkiresi ile ah rlara tevzî edilmektedir. 76 Otun biçilmesi için birçok amele ve t rpanc istihdam edilmifltir. 77 Mîrî çay rlardan elde edilen otun k fl gelmeden önce transferine ve muayyen arabalarla mevcud çekluh (çikluh, gemi çeflidi) ve kay klara tafl n p, Anbar- Âmire ye nakl edilmesine büyük özen gösterilmifltir. 78 Mîrî otlak kay klar için Ah rkap haricinde ahflab bir iskele infla edilmifltir. skele tahta kaz kl ve tabanl olup, üzeri döflemelidir. Her y l devlet taraf ndan tamire tâbi tutulmaktad r. Devlet genelde her y l tedbirli davranarak gelecek senenin kirifl döflemesi için ihtiyaç duyulan keresteyi bir y l önce anbara koyup bafl na bir emin tayin etmektedir. Bu eminin görevi, iskelenin yap laca ertesi seneye kadar kerestenin anbarda zayi olmamas n sa lamakt r. Emin kerestelere kefil tutulmaktad r. Eminin kerestelere kefil tutulmas n n nedeni, önceki sene iskelenin tamîrî için anbara koyulan kerestelerin bazen bir flekilde zayi olmas d r y l nda dergâh- âli kap c bafl lar ndan olup hala arpa emini olan Mahmud Sabit Bey iskelenin inflas na memur tayin edilmifltir. Arpa emini iskeleyi bitirdikten sonra verdi i takrirle iskeleye yapt harcamalar n kendisine ödenmesini istemifltir. Ç kar lan ferman gere ince iskelenin Hassa Baflmimar Ali R za marifetiyle bir halifeye keflf ve muayenesi yapt r lm flt r. Yap lan keflif neticesinde iskelenin tamirinin 1027,5 kurufla mal oldu u ve bu miktar n 127,5 kuruflunun mîrî için tenzil edildi i geri kalan n da Arpa eminine ödenmesi sa lanm flt r. (23 L 1233/ 26 A ustos 1818) Renkli dokuma motiflerle süslü lüks bir çeflit ipek kumafl. (Devellio lu 2004:184) 72 Müfredat defteri için bak n z: BOA, CSM, 44/2213, Vesika 1, 2, 3./25 Ra 1227 de (8 Nisan 1812) Hayme-i Hassa Mehterbafl s Selim A a d r. BOA, C. SM., 45/ Bak n z: Silivri ve Küçük ve Büyük Çekmece nahiyelerinin nâib, ayân ve zâb tân na yaz lan hüküm. (24 Ca 1181/ 18 Ekim 1767). BOA, C.. SM., 157/ BOA, C. SM., 176/8818, Vesika 1, 2, BOA, C. SM., 176/8818, Vesika 1, 2, 3./ BOA, C.. SM., 71/ BOA, C. SM., 176/8818, Vesika 1, 2, yüzy l sonlar nda her t rpanc ya 30 ar akçe yevmiye tahsis edilmifltir.(5 Za 1107/ 6 Haziran 1696).BOA, C.. AS.., 876/ Bak n z: Silivri ve Küçük ve Büyük Çekmece nahiyelerinin nâib, ayân ve zâb tân na yaz lan hüküm. (24 Ca 1181/ 18 Ekim 1767). BOA, C.. SM., 157/ BOA, Cevdet Belediye (C. BLD..),

177 SAYI 32 Otluk emini taraf ndan tayin edilen bir kifli taraf ndan mîrî otlar n geçen y llardaki navul miktarlar da dikkate al narak ot tafl yacak gemilerin isim ve vergileri stanbul a bildirilmekte böylece ileride do acak olas eksikliklerin önüne geçilmeye çal fl lmaktad r. 80 Mîrî çay rlardan elde edilen giyâh n mîrî anbarlar na nakli için mûtâd olan ücretleri devlet taraf ndan karfl lanmak üzere Terkos, Çatalca, Silivri, Ere li, Çekmece-i Kebir (Büyük Çekmece) ve Çekmece-i Sa ir (Küçük Çekmece) kazalar ndan toplam 300 aded araba temin edilmifltir (5 L 1245/ 30 Mart 1830). 81 (Bak n z Tablo 10). Tablo 10: Ot Nakli çin Araba Sa lanan Yerler (5 L 1245/30 Mart 1830) 82 Ot (giyâh) temini hassa çay rlardan temin edilmekle beraber, temin edilen miktar yetersiz kald nda mubâyaa yöntemine de baflvurulmaktad r Otluk Anbar n n Dolmas ve Yap lan Terfiler : Otluk Anbar doldu u zaman her y l 12 nefer emekdâr kifliye sipahilik, müteferrikal k, çavuflluk 84 veya emeklilik 85 ihsan edilmektedir. Bu konuda terfisi yap lacak veya emeklili i istenen kiflilerin olas isimleri Mîrahûr taraf ndan Saray a arz edilmektedir Ah rlar n Tuz htiyac n n Karfl lanmas : nöz Kad s ve nöz Memlehas Emini ne yaz lan bir hükümden Istabl- Âmire-i Evvel e tâbi Edirne ve Hayrabolu k fllaklar nda bulunan mîrî develere her y l çay r mevsiminde nöz Memlehas ndan tuz verildi i anlafl lmaktad r. Nitekim 1730 y l na mahsub tuzun verilmesi için Mîrahûr- Evvel A a taraf ndan saraya istida yaz larak, 89 katar mere (difli) ve 27 katar ner (erkek) mîrî develerin her katar na birer müzür tuz toplam 116 müzür tuz verilmesi istenmifltir. (6 Za 1142/23 May s 1730). 87 nöz Memlehas emini olan kifliler ürettikleri tuzdan dolay her y l mûtâd olarak Istabl- Âmire ye ödeme yapmaktad r. Ödenen miktar 1840 y l vâridât nda 200 akçe olarak gözükmektedir.(29 Z 1255/ 4 Mart 1840) Bargirlerin Halka Tevzî Edilerek Beslenmesi: Istabl- Âmire bargirlerinin beslenme- 80 BOA, C.. SM., 157/ BOA, C.. SM.., 40/2028./17. yüzy l sonlar nda otun her arabas n n çay r arabas hesab yla 100 er vukiyyeden meydana geldi i tespit edilmifltir. (25 Za 1108/ 15 Haziran 1697). BOA, C.. SM., 71/3571./ BOA, C. SM., 176/8818, Vesika 1, 2, BOA, C. SM., 40/ de Istabl- Âmire-i Evvel için 294,5 k yye ot sat n al nm fl ve sat n al nan otlar mîrî otluk anbar na teslim edilmifltir.(25 S 1092/ 16 Mart 1681). BOA, E.. SM., 5/451, Vesika 1, 2./ 1107 (1695/1696) y l nda Istabl- Âmire ta yinât için anbara konan (der anbar edilen) 2794 araba ot miktar vukiyye olup bu miktar n vukiyyesi Edirne etraf nda olan Hassa çay rlardan tahsil edilmifl, vuk yyesi ise di er baz kiflilerden mubâyaa edilmifltir. Al nan bu ot için toplam 1600 kurufl masraf ödenmifltir (1695/1696) y l nda Edirne Çay r Emini olarak da Receb A a n n ad geçmektedir. (25 Za 1108/ 15 Haziran 1697). BOA, C.. SM., 71/ BOA, C. SM., 144/ BOA, C. SM., 115/ Mîrahûr Hüseyin taraf ndan 1669 y l nda, Otluk Anbar dolunca, Mehter fiakirdi Osman Dervifl, Mehter fiakirdi brahim Piri, Ahmed Abdullah, Ramazan Ali, Ali Arslan Eskiflehir, Halil (yeni Üsküdar), Ahmed (Üsküdar), Süleyman (fiam), Mustafa Ahmed (Uzunköprü), Mehmed Süleyman, Mehmed ve Mustafa Ahmed e terfi verilmesi için Saray a arz yap lm flt r.(16 Za 1079/ 17 Nisan 1669). BOA, C. SM., 144/7231./ Yine Mîrahûr Hüseyin taraf ndan 1671 y l nda, Otluk Anbar dolunca Mehmed Çavdar, Hüseyin, Halil, Mehmed, brahim, Mustafa, Bayram, Ali, Süleyman, Musa, Mahmud ve Salih e emeklilik ihsan edilmesi için Saray a bir arz daha yap lm flt r. (29 Z 1081/ 9 May s 1671). BOA, C. SM., 115/ BOA, E. SM.., 31/ Bak n z: Istabl- Âmire masraf ve varidat n gösteren defterlerden tanzim ettirilen hulasa defteri. BOA, C. SM.., 85/

178 VAKIFLAR DERG S sinde mûtâd olan yöntemlerden birisi bargirlerin rûz- h z ra kadar beslenmek üzere muhtelif kazalara tevzî edilmesidir. Bargir beslenmesi için tercih edilen kazalar genelde stanbul a yak n olan kazalard r. Edirne, Dimetoka, Baba-y Atîk, Za ra-y Atîk, Za ra-y Cedid, Akçak zanl k, psala, Hayrabolu, Yanbolu, Me ri, Vize, slimye, Uzuncaâbâd vs. kazalara verilen bargir say s kazan n yükümlülük durumuna göre de iflmektedir. 4 M 1101 de (18 Ekim 1689) kazalara minimum 8, maksimum 50 bargir verildi i tespit edilmifltir. 89 E. ISTABL-I ÂM RE N N D ER HT YAÇLARININ KARfiILANMASI Istabl- Âmire-i Evvel ve Sani ye tâbi ah rlarda bulunan hayvanlara her y l kas miye ve bahariye olarak muhtelif esnaf gruplar ndan mühimmât temin edilmektedir. Al mlar Arpa emini taraf ndan yap lmaktad r. Istabl- Âmire ye tâbi esnaflara yap lan ödemeler ocak kaidesi olarak her y l belli kurallar dahilinde Istabl- Âmire-i Evvel ve Sâni ye tâbi Voynukân Mukâtaas, Koru-y Hümâyûn ve Çeribafl l k mallar ndan yap lmaktad r. Bu çerçevede Voynukân Mukâtaas, Koru-y Hümâyûn ve Çeribafl l k gelirleri Saraçlar Kâtibi taraf ndan tahsil edilmekte ve esnaf aras nda yap lan hizmete göre da t lmaktad r. 90 Bununla beraber Istabl- Âmire-i Evvel ve Sâni ye tâbi saraç, muytab, semerci, nalband vs. dokuz esnaf gurubunun bafllar Saray a bir arzuhal vererek Has Ah r, fiad rvan ve fieyh Vefa ah rlar ile Edirne ve Hayrabolu ah rlar nda bulunan at, kat r vs. bütün hayvanlar için her y l kas miye ve bahariye olarak verdikleri mühimmât n Arpa Emini taraf ndan eski fiyatla sat n al nmak istendi ini ve 1208 (1793/1794 ) y l ndan bu yana Istabl- Âmire-i Evvel ve Sâni ye tâbi Voynukân mukâtaas, Koru-y Hümâyûn ve Çeribafl l k mallar na 6 bin kurufl zam yap lmas na ra men Istabl- Âmire ye tâbi esnaflara saraçlar kâtibi taraf ndan 2700 kurufl da t larak, 3300 kuruflun gizlendi ini, dolay s yla 1208 (1793/1794 ) y l ndan bu yana ortalama 144 kese akçe tahsil edildi ini ancak kendilerine 64 kese akçe ödendi ini, geriye kalan ortalama 79 kese akçenin de kendilerine ödenerek ma duriyetlerinin giderilmesini istemifller hatta bu konuda Saraçlar kâtibi ile Arz Odas nda padiflah huzurunda yüzleflebileceklerini bile dile getirmifllerdir. Yaz lan bu arzuhal üzerine ma duriyetin giderilmesi konusunda ferman ç kar lm flt r.(3 B 1220/ 27 Eylül 1805). 91 Istabl Âmire-i Evvel e tâbi demirciler hizmetleri karfl l nda maktû ve sair tekâliften muaf tutulmufllard r. 92 Demircilik sanat n n kollar ndan olan zincircilik hizmeti de cizye karfl l nda baz z mmiler taraf ndan yerine getirilmektedir. 93 F. KURUMLARIN HAYVAN HT YACININ KARfiILANMASI Osmanl saray nda bulunan birimlerin nakil vas tas olarak kulland at, bargir, deve gibi hayvanlar n temini Istabl- Âmire taraf ndan karfl lanmaktad r. Hayvana ihtiyaç duyuldu unda ilgili birimin sorumlusu Istabl- Âmire ye ihtiyaç duydu u hayvan n miktar ve cinsi ile ihtiyaç gerekçesini bildirmekte (i lâm), bu çerçevede gerekli inceleme yap larak, di er baz birimlerin de görüflleri do rultusunda, hayvan talebinde bulunan birimin 89 BOA, E..SM.., 14/1469, Vesika 1, 2, BOA, C. SM., 132/6645, Vesika 1, 2, BOA, C. SM., 132/6645, Vesika 1, 2, BOA, C. SM., 86/4350./Haddâd esnaf ndan Kafla c Ali Abdullah adl K pti vefat edince yerine K pti Hüseyin Mehmed adl kifliye tevcih edilmesi için Mîrahûr- Evvel Abdullah taraf ndan Saray a arz yap lm flt r.(9 Ca 1154/ 23 Temmuz 1741). BOA, C. SM., 164/ Zincircilik hizmetini yerine getiren z mmi vefat edince yerine ayn flartlarda bir baflka zimminin zincirci olarak atanmas için Mîrahûr- Evvel Abdullah taraf ndan saraya arz yap lm flt r. (13 L 1233/ 16 A ustos 1818).BOA, C. SM., 86/4350. / BOA, C. SM., 164/

179 SAYI 32 ihtiyaç duydu u hayvan cins ve miktar karfl lanmaktad r. Bu durumda Mîrahûr- Evvel ve Baflbak kulu A a taraf ndan baz ön ifllemler yap lmaktad r. Mîrahûr- Evvel ölen hayvanlar n damgalar n kestirmekte (kat ettirmekte), sakat hayvanlar n damgalar n de ifltirtmekte, 94 sakat hayvanlara ise azad damgas vurdurmaktad r. 95 Hasta ve sakat hayvanlar n sat lmas 96 ve yerine sa lam hayvanlar n sat n al nmas nda Baflbak kulu A a ya Canbazlar Kethüdas vs. kifliler yard m etmektedir. Hayvan sat n almak için görevlendirilen kifli, bazen muhtemelen hayvan n kullan laca alan n önemine binaen, kendinden istenen hayvanlar n en iyisini sat n almas konusunda uyar lmaktayd tarihli bir vesikada Istabl- Âmire için birkaç aded Acem çapk n (beygir) temin etmesi için Hasan A a görevlendirildi i belirtilmekte ve A a n n beygirleri a lâs ndan be enmesi konusu özellikle vurgulanmaktad r. (29 Z 1255/4 Mart 1840). Mubâyaa ifllemlerinde esnafa sat n al nacak hayvanlar n fiyat konusunda devlet lehine indirimler de (mîrî tenzili) yapt r lmaktad r. 97 Hayvan sat n al n rken kurumdaki hayvan ölmüflse yerine yeni bir hayvan al narak, flayet hayvan sakat ve ifl yapamaz halde ise sakat hayvan sat larak elde edilen paran n üstüne ihtiyaç duyulan miktar kadar para konulmak suretiyle mubâyaa ifllemi gerçeklefltirilmektedir. 98 Valide Sultan hazretlerinin araba bargirleri ifl göremez (amelmande) oldu u gerekçesiyle Mîrahûr- Sânî Salih taraf ndan yap lan istek üzerine, Baflbak kulu taraf ndan ve Canbazlar Kethüdas Seyyid Mehmed A a eli ile 2115 kurufla (115 kurufl mîrî tenzili yap lm flt r.) 6 res bargir sat n al nm fl ve bargirler Istabl- Âmire-i Sânî ye teslim edilmifltir. Bargirlerden 1 çift bargir 710 kurufla, 1 çift Timur k r bargiri 685 kurufla ve 1 çift k r bargiri ise 720 kurufla mubâyaa edilmifltir.(19 M 1220/ 19 Nisan 1805). 99 Istabl- Âmire-i Sânî ye ba l Küçük Ah r mevcudundan olan Bostaniyân- Hassa da istihdam edilen araba bargirlerinden birisi amelmande oldu u için yeni beygir iste inde bulunuldu unda, Baflbak kulu A a taraf ndan eski beygir 79 kurufla sat larak yerine 189 kurufla 1 aded yeni beygir sat n al nmak suretiyle kurumun hayvan ihtiyac karfl lanm flt r.(12 C 1220/ 7 Eylül 1805) BOA, C.SM.., 163/8194, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 131/6554, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 98/4901, Vesika 1, 2, 3 95 BOA, E..SM.., 27/ Hasta ve sakat hayvanlar sat larak elden ç karma yoluna gidilmifltir ( 1876/77 ) tarihli bir belgede Istabl- Âmire de bulunan 43 aded sakat hayvan n sat ld belirtilmektedir. BOA, C.SM.., 1/36./ Yine 1891 tarihli bir di er vesikada Dersaâdet ve Bilâd- Selâse de ah rlarda ve sürücü karhânelerinde bulunan inek, manda, koyun, keçi gibi hayvanlar içerisinde baz lar n n hasta oldu u ö renilmifl, bu hayvanlar n sürülerine olumsuz etki edip bütün sürünün sat lmas na neden olaca na binaen bu tür hayvanlar n sürülerden ay klan p, tedavi edilmesi konusunda fiehremaneti Celilesi ne evrak gönderilmifltir. (1 Ca 1309/ 3 Aral k 1891). BOA, DH. MKT., 1897/ BOA, C.SM.., 163/8194, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 131/6554, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 98/4901, Vesika 1, 2, 3./Saray- Cedid-i Âmire de bulunan Harcî F r n dan Saray- Atîk e ekmek nakleden miri bargirlerden sakat olan 3 bafl kaltak bargirine azad damgas vurularak Canbaz Hac Mustafa ya sat lm fl (furûht edilmifl) ve yerine 3 bafl yeni kaltak bargiri mubâyaa edilmifltir. Amelmande olanlar toplam 7,5 kurufla sat lm fl, yeni bargirler ise 66 kurufla sat n al nm flt r. (27 L 1137/9 Temmuz 1725). BOA, E..SM.., 27/2808. Ayr ca Saray- Atîk-i Mâ mûre ye ekmek çeken bargirin ölmesi nedeniyle Mîrahûr- Sânî A a n n bildirmesi üzerine (i lâm mucibince) sat n al nan bargir için bak n z. (28 Receb 1117/ 15 Kas m 1705). BOA, E..SM.., 30/3211, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 14/ BOA, C.SM.., 131/6554, Vesika 1, 2. Bir baflka örnek ise flu flekildedir: Yeni Saray da bulunan dolap beygirlerinden 6 tanesi mürd olmufl, 7 tanesi ise sakat oldu u için yeni beygir alma ihtiyac do mufltur. Bunun üzerine 7 sakat beygir sat fla ç kar lm fl, buradan elde edilen paran n üzerine biraz daha para eklenerek 13 aded yeni beygir sat n al nm flt r. Sakat olanlar 9 kurufla sat lm flt r. Yeni al nan beygirlerin her biri de 22 fler kurufltan sat n al nm flt r. (6 Ca 1151/ 22 A ustos 1738). BOA, C.SM.., 146/7314, Vesika 1, BOA, C.SM.., 98/4901, Vesika 1, 2, BOA, C.SM.., 163/8194, Vesika 1, 2.a

180 VAKIFLAR DERG S Saray- Cedid-i Âmire A as taraf ndan Saray- Cedid-i Âmire de bulunan su dolaplar nda gece gündüz çal flan mîrî bargirlerden 9 u ölüp, 12 si de sakat oldu u gerekçesiyle bargir iste inde bulunulmufl ve her biri 250 fler kurufltan 20 bargir sat n al nm flt r. Sakat bargirlerin her biri 20 fler kurufltan sat lm flt r. Bu çerçevede 20 bargir için 5010 kurufl masraf yap lm fl ve paran n Canbazlar Kethüdas na teslimi için i lâm verilmifltir. Bu miktardan 110 kurufl da mîrî için tenzil yap lm flt r. Böylece sadece 4900 kurufl ödeme yap lm flt r.(13 Ra 1232/ 31 Ocak 1817). 101 G. BAHÇELER N HAYVAN HT YACININ KARfiILANMASI Osmanl Devleti nde Hadây k- Hümâyûn dan (devlete ait bahçeler) olan bahçelerde kullan lan hayvanlar da Istabl- Âmire taraf ndan karfl lanm flt r. Bahçeler için al nacak hayvanlarla ilgili iste i Serbostaniyân- Hassa Saray a arz ederek dile getirmektedir. Hayvanlar sat n al nd ktan sonra Mîrahûr- Sânî taraf ndan hayvanlar n ilgili bahçelere teslim edildi ine iliflkin bir tezkire haz rlanmaktad r. (9 fi 1098/ 20 Haziran 1687). 102 Hadây k- Hümâyûn dan olan baz bahçeler flunlard r: Ali Bey Köyü bahçesi, Feridun Pafla Bahçesi, Göksu Bahçesi, Hasan Pafla Bahçesi, skender Çelebi Bahçesi, Eyyüb Ensari Hasan Pafla Bahçesi, 103 Tokat Bahçesi, Kandilli Bahçesi, Mîrgûn Bahçesi, Kalender Bahçesi, Sultaniye Bahçesi, Büyükdere Bahçesi, Kuleli Bahçesi, Üsküdar Bahçesi, Tersâne Bahçesi, Florya Bahçesi, Ka thane Bahçesi, Akp nar Bahçesi, Çatalca ve Karaa aç Bahçesi dir. (Alik l ç 2004: ). H. SELAN K TEN YEN ÇER LER N ÇUKA HT YACININ TAfiINMASI Istabl- Âmire ye tâbi Edirne ve Hayrabolu k fllaklar nda mevcud olan 104 katar 4 mehâr fluturân- mîrî den 65 katar fluturân (deve) her y l mûtâd olarak Selanik te yeniçeriler için dokunan flitevî çuka lar n (k fll k çukalar n) stanbul a nakline tahsis edilmifltir. Geri kalan develer ise di er ifller için haz r ve âmâde bekletilmektedir. 104 E er bu develer baflka bir hizmette iseler, Selanik çuha anbar nda bulunan çukalar gemi ile veya kira ile tutulan deve ve beygirlerle stanbul a tafl nm flt r. (Uzunçarfl l 1984: 277). Selanik ten stanbul a getirilecek yeniçeri çukalar için tahsis edilen 65 katar devenin Edirne ve Hayrabolu k fllaklar ndan al n p, Selanik e götürülmesi ve Selanik ten de stanbul a getirilmesi ve develerin yolda ihtiyaç duydu u arpa ve saman n yolda bulunan kazalardan temin edilmesi ifline Istabl- Âmire taraf ndan kay kç ve k fllak emini tayin edilmifltir.(20 S 1220/ 20 May s 1805) y l nda Edirne ve Hayrabolu k fllaklar nda mevcud olan fluturân n 80 katar bafltan aya a mühimmâtlar tecdîd edilmifl, 24 katar 4 mehâr n n ise raht ve di er mühimmâtlar tamir edilmifltir. Tamir ve tecdîd toplam 3495,5 kurufla mal olmufltur. (7 M 1195/ 3 Ocak 1781). 106 SONUÇ Osmanl saray nda hayvanlar n bar nd, hayvan ihtiyaçlar n n temin edildi i kurum Istabl- Âmire veya Has Ah r olarak adland r lmaktad r. Ah rda binek ve araba hayvanlar yan nda küçük ve büyükbafl hayvanlar beslenmifltir. Sarayda binek ve araba hayvan olarak s radan bargirler yan nda Tunus bargiri, Bosna bargiri, Çerkes bargiri, Timur k r bargiri, Midilli, k srak, tay, rahvan, deve ve merkeb beslenmifltir. Deve olarak difli deve, mahmil ve küs 101 BOA, C.SM.., 131/6554, Vesika 1, BOA, E. SM.., 13/1283, Vesika 1, 2, BOA, E. SM.., 13/1283, Vesika 1, 2, BOA, C. SM., 692/28353, Vesika 1, BOA, C. AS.., 652/ BOA, C. SM

181 SAYI 32 develeri, erkek deve, hecin devesi beslenmifl ve mubâyaa edilmifltir. Tunus bargiri, Bosna bargiri, Çerkes bargiri, Timur k r bargiri, midilli gibi cins oldu unu düflündü ümüz hayvanlar az miktarda tespit edilmifltir. Bu tür hayvanlara saray ah r nda az rastlanmas Osmanl Saray n n sade ve mütevazi bir yaflam sergiledi ini göstermesi aç s ndan önemlidir. Türk köylüsünün da da, bay rda çok fazla kulland merkebe saray ah r nda çok az miktarda rastlanmas, saray yüklerinin çoklu u ve merkebin genelde hafif yük tafl ma arac olarak kullan lmas ile ilgili olmal d r. Has Ah r da Istabl- Âmire için Sivas, Hüdavendigar ve Saruhan sancaklar ndan deve, Ayd n ve gayr sancaklardan kat r temin edildi i tespit edilmifltir. Ah rlar n tuz ihtiyac nöz Memlehas ndan karfl lanmaktad r. Hayvanlar n arpa, saman ve zeytin ya (revgân- zeyt) masraf mühimmât, nakliye, deveci, harbendeci, seyis gibi kiflilerin ayl k ve nafakalar ile hayvanlara ait malzemelerin (havud vs. ) tamir ve tecdîdi ile ilgili masraflar Arpa Emini taraf ndan karfl lanm flt r. Ah rlar n tamir ve tecdîdi ise mimar a a ve ona ba l baz hademeler taraf ndan gerçeklefltirilmifltir. KAYNAKLAR a) Arfliv Kaynaklar 1- Baflbakanl k Osmanl Arflivi Cevdet Askeriye (C. AS..), 652/27437, 876/37582, 1076/47424, Cevdet Bahriye (C.. BH..), 38/1821, 258/ Cevdet Belediye (C. BLD..), Cevdet Dahiliye (C. DH.), Cevdet Saray (C. SM..), 1/36, 3/133, 8/392, 13/692, 14/727, 34/1733, 40/2028, 44/2213, 45/2289, 48/2428, 62/3106, 64/3208, 71/3571, 75/3759, 85/4265, 86/4350, 98/4901, 99/4991, 101/5083, 104/5203, 104/5226, 105/5298, 109/5481, 111/5562, 112/5615, 115/5780, 117/5852, 128/6429, 131/6554, 132/6645, 144/7231, 146/7314, 157/7895, 160/8005, 163/8194, 164/8232, 168/8438, 176/8818, 178/8936, 692/ Dahiliye Mektubi Kalemi (DH. MKT.), 1897/24. HAT, 111/4435, 619/30617, 658/32147, 865/38560/C, 1403/ bnül emin Tasnifi Saray Mesalihi, ( E. SM.), 5/451, 13/1283, 14/1469, 20/2055, 23/2401, 25/2629, 26/2767, 27/2808, 28/2924, 29/3056, 30/3109, 30/3211, 31/3265. rade Dahiliye (. DH..), 1007/ Y ld z Perâkende Evrâk, Hazine-i Hassa Nezareti Maruzat,( Y.. PRK. HH..),7/26, 39/87. b) Di er Kaynaklar Alik l ç, D. (2004). Osmanl da Devlet Protokolü ve Törenler mparatorluk Seremonisi, stanbul :Tarih ve Düflünce Yay nlar. Devellio lu, F. (2004). Osmanl ca- Türkçe Ansiklopedik Lugat, Yay na Haz rlayan: Ayd n Sami Güneyçal, 21. Bask, Ankara: Ayd n Kitabevi. Özcan, A. (1999), Istabl, Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, XIX, Türkiye Diyanet Vakf Yay n, fiemseddin Sami (1317), Kamus- Türkî, Dersaadet: kdam Matbaas. Türk Tarih Kurumu Tarih Çevirme K lavuzu, Uzunçarfl l,. H. (1988). Osmanl Devleti nin Saray Teflkilat, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay n. Uzunçarfl l,. H. (1984). Osmanl Devleti Teflkilat ndan Kap kulu Ocaklar I- Acemi Oca ve Yeniçeri Oca, 2. Bask, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay n

182

183 Türk El Sanatlar ndan Rahle Özet aman içerisinde tahrip olan ya da tamamen yok olmufl ahflap Z sanat eserlerinin bir grubunu da rahleler oluflturmaktad r. Terim anlam yla rahle üzerinde kitap okunan veya çizim ve yaz çal flmalar yap lan, baz lar aç l r- kapan r tarzda hareketli, baz lar sehpa ya da masa fleklinde sabit olan eflyalar d r. Rahlenin ana malzemesi ahflapt r. lk dönemlerde sade olarak kullan lan ahflap zaman içinde de iflikli e u rayarak sedef, ba a, fildifli, boynuz, gümüfl ve de erli tafllar n kak lmas ve kaplanmas ile de iflerek ve geliflerek günümüze kadar varl n devam ettirmifltir. Anahtar kelimeler: rahle, ahflap, sedef, kaplama, fildifli Yrd. Doç. Dr. Demet Örnek Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Ö retim Üyesi Koran stands a dissapearing art Abstract Koran Stands constilute a group of wooden objects which became destructed or totally absent by time. The meaning of Koran Stand as a term is religious goods on which books are read or drawing and writing studies are done. They are either moveable to open and close or stable like a table. The basic material of Koran Stand is wood. At the beginning wood was used alone but it changed by time and mother-ofpearl, tortoise shell, ivory, horn, copper and precious or semiprecious stones were covered on or inlaid. Key words: Koran stand, wood, mother-of-pearl, cover, ivory

184 VAKIFLAR DERG S Sanat tarihi kapsam içinde yer alan ahflap sanat çok genifl bir alana yay lm flt r. Bu genifl alan içerisinde önemli bir grubu oluflturan ahflap eserlerin meydana gelmesinde rol oynayan bir tak m faktörler bulunmaktad r. Bu faktörlerin bafl nda co rafi konum, dini inançlar, iktisadi flartlar, adet ve gelenekler, sanat zevkleri k saca kültür ve medeniyetler bulunmaktad r. Bu çerçeve içerisinde ahflap iflçili inde sütunlar, mukarnasl bafll klar, kap ve pencereler, dolap kapaklar ve kanatlar, tavanlar ve korkuluklar, minber, mihrap ve vaiz kürsüleri, sanduka, kur`an ve cüz mahfazalar ve rahleler gibi çok zengin sanat eserleri meydana getirilmifltir 1 (Yücel 1975:3-6; Yücel 1978:21-26; Türko lu 1993:45-67) Türk el Sanatlar içerisinde incelenen rahlelerde tarih, sanat tarihi ve kültür tarihine önemli katk larda bulunan önemli eserlerdir. Ahflap el sanatlar içinde yer alan rahlenin ortaya ç kmas Kur an- -Kerim-i oluflturan ayetlerin kitap flekline getirilip, ço alt ld döneme dayanmaktad r. Terim anlam yla rahle üzerinde kitap okunan ya da çizim ve yaz m çal flmalar yap lan, baz lar aç l rkapan r tarzda, baz lar sehpa yada masa fleklinde olan eflyalar d r(arseven 1950:1636; Bektaflo lu 2009:130). Rahleler, çok genifl bir kronoloji içerisinde 13.yy`dan 19.yy sonuna kadar, farkl etkileflimlerle ve malzeme kullan mlar yla zenginleflerek ahflap sanat içerisinde geliflimlerini sürdürmüfllerdir. 800 y ll k bir dönem içinde yap lm fl olan rahlelerden günümüze gelen örnek say s oldukça s n rl d r. Sanat tarihi araflt rmalar nda rahleler daha çok Selçuklu devri örnekleri ele al narak irdelenmifltir. Beylikler, Erken ve Klasik Osmanl ile Geç dönem örnekleri üzerinde fazla durulmam flt r. 14.yüzy ldan sonra ahflap sanat nda meydana gelen büyük de iflim, motif ve malzeme farkl l klar nda görülen zenginlik, ahflap rahlelerde de görülmektedir. Özellikle baflta di er ahflap eserler olmak üzere, tafl, çini, tezhip, kumafl, maden üzerinde görülen motif ve kompozisyonlar, rahlelerde de uygulanm flt r. Bugüne kadar yap lm fl çal flmalar içerisinde ele al n p incelenmifl olan rahle terminolojisinde bir birlik sa lanamam flt r. Bu durum göz önüne al nd nda rahle bölümlerin oluflturulmas, bu konuda çal flacak olan araflt rmac lar aç s ndan bir zorunluluk arz eder. Bu çal flma da söz konusu eksikli i gidermek amac yla rahle terminolojisi ile dönemler içindeki geliflmeleri, yap m ve süsleme teknikleri aç s ndan ele al narak incelenmifltir tarihli Afyon Ulu Camii, 13.yy. sonuna ait Beyflehir Eflrefo lu, Ayafl Ulu Camii ile tarihli Ankara Arslanhane Camii boyal bezemeli ahflap konstrüksiyonlu eserlere örnek verilebilir. Konya Alaaddin ( ), Aksaray Ulu(12.yy.), Malatya Ulu(13.yy.), Sivrihisar Ulu(1275),Çorum Hamit Pafla minberi( ), Çorum Ulu Camii minberi(1306), Birgi Ayd no lu Mehmet Bey Camii minberi(1332), Ni de Sungur Bey Camii minberi(14.yy.), Bursa Ulu Camii minberi(1399), Kastamonu Hoca fiemseddin Camii minberi(1473), Ankara Hac Bayram Camii minberi(1427), Edirne Muradiye Camii minberi(1436), gibi eserlerin minberleri oyma ve küntekari tekni inde yap lm flt r. Ürgüp Damsaköy Taflk npafla Camii mihrab (14.yy. ilk yar s na tarihlendirilen ahflap ve sedef kakmal örnektir.). Kap ve pencere kanatlar için ; Ankara Hac Hasan Camii(13.yy.), Ankara Alaaddin Camii kap s, Ni de Sungur Bey Camii kuzey kap s (14.yy. ), Kastamonu bn-neccar Camii kap s (1356), Ankara Ahi Eyvan Camii pencere kepenkleri(1413), Edirne Üç fierefeli Camii pencere kepenkleri( ), Amasya Bayez t Pafla Camii kap s (1500),Üsküdar Mihrimah Camii pencere kanad (1548), Selimiye Camii pencere kanad ( ), Topkap Saray Harem Dairesi(yemifl odas ), Topkap Saray Müzesi III. Ahmet Kitapl ndaki Ahflap çifte Vav(18.yy.), T..E.M. de yer alan Kur an Cüz Mahfazas (17.yy) farkl yüzy llarda yap lm fl olan ahflsp örneklerin bir k sm n oluflturmaktad r. Daha ayr nt l bilgi için bak n z:k z ltan 1958; Erkins 1959; Karama aral 1965: ;Öney1970: ; Demiriz 1977:61-71;Öney1988; Öney 1989; Bozer 1989: ; Mülayim 1991:2-14 ; Ersoy

185 SAYI 32 Bu ba lamda; Aç l r-kapan r tarzda yap lm fl olan rahlelerde flu bölümler yer almaktad r. Resim 1 1) Kitapl k Bölümü; Bu bölüm rahlenin aç l r-kapan r 1/3 lük k sm na denir. Buraya kitap konularak sayfalar aç ld nda cildin bozulmas n engelleyecek flekilde aç lma pay b rak larak yap lm flt r. Kitapl k k sm n oluflturan yüzeyler iki bölümde incelenir; a)üst D fl Yüzey: Rahlenin kitap konulan k sm n n d fl yüzeyidir. Burada yaz, geometrik ve bitkisel süslemeler bulunur (Resim 1.) b)üst ç Yüzey: Kitab n konuldu u iç yüzeydir. Bu yüzeyler bofl b rak labilir. Üst d fl yüzey bezemesi ile ayn kompozisyona sahip olabilir ya da olmayabilir. 3)Ayak K sm : Rahlenin, zemine dengeli bir flekilde aç lmas n ve ayakta durmas n sa layan bölümüdür.(resim 1.) Uzunlamas na dikdörtgen fleklinde yap lm fl olan rahle ayaklar kendi içinde iki flekilde biçimlendirilmifltir. a)kemerle fiekillendirilmifl Ayak (Resim 3.): Bu ayak kendi içinde iki bölümden oluflmaktad r. a1)ayak Üst Yüzeyi: Difl k sm ile kemerli ayak aç kl aras nda kalan bölüme verilen isimdir. Ço unlukla burada rahlenin kitapl k k sm n n d fl yüzeyinde görülen süsleme kompozisyonunun ya ayn boyutlarda ya da daha genifl bir yüzeye uygulanmas yla mey-dana getirilmifl bir kompozisyon görülür. Bunun d fl nda farkl flekilde uygulanm fl süsleme kompozisyonlar n n bulundu u örneklerde mevcuttur. Resim 2 2)Difl K sm : Bu k sma rahle menteflesi de denilir. Rahlenin aç l p kapanmas n sa layan, rahlenin enine ve boyuna göre de iflik say larda birbirine geçme fleklinde oyulmufl k sm d r. Difl yüzeyleri iç ve d flta farkl l k gösterebilir. Kakma, boyama ve oyma teknikleri yo un görülür. Kitapl k ile ayak k sm n birbirine ba layan difller, aç l rkapan r tarzdaki rahlelerin hepsinde görülür. Resim 3 a2)kemerli Ayak Aç kl : De iflik flekillerde kemer biçimlerinin uyguland ayak aç kl d r. Kemerle flekillendirilmifl ayak aç kl n n tepe noktas nda bazen rumi ve palmetlerden meydana getirilmifl girift bir kompozisyon dolgusu, bazen de bofl olarak b rak ld görülmektedir

186 VAKIFLAR DERG S fiekil 1 Düz Ayak b) Düz Ayak: Yekpare tek yüzeyden meydana gelmifltir. Tafl nabilir ölçülerde ve yekpare ahflaptan ifllenerek aç - l r-kapan r tarzda yap lm fl olan bu rahle örnekleri XIII. yüzy ldan XX. yüzy la kadar görülür. Aç l rkapan r rahlelerin d - fl nda ders ya da çal flma rahlesi olarak adland r lan sabit rahleler de 3 k s mdan oluflmaktad r. 1)Tabla K sm : Bu k s m uzunlamas - na dikdörtgen fleklindedir. Tabla yüzeyinde de iflik süsleme kompozisyonlar yer alabilir.(resim 4.) Resim 5 Ayak K sm 3)Yan K s mlar: Tabla ile ayaklar n birleflme noktalar nda üçgen biçiminde yap lm fl köflebent görünümündeki k s mlara verilen isimdir. Yan k s mlar, çal flma rahlelerinin daha sa lam olmas n sa lar. Üçgenler üzerinde süslemeler yer al r.(resim 6.) Resim 6 Yan K sm Resim 4 Tabla K sm 2)Ayak K sm : Tablan n k sa kenar na yerlefltirilmifl, aç l r-kapan r tarzdaki rahleler de görülen ayak düzenlemesine sahip olan bölüme verilen isimdir.(resim 5.) Sabit rahleler sehpa fleklinde yap lm fl, malzeme olarak ahflab n kullan ld örneklerdir. Sabit rahleler çakma tekni i uygulanarak yap lm flt r. Bu tarz örnekler daha çok medreselerde, yerde oturarak önlerine kitap yerlefltirip vücut flekillerine uygun olarak, yerden yüksekçe bir biçimde dört ayakl olarak düzenlenmifllerdir. Bu rahleler kitap okuma ifllevi d fl nda sanat atölyelerinde, özellikle minyatür, tezhip sanatkar lar taraf ndan çal flma yaparken çizim masas ve süsleme sehpas olarak kullan lm flt r. fiehname yazar Talikizade nin III.Mehmed in E ri fethini konu alan fiahname-i Mehmed i Salis ya da E ri Fetihnamesi adl eserin sonunda has odal nakkafl Hasan kendisini, hattat ve

187 SAYI 32 flehnameci Talikizade yi özel bir atölyede çal fl rken tasvir etmifltir(tan nd 1977: ; Ça man 1989: 38). Yine ayn flekilde kullan lm fl baflka bir örnek Nizami nin Hamse sinde görülmektedir. Behzat n imzas n n bulundu u minyatür örneklerinden biri olan Leyla ve Mecnun un okulda gösterildi i bölümde ayn tarz rahleler bulunmaktad r (Suleimanova 1985). (fiekil 2.) fiekil 2 Gerek aç l r-kapan r tarzda, gerek çal flma sehpas fleklinde kullan lan rahlelerde ana malzeme ahflapt r. Tabiatta bol olmas, kolay ifllenifli ve hafifli i nedeniyle ahflap, tarihin her döneminde sanatkarlar taraf ndan tercih edilen bir malzeme olmufltur(wulff 1966:79-80). Tik, çam, abanoz, pelesenk, ceviz, mefle, sandal, flimflir, sedir, ladin, ard ç, gül, hlamur, kiraz, armut, elma gibi sert ve dayan kl a açlar ustalar taraf ndan tercih edilmifltir. (Akkoyun 1969:35-36; Bozkurt vd. 1989:11-118; Güven 1998: ) Ahflap yan nda sedef, ba a, fildifli ve boynuz kullan lan di er malzemelerdir. Ayr ca maden ve kumafl kullan lm fl örnekler de rahlelere ayr bir görsellik katm flt r (Karaça 2005: ). Sedef: midye ve istiridye gibi kabuklu deniz hayvanlar n n kabuklar n n iç taraf nda bulunan parlak, kalkerli maddenin genel ad d r (Arseven 1952: ; Wulff 1966:92; Bar flta 1985: ). Rahleler üzerinde sedef; sedef kakma ve sedef kaplama olarak iki flekilde uygulanm flt r. Sedef kakma ahflap yüzeyin belli bir kompozisyonda flekillendirilip, oyularak aç lan yuvalara sedeflerin yerlefltirilmesi ile yap l r Özellikle Osmanl döneminde kap aynalar, dolap kapaklar, çekmeceler, vaaz kürsüleri, cüz mahfazalar, kavukluklar, paravanlar, sand k ve mobilyalarda sedef kakma tekni i görülmektedir. (Kerametli 1962:5-13;54-58; Wulff 1966:80; Bar flta 1985:397) Sedef kaplama ise ahflap yüzeyine sedef parçalar n n yap flt r lmas yla uygulan r. Ba a: Kaplumba alar n s rt n kaplayan kabuk k sm na denir. Bu kabuk üzerinde do al flekiller yer al r. Saydam olan ba a, rahlede kullan lan önemli malzemelerden biridir. ( Arseven 1950:151; Sönmez 1997:25) Fildifli: Fillerin üst çenesinin iki yan nda bulunan sert ve parlak kemiktir. Bu özelliklerinden dolay rahle süslemesinde sedefle birlikte plakalar halinde ya da yekpare olarak uzun fleritler halinde kullan l r (Arseven 1950: ; Ba c 1998:13-29). Boynuz: Saydam bir malzemedir. S r ve manda dan elde edilen boynuz, ba a ya benzemesinden dolay rahlelerde, sedef ile beraber uygulanm flt r. Yap m, süsleme teknikleri ve kompozisyon aç s ndan kronolojik olarak rahleler; Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanl devri olarak üç ayr dönemde incelenir. Farkl kültür ve siyasi ortamlara sahip olan bu dönemler içerisinde rahleler, sanatsal aç dan farkl l k göstermektedir. Anadolu da 250 y la yak n devam eden bir uygarl k, 1071 Malazgirt savafl sonras nda h zl bir flekilde, bugün Anadolu olarak belirtilen topraklar üzerinde mimari ve süsleme aç s ndan geliflmeye bafllam flt r. Ancak savafllar imar faaliyetlerini yok denecek duruma getirmifl, 1176 Myriokefalon Savafl n n Türkler lehine sonuçlanmas yla yerleflik hayata geçifl h zlanm fl, Anadolu Selçuklu Devleti nin yükselme devri bafllam flt r(çay 1984:28-32 Bu geliflmelerle beraber sanat alan nda da büyük ilerlemeler görülmüfltür. Özellikle ahflap sanat nda Suriye, Irak, Anadolu, Azerbaycan ve M s r içine alan ortak bir ahflap iflçili inden bahsedilebilir. Ahflap sanat içinde ele al nan rahlelerde de bu etkileflimler görülür. Kündekari d fl nda di er oyma tekniklerinin hepsinin uyguland, geometrik, bitkisel, yaz ve figürlü süslemelerin kullan ld rahleler mevcuttur.(fiekil 3.)

188 VAKIFLAR DERG S fiekil 3 Yo un olarak Selçuklu devri ahflap iflçili inde görülen oyma tekni inin, rahlelerdeki uygulamas nda süsleme, gölge de kalan zemin üzerinde, kabartma olarak yap lm flt r. Bazen zemin iki katl oyularak gizlenmifltir. Rahlelerde, rumi ve yaz kompozisyonlar, süslemenin ana temas n oluflturmufltur. Kökeni Türkistan içlerine kadar uzanan rumi ve yaz kompozisyonlar, ahflap yan nda tafl, keramik, maden ve tezhipte de görülmektedir. Selçuklu döneminde ahflap üzerine figürlü bezeme örneklerinin say s oldukça fazlad r. Özellikle kap ve pencere kanatlar nda görülen figürlü süsleme bu dönemde yap lan rahlelerden birinde de yer almaktad r. Ahflap üzerine kalemifli tekni i uygulanarak yap lm fl olan Selçuklu rahlesinde kartal ve aslan figürleri yer almaktad r( Karaça 2008: ) 14.yüzy l, Selçuklu ve Osmanl dönemleri aras nda bir ara dönem ya da geçifl dönemi olarak incelenir. Bu dönemde süsleme de çiçek ve yapraklar, geometrik formlar ve yaz biçimleri, hem mimari hem de el sanatlar ürünlerinde kendisini göstermifltir (Akar vd. 1978; Ayvazo lu 1992; Baltac o lu 1993; Ba c 1995:33-40). Ahflap sanat n da ve dolay s yla rahlelerde de Selçuklu üslubu devam ettirilirken, yeni üsluplara da yer verilmifltir. Sedef-Ba a-fildifli ve boynuz kullan m bu dönemde bafllam flt r(ünal 1949: ; Kerametli 1962: 54-58, Kuflo lu ). 15. yy itibaren bitkisel motifler ikinci derece rol oynam flt r. Palmet ve Rumilerden meydana gelmifl motif ve kompozisyonlar n yan nda lotus, naturalist çiçek ve yaprak motifleri, a aç dallar görülmeye bafllanm flt r. Hatayi üslubu süslemelerde dikkat çekmektedir. Bitkisel motifler basit bordürlerle berber kullan lm flt r. Kakma tekni inin süsleme unsuru olarak kullan lmas yla beraber rahlelerde geometrik süsleme yo unluk kazanmaya bafllam flt r. Sedef iflçili inin geliflti i, özellikle sedef kakmac l n n kullan lmas yla, geometrik süsleme motiflerinde de ifliklikler göze çarpmaktad r. Bunlar n yan nda dört yaprakl yoncalar, rumi ve k vr m dall süslemeler 19. yüzy la kadar devam etmifltir. Rumi ve çiçekli bordürler, ahflap eserlerde yayg n olarak fildifli, sedef ve ba a kullan larak uygulanm flt r. Rahlelerde de ayn uygulamalar dikkat çekicidir. 16. yüzy lda kakma tekni i büyük ilerleme göstermifl, rahlelerde de uygulamalar devam etmifltir. Rahle süslemesinde üçgen, dörtgen, çokgen fleklinde ve bunlar n farkl dizaynlar n n yap lmas yla de iflik kompozisyonlar ortaya ç km flt r(resim 7.). Resim 7

189 SAYI 32 Y ld zl desenler süslemelerde çok sevilmifl ve karakteristik özellik kazanm flt r. 17. yüzy llarda, sedef kakma tekni i baflta olmak üzere ba a, fildifli ve boynuz rahleler de dahil olmak üzere, bütün ahflap eserlerde yo un olarak uygulanm flt r(seyahatname 1969: ; Kütüko lu 1983: ). Klasik devirde görülen bütün kompozisyon ve motifler bu dönemlerde de devam etmifltir. Ancak süslemede baz de ifliklikler meydana gelmifltir. Çiçeklerde kuvvetli bir üsluplaflma görülmektedir. 16.yy. görülen çintemani motifleri 17.yy sedef ve ba a iflçili inde dönemin karakterini oluflturmufltur. Sedef ve ba a yan nda gümüfl, tel kakma ve sedef mozaik (tarsi) dikkat çekmektedir.(resim 8-9.) motifleri süslemelerde dikkat çekmektedir. Ancak rahlelerde bu motif uygulanmam flt r. Di er dönemlerde görülen teknik ve kompozisyon uygulamalar devam etmifltir. 19.yüzy l sonuna do ru k l testerenin kullan lmas yla, motifler daha derin kaz larak, farkl görünümler elde edilmifltir. Özelikle ayetler, rumi ve Hatayi motiflerinin bulundu u rahleler yap lm flt r. Ahflap sanat içerisinde önemli bir grubu oluflturan rahlelerde, usta adlar na Selçuklu örneklerinde rastlan lmaktad r(ç 1962: ; Çulpan 1968; Önder 1996: ). Osmanl dönemine ait usta ad veren rahle örne i yoktur. Çeflitli dönemlerde, ahflaptan yap lm fl rahlelerde flekil, teknik ve stil aç s ndan tam bir bütünlük ortaya koyan örneklerin olmas, hatta ço u örneklerde ayn biçim ve kompozisyonlar n kullan lm fl olmas, bu tarz rahlelerin, tek bir merkeze ba l ustalar taraf ndan yap lm fl olduklar n ortaya koymaktad r. Her dönemde ahflap yan nda çini, cilt, alç, kalem ifli ve özellikle tafl süslemeleriyle paralel bir geliflme gösteren rahleler, sanat tarihi aç s ndan büyük önem tafl maktad r. Bu nedenle tafl nabilir ahflap eserler içinde yer alan, ço unlukla müzelerin sergi salonlar nda ve depolar nda gereken ilgi ve özen gösterilmedi i için malzeme ve süsleme özelliklerini yitirmifl ve yitirmeye devam eden rahlelere daha fazla önem vermek, korumak ve muhafaza etmek sanat tarihi ile u raflan tüm araflt rmac lar n görevidir. KAYNAKLAR Resim 8, 9 18.yy dan itibaren süslemede Bat tesiri ahflap rahleleri de etkilemifl, Barok ve Ampir özellik tafl yan bitkisel kompozisyonlar kullan lm flt r. Sedef kaplama bu dönemde ön plana ç km flt r. Sedef mozaik tekni i dönemin özelli i olarak rahlelerde uygulanm flt r. 19.yüzy l Osmanl ahflap iflçili inde bat etkisi yo unluk kazanm flt r. Özellikle istiridye kabu u Akar,A.-Keskiner,C.(1978), Türk Süsleme Sanat nda DesenveMotif, stanbul Akkoyun,C.(1969), Teni Bir Tabiat Abidesi: Koç Sedir, Orman Mühendisli i Dergisi, S.1,s Arseven,C.E.(1950a), Ba a, Sanat Ansiklopedisi, C.I, s.151; (1950b) Fildifli, Sanat Ansiklopedisi, C.I, s ; (1952) sedef, Sanat Ansiklopedisi, C.IV, s Ayvazo lu,b.(1992), Güller kitab, Türk Çiçek Kültürü Üzerine Bir Deneme, stanbul Ba c,s.(1995), Erken Osmanl Kalemiflleri Üzerine Baz Gözlemler, Eski Yak ndo u Kültürleri Üzerine ncelemeler, s.33-40;(1998), Gerçe in Suretinin Sakland Yer: Ayna, Sultanlar n Aynalar, s

190 VAKIFLAR DERG S Bak rer,ö.(1981) Erken Dönem Mimari Süslemesinde Geometrik Düzen Denemesi, VIII.Türk Tarih Kongresi, s Baltac o lu,.h.(1993),türklerde Yaz Sanat, Mersin Bar flta, H.Ö.(1985) Geleneksel Türk Sanat nda Sedef Kakmac l k, Türkiye de Sanat n Bugünü ve Yar n, I, s Bektaflo lu, M.(2009), Anadolu da Türk slam Sanat, S.130,Ankara Bozer, R.(1989), Sinan Eserlerinde Ahflap flçili i, VI.Vak f Haftas, s Bozkurt,Y.-Erdin,N.(1989), Ticarette Önemli Yabanc A açlar,s , stanbul Ça man,f.,(1989), Saray Nakkaflhanesinin Yeri Üzerine Düflünceler, Sanat Tarihinde Do udan Bat ya, Ünsal Yücel An s na Sempozyum Bildirileri, s.38, Çay,A.,(1984), Anadolu nun Türkleflmesinde Dönüm Noktas, s.28-32, stanbul Evliya Çelebi(1969), Seyahatname, C.1,s , stanbul Ç,K.,(1962) mzal Eski Çekmece, Cüz ve Lihye- i Saadet Mahfazalar ve Sanatkarlar, Milletleraras Birinci Türk Sanatlar Kongresi, Tebli ler, s Çulpan,C.,(1968) Rahleler, stanbul. Demiriz,Y.,(1977), XIV.Yüzy l A aç flleri Yüzy llar Boyunca Türk Sanat (14.yy), s Erkins, Z.(1959)Topkap Saray, stanbul. Ersoy,A.,(1993) XV. Yüzy l Osmanl A aç flçili i, stanbul Güven, T.,(1998), Tik A ac : Geçmiflten Günümüze Bir Gelenek, Mobilya-Tekstil Dergisi, S.6, s Karaça,D.(2005),. stanbul Divan Edebiyat Müzesindeki ki Rahle, Erdem Dergisi, C.14, S.42, s ;(2008), Mevlana Müzesi nde ki Lakeli Selçuklu Rahlesi, Ekev Akademi Dergisi, S.35, Y l.12, s Karama aral,h.,(1965), Çorum Ulu Camii ndeki Minber, Sanat Tarihi Araflt rmalar,s.i, s Kerametli,C.,(1962) Osmanl Devri A aç flleri,tahta, Oyma, Sedef, Ba a ve Fildifli Kakmalar, Türk Etno rafya Dergisi, S.4, s.5-13; K z ltan,a.,(1958) Anadolu Beyliklerinde Camii ve Mescitler, stanbul Kuflo lu,m.z.,(1992) Kaybolan Sanatlar m zdan Sedefkarl k, lgi Dergisi, s.33 Kütüko lu,m.,(1983), Osmanl larda Narh Müessesesi ve 1640 Tarihli Narh Defteri, s , stanbul Mülayim,S.,(1991), Anadolu Türk Sanat nda XIV. Yüzy l, Sanat Tarihi Araflt rmalar Dergisi, s.2-14, Önder,M.,(1996) Dört Selçuklu Rahlesi, fiahaserler Konufltukça, s , Öney,G.(1970),, Anadolu Selçuklu ve Beylikler Devri Ahflap Teknikleri, Sanat Tarihi Y ll III,( ) s ; (1988) Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatlar, stanbul; (1989) Beylikler Devri Sanat XIV-XV. Yüzy l ( ), Ankara Suleimanova, F.(1985), Miniatures Illuminations Of Nisami s Hamsah, Taflkent, 1985; Sönmez, N.(1997),Osmanl Dönemi Yap ve Malzeme Terimleri Sözlü ü, s.25, stanbul, 1997 Tan nd, Z.(1977), Nakkafl Hasan Pafla, Sanat, Y l: 3, 5-6, s , Türko lu,s.(1993), A aç Sanat, Geleneksel Türk Sanatlar, s.45-67, Ünal,,(1949), Türklerde Sedefçilik, Güzel Sanatlar Dergisi, S.6, s , Wulff, H.(1966), The Traditional Crafts Of Persia, s.79-80, Yücel, E.(1975), Selçuklu A aç flçili i,sanat Dünyam z, S.4, s.3-6 ;(1978), Türk Mimarisinde A aç flleri, Arkitekt, C.87, s.21-26,

191 Do u Karadeniz Ahflap Camilerinde Restorasyon Dernekpazar Taflç lar Köyü Camii ve Medresesi Örne i Özet Yrd. Doç. Dr. Tülay ZORLU KTU Mimarl k Fak. TRABZON D o u Karadeniz Bölgesinde iklim, bitki örtüsü, yak n çevrede bulunan malzeme ve yap m tekniklerinin biçimlendirildi i vernaküler mimaride gerek konutlarda gerekse ibadet ya da e itim yap lar nda ahflap yap gelene inin çok güzel örneklerini görmek mümkündür. Yerlerini birer birer betonarme camilere b rakan, ya da kaderlerine terk edilen bu yöresel ahflap cami ve yak n ndaki binalar n say lar gittikçe azalmaktad r. Bu ba lamda kalan eserlerin belgelenerek literatüre kazand r lmas, do ru koruma ve restorasyon uygulamalar yla eserlerin hem malzeme, hem teknik hem de mimari özellikleri ba lam nda yaflat larak gelecek kuflaklara aktar lmas önemlidir. Bu sebeple makalede Do u Karadeniz Bölgesinin k rsal mimarisinde önemli yeri olan ahflap cami ve medreselerden Dernekpazar Taflç lar Köyü Cami ve Medresesinin mimari ve süsleme özelliklerinin tan t lmas ve bu eserlerin restorasyonunda kullan lan teknik ve detaylar n tart fl larak bundan sonraki uygulamalarda daha do ru tekniklerin gelifltirilmesine zemin haz rlanmas amaçlanmaktad r.. Çal flma genel olarak üç bölümden oluflmaktad r. lk bölümde Trabzon ili, Dernekpazar ilçesi, Taflç lar Köyü Cami ve Medresesi mimari ve süsleme özellikleri bak m ndan tan t lmakta, ikinci bölümde ise cami ve medresenin restorasyonu kapsam nda gerçeklefltirilen imalatlar restorasyon teknikleri aç s ndan s n fland r larak aç klanmaktad r. Son bölümde ise restorasyon kapsam nda yap lan uygulamalar n restorasyon teknikleri ba lam nda de erlendirmesi yap larak sonuçlar ele al nmaktad r. Anahtar Kelimeler: Restorasyon, Restorasyon Teknikleri,Ahflap Cami,Dernekpazar Taflç lar Köyü Cami ve Medresesi,

192 VAKIFLAR DERG S Girifl Do u Karadeniz Bölgesinin halk mimarisinde konutlar n yan s ra ahflap camiler, medreseler de kendine özgü mimari tarz, malzeme, yap m tekni i ve süsleme özellikleriyle önemli yer tutarlar. Bölgede medreselerin bazen Taflç lar köyünde oldu u gibi cami yak n nda ayr bir bina olarak infla edildi ini, bazen de cami yap s içinde yer ald n görürüz. Do u Karadeniz Bölgesinde iklim, bitki örtüsü, yak n çevrede bulunan malzeme olanaklar n n ve yap m tekniklerinin biçimlendirildi i vernaküler mimaride gerek konutlarda gerekse ibadet ya da e itim yap lar nda ahflap yap gelene inin çok güzel örneklerini görmek mümkündür. Yerlerini birer birer betonarme camilere b rakan, ya da kaderlerine terk edilen bu yöresel ahflap cami ve yak n ndaki binalar n say lar gittikçe azalmaktad r. Bölgenin tarihi, kültürel, mimari miras n n çok önemli ö elerinden olan bu yap lar n yaflat larak gelece e iletilmesi kültürel süreklilik ba lam nda da büyük önem tafl maktad r. Bu makalede Trabzon ili, Dernekpazar ilçesi, Taflç lar Köyü Cami ve Medresesinin genel olarak mimari ve süsleme özelliklerine de inildikten sonra bu yap lar n restorasyonu s ras nda gerçeklefltirilen imalatlar n restorasyon teknikleri ba lam nda de erlendirmesi yap lacakt r. Sekil 1. Vaziyet plan Plan Özellikleri: Cami, 9,90m x 14,00m boyutlar nda, do u-bat do rultusunda uzanan dikdörtgen planl d r. Caminin son cemaat mahalli yoktur. Cami girifli bat cephesinde olup kap n n sa nda yer alan kitabesinde (Resim 1) H1219 (M1804) tarihi yer almaktad r. Kim taraf ndan yapt r ld ya da ustas n n kim oldu una bilinmemektedir. Caminin kuzeydo u köflesinde orijinal minaresi bulunmaktad r. TAfiÇILAR KÖYÜ CAM VE MEDRESES CAM Taflç lar cami Trabzon un, Dernekpazar ilçesinde, düzlük bir alanda yer al r. Cami, kuzey bat köflesindeki medrese binas ve güneyindeki hazire ile bulundu u alan kuzey ve do udan çevreler (fiekil1). Resim 1: Kitabe

193 SAYI 32 fiekil 2: Zemin Kat Plan Mahfil Kat Plan Dikdörtgen planl camide mahfil L fleklinde olup kuzey ve bat cephelerine yaslanm flt r. Mahfil altta dairesel kesitli alt ahflap sütun ile tafl nmaktad r. Üstte mahfil kat nda da 14 ahflap sütun yer almaktad r. Sütunlar n kaide ve bafll k k s mlar el oymalar ile süslüdür (Resim 2). Kuzey cephede iç mekâna ç k nt yapan ve döflemesi bir basamak yükseltilmifl müezzin mahfili bulunur. Müezzin mahfili yedi yatay banta ayr lm fl ve bu bantlar bal ks rt motifi ile ifllenmifltir. Harimi örten tavan düz ahflap tavan olup iki ahflap sütun ile desteklenmektedir. Ortada oymal tavan göbe i bulunmaktad r. Cami yöredeki di er camilerde oldu u gibi genifl saçakl, dört yüzeyli k rma çat ile örtülmüfltür Vak flar Genel Müdürlü ünce 2006 y l nda yapt r lan onar m s ras nda çat daki kurflun kaplama de ifltirilerek Klasik tip renkli kiremit ile kaplanm flt r. Resim 2: ç mekân

194 VAKIFLAR DERG S Yap m Tekni i: Cami temeli ve mahfil hizas na kadar duvarlar tafl y c özellikte olup, kal nl cm dir. Duvarlar kesme tafltan yap lm flt r. Mahfil kat beden duvarlar ndaki ahflap kaplamalar üst bo az geçme tekni i ile yap lm flt r (Resim 3). Harim k sm ndaki orijinal döfleme ahflap kiriflli döfleme iken onar mda grobeton üzerine ahflap kadronlu döfleme yap lm flt r. Mahfil kat döflemesi de ahflap kiriflli döflemedir. Resim 3: Bo az geçme ahflap duvarlar Cephe Özellikleri: Cami duvarlar mahfil kat hizas na kadar kesme tafl, mahfil kat ahflapt r. Girifl cephesinde (bat cephesi) tafl duvar n bitip ahflab n bafllad s n rda iki kademeli tafl kornifl ve onun üzerinde ahflap hat llar görülür. Bu ahflap hat llardan en alttakinde ahflap oyma, yatay ve düfley oval motifler vard r. Ayr ca girifl kap s n n sa üst köflesindeki dikme de ortada bal ks rt iki yan nda s ral rozet çiçek motifleriyle süslenmifltir (Resim 4-5). Resim 4: Caminin genel görünüflü

195 SAYI 32 Resim 5: Cepheden süsleme detaylar Caminin bat cephesinde; giriflin sa nda iki, mahfil kat nda üç, güney cephede altta üç, mahfil kat nda dört, do u cephesinde; alt katta bir, mahfil kat n da iki, kuzey cephesinde ise; iki adet olmak üzere toplam onyedi adet penceresi bulunmaktad r. Pencereler d fltan dikdörtgen formlu ve sövelidir. Mahfil kat ndakiler ahflap, alt kattakiler tafl sövelidir. Alt s rada güney cephede iki ve kuzey cephede bir pencerenin tafl sövelerinde süsleme mevcuttur. ç Mekân ve Süsleme: D flar dan bak ld nda son derece sade ve mütevaz görünümlü camide iç mekân yörede yer alan birçok camide oldu u gibi ahflap oymalar ile bezenmifltir. ç mekânda süslemelerin yer ald ana bölümler; Mihrap Minber Vaiz kürsüsü Tavan göbe i Mahfil balkonun korkuluklar ve sütunlar d r. Mihrap: Mihrap düzgün kesme tafltan yap lm flt r. 6 kademeli niflini çevreleyen bordürler geometrik zencerek ve uzay p giden S motifleri ile süslenmifl olup nifllerde ise alttan yukar ya do ru geometrik motifler, dikdörtgen panolarda vazoda çiçek, selvi a ac, hayat a ac, rozet çiçek motiflerine yer verilmifltir (Sümerkan, Okman, 2000 s:31), (Demir, 2004) Resim 6: Mihrap

196 VAKIFLAR DERG S Minber: Minber tümüyle ahflap iflçiliklidir. Her iki aynal de iflik flekilde ifllenmifl geometrik ve bitkisel bezemelidir. Sol aynal kare fleklinde panolara ayr larak içleri iç içe yerlefltirilmifl diyagonal kare çerçeveler ve rozet çiçekleriyle süslüdür. Minberin sa aynal ise yine kare fleklinde panolara ayr larak içleri oyma fleklinde yap lm fl rozet çiçekleri ve ince kanallar ile süslüdür. fiekil 3: Mihrap Resim 6. Minber

197 SAYI 32 fiekil 4: Minber Minberin kap çevresinde iki s ra süsleme yer al r. D fltaki bantta uzay p giden S kabartmalar, içteki bantta da üçgen motifli süslemeler yap lm flt r. ki kanatl minber kap s altta sekiz s ra, vaiz kürsüsünde oldu u gibi sekizgen motifler içinde rozet çiçekleri, üstte sekiz s ra minberin sol yan ndakine benzer, kare panolar içinde diyagonal çerçeve kabartmalar yla süslenmifltir. Söveleri ince geometrik ifllemeli olup üst k s mda yuvarlak bir kemerle son bulur. Taç k sm nda ise geometrik motifli kafes uygulamas görülür. Vaiz Kürsüsü: ç mekânda güneydo u köflede yer alan ahflap vaiz kürsüsü de süsleme bak m ndan çok zengindir. Kürsünün yan yüzeyleri tümüyle sekizgen geometrik motiflerin içine yerlefltirilmifl rozet çiçek kabartmalar ile bezenmifltir. Resim 7: Vaiz kürsüsü fiekil 5: Vaiz kürsüsü

198 VAKIFLAR DERG S Tavan Göbe i: ç mekân örten düz ahflap tavan n ortas nda tavan n içine kademeli olarak giren göbek k sm oturtulmufltur. Bu göbek k sm iç içe diyagonal flekilde yerlefltirilmifl geometrik desenli üç kareden oluflur (Sümerkan, Okman, 2000, s:32). Resim 8: Tavan göbe i Ahflap camilerde süslemenin en yo un oldu u yap elemanlar ndan biri de girifl kap lar d r. Genelde çift kanatl olan ahflap girifl kap lar birçok camide el oymas de iflik motifler ile süslenmifltir. Taflç lar Köyü Cami nin kap s da ahflap el oymas kap lar n güzel örneklerinden biridir. Girifl Kap s : Kap söveleri ve kanatlar tümüyle ahflaptan yap lm flt r. Söveler içe do ru kademelendirilmifl dört s ra bordürden oluflur. En d flta rozet çiçekli bir bordür, onun yan nda iki s ra üçgen motifleri ifllenmifl bir bordür ve iç kenarda ise uzay p giden S flekilleriyle bezenmifl bordürlerdir. Kap kanatlar, geometrik sekizgen motifler içinde ve çevresinde rozet çiçek motifleriyle süslenmifltir

199 SAYI 32 Resim 9: Girifl Kap s MEDRESE B NASI fiekil 10: Medrese binas Medrese, caminin yer ald avlunun kuzeyinde yer almakta olup dikdörtgen planl, iki katl bir yap d r. Zemin kat moloz tafl duvarl olup duvar kal nl kuzey duvar nda cm, do u ve bat cephelerinde 62-70cm dir. Zemin katta kuzeybat köflede abdest alma yeri vard r. Restorasyonda bu bölüm yenilenmifl ve ortadaki aç k alan ahflap elemanlar ile bölünerek kapal bir mekân oluflturulmufltur. Üst kata d flar dan ahflap bir merdivenle ulafl l r. Ortada aç k bir sofa sofan n iki yan nda iki oda ve ortada biri ocakl di eri kuzeydo udaki odadan da geçilen iki küçük oda yer al r. Kuzeydo uya bakan odada bir ocak ve onun iki yan nda dolaplar vard r. Duvarlar gözdolma tekni i ile yap lm flt r. Kuzeybat köflede yer alan oda güneye ve bat ya bakan ikifler pencere ile ayd nlan rken, kuzeydo u köflede yer alan odan n güneye bakan iki penceresi vard r. ç mekân sade olup sadece sofaya aç lan küçük odan n kap s ahflap oymalar ile süslenmifltir. fiekil 6: Zemin Kat Plan Üst Kat Plan

200 VAKIFLAR DERG S Resim 11: Medrese girifl kap s Medresenin tek kanatl, kemerli ahflap kap s da ahflap el oymalar ile süslenmifltir. Kap kanad n n alt bölümü büyük bir dikdörtgen pano içinde örgü kabartmalarla, üstte kemerli bölümde ise yine örgü motifli bir bant ile çevrelenmifl ortada vazoda çiçek ve iki yanda mühr-i Süleyman motifleri ile bezenmifltir. CAM RESTORASYONU Eski eserlerin korunmas nda temel hedef bu eserlerin sürekli periyodik bak mlar n n yap larak büyük restorasyon müdahalelerine gerek kalmadan korunmas n sa lamakt r. Ancak çeflitli nedenlerle ciddi bozulma ve y k mlar n gerçekleflti i durumlarda eserin restorasyonu gündeme gelmektedir. Yap n n mevcut durumu, tarihi geçmifli vb. birçok etken yap lacak müdahale türlerini belirlemektedir. Tarihi yap lar n restorasyonu kapsam nda yap lan müdahaleler çok çeflitli olmakla birlikte bunlar genel olarak alt grupta toplanmaktad r. Sa lamlaflt rma, Bütünleme, Yenileme, Yeniden yapma (Rekonstrüksiyon), Temizleme, Tafl ma, tekniklerinden yararlan l r. Bir an t n Tablo 1. Taflç lar Köyü Camiinde onar m tekniklerine ba l olarak yap lan imalat türleri

201 SAYI 32 restorasyonu için yukar da s ralanan tekniklerden birkaç bir arada uygulan r (Ahunbay, 1996 s:90), (Kuban, 2000 s:116), (Olgun, 1992) Bu çal flmada ele al nan Trabzon ili, Dernekpazar Taflç lar köyü camii ve müfltemilat n n onar m nda kullan lan teknikler genel olarak sa lamlaflt rma, yenileme ve temizleme olmak üzere üç ana grupta toplanabilir (Tablo 1). 1.Sa lamlaflt rma Ahflap cami onar mlar nda sa lamlaflt rma bafll alt nda yap lan imalatlar genel anlamda iki grupta toplan r. Birincisi ahflap malzemenin ve ahflap tafl y c sistemin sa lamlaflt r lmas di eri tafl malzemenin sa lamlaflt r lmas. Ahflap iskeletli yap lar n onar m nda ilkönce tafl y c sistem ve ba lant noktalar n n sa lam olup olmad araflt r lmal d r. De iflmesi ya da takviye edilmesi gereken elemanlar tespit edildikten sonra yap lacak müdahale belirlenmelidir. Do u Karadeniz Bölgesinin ahflap yap lar nda bodrum ve zemin katlarda yer alan tafl duvarlar hem ahflap elemanlar nemden korur, hem de tafl y c özellikleri vard r. Genellikle moloz bazen yonu tafl ndan yap lm fl olan bu duvarlardaki tafllar zaman içinde su ve hava gibi çevresel faktörler, bitki kökleri vb sebeplerle zarar görmektedir. Tafl duvar dokusunda zarar görmüfl bölümlerde çürütme yap larak bozulan tafllar yerinden al n r ve mevcut tafl doku ile uyumlu yeni tafl yerine konur. 2.Yenileme Tarihi ahflap yap lar genellikle sert ve uzun ömürlü ahflaplardan yap lm fl olmalar na karfl n zaman içinde nem vb çevresel faktörler ya da hatal kullan m s ras nda ortaya ç kan etkenler sebebiyle çürümekte veya farkl deformasyonlara u ramaktad r. Yap da gerek tafl y c gerek kaplama malzemesi olarak kullan lm fl ve bu tip bozulmalara u ram fl elemanlar onar m s ras nda yenilenmektedir. Yenileme s ras nda kullan lan malzemenin do ru seçimi de önemli bir konudur. Ahflap yap onar mlar nda kullan lacak ahflap malzeme imalattan önce kuru ya da ortam rutubetinde saklanmal d r. Aksi takdirde ahflab n çal flmas sonucu oluflan boyutsal de iflimler de yan yana gelmifl parçalar aras nda boflluklara, yap elemanlar n n flekil de ifltirmesi gibi kusurlara neden olur. (URL.1), (Günay,2007s:19-22) Ahflap malzemenin sa lamlaflt r lmas s ras nda yap lacak di er bir uygulama ahflap malzemenin emprenye edilerek böcek ve mantara karfl korunmas d r. (URL1), (Günay, 2007 s:54-57)

202 VAKIFLAR DERG S 3.Temizleme Temizleme en genel anlam yla an tlar n ve kentsel sitlerin bütünlü ü bozan, estetik de er tafl mayan sonradan yap lm fl eklerden ar nd r lmas d r. Restorasyon s ras nda tarihi yap lara sonradan yap lm fl olan niteliksiz eklentiler onar m s ras nda kald r lmakta ve gerek iç gerekse d fl mekânda günümüz malzemeleri ile yap lm fl olan imalatlar sökülerek eserin asl na uygun orijinal malzemelerden yenileri yap lmaktad r. Ayr ca sonradan aç lan ya da kapat lan pencere ya da kap lar da orijinal kullan mlar na dönüfltürülmektedir. An tlar n restorasyonu s ras nda, iç ve d fl mekânlarda çeflitli s va, boya tabakalar ile karfl lafl l r. Tarihi binalar n cephelerinin ve iç mekândaki mimari ö elerin temizli i, dikkatli yap lmas gereken bir ifllemdir; özensiz yap ld nda yüzeye zarar verir, bozulmay h zland r r. Örne in tafl yüzeylerin temizli i için tel f rça, z mpara kâ d veya spiral gibi afl nd r c lar kullan larak yüzeyler zedelenmektedir. Cephe ve iç mekândaki mimari ö elerin temizli inin hangi teknikle yap lmas n n uygun oldu una karar verilebilmesi için önce cepheyi oluflturan malzemenin türü, kir tabakas n n niteli i, yüzey bozulmalar ve yap n n bulundu u ortam n özellikleri incelenmelidir. Bu araflt rmalar koruma kimyac lar taraf ndan yürütülür. stanbul da Kültür ve Turizm Bakanl na ba l Konservasyon ve Restorasyon Merkez Laboratuar uzmanlar bu konuda bilimsel araflt rma ve uygulamalar yapmaktad rlar. Denetimsiz uygulamalarda, hem ilk taflç ustas n n tafl ifllerken yüzeyde b rakt özgün izler, hem de tafl n zamanla kazanm fl oldu u patina yok edilmekte eseri atmosferik ortamda korumas z b rakmaktad r. (URL.1), (Ahunbay,1996 s:100) DERNEKPAZARI TAfiÇILAR KÖYÜ CAM VE MEDRESESI RESTORASYONU KAPSAMINDA YAPILAN MÜDAHALELER Dernekpazar Taflç lar Cami onar m nda da ahflap çat konstrüksiyonu elden geçirilerek özellikle çürüyen dikme, afl k, mertek, kaplama tahtalar gibi ahflap elemanlardan çürüyenler yenilenerek çat örtüsü tümüyle de ifltirilmifltir. Onar m öncesi çat s kurflun ile kapl olan Dernekpazar Taflç lar köyü caminin çat örtüsü de onar mdan sonra kiremit ile de ifltirilmifltir (Resim 12). Resim 12: Çat n n onar larak kiremit ile kaplanmas Dernekpazar -Taflç lar köyü camiinde d fl duvarlar n üst bo az geçme ahflap kaplamalar sökülerek orijinaline göre yenilenmifltir (fiekil 13-14). Resim 13: Bo az geçme duvarlar n bozuk olan bölümlerinin onar m ve yenilenmesi

203 SAYI 32 Resim 14 Onar m öncesi ve sonras duvarlar Resim 15: Medrese binas n n duvarlar n n onar m Mevcut ahflap kiriflli döfleme sökülerek yerine beton yüzey üzerine kadronlu ahflap döfleme yap lm fl ve mahfil kat n n tavan ve döflemesinde de çürüyen kirifller yenilenerek döfleme onar lm flt r t r. (Resim 16)

204 VAKIFLAR DERG S Resim 16: Mahfil tavan ve döflemesinin onar m-yenilenmesi Camide ahflap pencere do ramalar asl na uygun olarak (pervazl klasik ya da giyotin pencere olarak) yenilenmifltir.(resim 17) Resim 17: Pencere do ramalar n n yenilenmesi Dernekpazar -Taflç lar köyü camiinin ya l boya ile boyanm fl olan tafl mihrab itinal boya raspas yap larak temizlenmifl ve iç mekanda sonradan yap lan lambri ve radyatörler sökülerek orijinal haline dönüfltürülmüfltür. Yine ayn camide mahfil kat na ç kan sonradan betonarme yap lan merdiven ahflap merdivene dönüfltürülerek yenilenmifltir (Resim 18-19). Resim 18. Mihrapta itinal ya l boya raspas

205 SAYI 32 Resim 19: ç mekânda lambri ve kalorifer peteklerinin sökülmesi Tarihi yap lar yak n çevreleriyle birlikte de er kazanmaktad r. Bu amaçla onar mlar s ras nda eserin çevre düzenlemesinin yap lmas ve bu kapsamda nem problemini çözmek ad na drenaj çal flmalar n n kusursuz bir flekilde tamamlanmas da önemlidir. (Resim 20) Resim 20: Çevre düzenlemesinin yap m Resim 21: Trabzon-Dernekpazar Taflç lar köyü camii onar m öncesi ve sonras

206 DE ERLEND RME Dernekpazar Taflç lar köyü cami ve medresesinin restorasyonunda genel olarak sa lamlaflt rma, yenileme ve temizleme ana bafll klar alt nda ele al nan uygulamalarda; malzeme ve yap m tekni inde ba lam nda orijinal malzeme ve tekniklerin uygulanm fl olmas, medreseye sonradan yap lan betonarme eklentinin kald r lmas, caminin mahfil kat na ç kan betonarme merdivenin kald r larak orijinaline uygun olarak ahflap malzemeden yap lmas, harim k sm ndaki lambri kaplamalar n ve kalorifer peteklerinin sökülmesi, tafl mihrap, tafl söve ve kemerlerdeki boyalar n temizlenmesi eserin orijinalinin korunmas na katk sa lamas ba lam nda olumlu müdahaleler olarak de erlendirilebilir. Ayr ca restorasyon s ras nda çat lar n yenilenmesi ve hem cami hem de medrese yap lar n n çevresinde drenaj yap lmas ileriye yönelik olarak yap lar n ya mur ve zeminden gelecek neme karfl korunmas n sa lamalar ve bu sayede yap lan müdahalelerin ömrünün uzamas na katk sa lamalar aç s ndan önemlidir. SONUÇ Ahflap malzemenin en büyük düflman nemdir. Çünkü nem ahflab yumuflatarak zararl organizmalar n oluflmas na ortam haz rlar. Nemli ortamlardaki ahflap malzemede bakteri, mantar oluflumuna ba l çürümeler, renk de ifliklikleri vb. görülebilir. Bu yüzden ahflab nemden korumak gerekir. Do u Karadeniz Bölgesinin nemli iklimi ahflap malzemenin ve yap n n tahribat na neden olabilmektedir. Bu yüzden yap lar n ya mur suyundan korunmas ve zemin neminden etkilenmemesi için çat lar n sa lam olmas ve zeminden gelecek neme karfl n drenaj önleminin al nmas gerekir. Restorasyon s ras nda do ru malzeme seçimi ve do ru detayland rma da çok önemlidir. Uygulama s ras ndaki iflçilik hatalar da en aza indirilmelidir. Do ru bir restorasyon, ön araflt rmalardan laboratuar analizlerine kadar restorasyon e itimi alm fl mimar, malzeme kimyac s, inflaat mühendisi, sanat tarihçisi, jeolog, biyolog gibi uzmanlar gurubunca yap lmas gereken, uzun zaman, bilimsel araflt rma ve özveri gerektiren bir malzeme çal flmas VAKIFLAR DERG S ile mümkündür (Tunçoku, 2004). Ahflap yap lar n korunmas ve onar m için gerekli uygun a açlar n sa lanabilmesi için yedek orman alanlar n n oluflturulmas ve mevcut orman korular n n korunmas desteklenmelidir. (URL.2) Yang n da ahflap malzeme için büyük bir tehlikedir. Bu sebeple yang na sebebiyet verecek faktörlerin giderilmesi önemlidir. Bu ba lamda bak m ve onar mlarda yukar da s ralanan tekniklerin do ru uygulanmas, do ru malzeme seçimi ve yap m tekniklerinde orijinaline sad k kal nmas önemlidir. Tarihi ahflap yap lar n ve kültürel anlamlar n n korunmas için sürekli izleme ve bak m etkinli ini kapsayan tutarl bir strateji izlenmesi gereklidir. KAYNAKLAR Ahunbay, Z.(1996). Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon,Yap Endüstri Merkezi Yay nlar. Demir, N.(2004). Trabzon ve Yöresinde Ahflap Camiler, Hac Bektafl Velî Araflt rma Dergisi (Gazi Üniversitesi), Bahar 2004, Say. 29, Günay, R. (2007). Geleneksel Ahflap Yap lar Sorunlar ve Çözüm Yollar, Birsen Yay nevi. Kuban,D. (2000). Tarihi Çevre Koruman n Mimarl k Boyutu, YEM Yay nlar. Olgun, N.(1992). stanbul Befliktafl fieyh Zafir Türbesi, Kitapl Ve Çeflmesi Restorasyonu, X.Vak f Haftas Kitab, Ankara, Sümerkan, M.R., Okman,. (2000). Kültür Varl klar yla Trabzon, Cilt 1, T.C. Trabzon Valili i Kültür Müdürlü ü Yay nlar : 10. Tuncoku S. S. (2004). Günümüzde Koruma/ Restorasyon Ç kmaz Problems of Conservation/ Restoration Today, Mimarl k Dergisi, Mimarlar Odas Journal of The Chamber of Achitects / January - February / 315, Trabzon Vak flar Bölge Müdürlü ü, Trabzon Denekpazar Taflç lar Köyü Camii ve Müfltemilat 2006 Y l Onar m ifline ait mahal listesi URL URL.2 icomos_ahsap_tarihi_yapilarin_korunmasi_icin_ilkeler.as px ) Ekim 1999 damexico da yap lan ICOMOS 12. Genel Kurulunda kabul edilen Ahflap Tarihi Yap lar n Korunmas çin lkeler NOT: Onar mlara iliflkin foto raflar ve cami ve medresenin rölöve ve restorasyon projeleri Trabzon Vak flar Bölge Müdürlü ü Arflivinden al nm flt r.

207 SAYI

208 VAKIFLAR DERG S

209 SAYI

210 VAKIFLAR DERG S

211 SAYI

212 VAKIFLAR DERG S

213 SAYI 32 VAZ YET PLANI Ö: 1/

214 VAKIFLAR DERG S CAM MÜfiTEM LAT MÜfiTEM LAT MAHF L KATI PLANI Ö: 1/

215 SAYI

216 VAKIFLAR DERG S

217 SAYI 32 MEDRESE ZEM N KAT PLANI Ö: 1/50 NORMAL KAT PLANI Ö: 1/

218 VAKIFLAR DERG S A-A KES T Ö: 1/50 B-B KES T Ö: 1/50 GÜNEY CEPHE GÖRÜNTÜSÜ Ö: 1/

219 SAYI 32 KUZEY CEPHE GÖRÜNÜfiÜ Ö: 1/50 KUZEY CEPHE GÖRÜNÜfiÜ Ö: 1/50 DO U CEPHE GÖRÜNÜfiÜ Ö: 1/

220 VAKIFLAR DERG S KAPI DETAYI (HAYAT BÖLÜMÜ) Ö. 1/20 PENCERE Ç GÖRÜNÜfiÜ PENCERE ÖN GÖRÜNÜfiÜ

221 SAYI 32 PENCERE Ç GÖRÜNÜfiÜ PENCERE ÖN GÖRÜNÜfiÜ PENCERE DETAYI Ö: 1/20 PENCERE DETAYI Ö: 1/

222

223 II. Di er Yaz lar

224

225 Osmanl fier i Mahkemesi Kay tlar n n Ortado u Sosyal Tarihi Aç s ndan Kullan m : Yeniden De erlendirme** Dror ZE EV Ben-Gurion Üniversitesi, Negev Çeviri: Erol PATAN VGM Vak f Uzman Yard mc s zellikle XVI. yüzy ldan bu yana fler i mahkeme Ö kay tlar Osmanl mparatorlu u ve imparatorlu- un eyaletlerinin sosyal kültürel ve ekonomik tarihi aç s ndan en önemli kaynaklar aras nda yer alm flt r. Bu kay tlar ekonomik tüketim, tar msal iliflkiler, ailelerin durumu, sosyal tabakalaflma, suç ve yerel politika gibi pek çok konu üzerine paha biçilmez malzemeler içermektedir. Ayr ca bu kaynaklar genifl bir co rafi alan kapsay p yüzy llar içerirken araflt rmac lar taraf ndan s k s k tekil ve homojen bir kaynak olarak kabul edilmifl ve olaylar n basit aç klamalar olarak kabul görmüfltür. Bu denemede fler i mahkeme kay tlar n n karmafl k bir kaynak oldu u ve araflt rmac lar n bu kay tlar n itibari de eri anlam nda içerdi i bilgiyi kabul ederken tedbirli olmalar gerekti i tart fl lm flt r. Bu kay tlar toplumun kesin olmayan istatistiksel temsilinden, slami kanun ve düzenin önyarg l temsiline ve gerçekli in basit yans mas olan s n fland rmaya karfl ç kar. Farkl co rafi alanlar ve farkl zaman periyodlar aras ndaki karfl laflt rmalar ve ayn döneme ait fler i mahkemelerle ilgili tamamlanm fl alan çal flmalar, kay tlar ve kay tlar n iddia olarak naklettikleri gerçeklik aras ndaki muhtemel uzakl gösterir

226 VAKIFLAR DERG S Tarihçiler 25 y ldan uzun bir süredir Osmanl fler i mahkeme kay tlar n Ortado u tarihi kayna olarak sistemli bir flekilde kullanmaktad rlar. Bu süreçte siciller (sicilat) olarak bilinen kaynaklar XVI. yüzy l bafllang c ndan XX. yüzy l n bafl na kadarki sosyal ve kültürel tarih için elimizdeki en önemli kaynak haline gelmifltir. Bugün Osmanl toplumu, kültürü ve ekonomisini çal flan bir akademisyen için sicilleri görmezden gelmek düflünülemez. Maflrik ten Magrib e (do udan bat ya), Balkanlar dan Arap Yar madas na, yazarlar n mahkeme kay tlar n kapsaml olarak kulland yüzlerce makale ve kitap yaz lm flt r. Osmanl toplumu hakk ndaki düflüncelerimizin pek ço u tekrar de erlendirilmifltir. Baz durumlarda Osmanl tarihi bütünüyle tekrar flekillenmifltir ve hala da flekillenmeye devam etmektedir. 1 Örne in, Osmanl kad n n n tarihi büyük ölçüde Osmanl fler iye sicil kay tlar nda bulunan malzeme temel al narak de ifltirilmifltir. Önceleri ezilmifl ve sömürülmüfl olarak nitelendirilen erken modern dönem Müslüman kad nlar, tozlu mahkeme kay tlar ndan yeniden keflfedilmifl, mallar n n kontrolünde görece ba ms z olduklar ve sosyal ve ekonomik ifllerin içinde aktif olarak yer ald klar görülmüfltür. 2 Yaln zca hükümet ve elitlere ait oldu u düflünülen tar msal arazinin, içinde köylülerin, bazen bütünüyle özel mülkiyete varan, özel hak ve imtiyazlar n n oldu u daha karmafl k bir sistemin parças oldu u flimdi anlafl lmaktad r. 3 Ayn durum yerel politika, ekonomik iliflkiler ve kentsel tarih gibi di er çal flma alanlar n da kapsar. 4 * Bu çal flman n temelini 1995 y l nda Hayfa Üniversitesi nde sicil çal flmalar üzerine düzenlenen seminerde yap lan konuflma oluflturmaktad r. Kaynaklar m n içeri ini ve niteli ini yeniden tetkik etme f rsat verdikleri için Iris Agmon ve Avner Giladi ye teflekkür etmek istiyorum. De erli görüflleri ve anlay fl için Ido Shahav a, Islamic Law and Society nin editörlerine ve bu çal flmay okuyup yorumlar ve önerileriyle katk da bulunanlara da ayr ca teflekkür ederim. * Bu makale Law and Society Vol. 5, No: 1, February 1998 Dergisinde yay nlanm flt r. 1 Sicillere dayal çal flmalar n günümüzdeki say s detaylar yla verilemeyecek kadar fazla olsa da bu tip çal flmalara örnek olarak verilebilecek ve daha önceden yay mlanm fl baz faydal ve aç klay c çal flmalar aras nda: Abdul Karim Rafeq, The Law Court Registers and their Importance for a Socio-economic and Urban Study of Ottoman Syria in Dominique Chevallier (ed.), L Espace Social de la ville Arabe (Paris 1979), 51-58; Jon E. Mandaville The Jerusalam Shari a Court Records as a Supplement and Complement to the Central Ottoman Archives in M. Sharon (ed), Studies on Palestine During the Ottoman Period (Jerusalaem, 1975); Bishara Doumani, Palestinian Islamic Court Records: A Source for Socioeconomic History Middle Eastern Studies Association Bulletin, 19 (1985), ) Bu denemede esas olarak kendi çal flmamda kulland m makalelere ve kitaplara at fta bulundum. 2 Bkz. örne in Ronald Jennings, Women in Early Seventeenth Century Ottoman Judicial Records- The Shari a Court of Anatolian Kayseri, Journal of the Economic and Social History of the Orient, 18 (1975)53-114;Haim Gerber, Social and Economic Position of Women in an Ottoman City, Bursa , International Journal of Middle East Studies,12(1980), ;Abraham Marcus, the Middle East on the Eve of Modernity: Aleppo in the Eighteenth Century(NewYork, 1989),özellikle ; Judith Tucker, Women in the Nineteenth Century Egypt(Cambridge,1985); a.e., Marriage and Family in Nablus, : Towards a History of Arab Muslim Marriage, Journal of Family History, 13 (1988),165-79;Iris Agmon, Women and Society:Muslim Women, the Shar I Courtand the Society of Jaffa and Haifa under late Ottoman Rule ( ) (yay nlanmam fl doktora tezi, the Hebrew University,1994); a.e., Muslim Women in Court according to the Sijill of Late Ottoman Jaffa and Haifa: Some Methodological Problems, in Amira el-azhari Sonbol(ed.), Women, the Family and Divorce Laws in Islamic History (NewYork, Syracuse University Press,1995); Anna Würth, A Sana a Court: the Family and the Ability to Negotiate, Islamic Law and Society 2:3 (1995),320-40;Dror Ze evi Women in the 17 th Century Jerusalem:Western and Indigenous Perspectives, International Journal of Middle East Studies,27(1995), Kenneth Cuno, The Pasha s Peasants: Land, Society and Economy in Lower Egypt, ( Cambridge,1992);Haim Gerber, The Social Origins of the Modern Middle East(Boulder,Co.,1987); Baber Johansen, The Islamic Law on Land Tax and Rent: the Peasants Loss of Property Rights as Interpreted in the Hanafite Legal Literature of the Mamluk and Ottoman Periods (London, 1988); Dror Ze evi, An Ottoman Century: the District of Jerusalem in the 1600s (Ithaca,Suny Press,1996), Cf. Andre Raymond, Artisans et comerçants du Caire au XVIIIe siècle(damas, );idem, Soldiers in Trade: The Case of Ottoman Cairo, British Journal of Middle East Studies, 18 (1991), 16-36; Amnon Cohen, Economic Life in Ottoman Jerusalem (Cambridge,1989); Amy Singer, Palestinian Peasants and Ottoman Officials: Rural Administration around Sixteenth century Jerusalem(Cambridge,1994); Marcus, The Middle East on the Eve of Modernity; Mahmud Yazbak, Haifa at the end of Ottoman Rule ( Leiden, forthcoming); Ze evi, An Ottoman Century

227 SAYI 32 Baz kay tlar n gerçekli i, istatistiksel örneklerin geçerlili i veya çeflitli olay zincirlerinin yeniden yap land r lmas hakk nda çeflitli flüpheler uyanm flt r. 5 Fakat çal flmalar n ço unlu unda siciller neredeyse gerçe in saydam kay tlar, toplum ve kültürü tam olarak yans tan kaynaklar olarak kabul edilir. Bunun yan nda, sicil kay tlar dört as rl k bir dönemi kapsamalar na ve Osmanl imparatorlu unun iyi savunulmufl bölgeleri boyunca yüzlerce noktada bulunabilmelerine ra men, hala naifçe her yerde ve bütün zamanlarda, ayn belgesel de er, ayn edebi kurallar ve ayn kanunlarla tek ve homojen kaynaklar olarak kabul edilir. 6 Burada tarihsel varsay mlar n yanl fllar n ayr nt l olarak ele almaya gerek yoktur. Bütün kaynaklar, içerisinde sosyal gerçekli in, bir dizi önyarg n n, ça dafl düstur ve simgelerin, üslup ve mecazlar n, yay nevi ve editör müdahalelerinin yaz l bir kaynak oluflturmak amac yla harmanland karmafl k bir anlam örüntüsüdür. 7 Her nas lsa bu tür problemlerden muaf oldu una inan lmas na ra men, siciller de farkl de ildir. Bu makalede, araflt rman n devam edebilmesi için, kayna n derinlemesine anlafl lmas n n elzem oldu u bir safhaya ulaflt m z iddia etmekteyim. Böyle bir anlay fl, akademisyenlerin sosyal, politik ve ekonomik tarihi kaleme alma yöntemlerini gelifltirici araçlar sunman n ötesinde, ayn zamanda bafll bafl na bir amaçt r: Kâtiplerin, kad lar n sürekli de iflen ihtiyaç ve kavray fllar na hizmet etmek ad na farkl dönemlerde farkl fleriat mahkemelerinde üzerinde oynad klar ve yeniden ürettikleri mekanizmalara yönelik daha derin bir alg. lerlemeden önce, ço u vakada sicillerin kanuni kay tlardan bazen daha az ve bazen daha çok oldu unu belirtmek önemlidir. kincil eserden al nt yap lan örneklerle muhakeme edildi inde, siciller baflka sistemlerdeki benzer belgelerden bizim farz etti imizden daha az hukuki bilgi içermektedir. Yasalara veya kaynaklara dair herhangi bir at f bulmak zordur ve okuyucu, hükümlerin yasal dayanaklar na dair mu lâk fikirlerle bafl bafla b rak l r. Ancak bu, vakalar n yürürlükte olan yasalara ve süreçlere göre karara ba lanmad anlam na gelmez ve kesinlikle kararlar n keyfi kad kararlar oldu unu ima etmez. 8 Hatta bu vakalar n ço u için elimizdeki kan tlar olan bu kay tlar nadiren kad n n karara ulaflt yasal mant k sürecine dayan r. Bu tarz detaylar n siciller için gereksiz kabul edildi i flüphesizdir. fiimdi, sicillerin yasal sürece fl k tutmad gerçe i baz akademisyenleri sicilleri esasen geleneklerin bir yans mas olarak neticelendirmelerine itmifltir. Öte yandan, benim iddiam durum tam tersi de olabilir, yani, yasal yönden dikkatlice oluflturulmufl olan sicillerdeki hikâyeler okuyucu taraf ndan görülemese de kay tlar n özüdür. Baflka bir ifade ile kay tlar olaylar as l geliflti i flekilde göstermek yerine yasal doktrinler ve uygulamalarla tutarl bir flekilde tart fl r. Çünkü mahkeme kararlar n n yasal dayanaklar genelde belirsiz b rak lm flt r ve Layish in de gösterdi i gibi fleriat d fl ndaki di er yasal sistemleri de temsil edebilir, sicil üzerine yap lan bir çal flman n tarihsel ve normatif-kuralc yaklafl mlar aras n- 5 Elefltirilerin baz lar afla daki makalelerde bulunabilir: James Reilly, Shari a Court Registers and Land Tenure around Nineteenth Century Damascus. Middle Eastern Studies Association Bulletin, 21 (1987), 164, Reilly sicildeki örne i sorgulamakta, e er kayda geçmemifl ifllemler kay tlarda olanlarla benzer ise örnek geçerlidir diyerek sonuca ba lamaktad r; Ronald Jennings, Limitations of the Judicial Powers of the Kadi in 17 th Century Ottoman Kayseri, Studia Islamica, 50 (1979), Jennings, kay tlara bakarak Kayseri deki kad lar n durumunu inceledikten sonra yetkilerinde baz s n rlamalara ra men on yedinci yüzy l mahkemelerinin hukuka göre hareket etmede tutarl bir kararl l k gösterdikleri sonucuna varmaktad r. Ayr ca bkz. Iris Agmon, Women and Society, On the documentary and worklike aspects of sources, bkz. Dominick LaCapra, Rethinking Intellectual History and Reading Texts, a.e., Rethinking Intellectual History: Texts, Contexts, Language (Ithaca: Cornell University Pres, 1983), Bkz., hukuki kaynaklarla iliflkili olarak, James Boyd White, Justice as Translation: An Essay in Cultural and Legal Criticism ( Chicago: University of Chicago Pres, 1990), x-xi. 8 Weberyan kad -adalet kavram birçok akademisyen taraf ndan ikna edici bir flekilde çürütülmüfltür. lginç bir tart flma için, bkz. David S. Powers, Kadijustiz or Qadi-Justice? A Paternity Dispute from Fourteenth-Century Morocco, Islamic Law and Society,1 (1994),

228 VAKIFLAR DERG S daki farklar üzerine bir çal flma olmas da güçtür. 9 kisi aras ndaki s n r fark edilemeyecek ölçüde siliktir. Tart flmam z kaynaklar kendi bütünlü ü içerisinde kapsamal d r ki bunlar birkaç yasal sistem grubu, sosyal normlar, formüller, benzetmeler ve kay tl olaylard r. Sicillere dayal tarihsel araflt rmalar kullan lan metodolojiye göre üç temel kategori ya da tekni e ayr labilir: nicel( kantitatif ) tarih, hikâyeci tarih ve mikrotarih. Bu metodolojilerin her biri bu mahkeme kay tlar n okumak, onlardan bilgi toplay p bu kay tlar içinden eleme yapmak için de iflik bir stratejiye gereksinim duyar. Her biri farkl bir araflt rma alan ve farkl bir tarz gerektirir ve bizi özel bir sonuca götürme çabas ndad r. Mahkeme kay tlar na dayal hemen her çal flma bu tarih yaz m modellerinden en az birini kullan r. Geçmifli olabildi ince tam ve detayl olarak yeniden infla etme çabas yla bunlardan birço u ikisini, baz lar da her üçünü de kullan r. Fakat bu kategorilerin her biri ileride de iflik problemler do uraca için, günümüz sicil araflt rmalar n n problemli yönlerini özetlemeden önce bu kategorileri ayr ayr ele almal y z. Mahkeme Kay tlar n n Say sallaflt r lmas Kantitatif tarih kaynak materyallerin istatistiksel ifllemine dayan r. Örnek bir veritaban tan mlan r ve sonra toplanan veriler say sal sonuçlar sa lamak için, günümüzde daha çok bilgisayar yard m yla ifllenir. Hikâyeci tarihte oldu u gibi, kantitatif metotlar tarihsel ilgilerin birçok alan na uygulanabilmesine ra men, daha çok sosyal ve ekonomik araflt rmalar için kullan l r ve kültürel ve siyasi tarih alan na nadiren girer. Ölçme-merkezli sicil araflt rmalar genifl bir veri taban ve tercihen (fakat zorunlu olamadan) benzer tipte kay t gerektirir. Evlilik ve mehir kay tlar ; toprak ve ev sat fl kay tlar ; meslek çeflitlerine at fta bulunan kay tlar veya miras defterleri kantitatif tarihçilerin arad klar kaynak materyallerdir. Bu kaynaklar en do al olarak sicil verilerinin istatistiksel ifllemlerinde kendine kullan m alan bulur. Mahkeme defterleri y llarca çok say da benzer olay n kay tlar n aktar r. Baz kay t çeflitleri için - evlilikler, miraslar, sat fl senetleri- genifl bir veritaban kolayl kla oluflturulabilir. Evlilik kay tlar ve mehir, damat ve gelinin kökeni, onlar n sosyal statüleri gibi ifllenen verilerden yüzlercesini toplamaktan daha de erli ne olabilir? Bu tarz bir araflt rmadan hareketle toplumsal tabakalaflmay ve araflt rd m z toplumsal hareketlili i betimlemeyi ümit edebiliriz. 10 Öte yandan, bu tarz istatistiksel örneklere daha yak ndan bir bak fl, yap lan bütün çabalar flüphe içerisinde b rakacak bir seri probleme neden olabilir. Öncelikle, örneklerimizin temsiliyeti hususunda çok az ipucuna sahibiz. Mahkemelere kimin niçin geldi ini gösteren türden malzemelere nadiren sahibiz. Asiller her zaman evliliklerini onaylatmak için mi gelirlerdi yoksa belirsiz nedenlerle mahkemeye gelmeye karar veren az say da seçkin taraf ndan m temsil ediliyorlard? Fakir insanlar mahkeme binalar n düzenli olarak ziyaret edebilir miydi yoksa onlar a r ücretlendirmelerle cayd r l r m yd? 11 Yatay olarak birbirinden ayr lm fl sosyal s n flar mahkemeye girmede kendilerini özgür hisseder miydi yoksa baz lar yabanc laflt r lm fl m yd? Sicillerdeki bir sat fl kayd ya da bir evlilik kayd kifliye vergi muafiyeti ya da devlet taraf ndan bir yard m alma hakk verir miydi? Yerel subafl, k l c n insanlar n ifllerini evlerinde halletmeleri yerine mahkemeye tafl malar için mi kullan rd? Bilmiyoruz. Mahkeme kay tlar ndan al nan örneklerin kapsam toplumun her bir parças n bir muamma olarak sunar. Örne in nicel araflt rmalarda çok 9 Aharon Layish, Divorce in the Libyan Family ( New York: New York University Pres, 1991). 10 Bkz. Marcus, The Middle East, , özellikle 205 teki tablo; Tucker, Marriage and Family in Nablus. 11 Bkz. Nelly Hana, The Administration of Courts in Otoman Cairo, a.e. (ed.), The State and its Servants: Administration in Egypt from Otoman Times to the Present ( Cairo,1995) 46-47, M s r da mahkemelerin ücretlendirilmesine karfl M s r halk n n direnci üzerine

229 SAYI 32 popüler olan toplumsal tabakalaflmay gösteren tablo ve grafik çeflitleri, örnek olay n yaln zca kendisini temsil edebilecek kadar çarp t lm fl olabilir. 12 Yaz l kay t ve bahsetti i gerçeklik ile hâkim kültürel normlar aras ndaki iliflki de kantitatif yöntem için daha az problemli de ildir. Kay tlar as l de eri verir mi yoksa bu de erleri belirleyen daha baflka bir düflünme tarz var m d r? Örne in Iris Agmon yüzy l n bafl nda Hayfa ve Yafa n n kad nlar hakk ndaki eserinde, damad n gelin aday na mehir olarak ödeyece i kaydedilen paran n toplam n n damad n gerçek ekonomik durumuyla (ve belki de ödenen gerçek parayla) bir alakas n n olmayabilece i olas l na dikkatlerimizi çeker. Büyük bir olas l kla bu toplamlar, insanlar n, evlilikte fler i eflitlik prensibine uygun olarak kaydedilmifl olmas gereken, mahkemenin tercihlerine uygunluk iste ini gösterir. 13 Bu akla uygundur, bu yüzden mahkeme kendi bafl na nüfusu uydurma ekonomik kategorilere bölmüfltür ve insanlar mehir toplam n mahkeme ölçe inin kendilerine ay rd ve çok nadiren gerçek ekonomik s n fland rmaya uyan yere göre kaydetmifllerdir. Yaz l kay tlarla gerçek durum aras ndaki bu uyuflmazl gösteren di er örnekler Ido Shahar taraf ndan 1995 te yaz lan Beer Sheva Shari a da verilmifltir. Kar s ndan ayr lan bir koca flahitlerin önünde kar s n n ailesinden mehiri ve dü ün s ras nda yapt harcamalar geri vermelerini talep etti. stedi i yekûn aç k olarak gerçek yekünden daha fazlayd. Kad n n ailesi bu paray vermeyi reddetti ve adam da onlar boflanmay mahkemede aç klamayaca n söyleyerek tehdit etti. (sonuç olarak boflanan kad n arada kalacakt. Bir taraftan boflanacak di er taraftan tekrar resmi olarak evlenemeyecekti.) Kad n n ailesi adam mahkemeye verdiklerinde, onunla ayr ld n kabul etmek zorunda oldu unu anlad ve kad n n babas yla görüfltü ve ikisi baban n kocaya boflanma karfl l nda ödeyece i para hususunda uzlaflmaya vard. Bu aflamada çift mahkemeye gelerek kad huzurunda fler i kanunun tüm gereklerine göre bofland klar n aç klad. Mahkemeyi terk ettikten sonra adam anlaflt klar paray kad n n babas ndan ald. Yap lan uzlaflma tabi ki kad n n gecikmifl mehrini ve bekleme sürecindeki nafakas n almas nda srarl olan fler i kanuna ayk r yd. Bu illegal anlaflmadan kay tlarda hiç bahsedilmemifl oldu unu söylemeye gerek yok. 14 fiimdi afla daki iki durumu karfl laflt ral m. Birincisi XVII. yüzy lda Kudüs sicillerinden al nm fl bir kay tt r. kincisi Beer Sheva da fler i mahkemeden bir baflka olay: (1) 1100 H. ( 1689 M.) y l n n fiaban ay nda, fiafi bir kad n n duruflmas nda, Silvan köyünden Süleyman k z Fatma babas Süleyman mahkemeye verdi ve babas n n onu kendi iste i d fl nda evlendirdi ini iddia etti. Kocas onunla yatt ktan sonra onu boflad. Sonra, babas onu hala reflit olmamas na ra men yeniden evlendirdi. Bu ikinci evlilik fier i yarg ç taraf ndan kaydedilmedi. kinci efl henüz kendisiyle cinsel iliflkiye girmemiflti fakat yine de evlili in kendi iste i d fl nda yap ld n iddia ederek iptal edilmesini talep etti. Hanefi mezhebinin kurallar na göre, ergenin seçim hakk prensibine göre, kendi iste i d fl nda evlendirilen reflit olmayan bir kad n evlili in iptali isteminde bulunma hakk na sahiptir Cf. Judith Tucker, Ties that Bound: Women and Family in Eighteenth- and Nineteenth Century Nablus, in N. Keddie and B. Baron (eds.), Women in Middle Eastern History (New Haven,1991). Tucker, 65 y l kapsayan bir zaman diliminde, 9 sicilde, 107 evlilik kayd bulmufltur. Bu kadar uzun bir zaman dilimi için bu say oldukça azd r. Tucker n varsay m asiller fazla say dayd. Tucker a göre kaydedilen olaylar özellikle önemli ve problemli oldu u düflünülenlerdir. Onun mant k çizgisi bazen totolojik görünür. Örne in problemli oldu u aç k olmas na ra men, yazar bir taraftan sosyoekonomik ön yarg n n ne oldu una keyfi olarak karar vermifl görünürken, di er taraftan örnekten yola ç karak sosyoekonomik sonuçlara var r. Ayr ca bkz. Würth, A Sana a Court, 330, yazar burada di er istatistiksel veriler yoluyla mahkemeden al nan bir örnek ile Yemen toplumunun gerçek ekonomik tabakalaflmas aras ndaki iliflkiyi belirleyebilmifltir. 13 Agmon, Women and Society Ido Shahar, Trilemma in Cout: the Shari a Court in Beer Sheva as a Convergence Point of Three Systems ( yay nlanmam fl seminer raporu, Ben Gurion University, 1996), Cf. Talak, Shorter Encyclopedia of Islam ( Leiden,1961), ; John L. Esposito, Women in Muslim Family Law ( Syracuse: Syracuse University Pres, 1982), 35; RonShaham, The Muslim Family in Egypt ( yay nlanmam fl doktora tezi, The Hebrew University, 1991),40-41,53,

230 VAKIFLAR DERG S Davadaki hakl l n ispat etmek için, baban n boflanan k z n ikinci kez evlendirmesi durumunda; k z bakire olmamas na ra men henüz reflit de ilse, reflit yafla geldi i zaman evlilik karar n n ilgas için baflvuruda bulunma hakk n sakl tutar fetvas n gündeme getirdi. Bunun üzerine kad, Fatma dan evlilik akdinin reflit olmadan önce yap ld na dair yemin etmesini istedi. Fatma yemin etti ve kad evlili e son verdi. (2) 1995 y l nda mahkemeye baflvuruda bulunan bir kad n, henüz reflit olmad bir yaflta kendi iradesi d fl nda babas taraf ndan evlendirildi ini, art k reflit yafla geldi ini ve kendisine dayat lan evlili i istemedi ini belirterek, evlilik karar n n ilgas için baflvuruda bulundu. Sicil kay tlar kad taraf ndan yöneltilen bir kaç soruyu ve bu sorulara kad n taraf ndan verilen cevaplar aktarmaktad r. Ard ndan, kad n n istek üzerine evlili in ilgas karar n verdi i belirtilmektedir. Mahkeme içinde ve d fl nda geliflen söz konusu olay daha yak ndan inceledi imizde k z n, belki de kendi iradesi d fl nda, mahkemeye babas taraf ndan getirildi ini ö renmekteyiz. Me erse baba flu an boflanm fl koca durumundaki damad n n k z ile berdel evlili i (k zlar n ya da k z kardefllerin iki erkek aras nda de ifl tokuflu) ayarlam flt r. Gelin görün ki, söz konusu plan damad n sözünden dönmesiyle suya düflmüfltür. Bunun üzerine sinirlenen baba hiç bir resmi müracaat yapmam flt r ama k z n mahkemeye yönlendirerek boflanma talebinde bulunmas n sa lamak yoluyla misillemede bulunmufltur. 16 Mahkemede hakk n arayan özgür ve kendine güvenli on yedinci yüzy l kad n na yönelik ilk izlenimimiz yirminci yüzy la ait bir örnekle tersine dönmektedir: kat bir erkek egemen imaj n oldu u mahkemelerde boy gösteren kad nlarla ba lant l olarak, kad n n özgürlü üne iliflkin elde etti imiz istatistik de anlams zlaflmaktad r. Bu kay tlar nicel araflt rma için kullanmaya karar verdi imizde, istatistiksel sonuçlar gerçekte olup biteni pek de yans tmayabilir. Bu istatistikler, en iyi ihtimalle, 1995 y l nda Beer Sheva da yaflayanlar n fleriat mahkemelerinde söylemeleri ya da yapmalar gerekenlerle ilgili varsay mlar n yans t r. Antropolojik araflt rmaya dayanan ve hiç bir zaman ortodoks (Negev çölündeki bedevi kabileler gibi) olarak mütalaa edilmeyen bir grupla ilgili olarak kullan lan bu örneklerin arka planda tarihsel kan t rolü oynamalar amaçlanmam flt r. Bu olaylar n küçük bir mahkeme salonunda yaflanm fl yaln zca iki örnek olmas bir yana, unutmamal y z ki, modern ça da, özellikle de yirminci yüzy lda, sosyal yard m mekanizmalar n n ortaya ç k fl, profesyonel avukatl k ve de bireylerle devlet aras ndaki iliflkiye yönelik tamam yla farkl bir yaklafl m gibi yarg sisteminde baz temel de iflimler meydana gelmifltir. Bununla beraber, söz konusu örnekler, kay t ile bu kayd n tafl d düflünülen gerçek aras ndaki makul uzakl gözler önüne sermektedir. As l mesele sicil d fl görünüflünün ard nda yatan mahkeme salonu stratejileri hakk nda nerdeyse hiçbir fley bilmememizdir. Yasal sistemin gerçek ya da hayali s n r ve s n rlamalar ve mahkemenin zorlay c gücünü dikkate alan kasti bir stratejileri olmaks z n insanlar nadiren mahkemeye gelir. Daval ve davac kendileri gerçe i görseler de bu strateji gerçekle uyuflmak zorunda de ildir. Bazen tehlikeli de olsa, mahkemede olan, bu yüzden, bütün kat l mc lar n kârlar n katlamaya çal flt klar bir tak m kurallarla oynanan bir oyun say labilir. 17 Oyunun yerel kurallar n n ne olabilece ine dair bizlerin genellikle sadece belirsiz bir fikrimiz vard r. Bu tür bilgiler olmadan kay tlar yorumlarken zorlan r z bu yüzden onlar göründü ü gibi kabul etmemeliyiz. Miras kay tlar na bakt m zda da benzer problemler ortaya ç k yor: nüfusun hangi tabakalar, akrabalar n n miraslar n n mahkeme taraf ndan 16 Ido Shahar ( Beer Sheva shari a court, work in progress). Ayr ca bkz. Isaac Hollander, Ibra in Highland Yemen: Two Jewish Divorce Settlements, Islamic Law and Society, 2:1 (1995), Lawrence Rosen, The Anthropology of Justice: Law as Culture in Islamic Society ( Cambridge,1989), Rosen bazen di er bir uca gider. Onun Sefrou daki mahkemesinde neredeyse hiç yaz l belge yoktur

231 SAYI 32 denetlenmesine zorlanm flt r? Hangi gruplar miraslar n kaydedilmesiyle ilgilenmifltir ve neden? Mirasç lar ölen kiflinin tüm mal n n defterlere geçirildi ini garantilemifl midir yoksa sadece bir k sm n m kay t görevlilerine sunmufllard r? kinci durumda da, hangi k s mlar kay t için sunulmufltur ve neden? Miras listelerinin farkl tip kay tlarda farkl maddeler içerdi ine dair baz göstergelerimiz vard r. Örne in Cezayir de bir sosyal s n fla ilgili miras kay tlar miras kay t defterlerinde listelendi inde belli maddeler içerirken, hazine kay tlar nda farkl maddeler içerir. 18 Kantitatif tarihçilerin pek ço u bu sorunlar n fark ndad r. Etkileyici bir çal flmada, 1700 y l dolaylar fiam halk n çok detayl ve dikkatlice iflledikleri istatistiksel bir ankette Colette Establet ve Jean Paul Pascual yaklafl k 30 y ll k bir süreci kapsayan 628 miras kayd n yeniden incelemifllerdir. 19 Çal flman n girifl bölümünde bu kay tlarla ilgili problemleri ifade etmektedirler. 20 lk olarak, nüfusun yüzde kaç n n bu kay tlarca temsil edildi ini bilmek zordur. Ayr ca s n f n, cinsiyetin ya da az nl k durumunun az ya da çok ne oranda temsil edildi ini anlaman n neredeyse imkân yoktur. Ayr ca miras kayd için ödenecek ve miras n toplam tutar n n % 5 i ile % 8 i aras nda bir bedeli olan a r bir vergi de vard r. Pek çok fiam l belki bu miras kayd ndan kaçabildikleri kadar kaçmay denemifl ya da en az ndan kaydedilmifl olan miras flüphe çekmeden küçültebildikleri kadar küçültmüfllerdir. Bir baflka problem de hangi de erli fleylerin kaydedildi i hangilerinin kaydedilmedi inin tam olarak bilinmesinin mümkün olmamas d r. Pek çok durumda görülebilece i gibi ölüm tarihi ve miras kayd tarihi aras nda o kadar çok zaman geçmifltir ki pek çok de erli fley ortadan kaybolmufltur. Yazarlar örnek hakk nda önceden yorumlarda bulunarak, bir istatistik bürosu nu taklit etmek niyetinde olmad klar n, örne in bizzat kendisinin, nüfusun tamam n temsil etmese de, istatistiksel olarak dikkatle gözden geçirilebilecek kadar büyük oldu unu vurgulamaktad rlar. Fakat e er durum buysa böylesine titiz bir çal flman n hedefi nedir? statistiksel olmayan, empresyonist (izlenimci) bir yaklafl m da ayn flekilde hizmet edebilirdi. Sat fl iflleri ve ticari al m sat m ifllerinin kayd ile ilgili olarak da benzer sorular ortaya at labilir. nsanlar gerçekten al m sat m ifllerinde kay tl olan tutar ödediler mi? Daha a r bir vergi yükünden kaçmak için al m sat m s ras nda daha az bir tutar ödediklerini mi beyan ettiler? Kim bu sat fl ifllerinden sorumluydu ya da kim de ildi? 21 Kantitatif araflt rman n temeli olarak y llard r kullan lan her çeflit belge için bu tip sorular sorulabilir. Sicillere dayal istatistiksel araflt rma daima çok az say da araflt rmac n n hakk yla inceledi i bir tak m önermelerden bafllar. Veri külliyat n n kendisini ciddi olarak de erlendirmeye bafllamadan önce, bir araya getirilmifl veri külliyat n say s z yoldan iflleriz. Sicilleri Nakletme Yaz m tarz genellikle politik diplomatik ya da askeri tarihe uygun olsa da, tarihsel anlat m sosyal ve ekonomik tarihi de içeren pek çok araflt rma konusuna uygulanabilir. Bir kurumun, sosyal s n f n, bir fikrin geliflimi ya da bunlar n hepsi bu anlat m tarz na göre ele al nabilir. Sicili ilgilendiren araflt rma stratejileri aç s ndan gereklilikler flunlard r: (1) Belirli bir süreye at fta bulunan mahkeme defterlerindeki malzemeyi incelemek. (2) Hikaye içerisindeki olay 18 Tal Shuval, La Ville d Alger vers la fin du XVIIIe siécle: population et cadre urbain ( yay nlanmam fl doktora tezi, Université de Provence, Aix-Marseille,1994), On sekizinci yüzy l M s r nda yönetici-elitin miras meselelerine müdahalesi üzerine. Bkz. Hana, Administration of Courts, Colette Establet et Jean-Paul Pascual, Families et fortunes a Damas: 450 Fovers Damascains en 1700 (Damas, 1994) 20 A.g.e., Beyrut ve fiam daki fleriat mahkemeleriyle ilgili araflt rma yürüten Zouhair Ghazzal, toplumun ileri gelenlerinin topraklar kendi topraklar yla birlefltirip mülkiyetlerine almak için toprak sahipli i konusunda dikkate de er say da uydurma flikayetle karfl laflm flt r. (12. CIEPO sempozyumu, Prag 1996). Ayr ca bak n z Giovanni Levi On Microhistory Peter Burke (ed) New Perspectives on Historical Writing (University Park, PA, 1991). Levi, Ortaça talya s nda piyasa güçlerinin de il arsa fiyatlar n n aile stratejilerini yans tt n gösteren bir araflt rmaya de inir

232 VAKIFLAR DERG S örgüsündeki dizileri bulabilmek. (3) Olaylar n mant ksal s ras n düzenlemeye çal flmak. Sicillere dayanan araflt rmalarda yanl fl olay zinciri ya da yanl fl bir hikaye yaratman n tehlikesi di er kaynaklara dayanarak yap lan araflt rmalardan daha büyüktür. Di er kaynaklarla yap lan araflt rmalarda önceki yazarlar taraf ndan durum araflt rmas (fact quarry) olarak oluflturulan ve toplanan kan t parçalar na dayanan tarz bazen risk tafl r. Bina edilen olaylar n ba lam ve kendine has düzeni (sekans ) yok say labilir. Bu risk parçalanm fl ve birbirleriyle ba lant s olmayan kan tlara dayal kaynaklarla çal fl l rken daha da büyür. Fakat genellikle kay tlar aras ndaki anlat m dizileri birbirine benzemezken, her kay t kendi içinde çeflitli anlat m dizileri içerir. Yarg ç bu anlat m dizilerini tartar inceler ve daima do ru olan seçmez. Böyle bir olayda ilk önce, bazen iki ya da üç gelifligüzel örne i de birbirine ba layan, bir anlat keflfetmeye meylederiz. Daha sonra iddiam z kan tlayacak kan t aramay deneriz. Bu durum yapbozun parçalar n yok sayarken yerli yerine oturmaz. Anlat diziniyle ilgili önyarg lar m z, tarihsel bir kay t (kronik) 22, bir seyahat hesab, ya da bir biyografi gibi baflka bir kaynaktan al nt yap lmas yla oluflmufl olsa da, sicili okudu umuzda edindi imiz kendi izlenimimiz bizi zihnimizde bir hikaye oluflturmaya yönlendirdi inde de tuza a düflme ihtimalimiz vard r. Çay ya da kahve gibi bir ürünün bir flehre giriflini örnek alal m. 23 Bu konuyla ilgili pek çok kayd okuduktan sonra bu ürünlerin ilk kez mahkeme taraf ndan reddedildi i betimleyen bir anlat m oldu unda karar k labiliriz. O zaman çay ve kahvenin yasaklanmas do rultusundaki uyar lar tan mlayabiliriz. Sonunda mahkemeyi halk bask s na dayanamayan bir mahkeme olarak tasvir ederiz. Peki mahkemeye getirilen problemlerle duvarlar n ötesindeki dünyada hakim olan durumlar n aras ndaki iliflkiyi gerçekten anlayabilir miyiz? Mahkemedeki olaylar n ve kararlar n etkisini gerçekten bilebilir miyiz? Gerçek hikaye yeni bir mal satmaya çal flan ve yükselen bir tüccar ailenin hikayesi midir yoksa kahvenin getirdi i s k nt lar n ve bu s k nt larla ilgili duruflmalar n hikayesi midir? Mahkeme taraf ndan al nan kararlar duvarlar n ötesini de izah eden fiili süreçlerle dar bir kesiflim kümesi oluflturur. Ya da baflka bir örne i ele al rsak, köy ve flehir aras ndaki, flehirliler ve göçebeler aras ndaki iliflkiler nas l ortaya ç kar l r? Bir taraftan, siciller üzerine çal flan bilim adamlar iki grup aras ndaki as rl k düflmanl n iflareti olan, köyler üzerine gerçekleflen bedevi sald r lar n n yorumunun ne kadar çekici oldu unu bilir. Bu olaylar di er kay tlarda yaz l, genellikle daha az etkileyici olan ve köylülerle göçebeler aras ndaki gündelik iliflkileri içeren olaylar görmemizi engelleyebilir. Di er taraftan, bedevilerle yap lan al m sat m ifllemleriyle ilgili mahkeme kay tlar iki grup aras nda tam anlam yla bir ortak yaflam n var oldu unu zannetmemize sebep olabilir. 24 Bütün bu çeliflkili öyküler ve anlat lar, güç iliflkileri ve bu güç iliflkilerinin sicillerdeki yans malar hakk nda bütünsel bilgi sahibi olunmadan birlefltirilmifltir. Pek çok davada ve olayda kad n n ve vekilinin ne kadar ba ms z oldu unu da bilememekteyiz. Mahkemeye getirilen hangi olaylar n ve kad n n verdi i hangi kararlar n otokrat yöneticilerce uzlaflt r ld ve bu uzlaflt rmalar n kapsam hakk nda bilgisiziz. Siciller üzerine çal flan akademisyenler böyle fleyleri dikkate 22 Adil Manna, Mohley Yerushalayim mi beyt Farrukkh ve yehaseyhem im ha bedouin in A. Cohen (ed), Prakim be-toldot Yerushalayim be-reshit ha-tequfa ha- othmanit [Jerusalem in the Ottoman Period] (Jerusalem, 1979); Ze evi, The Sufi Connection: Jerusalem Notables in the Seventeenth Century in Aspects of Ottoman History (Scripta Hierosolimitana) (Jerusalem, 1994), Ayr ca bak n z Ralph Hattox, Coffee and Coffee Houses: The Origins of a Social Beverage in the Medieval Near East (Seattle and London, 1985). Ammon Cohen de yak n bir tarihte Tel-Aviv Üniversitesi nde Ocak 1996 da Baer Forumu nda kahve içmek üzerine etkileyici bir konferans vermifltir. 24 Manna, Moshley Yerushalayim, ; Ze evi, An Ottoman Century,

233 SAYI 32 al yor görünmezler. 25 Pek çok araflt rmac nerdeyse her zaman, müzakerelerde sordu u sorular söz konusu oldu unda kad n n kendisinin önyarg l olmad n ve kad n n tek rehberinin fleriat oldu unu zannetmektedirler. Ayr ca mahkemenin bedevi halka karfl olan tutumunu bilmiyoruz. Bedevilerin mahkemeye ihtiyac var m yd? Köylüler vergi ödemekten kurtulmak için bedevi sald r lar yla ilgili flikayetler mi uydurdular? K rsalda ç karlar olan mahkeme memurlar ya da yaz c lar taraf ndan köylülere yard m edilebildi mi? Bu gibi sorular sicillere dayal tarih anlat m yöntemini etkilememeli varsay m, de iflen durumlar karfl s nda kafam z kuma gömmekle ayn anlama gelir. Mikrotarih Yaklafl m Mikrotarih hikayeci tarih bafll alt nda listelenebilir çünkü mikrotarih tekni i hikayenin hikayeci tarih tarz içinde ifllenmesini gerektirir. Baz önemli farkl l klar vard r fakat amac m z ilgilendiren en ciddi olan kaynak malzemenin kapsam, alan ve kullan lan araflt rma stratejisidir. Mikrotarih genellikle basit olarak detayland r lm fl olay kay tlar na ya da zorlukla tarif edilmifl yer ve zaman mefhumuna atfeden kay t dizilerine dayanmaktad r. Bu, küçük çapl olaylar n detayl analizi vas tas yla makrotarihsel e ilimlerin daha iyi aç klanmas n n sa lanmas anlam na gelen bir tarih yaz m anlay fl d r. Temel fikir Giovanni Levy nin de dedi i gibi deneysel amaçlar için gözlemin kapsam n daraltmak t r. 26 Bu özel tarih yaz m tarz n seçenlerimiz flunu iddia edebilirler. Örne in, küçük bir köyde yaflayan ve yerel bir fabrikada XIX. Yüzy lda teknolojinin geliflmesiyle bafla ç kmaya çal flan köylülerin detayl bir tasviri, modernleflmenin getirdi i anlay fl ve problemler hakk nda di er tarih yaz m türlerinden daha çok fley aç a ç karacakt r. 27 Sicil araflt rmalar nda böyle bir strateji genellikle duruflma ve olaylar n, o dönemde pek çok mahkemede bulunmas kolay olmayan cinsten detayl kay tlar n n araflt r lmas n gerektirmektedir. 28 Kantitatif ve hikayeci yaklafl m n k s tlamalar na karfl duyarl olan pek çok tarihçi, bir kayna yukar da zikredilen bariz tuzaklara düflmeden kullanmaya imkan verecek baflka araflt rma yollar aramaktad r. Bu noktada mikrotarih kusursuz bir çözüm olarak ortaya ç kmaktad r. Mikro ölçekli araflt rmalar, hikayeci tarz n hikayelerinin uzun dizi serilerinden kaç narak ve kantifikasyonun (ölçme) flüpheli istatistiklerinden de sak narak, çok daha az bir kan t gövdesinin derin incelemesine odaklan r. Burada kaynaklar n iste e ba l seçimiyle ya da çarp k istatistiklerle ilgili bir soru olamaz. Spesifik kay t dizileri pek çok durumda tam ve kesin olarak seçilir çünkü bu kay t s radan bir kay t de ildir. Ço u kez tarihçinin dikkatini çeken ola and fl bir fley vard r. Belirgin eflsizli iyle bizi umutland racak, bizim baz fleyleri daha aç k bir flekilde görmemize yard m edecek, incelenen dönemle ilgili bize daha iyi bir aç klama sa layacak bir fley. Tarihçi bu noktada sonuçlar makroskopik (ç plak gözle görülebilen) bir alana aktarman n zorlu unu dikkate almas gerekti ini mutlaka akl nda tutmal d r. 29 Mikrotarih mahkeme arflivlerinde do mufltur. Carlo Ginzburg, Natalie Zamon Davis ya da Emmanuel Le Roy Ladurie nin çal flmalar gibi bu tarzda yaz lan çal flmalar n en bilinenlerinden baz lar büyük ölçüde Avrupa Engizisyon Mahkemesi 25 Son zamanlarda yap lan bir çal flmada, Nelly Hanna, Osmanl döneminde M s r da kad lar n statüsünün, halkla ve yönetici elitle olan iliflkilerinin defalarca de iflti ini ve bu de iflikliklerin mahkemenin çal flmas n da etkiledi ini göstermektedir. Bkz. Nelly Hanna, The Administration of Courts in Ottoman Cairo Giovanni Levi, On Microhistory, ayr ca talyan mikrotarih anlay fl n n geliflimi ile ilgili ilginç de erlendirmeler için bkz. Carlo Gizburg Microhistory: Two or Three Things that I Know about It Critical Inquiry, 20 (Autumn 1993), 10, a.g.e., Mikrotarihsel anlay fl n örnekleri afla daki çal flmalarda bulunabilir: Cf. Ammon Cohen, Economic Life in Ottoman Jerusalem; Iris Agmon, Women and Society ; Dror Ze evi, An Ottoman Century. 29 Ginzburg, Microhistory: Two or Three Things

234 VAKIFLAR DERG S kay tlar na dayanmaktad r. 30 Müslüman toplumunda mikrotarihsel araflt rmalarda fler i mahkeme kay tlar ndan daha uygun bir kaynak varolabilir m? Bu tip araflt rmalar için en iyi kaynaklar n gerçekten sicil kay tlar oldu una inanmama ra men öyle görünüyor ki sicil kayd incelemelerinde de tarihçiler için en az di er iki tarih yaz m tarz nda oldu u kadar çok tuzaklar var. Bir kere flunu söylemek gerekir ki birçok dönemde slam mahkemelerinin dava prosedürüne göre olaylar n arka plan ve güdülenmelerle ilgili sorular önemsenmez. Cinayet, rza geçme yada mahremiyetin ihlalini de içeren pek çok olay tart flman n yarar için de il de okuyucunun kontekstin asl n anlamas için sunulur: Toprak sahibi kifli bir çiftçi (fallahin) taraf ndan öldürüldü; iki köy aras nda silahl bir mücadele patlak verdi; bir kad n kocas ndan boflanmay talep etti; bir k z n kazayla öldü ü rivayet olundu. 31 Bütün bu olaylar sanki mekanda ve zamanda as l kalm fl gibidir. Suçlananlar neredeyse hiçbir olayda suça sebebiyet veren olaylar hakk nda ya da güdüleriyle alakal olarak sorgulanmam flt r. Pek çok olayla ilgili olarak kay tlarda mahkemenin karar dahi kay pt r. Bu kay tlar inceleyen bir araflt rmac hüzün verici bir flekilde sadece olay flu tarihte sicillere gerekti i gibi yaz lm flt r gibi k sa cümleler bulur. Yans t lmas gereken sosyal gerçeklik ve sicillerde verilen hikaye aras ndaki gözle görülebilen boflluk sebebiyle sicillerde anlat lanlarla gerçekte olanlar aras nda farkl l k oldu u hissi artar. Erken dönemlerdeki olaylarla ilgili olarak bu bofllu un tam niteli ini tan mlamak çok zordur çünkü özel bir tak m durumlarda mahkemede olup bitenle ilgili olarak zann m z çürütecek ya da do rulayacak kan ta nadiren sahibizdir. Burada tekrar Beer Sheva fier i Mahkemesi nden sahne arkas na gizlice bakarak faydalanabiliriz. Sene 1996: Bedevi bir çift y llar önce özel olarak yap lm fl olan bir boflanmay tescil ettirmek için geldiler. Kar -koca her ikisi de bir boflanman n gerçekleflti ini kabul ettikten sonra kad kad na fleriata göre almas laz m gelen mehrini (al mahr al mu ajjal) al p almad n sordu. Kad n almad n söyledi. Kad bunun üzerine boflanmay geçersiz ve hükümsüz ilan etti. Mahkemede herkesin ayn anda konufltu u ve ba r flt bir karmafla bafllad. Tam bu s rada fler i avukatlardan biri her iki taraf n da mahkeme salonunu terk etmesini ve bir uzlaflmaya var lmas n n denenmesini önerdi. Kad oturuma ara verdi. Yar m saat sonra çift geri döndü ve aralar nda bir anlaflmaya vard klar n mahkemeye bildirdiler. Bu anlaflmaya göre: Kocas bofland efline mehir olarak 5000 flekel ( srail in para birimi) para ve üç ayl k nafaka ödeyecekti. Ayr ca ev kad n n mülkiyetinde kalacak ve en küçük çocu un vesayeti çocuk ergenlik ça na gelene kadar annede olacakt. Sonuçta boflanma karara ba land. Bu olay ve uzlaflma sicillere kaydedildi. Daha sonra mahkeme salonunun d fl nda gerçekleflen k sa bir tart flma baflka bir gerçe i ortaya ç kard. Koca göründü ü kadar yla resmi olarak baflka bir kad nla evliydi. (devlet kanunen sadece bir efle izin vermekteydi). Adam daha önceden de biri Gazze fleridinden olmak üzere gayr resmi olarak iki farkl kad nla daha evlenmiflti. Bu iki evlilik yerel teamül hukukunca (örf adet hukuku) ve ayr ca fler i hukukça da tan nd. Adam gayr resmi olarak evli oldu u bu kad nlardan biriyle resmi olarak evlenmek amac yla ilk eflini resmi olarak boflamak iste iyle mahkemeye geldi. Gazzeli eflin srail vatandafll n alabilmesi için efllerin de iflimine ihtiyaç duyuldu. Bu yeni anlaflma ile adam n boflad efl yine adam n evinde kalacakt. Ayr ca adam bu resmi boflanma sonucunda bir de ek kazan m elde edecekti: Adam n boflam fl oldu u kad n Sosyal Güvenlikten özel bir ödenek ve üzerine yap bina edebilece i bir arsa almaya hak kazand Carlo Ginzburg, The Cheese and the Worms (London, 1980); Emmanuel Le Roy Ladurie, Montaillau: Catalans and Catholics in a French Village, (London, 1978); Natalie Zamon Davis, The Return of Martin Guerre (Cambridge, Mass., 1983) 31 Örnekler benim kendi çal flmamdan seçilmifltir: Death of a landowner (toprak sahibinin ölümü): Kudüs sicilleri vol.168: 354,356; vol. 171: 396. Villages and Tribes fight (köylerin ve kabilelerin savafl ): 107:no. 102, 231. Divorce (boflanma) Nablus sicilleri, 1:55;Kudüs sicilleri:107: 260; 177:46;183:137; 201: 325. Death of a girl (k z n ölümü): 181: 116; 191: 67; 183: 227.) 32 Shahar, Trilemma in Court,

235 SAYI 32 Burada sunulan bu hikâye mikro tarih araflt rmalar için, srail deki bedevi vatandafllar n sosyal ve kültürel sorunlar, bu insanlar n bu gibi problemleri halletme yöntemleri, mahkeme salonu içinde ve d fl nda yaflad klar dramlar, fler i mahkemedeki üç hukuk sisteminin gizemli uyumu ve karmafl k gerçekli i meydana getiren say s z nükteli k sa hikâye üzerinde duran bir kaynak olarak hizmet edebilir. Mahkemenin yaz l kayd görüldü ü üzere uzun ve detayl olsa da bizi sadece boflanman n gerçekleflti i, mehir ve nafakan n ödendi i konusunda bilgilendirmektedir. Asl nda yaz l belgede geçen olaylar haricinde baflka hiçbir fley gerçekleflmemifl de ildir. Söz konusu kay t, olay n taraflar ya da flahitlerince anlafl ld fleklin tam z tt d r. Tekrar vurgulanmal d r ki tasvir edilen olay, hikâyenin yaz l kayd n n haricinde, olas de iflik tasvirlerinden sadece birisidir. Bir çiftin ayr l k karar ald ve boflanmak için mahkemeye baflvurdu u aç k bir senaryo herhangi bir zaman ve mekânda gerçekleflebilirdi. Sanaa mahkemesine yönelik araflt rmas nda, Anna Würth böyle bir vakay nakletmektedir 33. Fakat bir hikâyenin de iflik tasvirlerinin muhtemel oldu u -ve gerçekte muhtelif zaman dilimlerinde muhtelif koflullarda gerçekleflti i- gerçe i bize, sicil kay tlar n n hikâyenin yaln zca küçük bir bölümünü yans tt n göstermektedir. Dolay s yla bu gerçek, bizi herhangi bir kayd oldu u gibi kabul etmekten al koymal d r. Ayr ca, baz kay tlar n toprak mülkiyeti ve mali konulara dair asl nda hiç vuku bulmam fl baz fleylere resmiyet kazand rmaya dönük bir çaban n sonucu olabilece i ihtimalini de göz önünde bulundurmal y z. Bazen kad sicillerinde, bir vak f yöneticisi (mütevelli) taraf ndan kaynaklar n tahsisine karfl, as l amac vak f senedi ya da vakfiyenin yasall ndan emin olmak olan bir davan n kayd na rastlanmaktad r. Di er taraftan, di er bir belgeden hareketle, biz bir mahkemede tart flma konusu edilen bir mülkün gerçekte sicillere kaydedilen fiyat üzerinden sat l p sat lmad n ; ya da bir duruflman n, bir arsan n özel mülkiyet olarak kay t alt na al n p al nmad ndan emin olmak için sahnelenip sahnelenmedi ini bilebilir miyiz? 34 Hatta zimmetine para geçirmekle ya da baflka bir suçla suçlanan biri hakk nda aç lan bir davan n gerçekleflip gerçekleflmedi ini ya da sadece devlet görevlileri taraf ndan gelecekte ifllenecek bir cinayeti meflrulaflt rmay gaye edinen yasal bir kurgu olup olmad n da sorabiliriz. Mikro tarih yazarken, dolay s yla, biz önceki iki modele göre daha sa lam bir zemin üzerinde durmuyoruz. Hatta tek bir kayd n sosyal gerçeklikle iliflkisi yüzeyseldir ve bütün bir olas l klar kümesi sade bir yans madan tam bir anlafl lmazl a- kendisini okuyucuya sunar. Sözcüklerin Zaman ve Mekânda Yolculu u Biz ayr ca, kaleme al nan kay tlar n ne ölçüde mahkemede haz r bulunan daval, davac ya da flahitlerin iddia ya da flahitlik ifadelerini (ki do rudan sözün sahibinden al nt lan yor olsa bile) yans tt konusunda da flüphe duymal y z. Sözler, ifade edildikleri andan sicile kaydedildikleri ana kadar, uzun bir mesafe kat ederler. Sözcüklerin yolculu u, meram henüz kad ya ifade edilirken bafllar. Osmanl döneminde, en az ndan 19. yüzy la kadar, Hanefi mezhebine mensup kad lar fler î mahkemelerdeki davalar n büyük bir ço unlu unu yönetmifllerdir. Bu kad lar n ço u, ana dilleri nüfusun ço unlu u taraf ndan konuflulmayan bir dil olan Türkçeyi konuflan Rumî lerdir. 35 Arap topraklar ndaki ço u mahkeme vakalar nda daval ve davac lar n iddialar 33 Bkz. Anna Würth, A Sana a Court, 321. Gerçek sorun ve mahkeme kayd aras ndaki bofllu a dair di er bir dava tasviri için bkz. agm., Levi, On Microhistory. fiam ve Beyrut mahkeme arflivlerindeki benzer örneklere dikkatimi çekti i için Zouhair Ghazzal e minnettar m. 35 Abdul Karim Rafeq, The Province od Damascus (Beyrut, 1970), 43. Muhammad Adnan Bakhit, The Ottoman Province of Damascus in the Sixteenth Century (Beyrut, 1982), 119. Nelly Hana, Administration of Courts,

236 VAKIFLAR DERG S Türkçeye; kad n n davan n taraflar na yöneltti i sorular da yerel dile mütercimler arac l yla çevrilmifltir. 36 Dava süreci boyunca flüphesiz mütercimlerin ço u, kad y dava konusuna yönelik keskin kavray fl ve hukuk bilgisi ile etkilemek istemifltir. Çeviri esnas nda ço u mütercim, ifadeleri fler î üsluba uyarlayarak çevirmifl ve yeniden flekil vermifl olmal d r. Dolay s yla bir olaya dair basit tasvirler, kad n n zaten yabanc s olmad bir çeflit hukuk terminolojisiyle ifade edilmifltir. Bu mütercimlerin baz lar n n, kad ya mevcut sorunun çözümüne yönelik olarak hukuki tavsiyede bulunabilecek kadar bilgi sahibi olmufl olabilece i de düflünülebilir. Davac ve daval lar birkaç kez dinlenip, kad taraf ndan taraflar n iddialar özetlenerek sicile kaydedilebilecek flekilde k salt lm flt r. Tam bu noktada, sözlü ifadeler yaz l ifadelere çevrilirken, di er bir dönüflüm yaflan r. Böyle bir süreç yaln zca farkl l n kurala dayal oldu u Arapça ya münhas r de ildir, bilakis di er dillerde de söz konusudur. Mahkemede cereyan eden sözlü diyaloglar, söz konusu ikili çeviri sürecinden sonra özgünlüklerini kaybederek art k tan nmaz hale gelmifllerdir. Mevcut yaz l kültür, mahkemenin hukuk terminolojisinde srar ve fler î mahkeme taraf ndan kabul gören oldukça k sa kay t format, serbest sözlü ifade dünyas n n önünde afl lamaz bir engel teflkil etmifltir. Peki bu, mahkemedeki sözlü diyalog sürecinde yolun sonunu mu göstermekteydi? sorusuna kesin bir cevap veremiyoruz. Mahkemede cereyan eden dava kayd n n, ne zaman ve nerede -duruflma esnas nda ya da hemen duruflma sonras nda m - kad siciline kaydedildi ini ve ne zaman ve nerede, kâtip taraf ndan yaz ld ktan kaç gün sonra sicile kopya edildi ini bilmiyoruz. Baz vakalarda davac ve flahitlerin imzalar n n gerçek oldu u görünmektedir; ama di er örneklerde imzalar gayet aç k bir flekilde ayn el -muhtemelen müstensihin kendisi- taraf ndan metne eklenmektedir. Zaten, ancak çok sonraki dönemlerde metinlerde imzalara (kalem ya da parmak izi arac l yla) rastlanmaktad r. Son olarak, ço u teknik terimin anlam zamandan zamana ve mekândan mekâna köklü de ifliklikler göstermifltir. Bâli (reflit, eriflkin) kavram, her yerde ayn anlama m sahip olmufltur; ya da zihinlerde her zaman ayn ça r fl mlar m uyand rm flt r? Ta zir sözcü ü as l olarak paylama ve k nama olarak alg lanm fl, ama baz zaman ve mekânlarda ise dayak cezas ya da fler î hukukta kad n n ihtiyar na ba l olarak verilebilen di er bir ceza flekli olarak anlafl lm flt r. Sadâk terimi, Layish in de do ru bir flekilde iflaret etti i gibi, fler î ve örfî hukukun ikisinde de mehir anlam nda kullan lagelmifl, ama her bir sistemde mehir ya da bafll k paras olarak farkl flekillerde yorumlanm flt r. 37 Ço u fler î mahkeme kay tlar yerel örfî hukukun aç k etkisinde oldu u için, sicillerde birbirini takip eden kay tlarda yer alan ayn terimler bile farkl anlamlarda kullan labilmifltir. Asl nda, bizim sürekli olarak yapt m z bir fleydir ikili çeviri. lk olarak, bir kavram tarihsel ve antropolojik olarak çevrilir -kavrama daha erken bir dönemin hukukçular taraf ndan verilen belli bir anlamdan o kavram n kültürel ve yasal ba lamda sahip oldu u anlama-; ard ndan da kaleme al nd as l dilden dilimize tekrar çevrilir, her çevirinin asl nda bir yorum oldu u ak lda bulundurularak. 38 Sicil kay tlar, saf gerçekli i say s z yollarla gizleyen iç içe gömülü anlam katmanlar n, kiflisel ç karlar ve yorumlar içerir. Ancak, bu gömülü anlamlar o gerçekli i anlayabilme ve yorumlayabilmenin yeni yollar n açar. Bu sürecin do as na iliflkin daha detayl bir araflt rma olmaks z n, gerçekte yaflananlar n sicillere kaydedilinceye kadar olan süre içerisinde hangi ölçüde de iflmifl olabilece i noktas nda sa l kl bir de erlendirme yapamay z. 36 ibid. Bkz. ayr ca Layish, Divorce in the Libyan Family, bid. 38 Bkz. White, Justice as Translation,

237 SAYI 32 Araflt rma çin Yeni Bir Yol Haritas San r m flimdi, Osmanl döneminde Müslüman topluluklar hakk ndaki araflt rmalara bulunabilece i katk lar küçümsemeksizin -tabii ki zay fl klar n da göz önünde bulundurarak- çal flmam z n flu ana kadar ki sonuçlar n ortaya koyma zaman d r. Bütün kaynaklar gibi siciller de çal fl lmal ve anlafl lmal d r. Tarihçiler flu anda önlerinde engel olarak gördükleri fleyi, üzerine bilgi infla edebilecekleri yeni bir temele dönüfltürebilmek için kendileri aç s ndan çok büyük önemde bir kaynak olan sicillerdeki mevcut güçlükleri kabul etmeli ve belki de odakland klar konular biraz de ifltirmelidirler. Buraya kadar olan tart flmalar ve örneklerden de gayet aç k bir flekilde anlafl laca gibi, sicil kay tlar mutlak do ru ya da yanl fl olarak s n fland r lamazlar. Hatta göreceli gerçeklik içeri ine sahip olarak da nitelendirilemezler. Her mahkeme, ya da en az ndan her bölgesel mahkeme kümesi, ayr ayr de erlendirilmelidir. Ayr ca, bu ayr ma dayal de erlendirmeler, her dönem için de ayr ayr yap lmal d r. fiimdiye kadar hakk nda çok az çal flma yap lm fl çeflitli alanlar var ki detayl bir araflt rma, fler î mahkeme kay tlar n n bize bu alanlarda bulunabilece i katk n n de erlendirilmesi konusunda yard mc olabilecektir. Bunlar, kayna n kendisinin etraf nda yo unlaflan ortak bir merkeze sahip, kayna n duvarlar n n arkas ndaki kültür ve topluma uzanan daireler olarak görülebilirler. Bizim ilk ilgilenece- imiz husus, bir metin olarak kayna n kendisinin dilbilimsel ve edebi özelliklerini göz önünde bulundurarak, sicil olmal d r: nas l bir edebi üslup kullan lm flt r? Neden di er birçok üslup yerine bu üsluplar tercih edilmifltir? Bu üsluplar mekândan mekâna de iflmekte midir ya da her yerde ayn temel çizgiyi mi takip etmektedir? Ayr ca, imparatorluk merkezinin dayatt hâkim bir yaz m tarz n n olup olmad ya da her bir yerel mahkemenin kendine özgü bir tarz ve belgelere yans yan bir teferruat seviyesine sahip olup olmad da merak edilebilir? 39 Bu kategorideki di er sorular, sözlü bir diyalogun do rudan ya da dolayl olarak sicile kaydedilirken düzenlenmesinde ya da davac n n iddialar na iliflkin bizzat yazar n tasdik ya da itiraz n n ifade edilmesinde kullan lan edebi araçlarla ilgilidir. Böyle bir sorgulama, bizi ayn kad sicilinde yer alan el yaz lar ndaki farkl l klar n sebeplerini ve bunlar n buraya kadar bahis konusu edilen vakalarla ba lant lar n araflt rmaya sevk edebilir. Kad lar ve mahkeme prosedürleri de do rudan yaz l kay tla ba lant l olan ikinci dairede de erlendirilebilir. mparatorluk merkezindeki kad lar hakk nda -eyaletlerdeki kad lar n tersinesa lam bir bilgi temeline sahibiz. 40 Kad lar ve nâibler hakk nda onlar n e itimleri, dilleri ve siyasi düflüncelerine yönelik- prosopografik (grup biyografisine dayal ) bir araflt rma, tarihsel bir kaynak olarak farkl zaman ve mekân dilimlerinde kaleme al nan sicil kay tlar na dair yorumlar da do rudan etkileyebilir. Dikkate al nmas gereken di er bir mahkeme prosedürü de mütercimlerin oynad klar rol ve davalar n sonuçlar üzerindeki etkileridir. Hukuki süreçte çeflitli hukuk mekteplerinin (mezhep) oynad klar rolü de sistematik bir flekilde çal flmal y z. Herhangi bir mezhebe ba l bir kad ya da müftünün, ihtiyaç duydu unda neredeyse hiçbir flüphe duymadan mezhep de ifltirebildi ini biliyoruz. Di er yandan, reayan n da taraf oldu u davalar n kendi lehine sonuçlanabilmesi ya da kendi hakk nda daha hay rl olabilmesi için kendi geleneksel mezhep ba l l nda srar etmedi i ve hatta bazen mezhep de ifltirdi ine dair baz göstergeler var. 41 Bu ve 39 Bkz. Würth, A Sana a Court, 327. Burada, kâtip ve kad lar n titizlik derecesinin sicillerdeki kay tlar n detay düzeyi konusunda belirleyici bir unsur oldu u, yazar n dikkatini çekmifltir. 40 Cf. Richard Repp, The Mufti of stanbul: A Study in the Development of the Ottoman Learned Hierarchy (London, 1986); Madeline Zilfi, The Politics of Piety: The Ottoman Ulama in the Postclassical Age ( ) (Minneapolis, 1988). 41 Bkz. Lutz Wiederhold, Legal Doctrines in Conflict: The Relevance of Madhab Boundaries to Legal Reasoning in the Light of and Unpublished Treatise on Taqlîd and Ijtihâd, Islamic Law and Society, 3:2 (1996), özellikle ; Hanna, Administration of the Courts, yüzy l Kudüs sicillerini ve ayr ca bazen yeni bir makam ve mevki elde edebilmek ya da bir toplumsal sorunu çözebilmek için mezheplerini de ifltiren ulemalar n biyografik sözlüklerini okurken bu izlenimimi destekleyici bulgulara rastlad m. Bkz. Muhibbi, Khulâsat al-âthâr fî a yân al-qarn al-hâdî ashar (Kahire, tarihsiz.), cilt 1, 145, 394, 408; cilt 2, , 233; cilt 3,

238 VAKIFLAR DERG S benzeri sorulara cevap bulmaya yönelik daha fazla araflt rma, bize davan n taraflar nca dava boyunca takip edilen stratejiler hakk nda yeni bak fl aç lar sunabilir. Üçüncü dairede, fler î mahkemeler de kurumlar olarak daha yak ndan analiz edilmelidir. Bu mahkemeler nas l bir yap ya sahipti? Nas l bir iç hiyerarfli söz konusuydu ve zaman ve mekâna ba l olarak nas l bir de iflim göstermekteydi? 42 Kâtipler kimlerdi? Nas l bir e itim alm fllard? Nas l bir sosyal çevreye mensuptular ve bu mensubiyet ile yerel siyasette oynad klar rol aras nda nas l bir etkileflim vard? Di er taraftan, fler î mahkemelerde görevli çok say da yard mc memur da bulunmaktayd - muhz rbafl lar (davac ve daval lar n mahkemeye celp edilmesi vs. gibi mahkeme prosedüründen sorumlu memur), subafl lar (kamu düzeni ve asayiflin temininden sorumlu memur), muhtesipler (çarfl ve pazarlarda ticaretin slam hukukuna uygun olarak yürümesinden sorumlu memur), kayyâlbafl lar (aynî vergilerin ve vergiler al n rken ürünün a rl n n tespitinden sorumlu memur), udûl (resmi mahkeme flahitleri), fluhûdü l-hâl, 43 ve mahkeme ile toplum aras ndaki di er arac lar. Mahkeme içi ve d fl süreçlerde rol oynayan görevliler ile kad aras ndaki karmafl k iliflkiyi ve arac memurlar toplumun geri kalan na ba layan sosyal a lar ayd nlatmaya yönelik bir çal flma yap lmal d r. Bu arabuluculuk sorular bizi, dördüncü ve son daireye yani mahkeme ve bir bütün olarak toplum aras nda var olan çok yönlü ba ml l k konusuna götürmektedir. Tam da burada ço u, yerel nüfus ve mahkeme aras nda var olan temel güven (ya da güvensizlik) ile ilgili olan sorunlar söz konusudur. 44 Belki burada, toplumun çeflitli kesimlerinin mahkemeye baflvurma amac ; kad ve mahkeme görevlilerinin yerel nüfus üzerinde sahip oldu u gücün niteli i ve insanlar evlilik ve ticaret akitlerini mahkemede kay t alt na ald rmaya mecbur edebilme kudretleri hakk nda sorular sorulabilir. Ayr ca, biz farkl konumlardaki insanlar n devleti temsil eden mahkeme görevlilerinin beklentileri do rultusunda hareket etmeleri karfl l nda ne gibi yararlar sa lad klar konusunu da araflt rabiliriz. Bütün bu araflt rmalar, betimleyici antropolojide hâlihaz rda süren araflt rmalarla da desteklenmektedir. Lawrence Rosen n Fas; 45 Brinkley Messick in Yemen 46 ya da Ido Shahar n Negev bedevileri 47 hakk ndaki çal flmalar gibi çal flmalar, yaz l mahkeme kay tlar ile toplum aras ndaki de iflken iliflkiyi belirlemek için ihtiyac m z olan yeni bak fl aç lar n bize sa layabilir. Olas di er yollar, yasal koflullar ve yasal koflullarda hukuki sürece konu olan belirli bir hususta yaflanabilecek de ifliklikler aç s ndan fler î mahkeme ve toplum aras ndaki iliflkinin araflt r lmas olabilir. F k h usulünün de iflen rolü hakk nda Wael Hallaq n; 48 ya da srail de seküler miras hukukunun fler î mahkemelerin dinî hukuk alan na dâhil edilmesi ve Libya da fler î mahkemelerin yerel örfî hukuku da kapsamas 49 hakk ndaki Aharon Layish in çal flmalar, muhtelif güncel ve tarihsel alanlardaki iliflkileri daha aç k bir flekilde tan mlamam za yard mc olmaktad r. Layish, ayr ca, sociolegal olarak adland rd bir yöntem arac l yla mahkeme kararlar ndaki fleriat ve örfün ay rt edilmesini de önermifltir. 42 Bkz. Brinkley Messick, The Calligraphic State: Textual Domination and History in a Muslim Society (Berkeley: University of California Press, 1993), Aharon Layish, Dar Adl-Symbiosis of Custom and Sharî a in a Tribal Society in Process of Sedentarization, Jerusalem Studies in Arabic and Islam, 19 (1995), Würth, A Sana a Court, Rosen, The Anthropology of Justice. 46 Messick, The Calligraphic State. 47 Shahar, Trilemma in Court. 48 Wael Hallaq, From fatwâs to Furû : Growth and Change in Islamic Substantive Law, Islamic Law and Society, 1 (1994), Usûl al-fiqh: Beyond Tradition Journal of Islamic Studies, 3:2 (1992), Cf. Aharon Layish, Divorce in the Libyan Family; ayn yazar, Bequests as an Instrument for Accomodating Inheritance Rules: Israel as a Case Study, Islamic Law and Society, 2:3 (1995), özellikle

239 SAYI 32 Yak n zamanda yay mlanan bir kitapta Haim Gerber, mahkemelerin belli gruplar ya da s n flar n lehine kararlar al p almad n bulmak için duruflma sonuçlar n n say sal bir de erlendirmesini teklif etmektedir. Gerber kendi araflt rmas nda, kad lar n verdikleri hükümlerin istatistikî olarak toplumun zay f kesimlerinin (kad nlar, z mmîler ya da s radan vatandafl) lehine oldu unu görmüfltür. Muhtelif zaman ve mekânlardaki mahkeme kararlar n n söz konusu dengeler aç s ndan incelenmesi, tarihsel kay tlar n de erinin ölçülmesi konusunda bize daha sa lam bir temel sa layabilir, ama niceli in yukar da belirtilen sorunlu do as ndan dolay böyle bir araflt rma, afl lamaz sorunlar da do urabilir. 50 Nitekim siciller üzerindeki baz tarihsel çal flmalar bu kayna a yönelik elefltirel bir yaklafl m tarz n do urmufltur. Iris Agmon un Hayfa ve Yafa hakk ndaki çal flmas 51 bunlardan biridir ve ayn yorum Mahmud Yazbak n Hayfa hakk ndaki eseri için de geçerlidir. 52 Her iki kaynak da sicil odakl bir araflt rma için okuyucuya temel araçlar sa lama çabas ndad r. Yazbak, say sal olarak mahkemede boy gösteren insanlar ve bu insanlar n nüfusun geri kalan na oran n tespit etmifl; baz yerlerde zaman zaman flehir nüfusun hemen hemen dörtte birinin bir flekilde daval k olarak mahkemeye baflvurdu u sonucuna ulaflm flt r. Agmon, Hayfa ve Yafa mahkeme kay tlar aras ndaki içerik ve üslup farkl l klar n belirlemifl ve kad nlar n mahkemede yarar sa lamak için kulland klar ço u stratejiyi tarif etmifltir. Cezayir belgeleri üzerinde çal flan Tul Shuval ise hazinedeki (beytü l-mâl) ve mahkemedeki miras kay tlar aras nda bir k yaslamada bulunarak bu ayn görevi gören iki kaynak aras ndaki farkl l klara iflaret etmifltir. 53 Böyle bir karfl laflt rma, örne in Memlük mahdar (mahkeme tutana ) kal nt lar ile Osmanl sicilleri aras nda tarihsel olarak da yap labilir. 54 Yukar da bahsedilenler gibi araflt rmada yaflanabilecek sorunlar, engel olarak görülmemelidir. Sicilleri konu edinen daha kapsaml bir çal flma, tarihçiler olarak ortaya koydu umuz ortak çabaya katk da bulunacakt r. Birincisi ve en önemlisi, böyle bir çal flma bizi yeni ve umut verici bir çal flma alan na sürükleyebilir: sadece toplumu anlamaya dönük çal flmalar için bir araç de il aksine kendi içinde bir amac olan kültürel bir ürün olarak sicil. Mahkemenin iflleyifli -mahkeme görevlilerinin menfaatleri, sözlü bir ifadenin yaz l bir metne dönüflme süreci, ilgili bütün taraflar n takip ettikleri stratejiler, sosyal normlar ve din kurallar aras ndaki iliflki- dikkate de er etkileyici tarihsel bir resim oluflturur. Sicil kay tlar n araflt rmak san landan daha fazla yarar sa layabilir ve bu araflt rma bir proje olarak belki de somut ve gayet aç k bir sosyal gerçekli i oldu u gibi anlama çabas ndan daha az de erli de de ildir. 50 Haim Gerber, State, Society and Law in Islam (Albany: State University of New York Pres, 1995), Iris Agmon, Women and Society (bkz. yukar daki örnekler) 52 Mahmud Yazbak, Haifa in the Late Otoman Period, (yay nlanmam fl doktora tezi, Hayfa Üniversitesi, 1992) 53 Shuval, La Ville d Algers, Yehoshua Frenkel e bu hat rlatmas için müteflekkirim

240

241 Korunmas Gerekli Vak f Tafl nmazlar n n Onar mlar ve Bir Öneri Prof. Dr. Orhan Cezmi TUNCER Gazi Üniversitesi Mim.Bl. Restorasyon Anabilim Dal Baflkan Emeklisi V ak flar Genel Müdürlü ü sorumlulu unda bulunan gurur kayna tafl n r ye tafl nmaz kültür varl klar m z n gelece e kültürel ve teknik aç dan nas l çok daha sa l kl iletilebilece i konusu kuflkusuz pek çok ilgiliyi düflündürmektedir. Bu çal flmam z böyle bir konuya, ay rd k ve geçmiflten gelece e köprü kurmaya çal flt k, Yöntem olarak klasik dönem, de iflim süreci, günümüz ve gelece imiz s rayla ele al nd. KLAS K DÖNEM: Küçük Asya 11.yy dan bafllayarak yeni bir egemenlik ve kültür dönemine girdi. Büyük Selçuklu dört büyük kumandan, Anadolu Selçuklular ve Beylikler, baflar l yöntem ve yönetimleriyle buray belli surede Anadolu yapt lar. Bat dünyas buna TURKIA dedi, Osmanl lar daha iyi kurumlafl p kendi klasik dönemlerini yaratt lar. Osman Gazi Orhan Gazi ye yönetileni (tab a) yücelt ki devlet yücelsin diyordu, insana yarat klar n en yücesi gözüyle bak nca dil, din, anasoy ve renkler afl l yor, uygarl k tarihinin en uzun ömürlü ikinci devleti olan Osmanl mparatorlu u dönemine damgas n vuruyordu. Bay nd rl kta ve toplumsal dayan flmada Asya dan beri bildikleri en uygun yöntem vak f kurmakt, Gerek kendi

242 VAKIFLAR DERG S yükümlülüklerindeki ve gerekse topluma yönelik tüm yap lar hep böyle gerçeklefltirildi. Böylece Osmanl imparatorlu u bir VAKIF UYGARLI I yaratt. Ak la ve karfl l kl sayg ya dayal sözlü imar yasas, kendi teknik ve estetik kurallar yla denene denene bir anonim mimarl k klasi i oluflturdu. DE fi M SÜREC, Ak Denizi bir iç denize dönüfltüren Osmanl ya karfl, Avrupa kendi savunma güdüsüyle Rönesans ve Reformu gerçeklefltirdi. Sosyal, kültürel, ekonomik, sanatsal ve düflün (felsefe) dal nda at l mlar birbirini izledi, 1789 Fransa htilali, arkas ndan Sanayi Devrimi, seri üretim, bofl, ifllenmemifl (ham) maddeye gereksinim, kapitalizmi emperyalizme, sömürgecili e dönüfltürdü. 1. Dünya Savafl yeni bir Avrupa haritas çizdi. Y k lan ve yanan ülkelerini bay nd r k lmak isterken ve betonarme ile çelik, yap sanat na girerken, düflünceler, ilkeler, öneriler de birbirini izledi, Avrupa aralar ndaki ortak görüflleri giderek yaz ya döktüler. Özellikle Fransa bu at l mlara öncülük yap yor, kongreler düzenliyor ve ba lay c kararlar al yordu. 2. Dünya Savafl ndan sonra UNESCO Sözleflmesi imzaland ve Türkiye Cumhuriyeti de bunu 20 May s 1946 da kabul etti. Kurallar aç k ve net idi. An tlar birer sanatsal ürün olup tarihin tan klar d rlar. Geliflim ve tarihsel bir olgunun ürünü olunca, yaln z onu yaratan toplumun de il dünya kültürel miras n n mat say ld, Bu, kendi oluflum çevresini de aflan bir bak fl aç fl yd, Kent ve k rsal kesim ay r m olmamal yd. Amaç an t n estetik ve tarih de erlerinin korunup kollanmas yd, Onar mdan istenen ise buna sayg duyar biçimde onu daha sa l kl konuma getirmekti. Oysa Osmanl n n yöntemi, tümüyle gelene e ba l kal p onu yinelemek idi. Yineleyerek yeniliyordu kendini. Bunu Yeni Dünya kopyac l k olarak tan mlar oldu. Y k lmaya yüz tutan Osmanl, ça a ayak uydurabilme iste iyle yasal, yönetsel (vb) pek çok evreler yaflad. E itim ve ö retim için Avrupa ya ö renciler gönderdi, Bir yandan da ülkedeki eski eser kaçakç l na karfl, Osman Hamdi Beyin önderli inde müzecilik at l m bafllad, Da n k k ymetli parçalar belli yerlere toplat lmaya çal fl ld, Devletin kaderi de iflmedi, imparatorluk y k ld, S n rlar küçüldü ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. At l mlar durmad. Avrupa dan mimarlar getirtildi. Orada e itim gören ilim ve sanat adamlar kendi dallar nda bu yeniden dirilifle yürekten katk da bulundular. Bunlardan, biri de Ali Saim Ülgen idi, Ali Saim Ülgen ( ) Avrupa daki e itiminden sonra Türkiye ye dönen ve korumac l kurup gelifltiren önderlerden biridir, Ayn duygular paylaflan arkadafllar yla iflbirli ine koyuldu, Gayrimenkul Eski Eserler ve An tlar Yüksek Kurulu kuruldu, Düflüncelerini kitab nda toplad 1. Müzeler Genel Müdürlü ünde An tlar ve Rölöve Bürosu oluflturuldu, Mahmut Akok pek çok yap onard. Yetifltirdi i teknik ressam Tevfik Kölük le arflivi zenginleflirdiler. istanbul da Frans z, Arkeloji Enstitüsü kuruldu. Baflkan Albert Luis Gabriel k ymetli yay nlar yla katk da bulundu 2. Bir süre sonra Ali Saim Ülgen, Vak flar Genel Müdürlü ünde Abideler fiubesinde göreve bafllad (1950), Y, Mimar Nedim Onat (.G.S.A.) onun sa koluydu. Vak flar stanbul Baflmüdürlü ünde giderek deneyimli ve seçkin restoratörler olufltu. Bunun bir efli de Vak flar Genel Müdürlü ü Abideler fiubesindeydi. Ö retmen - ö renci s cak iliflkisi içinde vak f yap lar daha bilinçli ve düzenli onar mlara bafllad. Cafer Hanl o lu, Ruhi Ayd n, Ahmet Akseki, Muzaffer Erdo an, Ahmet Çelik, Yusuf Erdo an, Celal Babacan, Mehmet Ölçer, Hüseyin Demir, Ömer Ertan gibi de erlere bir süre sonra Özkan Erincin de kat ld, Yeni restorasyon kurallar na ve gereçlerine uygun onar mlar da göz ard edilmiyordu. Y. Mimar Y lmaz Önce Mütehass s Müflavir olarak bu yeniliklere daha aç kt 3, 1966 y l nda Vak flar 1 Ülgen, Ali Saim, An tlar n Korunmas ve Onar lmas. Ankara 1943, 2 Gabriel, Albert Luis, Tarihi Türk Abidelerinin Tamiri ve ihyas, Vak flar Dergisi I, Ankara, 1933, s Önge, Y lmaz, Karaman Alaettin Ali Bey Kümbeti, Rölöve ve Restorasyon Dergisi I, Ankara 1974, s,

243 SAYI 32 Abideler fiubesine girdi imde bu de erli arkadafl m zla birlikte çal flma mutlulu una erifltim. Halef-Selef olduk birbirimize, Rölöve Bürosu (1966 Mart) taraf mdan kuruldu ve Vak flar Dergisi yan nda Rölöve ve Restorasyon Dergisini yaflama soktuk. Konya Alaettin Camisi dam na yeni d fl girdili Linolyum adl plastik bir muflamba denemesi yap ld. Aksaray K z l Minare çelik halatlarla gerilerek denetim alt na al nd. Ancak Vak f onar m özünde ve büyük ölçüde yine eskinin yenilenmesi a rl kl yd. Bu de iflim ve oluflum sürecinde üniversiteler de koruma ve onar m bilincinden yana oldukça yol ald. Avrupa da e itim gören Cevat Erder, ODTÜ nde lisansüstü e itimi bafllatt (1965). Bunu stanbul Devlet Mühendislik Mimarl k Akademisi, stanbul Teknik Üniversitesi izledi. YÖK, Restorasyon konusunu, mimarl k e itimi zorunlu dersleri içine ald (1980). Türkiye de k sa sürede bilinçli bir taban olufltu. Ancak uygulamaya gelince, Venedik Tüzü ünün tam özümlenemedi ini anlafl ld, Bilgi ve belge bulununcaya kadar yap ya dokunmamak baz pasif düflünenleri «yüreklendirdi, Üstünü bir fanusla örterek koruma düflüncesi bile ortaya at lmad de ildi. Yap, bir antik eflya gibi büfede mi sergilenmek isteniyordu bilinmez, Onar ma günün damgas n vurmak iste i, malzeme ve yüzey farklar gibi fazla kontrastl klar da gündeme getirdi. Görsel uyum göz ard edildi. Dahas, rant kayg s çok Öne ç karak, yap n n d fl na dokunmadan içini olabildi ince de ifltiren afl r tutum, onu bir kabu a (!) indirgedi. Bu kiflisel tutumlar, öneriler ve onaylar n durulmas zaman ald. Türkiye bir Kurullar hegemonyas da yaflad. Bakanl kla aralar nda gerilim artt. Pek çok üye de ifltirildi. Üyeler aralar nda toplant lar yap p bir ortak karara bile yönelmek istediler. Gündeme yetiflemeyen kurullara karfl Bakanl k yeni kurullar kurarak (28 adet) görev alanlar daralt ld. Bu kez onlara yeni üyeler bulmak iflin niteli ini de do rudan etkiledi. Yeterli deneyim ve prati i olmayan isimler üretildi. Birim fiyatlar nda da bir sorun oluyordu. Bunlar beli standartlara dökme ilkesi, iflin türü nedeniyle boyuna özel fiyatlar art rd, Çünkü restorasyon bir seri üretim olmay p kuyumcu gibi onu ifllemeye yönelik incelik istiyordu. Bat Dünyas, korumadan yana yeni ürünler Üretirken zaman zaman bunu bir Güzellik Müstahzarat gibi gelire dökmedi de il. Her deneme için belli bir süre gerekirken bir yenisi denenir oldu. Söz gelimi Çatalhöyük Tanr - Kral dikilitafl ndaki deneme hiç de bekleneni vermedi. Ocaktan tafl ç karma, onlara motorla yüz açma, paket flekline dönüflen bazalt ve andezitleri kendi özgün gözenek ve renkleri aç s ndan tan nmaz duruma soktu. Diyarbak r n gözenekli siyah bazalt tafl flafl rt c bir perdahl ürüne döndü. Ankara da kald r mlara uygulanmaya bafllayan andezitler de kendi görsel özgünlüklerini yitirdi, Bunun yan nda, el ile yonan taflç lar n giderek iyice azalmas na yol açt. E itim politikas bir garipleflti. Eski Erkek Sanat Enstitüleri ara eleman yetifltirirken, bunlar Tekniker Okullar izledi. Oray bitirenlerin üniversitelere yönelmeleri yine amac na ters düfltü, Gazi E itim, Erkek Teknik Yüksek Ö retmen Okulu (vb) üniversite bünyesine al nd. Ve iflte tüm bu belirsizlikler/da n kl l k uzman ve ara eleman yetifltirilmesine çözüm getirmedi, iflin sorunlulu unun bilincinde olan yükleniciler (müteahhit), çal flanlar n en iyisi oldu unu sand kiflilere ifl verdi, Ancak, bunlar n say lan çok azd. Avrupa Birli i deste iyle Koruma ve Restorasyon Firmalar Derne i ni (KOREFD) kurdu ( ). Amaç nitelikli eleman yetifltirmekti. E itim görenlere uygulama flans do du. Günümüzde, Türkiye Cumhuriyeti s n rlar içinde 70 adet üniversitenin 58 inde sa l k, spor, bilgisayar, motor, uçak, iletiflim ve bunun gibi konumuz d fl dallar say lmazsa 326 adet Meslek Yüksek Okulu vard r 4. Bunlar n kaç tanesinin do rudan yap sanat yla ilgili e itim verdi ini sözü 4 Üniversiteler Yüksek Ö retim Programlar ve Meslek Rehberi, Ankara 2000, s,xix-xxviii

244 VAKIFLAR DERG S edilen yay n belirtmiyor. Bu nedenle her y l, kaç ara ve do rudan eleman n ifl alan na kazan ld, bunlara kurflun, kal p, ahflap f r nlama, ar nd rma, tafl ve yonma, çini, s rl tu la, kiremit, kerpiç, alç, içlik, difllik, metal iflleri, carn, mukarnas, akustik, sedef, kündekâri, malakâri, kalemisi gibi e itimlerin verildi i de bilinmiyor, Ayr ca e itim gören s n rl say n n hangi bir ifle yetiflece i de planlanm fl de ildir. fiu anda restorasyonlar m z için yap malzeme analizi ve deney laboratuvarlar da, ayr ayr kurumlarda ve farkl uzmanl klardad r. Geçmifl ve günümüzün bu da n k, yetersiz ve niteliksiz durumu özetlenirse: -Türkiye de koruma ve onar m kurallar ndan yana yayg n ve nitelikli bir ortak dil yoktur. En az ndan çok yetersizdir. -Arkeolojik, do al ve tarihsel aitle ilgilenen müzeler ayr bir uzmanl k dalandad rlar. Önemli sivil yap lar na (saray, köflk vb.) ne kadar yetiflebildikleri tart fl labilir. -Üniversiteler kendi ekol ve düflüncelerini kurumlaflt rma çabas ndad rlar. Bir tafl nmaz n onar m için ayr görüfller ileri sürülebilmektedir veya ilgilinin görüflüyle s n rl d r. -Birim fiyatlar alabildi ine bol ve da n kt r. Bunda da ortak bir dil yoktur. -KOREFD, Belediye, Özel dare, Meslek Odalar, Sivil Kurulufllar ayr ayr birer kurumdur. AB deste inin hangi i e / konuya, ne zaman ve ne kadar kat laca / katk da bulunaca kiflisel gayretlere ba l d r, Bu da n k gruplar, hakl olarak kendi beklentilerine göre korumaya farkl yaklaflacaklard r, Sivas Gök Medrese 1978 den beri gündemde oldu u için üstüne e ilinebilmifltir. -Mimarl k Miras na girmifl daha nice yap ne zaman ve kimin gayretiyle gündeme gelecektir. Böyle bir öncelikler dizini var m d r? Söz gelimi Kilis Mevlevihanesiyle, Van-Gevafl zzettin fiir Bey Cami ve Medresesiyle, Kayseri Bünyan Ulu Camisiyle, Tire, Ayd n, Antep, Bayburt ve daha nicelerine kim ne zaman e ilecektir? Yukar da sayd klar m z kurumlar n (vb.) her hâlde hiç biri bunlardan rant beklemez. Öyleyse Vak flar Genel Müdürlü ü kendi sorununu kendi çözmek durumundad r. Vak flar ayr bir ekol ve okuldur. Yurt içinde, yurt d fl nda say lamayacak kadar tafl n r / tafl nmaz de eri vard r. Bunlara el atman n flimdiden planlanmas, ça dafl uluslararas nitelik ve nicelikte flimdilik kendi yap lar için e itim veren, ara ve do rudan eleman yetifltiren bir okul kurmal d r. Bu, yüksek okul, üniversite, enstitü vb. olabilir. Zaman nda vak f inflaat deneyimi yafland. Vak flar do rudan yüklenici kurum (müteahhit) olmadan yöneten olmal. Vak f Meslek Lisesi, Vak f Meslek Yüksekokulu ve Vak f Teknik Üniversitesi ad bizlere s cak geliyor y l içinde nitelikli, nicelikli bir taban hiç de ulafl lamayacak hedef de ildir ve kurullar n niteli ini de do rudan etkileyecektir. Unutmayal m ki Osmanl da her medrese derecesine göre birer üniversiteydi

245 Vakfiye Defterlerindeki Kat Etiketler Yrd. Doç. Y lmaz ÖZCAN Gazi Üniversitesi Mesleki E itim Fakültesi Ö retim Üyesi ak flar Genel Genel Müdürlü ü, Arfliv ve Yay n V Dairesi Baflkanl nda çal fl rken, vakfiye defterlerine yap flt r lm fl olan kat etiketler dikkatimi çekmifl ve bulabildi im kadar n n estampaj usulüyle kopyalar n pelür ka tlara ç kartm fl, bulunduklar defter numaralar n yaz p, ölçülerini alm flt m. Etiket, Frans zca bir kelime olup : Bir mal n cinsini, miktar n ve özellikle fiyat n belirtmek için üzerine konulan küçük ka t ; Bir fleyin ne oldu unu göstermek için üzerine konulan veya yap flt r lan yaz l ka t ; Müzelerde teflhir olunan sanat eserlerinin ne oldu unu ve hangi sanatkâr taraf ndan yap ld klar n gösteren yaz lar ve levhac klar, anlam ndad r. Türklerin yüzy llarca devam ettirdikleri, günümüzde de devam ettirilmeye çal fl lan kitap, ka t ve süsleme kültürümüzün önemli bir dal da kat sanat d r. Kat bir ka t veya deri üzerindeki yaz veya flekli bir kalemt raflla kesip ç kararak içi oyulmufl olan parçay veya ç kan parçay di er bir ka t, bir deri üzerine yap flt rmak suretiyle vücuda getirilen ifllerdir. (Arseven 1957: 980). Herhangi bir süsleme motifinin ka t veya deriden oyularak yap lan kat sanat nda, kesilip ç kart ld ktan sonra baflka bir yere

246 yap flt r lana erkek oyma, içi oyulmufl k sma ise difli oyma veya negatif oyma, pozitif oyma denir.(gülbün 1998: 15) Türk süsleme sanatlar nda kullan lan bütün motifler bu sanat dal nda da çeflitli yöntemlerde uygulanm flt r. Özgün Türk Kat etiketlerinde, genelde flu motif ve biçimlere rastl yoruz.: Oldukça sade f rf rl, simetrik ve geometrik olarak kesilmifl olanlar, mimarîde kullan lan tafl, ahflap silmelere benzeyenler, flemse biçimliler olanlar, dalgal fiyonklu ve fiyonksuz çiçek demetleri, bir kalbin çevresinde dilimli yapraklar, kordon ve tepesinde Tanzimat Günefli motifi olanlar, tepelik motifliler, kapakl küp ve vazo biçimliler, oldukça Osmanl Armas görünümler, Osmanl dönemi dükkân tabelâlar na benzeyenler, sade ve ayr nt l arma görünümünde kesilenler, kadeh biçimliler, daire ve oval biçimli olanlar. Bu kat etiketlerde ajur ifli, yani makasla, b çakla oymalar, do al olarak,kenarlarda yer almaktad r. Orta k s mlar yaz için genifl ve bofl b rak lm flt r. Alt deri, üstü ka t ayn motifin katmerli olanlar da vard r. Kimi kat etiketlerin yanlar na, içlerine renkli kalemle sade çizgiler çizilmifltir. Halkâr Tezhipli olanlar na da rastlanmaktad r. Bir grup etiketler ise matbaa bask s olup, kat ifllemlerinin sonradan yap ld izlenimini vermektedirler. Bunlar da simetrik olup, Bereket Boynuzu biçimindeki bir vazodan ç kan çiçek demeti, akarsu biçimli asma motifi, boncuk dizileri, kartufllar gibi Avrupaî üsluplu süslemeleri içermektedirler. Bunlar da Yurdumuzda bas lm fl ya da veya ithal edilmifl olmal d r. Vak flar Genel Genel Müdürlü ü Arflivi ndeki bütün bu kat etiketler, okunulurlu unu sa lamak aç s ndan, nohudi simili veya krem rengi tonlar nda Hamidiye veya stanbulî ka tlar kullan larak üretilmifltir. Kimilerinde filigran izleri görülmektedir. Kal nca, de iflik talyan ka tlar da kullan lm flt r. Kat etiketlerimizi sistematik olarak inceledi imizde, bunlar n yüzy llara dayanan köklü bir gelene inin oldu unu hemen görürüz ve anlar z. Arflivlerimizde binlerce seçkin örnekleri oldu u halde, kat sanat n yaz p anlat rken, bunlardan özel VAKIFLAR DERG S bir bafll k alt nda bahsetmemenin haks zl k olaca düflüncesindeyim. Çünkü, kat etiketlerin belge kültürümüzde önemli bir yeri vard r. Bunlar için sav m flu hususlar olacakt r : Geleneksel el sanatlar m zdan Kat n özgün bir dal d r. Yüzy llar aflan bir geçmifli vard r. Bize özgü bir kültürü yans tmaktad r. Motifleri, konular itibariyle gelenekseldir.kendi kültürümüze ait sembolleri aktarmaktad r. Nesillerden nesillere ulaflan bir zevki, el becerisini devam ettirmektedir. Çelik kal plarla, bask yla seri olarak üretilmemektedir. Bilgi ve beceri gerektiren üstün bir plastik sanat de erleri vard r. Zenaat ve sanat bünyesinde bar nd rmaktad r. Uyguland alana yaz s yla, biçimiyle, rengiyle estetik bir görünüm kazand rmaktad rlar. Bir Türk Etiketi varl n n yads namayacak, küçümsenemeyecek belgelerini oluflturmaktad rlar. Belgeler üzerinde hofl bir belgedirler; ça lar n n belgeleri. Bat ülkeleri kat ve benzeri kültürel varl klar n 11. y.y.dan beri sistemli olarak toplamakta, Devlet Kalkografi Daireleri nde, özel konu bölümlerinde saklamakta ve gelecek kuflaklara aktarmaktad rlar. Louvre Müzesi nde, Vatikan da, Madrid te Almanya da böyle daireler bulunmaktad r. lhan Oval o lu nun kat etiketler hakk ndaki düflünce ve de erlendirmelerini teflekkürlerimle aynen aktar yorum : Bu mütevaz etiketler ve ebrular, sanat bünyesinde yaln z güzelli i ve güzelli in insan zihni ile duygular ndaki tesirlerini konu olarak ele alan, tek ve ba ms z bir kurum gibi düflünmenin do ru olmad n gösteren somut örneklerdir. Bu küçük boyutlu eserler, sanat ananesinin toplum içinde do up yaflad n ve hatta öldü ünü; bundan dolay da bir sanat eserinin devrini en iyi anlatan tan klardan biri oldu unu gösteren kan tlard r. Türk sanat n n geçirdi i tüm de iflimlere ve bünyesine kat lan yeniliklere ra men kendine has nüanslar ndan ve ruhundan kopmad n da gösterirler. Bugün bile el yazmalar n n ciltleri, hat levhalar, tezhipler, ebrular ya da kat sanat n n en güzel örneklerinden olan etiketler, bu kendine has ruhun onlara katt klar sayesinde hâlâ hayranl kla seyredilmektedir. ( Oval o lu 2007:8)

247 SAYI 32 Söz konusu arflivdeki kat etiketler 1800 lü y llarda üretilmifl olduklar ndan 19. yüzy la tarihlemek yerinde olur. Kat sanat günümüzde olabildi ince yürütülmeye, yaflat lmaya çal fl lmaktad r. Fakat iflin sanat yönü a r bast ndan yeteri kadar üretilip sat fla arz edilememektedir. Kat etiketler ise yaln z arflivlerde görülebilmekte, kat programlar nda yer almamaktad r. Bütünüyle unutulmufl durumdad r. Bundan böyle, kat sanat e itim-ö retim programlar mda Türk Kat Etiketleri kopya ve tasar m konular na yer vermeyi özellikle planlamaktay m. Ola anüstü zengin bir kat etiket kültürüne sahip ülkemizde, kat sanat n yeniden canland r p gelecek kuflaklara devretmenin görevlerim aras nda oldu u inanc nday m. Bu konuda çal flmalar m sürmektedir. Çok de erli ciltlerimizde, minyatürlerimizde v.b. oldu u gibi isim yazmaman n kat etiketlerimizde de devam etti ini üzülerek görüyoruz. Bunlar n arflivlerde görevlilerce hemen kesilip, belgelere yap flt r ld varsay labilir. Yap flt rma iflleminde o günlerde de pirinç ve bu day niflastas yla, derilerin de çiriflle yap ld n biliyoruz. Bu do al maddeler ka d en güzel biçimde yap flt rd gibi, yüzy llarca dayan kl l klar n korumakta, ka d, deriyi oksitlendirmemektedir. Etiketlerin kopan k s mlar nda bunlar n art klar görülmektedir. Örneklerini sundu um kat etiketlerin as llar na özen göstererek yeniden yar mlar n çizdim, ka d ikiye katlad m ve ameliyatta kullan lan neflter b çakla kestim ve oydum. As llar n n yar s çizildikten sonra küçülttürüldü, sonra kesimleri yap ld. Yani, bu kat etiketlerin as llar n n ayn olmas na azamî gayret gösterilmifl, herhangi bir ekleme, ç karma yap lmam flt r. B BL YOGRAFYA Arseven, C. E.( 1957).Sanat Ansiklopedisi, C. 2, stanbul.. Mesara, G. (1998)Türk Sanat nda nce Ka t Oymac l (Kat ), Ankara. Oval o lu,. (2007) Arflivin Rengi Osmanl Belgelerinde Ebru ve Etiket, stanbul. Özcan, Y.(2007 Türk ve Çin nce Ka t Oyma Kat Sanat n n K sa Karfl laflt r lmas, Mesleki E itim Dergisi, C. 9, S.18, Ankara, s Yazar n Arflivi

248 VAKIFLAR DERG S

249 SAYI

250

251 Bugünden Düne ve Yar na Bir Yolculuk; Ankara Vak f Eserleri Müzesi Halil brahim SEZER Vak f Uzman VGM Ulus ta 1 yer alan Ankara Vak f Eserleri Müzesi nin tarihi Cumhuriyet in ilk y llar na kadar uzan r y l nda, dönemin geçerli mimari üslubu I. Ulusal Mimarl k tarz nda infla edilen yap, ilkin Hukuk Mektebi olarak hizmet görmüfltür. Daha sonra s ras yla Ankara K z Sanat Mektebi, Ankara Yüksek Ö renim Vak f K z Yurdu olarak kullan lmas n takiben bodrum kat Vak flar Genel Müdürlü ü nce halka hizmet veren afl evi di er katlar ise Ankara Müftülü ü olarak de erlendirilmifltir te, boflalt larak Vak flar Genel Müdürlü ü taraf ndan müze amaçl kullan lmak üzere bak m ve onar m yap lan yap, 2007 y l nda müze olarak ziyarete aç lm flt r. Böylece hem eski bir eser onar larak yeni iflleviyle yaflat lm fl hem de baflkent Ankara bir vak f müzesi kazanarak iki yönlü bir kazan m sa lanm flt r. Bir anlamda e itimden kültüre uzanan yolculuk gerçeklefltirilmifltir. Bu ba lamda Ankara Vak f Eserleri Müzesi, ça m zda de iflen ve her geçen gün geliflen yeni müzecilik anlay fl yla özellikle vak f kültürünün tan t m n amaçlamaktad r. Modern bir anlay flla kurulan ve vak f müzelerinin seçkin örne i konumundaki müze yap s, zemin üzerine iki katl d r. Alt kat çeflitli depolara, konservasyon laboratuvar na, hal y kama

252 VAKIFLAR DERG S havuzu ve revir ile geçici (süreli) sergi salonuna ayr lm flt r. Süreli sergi salonu ayr bir kap girifliyle di er mekânlardan ba ms z olarak tasarlanm flt r. Birinci katta idari mekânlar ile bir numaral sergi salonu yer al r. kinci kat ise dört farkl sergi salonu fleklinde düzenlenmifltir. Ça dafl müzecilik anlay fl n benimseyerek bu amaçla hareket eden Vak flar Genel Müdürlü ü nün Türkiye deki ilk uygulamas n Ankara Vak f Eserleri Müzesi nde görebiliriz. Müzede, yap lan teflhirin çeflitlili i ve eser zenginli inin yan s ra bilgilendirmenin de önemi vurgulanmaktad r. Ziyaretçiler Türkçe, ngilizce, Almanca, Arapça ve Japonca olmak üzere befl farkl dilde anlat m kolayl sunan el bilgisayarlar ile eserler hakk nda bilgi almakta, dokunmatik ekranlarla da eser gruplar ve müze hakk nda farkl bilgilere ulafl labilmektedir. Engelli, yafll ve çocuklu ziyaretçilerin müzeyi rahatça gezebilmelerini sa lamak amac yla engelleri kald ran müzecilik anlay fl yla engelli asansörü bulunmaktad r. Bilgi sistemlerinin d fl nda son teknolojiyi yans tan güvenlik sistemleri ile de müze korunmaktad r. Vak f Eserleri Müzesi nde tafl nabilir nitelikteki vak f kültür varl klar sergilenmektedir. Bu ba lamda dokuma hal ve kilimler müze koleksiyonunun önemli bir k sm n oluflturmaktad r. Hareketli panolarda, çekmecelerde, kitap sayfas sergilemesinde ve sabit zeminlerde cam içinde sergilenen onlarca hal ve kilim, renk ve motif zenginli ine iflaret etti i gibi, her bir motifin alt nda yatan düflüncenin eme e nas l yans t ld n da gözler önüne serer. Farkl bölgelere ait olan hal ve kilimlere bak ld nda adeta Türkiye bir uçtan bir uca gezilir. Müzede, bir zamanlar mimariye ba ml olarak kullan lan ahflap ve çini parçalar da sergilenmektedir. Bu parçalardaki estetik ve zevki düflündü ümüzde, günümüzde daha ön plana ç kan ifllevsellikten dolay esteti in nas l geri plana at ld gözler önüne serilmektedir. Sakal flerif kutular nda görülen özen ve titizlik ise slam dini ve peygamberine duyulan sevgi ve sayg n n bir yans mas olmal d r. Para keseleri de bir dönemin al flkanl n n zevk ile nas l uyum sa lad n n göstergesidir. Ziyaretçiler saatleri görüp seslerini iflittiklerinde neden her saat bafl uyar ld klar n anlay p, zaman n ayak sesi olarak haf zalar na kaz yacaklard r. Müzede önemli bir di er eser grubunu oluflturan maden eserler incelendi inde, dönemin inanc n n ve ruhunun metallere ne denli flekil verdi i, kaz nan yaz lar okundu unda da asl nda tarihe düflürülmüfl kay tlar, aidiyet belirten tapular oldu u bilinci do acakt r. Yazma Eserler Salonu da müzenin ilgi çeken bir baflka köflesidir. Zahmetli bir u rafl sonucu haz rlanan yazma eserlerin her harfi ve sat r nda göz nurunun eme i hissedilir. Müzede zengin vak f kültür varl n n ancak küçük bir seçkisi mekânlar n elverdi i ölçüde farkl tasar m ve sergileme teknikleri ile sunulmaktad r. Ankara Vak f Eserleri Müzesi bir yönüyle daha dikkat çekicidir. Bir zamanlar bulunduklar yap lardan çal narak yurt d fl na kaç r lan kimi vak f eserleri, uzun ve srarl hukukî süreçlerden sonra geri getirilerek sergilenmeleriyle ayr bir de er tafl r. Her bir eserin ayr hikâyesi oldu unu ö renip kimilerinin hikâyesini de kendi a z ndan dinlemek de müzecilikte yeni bir uygulama olmal d r. Müze, ayn zamanda çocuklar da düflünerek proje gelifltirmifltir. Buna göre çocuklar n yaparak yaflayarak ö renmelerinin sa land zihinsel, bedensel, biliflsel, duyuflsal ve sosyal geliflimine katk da bulunacak canl bir ö renme merkezi infla edilmifltir. Müzedeki drama etkinlikleriyle çocuklar hem keyifli vakit geçirerek müze gezme al flkanl kazanmakta hem de bilgi sahibi olmaktad r. Çocuklar n yan s ra yetiflkinler için de e itim faaliyetlerine ev sahipli i yapan müzenin sinevizyon odas nda e itici gösterimler yap l rken, çok amaçl salonunda hizmet içi e itim çal flmalar gerçeklefltirilmektedir. 1 Atatürk Bulvar No: 23. Opera Binas karfl s, ller Bankas yan

253 SAYI 32 Müzenin alt kat nda yer alan ve ayr bir girifli bulunan geçici sergi salonu belli sürelerle sanatç ve zanaatkârlara tahsis edilmekte ve geleneksel el sanatlar ndan modern sanatlara kadar genifl bir yelpazede teflvik amac yla sanatç lar n kullan m na sunulmaktad r. Böylece sabit sergilerin yan nda, gerçeklefltirilen geçici sergilerle müzenin sürdürülebilirli i ve her daim canl kalmas sa lan p baflkentin kültür sanat birikimine katk yap lmakta ve toplumsal bir rol üstlenilmektedir. Eski Eser Koruma ve Onar m Atölyesi müzeye gelen eserlerin ilk mekân olup sergi salonuyla sonlanacak yolculu un ilk dura d r. Ehil ellerin, ortaya koyan, üreten ellere, müdahale etmeksizin ve ona sayg yla yani özgün halini bozmaks z n ve yeni yeni nesillere ulaflabilsin diye yapt klar müdahaledir asl nda. Bir bak ma genifl bir ufuk çizgisi ama s n rl bir alanda haddini aflmadan. Müze bünyesinde faaliyet gösteren kafeteryada, müze ziyareti s ras nda bir soluk almak ya da ziyareti tamamlad ktan sonra yorgunluk atmak için bir bardak çay içebilir ve sonras nda birkaç ad mla flehrin kalabal na kar flabilirsiniz. Ankara Vak f Eserleri Müzesi, geçmiflten gelen vak f duyarl l n gelece e tafl yarak uluslar aras ölçülerde ça yakalayan ve yaflayan bir müze olma yolunda koydu u hedeflere emin ad mlarla ilerlerken, farkl çal flma alanlar ile toplumun her kesimini içine alan iflbirli i sa layarak toplumsal bir rol üstlenmekte ve kültürel kalk nmaya öncülük etmektedir. Ça dafl müzecilik anlay fl yla Ankara n n kültür sanat ortam na canl l k getiren, sundu u teknolojik ve sosyal imkânlarla baflkentin merkezinde, bir soluk ald rmay amaçlayan ve tarihe ev sahipli i iddias yla yola ç kan Ankara Vak f Eserleri Müzesi geçmiflin fl n gelece e tafl mak ad na sizleri bekliyor. Sözün bitti i yerde; bugünden düne ve yar na bakmak için yolculu un merkezinde, müzede buluflmak üzere * * a) Teberrükât eflyalar ; yazma ve basma Kur an Kerim, cüz, kitap, sakal flerif, kabe örtüsü, hal, kilim ve di er sergi malzemeleri, minber ve kürsü örtüsü, flal, kap perdesi, sancak, flamdan, flamdan mumu, avize, kandil ve kandillik, ask tak m, rahle, kürsü, minber, kap ve pencere kanatlar, merdiven, cüz ve sakal flerif mahfazas, sehpa, levha, saat, gülapdan, buhurdan ve benzeri eflyalar, b) Tekke eflyalar ; taç, küpe, h rka, gömlek, palhenk, k l ç, etek, dolak, hüccame, tennure, kanberiye, zerdeste, teber, nize, nacak, keflkül, nefir, kabak, kafla, mafla, sofra, asa, çale, yast k, post, haydariye, t, flifl, seng, çomak, tespih, flifa tas, kavuk, sikke, alem, ney, kudüm, tef ve benzeri eflyalar, c) Vakfiye, hüccet, berat, ferman, flahsiyet kayd ve benzeri kültür varl klar, d) Gerçek ve tüzel kiflilerin eski eser niteli i tafl yan ba fl ve terekeleri

254 VAKIFLAR DERG S Resim lu y llarda Ulus ve Hukuk Mektebi Binas (VEKAM arflivinden) Resim 2. Müze Ön Cephe

255 SAYI 32 Resim 3. 2 no lu Sergi Salonundan görünüm Resim 4. Müze de e itim çal flmas

256 VAKIFLAR DERG S Resim 5. Geçici Sergi Salonundan bir sergi Resim 6. Müze Konservasyon ve Restorasyon Laboratuvar

257 ki fiehrin Vak flarla Ortak Hikâyesi Gaziantep ve Halep te Vak flar Sempozyumu Mehmet ÇET N Araflt rmac Yazar V ak flar Genel Müdürlü ü ve Gaziantep Belediyesinin destekleri, Gaziantep ve Halep Üniversitelerinin iflbirli i ile düzenlenen G.Antep ve Halep te Osmanl Dönemi Vak f Eserleri Sempozyumu Aral k 2009 tarihleri aras nda G.Antep ve Halep Üniversitelerinde yap ld. Konusu, organizasyonu ve kat l mc lar ile son derece dikkate de er buldu umuz bu sempozyumun akademik toplant lar n tahmin edilebilecek yararlar n n çok üzerinde bir önem ve anlama sahip oldu unu büyük bir memnuniyetle gördük, hissettik ve yaflad k. Cumhuriyet in kuruluflundan önce Halep in Osmanl devletinin bir vilayeti, Gaziantep in de bu vilayetin bir sanca oldu u düflünülecek olursa iflaret etmeye çal flt m z önem ve anlamla bizde uyand rd duygu ve düflüncelerin karfl l anlafl labilir san yorum. Onlarca y ld r birbirine tereddüt ve endifle ile bakan Türkiye ile Suriye aras ndaki yak nlaflma ve bunun bir sonucu olarak vizelerin kald r lmas, iki toplum aras ndaki iliflkilerin güçlenmesine inan lmaz bir ivme kazand rm fl. Sempozyumun akademik verimlerinden çok daha fazla bir önem ve anlam tafl mas bu yak nlaflman n, iki toplumun birbirini yeniden

258 VAKIFLAR DERG S keflfetmeye çal flma çabas n n sempozyumun havas na da egemen olmas nda görülebilir. Sempozyuma Valilik, Belediye ve yerel yöneticilerin ilgi ve kat l m da yüksekti. Ayn ilgi ve kat l m yüksekli ini Halep in yerel yöneticilerinde de gözledik. Çok say da Türk ve Suriyeli ilim adam n n G. Antep ve Halep Üniversitelerinde sundu u tebli ler san lan n aksine bizi geçmifle götürmek yerine sanki geçmifli bugüne tafl d ve Türkiye-Suriye iliflkilerine tarihsel bir derinlik kazand racak kap lar arald. Daha do rusu var olan tarihsel derinli i ortaya ç kard. Denilebilir ki, bir kültür co rafyas iki ülkeyi ve toplumu kendisine ça r yor, tarih aktüel olana yol aç yor, k lavuzluk ediyordu. Sempozyumun Türkiye bölümünün sonunda düzenlenen flehir turu ile gezip gördü ümüz, sadece restore edilmekle yetinilmeyip yeniden ihya edilen ve ekonomiye kazand r lan 30 a yak n vak f eseri hanla di er yap lar G. Antep in tarihi dokusunu ve kimli ini de ortaya ç karm fl. Baflka bir tabirle söyleyecek olursak G.Antep in içinde Ayntab da gördük, hem de günlük hayat n ve ticaretin içinde. Ayn fley Halep üniversitesindeki sempozyum ve flehir gezisi için de söylenebilir. Muhteflem Halep Kalesi, hemen stanbul daki Kapal çarfl y hat rlatan Halep Kapal çarfl s, sade ve güzel camileri bizi bir turist ya da ziyaretçi gibi de il bir müntesibi gibi, bir parças gibi karfl lad. ki ülkenin ayn co rafyan n hamuruyla yo rulan ruhunun ete kemi e büründü ü ikiz benzerlik karfl laflt m z her insanda kendisini hemen gösteriyordu. Hemen her konuflmac n n tebli inden önce iki ülkenin yak nlaflmas ndan duyulan memnuniyet lerini ve bu yak nlaflmay sa layan Türkiye ve Suriye nin yöneticileriyle ilgili takdirlerini, bir jest olarak de il, son derece sade ve o ölçüde içtenlikli bir dil ile ifade etmeleri toplant n n en dikkate de er yan yd. Bizi son derece memnun eden bir baflka olay da, Halep Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat bölümü ö rencilerinin gösterdi i yak n ilgiydi. Suriyeli bir ö renciden Mona Roza y dinlemek bu toplant n n küçük ama en keyifli belki de en unutulmaz enstantanelerinden biriydi. Bu tür etkinliklerin bir son de il çeflitlenerek, artarak ve geliflerek devam eden bir sürecin bafllang c olmas, iki ülkenin birbiriyle bilgi birikimini paylaflmalar sonucundan çok daha fazla ve çok genifl bir alanda iflbirli inin ortam n haz rlayacakt r. Bu yüzden sempozyumun varsa aksakl klar hiç kimsenin dikkatini bile çekmedi

259 SAYI

260 VAKIFLAR DERG S

Fatih te Bulunan Klasik Bir Osmanl Yap s Medresenin Rehberli inde Haydarpafla Külliyesi

Fatih te Bulunan Klasik Bir Osmanl Yap s Medresenin Rehberli inde Haydarpafla Külliyesi Fatih te Bulunan Klasik Bir Osmanl Yap s Medresenin Rehberli inde Haydarpafla Külliyesi Özet lasik dönem Osmanl mimarisinin örne i olan Haydarpafla K Külliyesi cami, çifte hamam ve bir çeflmeden oluflmaktad

Detaylı

Türk Hal lar nda Görülen Mimari Tasvirler*

Türk Hal lar nda Görülen Mimari Tasvirler* Türk Hal lar nda Görülen Mimari Tasvirler* Özet B itkisel, geometrik, figürlü, yaz l ve nesneli olarak çok zengin desenlere sahip Türk hal lar nda mimari tasvirler bafllang çta simgesel olarak yer alm

Detaylı

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR 840 KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR MEZARLIKLAR 841 ALİYENLER MEZARLIĞI Karatay İlçesi, Yanık Camii Esiri Mehmet Sokakta yer almaktadır. 06.01.1989-370 Mezarlığa

Detaylı

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS SELÇUKLU MİMARİSİ Selçuklular Orta Asya dan Anadolu ve Ön Asya ya yolculuklarında Afganistan, İran, Irak, Suriye topraklarındaki kültürlerden ve mimari yapılardan etkilenmiş, İslam dinini kabul ederek

Detaylı

ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU II Mart 2004 B LD R LER C LT 2. Editörler

ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU II Mart 2004 B LD R LER C LT 2. Editörler ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU II 12-13 Mart 2004 B LD R LER C LT 2 Editörler Prof. Dr. Zekeriya Kurflun Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili Dr. Kemal Kahraman Celil Güngör Seyfettin Ünlü Tel. 0216 341 05 00 Fax 0216 391

Detaylı

Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir

Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir Cacabey Gökbilim Medresesi K rflehir, sahip oldu u tarihi ve kültürel de erleriyle Anadolu topraklar nda Türk- slam Medeniyeti nin oluflmas nda çok önemli yere sahip olan

Detaylı

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul Yay n no: 07 Sohbet : 01 stanbul 2008, 1. Bask ISBN 978-975-8757-08-4 Editör: Necdet Y lmaz Hadis Tahriçleri Süleyman Sar Kitap konsept ve tasar m : GNG TANITIM Kitap iç uygulama: TN LET fi M Bask : Acar

Detaylı

EYUPSULTAN SEMPOZYUMU

EYUPSULTAN SEMPOZYUMU EYÜPSULTAN SEMPOZYUMU V TARİHİ, KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA EYUPSULTAN SEMPOZYUMU V TEBLİGLER EYÜP BELEDİYESİ KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜGÜ TEL: (0.212) 563 16 65-616 00 98 FAX: (0.212) 616 00 78 e.mail: kultur@eyup-bld.gov.

Detaylı

TAR H HAVAGAZI FABR KASI KÜLTÜR MERKEZ

TAR H HAVAGAZI FABR KASI KÜLTÜR MERKEZ TAR H HAVAGAZI FABR KASI KÜLTÜR MERKEZ Proje Yeri zmir Restorasyon Projesi Es Yap fiehircilik Mimarl k Restorasyon San. Tic. Ltd. fiti. Çevre Düzenleme Projesi zmir Büyükflehir Belediyesi Etüt Proje Müdürlü

Detaylı

Datça Konut Mimarl II

Datça Konut Mimarl II 30 Datça Konut Mimarl II EGE M MARLIK DERG S N N 65. SAYISINDA YARIMADANIN EN KARAKTER ST K KONUT T P OLAN TEK MEKANLI YAfiAMA B R M NCELENM fit. BU MAKALEDE SE TEK MEKANLI YAfiAMA B R M N N BASKIN M MAR

Detaylı

EYÜP VAKIF AB DELER NDEN TÜRK VAKIF HAT SANATLARI MÜZES NE GET R LEN ESERLER

EYÜP VAKIF AB DELER NDEN TÜRK VAKIF HAT SANATLARI MÜZES NE GET R LEN ESERLER T A R H K Ü L T Ü R Ü V E S A N A T I Y L A EYÜP VAKIF AB DELER NDEN TÜRK VAKIF HAT SANATLARI MÜZES NE GET R LEN ESERLER Dr. Zübeyde Cihan ÖZSAYINER stanbul Süleymaniye de do du. stanbul Üniversitesi Edebiyat

Detaylı

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul 191 Camii minaresi Camii, Ýstanbul un Fatih ilçesinde, Hýrka-i Þerif civarýnda, Hüsrev Paþa Türbesi yakýnýnda, caddesi, Hoca Efendi sokaðýnda bulunmaktadýr. Bu camiin bânîsi, Sultan Ýkinci Bayezid in veziri

Detaylı

ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA

ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA B üyükçekmece deki yeni kampüsünü e itim ve ö retime açan, anas n f, ilkö retim, anadolu ve fen liselerini içeren Ç nar Koleji 32 bin metrekarelik alana kurulu

Detaylı

Belgeselcinin Gözüyle

Belgeselcinin Gözüyle Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir Yap m 99 y l süren bir kartal yuvas shak Pafla Saray shak Pafla Saray, XVIII. Yüzy l sonlar ndaki Osmanl üslubunu yans tan ve mparatorlu unun do usu için Topkap Saray kadar

Detaylı

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ Ulu Cami Medresesi, kuzey-batı köşesine sokulmuş olan Küçük Mescit ve onun bitişiğindeki muhdes bir yapı sebebiyle düzgün bir plân şeması ve âbidevi bir görünüş arz etmez. Bununla beraber

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları I Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları II Yay n No : 2056 Hukuk Dizisi : 289 1. Bas Kas m 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-953 - 8

Detaylı

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 : CO RAFYA DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 : K rk nc paralel üzerindeki bir noktan n hangi yar mkürede yer ald afla dakilerin hangisine bak larak saptanamaz? A) Gece-gündüz süresinin

Detaylı

HACI BEfi R A A DARÜLHAD S

HACI BEfi R A A DARÜLHAD S T A R H K Ü L T Ü R Ü V E S A N A T I Y L A HACI BEfi R A A DARÜLHAD S REST TÜSYON, RESTORASYON ÖNER S Z Yrd.Doç.Dr.Z. Hale TOKAY / Nesrin MUMCU 1958 y l nda stanbul da do du. 1982 y l nda Mimar Sinan

Detaylı

PİRİ MEHMET PAŞA CAMİİ'NİN SÜSLEME PROGRAMININ KLASİK OSMANLI MİMARİSİNDEKİ YERİ 1

PİRİ MEHMET PAŞA CAMİİ'NİN SÜSLEME PROGRAMININ KLASİK OSMANLI MİMARİSİNDEKİ YERİ 1 Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences (5), 2011,10-24 BEYKENT ÜNİVERSİTESİ/ BEYKENT UNIVERSITY PİRİ MEHMET PAŞA CAMİİ'NİN SÜSLEME PROGRAMININ KLASİK OSMANLI MİMARİSİNDEKİ YERİ 1 Yrd. Doç.

Detaylı

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler Metin TUNÇ Seçici Olun ISI' n editoryal çal flanlar her y l yaklafl k olarak 2,000 dergiyi de erlendirmeye tabi tutmaktad r. Fakat de erlendirilen

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Erol ALTINSAPAN 1 Mehmet Mahur TULUM 2 ESKİŞEHİR KURŞUNLU CAMİ KİTABESİNİN TARİHLENDİRİLMESİ ÜZERİNE SON TESPİT

Erol ALTINSAPAN 1 Mehmet Mahur TULUM 2 ESKİŞEHİR KURŞUNLU CAMİ KİTABESİNİN TARİHLENDİRİLMESİ ÜZERİNE SON TESPİT Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 23, Mart 2016, s. 1-6 Erol ALTINSAPAN 1 Mehmet Mahur TULUM 2 ESKİŞEHİR KURŞUNLU CAMİ KİTABESİNİN TARİHLENDİRİLMESİ ÜZERİNE SON TESPİT Özet Eskişehir

Detaylı

: TRE Investment-TRE II Proje Tarihi : 01.2005-06.2005 nflaat Tarihi : 06.2005-12.2006 Ana Strüktür. : Betonarme Karkas Ana fllev

: TRE Investment-TRE II Proje Tarihi : 01.2005-06.2005 nflaat Tarihi : 06.2005-12.2006 Ana Strüktür. : Betonarme Karkas Ana fllev EGEM MARLIK 00/ - 0 Yap Tan t m Genel görünüm O live Park Evleri Mimari Tasar m : M art D Mimarl k, Metin K l ç Mimari Proje ve Uygulama Ekibi: Özgür Dinçer, Gökhan Yadel, Okan Taflk ran, brahim Deniz,

Detaylı

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi temel1 kaynak MUTLU Matematik Türkçe Hayat Bilgisi L K Ö R E T M Muhsin ÇET N Ayfle ÇET N Kitab n Ad : Temel Kaynak Kitab 1 Yazar : Muhsin ÇET N - Ayfle ÇET N Her hakk sakl d r. Mutlu Yay nc l k a aittir.

Detaylı

AKADEM K MAKALELER. M. Esad Coflan

AKADEM K MAKALELER. M. Esad Coflan M. Esad Coflan ...M. ESAD COfiAN çindekiler K saltmalar... 9 Sunufl... 11 Elyazmas Kitaplar 1... 13 Elyazmas Nedir?... 13 Türkiye deki Yazmalar... 14 Elyazmas Kitaplar 2... 17 Elyazmas Kitap Nedir?...

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas 1 Prof. Dr. Yunus Kishal Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi Tekdüzen Hesap Sistemi ve Çözümlü Muhasebe Problemleri 4. Bas Tekdüzen Muhasebe Sistemi Uygulama Tebli leri

Detaylı

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER 1. Patates ve sütün miktar nas l ölçülür? 2. Pinpon topu ile golf topu hemen hemen ayn büyüklüktedir. Her iki topu tartt n zda bulaca n z sonucun ayn olmas n bekler misiniz?

Detaylı

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com NTERNET S TES TANITIMI RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com ran slâm nk lâb n n 25. y ldönümü münasebetiyle hizmete aç lan ran slâm Cumhuriyeti

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ İran üzerinden geçerek Batı Anadolu'ya yerleşen Türk boyların dan bir bölümü 13. yüzyıl sonlarında

Detaylı

EYÜP/KUYUBAfiI, EM N BABA TEKKES RESTORASYON DE ERLEND RMES

EYÜP/KUYUBAfiI, EM N BABA TEKKES RESTORASYON DE ERLEND RMES T A R H K Ü L T Ü R Ü V E S A N A T I Y L A EYÜP/KUYUBAfiI, EM N BABA TEKKES RESTORASYON DE ERLEND RMES Z Dr. Yük. Mimar AYTEN ERDEM 1956 da do du. Y ld z Teknik Üniversitesi Restorasyon Anabilim Dal Araflt

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar

İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar K İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar K BİLGİ FÖYÜ: BULUNDUĞU YER İL İLÇE MAHALLE SOKAK MÜLKİYET : Mersin : Tarsus

Detaylı

YAVUZ ARGIT ARMA ANI

YAVUZ ARGIT ARMA ANI YAVUZ ARGIT ARMA ANI KOCAEL BÜYÜKfiEH R BELED YES KÜLTÜR YAYINLARI: KOCAEL BÜYÜKfiEH R BELED YES KÜLTÜR YAYINLARI: ISBN: Yay na Haz rlayan: Mustafa Birol Ülker Redaksiyon- mlâ: Mehmet Günyüzlü Dizgi: Hüseyin

Detaylı

/ ---' ::) i ;- EVU LTAN SEMP T E B L E R. EYÜPSULTAN BELEDiYESi

/ ---' ::) i ;- EVU LTAN SEMP T E B L E R. EYÜPSULTAN BELEDiYESi / ---' ::) i ;- EVU LTAN SEMP T E B G ~ L E R EYÜPSULTAN BELEDiYESi EYÜPSULTAN BELEDIYESI KÜLTÜR YAYINLARI No: 7 Eyüpsultan Sempozyumu Kitabında kullanılan görsel malzemeler, (Tebliğ sahiplerinin haricindekiler)

Detaylı

Şıvgın, H. (2000). "19. Yüzyılın İlk Yarısında Ayıntap". Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, (11), 503-553,

Şıvgın, H. (2000). 19. Yüzyılın İlk Yarısında Ayıntap. Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, (11), 503-553, Ayıntap Şıvgın, H. (2000). "19. Yüzyılın İlk Yarısında Ayıntap". Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, (11), 503-553, Özdeğer, H. (1977). Antep'in Sosyal ve Ekonomik

Detaylı

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez) CAMÝÝ VE MESCÝTLER Ekleyen kapadokya Pazartesi, 12 Mayýs 2008 Son Güncelleme Pazar, 24 Aðustos 2008 Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez) Nevþehir il merkezinde bulunan Damat Ýbrahim

Detaylı

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK 2009 8.SINIF SBS SINAV SORUSU 6. Yukarıdaki tablo 1906 yılında Osman Hamdi Bey tarafından yapılmıştır. Tablonun adı Kaplumbağa Terbiyecisi dir. Bu tabloyla ilgili aşağıdaki

Detaylı

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi Baflkent Üniversitesi T p Fakültesi Adana Eriflkin Kemik li i Nakil ve Hücresel Tedavi Merkezi, Türkiye

Detaylı

Afrodisyas Ek Müzesi. Yap Tan t m. Mimari Tasar m. : Cengiz BEKTAfi, Yük. Müh. Mimar Bektafl Mimarl k flli i Yard mc Mimarlar

Afrodisyas Ek Müzesi. Yap Tan t m. Mimari Tasar m. : Cengiz BEKTAfi, Yük. Müh. Mimar Bektafl Mimarl k flli i Yard mc Mimarlar EGEM MARLIK 2008/2-65 Yap Tan t m Afrodisyas Ek Müzesi Mimari Tasar m : Cengiz BEKTAfi, Yük. Müh. Mimar Bektafl Mimarl k flli i Yard mc Mimarlar : Eda ERKAN ALTUNBAfi Gülnaz GÜZELO LU Emrah DEM R Statik

Detaylı

1. Yukar daki çubuk makarna afla dakilerden hangisinin modelidir? Yukar daki rakamlardan kaç tanesinde dikey do ru modeli vard r?

1. Yukar daki çubuk makarna afla dakilerden hangisinin modelidir? Yukar daki rakamlardan kaç tanesinde dikey do ru modeli vard r? Ad : Soyad : S n f : Nu. : Okulu : 1. Yukar daki çubuk makarna afla dakilerden hangisinin modelidir? Do ru Düzlem Nokta 5. MATEMAT K TEST 19 Ifl n Do ru Do ru parças 2. Afla daki hangi do runun çizgi modeli

Detaylı

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama 21 G R fi Araflt rman n amac na ba l olarak araflt rmac ayr ayr nicel veya nitel yöntemi kullanabilece i gibi her iki yöntemi bir arada kullanarak da araflt rmas n planlar. Her iki yöntemin planlama aflamas

Detaylı

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan da, Ardahan Üniversitesi nde sizlerle birlikte olmaktan memnuniyetimi bildirerek sözlerime başlamak isterim. Hepinizi sevgi

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş : 27 Ekim 1989 Adres : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü Dikimevi - Ankara Tel : 363 03 26-363 03 27 ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

Planetaryum: üç boyutlu bir dünya

Planetaryum: üç boyutlu bir dünya Planetaryum: üç boyutlu bir dünya Türkçe de Gezegenevi ya da Uzay Tiyatrosu fleklinde adland r lan Planetaryum, özel bir projektör arac l yla gökyüzü simulasyonlar n n bir kubbeye yans t ld üç boyutlu

Detaylı

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE TEŞVİK ESASLARI

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE TEŞVİK ESASLARI I. AMAÇ ve KAPSAM MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE TEŞVİK ESASLARI Madde 1. Bu esasların amacı, Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim elemanlarının ulusal ve uluslararası düzeyde

Detaylı

ORHAN YILMAZ (*) B- 3095 SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

ORHAN YILMAZ (*) B- 3095 SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER: YASAL TEMERRÜT FA Z ORHAN YILMAZ (*) A- G R fi: Bilindi i üzere, gerek yasal kapital faizi ve gerekse yasal temerrüt faizi yönünden uygulanmas gereken hükümler, 19.12.1984 gün ve 18610 say l Resmi Gazete

Detaylı

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz. Karahanlılar Dönemine ait Kalyan Minaresi (Buhara) Selçuklular Döneminden kalma bir seramik tabak Selçuklulara ait "Varka ve Gülşah adlı minyatür Türkiye Selçuklu halısı, XIII. yüzyıl İlk dönemlere Türk

Detaylı

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI 4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI Resul KURT* I. G R fi Ülkemizde 4447 say l Kanunla, emeklilikte köklü reformlar yap lm fl, ancak 4447 say l yasan n emeklilikte kademeli

Detaylı

mekan YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i SONBAHAR 2013 SAYI: 301 Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz

mekan YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i SONBAHAR 2013 SAYI: 301 Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz mekan SONBAHAR 2013 SAYI: 301 16 17 YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz Foto raf: Kamil Y lmaz GÜN BATIMINA YAKIN KADIKÖY DEN VAPURLA KARŞIYA GEÇERKEN

Detaylı

öncesi beylikler dönemi medrese hücrelerinde ocak ve bacaları

öncesi beylikler dönemi medrese hücrelerinde ocak ve bacaları ...aa"-.u.!.i. :...T!.!O!!.!r~ki!.l y.!!-at!..!a~r!..!!a~stl!..!1 rwm!!!8",la!!.r.!...e!2.n!!.!s~ti~to~s.!!.o...,d",e!.jrgl!;is!!..i... S:l!.8yı.!I'-'1'""6-'E"'r-"z.!!1ur'-"u"'m'--"'20!!lO!.!1~ ~-209-

Detaylı

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Doç.Dr. Nilgün GÖRER TAMER (Şehir Plancısı) Her fakülte içerdiği bölümlerin bilim alanına bağlı olarak farklılaşan öznel

Detaylı

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Otomasyon Sistemleri E itiminde Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Murat Ayaz Kocaeli Üniversitesi Teknik E itim Fakültesi, Elektrik E itimi Koray Erhan Kocaeli Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi,

Detaylı

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi Eski Mağara Camisi'ne Yeni Mağara Camisi'nin batı duvarının yanından gidilerek ulaşılmaktadır. Tamamen terk edilmiş olan yapının içinin ve cephesi her geçen gün daha fazla tahrip olduğu görülmektedir.

Detaylı

: Ontur Otel zmir. Yap Tan t m. Yap Ad. Ontur Otel zmir

: Ontur Otel zmir. Yap Tan t m. Yap Ad. Ontur Otel zmir EGEM MARLIK 2007/4-63 Yap Tan t m Ontur Otel zmir Yap Ad : Ontur Otel zmir Toplam nflaat alan : 6 400 m 2 Mimari+Dekorasyon : Umut nan, Efe nan (SUTE Ltd. fiti.) Statik Müh. : Can Binzet (Ayd n Pelin-Can

Detaylı

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN SAYLAR Do al Say lar Parças ve fl n 6. SNF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YLLK PLAN Süre/ KAZANMLAR Ders AÇKLAMALAR 1. Do al say larla ifllemler yapmay gerektiren problemleri çözer ve kurar. Do al say

Detaylı

1. KONU. Geometrik Cisimler ve Şekiller. 1. Afla daki nesnelerden küp, prizma ve silindire benzeyen nesneleri iflaretleyiniz.

1. KONU. Geometrik Cisimler ve Şekiller. 1. Afla daki nesnelerden küp, prizma ve silindire benzeyen nesneleri iflaretleyiniz. 1. KONU Adı - Soyadı:... Numarası:.. Sınıfı:. Ön Çalışma 1. Afla daki nesnelerden küp, prizma ve silindire benzeyen nesneleri iflaretleyiniz. SALÇA + 11 2. Afla daki nesnelerden koni, prizma ve küreye

Detaylı

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku) kitap Bireysel fl Hukuku Prof. Dr. Öner Eyrenci, Porf. Dr. Savafl Taflkent ve Prof. Dr. Devrim Ulucan n birlikte haz rlad klar Bireysel fl Hukuku isimli kitab n ikinci bas s fiubat ay nda Legal Yay nevi

Detaylı

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM VERG NCELEMELER NDE YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM Fatih GÜNDÜZ* I-G R fi Son y llarda ekonomide meydana gelen olumlu geliflmelerle gayrimenkul piyasas

Detaylı

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri 2 DENET M TÜRLER 2.DENET M TÜRLER Denetim türleri de iflik ölçütler alt nda s n fland r labilmektedir. En yayg n s n fland rma, denetimi kimin yapt na ve denetim sonunda elde edilmek istenen faydaya (denetim

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Siyasal Bilgiler Fakültesi İstanbul Üniversitesi 1996

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Siyasal Bilgiler Fakültesi İstanbul Üniversitesi 1996 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Aynur Can Doğum Tarihi: 15 Mayıs 197 Ünvanı: Yrd. Doç. Dr. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Siyasal Bilgiler Fakültesi İstanbul Üniversitesi 1996 Kamu Yönetimi

Detaylı

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY brahim ERCAN * 1- GENEL B LG : Motorlu tafl t sürücüleri kurslar, 5580 say l Özel Ö retim Kurumlar Kanunu kapsam nda motorlu tafl

Detaylı

M MAR S NAN ESERLER NDEN ÖRNEKLER OSMANLI VE CUMHUR YET DÖNEM PULLARINDA ANADOLU TÜRK M MARLI I VE M MAR S NAN M MARLIK HAFTASI 2004 SERG LER

M MAR S NAN ESERLER NDEN ÖRNEKLER OSMANLI VE CUMHUR YET DÖNEM PULLARINDA ANADOLU TÜRK M MARLI I VE M MAR S NAN M MARLIK HAFTASI 2004 SERG LER 4 SERG M MAR S NAN ESERLER NDEN ÖRNEKLER 09/22.04.2004 - Sergi Mimar Sinan n camileri, külliyeleri, köprüleri vb. yap lar n n Y. Mimar Ali Saim Ülgen taraf ndan haz rlanm fl rölövelerinden oluflan sergi,

Detaylı

Sermaye Piyasas nda Uluslararas De erleme Standartlar Hakk nda Tebli (Seri :VIII, No:45)

Sermaye Piyasas nda Uluslararas De erleme Standartlar Hakk nda Tebli (Seri :VIII, No:45) SMMMO MEVZUAT SER S 5 Sermaye Piyasas nda Uluslararas De erleme Standartlar Hakk nda Tebli (Seri :VIII, No:45) Dr. A. Bumin DO RUSÖZ Marmara Üniversitesi Mali Hukuk Ö retim Üyesi stanbul, Nisan 2006 1

Detaylı

32 MERS N Ören Yerleri - Kaleleri - Müzeleri

32 MERS N Ören Yerleri - Kaleleri - Müzeleri 32 MERS N Ören Yerleri - Kaleleri - Müzeleri Toroslar lçesi Asar (Hisar) Kale 42 Belenefllik Kalesi 36 Çatalçeflme 36 Evciler Kalesi 43 Gözene Kalesi 37 Hangedigi Kalesi ve Manast r 41 K zlar Kalesi -Manast

Detaylı

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Üç Şerefeli Camii Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Üç Şerefeli Cami......................... 4 0.1.1 Osmanlı Mimarisinde Çığır Açan İlklerin Buluştuğu Cami............................

Detaylı

KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU

KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü lisans programında yer alan Arch 472 - Conservation Studio dersi kapsamında Düzce'nin Konuralp Belediyesi'ne, Bolu'nun

Detaylı

e-bülten STANBUL B LG ÜN VERS TES LET fi M FAKÜLTES REKLAMCILIK BÖLÜMÜ ADWORKERS YEN AJANS VE MÜfiTER LER YLE DD ALI!

e-bülten STANBUL B LG ÜN VERS TES LET fi M FAKÜLTES REKLAMCILIK BÖLÜMÜ ADWORKERS YEN AJANS VE MÜfiTER LER YLE DD ALI! 2007 3 ADWORKERS YEN AJANS VE MÜfiTER LER YLE DD ALI! stanbul Bilgi Üniversitesi Reklamc l k Bölümü 4. s n f ö rencilerinden oluflan AdWorkers reklam ajans, Türkiye nin önde gelen reklam ajanslar yla birlikte

Detaylı

Yay n No : 1665 Hukuk Dizisi : Bask - Ekim STANBUL

Yay n No : 1665 Hukuk Dizisi : Bask - Ekim STANBUL I HUKUK VE TEKN K BOYUTLARI LE ARAZ VE ARSA DÜZENLEMES Y. Müh. Celil TÜRK Yard. Doç. Dr. fi. fience TÜRK Yay n No : 1665 Hukuk Dizisi : 745 1. Bask - Ekim 2006 - STANBUL ISBN 975-295 - 560-6 Copyright

Detaylı

Yatay, Beyaz ve E risel

Yatay, Beyaz ve E risel 40 Yatay, Beyaz ve E risel YATAY ETK L, TEK KATLI, E R SEL B R YAPI OLAN TOB YÖNET M B NASI, BULUNDU U ARAZ N N EN YÜKSEK NOKTASINDA, MANZARAYA HAK M OLACAK fiek LDE KONUMLANMAKTADIR Prodek Mimarl k -

Detaylı

T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ YURTİÇİ VE YURTDIŞI BİLİMSEL ETKİNLİKLERE KATILIMI DESTEKLEME USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ YURTİÇİ VE YURTDIŞI BİLİMSEL ETKİNLİKLERE KATILIMI DESTEKLEME USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ YURTİÇİ VE YURTDIŞI BİLİMSEL ETKİNLİKLERE KATILIMI DESTEKLEME USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç ve kapsam Madde 1- (1) Bu yönerge, Amasya Üniversitesine

Detaylı

modern dokunufllar aras nda 18. yüzy l Paris rüyas

modern dokunufllar aras nda 18. yüzy l Paris rüyas AntikDekor056-064.qxp 8/22/11 1:37 PM Page 56 Girifl holünün duvar ndaki bordür ünlü sanatç Joan Miro taraf ndan 1940 l y llarda yap lm fl ve evin en önemli detaylar ndan birini oluflturuyor. 1770 li y

Detaylı

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. Dr. Bar fl Ayd n Fevzi Pafla Cad. 3. Say lardan sonra s ra bildirmek için konur. Sonucu ilân ediyorum: 1. Ali, 2. Kemal, 3. Can oldu. Hepsini tebrik ederim. Virgül (,)

Detaylı

YEM Ödülleri 2008 YEM M MARIN LK YAPISI ÖDÜLÜ ALTIN ÇEKÜL YAPI ÜRÜN ÖDÜLÜ YEM MEDYA ONUR ÖDÜLÜ YEM M MAR TASARIM ÖDÜLLER www.yemodul.com YEM Ödülleri 2008 YEM M MARIN LK YAPISI ÖDÜLÜ ALTIN ÇEKÜL YAPI ÜRÜN

Detaylı

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme S GORTA KOM SYON G DER BELGES mali ÇÖZÜM 171 Memifl KÜRK* I-G R fi: F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme göstermifltir. Geliflmifl ekonomilerde lokomotif rol üstlenen

Detaylı

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER I MURAT YÜKSEL FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER III DR. MURAT YÜKSEL Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö retim Görevlisi FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER IV Yay

Detaylı

İçindekiler Şekiller Listesi

İçindekiler Şekiller Listesi 1 İçindekiler 1.GĠRĠġ 3 2. Mekânsal Sentez ve Analiz ÇalıĢmaları... 4 3. Konsept....5 4. Stratejiler.....6 5.1/1000 Koruma Amaçlı Ġmar Planı.....7 6.1/500 Vaziyet Planı Sokak Tasarımı....7 7.1/200 Özel

Detaylı

ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU II Mart 2004 B LD R LER C LT 2. Editörler

ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU II Mart 2004 B LD R LER C LT 2. Editörler ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU II 12-13 Mart 2004 B LD R LER C LT 2 Editörler Prof. Dr. Zekeriya Kurflun Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili Dr. Kemal Kahraman Celil Güngör Seyfettin Ünlü Tel. 0216 341 05 00 Fax 0216 391

Detaylı

Tablo 3.3. TAKV YES Z KANAL SAC KALINLIKLARI (mm)

Tablo 3.3. TAKV YES Z KANAL SAC KALINLIKLARI (mm) 3. KANAL KONSTRÜKS YONU Türk Standart ve fiartnamelerinde kanal konstrüksiyonu üzerinde fazla durulmam flt r. Bay nd rl k Bakanl fiartnamesine göre, bas nç s - n fland rmas na ve takviye durumuna bak lmaks

Detaylı

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle bu ifllemlerin üzerinden al nan dolayl vergiler farkl l k arz etmektedir. 13.07.1956 tarih 6802 say l Gider Vergileri Kanunu

Detaylı

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017 SUR RAPORU SUR Ç 1939 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 1952 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2006 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2009 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2012 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU KORUMA

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

ÇOCUKLARLA BAfiBAfiA. M. Esad Coflan

ÇOCUKLARLA BAfiBAfiA. M. Esad Coflan ÇOCUKLARLA BAfiBAfiA M. Esad Coflan çindekiler Sunufl... 7 Dünyan n En Güçlü nsanlar... 11 En Büyük Amaç... 15 Cennetin Anahtarları... 19 Süslü Köflkler ve Bahçeler... 23 Vefalı Bir Kızın Hikâyesi... 25

Detaylı

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARISTO 88 ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE 1. KONU 213 say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 142, 143,

Detaylı

- 61 - Muhteşem Pullu

- 61 - Muhteşem Pullu Asaf Bey Çıkmazı Kabaltısı Sancak Mahallesindedir. Örtüsü sivri tonozludur. Sivri kemerle güneye ve ahşap-beton sundurmalı sivri kemerle kuzeye açılır. Üzerinde kesme ve moloz taşlardan yapılmış bir ev

Detaylı

Hem Nefleli, Hem Dinamik

Hem Nefleli, Hem Dinamik 66 Hem Nefleli, Hem Dinamik ZM R Ç L DE YER ALAN EK N KOLEJ, M N K ARKADAfiLARIN MEKANI NASIL ALGILAYACAKLARI, VÜCUT ÖLÇÜLER VE DÜfiÜNCE fiek LLER GÖZ ÖNÜNE ALINARAK TASARLANMIfiTIR. SINIFLARDA HEM NEfiEL

Detaylı

RÖLÖVE RAPORU I. YAPI KİMLİK BİLGİLERİ

RÖLÖVE RAPORU I. YAPI KİMLİK BİLGİLERİ RÖLÖVE RAPORU I. YAPI KİMLİK BİLGİLERİ Adı : Süleymaniye de konut yapısı İl : İstanbul İlçe : Eminönü Mahalle : Yavuz Sinan Mahallesi Pafta : 107 Ada : 562 Parsel : 17 Dönemi : 19. yy Yapım Sistemi : Yığma

Detaylı

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. OYUNCA IN ADI Akl nda Tut YAfi GRUBU 4-6 yafl OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. GENEL KURALLAR Çocuklar n görsel belle inin

Detaylı

İstanbul-Aksaray daki meydanı süsleyen, eklektik üslubun PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ İBADETE AÇILDI. restorasy n

İstanbul-Aksaray daki meydanı süsleyen, eklektik üslubun PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ İBADETE AÇILDI. restorasy n A Ç I L I Ş L A R A Ç I L I Ş L A R A PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ İBADETE AÇILDI İstanbul-Aksaray daki meydanı süsleyen, eklektik üslubun en güzel örneklerinden birini oluşturan Pertevniyal Valide

Detaylı

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 423 424 3. Salon Paralel Oturum XII - Sorular ve Cevaplar OTURUM BAfiKANI (Ali Metin POLAT) OTURUM BAfiKANI - Gördü ünüz gibi son derece demokratik bir yönetim

Detaylı

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir. CO RAFYA KONUM ÖRNEK 1 : Aralar nda 1 lik fark bulunan iki paralel aras ndaki uzakl k de iflmezken, aralar nda 1 lik fark, bulunan iki meridyen aras ndaki uzakl k Ekvator dan kutuplara gidildikçe azalmaktad

Detaylı

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16.

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16. Kayseri deki Sinan Kurşunlu Camii Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16. yüzyıl mimari karakterini taşıyan tek kubbeli, tek minareli, son cemaat mahalli

Detaylı

MİM 282 - MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II 2013-14 GÜZ

MİM 282 - MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II 2013-14 GÜZ MİM 282 - MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II 2013-14 GÜZ 13 ŞUBAT - 1- Erken Dönem İslam Mimarlığı İslam Mimarlığı 20 ŞUBAT - 2- Anadolu Selçuklu Mimarlığı Camiler 27 ŞUBAT - 3- Anadolu Selçuklu Mimarlığı Medreseler,

Detaylı

Do u Karadeniz Ahflap Camilerinde Restorasyon Dernekpazar Taflç lar Köyü Camii ve Medresesi Örne i

Do u Karadeniz Ahflap Camilerinde Restorasyon Dernekpazar Taflç lar Köyü Camii ve Medresesi Örne i Do u Karadeniz Ahflap Camilerinde Restorasyon Dernekpazar Taflç lar Köyü Camii ve Medresesi Örne i Özet Yrd. Doç. Dr. Tülay ZORLU KTU Mimarl k Fak. TRABZON D o u Karadeniz Bölgesinde iklim, bitki örtüsü,

Detaylı

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM. 1.1.1. Örneklem plan. 1.1.2. l seçim ölçütleri

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM. 1.1.1. Örneklem plan. 1.1.2. l seçim ölçütleri BÖLÜM 1 YÖNTEM Bu çal flma 11, 13 ve 15 yafllar ndaki gençlerin sa l k durumlar ve sa l k davran fllar n saptamay hedefleyen, kesitsel tan mlay c ve çok uluslu Health Behavior in School Aged Children,

Detaylı

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU Fakültemiz lisans programında açılan MĐM 376 Anadolu Uygarlıkları Teknik Seçmeli Dersi kapsamında yapılması planlanan Đstanbul

Detaylı

Belediyelerde e-arfliv Uygulamalar ile Dijitallefltirme Çal flmalar nda zlenmesi Gereken Yol Haritas

Belediyelerde e-arfliv Uygulamalar ile Dijitallefltirme Çal flmalar nda zlenmesi Gereken Yol Haritas Belediyelerde e-arfliv Uygulamalar ile Dijitallefltirme Çal flmalar nda zlenmesi Gereken Yol Haritas Uzman Zeynep Akdo an Ankara Üniversitesi, Türkiye, zsen@ankara.edu.tr, Prof. Dr. Fahrettin Özdemirci

Detaylı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA ÇİFT ANADAL (ÇAP) ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA ÇİFT ANADAL (ÇAP) ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ SAKARYA ÜNİVERSİTESİ LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA ÇİFT ANADAL (ÇAP) ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 Bu yönergenin amacı, Sakarya Üniversitesi

Detaylı

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu Rapor No:01 Rapor Tarihi: 10.03.2011 muz İl Genel Meclisimizin 01.03.2011 tarih ve 2011/33 sayılı kararı doğrultusunda 08-09-10 Mart 2011 tarihlerinde toplanmıştır. İdaremiz araç parkında bulunan makine

Detaylı

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ UZAKTAN EĞİTİM YÖNERGESİ

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ UZAKTAN EĞİTİM YÖNERGESİ AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ UZAKTAN EĞİTİM YÖNERGESİ Afyonkarahisar 2012 İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM... 1 AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK ve TANIMLAR... 1 Amaç... 1 Kapsam... 1 Dayanak... 1 Tanımlar...

Detaylı