Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ""

Transkript

1

2 ÖV-DER Tüm Öðrenci Velileri Dayanýþma Derneði Genel Merkezi Adýna Sahibi Enver ÖNDER Yaygýn Süreli Yayýn Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Ýsmail GÖKTAÞ Yayýn Kurulu Mehmet ERÇEN Ziya GÜRGÜR Bahar GÜLER Jale KÝRMAN Tasarým ve Mizanpaj Jale KÝRMAN H. Emre HAZIR Baský Mattek Matbaacýlýk G.M.K Bulvarý 83/32 Maltepe- Ankara Tlf: pbx Yönetim Yeri ve Ýletiþim Adresi Yeniankara sok. No: 6 Ýçcebeci- ANKARA Tel-Fax: (0312) ovder@mynet.com Web Sitesi: ÝÇÝNDEKÝLER Velilik...3 Türkiye Ýnsanýnýn Ruhsal Durumu Üzerine Bir Deneme ve Suni Denge...4 Kadýnýn Medyadaki Yeri...6 Gerçek Sanatçý...6 Yolculuk Metaforu...7 Engellilerin Eðitimi Üzerine...8 Ýçimizden Birinden Mektup Var!...9 Çözüm Velilerde...10 Haklarýn Doðuþu, Geliþimi ve Meþru Savunma...11 Ýnþaat Ýþçiliðinde Taþeronluk Sistemi...13 OKS Yerine SBS...14 Haber...15 Suçlu Kim...16 Basýnda Öv-der...17 Danýþtay Kararý...18 Okumayý Sevenlere Sevgiyle ÖVDER

3 VELÝLÝK Enver ÖNDER Ülkemizde yaþam, her geçen gün biraz daha güçleþiyor. Yaþam düzeyi düþüyor, yoksulluk alt sýnýrý yükseliyor. Ancak bir alan var ki, orada tüm zorluklar ikiye katlanmaktadýr. Eðitim alaný, yoksul yýðýnlarýn çifte kavrulmasýna, fýrsat eþitliðinin bozulmasýna ve parasý olmayanlarýn dýþarýda kalmasýna göre düzenlenmiþ gibidir. Bir yanda devlet okullarý paralýlaþtýrýlýrken öte yanda dershaneler ve özel okullarla toplumun sýrtýna ikinci bir yük binmektedir. Yaþamýn her alaný soygun politikalarýna teslim olmuþ durumda. Her alanda bir iþ için bir kez soyuluyoruz. Eðitim iþinde ise 2-3 kez soyuluyoruz. Sürekli para toplanan kamu okullarý, dershaneler ve özel derslerle. Özel okullarýn astronomik ücretleri, üniversite har(a)çlarý ise iþin tuzu biberi. Bunlar yetmiyormuþ gibi her gün yeni bir düzenlemeyle ya tek yanlý, tek mezhebe baðlý dinsel eðitim getiriliyor, ya dershanelerin müþterisini artýrmak için OKS kaldýrýlýp yerine SBS( Seviye Belirleme Sýnavý) gibi her yýl sýnav yapýlmasý konuyor. Böylece OKS ye hazýrlanmak için 1,5 yýl dershaneye giden öðrenciler bundan böyle 3 yýl, yýlsonu sýnavlarýna hazýrlanmak için dershanelere gidecek. Ýnternet kafeler etkin bir biçimde denetlenemiyor. Her türlü kötü alýþkanlýklarýn rahatlýkla yayýldýðý bu yerlerde en masum yöneliþ sigara içmek. Bu kafelerin bir bölümünün ve okullarýn çevresinin, bir kýsým insanlarýn uyuþturucu satarak geçimlerini saðladýklarý yerler durumuna geldiðini TBMM Þiddeti Araþtýrma Komisyonu saptýyor. MEB ise her gün eðitim alanýný tahrip etmek için bilinçli ve planlý bozma kararlarý almaktadýr. Son becerileri de; Genel Liselere sýnavla öðrenci almak. Eðitimin, toplumu allak bullak etmesi için elden ne gelirde yapmaya ve eðitimle ilgili her adým atýþýn ranta dönüþtürülmesine bu denli ince hesaplý ve sinsi bir uygulama ancak þirket yönetme kafasý ile yapýlabilirdi. Dershaneleri, eðitimin her aþamasýnda, vazgeçilmez duruma getirmek, velilerin zaten altýnda ezilmekte olduklarý eðitim giderlerine, birde herkes için zorunlu duruma gelecek servis araçlarý ile yemek paralarýný eklemekten, yollarda zaman yitirmekten öte ne iþe yarayacak. Tüm okullarý Anadolu Liseleri düzeyine getirerek bütün giriþ sýnavlarýný kaldýrýlmasý, dershaneler dýþýnda kime ne zarar verir. Olumsuzluklar zincirinde TRT de MEB den geri kalmamak için otuz yýllýk 23 Nisan kutlamalarýna çað dýþýlýk damgasý vurdu. 23 Nisanda ülkemize gelen yabancý konuk öðrencilerden kýz öðrencileri kýz öðrencilerin evlerine, erkekleri de erkek öðrencilerin evlerine konuk gönderme uygulamasýna yönelerek ilkelliðimizi Ýlköðretim okulu düzeyinde sergilemeyi seçiyor. Bu gidiþe bir dur demek gerekiyor. Yüzyýlý aþkýn bir örgütlülük geçmiþi olan öðretmenlerimiz, veli olduklarýný da anýmsayarak ve veli örgütünü yanlarýnda görerek daha güçlü olacaklarýný benimsedikleri zaman eðitim sorunlarýnýn daha güçlü bir biçimde sahiplenileceðinden kuþku duymuyorum. Velilik, herhangi bir iþkolu deðil, bir meslek grubu deðil. Bu nedenle dýþýmýzda bir yerlere havale edilmeye hiç uygun olmayan bir sorumluluktur. ÖVDER 3 3

4 Türkiye Ýnsanýnýn Ruh Durumu Üzerine Bir Deneme ve Suni Denge Bahar GÜLER Türkiye insanýnýn psikolojisi üzerine söz söyleyebilmek, küreselleþme sözcüðüyle adeta sevimsizliði maskelenen emperyalizmin, yaþamýn her karesini belirleyen etkilerini hatýrlayarak ve onu tartýþmanýn merkezi noktalarýndan birine koyarak olanaklýdýr. Bize ve ruh durumumuza bakalým simdi. Mesela, gecenin orta yerinde uyanýp perdenin aralýðýndan sýzan ýþýða doðru baktýðýmýzda, içimize dolan rahatlýk ya da mutluluk deðil. Yaþamsa bir haz deðil, bir kaygý ve korku denizi gibi sarýyor bedenimizi. Kimi zaman, hatta çoðu kere, salgýn bir yabancýlaþmanýn ortasýna düþmüþ olarak uyanýyor bilinç. Küreselleþme gibi süslü bir sözcüðün sýnýrlarýnda görünmez kýlýnmaya çalýþýlan sömürünün en acýmasýz ama o denli de görmezden gelinen þiddeti yaþamýn tüm dokularýna önüne geçilmez bir biçimde sirayet ediyor. Sürdürmeye çabaladýðýmýz, emperyalizmin fiziksel ve ruhsal yaþamýmýzý bozamayacaðý sanýsý, ancak bir Ýstanbul masalý olarak kalýyor. Kapitalizmin ruhunu oluþturan sömürü,kar ve metalaþma, beden ile birlikte ruhun da nesneleþmesini saðlýyor ve kiþiliðimizin örgütleniþ sürecinde bozulma yaratýyor.ýnsanýn daha anne karnýndayken maruz kalmaya baþladýðý fiziksel ve ruhsal etkenler, geliþim evrelerini olumsuz etkiliyor, düþünsel geliþimi bozuyor; bireyin olumsuz duygu, düþünce ve davranýþ örüntüleri geliþtirmesini kolaylaþtýrýyor. Artýk birey, birçok kanaldan yabancýlaþtýrýcý uyaranlara maruz kaldýðý teknolojik! bir dünyaya doðuyor. Egemen ideolojiyi adeta bir aile görüþü olarak çocuðuna ileten ana-baba birçok ideolojik aygýtýn da etkisi altýnda. Egemen ideoloji teknolojik dünyanýn saðladýðý olanaklarla aile içinde yeniden üretiliyor. Ana-baba bazý araçlarý sorgulamadan olduðu gibi kullanýyor ve hatta mitleþtiriyor. Eðitim (özellikle de okullarda verilen eðitim) de iþin içine girince durum daha da boyutlanýyor. Eðitimde, Ýnsanlar birer nesne, birer diþli, birer araç olarak görülür ve eðitim, bu ihtiyaca cevap verecek tarzda düzenlenir. Öznenin; irade kullanan, üreten, yön veren özelliði her zaman tehlikeli görülür, eðitimsiz olanýndan çok eðitilerek evcilleþtirilmiþ insan tercih edilir. Eðitimi zorunlu tutan kapitalizm, çalýþmayý da zorunlu tutar ve güdüleni de, güdeni de yaratarak uygun bir düzeneðin taþlarýný dizer. Ýþ bölümü çerçevesinde insanlar belirli bir alana, bu alanýn bilgisine, sýnýrlýlýðýna hapsedilerek; yetenekleri daraltýlýr, tek yanlýlýkla malul hale getirilir. Özgür irade, üretkenlik, insani güzellikler budanýr. Korku, bencillik ve sevgisizlik tarafýndan teslim alýnmýþ bir bireyin yaratýlabilmesi uzun ve planlý bir uðraþ gerektirir. Anaokulundan üniversitelere kadar belirli bir disiplin, öðrencilere yönetmelik adý altýnda uygulanýr. Kimsenin üstünde iktidar kuramayanlarýn mazlumlarý bulduðunda kabaran güçleriyle öðrencinin tepesine binen öðretmenden müdüre, not sisteminden müfredata kadar pek çok araç ayný amaca direkt veya dolaylý olarak hizmet eder. Okul evresi bittiðinde ideolojik eðitim baþka araçlarla devam eder. Bu kapsamda burjuva medyanýn ulaþtýðý güç korkutucu boyutlardadýr. Medyanýn yaný sýra din, kültür, ahlak gibi araçlarla süre giden ideolojik eðitim kiþiyi ölünceye kadar býrakmaz. Velhasýl eðitimin müthiþ! çabasýyla birey, neden-sonuç baðlantýsý kurmak gereði duymadan kurallara dönüþtürdüðü tutumlarý sorun çözme yöntemi olarak kullanýr. Örseleyici deneyimler, olumsuz yaþantýlar, baský altýnda kalma, güven duygusunu kaybetme... gibi sorun çözme yetisinin devre dýþý kaldýðý durumlarda birey psikolojik sorunlar yaþamaya baþlar. Bunu en fazla yaþayan biz yoksullar ise yinelenen bir örselenmenin kucaðýnda yaþayan ama buna karþý nitelikli bir tepki oluþturabilme yetisinden yoksun,bu niteliðe ulaþmasý için eðitimi,toplumsallaþmasý ve örgütlenme olanaklarý engellenen insanlarýz.giderek büyüyen yoksulluk, gelir bölüþümündeki inanýlmaz eþitsizlik, emek sömürüsünün yoðunlaþmasýyla birlikte sosyal güvenlik sisteminde çökme, iþsizlik oranýnýn artýþý, ucuz emek sömürüsünün yaygýnlaþmasý, saðlýk ve eðitim baþta olmak üzere kamusal sistemin 4 ÖVDER

5 çökertilmesi, doðal felaketlerin toplumsal bir felakete dönüþmesi,savaþlar, iþkenceler ve insan eliyle gerçekleþtirilen siyasal þiddet bireyi adeta önüne geleni yýkan, ama yeniden ve yenisini kuramayan bir girdabýn içine hapseder. Ýþte öðrenilmiþ çaresizliðe deðinmek tam da burada anlamlý olacaktýr. Yurdumun herhangi bir köþesinde, kendini düzene muhalif olarak tanýmlayan ya da öyle bilinen herhangi bir kiþinin "memleketin hali" üzerine "sohbet"lerde "bu halk adam olmaz" dediðine sýkça tanýk oluruz. Kimileri ise, ülkenin içinde bulunduðu durumu, emperyalizme koþulsuz baðýmlýlýðý, AB'ye boyun eðiþin ulusal onursuzluk olduðunu, ekonomik durumun olumsuzluðunu söyleyerek, halkýn bunlara karþý ne kadar "duyarsýz" kaldýðýndan söz eder ve bu "duyarsýzlýk" ýn ortadan kaldýrýlmasý için neler yapýlmasý gerektiðini sýralar durur. Gazetelerin köþelerini tutmuþ olanlarsa, "televoleci kültür"ün yaratmýþ olduðu tahribatlardan, yozlaþmalardan söze girerek, "iþçiler artýk kendi hayatlarýný, týpký geceleri izledikleri diziler gibi izliyorlar" diyerek ortaya çýkar.kýr ve kent yoksullarýndan öðrencilere kadar toplumun her sýnýf ve katmanýnda görülen apolitiklik, ulusal ve uluslararasý ekonomik ve siyasal olaylara karþý "duyarsýzlýk", muhalif toplumsal hareketlere ve örgütlenmelere karþý "ilgisizlik", þeriatçýlýk karþýsýnda gösterilen "kayýtsýzlýk", kültürel ve ahlaki "yozlaþma", alkolizm, uyuþturucu, kumar, fuhuþ, rüþvet, yolsuzluk ve bunlara karþý gösterilen "bananecilik", "medya" köþe yazarlarý arasýnda çokça ve bolca konuþulur. Ardýndan "bu halk adam olmaz", "bu halkla bir þey olmaz" sözleri ya da "bu halk"ý "adam" etmek için neler yapýlmasý gerektiðine iliþkin bir yýðýn söz gelir. Oysa bize ve ruh halimize bilimsel bir gözle bakan Marksizm, tarihsel ve somut koþullarda hangi olgularýn neden ortaya çýktýðýný, bunlarýn üretim iliþkileri ile olan baðlantýsýný ve sýnýfsal niteliðini ortaya koyar. Buna baðlý olarak da, mevcut düzenin neden ve nasýl deðiþtirileceðine iliþkin saptamalarda bulunur. Bu noktadan hareketle içinde bulunulan toplumu genelde doðru olarak kavrayabilmek ve geliþmenin dinamiðini çýkarabilmek için, þu saptama esas alýnmak zorundadýr: "Artýk geri-býraktýrýlmýþ ülkelerdeki devlet aygýtý, mevcut üretim iliþkilerini -ki buna ülkedeki kapitalizm iç dinamikle geliþmediði için emperyalist üretim iliþkileri demek yanlýþ olmayacaktýr- uzun bir süre koruyabilecek seviyeye gelmiþ, bu ülkelerdeki halk kitlelerinin, özellikle geniþ emekçi yýðýnlarýnýn tepkileri pasifize edilerek, bu tepkilerle iktidar arasýnda suni bir denge kurulmuþtur. Bu suni denge ya da baþka deðiþle öðrenilmiþ çaresizlik, ülkemizin hem tarihsel sürecine, hem de mevcut durumuna iliþkin bir olgudur. Suni denge kavramý, her durumda ezilen kesimlerin mevcut üretim iliþkilerine karþý tepkilerinin varlýðýndan yola çýkar. Pasifize edilmiþ olan bu tepkiler, düzene karþýdýr ve nesnel olarak düzenin çeliþkilerinin uzlaþmaz çeliþkiler boyutuna ulaþmasý demektir. Suni denge, deðiþtirip dönüþtürücü bir durumun sürekli mevcut olduðu koþullarda, insanlarýn düzene karþý tepkilerinin siyasal zor temelinde pasifize edilmesiyle saðlanmýþ olan bir dengesizlik durumudur. Bugünü ve geleceði bu olgu temelinde deðerlendirmek, güzel þeyler düþleyenler için ön açýcý olacaktýr. Biliyorum, ne zaman biri bizi ya da yakýnýmýzdaki bir baþkasýný ezmeye kalksa içimizde silahlanan eþkýyalar yine, yani her seferinde, daðlardan inmeye niyetlenir.ama imkan yoktur ezeni yok etmeye ya da biz böyle hissederiz.ve sonra, eþkýyalarýmýz beynimizdeki maðaralarýna usul usul döner. Ama her þeye raðmen, kaynaðý belli ama yönsüz bir sürü politik dip akýntý var bu ülkede, biliyoruz biz. Dip akýntýlar bulandýrmadan kendilerini adlandýrdýklarý gün çok þey deðiþecek.her þey kendi rengince konuþmaya baþlayacak o gün. Unutma sakýn; o gün ne imkansýz ne de çok uzak, gün gibi ortada ve yüreðimiz kadar yakýn ÖVDER 3 5

6 KADININ MEDYADAKÝ YERÝ Ebru YILDIRIM Türkiye medyasýnda sabah kuþaðý adý altýnda, neredeyse bütün kanallarda kadýnýn sesi (güya!) adlý programlar yapýlmaktadýr. Kadýnýn sesi vb. isimli programlarda, o kadar oyun oynanmakta ki, aþaðýlamalar, küçümsemeler diz boyu. Örneðin sen nasýl bir kadýnsýn, kafan hiç çalýþmýyor mu? Böyle bir adamla evlendin ve üstelik bir de çocuk yapmýþsýn gibi sözlerle kadýnlar hep aþaðýlanmakta. Sermaye sahiplerinin rant saðlayýcý sunucusu ve oraya yevmiye karþýlýðý getirilen birkaç kadýn, reyting rekoru kýrdýrmak için, mazlum pozundaki kadýna avazlarýnýn çýktýðý kadar baðýrýyor. Kim daha çok baðýrýp çaðýrýrsa, ona daha çok söz hakký ve daha çok para veriliyor. Bu kadýnlar o kanaldan o kanala dolaþýyor. Hem cinslerini yerin dibine batýrmak için, insanlarýmýzý aptal yerine koyuyorlar. Hâlbuki bunlarýn hepsi düzmece, sahtekârlýk ve aldatmacadýr. Ama bizim ablalarýmýz, teyzelerimiz bu düzmecelere ve sahtekârlýklara inanýyor, sabahtan izlemeye baþlayýp, programýn bitimine kadar izliyorlar. Kimi zaman gözyaþýna boðuluyorlar. Bu programlarýn inandýrýcý olmasý için bir avukat bir de psikolog getiriyorlar. Ne hikmetse bu avukat hukuksal açýdan hiçbir irdelemede bulunmuyor.hep örf ve adetlerimize göre þöyle olmalý ya da böyle olmalý gibi kalýplaþmýþ cümlelerle beyanda bulunuyor. Sanki karþýmýzda avukat deðil de örf ve adetlerden sorumlu bir görevli var. Psikolog ise insanlarý motive edeceðine aþaðýlýyor. Sermayedarlar sadece böyle programlar yaparak kadýnlar üzerinden rant saðlamakla yetinmiyorlar. Örneðin, araba reklâmýndan tutun sakýz reklâmýna kadar kadýnlarý oynatýyorlar. Kadýný bir meta aracý olarak kullanýyorlar. Biz kadýnlar olarak bu gidiþata bir dur demeliyiz. Hiçbir kadýn hakarete uðramayý, aþaðýlanmayý, kandýrýlmayý, bir meta olarak görülmeyi hak etmiyor. Sermayedar ve onun yandaþlarýnýn kadýnlarýmýza kurduðu tuzaðýn bilincinde olarak, yukarýda belirttiðimiz programlarý izlemeyin. Sermayedarlarýn amaçlarýna ulaþmalarýna izin vermeyin. ( Etrafýmdaki insanlar çok izliyorlar bu programlarý. Ben de bu nedenle 3-5 defa izleyerek gözlemledim. Gözlemlerimi sizlerle paylaþmak istedim.) GERÇEK SANATÇI Lokman CANLI (Öv-der Keçiören Temsilcisi) Gerçek sanatçý, sadece içimizden çýkýp gelen deðil, yaptýklarýný halký için yapan onlara adayandýr. Yaratýcýlýðýný ve üretimini halkýn sorunlarý ile bütünleþtirip onlarýn safýnda yer tutun, halkýn mücadelesinde onlara sanatýyla destek verendir. Bir sanatýn ve sanatçýnýn, insanlarýn sisteme karþý haklýlýklarýndan yana belirlenmesi, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu güne kadar birçok aydýn sanatçý, bizlerin sorunlarýný paylaþarak ve yaptýklarý iþlere yansýtarak, sisteme karþý verilen mücadelenin içinde yer almýþlardýr. Bu yüzden de her zaman sistemin hedefi haline gelmiþler, yine de kiþiliklerinden taviz vermeden, tutsaklýklara raðmen yaratýcýlýklarýný, halkýn sorunlarýna yönelik kullanmýþlardýr. Onlar lüks yaþantýlarýn sanatçýlýðýný deðil, ezilen ve sömürülenlerin yanýnda yer alarak, halkýn sanatçýsý olmayý seçmiþlerdir. Bu gün sanatçýnýn tarifini yapan, basýnda bolca boy gösterenleri bu kefeye koyarak iþte sanatçý budur diyerek, insanlarýn duygularýný sömürerek servet elde edenleri destekleyen, medyadýr. Bunlar ki bu ülkenin ilerici, demokrat ve devrimci sanatçýlarýnýn,aydýnlarýnýn adlarýný anmaya dahi korkarlar. Çünkü onlar sermayenin deðil, halkýn yanýndadýr. Sisteme karþýdýrlar ve bilgili, insanlarý bilinçlendirebilecek yapýdadýrlar. Bu sanatçýlarý mümkün olduðu kadar halktan uzak tutmalarý gerektiðini, onlara karþý sistemin yanýnda olmalarý gerektiðini bilirler ve insanlarýn kafasýna sabit bir sanatçý profili çizmek isterler. Birçok gerçek sanatçýya karþý yapýlan, bölücü, vatan haini yakýþtýrmalarýnda ilk görevi üstlenirler. Bazen de, halkýn çok sevip sahip çýktýðý sanatçýlarýn yapýtlarýný çarpýtarak, onlarýn devrimci, demokrat kimliklerinin üzerini kapatmayý isterler. Onlarý bu þekilde bizlerden uzak tutmaya çalýþýrlar. Sermayenin gerici medyasý, bu güne kadar bazý yerlerde baþarýlý olmuþ olsa da, onlarý sahiplenmiþ bir halkýn içine iþleyememiþlerdir deli saçmasý söylemlerini. Sanatýyla mücadeleye omuz vermiþ sanatçýlarý karalayamamýþlardýr. Unutulmamalýdýr, gerçek sanatçý, eserleri ve kimliði ile bizlerin haklý mücadelesinde saf tutandýr. Sadece halktan gelen deðil, halktan olandýr. 6 ÖVDER

7 YOLCULUK METAFORU Filiz KÝRMAN Evdesin: eþyalarýn üzerine üzerine geldiðini düþünüyorsun. Lambanýn adeta bir cellât kýlýðýna bürünüp seni boðmak istediðini görüyorsun. Birden dýþarýyý fark ediyorsun. Ýçindeki o karamsarlýk, yalnýzlýk, var olaný kabullenmenin yerini farkýndalýklarýn, yaratýcýlýðýn alýyor. Sanki seni iki güç yönetiyor: Birincisi bir balýk misali içinde kaybolduðun bir derya, ikincisi ise deryanýn derinliklerini ve ötesini fark ettiðin bir dünya. Birisinde engin sularýn küçücük anaforlarýnda hapsolmuþluk var. Döndürür seni, baþýn döner. Ýçkinin sarhoþluðunu yaþarsýn. Ancak ne saki vardýr orada ne de içki meclisi. Kocaman balýklar arasýnda, anaforun içine sýkýþmýþ sen varsýn. Artýk sen kendine ve diðer balýklara yabancýsýn. Anafor seni nereye sürüklerse oraya gidersin. Yýkmak istersin anaforun duvarýný, görmek istersin baþka balýklarý göremezsin. Tükenmiþsindir artýk. Çaresizsin ve yalnýzsýn. Diðerinde ise bütün balýklar sana yoldaþ. Orda da vardýr engeller. Paylaþýmýn, örgütlülüðün, dostluðun önüne set çekmek isteyen büyük balýklar. Ancak güçlü deðildir onlar. Çünkü ne güçleri ne de sayýlarý yeter küçük balýklarý parçalamaya. Eþiktesin: Evde kalmanýn ve dýþarý çýkmanýn ikilemini yaþýyorsun. Bu duygu seni kemirip bitiriyor. Ya evden çýktýðýnda kar, tipi bekliyorsa seni. Ya evdeki sükûneti bulamazsan dýþarýda. Tipi ve kar yolunu þaþýrtýrsa senin. Bulamazsan diðer yolcularýn karda ayak izlerini. Þaþýrdýðýn yolda kurtlar çýkarsa karþýna. Bilirsin kurtlar puslu havayý sever. Siluetinin gölgede kalmasýný ister. Düþmaný tarafýndan fark edilmek istemez. O yüzden kahpece saldýrýr, fark edemezsin. Ama unutma karda diner. Ýþte o zaman kurtlar çýkamaz karþýna. Teke tek dövüþmek yiðitlerin iþidir bilesin. Kapýnýn dýþýndasýn: Artýk her þeyin farkýndasýn. Çünkü sen merak ettin, evin dýþýndakileri. O zaman aç kapýyý ve tereddüt etmeden geç eþiði, çýk dýþarýya. Korkularýn, umutsuzluðun, yalnýzlýðýn içerde kaldý iþte. Diðer insanlar bekliyor seni dýþarýda. Evden çýkan ilk sen deðilsin, son da olmayacaksýn. Paylaþým bekliyor artýk seni. Seni sen yapan deðerlerin farkýna varýyorsun, deðiþiyorsun, deðiþtikçe geliþiyor, özgürleþiyorsun, özgürleþiyoruz. Artýk geriye dönüp baktýðýnda korkutmuyor ev seni. Korkutmuyor evin içindekiler. Eskiden açmakta zorlandýðýn kapý bir fiskeyle yýkýlýveriyor karþýnda. Evdeki lamba seni boðacak kudreti bulamýyor kendinde. Onlarda deðiþiyor elbet. Çürümeye yüz tutuyor köhneleþiyorlar. Sen geliþtikçe onlar daha da küçülüyor ve yok oluyor zamanla. Ýþte engel kalmadý önünde. Bak karda dindi. Kurtlar artýk çýkamaz oldu karþýna. Yeni umutlar, yeni yaþamlar filizlenmeye baþladý. Bak sana da yer var orada! Haydi, umudunu kaybetmeyen yolcu! Yolun açýk olsun! Ya sen nerdesin hiç düþündün mü? Evde, eþikte,kapýnýn dýþýnda?.. IRAKLI ÇOCUÐUN MEKTUBU!!! IRAK savaþýnda babasý ve annesi ölen ve kendisinin de bacaklarý kopan bir çocuðun IRAK savasýný yöneten Tommy FRANKS a yazdýðý þiirdir. Ben Basralý Ömer, Belki haberin yoktur diye yazýyorum Mr. Franks. Önce demokrasi yaðdý göklerimizden, Sonra özgürlük geçti üstümüzden Palet palet. Ve insan haklarý Namlularýndan Saniyede bilmem kaç adet. Demokrasi bizim eve de isabet etti Bir gün sonra anladým koptuðunu ayaklarýmýn. Tam onsekiz adet insan haklarý saymýþlar Vücudunda babamýn. Annem yoktu zaten Ben doðarken ilaç yokluðundan ölmüþ Ambargo falan dediler ya Anlamadým çocukluk aklý iþte Oluþmadan sökülmüþ. Sizde de barýþ böyle midir Mr. Franks? Ýnsan haklarý çocuklarý yetim Ve ayaksýz býrakýr mý orda da? Düþer mi ayýn kan gölüne aksi Güpegündüz düþer mi Pazar yerine demokrasi? Zenginlik Ýnsanlarý korkudan uykusuz býrakýr Kuþlar gökyüzünü terk eder mi orda da? Ayaklarým hastanede Ve giymeye kýyamadýðým pabuçlar Kaldý elimde. Çocuklarýn var mý Mr. Franks? Al, oðluna götür onlarý bari ise yarasýn Kim bilir belki baktýkça Bazen beni hatýrlasýn. Bu nasýl demokrasi Mr. Franks? Düþtüðü yeri yaktý Merhamet hür Dünya' ya Bu kadar mi IRAK 'tý size ÖVDER 3 7

8 ENGELLÝLERÝN EÐÝTÝMÝ ÜZERÝNE Jale KÝRMAN Kapitalist toplumda her þeyin deðeri parayla ölçülür. Onlar için parasal bir kazanç ifade etmiyorsa insanýn hiçbir önemi yoktur. Kapitalistler özellikle muhalefetin çok geliþtiði bazý dönemlerde fabrikasýnda çalýþtýracaðý, üzerinden kar elde edeceði bir iþçiye bazý sosyal haklarý vermeyi zor da olsa kabullenebilir. Tabi ki bu, onun artý-deðer elde etme ya da sömürü mantýðýný ortadan kaldýrmaz. Fakat onlar için artý-deðer üretmeyen insanlar, sýrtlarýnda taþýdýklarý bir yüktür ve yükü de atýp kurtulmak isterler her zaman. Ýþte sistem için hiçbir deðer üretemeyen engelliler, sistemin üzerinden atmak istediði bir yüktür. Engelliler iþ verimlilikleri düþük olduðu için çalýþtýrýlmamaktadýrlar. Eðitim sistemi engellileri yok sayan bir anlayýþla düzenlenmiþtir. Özel eðitime gereksinim duyan engelliler için yeterli okul ve araç gereç yoktur. Devlet engellilerin eðitimine normaller bitti mi de anormallerle uðraþalým mantýðýyla yaklaþmaktadýr. Normal gördükleri çocuklar bile eðitim olanaklarýndan yararlanamazken engelli çocuklar bu imkânlardan hiç yararlanamamaktadýr. Engellilerin eðitimi konusundaki bu açýk özel özel eðitim kurumlarýyla kapatýlmak istenmektedir. Ve özel okullar teþvik edilmektedir. Bu da birçok özel özel eðitim kurumunda olduðu gibi çocuklarý üzerinden para kazanabilecekleri birer nesne gibi görmelerine neden olmuþtur. Evet, bu düzen devam ettiði sürece normallerle de anormallerle de hep uðraþmak zorunda kalacaklar. Kentsel planlama yapýlýrken de engelliler yok sayýlmýþtýr. Bu da onlarý toplumda baðýmsýz yaþayabilen birer birey olmaktan çýkarýp baþkalarýna baðýmlý biri haline getirmiþtir. Örneðin tekerlekli sandalyeye baðýmlý bir insan, sunulan imkânlar ölçüsünde engellidir. Tekerlekli sandalyeye raðmen, günlük yaþamýyla ilgili görevlerini, bir baþkasýnýn yardýmýna gerek kalmadan yerine getirebiliyorsa, artýk onu engelli olarak tanýmlamak gerekmez. Fonksiyonel kayýplara uðramýþtýr, ama bu kayýplar, alýnan önlemlerle giderilerek, topluma entegre olmuþ vatandaþlardan biri haline gelmiþtir. Buna karþýlýk bacaklarý saðlam, ama kollarý olmayan, sokaða çýkabileceði halde, bir baþkasý yardým etmezse evinin kapýsýný açamadýðý için dýþarý adýmýný atamayan bir insan engellidir. Kolsuz olduðundan dolayý deðil, çözümü olduðu halde, problemine getirilmeyen çözümlerden dolayý engellenmektedir. Çünkü engeli yaratan bireylerdeki yetersizlikler deðil sistemin kendisidir. Engelliler de baþka birçok kesim gibi inkâr edilerek, yok sayýlarak ötekileþtirilmiþtir. Bizim açýmýzdan ise engelliler hep farklý tanýmlandý. Kimileri görmezden geldi hiç yoklarmýþ gibi. Kimiler üzerine düþülecek kadar dahi deðerli bir konu gibi görülmedi. Farklýydýlar kimilerince. Bir kere normal deðillerdi. Normal bir görüntüleri yoktu. Onun için kimileri bir utanç gibi gizlediler engelli çocuklarýný. Belki de onlarý en saf, en temiz duygularla anlayan çocuklardý. Oyunlarýnda mýzýkçýlýk yapmayan herkesi, her þeyi sevebilirlerdi. Ta ki dýþlamayý, düþman olmayý öðrenene dek. Ta ki insanlarýn farklý bir ýrka, farklý bir renge, farklý bir dile, farklý bir dine sahip olduðu için farklý düþünen insanlarýn düþman belletildiði güne kadar. O güne kadar deli diye gülüp geçtiði ama dýþlamadýðý arkadaþýný artýk yanýna almayan, oyununa katmayan çocuk daha sonra Ermeni olduðu için, Arap, Yahudi, zenci olduðu için eli hiç titremeden çekip vurdu insanlarý sokak ortasýnda. Hangi psikolojiyle yapmýþ olabileceði günlerce oturup tartýþýldý sistemin sözcüleri tarafýndan, sanki bu süreci yaratan kendileri deðilmiþ gibi. Ne kapitalizm ne de düzenin devamlýlýðýný sürdüren insan tipi yok olmadýðý sürece engellilerin yanýnda hep sorunu da olacaktýr. Aslýnda bu anlayýþ engellilerin sorunlarý var anlayýþý deðildir engellileri baþlý baþýna bir sorun olarak gören anlayýþtýr. Týpký eðitimde, saðlýkta olduðu gibi. Týpký en temel insan haklarýnda olduðu gibi. Engellilerin toplumda baðýmsýz yaþayabilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapýlmasý, iyi bir eðitim alabilmeleri, saðlýk imkânlarýndan yararlanabilmelerini temelde bir insan hakký olarak görmek gerekmektedir. Demokratik bir talep olarak bugün bunun takipçisi olmak gerekirken, bilinmelidir ki insanca ve insandan yana bir düzen kurulmadýkça, engelliler ve sorun yan yana yazýlmaya devam edecektir. 8 ÖVDER

9 ÝÇÝMÝZDEN BÝRÝNDEN MEKTUP VAR! Faruk ADIGÜZEL Merhaba güzel insan, Senden uzun zamandýr mektup alamýyorum. Merak içinde acaba beni unuttu mu diyorum. Biliyorum böyle bir þey yok. Bu benim kuruntum. Senden mektup gelmeyince kendimi hep yalnýz, yapayalnýz hissediyorum. Ýnsaný yaðmur bulutlarý gibi saran ve hüzünlü yapan yalnýzlýðý aþabilmek bu ortamda zaten mümkün deðil. Çünkü yalnýzlýðýmýn kökeninde bizleri çevremizden ve kendimizden her geçen gün uzaklaþtýran yabancýlaþma duygusu yatýyor. Her ne kadar sevgimiz ve ideallerimizle bu yabancýlaþmayý azaltabiliyor olsak da tam olarak ortadan kaldýramýyoruz. Dolayýsýyla sevgide bir sorun çýktýðý zaman yalnýzlýk duygusu bizi hemen yakalýyor. Genelde hep hüzünlüyüm. Daha doðrusu neþeli olmak için çaba harcamýyorum artýk Ýnsan mutlu olacaðým dediði zaman mutlu olamýyor iþte. Keþke olsa, ama olmuyor. Bu yüzden kayýtsýz þartsýz mutlu olmak gibi bir çaba içine girmemeye karar verdim. Anladým ki artýk benim neþeli ya da mutlu olmam bir çok nedenden dolayý olasý deðil. Biliyorum dünya ve yaþamak güzel, fakat bir heyecan yaratmýyor artýk. Yaratmasý için yeni koþullarý yaratmamýz gerekiyor. Bunun dýþýnda yaþadýðým her þey bir garip oldu, matlaþtý, donuklaþtý. Ben bir þeyler söylemeye kalksam, sesim bana bile yabancý birinin sesi gibi geliyor. Hatta vücudum bile bana yabancý geliyor. Nasýl olsun ki, kendi hayatýmýza yön veremedikten sonra bu vücudun bu ellerin bu beynin bir anlamý var mý? Ellerimi yýkarken ellerime bakýyorum. Bunlar benim ellerlim miydi diye soruyorum. Sanki bu eller bana ait deðilmiþ gibi geliyor. Sonra çevreme bakýyorum, ben bunlarý daha önce bir yerlerde görmüþtüm diyorum.bir deja vu durumu anlayacaðýn. Ayrýca her þeyi, dýþýmda geliþen her þeyi sinema seyredermiþim gibi seyrediyorum. Film bazen renkli oluyor ama genelde gri. Uykuda mýyým, yoksa uyanýk mýyým bilmiyorum. Kendim burada ruhum baþka bir yerdeymiþ gibi geliyor. Ben gerçekten "ben" miyim bilmiyorum. Ýnsan kalabalýklar içinde yalnýzlaþmýþ-bencilleþmiþ bir haldeyken, bu anlattýklarýmý yaþamak çok garip deðil aslýnda. Eðer ortada insana uymayan, insani olmayan çok þey varsa -ki var-, bunun sorumlusu, insanýn insan olmasýný engelleyen mülkiyet iliþkileridir. Üretimi toplum olarak yaptýðýmýz halde yaratýlan toplumsal deðerleri paylaþanlarýn sayýsý bir elin parmaklarýný geçmiyorsa ortada bir sorun var demektir. Toplumsal üretim- bireysel mülk edinme, al sana bencilliðin asýl kaynaðý. Satranç bir zeka oyunudur deðil mi? Hal böyle olunca satranç bile hesap yapmayý, rakibini tuzaða düþürmeyi, ezmeyi, tatmin duygusunu zorunlu kýlýyor. Oysa paylaþtýkça çoðalmalý, zenginleþmeli her þey. Ben deðil, biz diyebilmeyi gerçek anlamda becerebildiðimiz an çok þeyleri de deðiþtirmiþ olacaðýz. Buna inanýyorum. Gerçek sevgi, dostluk hesap üzerine kurulabilir mi? Aþký satranç oynar gibi oynayanlar belki bazý tatminler saðlayabilirler. Ama sevgiyi sevgiyle, güveni güvenle, dostluðu dostlukla karþýlayamadýðýn sürece yabancýlaþma duygusu karþýsýnda hep kaybeden olacaðýmýzý unutma. Eðer senin sevgin karþýndaki insanda daha güçlü sevgi yaratamýyorsa, bunun bir anlamý olmuyor. Satýlan ruhun kazanabileceði tek duygu daha fazla yabancýlaþmadýr. Ýnsanlarýn kurt doðmadýklarý halde nasýl da kurt olduklarýný bir düþünmeni isterim. Bunlarý yazarken sana, seni çok sevdiðimi bilmeni isterim dostum. Seni, gözlerini ayýramadýðýn deniz maviliðinde daldýðýn düþüncelerinden ÖVDER 3 9

10 ÇÖZÜM VELÝLER koparmaya kýyamam. Usul usul seyrederim senin yüzünü. Ne geçer içinden, neler düþünürsün, nasýlda merak ederim ama soramam. Gözlerini, o derinleþen bakýþlarýndaki bir anlýk hüzün bulutlarýný yakalarým ve kahrolurum sana bakarken. Þimdi o balkonda oturmuþ seni düþünüyorum. Gözlerindeki neme yapýþmýþ acýyla, hasretle seni düþünürken öte yanda zor da olsa umudu yeþertmeye çalýþýyorum. Yeni doðmuþ bir bebeðin çýðlýklarýnda kurulan tertemiz dünyayý özlüyorum. Unutma, insanlar, hiçbir kaygý gütmeden uðruna fedakârlýk yapabilecekleri, gerekirse her þeyini verebilecekleri deðerlere sahip olmadýðý zaman felaket gelip çatmýþ demektir. Ýþte bu duyguyu kaybetmemek lazým. Temiz ve onurlu kal Ali KÜTÜK (Emekli Öðretmen) Okullardaki sorunlar bitmiyor.her gün öðrenci ve öðretmen iliþkileri bir haber oluyor.bunlar çarpýcý geliþmeler.veli olarak bu geliþmelerden,bu olaylardan etkilenmemek olanaksýzdýr. Okul aile birlikleri iþlevsiz,veliler duyarsýz ve okul dernekleri faaliyetlerini okul dýþýnda kiraladýklarý yerlerden yürütmek zorunda.bütün bunlara katký payý diye öðrencilerden istenen para rezaletleri de eklenince gazete ve televizyon haberleri ilginçleþiyor. Katký payýna karþý çýkanlar dýþlanmakta, hatta öðrenciler arasýnda ayrým yapýlmaktadýr.bazý okullarda katký payý ödeyen öðrenci yazýlý sýnavlara týpkýçekim* yapýlmýþ sorularla alýnýrken; katký payý ödemeyenler ayný sýnava sorularý elin ile yaz denilerek alýnmaktadýr.bu kadar çirkin bir olay bu ülkede yaþanmamýþtý.buna kaç velilin karþý çýktýðýný doðrusu merak ediyorum. Her eðitim yýlýnda iki kez yapýlan veli toplantýlarý; öðretmen-veli iliþkisinin en güzel örneðidir.ancak bu toplantýlar katýlým azlýðý nedeniyle hiç verimli sonuç doðurmaz.sorunlu öðrencilerin velileri bu toplantýlara katýlmazken haksýz da deðiller.çünkü toplantýlarýn yapýlýþ biçimi onlarý haklý çýkarýr.bütün bunlara raðmen veli toplantýlarýnýn devam ettirilmesi gerekir.veli-öðretmen iþbirliði saðlanmalýdýr.her veli iþine verdiði önem kadar duyarlýlýk göstererek;okul ile,öðretmenler ile,yöneticiler ile iliþki içinde olmalýdýr.hatta bu toplantýlar ayda bir yapýlmalýdýr.velinin okul ile iliþkisi bu düzeye çýkýnca okullardaki bir çok iþleyiþin þu andakinden farklý olacaðýna inanýyorum.okullara ilgisiz kalmamýz, geleceðimiz olan yavrularýmýza ilgisiz kalmamýz demektir. Okul aile birliði örgütlülüðü etkin hale getirilmelidir.bu konuda yardým isteyen her veliye Öðrenci Velileri Derneði olarak elimizden geleni yapabiliriz 10 ÖVDER

11 Haklarýn Doðuþu, Geliþimi ve Meþru Savunma Meþru savunma, bir bireyin, toplumun ve halkýn varlýðý, yaþamsal çýkarlarý, haklarý ve özgürlükleri tehlikeye düþtüðü veya hukuka aykýrý bir saldýrý altýnda bulunduðu durumlarda; bu tehlike ve saldýrýlarý bertaraf ederek söz konusu haklarý korumak ve olmasý gereken düzeye getirmek amacýyla hukuk sistemi tarafýndan kendisine verilmiþ olan karþý eylemlerde bulunma ve hatta þiddet kullanma hakkýdýr. Bu hak, esas olarak doðal hukuk tarafýndan verilmiþ olan temel bir insan hakký olmasýnýn yanýnda günümüzde bütün hukuk sistemlerince de kabul edilmiþtir. Bu hakkýn özelliði, hukuka aykýrý eylem ve saldýrýlara karþý bireyin, toplumun ve halkýn gerçekleþtireceði eylemlerin hukuka uygun ve meþru kabul edilmesidir. Meþru savunma, temel insan hak ve özgürlüklerinin korunmasýnda geçerli bir haktýr. Bu nedenle temel insan haklarý ve özgürlüklerinin korunmasý için yapýlan eylemlerin meþruiyeti, bu haklarýn insanýn özünü, onurunu oluþturan haklar olmasý ve bunlara saldýrýnýn insanýn özüne, dolayýsýyla insanlýða bir saldýrý olarak kabul edilmesinden kaynaklanmaktadýr. Bu saldýrýlara karþý durmak da, insanlýðýn özüne sahip çýkmak, insan onurunu korumak olduðu için doðal hukuk tarafýndan kabul edilmekte ve meþru görülmektedir. Günümüzde, insan vücudu (vücut dokunulmazlýðý, tamlýðý) ve kiþiliði üzerindeki haklar, doðal haklar olarak nitelendirilmekte ve doðal hukuk kapsamýna giren bütün haklar, dokunulmaz ve kutsal kabul edilmektedir. Doðal hukuk anlayýþýna göre, bu haklar devleti de öncelediðinden, devletçe verilmediðinden, devlet de bunlara dokunamaz. Ýnsan haklarý kurallarýnda özneleri gösterirken, 'herkes, her vatandaþ, hiç kimse' kavramlarýyla eþitlik vurgulanýrken, bununla bütün insanlarý ve zamanlarý kapsayan bir geniþlik ve evrensellik savý bulunur. Bu noktadan hareketle insan haklarý 'yeryüzündeki bütün insanlarýn birbirine karþý salt insan olmaktan kaynaklanan ödevleri' biçiminde tanýmlanmýþtýr. Buna göre insan haklarý ahlaki haklardan olup pozitif hukukça tanýnýp yaptýrýma baðlanmýþ olmasa da, bu yoksunluk, onlarýn deðerini azaltmaz. Ahlaki deðer taþýyan haklar, doðal hukuktan doðarlar. Ýnsan haklarýna tanýnan bu ahlaki nitelik, bu haklarýn pozitif hukukun üzerinde yer aldýðý inanýþýna yol açmýþtýr. Bu üstünlük insan haklarýnýn pozitif hukukun 'düzeltici, tamamlayýcýsý olma' iþlevinde görülmektedir. Bu temelde, insan onurunu güvenceye alan bütün kurallar, insan haklarý kapsamýna girmektedir. Doðal hukuk anlayýþýnýn bir türevi olan insan onuru, hukuk kurallarýnýn adalete uygunluðunu, alýnan kararýn doðruluðunu ve meþruiyetini ölçmede en iyi araçtýr. Bütün hukuk kurallarý bu deðere baðlý kalmak zorundadýr. Bu, BM Evrensel Ýnsan Haklarý Bildirgesi (BM EIHB) baþlangýç bölümünde, "BM anlaþmasýnda ilan edilen ilkeleri uyarýnca insanlýk ailesinin tüm üyelerinin özünde mevcut onurunu ve eþit ve devredilmez haklarýný tanýmanýn dünyada özgürlük, adalet ve barýþýn temeli olduðunu göz önünde tutarak, bu haklarýn insan kiþiliðinin özünde mevcut onurdan kaynaklandýðý" ifadesiyle ilan edilmiþtir. EIHB' nin bu anlayýþýný, J. J. Rousseau, "Özgürlüðünden vazgeçmek, insan olma niteliðinden, insanlýklarýndan hatta ödevlerinden vazgeçmek demektir. Böyle bir vazgeçme insan yaradýlýþýyla uzlaþmaz. Ýnsanýn isteminden her türlü özgürlüðü almak, davranýþlarýndan her türlü ahlak düþüncesini almak demektir" þeklinde ifade etmiþtir. Bildirgenin temel ilkeleri Fransýz Devrimi'nce ortaya konulsa da, yürütülen ulusal ve toplumsal mücadelelerle insan haklarýnýn kapsamý ve kullanýmý geniþletilmiþtir. 19. yüzyýlda bu haklara, bireyleri devletin artan gücüne karþý savunmak ve Sanayi Devrimi'nin neden olduðu toplumsal güvenlikten yoksun yeni durumu yatýþtýrmak üzere oldukça üstünkörü bir biçimde baþvurulmuþtu. Bu nedenle bazý toplumsal ve ulusal haklarý içermiþse de, EIHB'nin bireysel haklarla sýnýrlý kalmasý, kapitalizmin feodal sisteme karþý bireysel özgürlükleri geliþtirme ekseninde doðmasýndan kaynaklanmýþtýr. Daha sonra sömürgeleþtirme politikalarýna karþý halklarýn direniþi ve içte iþçi sýnýfýnýn mücadelesinin geliþmesiyle, yeni haklar ortaya çýkmýþtýr. Özellikle 20. yüzyýlla birlikte insan haklarýnýn uluslarýn özgürleþme sorunuyla çözülmez bir biçimde iç içe geçmesi, sadece bireysel insan haklarýyla insanýn özgürleþemeyeceði anlayýþýný doðurmuþ; bu da kaçýnýlmaz olarak ulusal, kültürel, sosyal, siyasal ve ekonomik haklarý ortaya çýkarmýþtýr. Aslýnda Fransýz Devrimi'nden sonra insanlýk, bir uluslar ailesi imgesi içinde kavrandýðýndan insan imgesinin salt birey deðil ÖVDER 3 11

12 ayný zamanda halk olduðu da yavaþ yavaþ açýk hale gelmiþti. Fakat halklarýn kendi siyasi yönetimlerine kavuþmasý uzun bir mücadele sürecini aldýðýndan bireysel haklarýn iþlerliði de ancak buna baðlý olarak geliþmiþtir. Siyasi topluluk haklarýný yitirmenin insan haklarýný anlamsýzlaþtýracaðý ortaya çýkmýþtýr. Azýnlýklar gibi, devletleþemeyen veya siyasal olarak yönetimlere kendi iradeleri ile katýlamayan halklar, ulusal haklarýný yitirmenin veya sahip olamamanýn insan haklarýný yitirmekle özdeþ olmasý, birincisinin kaçýnýlmaz olarak ikincisini doðurmasýndan dolayý mücadele bayraðýný yükseltmiþlerdir. Bu mücadele, Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký, Sömürge Halklarýn Baðýmsýzlýk Hakký gibi haklarýn tanýnarak uluslararasý hukukta ve devlet anayasalarýnda kabul edilmesine yol açmýþtýr. Bu çerçevede baþta Avrupa'daki toplumsal mücadeleler olmak üzere emperyalizme karþý sömürgelerin ulusal kurtuluþ mücadeleleri ile ezilen halklar ve sýnýflarýn büyük bedeller ödeyerek verdikleri mücadelelerin sonucu olarak günümüzde demokrasi, insan haklarý ve hukukun üstünlüðü kavramlarý temel deðerler olarak ortaya çýktý. Fransýz Devrimi ile baþlayan ve günümüze dek uzanan hak alma mücadelesinin ortaya çýkardýðý insan haklarý ve özgürlüklerinin geliþimi bireysel, ulusal, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal haklarla günümüzde insanýn ulaþtýðý düzeyi ifade edecek bir aþamaya vardý. Yukarýda ifadelendirilen temel insan haklarý, meþru savunmanýn boyutlarýný da ortaya çýkarmýþtýr. Meþru savunma; devletin, birey ve gruplarýn insan haklarýna yönelik gerçekleþtirebilecekleri eylemlerin bu haklarý ortadan kaldýran, onarýlmaz sonuçlara yol açan, maddi ve manevi zararlar veren eylemlere, eylem anýnda karþý konulmasýný içermektedir. Bu noktada meþru savunmanýn geçerliliði, yaþamsal bir zorunluluktan kaynaklanmasýdýr. Özellikle devletin insan haklarýna yönelik uygulamalarýna karþý hukuksal mücadele zemininin güçlü olmamasý, büyük ve onarýlmaz zararlara yol açmasý, meþru savunma hakkýnýn daha çok devletlere karþý uygulanmasýnýn koþullarýný ortaya çýkarmýþtýr. Bu nedenle devlete karþý meþru savunma hakký, direnme hakkýnýn netleþtirilmesi gerekmektedir. Toplumsal Sözleþme kavramýný ilk ortaya atanlardan Rousseau, halkýn direnme hakkýný, "yalnýzca gücü ve güçten doðan etkiyi dikkate alacak olsaydým, derdim ki; bir halk, eðer boyun eðmek zorundaysa ve boyun eðiyorsa iyi ediyordur. Fakat boyunduruðunu silip atabilecek duruma gelir gelmez, silip atarsa daha iyi eder. Çünkü özgürlüðü elinden alýnanýn, bu hangi hakka dayandýrýlarak yapýlmýþsa, ayný hakka dayanarak onu geri alma hakký vardýr. Ýnsanýn özgürlüðünden vazgeçmek demek insan olma niteliðinden, insan haklarýndan hatta ödevlerinden vazgeçmesi demektir. Böyle bir vazgeçiþ insan doðasýyla baðdaþmaz" þeklinde ortaya koymuþtur. John Locke ise, toplumsal Sözleþmenin "bireylerin daha rahat ve özgür yaþayabilmeleri" için yapýldýðýný, toplumun bütün üyelerinin ayný ölçüde eþit olarak haklarýnýn korunmasý amacýyla, yük altýna girmekte ve doðal haklarýnýn sýnýrlanmasýný kabul ettiðini belirtmektedir. Bu koruma devlet eliyle saðlanacaktýr. Buna karþýlýk bireylerin hiçbir biçimde sýnýrlama kabul etmeyen, dolayýsýyla toplumsal Sözleþmeye koymadýklarý ve sýnýrlama konusu etmedikleri bireysel haklar vardýr. Bunlara dokunulmasýný 'kutsal direnme hakký'nýn kullanýlma nedeni olarak açýklayan John Locke'un bu görüþü; ABD'nin kuruluþ bildirgesi olan Virginia Bildirgesi'ne kaynaklýk etmiþtir. Virginia Haklar Bildirgesi; "siyasi iktidar, halktan kaynaklanýr ve ona karþý sorumludur. Halkýn, ortak yararýný gerçekleþtirmeyen siyasi iktidarý deðiþtirme hakký vardýr" anlayýþýyla düzenlenmiþtir. Montesquie de, meþru savunma ile ilgili olarak, "vatandaþlar arasýnda tabii savunma yetkisi, kendisiyle beraber saldýrma hakkýný zorunlu olarak getirmez. Birbirlerine saldýracaklarý yerde mahkemeye baþvururlar; olur biter. Ancak kanunlarýn yardýmýný beklediði takdirde hayatýnýn tehlikeye düþeceðini anladýðý o ani durumlarda kullanabilir" demiþtir. Aydýnlanma çaðýnýn bu öncüleri tarafýndan ortaya atýlan Toplumsal Sözleþme kavramý sonucunda kiþinin devlete devrettiði zor kullanma yetkisinin olaðanüstü koþullarda birey tarafýndan kullanýlabilmesi, bireyin doðadan getirmiþ olduðu kendini savunma olgusunun, meþru savunma hakkýnýn ifadesidir. Bu çerçevede devletin veya bireylerin saldýrýlarý karþýsýnda kiþinin kendini savunma amacýyla giriþtiði eylemler ve bunun için þiddet uygulamasý hukuk sistemleri tarafýndan da kabul edilmiþtir. 12 ÖVDER

13 ÝNÞAAT ÝÞÇÝLÝÐÝNDE TAÞERONLUK SÝSTEMÝ Barýþ YILDIRIM (Bir Ýnþaat Ýþçisi) Sistemin 12 Eylül askeri darbesi iþçi sýnýfýnýn üzerine karabasan gibi çöreklendi. Ýþçiler hak arama mücadelesinde askýya, þiddete ve iþkencelere maruz kaldý. Böylece iþçi sýnýfýnýn mücadele azmi ve kararlýlýðý sekteye uðratýldý. 90 lý yýllara gelindiðinde, iþçi sýnýfýnýn, toparlanma sürecinde de her direniþin ve mücadelenin ardýndan baský, gözdaðý ve coplar sýrtýndan eksik olmadý. Bu süreçte de doðal olarak iþçiler yýlgýnlýða düþtüler. Bunu fýrsat bilen sermayedarlar ve yandaþlarý bir kene gibi daha fazlasýyla yapýþtýlar emekçilere. Ýþçileri ve emekçileri yalnýzlaþtýrma politikasýnda baþarýya ulaþtýlar. Bugün gelinen noktada iþçi sýnýfýna yönelik bir darbe daha olan taþeronluk sistemini, sermayedarlar uygulamaktadýrlar. Her iþ kolunda olduðu gibi inþaat iþçilerinde de patronlar taþeronluk sistemini uygulamaktadýr. Patron, iþçileri muhatap almamak ve daha fazla sömürmek için gönüllü satýlmýþ taþeron denen birini aracý olarak koymaktadýr. Patron taþerona, iþini tamamladýðýnda sana þu kadar miktar veririm, baþka bir þeye karýþmam, iþçileri sen getireceksin onlarýn yevmiyelerini sen belirleyeceksin, gerekirse bazý iþçilerin sigortasý yapýlmayacak gibi talimatlar vermektedir. Taþerona ne kadar ucuz iþçi çalýþtýrýrsan o kadar çok kazanýrsýn demektedir. Tabi ki bu taþerona çok cazip geliyor. Patronun koltuk deðneði olmayý seve seve kabul ediyor. Burada iþçiler hem patronlar tarafýndan hem taþeron tarafýndan iki defa sömürüye maruz kalýyor. Ýþçinin almasý gereken 75 ytl ise patron 50 ytl ye düþürüyor. Taþeron ise 35 ytl.den çalýþacak iþçi buluyor, 15 ytl taþerona kalýyor her iþçiden. 20 iþçi çalýþtýrdýðýný varsayarsak 300 ytl taþeronun cebine giriyor. Hiçbir emek sarf etmeyen taþeron, bu kadar yüksek meblaðý alýrken, çok aðýr þartlarda çalýþan iþçi, almasý gerekenin yaklaþýk 1/10 unu alýyor. Tabi bir de maaþýný düzenli alabilirse. Çünkü genellikle maaþlarýný düzenli alamamaktadýr iþçiler. Taþerondan avans alabilmek için (sýkça karþýlaþtýðýmýz bir durum bu) adeta yalvarmak zorunda kalmaktadýr. Taþeron sürekli iþçilerin hýzlý bir þekilde çalýþmalarýný, yoksa yerlerine baþkasýný alacaðý tehdidinde bulunmaktadýr. Taþeronluk temelde feodal bir yapýlanmadýr. Taþeron kendi etrafýnda bulunan yakýnlarýný iþe almaktadýr. Çünkü haksýzlýða uðrayan iþçi, hatýr için susmak zorunda kalmaktadýr. Bütün iþçiler birleþmeli, sermayedar ve yandaþlarýna karþý örgütlü mücadele saflarýnda yer alarak kaybedilmiþ kazanýmlarý tekrar kazanmalýdýr. Emek en yüce deðer olduðuna göre emeðimize sahip çýkalým. Hatýr gönül için kendimizi sömürtmeyelim. Ýþçilerin kendi zincirlerinden baþka kaybedeceði hiçbir þeyleri yok. Hâlbuki kazanacaklarý bir dünya var ÖVDER 313

14 OKS YERÝNE SBS Orhan YÜCE (Öv-der Ýzmir Þube Baþkaný) LGS den OKS ye ( Orta Öðrenim Kurumlar Sýnavý), OKS den þimdi de SBS (Seviye Belirleme Sýnavý) ye geçirilen çocuklarýmýzýn maratonu, daha uzun ve zorlu olacaða benziyor. Milli Eðitim Bakaný bir basýn açýklamasý ile OKS nin ne kadar zararlý bir sýnav olduðunu, bunun yerine getirilen SBS nin tamamen okula ve derslere baðlý olduðunu müjdeledi(!). OKS nin birçok olumsuzluklarý olduðunu açýkladý. Bu nedenle, OKS nin kaldýrýlmasýna karar verdiðini söyledi. Þimdi biraz geriye giderek yorumlayalým da baþlayan LGS kötü denilerek, 2002 de OKS in daha iyi olduðunu ve çocuklarýmýzý dershaneden kurtaracaðýný, okula, öðretmene baðlayacaðýný, bu sistemin öðrencilerin baþarýlarýný daha iyi ölçeceðini söyledi. BÝZLER SÖYLERKEN NEREDEYDÝNÝZ? SBS sisteminin yeni müfredata uygun olduðunu söyleyen M.E. Bakaný Hüseyin Çelik; Yeni müfredat programý, yeni dünya düzenine ve teknolojik geliþmelere uygun bir programdýr. Önceki eðitim sistemi, ezberci, öðretmen merkezli, çaðýn gerisinde ve katý idi. Yeni program ise, çok yönlü, eðitimsel, öðrenci merkezli ve olasýlýkçý bir anlayýþa sahiptir, dedi. Þimdi bu güzel sözleri de uygulamalarla birlikte yorumlayalým. Programlar geliþmelere göre elbette yenilenmelidir. Bu yenilenme daha öncekilerin üstüne kurulmalýdýr. Kurulamýyor, çünkü araþtýrýlarak, tartýþýlarak ve görüþler alýnarak uygulamaya konulmadý.her bakan geldiðinde yeni bir uygulama yaptý. Yani çocuklarýmýz üstünde niyetlerini denediler. Bakan, öðrenci merkezli olmayý amaçlayan yeni müfredatta, öðrencinin yetenekleri doðrultusunda, ne istiyorsa o eðitimin verileceðini söylüyor. Ýyi güzel de, en az 40 kiþilik sýnýflarda öðretmenin ve eðitimin, öðrenci merkezli olmasý mümkün mü? Bir de öðretmen sözleþmeli ya da ücretli ise ve iki ay sonra iþine son verilecekse, bu amaç hiç de gerçekleþecek gibi gözükmüyor. Eðitimin çok yönlü olmasý güzel bir uygulama, ama eðitim sistemimiz buna uygun deðil. Bakanýnda da itiraf ettiði gibi, sadece sýnava yönelik, kazanmaya endeksli bir sistem bunlarý gerçekleþtiremez. EÐÝTÝM ANLAYIÞI DEÐÝÞÝYOR Aslýnda bu güzel sözlerin altýnda, eðitimdeki deðiþiklikler baþka.bugünkü uygulamalarla ortaya daha açýk çýktýðý gibi, eðitimde iki yönlü bir deðiþim söz konusu; 1-Eðitimin iþleyiþ biçimi deðiþtiriliyor. Devlet okullarý özelleþtiriliyor. Hizmetleri özelleþtiriliyor. Çalýþanlar özelleþtiriliyor. Devlet eðitimden çekildikçe, eðitimin yükü velilerin sýrtýna yýkýlýyor. Devletin olanaklarý özel okullara sunuluyor. 2-Eðitim içerik olarak deðiþiyor. Eðitim artýk toplumsal deðil, bireysel deðerlendiriliyor. Yardýmlaþma, paylaþma, dayanýþma, öðrendiklerini kendisi ve toplumun hizmetine sunma yerine, yarýþmacý, rekabetçi, bencil ve öðrendiklerini sermayenin istemleri doðrultusunda kullanan kiþilerin yetiþmesini amaçlýyor. HER SINAV PARA Sýnava Dayalý eðitim sisteminde, her sýnav velinin cebinden milyon ytl çýkmasýna neden oluyor. Bu anlayýþla, bir yerine üç sýnav öðrencilerimizin, yararýna deðil zararýnadýr. Dershanelerin ve özel eðitim iþletmelerinin yararýnadýr. Sistem böyle olunca, bilgi yaþam için deðil, sýnav için gerekli oluyor. Test baþarýnýn ölçüsü olunca, dershaneler ve özel okullar öðrencilerin yýðýlma yerleri oluyor. Bu yarýþma içinde, ilgi, enerji ve yeteneklerini kullanamayan çocuklarýmýzýn çözümsüzlükleri ne yazýk ki, stres, þiddet ve madde baðýmlýlýðý gibi istenmedik sonuçlar doðuruyor. Büyük okullar, kalabalýk ve yetersiz sýnýflar, laboratuarsýz dersler, gir çýk ders saatleri, çocuklarýmýza bilginin ve yaþamýn kaynaðýný deðil, stres, þiddet ve karamsarlýðýn ortamýný hazýrlýyor. 14 ÖVDER

15 HABERLER ÖZEL ÖZEL EÐÝTÝM KURUMLARINA YAKLAÞIMIMIZ SONUÇ OLARAK Bu sistemde bir yandan okullar arasý ayrým artarken, diðer taraftan da dershanelere baðýmlýlýðý daha çok artacaktýr. SBS sýnavý, objektif deðil, yoruma ve kiþisel deðerlendirmeye daha açýk özellik taþýmaktadýr. Birçok okulda yabancý dil öðretmeni bulunmazken, yabancý dilden soru sorulmasý okullar arasý uçurumu daha da artýracaktýr. SBS, velilerin cebinden dershanelere ve özel derslere daha çok para aktarýlmasýný saðlayacaktýr. SBS, öðrencileri bir yerine üç kez strese sokacaktýr. SBS çocuklarýn yönlendirilmesinde ve geleceklerinin belirlenmesinde daha fazla yanlýþ durumlar ortaya çýkaracaktýr. SBS yaklaþýk 4,5 milyon öðrenciyi etkileyecek ama yanlýþlýklarýndan bakan sorumlu olmayacak. SBS ile sýnýflarda uygulanacak olan sýnavda, ortalamanýn %70, yýl sonu baþarý puanýnýn %25 ve yönlendirme-davranýþ puanýnýn da %5 i etkili olacak. Bu sisteminde öðretmenler baský altýnda kalacaklar. Eðitimde deneme olmaz. Ama bizim bakanlarýmýz her geliþlerinde öðrencilerimiz üstünde deneme yapýyorlar. Yanlýþlýklardan sorumlu olmuyorlar. Olan bizim çocuklarýmýza oluyor. ÖNERÝLERÝMÝZ Ø Ýlk öðretimde kiþilik eðitimi aðýrlýklý, rehberlik ve yönlendirme ön planda olmalýdýr. Ø Özellikle ilk öðretim, mesleði öðretmen olan uzmanlarca verilmelidir. Ø Öðretmen-veli-okul-öðrenci arasýndaki parasal iliþkiye son verilmelidir. Ø Okullarda sýnavlar azaltýlmalý, yapýlan sýnavlarýn içeriði, öðrenmeyi ve araþtýrmayý teþvik etmelidir. Ø Okul ve öðretmenlerin deðerlendirmeleri, davranýþ ve becerilerin ölçümleri esas alýnmalýdýr. Ø Okullarýn eðitim araç ve gereçlerinin yanýnda, kadrolu öðretmen eksikleri tamamlanmalýdýr. Ø Eðitime ayrýlan ödenekler devlet okullarýna harcanmalý, sýnýflardaki öðrenci sayýlarý azaltýlmalýdýr. Ø Sýnavlara getirilmek istenen standartlardan önce, eðitimdeki bölgeler arasý, iller arasý, semtler arasý uçurumlar kaldýrýlmalýdýr. Ø Eðitim sisteminde, sýnav ve not egemen olmamalýdýr. Ölçme ve deðerlendirme, öðretmen,öðrenci ve veli ile yapýlmalýdýr. Özel Özel Eðitim Kurumlarý Derneði nin Kütahya Güral Harlek Termal Otel de düzenlediði Özel Eðitimde Sektörel Ýyileþterme konulu toplantýya katýlan Genel Baþkan, bu çalýþmadan yararlandýðýný söyledi. Ülke genelinde 1025, Ankara da ise 300 tane olduðu bildirilen özel özel eðitim kurumlarýnýn sorunlarýnýn tartýþýldýðý toplantýda, Milli Eðitim Bakanlýðý Özel Eðitim Rehberlik Ve Psikolojik Danýþmanlýk Genel Müdürlüðü temsilcisi, Saðlýk Bakanlýðý temsilcisi ve Hacettepe Üniversitesi Özel Eðitim Ana Bilim Dalý Öðretim Üyesinin de katýldýðý yoðun bilgi alýþ-veriþinin yaþandýðý bir çalýþma oldu. Bu toplantýda kýsa bir konuþma yapan Enver Önder Þunlarý söyledi: Sayýn Katýlýmcýlar, Günümüzde eðitim vazgeçilmez bir insan hakkýdýr. Engellilerin eðitimi ise biraz daha insan hakký ve görevidir. Engelli çocuklarýn ve ailelerinin yýllardýr yaþadýklarý sorunlarýn çözümüne yönelik bir takým düzenlemelere umut baðlayan insanlar bürokrasi ile yüz yüze gelince düþ kýrýklýðýna uðramaktadýrlar. Altý aya dek uzayan Özel Eðitim Deðerlendirme Kurulu randevularý, durumun özen isteyen önemi ile baðdaþmamaktadýr. Engelli olmayanlarýn eðitiminden daha özenli ve önemli tutulmasý gereken engellilerin eðitiminde yönetmelik ve genelgelerin yeterince açýklayýcý olmalarýna karþýn uygulamada ayný özen gösterilmemektedir. Yakýn geçmiþe dek, engelli çocuklarýmýz, yalnýz sosyal devletin göz ardý edilmesinden deðil, ailelerin çaresizliði ve bilinçsizliði nedeniyle de toplumdan saklanmaya çalýþýlýyordu. Bireysel ayrýlýklarýn bile özel eðitimi gerektirdiði bir dönemde engellilerin eðitimine sahip çýkýlmasý toplumun yaklaþýk üçte birine soluk aldýrabilecek bir yaklaþýmdýr. Bu alanda gösterilen çabalarý daha verimli kýlabilir umuduyla baþarý dileklerimi saygýlarýmý sunarým ÖVDER 315

16 SUÇLU KÝM? DEVLET NEDÝR, HANGÝ GÖREVLERÝ VARDIR? Ýsmail GÖKTAÞ Devletin tanýmýný ve görevlerini anayasamýzdan okuyalým: Devlet, bilimsel tanýmýyla ülkeyi ve ulusu kapsayan bir insanlýk ve hukuk kurumudur. Anayasa, devletin yükümlülüklerini, yapýsýný belirleyen, yurttaþlarýn hak ve özgürlüklerini güvenceye baðlayan temel hukuk belgesidir. Demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini tüm çaðdaþ nitelikleriyle gerçekleþtirme çabasýnýn kaynaðý ve dayanaðýdýr.. Düzeltilmesini istemekle birlikte, deðiþinceye deðin anayasaya baðlý kalmak, saygýnýn gereðidir. Özde, insan haklarý adaletin, adalet devletin temelidir. 82 anayasasý (Y.G.Özden) Türkiye Cumhuriyeti; toplumun huzuru, milli dayanýþma ve adalet anlayýþý içinde, insan haklarýna saygýlý, Atatürk milliyetçiliðine baðlý, baþlangýçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. (Cum. Nit. Mad.2) Devletin temel amaç ve görevleri; Türk milletinin baðýmsýzlýðýný ve bütünlüðünü, cumhuriyet ve demokrasiyi korumak, kiþilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluðunu saðlamak, kiþinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle baðdaþmayacak surette sýnýrlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldýrmaya, insanýn maddi ve manevi varlýðýnýn geliþmesi için gerekli þartlarý hazýrlamaya çalýþmaktýr. (T.Amaç ve Gör.Mad.5) Kimse eðitim ve öðretim hakkýndan yoksun býrakýlamaz. Ýlköðretim kýz ve erkek bütün vatandaþlar için zorunludur ve devlet okullarýnda parasýzdýr. (Mad.42) Çalýþma herkesin hakký ve ödevidir. (Mad.49) Herkes saðlýklý ve dengeli bir çevrede yaþama hakkýna sahiptir. (Md.56) Devlet gençleri alkol düþkünlüðünden, uyuþturucu maddelerden ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alýr. (Md.58) Herkes, kamu giderlerini karþýlamak üzere (okul-yol-su-elektrik-hastane vb) mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. (Md.73) (Kamu kuruluþlarý özelleþtirme adý altýnda satýlýyorsa, vergi ne için alýnacak?) ÜLKEMÝZÝN ÝMZALADIÐI Ý.H.E.B MADDELERÝ Her þahsýn çalýþmaya, iþini serbestçe seçmeye, adil ve elveriþli çalýþma þartlarýna ve iþsizlikten korunmaya hakký vardýr. (MD:23) Her þahsýn gerek kendi, gerek ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, týbbi bakým, gerekli sosyal hizmetler dâhil olmak üzere, saðlýðýný ve refahýný temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve iþsizlik, hastalýk, sakatlýk, dulluk, ihtiyarlýk veya geçim imkânlarýndan iradesi dýþýnda mahrum býrakacak diðer hallerde güvenliðe hakký vardýr. (Md.25) Bütün çocuklar evlilik içinde veya dýþýnda doðsunlar, ayný sosyal korunmadan faydalanýrlar. (Md.25.2) Yukarýdaki anayasa hükümleri, devleti ve görevlerini tanýmlamakta, Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesi maddeleri ise devletimizin imzaladýðý ve yerine getirmekle yükümlü olduðu maddeleri içermektedir. Ülkemizde anayasa ve uluslar arasý yasalarýn uygulanmamasýndan ya da yeteri kadar uygulanmamasýndan kaynaklý (yani yönetenlerin görevlerini yapmamalarýndan ya da yönetim anlayýþlarýndan kaynaklý) iþsizlik, açlýk, yoksulluk, sokaða itilen çocuklarýn sayýsýnýn artmasý, fuhuþ ve uyuþturucu ticareti artmýþ, eðitim ve saðlýk felç olmuþ durumdadýr. Peki bu durumun sorumlularýna ve suçlulara karþý ne yapýlmýþtýr? Vatandaþ suç iþlediðinde yakasýna yapýþan devlet; yönetenler(yönetenler-hükümetler) suç iþlediðinde bir þey yapmazsa suç devletin sýrtýnda kalmaz mý? Vatandaþýn devlete olan güveni sarsýlmaz mý? Bir þey yapmayanlar da bu suçu (vatandaþýn devlete karþý güvenini sarsma suçunu) iþlemiþ olmazlar mý? Devlet tüm ulusun oluþturduðu bir tüzel kiþilik olarak tanýmlanýyorsa tüm vatandaþlara en insani koþullarý hazýrlamakla yükümlü deðil midir? Varlýklýlara teþvik adý altýnda para aktarýrken, iþsiz, 16 ÖVDER

17 BASINDA ÖV-DER yoksul ve dar gelirli vatandaþlarýnýn en insani sorunlarýna (eðitim, saðlýk, konut vb.) çözüm getirmediði gibi, onlarý daha da kötü koþullara itmesi, ayrýmcýlýk, bölücülük ve de suç deðil midir? Ülkemizin içinde bulunduðu durum çok kötüdür. Kurtuluþ Savaþý yla kazanýlan baðýmsýzlýðýmýz parayla satýlmýþ durumdadýr. Eðitim ve saðlýk felç olmuþ, tarým iflas ettirilmiþtir. Ýþsizlik, açlýk, yoksulluk had safhadadýr. Diðer tarafta YTL ye televizyon alan varlýklýlarýmýz bulunmaktadýr. Yani ülkemizde sermaye kýtlýðýndan da söz edilemez. Öyleyse hiç deðilse bu ülkede yaþayan vatandaþlarýmýzýn zor koþullarda olanlarýna insanca yaþayabilecekleri asgari koþullarý (eðitim-saðlýkkonut güvencesi ) saðlayamaz mýyýz? Yoksa ekonomik terör altýndaki vatandaþlarýmýzý yavaþ yavaþ katletmiyor muyuz? Sözüm, insaným diyen herkesedir. Yýllardýr ülkemizi yönetenler ve de toplumumuz, ülkemizin %99 unun müslüman olmasý ile övünmekteler, Türklüðü aþaðýlatmayacaklarýný sürekli tekrarlamaktalar. Çoðunluðu Müslüman ve Türk olan bir toplumun açlarýnýn da, yoksullarýnýn da, kapkaççýlarýnýn da, fahiþelerinin de, uyuþturucu kullananlarýnýn da, eðitim ve saðlýk hakkýndan yoksun olanlarýnýn da çoðunluðunun da Türk ve Müslüman olduðunu görün ve bu insanlar için bir þeyler yapýn. Diðer etnik grup ve kesimleri saymazsak, kendi iþsizimizi, yoksulumuzu, çocuklarýmýzý, kadýnlarýmýzý kýsaca kendi soy(umuzun) kýrýmýmýzý yapmýyor muyuz? BÝRLÝKTE DÜÞÜNELÝM: ÞU ANKÝ CUMHURÝYET MÝ? EÞÝT, ADALETLÝ, ÖZGÜRLÜKÇÜ CUMHURÝYET MÝ? Velisinin, 55 ytl lik aidat için, eðitim gördüðü Karabaðlar Semiha Mayda Ýlköðretim Okulu ndaki sýnýfýndan öðretmeni H.K tarafýndan atýldýðýný söylediði, birinci sýnýf öðrencisi Metecan ýn yaþadýðý durumla ilgili il milli eðitim müdürlüðü müfettiþ görevlendirdi ve soruþturma baþlattý. Eðitimciler ve Öðrenci Velileri Derneði (ÖVDER) Ýzmir Þube Baþkaný Orhan Yüce ise, duruma sert tepki gösterdi ve okullarda velilerden sürekli sýra, masa, perde,temizlik, güvenlik ve aidat adý altýnda para istenmesinin rutin bir uygulama haline sokulmaya çalýþýldýðýný, velilerin ve öðretmenlerin karþý karþýya getirildiðini savundu. Yandaþ veli bulup, baskýyý arttýrýyorlar ÖVDER Baþkaný Yüce, tüm okullarda okullarýn ihtiyacý olduðu gerekçesiyle toplanan paralar nedeniyle velilerin birbiriyle; öðretmen ve idarecilerin de velilerle karþý karþýya getirildiðini söyledi. Yüce, para toplama konusunun henüz birinci sýnýfa giden bir çocuða kadar yansýtýlmasýnýn kabul edilemez olduðunu belirterek, O yaþtaki bir çocuk eðitimden, sýnýfýndan, öðretmenden soðutulmuþ oluyor. Þimdi bu çocuk nasýl sýnýfa girecek, öðretmenini nasýl sevecek? Böyle sorunlar bize de yansýyor. Sadece bir okulla sýnýrlý deðil yani, her yerde yaþanýyor ama veliler þikâyet etmeye çekiniyor. Böyle durumlarda da yandaþ veliler bulup, velileri de birbirlerine düþürüp baskýyý daha da arttýrýyorlar dedi. Tüm bu para toplamalar il ve ilçe milli eðitim müdürlüklerinin bilgisi dahilinde yapýlýyor. Okul aile birlikleri adeta tahsildar bürolarý haline getirildi. Her gün öðrencileri çaðýrýyorlar, aidat ve katký payý vermeyenlere yarýn getirmezsen okula gelme þeklinde psikolojik baský uyguluyorlar. Okullar iþletme haline getirildiðine eðitimin niteliði de deðiþir.amaç para toplamak deðil nitelikli eðitim olmalý. Tabii bunun için bakanlýk okullara yeterli ödeneði göndermeli. diyerek sözlerine devam etti. (Yenigün Gazetesi) Okulda aidatýný ödeyenlere fotokopi ile hazýr verilen sýnav sorularýnýn, ödemeyenlere elle yazdýrýldýðý ortaya çýktý. Ýzmir'de Hoca Ahmed Yesevi Lisesi'nde aidat ödeyen- ödemeyen öðrenci ayrýmý gerginliðe neden oldu. Bir süre önce Karþýyaka'daki Cemil Akyüz Ýlköðretim Okulu'nda aidat ödemeyen öðrencilerin, ödeyenlerden ayrýlmasý için ilginç bir formül bulunmuþtu. Aidat veren velilerin çocuklarýna üzerinde isimleri yazýlý yaka kimliði takýlýrken, aidat vermeyen velilerin çocuklarý bu kokartlardan verilmeyerek cezalandýrýlmýþtý.dha olayý kamuoyuna duyururken, uygulamaya ve okul yönetimine büyük tepki gelmiþti. Bu olay henüz hafýzalardan silinmeden bir yenisi gündeme geldi. Buca Göksu'daki Hoca Ahmed Yesevi Lisesi'nde aidat vermeyen öðrencilerin sýnav sorularýný yazma cezasýna çarptýrýldýklarý ortaya çýktý. Öðrenci Velileri Dayanýþma Derneði, parasýz ve eþit eðitim mücadelesinin bir bileþeni olmasý gereði, bu türden ayrýmcý uygulamalara karþý tepkisini ortaya koydu. ÖVDER 3 17

18 18 ÖVDER

19 ÖVDER 3 19

20 OKUMAYI SEVENLERE SEVGÝYLE... Ezilenlerin Pedagojisi Paulo Freire Paulo Freire hayatýný ezilenlerin eðitimine, özellikle de okuma yazma bilmeyen yetiþkinlerin eðitimine adamýþ bir eðitimci. Ezilenlerin Pedagojisi'nde ise sadece belli eðitim merkezlerinde uygulanacak alternatif bir pedagoji deðil, amaçlarý kadar kullandýðý araçlar da özgürlükçü olan bir özgürleþme siyaseti öneriyor. Ona göre, siyaset, kelimenin en geniþ anlamýyla bir eðitim süreci çünkü. Freire öncelikle "bankacý eðitim modeli"ni reddeder. Bu modelde öðrenciler (ya da ezilenler), üzerlerine bilgi yatýrýmý yapýlan pasif varlýklar, boþ kaplardýr. Bilgi onlara ihsan edilir, aktif bir araþtýrma sürecinin ürünü deðildir. Onlar nesne, öðretmenler (ya da siyasal liderler) öznedir. Bu modelde dünya kapalý, duraðan bir düzen, verili, tamamlanmýþ bir gerçeklik olarak sunulur. Diyalog deðil, tek yanlý bir dayatma söz konusudur. Bu, ezilenleri kaderciliðe iten, özgürlükten korkmalarýna yol açan ve bu yüzden de üzerlerindeki tahakkümü pekiþtiren bir modeldir. Freire buna karþý, ezilenlere dayatýlmayan, onlarla diyalog içinde oluþturulan bir pedagoji (=siyaset), "problem tanýmlayýcý eðitim" dediði bir model önerir. Ona göre kendini ne kadar devrimci sanarsa sansýn, ezilenlere armaðan edilecek bir þey deðildir, onlarýn özgürleþme mücadelesine özne olarak katýlýmlarýnýn ürünüdür. Freire'in önerdiði model, insanlarýn dünyayla iliþkilerindeki problemleri tanýmlamalarýný, dünyayý insanýn kendini yaratma görevinde kullandýðý bir malzeme olarak görmelerini saðlar. Ýnsanlarý "olma" sürecindeki, bitmemiþ, yetkinleþmemiþ ve bu yüzden de yaratýcý varlýklar olarak görür. Bu yüzden de eðitimin içeriði ezilenlerle diyalog kurularak, onlarýn "konusal evren"i dikkate alýnarak belirlenmelidir. Diyalogun ön þartý ise insanlara inanmaktýr, sevmeyi becerebilmektir. Yaralý Bilinç Daryush Shayegan Yaralý Bilinç, tarihte geride kalmýþ ve deðiþimler þenliðine katýlmamýþ uygarlýklardaki zihin çarpýklýklarý üzerine bir denemedir. Varlýðýný Ýrani-Ýslami dünyadaki kiþisel deneyime borçlu olmasýna raðmen, bu kitabýn menzilinin yalnýz o dünyayla sýnýrlý olmadýðýný ve bir bakýma, zihinsel yapýlarý hâlâ geleneðe baðlý olan ve modernliði sindirmekte güçlük çeken uygarlýklarýn çoðunu ilgilendirdiðini düþünüyorum. "Biz periferi insanlarý, farklý bilgi bloklarý arasýndaki çeliþkilerin zamanýnda yaþýyoruz. Birbirlerini iten ve karþýlýklý olarak biçimsizleþtiren baðdaþmaz dünyalar arasýndaki çatlaða düþmüþüz. Zihin açýklýðýyla ve hýnç duymadan üstlenildiðinde bu iki yanlýlýk bizi zenginleþtirebilir, bilgi sicillerini geliþtirebilir ve duyarlýlýk yelpazesini geniþletebilir; oysa bilginin eleþtirel alanýndan dýþlandýðýnda, ayný iki yanlýlýk duraklamalara neden olmakta, bakýþý sakatlamakta ve týpký kýrýk bir aynada olduðu gibi, dünya gerçekliðini ve tinsel imgeleri biçimsizleþtirmektedir." Daryush Shayegan

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

KANUNSUZ TALÝMATLARI YERÝNE GETÝRMEK ZORUNDA DEÐÝLSÝNÝZ. Çünkü Anayasa ve yasalar bizden yana: 2 Nisan 2007 Onlarca film ve dizi, 3 yýllýðýna kiraya verildi. TRT ye 40 milyon dolar gelir getirmesi gerekirken,

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Aðaçlar gördüm yeryüzü yaþýnda; Gölgesinde yaz uyur, kýþ uðuldar baþýnda.

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI 1 2 ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI 3 ÞÝÝR DÝZÝSÝ Dizi Editörü HÝLMÝ YAVUZ Yayýn Yönetmeni : Ýlknur Özdemir Dizgi : Serap Kýlýç Düzelti : Fulya Tükel Montaj : Mine Sarýkaya Kapak Düzeni : Semih Özcan Ýç Baský

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan, Yücel Terkanlýoðlu Onaylayan Administrator Cumartesi, 23 Þubat 2008 Son Güncelleme Pazartesi, 27 Ekim 2008 Besteciler.org HTML clipboard Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için

Detaylı

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

Ýmece Evi. Ziyaret-2016 Ziyaret-2016 Ýmece Evi Merhaba, Ýmece Evi ni öðrenme merkezi olmasýna neden olan öðrenme odaklý ziyaretçiler bizi daha çok araþtýrmaya yönlendirip sorumluluklarýmýzý hatýrlamamýza neden oluyor. Yaþamýný

Detaylı

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam SÖZCÜKTE ANLAM 1 Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam BADEM AÐACI Ýlkbahar gelmiþti. Hava bazen çok güzel oluyordu. Güneþ

Detaylı

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 25 Ekim 2008 CUMARTESÝ Resmî Gazete Sayý : 27035 TEBLÝÐ Taþpýnar Muhasebe Devlet Bakanlýðý, Milli Eðitim

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! Silahlý Propaganda ve Gerilla Savaþý Nikaragua da Devrim ve Seçim Proletarya ve Sosyalist Siyasal Bilinç Demokratik Muhalefette Demokrat! Türkiye Devriminde Kürt

Detaylı

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR :

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR : NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp. Sezen Aksu 2 Onaylayan Administrator Pazar, 20 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org Çok Ayýp Söz - Müzik: Sezen Aksu Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun

Detaylı

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine 2007y ý l ý ü l k e - m i z için bir ol-mak ya da olmamak savaþýna sahne olacaða benziyor. AKP, çeþitli kesimlerden gelen uya-rýlara raðmen ülkemizi bir is-lâm devletine dönüþtürme tutkusundan vazgeçmedi,

Detaylı

Ýçindekiler Kayseri Ýli Yardým Derneði Ýstanbul Þubesi Adýna Sahibi, Dernek Baþkaný Yayýn Yönetmeni Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü M. Orhan CEBECÝ Dergi Komisyonu Gamze POSTAAÐASI Rýfat DEDEMAN Danýþma Kurulu

Detaylı

Liderlik Üzerine Bir Analiz

Liderlik Üzerine Bir Analiz Liderlik Üzerine Bir Analiz Liderlik Üzerine Bir Analiz Gerçekte lider ve liderlik kavramlarý iþletme yönetimi ve örgütsel davranýþ literatüründe her zaman önem taþýmýþtýr. Liderlik ile bilimsel çalýþmalar

Detaylı

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar Tarihte, Günümüzde ve ERÝÞ YAYINLARI Bu broþüre yer alan yazýlardan "Tarihte ve Günümüzde Emekçi " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan 1997 tarihli 36. Sayýsýnda; " " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan

Detaylı

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87 Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87 Hedef Gruplara Yönelik Yaratýcý Kütüphane Hizmetleri ve Proje Geliþtirme: Halk Kütüphaneleri Gaziantep, Bartýn ve Antalya Bölge Seminerleri Deðerlendirme Raporu Bülent

Detaylı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem

Detaylı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Saðlýk emekçilerinin 2 gün süren grevleri baþladý. Ülke genelindeki hastanelerin nereyse tamamýnda hastanede

Detaylı

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK Merhaba, Neredeyse her gün gazete ve TV lerde karşılaştığımız manşetler, haberler, diziler ve sinema filmleri bizi bu kitapçığı hazırlamaya yönlendirdi. Türkiye de

Detaylı

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ TÜRK MÜHENDÝS VE MÝMAR ODALARI BÝRLÝÐÝ Ekim 2002/Sayý 25 HABER BÜLTENÝ TMMOB 37. DÖNEM 1. DANIÞMA KURULU 14 EYLÜL 2002 DE TOPLANDI 20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ Ülkemize, Mesleðimize, Geleceðimize Sahip Çýkýyoruz

Detaylı

Yaz l Bas n n Gelece i

Yaz l Bas n n Gelece i Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda

Detaylı

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1) Dershanede doðru þýkkýnýz SOSYAL BÝLÝMLER1 TESTÝ (Sos1) Bu testte sýrasýyla, Tarih (113) Coðrafya (1423) Felsefe (2430) ile ilgili 30 soru vardýr. 1. Tarih öncesinde yaþayan insanlar, araç gereç yapýmýnda

Detaylı

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89 8 Ekim 2005 tarihinde Ankara'da yapýlacak olan "TMMOB mitingi" için TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý 15 Eylül 2005 tarihinde basýn açýklamasý yaptý. ÖZGÜRLÜKTEN, EMEKTEN, DEMOKRASÝDEN VE BARIÞTAN

Detaylı

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar ÖÐRENME Öðrenme, bireyin çevresi ile etkileþimi sonucu kalýcý olan davranýþ kazanmasýdýr. Öðrenme planlý ve düzenli etkileþim sonucu olur. Eðitimde hedef, toplumun geliþimine katký saðlayacak bireyi geliþtirmektir.

Detaylı

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar Yýldýz Tilbe 1 Onaylayan Administrator Pazar, 06 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org ADAM OLSAYDIN Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar Kendini arattý, beni bulmadý yar Düþtüm

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) RUSYA DA KARÞI- DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ geocities.com/icgcikg/turkish RUSYA DA KARÞI-DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ Devrimin ve Karþý-Devrimin Bilânçosuna

Detaylı

İlerici Kadınlar Kimdir?

İlerici Kadınlar Kimdir? İlerici Kadınlar Kimdir? Türkiye de AKP iktidarı ile ivme kazanan piyasacılık ve gericilik kadınlar üzerindeki baskıyı daha da artırmıştır. Özellikle son on yılda toplumsal yaşamın dincileştirilmesi kadın

Detaylı

Fatih Baþtürk DÖNEMEM SANA. sevdim yürekten anlamadýn sen. dur gitme dedim dinlemedin sen. yalvara yalvara geriye dönsen

Fatih Baþtürk DÖNEMEM SANA. sevdim yürekten anlamadýn sen. dur gitme dedim dinlemedin sen. yalvara yalvara geriye dönsen Fatih Baþtürk Onaylayan Administrator Çarþamba, 20 Haziran 2007 Son Güncelleme Salý, 03 Haziran 2008 Besteciler.org DÖNEMEM SANA sevdim yürekten anlamadýn sen dur gitme dedim dinlemedin sen yalvara yalvara

Detaylı

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi Ýlaç Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi SSK ilaç üreticisi konumundadýr, SSK Türkiye'de en fazla ilacý alýcý konumunda olan kamu kurumudur, SSK'nýn saðlýk sigortacýlýðý

Detaylı

www.tukcev.org.tr www.tupadem.hacettepe.edu.tr Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

www.tukcev.org.tr www.tupadem.hacettepe.edu.tr Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý nýn katkýlarý ile Tüketici ve Çevre Eðitim Vakfý (TÜKÇEV) ve Hacettepe Üniversitesi, Tüketici - Pazar - Araþtýrma - Danýþma - Test ve Eðitim Merkezi (TÜPADEM) ortak çalýþmasý

Detaylı

A t t i l â Þ e n k o n

A t t i l â Þ e n k o n Atölyesi A t t i l â Þ e n k o n Ýmge Öyküler Atölyesi'ne gönderilen öyküleri bu sayýdan itibaren ben deðerlendireceðim. Ayný denizlerde, ayný beklentilerle seyretmiþ biri olarak, öykünün sularýna yelken

Detaylı

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl Koordinasyon Kurulu nun düzenlemiþ olduðu ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU 28-2 Þubat tarihinde Eskiþehir Anemon

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Biyolojik yapýlar için yaþlýlýk kaçýnýlmaz bir süreç.

Biyolojik yapýlar için yaþlýlýk kaçýnýlmaz bir süreç. 3 Prof. Dr. Berna ARDA Biyolojik yapýlar için yaþlýlýk kaçýnýlmaz bir süreç. Zaman zaman yeryüzündeki ve uzaydaki çeþitli yapýlar için bile kullanýyoruz ayný sözcüðü. Yaþlý dünyamýzdan, yaþlanmýþ gezegenlerden

Detaylı

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR 1 2 Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR 3 Can Yayýnlarý: 1658 Türk Edebiyatý: 475 Ferit Edgü, 2007 Can Sanat Yayýnlarý Ltd. Þti., 2007 1. basým: Eylül 2007 2. basým: Kasým 2007 Kapak

Detaylı

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

EKONOMÝDE GELÝÞMELER 03 Þubat 2011 Perþembe Kemal AKAR Ýl Baþkan Yard. Ekonomi Ýþleri EKONOMÝDE GELÝÞMELER Kiþi Baþýna Milli Gelir 10 Bin Dolarý Aþtý Teþkilatýmýzýn Deðerli Mensuplarý, Kýymetli Yol Arkadaþlarým, Ak Parti bayraðýnýn

Detaylı

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir. NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr. TÜRKÝYE DE DOÐAL GAZ TEMÝN VE TÜKETÝM POLÝTÝKALARI Basýna ve Kamuoyuna 10 Ocak 2005 Oda Baþkanýmýz Emin KORAMAZ Odamýzýn Doðalgaz alanýnda yaptýðý çalýþmalarý ve Türkiye deki Doðalgazýn durumu hakkýnda

Detaylı

EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR

EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR Savaþ SARI Makina Mühendisi EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR 1. Giriþ Ýçersinden geçtiðimiz dönemde insan ve toplum yaþamýndaki birçok olgunun metalaþtýðý ve bu anlamý ile de

Detaylı

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý Meslektaþ adaylarý ile birlikte üretim, toplumcu bakýþ açýsý, kamu yararý, emeðin deðeri, ülke ve dünya gündemine yönelik farkýndalýk yaratýlmasý konularý, mevcut öðrenci

Detaylı

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ Her yönüyle edip (edebiyatçý) ve öðretmen Ýbrahim Zeki Burdurlu nun ölümsüz bir yapýtý elinizi öpüyor. Burdurlu bu çalýþmasýnda, cennet Anadolu nun deðiþik yörelerinden

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1 Anlam Bilgisi SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 CÜMLE ANLAMI...16 Öznel ve Nesnel Anlatým...16 Neden - Sonuç Ýliþkisi...16 Amaç - Sonuç Ýliþkisi...16 Koþula

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ m e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k Dr. Hamdi AYTEKÝN, Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD., Baþkaný Dr. Necla AYTEKÝN Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Sað. AD Öðr. Üyesi Dr. Emel ÝRGÝL Doç.,

Detaylı

MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI

MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen projede mart ve nisan ayı Değerler Eğitimi konusu: Empati Öğrencilerimiz mart ve nisan ayları

Detaylı

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar, Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar, Anadolu coğrafyasında bazı yerler vardır... O yerler, şehirler, kasabalar, beldeler,

Detaylı

MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ

MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ 7 MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ Dosya Editörü Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu H. Ali Ulusoy TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi Ekim ayý bülteninin dosya konusu Avrupa Birliði Sürecinde Mimarlýk Eðitiminin Dönüþümü

Detaylı

Þiddete Maruz Kalan Kadýnlara Sunulan Hizmetler Þiddete Maruz Kalan Kadýnlara Sunulan Hizmetler Hazýrlayan Ebru Özberk T.C. Baþbakanlýk Kadýnýn Statüsü Genel Müdürlüðü Ekim 2008 Bu kitabýn basým, yayýn,

Detaylı

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Ö m e r A y h a n Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Tanzimat edebiyatýnýn düzyazý yazarlarý, öyküden çok romana eðilmiþ, öykü türündeki verimleri, neredeyse romana yaklaþan oylumlarýyla

Detaylı

Endi eli yimserlik Kamuoyu Beklentilerinde Pozitif Trend Devam Ediyor Genel Seçim Sürecine AKP Önde Giriyor, CHP Takipte de Bahar Havasý Türkiye nin LoveMarklarý Arçelik-Adidas-Nokia-LCWaikiki-Beko Türkiye

Detaylı

BURSA BADEMLÝ ROTARY KULÜBÜ BADEMLÝBÜLTEN KURULUÞ: 27.05.2010 / CHARTER: 21.06.2010 / KULÜP NO: 83357 2012-13 U.R. Baþkaný Sakuji TANAKA U.R. 2440. Bölge Guvernörü Güneþ ERTAÞ 1. Grup Guvernörü Yrd. Denizhan

Detaylı

============================================================================

============================================================================ SATILIK 56 CHEVY Gönderen : Turgay - 16/01/2008 02:15 Arkadaþlar satýlýk bir 56 chevy resmi buldum ama çeþitli nedenlerden dolayý burada yayýnlamak istemiyorum. Ýlgilenen arkadaþlar buraya cevap olarak

Detaylı

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) ESAS N0:2009/191 03.08.2012 TUTANAK 27.07.2012 tarihli oturumda saat 19.27 sıralarında Mahkeme Başkanı tarafından duruşmanın

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin

büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin OCAK 1999 SAYI: 12 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ KENDÝMÝZLE OLAN SAVAÞI AÞI KAZANMALI VE ÖRGÜTLENMELÝYÝZ DURSUN KARATAÞ... Beynimizde, hücrelerimizde burjuvaziye, düzene ait ne varsa söküp atmalýyýz.

Detaylı

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI 1 2 SEKÝZÝNCÝ BASKI KAPÝTALÝST TOPLUM ZUBRITSKI, MITROPOLSKI, KEROV, KUZNETSOV, GRETSKI, LOZOVSKl, KOLOSSOV 3 Y. Kuznetsov [Birinci ve Üçüncü

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

ÇEVREMDE SAÐIM SOLUM SORUN

ÇEVREMDE SAÐIM SOLUM SORUN Doç. Dr. Yücel ÇAÐLAR* Kim ne derse desin, herhangi bir nedenle belirlenmiþ özel gün, hafta, ay ve yýllarýn yararý da oluyor: Gündelik koþuþturmalarla ayýrdýna varamadýðýmýz çeþitli konulara odaklaþmamýzý

Detaylı

Günümüzde Bilgisayar Mühendisliğinin Durumu ve Konumu

Günümüzde Bilgisayar Mühendisliğinin Durumu ve Konumu Bilgisayar Mühendisliği Çalıştayı Günümüzde Bilgisayar Mühendisliğinin Durumu ve Konumu izlem.gozukeles@emo.org.tr 15 Ekim, 2011 Ankara Dünden bugüne baki kalan soru: BOŞUNA MI OKUDUK? İki Farklı Bağlam

Detaylı

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009 sayý yýl : 7 MART - NÝSAN 200 TEKNÝK GEZÝLERÝMÝZ DEVAM EDÝYOR eskisehir.mmo.org.tr No lu telefonu çevirin en yakýn Makina Mühendisleri Odasý Þubesi karþýnýzda olacaktýr. Cep telefonu ile arayan üyelerimiz

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan. 23 nisan şiirleri, 23 nisan ile ilgili şiirler, çocuk bayramı şiirleri, ulusal egemenlik şiirleri, 23 nisan, şiirler, 23 nisan şiirleri, ulusal egemenlik ve çocuk bayramı, en güzel 23 nisan şiirleri, 23

Detaylı

Bettina Knab Tel: 08204 / 29 89 95. Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

Bettina Knab Tel: 08204 / 29 89 95. Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil. Bettina Knab Tel: 08204 / 29 89 95 Marktstraße 13 e-mail: bettina.knab@gmx.de 86866 Mickhausen - Münster Sayýn annebaba, Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz

Detaylı

2005/2006 Sezonu Yeþeren Kabare Türk Tiyatrosu 7.Türk Dünyasý Tiyatro Ödülleri

2005/2006 Sezonu Yeþeren Kabare Türk Tiyatrosu 7.Türk Dünyasý Tiyatro Ödülleri 2005/2006 Sezonu Yeþeren Kabare Türk Tiyatrosu 7.Türk Dünyasý Tiyatro Ödülleri Fikri Þiþko, Refki Taç, Orhan Volkan, Bayram Deda, Besim Sipahi, Ayla Þahin ve A.R.Yeþeren den oluþan Seçici Kurulu 2005/2006

Detaylı

A y þ e S a r ý s a y ý n Kuþlarla Giden

A y þ e S a r ý s a y ý n Kuþlarla Giden A y þ e S a r ý s a y ý n Kuþlarla Giden Kutlar yeni evlileri nikâh törenlerinde Ýhtiyar kýzlar, genç dullar. Solmuþ resimler içinde kurutulmuþ menekþe Kokar koparýldýðý günkü kadar taze Gerilerde bir

Detaylı

============================================================================

============================================================================ 1973 Caprice Gönderen : alparslanbirinci - 14/11/2010 21:19 Yeni aldýðým 1973 Caprice'in fotolarýný sizinle paylaþmaktan mutluluk duyuyorum http://img602.imageshack.us/img602/720/21854026.jpg http://img202.imageshack.us/img202/3420/dsc02025rx.jpg

Detaylı

POLÝTÝK MÜCADELE. Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur,

POLÝTÝK MÜCADELE. Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur, POLÝTÝK MÜCADELE Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur, komünizmdir. Bu amaca ancak politik mücadele yoluyla varýlýr. Bunun dýþýndaki yollar, yalnýzca iþçi sýnýfýný amacýndan uzaklaþtýrýr

Detaylı

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü NİSAN Ayın Konusu FARKLILIKLARLA YAŞAMAK İÇİNDEKİLER 1. FARKLILIKLARA SAYGI DUYMA 2. EMPATĠ

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 26 Kasım 2014 İstanbul, Sabancı Center TÜSİAD İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye de

Detaylı

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır. Dersin Adı Tema Adı Kazanım Konu Süre : İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi : İnsan Olmak : Y4.1.2. İnsanın doğuştan gelen temel ve vazgeçilmez hakları olduğunu bilir. : Doğuştan Gelen Haklarımız :

Detaylı

Ortak Ýsmi Hisse Tutarý Ortaklýk Payý (%) Ýzulaþ A.Þ. 33.170.075 YTL 18,13. Ýzbeton A.Þ. 27.494.525 YTL 15,03. Ýzenerji A.Þ. 4.773.

Ortak Ýsmi Hisse Tutarý Ortaklýk Payý (%) Ýzulaþ A.Þ. 33.170.075 YTL 18,13. Ýzbeton A.Þ. 27.494.525 YTL 15,03. Ýzenerji A.Þ. 4.773. ÝZELMAN A.Þ. GÖREV TANIMI Ýzelman Genel Hizmet Temizlik Ýþleri Özel Eðitim Reklam ve Taþýmacýlýk Tic.Ltd.Þti,1992 yýlýnda Ýzmir Büyükþehir Belediyesi Yayýncýlýk ve Tanýtým Hizmetleri Tic.ve San.A.Þ. ve

Detaylı

mmo bülteni aralýk 2005/sayý 91 TMMOB, 20 KASIM DA DÜZCE DE KESK ÝLE BÝRLÝKTE OLACAK

mmo bülteni aralýk 2005/sayý 91 TMMOB, 20 KASIM DA DÜZCE DE KESK ÝLE BÝRLÝKTE OLACAK TMMOB, 20 KASIM DA DÜZCE DE KESK ÝLE BÝRLÝKTE OLACAK 20 Kasým 2005 tarihinde Düzce de yapýlacak olan KESK mitingi için TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý 15 Kasým 2005 tarihinde basýn açýklamasý

Detaylı

TÜRKÝYE SAÐLIK SEKTÖRÜNDE FÝNANSMAN: Paran Kadar Saðlýk

TÜRKÝYE SAÐLIK SEKTÖRÜNDE FÝNANSMAN: Paran Kadar Saðlýk TÜRKÝYE SAÐLIK SEKTÖRÜNDE FÝNANSMAN: Paran Kadar Saðlýk Genel bütçeden Saðlýk Bakanlýðý'na ayrýlan pay hiçbir gerekçeyle açýklanamayacak kadar düþüktür ve Cumhuriyet tarihinin en düþük oranlarýna son birkaç

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ ΙV ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70013 Γ) HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK DİNLEYELİM

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 Devrimci dönemlerin kitle örgütlenme araçlarý genel olarak komitelerdir. Komiteler, komiteleþme üzerine düþünen

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL EFSANESÝ VE. geocities.com/icgcikg/turkish

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL EFSANESÝ VE. geocities.com/icgcikg/turkish Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL KURTULUÞ EFSANESÝ VE KOMÜNÝZM geocities.com/icgcikg/turkish ÖNSÖZ YERÝNE Ýlkin 1981 yýlýnda ispanyolca yazýlmýþ ve yayýmlanmýþ bu makale, daha sonra fransýzca

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver!

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Ýþçi Bülteni Özel Sayýsý: 69 OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr! Mayýs 2006 Fiyatý 25 YKr Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Geçtiðimiz kýþ aylarýnda

Detaylı

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz Cihan Demirci Damdaki Mizahçý Mizah Dergilerimizde Yazýnýn Serüveni 135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz epeyce bir süredir dergilerinde mizah öyküsü

Detaylı

ZEKA Oyunları Turnuvaları

ZEKA Oyunları Turnuvaları 2013 / 2014 SAYI: 8 Oyunları Turnuvaları ZEKA Oyunları Turnuvaları Haftanın Bazı Başlıkları Uzlaşı Sanatı KOÇ Üniversitesi Okulumuzu Ziyaret Etti ZEKA Oyunları Turnuvaları Beslenme ve Çocuk Semineri ile

Detaylı

Kocaeli Bölgesindeki Halkla Ýliþkiler Uzmanlarýnýn Profiline Yönelik Bir Araþtýrma

Kocaeli Bölgesindeki Halkla Ýliþkiler Uzmanlarýnýn Profiline Yönelik Bir Araþtýrma Kocaeli Bölgesindeki Halkla Ýliþkiler Uzmanlarýnýn Profiline Yönelik Bir Araþtýrma Öðr. Gör. Tümay CÝÐERDELEN Kocaeli Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi ÖZET Günümüzde iþletmeler için halkla iliþkiler departmanlarý

Detaylı

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU CHP BODRUM İLÇE BAŞKANLIĞINA YENİLİKÇİ VE BAŞARI ODAKLI BİR SİYASET İÇİN ADAY OLDUĞUNU AÇIKLADI Emre Köroğlu 29 Kasım 2015 Pazar günü yapılacak

Detaylı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı Bu el kitabı, 2015 yılı Kızılay Haftası okul etkinlikleri için Türk Kızılayı şube, bölge ve yerel merkezlerine hazırlanmıştır. İlköğretim 1., 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan sunumun

Detaylı

CRM-ERP yazýlýmýnda EN AKILLI ÇÖZÜM : INFRA CRM-ERP ÇÖZÜMLERÝ

CRM-ERP yazýlýmýnda EN AKILLI ÇÖZÜM : INFRA CRM-ERP ÇÖZÜMLERÝ CRMERP yazýlýmýnda EN AKILLI ÇÖZÜM : INFRA CRMERP ÇÖZÜMLERÝ CRM ve ERP uygulamalarýnda tüm firma biliþim ve kültür altyapýnýzý deðiþtirmeden, o yapýyý kullanan ASP.NET web tabanlý yazýlým geliþtirdik ve

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 6. SINIF DENEME SINAVI / 11. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. Bir sözcüðü, A seçeneðinde eþit, ayný anlamýnda kullanýlmýþtýr: Nasýl isterseniz, benim için hepsi ayný (eþit). 5. A,

Detaylı

657 sayýlý yasada deðiþiklik ve hedeflenenler

657 sayýlý yasada deðiþiklik ve hedeflenenler 657 sayýlý yasada deðiþiklik ve hedeflenenler 10 Geçtiðimiz haziran ayýnda hükümetçe hazýrlanan Devlet memurlarý kanununda deðiþikliklik tasarýsý gündeme gelmesiyle birlikte çokça tartýþýlmýþtý.tasarý

Detaylı