SERXWEBÛN. Sal: 27 / Hejmar: 324 / Kanûn inanc n serh ldanlara dönüfltü ü y l oldu. Amara dan do an güneflle özgürlü e yürüyoruz

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SERXWEBÛN. Sal: 27 / Hejmar: 324 / Kanûn inanc n serh ldanlara dönüfltü ü y l oldu. Amara dan do an güneflle özgürlü e yürüyoruz"

Transkript

1 SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 27 / Hejmar: 324 / Kanûn inanc n serh ldanlara dönüfltü ü y l oldu Tar i he na m salacak bir direnifl sergileyece iz Newrozlaflan halk Zap direniflini selaml yor Amara dan do an güneflle özgürlü e yürüyoruz 10. y l nda komploya karfl Viyan çizgisinde direnifli yükseltelim fiehitlerin yolunda yürümeye devam ediyoruz 1 Haziran At l m tasfiyecili e karfl Zilan fedai çizgisinin zaferidir 14 Temmuz direnifli özgür yaflam ç k fl d r 15 A ustos At l m soylu insan eme inin zaferidir Kürdistan da PKK ile yeni bir tarih yaz l yor Yaflam olacaksa özgürce ve Önderlikle olacakt r mral sistemini serh ldanlarla y kaca z

2 RÊBER APO DE ERLEND R YOR Marafl katliam üzerine bir de erlendirme 23 Aral k 1978 de binden fazla kiflinin ölümüne, pek çok kiflinin de yaralanmas na yol açan Marafl Katliam gerçeklefltirildi ve arkas ndan Kürdistan n Türkiye ile komflu illeriyle Urfa ve Bingöl gibi baz yörelerinde s k yönetim ilan edildi. Buna iliflkin olarak çeflitli çevreler farkl yorumlar yapt lar. Türkiye deki sa bas n ve Hükümet d fl ndaki sa siyasal çevreler, olaylar n ülkeyi ve milleti bölmek isteyen komünistlerce ç kar ld n iddia ederek, bunlar n temizlenmesi için s - k yönetim ilan edilmesini istediler. Buna, zaman n içiflleri bakan rfan Özayd nl n n da dahil oldu u baz hükümet ve CHP üyeleri de kat lmakla birlikte, di er çevrelerce olay esas olarak faflistlerin k flk rtt Sünnilerin Alevileri katletmesi biçiminde yorumland. Nitekim S k yönetim komutanl klar yay nlad klar ilk bildirilerde, vatan ve milletin bölünmezli i nin tehdit edildi i ve bu tür giriflimlerde bulunanlar n kökünden temizleneceklerini ilan ettiler. fakat Ecevit baflkanl - nda yap lan ilk eflgüdüm toplant - s n dan sonra yayg n fliddet eylemlerini kökünden kaz mak söz konusu edilmeye baflland. D fl bas n ve Türkiye demokratik kamuoyu ise olaylar, faflistlerin k flk rtt Sünnilerin Alevileri katletmesi olarak yorumlad. Hatta baz yabanc gazeteler olaylar yeni bir ran do acak biçiminde yorumlay p muhabirlerini alelacele Türkiye ye gönderdiler. Türkiye sol u ise olaylar farkl biçimde yorumlad. Bir kesime göre: Ecevit hükümetini düflürmeye yönelikti, CIA ve faflist cinayet flebekelerince düzenlenen demokrasiye son verme giriflimlerinin bir provas ve vard en yüksek noktayd. Bu nedenle tüm anti-emperyalist ve anti-faflist güçler, faflist t rman fla dur demek için CHP etraf nda kenetlenmeli veya hiç olmazsa hükümeti yaflatmak için güç birli i yapmal yd lar. S k yönetim ise anarflinin kökünü kaz ma hakk nda do ru bir görüfl ve siyaseti olmayan CHP nin baflvurmak zorunda oldu u son araçt. CHP denge politikas ndan vazgeçmeli iç savafl k flk rt c l üzerine yürüyerek, vatan ve milletin bölünmezli- i ni tehlikeye düflüren güçleri temizlemeliydi. 45 milyonluk Türkiye halk n n birli ine giden tek yol buydu. Üçüncü bir kesime göre ise: iki süper devlet ve iflbirlikçiler ince tezgahlanan olay, sivil ve resmi faflistlerin, halk bölme, katletme ve sindirme giriflimiydi. Böylece s k yönetime bahane uydurulacak, halk m z üzerindeki bask ve zulüm çemberi daha da daralt lm fl olacakt. Dördüncü ve sonuncu bir kesime göre de: Katliam CIA, M T, kontrgerila ve MHP ce tezgâhlanm fl faflist bir ayaklanma giriflimi ve hükümeti s k yönetim ilan na zorlayan bir hareketti. CHP hükümeti, olaylar bast rmakta yetersiz kald gibi s k yönetim ilan ederek faflistlerin istedi ini yapmak zorunda kalm flt. S k yönetim ve bask tedbirleri ile mücadele edilmeliydi. Biz bu yaflanan olay tarihsel kökleri, ülkemiz ve Türkiye nin bugün içinde bulundu u sosyo-ekonomik ve siyasal durumlar de erlendirmedikçe dünya ve bölge gerçekleriyle iç ve d fl ba lant lar yla ele al nmad kça, bilerek veya bilmeyerek yüzeysellikle yetinmek, görüntüden öze gidememek ve a açlardan orman görememek tehlikesi ile karfl karfl ya kalaca z. Bu olaylar karfl s nda çeflitli güçlerin ald klar tav rlar kavramak, mümkün oldukça da tek yanl ve yan lg dan ar nmak, geçmifle dönmek, bu günkü aldat c alevi-sünni çeliflmesini tarih içinde ele alarak de erlendirme yapmak durumunday z. Yüzeysel bir de erlendirme ile denebilir ki, faflistlerin, tarihten gelme Alevi-Sünni, Türk-Kürt çeliflmesinin oldu u, Kürdistan ile Türkiye aras ndaki tampon bir bölgede, Sünni esnaf yanlar na alarak ve yoksul Türk köylülerini toprak vaadiyle k flk rt p Alevi-Kürtleri katlederek, iktidara do ru bir basamak daha t rmanmaya çal fl rken, CHP nin ise, içte enflasyonun, iflsizli in h zland, zam üstüne zam n yap ld, karaborsan n al p yürüdü ü bir ortamda gelip çatan yeni toplu ifl sözleflmesi döneminde halk kitleleri üzerinde bask ve sömürüyü artt rmas, bunu yaparken de uflaklar sosyal-floven, küçük-burjuva teslimiyetçilerinin deste ini kaybetmeyip, emperyalistlerden de yard m koparmas na hizmet edecek olaylar yaratmak için koflullar elveriflli oldu undan Marafl seçildi. Sivil faflistlerin, kontrgerillalar n ve M T in de deste iyle Marafl ta korkunç bir Alevi katliam gerçekleflti. Ocak-1979 * Bu yazı Maraş Katliamı Üzerine Bir Değerlendirme adlı Serxwebûn özel sayısından alınmıştır

3 çindekiler 2008 y l n n kazan mlar üzerine Miladi 2008 y l n n sonuna do ru gidiyoruz y l na dair de erlendirmeler flimdiden bafllam fl durumda. Halk m z PKK nin 30. kurulufl y ldönümü... (12 de) PKK de gerçekleflen militanl k peygamberlik gelene inin devam Kapitalist modernist sistemin temsilcileri Birinci ve kinci Dünya Savafl ile Ortado u yu kendi ç karlar temelinde düzenlediklerinde, sistemlerini... (25 te) Türkiye iki yol a z nda (Reber Apo) Talabani nin olumsuz bir tav r göstermemesi yetmez. Bar fla, demokratik çözüme katk sunmal d r. Sosyalist Enternasyonal de baflkan yard mc s d r... (38 de) Yoksul halk çocuklar n n özgürlü e yolculu u PKK yi ve onun militan yap s n tan mak için PKK nin ortaya ç k fl koflullar n ve bu ç k fl sürecindeki kadro flekillenmesini iyi anlamak... (49 da) AKP nin Kürt ve Alevi politikalar teflhir olmufltur Kürt özgürlük hareketini ezmek aç s ndan, Türkiye Cumhuriyeti, 22 Temmuz öncesinde kendi tarihinin en büyük uzlaflmas n ve ittifak n gerçeklefltirmiflti. Klasik inkâr ve imha siyasetini uygulayan Genelkurmay karargâh merkezli derin devlet, Kürt özgürlük hareketini tümden tasfiye aç s ndan Cumhuriyeti tarihi boyunca... (2 de) 30. y l nda Marafl katliam ve devletin Alevi politikalar Marafl katliam n n 30. y ldönümüne girmifl bulunuyoruz. Türkiye de yaflanan siyasal geliflmeler yeni bir y l dönümünde Marafl katliam n... (59 da) Aç k siyaset yapmak Kürdistan halk n n ç kar nad r Türk devleti, gerillalar n direnifli ve Kürt halk n n yükseltti i serh ldanlar karfl s nda son bir buçuk y lda büyük s k nt lar yaflam flt r... (65 te) Komünal örgütlenmede kent meclisleri Yarat lmak istenen demokratik komünal sistem ileri bir zamana ertelemeksizin devasa bir toplumsal organizasyonun kuruluflunu gerektiriyor... (77 de) Popüler kültür üzerine Kültür insan n kendisinden do aya katt ürün olarak tan mland için insan toplumunun de iflim tarihini kültür ürünlerinde... (82 de) Gabar flehitlerinin an s na Bugün 4 Aral k, Gabar operasyonunun bafllang ç günü. Gabar karargah komutanlar m z Adil ve Gülbahar arkadafllarla birlikte... (87 de) Yaflad m z bir efsaneydi 1985 y l n n yaz aylar nda bir efsane dolafl yordu Botan eyaletinde. Sadece dinlenilen, hayal edilen bir efsane de ildi bu. Elini uzatsan dokunaca n... (91 de) Yitirilen yoldafl n ac s kazan lan yoldafl n sevinci Dereler kaynaklar ndan kopup yaflam n ak fl na efllik edercesine h zla ak yorlard. ki küçük derenin birleflti i yerde, tahta ve odunlardan yap lm fl köprünün üstüne oturuyorum. Ve seyre dal yorum,... (93 te)

4 2 SERXWEBÛN Aral k 2008 AKP nin Kürt ve Alevi politikalar teflhir olmufltur mral ile ilgili at lacak ad mlar n ne olaca seçimlerden sonra belli olacakt r. E er AKP seçimlerde oyunlar, hileler ve bask larla DTP yi geride b rak rsa, asl nda mral da bir yumuflaman n de il, sertli in daha fazla artaca n beklemek gerekir. Ama e er seçimlerde DTP önemli bir sonuç alabilirse, daha fazla belediye baflkan ç kar p devletin ve AKP nin seçimdeki hedeflere ulaflmas n engellerse, o zaman belki mral da belirli gevflemeler ve yumuflamalar ortaya ç kabilir. Ama mevcut durumda mral da yap lan inflaat ya da yumuflama olaca söylemleri kesinlikle seçime yönelik bir politikad r, bir oyalamad r Kürt özgürlük hareketini ezmek aç - s ndan, Türkiye Cumhuriyeti, 22 Temmuz öncesinde kendi tarihinin en büyük uzlaflmas n ve ittifak n gerçeklefltirmiflti. Klasik inkâr ve imha siyasetini uygulayan Genelkurmay karargâh merkezli derin devlet, Kürt özgürlük hareketini tümden tasfiye etmek aç s ndan, Cumhuriyet tarihi boyunca belirli düzeyde çeliflki içinde oldu u slamc kesimlerle uzlaflma yaparak, bütün kesimleri PKK nin üzerine sürme politikas n izledi. AKP nin iç ve d fl kamuoyunda hem liberal demokratik hem de slamc ve milliyetçi kesimleri etraf na toplayacak siyasal aktör oldu- u düflünülerek, Kürt özgürlük hareketinin ezilmesi karfl l nda Cumhurbaflkanl makam da bu güçlere b rak ld. Çünkü Abdullah Gül ün Kürt özgürlük hareketini ezme konusunda uluslararas alanda ve Türkiye içinde iyi bir koordinatörlük yapaca n düflünmüfllerdi. Klasik inkâr ve imha siyaseti uygulayanlar Kürt sorununu bir yönüyle d fl destekli gördüklerinden, d fl deste i kurutacak bir cumhurbaflkan n kendi politikalar aç s ndan uygun gördüler. Bu yönüyle AKP yi bir dönem daha büyük tehlike olarak gördükleri Kürt özgürlük hareketini ezmek aç s ndan kullanmay uygun bir politika olarak de erlendirdiler. Nitekim AKP de bu yönlü büyük gayret gösterdi. Kürt özgürlük hareketini d flar dan kuflatmak aç s ndan elinden gelen her fleyi yapt. Bush un PKK yi düflman ilan etmesi koflulu da geliflti. AKP bu politikayla devleti ele geçirece ini düflündü. PKK nin ezilmesinde rol alm fl bir AKP yi daha sonra ordunun durduramayaca n düflünerek, Kürt özgürlük hareketini tasfiye etme çerçevesinde devleti ele geçirme politikas temelinde, Kürt sorununda özel savafl gere ince kulland yumuflak üslubu b rak p daha sert üsluplar kullanmaya bafllad. Ancak bu yaklafl m halk n ve gerillan n direnifli karfl - s nda baflar s zl a u rad. Buna ra men inkârc -sömürgeci karargâh n baflka alternatifi olmad için AKP ile yola devam etme karar ald. Öte yandan d fl güçlerin deste ini almak ve AKP yi bir dönem daha kullanmak aç s ndan, ABD ve Avrupa n n rahats z oldu u kesimleri ordu içinde etkisizlefltirmeye yöneldiler. Daha çok ABD ve Avrupa ya yak n olan generaller, bununla bir taflla birkaç kufl birden vurmay hedeflediler. Böylece hem kendi muhaliflerini etkisizlefltirdiler, hem de ABD ve Avrupa y PKK ye karfl daha iyi kullanabileceklerini düflündüler. Bu temelde oluflan Kürt özgürlük hareketini ezmeye yönelik Genelkurmay karargâh ve AKP uzlaflmas Kürdistan da sonuç almak istedi. Ancak hem gerillan n direnifli, hem de halk n mücadeleyi yükselterek Önderli ine ve partiye sahip ç kmas, Kürt özgürlük hareketini ezmek için kurulan bu uzlaflmay çok zorlad, sarst. Bu durum hem orduyu hem de AKP yi y pratt. Türkiye de bir Kürt sorununun var oldu u ve bunu gizlemenin art k mümkün olmad daha aç k görüldü. Hem iç hem de d fl kamuoyunda Türkiye nin bir Kürt sorununun oldu u, bunun mutlaka çözülmesi gerekti i do rultusunda düflünceler ortaya ç kt. Ne var ki Türkiye deki inkârc -sömürgeci karargâh n ve uluslararas güçlerin Kürt sorununu çözme politikalar olmad ve bu konuda ortak bir görüfl ortaya ç kmad için, dayat lan bu gerçekli i nas l bertaraf edebiliriz biçiminde yeni politikalar tespit edilmeye ve yeni unsurlarla bu politikalar güçlendirilmeye çal fl ld. AKP ve M T, ABD ve Avrupa n n istemleri do rultusunda Türkiye ye yeniden bir çeki düzen vermek istemektedir. AKP ve M T in Kürt sorunu konusunda köklü bir çözüm anlay fl olmad ndan, yeniden toplumu oyalay c, zaman kazand r c, d flar da ve içeride baz güçlere dayanarak Kürt özgürlük hareketini ezmeye yönelik yeni planlar, yeni oyunlar devreye sokmaktad r. fiimdi uygulanan konseptin esas fluna dayanmaktad r: Kürt sorunu vard r; ama Kürt sorunu ayr, PKK ayr d r; terör sürdü ü müddetçe Kürt sorununun çözülmesi mümkün de ildir; Kürt sorununu kabul etmek, ama teröre de karfl ç kmak ve PKK yi etkisizlefltirmek gerekir! K saca bu biçimde Kürt özgürlük hareketini etkisizlefltirme ve tasfiye etmenin yeni konseptini ve argümanlar n oluflturmaya bafllam fllard r. Asl nda Kürt sorunu konusunda yap lan ve yapt r lan tart flmalar n merkezinde de yine bu vard r.

5 Aral k 2008 SERXWEBÛN 3 Bir Kürt sorunu vard r, bu sorunda bir fleyler yapmak gerekir; ama PKK yi de, terörü de etkisizlefltirmek gerekir, fliddet sürdü ü müddetçe çözüm olmuyor, PKK çözümün önünde engeldir biçiminde özetlenebilecek Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmenin yeni yaklafl m n benimsemifllerdir. flbirlikçi hain Kürtler tasfiye konseptinin yeni aktörleridir Kürt sorunu konusunda yap lan tart flmalar asl nda çözüme yönelik tart flmalar de ildir. Ama çözümün kendisini dayatmas ve Kürt sorununun art k gizlenemez bir duruma gelmesi karfl s nda, bu defa da Kürt sorununun var oldu unu belirterek, böyle bir sorunun olabilece ini ve baz fleyler yap lmas gerekti ini söyleyip, bu argümanlara dayanarak PKK - yi ve Kürt özgürlük hareketini ezme kampanyas bafllatm fllard r. Yap lan tart flmalar bu çerçevede de erlendirmek gerekir. Nitekim bu tart flmalarda iflbirlikçi hain Kürtler, PKK karfl t kesimler özellikle konuflturulmufltur. Bunlar da Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmenin yeni aktörleridir, yeni unsurlar d r. Tasfiye planlar bunlarla güçlendirilmek istenmifltir. Bilindi i gibi, y l nda gelifltirilen ve Önderli imizin esaretiyle sonuçlanan uluslararas komplo öncesinde ve komplo sürecinde, böylesi bir komplonun düzenlenmesine meflruiyet kazand ran temel aktörler KDP ve YNK olmufltu. Bunlar uluslararas güçlere ve kamuoyuna, yine Kürt kamuoyuna PKK teröristtir, Kürtler ayr PKK ayr d r biçiminde bir anlay fl vererek, Önderli imizin esaretiyle sonuçlanan Kürt özgürlük hareketini tasfiye hedefli uluslararas komploya meflruiyet kazand rmaya çal flm fllard. E er KDP ve YNK o dönemde PKK yi terörist ilan etmeseler ve uluslararas alanda PKK yi tasfiye etmenin meflruiyetini haz rlayan çabalar içinde olmasalard, uluslararas komplonun gerçekleflmesi o düzeyde kolay olmazd. Bugün de Kürt özgürlük hareketini ezmek aç s ndan Kürt iflbirlikçileri ve hainleri, özellikle Türkiye de yeminli Apo ve PKK düflmanlar yine bu ifl için kullan lmaktad r. Bunlar n konuflturulmas n n nedeni budur. Yoksa bunlar kullananlar n Kürt sorununda bir çözüm anlay fllar yoktur; Kürt sorununu gerçekten demokratik çözüme kavuflturacak bir anlay fllar bulunmamaktad r. Aksine bunlar Kürt sorununu çözmemek, Kürt sorununun çözümünü dayatan PKK den ve Kürt özgürlük hareketinden kurtulmak için konuflturmaktad rlar. Böylelikle bak n, Kürt sorunu var, Kürtler var, bu sorunun çözümü konusunda bir fleyler yap labilir; ama bir de terör sorunu var, PKK sorunu var; Kürt sorunu ile PKK ve terör sorunu ayr d r denilerek bu hain iflbirlikçi güçler ifle koflturulmakta; yine kendine liberal demokrat diyen, ancak esas olarak AKP nin devleti ele geçirme çabalar na ve Kürt sorunundaki çözümsüz politikalar na maske olan, çözümsüzlü ü örten kesimler de bu Kürt iflbirlikçi hainleriyle birlikte PKK nin tasfiye edilmesinin meflruiyetini haz rlamaktad r. Bunlar Kürt özgürlük hareketini ezme plan - n n, bu konuda yürütülen özel psikolojik savafl n örtüleridir. Kürt özgürlük hareketini tasfiye etme konsepti ve Kürt özgürlük hareketine karfl uygulanan özel psikolojik savafl bunlara dayanarak yürütülmektedir. Çözüm tart flmalar PKK karfl t kesimlere yapt r lmaktad r Kimi hain ve iflbirlikçi Kürtler ve sözde demokrat oldu unu söyleyen liberal kesimleri kullan p Kürt sorunundan söz etmelerinin ve Kürt sorununu tart flmalar n n nedeni bunlar n PKK ye karfl gözükmeleri temelindedir. Televizyon programlar nda PKK karfl tl ve PKK ye küfürler yapan bir hava yarat lmazsa bu programlar anlam n yitirece i için, kat l mc lar n Kürt ve Kürdistan ile ilgili sözleri asl nda PKK ye karfl ç kmay ifade etmektedir. Türkiye deki inkârc sömürgeci karargâh ve özel psikolojik savafl yürüten güçler, k rk y ld r mücadele yürüten, bu kadar örgütlü olan, bu kadar direnme gücü bulunan, kendini her bak mdan örgütleyip bir kültür, tarz ve ekol haline gelmifl PKK yi tasfiye ettikten sonra bunlar n rahatl kla saf d fl edilece ini, sistem içine çekilip sisteme entegre edilece ini, ne kadar ayaklar n yere vursalar da bunlar n sisteme entegre olmaktan kurtulamayacaklar n düflünmektedir. Bunlar belki devletin politikas na uymayan ve ona ayk r düflen baz marjinal fleyler söyleyebilirler. Ama bu söylediklerinin hiçbir de eri yoktur. Çünkü bir siyasal karfl l yoktur, bir sosyal taban yoktur, örgütsel ve siyasi gücü yoktur, kadrosu yoktur. O bak mdan bunlar n PKK ye karfl mücadelede konuflmalar na müsaade edilmektedir. Bunlar kesinlikle kendi soyunu ava düflürmeye çal flan avc kekliklerdir. Yani kendi soyuna ihanet eden, düflmanl k eden avc keklik rolündedirler. Bunlar n böyle bilinmesinde fayda vard r.

6 4 SERXWEBÛN Aral k 2008 Televizyonda bu tart flmalar yapt - ran SKY Türk olmufltur. SKY Türk, Çukurova grubunun televizyonudur. Bir ekonomik grup olarak, Kürt sorununun çözümsüzlü ünün kendilerine ne kadar pahal ya mal olaca n bilmektedirler. Bu aç dan kendileri de yürütülen özel savafla kat l p destekleyerek rollerini oynamak istemektedirler. Bu grubun televizyonunda, Erdo an ile Genelkurmay aras nda uzun süreden beri iyi bir uyumun oldu unu, ordu ile hükümet aras ndaki bu uyum neticesinde Kürt sorununun çözülebilece i söylenmektedir. Özellikle Genelkurmaya yak n, klasik inkârc ve provoke etmeye yatk n bir tekel grubu olarak, ordu-akp uzlaflmas n desteklemektedir. Bu tart flmalar n bir amac da asl nda orduyla AKP nin uzlaflarak oluflturdu u yeni tasfiye konseptinin ideolojik ve siyasi ortam n oluflturmakt r. Özel savafl yeni argümanlar devreye sokmaktad r Asl nda üniversitelerde Kürdoloji bölümünün kurulmas ve 24 saat Kürtçe televizyon yay n n n yap lmas konusunu AKP ye yak n TV kanallar - n n yan s ra, Çukurova Grubu denen televizyonlar ve gazeteler de savunmaktad r. Son süreçte bu durum daha iyi görülmeye baflland. Tabii 24 saatlik Kürtçe televizyon yay n ve Kürdoloji bölümleri de gündeme gelmeyebilirdi. Çünkü bu özel savafl araçlar n kullanmak bazen tehlikeli sonuçlara da yol açabilir. Özel savafl baflar l olmad takdirde, tabii sistemin çözülüflünde yap lm fl tart flma olarak da rol oynayabilir. Ama özellikle Kürt Halk Önderli- ine yap lan iflkence sonras halk n Önderli ini sahiplenmesi karfl s nda, art k özel savafl n eski argümanlar ve söylemlerle Kürt özgürlük hareketini daralt p tasfiye edemeyece ini görerek, yeni unsurlarla beslemek durumunda kalm flt r. 24 saatlik Kürtçe televizyon yay n n n gündeme girmesi ve Kürdoloji bölümlerinin gündeme sokulmas kesinlikle bununla ba lant l d r. Bunlarla Kürt sorununda belirli ad mlar att klar n, sorunu çözme niyetlerinin oldu unu ve klasik politikadan farkl düflündüklerini Kürt ve Türk kamuoyuna kabul ettirmeye çal fl yorlar. Ancak flu kesinlikle bilinmelidir ki, bu 24 saatlik Kürtçe yay n da, Kürdoloji bölümü de kesinlikle özel savafl araçlar d r. Kürt özgürlük hareketi karfl s nda zorlanan inkârc -sömürgeci Türk devleti ve bunun dönemsel politikas n gerçeklefltiren AKP hükümetinin inkârc l art k eskisi gibi sürdüremeyeceklerini görerek, inkârc l yeni koflullarda sürdürmenin gere i olarak bu tür giriflimlerde bulunmak zorunda kalm fllard r. Bu giriflimleri dayatan Kürt özgürlük hareketidir; ancak bu giriflimlerin amac Kürt sorununu çözmek de ildir. Kürt özgürlük hareketi karfl s nda zor durumda Türkiye deki siyasi-sosyal kesimler bütün güçlerini kullan p Kürdistan da yerel seçimleri kazanarak DTP yi etkisizlefltirmeye çal flmaktad r. Erdo an tek millet, tek kültür, tek dil ve tek devlet diyerek, asl nda devletin Kürdistan a ideolojik ve askeri yaklafl m n ortaya koymufltur kalan devletin ve AKP hükümetinin Kürt özgürlük hareketini etkisizlefltirmek ve tasfiye etmek için kulland özel savafl araçlar d r. Tabii özel savafl karargâh politikalar n ad m ad m uygulamaktad r. Asl nda bunlar, çok zor durumda kalmalar halinde, ilerde kullanabilecekleri argümanlard. Bunlar uzun süredir M T in kasas nda ve devletin politikalar nda bulunuyordu. Gerekti inde ve çok s k flt klar nda, uluslararas ve iç kamuoyunu oyalamak ve susturmak için bu giriflimlerde bulunacaklard. Ama hem halk n büyük bir direnifl göstermesi, hem de Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmede büyük rol biçtikleri yerel seçimlerin yaklaflmas karfl s nda, bu kartlar n devreye sokmay uygun gördüler. Bu aç dan Kürdoloji bölümü ve 24 saatlik Kürtçe TRT yay - n na iliflkin tart flmalar bir yandan Kürt özgürlük hareketini daraltma yönünde at lmas düflünülen ad mlar, di er yandan bunun bir devam ve parças olarak yerel seçimlerde AKP hükümetini baflar l k lma ve Kürt demokratik siyasetini baflar s zl a u ratman n bir parças biçiminde de erlendirmek gerekir. Yani bu tür tart flmalarla 24 saat televizyon yay n n yap laca aç klamas aras ndaki ba da görmek gerekmektedir. Seçimlerde bir DTP bir de bunun karfl s nda bütün Türkiye vard r Devletin yerel seçimleri tamamen bir politik sald r ve tasfiye konseptinin parças haline getirdi i aç kt r. Bunu bir referandum haline getirmifllerdir. Hatta bir DTP, bir de bunun karfl s nda bütün Türkiye vard r. Bir nevi Türkiye deki siyasi ve sosyal güçler bütün güçlerini kullan p Kürdistan da yerel seçimleri kazanarak DTP yi etkisizlefltirmeye çal flmaktad r. Erdo an tek millet, tek kültür, tek dil ve tek devlet diyerek, asl nda devletin Kürdistan a ideolojik ve askeri yaklafl m n ortaya koymufltur. E er ortaya koyduklar ideolojik ve siyasi yaklafl m do rultusunda Kürdistan - da oylar n yükseltirlerse, eskisinden daha fazla belediye kazanma durumlar olursa, flte bak n, biz tek millet, tek dil, tek kültür, tek devlet, tek bayrak dedik; toplum buna ra men bize oy verdi, tek millet kavram na karfl ç kmad diyerek, asl nda inkârc -sömürgeci ve imhac politikalar n meflrulaflt racaklard r. Kürdistan Türk ulusunun yay lma alan olarak gören inkârc -sömürgeci zihniyet böylelikle kendine meflruiyet kazand rarak, içte ve d flta bu argüman kullanarak, Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek için daha da cesaretlenecektir. Bir nevi kendi politikas n n meflruiyetini, Kürt özgürlük hareketinin politikas - n n ise Kürdistan toplumunda benimsenmedi ini ileri süreceklerdir. Bu aç dan devlet bütün gücüyle yerel seçime yüklenmektedir. AKP kriz ortam nda bile devletin bütün ekonomik imkânlar n kullanarak Kürdis-

7 Aral k 2008 SERXWEBÛN 5 tan da kazançl ç kmaya çal flmaktad r. Asl nda seçimi bir seçim olmaktan ç - karm fl, Kürt halk n n özgürlük ve demokrasi taleplerine karfl inkârc -sömürgeci bir sald r hareketine dönüfltürmüfltür. Bu nedenle bütün istihbarat örgütleri, psikolojik savafl merkezleri, bütün bas n ve yay n organlar, siyasi partilerin hepsi Kürdistan da iki parti, yani DTP ve AKP vard r; DTP ye oy verilemeyece ine göre, AKP ye oy verilmesi gerekmektedir. Kürdistan da devlete oy verilmesi gerekir demektedir. AKP ye oy verin demek, devletin klasik politikas na oy verin demektir. Bu ça r baflka anlama gelmemektedir. Bunlar özgürlük ve demokrasi talebinde bulunan Kürtleri ezmek, bunlar ezmek için de AKP yi orada seçimde baflar ya götürmek gerekir demektedir. Gerçekten de dünyan n hiçbir yerinde görülmemifl bir seçim ortam yarat lm flt r. Bu seçim ortam daha bafl ndan itibaren demokratik olmaktan ç km flt r. Seçimler çeflitli siyasi güçlerin rekabet içinde parlamentoda yer almalar ya da belediye baflkanl yapmalar için düzenlenir. Ama burada seçim böyle bir siyasi olgu olmaktan ç kar lm fl, bir devlet politikas n n varl -yoklu u haline getirilmifltir. Bu da tabii seçimlerin mant na terstir. Yerel seçimler adeta bir yeni anayasa teslim etmek için yap lan bir referandum haline getirilmifltir. Burada yeni anayasa denilirken, gerici bir anayasay ayakta tutmak, demokratik aç l mlara kapal anayasal anlay fl n aç l m n isteyen kesimleri de susturmak anlam na gelmektedir. Bunu baflka türlü anlamak, izah etmek mümkün de ildir. Dünyada hiçbir seçim sisteminde devletin bu kadar kurumu seçime giremez ve tek partiyi destekleyemez. Dünyan n neresinde böyle bir seçim olsa ona hemen antidemokratik denir, bu seçim demokratik olarak yap lmam fl görülür, o seçim meflru olarak görülmez, derhal iptal edilmesi ve yeni seçimin yap lmas istenir. Ama ne var ki ne kendilerinin demokratik oldu unu iddia eden kesimler, ne Avrupa, ne de baflka bir siyasal güç seçimler devletle DTP aras nda bir seçim haline getirilmifltir; böyle demokrasi olmaz, böyle seçim olmaz; demokratik ülkelerde seçimlerin mant bu de ildir; seçim bu koflullarda yap lamaz, bu koflullarda yap lan seçimler meflru görülemez dememektedir. Böylelikle inkârc -sömürgeci karargâh n ya da inkârc -sömürgeci karargâhla uzlaflan AKP nin bu seçimdeki politikalar na, tüm devlet imkanlar na dayanarak yürüttü ü seçim atmosferine, seçim propagandalar na sesiz kalmaktad r. Buna sessiz kalanlar n demokratl kla ne alakas olabilir? Buna sessiz kalanlar ne kendisine demokratik ülke, ne de demokratik grup ve hatta bireyler diyebilirler. Tamamen antidemokratik bir seçim yar fl vard r. Bu aç dan mevcut seçimleri iflte Kürt halk n n iradesinin ortaya ç kaca seçimler ya da bir referandum olarak görmek yanl flt r. Seçimler antidemokratik koflullarda yap lmaktad r Tabii ki Kürtler bu seçim çal flmalar na as lmal ; devletin bütün bask lar - na, zulmüne ve hilelerine karfl duyarl davranarak seçimi elden geldi i kadar mümkünse demokratik ve adil yap lacak bir seçim haline getirmeli, böyle bir seçim ortam n n mücadelesini vermelidir. Ama devletin askeriyle, polisiyle, bas n-yay n yla, istihbarat örgütüyle, psikolojik savafl yla, her türlü kurumlar yla devreye girdi i bir yerde, seçimlerin gerçekten adil ve demokratik geçece ini düflünmek ve buna bel ba lamak da yanl flt r. fiu anda gerçek demokrat çevreler ve demokratik güçler Türkiye de gerçek demokrasinin olmad n ; derin devlet, ordu ve inkârc sömürgeci güçler denilen çevrelerin vesayeti alt nda bir siyasal yap lanman n oldu unu; yaln z siyasetin de il, sosyal, kültürel ve ekonomik bütün kurumlar n bu inkârc -sömürgeci karargâh n vesayeti alt nda bulundu unu söylemektedir. fiimdi gerçek demokrasinin olmad bir ülkede, inkârc sömürgeci karargâh n bütün imkânlar n kullan p AKP yi de yede ine alarak Kürt özgürlük hareketine karfl yürüttü ü psikolojik savafl n bu kadar zirveye ç kt ve keskinleflti i bir ortamda, yap lan seçimlerin Kürt halk - n n iradesini yans taca gibi de erlendirmelerde bulunmak kendini aldatmakt r. Türkiye de baz ülkelerde oldu- u gibi asgari demokratik koflullar n bulundu unu, adil ve demokratik seçimler yap labilece ini, Kürt halk n n iradesinin ortaya ç kar labilece ini düflünmek elbette yanl flt r. Türkiye demokratik bir ülke olarak görülmüyorsa, seçimi bu biçimde referandum haline getirmek, devletin Kürdistan daki politikas n kabul veya reddetme biçiminde keskin bir tercihin yap laca bir noktaya götürmek bizce yan lg l - d r. Türkiye nin antidemokratik gerçe- ini, antidemokratik siyasetini ve yap - lanmas n görmezlikten gelmek anlam na gelir. Daha do rusu, Türkiye yi herhangi bir ülke gibi de erlendirmek, seçimleri de herhangi bir demokratik ülkede yap lan seçimler gibi ele almak büyük yan lg lar ortaya ç karabilir. Türk devletinin operasyonlar tamamen imhaya yöneliktir Türkiye bu seçim sürecini asl nda d fl güçlerden ald destekle uygulad - tasfiye konseptinin bir parças olarak de erlendirmek istemektedir. Bu nedenle d flar dan ald destekle askeri operasyonlar artt rm flt r. Türk devletinin kara ve hava operasyonlar tamamen imhaya yönelik operasyonlard r. Asl nda Türkiye yi Ortado u, Afganistan ve Pakistan a müdahalenin bir parças haline getirmek için d fl güçlerin verdi i bir destek vard r. nkârc ve sömürgeci Türk devleti buna dayanarak ve yüklenerek sonuç almak istemektedir. E er askeri operasyonlarla gerillay y prat r ve yerel seçimlerde de baflar l ç karsa, sorunu siyasi sorun olmaktan ç kararak, bak n, Kürt halk n n sorunu kimlik, dil ve kültür sorunu, etnik siyaset sorunu de ildir; Kürt sorunu tamamen afl, ifl ve ekmek sorunudur diyecektir. Bu sorunun kimi ekonomik ve sosyal tedbirlerle giderilece ini söyleyip, böylelikle sorunu iç ve d fl kamuoyunun gündeminden düflürmeye çal flacakt r. Yerel seçimlere bu denli yüklenmesinin alt ndaki gerçek neden budur. Tabii Kürt egemen s n flar ve özellikle Kürt özgürlük ha-

8 6 SERXWEBÛN Aral k 2008 reketine karfl yürütülen savafltan rahats z olan orta s n f da, Kürt sorununu çözme anlay fl na sahip olmad klar, sorunu çözüp demokratik yoldan iki halk n birli ini yaratarak demokratik Türkiye nin birli ini yaratma perspektifleri bulunmad için, inkârc -sömürgeci karargâh destekleyerek kendilerine göre bu sorundan kurtulmay düflünmektedirler. Son dönemlerde baz çevrelerin Kürt özgürlük hareketine bu kadar yüklenmeleri, Kürt özgürlük hareketi silah b raks n, silahla bu ifl olmaz diyerek sorununun çözümsüzlü- ünü Türk devletinin inkârc politikalar nda de il de Kürt halk n n özgürlük direniflinde görmeleri, asl nda Türkiye deki bu orta s n f n, çeflitli kesimlerin ve devletin politikalar n n ne menem bir fley oldu unu, bu sald r konseptiyle neyi amaçlad klar n daha aç k bir biçimde ortaya koymaktad r. Kürdistan da baflar s z olmas AKP nin sonunu getirecektir Böyle bir inkâr ve imha konseptinin politik boyutunu üstlenen AKP de gerçekten hiçbir seçim sürecinde olmad - kadar bu yerel seçimlere yüklenmektedir. Asl nda AKP nin bu yerel seçimlere yüklenmesinin nedeni Türkiye de, flurada burada kaybedece ini düflündü ü milletvekilleri de ildir. Kald ki, Türkiye de öyle kendisine çok fazla alternatif bir siyasi güç de yoktur. Belki baz yerlerde belediye baflkanl klar n kaybedebilir. Bunun AKP için çok sorun yarataca n sanm yoruz. AKP için önemli olan, 22 Temmuz da ald oy oran na ulaflmaktan çok, asl nda geçen yerel seçimlerin gerisine düflmemektir; hatta o yerel seçimlerdeki baflar s ndan biraz daha yukarda baflar l oldu u takdirde kendisini baflar s z görmeyecektir. Bu kesindir. Ancak sorun Türkiye genelini ilgilendiren sorun olmaktan ç km flt r. AKP hükümetinin iktidarda olmas n n nedeni Büyükan t-erdo an uzlaflmas sonucu olmufltur. Yine Gül ün Cumhurbaflkan olmas da bu çerçevede olmufltur. Zap yenilgisine götüren gerillan n büyük direnifline ve geliflen serh ldanlara ra men AKP nin iktidarda tutulmas n n nedeni de yine kendisine Kürt özgürlük hareketini ezme rolünün verilmifl olmas d r. Buna ra men AKP Kürdistan da baflar s z olursa, iktidarda kalmas elbette zorlaflacakt r. Çünkü kendisini iktidarda tutan temel rolünü oynayamam fl olacakt r. Kürdistan da yaflayaca baflar s zl k AKP nin sonunu getirecektir. Bu nedenle Kürt özgürlük hareketine bu kadar düflmanl k yapmakta, DTP ye bu kadar sald rmaktad r. Devletin bütün imkânlar n kullanarak Kürt özgürlük hareketini ve DTP yi Kürdistan da etkisizlefltirmeye çal flmaktad r. AKP nin bu kadar gerilim içinde olmas n n, bu seçimde Kürdistan da her türlü imkân kullan p siyasi ahlaks zl k yaparak ve yalan söyleyerek görülmedik ölçüde çirkin bir seçim kampanyas yürütmesinin nedeni seçimlerin sonucundan duydu u kayg d r. Bu seçimler esas olarak da AKP nin iktidarda kal p kalmayaca n belirleyecek bir seçime dönüflmüfltür. Bu da Türkiye de ald oylarla de il, Kürdistan da ald oylarla ölçülecektir. AKP nin hükümette kal p kalmayaca durumu ortaya ç kacakt r. Bu nedenle AKP asl nda var gücüyle DTP ye yüklenmektedir. Dikkat edilirse, bu parti CHP ve MHP ye çok fazla yüklenmiyor. CHP ve MHP den çok, DTP yi nas l etkisizlefltiririm politikas gütmektedir. CHP ve MHP ye yüklense de, bak n, ben de MHP ve CHP ye karfl y m. Bunlar çok milliyetçi ve flovenisttir, ben onlardan farkl y m. Bu nedenle Türkiye de benim mi, yoksa onlar n m iktidar olmas n istiyorsunuz? biçiminde bir yaklafl mla 22 Temmuz da oldu u gibi yine ölümü gösterip Kürt halk n s tmaya raz etmeye çal flacakt r. Seçim zaman yaklaflt kça, AKP nin bu yönlü söylemleri de gündeme gelecektir. MHP ve CHP de sert söylemlerle Kürtleri AKP ye yöneltiyorlar AKP hükümeti kendisinin y pranan, daha do rusu aç a ç kan yüzünü gizlemek için, seçim döneminde de kendine demokrat, kendine Müslüman söylemine devam edecektir. Seçimlerin karakteri zaten böyledir. Seçimlerde dilin kemi i yoktur, ilkesizlik hâkimdir, herkes kendisini oldu undan farkl göstermeye çal fl r. AKP bugüne kadar bunu iyi becerdi. Böylelikle kimi liberal çevrelerin, hatta kendilerine sol diyenlerin bile deste ini ald. Bunun da ötesinde çeflitli milliyetçi, reformist Kürt çevreleri bile AKP hükümetini desteklediler. Tabii bunlar PKK ve Apo düflmanl nedeniyle, DTP kazanmas n da kim kazan rsa kazans n gibi kör bir ihanetle AKP ye destek sundular. Yine Güney Kürdistan da KDP ve YNK, AKP nin di er partilerden daha iyi oldu u gibi bir anlay flla seçimde AKP ye destek verdiler. Dolay s yla Türk devletinin Kürt halk n n on y llard r yürüttü ü mücadeleyle kazand - siyasi kimli ini bast rma politikas - na böylelikle hizmet ettiler. Ayn flekilde MHP ve CHP de sert söylemlerle asl nda Kürtleri AKP ye yöneltiyorlar, Genelkurmay bile bu politikay izliyordu.

9 Aral k 2008 SERXWEBÛN 7 Çünkü her konuda farkl görüflleri olsa da, Kürt sorununda temel devlet politikas nda ortaklafl yorlard. Bu aç - dan Kürtlerin DTP ye de il de AKP ye meyletmesini ulusal ç karlar gere i gördüler ve bu nedenle Kürtleri AKP nin kuca na atmak için her türlü söylemi kulland lar. Nitekim daha sonralar CHP genel baflkan Deniz Baykal, Biz söylemlerimiz, de erlendirme ve yaklafl mlar m zla AKP hükümetinin elini güçlendiriyoruz; AKP nin hem uluslararas alanda hem de Türkiye içindeki elini güçlendiriyoruz. AKP bunu böyle anlamal diyerek, gerçekte nas l bir iflbölümü içinde olduklar n göstermifltir. Yani bu iki parti Kürtlere karfl iyi polis-kötü polis rolünü oynamaktad r. Bu seçimde de AKP yine çeflitli Kürt çevreleriyle iliflkilenerek, seçimde desteklerini almaya çal flacakt r. YNK li baz yetkililerin bu tür aç klamalar yapmas, 22 Temmuz öncesi oynanan oyunlar n tekrar oynanaca n göstermektedir. APK sadece Kürdistan da de il Türkiye de de teflhir olmufltur Kuflkusuz bunlar Kürt özgürlük hareketi aç s ndan ihanet düzeyindeki yaklafl mlar olup, kesinlikle ihanetten baflka türlü de erlendirilemez. Çünkü AKP bu seçimden alaca oylara dayanarak, Kürtlerin dil ve kimlik istemediklerini ve böyle bir sorunun olmad - n tarihsel olarak de erlendirmek isteyecektir. Seçim günlük politika olmaktan öteye, art k Kürtlerin inkâr temelinde kullan lacak ideolojik ve siyasi argüman olmaktad r. Buna alet olan herkes elbette Kürt gerçe inde iflbirlikçi ve ihanetçi olarak de erlendirilecektir. Tabii AKP nin yüzü o kadar aç a ç km flt r ki, Kürtlerin art k bu tür politikalara kanmas düflünülemez ya da Kürt halk bu tür yaklafl mlar içinde olan Kürtleri teflhir ve tecrit edecektir. Bunlar n Kürdistan da propaganda yapmas na ve etkili olmas na müsaade etmeyecektir. Çünkü AKP - nin sald r s n n on y llard r verilen özgürlük mücadelesine yönelik oldu unu bilecek ve bunun yan nda olanlar da bu mücadelenin düflmanlar olarak de erlendirecektir. Zaten böyle yaklafl lmad takdirde, Kürt özgürlük mücadelesi veren güçler b rakal m gafleti yaflamay, kendileri ihanetçi durumuna düflerler. Bu aç dan bu süreçte halk ayd nlatarak, halk örgütleyerek, halk bu tür psikolojik savafl sald r lar karfl s nda donan ml k larak, 22 Temmuz da ortaya ç kan olumsuz durumu ortadan kald racaklard r. AKP nin teflhir olmas sadece Kürdistan da gerçekleflmedi. Türkiye de de AKP nin teflhir oldu unu görüyoruz. Çeflitli liberaller ve demokrat oldu unu söyleyen çevreler AKP nin son bir y lda Genelkurmaya teslim oldu unu, Genelkurmay n inkârc zihniyeti do rultusunda politika izledi ini söylemektedirler. Bu yönlü de erlendirmeler eskiye oranla giderek artm flt r. AKP bu de- erlendirmeler karfl s nda zorlanm fl olup, ben de iflmedim, Kürt sorununa inkârc yaklaflm yorum, yine demokratikleflme konusunda da bir iradem var gibi de erlendirmelerle Türkiye toplumu ve çeflitli kesimler nezdinde y pranan imaj n tamir etme çabas içine girmifltir. Özellikle Kürdistan daki sald r lar sonucu büyük tepki almas karfl s nda üslubunu yeniden yumuflatmaya, bir denge kurmaya çal flm flt r. Yani AKP inkârc sömürgecilikle uzlaflm flt r. Onunla birlikte bir yandan Kürt özgürlük hareketini ezme politikas n izler ve bunun uygulamalar - n ortaya koyarken, di er yandan seçime do ru gidiflte söylemlerini yumuflatmakta; bir yandan yürüttü ü politikaya uygun bir durufl ortaya koymakta, di er yandan seçimde demokrasi güçleri ve Kürtlerin oylar n almak için yeniden demagojiye baflvurmaktad r. Türkiye toplumunda teflhir olmas - n bir yana b rak n, AKP slami kesim içinde çeflitli çevreler taraf ndan bile elefltirilmifltir. Fehmi Koru nun Erdo- an kastederek, Obama gibi geldi, Bush gibi oldu demesi önemliydi. Fehmi Koru nun amac ve anlay fl farkl olsa da, asl nda o söylem epey etkili oldu ve Erdo an n y pranmas nda çok önemli rol oynad. Bu yönüyle Fehmi Koru nun maksad ndan öteye, AKP nin y pranmas yla sonuçlanan bir de erlendirme niteli i kazand. Tabii Erdo an n en yak n çevresindekilerin böyle de erlendirmeleri ortaya ç k nca, daha önce çeflitli çevrelerin AKP hükümeti konusunda yapt elefltiriler de meflruluk kazand. Bu temelde AKP nin y pranmas nda belirli düzeyde etkili oldu. Mevcut durumda AKP flu anda iktidara geldi inden bugüne en fazla y prand dönemi yafl yor. flte Kürdistan da seçimi kazanarak asl nda bunu yeniden tamir etmeye çal fl - yor. AKP, Türkiye nin birli i ve bütünlü ü için, Türkiye deki en temel sorunlar çözme aç s ndan benden baflka alternatif yok diyerek, yine çeflitli çevreleri kendi etraf nda toplamaya çal flacak ve savaflacakt r. Ancak AKP hükümetinin bu seçimlerde 22 Temmuz daki oylar n n çok gerisinde oy alaca ve y pranaca aç kt r. Tabii buradan Fehmi Koru nun ve belirli slami çevrelerin AKP ye yönelik elefltirilerinin pay n da görmek gerekir. Kendi yandafllar bile AKP nin politikalar ndan rahats z oldular Burada asl nda slamc kesim Türkiye de devlet içinde siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda önemli bir mesafe al p meflruiyet kazand. Bu yönüyle kendisini mevcut Türkiye sistemi içerisinde kabul ettirmede önemli bir yol ald. fiimdi slamc kesimler asl nda AKP - nin bu uygulamalar n elefltirerek, kendine Müslüman, kendine demokrat söylemler temelinde slami alternatifi y pratmak istemiyorlar. Yine bir slamc alternatifi gündemde tutmak istiyorlar. Bu aç dan Türkiye siyasetinde sözüm ona demokratik, liberal özgürlükçü söylemleriyle kendilerini var etmeye çal fl - yorlar. Bunlar özellikle Fetullahç lar ve çeflitli çevrelerin AKP ve Erdo an n y pranmas karfl s nda siyasal slamc alternatifin tümden devre d fl kalmamas için yap lan de erlendirme ve elefltiriler olarak görmek gerekir. Asl nda Fehmi Koru elefltirilerini bunun için yapt, ama maksad n aflarak AKP hükümetinin çok fazla y pranmas na yol açt. Fehmi Koru bu elefltirileri çok özgürlükçü demokrat oldu undan ya da Kürt sorununun çözümü konusunda herhangi bir do ru yaklafl m içinde

10 8 SERXWEBÛN Aral k 2008 bulunmas ndan ötürü yapmad. Tersine l ml iflbirlikçi siyasi slam içindeki sözde yanl fll klar ve eksiklikleri elefltirerek, bu elefltiriler temelinde iflbirlikçi siyasi l ml slam n Türkiye de bir siyasi alternatif olarak devam etmesine yol açmak istemifl, böylesi bir yaklafl mla bu elefltirileri yapm flt. Bu tür yanl fll klar oldu unda elefltirilirse bunun siyasi hareketi y pratmayaca - n, tersine daha da güçlendirece ini düflünerek bu elefltirileri yapm flt. Ama AKP ye karfl yo un mücadelenin verildi i, Kürt özgürlük hareketinin yürüttü ü mücadele ve gerçekler karfl s nda AKP nin çok teflhir edildi i bir süreçte, yine baz liberal demokrat kesimlerin AKP ile ordunun uzlaflt n belirttikleri bir dönemde Fehmi Koru nun bunu söylemesi, asl nda demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren, AKP yi ve siyasal slamc kesimleri elefltiren güçlerin elini güçlendirmifltir. Fehmi Koru böyle bir amaç gütmese bile sonucun böyle oldu u kesindir. AKP 22 Temmuz da ald oylar n gerisine düflece i kesindir Önderli e yap lan fiziki iflkence sonras nda halk n Önderli ini güçlü sahiplenmesini görünce, AKP hükümeti seçim öncesi mral koflullar n n düzeltilece i gibi bir imaj vererek baz Kürt çevrelerini etkilemeye çal flmaktad r AKP nin bafl afla gidifli durdurmas zor görülüyor. AKP ve onun baflbakan Erdo an, Ecevit in 1999 y l nda Kürt Halk Önderinin esaret alt na al nmas yla kazand popülerli i ve bir dönem siyasi yaflamda var olmas n örnek alarak, bu defa kendisi benzer anlay flla DTP yi zay flat p PKK nin siyasi etkisini s n rlayarak, bir dönem daha siyasi kredi al p varl n sürdürmek istiyor. AKP nin flu anda böyle bir siyasal misyonla kaderini böyle bir hamleye ba lam fl durumdad r. Ancak bunun gerçekleflemeyece ini söyleyebiliriz. 22 Temmuz seçimlerinde ald oylar n daha gerisinde oy alaca kesindir. Belki 2002 de ald oylar n alt na düflmeyecek, ama 22 Temmuz seçimleri ile 2002 deki seçimlerde ald yüzde 34 oy aras nda bir oy alacakt r. AKP yüzde 34 ten yüzde 47 ye on üç puan ilerlemiflti. Herhalde bu seçimde en az ndan bunun yar s n kaybedecektir. AKP bu gidiflat durdurmak için Kürdistan daki sertli ini k smen yumuflatm fl; biz yine eski düflüncedeyiz, demokratik aç l mlar yapaca z gibi de erlendirmelerle oy kayb n azaltmaya çal fl rken, di er yandan özellikle Kürt halk n n Önder Apo ya yap lan uygulamalara tepki göstermesi ve Önderli ini güçlü biçimde sahiplenmesi karfl s nda baz farkl yaklafl mlar içine girmifltir. mral da yap lan yeni inflaat ve Kürt Halk Önderinin yan na yeni tutuklular gönderilece inin söylenmesi, asl nda Kürt Halk Önderinin Kürdistan üzerindeki siyasi etkisini görülmesindendir. Tabii CPT nin, yine Bat n n da bu yönlü de erlendirmeleri vard ; bunlar mral koflullar n n düzeltilmesini istiyorlard. Ama flimdiye kadar bu konuda herhangi bir giriflimde bulunulmam flt. Kürt Halk Önderine yap lan fiziki iflkence sonras nda halk n Önderli ini güçlü sahiplenmesini görünce, AKP hükümeti seçim öncesi mral koflullar n n düzeltilece i gibi bir imaj vererek baz Kürt çevrelerini etkilemeye çal flmaktad r. Ancak bunun da çok fazla tutmas söz konusu de ildir. Nitekim di er partilerin gösterdi i tepki karfl s nda Kürtlerden oy kaybetmeyeyim derken, Türkiye de milliyetçi çevrelerden ald oy kayb n düflünerek, flantaj olarak de erlendirilebilecek söylemlerde bulunmufltur. Kürt Halk Önderi, Özgürlük hareketi üzerindeki etkisini kullan p mücadeleyi durdurursa, o zaman bu tür görüflmeler yapt r labilece i gibi tehdit ve flantaj niteli i tafl yan de erlendirmelerde bulunmufltur. Bu durum, AKP nin nas l bir politika izledi ini, hem devleti ve milliyetçi kesimleri memnun etmek hem de Kürdistan daki oy kayb n engellemek için bir flöyle bir böyle konuflan, tutum tak nan ilkesiz, oportünist, demagojik bir siyasal parti oldu u daha net aç a ç km flt r. mral ile ilgili at lacak ad mlar n ne olaca seçimlerden sonra belli olacakt r. E er AKP seçimlerde oyunlar, hileler ve bask larla DTP yi geride b rak rsa, asl nda mral da bir yumuflaman n de il, sertli in daha fazla artaca n beklemek gerekir. Ama e er seçimlerde DTP önemli bir sonuç alabilirse, daha fazla belediye baflkan ç kar p devletin ve AKP nin seçimdeki hedeflere ulaflmas n engellerse, o zaman belki mral da belirli gevflemeler ve yumuflamalar ortaya ç kabilir. Ama mevcut durumda mral da yap lan inflaat ya da yumuflama olaca söylemleri kesinlikle seçime yönelik bir politikad r, bir oyalamad r. Yoksa bu konuda net olarak al nm fl bir karar ya da bunun uygulanmas n n bir nedeni olarak görülmemelidir. AKP nin Alevi aç l m asl nda Alevilerin Kürtlerle birleflmesini engellemeye yöneliktir AKP nin bu süreçte gündeme getirdi i bir konu da Alevilere yönelik politikas d r. AKP 2008 in bafl nda Muharrem ay nda Alevi kesimlerle toplant lar gerçeklefltirmiflti. Alevilerin özellikle Ankara dan yapt miting ve bu mitingin yaratt etkiden sonra, AKP yeniden sözde Alevi aç l m n gündeme getirmifltir. Asl nda bunu sadece seçimle ba lant l bir giriflim olarak de erlendirmek do ru de ildir. Elbette seçimle ba vard r; ama esas olarak bu bir devlet politikas d r, Alevileri devlete entegre etme çabas d r. Bunun da Kürt halk n n yürüttü ü özgürlük mücadelesiyle ba bulunmaktad r. Zaten devlet uzun süreden beri Alevilere biraz daha yumuflak yaklaflmaktad r. Televizyonlar da, bas n-yay n organlar da art k Alevilere farkl bir yaklafl m ortaya koymaktad r. Resmi olarak Alevileri bir inanç toplulu u olarak görmese ve haklar n temelde benimsemese bile, Alevili e bak fl ve yaklafl m belirli düzeyde de ifltirilmifl, bir yumuflama ortaya ç km flt r. Aleviler kendileri-

11 Aral k 2008 SERXWEBÛN 9 ni bu temelde örgütleme ve irade etme imkânlar na kavuflmufltur. Ama bunun yap lmas n n nedeni, asl nda Türk Alevilerinin Kürtlerle birleflmesini engellemek ya da Alevilerin Kürt özgürlük hareketiyle birlikte hareket etmesinin önüne geçmektir. Özgürlük hareketi Alevi konusuna yeni bir yaklafl m ortaya ç kard Tabii Alevilerin de uzun y llard r süren bir mücadelesi vard r; yine demokratik güçlerin Aleviler üzerindeki bask lar n kald r lmas konusunda gelifltirdi i mücadeleler söz konusudur. Kürt özgürlük hareketinin mücadelesini gelifltirdi i koflullarda, bunlar devletin Kürt özgürlük hareketini tecrit etme politikas çerçevesinde yaratt etkiden çok daha fazla bir örgütlenme ve kendini ifade etme imkân sunmaktad r. Bu konuyu kesinlikle böyle de erlendirmek, bu aç dan Alevilerin son yirmi y lda elde ettikleri kimi imkânlar bu çerçevede ele almak gerekir. Sorun sadece Alevilerin yürüttü ü mücadeleyle aç klan rsa, bu asl nda gerçe i ifade etmemek olur. Di er yandan Kürt özgürlük hareketi Alevi konusuna yeni yaklafl m ortaya ç kard. Kürt toplumunda Alevili e karfl bak fl de ifltirdi. Sadece Alevilerin de il, Êzidilerin ve di er bütün inançlar n kendilerini ifade etmeleri konusunda ideolojik, siyasi ve örgütsel destek verdi. Bu konuda yaflanan önyarg lar n ortadan kalkmas için büyük bir mücadele yürüttü. Bunun sonucunda Alevilik örgütsel olarak da belirli bir güç kazand. Bütün bunlar birleflince, 2008 lere geldi imizde, devlet Kürt özgürlük hareketini s n rlamak ya da mücadeleyi sadece Kürtlere yönelik bir mücadele haline getirmek aç s ndan Alevilere yönelik yeni bir yaklafl m ortaya ç kard. Nas l ki Genelkurmay l ml slam la anlaflarak, onunla belirli konularda uzlafl p sadece Kürtleri hedef alan bir politika izlediyse, ayn biçimde Alevileri de bu mücadele sürecinde devlete muhalif olmaktan ç kar p Kürt özgürlük hareketine yöneltme, bu konuda Kürt özgürlük hareketinin destekçilerini azaltma çabas içinde bulunmaktad r. AKP nin aç l m n bu çerçevede görmek gerekir. Yani seçimle ba s n rl - d r, esas olarak devlet politikas d r. Asl nda Alevili i entegre etme anlay - fl d r, devletlefltirme politikas d r. Halbuki Alevilik tarih içinde süzülüp gelen komünal demokratik de erlere dayanm fl, devletten uzak yaflam fl, sömürücü ve bask c devlet sisteminin içine girmemifl; aksine sömürücü ve bask c sistemin örgütlü gücü olan devlete karfl mazlumlar n, yoksullar n ve ezilenlerin yan nda yer alm flt r. Alevilik tarih içinde böyle bir kimlik kazanm flt r. flte devlet Alevilere çeflitli imkânlar tan yarak kendilerini devlet içine çekip Alevili in bu kimli ini ortadan kald rmaya, onu entegre etmeye, yozlaflt rmaya, baflkalafl ma u ratmaya, kendi öz gerçe inden kopar p sistemin bir parças haline getirmeye çal flmaktad r. Tabii bu durum gerçekten de Alevi inanc aç - s ndan tarihsel düzeyde çok kritik bir aflamay ifade ediyor. Gerçekten de Alevili e karfl büyük bir sald r vard r. Alevilik son derece despotik devletlere karfl da lar n doruklar na ve sistemin k y s nda kalm fl kuytu alanlar na çekilerek, devlete bulaflmadan kendi yaflam n kendisi örgütleyerek kendi de erlerini korumufltur. Bütün katliamlar na ra men hiçbir bask c güç Alevileri bu inançlar ndan, halkç, demokratik ve mazlumdan yana tutumundan vazgeçirememifltir. Alevilik hep devlete muhalif olmufltur Ama ne yaz k ki zorla, bask yla, idamlar ve katliamlarla yap lamayanlar, çeflitli keklik soylulara belirli imkânlar verilerek, Alevi iflbirlikçilerine ve hainlerine imkân tan narak, örgütlenmelerine destek sunularak, bu temelde bunlar eliyle Alevilik sistem içilefltirilmek, ehlilefltirilmek, mazlumun yan nda olmaktan ç kar p zalimin yan nda yer almas n sa lamak, yani devletin yan nda yer alan bir karaktere kavuflturulmak isteniyor. Halbuki Alevili in güzelli i ve de eri devletle bütünleflmemesindedir, hep devlete muhalif olmas ndad r. Hele bugün devletin anlams zlaflt, giderek devletlerin ortadan kalkaca bir özgürlük ve demokrasi anlay fl n n geliflti i bir dünyada Alevilik daha fazla özgürlükçü ve demokratik bir rol oynayacakken, Alevili in toplumsal ve siyasal düzeyde oldukça etkili olaca bir dönemde, yani devletçili in giderek afl ld ve devlet d fl e ilimlerin güçlendi- i bir ortamda, devlet d fl e ilimin en önemli aktörlerinden biri olan ve bu konuda en önemli bir kültürel potansiyel tafl yan Alevili i devlete yanaflt rmak oldukça trajik bir durum olmaktad r. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Alevilik böyle bir süreçte büyük bir s navla karfl karfl ya kalmaktad r. Ya kendi kimli ini koruyacak ya da bu ekonomik ve siyasi bask lar ortam nda

12 10 SERXWEBÛN Aral k 2008 teslim olup tarihsel geçmifline ihanet edecektir. Gelinen nokta böyle bir yol kavfla d r. Öte yandan böyle bir ihanet dedeler eliyle gerçeklefltirilmek istenmektedir. Çünkü Alevi kültürünü, kurumunu ve de erlerini, mazlumdan, ezilenden ve yoksuldan yana kalma tutumunu bu inanç önderleri temsil etmektedir. fiimdi bu kültürü veren, Alevi inanç kültürüne sahip ç k p bunun süreklili ini sa layan dervifller, dedeler, seyitler ve babalar eliyle Alevilik kendi geçmifline ters bir duruma götürülmek istenmektedir. Bunun en önemli yöntemi ise dedelerin Diyanet içine al nmas ve kendilerine maafl ba lama politikas d r. Bir insan paray kimden al rsa onun düdü ünü çalar Tabii dedelere maafl ba lama uygulamas, esas olarak Alevili i temelinden dinamitleme ve yok etme yaklafl m d r. Çünkü dedeler tarih boyunca hep taliplerinden ald klar yard mlarla yaflam fllard r. Dedeler genelde ç - ral k ad verilen bu yard mlarla yaflad klar için hep halktan yana olmufllar, kendilerini halka karfl sorumlu hissetmifller, daha do rusu halk n gelirleriyle beslendikleri için halk n sesi olmufllard r. Amiyane deyimle bir insan paray kimden al rsa onun düdü- ünü çalar ya da kim paray verirse onun borazan olur. Dedeler de tarih içinde hep halktan beslendikleri, onunla yaflamlar n ve varl klar n sürdürdükleri için halk n yan nda yer alm fllar; halk n sosyal, siyasal bütün sorunlar yla yak ndan ilgilenmifllerdir. Bu konuda bir adaletli yaklafl m içinde olmaya, toplumu komünal demokratik de erler içinde tutmaya çal flm fllard r. Herhangi bir kesimin veya çevrenin sesi de il, toplumun sesi, bütün inanç sahiplerinin sesi olmaya çal flm fllard r. Dedelere maafl ba lamak, bu ba ortadan kald rmaya çal flmakt r. Devlet Aleviler üzerinde hangi politikay izliyorsa, giderek dedeleri de o politikaya çekmek, kendilerini istedi i temelde konuflturmak, de erlendirmek ve bu biçimde yaflayan bir noktaya çekmek istemektedir. Kürt özgürlük hareketinin özgürlük mücadelesine karfl bir özel savafl yürüten devlet, maafla ba lad dedeleri de o zaman bu özel savafl n bir parças haline getirecektir. Dedelerin karfl karfl ya getirildi i sorun bugün Kürt sorunu olur, yar n baflka bir toplumsal kesime ya da kültürel ve siyasal çevreye karfl yürütülen bir politika olur. Ald klar maafl nedeniyle dedeler istemeseler bile bu politikan n parças haline gelirler. Art k kula n temsil ettikleri toplumsal kesim olan halka de il de devlete verirler. Devleti daha fazla dinlemeye, en iyimser deyimle devletle halk aras nda bir denge oluflturmaya çal fl rlar. Halbuki Alevilik devletle halk aras nda bir denge de il, tamamen bask ve sömürünün temsilcisi olan devlete karfl halk n durufl biçimidir. Dedeler böyle bir durufla sahip olan taban n sesi olmufllar, tarihte hep böyle bilinmifllerdir. Zaten Alevi toplumu içinde din adamlar n n ve dedelerin itibar n n devam etmesi bu nedenle olmufltur. Di er inançlarda, özellikle devletleflen slamiyet te, Yahudilikte ve H ristiyanl kta din adamlar ve inanç önderleri devletle belirli düzeyde etkileflime girdikleri için itibarlar büyük ölçüde sars lm flt r. Ama dedeler hâlâ böyle bir zulüm ve bask düzeniyle bütünleflmedikleri için itibarl olmufllar, itibarlar n bugüne kadar da sürdürebilmifllerdir. Devletin keklik soylu iflbirlikçisi zettin Do an, Dedeler de bir hizmet veriyorlar. O zaman bu hizmetin karfl - l verilmeli; devlet di er memurlara, örne in imamlara maafl verdi i gibi, Alevi dedelerine de maafl ba lamal d r diyerek, Alevi dedelerini devlete ba laman n gerekçesini oluflturmaya çal fl - yor. Bu çok demagojik bir tav rd r. Do rudur, Alevi dedeleri de halka hizmet veriyorlar. Ancak bu hizmeti halka verdiklerine göre karfl l n da halktan almal d rlar. Dedeler devlete hizmet vermiyorlar, halka hizmet veriyorlar. Bu bir devlet hizmeti de il, bir halk n dini duygular na yönelik manevi bir hizmettir. Manevi bir hizmet veren dedeleri maddi bir sistem, zulüm ve bask düzeni olan devletin bir memuru gibi görmek, asl nda inanç önderlerine ve din adamlar na sayg s zl kt r. Bu yüzden bugün Türkiye de imamlar da din adaml özelli ini kaybetmifller, devletin ajanlar haline gelmifllerdir. Bunlar devletten maafl al p devlet gibi hareket etmekte, devletin politikas n izlemektedirler. Bu tür kifliler hiçbir flekilde devletin genel politikas na ters düflmezler; düfltükleri takdirde görevlerinden uzaklaflt r l r ve öteki memurlar gibi maafllar ndan olurlar. Bu aç dan Alevi dedelerini memur gibi gören zettin Do an ve onun gibi keklik soylular tak m kesinlikle Alevili e ihanet etmektedir. Bu aç dan Alevilerin bu tür yaklafl ma karfl oldukça duyarl olmalar gerekir. Alevili in slamiyet in olumlu de erlerini sahiplendi i aç kt r Tabii ki baz yanl fl tart flmalar da vard r. Örne in Alevilik slam n içinde midir, d fl nda m d r tart flmas do ru bir tart flma de ildir. Alevili in tabii ki slam öncesinden de devrald belirli de erler vard r. Aleviler ezilen, bask ve zulme maruz kalan bir topluluk olduklar için, bask ya ve zulme karfl olmalar ndan dolay slam n gerçek özüne, dolay s yla bunu en iyi biçimde temsil eden Ehlibeyte sayg duymufllard r. Ehlibeyt Hz Muhammed in k z Fatma, damad Ali ve torunlar n ifade eder. 12 mam n hepsi bu sülaleden gelmektedir. Bu yönüyle Alevilik slamiyet ten hiç etkilenmedi, slamiyet le hiç ilgisi yoktur demek slam yanl fl yorumlamakt r. slamiyet tabii ki bafllang çta mevcut düzene karfl belli bir tepkiyi ifade ediyor, zalime karfl bir tepkiyi dillendiriyor, daha hakça ve adil bir dünyay öneriyordu. Bu da elbette Alevilerin önceki kültüründe var olan de erlere uygun düflüyor; dolay s yla Aleviler slam n bu yoksuldan, mazlumdan ve ezilenden yana taraf na sempati duyuyorlard. Alevili in böyle geliflti i ve slamiyet in olumlu de- erlerini sahiplendikleri aç kt r. Bu yönüyle Alevili in slamiyet le hiçbir ba yoktur demek yanl flt r. Buna karfl l k Alevili i slami çerçeveyle özdefllefltirmek, tamamen slam n Hanefi, fiafii, Maliki ve Hambeli mezhepleriyle ayn kapsamda de erlendirmek, yani slam - n dört Sünni mezhebi gibi görmek de

13 Aral k 2008 SERXWEBÛN 11 do ru olmaz. Bu, Alevili i do ru de erlendirmemek anlam na gelir. Alevilik herhangi bir Sünni mezhep gibi tan mlanamaz Bu aç dan Alevilik slam n içinde mi, d fl nda m? tart flmas ndan öteye, Alevili in belirli bir tarihinin var oldu- unu bilmek gerekir. Alevili in slamiyet öncesine dayanan kökleriyle yoksuldan ve ezilenden yana bir kültür oldu unu, slamiyet in ç k fl yla birlikte onun mazlumdan ve ezilenden yana olan anlay fl ve yaklafl m yla kendini yeniledi ini, slam n bu özelliklerinden de bir fleyler alarak kendini yeni bir inanç ve kültürel senteze kavuflturan bir inanç sistemi oldu unu ortaya koymak daha do ru olur. Bu bak mdan Alevili i tümüyle slamiyet in bir parças ya da slam n herhangi bir mezhebi gibi de erlendirmek yetersiz ve yanl fl olaca gibi, Alevili in slamiyet le hiç ba n n olmad n, slamiyet ten hiç etkilenmedi ini ve onun baz de erlerini tafl mad n söylemek de sekter bir yaklafl m olur. Bu de erlendirme gerçek Alevili i ifade etmez. Bu aç dan gerçek Alevili in Ehlibeyt de- erlerini ifade eden, slamiyet in ezilenden ve mazlumdan yana olan de- erlerini de alan, bu yönüyle resmi slam dan ayr lan bir özelli i bulunmaktad r. Yani Alevlik slamiyet in Kuran da ya da hadislerde bulunan her fleyini almayan, bunlar n hepsiyle bütünleflmeyen, bu yönüyle slam dan farkl yanlar her zaman aç kça görülen, bu temelde slami mezheplerden farkl l n ortaya koyan bir inançt r, bir mezheptir. Alevilik herhangi bir Sünni mezhep gibi tan mlanamaz. Alevilik asl nda fiial k da de ildir, fiial k mezhebiyle de fazla ilgisi yoktur, ondan da ayr d r. Ehlibeyte ve Hüseyin e ba l l k kültürü aç s ndan belki onlara daha yak n olabilir; ama onlar n slamiyet i gibi bir slam da de ildir. Bu anlamda Alevilik slamiyet in içinde midir, d fl nda m d r türünden çok kat de erlendirmelerle yaklaflmak yerine, Alevili i daha gerçekçi ve do ru bir biçimde de erlendirmeye ihtiyaç vard r. Ne slam n d fl nda olmak Alevili e iyi bir karakter kazand r r, ne de slamiyet in içinde olmak Alevili e bir üstünlük sa lar. Yani her iki yaklafl m n da yetersizli ini iyi görmek gerekir. Tabii biz inanç önderlerinin bunu daha sa l kl bir biçimde ele alacaklar na, böyle bir ikileme düflürmeden Alevili i daha do ru bir de erlendirmeye tabi tutacaklar na inan yoruz. Bu aç dan zettin Do an gibilerin Alevili i Diyanetin içine sokma ve slam n herhangi bir mezhebi gibi ele alma yaklafl m da yanl flt r. Bu yaklafl m Alevili i gerçek içeri inden boflaltma ve slam n art k resmi mezhepleri haline gelmifl olan mezhepleriyle bütünlefltirmedir. Alevili in slamiyet le ba lar n kabul etmemek, asl nda slamiyet in geliflmesiyle birlikte ortaya ç kan baflta Ehlibeyt, Hasan- Hüseyin ve mam Ali kültü olmak üzere yüklendi i yeni de erleri görmemek, bu konuda sekter ve uç bir de erlendirme içinde bulunmak olur ki, bunun da çok do ru bir de erlendirme olmayaca n söylemek gerekir. Devletin Alevilik aç l m Alevili i devletlefltirme oyunudur Devletin Alevilerle ilgili aç l m sadece yerel seçimlerle ilgili bir durum de- ildir, kesinlikle tarihsel ve stratejik bir durumdur. Yap lanlar kesinlikle Alevili i devletlefltirme oyunlar d r. Aleviler ne çektiyse devlet d fl nda kald için çekmifltir diyen zettin Do an gibi baz hainler bir sapt rma içindedirler. Tabii ki Alevilik hemen her zaman devletle karfl karfl ya gelmifltir; ama bu karfl karfl ya gelifl Alevili in halkç özünden dolay d r, demokratik ve özgürlükçü özü bunu gerektirmifltir, özü nedeniyle devletle bütünleflmemifltir. Bu durum Alevili in bir hatas ya da eksikli i de- ildir, Alevilikte var olan de erlerin sonucudur. zettin Do an bu de erlendirmesiyle asl nda Alevili i ve Alevi dedelerini itham etmekte; tarihte direniflçi bir rol oynayan Alevi önderlerini suçlamaktad r. Onlara Niye devletle bütünleflmediniz, neden devletin parças haline gelmediniz? demektedir. Tamam, e er devlet belirli düzeyde demokrasiye duyarl hale gelirse, elbette devletle bütünleflilmez ve devletin parças olunmaz, ancak devletle eski çat flma ve gerilim de hafifletilebilir. O zaman daha demokratik temelde bir mücadele yöntemi içine girilebilir. Ama devletin demokrasiye duyarl hale gelmesi bile Alevi inanc na ba l kesimlerin devletle bütünleflmesi, ezilenlerin devletle bütünleflmesi anlam na gelmez; aksine demokrasiye duyarl l k egemen s n flarla ezilen s n flar n mücadelesi sonucu ortaya ç kan bir dengeyi ifade eder. Yani orada da gerilim devam eder. Ancak sürekli çat flma da gerekli olmad için, daha farkl yöntemlerle bu mücadelenin sürdürülmesi durumu ortaya ç kar. fiu anda devletli demokratik sistemlerdeki devletle ezilen s n f aras ndaki diyalekti i böyle anlamak gerekir. Bu aç dan zettin Do- an n kalk p Aleviler devletle bütünleflmifl de il, bu yanl flt r belirlemesi tabii ki sakatt r. Devlet demokrasiye duyarl hale gelebilir. Ama bu Aleviler devletin içine girsinler. Aleviler devletin d fl nda kald klar için hep ezildiler, bugün bunu de ifltirelim demek bir sapt rmad r, ihanettir, Alevilerin devleti demokrasiye duyarl hale getirmelerini sapt rmakt r. Aleviler devleti demokrasiye duyarl hale getirmek için mücadele yürüttüler; yoksa devletin içine girip mazlumdan ve ezilenden yana tav r almak yerine egemenlerden yana tav r almak ya da egemenlerin bir parças olmak için mücadele etmediler. Herkesin bunu böyle bilmesi gerekir. Alevi de erlerinin zettin Do an gibi çevrelerin tüccar, ç karc ve Alevili i kullanma politikalar na yaklafl m ndan daha güçlü oldu una, buna karfl direnece ine ve devletle bütünleflmeyece ine inan yoruz. Aleviler kendi içlerinde ç kan keklik soylular da teflhir ve tecrit edecektir. Onlar n Alevili i temsil etmedi ini ortaya koyarak, kendilerini devlet iflbirlikçisi, hain ve ajan olma konumuyla bafl bafla b rakacakt r. Biz Alevi toplumunun, Alevi dedelerinin, inanç sahiplerinin ve Alevili i demokrasi mücadelesinde devlete karfl örgütleyen çevrelerin bu tür devlet ajanlar n n ve devletin oyunlar na gelmeyerek, Alevilerin tarih içindeki durufluna uygun tutumlar n sürdüreceklerine inan yoruz.

14 12 SERXWEBÛN Aral k YILININ KAZANIMLARI ÜZER NE Önder Apo nun özgürlü ü olmadan Kürt kad n n n, Kürt gencinin özgür gelece i, özgür yaflam, özgür duruflu olamaz. Kürt toplumunun özgür gelecek iradesi, projesi kesinlikle oluflamaz. Bunlar n hepsi Önder Apo nun özgürlü ü temelinde Kürt sorununun demokratik siyasi çözümüne ba l d r. Dolays yla 2009 y l na böyle büyük bir iddiayla, önümüze büyük bir hedef koymufl olarak giriyoruz. Bu bofl bir iddia ve hedef koyma de ildir. Bunu gerçeklefltirme gücünü ve iradesini kendimizde tafl yarak giriyoruz y l n bu hedef do rultusunda büyük geliflmelerin yaflanaca bir y l haline getirme iddiam z tamd r PKK li olmak her gün yeni bafllang çlar yapabilmektir Miladi 2008 y l n n sonuna do ru gidiyoruz y l na dair de erlendirmeler flimdiden bafllam fl durumda. Halk m z PKK nin 30. kurulufl y ldönümü kutlamalar n halen sürdürmekte. Bu y l PKK nin kurulufl y ldönümü kutlamalar daha kapsaml, uzun süreli gerçekleflti. 30. y ldönümü olmas vesilesiyle bir aya yay lan bir kutlama oldu. Parti y lbafl n kutlar, parti de erlendirmesi yaparken; flimdi miladi y lbafl n de erlendirme, 2008 y l n n sonuçlar n tart fl p ortaya ç - karma ve 2009 y l na iliflkin hedefler oluflturma süreci içerisindeyiz. Y lbafl lar ço alm fl; PKK ile her gün, neredeyse yeni bir y l n bafllang c haline getirilmifl durumda. Önder Apo PKK li olmak her gün yeni bafllang çlar yapabilmektir demiflti. Her günü yeni bir sürecin bafllang c yapmay da ifade ediyor. Bu temelde bir y l n, 2008 y l - n n sonuna do ru giderken genel durum nedir, y l de erlendirmemiz nas l olabilir? fiimdi gündemimizde bu var, hareket olarak bunu tart fl yoruz; bas n m z bunun üzerinde duruyor, çeflitli biçimlerde toplant lar, tart flmalar, de erlendirmeler yap yoruz y l n n mücadele derslerini, sonuçlar - n ç kartmaya, 2009 y l na bu temelde çok daha güçlü ve kapsaml haz rlanmaya çal fl yoruz y l öyle s radan bir y l olmad. Gerçi PKK nin hiçbir y l s radan de il, bütün y llar hep ola anüstü y llar olarak geçti; çok yo un bir ideolojik, siyasi, askeri örgütsel mücadeleye sahne oldu. Fakat bunlar içerisinde 2008 y l n n çok daha zorlu ve kapsaml bir mücadele y l oldu u tart flma götürmezdir. Bu hem ideolojik-örgütsel mücadele aç s ndan böyle, hem de siyasi-askeri mücadele aç s ndan böyledir y l n bu duruma getiren neydi? Kuflkusuz inkar ve imha sisteminin yaklafl mlar, dayatmalar ile bu dayatma ve yaklafl mlara karfl Kürt halk n n Êdî Bese demesiydi. Karfl l kl olarak art k bu durumun böyle sürmesini istemeyen, benimsemeyen, kabul etmeyen bir durufl vard. 35 y ll k PKK mücadelesinin geldi- i düzey bunu ifade ediyordu. Bu da 2008 y l n en kapsaml, derinlikli bir mücadele y l haline getirdi. Taraflar mevcut durumu köklü de ifltirebilmek için önüne hedefler koydular, ona göre hareket etmeye, mücadele yürütmeye çal flt lar. nkar ve imha sistemi, bunu yürüten Türkiye yönetimi bir kez daha topyekün savafl konsepti temelinde Özgürlük hareketimizi imha ve tasfiye etmeyi, böylece ezerek, bast rarak sonuç almay bu y ldaki sald r lar yla denemek istedi. Biz de hareket ve halk olarak, art k bu durumun böyle devam etmesine son vererek, Kürt sorununun siyasi çözüm sürecinin kal c bir biçimde gelifltirilmesi için her alanda kendimizi yenilemeye ve büyük bir mücadele hamlesi yürütmeye çal flt k. Biliniyor, bütün bunlar 2007 y l nda yürütülen çal flmalarla haz rland. Asl nda 2007 y l bu anlamda taraflar için büyük bir haz rl k y l yd. En kapsaml haz rl k süreçlerinden birini ifade ediyor. Alt -yedi ay boyunca Türkiye yönetimi yeni bir imha ve tasfiye plan oluflturmaya ve bunun pratik haz rl klar n yapmaya çal flt. Yani 2008 y l mücadelesi öyle normal bir biçimde, do al bir seyir içerisinde ortaya ç kmad ; kapsaml ve uzun süreli bir haz rl a dayand. Onun için de çok sert ve amans z bir mücadele oldu. Bu tart flmas zd r. Belki s ca s ca na içindeyiz ve bunu fazla hissetmiyoruz, ama Aral k 2007 den bu yana yaflanan mücadele her alanda çok keskin, derin ve çok boyutludur. deolojik, örgütsel siyasi ve askeri alanda da bu böyledir. Biz, bu haz rl klar temelinde çok yönlü bir sald r ya maruz kald k. Sald r tek cepheden olmad, sadece askeri alanda olmad, yine sadece siyasi alanda olmad ; ideolojik, psikolojik, örgütsel, kültürel, ekonomik, sosyal tüm alanlarda oldu. Bu sald r lar sadece Türkiye yürütmedi; adeta uluslararas komplo güçlerinin hepsinin içinde yer ald dünya gerici blo unun sald r s olarak bir yeni sald r süreci yafland. Bu blo un içinde ABD, AB yer ald, yine ran, Suriye, Ortado u ve Asya n n devletleri flu ya da bu biçimde içinde oldular. En pasif olan Güney Kürdistan yönetimiydi. Belki bu süreçteki kat l mlar on y l önceki uluslararas komploya kat l mlar n n aktifli ine gö-

15 Aral k 2008 SERXWEBÛN 13 re pasifti, ama yine de bir anlaflmalar vard. Onlar da bir biçimde iflin içindeydiler. K saca, bu geçen sürecin sald r s na kat lmayan güç kalmad ve bu büyük bir çabayla haz rland nin sonunda kapsaml bir sald r plan haz rland Bu haz rl k süreci 27 Nisan tarihli Genelkurmay muht ras yla bafllad. Büyükan t-erdo an aras ndaki Dolmabahçe görüflmesiyle planland, 22 Temmuz seçimleriyle haz rland, ondan sonra da 5 Kas mda ABD ile yürütülen görüflmelerle, yine ran la, Irak ve AB ile sürdürülen diplomatik görüflmelerle bütün gericili i içine alan bir sald r plan ortaya ç kar ld. Elbette ki bu sald r lar sadece Kuzey Kürdistan la s n rl kalmad ; Kuzey de oldu u kadar Güney e dönük, Do u ve Bat Kürdistan a, yurt d fl ndaki Kürt kitlesine dönük sald r oldu. Yine ekonomiden siyasete, askerli e, psikolojiye, kültüre kadar bütün alanlarda, ABD den ran a bütün güçlerin içinde yer ald bir sald r ya maruz kald k. Bu sald r da psikolojik savafl n yalan dolan ndan ekonomik bask ya, siyasi kuflatmaya, daraltmaya kadar, yine askeri alanda kara-hava kuvvetlerinin hepsinin içinde yer ald bütün savafl araçlar n kullanmaya kadar her türlü araç ve yöntem kullan ld. Nisan dan Aral k bafl na kadar yedi-sekiz ay süren bir haz rl k yap ld. Böyle kapsaml bir haz rl k temelinde Aral k bafl ndan itibaren bafllat lan sald r süreci gelifltirildi. 1 Aral k ta Baflbakan Tayyip Erdo an orduya emir verdi ini aç klam flt. Meclisten ç kard s n r ötesi operasyon teskeresi ve yetkisi temelinde Genelkurmay n hareket etmesi için emir verdi ini, yetkiyi Genelkurmay a devretti ini ifade etmiflti. Nitekim 2 Aral k ta Mahsum Korkmaz Akademisi ne dönük topçu sald r s, 4 Aral k ta Gabar karargah m za dönük hava ve kara sald r s, 16 Aral k ta bütün Medya Savunma Alanlar na dönük gece gündüz devam eden uçak sald r s ve top at fllar oldu. Bu askeri sald r süreci 21 fiubat tarihinde Zap alan na, HPG Ana karargah na dönük kapsaml hava ve kara operasyonuyla doruk noktas na ç kt. Bunlar sald r - n n askeri boyutta olanlar d r. Di er yandan ekonomik boyuttaki sald r da, PKK nin ekonomik imkanlar n n kurutulmas ad alt nda ABD öncülü ünde Avrupa da ve di er alanlarda yo un bir bask ve k s tlamalar gelifltirildi, tutuklamalar oldu. PKK ye para topluyor, yard m ediyor ad alt nda birçok say da insan hapse konuldu. Bunlar n bir k sm bilinmiyor bile. Yine Siyasi alanda da bask lar oldu; halk üzerinde bask, tutuklama ve fliddet gelifltirildi. Kuzey de oldu u gibi, Kürdistan n di er parçalar nda ve Avrupa da da oldu; Almanya, Fransa gibi devletler, Türkiye dekini aratmayacak düzeyde bask ve tutuklama yapt lar. Özgürlük güçlerimize karfl kovuflturma yürüttüler, say s z tutuklama oldu, iflkence ve ceza vermeler had safhaya ç kt. Demokratik siyasetin önünü kapatmak için bask lar gelifltirildi, DTP ye kapatma davas aç ld ve bu dava demoklesin k l c gibi halen demokratik siyasetin üzerinde tutuluyor. Ayn flekilde kültür kurumlar kapat ld, çal flmalar engellendi, bas n-yay n organlar kapat ld ; bir y ld r Türkiye de günlük gazete ç kar lam yor y l ndan beri yay n yapan gazete bu geçti imiz y l boyunca belki befl-alt say ancak ç karabilmifltir. O da yeni bir ad ve yeni bir say olarak ç km flt r. Ç kt an kapat lm fl bir ay sonra yay n yapmas imkans z hale gelmifltir. Dergiler öyle, Kürtçe yay nc l a karfl sald r lar öyle. Yani propaganda çal flmalar üzerinde de sald r lar oldu. Çok boyutlu ve derin bir psikolojik savafl süreci yürütüldü Sosyal alanda sa l k bir sat n alma arac olarak kullan l yor. Ekonomik sald r n n önemli bir boyutu da o zaten. Yokluk ve yoksulluk yine insanlar n inkar sistemi taraf ndan sat n al nmas n n arac yap l yor. Sadece harekete dönük imkanlar k s tlamay hedefleyen ekonomik sald r lar olmad, halk üzerinde de yo un bir ekonomik bask yap ld, bu durum sat n alma arac na dönüfltürülerek yürütüldü. Ayn fley sosyal alanda da sürdü. Sa l k ayn biçimdedir, spor çok etkili biçimde bir karfl propaganda arac olarak kullan ld. E itim zaten çok daha örgütlü ve planl yap ld. Öyle ki, sözde Kürtçe kurslar ve e itimler olacakt ; hepsini pratikte engelleyen, b rakal m Kürtçe e itimi, neredeyse Kürtçe konuflulmas n da yasaklayan bir süreç gelifltirildi. Buna paralel olarak çok boyutlu ve derin bir psikolojik savafl süreci yürütüldü. Öyle ki, bu savafl bizzat Genelkurmay n yönlendirdi i bir savafl oldu. AKP yönetiminin de demagojik karakteriyle, yalan yüzü k zarmadan söyleyen gerçe iyle birleflince hem Büyükan t-baflbu ikilisinin, hem de Tayyip Erdo an yönetimindeki AKP nin gelifltirdi i psikolojik savafl belki de flimdiye kadar uygulanan n en kapsaml ve derini oldu. Her türlü k -

16 14 SERXWEBÛN Aral k 2008 s tlama, daraltma temelinde yalana, aldatmaya dayal, Kürt insan n kand rmay, Türkiye toplumunu da ters motive etmeyi ifade eden bir psikolojik savafl yürütüldü. Gerçekler halktan gizlenmeye çal fl ld. Bas n-yay n bu konuda çok etkin biçimde kullan ld. AKP ye dayal bas n, 90 lar sürecinin o boyal bas n n hiç de geride b rakmayacak kadar etkili bir psikolojik savafl organ oldu unu net gösterdi. Genelkurmay bu sald r y bizzat yürüttü. Öncesinde Yaflar Büyükan t yürütüyordu, flimdi lker Baflbu yürütmektedir. lker Baflbu Genelkurmay baflkan olduktan sonra iki gün bas n-yay n organlar n n yönetimleriyle toplant lar yaparak bir psikolojik savafl sistemi oluflturdu. Dünyay yan ltmaya, Türkiye toplumunu yan lt p kand rmaya, Kürt toplumunu, yurtseverlerini de bunaltmaya dönük bir sald r yd bu. Buna karfl o büyük zindan direniflçili- i ortaya ç kt. Bu dayatmaya karfl kendi ideolojik gerçe ini sahiplenmeye ve savunmaya izin verilmedi, o temelde yaflama imkan tümden yok edilmek, kapat lmak istendi. O büyük ölüm orucu direnifli buna karfl geliflti. fiimdi Önder Apo ya dayat lan da budur. deolojik gerçe ini yaflama, sahiplenme, savunma ortadan kald r larak, yok edilerek aç k bir dayatmada bulunuldu. Bunun anlam netti. Önderlik birçok defa ifade etti ya intihar ya teslimiyet yani her fleyden vazgeçin; örgütten, özgürlükten, halktan, ülkeden, bütün de erlerden vazgeçin, dayatmas nda bulunuyorlar. Dikkat edilirse, askeri alandaki sald r dan çok esas sald r psikolojik, siyasi, sosyal-kültürel ve ekonomik alanda yap lmaktad r. Hepsi birleflti inde bir topyekün sald - r gerçe i ortaya ç kmaktad r. K saca, Önder Apo üzerindeki bask topluma hakareti ifade ediyor Bütün bunlar n üzerinde ve en a r olan sald r ise, Önder Apo ya dönük sald r oldu bahar nda gelifltirilen kronik zehirleme sald r s k smen deflifre edildikten sonra, bu bask düzeyi bu sefer; psikolojik-fiili iflkenceyi ve bask y artt ran, izolasyonu en ileri düzeye ç kartan, bizzat fliddetle tehdit eden bir düzeye ulaflt r ld. Öyle ki, Önder Apo üzerindeki bask toplum aç s ndan her türlü hakareti içeriyor. Bu güçler örgütü da tamaman n, gerillay ezememenin intikam n Önderlikten almak istiyorlar. Toplumun Önder Apo bizim irademizdir diye milyonlar halinde beyanda bulundu u iradesini böyle ölçüsüzce ve aç k tehditle sald rarak halk n iradesini k rmak, psikolojisini bozmak, hakaretle onurunu zedelemek istiyorlar. Önder Apo yu da aç kça intihar ya da teslimiyet dayatmas yla yüz yüze getiriyorlar. Önder Apo bu bask y, 80 lerin bafl nda 12 Eylül darbesinden sonra Diyarbak r zindan ndaki uygulamalara benzetti. O uygulamalar n anlam biliniyor; dayatmalar aç kt, aç kça itirafç - l k dayat l yordu. Orada da ya intihar, ya da itiraf, yani teslimiyet dayat ld Eylül ünde yürüttü ümüz tart flmalar, toplant lar hareketimizi sald r lar karfl s nda örgütlü, planl, haz rl kl hale getirdi. Bir di er yön ise, düflman cephesi haz rl klar n tamamlamadan Özgürlük hareketimizin, halk cephemizin haz rl kl hale gelerek onu bofla ç kartacak, ölü do mas na yol açacak bir direnifli erkenden gelifltirmesine imkan vermesiydi 23 A ustos 2005 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplant s n n kararlaflt rd topyekun savafl konsepti 2007 y l nda yedi-sekiz ayl k bir planlama ve haz rl k ard ndan böyle kapsaml bir biçimde uygulamaya konuldu. Êdî Bese hamlesi kapsaml bir planlama ve haz rl a dayal d r Buna karfl Hareketimiz ve halk - m z da bunlar bofla ç kartmak üzere kapsaml bir direnifl gelifltirdi. Düflman sald r lar n her fleyden önce anlamaya, önceden görmeye ve buna göre kendini haz rlamaya çal flt. Özellikle 22 Temmuz 2007 seçimleri ard ndan AKP hükümetinin yeni bir özel savafl hükümeti olarak ortaya ç kt belirginlik kazan nca, bu durumu de- erlendirmek ve buna karfl her alandaki direnifli örgütlemek ve haz rlamak üzere bir dizi toplant ve tart flmalar yapt. A ustos sonunda ve Eylül bafl nda birçok toplant yla bu durum tart fl l p anlafl lmaya ve planlanmaya çal fl ld. Kongra Gel ara dönem toplant s oldu, KCK Yürütme Konseyi topland, PKK yönetimi, KJB yönetimi, Gençlik yönetimi topland, k sa bir süre içerisinde bütün yönetimlerimiz mevcut durumu, anlamaya çal flan ve buna göre tehlike karfl s nda onu etkisiz k lacak bir direnifl haz rl n yapmay öngören bir de erlendirme süreci içerisinde oldu. Êdî Bese hamlesi böyle ortaya ç kt. Yani öyle birden bire akla gelen bir mücadele süreci, bir slogan de ildir; tersine, Êdî Bese hamlesi, bütün hareket olarak bizim birçok toplant ve tart flma temelinde planlayarak haz rlad m z bir direnifl sürecini ifade ediyor. Êdî Bese hamlesi öyle kapsaml planlamaya ve haz rl a dayanan bir hamledir. Bu hamlenin esas amac : bir, inkar ve imha sisteminin 2007 y l boyunca topyekün savafl konsepti temelinde yapt imha ve tasfiye amaçl sald r haz rl n bofla ç kartmak, yenilgiye u ratmak; iki, mevcut durumu de ifltirmek, yani tümüyle böyle bir imha sald r sürecinin ortadan kalkmas n sa lamak için mral sistemini reddetmek ve art k mral iflkence sistemiyle yaflanmayaca- n ortaya koymak olarak belirlendi. Nitekim Êdî Bese hamlesinin sloganlar, mral iflkencesine son Önder Apo ya özgürlük ve acil tedavi gibi temel sloganlarla geliflti. Bütün alanlarda bir direnifli öngördü. O toplant lar ve de erlendirmeler çok önemliydi. Zaman nda tehlikeyi, düflman cephesinin planlar n görmeyi ve ona göre haz rlanmay ifade etti. Yani belli bir anlay fl düzeyi oldu. Yetersizlikleri

17 Aral k 2008 SERXWEBÛN 15 olabilir, hatalar da vard r; onlar toplant larda de erlendiriliyor, flimdiye kadar baz toplant larda de erlendirildi, y l sonu toplant lar nda çok daha fazla de erlendirilebilir, hata ve eksiklikleri ortaya ç kart l p elefltirilerek afl lmas öngörülebilir, ama genel planda bir duyarl l n oldu u, süreci anlama durumunun oldu u tart flma götürmezdir Eylül ünde yürüttü ümüz tart flmalar, yapt m z toplant lar hareketimizi böyle bir düzeye ulaflt rd. Sald r lar karfl s nda örgütlü, planl, haz rl kl hale getirdi. Bir di er yön ise, düflman cephesi haz rl klar n tamamlamadan ve planlar n pratiklefltirmeye bafllamadan Özgürlük hareketimizin, halk cephemizin haz rl kl hale gelerek onu bofla ç kartacak, ölü do mas na yol açacak bir direnifli erkenden gelifltirmesine imkan vermesiydi. Bu hamlemizin böyle bir özelli i, karakteri de vard. Düflman sald r lar askeri anlamda erken karfl land ve bofla ç kar ld Çok geç kalsayd k, haz rl kl, planl olmasayd k 2007 Aral k nda bafllayan sald r süreci bizi çok zorlayabilirdi. Oysa Eylül ay nda yapt m z de erlendirmeler ve bu temelde yaflanan kararlaflma, planlama ve pratik haz rl klar bir yandan sald r lara karfl savunma tedbirlerimizi zaman nda gelifltirmeyi sa lat rken, di er yandan sald r lar erkenden direniflle karfl lamam za imkan verdi. Güney deki üslenme durumumuzu, yaflam ve çal flma tarz m z bu tart flma ve planlamalar temelinde de iflime u ratt k. Bu önemliydi. Bunu yapamasayd k, 16 Aral k tan itibaren bafllat lan hava sald r lar n n sonuçlar a r olurdu. Biraz zorlansak da, düflüncede anlad m z fleyleri prati e geçirmede geç kalsak da; Güney de düflman cephesinin içine girdi i sald r durumuna karfl önce düflünce düzeyinde, daha sonra da örgütlenme ve yaflam düzeyinde uygun bir üslenme, yaflam ve çal flma tarz n ad m ad m gelifltirdik. Bu, Medya Savunma Alanlar na dönük hava sald - r lar n n bofla ç kart lmas n sa lad. Bu hava sald r lar nda baz kay plar m z da oldu, fakat bu sald r larda verdi imiz kay plar çok cüzi düzeyde oldu. Sald r - y yapanlar n amac n n, hedefinin çok çok gerisinde oldu. Oysa Türkiye cephesi, Medya Savunma Alanlar na dönük olarak ABD ve ran ile birlikte gelifltirdikleri s cak istihbarata dayal topçu at fl ve hava sald r lar yla bu alanlar gerilla üs alan olmaktan ç karmay hedefliyorlard. Yüzlerce gerillay imha etmeyi, ezmeyi hedefliyorlard. Kuzey de ve Do u da gerillaya vuramad klar darbeyi, bu sald r larla Güney de, Medya Savunma Alanlar nda vurmay amaçl - yorlard. Ancak ortaya ç kan sonuç, bu güçlerin amaç ve hedeflerinin bofla ç kmas olmufltur. Bu sonuç elbette düflman haz rl klar n n zaman nda görülmesi, de erlendirilmesi, düflman sald - r lar n bofla ç kartacak bir tarz n Medya Savunma Alanlar nda ad m ad m gelifltirilmesine ba l d r. Di er yandan ise, düflman daha haz rl k sürecini yürütürken, sald r anlam nda daha ilk ad mlar atarken, Hareketimiz, özellikle askeri cepheden düflman sald r lar n karfl layabildi. Yani askeri cephede haz rl k düzeyini daha harekete geçirmeden, ilk ad mlar atarken, onu sert bir direniflle karfl lama ve k rma gücünü gösterdik. Bu da Gabar ve Oramar direniflleriyle oldu. Dikkat edilirse Gabar ve Oramar direniflleri; Türk ordusu daha Güney Kürdistan a, Medya Savunma Alanlar na dönük sald r pozisyonuna geçmeden, onun mevcut sald r plan n önemli oranda k rd, pratikte daha harekete geçmeden düflman n sald r cephesi zay flat ld ; iradi olarak k r ld, askeri darbe vurmak anlam nda k r ld, psikolojik anlamda k r ld. Bu direnifllerin böyle bir önemi var. Bu anlamda biz, gelifltirdi imiz Êdî Bese hamlesiyle, düflman daha sald r ya geçerken onu karfl lama ve etkisizlefltirme gibi bir duruflu gösterdik. Bu bizim için bir psikolojik üstünlük, bir avantaj sa lad ; inisiyatifi elimize geçirmemizi yaratt. Dolay s yla bu direnifllere dayal olarak bir yandan Gabar ve Oramar direniflinin etkisi, di er yandan Medya Savunma Alanlar na dönük hava sald r lar n bofla ç kartacak bir tarz de iflikli inin yap lmas 2008 y l na bizim daha inisiyatifli, daha haz rl kl, etkili ve baflar l girmemizi sa lad. nisiyatif Özgürlük hareketimizin eline geçmifltir Bir yandan 2008 y l n n çok boyutlu, kapsaml, karmafl k, zorlu bir mücadele y l olaca n de erlendirdik, di- er yandan ise, bu mücadele sürecine erkenden haz rland k, etkili direnifllerle inisiyatifi elimizde tutarak girdik. Gabar ve Oramar direnifllerinin Özgürlük hareketimize yaratt inisiyatifi k rmak için düflman cephesinin Medya Savunma Alanlar na dönük gelifltirdi i hava sald r lar n abartan psikolojik savafl yönelimleri çok etkili olmad. Çok yönlü olarak bas n-yay n arac l - yla propaganda etmeye çal flt lar; ama do ru olmad için, pratik sonuca dayanmad için söyledikleri yalan

18 16 SERXWEBÛN Aral k 2008 kald, aç klamalar n kan tlayamad lar ve bundan dolay da inand r c l klar fazla olmad. Somut bilgiler veremedikleri için bas n-yay n bu kadar aç k yalan uzun süre devam ettiremedi; tersine, sorgulama süreci geliflti. K fl ortas nda, fiubat sonunda Ana karargaha dönük gelifltirilen kara sald r s n n bu süreçle ba var. Genelkurmay birkaç kez aç klad inisiyatifi ele geçirme operasyonu dedi. Bu flu anlama geliyordu: inisiyatifi kaybetmifller, inisiyatif Özgürlük hareketimizin elinde; dolay - s yla yeni sald r larla, yeni operasyonlarla inisiyatifi ele geçirmeye çal flt lar. Onun için k fl ortas nda, karda-so ukta bu ç lg nca operasyon girifliminde bulundular. Tabii bir de bizi haz rl ks z yakalamak istiyorlard. K fl koflullar na dayanamayarak kolay darbe yiyece imizi san yorlard. Asl nda daha kapsaml hedefler içeren planlamalar vard Aral k ta Gabar a, ard ndan Medya Savunma Alanlar na dönük hava sald r lar n, 2008 fiubat sonunda Ana karargaha dönük kapsaml hava ve kara operasyonu biçiminde sürdürmek istediler. Ana karargah ezilip etkisizlefltirilerek di er alt karargahlar, Medya Savuma bölgelerindeki gerilla üslenmeleri imha ve tasfiye edilmek istendi; planlamalar öyleydi. Buna dayanarak Gabar dan bafllatt klar sald - r y Botan ve Zagros ta 2008 yaz na do ru sonuca götürmeyi, Botan-Zagros-Behdinan alan n gerilla üs alan olmaktan ç kartmay hedefliyorlard. Buna tampon bölge de dediler, s n - r n denetim alt na al nmas olarak öngördüler, güvenlik bölgeleri yaratma aray fllar olarak da ifade ettiler. Türk ordusu Zap tan çekilmesini bile bir baflar olarak de erlendirdi Zap a dönük, Ana karargaha dönük operasyon anlaml yd, önemliydi. Türkiye yönetimi gerilla üs alanlar n etkisizlefltirmeyi, böylece gerillay daralt p marjinal k larak Özgürlük hareketimizi tümden ezmeyi hedeflerken; bu operasyona kat lan güçlerden ABD, PKK nin zay f düflmesini, özellikle Önder Apo nun yürüttü ü çizginin, radikal direniflçi durumun ezilerek PKK nin Zap ta düflman n yedi i darbe biraz az oldu, yetersiz oldu, siyaset de iflikli i yaratacak dozajda, güçte olmad. Zap operasyonun sonuçlar ise bu düzeyde olmay nca, siyasi kriz, iktidar savafl m, yo un bir tart flma ve çeflitli aray fllar gündeme geldiyse de, bu aray fllar etkili olamad. Siyaset de iflikli ini, Kürt sorununa siyasi çözüm aray fl n ön plana ç karamad ABD nin Büyük Ortado u Projesi nin içine çekilmesini sa layacak bir düzeyi ortaya ç kartmay hedefliyordu. ran n amaçlar benzerdi. Gerillan n etkisiz k - l nmas, Medya Savunma Alanlar n n zay f düflürülmesi temelinde PJAK faaliyetlerinin zay f ve etkisiz hale getirilmesini hedefliyordu. Yani bu sald r plan na kat lan tüm güçlerin kendine göre ç karlar, aray fllar, hedefleri, planlar vard. Hepsi de Türkiye nin bu plan na destek verdiler. Ancak Zap operasyonu planland gibi olmad, operasyon baflar ya ulaflmad, yenilgiye u rad. Elbette ki bunda birçok etken rol oynad : Gerillan n haz rl k düzeyi ve direnifli sald r lar k rd, Güney e dönük planlar tutmad, hava sald r lar ve topçu sald r lar yla hesaplad klar darbeyi vuramad lar. Sonuçta Zap operasyonu, Ana karargah n ezilmesi de il de, bu operasyonu yürüten güçlerin a r darbe yedi i bir sonuca dönüfltü. Türk ordusu Ana Karargaha giremeden, gerillay ezemeden, Zap a inemeden geri çekilmek ve kendisini korumaya almak zorunda kald. Dönemin Genelkurmay baflkan Yaflar Büyükan t ya dan k l çeker gibi geri çekildik diyerek Türk ordusunun gerilla karfl s nda ald darbelerden dolay Zap tan geri çekilmesini bir baflar olarak de erlendirdi. Bu durumun siyaset üzerinde, psikolojik ortam üzerinde, savafl üzerinde çok yo un bir etkisi oldu. Zap yenilgisi Türkiye de derin bir siyasi kriz yaratt Asl nda 2008 y l mücadelesinin önemli bir dönemeci Zap operasyonudur. Bu operasyonu planlay p yürütenler de böylesi bir rol yüklenmifllerdi. Onarla göre, Ana karargah ezilirse, bu operasyon gerillan n ezilip tasfiye edilme sürecinin bafllang c yap lacakt. Fakat bu baflar lamay nca, tersine Türk ordusu yenilgiye u ray p geri çekilmek zorunda kal nca, bu sefer 2007 de haz rlanan plan n uygulanmas nda ciddi bir baflar s zl k ortaya ç kt, plan yürütülemez hale geldi. Bu plana dayal siyasetlerde bir kriz içerisine girdiler, ittifaklar sars ld, da ld. Türkiye nin siyasi iktidar, AKP-Genelkurmay uzlaflmas bozuldu, ordumuhalefet aras nda çat flmalar, tart flmalar geliflti. K saca, derin bir siyasi kriz ve buna dayal yeni bir iktidar savafl m Türkiye siyasetinde gündeme geldi. Bu süreç biliniyor; Türkiye siyasetinin ne kadar derin bir kriz içerisinde oldu u, yine iktidar n nas l bir uzlaflmaya, hesaba, rant bölüflmesine dayal oldu unu bu sonuç net olarak gösterdi. Taraflar birbirlerinin üzerinde üstünlük sa lamak, iktidarda daha fazla pay elde edebilmek için sald - r lar yürüttüler. Milliyetçi cephe AKP nin kapat lmas davas n gündeme getirdi; sahte dinci cephe Ergenekon davas n gündeme getirdi. Bu tür hamlelerle iktidar savafl m sürdürüldü. Birbirlerinin üzerinde üstünlük sa lamaya çal flt lar. Di er yandan Kürt sorununa çözüm aray fl süreci de geliflti, tart flmalar yo unlaflt, birçok çevre art k bu iflin böyle gitmeyece ini de erlendirmesine gitti. Fakat sonuçta siyaset de iflikli i yönünde bir geliflme ortaya ç kmad. Neden? Demek ki, Zap ta düflman n yedi i darbe biraz az oldu, yetersiz oldu, siyaset de iflikli i yaratacak dozajda, güçte olmad. Siyaset de iflikli ine yol açabilmek, yani Kürt sorununa siyasi çözüm sürecinin geliflmesinin önünü açabilmek için daha a r, daha etkili bir askeri darbe vurman n gerekli oldu u görüldü. Zap operasyonun so-

19 Aral k 2008 SERXWEBÛN 17 nuçlar ise bu düzeyde olmay nca, siyasi kriz, iktidar savafl m, yo un bir tart flma ve çeflitli aray fllar gündeme geldiyse de, bu aray fllar etkili olamad. Siyaset de iflikli ini, Kürt sorununa siyasi çözüm aray fl n ön plana ç - karamad. Böyle olunca Genelkurmay ile AKP aras nda yeniden bir iktidar uzlaflmas olufltu. Bu noktada belki baz çevreler rol oynad lar, bunu tam bilmiyoruz. ABD nin oynad rol olabilir, AB nin çeflitli kurumlar rol oynam fl olabilir. Yani ordu ile AKP yi yeniden uzlaflt rd lar. Dolmabahçe görüflmesine benzer bir biçimde bu sefer yeni Genelkurmay baflkanl na haz rlanan lker Baflbu ile Tayyip Erdo an bir görüflme yapt ve yeni bir iktidar paylafl m ortaya ç kart ld. Siyasi kriz bununla hafifletilmek, k smen afl lmak istendi. ktidar çat flmas na son verilerek, bu temelde yeni bir iktidar paylafl m, uzlaflmas yarat ld. AKP yi kapatma davas ortadan kald r ld, reddedildi. AKP kesinlikle böyle bir iktidar paylafl m temelinde kapat lmad. AKP ye yeni süreçte rol ve görev verilerek iktidarda kalmas sa land. Zaten bu kapat lma davas n n reddedilmesi çok al fl lmad k, acayip bir biçimde oldu; Anayasa Mahkemesinin on bir kifliden oluflan üyesinde bir üyenin karar genel karar oldu, on kiflinin karar ise bofla gitti. Öyle bir sistem ki, bir kiflinin karar yla AKP kapat lmad. O düzeyde politik bir karar vard r. Onun üzerine Ergenekon soruflturmas da biraz daha ray ndan sapt r ld. Zaten bir oyundu, daha da bir oyun haline getirildi. Ergenekon davas PKK ye karfl savafl n, Önder Apo ya karfl bir savafl n arac yap lmak istendi. O süreçten sonra gittikçe daha fazla Ergenekon un PKK ile iliflkisi diye uyduruk bir tez ortaya att - lar. Böylece iktidar uzlaflmas sonucunda geçersiz hale gelen bu davadan, PKK ye karfl savaflta yararlan lmak istendi. Bu uzlaflma ne üzerinde oldu? Elbette ki savafl üzerinden oldu. PKK ye karfl yeni bir imha ve tasfiye sald r s gelifltirme temelinde oldu. Ergenekon davas n n PKK ye karfl bir psikolojik savafl arac olarak kullan lmas da bunu net olarak gösteriyor. Baflbu -Erdo an dönemi yönetim öncekine nazaran daha zay ft AKP-Genelkurmay, lker Baflbu - Tayyip Erdo an uzlaflmas 2005 te kararlaflt r lan topyekün savafl konsepti temelinde 2007 y l nda gelifltirilen imha ve tasfiye plan n n yeni verilerle hayata geçirilmesi üzerinde bir uzlaflmad r. Bu uzlaflma kesinlikle buna dayand. Bu uzlaflma yeni bir özel savafl uzlaflmas, imha savafl n yürütme anlaflmas oluyor. AKP, PKK ye karfl savafl yürütmeyi kabul etti i, savafl n ekonomik, siyasi sorumlulu unu, yükünü üstlendi i için kapatma davas reddedildi. lker Baflbu da bu temelde Genelkurmay baflkan oldu. Bu bak mdan 2008 yaz nda oluflturulan yeni yönetim, 2007 deki yar da kalan, Zap operasyonuyla hayata geçirilemeyen planlamay hayata geçirmek göreviyle ortaya ç kart lan bir yönetim oldu. Fakat bu yönetim öncekine nazaran daha zay ft. Her ne kadar lker Baflbu o zay fl gidermek için daha kabaday ca görünmek istediyse de, yine AKP yönetimi daha sald rgan bir üslup ve tutum içine girdiyse de, asl nda bu tutumlar n arkas nda bir zay fl n var oldu u netti. Onu gölgelemek için bunu yapt lar. Zay f olmas da do ald. Çünkü 2007 y l boyunca yap lm fl olan haz rl klara dayal gerçeklefltirilen sald r lar baflar yla sürmemiflti. Hava sald r s sonuç vermemifl, Zap operasyonu yenilgiyle sonuçlanm fl, ekonomik-sosyal-kültürel alandaki sald r lar karfl s nda hareket ve Kürt halk kapsaml bir direnifl içine girmifl, her fleyden önce Önder Apo bu süreci iyi de erlendirmifl, tan mlam fl, bütün sald r lar karfl s nda demokratik siyasi çözüm çizgisinde sonuna kadar direnme tutumunu bizzat ortaya ç karm fl ve bütün toplum için böyle bir direnme öncülü ünü somut olarak yaratm flt. Böyle olunca yeni Türkiye yönetimi eskisine göre daha zay f ve iktidars z bir içerikte olufltu in bahar sürecinde geliflen direnifl bu yeni yönetimi ciddi bir biçimde y pratm fl, zay flatm flt bahar nda çok kapsaml büyük halk serh ldan yafland Bu direnifl sürecinin nas l geliflti ini biliyoruz; Zap operasyonu yenilgiye u rat l nca, bunun toplum üzerindeki etkisi çok büyük oldu. Nas l ki, düflman cephesini siyasi krize ve iktidar savafl - m na soktuysa; Kürt halk n da büyük bir direnifle çekti, coflku kazand rd, moral verdi. Zaten Kürt halk n n, 15 fiubat daha büyük bir tepkiyle, protestoyla karfl lama durumu vard. Bu süreç bir de Zap operasyonu ve onun yenilgiye u ramas ile birleflince gençlerin, kad nlar n ve bütün halk n serh ldan süreci her zamankinden daha görkemli ve güçlü geliflti. Bilindi i gibi 2006 bahar da bu biçimde bafllam fl ve geliflmiflti. lk defa mral sistemini reddetmeyi hedefleyen durufl 2006 fiubat nda gelifltirildi. Gerilla cephesinin duruflu halkta böyle bir tutum gelifltirdi, yine genel hareket böyle bir yaklafl m

20 18 içinde oldu; bu halk n kapsaml serh ldan na yol açt, böyle bir serh ldanla bu tutum aç kça ortaya kondu. fiubat tan May s sonuna kadar üç-dört ayl k büyük bir direnifl geliflti. Halk, bu serh ldanlarda onlarca flehit verdi, yine gerilla cephesi flehitler verdi. Bu serh ldanlar o kadar etkiliydi ki, Tayyip Erdo an n kad n demeden, çocuk demeden herkese gere i yap lacak diye katliamla tehdit etme durumu bu direnifllerin sonucunda ortaya ç kt. Siyasi yönetimi, hükümeti o kadar zorlayan bir direnifl düzeyi ortaya ç km flt. Benzer bir durum daha geliflmifl olarak 2008 bahar nda yafland. Gerçekten de 2008 in Mart ay, Mart ay n n her günü, gece-gündüz halk serh ldanlar na, büyük direnifllerine sahne oldu. Biraz da Êdî Bese hamlesinin planl gerçe ine dayanarak bütün serh ldanlar oldukça örgütlü ve planl olarak gelifltirildi. Mart bafl ndan itibaren on günü aflk n bir süre 8 Mart kutlamalar oldu. Suruç yürüyüflü ve mitingiyle bafllayarak, her gün bir alanda gerçeklefltirilen kad n mitingleriyle gerçekten de kitlesel bir kad n devrimi yafland y - l n n 8 Mart hem nicelik itibariyle, hem örgütlülük düzeyiyle, hem de mesajlar yla böyle bir devrimci gerçe i ifade etti. Hemen ard ndan bunu Newroz kutlamalar devrald ; on befl gün boyunca Newroz kutlamalar sürdü Newroz u; sald r lar protesto eden, Zap direniflinin coflkusunu doru a tafl yan en kitlesel Newroz, Önder Apo yla bütünleflme Newroz u olarak gerçekleflti. Bunu 28 Mart Ulusal Kahramanl k Haftas ve 4 Nisan Önderliksel Do ufl kutlamalar devam ettirdi. May s ay ndaki flehitleri anma etkinlikleriyle sürdü. Dikkat edilirse çok kapsaml büyük halk serh ldan bu 2008 bahar nda yafland. Nicelik olarak ve daha önemlisi niteli i, yani ideolojik içeri i, amaçlar, verdi i mesajlar ve örgütlülü ü ile bunu aç kça ortaya koydu. Di er yandan mesajlar çok netti: Özgürlük mesaj, Kürt sorununa çözüm mesaj, Önder Apo ya özgürlük mesaj önemliydi. Hareketimizin Demokratik Konfederalizm çizgisinde belli bir örgütlülük düzeyi kazand n gösterdi. Gençlik örgütlülü ümüz önemli ölçüde bu direnifle öncülük etti, özgür kad n örgütlülü ünün önemli bir düzey kazand hem genel serh ldanlarda, hem de 8 Mart kutlamalar nda netçe ortaya ç kt Mart ve Nisan aylar ndaki serh ldan gösterdi ki direnen halkt r Bütün bunlar birleflince Türkiye cephesinde o büyük siyasi kriz ve iktidar savafl m ortaya ç kt. Bir yanda çok büyük gürültüyle, herkesin dikkatini çekerek bafllat lan Zap operasyonunun yenilgiye u ramas, gerillan n böyle bir sonuç do urtacak bir direnifli gerçeklefltirmesi; di er yandan birkaç ay süren halk serh ldan n n bununla birleflmesi ile baz gerçekleri ortaya ç - kard ; Türkiye yönetiminin ne kadar zay f oldu unu gösterdi. Birçok d fl bas n-yay n organlar AKP hükümeti Kürt isyan karfl s nda tutunam yor, Tayyip Erdo an yönetimi Kürt isyanc - lar n bast ram yor diye yazd. Türkiye yönetiminin AKP eliyle gelifltirmeye çal flt terörizm safsatas bir kere daha aç a ç kt. Bütün dünyay buna inand rmaya çal fl yorlard, oysa Mart ve Nisan aylar ndaki serh ldan gösterdi ki; direnen halkt r, gençlerdir, kad nlard r, emekçilerdir; hem de flehit vererek direniyorlar. Özgürlük isteyenin öyle sadece gerilla gücünün, bir grup insan n de il, Kürt halk n n kendisi oldu u aç a ç kt. Kürt halk ayakta ve özgürlük istiyor, Kürt sorununa demokratik çözüm istiyor. Bu, Türkiye ortam n da, d fl kamuoyunu da etkiledi. AKP nin yalanlar n ortaya ç kard, gerçekleri kamuoyuna gösterdi. flte Erdo an- Baflbu yönetimi bu geliflmeler üzerinde olufltu. Bütün bu mücadeleyle teflhir edilmifl, baflar s z k l nm fl, karizmas çizilmifl bir yönetim vard ortada. SERXWEBÛN Aral k 2008 Özgürlük isteyenin öyle sadece gerilla gücünün, bir grup insan n de il, Kürt halk n n kendisi oldu u aç a ç kt. Kürt halk ayakta ve özgürlük istiyor, Kürt sorununa demokratik çözüm istiyor. Bu, Türkiye ortam n da, d fl kamuoyunu da etkiledi. AKP nin yalanlar n ortaya ç kard, gerçekleri kamuoyuna gösterdi. flte Erdo an-baflbu yönetimi bu geliflmeler üzerinde olufltu 2007 y l boyunca haz rlanan imha ve sald r plan bu direnifllerle önemli ölçüde bofla ç kart lm fl, baflar s z k l nm flt. Bu baflar s zl tersine çevirmek için son bir çare anlam nda baflvurulmaya çal fl lan hamle, kendi içinde bu anlamda ciddi zay fl tafl yordu. Çünkü bir baflar s zl k üzerinde ortaya ç k - yordu. Onun için de asl nda bafltan itibaren kendilerine güvensizdiler. Kendi güvensizliklerini bizim zay fl m z olarak bas na propaganda ederek kamufle etmeye çal flsalar da, asl nda gerçek olan kendi güvensizlikleridir. lker Baflbu un faflist diktatör gibi duruflunun alt nda baflar s zl n verdi i güvensizlik yat yor. Onu o duruflla, kabaday - l kla örtmeye çal fl yor. AKP hükümetinin, Tayyip Erdo an n bu kadar savaflç kesilmesi, baflar s z kalm fl olmas n n, yenilgiye u ram fl olmas n n sonucudur, onu örtmek için bunu yap - yorlar. Nitekim böyle bir ç k fl yapmak istediler in güzünde yeniden, bahar sürecinde, k fl sürecinde ald klar darbeyi tersine çevirerek yeni bir sald - r hamlesiyle durumlar n kurtarmak istediler. lker Baflbu - Tayyip Erdo an uzlaflmas bu esaslar üzerinden oldu. Bunun için plan haz rlamaya, örgüt kurmaya çal flt lar. Genelkurmay olur olmaz lker Baflbu Kürdistan a fetih seferlerinde bulunmaya çal flt, teröre karfl mücadele konsepti diye yeni tan mlar gelifltirmeye, güya teorik çerçeveyi daha belirgin k lmaya çal flt. Terörle Mücadele Kurulunu üst üste toplad lar ve günlerce bu toplant lar sürdürdüler; hükümet topland, Milli Güvenlik Kurulu topland, bir süre toplan p toplant ve tart flma içerisinde oldular ve yeniden bir plan oluflturdular. fiimdi uygulanan bu dönemdeki plan-

21 Aral k 2008 SERXWEBÛN 19 lamalard r. Neleri planlad lar, neyi tart flt lar? Bunlar bas na yans mad, ama daha sonra net aç a ç kt. Kendi güvensizliklerini, k r lmalar n içerse de, onun verdi i zay fl n yaratt ç lg nca amaç ve hedefler güden tart flmalar yapt klar, kararlar ald klar daha sonraki uygulamalardan görüldü. Kürdistan a dönük yeni bir tehcir karar n n tart fl ld ortaya ç k yor Asl nda bu yeni yönetimin kendi planlama tart flmalar nda esas tart fl - lan bir konu Önderli in durumu oldu. Nitekim Zap operasyonunun yenilgisi ard ndan biraz politikas z kal n nca, Önderlik üzerindeki uygulamalar pratikte biraz zay flam flt. Geliflmeler Önder Apo nun moral gücünü, çal flma gücünü artt rm flt. Fakat daha sonra yeni hükümet oluflup, Genelkurmay la uzlaflma sa land ktan sonra Önderli e yönelik yaklafl mlarda ad m ad m de ifliklik oldu. Önderli e yönelik bask y, iflkenceyi, tecridi artt rd lar, ard ndan saç kaz tma sald r s n gelifltirdiler. Daha sonra da fiili tehdit ve sald r durumu ortaya ç kt. Savunma haz rlama imkan n elinden alarak, bunun ortam n yok ederek bir yandan çal flmas - n engelledikleri gibi, di er yandan da aç kça imhayla tehdit ederek, 1982 lerde Diyarbak r zindan ndaki düzeyi mral da da ortaya ç kartmaya ve bunu dayatmaya çal flt lar. Belli ki, kronik zehirlemeyle bafllatt klar ama yürütmedikleri süreci hangi yöntemlerle yürütebileceklerini bu toplant larda tart flm fllar. Di er yandan Hakkari de Tayyip Erdo an n söyledikleri de bu toplant lardaki tart flmalar ve izlenecek süreci biraz ayd nlatt. Kürdistan a dönük yeni bir tehcir karar n n tart fl ld ortaya ç k yor. Zaten 94 de k rsal alan boflalt lm flt. Ama Do u ve Güney Kürdistan s n r na yak n alandaki kasaba ve flehirleri de boflaltmay öngören bir plan tart fl lm flt r. MHP nin önerisi de böyleydi; tampon bölge denilen buydu asl nda. Terörle Mücadele Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu toplant lar nda tart fl lan önemli bir husus da bu oluyor. Yeni bir sürgün, zorla göçertme tart fl l yor. Tayyip Erdo an n ya sev ya terk et anlam ndaki sözü bu temelde söylenen sözdür. Öyle kendi bafl na ortaya att bir söz de il de, bu toplant larda tart fl lan ve kararlaflt r - lan bir konudur. Nitekim Savunma Bakan da ayn fleyleri söyledi. F rsat bulur, ortam n yarat rsa böyle bir katliam, soyk r m girifliminde bulunmay besbelli ki düflünüyor ve kendi aralar nda tart fl yorlar. Bunu gündemlerine alm fllar. O bak mdan yan lmamam z gerekiyor. Bunun f rsat ve imkanlar n nas l yaratacaklar n, bunun neyi içerdi ini tam olarak bilemiyoruz. Ama bu imkanlar n her halde bir tanesi, d fltan destek olacak; yani ABD ve AB nin biraz deste ini almak olacak. Onun için de ABD deki seçimlerle yak ndan ilgilendiler. Sanki yeni bir cumhuriyetçi yönetimin oluflmas n istiyorlard. Cumhuriyetçi yönetimle böyle bir soyk r m plan n, bu yönetimin daha çok desteklerini alma temelinde hayata geçirebileceklerini hesapl yorlard. Di er yandan böyle bir plan n uygulanmas - n n önemli bir parças n n 29 Mart yerel yönetim seçimleri oldu u anlafl l yor. AKP ye devlet taraf ndan Kürdistan da seçimleri kazanma görevi verilmifltir. Bunu yapt ölçüde AKP nin iktidarda kalmas gerçekleflecek, baflaramazsa iktidar bitecek. Peki, bu seçimler neden bu kadar önemli? Yerel yönetim seçimlerini AKP kazan rsa, o zaman Kürtlerin temsilcisi, sözcüsü olarak AKP siyaset sahnesine ç kacak, d fl kamuoyunun önüne kendini bu biçimde ç kartacak. Dolay s yla PKK, DTP gibi güçler seçim kazanamam fl, küçükmarjinal gruplar durumuna düflecekler. O duruma düflürülmüfl bir gücün üzerinde de katliam ve sürgün uygulanabilir. Terörü etkisizlefltiriyoruz, söylemi ad alt nda, AKP nin seçim kazanma sonucuna dayanarak bu tehcir politikas n hayata geçirebilecekler. Küçük bir az nl k, terör grubudur, teröre karfl mücadele ediyoruz diyerek söz konusu alanlardaki kitleyi boflaltmak üzere sald r yürütecekler. Bu bak mdan 29 Mart seçimlerini önemli hale getirdiler. E er baflarabilirse öyle bir tehdittin var oldu u aç kt r. Hareketi ezemeyince Önderlik üzerinde bask yla sonuç almay hesapl yorlar fiimdi bütün bunlara karfl bizim de bir mücadelemiz ve direniflimiz oldu. öncelikle yeni iktidar uzlaflmas n ; Tayyip Erdo an- lker Baflbu uzlaflmas - n n ne anlama geldi ini, neyi içerdi ini çok gecikmeden belli düzeyde teflhir ettik. Êdî Bese hamlesinin ikinci aflamas n planlayarak bu sald r karfl s nda daha güçlü bir direnifl konumunda olmay öngördük. Yaz boyu yürüttü ümüz tart flmalar, toplant larla Türkiye yönetiminin kendini yeniden planlamas na karfl, biz de hareket ve halk olarak kendimizi yeni bir direnifl planlamas na kavuflturduk. Sonuçta güz döneminde, 2008 y l n n son sürecinde yeniden bir çat flma süreci geliflti. Bu süreç bizim aç m zdan Bezelê eylemiyle bafllad ve geliflme gösterdi. Daha son-

22 20 SERXWEBÛN Aral k 2008 ra bu halk serh ldanlar yla sürdü. Düflman cephesi Eylül bafl ndan itibaren kendisini planlay p haz rlayarak, çok fazla direnifl olmadan aktif sald r gelifltirmeyi hesap ederken; Bezelê eylemi, bunun ard ndan Amed, Dersim, Botan eylemleriyle karfl lafl nca planlar biraz bozuldu. T pk Gabar ve Oramar direnifllerinin yapt etki gibi bir etkiyi 3 Ekim de yaflanan Bezelê direnifli de yapt. Bir yerde o plan n ölü do mas na yol açt. Bunun üzerine daha tehditvari, daha çok sald rgan davrand lar. Halk üzerinde bask lar n gelifltirdiler, daha çok da Önder Apo üzerinde bask gelifltirdiler. Gerilla ve halk karfl - s nda içine düfltükleri baflar s zl, yedikleri darbeyi Önder Apo üzerinde iflkence ve tehdidi artt rarak karfl lamaya çal flt lar. Basit insanlar n duygusudur intikam duygusu. Böyle basit ve kaba bir intikam duygusuyla bütün bu olup bitenlerden Önder Apo yu sorumlu tutarak iflkenceyi, bask y o temelde gelifltirmeye çal flt lar. Halen devam eden süreç budur. Bir yandan bu geliflmelerin intikam n al yorlar, di er yandan halk, Hareketi ezemeyince Önderlik üzerindeki bask yla sonuç almay hesapl yorlar. Önder Apo aç k söyledi örgütten, özgürlükten, halktan vazgeçmem isteniliyor, bana bu dayat l yor; nas l vazgeçerim; bu asla olmayacak! dedi ve mevcut direnme konumunda devam edece ini defalarca ilan etti. mral yaflam psikolojik savafla karfl bafltan sona bir direnmedir Önder APO büyük bir direnifl içerisinde. Zaten mral hep bir direnifl gerçe i oldu; on y ll k bir direnifl ortam. Bu psikolojik olarak, duygusal, ideolojik, fiili olarak öyledir. Fakat 2008 deki direnifl konumu her bak mdan çok daha ileri düzeydedir. Yani daha önceki süreçlerin, ideolojik-siyasi imhaya karfl ideolojik mücadeleyle gösterilen direniflin çok ötesinde, ilerisinde bir direnifl konumu var. fiu an psikolojik, felsefik, ideolojik direnifl kadar, çok ilerde düzeyde bir fiili direnifl, fiziki direnifl durumu söz konusu. mral sistemi hep bir psikolojik savafl ortam yd, hep tecrit, izolasyon vard, her fley psikolojik savafla dayal yd. Dolay s yla mral yaflam, psikolojik savafla karfl bafltan sona bir direnme yaflam yd. Fakat gelinen noktada bu bask lar n doru a ç - kart ld, imha tehdidinin aç kça gelifltirildi i, direniflin de bunlara karfl yürütüldü ü bir gerçektir. Yani geçmiflin bir devam durumu yoktur. Yeni durumlar var, tehditler ve bask lar eskiye göre çok daha kapsaml ; dolay s yla direnifl durumu da eskiye göre çok daha kapsaml ve ileri düzeyde. Bu duruma, Önder Apo ya dönük sald r ya karfl halk büyük tepki gösterdi. Gerçekten de güz döneminde, Bezelê eylemiyle bafllayan gerilla eylemlerinin de verdi i moral ve öncülükle halk n Önder Apo yu sahiplenme direnifli güçlü biçimde geliflti. Önder Apo ya özgürlük hamlesi güçlü bir halk direnifliyle sürdü. Ekim-Kas m aylar boyunca devam etti. PKK kuruluflunun 30. y ldönümü kutlamalar yla bu süreç halen devam ediyor. Bu önemli bir direnifl durumudur, y l n finalini oluflturuyor, sonucunu belirliyor. Sonuçta siyasi-askeri mücadelede kazanan n Özgürlük hareketimiz oldu unu, bu zorlu mücadele y l nda inkar ve imha sisteminin güçlü ve ciddi darbeler yedi i, özellikle Türk ordusunun ve AKP hükümetinin ciddi biçimde y prand ; art k itibar n, otoritesini, etkinli ini kaybetti i, d fl kamuoyu, d fl siyasi çevrelerde oldu u kadar, Türkiye toplumunda da ciddi Halk m z eskiyi aflan bir eylemlilik düzeyi ortaya ç kard. Amed den Van a, Hakkari ye kadar birçok alanda gerçeklefltirilen halk eylemleri eskiyi aflan düzeydeydi. Polis karfl s nda daha radikal ve sert bir direnifl gösterdi. Gençler, kad nlar gerçektende serh ldanda yarat c yöntemler gelifltirme gücünde, kabiliyetinde oldu unu gösterdiler bir itibar kayb yaflad aç k bir gerçektir. Ortaya ç kan sonuç budur. Bezelê eylemiyle gerilla güz hamlesini etkili bir flekilde bafllatt Bu süreçte biz nas l bir çizgi izledik? Bence hava sald r lar karfl s nda, yine s n r ötesi operasyon süreciyle birlikte düflünce düzeyinde yeterli bir de erlendirme yapt k; ama ald m z kararlar, ortaya ç kard m z planlar hayata geçirmekte, pratikleflmekte biraz geç kald k, yavafl davrand k. Kararlar m za fazla itibar etmedi imiz, inanmad - m z, ya da en az ndan niyetle hareket eden bir durum görüldü. Bu bir eksiklikti. Hava sald r lar karfl s nda s n rl bir kay p verdiysek, nedeni budur. Di- er yandan Gabar-Oramar eylemleriyle güz sürecine biz inisiyatifli girmifltik. Zap operasyonunun yenilgiye u rat lmas yla gerilla, k fl ortas nda çat flma yap p baflar kazanan bir performans sergiledi. Böylece baharda biz düflmana askeri cepheden etkin vurarak girdik. Bunun halk direniflini teflvik etmesi, beslemesiyle, Mart ay nda geliflen halk serh ldanlar yla birleflmesiyle bahar sürecini çok daha etkili kazanan biz olduk. nisiyatif elimizde oldu. Daha sonraki süreçte Türkiye cephesinde siyasi kriz ve iktidar savafl m n n sürdü ü bir süreçte biz elimizdeki inisiyatifi çok etkili kullanamad k. Haziran-Temmuz süreci böyle bir süreç oluyor. Ne askeri cepheden, ne de siyasi cepheden elimizdeki inisiyatifi tam ve etkili kullanamad k. Deyim yerindeyse durumu biraz idare ettik. A ustos ay nda askeri cephede bu durum biraz k r ld. A ustos sonu Eylül bafl nda bu yetersizlik belli ölçüde k r ld. Dersim de, Erzurum da, Botan da, Zagros ta geliflen eylemler böyle bir düzey yaratt lar. Elimizdeki inisiyatife denk düflen, dönemin gerektirdi i taktik çizgiye yaklaflan bir pratik etkinlik, gerillan n savunma direnifl düzeyi ortaya ç kt. Eylül ay taraflar aç - s ndan haz rl k süreci oldu. Zaten oruç ay yd da. Taraflar haz rland lar. Bir hesaplaflma; y l n sonuçlar n n nas l olaca Ekim ve Kas m aylar nda, güz döneminde yafland. Bu dönemde Bezelê eylemiyle birlikte gerilla güz hamlesini

23 Aral k 2008 SERXWEBÛN 21 öncü düzeyde, etkili bir biçimde bafllatt. Ard ndan halk, Önder Apo yu sahiplenme ve savunma etkinli ini, serh ldan n etkili bir biçimde gelifltirdi. Böylece Önder Apo ya Özgürlük hamlesi, gerilla eylemlili i ve halk direnifliyle güçlü bir biçimde bafllat lm fl oldu. Belli düzeyde de sürdürüldü bu bafllang ç. Sonras nda gerilla cephesinde bir zay fl k, biraz s n rl l k oldu. Halk m z eskiyi aflan bir eylemlilik düzeyi ortaya ç kard. Amed den Van a, Hakkari ye kadar birçok alanda gerçeklefltirilen halk eylemleri eskiyi aflan düzeydeydi. Polis karfl s nda daha radikal ve sert bir direnifl gösterdi. Gençler, kad nlar gerçektende serh ldanda yarat c yöntemler gelifltirme gücünde, kabiliyetinde oldu- unu gösterdiler. Fakat bunun sürekli k l nmas ve büyütülmesi örgütlenmeye ba l. Mevcut olan ancak bundan sonraki geliflmeler için bir deneyim, tecrübe birikimi olarak de erlendirebiliriz. Bütün bunlardan ortaya flu ç kt : iflleri baflar yla yürütebiliriz, serh ldan, düflman etkinli ini, inkar ve imha sisteminin etkinli ini tümden k racak düzeyde gelifltirebiliriz. Hem örgütsel olarak, hem eylemsel olarak bunu gelifltirme gücü ve imkan m z var. Ekim-Kas m aylar ndaki halk direnifllerinin sonuçlar ndan bunu rahatl kla ç karabiliriz. Hareketimizi tasfiye plan gerillan n halk n direnifliyle bofla ç kart lm flt r Bir bütün olarak 2008 y l nda inisiyatif bizim elimizde olmufltur i kazanan Özgürlük mücadelemiz ve Kürt halk oldu. Bu bafltan sona kadar böyledir ve tart flma götürmezdir. Türkiye yönetimi, inkar ve imha sistemi bunu k rmak için zaman zaman hamleler yapmaya çal flm flsa da, bu hamleleri istenen sonucu vermemifl, inisiyatifi ele geçirmelerine yol açmam fl, gerilla ve halk direnifli karfl s nda k r lmaktan kendini kurtaramam flt r. Dolay s yla 2007 y l boyunca haz rlan p 2008 de gerillay ezip s n rland rarak, marjinal k larak, Önder Apo üzerinde imha sürecini gelifltirerek Hareketimizi tasfiye etme plan, gerillan n ve halk n 2008 direnifliyle bofla ç kart lm flt r. Bu aç k bir sonuç; bunu küçümsememek laz m. Kal c bir sonuç yok kuflkusuz. Kürt sorununun siyasi çözümü noktas nda kal c bir düzey ortaya ç karamad k. O bak mdan bu gelifltirilen mücadele çok etkisizdir, fazla bir yenilik yok, demek fazla do ru de ildir. Düflman n hedefleri vard, o do rultuda sald r lar vard. mha ve tasfiye etme hesab yla tüm gücünü ortaya koyarak sald rd. Buna göre kendini haz rlam fl ve planlam flt. Türkiye bütün imkanlar n ; ekonomiden siyasete ve askerli e kadar tüm imkanlar n buna sevk etti. ABD den, Avrupa dan en ileri düzeyde destek ald ; ran dan, Suriye den destek ald. Irak yönetimini bunun içine katmak, en az ndan pasif bir biçimde de olsa Güney Kürdistan yönetiminin deste ini alma konusunda bir çaba içerisinde oldu, bütün bunlar n hepsini kulland. Amac, PKK nin radikal duruflunu k rarak marjinal düzeye düflürmek, kontrol alt na almak, ikinci bir hamle ile ezip tasfiye edebilecek bir düzeye düflürmekti. Dikkat edilirse bunlar gerçekleflmemifltir. Tam tersine siyasi ve askeri cepheden düflman sald r lar k r lm flt r. Etkili bir direnifl; düflman sald r lar n, hesaplar n, planlar n bozan bir gerilla direnifli ve halk serh ldan ortaya ç km flt r. Bütün bunlarla birlikte 2008 y l n n ideolojik ve örgütsel mücadele anlam nda da tafl d derin anlam vard r. Bu alandaki mücadele bizim büyük baflar m z daha fazla gösteriyor. Siyasi-askeri cepheden düflman sald r lar n n k - r lmas na, inisiyatifin elimizde olmas - na yol açan, ideolojik ve örgütsel cephedeki geliflmelerdir, baflar lard r. Üçüncü partileflme hamlesinin en güçlü bir biçimde geliflti i y l 2008 y l oldu. Bunda çeflitli etkenler rol oynad : her fleyden önce en önemli etken olarak, Önderlik savunmalar bunda en temel rolü oynad. Kesinlikle böyle bir ideolojikörgütsel düzeyin yakalanmas nda, mücadelenin sürdürülüp tasfiyeci, orta yolcu e ilimlerin elefltirilip mahkum edilerek Önderlik çizgisinde yeniden partileflme sürecinin böyle güçlü gelifltirilmesinde Önder Apo nun gelifltirdi i son savunmalar n belirgin etkisi vard r. mral duruflu, insanl k tarihinin en özgürlükçü bir direnifl durufludur. Öyle ki, bu durum birçok yan lg y ortadan kald rd. Demokratik siyasi çözümün, demokratik mücadelenin öyle direniflsiz, fedakarl k göstermeden olmayaca- n ortaya ç kard. Hep uzlaflmayla, basit biçimde bu mücadelenin sürece- ini sanan düflüncelerinin yanl fll, yan lg s ortaya ç kt. Bu da Önderlik çizgisini, içinde bulundu umuz sürecin mücadele tarz ve taktiklerini anlamam zda büyük bir rol oynad, vicdan devrimi yapmam z sa lad. Önder Apo üzerinde bu kadar imha sald r s olurken, Önderlik bunlar karfl s nda böyle bir direnifl içinde olurken zay f durmak, pasif kalmak anlafl l r de ildi. Bu durum ve durufl herkesi etkiledi. 1 Haziran At l m n n yenilmemesi halkta yeni bir umut yaratt kinci olarak, gerilla direniflinin, 1 Haziran At l m n n yenilmezli inin pay vard r. Bu konuda da gerçekten geçen süreçte bu at l m konusunda belli bir belirsizlik vard. 1 Haziran At l m çok güçlü kararla bafllamad, çok haz rl kl de ildi, etkili bir biçimde geliflmedi. Ne kadar direnilece i, nereye gidece i, hangi sonuçlar yarataca belli de ildi. O bak mdan bafllang çta çok fazla inanç, umut ve güven yaratmad. E er bu kadar da n kl k, parçal durufl olduysa, görevlerden geri çekilmeler yafland ysa, bunun etkisiyle yafland. Birçok arkadafl m z görev ve sorumluluk üstlenmediler. Niye üstlensinler ki. 1 Haziran At l m n n baflar l olup olmayaca belli de ildi, hatta baflar s z olma ihtimali çok güçlüydü. Baflar s z bir sonuca ortak olmamak için görev üstlenmediler. Niye bu geçen süreçte bu kadar istifac l k geliflti, bu kadar geri çekilme oldu, yani bunun hepsi provokasyonun etkisiyle mi oldu? Önder Apo nun parti çizgisinin, militan çizgisinin bilinmemesinden mi oldu? Hay r. Bunlar birer etkendi. Fakat bunlardan daha fazlas asl nda sürecin yaratt etkiydi. Çok fazla umut ve inanç vermiyordu. Onun için de birçok kifli baflar - s zl a fazla ortak olmak istemedi. Ne zaman ki 1 Haziran At l m geliflti, yenilmedi, beflinci y l na ulaflt, halkta yeni bir umut yaratt, Önderlik çizgisinin

24 22 SERXWEBÛN Aral k 2008 yeni bir direniflle baflar l biçimde hayata geçirilebilece ini gösterdi; düflman cephesinde ciddi sars nt lar, zay fl klar, darbelenmeler ortaya ç kard ; bu durum yeniden bir umut, güven ve inanç yaratt. Mücadele ederek, yeni süreçte mücadeleyi gelifltirerek baflar kazanabilece imiz, düflman yenilgiye u ratabilece imiz, Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü mücadeleyle gerçeklefltirebilece imiz gerçe i ortaya ç kt. Bu da önemli bir etkendir. Moral, psikolojik ve bilinç düzeyinde önemli de ifliklik yaratt. Yeniden güçlü bir inanç, irade, güven ve umut oluflmas - na yol açt. Bu durum toparlanmay yaratt, buna dayal geliflen ideolojik-örgütsel mücadeleler etkili oldu, gerçekleri kavramam za yol açt. Hareketimize sadece siyasi-askeri de il ideolojik-örgütsel sald r vard azalmayarak, hatta daha çok artarak devam etti. Ama o sald r lar alt nda Kongre yapabildik. O sald r lar, d fltan düflman n yöneltti i askeri-siyasi sald - r lar bizim Kongre yapmam z engelleyemedi. E er bazen engellenmiflse, demek ki engel kendimizdik. Peki, bizdeki engel neydi? Umutsuzlu umuzdu, çok inanç duymay fl m zd, süreci iyi de erlendiremeyiflimizdi. Büyük bir iddia ile iradeyle Önderlik çizgisini özümseme temelinde özelefltiri yapamay fl m zd. Yeni bir yürüyüfl yapma gücü, iradesi olmazsa, elbette ki Kongre olmaz. Kongre demek, yeni bir hedef ortaya koymak, yeni bir iddia ile ortaya ç kabilmek demektir. flte y l boyunca ideolojik-örgütsel cephede yaflanan geliflmeler, Önderlik savunmalar ve direniflinin etkisi, 1 Haziran At l m - n n etkisi, tasfiyecili i soruflturan, yarg layan, ideolojik mücadele sürecinin Üçüncü olarak, HPG 4. Konferans tart flmalar n n bunda pay var, ondan sonra gelifltirilen, daha çok yo unlaflt - r lan partileflme çal flmalar n n, HPG ye dayat lan provokatif-tasfiyeci-iflbirlikçi e ilimin aç a ç kart lmas, soruflturulmas, ona karfl bir ideolojik örgütsel mücadele yürütülmesinin pay var. Bütün bunlar 2008 bahar nda önemli bir düzey kazand. Dr. Ali tasfiyecili ini mahkum eden tart flma ve karar düzeyi genel partileflmenin geliflmesinde, partileflme önünde engel oluflturan sorunlar n çözülmesinde önemli bir süreci gelifltirdi, umut ve güven verdi. Biz de ideolojik ve örgütsel mücadele yürüterek tasfiyecili i, parti d fl e ilimleri ortaya ç kart p mahkum edebiliriz anlay fl n, güvenini gelifltirdi. Bir de flunu ortaya ç kard ; Önderlik çizgisinde birleflilir, çizgi esas al n r, çizgi mücadelesi yürütülürse çözülmeyecek ideolojik ve örgütsel sorun yoktur. E er ortada sorunlar varsa ve çözemiyorsak bu, sorunlar n büyük oldu undan, a rl ndan de il, bizim sorunlar çözecek kadar çizgi duruflu, Önderlik çizgisinde örgütsel durufl gösteremememizden kaynaklan yor. Bu durumu aflt kça sorunlar n çözümünün daha kolay oldu u, her türlü sorunun çözülebilece i ortaya ç kt. Bu bizde bir toparlanma Biz 2008 y l nda böyle büyük bir ideolojik-örgütsel çizgi mücadelesi yürüttük ve bu alanda baflar kazand k. Bu baflar ki, her türlü siyasi, askeri baflar n n ön kofluludur, olmazsa olmaz d r. Bütün siyasi-askeri baflar lardan çok daha de erli olan, gelece e güç katan, ideolojik-örgütsel cephede yürütülen mücadele ve sa lanan baflar d r yaratt, partileflme e ilimini güçlendirdi, özelefltiri gelifltirdi, kendimizi yenileme gücü, iradesi kazand rd. A ustos ta ve Eylül ay nda yapt m z kongreler ve konferanslar bunun üzerinde gerçekleflti. Bir yönüyle de Botan daki tasfiyecili in yaratt zemine dayanarak yürütülen sald r lar n ortaya ç kard kay plar n intikam n alma arzusu, aray - fl bizi ideolojik ve örgütsel cephede de böyle bir mücadeleyi gelifltirmeye götürdü. Çünkü Hareketimize sald r sadece siyasi-askeri cepheden de ildi, en az onun kadar ideolojik-örgütsel cepheden de sald r vard. Dolay s yla düflman sald r s n bofla ç kartmak, siyasiaskeri cepheden mücadele etmek kadar, ideolojik-örgütsel cepheden de mücadele etmeyi gerektiriyordu. Bu temelde yürütülen soruflturmalar, tart flmalar, örgütsel toparlanma, ideolojikörgütsel çizgide netleflme aray fl, özelefltiri sürecinin geliflimi bizi parti kongresi yapmaya götürdü. A ustos ay sonunda PKK 10. Kongresi, Eylül de PAJK 7. Kongresi gerçekleflti. Bu kongreler önemli ve anlaml - d r. Büyük bir ideolojik-örgütsel zirveyi ifade ediyorlar. Bu gerçekleri anlamak gerekir. Ama daha da önemlisi buna nas l ulafl ld, onu anlamak laz m. Ancak tasfiyecili e, orta yolculu a karfl mücadele etme gücü kazand kça, böyle bir bilinç ve irade oluflturdukça, yani özelefltiri yapabildikçe bu kongrelere ulaflabildik. Yoksa o düzey olmasayd Kongre yapamazd k; zaten yapam yorduk. Dikkat edilirse birkaç kez ertelenmiflti. Neden geçen süreçte ertelendi? Bu bizimle ba lant l d r. Operasyonlar var, düflman sald r lar yap yor, koflullar uygun de il, diye kendimize gerekçeler s ralad k, ama dikkat edilirse 2008 A ustos ve Eylül ünde de bu sald r lar etkisi bizde yeniden özelefltiri yapma, Önderlik çizgisinde do ru bir biçimde militanlaflmay ele alma, bu temelde yeni bir iddia, irade kazanmaya götürdü. Parti kongrelerimiz bunlar n somutlaflt, örgütsel çerçeveye dönüfltürüldü- ü, kararlara kavuflturuldu u çal flmalar oldular. Bu anlamda da büyük bir zirveyi temsil ettiler, en önemli sonucu ortaya ç kard lar. Düflman sald r lar - n n içimizdeki ajanl rolünü oynayan tasfiyeci-provokatif e ilimleri, gizli sosyal reformculuk, gizli piflmanl k, gizli tasfiyecilik biçiminde tan mlanan bu durufllar, e ilimleri tan mlay p mahkum etti i gibi; bunlara zemin teflkil eden, bunlar n var olmas na ve hareketimize zarar vermesine yol açan her türlü çizgi d fl, orta yolcu durufl ve e ilimleri de aç a ç kard, mahkum etti. Bireyci, tepkici, bürokratik, grupçu, liberal, pasif, sa savunmac, iddias z, isti-

25 Aral k 2008 SERXWEBÛN 23 fac tutum ve anlay fllar da aç a ç kard, elefltirdi, mahkum etti. Üçüncü Önderliksel do ufl çizgisinde yeniden partileflme ölçülerini gelifltirdi i gibi, bu ölçülerde yeniden partileflme sürecini güçlü bir hamle halinde ortaya ç kard. Bu ideolojik-örgütsel mücadelede bir zirveyi ifade ediyor. Hareketimizin ideolojik-örgütsel mücadele ile sonuç alma, baflar kazanma gücünü gösteriyor. Askeri mücadelede baflar ideolojik ve örgütsel mücadeleden geçiyor Biz 2008 y l nda böyle büyük bir ideolojik-örgütsel çizgi mücadelesi yürüttük ve bu alanda baflar kazand k. Bu baflar ki, her türlü siyasi, askeri baflar n n ön kofluludur, olmazsa olmaz d r. Bütün siyasi-askeri baflar lardan çok daha de erli olan, gelece e güç katan, ideolojik-örgütsel cephede yürütülen mücadele ve sa lanan baflar d r. Bu temelde Önderlik çizgisinde kendimizi yeniden sorgulayarak çizgiye daha çok yaklaflan militanlar haline geldik. Güçlü bir netleflme, kararlaflma ve düzeltme hareketi gelifltirdik. Önderlik çizgisi temelinde kendimizde düflünce ve davran fl birli i yaratt k. Bu, örgütümüzün sa lamlaflmas, öncülü ün sa lam hale gelmesi, her türlü siyasi-askeri mücadeleyi, taktik süreçleri baflar yla yürütecek öncü örgütlemenin ortaya ç kart lmas demektir. Biz parti kongrelerimizle böyle bir düzeyi yakalad k y l bir de böyle bir mücadele ve kazan m y l haline geldi. Biz flunu gördük ki, askeri mücadelede baflar ideolojik ve örgütsel mücadeleden geçiyor. Önder Apo hep söyledi: PKK lileflelim savafl kazanal m. Her türlü siyasi, askeri mücadelede baflar n n ön koflulu olarak partileflmeyi gördü. Ne kadar partileflilirse, o kadar güçlü siyasi-askeri mücadele yürütülür, dedi. Biz de 2008 de bize dayat lan kapsaml siyasi-askeri ve di er tüm alanlarda planl olarak gelifltirilen imha sald r lar na karfl direnmenin önemli bir alan olarak ideolojik-örgütsel mücadele yürütmeyi ve orada baflar kazanmay gördük. Böylece 2008 y l direnifli komple bir direnifl oldu. Düflman n Siyasi-asker, ideolojik-örgütsel cephede gelifltirilen sald r lar na karfl ; gericili in, hiyerarflik devletçi sistemin sald r lar na karfl, onun etkilemelerine karfl güçlü bir ideolojik-örgütsel mücadele yürütme ve kazanma y l oldu. Bütünlüklü bir mücadele yürüttük ve kazand k. deolojik, örgütsel, siyasi, askeri, psikolojik bütün alanlarda bir direnme içinde olduk ve sonuç ald k. Önderlik, gerilla, örgüt ve halk bütünlüklü bir kenetlenmifl direnifl yürüttük ve önemli bir sonuç ortaya ç kard k. PKK 10. Kongresi Önder Apo ya özgürlük karar n ortaya ç kard Öte yandan Kürt sorunun siyasi çözümü yönünde henüz kal c çözüm yaratamad k. Yani ne zafer, ne de yenilgi durumunu aflamad k. Bu bir gerçek. Ald m z sonuçlar bu anlamda çok abartmamak laz m. Kazan mlar m z stratejik bir kazanç elde edecek düzeye ulaflt ramad k. Fakat ciddi bir imha sald r s yla yüz yüzeydik. Bu sald r y k rd k, bofla ç kard k. Bu sald r n n k - r lmas, bofla ç kart lmas önemlidir. Bu, düflman zay flatt, güçsüz k ld. Psikolojiden askeriyeye, siyasetten ideolojiye kadar düflman cephesini sarst, zay flatt. Bizi ise bütün alanlarda daha iddial, daha güvenli, umutlu, bilinçli, birlik halinde, daha fazla Önderlik etraf nda kenetlenmifl, örgütlenmifl, gelece- e daha güvenli ve umutlu bakan bir güç haline getirdi. Bu geliflme ve bu iradedir ki, PKK 10. Kongresinde Önder Apo ya özgürlük karar n ortaya ç kard. Bizi böyle büyük bir karara vard rd. PAJK Kongresi bu karar, kad n özgürlü ünün gerekçesi ve gerçekleflmesi olarak tan mlad. mral sistemi on y ld r sürüyor, fakat biz flimdiye kadar önümüze böylesi bir hedefi koyamad k. fiimdi böyle bir karara ulaflabilmemizin mevcut geliflmelerle ba var. Çünkü güç kazand k, iddia kazand k, kendimize güven kazand k. Bu güven sonucundad r ki, böyle büyük bir hedefi gerçeklefltirilmek üzere önümüze görev olarak koyabildik. Biz bunu bir slogan olarak tespit etmedik, bu konuda kimse yan lmamal d r. Geçmiflte de Önder Apo nun özgür olmas n propaganda ediyorduk. fiimdi karar m z bir propaganda karar de ildir. Kongremiz görev süresinde bu soncu almay taahhüt etmifl, gerçekleflebilir bir görev olarak önüne koymufl ve bütün çal flmalar n bu hedefe kilitlemifltir. Süreci bu hedefin gerçekleflmesine için uygun görüyor. Gücünü bu hedefi gerçeklefltirebilecek düzeyde görüyor. Geliflme düzeyini, örgütsel geliflme düzeyimiz böyledir. Kendimize güvenimiz bu düzeyde artm flt r. Bu bak mdan Êdî Bese hamlemiz, Önder Apo ya özgürlük hamlesi haline geldi. Parti kongrelerimiz, Özgürlük hareketimizin ve halk n önüne Önder Apo ya özgürlük hamlesi görevini koydu. Bunu yürütmek, baflar ya götürmek, hareket ve halk olarak boynumuzun borcudur. Tarihsel olarak boyun borcudur y l na biz bu geliflmeler temelinde göreve ba lanm fl ve kilitlenmifl olarak giriyoruz. Önümüze böyle tarihsel bir görevi koymufl olarak giriyoruz. Bu büyük ve a r bir görev. Ama gerçekleflmesi mutlaka gerekli olan, özgür-

26 24 lü ün, demokrasinin, eflitli in, insanca yaflam n, Kürt halk n n gelecek kazanmas n n buna ba l oldu u ve mutlaka gerçeklefltirilmesi gereken bir görev. Bunsuz Kürdistan n, Kürt halk n n özgürlü ü olmaz. Kürt kad n n n, Kürt gencinin özgür gelece i, özgür yaflam, özgür duruflu olmaz, Kürt toplumunun özgür gelecek iradesi, projesi kesinlikle oluflmaz. Bunlar n hepsi Önder Apo nun özgürlü ü temelinde Kürt sorununun demokratik siyasi çözümüne ba l. Dolays yla 2009 y l na böyle büyük bir iddiayla, önümüze büyük bir hedef koymufl olarak giriyoruz. Bu bofl bir iddia ve hedef koyma de ildir. Bunu gerçeklefltirme gücünü ve iradesini kendimizde tafl yarak giriyoruz y l n n bu hedef do rultusunda büyük geliflmelerin yaflanaca bir y l haline getirme iddiam z tamd r. Böyle bir y l haline getirmenin verileri var; askeri ve siyasi durum buna uygundur. ABD de yönetim de ifliyor. Ortado u daki savafl mda, onun politikalar nda de ifliklikler olacak. Bizim için de burada yeni ç - k fllar gündeme gelebilecek. Türkiye yönetimi büyük umut ba lad sald r sürecinde baflar s z k l nm flt r. Türkiye de çok güçlü aray fllar, tart flmalar var. Bu da bizim mücadeleyi gelifltirmemiz için büyük imkan veriyor. Ortado- u da çeliflkiler, çat flmal ortam sürüyor. Buna dayanarak özgürlük mücadelemizi gelifltirebiliriz. K saca siyasi, askeri ortam özgürlük mücadelemizi gelifltirmek için f rsat ve imkan sunma bak m nda her zamankinden daha elveriflli. Kesinlikle güçlü verilere sahiptir. Gerilla her sald r ya karfl direnifli gelifltirebilecek haz rl k içerisinde Di er yandan ideolojik, örgütsel cephede önemli bir güçlenme yaflad k. Parti kongrelerimiz halkta büyük bir coflku ve heyecana yol açm flt r. Gençli i, kad - n büyük bir moral düzeyi ve aktivite ortaya ç kard. Dolays yla buna dayanarak her türlü siyasi askeri mücadeleyi yürütme gücümüz var. Her türlü sald - r y gö üsleyecek, önümüze ç kacak her türlü görevi baflar yla yürütecek bir güce sahibiz. Bunlar kesindir. Bu anlamda k fl sürecini Önder Apo, yeniden bir bar flç l çözüm için ça r süreci olarak tan mlad ve ilgili çevrelere ça r lar yapt. Destek görürse biz elbette izleriz. Fakat bu olmazsa, tehlikeli, zorlay c geliflmelerinin 2009 y l nda ortaya ç kabilece ini ifade ettik. Biz buna göre de kendimizi haz rlamak istiyoruz. Özellikle gerilla cephesinde, Türkiye hükümetinin Baflbakan n n gelifltirdi i katliam ve sürgün tehdidini ve bu temel de geliflebilecek olas imha sald r lar n tümden gö üsleyebilecek, onlar bofla ç kartacak bir direnifli gelifltirebilecek düzeye ç kmak üzere kendimizi haz rl yoruz. Gerilla cephemizin, Meflru Savunma cephemizin haz rl k düzeyi böyledir. Halk cephemiz, serh ldan cephemiz yerel seçim sürecini yafl yor. Mart sonunda yerel seçimler var ve biraz da ondan sonraki sürecin nas l geliflece i bu seçim sonuçlar na ba l olarak ortaya ç kacak. Onun için k fl boyunca siyasi ortam hareketli, ateflli, s cak olacak. Halk hareketli i sürecek, siyasi tart flmalar sürecek. Demokratik siyasi mücadele, e er mevcut yönetiminin faflist geri sald r lar yla kesilmezse, geliflerek devam edecek. Bu noktada Mart sonundaki yerel seçimlerde demokratik siyasetin büyük bir baflar kazanmas için elbette el birli iyle mücadele ediyoruz, mücadele edece iz. Türkiye nin tüm demokratik güçleri, siyasi güçleri, demokratik kurum ve kurulufllar, gençlik, kad n hareketleriyle, sendikalar yla birleflerek, iflbirli i, ittifak yaparak, çat partisini gelifltirerek Mart sonundaki yerel seçimlerde demokratik siyasetin büyük baflar, zafer kazanmas n yaratmak için çabalayaca z, çal flaca z. Çizgimiz budur. Daha sonraki süreci de ona göre de erlendirece iz. Demek ki 2009 y l na girerken gerilla cephemiz, baharda ortaya çakabilecek olas topyekun sürgün ve katliam tehditlerine, sald r lar na karfl halk savunmak üzere kendini güçlü bir biçimde haz rl yor, haz rlayacak. Halk cephemiz, demokratik siyaset alan - m z da 29 Mart seçimlerinde büyük baflar kazanarak çat flmal ortama son verecek, sorunlar n demokratik siyasi yöntemle çözümünün önünü, dolay s yla Kürt sorunun demokratik siyasi çözümün önünü açacak bir siyasi sonucu elde etmeye çal flacak. SERXWEBÛN Aral k 2008 Biz demokratik siyasi cephede sonuç alaca m z umut ediyoruz Biz daha sonraki süreci burada ortaya ç kacak sonuçlara göre de erlendirece iz. Önder Apo 2009 bahar, her zamankiden daha fazla özgürlü e yak n oldu umuz bir bahard r, umudumuzun daha güçlü oldu u bir bahard r. dedi. Bütün bunlar n gerçekleflmesi, k fl boyu demokratik siyasi mücadelenin geliflmesine ve yerel seçimlerde baflar l bir sonuç almas na ba l. Onun d flar da da, içeride de etkisi olacak. Türkiye ortam n etkileyecek ve daha sonraki siyasi geliflmeler buna ba l olacak. Biz demokratik siyasi cephede sonuç alaca m z umut ediyor, buna inan yoruz. Bu gerçekleflirse, bundan sonraki siyasi süreç, demokratik siyasi yöntemlerle sorunlar n çözüldü ü süreç olur. Böyle bir sürecin geliflimine biz de Özgürlük hareketi olarak etkin, aktif olarak kat l r z. Ama böyle olmazsa, tersine bize, Önderlik gerçe imize, gerillam za, halk m za, Özgürlük hareketimize bir bütün olarak özgürlükçü varl m za bask, tehdit, sald r, katliam, imha dayat l rsa, buna karfl da bütün gücümüzle Meflru Savunma Çizgisinde topyekün bir direnifl yürütece imiz tart flmas zd r. Buna da gücümüz var. Kendimizi yan ltmadan, aldatmadan böyle bir durufl göstermeye de haz rl yoruz. Elbette sonucu, mücadele eden güçlerin performanslar belirleyecek. Çat flmal durumun geliflip geliflmeyece ini demokratik siyasi mücadelenin gücü belirleyecek. Çat flmal ortamda da sonuçlar, gerilla ve halk olarak imha sald r lar karfl s nda kendimizi savunmak üzere yürüttü ümüz haz rl klar belirliyor. Bu haz rl k düzeyini en ileri noktaya vard raca z. Gerillan n her an, her saati de erlendirerek kendini her türlü tehdit karfl s nda halk savunmak üzere güçlü bir haz rl a kavuflturmas önem tafl yor. Bunu bilelim, anlayal m, bu temelde bu k fl çal flmalar na yüklenelim diyoruz y l na, 2008 y l nda sa lad m z kazan mlar temelinde daha güçlü, daha iddial, daha mücadeleci bir temelde girelim. Do ru olan da, bize sonuç kazand racak olan da budur.

27 Aral k 2008 SERXWEBÛN 25 PKK'DE GERÇEKLEfiEN M L TANLIK PEYGAMBERL K GELENE N N DEVAMI Kürdistan a, Kürt halk na, Kürt bireyine sahip ç kmak, özgür yaflam ve bu temelde özgür bir toplum ve birey yaratmay amaçlamak çok radikal bir elefltiri ve özelefltiri ile ifle bafllamay zorunlu k l yordu. Bu yap lmadan gerçekler ortaya ç kar lamaz, Kürt toplumu ve insan e itilemez, aya a kald r lamaz ve harekete geçirilemezdi. Lanetlilik reddedilmeden kutsall kla birleflilemez ve yaflanamazd. Yok olmaktan kurtulunamayaca gibi, gelece e yürünemezdi. Özgürleflme, özgür bir toplum ve birey olma yolunda ad m at lamaz ve geliflme yaflanamazd Kapitalist modernist sistemin temsilcileri Birinci ve kinci Dünya Savafl ile Ortado u yu kendi ç karlar temelinde düzenlediklerinde, sistemlerini Kürdistan ve Kürt toplumunun parçalanmas, inkar ve imhas temelinde gelifltirdiler. Kürdistan n her bir parças n bir sömürgeci devletin egemenli ine vererek bu sömürgeci devletlerin inkar ve imha politikalar n sürdürmelerine destek verdiler. Kahire Konferans ard nda gelifltirdikleri baz anlaflmalar ve en son Musul Antlaflmas yla da Ortado u ve Kürdistan da sürekli sorunlar n yaflanmas na yol açarak müdahale etmeyi ve ç karlar n güvence alt na almay amaçlad lar. Sömürgeci devletler Kürdistan da iflbirlikçi ve hain Kürt egemen s n fa dayanarak, bu s n f kullanarak ve güçlendirerek, kapitalist modernist sistemin de gücünü ve deste ini arkas na alarak Kürt toplumunu ve bireyini da tmaya, tarihle ba n keserek s n rs z bir vahfleti, katliam, sürgünü, iflkenceyi, asimilasyon ve kültürel soyk r m gerçeklefltirmeye çal flt lar. Bunda küçümsenmeyecek bir düzeyde ileri sonuçlar da elde ettiler. Neredeyse amaçlar na tamamen ulaflacaklard da. Kürdistan ve Kürt toplumuna ait ne varsa imha etmeyi esas ald lar. Kürt toplumuna ve insan na sadece yaflam n n yolu olarak kendini inkar edip, sömürgecilerle bütünleflmeyi b rakt lar. Bunun için de sadece afla lamay, iflkenceyi, tutuklamay, sürgünü, asimilasyonu lay k gördüler. Tümüyle iradesini k r p teslim almay, istedikleri gibi kullanmay esas ald lar. Kürt toplumu ve insan bu inkar ve imha sistemine, politikalar na karfl direndi ama bu direnifller k sa zamanda ezildi. Direnifl liderleri idam edildi, büyük katliamlar gerçeklefltirildi, sonuçta Kürt toplumu ve insan n n iradesi k r ld, teslim al nd. Ülke askeri olarak tamamen iflgal edildi. Siyasi olarak sömürgecilik kendisini örgütleyip, kurumlaflt rd. Ekonomik olarak tam bir talan gelifltirildi ve halk açl a mahkum edildi. Kimlik, dil, kültür yasaklanarak, asimilasyona tabi tutularak bir kültürel soyk r m uyguland. Art k Kürtler çözümsüzlük içerisinde inkar ve imha politikalar n kendileri yürütür duruma getirildi. Sadece fiziki yaflam önlerine tek yol olarak b rak ld. Bu, ölümle yaflam aras nda her gün ama onursuzca ölmek demekti. Bu adeta bir kadermifl gibi kabul edilmiflti. Öyle ki düflman oldukça çok ve vahfli, inkar ve imhan n d fl nda hiçbir fleyi lay k görmüyor, dostu az ama düflman çok olan bir durumdayd. Kürt toplumu ve insan ise kendi gerçekli inden kaç yor, tamamen teslim olmufl ve sömürgecileri yafl yor, en ufak bir umudu kalmam fl, art k kendini inkar ve imha etmede görüyordu. Baflka bir fleyi düflünemiyor durumdayd lar. Bu ise toplumsall n yitirme, tarihle ba n koparma ve insanl n kaybetmeyi ifade ediyordu. Onun için sömürgeciler, Kürtleri art k insan görmüyor, insan muamelesi yapm yor, kuyruklu Kürt diye adland - r yor ve hayvanlara yap lan muamelenin de gerisinde bir muamele uyguluyorlard. Ortada Kürtlükten de öte bir insanl k sorunu, dram yaflan yordu. Hem de tarihte insanl a en büyük hizmeti yapm fl olan Kürtlere bu lay k görülmüfltü. Ben insan m, Kürt üm, demokrat m, sosyalistim diyen hiç kimse asla bu durumu normal göremez ve kabul edemezdi. Önder Apo, Kürdistan da yaflanan bu durumdan utanç duydu unu ve bundan mutlaka kurtulunmas gerekti ini belirterek yaflam olacaksa özgür olmal ya da asla olmamal dedi. Yaflam ile ölüm aras nda her gün onursuzca ölümün yaflam olarak kabul edilmeyece ini, özgür yaflam d - fl nda bir yaflam n da kabul edilemeyece ini sürekli hayk rd. Özgür bir yaflam, toplum, insan yaratma amac yla daha ilk ad mlar att nda, Önderlik, asla özgür yaflama, halka, yoldafll a, insanl n demokratik, özgür, eflitlikçi de erlerine ihanet etmeyece im dedi. Toplumsall n da bu ilkeler temelinde oluflturmaya giriflti. Bafllang c ndan günümüze kadar bu ilkelere ba l kald, gereklerini yerine getirmek için yaflad ve mücadele etti. Partiyi, militanl, mücadeleyi ve toplumu da bu ilkeler temelinde gelifltirmeye özen gösterdi. Önder Apo öncelikle ifle zihniyetten bafllad. Giderek bunun tarz n da gelifltirdi. Kürdistan da topluma ve bireye verilen tüm ideolojiler, felsefeler tamamen Kürt ü inkar ve imhay amaç-

28 26 SERXWEBÛN Aral k 2008 layan felsefe ve ideolojilerdi. Bunlar n gerçe ini Kürt toplumuna ve insan na kavratmak, beyninden söküp atmak, Kürt ün ç kar n, varl n ve gelece ini gerçeklefltiren felsefe ve ideolojiyi vermek ve bu utan las durumdan ç karmak gerekiyordu. Kürt baflkas için düflünme, yaflama, ölme yerine kendisi için düflünmeli, yaflamal ve mücadele etmeliydi. Bu çok zor bir görevdi. Ama mutlaka baflar lmas gereken bir görevdi. Bu görev baflar lmadan Kürt ün imhas n n önüne geçilemezdi. Çünkü her fley zihniyette kazan l r veya kaybedilirdi. Kürt ün elinden zihniyeti al nd için baflka bir zihniyete çekildi i için Kürt kendine ait olmaktan ç km fl, baflkas n ve her gün ölümü yafl yordu. Önder Apo en büyük savafl burada yo unlaflt rd, Kürt ün zihniyetinde devrimi gerçeklefltirdi. Kürt e beyin, bilinç, düflünce ve bunda derinleflmeyi kazand rd. Kürt ün beynindeki ve yüre indeki sömürgecili i öncelikle y kt. Kürt art k baflkas için de il de kendisi için düflünmeye bafllad. çine düflürüldü ü durumu ve bundan nas l kurtulaca n gördü ve anlad. Kürtlerin çarp t lan, sapt r lan duygu ve düflünceleri, ruhu bu temelde düzeltildi, Kürtlere ait duygu, düflünce ve ruh yarat ld, Kürt toplumu ve bireyi bu temelde aya a kald r ld. Önder Apo sadece zihniyet vermedi, içinde tutuldu u durumdan nas l ç k laca - n da gösterdi. Nas l bir önderlikle, örgütle, militanl kla ve mücadeleyle bunu baflar laca n da gösterdi. Bunun yaflam n, kiflili ini, kültürünü, ahlak n, ölçülerini ve nas l olmas gerekti- ini de gelifltirip kavratt. Bütün bunlar sadece düflüncede de il bizzat pratikle de gelifltirip göstererek kavratt. Halk bunu görerek yaflayarak varl - na ve özgür gelece ine sahiplik yapt. Kapitalist modernist sistem, sömürgeciler ve Kürt iflbirlikçi-hain s n - f el ele vererek inkar ve imha sistemini birlikte yürütüyordu ve bunu hem de çok vahflice gerçeklefltiriyordu. Kürt her gün ölümü yafl yor ve art k son s n r ndayd, bundan ötesi tam bir ölümdü. Dostlar çok az olmas na ra men, dostlar da art k Kürt toplumuna ve bireyine bak p yaflanan durum karfl s nda yapabilecekleri bir fleylerinin olmad na kanaat getirmifller, olup bitene seyirci konumundayd lar. Kürtler ise iradesi k r lm fl, teslim olmufl, inkar ve imha politikas n art k kendileri yürütür durumdayd lar. Hiçbir ç k fl yollar n n kalmad na inanm fllard, olup biteni bir kader olarak kabul etmifllerdi. Art k hiç kimse Kürtlerin tekrar var olabilece ine inanm yor, bu iflin bitti ine inan yordu. Sistem, sömürgeciler, iflbirlikçi hainler sonuç ald klar na inanarak bir tehlike görmüyordular ve rahatt lar, ç karlar n n güvence alt nda oldu unu düflünüyorlard. Büyük bir emek ve fedakarl kla kendine ait de erler yarat labilir Böylesi bir durumun yafland koflullarda ancak kendine güvenerek, çözüm olanaklar n bizzat yaratarak, kendini sürekli çözüm gücü haline getirerek, aya a kalkmak, yürümek ve baflar y elde etmek gerekiyordu. Baflka türlü olamayaca çok aç kt. Çünkü herkes imhay gerçeklefltirmeye çal fl yor, kimsenin verece i bir fleyi yoktu, kimseden bir fley istenemezdi. Yok olman n önünü almak, dirilmek, aya a kalkmak, baflar ya yürümek, baflarmak tamamen zorluklarla bo uflarak yenmeyi, asla kolay ve haz r seçmemeyi zorunlu k l yordu. Ortada kolay bir yol, elde edilecek bir olanak ve haz r ele geçirilecek bir fley yoktu. Tamamen zorluklar, yokluklar içinde ancak büyük bir emekle fedakarl kla ve cesaretle kendine ait de erler ve yaflam yarat labilirdi. Bu baflar l rsa var olma ve gelece e özgür yürüme olana elde edilebilirdi. Önder Apo bu gerçekli i tüm yoldafllar na ve halka kavratmaya çal flt. Gelifltirdi i hareketi bu ilkeye oturtarak, yoldafllar - n ve halk n bu ilke temelinde e iterek gelifltirdi. Onun için çelikleflen bir Önderlik, parti, militan ve halk gerçekli i ortaya ç kt. Her flart alt nda özgürlü e ba l, ondan taviz vermeyen, onun için yaflayan ve ölen bir önderlik, parti, militanl k ve halk gerçekli i geliflti ve kendini bu temelde gerçeklefltirerek kabul ettirdi. PKK militanl n n büyük ve yenilmez gerçekleflmesinde ortaya ç kt vahfli koflullar ve kendine temel ald özgücüne dayanma, kendine güvenme, kendi olanaklar n yaratma, kendi olanaklar na dayanarak mücadeleyi gelifltirme, sürekli kendini çözüm gücü olarak tutma, gelifltirme, çözümü kendinde arama ilkesine ba l l k esast r. Bu ilke hareketin ba ms zl n ve özgürlük ilkelerine ba l l n gelifltirmifltir. Her flart alt nda hiçbir zorluk karfl s nda y lmadan mücadelede srarl olmas n ve bu güne gelmesini sa lam flt r. Büyük bir fedakarl k, cesaretin gerçekleflmesine, büyük bir emek hareketinin gerçekleflmesine yol açm flt r. Büyük bir adalet hareketi olarak gerçekleflmesi de bundan ötürüdür. Çünkü temelinde büyük bir

29 Aral k 2008 SERXWEBÛN 27 emek yatmaktad r. Bu da büyük fedakarl k ve cesaret ile gerçekleflmifltir. Zorluklarla mücadele etme, yenme, geliflmeyi bu temelde yaflama, haz r istememe, kolay seçmeme duygu ve düflüncedeki derinlik, güçlü bir iradenin yarat lmas n ortaya ç karm flt r. Bütün zorluklara, engellemelere sald - r lara ra men PKK iradesi k r lam yorsa bu gerçeklikle ba lant l d r. Önderlik özgürlük mücadelesi veren güçlerin umudu oldu Kürdistan, Kürt toplumu ve Kürt bireyi paramparça edildi i, Kürt toplumsall da t ld, tarihle ba kesildi i, üzerinde inkar ve imha politikalar yürütüldü ü, bunun da kapitalist modernist sistem, sömürgeciler ve Kürt iflbirlikçi-hain s n f el ele vererek gerçeklefltirildi i için böylesi bir topluma sahip ç kmak, hele hele özgür bir yaflam toplum ve bireyi yaratmay amaçlamak dünyan n en zor ama en onurlu görevini üstlenmektir. Var olan dünyaya karfl ç kmak onunla savaflmak ve mutlaka onun alternatifini yaratmak demektir. Onun için de daha bafl ndan ç k fl ayk r yapmak bunda srarl olmay gerektirir. Çünkü Kürdistan her hangi bir sömürge, karfl s ndaki de herhangi bir sömürgeci güç de il. Uluslararas bir sömürge ve hatta sömürgeden de öte bir duruma düflürülmüfltür. Böylesi bir ülkeye, halka sahip ç kmak burada özgür yaflam bu temelde bir toplum ve bireyi yaratmay sahiplenmek büyük cesaret, fedakarl k, yürek ve bilinç ister. Bu temelde pratikleflmek baflar da srar ister. Daha iflin bafl nda dünyada var olan sistemle ba n tümden kesme, onu aflma, onunla her yönden mücadele etme onun alternatifini gelifltirme ister. Aksi taktirde ad m at lamaz at lsa dahi sonuç al - namaz, yem olmaktan kurtulunamaz. Böylesi bir mücadelenin do uflunun çok zor olaca, do uflu halinde de büyük bir do ufl olaca, gelifliminin çok büyük de iflimleri ortaya ç karaca bir gerçektir. Nitekim Önder Apo öncülük etti i hareket ve halk n do uflu ve geliflimi Kürdistan da ve Ortado- u da büyük geliflmelere yol açm flt r. Kürdistan toplumunun ve bireyinin içine düflürüldü ü durum, bunun esasta kapitalist modernist sistem taraf ndan gerçeklefltirildi i dikkate al nd nda burada özgür yaflam, toplum ve bireyi amaçlayan bir hareketin sisteme ayk r do mas gerekti i ve sistemle, sistemin tüm güçleriyle karfl karfl ya gelece i aç kt r. E er Önder Apo ve PKK bu gün tüm sistem güçlerinin hedefi haline gelmiflse nedeni budur. Bu Önderlik ve gelifltirdi i hareket ayk r do mufl, bunu sürekli koruyarak bu güne gelmifltir. Bu gün bu ayk r l n daha net ve derinlikli olarak ortaya koymufl bulunuyor. Onun için hiçbir zaman sisteme, sistemin herhangi bir gücüne özenti duymam fl, onlar gibi olmay önüne koymam flt r. çinde ve etkileri alt nda do du ama sürekli d fl na ç kmaya, etkilerini aflmay da bildi. Onun için ayk r bir önderlik, hareket olarak kalmay baflard. Önderlik; demokrasi, özgürlük ve eflitlik mücadelesi veren güçlerin umudu olmas n bildi. Geliflmesini en çok da reel sosyalizmin tasfiye edildi i, kapitalist modernist sistemin zaferini ilan etti- i, tüm alternatiflerin etkisizleflmeye girdi i bir dönemde bunu sürdürdü. Bu amaçlar na ba l l ktaki srar ile mümkün oldu. Önder Apo sistemin var olan felsefe, ideoloji, siyaset, yaflam, kiflilik, ahlak, kültür vb ölçüleri esas almayarak giderek de bundan tümden kopup, aflarak yeni bir zihniyet ve buna ba l yaflam, kültürü, ahlak, kiflili i ve toplumu gelifltirmeyi esas ald. Yaflam olacaksa özgür olacak yada asla deyip, çok radikal bir kopuflu esas ald, gerçeklefltirdi. Önder Apo ifle elefltiri ve özelefltiri ile bafllad. Ç k fl, hareketin flekillendirilmesi, geliflme ve baflar y bu temelde oluflturdu. En çok da Kürt toplumu ve bireyini elefltirdi. Bu elefltiri ile gücünü, kimli ini, iradesini, enerjisini ortaya ç kard ve harekete geçirdi. Teslim olmufl, ölüme yatm fl bir toplumu ve bireyini direnen, özgürlü- e tutkulu, onurlu bir düzeye getirdi. Bütün zay fl klar ndan, geriliklerinden temizleyerek, güçlü, geliflen, temiz ve güzel bir halk ve onun bireyini ortaya ç kard. Kürdistan ve Kürt sorununu bütün yönleriyle ortaya ç kar p, herkesin reddetmeyece i, çözümden kaçamayaca bir düzeye getirdi. Kürdistan üzerinde uygulanan vahfli inkar ve imha sistemini bu siyaseti uygulayan güçlerin gerçekli ini yine bütün yönleriyle ortaya ç kar p Kürt halk na, insan na kavratt. Kürt toplumu adalet ve bar fl n d fl na itilmifltir Kürdistan a, Kürt halk na, bireyine sahip ç kmak, özgür yaflam ve bu temelde özgür bir toplum ve birey yaratmay amaçlamak çok radikal bir elefltiri ve özelefltiri ile ifle bafllamay zorunlu k l yordu. Bu yap lmadan gerçekler ortaya ç kar lamaz, Kürt toplumu ve insan e itilemez aya a kald r - lamaz ve harekete geçirilemezdi. Lanetlilik reddedilmeden kutsall kla birleflilemez ve yaflanamazd. Yok olmaktan kurtulunamayaca gibi, gelece e yürünemezdi. Özgürleflme, özgür bir toplum ve birey olma yolunda ad m at lamaz ve geliflme yaflanamazd. Kapitalist modernist sistem, sömürgecilik, Kürt iflbirlikçili i ve ihanetçili i el ele vererek Kürdistan da her türlü özgür yaflam de erlerini yok etmifl, Kürt toplumu ve bireyi demokrasi, özgürlük, eflitlik, adalet ve bar fl n d fl na itilmiflti. Kürdistan da gerçekler sapt r l p çarp - t lm flt, neyin do ru, neyin yanl fl, neyin çirkin, neyin güzel oldu u bilinemez duruma gelmiflti. Beyinler durdurulmufl, yürekler karart lm flt. Bir toplumu toplum yapan, bir insan insan yapan de erler ayaklar alt na al nm flt. Yaflanan durum insanl k için yüz karas yd. Bu durumdan utanç duymak, bunu büyük bir öfkeye ve bilince dönüfltürmek, bunu örgüt ve eyleme ulaflt rmak gerekiyordu. Bu da çok köklü ve radikal bir ç k fl gerektiriyordu. Bu da ancak var olan elefltirip reddetmek, yerine yenisini koymak, benimsetmek ile mümkündü. Baflka türlü insanl k, Kürtlük, özgürlük, demokratik de erleri aya a kald rmak mümkün de ildi.

30 28 SERXWEBÛN Aral k 2008 Önder Apo, bunun için köklü bir elefltiri ve özelefltiriyi esas ald, netleflmeyi, kararlaflmay ve bu temelde pratikleflip baflar y ortaya ç kard. PKK de gerçeklefltirilen militanl k, Kürdistan toplumu birey ve toplumun içine düflürüldü ü durum ve düflman gerçekli ine göre gelifltirilen, flekillendirilen bir militanl kt r. Düflman çok ve vahflidir. nkar ve imha d fl nda bir fley düflünmemektedir. Dostu az ve vefas zd r. Kürt toplumsall da t lm fl, tarih ile iliflkisi kopar lm fl ve ölümün efli inde yaflamaktad r. Kürdistan a, Kürt toplumuna ve bireyine sahip ç kmak, özgür yaflam ve bu temelde özgür bir toplum ve bireyi yaratmay amaçlamak fedai bir tarz ve militanl zorunlu k lar. Fedai militan kendini aflan toplumsall kendinde gelifltirendir Fedai bir önderlik, örgüt, militanl k esas al nmazsa kesinlikle ç k fl, dirilifl, geliflme ve baflar yaflanamaz, yok olufl önlenemez. Herhangi bir önderlik, örgüt, militanl kla Kürdistan da var olma, gelece e özgür yürüme, gerçeklefltirilemez. Onun içindir ki, gelifltirilecek olan militanl k da fedakarl, cesareti esas alarak tamamen kendini adamak zorundayd. Kendine ait olmaktan ç kan, kendini aflmas, toplumsall kendinde gerçeklefltirmesi, özgürlü e tutku düzeyinde ba lanmas, tüm yaflam n buna göre düzenlenmesi, özgürlük için yaflama ve ölmeyi esas almas, bunun d fl nda bir yaflam reddetmesi gerekirdi. Ancak böyle bir militanl k Kürt toplumu ve insan n n sorunlar na cevap olabilirdi, her flart alt nda özgür yaflam, toplum ve birey mücadelesi verebilirdi. nkar ve imha sistemine karfl mücadele edip bofla ç - karabilirdi. Böylesi bir militanl k tümüyle aile, afliret, yöre, mezhep, parça, s n ftan koparak, aflarak ülke, halk ve demokratik ulus ve insanl k düzeyini kendinde gerçeklefltirerek demokratik, özgürlükçü, eflitlikçi de erlerle bütünleflerek gelifltirebilirdi. Bu, tarihte peygamberlik, dervifllik gelene inin esas al narak günümüzde Kürdistan da bir insanl k sorunu yaflan yor, ancak bu gelenek güncellefltirilerek ve buna anlam verilerek bu sorun çözümlenebilir. Önder Apo, e er bu gelene i esas ald ysa ve buna anlam verip güncellefltirdiyse bunun içindir. Biz buna fedailik dedik. Fedailik tamamen adanm fll ifade eder. Böylesi bir militanl k d fl nda hiçbir militanl n Kürdistan daki sorunlar çözemeyece i aç kt r gerçeklefltirilmesi ve büyük bir gerçeklefltirme tarz d r. Çünkü bu gelenek insanl n demokrasi, özgürlük, eflitlik, adalet ve bar fl aray fl n n sürdürülmesiydi, insanl yaflatan ve gelifltirendi. Kürdistan da bir insanl k sorunu yaflan yordu, ancak bu gelenek güncellefltirilerek ve buna anlam verilerek bu sorun çözümlenebilirdi. Önder Apo, e er bu gelene i esas ald ysa ve buna anlam verip güncellefltirdiyse bunun içindir. Biz buna fedailik dedik. Fedailik tamamen adanm fll ifade eder. Böylesi bir militanl k d fl nda hiçbir militanl n Kürdistan daki sorunlar çözemeyece i netleflmifltir. Kürdistan da yaflanan geliflmeler ve ortaya ç kan tüm de erler böylesi bir militanl kla gerçeklefltirilmifltir. PKK ve Kürdistan halk n n gücü bu militanl ktad r. Böylesi bir militanl k oldukça temiz, yüce, kutsal, gelifltirici ve kazand r c d r. çinde hiçbir bireysel, ailesel, yöresel, parça, din, s - n f, cinsiyetçi ç kar yoktur, tamamen kendini insanl a, özgürlü e, halka, yoldafll a, topra a ve insanl n de- erlerine adanm fll k vard r. Onun için halka büyük güven vermifltir, halk aya a kald rm flt r, bütün sald - r lar karfl s nda direnebilmifl ve geliflmeyi yaflam flt r. Böylesi bir militanl k karfl s nda hiçbir güç baflar l olamaz ve olamam flt r. Çünkü insanl n özünü, özlemlerini, istemlerini temsil etmifl ve gücünü buradan alm flt r. Maddi kültürü de il, manevi kültürü kendine esas alm flt r. PKK de gerçekleflen militanl k daha ç k fl nda gerçeklefltirilen ve sürekli bu temelde derinlefltirilen bir militanl k olmufltur. Bu ölçülerde gerçeklefltirilen ve derinlefltirilen militanl ktan daha büyük bir militanl k da olamaz. Fedai bir halk ve militan bir durufl gerçeklefltirilmifltir Baflka halklar n tarihinde çok az gerçeklefltirilebilen bu militanl k, Önder Apo taraf ndan PKK de, öncülükte, PKK militanlar nda ve giderek toplumda gerçeklefltirilmifltir. Fedai bir önderlik, örgüt, militanl k ve halk gelifltirilip gerçeklefltirilmifltir. Bu tarzda gerçekleflen bir önderli i, örgütü, militanlar, halk hiçbir gücün yenemeyece i aç kt r. Bu militanl kta büyük duygu ve düflünceler bunlar n örgüt ve eyleme dönüfltürülmesi, buradan duygu ve düflüncenin tekrar derinlefltirilmesi, bunlar n tekrar örgüt ve eyleme dönüfltürülmesi vard r. Bu militanl kla yeni bir zihniyet, bu zihniyete dayal örgüt ve eylem vard r. Bu militanl kta bu zihniyete dayal siyaset, ahlak, kültür, yaflam, kiflilik ve toplumu gelifltirme vard r. Bu militanl kta büyük bir sorumluluk, ciddiyet, iddia, moral, inanç, bilinç, örgüt, disiplin, ba l l k, dürüstlük, temiz olma, keskin irade ve kimlik vard r. PKK nin resmi 30 y ll k, fiili 36 y ll k tarihi ne zamanki bu militanl k ölçülerinde bir geriye düflme yaflam flsa a r sorun, tahribat ve kay plar yaflad n, ne zamanki bu ölçülerde bir militanl k yaflam flsa büyük geliflme ve baflar lar n yafland n bize göstermifltir. PKK nin 10. Kongresi, uluslararas komploya ba l olarak geliflen provokasyon ve tasfiyecilik, sivil toplum anlay fl özel savaflla el ele vererek tahribat ve kay plar yaflatmas, hareket içinde sistem içileflmenin nedeni olarak PKK nin militan ölçülerinde geriye düflme, zay flama, mu laklaflma, yer yer uzaklafl p kopmay tespit etmifl ve yeniden ölçüleri egemen k larak bunun önünü almay kararlaflt rm flt r.

31 Aral k 2008 SERXWEBÛN 29 Böylece yeniden kendi gerçekli i ve özüyle birleflmeyi baflararak gücüne kavuflmay bilmifltir. Buna ra men hala baz örgüt ve kadrolar m zda PKK - nin militan ölçüleriyle çeliflen ölçülerin yafland n görebiliyoruz. 10. Kongre kararlaflma düzeyine ra men bunun yaflanmas oldukça önemle üzerinde durmam z gerektiriyor. PKK çizgi gerçekli ine ters durufllar n yaflanmas n n temelinde kat l m tarz yatmaktad r. PKK ye kat lmak, PKK de partileflmeyi yaflamak, PKK - nin ölçülerinde militanl yaflamak ancak Önder Apo gerçekli ine kat lmak ve onunla bütün yönleriyle birleflmeyi gerektirir. PKK bir önderlik hareketidir, PKK ye kat lmak isteyen bu önderlik gerçe ine kat l rsa do ru kat lmay baflar r, do ru bir militanl - yaflar. Önder Apo nun parti anlay - fl nda duygu, düflünce, ruh ve tarz birli i esast r. Farkl duygu, düflünce, ruh ve tarzlarla partiye kat lma, partileflmeyi yaflama olamaz. Baz genel ilkelerde birleflmek, ama duygu, düflünce, ruh ve tarzda birleflmemek Önder Apo nun partileflme, militanlaflma anlay fl na terstir. Bu Semir - den bafllay p Mehmet fiener, Botan ve en son Dr. Ali ye kadar süren bütün tasfiyecilerin parti anlay fl d r. Kadro hiçbir zaman partiden ve halktan haz r bir fley istemez PKK tarihinde tüm tasfiyeciler hiçbir zaman kaç ncaya kadar Önder Apo ve PKK yi reddetmediler, hatta sözde kabul ediyorlard. Ama sadece genel ilkelerde kabul ediyor, esasta kabul etmiyorlard. Bunun için sonuçta ihanete gittiler. Önder Apo nun parti anlay fl nda Parti beni kabul etsin, bu onuru bana versin, bu kimlikle yaflayay m, çal flay m. Parti bana çal flma olana tan s n, baflka hiçbir fley partiden istemiyorum. Parti, halk, yoldafll k ve özgürlük mücadelesi neye ihtiyaç duyuyorsa onu yarataca m, yoksa da yarataca m, varsa da olan daha da büyütece im tarz ndad r. Kadro, iliflki, maddiyat, silah vb neye ihtiyaç duyuluyorsa yaratmay, gelifltirmeyi, üretmeyi esas al r. Hiçbir zaman partiden ve halktan haz r bir fley istemez. Kendini yaratarak yaratmay, yaratt nda da yine kendini yaratmay esas al r. Bu tarz partileflmeyi esas almak tamamen fedai tarz nda bir partileflmeyi yaflamak demektir. Bu, kendini flarts z, koflulsuz ve tamamen yaratmay, gelifltirmeyi baflarmay esas alan bir kat l m tarz d r. Her fleyi emekle yaratma, haz r istememe tarz ndaki bir kat l mla partileflmeyi yaflamakt r. Önderli in parti anlay fl n esas almayan, kendine göre bir kat l m, partileflmeyi esas alan, bunda srar edenler var. Bunun için Önderli e kat lmayan, ama fiziki veya ittifakla kat lanlar var. Bu tarz kat lanlar sistemi parti içine tafl makta, sistem içileflmeyi yaflamakta, her türlü parti d fl anlay fl n yarat c s olmaktad r. Partideki tahribat, kay plar, sorunlar, bu tarz kat l - m esas alanlardan kayna n al yor. ster parti d fl, ister parti içinde gelifltirilen tüm tehlikeler bu tür kat l m üzerinden gelifltirilmekte ve partiyi baflar dan al koymaktad r. Biz buna orta yolculuk diyoruz. Bir aya parti içinde, bir aya d flar da, sistemle yürümekte, iki kiflili i bir arada yaflamakta, prati i ikisine de, ama ço unlukla sisteme hizmet etmekte ve sonuçta da ihanet edip tamamen sistemle birleflmektedir. Orta yolculuk partileflmemeyi, toplumsallaflmamay, örgütsüzlü ü, baflar s zl, her fleyi ortada b rakmay, peflkefl çekmeyi ifade etmektedir. Her türlü bireycilik, kendine görelik, bencilik, tepkicilik, grupçuluk, hizipçilik, idarecilik, uzlaflmac l k, bürokratizm, liberalizm, sorumsuzluk, ciddiyetsizlik, karars zl k, netsizlik, geri çekilme, istifac l k gibi anlay fllar orta yolculuktan kayna n almaktad r. Partileflmeyi tehlikelerle yüz yüze getiren, kaybettiren, düflmana hizmet eden, orta yolculuk ve orta yolculuktan kaynaklanan anlay fllar olmaktad r. Onun için PKK 10. Kongresi orta yolculu u mahkum etmifl, Önderli in parti anlay fl yla partileflmeyi egemen k lm flt r. Bütün PKK, örgüt ve kadrolar n n bu temelde partileflmeyi yaflamas gerekiyor. PKK de baflka türlü partileflme yaflanamaz, yaflan rsa terstir ve kabul edilemez. PKK nin partileflme militanlaflma ölçüleri flehitler gerçe idir Önderlik gerçe i PKK nin gerçekli- idir. Önderlik gerçe i flehitler gerçe- idir. PKK nin partileflme, militanlaflma ölçüleri flehitler gerçe idir. PKK nin flehitler gerçe inde ifadesini bulan kendisini kan tlam fl kadro ölçüleri gerçekli i vard r. PKK nin militan ölçülerinde militanlaflmay esas alan bu gerçe i esas alarak militanlaflacakt r. Baflka türlü militanlaflma olamaz. Buna ters ölçülerde PKK nin militan olunamaz. Onun için PKK lileflme ve militanlaflman n Kemal Pir, Beritan ruhu ile yaflanmas n önümüze koymaktad r. Haki Karer, Ke-

32 30 SERXWEBÛN Aral k 2008 mal Pir ve Beritan ruhu Önder Apo ruhunun zihniyette ve tarzda yaflanmas d r. Önder Apo nun duygu, düflünce, ruh ve tarz n esas almak onunla birleflmek için büyük bir çaba ve bunda baflar l olma gerçe i vard r. PKK militan sürekli yenilenmeyi kendisine esas almal Partileflmek, militanlaflmak isteyenlerin tamamen bu büyük flehitleri kendilerine esas almalar gerekiyor. O zaman do ru bir kat l m ve yürüyüflü gerçeklefltirirler. Baflar l bir prati in sahibi olabilirler. PKK militanlar sürekli bir de iflim ve dönüflümü yaflamak zorundad rlar. Çünkü Önder Apo gerçe i tamamen böylesi bir gerçekliktir. Eskiyen, cevap olamayan, geride kalan, baflar y, iyiyi, güzeli ortaya ç karamayan yanlar n sürekli görüp bünyesinden temizlemeyi bu temelde yenilenmeyi, güçlenmeyi, geliflmeyi ve baflar y yaflamak durumundad rlar. Bunu esas alamayan PKK ölçülerinde bir militanlaflmay ve yürüyüflü baflaramaz. Geride kal r, ters düfler ve kopar. Çünkü do ada dura anl k söz konusu de ildir. Ayn fley genelde insan ve özelde PKK kadrosu için geçerlidir. Yaflam gerçe inde buraya kadar, bu kadar yeterlidir, daha fazlas gerekmiyor biçimindeki bir anlay fl olamaz. Sürekli ileriye ve yukar ya do ru bir hareketlilik vard r. Yetinmecilik özgür ahlak n bitti i yerdir. Çürümenin, kaybetmenin, bitiflin, köleli in bafllang ç noktas d r. Bunun için hiçbir PKK li ortaya ç kan ile yetinemez, kendinden memnun olamaz. Önderlik felsefesine ve ideolojisine ters düflemez. PKK de militan olmak sürekli bir geliflmeyi, derinleflmeyi yaflamay gerektirir. Asla tembelli i, üretimsizli i, tüketicili i kabul etmez. fiehitler gibi sürekli de er yaratmay, büyütmeyi, özgür yaflam kazanmay, gelifltirmeyi hiçbir gerekçe ile bundan vazgeçmemeyi, s n rland rmamay gerektirir. Yoldafll a, halka, partiye, Önderli e, özgür yaflama, demokratik özgürlükçü, eflitlikçi de- erlere ters düflmemeyi ve bunlara en üst düzeyde ba l l n gereklerini her koflulda yerine getirmeyi gerektirir. Bunlar için yaflamay veya ölmeyi, bunun d fl nda bir yaflam veya ölmeyi kabul etmemeyi gerektirir. Önderlik çizgisini do ru bütünlüklü kavramak, bunda sürekli derinleflmek kendimize göre yaklaflmamak gerekiyor. Baz lar n n anlamak istemedi ini, baz lar n n kendine göre anlad n baz lar n n da kavrama sorunu yaflad n görüyoruz. Bu, sonuçta farkl çizgilerin, ölçülerin ortaya ç kmas na neden oluyor. Bu da bize sorun ve kay plar yaflat yor. Kadronun çizgiyi kavrama, halk do ru ve yeterli tan ma, halk bu temelde örgütleyip eyleme geçirme sorumlulu u vard r. Bu da ideolojik ve örgütsel mücadeleyi yo unlaflt rmak, kendine görelikleri gidermek, tüm örgüt ve kadroyu çizgiye çekmekle mümkündür. Haki Karer ile bafllayan ve 1 Haziran At l m n n kahraman flehit yoldafllar olan Ad l, Medeni, Nuda, Ferhat, Gulbahar, Kurtay, Sorxwin arkadafllarla devam eden militan gerçekli imiz onun ölçülerinin günümüzde nas l yaflanmas gerekti ini, mücadele edilmesi ve gelece in nas l kazan lmas gerekti ini bize çok çarp c olarak kavratmaktad r. fiehitler niçin yaflamal sorusuna en do ru cevab verdiler. Onlar Kürt halk, tüm ezilenler ve özgürlü e susam fl insanl k için yaflad lar. Bütün varl klar yla özgürlük, eflitlik davas na kendilerini adad lar. Parti yoldafllar ve halk için, onlara göre oldular. Hizmeti esas ald - lar. Bunu bir ibadet gibi ele al p yaflad - lar. Asla halktan, Önderlikten, yoldafllardan, özgür yaflamdan ve insanl k de- erlerinden kopmad lar. Kopmay lanetlediler, kutsall kta srar ettiler. Önderlik gerçe i, onun çizgi gerçe i her koflul alt nda halka ba l l, gerekeni yerine getirmeyi, asla ihanet etmemeyi gerektirir. Halktan kopmak Önderlikten, PKK den ve onun militan ölçülerinden kopmakt r. Üst topluma, egemen s n flara do ru ad m atmak demektir, despotlu a soyunmak demektir. Önderli e ba l olmak, PKK li olmak ve onun militan olmak halka hizmet etmek, halk n duygu, düflünce ve ruhunu büyütmek, örgüt ve eylemlili ini gelifltirip yenilmez k lmakt r. Halk n gücünü, enerjisini, iradesini ortaya ç kar p güçlendirmektir. Halk egemenlere, zalimlere karfl donat p yenilmez k lmakt r. Özgür bir toplum ve birey yaratmak için özgür yaflam kavgas n sürekli derinlefltirmektir. Apo çizgisi halklaflmay zorunlu k lar Baz örgüt ve kadrolar m z n Önderlik, PKK gerçe inden koptuklar n, uzaklaflt klar n, onun için halktan uzaklafl p koptuklar n görüyoruz. Önder Apo çizgisi halklaflmay yaflamay zorunlu k lar. Ancak halklaflmay yaflayan Önder Apo yu yaflayabilir. Halkç olmak tamamen halk içinde ve halk gibi yaflamay onun hassasiyetlerini gözetmeyi, de erlerine ters düflmemeyi, gönlünü feth etmeyi, elefltirileri ve önerilerini sürekli almay, do ru olanlar n yerine getirmeyi, yanl fl olanlar kavratarak gidermeyi, bilinçlendirmeyi, örgütleyip güç haline getirmeyi gerektirir. Halka karfl aç k ve dürüst olmay, aldatmamay, doland rmamay, bask alt na almamay, dilini, gözünü, kula n, beynini, yüre ini açmay gerektirir. Halk, Önderli e, PKK ye, PKK militanl - na inand, güvendi i için aya a kalkm fl, her fleyini vermifl, kaderini birlefltirmifltir. Onun için Önder Apo - suz yaflam olmaz, Önder Apo suz yaflam bize haramd r, PKK halkt r demektedir. Baz örgüt ve kadrolar m z n yaflam na, giyimine, ahlak na, kültürüne, kiflili ine, üslubuna çal flmas na, yönetimine bakarak siz PKK yi temsil etmiyorsunuz, biz eski PKK lileri istiyoruz diyor. Çünkü halk n Önderlik ve PKK den anlad bir PKK kadro gerçe i var. Sözü ile prati i bir olan, tamamen özgürlü e, halka, topra a, yoldafll a ve insanl n demokratik, özgürlükçü, eflit de erlerine kendini adayan bir kadro gerçe i var. Kendisi için düflünmeyen, yapmayan, yaflamayan, istemeyen, tamamen yaflam n halka adayan, oldukça mütevazi bir yaflama sahip olma gerçe i var. Dürüst, temiz, fedakar, cesur, ba l, halk n deyimiyle bir melek gibi olmak gerçe i var. Ama baz örgüt ve kadronun halktan Önderlik gerçe- inden, PKK den ve onun militan özel-

33 Aral k 2008 SERXWEBÛN 31 liklerinden kopmas var. Sorunlar n, tahribatlar n, kay plar n kayna nda bu yatmaktad r. Kendini halk n yerine geçirme, halk de il kendini düflünme, örgütleme, halk n ve hareketin bütün de erlerini bireysel yaflam na kurban etme var. Bir PKK kadrosu ben nas l yaflamal y m dan önce ne için yaflamal y m, kimin için yaflamal y m demesi gerekir. Buna do ru cevap veren nas l yaflayaca n da bilir. PKK bir yoksullar hareketi olarak do du Yoksul halk kesimini esas almam z gerekiyor. Yoksullardan kopmak esasta kökenden ve halktan kopmakt r. Kapitalist modernist sistem d fl toplum yoksullarda, ezilenlerde yaflar. PKK do arken bir yoksullar hareketi olarak do du, kadrosu yoksul halktand ve güçlü do du. Halk da onun için benimsedi. Yoksa bu düzeyde benimsenmez ve geliflmesi de olmazd. Kürdistan da yoksulluk egemendir ve giderek de artmaktad r. Toplumun büyük ço unlu u yoksuldur. Yoksullar esas almak toplumun a rl n kazanmakt r, yenilmemektir. Yoksullardan kopmak halk kaybetmektir, mücadeleyi kaybetmektir. Yoksullar n zeminine dayanmak, soylu duygulara dayanmakt r. Kutsall yaflamakt r. Bundan kopmak lanetlili e do ru ad m atmakt r. Kapitalizme, devletli topluma öfke duymak yoksul halk zemininde geliflir. Ama yer yer halktan kopma, orta s n - f esas alma geliflmektedir. Oysa orta s n f kapitalist modernist sistemin esas dayana d r. Sistem buradan beslenmektedir. Orta s n f esas almak demek kapitalist modernist sisteme do ru yol almak, sistem içileflmeyi yaflamak demektir. Orta s n f zemini her türlü ayak oyununun geliflti i, aldatman n yaflat ld, kirlenmenin yafland bir zemindir. E er sistem içileflme geliflmiflse, kirlenme geliflmiflse, güçsüzleflme yaflanm flsa ve düflman umutlanm flsa, inkar ve imha sisteminde srar etmesinin nedenini orta s n f anlay fl, bunun siyaset, örgüt ve eyleminde aramak gerekiyor. Sistem içileflmeyle mücadele, orta s n f çizgisiyle mücadele etmekten geçer. Orta yolculu un afl lmas yla sistem içileflme afl l r, alternatif sistem gelifltirilir. Baflka türlü olamaz. Bu aç dan halk PKK militanl yla çeliflen bir kadroyu kabul etmemeli, srar edenleri kovmal d r. Böylelerinin partiye, halka, flehitlere, de erlere zarar vermesini kabul etmemelidir. Halk n kabul etmedi i biri PKK kadrosu olamaz. PKK böyle birisini kabul etmez. Onun için halkç yan zay flam fl, halktan uzaklaflm fl veya kopmufl olanlar n tekrar halkla ba n gelifltirip güçlendirmeleri gerekir. Yoksa ortam m z terk etmeleri gerekir. Önder Apo gerçe i elefltiri özelefltiri gerçe idir. Elefltiri ve özelefltirinin Elefltirmek, özelefltiriyi, özelefltiri ise elefltirileri gidermek, baflar n n olana n ve ortam n yaratmay gerektirir. Özelefltiri nefs savafl n yürütmektir. Mevcut kapitalist modernist sistemi aflmak, demokratik, özgür, eflit, adalete dayal bar flç bir sistem ve demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü toplumu yaratmak için kesinlikle dervifllik evliyal k yaklafl mlar n esas almak gerekiyor olmad veya yeterli yap lmad yerde PKK, PKK militanl yoktur. Elefltiri ve özelefltiri kendini yenileme, güçlendirme, derinlefltirme, baflar ya yürüme her türlü zay fl ktan, gerilikten, yanl fll ktan, çarp kl ktan, kirden, sorumsuzluktan ar nd rma, gücünü, yetene ini ortaya ç karmak, kendini kontrol etmek demektir. Sürekli ölçüleri yüksek tutmak ve öncülükte yürümek demektir. Bunun için elefltiri ve özelefltiri silah n sürekli sonuç al c ve etkili bir tarzda kullan yoruz. Önder Apo, PKK militanl - n n gücü bir de burada yatmaktad r demektedir. PKK deki geliflme ve baflar n n s rr burada yatmaktad r. PKK de elefltiri ve özelefltiri ne zaman yap lmam fl veya yetersiz yap lm flsa sorun, tahribat ve kay plar yaflanm fl, yap ld nda ise geliflme ve baflar ortaya ç km flt r. Bu silah ne kadar zaman nda, yerinde, do ru ve yeterli kullan l rsa mevcut düzeyin o kadar anlaml oldu undan söz edilebilinir. Elefltirmek, özelefltiriyi de gerektirir. Özelefltiri ise elefltirileri gidermek, baflar n n olana n ve ortam n yaratmak ve bu temelde yürümeyi gerektirir. Özelefltiri nefs savafl n yürütmektir. Mevcut kapitalist modernist sistemi aflma, demokratik, özgür, eflit, adalete dayal bar flç bir sistem ve demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü toplumu yaratmak için kesinlikle peygamberlik, dervifllik, evliyal k yaklafl mlar n esas almak gerekiyor. Bu yaklafl mlar n ve gelene in içeri inde yo un olarak nefs savafl vard r. 10. Kongrede yap lan elefltiri ve özelefltiriler kadroya ruh verdi PKK 10. Kongresi ile elefltiri ve özelefltiri silah yeniden etkin bir tarzda kullan lmaya, tüm örgüt ve kadro yap - s da buna çekilmeye baflland. Bu örgüte, kadroya halka ruh verdi. Bunun hemen pratikte yans malar ve sonuçlar da yafland. Bezelê, Amed, Dersim ve Botandaki gerilla eylemleri ve ard ndan geliflen serh ldanlar birbirlerini tamamlayarak sömürgeci sistemi sarst. Elefltiri, özelefltiri olanla yetinmemek, olmas gerekene göre çal flmak, buna ulaflmak için mücadelede kararl olmak demektir. Bu tarzda düflünüp örgütlenir ve eylemi gelifltirirsek do rultumuz anlaml, de erli ve sonuç al c olur. Önderlik, PKK ve onun flehitler gerçe ine ulaflan bir kadro gerçe ini yakalam fl oluruz. Önder Apo ve flehitlerin gerçek yoldafl, PKK nin militan kadrosu olmaya hak kazan r z. Ama baz örgüt ve kadrolar m zda elefltiri ve özelefltiriyi önemsememe, bir kenara b rakma, bundan rahats z olma, tepki duyma, istememe, yetkin, zaman nda ve yerinde iflletmemenin yafland n görü-

34 32 yoruz. Bunun yerine uzlaflma, idare etme, her türlü parti d fl l kla yaflama, ifl önemli deyip parti d fl anlay fllarla mücadele etmeme anlay fl n n esas al nd n görüyoruz. Bunun sonucu olarak biz ifl yönetimiyiz, insan yönetimi de iliz anlay fl n benimseyen yöneticilerimiz var. Bu geçmiflte fiemdin Sak k, Nas r vb uygulad bir anlay flt, çetecilikti, bu çeteci anlayafl n bize büyük kaybettirdi i biliniyor. Bu çetecilik anlay fl n n günümüzde kendini ifl yönetimi biçiminde yans tmakta oldu unu anlamak gerekiyor. Yine elimizde kadro azd r, e er elefltiri ve özelefltiri istersek olan tutamay z, baz lar gidebilir, ifller aksayabilir diyerek uzlaflmay, idarecili i, her türlü parti d fl anlay flla yaflamay esas alanlar var. Bunu gören, anlayan kadro parti d fl anlay fllar n yaflamaya devam ediyor. Partiyi ve çizgisini ciddiye almayarak her gün zarar veriyor. Hatta tehdit ve flantaja baflvurarak örgütü rehin al - yor, bireysel yaflam için istedi i gibi kullan yor. Mesleki yön gerektiren çal flmalardaki kadro, rahatl kla ideolojik ve örgütsel yan önemsemeyerek bir tarafa b rakmas na, tamamen bir meslek kadrosu gibi, sistemdeki bireysel yaflam için çal flan bir insana dönüflebiliyor. Bu anlay fl n bir sonucu olarak partiden tümüyle koparak, partiden istifa ediyorum, meslek kadrosu olaca m diyenler ç kabiliyor. Ben bas n kadrosu, sanat kadrosu vb olaca m diyenler ve bu anlay fla öncülük ederek partisizli i, örgütsüzlü ü, bireycili i bize dayatmaya çal flanlar var. Halbuki Kürdistan da partileflme olmadan toplumsall k ve baflar yaflanamaz. Bir de er yarat lamaz ve yaflam kazan lamaz, her fley kaybedilir. Partisiz bir yaprak dahi k p rdamaz. Bu anlay fllar elefltiri ve özelefltiri silah n n yerinde ve zaman nda, do ru ve yetkin kullan lmamas n n veya hiç kullan lmamas n n bir sonucu olarak gelifliyor. Bizi sistem içine çekiyor, sistemle birlefltirip onun bünyesine koflturuyor. Kesinlikle kabul edilmemesi, mücadele edilerek saflar m zdan temizlenmesi gerekiyor. Kapitalist modernitenin bireysel yaflam felsefesini dayatanlar var SERXWEBÛN Aral k 2008 Orta yolculuktan kayna n alan bireycilik, kendine görelik ve bencillik ve bunlardan beslenen ideolojik ve örgütsel mücadelenin elefltiri ve özelefltiri silah n n kullan lmad veya yetkin kullan lmamas sonucu saflar - m zda ortaya ç kan tehlikeli, bizi geriye çeken, bize kaybettiren, düflman n inkar ve imha siyasetinde srarl davranmas n sa layan baz anlay fllar var. Bunlar n mutlaka Önderli in son savunmas, PKK 10. Kongre gerçe i ile karfl lan p, giderilmesi gerekiyor. PKK ortam nda PKK ve halk n imkanlar ile bireysel yaflam n, ahbap çavufllar n n yaflam n gözetmek, düzenlemek, komün yaflam n lafta dillendirip ama bu yaflam yaflamamak, toplumsall k yerine bireycili i dayatmak, kapitalist modernist sistemin kiflili ini üslubunu, yaflam n, felsefesini, kültürünü ve ahlak n partiye dayatmak, isteyen, teflvik eden anlay fllar var. Bu, sistemi parti içine tafl mak ve partiyle savaflmakt r. Bu, y k c l k ve bozgunculuktur. Partinin karar ve talimatlar n kendine göre yorumlayan veya öyle yaklaflan ya da sadece benimsedi ini uygulayan, benimsemedi- ini uygulamayan, partinin düzeltici, gelifltirici çabalar n bofla ç karan, baflar ya gidiflin önünü engelleyen ve buna ses ç karmay p bu suça ortak olanlar var. PKK de militan olmak, karar ve talimatlar zaman nda eksiksiz uygulamak, bunun için bütün bilincini, yüre ini ayakland rmay ve bu temelde pratiklefltirmeyi gerektirir. Tersi suçtur, hiçbir gerekçeyle izah edilemez, af edilemez. Örgütselli i ifade eden toplant lar önemsememe, rapor sunmama, kararlar yerine getirmeme, kendine göre yaklaflma tasfiyecili i ifade eder. Baz lar neden parti, yönetimi çok müdahale ediyor, biz biliyoruz, bize b rak lmas gerekiyor, sadece baz genel fleylerde müdahale olabilir diyor. Bunu dillendirenler bireycilikte, kendine görelikte, orta yolculukta direnenlerdir. PKK nin böyle bir özgürlük anlay fl n n olmad biliniyor. Hiçbir PKK militan n n bunu kabul etmeyece i aç kt r. Çünkü bu partiye örgütsüzlü ü ve baflar s zl dayatmad r. Baz lar PKK nin kabul etti i kifliyi veya kurumu kabul etmiyor, onunla çal flm yor, bunu partiye dayatarak kabul ettirmek istiyor. Bunun PKK taraf ndan kabul edilmeyece i çok aç kt r. PKK militan olmak, PKK nin kabul etti i, saflar nda tuttu u her kifliyle ve her kurumuyla çal flmak demektir. Bunu reddetmek, PKK yi reddetmek, PKK yle çal flmay reddetmek demektir. PKK yi reddetmesine ra men kendini do ru, hakl gördü ü gafletini yaflamaktad r. Neden dayatmas kabul edilmiyor diye de, tepkisini çal flmaya yans tmakta, bozgunculuk yapmakta ve bu tarzla sonuç almak istemektedir. Bu, PKK ile savafl ve PKK nin reddidir. Sürekli didiflmeyi, dedikoduyu, teflhiri gelifltirerek or-

35 Aral k 2008 SERXWEBÛN 33 tam çekilmez hale getirmekte, çal flmay sabote etmektedirler. Bunu her ortamda yapmakta sak nca görmemektedirler. Hiçbir düflman gücünün vermedi i zararlar vermekte, hem de bunu PKK lilik ad na yapmaktad rlar. Çal flmayan ve sadece tüketenler var bu PKK ahlak ile ba daflmaz PKK militan olmak PKK nin hedeflerini gerçeklefltirmek için çal flmak, ihtiyaçlar n sürekli tespit edip gidermek demektir. PKK nin tarz n temposunu ve üslubunu esas almak gerekir. Amir veya memurluk bu hareketin gerçekli i ile terstir. Hatta baz lar bunun da gerisinde bir çal flma içindedirler. Gününü nas l dolduracak diye hesap yapanlar var. Zaman n n ço unu bofl, kahve veya benzeri yerlerde geçirenler var. Çal flmayan, üretmeyen, az çal flan, tüketenler var. Bunun PKK ahlak ile ba daflmad, ahlaks zl k oldu u bilinmelidir. Yeniden çal flma ahlak m z n esas al nmas gerekti i, ancak bununla PKK militan olunaca- bilinmek durumundad r. PKK nin çal flma ahlak nda i ne ucu ile kuyu kaz p su ç karmak, bu suyu yerli yerinde kullanarak yaflam kazanmak, yaflam yüceltip güzellefltirmek esast r. Bireycili i, kendine göreli i, bencilli i ve bununla da sistemi yaflayan, ona özenti duyanlar n çokça dillendirdikleri ve dayatmaya çal flt klar kadroya de er verilmiyor, istemleri karfl lanm yor, sorunlar çözülmüyor, de iflim olmuyor ve olaca- na da inanm yorum yaklafl m var. Bunlar, bireysel istemleri karfl lanmad için kadroya de er verilmiyor diyorlar. Bir PKK kadrosunun bireysel istemi olamaz. Onun istemleri halk n ve örgütün istemleridir. Böyleleri bireysel sorunlar n, örgütte sorunlar varm fl gibi gösteriyor, gerçekliklerinin anlafl lmamas için bu üslubu kullan yorlar. PKK hiçbir bireyin özellikle de PKK militan n bireysel amaçlar n, yaflam n, sorunlar n, ihtiyaçlar n gidermek için kurulmad. Kürdistan halk - n n ve insanl n demokrasi, özgürlük, eflitlik, adalet ve bar fl sorunlar - n gidermek, ihtiyaç ve özlemlerini karfl lamak için kuruldu. PKK ye gelen de bu amaçlar gerçeklefltirmek için geliyor. PKK yi de bu tarzda kabul ediyor. Baflka türlü PKK yi anlamak, yaklaflmak yanl flt r. Baz lar nda afl r duygusall k yaflan yor. Bu iyi bir fleymifl gibi anlafl l yor ve dillendiriliyor. Arkadafl duygusald r denerek yüceltiliyor, elefltirilmesi önlenmek isteniyor. Duygusall k zay fl, çözümsüzlü ü, köleli i ifade ediyor. Bunun iyi bir taraf yoktur. Yoldafl na sayg, sevgi, ba l l k onu duygusall ktan ç karmakt r. PKK nin güçlenmesi, baflar s militanlar n n çözüm gücü olmas ndan geçiyor. Militanlar n da özgürlük bilincinin s n rs z geliflmesinden geçiyor. Hiç kimse PKK ortam nda yoldafl n güçsüzlük, çözümsüzlük içinde tutamaz. Ortam m zda maddiyatç kültürün oldukça geliflmifl oldu unu, maneviyatç kültürün zay flam fl oldu unu, bunun da kapitalist modernist kültür anlay - fl ndan kaynakland n biliyoruz, görüyoruz. Önder Apo daima manevi kültürü esas alm flt r. Çünkü insanl - n gerçe ini, özünü, amaçlar n bu kültür temsil ediyor ve yaflat yor. Maddi kültürü esas almak insanl n özünden uzaklaflmak, kirlenmek demektir. Nerede maddi kültür esas al nm flsa orada insanl n kirlenmesi geliflmifl, özgürlük, eflitlik aray fllar bafllam flt r. Tarihteki tüm özgürlük, eflitlik, adalet ve baz aray fllar bunun sonucunda ortaya ç km flt r. Maddiyatç anlay fl salt para olarak görülmemelidir. Maddiyatç l k, her fleyi haz r ve hem de istedi i gibi haz r olmas n istemektir ortam m zda bu anlay fl n güçlü oldu unu görüyoruz. stedi i gibi, istedi i haz r verilmezse olmaz felsefesine baflvuruldu unu çokça görüyoruz. Oysaki önder Apo felsefesinde olmaz diye bir fley yoktur, yoksa yaratmak, azsa ço- altmak, varsa da olana anlam vermek esast r. htiyaç duyulan kendinde yaratarak gelifltirmek, yarat c l nda yine kendini yaratmak esast r. Gelifltirici ve baflar ya götüren budur. Görsel, iflitsel, yaz msal bas n izlememek, izletmemek, yaz nsal olan her yere ulaflt rmamak, bas n n güçlendirip etkili k lmamak, hareketin gündemini böylece takip etmemek, propaganda, ajitasyonu güçlü yürütmemek, taban n geniflletmemek, örgütsel geliflmeyi yaratmamak, ideolojik ve örgütsel mücadeleye kat lmamak, sadece bunu bas n-yay n alan ndaki kadro ve çal flanlar n görevi olarak görmek, görevi ve sorumlulu- u bu konuda yerine getirmemek var. Kendini de buna ra men PKK militan olarak görmek var. PKK militan olmak kendini dar sorumluluk alan - na hapsetmemek, genele karfl sorumluluk duymak, onun bir parças ve tamamlay c s olarak görmek, görev ve sorumluluklar n bu temelde yerine getirmeyi gerektirir. Ama baz kadro ve kurumlar m zda sadece içinde yer ald örgütü, kurumu, komiteyi, çal flmay düflünme, onun d - fl ndakini görmeme, ciddiye almama, sorumluluk duymama, kendini onlardan koparma var. Böylece çal fl p sonuç alaca n sanma var. Bu bir gafletin yaflanmas d r. Böyle baflar l olunamayaca n n, bunun bireycilik, bencillik ve kendine görelik oldu unun anlafl lmas gerekiyor. PKK lilik ruh ve düflünce birliktenli i demektir PKK lilik duygu, düflünce, ruh ve tarz birli ini gerektirir. Bunu esas almayanlarda bireycilik, kurumculuk vb anlay fllar yaflan r. Bu ise bize baflar y de il, baflar s zl yaflat r, yaflat yor da. Bu mülkiyetçilik anlay fl - n n, kapitalist modernist sistemin kiflili i, düflüncesi, duygusu, ruhu, kültürünün hortlat lmas d r. Baz örgüt ve kadrolar m zda Apocu bak fl aç s n n kaybedilmesi, onun yerine nerede yafl yorsa oran n bak fl aç s n esas alma, tüm olaylara ve olgulara bu bak fl aç s yla yaklaflma var. Bu sistemin mant na göre sistemi yaflamad r. Partiye de bunu dayatmad r. Bu bak fl aç s na kayanlarda sistem ile PKK yi idare etme, ikisini memnun etme ve giderek sistemi tümden esas alma yaklafl m oldu unu görüyoruz.

36 34 PKK daha ç k flta sistem ile çeliflki içinde oldu ve sistemi reddetti Çözümü ABD de, AB de, iflbirlikçi hain Kürtlerde, sömürgecilerde gören, bunu esas alan bir yaklafl m da söz konusudur. Bas n-yay n örgütleri, ayd n, yazar ve baz siyasi güçlerin, kiflilerinin etkisinde kald klar na, onlar esas ald klar na, onlar n a z yla parti ve mücadelesini de erlendirdiklerine tan k oluyoruz. Herkes bize düflman, böyle sonuç alam yoruz, herkes nas l yafl yor ve mücadele ediyorsa biz de onlar esas alal m diyerek, farkl l - m z, sistem d fl l m z terk ederek sistemi esas almam z istemekte ve dayatmaktad rlar. Halbuki biz daha ç - k flta sistem ile çeliflki içinde do duk, sistemi reddettik, kendi sistemimizi gelifltirerek bu güne geldik. Biz de herkes gibi yapsayd k bu güne gelemez, bu de erleri yaratmazd k. Biz hiçbir zaman d flar da çözüm aramad k, kendimize güvendik, dayand k, kendimizi dinledik, kendi gündemimize ve amaçlar m za ba l kalarak yaflad k, mücadele ettik. Bu zordur ama onurlu bir yoldur. Yaflam tarz d r, bunun ne kadar do ru oldu u da ortaya ç km flt r. Yanl fl elefltirmek ama do ruyu kavramamak, sonuç almak için gerekti i yerde ve zamanda tutum, uygulama gelifltirmeme hastal n aflmak gerekiyor. Bu, yönetim veya kadrolar - m zda yaflanan ciddi bir durumdur. Bize en çok kaybettiren yaklafl mlardan birisidir. Nas l ki elefltirmemek bize kaybettiriyorsa, sadece elefltirmek ama onu gidermemek, orada geliflmeyi ve baflar y ortaya ç karmamak da ayn sonuçlara yol açmaktad r. PKK lilik söz ve eylemi birlefltirmek, ikisini bir arada yürütmektir, çözümleyiciliktir, sonuç almakt r. Sonuca götürmeyen hiçbir de erlendirme ve karar n de eri yoktur. Yanl fl, çirkini elefltirmek, gidermek için srarl bir çaban n sahibi olmamak, çeflitli bahanelere s - narak, buna ihtiyaç duyarak geri çekilmek, sessiz kalmak, istifa etmek, bunu bir çözüm olarak görmek, PKK militanl yla ba daflmaz, terstir. Bunu yapan dedi ini laf olsun diye söylüyor, özünde bunlar yanl fl ve çirkin olarak görmüyor, onun için gidermek istemiyor ya da gerçekten yanl flt r, çirkindir dedi ini gidermeyi görevi olarak kabul etmiyor. Onun için de bunlar gidermek için yeterli çaba göstermeyi gerekli görmüyor, bahane yaratmaya ihtiyaç duyuyor. Her iki durumda da aldatma, dürüst davranmama, partiyi yanl fla, çirkine teslim etme vard r, suç iflleme vard r. PKK militanl nda bahanelere ihtiyaç duymama, aldatmama, ikiyüzlü davranmama, partiye ve yoldafll a son derece aç k olma, görev sorumlulu unu kutsal görüp gereklerini yerine getirme vard r. Bahaneye ihtiyaç duyma, aldatma, ikiyüzlülük güçsüzlü ün, çözümsüzlü ün ifadesidir. Bu kültür egemenlerin iktidar n sürdürmek için halk n, ezilenlerin köle yaflamas için verdikleri bir kültürdür. Bunun PKK kültürü, ahlak, kiflili i ile hiçbir ilgisi yoktur, egemenlerin verdi i kültürün parti ortam nda sürdürülmesidir. Yine baz örgüt ve kadrolar m zda parti bizi unuttu, görmüyor, de er vermiyor, bir kenara itti, ne yapsak bofltur, onun için bofl ver anlay fl var. Çözüm gücü olan birinin unutulmayaca, bir kenara itilemeyece i, çözüm gücü olmayan n ancak kendini bu duruma düflürece i aç kt r. Çözüm gücü olan n de il unutulmas, yaflad klar yetersizliklerin bile görmemezlikten gelindi i bilinmektedir. Herkesin böylesi kadrolarla birleflti i, güç al p verdi i, sürekli onlarla olmak istedi i böylesi bir kadronun baflka bir alana verilmek istendi inde giderse buras çöker denildi ini de biliyoruz. PKK de biri kendini kenara çekmezse hiç kimsenin onu itmeyece i, PKK li olman n da sürekli kendini çözüm gücü olarak tutmak, bunda derinleflmek oldu u gerçe i unutulmamal d r. Baz yönetim, yöneticiler de partinin karar ve talimatlar n kadroya kavrataca na, kadroyu bu temelde harekete geçirece ine, buna gelmeyenlerle mücadele edece ine, parti böyle istiyor ama ben istemiyorum. Parti istiyor deyip görevini yerine getirme yerine, kadroyu partiye, parti yönetimine yöneltiyor. Güya kimseyle SERXWEBÛN Aral k 2008 aras n bozmamaya, tepkileri üslenmemeye, karar ve talimatlar pratiklefltirmeyip, partiyi bofla ç karmaya çal fl yor. Partinin böyle bir yönetiminin, yöneticisinin olamayaca aç kt r. PKK de yönetim olmak her türlü parti d fl l kla, sorumsuzlukla, keyfiyetçilikle mücadele etmek, parti çizgisini egemen k lmak, tüm kadroyu, çal flan çizgide yaflatmak ve partilefltirmektir. Ucuz, kestirme, emeksiz ve baflar y yaratmayan, partiyi, kadroyu her türlü parti d fl anlay flla yaflatan bir yönetim anlay fl olamaz. Bu partiye karfl bir savaflt r, düflman için çal flmakt r. Hiçbir PKK yönetimi ve kadrosu kolay, rahat, ucuz yoldan sonuç almay, haz ra konmay, riskten, tehlikeden uzak bir devrimcili i önüne koyamaz. Ama bunu esas alanlar n oldu- unu görüyoruz. Nerede risk, tehlike, zorluk, olanaks zl k varsa oradan kaç p, zorluklar n olmad, olanaklar n oldu u, risk ve tehlikelerin yaflanmad alanlara, görevlere koflanlar n oldu unu görüyoruz, biliyoruz. htiyac gidermeyen bir örgüt biçimseldir yüktür zarar verir Kendisinin yaflamak istemedi ini yoldafl na lay k görme var. Halbuki PKK liklik kendine lay k görmedi ini yoldafl na lay k görmeme, her türlü zorlu u, olanaks zl, riski ve tehlikeyi öncelikle üslenme ve yoldafl na bunu yaflatmamad r. Önder Apo ve PKK gerçe inde zorluklarla, olanaks zl klarla, tehlikelerle mücadele ederek, bunlar kazanman n gerekçesi yapma söz konusudur. Arzulad ortam, olanaklar yaratma, mücadeleyi bu temelde büyütme, kimsenin hiçbir beklentisini karfl lamayaca n bilerek her türlü ihtiyac m z bizzat mücadele ile elde etme söz konusudur. Zorluklar n olmad, olanaklar n oldu u tehlikeden uzak bir devrimcili- in PKK den kopma, sistem s n rlar nda bir devrimcili e soyunma, bunun da devrimcilikten vazgeçme oldu unu bilmek gerekiyor. Örgütler kurma ama ifllevsel k lmama, halkta umut ve güven yarat p

37 Aral k 2008 SERXWEBÛN 35 sonra bunu bofla ç karma, düflman harekete geçirip, sald rgan ve baflar - l k lmad r. Örgüt bir ihtiyac gidermek için gelifltirilir ve buna hizmet eder. htiyac gidermeyen bir örgüt biçimseldir, yüktür, zarar verir. Mutlaka kurdu umuz örgütleri amaçlar - na uygun, ifllevsel k lmak gerekir. Halk n beklenti ve umutlar n bofla ç karmamak, örgüte olan güvenini sarsmamak, düflmana hizmet etmemek gerekir. fllevsel olmayan örgütler ya amac na göre kurulmam flt r ya da kadro iflletmek için ciddi bir çaba sergilememektedir. Amaca uygun de- ilse amaca uygun hale getirmek, çabalar yetersizse yeterli hale getirmek gerekir. Tüm örgütlerimizin parti ve halka dayanmas, gücünü oradan almas gerekiyor. Partinin zihniyet ve tarz na, halk n gücüne dayanmayan hiçbir örgütün ifllevsel olmas düflünülemez. Örgütlerimizde yaflanan bu uzaklaflma ve kopman n giderilmesi, amaçlar na uygun hale getirilmesi ve ifller k l nmas gerekiyor. Baz kadrolar m z biz kadroyuz, yard m toplayamay z, parti tüm ihtiyaçlar m z karfl lamal d r, nereden ve nas l buluyorsa bulsun diyor. Bu toplumdan kopman n, orta s n fa ad m atman n ifadesi oluyor. Biz toplumsall a dayanan, gücünü buradan alan bir hareket ve onun mensuplar y z. Herhangi bir flirket, tekel de iliz, maddi ihtiyaçlar m z da bu mant kla çözemeyiz. Bu mant k kapitalist modernitenin sistemin mant - d r. Onun etkisine girme vard r. PKK de egemenlerin de il ezilen halk n ç karlar temsil edilir Üzerinde durulmas gereken önemli bir tehlikeli anlay fl da Parti içinde siyaset yapanlar var, bundan sonra ben de yapaca m anlay fl d r. En çok bunu dillendirenler bu anlay fla sahip olanlard r. Herkesi de buna çekmeye çal fl yorlar. PKK siyaset yapma yeridir. PKK ye kat lan herkes siyaset yapmak için kat l yor. PKK de egemenlerin siyaset anlay fl de il, alt toplumun, halk n, ezilenlerin ç kar n temsil eden siyaset anlay fl yap l yor. Bu siyaset ideolojiye ve ahlaka dayal bir siyasettir. Önder Apo siyaseti egemenlerin elinden al p halka, ezilenlerin eline vermifl, halk ve ezilenleri siyasete kavuflturmufltur. Siyasete yeni bir içerik kazand rm flt r. Demokratik siyaset anlay fl n gelifltirmifltir. Siyaset yap l yor, bundan sonra ben de yapaca m diyenler, PKK nin siyaset anlay fl na karfl egemenlerin siyaset anlay fl n gelifltirmek isteyenlerdir. PKK nin siyaset anlay fl ndan zarar görenlerdir. Bu, gerçekliklerini gizlemek ve PKK deki siyaset anlay fl n karalamak, PKK militanlar n siyasetten so utmak, siyaset yapamaz duruma düflürmek ve kendini, siyaset anlay fl n ortama dayatmak, PKK de egemenlerin kirli siyaset anlay fl n egemen k lmak istemektir. Herkes de biliyor ki Kürt halk, PKK ile siyasetle tan flm fl ve kendi ad na siyaset yapmaya bafllam flt r. Böylesi bir ortamda siyaset yap l yor, bende yapaca- m demek, PKK ye hakarettir, PKK yi baflka türlü yans tmakt r, bir yerlere çekmeyi amaçlamakt r. Ama bu boflunad r, PKK de egemenlerin siyaset anlay fl na yer yoktur. Hiç kimsenin gücü PKK yi böylesi bir siyasete çekmeye yetmeyecektir. PKK ortam nda olup da PKK yi yaflamayan, hiçbir çal flma yürütmeyen, de er yaratmayan, sorumluluk tafl mayan, parti ve halk n olanaklar üzerinde yaflamak isteyenler bunu dillendirmektedir. 10. Kongre ile bu anlay fllar n tümüne darbe vurulmufl, PKK çizgisi partiye egemen k l nm flt r. Önemle üzerinde durulmas gereken bir anlay fl da örgütsel çal flmalar n internet ve telefon üzerinden yürütülmesidir. Bu ifl yapmak, erken sonuç almak ve bunun sonucu olarak kolaya kaçmaktan da öte bir durumu, sorumsuzlu u, düflmana çal flmay, kendine zarar vermeyi ifade ediyor. Bu kadar sald r alt nda, uluslararas, bölgesel ve sömürgeci güçlerin inkar ve imhaya çal flt bir hareketin kadrolar, yönetimleri olarak böylesi bir çal flma tarz içinde olunacak ve bu normal görülecektir. Bu düflmana imha etmesi için ne gerekiyorsa sunmak, bütün emeklerini bofla ç karmak ve kendini imhaya yat rmakt r. Bütün yakalanma, tutuklanma, yarg lanma ve cezalara çarpt rma hatta fiziki imhalar n internet ve telefon bilgilerine dayand r larak gerçeklefltirildi ini bilmeyen yoktur. Ama buna ra men örgütsel çal flmalar n srarla internet ve telefonlar üzerinden yürütüldü ü, bütün tart flmalar n, kararlar n, talimatlar n, raporlar n, randevular n vb internet ve telefonlar üzerinden yürütüldü ü bir gerçektir. nsan bu kadar kendini imhaya yat ramaz, imha edilmesi için cellatlar na her türlü kolayl sa layamaz. Art k bu gafletten, ihanetten bir an önce ç kmak gerekti i aç kt r. Israrla sürdürenlerden art k kuflkulanmak ve buna göre önlem gelifltirmek gerekir. Önderlik gerçe inden, PKK ve PKK militan ölçülerinden, halktan uzaklaflmak, kopmak bize tüm kazand klar m z kaybettirir. Bizi yok eder, sis-

38 36 SERXWEBÛN Aral k 2008 temin köleleri durumuna düflürür. Uzaklaflma ve yer yer kopma sonucunda sorunlar, tahribatlar, kay plar ve baflar s zl klar PKK 10. Kongre gerçekli i ile çok net bir biçimde ortaya konmufltur. Kapitalist modernist sisteme yem olmamam z, demokratik konfederal sisteme, onun demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplumu yaratmak için toplumda ve kiflili imizde kapitalist modernist sistemi çözümlememiz, etkileri ile mücadele edip aflmam z gerekiyor. Günlük olarak ideolojik, örgütsel, kültürel, ahlaki, yaflamsal mücadeleyi vermemiz, bunu sürekli derinlefltirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde baflar l olunamayaca bilinmelidir. Kapitalist modernite bireyin tarihle ba n kesip bilincini karart yor Kapitalist modernitenin ideoloji ve kültüründen bilim ve teknik kullan - larak toplumlar, insanlar çok güçlü bir flekilde etkileniyor. Bu ideoloji ve kültür toplumsall da t p, insanlarda bireyselli i en uç noktaya kadar gelifltiriyor. Tarihle ba n kesip, bilincini karart yor, düflünemez duruma getiriyor, sürülefltirip kolay yönetmeyi gelifltiriyor. Bu ideoloji ve kültürden baflka bir ideoloji ve kültürün art k olamayaca n güçlü propaganda ediyor. PKK militanlar n n bu ideoloji ve kültürle mücadele etmesi, kendi ideoloji ve kültürlerini topluma ve her bireye vermesi kavratmas gerekiyor. Sistem bu gün bas n ve kültür kurumlar ile ideoloji ve kültürünü yaymaktad r. Tüm toplumlar ve insanlar kendi yaflam na çekmektedir. Bunun karfl s nda PKK militanlar n n alternatif bas n ve kültür kurumlar n gelifltirerek, bu kurumlarda alternatif yaflam, PKK nin yaflam anlay fl n gelifltirmeleri gerekir. En büyük savafl ve gerçek savafl burada verip kazanmalar gerekir. Bu savafl vermemek, verip de kazanmamak kesinlikle kaybetmektir. Kapitalist modernitenin bir zihniyeti buna dayal, kiflili i, üslubu, yaflam, ahlak, kültürü, giyimi, estetik anlay fl vard r. Bizim demokratik sosyalizm çizgimizin de zihniyeti, kiflili i, üslubu, estetik anlay fl, yaflam, kültürü ve ahlak vard r. PKK militanlar kapitalist moderniteyi veya etkilerini yaflayamazlar. Buna özenti duyamazlar. Özgürleflmeyi küçük burjuval k veya burjuval k olarak anlayanlar, sadece feodalizme karfl olmak olarak anlayamazlar. Halktan, ezilenlerden do al toplumun demokratik komünal de erlerinden, özgürlük, eflitlik, demokrasi için verilen mücadelelerin ortaya ç kard de erlerden kopma, bunlar küçümseme olarak anlayamazlar. Ama baz kurum ve kadrolar m zda bunun böyle anlafl ld, yaflanmaya çal fl ld n görüyoruz. Kapitalist modernite ile mücadele, ideolojik ve örgütsel duruflumuzun, varl m z n esas d r. Bütün ideolojik ve örgütsel mücadelenin, bu temelde elefltiri ve özelefltirilerin bu gerçeklik üzerinden gelifltirilip derinlefltirilmesi gerekiyor. Kapitalist modernitenin yaflam na özenti duyulmaktad r En çok da Avrupa ve Türkiye de yaflayan, mücadele eden kadrolar m z n bu mücadeleyi sürekli gelifltirmeleri gerekiyor. Çünkü sistem en çok buralarda etkili oluyor. Sistem içinde yaflamak, ona karfl mücadele edip aflmak en zor, ama en baflar lmas gereken bir görev olmaktad r. Aksi takdirde etkisinden ve sonuçta yem olmaktan kurtulunamaz. Nitekim etkisine giren, özenti duyan, yaflayanlar. hatta buna teflvik edenler var. Bundan kopmadan, buna öfke duymadan, bu afl lmadan komünal demokratik yaflam, kültür, ahlak, toplum, birey gelifltirilemez. Bu gün baz kadrolarda kapitalist moderniteden etkilenme oldu una ve yaflam na özenti duyuldu una tan k oluyoruz. Bu giyimde, üslupta, yaflamda çok net gözükebiliyor. Elefltirildi inde neden bu kadar bize kar - fl l yor, önemseniyor, önemli olan özdür deniyor. Aç kça bir gaflet yaflan - yor, parti aldat lmaya çal fl l yor. Öz baflka, biçim baflka olamaz, olunca bu bir kifliliksizli i, kimliksizli i ifade eder. Kald ki biçim, özü ifade eder, onun d fla vurumudur. Öz demokratik komünal, biçim de kapitalist moderniteyi ifade edemez. Kapitalist modernite biçimi esas al r, buna önem verir, buna uygun bir öz yaratmaya çal fl r. Çünkü mant nda her fley azami kâr amaçl d r. Her fley almak ve satmak içindir. Bunun için de ambalaja önem verir. Yaratt toplum, gösteri toplumudur, aldatmaya dayal d r. Biçim önemli de il demek özü sapt rmak içindir, çürümeyi, yozlaflmay gizliden gizliye kapitalist moderniteyi yaflamay gizlemek ve bunun anlafl lmas n n da önünü almak içindir. PKK militanlar n n bunu anlamas gerekiyor. Önderlik kendini süslemenin, kendini pazarlamaya yönelik oldu unu belirtir, bunun estetikle alakas n n olmad n da vurgular. PKK nin estetik anlay fl anlam gücünü gelifltirmek ve derinlefltirmektir. Özgür bir kiflilik ve yaflam mücadelesi, bunun gücünü kendinde yaratmakt r. Kendinde toplumsall, toplumsall kta kendini yaratmakt r. nsanl demokratik, özgür, eflit de erleri ile büyütmektir. Estetik ad na kendini süsleyip sat fla ç - karmak, kiflili ini, iradesini, kimli ini, ruhunu kaybetmektir. PKK kadrolar - n n komünal demokratik kültürü, ahlak ve yaflam esas almalar, bunu yaflamalar ve gelifltirmeleri gerekiyor. PKK li olmak demek temiz, çekici, etkileyici, kabul edici olmak, özgür yaflam ve bu temelde toplum ve bireyi gelifltirmek, herkesin birleflti i kendine örnek ald, güç ald, sevdi i ve vazgeçilemez biri haline gelmek demektir. Kapitalist moderniteye özenti duymak, yaflamak güçsüzleflmek, kaybetmek ve sisteme köle olmakt r. Parti ve halktan uzaklaflan ve kopanlarda özellikle bu süslenme ortaya ç k - yor. Sadece bayanlarda de il, erkeklerde de yaflan yor. Partiyle ve halkla birleflmeden, kendini parti ve halka adamadan bu yozlaflmadan ç k lamaz. Parti ve halktan kopman n nedeni, sistemin ideolojik ve kültürel bombard man d r. Bu bombard mana karfl kadronun anlam gücündeki yetersizli i zay fl d r. Dayanmak, etki-

39 Aral k 2008 SERXWEBÛN 37 lenmemek, aflmak için yetkin anlam gücüne sahip olmak, bunda sürekli derinleflmeyi yaflamak gerekiyor. Bu gücü yaratmayan kadroda savrulman n yafland n, halk n da bu tip kadroyu tasvip etmeyip, elefltirdi ini biliyoruz. Halk n elefltiri ve istemleri yerindedir. PKK kiflili ini, yaflam ölçülerini, ahlak n, kültürünü görmedi i kadroyu elefltirip uyarmaya devam etmelidir. Buna ra men srar edenleri de kadro olarak görmemeli, tav r almal d r. Halk m z n PKK kadrosuna her fleyini verdi ini çok iyi biliyoruz. Sürekli PKK kadrosunu yan nda görmek istedi ini de biliyoruz. Kapitalist modernite yaflam bir hayvanat bahçesine dönüfltürmüfltür Kapitalist modernitenin yaratt toplum, gösteri toplumu, yaratt insanda seyirlik bir insan tipidir. Yaflam bir hayvanat bahçesine dönüfltürmüfltür. Gerçek yaflam yerine taklidi geçirmifltir. Biçim özü silip süpürmüfl, böylece bir sürü toplumu yarat lm flt r. Tüketim toplumuyla her fleyi yiyip, geride çöp da lar b rakan bir yarat k ortaya ç kar lm flt r. Seks, sanat ve spor endüstrisi ile bu derinlefltirip pekifltirilmifltir Kapitalist modernitenin yaratt toplum, gösteri toplumu, yaratt insan da seyirlik bir insan tipidir. Yaflam bir hayvanat bahçesine dönüfltürmüfltür. Gerçek yaflam yerine taklidi geçirmifltir. Biçim özü silip süpürmüfl, böylece bir sürü toplumu yarat lm flt r. Tüketim toplumuyla her fleyi yiyip, geride çöp da lar b rakan bir yarat k ortaya ç kar lm flt r. Seks, sanat ve spor endüstrisi ile bu derinlefltirip pekifltirilmifltir. nsanl n özünü, ruhu kurutularak, felakete do ru sürüklenmifltir. Böyle bir sistemde tam bir izolasyon içerisinde yafl yoruz. Her gün de bunlar n bombard man alt nda bulunuyoruz ve böyle bir sistemin içerisinden de saflar m za her gün yeni insanlar gelmektedir ve bunlar sistemin etkilerini tafl maktad rlar. Onun içindir ki ideolojik ve örgütsel mücadelenin oldukça yetkin yürütülmesi daha yaflamsal olmaktad r. Yürütülmedi inde veya yetersiz yürütüldü ünde sistemin partide kendini örgütleyece i ve etkisine alaca, sisteme götürüp entegre edece i bilinmelidir. deolojik ve örgütsel mücadele ile sistemin etkileme çabalar n bofla ç - karmak, partileflmeyi gelifltirerek toplumsallaflmay gelifltirmek, öncülü ü güçlü tutmak, kadro ve yurtsever ölçülerde derinleflmeyi yaratmak, özgür yaflam, toplumu ve bireyi gelifltirmek gerekiyor. Her PKK militan n n kendini Önder Apo nun parti anlay fl ile örgütlemesi, partinin ve halk n ihtiyaçlar n giderme yönünde çabalar n süreklilefltirmesi, hedeflerine kilitlenip bunu gerçeklefltirmek için mücadele içinde olmas ve her flart alt nda hareketin süreklili ini sa lamas, baflar s d fl nda hiçbir fleyi kabul etmemesi gerekir. PKK lilik sürekli kendinde moral, inanç, görev, bilinç yaratmak, iradeyi sa lamlaflt rmak, bunu örgüt ve eyleme kavuflturmakt r. Her gün zihniyette devrim yapmak ve kendini çözüm gücü olarak gerçeklefltirmek, yenilmez k lmakt r. PKK militan Önderlik zihniyeti ve tarz n anlamak, bunu halka tafl mak, kavratmak, halk örgütleyip eyleme çekmek, halk n gücünü ortaya ç karmakt r. Mücadele karfl tlar n n politikalar n görüp bofla ç karmak, parti politikalar n n baflar s n sa lamakt r. Kurumlarda, militanlarda ortaya ç - kan zay fl klar, yanl fll klar, parti d fl anlay fllar aflmak, ancak Önderlik gerçe ine do ru kat lmakla mümkündür. Biz bir önderlik hareketiyiz ve Önderli imiz ise çözüm gücüdür. Bütün sorunlar n çözüm yöntemi Önder Apo nun zihniyeti ve tarz na do ru kat lmak ve bunda sürekli derinleflmeyi yaflamaktan geçiyor. Önder Apo da yakalanan çözüm evrenseldir. Kadro olarak çözüm gücü olman n yöntemi, Önderlik gerçe inde son derece netleflmifltir. Önemli olan bu gerçekli e bir münaf k gibi de il, bir ça dafl mümin gibi yaklaflmakt r. Büyük bir zihniyet ve vicdan devrimi gerçekleflmifltir Önderli i do ru anlamak ve uygulamak her fleyin çaresidir. nsanl n düflünsel gelifliminin zirvesi Önder Apo da somutlaflm flt r. Genelde hiyerarflik devletçi toplum özelde ise kapitalist modernizim Önder Apo taraf nda çözülüp afl lm flt r. Özellikle de son savunma tam bir düflünce patlamas d r, PKK militanlar na, Kürdistan halk na ve insanl a dünyan n en büyük özgürlük düflünce gücünün kazand r lmas d r. Salt bu düflünce gücü ile bile, bir çok sorunu çözmek, sonuç almak mümkündür. Önder Apo büyük bir zihniyet ve vicdan devrimini gelifltirmifltir. Kadroya düflen bunu bütünlüklü kavramak, gereklerini yerine getirmektir. Kendine göre yaklaflmamakt r. Yani paradigman n ideolojik, felsefi, siyasi, örgütsel, askeri, sosyal, kültürel, ahlaki, ekonomik ve kiflilik esaslar n do ru kavramak, bu temelde partileflme ve meflru savunma savafl n gelifltirmektir. deoloji, siyaset ve ahlak birlefltirerek Demokratik Konfederalizmi, demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü bir toplumu yaratmak için mücadeleyi yo unlaflt rmakt r. PKK nin 10. Kongresinin önüne hedef olarak koydu u Önder Apo yu özgürlefltirmek, Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü gerçeklefltirmektir. Hedef olarak önümüze koydu umuz özgür yaflam ve bu temelde özgür birey ve toplumu yaratma mücadelesinde sürekli bir geliflmeyi yaflamakt r. Bunu baflarman n yolu son savunma ve PKK 10. Kongre ruhu ile zihniyet ve tarz m z yetkinlefltirmekten geçiyor. PKK militanl ancak Önder Apo, PKK, flehitler gerçe i ve halkla birleflilirse Önder Apo nun zihniyet ve tarz temelinde partileflme yaflan rsa, bu halka tafl r l p mal edilirse, halk örgütlendirilir ve demokratik konfederalizm gelifltirilirse, PKK militanl, kimlik ve onuru kazan labilir.

40 38 SERXWEBÛN Aral k 2008 Abdullah Öcalan Türkiye ki Yol A z nda Önümüzdeki süreçte Ortado u'da iki yol var. Birincisi Türkiye'nin de içinde yer alaca ran Suriye ve beflli fianghay zirvesi. fianghay örgütüyle yeni bir siyasi bloku, yani Avrasya seçene i. kincisi srail çizgisi. srail-kürtler-abd ve di erleri. Türkiye tercihini bu seçeneklerden birinden yana yapmak zorundad r. PKK de kendi durumlar na göre tercihini yapar. Türkiye hangi blokta yer al rsa Kürtler, PKK de di er blokta yer al r Talabani nin olumsuz bir tav r göstermemesi yetmez. Bar fla, demokratik çözüme katk sunmal d r. Sosyalist Enternasyonal de baflkan yard mc s d r. Avrupa, Amerika nezdinde demokratik çözüm için çaba göstermeli, bu konuda etkin olmal - d r. Bu, hem kendilerinin, hem Türkiye nin hem de Amerika n n yarar - nad r, kendilerini de rahatlat r. Mevcut durum, çözümsüzlük, kimseye yarar getirmez. Bunu Barzani için de söylüyorum. Bu görüfllerim tekrar bir mektup halinde gönderilebilir. Adalet Bakan n n aç klamas n n ancak haber bafll klar n alabildim, Radyo dan Hürriyet Gazetesi nin manfletinden duydum. Evet, do ru, bir inflaat var. Tabii ki silahlar b rak l r, çözüm geliflirse her fley olur. Silah b rakma meselesi de il, çözüm diyorum, diyalog diyorum. Onlar nki bir flantaj. Murat Yetkin de hükümet ve ordunun iflbirli i yapt n söylüyor yani. Kürtler zaten kuflat lm fl durumda. Bundan daha fazlas olmaz. Tabii Kürtler siyaseten de daha iyi durumdalar. Birand n önerileri var. Ahmet Altan n yaz lar n takip ediyorum. Derinli ine takip etmeye çal fl yorum onlar. Ama sorun daha karmafl k. Tabii bir Kürt-Türk çat flmas tehlikesi var. Ayd nlar da anlayam yor. Selim Çürükkaya n n bunlar niçin söyledi ini biliyorum. Buradaki Ergenekon un tasfiyesi de benimle ilgilidir. Beni denetime alamay nca tasfiye edildiler. Selim Çürükkaya Ergenekon un filintas d r. Çürükkaya kardefllerin Yeflil ile ba lant lar vard. Bunlar Gladio. Selim Çürükkaya Türkiye de aran yor ama iadesi neden istenmiyor? Almanya da çok daha rahatlar ve güvendeler. Oysa Muzaffer Ayata Avrupa ya ç kt nda hiçbir suçu yoktu ama onu hemen tutuklad - lar. Neden, dürüst oldu u için. PKK 35 y ll k bir mücadele gelene ine sahip PKK nin 30. y ldönümü vesilesiyle flunlar belirtmek istiyorum: PKK asl nda 73 te bafllad, o zaman bir gruptu ama önemli bir gruptu. Bu nedenle PKK nin 30. de il 35 nci y l demek daha do ru olur. Ama tabi 78 de resmen kuruldu u için 30. y l deniyor döneminden az bahsedilir ama o dönem çok önemlidir. 78 e kadar befl y ll k grup deneyimimiz var. Reel Sosyalizmin etkisiyle klasik ulusal hareket durumundayd k ama o zamanlar, yanl fl buldu umuz ve elefltirdi imiz yanlar da vard. Biz 95 lere kadar klasik ulusal kurtuluflçu bir harekettik, aras nda bir aray fl m z vard. Roma dayken söyledi im çok önemli bir söz vard. Ben bu PKK den istifa ediyorum demifltim. Bu çok önemli bir sözdü. Bunu flunun için söyledik. Benim istedi im gerilla hareketi bu de ildi. Yani ben gerekirse mevcut gerillac - l ktan istifa edecektim. Bizim oluflturmak istedi imiz gerilla hareketi bu de- ildi. O zaman Parti kendi Kongresini de yap yordu. Bununla ba lant l olarak da bu sözü söyledim. Yozlaflma vard. 85 te ilk silahl mücadele ten itibaren 85 e gelindi inde o zaman yozlaflmalar bafllad. Tabii bunda KDP nin etkisi ne kadard, TSK nin etkisi ne kadard r bilemiyorum. Sonralar Hog r, Cemil vard, Muflluydu. Korucu, fleyler, zorla adam kaç rma, çoluk çocuk... Agit bunlar iyi tan yordu. Bunlar düzeltmek için geldi, ama kendisini vurdular. Hogir onlar bu yozlaflmalar yapt lar. Sonra fiemdin onlar bunlar derinlefltirdiler. Ben insanlarla ilkeler do rultusunda bir araya gelir, çal fl r m. Çal flma tarz m bu. Kimin ne oldu unu bilemem, çal flt kça süreç bunlar ortaya ç kar r. Mesela Duran Kalkan, Ben Siyasal Bilgiler deyken o da Ankara dayd. Olaylar n bafl ndan beri hareketin içinde Saimbeyli Türk bir arkadafl - m z, s rf bu nedenle ben onu ajan ilan edemem ki. Cemil Bay k, bafl ndan beri mücadelenin içinde. Mesela Cemil Bay k, ben Cemil Bay k la ilkeler do rultusunda çal flt m, bir araya geldim. Ama ben olmasayd m, Cemil Bay k k rk kez götürmüfllerdi. Bunlar böyle tuhaf insanlar. 85 lerde, o zaman bunlar neden böyle savafl yorlar, bu nas l gerillac - l k? Anlamaya çal fl yordum, bu durumu çok düflünüyordum, çözmeye çal - fl yordum bunlar. O zaman neden böyle davrand klar n anlayam yordum. Çok sonralar anlad m bunlar n neden böyle yapt klar n. O Dörtlü Çe-

41 Aral k 2008 SERXWEBÛN 39 te dedi imiz Kör Cemal, Metin, fiahin onlar büyük tahribatlar yaratt lar. Yozlaflt rd lar. Giden iyi kadrolar da öldürüyorlard. Mesela çok de erli bir arkadafl m z, Harun vard, Bingöl K - l yd. Yerlefltirdikleri bir bombayla bulundu u yerden 7-8 kifliyle havaya uçurdular. Harun gidince, onlar n yerini alacakt. Onlar görevlerinden al - nacaklard. Veli Küçük, PKK içindeki müttefiklerimiz diyordu. Bunlar n Türk Gladiosu yla iliflkileri var. Bunlar fiemdin i ne kadar etkilemifl, fiemdin in bunlarla ne kadar iliflkisi var, bilemiyorum. Bunlar smail ad nda çok temiz bir arkadafl öldürdüler. O da Muflluydu. Yine Mufllu Azime ad nda bir arkadafl m z öldürdüler. Bu flekilde onlarca kadromuzu öldürdüler. Aysel ad nda bir kad n vard, Çürükkaya n n efliydi. Rezil bir kad nd. H d r Yalç n n yan nda evin tek o lu olan birisi vard. Kod ad Cihan d onu da öldürdüler. Bunu yapan bir çete anlay - fl, Hareketi yozlaflt r yordu. Babas sa sa selamlar m iletin. Bunlar PKK yi ele geçireceklerdi. Tabii beni de götüreceklerdi. Ya da etkisizlefltireceklerdi. En yak n mda bulunan Hasan Bindal öldürdüler. Tedbir almasayd m, rastgele hareket etseydim beni de öldürebilirlerdi. Selim Çürükkaya siyasi koldan, küçük kardefl Sait Çürükkaya askeri koldan bizi kuflatmaya al yorlard. Pilot Necati vard. Öldü mü öldürüldü mü, uçak kazas m yd? Pilot Necati srarla bizi baz eylemleri yapmaya teflvik ediyordu, ses getiren eylemlere yönlendirmeye çal fl yordu. Bize Sabiha Gökçen - i öldürelim teklifinde bulundu, çok ses getirir diyordu. Ben de srarla reddettim. Böyle olaylar n bizi bitirece ini biliyordum. Kemal Pir de adeta yalvar yordu, b rak Pilot Necati ile ortak eylem yapal m, Denizler gibi banka soyal m diyordu. Ben kabul etmedim. Bunlar iyi göremiyorlard. Çok ilginçtir, Mahir Çayan n yan nda da lyas Ayd n isimli bir yüzbafl vard. Onlar farkl eylemlere yönlendirdi, tasfiye oldular. Bizim yan m zda da Pilot Necati vard, yüzbafl veya üste mendi. Biz onun istedi i eylemlere girseydik Mahir Çayanlar gibi olacakt sonumuz. Pilot Necati nin para yard mlar da oldu, o zaman paralar ya d rd, bizim için çok para harcad. Ancak biz hiçbir oyuna gelmedik, kendimizi o riskli durumlardan kurtard k. Ben hata yapsayd m, oyuna gelseydik daha o zaman, 12 Eylül den önce hepimiz tasfiye olurduk. Tedbirli davrand k. Almanya kaçanlar NATO-Gladio gücüyle koruyor Yine Kesire Y ld r m n evlilik meseleleri vard. Kesire nin tam olarak ajan olup olmad n bilemiyorum. Dersimlidir. Babas Ali Y ld r m M T mensubu. Ailesinin de Mustafa Kemal, smet nönü yle, o dönemde devletle iliflkisi oldu u söyleniyordu. Kesire nin de devletle iliflkisi olup olmad n tam bilemiyorum. Hatta U ur Mumcu nun da bu ba lant y kurdu u s rada öldürüldü ünü söyleyenler oldu. Ancak gerçek nedir bilemiyorum. 85 e gelindi inde Almanya bize yöneldi, bizi terörist ilan etti. NATO nun, NA- TO daki Gladio nun kirli iflleri Almanya yap yordu. Almanya derken devletin bütününü de il, bir kesimini kastediyorum. Sonra ayr lanlar, kaçanlar da hep Almanya ya kaçt. Almanya bunlar NATO-Gladio gücüyle koruyor. Bunlar Almanya da NA- TO nun himayesinde çok s k korunuyorlar. Ayr lanlardan psikolojik a rl hissedenler, iyi niyetli olanlar Güney de kald lar. Baz lar Barzani, Talabani ye kat ld lar. yi niyetli olanlarla tekrar görüflülebilir a gelindi inde Sovyetler çözülmeye bafllad. Reel sosyalizm, ideolojik örgütlenmesi çözüldü. Bizde de de iflik aray fllar bafllam flt. Biz de kendimizi buna haz rlad k, dönemi biraz atlatt k. 93 e gelindi inde Özal, bu sorunu çözmek istiyordu di erlerine göre. Uzak görüfllü biriydi. Biz yeteri kadar anlayamad k o süreci. Fakat biz yeteri kadar cevap verebilseydik, olumlu tepki verseydik dahi de iflen bir fley olmazd, sorun çözülmezdi. Çünkü Türkiye, Gladio nun bata ndayd sonuna kadar. Bo az na kadar batm flt. Gladio, Türkiye yi kuflatm flt, hareketsiz b rakm flt. 97 ye geldi imiz-

42 40 SERXWEBÛN Aral k 2008 de Erbakan dan olumlu mesajlar ald k. Bu kez daha derli toplu hareket edelim, haz rl kl olal m dedik. Ancak Erbakan tasfiye ettiler. Da a gitseydim her taraf bombalanacakt Ben da a neden gitmedim. Bunu o zaman çok de erlendirdik. Türkiye benim da a gidece imi düflünüyordu. Buraya getirildi imizde de çözüm aray fl m z devam ediyordu. Beni sorgulayan görevlinin yan nda bir itirafç da vard. fiurada burada görev yapt n anlad m, olaylar anlat nca. Sen neden Kuzeye gitmedin, biz seni orada bekliyorduk, dedi. Ben da a neden gitmedim. Bunu o zaman çok de- erlendirdik. Buna göre birçok haz rl k yapm flt, Suriye s n r na da asker y m fllard. Benim oraya, da a gidece imi düflünerek, hesaplayarak haz rl k yapm fllard. Ben da a gitseydim, korkunç bir savafl olurdu. Sorun savafl etraf nda dönecekti. Ben bunu do ru bulmad m. Kendim için de il, hareket için, mücadelenin tarz aç s ndan do ru bulmad m. Da a gitseydim, her taraf bombalayacaklard, uçaklarla da vuracaklard. Bu bak mdan da a gitmeyi do ru bulmad m. Da a gitseydim böyle d flar dan kuflatacaklard, içerden de çeteleflmeyle bizi tasfiye ederlerdi. Bir kampta, bir gerilla birli inin denetlenmesinde ya da bir silahl çat flma s ras nda tasfiye edebilirlerdi. Buraya getirildi imizde de aray fl - m z devam etti. Sorunlar n giderilmesi gerekiyordu. Benim istedi im, oluflturmak istedi im gerilla-hareket bu de ildi. Bu nedenle KADEK onlar kurduk ama sonuçta yeni örgütlülü e iliflkin, yeni anlay fl m z n ilkelerini, örgütlenme ilkelerimizi Bir Halk Savunmak isimli savunmamda belirttim. Yeni savunmamda da daha da gelifltirdim. Savunmam ald n z m? Ama benim burada esas ulaflt m nokta iktidar merkezli örgütlenmeleri, kurumlar çözmem oldu. ktidar çözdüm. Yeni bir çözüm gücüne kavufltum. Kapitalist moderniteden kurtuldum. Bu öyle kolay de il. Bir Halk Savunmak da bunlar bulabilirsiniz. Önceki savunmamda da bulabilirsiniz. Yeni savunmamda çok daha kapsaml açt m bunlar. Yeni savunmam çok önemli. Art k yararlan rlar. DTP, herkes bu yeni savunmadan yararlan rlar. Dünya çap nda bir savunma. smail Beflikçi onlar kat pozitivisttirler. Ulusal devlet anlay fl ndan kendilerini kurtaramad lar. Kürtler ad na mücadele ettiklerini söyleyenlerin bugün esamesi okunmuyor. Bu savunmamda Marksizm i aflt m da söyledim. Marks, Lenin, Mao, kapitalizmin yede inden kurtulamad lar, ulus-devletin etkisinden kurtulamad lar, ulusdevleti aflamad lar. Almanya ve ngiltere milliyetçili inin, kapitalizmin Marks nas l kuflatt n biliyoruz. Zaten Marks ve Lenin, Hegelcidirler, Hegel in soludurlar. Bunlar n hepsi sol Hegelisttirler. PKK nin 30 y ll k dönemi ile ilgili bunlar belirtiyorum. Bu söylediklerim bu konuda daha önce belirttiklerim de eklenerek sayfa olarak yay nlanabilir. Türkiye Kürt sorununu çözerse bölgesel bir güç olabilir Bundan sonra önümüzdeki süreçte Ortado u da iki yol var. Birincisi Türkiye nin de içinde yer alaca ran, Suriye ve beflli fianghay zirvesi. fianghay örgütüyle yeni bir siyasi blok, Avrasya seçene i. kincisi srail çizgisi. srail- Kürtler-ABD ve di erleri. Güney Kürtleri ran karfl lar na almazlar. Birinci Blok un içinde yer alabilirler. Ya da duruma göre srail blokunda yer al rlar. Türkiye tercihini ya ondan ya ondan yana yapmak zorundad r. PKK de kendi durumlar na göre tercihini yapar. Ya içinde KDP nin de içinde oldu- u tüm Kürtler- srail ittifak do ar. Ya da di er blokta yer al r. Burada Türkiye nin yer alaca blok önemli. Türkiye hangi blokta yer al rsa Kürtler, PKK de di er blokta yer al r. Ben demokratik çözüm için ikisini de istemiyorum. Fuller de Türkiye Kürt sorununu demokratik flekilde çözerse bölgesel güç olabilir diyor. Çok do ru. M T kendini buna göre biraz haz rlam fl. Di er kurumlara göre daha haz rl kl, daha ileri. Alt yap s n buna göre biraz haz rlam fl. Ordu halen eski konumunu sürdürüyor. Kurumlar aras nda flu an en ileri konumda olan M T tir. Ancak ordunun durumu flu an çok müphem. Levent Ersöz, Rusya ya kaçt, Jitem Baflkan yd. Avrasyac yd. Bu kaçmalar öyle basit de il. Bunlar bloklar aras çat flmalar n sonucudur. Tuncay Güney de Kanada ya kaçt. Her fley olabilir. Bu bir tezgaht r. Tuncay Güney e Ergenekon u deflifre ettirdiler. Ordunun içinde kimi Avrasyac kimi ABD ittifak ndan yana, kimi ba ms zl ktan yana hiç bilemiyorum. Bu konuda bilgi sahibi de ilim. Çözüm ve diyalog önemlidir Türkiye iki yol a z nda; Kürt sorunu ile, bu silahla ya vurulacak ya kurtulacak. G. Fuller in bir de erlendirmesini özet olarak dinledim. Bu çok önemlidir. Türkiye ile Amerika n n ç karlar n n Ortado u da uyuflmad n söylüyorlar. CIA demek Amerika demektir. Biliyorsunuz Fuller eski CIA yöneticisidir. Onlar iyi biliyorlar. Amerika bu Gladio dan kurtulmak istiyor. Bu Gladio yla yürümek istemiyor. talya daki gibi Türkiye bu Gladio yu temizleyecek mi, bu Gladio dan kurtulmak istiyor mu? Bunlar faflistler, korkunç bir faflizm zihniyetine sahipler. Sadece bunlar gerçek Ergenekon de il. Gerçek Ergenekon u çözmek istiyorlar m? Bu önemli. E er bundan kurtulmak istiyorsa bunun gere ini yapmal. Üç befl kiflinin buraya getirilmesiyle bu sorun çözülmez. Çözüm ve diyalog önemlidir. Bugüne kadar da Türkiye, Suriye- ran ittifak yla ifli götürdü. Bu ittifak, Amerika y Ortado u da bata a sürükledi. Amerika bunu iyi biliyor. Bu, asl nda ABD ye savafl ilan d r. Türkiye, biz srail ile Suriye yi bar fla do ru götürelim diyor, bar fl için arabuluculuk yapal m diyor. Kendilerini kand r yorlar, bunlar sonuç vermez.

43 Aral k 2008 SERXWEBÛN 41 Ehud Olmerti de bu yüzden götürdüler. AKP de çözüm konusunda tercihini yapmak zorundad r. Avrasya m olur, di eri mi? Bilemiyorum. Baflbakan n Amerikada iken nükleer silahlanmaya iliflkin sözleri, gereksiz sözler. Ciddi de iller. Baflbakan ne kadar içinde bilemiyorum. Cumhurbaflkan bu meselelerde baz fleyleri biliyor. Ancak o da korkuyor, konuflam yor. Türkiye - de milliyetçili i, çat flmay isteyen bir kanat var. Bunlar çat flmay derinlefltirmek istiyor. Bunlar yeni bir ittihatç - lar, neo-ittihatç lard r. Enver gibi yapmak istiyorlar. Enver bile bu kadar de- ildi, bir yere kadar onurunu korumaya çal flt. Bunlarda o bile yok. Bunlar rezil bir durumdalar. Ayd nlar bunlar yeteri kadar göremiyorlar. CHP ve MHP gelebildikleri yere gelmifller. Bundan sonra daha fazla yükselmezler. Fuller in aç klamas önemli. Türkiye demokratik çözümü esas alabilir. O zaman Türkiye geliflir. Alt yüz milyar borçtan kurtulur. Bölgesel güç olur. Benim Mustafa Kemal den bahsetmemin nedeni de budur, blokçu de ildi. Cumhuriyetçiydi, onun özgürlükçü, ba ms zl kç yan vard. Benim Mustafa Kemal i gündeme getirmemin nedeni onun bilime verdi i önemdir. Mustafa Kemal in b rakt miras budur. Bugün de bu miras esas al narak sorun çözülebilir. Çözüm için önerimi sunuyorum. Hakikatleri araflt rma ve uzlafl komisyonu kurulabilir. Bu komisyon, ba ms z ve adilce çal flmalar n yürütmelidir. Ancak içinde deneyimli sivil, asker, bürokrat olabilir. Parlamento çat s alt nda da yürütülebilir bar fl çal flmalar. Parlamento diyecek ki, biz flunu flöyle yapaca z, böyle yapaca z, flununla görüflece iz bununla görüflece iz, gelip bizimle de görüflecekler, biz de fikir beyan edece iz, biz de projelerimizi sunaca z. Önümüzde bahara kadar dört ay var. Bu çal flmalar bafllat labilir. Yap lan çal flmalar kamuoyuna deklere edecekler. Güney Afrika daki sorun da böyle afl ld. Dünyada da befl on devlet bu flekilde sorunlar n çözdü. Kosova da da böyle oldu. Kardeflleflme böyle olur, ac lar m z böyle sarar z. Bar fl Meclisi çal flmalar n daha da yo unlaflt rmal. Yapt çal flmalardan, bar fl meclisinden bir bar fl projesi, bar fl ç karabilir. Buna katk sunabilir. Ayd nlar da bu çal flmalarda yer almal d r. Ülkelerini seviyorlarsa ülkeleri için bunu yapmal lar. Ülkelerinin kurtuluflunu sa layabilirler. Buradan Say n Bakana, Say n Baflbakan a ça r da bulunuyorum. Bu silahla Türkiye nin vurulmas n de il kurtulmas n istiyorum. Bir çözüm projesi sunsunlar, adilce demokratik bir proje. O zaman Cumhuriyet kurtulur, toplum kurtulur, devlet kurtulur. Evet devlet diyorum, o zaman devlet kurtulur, bölgesel bir güç olur. Bunu yapmazlarsa f rt na olabilir. fiu an genel bir ayaklanma hali var. Bu durum baharla birlikte f rt naya dönüflebilir. Bu tehdit de ildir, bir tespittir. Üzülerek, s k larak dile getiriyorum ama gerçek bu. Lozan n tamamlanmas Cumhuriyet in demokratikleflmesiyle olacakt r Savunmalar m al nd, öyle mi çok iyi, ne zaman ald n z? Tamam, geçen hafta almam flt n z. Nas l olmufl bakabildiniz mi? Di er arkadafllar bakabilmifller mi? Yorumlar var m? O zaman daha okunamam flt r. Çok geç verildi, dört ay falan oldu. Bu kadar gecikmesinin nedeni onlar n da okumalar, kendi önlemlerini ald ktan sonra göndermeleridir. Avrupal lar da okumufllard r. Çünkü her fleyi ilkelerle savunmamda ortaya koydum. Çok derine inmedim. lkeler fleklinde belirttim. Önemli olan da budur. Temel ilkeler belirlendikten sonra alt n herkes doldurabilir. Ayd nlar, siyasetçiler, akademisyenler rahatl kla alt n doldurabilirler. Bunun çok iyi okunmas, sat r sat r, cümle cümle hatta kelime kelime okunup çok iyi anlafl lmas gerekir. On iki sorun belirledim her biri için ayr ayr çözüm önerileri var, bu çok önemlidir. Gazetecilere de verirler, onlar da de erlendirebilirler. Ama beni öyle ucuz de- erlendirmesinler. Çözüm konusundaki yaklafl m m üzerinden de erlendirip anlamaya çal fls nlar, o flekilde elefltirsinler. Hatta beni yerden yere vurabilirler, ama ilkeler çerçevesinde elefltirebilirler. lkeleri elefltirtmem. Yoksa kabul etmem öyle ucuz elefltirileri de pek dikkate alm yorum. Ben Marks la ilgili düflüncelerimi daha önce aç klam flt m. Burada kendimi Marks, Napolyon, Mustafa Kemal, Kant ve Hegel ile k yaslama gere i duymuyorum, gerek de yok zaten. Çözüm için adilce demokratik bir proje sunsunlar o zaman Cumhuriyet kurtulur, toplum kurtulur, devlet kurtulur. Evet devlet diyorum, o zaman devlet kurtulur, bölgesel bir güç olur. Bunu yapmazlarsa f rt na olabilir. fiu an genel bir ayaklanma hali var. Bu durum baharla birlikte f rt naya dönüflebilir. Bu tehdit de ildir, bir tespittir. Üzülerek, s k larak dile getiriyorum, ama gerçek bu. Çözüm konusundaki yaklafl m m anlamaya çal fls nlar Ben Hegel i inceledim, ilginç sonuçlara ulaflt m. Almanya n n bugünkü durumunda olmas n n nedeni Hegel i anlamalar d r. Hegel i anlamasalard bugünkü Almanya olmayacakt! Benim düflünce sistemati- im ile Hegel in düflünce sistemati i aras nda büyük benzerlikler var. Aram zda iki yüz y l var, ancak çok ilginç. O kadar zaman olmas na ra men, onun düflünce ve felsefe anlay - fl kent ve üst s n flar içindir, Marx da Napolyon da Hegel den etkilenmifltir. Onlar kapitalist modernitenin etkisinde kalm fllard r. Hegel in felsefesi klasik uygarl k felsefesidir. Benimki ise demokratik uygarl k felsefesidir. Felsefenin çok iyi anlafl lmas gerekiyor. Türkiye de felsefeyi bitirdiler. Felsefe olmazsa anlama olmaz, anlama olmazsa; aflk olmaz!

44 42 SERXWEBÛN Aral k 2008 Türkiye de zihniyet çöküflü yaflan yor flte son bir-iki gündür radyodan dinledim. Avc lar da befl kifli taraf ndan kaç r larak 5-6 saat tecavüz edilen kad ndan söz ediyorlar. flte Türkiye budur, Türkiye nin her fleyini bu olay gösteriyor. Hem de polis yele i giyerek yap yorlar bunu. Zihniyet de- ifliminden bahsediyorlar. Bu zihniyetin çöküflüdür, insanl n bitti i noktad r. Türkiye toplumunun getirildi i son nokta budur, bu her fleyi özetliyor. Bu öyle lafla olmaz. Tecavüz edenler, ben kendime hâkim olamad m, kendimi kontrol edemedim, etkilendim, âfl k oldum diyor. Sonra da kaç r p tecavüz ediyor, buna da aflk diyor. Bu eskiden beri kad na karfl süregelen bir anlay flt r. Olmaz öyle, kendini kontrol edeceksin, kendine hâkim olacaks n. Sümerlerde kad n, Zigurat tap na- na Tanr ça olarak girer fahifle olarak ç kard. Aflk bu de ildir. Biliyorsunuz Kant önemli bir filozoftur, kapitalist modernitedeki aflk anlay fl n birazdan size söyleyece im, savunmalar mda da de indi im bir cümle çok iyi özetliyor. Kant, aflk kad n ve erke in cinsel organlar n n birleflmesi olarak tan ml yor. flte bunlar n aflk anlay fl budur. Siirt cezaevinden Mustafa Tunçyüzlü nün gönderdi i mektubunda benim mevcut aflk ihanete götürür sözümü iyi anlayamam fl. Ona ulafl l p, bu konudaki görüfllerim mektupla iletilebilir, derinlemesine inceleyip yo unlafls n. Ona özel selamlar m söylüyorum. Söylediklerim bu flekilde oldu u iletilebilir. Benim bahsetti im aflk anlay fl Naz m Hikmet in aflk anlay fl gibi sadece kad na olan aflk de ildir. Naz m tarz aflk, aflk de ildir. Tanr aflk ndan da bahsetmiyorum. Aflk anlamakt r, derinleflmektir. Do ay, evreni, insan anlamakt r. Bunlar anlamadan aflk olmaz. Bende ki aflk anlay fl anlamad r, budur. Benim için de bir fleyler söylüyorlar, benim kad n yüceltme anlay fl m bellidir, ben bu mücadeleme devam edece im. Celal Barak(Zeynel) Radyodan dinledim. Taraf gazetesinin dünkü say s olacak, bafll nda sadece 33 askerin de il, kiflinin öldü ünü söylüyor. Do rudur, otuz bin diyebiliriz. O gün Bakanlar Kurulu nda genel af tart fl l yormufl. 33 asker otobüse binmek istememifl. Biz korumas z ve silahs z gitmeyiz demifller ama zorla bindirilmifller. Niye bindirdiler, kim bindirdi, kimin ad na yap ld bunlar? PKK ad na da fiemdin, bunlar flehit Zeynel e yapt r yor. Zeynel e talimat vererek öldürmelerini söylüyor. Zeynel, cezaevinde yat p-ç km fl biri. Çok yetenekli bir arkadaflt. fiemdin daha sonra onu da öldürtüyor. Defalarca sormama ra men fiemdin, ne flekilde oldu una dair her defas nda farkl fleyler söylüyordu. fiemdin direk Ergenekon la ba lant l d r, onlar n adam d r demiyorum. Ancak kullan lm flt r. Bu dönemde ateflkes vard zaten. O ateflkes döneminde nas l böyle bir fley oldu? Bu ateflkesi istemeyenler kimlerdi? Bunu anlamak benim için zor oldu. Yine Dr. Baran vard, onun da ölümü kuflkuludur. Onun için de farkl fleyler söylediler. Yok bomba ensesinde patlad, yok üzerinde patlatt dediler. Yine asl nda sviçre de yaflayan Hatice Kahraman vard, Dersimli olmal. O, ailesinin nas l katledildi ini, kendisi anlatt. sviçre de olmal, ona ulafl larak, bu olay ayd nlatmas sa lanabilir. Yine bir köye bask na gidilirken 53 arkadafl m z flehit düfltüler. Sonradan köye bask n yap ld. Bütün bunlar anlamakta zorlan yordum. Nas l oluyordu bunlar? flte fiemdin, Çürükkayalar. Hasan Bindal öldürülürken ben de k l pay kurtulmuflum. Sonradan ö reniyorum. fiemdin i dört kez, Osman iki kez idamla yarg lad m, bu olaylar nedeniyle. Bu yapt klar ndan dolay öldürdü ümde kardeflini, eflini öldürüyor diyeceklerdi. Öldürmedi imde de bunlar böyle vahflice fleyler yap yorlard. Bu durumda nas l davranaca ma karar vermekte zorlan yordum. PKK nin içinde de hainler vard. flte Osman Güney dedir. Osman haindir. Kürtlerin bunlar iyi tan mas laz m. Bunlara çok dikkat edilmesi gerekir. Avrupa da da bunlardan var. Türkiye de de iflbirlikçiler var. Bir pakete, torba kömüre, krediye kananlar var. Adalet ve Hukuk Komisyonu kurulmal Taraf gazetesi tek yönlü araflt rma yap yor. Bu konuda benzer yaflanm fl olaylar var. Bütün bunlar n daha iyi anlafl labilmesi için daha öncesinden de söylemifltim, Adalet ve Hukuk Komisyonu kurulursa biz her fleyi anlatmaya haz r z ve bu aç a ç kar, Taraf Gazetesi ne cevab m budur. Zaten bu komisyon kurulursa Albay R dvan Özden ve benzeri olaylar aç a ç kacakt r. Bu komisyon araflt rma yapar ve görüfllerini belirtir. Devlet mahkemeleri böyle bir araflt rma yapamaz. Onlar n çal flma flekilleri bellidir,

45 Aral k 2008 SERXWEBÛN 43 yetkileri yok. Baflbakan bu konuda Meclis ten Adalet ve Hukuk komisyonu için yetki ç kararak, iki-üç ay içerisinde Meclis bu komisyonu kurar, içinde seçkin hukukçular, hocalar, akademisyenler de olabilir, kaliteli siyasetçiler de yer alabilirler, yarg lama yetkisi olmaz, sadece gerçeklerin aç a ç kmas na sa lar. Ben bildi im her fleyi onlara anlat r m. Onlar da yapt klar araflt rmalar kamuoyuna aç klarlar. Ondan sonra kimin Türkiye nin iyili ini isteyip kimin istemedi ine, kimin hakl kimin haks z oldu una, kimin affedilip kimin affedilemeyece ine kamuoyu vicdan karar versin. O zaman her fley daha iyi anlafl l r. Adalet ve Hukuk Komisyonu nun kurulmas n kabul etsinler. Neden kabul etmiyorlar? Neden kabul etmediklerini aç klas nlar. Adalet Bakan n n aç klamalar n dinledim. Bombalar falan b - raks n, diyor. Bu gidiflle sorun bitmez. Neydi o Zeyno Baran iflte Hindistan daki gibi patlamalar Taksim de olabilir dedi. flte Güngören de patlayan bomba kim yapt bunlar? Adalet Bakan flantaj yap yor. Bunlar ciddi de iller. Benim savunma anlay fl m öyle kaba saba, silahla, bombayla de ildir, benim düflüncelerim bellidir. Benim anlay fl m, yaflam felsefesinin düflüncesini anlamad r. Savunmalar mda ilke olarak ortaya koydum. Anlama, düflüncenin dünyalaflmas d r. Anlama olmadan pratik olamaz. Felsefeyi ve tarihi iyi anlayamazsak bugün gelinen aflamay çözemeyiz, anlam biçemeyiz. Türkiye de felsefeyi bitirdiler. O yüzden tecavüzler oluyor. Halac- Mansur, Yunus Emre, Mevlana ki bu hafta Mevlana Haftas d r. Yunus Emre de çok önemlidir. Bunlar n yapt klar, anlay fllar aflkt r. Bunlar iyi anlafl lamazsa Anadolu da birlikte yaflama olana kalmaz. Bunlarla birlikte Mustafa Kemal in de iyi anlafl lmas, güncellenmesi, ça a uygun hale getirilmesi gerekiyor. ngilizler iki yüz y ld r Ortado u üzerinde oyun oynuyorlar ngilizlerin daha önceki anlay fllar ve yaklafl mlar ulusalc l k, milliyetçilik ve dincilikti. 1970'lerden bu yana bu l ml slam dedikleri fley, Kenan Evren'le bafllad. Ve bu aflamaya geldi. Bu slamiyet'in Hz Muhammed'le bir ilgisi yok. Il ml slam, ucube bir fleydir. Buna karfl Hz Muhammed'in iyi anlafl lmas ve bugüne güncellenmesi gerekiyor. Bunlar n çekiflmesi Laik ve anti laisizmdir. CHP'nin laiklik anlay fl Mustafa Kemal'in ruhuna hakarettir Bana Mustafa Kemal le ilgili düflüncelerimden dolay Kemalist olmufl diyenler de var. Benim Mustafa Kemal de önemsedi im bilimdir. nönü den önceki Baflbakan kimdi? Mustafa Kemal, Serbest F rkay kuran Fethi Okyar onlar n nas l düflürüldü ünü, kendi etraf n nas l kuflatt klar n biliyordu. Bu konuda özellikle Yalç n Küçük okunabilir ama Mahir Kaynak da k smen de iniyor. Mustafa Kemal in ordusu, silah, ulusu vard ancak O, bunlar n hiç birisine güvenmezdi, önemsemezdi, bilimi esas al rd. Hayatta en hakiki mürflit olarak ilimi görüyordu. Bu nedenle ben Mustafa Kemal i önemsiyorum. Ama esas ald ilim, dönemin pozitivizmidir. Lenin le iliflkileri de bu bilim temelindedir. fiimdilerde bir kitap var Musa n n Çocuklar diye. O kitap 1927 de Mustafa Kemal için de yaz lm flt. Mustafa Kemal bunu istemiyordu, bundan rahats zd. Günümüzde Tayyip Erdo an için söylüyorlar. AKP bu söyleme dört elle sar l yor. Bunlar ki yüz y ll k ngiliz oyunlar. ngilizler iki yüz y ld r Ortado- u üzerinde oyun oynuyorlar. fiex Sait isyan ve Seyit R za n n idam da bu oyunlar n parças d r. Ermenistan-Karaba, K br s sorunu, Ortado u sorunu ngiliz politikalar n n sonuçlar d r. ngilizler benimle de u raflt lar, u rafl yorlar. Ben Suriye deyken çok s k gelip benimle görüflüyorlard. Ben o zaman anlam veremiyordum, bunlar niye bu kadar s k benimle görüflüyorlar diye düflünüyordum. As l niyetlerinin beni denetimlerine almak, bu olmazsa yok etmek oldu unu sonradan anlad m dan bu yana ngilizlerle çat fl yorum. Daha öncesinde Almanya vard. ngilizlerin daha önceki anlay fllar ve yaklafl mlar ulusalc l k, milliyetçilik ve dincilikti lerden bu yana bu l ml slam dedikleri fley, Kenan Evren le bafllad. Ve bu aflamaya geldi. Bu slamiyet in Hz. Muhammed le bir ilgisi yok. Il ml slam, ucube bir fleydir. Buna karfl Hz. Muhammed in iyi anlafl lmas ve bugüne güncellenmesi gerekiyor. Ergenekon için ben bunlara birisine Avrasyac birisine de Amerikanc diyorum. Ergenekon da as l görülmesi gereken bu iki taraf n çat flmas d r. Yarg lanan Avrasyac Ergenekon dur. Örgütlenmesinin kökeni 1946 lara kadar gidiyor. Levent Ersöz, Silopi de bizim insanlar kaybedendir. Öyle s radan biri de ildir, çok güçlüler. fiimdi Rusya da olmas n n anlam, ordunun yar - s n n Rusya da olmas demektir. J - TEM, kendi bünyesinde iki yüz bin kifliyi istihdam ediyor. Asl nda lker Baflbu un yapt aç klama Taraf Gazetesi-Ahmet Altan a yönelik de il, kendi içindekilerine yöneliktir, onlara k z - yor. Ahmet Altan a k zm yor. Genelkurmay zor zapt ediyor. Çok zorlan - yor. Nitekim bir general yapt aç klamada Rusya, ran, Suriye ittifak ndan söz ediyor. Bu önemlidir. Bunlar n çekiflmesi Laik ve anti laisizmdir. CHP nin laiklik anlay fl Mustafa Kemal in ruhuna hakarettir. Ne o öyle çarflaf aç l m maç l m, kad n ne giyinece ine kendisi karar verir. Kad n kapanaca na veya kapanmayaca na kendi özgür iradesiyle karar vermelidir. Kad n n özgürlü ünü savunuyorsan z o zaman kad n n siyaset yapmas n, milletvekili, belediye baflkan olmas n sa lamal s n z. Öyle kuru lafla özgürlük olmaz. Tuncay Güney in M T le olan iliflkisi çok önemli de ildir. Bunlar fasarya, onun iliflkisi üsttendir, herkesle iliflkisi olabilir, herkes kullanm fl olabilir. Barzani yle de görüfltü ü biliniyor. Bütün bunlar Amerika taraf n-

46 44 SERXWEBÛN Aral k 2008 dan yapt r l yor. stedikleri olmay nca Amerika sert bir flekilde kesti ve Avrasya Ergenekon unu tutuklad. Türkler aç s ndan Lozan tamamlanm flt r Benim bu görüflmede as l söylemek istedi im fley, Kürtlerin Lozan d r. Söyledi imi iyi dinleyin. Herkese de bunu anlat n. Bu çok önemlidir. Tarihi bir aç klama yap yorum. Bugün as l söyleyece im fley budur. Sevr i ngilizler dayatt, ben Sevrci de- il Lozanc y m. Lozan a gidilirken iki Kürt milletvekili götürülmüfltü. Orada Türklerin ve Kürtlerin temsilcisi olarak buraday z denilmiflti ama gere i yap lmad. Türkler aç s ndan Lozan tamamlanm flt r. Kürtler aç s ndan bugün tamamlanmas gerekiyor. Ben buna kinci Lozan veya Lozan n tamamlanmas süreci diyorum. Lozan n tamamlanmas Cumhuriyet in demokratikleflmesiyle olacakt r. Ben Konfederalizm derken yanl fl yorumlay p ulus-devletin, üniter devletin parçalanaca n düflünüyorlar. Cumhuriyete de karfl de ilim. Konfederalizm benim söyledi im fley, b rak n ulus-devleti daraltmas, tehlikeye sokmas, cumhuriyete zerre kadar zarar yok, cumhuriyet kal yor, cumhuriyeti geniflletiyorum. Konfederalizmden kast m Suriye, ran, Irak, Türkiye içindir. Suriye dâhil olmasa da Suriyeli Kürtler, ran da bu birlikteli in içinde olabilir. Konfederalizm, Türkiye deki Kürtlerin kendi demokratik örgütlenme biçimidir, ayr bir devlet de- ildir. Lozan la Cumhuriyet kuruldu. Konfederalizmle içi doldurulacak, Kürtlerin haklar tan nacak. Böylece Lozan tamamlanacak. Musul ve Kerkük te misak- milliye dâhildi. Konfederalizmle bunlar da dâhil ediyorum. Misak- Milli önemlidir. Burada Kürtlerin haklar na sayg l olunaca belirtiliyor. Kürtler ayr lmak istemiyorlard. Zorla ay rd lar. Benim kast m Kürtlerin haklar d r. Bunu Talabani ye mektup yaz labilir demifltim, geçen hafta. Bir tane de Barzani ye yaz - labilir. Selamlar m söyleyin, baflar dileklerimi iletin. Türkiye ile bu temelde Kürtlerin haklar ve birlikteli i temelinde iliflki gelifltirebilirler. Bu çerçevede Barzani ve Talabani ye mektup yaz labilir. Osmanl nas l ki alt yüz y l boyunca bu bölgede bir güç olarak yönettiyse e er böyle bir çözüm gelifltirilirse Cumhuriyet de buna öncülük ederek bunu devam ettirebilir. Adalet Bakan n n yapt aç klamalar biliyorsunuz, buradaki geliflmelerle ilgili. nflaat yap m devam ediyor. Sonucunun nas l olaca n bilemiyorum. Olumlu ya da olumsuz olmas na göre biz de tavr m z koyaca z. Asl nda bu Avrupal lar n tutumunun bir sonucudur. mral da yap lanlar n hepsi Baflbakan n emriyle oluyor Bunlar ikiyüzlüdür. Madem böyle bir karar verecek idiyseler neden on y l beklediler? lk günden bunu yapabilirlerdi. Befl y ld r nerdeler? Ben zaten srarla bunu anlatmaya çal fl yorum. Burada olmam n nedeni de onlard r. Her fleyi onlar n eliyle yapmaya çal flmalar çok tehlikelidir. Ben srarla buna dikkat çekmeye çal fl yorum. Daha önceden de burada bana biz aram zda çözelim demifllerdi, sonra yok oldular! Baflbakansa Baflbakan gibi davrans n. Tayip 9-10 DTP li milletvekiliyle u rafl yor, onlara tahammül edemiyor, Meclis ten att rmaya çal fl - yor. Temsilci ar yorlarsa DTP temsilcidir, ben buraday m temsilciyim. Ama burada yap lanlar n hepsi Baflbakan n emriyle yap l yor. Bizzat o yapt r yor. Bana radyo vermifller, çal flm yor. Ya hiç verme ya da vereceksen do ru düzgün çal flan n ver. Bir çay bile veriyorlar, yar veriyorlar, di- er yar s tortuyla dolu. Bunu bile pazarl k konusu yapmaya çal fl yorlar. Biraz ciddi olsunlar. fiantaj yap - yorlar. Bu flekilde benim üzerime gelmesinler. Ben bunu devlete de söylüyorum, PKK ye de söylüyorum; ben, yaflam felsefesinin anlafl lmas yla ilgileniyorum. Ben sorunun demokratik çözümü ve bar fl için üzerime düfleni yapmaya çal fl yorum. Daha önceden Baflbakan ve Say n Cumhurbaflkan Gül e mektup yazm flt m. Tabii bu çok önemlidir. E er bunu yaparlarsa hiç kimse ölmez. E er bunu da yapmazlarsa benim yapabilece- im hiçbir fley olmaz. Baflbakan n e er birazc k vicdan varsa bunun gere ini yaps n. E er bunun gere ini yapmazsa savunma kendisini korur. fiunu da çok iyi anlamalar gerekiyor ki savunma yenilmez. E er bunu yapmazlarsa savunman n kendisini korumak ve savunmak d fl nda baflka yapabilece i bir fley yok. Ben de aradan çekilirim. Ne yaparlarsa yaps nlar. Burada bir fleyler oluyor, bir fleyler dönüyor. nflaat yap l yor. Bir fleyler de iflecek ama ne flekilde olacak, iyi mi kötü mü olacak, bu aflamada bir fley diyemiyorum. Ama bunun arkas nda Avrupa ve Amerika vard r.

47 Aral k 2008 SERXWEBÛN 45 E er gücün ve birli in olursa etkili olursun Tabi ki e er gücün olursa bar fl olur, birli in olursa bar fl olur. Bölgedeki afliretler aras sorun, kavgalardan söz edilmiflti. Bölgeden parti de yapabilir, komisyonlar kurulabilir. Kürtler aras ndaki, afliretler aras ndaki kan davalar n n çözümü için çal flma yürütülebilir. çinde baz flahsiyetler de olabilir. Amaç Kürtler aras ndaki birli i sa lamakt r. Kürtler aras ndaki tüm sorunlar, koruculuk olur, kan davas olur, afliretler aras kavga olur vs birlik önünde engel olan her tür sorunlar çözecek yöntemleri kullanarak, birli- i sa lamak için çal flabilirler. fiunu demek istiyorum; birli iniz olmazsa gücünüz olmaz. Birli ine göre mücadele yürütürsün. E er gücün, birli in olmazsa etkili olamazs n. Herkes, kurumlar m z bunu çok dikkate alabilir. Bar fl konusunda e er devlet samimiyse, Türkiye de ve bölgede demokratik bir çözüm istiyorsa, zaten biz bu konuda daha önce de söyledik, buna haz r z. Ama bu karar ben tek bafl ma vermeyece im, demokratik kurumlar m z, halk m zla birlikte bu karar verece iz. Halk m z en iyi flekilde karar n verir. E er yetkililer samimi olursa ben de bu konuda elimden gelen katk y yapar m. Seçim çok önemlidir. Muhtarl ktan, köy heyetinden bafllar demokrasi. Birlikler oradan, alt birimlerden, köyden bafllar. Bölgenin her taraf nda muhtarl k çok önemlidir. Köy heyetleri dikkate al ns n. Yine DTP adaylar üzerine daha önce de defalarca söyledim. Bölgede, yerelde halk n en sevilen insan olmal, böyleleri seçilmelidir. Ama bununla birlikte bilinçli, birikimli olmal d r. Bu seçim, 29 Mart seçimi, çok hassas bir seçimdir. Ben bu yüzden halk n sevdi i adaylar olsun diyorum. E er bu seçim iyi bir sonuçla al namazsa kötü olur. Bu seçim hem uluslararas hem Türkiye hem de bölgede belirleyici bir seçim olacakt r ve bunun sonucu Kürt meselesinin çözümünde çok etkili olacakt r. Bu nedenle herkes üzerine düfleni yapmal d r, afliretleri bar flt rmal, kavgalar, sorunlar çözmeli, birlikleri sa lamal d r. O Ergenekon, Jitem diyorlar, ne diyorlarsa desinler, o askerleri kim oraya gönderdi ve kim orada olduklar n bildirdi, e er bu aç a ç karsa konu ayd nlan r. Binlerce faili meçhul cinayetler de bunlarla ba lant l d r. E er bu ortaya ç karsa di er sorunlar n nedeni de ortaya ç kacakt r. Yani kimin neyi ne yapt ortaya ç kacakt r. Ben bunu defalarca söyledim, içimizde baz lar Jitemle, Ergenekonla ba lant l çal flm fllar. Bunlar da aç a ç kar lmal d r. Bayram yaklafl yor. Suriye, ran, Irak, Türkiye, dört parçadaki ve Avrupa daki, her yerdeki tüm halk m - z n, herkesin bayram n kutluyorum. Bayram n bar fla, demokrasiye vesile olmas n diliyorum. Ben Kürtlerin birli ini istiyorum Gördü ünüz gibiyim. Eski gerginlik yok. Biraz daha rahatlad m. Ama radyom hala h fl rt l, gazeteleri de gecikmeli olarak al yorum, ald klar m da kesilerek anlams z halde veriliyor. Savunmalar m alm fl olman z beni daha da rahatlatt. Sa l mdan daha önemliydi. Savunmalar m n okunmas ve anlafl lmas benim için çok önemli. Avrupa y merak ediyorum. Avrupa daki PKK nin içi nas l, bunu merak ediyorum. Önemli olan savunmalar m n toplumda anlam geniflli i yaratmas d r. Ben elimden geldi ince anlam geniflli- ini yaratmaya çal flt m. Bir insan n yo unlaflabilece i en üst seviyede yo- unlaflarak yazd m. simlere, kavramlara çok tak lmamak gerekiyor. Konfederal sistem, komünal sistem veya baflka bir fley de denilebilir. Ben bu savunmada içeri i verdim, önemli olan da budur. Ben savunmamda ayr nt l olarak içeri ini anlatt m, daha ne yapabilirim. Savunmalar m devlet üç ay boyunca okudu. Buna karfl her türlü tedbirini ald. Mesela Taraf Gazetesi ni okuyunca görüyorum ki Taraf Gazetesi sol liberal bir parti gibi davran yor, sistemi çözmüfl, sürekli elefltiriyor. Bunu gazetelerinden anl yorum. Öyle sadece okursan z anlayamazs n z, arka plan n da görmek gerekiyor. Ben burada k t imkânlarda çözümlemeler yap yorum. Kürt milliyetçili i kitab, Ergenekon iddianamesi bana verilseydi, bunlar görüp inceleyebilseydim daha içerikli çözümlemelerim olurdu. Ama bu k t imkânlara ra men güçlü çözümlemeler yapabiliyor, yaflananlar n arka plan n görebiliyorum. Savunmalar m benim için sa l ktan daha önemlidir Ben savunmam haz rlarken Hegel i de Kant da, Carl Schimit i de iyi okudum. -Kant biliyorsunuz bir hukuk filozofu- Bugünkü dünya anlafl lmak isteniyorsa Hegel i iyi okumak gerek. Çünkü Hegel, modern düflüncenin babas d r. Ama ben onun gibi düflünmüyorum. fiimdi daha iyi anlad m. Benim düflünce sistemim onu aflt. Dörtyüz y ll k kapitalist düflüncenin d fl nda yeni fleyler söylüyorum. Kamuoyunda da ulus-devletin yumuflat lmas tart - fl l yor. Savunmalar m benim için sa l ktan daha önemlidir. Bana yak n, beni takip eden çevrelerin benim için yapaca en iyi fley, savunmalar m okumalar, iyi anlamalar, beni anlayabilmeleri ve anlay fl gösterebilmeleridir. Anlay fl ve öngörü çok önemlidir. Ben Leyla Zana ya Cezaevi nden ç kt ktan sonra Avrupa ya git, orada siyasal temsilcilik yap dedim. Beni dinlemedi, yaz k de il mi? Hatta o dönem farkl tart flmalar ve de erlendirmeler oldu. Ama iflte flimdi on y l ceza ald, bu anlay fl gösteremedi. Leyla Zana ya siyaset yolunu kapatt lar. Ekonomik kriz var diyorlar. Bu kriz neden kaynaklan yor? Kriz, tekellerden kaynaklan yor. Ben tekellere karfl y m. Bir tekel demek on binlerce iflsiz demek. Her gün gazetelerden radyodan takip ediyorum, iflte bir günde elli bin insan iflten ç kar ld, deniyor. Bu iflsizlik demektir. Bir kar ncan n iflsizlik sorunu yoktur, nas l oluyor da insanlar iflsiz kal yor! Asl nda bu sorunlar n temeli iyi görülürse iflsizlik sorunu üç ayda befl ayda çözülür. Ekonomi eflittir kad nd r. Ama flimdiki sistem ekonomiyi kad n n elinden alm flt r, kad n üretimden uzaklaflt r lm fl, eve

48 46 SERXWEBÛN Aral k 2008 hapsedilmifltir. Oysa ekonomi kad n n iflidir. Yetmifl yafl nda adamlar ç k p, ekonomiyi de erlendiriyor. Yetmifl yafl nda adam ekonomiyi nas l çözer? Bu adamlar zaten tekellerin ç karlar na hizmet ediyorlar, tekelleri güçlendiriyorlar. Bunlar ne anlar ekonomiden? flte görüyorsunuz evde çoluk-çocuk herkes aç. Bu flartlarda insanlar bir iki günlük bayramlarla avutuluyor. Çözüm için Kad n Akademileri kurulmal Toplumda hiçbir sorun çözülmemiflken kad n sorunu, e itim sorunu, iflsizlik sorununu çözmek dururken, gidip evlilikten bahsediyorlar. Oysa evlilikle kad nlar bu sorunlar n bin kat fazlas n yafl yor. Namus ad na öldürülüyor, dövülüyor, sövülüyor. Yine de bir kad n ç k p biz bu sorunlar tart flal m, çözelim demiyor. Bu, yurtseverli in bir gere idir. Ben çözüm için Kad n Akademisi demifltim. Ama nerde! Akademiyle ilgili hiçbir fley yap lmam fl, umursanmam fl. Yap lan çal flmalar çok yetersiz. Kad nlar n onlarca, binlerce sorunu var. Bunu ancak akademiyle çözebilirler. Bir kahvehaneyi, bir binay, bir alan al p orada günlerce tart flabilmeli ve çözüm üretebilmeliler. Buralarda iflte namus cinayetleri var, dövülüyoruz, sövülüyoruz, buna çözüm gelifltirmeliyiz, demelidirler. Gayet tabi, sistemin size sundu u hedef, bir ev, bir araba, bir efl ve çocuklar. Ama flu an bundan daha geri durumdas n z. Kimsenin evi yok, kimsenin arabas yok. Bunlar iyi görmek, iyi anlamak gerekiyor. Ben, Demokratik Toplum Kongresi ni de bu nedenle önemsiyorum. Özellikle Diyarbak r için belirtiyorum. Diyarbak r n onlarca sorunu var. Bu Kongre çerçevesinde tüm sorunlar günlerce, bir çözüm buluncaya kadar tart flmal d rlar. Bu Kongre süreklileflmelidir. Bu iyi iflletilirse sorunlar çok daha kolay ve zaman nda çözülür. Diyarbak r bilinmiyor, Diyarbak r anlafl lm - yor. Ben bugün Diyarbak r de erlendirece im. Diyarbak r n tarihi misyonunu ve rolünü anlataca m. Yüz yirmi befl sayfal k savunmamda da de inmifltim. Ben Gül Teorisi diyorum. Gül üzerine düflündüm. Gül, kendini korumak için diken ç kar yor. Bir Gülün, bir bitkinin bile öz savunmas vard r. Öz savunma için do aya, tabiata bakmak bile yeterlidir. Bir Gül kadar bile kendimizi öz savunmaya hakk m z yok mudur? Öz savunma kutsald r. Hat rl yorum küçükken bizim köyde ihtiyar bir amca vard, diyordu ki, biz kuru tahtalar gibiyiz. Ben bu nas l olur? diyordum. Bir a aç bile kayalar delerek kök vermekte, kendini yaflatabilmektedir. Bunun kadar da m olam yoruz? Bu savunmalar mda da öz savunmay derinlikli açt m. Yunan avukat ma özel selamlar m söylüyorum. Bu dava benim için de Yunan halk için de önemli. Çünkü bu dava ile Yunanistan içindeki kirli oyunlar ve odaklar da ortaya ç karmak istiyorum. Bu komplodaki yeri daha net ortaya ç kacakt r. flte kaç gündür Yunanistan yak l p y k l yor. Bunlar birbirleriyle ba lant l. Dava kabul edilmifl mi? Davan n aç lmas, devam durumunda birçok tan k dinletilmeli. Birçok kifli ve kurumlar n bilgisine baflvurulmal. ran, Türkiye bombalamaya devam ediyor mu? Ama köylüler direniyor de- il mi? Bu yüzden bombalan yorlar. Avrupa y çok iyi biliyorum. Kani ye yapt klar n Muzaffer e de yapmaya çal fl yorlar ama Muzaffer, bu oyuna gelmedi. flte bir de Çürükkayalar var, binlerce insan n kan na girdiler ama Almanya da güvenlik içinde çevrelerinde kad nlarla yafl yorlar. Bir kez olsun tutuklanmad lar, aksine korunuyorlar. Kimse onlara dokunmuyor. Bunu iyi görmek gerekiyor. Diyarbak r anlamak gerekiyor Bugün özellikle Diyarbak r dan bahsetmek istiyorum. Kurulufl y ldönümü nedeniyle bu konuflmay yap - yorum. lk toplant y da Fis te yapm flt k. Diyarbak r da bir y l memurluk yapm flt m, o taraflarda kald m. Evlilik meselelerim de orda oldu. Oradan Mardin e geçtim. Ferhat Kurtay la yine Mazlum Do an arkadaflla buralarda kald k. Kimse bunlar pek bilmez. Diyarbak r anlamak için 1918 deki Diyarbak r n flartlar n iyi bilmek gerekiyor i tutup geriye 1918 e götürürsek flartlar n çok benzer oldu unu görürüz lerde Diyarbak r da Kürt Teali Cemiyeti vard. Merkezi Diyarbak r dayd. Bu Cemiyetin bir taraf nda Do u Müdafa-i Hukukçular, di er taraf nda ise Seyit Abdülkadir ve çevresi vard. O dönem Mustafa Kemal, Diyarbak r eflraf na mektuplar yazarak ngilizler den uzak durun, onlarla iflbirli- i yaparsan z var olan Kürdistan da kaybedersiniz demifltir. Bunun üzerine Kürt Teali Cemiyeti ikiye ayr ld. Bir tarafta ngilizlere yak n olan Seyit Abdülkadir ve çevresi, di er tarafta ise Mustafa Kemal den asl nda Cumhuri-

49 Aral k 2008 SERXWEBÛN 47 yet ten yana tav r alan Diyarbak rl lar vard. O dönem tercihini Cumhuriyet ten yana yapan Diyarbak rl lar bugün beni dinlemekte, benden yana tav r almaktad rlar. Diyarbak r n pratikpolitik duyarl l çok geliflkindir. Diyarbak r hiçbir zaman ne kaba-kör bir fliddetten yana tav r ald ne de ulusal iradesinden vazgeçip teslim oldu. Farkl bir yap s vard r, iyi çözmek gerekir. ngiliz oyunu ile Musul ve Kerkük Mustafa Kemal den al n yor Ben fiex Sait ve Seyit Abdulkadir e ngiliz ajan diyemem ancak ngiliz oyunlar n görememifllerdir, ngiliz politikalar na alet olmufllard r. Bilindi i gibi Seyit Abdulkadir de oyuna getirilerek ngilizlerle görüfltü ünü san rken Mustafa Kemal in gönderdi- i kendine ngiliz ajan süsü veren flah slarla görüflmüfltü. Bu nedenle idam edilmiflti. Asl nda Mustafa Kemal o kadar Kürt düflman de ildir. Mustafa Kemal Türk toplumundan gizlenmifltir. zmir deki konuflmas nda Kürtler için muhtariyet düflünülebilece ini söylemifltir. ngilizler Mustafa Kemal den intikam almaya çal fl - yorlard. ngilizler o zaman Musul Kerkük te petrol oldu unu keflfetmifllerdi, bu nedenle almak istiyorlard. Mustafa Kemal in iradesi iki yerde k r lm flt r. Bunlardan birincisi Musul ve Kerkük ün elden ç kar lmas d r. Asl nda Musul ve Kerkük ün al nmas ngilizlerin Mustafa Kemal den ald intikamd r. ngilizler Mustafa Kemal e Sen Samsun a 1919 da bizim iznimizle bir Osmanl Paflas olarak gittin ama bizim politikalar m z n ve bizim söylediklerimizin d fl na ç kt n diyordu. Bunun için Mustafa Kemal in iradesini k rmaya çal flt lar. Çünkü Mustafa Kemal ngiliz oyunlar n görüyor, bozmaya çal fl yordu. Ben de bu gün ngiliz oyunlar n görüyorum ve bozuyorum. Hatta Musul ve Kerkük ün ayr lma sürecinde Meclisteki Kürt milletvekilleri buna karfl ç km flt r, bizi bölmeyin demifllerdir. Mustafa Kemal yapabilece im bir fley yok demifltir. fiex Sait syan n n ç kmas da Musul ve Kerkük ün elden ç kmas n, Kürtlerin bölünmesini h zland rm flt r. Mustafa Kemal in iradesinin k r ld ikinci olay ise zmir Suikast olay d r. Mustafa Kemal bu suikastten kurtulmufl ve bunun üzerine gitmek istemifltir. Bu olayla ilgili olarak Kâz m Karabekir yarg lan rken, tüm generaller sivil k yafetleriyle duruflma salonuna gelerek, biz buraday z mesaj n vermifllerdir, bunun neticesinde de yarg lama düflmüfl, Karabekir ceza almam fl, Fevzi Çakmak n durumu netleflmifltir. Bu bir ngiliz tavr yd. Zaten bundan sonra Fethi Okyar Hükümetten düflürüldü, partisi kapat ld. Yerine smet nönü getirildi. Bu flekilde Mustafa Kemal iradesizlefltirilmifl oldu. Bu dönemde 1927 lerde Mustafa Kemal in çevresi en koyu Türkçülük yapanlarla kuflat ld. Bunlar n siyasal teolojisi gere i Mustafa Kemal tanr laflt r ld, smet nönü ise peygamberlefltirildi! Abraham Galanti nin siyasal teolojisi budur. Kitab da geldi, henüz okuyamad m. Nihal Ads z n kitab n okurken onu anlamam için tek kelime yetti. Aynen flöyle diyordu kitab nda; Türkçülük Dehfleti diyordu. Bu kavram onu anlamak için yeterlidir. Carl Schimit, Siyasal Teoloji kitab nda, siyasal teolojiyi çok derinlikli aç yor. Bu kitab okumak istememin sebebi de bu. Siyasal teolojiyi anlamak için bu kitap okunabilir. Bunun benimle ilgili olan k sm ne? O dönem hayata geçirilmeye çal fl lan siyasal teoloji, 1990 larda da benim üzerimden uygulanmaya çal fl l yordu. Çürükkayalar da fiemdin de inan lmaz bir iktidar h rs, önderlik h rs vard. Ben, neden bu kadar istiyorlar diye merak ediyordum, buna çok flafl r yordum. Nedir bu önderlik merak, biz onlarca sorunla bo ufluyoruz. O dönem, ngilizler 1927 lerde Mustafa Kemal e uygulanan siyasal teoloji 1990 larda Çürükkaya ve fiemdin onlarla bana uyguland. Ben bu ngiliz oyunlar n gördüm, ngiliz oyunlar n bozdum, tüm bunlar bofla ç kard m. Benim tasfiye karar m da ta o zamanlar al nm flt. Do an Gürefl 90 larda Londra ya gitti. Ve ngilizlerden Kürtleri ez, vur talimat n ald. Bunun üzerine döndükten sonra beni s k flt rmaya bafllad lar. Hatta o dönem Talabani, beni s k s k ça r yordu. Beni kendi yan na çekmeye çal fl yordu. Ben de gitmiyordum. PKK ba ms z bir harekettir, PKK kimsenin denetimine girmez diyordum. ttifaksa ittifak yapal m, diyordum. Ama bu ona yetmiyordu, denetimlerine girmemizi istiyorlard. Daha sonradan net olarak ortaya ç kt ki, Talabani nin bu talepleri, ngilizlerin talebiydi. ngilizlerin Ortado u daki politikalar n n bir gere iydi. Ben bu politikalar bozuyordum. Beni kendi politikalar na alet etmeye çal fl yorlard Zaten ngiltere nin rolünü ben çözdüm. 90 larda ngilizler de yan ma kad nl gruplar gönderiyordu. Bunu flimdi daha iyi görüyorum. Beni kendi politikalar na alet etmeye çal fl yorlard ama ben ngiliz oyunlar n bofla ç kar - yordum. Bu nedenle ta 1990 lardan tasfiyeme karar verdiler. Avrupa ya ç kt m dönemde biliyorsunuz o dönem person nan grata (istenmeyen adam) ilan edilmifltim. Uça m Yunanistan dan Minsk e gitmiflti. Birkaç saat burada bekletildim. Hava çok so- uktu. Israrla bana inmemi söylüyorlard. Belki de inseydim orada kalabilirdim, sonuçta asi bir devlet. Ama ben inmedim. Daha sonra ö rendik ki, NA- TO o akflam tüm Avrupa hava sahas - n uçufllara kapatm flt. Sözüm ona beni Hollanda ya götüreceklerdi. Ama biliyorsunuz Afrika-Kenya süreci devreye konuldu. Yunanistan da dolambaçl arazili bir yoldan gidiyorduk, araba yedi sekiz kez yolda durdu. fiöför sanki in nereye gidiyorsan git, seni götürmek istemiyorum der gibiydi. Yine Yunan hava alan nda araba, beni götürecek uça a çarpt, orada da birkaç saat oyaland k. fiöför bana bir fleyler anlatmak istiyordu, beni uça a bindirmek istemiyordu asl nda. Yunan istihbarat içerisinde beni C A ye teslim etmek istemeyenler de vard. Bunu sonradan anlad m. Ama ilginçtir hiç biri tek kelime bile etmedi, ama davran fllar yla bir fleyler anlatmak istiyorlard. Ben bunu çok sonradan anlad m.

50 48 SERXWEBÛN Aral k 2008 mral ya getirildi imde benimle 2002 ye kadar görüflmeler oluyordu. Çok yo un görüflmeler yapt k. Buraya gelen devlet yetkilisi, biz bu sorunu kendi aram zda çözelim diyordu. Ben de zaten bafl ndan beri bunu söylüyordum. Bu nedenle burada yapt m görüflmelerle ilgili arkadafllar ma da mektuplar yazd m. Görüflmeleri onlara da iletiyordum. Onlara biraz esnetin, l ml olun, diyordum. Çünkü çözümün geliflece ini umuyordum. Ecevit le de dolayl ve yo un görüflmeler yapt k. Ama Ecevit in tasfiyesiyle diyaloglar bir anda kesildi. Diyaloglar kesildikten sonra ngiliz oyunlar yavafl yavafl ortaya ç kt. Kani nin durumu netleflti. Osman, Botan onlar n durumu ortaya ç kt. Hepsi ngiliz oyunlar yd. Daha sonra Erdo- an iktidara geldi. Baz Güneyli Güçler, Erdo an a Öcalan la görüfleceksen bizden destek alamazs n dedi. Asl nda bu, ngilizlerin görüflüydü. Böylece Erdo an n da bir fley yapmas na izin vermediler. Erdo an a sesleniyorum; Güney li güçlere s rt n dayamakla bu sorun çözülmez. Yoksa benim de önüne geçemeyece im bir sürece girilir. Bir diyalog geliflmezse ben Mart tan sonra daha sert konuflaca m. Diyarbak r ola anüstü bir pozisyon almak durumundad r. nisiyatifini yerine getirmelidir. Böylece Kerkük, Diyarbak r arkas ndan de il, Diyarbak r Kerkük ve Erbil i arkas ndan sürüklemelidir. Bu da Demokratik Toplum Kongresi nin iyi iflletilmesi, güçlendirilmesi ve süreklilefltirilmesiyle olur. Ben Demokratik Toplum Kongresi yle iflsizlik, yoksulluk ve ekonomik vs tüm sorunlar n tart fl lmas n ve bu çerçevede çözüm bulunmas n önermifltim. Gerekirse günlerce bir eve kapanmal sorunlar n çözümünü tart flmal lar ve bahara kadar somut bir proje haz rlay p sunmal d rlar. Bunlar yasaklansa bile ç k p demeliler ki, bu sorunlar bizim sorunlar m z ve biz bunlar çözmek istiyoruz. Bu yurtseverli in, vatandafll - n do al bir gere idir. Biz böylece savafla karfl siyasete bir flans veriyoruz demeliler. Bu istemlerini Hükümete kadar tafl rmal lar. Bahara kadar anlaml bir diyalogun önünü açmal lar. Seçimlere de bu flekilde çal fl lmal, oylar n ve iradelerini birlefltirmelidir. Ben bahara kadar olumlu bir fleyler olaca n umut ediyorum. Özgünlükler korunarak birlikte yaflanabilir Geçen görüflmede söylemifltim. Lozan güncellefltirilmeli. Kürtler demeli ki biz Sevr i kabul etmiyoruz. Kendi Lozan m z yapmak ve güncellemek istiyoruz. Biliyorsunuz Lozan imzalan rken smet nönü, yan nda iki Kürt milletvekili de götürerek, bunlar Kürt tür, Kürtlerin temsilcisidir diye tan tm fl; Biz sorunu kendi içimizde çözece iz demifltir. smet nönü nün yan nda götürdü ü milletvekilleri Diyarbak r milletvekilleriydiler. Bunlardan biri Fevzi Bey di. Lozan güncelleyerek kinci Lozan hayata geçirmeliyiz. Böylece Misak- Milli de geniflletilir. Suriye, Irak ve ran daki Kürtler de dâhil edilir. Benim ne söylemek istedi im tam anlafl lm yor. Bugün söylenen do ru sözler on y l sonras n n prati i olur. Ben bu gün s n rlar kalksa bile desem hemen bugün olacak bir fley de il. Benim Misak- Milliyle anlatmak istedi- im tüm parçalardaki Kürtler aras nda gönül ve dostluk ba n n kurulmas - d r. Benim söylediklerim yanl fl anlafl lmaktad r. Bununla devlet büyütülmüyor. Benim Misak- Milli anlay fl m, dris-i Bitlisi nin anlay fl de ildir. Ben Suriye, ran, Irak ile gönül ba, dostluk ba ndan söz ediyorum. Özgünlükler korunarak birlikte yaflayabilecekleri alanlar yaratmak için söylüyorum. Demokratik Konfederal sistem dedi im de budur. Parçalar özgünlüklerini koruyarak bir araya gelip, tüm halklarla, Araplarla, Azerilerle, Farslarla, Türklerle bu temelde birlikte yaflam mümkündür. Bak n dikkat edin bölücülük demiyorum. Ben gönül ba diyorum, kötülük bunun neresinde, bölücülük bunun neresinde? Misak- Milli kavram yla, Kürdistan n dört parças n n Türkiye s n rlar na katmak istedi imi ileri sürenlerin can na okuyorum. Ben Kürtleri dört parçaya ay ranlar n can na okuyorum. Binlerce insan n can na mal olacak Kürt-Türk çat flmas yaratmak isteyenlerin de can na okuyorum. Ben Kürtlerin birli ini istiyorum. Ama ben ne Ziya Gökalp in milliyetçili ine ne de smail Beflikçi nin milliyetçi ine düflerim. Benim kadar Türklerle savaflan ve Türklerle savaflmay bilen yoktur. Türklerle savaflmaktan korkmayacak biri varsa o da benim. Ben otuz y ld r Türklerle en yo un savafl verdim. Ben Kürtleri dört parçaya ay ranlar n can na okuyorum. Binlerce insan n can na mal olacak Kürt-Türk çat flmas yaratmak isteyenlerin de can na okuyorum. Ben Kürtlerin birli ini istiyorum. Ama ben ne Ziya Gökalp'in milliyetçili ine ne de smail Beflikçi'nin milliyetçi ine düflerim. Benim kadar Türklerle savaflan ve Türklerle savaflmay bilen yoktur. Türklerle savaflmaktan korkmayacak biri varsa o da benim. Otuz y ld r Türklere karfl yo un bir savafl verdim Ama ben Türk ve Kürt savafl n n sonuç vermeyece ini biliyorum. Bunun önüne geçmeye çal fl yorum. Say n Erdo an a buradan sesleniyorum; anlaml bir diyalogun yolu aç lmazsa benim de önüne geçemeyece im sonuçlar do abilir. Direk olmasa bile dolayl görüflmeler bile birçok fleyi de ifltirebilir. Bir devlet temsilcisinin gelip görüflmesi yeterlidir. Savafla de il, demokratik siyasete flans verelim. Bunlar benim ad ma kamuoyuna benim demecim olarak verilebilir. Bunlar y lbafl nedeniyle de yay nlanabilir. Bu söylediklerim Diyarbak r da paneller düzenlenerek halka anlat labilir. Yanl fl anlafl lmalar n önüne geçilmeli. Halk m za selamlar m iletiyorum. Kad nlara özel selamlar m ve cezaevindeki arkadafllara da selamlar m iletiyorum. Herkesin, halk m z n bayram n kutluyorum.

51 Aral k 2008 SERXWEBÛN 49 YOKSUL HALK ÇOCUKLARININ ÖZGÜRLÜ E YOLCULU U Önderlik, Ortadoğu insanının ruhani özelliğinin ağır basmasından olsa gerek, inanç yanı ağır basan bir grup yaratmıştı. Bu grup hem Önderliğine ve hem de birbirine sonuna kadar güveni esas aldı. Bir kişi inandı, birkaç kişi de ona inandı ve artık yürüyüşe çıkmak için her şey hazırdı. Gerisini gelişmeler gösterecekti. Elde avuçta para yoktu, dernek ve dergi gibi bir şey yoktu, tecrübe yoktu, destek olacak bir olanak da ufukta pek görünmüyordu. Böyle bir durumda Kürdistan gibi adı sanı neredeyse unutulma noktasına gelmiş bir coğrafya ve halk adına yola çıkılıyordu. Bu, korku tünelleriyle dolu dehşet verici bir yolculuktu. Daha ilk günden ne tür tehditler ve tehlikelerin grubu beklediği ortaya çıkıyordu. Hemen katliamlar akla getiriliyor, Kürtler yeniden mi katliamdan geçirilecek? deniliyordu PKK yi ve onun militan yap s n tan mak için PKK nin ortaya ç k fl koflullar n ve bu ç k fl sürecindeki kadro flekillenmesini iyi anlamak gerekir. Dünya, bölge ve a rl kl olarak Türkiye olmak üzere Kürdistan daki 1970 li y llar ve onun k sa zaman öncesini do ru bilmek, anlamak ve yorumlamak, PKK yi ve onun ilk y llar n anlamak için önemli bir veri olmaktad r. PKK ayn zamanda bir önderlik hareketi oldu u için, PKK yi anlamak, Önderli inin yaflam tarz ve durufluyla da ilgili olmaktad r. Önderli in ahlaki, ruhsal ve vicdani yaklafl mlar - n n yan nda, arkadafll k iliflkileri, olay ve olgulara bak fltaki elefltirel duruflu, öngörüsü ve yaflam n tüm kesitlerinde örgütlü oluflu gibi temel özellikler PKK nin gelecekteki temel ilkeleri haline gelecektir. Onun için PKK ye do ru bak fl ve PKK tarihini do ru yorumlay fl, ayn zamanda Önderli e de do ru yaklafl m ve O nu do ru anlamak anlam na gelmektedir. PKK ayn zamanda bir halk n neredeyse durdurulan tarihinin yeniden ve hem de ça lar y llara s d ran bir h zla yaz m anlam na gelmektedir. O aç dan PKK yi anlamak, onu do ru yorumlamak, Kürdistan toplumu ve kiflilik flekillenmesi tarihini do ru kavramak ve bilince ç karmaktan geçmektedir. PKK'yi anlamak insan n gerçe ini anlamakt r. PKK hareketi, dillendirdi i ilk sözcüklerden bu yana bir insanl k hareketi olarak flekillendi. PKK kendisini hiçbir zaman dar ulusal, inançsal ve s n fsal kal plar içerisine sokmad. Belki yeni paradigma kapsam içinde olmayabilir ancak ona fazla uzakta durmay p bafl ndan itibaren dogmatizmi reddederek, her geliflme ve veriyi bir derinleflme ve aray fl nedeni olarak gördü. Onun için PKK yi anlamak, bir bütün olarak insanl n geliflim evrelerinin maddi ve manevi tüm boyutlar n anlamaktan geçiyor. K saca PKK yi anlamak asl nda insan n gerçe ini anlamak oluyor. Onun için PKK yi anlamak ve tan mlamak, salt bilimsel ölçülerle mümkün olmuyor. Hücrelerine kadar duygu ve düflünce yüklü insan anlamak nas l oluyorsa, PKK yi de öyle ele almak gerekiyor. Nas l ki, insan n var olan potansiyeli tam olarak bilinemiyor ve bu potansiyel parça parça hem de zamana yay - larak dinamik hale geliyorsa, bir enerji ve maddi gerçeklik olarak kendisini nas l d fla vuruyorsa, PKK de benzer bir geliflim seyri izliyor. Temelinden çat s - na kadar haz rlanan, iç ve d fl dizayn yla tamamlanan bir binaya benziyor PKK. Ama ne bina bitiyor, ne de dizayn tamamlan yor. Nas l ki insanl k son sözünü söylemekten ne kadar uzaksa, gerçekte PKK de ayn durumu yafl yor. Onun için PKK nedir, ne anlama geliyor, hangi objektif ve sübjektif koflullar n ürünüdür gibi sorular n pefline tak larak aç klay c anlat mlar yapmak yerine, sözü k sa geçmifl zaman n, yani y l öncesinin geliflmelerine b rakarak, PKK lileri, onlar n yaflamlar n, iliflki, eylem ve düflünce düzeylerini anlatmaya çal flmak en do rusu olacakt r l y llar n sonu ve 70 li y llar n bafl, dünya ve a rl kl Türkiye olmak üzere bölgede önemli geliflmelerin ya-

52 50 SERXWEBÛN Aral k 2008 fland ğ ve insan yaflam n n art k bir bütün olarak gözden geçirilmesi gerektiği mesaj n n yoğun olarak verildiği y llard. Sanki tarihin enerjisi yeniden insanl ğ n vicdan n sorguya çekiyordu. ki kutuplu dünyada, hem bu dünya gerçekliğini sorgulayan, hem de mevcut bilinç düzeyi ve güncel ç karlar gereği kutuplar n buz kal plar aras na s k fl p kalan bir sorgulama gücü olufluyordu. Bu sorgulama gücünü, destans kahramanl klar n ötesinde, bugün elbette farkl bir gözle ele al yoruz. Bu güçler kapitalist modernitenin mezhepleri olmaktan ve ona yeni bir enerji katmaktan öteye gidemediler diyoruz. Liberalizmin, karfl tlar n bile nas l yedek lastik durumuna getirdiğinden bahsediyoruz. Ama buna rağmen, o gün geliflen ve tarihin befl bin y l öncesinin insan n ve onun iliflkilerini arayan devrimci ruhun hakk n da teslim etmekten geri durmuyoruz. Yani hem elefltiriyoruz, hem de sahip ç k yoruz. O günleri devrimci bir yaflam n çocukluk y llar olarak değerlendirirsek, hiçbir zaman çocukluk hayallerimize ihanet etmeyeceğimizi ortaya koyuyoruz. flte PKK, çocukluk hayallerinin özgürlük özlemlerini gerçeklefltirmenin ad oluyor. Madem insan tasar m ve hayal gücünün ürünü olarak ortaya ç kt ve madem insan büyük ütopyalar n ilk önce bilinç kurgular ile gerçeklefltirdi, o halde PKK de o insandan geri kalmaman n ve geri kal nmayacağ n n sözü oluyor. PKK nin çıkış sürecinde dünyada ve Türkiye de yaşanan durum 1968 lerde iki kutuplu bir dünya vard. Bir kutup ABD, diğer kutup SSCB önderlikli reel sosyalizmdi. Arada çeflitli tonlarda ve bu önderliklerle çeliflen, ama durufllar yla onlara karfl koymaya güç getiremeyen farkl merkezler mevcuttu. Ad na üçüncü dünya denen bu güç merkezleri de, var olan egemenlikçi sistemin imkanlar na kavuflmak istiyorlard. Asl nda hepsi de kapitalist modernitenin sağdan, soldan ortadan temsili yar fl na girmifl güçler oluyordu. Ama tarih bafllang - c ndaki insan ar yor. Yani yanl fllar çok, ama bofl bir çaba olmayan bir insan bulma aray fl sürüyor. Güneydoğu Asya kayn yor. Afrika ve Latin Amerika hakeza öyledir. Ulusal kurtulufl hareketleri ad alt nda küçük ve yeterli donan m olmayan halklar dev gibi güçlere karfl savafl yor lerin bafllar nda ilkeleri konulmufl, uluslar n kendi kaderini tayin hakk talebi yar, yeni ve klasik sömürgelerin temel ç k fl noktas olmufl ve bu noktadan çakan k v lc m tüm bozk rlar tutuflturuyor. Hemen yan bafl m zda efsaneleflen gerillay kendi ülkelerine tafl ran Gençler yoksul gecekondu mahallelerinin devamlı konukları olmuş, sosyalizm, eşitlik ve özgürlükten bahsediyorlar. Devrimciler, işçi-köylü gazetelerini satıyorlar. Sendikalar ya da öğrenci evleri ve öğrenci yurtları hep devrimcilerin yüce iddialarının tartışıldığı merkezler olmuş. İnsanlar değişiyor, hayalleri değişiyor, yürüyüşleri değişiyior, giyim kuşamları ve beğenileri değişiyor. Yoksul çoğunluk, devrimci gençliğin öncülüğünde aydınlanıyor, örgütleniyor, eyleme geçiyor Filistinliler çocuk generaller yarat yor. Tüm dünyada modernitenin hem solunu, hem de sağ n elefltiren, ağ rl kl olarak öğrenci gençlik hareketleri biçiminde ortaya ç kan 68 eylemlilikleri, Doğu-Bat tüm metropol merkezleri sars yor. Sol içerisinde hem düflünsel, hem de eylemsel olarak SSCB flahs nda gerçekleflen sosyalizm sorgulan - yor. Latin Amerika n n efsane gerilla lideri Che Guevara, sosyalizme olan inanc n bir iktidar gücü olmakla değifltirmiyor ve ütopyas n gerçeklefltirme yolculuğuna devam ederken flehit düflüyor li y llar, sadece entelektüel düzeyde değil, destans devrimci öykülerinin Türkçelefltirilerek günlük yaflama girdiği y llar oluyor. Sanat ve kültürün her düzeyinde umuda koflufl dile getiriliyor. flte o y llarda baflta üniversite öğrencileri olmak üzere iflçiler ve yoksul köylüler yaflam n her alan nda örgütlenme yar fl na giriyorlar. Üniversiteli gençler fabrikalarda grevlere, tarlalarda toprak iflgallerine öncülük ediyor. Yoksul insanlar yüzy llar öncesinin Bedrettin'leri, Celalileri, Babaileri olmufl; "Yaratan biz, üreten biz, yöneten de biz olmak istiyoruz" diyorlar. Gençler yoksul gecekondu mahallelerinin devaml konuklar olmufl, sosyalizm, eflitlik ve özgürlükten bahsediyorlar. Gece bekçileri ve polis devriyelerinin gece karanl ğ nda yank lanan düdük seslerine kar flan koflar ad m ayak sesleriyle devrimciler, iflçiköylü gazetelerini sat yorlar. O dönemin önder kadroları demokrasi ve sosyalizm düşüncesiyle yatıp kalkıyorlar Üniversite kantinleri, köy evleri, kahvehaneler, gecekondular, fabrikalar, sendikalar ya da öğrenci evleri ve öğrenci yurtlar hep devrimcilerin yüce iddialar n n tart fl ld ğ merkezler olmufl. nsanlar değifliyor, hayalleri değifliyor, yürüyüflleri, giyim kuflamlar ve beğenileri değifliyor. Tiyatrolar n, filmlerin, türkülerin, romanlar n, resimlerin konular değifliyor. Türkiye de daha önceleri hesapta olmayan bir fleyler oluyor. fiimdiye kadar kader-al n yaz s olarak görülen fleyler, asl nda öyle değilmifl deniliyor. Dernekler, üretim ve tüketim kooperatifleri ç ğ gibi büyüyerek çoğal yor. Gençler köylerde ekin biçiyor, köylerin yollar n ve köprülerini yap yorlar. Sar sendikac l k mahkum ediliyor ve yerine devrimci sendikac l k konuyor.

53 Aral k 2008 SERXWEBÛN 51 Do uya elektrik, yol, su ad alt nda s radan taleplerle de olsa Kürt sorunu tart fl l yor, mitingler düzenleniyor. Güney Kürdistan da var olan peflmerge hareketi, gazete ve radyo haberlerinin konusu oluyor. Eksik ve yanl fl da olsa, çözüm yerine esasta çözümsüzlük içerse de, Kürtler ve Kürt sorunu tart flmalar n gündemine giriyor. flte böylesi bir atmosferde var olan rejim, s k nt lar na ra men sürüyor. Ama yoksul ço unluk, devrimci gençli in öncülü ünde ayd nlan yor, örgütleniyor, eyleme geçiyor ve devrim liderleri flekilleniyor. Gerilla art k Türkiyelilefliyor. Çözümü silahl mücadeleyle ele alan örgütler kuruluyor. FKF (Fikir Kulüpleri Federasyonu), akademik gençlik örgütü olmaktan ç k p farkl çözüm aray fl nda olan örgütlerin ana rahmi ifllevini görüyor. THKP-C ve Mahir Çayan, Ulafl Bardakç ve Hüseyin Cevahir; THKO ve Deniz Gezmifl, Sinan Cemgil, Yusuf Aslan ve Hüseyin nan; TKPML-T KKO, brahim Kaypakkaya ve Ali Haydar Y ld z gibi isimler sadece düflünceleriyle de il, örnek yaflamlar ve cesur eylemleriyle Türkiye ve Kürdistan halklar n n ayd nlanmas n n simgeleri oluyorlar. Halklar n özgürlük davas na samimi ba l l klar gönüllerde taht kurmalar n sa l yor. Türkiye sol hareketinin tarihi düflünüldü ünde, elit bir ayd n kesimin s n rlar n aflmayan sosyalist hareket, 1968 li y llar n bir avuç gençlik önderinin flahs nda genifl yoksul kitlelere ulafl yor. flçi, iflsiz, köylü, ö renci ve birçok ara s n f ve katman n yan nda, kad n, genç ve çocuk denecek yafltaki insanlar, neredeyse o dönemin önder kadrolar flahs nda özgürlük, demokrasi ve sosyalizm düflüncesiyle yat p kalk yorlar. Soygunlar, çat flmalar, polis bask nlar, iflkenceler ve flahadet haberleri, kitlelerin ilgisinde azalma flöyle dursun, tepkisini giderek artt r yor. Yüz binlerin kat ld protesto eylemlilikleri, grevler, on binlerin kat ld toprak iflgalleri art k günlük geliflmelerin rutin haberleri içinde yer al yorlar. Soldaki özellikle anti- Amerikanc örgütlenme karfl s nda, sistemin bafl jandarmas ABD taraf ndan özellikle 1950 lerle birlikte örgütlenen kontrgerilla (flimdilerde Ergenekon deniliyor) hareketi, sa da da giderek MHP ad n alan faflist bir siyasal oluflumla soldaki geliflmeyi dengeleme ya da yönlendirme yoluna gidiyor. Bunlar n d fl nda Ankara, stanbul ve Diyarbak r merkezli DDKO adl Kürdistan a özgü dernekleflmeler de geliflmeye bafllam fl bulunuyor. Türkiye devrimci mücadelesinin grup oluşumu üzerindeki etkisi Misak- Milli s n rlar içinde Türkiye'de san rsam bu geliflmeden etkilenmeyen tek bir bölge kalmam flt Haziran direniflleriyle zirveye ç kan iflçi eylemlikleri, 'Tam ba ms z Türkiye' fliar alt nda devrim öncesi dönemleri an msat yordu. Kriz halinde olan egemenler ve art k böyle yönetilmek istemeyen yoksul halk, sanki tayin edici son raundu için ringe ç kmaya haz rlan yordu. flte daha sonra kendisine Kürdistan Devrimcileri' diyen grubun kadrolar da bu atmosferin içinde flekilleniyordu. Bu durumda ya devrimin kabaran coflkusunun sarhofllu una kap lanacakt ya da zulüm girdab nda bo ulup gidilecekti. Üçüncü ve esas olmas gereken nokta ise, kendini her koflul alt nda süreklilefltiren, do ru devrimci perspektifle donanm fl, stratejisi netleflmifl bir programa sahip ve güncel taktik geliflmelere güç getiren devrimci bir parti öncülü ünde sürece yön verilecek ve ayd nlanan ezilen emekçi y nlar örgütlü bir mücadeleye kanalize edilecekti. San r m Türkiye devrimci gençlik hareketinin öncüleri bunlar hep tart flt lar. Onun için farkl örgüt ve eylem biçimlerine de yöneldiler, ama bunlar süreklilefltiremediler. Ne kendileri için güvenli alan yaratabildiler, ne de süreklili i sa layacak ihtiyati kuvvetler oluflturabildiler. Bütün örgütlü yap lar n cepheye sürdüler. Durum böyle olunca, sarp engebeli denilen yolda birer birer düfltüler. Diz çökmediler, ama yenildiler. Düflerken belki de ak llar na bile getirmedikleri Kürdistan Devrimcileri için özgürlük belle i oluflturdular. 12 Mart darbesiyle bafllayan y llar, soluk solu a geçen günlerin beklentileriyle doluyordu. Dara açlar, iflkence haneler, toplu ve tek tek flahadetler ya bütün beklentileri zulüm cenderesinde bo acak ya da f rt nal aç k denizlerde bir f nd k kabu u gibi sallanarak k y ya ulaflan gemi kaptanlar yaratacakt. kisi de oldu. Dev dalgalar n alt üst olufllar nda neredeyse bütün gemiler paramparça oldu. Paramparça olmufl enkazlar k y lara tafl nd. flte o enkazlar n yaratt ruh hali üzerine Karao lan-ecevit efsanesi haz rland. Devrimin efsanesinin yerine yenisi gerekiyordu. Neredeyse mitolojik kahramanlar aratmayacak flekilde belleklere kaz nan Deniz'lerin, Mahir'lerin, brahim'lerin ve yüzlerce devrimci militan n görkemli ç k fllar yerine yeni bir bellek ikame ediliyordu. Ecevit efsanesi Türkiye siyaset sahnesinde böyle sahne ald. K br s iflgali köy-kent projeleri, toprak reformlar, Özel Harp Da-

54 52 SERXWEBÛN Aral k 2008 iresi aç klamalar ad alt nda 'Toprak iflleyenin, su kullanan n' slogan yla kabaran devrimci direnifl ruhu devletin de irmenine su tafl r hale getirilmek isteniyordu. Yeni bir önderlik doğuyor flte o koflullarda, geleneksel tüm iliflkilere rest çekmifl, dinsel ideolojide oldukça derinleflmifl, insan n mutluluk aray fl nda sa n bir mutluluk olamayaca n gören bir genç, '68 kufla - n n ideolojik-politik a rl n hissederek, insanl n kurtuluflunun ancak sosyalizmden geçece ine inan yor. Ad Abdullah Öcalan'd r. Köyünde 'da n delisi' denilen, okulunda s n f n n en çal flkan olarak ö retmenlerinin gözüne giren, sessiz sakin haliyle tart flma platformlar n n iyi bir dinleyicisi ve izleyicisi olan bir gençtir. Sosyalizme oldu u kadar Kürt sorununa karfl ilgilidir. DEV-GENÇ ve önderli inin samimiyetine inanan, ona sempati duyan Abdullah Öcalan, çocukken aile ve köy iliflkilerini sorgulayarak metropole kadar gelmifl, sorgulama ve elefltiri sürecine burada da devam etmifltir. Hiçbir zaman hiçbir fleyi tamamlanm fl olarak görmemifl, eksikliklerini aram fl ve mutlaka tamamlama aray fl içerisinde olmufl bu genç adam, aray fl na öfke katmay da eksik etmemifltir. Bu genç devrimci 12 Mart faflizminin cenderesinden bir biçimde geçmifl, bu durum öfke ve aray fl n daha da büyütmüfltür. Deniz'in idam sehpas nda hayk rd 'Kürt ve Türk halklar n n kardeflli i' sözü belle ine bir nak fl gibi ifllenmifltir. Mahir'in, daha netleflmemifl haliyle olsa da Kürt meselesini ele almas onun aç s ndan oldukça önemlidir. Mahirlerin katledilifllerinin hemen ard ndan Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde bafllat lan boykot eylemine öncülük etmesi de yoldafllara ba l l k konusundaki tutarl l n n ifadesidir. Yeni bir dönemece girilmiflti; yeni bir önderlik do uyordu. Önder Apo yapt çözümlemelerde o dönemi ve kendisini öne ç karan koflullar kapsaml de erlendirdi. Tüm öncü kadrolar n birer birer flehit düfltü ü, önemli bir k sm n n esaret alt na al nd koflullarda ruhsal olarak en haz rl kl, karar olarak tamamen ikirciksiz olan, inanç konusunda hiçbir tereddüttü olmayan kifli bayrak koflusunun en bafl na geçecekti. Devrim bir maraton yar fl gibiydi. Bu kofluda bayrak elden ele geçerek hedefe ulaflabilirdi ve bayrak o dönemde Abdullah Öcalan' n elindeydi. Abdullah Öcalan tarihsel maraton koflusunun bayra n tafl - may üslenmiflti, ama bu kez tafl ma biçimi farkl olmal yd. Yeni bayraktar, öncüllerinin durumunu ve niçin yenildiklerini çok köklü bir biçimde de erlendirdi. Mustafa Suphi'ler, fiefik Hüsnü'ler, T P deneyimi ve en son 68 kufla Yenilgi sanki bir kadermiflçesine hepsinin yakalar na yap flm flt ve bu kaderi de ifltirmek gerekiyordu. Önder Apo çözümlemelerinde bu sürecin nas l sorguland n çok detayl olarak ele al yor. Neden örgütte süreklili in ve Kürt sorununun öncelik kazand n ortaya koyuyor y l Mart sonu-nisan bafl nda Çubuk Baraj toplant s yap l yor. Çevrede hiç kimse olmad halde, kulaklara "Kürdistan sömürgedir" cümlesi f s ldan yor. Bu hem bir iddia hem de bir korkuyu ifade ediyor. Elbette örgütlenme bir tedbir hareketidir, dolay - s yla tedbiri elden b rakmamak gerekir. Hele bir de konu Kürdistan olunca, bin kez daha tedbirli davranmak zorunludur. Yenilen Kürt isyanlar, idam edilen isyan önderleri, umudu defalarca k r lan mazlum Kürt halk n unutmamak gerekir. Yani yeni öncülere, tamamlanmam fl görevlerin sorumlulu u da yüklenmektedir; k y mlar ve k r mlardan geçen bu halk bir daha hayal k r kl yaflamamal d r. Sadece bu da de il, Kürt sorununun çözümü Ortado u halklar n n özgürlü ünün de temel halkas d r. Tarihin 2500 y l öncesinde bunun örne i yaflanm flt r. Ütopya aç kt r: nsanl - n kurtuluflu mücadelesinde Kürdistan'da bafllayacak özgürlük yolculu u Ortado u Demokratik Konfederasyonunun kap s n aralayacakt r. Bölge yeni türden bir Sovyetik sistemle dünya devrimlerini taçland racakt r. Onun için o zamana kadar söylendi i gibi, Kürt sorunu demokratik ya da sosyalist Türkiye gerçeklefltikten sonra çözülmeyecektir. Aksine, Kürdistan ulusal kurtuluflu Türkiye nin de kurtuluflunun anahtar olacakt r. Bunun için kendisini süreklilefltiren öncülere ve onlardan oluflan öncü bir kurmay partiye ihtiyaç vard r. Asl nda burada her fley gün gibi ortaya konulmakta ve Türkiye sol tarihinde önemli bir yol ayr m ortaya ç kmaktad r. Bir yanda da lan ö renci gençlik hareketini toparlama çal flmalar, di er yanda "Kürdistan sömürgedir" tezine dayal örgütsel ve eylemsel çözüm aray fllar söz konusudur. Bafllang çta DEV- GENÇ gelene ini yeniden canland rma hedefine ba l olarak, öncelik ö renci gençli in toparlanmas çal flmalar na veriliyor. Çünkü üniversitelerde, liselerde ve hatta ilkokullara kadar faflistler ve dinciler yayg n olarak örgütlenmeye giriflmifltir. Bir zamanlar devrimcilerin örgütlenme merkezleri olan yoksul köylü, iflsiz, iflçi yerleflim ve çal flma yerleri, onlar için adeta temel çal flma sahalar na dönüflmüfltür. Gericilik devrimci örgütlerin da n kl n f rsat bilerek kendisini örgütlemektedir. Fabrikalar, gecekondu mahalleleri, köyler, kasabalar, hatta flehirler art k siyasal kimlikle an l r hale geliyorlard. Erzurum, Yozgat, Malatya, Urfa, Marafl, Elaz ve daha birçok il faflist karargahlar olarak tan mlan yorlard. Yerden mantar biter gibi faflist-dinci sendikalar, imam hatip okullar aç l yordu. Çubuk Barajı toplantısıyla fırtınalı günler başlıyor Kürdistan'da ilkel milliyetçili in farkl görünümleri olan örgütlenmelere de gidiliyordu. Ciddi bir örgütsel tecrübesi olmayan, sadece iki sözlü bir cümlenin gereklerini yerine getirmenin inanc n tafl yan, ama mutlaka baflar lmas gerekti ine inanan bir grup genç, Ankara'da Çubuk Baraj k y s nda bir araya gelmiflti. Önder Apo o günleri 'f rt nal günlere' benzetiyor. Yer gök birbirine kar flm fl; a açlar kökünden söken f rt nalar, gök delinmiflçesine boflalan ya mur, patlayan flimflekler ve düflen y ld r mlar alt nda ve simsiyah

55 Aral k 2008 SERXWEBÛN 53 bir gecede, "Ne olaca z?" sorular yla dolu bir yaflam vard. Dönemin daha çok ütopik olan, yürek ve beyinleri hayallerle dolu ve yaflamdan kendileri için hiçbir fley beklemeyen, güneflin zapt na ç km fl genç önderleri, en de- erli varl klar olan canlar n ortaya koymaktan çekinmemifllerdi. Efsanelerdeki kahramanlar gibi ortaya ç km fllar ve sanki hayalmifller gibi birdenbire yok olmufllard. Geriye sadece yürek at fllar kalm flt. Tabii hissedenler için bu böyleydi. Ö renci evleri ve fakültelerdeki tart flmalar ADYÖD ün kurulmas n getirmiflti. Yönetiminde bugünün efsanevi örgütü PKK'yi yaratan Abdullah Öcalan ve Haki Karer de yer al yordu. K z lay'da Tapu Kadastro Okulu ile Amerikan pasaj aras ndaki zmir caddesine paralel ara sokakta, birkaç katl bir binan n üst kat nda ve daha yeni kurulmufl olan TS P Merkezinin hemen karfl s nda yeni bir karargâh oluflmufltu. Haki Karer Ordu-Ulubeyli yoksul bir ailenin çocu u olan ve Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'ni okuyan Haki Karer için, Önder Apo'nun "O benim gizli ruhumdu" dedi i bilinmektedir. Babas ve annesi, Haki için, çocukluk ve gençlik y llar nda aile yaflam içerisinde tam bir emekçi profili çizmektedir. Haki, fundal klar n içindeki beton ve briket kar fl m evin yap m ustas, evin önündeki genifl fundal n ve bahçenin düzenleyici mimar ve iflçisidir. Di er erkek kardefllerine inat, tepeden t rna a enerji yüklü bir emekçidir. Tembellik nedir bilmeyen, sürekli çal flan, çevresine yard m eden ve oldukça sevilen, haks zl k karfl s nda ele avuca s mayan Haki, Ankara Beflevler'de Gazi E itim Enstitüsü, lahiyat Fakültesi, ktisadi ve Ticari limler Akademisi ve Fen Fakültesi'nden oluflan yüksek okullar toplulu unu ele geçirmeye, oray kendileri için karargâh yapmaya çal flan faflistlere karfl direniflin öncü militan d r. Tüm solcu demokrat örgenciler taraf ndan sevilen, faflistlerin, gericilerin korkulu rüyas olan Haki, k sa zamanda Ankara gençlik hareketinin önderlerinden biri olmufltu. O da Türkiye solunun sürekli yenilgisini sorguluyordu. "Bu bir kader olamaz" diyordu. Bu sorgulama onu Önder Apo ile yan yana getirmiflti. Gençlik içinde solun yenilgisi ve baflar s zl n sorgulayanlar n say s bir ev tutacak kadar artm flt. Ö renci yurtlar nda kalanlar da vard. Önemli bir k sm Bahçelievler ve Emek Mahallesi üçgeninde, lahiyat Fakültesi'ne yak n bir yerde olan Siirt Ö renci Yurdu'na yerleflmiflti. Anadolu ve Kürdistan n birçok yerinden yoksul köylü ve iflçi çocuklar, ailelerinin umudu olarak Ankara ya geliyorlard. Bunlar n küçük bir k sm yap lan sohbetler ve yürütülen tart flmalar sonunda Kürdistan ve bölge halklar n n umudu olma yolunu seçiyordu. Kemal Pir Bunlardan Kemal Pir, Gümüflhane Bayburt tan yoksul bir ailenin çocu- uydu. Dil ve Tarih-Co rafya Fakültesi'nde okuyordu. Okul faflistlerin iflgali alt ndayd. Yerinde duramayan, atak ve cesur kiflili iyle Kemal Pir, k sa sürede faflist iflgale karfl direnifl liderlerinden biri olmufltu. Hiçbir siyasal harekete kat lmam flt. Ankara'da yeni aç lm fl olan ve genellikle siyasal rengi belli olmayan, mevcut y lg n pasifist ruh halinden de memnun olmayan radikal devrimcilerin u rak yeri olan fiç -DER e gidip geliyordu. Daha çok kavgac yönü öne ç km flt. Davudi sesi, atak kiflili i ve yüzünde belirgin olan et beniyle bir ö renciden çok ajitasyon yönü öne ç kan bir halk önderini an msat yordu. Kemal Pir, faflistler ve pasifistlere karfl kendisini sert tutumu ile tan tm flt r. nsanlara karfl çok sayg l, arkadafllar na son derece ba l d r. O arkadafllar için ölümü bile göze alan bir kiflilikti. nsan onun yan nda kendisini güvende hissediyordu. Örnek olmas aç s ndan babas yla olan bir iliflkisini anlatmak istiyorum. kinci yakalan fl nda Adana Askeri Cezaevi'ne götürülüyor. Genifl bir a açl k alan içerisinde olan cezaevi tel örgü ile çevrilidir. Havaland rmada oturan tutsaklar, ziyarete gelenleri daha tel örgünün d fl ndayken görebiliyor. Yine bir görüfl günü Kemal Pir ve yan ndaki arkadafllar bahçede oturmufl sigara içip sohbet ediyorlar. Birden Kemal Pir elindeki sigaras n at p dimdik ayakta duruyor. Etraf ndakiler flafl r - yor. Kemal Pir, tel örgüye do ru bak p, "Babam geliyor" diyor. Mesafe çok uzakt r, ama O ismi okunup görüfl yerine ça r l ncaya kadar öylece dimdik ayakta kal yor. flte O Pir budur. Dostlar n n sevgilisi, düflmanlar n n sayg yla kar fl k korkulu rüyas olan Kemal Pir, babas na öyle sayg duyuyor. Belki benzetmek kaba olacak, ama Kemal Pir in Önder Apo karfl s ndaki pozisyonu da hep öyledir. Babas na karfl ç km fl m, bilemem, ama daha bafl ndan itibaren Önderli e karfl ç k fl hiç olmam flt r. Onun için inan - lan bir fleye, bir kifliye karfl kuflku

56 54 duymak ve sayg s zl k yapmak olmayacak bir fleydir. Yerinde duramayan, otururken bile sürekli hareket eden, devrimci fliddetin çözüm gücü oldu u noktas nda kendisini inand rd için silahl mücadele konusunda ikirciksiz yaklafl p f rsat n buldu unda eyleme geçen özelli i ile Kemal Pir, sadece ö renci gençlik içinde de ildir. Kemal, k sa bir süre kald Ankara n n Tuzluçay r Mahallesinde de kendisine has bir arkadafl grubu oluflturmakta gecikmedi. Ölümsüz flehitlerimizden Ali Do an Y ld r m ve Do an K - l çkaya bunlar n bafl nda geliyordu. Zaman zaman bu arkadafllar ile faflistlere karfl devrimci eylemliklere de gidiyorlard. Tuzluçay r Mahallesine Önder Apo da gidiyordu. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden tan d baz ö rencileri anti-sömürgeci mücadeleye çekmek için tart flma amaçl ziyaretlerdi bunlar. Bunlardan Vartolu olan birisinin yan - na s k s k gitti i için, o ö rencinin akrabas olan flehit fiahin K lavuz da çok genç yaflta olmas na ra men, bu tart flmalara kat l p dinlermifl. Önder Apo ise, "Bu çocuk neden gelip ikide bir sohbetimizi dinliyor?" diye k zarm fl. Bu mahalle daha önceleri ayn zamanda Deniz Gezmifl ve Hüseyin nan' n da u rak yeriydi. Mehmet Hayri Durmuş Yoksul Kürt çocuklar Kürdistan dan metropol kenti Ankara ya okumak için ak yorlar. Bu ak fl belki de bireysel kurtuluflun son umut yolculu u olarak düflünülüyor. Anneler ve babalar çocuklar n son bir çabayla okutarak 'kurtarmak' ve biraz da bu yolla ömürlerinin son y llar nda rahat yüzü görmek istiyorlar. Mehmet Hayri Durmufl da bu amaç için gelenlerden ve k sa sürede Önderli imizin ikna edici konuflmalar karfl s nda yoksul Kürt halk n n umudu olma yoluna girmeye karar verenlerden biridir. Babas, Hayri için, O ne yap yorsa, o ne söylüyorsa do rudur demifl bir keresinde. Senin o lun Apocu olmufl, Kürdistan kurtaracakm fl diye o lunu kendisine flikayet edenlere böyle söylemifl. Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi'nde okuyor. Sosyalizme sempati duyuyor. Sosyalizmin mutlaka kazanmas gerekti ine inan yor. Öteki baz gençler gibi, solun sürekli yenilgisini o da sorguluyor. Mehmet Hayri ince uzun boyu, kamburumsu yürüyüflüyle sessiz, sakin etraf izleyen, dinleyen bir insand r. Onu gören herkes o anda mutlaka çok önemli fleyler üzerinde yo unlafl yor diyebilir. Somurtkan olmayan ve hatta gülümseyen yüz hatt ve bak fl yla etraf na bir anda güven veren Hayri, genel olarak solcular n hakim oldu u Hacettepe Üniversite'sinde tart flmalar yla ve makul çözüm yaklafl mlar yla ilgi merkezi ve sayg duyulan bir insan olmay baflar yor. Oldukça ciddidir ve çevresine de sürekli ciddiyet telkin ediyor. Yaflça birço undan daha genç olmas na ra men, girdi i arkadafl ortam nda hemen herkes kendisine çekidüzen verme gere ini hissediyor. Genç yafl nda bir önder devrimcinin bütün özelliklerini temsil ediyor. Çubuk Baraj k y s nda iki sözcükten oluflan bir cümle söylenmiflti. Bu iki sözcük grubun ideolojik cephaneli inde yer alan en büyük silahlar yd. Yine Türkiye Devrimci Gençlik Hareketinin yeniden toparlanmas için ADYÖD yönetiminde yer al nm flt. Ama CHP-MSP Koalisyon Hükümetinin 1974 aff ile halen tutsak olan birçok ileri kadro devrimci de sal verilmiflti. Bu aflamadan sonra Türkiye Devrimci Hareketini aftan yararlanan ileri kadrolara b rakarak, Kürdistan devrim mücadelesi yoluna SERXWEBÛN Aral k 2008 ç k lm flt. fiimdi art k ayr bir grup do uyordu. D fl m zdakilerin Önderli- in ismine atfen 'Apocular' dedi i (daha çok küçümsemek için böyle adland r yorlar), ama grubun ise kendisini Kürdistan Devrimcileri diye adland rd yeni bir hareket olufluyor. Türkiye devrim liderleri son sözlerini Ali Do an Y ld r m devrimci mücadeleye bağlılık temelinde verdiler Zindanlar boflald ktan sonra 12 Mart öncesi birkaç isim fleklinde örgütlenen Türkiye sol hareketi, k sa sürede birçok isim alt nda siyasal yaflama girmeye bafllad. Toparlanmak ve birlik yaratmak yerine, bir amip gibi her gün yeni parçalara bölünmek solun yeni yönelimi durumundayd. Türkiye devrim liderleri son sözlerini devrimci mücadeleye ba l l k ve sosyalizme inanç temelinde dile getirerek yaflamlar n verdiler. Onlar n ard llar olduklar n söyleyenler ise, daha ilk ç - k fllar nda bu son sözlerini de farkl yorumlayarak, bir anlamda onlar n cesetlerini bile parçalara böldüler. Bu bölünme 12 Eylül'e kadar artarak devam edecekti. Kürdistan'a has örgüt olarak dernek biçiminde örgütlenen DDKD nin arkas ndan, ayn Türkiye solu da yine birçok örgütle devreye girdi. Fakat bunlar n d fl nda, 60 l y llardan beri Güney'den Hakkari ve Mardin den Bingöl, Dersim ve Elaz hatt - na kadar uzanan alanda illegal temelde örgütlenen Türkiye KDP sinin de örgütlülü ü vard. Öyle ki, o dönem

57 Aral k 2008 SERXWEBÛN 55 TKDP nin ad na konuflan S raç Bilgin, E er Apocular Kürdistan a girerse onlar n ayaklar n k rar z diyebilecek gücü kendisinde buluyordu. Bu kifli Önderli imizi Kürdistan' n bafl nda sallanan Demokles'in k l c na benzetiyordu. Kürdistan Devrimcileri bir umut yaratma hareketi olarak ortaya çıkıyor flte Kürdistan Devrimcileri neredeyse evlere kadar siyasal hareketler taraf ndan parçalanm fl bir co rafyada, yeni bir umut yaratma dalgas ve mutlaka kazanma çabas içinde büyük bir iddia ile ortaya ç k yorlard. Bir kifli inand, birkaç kifli de ona inand ve art k yürüyüfle ç kmak için her fley haz rd. Gerisini geliflmeler gösterecekti. Elde avuçta para yoktu, dernek ve dergi gibi bir fley yoktu, tecrübe yoktu, destek olacak bir olanak da ufukta pek görünmüyordu. Böyle bir durumda Kürdistan gibi ad san neredeyse unutulma noktas na gelmifl bir co rafya ve halk ad na yola ç k l - yordu. Bu, korku tünelleriyle dolu dehflet verici bir yolculuktu. Daha ilk günden ne tür tehditler ve tehlikelerin grubu bekledi i ortaya ç k yordu. Hemen katliamlar akla getiriliyor, "Kürtler yeniden mi katliamdan geçirilecek?" deniliyordu. Daha o günlerde, 1976 larda san r m Ayd nl k dergisinin bir say s nda yeni oluflan gruba dikkat çekiliyor; Apocular adl bir grup ç km fl, bunlara dikkat etmek gerekir denilerek bir tak m çevreler sanki uyar l yordu. Halbuki ortada ne bir eylem, ne bir yaz, ne de kalabal k bir topluluk vard. Ama buna ra men "dikkat edilsin" deniliyordu. Hakk n yememek gerekir, Do u Perinçek ve liderli ini yapt Ayd nl k dergisi çevresi hep 'Apocu tehlikeye' dikkat çekti. Yoksul aile çocuklar, ama ailesinin ve çevresinin hat r say l r ölçüde ilgisini toplam fl ve sayg s n kazanm fl gençler, tek tek, grup grup yeni oluflan Kürdistan Devrimcilerinin etraf nda toplan yordu. Enerjik, dinamik, sürekli sorgulayan, araflt ran yap s yla Karakoçanl Mazlum Do an da Hacettepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü ö rencisi olarak grup içindeki yerini ald. Sanki art k d fla taflman n zaman gelmifl gibiydi. Kemal Pir ilk elden Tuzluçay r mahallesinde faflistlere karfl mücadelede aktif rol alan bir grubu etraf na toplam flt bile. Belki de bu mücadele tarihinde ilk defa toplu kat l m sa layan insand Kemal Pir. Kürdistan sömürgedir tezi yeni bir çıkış oluyor "Kürdistan sömürgedir" cümlesi grubun ç k fl noktas yd. Uluslar n kendi kaderini tayin hakk ilkesi, ezilen halklar ve sömürge ülkelere, sömürgeci egemenlikten kurtularak, ba ms z devlet kurma hakk da dahil, her düzeyde kendini temsil etme hakk n tan yordu. Farkl çeliflkiler farkl yöntemlerle çözülür fleklindeki diyalektik bak fl aç s, sömürge konumundaki halk n çeliflkisini çözme görevini üstlenecek ayr bir örgütü de zorunlu k l - yordu. Onun için ayr örgütlenmek gerekiyordu. fiiddet yani zor, yeni topluma 'ebelik' yapacakt. Bu da bir ilkeydi. Var olan devrimci sosyalist literatür de bunlar kaps yordu. flgal, ilhak ve sürekli asimilasyon alt nda olan bir ulusun kurtuluflu ancak ulusal kurtulufl savafl yla mümkün olacakt. Hepsinden önemlisi, ça m z, yani 20. yüzy l proleter devrimler ve ulusal kurtulufl hareketleri ça yd ve Kürdistan bu ça n sonuna do ru giderken geriye nadir olarak kalan dört parçaya bölünmüfl klasik bir sömürgeydi. Ama Kürdistan n sömürge olmas n bir yana b - fiahin K lavuz rakal m, ayr bir halk ve ülke olup olmad n kan tlayacak ciddi kaynaklar bile yoktu. Dinci yap lanmalar ve faflistlerin d fl nda, Türkiye ve Kürdistan neredeyse mevcut statünün sürdürülmesinde srar eden sol hareketlerin iflgali alt ndayd. Beyni ve yüre i iflgal edilmemifl tek bir birey dahi kalmam flt. Sadece sömürgecilik sistemi de- il, 1971 gelene inden uzaklaflan sol da Kürdistan n yoklu u üzerinde adeta bir asimilasyon kurumu ifllevini görüyordu. Bir yanda parçalanan sosyalist dünya, birbirine giren SSCB, Çin ve Arnavutluk ve Che Guevara esintisiyle flekillenmifl sola ve onlar n ideolojikpolitik durufllar na karfl ideolojik mücadele; di er yandan KDP'nin etkisiyle flekillenmifl, daha çok Kürt orta s n flar na ve egemenlerine dayanarak örgütlenen ilkel milliyetçi yap lanmalar ve bunlara karfl mücadele; yine giderek etkisini artt ran faflist ve dinci örgütlenmelere karfl mücadele gerekiyordu. Bu mücadeleyi koflulland ran ve süreklilefltiren ideolojik donan m çal flmas, sömürgecili e karfl yürütülecek savafl n önkoflulu olmaktayd. Yani Kürdistan Devrimcilerinin ifli oldukça zordu ve bu zorluk da kendisine göre bir kiflilik flekillendirmek zorundayd. flte o koflullar, Kürdistan devrimcilerinin baflta Önderli i olmak üzere tüm kadrolar na biçim veriyordu. Düflünün: Bir tez ortaya konulmufl; bu Kürdistan sömürgedir tezi oluyor. Ama daha dünün katliamlar n n, sürgün ve dara açlar n n halen yaflanan müthifl ürküntüsüyle, Kürt toplumun-

58 56 daki insanlar adeta "Bizden uzak durun" diyorlar. Güvenmiyor ve inanm - yorlar. Öyle olunca da, kendi korkular n n üzerine gidebilecek gücü kendilerinde bulam yorlar. Sömürgecilik ya da inkar ve imha sistemi, zaten "Kürtlük ve Kürdistan ad na k m ldayan her yapra n üzerinde salland a ac kökünden sökerim" diyor. "En son 1938 de Kürt'ü mezara gömdüm, üzerini betonla örttüm" diyor. "Kürt yoktur, kart-kurt sesleri var" deniliyor. Faflistler, zaten ad üzerinde, sadece Kürtlük için de il, demokrasi ve sosyalizm ad na ç kacak her oluflumu fliddetle bast rmak için örgütlendirilmifllerdir. Hücrelerine kadar inkar ve inkarc l yafl yorlar. Kürt diriliflinin ilk taze filizlerini kesmek üzere örgütleniyor ve devrimcilere hayat hakk tan - mamakta kararl görünüyorlar. Dinciler 'ümmet' bayra açm fllar; etnik, siyasal ve inançsal kimlikleri bu bayrak alt nda toplamaya çal fl yorlar. Kuflkusuz burada as l önemli olan solun durufludur. Sol bizim de içinde yaflad m z çevrelerde hakim olan düflünüfl oluyor. Ama ne yaz k ki, daha düflünce düzeyinde bile bize yaflam hakk tan mak istemiyor. Bunun için dalga geçmekten ciddiye almamaya, aleyhte propaganda yapmaktan neredeyse tecrit koflullar n dayatmaya kadar olumsuz bir durufl sergiliyor; hatta bizi sindirmek için her yolu deniyor. Evinde, sokakta, kahvede, kantinde sürekli bir k skaç havas egemen k l n - yor. "Kürdistan var m d r, yok mudur? Varsa o halde tarihini anlat n. Tarihsiz bir ulus olmaz. Milliyetçilik yaparak halklar m z bölüyorsunuz. Bir örgütseniz, hani bir yaz l belgeniz nerede?" fleklindeki sald r lar içeren konular ve sorular daha da artt rmak mümkündür. Bulundu umuz her alanda "Bunlar serseri, lümpen, kaba kuvvetten baflka bildikleri yok, ayyafllar tak m, güvenilmez, hayalperestler, macerac - lar" fleklinde propagandalar yap larak, bizi ad m atamaz hale getirmeye çal fl - yorlar. flte bu koflullar ya da daha da derinlefltirilmifl biçimleri, küçük grubu ve Önderli ini daha ilk günden itibaren herkesten farkl olmaya götürdü. Yeni bir ütopya, yeni bir yaflamsal duruflu zorunlu k l yordu. Biz sosyalisttik ve o konularda derinleflmeye ihtiyac m z vard. Ancak bilgimiz ve tecrübemiz çok s n rl yd. Sosyalizmin temel ilkelerinin Kürdistan gibi ad san belli olmayan bir halk ve co rafyaya uyarlanmas gerekiyordu. Yurtseverlik esas olarak gücünü sosyalizmden alacakt. Her türlü dar ulusçu, milliyetçi etkiden uzak kalmak için sosyalist olmak, enternasyonalist olmak esast. Örnek olmas aç - Daha ilk günden sistemin kontrolü altına girilmemeliydi. Bunun için dergi, dernek, parti, silahlı eylem gibi araçlara başvurulmamalıydı. Öncülerin söz ve yaşam gücü haline gelebilmesi için sosyalist bir zihniyetle donanması gerekiyordu. Kendini anlatma ve kabul ettirme ancak dil gücü ve örnek bir yaşam duruşuyla mümkün olacaktı. Onun için okumak araştırmak, düşünsel genişlik içinde insan kazanmak ve bu temelde en geniş topluluklara ulaşmak gerekiyordu s ndan, o dönemlerde duvarlara yazd - m z ilk slogan Yaflas n Ba ms zl k ve Proletarya Enternasyonalizmi idi. İnsanlığın buluşması olarak PKK gruplaşması flte ideolojik grup bu koflullarda ortaya ç kt ve flekillendi. Bu flekilleniflte inanç kesinlikle önde geldi. Önderlik, belki de Ortado u insan n n ruhani özelli inin a r basmas ndan olsa gerek, inanç yan a r basan bir grup yaratt. Bu grup hem Önderli ine ve hem de birbirine güvendi. Sonuna kadar sad k kalmay esas ald. Ortak yaflam içinde, ayn mekanda, bir anlamda ruhlar n birleflmesi çal flmas yap ld. Bu ruh, etnik kimli in ötesinde, adeta insan n bulunmas ve buluflmas yd. Belki de Önderli in hemen yak n nda bulunan Haki Karer ve Kemal Pir gibi SERXWEBÛN Aral k 2008 Türk arkadafllar n olmas bunda rol oynam flt r. Ayn flekilde yaflam hep do ru insan aramakla geçmifl olan Önderli in sosyalizmde insan bulma karar n k lmas, yine Denizler ve Mahirlerin an s n yaflatma tutumu da bunda belirleyici olmufltur. Çünkü Önderlik, daha ç k fl n n ilk an ndan itibaren, onlar n özgürlük özlemlerini gerçeklefltirme sözünü vermifltir ve bunu kendi yol arkadafllar na her zaman hat rlatm flt r. Öncüllerine ve arkadafllar na lay k olma sözü, bu hareketin temel ilkesi olarak böyle flekillendi. nanç, söz ve söze mutlaka lay k olma ilkesiydi bu. Moskova-Pekin çat flmas ve daha sonra reel sosyalizmde yaflanan parçalanma karfl s nda, grup olarak "SSCB, Çin veya Arnavutluk flöyle do ru, böyle yanl fl" gibi bir tutum içerisine girilmedi. Bürokratikleflen sosyalizm, devletle bütünleflen parti, halkç karakterini yitiren rejim hep elefltirildi fakat hareketin esas gündemi bu de ildi. Türkiye ve Ortado u devrimlerinin kilidi Kürdistan da aç lacakt. Bunun üzerinde yo- unlaflmak, baflta Kürtler olmak üzere bölge halklar n bu gerçeklikle tan flt rmak gerekiyordu. Bu tan flman n gerçekleflmesi için tüm araçlar yarat c bir tarzda devreye konulmal ve bu yürüyüflte tedbir asla elden b rak lmamal yd. Daha ilk günden sistemin kontrolü alt na girilmemeliydi. Bunun için dergi, dernek, parti, silahl eylem gibi araçlara baflvurulmamal yd. Öncülerin söz ve yaflam gücü haline gelebilmesi için sosyalist bir zihniyetle donanmas gerekiyordu. Kendini anlatma ve kabul ettirme ancak dil gücü ve örnek bir yaflam durufluyla mümkün olacakt. Onun için okumak araflt rmak, düflünsel genifllik içinde insan kazanmak ve bu temelde en genifl topluluklara ulaflmak gerekiyordu. Bundan dolay grupsal ve bireysel e itimler önemliydi. Grubun tüm üyeleri okumak gibi bir zorunlulukla karfl karfl yayd. Evlerde ve yurtlarda üçer, befler kiflilik e itim gruplar oluflturuldu. Bunun d fl nda zaman zaman Önderli in yapt ya da daha fazla kiflinin kat ld grup toplant lar nda, Kürdistan ve sömürgecilik tarihine ve devrimci çözüme iliflkin konular iflleniyordu. Bu toplant larda

59 Aral k 2008 SERXWEBÛN 57 ortak düflünce olufluyordu. Bu toplant - lar, Bolfleviklerin ideolojik yay n organ Iskra'n n rolünü görüyordu. Bu toplant lara kat lan herkes, gitti i her yerde ayn fleyleri söylüyordu. Bu durum di- er sol gruplar flafl rt yordu. "Bir derginiz ve kitab n z yok, ama hepiniz ayn fleyi söylüyorsunuz. Bunu nas l baflar - yorsunuz?" diye soruyorlard. K sacas ideolojik birlik son derece önemliydi. Özellikle Ankara'daki bafllang ç döneminin teorik araflt rma ve inceleme dönemi olarak tan mlanmas da buradan kaynaklan yordu. Bu konuda Mao'nun bir cümlesini kendimiz bir ilke olarak ele al yor, "Araflt rma yapmayan n konuflma hakk yoktur" diyorduk. Etiyopya-Eritre örneği Kürtlere ve Kürdistan tarihine iliflkin olarak Bazil Nikitin in Kürtler ve Minorsky nin Ça dafl Kürdistan Tarihi gibi kitaplar elimizdeki s n rl kaynaklardand. Tarih konusunda ortada baflka kitap yoktu. Daha sonra Yaklafl m Yay nlar ad alt nda yay nlanan, bir tarih dizisi olarak s raya konan ve bizim taraf m zdan Kurtulufl örgütünün imkanlar yla illegal olarak bas lan ve sadece kendi yap m z içerisinde da- t lan M. Emin Zeki nin Kürdistan Tarihi kitab vard. Ksenofon un Anabasis kitab ve Heredot Tarihi de bizim için birer kaynak gibiydi. Bir ara Mazlum Do an arkadafl Genelkurmay baflkanl na ait olan ve Kürt isyanlar n konu alan baz belgelere ulaflm flt. Bunlar düflman gözüyle de olsa, en az ndan yak n tarihimizin bir yüzüne bir parça fl k tutuyorlard. Korkunç imkans zl klar ortam nda bunlar ciddi birer imkan olarak görüyorduk. Hiç unutmuyorum; Siyasal Bilgiler Fakültesinden Antepli bir ö renci, Cezayir'de ç kan bir gazetede yer alan Eritreli ö rencilerin uzunca bir mektubunu Türkçeye çevirmiflti. Eritre, Etiyopya'n n bir sömürgesiydi. Bizler Türkiyeli sol gruplarla tart flt m z zaman, "Türkiye'- nin kendisi zaten yar ya da yeni sömürge bir ülkedir. Böyle bir ülkenin nas l sömürgesi olabilir?" diye sürekli karfl ç k yorlard. Onlara kal rsa, sömürgeler ancak denizafl r ülkeler için geçerli bir tan m olabilirdi. Oysa tercüme edilen yaz da ad geçen Etiyopya bir yar sömürgeydi ve Eritre gibi bir sömürgesi vard. Bu örnek tezimizi do rulayan çok önemli bir kan t durumundayd. Bu yaz y kitaplaflt rd k ve bütün arkadafllara da tt k. Bizim için önemli bir e itim materyali de oldu. Daha sonra kitap olarak Yöntem Yay nlar aras nda ç kt. Bütün bunlar n yan s ra, temel sosyalist ö retinin özümsenmesi için grup e itimlerinde okunup tart fl lacak kitapl k bir listemiz vard. Politzer'in Felsefenin Temel lkeleri kitab yla bafllayan bu kitap dizisi tüm gruplar n ortak e itim kaynaklar yd. Bunlar n d fl nda Çin ve Vietnam devrim deneylerini anlatan kitaplar, Afrika'daki ulusal kurtulufl hareketleri ve Küba Devrimini anlatan kitaplar önemli araflt rma ve seminer konusu olan kaynaklard. Arnavutluk Emek Partisi Tarihi, SBKP, ÇKP, Vietnam flçi Partisi tarihi kitaplar da temel kaynaklar m z içindeydi. Uluslar n Kendi Kaderlerini Tayin Hakk, Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu gibi Marksist-Leninist kitaplar da kaynaklar - m z aras ndayd. Engels ve Lenin'in hemen hemen tüm eserleri okudu umuz temel kitaplar oluyordu. E itimlerimiz, o dönemin bak fl aç - s n n içerdi i zaaflara ra men, bize insanl k tarihi hakk nda bütünlüklü bir anlay fl kazand r yordu. K sacas Kürdistan Devrimcileri denilen grup içinde yer alan her kifli, k sa süre içinde, belki de en fazla bir y l içinde, o dönem temel olarak tespit edilen en az 100 kitap okuyup bir tart flma düzeyine gelmekle karfl karfl yayd. Düflünsel birlik iflte böyle yarat l yordu. Olgunlaşan düşünceler örnek davranışa ilişkiye ve eylemlere dönüşüyor Grup sohbetleri ve tart flmalar nda ortak ruh gelifltirilirken, ideolojik grubun flekillenmesi neredeyse 1975 in sonlar nda tamamlan yordu. Art k grup kendi düflüncesini her alanda yayacak duruma gelmiflti. Olgunlaflan düflünceler örnek davran fllara, iliflkiler ve eylemlere dönüflüyordu. ncil kitab nda geçer: sa, geçimini bal k avlamakla geçiren ve sonradan havarilerine kat lacak insanlara, "Siz yine kendi mesle inizi sürdüreceksiniz; ama bu sefer bal k de il insan tutacaks n z" der. nsan kazanmak, insanlar n kalplerini ve kafalar n fethetmek, daha da ileri gidip kalpleri ve kafalar de ifltirmek, ortaya ç kan her ideolojik ak - m n yapt temel çal flmad r. Bizim için de bir insan kazanmak ve Kürdistan Devrimcilerinin bir üyesi veya çevresi haline getirmek önemliydi. Onun için yüzlerce kilometre yol tepilebilir, insanlarla günlerce konuflulup tart fl labilirdi. Kemal Pir'in söyledi i gibi, bir insan kazanmak için gerekirse üç saat, gerekti inde üç yüz saat konuflulurdu. Aç susuz kalmak, yorgun ve uykusuz olmak hiç önemli de ildi. Önemli olan yeni bir insan kazanmak ya da Kürt sorununa karfl duyarl hale getirmekti. Bir arkadafl anlat yordu: Ankara'da An ttepe deki eve gitmifltik; bodrum kat nda ön ve arka iki kap s olan bir daireydi. biz üç kifliydik. Evde de Önderlik, Haki ve birkaç arkadafl daha vard. Bize hofl geldiniz dediler. Biraz konuflup tart flmak istiyoruz dedik. Önderlik, acele etmeyin, birkaç gün kalabilirsiniz, bu süreçte tart fl r z dedi ve herkes ifline koyuldu. Kitap okuyorlard. Önderlik siz de kitap okuyun dedi. Eritre Kurtulufl Mücadelesi ve birkaç kitap daha getirdi. Çok kitap vard. Onlar gösterdi, stedi inizi okursunuz dedi. Akflam Önderlik yemek yapt. Haki, oday süpürüp, ortal toparlay p bulafl klar y kad. Sonra yine kitap okuma fasl bafllad. Gecenin ilerleyen saatlerinde, san r m Ankara d fl ndan Kemal Pir geldi. Merhabalafl p hemen sohbete bafllad. Sabah otobüse binmifl, gece yar s eve gelmifl ve hemen sohbete bafllam flt. Sohbet sabaha kadar sürdü. Birkaç saatlik uykudan sonra kahvalt yap ld. Akflama kadar süren bir sohbet daha gerçeklefltirildi. Bu fas l di er akflama kadar sürdü." Yol yorgunu Kürdistan Devrimcisi, düflünce yo unlaflmas ve aktar m yla dinleniyor, yatarak de il. Ve e er bu bir insan kazanmay sa l yorsa, en büyük eylemini gerçeklefltirmenin mutlulu unu yafl yor.

60 58 Kürdistan'a taşan militan Esas itibar yla Ankara'da yo unlaflan grup, 1976 y l ile birlikte Kürdistan a yöneliyor. Antep, Dersim, A r, Kars, Urfa, Bingöl, Elaz, Batman ve Amed'e do ru yola ç k l yor. Ocaklar ndan ald klar e itimle bir h rka bir lokma misali seferine bafllayan dervifllere benzeyen kutsal ve maceral bir yolculuk bafll yor. Bu derviflleri nelerin bekledi i fazla bilinmiyordu. Adlar Kürdistan Devrimcisiydi. Herkes ne kadar derviflleflmiflse o kadar sonuç alacakt. ki sözcükten oluflan ideolojik cephanelikleri ve inançlar neredeyse tek sermayeleriydi. Bilinç de oluflmufltu. Ankara n n imkans z koflullar nda aç kalm fl, aç kta kalm fl, uykusuz ve elbisesiz kal nm fl, insan kazanman n en büyük erdem oldu unun bilinciyle bir s navdan geçmifllerdi. Beyinleri ve yürekleriyle küçük bir fedai toplulu u olarak haz rlanm fllard. Keskin k l çlar yerine, bilenmifl sözcükler kuflanm fllard. Ad na propaganda ve ajitasyon denenen sanat n en alas n sunmaya çal flacaklard. Kendilerini dinleyenlerin dudaklar n uçuklatacaklard. Koltuklar n n alt nda tuttuklar kitap sayfalar çevrildikçe yürek ç rp nt lar artacakt. Sözleriyle yüreklerin buzlar n eritecekler, beyinlerin pasl kilitlerini açacaklard. Ülkeye dönüfl karar n n al nd Dikmen Toplant s n n ard ndan yorgan n s rtlay p ilk yola düflen Haki'ydi. Apocu hareketin soy damarlar ndan biri olan bu 'bozulmam fl Karadeniz çocu u', bafllang çta skenderun ve Adana taraflar na aç lacakt. Çal flma imkanlar oluflturmak için bazen inflaatlarda çal flacak, bazen hamall k yapacakt. O dönemde kendisiyle inflaatlarda çal flm fl biri anlat yordu. "Biz bazen ifli yavafllat r, deyim yerindeyse kaytar rd k; Haki kendi evinin inflaat ndaym fl gibi çal fl rd. Mola s - ras nda konuflur, bize Kürt sorunundan söz ederdi. Üniversite ö rencisi oldu unu ö renmifltik. Ama o ö renciden çok y llar n tecrübeli bir emekçisine benziyordu. Bu yüzden konuflmas ndan daha fazla etkileniyorduk. Bir gün kendisini lokantada yeme e davet ettik, kabul etti. Biz lokantada kebap istedik, kendisine sormadan ona da kebap smarlad k. Bizden kebap paras n kendisine vermemizi istedi. Biz de verdik. Kebap yerine kuru fasulye yedi. Kebap paras ndan geriye kalan tasarruf ediyordu. Kendisine sevgi ve hayranl m z daha da artt." Haki iflte böyle bir insand. Haki bir süre sonra Batman'a geçti. Batman bir iflçi kentiydi ve bu yüzden burada çal flma yürütmek önemliydi. Ancak ilkel milliyetçiler kendisine büyük engeller ç kard lar. Türk bir devrimci olarak Kürdistan'da Kürt halk içinde çal flmas n kabul etmediler. Bunun üzerine Haki arkadafl çal flmalar n Mazlum Do an'a devredip Antep'e yöneldi. Mazlum, Batman da her zaman oldu u gibi sözlerini kurflun gibi s kacakt. Belki de insanl k, tarihi boyunca sözünü kurflun gibi s kan öylesi bir hatibi fazla tan mam flt. Mazlum do rudan, net ve her türden oportünizme karfl keskin bir söz ve davran fl gücüydü. Söz keskinli i, ideolojik keskinlik denince akla Mazlum gelirdi. O nun bu keskinli i bugünün Batman na da bir kiflilik kazand rd. Haki arkadaş emeği eylemi ve sözüyle müthiş bir bütünlük sağlıyordu SERXWEBÛN Aral k 2008 Beyinleri ve yürekleriyle küçük bir fedai topluluğu olarak hazırlanmışlardı. Keskin kılıçlar yerine, bilenmiş sözcükler kuşanmışlardı. Adına propaganda ve ajitasyon denenen sanatın en alasını sunmaya çalışacaklardı. Kendilerini dinleyenlerin dudaklarını uçuklatacaklardı. Koltuklarının altında tuttukları kitap sayfaları çevrildikçe yürek çırpıntıları artacaktı. Sözleriyle yüreklerin buzlarını eritecekler, beyinlerin paslı kilitlerini açacaklardı Haki bu kez Antep yolundayd. Ordu nun Ulubey ilçesinin fundal klar - n n çocu u, Adana ve Antep varofllar nda bir devrimcinin eme ini nas l örgüte dönüfltürdü ünün dersini veriyordu. Eme i eylemi ve sözüyle müthifl bir bütünlük sa l yordu. Ayn flekilde Kemal Pir ve yan nda ö rencisi Do an K l çkaya, ayn co rafyada devrimci militanl n tamamlay c s oluyor. Davudi sesiyle Kürdistan Sömürgedir diyerek, TÖB-DER in çay bahçesini inletiyor. Belki de insanl k, Kemal Pir'in prati inde görüldü ü türden, bedenlerde de il de yüreklerde derin izler b - rakan sözlerden oluflmufl bir kamç tan mam flt r. Kemal Pir in her sözü tam da bir kamç gibidir. Haki ve Kemal, o muhteflem ajitasyonlar yla bir anda Antep gündemini de ifltirdiler. Kürt ve Türk birçok gencin ilgisini çekip sempati ve sevgisini kazand lar. Yeni grup Antep te iki etnik kökenden gençleri bir araya getiriyordu. Gruplaflma iflçiler içerisinde de boy at yordu. Kürdistan Devrimcileri Dersim, Elaz, Bingöl A r, Kars, Batman ve Amed te ayn durumda ve büyük bir h zla gelifliyordu. Emekçi Kürt halk 'bizim çocuklar' dedi i bu gençlerde farkl fleyler buluyordu. Kürdistan Devrimcileri, yani Apocular, kendilerine devrimci diyen öteki insanlardan farkl yd. Sözleri, yaflamlar, iliflki ve davran fllar kesinlikle farkl yd. Antep ayn zamanda faflistlere karfl ilk örgütlü ve sürekli mücadelenin geliflti i bir aland. Haki faflistlere yönelik eylemlere bizzat kat l yor, yan na ald gençleri eylem içinde e itip haz rl yordu. Bu eylemlerle bir bak ma ilk flehir gerillac l n n da temellerini at yordu. Kiral k gecekondularda oluflturulan komünler, Kürt tarihinin yeniden ele al n p de erlendirilmesi ve gençli in örgütlenmesinin de kalbi ifllevini görüyordu. Bir yanda okullar, kahveler ve baflta TÖB-DER olmak üzere çay bahçeleri birer tart flma merkezi olurken, di er yandan baflta komün evleri olmak üzere iliflki kurulan tüm evler birer e itim kurumuna dönüflüyordu. K zl -erkekli, Kürt-Türk birçok genç harekete ilgi duyuyordu.

61 Aral k 2008 SERXWEBÛN y l nda Marafl katliam ve devletin Alevi politikalar Marafl ta sadece bir Alevi katliam gerçekleflmemifltir. Ayn zamanda demokratik, sol güçlere karfl bir yönelim de ortaya ç km flt r. O nedenle de Marafl katliam n n 30. y l sol, demokratik güçler taraf ndan da büyük protestolarda bulunularak karfl lanmal d r. Bu, sol demokratik güçlerin önünde de duran bir görevdir. Unutulmamal d r ki, Türkiye de ilerici, demokratik, sol çevrelere ve bir bütün olarak da topluma büyük ac lar yaflatan 12 Eylül e karfl sa lam bir durufl ancak Marafl katliam karfl s nda tutarl bir yaklafl m n gelifltirilmesiyle olanakl hale gelmifl olacakt r Marafl katliam n n 30. y ldönümüne girmifl bulunuyoruz. Türkiye de yaflanan siyasal geliflmeler yeni bir y l dönümünde Marafl katliam n daha farkl yönleriyle ele almay ve bir de erlendirmeye tabii tutmay gerekli k l yor. Özellikle de flu anda mahkemelerde yarg lama konusu olan Ergenekon davas da bunu daha da bir gereklilik haline getirmifl bulunuyor. Aç lan Ergenekon davas nda her ne kadar Türkiye nin bir dönemi aç kça yarg lama konusu haline getirilmemeye çal fl lsa da, ortaya ç - kan belgeler belirli tart flmalar n yap lmas na da neden oluyor. Bu tart flmalar n bafl nda da geçmiflte yaflanan cinayetler ve katliamlar geliyor. Marafl katliam da bunlar aras nda yer al yor. Marafl katliam n n yeni bir y l dönümünde yap lan bu tart flmalarla birlikte, bu katliam n yaflanmas nda rol sahibi olan MHP vb parti ve kimi çevrelerin a z de ifltirerek; yeni aç l mlar ad alt nda Alevi yaklafl m nda bulunmalar daha da dikkat çekici bir durum yarat yor. Tüm bu yaflananlarda Marafl katliam n birçok yönüyle yeniden ele almay daha da gerekli bir hale getirmifl oluyor. Bugün yaflananlarla birlikte ele al nd nda Marafl katliam n n neden gerçeklefltirildi i çok daha anlafl l r olmaktad r. Bas n-yay n organlar na yans t ld kadar yla Ergenekon dava tutanaklar na da bu gerçekli in yans t ld anlafl lmaktad r. 12 Eylül 1980 öncesinde Türkiye de yaflanan birçok cinayet ve katliamda Ergenekon un rolünün oldu u aç a ç km flt r. Ergenekon un bu cinayet ve katliamlar ya kendi eliyle ya da tafleronlar arac l yla gerçeklefltirmifl oldu u anlafl lm flt r. Ergenekon un neden bu cinayet ve katliamlar gerçeklefltirmifl oldu u da belgeleriyle gün yüzüne ç kar lm flt r. Ergenekon Türkiye nin derin devleti olarak örgütlendirilmifltir. Tüm NA- TO üyesi ülkelerde oldu u gibi Türk devleti içerisinde gizli NATO olarak ülke genelinde ise tamam yla özel savafl gücü biçiminde örgütlenerek konumland r lm flt r. Tam yetkili ve yasalar karfl s nda dokunulmaz k l nan bu güçler derin devlet taraf ndan gerekli görüldü ünde harekete geçirilmifl ve bunlara dayan larak provokasyonlar yarat lm fl, katliamlar, cinayetler ifllenmifltir. Marafl katliam da bunlardan biri olarak Türk siyasal tarihindeki yerini alm flt r. Marafl katliam Türk siyasal tarihinin kritik bir aflamas nda gerçeklefltirilmifltir. Siyasal anlamda iktidar güçlerinin ülkeyi yönetemez bir hale geldi i, sosyal alanda toplumun devletten umutlar n keserek farkl toplumsal sistemler aray fl na girdi i, Kürt özgürlük ve demokrasi mücadelesinin büyük geliflmeler kaydetti i, ekonomik anlamda tam bir iflas n yafland tüm bunlara da demokrasi güçlerinin bir kabar fl göstermesinin efllik etti i bir süreçte gerçekleflmifltir. Ayr ca uluslararas ve bölgesel düzeyde konjoktürel durumun varl da söz konusudur. Marafl katliam böylesi koflullar da gerçekleflmifltir. Marafl katliam n n nedenleri de bu gerçeklik içerisinde yerini bulmaktad r. Demokrasi güçleri o zamana kadarki tarihlerinde olmad kadar büyük bir at l m gerçeklefltirmifllerdir. Toplumsal anlamda bir politikleflme sa lanm fl, halk n var olan parti ve iktidarlardan umutlar kesilmifltir. Toplum art k böyle gitmez deme noktas na gelmifltir. Siyasal iktidar yöneten güçlerin aralar nda sa lam fl olduklar ittifaklar bozulmufl, ç kar ve egemenlik iliflkileri onlar karfl karfl - ya getirmifltir. Ekonomi dibe vurmufl, MF reçeteleri ülke pazar na yön verir bir hale gelmifltir. Demokrasi güçlerinin yaflad geliflmeler ise iktidar için daha fazla tehlike yaratmaya bafllam fl bu da iktidar adeta ülke genelinde ad var, kendi yok hale getirmifltir. Kürt özgürlük mücadelesinin geliflim düzeyi ise iktidar güçlerini temel varl k noktas nda sarsm fl onu her yönüyle bir telafl içerisine sokmufltur. Tüm bunlar yaflan rken, Türk egemen güçlerine ABD iflbirlikçisi olarak NATO içerisinde üzerlerine düflen görevleri hat rlat lm flt r. Türkiye devletinden Ortado u da ve Afganistan da yaflanan geliflmeler karfl s nda harekete geçmesi istenmifltir. Filistin kurtulufl mücadelesinin o süreçte Ortado u halklar n etkileme düzeyi ve srail devletinin ç karlar n önemli oranda sarsmas ABD yi telafla düflürmüfl ve buna Ortado u da geliflen Sovyetler Birli inin etkisi de eklenince, ABD nin bu telafl n tam bir pani e dönüfltürmüfltür.

62 60 Marafl katliam bir tesadüf de il önceden haz rlanm fl bir tertiptir SERXWEBÛN Aral k 2008 Bu geliflmeler, Marafl katliam n n as l nedenlerini de ortaya koymaktad r. Ancak Marafl katliam birden gerçeklefltirilmemifltir. Belirli bir haz rl k ve koflullar n buna uygun hale getirilmesi temelinde uygulamaya konulmufltur. O nedenle de Marafl katliam belirli bir sürecin tamamlay c s olarak gündeme getirilmifltir demek do ru bir yaklafl m olacakt r. Bugün bu gerçeklikler aradan otuz y l geçtikten sonra ortaya ç kan belgelerle daha da net olarak anlafl lmaktad r. Bu anlamda ortaya ç kan belgeler Marafl katliam - n n bir tesadüf olmad n ve bir tertip oldu unu gözler önüne sermektedir. Ortaya ç kan belgeler, Marafl katliam n n ad m ad m haz rland n göstermektedir. Marafl katliam ndan önce de ayn amaç do rultusunda daha farkl katliamlar ve cinayetlerin gerçeklefltirildi i, provokasyonlar n düzenlendi i aç a ç km flt r. Tüm bunlar n da bir sisteme ba l olarak, belirli bir planlama temelinde uygulamaya konuldu u ve bu anlamda, 1977 y l n n bir bafllang ç teflkil etti i anlafl lmaktad r y l nda Türkiye de Faflist bir darbenin haz rland ve uygulamaya konulmak istendi i bilinmektedir. Planlanan bu darbe tamamen bir ABD patentli olma özelli ini tafl maktad r. ABD patentli olan bu faflist darbe May s katliam ile uygulama sürecine konulmufltur. Bunu zaman n baflbakanlar ndan olan Bülent Ecevit e düzenlenen suikast giriflimi izlemifltir. Ayn süreçte Kürt özgürlük mücadelesinin önder kadrolar nda Haki Karer ayn güçler taraf ndan katledilmifl ve Önder Apo ya karfl düzenlenen bir komplo sonuçsuz kalm flt r. Bunlar Malatya belediye baflkan Hamit Fendio lu nun katledilmesi ve Malatya olaylar izlemifltir. Daha sonrada Türkiye de bilinen, tan nan siyasetçilere, yazarlara, ayd nlara, sendikac lara hatta devlet görevlilerine yönelik ard arda suikastlar ve Piyango tepe, Tepecik, Balgat, Maltepe, Bahçelievler vb gibi yerlerde toplu cinayetler ifllenmeye bafllanm flt r. Ard ndan da Marafl ta bir katliam gerçeklefltirilmifltir Aral k tarihleri aras nda gerçekleflen Marafl katliam nda resmi rakamlara göre yüzün üzerinde insan n öldü ü bir o kadarda insan n yaraland belirtilse de asl nda binden fazla insan katledilmifltir. Marafl katliam ndan sonra da a rl kl olarak içerisinde Kürtlerin yaflad birçok ilde s k yönetim ilan edilmifltir. Marafl katliam ve bu katliam vesile edilerek s k yönetim ilan n n yap lmas için Bülent Ecevit hükümeti döneminin seçilmifl olmas da dikkat çekicidir. Daha sonra ortaya ç kan belgeler de bu katliam n ve ard ndan s - k yönetim ilan n n Bülent Ecevit dönemine denk getirilmifl olmas n daha dikkat çekici k lm flt r. Hatta dikkat çekici olmaktan öte bu katliam n o süreçte gerçeklefltirilmifl olmas n n bir tesadüf olmad n göstermektedir. Bülent Ecevit hükümetinin kamuoyuna sosyal-demokrat olarak sunulmufl olmas ndan ve halk içerisinde de belirli yönleriyle bu flekilde kabul görmesinden yararlan lmak istenmifltir. Böylece de ad m ad m Türkiye de iktidar n faflistlefltirilmesi ve bunun içinde gerekli gördükleri askeri bir darbenin gerçekleflmesi için koflullar olgunlaflt r lmaya çal fl lm flt r. Marafl katliam n n ard nda Sivas ta, Çorum da yaflanan provokasyonlar ve katliamlar, ifllenmeye devam eden cinayetler de hep bu temelde kesintiye u rat lmadan sürdürülmüfltür. Bunlar n bir sonucu olarak ta baflta s n rl kalan s k yönetimin ilan edildi i illerin say s artt r lm fl ve 12 Eylül 1980 de askeri faflist bir darbe gerçeklefltirilmifltir. Böylece 1977 lerle bafllat lan, Marafl katliam ile start verilen bir süreç tamamlanarak; Türk siyasal tarihi aç s ndan da yeni bir döneme girilmifltir. Katliam için neden Marafl seçildi Türk siyasal tarihi içerisinde önemli bir yer teflkil eden bir katliam n düzenlenece i alan olarak Marafl n seçilmifl olmas da bir tesadüf de ildir. Toplumsal yap lanmas, ulusal kimlik bileflimleri ve bunlar aras ndaki çeliflkiler, siyasal co rafya da alm fl oldu u yer, özel savafl örgütlenmesi olarak Ergenekon un burada örgütlenme düzeyi Marafl böyle bir katliam için en uygun alanlardan biri konumuna getirmifltir. Marafl siyasal co rafya içerisinde Kürdistan ile Türkiye aras nda yer alan bir il olma durumundad r. Hatta bu ilin baz ilçeleri Akdeniz Bölgesi içerisinde de erlendirilebilmektedir. Toros da lar bu ilin içlerine kadar uzan rken, ayn zaman da Kürdistan n içlerine do ru bir geçifl kap s olma

63 Aral k 2008 SERXWEBÛN 61 özelli ine de sahiptir. Co rafik aç - s nda Marafl n bu özelli i Türk egemenlerinin de dikkatini çekmifl ve bu alana yönelik buna göre bir yaklafl m belirlemesine neden olmufltur. Türk egemenlerine ba l flekilde geliflen maket burjuvazinin olufltu u alanlarda biri olmas ve özel savafl güçlerinin Marafl sar bölge olarak ilan etmesinin nedeni de bu gerçekliktir. Özel savafl içerisinde sar bölgeler oynak alanlar olarak kabul edilmifllerdir. Buna ba l olarak da özel savafl aç s ndan oynak kabul edilen bu bölgeler ayn zaman da kazan lmas gereken yerler olarak da kabul edilmektedirler. O nedenle de özel savafl güçlerinin en fazla örgütlendikleri ve karfl t ilan etti i kesimleri etkisiz hale getirmek istedi i alanlar n bafl nda bu tür özellikler sahip olan bölgeler gelmektedir. Buralarda özel e itilmifl ve görevlendirilmifl kadrolar n n konumland r lmas ndan, herhangi bir çat flma halinde kullan lacak olan silahlar n depolanmas na var ncaya kadar akla gelecek her türlü haz rl klar n yapmaktad rlar. Marafl da bu türden haz rl klar fazlas yla yap ld bölgeler aras nda yer alm flt r. Kimliksel dinsel ve ekonomik çeliflkiler katliama zemin yap lm flt r Marafl, özel savafl n yeralt unsurlar yla birlikte yer üstü unsurlar n n da örgütlendirildi i alanlardan bir olma özelli ine sahip olmufltur. Tescilli faflist parti MHP nin en örgütlü oldu- u alanlardan biri de Marafl t r. Farkl ulusal topluluklar n bir arada bulunmalar ve bunlar aras nda yarat lan kimlik ve dinsel çeliflkilerin varl bu yönüyle de Marafl gerçeklefltirilecek olan bir provokasyon için en elveriflli alanlardan biri durumuna getirmifltir. Marafl taki Kürtler Alevi inanc na sahiptirler. Türkler ise Sünni inanc ndad rlar. Tarihsel olarak da Alevi-Sünni çeliflkisi sürekli bir flekilde bu topluluklar karfl karfl ya getirmifltir. Ayr ca bu bölgede, ekonomik Marafl katliam bir Ergenekon provokasyonudur. Bu provokasyonun yarat lmas nda do rudan Türk özel savafl güçleri harekete geçmifllerdir. Bu güçler komando kamplar nda e ittikleri militanlar n getirip günler öncesinden de bu katliam n haz rl klar n yapm fllard r. fiehir d fl ndan yüzlerce faflist getirilmifltir alandaki farkl l klar da Kürtler ve Türkler aras ndaki çeliflkilerin derinleflmesinde etkili olmufltur. Marafl ta Alevi Kürtler önceki y llarda sa l a elveriflsiz batakl k bölgelerde yaflamak zorunda b rak lm fllard r. Sünni Türkler ise hayvanc l a elveriflli yüksek, havadar yerlerde yerleflmifllerdir. Cumhuriyet sonras y llarda Alevi Kürtlerin yaflad klar batakl k bölgeleri kurutulunca buralarda üretime son derece elveriflli araziler ortaya ç km flt r. Bu durum, Alevi Kürtlerin ekonomik yaflam üzerinde olumlu aç dan etkide bulunmufltur. Daha sonralar Avrupa ya giden yabanc iflçiler aras nda bu bölgeden Alevi Kürtlerin de yer almas bu ekonomik geliflmeyi daha da artt rm flt r. Bunun karfl s nda ise Türk Sünni kesimlerin ekonomik düzeyi h zla afla - ya do ru düflmeye bafllam flt r. Ortaya ç kan bu tablo Kürt Alevi ve Türk Sünni kesimler aras ndaki çeliflkiyi daha da fazlalaflt rm flt r. Marafl ta var olan kimliksel, dinsel ve ekonomik çeliflkilere daha sonra siyasal ve ideolojik çeliflkilerde eklenmifltir. Kürt Alevileri sol, demokrat siyasal bir e ilim içerisine girerlerken, Türk Sünniler de sa ve faflist partilere bir zemin haline gelmeye bafllam fllard r. Kürt özgürlük ve demokrasi mücadelesi böyle bir zeminde geliflmeye bafllam fl, sa ve faflist partiler için büyük bir tehlike oluflturmufltur. Ayr ca demokratik ulus bilincine dayal bir geliflmeyi yaratt için de Türk sömürgecileri ve her türden inkarc l k karfl s nda bir tehlike yaratmaya bafllam flt r. Türkiye, Kürdistan s n r nda böyle bir geliflmenin ortaya ç km fl olmas sömürgeci rejim aç s ndan san ld ndan daha fazla bir tehlike yaratm flt r. Bu geliflme sömürgeciler aç - s ndan mutlaka önü al nmas gereken bir tehlike olarak kabul edilmifltir. Tüm bunlar Marafl n, neden böyle bir katliam için seçildi inin as l nedenlerini ortaya koymufl olmaktad r. Marafl katliam n kimler gerçeklefltirdi ve kullan lanlar kimlerdi Marafl n var olan bu gerçekli i katliam kimlerin gerçeklefltirdi ini ve bu katliam da kimlerin kullan ld n göstermektedir. Marafl katliam üzerine bafllat lan yarg lamalarda ve kamuoyuna yans yan tart flmalarda bu çok aç k bir flekilde de görülmüfltür. Marafl katliam bir Ergenekon provokasyonudur. Bu provokasyonun yarat lmas nda do rudan Türk özel savafl güçleri harekete geçmifllerdir. Bu güçler komando kamplar nda e ittikleri militanlar n devreye sokmufllard r ve günler öncesinden de bu katliam n haz rl klar n yapm fllard r. fiehir d fl ndan yüzlerce faflist getirilmifltir. Kürt Alevilerin mahalleri belirlenmifl, özel olarak katledecek kiflilerin listeleri ç kar larak oturduklar evler iflaretlenmifltir. Yap lan propagandalarla birlikte patlat lan bombalar ile provokasyon bafllat lm flt r. Tescilli faflist parti MHP bizzat bu katliam n örgütlendirilmesinde rol oynam flt r. Mahkemelerde yarg lananlar n ço unun MHP üyesi olmas da bunu do rulamaktad r. Daha sonralarda Marafl katliam nda aktif yer alan katillerden olan Ökkefl Kenger (sonra ad n de- ifltirerek Ökkefl fiendiler yapt ) gibi kifliler yine bu partinin saflar nda Meclise tafl nm fllard r. Bafllat lan provokasyonda yoksul Türk Sünni köylüleri de kullan lm flt r. Kullan lan bu yoksul Türk Sünni köylülerine öbür dünya da cennet, bu dünyada da Kürt Alevilerin mal varl klar vaadinde bulunulmufltur. Mahkeme yarg lamalar nda bu gerçeklikler, yap lan itiraflar aras nda yer alm flt r.

64 62 Marafl katliam yla bafllayan süreç 12 Eylül le tamamland Zaman, mekan ve koflullar bütünlü ü içerisinde ele al nd nda neden yer olarak Marafl n seçildi i ve süre olarak ta 1978 in Aral k ay n n belirlendi i bu flekilde net bir flekilde anlafl l r olmaktad r. O nedenledir ki, Marafl katliam her yönüyle ele al nm fl ve sonucu darbe olarak belirlenmifl bir plan n gerçekleflmesi olarak Türk siyasal tarihi içerisindeki yerini alm flt r. Bu anlamda da tam bir özel savafl uygulamas olarak da pratiklefltirilmifltir. Askeri darbelerin özel savafl n bir gerçekleflme biçimi oldu u bilinmektedir. Ancak özel savafl n bir biçimi olarak gündeme giren darbeler de bir ön haz rl k sonucunda gerçekleflmektedirler. Dünyan n her yerinde darbeciler, darbelerini yapmadan önce toplumu ve devleti darbeye haz rlama ve darbenin koflullar n oluflturmaya çal flm fllard r. Bununla yapacaklar darbeler için toplum nezdinde kendileri için hakl l k ve meflruluk gerekçesi yaratmak ve toplumu kendilerine destekçi haline getirmek istemifllerdir. Türkiye de 12 Eylül askeri faflist darbesini gerçeklefltirenler bu yöntemi dünyan n farkl bölgelerinde gerçekleflen darbelerden çok daha yayg n ve etkili bir flekilde kullanm fllard r. Topluma teröre karfl bir darbe gerçeklefltirildi i ve terör son bulduktan sonra da k fllalar na döneceklerini söylemifllerdir. Bas n-yay n organlar nda da bu do rultu propagandalar gerçeklefltirerek tamamen toplumun bilinciyle oynam fllard r. Bunlar yaparken de tamamen kendi yapt klar n, kirli oyunlar n propaganda malzemesi olarak kullanm fllard r. Bu temel de oluflturmak istedikleri faflist iktidara meflruiyet kazand rmak istemifllerdir. Böylece darbeyi haz rlarken yapt klar gibi, oluflturmak istedikleri faflist bir yap lanman n da zeminini yaratmaya çal flm fllard r. 12 Eylül Anayasas n esas alan siyasal flekillenmelere de bu temelde gidilmifl ve buna göre de toplumun hareket alanlar yeniden belirlenmifltir. Böylece toplumun siyasetle ilgilenmesi ve hareket alan iyice s n rland r lm flt r. 12 Eylül le birlikte siyaset ve toplum bask alt na al nm flt r. Tamamen askeri faflist bir rejim oluflturulurken, toplum da tek tiplefltirilmeye çal fl lm flt r. Öngörülen bu siyasal yap lanmayla ekonomiden siyasete, toplumun sosyalitesinden kültürel flekillenifline kadar her fleyin tekellefltirilmesi hedeflenmifltir. Hedeflenen bu tekelleflme ise kaba bir zor alt nda gerçeklefltirilmeye bafllanm flt r. Bunun için de iflkencelerden, idamlara var ncaya kadar akla gelebilecek her türlü bask yöntemlerine baflvurulmufltur. Bunlar yap l rken de toplumun tamamen sessiz kalmas, siyasetten uzak ve güdülür bir hale getirilmesi esas al nm flt r. Bu da topluma adeta bir deli gömle inin giydirilmesi anlam na gelmifltir. Bunda da belirli bir düzeyde baflar l olunmufltur. Gençli in depolitize edilmesi, toplumun sindirilmesi ve 12 Eylül rejimine karfl güçlü bir direniflin gelifltirilememesi böyle bir yönelimin sonucunda gerçekleflmifltir. As l olarak ta Marafl katliam yla birlikte hedeflenenlerin bu gerçeklikler oldu u uygulamalar yla birlikte aç a ç km flt r. 12 Eylül ve din SERXWEBÛN Aral k Eylül rejiminin dine ve Alevili e yaklafl m da bu çerçevede geliflmifltir.12 Eylül ile birlikte din istismarc l - ve Aleviler üzerindeki bask lar daha da artarak devam etmifltir. Devlet toplumun etkisizlefltirilmesi ve üzerinde etki oluflturmak için dini yayg n bir flekilde kullanm flt r. Darbeciler kendilerine Kemalist ve laik demelerine ra men tam bir fleriatç üslubu kullanmaya bafllam fllard r. Darbecilerin bu yaklafl mlar uluslararas ve ekonomik iliflkilerde de görülmüfltür. Suudi sermayesi ile yak n iliflkiler bu süreçte geliflmifltir. Yine bu iliflkiler içerisinde Türkiye de slamc sermaye önemli bir birikim sa lamaya bafllam flt r. Devlet uzun vadede bugün AKP de biraya getirdi i kadrolar n da bu temellere dayand rarak oluflturmaya bafllam flt r. Darbecilerin bu yaklafl mlar ABD ç karlar yla da örtüflecek bir flekilde geliflmifltir. ABD nin iflbirlikçi yeflil sermayeye ba l bölgede yeni dengeler oluflturmak istemesi tamamen Türkiye deki darbecilerin politikalar yla bir uyumluluk ve bütünlük arz etmifltir. Devlet bu süreçte de Sünni inanc üzerine yat r mlar yaparak geleneksel özelli ini korurken, Alevi inanc na sahip olanlar üzerindeki bask lar n daha yo unlaflt rm flt r. Bu süreçte adeta Aleviler Sünnilefltirilmeye çal fl lm flt r. Dersim gibi Alevilerin yo un oldu u bir kentte bile Alevi köylerine zorla cami yapt rmaya bafllanm fl, okullarda din dersi seçmeli olmaktan ç kar larak zorunlu hale getirilmifltir. Alevi karfl tl ve Sünni mezhebinin kullan lmas öyle bir noktaya getirilmifltir ki, darbeciler adeta fleriat devletlerinde oldu u gibi haz rlad klar bildirileri besmele ile bafllatm fllard r. Aç klamalar da bulunurlarken, Kuran Kerim den ayetler okur hale gelmifllerdir. Uçaklardan, helikopterlerden halka yönelik bu temelde bildiriler da t lm flt r. Bununla da kal nmam fl, iflkencelerden geçirilerek zindana al nan tutsaklara zoraki din dersleri verilmifltir. Hatta bu konu-

65 Aral k 2008 SERXWEBÛN 63 da Diyarbak r zindan nda oldu u gibi, tutuklu baz fleriatç lar bile kullanm fllar buralarda daha sonra halk n bafl - na bela edilen Hizb-i kontran n temelleri at lmaya çal fl lm flt r. Darbeciler, bu yaklafl mlar yla kendi kendilerini de teflhir etmifllerdir. Esas ilke olarak belirlediklerini ilan ettikleri laikli e bu yaklafl mlar yla ne kadar ba l olduklar n göstermifllerdir. Asl nda bu Türk egemenlerinin bir gerçekli ini de ortaya koymufltur. Türk egemenleri aç s ndan tarihin hiçbir kesitinde din esas olmam flt r. Türk egemenleri dini her zaman kendi ç karlar için kullanm fllard r. Müslümanl kabul etmeleri de gerçekten inand klar için de il, bunu kendi ç karlar na gördükleri için gerçekleflmifltir. O nedenledir ki, Türk egemenlerinde din de ifltirmek ç karlar n n gere i baflvurduklar bir yöntem olarak bugüne kadar hep süregelmifltir. Türk egemenlerinin laikli e yaklafl m da bundan öte bir anlam ifade etmemifltir. Laikli i ele al fllar da dine yaklaflt klar gibi olmufltur. Bu gerçeklik sonucundad r ki, laikli i esas ald - n söyleseler de onunla tam bir tezatl k içerisinde olmufllard r. Bu flekilde dini kulland klar gibi laikli i de kullanm fllard r. Ancak, bu da bir yere kadar devam etmifl, 1984 te 15 A ustos ta gerçekleflen gerilla ç k fl bu duruma son vermifltir. Bu gerçe e ra men 12 Eylül rejimi ve onun ard llar dini kullanmaya devam etmifllerdir. Özellikle de Diyanet iflleri baflkanl bu konuda önemli bir rol oynam flt r. Bununla birlikte 1984 le beraber bafllayan gerilla ç k fl n n toplum üzerindeki etkisini engellemek için de dini kullanmaktan geri kalmam fllard r. Özellikle de Kürdistan da tarikatlar n devlet eliyle gelifltirilmifl olmalar da bunun bir sonucudur. Öyle ki, Kürdistan da yerden mantar biter gibi tarikatlar türetilmeye bafllanm fl ve tarikatlar n girmedi i hiçbir yer b rak lmam flt r. Daha çok da özgürlük ve demokrasi mücadelesinin yayg n bir flekilde geliflti- i, kitleleri etkiledi i yerlerde bu tür e ilimlere ve örgütlenmelere çok daha fazla a rl k verilmifltir. Marafl da özel savafl n bu uygulamalar na a rl k verildi i alanlardan biri olmufltur. Bugün Marafl ta din istismarc l o kadar yayg nlaflm flsa nedeni de bu gerçekliktir. 12 Eylül ün Alevi politikas n n ald biçim: Mad mak katliam ve Gazi olaylar 12 Eylül askeri faflist rejiminin Alevi karfl t politikas kendini sonraki y llarda daha da somut bir ifadeye kavuflturmufltur. Mad mak katliam ve Gazi olaylar bunun somut gerçekleflen biçimleri olarak Türk siyasal tarihinde yerlerini alm fllard r. 12 Eylül rejiminin kendisini sivil görünümler alt nda sürdürdü ü koflullarda bu katliamlar n gerçekleflmifl olmas da bu gerçekli in bir sonucudur. AKP nin belirgin kadrolar tamamen 12 Eylül ün haz rlad kifliliklerdir. Bu, Abdulkadir Aksu dan, Cemil Çiçek e kadar birçok AKP yöneticisinin ortak özelli idir. O nedenle AKP nin dine ve Alevili e yaklafl m 12 Eylül den farkl de ildir. Bu gerçe e ra men AKP hükümeti kendini oldu undan farkl olarak topluma sunmaktad r Mad mak katliam ve Gazi olaylar 12 Eylül ün flekillendirdi i bir ortamda gerçekleflmifltir. Her iki olay n gerçekleflme biçimlerinde farkl l klar olsa da bu gerçek de iflmemifltir. Mad mak katliam nda gerici duygular k flk rt lan topluluklar n galeyana getirilerek kullan lmas söz konusu olmufltur. Katliam planlayanlar ve toplumu k flk rtanlar ise yine özel savafl n kontra güçleridirler. Gericilik, Mad mak katliam n n gerçeklefltirildi i Sivas ta bizzat devlet eliyle gelifltirilmifltir. 12 Eylül den sonra da Sivas ta gericili in gelifltirilmesi ve örgütlendirilmesine daha da h z kazand r lm flt r. Sivas n, Marafl n toplumsal, dinsel, kimlik ve co rafi aç dan var olan özelliklerinde birbirine benzer yönleri oldu u gibi, özel savafl n etkin hale gelmek istedi i bölgeler aras nda yer alm flt r. Alevi ve Kürt düflmanl burada da gelifltirilmifltir. Bu özellikler 1990 lar n bafl nda yaflanan siyasal süreçle birleflince de Mad mak katliam yaflanm flt r. Mad mak ta Marafl takinden farkl olarak ayd nlar ve sanatç lar diri diri yak lm fllard r. Gazi olaylar ise tamamen bir provokasyon sonucu olarak gerçekleflmifltir. Burada kullan lan provokatörler ise özel savafl güçlerinden baflkas de illerdir. Marafl ta oldu u gibi Abdullah Çatl gibileri bu katliamda da yer alm fllard r. Gazi katliam nda bu tür güçlerin kullan ld daha sonra aç lan Susurluk davas belgeleriyle de ispatlanm flt r. Dini gericili in k flk rt lmas ve katliamlarda özel savafl güçlerinin kullan lmas 12 Eylül darbecilerinin bir yöntemidir. Ve bu yöntemler Marafl katliam nda oldu u gibi Mad mak katliam nda ve Gazi olaylar nda da kullan lm flt r. AKP nin Alevi yaklafl m 12 Eylül rejiminin günümüzde ald biçimin ad ise AKP hükümeti olmufltur. AKP nin belirgin kadrolar tamamen 12 Eylül ün haz rlad kifliliklerdir. Bu, Abdulkadir Aksu dan, Cemil Çiçek e var ncaya kadar birçok AKP yöneticisinin ortak özelli idir. O nedenledir ki AKP nin dine ve Alevili e yaklafl m 12 Eylül den farkl de ildir. Bu gerçe e ra men AKP hükümeti kendini oldu undan farkl olarak topluma sunmaya çal flmaktad r. AKP nin kendini topluma farkl sunmaya çal flt konulardan biride Alevili e yaklafl m olmaktad r. Yerel seçimlere do ru AKP nin Alevi aç l - m ad alt nda ortaya att görüflleri de bunlar aras nda yerini almaktad r. Bunu da, Mad mak katliam n n san klar ndan olan Temel Karamollao lunun parti üyesi oldu unu atlayarak yapmaktad r. Bu noktada da inand r c olmaktan çok uzakt r. Ancak AKP Aleviler üzerinde oynamak istedi i oyunlardan da vazgeçmemifltir. Daha önce bu kirli oyunu, bünyesine ald Reha Çamuro lu vas tas yla gerçeklefltirmek istemifltir. Reha Çamuro lu bu kirli oyunda üzerine

66 64 SERXWEBÛN Aral k 2008 düfleni yapamay nca da AKP nin kendine verdi i görevden istifa etmifltir. Aleviler, AKP nin oynamak istedi i kirli oyunu yüz binleri Ankara da soka- a dökerek, meydanlarda toplayarak bofla ç karm flt r. Bu gerçekli e ra men AKP son süreçte aç klad Alevi aç l - m n devreye sokmufltur. AKP nin Alevi aç l m n n bir oyun ve seçim yat r m oldu u aç kt r. Alevilerle kan uyuflmazl derecesinde tezatl k içerisinde olan böyle bir partinin -Alevilere yönelik- bir aç l mda bulunmas da mümkün de ildir. AKP nin Alevilere yönelik bir aç l m gelifltirebilmesi için öncelikle bir devlet partisi olmaktan ç kmas gerekir. Çünkü tarihten günümüze gelinceye kadar, tüm Alevi katliamlar devlet eliyle gerçeklefltirilmifltir. AKP de parti olarak devlet eliyle gerçeklefltirilen bu katliamlara karfl tav r gelifltirecek bir konumun sahibi de ildir. Nas l tarihiyle hesaplaflmayan bir devletin Alevilere yönelik bir aç l m yoksa, AKP nin böyle bir politikas yoktur ve olamaz da. Bu do rultu da kullanaca söylemler de bir demagoji olmaktan öte bir anlam ifade etmez. AKP nin aç l m ad yla dile getirdi- i yaklafl m asl nda bir özel savafl yönelimidir ve bu AKP ile de s n rl de ildir. Ayn süreçte tescilli faflist parti MHP nin de benzeri bir yaklafl mda bulunmas o nedenle bir tesadüf de ildir. MHP de sözde Alevi ileri gelenleriyle görüflerek kendi saflar na katmaya çal flmaktad r. MHP gibi eli Alevi kan na bulaflm fl, binlerce Alevinin, Kürt ün katledilmesinden sorumlu olan bir partinin nas l Alevilere yönelik politikas inand r c l ktan uzaksa; ayn flekilde AKP nin de inand r c olmas asla mümkün de ildir. Aleviler içerisinde zzettin Do an gibi baz iflbirlikçi hainler ç karak, Özel savafl güçlerini umutland rm fl olabilirler. Bunlar nda hiçbir flekilde Alevilerin iradesi temsil etmedi- i ve edemeyece i de bilinmelidir. Katledilenler katledenlerden hesap soracaklard r Türkiye de özel savafl rejimi her yönüyle y pranm fl ve çözümsüz kald bir sürece girmifltir. Asl nda bu gerçek Marafl katliam yla bafllat lan sürecin yeni bir dönüm noktas na geldi i anlam na gelmektedir. Art k bu flekilde özel savafl güçlerinin, rejimlerinin provokasyonlarla, kontra elemanlar n devreye sokarak gerçeklefltirdi i kirli ifllerle, darbelerle hiçbir sonuç elde edemeyece i aç a ç km flt r. Bu, ayn zaman da Türk özel savafl rejimi için bir k r lma noktas na gelindi ini de göstermifltir. Yaflanan böylesi bir süreçte özel savafl rejimi kendini çehre de ifltirmek zorunda hissetmifltir. Bu do rultuda da bir özel savafl hükümeti olarak AKP ye rol vermifltir. AKP de bu konuda üzerine düfleni yapmaya bafllam flt r. Bu anlamda aç lan Ergenekon davas Türk siyasal tarihinin geride kalan kirli ve kanl yönleriyle bir hesaplaflmas olmaktan çok uzakt r. Sadece özel kirli savafl n teflhir olmufl ve bu yönleriyle de rejim için at lmas gereken yönlerinden ar nma hareketi olarak gündeme getirilmifltir. Bu da as l Ergenekon un hala varl n korumaya ve rejim üzerindeki etkisini sürdürmeye devam etti ini göstermektedir. Marafl katliam n n yeni bir y l dönümüne böylesi koflullarda girmifl bulunuyoruz. O nedenle de her y l dönümünden farkl olarak bu y lki Marafl katliam n n perde arkas nda kalan, Ergenekon la olan iliflkisi teflhir edilebilmelidir. Bu anlamda Marafl katliam n n yeni bir y ldönümünde protesto gösterileri daha farkl bir nitelik ve anlam tafl yabilmeli ve bir hesaplaflma vesilesi haline getirilebilmelidir. Demokrasi güçlerinde ve Aleviler de geliflen örgütlenme düzeyi ve bilinç böyle bir sonucun ortaya ç kmas için imkan sunmaktad r. Demokrasi güçleri ve Aleviler flimdiden bunu farkl biçimler de ortaya koymaya bafllam fllard r. Marafl ta sadece bir Alevi katliam gerçekleflmemifltir. Ayn zamanda demokratik, sol güçlere karfl bir yönelim ortaya ç km flt r. O nedenle de Marafl katliam n n 30. y l sol, demokratik güçler taraf ndan da büyük protestolarda bulunularak karfl lanmal d r. Bu, sol demokratik güçlerin önünde de duran bir görevdir. Unutulmamal d r ki, Türkiye de ilerici, demokratik, sol çevrelere ve bir bütün olarak ta topluma büyük ac lar yaflatan 12 Eylül e karfl sa lam bir durufl ancak Marafl katliam karfl s nda tutarl bir yaklafl m n gelifltirilmesiyle olanakl hale gelmifl olacakt r. Bugün Marafl katliam n n yeni bir y ldönümünde katliamc güçler karfl - s nda her zamankinden daha fazla bir direnifl gelifltirme koflullar oluflmufltur. Kürt özgürlük ve demokrasi mücadelesi bunun koflullar n yaratm flt r. Kürt özgürlük ve demokrasi mücadelesinin yarat ve önünü açt zeminde katliamc güçleri ve onlar n bugünkü temsilcisi olan AKP yi yenilgiye u ratmak olanakl hale gelmifl bulunmaktad r. Marafl katliam n n yeni bir y ldönümünde Marafl ta daha sonralar Mad - mak ta, Gazi de katledilenlerin an s na ba l kal narak, en anlaml karfl l k da bu flekilde verilmifl olacakt r.

67 Aral k 2008 SERXWEBÛN 65 AÇIK S YASET YAPMAK KÜRD STAN HALKININ ÇIKARINADIR Kesinlikle ulusal demokratik bir politika izlemek gerekiyor. Bölge, parça, afliret ve aile ç kar gibi yanl fl e ilimlerden uzak durulmal. Yine çeflitli ekonomik imkânlar ve imtiyazlar temelinde di er parçalar n özgürlük mücadelesinin feda edilmemesi gerekiyor. Bu konuda gerçekten büyük sorumluluk tafl nmal. ster ran, ister Türkiye, ister baflka bir ülke yaps n flantaj ve tehditlere boyun e ilmemeli. Kürtler, ortak ulusal tutum temelinde kendi öz güçlerine güvenerek Kürt sorunun demokratik çözümü için bu ülkeleri zorlamal d rlar. Kürt özgürlük hareketini kendileri ezemedi i için Güneyli güçleri kullanmak istiyorlar Türk devleti, gerillalar n direnifli ve Kürt halk n n yükseltti i serh ldanlar karfl s nda son bir buçuk y lda büyük s k nt lar yaflam flt r. 22 Temmuz 2007 de gerçekleflen Genelkurmay AKP uzlaflmas ve ABD nin tam deste- inin al nmas PKK nin tasfiyesi için sonuç vermemifltir. Yeni Genelkurmay baflkan lker Baflbu, Büyükan t tan daha iddial biçimde genelkurmay baflkan olmufl, sanki di er genelkurmay baflkanlar savaflmam fl, mücadele etmemifl, kendisi bu ifli halledecekmifl gibi büyük laflar ederek göreve bafllam flt r. nkârc sömürgeci karargâh, AKP yi kullanarak, ABD ve Avrupa n n da deste ini alarak sonuç almay düflünmüfltür. Ancak gerillan n direnifli, halk n serh ldanlar yükseltmesi Genelkurmay baflkan n flaflk na çevirmifltir. Hem Genelkurmay baflkan hem de AKP hükümeti Kürt özgürlük hareketinin mücadelede kazand inisiyatifi geriletmek aç s ndan özellikle iki y ld r yapmak istedikleri gibi Güney Kürdistanl güçleri ve Irak PKK nin üzerine sürme politikas n devreye sokmufllard r. Son aylarda bu konuda özellikle daha fazla çaba göstermeleri çok fazla s k flt klar n göstermektedir. Nitekim gerillan n Bezelê eyleminin AKP ve orduyu y pratmas, halk n gelifltirdi i serh ldanlar n tasfiye konseptini önemli oranda bofla ç karmas sonucu yak n zamana kadar Güney Kürdistan federasyon hükümetine, KDP ve YNK ye olumsuz yaklaflan, onlar sürekli bask alt ndan tutmaya çal flan Türkiye, Güneyli güçlerle daha yak n iliflki içine girmifltir. Kürt özgürlük hareketi karfl s nda s k flan Türkiye, ABD nin bölge politikalar na daha yak n durmaya bafllam flt r. Eskiden kimi konularda ABD nin isteklerini tam karfl lamayan Türkiye, giderek AKP nin her dedi ine evet diyen bir noktaya gelmifltir. Baharda yedi i darbeden sonra ise ABD ve AB nin deste ini daha fazla al p PKK konusunda avantaj kazanmak için kendi içinde Avrasyac kesimleri tasfiye etme yolunu seçmifltir. Ergenekon olarak tan mlanan bu operasyon, AKP-Genelkurmay uzlaflmas, ABD ve Avrupa n n birlikte hareket etmesiyle yap lm flt r. Bu operasyonla özellikle d fl deste ini artt rarak sonuç alaca n düflünen AKP-Genelkurmay uzlaflmas, Kürt özgürlük hareketinin direnifli karfl s nda istedi i sonuca ulaflamam flt r. Son zamanlarda Güney Kürdistan la iliflki, ABD ve Güneylilere kimi tavizler vererek onlar PKK üzerine sürme konusunda daha aktif bir çaba içine girmesi Kürt özgürlük hareketi karfl s nda yaflad baflar s zl n sonucudur. Nitekim son aylarda PKK nin tasfiyesi için KDP ve YNK ile iliflki gelifltirmek gerekir biçimindeki de erlendirmeler daha fazla artm flt r. PKK Türkiye ile KDP nin iliflkisini bozmak için bu tür eylemler yap yor de erlendirmeleriyle gelifltirilmek istenen iliflkinin zeminini oluflturmaya çal flm fllard r. AKP hükümeti 22 Temmuz da Kürdistan da artt rd oylar n ve etkisini son bir buçuk y lda önemli oranda kaybetmifltir. Yerel seçimlere do ru giderken de yine 22 Temmuz da oldu u gibi KDP nin, YNK nin deste ini almaya çal flmaktad r. Kuzey Kürdistan daki iflbirlikçi, reformist, yeminli PKK düflmanlar ve baz çevrelerin deste ini almak için Güney Kürdistan ve Irak la iliflkilerini gelifltirmeye yönelmifltir. Zaten ABD de de Türkiye yi hep böyle bir iliflki içine itmek istiyordu. Türkiye sorunlar n Irak, Güney Kürdistan la birlikte çözsün diyordu. PKK sorununun çözümünün de Irak ve Güneyli güçlerle gelifltirilecek iliflkilerle sa lanaca n söylüyordu. Kürt halk n n yürüttü ü serh ldanlar ve gerillan n vurufluyla birlikte Türkiye böyle bir iliflki gelifltirme sürecine girdi. Türkiye, böyle bir siyasal iliflkiye karfl de ildi, ama bunun kendi inisiyatifinde ve etkisinde olmas n istiyordu. Bu nedenle daha fazla kendini dayatarak, daha fazla taleplerde bulunarak Irak la, Güney Kürdistanl larla bir iliflki gelifltirme politikas içindeydi. Ancak son bir buçuk y lda bu politikas nda baflar l olamad gibi Irak ve Güneyli güçler karfl - s nda pozisyonu daha da geriledi. Gerillan n mücadelesi, halk n mücadelesi karfl s nda s k flt kça Güneyli güçleri ve Irak kullanarak PKK yi zay flatma politikas na a rl k verdi. Bu nedenle geçen ay Irak ta yap lan Irak, Güneyli güçler ve Türkiye toplant s böyle bir siyasal sürecin sonucu

68 66 SERXWEBÛN Aral k 2008 olarak gerçekleflmifltir. Bu üçlü toplant ABD nin koordinatörlü ünde gelifliyor. Eskiden ABD üçlü taraftan biri iken flimdi ise yeni üçlüyü koordine eden, onlar n hangi temelde anlaflacaklar n, uzlaflacaklar n yönlendiren bir inisiyatif kazanm flt r. Buradaki toplant da ne konufluldu u tam net olarak bilinmemekle birlikte esas olarak PKK nin etkisizlefltirilmesi, gerillan n s n rland r lmas temelinde gerçekleflti i aç kt r. Türkiye de devlet temsilcisinin ve M T müsteflar yard mc s n n bu toplant ya kat lmas dikkate al nd - nda esas gündemin PKK nin tasfiye edilmesi oldu u aç kt r. Zaten Türkiye aç s ndan en önemli görüflmeler PKK nin s n rland r lmas yla, PKK ye yönelik ortak politikalar n belirlendi i görüflmelerdir. Di er diplomatik görüflmeler Türkiye için kamuoyuna bile yans mas gerekmeyen, rutin görüflmelerdir. ran la gaz anlaflmalar m yapacak, ran la belli iliflkiler mi olacak onun da katalizörü Kürt sorunudur. PKK ile ilgili pazarl klar ve ortak politikalar temelinde bu tür görüflmeleri ve anlaflmalar yapmaktad rlar. Güney Kürdistan halk n PKK ye karfl tepkilendirmeye çal flmaktad rlar Bu çerçevede Ba dat görüflmelerinde de PKK ile ilgili konular tart fl lm flt r. PKK nin birçok bak mdan s n rland r lmas hedeflenmifltir. Güney Kürdistan halk n n da PKK ye yard mc olmamas, hatta tepkilendirilmesi için çeflitli çabalar n gelifltirilmesi de istenmifltir. Gerilla alanlar ile Güney Kürdistan aras ndaki kasaba ve köyleri aras ndaki yollar n kapat lmas, Avrupa ya girifl-ç k fllar n n engellenmesi tart fl lm flt r. Bu toplant n n gündemi önceden yap lan istiflareler sonucunda belirlenmifltir. Bu konular n tart fl lacak konular oldu unun tespit edilmesi Güney Kürdistanl güçler aç s ndan olumsuz bir durumdur. Bu nedenle yap lan toplant da olumsuz bir sonuç ç kmam flt r demek do ru de ildir. Tabii ki mevcut durumda Türkiye ile Güneyli güçlerin tümden PKK ye sald r konusunda anlaflt klar söylenemez. Ama Ali Babacan n da belirtti i gibi gizli diplomasi ile sonuç almak istemektedirler. fiu anda böyle s k bir biçimde gizli diplomasi yürütülmektedir. Karfl l kl tavizlerle bir noktada uzlafl lmaya çal fl lmaktad r. Bu yönüyle flu anda Türkiye ile Güneyli Kürtler aras nda PKK ye sald r konusunda herhangi bir pratik sorun yaflanmasa da bunun ileride yaflanmayaca anlam - na gelmiyor. Çünkü böyle bir gündem üzerinde tart flmaya bafllamak bile bir pazarl k yapmak, pazarl a haz r olmak anlam na geliyor. Türkiye, baz isteklerini kabul ederse, Güneyli siyasi güçler de Türklerin dediklerini yapacakt r. fiu anda böyle bir gündem üzerinden tart fl ma yap lmas bu anlama gelmektedir. Bu, sadece Kuzey Kürdistan daki Özgürlük hareketi aç s ndan de il, bütün Kürtler aç s ndan tehlikeli bir durumdur. B rakal m flu anda anlafl l p anlafl lmamas konusunu, böyle bir gündem üzerinde tart flmalar yapman n bile tehlikeli oldu unu vurgulamal y z. Herhangi bir Kürt gücünün bu gündemler üzerinde tart flmamas gerekmektedir. Yap lmas gereken Türkiye ye sen Kürt sorununu demokratik temelde çöz, bu sorun baflka türlü çözülemez denilmesidir. E er siz bu sorunu çözerseniz, sorunun çözülmesi temelinde sadece Kuzey Kürtleriyle de il, bütün Kürtlerle iliflki de kurabilirsiniz, bütün Kürtler ile iliflki kurman z n yolu kendi Kürtleriniz ile anlaflmaktan geçer felsefesiyle bu tür toplant lara kat l m sa lanmas gerekir. Bizlerle sa l kl ve kal c iliflki kurmak, inkârc politikadan vazgeçmekten ve Kürtlerin haklar n tan - maktan geçer biçiminde bir yaklafl m gösterilmesi gerekir. Do ru politika budur. Nitekim son zamanlarda Kürt halk Önderi mral dan gönderdi i mesajlarda hem Talabani nin hem de Barzani nin Kürt sorununun demokratik çözümü için rol almalar n istiyor. Türkiye ile bütün Kürtlerin iliflki gelifltirmesinin yanl fl olmayaca n, ama bunun Türkiye nin demokratikleflmesi, Türkiye nin demokratik temelde Kürtlerle özgür birlik kurmas ndan geçmesi gerekti ini vurgulamaktad r. Bunun için de KDP nin de YNK nin de Türkiye de Kürt sorununun demokratik temelde, Kürtlerin haklar n n kabul edilmesi ve Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesi çerçevesinde bir rol oynamas gerekti ini söylemektedir. Türkiye bütün parçalardaki Kürtlerin özgürlük istemlerine karfl d r Türkiye ile iliflkilenecek herhangi bir Kürt liderinin, Kürt örgütünün, Kürt bireyinin kesinlikle tak nmas gereken tav r budur. PKK nin tasfiyesi, s n rland r lmas konusunda tart flmalar yapmak, tart flmalar içine girmek daha bafl ndan Türkiye nin tezlerini ya da Kürt özgürlük hareketini inkâr ve imha temelinde kendileriyle iliflki kurma çerçevesini kabul etmek anlam na gelir. Dolay s yla hiçbir Kürt siyasi gücünün PKK yi s n rland rma, PKK nin üzerine gitme biçimindeki tart flmalar kesinlikle yapmamas gerekir. KDP de YNK de Mesut Barzani de Celal Talabani de bilmelidir ki Türkiye kendi Kürt sorununu çözmedi i taktirde yaln z Güney Kürdistan daki Kürtler de il, bütün Kürtler rahat edemez. Çünkü Türkiye bütün parçalardaki Kürtlerin özgürlük kazan mlar na karfl d r. Asl nda Türkiye inkârc ve bask c politikay bütün sömürgeci güçler ad na uygulamaktad r. Bu aç dan da Kürt sorununun kal c çözümünün anahtar, Türkiye nin inkârc ve imhac politikalardan vazgeçmesidir. Türkiye inkârc politikas ndan vazgeçer, kendi Kürtleriyle demokratik birlik temelinde, Kürtlerin kimlik, dil, kültür ve temel demokratik haklar n tan yarak sorunu çözerse Güney Kürdistan da rahatlar, bütün parçalar da rahatlar. Tüm Kürt örgütlerinin, Kürt siyasi güçlerinin Türkiye ye yaklafl mda böyle bir tutum içinde olmalar gerekiyor. Kürt sorununu çözmeyen, Kürt özgürlük hareketini ezmekte srar eden Türkiye ile sa l kl iliflki gelifltirmenin mümkün olmayaca n, ama Kürt sorununu demokratik temelde çözerse bütün Kürtlerin Türkiye ile iliflki kurmas n n kolaylaflaca n, hatta Kürtlerin Türkiye ile iliflki kurmas n n faydal olaca n söylemelidirler. Hatta kendi Kürt sorununu demokratik temelde çözen bir

69 Aral k 2008 SERXWEBÛN 67 Türkiye nin yaln z kendisi için de il, demokratik temelde Ortado u halklar n n ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal gelifliminde olumlu rol oynayabilece ini ve etkili olabilece ini söyleyebilirler. Demokratikleflen bir Türkiye nin etkin olmas na karfl olunmayaca n n, ama Kürt sorununu inkâr temelinde Ortado u da ya da Kürtler üzerinde egemen olan bir Türkiye ye de karfl durulaca n n hat rlat lmas gerekiyor. Bu yönüyle Güneyli güçlerin Türkiye ye karfl yürüttü ü politikalar n gözden geçirilmesi gerekir. Geçen y l Talabani nin aç kça ifade etti i gibi DTP ye karfl AKP nin desteklenmesi ya da Kürt sorunun çözümünde PKK nin engelleyici rol oynad n, AKP nin Kürtlere yarar sa lad n, söylemek tabii ki art k bir gaflet de il, ihanet durumunu ortaya ç kar r. Bu aç dan yaln z Say n Talabani ve Barzani nin, bütün Kürt flahsiyetlerinin Türkiye ile politikalar ilkeler çerçevesinde yürütmesi gerekiyor. Ulusal demokratik ilkeler çerçevesinde yürütmesi gerekiyor. Kendi Kürt sorununu demokratik temelde çözmeyen bir Türkiye nin Kürtler taraf ndan olumlu karfl lanmas mümkün de ildir. Böyle bir Türkiye ile iliflkiye Kürt halk her zaman kuflkuyla yaklafl r. Hatta kendi Kürt sorununu çözmeyen Türkiye bütün Kürtler için tehlike yaratt ndan bütün Kürtler böyle bir Türkiye ye karfl tav r almak zorundad r. Kürt halk Önderi bir görüflme notunda, Türkiye e er Kürt sorununu çözmezse, herhangi bir kamplaflma ortaya ç kt nda, Ortado- u da farkl politik dengelerle karfl karfl ya gelindi inde, Türkiye nerede yer al yorsa, Kürtlerin de kesinlikle onun karfl s ndaki kampta yer almas gerekti ini vurgulayarak, mevcut Türkiye politikas n n ne kadar Kürt karfl - t, bütün Kürtlere karfl oldu unu ortaya koymufltur. nkârc l kta srar eden Türkiye nin bütün Kürtler aras ndaki siyasi konumunun ve bugünkü tarihsel durumunun bu çerçevede oldu u aç kt r. Bunu görmek için büyük bir siyasetçi olmaya gerek yoktur. Herhangi bir Kürt bile Türkiye nin bölgedeki bütün Kürtlere karfl oldu unu, Kürt karfl t bir konumda bulundu unu rahatl kla söyleyebilir. Türkiye Güneyli güçlerle gizli görüflmeler yapmaktad r Türkiye-Irak-Güneyli güçlerin Terörle Mücadele Komisyonu kurmalar tabii ki kabul edilebilir bir durum de- ildir. Gizli diplomasi yürütmeleri Kürtler aç s ndan kabul edilemez. Kürt örgütleri belki bunu söylemiyor, ama hem Ali Babacan hem de bu görüflmelere kat lan devlet temsilcisi görüflmelerin gizli sürdürüldü ünü, sessiz diplomasi ile sonuç alacaklar n, hatta belirli ilerlemeler kaydettiklerini söylemektedirler. Bu tür iliflkiler tehlikelidir ve Güneyli güçlere de yarar getirmez, hatta tuzaklarla karfl karfl ya kalmalar n beraberinde getirir. Belki hala Kürt gruplar n n, Kürt özgürlük hareketine karfl aç k somut bir olumsuz durumu ortaya ç kmam flt r, ama Türkiye nin bu de erlendirmelerini de kimse göz ard edemez. Türkiye olumlu bak yor, sonuç alaca na inan yor, yine ABD çeflitli de erlendirmelerde bu üçlü komisyonun toplant ya kat - lan güçler aras ndaki sorunlar çözece ini belirtiyor. Bu güçlerin siyasal literatüründe sorunu çözmek demek PKK nin tasfiyesi konusunda anlaflmak demektir. Çünkü Türkiye Güney Kürdistanl larla iliflkinin geliflmesinden söz ederken bunu kastetmektedir. Zaten Türkiye iliflkilerin gelifltirilmesi konusunda PKK ye karfl olmay önflart olarak koflmaktad r. Güneyli güçler zaman zaman Türkiye kendi sorunlar n demokratik temelde çözsün diyorlar, bu yönlü demeçler de veriliyor. Bu sorun zorla, fliddetle, çözülemez gibi de erlendirmeler de oluyor. Ama bu konuda srarl de iller. Çok ilkeli olduklar söylenemez. Biz Kürt sorununun demokratik temelde çözümü d fl nda hiçbir tart flmay kabul edemeyiz, hiçbir dayatmay kabul edemeyiz biçiminde tüm Kürt kamuoyunu rahatlatacak ve Türkiye yi do ru politikaya sevk edecek tutumlar gösterilemiyor. Bu nedenle Türkiye hala Güneyli güçlerle iliflki gelifltirip PKK yi tasfiye edece i konusunda umutlar besliyor. KDP yi, YNK yi PKK üzerine sürece i konusunda bir iyimserlik içindedir. Bu gerçeklik de gösteriyor ki, Kürt örgütleri, flahsiyetleri Türkiye ye karfl net tutum göstermiyorlar. Bir taraftan sorun demokratik temelde çözülsün derken, ama di er taraftan da PKK nin tasfiyesiyle ilgili konular tart fl yorlar. Böylelikle bir nevi siz bizim dediklerimizi yerine getirirseniz, bizim varl m z kabul ederseniz, biz de sizin istekleriniz konusunda bir fleyler yapabiliriz gibi Türkiye yi cesaretlendiren tutumlar içine giriyorlar. Bu da Kuzey Kürdistan da Kürt sorununun çözümünü geciktiriyor, hatta engelliyor. fiu aç kt r, e er Güneyli güçler ve uluslararas çevreler Türkiye yi cesaretlendirmeseler, Türkiye Kürt sorununu en k sa zamanda çözmek zorunda kal r. Kürtler özgürlü ü için, demokrasi için az mücadele et-

70 68 mediler. Dünyan n herhangi bir köflesinde bir halk bu kadar mücadele verseydi kesinlikle özgürlüklerini, demokrasilerini, temel demokratik haklar n rahatl kla elde edebilirlerdi. fiu anda ortada Kürt sorunu diye bir sorun kalmazd, inkârc l k diye bir sorun kalmazd. Ama bu kadar büyük bir mücadeleye ve 21. yüzy lda özgürlük ve demokrasi fikrinin önemli bir siyasal de er, ideolojik de er haline gelmesine ra men Türkiye, insanl n en kadim halk olan Kürt halk n n dilini, kültürünü, kimli ini reddediyorsa, hâlâ onu resmi olarak kabul etmiyorsa, bu politikada srar devam ediyorsa bunun bir nedeni de Güney Kürdistanl güçlerin Türkiye nin bu politikas na cesaret vermesidir. Türkiye hâlâ d fl güçlere dayanarak ya da Güneyli güçleri kullanarak PKK yi ezme politikas ndaki umudunu kaybetmemifltir. Tabii ki bu durum tüm Güneyli örgütler aç s ndan elefltirilmesi gereken bir durumdur. Güney Kürdistanl güçler ulusal politikada ilkeli davranmal d rlar Bu aç dan da Güneyli güçler biz Kürtler aras bir çat flmaya girmek istemiyoruz, Türkiye kendi sorunlar n demokratik temelde çözmeli yaklafl m n bir ilke ve temel politika haline getirmeli ve Türkiye ye bunun d fl nda farkl politika izlenmeyece ini göstermelidir. Bu yap l rsa biz Türkiye nin mevcut inkârc politikadan vazgeçece ini, Kürt sorununu da demokratik temelde çözme konusunda daha istekli olaca n ya da bugünkü mevcut politikay sürdürmesinin koflullar n n kalmayaca n söylüyoruz. Güney Kürdistanl güçler hâlâ ulusal demokratik politikada ilkeli davranmamaktad rlar. Hâlâ siyasal duruma göre, dengelere göre politika yapmay bir tarz haline getirmifllerdir. Tabii ki uluslararas ve bölgesel dengelerde çeflitli politik yaklafl mlar, taktikler, üsluplar kullan labilir. Bunlar do ald r. Ama burada biz temel ilkelerden bahsediyoruz. Bütün Kürdistan halk n n ulusal demokratik ç karlar ndan söz ediyoruz. Temel ilkeler ve ulusal demokratik ç karlar söz konusu oldu unda hiçbir parça kendi dar ç karlar gere i di er parçalar n özgürlük ve demokrasi sorunlar na duyars z kalamaz ya da di er parçadaki halk n özgürlük ve demokrasi sorunlar n pazarl k konusu yapamaz, yapmamal d r. Güney Kürdistanl güçlerin politikalar, yaklafl mlar asl nda Kürt özgürlük hareketinden kaç fllar teflvik etmekte, Kürt özgürlük hareketine siyasi bask kurarak, çeflitli bask yöntemlerini süreklilefltirerek Türkiye nin imha politikalar na katk sunmaktad r. Gerilladan, Medya Savunma Alanlar ndan çeflitli kaç fllar n ortaya ç kmas nda KDP nin, YNK nin politikalar belirleyicidir. Kaç fllar teflvik ediliyor, kaçanlar korunuyor, hatta kaçanlar n belirli koflullarda teslim edilmesi konusunda Türkiye ile yap - lan anlaflmalar da vard r. Bu da tabii ki Türkiye nin Kürt özgürlük hareketini da tma, tasfiye etme politikalar - na destek anlam na geliyor. Özgürlük mücadelesi yürüten savaflç lar n, gerillalar n, kadrolar n, sempatizanlar n kaç rt lmas, bu parçadaki hareketten uzaklaflt r lmas n n herhalde herhangi bir Kürt örgütünün görevi olmamas, böyle bir rolü üstlenmemesi, kaç fllar teflvik edici bir yaklafl m içinde olmamas gerekiyor. Güneyli güçlerin herhangi bir Kürdistan parças ndaki Özgürlük hareketinden kaç fllar teflvik etmesi, onlara olumlu bir fley yapm fllar gibi davranmas, onlar takdir etmesi, onlara imkân tan mas Türk devletinin politikas na hizmet etmektedir. Zaten Türk devleti de bu s k nt lar b rak n, vazgeçin, kendinizi harcamay n, gelin burada rahat edersiniz ça r lar yapmaktad r. Türkiye nin so ukta, açl kta, susuzlukta SERXWEBÛN Aral k 2008 Güney Kürdistanl güçler hâlâ ulusal demokratik politikada ilkeli davranmamaktad rlar. Siyasal duruma göre, dengelere göre politika yapmay bir tarz haline getirmifllerdir. Tabii ki uluslararas ve bölgesel dengelerde çeflitli politik yaklafl mlar, taktikler, üsluplar kullan labilir. Bunlar do ald r. Ama biz bütün Kürdistan halk n n ulusal demokratik ç karlar ndan söz ediyoruz kalman za gerek yok, kaçar gelirseniz herhangi bir zorlukla karfl laflmazs - n z biçimindeki propagandalar ortadayken Güney Kürdistan da kaçanlara kucak aç lmas, hatta kaç fllar n çeflitli biçimlerde teflvik edilmesi, desteklenmesi kabul edilebilecek bir durum de ildir. E er kaçanlara bu kadar destek verilmesi, kucak aç lmas olmasayd belki bu kaç fllar n önemli bir k sm gerçekleflmeyecekti. Tabii ki kaçmak isteyenleri kimse zorla durduramaz. PKK den geçmiflte de kaçanlar olmufltur, Mücadelede zorland kça kaçanlar olabilir, bu ayr bir konudur. Mücadelenin zorluklar, s k nt lar, koflullar gere i bu tür fleyler olmaktad r. Ama Güneyli güçlerin tutumlar yla, tav rlar yla zay f unsurlara bir nevi kaçarsan z, gelirseniz burada yaflayabilirsiniz biçiminde bir yaklafl m içinde olmas bir Kürt hareketi, bir Kürt grubu aç s ndan gafletten de öte bir fleydir. Güneyli güçler kaç fllar teflvik etmektedir Hiçbir Kürt grubunun, Kürt hareketinin, Kürt siyasetçisinin herhangi bir parçadaki özgürlük mücadelesini zay flatacak, oradaki kaç fllar özendirecek ya da hareketin da lmas n, ortadan kald r lmas n teflvik edecek bir tutuma girmemesi gerekiyor. Ne yaz k ki Güney Kürdistan böyle bir olumsuz rol oynuyor. Hatta bir nevi Do u- da, Güneybat da, Kuzey Kürdistan - daki gençlere ve yurtd fl ndaki halka bak n Güney de bir devlet var, devletimiz oldu deyip, Do u Kürdistan da, Kuzey Kürdistan da, Güneybat Kürdistan da gençlerin, halk n bir özgürlük sorunu oldu unu, bir mücadele

71 Aral k 2008 SERXWEBÛN 69 sorunu oldu unu unutturmas n, insanlar n Güney deki bu devletçikle tatmin olmas n sa layan bir anlay fl yaratmas söz konusudur. Yarat lan bu havan n ve zihniyetin Kürdistan halk n n di er parçalar ndaki mücadelesi aç s ndan ciddi bir tehlike oluflturdu unu vurgulamak gerekmektedir. lk bafllarda böyle bir oluflum di er parçalardaki mücadelenin geliflmesi aç s ndan zemin olaca düflünülürken, di er parçalardaki mücadele duygusunun gevfletilmesine yol açmas, giderilmesi gereken ciddi bir sorun olarak görülmelidir. Bugün Güney Kürdistan daki siyasi güçlerin tarihsel aç dan, Kürt halk n n ulusal demokratik mücadelesi aç s ndan kabul edilemeyecek, gerçekten tarihsel olarak gelecekte, ileride mahkûm edilecek böyle bir politikay izlememesi gerekiyor. Bunun do ru olmad n, KDP nin de YNK nin de bu tür sonuçlara yol açacak tutumlardan vazgeçmesi gerekti ini söylemek her yurtsever demokrat n görevi olmal d r. Bütün yurtseverlerin, demokratlar n, ayd nlar n da KDP ve YNK ye b rakal m herhangi bir parçadaki demokratik ulusal mücadeleyi zay flatmas n, tersine destek verilmesi gerekti ini dayatmalar gerekir. Nitekim Kürt halk Önderi son görüflmelerinde Talabani için sadece olumsuz duruma girmemesi yetmez, aksine Kürt sorunun demokratik çözümü için destek sunmas gerekir demesi, Kürt örgütlerinin ve liderlerinin sorumlular - n n nas l davranmas gerekti ini ortaya koymas aç s ndan çok önemlidir. KNK nin ortak ulusal bir tutum belgesini gündeme almas önemlidir Yak nda toplanacak KNK genel kurulunda bu durumlar n tart fl lmas gerekiyor. Bir Ulusal Tutum Belgesi tasla haz rlanm fl. San r z bunun üzerine tart flma olacak, bütün Kürtleri, siyasi güçleri ba layacak baz ilkeler tespit edecektir. Gerçekten de KNK nin böyle bir toplant y yapmas bu süreçte anlaml d r. Zamanlama aç s ndan da do rudur. Türk devletinin, ran n ve çeflitli uluslararas güçlerin Kürtler aras çat flma yaratmaya, Kürtler aras so ukluk ve gerilim ortaya ç karmaya çabalad bir dönemde, hem de Kürtlerin birli e en fazla ihtiyac oldu u bir dönemde bu tür olumsuz politikalar n engellenmesi aç s ndan KNK nin çabalar, giriflimleri de- erlidir. KNK nin ve KNK içindeki tüm yurtseverlerin, ayd nlar n, hatta KNK d fl ndaki tüm yurtsever ayd nlar n ortak ulusal bir tutum belgesinin ortaya ç kmas nda katk sunmas taktir edilecek bir çabad r. Kürt örgütlerinin b - rakal m birbirine engel olmas, her parçadaki sorunun demokratik çözümü ve bu yönlü mücadelenin desteklenmesi aç s ndan ulusal demokratik ilkelerin belirlenmesi önemli olmaktad r. Bu aç dan KNK nin bu ifli daha ciddiye almas, çal flmalar n ve ortaya ç karaca sonuçlar, bütün ayd nlara ve yurtseverlere mal etmesi gerekmektedir. Ortaya ç kar lacak ulusal tutum belgesi çerçevesinde bütün Kürt siyasi örgütlerinin birbirine ve de erlerine sayg l olmas, birbirlerinin aleyhinde çal flmamas gerekir. Ulusal Tutum Belgesine ters tutum içine girenlere karfl KNK nin de Kürt demokratik kamuoyunun da tutum gelifltirmesi, Kürt halk n n ulusal demokratik mücadele tarihinde örgütler aras iliflkilerde yeni bir dönemin bafllamas n beraberinde getirecektir. Kürdistan tarihinde, siyasal mücadele alan nda yanl fl tutumlar n ortaya ç kmas n n nedeni yanl fl yapan, ulusal demokratik tutum içinde olmayan örgütlere ve kiflilere tutum tak n lmad - için bu davran fllar bir nevi normal hale gelmifltir. O bak mdan onlarca y l yürütülen zorlu mücadelenin getirdi i siyasal bilinç, Kürtlerin siyasal düzeyde kazand tecrübeler, oluflan yurtsever demokratik bilinç, Kürt halk n n demokratik ve özgür yaflam özlemi art k Kürt halk na, Kürt ulusuna, Kürt halk n n bütün parçalardaki özgürlük ve demokrasi mücadelesine zarar veren tutumlara karfl tav r gelifltirilmesini gerektirmektedir. Art k yurtseverden ayd n na tüm Kürt halk aç s ndan ulusal demokratik ölçülerin, tutumun ne olmas gerekti inin bilinmesi gerekir. Neyin yap lmas, neyin yap lmamas gerekti inin netleflmesi gerekir. Bu nedenle de KNK nin Ulusal Tutum Belgesi konusunda tart flmalar ilkesel düzeyde, temel ilkeler düzeyinde mutlaka netlefltirilmesi ve bunun bütün Kürt kamuoyuna mal edilmesi gerekmektedir. Kürt kamuoyunun bu temel ilkeler temelinde izlenen politikalar takip edip de erlendirmesi gerekiyor. Bu temel ilkelere ters düflüldü ünde de kamuoyu olarak tutum koyarak olumsuzluklar n önüne geçmelidir. Bu yönüyle de Kürdistan halk n n özgürlük ve demokrasi sorunu art k bireylerin ya da örgütlerin insaf na b rak lmamal d r. Kürt demokratik kamuoyunun, Kürt halk - n n demokratik kurumlaflmalar n n, sivil toplum örgütlerinin, sivil inisiyatiflerin kesinlikle devrede olmas ve duyarl davranmas do ru ulusal demokratik politikalar n yürütülmesi aç s ndan zorunlu hale gelmifltir. Yanl fl tutumlara tav r alarak halk n demokratik ç karlar n esas alan bir siyasal kültürün, siyasal ortam n oluflmas n n sa lanmas gerekiyor. Kürt halk ba ms z ve özgür iradesini ortaya koyabilmelidir Kürt halk Önderi örgütlerin ve bireylerin içine girece i yanl fll klar n önüne geçmek için halk benim ne dedi ime veya her hangi bir örgütün ne dedi ine bakmas n, kendini örgütlesin, kendi ulusal demokratik kararlar na kendisi karar versin demektedir. Sadece bir kiflinin, bir liderin söylemesiyle Kürt halk n n ç karlar n n belirlenemeyece i bu yönüyle sadece kendisinin de il hiç kimsenin esas al nmamas, esas al nmas gerekenin ilkeler ve Kürt halk n n özgürlük ve demokrasi ç karlar oldu unu vurgulam flt r. Halk n özgür, demokratik yaflam ve bunun ilkeleri çerçevesinde karar verilmelidir, tutum al nmal d r diyerek Kürt halk na, Kürt kamuoyuna nas l bir demokratik durufl içinde olmas ve özgürlük anlay fl içinde olmas gerekti ini hat rlatm flt r. Böylelikle de bireylerin, örgütlerin yapaca yanl fll klara karfl halk n demokratik iradesinin devrede olmas n istemifltir. Kürt halk ve

72 70 SERXWEBÛN Aral k 2008 Kürt kurumlar art k bu olgunlu a ulaflm flt r. Bu aç dan KNK ve sorumlu bütün Kürt demokratik kurumlar Kürt halk Önderli inin belirtti i çerçevede kendi demokratik iradelerini ulusal demokratik ilkeler çerçevesinde ortaya koymalar, böylelikle Kürt demokratik yaflam üzerinde rollerini oynamalar gerekiyor. Zaten özgürlük de demokrasi de demokratik irade haline gelmek de budur. Bu da art k birilerinin a z ndan ç kan sözler de il de halk n örgütlü gücüyle kendi gelece ini belirlemesidir. Tabii ki Kürt halk Önderli ine de mücadeleyi yürüten örgütlerine de de- er verecektir. Bu konuda kuflku yoktur. Siyasi örgütlerine sahip ç kmayan, Önderliklerine de er vermeyen halklar özgürlü e de lay k olamazlar. Tabii ki Kürt halk Önderine sahip ç - kacakt r, sahip ç kmal d r da. Nitekim sahip ç k yor. Çünkü Kürt halk Önderinin ortaya koydu u irade, birikim kendine de il, insanl a aittir, Kürt halk na aittir. Önder Apo, Kürt halk - n n de eridir, insanl n de erdir. Bu yönüyle buna sahip ç kacak bu çerçevede özgürlük ve demokrasi mücadelesini yürütecektir. Önderlik kendinizi esas al n, kurumlar n z esas al n derken demokratik kültürü, demokratik iradeyi ilkelerle yaflamay ortaya koyuyor. Yoksa mücadele yürüten örgütlerinizden uzak durun, liderinizden uzak durun, örgütünüz olmas n, lideriniz olmas n bunlar dinlemeyin demiyor. Burada örgütle iliflkilerinizin, liderle iliflkilerinizin ulusal demokratik ç karlar temelinde, özgürlük ç karlar temelinde olmas gerekti ini, ilkeli olunmas gerekti inin alt n çiziyor. Bu yönüyle de Kürt halk Önderi Kürt halk n n gerçekten demokratik özgür irade kazanmas konusunda Kürt halk - na önemli bir destek veriyor, güç veriyor, kuvvet veriyor. Halk n nas l durufl göstermesi, yaflamas gerekti i konusunda büyük bir e itimci gibi davran - yor. Büyük bir ö retmen gibi davran - yor. Baflta Kuzey Kürdistan olmak üzere Kürt halk nda özgür irade, demokratik irade ortaya ç km flsa, her türlü bask ya ra men demokratik durufl ortaya koyabiliyorsa, mücadele edebiliyorsa hiçbir bask, hiçbir zulüm Kürt halk n mücadeleden vazgeçiremiyorsa bunun nedeni Önderli in halk demokratik ve özgür irade konusunda e itmesidir. Halk n kendi iradesine güvenmesi, demokratik iradesini ortaya ç kararak siyaset yapmas, Önderli in perspektiflerinin, çabalar n n, yaklafl mlar n n Kürt toplumunda maya tutmas, hatta maddi bir güç haline gelerek bu ilkesel anlay fl n örgüte ve kurumlara kavuflmas sonucudur. Politikada aç kl k ilkesini herkesten çok Kürtler uygulamal d r Kürt hareketleri, Kürt liderleri tabii ki diplomasi de yaparlar, siyasette yaparlar, komflu ülkelerin siyasi güçleriyle, devlet baflkanlar yla, baflbakanlar yla görüflebilirler. Bunlar yanl fl de- ildir. Yanl fl olan bu tür iliflkilerin her hangi bir parçadaki Kürt halk n n özgürlük mücadelesi aleyhine yap lmas - d r. Kürt halk bu tür iliflkileri, görüflmeleri yak ndan takip etmeli, ilkelere göre mi oluyor, yoksa sömürgeci güçlerin bask s, dayatmas karfl s nda Kürt halk n n özgürlük mücadelesi aleyhine mi gelifliyor bunlar de erlendirebilmeli ve zaman nda tutum alabilmelidir. Asl nda bugün dünyada politikada aç kl k ilkesini herkesten fazla Kürtler uygulamal d r. Çünkü Kürtlerin politikas nda da mücadelesinde de kendi temel demokratik haklar n savunma d fl nda hiçbir etken yer almamaktad r. Dolay s yla Kürtlerin politikalar n ve diplomasilerini aç k yürütmeleri kendi ç karlar nad r. Her fleyden önce de Kürdistan n parçalanm fll koflullar nda diplomasi ve politikay her hangi bir parçan n veya örgütün aleyhine yapmamal d rlar. Kesinlikle kendi özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ilkeleri temelinde yürütmelidirler. Örne in Güney Kürdistanl güçler di er ülkelerle sadece Güney Kürdistan daki sorunlar tart flmal d rlar. Güney Kürdistan ile söz konusu ülkeler aras ndaki iliflkileri tart flmal d rlar. E er ran la Do u Kürtleri tart fl - lacaksa, Türkiye ile Kuzeyli Kürtlerin durumu tart fl lacaksa bu pazarl k temelinde de il, oralardaki Kürt sorununun demokratik temelde nas l çözülece i, Kürt halk n n temel demokratik haklar nas l pratikleflece i üzerinden tart flmalar gerekir. Bunun d - fl ndaki her türlü tart flma gayr ahlakidir, gayri meflrudur. Ulusal demokratik ilkeler ve ç karlar aç s ndan ise gaflet ve ihanettir. Bu aç dan da ne sömürgeci güçler Kürt örgütleriyle bu temelde bir iliflkiye girmelidirler ne de Kürt örgütleri sömürgeci güçlerin dayatmas temelinde bu tür görüflmeler ve iliflkiler içinde olmal d rlar. Bu çerçevede bak ld nda Talabani geçen baharda oldu u gibi yine Türkiye ye gitmeyi düflünüyor. Abdullah Gül ün ise e er kulak a r lar geçerse yak n zamanda Irak a ve Güney Kürdistan a gitme planlar var. Güneyli siyasi güçler ve tüm flahsiyetler bilmelidirler ki Abdullah Gül Türkiye de Kürt-

73 Aral k 2008 SERXWEBÛN 71 lere karfl yürütülen özel savafl n koordinatörüdür. Kürt özgürlük hareketine karfl tasfiye plan n n d fl dünyadaki koordinatörlü ünü yaparak d fl iliflkileri Kürt özgürlük hareketini tasfiye temelinde harekete geçirme çabas n sürdürüyor. Bu rol kesinlikle Abdullah Gül e verilmifltir. Abdullah Gül geçen dönemdeki Necdet Sezer gibi politikadan uzak duran kifli de ildir. Aksine d fliflleri bakanl ndan gelen bir cumhurbaflkan olarak Kürt özgürlük hareketinin tasfiye edilmesinde d fl iliflkileri, diplomasiyi bizzat yürütmektedir. çeride de kimi ayd nlar, sanatç lar, yazarlar, sivil toplum örgütlerini örgütleyerek Kürt özgürlük hareketini tasfiye etme, kuflatma ve ezme politikas n n parças haline getirmek için çal flmaktad r. çeride ve d flar da Kürt özgürlük hareketini kuflatma rolü önemli oranda Abdullah Gül e verilmifltir. E er Abdullah Gül Ba dat a ve Erbil e gidecekse kesinlikle bu görevi temelinde gidecektir. Irakl ve Güneyli güçleri Kürt özgürlük hareketinin üzerine sürmek için bu ziyaretleri yapacakt r. Bu ziyaretler herhangi bir hava alan n n aç l fl ya da Talabani nin geçen baharda Türkiye ye yapt ziyaretin karfl l de ildir. Türk devletinin gerilla ve halk n serh ldanlar karfl s nda s k flmas sonucu Kürtlerin ve Irak n deste ini alarak PKK nin siyasette kazand inisiyatifi k rmak ve Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmede inisiyatifi ele geçirmek için bu ziyaret yap lmaktad r. Abdullah Gül yapaca görüflmelerde Talabani nin PKK ye karfl aç k tav r almas n isteyecektir Bu aç dan bu tür görüflmeler kesinlikle gizli diplomasinin daha üst düzeyde yürütülmesi anlam na gelmektedir. Buna bütün Kürtlerin karfl ç kmas gerekiyor. Güneyli Kürtler Abdullah Gül Erbil e gelecekse Güney Kürdistan la iliflki içinde olmak için gelmelidir, PKK konusunda pazarl k yapmak için gelmemelidir yaklafl m n ortaya koymal d r. Abdullah Gül s k s k terör Irak la, Kuzey Irak la iliflkilerimizi zehirliyor diyerek asl nda Güney Kürdistanl siyasi güçleri tehdit etmektedir. PKK yi tasfiye edersek iliflkilerimiz daha iyi geliflir, bundan befl kat daha iyi geliflir, on kat daha iyi geliflir, Güneye yat r mlar yapar z, böylece ekonomik, sosyal refah geliflir diyerek havuç sopa politikas izliyor. Bu aç - dan tüm Kürtlerin Abdullah Gül ün bu gezilerine dikkatli yaklaflmas gerekiyor. Özellikle Güney Kürdistan halk - n n bu ziyaretlerin kesinlikle Erbil havaalan n n aç l fl veya dostluk ziyareti olmad n, Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek için yap lan ziyaretler oldu unu bilmelidir. Tabii ki Türk devleti PKK yi ezdikten sonra pozisyonumu güçlendiririm, Güney Kürdistan federe hükümetine her istedi imi kabul ettiririm anlay fl ndad r. Bu bak mdan Güney Kürdistan halk bu ziyaretlerin öyle masum ziyaretler olmad n bilmeli, ona göre tav r ve tutum almal - d r. Irak a gitmesi de iyi niyetli bir yaklafl m de ildir. Irak hükümeti zaten Türkiye ile terörün tasfiye edilmesi konusunda ortak politika içindeyiz diyor. Türkiye bu tür görüflmeler ve yapaca bask larla Talabani yi de tümden bu politikan n içine katmak istiyor. Talabani bir Kürt oldu u için Kürt özgürlük hareketi üzerine gitmede Irakl lar gibi, Türkiye gibi aç k tav r tak nam yor. Abdullah Gül yapaca görüflmelerde bask ve vaatlerle Talabani nin aç k tav r almas n sa lamaya çal flacakt r. Türkiye son zamanlarda Talabani ile Kürt özgürlük hareketinin tasfiyesi konusunda pazarl k görüflmelerini artt rm fl bulunuyor. liflkileri s klaflt rmalar kesinlikle Türkiye deki esas siyasi karar al c olan Milli güvenlik kurulunun karar do rultusundad r. Bu bak mdan Talabani nin de bu konuda net, ilkeli tutum tak nmas gerekiyor. fiimdiye kadar Türkiye ile iliflkileri Kürt özgürlük hareketi hakk nda yapt de erlendirmeleri, söylemleri Kürt halk nda kuflku uyand r yor. Belki ciddi bir olumsuz pratik ortada yok, zaman zaman YNK de Kürtler aras art k savafl olmaz, biz Irak n, Türkiye nin dayatmalar n kabul etmeyiz gibi söylemlerde bulunuyor olsa da, YNK nin kimi yetkililerinin ve Türkiye nin temsilcisinin aç klamas, Talabani nin yer yer Türkiye yi ve AKP yi öven sözler söylemesi ister istemez Kürt halk n, Kürt demokratik kamuoyunu kuflkuland rmaktad r. Yerelde sorunlar n çözülmesi Türkiye ile Kürtler aras iliflkileri gelifltirir Abdullah Gül ün ziyareti s ras nda Kürtler, Kürt ayd nlar, yazarlar, PKK ile pazarl k için gelme, böyle bir pazarl k ziyaretini kabul etmiyoruz tutumunu göstermelidirler. Irak ziyareti, Erbil ziyareti PKK nin tasfiye edilmesi üzerinde yap lacak pazarl k ziyaretiyse Kürt halk bunu kabul etmez, diye aç kça tav rlar n koymal d rlar. Talabani de Önderli in belirtti i gibi Abdullah Gül e, Türkiye nin birli inden yanay z, ama Türkiye de kendi Kürtleriyle sorunlar - n demokratik temelde çözsün, Kürtlerin kimli ini, anadilde e itimini kabul etsin, kültürü önündeki engelleri kald rs n, demokratik örgütlenmesine engel ç karmas n, DTP nin Kürt kimli i ad na siyaset yapmas na engel olunmas n, demelidir. Kuzey Kürtleri Türkiye nin parças olsunlar, ama Kürtlerin temel demokratik haklar yla, sorunlar yla ilgilenmesinin de do al karfl lanmas gerekti ini söylemelidirler. Bu temelde Kürtlerin demokratik iradelerinin olabilece ini, meclislerinin olabilece ini, belediye yetkilerinin geniflletilmesi gerekti ini, bunlar n Türkiye nin birli ine zarar verme de il, Türkiye nin birli ini güçlendirece ini aç kça belirtmelidir. Yerelde sorunlar n çözülmesinin merkezi hükümetle, Türkiye ile ç - kacak pürüzlerin önüne geçece ini, sorunlar n n ço unun yerelde çözülmesinin Türkiye ile Kürtler aras iliflkileri zorlayan de il, hatta rahatlatan bir geliflme olaca n ortaya koymal d r. KDP ve Mesut Barzani nin de Türkiye ye biz Türkiye ile iliflki kurmaktan yanay z, Osmanl döneminden beri Türkiye ile iliflkilerimiz var, bu iliflkilerimizi daha da gelifltirebiliriz, ekonomik iliflkiler gelifliyor, siyasal iliflkilerin daha da geliflmesi ve sa l kl bir temele oturmas için, süreklileflmesi için Türkiye nin kendi s n rlar içinde Kürtlerin temel demokratik haklar n kabul ederek Kürt sorununu çözmesi gerekir, bu yap ld taktirde biz Güney Kürdistan

74 72 SERXWEBÛN Aral k 2008 Son zamanlarda görüldü ü gibi Türkiye ile ran ortak operasyonlar yapmaktad rlar. Efl zamanl, koordineli biçimde Medya Savunma Alanlar na sald rmaktad rlar. Hava sald r lar, a r topçu at fllar yla gerilla alanlar n vurmaktad rlar. Bu sald r lardan en fazla da Medya Savunma Alanlar nda bulunan köylüler zarar görmektedir. Güney Kürdistanl siyasilerin, demokratik kurumlar n n ve halk n buna tepki göstermesi gerekiyor olarak Türkiye ile daha s k iliflkileri gelifltirebiliriz demelidirler. Türkiye, Güney Kürdistan ve Irak la daha s k iliflki içinde olabilir, ama bunun için Türkiye cumhuriyetinin demokratikleflmesi ve iliflkilerini bu çerçevede ele almas gerekir, demelidirler. Ba dat ve Erbil ziyaretlerinde e er tart fl lacaksa bunlar tart fl lmal d r. Bunlar n d fl ndaki her tart flma Kürt sorununun demokratik çözümüne hizmet etmedi i gibi di er parçalardaki Kürtleri de zor duruma düflürür. En baflta Güney Kürdistan daki Kürtlerin kazan mlar - n, kurumlaflmalar n tehlikeye atar. E er Güney Kürdistan da siyasal istikrar, ekonomik-sosyal geliflme ve Kürtlerin kazan mlar n n kal c laflmas, kökleflmesi isteniliyorsa Türkiye nin kendi Kürtleriyle sorununu çözerek Güney Kürdistan a ve tüm parçalara olumsuz bak fl n de ifltirmesi gerekir. Bu yönüyle de Talabani ve Barzani nin Türkiye ile Abdullah Gül ün ziyaretlerini bu temelde de erlendirmeleri gerekir. Önderlik zaten mral da bu temelde Talabani ve Barzani ye ça r yapm flt r. Talabani ve Barzani nin nas l bir tarihsel sorumluluk duygusu içinde olmalar gerekti ini hat rlatm flt r. Herhalde Say n Talabani ve Barzani nin de bu sorumluluklar n hissederek Kürt halk Önderinin belirtti i biçimde Türkiye ile iliflkinin temel ilkelerini Abdullah Gül e hat rlat rlar. Hava sald r lar nda en fazla köylüler zarar görmektedir Son zamanlarda görüldü ü gibi Türkiye ile ran ortak operasyonlar yapmaktad rlar. Efl zamanl, koordineli biçimde Medya Savunma Alanlar na sald rmaktad rlar. Hava sald r lar, a r topçu at fllar yla gerilla alanlar n vurmaktad rlar. Bu sald r lardan en fazla da Medya Savunma Alanlar nda bulunan köylüler zarar görmektedir. Güney Kürdistanl siyasilerin, demokratik kurumlar n ve halk n buna tepki göstermesi gerekiyor. Böyle bombard manlarla ran ve Türkiye nin Kürt sorununu çözemeyece ini ve bunlardan y lmayacaklar n ortaya koymalar gerekiyor. Kürtler bugün zay f bir halk de ildir. E er Kürt demokratik güçleri do ru bir ulusal tutumla birlik olurlarsa elli milyona yak n Kürt bu politika ve birlik etraf nda toplan r. Do ru bir politika etraf nda birleflmifl ve örgütlenmifl Kürtleri de hiçbir devlet bast ramaz. Art k hiçbir devletin kendi Kürt ünü bast rma flans kalmam flt r. Yeter ki Kürtler birlik içinde olsun, birbirlerine karfl olumsuz tutum içinde olmas n. Kürt halk n n ulusal demokratik bilincinin geliflkinli i dikkate al nd nda Ortado- u da ortak tutum tak nm fl Kürtlere hiçbir devletin gücü yetmez. HPG gerillalar n n Türkiye nin sald r lar karfl - s nda ortaya koydu u direnifl ortad r. E er Kürtler birlikte hareket ederlerse ne da da savaflarak Kürtleri ezebilirler ne de flehirlerde. Kürt halk n n flehirlerde her türlü bask ya karfl nas l fedaice bir direnifl ortaya koydu u ortadad r. Türkiye bütün imkânlar seferber ediyor, d fl dünyan n deste ini al yor, ama gerilla karfl s nda baflar s z kalmaktan kurtulam yor. Kald ki Kürtler ortak politika izledi i taktirde d fl dünya Türkiye ye bu kadar destek vermez. Ne iran ne Türkiye bu kadar cesaretli sald ramaz. Aksine Kürtlerin ortak tutumu karfl s nda Türkiye de ran da geri ad m atarak Kürt sorununu demokratik temelde çözmek zorunda kal rlar. Bu aç dan da Güney Kürdistanl güçler ran n ve Irak n ortak sald r lar na karfl ç kmal d rlar. ran ve Türkiye nin bu ortak sald r lar n n ayn zamanda kendilerine karfl oldu unu söylemelidirler. Bugün PKK ye karfl, yar n da bize karfl ortak politika izleyebilirsiniz, f rsat buldu unuzda bizi de ezmek isteyebilirsiniz, bu nedenle biz sizin politikalar n z do ru bulmuyoruz, demelidirler. Türkiye kendi Kürtleriyle sorunu çözsün, ran kendi Kürtleriyle sorunu çözsün, demelidirler. Türkiye ve ran n Medya Savunma Alanlar na sald rmalar kendi Kürtleriyle sorunlar n çözmemelerinden kaynaklan yor. Ben direnen Kürtleri ezersem ran da Kürt sorunu kalmaz, Türkiye de Kürt sorunu kalmaz, Kürtlerin iradelerini k rm fl olurum, cesaretlerini k rm fl olurum, böylelikle inkârc politikalar m z, bask c politikalar m z sürdürebiliriz demektedirler. Bu nedenle Medya Savunma Alanlar na yönelik ran n ve Türkiye nin sald - r lar na karfl ç kmamak asl nda Türkiye nin ve ran n bu politikalar n sürdürmesine cesaret vermektedir. Bu aç - dan Güney Kürdistanl güçler sadece Türkiye ye de il, ran a karfl da politikalar nda net olmal ve tutum tak nmal - d rlar. Kürtler e er birlik olurlarsa ne Türkiye ne ran ne de dünya karfl s nda zay ft rlar. Kürtleri Türkiye ve ran karfl s nda zay f b rakan, ortak politika izleyememeleridir. Bunun mutlaka görülmesi, gere inin yap lmas gerekiyor. Ulusal Tutum Belgesi ne destek verilmeli KNK nin Ulusal Tutum Belgesi ne bu nedenle destek vermesi gerekiyor. Böyle bir ulusal tutum belgesi ortaya ç kt nda Kürt siyasi güçlerinin bask lara karfl direnme gücü de meflruiyeti de artar. Kürtler aras nda bir ulusal tutum belgesi var, biz bunun d fl - na ç kamay z deme imkân na kavuflurlar. Bu bak mdan KNK nin Ulusal Tutum Belgesi ni uluslararas düzeyde meflrulaflt rmas için bütün örgütler çal flmal d r. Böyle bir Ulusal Tutum Belgesi nin Kürt kamuoyu taraf ndan benimsenmesi ve uluslararas güçler taraf ndan kabul edilir hale gelmesi Güney Kürdistanl siyasal güçlerin ç kar nad r. Kuzey Kürdistan Kürtlerinin de Do u Kürdistan ve Gü-

75 Aral k 2008 SERXWEBÛN 73 neybat Kürtlerinin de ç kar nad r. Böyle bir Ulusal Tutum Belgesi nin meflruiyet kazanmas, desteklenmesi uluslararas ve sömürgeci güçlerin dikkate alaca bir belge haline getirilmesi Kürt sorunun demokratik çözümü aç s ndan önemli bir geliflme olur. Böylece ran, Türkiye, Suriye, Irak Kürtleri birbirleriyle kavga ettirme, düflürme politikas ndan vazgeçerler, bu tür politikalara umut ba lamazlar. Kürtleri birbiriyle kavga ettirme döneminin son buldu unu, bu tür politikalarla Kürtlerin haklar n n gasp edilemeyece ini, Kürtleri siyasal olarak geriletemeyece ini ö renirler. Kürtleri birbirine k rd r, klasik inkâr politikalar n sürdür anlay fl böylelikle yerle bir olur. Bu da bütün parçalarda Kürt sorununun demokratik çözümü aç - s ndan bir dönüm noktas olur. Bunu bütün Kürt ayd nlar n n da yurtsever demokratlar n da Kürtlerin dostlar - n n da bilmesi gerekiyor. DTP nin Güney Kürdistan ziyareti önemli DTP heyeti Güney Kürdistanl partiler ve yetkililerle görüflme yap yorlar. Biz KNK Kongresinin de DTP nin Güney Kürdistan ziyaretini de ulusal tutum ilkelerinin ortaya ç kmas, netleflmesi aç s ndan önemli görüyoruz. Özellikle 22 Temmuz seçimlerinde YNK ve KDP nin direkt ve dolayl olarak ulusal demokratik çizgiye uymayan ters bir yaklafl m içine girerek ulusal demokratik Kürt gücünü de il de, Türkiye de inkârc sömürgeci devletin özel savafl partisi AKP yi desteklemesi gerçekten çok ac verici olmufltur. Tarihsel büyük hata olmufltur. Umuyoruz ki, DTP nin bu ziyaretinden sonra bu Kürt güçleri Türk devletinin inkârc güçlerinin bir özel savafl partisi ve hükümeti olarak, Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmede kulland AKP hükümetine bak fllar n de ifltirirler. nkârc sömürgeci karargâh, Kürt özgürlük hareketine karfl kullanaca baflka psikolojik savafl arac kalmad için en son olarak kendine göre Müslüman, kendine göre demokrat olan iflbirlikçi slamc AKP yi kullanmaktad rlar. Bununla Kürt özgürlük hareketini tasfiye edece ini hesaplam fllard r. Böyle bir özel savafl hükümetine Güneyli güçlerin destek olmas tarihsel olarak Kürt örgütleri için kara leke olmufltur. DTP nin KDP ve YNK ile görüflmesi sonucu bu yanl fl n, bu gafletin düzelmesini, Güney Kürdistan hükümetinin ve partilerinin inkârc ve sömürgeci güçlerin özel savafl partisi olan AKP yi de il de Kürt demokratik partisi DTP yi destekleyen bir tutum içine girmelerini bekliyoruz. Bunun d - fl ndaki her tutum Kürt örgütleri, partileri, flahsiyetleri için yanl fl olacakt r. Herkes de bilmektedir ki DTP Türkiye devletinin inkârc politikadan vazgeçerek Kürt sorununun demokratik temelde çözülmesini istiyor. DTP Kürt sorununun demokratik çözümü aç - s ndan bir muhatapt r. Kürtleri temsil eden bir konumlar olabilir. Türkiye Kürtlerin temel demokratik haklar n kabul etme temelinde diyaloga geçerse demokratik çözümün önü aç labilir. Yoksa Kürt halk n n temel demokratik haklar n kabul etmeden, PKK teslim olsun, gerilla silah b raks n gibi yaklafl mlar kesinlikle yanl fl fleylerdir. Demokratik mücadele yöntemleri ve halk hareketleriyle amaca ve hedefe ulaflma imkânlar artm flt r. Talabani bu gerçekli e bakarak art k silahl mücadele b rak lmal d r gibi söylemlerde bulunuyor. Meflru savunma d fl nda silahl yönteme baflvurmak do ru de ildir. Bunu ideolojik ve teorik olarak en güçlü biçimde ortaya koyan Meflru Savunma d fl nda silahl mücadeleyi meflru görmeyen Kürt halk Önderidir. Ama ne var ki Kürt özgürlük hareketinin karfl s nda meflru savunmay gerektirecek koflullar vard r. Çünkü Türk sömürgecili i gibi bir sömürgecilikle kary karfl yad r ve Türk sömürgecili inin benzeri de dünyan n baflka yerinde yoktur. Gerilla ile savaflla bu tür sorunlar n çözülmemesi gerekiyor. Bu tür sorunlar art k demokratik temelde çözülmelidir. Dünyadaki demokratik zihniyet art k bir halk n dilinin, kültürünün, kimli inin yok say lmas n kabul etmiyor. Bu tür haklar tan mak art k temel bir anlay fl haline gelmifltir. ama ne var ki Türkiye de hala böyle bir zihniyet yok. Türkiye 20. yüzy l n ortalar nda tamamen b rak lm fl bir uygulamay hâlâ sürdürmektedir. Türk devleti bugün bile Kürdistan Türk uluslaflmas n n yay lma alan görüyor. nkârc l k sürüyor. Bu nedenle de baflka yerde olmayan fedaice silahl direnifl, savunma direnifli Türkiye de sürdürülmek zorunda kal yor. Bu zorunlulu u ortaya ç karan PKK nin tercihi ya da politikas de ildir, Türk devletinin inkârc politikas d r. Dünyada olmayan büyük bir inkârc l k Türkiye de devam etmektedir. Hem de bu inkârc - l k NATO nun en büyük ordusu ve iki yüz binlik polis gücüyle sürdürülmektedir. Dünyan n hiçbir köflesinde olmayan, uygulanmayan bir bask, sömürü, inkâr politikas uyguland için buna karfl da tabii ki savunma direnifli sürecektir. Sürmek zorundad r. Kuzey Kürdistan da silahl direnifl neden var sorusunun cevab Türkiye nin dünyan n hiçbir yerinde kalmayan inkârc politikas ndad r. nkâr ve imha politikalar sürdükçe gerillalar silah b rakmayacakt r Talabani ya da baflka birileri PKK neden silahl direnifl yürütüyor sorusuna cevap ararken bunu düflünmesi gerekirdi. Niye silahl direnifl gösteriyor deyip PKK yi suçlamak ve gerillan n silah b rakmas n istemek, Türkiye nin dünyan n hiç bir köflesinde hiç bir ülkesinde uygulanmayan bu politikas n görmemek olur. Hele hele bir Kürt ün bunu söylemesi ise hiç kabul edilemez. Belki dünyan n baflka bir köflesindeki bir insan Türklerin bu politikas n anlayamaz, Türklerin bu inkârc yok edici politikalar n kavrayamaz, hiç bir ülkede uygulanmayan politikalar n Kürdistan da uygulanmad - n göremeyebilir, ama Kürt liderlerinin bunu görmesi gerekiyor. Özellikle tecrübesi, siyasi birikimi olan Talabani nin bunu görmesi gerekiyor. Bunu görmeden art k silahl mücadele dönemi geçmifltir Che Guevera dönemi geçmifltir demek ucuz, demagojik laflar söylemenin hiç bir de eri, anlam yoktur. Biz bu tür söylemleri sadece bir politik tarz n sonucu olarak görü-

76 74 SERXWEBÛN Aral k 2008 yoruz. Yani bu tür sözlerle çeflitli kesimleri memnun etme yaklafl m olarak görüyoruz. Ama Türkiye yi memnun edeyim derken, Avrupa y memnun edeyim derken Kürtlerin en temel özgürlük mücadelesinin savunma savafl m n tart flt rmaya açmak, bunun aleyhinde konuflmak hiç bir Kürt liderinin tutumu olmamal d r, hakk olmamal d r. Bu aç dan biz tabii ki Talabani den de di er Kürt siyasi gruplar ndan da Kürt halk n n meflru savunma savafl m karfl s nda daha gerçekçi, daha do ru bir tutum tak nmalar n bekliyoruz. Türkiye nin gerçe ini görerek de erlendirmeleri gerekir. Öyle soyut, iflte silahl mücadele zaman geçmifltir söylemleri çok basit ve hiçbir siyasal de eri olmayan söylemlerdir, ciddiye al namaz. Ciddiye al rsak daha a r fleyler konuflmak zorunda kal r z. PKK nin verebilece i kararlar n DTP yle tart fl lmas kabul edilemez Bu çerçeveden bak ld nda KDP nin de YNK nin de Talabani nin de Barzani nin de DTP ile iliflkilerini daha sa l kl yürütmeleri gerekir. Onlar da Avrupa gibi, ABD gibi, Türk genelkurmay ve AKP gibi DTP ye PKK üzerinde bask kurun, PKK savunma savafl m n b raks n, direnifli b raks n, gibi dayatmalar içinde olmamal d rlar. Böyle bir tart flmaya bile girmemelidirler. Her fleyden önce PKK ayr d r, DTP ayr d r. DTP demokratik bir siyasal güç olarak Kuzey Kürdistan da mücadelesini sürdürüyor. Dolay s yla tüm Kürt örgütlerinin destek temelinde DTP ile iliflkilerini sürdürmeleri gerekir. Sizin demokratik mücadelenize, demokratik siyasal mücadelenize sorunlar demokratik temelde çözmenize destek veriyoruz demeleri gerekir. PKK nin politikalar n n, PKK nin iradesinin, PKK nin verebilece i kararlar n DTP yle tart fl lmas kabul edilemez. Kimsenin bunu tart flmaya da hakk yoktur. Bu nedenle biz bu ziyaretle Güneyli güçlerle DTP aras ndaki iliflkilerin sa l kl bir temele oturaca na inan yoruz. Bu aç dan da DTP nin Güney Kürdistan daki bu ziyaretini olumlu görüyoruz. AKP nin tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek kültür dedi i bir dönemde böyle bir ziyaretin anlaml olaca n, AKP nin tek millet, tek bayrak, tek dil dayatmas na karfl Kürt siyasi güçlerinin bir cevab olmas gerekti ini düflünüyoruz. Bu görüflmeyi ve iliflkileri böyle ele alacaklar n düflünüyoruz. Öte yandan ya tek milleti kabul edersiniz ya da çekip gidersiniz yaklafl m bir soyk r m yaklafl m d r. Aç kça Kürtleri kovma yaklafl m d r. Buna karfl tabii ki KDP de YNK de tav r almal d r, Barzani de Talabani de tav r almal d r. Böyle bir söylem tüm Kürtleri ilgilendirir. Yine Milli Savunma Bakan n n Ermeni ve Rumlar n kovulmas n savunmas, Kürtlere bunun yap lmad için bugünkü sorunlar n ç kt n söylemesi çok tehlikeli bir politikan n varl n göstermektedir. Bu tür fleyleri dillendiren bir Milli savunma bakan d r. Türk devletinde baflbakanl ktan sonra en önemli bir bakanl kt r. Orduyla hükümet aras ndaki iliflki de bu bakanl k taraf ndan yürütülmektedir. Türkiye deki ordunun gücü dikkate al n rsa, Milli savunma bakan n n bu söylemini bütün Kürtlerin ciddiye al- p, tutum tak nmalar gerekir. Yaln z Güney Kürdistanl güçler de il, bütün Kürtler ya tek milleti kabul edersin ya da çekip gidersin denilmesinin kabul edilmeyece ini aç kça ortaya koymal d rlar. Tek millet dayatmas n kabul etmedi imiz gibi Kürtler kendi topraklar nda yaflayacakt r, çekip gidin söylemini de asla kabul etmeyece iz demelidirler. Böyle bir durumda bütün Kürtleri karfl nda bulacaklar n hat rlatmal d rlar. Aç kça Türkiye çok milletlidir ve Türkiye de 25 milyon Kürt ün kimli- inin yok say lamayaca n n söylenmesi laz m. Irak n tek millet olmad - n, ran da tek millet olmad n, Türkiye nin de tek millet olmad n her f rsatta hat rlatmal d rlar. Özcesi AKP nin, Baflbakan n, Cumhurbaflkan n n Türkiye deki yetkililerin tek millet deyifline bütün Kürt örgütlerinin, liderlerinin tav r koymas gerekir. Bu aç dan da tek millet anlay fl - na karfl durufl gösteren DTP ye Güney Kürdistan federe hükümetinin ve Kürt liderlerinin destek olmas ve moral vermesi gerekiyor. Tek milleti kabul etmeyin, demokratik çözüm için arkan zday z denmesi gerekiyor. B rakal m DTP nin cesaretini k rmay, DTP aleyhinde konuflmay, DTP yi moral olarak destekleyen bir yaklafl m içinde olmalar gerekir. Talabani den de Barzani den de Kürt örgütlerinden de beklenen budur. Bunun d fl ndaki her tutum yanl flt r. Ne ulus anlay fl na ne demokrasi anlay - fl na ne ulusal demokratik çizgiye ne de yurtseverli e s ar. Bu nedenle DTP ye karfl olumlu bir yaklafl m içinde olmak tarihsel görevleridir. Böylelikle Güney Kürdistan halk yla, Kuzey Kürdistan halk aras ndaki dayan flman n s klaflmas da sa lan r. Güney ve Kuzey Kürdistanl Kürtler Karfl l kl birbirini destekleyen politik durufllar gösterilmelidir. Güney Kürdistanl güçler tabii ki Türkiye devleti ile görüflebilir, konuflabilir. Ancak Kürt sorununun çözümü konusunda, Türkiye devletini ve hükümetini teflvik etmelidirler. Bizimle konufltu unuz kadar DTP ile de konuflun, biz de sorunun çözümüne yard mc olal m; yoksa bizim vas tam zla, DTP yi s n rlamak istiyorsan z, PKK yi tasfiye etmek istiyorsan z, biz buna yokuz demelidirler. Biz Kürt sorununun çözümünde yard mc oluruz, ama esas muhatap Türkiye deki Kürtlerdir, demelidirler. Sorun esas olarak yerinde çözülmelidir. DTP yi tan m yorum, DTP ile konuflmam, ama KDP ve YNK ile konuflurum denilirse, bunun samimi olmad n söylemelidirler. Tutumlar yla davran fllar yla, Türkiye nin DTP ye yönelik politikas n n yanl fll - n ortaya koymalar gerekir. CHP hâlâ tek ulus tek millet yaratma anlay fl ndan vazgeçmemifltir Di er bir konuysa, son günlerde tart fl lan, CHP nin Kürt aç l m ve bu çerçevede Güney Kürdistan a gitmek istemesidir. Tabii ki CHP nin Kürt sorunu konusunda aç l m yapmas istenir. Kürt sorunun demokratik çözümü konusunda düflünce de ifltirmesi reddedilemez. Ama CHP gerçekten Kürt sorununun demokratik çözümünü is-

77 Aral k 2008 SERXWEBÛN 75 tiyor mu, bu konuda düflünce de iflimine mi u ram flt r, yoksa o da art k Kürt sorununda eski politikalar n yürütülemeyece ini görerek inkârc l yeni koflullarda sürdürme politikas çerçevesinde baz ad mlar m at yor? Bize göre CHP nin baz giriflimlerde, ad mlarda bulunmas n n nedeni inkârc -sömürgecili i yeni koflullarda sürdürmek isteyen devlet politikas n n yans mas d r. Bu kesinlikle devlet içindeki, ordu içindeki yaklafl mla ba lant l d r. Nitekim ordu, AKP ile uzlaflma içinde Kürdoloji bölümlerinin aç l p Kürtçe TV yay n n yap lmas çerçevesinde Kürt sorunundan kurtulma politikas n benimsemifltir. Asl nda CHP, AKP ve Genelkurmay n Kürt özgürlük hareketini ezme, inkârc l yeni koflullarda sürdürme bu politikas na destek vermektedir. Yani yeni bir fley ortada yoktur. Kürt sorununu gerçekten köklü temelde çözme anlay fl yoktur. CHP hâlâ tek ulus yaratma, tek millet yaratma anlay fl ndan vazgeçmemifltir. Daha düne kadar seksen y lda bir ulus yaratt k, geriye dönemeyiz, geriye dönmek ihanettir diyen CHP dir, CHP nin genel baflkan d r. Bu anlay fl b rak lmam flt r. Zaten söyledi i fludur; Türkiye deki ulasal bütünlü ü birli i bozmayacak, uluslaflma sürecini sekteye u ratmayacak, baz giriflimleri kabul edebiliriz. Kurs, Kürt enstitüsü, yay n gibi fleyler Türk devleti aç - s ndan asimilasyoncu inkârc politikadan vazgeçilmesi anlam na gelmiyor. Gelmedi i içinde böyle giriflimlerde bulunuyorlar. Nas l ki CHP çarflaf ve türban aç l m bizim laiklik politikas ndan vazgeçti imiz anlam na gelmiyor diyorsa, Kürt sorununda yapacaklar giriflim de ayn anlama geliyor. nkârc Kürt politikas ndan vazgeçtikleri anlam na gelmiyor. Ancak mevcut inkârc politikay art k eskisi gibi sürdüremiyorlar. Bunun için de inkârc ve imhac politikalar n yeni koflullarda devam ettirmek istiyorlar. Bunun için inkârc sömürgecili i meflrulaflt racak baz uygulamalar yapmay gerekli görüyorlar. Kürdoloji bölümü ve TV yay n gibi giriflimleri meflruiyet unsurlar olarak kullanmak istiyorlar. CHP nin aç l m - n böyle görmek gerekir. CHP nin bir Kürt aç l m yoktur Geçen sene Bush un ABD de PKK yi düflman ilan etmesinden sonra, CHP de herkes orayla iliflki kuruyor biz niye kurmayal m, oradan ö renci al p okutal m, yat r mlar yapal m, diyerek yeni bir yaklafl m içinde bulunmufltu. O zaman da CHP nin aç l m yapt ndan söz ediliyordu. Deniz Baykal, onlar terörden uzaklaflt racaksak, PKK den uzaklaflt racaksak niye yapmayal m diyerek, bu iliflki ile PKK yi kuflatma, Kürt özgürlük hareketini ezme anlay fl nda olduklar n aç kça ortaya koymufltur. Hatta AKP yi çok fazla elefltirmelerinin, AKP nin Güney Kürdistan ve ABD politikalar n elefltirmelerini, Irak politikalar n elefltirmelerini de AKP nin elini ABD ve Güneyliler karfl s nda güçlendirip onlara PKK konusunda ad m att rmak için yapt klar n, bunu amaçlayan bir politika izlediklerini aç kça söylemifllerdir. Bu aç dan CHP nin bir Kürt aç l m yoktur. Mevcut zihniyetle olaca n da sanm yoruz. Tabii ki sosyal demokrat parti olma iddias yla, Sosyalist Enternasyonale üye parti olma iddias yla CHP nin bunu yapmas gerekiyor. CHP den bu beklenir. Ama CHP bunu yapmak yerine kendini Türkiye devletinin kurucu partisi olarak görüyor. Yürütülen asimilasyoncu, inkârc sömürgeci politikalar n devam n sa layan bir parti olarak kendisini lanse ediyor ve öyle görüyor. Türkiye cumhuriyetinin kurulufl y llar ndaki politikay benimseme yerine, özelikle 1924 anayasas ndan sonra Kürdistan tamam yla Türk ulusal yay lma alan haline getiren politikan n sürdürücüsü, sahiplenicisi, mirasç s olarak kendini görüyor. Bu aç dan CHP nin Güney Kürdistan a her hangi bir heyet göndermesine kuflkuyla yaklafl lmal d r. Nas l ki AKP içindeki Kürtler geliyor Güneyli güçlerle iliflkileniyor böylelikle Güneyli güçleri Kuzey Kürdistan da DTP yi daraltma, Kürt örgütlerini daraltma için kullanmak istiyorlarsa, flimdi buna CHP de kat l yor. CHP de KDP ve YNK yi Kürt özgürlük hareketinin üzerine sürme politikas n n gere i olarak bu tür yaklafl mlar gösterecektir. AKP ve iflbirlikçi Kürtler, Kürt sorunu ayr terör sorunu ayr, diyerek PKK nin bast r lmas n n meflruiyetini yaratmak istiyorsa, CHP heyetinin de yapaca ve yapmak istedi i budur. Devlet son zamanlarda AKP ve slamc bas n yoluyla Kürt sorununu kabul ediyoruz, ama PKK sorunu ayr - d r, PKK bir terör sorunudur, bunu ay rmak laz m, bu aç dan da PKK nin ezilmesi konusunda bize destek verin politikas n çeflitli kesimlere kabul ettirmeye çal flmaktad r. Böylece PKK ye karfl mücadelede Güneyli güçleri, Kuzey deki iflbirlikçi Kürtleri ve baz liberalleri yan na alacaklar n hesaplamaktad rlar. Türk devletinin yeni politikas Kuzey Kürdistan ve Türkiye de böyledir. Böylece PKK ye karfl daha etkili mücadele vereceklerini düflün-

78 76 SERXWEBÛN Aral k 2008 mektedirler. Uluslararas alanda da Kürt özgürlük hareketine karfl bu temelde daha fazla destek almaya çal fl - yor. Art k Kürt yoktur demiyor. Demagojik olarak Kürt vard r, ama Kürt PKK ayr d r terör sorunu ayr d r, deyip böylelikle iradeli Kürt ü, örgütlü Kürt - ü ortadan kald rmay hedeflemektedir. Bunun bir oyun ve Kürt ü yok etme politikas oldu u aç kt r. Kürt özgürlük hareketini tasfiye edip ortadan kald rd ktan sonra, Kürtlerin iradesini k rd ktan sonra Kürt ü de tan ma olmayacakt r. Sözde Kürt ten söz edilecek, ama resmiyette inkâr edilip ortadan kald rmaya çal flacakt r. Kürdoloji bölümü, özel savafl TV yay n, hatta ilerde çok zorlan rsa okullarda kurs gibi seçmeli dersi de gündeme getirebilirler. Böylelikle Kürt sorunu çözülmüfltür, art k Türkiye nin Kürt sorununda ataca ad m yoktur, ataca n atm flt r, bireysel haklar verilmifltir, o bak mdan bu dava bitmifltir, biçiminde bir politikay uluslararas alanda kabul ettirmek istiyorlar. PKK yi ezdikten sonra Türkiye kamuoyuna ve Kürtlere de bu politikay dayatacaklard r. Ancak bu amaca ulaflmak için ilk önce önlerinde en büyük engel olan PKK yi tasfiye etmek için çal flmaktad rlar. Politika da diplomasi de bu temelde yürütülmektedir. Bir buçuk y ld r Güney Kürdistan a yönelik diplomasi faaliyetinin amac da budur. Bundan farkl bir amac oldu unu kimse düflünmemelidir. Kürtler en güçlü ve en örgütlü dönemini yafl yorlar Sonuç olarak, Türkiye Güney Kürdistan iliflkileri, Kürt özgürlük hareketiyle Güney Kürdistanl siyasal gruplar aras ndaki iliflkiler kritik bir noktaya gelmifltir. Gelinen aflamada bütün Kürt örgütlerinin ciddi bir sorumluluk duymas gerekmektedir. Günümüzde koflullar her bak mdan Kürtler lehine sonuçlar ortaya ç karacak niteliktedir. Kürtler tarihteki en güçlü, en örgütlü dönemini yafl yorlar. Do ru politika izledikleri taktirde bütün parçalarda sonuç alma imkânlar fazlas yla artm flt r. Çünkü Kürtler hem örgütlü güçlerini oluflturmufllard r hem de demokratik irade olma aç s ndan, ulusal demokratik bilinç aç s ndan yediden yetmifle, kad ndan gence büyük bir bilinçlenme, örgütlenme ve güce ulaflm fllard r. Sadece Kuzey Kürdistan da de il, Do uda da, Güneybat da da tüm dünyadaki Kürtler aç s ndan da böyle bir geliflme vard r. Uluslararas durum da müsaittir. Bölgedeki eski statükolar y k lm flt r, ancak henüz yenisi de kurulmam flt r. Öte yandan 21. yüzy l kimliklerin kültürlerin art k meflru olarak görüldü ü, kabul edildi- i bir ça d r. Kürtlerin yürüttü ü özgürlük mücadelesi e er ortak politika çerçevesinde yürütülürse statükolar n y k ld, yeni dünya dengelerinin kurulmaya yüz tuttu u ve yeni dünya dengelerinin esas olarak da Ortado u merkezli kuruldu u bir süreçte Kürtler tabii ki çok büyük kazançlarla ç - kabilirler. Ama bunun tek koflulu ulusal demokratik politika ve ortak tutumdur. Yoksa Türkiye de, ran da, bölgede, dengelerin yeniden kuruldu- u bu süreçte devlet güçlerine dayanarak, -özellikle ABD nin bölgede yaflad - s k fl kl da de erlendirerek- kendi politikalar n etkili k lmak isteyeceklerdir. Yine yeni statükolar n oluflmas nda Kürt inkâr na dayal yeni bir sistem kurulmas için çaba göstereceklerdir. Nitekim Türkiye, ran ve Arap egemen güçleri bu yönlü bir politika izlemektedirler. Ancak Kürtler birlik olursa bu amaçlar na ulaflamazlar. Ancak Kürtler parçal olursa, ortak politika izlemezlerse, ran da Türkiye de devlet güçlerine dayanarak yeniden Kürtleri ulusal demokratik anlamda, siyasal anlamda s n rlama, denetim alt nda tutma politikalar n pratiklefltirebilirler. Böyle bir süreçte bu politikay izlemelerinin nedeni onlar n güçlerinden de il, Kürtlerin kendi güçlerini birlefltirememelerindendir. Türkiye en zay f dönemini yafl yor Bilindi i gibi flu anda Türkiye en zay f dönemini yafl yor, Kürt özgürlük hareketi karfl s nda gerçekten çok zorlanmaktad r. ran çok zorlanmaktad r, Irak ta Kürtler zaten belirli bir güce ulaflm fllard r. Türkiye nin, ran n, özellikle bu iki büyük devletin zorland bir süreçte Kürtler birlik oldu u taktirde sonuç alacaklar kesindir. Bu bak mdan bütün Kürt siyasi örgütlerine, gruplar na, flahsiyetlerine tarihsel sorumluluk düflmektedir. Kesinlikle ulusal demokratik bir politika izlenmelidir. Parça ç - kar, bölge ç kar, afliret ve aile ç kar gibi yanl fl e ilimlerden kesinlikle uzak durulmal d r. Yine çeflitli ekonomik imkânlar ve imtiyazlar temelinde di er parçalar n özgürlük mücadelesi feda edilmemelidir. Bu konuda gerçekten büyük sorumluluk tafl nmas gerekiyor. Bu konuda sa lam durufllar kesinlikle Kürtlere kazand r r, inkârc sömürgeci güçlere ise kaybettirir. Bu nedenle ister ran, ister Türkiye, ister baflka bir ülke yaps n flantaj ve tehditlere boyun e memek gerekir. Bu kadar flantajc, tehditvari politikalar izlemeleri onlar n zay fl klar ndan ileri geliyor. Zay f olmasalar zaten yap lmas gerekeni derhal yaparlar, bask y kendileri uygularlar, Kürt özgürlük hareketini kendileri ezerler. Kendileri ezemedi i için Güneyli güçleri kullanmak istiyorlar. Onun için tehdit ve flantaj yap yorlar. Bu bak mdan böyle bir tarihsel süreçte tehdit ve flantajlara pabuç b rak lmamal d r. Kürtler, birlik ve ortak ulusal tutum temelinde kendi güçlerine güvenerek bu ülkeleri geriletmelidirler ve onlar Kürt sorunun demokratik çözümü için zorlamal d rlar. E er birlik olunmaz ve onlar n tehditlerine flantajlar na boyun e ilirse, Kürtler üzerinde uygulad klar klasik inkâr politikalar n sürdürme cesareti kazan rlar. Bu cesaret verilmezse gerçekten sars lm fllard r, zay f dönemlerini yafl yorlar. Kürtlerin birlik içinde olduklar n görürlerse ran da Türkiye de Kürt sorununu çözmek zorunda kalacakt r y l na do ru giderken bütün Kürt örgütlerinin Kürt liderlerinin, flahsiyetlerinin, Kürt demokratik kurumlar n n, ayd nlar n n ve tüm yurtseverlerin bunu bilmesi ve bu temelde hareket etmesi gerekmektedir.

79 Aral k 2008 SERXWEBÛN KOMÜNAL ÖRGÜTLEMEDE KENT MECL SLER 77 Konfederal sistemde Kent Meclisleri, tabanda komün ve mahalle meclislerinde al nan kararlar n idare ve koordinasyonunu sa lar, belirlenen politikay hayata geçirir. Demokratik yasal, meflru temelde örgütlenmifl çeflitli sivil toplum kurulufllar, toplumun farkl sorunlar n gündemlefltirip çözmeye çal fl yor. Bunun mücadelesini veriyor. Halk m z n çok ciddi özgürlük ve demokratikleflme sorunlar ; sosyal, e itim, sa l k, iflsizlik, fuhufl, uyuflturucu vb sorunlar vard r. Bu nedenle de, Kent Meclisleri, halk n siyasal, ekonomik, sosyal vb gündemini yarat p, mücadelesini yürütmesinin zemini olacakt r Yarat lmak istenen demokratik komünal sistem ileri bir zamana ertelemeksizin devasa bir toplumsal organizasyonun kuruluflunu gerektiriyor. Bu, bir toplumsal yap lanma kurulufludur. Bir parti, örgüt, kurum veya bir hareket kuruluflu de ildir. Bu, Özgürlük hareketimiz için yeni bir olgudur. Bir devrimci örgüt kurmak, onu idare etmek, denetlemek ve yürütmek de ildir. Ayn zamanda örgütler aras birlik veya bir cephe kuruluflu da de- ildir. Öyle olsayd, KCK sistemine gerek kalmazd. PKK olurdu ve o kendisini bütün halk içerisinde örgütlerdi. Cephe çal flmas yürütülürdü. Fakat KCK sistemi bir cephe örgütlenmesi de ildir. Orada da kad n, gençlik, emekçiler, ayd nlar n kol örgütlenmeleri vard. Ve bunlara yine PKK kadrolar öncülük ediyor. Fakat KCK sistemi bunu afl yor, tam bir toplumsal kuruluflu ifade etmesi itibar yla hatta bunun alternatifi durumundad r. Yine kadrolar olacak, öncülük yapacak; fakat as l amaç halk n kendi öz örgütlülü ünün ve iradesinin aç a ç kar lmas, bunun demokratik komünal de- iflim ve dönüflümü kendili inden sa layabilecek zemin ve mekanizmalara kavuflturulmas d r. PKK bu anlamda kurmay güçtür. Fakat KCK çok daha kapsay c, bütünlefltirici ve esnek bir ortaklaflmay, bütünleflmeyi isteyen bir sistemdir. Toplumsal do an n zenginli ini bütün çeflitlili i-çoklu u içerisinde aç a ç karman n, yaflatman n ve sentezleyebilmenin sistemidir. Say s z topluluklar n ortak demokratik-komünal bir flekilde kendilerini ve yaflamlar n örgütlemeleri ve kendi demokratik özerk kimlikleriyle toplumsal kurulufl ve geliflime kat - l mlar yla ancak gerçek anlam na kavuflacakt r. Kad nlar, gençler, emekçiler, mesleki örgütlenmeler, dini birlikler, mezhepler, etnik az nl klar kendi özerkliklerini koruyarak örgütleneceklerdir. Yine burada say s z sivil toplum örgütlenmeleri, dernekler, vak flar, sendikalar gibi iktidar denetleyen ve s n rland ran yap lar olacakt r. Ayr ca demokratik-komünal sistemde siyasi koordinatörlük rolünü üstlenecek kurumlar aras iliflkilerde ve yine devletle olan iliflkilerde arac konumunda olan KCK sözleflmesine uygun siyasi partiler de olacakt r. Bunlar birer mahalle örgütlenmesi de ildir. Bunlar bir komün örgütlenmesi de de ildir. Komünleri olabilir, meclisleri de olabilir. Ama bir komün örgütlenmesini afl yor. Topluluklar n örgütlenmesidir. Onun için topluluklar toplulu u KCK diyoruz. fiimdi gelinen aflamada tüm bu toplumsal örgütlenmeleri varoldu u kadar Kent Meclisleri düzeyinde ortaklaflt racak m y z? Önderlik Demokratik Konfederalizm olarak tan mlad sistemi, daha da rafine ederek Demokratik Komünalizm diye nitelendirdi. Koma Komalen kelimesini Koma Civaken yani topluluklar toplulu u olarak de- ifltirdi. Kurumlar, örgütler aras bir iliflkiler sistemati inden ziyade topluluklar n demokratik-komünal örgütlenmesine ve demokratik özerklik çerçevesindeki iliflkiler sistemati ine vurgu yapt. Bu ancak radikal bir demokrasi anlay fl yla köklü toplumsal bir iç demokratikleflme mücadelesi anlam na gelmektedir. Halk m z kendi öz örgütlenmesini yaratabilmifltir Verileri ve ipuçlar Özgürlük hareketi tarihimizde çokça bulunan, ama günümüze kadar da efli bulunmayan bir yeni toplumsal örgütlenme modelidir. Özgürlük hareketinin çok h zla kendisini k sa süre içerisinde genifl bir toplumsall k içerisinde halk n siyasal, sosyal, e itim, sa l k, adalet gibi temel yaflam sorunlar n n akt bir zemin haline geldi i ve kendisini örgütlemeye bafllad bilinmektedir. Hilvan-Siverek, yine Batman gibi alanlarda devlet kesinlikle toplumsal yaflam ve sorunlar n d fl na ç kar lm flt r. Halk n yerel öz yönetiminden tutal m, halk n öz-savunma güçlerine, kadar kendi öz örgütlenmesini yaratt örnekler kendi tarihimizde var. Güney-Bat Kürdistanda bizzat Önderli in perspektifi ve pratik kat l m yla halk m z özgür yurttafll k anlay fl çerçevesinde kendi öz örgütlenmesini yaratabilmifltir. Bunlar yarat lacak demokratik-komünal toplum paradigmas n n birer kilometre tafllar - d r. Yeni demokratik-toplumsal cinsiyet özgürlükçü ve ekolojik toplum paradigmas yla yarat lmak istenen sistem daha paradigmal, sistemli ve somut bir ifadeye kavuflmufltur. Özellikle devlet-

80 78 SERXWEBÛN Aral k 2008 çilik-ataerkillik ve s n fç l k etkilerinden ar nd r larak, tarihsel-toplumsal zeminlerine dayand r larak halklar n alternatif özgür yaflam ve toplum kuruluflunun temelleri at lm flt r. Bu anlamda Demokratik-komünal kurulufl bizim için gerçekten yeni bir düzlemdir. Yeni bir boyuttur. Yeni bir sistemdir. Geçmifl bütün örgütsel, kurumsal flekillenmelerimiz, yine dünya ölçe inde alternatif örgütlenmeler ve hareketler bu toplumsal organizasyon karfl s nda çok dar, kaba ve yüzeysel kalmaktad r; ayn zamanda bu konudaki alg lar m z ve kavray fllar m z da ortaya ç kan bu yeni boyutlarda sadece kaba ve dar de- il, zaman zaman modernist paradigman n da a r etkisinde kal yor. Yerele inme ya da mahalleye inme dönemin temel fliar d r Yerel oldu u kadar kendini genelin içerisinde tan mlamak, genel olabilmek, geneli gözetti i kadar yereli zihniyet, örgüt, eylem ve yaflam olarak genelin içerisine do ru yerlefltirmek demokratik komünal duruflun esas n oluflturmaktad r. Tam bir toplumsal organikleflmedir yaflanan; moleküllerden, hücreye, hücre birimlerinden dokulara, dokulardan organlara ve organik sistemlere do ru bir oluflum ve kurulufl. Bunun zihniyet temellerinin güçlü at lmas gerekiyor. Devletçi-ataerkil sistemin insan bilincinde en çok tahrip etti i bu kurucu, parça-bütün ortaklaflmas ve sistemlefltirici bütüncül düflünce biçimidir. Bütün içerisinde parçay, genelin içerisinde yereli ezme ya da parçalama ve parçay bütüne karfl merkezilefltirme, parça dokusuyla oynama, afl r büyütme, öne ç karma iktidar n uygulana gelen belli bafll yöntemi olmufltur. Toplum bilimden tutal m, felsefeye, antropolojiye, psikoloji bilimine, tarih bilimine, fizik ve di er pozitif bilimlere kadar bütün bilimlere bu yöntem uygulanm flt r. Bunun en büyük tahribat ise zihniyette b rakt çat flmal, iktidarc mant k yap s d r. Einstein Biz maddeyi çözdük, tek çözülmeyen bir fley kald. O da zihniyet yap s d r. En tehlikelisi de zaten budur diyor. Basitten karmafl kl a do ru daha kompleks bir geliflim seyri içerisinde olan sistemlerin kendisini yaflatabilmesi, daha esnek-demokratik ve daha geliflkin örgütlenmeleri gerektirir. Yerellik, siyasetin toplumsal bir nitelik kazanmas, yaflam alanlar nda bizzat sorunlar n çözüm ve de iflim gücü olarak geliflmesinde ve demokratik komünalizmin geliflim sorunlar na cevap oluflturmas önemli kuflkusuz. Bu anlamda yerele inme ya da mahalleye inme dönemin temel fliar d r. Ve yerele inildi i yerlerde geliflim gözle görülür oluyor. Ama bir yerelin serpilip genifllemesi, kendi organik yap s na kavuflabilmesi ancak karfl l kl ba ml l k ilkesi ve dayan flma ile gerçekleflir. Karfl l kl ba ml - l k ve dayan flma bir yerde organlar aras kan ak fl n sa layan, bünyeyi bir a gibi saran damar ve liflere benzemektedir. As l olarak yerelin, mahallenin, soka n ya da bir komünün di erleri ile iliflki a içerisinde ak flkan bir iletiflim ortam nda, ortaklaflt r lan karar ve icra süreçleri içerisinde canl organik bir yap ya kavuflmas mümkündür. Mekanizma tanelerin tamamlanmas yla oluflmaz. Hatta tanelerin gerçekten tamamlanabilmesi, iflleyebilmesi, misyonunu yerine getirebilmesi, kendisi olabilmesi mekanizmay bir aflamadan sonra gerekli k lar. Yoksa taneler birbiriyle yal t lm fll k içerisinde gerçek ifllevinden ve var olufl gerekçesinden uzaklaflm fl olacakt r. Sorun çok say da örgütün yarat lmas de ildir Bak n flimdi oluflan yerel özgür yurttafl meclisleri ne gerçek ifllevine kavuflabiliyor ne de nitelik kazanabiliyorlar. Asl nda bütün örgütlenmeler bir yerde organik bir iliflkiler sistemati i içerisinde toplumsal nitelikler kazan rlar. Sorun çok say da örgütün yarat lmas de ildir kuflkusuz. Bu da gereklidir, fakat oluflturulan her bir meclisin, komünün, dernek, sendika veya yerel yönetimin, parti komisyonunun gerçek ifllevine kavuflmas, içerisinde yer alaca mekanizma ile olacakt r. Karfl l kl ba ml l k ve her birinin kendi demokratik özerk yap - lanmas as l olarak toplumsal örgüyü oluflturacakt r. Toplumsall n gücü as l olarak böylesi bir üst örgütlenme düzeyinde ortaya ç kmaktad r. Toplumsal yap lanmalarda parçan n bütün içerisinde, bütünün parça karfl - s ndaki konumunu do ru bir örgü içerisinde tan mlamak gittikçe daha önem kazanmaktad r. Ayn fley öz biçim tart flmas aç s ndan da geçerlidir. Bir uçtan biçimi -mekanizmay, araçlar - esas alan, di er uçtan ise özü iflin esprisini esas alan, iki ayr fleymifl gibi yaklafl mlar da, ulafl lmak istenen toplumsal bütünlü ü zorlamaktad r. Burada anlat lmak istenen nedir? Sistemin kuruluflunda gittikçe karmafl klaflan ve artan örgütleflme ihtiyaçlar ne salt yerellere inmek ve yerel meclis ve komünlerin oluflturulmas ne de salt idari mekanizmalar - n n üstten tesis edilmesi ile karfl lanabilir. Bundan bir iki y l önce yerelde bir komünün veya bir yerel meclisin oluflturulmas çok önemliydi; flimdi de önemli, sistemin temel aya- d r çünkü. Yine yayg n örgütlenmelerin ve kurumlaflmalar n geliflimi de öyle. Ama kendi bafl na sistemin kendisi bu de ildir kuflkusuz. Sadece meclis oluflumuyla veya salt yayg n örgütlenmelerle kendili inden toplumsal sistem kurulmufl olmuyor. Biz bu anlamda sivil toplumu gelifltiriyoruz, ama sivil toplumcu da de iliz. fiimdi her bir örgütümüz, kurumumuz kendi talepleri etraf nda kendi özgünlü ünde yayg n bir eylemlili- e, hatta ortak bir eylemlili e de gidebilir, bunda gerçekten sonuç al c da olabilir, ama bu bir toplumsallaflmay getirmez. Devleti toplumsal yaflam n d fl na tafl ramaz, devleti kendi s n rlar na çekemez. Demokratik toplumsall da yaratamaz. Fakat dedi imiz gibi, iki y l önce sistemin temel yap - tafllar n n oluflmas na ad m n at lmas çok önemliydi. flin özü ortaya ç k yor, esprisi veriliyor, ruhu kendisini hissettiriyor. Ama tespihin bir de imamesi ve bütün oluflmufl, oluflacak taneleri birbirine ba layacak olan mekanizma gereklidir.

81 Aral k 2008 SERXWEBÛN 79 Eflit özgür yurttafll k zihniyeti ve kimli i yarat lmal d r Tersine çevrilmifl piramidler sistemi de diyebiliriz. Piramitlerin tepesindeki en genifl, örgütlülü e ulaflm fl, kendi çat s alt nda say s z meclis ve benzeri örgütlenmeleri bar nd ran kararl, sistemli, iflleyen canl bir oluflumdur. En üst düzeyde geliflkin bir örgütlülüktür. Her biri kendi içerisinde birçok komün, kad n meclisleri, gençlik meclisleri, siyasi parti komisyonlar ve meclislerinden örülü bir örgütsel sistemi oluflturan say s z örgütlenmeleri en tepede toplum zemininde ortaklaflt ran bir ba d r. Kent Meclisleri bu ba lar n en önemli dü- ümü konumundad r. Bir örgüt tan m de ildir, bir komisyon ya da bir komite veya bir platform tan m da de ildir. Bir toplumsal tan md r. Yoksa bir örgüt tan m de ildir. flin ruhunu ve toplumsal kimli ini ortaya koymaktad r. Bir örgüt yaratma hareketi de iliz. Yeni demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü bir toplumsallaflmay yaratma hareketiyiz. Bu, tarihte belki de hiç görülmemifl düzeyde bir örgütlenme ve eylem kimli idir ayn zamanda. Say s z örgütlenme adalar n karfl l kl ba ml l k ve demokratik özerklik iliflkisi içerisinde birbiriyle buluflturma ve örme çal flmas d r. fiimdi adac klar oluflmufl mu? Tümden de il. Demokratik komünal ruha tam ulafl lmam flt r. Hatta ideolojik örgütsel yaflam kültürü olarak da henüz tam biçimlenmemifl ve hatta biraz sistem içileflmeye mehilli oldu unu da görebilmekteyiz. Bütün kentlerimizde de henüz Kent Meclisleflmesine gidilememifl, varolanlar da henüz kimlik oluflturma sürecindedir. Hatta birço u parti il komisyonuna benziyor veya toplumsal yaflamdan belli oranda kopuk, biraz elit bürokratik kal yor. Biraz zamana ve biraz da komünal bir demokratikleflmeye, bunun zihniyetine ve mücadelesine ihtiyac vard r. Oluflan adalar bir araya getirecek, alt n dolduracak, birbirine ba layacak ve gerçek kimli ine kavuflturacak olan eflit özgür yurttafll kt r. Eflit özgür yurttafll k zihniyeti ve kimli i geliflmedikçe bu adac klar bir araya gelmeyecektir. Tehlike budur. Zaten onun zihniyeti ve örgüt anlay fl, eylem anlay fl, yine yaflam tarz tam oluflmad için, flu anda oluflturmak istedi imiz demokratik komünal toplum zemini hem örgütsel olarak zay f kal yor, hem de karar, yürütme ve yaflam alanlar nda ciddi boflluklar olufluyor. Adalar n birbirine ba lanamad yerlerde devlet ve devletçi yaklafl mlar ve yap lanmalar s z yor. Bu ayn zamanda oluflan adalar da kendi içerisinde güçsüzlefltiriyor, yaflam zehirleyen çetecilik, tarikatç l k, fuhufl, uyuflturucu ve faflist devlet sald r lar na aç k hale getiriyor. Bizim adalar birbirine ba lamad m z için, renklendiremedi imiz alanlar devlet kendi rengiyle, kendi karakteriyle dolduruyor. Adeta toplumsal yaflam iflgal ediyor, parçal yor ve her türlü faflist sald r ya aç k hale getiriyor. Kapitalist modernite hegemonyas n kentler üzerinden sa lamaktad r Bir yandan alttan, tabandan yayg n ve yatay bir flekilde oluflturulan yerel meclis, komün örgütlenmeleri, di er yandan sistemin idari mekanizmalar - n n üstten kurucu nitelikte oluflturulmas. fiimdi bu ikisinin buluflmas baz sanc lar ve zorluklar beraberinde getiriyor. Getirecektir de kuflkusuz. Ama kesinlikle birbirini d fltalamayan, birbirini ifllevsizlefltirmeyen, iradesizlefltirmeyen, tam tersine birbirini ifllevsel k lan bir süreçtir ayn zamanda. Bu buluflman n zemini ilk elden kentler olacakt r kuflkusuz. Her aç dan daha zenginleflen, çeflitlenen ve daha karmafl klaflan bir örgütsel mekanizmay gerektirir. Kendi içinde devletçi, iktidarc yap lanmalara ve s n flaflmaya aç k yönlerin de, ama demokratik komünal yap lar n da demokratik özerklik çerçevesinde büyük bir zenginlik, çeflitlilik içerisinde yer alaca toplumsal bir dinami e dönüflebilece i bir zemindir kentler. Her ikisini de gözden kaç rmamak gerekiyor. Dikkat edelim, tarihte de demokratik-komünal de erlerle, s n flaflan, devletçi niteli e bürünen yönlerin en çok mücadele etti i, karfl karfl ya geldi i zeminler kentler olmufltur. Asl nda kapitalist modernite gerçek hegemonyas n kentleri tümden ele geçirerek, toplumsal iliflkiler örgüsünü, onun ruhunu ve oluflum felsefesini parçalay p yabanc - laflmaya u ratarak elde etmifltir. Özünde do al toplum özelliklerinin geliflkin bir örgütlenme düzeyi olarak geliflen kentleflme, k sa sürede devletin ve s n fsall n, sömürü ve kölelefltirmenin merkezleri haline gelmifltir. Demokratik komünal de erlerin kendi içinde d fla kapal, dar ve salt öz yeterlilik üzerinde kendisini genifl bir örgütsel a a ve bütünlüklü bir yap ya kavuflturmadan kendisini s n flaflan, devletleflen yönler karfl s nda korumas kentsel yap larda çok zordur. Do ru bir mücadele zeminini ve perspektifini ge-

82 80 SERXWEBÛN Aral k 2008 rektirir. Bu mücadelenin en çok yo- unlaflaca zemin yine kent olmaktad r. Hem egemenlikli, devletli, s n fl ve ataerkil sistemin en çok yo unlaflt ve kendisini kurumlaflt rd hem de zengin, çok kültürlülü ün, çeflitlili in toplumsal aç dan en çok geliflkin oldu u sahalar yine kentlerdir. Toplumsal dokunun muhteflem bir zenginli e ulaflt, say s z topluluklar n, mesleki gruplar n, etnik dini yap lar n bir arada bulundu u Amedi göz önüne getirelim. Zengin yaflam ufkunun ve biraradal n geliflece i ve özünde tarihsel kimli i ve ruhu böyle flekillenmifl olan kentlerimiz, bu anlamda demokratik mücadelenin en diri ve canl organlar konumundad rlar. Demokratik mücadeleyi içimizde do ru yöntemlerle, do ru zeminlerde yürütmek zorunday z. Ve bunun mücadele zeminleri hep kentler olmufltur. K rda demokratik komünal de erlerin daha güçlü korunmufl olmas n n sebeplerini de bu anlamda iyi çözmek durumunday z. Kent Meclislerini ve buradaki demokratikkomünal niteli i bu anlamda besleyecek ve güçlendirecek olan k rsal ve köy alanlar mevcut haliyle geri ve zay f b - rak lm fl durumdad r. Bu Kent Meclislerinin geliflimini ve güçlü toplumsal temellere oturmas n etkilemektedir. ramidal sistemin koordinasyon, ortaklaflma, iflbirli i ve paylafl m alanlar Kent Meclisleridir. Piramidal sistemin tabandan üste do ru gittikçe bir kararlaflma, icra ve ortaklaflma alanlar olmas gerekti i ortada. Bu aç dan kent Meclisleri geliflme, büyüme ve derinleflme aç s ndan demokratik komünal sistemde üst bir evreyi ifade eder. Demokratik yasal, meflru temelde örgütlenmifl çeflitli sivil toplum kurulufllar, toplumun farkl sorunlar n gündemlefltirip çözmeye çal fl yor, bunun mücadelesini veriyor. Halk m z n çok ciddi özgürlük ve demokratikleflme sorunlar ; sosyal, e itim, sa l k, iflsizlik, yoksulluk, fuhufl, uyuflturucu gibi sorunlar vard r. Bu, parça parça gündemlerin bir yerde ortaklaflt r lmas ve bir anlamda halk n gündeminin bir bütün ortaya ç kar lmas, bunlar aras nda koordinasyon ve iflbirli inin oluflturulup ortak mücadele ve çözüm zeminin yarat lmas na ihtiyaç vard r. Bu nedenle de, Kent Meclisleri, halk n siyasal, ekonomik, sosyal vb gündemini yarat p, mücadelesini yürütmesinin zemini olacakt r. Kent Meclisleri toplumun sorunlar n çözüm yeri olacakt r Kent Meclislerinin ifllevleri için de baz hususlar belirtmek gerekir. Gelinen aflamada sürecin karakteri olarak savafl ve bar fl baflta olmak üzere, Kent Meclisleri komünal sistemde üst bir evreyi ifade eder Kent Meclislerine iliflkin yürütülen tart flmalardaki k s rl k ve de erlendirmelerden de bu anlafl l yor. Geçen y ldan beri yürütülen bu tart flmalar bir türlü tam olarak ray na oturtulam yor; gittikçe geniflleme ve büyüme potansiyeli olan canl toplumsal organlar da adeta frenliyor, darlaflt r yor ve marjinallefltiriyor. Her alan çal flmas nda yaflanan küçülme ve içe büzülerek dar bir dernek çal flmas na dönüflmenin nedeni, demokratik yol ve yöntemlerin önünün kapat lm fl olmas d r. Kent Meclislerinin oluflumu karar yla bunun perspektifi belli oranda ortaya ç km fl, fakat sorunun yerinde ve zaman nda giderilmesi, ihtiyaçlar üzerinden bir araya geliflin sa lanmas k s r tart flmalarda bo uluyor. Bu sistemin geliflim ivmesini ve do rultusunu gerçekten geriye çekiyor; hatta çarp t yor. Oluflturulan her bir örgütlenme, kurulan her bir komün veya meclisin neden uzun süreli olamad klar ve nitelik kazanamad klar, kurumlar m z n neden bu kadar marjinalleflti i sorusunu salt iktidarc yaklafl mlar, bürokratik, elit siyaset tarz diye cevaplayamay z. Bunun gerekçesi salt bu olamaz. Sistem nas l iflliyor, sistemin ana karakteri nedir; geliflim yasalar nas l iflliyor? Bu kadar s n flaflt ran, iktidarc l da içimizde besleyen, yarat lan bütün örgütlenmeleri küçülten ve birbirinden yal - tan, asl nda her birini birbiri karfl s nda iradesizlefltiren nedir? Demokratik komünal sistemde taban meclis ve komünlerle örülmüfl pi- her konuda salt sorunlar dile getirme, bir yerlerden isteme, bekleme yerine, çözüm gelifltirmek gerekiyor. Bu aç dan Kent Meclisleri sivil toplum örgütlerini de kapsayan bir içeri e sahiptir. Fakat kendisi sivil toplum örgütü veya örgütlerinin platformu de- ildir. Ayn laflt rma yaklafl mlar ortaya ç kmakta veya farkl l klar yeterince anlafl lmamaktad r. Bu nedenle meclisler, toplumun her türlü sorununu tart flma, çözüm üretme ve uygulama yeri olacakt r. Sivil toplum örgütleri ise daha çok sorunlar dile getiren, gündemlefltiren veya ihtiyaç olarak kuruldu u amaç çerçevesinde çözmeye çal flan toplumsal örgütlü-

83 Aral k 2008 SERXWEBÛN 81 lüklerdir. Bu anlamda Kent Meclislerinin, sadece karar alan de il, ayn zamanda uygulayan, bunun örgütlülü ünü, kaynaklar n yaratan, infla ve çözüm meclisleri olmalar gerekir. Konfederal sistemde Kent Meclisleri, tabanda komün ve mahalle meclislerinde al nan kararlar n idare ve koordinasyonunu sa lar, belirlenen politikay hayata geçirir. Di er taraftan dünyan n de iflik bölgelerinde ve Türkiye de kent konseyleri, kent kurultaylar, vb ad alt nda daha çok belediye çal flmalar n takip etme, yönlendirme, kat l mc l sa lama çerçevesinde, dan flma meclisleri fleklinde oluflumlar da vard r. Bunlar incelenebilir. Fakat bu konuda KCK sistemindeki sistemsel farkl l k göz ard edilmemelidir. Kurulacak Kent Meclisleri, belediye çal flmalar n da kapsayan ancak, yukar da vurgulad m z gibi daha genifl bir hedefi, ifllevi olacak ve güncel ihtiyaçlardan, nedenlerden dolay da, dan flma, idari, yürütme ifllevlerini iç içe yapmak durumundad r. Kent Meclislerinin amac halk irade haline getirmektir Tart fl lan bir di er konu da, çal flmalar n bafllamas ve yürütülmesi esnas nda ç kmas muhtemel sorunlard r. Bütün söylemlerimize, iddialar - m za ve hatta inanc m za ra men, zihniyetten kaynakl engellemeler, karfl laflaca m z temel sorunlar n bafl nda gelecektir. deolojik, teorik tespitlerin yarat c ve gerçekçi bir flekilde uygulamaya geçirilmesi, bu konuda yöntemlerde demokratik bir yaklafl - m n geliflimi önemli bir husustur. Bir taban çal flmas olarak farkl ideolojik, siyasal çevrelerin de ilgi gösterece ini hesaba katarsak, çal flmay yürüteceklerin en baflta ideolojik bir netli e ve kararl l a sahip olmas gerekir. Uygulamada ise, paradigmal perspektifi göz ard etmeden, güncel siyasal, örgütsel ve yasal gerçeklikleri dikkate alarak yarat c yol ve yöntemleri esas almak durumunday z. Fakat özellikle Kent Meclislerinin kuruculu unda ortak yaklafl m n oluflturulmas, bu konuda iflin ciddiyetine denk bir tutumun gelifltirilmesi en önemli husus olmaktad r. Özellikle her bir yap lanma aç s ndan güçlü bir örgütsel ve paradigmasal perspektif geliflmeden feshedelim, ifllevini yitirmifltir ya da kat lm yoruz gibi yaklafl mlar iflin ciddiyetini fazla yans tm yor. Daha ciddi bir yaklafl m flartt r. Kent Meclislerinin oluflumundaki temel espri; halk demokratikkomünal ve cinsiyet özgürlükçü de- erler ekseninde demokratik sosyalist bir çizgide irade haline getirmektir. Dolay s yla s n fç, devletçi ve cinsiyetçi ataerkil zihniyet ve yap lanmalar karfl s nda mücadele zeminine kavuflturmak, yol ve yöntemini, bunun mekanizmas n oluflturmakt r. Bu, demokratik bir iç mücadeleyi ve zeminini gerektirir. Kent Meclislerini bu anlamda sadece örgütlerin bir araya geldi i, bir hukuk oluflturdu u bir platform gibi ele alamay z. Halk örgüt ve eylem noktalar nda bu kadar felçli k lmak, iradesini koyaca örgütsel siyasal mekanizmalardan yoksun b rakmak zaten bürokratik elit her an s n flaflmaya meyilli bir zemini besliyor, büyütüyor. Oysa Kent Meclisleri bireyleri, gruplar, örgütleri, kurumlar, özgür yurttafl meclis ve komünlerini demokratik komünaliteye çekme mekanizmas d r. Buna kat lm yorum demek bafl ndan demokratik mücadeleye girmemektir. Halka dayanm yor demek ifli tersinden ele al flt r. Zaten Kent Meclisleri halk n özgücünün ve iradesinin örgütlenmesi için bir mekanizmad r. çte mücadele yol ve yöntemlerinin demokratikleflmesinin zeminidir. Kurumlar aras, örgütler aras çeliflki ve iktidarc yaklafl mlar, devletçi, s n flaflmaya aç k yönlerin afla ya çekerek halk n denetimine açacak zemindir. Bunun en temel arac d r, mekanizmas d r. Kent Meclislerinin oluflturulmamas, -hangi gerekçeyle olursa olsun- demokratik komünalizmin felç edilmesidir. Devleti ve her türlü devletçi yaklafl m n halk n yaflam sahalar na, toplumsal yaflama çekilmesidir. Bunun böyle de erlendirilmesi ve buna göre yaklafl kmas gerekiyor. Demokratik siyaset de ifltirme dönüfltürme gücüdür Meclis kuruluyor, biz yokuz gibi bir yaklafl m, Kent Meclislerinin demokratik komünalitenin gelifliminde oynayaca rolü görmemektir bir yerde. Sanki meclis kuruldu mu, kim kurduysa onun mal ym fl gibi yaklaflmak, zaten mülkiyetçi, iktidarc yaklafl m n kendisi olmaktad r. Oradaki dinami i, sürekli oluflum halini ve mücadeleyi anlayamamakt r. Demokratik komünalite demek sürekli mücadele, ama demokrasiye ve komünaliteye çeken, katan, içine alan, de ifltiren, dönüfltüren bir süreçtir. Öyle bir ç rp da demokratik komünal meclis oluflmaz. Kimse de bunun sahibi olamaz. Bunun bir mücadele ve bir süreç ifli oldu u; bu sürecin ve bu mücadelenin de bizim kendi demokrasimizi ifade etti i srarla vurgulamak gerekiyor. Radikal demokrasi, talep demokrasisini aflan, kendi içine çeken, de ifltiren, dönüfltüren bir demokrasidir. Demokratik siyaset bu anlamda de ifltirme, dönüfltürme gücüdür. Kent Meclisleri bu çerçevede demokratik siyaset felsefesinin hem en çok ihtiyaç duyulaca, hem de en çok geliflece i bir örgütlenme düzeyidir. Demokratikleflme mücadelesinin özünde süreklileflerek bir varolufl, yaflam biçimine kavuflmas toplumsal de iflim ve devinimin ana halkas konumundad r. Bundaki ahlak-felsefe ve pozitif bilimsel yaklafl m esaslar n gelifltirilmesi tam bir kurmayl k iflidir. Dünyan n birçok ülkesinde birçok Kent Meclisleri oluflturulmufltur; fakat bizde farkl laflan, onlar aflan yönler iflin ahlak, felsefesi ve toplumsal kurulufl boyutlar olmaktad r. Bunun için halk n örgüt ve eyleme ve bunun mekanizmalar na kavuflturulmas d r. Yoksa bir iktidar da t m alan de ildir. Ama sanki iktidar alan oluflmufl, art k da t lm fl, bir fley kalmam fl, dolay s yla ifllevsiz kal nm fl gibi de erlendirilebiliyor. Bu KCK sistemini anlamamakt r her fleyden önce. Demokratik sosyalist çizgiyi daha derinlikli kavramaya ihtiyac m z var.

84 82 SERXWEBÛN Aral k 2008 POPÜLER KÜLTÜR ÜZER NE Kültürün popülerlefltirilmesi kültürel ürünlerden daha çok para kazanmak amaçl olup, pazar geniflletmekle birebir iliflkisi vard r. Kültürün popülerlefltirilmesinin sa lanmas için uygulanan yöntemlerin amac kesinlikle söylendi i gibi tüm toplumu kültür sanat ile buluflturmak de ildir. Para kazanma amac olmayan hiçbir uygulama kapitalist dönemde gerçekleflmez. Gerçekleflmesine izin verilmez. Çünkü de erlerin el de ifltirmesinde para kazanmak amaç olmaktan ç karsa kapital birikmez. Kapitalizm biter. Kültürün en genifl kesimlere ulaflmas için halk kültürlerinin ifllenmesi gerekir Kültür insan n kendisinden do aya katt ürün olarak tan mland için insan toplumunun de iflim tarihini kültür ürünlerinde izlemek do ruya yak n bir yaklafl md r. Kültür ürünleri yarat ld klar dönemin toplumsal kimlikleridir. Tarihin her hangi bir dönemi hakk nda en sa l kl bilgilere kültür ürünleri de erlendirilerek ulafl l r. Her tarihsel sürecin kendi zenginlikleri o dönemde yap lm fl kültür ürünlerinde olur. Zaten tarihsel toplumsal zenginli in di er bir anlam da kültürel zenginlik demektir. Kültür insan yarat m olan her fleyi kapsar. Maddi ve manevi olarak insana ait ne varsa kültürdür. nsan tan mlanmas nda bulunulurken insan kültürel bir varl kt r denilmesi bu aç dan anlaml d r. nsan kültürel geliflmeyi yarat rken ayn zamanda kendisini varl k haline getirmektedir. nsan n do ada kendi kendisini yapan bir olgu olmas n sa layan fley toplumsall d r. Toplumsall k insan için bir zorunluluktur. T pk bafllang çta baflka bir dünya seçme flans olmad gibi. Bir kez toplumsall k dedi imiz var olufl gerçeklefltikten sonra bu ikinci do a içinde insan n kendisini kendi eliyle yapmas süreci bafllar. Toplumsall n tarih içinde yaflad de iflimler vard r. Bu toplumsal de iflimler önemli oranda kültürel de iflimleri de kendi içinde bar nd r r. Bu ba lant dan dolay toplumsal de iflimin di er bir ad da kültürel de iflim olmaktad r. Kültür insanl n tarih içinde emekleri sonucunda ürettikleri de erler oldu undan tüm tarih boyunca hangi dönemin insanl k aç s ndan daha çok kültürleflmeyi ifade etti ini anlamak mümkündür. Bunun yan nda insan n ancak toplumsal bir varl k fleklinde yaflayaca ve üretece i ilkesi kültürel zenginlik için gerekli oldu- u kadar, geçmifl kültürel süreçlerin zenginlikleri esas al nan toplumsal biçim ile yak ndan ba lant l d r. Kültür de erlerinin kal c de erlerden olufluyor olmas da kültürleflme de önemli bir husustur. Kültür temelde kal c laflm fl ürünlerdir. Bunun için kültürel de erler söz konusu oldu- unda çok üretmekten ziyade kal c - l k önemlidir. Kültür de erleri çok fazla yarat ld klar için de il kal c l klar esas oldu undan zengin bir kültür dünyas oluflmufltur. Kal c laflmam fl ürünler gibi kal c laflma olana zay f olan ya da olmayan de erlerin kültür için fazla önemli olmad klar ve kültürel de erlere dönüflmedi i de belirtilmek durumundad r. Kültür sadece insan eme inin ürünüdür Günümüzden geçmifl tarihe kültürel de erler baz al narak bak l p bir de- erlendirme yap l rsa çok ilginç sonuçlarla karfl lafl laca kesindir. Hangi dönem insanl insan kültürel bir varl kt r belirlemesine göre yaflam fl daha net ortaya ç kar. nsanl k denilen varl n yeryüzünde kal c laflarak yaflama olanaklar n yakalamas insan olmas n n gere idir. nsan bunu kültür denilen yarat mlar yla yapar. Kültür dedi imiz maddi ve manevi üretimlerinin tümü insan insan yapan de- erleridir. Gerçekleflmifl insanl k esasta kültürle dile gelen geliflmelerin içindedir. Kültür de erlerini yaratma özelli i olmasayd insan olmazd. Olsayd da di er canl lardan örne in kurt, koyun sürüsünden fark olmazd. Kültür, toplum ve insan iliflkisinden hareketle insan ad na ne varsa bu ko-

85 Aral k 2008 SERXWEBÛN 83 nu içinde dile getirilebilir. Çünkü kültür yapan sadece insand r. Do ada insandan baflka kültür yapan canl bulunmaz. Bunun için insan ve di er canl lar; bitkiler, hayvanlar aras nda bilinen farklar oluflmufltur. Kültürleflme kapasitesinin düzeyi insan n kendini di er canl lardan ayr flt rarak aralar nda mesafenin aç lmas ile sonuçlanm flt r. Ne kadar toplum o kadar kültür yine ne kadar kültür o kadar insanlaflma gibi karfl l kl bir iliflki de böylece ortaya ç km fl olmaktad r. nsanl n flimdiye kadar tan d temel iki toplumsal biçim vard r. Bunlardan birincisi toplumsall n ilk flekillendi i do al süreci ve bunun sistem kazanm fl neolitik dönemidir. kincisi ise kan tland gibi bin bir hile ve kurnazl kla kurulan devletçi toplum biçimidir. lk dönem kültürleflmesi toplumsal yaflam var eden temel yaflam sahalar n n hemen hepsinde kal c laflarak günümüze gelen çok say da ilk yarat mlar ortaya ç kararak insanl n var olmas - n sa lad. Toplumsall n ikinci aflamas nda hakim k l nan iktidar oldu u için ilk aflaman n yarat lan de erlerinin üstüne konmay ve iktidar kültürünün gerektirdi i yarat mlar yaratmay ifade eder. Bu aflama bir bütün insan toplumu ve bireyini de il egemen olan kesimlerin bu egemen hallerinin devam için kültür gelifltirmifltir. Günümüzde tart fl lan yabanc laflma olgusunun dayand bu yaklafl m ilerledikçe kültür de erleri insan toplumunun geliflmesini de il kendinden uzaklaflmas na yol açt. Üretti i halde karn n doyuramayan insan giderek ekti i bu daya karfl yabanc laflt. K zarm fl ekme i doyas ya yiyemeyen insan, bu day n yeflil ve sar renklerinin kendisi için bir anlam ifade etmedi i duygu ve düflüncesine kap lmaya bafllam flt r. Bu, temelde insan n kendisine toplumuna karfl yabanc laflmaya bafllamas d r. Eme ine yabanc laflmas d r. Bu yabanc laflma her geçen gün daha da h z kazanarak devam ede gelmifltir. En büyük kültürel de iflimler putlar n k r lmas yla yaflanm flt r Kuflkusuz kültürel üretim olgusu ve toplumsall n binlerce y ll k de iflim ve dönüflümünü bir iki cümle ile ifade etmek mümkün de ildir. Bu konuda yaflananlar n anlafl lmas için belki de flimdiye kadar yaz lm fl tüm kitaplara bakmak gerecektir. Ancak insan n kültürleflme düzeyini göz önünde bulundurarak çok zengin ve derin olan bu konuda bir iki genel belirleme ile olmasa da birkaç sayfal k bir yaz içinde her gözün görebilece i bir resim çizilebilir. Bir kitap da yol gösterebilir. Toplumun devletlefltirilerek yönetilmeye bafllanmas süreci özde ayn, biçimsel olarak renk de iflikli ine u rayarak bu güne kadar gelip dayanm flt r. Devlet-iktidar toplum biçimi hakk nda hem güncel olmas hem de yaratt kültürel tahribatlardan dolay kendisi hakk nda en fazla söz söylenmesi gerekenin kapitalizm oldu una kuflku duyulmamal d r. Bu yaklafl m tan m gere i en kapsay c kültürel bir yaklafl md r. Kültür denilen de erler dünyas n n üretim biçimi ve bu üretimlerin insanl kla iliflkisi göz önünde bulunduruldu unda kapitalizme söylenecek çok fley oldu u görülecektir. Kapitalizm biçiminde devam eden iktidar olgusunun kültür-toplum-birey ba lam nda izah edilmesi günümüzün en temel insani görevdir. Kapitalizm konusunda do ru de- erlendirmeler için yap lmas gereken ilk fley bu sistemin kendisini meflru k lmak için ortaya koydu u maddi ve manevi kültürel izahlardan uzak durmak olmal d r. Kurt y rt c bir hayvansa kurdun y rt c bir hayvan olmas na neden olan özellikleriyle tekrar tekrar tarif edilmesinin bir anlam olmaz. Önemli olan bu hayvan n y rt c olmas na yol açan biyolojik organizasyonunu anlamak ve bundan kaynakl özelliklerinin izah edilerek buna karfl tedbirlerin al nmas d r. Yani kurda ha bire sen y rt c bir hayvans n demek yerine ondan korunmak ve kurtulmak daha do rudur. Kapitalizm konusunda da s kça yap - lan onu tüm kötülüklerini modernli- in insan düflüncesinde yaratt ideolojik hakimiyetle ilercilik olarak anlatmak olmufltur. Hayat n do rular na karfl kurulmufl en büyük kapitalist tuzak, toplumu bir bütün ele almamakt r. nsan olgusunu yaratt tüm kültür de erleri ile bir bütünlük içinde ele al rsak gerçek daha bilimsel ve daha sade olarak anlafl l r. Kapitalizmin en büyük gücü ama ayn zamanda en büyük zaaf olay ve olgular parçal ele almas d r. Konumuz gere i belirtirsek kapitalizmin tüm çirkinliklerine ra men zorlanarak da olsa devam ediyor olmas n n nedeni insanl k kültürünü parça parça edip bunu pazara sürmesidir. Bunu bilimcilik ad na yapmas kendisine yeni putlar infla etmesine neden olmufltur. Tarihte defalarca görüldü ü gibi en büyük kültürel de iflimler putlar n k r lmas yla yaflanmaya bafllanm flt r. Kapitalist putlar k rmak için yap lacak ilk ifl her olay ve olguyu zaman ve mekan ba lam nda bütünlüklü ele almakt r. E er insan akl ve duygusu kendisini kapitalist kültür ve

86 84 yaflama olan yaklafl mlar ndan kurtarmak istiyorsa bunu bilim yöntemini de ifltirmekle yapmak durumundad r. Bu konuda kültür olgusunu birkaç hususta ele alarak kapitalist iktidar döneminin hakim hale getirdi i popüler kültürün ne oldu u sorusuna cevap kadar neden popüler kültür sorunsall na bak p bu iktidar fleklinin ne oldu unu anlatmak oldukça yararl sonuçlar verecektir. Çünkü kültürel bak fl aç s yla tarihi ve toplumu de erlendirme yöntemi ile kapitalist kültürü incelemek çok çarp c sonuçlar n ortaya ç karmas na yol açacakt r. Kapitalizm tamamen tüketime dayal bir iktidar organizasyonudur Bir kere kültür olgusunda temel olan kültürün insan toplumu taraf ndan üretiliyor olmas d r. Art k sa r sultan n sa r kulaklar n incitecek kadar yüksek sesle duyuldu u ve kör gözlerin gördü ü gibi kapitalizm de er üretmeye de il tüketmeye dayal bir iktidar organizasyonudur. Demek ki kapitalizm kültürel de erlerin ortaya ç kmas ilkesinin birinci maddesine karfl bir sistemdir. Kapitalizmde bir de er kültürleflmek için de il tüketilmek için yap l r. Tüketim; kapitalizmin öz kimli- idir. Kapitalizmin gücü tüketim ile do ru orant l d r. Ne kadar tüketim olursa o kadar kapitalizm yaflan r. Son aylarda yaflanan ekonomik krizin bir kez daha gösterdi i de budur. Hem maddi hem de manevi de erlerin kullan lmas tüketilip at lmas kapitalist sistemi zengin yapt ndan ne kadar çok satarlarsa o kadar zengin olmalar için tüketimin anl k ve çok olmas gerekir. Bir nesneyi tüketmek gerekmiyorsa da onu, tüketilmesi gereken bir duruma düflürmek kapitalist kültürün bir gere idir. Tüketim olsun ki sistem ifllesin. Sahipleri zengin olsun. Bu temel yaklafl m kültür ürünlerinin di er temel bir ilkesi olan kal c - l n öldürülmesidir. Çünkü üretilen de erler kal c olursa tüketimi yavafl ve geç olur. Bu da az para kazanmak demektir. Kapitalizm sürekli ve daha çok para biriktirmek oldu u için kal - c l a düflman olmak zorundad r. Kültürel de erler toplumsal eme in bir sonucudur SERXWEBÛN Aral k 2008 Kapitalist kültürde al m sat m esas oldu u için insan ile maddi ve manevi kültür de erleri aras nda bu ilkeyi harekete geçirecek bir mant n kurulmas gerekir. Al m sat m için felsefik olarak olmas gereken de ersizliktir. Çünkü bir fleyin sat l p elden ç kar lmas için önce onun insan haf zas nda de ersizlefltirilmesi gerekir. De erli olan bir fley sat lmaz. Yine bir fleyin sat lmas için onun ihtiyaç olmad halde kullan lmas n n mecburi bir ihtiyaç oldu u fikrinin insan kafas na yerlefltirilmesi gerekmektedir. Kapitalizmin al m sat m mant nda de erin ölçüsü parad r. En de erli fley para oldu u için paran n herkeste birikmesine izin verilmez. Herkeste paran n birikmemesi içinde bulunan yöntem sat lan nesnenin as l sahiplerinin kapitalistler olmas d r. Böylece sistem sahipleri hem en de ersiz yani sat lan nesnelerin sahibidirler hem de en de erli yani paran n sahibidirler. Para en de- erli oldu u için onun konumland mekanlar n yeri hiç de iflmez. Kültür insan toplumu aras ndaki kopmaz ba kapitalist mant kta kendisini var k lmak için esas ald yaklafl mlar n n insana yaklafl mlar n da ele vermektedir. Kültüre yaklafl m kültürel bir varl k olan insan ve toplumuna da yaklafl md r. Kültürel de- erler toplumsal kimli imizin eme inin bir sonucudurlar. Kültür de erleri ayr m yap lmadan sat l yorsa bu ifl için toplumun kendi de erlerine karfl bunlar sat labilir mant n n geliflmesini kaç n lmaz k lar. Bu mant n toplumda hakim olmas için de toplumun toplum olmaktan ç kar lmas gerekir. Çünkü toplum üretmek, yeni de erler kazanmak için oluflmufltur. Toplumsall k ihtiyac ndan fazlas n tüketen de il üreten bir özellikte ifller. Toplumsal üretimin fazlal tüketimi de il zenginli i art r r. Kapitalizm toplumsall da da tt için çok rahat bir flekilde her de eri al m sat m konusu yapabilmektedir. Kapitalist dönemde onca teknik imkana ve çal flma kolayl na ra men yoksullu- un giderilmemesi ve iflsizli in yaflanmas bundan kaynaklanmaktad r. Al m sat m konusunda kapitalist pazarlamac l k, kültürü popülerlefltirerek satar. Bu konuda popüler kültürün ne oldu undan çok kültürün neden böyle ele al nd n anlamak daha aç klay c olacakt r. Zaten popüler kültürün ne oldu u sorusunun cevab kapitalist pazarlamac l n kültürü satmas n n içinde gerçekleflir. Hemen flunu belirtmek gerekir ki Kültürel de erler toplumsal kimli imizin eme inin bir sonucudurlar. Kültür de erleri ayr m yap lmadan sat l yorsa bu ifl için toplumun kendi de erlerine karfl bunlar sat labilir mant n n geliflmesini kaç n lmaz k lar. Bu mant n toplumda hakim olmas için de toplumun toplum olmaktan ç kar lmas gerekir. Çünkü toplum üretmek, yeni de erler kazanmak için oluflmufltur kapitalizmin hangi konuda olursa olsun de erlendirmesi yap ld nda e er iflin içinde al m sat m kelimeleri geçmez ise o izahlar n yeterli olmad - n vurgulamak gerekir. Bir mal n piyasada daha çok zenginlik getirecek bir sonuç ortaya ç - karmas n n de iflik hile ve kurnazl klar vard r. Bu yalan ve kurnazl klar en iyi kapitalistler bilir. Onlar bu iflin ustas d r. Bu konuda kar getirecek bir yol da pazar n geniflli i ve büyüklü üdür. Pazarlamada en genifl al c kitlesi yiyeceklerindir. Bunun nedeni yemenin temel biyolojik bir ihtiyaç olan beslenme sorununu gidermesidir. Yiyecekler kadar genifl bir pazar olan di er bir saha ise beslenmeye benzer bir ihtiyac karfl layan kültür de erlerinin özellikle manevi olanlar - d r. Tabii maddi de erler de oldukça yayg n bir flekilde sat lmaktad r.

87 Aral k 2008 SERXWEBÛN 85 Sanat ürünleri düflünsel ve duygusal olarak insan n ihtiyaçlar n giderir Kültürün al m sat m konusu yap - larak para kazand ran bir alan olmas n n da kendine göre yol ve yöntemleri vard r. Bir kere kültür de erlerinin hepsi tüm insanl n de erleri olduklar için özü gere i sat lacak dereceye düflürülmesi ile al c s tüm insanl k olur. Bir devlet bunu yaparsa al c lar egemenli i alt ndaki tüm toplumsal kesimler olur. Kültürün özellikle manevi alan n n de erleri olan ve daha çok da sanat dallar yla yarat lanlar biyolojik açl n giderilmesi gibi insan n manevi olarak beslenmesini sa lar. Kültürel de erlerin pazarda herkese sat l k olarak sunuldu u halde al c s n n ç kmas n n bir nedeni de budur. Sanat ürünleri düflünsel ve duygusal olarak temel insan ihtiyaçlar n giderirler. Kültür de erlerinin bu iki temel özelli i kapitalist para kazanma mant ile buluflturulmas kültüre popülerleflmek d fl nda sunum olana b rakmaz. Kültürün popülerlefltirilmesi kültürel ürünlerden daha çok para kazanmak amaçl pazar geniflletmekle birebir iliflkisi vard r. Kültürün popülerlefltirilmesinin sa lanmas için uygulanan yöntemler kesinlikle söylendi i gibi tüm toplumu kültür sanat ile buluflturmak de ildir. Para kazanma amac olmayan hiçbir uygulama kapitalist dönemde gerçekleflmez. Gerçekleflmesine izin verilmez. Çünkü de erlerin el de ifltirmesinde para kazanmak amaç olmaktan ç karsa kapital birikmez. Kapitalizm biter. Kültürün en genifl kesimlere ulaflmas için halk kültürlerinin ifllenmesi gerekir. Bunun için cinsi s n f ne olursa olsun herkesimden al c s n n oldu u tek alan kültür de- erlerinin sat ld pazar alan d r. Kültür ayn zamanda toplumun kimlik de- erlerini oluflturan yarat mlar oldu u için kültür pazar ndaki tüketici al c s oldu u mal n kendisini ifade etmesini isteyecektir. Pazarda birçok mal tan - madan almak mümkündür. Ancak kültür ürünlerinin özellikle sanat kolundaki ürünün kesinlikle bir flekilde al c s yla bir tan fl kl n n olmas gerekir. Bu bir Müslüman n domuz eti ihtiva eden ürünleri tercih etmemesi gibi bir fleydir. Dolays yla al m gücüne bak lmadan herkese sunulacak ürünler haz rlamak daha çok satmak anlam na geldi inden kültürün pazar geniflli ine yol açar. Kültürel de erler pazar en çok kazand ran pazard r. Çünkü ifllenen mal n ham maddesinin sahibi kendi paras yla bu mallar alacak konuma getirilmifltir. Bir fleyi belefl verip daha sonra para karfl l nda sat n almak sadece kültür de erlerinin popüler kültür ad alt nda sat l a ç kar lmas yla kapitalizmde ortaya ç km flt r. Kapitalist sistem bu rahat kazanma f rsat n kazanç kap s olarak gördü- ünden kültür popülerlefltirilmifltir. Bunun için herkes kültür sanat ürünlerine ulafls n politikas büyük bir oyundur. kiyüzlülüktür. Sanat aya a düflürülmüfltür Kapitalist elindeki mallar n sat fl n art rma iflini en fazla reklamlarla yapar. Sat l a ç kar lm fl kültür ürünlerinin sat fl miktar ise popülerlik üzerinden olur. En çok satan en popüler ürün ve kifli oldu u gibi en çok satmak için de popülerli e ihtiyaç duyulmaktad r. Popülerlik satt r r. Ancak satmak için de popüler olana ihtiyaç vard r. Bu kendi içinde çok ilginç bir durum ortaya ç karm flt r. Kültür ürünlerinin sat lmas için yap lan reklamlar n kendisi de mal n pazarda satma biçiminin bir de iflik halidir. Dolay s yla kültür sanat reklamc l di er mallar n reklamc l gibi de ildir. Yani hem reklam hem de mal satman n iç içe oldu u bir durum yaflanmaktad r. Kültür ürünlerinin sat l k duruma düflürülmesi en fazla rafine kültür ürünleri olan sanat alan n aya a düflürmüfltür. Sanat satmak için yap lan bir zanaat olmufltur. Günümüzde sanat ürünlerinden bahsetmek zordur. Toplumsal yaflam içinde en güzel insan ürünlerinin topland bu saha art k en çirkin olanlar na yönelmeye bafllam flt r. Tarihte ilk defa çirkin güzele galebe gelmifltir. Sanat ürününün kal c l nda güzel olma esast r. Bir sanat eserinin arkas nda b rakt etki güzel demektir. Ancak pazara mal yetifltirme mant içindeki popülerlik sanat bitirmifltir. Popüler kültür içinde sanat kolu en etkili kullan lan aland r. Bundan dolay bir sanat eseri ile çiklet ayn reyonda yan yana durmaktad r. Amaç satmak oldu undan nitelik de il gösterifl öne ç kmaktad r. Göze-kula a hitap etmek sat fl art rmada en etkili

88 86 SERXWEBÛN Aral k 2008 bir yöntem oldu u için biçim temel, içerik ve kal c l k önemsizleflmektedir. Kültürü popülerlefltirmek sadece kültür sanat ürünlerinin özlerine ters biçimde kullanmak de ildir. Bu durum kendisiyle beraber her türlü derde hiçbir tepki vermeden dayanacak bir birey ve toplumsal yap ya yol açmaktad r. Popüler olma sevdas herkesi sar nca popüler olmak için belirlenmifl kal plara uygun davranmak gerekecektir. Bu kal plara uymak da bir yere kadar popüler olmakt r. Saç kesme biçiminden, tercih edilen yemek ve içecek markalar na, be- enilen sanat ve sanatç lara kadar popüler olma sevdas ndaki bireyin popüler olma tercihi popülerlikten kazananlarca haz rlanm fl bir listesi vard r. Popüler kültürde neyin popüler oldu u çok iyi ve amaçl haz rlanm fl popülerlere söylettirilir. Neyin popüler oldu una birey veya toplum karar veremez. Çünkü bunlar sat lan mal n sahibi de ildir. Bu karar popüler olandan ekonomik ve siyasi olarak kazananlar karar verirler. Popüler kültür toplumsal alanda kolay yönetilir bir durum yarat r. Çünkü popülerin temel sloganlar n n bafl nda bana, sana ne dir. Bu durum da popüler kültürün siyasi sonucudur. Kültür ve sanat de erlerinin popüler kültür ad alt nda sat l a ç kar lmas nda bu alan n karakteristik özelli inden dolay toplumsal yaflam n her taraf n etkisi alt na almaktad r. Her fleyin en popüleri kültürün popülerlefltirilmesiyle iliflkilidir. En popüler olmak üzerinden ifl yapmak, bir kimlik yaratmak kapitalist dille marka olmak geçer akçe olur. Bunun kültür kimlik iliflkisinden kaynakland bilinmelidir. Her ça n kültürü bir kimlik yarat r. Kapitalizmde de bu kimlik popülerliktir. Bu kimlik, popüler kad n, popüler adam ile bafllar, popüler ciklet markas yla devam eder. Ancak unutulmamas gereken fley, popülerlikten kast edilenin en çok satan veya satmaya vesile olan oldu udur. Ya da en çok satmaya kat lan oldu u gerçe idir. Kültür ürünlerinin satmak amaçl haz rlan p piyasaya sunulmas kültürün popülerlefltirilmesi demektir. Kültürün popülerlefltirilmesi demek toplumsal yaflama ve bin y llar n ortaya ç kard kutsal de erlere yap - lan en büyük sald r demektir. Bu sald r n n start kapitalist sistemce verilmifltir. Bu sald r ya u ramayan toplum ve de erler kalmam flt r. Son y llarda bu sald r n n Kürt kültür de erlerine de yöneldi ine tan k olmaktay z. Kürt kültürünün popülerlefltirilmesinin de iflik nedenleri vard r. Türkiye merkezli planl sald r lar n n amac Kürt kültürünü asimile etmektir. Direnifl kültürüne sald r lar asimilasyon hedefi kadar Kürt halk n n son otuz befl y l k kültürel de ifliminin yönünü sapt rarak Kürt halk n özgürlük mücadelesinden koparmay hedeflemektedir. Kürt halk uyan fl ulusallaflmay gelifltirdi i için kimi Kürt kimlikli sanatç lar ve di er baz kesimler bu geliflmenin yaratt talebi popüler tarzda kullanmak istemektedir. Tev-çand kurumlar ndaki kimi sanatç lar n da popüler olan yaklafl mlar vard r. Bu kapsamdaki sanatç lar özgürlük de erlerini kimliklerinin bir gere i olarak sanatsal olarak de erlendirmek isterken bir bütün sanat ürünlerine ve yaflamlar na bak ld nda elefltirilmesi gereken tutum ve davran fllar n n oldu u görülür. Kürt kültürü Türk egemenlerinin inkarc sald r s alt ndad r Kürt kültürünü içeri inden boflalt p piyasaya sürmenin en sistematik yap ld yer hiç tart flmaya mahal b rakmayacak biçimde Güney Kürdistan d r. Bu, Güney Kürdistan da yaflayan Kürtleri Kürdistan n di er üç parças ndan kopartarak BOP kapsam nda yürütülen siyasal projeye katmak amaçl d r. Bu kültür politikas ile Güney Kürdistan da farkl bir yerel siyasetin geliflmesine zemin olacak bir Kürtlük amaçlanmaktad r. Kürt kültürünün uzun y llar yaflad - bask ve asimilasyon bir halk olarak Kürtlerin geliflimini geriletti. 20. yüzy lda Kürdistan n dörde bölünmesiyle temel ulusal de erlerimizin ortak bir üslup kazanmas da engellendi. Bu Kürtler aras nda ruhsal uzaklaflmaya neden oldu. Kürdistan parçalar içinde yaflanan kültürel zenginli in birbirini güçlendirerek daha zengin bir kültüre dönüflmemesi için egemen devletlerin yo un yabanc laflt r c politikalar Kürtlerin kendi de erlerini sahiplenmesi bilincini olumsuz etkilemifltir. Kürdistan halk kültürüne popüler sald r daha çok bu durumdan güç almaktad r. Kültüre sahiplik etmemenin en derin oldu u yer sürekli yenilgi ve ihanetin yafland alan olan Güney Kürt kültürünün popülerlefltirilmesinin de iflik nedenleri vard r. Türkiye merkezli planl sald r lar n amac Kürt kültürünü asimile etmektir. Direnifl kültürüne sald r lar asimilasyon hedefi kadar Kürt halk n n son otuz befl y l k kültürel de iflimin yönünü sapt rarak Kürt halk n özgürlük mücadelesinden koparmay hedeflemektedir. Kürt halk uyan fl ulusallaflmay gelifltirdi i için kimi sanatç lar bunu kullanmak istemektedir Kürdistan olmas popüler kültürün en çok bu alanda yayg nlaflmas na olanak sunuyor. Bu yoldan ç kman n ne kadar etkili yürütüldü ünü Güney merkezli yay n yapan televizyonlar izleyerek anlamak mümkündür. Özellikle müzik bu yoldan ç kmaya öncülük ediyor. Bunu f rsat bilen Kuzey Kürdistanl baz sanatç lar ile Kuzey Kürdistanl flaibeli kimi kiflilerin buraya dadand n belirtmek gerekir. Kürt kültürü inkarc bir sald r alt nda, oldu- undan Kürt kültürüne dönük popüler kültür sald r lar n arkas nda baflta Türkiye devleti olmak üzere egemen devletlerin olaca n göstermektedir. Bunun için Kürt kültürünün pazarda sat lmas yaklafl m sadece para kazanma yaklafl m de il sömürgeci asimilasyon ve yok etme amaçl d r. Bunun karfl s nda durmak baflta siyasetçiler, ayd n ve sanatç lar olmak üzere her Kürt insan n n temel görevidir.

89 Aral k 2008 SERXWEBÛN 87 GABAR fieh TLER N N ANISINA Adil ve Gülbahar arkadafllar n cesareti öyle kendili inden olan kof bir cesaret de il, büyük bir duyarl l n, bilincin, amac n, Önderlik ve halka ba l l n ortaya ç kard bir cesarettir. Bu cesaret hepimiz için bir örnektir. Her zaman güç alabilece imiz bir kaynakt r. Dolay s yla her türlü görevi baflar yla yürütebilmek için ihtiyaç duyulan cesaret ve fedakarl n en fazlas her zaman bu büyük flehitlerimizin an lar nda bulunabilir. steyen istedi i kadar bu cesaret ve fedakarl kla kuflanabilir, kendisini her türlü mücadelenin baflar yla yürütücüsü haline getirebilir. Bu arkadafllar m z zorluklar karfl s nda, efli görülmeyen bir cesaret örne i sergilediler Bugün 4 Aral k, Gabar operasyonunun bafllang ç günü. Gabar karargah komutanlar m z Adil ve Gülbahar arkadafllarla birlikte alt arkadafl m - z n flahadetlerinin birinci y ldönümü. Bu büyük militan, savaflç ve komutan yoldafllar flahs nda tüm özgürlük mücadelesi flehitlerimizi sayg yla, minnetle an yoruz. Amaç ve özlemlerini zafere götürmek tek yaflam gerekçemiz olacak diyoruz. Bu and m z, karar m z bu y ldönümü vesilesiyle bir kere daha yineliyoruz. PKK nin Önderlik ve flehitler partisi oldu unu hep söylüyoruz. Önder Apo, PKK flehitler partisidir dedi. Böyle bir anlam ve tan mla flimdiye kadar gelindi. Önderlik, kendisinin fiehitlerin sözcüsü oldu unu ifade etti. PKK yi yaflayan flehitlerin gerçe i olarak tan mlad. Bu temelde bir parti konferans n yaparken, elbette biz de flehitler gerçe i, Önderlik gerçe i karfl s nda her an kendimizi sorguluyoruz. Hata ve eksikliklerimizi bulmaya, elefltirmeye, düzeltmeye çal fl - yoruz. Çünkü flehitler do ru yaflam temsil ediyorlar, do ru yaflam n ölçü ve özelliklerini veriyorlar. Kürt halk - n n, gençlerinin, kad nlar n n özgür yaflam ruhunu, bilincini temsil ediyor, do rultusunu gösteriyorlar. Özgür yaflam kayna m z, özgürlük mücadelemizin yol gösterici önderleri, komutanlar oluyorlar. Gabar flehitlerimiz de bu büyük flehitler ordumuzun bir parças n oluflturuyor. Biz 2008 y l mücadelesini baflta Gabar flehitlerimiz Adil ve Gülbahar yoldafllar olmak üzere, Botan flehitlerimizin an s na adad k direniflini bu flehitlerin an s na bir intikam direnifli olarak tan mlad k. Mümkün oldu- u oranda bu büyük insanlar n gerçe- ini temsil edecek bir direnifl mücadelesi, baflar l çal flma, sonuç verici çal flma ortaya ç karmaya çal flt k. Özgürlük mücadelemizin bütün y llar direnifl y llar d r 2008 y l Özgürlük hareketimizin Apocu çizgide en çok derinleflti i, kesinleflti i, örgütsel hamle yapt, yine inkar ve imha sisteminin topyekün sald r lar na karfl gerilla ve halk cephesinde kahramanca direndi i bir y l oldu. Özgürlük mücadelemizin bütün y llar direnifl y llar d r y l bu y llar içerisinde en büyük direnifl y llar ndan biri olma özelli ini tafl yor. Hem ideolojik-örgütsel cephede, hem de siyasi ve askeri cephede düflman n topyekün sald r lar na karfl büyük bir direnifl ve çaba içinde olduk. Ve 2008 y - l n bu büyük kahramanlar n an s na laik bir biçimde, onlardan ald m z güçle büyük kazan mlar y l haline getirdik y l n n tan mlanmas, de- erlendirilmesi böyledir y l n n sonuna do ru gidiyoruz. Bu y l n genel bir muhasebesi ve de erlendirmesi yap lacakt r. Botan flehitlerinin an s na nas l güçlü ve büyük bir direnifl içinde olundu u y l de erlendirmelerinde ortaya ç kacakt r. Böyle kapsaml sald r lar karfl s nda bizlere direnme gücünü, ruhunu, bilincini, iradesini

90 88 SERXWEBÛN Aral k 2008 bu flehit yoldafllar m z verdiler. Onlar n an lar na ba l l k, onlar n büyük cesaret ve fedakarl klar, kahramanl klar, zorluklar yenme, engelleri aflma ve en karmafl k sorunlar çözme gücünü bizde yaratt y l nda yürüttü ümüz mücadele ve ald m z sonuçlarla bu kahraman yoldafllar n an s na belli ölçüde cevap verdi imizi düflünüyoruz. Onlar n tafl d bayrak yere düflürülmemifl, yükseklerde tutulmufl ve dalgaland r lm fl, an lar na büyük bir duyarl l kla sahip ç k lm fl ve belli bir intikam mücadelesi yürütülmüfltür. Bu, kimsenin inkar edemeyece i, somut sonuçlar yla kesinleflmifl bir olgudur y l n bahar ay nda kazand k Bu y l içerisinde ideolojik-örgütsel cepheden PKK ve PAJK Kongreleriyle güçlü bir hamle yapt k. Önderlik çizgisinde, flehitler çizgisinde kendimizi düzeltme, çizgiyle çeliflen yönlerimizi giderme ve Önderlik çizgisinin gereklerine uygun hareket eden bir hareket haline gelerek daha sa lam kararl, dolay s yla gelece e yürüyüflte daha güçlü bir özgürlük hareketi haline geldik. Siyasi-askeri cepheden de Zap operasyonunun yenilgiye u rat lmas yla bafllayan süreç, halk n büyük 8 Mart ve Newroz serh ldanlar yla -Mart ay n boydan boya serh ldana dönüfltüren direnifliyle y l n daha bahar ay nda kazanmam z sa lad. Yaz boyu geliflen mücadele, A ustos ve Eylül ay nda gerillan n Zagros tan Botan a, Erzurum a Dersim e, Amanos a kadar düflmana kahramanca vurufllar yla büyük bir zirve kazand. Di er yandan Önder Apo ya dönük tehdit ve imha sald r lar na karfl cevap olarak ve yine Kongremizin Önder Apo ya Özgürlük hedefini ve hamlesini baflar yla gelifltirmek üzere Bezelê eylemiyle bafllayan büyük bir güz direnifli, hamlesini gelifltirdik. Bu hamleye halk m z, bir ay devam eden ve Önder Apo yu güçlü bir biçimde sahiplenen büyük bir serh ldanla kat ld ve bunu destekledi. Gerillan n ve halk n direniflinin birleflmesi 2008 in güzünde düflman daha çaresiz, yenilgili, fakat daha h rç n hale getirdi, birçok gerici çevrenin umudunu k rd. Bu temelde 2008 in büyük siyasi, askeri direnifli Kürt sorununun demokratik çözümünü, siyasi çözümünü bir kere daha ve çok güçlü bir biçimde siyaset gündemine dayatm fl bulunuyor. Bunlar somut gerçekler, 2008 y l nda yürütülen mücadelenin ortaya ç kard sonuçlard r. Biz bütün bu mücadeleyi, bu büyük komutanlar m z n an lar na sahip ç kmak, laik olmak, onlar için bir intikam duruflu gösterebilmek amac yla yürüttük. Dikkat edilirse, bir düzey yakalanm flt r. Adil ve Gülbahar gerçe ine uygun, onlar n an lar na layik diyebilece imiz bir gerilla ve halk direnifli ortaya ç kart lm flt r. Bizi biraz rahatlatan yön, bu direnifli ortaya ç - karabilmemiz, dolay s yla da bu yoldafllar n an s na sahip ç kma gücünü gösterebilmifl olmam zd r. Medeni arkadafl flehit düfltü ünde ilk intikam eylemini Adil arkadafl yapm flt. Bunu herkes biliyor. Adil arkadafl Önderli e, yoldafll a, özgürlü e, halka sahip ç kt. Arkadafllar n hepsi Adil arkadafl tan yor. Adil Arkadafl 87 y l ndan bu yana hem bir savaflç ve ayn zamanda çok küçük yaflta a r komuta sorumluluklar n üstlenen, büyük bir yürek gücü, cesaret gücü olarak en zor ortamlarda, Botan gibi savafl m z n merkezi alan nda hep savafl içinde oldu. En büyük direnifl eylemlerimizin içinde yer ald. Bu eylemler içerisinde bir savaflç olarak da, bir komutan olarak da yer ald. Botan da gerçekleflen tüm eylemlere kat ld, bu eylemlere imzas n att. Adil in imzas n tafl - mayan büyük gerilla eylemlerimizin say s azd r. Bu düzeyde bir kat l m gösterdi. Cesareti ve fedakarl yla her zaman önder oldu. En a r görev ve sorumluluklar n yürütücüsü oldu. Bize hep öncülük etti, çekim gücü oldu. Birçok arkadafl m z n, burada bulunan arkadafl m z n siper arkadafll n, savafl komutanl n yapt. Birçoklar m z askerli i, savaflç, gerillac l Adil arkadafltan ö rendik. Herkes takdir eder ki, Adil komutanl her zaman an lmaya, komutas nda yürünmeye de er bir gerilla komutanl d r. Adil arkadafl Agit arkadafltan Apocu çizginin komuta bayraktarl n devralarak, Botan da, Gabar da 20 y l boyunca tafl yabilmifltir. Eksiklikleriyle, hatalar yla, ama bütün bunlar hep aflmaya çal flan bir tutumla, Önderlik çizgisinin gereklerini, Önderlik talimatlar n n gereklerini pratikte yerine getirebilmek için hep en zor ortamlarda, mevzide, cephede ve savafl içinde olmufltur. Adil arkadaflta geri çekileme, y lma, ürkmenin en küçük belirtisi bile asla görülmemifltir. Son ana kadar gerçekleflen hep bu durufl olmufltur. Bu, büyük cesaret, fedakarl k, bu büyük ruh, Apocu ruhu, Kürt halk - n n özgür ve demokratik yaflam ruhu oluyor. Bu düzeyde Önderlik gerçe ine, Apocu çizgiye, Kürt halk na, onun özgür ve demokratik yaflam gerçe ine hep ba l oldu. Hiç bir zaman bu ba l - l ndan ve bunun gere ini yerine getirmek üzere ön saflarda mücadele etmekten geri durmad. Sonunda da Botan gerilla kalesi olmaktan ç karmaya dönük giriflimlere ve çabalara karfl direnme merkezi olma gerçe ine uygun bir konumda kalmas n büyük çabas yla, kahramanl yla sa lad. Her türlü geri, bozguncu, gerillay yozlaflt r c giriflime, çabaya karfl, gerilla direnifl çizgisinde sonuna kadar yürüdü. Adil arkadafl n hepimizin üzerinde eme i var ve bu görülüyor da Önder Apo Hasan Bindal arkadafl n an s na yapt de erlendirmede Onun her kesin üzerinde eme i vard r; görünmez, ama vard r demiflti. fiimdi Adil arkadafl n her kesin üzerinde, hepimizin üzerinde eme i var. Asl nda görünmez de de ildir, bu emek çok büyük ölçüde aç kt r, görünürdür. Bütün zorluklar gö üsleyerek, engelleri aflarak, bunu gerçeklefltirecek bir direnifl çizgisini pratikte yürüterek bu düzeye gelmemizde en baflta rol oynad. Bir kere büyük emek, katk burada var. Di er yandan Adil arkadaflla birlikte kalan arkadafllar m z n an lar halen canl ve tazedir. Birço umuza do rudan ö rettikleri, verdikleri çoktur. Büyük savaflç ve komuta kiflili ine lay k olmak, onun izinde, onun komutas nda büyük bir cesaret ve fedakarl kla yürümek boynumuzun borcudur.

91 Aral k 2008 SERXWEBÛN 89 Her kes çok iyi biliyor; Adil bir cesaret topuydu. O küçücük bedeni sanki tepeden t rna a bir yürekti. Zorluklar karfl s nda, savafl içinde efli görülmeyen bir cesaret örne iydi. Elbette bu büyük cesaret kendili inden olmad. Bu, Kürt halk n n özüyle ba lant l, Apocu çizginin, Önder Apo nun, PKK gerçe inin özüyle ba lant l d r; Kürt halk gerçe ine ve Önderlik çizgisine tutku düzeyinde ba l l kla gerçekleflen bir olay. Böyle bir duygu, ruh yüceli i, bilinç derinli i var. Bu düzeyde Önderlik çizgisine, Kürt halk n n özgür-demokratik yaflam na ba lanma, kendini adama gerçe i var. Fedakarl n en yüksek düzeyine ç kmas, fedai çizgisinin en üst düzeyde flekillenmesi, gerçekleflmesi söz konusu. Bu büyük cesaret bu gerçekler temelinde olufltu. Öyle kendili inden olan kof bir cesaret de il, büyük bir duyarl - l n, bilincin, amac n ortaya ç kard, Önderlik ve halk ba l l n n, yurtseverli inin ortaya ç kard bir cesarettir bu. Bu cesaret hepimiz için bir örnektir. Her zaman güç alabilece imiz bir kaynakt r. Dolay s yla her türlü görevi baflar yla yürütebilmek için ihtiyaç duyulan cesaret ve fedakarl n en fazlas her zaman bu büyük flehitlerimizin an - lar nda bulunabilir. steyen istedi i kadar bu cesaret ve fedakarl kla kuflanabilir, kendisini her türlü mücadelenin baflar yla yürütücüsü haline getirebilir. Gülbahar arkadafl özgürük çizgisine tutku düzeyinde ba l yd Gülbahar arkadafl da benzer özellikler tafl yan, çevre yöreden, ayn toplumsal gerçeklik içerisinde ç kan, Kürt kad n n n direniflçi, yurtsever, toplumcu karakterini en ileri düzeyde temsil eden, bunu zorluklar ve engeller karfl s nda büyük bir direnifl ruhuyla ve beceriyle hayata geçirmeyi bilen temsilcili i oluyor. En zor ortamlarda o da hep direnifl içinde oldu, gerilladan kopmad. Önder Apo nun özgürlük çizgisine tutku düzeyinde ba land. Kad n özgürlük hareketinin güçlü fedai militan, komutan, her türlü zorluk ve engel karfl s nda savaflan gücü oldu. Baflka türlü bir aray fl, Adil ve Gülbahar gerçe i, büyük bir önderlik gerçe i, kahraman flehitler ordumuzun önemli bir temsil gerçe idir. Bu arkadafllar n Botan'a dayat lan provokatif-tasfiyeci e ilimin baflar s z olmas nda da katk lar büyüktür. Asl nda sadece Botan'da düflman n topyekun savafl konsepti temelindeki askeri sald r lar na karfl kahramanca direnmediler; ayn zamanda ajan-provokatif kiflilere karfl da büyük bir direnifl içinde oldular yaflam düflünmedi, her hangi bir zay fl k e ilimi göstermedi. Hep özgür yaflam aray fl, kad n n özgür yaflam, toplumun özgür yaflama kavuflmas aray fl içinde oldu. Ve bunu büyük bir cesaretle ve fedakarl kla, olgunlukla, coflkuyla yürüttü. Son ana kadar duruflu, istemi ve çabas hep öyle oldu. Gülbahar arkadafl n da kad n ordulaflmas n n, kad n özgürlük direniflinin gelifltirilmesinde önemli bir yeri, pay vard r. Her zaman zorluklar n içinde, onlar aflma mücadelesinin içinde yer alm flt r. Zorluklar kendisi üslenmifl, yoldafllar n n, hareketimizin bu temelde daha güçlü ve rahat mücadele eder olmas n hedeflemifltir. Bu, büyük bir bilinç, ruh ve fedakarl k durufludur. Bêritanlar n, Zilanlar n büyük bir takipçisi oldu unu kan tlam flt r. Onun da üzerimizde eme- i, duruflumuzda katk s çoktur. Birçok alanda uzun süre hep savafl n içinde olmufl, kad n ordulaflmas n n, gerillas n n yarat lmas nda, genelde de gerilla hareketimizin en zor ortamlar nda hep direnifl içinde olmufltur. 4 Aral k günü önemli bir gün. Gabar fiehitleri gerçe i; Adil ve Gülbahar gerçe i, büyük bir önderlik gerçe i, kahraman flehitler ordumuzun önemli bir temsil gerçe idir. Bu duruflun Botan a dayat lan provokatif-tasfiyeci e ilimin baflar s z k l nmas ndaki katk s da büyüktür. Asl nda bu yoldafllar Botan da sadece düflman n topyekün savafl konsepti temelindeki askeri sald - r lar na karfl kahramanca direnmekle kalmad rlar; ayn zamanda inkar ve imha sisteminin içimizdeki alt nc kolu olarak hareket eden provokatif-ajan yap n n her türlü tasfiyeci, y k c giriflimlerine karfl da Önderlik gerçe ini, Önderlik çizgisini sahiplenmenin büyük bir direnifli içinde oldular. Botan bozgunculu un, y k c l n hakim oldu u alan haline gelmesinden al koydular. Tasfiyecili in d fl sald r lardan daha tehlikeli bir biçimde gerilla direniflimizi içten tasfiye etme giriflimlerine karfl direniflteki kararl l klar ve öncülükleriyle bizzat Botan da bu provokatif, tasfiyeci duruflun baflar s z kalmas nda büyük bir rol oynad lar. Tasfiyecili in hain, tehlikeli, alçakça yüzünü Gabar direnifli çok net ve kesin olarak bizlere gösterdi. Gabar direnifli içimizdeki tasfiyeci e ilime de öldürücü darbeyi vurdu Gabar direnifli sadece iflgale, gericili e, inkar ve imha amaçl sald r lara karfl direnen, darbe vuran bir direnifl de il, ayn zamanda provokatif-tasfiyeci e ilime de öldürücü darbeyi vuran büyük bir direnifl gerçe i olarak ortaya ç kt. Bu sald r lar içerisinde tasfiyecili in etkisi büyüktür. Halen ayd nlat lmam fl baz yönler bulunmaktad r. Ama flunu görüyoruz ki, iç sald r lar, d fl sald r lardan daha tehlikeli. hanet sömürgeciden daha büyük bir zarar veriyor, ondan çok daha tehlikelidir. Bu öyle bir ihanet ki, bir bitmifllik, tükenmifllik, özgür yaflam, irade ve özden kopmufllu u, kokuflmufllu u, çevresini çürütmeyi temsil ediyor. çten ve bir a ac n kendi içindeki kurt taraf ndan kurutulmas gibi, bu ihanet özgürlük ve demokrasi hareketimizi içten kurutmay, çökertmeyi, çürütmeyi hedefledi. Bu çok tehlikeli bir durum, bunu basite almamam z gerekir. Gabar direnifl gerçe inden bir de bu sonucu ç kart yor, bu direnifl gerçe ini flimdi biraz daha iyi anl yoruz. Yak n zamanda belki daha iyi anlayaca m z hususlar olacakt r. Ancak flunu gördük ki, Hareketimiz asl nda

92 90 SERXWEBÛN Aral k 2008 d fl sald r lardan daha çok iç sald r yla yüz yüze. Önder Apo hep içteki mücadeleye, yani örgütsel ve ideolojik mücadeleye büyük bir önem verdi. flbirlikçiliğe, ihanete, teslimiyetçiliğe karfl mücadeleyi her zaman d fl düflmana karfl mücadeleden önde tuttu. Bu gerçeği Botan direnifli içerisinde bir kez daha görüyoruz. Asl nda düflman kendi gücüyle değil de, içten verdiği zarara, provokatif-tasfiyeci yap lanmalara dayanarak, bunlara bel bağlayarak bu sald r lar gelifltirildi. fiimdi bu gerçek biraz daha iyi aç ğa ç k yor. Yoksa Botan gibi bir alanda düflman n bu kadar hesap içeren, buna bel bağlayan bir sald r s kolay kolay söz konusu olamazd. Olsa bile böyle bir sonuç öyle kolay ortaya ç kmazd. fiimdi aç ğa ç k yor ki, yaflanan bu flahadetler düflman n maharetinden, marifetinden, gücünden çok, iç ihanetin yaratt ğ tehlikeden dolay yaflan yor. Bu bak mdan ideolojik ve örgütsel mücadeleyi önemsemeliyiz. Gabar fiehitlerinin an lmas bir de bu noktada olmal. hanetçi-provokatif-tasfiyeci eğilimlere karfl, her türlü y k c, bozguncu, parti d fl eğilim ve tutumlara karfl mücadeleyi önemsemeliyiz. Eğer bu alanda güçlü bir durufl, güçlü bir mücadele verilmezse, tehlike her zamankiden daha büyük olur, düflmana kap lar aç k tutulur, düflman sald r lar n n gerçekleflmesi için ortam haz rlan r. Bu bak mdan Gabar direnifl gerçeğinin, Gabar fiehitlerini anman n bir de bu yönlü bir gerçekliği var. hanete, tasfiyeciliğe, provokasyona, teslimiyete, çürümeye karfl uyan k olmak laz m. deolojik ve örgütsel çizgi mücadelesini her zaman önde tutmam z, güçlü yürütmemiz gerekiyor. Yoksa bunun zarar büyük oluyor. Botan kay plar m zda bu iç ihanetin verdiği zarar büyüktür. Bu durum Gabar olaylar yla bafllad, Hezil olaylar nda devam etti. Yoksa bu kay plar öyle kolay ortaya ç kmazd. Bu ifli böyle anlamam z, bilmemiz gerekli. çten ajanl k yapanlar, zemin sunanlar çok oldu. Saf olmamak laz m. Öyle anlafl - l yor ki, bu provokatif-tasfiyeci- iflbirlikçi eğilim düflmanla doğrudan bağlant l, ondan uzak ve kopuk değil, el birliği ederek birçok sald r y planl - yorlar ve bunlar yürütüyorlar. Gabar ve Botan daki olaylar bu gerçeği biraz daha net aç ğa ç kart yor. Bu aç dan da Gabar direniflini askeri olduğu kadar, ideolojik ve örgütsel cepheden de iflbirlikçi, teslimiyetçi eğilime karfl büyük bir direnme olarak ele almam z gerekli. çten bizi zay flat c, çürütücü, düflmana zemin sonucu durumlar, tutumlar olmad kça düflman n d fltan sald r s n n öyle çok fazla gücü yoktur. Bunu 30 y ll k mücadele pratiğimiz binlerce kez doğrulad. En son Botan, Gabar olaylar bir kez daha bu gerçeği doğrulam fl oluyor. Adil ve Gülbahar n direnifllerinden büyük dersler ç kart yoruz Sonuç olarak bu direnifller büyük bir cesaret, fedakarl k ruhu verme, Önderliğe ve onun ortaya ç kard ğ halk özgürlük çizgisine tutku düzeyinde bağl l k temelinde kahramanca yürüme dersi vermek kadar; içten her türlü iflbirlikçi, tasfiyeci, teslimiyetçi eğilime karfl ideolojik-örgütsel çizgi mücadelesinde de sağlam durma ve sürekli böyle bir mücadele içinde olma dersini veriyor ve bunu bizlere öğretiyor. Biz flahadetlerinin birinci y ldönümünde bu büyük direnifllerden bu dersleri ç kart yoruz. fiahadet günlerinde bu büyük komutanlar m z anarken flunu söylüyoruz: Botan ve Gabar direniflinde flehit düflen yoldafllar n birinci flahadet y ldönümlerinde gelifltirdiğimiz direnifl ve intikam eylemliği, bundan böyle de bu büyük insanlara, an lar na nas l sahip ç kacağ m z ve bunlar n gereğini pratikte hareket ve halk olarak nas l yerine getireceğimiz konusunda somut bir kan tt r, göstergedir, aynad r. Önümüzdeki bütün süreç, Önder Apo nun özgürlüğü temelinde Kürt halk n n özgür-demokratik yaflam n gerçeklefltirmek üzere direnmek, mücadele etmek, gece-gündüz demeden, durmadan, usanmadan, yorulmadan, yiyip içmeden sonuna kadar çal flmak ve çal flmak olacak. Bizim bu y ldönümünde bu büyük özgürlük flehitlerimize bir kez daha vereceğimiz söz bu oluyor. Bu temelde diyoruz ki, Adil ve Gülbahar arkadafllar flahs nda bütün flehitlerimizin an lar ölümsüzdür. Onlar n amaç ve özlemlerini yaflan r k lmak için biz de insani olarak ne varsa hepsini ortaya koyarak büyük bir ruh ve örgütlülükle, zafer çizgisinde, baflar çizgisinde bu direnifl mücadelesini sürekli gelifltireceğimizi belirtiyoruz. Önderlik ve flehitler gerçeği bizim için her zaman en kutsal değerler oluyor ve bu gerçeklerin bizim üzerimizde yüklediği görevleri ve sorumluluklar baflarmaktan baflka bir yaflam asla kabul etmeyeceğimizi, mutlaka baflar y, zaferi yaratan bir direnifl mücadelesini sürekli k lacağ m z ifade ediyoruz. Bir kez daha flahadetlerinin birinci y ldönümünde Adil ve Gülbahar arkadafllar m z sayg ile an yor ve diyoruz ki; -fiehitlerimiz ölümsüzdür!

93 Aral k 2008 SERXWEBÛN 91 YAfiADI IMIZ B R EFSANEYD Gurubun en arkas nda yürüyen köylümüz Resul yan m za gelerek, Onu tan d n z m? diye sordu, Hay r kimdir? dedik. Resul gö sünü kabartarak Heval Agit dedi. Eylemlerini duydu umuz, sözünü, sevgisini masal gibi dinledi imiz bu insan, hiç göremeyece imi, benden çok uzak oldu unu düflünürdüm. Oysa flimdi yan mdayd. Günlerce, bak fllar, el hareketleri, kayan n önünde ay fl vurmufl saçlar, elindeki bastonuyla gözümün önünde canl kald. Sesi kula mda ç nl yordu. Ne yapaca m bilmeden dolaflt m durdum. Her gece onlar görme ümidi ile da lara ç k yordum Elinde bastonu vard 1985 Y l n n yaz aylar nda bir efsane dolafl yordu Botan eyaletinde. Sadece dinlenilen, hayal edilen bir efsane de ildi bu. Elini uzatsan dokunaca n kadar yak n, beynini ve yüre ini saracak kadar gerçekti. çimizde, bize ait olan ama bir o kadar da uzak bir efsaneydi. Ne gökyüzünün geniflli- i ne de topra n bereketi bu kadar flafl rt c ve gerçek de ildi. 15 A ustos eylemi öyle esmiflti ki yüreklerdeki inançs zl klar, güvensizlikler kaybolmufltu. Çocuklar n oyunlar de iflmifl, gençlerin yüzü da a dönmüfl, yafll lar n umutlar tekrardan yeflermiflti. Herkesin gözü kula bu sese yönelmifl, yaflamlar o sesten gelecek en küçük bir söze ba lanm flt. Son günlerde bir eylemden bahsediliyordu. Kaflura ve Haftanin yolu üzerinde, s n r ticaretini durdurmak amac yla kurulan karakola eylem yap lm flt. Karakol s n rdan kald r lm flt. Halk bu eylemin neden yap ld - n tahmin edemiyordu. Karakol, ticareti durdurma bahanesiyle hem halka eziyet ediyor hem de tüm ekonomik geliri durduruyordu. Bir köylü ile karfl laflt m. O kadar mutlu ve gururlu görünüyordu ki Heval Agit karakolu yerle bir etmifl. Ticaret yolunu açm fl. Agit halk n durumunu iyi biliyor. Özelikle de fakirlerin diyordu. Kürt halk devrimcili e yeni bafllamam flt. Y llard r bir çok örgüte kucak açm fl, evini bark n, var n yo unu hatta can n bile vermiflti onlara. Ama gel gör ki, devletin haks zl na, sömürüsüne karfl hiçbir fley yapamam fllard. Bu da yetmezmifl gibi halk n tüm de erlerini ölçüsüzce harcam fllard. Ahlaki ölçüleri zorlar olmufllard. Bütün bunlar Kürt halk n devrimcili- e ve devrimlere karfl so utmufl, inançs zl gelifltirmiflti. Böylesi bir durumda yap lacak olan ise içe büzülme, sessiz kalma, kimseye kar flmama ve kendi ya nda kavrulmayd. Ki 15 A ustos 1984 e kadar da böyle sürdü. 15 A ustos, sözün ve eylemin birlikteli ini ispatlam fl, küllenmifl inançlar diriltmifl, umudun alevlerini gürlefltirmifl, olmaz n, korkunun, y lg nl n kefenini y rtm flt. Militanlar n n oturuflu kalk fl, halk n mal na inançlar na verdi i de er, halk n partiye günden güne ba lanmas n sa lamakla kalmam fl, ölümüne canlar n ortaya koyma cesaretini de do urmufltu. Bunda öncülü ü Agit arkadafl yap yordu. Halk n en ufak bir eflyas na sonsuz de er verir, onlardan izinsiz ne mal na ne bahçelerine, ne de tarlalar - na el sürerdi. Zarar verenleri ise an nda uyar rd. Sahipsiz buldu unu sonuna kadar korur, sonra onu sahibine teslim ederdi. Derinden gelen bir sesle uyand m Dolunay geceyi tüm parlakl ile ayd nlat yordu. A aç yapraklar aras ndan s zan ay fl pörsümüfl kuru otlara vuruyordu. Rüzgar l k l k esiyordu.

94 92 SERXWEBÛN Aral k 2008 Ben ve Ferhan, B ndarine de koyunlar otlatmaya ç karm flt k. Köyden uzaklafl r, uzaklaflmaz koyunlar serbest b - rakm fl, bir a ac n dibinde uyumufltuk. Koyunlar n, tarlalara girdi inden, köylülerin yeni biçti i otlar yedi inden habersiz, rüyalar görüyorduk. Derinden gelen bir sesle uyand m. Önce karfl mda duran bu karart y tan yamad m. Ama uyku sersemli im geçince bunun, 84 y l nda Partiye kat lan köylümüz Resul oldu unu anlad m. Çok atik bir hareketle aya a kalkt k. Bize Korkmay n, ben heval m dedi. Heval oldu unu duymam z ikimizin de korkmas na yetiyor da art yordu bile. Her ne kadar halk aras nda onlardan mükemmel bahsediyorlarsa da, devlet tam tersini; onlar n Rusya dan geldiklerini, dinsiz, terörist olduklar n söylüyordu. Bu korku birazda devlet korkusuydu. Bir arkadafl sizi bekliyor. Sizinle konuflmak istiyor dedi. Bizi görmek isteyenin kim oldu unu söylememiflti. Bulundu umuz yerin biraz yukar s nda bir kayan n önünde durmufltu. Koyunlar etraf na toplam flt. Elinde bastonu, omuzunda ise askeri parkesi vard. Ay fl gözbebeklerinde fl l fl l parl yordu. Öyle heybetli duruyordu ki, içimize korku dolmufl, bize ne yapaca n merak ediyorduk. Tam önünde durduk. Hangi köydensiniz diye sordu. Ard ndan da ad m z ö renmek istedi. Cevaplar n ald ktan sonra sesini yükselterek Köylüler sabahtan akflama kadar ot biçiyor, siz ise koyunlar tarlalara b rak yor sonrada uyuyorsunuz. Günah de il mi? Bu suç de il mi? Suç iflliyorsunuz. Köylülerin eme ini bofla ç karmamal s - n z, dikkat edin dedi. Tüylerim ürperdi. Utand m. Dizlerim titriyor a z m açam yordum. Hem söylediklerinden hem de onun gür ve sert sesinden oldukça etkilenmifltim. Her yerde onu ar yordum Kimdir? Nedir? Bu gece yar s nereden geliyor ve nereye gidiyordu. Hiçbir fley düflünemiyordum. Kara sakallar ve çakmak çakmak yanan gözleri yüzüne daha sert bir ifade vermiflti. Sözü bittikten sonra yola koyuldu. Daha üç ad m atmam flt ki döndü. Daha önce arkadafllara Partiye kat laca - n za söz vermiflsiniz. Uygun bir zamanda gelirseniz iyi olur. Sözünüzü yerine getirmeniz gerekir. Özellikle, siz Firaz arkadafla söz vermiflsiniz dedi ve yoluna devam etti. Gurubun en arkas nda yürüyen köylümüz Resul yan m za gelerek, Onu tan d n z m? diye sordu, Hay r kimdir? dedik. Resul gö sünü kabartarak Heval Agit dedi. Eylemlerini duydu umuz, sözünü, sevgisini masal gibi dinledi imiz bu insan, hiç göremeyece imi, benden çok uzak oldu unu düflünürdüm. Oysa daha biraz önce yan mdayd ve onu bir daha görme istemi ile dolup tafl yordum. Günlerce, bak fllar, el hareketleri, kayan n önünde ay fl vurmufl saçlar, elindeki bastonuyla gözümün önünde canl olarak kald. Sesi kula mda ç nl yordu. Ne yapaca m bilmeden dolaflt m durdum. Her gece onlar görme ümidi ile da lara Serif Guyi ç k yordum. Bir yandan korkuyor, bir yandan da büyük bir ba l l n geliflti ini duyumsuyordum. Sanki bir fleylerimi kaybetmifltim. Belki de yaflam m boyunca sahip olmad m ve olamayaca- m çok de erli bir fleyi kaybetmifltim. Her yerde onu ar yordum. Beni, arad - m n ne oldu unu bilmeden sürükleyen içimdeki bu duygu önü al nmas imkans z bir ça layan gibiydi. O günlerde yine bir eylemden ve Agit arkadafltan bahsediyorlard. Diyorlard ki; Arkadafllar caddeye pusu atm fllar. ki arkadafl asker elbiseleri giymifl. Di er arkadafllar ise mevzilenmifller. Araba gelince asker elbisesi giyen iki arkadafl arabay durdurmufl. Ne yaz k ki, bu iki arkadafl da Türkçe bilmiyormufl. Türkçe bilmeyen askeri gören halk ne oldu una anlam verememifl. Tam bu s rada Agit arkadafl arabaya binmifl ve arabayla Çatak giriflindeki denetleme kulübesine sald r düzenlemifller Eylemin baflar s dilden dile dolafl yordu. Sonbahar n ilk günlerinde arad m bulma umudu ile içimdeki ça layan n dalgas na kap larak pefline tak ld m. Eylül ay ortalar nda Haftanin e ilk parti e itimimi almak için gönderildim. Arkadafllar, Haftanin in derin vadilerinden birinde üslenmifllerdi. Agit arkadafl gördüm. Gözlerime inanam yordum. Onu uzaktan uzun bir süre izledim. Elindeki M-16 y sanki vücudunun bir parças gibi tutuyordu. Çok sayg l yd. Karfl s ndakiyle konuflurken ona bakarak dinliyor, ve arada bir bafl n sall yordu. Yan - na gitti imde beni hemen tan d. Bizimle uzun uzun konufltu. Ona bakmaktan kendimi alam yor, söylediklerini dinleyemiyordum. Hat r mda kalan bak n bu gördü ünüz arkadafllar sizin oral - lar, bizim halk m z n çocuklar d rlar. Biz, daha önce birbirimizi gördük, konufltuk. Siz bu konuflmalar üzerine Partiye kat ld n z. Bize inand n z biz de size inan yoruz. Bu nedenle mutluyuz. nan yoruz ki, sizde öylesinizdir Konuflman n sonunda fiimdi e itim göreceksiniz. E itiminiz bitti inde Parti sizi gerillac l k yapmak istedi iniz yere gönderir dedi. Bu, onu ikinci ve son görüflümdü. fiehit fierif GUY

95 Aral k 2008 SERXWEBÛN 93 Yitirilen yoldafl n ac s kazan lan yoldafl n sevinci Ne çabuk da flifrelenmiflti bilincime Medya. Gözlerim, alaca karanl a düflüfl an ndaki siluetini çiziyordu hep. fiehit düflmüfl olmal yd, kurtulma imkan yoktu. Rojda ile yaln z kalm flt k. Düflman n buray vurmas tesadüf müydü? Yoksa gündüzden yerimiz tespit edilip, ç kma an m z m beklenmiflti? Karanl kta ve apans z nereden gelmiflti bu havan? Bir süre etraf dinledik. Düflman n hareketlerinden ve sesinden fark edildi imizi anlad k. Tehlike yaklafl yordu. Atefl çemberlerine defalarca düflmüfltük. Bu kez de atefl çemberinden geçecektik Dereler kaynaklar ndan kopup yaflam n ak fl na efllik edercesine h zla ak - yorlard. ki küçük derenin birleflti i yerde, tahta ve odunlardan yap lm fl köprünün üstüne oturuyorum. Ve seyre dal yorum, sular n birleflti i o an. Uzun süre birbirleriyle mücadele verdikten sonra birleflerek bazen h zl, bazen durgun ak yorlard. Ya bir set vurulmuflsa yataklar na? Yaflam m z n sessiz tan olan Bingöl'ün Yedisu co rafyas nday z. Grubumuz altm fl arkadafltan olufluyordu. O günlerde eylem planlar üzerinde tart - fl yorduk. Uzun tart flmalar sonucunda bir hedef üzerinde anlaflt k. Bu flekilde, gece geç saatlere kadar süren tart flmalar m z da sonuçlanm flt. Kardeflçe akan dereleri arkam zda b rak p kayalar aflt m zda, do an n yedi harikas ndan biri olan, tahta ve odunlarla oyulmufl köprüyü de ard mda b rakm flt m. Son bir kez bafl m çevirip bakt mda, iki serçe, köprünün orta yerinde c v ldafl yordu. Yürüdüm ve bir daha arkama dönüp bakmad m. Eylem yerine vard k. Amac m z; düflman sakland yerden ç kar p çat flabilece imiz araziye çekmekti. Düflman hareketlendirmek için de iflik taktikler uyguluyorduk. Bazen bir yerlere iz b rakarak, bazen de iflaretler vererek pusulara yat yorduk. Düflman bir türlü harekete geçmiyor, düflüncelerimizi sezmiflçesine uzak duruyordu. Gerçekten pusular kurdu umuzu düflman hissetmifl miydi? Neden ç k p gelmiyordu? 94 y l n n ikinci yar s n n solmayan günlerini yaflarken, yedi gün yedi gece izler b rakt k yollara. Yedi gün yedi gece günefl do du, ay batt. Ayd nl k ve karanl k s rayla hakim oldu yaflama. Düflman, kurdu umuz pusulara düflmedi. Biz, sabr m z büyütmeye çal - fl rken, zaman acelesi olmayan birinin seyrindeydi. Yedinci geceden sonra günefl yavafl yavafl yeni güne merhaba demenin telafl ndayd. Erza m z bitmiflti. Erza n temin edilece i köy önceden ayarlanm flt. On kiflilik bir grup olarak yola koyulduk. Köyün yak n na vard m zda sorumlumuz; "heval iki saatlik bir keflif yapaca- z. Olumsuz bir olay geliflmez ve flüphe uyand racak bir ize rastlamazsak köye girece iz" dedi. Keflif için köyün etraf nda konumland k. Uzaktan köye girifl ç - k fllar gözetliyor, köyün içindeki hareketlere bak yorduk. Köylülerin d fl nda kimseler yoktu. Befl arkadafl köye erzak almak amac yla girdi. Biz ise d flar da, onlar n güvenliklerini sa lamaya çal fl - yorduk. Giden arkadafllar bir saat sonra geri geldiler. Getirilen eflyalar dengeleyerek s rtlay p yola ç kt k. Pusu kurdu umuz araziye yak nlaflt m zda, silah sesleri duymaya bafllad k. Acaba çat flmaya m girdiler? Yak nlafl yorduk, yak nlaflt kça yaflanan n çat flma oldu unu anlad k. Silah sesleri karfl l kl yükseliyor ve alçal yordu. "Çat flmaya girmifller" dedi içimizden en uzun olan. Bize en yak n olan pusu yerine do ru gittik. Kayalar ve a açlar do- al savunmam z olufltursa da, ilerlememiz önünde engel oluyordu. Düflman n s zabilme ihtimalini de göz önüne ald m zda, yol almakta oldukça zorlan yorduk. Bizimkilerin yan na yaklafl rken de dikkatli davranmam z gerekiyordu. Bizi düflman zannedip vurulabilirlerdi. Bu birinci ihtimalken, ikinci bir ihtimalde; düflman bizi gözetleyebilir ve

96 94 SERXWEBÛN Aral k 2008 arkadafllar n pusu att klar yerleri deflifre edebilirdik. Yak nlaflt kça ihtimalleri arkada b rakt k. Geliflimizi fark eden bölük komutan m z olmufltu. Düflman pusu att m z genel alan uzaktan fark etmifl olmal ki tedbirli, yer yer de s zarak pusu at lan noktalara giriyor. Neyse ki o pusu yerlerinin baz lar n çoktan b rakm flt k, eli bofl ç - k yorlar pusu yerlerinden. Ama yine iki arkadafl m z flehit vermifltik; ilk mevziye girdiklerinde günlerdir uyumayan arkadafllardan üçü uyuyormufl. Ayfer arkadafl da nöbetçiymifl ve uyuyakalm fl. lk taramada Ayfer ve Biflar arkadafllar flehit düflüyorlar. Mevzideki di- er arkadafllardan Botan, Binevfl'in kuca nda son nefesini veriyor. Binevfl baca ndan yaral bir flekilde bize ulaflt. Çat flmalar hala sürüyor, tedbir olarak baz pusu yerlerini de ifltirdik. Yaklafl k bir saattir çat fl yoruz. Eflyalar m z b rak p, mevzilenmemizi de ifltirmek için harekete geçti imizde gök masmaviydi. Eski mevzi ve pusu yerlerimizi de ifltirmeliydik. Yeni yerleri bulup yerleflmek için, k sa bir zaman dilimini kullanmal yd k. Bu koflulda ya zamanla at bafl koflacakt k ya da zaman apans z ata a geçip dört nala koflarken, biz sadece arkas ndan bakacakt k. Maviye dost ve yeflilce yaflamakt r özgürlük Mevzilendik. Mevzilenip pusu att - m z yerler, askerlerin gelebilece i yerlerdi. Biz üç bayan arkadafl, iki kayan n arkas na geçip mevzilendik. Geriye kalan yedi erkek arkadafl ise üçer ve dörder kifli ayr larak, iki mevziyi tuttular. Mevzilendi imiz yerin üst taraf ndan geçen toprak yol, k vr larak en son görünen tepeci in zirvesine var yordu. Alt m zdaki seyrek a açlar n aras ndan uzaktaki köyün da n k evleri görünüyordu. Afla larda, seyrek a açlar n aras nda yer yer yükselen kavak a açlar, masmavi gö ün içerisinde bir renk olurken, özgürlü ü düflünüyorum. Kim bilir, belki de bir kavak misali, mavinin içinde, maviye dost ve yeflilce yaflamakt r özgürlük. Kavak a ac misali gö e yükselip duyumsamak istiyorum özgürlü ü... Yeflil kavak dallar na kufllar kümeler halinde konup, birkaç saniye geçmeden kanatlar n ç rparak süzülüyorlar. Kufllar ve güvercinleri düflünüyorum. Güvercinler hep özgürlü e konar. Baflkan Apo'ya konan güvercinleri düflünüyorum. Güvercinlerle kurdu u iletiflimin gizinde kayboluyorum. Kufllar seslerini gökyüzünün bofllu una bir hiç u runa b rakm yorlar, süzülerek uzaklafl rlarken duyumsuyorum. Eller tetikte nefesler tutulmufltu Mevzilendi imiz kayalar n üstündeki toprak yoldan birileri e ilmifl vaziyette, mesafeli olarak yan m za yaklafl yordu. Gelenler, "yolun di er taraf na pusu kurmufl arkadafllar olabilir mi?" diye düflündüm. Sadece kafalar n görebiliyordum. Biraz daha yaklaflt klar nda düflman oldu unu anlad m. Hemen vurufl pozisyonu ald k. Eller tetikte, nefesler tutulmufltu. Birazdan düflman klefl mesafesine girecekti. Küçücük bir ses duyulsa bombalar patlayacakt. Düflman yaklaflt, yaklaflt... lk mevzideki arkadafllar taramaya bafllad lar. O anda en öndeki asker yere düfltü. Vurulmufltu. Yüzündeki ifade flaflk nl k ve ac n n belirtisiydi. Di er askerler kendilerini o anda yere atm fllard. Habire kurflun s k yorlard. Saniyeler süren bir zaman diliminden sonra aya a kalkarak, panikten, da lm fl bir vaziyette geri çekiliyorlard. Durmadan ve rast gele etraf kurflun ya muruna tutuyorlard. Baz lar ise atefl açt m z mevziyi görmüfl olmal ki, habire oraya kurflun s k yorlard. Askerler geriye do ru kaçarken, deflifre olan mevzimizin yerini hemen de ifltirmifltik. Onlar n geri çekilifliyle birlikte ortam bir sessizlik kaplad. Medya arkadafl düflman gözetliyordu. "Tamamen gitmifl olamazlar. Di er taraftan bir düflman grubu daha yaklafl yor,dikkatli olal m" dedi. Az sonra k s k bir sesle "yaklafl yorlar" deyip, bir iki saniye geçmeden teti e bast. Yükselen kurflun sesleriyle birlikte düflman tekrar geriye kaçt. Biraz bekledik, geri çekiliyorlard. Afla daki yamaçtan t rman p, yamac n ötesine geçtiklerinde rahatlam flt k. Kalk p cesetlerin oldu u yere do ru yürüdük. Her ad mda etraf m za bak yor, kayalar n, küçük a açl k ve çal l klar n aras ndan ilerliyorduk. Cesetlere yaklafl p tarad k. Bu bir tedbirdi. Yerde yatan ölü olmayabilirdi. Ayn zamanda bir askeri kurald. Üzerlerindeki elbiselerden, saç ve sakallar ndan, yafllar ndan özel tim olduklar anlafl l yordu. Befl cesetten biri de kad nd. Takt flapka yere düflmüfl, saçlar darmada n kt. Gözünün alt ndaki mor halkalarla ve yüzündeki maskeyle nas l da kirletilmiflti. "Ayflecikler, zavall Ayflecikler" dedim kendi kendime. Kad nl k bu mu? çkiden nefesi kokan, ruhuna yer eden göz alt ndaki morluklar art kça beyni uyuflan insan? "C l z bir fl n gölgesinde de olsam, titresem de bir gün yazabilecek miyim bunlar?" diye sessizce söylefliyorum kendimle. Her olay ve olgunun bir görünen yüzü, bir de görünmeyen yüzü vard. As l olan da görünmeyen yüzden bakmak de il miydi insana ve kad na? Derin bir sessizli e gömülmüfltü zaman. Karfl yamaçta kaybolan düflman acaba gitmifl miydi? Yoksa bizi aldatmaya m çal fl yorlard? Zaman sessizli inden döndü ünde sorular m cevaplanm fl olacakt. Sorular m cevab n buldu ve zaman sessizli inden silkinerek uyand. Mevzilendi imiz alanlara gürleyen havan toplar n gönderdiler. Bu da düflman n birebir geliflecek bir çat flmay göze alamad n gösteriyordu. Pusulamalara yenik düflmüfllerdi. kindi vaktiydi. Parça almayacak, zarar görmeyecek flekilde mevzilenmifltik. Cephanemiz çok azalm flt. Benim alt, di er arkadafllar n da say l mermileri kalm flt. Neyse ki bombalar m z vard. Yan taraftaki arkadafllar n yan na gidip cephane temininde bulunduk. Düflmanla karfl lafl ncaya kadar mermiler kullan lmayacak, hiçbir mermi hedefinden flaflmayacakt. Akflama do ru iki kobra geldi. Kobralar vuruyor, geri dönüyor, manevra yapt ktan sonra tekrar bulundu umuz yere geliyor, üstümüzdeki gökyüzünde dolafl yorlard. Otuz dakikaya yak n bir süre vurdular. Etraf cehenneme dönmüfltü. Kobran n beni görmemesi için gizleniyordum. Susam fl ve susuzluktan dudaklar m çatlam flt. Aç, bitkin ve yorgundum. Kobralar bafl m n

97 Aral k 2008 SERXWEBÛN 95 üzerinde dönüp duruyorlard. Korkuyordum, ama paniklememeye çal fl yordum. Bazen "hadi vur, vur art k" diyordum. Da lara, tafla ve topra a barut kokusu ifllemiflti. " nsan n cehennemi bu olsa gerek" dedim kendi kendime. Peki neden kendi kirlili iyle kalm yor insan o lu, do ay, evreni kirletiyor? Havanlar n çarpt yerde a açlar devrilip, yan yordu. Hayvanlar ölüyordu. Sözcüklerim yetmiyor bunlar anlatmaya. Do an n sessiz diliyle konuflaca m; yan mdakilerle göz göze geliyorum. Yaflananlar n tek tan Kürdistan co rafyas oluyordu Kobralar gittikten sonra korundu umuz yerlerden d flar ç kt k. Rahat bir nefes alacakt k ki; "teslim oluuun!" sesiyle irkildik. Sesin yak nl bizi flafl rtm flt. Hemen gizlendi imiz ma araya girdik. "Teslim olun" ça r s n n ard nda yatan gerçeklik: "Bizimle savaflmay n, gelin sizi istedi iniz gibi öldürelim idi." Son mermisini yitiren,bombas kalmayan, kendisini ölümle buluflturacak bir uçurum bulamad için esir düflen yoldafllar m z n bedenlerine s k lan kurflunlar n sesi kula mda. Düflman n, "teslim ol" ça r s n n anlam buydu. Yaflananlar n tek tan Kürdistan co rafyas oluyordu. Hiçbir savafl kural bu mekanda ifllemiyordu. Dakikalar geçiyordu. Bizim teslim olmayaca m z biliyorlard. Neyi bekliyorlar, geçen dakikalar neyin iflaretiydi? Büyük bir gürültüyle birlikte tekrar havan at fllar bafllad. Havan at fllar karanl k çökene kadar sürdü. Karanl k bu kez dost yüzünü gösterecekti galiba. Her yer karar nca Rojda arkadafl hareketlendi. S nd m z küçük ma aran n kap s na vard nda, k s k bir sesle "Heval, d flar ç k p etraf kontrol edece- im" dedi. çinde bulundu umuz bu küçük ma aran n girifl k sm nda havanlar n vurufluyla toz, toprak ve tafl parçalar birikmiflti. Rojda d flar ç karken, ma aran n a z nda birikmifl topra-, aya yla, ses ç karmamaya dikkat ederek, hafifçe itti. Birkaç dakika bekledikten sonra sab rs zlan p d flar ç kt. Bulundu umuz yerden çok seri bir flekilde uzaklaflmam z gerekiyordu. Hava bozulmaya bafllam flt. Karfl yamac n üzerine kara bulutlar n gölgesi çökmüfl, her yan kaplam flt. Birkaç ad m att mda kendimi Rojda'n n yan nda bulmufltum. Geliflimi fark etmifl olmal ki, "afla ya bak" dedi sessizce. Rojda arkadafla yanafl p afla - ya bakt mda; düflman n alt taraf m zda yakt ateflleri gördüm. Alevler karanl n içinde dalgalanarak çevresine yay l yordu. Askerler ise yanan atefllerin etraf nda üçer-dörder oturmufllard. Ya mur çiselemeye bafllam flt. Bu gece ya mur da ya sa, k yamet de kopsa buradan uzaklaflmam z gerekiyordu. "Nereden ç kabiliriz" dedi Rojda. Karanl k da olsa düflman geçebilece imiz yerlere pusular atm fl olabilir, atefllerin yak n ndan da olsa geçecektik. Biz keflif yapmaya çal fl rken, bir süredir arkam zda sessizce duran Medya arkadafl gelip karfl ma dikildi. Onun flaflk n soru dolu durufluna bakarak; "bir fley mi var heval Medya?" diye sordum. Bafl yla beni onaylad. Ama sanki düflündü ünü söylemekten çekiniyor gibiydi. Evet, seni dinliyorum Ben gidip savunman z yapaca m; siz geri çekilin. Medya yeniydi. Ankaral yd. Türk olmas, halk gerçekli imizi anlamas n zorlaflt r yorsa da, canl yd ve çabuk ö reniyordu. Bir süre sessiz kald m. Hareketlerinden merak edip, heyecanland n anl yordum. Sab rs zlan yordu. Sabr n ölçmek istiyordum fakat, ortam uygun de ildi. Heval Medya gitmen do ru olmaz. Yeni ve tecrübesizsin. Böyle bir zorunlulu umuz da yok zaten. Merak etme, düflman n kalbinden geçece- iz ruhlar duymayacak." dedim. tiraz eder gibi oldu. "Anlad n m " dedim. Bir fley söylemedi. Sessizce bafl n önüne e ip bar nd m z yere do ru gitti. Elinde silah yla d flar ç kt. Art k sözün hiçbir anlam kalmam flt. Daha birkaç ad m atmadan bir havan topu, büyük bir gürültüyle birlikte Medya arkadafl n yan taraf na düfltü. Atefl çemberlerine defalarca düflmüfltük bu kez de geçecektik Havan topunun bas nc yla Medya arkadafl, düflman n oldu u afla kesime do ru yuvarland. Ne çabuk da flifrelenmiflti bilincime Medya. Gözlerim, alaca karanl a düflüfl an ndaki siluetini çiziyordu hep. fiehit düflmüfl olmal yd, kurtulma imkan yoktu. Rojda ile yaln z kalm flt k. Düflman n buray vurmas tesadüf müydü? Yoksa gündüzden yerimiz tespit edilip, ç kma an m z m beklenmiflti? Karanl kta ve apans z ne-

98 96 SERXWEBÛN Aral k 2008 reden gelmiflti bu havan? Bir süre etraf dinledik. Düflman n hareketlerinden ve sesinden fark edildi imizi anlad k. Tehlike yaklafl yordu. Atefl çemberlerine defalarca düflmüfltük. Bu kez de atefl çemberinden geçecektik. Sis çökmeye bafllad. Do a en zor an m zda bizi yaln z b rakm yordu. kimiz sisin ortas na dald k, kapkara ya mur bulutlar n n yere yans yan karart s nda yürüdük. Tehlike, düflman n kalbinden geçmek kadar büyüktü. Bazen e ilerek,bazen ise sürünerek kurtulmak için tek olas - l m z kullan yorduk. Ses ç karmaks - z n ilerledik. Düflman hareketlenmifl, toparlanmaya çal fl yordu. Görüp görmemeleri anlams z kal rken, sürünerek düflman n yo unluklu bulundu u alan geçtik. "Oh!" diyerek rahat bir nefes ald ktan sonra, h zla oradan uzaklaflmaya bafllad k. Tehlikeli yeri geçtikten sonra düzlük bir alana do ru yürüdük. Hava çok so uktu. Ya mur, her yeri barut kokusundan ar nd rmak istercesine hiç durmadan ya yordu. S r ls klam olmufltuk. Sürünerek yüklendi imiz çamurlar, ya mur damlalar zerre zerre söküp atmaktayd. Ne havan n so uklu- u ne de ya an ya mur, gitmek istedi imiz yere ulaflmak için yürüdü ümüz yoldan bizi geri çeviremezdi. lerleyerek ilk pusular att m z yere vard k. ki saatlik uzakl kta noktalar m z vard. Çantalar m z b rakt m z yere do ru ilerliyorduk. Düflman n s zm fl olabilece ini düflünerek, yavafl yavafl yaklaflt k. Düflman içeriye girip çantalar m z alm fl olabilir miydi? Birbirimizi savunarak çantalar m z b rakt m z yere ulaflt k. Kimseler yoktu. Neler olmufltu, ne yapmal yd k? Çok yorgunduk. On befl dakikal k dinlenme karar ald k. Uzun bir zaman dilimi geçmeden uzaktan sesler gelmeye bafllad. kimiz hemen mevzilendik. Gelen sesleri dinleyip anlamaya, tan maya çal fl yorduk. Sesler giderek yak nlafl yordu. Bizimkilerin seslerine benziyordu. yice yaklaflt klar nda Rojda bana dönerek, "gelen sesler bizimkilerindir, Hawar' n sesini duyuyorum." dedi nefleli bir sesle. yice yaklaflt klar nda "heval" diye seslendik. Durdular. Duyduklar ndan emin olmak gibi bir halleri vard. "Heval biziz" dedik. Bizi tan m fllard. Yan m za geldiklerinde, flaflk nl kla, sevinci bir arada yaflad k. Bizim flehit düfltü ümüzü düflünmüfller. O s rada telsizden, "kopan arkadafllar hala bulamad n z m?" diye soruyordu Bagok arkadafl. "Bizim d fl - m zda da kopan arkadafllar var m?" diye sordum. "Evet" dediler. Kopuk oldu umuz süre içerisindeki durumumuzu anlatacakt m. Anlatmaya nereden bafllayaca m bilemiyordum. Andok arkadafl bana dönerek; Medya arkadafl nerede? dedi. Ard m zda bir alev orman b rakarak yürüdük Hepimiz susmufltuk. Andok arkadafl telsizle Bagok'a ça r yaparak; "Kopuk arkadafllarla bulufltuk" dedi. Bagok arkadafl; "hemen bize ulafl n, alan terk edece iz." diyerek konuflmas n bitirdi. Yola ç kt k. Her yeri rahatl kla görebilece imiz yüksek bir tepenin zirvesine vard m zda, çat flma alan n n atefller içinde yand n gördük. Her yer yan - yordu. Ya mur dinmiflti. Alevler gö e kadar yükseliyor, etraf ayd nlat yordu. Esen rüzgar n da etkisiyle alevler uzaktan da olsa çok hareketli görünüyordu. Ard m zda bir alev orman b rakarak yürüdük. Dinlenme süremiz dolmadan verilen komutla yeniden hareketlendik. Dört arkadafl yaral olan Rewflen arkadafl sedyeyle tafl yorlard. Yürürken öndeki arkadafl bana yanaflarak; Talimatlar neden aktarm yorsun? Çat flmada kulaklar m etkilenmifl olmal, iyi duyam yorum. Konuflmalar iyi alg lam yordum. Küçük ma araya o kadar fazla havan de miflti ki, hava bas nc kulaklar m etkilemiflti. Aradan geçen süre, sesleri bo uk, k s k alg lad m gösterdi. Gecenin bitifline saatler kalm flt. fiafakla birlikte varaca m z esas noktaya varm flt k. Oradaki arkadafllardan bir grup oluflturularak çat flma alan n n çevresinde bilgi toplamas, flehit düflenlerin cenazelerinin getirilmesi için görevlendirildi. Bilgi toplamak için giden grubun bir k sm geri döndü ünde, cenazelerin düflman taraf ndan Yedisu merkezine götürüldü ünü belirtiler. Cenazeleri sergileyerek halk y ld rmay, korkutmay düflünüyorlard. breti-alem olsun diye cenazelerimiz sergilenecekti. Bu olaylar yaflad m z tan d k olaylard. Düflünüfl fleklimize tan d k gelse ve anlamland r lsa da bizdeki insano lu duygusu, tan d k gelenleri kabullenmekte zorlan yordu. Arkadafllar kald m z noktaya gidiyor, çevreyi gözetliyor, sakin ve güvenlikli bir anda köye iniyorlar. Köylüler yaral bir bayan arkadafl n köye geldi ini söylüyorlar. Israr ettiklerini fakat arkadafl n kalmad n belirtiyorlar. Arkadafllar köyden ç k p epey ilerledikten sonra Medya arkadafl yaral bir halde bizleri ararken buluyorlar. "Medya bizden sonraki grupla arkadan geliyor" dediklerinde h zla f rlad m. Yola bak yordum. Medya gelecek! Yar m saate yak n yola bakt m. Geride kalan grup geldi inde, içlerinde Medya da vard. Yitirdi im yoldafllar n ac s n n yerini, kazan lan yoldafl m n sevinci kaplam flt. Medya geliyor!

99 Ad, soyad : Zozan fialo Ad, soyad : Xalit Serdar Ad, soyad : Ümit Akgül Kod ad : Zozan Koçer Kod ad : Xalit Cudi Kod ad : Ag r Serhat Do um yeri ve tarihi: Derik 1984 Do um yeri ve tarihi: fi rnak 1982 Do um yeri ve tarihi: Bismil 1983 fiahadet tarihi: Ekim 2008 E itimde kaza fiahadet tarihi: 10 Kas m 2008 fiikefta fiahadet tarihi: 10 Kas m 2008 fiikefta sonucu Birindara alan Birindara alan Ad, soyad : Ümit Y lmaz Ad, soyad : Xudafan Süleyman Pur Ad, soyad : Kamuran Fettah Kod ad : Baran Serhat Kod ad : Çekan Kod ad : Mervan Do um yeri ve tarihi: Ardahan 1981 Do um yeri ve tarihi: Xoy 1986 Do um yeri ve tarihi: Süleymaniye 1981 fiahadet tarihi: 16 Kas m 2008 fiahadet tarihi: 19 Kas m 2008 fiahadet tarihi: 19 Kas m 2008 slahiye/antep Lice/Amed Lice/Amed Ad soyad : Ferzat Necip Ad soyad : Bedirhan Arslan Ad, soyad : Sasan Mehdizade Kod ad : fiiyar Kobani Kod ad : Seyit Kod ad : fiervan Serkeftin Do um yeri ve tarihi: Kobani 1983 Do um yeri ve tarihi: C zre 1981 Do um yeri ve tarihi: Sine 1981 fiahadet tarihi: 19 Kas m 2008 fiahadet tarihi: 19 Kas m 2008 fiahadet tarihi: 5 Aral k 2008 Lice/Amed dil/fi rnak Besta/fi rnak

100

SERXWEBÛN. Sal: 27 / Hejmar: 324 / Kanûn 2008. 2008 inanc n serh ldanlara dönüfltü ü y l oldu. Amara dan do an güneflle özgürlü e yürüyoruz

SERXWEBÛN. Sal: 27 / Hejmar: 324 / Kanûn 2008. 2008 inanc n serh ldanlara dönüfltü ü y l oldu. Amara dan do an güneflle özgürlü e yürüyoruz SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Tar i he na m salacak bir direnifl sergileyece iz Sal: 27 / Hejmar: 324 / Kanûn 2008 2008 inanc n serh ldanlara dönüfltü ü y l oldu Newrozlaflan

Detaylı

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Hmfl. Sevgili GÜREL Emekli, Ac badem Sa l k Grubu Ac badem Hastanesi, Merkezi Sterilizasyon Ünitesi, STANBUL e-posta: sgurkan@asg.com.tr H

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları I Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları II Yay n No : 2056 Hukuk Dizisi : 289 1. Bas Kas m 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-953 - 8

Detaylı

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM ÜN TE V SOSYAL TUR ZM Bu ünitede turizmin çeflitlerinden biri olan sosyal turizmi daha ayr nt l bir flekilde ö renip, ülkemizdeki sosyal turizmin geliflimi hakk nda bilgiler edinece iz. Ç NDEK LER A. S

Detaylı

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz: Yorumlar: Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz: Ekibin yapt n görmekten en çok hoflland m fley: Ekip Yönetimi çin Araçlar 85 EK P K ML DE ERLEND RMES Ekibinizin

Detaylı

STRATEJ K V ZYON BELGES

STRATEJ K V ZYON BELGES STRATEJ K V ZYON BELGES BEYAZ K TAP S UNUfi Sivil toplum; demokrasi, insan haklar ve hukuk devleti kavramlar n n yerleflmesiyle ilgili taleplerden ekonomiyle ilgili endiflelere kadar sosyal yaflama dair

Detaylı

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 423 424 3. Salon Paralel Oturum XII - Sorular ve Cevaplar OTURUM BAfiKANI (Ali Metin POLAT) OTURUM BAfiKANI - Gördü ünüz gibi son derece demokratik bir yönetim

Detaylı

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Otopsi Cengiz Özak nc JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Amerikan And : Herkes için adalet ve özgürlükle bölünmez tek ulusa dayanan Cumhuriyet e ve bayra ma ba l olaca ma and içerim. Yer

Detaylı

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac Ders 3: SORUN ANAL Z Sorun analizi nedir? Sorun analizi, toplumda varolan bir sorunu temel sorun olarak ele al r ve bu sorun çevresinde yer alan tüm olumsuzluklar ortaya ç karmaya çal fl r. Temel sorunun

Detaylı

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uygulama Önerileri 59 Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uluslararas ç Denetim Meslekî Uygulama Standartlar ndan Standart 1110 un Yorumu lgili Standart 1110 Kurum çi Ba

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş : 27 Ekim 1989 Adres : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü Dikimevi - Ankara Tel : 363 03 26-363 03 27 ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARISTO 88 ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE 1. KONU 213 say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 142, 143,

Detaylı

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i I DR. NA L YILMAZ HEMfiEHR K ML Kastamonulular Örne i II Yay n No : 2039 Sosyoloji : 1 1. Bas - Ekim 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-936 - 1 Copyright Bu kitab n Türkiye deki yay n haklar BETA Bas m

Detaylı

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi. 4 Ankara- Baflkent OSB, bir ilk i daha gerçeklefltirdi. Kooperatif olarak örgütlenip, daha sonra organize sanayi bölgesine dönüflen OSB ler aras nda genel kurulunu yapan ilk kurulufl oldu. Sanayi ve Ticaret

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ 120 kinci Bölüm - Ekonomiye Güven ve Beklentiler Anketi 1. ARAfiTIRMANIN AMACI ve YÖNTEM Ekonomiye Güven ve Beklentiler Anketi, tüketici enflasyonu, iflsizlik

Detaylı

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2 Atütürk ün Dünyas Cengiz Önal Ekonomik kalk nma, Türkiye'nin özgür, ba ms z ve daima daha kuvvetli olmas n n ve müreffeh bir Türkiye idealinin bel kemi idir. Tam ba ms zl k ancak ekonomik ba ms zl kla

Detaylı

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi Baflkent Üniversitesi T p Fakültesi Adana Eriflkin Kemik li i Nakil ve Hücresel Tedavi Merkezi, Türkiye

Detaylı

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Prof. Haberal dan Yeni Bir Uluslararas At l m: TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Dünyan n dört bir yan ndan yüzlerce biliminsan Prof. Dr. Mehmet Haberal taraf ndan kurulan Türk Dünyas Transplantasyon

Detaylı

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad OTOPS Cengiz Özak nc 1965 ten Günümüze DÜNYA DA VE TÜRK YE DE LK KEZ! İngiliz Devlet Arşivlerinden Gizli Belgelerle Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad Türkiye ye yöneltilen suçlama; özetle

Detaylı

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK 24 Aralık 2010 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27795 YÖNETMELİK Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığından: YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ

Detaylı

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti içi disiplin mekanizması (cinsel taciz, aile içi şiddet vs. gibi durumlarda işletilen) AKP CHP MHP BBP HDP Parti içi disiplin

Detaylı

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir 2002 May s ay nda yap lan Birleflmifl Milletler Çocuk Özel Oturumu öncesinde tüm dünyada gerçeklefltirilen Çocuklar çin Evet Deyin kampanyas na Türkiye

Detaylı

Araştırma Notu 11/113

Araştırma Notu 11/113 Araştırma Notu 11/113 29 Nisan 2011 MİLLETVEKİLİ DAĞILIM SENARYOLARI VE YENİ ANAYASA Seyfettin Gürsel 1 Yönetici Özeti 12 Haziran milletvekili seçimlerinden çıkacak yeni TBMM nin bileşimi sadece iktidarı

Detaylı

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. Dr. Bar fl Ayd n Fevzi Pafla Cad. 3. Say lardan sonra s ra bildirmek için konur. Sonucu ilân ediyorum: 1. Ali, 2. Kemal, 3. Can oldu. Hepsini tebrik ederim. Virgül (,)

Detaylı

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER Merdan ÇALIfiKAN* I. G R fi 1163 say l Kooperatifler Kanunu na göre kooperatiflerin zaruri 3 organ bulunmaktad r. Bunlardan en yetkili

Detaylı

SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE

SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 27 / Hejmar: 319 / Tîrmeh 2008 14 Te m m u z d i r e n i fl i öz g ü r y a fl a m ç k fl d r RÊBER APO DE ERLEND R YOR 14 TEMMUZ ULUSAL D REN

Detaylı

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan. EVOK Güvenlik, ülkemizde büyük ihtiyaç duyulan güvenlik hizmetlerine kalite getirmek amac yla Mustafa Alikoç yönetiminde profesyonel bir ekip taraf ndan kurulmufltur. Güvenlik sektöründeki 10 y ll k bilgi,

Detaylı

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ?

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ? YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ? Yahya ARIKAN* Günümüzde; finansal anlamda ülkeleraras s n r n ortadan kalkmas, teknolojinin geliflimi ve bilgi toplumunun s n rs z imkânlar ile zaman ve mekân

Detaylı

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z Yoksulun fians Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z sonuca geçelim: Teorem. Yoksulun zengine karfl flans yoktur. Bu çok bilinen teorem i kan tlayabilmek için her fleyden önce önermeyi

Detaylı

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl 220 ÇEfi TL ADLARLA ÖDENEN C RO PR MLER N N VERG SEL BOYUTLARI Fatih GÜNDÜZ* I-G R fi G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl Primi,Has lat Primi, Y l Sonu skontosu)

Detaylı

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif Dr. Yeflim Toduk Akifl Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif flirket birleflmeleri ve sat nalmalar, türkiye deki küçük iflletmelerden, dev flirketlere kadar her birinin gündeminde olmaya devam

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

SER XWEBÛN BARIfi ZOR DA OLSA JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 28 / Hejmar: 333 / Îlon 2009

SER XWEBÛN BARIfi ZOR DA OLSA JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 28 / Hejmar: 333 / Îlon 2009 SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 28 / Hejmar: 333 / Îlon 2009 iv a ku rd.o rg N S YAT F K Ü RT ÖZGÜ R LÜ K H A R E K ET N DE w w w.a rs BARIfi ZOR DA OLSA GEL fiECEKT R Toplum

Detaylı

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Olas l k Hesaplar (I) Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Örne in tavla ya da kâ t oyunlar oynarken. ki kap ya üstüste birkaç kez gele atmayan tavlac görmedim hiç. fianss zl

Detaylı

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. OYUNCA IN ADI Akl nda Tut YAfi GRUBU 4-6 yafl OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. GENEL KURALLAR Çocuklar n görsel belle inin

Detaylı

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman GÖRÜfiLER Uzm. Dr. Özlem Erman Son y llarda dünyadaki h zl teknolojik geliflmeye paralel olarak t p alan nda da h zl bir de iflim yaflanmakta, neredeyse her gün yeni tan, tedavi yöntemleri, yeni ilaçlar

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 18 Aral k 1979 da Birle mi Milletler Genel cinsiyet ayr mc l n yasaklayan ve kad n haklar n güvence alt na alan

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

Kurtulufl Savafl ndan sonra bar fl yap ld. Tüm düflmanlar yurdumuzu terk etti. Padiflah da yurdumuzdan ayr ld. 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet kuruldu.

Kurtulufl Savafl ndan sonra bar fl yap ld. Tüm düflmanlar yurdumuzu terk etti. Padiflah da yurdumuzdan ayr ld. 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet kuruldu. CUMHUR YET BAYRAMI Yaflas n Cumhuriyet! Cumhuriyet bir devletin yönetim fleklidir. Eskiden ülkemizi padiflahlar yönetiyordu. O zaman devletimizin ad da Osmanl Devleti ydi. Düflmanlar yurdumuzu iflgal etmiflti.

Detaylı

SER XWEBÛN. TASF YEC L E KARfiI Z LAN FEDA Ç ZG S N N ZAFER D R JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 27 / Hejmar: 318 / Hezîran 2008

SER XWEBÛN. TASF YEC L E KARfiI Z LAN FEDA Ç ZG S N N ZAFER D R JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 27 / Hejmar: 318 / Hezîran 2008 SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE iv a ku rd.o 1 HAZ RAN ATILIMI rg Sal: 27 / Hejmar: 318 / Hezîran 2008 w w w.a rs TASF YEC L E KARfiI Z LAN FEDA Ç ZG S N N ZAFER D R Daha önceleri

Detaylı

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI 4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI Resul KURT* I. G R fi Ülkemizde 4447 say l Kanunla, emeklilikte köklü reformlar yap lm fl, ancak 4447 say l yasan n emeklilikte kademeli

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i 3. Ödemeler Dengesi 2003 y l nda 8.037 milyon dolar olan cari ifllemler aç, 2004 y l nda % 91,7 artarak 15.410 milyon dolara yükselmifltir. Cari ifllemler aç ndaki bu

Detaylı

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınların Yaşam Koçu Tuğba Güneş, kadına şiddetti ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldıracak önlemler alınması gerektiğini söyledi. Kahramanmaraş ın tek yaşam ve wellness

Detaylı

SER XWEBÛN. Çözüm Reber Apo nun yol haritas nda. 15 A ustos At l m n n 26. y l nda JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE

SER XWEBÛN. Çözüm Reber Apo nun yol haritas nda. 15 A ustos At l m n n 26. y l nda JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE ku rd.o rg Sal: 28 / Hejmar: 332 / Tebax 2009 15 A ustos At l m n n 26. y l nda w w w.a rs iv a Çözüm Reber Apo nun yol haritas nda RÊBER APO DE

Detaylı

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL D ü n y a Ü n i v e r s i t e l e r S e r v i s i Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL BAfiLANGIÇ nsan Haklar Evrensel Beyannamesinin 40. y ldönümünde 6-10 Eylül tarihleri

Detaylı

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme 2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme Proje bütçesi haz rlarken dikkat edilmesi gereken üç aflama vard r. Bu aflamalar flunlard r: Kaynak belirleme ve bütçe tasla n n haz rlanmas Piyasa araflt

Detaylı

TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes. KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ

TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes. KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ MO Ö renci Üye Kurultay 2004 12 E itimde Eflitsizlik ve Yabanc laflma lker GÜNDEZ Kurultay Sekreteryas

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme 1.0. Girifl 1.1. Bu K lavuz Notunun amac ; Uluslararas De erleme Standartlar Komitesine (UDSK) üye tüm ülkelerde,

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman Ö RETMEN ÖZ DE ERLEND RME FORMU K fi L K ÖZELL KLER flimi seviyorum. Sab rl y m. Uyumluyum. fl birli ine aç m. Güler yüzlüyüm. yi bir gözlemciyim. yi bir planlamac y m. Çocuklara, ailelere, meslektafllar

Detaylı

SER XWEBÛN YÜRÜMEYE DEVAM ED YORUZ JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 27 / Hejmar: 317 / Gulan 2008

SER XWEBÛN YÜRÜMEYE DEVAM ED YORUZ JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 27 / Hejmar: 317 / Gulan 2008 SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 27 / Hejmar: 317 / Gulan 2008 fiEH TLER N YOLUNDA YÜRÜMEYE DEVAM ED YORUZ RÊBER APO DE ERLEND R YOR fieh TLER PART S N N DO RU SAVAfiÇILARI

Detaylı

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Otomasyon Sistemleri E itiminde Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Murat Ayaz Kocaeli Üniversitesi Teknik E itim Fakültesi, Elektrik E itimi Koray Erhan Kocaeli Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi,

Detaylı

YARGITAY 19. HUKUK DA RES

YARGITAY 19. HUKUK DA RES YARGITAY 19. HUKUK DA RES 432 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 82 Say : 1 Y l 2008 YARGITAY 19. HUKUK DA RES E: 2007/2009 K: 2007/5577 T: 31.05.2007 HUKUK YARAR KOfiULU SIRA CETVEL SIRA CETVEL NE T RAZ TEDB

Detaylı

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? HAKEMS Z YAZILAR MAL PART T ME ÇALIfiMALARDA DENEME SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? I. Girifl: Erol GÜNER * Sürekli bir ifl sözleflmesi ile ifle giren iflçi, ifli, iflvereni ve iflyerindeki iflçileri tan

Detaylı

Bir Ülke Bir Bayrak. Temel Kaynak 5. Toplum Hayat m z

Bir Ülke Bir Bayrak. Temel Kaynak 5. Toplum Hayat m z SOSYAL B LG LER Temel Kaynak 5 Bir Ülke Bir Bayrak Toplum Hayat m z Toplum, bireylerden oluflur. Toplum içinde bireyler sürekli birbirleriyle iletiflim hâlindedirler. liflkileri düzenleyen yaz l ve yaz

Detaylı

fiam Ver, PKK y Al Kenan ERTÜRK*

fiam Ver, PKK y Al Kenan ERTÜRK* Kenan ERTÜRK* AKP Hükümetinin son günlerde Suriye ve PKK terör örgütüne karfl efl zamanl sert mücadeleci ç k fl ne anlama geliyor? Bu yaz da bir senaryo çerçevesinde, Türk d fl ve iç politikas nda son

Detaylı

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir.

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir. TÜB TAK BAfiKANLIK, MERKEZ VE ENST TÜLERDE ÇALIfiIRKEN YÜKSEK L SANS VE DOKTORA Ö REN M YAPANLARA UYGULANACAK ESASLAR (*) Amaç ve Kapsam Madde 1- Bu Esaslar n amac ; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araflt

Detaylı

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir. CO RAFYA KONUM ÖRNEK 1 : Aralar nda 1 lik fark bulunan iki paralel aras ndaki uzakl k de iflmezken, aralar nda 1 lik fark, bulunan iki meridyen aras ndaki uzakl k Ekvator dan kutuplara gidildikçe azalmaktad

Detaylı

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU Aytaç ACARDA * I G R fi flletmeler belli dönemlerde sat fllar n artt rmak ve iflletmelerini

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler ÜN TE II L M T Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler MATEMAT K 5 BU BÖLÜM NELER AMAÇLIYOR? Bu bölümü çal flt n zda (bitirdi inizde), *Bir

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

Yeniflemeyen Zarlar B:

Yeniflemeyen Zarlar B: Yeniflemeyen Zarlar Ahmet, Belgün den daha uzun boyluysa, Belgün de Cemal den daha uzun boyluysa, Ahmet, Cemal den daha uzun boyludur, önermesi hiç kuflkusuz do rudur. Çünkü A > B ve B > C eflitsizliklerinden,

Detaylı

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) Amaç ve Kapsam Madde 1- Bu Yönetmelik, Türkiye Bilimsel

Detaylı

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm. Yazar Dede ve Torunlar Muzaffer zgü Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm. Buraya yak n market var m dil, markete gidece iz de?.. diye sordu. Annem kap ya geldi. Selma Han

Detaylı

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina .. 95 Türkiye ile Kazakistan: Karfl l kl Kazan mlara Dayal Bir flbirli i Bektas Mukhamejanov * Çeviren: Dr. Almagül sina Kazakistan ba ms zl n kazand ndan itibaren, d fl politika stratejisinde çok yönlü

Detaylı

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005 I B&M Prof. Dr. Erdener YURTCAN KABAHATLER KANUNU VE YORUMU stanbul 2005 Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : 718 1. Bas - Ekim 2005 ISBN 975-295 - 494-4 Copyright Bu kitab n bu bas s n n Türkiye deki yay n

Detaylı

Çocuk dergilerinin flaflmaz sorusudur: Afla daki karenin

Çocuk dergilerinin flaflmaz sorusudur: Afla daki karenin Sihirli Kareler (I) Çocuk dergilerinin flaflmaz sorusudur: Afla daki karenin içine den 9 a kadar say lar öyle yerlefltirin ki, her s ran n, her kolonun ve her iki çapraz n say lar n n toplam 5 olsun. Bu

Detaylı

Çanakkale. Hava Savafllar 1915-1918. Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir

Çanakkale. Hava Savafllar 1915-1918. Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir 1915-1918 Çanakkale Hava Savafllar Bilindi i gibi Osmanl savafla girdi inde birkaç cephesi vard r. Ancak en önemlisi buradaki Çanakkale Cephesidir. Adeta savafl n can damar

Detaylı

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES Ahmet AKIN / TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi 387 388 Genel Oturum III - Meslek Mensuplar Aç s ndan Türkiye Denetim Standartlar n

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi K lavuz Notlar Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi 1.0 Girifl 1.1 Bir de erlemenin gözden geçirilmesi, tarafs z bir hüküm ile bir De erleme Uzman n n çal flmas n

Detaylı

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar. Cerebral palsi gibi hareket ve postüral kontrol bozukluklar na yol açan hastal klar olan çocuklar, hastal klar n n derecesine ba l olarak yürüme güçlü ü çekmekte veya hiç yürüyememektedir. Hart Walker,

Detaylı

Gazi Osman. Tarih yazan. Tarihimizdeki en önemli savunma savafl Çanakkale de verilmifltir. Bu savafltan önce, 187778 deki Osmanl -Rus Savafl

Gazi Osman. Tarih yazan. Tarihimizdeki en önemli savunma savafl Çanakkale de verilmifltir. Bu savafltan önce, 187778 deki Osmanl -Rus Savafl Evrensel Bak fl Aç s Gürbüz Evren Tarih yazan Gazi Osman Pafla Tarihimizdeki en önemli savunma savafl Çanakkale de verilmifltir. Bu savafltan önce, 187778 deki Osmanl -Rus Savafl s ras nda Türk askerinin yazd

Detaylı

Bu bölümde, bugüne dek ancak rüyalar n zda görece inizi

Bu bölümde, bugüne dek ancak rüyalar n zda görece inizi Ek 3. Sonsuz Küçük Eleman Bu bölümde, bugüne dek ancak rüyalar n zda görece inizi tahmin edece iniz bir numara gerçeklefltirece iz: 3/5, 7/9, 4/5 ve 3 gibi kesirli say lara bir eleman ekleyece iz. Miniminnac

Detaylı

ENST TÜ SAVAfi VE GREV KLOZLARI (Yard mc tercüme metin) YAT 1/11/85. Bu sigorta ngiliz Yasa ve Uygulamas na ba l d r.

ENST TÜ SAVAfi VE GREV KLOZLARI (Yard mc tercüme metin) YAT 1/11/85. Bu sigorta ngiliz Yasa ve Uygulamas na ba l d r. ENST TÜ SAVAfi VE GREV KLOZLARI (Yard mc tercüme metin) 1/11/85 YAT Bu sigorta ngiliz Yasa ve Uygulamas na ba l d r. 1. TEHL KELER Bu sigorta, her zaman burada gönderme yap lan istisnalara ba l olarak,

Detaylı

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl. Bölünebilme B ir tamsay n n üçe ya da dokuza tam olarak bölünüp bölünmedi ini anlamak için çok bilinen bir yöntem vard r: Say - y oluflturan rakamlar toplan r. E er bu toplam üçe (dokuza) bölünüyorsa,

Detaylı

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı Panel Konuşması Erdem BAŞÇI 7 Nisan 2012, İstanbul Değerli Konuklar, Dünya ekonomisinin son on yılda sergilediği gelişmeler emtia fiyatları üzerinde

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

Do al Say lar Do al Say larla Toplama fllemi Do al Say larla Ç karma fllemi Do al Say larla Çarpma fllemi Do al Say larla Bölme fllemi Kesirler

Do al Say lar Do al Say larla Toplama fllemi Do al Say larla Ç karma fllemi Do al Say larla Çarpma fllemi Do al Say larla Bölme fllemi Kesirler Do al Say lar Do al Say larla Toplama fllemi Do al Say larla Ç karma fllemi Do al Say larla Çarpma fllemi Do al Say larla Bölme fllemi Kesirler Kesirlerle Toplama, Ç karma ve Çarpma fllemi Oran ve Orant

Detaylı

Belediyelerde e-arfliv Uygulamalar ile Dijitallefltirme Çal flmalar nda zlenmesi Gereken Yol Haritas

Belediyelerde e-arfliv Uygulamalar ile Dijitallefltirme Çal flmalar nda zlenmesi Gereken Yol Haritas Belediyelerde e-arfliv Uygulamalar ile Dijitallefltirme Çal flmalar nda zlenmesi Gereken Yol Haritas Uzman Zeynep Akdo an Ankara Üniversitesi, Türkiye, zsen@ankara.edu.tr, Prof. Dr. Fahrettin Özdemirci

Detaylı

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye 215 ROMANYA LE BULGAR STAN IN AB YE EKONOM K ENTEGRASYONU Yrd. Doç. Dr. Mesut EREN stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye 1. Girifl Avrupa Birli i nin 5. ve son genifllemesi 2004 y l nda 10 Orta ve Do u

Detaylı

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK Atatürk çocuktu: Yenili in, dönüflümün y lmadan ard nda koflabilen, düfl dünyas genifl, merakl, araflt ran. Atatürk çocuktu ve cumhuriyetin çocuk kalmas n istedi hep: Her dem taze,

Detaylı

F inansal piyasalar n küreselleflmesi, çokuluslu flirketlerin say lar nda yaflanan

F inansal piyasalar n küreselleflmesi, çokuluslu flirketlerin say lar nda yaflanan PERAKENDE SATIfi YÖNTEM NE GÖRE fiüphel T CAR ALACAKLAR VE B R ÖNER Yrd.Doç.Dr. Bar fl S PAH Marmara Üniversitesi,..B.F., flletme Bölümü, Ö retim Üyesi 1.G R fi F inansal piyasalar n küreselleflmesi, çokuluslu

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN "INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN "INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 18 Mart 2016 İstanbul, Hilton Hotel Harbiye Sayın Büyükelçiler, Değerli Konuklar, 2009 yılında

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

NTERNET ÇA I D NAM KLER

NTERNET ÇA I D NAM KLER Mustafa Emre C VELEK NTERNET ÇA I D NAM KLER www.internetdinamikleri.com STANBUL-2009 Yay n No : 2148 letiflim Dizisi : 55 1. Bas m - stanbul - Haziran 2009 ISBN 978-605 - 377-066 - 4 Copyright Bu kitab

Detaylı

Tavla ve Bilimsel Düflünce

Tavla ve Bilimsel Düflünce Tavla ve Bilimsel Düflünce Y llar önce çok satan bir gazetemiz Türkiye Tavla fiampiyonas düzenlemiflti. Bizde tavlac çok. fl yerlerinde bile tavla oynan r ülkemizde. Bile ine güvenen kat ld flampiyonaya.

Detaylı

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER I MURAT YÜKSEL FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER III DR. MURAT YÜKSEL Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö retim Görevlisi FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER IV Yay

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Karaküçük: Devleti Yönetecek Güç

Detaylı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir?    Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir? İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların

Detaylı

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN SOSYAL ŞİDDET Süheyla Nur ERÇİN Özet: Şiddet kavramı, çeşitli düşüncelerden etkilenerek her geçen gün şekillenip gelişiyor. Eskiden şiddet, sadece fiziksel olarak algılanırken günümüzde sözlü şiddet, psikolojik

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m 1.0 Girifl 1.1 Bu K lavuz Notu nun (KN) amac finansal raporlama için De erleme Raporu nu kullananlar ve haz rlayanlar Uluslararas

Detaylı

SER XWEBÛN. Kürdistan da PKK ile yeni bir tarih yaz l yor JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 27 / Hejmar: 323 / Mijdar 2008

SER XWEBÛN. Kürdistan da PKK ile yeni bir tarih yaz l yor JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 27 / Hejmar: 323 / Mijdar 2008 SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 27 / Hejmar: 323 / Mijdar 2008 Kürdistan da PKK ile yeni bir tarih yaz l yor 1978 y l na kadar ki Kürdistan tarihinde günlerin ve y llar n

Detaylı

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY brahim ERCAN * 1- GENEL B LG : Motorlu tafl t sürücüleri kurslar, 5580 say l Özel Ö retim Kurumlar Kanunu kapsam nda motorlu tafl

Detaylı

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER 1. Patates ve sütün miktar nas l ölçülür? 2. Pinpon topu ile golf topu hemen hemen ayn büyüklüktedir. Her iki topu tartt n zda bulaca n z sonucun ayn olmas n bekler misiniz?

Detaylı