PNÖMONİK TIP ADENOKARSİNOM: HER İKİ AKCİĞERDE HAVA BRONKOGRAMLARI İÇEREN KONSOLİDE ALANLAR

Benzer belgeler
Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Erken Evre Akciğer Kanserinde

ADENOKARSİNOMLARDA HİSTOLOJİK ALT TİPLER. Prof. Dr. Ali VERAL Ege ÜTF Patoloji A.D. 21. Ulusal Patoloji Kongresi İzmir

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Akciğer Kanseri 8. TNM Evreleme Sistemi

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir

Akciğer Kanseri 8. TNM Evreleme Sistemi

Bilateral Senkron Akciğer Tümörlerinde Cerrahi. Adem GÜNGÖR Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi Mart 2013 Kapadokya

1- Sunumum ile ilgili ticari ya da finansal herhangi bir çıkar ilişkisi bulunmamaktadır.

Akciğer kanserinde radyolojik bulgular, değerlendirme. Dr. Canan Akman İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

TAKD olgu sunumları- 21 Kasım Dr Şebnem Batur Dr Büge ÖZ İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji AD

İdiyopatik pulmoner fibrozis (IPF, UIP) (2,3) 50 yaşından büyük ve daha çok erkek hastalar. Periferal retiküler opasiteler (özellikle akciğerlerin pos

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Pulmoner Nodüllü Hastaya Yaklaşım

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri

Düşük Doz Makrolid ile Tedavi Edilen İki Kriptojenik Organize Pnömoni Olgusu

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

İntertisyel pnömonilere patolojik yaklaşım. Dr Büge Öz İstanbul Üniversitesi, Cerrahpasa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Maligniteyi taklit eden asemptomatik bir tüberküloz olgusu

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

OLGU. 57 yaşında Sağ memede son 10 ayda hızla büyüyen kitle

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

15 Malignite ile Karışabilen Benign Bir Lezyon; Mukus Tıkacı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Akciğerin Primer Adenoid Kistik Karsinomu

Akciğer Kanserinde TNM Evrelemesi

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

M.B. 57 yaşında erkek Şikayet: Öksürük balgam halsizlik Öykü: 2002 yılında tüberküloz Bilinen başka hastalık, ameliyat öyküsü yok.

Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Akciğer Kanserlerinin Histopatolojik ve Morfolojik Özellikleri ile Bronşiyal Yerleşimleri Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi

Akciğer Kanseri ve Plevral Efüzyon (Bir Retrospektif Çalışma)

SOLİTER PULMONER NODÜL

YAYGIN DANSİTE ININ BT İLE AYIRICI TANISI. Dr. Çetin Atasoy

ININ BT İLE AYIRICI TANISI

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

TORAKS RADYOLOJİSİ. Prof Dr Nurhayat YILDIRIM

Solid Kitle Görünümü Veren Pulmoner Tüberküloz (İki Olgu Nedeniyle)

MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ. Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

PROGRESİF DİSPNE İLE SEYREDEN NADİR BİR AKCİĞER TÜMÖRÜ: PULMONER FİBROM A Rare Pulmonary Tumor Proceeding Progressive Dispne: Pulmonary Fibroma

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

Soliter ve Multipl Pulmoner Nodüllere Yaklaşım

Pnömoni Gelişen Tüm KOAH lı Olguların Akciğer Kanseri Yönünden Araştırılması Gerekli midir? #

Primer akciğer kanserinde transtorasik ince iğne aspirasyonunun hücre tipi uyumu

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

Akciğer Kanseri Tanısında Konvansiyonel Radyografi ve Bilgisayarlı Tomografi Bulguları

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ ABD. Dr.Rashad Rzazade

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Tanı ve Tedavi

İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak. Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D.

Küçük Hücrelidışı Akciğer Kanseri- Yeni Evreleme

N.U.64 yaşında Bayan,evhanımı *Öksürük *2 ay önce kuru öksürük yakınması ile başvurduğu hastanede çekilen akciğer grafisi ile hastanemize gönderilmiş

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

Nodüler Guatr hastasını nasıl izleyelim? Dr.Fırat Tutal Şişli Kolan Interna4onal Hastanesi Genel cerrahi

Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

PLEVRAL MALİGN MESOTELYOMA: HİSTOPATOLOJİK TİP VE GİRİŞİMSEL TANI YÖNTEMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Akciğer Karsinomlu Olgularda İntraoperatif Plevra Yıkama Sıvısında Malign Hücre Saptanmasının Sağkalıma Etkisi #

YÜKSEK RİSK PREMALİGN LEZYONLARDA YAKLAŞIM. Dr.Ayşenur Oktay Ege Ün Tıp Fak Radyoloji AD

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

Akciğer Kanserinde Cilt Metastazları

TRANSBRONŞİAL İĞNE ASPİRASYONU (TBNA) Dr. Z. Toros Selcuk Hacettepe Ü. Tıp F. Göğüs Hastalıkları ABD.

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

AKCİĞER KANSERİ EVRELEMESİNDE BRONKOSKOPİ. Dr. Serdar Erturan İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ

Aktif Akciğer Tüberkülozunun Tanısında Yüksek Rezolüsyonlu Bilgisayarlı Tomografinin Yeri #

SOLİTER PULMONER NODÜL

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı

Radyoloji Dersleri 1: Radyolojik Olarak Akciğer Kanserine Benzeyen Tüberküloz Olguları

Soliter Pulmoner Nodüllerde Torakoskopinin Tanı ve Tedavideki Rolü

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

TANIMLANAMAYAN SOLİTER PULMONER NODÜLLERDE CERRAHİ TEDAVİ Surgical Treatment in Undeterminated Solitary Pulmonar Nodules

Tiroid Papiller Kanserde Güncel Kanıtlar ve Gerçekler. Kılavuzlara göre Ameliyat Stratejisi Değişti mi?

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY

Olgu Sunumları 6 Kasım m :30-17:00 17:00

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam

Primer akciğer kanserinde bronkoskopik biyopsi ve torakotomi materyalleri arasında hücre tipi uyumu

Dr: İbrahim Onur Alıcı Dr. Ülkü Yılmaz Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Soliter Pulmoner Nodüllerde Pozitron Emisyon Tomografisi. Dr. A. Fuat Yapar Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp A.D.

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

Olgularla Akciğer Hastalıkları Copyright 2011 AVES Yayıncılık Ltd. Şti.

Dr.Aydın Çiledağ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD

Olgu sunumu. Dr. Fatma Şen İstanbul Üniversitesi, Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bilim dalı

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

Tarama,Tanı, Evreleme

PULMONER NODÜLLER: OLGU ÖRNEKLERİ İLE. Dr.Selen Bayraktaroğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD/İZMİR

Transkript:

İzmir Göğüs Hastanesi Dergisi, Cilt XXXI Sayı 3, 2017 PNÖMONİK TIP ADENOKARSİNOM: HER İKİ AKCİĞERDE HAVA BRONKOGRAMLARI İÇEREN KONSOLİDE ALANLAR PNEUMONIC TYPE OF ADENOCARCINOMA: CONSOLIDATED AREAS WITH AIR BRONCHOGRAMS IN BOTH LUNGS Hıdır ESME Sağlık Bilimleri Üniversitesi Konya EAH, Göğüs Cerrahisi, Konya, Türkiye Anahtar sözcükler: Adenokarsinoma, pnömoni, konsolidasyon Keywords: Adenocarcinoma, pneumonia, consolidation Geliş tarihi: 20 / 07 / 2017 Kabul tarihi: 30 / 10 / 2017 ÖZ Radyolojik olarak pulmoner adenokarsinoma sıklıkla soliter nodül şeklinde ortaya çıkar. Bununla birlikte pnömoniden ayırt edilemeyen sıklıkla hava bronkogramları ile birlikte yama tarzında, lober veya multilober infiltrasyon şeklinde de görülebilir. Pnömonik tip adenokarsinoma radyolojik ve klinik olarak sadece pnömoniye benzemez, aynı zamanda hipersensivite pnömonileri, bronşiolitis obliterans ve çeşitli vasküler hastalıklar gibi enfeksiyöz olmayan inflamatuar proçeslere de benzeyebilir. Ateş ve lokositozun yokluğu enfeksiyöz pnömonin tanısı hakkında şüphe uyandırmalıdır. Ampirik antibyotik tedavisi ve klinik bulguların yeniden değerlendirilmesi kabul edilir bir yaklaşımdır. Multilobar konsolidasyonlar değişmediğinde veya progrese olduğunda adenokarsinoma akılda tutulmalıdır. Bununla birlikte biyopsi veya sitolojik inceleme diğer etyolojileri ekarte etmekte ve malignite tanısını koymakta tek yoldur. Bundan dolayı perkutan transtorasik biyopsi veya pulmoner wedge rezeksiyon antibyotik tedavisine cevap vermeyen hastalarda düşünülmelidir. Bu yazıda pnömonik tip adenkarsinom olgularına dikkat çekmek amacıyla adenokarsinomanın yeni sınıflaması ve radyolojik formları, olgularımız ve literatür eşliğinde sunuldu.ı ABSTRACT Radiographically, pulmonary adenocarcinoma often presents as a solitary nodule. However, a radiograph may also demonstrate patchy, lobar, or multilobar infiltrates, often with air bronchograms that are indistinguishable from pneumonia. Pneumonic tip adenocarcinoma may radiographically and clinically resemble not only pneumonia, but also noninfectious inflammatory processes of the lung, including hypersensitivity pneumonitis, bronchiolitis obliterans, and various vasculitic processes. Lack of fever and leukocytosis should raise suspicion about a diagnosis of infectious pneumonia. An empirical trial of antibiotics and reassessment of clinical findings is a reasonable approach. Adenocarcinoma should be kept in mind when multilobar consolidations are unchanged or progresed. However, biopsy or cytologic examination is the only means of ruling in a diagnosis of malignancy and ruling out other etiologies. Thus percutan transthoracic biopsy or pulmoner wedge resection should always be considered when patients do not respond to antibiotics. In this article, new classification and radiological forms of adenocarcinoma were presented in the light of our cases and the literature to draw attention to the cases of pneumonic type adenocarcinomas. 173

PNÖMONİK TIP ADENOKARSİNOM GİRİŞ Adenokarsinoma tüm akciğer kanserlerinin yaklaşık %30 unu oluşturmaktadır (1). Kadınlarda ve sigara içiciliği bulunmayan hastalarda görülen en sık akciğer kanseri tipidir. 2011 yılında IASLC (International Association for the Study of Lung Cancer), ATS (The American Thoracic Society) ve ERS (The European Respiratory Society) akciğer adenokarsinomuna yönelik yeni bir sınıflama yayınlamışlardır (2). 2015 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bu sınıflama kabul edilerek patolojik sınıflama kartına dahil edilmiştir (3). Histopatolojik sınıflamada moleküler açıdan ve klinik seyir açısından birbirinden farklı tümörlerin Bronkoalveolar Karsinom (BAK) olarak isimlendirildiği bilindiğinden bu tümörleri kliniko-patolojik ve moleküler özellikleri ile tanımlayıp, buna göre isimlendirme yoluna gidilmiştir (4). Tablo 1 de Akciğer adenokarsinomasının yeni sınıflaması sunulmuştur. Tablo 1. Akciğer Adenokarsinoma Sınıflaması *Preinvaziv lezyonlar Atipik adenomatöz hiperplazi Adenokarsinoma in situ *Minimal invaziv adenokarsinoma (Nonmüsinöz, Müsinöz, Miks) *İnvaziv adenokarsinoma Lepidik predominant Asiner predominant Papiller predominant Mikropapiller predominant Müsin üretimi ile birlikte solid predominant *İnvaziv adenokarsinom varyantları İnvaziv müsinöz adenokarsinom Kolloid Fetal Enterik Bu yeni sınıflama sistemi ile öncesinde var olmayan iki yeni durum tanımlanmıştır; adenokarsinoma insitu (AIS) ve minimal invaziv adenokarsinom (MIA). Tablo 2 de daha önce bronkoalveolar karsinoma ismi altında geçen adenokarsinoma subtipleri sunulmuştur. Tablo 2. Daha Önce Bronkoalveolar Karsinoma İsmi Altında Geçen Adenokarsinoma Subtipleri *Adenokarsinoma in Situ *Minimal İnvaziv Adenokarsinoma *Lepidik Predominant Adenokarsinoma (Nonmüsinöz) *Adenokarsinoma (Predominant olarak invaziv, kısmen nonmüsinoz lepidik komponent ile birlikte) *İnvaziv müsinöz Adenokarsinoma (Daha önce müsinöz bronkoalveolar karsinoma olarak bilinen) 1. Preinvaziv lezyonlar 1.a. Adenokarsinoma insitu: İntakt alveol duvarı boyunca gelişen malign epitelyal hücrelerin oluşturduğu, 3 cm den daha küçük ve stromal, vasküler ya da plevral invazyon yapmayan tümörleri tanımlamaktadır. Bu lezyonlar cerrahi olarak çıkarıldıklarında, hastalıksız sağkalım oranı %100 olarak bildirilmektedir. Boyut ölçütü gözetilmeksizin, AIS içerisinde invaziv bileşen varlığı halinde terminolojik olarak lepidik adenokarsinom isimlendirilmesi kullanılmaktadır (2). 1.b. Atipik adenomatöz hiperplazi: Alveol duvarı boyunca atipik pnömosit veya clara hücrelerinin proliferasyonu sonucu 5 mm den daha küçük, solid olmayan ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) incelemesinde buzlu cam opasitesi şeklinde karşımıza çıkan preinvaziv adenokarsinom tipidir. 2. Minimal invaziv adenokarsinoma: 3 cm çapta, lepidik büyüme paterni gösteren, bir ya da birden fazla, 5 mm lik invazyon alanı taşıyan lezyonlara denir (5). İnvazyon; mikropapiller, asiner, solid ya da papiller paternde olur. Lenfatik, kan damarı, plevra invazyonu ve tümör nekrozu bulunmaz. Minimal invaziv adenokarsinomun cerrahi olarak komplet rezeksiyonunda, 5 yıllık hastalıksız sağkalım oranı yaklaşık %100 olarak belirtilmektedir (2). Radyolojik olarak ince kesit BT incelemelerinde, solid bir kısım barındıran karma buzlu cam veya çoğunlukla buzlu cam opasitesinde lezyonlar şeklinde izlenirler. Rutin BT incele- 174

İZMİR GÖĞÜS HASTANESİ DERGİSİ mesinde, rastlantısal saptanan buzlu cam dansitelerinin olası adenokanser varlığı nedeniyle izlemi önerilmektedir. Boyut olarak 5 mm den daha küçük lezyonların malignite olasılığı düşük iken, 1 cm ve üzeri olan lezyonların bazı çalışmalarda invaziv adenokanser gelişim oranı %20-80 olarak bildirilmiştir (6). 3. İnvaziv Adenokarsinoma: İnvaziv akciğer adenokarsinomalarının yaklaşık %90 ı histolojik olarak farklı alt gruplardan oluşmaktadır. Tümör, histopatolojik olarak çoğu kez kompleks heterojen bir yapıya sahiptir. Bu yapı, lepidik, papiller, asiner, mikropapiller ve solid paternlerin bir veya birkaçından oluşur (7). En sık karşılaşılan grup lepidik hücrelerin daha baskın olduğu tiptir (8). Lepidik predominant adenokarsinoma, eski terminolojide mikst tip adenokarsinomun yeni sınıflama sistemindeki karşılığıdır (5). Mikst histolojik patern gösteren adenokarsinomların isimlendirilmesi, baskın hücre paternine göre yapılmaktadır. Örneğin; 5 mm den daha büyük bir odakta invazyon gösteren invaziv adenokarsinomda, baskın patern asiner histolojik tip ise isimlendirme Asiner predominant adenokarsinoma olarak yapılmaktadır (8). Mikropapiller tip de yeni tanımlanmış bir alt tiptir ve 5 yıllık sağkalımın mikropapiller olmayan adenokarsinomlara oranla belirgin olarak düşük olduğu bildirilmektedir (9). 4. İnvaziv Adenokarsinoma varyantları: İnvaziv müsinöz adenokarsinom (IMA), eski terminolojideki müsinöz bronkioloalveoler karsinomun yeni sınıflama sistemindeki karşılığıdır (5). Öncesinde multisentrik bronkioloalveoler karsinom olarak bilinen tablo, son değişikliklerle multifokal IMA olarak tanımlanmıştır. Radyolojik olarak ağırlıklı olarak akciğerlerin alt kesimlerinde, multilobar yerleşimli, konsolidasyon, nodül ya da kitle görünümünde sentrilobüler veya bronkosentrik lezyonlar olarak gelişirler (10). Uni/oligoloküler kistik yapıya sahip kolloid adenokarsinoma, fötal akciğer tübüllerini anımsatan glikojenden zengin, nonsiliyer hücrelerin oluşturduğu tübüllere sahip fötal adenokarsinoma ve kolorektal adenokarsinomlarla morfolojik ve immunhistokimyasal ortak özellikler sergileyen enterik adenokarsinomalar diğer invaziv adenokarsinoma varyantlarıdır. Adenokarsinomanın radyolojik formları 1. Buzlu cam formu: Buzlu cam lezyonları, akciğer dansitesinin artış gösterdiği fokal nodüler alanlar olarak tanımlanır. Bu lezyonların arkasında hava yolları, damarlar ve interlobüler septumlar gibi normal parankimal yapılar gözlenebilir. Bu lezyonlar sıklıkla silik görünürler ve çoğu kez kolay tanımlanabilen sınırlara sahip olsalar da, bunların sınırlarının tam olarak çizilmesi güçtür. Atipik Adenomatöz Hiperplazi ve non-müsinöz adenokarsinoma insitu karakteristik olarak buzlu cam radyolojik görünümüne sahiptir (11). 2. Karma buzlu cam-solid formu: Buzlu cam-solid lezyonların bileşiminde dansitesi artmış alanların yanı sıra azalmış alanlar da bulunur. Solid bileşenler genellikle zemindeki parankimal yapıyı gizler. Solid bileşenin büyüklüğü ve solid-buzlu cam yüzdesinde artış, invaziv adenokarsinomun ve göreceli kötü prognozun işaretçisidir (11). Solid nodüllerin malignite olasılığı yalnızca %7 iken, buzlu cam nodüllerinde %18, karma nodüllerde %63 bulunmuştur (12). İzlemde solid bileşen geliştiren bir nodülün invaziv adenokanser olasılığı oldukça yüksektir. İlk saptandıklarında solid bileşeni 5 mm den küçük olan nodüllerin çoğu adenokarsinoma insitu ya da minimal invaziv adenokanserdir (12, 13). Minimal invaziv adenokarsinoma ve non-müsinöz lezyonlar ağırlıklı olarak küçük solid kompenent içeren buzlu cam görünümüne sahip olabilir iken tersine müsinöz adenokarsinoma insitu genellikle solid görünüme sahiptir. 3. Solid formu: Nodül veya kitle şeklinde görülür. Adenokarsinomaların % 20-30 unun ilk radyolojik bulgusu nodüldür. Hastaların yaşam beklentileri nodülün çapı ile ters orantılıdır. Bu nedenle göğüs radyografilerinde nodülün tanınmasının önemi büyüktür. Nodül çapının 1 santimetreden küçük olması, dansitesinin düşük olması, kemik, kalp, mediastinal vasküler yapılar ve hiler oluşumlar tarafından 175

PNÖMONİK TIP ADENOKARSİNOM örtülmesi nodülün gözden kaçmasının en sık sebepleridir (14). Radyolojik olarak göğüs radyografisine bakarak tipik iki bulgu dışında (selim nodüllere özgü kalsifikasyon ve hacminin iki katına çıkma süresi 1 aydan kısa ve 2 yıldan uzun olması) nodülün benign olduğunu saptamak mümkün değildir. 4. Pnömonik (Konsolidatif) formu: Adenokanserler diffüz veya lokalize parankimal infiltrasyonlar şeklinde görülebilir. Pnömoniden ayırt edilemeyen hava bronkogramlarının eşlik ettiği lobar veya multilobar konsolidasyon ve infiltrasyonlar şeklinde görülebilir. Radyolojik olarak gerilemeyen pnömonik infiltrasyonlarda malignite olasılığı düşünülmeli ve hastalar bu yönde incelenmelidir (14). Eski sınıflamada Bronkoalveolar karsinoma olarak adlandırılan tip; pnömoniyi taklid eden önemli bir antitedir ve rezorbe olmayan pnömoninin ayırıcı tanısında bulunmaktadır. Radyolojik olarak pnömonik tipte olan adenokarsinomalar tipik olarak periferik yerleşir ve akciğer parankim yapısında yıkılım olmaksızın alveol duvarları boyunca gelişir. Stromal, plevral veya vasküler yapılara invazyon olmaksızın alveolar septa boyunca geliştiğinden dolayı akciğerin alt yapısı korunmuştur. Sıklıkla multisentrik ve eski stabil skarlardan kaynaklanabilir. Parankim korunduğu için ve birçok lobta aynı anda ortaya çıkabildiğinden radyolojik ve klinik olarak pnömoniden ve diğer nonenfeksiyöz inflamatuar hastalıklardan (hipersensivite pnömonileri veya bronşiolitis obliterans gibi) ayırt edilemiyebilir. Klinisyen ateş veya lokositoz olmayan veya antibyotik tedavisine cevap vermeyen radyolojik olarak pnömonik görüntüye sahip hastalarda adenokarsinoma akılda tutmalıdır (15). Öksürük dışında semptomu olmayan, antibyotik tedavisine cevap vermeyen, bronkoskopik olarak tanı konamayan ve radyolojik olarak bilateral pnömonik görüntüye sahip bir hastamız yapılan perkutan transtorasik biyopsi sonucu adenokarsinoma tanısı almıştır (Resim 1). Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) adenokarsinomayı pnömoniden ayırt etmede çok yardımcı olamaz. PET adenokarsinoma ayırıcı tanısında yüksek yalancı negatifliğe sahip iken, enfeksiyöz ve diğer inflamatuar hastalıkların tanısında yüksek yalancı pozitif sonuçlara sahiptir. Hastaların %62 si semptomsuz sadece anormal radyolojik bulgularla ortaya çıkarken, %38 inde öksürük, göğüs ağrısı ve balgam ekspektorasyonu gibi semptomlarla ortaya çıkabilir (16). Bronkoskopi genellikle normaldir. Transbronşial biyopsi, bronkoalveolar lavaj sıvısının veya balgamın sitolojik incelenmesi ile preoperatif tanı diffüz veya multisentrik pnömonik formda daha yaygın olarak mümkündür. Antibiyotiklerin denenmesi ve klinik bulguların yeniden değerlendirilmesi kabul edilebilir bir yaklaşımdır. Ancak biyopsi veya sitoloji, malignitede karar verme ve diğer etiyolojileri ekarte eden tek araçtır. Bu nedenle, varsayımlanmış bir pnömoni antibiyotiklere cevap vermediğinde biyopsi daima düşünülmelidir (15). Resim 1. Bilateral pnömonik infiltrasyonlar Müsinöz tip adenokarsinoma histolojik olarak stromal, vasküler veya plevral invazyon olmaksızın goblet hücrelerinin proliferasyonu veya müsin üreten kolumnar tümör hücreleriyle karakterizedir. Tümör hücreleri ile normal alveol arasında ani geçiş vardır (17). Bu hücreler alveolar yapıyı doldurabilen bol miktarda ekstraselüler visköz mukus üretirler. Radyolojik olarak bu konsolidasyon gibi bir görüntüye yol açar (18). Konsolidasyon çoğunlukla periferiktir ve müsin üretiminden dolayı fissürlerde düzensizliğe yol açar. Lezyonlar yavaş büyür ve aylar içinde stabil görüntüsü verebilir. Göğüs ağrısı ve öksürük şikayetiyle 176

İZMİR GÖĞÜS HASTANESİ DERGİSİ başvuran 63 yaşında erkek hastanın çekilen bilgisayarlı tomografisinde, sol akciğer üst lobu tama yakın kaplayan majör fissür ile sınırlı, sağ akciğer alt lobda hava bronkogramı ve alveologramları içeren buzlu cam şeklinde dansite artışlarının eşlik ettiği infiltratif görünüm saptandı (Resim 2a, 2b). Görünüm pnömoni lehine yorumlandı ve hastaya pnömoni tedavisi verildi. Üç haftalık tedaviye rağmen semptomlarında düzelme olmaması üzerine hastaya kontrol BT çekildi. Toraks BT de sol akciğer üst lob apikoposteriorda fissür tabanlı inferiora doğru uzanımı izlenen, kısmen lingular segmente uzanan içerisinde hava bronkogramları izlenen apikal düzeyde nekroza kompenentler kazanmış geniş boyutlu konsolide parankim alanları izlendi. Ayrıca sağ akciğer alt lobda hava bronkogramı ve alveolagramları içeren buzlu cam şeklinde dansite artışlarının eşlik ettiği infiltratif görünüm progrese olmuştu (Resim 3a, 3b). Ayırıcı tanıda malignite düşünülen hastada yapılan perkütan transtorasik biyopsi sonucu müsinöz tip adenokarsinom olarak rapor edildi. Resim 2a ve 2b. sol akciğer üst lobu tama yakın kaplayan major fissür ile sınırlı, sağ akciğer alt lobda hava bronkogramı ve alveolagramları içeren buzlu cam şeklinde dansite artışlarının eşlik ettiği infiltratif görünüm. Resim 3a ve 3b. sol akciğer üst lob apikoposteriorda fissür tabanlı inferiora doğru uzanımı izlenen, kısmen lingular segmente uzanan içerisinde hava bronkogramları izlenen apikal düzeyde nekroza kompenentler kazanmış geniş boyutlu konsolide parankim alanları izlendi, ayrıca sağ akciğer alt lobda hava bronkogramı ve alveolagramları içeren buzlu cam şeklinde dansite artışlarının eşlik ettiği infiltratif görünüm. 177

PNÖMONİK TIP ADENOKARSİNOM Akciğerdeki adenokarsinomaya bağlı konsolidasyonun değişmeden aylarca devam ettiği, bu pnömonik infiltrasyon ve konsolidasyonun zamanla dalgalı bir şekilde arttığını gösteren vakalar bildirilmiştir (19). Mir ve ark. (20) bir hastalarında, sol alt lobun tamamına yakınını kaplayan konsolidasyonun hastanın klinik durumunda kötüleşme olmaksızın ve lezyonun büyüklüğünde belirgin değişiklik olmaksızın 2 yıl takibi sonrasında adenokarsinoma tanısı koyduklarını belirtmişlerdir. Ayırıcı tanıda malignite ve interstisyel akciğer hastalıkları düşünülerek kliniğimize refere edilen 64 yaşında bayan hastaya torakoskopik olarak sağ akciğer üst, orta ve alt loblara wedge rezeksiyon uygulandı. Patolojik tanısı her üç lobdaki materyallerin incelenmeside mikropapiller adenokarsinom olarak rapor edildi. Geriye dönük incelememizde 20 ay önceki toraks BT de her iki akciğer üst lob anterior kesimde, sol akciğer lingulada, sağda alt lob anterobazalde, solda alt lobun büyük kesiminde, komşuluklarında tomurcuklu dal manzarası oluşturan yaygın sentrasiner nodüllerin eşlik ettiği hava bronkogramları içeren geniş boyutlu konsolidasyon alanları izlendi. Ayrıca solda lingulada ve üst lobta nisbeten hacim kaybı oluşturan atalektazinin sürece eşlik ettiği rapor edilmişti. Raporda Tbc pnömonisi ve yaygın endobronşial yayılım yönünden klinik değerlendirmenin gerektiği ve diğer enfeksiyöz proçeslerin ekarte edilemediği bildirilmiş. Hastanın hikayesinde uzun süre antibyotik tedavisi ve iyleşme sağlanamaması sonucu radyolojik görünüme göre Tüberküloz tedavisi aldığı ve bundan da fayda görmediği öğrenildi. Hastanın kliniğimize başvuru anındaki toraks tomografisinde radyolojik görünümün giderek progrese olduğu saptandı (Resim 4a, 4b). Resim 4a ve 4b. Her iki akciğer üst lob anterior kesimde, sol akciğer lingulada, sağda alt lob anterobazalde, solda alt lobun büyük kesiminde, komşuluklarında tomurcuklu dal manzarası oluşturan yaygın sentrasiner nodüllerin eşlik ettiği hava bronkogramları içeren geniş boyutlu konsolidasyon alanları. 178

İZMİR GÖĞÜS HASTANESİ DERGİSİ Sonuç olarak radyolojik olarak pnömonik tip adenokarsinoma, akciğerin enfeksiyöz ve nonenfeksiyöz pnömoni ve inflamatuar hastalıklarının ayırcı tanısında unutulmamalıdır. Klinisyen ateş veya lokositoz olmayan, antibiyotik tedavisine cevap vermeyen radyolojik olarak iki taraflı pnömonik görüntüye sahip hastalarda, konsolidasyonun değişmeden devam ettiği veya progrese olduğu durumlarda adenokarsinomayı akılda tutmalıdır. Balgamın ve bronkoalveolar lavaj sıvısının sitolojik incelenmesi ile tanı konulamayan hastalarda, perkutan transtorasik biyopsi veya torakoskopik akciğer wedge rezeksiyonunu yapılmalıdır. 1. The American Thoracic Society and The European Respiratory Society. Pretreatment evaluation of non-small-cell lung cancer. Amer J Respir Crit Care Med 1997; 156: 320-32. 2. Austin JHM, Garg K, Aberle D, Yankelevitz D, Kuriyama K, Lee HJ, et al. Radiologic implications of the 2011 classification of adenocarcinoma of the lung. Radiology 2013; 266: 62-71. 3. Travis WD, Brambilla E, Nicholson AG, Yatabe Y, Austin JHM, Beasley MB, et al. The 2015 World Health Organization Classification of Lung Tumors: Impact of Genetic, Clinical and Radiologic Advances Since the 2004 Classification. J Thorac Oncol. 2015 Sep; 10(9): 1243-60. 4. Öz B, Batur Ş, Uludokumacı A. Classification in Non-small Cell Lung Cancer, Changes in Pathology and Molecular Biology, What Does the New Adenocarcinoma Classification Change? Güncel Göğüs Hastalıkları Serisi. 2013;1:18-36. 5. Travis WD, Brambilla E, Noguchi M, Nicholson AG, Geisinger KR, Yatabe Y et al. International Association for the Study of Lung Cancer/ American Thoracic Society/European Respiratory Society International multidisciplinary classification of lung adenocarcinoma. J Thoracic Oncol 2011; 6: 244-85. 6. Prokop CS. Conventional and CT diagnostics of bronchial carcinoma. Radiologe 2010; 50: 675-83. 7. Yener NE, Apa DD. Akciğer kanserinde morfolojik tanı ve sınıflama. Türk Radyoloji Seminerleri 2014; 2: 281-9. 8. Borczuk AC, Qian F, Kazeros A, Eleazar J, Assaad A, Sonett JR, et al. Invasive size is an independent predictor of survival in pulmonary adenocarcinoma. Am J Surg Pathol 2009; 33:462-9. KAYNAKLAR 9. Makimoto Y, Nabeshima K, Iwasaki H, Miyoshi T, Enatsu S, Shiraishi T, et al. Micropapillary pattern: a distinct pathological marker to subclassify tumours with a significantly poor prognosis within small peripheral lung adenocarcinoma with mixed bronchioloalveolar and invasive subtypes (Noguchi s type C tumours). Histopathology 2005; 46: 677-84. 10. Akira M, Atagi S, Kawahara M, Iuchi K, Johkoh T. High-resolution CT findings of diffuse bronchioloalveolar carcinoma in 38 patients. AJR Am J Roentgenol 1999; 173: 1623-9. 11. Maria C. Shiau, John Bonavita ve David P. Naidich. Akciğer adenokarsinomu: radyolojik tanı ve yaklaşımda güncel kavramlar. Current Opinion in Pulmonary Medicine TURKISH EDITION 2007; 1 (4): 181-9. 12. Henschke CI, Yankelevitz DF, Naidich DP, McCauley DI, McGuinness G, Libby DM et al. CT screening for lung cancer: suspiciousness of nodules according to size on baseline scans. Radiology 2004; 231: 164-8. 13. Ikeda K, Awai K, Mori T, Kawanaka K, Yamashita Y, Nomori H. Differential di-agnosis of groundglass opacity nodules: CT number analysis by three-dimension-al computerized quantification. Chest 2007; 132: 984-90. 14. Akman Canan. Akciğer Kanserinde Radyolojik Bulgular. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri. 2007; 58: 129-32. 15. Thompson WH. Bronchioloalveolar Carcinoma Masquerading as Pneumonia. Respiratory Care. 2004; 49: 1349-53. 16. Dumont P, Gasser B, Rouge C, Massard G, Wihlm JM. Bronchoalveolar carcinoma: histopathologic study of evolution in a series of 105 surgically treated patients. Chest 1998; 113(2):391 5. 179

PNÖMONİK TIP ADENOKARSİNOM 17. Raz DJ, He B, Rosell R, Jablons DM. Bronchioloalveolar carcinoma: a review. Clin Lung Cancer 2006; 7: 313 22. 18. Colby TV, Noguchi M, Henschke C et al. Tumours of the lung: Adenocarcinoma. In: Travis WD, Brambilla E, Muller Hermelink HK, Harris CC (ed.). Pathology and genetics of tumours of the lung, pleura, thymus and heart. WHO Health Organization Classification of Tumours, Lyon 2004; 10: 35 44. 19. Sadohara J, Fujimoto K, Terasaki H, Nonoshita M, Hayabuchi N. Bronchioloalveolar carcinoma with fluctuating extent of consolidation on chest radiography. J Thorac Imaging 2004; 19: 63 6. 20. Mir E, Sareen R, Kulshreshtha R, Shah A. Bronchioloalveolar cell carcinoma presenting as a non-resolving consolidation for two years. Pneumonol Alergol Pol 2015; 83: 208 11. Yazışma Adresi: Dr. Hıdır ESME Sağlık Bilimleri Üniversitesi Konya EAH, Göğüs Cerrahisi, Konya, Türkiye drhesme@hotmail.com 180