Nutrisyonel anemiler yetersiz eritropoez sonucunda



Benzer belgeler
IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Bilim Dalı

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ

NUTRİSYONEL VİTAMİN B12 EKSİKLİĞİNDE TEDAVİ

Dr. Erol Erduran K.T.Ü. Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Bilim Dalı Trabzon

Konjenital B12 Vitamini Eksiklikleri

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018

Demir Eksikliğinin Genetiği. Dr.İdil Yenicesu

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

HEMATOLOJİ ANEMİLER ANEMİLERDE GENEL BULGULAR ANEMİLERDE GENEL SEMPTOMLAR

I. BÖLÜM B 12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ

Demir Eksikliği Nedenleri Klinik Bulgular. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİNDE REÇETE YAZIM İLKELERİ ve REÇETE ÖRNEKLERİ. Dr. Ayhan DÖNMEZ

Altının parıltısına ve gümüşün parlaklığına sahip olmayan fakat biyolojik önem bakımından bu metalleri gölgede bırakan esansiyel bir elementtir

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

Beslenme hikayesinde; kırmızı et, süt, deniz ürünleri tüketimi ve vejeteryan beslenme olup olmadığı araştırılır.

Anemi modülü 3. dönem

Çocukta Anemiye Yaklaşım

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Prof.Dr. Alaattin Yıldız İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi?

Vitamin metabolizması bozukluklarında laboratuvar. Prof.Dr.Dildar Konukoğlu

Hemoglobinopatilere Laboratuvar Yaklaşımı

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

DEMİR TEDAVİSİ. Doç.Dr. Özkan GÜNGÖR KSÜ Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları

II. BÖLÜM ÇOCUKLARDA DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

ANEMİLİ HASTAYA GENEL YAKLAŞIM. Dr Mustafa ÇETİN Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı

Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır?

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Demir Metabolizması ve Bozuklukları

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ «

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

VİTAMİN B12 EKSİKLİĞİNDE KLİNİK BULGULAR. Prof Dr Adalet Meral Güneş Uludağ Üniversitesi Tıp Fak. Çocuk Hematoloji Bilimdalı

ANEMİLİ HASTAYA YAKLAŞIM

Çocuklarda Demir Eksikliği Anemisi Tanı ve Tedavi Kılavuzu

Gebelik ve Trombositopeni

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

Tularemi Tedavi Rehberi Doç. Dr. Oğuz KARABAY Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

KRONİK HASTALIK ANEMİSİ. İNT.DR.KÜBRA ÖZATA Ocak 2012

Folik asit(vitamin-b9)

İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ 5. SINIF PEDİATRİ PDÖ KONUSU ÇOCUKLARDA DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ

Fen ve Mühendislik Dergisi 2000, Cilt 3, Sayı KAHRAMANMARAŞ MERKEZ İLÇEDE ORTA ÖĞRETİM KURUMLARINDA ANEMİ TARAMASI

Vitaminlerin yararları nedendir?

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Çocukta Fe Eksikliği Dışındaki Anemiler

HEMATOLOJİYE YOLCULUK

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

PROSPEKTÜS BECOVİTAL YUMUŞAK KAPSÜL

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

ĐÇERĐK. Vitamin B6 Formları. LOGO Tarihsel Bakış. Yapısal Formüller. 4 Piridoksin Piridoksal Piridoksamin Piridoksal-fosfat

Kan ve Ürünlerinin Transfüzyonu. Uz.Dr. Müge Gökçe Prof.Dr. Mualla Çetin

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

Kaynak: Tıbbi Farmakoloji, S.O. Kayaalp (ed.), 13. baskı, 2012, Pelikan Yayıncılık, Ankara.

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR

Karaciğer Fonksiyon Bozukluklarına Yaklaşım

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 15 Şubat 2017 Çarşamba

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Anemi Tedavisinde Sık Yapılan Yanlışlar. Dr. Ahmet Uğur YALÇIN

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Folik Asit Nedir? Folik asit merkezi sinir sisteminin işlemesinde hayati bir rol oynar.

Fibrinolytics

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

HEMOGRAMI NASIL DEĞERLENDİRELİM? Dr Reyhan Küçükkaya

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

C vitamini (Askorbik asit)

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA KALSİYUM, B1 ve B2 VİTAMİNİ ALIMININ ÖNEMİ

YETİŞKİNLERDE DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ. Hazırlayan :Dr.Mine CEYLAN DOĞAN Danışman:Yrd.Doç.Dr.Ayşe Gülsen CEYHUN PEKER

III. BÖLÜM YETİŞKİNDE DEMİR EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Çullas İlarslan N.E, Günay F, Bıyıklı Gençtürk Z, İleri D.T, Arsan S Ankara Üniv. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.B.D.

Kronik böbrek hastalığı ve Anemi tedavisi

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.

Yağda eriyen vitaminlerden biridir. Retinoidler adı verilen kimyasal bileşik ile, provitamin A karotenoidleri adı verilen kimyasal moleküller vitamin

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

INFLAMATUAR BARSAK HASTALIĞINDA ANEMİYE YAKLAŞIM

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

Transkript:

Tansu SİPAHİ Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı, Isparta Nutrisyonel anemiler yetersiz eritropoez sonucunda hemoglobin konsantrasyonunda azalma ile karakterize anemilerdir. Demir, folik asit ve vitamin B 12 gibi nutrientlerin alımının yetersiz olması sonucu gelişir. WHO nun çeşitli raporlarına göre tahminen 2 milyar kişi anemiktir (dünya nüfusunun %20-25 i). Bunların %80 i gelişmekte olan ülkelerde görülür. Nutrisyonel anemilerin en sık rastlanan nedeni olan demir eksikliği anemisi özellikle çocuklarda ve gebe kadınlarda görülmektedir. Gene WHO nun raporlarına (2002) göre global olarak demir eksikliği, erkeklerde %1.3; kadınlarda %1.8 ölüm nedeni olmaktadır. Dünyada demir eksikliğinin görülme sıklığının coğrafik olarak dağılımı: Asya %40, Afrika %29, Batı Pasifik %13, Doğu Akdeniz %11, Amerika %4, Avrupa %3 dür. Çocukluk yaş grubunda demir eksikliği anemisi tedavi edilmediği taktirde fiziksel, mental ve kognitif retardasyonla sonuçlanmaktadır. Hatta anemi gelişmeden bile demir eksikliğinin çocuklarda kognitif gelişme geriliği, erişkinlerde çalışma kapasitesinde azalma yaptığı bildirilmektedir. Proteinler, aminoasitler ve kalori malnutrisyon durumları diğer birçok mikronutrient eksiklikleri ile birlikte eritropoezde değişikliklere neden olmaktadır. Marasmus ve kwashiorkorda eksikliklere bağlı olarak normositik, mikrositik, megaloblastik veya dimorfik anemiler görülebilmektedir. Protein yetersizliği hipoksideki eritropoetin cevabını bozar. Ayrıca aminoasit miktarlarında azalma EPO sentezinin de bozulmasına neden olur. Aminoasit-methionin yetersizliği kwashiorkorda megaloblastik anemi ile birliktedir. Anoreksia nervosada (ki bir çeşit açlık durumudur) hastalarda anemi, lökopeni, trombositopeni gelişir, kemik iliği genellikle hipoplastiktir. Vitamin B 12 DNA sentezi için gerekli bir vitamindir. Eritropoez için de gerekli bir vitamindir. Eksikliğinde megaloblastik anemi ile birlikte veya anemisiz nöropsikiyatrik bir tablo görülür. Folat eksikliği de megaloblastik anemi ile sonuçlanır. Vitamin B 6 eksikliği de hipokrom-mikrositik anemi ile birlikte görülür. B 6 vitamininin eritropoezdeki rolü aminolevulinik asit (hem biosentezi) oluşumunda kofaktör rolü oynamasından kaynaklanır. Aminoasit metabolizmasında dekarboksilasyon, transaminasyon ve aminoasit α ve β karbonları arasında bağlanmada değişiklikler gibi reaksiyonlarda rol oynar. Riboflavin eksikliğinde normokrom normositik anemi, kemik iliği hipoplazisi, retikülosit sayısında azalma ve normoblastlarda vakuolizasyon görülür. Flavin koenzimleri, glutatyon redüktaz ve NADH methemoglobin redüktaz gibi eritrosit survival ve fonksiyonları için gerekli olan enzim aktiviteleri için önemlidir. Vitamin C ve A eksikliklerinde demirin depolardan mobilizasyonunda bozukluklar görülmüştür. Ayrıca vitamin C Fe +3 ün Fe +2 e çevrilmesinde de rol oynamakta, dolayısıyla demir absorpsiyonunu artırmaktadır. Bütün nutrisyonel eksiklikler içerisinde demir eksikliği, B 12 ve folik asit eksikliğinin daha yüksek oranlarda görülmesi, özellikle çocukluk yaş grubu ve üreme yaş grubu kadınlarda daha büyük problemler oluşturması nedeniyle daha detaylı anlatılacaktır. Demir Eksikliği Demir eksikliği çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Hastalık olarak 1554 de Johannes Lange tarafından tanımlanmıştır. 1830 larda 44 9. MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM KURSU

SİPAHİ T. kanda demir eksikliği saptanmış, 1832 de tedavide ilk defa ferröz sülfat + potasyum karbonat hapları kullanılmıştır. 1930 ların başında hipokromik anemiler tanımlanmıştır. Normal demir fizyolojisi Total vücut demiri yaş ve cinse göre değişir. Termdeki infantlarda yaklaşık 75 mg/kg vücut ağırlığı demir bulunur. Yetişkin erkeklerde 50 mg/ kg vücut ağırlığı, puberte sonrası menopoz öncesi kadınlarda ortalama 35 mg/kg demir vardır. Vücut demirinin çoğu hem şeklindedir (özellikle hemoglobin ve myoglobin). Çok az miktarda demir peroksidaz, katalaz ve ribonükleotid redüktaz gibi enzimlerin yapısına girip elektron transferinde kullanılır. Bir kısım demir akonitaz gibi sülfür içeren enzimlerin yapısında bulunur. Nonhem demirinin yaklaşık 1 gr ı makrofaj ve hepatositlerde hemosiderin veya ferritin olarak depolanır. Demir absorpsiyonu Demir absorpsiyonunun çoğunluğu duodenumdan sağlanır. Lokal lümen içi faktörler, gastrik asidite, ph ve absorpsiyonda anahtar proteinler önemlidir. İnsanlarda ve diğer memelilerde en az 2 farklı demir absorpsiyon yolu vardır: 1. Hem demirinin emilimi 2. Ferröz (Fe +2 ) demirin emilimi Hem demiri Hb, myoglobin ve diğer hayvansal orijinli yiyeceklerdeki demirdir. Gastrik sıvıdaki asit ve proteazlarla temasla hem apoproteinden ayrılır. Bu hem demiri (Fe +2 ) ferrik (Fe +3 ) duruma okside olur, hemin oluşur. Hemin mukozal hücreye geçer. Nonhem demiri ferrik (Fe +3 ) durumdadır. Emilimi için ferröz forma geçmesi gerekir. Demir emiliminde mukozal uptake, mukoza hücrelerinden lamina propria ve plazmaya geçiş gibi evreler vardır. Her evrede spesifik demir taşıyıcıları vardır (Şekil 1). Mukozal alınım mukoza hücrelerinin fırçamsı kenarında başlar. Divalent metal iyon transportır 1 (DMT1 = Nramp2 = DCT1) absorptif enterositlerin apikal yüzeyinden eksprese edilir. DMT1 demire ek olarak divalent metal iyonları Mn +2, Co +2, Cu +2, Zn +2, Cd +2, Pb +2 da taşır. Asidik gastrik sıvı demir transportu için gerekli protonları kapsaması açısından önemlidir. DMT1 demirin ferrik (Fe +3 ) formunu taşımaz. Dietteki nonhem demiri fırçamsı kenara (apikal kenar) Fe +3 iyonu şeklinde ulaşır. Duodenal sitokrom-b benzeri ferriredüktaz enzimi (Dcytb) buradan eksprese edilir. Demiri indirgeyerek DMT1 tarafından taşınabilir hale getirir. Fe +2 DMT1 e bağlanır, hücreye girer (Şekil 1). Hem demiri hücreye girdiğinde hem oksijenaz enzimi aracılığı ile porfirin halkası açılır, demir serbest kalır, nonhem demiri için kullanılan aynı yolu takip eder. Hem demirinin az bir kısmı plazmaya geçer, hem bağlayan protein = hemopeksin e bağlanır. Kalan kısmı mukozal ferritine bağlanır. Bu mukoza hücreleri, 3-4 günlük yaşam süresine sahiptir, dökülürler. Absorptif enterositte depolanmayan demir bazolateral membrana taşınır, bu taşıyıcı protein ferroportindir (=IREG1 =MTP1). Iron-responsiv mrna nın özelliğine sahiptir ve demirin hücreden salınımını sağlar. Ferroportin mutasyonlarında (missense ve frame delasyon mutasyonları) makrofajlardan demir salınımında blok vardır. Bu bozukluk eritropoez için gerekli demir miktarını sınırlamakta, bunu kompanze etmek için demir emilimi arttırılmaya çalışılmaktadır. Demir Fe +2 olarak hücreden ayrılırken transferrine bağlanabilmesi için Fe +3 halinde olmalıdır. Membrana bağlı multicopper oksidaz hephaestin bu aşamada rol oynar. Hephaestin seruloplazmine benzer, hepatosit ve makrofajlardan demirin hücre dışına çıkmasında da rol oynar. Demirin emilim hızını etkileyen primer 2 faktör önemlidir: 1. Vücuttaki demir depoları: Depolar azaldığında demir absorpsiyonu artar, fazla ise azalır. Buna depo regülatör denir. 2. Eritropoezin (efektif veya inefektif) yapım hızı: Buna eritroid regülatör denir. Kırmızı küre yapım hızı artarsa intestinal demir absorpsiyonu da artar. Son zamanlarda küçük bir peptid hormonun (Hepsidin) keşfi intestinal demir absorpsiyonunun regülasyonunda yeni görüşler geliştirmiştir. Hepsidin ekspresyonu bozulursa demir yüklenmesi gelişmektedir. Demir eksikliği anemisi (DEA), hipoksi veya inflamasyonda hepsidin ekspresyonu azalmaktadır. Fonksiyonel demirin çoğu günlük GİS den değil vücutta var olan demirden karşılanır (Şekil 2). Demirin plazma transportu Plazmada demiri bağlayan protein transferrindir. Sentez hızı demir depoları ile ters korelasyon gösterir, yani depo azalmışsa sentezi artar. Transferrinin bağladığı demir miktarına total demirbağlama kapasitesi (TDBK) denir. Yaklaşık 300 9. MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM KURSU 45

SİPAHİ T. Nutrisyonel Anemilerde Yenilikler μgr/dl dir. Plazma demir konsantrasyonu sabah en yüksek, akşam en düşüktür. TDBK nin diurnal ritmi yoktur. Transferrin normoblastlara ve diğer hücrelere spesifik hücre-yüzey reseptörlerine (TFRC) bağlanarak demiri hücreye bırakır. Hücre içinde demir 2 şekilde depolanır: ferritin ve hemosiderin. Ferritin molekülü 4500 demir atomu tutar. En az 20 farklı izoferritin proteinleri izole edilmiştir. Asidik izoferritinler kardiak, plasental, renal dokularda çoğunlukla, lenfosit, monosit, eritrosit öncülerinde bulunur, H zinciri ihtiva eder. Bazik izoferritinler karaciğer ve dalakta bulunur, L zinciri ihtiva ederler. Mitokondrial ferritin yeni bir ferritin proteini, mitokondride tanımlanmıştır, ferroksidaz aktivitesine sahiptir. Demir eksikliği anemisi patogenezi DEA den sorumlu 3 patogenetik faktör vardır: 1. Hb sentezi bozulmuş, 2. Hücresel proliferasyonda yaygın defekt, 3. Eritrosit ömrü kısalmış (özellikle anemi ağır ise) Transferrin saturasyonu %16 nın altına düştüğünde, kemik iliğinde Hb yapımı için gerekli miktar yeterli değildir. Serbest eritrosit protoporfirini artar, fazla miktarda protoporfirin yapılır, hücreler daha az Hb içerir, mikrositoz, hipokromi gelişir. Ayrıca inefektif eritropoez görülür, demir eksik olan immatür eritroid hücreler defektiftir, hızla yıkılırlar. Ayrıca eritrosit membranında oksidatif hasar da meydana gelir. Demir eksikliğinde demir ihtiva eden proteinler de azalmıştır. Bunlar klinik ve patolojik tablodan sorumludurlar. Demir eksikliğinin prevalansı: Gelişmiş ve gelişmekte olar ülkelerde en sık görülen nutrisyonel eksikliktir. İnfant ve gebelerde daha sıktır. Genellikle 6-20 ay arasında en sık görülür. Pretermlerde termlere göre prevalans daha fazladır. Etyolojik faktörler I) Negatif demir dengesi 1. Demir alımının azalması a) Dietle yetersiz alımı: Hem demiri iyi absorbe olur. Askorbat ve et gibi dietteki komponentler emilimi arttırırken, fosfat, fitatlar, tannatlar gibi ürünler azaltırlar. b) Absorpsiyon bozukluğu: Aklorhidri, gastrik atrofi, gastrik cerrahi, celiac hastalığı, duodenal bypass, gastrik ph ı arttıran ilaçlar, diğer metal iyonları. 2. Demir kaybının artması a) Gastrointestinal kanama: Barsak parazitleri, hemoroidler, duodenal veya gastrik ülserler, gastrit, aspirin kullanımı, hiatal herni, divertikülozis, maligniteler, inflamatuar barsak hastalıkları, varisler, anteriovenöz malformasyonlar, Meckel divertikülü b) Aşırı menstruasyon kanamaları c) Kan donasyonu d) Hemoglobinuri e) Pulmoner hemosiderozis f) Koagulopatiler 3. İhtiyacın arttığı durumlar: İnfant, gebelik, laktasyon II) Eritrosit prekürsörlerin yetersiz demir alımı 1. Atransferrinemi 2. Antitransferrin reseptör antikorları Demir eksikliğinin evreleri: Üç evrede incelenir. Bu evreler ve özellikleri Tablo 1 de görülmektedir. Demir Eksikliğinin Semptom ve Bulguları DEA bir hastalık değil, hastalığın bir klinik görünümüdür. Semptomların başlangıcı sessiz, progresyon yavaş gelişir, hastalar gelişen anemiye uyum sağlarlar. Halsizlik, huzursuzluk, çarpıntı, yorgunluk, baş ağrısı, infantlarda gelişme geriliği olur. Nöromuskuler sistemde kas fonksiyonlarında bozukluk, davranış bozuklukları, kognitif fonksiyonlarda bozukluk, uyuşukluk, hissizlik, iskemik inme, nörolojik sekeller, pseudotümör serebri görülebilir. Epitel dokusunda, dilde papiller atrofi, filiform papilla kaybı, angular stomatit, disfaji, özefagial vebler, midede aklorhidri, atrofi, tırnaklarda düzleşme, koilonişi görülür. İmmün sistemde T lenfositlerde azalma, deri testlerine cevapta azalma, bakteri öldürmede bozukluk saptanır. Ayrıca menstruasyonda bozukluklar, iskelet sisteminde de bazı bozukluklar görülebilir. Laboratuvar Bulguları: Tablo 1 de görülmektedir. 1. Eritrositler: Hb, MCV, MCH, MCHC, RDW (>%14.5) PY da hipokromi, mikrositoz, anizositoz görülür. Retikülosit Hb kontenti: erken dönemde hassas bir testtir. 46 9. MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM KURSU

SİPAHİ T. 2. Lökosit ve trombositler: Hafif granülositopeni uzun süren hastalıkta olur. Trombositoz olabilir, normalin 2 katı değere çıkabilir. Ağır DEA de trombositopeni de olabilir. 3. Kemik iliği: Kİ ve makrofaj demiri azalmış veya yoktur. Hafif-orta eritroid hiperplazi olabilir. Karyoreksis ve nükleer anormallikler görülebilir. 4. Demir metabolizması: SD, SDBK / N, TS, Ferritin 12 μg/l altındadır. Serum TfR, FEP (N = 15.5 ± 8.3 mg/dl), stfr / log ferritin oranı = 1.5 ise DE, stfr / log ferritin oranı = 1.5 ise kronik inflamasyon, KK Zinc protoporfirin / hem oranı = akut ve kronik enfeksiyondan etkilenmediği için yararlı bir testtir. 5. Ferrokinetik çalışmalar: Transferrin+Fe 59 işaretlenerek yapılır. Plazma demir transport hızı (PIT), eritrosit demir turnover hızı (EIT), eritrosit demir utilizasyonu (RCU) hesaplanarak hipoplastik anemi, hemolitik anemi veya inefektif eritropoez hakkında karar verilir. Rutin olarak yapılmaz. Demir eksikliğinin takibi ve tedavisi Özellikle yaşlılarda demir eksikliği GİS malignensilerinin erken belirtisi olabileceği için dikkatli olunmalıdır. Önce etyolojiye yönelik tanı testleri, sonra tedavi yapılmalıdır. Oral tedavi: Ferröz demir (Fe +2 ) preparatları tercih edilmelidir, ferrik formların emilimleri yeterli değildir. Doz adultlarda 200 mg/gün, çocuklarda 1.5-2 mg/kg/gün 2-3 dozda verilebilir. Ancak intermittant (haftada 2 gün) tedaviler de önerilmektedir. Tedaviye en az 3-6 ay devam edilmelidir. Parenteral demir tedavisi: Endikasyonları: 1. ağır DEA varsa, 2. oral verilen preparatları tolere edemiyorsa, 3. düzgün ilaç kullanamıyorsa, 4. kan kaybı fazla ve oral ilaçla karşılanamıyorsa, 5. GİS hastalık varsa (ülseratif kolit gibi. Oral Fe ile hastalık agreve olur), 6. malabsorpsiyon varsa, 7. hemodializ hastası ise, 8. renal yetmezlik, kronik hastalık anemisi, otolog kan donasyonu gibi Epo ile birlikte kullanılacaksa parenteral demir tercih edilir. Normal Hb Hasta Hb Im doz = x 80 x 3,4 x 1,5 100 (Fe-dextran) Iv doz = 1-4 mg/kg/hf. (Fe sükroz = Venofer) (20 mg/ml) 5 ml (=100 mg) + 100 cc SF içinde / 60-90 dakikalık infüzyonla Iv hızlı verilirse hipotansiyon, ürtiker, bulantı, kusma nadiren anafilaksi olabilir. Ayrıca oral veya parenteral yüksek dozda demir alımı öldürücü olabileceği için dikkatli olunmalıdır. MEGALOBLASTİK ANEMİLER Megaloblastik anemiler genel olarak folik asit ve vitamin B 12 eksikliği sonucu gelişen anemilerdir. İki vitamin birbiriyle yakın olarak ilişkilidir, eksikliklerini birbirinden ayırmak bazen çok zordur. Folat Fizyolojisi Folat yeşil yapraklı sebzelerde tanımlansa da et (böbrek, karaciğer) ve mantarlar özellikle folattan zengindir. Diğer kaynaklar fındık, fıstık, portakal suyu, süt ürünleri, buğdaygiller ve tahılgillerdir. Yiyecekteki folat poliglutamattır, biyoyararlanım için monoglutamat olmalıdır. Günlük folat ihtiyacı 0.5 μg dir. Yiyecek alınması gereken folat 400 μg, gebe ve emziren kadınlarda 600 μg dir. Folat emilimi: Poliglutamatlar, glutamat karboksipeptidler tarafından monoglutamatlara çevrilir, ph 5.5 da çinko bağımlı enzim aracılı olarak jejunum fırçamsı kenarından emilir. Doyurulabilir emilim genel olarak redükte folat taşıyıcıları (RFC) ile, redükte folata yüksek afinite gösteren, fırçamsı kenardaki daha matür hücreler tarafından sağlanır. Redükte folat taşıyıcıları folatı hücreye taşır. Bu proteinin DNA sı izole edilmiştir. Hücre membranlarında özel folat reseptörleri gösterilmiştir, metil THF ı bağlarlar. Folatın endositozla hücreye alınımı sağlanır. Folatın üçte biri serbest dolaşır, bir kısmı nonspesifik olarak albumine bağlanır. Hücre içinde folatlar hızlıca poliglutamata çevrilirler. Hücre içindeki folatın %35 i mitokondridedir. Değişik folat havuzları vardır, 100 güne kadar olan değişik dönüşüm hızına sahiptir. Folat yeterli alınmadığı taktirde birkaç ayda hematopoezi sağlayamayacak kadar azalır. Kobalamin Fizyolojisi İnsanlar kobalamini ya kobalamin sentezleyen bakterileri ihtiva eden hayvanları yiyerek ya da süt, peynir, yumurta gibi hayvansal ürünleri yiyerek alırlar. Bitkilerde kobalamin yoktur. Günlük ihtiyaç yetişkinlerde 2.4 μg, infantlarda 0.1 μg dir. Kobalamin Emilimi: Kobalaminin barsaktan emilimi ve hücresel alımı protein bağlayıcılar ve özel reseptörler aracılığı ile olmaktadır. Kobalamin 9. MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM KURSU 47

SİPAHİ T. Nutrisyonel Anemilerde Yenilikler bağlayan 3 protein tanımlanmıştır (Tablo 2). TC II ve IF ün yapısı bilinmektedir. TC II nin tek nükleotid polimorfizmi tanımlanmıştır. Kobalamin yiyeceklerdeki bağlayıcı proteinlerden midede, asit ph da pepsinin yardımıyla ayrılır ve tükrükte bulunan HC / TC I e bağlanır. Duodenumda pankreatik salgıların ph ı nötralize etmesi ile kobalamin açığa çıkar, IF e bağlanır. IF-kobalamin kompleksi IF ün ileumdaki cubilin reseptörlerine bağlanır. Cubilin 460 kd luk bir glikoproteindir, transmembran parçası yoktur, transmembran proteini megalin e bağlanarak hücre içine alınır. Endositozdan sonra cubilin-if-cbl kompleksi ayrılır. Kobalamin TC II e bağlanır (holo-tc II), ileal hücrelerden bazolateral olarak portal kana geçer. Karaciğerde hepatositlerde TC II reseptörleri aracılığı ile hücreye alınır. Lizozomal TC II degradasyonu ile metionin sentetaza bağlanmak üzere kobalamin kana salınır, metil kobalamine çevrilir. Ayrıca kobalamin mitokondriye girer, adenozil kobalamine çevrilir. Vücut depoları: Yetişkinlerde total miktarı 2.5 mg dır. Günlük yaklaşık 1 μg kaybedilir. Bir kısmı bilier sistemle, çok az da renal tübüler sistemden kaçar. Kobalamin ve Folik Asit Eksikliğinde Megaloblastik Anemiler Metilen THF deoksiüridilatın deoksitimidilata dönüşümünde metilasyona ihtiyaç vardır. Folat eksikliği bu reaksiyonu direkt, kobalamin eksikliği ise indirekt etkiler. Diğer DNA işlemleri de defektiftir. Sonuçta hematopoetik öncüllerin interfazının değişik safhalarında duraklamalar gelişir. Kemik iliği aspirasyonunda morfolojik özellik nükleer sitoplazmik disosiyasyondur. Dev band hücreleri, bozuk şekilli, büyük çekirdekli metamyelositler, hipersegmente nötrofiller tipiktir. Eritrositlerde makrositoz olur, OEH artar (>97 fl). Gözyaşı hücreleri, poikilositoz, kabot halkası, Howell-Jolly cisimcikleri görülür. Anemi ilerledikçe nötropeni ve trombositopeni gelişir. Her üç hematopoetik seride inefektif hematopoez vardır. Nörolojik Bozukluklar Kobalamin eksikliği: Santral sinir sisteminin tüm bölümlerinde aksonal hasar ile demyelinizasyon olur, periferal sinirlerde demyelinizasyon olmadan aksonal dejenerasyon gelişir. Arka ve lateral bölümlerde hasar baskındır, spinoserebellar yollar etkilenir. Kobalamin eksikliği metionin sentezini etkiler ve nörolojik disfonksiyona neden olur. Kobalamin eksikliğinde nörolojik ve hematolojik bulguların varlığı ve ciddiyeti birbiri ile ters orantılıdır. Pozisyon duyusu kaybı, piramidal sistem bulguları, yürüme bozuklukları, ayakta hissizlik, titreme, derin duyu kaybı olur, tutulum aşağıdan yukarı doğru çıkar. İmpotans, mesane ve barsak kontrolü kaybı gelişebilir. Çocuklarda letarji, serebral atrofi, konvülsiyonlar, görme, koku, tat bozuklukları görülebilir. Yanlış olarak kullanılan folat tedavisi de nörolojik bozuklukların ortaya çıkmasına neden olabilir. Folat eksikliği: Nörolojik disfonksiyon nadiren bildirilmiştir. Folat metabolizmasındaki doğumsal bozukluklar nedeni ile çocuklarda ciddi myelopati ve beyin disfonksiyonu görülebilir. Diğer Klinik Bulgular Kobalamin eksikliğinde dil papillalarında atrofi, kırmızı dil, aftöz stomatit, mukozal değişiklikler de görülebilir. Laboratuvar Bulguları Kobalamin eksikliğinde MCV, MCH, serum LDH, Ind. bil., SD, ferritin, serum haptoglobulin, BK, trombosit sayısı. Pansitopeni anemi ilerledikçe gelişir. Demir eksikliği veya talasemi eşlik ederse MCV N / olabilir. Hastanın gerçek demir durumu tedaviye başladıktan sonra birkaç günde belli olur, SD giderek azalır. Hipersegmentasyon bir veya daha fazla nötrofilde altı veya daha çok lob olduğunu göstermek veya %5-6 hücrede beş segment göstermek altın standart denirse de, bu bulgunun sadece folat veya kobalamin eksikliğinde değil demir eksikliğinde de saptanabileceği bildirilmiştir. Kobalamin düzeyi genellikle 200-250 ng/l nin altındadır. Bazen klinik olarak belirgin eksikliği olan hastaların kobalamin seviyesi düşük olmayabilir, bu hastalarda kobalamin tedavisi verilmelidir. Kobalamin seviyesi folat eksikliğinde de düşer (%10 vakada), folat tedavisinden sonra düzelir. Bu hastalar kombine eksiklikten ayırt edilmelidir. Folat eksikliğinde serum folat düzeyi 2.5 μg/ L nin altındadır. Hemolizli kan örneklerinde kırmızı küre folatı plazmaya geçtiği için kan folat düzeyi yüksek çıkar. Kırmızı küre folatı: Metil THF %60.4, formil THF %26.3 başlıca folat kaynağıdır. Kırmızı küre folat seviyesi serum folat seviyesine göre doku folatının 48 9. MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM KURSU

SİPAHİ T. en doğru göstergesidir, 160 μg/l altındaki değerler düşük olarak kabul edilir. Homosistein düzeyi genellikle folat ve kobalamin eksikliğinde her ikisinde de artar. Ayrıca konjenital ve edinsel durumlarda da arttığı için spesifik değildir. Metilmalonik asit kobalamin eksikliğinde serum ve idrarda artar, homosisteine göre daha spesifik bir testtir. Serum seviyesi 280 nmol/l üstüne çıkınca artmış kabul edilir. Semptomatik kobalamin eksikliği olan hastalarda %98.4 MMA seviyesi artmış bulunur. Subklinik eksiklikte daha az yükselme olur. Deoksiüridin baskılama testi: Deoksiüridin kemik iliği hücrelerine in vitro ilave edilir, timidinin DNA a katılımını baskılar. Kobalamin ve folat eksikliğinde test olarak kullanılabilir. Ancak test laboratuvar şartlarında yoğundur ve kemik iliği aspirasyonu gerektirdiği için zahmetlidir. Kobalamin eksikliğinin nedenleri I. Dietle alım azlığı: A) Diet (<2 μg/gün) = vejeteryan beslenme, malnutrisyon, PKU dieti. B) Maternal kobalamin eksikliği II. Defektif kobalamin absorpsiyonu A) İntrensek faktör sekresyon bozukluğu 1. Konjenital intrensek faktör eksikliği 2. Juvenil pernisiöz anemi (otoimmun, gastrik atrofi) 3. Juvenil pernisiöz anemi + otoimmun poliendokrinopati 4. Juvenil pernisiöz anemi + IgA eksikliği 5. Gastrik mukozal hastalık (korozivler, gastrektemi) B) İnce barsakta absorpsiyon bozukluğu 1. Spesifik kobalamin malabsorpsiyonu 2. Jeneralize ince barsak hastalığı (rezeksiyon, Crohn hst, tbc, lenfosarkom, Zollinger-Ellison sendromu, Celiac hst, HIV, nekrotizan enterokolit) 3. Kobalamin ile kompetisyon: a) İnce barsakta bakteriyel çoğalma (fistüller, divertiküller, striktürler) b) Parazit enfestasyonları III. Transport defektleri A) Konjenital TC II eksikliği B) TC II nin geçici eksikliği C) TC I in parsiyel eksikliği (R-binder defekti) IV. Metabolizma defektleri A) Konjenital (Tablo 4 de verilmiştir) B) Kazanılmış 1. Karaciğer hastalığı 2. Protein malnutrisyonu 3. İlaçlar (p-aminosalisilik asit, kolşisin, neomisin, etanol, metformin, doğum kontrol ilaçları) Transkobalamin II eksikliği: TC II eksikliği kobalaminin hücre içine girişini önler. Serum kobalamin düzeyleri normaldir. Hayatın ilk yıllarında çocuklarda megaloblastik anemi ve büyüme geriliği görülür. Nörolojik bozukluk nadirdir, tanı gecikirse ve folat kullanılırsa olur. TC II tayini ile tanı konur. Sık kobalamin enjeksiyonuna cevap alınır, oral tedavi de kullanılmıştır. TC I eksikliği (haptocorrin): Düşük kobalamin seviyeleri ile karakterizedir. Megaloblastik anemi görülmez. Erişkinlerde tesadüfen kobalamin eksikliği araştırılırken saptanmış, HC / TC I ve laktoferrin kombine eksikliği gösterilmiştir. Folik asit eksikliği nedenleri I. Yetersiz alım A) Prematürite B) PKU dieti C) Malnutrisyon D) Keçi sütü ile beslenme E) Pişirme yöntemleri II. Absorpsiyon defektleri A) Konjenital: Megaloblastik anemi, nörolojik bozukluk, nöbetlerle ilk aylarda görülür. Yoğun parenteral ve intratekal tedavi gerektirir. B) Kazanılmış 1. Tropikal sprue 2. Celiac hastalığı 3. İnflamatuar barsak hastalığı 4. Cerrahi rezeksiyon, divertikül, gastrektomi 5. Geniş spektrumlu antibiotikler 6. İlaçlar, toksinler (alkol kullanımı, sülfosalazin, hidantoinler, valproik asit, TMS, primetamin, oral kontraseptifler 7. KİT sonrası III. İhtiyacın arttığı durumlar A) Hızla gelişme (gebelik, prematurite) B) Kronik hemolitik anemi C) Diseritropoetik anemi D) Malign hastalıklar, myeloproliferatif hastalıklar E) Hipermetabolik durumlar F) Siroz G) KİT IV. Folik asit metabolizma bozuklukları IV. Folik asit metabolizma bozuklukları A) Konjenital 1. MTHFR eksikliği Homozigot eksiklikte gelişme geriliği, konvülsiyonlar, mikrosefali, mye- 9. MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM KURSU 49

SİPAHİ T. Nutrisyonel Anemilerde Yenilikler lopati, tromboz görülebilir. Anemi görülmeyebilir. Semptomlar genellikle ilk yıllarda başlar, fakat hafif vakalarda yetişkinlik döneminde semptomlar görülebilir. 2. Glutamat formiminotransferaz eksikliği 3. Dihidrofolat redüktaz eksikliği B) Kazanılmış 1. Folat antagonistleri 2. Alkolizm 3. Karaciğer hastalığı 4. İlaçlar 5. Vitamin B 12 eksikliği V. Atılımın artması (kronik dializ, karaciğer hastalığı, kalp hastalığı) TANI Kobalamin eksikliğinden şüpheleniliyorsa: 1. Diet öyküsü, cerrahi işlem öyküsü 2. Schilling idrar ekskresyon testi: Hem IF, hemde B 12 nin intestinal absorpsiyonunu ölçer. 3. Schilling testi bozuk ise IF ile test tekrarlanır. Absorpsiyon varsa IF eksikliği söz konusudur. Absorpsiyon yoksa spesifik ileal vitamin B 12 malabsorpsiyonu (Imerslund Grasbeck) veya TC II eksikliği vardır. Bakteriyel kompetisyondan şüpheleniliyorsa tetra tedavisinden sonra test tekrarlanır. 4. Histamin stimulasyonundan sonra gastrik asidite, gastrik sıvıda IF düzeyi, IF e ve parietal hücrelere karşı serumda antikor tayini, gastrik biopsi tanıda kullanılabilir. 5. Serumda holo-tc II ölçümü 6. Baryumlu ince barsak grafileri, ince barsak biopsisi 7. Serum MMA ve homosistin düzeyleri 8. İdrarda persistan proteinüri Folik asit eksikliğinden şüpheleniliyorsa: 1. Diet ve ilaç alımı öyküsü 2. Malabsorpsiyon testi a) Oral 5 mg pteroglutamik asit, plazma düzeyini 100 ng/ml nin (1 saatte) üzerine çıkarır. Plazma düzeyinde artış yoksa konjenital folat absorpsiyon bozukluğu düşünülmelidir. b) 24 saatlik gaitada yağ ve kan D xylose testi 3. Üst GİS baryum çalışması 4. Üst GİS endoskopi, jejunum biopsisi 5. Konjenital folat metabolizma bozuklukları için enzim çalışmaları TEDAVİ Kobalamin eksikliği: Tanı konduktan sonra günde 25-100 μg önerilmektedir. Eğer kobalamin emilemiyorsa pernisioz anemideki gibi 100-1000 μg ayda bir kere Im olarak verilebilir. Oral tedavi de son on yılda daha uygun bir alternatif tedavi olarak bildirilmiştir. Tedavi ömür boyu kullanılacaksa monitorizasyona gereksinim vardır, oral ve parenteral tedavi sonrası fayda eşit olmayabilir, belli aralarla kontrol testleri yapılmalıdır. Tedavide siyanokobalamin preparatı kullanımı USA de ön plandadır, fakat hidroksikobalamin daha fizyolojiktir, bu nedenle tercih edilebilir. Tedaviye retikülosit cevabı, 3-4 günde başlar, 6-8. günde maksimum olur. Kan sayımı 8 haftada tamamen normale gelir. Kobalaminin tanımlanmış tek yan etkisi nadir allerjik reaksiyonlardır. TC II eksikliğinde hastalar yüksek dozda (1000 μg Im haftada 2-3 kez) kobalamin tedavisine cevap verirler. Folat eksikliği: Oral sentetik folik asit genellikle 1 mg dozda yeterli olmaktadır. Folat metabolizmasının doğumsal bozukluğu olan çocuklarda daha yüksek dozlara ihtiyaç vardır, genellikle parenteral uygulanır. Folik asit tedavisinden önce vitamin B 12 eksikliği mutlaka ekarte edilmelidir, çünkü kontrol edilemeyen nörolojik bozukluklar görülür. Folik asit tedavisine cevap hızlıdır, 1-2 günde klinik düzelme başlar, retikülosit 2-4 günde yükselir, 4-7 günde pik yapar. Tedaviye devam altta yatan hastalığa, persistans ve rekürrense bağlıdır. Folik asit toksisitesi minimaldir. Herediter dihidrofolat redüktaz eksikliğinde folik asite cevap yoktur, N- 5-formiltetrahidrofolik asite cevap alınır. Ayrıca dihidrofolat redüktaz inhibitörlerinin (methotrexate, pyrimethamin) toksik etkilerini tedavi etmek için de folinik asit kullanılır. Kaynaklar 1. Lewis SM. Introduction The global problem of nutritional anemias. Hematology 2005; 10 Supp 1: 224-226. 2. WHO. Guidelines for the control of iron deficiency anaemia in countries of the Eastern Mediterranean Middle East and North Africa 2002. 3. Umbreit J. Iron deficiency: a concise review. Am J Hematol 2005; 78: 225-31. 4. Lee GR, Herbert V. Nutritional factors in the production and function of erythrocytes. In: Lukens J, Paraskevas F, eds. Wintrobe s Clinical Hematology, Chap. 11 Williams and Wilkins Baltimore, USA 1998; p.228-266. 5. Kapur D, Agarwal KN and Agarwal DK. Nutritional Anemia and its control. Indian J Pediatr 2002; 69 (7): 607-616. 6. Andrews NC. Iron deficiency and related disorders. In: Lukens J, Green JP, eds. Wintrobe s Clinical Hematology, Chap. 28 Williams and Wilkins Baltimore 2005; p. 979-1009. 50 9. MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM KURSU

SİPAHİ T. 7. Lanzkowsky P. Iron defiency anemia. In: Pediatric Hematology and Oncology 2005; p. 31-46. 8. Andrews NC. Disorders of iron metabolism and sideroblastic anemia. In: Nathan and Oski s Hematology of Infancy and Childhood. Chap. 12 Philadelphia: WB Saunders 2003; p. 456-497. 9. Sipahi T, Tavil B. Neutrophil hypersegmentation in children with iron deficiency anemia. Pediatr Hematol Oncol 2002; 19 (4): 235-8. 10. Tavil B, Sipahi T. Effect of twice weekly vs daily iron treatment in Turkish children with iron deficiency anemia. Pediatr Hematol Oncol 2003; 20 (4): 319-26. 11. Sipahi T, Köksal T. The effects of acute infection on hematologic parameters. Pediatr Hematol Oncol 2004; 21: 513-20. 12. Sipahi T, Karakurt C. Acute iron ingestion. Indian J Pediatr 2002; 69 (11): 947-9. 13. Whitehead VM. Rosenblatt DS, Cooper BA. Megaloblastic anemia. In: Nathan and Oski s Hematology of Infancy and Childhood. Chap. 11 Philadelphia: WB Saunders 2003; p. 419-455. 14. Carmel R, Megaloblastic anemias: disorders of impaired DNA synthesis. In: Lukens J, Green JP eds. Wintrobe s Clinical Hematology. Chap. 43 Williams and Wilkins Baltimore 2005; p. 1367-1395. 15. Lanzkowsky P. Megaloblastic anemia. In: Pediatric Hematology and Oncology 2005; p. 47-70. 16. Lukaski HC. Vitamin and mineral status: effects on physical performance. Nutrition 2004; 20: 632-44. 17. Reghu A. Vitamin B 12 deficiency presenting as oedema in infants of vegetarian mothers. Eur J Pediatr 2005; 164: 257-258. 18. Krishnaswamy K. Importance of folate in human nutrition. Br J Nutr 2001; 85: 115-124. 19. Tavil B, Sipahi T. Masked deficit of vitamin B 12 in a Turkish girl with thalassemia. Pediatr Hematol Oncol 2004; 21: 363-365. 20. Cetin M, Altay C. Efficacy of oral vitamin B 12 treatment in children. J Pediatr 2001; 139 (5): 754. 21. Whitehead MV. Acquired and inherited disorders of cobalamin an folate in children. Br J Hematol 2006; 134 (2): 125-136. 22. Devalia V. Diagnosing vitamin B-12 deficiency on the basis of serum B-12 assay. BMJ 2006; 333 (7564): 385-6. 9. MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM KURSU 51