Toplum kökenli pnömoni olgular nda serum D-dimer düzeylerinin prognostik de eri

Benzer belgeler
FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ

Aktif Akci er Tüberkülozlu Olgularda Plazma D-Dimer Düzeyi

PULMONER VENÖZ TROMBOEMBOL L HASTALARDA TANI SÜRES VE MAL YET ANAL Z

Pnömonili Çocuk Olgularda D-dimer Düzeylerinin Değerlendirilmesi Evaluation of Serum D-dimer Levels in Children with Pneumonia

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

TÜBERKÜLOZ EP DEM YOLOJ S

KIRKDOKUZ PULMONER EMBOL OLGUSUNUN RETROSPEKT F DE ERLEND R LMES

FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ

Yetmifldört yafl nda, 60 paket/y l sigara içme


Diabetes Mellitusun Kronik Obstrüktif Akci er Hastal Ataklar n n Seyri Üzerindeki Etkisi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

SOLUNUM SIKINTISI OLAN TERM YENİDOĞANA YAKLAŞIM. Dr.Duran Karabel

Toplum Kökenli Pnömonilerde Hastane Mortalitesi ve Ulusal Pnömoni Tan ve Tedavi Rehberine Göre De erlendirme

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER

Ciddi Toplum Kökenli Pnömonilerin Prognozunda Klinik Parametrelerin Rolü

TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİ: KİMİ AYAKTAN VE NE İLE TEDAVİ EDELİM?

Manisa linde Okul Ça Çocuklar nda Tüberküloz Taramas

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

T bbi Makale Yaz m Kurallar

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Acil Servise Baflvuran Yüksek D-dimer Düzeyli Hastalarda Tan Da l m ve D-dimer Düzeylerinin Hastaneye Yat fl ve Ölüm Oranlar ile liflkisi

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Prof. Dr. Abdullah Sayıner

Yoğun bakımda izlenen toplum kökenli pnömoni olgularının hastalık ağırlık skorlamaları ve mortalite üzerine etkili faktörler

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

nvaziv Mekanik Ventilasyon Uygulanan Kronik Obstrüktif Akci er Hastal kl Olgularda Prognozu Belirleyen Etkenler

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

ÖZET. Anahtar Kelimeler: HCV-HBV koinfeksiyonu, viral interferans Nobel Med 2010; 6(3): Bulgular: De erlendirmeye al nan olgulardan 13'ü

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

Ankara Bölgesinde Sa l kl Bireylerde HAV, HBV, HCV Seropozitifli inin Yafl ve Cinsiyete Göre Da l m

A. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanan makaleler

Malign Patolojisi Olmayan Solunum Yo un Bak m Hastalar nda Mortalite H z ve Yüksek Riskli Hastan n Belirlenmesi

Yoğun Bakım Ünitesinde Venöz Tromboembolizm Profilaksisi

AKC ER KANSERL HASTALARDA HEPAT T C V RÜSÜ PREVALANSI

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

Hastaneye Yatarak veya Yoğun Bakımda Tedavi Görmesi Gereken Toplum Kökenli Pnömonilerde Mortaliteyi Etkileyen Faktörler #

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Pnömokokal hastal klar

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi, Anestezi Yoğun Bakım Ünitesi, Yenişehir, İzmir 2

Dalakda uzun süreli konjesyon hemosiderin birkimi ve fibrozise (siderofibrotik odak) yol açar. Bunlara Gamna Gandy cisimciği denir.

Hastane nfeksiyonlar n n Sürveyans ve Amerika Ulusal Nozokomiyal nfeksiyon Sürveyans Sistemi: II

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

KOAH l Hastalarda Beslenme Durumu ve Solunum Fonksiyonlar

Pulmoner Emboli D Dimer ve diğer Biyobelirteçler

Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği

Yüzüncü Y l Üniversitesi, T p Fakültesi Araflt rma Hastanesi, Çocuk Sa l ve Hastal klar AD, Çocuk Nefroloji BD, Van 2

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM

Trafik Kazas Nedeniyle Baflvuran Hastalar n

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

Toplum Kökenli Pnömonilerde Hastalık Şiddeti ile Akut Faz Reaktanları Arasındaki İlişki #

Doç. Dr. Ali Tamer, 1 Dr. Esin Korkut, 2 Dr. U ur Korkmaz, 3 1

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı

Sepsis Hastalarının Yoğun Bakımdan Servise Taburculukta ph, LDH ve Kalp Hızının Sistematik Değerlendirilmesi

KOAH Akut Atakta Serum Trigliserit Düzeyinin Spirometrik De erler ve Balgam Kültür Sonuçlar ile liflkisi

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yo un Bak m Ünitesinde Obstetrik Olgular

KOAH AKUT ATAK TEDAV S NDE NON NVAZ F POZ T F BASINÇLI VENT LASYONUN ETK NL

Olgu Eşliğinde Sepsise Yaklaşım

Ventilatörle liflkili Pnömoni Olgular n n De erlendirilmesi

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

CİDDİ KOMORBİDİTESİ OLAN SEMPTOMATİK PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA RADYOFREKANS ABLASYON SONUÇLARI

Sigara çenlerde ve çmeyenlerde Akci er Kanseri: Genel Özelliklerde Farkl l k Var m?

Yo un Bak m Ünitesinde nvaziv Alet Kullan m ile liflkili Nozokomiyal nfeksiyon H zlar

1. Yalçınsoy M, Cetintaş G, Yazıcıoğlu Moçin O, Acartürk E, Güngör G, Kalamanoğlu Balcı M, Saltürk C, Ertuğrul M, Adıgüzel N, Karakurt Z.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

ALT SOLUNUM YOLLARI ENFEKS YONLARINDA TANI

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Endokrin Testler Cep K lavuzu

Gö üs Hastal klar Klini inde Yatan Hastalarda Anksiyete ve Depresyon Düzeyleri ile Sosyodemografik Faktörlerin ve Hastal k Tan lar n n liflkisi

Gö üs Hastal klar nda Mortalite

ÖZET. Anahtar Kelimeler: Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEBF), benign pleural effusion, eksüda, tran-

Göğüs ağrılarının ayırıcı tanısı. Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Akut Viral Hepatit A ve B Olgular n n De erlendirilmesi

Renovasküler Hipertansiyonda Doppler US

KOAH LI OLGULARDA B YOK MYASAL BESLENME PARAMETRELER LE HASTALI IN fi DDET ARASINDAK L fik

ZOR VAKALAR Doç. Dr. Cuma Yıldırım

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ

Periferik Vasküler Hastalıklarda Kanıta Dayalı Yaklaşım

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Türk Toraks Derneği. Çocuklarda Toplumda Gelişen Pnömoni Tanı ve Tedavi Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

TÜBERKÜLOZ TANISINDA YEN B R MMUNOLOJ K TEST (QUANTIFERON)

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

Akut İshalli Çocuklarda İshal Etkenleri, Çevresel Etkenler ve Diyette Doğal Probiyotik Tüketiminin İshal Şiddeti İle İlişkisi

APAH: konjenital kalp hastalığı. Prof. Dr. Sanem Nalbantgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD 2015 ADHAD 2. PAH OKULU

Transfüzyon İlişkili Akut Akciğer Hasarı Prof.Dr.İdil YENİCESU Gazi Üniversitesi- Tıp Fakültesi

C. Gökhan Orcan, Ömer F. Nas,. Gökhan Çavuflo lu, Oktay Alan, Hakan K l ç, A. Ulca Uyguç, S. Burkay Öztürk, Emin Ulutafl, Hakan Cebeci

Transkript:

Toplum kökenli pnömoni olgular nda serum D-dimer düzeylerinin prognostik de eri Erkan RODOPLU, Ahmet URSAVAfi, Hayrettin GÖÇMEN, Funda COfiKUN, Esra UZASLAN, R. Oktay GÖZÜ Uluda Üniversitesi T p Fakültesi, Gö üs Hastal klar Anabilim Dal, Bursa ÖZET Amaç: D-dimer fibrinolitik sistem aktivasyonu sonras fibrin y k m sonucu oluflur. Serum D-dimer düzeyinin potansiyel kullan m venöz tromboembolizm için tarama testi olsa da di er bozukluklardaki rolü iyi tan mlanmam flt r. D-dimer düzeyleri ve toplum kökenli pnömoni (TKP) olan hastalar n son durumlar aras ndaki iliflki hakk nda fazla bilgi yoktur. Bu çal flman n amac TKP olan olgularda serum D-dimer düzeyinin prognostik de erini araflt rmakt r. Gereç ve yöntem: Ocak 2006 Eylül 2006 tarihleri aras nda toplum kökenli pnömoni tan s alan 64 ve pulmoner emboli tan s konulan 45, toplam 109 hasta prospektif olarak çal flmaya dahil edildi. Ayr ca 20 sa l kl eriflkin ile kontrol grubu oluflturuldu. Çal flmaya dahil edilen olgular n demografik özellikleri, fizik muayene ve laboratuvar bulgular kaydedildi. Pnömoni grubundaki hastalar pnömoni fliddet indeksi (PSI) ile de erlendirildi. Bu üç gruptaki olgular n serum D-dimer düzeyleri lateks destekli turbidimetrik yöntem ile ölçüldü ve birbirleriyle k yasland. Bulgular: Serum D-dimer düzeyleri pulmoner emboli grubunda (748.3±769.6 μg/l) di er iki gruba göre ve TKP grubunda (357.8±294.7 μg/l) kontrol grubuna (149.7±99.6 μg/l) göre anlaml derecede yüksek bulundu (p<0.05). Serum D-dimer düzeyleri ile pnömoninin radyolojik yayg nl ve PSI aras nda anlaml bir iliflki mevcuttu. Sonuç: Serum D-dimer düzeyinin TKP olgular nda prognozu tahmin etmede yararl olabilece i sonucuna vard k. Anahtar kelimeler: D-dimer, prognoz, toplum kökenli pnömoni SUMMARY Prognostic value of serum D-dimer levels in patients with community acquired pneumonia Aim: D-dimer results from the fibrin breakdown after fibrinolytic system activation. Although the potential use of serum D-dimer levels has been assessed as a screening test for venous thromboembolism, its role in other disorders has not been as well defined. Little is known about the relationship between D-dimer levels and the clinical outcomes of patients with community-acquired pneumonia (CAP). The aim of this study was to investigate the prognostic value of plasma D-dimer levels in patients with CAP. Material and methods: This prospective study was conducted between January 2006 to September 2006 including 64 cases diagnosed as CAP, 45 cases as pulmonary emboli and 20 cases for control group. The demographic characteristics, physical examination findings and laboratory test results of cases were recorded. The severety of cases in pneumonia group were assessed with Pneumonia Severity Index (PSI). Among three groups levels of D-dimer in serum were measured with latex buttressed turbidimetric method for quantitative determination and compared. Results: Serum D-dimer levels were higher in patients with pulmonary embolism (748.3±769.6 μg/l) when compared other two groups and it was higher in CAP (357.8±294.7 μg/l) group when compared to controls (149.7±99.6 μg/l) Yaz flma adresi (Address for correspondence) Uzm. Dr. Ahmet Ursavafl. Uluda Üniversitesi Tıp Fakültesi Gö üs Hastalıkları Anabilim Dalı, Görükle 16059 Bursa Tel.: (0224) 295 09 21, e-posta: ahmetursavas@hotmail.com Al nd tarih: 28.06.2007, revizyon sonras al nma: 28.08.2007, kabul tarihi: 01.12.2007 9

Ahmet Ursavafl ve ark. (p<0.05). A significant relationship was found between the presence of elevated D-dimer levels and radiologic pneumonia extension and PSI. Conclusion: We concluded that D-dimer levels could be useful for predicting clinical outcome in patients with CAP. Key words: community-acquired pneumonia, D-dimer, prognosis G R fi Pnömoni, alt solunum yollar n n do al savunma mekanizmalar ndan bir veya birkaç nda meydana gelen de ifliklik sonucu, akci er parankiminin mikroorganizmalarla invazyonu ve pulmoner dokunun eksüdatif konsolidasyonudur (1).Pnömoni ngiltere ve ABD de ölüm nedenleri aras nda alt nc s ray, infeksiyonlara ba l ölümler aras nda ise birinci s ray almaktad r (2). Toplum kökenli pnömonide (TKP) mortalite, ayaktan tedavi edilen hastalarda %1-5 iken hastanede tedavi edilen olgularda %12 ye, özellikle yo un bak m deste i gerektiren hastalarda ise %40 a ulaflmaktad r (3). Serum D-dimerleri, endojen fibrinolitik sistemin fibrini y kmas ile oluflur. Günümüzde koagülasyon aktivitesini en iyi gösteren laboratuvar belirtecidir (4). Akut koroner sendrom, periferik damar hastal klar, derin ven trombozu, pulmoner emboli, akut inme, gebelik, orak hücreli anemide hemolitik krizler, malignite, cerrahi, konjestif kalp yetersizli i, kronik böbrek yetersizli i gibi fibrinin oluflumu ve y k lmas n artt ran durumlarda D-dimer seviyeleri yükselir (5,6). D-dimer düzeyleri ile TKP iliflkisini araflt ran az say da çal flma mevcuttur. ntravasküler ve ekstravasküler koagülasyonun akut ve kronik akci er hasar ile iliflkili oldu u ileri sürülmüfltür (7). Çal flmam z n amac, TKP de hastal n a rl n göstermede iyi bilinen skorlama sistemleri olan Pnömoni fiiddet ndeksi (PSI: Pneumonia Severity Index) ile D-dimer düzeyleri aras nda bir iliflkiyi inceleyerek TKP de prognoz tahmininde serum D-dimer düzeyinin etkinli ini araflt rmakt r. GEREÇ VE YÖNTEM emboli tan s konulan 45, toplam 109 hasta prospektif olarak çal flmaya dahil edildi. Ayr ca 20 sa l kl eriflkin ile kontrol grubu oluflturuldu. Çal flma için lokal etik kurul onay al nd ve çal flmaya kat lan tüm olgulara bilgilendirilmifl onam formu imzalat ld. Çal flma d fl b rakma kriterleri Herhangi bir malignite, bilinen p ht laflma ve kanama bozuklu u, dissemine intravasküler koagülasyon, kronik renal yetmezlik, vaskülit veya orak hücreli anemi olanlar, gebeler ve 18 yafl ndan küçük olanlar, ayr ca TKP grubunda tromboembolik olay geçirme öyküsü olanlar çal flma d fl b rak ld. Klinik bilgilerin toplanmas Çal flmaya dahil edilen tüm olgular n demografik özellikleri, fizik muayene ve laboratuvar bulgular (lökosit, hemoglobin, hematokrit, glukoz, sodyum, potasyum, üre, kreatinin, CRP, sedimentasyon) kaydedildi. TKP grubundaki tüm hastalara bafllang ç ve kontrol PA akciger grafisi çekildi. Hastalar akci er grafilerindeki görünümlere göre lober ve multilober olarak iki gruba ayr ld. Tüm TKP hastalar ndan balgam ve kan kültürleri ile balgam n gram boyamas için örnek al nd. Pnömoni grubundaki hastalar pnömoni fliddet indeksi (PSI) ile de erlendirildi (Tablo I) (8). PSI ne göre <51 grup I, 51-70 grup II, 71-90 grup III, 91-130 grup IV ve >130 grup V olarak belirlendi. Grup I-II-III düflük risk, grup IV orta risk ve grup V ise yüksek risk olarak de erlendirildi. Pulmoner emboli nedeni ile çal flmaya al nan hastalarda da pulmoner emboli için risk faktörleri belirlendi. Pulmoner embolili olgular, pulmoner arter yata n n tutulma derecesine göre masif ve masif olmayan olarak iki gruba ayr ld. Hastalar Çal flmaya dahil etme kriterleri Ocak 2006 - Eylül 2006 tarihleri aras nda Gö üs Hastal klar AD nda ard fl k olarak toplum kökenli pnömoni tan s alan 64 ve pulmoner Serum D-dimer ölçümü Tüm hastalar n serum D-dimer düzeyleri, Biyokimya Anabilim Dal merkez laboratuvar nda hiçbir tedavi uygulanmadan al nan serumdan ölçüldü. D-dimer düzeyi ölçümü lateks takviyeli 10

Toplum kökenli pnömoni olgular nda serum D-dimer düzeyleri türbidimetrik yöntem ile yap ld. Normal s n r de er 125-375 μg/l olarak kabul edildi ve 375 μg/l üzeri pozitif olarak de erlendirildi. Tablo I: Pnömoni fliddet indeksinde kullan lan puanlama sistemi Hasta özelli i Puan Demografik faktörler Yafl Erkek Y l cinsinden yafl Kad n Y l cinsinden yafl -10 Bak m evinde kalma +10 Efllik eden hastal k Neoplastik hastal k +30 Karaci er hastal +20 Konjestif kalp yetmezli i +10 Serebrovasküler hastal k +10 Renal hastal k +10 Fizik inceleme bulgusu Mental durumda de ifliklik +20 Solunum h z > 30/dakika +20 Sistolik kan bas nc < 90 mmhg +20 Atefl < 35 veya > 40 +15 Nab z > 125/dakika +10 Laboratuvar bulgular veya radyografik bulgular Arteryel ph < 7.35 +30 Kan üre nitrojeni > 30 mg/dl +20 Sodyum < 130 meq/l +20 Glukoz > 250 mg/dl +10 Hematokrit < %30 +10 Arteryel parsiyel oksijen bas nc < 60 mmhg +10 Plevra s v s +10 statistiksel analiz statistiksel analiz Biyoistatistik Anabilim Dal nda, SPSS 14.0 program kullan larak yap ld. Tüm de iflkenlerin da l mlar Shapiro-Wilk testi ile de erlendirildikten sonra normal da lan de iflkenlerin karfl laflt r lmas için non-parametrik testler kullan ld. Gruplar aras karfl laflt rma ve korelasyonlar için Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U testleri kullan ld ; p<0.05 anlaml olarak kabul edildi. Sonuçlar ortalama ± standart sapma olarak verildi. BULGULAR Demografik özellikler TKP tan s alan 64 olgu (51 erkek, 13 kad n; yafl ortalamas 63.1±11.7), pulmoner emboli tan s alan 45 olgu (17 erkek, 28 kad n; yafl ortalamas 61.9±10.6) ve sa l kl kontrol grubu olarak 20 olgu (4 erkek, 16 kad n; yafl ortalamas 48.6±6.7) çal flmaya dahil edildi. TKP ve pulmoner emboli grubunda yafl ve cinsiyet aç s ndan anlaml fark saptanmad. Kontrol grubu olgular di er iki gruba göre anlaml derecede genç yaflta idi. TKP, pulmoner emboli ve kontrol grubunda serum D-dimer düzeyleri Serum D-dimer düzeyleri; TKP olgular nda 357.8±294.7 μg/l, pulmoner emboli olgular nda 748.3±769.6 μg/l, kontrol grubunda 149.7±99.6 μg/l olarak saptand. Serum D-dimer düzeyleri, pulmoner emboli grubunda di er iki gruba göre ve TKP grubunda kontrol grubuna göre anlaml derecede yüksekti. PSI, pnömoninin radyolojik yayg nl ve mortalite ile serum D-dimer iliflkisi TKP grubunda pnömoni siddet indeksi (PSI) ortalamas 104.4±36.5 olarak saptand. TKP grubundaki hastalar PSI ne göre hafiften a ra do ru 5 gruba ayr ld. Ortalama serum D-dimer düzeyleri I.grupta 195.7±88.3 μg/l, II.grupta 310±185.2 μg/l, III.grupta 210.9±100.5 μg/l, IV.grupta 433.6±397.9 μg/l ve V.grupta 416±182.7 μg/l olarak saptand (Tablo II). PSI ne göre a r gruplar n (grup IV ve V) D-dimer düzeyleri, en hafif gruba (grup I) göre anlaml derecede yüksek bulundu (p<0.05). Tablo II: PSI ile D-dimer düzeyleri PSI Olgu say s Serum D-dimer düzeyi (μg/l) I 5 195.7 ± 88.3 II 6 310 ± 185.2 III 12 210.9 ± 100.5 IV 27 433.6 ± 397.9* V 14 416 ± 182.7* *p<0.05, PSI grup IV ve V te D-dimer düzeyleri, grup I e göre anlaml derecede yüksek saptand TKP grubundaki 33 hastada PA akci er grafisinde lober tutulum, 31 hastada multilober tutulum mevcuttu. D-dimer düzeyleri multilober tutulumu olan hastalarda (458.6±376.6 μg/l), lober pnömonisi olan hastalara göre (263.2±137.6 μg/l) anlaml derecede yüksek saptand (p< 0.05). TKP grubundaki 64 hastadan 5 i kaybedildi. PSI ne göre bunlardan biri Grup III, biri Grup IV ve 3 ü Grup V idi. Grup III teki hastan n d fl nda kaybedilen hastalar n hepsinin D-dimer düzeyleri normal s n rlar n üzerinde saptand. TKP grubunda kaybedilen hastalar n D-dimer düzeyleri, yaflayan hastalara göre anlaml derecede yüksekti (642.7±232.7 μg/l ve 340.6±136.7 μg/l; p<0.05). 11

Ahmet Ursavafl ve ark. TARTIfiMA D-dimer intravasküler fibrin y k m sonucu oluflur. Serum D-dimer düzeyleri fibrinolitik sistem aktivitesinin bir belirteci olarak kabul edilmektedir. Pnömoni olgular nda geliflen vasküler konjesyon, alveoller içerisinde fibrin birikimine neden olabilmektedir. Fibrinolitik sistem aktivasyonu ve alveol boflluklar içerisindeki fibrinin y k m ile fibrin y k m ürünü olan D-dimer in serumda yükselebildi i bildirilmifltir (9,10). Çal flmam zda TKP olgular nda serum D-dimer düzeyleri, kontrol grubuna göre anlaml düzeyde yüksek saptand. A r pnömoni olgular nda serum D-dimer düzeyini etkileyebilecek önemli bir faktör de efllik eden sepsis ve dissemine intravasküler koagülasyon (D C) varl d r. Levi ve ark. (11) çal flmas nda; a r pnömoni olgular nda serum D-dimer düzeylerinin, C-reaktif protein (CRP), lökosit say s ve bakteriyemi ile iliflkisiz oldu unu oysa plevra s v s varl, pulmoner tutulumun yayg nl ve radyolojik görünüm ile korelasyon gösterdi ini bildirmifllerdir. Ayr ca D-dimer düzeylerinin alveoler veya intersitisyel pnömonisi olan hastalarda bronko-pnömonisi olanlara göre daha yüksek oldu unu saptam fllard r. TKP olgular nda tutulan akci er alanlar n n geniflli i ile D-dimer düzeyleri aras nda iliflki bulundu u ileri sürülmüfltür. Ribelles ve ark. n n (12) çal flmas nda; pnömoninin radyolojik yayg nl ile D-dimer düzeyleri aras nda anlaml iliflki mevcut iken, etken mikroorganizma ve daha önce kullan lan antibiyotikler ile D-dimer düzeyleri aras nda iliflki saptanmam flt r. Çal flmam zda pnömoninin radyolojik yayg nl ile serum D- dimer düzeyleri aras nda anlaml iliflki saptand. TKP olgular nda, hastal n a rl n n de erlendirilmesinde PSI ve yo un bak m gerektiren olgularda ek olarak APACHE II skoru s kl kla kullan lmaktad r. Shilon ve ark. (13) TKP li 68 hasta ile yapt klar çal flmada, PSI e göre grup IV ve V teki hastalar n D-dimer düzeylerinin, grup I-III teki hastalara göre anlaml düzeyde yüksek oldu unu saptam fllard r. Güneysel ve ark. (14) ise TKP li 51 olguda ELISA yöntemi ile yapt klar çal flmada fliddetli pnömonisi olan hastalarda, D- dimer düzeylerinin daha yüksek oldu unu saptam fllard r. Bu çal flmada, fliddetli pnömoni grubundaki ortalama D-dimer düzeyi 2438±2158 ng/ml iken, siddetli olmayan gruptaki ortalama D-dimer düzeyi 912±512.6 ng/ml olarak bulunmufltur. Ribelles (12) ve Shilon un (13) çal flmalar nda, APACHE II skoru ile serum D-dimer düzeyleri aras nda anlaml pozitif korelasyon saptanm flt r. Çal flmam zda literatür verileri ile uyumlu olarak PSI ile serum D-dimer düzeyleri aras nda anlaml iliflki mevcuttu. TKP olgular nda mortaliteyi etkileyen faktörler iyi tan mlanm fl olup, mortalite tahmini yapmak için farkl skorlama yöntemleri gelifltirilmifltir. Pnömoninin yayg nl, PSI ve APACHE II skoru ile iliflkili bulunan serum D-dimer düzeyinin, pnömonide mortalite ile de iliflkili oldu u ileri sürülmüfltür (15). Ribelles ve ark. (12) TKP olgular nda hastane içi mortaliteyi %12.6 olarak tespit etmifller, mortalite ile serum D-dimer düzeyleri aras nda güçlü bir korelasyon oldu unu bildirmifllerdir. Kollef ve ark. (16) medikal yo un bak m ünitesine yat r lan 123 hastada yüksek D-dimer düzeyleri ile mortalite aras nda anlaml iliflki saptam fllard r. Çal flmam zda TKP olgular nda hastane içi mortalite %7.8 olarak bulundu ve mortalite ile yüksek serum D-dimer düzeyleri aras nda anlaml iliflki mevcuttu. TKP ay r c tan s nda dikkate al nmas gereken önemli hastal klar ndan birisi de pulmoner embolidir. TKP ve pulmoner embolinin, semptomlar (nefes darl, öksürük, atefl, gö üs a r s, terleme) ve klinik bulgular (taflipne, taflikardi, siyanoz, ince raller) benzer olup rutin laboratuvar testleri (hipoksi, lökositoz) benzer özellikler gösterebilir. Ayr ca akci er grafisinde de (opasite, plevra s v s ) benzer bulgular görülebilir ve her iki hastal n insidans yafl ile birlikte artmaktad r. Bu benzerliklerden dolay TKP ve pulmoner embolinin ay r c tan s n yapmak zor olabilmektedir (17,18). TKP ve pulmoner emboli olgular nda serum D-dimer düzeyini karfl laflt ran çal flmalarda sonuçlar de iflkendir. Castro ve ark. n n (19) çal flmas nda, 52 pulmoner emboli ile 19 TKP olgusunda D-dimer in tan sal de eri araflt r lm flt r. Sintigrafi ile yüksek olas l kl pulmoner emboli saptanan grupta ortalama D-dimer düzeyi, düflük olas l kl gruptaki ve TKP grubundaki ortalama D-dimer düzeylerine göre anlaml derecede yüksek bulunmufltur. Ancak düflük olas l kl pulmoner emboli grubu ile TKP 12

Toplum kökenli pnömoni olgular nda serum D-dimer düzeyleri grubu aras nda D-dimer düzeyleri aç s ndan anlaml fark saptamam fllard r. Sa l kl kontrol grubu ile yapt klar karfl laflt rmada ise tüm hasta gruplar n n D-dimer düzeylerini anlaml derecede yüksek bulmufllard r. Riamondi ve ark. (20) çesitli endikasyonlar (akci er infeksiyonu, di er infeksiyonlar, neoplastik hastal klar, koroner ve serebrovasküler hastal klar, kalp yetmezli i, romatolojik hastal klar, venöz tromboemboli ve di er sebepler) ile hastaneye yatan 225 hastan n D-dimer düzeylerini de erlendirdikleri araflt rmalar nda; pulmoner emboli olgular n n D-dimer düzeylerini, koroner arter hastal, serebrovasküler ve romatolojik hastal olanlardan anlaml olarak yüksek saptam fllard r. TKP olgular nda D-dimer düzeylerinin normal s n rlar n üzerinde oldu unu ve pulmoner emboli grubu ile anlaml farkl l k göstermedi ini bildirmifllerdir. Atalay ve ark. n n (21) çal flmas nda ise, acil servise baflvuran 399 hastada lateks yöntemi ile D-dimer düzeyleri araflt r lm fl, hastalardan 38 ine pulmoner emboli ve 26 s na TKP tan s konulmufltur. D-dimer düzeylerini, pulmoner emboli tan s alan olgularda TKP olgular na göre anlaml düzeyde yüksek bulmufllard r. Çal flmam zda ise serum D-dimer düzeyleri, pulmoner emboli grubunda TKP grubuna göre anlam derecede yüksekti. Ayr ca her iki grupta D-dimer düzeyleri, kontrol grubuna göre anlaml derede yüksek bulundu. Sonuç olarak; TKP olgular nda serum D-dimer yüksekli i kötü prognoz ve yüksek mortalite iflareti olabilir. Çok yüksek D-dimer düzeyleri ise TKP den çok pulmoner emboliyi düflündürmelidir. in the diagnosis of deep vein thrombosis. Clin Lab Haemotol 1990; 12: 37-42. 6. Hager K, Platt D. Fibrin degradation product concentrations (D-dimer) in the course of ageing. Gerontology 1995; 41: 159-65. 7. Günther A, Mosavi P, Heinemann S, et al. Alveolar fibrin formation caused by enhanced procoagulant and depressed fibrinolytic capacities in severe pneumonia. Am J Respir Crit Care Med 2000; 161: 454-62. 8. Fine MJ, Auble TE, Yealye DM, et al. A prediction rule to identify low-risk patients with community-acquired pneumonia. N Engl J Med 1997; 23: 243-50. 9. Quick G, Eisenberg P. Bedside measurement of D-dimer in the identification of bacteremia in the emergency department. J Emerg Med 2000; 19: 217-23. 10. Kubzik L. The lung. In: Robbins SL, Cotran RS, Kumar V, Collins T (eds). Robbins Pathologic Basis Of Disease. 6th ed. WB. Saunders; 1999: 697-755. 11. Levi M, Schultz MJ, Rijneveld AW, et al. Bronchoalveolar coagulation and fibrinolysis in endotoxemia and pneumonia. Crit Care Med 2003; 31: 238-42. 12. Ribelles JMQ, Tenias JM, Grau E, et al. Plasma D-dimer levels correlate with outcomes in patients with communityacquired pneumonia. Chest 2004, 124; 4: 1087-92. 13. Shilon Y, Shitrit ABG, Rudensky B, et al. A rapid quantitative D-dimer assay at admission correlates with the severity of community acquired pneumonia. Blood Coagulation and Fibrinolysis 2003; 14: 745-48. 14. Güneysel Ö, Pirmit S, Karakurt S. Plasma D-dimer levels increase with the severity of community acquired pneumonia. Tüberkülöz ve Toraks Dergisi 2004; 52 : 341-47. 15. Shorr AF, Trotta RF, Alkins SA, et al. D-dimer assay predicts mortality in critically ill patients without disseminated intravascular or venous thromboembolic disease. Intensive Care Med 1999; 25: 207-10. KAYNAKLAR 1. Uyan Pamukçu A. Çocukluk ça nda pnömoniler. Galenos T p Dergisi 2004; 87: 66-80. 2. Bilgiç, Özhan HM. Pnömoniler. Gö üs Hastal klar Ders Kitab, Ege Üniversitesi Bas mevi, Bornova, zmir 1997; 93-107. 3. Garibaldi RA. Epidemiology of community-acquired respiratory tract infections in adults: incidence, etiology and impact. Am J Med 1985; 78: 32-7. 4. SieP.Thevalueoflaboratorytestsinthediagnosisofvenous thromboembolism. Haematologica 1995; 80: 57-60. 5. Chapman CS, Akhtar N, et al. The use of D-dimer assay by enzyme immunoassay and latex agglutination techniques 16. Kollef MH, Eisenberg PR, Shannon W. A rapid assay for the detection of circulating D-dimer is associated with clinical outcomes among critically ill patients. Crit Care Med 1998; 26: 1054-60. 17. Becker DM, Philbrick JT, Bachhuber TL, Humphries JE. D-dimer testing and acute venous thromboembolism. Arch Intern Med 1996; 156: 939-46. 18. Pieper CF, Rao KMK, Currie MS, et al. Age, functional status, and racial differences in plasma D-dimer levels in communitydwelling elderly persons. J Gerontol 2000; 55: 649-57. 19. Castro JD, Perez RE, Montaner L, et al. Diagnostic value of D-dimer in pulmonary embolism and pneumonia. Respiration 2002; 4: 229-33. 13

Ahmet Ursavafl ve ark. 20. RaimondiP, Bongard O, de Moerloose P, etal. D-dimer plasma concentration in various clinical conditions: implification for the use of this test in the diagnostic approach of venous thromboembolism. Thromb Res 993; 69: 125-30. 21. Atalay F, Tor M, Erboy F, Aç kgöz S. Acil servise basvuran hastalar n D-dimer düzeylerinin analizi. Toraks Dernegi 8. Y ll k Kongresi. 27 Nisan 1 May s 2005. Kemer/ Antalya. 14