Finansal İstikrarın Bankacılık Sisteminin Borç Verme Politikaları Üzerindeki Etkisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme



Benzer belgeler
KONYA İLİ SICAKLIK VERİLERİNİN ÇİFTDOĞRUSAL ZAMAN SERİSİ MODELİ İLE MODELLENMESİ

BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI

NET YABANCI İŞLEM HACMİ İLE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDA UZUN DÖNEMLİ İLİŞKİ VAR MIDIR? Cüneyt AKAR (*)

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

Birim Kök Testleri. Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

PETROL FİYATLARININ BORSA İSTANBUL SANAYİ FİYAT ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

TÜRK EKONOMİSİNİN ENERJİ BAĞIMLILIĞI ÜZERİNE BİR EŞ-BÜTÜNLEŞME ANALİZİ A CO-INTEGRATION ANALYSIS ON THE ENERGY DEPENDENCY OF THE TURKISH ECONOMY

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

Borsa Getiri Oranı ve Faiz Oranı Arasındaki İlişkinin Doğrusal Olmayan Yöntemlerle Analizi: Türkiye Örneği

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ

sbd.anadolu.edu.tr 73 Anadolu University Journal of Social Sciences Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi

Türkiye de Kırmızı Et Üretiminin Box-Jenkins Yöntemiyle Modellenmesi ve Üretim Projeksiyonu

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara e-posta: Geliş Tarihi/Received:

TÜRKİYE DE ELEKTRİK TÜKETİMİ, İSTİHDAM VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ

Birim Kök Testleri 3/24/2016. Bir stokastik sürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Bölüm 3 HAREKETLİ ORTALAMALAR VE DÜZLEŞTİRME YÖNTEMLERİ

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH

Hisse Senedi Fiyatlarıyla Yabancı İşlem Hacmi Arasında Nedensellik:

Türkiye nin İthalat ve İhracat Bağımlılığı: Seçilmiş Ülke Örnekleri Üzerine Ampirik Bir Uygulama

İMKB NİN LATİN AMERİKA BORSALARIYLA İLİŞKİSİ ÜZERİNE ÇOK DEĞİŞKENLİ GARCH MODELLEMESİ

İSTANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASI NDA EŞHAREKETLİLİK VE ASİMETRİK AYARLAMA

AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi. Cilt : 6 Sayı : 15 Sayfa: Kasım 2018 Türkiye. Araştırma Makalesi

YAPISAL KIRILMALAR VE KARBON EMİSYONU: KITA AVRUPA ÜLKELERİ İÇİN AMPİRİK BİR UYGULAMA. Ali ACARAVCI

THE CAUSALITY RELATION BETWEEN CONSUMER CONFIDENCE AND STOCK PRICES: CASE OF TURKEY. Abstract

TÜRK KATILIM BANKALARININ FON KAYNAKLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE BU BANKALARIN KLASİK BANKALARLA İLİŞKİLERİ ÜZERİNE BİR UYGULAMA 1

Birim Kök Testleri. Random Walk. Bir stokastiksürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Enflasyonun Borsa Performansı Üzerindeki Etkisi

TÜRKİYE DE FISHER ETKİSİNİN GEÇERLİLİĞİ: DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME YAKLAŞIMI

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

Box-Jenkıns Modelleri ile Aylık Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Uygulama

SORU SETİ 02 (REVİZE EDİLDİ) FİNAL KONULARI

RASYONEL BEKLENTLER DOAL ORAN HPOTEZ Türkiye çin Zaman Serisi Bulguları

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ

Reel ve Nominal Şokların Reel ve Nominal Döviz Kurları Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

Erkan Özata 1. Econometric Investigation of the Relationships Between Energy Consumption and Economic Growth in Turkey

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1,

TÜRKİYE DE REEL DÖVİZ KURU İLE KISA VE UZUN VADELİ SERMAYE HAREKETLERİ İLİŞKİSİ

DÖVİZ KURU POLİTİKALARI VE TÜRKİYE DE DÖVİZ KURU OYNAKLIĞININ ETKİLEŞİMLERİ

ULUSAL HİSSE SENETLERİ PİYASASI NDA ETKİNLİK

Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme

Avrupa Borç Krizinin Türkiye nin İhracatı Üzerindeki Etkileri The Effects of European Debt Crisis on Turkey s Exports

Para Talebinin Belirleyenleri ve İstikrarı Üzerine Bir Uygulama: Türkiye Örneği

Sabit Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme: Ampirik Bir Analiz

Stok-Akım Uyarlaması, Bütçe Açığı ve Kamu Borç Stoku Arasındaki İlişkiler: Küresel Kriz Bağlamında Avrupa Birliği Üyesi Ülkeler Üzerine Bir Analiz

TCMB FAĐZ KARARLARININ HĐSSE SENEDĐ PĐYASALARI ÜZERĐNE ETKĐSĐ

FİRMALARIN BANKA KREDİSİ KULLANIMINDA GÜVEN FAKTÖRÜNÜN ETKİSİ * THE EFFECT OF CONFIDENCE FACTOR ON USED OF BANK CREDIT BY FIRMS

YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK TESTLERİNİN KÜÇÜK ÖRNEKLEM ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Cari İşlemler Açığının Sürdürülebilirliğinin Çoklu Yapısal Kırılmalı Eşbütünleşme Yöntemi ile Sınanması

REEL DÖVİZ KURU VE DIŞ TİCARET DENGESİ İLİŞKİSİ:

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: )

Reel Kesim Güven Endeksi ile İMKB 100 Endeksi arasındaki dinamik nedensellik ilişkisi

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ

HİSSE SENEDİ FİYATLARI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ

DOĞAL GAZ DEPOLAMA ġġrketlerġ ĠÇĠN TARĠFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BĠRĠNCĠ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġstenecek Veriler

Tüketici Güveni ve Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki Nedensellik İlişkisi: Türkiye Örneği (2004: :01)

SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TABLO LİSTESİ

HİSSE SENEDİ FİYATLARI, ALTIN FİYATLARI VE HAM PETROL FİYATLARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİNİN ANALİZİ

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Eurasian Journal of Researches in Social and Economics Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi ISSN:

Türkiye de Dış Borçlanma-Ekonomik Büyüme İlişkisi: Dönemi

YABANCI HİSSE SENEDİ YATIRIMCILARI TÜRKİYE DE DÖVİZ KURU VOLATİLİTESİNİ ŞİDDETLENDİRİYOR MU?

TÜRKİYE DE KAMU HARCAMALARI DIŞ TİCARET AÇIKLARI ÜZERİNDE ETKİLİ Mİ? ARE GOVERNMENT EXPENDITURES EFFECTIVE ON TRADE DEFICITS IN TURKEY?

Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme Arasındaki Đlişkinin Ampirik Bir Analizi: Türkiye Örneği

A Study on the Estimation of Supply Response of Cotton in Cukurova Region

Çift Üstel Düzeltme (Holt Metodu ile)

TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC GROWTH IN TURKEY

ENFLASYON ve DOLAYLI VERGĐLERDEN ELDE EDĐLEN GELĐRLER ARASINDAKĐ ĐLĐŞKĐNĐN VAR YÖNTEMĐYLE ANALĐZĐ

Satın Alma Gücü Paritesinin Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan İçin Geçerliliği: Birim Kök ve Eşbütünleşme Analizi

BANKA KREDİ PORTFÖYLERİNİN YÖNETİMİNDE ÖDEMEME RİSKİ ANALİZİ: KALMAN FİLTRESİNE DAYANAN ALTERNATİF BİR YÖNTEM ÖNERİSİ

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

Türkiye de Bütçe Açığı, Para Arzı ve Enflasyon İlişkisi

Türkiye nin Kabuklu Fındık Üretiminde Üretim-Fiyat İlişkisinin Koyck Yaklaşımı İle Analizi

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ VE PARA POLİTİKALARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BÜTÇE AÇIĞININ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİN ANALİZİ

FİNANSAL PİYASA VOLATİLİTESİ VE EKONOMİ

Yaz Saati Uygulaması Anomalisinin İMKB 100 Endeks Getirisine Etkisinin Test Edilmesi

BİR YATIRIM ARACI OLARAK ALTIN İLE HİSSE SENEDİ ENDEKSİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ: TÜRKİYE ÜZERİNE AMPİRİK UYGULAMA 1

TÜRKİYE DE FAİZ, DÖVİZ VE BORSA: FİYAT VE OYNAKLIK YAYILMA ETKİLERİ

HİSSE SENEDİ PİYASALARINDA SÜRÜ DAVRANIŞI: BİST TE BİR ARAŞTIRMA HERDING IN STOCK MARKETS: A RESEARCH IN BIST Bahadır ERGÜN Hatice DOĞUKANLI

Anahtar Kelimeler Harvey Testi, Doğrusallık, Finansal Piyasalar, Etkin Piyasa Hipotezi.

TÜRKİYE DE DÖVİZ KURU KANALININ İŞLEYİŞİ: VAR MODELİ İLE BİR ANALİZ. Seyfettin ERDOĞAN * Durmuş Çağrı YILDIRIM **

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye'de İktisadi Özgürlük ve İstihdam İlişkisi: Bir Panel Veri Analizi

Mevsimsel Kointegrasyon Analizi: Güney Afrika Örneği. Seasonal Cointegration Analysis: Example of South Africa

Su Yapıları II Aktif Hacim

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GRAFİK LİSTESİ

Türkiye de Tüketim Eğilimi ve Maliye Politikası

YAPISAL KIRILMA DURUMUNDA SAĞLIK HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR UYGULAMA

MEVSİMSEL EŞBÜTÜNLEŞME TESTİ: TÜRKİYE NİN MAKROEKONOMİK VERİLERİYLE BİR UYGULAMA

Şeyma Çalışkan Çavdar Yildiz Technical University ISSN : scavdar@yildiz.edu.tr Istanbul-Turkey

Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyümeye Olan Etkisinin Türkiye Bağlamında Test Edilmesi

Reel Döviz Kuru Endeksinin Otoregresif Koşullu Değişen Varyanslılığının Analizi: İki Eşikli Tarch Yöntemi İle Modellenmesi

Kırılgan Beşlide Satın Alma Gücü Paritesi (SAGP) Hipotezinin Test Edilmesi The Test of Purchasing Power Parity Hypothesis for Fragile Five

Transkript:

Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme Öze Ekrem ERDEM * M. Faih İLGÜN ** Cüney DUMRUL *** 2008 yılında yaşanan küresel finansal kriz ülke ekonomilerini birçok açıdan ekilemişir. Krizin bankacılık siseminin yapısı üzerinde yıkıcı ekileri yanında, ekonomide yaşanan durgunluk genişleici poliikaları gündeme geirmiş, finansal kesime yönelik kurarma pakeleri kamu finansmanı üzerinde yük oluşurarak borçlanma ihiyacını arırmışır. Dolayısıyla, bankacılık siseminin yapısında meydana gelen değişiklikler ile kamu finansman dengesi arasındaki karşılıklı ekileşim, küresel kriz kapsamında daha önemli bir hale gelmişir. Bu çalışmada söz konusu ilişki Türkiye açısından ele alınmış, çalışmanın uygulama bölümünde finansal isikrarsızlıklar ile bankaların kamuya borç verme ercihleri arasındaki ilişki Türkiye açısından ARDL yönemiyle araşırılmışır. Analiz sonuçları Türk ekonomisinde finansal isikrarsızlıkların, bankacılık siseminin borç verme yapısını kamu sekörü lehine değişirdiğini gösermekedir. Anahar Kelimeler: Küresel Finansal Kriz, Finansal İsikrarsızlık, Kamu Finansmanı, Bankacılık Sisemi, Sınır Tesi JEL Sınıflaması: H63, E44 Absrac - The Effec of Financial Pressure on he Banking Lending Policy: A Review under he 2008 Global Crisis on he Turkey The global financial crisis in 2008 has affeced economies in many aspecs. Besides he devasaing effecs of he crisis on banks, expansionary policies have been revived in consequence of economic recession. On he oher hand, he recovery packages for financial secor have imposed a burden on public finance and herefore have increased borrowing requiremen. Consequenly, he ineracion beween he balance of public finance and he changes in srucure of banking sysem has become more imporan wihin he conex of global crisis. This paper invesigaes he associaion beween bank s lending sraegies and financial insabiliy in Turkish economy using ARDL approach o co-inegraion. The empirical resuls sugges ha financial insabiliy lead o change he lending srucure of banking secor for public secor in Turkish economy. Key Words: Global Financial Crises, Financial Insabiliy, Public Finance, Banking Sysem, Bound Tes. JEL Classificaion: H63, E44 * Prof. Dr. Erciyes Üniversiesi, İkisadi ve İdari Bilimler Fakülesi, İkisa Bölümü ** Yrd. Doç. Dr. Erciyes Üniversiesi, İkisadi ve İdari Bilimler Fakülesi, Maliye Bölümü **** Araş. Gör. Dr. Erciyes Üniversiesi, İkisadi ve İdari Bilimler Fakülesi, İkisa Bölümü BDDK Bankac l k ve Finansal Piyasalar Cil:5, Say :1, 2011 9

1. Giriş 1970 li yılların oralarından iibaren gelişmiş ve gelişmeke olan ülkelerde uygulanan finansal serbesleşme poliikalarının ardından 1980 li ve 1990 lı yıllarda birçok finans krizi yaşanmışır. Bunun yanında, küreselleşmenin doğası gereği bir ülkede yaşanan kriz yayılmacı ekilerle çevre ülkelere ve haa üm dünyaya yayılan bir özellik gösermeye başlamışır. Ancak, 2000 li yıllara doğru ABD nin genişleyen ekonomisinin verdiği hızla dünya ekonomisinde bir likidie bolluğu oluşmuş ve bu bolluk finans piyasalarında aşırı dalgalanmalara yol açabilecek şekilde konrolsüz bir şekilde armışır. 2007 nin üçüncü çeyreğinden iibaren uluslararası bankaların zarar açıklamaya başlamasıyla 2008 yılında küresel kriz gelişmiş ülkelerde palak vermişir. Kriz ilk olarak ABD borsalarında hisse seneleri düşme eğilimine girmesi ile kendini gösermiş ve reel sekör üzerindeki ekiler ile firma bilançolarındaki olumsuz sonuçlar ise, 2008 in ikinci çeyreğinden iibaren görülmeye başlamışır. Krizin ABD de başlamasının sonucu ise, 2008 in son çeyreğinde küresel bir nielik kazanmasıdır. Esasında bankalar açısından finansal sıkınılar 2007 baharında başlamışır. İlk ekiler bankalararası piyasada kendisini gösermiş, bankalar ihiya saikiyle ve anî saışlara karşılık liki varlıklarını soklamaya başlamışlardır. Bu durum likidie sıkınısını daha da arırmış, ABD deki bazı bankalara ai olumsuz gelişmeler azalan güvenle birleşerek şokların bankalararası piyasadan diğer piyasalara hızla yayılmasına neden olmuşur. Oluşan finansal krizde fon ihiyacı armış; fonlara ulaşım imkânı azalmış, vadeler kısalmış ve sonuça finansman maliyeleri 2008 in ilk çeyreğinde arihin en yüksek seviyelerine ulaşmışır. Belirilen durum bankaların bilanço yapılarını ciddi şekilde ekilemişir. 1980 li yıllardan sonra oluşan krizlerin önemli bir ekisi de yayılma ekileri ile dünya genelinde ekilere sahip olmasıdır. Bu nedenle Türk ekonomisi 2008 yılında oluşan krizden ekilenmiş ve krize karşı malî ve finansal araçlarla savunma pozisyonuna geçmişir. Krize karşı Türk ekonomisinde ükeim vergilerinde indirime gidilerek iç piyasanın canlı uulmasına çalışılmışır. Böylesi bir poliikanın önemli bir sonucu, büçe açığının ve kamu kesimi borçlanma gereğinin armasıdır. Kamu kesimi borçlanma gereğinin iç piyasadan ve özellikle de bankalar üzerinden yapılması ile kriz esnasında merkez bankasının faiz oranlarında indirime gimesi birlike düşünüldüğünde, kriz yöneiminin bankalar ve kamu finansmanı açısından 10 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL

uygun bir sraeji ile uygulandığı iddia edilebilir. Bu çalışmada söz konusu sraejinin ayaklarından biri olan bankaların finansal isikrarsız dönemlerinde kamuya borç verme eğilimlerinin oraya koyulması amaçlanmakadır. Başka bir deyişle, çalışmada finansal isikrarsızlıklar karşısında kredi riskinin arması nedeniyle bankaların borç verme davranışlarındaki değişiklik ele alınacakır. Bu çerçevede çalışmanın emel amacı, bankaların kamuyu finanse emeleri ile finansal sisemde yaşanan dalgalanmalar arasındaki ilişkinin Türkiye bağlamında araşırılmasıdır. Belirilen amaç doğrulusunda finansal isikrarın anımı ve nedenleri oraya koyulacak; daha sonra Türk ekonomisinde krizin bankacılık sekörüne ekilerine ve alınan önlemlere değinilecek; ardından bu konuyla bağlanılı olarak krizin kamu maliyesi üzerindeki ekileri ele alınacakır Son olarak, bankaların kamu menkul kıymelerine olan alebi ARDL yönemi kullanılarak analiz edilecekir. Böylece, Türk ekonomisi için bankacılık siseminin borç verme sraejilerinde finansal sisemdeki isikrarsızlıkların ekisi değerlendirilecekir. 2. Finansal İsikrar Kavramı, Finansal İsikrarsızlığın Nedenleri ve Ölçülmesi Finansal isikrar, en basi anlamda, finans sisemini oluşuran piyasa ve kurumların işlevlerini sorunsuz bir şekilde yerine geirmesidir (Crocke 1996). Tanımı finans siseminde oraya çıkabilecek sorunları içerecek şekilde genişleecek olursak, finansal isikrar finans piyasalarında ikisadî kayıplara yol açabilecek fiya dalgalanmalarının gerçekleşmemesi ve/veya finans kurumlarının ve ilgili kurumların muhaaplarının, sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine geirmeleri; bunun karşılığında da diğer piyasa kaılımcılarının ercihlerini yansıan piyasa fiyalarında işlem yapabilme imkânlarının olması demekir (Ulusoy ve Karakur 2001). Bu anımlamalar ile genel ikisadî isikrar arasında bir bağ kuracak olursak, finansal isikrar finans piyasalarında fiya ve işlemlerin belli bir rend erafında aşırı dalgalanmaların yaşanmaması olarak da anımlanabilir. Finansal isikrarsızlık kavramı, 1970 li ve 1980 li yıllardan sonra gelişmeke olan ülkelerin finans sisemlerine yönelik poliikaların ardından daha fazla arışılan bir konu haline gelmişir. Tarışmalar finansal isikrarsızlığın nedenlerini espi eme ve böylece isikrarsızlığı önleme adına yoğunlaşmış ve birçok öneri gelişirilmişir. Bu açıdan finansal serbesleşme poliikaları ile birlike uluslararası finans sermayesinin harekeliliği, finansal isikrarsızlıkların emel nedenlerinden biri olduğu iddia edilmekedir. Uluslararası finans sermayesinin konrolsüz akışı ile finansal Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme 11

isikrarsızlıklar arasındaki ilişki uygulamalı lieraürde de ele alınmakadır. Sermaye akımlarının finansal isikrarsızlıklara yol açma kanalı döviz kurları üzerinden olmakadır. Niekim sermaye harekelerinin yol açığı döviz bolluğu veya kılığı, ulusal paranın aşırı veya eksik değerlenmesine yol açmaka, bu da döviz kurlarının aşırı dalgalanmasına neden olmakadır. Döviz kurundaki aşırı dalgalanmalar ise, spekülaif aaklar için uygun zemin hazırlamaka ve üm bunlar finans piyasalarındaki isikrarsızlıkları arırmakadır (Tobin 1978; Ulusoy ve Karakur 2001; Erdem ve Dumrul 2010). Monearislere göre finansal isikrarsızlıkların sebebi, para poliikasındaki yanlış uygulamalardır. Bu nedenle finansal isikrar ile parasal isikrar arasında yakın bir ilişkinin söz konusu olduğu monearisler arafından ileri sürülmekedir (Crocke 1996; Erdem ve Dumrul 2010). Keynesyen görüşün çağdaş yorumlarında ise, finansal isikrarsızlığın oluşmasında en önemli fakörler, eksik bilgi, piyasa haaları ve aksak rekabe gibi unsurlardır (Emek 2000). Bunlar özellikle gelişmeke olan ülkelerde uzun dönemli ve esaslı poliikalarla giderilebilecek yapısal sorunlardır. Belirilen yapısal sorunları giderilmesine yönelik kamu müdahalelerin, aynı zamanda finansal isikrarın sağlanmasına hizme edeceği bu görüş arafından savunulmakadır. Özele lieraürde geçen finansal isikrarsızlık nedenleri aşağıda gibi sıralanabilir 1 : Banka iflâsları, Hükümein finans piyasalarına müdahalelerinin ( düzenleme ve denelemelerin ) yeersiz kalması, Düşük ve dalgalı yur içi asarruf düzeyi, Küresel finans sisemindeki değişmeler ve buna bağlı olarak finansal işlem hacmindeki aşırı büyüme; aran sisemaik risk ve sermaye harekelerindeki aşırı dalgalanmalar, Yeni finansal ekniklerdeki karmaşıklığın arması, Büyük ölçekli finans kuruluşlarının yaşadığı sorunlar, 1 Finansal isikrarsızlığın belirilen nedenleri şu kaynaklardan derlenmişir: Ulusoy ve Karakur 2001; Galindo; Micco; Ordonez 2002; Singh 2002; Onur 2005; Erdem 2010a. 12 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL

Yanlış bilgilenme ve oplumsal bilinçsizliken kaynaklanan isikrarsızlık beklenileri ve bu beklenilerin kendi kendini besleyen nielike olması, Finansal serbesleşme sonrasında bankacılık siseminde aran rekabe, Mevdua garani siseminin ers seçim ve ahlâkî ehlike sorunlarına yol açabilecek şekilde uygulanmasıdır. Yukarıda sıralanan finansal isikrarsızlık nedenleri, esasen birbirleri ile ilişkilidir. Ancak, finansal isikrarsızlıkların oluşmasında emel eken ikisa poliikalarındaki eksiklikler, yanlışlıklar ve yeersizlikler olabilir. Niekim farklı ikisa okulları nihaî olarak poliika uygulamalarındaki belirilen hususlara dikka çekmekedirler. Bu okulların ayrıldığı noka ise, finansal isikrarsızlıkların önlenmesinde ikisa poliikaların müdahale ya da serbesleşme yönünde uygulanıp uygulanmayacağıdır. Uygulamalı çalışmalarda finansal isikrarsızlık ve/veya finansal krizlerin ölçümünde kukla değişkenler kullanılmakadır. Ancak, lieraürde faiz oranları, döviz kuru ve döviz rezervlerinden yola çıkılarak elde edilen finansal baskı endeksi gerek finans krizlerinin ahminde gerekse espiinde başarılı olduğu iddia edilmekedir. Bu endeks Denklem 1 de hesaplanmakadır. FBE YFO YDK YDR YFO YFO YDK YDK (1) numaralı denklemde yer alan (YFO) faiz oranlarının yüzde değişimi, (YDK) döviz kurlarının yüzde değişimini ve (YDR) merkez bankasının döviz rezervlerindeki yüzde değişimi gösermekedir. Bu denklemden görüleceği üzere, her bir seri oralamasından çıkarılıp sandar haasına bölünmekedir. Böylece, seriler arasında oluşabilecek birim farklılıklarının oraya çıkaracağı sorunlar sandarlaşırma yönemiyle giderilmekedir 2. Bu endekse yer alan değişkenler dikka edileceği üzere ikisa poliikası uygulamaları ile yakından ilgilidir. Başka bir deyişle, bu endeks finansal isikrarsızlıkların en önemli sebeplerinden biri olarak göserilen haalı ikisa poliikalarının sonuçlarını da yansıabilmekedir. YDR YDR (1) 2 Finansal baskı endeksi ile ilgili daha deaylı bilgi için bakınız: Kaminsky, 1998; Uygur 2001; Kaya ve Yılmaz, 2006; Ural ve Acar Balaylar, 2007; Erdem ve Dumrul, 2010. Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme 13

3. Türk Ekonomisinde Küresel Krizin Bankacılık Sisemine Ekileri ve Siseme Yönelik Müdahaleler Finansal isikrarsızlıkların bankacılık sekörünü ekilemesinde döviz piyasaları ve borç piyasalarındaki gelişmeler önem arz emekedir. Özellikle finansal krizlerde bazı merkez bankaları faiz oranlarında büyük çaplı indirimlere gimeke ve poliika faiz oranları sıfıra yaklaşmakadır. Belirilen poliika 2008 küresel krizinde birçok ülke arafından büyük ölçüde uygulanmışır. Bu şekildeki çok düşük faiz oranları daha sonra olabilecek muhemel şoklara karşı merkez bankalarının verebileceği epkiyi kısılamaya ek olarak bazı olumsuz sonuçları da beraberinde geirmekedir. Bu sorunlardan bazıları; kaynakların ekin olmayan ahsisi, özel kesim bilançolarında gerekli ayarlamaların erelenmesi, riskli varlıkların saın alınması ve kredi riskinin arması, uzun dönemli faiz oranlarının yükselmesi ile birlike bankaların kısa vadeli borçlanıp uzun vadeli kredi verme şeklinde vade uyumsuzluklarının yaşanmasına zemin hazırlaması, kamu maliyesinde reformların göz ardı edilmesi, azalan faiz gelirleri nedeniyle bankaların farklı alanlara yönelmeleri sonucu para piyasasındaki yapının bozulması olarak sıralanabilir. Yukarıda sıralanan sorunların Türk ekonomisinde 2008 krizinde çok fazla yaşanmadığı söylenebilir. Finansal sisemin %60 lık pay ile ağırlığının görüldüğü Türk bankacılık sekörü 2001 krizinden sonra gerek bankacılık siseminin işleyişine yönelik önlemler gerekse sisemdeki zayıf bankaların birçoğunun asfiyesi ile 2008 krizine girerken sağlam bir yapı arz emişir. Krizin ciddi anlamda ekisinin hissedilmeye başlandığı 2007 yılının son dönemlerinden iibaren bankaların özellikle sermaye yeerlilik oranı ve likidie gösergeleri düşüş göserse de, 2010 yılının ilk çeyreğinden iibaren gösergeler ekrar poziif yönlü harekei işare emişir. Niekim, bankacılık sekörünün oplam akif büyüklüğü, 2010 yılının Mar ayı iibarıyla son bir yıllık dönemde %14,2 lik arışla 860,5 milyar TL ye ulaşmışır. Türkiye de bankacılık sisemine ai emel bilanço büyüklükleri Tablo 1 de verilmişir. 14 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL

Tablo 1: Türkiye de Bankacılık Sekörüne Ai Temel Bilanço Büyüklükleri (Milyar TL) Kaynak: BDDK, 2010b 2010 yılının ilk çeyreği dikkae alındığında BDDK Performans Endeksi nin yükselme eğilimine girdiği, bankacılık sekörünün yur dışından borçlanma imkânlarının arığı, bankacılık sekörü arafından kullandırılan kredilerden doğan ahsili gecikmiş alacakların ve sekördeki akibe dönüşüm oranının bir önceki döneme göre azaldığı, sermaye yeerlilik oranının yasal limiin üzerinde olduğu, özkaynaklarda bir önceki dönemdeki arışın devam eiği ve sekörün oplam kârlılığının yükseldiği görülmekedir. Ancak, aynı dönemde piyasa riski, faiz oranı riski ve hisse senedi pozisyon riskiyle ilgili sermaye yükümlülüğünün yükselmesi söz konusu risklerin belirgin şekilde arığı anlamına gelmekedir. Maruz kalınan riskler sebebiyle bulundurulması gereken asgarî sermaye yükümlülüğünün %81,4 ü kredi riskinden, %14,1 i operasyonel risken, %4,6 sı piyasa riskinden meydana gelmekedir 3. Krizin ekisini gösermeye başlaması ile birlike Türkiye de finansal siseme yönelik olarak özele bankacılık seköründe kâr dağıımına sınırlama geirilmesi, zorunlu karşılık oranlarının düşürülmesi, Merkez Bankası ndan borçlanma vadelerinin uzaılması, menkul kıyme ve kredilerin yeniden yapılandırılması, Basel II sandarlarına uyum çalışmalarının hızlandırılması başa olmak üzere bir dizi edbir uygulamaya konulmuşur. Belirilenlerin yanında özel kesime yönelik olarak Varlık Barışı Yasası, gerçek kişilere kullandırılan kredilerde kesini oranlarının düşürülmesi, hisse senedi kazançlarında sopaj indirimi, döviz cinsinden ve dövize endeksli kredilerle ilgili düzenlemeler, kredi karı borçlarının yeniden yapılandırılması, 3 Veriler BDDK (2010a) ya dayanmakadır. Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme 15

poliika faiz oranlarında indirim uygulamaları ile krizin durgunluk oluşurucu ekileri en aza indirilmeye çalışılmışır (Erdönmez, 2009; Hazine Müseşarlığı, 2010a). Krizin ekilerini hafiflemek için alınan bu önlemlerin bankacılık sekörü üzerindeki ekilerini inceleyen Yolsal (2010) un sonuçlarına göre, Türkiye de krizin finansal sisem üzerinde ekilerinin en yoğun hissedildiği 2008 yılında mevdua bankalarının aslî görevleri olan kredi üreme konusunda verimlilik sağlayamadığı, bu nedenle menkul kıyme yaırımlarına yöneldiği anlaşılmakadır. 4. Küresel Krizin Kamu Finansmanına Ekileri ve Türk Ekonomisinde Kriz Sonrası Kamu Finansmanına İlişkin Gelişmeler Lieraürde finansal isikrarsızlıkların büçe üzerinde üç ür maliyeinin olabileceğinden bahsedilmekedir. Bunlar; (1) finans sisemine yönelik doğrudan kurarma maliyeleri (2) varlık saışı ile ükeim ve sermaye kazancındaki düşüşe bağlı olarak gerçekleşen vergi hâsılaındaki azalma, (3) varlık fiyalarındaki düşüşe bağlı olarak büçe dengesindeki kısa dönemli dalgalanmalar veya kamu borç servisi maliyeiyle oraya çıkan ikincil ekilerdir (ECB, 2009). Finansal isikrarsızlıkların ve krizlerin kamu maliyesi üzerinde ekileri bankacılık sisemini de yakından ilgilendirmekedir. Niekim, hükümelerin bankacılık sisemine olan güveni güçlendirmek ve kredi akışını güvence alına almak amacıyla bankacılık sisemine yönelik kurarma pakeleri büçe üzerinde bir maliye yaramakadır. Ayrıca, mevduaa ve kredilere sağlanan devle garanilerinden doğan olası maliyeler de bu kapsamda değerlendirilebilir. Söz konusu maliyelere kamunun üslenebilmesi bankacılık sisemi açısından finansal isikrarsızlık dönemlerinde önem arz emekedir. Kurarma maliyelerine ilave olarak kamu finansmanında bankaların yeri de finansal isikrarsızlıkların yaşandığı dönemlerde önemlidir. Zira, finansal isikrarsızlığın yaşandığı dönemlerde bankaların borç verme sraejilerindeki değişim bu kurumların kamu iç borçlanma senelerine yönelik aleplerini ekilemekedir. Devle borçlanma senelerinin geiri ve maliye koşullarındaki değişiklikler ise, yaırımcıların algıları ve ülkelerin kredi nolarındaki değişimler açısından önemli bilgiler vermekedir. Krizin neden olduğu finansman sorunları ve yaırımcıların güvensizlikleri hükümeleri daha kısa vadeli borçlanmaya zorlamaka; bankaları ise, likidiesi yüksek, vadesi düşük ve geri dönmeme riski düşük olan borç verme yönünde eşvik emekedir. 16 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL

Türkiye de de küresel krizin ekilerini gidermede uygulanan genişleici maliye poliikaları da büçe açığının armasına neden olmuşur. Söz konusu açığın finansmanı büyük ölçüde iç borçlanma ile sağlanmışır. Kamu kesimi faiz dışı dengesi 2009 yılında GSYİH nin %1.1 i seviyesinde açık verirken merkezî yöneim büçe dengesi milli gelire oranla %5.5 açık vermiş, bunun sonucunda AB anımlı genel yöneim borç sokunun 4 GSYİH ye oranı ararak 2008 yılı sonundaki %39.5 en 2009 da %45.5 e ulaşmışır. Bu şekli ile Türkiye nin AB anımlı genel yöneim borç soku 2009 yılının genelinde Ora Vadeli Program da öngörülen %47.3 en ve Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin oralama borç seviyesinden (%73.6) daha düşük bir düzeyde gerçekleşmişir. Merkezî yöneim oplam borç soku ise, 2010 Aralık sonu iibariyle 473.3 milyar TL seviyesine ulaşmışır. Söz konusu sokun %74.5 i iç borçlardan oluşurken, %25.5 ini dış borçlar oluşurmakadır 5. Toplamda bakıldığında kamu ne borç sokunun, 2009 yılı sonu iibarıyla GSYİH ye oranı 2008 deki %28.2 lik düzeyinden %32.5 e yükselmişir. 2010 yılının ilk dör ayında büçe giderleri bir önceki yılın aynı dönemine göre %7 yükselirken; büçe gelirleri %15 armış, gelirlerdeki nispî iyileşmeyle birlike büçe açığı bir önceki yıla göre %21 azalarak 15.8 milyar TL seviyesinde gerçekleşmişir. Türk ekonomisinde kriz öncesinde var olan borçlar, kriz döneminde uygulanan kurarma ve canlandırma pakelerinin ekisiyle daha da armışır. Krizin ekisiyle devle iç borçlanma senelerine yönelik yabancı yaırımcı alebi azalmışır. Burada akla gelen ilk soru Hazine nin mevcu borçların çevrilmesinde ve yeni borçlar için ihiyaç duyacağı kaynağı emin emede sorun yaşayıp yaşamayacağıdır. Bu nokada devle iç borçlanma kâğılarını ellerinde uanların, özellikle de bankaların davranışları önem kazanmakadır. Türkiye de iç borç sokunun alıcılara göre dağılımı incelendiğinde (Tablo 2), 2007 yılından iibaren özel ve yabancı bankaların payının bir mikar yükseldiği; 2009 yılından iibaren ise arışın ciddi boyulara ulaşığı görülmekedir. 4 AB Tanımlı Genel Yöneim Nominal Borç Soku, Maasrich Krierleri çerçevesinde Avrupa Hesaplar Sisemi 95 (ESA 95) arafından hesaplanmakadır. AB anımlı genel yöneim nominal borç soku merkezî yöneim, mahallî idareler, büçe dışı fonlar, döner sermayeler ve sosyal güvenlik kurumlarını içermekeyken, KİT ler bu anımlama kapsamında yer almamakadır (Hazine Müseşarlığı, 2010a). 5 Borç yapısının güçlendirilmesinde önemli bir fakör borçların kompozisyonudur. Genel kabul gören görüş, dış borçların oplam borçlar içerisindeki payının armasının borç krizlerine yakalanma ihimalini arırdığı yönündedir (geniş bilgi için bkn. Eichengreen ve Hausmann, 1999). Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme 17

Tablo 2. Türkiye de İç Borç Sokunun Alıcılara Göre Dağılımı (2005 2010, %) (1) Banka dışı kesim; Tasarruf Mevduaı Sigora Fonu dışındaki üm gerçek ve üzel kişileri (2) Menkul Kıyme Yaırım Fonları (3) Naki Dışı-TÜFE endeksli Kaynak: Hazine Müseşarlığı, 2010b 5. Türk Ekonomisinde Finansal İsikrar ve Bankaların Borç Verme Poliikalarına İlişkin Bir Uygulama Bu bölümde finansal isikrarsızlıklarla bankaların borç verme sraejileri arasındaki ilişki uygulamalı olarak ele alınacakır. Bu amaçla ilk olarak uygulamalı lieraür ele alınacak, daha sonra veriler ile model anıılacak ve son olarak bulgu ve yorumlar sunulacakır. 5.1. Uygulamalı Lieraür Uygulamalı lieraürde bankaların akif yöneiminde kârlılık esaslarına göre faiz oranlarının ekili olduğu için modellerin de farklı piyasalardaki faiz oranlarına göre kurulduğu görülmekedir. Uygulamalı çalışmalarda finansal isikrarsızlıkların yaşandığı dönemlerde banka ercihlerinin kısa vadeli ve ödememe riskinin düşük olduğu menkul kıymeler üzerinden borç verme yönünde değişiği iddia edilmekedir. Bu yönde borç verme davranışını değişiren bankaların yöneleceği menkul kıyme ise, kamu kesiminin borçlanma seneleridir. Belirilen nedenle uygulamalı lieraürde bono alebini ekileyen fakörler ele alınmakadır. Söz konusu lieraürden Hoelscher (1983) de nominal faiz oranları, parasal abandaki değişim enflasyon ve işsizlik haddi regresyon analizleri ile değerlendirilmişir. 18 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL

Çalışmada hazine bonolarının alebi bunların faiz oranları ile emsil edilmiş ve faiz oranlarının düşmesi bono alebinin arması olarak yorumlanmışır. Çalışmanın analizlerine göre, enflasyondaki bir arış ile işsizlik ve parasal abandaki bir azalma faiz oranlarını arırmaka; yani, bono alebini azalmakadır. Barr ve Campbell (1997) de bonoların geirileri ile inerbank faiz ve enflasyon oranları modellenmiş ve bu değişkenlerin kısa dönemde ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmışır. Benzer şekilde Diomond ve Rajan (2001) de de bankaların finansal isikrarsızlıklar karşısında likidiesi yüksek ve vadesi düşük borç vermeyi ercih eikleri 1998 Güneydoğu Asya Krizi iibariyle ele alınmışır. Favero vd. (2005) de Euro bölgesine ilişkin yapılan analizlere göre, ülkeler arasında hüküme bonolarının geirisi arasında yüksek bir ilişki söz konusudur ve bu durum uluslararası risk fakörünün geiriler üzerinde ekili olduğunu gösermekedir. Louskina (2011) de ise, içerisinde bankacılık kesiminin sahip olduğu kamu menkul kıymelerini de içeren bir likidie ölçüünün bağımlı değişken olarak kullanıldığı bir model gelişirilmişir. Modeldeki bağımsız değişkenler ise, para poliikasındaki uygulamalara ilişkindir. Çalışmanın sonucuna göre menkul kıymeleşirmenin para poliikalarına bağlı olduğu ve kriz dönemlerinde normal dönemlere göre farklı bir şekilde yapıldığı bulgusuna ulaşılmışır. 5.2. Veriler ve Model Bu çalışmada analize âbi uulan değişkenler 2001:12 2009:8 dönemini kapsayan aylık frekansa verilerdir. Söz konusu veriler IMF-IFS 2009 veri CD sinden elde edilmişir. Türk ekonomisi için analizlerde ele alınan veriler ve açıklamalar EK- 1 de sunulmuşur. Bu verilerden harekele Türk ekonomisi için (2) numaralı denklemdeki model ahmin edilmeye çalışılacakır. TKBB f TFBE, TURINT (2) (2) numaralı modellerde Türkiye bankacılık sekörünün kamu kesimine verdiği krediler TKBB ve Finansal Baskı Endeksi TFBE ve inerbank reel faiz oranlarının gelişimi TURINT ile göserilmekedir. Finansal baskı endeksi hesaplanırken döviz kurunun, üç aylık mevdua faiz oranlarının ve Merkez Bankası döviz rezervlerinin nominal değerleri kullanılmışır. Bankacılık siseminin merkezi hükümee sağladığı krediler Türk ekonomisi için ükeici fiya indeksi kullanılarak reelleşirilmiş ve logarimik dönüşümleri yapılmışır. Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme 19

Reelleşirme işlemlerinde deflaörün kullanılamamasının nedeni, aylık veriler için bu serinin mevcu olmamasıdır. İnerbank para piyasası faiz oranları ise, arafımızca reelleşirilerek modele dâhil edilmişir. Reelleşirme işlemi için Türk ekonomisi için ükeici fiya indeksinden yararlanılmış ve önceki üç dönem oralamasının cari dönem beklenen enflasyona eşi olduğu varsayımıyla beklenen enflasyon oranı elde edilmişir. Fischer denklemi iibariyle elde edilen beklenen enflasyon serisi inerbank para piyasası faiz oranlarından çıkarılarak reel oranlara ulaşılmışır. Verilerin elde edilmesinin ardından mevsimsellik düzelmesi yapılmışır. Grafik 1 elde edilen serilerin seyrini gösermekedir. İlgili grafiklerden özellikle FBE nin 2008 yılında önemli bir sıçrama göserdiği görülmekedir. Diğer değişkenler de 2008 yılına doğru normal dışı seyir gösermekedir. Grafik 1: Türk Ekonomisinde Finansal Baskı Endeksinin, Bankacılık Sekörünün Kamu Kesimine Verdiği Borçların ve Bankalararası Faiz Oranlarının Gelişimi (2001-2009) 5.3. Birim Kök Tesleri Serilerin durağanlık derecelerinin araşırılması amacıyla analizin ilk aşamasında birim kök esleri yapılmalıdır. Bu amaçla ilk olarak Genişleilmiş Dickey-Fuller (GDF) birim kök esi uygulanmışır. GDF esinde p inci dereceden oo-regresif süreç çerçevesinde aşağıdaki sabi erimli ve sabi erimli-rendli regresyon denklemleri kullanılmakadır (Enders, 1995; Aseriou ve Hall 2007; Sevükekin ve Nargeleçekenler 2007) 20 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL

y p 1 iyi i1 2 y ~ WN0, (3) y n 1 y i i1 2 T y ~ WN0, (4) Yukarıdaki denklemlerde y zaman serisi için; sabi erimi ve denklemlere ilişkin kasayıları, birinci fark işlemcisini, T, doğrusal zaman, durağan esadüfî haa erimini gösermekedir. WN erimi ise, rendini; sıfır oralamaya ve sabi varyansa sahip beyaz gürülü sürecini anımlamakadır. Bu denklemler yardımıyla elde edilen es isaisikleri kriik değerlerle karşılaşırılarak birim kökün var olduğu; yani, serinin durağan olmadığı şeklindeki hipoez es edilmekedir. GDF esleri haa erimlerinin beyaz gürülüye sahip olduğu varsayımı alında geçerlidir. Phillips-Perron (P-P) durağanlık esi haa erimlerininin beklenen değerin sıfıra eşi olduğu kabul edilmeke; ancak, haa erimlerinin değişen varyanslı hali ele alınmakadır. Tese ARIMA modeli ile durağanlık espi edilmekedir (Enders 1995; Aseriou ve Hall 2007; Sevükekin ve Nargeleçekenler 2007). P-P esi Denklem (5) ve (6) dan harekele açıklanabilir (Philips ve Perron 1988; Enders 1995): y y a a * * 0 1 y 1 (5) T / a~ a~ y a~ 2 0 1 1 2 (6) (5) ve (6) numaralı denklemlerde yer alan T, gözlem sayısını;, haa * * erimini; a 0,a1, rendsiz modele ilişkin kasayıları; a ~ 0, a~ ~ 1, a 2, rendli modele ilişkin kasayıları gösermekedir. P-P eslerinde (5) ve (6) numaralı denklemlerden * harekele elde edilen isaisikleri iibariyle a 1 1, a ~1 1, a ~2 0 ve a ~ 1; a~ 0 hipoezleri sınanır. 1 2 GDF ve P-P birim kök eslerine ilave olarak bu çalışmada Kwiakowski, Phillips, Schmid ve Shin (KPSS) birim kök esi de uygulanacakır. Bu esin yokluk hipoezinde birim kökün olmadığı varsayılarak GDF ve PP esine göre Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme 21

değişirilmekedir. Yokluk hipoezinin bu şekilde kurulma nedeni ise, esin gücünün arırılmasıdır. Tesin amacı ise, serilerin rendden ayrışırılarak birim kökün varlığının sınanmasıdır. KPSS esinde kullanılan modeller denklem (7) ve (8) deki gibidir (Kwiakowski, vd., 1992; Sevükekin ve Nargeleçekenler, 2006). y (7) r 2 r r 1 u u ~ WN0, (8) (7) ve (8) numaralı denklemlerde yer alan, deerminisik zaman rendini; r, bir rassal yürüyüş sürecini; ve u ise, haa erimlerini gösermekedir. Durağanlık hipoezi 2 u 0 nin durağan olduğu varsayıldığında, yokluk hipoezi alında y serisinin rend durağan olduğu iddia olarak ifade edilebilir. edilir. Ayrıca Denklem (7) iibariyle 0 y serisine ilişkin yokluk hipoezine göre serinin bir rend erafından ziyade r 0 gibi bir seviyede durağan olduğu kabul edilir. Bu ese kullanılan isaisik hem çif yönlü LM isaisiği hem de 2 0 hipoezine dayalı LBI (locally bes invarian) esidir. u olduğunu kabul eiğimizde KPSS birim kök esinde ilk olarak sabi ve rendli modelden elde edilen haa 2 erimlerinden ve bu haa erimlerine ilişkin haa varyansından yararlanılmakadır. Haa erimlerine ilişkin kısmî oplam süreci Denklem (9) de anımlandığı gibidir (Kwiakowski vd., 1992). ˆ S e i i1 1,2,...T (9) LM es isaisiği ise, Denklem (10) daki gibi elde edilmekedir. LM 2 i1 ˆ T 2 S (10) Tablo 3 de modelde kullanılan serilere ilişkin GDF, PP ve KPSS birim kök esleri sunulmuşur. Tes sonuçlarına göre, bankacılık sekörünün kamu kesimine ilişkin ödünçlerine ai değişken GDF ve PP esi iibariyle birinci farkında durağan iken; KPSS esi iibariyle sabi ve rendli modelde seviyesinde durağan gözükmekedir. 22 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL

Finansal baskı indeksine ilişkin değişken üm esler iibariyle seviyesinde durağandır. Bankalararası faiz oranlarına ilişkin değişken ise, GDF ve KPSS esi iibariyle seviyesinde durağan iken; PP esi iibariyle farkında durağandır. Birim kök eslerindeki bu çelişmeler yapısal kırılmaların dikkae alındığı birim kök eslerinin de uygulanması gerekiğini gösermekedir. Tablo 3: Serilere İlişkin GDF, PP ve KPSS Birim Kök Tes Sonuçları No: GDF esinde %5 anlamlılık düzeyinde sabi erimli model için -2,89; sabi ve rendli model için -3,46 kriik es değerlerlerini söz konusudur. Tabloda yer alan işarei, ilgili değişkenin birinci farkının alındığını gösermekedir. (*) işarei ise %5 anlamlılık düzeyinde ilgili serinin durağan olduğunu gösermekedir. Sandar birim kök esleri serilerin durağanlığı konusunda bilgi veriyor olmasına rağmen, söz konusu serilerde yapısal kırılmanın varlığı durumunda bu kırılmanın dikkae alındığı durağanlık eslerinin yapılması gerekmekedir. Bu nedenle analizin bir sonraki aşamasında seviyesinde durağan olmayan değişkenlerin yapısal kırılmalarının varlığı alında durağan olup olmadıkları Lee ve Srazicich (2001, 2003) arafından gelişirilen LM eslerinden yararlanılarak araşırılacakır. Lee- Srazicich esinde kırılmalar içsel olarak belirlenmeke ve kırılma arihleri ızgara araması ile espi edilmekedir. Tese veri üreme süreci (11) numaralı denklem vasıasıyla açıklanabilir (Lee ve Srazicich, 2003). Y Z 1 2 u u ~ i. i. d. N0, (11) Yukarıdaki eşiliken harekele sabie kırılmanın dikkae alındığı durumda Z 1,, D, 1 D2 vekörü ve sabi ve rendde kırılmanın dikkae (Model A) Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme 23

Z 1,, D1, D2, DT1, DT2 vekörü esas alınmakadır. Bu vekörlerde yer alan D 1 ve D 2 sabi değerdeki kırılmaları araşırmak için kullanılan kukla değişkenleri göserirken DT 1 ve DT 2 rendde kırılmayı araşırmak için kullanılan kukla değişkenleri emsil emekedir. İki kırılmalı LM birim kök es isaisiği ise, aşağıdaki eşiliken harekele elde edilmeke, birim kök hipoezi 0 yokluk hipoezine göre kurulmaka ve serinin kırılmalarla birlike durağan olup olmadığına LM es isaisiği ile hesaplanan isaisiğine göre karar verilmekedir (Lee ve Srazicich, 2003). alındığı durumda ise, (Model C) y Z S ~ ~ ~ ~ 1 u ( S y Z 2,... T ) (12) Tablo 4 de analizde kullanılan değişkenlere ai sabie ve hem sabie hem rendde kırılmaya izin veren Model A ve C iibariyle Lee ve Srazicich yapısal kırılmalı birim kök es sonuçları göserilmişir. Tes sonuçlarına göre Türk ekonomisinde bankaların ellerinde bulunan kamuya ai menkul kıymelerin değerlerine ilişkin seri kırılmalarla birlike seviyesinde durağan değildir. Bankalararası faiz oranlarındaki ilişkin seride ise, kırılmalar dikkae alındığında seviyede durağanlık söz konusudur. Tespi edilen kırılma arihleri dikkae alındığında bankaların sahip oldukları kamu menkul kıymelerinde 2007:08 arihinde ve bankalararası faiz oranlarına ilişkin seride 2007:03 arihinde sabi ve rendde meydana gelen kırılma kriz arihi ile uyumu iibariyle anlamlıdır. Tablo 4: Lee ve Srazicich Birim Kök Tes Sonuçları No: Model A sabie kırılmayı, Model C hem sabie hem de rendde kırılmayı değerlendirmekedir. Kriik değerler %5 anlamlılık düzeyinde sunulmuş ve bu değerler Lee ve Srazicich (2001; 2003) den alınmışır. (*) işarei sıfır hipoezinin re edildiğini; yani, kırılmalarla birlike ilgili değişkenin seviyesinde durağan olduğunu gösermekedir. 24 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL

5.4. ARDL Modeli Sonuçları Uygulanan birim kök esleri sonucunda elde edilen bulgular doğrulusunda değişkenler arasındaki uzun ve kısa dönem ilişkinin espiinde, ele alınan serilerin farklı seviyelerde durağan olmasına izin veren, Pesaran ve Shin (1999) ile Pesaran vd. (2001) arafından gelişirilen ARDL (Auoregressive Disribued Lag Model - Gecikmesi Dağıılmış Ooregresif Model) yönemi kullanılmışır. ARDL modellerinde elde edilen ilişkilerin geçerli olabilmesi için öncelikle değişkenler arasındaki eş-büünleşme ilişkisinin Wald veya F esi ile sınanması gerekmekedir. Tek açıklayıcı değişkenin varlığı durumunda eş-büünleşme ilişkisinin espiinde kullanılan ARDL modeli 13 numaralı denklemde göserilmişir. z a p p 0 i zi ixi z 1 x 1 i1 i0 u (13) Eş-büünleşmenin varlığının sınanmasında ARDL esinden elde edilen değer Pesaran vd. (2001) deki ablo değerlerinden elde edilen al ve üs sınır değerleri ile karşılaşırılmakadır. Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişki incelenirken maksimum gecikme sayısı 12 olarak alınmış, bu koşullar alında minimum AIC değerini ve haa erimleri arasında ardışık bağımlılığın olmadığı gecikme sayısı dikkae alınarak sınır esi uygulanmışır. Uygun gecikme uzunluğunun belirlenmesinde elde edilen AIC, SC ve LM es sonuçları Ek 2 de sunulmuşur. Elde edilen F değerleri ve Pesaran vd. (2001) de hesaplanan al ve üs sınırlar Tablo 5 e göserilmekedir. Tablo 5: Türk Ekonomisine İlişkin ARDL Modeli İçin Hesaplanan F Değeri ve Kriik Değerler No: Tabloda yer alan (k) açıklayıcı değişken sayısını gösermekedir. Sınır esine ilişkin kriik değerler Pesaran vd. (2001) de yer alan Durum IV den alınmışır (Pesaran vd., 2001). İki açıklayıcı değişken durumunda sınır esinden elde edilen F değerinin üs sınırlardan büyük olması nedeniyle Türkiye ekonomisi için ilgili değişkenler arasında eş-büünleşme ilişkisinin varlığı doğrulanmakadır. Analizin bir sonraki aşamasında Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme 25

en küçük AIC değerine sahip model ARDL(4,9,2) olarak belirlenmişir. Tablo 6 da ARDL(4,9,2) modeline ilişkin anısal esler sunulmakadır. Tablo 6: ARDL (4,9,2) Modeline İlişkin Tanısal Tesler No: Köşeli paranez içerisindeki rakamlar olasılık değerlerini gösermekedir. Tablo 6 dan görüleceği üzere ahminlerin güvenilirliğine ilişkin emel eslerde modele ilişkin bir sorun görülmemekedir. Son olarak modelde yapısal kırılmaların varlığına ilişkin CUSUM esleri Grafik 3 de sunulmuş ve bu ese de ahminlere ilişkin bir sorun olmadığı görülmüşür. Grafik 2: ARDL (4,9,2) Modelinin Yapısal Kırılmalarına İlişkin CUSUM Tesleri ARDL(4,9,2) modelinden harekele hesaplanan uzun dönem kasayılar Tablo 7 de görülmekedir. Elde edilen sonuçlara göre finansal baskı endeksi ile bankaların kamu kesimine verdiği krediler arasında poziif ve anlamlı bir ilişki vardır. Diğer arafan bankalararası faiz oranları ile kamuya açılan krediler arasında beklenilere uygun olarak negaif bir ilişki vardır. 26 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL

Tablo 7: ARDL(4,9,2) Modeliyle Tahmin Edilen Uzun Dönem Kasayılar (Bağımlı Değişken TKBB) No: (*) işarei %1, (**) %5, (***) %10 anlamlılık düzeyinde ilgili kasayının isaisiki olarak anlamlı olduğunu gösermekedir. Haa düzelme modeli sonuçlarına göre ECM kasayısı negaif ve isaisiki olarak anlamlıdır. Uygulama sonuçlarına göre Türk ekonomisinde bankacılık sisemi finansal baskı endeksinin arığı dönemlerde kamu kesimine borç vermeyi ercih emekedir. Bu durumun sebebi finansal baskı arığında ekonomideki belirsizliklerin ve risklerin arması, bankaların da belirilen duruma bağlı olarak daha az riskle ellerindeki fonları değerlendirmek isemeleridir. Finansal İsikrarın Bankacılık Siseminin Borç Verme Poliikaları Üzerindeki Ekisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme 27

6. Sonuç Finansal isikrarsızlık sorunu 1980 li yıllardan sonra dünya ekonomisinde gerek gelişmiş ülkelerin gerekse gelişmeke olan ülkelerin baş emeleri gereken önemli bir sorun haline gelmişir. Niekim, finansal isikrarsızlık sorunları ikisa poliikalarının yeni bir anlayışla ve yeni araçlarla uygulanmasını gerekirmişir. Finansal isikrarsızlıklar ikisa poliikaları vasıasıyla sadece hükümelerin değil ekonomideki diğer birimlerin de davranışlarında değişikliklere yol açmış ve isikrarsızlıklar (özellikle de krizler) karşısında aldıkları pozisyonları ekilemişir. Ekonominin finansal kesiminde de finansal serbesleşme poliikalarından sonra oluşan finansal isikrarsızlıklar karşısında borç verme ve alma sraejilerinde de belirilen pozisyon değişikliği görülmekedir. Genel anlamda ekonominin genişleme dönemlerinde reel sekörü finanse eden sisem, daralma ve finansal isikrarsızlık dönemlerinde kamu kesimini finanse eme yönünde bir sraeji izlemekedir. Niekim, finansal isikrasızlık ve dolayısıyla daralma dönemlerinde asimerik bilgiden kaynaklanan sorunlar finansal sisemin böylesi bir sraejisini haklı kılmakadır. Esasında, daralma dönemlerinde kamunun gelirlerindeki azalma ile genişleici poliikalar uygulama gereği, kamunun da finansman ihiyacını arırmakadır. Belirilen iki durum karşılıklı olarak birbirini ekileyebilecek nieliklere sahipir ve her ikisi de finansal krizlerin maliyeleri veya arasındadır. Finans piyasalarında başlayıp dünya genelinde üm piyasaları ekileyen 2008 küresel krizi de bankacılık sisemi ve kamu borç yöneimi üzerinde büyük çaplı ekilere yol açabilmekedir. Gerçeken de birçok ülkede akif ikisa poliikaları ile ekonomiye müdahale edilmiş, finans siseminde kurarma operasyonları düzenlenmiş ve büün bunlar büçe açıklarının oluşmasına ve/veya armasına neden olmuşur. Türkiye de de küresel krizin olumsuz ekileri finans piyasalarında kendini gösermiş ve kamu kesimi de oluşan isikrarsızlıkların krize dönüşmemesi için genişleici para ve maliye poliikaları uygulamışır. Bankacılık siseminin Türkiye de finans sisemindeki ağırlığını koruması, 1990 lı ve 2000 li yıllarda yaşanan krizlerin sekörün finansal isikrarsızlıklara karşı ecrübesini arırması gibi sebeplerle küresel krizin Türkiye de bir krize yol açmadan kısa süreli bir dalgalanmayla alaılmasına yol açmışır. Bu çalışmada Türk bankacılık siseminin finansal isikrarsızlıklar karşısında geçmişen gelen ecrübesini kullanarak uyguladığı bir sraeji olan kamu kesimine 28 Ekrem ERDEM, M. Faih İLGÜN, Cüney DUMRUL