Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara

Benzer belgeler
Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Akciğer SBRT Planlama Ve Plan Değerlendirme. Fiz.Müh.Yağız Yedekçi Hacettepe Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi A.D

AKCİĞER TÜMÖRLERİNDE RE-İRRADYASYON. Prof. Dr. Mustafa Cengiz Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı

Evre III KHDAK nde Radyoterapi

DR.ENVER YALNIZ İZMİR DR. SUAT SEREN GÖĞÜS HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Cerrahi Dışı Tedaviler

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

KONGRELERDEN ESİNTİLER. Dr. Serap Akyürek Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilimdalı

Küçük Hücreli Akciğer Kanserlerinde Radyoterapi. Dr. Meltem Serin

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir

Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları

GEBELİK VE MEME KANSERİ

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

OLGU SUNUMU. Dr. Furkan DURSUN GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi TÜD KUZEY MARMARA ŞUBESİ AYLIK BİLİMSEL TOPLANTISI

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

Rekürren/Metastatik Baş Boyun Kanserleri Tedavisinde Son Gelişmeler

Dr Dilşen Çolak Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Kliniği

Dr. Zeynep Özsaran. E.Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi AD

Meme Kanseri ve Ateş. Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı

KÜRATİF TEDAVİ SONRASI PSA YÜKSELMESİNE NASIL YAKLAŞALIM? Doç. Dr. Bülent Akduman Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

Akciğer Kanserinde Eş E Zamanlı Kemoradyoterapi

Normal Doku: Erken ve geç etkilerin patogenezi Yeniden ışınlamada doku toleransı

Bağışıklığı Baskılanmış Olguda Akciğer Sorununa Yaklaşım. Klinik-Radyolojik İpuçları

Kemik metastazlarında reirradiasyon

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

FARKLI IN-VIVO DOZİMETRİ TEKNİKLERİ İLE FARKLI IMRT TEKNİKLERİNDE İNTEGRAL DOZ TAYİNİ

Nazofarenks Kanseri Tedavisinde Üç Farklı İndüksiyon Rejiminin Retrospektif Değerlendirilmesi (CF vs DC vs DCF )

Olgu Tartışması Kronik HP. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

Olgu sunumu. Doç Dr Göksel Kıter Pamukkale Üniversitesi Göğüs Hast.

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı

Renin-Angiotensin System Blockers May Prolong Survival of Metastatic Non-Small Cell Lung Cancer Patients Receiving Erlotinib

Meme Kanserinde Reirradiasyon

Aydın ÇAKIR,Ph.D. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü

MENOPOZ. Menopoz nedir?

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

SERVİKS KANSERİNDE RADYOTERAPİ

OLGU SUNUMU. Araştırma Gör. Dr. N. Volkan Demircan

Dr. Metin ÖZKAN Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji BD Kayseri. 5. TTOK-2014 Antalya

NEOADJUVAN TEDAVİ SONRASI CERRAHİ İLE PATOLOJİK DOWNSTAGE (T0N0-T1-2N0) OLDUĞU TESPİT EDİLEN HASTALARDA BEKLENİLMEYEN OLDUKÇA İYİ SAĞKALIM

GÖĞÜS BÖLGESİNE YAPILAN RADYOTERAPİYE BAĞLI GELİŞEN YAN ETKİLER

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

İĞER HASTALIKLARI ESKİŞ TIP FAKÜLTES

KRONİK HİPERSENSİTİVİTE PNÖMONİSİ. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

Hodgkin lenfoma tedavisinde Radyoterapinin Rolü. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

PEDİATRİK TÜMÖRLERDE İKİNCİ SERİ IŞINLAMA Dr. Ahmet Dirier Gaziantep Üniversitesi

EAU kılavuzu NCCN Dr. Şeref Başal GATA Üroloji AD

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI)

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

BAŞ BOYUN KANSERLERİNDE ADAPTİF RADYOTERAPİ. Medikal Fizik Uzmanı Yonca YAHŞİ

Radyasyon onkologları ne diyor?

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

Radikal Prostatektomi Sonrası Yüksek Riskli Grupta RT: Erken mi Geç mi? Dr Şefik İğdem

AKCİĞER KANSERİ. Doç.Dr.Filiz Koşar

LOKAL ILERI REKTUM TÜMÖRLERINDE

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

REKTUM KANSERİNDE NEO / ADJUVAN RADYOTERAPİ. Ethem Nezih Oral İstanbul Üniversitesi İTF Rad Onk AD

YAŞLILIK VE KANSER. Prof.Dr.A.Önder BERK

PANKREAS KANSERLERİNDE

MESANE KORUYUCU YAKLAŞIM. Dr. Deniz Yalman Ege Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi A.D.

İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak. Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D.

Lokal İleri Baş Boyun Kanserinde İndüksiyon Tedavisi mi? Eşzamanlı Kemoradyoterapi mi?

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

Düşük Doz Makrolid ile Tedavi Edilen İki Kriptojenik Organize Pnömoni Olgusu

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

XVII. ULUSAL KANSER KONGRESİ

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Santral Sinir Sistemi Rabdoid Teratoid Tümörü Radyoterapisi. Dr. Ayşe Hiçsönmez AÜTF Radyasyon Onkolojisi Nisan 2013

Jinekolojik Kanserli Hastaların Tedavisinde, Farklı Planlama Tekniklerinin Dozimetrik ve Radyobiyolojik Karşılaştırması

RADYOTERAPIDE TEDAVI TEKNIKLERI VE KLINIK SONUÇLARA ETKISI

YAYGIN DANSİTE ININ BT İLE AYIRICI TANISI. Dr. Çetin Atasoy

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomunda Neoadjuvant Kemoterapi

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

MEME KANSERİ RADYOTERAPİSİ SONRASI GELİŞEN BRONŞİOLİTİS OBLİTERANS ORGANİZE PNÖMONİ (BOOP) SENDROMU

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat

Prof. Dr. Rabin SABA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Memorial Sağlık Grubu

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

POLİKİSTİK OVER SENDROMU VE GENİTAL KANSER İLİŞKİSİ

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Transfüzyon İlişkili Akut Akciğer Hasarı Prof.Dr.İdil YENİCESU Gazi Üniversitesi- Tıp Fakültesi

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Nazmiye Dönmez 1, Derya Yücel 1, Murat Okutan 1, Merdan Fayda 2, Musa Altun 2, Rasim Meral 2, Hatice Bilge 1

Mide Tümörleri Sempozyumu

KANSER TEDAVİSİNE BAĞLI ORTAYA ÇIKAN MUKOZİTLER İÇİN MASSC/ISOO KANITA DAYALI KLİNİK UYGULAMA REHBERİ

ENFEKSİYON SEKELLERİ

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Prostat Kanseri Radyasyon Onkolojisi Güncel Literatür. Dr Cem Önal Başkent Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi AD

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

Geniş cerrahi rezeksiyonlara rağmen lokal ileri evrede GS %40-90 LRNüks ve buna bağlı olarak %80 ölüm 20.

REKTUM KANSERİNDE ADJUVAN NEOADJUVAN TEDAVİ YAKLAŞIMLARI. Prof Dr Gökhan Demir İstanbul Bilim Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

ININ BT İLE AYIRICI TANISI

Transkript:

Derleme Review 387 Radyasyon Pnömonisi Radiation Pneumonitis Dr. Oya KAYACAN Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara ÖZET Toraksa yönelik radyoterapi (RT) uygulamasında radyasyona bağlı akciğer hasarının akut şekli radyasyon pnömonisi iken kronik şekli ise akciğer fibrozisidir. Tamamen asemptomatik olabileceği gibi ölüme yol açacak kadar ağır bir klinik tabloyla karşımıza çıkabilir. Radyasyona maruz kalındıktan sonra çeşitli inflamatuar hücreler, bunlardan salınan sitokin ve büyüme faktörlerinin katılmasıyla ortaya çıkar. Radyasyon pnömonisi, RT bitiminden 6-12 hafta sonra, akciğer fibrozisi ise 6 ay sonra görülür. RT den sonra hastaların ne sıklıkta izlenmesi gerektiği belirtilmemekle birlikte semptomatik olguların radyolojik takibi ve hemen tedavisi gerekir. Kortikosteroidler anti-inflamatuar etkileri nedeniyle başlıca ilaçtır. Tedavi dozu ve süresi üzerine yapılmış randomize çalışmalar olmamasına karşın 30-40mg/gün prednizolon eşdeğeri başlanıp iki haftada bir 10 mg düşürülerek 12 haftada kesilmesi önerilir. Gelişen fibrozisi ise geri döndürmek olası değildir, tedavisi yoktur. Anahtar Kelimeler: Radyasyon pnömonisi, radyasyona bağlı akciğer hasarı, tedavi SUMMARY Radiation pneumonitis is the acute form of the radiation induced lung injury (RILI) whereas lung fibrosis is the chronic form secondary to radiotherapy (RT) of the thorax. The clinical spectrum may change from either asymptomatic to death as well. Radiation pneumonitis is induced by inflammatory cells and cytokines and growth factors released from them. Radiation pneumonitis occurs 6-12 weeks after the end of RT and lung fibrosis after 6 months. There is no consensus on how often subjects should be screened, but symptomatic patients should be followed via chest x-rays and treated promptly. Corticosteroids are the main stay of the treatment. There are no randomized studies on the steroid dosis, however, 30-40mg/day of prednisolone equivalent is recommended and after 2 weeks should be tapered by 10mg every two weeks over 12 weeks. Lung fibrosis is irreversible with no available treatment. Key Words: Radiation pneumonitis, radiation induced lung injury (RILI), treatment Yazışma Adresi / Address for Correspondence Prof. Dr. Oya KAYACAN Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara e-posta: kayacan@medicine.ankara.edu.tr DOI: 10.5152/gghs.2014.029

388 Radyasyon Pnömonisi / Radiation Pneumonitis Eksternal ışın radyoterapisi (RT) kanser tedavisinin önemli bir bölümüdür. Meme ve plöropulmoner kanserler ile medistinal lenfomada göğüs irradiasyonu gerçekleşir. Bu durumda akciğerler, kalp, özofagus, brakial pleksus ve meme bezleri radyasyona maruz kalırlar. Bu nedenle diafrağm üzerindeki kanserlerin RT sinde bu organların komplikasyonları göz önünde bulundurulmalıdır (1). Radyasyona bağlı akciğer hasarı ilk kez 1922 de bildirilmiş; 1925 te radyasyon pnömonisi ve radyasyon fibrozisi olarak iki şekilde akciğer hasarı tanımlanmıştır. Olguların %5-15 inde radyasyon pnömonisi saptanır (2). Akciğer radyotoksisitesi Akciğer irradiasyonu şu durumlarda ortaya çıkar: Lokal ileri küçük hücreli dışı akciğer kanseri, Lokal küçük hücreli akciğer kanseri, Özofagus kanseri, diafrağm üzeri malign lenfomalar ve Meme kanserinde adjuvan RT uygulaması. Radyasyona bağlı pnömoniler akut veya kronik olabilir. Akut radyasyon pnömonisi: Toraks RT nin sona ermesinden 6-12 hafta sonra ortaya çıkar. İyonizan radyasyon uygulandığında ilk birkaç saat içinde Tip 2 pnömositlerde morfolojik ve fonksiyonel değişiklikler oluşur. Bunu birkaç saat sonra vasküler değişiklikler izler; perivasküler ödem ve perfüzyonda azalma görülür. Takip eden 6 ayda interstisyumda orta derecede ödem, inflamatuar infiltratlar ile orta derecede anarşik pnömosit proliferasyonu ortaya çıkar. Bu faz genellikle asemptomatik olup spesifik bir bulguya rastlanmaz. Sıklıkla dispne ve hışıltılı solunuma bazen kuru öksürük eşlik eder; oskültasyonda raller duyulur. Hastanın genel durumunda hafif bir bozulma ve hafif ateş de tabloya eklenebilir. Laboratuvarda nonspesifik inflamatuar bulgular bulunur. Kliniğin çok gürültülü olmamasına karşın olguların yarısında radyolojik bulgular ortaya çıkar. İrradiasyon alanında birbiriyle birleşen alveoler ve interstisyel infiltratlar görülür. Bilgisayarlı tomografik incelemede buzlu cam görünümleri saptanır. Bu bulguların radyasyon alanı dışında görülmesi istisnai bir durumdur. Solunum fonksiyon testlerinde restriktif bir bozukluk ve diffüzyon kapasitesinde düşüş görülür. Başta infeksiyöz nedenler olmak üzere diğer olası tanıları ekarte etmek için bronkoskopi ve bronkoalveoler lavaj (BAL) gereklidir. BAL da %90 a varan lenfositlerden oluşan bir alveolit bulunur. Bu, prognozun iyi olduğunun bir göstergesidir. Tedavide, infeksiyon ekarte edildikten sonra steroidler kullanılabilir. Kortikosteroidlerin etkinliğinin kanıt düzeyi düşük olmakla birlikte semptomatik iyileşmeyi hızlandırırlar. Nadiren bronşiolitis obliterans ve organize pnömoni (BOOP) tablosu gelişir. RT den hemen sonra infeksiyöz pnömoniye benzer nonspesifik bir pnömoni tablosu ile karşılaşılır. Radyolojik olarak belli belirsiz yer değiştirici opasiteler izlenir. Bu nadir durum daha çok tamoksifen alan meme kanseri olgularında görülüp kortikosteroide çok duyarlıdır. Akciğer fibrozisi: Geç pnömoni toraks RT nin bitiminden 6 ay sonra ortaya çıkar. Akut pnömoni olmadan da görülebilir. Radyolojik bulgular 2 yıl içinde stabilize olur. Patolojik olarak inflamatuar infiltratların yerini fibrozis alır. Kapillerlerin oblitere olmasıyla iskemi gelişir. Bu fibrozis nadiren kronik restriktif solunum yetmezliğine ve çok daha nadiren de ölüme yol açabilir. En sık klinik tablo ise bronşektazidir. Akciğer radyasyonu çeşitli gruplarca sınıflandırılmıştır. Burada Radiotherapy Oncology Group un (RTOG) sınıflaması Tablo 1 de verilmiştir. Oluşan akciğer toksisitesi asemptomatikten ölüme dek değişen derecelerde karşımıza çıkabilmektedir (1). Akciğer Radyotoksisitesini Etkileyen Etmenler Radyasyona maruz kalan akciğer dokusunda radyotoksisite gelişip gelişmeyeceğini kestirebilmek mümkün değildir. Yaş, cinsiyet, sigara öyküsü, genetik faktörler, beraberinde uygulanan kemoterapi (KT) gibi birçok etmen radyotoksisiteyi etkiler. Ancak en önemli faktör dozimetrik etmenlerdir. Dozimetrik faktörler Torasik radyoterapiden sonra ortaya çıkan akciğer toksisitesi, irradiasyona maruz kalan akciğer hacmi ve radyasyon dozuna bağlıdır. Akciğerin maruz kaldığı dozun doz-hacim histogramları (dose-volume histograms - HDV) kullanılarak hesaplanması radyasyon pnömonisi riskini öngörmede yaralıdır.

Kayacan O. 389 Akciğer kanserinde radyoterapi: Radyasyon pnömonisi ile akciğer radyoterapisinin dozimetrik parametreleri arasında doğrusal bir korelasyon bulunur. Radyasyona bağlı akciğer toksisitesiyle ilgili bilgiler küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olgularında yapılan çalışmalardan kaynaklanmaktadır. Belli bir radyasyon dozuna maruz kalan akciğer hacmi ne denli büyükse radyasyon pnömonisi gelişme riski o denli yüksektir. 20Gy radyasyona maruz kalan akciğer hacmi (V20Gy) ile pnömoninin ciddiyeti arasında bağıntı vardır (3). Örneğin; V20Gy <%8 Sıfıra yakın Radyasyon pnömonisi riski >%20-30 Grade 2 pnömoni riski %8 Günümüzde, intensity-modulated radiation therapy (IMRT) gibi daha ileri RT tekniklerinin ortaya çıkmasıyla akciğerin yüksek doz radyasyon alması engellenmiştir. Ancak bu teknikte daha geniş bir akciğer alanı düşük doz radyasyona maruz kalmaktadır. Düşük dozlarda da akut veya geç akciğer toksisitesi gelişme riski bulunduğundan 20Gy nin altında doza maruz kalan akciğer hacimleri de dikkate alınmalıdır (4). Örneğin; V5Gy <%42 %3 >%42 %40 Grade 3 ve üzeri radyasyon pnömonisi riski Ayrıca grade 2 pnömoni riskinin akciğere alınan ortama doza (average dose Dav) bağlı olduğu da gösterilmiştir (1). Meme kanserinde adjuvan RT: Meme RT sine bağlı akciğer maruziyeti daha az olup radyasyon pnömonisi nadirdir. Uygulanan radyasyon ışınının merkez kenarı ile akciğer sınırına olan mesafe central lung distance (CLD) olarak adlandırılır. İki tanjansiyel ışın kullanılan konvansiyonel RT de radyasyona maruz kalan akciğer hacmi CLD ile koreledir. Bu hacim radyasyona maruz kalan akciğer derinliğinin %0.5-0.6 sı civarındadır. Supraklaviküler lenf bezi ışınlaması da yapılıyorsa akciğerin apikal bölgelerinde radyasyon pnömonisi gelişebilir. Ayrıca aynı taraf akciğerin 20Gy radyasyona maruz kaldığı akciğer hacmi (V20Gy) de önemli bir risk faktörüdür. V20Gy de radyasyon pnömonisi riski %1 den az, iki tanjansiyel ışın kullanıldığında %7 den azdır. Olguların semptomları ile radyolojik bulguları uyumlu değildir. Supraklaviküler ve internal mammarian lenf bezlerine ışın uygulanan hastaların akciğeri daha çok radyasyona maruz kalmasına karşın sadece meme RT si uygulananlardan daha semptomatik olmazlar (1). Hematolojik malignitelerde mediastinal RT: Erken dönem Hodgkin lenfomalar RT ve KT ye çok iyi yanıt vermektedir. Ancak geç dönemde, radyasyonun doz ve ışın boyutuna bağlı akciğer komplikasyonları çıkabilir. Uygulanan RT tekniğine bağlı olarak %3-30 oranında radyasyon pnömonisi görülür. Yeni tekniklerle risk azalmaktadır. Beraberinde uygulanan KT de (doxorubicin, bleomycin, vinblastine ve dacarbazine) akciğer toksisitesini arttırır. Güncel RT yöntemleriyle grade 2-3 radyasyon pnömonisi riski %3 tür (1). Diğer etkileyen faktörler Altta yatan akciğer hastalığı, akciğer fonksiyonunda bozukluk, sigara ve genetik yatkınlık radyasyona bağlı akciğer toksisitesini etkiler. RT+KT uygulaması: Bazı ilaçların özellikle normal dokunun radyosensitivitesini arttırdığı gösterilmiştir. Evre 3 KHDAK da yapılan faz 1 çalışmasında %30 oranında grade 3 radyasyon pnömonisi saptanması üzerine RT ile birlikte gemcitabine tedavisi yasaklanmıştır. Literatürde nadiren bildirilen hafıza pnömonisi daha önce RT almış olgulara bazı kemoterapötikler (antracyclineler, gemcitabine, etoposide, vinorelbin, taxanlar) verilmesi veya sunitinib gibi hedefe yönelik tedavilerle ortaya çıkabilir. Lokal ileri meme kanserlerinde RT ve KT birlikte uygulamasının radyasyon pnömonisi riskini pek arttırmadığı görülmektedir. Paclitaxel ve RT alan bu grup olgularda radyasyon pnömonisi %0-16 oranında bildirilmiştir. Hormon tedavisi de riski arttırabilir. Tamoxifen TGFβ yı arttırıp kemotaksisi hızlandırır; nötrofil, T lenfosit, monosit ve fibroblastları aktive ederek akciğer fibrozisi riskini ikiye katlar. Bu etki aromatase inhibitörlerinde görülmemektedir (1). Sigara, yaş ve cinsiyet: Eskiden beri sigaranın radyasyon pnömonisi riskini arttırdığı kabul edilirdi. Ancak yakın zamanda yapılan bir çalışmada az miktarda sigara içiminin koru-

390 Radyasyon Pnömonisi / Radiation Pneumonitis Tablo 1. Radyasyonun Geç Akciğer Toksisitesi (RTOG ölçütleri). Grade 1 Grade 2 Grade 3 Grade 4 Grade 5 Asemptomatik veya hafif Orta derecede İleri derecede Ciddi solunum Ölüm semptomlar (kuru öksürük) semptomatik fibrozis semptomatik fibrozis yetmezliği Hafif radyolojik değişiklikler veya pnömoni veya pnömoni Sürekli O 2 tedavisi (şiddetli öksürük, hafif ateş) Yoğun radyolojik Asiste ventilasyon Radyolojide yamalı infiltratlar değişiklikler yucu olduğu buna karşın evre 3 KHDAK olgularında aşırı sigara kullanımının gerçekten riski arttırdığı gösterilmiştir (5). Sigaranın esas etkisi, KOAH ve benzeri ventilatuar bozukluklara yol açarak akciğer irradiasyonunda semptomları ve semptomatik radyasyon pnömonisi riskini arttırmasıdır. RT öncesinde DLCO yu da kapsayan solunum fonksiyon testleri yapılarak hastalar takip edilmelidir. Sigaranın radyasyon pnömonisiyle ilişkisini araştıran bir başka çalışmada ilginçtir ki, RT sırasında sigara içenlerde insidansın daha düşük olduğu görülmüştür. Bunu karbondioksite bağlı hipoksemi sonucunda normal akciğer dokusuna radyasyon hasarının daha az olmasıyla açıklamaktadırlar. Ancak eskiden sigara içmiş kişiler hiç içmemişlere göre radyasyon hasarına daha açıktır (6). Radyasyon pnömonisi gelişiminde yaşın önemli bir faktör olduğu gösterilmiştir. Yetmiş yaş ve üzerindeki olgularda grade 3 ve daha ileri radyasyon pnömonisi gelişme riskinin daha genç hastalara göre anlamlı şekilde yüksek olduğu saptanmış ve ACEI ilaçların bunu hafifletebileceği bildirilmiştir (7). Radyasyon pnömonisi insidansı kadınlarda daha yüksektir. Bu durum kadınların daha sıklıkla semptomatik olması ve semptomlarını ifade edebilmeleriyle açıklanmaktadır. Daha önce RT almış olgularda da radyasyon hasarı insidansı daha yüksektir (6). Akciğer kanserinin yerleşimi: Alt lobda yerleşen kanserlerde uygulanan RT nin radyasyon pnömonisi riskini arttırdığı düşünülmektedir. Alt lobların daha fonksiyonel olması, daha çok solunum hareketlerine maruz kaldığı için daha büyük ışın demetiyle tedavi uygulanması gerekmesi riski arttırmaktadır. Yakın zamanda, az sayıda meme kanserli olguda yapılan bir çalışmada, RT sırasında derin nefes alıp tutulmasıyla normal dokulara (kalp, kalbin LAD damarı ve akciğer) radyasyon etkisinin azaldığı gösterilmiştir. Bunun hedef ve kalp arasındaki mesafenin artması ve akciğer dansitesinin azalmasıyla gerçekleştiği düşünülmektedir (8). Hastaya bağlı radyosensitivite: IL-6, IL-10, TNFα gibi sitokinler ve TGFβ gibi büyüme faktörleri RT alan hastalarda tedavi öncesinde ve 6 ay sonrasında araştırılmış, geç akciğer fibrozisi ile ilişki saptanamamış ancak akut radyasyon pnömonisi riski ile ilişkilendirilmiştir. Bu araştırmaların henüz klinik etkisi net olmamakla beraber radyasyon alanı dışındaki alanlarda radyasyon pnömonisi görülmesinde immünolojik faktörlerin rol oynadığını düşündürmektedir. Organize Pnömoni: Nadir de olsa radyasyon portu dışında kalan akciğer alanlarında da hasar görülebilir. Radyasyon alan ve almayan akciğer alanlarında CD4+ lenfositik alveolit ve Ga uptake inde artışla kendini gösteren bir çeşit hipersensitivite pnömonisi benzeri bir reaksiyon gelişir. Ancak bunun radyasyon pnömonisinin habercisi olduğu söylenemez. Benzer şekilde kriptojenik organize pnömoniye benzeyen klinik-radyolojik bulguları olan olgular bildirilmiştir. Bu olgular steroide iyi yanıt verirler (9, 10). Radyasyon pnömonisinde tedavi Normal akciğer parankim dokusunun fibrotik dokuyla yer değiştirmesi RT yan etkisinin doruk noktası olup tedaviye yanıtsızdır. Radyasyona bağlı akciğer fibrozisinin tedavisinde klinik veriler yüz güldürücü değildir. Bu klinik durumun patofizyolojisini aydınlığa kavuşturmak tedavi başarısını arttıracaktır. Patolojik olarak fibroblast, miyofibroblast, inflamatuar hücreler ile kollajen gibi ekstrasellüler matriks proteinleri dokuda bulunur ve skar dokusu oluşur. Bunun sonucunda akciğer fonksiyonu bozulur. Klinikte RT den 2-4 hafta sonraki erken dönemde radyasyon pnömonisinin saptanması akut pnömoni ve geri dönüşümsüz fibrozisi engelleyecektir. Bu olgularda sıklıkla akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi (BT) kullanılır ancak hastanın daha fazla radyasyon almasını önlemek amacıyla manyetik rezonans görüntüleme

Kayacan O. 391 Resim 1. A) Radyasyon pnomonisi. B) Yan grafi A B tekniği kullanılması önerilmektedir. Deneysel çalışmalarda serum, doku ve bronkoalveoler lavaj (BAL) sıvısında sitokinler araştırılmış ancak bu materyallerdeki korelasyonun zayıf olması nedeniyle tanıda BAL ın kullanılması henüz erkendir. Yine deneysel çalışmalarda radyasyona duyarlılığın ırsi olarak aktarıldığı gösterilmiştir. Tedavide sitokin ve büyüme faktörlerinin inhibitörleri araştırılmaktadır. Tek bir irradiasyondan sonra makrofajlardan sürekli oksijen radikalleri ve türleri (ROS/RNS) salınır. Bu nedenle antioksidan tedaviler araştırılmıştır. TNFα nın radyasyon pnömonisinde anahtar rol üstlendiği ve akciğer hasarından sonra kaşeksi, doku hasarı ve geri dönüşümsüz şok etkileri ortaya çıkardığı saptanmıştır. Bu nedenle anti- TNF antikorların kullanılması yararlı olabilir. Nötrofil elastaz inhibitörleri, nötrofil ve kollajen depolanmasını engeller. Kortikosteroidlerin de birçok organ ve dokunun irradiasyonunda yararlı olduğu gösterilmiştir (11). Radyasyon pnömonisi tedavisinde randomize çalışma sonuçları yoktur. Birçok merkezde ampirik tedavi uygulanmaktadır. Antiinflamatuar etkileri nedeniyle kortikosteroidler tedavinin temelini oluşturur. 60-100mg/gün steroid 2 hafta uygulandıktan sonra 3-12 hafta içinde yavaş yavaş azaltılır. Tedavinin sonlandırılmasından sonra nüks görülebilir. Ancak profilaktik ilaç vermenin yararı gösterilememiştir (11). RT uygulanan bir merkezden yapılan bir araştırmada akciğer kanserli 385 olgu retrospektif incelenmiş, olguların 50-70 Gy ışın aldıkları, bunların %20 sine radyasyona bağlı akciğer hasarı nedeniyle steroid verildiği görülmüştür. Geri kalan %80 olgu ise tedavisiz stabil durumda imişler. %17 olguda grade 2, %4 olguda ise grade 3 radyasyon pnömonisi saptanmış. Olguların başlıca semptomları ateş ve nefes darlığıymış. Bu çalışmada ateşin ölümcül radyasyon pnömonisi ile birlikte olduğu gözlemlenmiş. İleri yaş ve radyolojik bulguların tedavinin sona ermesinden median 2,4 hafta gibi kısa süre sonra ortaya çıkmasının daha ağır bir klinik tabloyla birlikte olduğu saptanmış. Grade 2 ve 3 radyasyon pnömonisi olan olguların %90 ına 30-40mg/gün, %10 una ise 60mg/gün ve üzerinde steroid verilmiş. Bu çalışmada steroid tedavisi median olarak 10 hafta uygulanmış ancak doz azaltma şeması her olguda farklı uygulanmış. Bu çalışmadaki olguların yaklaşık %20 si steroid tedavisi alırken %4 ü hastalık progresyonu veya steroid komplikasyonuyla kaybedilmişler (12). Steroid tedavisini en az 50-60 mg/gün verip uzun sürede yavaş azaltarak kesmeyi öneren kaynaklar da vardır. Gelişmiş olan fibrozisi ise geri döndürmek mümkün değildir ve yaygınlığına göre progresif dispneye yol açar (13). Steroid tedavisinde doz, süre ve azaltma hızı kesin olmamakla beraber kitabi bilgi olarak her iki haftada bir 10 mg düşürülerek 12 haftada kesilmesi önerilmektedir (14). Yazının sonunda örnek bir olgu görülebilir. Deneysel Tedaviler Radyoterapinin yan etkilerini ortadan kaldıracak veya önleyecek tedaviler üzerine birçok çalışma yürütülmektedir. Ülkemizden de D vitamini ile RT etkilerinin hafifletilebildiğini gösteren deneysel bir çalışma yayınlanmıştır (15). Bir başka deneysel çalışmada IL-17A antagonistinin radyasyon pnömonisi ve fibrozisini hafiflettiği ve sağ kalımı arttırdığı gösterilmiştir (16). Pentoxifillin, E vitamini, hiperbarik oksijen tedavileri denenmiş ancak oluşmuş olan radyasyon fibrozisine pek de etkileri olmamıştır (17).

392 Radyasyon Pnömonisi / Radiation Pneumonitis Resim 2. Toraks BT de sağ üst ve orta lobda hava bronkogramı içeren konsolidasyon izleniyor. Resim 3. Tedavi sonrası kontrol akciğer grafisi. üzerine akciğer grafisi çekiliyor (Resim 1a,b) P-A akciğer grafisinde sağda orta ve alt zonu tümüyle kaplayan pnömonik gölgenin yan grafide üst ve orta lob alanında lokalize olduğu ve fissürlerin belirginleştiği izleniyor. Toraks BT de sağ üst ve orta lobda hava bronkogramı içeren konsolidasyon izleniyor (Resim 2). Bronkoskopi yapılıyor ve bronkoalveoler lavaj (BAL) alınıyor. Bundan sonra hastanın semptomlarına ateş ve dispne ekleniyor. Fizik muayenede hafif siyanoz ve sağ bazalde ince raller saptanıyor. Nazal oksijen, i.v. antibiyotik başlanıyor ancak ateş yanıtı alınamıyor. BAL da %95 lenfosit hakimiyeti ve CD4/ CD8 oranı artmış görülmesi üzerine 64 mg/gün prednizolon başlanıyor (11). Kısa sürede ateş yanıtı alınınca 10 haftada azaltılarak kesilecek şekilde steroid tedavisi planlanıyor. Steroid koruyucu özeliği nedeniyle makrolid grubu antibiyotik ile destekleniyor. Klinik ve radyolojik yanıt alınıyor (Resim 3). KAYNAKLAR 1. Chargari C, Riet F, Mazevet M, Morel E, Lepechoux C. Complications of thoracic radiotherapy. Thorax Innovation 2013; 42: e342-51. 2. Sekine I, Sumi M, Ito Y, et al. Retrospective analysis of steroid therapy for radiation-induced lung injury in lung cancer patients. Radiotherapy and Oncology. 2006; 80: 93-97. 3. Graham MV, Purdy JA, Emami B, et al. Clinical dose-volume histogram analysis for pneumonitis after 3D treatment for non-small cell lung cancer (NSCLC). Int J Radiat Oncol Biol Phys 2001; 51: 650-9. Bunlardan başka çeşitli antioksidanlar, süperoksit dismutaz, nitrik oksit inhibitörleri, anti-tgfβ, statinler ve matriks metaloproteinaz, sitokin ve büyüme faktörlerinin inhibitörleri çalışılmıştır (6). Olgu Sunumu (Prof. Dr. Demet Karnak ın izniyle) 53 yaşında kadın, evre 1 meme Ca nedeniyle meme koruyucu cerrahi geçiriyor. Operasyondan 2 hafta sonra Tamoxifen tedavisi başlanıyor. Daha sonra 60 Gy RT uygulanıyor. Radyoterapinin bitiminden yaklaşık 10 hafta sonra aşırı halsizlik yakınması başlayan olgu gribal infeksiyonu olduğunu düşünerek semptomatik tedavi alıyor. Ancak yakınmalarının artması 4. Wang S, Liao Z, Vaporciyan AA, Tucker SI, Liu H, Wei X, et al. Investigation of clinical and dosimetric factors associated with postoperative pulmonary complications in eosophageal cancer patients treated with concurrent chemoradiotherapy followed by surgery. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2006; 64: 692-9. 5. Takeda A, Kunieda E, Ohashi T, et al. Severe COPD is correlated with mild radiation pneumonitis following stereotactic body radiotherapy. Chest 2013; 141: 858-66. 6. Graves PR, Siddiqui F, Anscher MS, Movsas B. Radiation pulmonary toxicity: From mechanisms to management. Semin in Radiat Oncol 2010; 20: 201-7. 7. Kharofa J, Gore E. Symptomatic radiation pneumonitis in elderly patients receiving thoracic irradiation. Clinical Lung Cancer 2013; 14: 283-7. 8. Bruzzaniti V, Abate A, Pinnaro P, et al. Dosimetric and clinical advantages of deep inspiration breath-hold (DIBH) during radiotherapy of breast cancer. J Exp Clin Cancer Res 2013; 32: 88-94.

Kayacan O. 393 9. Merill WW. Radiation-induced lung injury. www.up-todate 2014. 10. Bayle JY, Nesme P, Béjui-Thivolet F, Loire R, Guérin JC, Cordier JF. Migratory organizing pneumonitis primed by radiation therapy. Eur Respir J 1995; 8: 322-6. 11. Ding N-H, Li JJ, Sun L-Q. Molecular mechanisms and treatment of radiation-induced lung fibrosis. Current Drug Targets 2013; 14: 1347-56. 12. Sekine I, Sumi M, Ito Y, et al. Retrospective analysis of steroid therapy for radiation-induced lung injury in lung cancer patients. Radiotherapy and Oncology 2006; 80: 93-7. 13. Berkey FJ. Managing the adverse effects of radiation therapy. Am Fam Physician 2010; 82: 381-8. 14. Mactay M. Pulmonary complications of anticancer treatment. In: Abeloff M, Armitage JO, Niederhuber JE, Kastan MB, McKenna WG, eds. Clin Oncol Philadelphia: Elsevier Churchill Livingstone; 2004. p: 1237-50. 15. Yazıcı G, Yıldız F, İskit A, Erdemli E, Sürücü S, Fırat P, Hayran M, Özyiğit G, Cengiz M. The effect of vitamin D prophylaxis on radiation induced pulmonary damage. J Radiat Res 2011; 52: 616-21. 16. Wang BZ, Wang LP, Han H, et al. Interleukin 17A antagonist attenuates radiation-induced lung injuries in mice. Exp Lung Res 2014; 40: 77-85. 17. Graves PR, Siddiqui F, Anscher MS, Movsas B. Radiation pulmonary toxicity: From mechanisms to management. Semin in Radiat Oncol 2010; 20: 201-7.