ALBERT CAMUS TERSİ VE YÜZÜ

Benzer belgeler
-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

Afetler ve İlişkilerimiz

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları:

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha...

Günlük GüneşlIk. Şarkılar. Ali Çolak

sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

Küçük Bir Kız Tanıyorum On Yaşında

ALBERT CAMUS SÜRGÜN VE KRALLIK

VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R

Perihan Mağden Biz kimden kaçıyorduk Anne?

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva

ABDULLAH ÖCALAN. PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26

ALBERT CAMUS DÜŞÜŞ 3

DİRİLİŞ TAMAMLANDI SIRA KURTULUŞTA


TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

Azad Ziya Eren Kitapları Şi ir: Diğer:

JANE AUSTEN AŞK VE GURUR

Abdullah Öcalan. SEÇME YAZILAR Cilt VI

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU

DENEME 8 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ

30 MALİ BORÇLAR *** En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

ÖDEV ve ÖLÇME AKILLI. Barış TEPECİK

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X.

1. sınıflar için. Öğretmen El Kitabı

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17

CEMİL KAVUKÇU UZAK NOKTALARA DOĞRU

SIVI BASINCI. 3. K cis mi her iki K. sı vı da da yüzdü ğü ne gö re ci sim le re et ki eden kal dır ma kuv vet le ri eşittir. = F ky 2V.d X.

Din İstismarı Üzerine

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

Görsel İşitsel Politikasıyla Avrupa Birliği:

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

idea SPİNOZA 1. TANRI ÜZERİNE; 2. ANLIĞIN DOĞASI VE KÖKENI ÜZERINE TÖREBİLİM 1 İDEA E1 2011/04

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25

ÖDEV ve ÖLÇME AKILLI. Berna DEMİREL

le bir gü rül tü ç k yor du ki, bir sü re son ra ye rin al t n dan yük - se len u ul tu yu bi le du ya maz ol dum. Der hal böy le bir du - rum da ke

Weşanên Serxwebûn 107. Kutsallık ve lanetin simgesi URFA

BAĞIL HAREKET. 4. kuzey. Şekilde görüldüğü gibi, K aracındaki gözlemci L yi doğuya, M yi güneye, N yi güneybatıya doğru gidiyormuş gibi görür.

FRANZ KAFKA DÖNÜŞÜM 3

D.H. LAWRENCE BAKİRE İLE ÇİNGENE

TÜRKİYE MİLLİ KÜLTÜR VAKFI

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

DENEME 3 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ

TORK VE DENGE BÖLÜM 8 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ. 4. Kuvvetlerin O noktasına

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

Yayına Hazırlayanlar NAZAN AKSOY - BÜLENT AKSOY Türk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış

De ğer li Müş te ri miz, Al fa Ro meo yu seç ti ği niz için te şek kür ede riz.

Davranış Bilimleri Enstitüsü uzmanlarından Klinik Psikolog Cemre Soysal tarafından 12 yaş ve üstü çocuklar için uygun bulunmuştur.

DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr!

KE00-SS.08YT05 DOĞAL SAYILAR ve TAM SAYILAR I

inancım inancım inancım ÜNİTE

KÜMELER KÜMELER Kümeler Konu Özeti Konu Testleri (1 6) Kartezyen Çarpım Konu Özeti Konu Testleri (1 6)...

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA

Hans Christian Andersen Tahsin Yücel ( Dilek Yördem Ceylan

ÖNSÖZ Doğan HASOL. UZMAN GÖRÜŞÜ Prof. Dr. Metin TAŞ. Yap -Endüstri Merkezi Araşt rma Bölümü - Önsöz

WOLFGANG BORCHERT Fener, Gece ve Yıldızlar. ve Ölümünden Sonra Yayımlananlar

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

BAĞIL HAREKET BÖLÜM 2. Alıştırmalar. Bağıl Hareket ÇÖZÜMLER. 4. kuzey

KARINCA & POLEN YAYINLARI

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ YÖNETMELİĞİ

VEKTÖRLER. 1. Ve ri len kuv vet le ri bi le şen le ri ne ayı rır sak, x y. kuv vet le ri ( 1) ile çar pı lıp top lanır. ve F 3

GÜN GÜN DRUCKER PETER F. DRUCKER JOSEPH A. MACIARIELLO ÜNLÜ DÜŞÜNÜRÜN YAPITLARINDAN SEÇ LM Ş 366 F K R VE MOT VASYON. Çeviren Murat Çetinbakış

1960 ANDERSEN ÖDÜLÜ ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Erich Kästner. Roman UÇAN SINIF. Çeviren: Şebnem Sunar. 50. basım. Resimleyen: Walter Trier

B NB R GECE MASALLARI

FRANZ KAFKA DAVA. Ahmet Cemal ROMAN. Almanca aslından çeviren

Beyaz Diş. Jack London

Ahmed Güner Sayar. A. Süheyl Ünver (Hayatı-Şahsiyeti ve Eserleri)

için de ki ler Röportaj Darüşşafaka Eğitim Kurumları Genel Müdürü Nilgün Akalın: STK'lar devlet okullarında çalışmalı.

Merhaba Genç Yoldaþlar;

Seçme Röportajlar ABDULLAH ÖCALAN. Onbinlerce İnsan Ölmesin. Abdullah Öcalan. Cilt-III. WeŞanen SerxWebûn 84

Hemşirelerin İş Yaşamı Kalitesi ve Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

DEVRİMİN DİLİ VE EYLEMİ

PATRICK SÜSKIND GÜVERCİN

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ

Ali Püsküllüoğlu ... EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ ...

Türkiye nin kurtuluþu Kemalizmden demokrasiye geçiþte

PAULO COELHO. Şeytan ve Genç Kadın

AZRA ERHAT MAVİ YOLCULUK

Medeniyet: Kayıp Cennetin Peşinde

İbn Sînâ nın Kutsal Akıl Öğretisi

Sesleniş. 15 Mayıs 2003 Perşembe Ücretsizdir Ayda bir çıkar Yıl: 2 Sayı: 14

Transkript:

1

2

ALBERT CAMUS TERSİ VE YÜZÜ 3

L envers et l endroit, Albert Camus 1958, Éditions Gallimard, Paris 1992, Can Sa nat Yayınları A.Ş. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. 1. basım: 1992 16. basım: Mayıs 2016, İstanbul Bu kitabın 16. baskısı 1 000 adet yapılmıştır. Ka pak ta sarımı: Utku Lomlu / Lom Creative (www.lom.com.tr) Ka pak baskı: Azra Matbaası Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok 3. Kat No: 3-2 Topkapı-Zeytinburnu, İstanbul Sertifika No: 27857 İç baskı ve cilt: Yıldız Matbaa Mücellit Davutpaşa Cad. Emintaş Kazım Dinçol San. Sit. No: 81/25-26 Topkapı-İstanbul Sertifika No: 33837 ISBN 978-975-07-2502-9 CAN SANAT YAYINLARI YA PIM VE DA ĞI TIM TİCA RET VE SA NAYİ A.Ş. Hay ri ye Cad de si No: 2, 34430 Ga la ta sa ray, İstan bul Te le fon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89 Faks: (0212) 252 72 33 canyayinlari.com/9789750725029 y a y i n e v i @ c a n y a y i n l a r i. c o m Sertifika No: 31730 4

ALBERT CAMUS TERSİ VE YÜZÜ DENEME 1957 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ Fransızca aslından çeviren Tahsin Yücel 5

Albert Camus nün Can Yayınları ndaki diğer kitapları: Yabancı, 1981 Mutlu Ölüm, 1991 Yolculuk Günlükleri, 1993 İlk Adam, 1994 Yaz, 1994 Başkaldıran İnsan, 1995 Düğün - Bir Alman Dosta Mektuplar, 1995 Sür gün ve Kral lık, 1996 Sisifos Söyleni, 1997 Düşüş, 1997 Veba, 1997 Asturya da İsyan / Bütün Oyunları 1, 2015 Caligula / Bütün Oyunları 2, 2015 Yanlışlık / Bütün Oyunları 3, 2015 Sıkıyönetim / Bütün Oyunları 4, 2015 Adiller / Bütün Oyunları 5, 2015 6

AL BERT CA MUS, 1913 yılında Ce za yir de dünya ya gel di. Ce za yir Üniver si te si nde sürdürdüğü fel se fe öğre ni mi ni sağlık ne den le riy le yarıda bıraktı. 1938 de Pa ris e git ti, ilk yapıtları Tersi ve Yüzü ve Düğün bu dönem de yayımlandı. Ede bi yat dünyasına asıl gi ri şi ni, 1942 de yayımlanan Ya bancı adlı ro manı ve Sisifos Söyleni başlıklı fel se fi de ne me si be lirle di. Bir bi ri ni ta mam la yan bu iki yapıtta, va ro luş çu iz ler taşıyan saç ma fel se fe si ni ge liş tir di. Baş kaldıran İnsan, Yaz, Sürgün ve Krallık isim li eserleriyle hem ede bi yat hem de düşünce alan larında yet kin li ği ni kanıtladı. Mutlu Ölüm ve İlk Adam adlı ro man ları ölümünden son ra yayımlandı. 1957 de No bel Ede bi yat Ödülü ne de ğer görülen ve bugün XX. yüzyıl ede bi yat ve düşünce dünyasının en önem li ad larından bi ri ka bul edi len Al bert Ca mus, 1960 yılında bir ara ba ka zasında ya şamını yi tir di. TAHSİN YÜCEL, 1933 te Elbistan da doğdu. Galatasaray Lisesi ni ve İÜ Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü nü bitirdi (1960). Varlık Yayınları nda çevirmenlik ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. Öykü derlemeleri, romanları, bilimsel araştırmaları ve kuramsal yazılarının yanı sıra, Balzac, Flaubert, Daudet, Gide, Simenon, France, Proust, Camus, Sartre, Malraux ve Duras gibi önemli Fransız yazarların yapıtlarını dilimize kazandıran Yücel, 1984 de Azra Erhat Çeviri Üstün Hizmet Ödülü ne, 1997 de Fransız hükümeti Palmes Académi ques Nişa nı na değer görüldü. 7

8

İçindekiler Camus nün Yapıtlarında Tersi ve Yüzü nün Yeri... 11 Önsöz... 19 Alay... 29 Evetle Hayır Arasında... 39 Ruhta Ölüm... 49 Yaşama Aşkı... 61 Tersi ve Yüzü... 67 9

10

ALAY İki yıl olu yor, yaşlı bir kadın tanımıştım. Bir has talık ge çi ri yor du, bu has talıktan öle ce ği ni sanmıştı. Tüm sağ yanına in me in miş ti. Yalnız bir yarısı bu dünya daydı, öbür yarısı şim di den ya bancıydı ken di ne. Kımıl kımıl, ge ve ze bir ih ti yarcıkken, ses siz li ğe, kımıltısızlığa gömmüşler di onu. Uzun günler bo yun ca yalnızdı, oku ması yaz ması yok tu, pek bir du yarlığı da yok tu, tüm ya şa mı Tanrı ya yöne li yor du. İnanıyor du ona. Bu nun ka nıtı da bir tes pi hi, kur şun dan bir İsa hey kel ci ği, bir de mer mer ça mu run dan bir ço cu ğu ta şı yan bir Aziz Yusuf hey kel ciği bu lun masıydı. Has ta lığının iyi leş mez ol du ğun dan kuşku du yu yor du, ama hiç de gerektiği gibi sevmediği Tanrı ya güve ne rek, ken di siy le il gi len sin ler di ye iyi leş mez ol du ğu nu söylüyor du. O gün, bi ri ken di siy le il gi le ni yor du. Genç bir adamdı bu. (Genç adam bunda bir ger çek payı bu lun du ğu na inanıyor, ayrıca bu kadının yakında öle ce ği ni de bi li yordu, bu çe liş ki yi çözmek gibi bir kaygısı yoktu.) Yaşlı kadının der di ne ger çek bir il gi duy muş tu. Kadın da iyi ce sez miş ti bu nu. Bu il gi umul madık bir şölen di has ta için. Acı la rı nı coş kun luk la an latıyor du: sıfırı tüket miş ti artık, hem genç le re de yer aç mak ge re kir di. Sı kı lı yor muy du? Hiç kuş ku suz. Ko nuş mu yor lardı ken di siy le. Köşe de kal 11

mıştı, bir köpek gi bi. Öl mek da ha iyiy di. Öyle ya, bi ri ne yük ol mak tan sa, öl me yi yeğ tu tardı. Se si kav gacı ol muş tu. Bir pa zarye ri se si, bir pa zarlık se siy di. Ge ne de bu genç adam anlıyor du. An cak ölmekten se başkalarına yük ol manın da ha iyi ol du ğu düşüncesin dey di. Ancak bir tek şe yi kanıtlayabilirdi bu: şim di ye de ğin hiç kim se ye yük ol madığını. Yaşlı kadına da, tes pihi gör dük ten son ra, Tanrı kalıyor si ze, di yor du. Doğruy du. Ama bu ko nu da bi le canını sıkıyor lardı. Uzun zaman du aya da lar sa, bakışı du var kap la ma sının bir nakışında si li nir se, İşte ge ne dua edi yor! di yor du kızı. Sa na ne za rarı var bu nun? di yor du has ta. Hiç bir za rarı yok, ama si ni ri me do ku nu yor. İhti yar da ser ze niş yüklü, uzun bir bakışla kızına ba ka rak su su yor du. Genç adam taş gi bi yüre ği ne otu ran, bi lin me dik, uçsuz bu caksız bir acıyla din li yor du tüm bun ları. Yaşlı kadın ge ne ko nuşu yor du: O da gö re cek yaş lanınca. Onun da ge rek si ni mi ola cak bu na! Bu yaşlı kadının Tanrı dan baş ka her şey den sıyrıldığı, tümden bu son has talığa bırakıldığı, zo run lu luk so nucu er dem li ol du ğu, ken di si ne ka lan şe yin aş ka de ğer biri cik varlık ol du ğu na ko lay ca inandığı, son ra, bir da ha dönme me si ye, Tan rı ya adanmış in sanın düşkünlüğüne gömül dü ğü se zi li yor du. Ama ya şam umu du ye ni den doğ ma ya gör sün, in sa noğ lu nun çıkar ları karşısında Tan rı nın bir ağırlığı kalmıyordu. Sof ra ya otu rul muş tu. Genç adam ak şam ye me ği ne çağrılmıştı. Yaşlı kadın ye mek ye mi yor du, ak şam ları yemek ler ağır olu yor du çünkü. Kö şe sin de, ken di ni din lemiş olanın arkasında kal mıştı. Gözet len di ği ni se zin le di ği için, genç adam ra hat yi ye mi yor du ye me ği ni. Bu ara da, ye mek bit mek üze rey di. Bu bir lik te li ği uzat mak için sine ma ya gi dil me si ka rar laştırıldı. Tam da eğ len ce li bir film göste ri li yor du. Genç adam, ar kasında var ol mayı 12

sür düren varlığı hiç usuna ge tir me den, düşünce siz ce kabul et miş ti. Sof ra da ki ler, so ka ğa çıkma dan önce gi dip el le ri ni yıka mak için kalkmışlardı. Yaşlı kadının da gel me si söz ko nu su de ğil di el bet te. Kötürüm ol ma sa bi le, bil gi siz li ği fil mi an la masını en gel ler di. Si ne mayı sev me di ği ni söylüyor du. Ger çek te an lamıyor du. Öte yan dan, köşe sin deydi, tes pi hi nin ta ne le ri ne boş, ama büyük bir il gi du yuyor du. Tümüyle ona güve ni yor du. Sak ladığı üç nes ne, onun için, tanrısalın baş ladığı elle tutulur nok tayı be lirti yor du. Tes pih ten, İsa ve Aziz Yusuf hey kel cik le rin den baş la ya rak, on ların ardında, bü yük ve de rin bir ka ranlık açılıyor, o da tüm umu du nu bu ka ranlığa bağ lı yordu. Her kes hazırdı. Ken di si ni öpmek ve iyi bir ge ce dile mek için yaşlı kadına yak laşılıyor du. Şim di den an lamıştı, tes pi hi ni var gücüyle sı kı yor du. Ama bu dav ranışın coş ku ka dar umut suz luk tan da kaynaklanabileceği iyi ce görülüyor du. Öp müş ler di ken di si ni. Yalnız genç adam kal mıştı. O da kadı nın eli ni sev giy le sıkmıştı, şim di den ar kasını dö nü yor du. Ama öte ki, ken di siy le il gi len miş ola nın git ti ği ni görüyor du. Yalnız kal mak is te mi yor du. Yalnızlığının deh şe ti ni, uza yan uy ku suz lu ğu, Tan rı ile o umut kırıcı baş ba şalığı du yu yor du şim di den. Kor ku yordu, yalnız in sa na güve ni yor du artık, ken di si ne il gi gösteren bi ri cik varlığa bağ la na rak eli ni bırakmıyor, sıkıyor, bu ısrarı doğ ru la mak için be ce rik siz ce te şekkür edi yor du. Genç adamın ra hatı kaçmıştı. Öte ki ler, bi raz ça buk olmasını söyle mek için ge ri ye dönüyor lar dı şim di den. Film do kuz da başlıyor du, gi şe de bek le me mek için bi raz er ken var mak da ha iyi olur du. O, şim di ye dek karşılaştığı mut suz luk ların en korkun cu önünde du ru yor du: si ne ma ya git mek için bırakılan kötürüm bir yaşlı kadının mut suz lu ğu. Git mek, sıvışmak is ti yor du, bil mek is te mi yor du, eli ni çek me ye çalı 13

şıyor du. Bir sa ni ye süre sin ce, bu yaşlı kadına yabanıl bir kin duy du, onu şak di ye to kat la mak gel di için den. En so nun da çe ki lip gi de bil di, bu ara da has ta, kol tuğun da yarı yarıya doğ rul muş, deh şet içinde, da ya na bi lece ği bi ri cik ke sin li ğin si lin di ği ni gö rü yor du. Ken di si ni ko ru yan hiç bir şey yok tu artık. Tü müy le ölümünün düşünce si ne bırakılmıştı, ken di si ni ürper te nin ne ol du ğu nu tam ola rak bil mi yor du, ama yalnız kal mak is te me di ği ni se zi yor du. Tanrı in san ları elin den alıp, ken di si ni yalnız bı rak mak tan baş ka hiç bir işi ne ya ramıyor du. İn san ları bırak mak is te mi yor du. İşte bu nedenle ağ la ma ya başladı. Öte ki ler so ka ğa çıkmıştı bi le. Yapışkan bir piş manlık içi ni ke mi ri yor du genç adamın. Gözle ri ni aydınlık pence re ye, ses siz evin iri ve ölü gö züne doğ ru kaldırdı. Göz ka pandı. Yaşlı has tanın kızı genç ada ma Yalnız ol du mu hep ışığı sön dürür. Ka ranlıkta kal mayı se ver, de di. Bu yaşlı adam ka barıyor, kaş larını çatıyor, işa ret parmağını ku rum lu ku rum lu sallıyor du. Şöyle di yor du: Babam ba na ge le cek cu mar te si ye ka dar eğ len mem için beş frank haftalık ve rir di. Ne de mez si niz, ge ne de bir ya na bir kaç ku ruş ayır ma nın yo lu nu bu lur dum. Bir kez, nişanlımı görme ye gi der, dört ki lo met re gi diş te, dört ki lomet re de dönüşte, se kiz ki lo met re yol yürürdüm kırlarda. Bırakın canım, siz be nim sözüme bakın, bugünün genç le ri eğ len me si ni bil mi yor. Yu var lak bir ma sanın çev re sin de üç genç, bir de ken di si vardı. Za vallı serüvenle ri ni an latıyor du: bönlüklerini çok yük sek le re çıkarıyor, yor gun luk ları utkular gibi kutsuyordu. Öyküsünde sessiz lik le re hiç yer ver mi yor, bırakılma dan önce her şe yi söyle mek is te di ği için de yalnız din le yi ci le ri ni et ki le yece ği ni sandığı yan larını alıko yu yor du geç mi şi nin. Bi ri cik 14

ku su ruy du ken di ni din let mek: ba kışların ala yı nı, üze ri ne yağdırılan alaylı ka balığı görme ye ya naşmıyor du. Ken disi de ne yi mi ağır çeken ve sayılan bir ata ol du ğu nu sanırken, on lar için, za manında her şe yin yo lun da git ti ği bi linen bir yaş lı adam dan baş ka bir şey de ğil di. Genç ler dene yi min bir boz gun ol du ğu nu, bi raz bil gi edin mek için her şe yi yi tir mek ge rek ti ği ni bil mez ler. Ken di si acı çekmiş ti. Bu ko nu da hiç bir şey söyle mi yor du. Mut lu görünmek da ha iyi dir. Hem son ra, bun da yanılıyor sa, on ları mut suz luk larıyla et ki le mek is te mek le da ha ağır bir biçim de al da nır dı. Siz tüm varlığınızla ya şam la il gi le nirken, bir yaşlı adamın acılarının ne öne mi vardır? Ko nuşu yor, ko nu şu yor, bo ğuk se si nin do nuk lu ğu na gömülüyor du haz la. Ama böyle süre mez di. Hazzı bir so nu ca var mak ge rek ti ği ni söylüyor du, din le yi ci le ri nin dik ka ti de azalıyor du. Eğ len di ri ci bi le de ğil di artık; ih ti yardı. Ve genç ler de her gü nün bu da la ca çalışmasına ben ze me yen bi lar do yu, is kam bi li se ver ler di. Öyküsünü da ha çe ki ci kılmak için ça ba lar har cadı, ya lan lar söyle diy se de çok geç me den yalnız kaldı. Gençler saygıya maygıya ku lak as ma mış, git miş ler di. Ge ne yalnızdı. Din len mez ol mak: in san yaş landı mı kor kunç olan bu dur. Onu ses siz li ğe ve yalnızlığa mahkûm edi yorlardı. Pek yakında öle ce ği ni çıtlatıyor lardı ona. Ölümü yak laşmış bir yaşlı adam da ya rarsızdır, hat ta ra hatsız edi ci dir, al datıcıdır. De fo lup git sin. Yok sa, sus sun: saygılı ol manın en küçük ko şu lu dur bu. Oy sa o, su sa madığı, susun ca yaşlı ol du ğu nu düşünme den ede me di ği için acı çe ki yor. Ge ne de kalktı, çev re sin de ki tüm in san la ra gülümse ye rek git ti. Ama yalnızca il gi siz ya da pay laş ma hak kını taşımadığı bir ne şey le can lanmış yüzler le karşılaştı. Bir adam gülüyor du: Karı yaşlı ol masına yaşlı, ama en iyi çor ba ların es ki ten ce re ler de pi şi ril di ği ni de bi li riz. Bir baş kası da ha cid diy di: Biz zen gin in san lar de ği liz, 15

ama iyi ye riz. Şu to ru nu mu görüyor mu sun, ba basından da ha çok yer. Ba ba sına yarım ki lo ek mek ye ter, onu bir ki lo dan aşa ğısı kur tar maz! Son ra gel sin su cuk, gel sin pey nir. Bazı bazı, bi ti rin ce, Ih, ıh! ya par, son ra ge ne yer. Yaşlı adam uzak laştı. Ağır adımlarıyla, ça lış kan bir eşe ğin ufak adımlarıyla, in san do lu, uzun kaldırımlar bo yun ca do laştı. Ra hatsız bu lu yor du ken di ni, ge ne de dönmek iste mi yor du. Ge nel lik le ma sayı ve pet rol lam basını, iç lerin de par mak la rı nın yer le ri ni ken di lik le rin den bul dukları ta bak la rı ye ni den görme yi ol duk ça se ver di. Ses siz ak şam ye me ği ni, karşısında otu ran, bey ni boş, göz le ri du ruk ve ölü, lok ma larını uzun uzun çiğ ne yen ko ca karıyı da se ver di. Ye mek ge ti ril miş ve so ğu muş, ko ca karı yatmış ola caktı, kaygılan ma ya cak tı da, öyle ya, bek lenme dik ge cik me le ri ni bi lir di. Başında ka vak yel le ri esi yor ge ne, der di ve her şey söylen miş olur du. Adımlarının tatlı inadıyla gi di yor du şim di. Yal nız ve yaşlıydı. Bir ya şamın so nun da, yaş lılık bu lantılar la ge lir. Her şey artık din le nil mez ol mak la son bu lur. Yürüyor, bir so kağın köşe si ni dö nüyor, ayağı sürçüyor, düşüyor ne redey se. Onu gördüm. Gülünç, ama elden ne gelir. Ne olur sa ol sun, so kağı se vi yor, evin de, ateş ten ko ca karıyı gö re me z olduğu, odasında yalnız kaldığı o sa at le ri ya şamak tan sa, so kağı yeğ tu tu yor. O sıra lar da ba zı ba zı kapı usul ca açılır, bir an aralık kalır. Bir adam gi rer. Açık renk gi yin miş tir. Yaşlı adamın karşısına otu rur ve uzun da kika lar bo yun ca su sar. Kı mıl tısızdır, az önce ara la nan kapı gi bi. Ara da sıra da, eli ni saç larının üze rin de do laştırır, usul usul içi ni çe ker. O de ğiş mez, ke der den ağırlaşmış ba kışla yaşlı ada ma uzun uzun baktıktan son ra, ses siz ce gi der. Ar kasından, ku ru bir gürültü düşer man dal dan, yaşlı adam öylece ka la kalır, deh şet için de, kar nında acı ve sızılı kor ku su. Oy sa so kak ta yalnız de ğil, karşılaştıkları ne ka dar az olur sa ol sun. Ate şi türküsünü söyler. Ufak 16

adımları sıklaşır: yarın her şey de ği şe cek, yarın. Bir den bire an lar ki yarın da böyle ola caktır, öbür gün de, tüm öteki günler de. Ve bu ça re siz bu luş ezer onu. İşte böyle düşünce öldürür in sanı. Bun la ra kat la na ma dığı için öldürür in san ken di ni ya da, genç se, tümce ler kurar. Yaşlı, de li, sar hoş, bel li mi olur. So nu şanlı bir son ola cak, hıçkırıklı, hay ranlık ve ri ci. Güzel öle cek, ya ni acı çe ke rek. Bir avun tu ola cak bu ona. Hem ne re ye gi de bi lir ki: bir da ha düzel me me si ye yaş lanmış. İnsan lar her şe yi ile ri de ki yaşlılık üze ri ne ku rar lar. Düzel mez ler le ku şatılmış bu yaşlı lığa ken di le ri ni sa vun masız bıra kan başıboşluğu ver mek is ter ler. Küçük bir köşke çe kil mek için ırgat başı ol mak is ter ler. Ama bir kez yaşlılığa gö mül düler mi an lar lar bu nun yanlış ol du ğu nu. Ko run mak için başka in san la ra ge rek si nim le ri var dır. Ona ge lin ce, ya şamına ina na bil me si için ken di si ni din le me le ri ge re kir di. Şim di, so kak lar da ha ka ranlık, da ha in sansızdı. Ses ler geli yor du hâlâ. Ak şamın ga rip yatışması için de, da ha bir tan ta nalı olu yor lardı. Ken ti çev re le yen te pe le rin ardında, hâlâ günün parıltıları vardı. Ağaçlık te pe le rin ar dında, ne re den gel mişti, bi lin mez, ko ca man bir du man be lir di. Ağır ağır yüksel di, bir ak çam gi bi kat kat ol du. Yaşlı adam gözle rini yum du. Ken tin ho mur tu larını, gökyüzünün bön ve ilgi siz gülüm se me si ni alıp götüren ya şam karşısında, yalnız, yı kık, çıplaktı, ölüydü şim di den. Bu güzel ma dal yo nun ter si ni de an lat mak ge re kir mi? Kir li ve loş bir oda da ko ca karı sof rayı hazırlamıştır ak şam ye me ği ha zırdır, otur du, sa ate baktı, bi raz da ha bek le di, son ra iş tah la ye me ye baş ladı. Başında ka vak yel le ri esi yor ge ne, di ye düşünüyor du koca karı. Her şey söylen miş ti. Be şi bir ara da yaşıyordu: ni ne, küçük oğ lu, büyük kızı, bir de büyük kızın iki ço cu ğu. Oğul ne re dey se dil 17

siz di; kızın da bir sa katlığı vardı, güç lükle düşünürdü, iki ço cuk tan bi ri şim di den bir si gor ta şir ke tin de çalışıyor du, onun küçüğü de oku yor du. Yet miş yaşında, ni ne hâlâ tüm bu top lu lu ğu ege men li ği altında tut mak taydı. Ya tağı nın üst yanında bir por tre si vardı, bu por tre de, beş yaş da ha genç, boy nu bir ma dal yon la ka pan mış bir ka ra giysi için de dim dik, kırışıksız, uç suz bu cak sız, açık renk ve so ğuk gözle riy le, an cak yaş landıkça el çek ti ği, bazı bazı so kak ta ye ni den bul ma ya çalıştığı güzel ve soy lu bir havası vardı. To ru nu hâlâ yüzünü kızar tan bir anıyı bu açık renk gözle re borç luy du. Gözle ri ni sert sert üze ri ne di ke rek Ki mi se vi yor sun, an ne ni mi, ni ne ni mi? di ye sor mak için ev de bek ler di yaşlı ka dın. Kızı da ora da ol du mu oyun kızışırdı. Çünkü, her iki du rum da da, ço cuk, yüre ğin de bu her za man su san an ne ye karşı bir aşk coş ku suy la Ni nemi, di ye yanıt ve rir di. Ya da ko nuk lar bu yeğ le me ye şaştılar mı an ne si Onu o büyüttü de on dan, der di. Bu nun bir ne de ni de yaşlı kadının sev gi yi hak gi bi is te necek bir şey san masıydı. İyi ai le anası bi lin cin den bir tür katılık, hoşgörüsüzlük çı karırdı. Ko casını hiç al datmamış ve ona do kuz ço cuk ver miş ti. Onun ölümünden son ra, küçük ai le si ne tüken mez bir güçle bakmıştı. Kent dı şın da ki çift lik le rin den ayrılmış, çok tandır otur mak ta ol duk ları yok sul bir es ki ma hal le ye düşmüşler di. Bu kadının üstün ni te lik le ri de yok de ğil di kuş kusuz. Ama da ha ke sin yargılar çağında bu lu nan to run ları için bir oyun cu dan baş ka bir şey de ğil di. Eniş te le rin den de bu nun gi bi an lamlı bir öykü din le miş ler di. Adam, kay na nasını görme ye ge lin ce, pen ce re de boş boş otur duğu nu görmüş tü. Ama kadın elin de bir pa çav ray la karşı lamıştı onu, ev iş le ri pek az za man bıraktığından, işi ni sürdüre ce ğin den do layı özür di le miş ti. Ne ya lan söyle me li, her şey de böyley di. Bir ai le tar tış ma sından son ra büyük 18

19

20