Kronik Böbrek Yetmezliğinde Serum Ürik Asit Düzeyleri

Benzer belgeler
Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı

ASEMPTOMATİK HİPERÜRİSEMİYİ TEDAVİ EDELİM Mİ? Dr. Elif Arı Bakır Dr. Lütfi Kırdar Kartal EAH Nefroloji Kliniği

BÖBREK NAKLİ SONRASI HİPERÜRİSEMİ GELİŞİMİ İLE İLİŞKİLİ RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI. Dr. Şahin EYÜPOĞLU

Türkiye Kronik Böbrek Hastalığı Prevalansı Araştırması Chronic REnal Disease In Turkey CREDIT

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Pediatri, Ankara, Türkiye 2. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Endokrinoloji, Ankara, Türkiye 3

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HASTALARINDA KONİSİTE İNDEKS ÖLÇÜMLERİNİN LİPİD PROFİLİ İLE İLİŞKİSİ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

PERİTON DİYALİZİ YAPAN HASTALARDA İKODEXTRİN KULLANIMININ METABOLİK SENDROM VE DİĞER KARDİOVASKÜLER RİSK FAKTÖRLERİ İLE İLİŞKİSİ

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

, kreatinin ve fosfor düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler saptandı (sırasıyla, p=0,04, p=0,03, p=0,01 ve p=0,001).

Türkiye KBH Prevalansı Araştırması 5

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Kronik Böbrek Hastalığında Kolekalsiferol ün Etkisi

Türkiye ve Amerika Birleşik Devletlerinde hemodiyalize giren hastaların ölüm oranlarının karşılaştırılması: Bir gözlemsel kohort çalışması

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Hipertansiyon yönetiminde yapılan hatalar Nurol Arık

TND Böbrek Sağlığı Otobüsü

OBEZ VE OBEZ OLMAYAN HİPERTANSİF ÇOCUKLAR VE ADÖLESANLARDA ABPM PARAMETRELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

ÇOCUKLARDA KRONİK BÖBREK HASTALIĞI Küçük yaş grubunda doğumda başlayabilen Kronik böbrek yetersizliği Son evre böbrek yetmezliği gelişimine neden olan

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

Kronik Böbrek Hastalığında Retinol Bağlayıcı Protein-4 Düzeyindeki Artış Endotel Disfonksiyonun Yeni Bir Göstergesi mi?

Kronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Araştırma. Erkan ŞENGÜL 1, Emine BİNNETOĞLU 2, Ahmet YILMAZ DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 25, SAYI 3, (EYLÜL) 2011,

HEMODİYALİZE GEÇ BAŞLAMAK GEREKLİDİR. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Orta Yaşlı Primer Hipertansif Hastalarda Hedef Organ Hasarını Belirleyen Cystatin C değil, Ürik Asittir

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki

Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi. Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

RENAL TRANSPLANTLI HASTALARDA RENAL RESİSTİF İNDEKS DÜZEYİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

SALTurk Çalışması. Türk Toplumunda Tuz Tüketimi ve Kan Basıncı Çalışması. 22 Mayıs Antalya

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

İŞTAH HORMONU GHRELİNİN BÖBREK TRANSPLANTASYONU SONRASI VÜCUT KİTLE İNDEKSİ VE OKSİDATİF STRES ÜZERİNE ETKİLERİ

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

20-23 Mayıs 2009 da 45. Ulusal Diyabet Kongresi nde Poster olarak sunuldu.

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma

Beyin Omurilik Sıvısında Myelin Basic Protein Testi; CSF myelin basic protein; BOS da myelin basic protein;

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

Diyaliz tedavisinde ilk seçenek: Periton diyalizi. Neslihan SEYREK, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji BD

HEMODİYALİZ HASTALARINDA VOLÜM DURUMUNUN VÜCUT KOMPOZİSYON MONİTÖRÜ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ VE DİĞER YÖNTEMLERLE KARŞILAŞTIRILMASI

Hemodiyalizde hipertansiyon tedavisi Nurol Arık

HEMODİALİZ HASTALARINA VERİLEN DİYET VE SIVI EĞİTİMİNİN BAZI PARAMETRELERE ETKİSİ

ESANSİYEL HİPERTANSİYONLU HASTALARDA PLAZMA APELİN ve ADMA DÜZEYLERİ

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

15. Ulusal Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Kongresi Nisan 2013, Antalya. Obezite: Gerçekten iyi bir gösterge mi? Dr.

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI

STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP

Yakınması: Efor sonrası nefes darlığı, sabahları şiddetli olan ense ağrısı, yorgunluk

TİP 2 DİYABETİK BİREYLERDE GLOMERULAR FİLTRASYON HIZI HESAPLAMADA KULLANILAN ÜÇ FARKLI YÖNTEMİN KARŞILAŞTIRILMASI

Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Miraç Vural Keskinler

Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması (PatenT) 2003 Türk Hipertansiyon İnsidans Çalışması (HinT) 2007 Türk Toplumunda Tuz Tüketimi ve Kan Basıncı

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik AD, Bursa. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji AD, Bursa

Ölçüm Aletleri Çalışması ş Sonuçları. Hastalıkları Derneği

Hipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi

Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı

1 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji 2 FMC Türkiye 3 İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

İnsülin Tedavisi ve Böbrek Hastalıkları. Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı

24 Ekim 2014/Antalya 1

Hastalarda insulin direncini ölçmek klinik pratiğimizde tanı koymak ve tedaviyi yönlendirmek açısından yararlı ve önemlidir.

Tip 2 Diyabetli Hastalarda Metabolik Sendrom Prevalansı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

MENOPOZ VE ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ

ÇALIŞMANIN AMACI: Türkiye de erişkinlerde ( 20 yaş) metabolik sendrom sıklığını tespit etmektir.

DÜNYA BÖBREK GÜNÜ ETKİNLİĞİ ANALİZİ

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİNDE HASTA SEÇİM KRİTERLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ DR. GÜLTEKİN GENÇTOY

Su/Sıvı Tüketmeli? Dr. Rengin ELSÜRER AFŞARŞ

İDRARI OLAN DİYALİZ HASTASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR? Dr. İdris ŞAHİN İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD Nefroloji BD

Diyaliz Hastalarında Antihipertansif İlaç Seçimi ve Pratik Öneriler

Bir ARB Olarak Olmesartan. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

RATLARDA FRUKTOZ İLE OLUŞTURULMUŞ METABOLİK SENDROM MODELİNDE ALLOPURİNOLUN BÖBREK FONKSİYONLARI ÜZERİNE KORUYUCU ETKİSİ

Diyaliz Hastalarında Kan Basıncı Ölçümü Hangi Pozisyonlarda Yapılmalıdır?

raşitizm okul çağı çocuk ve gençlerde diş çürükleri büyüme ve gelişme geriliği zayıflık ve şişmanlık demir yetersizliği anemisi

YÜKSEK KOLESTEROL. Hiperkolesterolemi; Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?

JNC 8 göre Hipertansif Hastanın Tedavide Kan Basıncı Hedefi Ne Olmalı

HİPERTANSİYON. Günümüzün En Çok Öldüren Hastalığı

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır?

Diyabetik Nefropatili Hastada Diyalize Ne Zaman Başlanmalıdır. Dr. Harun Akar Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Aydın

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

Transkript:

Klinik Araştırma www.firattipdergisi.com Kronik Böbrek Yetmezliğinde Serum Ürik Asit Düzeyleri Emre ERDEM a1, Ayşe ÖZDEMİR 2, Coşkun KAYA 1, Ahmet KARATAŞ 1, Kuddusi CENGİZ 1 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Anabilim Dalı, Samsun, Türkiye 2 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Samsun, Türkiye ÖZET Amaç: Kronik böbrek yetmezliğinde (KBY) serum ürik asit düzeyi artar. Biz çalışmamızda diyalize girmeyen evre 3-5 KBY hastaları ile hemodiyalize giren hastaların serum ürik asit düzeylerini inceledik. Ayrıca diyalize girmeyen evre 3-5 KBY hastalarında serum ürik asit düzeyi ile ilişki faktörleri araştırdık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız hemodiyalize giren 46, diyalize girmeyen evre 3-5 KBY olan 93, toplam 139 hasta ile yapıldı. Hastaların kan biyokimyasal değerlerine bakıldı. Vücut kitle indeksleri (VKİ) hesaplandı. Bulgular: Hemodiyalize giren hastaların ortalama serum ürik asit düzeyi 6,4 ±1,2 mg/dl, prediyaliz KBY olarak takip edilen hastaların ortalalama serum ürik asit düzeyi ise 7,3 ±1,9 mg/dl idi (p<0.05). Prediyaliz KBY hastalarının evreleri arasında ortalama serum ürik asit düzeyleri bakımından anlamlı fark yoktu (p>0.05). Serum ürik asit düzeyi yüksek olan hastalarımızın ortalama VKİ leri ve bel çevreleri daha fazla idi (p<0.05). Sonuç: Hemodiyaliz hastalarının ürik asit düzeyleri prediyaliz takip edilen hastalarınkinden daha düşüktür. VKİ ve bel çevresi, evre 3-5 prediyaliz KBY hastalarında serum ürik asit artışı ile ilişkili olan faktörlerdendir. Anahtar Kelimeler: Kronik böbrek yetmezliği, Ürik asit, Vücut kitle indeksi ABSTRACT Serum Uric Acid Levels in Chronic Kidney Disease Objective: Serum uric acid levels increase in chronic kidney disease (CKD). In our study, we examined the levels of serum uric acid levels in predialysis patients with stage 3-5 CKD and patients undergoing hemodialysis. We also searched the factors related to serum uric acid levels of predialysis patients with stage 3-5 CKD. Materials and Methods: 139 patients were included in the study; 46 patients undergoing hemodialysis and 93 patients with stage 3-5 CKD who were followed without dialysis. Serum routine biochemical parameters were studied. Body mass index (BMI) were calculated. Results: Mean serum uric acid levels were 6.4 ±1.2 mg/dl and 7.3±1.9 mg/dl in hemodialysis patients and predialysis CKD patients, respectively (p<0.05). There was no significant difference among stages of CKD in predialysis patients on account of mean serum uric acid levels (p>0.05). In patients with higher serum uric acid levels, mean BMI and waist circumference were higher (p<0.05). Conclusion: Serum uric acid levels of hemodialysis patients are lower than they are in patients followed predialysis. BMI and waist circumference are the factors associated with serum uric acid levels in stage 3-5 CKD patients followed without dialysis. Key words: Chronic kidney disease, Uric acid, Body mass index Ürik asit, pürin metabolizmasının son ürünüdür. Hiperürisemi; gut, hipertansiyon (1), metabolik sendrom (2), kronik böbrek yetmezliği (KBY) (3), iskemik kalp hastalığı (4) ile ilişkilidir. Serum ürik asit düzeyi kronik böbrek yetmezliğinde artmıştır. Glomerüler filtrasyon hızının (GFH) azalması ile hiperürisemi olabileceği gibi, hiperürisemi kronik böbrek yetmezliğine yol açıp, hastalığın ilerlemesine neden olabilir (3,5-7). Biz çalışmamızda, evre 3-5 KBY olup diyalize girmeyen hastalar ile hemodiyalize giren hastaların serum ürik asit düzeylerini inceledik. Ayrıca diyaliz tedavisi görmeyen evre 3-5 KBY hastalarında serum ürik asit düzeyi ile ilişki faktörleri araştırdık. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmamız hemodiyalize giren 46, prediyaliz KBY olan 93, toplam 139 hasta ile yapıldı. Hastaların tümü çalışmaya katılmayı kabul etmişti. Diyaliz hastaları en az 3 aydır bikarbonatlı hemodiyaliz programında olan hastalardı. Hemodiyaliz tedavisi gören hastalar merkezimizde düzenli diyaliz programında idiler. Prediyaliz KBY olan hastalarımız ise polikliniğimize kontrole gelen hastalardı. Gut hastalığı olanlar ve hiperürisemi için allopurinol tedavisi alan hastalar çalışmaya alınmadı. Tüm hastaların demografik özellikleri kayıt edildi. Tüm hastaların vücut kitle indeksleri (VKİ) hesaplandı. Hemodiyaliz hastalarının kuru ağırlıkları dikkate alın- a Yazışma Adresi: Dr. Emre ERDEM, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Anabilim Dalı, Samsun, Türkiye Tel: +90 362 3121919 e-mail: emredlk@yahoo.com 23

dı. Prediyaliz KBY olan hastaların bel çevreleri ölçüldü ve sabah açlık biyokimyasal değerleri alındı. Hemodiyalize giren hastaların ise diyalize giriş kanlarından biyokimyasal tetkikler gönderildi. Hastaların diyabet ve hipertansiyonu varsa kayıt edildi. KBY evrelendirmesi National Kidney Foundation (NKF) kronik böbrek yetmezliği evreleme kriterlerine göre yapılmıştır. GFH, 30-59 ml/dk/1,73 m² arasında olan hastalar evre 3, 15-29 ml/dk/1,73 m² arasında olanlar evre 4, <15 ml/dk/1,73 m² ise evre 5 olarak alınmıştır (8). GFH, 4 değişkenli böbrek hastaları için uyarlanmış Modification of Diet in Renal Disease (MDRD) formülü ile hesaplandı (9). Evre 3-5 KBY hastaları ile hemodiyaliz hastalarının değerlerini karşılaştırırken parametrik test koşulları sağlandığında Student t testi kullanıldı. Evre 3-5 KBY olan hastaların evreleri arasındaki farkların karşılaştırılmasında değişkenlerin normal dağılıma uygunluğuna tek örneklem Kolmogorov Smirnov testi ile incelendi. Normal dağılıma uyanlar tek yönlu Anova ile normal dağılım göstermeyenler ise Kruskal-Wallis testi kullanılarak karşılaştırıldı. Gruplar arasında sıklıklar bakımından fark bulunup bulunmadığına Ki-kare testi kullanılarak bakıldı. P değerinin 0.05 in altında olduğu durumlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. BULGULAR Çalışmamız 139 kronik böbrek yetmezliği hastası ile yapıldı. Hastaların 77 si (%55,4) erkek, 62 si (%44,6) kadın idi. Hastalarımızın yaş ortalaması 56,2 ±15,8 yıl (18-82 yıl) idi. Hemodiyalize giren 46, prediyaliz KBY olarak takip edilen 93 hastamız vardı. Hemodiyalize giren hastaların ortalama serum ürik asit düzeyi 6,4 ±1,2 mg/dl (erkeklerde 6,7 ± 1,3 mg/dl, kadınlarda 5,9 ± 0,9 mg/dl), prediyaliz KBY olarak takip edilen hastaların ortalalama serum ürik asit düzeyi ise 7,3 ±1,9 mg/dl (erkeklerde 7,4 ±2,1 mg/dl, kadınlarda 7,2 ± 1,8 mg/dl) idi. Hemodiyalize giren hastalar ile evre 3-5 KBY olup diyalize girmeyen hastaların ortalama serum ürik asit seviyelerini karşılaştırdığımızda hemodiyaliz tedavisi görenlerinki anlamlı olarak düşüktü (p<0.05) (Tablo 1). Hemodiyalize giren hastalar ile prediyaliz takip edilen hastalar arasında yaş, cinsiyet, VKİ ve diyabet sıklığı açısından anlamlı fark yoktu (p>0.05). Serum ürik asit düzeyleri ile böbrek fonksiyonları arasındaki ilişkiyi incelemek için diyaliz tedavisi almayan hastaları KBY evrelerine göre gruplandırdık. Evre 3-5 KBY hastaları arasında ortalama serum ürik asit düzeyi en yüksek olan grup evre 4 KBY hastaları olsa da KBY evreleri arasında istatistiksel anlamlı fark yoktu (p>0.05) (Tablo 2). Prediyaliz KBY evreleri arasında yaş, cinsiyet, VKİ, diyabet ve hipertansiyon görülme sıklığı açısından da fark yoktu (p>0.05). Sadece evre 5 KBY hastaları evre 3 KBY hastalarına göre daha fazla antihipertansif ilaç kullanıyorlardı (p<0.05) (Tablo 2). Evre 3-5 KBY hastalarımızın serum ürik asit ortanca değeri 7,3 mg/dl idi. Hastalarımızı serum ürik asit düzeyleri <7,3 mg/dl ve 7,3 olmak üzere 2 gruba ayırdık. Serum ürik asiti yüksek olanlar ile düşük olanlar arasında ortalama kreatinin değerinde ve ortalama GFH ında anlamlı fark yoktu (p>0.05). Yine yaş, cinsiyet, diyabet ve hipertansiyon görülme sıklığı, aktif sigara kullanım sıklığı açısından da iki grup arasında anlamlı fark yoktu (p>0.05). Serum ürik asit düzeyi yüksek olan hastalarımızın ortalama VKİ leri ve bel çevreleri daha fazla idi (p<0.05). Serum ürik asit düze- Tablo 1. Hemodiyalize giren hastalar ile diyalize girmeyen evre 3-5 KBY hastalarının karşılaştırılması Parametre Evre 3-5 KBY hastası (n=93) Hemodiyaliz hastası (n=46) P değeri Cinsiyet (erkek/kadın) 49/44 28/18 p>0.05 Yaş (yıl) 57,8 ± 15,5 52,9 ± 16,0 p>0.05 VKİ (kg/m²) 27,9 ± 6,1 26,7 ± 5,7 p>0.05 DM (var/yok) 28/65 12/34 p>0.05 Ürik asit düzeyi (mg/dl) 7,3 ± 1,9 6,4 ± 1,2 p<0.05 Tablo 2. Prediyaliz KBY hastalarının evrelerine göre özelliklerinin karşılaştırılması Parametre KBY evre 3 (n=36) KBY evre 4 (n=35) KBY evre 5 (n=22) P değeri Cinsiyet (erkek/kadın) 23/13 16/19 10/12 p>0,05 Yaş (yıl) 58,5 ± 15,5 56,7 ± 15,9 58,3 ± 15,6 p>0.05 VKİ (kg/m²) 28,7 ± 7,1 27,6 ± 5,6 27,2 ± 5,1 p>0.05 HT (var/yok) 28/8 31/4 20/2 p>0.05 Tansiyon ilacı sayısı 1,6 ± 1,2 2,2 ± 1,3 2,5 ± 1,2 p<0.05 DM (var/yok) 7/29 12/23 9/13 p>0.05 Ürik asit (mg/dl) 6,8 ± 2,2 7,9 ± 1,9 7,2 ± 1,3 p>0.05 Kreatinin (mg/dl) 1,6 ± 0,3 2,8 ± 0,6 5,1 ± 1,2 p<0.05 * Evre 5 KBY hastaları, evre 3 KBY hastalarına göre daha fazla antihipertansif ilaç kullanıyordu. ** Evre 5 KBY hastalarının serum kreatinin düzeyi, evre 3 ve 4 KBY hastalarının serum kreatinin düzeyinden daha yüksekti. Evre 4 KBY hastalarının serum kreatinin düzeyi de evre 3 KBY hastalarına göre daha yüksekti. 24

yi yüksek olan hastalarımız kan basınçlarını kontrol altında tutmak için daha fazla tansiyon ilacı kullanıyorlardı (p<0.05) (Tablo 3). Diüretiklerin hiperürisemik, losartanın ise ürikozürik etkisi bulunmaktadır (10). Evre 3 KBY olan hastalarımızın 12 si, evre 4 KBY olan hastalarımızın 16 si, evre 5 KBY olup diyalize girmeyen hastalarımızın 11 i diüretik kullanıyordu. Diüretik kullanım sıklığı bakımından KBY evreleri arasında anlamlı fark yoktu (p<0.05). Ürik asit düzeyleri <7,3 mg/dl olan hasta grubumuzda 12 hasta diüretik, 1 hasta losartan kullanırken; ürik asit düzeyleri 7,3 mg/dl olan hasta grubumuzda ise 27 hasta diüretik,1 hasta losartan kullanıyordu. Ürik asit düzeyi yüksek olan hasta grubumuzda diüretik kullanım sıklığı daha fazla idi (p<0.05). Tablo 3. Serum ürik asit düzeyi düşük ve yüksek olan prediyaliz KBY hastalarının karşılaştırılması Parametre Ürik asid <7,3 mg/dl (n=46) Ürik asid 7,3 mg/dl (n=47) P değeri Cinsiyet(erkek/kadın) 26/20 23/24 >0.05 Yaş (yıl) 55,3 ± 16,1 60,3 ±14,7 >0.05 VKİ (kg/m²) 26,5 ± 4,8 29,4 ± 6,8 <0.05 Bel çevresi (santimetre) 90,8 ± 14,5 98,9 ±14,4 <0.05 GFH (ml/dk/1,73 m²) 28,0 ± 14,7 25,3 ± 12,8 >0.05 Kreatinin (mg/dl) 2,8 ±1,4 2,9 ±1,6 >0.05 Sigara (evet/hayır) 6/40 3/44 >0.05 DM (var/yok) 13/33 15/32 >0.05 HT (var/yok) 36/10 43/4 >0.05 Tansiyon ilacı sayısı 1,6 ±1,3 2,4 ± 1,2 <0.05 TARTIŞMA Ürik asit, karaciğerde endojen ve diyet ile alınan pürin bileşiklerinin yıkımı ile oluşur. Serum ürik asit seviyesi, pürinlerin diyetle alımına, ürat sentezine ve ürat atılımına bağlıdır. Ürat başlıca idrar ile atılır. Serum ürik asit düzeylerinin düzenlenmesinde böbreklerin önemli bir rolü vardır. GFH ında azalma veya ürik asitin tübüler absorbsiyonunda artış hiperürisemiye yol açabilir. Hiperürisemi de gut, hipertansiyon, kardiovasküler hastalıklar, metabolik sendrom, inme ve böbrek yetmezliği ile ilişkilidir. Yalnız, hiperürisemi bu durumların bazılarının sonucu mu, nedeni mi tartışma konusudur (10). Hiperürisemi kronik böbrek yetmezliğinde görülen bir durumdur. Ürik asit düzeyinin kronik böbrek yetmezliğinde asıl olarak GFH nın azalmasına bağlı olarak arttığını söyleyen çalışmalar olduğu gibi (3), hiperüriseminin kronik böbrek yetmezliğine yol açıp (7), hastalığında ilerlemesine neden olduğunu belirten çalışmalar da vardır (5, 6). Chonchol ve ark. (3) kronik böbrek yetmezliğinde serum ürik asit seviyesinin artmasının asıl olarak GFH nın azalmasına bağlı olduğunu, hiperüriseminin hastalığın ilerlemesinde az bir rolünün olduğunu belirtmişlerdir. Bunun aksine hiperürisemik hastalarda daha hızlı GFH azalması görüldüğünü söyleyen (5) ve hiperürisemisi olanlarda daha sık son dönem böbrek yetmezliği geliştiğini belirten çalışmalar vardır (6). Sağlıklı toplumda serum ürik asit düzeyi yüksek olanlarda daha fazla KBY geliştiğini belirten çalışma da vardır (7). Çalışmamızda prediyaliz KBY hastalarımızın ortalama serum ürik asit düzeyi 7,3 mg/dl, hemodiyalize giren hastaların ortalama serum ürik asit düzeyi 6,4 mg/dl olarak bulunmuştur. Hiperürisemiyi erkeklerde 6,5-7.0 mg/dl nin, kadınlarda ise 6,0 mg/dl nin üstü olarak kabul eden çalışmalar (11, 12) olduğu gibi erkeklerde 7,7 mg/dl nin, kadınlarda 6,6 mg/dl nin üstünü kabul eden çalışmalar da vardır (5, 13). Bu sonuçlara göre prediyaliz KBY olarak takip ettiğimiz hastaların ortalama serum ürik asit düzeylerinin normal sınırın üstünde olduğu veya üst sınıra yakın olduğunu söyleyebiliriz. Hemodiyaliz hastalarının ortalama serum ürik asit düzeyleri prediyaliz KBY hastalarınınkine göre daha düşüktü, bunun sebebi ürik asitin hemodiyaliz ile uzaklaştırılması olabilir. Yapılan çalışmalarda serum ürik asit düzeyinin hemodiyaliz sonrası düştüğü gösterilmiştir (14, 15). Ürik asit hemodiyaliz ile uzaklaştırılmasına rağmen Shahbazian ve ark. (14) yaptıkları çalışmada bikarbonatlı hemodiyalize giren hastaların diyaliz öncesi bakılan ortalama serum ürik asit düzeylerini normal sınırların üstünde bulmuşlardır. Bunun aksine Bober ve ark. nın (15) çalışmasında bikarbonatlı hemodiyalize giren hastaların diyaliz öncesi serum ürik asit seviyeleri normal sınırlar içinde idi. Bizim çalışmamızda da hemodiyaliz hastalarının ortalama serum ürik asit düzeyleri normalin üst sınırına yakın olmasına rağmen normal sınırlar içinde kabul edilebilir. Prediyaliz KBY hastalarında evrelere göre serum ürik asit düzeyini karşılaştırdığımızda aralarında anlamlı fark yoktu. Prediyaliz KBY hastalarımızı serum ürik asit düzeylerine göre yüksek ve düşük olmak üzere ikiye ayırdığımızda da ürik asit düzeyleri yüksek ile düşük grup arasında kreatinin ve GFH açısından anlamlı fark yoktu. Bizim çalışmamızın aksine, Kanbay ve ark. yaptıkları çalışmada prediyaliz KBY hastalarını serum ürik asit düzeyilerine göre <7,5 mg/dl ve 7,5 mg/dl olmak üzere iki gruba ayırmışlar ve serum ürik asit düzeyi yüksek hastaların GFH nı daha düşük bul- 25

muşlardır (16). Başka farklı çalışmalarda ise serum ürik asit seviyeleri arttıkça KBY görülme sıklığının arttığı gösterilmiştir (3, 17). Yalnız bu çalışmalara (3, 17) KBY olmayan hastalar da dahil edilmiştir. Bizim çalışmamızda ise hastaların hepsinin GFH 60 ml/dk/1,73m² nin altında idi. Bundan dolayı serum ürik asit düzeyleri ile GFH arasında bir ilişki görülmemiş olabilir. Çalışmamızda prediyaliz KBY olan hastaların serum ürik asit düzeyleri yüksek olanlar ile düşük olanlar arsındaki en önemli fark VKİ ve bel çevresi idi. Ürik asit düzeyi yüksek prediyaliz KBY hastalarının VKİ ve bel çevreleri daha fazla idi. Ayrıca serum ürik asit düzeyi yüksek olan prediyaliz KBY hastalarımız kan basınçlarını kontrol altında tutmak için daha fazla tasiyon ilacı kullanıyorlardı. Bu sonuçlarımız hiperürisemi ve metabolik sendrom arasındaki ilişki ile açıklanabilir. Hiperüriseminin metabolik sendrom ile olan ilişkisi gösterilmiştir (18). 2001 yılında yayınlanan National Cholesterol Education Program Adult Treatment Panel III (NCEP ATP III) kılavuzuna göre metabolik sendrom tanı kriterleri; hipertrigliseritemi ( 150 mg/dl), yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol düzeyinin azalması (erkeklerde <40 mg/dl, kadınlarda <50 mg/dl), kan basıncında artış ( 130/80 mmhg), açlık kan şekerinde artış ( 110 mg/dl) ve abdominal obesite (bel çevresi erkeklerde >102 cm, kadınlarda >88 cm) olarak tanımlanmıştır (2). Yapılan bir çalışmada serum ürik asit düzeyi arttıkça hipertansiyon insidansını, sistolik ve diyastolik kan basınçlarını, VKİ, bel çevresi, serum trigliserit düzeyi, açlık kan şekeri ve insülin direncini artmış, yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol düzeyini azalmış olarak bulmuşlardır. Hiperürisemisi olanların metabolik sendrom için risk faktörlerini artmış olarak tespit etmişlerdir (18). See ve ark. (19) ise GFH dan bağımsız olarak hiperüriseminin metabolik sendromla ilişkili olduğunu göstermişlerdir. Başka bir çalışmada ise Seki ve ark. (20) hipertansiyon hastalarını serum ürik asit düzeylerine göre yüksek ve düşük olmak üzere 2 gruba ayırmışlardır. Yüksek serum ürik asit düzeyi olan hastaların VKİ ni daha fazla bulmuşlardır. Erkek hastalarda serum ürik asiti yüksek olanların kan basınçlarının da yüksek olduğunu göstermişlerdir. Ülkemizde evre 3-4 KBY hastaları ile yapılan bir çalışmada da serum ürik asit düzeyleri ile VKİ arasında pozitif ilişki tespit edilmiştir (21). Bizim çalışmamızdan farklı sonuç bulan çalışmalar da vardır. Kanbay ve ark. nın (16) çalışmalarında prediyaliz KBY hastalarında serum ürik asit düzeyi yüksek ve düşük olanlar arasında VKİ açısından fark tespit etmemişlerdir, fakat serum ürik asit düzeyi yüksek olan hastaların kan basınçlarını daha fazla bulmuşlardır. Hiperürisemi ve metabolik sendrom arasındaki ilişki insülin direnci ile alakalı gibi durmaktadır. Serum ürik asit düzeyleri ile insülin direnci arasında direkt ilişki olabilir. İnsülin sensivitesini artıran ilaçlar kullanıldığında ürik asit düzeylerinin azaldığı gösterilmiştir. İnsülin direnci hiperürisemiye yol açabileceği gibi, hiperürisemi de insülin direncini ağırlaştırabilir. İnsülin direnci sonucu hiperinsülinemi ortaya çıkar ve hiperinsülinemi de ürik asit tübüler geri emilimini artırıp hiperürisemiye yol açabilir. Aslında insülin renal tübüler sodyum emilimini artırır. Ürik asitin proksimal tübülden emilimi aktif transport ile olur, sodyum emilimi artınca ürik asit emilimi de artar. Ayrıca hiperürisemi insülin direncini artırabilir. Ürik asit, nitrik oksit (NO) biyoyararlanımını azaltır. İnsulininde glukoz alımını artırmak için NO e ihtiyacı vardır. Bu şekilde de hiperürisemi insülin direnci patogenezinde rol oynuyor olabilir (2). Hiperürisemi hipertansiyon gelişimine birkaç farklı mekanizma ile katkıda bulunabilir. Endotelyal hücrelerden NO salınımını azaltır, endotel proliferasyonunu azaltıp, endotel disfonksiyonuna yol açar. Renin anjiotensin sistem aktivasyonuna yol açabilir ayrıca renal arteriollerde mikrovasküler hasara yol açıp hipertansiyona neden olabilir (22). Çalışmamızın bazı kısıtlamaları da vardır. Hastalarımızın bir kısmı lipit düşürücü olarak statin kullandığı için ürik asit düzeyleri ile kan lipitlerini karşılaştıramadık. Yine hastalarımızın bazıları vitamin D türevleri ve fosfat düşürücü ilaçlar kullandıkları için serum kalsiyum, fosfor ve parathormon düzeylerini serum ürik asit düzeyi ile karşılaştıramadık. Ürik asit düzeyleri 7,3 mg/dl olan hasta grubumuzda diüretik kullanımı daha sıktı. Diüretiklerin serum ürik asit düzeyini artırdığı bilinmektedir (10). Diüretiklerin bu hasta grubunda daha sık kullanılmış olması serum ürik asit düzeyindeki artışa katkıda bulunmuş olabilir. Sonuç olarak evre 3-5 prediyaliz kronik böbrek yetmezliği olan hastaların ortalama serum ürik asit düzeyleri normalden yüksekti. Hemodiyaliz hastalarının serum ürik asit düzeyleri ise prediyaliz takip edilen hastalarınkinden daha düşüktü ve normal sınırlar içinde bulundu, bunun sebebi ürik asitin hemodiyaliz ile uzaklaştırılması olabilir. Evre 3-5 prediyaliz KBY hastalarının evreleri arasında serum ürik asit düzeyleri bakımından fark yoktu. Bu hasta grubunda GFH dan başka serum ürik asit artışı ile ilişkili diğer faktörler VKİ ve bel çevresidir. Hiperürisemilerde metabolik sendromun sık görülmesi bu sonucun bir göstergesi olabilir. 26

KAYNAKLAR 1. Shankar A, Klein R, Klein BE, Nieto FJ. The association between serum uric acid level and long-term incidence of hypertension: Population-based cohort study. J Hum Hypertens 2006; 20: 937-945. 2. Tsouli SG, Liberopoulos EN, Mikhailidis DP, Athyros VG, Elisaf MS. Elevated serum uric acid levels in metabolic syndrome: an active component or an innocent bystander? Metabolism 2006; 55: 1293-1301. 3. Chonchol M, Shlipak MG, Katz R, et al. Relationship of uric acid with progression of kidney disease. Am J Kidney Dis 2007; 50: 239-247. 4. Fang J, Alderman MH. Serum uric acid and cardiovascular mortality the NHANES I epidemiologic follow-up study, 1971-1992. National Health and Nutrition Examination Survey. JAMA 2000; 283: 2404-2410. 5. Kuo CF, Luo SF, See LC, et al. Hyperuricaemia and accelerated reduction in renal function. Scand J Rheumatol 2011; 40: 116-121. 6. Iseki K, Ikemiya Y, Inoue T, et al. Significance of hyperuricemia as a risk factor for developing ESRD in a screened cohort. Am J Kidney Dis 2004; 44: 642-650. 7. Iseki K, Oshiro S, Tozawa M, et al. Significance of hyperuricemia on the early detection of renal failure in a cohort of screened subjects. Hypertens Res 2001; 24: 691-697. 8. National Kidney Foundation. K/DOQI clinical practice guidelines for chronic kidney disease: evaluation, classification, and stratification. Am J Kidney Dis 2002; 39: 1-266. 9. Levey AS, Coresh J, Greene T, et al. Chronic Kidney Disease Epidemiology Collaboration. Using standardized serum creatinine values in the modification of diet in renal disease study equation for estimating glomerular filtration rate. Ann Intern Med 2006; 145: 247-254. 10. Kutzing MK, Firestein BL. Altered uric acid levels and disease states. J Pharmacol Exp Ther 2008; 324: 1-7. 11. Johnson RJ, Kang DH, Feig D, et al. Is there a pathogenetic role for uric acid in hypertension and cardiovascular and renal disease? Hypertension 2003; 41: 1183-1190. 12. Klemp P, Stansfield SA, Castle B, Robertson MC. Gout is on the increase in New Zealand. Ann Rheum Dis 1997; 56: 22-26. 13. Chang HY, Pan WH, Yeh WT, Tsai KS. Hyperuricemia and gout in Taiwan: results from the Nutritional and Health Survey in Taiwan (1993-96). J Rheumatol 2001; 28: 1640-1646. 14. Shahbazian H, Zand Moghadam A, Ehsanpour A, Khazaali M. Changes in plasma concentrations of hypoxanthine and uric acid before and after hemodialysis. Iran J Kidney Dis 2009; 3: 151-155. 15. Bober J, Kedzierska K, Safranow K, et al. Influence of glucose in dialyzing fluid on purine concentrations in hemodialyzed patients with chronic renal failure. Nephron Clin Pract 2003; 95: 31-36. 16. Kanbay M, Yilmaz MI, Sonmez A, et al. Serum uric acid level and endothelial dysfunction in patients with nondiabetic chronic kidney disease. Am J Nephrol 2011; 33: 298-304. 17. Satirapoj B, Supasyndh O, Chaiprasert A, et al. Relationship between serum uric acid levels with chronic kidney disease in a Southeast Asian population. Nephrology (Carlton) 2010; 15: 253-258. 18. Yoo TW, Sung KC, Shin HS, et al. Relationship between serum uric acid concentration and insulin resistance and metabolic syndrome. Circ J 2005; 69: 928-933. 19. See LC, Kuo CF, Chuang FH, et al. Serum uric acid is independently associated with metabolic syndrome in subjects with and without a low estimated glomerular filtration rate. J Rheumatol 2009; 36: 1691-1698. 20. Seki S, Tsutsui K, Fujii T, et al. Association of uric acid with risk factors for chronic kidney disease and metabolic syndrome in patients with essential hypertension. Clin Exp Hypertens 2010; 32: 270-277. 21. Şengül E, Binnetoğlu E, Yılmaz A. Kronik Böbrek Hastalarında Ürik Asit ve D vitamini Düzeyleri Arasındaki İlişki. Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi 2011; 20: 163-167. 22. Kanbay M, Solak Y, Dogan E, Lanaspa MA, Covic A. Uric acid in hypertension and renal disease: the chicken or the egg? Blood Purif 2010; 30: 288-295. Gönderilme Tarihi: 16.08.2011 27