Ç.O.M.Ü BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCĠLERĠNĠN YAġAM DOYUMU DÜZEYLERĠNĠN ĠNCELENMESĠ

Benzer belgeler
ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

ULUSLAR ARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSİNE İLİŞKİN DEĞERLERİNİN İNCELENMESİ

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RUHSAL SAĞLIK DURUMUNUN BELİRLENMESI VE İŞ DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

EĞİTİM İŞ ANNE BABALARIN ÖSS SINAVI SONRASI BEKLENTİ VE KAYGILARININ TESPİT EDİLMESİ ARAŞTIRMA NO:2 GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ

Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ

Parametrik İstatistiksel Yöntemler (t testi ve F testi)

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

BĠYOLOJĠ EĞĠTĠMĠ LĠSANSÜSTÜ ÖĞRENCĠLERĠNĠN LĠSANSÜSTÜ YETERLĠKLERĠNE ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

Halil ÖNAL*, Mehmet İNAN*, Sinan BOZKURT** Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi*, Spor Bilimleri Fakültesi**

Pervin HORASAN Erciyes Üniversitesi Mehmet Kemal Dedeman Onkoloji Hastanesi

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

Beden eğitimi öğretmen adaylarının okul deneyimi dersine yönelik tutumlarının incelenmesi

PSİKİYATRİ KLİNİĞİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERDE İŞ DOYUMU, TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ

T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMEN ADAYLARI VE ÖĞRETMEN YETERLĠKLERĠ

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU

PANSİYONLU OKULLARDA ÇALIŞAN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLERİNİN KARAR VERMEDE ÖZ SAYGI ve KARAR VERME STİLLERİ

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

YAŞAM MEMNUNİYETİ VE AKADEMİK BAŞARIDA İYİMSERLİK ETKİSİ. Burcu KÜMBÜL GÜLER ** Hamdi EMEÇ ***

T.C. AKSARAY ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞI ARAŞTIRMA PROJESİ ÖNERİ FORMU

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

Veri Toplama Teknikleri

FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN KİŞİLERARASI ÖZYETERLİK İNANÇLARININ BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1. İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir.

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi

Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

EĞİTİMDE ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ

SPOR YÖNETİCİLİĞİ BÖLÜMÜ TEZ YAZIM KLAVUZU

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

KİMYA ÖĞRETMENİ ADAYLARININ ÖZEL ALAN YETERLİKLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME

Öğretmen Adaylarının İnternet Kullanımı

PSİKOLOJİK YILDIRMANIN ÖNCÜLLERİ VE SONUÇLARI: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ. Hacettepe Üniversitesi Psikometri Araştırma ve Uygulama Merkezi HÜPAM

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ. Geleneksel Türk Müziği

5. Sağlık sorununuz var mı? Var ( ) Yok ( ) Varsa açıklayınız:...

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Prof. Dr. Serap NAZLI

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSLERİNDE ALTERNATİF ÖLÇME-DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ KULLANILMASINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Antalya, 2015 FEP. Katılımcı Anket. Sonuçları

BÖLÜM I ARAŞTIRMANIN DOĞASI

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı : Mümine SOYTÜRK 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Yardımcı Doçent Doktor 4. Öğrenim Durumu : Doktora

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

Sınıf Öğretmeni Adaylarının Kaynaştırmaya Yönelik Tutumlarının İncelenmesi

Prof. Dr. Serap NAZLI. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler

I. YARIYIL Psikolojiye Giriş Fizyolojik Psikoloji Türkçe I: Yazılı Anlatım Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I Yabancı Dil I Bilgisayar I

1. BETİMSEL ARAŞTIRMALAR

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders)

KONYA-KARAMAN YAŞAM MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRMESİ

GRUP 4 Bilimsel Araştırma Yöntemleri 2.Bölüm KONU:Problemi Tanımlama

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ

Genel olarak test istatistikleri. Merkezi Eğilim (Yığılma) Ölçüleri Dağılım (Yayılma) Ölçüleri. olmak üzere 2 grupta incelenebilir.

5. BÖLÜM: BULGULAR Yerleşik Yabancılara Yönelik Bulgular

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği

TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI

Transkript:

T. C. ÇANAKKALE ONSEKĠZ MART ÜNĠVERSĠTESĠ BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR YÜKSEK OKULU SPOR YÖNETĠCĠLĠĞĠ BÖLÜMÜ Ç.O.M.Ü BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCĠLERĠNĠN YAġAM DOYUMU DÜZEYLERĠNĠN ĠNCELENMESĠ MEZUNĠYET TEZĠ Fatih ÖZGEN ÇANAKKALE 2012

ii TAAHHÜTNAME Mezuniyet Tezi/Projesi olarak sunduğum Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin Yaşam Doyumu düzeylerinin incelenmesi adlı çalışmanın, tarafımdan, bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım. Tarih.../.../... Fatih ÖZGEN İmza

iii ÖZET Bu çalışma Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Beden eğitimi ve Spor yüksekokulu öğrencilerinin yaşam doyumu düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya Beden eğitimi ve spor öğretmenliği(64), Spor yöneticiliği(63) ve Antrenörlük Eğitimi(60) bölümlerinden 187 öğrenci katılmıştır. Çalışma da, araştırmacının geliştirdiği kişisel bilgi formu ve Diener tarafından 1985 yılında geliştirilen Yaşam doyumu ölçeği (YDÖ) - The Satisfaction with Life Scale (SWLS) kullanılmıştır. Verilerin analizi ise Excel ve SPSS programları (T testi ve tek yönlü Varyans analizi) kullanılarak yapılmıştır. Anlamlılık düzeyi P<0.05 olarak kabul edilmiştir. Katılımcıların yaşam doyumu düzeyi 21,6±6,0 olarak bulunmuştur. Araştırma da, Antrenörlük bölümünün yaşam doyumu düzeyi 21,2±6,0, Öğretmenlik bölümünün yaşam doyumu düzeyi 21,6±6,2, Yöneticilik bölümünün yaşam doyumu düzeyi ise 21,9±5,9 olarak bulunmuştur. Çalışmada sonuç olarak; Öğrencilerin yaşam doyumu düzeyinin yüksek olduğu, cinsiyet ve bölümlere göre yaşam doyumlarında anlamlı bir farklılık olmadığı ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Yaşam Doyumu, Beden Eğitimi, Spor

iv ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa No TAAHÜTNAME... II ÖZET... III ĠÇĠNDEKĠLER... IV TABLOLAR LĠSTESĠ... VI GRAFĠKLER LĠSTESĠ... VII 1.GĠRĠġ VE AMAÇ... 1 1.1.Problem Cümlesi... 3 1.2.AraĢtırmanın Önemi... 3 1.3.Tanımlar... 4 2.GENEL BĠLGĠLER... 5 2.1.YaĢam Doyumu... 5 2.2.YaĢam Doyumu ile Ġlgili Kuramsal Açıklamalar... 6 2.3.YaĢam Doyumunu Etkileyen Unsurlar... 7 2.4.YaĢam Doyumunu Etkileyen Bazı DeğiĢkenler... 9 2.5.YaĢam Doyumu Kuramları... 10 2.5.1.Ereksel (Telik) Kuramlar... 10 2.5.2.Aktivite Kuramları... 11 2.5.3.Tavandan-Tabana ve Tabandan-Tavana Kuramları... 11 2.5.4.Bağ Kuramları... 13 2.5.5.Yargı Kuramları... 13 2.6.YaĢam Doyumu ile Ġlgili YurtdıĢında YapılmıĢ ÇalıĢmalar... 14 3.YÖNTEM... 16

v 3.1.AraĢtırmanın Evreni ve Örneklemi... 16 3.2.Verilerin Toplanması... 17 3.2.1.YaĢam Doyumu Ölçeği... 17 3.2.2.KiĢisel Bilgi Formu... 17 3.3.AraĢtırmanın Hipotezleri... 18 3.4.AraĢtırmanın Sınırlılıkları... 18 3.5.Ġstatistiksel Analiz... 18 4.BULGULAR... 19 4.1.Katılımcıların Demografik Özellikleri ile Ġlgili Bulgular... 19 4.2.YaĢam Doyumu ile Ġlgili Bulgular... 22 5.TARTIġMA VE SONUÇ... 30 6.ÖNERĠLER... 32 7.KAYNAKÇA... 33 8.EKLER... 36

vi TABLOLAR LĠSTESĠ Sayfa No Tablo 1.Besyo öğrencilerinin bölüm ve sınıflara göre katılımı... 16 Tablo 2.Katılımın bölüme göre sayı ve yüzde değerleri... 19 Tablo 3.Katılımcıların bölümlere göre cinsiyet dağılımları... 20 Tablo 4.Bölümlere ve cinsiyete göre yaş ortalamaları... 20 Tablo 5.Katılımcıların branşa göre lisans dağılımları... 21 Tablo 6.Bölümlere göre yaşam doyumu düzeyleri... 22 Tablo 7.Cinsiyete göre yaşam doyumu düzeyleri... 23 Tablo 8.Sınıflara göre yaşam doyumu düzeyleri - Spor Yöneticiliği... 24 Tablo 9.Sınıflara göre yaşam doyumu düzeyleri - Antrenörlük Eğitimi...25 Tablo 10.Sınıflara göre yaşam doyumu düzeyleri - Beden Eğitimi Bölümü... 26 Tablo 11.Sınıflara göre yaşam doyumunun karşılaştırılması - 1.Sınıflar... 27 Tablo 12.Sınıflara göre yaşam doyumunun karşılaştırılması - 3.Sınıflar... 28

vii GRAFĠKLER LĠSTESĠ Sayfa No Grafik 1.Bölümlere göre katılım yüzdeleri... 19 Grafik 2.Katılımcıların branşlara göre dağılım sayıları... 21 Grafik 3.Katılımcıların lisans durumu yüzdeleri... 22 Grafik 4.Bölümlere göre yaşam doyumu ortalamaları... 23 Grafik 5.Cinsiyete göre yaşam doyumu ortalamaları... 24 Grafik 6.Sınıflara göre yaşam doyumu düzeyleri - Spor Yöneticiliği... 25 Grafik 7.Sınıflara göre yaşam doyumu düzeyleri - Antrenörlük Eğitimi... 26 Grafik 8.Sınıflara göre yaşam doyumu düzeyleri - Beden Eğitimi Bölümü... 27 Grafik 9.Sınıflara göre yaşam doyumu ortalamaları - 1.Sınıflar... 28 Grafik 10.Sınıflara göre yaşam doyumu ortalamaları - 3.Sınıflar... 29

1 1.GĠRĠġ VE AMAÇ Tarih boyunca felsefeciler mutluluğu, insan eylemlerinin en yüksek ve tek motivasyon kaynağı olarak görmüşlerdir.buna karşın,yakın zamanlara kadar psikologlar,mutsuzluk üzerinde çok fazla durup,mutluluğu ihmal etmişlerdir.son 15 yılda davranış bilimcileri,bu hatalarını düzeltmişler ve mutluluk hakkında hem ampirik hem de kuramsal çalışmalar yapmışlardır. 1973 yılında Uluslar arası psikoloji tez özetleri mutluluğa bir bölüm ayırmaya başlamış ve 1974 yılında makalelerin çoğunluğu subjektif iyi oluşa ayrılan Social İndicators Research dergisi yayına girmiştir.bu araştırmada subjektif iyi oluş,yaşam doyumu ile eş anlamlı kullanılmıştır. Subjektif iyi oluş literatürü, İnsanların neden ve niçin kendi yaşamlarını, pozitif yollar olarak değerlendirdikleri üzerinde durur. Bu çalışmalar mutluluk, doyum, moral ve olumlu duygu gibi ayrı kavramları kapsar.(yetim 1992) İlk kez Neugarten (1961), tarafından ortaya atılan "yaşam doyumu" kavramı daha sonra pek çok araştırmacıya yol göstermiştir. Yaşam doyumunu tanımlamak için önce "doyum" kavramının açıklanması uygun olacaktır. Doyum, beklentilerin, gereksinimlerin, istek ve dileklerin karşılanmasıdır. "Yaşam doyumu" ise, bir insanın beklentileriyle (ne istediği), elinde olanların (neye sahip olduğu) karşılaştırılmasıyla elde edilen durum ya da sonuçtur. Yaşam doyumu, kişinin beklentilerinin, gerçek durumla karşılaştırılmasıyla ortaya çıkan sonucu gösterir. Yaşam doyumu, genel olarak kişinin tüm yaşamını ve bu yaşamın çok çeşitli boyutlarını içerir. Yaşam doyumu denildiğinde, belirli bir duruma ilişkin doyum değil, genel olarak tüm yaşantılardaki doyum anlaşılır. Mutluluk, moral vb. gibi değişik açılardan iyi olma halini ifade eder (Vara 1999) ve günlük ilişkiler içinde olumlu duygunun olumsuz duyguya egemen olmasıdır (Aksaray; Yıldız; Ergün 1998).

2 Yaşam doyumu, bireyin iş yaşamı dışındaki duygusal tepkisidir. Yani hayata karşı genel tutumudur (Özdevecioğlu 2003). Bir başka tanımda yaşam doyumu, genel olarak kişinin kendi yaşamından duyduğu memnuniyeti ifade etmektedir (Telman; Ünsal 2004). Genel olarak yaşam doyumu kişinin; iş, boş zaman ve diğer iş dışı zaman olarak tanımlanan yaşama gösterdiği duygusal tepki olarak tanımlanabilir. Diğer bir yaklaşıma göre, yaşam doyumu, bireyin yaşamında yer alan olgulara dayanarak, öznel iyi olma (öznel gönenç) ve yaşam kalitesi hakkında ulaştığı yargıları temsil eder (Dikmen 1995). Mutluluğa ulaşabilmede, bireyin hedefleriyle, bu hedeflere hangi ölçüde ulaşabildiği konusundaki fikirleri arasında uyum ya da uyumsuzluğun belirleyici rol oynadığı öne sürülmektedir (Rask ve ark 2002).Yaşam doyumu bir anlamda bireyin belirlediği hedeflere ulaşma derecesidir. Bireysel hedeflere ulaşma düzeyinin artması, yaşam doyumunu artırır. (Özden 2004). Çağımız insanı bir yandan kentleşme, sanayileşme ve teknolojik gelişmelerin getirdiği hızlı değişim içinde yalnızlığa ve yabancılaşmaya düşerken, diğer yandan günlük yaşamın da sorumluluklarını yerine getirme, başkalarıyla ilişki kurma ve sağlıklı bir hayat sürdürmenin kaygısını duymaktadır. Bu durumun yalnızca bir boyutu olarak karşımıza çıkan,türkiye de Yükseköğretim olanaklarının kısıtlı olmasından dolayı liseden mezun olan gençlerin üniversite mezunu olabilmek için çoğu zaman istemedikleri bölümlere kayıt yaptırmaları ülkemizin yadsınamaz bir gerçeği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu araştırmanın genel amacı da; Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda okuyan öğrencilerin Yaşam doyumu düzeylerinin incelenmesi olacaktır.

3 1.1. AraĢtırmanın Problemi Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin Yaşam doyumları ne düzeydedir? 1.2.AraĢtırmanın Önemi Yaşam doyumu, bireyin iş yaşamı dışındaki duygusal tepkisidir. Yani hayata karşı genel tutumudur (Özdevecioğlu 2003). Bir başka tanımda yaşam doyumu, genel olarak kişinin kendi yaşamından duyduğu memnuniyeti ifade etmektedir Diğer bir yaklaşıma göre, yaşam doyumu, bireyin yaşamında yer alan olgulara dayanarak, yaşam kalitesi hakkında ulaştığı yargıları temsil eder.(dikmen 1995) 1990 sonrası Türkiye de sporun içine para girmesiyle birlikte sporun ekonomik boyutu ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte sadece beden eğitimi öğretmeni yetiştiren eğitim sistemimiz, beden eğitimi ve spor yüksekokulu şeklinde yapılanarak beden eğitimi öğretmenliğinin yanı sıra spor yöneticiliği, antrenörlük eğitimi ve rekreasyon gibi bölümlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu da yeni istihdam alanlarının yaratılmasını gerektirmiştir. Ama istihdam konusunda yaşanan sıkıntılar B.E.S.Y.O da okuyan öğrencileri olumsuz etkilemektedir ve istenmeden tercih edilen bölümler haline gelmişlerdir. Bu Olgunun, beden eğitimi ve spor yüksekokulunda okuyan öğrencilerin yaşam doyumlarını ne derecede etkilediği sorgulanacaktır.

4 1.3.Tanımlar Spor Spor, insanın oyun dürtüsünden kaynaklanan kuralları belirlenmiş,ölçülebilen, değerlendirilebilen, performansa dönük yarışma biçiminde yapılan,amacı serbest motorsal etkinliklerdir. (A.Orhun) Beden Eğitimi İnsanın beden yoluyla yapılan genel eğitimidir.etkinlik noktası insanın bedenidir.amaç insanın tüm kişiliği ve bütünlüğüdür. (K.Gaulhofer) Rekreasyon Latince anlamı, Yeniden doğuş. Keşfetme yapılandırma anlamına gelir. Kişinin fizyolojik (yeme, içme, barınma,uyuma) dışında kalan boş zamanlarda severek ve isteyerek yapmış olduğu etkinliklere denir. YaĢam Doyumu Yaşam doyumunu tanımlamak için önce "doyum" kavramının açıklanması uygun olacaktır. Doyum, beklentilerin, gereksinimlerin, istek ve dileklerin karşılanmasıdır. "Yaşam doyumu" ise, bir insanın beklentileriyle (ne istediği), elinde olanların (neye sahip olduğu) karşılaştırılmasıyla elde edilen durum ya da sonuçtur. Yaşam doyumu, kişinin beklentilerinin, gerçek durumla karşılaştırılmasıyla ortaya çıkan sonucu gösterir. Yaşam doyumu, genel olarak kişinin tüm yaşamını ve bu yaşamın çok çeşitli boyutlarını içerir. Yaşam doyumu denildiğinde, belirli bir duruma ilişkin doyum değil, genel olarak tüm yaşantılardaki doyum anlaşılır. Mutluluk, moral vb. gibi değişik açılardan iyi olma halini ifade eder (Vara 1999)

5 2.GENEL BĠLGĠLER 2.1.YaĢam Doyumu Yaşam doyumu ile ilgili olarak yapılan tanımlamalar üç grupta incelenebilir. Birinci grupta; iyi oluş, erdem, kutsallık gibi dış bir ölçüte dayandırılarak tanımlama yapılmıştır. Coan (1977), ideal üzerine yapılan kavramsallaştırmaların kültürlere ve bölgelere göre değişiklik gösterdiği sonucuna ulaşmıştır. Mutluluğun normatif tanımlamalarında subjektif durum üzerinde durulmayıp daha çok arzu edilir bir niteliğin elde edilişi, sahip olunuşu üzerinde durulmuştur. İkinci grupta ise, insanların yaşamlarını olumlu anlamda değerlendirmelerine neden olan etmenler dikkate alınmıştır. Subjektif iyi oluş yaşam doyumu olarak adlandırılmıştır. Cevaplayanın yaşamının iyi oluşuna yönelik standartları da oluşturulmuştur. Bireylerin kendi yaşamlarına ilişkin yargılarının koşulları incelenerek, Shin ve Johnson (1978) tarafından mutluluk, kişinin kendi seçtiği kriterlere göre yaşam kalitesinin global bir değerlendirmesi olarak tanımlanmıştır. Mutluluğun bir başka tanımı kişilerin arzuları ve amaçlarından çıkan doyumun bütünleşmesi şeklindedir. Üçüncü grupta, günlük yaşam akışı üzerinde durularak günlük ilişkiler içinde olumlu duygunun olumsuz duyguya egemen olması anlatılmak istenir. Olumlu duygusal yaşantıya ağırlık verilir. Mutlu kişi, belirli bir yaşam periyodunda daha çok hoş duygular yaşayan biridir (Yetim 1995). Yaşamın hazla ve olumlu duygularla renklenmesi, zenginleşmesi hemen her bireyin istediği bir durumdur. Öte yandan yaşamın acı, keder, elem, yoksunluk, engeller, gerilimler gibi pek çok kötü öğeyi barındırdığı da bilinmektedir. Bireyin öznel ve nesnel konumlarında olumsuz koşullar birçok sarsıntıya neden olmaktadır. İnsan bilimcileri, durumsal ve bireysel özellikleri çeşitli modellerde birlikte değerlendirerek;

6 iyi olmanın yapısını daha fazla anlamaya çalışmışlardır. İnsanın iyilik durumunu karşılayan çok sayıda sözcüğün ve kavramın olduğu bilinmektedir. Mutluluk, haz, doyum, refah, toplumsal iyi olma, yaşam kalitesi, öznel iyi olma bunlar içerisinde öne çıkanlardır. Öznel iyi olma, bireyin bakış açısından yaşamını değerlendirmesi anlamını içermektedir. Yaşamını değerlendiren bireyin, tepkileri, yargıları bireyin öznel iyi olma durumunu oluşturmaktadır. Bireyin kendi yaşamına ilişkin değerlendirmelerinin üç ayrı ancak birbiriyle ilişkili genel boyut içerisinde sınıflanabileceği öne sürülmüştür. Bunlar, olumlu duygu, olumsuz duygu ve yaşam doyumudur. Olumlu duygu boyutunda yaşanan hazların, sevinçlerin, hoş duygulanımların çokluğunun; olumsuz duygu boyutunda hoş olmayan, kötü, acı verici duyguların azlığının iyi olma açısından önemli olduğu belirlenmiştir. Yaşam doyumu ise yaşamın geneline ilişkin bilişsel yargılamaları, değerlendirmeleri kapsamaktadır (Yetim 2001). 2.2.YaĢam Doyumu Ġle Ġlgili Kuramsal Açıklamalar Yaşam doyumu öznel iyi olmanın (subjective well-being) bilişsel bileşenidir ve bireyin kendisine yüklediği kriterler ile yaşam koşullarını algılayışı arasındaki karşılaştırmaları, dolayısıyla kendi yaşamı hakkında değer biçmesini içermektedir (Pavot ve Diener 1993; Selçukoğlu 2001; Deniz 2006). Yaşam doyumu; mutluluk, moral gibi değişik açılardan iyi olma halini ve günlük işler içinde olumlu duygunun olumsuz duyguya egemen olmasını ifade eder (Vara 1999). Yaşam doyumu bir anlamda bireyin belirlediği hedeflere ulaşma derecesi olarak da tanımlanmaktadır (Koç 2001; Gürbüz 2008). Veenhoven (1996), yaşam doyumunu bir bütün olarak yaşamın kalitesinin, pozitif olarak gelişiminin derecesi olarak tanımlarken, yaşam doyumunun belirleyicilerini yaşamdaki değişimler yani toplumun kalitesi, bireyin toplumdaki yeri, kişisel yetenekleri; yaşam olaylarının gidişatı, tecrübeli olmak, gelişimin içsel ilerlemesi yani sonuç çıkarmak, duyguların temelindeki anlamları irdelemek, yaşam doyumu ve doyum alanı arasındaki ilişkiyi ifade etmek olarak belirtmektedir.

7 Yaşam doyumu ile ilgili yapılan çalışmalar cinsiyet, ırk ve gelir durumunun yaşam doyumunu ve mutluluğu yordamada hemen hemen hiçbir etkiye sahip olmadığını, psikolojik değişkenlerin, örneğin kişisel eğilimlerin, yakın ilişkilerin ve içinde yaşanılan kültürün birey üzerindeki etkisinin yaşam doyumunu açıklamada daha fazla etkiye sahip olduğunu göstermektedir (Myers ve Diener 1995). Öznel iyi oluşun bilişsel ve duygusal olmak üzere iki ana bileşeni vardır: Bilişsel bileşen yaşam doyumu algısını belirler, diğer bir deyişle yaşam doyumu mutluluğun bilişsel yönünü oluşturur (Dorahy ve ark 1998). Duygusal bileşen ise olumlu ve olumsuz duygulanımı içerir (Rask ve ark 2002). Öznel iyi oluş, bireyin yaşamı 'olumlu' biçimde değerlendirmesini gerektirir. Bununla ilişkili olarak olumlu duygulanım, doyum, kendini adayabilme, bağlanma ve yaşam anlamını beraberinde getirir (Diener ve Seligman 2004). 2.3.YaĢam Doyumunu Etkileyen Unsurlar Yaşam doyumu kavramının kişiden kişiye farklı algılanma düzeyine bağlı olarak yaşam doyumunu kapsayan öğelerin sınırlarının netleştirilmesini engellemektedir, bu durumda net bir faktörler sıralaması yapmak çok kolay olmamaktadır. Bu bağlamda literatürde çok farklı yaklaşımlara rastlanılmaktadır. Bireylerin yaşam doyumunu etkileyen unsurlar şu şekilde sıralamaktadır; (Baykoçak 2002). Günlük yaşamdan mutluluk duymak; Yaşamı anlamlı bulmak, Amaçlara ulaşma konusunda uyum, Pozitif bireysel kimlik, Fiziksel olarak bireyin kendisini iyi hissetmesi, Ekonomik güvenlik ve Sosyal ilişkiler.

8 Andrews ve Withey (1974) ve Andrews ve Ciandall (1976), tarafından yapılan iki çalışmayla yaşam doyumuna ait olduğu varsayılan 800 ayrı öğe sınanmış, ilk çalışmada bu öğeler ancak 100 e indirgenebilmiş, ikincisinde ise 30 öğeye indirgenmiştir. Flanagan (1978) yaptığı çalışma da toplam 6500 öğe sınanmış ve son olarak 15 temel öğeye indirgenmiştir. Bu araştırmaya göre, yaşam doyumunu etkileyen bu öğeler şunlardır; (Aydın 2004) Araçsal rahatlık, Sağlık ve kişisel güven, Ana, baba, kardeşler ve diğer akrabalarla ilişkiler, Bir çocuğa sahip olma ve onu büyütme, Karı-koca ilişkilerinde yakınlık, Yakın arkadaşlara sahip olma, Başkalarına yardım etme ve başkalarını gözetme, Devletin yerel ve ulusal etkinlikleriyle, halk etkinliklerine katılma, Öğreniyor olma, Kendini anlayabilme, Bir işte çalışıyor olma, Kendini tanıyabilme, Toplumsallaşma, Kitap okuma, müzik dinleme, sinema, maç vb. seyretme, Eğlenceli etkinliklere katılma.

9 2.4.YaĢam Doyumunu Etkileyen Bazı DeğiĢkenler YaĢ: İlk çalışmalar gençlerin yaşlılardan daha mutlu olduğunu bulmasına karşın, son yıllarda yapılan çalışmalar mutluluk ile yaş arasında bir ilişkinin olmadığını göstermiştir. Braun (1977), gençlerin hem olumlu hem de olumsuz duyguları daha çok bildirdiklerini; buna karşın yaşlıların daha fazla genel mutluluk ifadelerini ortaya koyduklarını bulmuştur. Bu karışık bulgulara anlam vermek amacıyla yapılan bir metaanaliz çalışmasında, yaş ile yaşam doyumu arasındaki korelâsyonun sıfıra yakın olduğu ve bu sonucun ilişkiye giren diğer değişkenler kontrol edilse de edilmese de aynı olduğu kanıtlanmıştır (Yetim 1991). Cinsiyet: Kadınlar erkeklere göre daha fazla olumsuz duygu bildirmelerine karşın, aynı zamanda daha fazla kendi yaşamlarından haz duyarlar. Yapılan birçok diğer çalışmada cinsiyetler arasında doyum ya da mutluluk açısından çok az bir farkın olduğu gözlenmiştir. Doyum açısından cinsiyetler arasındaki farklılaşma çok küçüktür (Yetim 1991). ÇalıĢma ve iģ: Campbell ve arkadaşları (1976), gelir farklılıklarının etkisi kontrol altına alınsa dahi işsiz grubun en mutsuz grup olduğunu, bölgesel işsizlik oranlarının duygu durumunu boylamsal olarak öngörmede önemli bir değişken olduğunu bulmuşlardır. Ancak bunların dışında sözgelimi imalatçıların memurlardan daha az mutlu olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt yoktur (Yetim 1991). Eğitim: Campbell (1981). ABD'de 1957 1978 yılları arasında eğitimin yaşam doyumu üzerinde etkisinin olduğunu göstermektedir. Ancak bu etki çok güçlü bir etki değildir ve gelir gibi diğer değişkenlerle etkileşim içinde görülmektedir. Çeşitli araştırmalar diğer değişkenlerin etkileri kontrol altına alındığında eğitimin yaşam doyumu üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunmadığını ortaya koyarken, diğer bazı araştırmalar kadınlarda eğitimin daha olumlu etkilere sahip olduğunu buldular. Eğitimin istekleri arttırırken aynı zamanda alternatif yaşama biçimleri üzerinde kişileri yoğunlaştırdığı ortaya çıkmıştır (Yetim 1991).

Evlilik ve Aile: Çeşitli çalışmalar evli oluşun yaşam doyumu üzerinde anlamlı bir etkisini bulmamışlardır (Yetim 1991). 10 2.5.YaĢam Doyumu Kuramları Wilson (1967) e göre antik yunandan beri mutluluğu anlamada çok az kuramsal gelişme olduğunu kaydetmiştir. Son yıllarda çeşitli yönde kuramsal gelişmeler görülmesine karşın, ilerleme istenen düzeyde değildir. Kuram ile araştırma arsındaki bağa şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır (Yetim 1991). 2.5.1.Ereksel (Telik) Kuramlar Yaşam doyumunun ereksel ya da sonlu açıklamaları, mutluluğun amaç veya ihtiyaç gibi bazı durumlara erişildiğinde elde edildiğini öne sürer. Wilson (1960) tarafından önerilmiş olan bir kuramsal postüla "ihtiyaçların doyurulması mutluluğa, doyurulmamış ihtiyaçlar mutsuzluğa neden olur" şeklindedir (Yetim 1991). Çoğu felsefeci ereksel kuramlarla ilgili sorunlarla ilgilenmiştir. Örneğin mutluluk kişinin isteklerinin doyurulması sonucunda mı yoksa onların bastırılmasıyla mı elde edildiği sorusu felsefecilerce ele alınmıştır. Hedonistler isteklerin doyurulmasının iyi oluşu yarattığını savunurken, astetikler arzudan arınık olmayı mutluluğun kaynağı olarak görmüşlerdir (Yetim 1991). Alternatif ereksel kuramlar,öğrenilmiş yaşantı sonucu olan ihtiyaçların doyurulması üzerinde durmuşlardır. Kişi bunların farkında olur ya da olmayabilir. Bu kuramlarda ihtiyaçların doyurulmasının mutluluğa yol açacağı postüle edilmiştir (Yetim 1991). Amaç kuramlarında ise, kişinin farkında olduğu belirli istekleri üzerinde dururlar. Kişi bilinçli olarak belli amaçlara erişmek istemektedir ve mutluluk, kişi bunlara eriştiğinde ortaya çıkar. İhtiyaçlar ve amaçlar, ihtiyaçların belli amaçlara yol açması bakımından birbiriyle ilişkilidirler. Ayrıca kişinin sahip olduğu değerlerde bazı amaçların

11 ortaya çıkmasına neden olurlar. Maslow tarafından teklif edildiği gibi, ihtiyaçlar belki evrenseldir veya Murray tarafından postüle edildiği gibi, ihtiyaçlar bireylere göre değişmektedir. İhtiyaçların, mutlulukla bir şekilde ilişkili olduğu, yaygın olarak kabul görmektedir (Yetim 1991). 2.5.2.Aktivite Kuramları Ereksel kuramlar, mutlulukta son durumları önemli bulurken; aktivite kuramları mutluluğun insan aktivitesinin bir ürünü olduğunu belirtirler. Örneğin, doğa tırmanma aktivitesi, dağın doruğuna erişmeden daha fazla mutluluk vericidir. Aristo, ilk ve önemli aktivite kuramcılarından biridir. O, mutluluğun erdemli aktiviteden geldiğini, yani iyi başarılan aktivitenin mutluluk getirdiğini vurgulamıştır. Aktivite ve yaşam doyumu ilişkisi üzerinde en açık formülasyon akış kuramıdır. Bu formülasyon da kişinin beceri düzeyi yeterli ise aktiviteler ve bunlara karşı koyanların zaman içindeki ilerleyişinin haz getireceği öne sürülmüştür. Eğer aktivite çok kolay ise can sıkıntısı yaratır. Aksine zor ise anksiyete yaratır. Eğer kişi uygun uğraştırmayı gerektiren ve sahip olduğu becerileriyle işin zorluğu hemen hemen eşit olan bir aktivite ile ilişkili ise,olayın tamamlanma süreci hazlann akışını getirecektir. Aktivite kuramcıları mutluluğun davranıştan kaynaklandığını vurgularlar (Yetim 2001). 2.5.3.Tavandan-Tabana ve Tabandan-Tavana Kuramları Tavandan-tabana ve tabandan-tavana yaklaşımları, çağdaş psikolojide oldukça popüler yaklaşımlardır ve aynı tarz açıklamalar mutluluk literatüründe de yapılmaktadır. Örneğin bazı felsefecilere göre, mutluluk birçok küçük hazzın toplamından ibarettir. Tabandan-tavana görüşü çerçevesinde kişi anlık haz ve acılarının bir muhasebesini yaparak kendini mutlu ya da mutsuz olarak görür.yani mutlu yaşam mutlu anların bir bütünüdür. Kant'ın felsefi görüşü bu kuramı temellendirmektedir. Üst düzeydeki öğeler arasındaki nedensellik ilişkisi, düşük düzeyde, element düzeyindeki ilişkilere yansır.

12 Tavandan-tabana yaklaşımında mutluluk, kişinin global bir özelliğidir ve bu özellik kişinin olaylara tepki göstermesini etkiler. Kişinin olaylara hoşgörüyle bakıyor olması,onun tek tek olaylarda da hoşgörülü olmasını gerektirir.tavandan-tabana yaklaşımının ve felsefecilerin görüş birliğine vardığı ortak nokta, mutlulukta odağın tutumlar olduğudur. Örneğin, Demokritos "mutlu yaşamı iyi talihe veya dış koşullara bağlı görmeyip, kişinin zihinsel niteliklerine bağlı görmüştür. Önemli olan kişinin neye sahip olduğu değil, sahip olduklarına nasıl tepkide bulunduğudur (Yetim 2001). Andrews ve Withey (1976), tavandan-tabana yaklaşımını destekleyen kanıtlar elde ettiler. Araştırmacılar yaşam alanlarından elde edilen doyumun genel olarak yasamdan alınan doyumu öngörme de yetersiz kaldığını buldular. Özetle bulgular, yaşam alanlarından elde edilen doyumun global yaşam doyumuna neden olmaktan çok kendilerinin global yaşam doyumundan kaynaklandığını göstermiştir. Kişinin yaşamında olumlu yaşantıların birikimi anlamında bir olumlu dünya görüşünün oluşması gereklidir. Yani genel bir eğilim olarak mutlu dünya görüşünün oluşumu tabandan-tavana yaklaşımını doğrulamaktadır. Ancak bir kez oluştuktan sonra bu dünya görüşü alanlardan alınan doyumu belirlemektedir. Hedonistlere göre hazlar, dikkatli olarak seçilmiş ve biriktirilmişse (tabandan-tavana kuramı) kişi mutlu olabilir (Yetim 2001). Yukarıda aktarılan her iki görüşte kısmen doğrudur. Ancak tavandan-tabana yaklaşımında sözü geçen içsel etmenlerin nasıl ortaya çıktığı ve tabandan-tavana yaklaşımında moleküler olayların nasıl etkileşimde bulundukları henüz açıklığa kavuşmamıştır. İnsanlar olayları öznel olarak algıladıklarından tavandan-tabana oluşan bir sürecin varlığı gereklidir. Ancak belli bazı olayların bütün insanlar tarafından haz verici olarak görülmesi de mümkündür. Bu gerçekte tabandan-tavana yaklaşımının yararlı olduğunu göstermektedir (Yetim 2001).

13 2.5.4.Bağ Kuramları İnsanların mutlu olma eğilimine neden sahip olduklarını açıklayan çeşitli kuramlar vardır. Bu kuramlardan çoğu, bağ modelleri altında belleğe, koşullamaya veya bilişsel ilkelere dayanır. Mutluluğa ilişkin bilişsel yaklaşımlar henüz çok yenidirler. Bilişsel yaklaşımlardan biri, kişinin kendisini ilgilendiren olaylara ilişkin yüklenmeleridir. Sonuçta iyi olaylar eğer iç, bilişsel öğelere atfedilmişse daha fazla mutluluk getireceklerdir. Diğer bir olasılık yüklenme olsun olmasın iyi olarak görülen olayların mutluluk getirmesidir. Mutluluğun bellekte bir ağının bulunduğu, genel olarak bilişsel psikologlar tarafından benimsenen bir kabuldür. Bower (1981), insanların şimdiki duygu durumlarına göre geçmiş anılarını hatırladıklarını ve yorumladıklarını bulmuştur. Bellek konusunda yapılan çalışmalar, mutlu kişilerin birbiriyle olumlu ilişkilerle bağlı zengin bir ağının olduğunu göstermiştir. Aksine mutsuz kişilerin birbiriyle olumsuz ilişkilerle bağlı sınırlı ve yalıtılmış ağlara sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Olumlu ağa sahip olan birey, olaylara olumlu şekilde tepki vermektedir. Konuyla ilişkili bir başka kuram, duyguların ortaya çıkmasında klasik koşullanmanın önemini vurgulamaktadır. Araştırmalar, duygu yüklü koşullamaların sönmeye çok dirençli olduklarını göstermiştir. Kişi böyle duygusal yaşantılara sahip olabilir ve bunlarla geniş sayıda günlük uyaran arasında bağ kurabilir (Yetim 2001). 2.5.5.Yargı Kuramları Öznel iyi olmanın bazı standartlarla gerçek koşullar arasındaki karşılaştırmalar sonucu ortaya çıktığını öne süren birçok kuram vardır. Eğer gerçekteki durum saptanan standardı aşarsa mutluluk oluşacaktır. Doyum göz önüne alındığında bu tür karşılaştırmalar bilinçli olarak yapılabilir. Ancak duygularda, duygu durumda standartlarla karşılaştırma olayı bilinçsiz ya da bilinçdışı yapılmaktadır.

Yargı kuramları ne tür olayların olumlu ya da olumsuz olduğunu belirlemekle birlikte; olayların ortaya çıkaracağı duygunun miktarını öngörebilmektedirler. 14 Yargı kuramlarını sınıflamada bir yol, onların ele aldığı standartlara bakmaktır. Sosyal karşılaştırma kuramında kişi diğerlerini bir standart olarak alır. Burada, seçilen diğerinin, kişinin düzeyinde aşağıda veya üzerinde olma durumu vardır. Kişi, karşılaştırma standardı olarak kendisinden alt düzeyde birini seçmişse, aşağı düzeyde karşılaştırmada bulunmaktadır. Eğer kişi kendini diğerlerinden daha iyi görüyorsa, bu kişi doyumlu veya mutludur. Yargı kuramları içinde en popüler yaklaşım kişinin gerçek koşulları ile emelleri arasındaki uyuşmazlığı ele alan emel düzeyi kuramıdır. Emel düzeyi kuramına göre, yüksek emeller kötü koşullar kadar mutluluğu tehdit ederler. Emel düzeyi, kişinin yaşantılarından ve amaçlarından ortaya çıkar (Yetim 2001). 2.6.YaĢam Doyumu ile Ġlgili YurtdıĢında YapılmıĢ ÇalıĢmalar Danielsen ve arkadasları (2009) tarafından yapılan çalısmada okulla ilgili olarak öğrencilerin öğretmen, sınıf arkadasları ve ailelerinden aldıkları sosyal desteğin ve öğrencilerin yasam doyumu düzeylerine ve okul memnuniyetine etkisini incelemislerdir. Arastırma 13-15 yaslarında toplam 3358 öğrenci üzerinde yapılmıstır. Arastırma sonuçlarına göre öğretmenlerin okul memnuniyetini güçlü bir sekilde desteklediğini göstermektedir. Ayrıca okul memnuniyetinin kız öğrencilerin yasam doyumu düzeylerini erkek öğrencilerin yasam doyumu düzeylerine göre daha güçlü bir sekilde etkilediği tespit edilmistir. Goldbeck, Schmitz, Besier, Herschbach, Henrich (2007) nin çalısmasında yasam doyumu düzeyinin, adolesan çağında, psikolojik ve hormonal değisikliklere bağlı olarak bir düsüs gösterdiği bulunmustur. Bu dönemde sadece partnerik ve cinsellik doyum düzeyinde yükselme olabilmektedir. Wing, Schutte, Byrne (2006), olumlu duygusal deneyimleri yazmanın duygusal zekâ ve yasam doyumu üzerindeki etkisini açıklamaya çalışmışlardır. 175 yetiskinden duygusal deneyimlerini yazmaları istenmistir. Duygusal

15 deneyimlerini yazarken duygularını düzenli bir sekilde sıralayarak yansıtan ve duygusal deneyimlerini sıralamadan yazan kisilerin duygusal zeka yaşam doyumu düzeyleri üzerinde anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Lazzari (2000), erken ve geç ergenlikte kisisel yasam doyumu, psikolojik iyi olma halini ve duygusal zeka düzeyini incelemiştir. Kimlik çözümlemesi ve ahlaki gelisimde, kişisel doyuma önem verilerek, kisisel doyumun psikolojik iyi olma hali ve yasam doyumunu duygusal zekadan daha iyi belirleyebileceği tahmin edilmiştir. Bu çalışmaya 155 öğrenci katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kişisel Anlam Profili (Wong 1998), Duygusal Zekâ Anketi (Schutte ve ark 1988), Yasam Doyumu Ölçeği (Diener ve ark. 1985), iyi Olma Halini Belirleme Ölçeği (Masse ve ark 1998), kullanılmıştır. Bu çalışma, çeşitli faktörlere çok yönlü bir bakışı ve ergenlerin iyilik hallerine bir katkıyı sağlamıstır. Duygusal zekanın rolünü ve özellikle kişisel memnuniyetin rolünün psikolojik iyilik haline katkısının doğruluğunu ergenlerde ortaya koymuştur.

16 3.YÖNTEM Bu bölümde, Araştırmanın evren ve örneklemi,araştırmanın hipotezleri,sınırlılıkları, arastırmada kullanılan ölçme araçları ve araştırma verilerinin analizinde kullanılan istatistiksel yöntemlere ilişkin açıklamalar yer almaktadır. 3.1.AraĢtırmanın Evren ve Örneklemi Bu araştırmanın evreni, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda 2011-2012 bahar döneminde ki 468 öğrenciyi kapsamaktadır. Çalışma evreninin fazla olması ve zamanın kısıtlı olması nedeniyle örneklem alma yoluna gidilmiştir.araştırma da rastgele tabakalama sistemi uygulanarak,beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği 64,Spor Yöneticiliği 63 ve Antrenörlük Eğitimi 60 kişi olmak üzere toplamda 187 BESYO öğrencisi araştırmaya katılmıştır. Örneklem grubu tablo 1 de verilmiştir. Tablo 1. Besyo öğrencilerinin Bölüm ve Sınıflara göre katılım sayısı Katılımcılar Yöneticilik Antrenörlük Öğretmenlik 1.sınıf 15 15 17 2.sınıf 15 25 16 3.sınıf 18 20 10 4.sınıf 15-21 Toplam 63 60 64 Tablo 1 de görüldüğü gibi Yöneticilik 63 Antrenörlük 60 Öğretmenlik 64 kişi olmak üzere 187 kişi araştırmaya katılmıştır.