Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi Sayı:21 (2013) - Doi: http://dx.doi.org/10.11611/jmer218



Benzer belgeler
Döneminde Türkiye de Faaliyet Gösteren Sigorta Şirketlerinin Etkinlik Değerlendirmesi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 12 Ekim 2010 EKONOMİ NOTLARI RAMAZAN AYININ ÜRETİM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ. Aslıhan Atabek Demirhan

Turizm Sektöründe BIST a Kayıtlı İşletmelerin Veri Zarflama Analizi ve Toplam Faktör Verimliliği ile Finansal Performanslarının İncelenmesi

TÜRKİYE DE DÖVİZ KURU VOLATİLİTESİNİN SWARCH YÖNTEMİ İLE ANALİZİ

Verimlilik Dergisi T. C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2015/3

Bölüm 2: Bir Boyutta Hareket

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ

GEZGĐN ROBOTLARDA EŞ ANLI HARĐTALAMA VE KONUM BELĐRLEME

SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI

İÇİNDEKİLER GİRİŞ. 1. BÖLÜM 1: ETKİNLİK ÖLÇÜMLERİ ve TANIMLAR Kavramlar ve Metodoloji... 2

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

DOĞAL GAZ DEPOLAMA ġġrketlerġ ĠÇĠN TARĠFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BĠRĠNCĠ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġstenecek Veriler

ELEKTRİK DAĞITIM BÖLGELERİNDE UYGULANACAK FİYAT EŞİTLEME MEKANİZMASI HAKKINDA TEBLİĞ

Ege University Working Papers in Economics

A Study on the Estimation of Supply Response of Cotton in Cukurova Region

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

13 Hareket. Test 1 in Çözümleri. 4. Konum-zaman grafiklerinde eğim hızı verir. v1 t

Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyümeye Olan Etkisinin Türkiye Bağlamında Test Edilmesi

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

Deney-1 Analog Filtreler

GEÇİŞ EKONOMİLERİ VE TÜRK TARIM SEKTÖRÜNDE ETKİNLİK VE TOPLAM FAKTÖR VERİMLİLİĞİ ANALİZİ ( )

KAMU SERMAYESİ VE ÜRETKENLİK İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Yeniden Yapılandırma Döneminde Türk Bankacılık Sektöründe Verimlilik Değişimi

YER ALTI DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İstenecek Veriler

Ankara ve Kastamonu yöneticilerinin Mesleki Eğilime Göre Yönlendirme ve Kariyer. Rehberliği Projesinin Değerlendirme Sonuçları

VERİMLİLİK, TEKNOLOJİ VE ETKİNLİK (AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYE VE ADAY ÜLKELERİN PERFORMANS ÖLÇÜMÜ)

Bölüm 3 HAREKETLİ ORTALAMALAR VE DÜZLEŞTİRME YÖNTEMLERİ

JOMİNY NUMUNESİNDE DENEYSEL VE TEORİK ISI TRANSFERİ İLE SERTLEŞEBİLİRLİK ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ARAŞTIRILMASI

TÜRKİYE DE TOPLAM TALEP VE ARZ ŞOKLARININ ÇIKTI VE ENFLASYON ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ,

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

TCMB FAĐZ KARARLARININ HĐSSE SENEDĐ PĐYASALARI ÜZERĐNE ETKĐSĐ

DEMĐRYOLLARINDA TOPLAM FAKTÖR ÜRETĐM ANALĐZĐ

Türkiye nin İthalat ve İhracat Bağımlılığı: Seçilmiş Ülke Örnekleri Üzerine Ampirik Bir Uygulama

DİNAMİK PARTİ BÜYÜKLÜĞÜ PROBLEMLERİNİN ÇÖZÜMÜNDE YENİ BİR YAKLAŞIM: MİNİMUM MALİYET ALGORİTMASI. Cevriye GENCER *

Prof. Dr. A. Ayşen Kaya - Berna Canlı

TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. NİN MALMQUİST ENDEKSİ ÇERÇEVESİNDE ETKİNLİK ANALİZİ. TURKISH SUGAR COMPANIES IN FRAMEWORK of MALMQUIST ENDEKS

STRUCTURAL CHANGE AND PRODUCTIVITY IN THE SERVICE SECTOR OF TURKEY TÜRKİYE HİZMET SEKTÖRÜNDE YAPISAL DEĞİŞİM VE ÜRETKENLİK

SON YILLARDA ÎÇ TİCARET HADLERİ YÖNÜNDE TARIM SEKTÖRÜNÜN DURUMU

Öğr. Gör. Selçuk ŞİMŞEK İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Eğitim Fakültesi.Pamukkale Üniversitesi

İMKB Dergisi İÇİNDEKİLER. Yıl: 9 Sayı: 36. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Tespitinde Yapay Sinir Ağı Modelinin Kullanımı

BÖLÜM 5 İKTİSAT POLİTİKALARININ UZUN DÖNEMLİ BÜYÜMEYE ETKİLERİ: İÇSEL BÜYÜME TEORİLERİ ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRME

TÜRK OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNDE MALİYET VE TOPLAM FAKTÖR VERİMLİLİĞİ. Gürkan ÇALMAŞUR

Doç. Dr. M. Mete DOĞANAY Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

TURİZM GELİŞMESİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ

Effects of Agricultural Support and Technology Policies on Corn Farming in Çukurova Region

Türkiye İmalat Sanayinde Yapısal Değişim ve Üretkenlik: Dönemi*

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

Türkiye özel sektör imalât sanayiinde etkinlik ve toplam faktör verimliliği analizi

5. MODEL DENEYLERİ İLE GEMİ DİRENCİNİ BELİRLEME YÖNTEMLERİ

Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:09/5

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÇÖZELTİLER KİMYASINI ÖĞRENMELERİNE İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME YÖNTEMİNİN ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Tarım Ekonomisi Dergisi

Uydu Kentlerin Tasarımı için Bir Karar Destek Sistemi ve Bilişim Sistemi Modeli Önerisi

TÜRK KATILIM BANKALARININ FON KAYNAKLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE BU BANKALARIN KLASİK BANKALARLA İLİŞKİLERİ ÜZERİNE BİR UYGULAMA 1

Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

Devreler II Ders Notları

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

İÇSEL BÜYÜME VE TÜRKİYE DE İÇSEL BÜYÜMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN AMPİRİK ANALİZİ

Su Yapıları II Aktif Hacim

BANKA KREDİ PORTFÖYLERİNİN YÖNETİMİNDE ÖDEMEME RİSKİ ANALİZİ: KALMAN FİLTRESİNE DAYANAN ALTERNATİF BİR YÖNTEM ÖNERİSİ

SĐGORTA ŞĐRKETLERĐNĐN SATIŞ PERFORMANSLARININ VERĐ ZARFLAMA ANALĐZĐ YÖNTEMĐYLE BELĐRLENMESĐ ÖZET

TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ TEPGE

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

REEL KURLAR VE BALASSA- SAMUELSON HİPOTEZİ. Arş. Gör. Almıla BURGAÇ ÇİL

Türkiye de Tüketim Eğilimi ve Maliye Politikası

T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI. Gürkan ÇALMAŞUR

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

FİNANSAL BİLGİ MANİPÜLASYONUNUN TESPİTİNDE YAPAY SİNİR AĞI MODELİNİN KULLANIMI

TÜRKİYE ELEKTRİK PİYASASİNDA RÜZGAR ENERJİSİ

VERİ ZARFLAMA ANALİZİ İLE ANTALYA BÖLGESİNDEKİ ZİRAAT BANKASI ŞUBELERİNİN PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ. Cihan KARACA YÜKSEK LİSANS TEZİ İSTATİSTİK

2015 EKİM ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC GROWTH IN TURKEY

13 Hareket. Test 1 in Çözümleri

FEN ÖĞRETMENLERİ İÇİN YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM TUTUM ÖLÇEĞİ ÜZERİNE BİR AÇIMLAYICI VE DOĞRULAYICI FAKTÖR ANALİZİ ÇALIŞMASI*

YAPAY SİNİR AĞLARI İLE DOĞALGAZ TÜKETİM TAHMİNİ

KOBİ LERDE LEASING, FAKTORING VE FORFAITING

ALLIANZ YAŞAM VE EMEKLİLİK A.Ş. KOÇ İŞTİRAK ENDEKSİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İÇTÜZÜĞÜ

Yeryüzünde Hareket. Test 1 in Çözümleri. 3. I. yol. K noktasından 30 m/s. hızla düşen cismin L 50 noktasındaki hızı m/s, M noktasındaki 30

ELM201 ELEKTRONİK-I DERSİ LABORATUAR FÖYÜ

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

Türkiye nin Kabuklu Fındık Üretiminde Üretim-Fiyat İlişkisinin Koyck Yaklaşımı İle Analizi

YATIRIM KARARLARININ DEĞERLENDİRİLMESİNDE REEL OPSİYONLAR YAKLAŞIMI VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNE BİR UYGULAMASI

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

ÜSTEL VE LOGARİTM FONKSİYONLAR

Frekans Analiz Yöntemleri I Bode Eğrileri

NL lmk : NU t k : Y t lmk : TEF t : E ijmlk : Q t mlk :

TÜRK TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜ İLE ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER ARASINDAKİ İLİŞKİNİN VARLIĞININ VE BOYUTUNUN EKONOMETRİK ANALİZİ

BELİRSİZ FİYAT VE TALEP KOŞULLARI ALTINDA SATINALMA POLİTİKALARI. Ercan ŞENYİĞİT*

İMKB NİN LATİN AMERİKA BORSALARIYLA İLİŞKİSİ ÜZERİNE ÇOK DEĞİŞKENLİ GARCH MODELLEMESİ

KREDİ TALEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Ders:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 1 Nisan 2010 EKONOMİ NOTLARI FİNANSAL STRES VE İKTİSADİ FAALİYET

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI

1. MATEMATİKSEL MODELLEME

LPG DEPOLAMA TANKLARININ GAZ VERME KAPASİTELERİNİN İNCELENMESİ

Para Politikası, Parasal Büyüklükler ve Küresel Mali Kriz Sonrası Gelişmeler. K. Azim Özdemir

Finansal İstikrarın Bankacılık Sisteminin Borç Verme Politikaları Üzerindeki Etkisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme

BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI

Transkript:

TÜRKĠE DE ABANCI SERMAELĠ BANKALARIN ETKĠNLĠK ANALĠZĠ Doç. Dr. Ġmail MAZGĠT Doç. Dr. Nilgün ACAR BALALAR ÖZ Küreelleşme ürecinin önemli onuçlarından birii dış icare ve ululararaı ermaye harekelerinin birçok ülkede liberalleşirilmei olmuşur. abancı banka girişlerindeki arış ie bu ürecin onuçları araında dikka çeken bir gelişmedir. Buna bağlı olarak da yabancı banka girişlerinin bir ülkede bankacılık iemi üzerinde yaraığı ekilerin özellikle ekinlik boyuundan analizi çok ayıda çalışmaya konu olmuşur. Bu çalışmada yabancı banka girişlerinin yoğun olarak yaşandığı Türkiye'de hem yabancı bankaların hem de yerli özel ve kamu bankalarının ekinlikleri analiz edilmişir. Malmqui Toplam Fakör Verimliliği Analizi (TFV) onuçlarına göre yabancı bankalardaki verimlilik arışının genelde yerli bankalardan daha yükek olduğu ve bu durumun oraya çıkmaında eknolojik alyapının daha belirleyici olduğu epi edilmişir. Ayrıca yabancı bankaların TFV düzeyindeki değişmelerin al bileşenleri incelendiğinde pür eknik ekinlik değişiminin ve ölçek ekinliği değişiminin ınırlı ekiye ahip olduğu hem olumlu hem olumuz değişimde eknolojik değişmenin öne çıkığı görülmüşür. Anahar Kelimeler: abancı Sermayeli Bankalar Ekinlik Analizi Malmqui Toplam Fakör Verimliliği. Jel Sınıflandırmaı: G21 F65 EFFICIENC ANALSIS OF THE FOREIGN BANKS IN TURKE ABSTRACT An imporan reul of he globalizaion proce i he liberalizaion of foreign rade and inernaional capial flow in many counrie. Increaed enrance of foreign bank i among remarkable oucome of hi coure. Due o hi fac analyi of he impac of foreign bank enrance on he domeic banking yem epecially wih repec o efficiency ha been ubjec o numerou udie. Dokuz Eylül Üniveriei İ.İ.B.F İkia Bölümü imail.mazgi@deu.edu.r Dokuz Eylül Üniveriei İ.İ.B.F İkia Bölümü nilgun.balaylar@deu.edu.r 317

In hi paper efficiency of boh foreign bank and domeic privae and public bank in Turkey ha been analyzed where enrance of foreign bank ha been experienced inenively. According o he reul of he Malmqui Toal Facor Produciviy (TFP) Analyi produciviy increae in cae of foreign bank i found o be higher compared o ha of he domeic one and hi finding i found o be raher relaed o echnological infrarucure. When ub-componen of he change in he TFP level of he foreign bank were furher analyzed i i idenified ha change in boh pure echnical efficiency and in efficiency of cale had limied impac and ha echnological change wa he leading reaon for boh poiive and negaive change. Key Word: Foreign Bank Efficiency Analyi Malmqui Toal Facor Produciviy. Jel Claificaion: G21 F65 1. GĠRĠġ Küreelleşme üreciyle birlike ülkeler araında ekonomik ilişkilerin daha hızlı gelişmei ve yoğunlaşmaı öz konuu olmuşur. Kendi kendini beleyen bir nielik kazanan bu üreç adece ekonomik boyua değil oyal külürel ve poliik boyularda da yeni anlayış uygulama ve düzenlemeleri beraberinde geirmişir. Bu bağlamda öncelikle dış icare ardından da ermaye harekelerinin erbeleşirilmei yönünde gerçekleşen gelişmelerin dünya genelinde üreim ve yaırımların coğrafi dağılımını yeniden şekillendirdiği görülmekedir. Bu gelişmeler ie başa bankacılık ekörü olmak üzere bağlanılı birçok hizme eköründe de değişiklikleri zorunlu kılmışır. Genelleşirme yapılmak iendiğinde; anlayış boyuunda liberalleşme uygulama boyuunda iç ve dış icare ile ermaye harekelerinin erbeleşirilmei düzenleme boyuunda ie hukuki alyapının uyumlaşırılmaı şeklinde bir gelişme üreci yaşandığı ifade edilebilir. Bu çerçevede on ouz yıldır birçok gelişmiş ve gelişmeke olan ülkenin finanal iemini liberalize eiği görülmekedir. Niekim ülkeler faiz oranları üzerindeki avan uygulamalarını kaldırmış rezerv gerekinimi üzerindeki bakıları azalmış ve piyaaya girişi kolaylaşırmış kredi ahiindeki kararlara hükümein müdahalei azalılmış ve birçok banka ve igora şirkei özelleşirilmişir. Bazı ülkeler yerel ermaye piyaalarının gelişimini ağlamak için yabancı finanal aracıların ieme girişini eşvik emişir. Bununla birlike mali dengeizlikleri gidermek ve öncelikli ekörlere fon yaramak için finanal bakıyı (financial repreion) bir poliika aracı olarak uygulayan çoğu gelişmeke olan ülke finanal liberalizayona emkinli yaklaşmışır. Liberalizayon yönündeki uygulamaların önemli yanıma alanlarından biri de bankacılık ekörü olmuşur. Bankacılık ekörünün liberalleşmei denilince ilk akla gelen yabancı bankaların ulual piyaaya girişine izin verilmei ve buna bağlı olarak ekörde rekabein armaıdır. Teorik perpekife bu gelişmenin yerli bankaların da ekinliğini arırmaı beklenmekedir. Kuşkuuz bu 318

üreçe yaşanacak gelişmeler ülkelerin gelişmişlik düzeyleri özgün koşulları ve ekördeki piyaa yapıına bağlı olarak şekillenecekir. abancı bankaların ekörün verimlilik ve ekinlik düzeyine ne gibi bir eki yapığını incelemeyi amaçlayan bu çalışmamızda öncelikle yabancı bankaların ekör üzerindeki olaı ekileri ve buna yönelik çalışmalar incelenecekir. Ardından Türkiye de yabancı bankalara ilişkin gelişmeler oraya konulacak on olarak da Veri Zarflama Analizi yönemiyle gelişirilmiş olan Malmqui Toplam Fakör Verimliliği Endeki yoluyla yabancı ve yerli bankaların ekinliğine ilişkin analizler yapılacakır. 2. ABANCI BANKA GĠRĠġLERĠNĠN ULUSAL BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERĠNE ETKĠLERĠ 2.1. Olumlu Ekiler Lieraürde yabancı banka girişlerinin ekörde birçok olumlu eki yaraığı ifade edilmeine karşın piyaaya giren yabancı bankalar mevcu yerli bankalar ile aynı karakere ahipe eki adece ayıal olacakır. Bununla beraber yabancı bankaların yerli bankaların ahip olmadığı özellikleri bünyelerinde barındırdıkları da genel kabul gören bir gerçekir. abancı bankaların girişi ile aran rekabe karşıında yerli bankalar zorlanabilir ve yabancı bankaların piyaada olmadığı dönemde elde eikleri kârlılık durumlarını devam eiremezler. Bununla beraber bu eki uzun dönemde yerli bankaları daha kârlı ve daha ekin çalışmaya ier. Gelenekel bankacılık gelirlerindeki azalmayı elafi edebilmek için alernaif gelir kaynaklarına yönelen yerli bankalar uzun dönemde yeniden kârlılıklarını arırırlar. Diğer bir deyişle yabancı banka girişleri kıa dönemde kârlılığı olumuz ekilerken uzun dönemde bu olumuz eki oradan kalkar ve kârlılık oranı ekrar yükelir. Özele yabancı banka girişleri ulual bankacılık eköründe rekabeçi bir bakı oluşurarak ulual bankaların daha ekin çalışmaına yol açabilir. abancı banka girişleri mevcu yerli bankaların bir ekiği olan yeni finanal hizmelerin ileri yöneim anlayışının ve bilgi eknolojilerinin eköre girişini ağlar. Bu ekinin daha düşük operayonel giderlere kârlılıka arışa ve banka rik yöneiminde ekinliği arırma yönünde gelişmelere yol açmaı beklenir. Piyaadaki rekabe nedeniyle güdülenen yerli bankalar yeni finanal ürünler ve yöneim anlayışını kendilerine örnek alabilirler. Kredi rikinin değerlendirilmei ve fiyalandırılmaında daha fazla deneyimin oluşmaı nedeniyle özel eköre yönelik kredi ahii gelişir ve bu da daha yükek bir ekonomik büyüme ağlayabilir. abancı yeni rakipler mevcu yerli bankalardan ağlamlık açıından daha farklı olan yerli bankaların piyaaya girmeini eşvik eder. Bu bağlamda piyaa yoğunlaşma oranı da değişeceğinden yabancı piyaa oyuncularının varlığı önemlidir (Okuda ve Rungomboon 5: 2004). 319

abancı banka girişleri ev ahibi ülkeyi ululararaı muhaebe ve deneime ilişkin andarlara uyuma da zorlayacakır. Dolayııyla deneime ilişkin andarların gelişimi ağlanabilir. abancı kurumlar yeni eknolojileri ihal emei ve onların ululararaı andarlara uyumu gelişmeke olan piyaalarda bankaları da uyuma zorlayacak ve rik yöneim eknikleri ve poliikaları da gelişecekir. Ulual bankacılık ekörü açıından ululararaı deneim ve yaal düzenlemelere uyuma zorlamaı ile ekörde aydamlık arabilir (Cardena Graf ve O Doghery 2003: 17). abancı banka girişleri yerli banklardaki inan ermayei kalieini arırabilir. abancı bankaların yükek deneyime ahip banka yöneicilerini ihal emeleri ile yerli banka çalışanları bu yöneicilerin deyimlerinden yararlanabilir. abancı bankalar yerli çalışanların eğiimlerine yaırım yapabilir. İnan ermayeinin kalieinde oraya çıkan bu arış yerli bankaların ekinliğini arırarak maliyeleri düşürebilir. Ancak bu maliye düşüşü uzun dönemde oraya çıkacakır. Çünkü bankalar peronel kalieini arırabilmek için ilk eapa bir maliyele karşılaşabilir. abancı bankaların ulular araı piyaalardan daha kolay fonlara ulaşabilmei kredi kaynaklarına daha fazla iikrar kazandırabilir. Bu ulual finanal piyaaların iç şoklara daha az maruz kalmaını ağlayacakır. Diğer arafan yabancı bankalar kriz onraı dönemlerde yeniden ermayelendirme (recapialazing) ve yapılanma maliyelerini düşürebilir (Bayrakar ve Wang 2004: 4). abancı bankaların yerel yöneimden daha bağımız olmaları ve yerli firmalar ile yerli bankalar araındaki ilişki ağının yabancı bankalar açıından daha zayıf olduğu görüşü hakimdir. Bu nedenle ekonomik koşulların bozulduğu dönemlerde yerli bankalar geri dönmeyen krediler nedeni yeni kredi vermeke zorlanırken yerel firmaların kredi ihiyacı ermaye yapıları güçlü olan yabancı bankalar arafından karşılanacakır (Haa ve Lelyveld 2002: 2). Böylece yabancı bankaların varlığı ekonomik kriz oramında reel ekörün finanman ihiyacını karşılayacağından krizin ekileri hafifleyebilecekir. 2.2. Olumuz Ekiler ukarıda ifade edilen olumlu ekilere karşın yabancı banka girişleri ulual ekonomi üzerinde olumuz ekiler de yaraabilmekedir. abancı banka girişleri onucunda küçük ve ora ölçekli eşebbülerin krediye ulaşma imkanı azalabilir. Gelişmeke olan ülkelerde iihdamın yüzde elliinden daha fazlaının küçük ve ora ölçekli işlemelerde olduğu düşünülüre bu firmaların krediye ulaşma yeeneklerinin düşmei üm ekonomik performanı olumuz yönde ekileyebilir (Clarke Cull ve Marinez Peria 3: 2002). Finanal erbeleşmenin arırdığı rekabe bankaların kârlarını azalacakır. Kârlardaki azalma bankaların imiyaz değerinde (franchie value) düşüşü beraberinde geirir. Bu ie bankaları geirii daha yükek rikli kredi alanlarına yönlendirir. Böylece ekörde ahlaki ehlike (moral hazard) orunu 320

arar (Hellman Murdock ve Sigliz 2000: 2-28). Aynı zamanda daha avanajlı ürün ve hizmele yabancı bankalar iç piyaalarda daha yükek kârlılık payına ahip olabilir. Ulual bankaların kârlılık payını arırma yarışına girmei ekörü daha rikli hale geirebilir. Ekonomik iikrar üzerine yabancı bankaların olumlu ekiinden öz edilmekle beraber ülkede oraya çıkan problemler nedeniyle ev ahibi ülkeleri erk emei finanal iikrarızlığı arırabilir. Ayrıca yabancı bankalar farklı önceliklere ve problemlere odaklandıklarından kredilendirme modellerinde iç öncelikleri dikkae almama eğilimindedirler (Bayrakar ve Wang 2004: 4). abancı banka girişlerinin ulual bankalar üzerinde ekileri ekonomin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. En azından kıa dönemde ekonomik gelişmişlik düzeyinin düşük olduğu ülkelerde yabancı banka girişleri maliyeleri ve beklide yerli bankaların marjlarını arıracakır. Daha yükek gelişmişlik düzeyine ahip ülkelerde yabancı banka girişlerinin ekileri ya hiç olmayacakır ya da maliyeler ve marjlar düşecekir. erli bankaların kârlarına yönelik eki ie gelişmişlik düzeyi daha düşük olan ülkelerde belirizdir. Çünkü hem maliyeler hem de marjlar armakadır. Daha yükek gelişmişlik düzeyine ahip olan ülkelerde ie yabancı banka girişleri rekabei arıracağından kârlar düşebilecekir. Özele yabancı banka girişlerinin ekileri daha az gelişmiş finanal ieme ahip ülkelerde daha fazladır (Lenink ve Herme 2004: 5). abancı banka girişlerinin ekileri açıından göz önünde bulundurulmaı gereken diğer bir fakör piyaaya giren yabancı banka ayıı ve öz konuu bankaların piyaa paylarıdır. abancı bankaların ulual bankacılık ekörü üzerinde olumlu ekilere ahip olabilmei için çok ayıda ancak düşük piyaa payına ahip olmaları gerekir. abancı bankaların piyaa payları yükeldikçe ulual bankalar ile aralarındaki rekabe yerini monopol gücünü kullanmaına bırakır. Bu durumda üreç ekonomiye zarar verecekir. 3. BAZI AMPĠRĠK ÇALIġMALAR VE SONUÇLARI abancı banka girişlerinin ulual bankacılık ekörü üzerine ekilerine yönelik bir çok ampirik çalışma yapılmışır. apılan çalışmalar konuya ilişkin görüşleri deekler nielikedir ve yabancı banka girişlerinin ekörde rekabei arırdığına ilişkin bulgular oldukça yaygındır. Okuda ve Rungonboom arafından Tayland ulual bankacılık iemine yabancı banka girişlerinin ekileri 17 icari bankaya ilişkin 1990 2002 yıllarına ai veriler ile panel daa kullanılarak araşırılmışır. Bulguları yabancı banka girişleri ile ulual bankaların genel gider harcamalarının ve faiz marjlarının arığı ve kârlarda bir düşüş oraya çıkığı yönündedir. abancı banka girişlerinin kıa dönemde ulual bankacılık üzerinde olaı negaif ekilerine karşın uzun dönemde bankaların üm alanlarda iyileşme göereceği beklenmekedir. Çalışmada aynı zamanda yabancı banka girişleri ile piyaa yoğunlaşmaının değişmeiyle piyaa yapıının değişiği de oraya konulmuşur. Düzenlemelerin diğer bir ekii banka davranışları üzerine olduğu epi edilmişir (Okuda ve Rungomboon 2004: 15 16). 321

Claeen- Demirgüç- Huizinga arafından 80 ülkeyi kapayan 1988 1995 yıllarına ai verilerle yapılan çalışmada yerli ve yabancı bankalar ne faiz marjı kârlılık genel gider maliyeleri ve vergi ödemeleri açıından bir karşılaşırma yapılmışır. Gelişmiş ülkelerdeki gerçeğin erine yabancı bankalar gelişmeke olan ülkelerde yerli bankalara göre daha yükek ne faiz marjı kârlılık ve vergi ödeme eğilimindedirler. Lieraürde yabancı banka girişlerinin ekörde rekabee yol açarak yerli bankaların daha ekin çalışacağı yönündeki genel görüşe vurgu yapılarak yabancı banka payındaki arışın yerli bankaların genel giderlerinde ve kârlılığında bir düşüş oraya çıkaracağı ampirik olarak kanılanmışır. Bu onuçların banka müşerileri için poziif refah ekii yaraarak yabancı banka girişlerinin ulual bankacılık ekörünün işlevelliğini arıracağı yönündeki görüşü deeklemeke olduğu ileri ürülmüşür (Claeen Demirgüç ve Huizinga1998: 17). Paadilla ve Milo çalışmaında Filipinlerde 1990 larda bankacılık eköründe rekabei arırmaya yönelik reform poliikalarının ekilerini analiz emişir. Özelikle de ulual bankalar ve yabancı banka girişleri üzerindeki kıılamaların kaldırılmaının yanı ıra bankacılık piyaa yapıını performanını ve rekabei ekileyen konolidayon eğiliminin ekörü naıl ekilediği oraya konulmaya çalışılmışır. Çalışmada bankalar büyüklüklerine göre al gruplara ayrılmışır. apılan analizde büyük ve ulular araı bankaların rekabei düşürdüğü ve bu bankaların monopolcü rekabe davranışına ahip olurken ora ve küçük bankaların ie daha rekabeçi bir yapı ergilediği onuçlarına ulaşılmışır. Ora ve küçük bankaların birleşmeiyle oraya çıkan bankalar ayrı bir grup olarak incelenmiş ve bu bankaların da daha rekabeçi bir yapı ergilediği oraya çıkmışır. Çalışmanın ana vurguu bankacılıka rekabe arışının büyük bankalardan ziyade küçük banklar arafından gerçekleşirildiğidir (Paadilla ve Milo 2005: 21). Clarke Cull Peria arafından 36 gelişmeke olan ve geçiş ürecinde olan ekonomilerde 3000 girişimciye yönelik yapılan anke çalışmaı ile yabancı banka girişlerinin girişimcilerin krediye ulaşma yeeneği üzerindeki ekii araşırılmışır. Çalışmanın onucunda üm ölçekeki firmaların yabacı banka girişleri ile krediye ulaşma yeeneğinin arığı onucuna ulaşılmışır. abancı banka girişleri ile büyük ölçekli firmaların küçük ölçeklilere göre daha fazla yarar ağlayacağı görüşüne karşın küçük ölçekli firmaların dahi yarar ağladığı ve yabancı banka girişleri ile herhangi bir zarara uğramadığı yönünde güçlü kanılar elde edilmişir (Clarke Cull ve Peria 2002: 21). 1989 1996 dönemine ilişkin aylık verilerin kullanıldığı İrail bankacılık iemine ilişkin Ribon-oha arafından yapılan çalışmada kredi piyaaı ve mevdua piyaaına ilişkin iki ayrı analiz yapılmış her iki piyaa içinde am rekabein geçerli olmadığı ve kredi piyaaındaki rekabein mevdua piyaaındaki rekabeen daha düşük olduğu oraya çıkmışır. İki piyaa birleşirildiğinde rekabee ki arış iaiikî olarak daha büyük ve önemli olmuşur. Kredi alep şedülünde Euro faiz oranı ahmin kaayıı öz konuu dönemin ikinci yarıında daha da armışır. Bu bulguların ululararaı finanal erbeleşmenin bankacılık eköründe rekabei arırdığını göerdiği ileri 322

ürülmüşür. azarlar ayrıca bankacılık eköründe aran rekabeen daha fazla kimlerin yarar ağladığının da önemli bir konu olduğu üzerinde durmuşlardır. Aran rekabeen büyük olaılıkla daha çok büyük firmaların ihraca ağırlıklı firmaların ve denizaşırı finanal piyaalara ulaşabilen varlıklı bireylerin küçük firmalar ve düşük varlıklı hane halklarına göre daha fazla fayda ağladıkları ileri ürülmüşür (Ribon ve oha 2001 :24). Claeen ve Lee çalışmaında düşük gelirli ülkelerde on dönemlerde aran yabancı banka girişlerine dikka çekmişir. Bu gelişmenin ulual bankacılık iemi için finanal aracılık maliyelerinde azalma ve iemin daha ekin çalışmaına yol açığı görüşü oraya konulmuşur. Özelikle ev ahibi ülke için ana ülkeden deneim ve gözeime ilişkin yapılan uyumlaşırmanın bankacılık ieminin daha güçlü olmaına yol açığı ileri ürülmüşür. azarlar özellikle uzun dönemli arihel bağlara ahip olan bazı ülkelerde yabancı banka girişlerinin ulual bankacılık iemi üzerindeki rolüne de değinmişir (Claeen ve Lee 2002: 22). Denizer ve diğerleri yabancı banka girişlerinin 1980 1997 yılları araında Türkiye de finanal ekör üzerine ekilerini analiz emişir. Çalışmada yabancı banka girişlerinin ulual bankacılık ekörü üzerinde çeşili yollarla yarar ağladığı vurgulanmışır. Özellikle finanal ve operayonel planlamada kredi analizi ve pazarlamaında ve inan ermayeinde yabancı bankaların ulual ieme önemli yararlar ağladığına değinilmişir. Çalışmada performan ölçüü olarak genel giderler ne faiz marjı ve akif geirii üzerinde durulmuşur. Söz konuu dönemde ulual bankaların yabancı girişiyle genel giderlerin ne faiz marjının ve akif geiriinin düşüğü onucuna varılmışır (Denizer 1999: 19). 4. TÜRKĠE DE ABANCI BANKA GĠRĠġLERĠ Ülkemizde planlı dönemde hızlı bir ekonomik kalkınma ağlanmış ancak anayileşmenin finanmanında enflayona yol açan yönemler kullanılmışır. ükek gümrük vergileriyle korunan ulual anayi daha çok iç ükeime yönelik ve kama değeri düşük bir üreim yolunu benimemişir. Aynı zamanda uygulanan abi kur iemi döviz kurlarının gerçekçi değerinin alında kalmaına ve ihal girdi bağımlılığının armaına yol açmışır. Bu üreç özellikle 1970 li yılların ikinci yarıında önemli bir döviz darboğazının yaşanmaına neden olmuşur. Buna bağlı olarak ihal girdi ağlanmaında karşılaşılan orunlar nedeniyle fabrikaların ekik kapaie ile çalışmaya başlamaı 1980 yılında dışa açık anayileşme raejiinin benimenmeine yol açmışır. Bu hedefler doğruluunda ekonominin gerekinimlerinin karşılanabilmei için finanal piyaalarda liberalizayon ve derinleşmenin ağlanmaına yönelik olarak 1980 yılından iibaren çeşili yaal ve kurumal düzenlemeler yapılmışır (TBB1998: 17). Türkiye de 1929 onraı faaliyee geçen ilk yabancı banka 1977 yılında kurulan Arap -Türk Bankaı olmuşur. Bankanın kuruluş amacı ulular araı bankacılık yapmak ve ulular araı finan 323

pazarlarından kaynak ağlamakı. 1980 ılında Türkiye de faaliyee bulunan yabancı banka ayıı 4 olup bu bankaların mevdua kredi piyaaındaki payı da %2 - %3 aralığındadır (Akgüç 2007: 12). 1980 e kadar yabancı rekabeine karşı aşırı korumacı bir uum ergilenmei bankacılık eköründe devlein payının yüzde ellinin üzerine çıkmaına yol açmışır. 1980 öncei dönemde yabancı girişlerine yönelik kıılamalar icari bankaların hemen hemen rekabein olmadığı ve dolayııyla yükek kârların öz konuu olduğu oligopoliik bir yapıda faaliye ürmelerine yol açmışır. Dışa yönelik büyüme raejiine geçilmeiyle yapıal uyum programının bir parçaı olarak Türkiye ekonomii genelde ve özellikle de finanal iemde önemli liberalizayon uygulamalarını yürürlüğe koymuşur. Bu reformlar amamlayıcı olarak bankacılık ekörüne yönelik iki anahar öğeyi içeriyordu: Faiz oranları üzerindeki konrolleri kaldırmak ekinlik ve rekabe arışını ağlamak için bankacılık iemine yabancı girişleri üzerindeki kıılamaları hafiflemek (Denizer ve Dinç 2000: 6 7). 1980 li yıllarda devam eden mali reformlar Türk bankacılık eköründe köklü değişimler yaşanmaına yol açmışır. Doğrudan kredi poliikalarının kaldırılmaı kredi ve mevdua faizleri üzerindeki konrollerin kaldırılmaı döviz kuru ieminin liberalize edilmei piyaaya giriş engellerinde gevşeme yeni finanal piyaalar ve kurumların kurulmaı ulular araı bankacılık düzenleme andarlarının benimenmei ekörde rekabei belerken aynı zamanda Türkiye ekonomiinin dünya ekonomine enegrayonunu da hızlandırmışır (Işık ve Uyal 2006: 366). Dünya da ve Türkiye reel ve finanal keime yönelik erbeleşme eğiliminin hız kazanmaı 1980 onraı yabancı banka girişleri için elverişli bir oram yaramış ve 1980 ılında ayıı 4 e değin gerilemiş olan yabancı banka ayıı 1991 yılında 21 e yükelmişir. ükek kamu açıklarının yol açığı aran kamu keimi borçlanma gereği yükek enflayon ve reel faizler nedeniyle 1990 lı yıllar ie aran oranda iikrarızlıkların yaşandığı bir dönem olmuşur. Kamunun aşırı borçlanma gereği bankaların fonlarını daha çok kıa vadeli devle borçlanma kâğılarına yönelmiş ve böylece özel ekörün krediye erişimi güçleşmişir. aırım aarruf dengeinin bozulduğu öz konuu dönemde eköre yeni yerli oyuncular girmiş ve kıa vadeli oplanan fonlar bankanın bağlı olduğu grup arafından yapılan uzun vadeli ve/veya yükek rikli projelere akarılmışır. 1999 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan finanal bunalım dönemlerini alaamayan bu bankalar iem dışına çıkmışlardır. Finanal iikrarızlık dönemi olarak adlandırabileceğimiz 1990 2001 yılları araında iemdeki yerli bankalar gibi yabancı banka ayıında da azalma olmuşur (BDDK 2005: 35 36). Tablo1. Türkiye Bankacılık Seköründe Mülkiyee Göre Banka Sayıları ıllar Ulual abancı Toplam abancı Banka Payı (%) 1980 39 4 43 93 1985 35 15 50 300 1990 43 23 66 348 1995 50 18 68 265 324

ıllar Ulual abancı Toplam abancı Banka Payı (%) 2000 61 18 79 228 2001 43 18 61 295 2002 36 18 54 333 2003 33 17 50 340 2004 33 15 48 313 2005 32 15 47 319 2006 27 19 46 413 2007 24 22 46 478 2008 24 21 45 467 2009 24 21 45 467 2010 24 21 45 467 2011 24 20 44 455 2012 25 20 45 444 Kaynak: TBB Bankalarımız çeşili ayılar www.bb.org.r 2001 krizi önceinde ülkemizde yabancı banka girişleri yeni banka kurulmaı veya şube açılmaı şeklinde gerçekleşirken kriz onraında yabancı ermaye ulual bankaların paylarını aın alarak öz konuu bankalarda ermaye çoğunluğuna veya nielikli paya ahip olmaı şeklinde gerçekleşmişir. aşanan krizle beraber döviz kurlarının önemli oranda armaın yanı ıra bankaların finanal açıdan zayıflamaları ile değerlerinin olumuz ekilenmei özelleşirme poliikaına hız verilmei Türkiye ekonomiinin dışa açıklık oranının armaı Bael II nin ekiine ilişkin bekleniler finan eköründe birleşme ve aın alma eğilimleri yabancı ermayenin bankacılık ekörüne geliş ve örgülenme biçimini ekilemişir (Akgüç 2007:12-13). ukarıdaki Tablo da 1980 onraı Türkiye de bankacılık eköründe faaliye göeren bankaların ermaye yapılarına göre ayıları verilmişir. 1980 onraı dönemde erbeleşme poliikaları onucunda yabancı banka payının banka ayıı açıından önemli düzeyde arığı görülmekedir. 90 lı ıllarda yabancı banka ayıı azalırken ulual banka ayıındaki arış yabancı banka payının düşmeine neden olmuşur. 2000 ve 2001 yılında yaşanan kriz ürecinde bir çok bankanın aarruf mevduaı igora fonuna devredilmei ve kriz onraında bankacılık ekörü yeniden yapılandırma programı çerçeveinde banka birleşmelerinin gerçekleşmei ile ulual banka ayıındaki düşüş yabancı banka payının ekörde armaına yol açmışır. Özellikle 2006 yılında yabancı banka girişlerindeki arışla beraber yabancı banka payının arışı dikka çekicidir. 2012 yılı iibariyle ekörde oplam banka ayıı 45 olup bunların 20 i (16 ı mevdua bankaı 4 ü kalkınma ve yaırım bankaı) yabancı ermayelidir. Banka ayıı açıından yabancı ermayeli bankaların ekördeki payı ie yüzde 444 e ulaşmışır. 325

Tablo 2. abancı Sermayeli Mevdua Bankalarının Sekör Payları abancı Banka Sekör Payı (Akif) (%) Mevdua Krediler Serbe Özermaye 1990 3 2 3-1999 5 3 3-70 2000 5 3 3-28 2001 3 2 3-2002 3 2 4 19 2003 3 2 4 8 2004 3 3 5 7 2005 5 3 7 8 2006 12 10 15 14 2007 15 14 19 16 2008 15 13 18 17 2009 13 13 18 15 2010 13 12 15 15 2011 14 13 14 14 2012 14 14 15 14 Kaynak: Bankalarımız Kiabı Çeşili Sayılar www.bb.org.r Bankacılık eköründe yabancı bankaların payı banka ayılarının yanı ıra oplam akifler mevdua ve krediler içindeki payı açıından da değerlendirilmelidir. abancı banka payının ayı açıından 2005 yılı onraındaki göerdiği arış rendi oplam akif mevdua ve kredilerdeki payda da görülmekedir (Tablo 2). 2012 yılı iibariyle yabancı bankaların ekör akifinin ve oplam mevduaların yüzde 14 üne ahip iken oplam kredileri içindeki payı ie yüzde 15 ir. Halka açık paylar da dikkae alındığında Mayı 2012 iibariyle yabancıların ekörün akif büyüklüğünden aldığı pay yüzde 41 dir. Serbe özermaye açıından bakıldığında yabancıların payı yüzde 1376 dır. 5. MALMQUIST TOPLAM FAKTÖR VERĠMLĠLĠĞĠ ENDEKSLERĠLE ABANCI SERMAELĠ BANKALARIN VERĠMLĠLĠK ANALĠZĠ 5.1. Uygulamanın Teorik Alyapıı: Malmqui Toplam Fakör Verimliliği Ekinlik ve verimlilik ölçümlerinde genellikle üç yönem kullanılmakadır: Oran analizi paramerik yönemler paramerik olmayan yönemler. Her bir yönemin arıları ve ekileri bulunmakadır. Oran analiziyle yapılan çalışmalarda bir girdi ve bir çıkının öz konuu olduğu üreim birimleri açıından amin edici onuçlara ulaşılabilmeke; buna karşın birden fazla girdi ve çıkının öz konuu olduğu üreim birimlerinin verimlilik analizlerinde karşılaşırma yapmak güçleşmekedir. Böyle bir üreim birimi için ek bir oran kullanılarak verimlilik ölçümü yapılmaı durumunda ölçümlerin yeeriz kalacağı birden fazla oran kullanılmaı gerekiği durumlarda hangi orana ne düzeyde ağırlık verileceğinin belirlenmei en önemli orundur. Paramerik yönemlerde ie ekinlik ve verimlilik analizi yapılacak farklı işlemelerin oralamaı dikkae alınmaka ve ayrıca ekinlik analiz kapamına alınan karar birimlerinin oralamaının dikkae alınmaı gerekmekedir. Bunların dışında bir diğer önemli orun analiz edilecek karar birimlerine yönelik olarak girdi ve çıkılar araındaki fonkiyonel ilişkinin biçimine ilişkin bir akım varayımlara gerekinim duyulmakadır. 326

Paramerik olmayan analiz yönemlerinde ie girdiler ve çıkılar araında var olan fonkiyonel ilişkinin biçimine yönelik bir varayım gerekmemei; birden fazla girdi ve birden fazla çıkının kullanılarak analiz yapılmaının olanaklı olmaı en önemli avanajlarını oluşurmakadır. Bu analiz yönemlerinden en popüler olanı Veri Zarflama Analizi (VZA) olarak bilinen analizdir. VZA ekniği doğrual programlama abanlı paramerik olmayan bir eknikir. İlgili üreim eknolojii için onlu ayıda paramerei olan ve fonkiyonel formu belirlenmiş bulunan bir fonkiyon ınıfına ai olma varayımı yapılmamışır (Tarım 2001: 45). VZA oraya aıldığı 1978 yılından beri giikçe genişleyen bir uygulama alanına ahip olmuşur (Tarım 2001: 50). Özellikle başlangıç yıllarında kâr amacı gümeyen kamual nieliği ağırlıklı olan organizayonlarda ekinlik ölçümlerinde ıklıkla kullanılmışır. Birden çok ve farklı ölçeklerle ölçülmüş girdi ve çıkıların karşılaşırma yapmayı zorlaşırdığı durumlarda karar verme birimlerinin göreceli performanlarını ölçmek için VZA uygun bir yönemdir. Lieraürdeki adıyla Daa Envelopmen Analyi peifik olarak karar verme birimlerinin (Deciion Making Uni) göreceli verimliliğini ahmin emek için aarlanmış olan paramerik olmayan bir yönemdir. VZA nde Karar Verme Birimi (KVB) ifadei birakım girdileri birakım çıkılara dönüşürmeken orumlu işleme veya ekonomik kuruluşlar olarak anımlanır. Bu anıma şirkeler organizayonlar şirke içindeki bölümler şehirler hüküme programları veya ülkeler dâhil edilebilmekedir (Çipil 2011: 33). VZA belli kıılar alında girdilerle çıkılar araındaki ilişkiyi inceler ve yaay kei olarak düzenlenmiş veri einde yer alan her bir karar verme biriminin ekinlik düzeylerini belirler. Bu gözlemler içinde yer alan en ekin KVB ile diğer her bir KVB araındaki farklılıkları dikkae alarak ekin olmayan KVB için ekinizliklerin giderilebilmeine yönelik önerilerde bulunmayı da olanaklı kılar. Ancak VZA aik bir analiz yönemidir. Bir başka ifadeyle VZA ile belli bir durum epii yapılarak o veri einin geçerli olduğu an için ekinlik düzeylerini heaplar. Ne var ki belli bir zaman diliminde ekin olan KVB bir üre onra bu ekinliğini yiirmiş olabilir. Bu nedenle VZA yöneminden harekele zaman içinde ekinlik düzeylerinin naıl gelişiğini belirleyecek bir araşırma yönemine gerek duyulmuşur. Bu gerekinimi karşılayan yönem Malmqui Toplam Fakör Verimliliği (TFV) endekidir. Malmqui TFV endeki Veri Zarflama Analizi (VZA) yönemine dayalı bir eknikir. VZA ekin karar birimlerinin oluşurduğu ekin üreim ınırına göre her bir karar verme biriminin ekinlik ölçüünü heaplamakadır. Malmqui TFV endeki ie bir karar biriminin iki zaman dilimi araında verimliliğin değişimini ölçmekedir (Öncü ve Akaş 2007: 252). Dolayııyla Malmqui endeki dinamik bir göergedir. 327

Malmqui oplam fakör verimliliği (TFV) endeki iki gözlemin oplam fakör verimliliğindeki değişmeyi orak bir eknolojiye olan uzaklıkların oranı olarak ölçer. Bu ölçüm için uzaklık fonkiyonu kullanılmakadır. Cave ve diğerleri (1982) arafından gelişirilen bu endeke uzaklık fonkiyonları yardımıyla endek kurma fikrini ilk oraya aan Sen Malmqui in ardından Malmqui imi verilmişir (Cingi ve Tarım 2000: 10). Karar birimlerine ilişkin panel verinin derlenebilmei halinde oplam fakör verimliliğindeki değişme incelenebilmekedir. Benzer amaca yönelik olarak kullanılan Tornqvi/Fiher endeklerinden farklı olarak Malmqui TFV endekinin oluşurulabilmei için ilgili karar birimlerinin kâr makimizayonu veya maliye minimizayonu hedefledikleri varayımına gerek bulunmamakadır. Bu bağlamda Tornqvi/Fiher meodu için gerekli olan fiya veriinin derlenmei Malmqui meodu için zorunlu değildir. Böylece özellikle kamu ekörü veya kâr amacı gümeyen organizayonların performanının ölçümünde zaman boyuunu dikkae alabilecek güçlü bir yönem olarak değerlendirilmekedir (Tarım 2001: 151 152). Malmqui endeki baz yıla göre ekinlik değişimini zincirleme endek bağlamında ele alan bir yaklaşımdır. Baz yıl ve izleyen yıllar için üreim ınırını ve her bir firma için bu ınırlara göre ekinlik harekeini ahmin eder. Malmqui endek baz yıl değerini 1 kabul ederek ekinlik değişimini ölçen bir yaklaşımdır. Eğer endek değeri 1 den büyüke baz yıla göre ekinlike bir gelişme; eğer endek değeri 1 den küçüke baz yıla göre ekinlike bir gerileme öz konuudur. Bu ekinlik değişimleri eknik ekinlikeki (caching up) değişim ve eknolojik değişim (echnological change) olarak iki bileşenden oluşur. Firmaların eknik ekinliklerindeki değişim de pür eknik ekinlikeki (pure echnical efficiency) değişim ve ölçek ekinliği (cale efficiency) değişiminden oluşur. Bu bileşenler araındaki ilişkiler ie şöyle ifade edilebilir (Surm ve William 2002: 8): Toplam Fakör Verimliliğindeki Değişme = Teknik Ekinlikeki Değişme x Teknolojik Değişme (1) Teknik Ekinlikeki Değişme = Pür Teknik Ekinlikeki Değişme x Ölçek Ekinliği (2) Değişimi Teknik ekinlikeki değişme üreim ınırını yakalamayı eknolojik değişme de üreim ınır eğriinin yer değişirmeini ifade emekedir. Pür ekinlik değişimi ölçeğe göre değişen eknoloji koşulu alında eknik ekinlikeki değişimi ölçmekedir. Ölçek ekinliği değişimi ie ölçeğin değişimi onucunda verimlilikeki değişmeyi kapamakadır. Bu ayrışırma Cave Chrienen ve Diewer (1982) arafından gelişirilmişir (Büyükkılıç ve avuz 2005 den akaran Ara ve Gencer 2011: 145). Malmqui oplam fakör verimliliği endeki iki gözlemin oplam fakör verimliliğindeki değişmeyi orak bir eknolojiye olan uzaklıkların oranı olarak ölçer. Bu ölçüm için uzaklık fonkiyonu kullanılmakadır. Girdi uzaklık fonkiyonu çıkı vekörü verildiğinde oranal olarak en çok büzülen (conracion) girdi vekörüne bağlı olarak üreim eknolojiini anımlar. Benzer olarak çıkı uzaklık 328

329 fonkiyonu girdi vekörü verildiğinde oranal olarak en çok genişleyen (expanion) girdi vekörüne bağlı olarak üreim eknolojiini anımlar (Tarım 2001: 152 153). Uzaklık fonkiyonu çok-girdili çok-çıkılı üreim eknolojilerini maliye minimizayonu veya kâr makimizayonu gibi hedefleri belirmeden anımlamada kullanılmakadır 1. Çıkıya göre uzaklık fonkiyonu } ) / ( : min{ ) ( S y y x d olarak anımlanır. Uzaklık fonkiyonu d(xy) nin alacağı değerler y vekörü S ınırı (üreim ınırı) üzerinde ie 1; y vekörü S içindeki eknik ekin olmayan bir nokayı anımlıyora >1; ve y vekörü S dışındaki mümkün olmayan bir nokayı anımlıyora <1 dir. Malmqui TFV değişim endeki ea alınan dönemi ve izleyen dönemi araındaki çıkıya göre uzaklık fonkiyonu çerçeveinde 2 1/ ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( d d d d m (3) olarak heaplanır. Bu göerimde ) ( d dönemi gözleminin dönemi eknolojiinden olan uzaklığını ifade eder. ukarıdaki eşilik aşağıdaki gibi yazılabilir: 2 1/ ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( d d d d d d m (4) Eşiliğin ağ arafındaki ilk erim dönem ve dönem araındaki oplam eknik ekinlik değişmeinin ölçüüdür. Paranez içindeki ifade ie eknik değişmeyi ifade eder. Bir ampirik çalışmada ardışık iki dönem için heaplama yapabilmek için dör uzaklık fonkiyonunun da bulunmaı gerekmekedir. Bu heaplama ie maemaikel programlamayla veya ekonomerik ekniklerle gerçekleşirilebilir. TFV endeki için kullanılan uzaklık fonkiyonlarının heaplanmaında günümüzde en çok başvurulan yaklaşım olan Fare ve diğerleri (1994) ün gelişirdiği maemaikel programlama modelleri mari noayonuyla aşağıda verilmişir. 0 0 0 max ) ( 1 i i x y x y d 0 0 0 max ) ( 1 i i x y x y d (5) 1 Malmqui TFV endekinin heaplanmaına ilişkin formülayon Cingi ve Tarım 2000: 9 11 den özelenerek alınmışır.

1 d y x ) max d y x ) y x i ( i 0 0 y 0 0 x i 1 ( max i 0 0 (6) ukarıda anımlanan uzaklık değerlerinin üm dönemler ve gözlemler için heaplanabilmei n gözlem ayıını ve dönem ayıını göermek üzere n(3-2) ane doğrual programlama modelinin çözümünü gerekirmekedir. 5.2. Veri Sei Kıılar ve Program Seçimi Uygulamalı çalışmalarda en önemli kıılardan birii KVB eçimidir. Karar birimlerinin üreim ve eknoloji bakımından birbirlerinin benzeri olmaları bir başka ifadeyle homojen olmaları elde edilecek onuçların anlamlı olmaı açıından çok önemlidir. Seçilen karar birimlerinin ekinliklerinin ağlıklı bir şekilde ölçülebilmei için gerekli birim ayıının girdi ve çıkı ayıının en az üç kaı olmaı gerekiğini avunanların yanı ıra bu ayının en az yirmi olduğunu avunanlar da vardır. Uygulamada en çok karşılaşılan durum eçilen karar biriminin girdi ve çıkı ayıının en az iki kaı olmaı gerekiğidir (Behdioğlu ve Özcan 2009: 303 304). Bu çerçevede Vailoglou ve Gioka ın ezgiel kuralı (Tarım 2001:164) genel kabul gören yaklaşım olarak belirilebilir. Bu ezgiel kural şöyle ifade edilebilir: girdi ayıı m çıkı ayıı da p ie karar birimi ayıı en az (m+p)x2 olmalıdır. Bu kapamda çalışmaya dâhil edilecek banka ayıına ilişkin değerlendirmenin girdi ve çıkı einin belirlenmeiyle birlike yapılmaı gerekmekedir. Karar birimi ayıı dışında bankalarla ilgili verimlilik çalışmaları açıından en önemli nokalardan birini de girdi ve çıkıların eçimi oluşurmakadır. Lieraürde hangi girdi ve çıkı değişkenlerinin kullanılacağına ilişkin bir fikir birliği bulunmamakla birlike bazı değişkenler pek çok çalışmada orak olarak karşımıza çıkmakadır. Girdi ve çıkıların eçiminde rol oynayacak emel farklılıklardan biri kullanılacak yaklaşımın ne olduğu nokaında oraya çıkmakadır. Bankaların naıl bir işleme olduğuna ilişkin kabule göre farklı yaklaşımlar benimenmekedir. Buna göre bankaların verimlilik analizlerinde kullanılan üç farklı yaklaşım öz konuudur: Aracılık yaklaşımı üreim yaklaşımı ve kâr yaklaşımı. Bunlardan hangiinin eçildiğine bağlı olarak girdi ve çıkı einin ercih edilmelidir. Öe yandan modele çok fazla girdi ve çıkı değişkeninin eklenmei VZA yöneminin verimli ve verimiz birimleri birbirinden ayır eme yeeneğini düşürmekedir. Girdi ve çıkı ayılarının arırılabilmei için karar birimlerinin ayıının da armaı gerekmekedir (aşa 2008: 59) Lieraürde girdi ve çıkıların belirlenmeine dönük üç yaklaşım bulunmakadır (Türker Kaya ve Doğan 2005: 5): 330

1) Üreim yaklaşımı: Bu yaklaşımda bankalar işgücünü (çalışan ayıı/maliyei) ve fizikel ermayeyi (abi varlıklar) kullanarak mevdua ve kredi heapları (heap ayıı/işlem adedi) üreicii birimler olarak ele alınmakadır. 2) Aracılık yaklaşımı: Bu yaklaşımda mali kuruluşların aarruf ahipleriyle yaırımcılar araındaki gelenekel aracılık işlevinden hareke edilmekedir. Bankalar mevdua ve diğer yabancı kaynaklarını kredilere dönüşürmek için ermaye ve işgücü kullanan firmalar olarak değerlendirilmekedir. Bu yaklaşımda girdileri bankanın yabancı kaynakları (mevdua ve diğer yabancı kaynaklar veya bunlara yapılan faiz ödemeleri) işgücü ödemeleri fizikel ermaye (abi varlıklar) çıkıları ie krediler ve diğer gelir geiren akifler veya bunlara ai faiz gelirleri oluşurmaka ve girdi/çıkılar paraal büyüklükleri ile ölçülmekedir. Aracılık yaklaşımıyla üreim yaklaşımı araındaki emel farklılık aracılık yaklaşımında gelir geiren akifler çıkı olarak değerlendirilirken üreim yaklaşımında yükümlülük kalemleri de (emelde mevdua) çıkı olarak değerlendirilmekedir. 3) Kâr yaklaşımı: Bu yaklaşım bankaların emel amacının kâr makimizayonu olmaından hareke emekedir. Bunun ağlanmaı için bankalar gelirlerini arırmaya ve maliyelerini azalmaya çalışmakadır. Bu yaklaşımda girdi olarak faiz dışı giderler (işleme giderleri ve diğer faiz dışı giderler) çıkı olarak ie ne faiz geliri ve faiz dışı gelirler alınmakadır. Üreim yaklaşımı genelde şube ekinliğini değerlendirmede ve şubeler araı karşılaşırmalarda aracılık yaklaşımı ie üm ieme yönelik değerlendirmelerde ya da iemler araı karşılaşırmalarda yaygın olarak kullanılmakadır. Türkiye bankacılık ekörüne ilişkin verimlilik / ekinlik çalışmalarına bakıldığında bu konuda belli bir girdi ve çıkı veri ei üzerinde fikir birliğinin oluşmadığı görülmekedir. Aşağıdaki abloda Türkiye bankacılık ekörü üzerine yapılmış bazı çalışmaların kullandıkları girdi ve çıkı ei özelenmişir. Aracıoğlu ve Demirhan 2011 Aydın 2010 BDDK 2008 Tablo 3. SeçilmiĢ Bazı ÇalıĢmalarda Kullanılan Girdi Çıkı Sei ÇALIġMA GĠRDĠLER ÇIKTILAR Mevdualar / Toplam Akifler MDK 2 / Toplam Akifler Faiz Giderleri / Toplam Akifler Faiz Dışı Giderler / Toplam Akifler Peronel Sayıı Toplam Mevdualar Maddi Duran Varlıklar Sermaye İşgücü Mevdua Diğer abancı Kaynaklar Toplam Kredi / Toplam Akifler Faiz Gelirleri / Toplam Akifler Toplam Krediler Menkul Kıymeler Cüzdanı Toplam Bilânço Dışı Kalemler Kredi 2 MDK = Mevdua Dışı abancı Kaynaklar 331

BDDK 2009; BDDK 2010 ve BDDK 2011 ÇALIġMA GĠRDĠLER ÇIKTILAR abancı Kaynaklar / Toplam Akifler Faiz Giderleri / Toplam Akifler Faiz Dışı Giderler / Toplam Akifler Behdioğlu ve Özcan 2009 Budak 2011 Cingi ve Tarım 2000 Demir ve Gençürk 2006 Ekren ve Emiral 2002 Kök ve Ay 2013 Kökal 2001 Öncü ve Akaş 2007 Seyrek ve Aa 2010 Şen 2006 Türker Kaya ve Doğan 2005 aşa 2008 Peronel Sayıı Faiz Dışı Giderler Faiz Giderleri Şube Sayıı Şube Sayıı Peronel Sayıı Faiz ve Faiz Dışı Giderler Toplamı Toplam Akifler Toplam Giderler İşgücü Sermaye Mevdualar Toplam Mevdua ve Kıa Vadeli Borçlar Toplam Maliye 3 Peronel Sayıı Şube Sayıı Faiz Giderleri Toplam Akif Şube Sayıı Peronel Sayıı Toplam Akifler Toplam Faiz Giderleri Peronel Sayıı Fiziki Sermaye Ödünç Alınan Fonlar Toplam Mevdua Faiz Gideri Faiz Dışı Gider Toplam Mevdua Toplam Gider Üreim aklaşımına Göre: Peronel Giderleri / Toplam Akifler Diğer Faiz Dışı Giderler / Toplam Akifler Şube Başına Peronel Sayıı Aracılık aklaşımına Göre: Mevdua / Toplam Akifler MDK / Toplam Akifler Faiz Giderleri / Toplam Akifler Faiz Dışı Giderler / Toplam Akifler Peronel Sayıı Sermaye Toplam Akifler Toplam Krediler / Toplam Akifler Faiz Gelirleri / Toplam Akifler Faiz Dışı Gelirler / Toplam Akifler Toplam Mevdua Toplam Kredi Mikarı Ne Kâr Toplam Mevdua Toplam Krediler Faiz ve Faiz Dışı Gelirler Toplamı Ne Kâr Toplam Kâr Toplam Kredi Toplam Mevdua Kredi Geri Dönüş Oranı Krediler Faiz Gelirleri Faiz Dışı Gelirler Toplam Krediler Diğer Gelir Geiren Akifler Ne Kâr Toplam Krediler Toplam Mevdua Ne Dönem Kârı Toplam Krediler Toplam Mevdua Kredi Geri Dönüş Oranı Toplam Krediler Diğer Gelir Geirici Varlıklar Toplam Kredi Faiz Geliri Faiz Dışı Gelir Toplam Kâr Toplam Kredi Menkul Kıymeler Cüzdanı Üreim aklaşımına Göre: Toplam Mevdua / Toplam Akifler Toplam Krediler / Toplam Akifler Aracılık aklaşımına Göre: Toplam Krediler / Toplam Akifler Faiz Gelirleri / Toplam Akifler Toplam Mevdua Toplam Krediler Ne Kâr Kaynak: Bu çalışma için arafımızdan derlenmiş olup abloda belirilen çalışmaların bibliyografik künyeleri kaynakçada göerilmişir. Tablodan da görüldüğü gibi Türkiye bankacılık ekörüne ilişkin olarak gerçekleşirilen ekinlik çalışmalarında birbirinden oldukça farklı girdi ve çıkı eleri kullanılmışır. Bu farklılığın emel bir 3 Toplam Maliye = Faiz Gideri + Faiz Dışı Gider + Peronel Gideri 332

gerekçei yapılan analizlerin farklı amaçlara yönelik olmaıdır. Bir diğer gerekçe olarak her zaman aralığında ve her banka açıından homojen bir veri eine ulaşmanın güçlüğünden öz edilebilir. Bununla birlike araşırmacıların yapmış olduğu ercihlere ilişkin olarak ileri ürdükleri avların farklı bakış açılarıyla eleşiriye açık olduğunu da belirmek gerekir. Bankalar üzerine ekinlik çalışmalarında daha önce de belirildiği gibi aracılık üreim ve kâr yaklaşımı olmak üzere üç farklı yaklaşım gelişirilmişir. Bu yaklaşımlardan birinin girdi olarak aldığı bir değişken diğer bir yaklaşımda çıkı olarak kabul edilebilmekedir. Özellikle mevduaların konumu arışmalıdır. Bankaların opladıkları mevdualar üreim yaklaşımında çıkı olarak değerlendirilirken aracılık yaklaşımında girdi olarak değerlendirilmekedir. Mevdualara ödenen faiz uarlarının bazı çalışmalarda maliye unuru olarak girdi fiyaı şeklinde modele dâhil edilebildiği bazılarında ie mevduaların bir likidie unuru olarak algılanmaı nedeniyle modellere çıkı olarak dâhil edilebildiği görülmekedir (Berger ve Humphrey 1997: 32). İlgili lieraür aramaı çerçeveinde ve homojen iaiik emini bakımından çalışmamız kapamında bilanço bilgilerinin ea alınmaı yoluna gidilmişir. Buna göre bankaların ea olarak finanal aracılık fonkiyonları dikkae alınarak; belli giderler karşılığında paif kaynaklar elde edip bunlarla gelir geirici akiflere ahip oldukları ilişkiinden hareke edilmişir. Bu kapamda belirlenen girdi değişkenleri şunlardır: - Toplam Mevdualar - Mevdua Dışı Kaynaklar. Bu kapamda belirlenen çıkı değişkenleri ie şunlardır: - Toplam Finanal Varlıklar - Krediler ve Alacaklar - Duran Akifler. Girdi değişkenleri araında yer alan mevdua dışı kaynaklar kapamında alınan krediler para piyaalarına borçlar ihraç edilen menkul kıymeler yer almakadır. Gelenekel olarak bankalar mevduaları emel fon emin eme kaynağı olarak görmekeydiler. Ancak özellikle on iki yılda ihraç edilen menkul kıymeler yoluyla fon emini giderek önem kazanmışır. Çıkı değişkenleri araında yer alan oplam finanal varlıklar kalemi içinde aılmaya hazır menkul kıymeler yanında vadeye kadar uulacak menkul kıymeler ile riken korunma amacıyla elde edilmiş finanal varlıklar da bulunmakadır. Çalışmamızda mevdua bankaı olarak faaliye göeren bankalar; ermayelerine göre (kamu özel ve yabancı ermayeli bankalar) grup bazında ve ekil banka bazında olmak üzere iki boyua incelenmişir. Bu ayrım yoluyla yabancı bankaların hem grup olarak ekinlik gelişimi hem de bazı 333

bankaların inceleme dönemi içinde özel ermayeli banka aüünden yabancı ermayeli banka aüüne geçmelerinin ekinlikleri üzerinde bir farklılık yaraıp yaramadığı görülebilecekir. Tablo 4: Türkiye Bankacılık Siemindeki Banka Sayıları (31.12.2012 iibariyle) Banka Sayıları Türkiye Bankacılık Siemi Toplamı 45 ---Mevdua Bankaları 32 *Kamual Sermayeli Mevdua Bankaları 3 *Özel Sermayeli Mevdua Bankaları 12 *Taarruf Mevduaı Sigora Fonuna Devredilen Bankalar 1 *abancı Sermayeli Mevdua Bankaları 16 Türkiye de Kurulmuş abancı Sermayeli Bankalar 10 Türkiye de Şube Açan abancı Sermayeli Bankalar 6 ---Kalkınma ve aırım Bankaları 13 *Kamual Sermayeli Kalkınma ve aırım Bankaları 3 *Özel Sermayeli Kalkınma ve aırım Bankaları 6 *abancı Sermayeli Kalkınma ve aırım Bankaları 4 Kaynak: TBB web ieinden 31.12.2012 arihi iibariyle yapılan orgulamadan derlenmişir. Tablo 4 ile Türkiye Bankacılık Siemi bünyeinde yer alan banka ayıları banka ermayelerinin yapıına göre verilmişir. Türkiye Bankalar Birliği nin ınıflandırmaına göre 31.12.2012 arihi iibariyle Türkiye de 16 ı mevdua bankaı 4 ü kalkınma ve yaırım bankaı aüünde oplam 20 yabancı ermayeli banka faaliye göermekedir. Toplam 45 bankanın bulunduğu Türkiye Bankacılık Siemi nde 32 mevdua bankaı ve 13 kalkınma ve yaırım bankaı bulunmakadır. Buradan harekele Türkiye de bankacılık eköründe mevdua bankalarının ağırlığının daha fazla olduğu belirilebilir. Türkiye bankacılık eköründe oplam olarak 45 banka faaliye göermekle birlike bu bankaların akif büyüklüklerine göre bir değerlendirme yapıldığında ilk 10 büyük banka ekör akiflerinin yüzde 8717 ini oluşurmakadır. Bu nedenle veri ei ile ilgili arışmalar da dikkae alınarak çalışmamız kapamında incelenen mevdua bankalarının ayıının ınırlandırılmaının yararlı olacağı düşünülmüşür. Çalışmamızda yapılacak uygulama kapamına alınan bankaların Türkiye bankacılık ekörü oplam akifleri içindeki payları aşağıdaki Tablo 5 de verilmişir. Aralık 2012 iibariyle ekör akifleri içindeki payı yüzde 1 in alında olan bankalar çalışma kapamı dışında bırakılmışır. Zira bu bankaların faaliye alanları iibariyle buik banka şeklinde çalışıyor olmaı ekinlik açıından uç değerlerin oraya çıkmaı ve dolayııyla da ekör içinde ağırlığı bulunan bankalara ilişkin değerlendirmeleri çarpımaları olaılığı mevcuur. Tablodan da görüleceği gibi uygulama kapamındaki bankaların oplam akifleri ekör oplam akifi içinde Aralık 2012 iibariyle yüzde 922 gibi çok yükek bir orana ulaşmakadır. Buradan da anlaşılacağı gibi çalışma kapamı dışında bırakılan bankaların oplam akif içindeki payları oldukça düşükür. 334

Tablo 5: Analiz Kapamındaki Bankaların Sekör Akif Büyüklüğü Ġçindeki Payı (%) Banka Adı Sermaye 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Türkiye İş Bankaı Özel 155 143 138 142 137 139 135 TC Ziraa Bankaı Kamu 148 144 148 156 157 138 125 Türkiye Garani Bankaı Özel 104 120 126 132 129 126 123 Akbank Özel 118 122 121 119 118 115 120 apı ve Kredi Bankaı Özel 101 90 90 81 88 93 94 Türkiye Halk Bankaı Kamu 71 72 72 76 76 79 83 Türkiye Vakıflar Bankaı Kamu 76 76 74 81 77 77 81 Finan Bank abancı 37 37 38 37 40 40 42 Denizbank abancı 24 27 27 27 29 31 34 Türk Ekonomi Bankaı Özel 17 21 21 19 20 33 34 HSBC Bank abancı 21 24 21 17 18 21 19 ING Bank (*) abancı 24 22 23 19 18 18 19 Şekerbank Özel 08 11 11 11 12 12 11 TOPLAM 904 909 91 917 919 922 922 Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği Bankalarımız Kiabı ilgili yıllardan derlenmişir. (*) BDDK nın 12.12.2007 arihli kararıyla Oyak Bank 07.07.2008 arihinden iibaren geçerli olmak üzere ING Bank unvanını almışır. Bunun için ING Bank ın öz konuu devir öncei verileri Oyak Bank a aiir. Analiz kapamında ele alınmaını uygun gördüğümüz banka ayıı 13 kullanılacak girdi ve çıkı ayıı da 5 ir. Bu durumda yukarıda yer verdiğimiz arışmada ele alındığı gibi genel bir kural olarak belirlenmiş olan KVB ayıının (girdi ayıı + çıkı ayıı)x2 yaklaşımına uygun bir yapı oluşurulmuşur. Çalışmamızda bilgiayar programı olarak Win4DEAP veriyon 1.1.2 kullanılmışır. Win4DEAP Tim Coelli arafından gelişirilen ve pek çok VZA araşırmaında kullanılan DEAP iimli pake programın Michel Delierre arafından Window uyumlu olarak gelişirilmiş halidir. VZA için kullanılan Win4DEAP pake programı free ofware olarak dağıılmakadır. 5.3. Uygulama Sonuçları Daha önce belirildiği gibi Türkiye de faaliye göeren yabancı ermayeli bankaların verimlilik düzeylerindeki gelişimi oraya koymaya çalışığımız bu uygulama ermaye mülkiyeleri bazında ve banka bazında olmak üzere iki aşamada gerçekleşirilmişir. Aşağıda öncelikle grup bazında analizin onuçları ardından banka bazında analizin onuçları verilmişir. 5.3.1. Sermaye Mülkiyeine Göre Banka Gruplarında Toplam Fakör Verimliliği DeğiĢimi Banka grupları bazında heapladığımız oplam fakör verimliliği değişimleri inceleme dönemi iibariyle Tablo 6 da verilmişir. Buradaki ermaye mülkiyeine göre gruplandırmada küçük / büyük ölçekli banka ayrımına gidilmemiş; grupa yer alan üm bankaların girdi ve çıkıları kullanılarak Malmqui Toplam Fakör Verimliliği Endeki heaplanmışır. Tabloda yer alan onuçlarda dikkai çeken ilk önemli noka dönem oralamaı olarak en yükek endek değerine yabancı en düşük endek değerine ie kamu bankalarının ahip olmaıdır. Bu durum 335

oplam fakör verimliliği göergei boyuuyla inceleme döneminde yabancı bankaların daha ekin olduğunu oraya koymakadır. Bir önceki yıla göre TFV değişimi 2008 ve 2011 yıllarında her üç grup için de negaif olmuşur. Bu iki yılda oralama olarak TFV ıraıyla %129 ve %165 oranlarında azalış göermişir. Bu durum 2008 yılının ABD de başlayan Morgage ekörü kaynaklı küreel finan kriziyle; 2011 yılının da TCMB arafından ekonomiyi oğuma amaçlı olarak uygulanan ıkı para poliikaının bankacılık ekörüne ekileriyle bağlanılıdır ve bankacılık ekörü açıından zorlu yıllar olduğu gerçeğiyle örüşmekedir. Diğer arafan TFV endekinde 2007 yılında %82 2009 yılında %21 2010 yılında %08 ve 2012 yılında %70 oranında arış yaşanmışır. Endek değerlerinin gerilediği yıllarla karşılaşırıldığında bu yıllardaki oplam fakör verimliliği arışının oldukça yükek olduğu görülmekedir. Tabloda dikkai çeken önemli bir noka da verilerde 2010 yılında yaşanan gelişmelerdir. Niekim adece bu yılda yabancı ermayeli bankaların endek değeri hem kamu hem de yerli özel bankalardan daha düşük kalmışır. 2009 yılında ie yabancı ermayeli bankaların endek değeri kamu bankalarından yükek yerli özel bankalardan düşük olmuşur. Merkez Bankaının cari açığı azalmak ve bu amaçla iç alebi daralmak için daha çok zorunlu karşılık oranlarını kullanarak uyguladığı daralıcı para poliikalarından ie oplam fakör verimliliği boyuundan kamu ve özel ermayeli bankalar önemli oranda olumuz ekilenirken yabancı bankaların oldukça ınırlı oranda ekilendiği görülmekedir. Bu durum yabancı bankaların küreel gelişmelerden Türkiye içindekilere oranla daha fazla ekilendiği anlamına gelmekedir. Tablo 6. Banka Grupları Bazında Malmqui Toplam Fakör Verimliliği Endekleri Kamu Sermayeli Bankalar Özel Sermayeli Bankalar abancı Sermayeli Bankalar Oralama 2006 2007 1066 1026 1158 1082 2007 2008 0835 0838 0944 0871 2008 2009 0947 1089 1032 1021 2009 2010 1081 0984 0962 1008 2010 2011 0718 0845 0960 0835 2011 2012 1074 1028 1108 1070 Oralama TFVE 0943 0963 1024 -- NOT: Uygulama kapamında verilen oralama değerler aki belirilmedikçe geomerik oralama yönemine göredir. Banka grupları bazında TFV değişimi biraz daha deaylı olarak incelendiğinde; 2007 2008 2011 ve 2012 yıllarında yabancı ermayeli bankalar grubunun diğer gruplardan daha iyi performan göerdiği dikkai çekmekedir. Kamu ermayeli bankalar grubu 2010 yılında özel ermayeli bankalar 336