2
GEORGE ORWELL HAYVAN ÇİFTLİĞİ BİR PERİ MASALI 3
Animal Farm, George Orwell 1945, The Estate of Eric Blair 1987, The Estate of the Late Sonia Brownell Orwell 2001, Can Sanat Yayınları A.Ş. İllüstrasyonlar: Friedrich Karl Waechter Bu eserin Türkçe yayın hakları A M Heath & Company Limited ve Anatolialit Telif ve Tercümanlık Hizmetleri Ltd. Şti. aracılığıyla alınmıştır. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. 1. basım: 2001 47. basım: Ağustos 2016, İstanbul Bu kitabın 47. baskısı 30 000 adet yapılmıştır. Yayına hazırlayan: Seçkin Selvi Ka pak ta sarımı: Utku Lomlu / Lom Creative (www.lom.com.tr) Ka pak baskı: Azra Matbaası Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok 3. Kat No: 3-2 Topkapı-Zeytinburnu, İstanbul Sertifika No: 27857 İç baskı ve cilt: Ayhan Matbaası Mahmutbey Mah. Devekaldırımı Cad. Gelincik Sokak No: 6 Kat: 3 Güven İş Merkezi, Bağcılar, İstanbul Sertifika No: 22749 ISBN 978-975-07-1938-7 CAN SANAT YAYINLARI YA PIM VE DA ĞI TIM TİCA RET VE SA NAYİ A.Ş. Hay ri ye Cad de si No: 2, 34430 Ga la ta sa ray, İstan bul Te le fon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89 Faks: (0212) 252 72 33 c a n y a y i n l a r i. c o m /9789750719387 y a y i n e v i @ c a n y a y i n l a r i. c o m Sertifika No: 31730 4
GEORGE ORWELL HAYVAN ÇİFTLİĞİ BİR PERİ MASALI ROMAN İngilizce aslından çeviren Celâl Üster 5
George Orwell in Can Yayınları ndaki diğer kitapları: Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, 1984 Burma Günleri, 2004 Aspidistra, 2005 Paris ve Londra da Beş Parasız, 2015 Boğulmamak İçin, 2015 6
GEORGE ORWELL, 1903 te Hindistan ın Bengal eyaletinin Mon ti hari ken tinde doğdu. Ailesiyle bir lik te İn gil te re ye dön dük ten sonra, öğ re ni mi ni Eton College de ta mam ladı. Ger çek adı Eric Art hur olan Orwell, 1922-27 yılları arasında Hin dis tan İmpa ra tor luk Po li si ola rak görev yaptı. An cak, im pa ra tor luk yöne ti mi nin içyüzünü gö rün ce is ti fa et ti. 1950 de yayımla dı ğı Bir Fili Vurmak adlı ki tabı, sömürge me mur larının dav ranışlarını eleş ti ren ma ka le le rin der le me si dir. İkinci Dünya Sava şı nın son la rı na doğ ru yazdığı Hay van Çift li ği, Sta lin re ji mi ne karşı sert bir taş la madır. Or well ın en çok tanınan yapıtlarından Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, bi lim kur gu türünün kla sik örnek le rin den bi ri ol manın yanı sı ra, mo dern dün ya yı pro tes to eden bir ro man dır. Burma Günleri ise, Orwell ın Bur ma da ki (bugünkü Myanmar) İn gi liz sö mür ge ci li ği ni di le getirdiği ilk ki tabıdır. Orwell, 1950 de Lond ra da öldü. CELÂL ÜSTER, 1947 de İstan bul da doğ du. İngiliz Erkek Lisesi, Robert Academy ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü nde öğ re nim gördü. İlk çevirileri Yeni Dergi de ya yımlandı. 1983 te George Thomson ın Tarihöncesi Ege adlı yapıtının çevirisiyle Yazko Çeviri dergisinin Azra Erhat Ödülü ne değer görüldü. Yaroslav Haşek ten George Orwell a, D.H. Law rence tan Iris Murdoch a, Juan Rulfo dan Jorge Luis Borges e, Mario Vargas Llosa dan John Berger a Paulo Coelho dan Roald Dahl a pek çok yazarın yapıtlarını dilimize ka zan dırdı. 7
8
Birinci bölüm Bey lik Çift lik in sa hi bi Bay Jo nes, her ge ce yaptığı gi bi küme sin kapısını örtmüş, ama çok sar hoş ol du ğu için ta vuk ların gi rip çıktıkları de lik le ri ka pat mayı unutmuş tu. Av lu da tökez le ne te ker le ne yü rür ken, elin de ki fe ne rin ışığı da bir o ya na bir bu ya na yal pa vu ru yor du. Ar ka kapıda bot larını çıkarıp at tı, ki ler de ki fıçıdan son bir bar dak da ha bi ra dol du rup bir di kiş te iç ti, son ra üst ka ta çıkıp ya tak oda sı na gir di. Ba yan Jo nes ho rul ho rul uyu yor du. Ya tak odasının ışığı söner sönmez, çift li ğin tüm bina larında bir patırtı, bir ko şuş tur madır baş ladı. Gündüzden ha ber salınmıştı: Ko ca Re is de dik le ri, bir za manlar ödül ka zanmış kır er kek do muz, bir ge ce önce gördüğü ga rip düşü tüm hay van la ra an lat mak is ti yor du. Bay Jo nes or talıktan çe ki lir çe kil mez, her ke sin büyük sa manlıkta top lan ması ka rar laş tırılmıştı. Ko ca Re is e (ya rışmaya Wil ling don Gü ze li adıyla katılmıştı, ama her kes ona Ko ca Re is di yor du) çift lik te o ka dar büyük bir saygı duyu lu yor du ki, onun ne di ye ce ği ni öğren mek için her kes uy ku sun dan ol ma ya razıydı. Re is, büyük sa manlığın bir köşe sin de, ta van da ki kiriş ler den bi rin den sar kan bir fe ne rin aydınlattı ğı bir yüksel ti nin üze ri ne se ri li sa man döşe ği ne ku rul muş tu bi le. 9
On iki yaşındaydı, son za man lar da göv de si bi raz yağ bağ lamıştı; uzun siv ri köpek diş le ri hiç ke sil me miş olmasına karşın, bil ge ve ba ba can gö rünen hey bet li bir domuz du. Çok geç me den öte ki hay van lar da bir bi ri ardı sıra sökün et ti ler; yo lu yor da mınca yer le ri ni al ma ya başladılar. Önce Blue bell, Jes sie ve Pinc her adlı üç köpek göründü; ardından do muz lar gel di ler, yüksel ti nin he men önünde ki sa man ların üze ri ne yer leş ti ler. Ta vuk lar pen cere eşik le ri ne tüne di ler, güver cin ler çatı ki riş le ri ne kondu lar, ko yun lar la inek ler do muz ların ar kasına uzanıp ge viş ge tir me ye ko yul du lar. Bo xer ve Clo ver adlı iki ara ba atı içe ri bir lik te gir di ler; sa man ların arasında gö re me yecek le ri ka dar küçük bir hay van bu lu na bi le ce ği kaygısıyla ağır ağır yürüyor, kıllı, ko ca man ayak larını ye re usul ca basıyor lardı. Clo ver, or ta yaşlı sa yıla bi le cek, iri yarı, anaç bir kısraktı; dördüncü ta yı nı do ğur duk tan son ra es ki endamını bir türlü bu la mamıştı. Bo xer ise ne re dey se iki met re yüksek li ğin de, iki bey gir gücünde, çok iri bir hayvandı. Al nın dan bur nu nun üstüne doğ ru inen akıtma onu bi raz ah mak göste ri yor du; ger çek ten de çift lik te ki hay van ların en ze ki si sayılmazdı, ama sağ lam ki şi li ği ve akılla ra dur gun luk ve ren çalışkanlığıyla her ke sin saygısını ka zanmıştı. At ların ardından, be yaz ke çi Mu ri el ile Ben ja min adlı eşek göründüler. Ben ja min, çift li ğin en yaşlı, en huy suz hay vanıydı. Ağ zın dan bal dam ladığı söyle ne mez di, ama az söyler, öz söyler di: Tanrı ba na sinek le ri ko vayım di ye bir kuy ruk ver miş; ama keş ke sinek ler de ol ma saydı, kuy ru ğum da. Çift lik te ki hay vanlar arasında bir tek o hiç gülmez di. Ne den gülme di ği ni so ran la ra, Gü lüne cek ne var ki? di ye karşılık ve rir di. Ama, açık ça bel li et me me si ne karşın, Bo xer a hay randı; iki si pa zar günle ri ni bir lik te ge çi rir, ge nel lik le mey ve bah çe si nin ar kasında ki çayırda hiç ko nuş ma dan yan yana ot lar lardı. 10
İki at henüz ye re uzanmışlardı ki, an ne le ri ni yi tirmiş yav ru ördek ler ci yak ci yak bağıra rak bi rer le kol halin de sa manlığa gir di ler; pay tak pay tak koş tu ru yor, ayaklar altında ezil me ye cek le ri bir yer ara nı yor lardı. Clo ver, ko ca man ön ayağıyla ördek yav ru la rı nın çev re si ne bir du var ördü; on lar da ora ya sı ğı nıp bir bir le ri ne so kul du lar ve o sa at uy ku ya daldılar. Son an da, Bay Jo nes un iki teker lek li ara basını çe ken saçı uzun aklı kısa, be yaz kısrak Mol lie çıka gel di; ağzında kes me şe ke ri, süzüm süzüm süzüle rek içe ri gir di. Ken di ne önler de bir yer seç ti; bakışları üze rin de top la mak umu duy la kırmızı kur de le lerle örü lü be yaz ye le si ni iki ya na sal la ma ya baş ladı. Son ola rak da ke di göründü; hu yu ku ru sun, he men en sı cak ye ri aran ma ya baş ladı, so nun da Bo xer ile Clo ver ın arasına sığıştı; Ko ca Re is in söyle vi nin so nu na ka dar söyledik le ri nin bir te ki ne bi le ku lak ver me den ke yif li ke yif li mırlayıp dur du. Ar ka kapının ora da ki tünek te uyu yan ev cil kuz gun Mo ses ı say maz sak, hay van ların tümü gel miş ti ar tık. Reis, baktı ki her kes ye ri ni almış sus pus bek li yor, gırtlağını te miz le yip ko nuş ma ya baş ladı: Yol daş lar, dün ge ce ga rip bir düş gördüğümü he piniz bi li yor su nuz. Düşe son ra ge le ce ğim. Si ze da ha önce baş ka bir şey söyle mek is ti yo rum. Yol daş lar, faz la bir ömrüm kaldığını sanmıyo rum. Onun için, bugüne kadar edin di ğim bil gi le ri, de ne yim le ri siz le re ak tar mayı görev bi li yo rum. Çok uzun ya şa dım, ağı lımda bir başıma ya tar ken düşüne cek çok za ma nım ol du; bu dünyanın düze ni ni, ya şa mak ta olan her hay van ka dar kavradığımı söyle ye bi li rim. Bugün siz ler le ko nuş mak is tedi ğim de bu iş te. Evet yol daş lar, ya şadığımız ha yat nasıl bir ha yat tır? Açıkça söyle mek ten kork ma yalım: Şu kısa öm rümüz yok sul luk için de, sa bah tan ak şa ma ka dar uğ raşıp di din 11
mek le ge çip gi di yor. Dünya ya gel dik ten son ra ya şa mamıza ye te cek ka dar yi ye cek ve rir ler; ayak ta ka lan larımızı canı çıka na ka dar çalıştırırlar; iş le ri ne ya ra maz du ru ma gel di ği miz de de kor kunç bir acımasızlıkla bo ğaz lar lar. İngil te re de, bir ya şına gel dik ten son ra, hiç bir hay van mut lu luk ne dir bil mez, hiç bir hay van din le nip eğ le nemez. İngil te re de hiç bir hay van özgür de ğil dir. Ha yatımız se fil l ik ten, köle lik ten baş ka ne dir ki! İşte, tüm çıplaklığıyla ger çek bu dur. Pe ki, bu du rum, Do ğa nın bir ya sası mıdır? Ül kemiz, top rak larında ya şa yan la ra düzgün bir ha yat su nama ya cak ka dar yok sul mu dur? Hayır, yol daş lar, as la! İngil te re top rak ları be re ket li dir; ha vası su yu iyi dir yur dumu zun; bugün bu ülke de ya şa yan hay van lar dan çok daha faz lasına bol bol yi ye cek sağ la ya bi lir. Yalnızca şu bizim çift lik bi le bir düzi ne atı, yir mi ine ği, yüzler ce ko yunu bes le ye bi lir; bes le ye bi lir ne de mek, on la ra bugün bizim ha yal bi le ede me ye ce ği miz ka dar ra hat ve onur lu bir ha yat ya şa ta bi lir. Öyley se, bu se fil li ğe ne den bo yun eğe lim? İnsan lar, eme ği miz le üret tik le ri mi zin ne re dey se tümünü biz den çalıyor lar. İşte, yol daş lar, tüm so run larımızın ya nıtı bu ra da. Tek bir sözcükte özet le ne bi lir: İnsan. Tek ger çek düşmanımız İnsan dır. İnsan ı or ta dan kal dırın, açlığın ve köle gi bi çalışmanın te me lin de ki ne den de son su za dek si li ne cek tir yeryüzünden. İnsan, üret me den tüke ten tek ya ratıktır. Süt vermez, yu mur ta yu murt la maz, sa banı çe ke cek gü cü yoktur, tav şan ya ka la ya cak ka dar hızlı ko şa maz. Ge ne de, tüm hay van ların efen di si dir. Hay van ları çalıştırır, karşılığında on la ra açlıktan ölme ye cek le ri ka dar yi ye cek ve rir, ge ri ka lanını ken di ne ayırır. Biz se eme ği miz le tar layı sürer, gübre miz le top rağı bes le riz; oy sa hiç bi ri mi zin postun dan baş ka bir şe yi yok tur. Siz, şu karşımda otu ran inek ler; bu yıl kaç bin lit re süt ver di niz? Güçlü kuv vet li 12
da na lar ye tiş tir mek için ge rek li olan sütle ri niz ne re ye git ti? Her bir dam lası düşman larımızın mi de si ne in di. Siz, ta vuk lar; bu yıl kaç yu mur ta yu murt ladınız, o yumur ta ların kaçından ci vciv çıka ra bil di niz? Tümüne ya kını pa zar da satıldı, Jo nes ve adam larına pa ra ka zan dır dı. Ve sen, Clo ver, do ğur du ğun o dört tay ne re de; yaş landığında sırtını da ya ya cağın, key fi ni süre ce ğin o tay lar nere de? Dördü de bir yaşına gel dik le rin de sa tıldı; on ları bir da ha hiç göre me ye cek sin. İnsan la ra ver di ğin o dört tay ve tar la lar da ki eme ği nin kar şı lığında bir avuç yem ve soğuk bir ahırdan baş ka ne gördün? Kaldı ki, ya şadığımız şu se fil ha yatın do ğal so nu na var masına bi le izin ver mez ler. Ben ge ne ta lih li sayılırım, onun için pek o ka dar yakınmıyo rum. On iki yaşındayım, dört yüzden faz la ço cu ğum ol du. Bir do muz için çok do ğal. Ama hiç bir hay van so nun da o gad dar bıçaktan ka ça maz. Siz, karşımda otu ran genç do muz lar; bir yıla kal maz, bıçağın altında ci yak la ya ci yak la ya can verir si niz. İnek ler, do muz lar, ta vuk lar, ko yun lar; bu korkunç son he pi mi zi bek li yor, he pi mi zi. At ların ve köpekle rin yazgısı da bi zim kin den farklı sayılmaz. Sen, Bo xer, şu ko ca kas la rın gücünü yi tir me yegörsün, Jo nes o sa at, sa kat ve ko camış at ları alan ka sa ba sa tar se ni. Ka sap da gırtlağını ke ser, ka zan da kay natıp av köpek le ri ne ma ma ya par. Köpek le re ge lin ce; yaş lanıp diş le ri dö kül me ye görsün, Jo nes bo yun larına bir taş bağ lar, en ya kın göle atar. Öyley se, yol daş lar, bu ha yat ta başımıza ge len tüm kötülükle rin in san ların zor balığından kay nak lan dığı gün gi bi açık de ğil mi? Şu İnsa noğ lu ndan kur tu lalım, eme ğimi zin ürünü bi zim ol sun. İşte o za man zen gin ve özgür ola cağız. Öyley se, ne yap ma lı? Ge ce gündüz, var gücümüzle in san so yu nu alt et me ye çalışmalı! İşte, söylüyorum yol daş lar: Ayak la nın! Bu Ayak lan ma ne za man gerçek le şir bi le mem, bir haf ta ya ka dar da ola bi lir, yüz yıla 13
ka dar da; ama şu ayak larımın altında ki sa manı gördüğüm gi bi gö rü yo rum: Hak er geç ye ri ni bu la caktır. Yoldaş lar, şu kı sa ömrünüzde bu nu aklınızdan çıkar mayın! Ve en önem li si, bu öğüdümü siz den son ra ge len le re iletin ki, ge le cek ku şak lar za fe re ka dar sa vaşsın. Ve yol daş lar, ka rarlılığınız as la, ama as la sarsılmasın. Hiç bir tartışma si zi yo lu nuz dan saptırmasın. İn san ile hay van ların or tak bir çıkarı vardır, bi ri nin dir li ği öbürle ri nin de dir li ği dir, di yen ler çıka bi lir. On la ra sakın ku lak as mayın. Hep si ya lan. İnsa noğ lu, ken din den baş ka hiç bir ya ratığın çıkarını gözet mez. Bu sa vaşımımızda hay van lar arasında tam bir bir lik ku run, ku sur suz bir yol daşlık sağ layın. Bütün in san lar düşmandır! Bütün hay van lar yol daştır! Tam o sıra da müthiş bir gürültü kop tu. Ko ca Re is ko nu şur ken, de lik le rin den dışarı süzülen dört iri sı çan, ar ka ayak larının üze ri ne otur muş, onu din le me ye ko yulmuş lardı. Köpek ler, on ları görür görmez sal dırıya geçmiş ler; sıçan lar çar ça buk de lik le ri ne ka ça rak can larını zor kur tarmışlardı. Re is, ön aya ğı nı kaldıra rak her ke si sus tur du: Yol daş lar. Çözme miz ge re ken bir so run var. Sı çanlar ve tav şan lar gi bi ya banıl hay van lar, dos tu muz mu, düşmanımız mı? Oy la ma ya ko yalım. Şu so ru yu so ru yorum: Sıçan lar yol daşımız mıdır? He men oy la ma ya ge çil di; çok büyük bir ço ğun luk la sıçan ların yol daş ol duk larına ka rar ve ril di. Yal nızca dört karşı oy çıkmış, on lar da üç köpek le ke di den gel miş ti. Son ra dan, ke di nin hem evet, hem de hayır oyu kul landığı an laşıldı. Ko ca Re is, sözünü sür dürdü: Da ha faz la bir şey söyle ye cek de ği lim. Yalnız tekrar la mak is te di ğim bir nok ta var: İnsan a ve onun başının altından çıkan tüm uğur suz luk la ra kar şı düşman ca davran manın göre vi niz ol du ğu nu hiç bir za man akıldan çı 14
kar mayın. İki ayaklılar düşmanımızdır. Dört ayaklılar ve ka natlılar dos tu muz dur. Şu nu da unut mayın ki, İnsan a karşı sa vaşırken so nun da ona ben ze me me li yiz. Onu alt et ti ği niz za man bi le, onun kötü alışkanlıklarını be nim seme ye kalk mayın. Hiç bir hay van as la bir ev de ya şa mamalı, ya tak ta yat ma malı, giy si giy me me li, iç ki ve si ga ra iç me me li, pa ra ya el sürme me li, ti ca ret le uğ raş ma ma lı. İnsan ın bütün alışkanlıkları kötüdür. Ve en önem li si, hiç bir hay van ken di türünden olan la ra zor balık et meme li. Güçlüsü güçsüzü, akıllısı akılsızı, he pi miz kar deşiz. Hiç bir hay van baş ka bir hay va nı öldürme me li. Bütün hay van lar eşit tir. Yol daş lar, artık dün ge ce gördüğüm düşten söz ede bi li rim. Tam ola rak an lat mam mümkün de ğil, ama İnsan or ta dan kalktıktan son ra yeryüzünün na sıl bir yer olacağını gördüm di ye bi li rim. Çok tandır unut muş ol du ğum bir şe yi anımsadım. Yıllar önce, ben küçük bir do muzken, an nem ve öte ki di şi do muz lar, yalnızca ez gi si ni ve ilk üç sözcüğünü bil dik le ri es ki bir şarkı söyler ler di. Şarkının ez gi si ni ço cuk ken öğren miş tim, ama ni ce dir aklımdan çıkmış tı. Dün ge ce düşümde ge ri gel di şarkının ez gi si. Da ha sı, şarkının sözle ri ni de anımsadım. Hiç kuşkum yok, hay van ların çok es ki çağ lar da söyle dik le ri, kuşak lardır unu tul muş olan şarkının sözle riy di bun lar. Şim di, yol daş lar, si ze bu şarkıyı söyle ye ce ğim. Yaş lı yım, sesim kısık, ama ez gi si ni öğret ti ğim za man siz şar kıyı çok da ha güzel söyle ye bi lir si niz. Şarkının adı, İngil te re nin Hay van ları. Ko ca Re is, gırtlağını te miz le yip şarkıya baş ladı. Ger çek ten de kısıktı se si, ama hiç de fe na söyle mi yor du. Şarkının coş ku lu bir ez gi si vardı, Cle men ti ne ile La Cu cu rac ha arası bir şarkıydı. Sözle ri şöyley di: 15
İngil te re ve İrlan da nın hay van ları, Bütün ülke le rin, bütün ik lim le rin hay van ları, Ku lak ve rin müjde le rin en güze li ne, Düşle di ği miz Altın Çağ önümüzde. Er geç bir gün ge le cek, Zor ba İnsan dev ri le cek, İngil te re nin be re ket li top rak larında Yalnızca hay van lar ge zi ne cek. Bur nu mu za ge çi ri len hal ka lar, Sırtımıza vu ru lan se mer sökülüp atıla cak, Karnımıza sap la nan mah muz çürüyüp pas la na cak, Acımasız kırbaç bir da ha şak la ma ya cak. Zen gin lik ler düşle re sığma ya cak, Buğ dayı ar pası, yu lafı sa manı, Yon cası, bak lası, pan carı, O gün hep si bi zim ola cak. İngil te re nin çayırları da ha ye şil, Ir mak ları da ha aydınlık ola cak, Rüzgârlar da ha tatlı ese cek, Biz özgürlüğümüze ka vu şun ca. O günü göre me den ölüp git sek de, Her kes bu uğur da sa vaş malı, İnek ler le at lar, kaz lar la hin di ler el ele, Özgürlük uğ ru na ter akıtmalı. İngil te re ve İrlan da nın hay van ları, Bütün ülke le rin, bütün ik lim le rin hay van ları, Ku lak ve rin müjde me, ha ber salın her ye re, Düşle di ği miz Altın Çağ önümüzde. 16
Şarkı, hay van ların yüre ği ne ya banıl bir coş ku salmıştı. Re is da ha so nu na gel me den, hep bir lik te söy le meye baş lamışlardı. En ap tal ları bi le şarkının ez gi si ni ve birkaç sözünü kapmıştı; do muz lar ve kö pek ler gi bi akıllı olan larıysa şarkının tümünü bir kaç da ki ka da ez ber le mişti. Bir kaç de ne me den son ra, hep bir ağızdan söyle dik le ri İngil te re nin Hay van ları ile in le di çift lik. İnek ler böğürüyor, köpek ler havlıyor, ko yun lar me li yor, at lar kiş ni yor, ördek ler vaklıyor du. O ka dar hoş larına git miş ti ki, şarkıyı baş tan so na tam beş kez söyle di ler; Bay Jo nes uyanma sa, bel ki de sa ba ha ka dar söyle ye cek ler di. Ama ne yazık ki, Bay Jo nes gürültüden uyandı; avlu ya til ki gir di ği ni sa na rak ya tağından fırladı. Her za man ya tak odasının köşe sin de du ran tüfe ği ni kap tı ğı gi bi karanlığa saç ma yağdırdı. İri saç ma lar sa man lığın du varına sap lanır sap lan maz, top lantıda ki hay van lar çil yav ru su gi bi dağıldılar. Her kes yattığı ye re koş tu. Kuş lar tünek leri ne sıçradılar, hay van lar sa man döşek le ri ne uzandılar. Çok geç me den bütün çift lik uy ku ya daldı. 17
18
19