UYKU İLE İLİŞKİLİ HİPOVENTİLASYON VE HİPOKSEMİ BOZUKLUKLARI

Benzer belgeler
Uyku ile İlişkili Hipoventilasyon ve Hipoksemi Bozuklukları

TEDAVİ ENDİKASYONLARI. Doç.Dr. Remzi ALTIN

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR

Dr. Akın Kaya. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Yoğun Bakım Ünitesi

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU

Kronik Nefes Darlığı ve Gündüz Aşırı Uyku Hali Olan Kadın Hasta

OVERLAP SENDROMU. Dr. Gökhan Kırbaş. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi

Uyku ile iliskili hipoventilasyon/ hipoksemik sendromlar (Non-obstruktif ve konjenital )

Dr. Oğuz Köktürk. Tablo-1: Uykuda solunum bozuklukları

Prof. Dr. Mehmet Ünlü. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD.

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARININ DİĞER POZİTİF HAVA YOLU BASINÇ (PAP) TEDAVİLERİ

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi)

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu

Dr. Banu Salepçi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği

OSAS TANIM, SEMPTOMLAR & KLİNİK BULGULAR

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Uykuda Solunum Bozuklukları Merkezimize Başvuran Hastaların Demografik Özellikleri, Tedavi Yöntemleri ve Tedaviye Uyumları

POLİSOMNOGRAFİDE SOLUNUMUN SKORLANMASI

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMASI VE TANIMLAR (ICSD-3) Prof. Dr. Turan Acıcan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD

CPAP (Continuous Positive Airway Pressure) Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Nöroloji Epilepsi ve Uyku Bozuklukları Birimi

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

SANTRAL UYKU APNE SENDROMU. Doç. Dr. Banu Eriş Gülbay A.Ü.T.F Göğüs Hastalıkları AD

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

UYKU İLE İLGİLİ TANIMLAR VE UYKU BOZUKLUKLARININ SINIFLAMASI

A) Solunumsal uyku hastalıklarında NĐMV cihazları verilme ilkeleri;

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Uykuda Solunum Olayları Skorlaması. Eğt Gör Doç Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Kliniği

Kor Pulmonale hipertrofi dilatasyonu

Uykuda Solunum Olayları Skorlaması. Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Merkezi

GÜNCEL UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMASI. Doç.Dr. Remzi ALTIN Karaelmas Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

47 yaşında erkek hasta YBÜ e KOAH+ Tip 2 solunum yetmezliği nedeni ile yatırılıyor.

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

Uyku Hastalıklarında PAP Tedavisi. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi

CPAP Titrasyonu (manuel titrasyon)

ÇOCUKLARDA NONİNVAZİV VENTİLASYON. Prof Dr.Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

a- OHS tanısı koymak için mutlaka bulunması gereken kriterler:

Titrasyonda hangisi tercih edilmeli? CPAP mı? APAP mı?

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

UAS da Oto CPAP Titrasyonu

Noninvazif Mekanik Ventilasyon Kime? Ne zaman?

MEKANİK VENTİLASYON - 2

Kalp Yetmezliği ve Gece Sık Uyanmalar, Uykusuzluk Yakınması Olan Olgu

DİYABET VE UYKU BOZUKLUKLARI

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Solunumsal Olayların Skorlanması

SANTRAL UYKU APNE SENDROMLARI

Özellikler Alveoler ventilasyon PaCO 2 PaO 2 Solunum paterni Diafragmatik kasılma İnterkostal kasılma ÜSY kaslarında kontraksiyon CO 2 e solunumsal ya

Uykuya Bağlı Solunumsal Hastalıkların Sınıflaması ve Tanımlar

Noninvaziv Mekanik Ventilasyonda Cihaz ve Maske Seçimi Mod ve Ayarlar

OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU. Dr. M. Sezai Taşbakan Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları A.D.

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

FİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR. Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Noninvaziv Mekanik Ventilasyonda Cihaz seçimi Mod ve ayarlar. Dr.Kürşat Uzun Selçuk Ü. Meram Tıp F. Göğüs Hastalıkları AD Yoğun Bakım Ünitesi Konya

Uykuda Solunum Kayıtlama ve Skorlama

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

ARTER KAN GAZI ANALİZİNİN ORGANİZMAYA AİT YANSITTIKLARI; Klinikte AKG ne işe yarar?

Otomatik CPAP ların (APAP) Teknik Özellikleri ve Tedavi Endikasyonları

CPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

İLERİ KARDİYAK YAŞAM DESTEĞİ KURSU ASİT-BAZ DENGESİ VE KAN GAZI ANALİZİ

Santral Uyku Apne Sendromu (SUAS) Dr. Ahmet Uğur Demir

BPAP KULLANIM ENDİKASYONLARI. Doç.. Dr Remzi Altın kları AnabilimDalı

Çocukluk Çağı Obstrüktif Uyku Apne Sendromu TANI. Yrd. Doç. Dr. Ceyda Erel KIRIŞOĞLU, ABSM Acıbadem Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

PAP CİHAZLARI VE MODLARI. Dr. Banu Salepçi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği

Yrd. Doç. Dr. M. Akif DOKUZOĞLU Hatay MKÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. 19. Acil Tıp Kış Sempozyumu - Malatya

Akut Hiperkapnik Solunum Yetmezliğinde NIMV

TUTD Teknisyen Sertifikasyon Kursu Solunumsal Skorlama. Dr. Ahmet U. Demir

UYKU APNE SENDROMUNUN KLİNİĞİ -Olgunun Değerlendirilmesi- Dr. Özen KAÇMAZ BAŞOĞLU 21 Mart 2009, Ankara TTD Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı

Yeni Uyku Bozuklukları Sınıflaması (ICSD-3) Uykuda Solunum Bozukluklarında Neler Değişti?

Uykuda Solunum ve Kardiyovasküler Sistemlerdeki değişiklikler. Prof. Dr. Turan Acıcan AÜTF Göğüs Hastalıkları ABD

UYKUDA SOLUNUM OLAYLARI SKORLAMASI

Uykuda Solunumsal Olayların Skorlanması-Tanımlar

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Genel Önlemler. Dr. Bülent Çiftçi Sanatoryum Hastanesi Keçiören-Ankara

NIMV Preoksijenizasyon,FOB, DNI. kları Solunum YBU

Temel Solunum Fonksiyon Testleri Değerlendirme. Prof.Dr.Gaye Ulubay Başkent Üniversitesi Göğüs Hast. AD 2016 Antalya

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

Uykuda solunum ve kardiyovaskuler sistemde değisiklikler. Ahmet Uğur Demir

Santral Uyku Apne Sendromu

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN /

ÜST SOLUNUM YOLU. Dr. Zeynep Zeren Uçar. kları ve Cerrahisi

YOĞUN BAKIMDA NONİNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON. Dr. Aynur Akın Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı

Tablo 1: NIMV nin amaçları (3). Kısa-süreli (akut dahil) Uzun süreli. Semptomların giderilmesi. Uyku süresinin ve kalitesinin düzeltilmesi

PAP TEDAVİSİ (HANGİ HASTAYA HANGİ TEDAVİ VERİLMELİ)

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

SOLUNUM YETMEZLİKLERİ


Transkript:

UYKU İLE İLİŞKİLİ HİPOVENTİLASYON VE HİPOKSEMİ BOZUKLUKLARI Yrd.Doç.Dr.Aygül GÜZEL 1 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD, Samsun. GİRİŞ 2014 yılında yeniden düzenlenen Uluslararası Uyku Bozuklukları Sınıflaması (ICSD- 3) sınıflamasına göre bu hastalık grubu Uyku İle İlişkili Hipoventilasyon Bozuklukları ve Uyku İle İlişkili Hipoksemi Bozukluğu olmak üzere iki ana başlık altında toplanmıştır (Tablo 1) (1). Tablo 1. Uluslararası Uyku Bozuklukları Sınıflaması (ICSD-3) 1- Uyku İle İlişkili Hipoventilasyon Bozuklukları a) Obezite Hipoventilasyon Sendromu b) Konjenital Santral Alveolar Hipoventilasyon Sendromu c) Hipotalamik Bozuklukla Birlikte Geç Başlangıçlı Santral Hipoventilasyon d) İdiopatik Santral Alveolar Hipoventilasyon e) Bir İlaç ya da Maddeye Bağlı Uyku İle İlişkili Hipoventilasyon f) Tıbbi Bir Bozukluğa Bağlı Uyku İle İlişkili Hipoventilasyon 2- Uyku İle İlişkili Hipoksemi Bozukluğu Uyku ile ilişkili hipoventilasyon ve hipoksemi mekanizmaları: Noktürnal hipoventilasyonla seyreden hastalıkların patogenezinde başlıca iki mekanizma yer almaktadır. a) Solunum dürtüsünde azalma: Uyku başlangıcını takiben hava yolu mekaniklerinden bağımsız olarak inspiratuvar kas dürtüsünde azalma söz konusudur. Uykuda solunumun istemli kontrolü ortadan kalkar ve solunumun kontrolü metabolik uyarılarla sağlanır. Aynı zamanda solunum uyarısı için gerekli arteriyal karbondioksit (PaCO 2 ) seviyesinin eşik değerinin artması da hipoventilasyona katkı sağlar (2-3). Uykuda hipoventilasyondan sıklıkla tidal volümün azalması ve tidal volümdeki dalgalanmalar sorumludur. Hipoventilasyon nedeniyle PaCO 2 de 3-7 mmhg yükselme, PaO 2 de 3,5-9,4 mmhg azalma ve oksijen satürasyonunda %2 lik azalma meydana gelir. Uykuda aktive olan hipotalamus ventrolateral peroptik nükleustaki GABA-erjik nöronların uyanıklık ve solunumdan sorumlu alanları inhibe ettiği bildirilmiştir. Bu inhibisyon ve retiküler aktive edici sistemin etkisinin azalması CO 2 duyarlılığında azalmaya neden olmaktadır (3). Uykuda hipoksemi ve hiperkapniye ventilatuvar yanıt REM döneminde daha belirgin olmak üzere azalır. Birçok faktör apneik eşik ile uykuya geçiş dönemindeki PaCO 2 arasındaki farkı azaltır. Bu durum solunumsal düzensizliğe neden olur. Apneik eşik ile normal solunum arasında kalan bölgede PaCO 2 e solunum yanıtının artması için hipoksemi ve vasküler dolgunluk gibi bazı faktörlerin olması gerekmektedir (2). b) Solunum mekaniklerinde bozulma: Uykuda değişen solunum mekanikleri nedeniyle özellikle obstrükrif hava yolu hastalıkları ve nöromüsküler hastalıklarda gaz değişimi daha da kötüleşir. REM uykusunda iskelet kaslarında ve diyafram kası dışındaki yardımcı solunum kaslarında hipotoni gelişir. Bu nedenle solunumun devamı için yardımcı solunum kaslarını kullanan kişilerde gaz değişimi daha da kötüleşir. Yine REM döneminde yardımcı solunum

kas tonüs kaybı ve göğüs duvarı hareketlerindeki değişiklikten kaynaklanan fonksiyonel rezidüel kapasite (FRK) de azalma gözlenir. FRK nin azalmasına özellikle supin olmak üzere yatış pozisyonu da katkı sağlar. Bu sebeblerden dolayı FRK kapanma kapasitesinin altına düştüğünde ventile olmayan akciğer alanları (şant) meydana gelir. Bu durum küçük hava yollarındaki daralmaya bağlı kapanma kapasitesinin arttığı obstrüktif akciğer hastalıklarında ve FRK nin azaldığı obezitede uyku ile ilişkili hipokseminin asıl nedenidir (2). 1-Uyku İle İlişkili Hipoventilasyon Bozuklukları Uyku ile ilişkili hipoventilasyon bozukluklarının ortak özelliği; uyku sırasında meydana gelen yetersiz hipoventilasyonun PaCO 2 de artışa neden olmasıdır. Uyku İle İlişkili Hipoventilasyon; Uykuda PaCO 2 nin (yada eşdeğerinin) en az 10 dk süreyle >55mmHg olması yada PaCO 2 nin (yada eşdeğerinin) en az 10 dk süreyle 50 mmhg dan fazla olacak şekilde (uyanıklık döneminde sırt üstü pozisyondaki değerine göre) 10 mmhg artmasıdır (4). Tanıda altın standart uykuda PaCO 2 takibidir, ancak pratikte uygulama zorluğu olduğundan indirek yöntemlerle ölçülen PCO 2 hakkında fikir sahibi olunabilir. Bu amaçla end-tidal PCO 2 (P ET CO 2 ) veya transkutönöz PCO 2 (P TC CO 2 ) ölçüm cihazları kullanılabilir(1). Obesite Hipoventilasyon Sendromu (OHS): OHS, obezite ve altta yatan kardiyopulmoner veya nörolojik hastalığa bağlı olmayan gündüz hiperkapnisi (PaCO2 > 45 mm Hg) ile karakterizedir. Hiperkapni uykuda kötüleşir ve sıklıkla ciddi arteriyal oksijen desatürasyonu ile ilişkilidir(1). OHS lu hastaların %90 ında obstrüktif uyku apne-hipopne(osas) sendromu mevcuttur. OSAS lı hastalardaki OHS oranı net değildir, ancak %4 ila %20 arasında olduğu tahmin edilmektedir(5). Tanı Kriterleri(1) A,B,C olmalıdır. A) Uyanıklıkta hipoventilasyon varlığı (PaCO2 ve eşdeğerinin >45mmHg) B) Obezite (BMI>30kg/m 2 ) varlığı C) Hipoventilasyonun pulmoner parankimal veya obstrüktif hastalıklar, göğüs duvarı hastalıkları, nöromüsküler hastalıklar gibi diğer nedenlerle açıklanamaması Patofizyoloji Obezite, hipoventilasyon ve hipoksemiden sorumlu primer faktör olarak kabül edilmektedir. Obezitenin mekanik etkisine bağlı diyafragma hareketi bozulur ve göğüs duvarı ile akciğer arasındaki elastik recoil dengesi değişir. Gündüz hiperkapnik obez hastalarda akciğer volümleri, göğüs duvarı ve akciğer kompliyansı azalır. Akciğer kompliyansı normal ağırlıktaki kişilere göre normokapnik obez kişilerde %20, OHS lu hastalarda ise %60 azalmıştır (6). Restriktif solunum fonksiyon bozukluğu normokapnik obez hastalara göre hiperkapnik obez hastalarda daha belirgindir. Ayrıca uyanıklıkta düşük akciğer volümlerine eşlik eden ekspiratuar akım kısıtlaması da mevcuttur. Ekspiratuar rezerv volümün azalması özellikle supin pozisyonda ventilasyon perfüzyon dengesinin bozukluğunu ağırlaştırır. Bu patolojilerin birarada olmasıyla solunum kas yorgunluğu gelişir ve solunum için harcanan enerji artar(7). OHS lu hastalarda solunum sistemi mekanik bozuklukları yanı sıra hipoksemi ve hiperkapniye solunum yanıtında da bozukluklar mevcuttur. Artan dozlarda inhale CO 2 kullanılarak diyafragmatik elektromiyogram yanıtındaki değişim ölçülerek santral solunum

yanıtının değerlendirildiği çalışmada basit obez hastaların solunumsal yanıtında artma mevcut iken OHS lu hastalarda obez olmayan kişilere benzer yanıt görülmüştür (8). OHS un OSAS ile birlikteliği yaygındır. Obez uyku apneli hastalarda gündüz olan hipoventilasyonun uyku apnenin ciddiyeti ile ilgili olduğu gösterilmiştir (9). OSAS lı obez hastaların niye %10-15 inde hipoventilasyon olduğu açık olmasa da birkaç mekanizmaya bağlanmıştır. Tekrarlayan solunum olayları kas yorgunluğuna neden olurken, hiperkapni solunum kas fonksiyonlarını baskılar. Gelişen uyku yoksunluğu ve hipoksemi nedeniyle santral solunum yanıtı baskılanır. Solunum yanıtındaki baskılanma ile bozulmuş akciğer mekanikleri birleştiğinde apne sonrası normokapni gelişme kompansasyonu engellenir (2,8). OSAS da gözlenen solunum olayları ve OHS da daha uzun süreli hipoventilasyon periyodları nedeniyle gelişen gece hiperkarbisi mevcuttur. OSAS ın olmadığı OHS lu hastalarda aralıklı ya da devamlı olan uykuda hipoventilasyon ve/veya hipoksemiyi ağırlaştıran yüzeyel solunum mevcuttur (1). Yapılan çalışmalar leptin direncinin OHS patogenezinde önemli olduğunu göstermiştir. OHS li hastalarda leptin seviyesi normokapnik OSAS hastalarına göre daha yüksektir ve noninvaziv mekanik ventilasyon (NIMV) tedavisinden sonra düşer (10). OSAS olmayan OHS li hastalarla OSAS olmayan obez hastaların karşılaştırıldığı çalışmada; OHS li hastalarda leptin seviyesinin düşük olduğu saptanmıştır. Serum leptin seviyesinin uzun dönem NIMV tedavisi ile BMI de değişiklik olmadan arttığı gösterilmiştir. Artmış leptin seviyesinin merkezi CO 2 kemosensitivitesinde iyileşme ile korele olduğuda gösterilmiştir (11). Kronik hipoksi serum leptin seviyesini baskılar ve düşük leptin seviyeside hiperkapni yanıtının körleşmesine neden olur (10). Klinik: OHS tanılı hastalar ya OSAS şüphesi için değerlendirilirken saptanır yada bir yada daha fazla olan ağır hiperkapnik solunum yetmezliği atakları ile başvurular sırasında tanı alırlar. Hastalar genellikle aşırı uyku halinden şikayetçilerdir. Ayrıca yorgunluk, yüksek sesle horlama, gece boğulma atakları, gece yada sabah baş ağrısı, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları gibi semptomlar sıktır. Basit OSAS hastalarının aksine nefes darlığı, alt ekstremite ödemi, uyanıklıkta oksijen satürasyon düşüklüğü bu hastalarda yaygındır (1,10). Tedavi edilmeyen hastalarda kronik hipoksemi ve hiperkarbinin sonucu olarak pulmoner hipertansiyon, aritmi, kor pulmonale ve nörobilişsel fonksiyon bozukluğu gözlenir. Fizik muayenede kor pulmonale ve konjesyon bulguları saptanabilir. OSAS ın olmadığı OHS li hastalarda uykuda hipoksemi ve hipoventilasyonu kötüleştiren devamlı ya da aralıklı yüzeyel solunum epizotları olur (1). Tanı: Solunum fonksiyon testlerinde restriktif patern gözlenir. Laboratuvar bulgularında polisitemi, bikarbonat yüksekliği, hiperkapni saptanır. Serum bikarbonat seviyesi kronik respiratuar asidozun metabolik kompansasyonuna bağlı yükselebilir. Yapılan bir çalışmada OSAS şüpheli obez hastalarda serum HCO 3 seviyesinin > 27 meq/l olması OHS tanısı için %92 sensitivitede, %50 spesifitede bulunmuştur. Bu çalışmada OHS taraması için serum HCO 3 düzeyinin kullanılabileceği vurgulanmıştır (12). Metabolik alkolaza sekonder HCO 3 yüksekliği olabileceğinden tanıda yanıltıcı olabilir. EKG de sağ ventrikül hipertrofisi, sağ atrial genişleme, EKO da ventrikül fonksiyon bozukluğu saptanabilir. Karakteristik polisomnografi bulguları obstrüktif apne ve hipopnelerin eşlik ettiği yada etmediği hipoventilasyon ve desatürasyon gözlenmesidir. Arterial oksijen desatürasyonu

birkaç dakika ya da daha uzun sürelidir. Tidal volümde azalma periyodları, aralıklı arousallar gözlenir(1). Tedavi: OHS unda tedavi ilkeleri iki ana başlık altında toplanır 1-) Pozitif havayolu basınç tedavileri 2-) Tartı kaybettirici tedavi ve rehabilitasyon yaklaşımları Pozitif basınç tedavisi: Çoğunlukla üst hava yolu obstrüksiyonu sonucu gelişmiş olan kronik hiperkapnide ilk tedavi yaklaşımı CPAP tedavisidir. Bu tedavide noktürnal hiperkarbinin önlenmesi ve oksijen satürasyonunun düzelmesi esas hedefdir. Ancak hedeflenen bu durumların gerçekleşmemesi halinde diğer pozitif basınç tedavisi olan BiPAP tedavisi uygulanır (13). Yapılan çalışmalarda ilk gece titrasyonda obstrüktif olayların eliminasyonuna rağmen oksijen satürasyonu %90 veya üzerine çıkmaz ise erken BiPAP moduna geçilmesi önerilmektedir. Olguların %20- %50 sinde CPAP tedavisindeki başarısızlık nedeni ile BiPAP tedavisine geçildiği ifade edilmektedir (13-14). Janssens ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada volüm hedefli pozitif basınç tedavisi (BPPV) nin OHS li hastalarda uyku kalitesi ve ventilasyon konforunda hafif derecede bir azalmaya neden olmasına karşın gece hipoventilasyonun kontrolünde etkin olduğu gösterilmiştir (15). OHS li hastaların %50 inde NIMV tedavisine ek olarak nokturnal oksijen desteği gerekir. NIMV tedavisi olmaksızın sadece oksijen tedavisi hiperkarbiyi kötüleştirir ve bu hastalarda hipoventilasyon devam edebilir (1). Tartı kaybettirici tedavi ve rehabilitasyon yaklaşımları: Yapılan çalışmalarla %10 luk tartı kaybının apne/hipopne indeksinde %26 oranında azalmaya neden olduğu gösterilmiştir (16). Bununla birlikte eşlik eden yaşam tarzındaki değişiklikle beraber yapılan bariatrik cerrahi yaklaşımların obeziteli hastalarda uyku ile ilişkili solunum bozuklarının iyileşmesinde etkin olduğu bildirilmiştir (7). Bariatrik cerrahinin OHS lu hastalarda hem diurnal hipoventilasyonu düzelttiği hem de spirometrik parametrelerde iyileştici etkisi olduğu bilinmektedir (17). Bununla birlikte bariatrik cerrahi sonrası tekrar tartı almamalarına rağmen bu hastalarda solunum parametrelerinde ve kan gazındaki bozuklukların yanısıra tekrarlayıcı uyku ile ilişkili solunum bozuklukları gözlendiği ifade edilmektedir (7). Cerrahi yaklaşımın olası risk faktörleri göz önüne alınarak kişiye özel olarak değerlendirilmelidir. Konjenital Santral Alveolar Hipoventilasyon Sendromu (CCHS) Tanı Kriterleri (1) A,B olmalıdır. A) Uyku ile ilişkili hipoventilasyon varlığı B) PHOX2B gen mutasyonunun varlığı Cinsiyet, etnik farklılık göstermeyen ve nadir görülen konjenital genetik bir sendromdur. Daha önceleri Ondine in laneti olarak da tanımlanmıştır. CCHS, PHOX2B gen mutasyonuna bağlı özellikle solunumun merkezi otomatik kontrolünde yetmezlikle seyreden bir sendromdur (18). Bu hastalarda hipoventilaston genellikle doğumdan itibaren mevcuttur ve uykuda daha da belirginleşmektedir. Hipoventilasyonun primer akciğer

hastalıkları, nörolojik ve metabolik hastalıklarla açıklanamaması önemli bir özelliğidir. CCHS li hastalar bebeklik döneminde siyanotik, hipotonik, beslenme güçlüğü yaşayan ve daha az olarak da santral apneleri olan bebeklerdir (1). Bu hastaların bazıları ise hayatı tehdit edici bradiaritmilerin neden olduğu kardiyovasküler kollapsın ardından tanı alırlar (19). Çoğunda uyku sırasında mekanik ventilasyon gerektiren hipoventilasyon mevcuttur. Uyanıklık sırasında hipoventilasyon olguların sadece %15 inde görülür ve sıklıkla uyanıklık döneminde mekanik ventilasyon desteği de gerektirmez (1). CCHS; Hirsprung hastalığı, nöral tümörler infantil dönemde görülen yutkunma disfonksiyonu gibi otonomik disfonksiyon bozuklukları ile birlikte de görülebilmektedir. Aynı zamanda miyozis, anizokori, anormal pupiller yanıt, strabismus ve göz yaşı yokluğu gibi oftalmolojik fonksiyon bozuklukları da sıktır. Diğer eşlik eden komplikasyonlar arasında gastroözafajial reflü ve dismotilite, aşırı terleme, tekrarlayan pnömoni atakları ve infeksiyonlar sırasında ateşin görülmemesi yer alır (2, 20-22). Hipotalamik Bozuklukla Birlikte Geç Başlangıçlı Santral Hipoventilasyon (HBSAH) Tanı kriterleri (1) A,B,C,D,E olmalıdır. A) Uyku ile ilişkili hipoventilasyon varlığı B) Yaşamın ilk birkaç yılında semptomların olmaması C) Aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı 1) Obezite 2) Hipotalamik orjinli endokrin bozukluk 3) Ciddi duygusal veya davranışsal bozukluklar 4) Nöronal tümör varlığı D) PHOX2B gen mutasyonunun olmaması E) Hipoventilasyonun diğer uyku bozuklukları, tıbbi ve nörolojik bozukluklar, ilaç ve madde kullanımı ile açıklanamaması Sebebi tam olarak bilinmeyen bu hastalıkta santral apne veya obstüktif apne görülebilir ancak hipoventilasyon, tidal volümde azalma ya da solunum sayısında azalmaya bağlı olarak gelişir. Yapılan otopsi incelemeleri ve görüntüleme yöntemlerinde beyinde patoloji saptanmamış ancak hipoksemiye ikincil bulgular gözlemlenmiştir(1). HBSAH da solunumun santral sinir sistemi kontrolünde bozukluk olması temel problemdir. Hastalar doğumda sağlıklıdır. Genellikle çocuğun yürüdüğü ve gıdaya ulaşabildiği iki-üç yaşına gelindiğinde hiperfaji ve ciddi obezite görülmeye başlar. Obeziteden birkaç yıl sonra özellikle uykuda solunum desteği gerektiren solunum yetmezliği gelişir (1). Diabetes insiputus, uygunsuz ADH salınımı, erken püberte, hipogonadizm, hiperprolaktinemi, hipotroidizm, büyüme hormon eksikliği gibi hipotalamik endokrin fonksiyon bozukluklarından bir yada birkaçı hastalık seyrinde gözlenebilir. Şiddetli olabilen emosyonel ve davranışsal bozukluklar sıktır. Ganglionöroma, ganglionöroblastoma gibi sinirsel kaynaklı tümörler bu hastalığa eşlik edebilir (1,23). İdiopatik Santral Alveolar Hipoventilasyon (İSAH) Tanı kriterleri(1) A,B olmalıdır. A) Uyku ile ilişkili hipoventilasyonun varlığı

B) Hipoventilasyon primer nedeni akciğer parankimal ve hava yolu hastalıkları, göğüs duvarı patolojileri, nöromüsküler hastalıklar, obezite hipoventilasyon sendromu, pulmoner vasküler patolojiler, konjenital hipoventilasyon sendromları, nörolojik bozukluklar, obezite, ciddi tedavi edilmemiş hipotiroidi ya da ilaç kullanımına bağlı olmaması İSAH, normal akciğer ve solunum pompasına sahip kişilerde uyku ile ilişkili hiperkapni ve hipoksemi ile sonuçlanan azalmış alveolar ventilasyonun varlığı olarak tanımlanır. Bu hastalarda bazı vakalarda etyolojik nedenler tespit edilememesine rağmen hem uyku hem de uyanıklık durumlarında hipoventilasyon patogenezinde oksijen ve karbondioksite duyarlı kemoreseptörlerin duyarsızlaşması rol oynar (1). Başlangıç yaşı değişkenolmakla birlikte sıklıkla adelosan ve genç erişkin yaş grubunda ortaya çıkar. Yavaş seyirlidir. OSAS eşlik edebilmesine rağmen hipoventilasyonun ana nedeni değildir. Asıl olan solunum bozukluğu ataksik solunum ve azalmış tidal volümdür. Arteriyal oksijen desatürasyonu genellikle mevcuttur ancak tanı için gerekli değildir. İSAH kliniğinde sabahları başağrısı, yorgunluk, nörokognitif fonksiyonlarda azalma ve uyku bozukluğu vardır. Bazen asemptomatik seyirli olabilir. Uyku sırasında meydana gelen yüzeyel solunum atakları tespit edilebilir. Kronik hipoventilasyonun belirtileri olan pulmoner hipertansiyon, kardiyak aritmi ve korpulmonale bu hastalarda da görülür (1). İlaç ya da Maddeye Bağlı Uyku İle İlişkili Hipoventilasyon Tanı kriterleri (1) A,B,C olmalıdır. A. Uyku ile ilişkili hipoventilasyon olması B. Hipoventilasyonun primer nedeninin solunumu ve/veya solunum dürtüsünü baskılayan ilaç ya da madde kullanımının olması C. Hipoventilasyonun primer nedeninin akciğer parankimal ve hava yolu hastalığı, göğüs duvarı hastalıkları, nöromüsküler hastalıklar, OHS, pulmoner vasküler patolojiler, CCHS olmaması Solunum dürtüsünü ya da solunumsal kas mekaniklerini bozan ilaç yada maddenin uzun süre kullanılmasına bağlı oluşan kronik hipoventilasyon ve hiperkarbi tablosudur. Uzun etkili narkotikler, anestezikler, kas gevşeticiler ve sedasyon yapan ilaçlar bu grupta yer almaktadır. Hipoksemi ya devamlı ya da epizotik ataklar şeklinde sıklıkla gözlenir. Belirgin olan solunum problemi tidal volümün azalması veya ataksik solunumdur. Arteriyal oksijen desatürasyonu sıklıkla mevcuttur, ancak tanı için şart değildir. Uykuda gözlenen hipoventilasyon bazı hastalarda uyanıklıkda da görülebilir (1). Tıbbi Bir Bozukluğa Bağlı Uyku İle İlişkili Hipoventilasyon Tanı kriterleri (1) A,B,C olmalıdır. A) Uyku ile ilişkili hipoventilasyon varlığı B) Hipoventilasyonun primer sebebi akciğer parankim ya da hava yolu hastalığı, pulmoner damar patolojileri, göğüs duvarı hastalıkları, nöromüsküler hastalıklar olması C) OHS, ilaç ya da madde kullanımı ve CCHS olmaması Altta var olan hastalığın yaygınlığı, klinik karakteristikleri ve şiddeti uyku ile ilişkili hipoventilasyonu yaygınlığında ve ağırlığında önemlidir. Bu hastalıklarda baskın olan solunum problemi ya tidal volümün azalması yada arterial oksijen desatürasyonudur. Gündüz

kronik hiperkapnisi olan hastalarda gece daha fazla alveolar ventilasyonda azalma görülür. Mevcut olan uyku ile ilişkili hipoventilasyon REM uykusunda çok daha belirgindir. Bu hastalıkların ortak özelliği olan kronik hipoksi-hiperkapniye bağlı olarak pulmoner hipertansiyon, kor pulmonale ve nörobilişsel fonksiyon bozukluğu ortaya çıkmasıdır(1). Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, bronşektazi, kistik fibrozis gibi kronik hava yolu hastalıklarında altta yatan hastalığın ağırlığı ile yakın ilişkili olan hipoventilasyona yatkınlık mevcuttur. Akciğer parankim hastalıkları uyanıklıktada hiperkapni ve hipoksemiye neden olan ventilasyon perfüzyon dengesinde bozulma ve akciğer volümlerinde değişkenlikle karakterizedir. Uykuda ek olarak solunum kas aktivasyon paterni değişir (1). Nöromüsküler hastalıkların patogenezleri birbirlerinden farklı olmasına karşılık uyku ile ilişkili solunum kontrolündeki ve solunum mekaniklerinde sebep olduğu değişiklikler benzerdir (2). Nöromüsküler ve göğüs duvarı hastalıklarında hipoventilasyon nedeni azalmış kas gücü, göğüs duvar anatomik bozuklukları ve santral reseptör cevabında azalmadır (1). Tanı Polisomnografide uyku ile ilişkili hipoventilasyon bulguları mevcuttur. Uykuda apne ve hipopne ile açıklanamayan devamlı oksijen desatürasyonu görülmesi yaygındır, fakat uyku ile ilişkili hipoventilasyon tanısı için yetersizdir. Hipoksemi ile ilişki aralıklı arousaller gözlenebilir. Uyku başlangıç latansında uzama, uyku etkinliğinde azalma, NREM3 ve REM uykusunda azalma gözlenir. Obstrüktif ve santral apneler olduğunda uyku ile ilişkili desatürasyon ve uyku bozukluğu daha da belirginleşir. Gündüz arteriyal kan gazında hiperkapni ve hipoksemi görülebileceği gibi normalde saptanabilir. Kronik hipoksiye sekonder polisitemi gelişebilir. EKG, radyoloji ve EKO da pulmoner hipertansiyon bulguları gözlenebilir. Nöromüsküler zayıflık ve göğüs duvarı hastalıklarında restriktif solunum fonksiyon bozukluğu gözlenir (1). Tedavi: Nöromüsküler hastalıkların hafif klinik tablolarında sedece oksijen desteği yeterli olurken bazı vakalarda da uyku ile ilişkili bozuklukları düzeltmek nedeniyle gece NIMV desteği gerekebilir. Klinik duruma göre gün boyu gelişen kas yorgunluğunu iyileştirmek amaçlıda gündüz de NIMV desteği gerekebilir. Bu hastalarda NIMV tedavisine oksijen ilavesi sadece oksijen tedavisine nazaran yaşam süresini uzatır (24, 25). KOAH lı hastalarda uykuda oksijen tedavisi dikkatli titre edilerek verildiğinde hiperkarbi yan etkisi tolere edilebilir (26). NIMV tedavisi seçilmiş vakalarda özellikle solunum yetmezliği ile seyreden akut atak döneminde ve eşlik eden OSAS varsa oldukça etkilidir (27). 2-Uyku ile ilişkili hipoksemi bozukluğu Tanı kriterleri (1) A) Arteryal oksijen satürasyonunun en az 5 dk süre ile %88 in altında olması B) Uyku ile ilişkili hipoventilasyonun olmaması Uyku ile ilişkili hipoksemi bozukluğunun patogenezinde ventilasyon/perfüzyon bozukluğu, azalmış miks venöz oksijen miktarı ve yüksek rakım önemli etkenlerdir. Orak hücreli anemide azalmış oksihemoglobin afinitesi hipoksemi oluşmasına katkı sağlamaktadır. Eşlik eden ek hastalıklar hipokseminin daha da belirginleşmesine sebeb olabilir ancak

hipokseminin ana nedeni değillerdir. Uyku ile ilişkili hipoksemide genetik geçiş net değildir. Sıklıkla altta yatan diğer hipoksemi yapıcı hastalıkların (müsküler distrofi, kistik fibrozis, alfa-1 antitripsin eksikliği vb) genetik geçişi bu hastalıkta önemlidir (1). Klinik olarak; uyku ile ilişkili hipoksemi bozukluğu ya asemptomatik ya da uykuda nefes darlığı, uyku kalitesinde bozulma, göğüste sıkışma hissi, yorgunluk gibi bulgularla kendini gösterebilir. Eşlik eden hastalıkların klinik bulguları da eklenebilir. Aynı zamanda kronik hiperkapni ve hipoksemiye bağlı olarak olarak gelişen komplikasyonlar görülebilir. Orak hücreli anemide ağrı krizleri dönemlerinin büyük çoğunluğunda hipoksemi eşlik etmektedir (1). Uykuda desatürasyon devamlı yada aralıklı olabilir. PSG de normal uyku mimarisi görülebileceği gibi uyku başlangıcı sonrası sık uyanmalar, artmış arousal, uyku etkinliğinde azalma görülebilir. OSAS ya da SSAS eşlik ettiğinde bir dakikadan kısa süre ile oksijen satürasyonundaki dalgalanmalar tipik testere dişi görünümü oluştururlar. Obstrüktif ya da parankimal akciğer hastalıkları, pulmoner hipertansiyon, göğüs duvarı patolojileri ve nöromüsküler hastalıklara bağlı hipoksemi durumlarında ise birkaç dakika ya da daha uzun süren hipoksemi görülür. Bu hastaların bazılarında uyku döneminde ki hipoksemiye gündüz hipoksemisi de eşlik edebilir(1). KOAH dışındaki eşlik eden hastalıkların seyrinde oksijen tedavisinin etkisi ile yeterli literatür bilgisi bulunmamaktadır. İzole uyku ile ilişkili hipoksemini sonuçları ve gündüz oksijen seviyesi normal olan hastalara gece oksijen tedavisi eklemenin sonuçları ile ilgili yeterli bilgi yoktur (1). KAYNAKLAR 1- American Academy of Sleep Medicine. International classification of sleep disorders, 3rd ed. Darien, IL: American Academy of Sleep Medicine, 2014. 2- Casey KR, Cantillo KO, Brownç LK. Sleep-Related Hypoventilation/Hypoxemic Syndromes. Chest 2007;131:1936-1948. 3- Demir A. Uykuda Solunum Fizyolojisi. In: Kaynak H, Ardıç S (eds). Uyku Fizyolojisi ve Hastalıkları. Nobel Tıp Kitapevleri, İstanbul:7;45-48. 4- Richard B. Berry, Rohit Budhiraja, Daniel J. Gottlieb et al. Rules for Scoring Respiratory Events in Sleep: Update of the 2007. Journal of Clinical Sleep Medicine 2012;8(5):597-619. 5- Nowbar S, Burkart KM, Gonzales R et al. Obesity-associated hypoventilation in hospitalized patients: prevalence, effects, and outcome. Am. J. Med. 2004; 116: 1 7. 6- Piper AJ. Obesity hypoventilation syndrome-the big and the breathless. Sleep Med Rev. 2011;15:79-89. 7- Borel JC, Borel AL, Monneret D, Tamisier R, Levy P, Pepin JL. Obesity hpoventilation syndrome: from sleep-disordered breathing to systemic comorbidities and the need to offer combined treatment strategies. Respirology. 2012;17:601-610. 8- Olson AL, Zwillich C. The obesity hypoventilation syndrome. Am J Med. 2005 ;118:948-956.

9- Kaw R, Hernandez AV, Walker E et al. Determinants of hypercapnia in obese patients with obstructive sleep apnea: a systematic review and metaanalysis of cohort studies. Chest 2009;136:787-796. 10- Mokhlesi B, Tulaimat A. Recent advances in obesity hypoventilation syndrome. Chest. 2007;132:1322-1336. 11- Redolfi S, Corda L, La Piana G, et al. Long-term non-invasive ventilation increases chemosensitivity and leptin in obesity-hypoventilation syndrome. Res Med 2007;101:1191-1195. 12- Mokhlesi B, Tulaimat A, Faibussowitsch I, Wang Y, Evans AT. Obesity hypoventilation syndrome: prevalence and predictors in patients with obstructive sleep apnea. Sleep Breath. 2007;11:117-124. 13- Berger KI, Chatr-Amontri B, Marfatia A, Sorkin IB, Rapoport DM, Goldring RM. Obesity hypoventilatiom syndrome as a spectrum of respiratory disturbances during sleep. Chest 2001;120:1231-1238 14- Mokhlesi B, Tulaimat A, Evans AT, Wang Y, Itani AA, Hassaballa HA, Herdegen JJ, Stepanski EJ. Impact of adherence with positive airway pressure therapy on hypercapnia in obstructive sleep apnea. J Clin Sleep Med 2006;2:57-62. 15- Banerjee D, Yee BJ, Piper AJ, Zwillich CW, Grunstein RR. Obesity hypoventilation syndrome: hypoxemia during continuous positive airway pressure. Chest 2007;131:1678 1684 16- Janssens JP, Metzger M, Sforza E. Impact of volume targeting on efficacy of bi-level non-invasive ventilation and sleep in obesity-hypoventilation. Respir Med. 2009;103(2):165-172. 17- Peppard PE, Young T, PaltaMet al. Longitudinal study of moderate weight change and sleep-disordered breathing. JAMA 2000; 284: 3015-3021. 18- Lumachi F,Marzano B, Fanti G et al. Hypoxemia and hypoventilation syndrome improvement after laparoscopic bariatric surgery inpatients with morbid obesity. InVivo 2010; 24: 329-331. 19- Straus C, Similowski T. Congenital central hypoventilation syndrome and desogestrel: a call for caution: addendum to "C. Straus, H. Trang, M.H. Becquemin, P. Touraine, T. Similowski, Chemosensitivity recovery in Ondine's curse syndrome under treatment with desogestrel". Respir. Physiol. Neurobiol. 171;2010:171-174. 20- Gronli JO, Santucci BA, Leurgans SE, Berry-Kravis EM, Weese-Mayer DE. Congenital central hypoventilation syndrome: PHOX2B genotype determines risk for sudden death. Pediatr Pulmonol 2008;43:77-86. 21- Weese-Mayer DE, Shannon DC, Keens TG, Silvestri JM; American Thoracic Society. Idiopathic congenital central hypoventilation syndrome: diagnosis and management. Am J Respir Crit Care Med 1999;160:368-373. 22- Goldberg DS, Ludwig LH. Ocular signs in children with congenital central hypoventilation syndrome. Pediatr Pulmonol 1997;23:150-151.

23- Chen ML, Keens TG. Congenital central hypoventilation syndrome: not just another rare disorder. Pediat Respir Rev 2004; 5:182-189. 24- Katz ES, McGrath S, Marcus CL. Late-onset central hypoventilation with hypothalamic dysfunction: a distinct clinical syndrome Pediatr Pulmonol. 2000;29:62-68. 25- Gonzales C, Ferris G, Diaz J, et al. Kyphoscoliotic ventilatory insufficiency: effects of long-term intermittent positivepressure ventilation. Chest 2003; 124:857-862. 26- Alves RS, Resende MB, Skomro RP, Souza FJ, Reed UC. Sleep and neuromuscular disorders in children. Sleep Med Rev 2009;13:133-148. 27- Goldstein RS, Ramcharan V, Bowes G, et al. Effect of supplemental nocturnal oxygen on gas exchange in patients with severe obstructive lung disease. N Engl J Med 1984; 310: 425-429. 28- Crinion SJ, McNicholas WT. Sleep-related disorders in chronic obstructive pulmonary disease. Expert Rev Respir Med. 2014;8:79-88.