Prof. Dr. Emre KUMRAL

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Prof. Dr. Emre KUMRAL"

Transkript

1 TC EGE ÜN VERS TES TIP FAKÜLTES NÖROLOJ ANAB L MDALI Prof. Dr. Önder AKYÜREKL ALZHE MER T P DEMANSTA KRAN YAL MRG VOLUMETR K NCELEME UZMANLIK TEZ Dr. Fatma POLAT TEZ YÖNET C S Prof. Dr. Emre KUMRAL ZM R

2 Bu tezin planlanması ve gerçekle tirilmesindeki katkıları nedeniyle öncelikle Sayın Prof. Dr. Emre Kumral a, tezin nörogörüntüleme a amasında verdi i sonsuz deste i ile Sayın Doç. Dr. Ali Saffet Gönül e, tez için olgu bulmamdaki yardımlarından dolayı Sayın Uzm. Dr. Ahmet Acarer e, olgularımın MRG çekiminde ve toparlanmasında gösterdi i katkılarından dolayı Sayın Doç. Dr. Ömer Kiti e ve Halil brahim Özdemir Bey e, Nöropsikolojik testlerdeki yardımlarından dolayı Sayın psikolog Oral Zirek e, uzmanlık e itimim süresince bana her türlü katkı ve deste i veren tüm de erli hocalarıma saygılarımı ve te ekkürlerimi sunarım. Tezimin olu umuna katkıda bulunan tüm hastalarıma ve hasta yakınlarına sonsuz sabırlarından dolayı te ekkür ederim Elbette tüm destekleri ile her zaman yanımda olan, varlıkları ile beni onurlandıran sevgili anneme ve babama te ekkür ederim. 2

3 Ç NDEK LER 1. G R VE AMAÇ 4 2. GENEL B LG LER DEMANS Demansın Tanısı Demansın Sınıflandırılması ALZHE MER HASTALI I Epidemiyoloji Majör Risk Faktörleri Varsayılan Risk Faktörleri Alzheimer Hastalı ı nda Nöropatoloji Alzheimer Hastalı ında Tanı Kriterleri Alzheimer Hastalı ının Klinik Belirtileri Alzheimer Hastalı ının Klinik Evreleri ALZHE MER HASTALI INDA GENEL KOGN T F PROF L VE NÖROPS KOLOJ K DE ERLEND RME ALZHE MER HASTALI I TANISINDA GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLER MATERYAL METOD Olgular Kraniyal MRG Nöropsikolojik Testlerin Tanıtımı Puanlaması statiksel Analiz SONUÇLAR TARTI MA ÖZET KAYNAKLAR. 72 3

4 1. G R VE AMAÇ Ortalama insan ömrünün belirgin ekilde arttı ı son yıllarda ya lılık ile bire bir orantılı olarak Alzheimer hastalı ı (AH) insidansı da belirgin ekilde yükselmi tir. AH, özellikle geli mi ülkelerde ya lı popülasyonun en sık görülen hastalı ı ve dördüncü en sık ölüm nedeni haline gelmi tir. Alzheimer hastalı ı geri dönü süz ve ilerleyici bili sel yıkımın yol açtı ı klinikle seyreder. Bu yüzden Alzheimer hastalı ının erken tanısı ve bu progresif gidi atın durdurulabilmesi ya da en azından yava latılabilmesi hem hasta ve hasta yakınları açısından hem de ülke ekonomisi yönünden büyük önem arzetmektedir. Alzheimer Hastalı ı, merkezini limbik sistem dejenerasyonuna ba lı yakın bellek bozuklu unun olu turdu u, sinsi ba langıçlı, yava seyirli bir tempoyla neokortikal tutulumunda katılmasıyla di er kognitif i levlerinde bozuldu u bir demans sendromudur. Alzheimer hastalı ı tanısında NINCDS-ADRDA (National Institute of Neurological and Communicative Disorders and Stroke Alzheimer s Disease and Related Disorders Association) ve DSM-IV (Diagnostic and Statistical Manual of Mental disorders, 4 th edition) tanı kriterleri kullanılmaktadır. Görüntüleme teknikleri son yıllarda klinik incelemelerde bir çok radyoloji klini inde rutin olarak kullanılmaktadır. Bu tür tekniklerin endikasyonları sistemlere göre de i mekte olup etkin faktörler bilinerek uygulandı ında tanı koydurucu yönleri ve klinik uygulamaları artmaktadır. Bu tetkikler çekim süresini kısaltan, imaj kalitesini arttıran, hareket artefaktını azaltan veya yok eden, fonksiyonel çalı malara olanak sa layan tekniklerdir. Demansın en sık nedeni olan Alzheimer hastalı ının erken tanısı için birçok yeni modaliteler ile çalı malar halen devam etmektedir. Bunlardan bir tanesi non-invaziv, radyasyon içermeyen, di er modalitelere göre daha ucuz olan ve serebral hemisferlerdeki volumetrik kayıpları kolaylıkla gösteren Kraniyal MRG volumetrik ölçümdür. 4

5 Ba ve bedenin genetik özellikleri yanında ya, cinsiyet, hastalık ve travmayı içeren pekçok faktör beyin volümünü etkiler. Beyin volümü azalması kognitif performans ile negatif olarak ili kilidir. Fakat hala nöropsikolojik performans ile beyin atrofi oranı arasında bir ili kinin olup olmadı ı açık de ildir. Hastaların nöropsikolojik performanslarını de erlendirmek için, minimental test, saat çizimi testi, görsel bellek testleri, sözel bellek testleri, atasözü yorumlama, adlandırma, kelime akı kanlı ı, kategori de i tirebilme, luria dizileri, grafomotor diziler ve stroop testi kullanılmaktadır. Kraniyal MRG volumetrik ölçümde total beyin, gri cevher, beyaz cevher ve BOS hacmi ölçülecektir. Böylece Alzheimer hastalarının tanısında kullanılan nöropsikolojik testlerdeki performans de erleri ile serebral atrofi oranları arasındaki ili ki ve Alzheimer tipi demans erken tanısında kraniyal MRG volumetrik incelemenin yeri ortaya konmaya çalı ılacaktır. 5

6 2. GENEL B LG LER 2.1. DEMANS Demans, MSS de zihinsel i levlerinden sorumlu nöronların primer ya da sekonder olarak hasarlanması sonucu birden fazla kognitif fonksiyonun bozulması ve bununla ba lantılı olarak günlük ya am aktivitelerini sürdürme becerisinde kayıp ile karakterizedir. Demans kelimesi etimolojik olarak Latince zihin anlamına gelen mens kelimesinden türemi tir ve demens zihnin yitirilmesi anlamına gelir. Latince deki kullanım biçimiyle yerle mi, varolan, edinilmi olan zihnin sonradan yitirilmesi anlamına gelmektedir. Dilimizde yaygın olarak bunama kelimesi kullanılmaktadır. Demans sık görülen, ki iyi yetersizli e götürüp sıkıntı veren nörolojik bir bozukluktur. Demans sıklı ı ya la birlikte önemli bir artı göstermekle birlikte, bu durum normal ya lanmanın bir özelli i de ildir. Birçok ki i bili sel yıkım geli meden ya lanırken, normal i levsellik gösteren ki ilerde bile bir takım bili sel de i iklikler tanımlanabilir. Bu de i iklikler ya lı ki iler arasında de i kenlik gösterir ve tepki zamanlarının yava laması ile hatırlamanın ve bili sel esnekli in azalmasını içerir. 1 Demans bir sendromdur ve uzun bir tarihe sahiptir. lk kez Celsus M.Ö. 150 yılında bu sözcü ü kullanmı tır de Morel Dementia precox tanımını kullanmı tır. Demans kelimesini ilk olarak tanımlayan Pinel ve Esquirol (1801), demansları akut ve kronik olarak ikiye ayırmı lardır yılında Ramon Cajal ın gümü boyama tekniklerini geli tirmesi ile demansın patolojisi hakkındaki görü ler de i meye ba lamı tır. Alzheimer demansının damarsal kaynaklı bir patolojik durum olmadı ı saptanmı, nörofibriller dejenerasyon ve senil plaklarla birlikte giden parankimatöz bir patoloji oldu u gösterilmi tir. Kraepelin bu durumu senil demans olarak adlandırmı tır. 6

7 Dr. Alois Alzheimer 1906 da Tübingen de yapılan 37. Güney-Batı German Psikiyatristler Kongresi nde ilk vakası 51 ya ındaki Agust D yi sunup 1907 yılında yayınlanmasından sonra hastalı a Alzheimer adını klinik efi Dr. Emir Kraeplin vermi tir. Alzheimer hastalı ı ilk zamanlar presenil ya grubunda görülen ender bir hastalık olarak kabul ediliyordu yılına kadar literatürde 100 dolayında makale yayınlanmı tır de Newcastle dan Blessed, Tomlinson ve Roth yaptıkları prospektif çalı mada presenil ve senil olgular arasında korteksteki senil plakların sayısı, kognitif bozuklu un iddeti ile kalitatif bir farkın olmadı ını gösterdiler. Böylece presenil-senil ayırımı ortadan kalkarak ileri toplumlarda Alzheimer ya lılı ın en sık hastalı ı olmu ve bütün ölümlerin sıklı ında da dördüncü sırayı almı tır. Alzheimer hastalı ı ile ilgili modern ara tırmalar 1960 larda ultrastrüktürel çalı malarla ba lamı, 1970 lerde farmokolojik bulu lar ve klinik tanıdaki iyile meler, 1980 lerdeki protein kimyası ve 1990 lardaki moleküler biyoloji ve genetik çalı maları ile sürmü tür lerde tıbbın karanlık ve ümitsiz bir alanı olarak görülen Alzheimer Hastalı ı ile ilgili bugün hastalı ın klini i, epidemiyolojisi, yapısal kimyası, genetik ve moleküler temel özellikleri ve tedavi olanakları hakkında zengin bir bilgi birikimi olu mu tur. 7

8 Demansın Tanısı DSM-IV'de kullanılan demans tanımı yeterli güvenilirli e sahip oldu u için tanı konulmasında kullanılmalıdır. 2 Hastada demans oldu u anla ıldı ında öykü, klinik muayene, nöropsikolojik de erlendirme, görüntüleme ve laboratuvar çalı malarından yararlanarak etiyolojisi belirlenmeye çalı ılmalıdır. imdiki hiçbir biyolojik belirteç demansın yaygın görülen türlerinin hiçbirisinin kesin tanısının konulmasında yeterli de ildir: AH, vasküler demans, Lewy Cisimci i Demansı (LCD) ya da frontotemporal demans (FTD). 2 Bu nedenle klinisyen bu tanıları koyarken klinik ölçütlerden yararlanmalıdır Demansların Sınıflandırılması Demanslar öncelikle primer ve sekonder olarak sınıflandırılırlar. 3 (Tablo 1) AH nin de dahil oldu u ve en büyük bölümü olu turan primer demanslar, demansa neden olan MSS nin nörodejeneratif hastalıklarını içerir. Nörodejeneratif hastalık, zihinsel i levlerin alt yapısını olu turan limbik ve asosiasyon alanlarında, sıklıkla kendine özgü patolojik izi bırakarak (örn. AH de senil plak ve nörofibriler yumaklar, DLB de Lewy cisimcikleri) buralarda nöron ve sinaps kaybıyla dejenerasyona yol açar ve i levini bozar. Bu patogenez klini e demans olarak yansır. Nörodejenerasyon, AH de oldu u gibi anılan alanlara sınırlı kalma e ilimindeyse, demans izole ya da a ırlıklı klinik tablo olarak kalır; oysa ki, motor sistem de dejenerasyona dahil olursa DLB de oldu u gibi parkinsonizm, Huntington hastalı ında oldu u gibi kore, demansla birlikte, bazen daha da önünde klinik tablonun a ırlıklı bir parçasıdır. Dolayısıyla, primer demanslar klinik görünü lerine göre, kendi içlerinde primer izole demanslar ve motor bozuklukla birlikte olan primer demanslar olarak sınıflanabilirler. 4 8

9 Sistemik, nörolojik ya da psikiyatrik bir hastalı ın seyri sırasında, mutad klinik gösterilerinin yanı sıra demansa da neden olması durumunda, söz konusu demans sekonder demanslar altında sınıflanır. Sekonder demansların en sık nedeni Vasküler Demanstır (VaD). Gerek orta çaplı serebral arterlerin birbirini izleyen tıkanmaları, gerek hipertansif serebral küçük damar hastalı ı (Binswanger hastalı ı) ve gerekse de stratejik lokalizasyonlu tek infarktlar VaD nedeni olabilir. Normal nöronal i levin gereksindi i, ekstraselüler ortamın glukoz içeri i, oksijenizasyon düzeyi, hormonal durumu ve elektrolit dengesini bozabilecek herhangi bir sistemik veya metabolik bozukluk (diabet, kalp yetmezli i, hipotiroidi, kronik obstrüktif akci er hastalı ı, böbrek yetmezli i, karaci er yetmezli i) ya da normal sinaptik iletimi bozabilecek herhangi bir terapötik amaçlı ilaç, a ır metallere maruz kalma gibi durumlarda toksik ansefalopati ortaya çıkar. Toksik-metabolik ansefalopatiler, büyük sıklıkla AKD (akut konfüzyonel durum) olarak görünseler de bazen daha yava seyirli bir tabloyla demansa da benzeyebilirler. nflamatuar süreçler (Nörobehçet sendromu, primer MSS vasküliti, granülamatöz anjitis, sistemik lupus, paraneoplastik limbik ansefalit), infeksiyonlar (Tbc meningoansefaliti, Herpes simplex ansefaliti, HIV, Lyme, Whipple, nörosifilis, vb), nörolojik hastalıklar içinde multipl skleroz, primer ya da sekonder beyin tümörleri, kronik subdural hematom, normal basınçlı hidrosefali gibi yer kaplayıcı lezyonlar demansa da neden olabilirler. Psikiyatrik hastalıklar içinde özellikle ya lılık depresyonu, affektif bulgularını gizleyen, a ırlıklı biçimde motivasyonel ve kognitif bulgulardan olu an bir demans (bazı yazarlara göre psödo-demans) tablosu eklinde kendini gösterebilir. 4 Primer demansların, bu arada AH nin klinik tanısı için sekonder demansların ekarte edilebiliyor olması gerekir. Nitekim, AH için yayınlanmı olan klinik tanı kriterleri içinde bu ko ulun yerine getiriliyor olması esastır. 9

10 Tablo 1. Demans Hastalıklarının Sınıflandırılması Primer (Dejeneratif) Alzheimer hastalı ı Lewy Cisimci i yle lintili Demans Fronto-temporal Demans Non-spesifik fokal atrofiler Pick hastalı ı Kromozom 17-FTD ALS ile birlikte Motor bozuklukla birlikte (Subkortikal) Progresif supranükleer paralizi Huntington hastalı ı Talamik demans Kortiko-basal dejenerasyon Multi sistem atrofiler Progresif subkortikal gliozis ALS-Parkinson-Demans kompleksi Wilson hastalı ı Hallervorden-Spatz hastalı ı Prion hastalıkları Creutzfeldt-Jacob hastalı ı Gerstmann-Sträussler-Scheinker Fatal familyal insomni Çe itli pediyatrik demanslar Kufs hastalı ı Gaucher hastalı ı Niemann-Pick hastalı ı Di erleri Di er ender demanslar Limbik demans Poliglugosan cisimcik hastalı ı Argyrophilic grain hastalı ı Sekonder Vasküler demans Multi-infarkt demans Binswanger hastalı ı Stratejik infarkt demansı CADASIL Normal basınçlı hidrosefali Toksik-Metabolik demanslar Wernicke-Korsakoff hastalı ı B12 vitamin eksikli i Hipotiroidi Kronik karaci er hastalı ı Organik çözücülere maruz kalma laçlar nfeksiyonlar Herpes simplex ansefaliti Nörosifilis Kronik menenjitler HIV-demans kompleksi Whipple hastalı ı Kafa içi yer kaplayıcı hastalıklar Neoplastik durumlar Subdural hematom Otoimmun-inflammatuar hastalıklar Multipl skleroz Behçet hastalı ı Di er sistemik vaskülitler Paraneoplastik limbik ansefalit Granulamatoz anjeitis Primer sinir sistemi vaskuliti NAIM sendromu 10

11 Santral sinir siteminin anatomik ve i levsel yapısının daha iyi anla ılması ile demanslar kortikal ve subkortikal olarak da sınıflandırılmaktadır. Subkortikal demans terimi ilk kez Albert ve arkada ları ile McHugh ve Folstein (1975) tarafından progresif supranükleer paralizi ve Huntington Koreli olgularda tanımlanmı tır. 5,6,7 Kortikal ve subkortikal demans ayırımı anatomik bir ayırım olmakla birlikte her iki klinik tablo birbirinden farklı özellikler ta ır. En belirgin özellikler Tablo 2 de gösterilmi tir. 8 Tablo 2. Kortikal demans ve subkortikal demans özellikleri FONKS YON KORT KAL DEMANS SUBKORT KAL DEMANS Hafıza Anterograd amnezi, agnozi Ça rı ım bozuk Executive Fonksiyonlar çgörü, yargı bozuk Dü ünce yava laması Affekt Disinhibe Apati, depresyon Vizüospasyal fonksiyonlar Bozuk Normal Lisan Afazi, anomi Normal Motor sistem Apraksi Ekstrapiramidal bozukluk Patoloji Kortikal assosiasyon alanları Striatum, talamus 11

12 2.2. ALZHE MER HASTALI I Alzheimer Hastalı ı (AH), günümüzde dünya genelinde ya amın geç döneminde ortaya çıkan demansın en sık görülen nedenidir. (tüm demansların % ini AH olu turur.) Yirmibirinci yüzyılın ilk yarısında, geli mi ülkelerde önemli bir toplum sa lı ı problemi olmaya ba lamı tır. AH ABD lerinde maliyeti en yüksek üçüncü hastalık olarak kabul edilmektedir; toplam ekonomik yük halihazırda 60 milyar ile 100 milyar dolar arasında hesaplanmı tır. ABD de prevelansın, 2000 yılında belirlenen 4-5 milyondan, 2050 yılında yakla ık 15 milyona çıkaca ı göz önüne alınacak olursa, bu maliyetler daha da olumsuz görünmektedir. 20. yüzyılın ba langıcında tanınmayan bir hastalık için bu rakamlar a ırtıcıdır Epidemiyoloji AH incelenen tüm toplumlarda demansın en sık görülen nedenidir. Yayınların ço unda AH, 65 ya ın üzerindeki ki ilerde, yeni demans vakalarının yakla ık olarak 2/3 ünden sorumludur. Ya, AH geli mesi açısından temel risk faktörüdür ve herhangi bir insidans hesaplamasında çok önemli oldu u kabul edilmelidir ya ları arasındaki ki iler için insidans oranları yılda 1000 ki ide yeni vaka olarak hesaplanmı tır. 65 ya ından 69 ya ına kadar yılda 1000 ki ide arasındadır ve her 5 yılda bir yakla ık olarak iki katına çıkar ya ında, insidans yılda 1000 ki ide 65 in üzerinde olabilir. Yararlı bir yakla ım ile AH prevelansının 60 ya ında yakla ık olarak % 1 oldu unu ve her 5 yılda bir bu oranın iki katına çıkaca ını kabul etmektir. (65 ya ında % 2,70 ya ında % 4,75 ya ında % 8,80 ya ında % 16,85 ya ın üzerinde % 30) 11 Komorbiteler ve ya am beklentisinde tüm nedenlere ba lı olarak azalma nedeni ile AH prevelansında artı oranları, 85 ya ın üzerinde hafifçe yava layabilir. Yine de, ya ları arasındaki ki ilerde % 40 lık ve 95 ya ın üzerindeki ki ilerde % 58 lik prevelans oranları bildirilmi tir

13 Majör Risk Faktörleri Aile öyküsü, ya tan sonra ikinci olarak Alzheimer hastalı ı için çok önemli bir risk faktörüdür. (Tablo 3) Bazı mutasyonlar otozomal dominant erken ba langıçlı ailesel Alzheimer Hastalı ı ile ili kilidir. Bunlar Alzheimer hastalı ının ardı ık jenerasyonlarda ortaya çıkması ile karakterizedir. (genellikle dekatlarda ba lar) Bu soylarda 1, 14 ve 21. kromozomlarda mutasyonlar saptanmı tır. Down sendromu (DS) belirlenmi bir di er risk faktörüdür. DS olan ki ilerin yakla ık olarak % 100 ünde, 6. dekadda, AH nın nöropatolojik de i iklikleri geli ir. DS da tam olamayan entelektüel geli me nedeni ile demansın klinik bulgularını saptamak zor olabilir, ama eri kinlik döneminde yeni ortaya çıkan davranı semptomları, katkıda bulunan bir faktör olarak AH nın dü ünülmesini gerektirir. DS da AH açısından çok yüksek risk, muhtemelen amiloid prekürsör protein (APP) a ırı üretimi ile ili kilidir. Bu protein geni 21. kromozomda bulunur. Bu nedenle DS da AH na yol açan mekanizmalar, 21. kromozomda otozomal dominant mutasyonları olan ailelerdeki patofizyolojik sürece benzerdir. Otozomal dominant kalıtım modeli veya DS olmadı ı zaman, aile öyküsü önemli derecede riski ortaya koyar. MIRAGE (multi-institutional Research in Alzheimer Genetic Epidemiology) projesinin verileri, etkilenmi olan birinci derece akrabaya sahip ki ilerin, AH geli tirmek açısından ya am boyu % 40 lık bir kümülatif riske sahip oldu unu göstermektedir. Anne babası etkilenmi olanlarda 80 ya ına geldiklerinde, AH geli tirme riski % 54 tür, ancak aile öyküsünün etkisi 90 ya ından sonra azalmaktadır. 13 Apolipoprotein E genotipi, aile öyküsünün genel risk üzerindeki etkisine katkıda bulunur. Apolipoprotein E (ApoE), 19. kromozom üzerinde kodlanmı olan lipid ta ıyıcı bir proteindir. Epsilon -2, -3, ve -4 ( -2, -3, -4) olmak üzere üç allellik ekilde ifade edilir. Birçok çalı ma -4 allellinin, özellikle geç ba langıçlı ailesel hastalıkta, AH geli tirme riskinde artı ile ili kili oldu unu 13

14 göstermi tir. -4 homozigotlarda, AH nın heterozigotlara göre daha erken ya larda geli mesi, doz etkisi de bulundu unu göstermektedir. Bir çalı mada, - 4 için homozigot olma durumu, AH riskinde 30 kat artı ile ili kili bulunmu tur. Aynı çalı mada, -3/ -4 heterozigotlar için yakla ık olarak 4 kat artı göstermi tir. 14 Nadir görülen -2 allelli, hafif bir koruyucu etki ortaya koyabilir. Çünkü bazı çalı malarda, -2 ta ıyıcılarında, -4 bulunsa bile, AH yoktur. 14 (Tablo 4) Varsayılan Risk Faktörleri Bulgular, daha önce tartı ılan risk faktörlerinde oldu u kadar belirgin olmamasına ra men, AH için bazı risk faktörleri de i tirilebilir. E itim durumu ya da ya am boyu kazanç durumları dü ük olan ki ilerde AH geli me oranı daha yüksek e itim veya kazanç düzeyine sahip ki ilere göre 2 kat daha fazladır. 15 Bir çalı ma AH geli me riskinin, her e itim yılı için % 17 oranında azaldı ını göstermi tir. 16 Kırsal bir talyan toplulu unda yapılan bir çalı mada, çok dü ük e itim düzeyine (3 yıldan az) sahip ki ilerde AH geli me olasılı ı iki kat daha fazla bulunmu tur. 17 E itim ve benzer faktörlerin, AH riskini nasıl azalttı ı belli de ildir. Fakat testlerle ili kili olarak daha fazla deneyim gibi pratik hususlar, artmı snaptik yo unluk veya artmı kognitif rezerv gibi daha teorik modellerle birlikte göz önüne alınmalıdır. Depresyon da demans geli mesi açısından artırıcı bir risk faktörü olabilir. Devanand ve arkada ları, 1996 da 60 ya ın üzerindeki ki ilerde, 5 yıllık bir takip süresi içinde, AH geli me riskinin 2-4 kat arttı ını bildirmi lerdir. 18 Depresyonun erken bir AH belirtisi mi oldu u, yoksa di er mekanizmalar ile hastalı a kar ı duyarlılı ı mı artırdı ı bilimemektedir. Geçmi te kafa travması öyküsü, artan risk veya erken ba langıca katkıda bulunabilen bir di er risk faktörüdür. 19 Kombine risk faktörleri olarak Apo E -4 veya kafa travması öyküsünün etkile imi bildirilmi tir

15 Kadın cinsiyet, bazı çalı malarda AH için bir risk faktörü olarak tanımlanırken, bazı çalı malarda tanımlanmamı tır. Demans prevelansı, kadınlarda belirgin olarak daha yüksektir. Çünkü erkeklere göre daha fazla sayıda kadın, risk ta ıyan ya dönemine kadar ya ar. Bazı bulgular postmenopozal östrajen replasman tedavisinin, AH riskini azaltabilece ini göstermektedir. 21 Östrojenlerinde sinir büyüme faktörü gibi trofik etkilerle etkile ime girdi i bilinmektedir. Bu durum menapoz sonrası kadınlarda görülen nisbi östrojen yoksunlu unun, artmı risk açısından bir faktör olabilece ini gösterir. Bu karma ık ili kileri ortaya koymak için daha fazla çalı maya gereksinim vardır. Benzer ekilde nonsteroid anti-enflamatuvar ilaçların (NSAID) kronik olarak kullanımı, koruyucu bir etkiyi ortaya koyabilir

16 Tablo 3 : Alzheimer Hastalı ı çin Risk Faktörleri Bilinen Ya 1,14 ve 21. kromozomlarda spesifik mutasyonlar Ailede demans öyküsü Down Sendromu Apolipoprotein E -4 genotipi Muhtemel Dü ük e itim düzeyi Kadın cinsiyet Depresyon Beyin hasarı Tablo 4 : Alzheimer Hastalı ına Kar ı Muhtemel Koruyucu Faktörler Ailede demans öyküsü olmaması Apolipoprotein E -2 genotipi E itim ve sosyoekonomik durumun yüksek olması Kronik anti-enflamatuvar ilaç tedavisi 16

17 Nöropatolojik Bulgular AH nın primer nedeni bilinmemektedir. Yine de ilk olarak ke fedilmesinden yakla ık olarak 100 yıl sonra hastalı ın primer patolojik göstergeleri olarak kalan senil plaklar ve nörofibriler yumaklar ile ilgili bilgilerimiz çok artmı tır. Sonuç olarak, AH nın klinik ekspresyonunu tam olarak anlamak için temel hastalık mekanizmalarının altındaki nörobiyolojik temellerin kısaca gözden geçirilmesi gerekir. Dr. Alois Alzheimer, 4 kasım 1906 datübingen de yapılan 37. Güney Batı Germen Psikiyatristleri Kongresi nde ilk hastası Agust D. nin patolojik bulgularını sundu. Dr. Alzheimer, gümü boyama yöntemini kullanarak bugün için dahi tanıda kullanılan senil plaklar, nörofibriller yumaklar, nöron kaybı ve arteriosklerotik de i iklikler gibi bulguları tanımladı. Kesin Alzheimer Hastalı ı tanısı ancak nöropatolojik inceleme ile konabilir. Makroskobik olarak beyin atrofiye u rayarak küçülmü, sulkuslar geni lemi, giruslar daralmı tır. Doku kaybına ba lı ventriküller geni lemi tir. Mikroskopik bulgular ekstrasellüler yerle imli senil plaklar, hücre içine yerle mi nörofibriler yumaklar, granülovakuoler dejenerasyon, nöron ve sinaps kaybı ve amiloid anjiopatidir. 23 Senil plaklar beta amiloid protein içerirler (A ). A, proteolitik olarak bir transmembran ailesinden ( -amiloid prekürsör protein ( APP) olarak bilinir) kaynaklanan aminoasit fragmanından olu an bir peptiddir. APP nin farklı formları, 21. kromozomun uzun kolunda lokalize tek bir gen tarafından kodlanır. Alzheimer hastalarının beyinlerinde 3 tip amiloid içeren plak tanımlanmı tır. Bu plak tipleri tek bir patolojik sürecin farklı olgunla ma evrelerini yansıtır. Diffuz plak serebellum ve bütün serebral hemisferlerde da ınık ve yaygın olarak bulunan, ortasında çekirdek içermeyen, yuvarlak veya amorf agrege çöküntülerden olu ur. Bu olu umlar plak formasyonunun erken devresini ifade eder. Klasik nöritik plak m çapında, ortasında A- 17

18 immnoreaktif amiloid çekirdek(core) içeren ve çevresinde distrofik nöritler (dendritler ve aksonal terminaller) bulunan küresel bir yapıdır. Reaktif astrositler ve mikroglia hem pla ın içinde hem de çevresinde bulunur. Üçüncü tip plak a ınmı plak olarak adlandırılır ve izole, dens amiloid çekirdek içerir. Plakların yo un olarak biriktikleri alanlar asosiasyon alanları, paralimbik ve merkezi limbik bölgelerdir. Plaklar sadece Alzheimer Hastalı ında mevcut olup di er nörodejeneratif hastalıklarda bulunmazlar. A nın nöronal disfonksiyon ve ölüme nasıl katkıda bulundu u bilinmemektedir. APP e ( Amiloid prekürsör protein) benzeyen glikoproteinler, hücre yüzey etkile imleri ve nükleer sinyal ile ili kilidir. Bu durum, APP veya bunun normal türevlerinin snaptik ve nöronal sa lı ı korumak açısından rol oynayabilece ini göstermektedir. Snaptik kav aklarda, iki yönlü ileti im, bunların sa lı ını korumak açısından önemlidir. AH da, nöronal kaybı tetiklemek açısından amiloidin rolü ile ilgili bir hipotez, APP ve veya A e ba lı snaptik ba lantı kesintisi nedeni ile presnaptik nöronların hücre iskeletinin bozulmasına i aret eder. 24 Di er bir olasılık, çözünmez A nın nörotoksik yan etkilerle birlikte enflamatuvar reaksiyonu provoke etmesidir. Bu AH modelinde, mikrogilal hücreler, A birikimleri ile reaksiyona girer ve sonuçta nöronal ölüme yol açan enflamatuvar bir kaskadı tetikler. Bu hücresel reaksiyon, nöronal yapı ve fonksiyonun bozulması ile ili kili nöritik plakları daha selim olan diffuz amiloid plaklardan ayırteder. AH nın ilerlemesine katkıda bulunan bir faktör olarak enflamasyon hipotezleri iyi desteklenmi ve daha önce dü ünülenden daha geni terapötik olasılıklara yol açmı tır. 25,26 AH nın di er bir karakteristik patolojik bulgusu nörofibriller yumak lardır. Yumaklar bir çift sarmal iplikçikten olu ur. Bunlar hücre gövdesinde bulunur ve dentritlerin içine kadar uzanır. Mikrotubüllerin yapısını stabilize eden tau proteininin a ırı fosfarilizasyonu çift sarmal iplikçiklere, onların birikimi de nörofibriller yumaklara yol açar. 27 Yumakların olu umu entorinal kortekste ba lar, limbik kortikal bölgelere uzanır ve sonunda 18

19 neokortikal kortekse yayılır. Bu yayılım AH daki hafıza bozuklu u ve di er semptomlarla korelasyon gösterir. Yumakların birikimi nöronların ölümüne yol açar. Nörofibriller yumaklar AH na has olmayıp progresif supranükleer paralizi, postensefalitik Parkinson hastalı ı, subakutsklerozan panensefalitis gibi di er nörodejeneratif hastalıklarda da görülür. Süperfisiyal korteksteki büyük nöronlarda kayıp AH nın de i mez bulgusudur. Sinaps kaybı di er bir karakteristik bulgudur. En çok etkilenen bölgeler, temporal korteksin derin tabakaları ve hippokampustur. Otopsi çalı malarında presnaptik terminal yo unlu unda ortalama % 45 oranında azalma bulunmu tur. 28 Sinaptik ileti im ön beyin fonksiyonu için esastır. Bu nedenle, frontal kortekste sinaps kaybının derecesinin, AH de kognitif bozuklukla iyi korele olması a ırtıcı de ildir. 29 Frontal sinaptik impulsların kaybı, nörofibriller yumak ve uzun intrahemisferik aksonal ba lantılardan sorumlu olan piramidal nöron kaybı için primer bir bölge olan pariyetal lob asosiasyon korteksinde disfonksiyon ile yakından ili kilidir. Önemli derecede nöronal kayıp, asetil kolin nörotransmitterini üreten Meynert in nukleus bazalisi gibi bazal ön beyin nükleuslarında da olu ur. Bu derin ön beyin kolinerjik nükleuslarında, nörofibrilleer yumakların sayısı, AH deki bellek kaybının derecesi ile yakından ili kilidir. 28 Lokus sereleus ve raphe nukleuslarında da sinaps ve hücre kaybı vardır. Bu beyin sapı nukleuslarında nöronlar, monoamin nörotransmitterler olu turur ve bunları uzun asendan aksonlar yoluyla serebral kortekse da ıtırlar. Plaklar dı ında leptomeningeal ve süperfisiyal kortikal damarlarda amiloid birikimi mevcuttur. Di er bir histopatolojik bulgu da granülovakuoler dejenerasyondur. AH de sık görülür ancak, normal ya lanmada da daha az derecede bulundu u bilinmektedir. Bu bulgu hemen daima hippokampus a sınırlıdır. Hirano cisimcikleri, hippokampal piramidal tabakada bulunan eozinofilik hücresel inklüzyonlardır. Bunlar primer olarak kristal aktin 19

20 dizilerinden olu ur. Sa lıklı ya lanmada görülebilir, ancak AH e göre daha dü ük yo unluktadır. Kortekste kolinerjik azalmanın derecesi, kortikal Ach nin ço unu üreten nöronların bulundu u bazal ön beyin hücrelerinde hücre kaybının miktarı ile yakından ili kilidir. 30 AH de Ach reseptör de i iklikleri de olur. Kolinerjik reseptörlerin bazı subtipleri tanımlanmı tır. Bunlar, postsnaptik intrakortikal hücrelerde lokalize muskarinik reseptörler (M1) ve asendan kolinerjik aksonların sinir uçlarına yakın bölgelerde lokalize presnaptik M2 reseptörlerdir. Genel olarak, AH de M1 reseptörleri korunur, ama M2 reseptörleri belirgin olarak azalmı tır. 31 Nikotinik kolinerjik reseptörler de muhtemelen presnaptiktir, ama M2 bölgelerinin tersine Ach salınımını uyarırlar. Asetilkolin, dikkat bellek gibi kognitif fonksiyonlar için önemlidir. Kolinerjik artı la birlikte bu semptomların düzelme olasılı ı, AH de kolinerjik disfonksiyonun daha iyi anla ılmasını sa lar. Kolinasetil transferaz yolu ile üretimi artırarak, Ach esteraz ile degradasyonu azaltarak, M1 ve nikotinik resptörleri uyararak veya M2 reseptörleri baskılayarak kolinerjik fonksiyonu güçlendirmek üzere potansiyel ilaç tedavileri planlanabilir. Norepinefrin (NE) ve serotonin(5-ht) gibi di er asendan yollar da AH de etkilenir ve hem kognitif, hem de kognitif olmayan semptomlara katkıda bulunabilir. NE, uyanıklık, ö renme ve bellek için önemlidir. NE üretiminin majör bölgesi, AH de önemli derecede hücre kaybı görülen beyin sapındaki lokus seruleustur. 32 AH, kortekste 5-HT aktivitesinin azalmı markerları ve beyin sapındaki raphe nukleuslarında 5-HT üreten hücrelerin kaybı ile ili kilidir. 32 Monoamintransmitterler NE ve 5-HT deki de i iklikler, AH hastalarında ruh hali, anksiyete veya davranı bozukluklarına katkıda bulunur. 32,33 Gamma-aminobütirikasit (GABA) gibi intrensek klasik nörotransmitterler de, somatostatin ve kortikotropin releasing faktör gibi kortekste lokalize nöropeptidler gibi azalmı tır. 20

21 AH nın ailesel formları ilk olarak 1920 lerde tanınmı tır. Günümüzde, hemen hemen tam penetransı olan birkaç otozomal dominant ailesel AH bilinmektedir. Bu vakalar hemen her zaman 60 ya ından önce ba lar ve 21, 14 ve 1. kromozomlardaki bilinen mutasyonlara ba lıdır. 34 Erken ba langıçlı AH vakalarının yarısından daha azının, bu mutasyonlarla ili kili oldu unu bilmek önemlidir. Bu nedenle, bilinen genetik nedenler, tüm AH vakalarının yakla ık olarak sadece % 5 inden sorumludur. Genetik epidemiyoloji, AH nin saf genetik bir hastalık olarak kabul edilmemesi gerekti ini de gösterir. Örne in ikiz çalı maları, monozigotik ikizlerde, sadece % oranında bir uyum gösterir. 21

22 Alzheimer Hastalı ında Tanı Kriterleri AH, merkezini limbik sistem dejenerasyonuna ba lı yakın bellek bozuklu unun olu turdu u, sinsi ba langıçlı, yava seyirli bir tempoyla neokortikal tutulumun da katılmasıyla di er kognitif i levlerin de bozuldu u bir demans sendromudur. AH nin klinik tanısı için yayınlanmı olan ve bugün yaygın biçimde kullanılan NINCDS-ADRDA (National Institute of Neurological and Communicative Disorders and Stroke-Alzheimer s Disease and Related Disorders Association) ve DSM-IV (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, 4th edition) kriterlerinin her ikisi de (Tablo 5 ve Tablo 6) bir takım nüanslarına kar ın özetle AH ye özgü tipik sendromun tanısı için zorunlu tutmaktadırlar. Böyle bir tabloya yol açabilecek sekonder nedenlerin (sistemik, nörolojik, psikiyatrik) ekarte edilebiliyor olması da her ikisi için zorunlu dı lama kriteridir. Bu ko ulların gerçekle tirildi i tipik tabloya DSM-IV Alzheimer Tipi Demans (DAT) adını vermektedir. NINCDS-ADRDA için ise aynı tablonun adı Muhtemel Alzheimer Hastalı ı (PRAD) olmaktadır. Her iki sisteme göre de son klinikopatolojik serilerdeki tanı do rulu u %90 a yakla maktadır. Bir ba ka deyi le PRAD/DAT tanısı %10 ihtimalle AH dı ı durumlara yanlı olarak konulmaktadır (yalancı pozitif olgular). Tipik klinik tablo tüm AH olgularının yine % 90 kadarını kapsamaktadır. Bir ba ka deyi le AH hastalarının %10 u atipik klinik tablolar gösterdikleri için PRAD/DAT tanısı alamamaktadırlar (yalancı negatif olgular) 22

23 Tablo 5. NINCDS-ADRDA Alzheimer Hastalı ının Klinik Tanı Kriterleri I. MUHTEMEL Alzheimer Hastalı ı klinik tanı kriterleri unları içerir: klinik muayene ile saptanan, Mini-Mental Test, Blessed Demans Ölçe i ya da benzer bir test ile dokümante edilen ve nöropsikolojik testlerle de do rulanan demans tablosu; iki ya da daha fazla bili sel süreçte bozulma; bilinç bozuklu u yok; ba langıç ya ları arasında, büyük sıklıkla da 65 ya ından sonra; bellek ya da di er bili sel süreçlerde ilerleyici bozuklu a yolaçabilecek sistemik ya da beyne ait ba ka bir hastalık yok. II. MUHTEMEL Alzheimer Hastalı ı tanısı unlarla desteklenir: dil (afazi), motor yetenekler (apraksi) ve algı (agnozi) gibi özgül bili sel i levlerde ilerleyici bozulma; günlük ya am aktivitelerinde bozulma ve davranı biçiminde de i me; ailede benzer bozukluk öyküsü (özellikle patolojik olara kanıtlanmı sa); laboratuarda: standart tekniklerle normal lomber ponksiyon, EEG nin normal olması yada yava dalga aktivitesinde artı gibi non-spesifik de i iklikler, BT de serebral atrofiye ili kin bulgular ve seri incelemelerde bu bulguların ilerleyi i. III. Alzheimer hastalı ı dı ındaki nedenler dı landıktan sonra, MUHTEMEL Alzheimer Hastalı ı tanısı ile uyumlu olabilecek di er klinik özellikler unlardır: hastalı ın seyrinde platolar; depresyon, uykusuzluk, inkontinans, hezeyan, illüzyon ve halusinasyonlar, verbal, emosyonel ya da fiziksel katastrofik patlamalar, cinsel bozukluklar ve kilo kaybı gibi e likçi bulgular; bazı hastalarda, özellikle hastalı ın ileri dönemlerinde, kas tonusunda artı, myoklonus ya da yürüme güçlü ü gibi di er nörolojik bozukluklar; hastalı ın ileri evresinde nöbetler; ya için normal BT. IV. MUHTEMEL Alzheimer Hastalı ı tanısını belirsizle tiren ya da ihtimal dı ına çıkaran özellikler unlardır: inme tarzında ani ba langıç; hemiparezi, duysal kayıp, görme alanı defektleri ve inkoordinasyon gibi fokal nörolojik bulguların hastalı ın erken evrelerinde bulunması; nöbetler ya da yürüyü bozukluklarının, daha ba langıçta ya da hastalı ın çok erken evrelerinde bulunması; V. MÜMKÜN Alzheimer Hastalı ı tanı kriterleri unlardır: demansa neden olabilecek di er nörolojik, psikiyatrik ya da sistemik bozukluklar olmaksızın, ba langıç, presentasyon ya da klinik seyirde varyasyonların bulunması durumunda konulabilir; demansa neden olabilecek, ancak demansın nedeni gibi görünmeyen ikinci bir sistemik ya da beyin hastalı ının bulunması durumunda konulabilir; di er belirlenebilir nedenlerinin dı landı ı, tek ve yava ilerleyici bir bili sel bozuklu un bulunması durumunda, ara tırma çalı ması amaçlı olarak kullanılabilir. VI. KES N Alzheimer Hastalı ı tanısı kriterleri unlardır: muhtemel Alzheimer Hastalı ı klinik kriterleri; biyopsi ya da otopsiyle elde edilen histopatolojik kanıtlar. 23

24 Tablo 6. DSM-IV Alzheimer Tipi Demans çin Tanı Kriterleri A. Birden fazla bili sel alanı içeren bozukluk kendini a a ıdaki iki maddeyi de kapsayacak eklinde gösterir : (1) bellek bozuklu u (yeni bir bilgi ö renme ve ö renilmi eski bir bilgiyi hatırlama yetene inin bozulması) (2) a a ıda sıralanan bili sel bozuklardan en az biri: (a) afazi (dil bozuklu u) (b) apraksi (motor i levlerin normal olmasına kar ın belirli motor eylemlerin yerine getirilmesi yetene inde bozulma) (c) agnozi (duysal i levlerin salim olmasına kar ın nesneleri tanımakta güçlük) (d) yürütücü i levlerde bozulma (planlama, organize etme, sıralama, soyutlama) B. A1 ve A2 kriterlerinde tanımlanan bili sel bozukluklar toplumsal ve mesleki i levselli i ciddi biçimde bozmakta ve eski i levsellik düzeyine göre anlamlı bir gerilemeyi temsil etmektedir. C. Seyir, sinsi ba langıç ve yava ilerleyici kognitif yıkım özelliklerindedir. D. A1 ve A2 kriterlerinde tanımlanan bili sel bozukluklar a a ıda sıralanan nedenlerden herhangi birine ba lı de ildir: (1) bellek ve di er bili sel i levlerde ilerleyici bozulmaya neden olabilecek merkez sinir sistemine ait di er durumlar (örn. serebrovasküler hastalık, Parkinson hastalı ı, Huntington hastalı ı, subdural hematom, normal basınçlı hidrosefali, beyin tümörü) (2) demansa neden olabilece i bilinen sistemik durumlar (örn. Hipotiroidizm, B12 vitamini ya da folik asid eksikli i, niasin eksikli i, hiperkalsemi, nörosifilis, HIV ) (3)ilaçlar ve madde kullanımı ile ilgili durumlar E. Bozukluklar delirium seyri dı ında ortaya çıkmı tır. F. Bozukluk ba ka bir Eksen I hastalı ı ile açıklanabilir nitelikte de ildir. 24

25 Alzheimer Hastalı ının Klinik Belirtileri Alzheimer Hastalı ının primer özelli i, günlük aktiviteleri sürdürebilme kaabileyetinde progresif bir gerileme olmasıdır. Bu durum, yava yava biriken nöropatolojik yükten kaynaklanır. Bu yük nöronların ve snapsların sayısını azaltır. Etkilenmi ama henüz ölmemi olan nöronların fonksiyonunda bozulma da, günlük ya amda yetersizli e katkıda bulunabilir. AH nin nöropatolojisi primer olarak hippokampusu ve bununla ili kili yapıları ve serebral korteksin asosiyasyon bölgelerini etkiler. Nörofibriller yumakların da ılımı AH nin klinik sendromunu belirleyen kognitif ve davranı sal bozuklu un bölgelerinin tahmin edilebilmesine yol açar. Kognitif Bozukluk Bellek bozuklu u, genellikle AH da tanınan ilk semptomdur. Hastalı ın preklinik safhalarında nöropsikolojik testlerle saptanabilir. 35 AH da tipik bellek bozuklu u yeni bilgilerin ö renilmesinde zorluk eklindedir. Deklaratif bellek AH da en çok bozulmu olan bellek tipidir. Prosedüral bellek ço unlukla korunmu tur. AH ilerleyici bir hastalık oldu u için, bellek kaybı ve di er kognitif bozuklukların özelli i zamanla de i ir. Hastalı ın erken ve orta derecedeki safhalarında, bellek bozuklu u ba lamadan önce ö renilmi olan eski bilgilerin hatırlanmasında ço unlukla problem yoktur. Ancak hastaların detaylı olarak de erlendirilmesi, eski olayların hatırlanmasında eksikliklerin var oldu unu göstermektedir (özellikle tarihler ve olayların zamanı için) 36 Ayrıca bir yıl içindeki gün sayısı gibi genel bilgiler, hastalık seyrinde erken dönemde kaybolmaya ba lar. 37 Anlambilim olarak da bilinen kelime ile ilgili bellek ve bilgide kayıp, dil, motor yetenekler (praksi) ve görsel süreç gibi geni fonksiyon alanlarını etkiler ve AH de kognisyon üzerinde geni bir etkisi vardır. AH nin geç safhalarında, 25

26 bellek bozuklu u, hastanın kendi e i ve çocuklarının isimleri gibi daha önceden iyi hatırlanan bilgilerin hiç hatırlanmamasına kadar gider. Ö renmede bozulma ile yakından ili kili olarak zaman ve mekanda ilerleyici dezoryantasyon vardır. Oryantasyon, zamanın geçmesi ve yer de i imi ile birlikte bellek sistemlerinin sürekli olarak güncellenmesi sürecini gerektirir. Zaman oryantayonu en çok erken AH da bozulur. Hastalık ilerledikçe mekan oryantasyonu daha da bozulur. Hasta tanıdık bölgede araba kullanırken ya da yürürken kaybolabilir. Daha sonra ev içinde mekansal oryantasyonu bozulur. Ev içinde yönünü belirleyememe, odaları karı tırma bildirilebilir. Konu ma bozuklukları AH nin klinik tablosunun önde gelen bir parçasıdır. Genellikle spontan konu ma esnasında kelime bulmada zorluk olarak ba lar ve konu ma akı ını kesintiye u ratan uzun duraklar olarak belirginle ir. AH hastasının konu ması genellikle anla ılmaz. Ço unlukla daha net kelimeler yerine genel kelimeler veya geni sınıfları kullanır. Muayenede, özellikle nesnelerin bölümleri olmak üzere nesneleri isimlendirme yetene inde bozukluk oldu u görülür. Buna anomi denir. Prozodi olarak bilinen konu manın normal ritmi ve melodisi kaybolmu olabilir ve birçok AH hastasında görülen donuk konu ma özelli ine katkıda bulunur. Bir çalı mada, prozodinin AH olan olguların yakla ık olarak 1/3 ünü etkiledi i saptanmı tır. 38 Affektif prozodi olarak bilinen duygusal tonlamalar iki kat daha sık etkilenir. Ne yazık ki ileti im ekilleri kesintiye u ramaya ba ladıkça, bakım sa layan ki ilerle ili kide problemler ortaya çıkar. 39 AH ilerledikçe, sözel kavramada bozulma ortaya çıkar. Daha ilerlemi vakalarda bile söylenenleri tekrar etme vardır. Bu durum, kavramanın tekrarlamadan ayrı oldu u transkortikal bir duysal afaziyi gösterir. Daha ileri safhalarda, global afazi veya sessizli e (afemi) ilerleyi sık görülür. Apraksi, güç ve koordinasyon sa lam olmasına ra men beceri gerektiren hareketlerde bozulmadır. Hastalık ilerledikçe, hemen hemen tüm AH hastalarında apraksi geli ir ve sonuçta yemek kaplarını kullanamamaya yol açar. Daha çok ideomotor apraksi geli ir. Bu problemler, motor planların 26

27 sensorimotor ve spatiotemporal bütünlü ünde eksiklikleri yansıtır. 40 AH de ikinci apraktik bozukluk ekli, alet kullanımı ve mekanik ile ilgili kavramsal temelin kaybını temsil eder ve AH de konu ma ve bellek problemlerinin altında yatan anlamsal bilginin kaybı ile yakından ili kilidir. 41 AH de extremite-kinetik apraksisi de görülür. Giyinmekle ilgili zorluklara, sandalyeye oturmak gibi vücudu yerle tirmede zorluklara neden olabilir. Görme fonksiyonunda karma ık defisitler birçok AH hastasında vardır, ama sadece yarısı sorgulandı ı zaman bundan ikayet eder. 42 Görme keskinli i görmenin en sık kullanılan tarama testidir, ama AH hastalarının ço unda normaldir. Ayrıca, görme bozuklukları yava yava geli ir ve gizli bozuklukları sözel olarak ifade etmekte zorluk çeken ki iler de olur. AH de üç geni görme bozuklu u sınıfı gözlenmi tir. Bunlar; tanımada bozukluk (agnozi), vizüospasyal süreçte bozukluk ve dikkate yönelik görme bozuklu udur. Muhakeme, problem çözme, planlama ve soyut dü ünce ile ilgili zorluklar AH de sık görülür. Bu davranı lar, görevleri uygun ekilde seçmeyi, bunların uygulanmasını, sıraya koymayı ve ba arılı bir ekilde tamamlanmasını sa lama almak için performansı takip etmeyi gerektirir. Bu alandaki yetersizlikler, sosyal olarak uygun olmayan davranı, disinhibisyon veya yetersiz i performansının devam etmesi olarak belirti verir. AH sı olan hastaların birço u, kendilerinde yetersizlik oldu undan haberdar de ildir. Bu durum hafif inkardan anosognoziye kadar de i ebilir. Problem, entelektüel sınırlamaların dolaylı olarak ö renilmesinde zorlukla ba lantılı bulunmu tur. 43 Bazı bulgular, haberdar olmama durumu için bir frontal lob temelini desteklemektedir ve bu durum kavramsal olarak yürütücü disfonksiyon ile ili kilidir. 44 Anosognozi ile birlikte konfabulasyonun sık olarak birlikte bulunması, bu lokalizasyonu destekler. Hastanın haberdar olmaması, aileler için genel hastalık ciddiyetine göre çok daha fazla üzüntü kayna ıdır. 45 AH hastalarında, kendinden haberdar olma durumu azaldıkça depresyon daha az görülür.(tablo 7) 27

28 Nonkognitif Bozukluk Nonkognitif ya da davranı sal bulgular, AH de sık görülür ve kognitif disfonksiyona göre daha fazla miktarda bakıcı yükü ve strese neden olur. Ki ilk de i ikli i sık görülür. Pasif davranı de i iklikleri, hafif AH sı olan hastaların 2/3 ünde benmerkezcilikte artı la birlikte görülür. Ajitasyon, hafif etkilenmi hastaların 1/3 ünde görülür. 46 Hastalarda, duygusal ifadede azalma, karar verme yetene inde azalma ve sevgi ifadelerinde azalma da görülebilir. 47 Retrospektif bir incelemede, içine kapanma, ruh hali de i iklikleri veya depresyonun, vakaların %70 inden fazlasında mevcut oldu u AH tanısından önce 2 yıldan daha uzun bir süre ile gösterilmi tir. 48 Apati, bilinç bozuklu u veya duygusal rahatsızlı a ba lı olmaksızın motivasyonda veya davranı ları ba latma yetene inde eksikliktir. Apatik davranı lar, ço unlukla kooperasyonun istemli olarak reddedilmesi eklinde yanlı yorumlanır. Majör ya da minör depresyon, AH hastalarının yarısında saptanabilir. 49 AH ile ili kili semptomların ço unun tersine, depresyon kognitif gerilik ile birlikte artmaz. 50 Kilo kaybı, uyku bozuklu u ve konsantrasyon bozuklu u gibi nörovejetatif bulgular, apati ve depresyon arasında ayırım yapılmasına yardımcı olmaz. Çünkü bunlar demansta ço unlukla ruh halinden ba ımsız olarak mevcuttur. Ancak, depresyon, dikkatte azalma, konsantrasyonda azalma ve psikomotor yava lama mekanizmaları yoluyla AH nın kognitif defisitlerini artırabilir. Anksiyete, depresyonla birlikte sık görülür. Hastalı ın erken safhalarında daha belirgin olma e ilimindedir. Katastrofik reaksiyon, bazı AH hastaları tarafından ya anan bunaltıcı bir anksiyetenin ve korkunun akut bir ifadesidir. Genellikle olumsuz bir deneyim veya olumsuz bir olay beklentisi ile tetiklenir. Bu nöbetler tipik olarak kısa sürelidir (30 dakikadan az) ve kendi kendini sınırlar. Delüzyonlar AH larının % sinde görülür. Genellikle paranoid özelliktedir ve ço unlukla hırsızlık, ihanet ve eziyet temalarını içerir. 28

29 Delüzyonal dü üncelerin prevelansı, demansın ciddiyeti ile birlikte artar. AH de sık görülen dü ünce içerikli di er bir bozukluk delüzyonel hatalı özde imdir. Hafif-orta derecede AH hastalarının % 30 kadarı, ortamlarının önemli bölümlerini yanlı tanımlayacaktır. 51 Bu durum, hastanın, bakıcının veya aile üyelerinin sahtekar oldu una inandı ı Capgras sendromu olarak belirebilir. Di er bir hatalı özde im, hastanın evinin kendi gerçek evi olmadı ı hissidir. Benzer ekilde hasta aynada kendisini tanımayabilir. Bu ekildeki hatalı özde imler, korku ve ajite davranı la güçlü bir ekilde ba lantılıdır. Ara tırmacılar delüzyonel hatalı özde imin, belle i güncel bilgilerle sürekli olarak yenileyememekten kaynaklandı ını öne sürmü lerdir. 51 Halüsünasyonlar, AH hastalarının % 25 kadarında görülebilir. Bunlar tipik olarak görseldir, ama bazen i itsel ö eleri de vardır. Sık görülen temalar, anne-baba veya çocuk sayısının azalmı oldu unun, tanınmayan davetsiz misafirlerin ve hayvanların görülmesidir. 52 Ajitasyon AH de bakıcıların sık bildirdikleri bir yakınmadır (%50-60). Ajitasyon terimi spesifik bir semptomu tarif etmez. Bu nedenle, spesifik davranı ekillerini tanımlamak ve terapötik yakla ımı planlamak için dikkatli bir tarif gerekir. Ajitasyon bazı davranı lara ayrılabilir. 1-Fiziksel saldırganlık, ani saldırı 2-Sözel saldırganlık, patlama 3-Fiziksel saldırgan olmayan davranı lar 52 Sundowning, ö leden sonra ve ak am saatlerinde, konfüzyon ve davranı sal semptomlarda artı lar için kullanılan bir terimdir. Bu davranı ekli AH hastalarının % 25 kadarında görülmesine ra men, bu da ayrı bir semptom de ildir ve spesifik bir patofizyolojiden ziyade diurnal varyasyonu temsil eder. Saldırgan davranı lar, delüzyonlar ve delüzyonel hatalı özde im ile ba lantılıdır. Bir seride, sık saldırgan davranı sergileyen hastaların (ayda> 1 atak ) % 80 den fazlasında, delüzyonlar oldu u gösterilmi tir. 53 Uyku bozuklukları, AH seyrinde erken dönemde saptanabilir. Bunlar uyanık geçen sürede artı ve gece uyanmalarıdır. 54 Sirkadyen ritmde ilerleyici bozulma, hastalık ilerledikçe saptanabilir. Sonuç olarak, birçok hastada, gündüz 29

30 ekerleme oranı artar. Bu uyku ço unlukla dü ük kalitelidir. Fonksiyonel uyku yoksunlu una ba lı yorgunluk, irritabiliteyi ve konfüzyonu artırabilir. (Tablo 8) Nörolojik Muayenede De i iklikler AH nın seyrinde temel nörolojik muayene uzun bir süre normaldir. Daha geç safhalarda, yürüme bozuklukları ve rigidite gibi ekstrapiramidal bulgular belirgin olur. Yürüme bozuklukları tipik olarak tereddüt ve korku eklinde ba lar ve daha geni bir deste e gereksinime, adımların uzunlu unda azalmaya ve yana e ilmede artı a kadar ilerler. Bu sonuncusunun hem apraktik, hem ataksik ö eleri vardır ve frontal yürüme bozuklu u olarak isimlendirilmi tir. Yürüme bozuklu unun prevelansı, patolojik snout veya patolojik yakalama refleksleri gibi di er frontal lob bulgularını gösteren hastalarda, daha yüksektir. Rigidite ve e ik postur, hastaların % 40 ından fazlasında tanımlanmı tır, ama birçok hastada bu durum antipsikotik yan etkiye ba lıdır. Muhtemelen yürüme bozukluklarının bir sonucu olarak, dü me ciddi olarak yetersiz AH hastalarında, genel populasyona göre 3 kat daha sık görülür. 55 Nöbetler, AH hastalarının % sinde yine ço unlukla hastalı ın geç döneminde bildirilmi tir. Primer duysal muayene genellikle normaldir, ama gizli defisitler olabilir. Dikkat bozuklukları, birçok hastada duysal sistem muayenesini güçle tirir. 30

31 Tablo 7: Kognitif bulgular Tablo 8:Nonkognitif Bulgular Bellek kaybı Ö renmede bozukluk Kısa dönem bellek kaybı Anlam biligisinde yetersizlik Dezoryantasyon Zaman algılamasında bozulma Mekansal konfüzyon Afazi Anomia Kelime bulmada zorluk Anla ılmaz, boz konu ma Anlamada zorluk Apraksi deomotor apraksi Ekstremite-kinetik apraksi Karma ık vizüel disfonksiyon Agnozi Vizüospasyal bozukluk Uygulamada bozukluk Planlamada bozukluk Muhakemede bozukluk Soyut dü üncede bozulma Ki ilik de i ikli i Pasif Ben-merkezci Ajite/iritabl Apati Ba lama güçlü ü Eforun sürdürülmesinde yetersizlik Depresyon Anksiyete Katastrofik reaksiyon Delüzyonlar Paranoya Yanlı tanımlama Halüsünasyonlar Ajitasyon Nonspesifik motor davranı lar Sözel saldırganlık Fiziksel saldırganlık Uyku bozuklukları Sirkadyen kayma Uykunun yetersiz olması Problem çözmede bozulma Disinhibisyon Anasognozi Bozukluktan haberdar olmamak Hastalı ın inkar edilmesi 31

32 Alzheimer Hastalı ının Klinik Evreleri Bugün yaygın olarak kullanılan iki evreleme sistemi Demansın Klinik Evrelendirilmesi (Clinical Dementia Rating Scale-CDR) (Tablo 9), Global Bozulma Ölçe i (Global Deterioration Scale-GDS) (Tablo 10) vardır. Global Bozulma Ölçe i (Global Deterioration Scale-GDS) nin de geli tiricisi olan Reisberg, AH deki ilerleyici yıkım sürecini, bebeklik-erken ve geç çocukluk ve ergenlik eklindeki insanın ilerleyici bireyselle me-ba ımsızla ma geli imsel sürecinin tam tersine çevrilmesi oldu unu ileri sürer. Buna göre AAMI(ya la ili kili bellek bozuklu u)-mci lı(hafif kognitif bozukluk) ya lı büyük ölçüde ba ımsız olsa da bazı kararları için eri kin gözetimine gerek duyan ergene, hafif demanslı, evinde ve ev dı ında tanıdık mekanlarda belli bir ba ımsızlı ı kazanmı, ancak sosyal ili kiler, muhakeme gerektiren karma ık i levlerde halen denetim gereksinen 7-12 ya larındaki okul çocu unu andırır. Orta demanslı ise kabaca, ev ya amı ve giyinme, yıkanma, yemek yeme gibi temel GYA larda henüz gözetim gereken 2-6 ya ları arasındaki okul öncesi çocu u gibidir. A ır demanslı, ya amını sürdürmek için 24 saat ana-babaya (bakıcıya) tümüyle ba ımlı 0-2 ya bebe ine benzer. A ır evrede giderek tüm motor ve verbal yeteneklerin kaybedildi i yata a tam ba ımlı nihai döneme do ru yıkım, yine oturma, yürüme, konu ma, sfinkter kontrolünün geli ti i bebekli in dinamik geli iminin tam tersi olarak kavranıp alt evrelere ayrılabilir. GDS sözedildi i gibi AH yi evrelemeye yarayan ölçeklerden birisidir (Tablo 11). AH dı ı demanslarda AH ye özgüllü ü dolayısıyla kullanılamaz. GDS evreleri 1-7 arasında de i ir. Kabaca, GDS1 hiç yakınması ve bulgusu olmayan normal ya lıya kar ılık gelirken GDS2 ye AAMI (ya la ili kili bellek bozuklu u), GDS3 e ise MCI evreleri denilebilir. GDS ise hafif, orta, a ır ve çok a ır olmak üzere AH nin klinik evreleridir. 32

33 Demansın Klinik Evrelendirilmesi (Clinical Dementia Rating Scale-CDR) ise yaygın olarak kullanılan 2. ölçektir. CDR da bellek yine merkezi önemde olmakla birlikte, çok eksenli tasarımıyla di er demansların evrelenmesinde de kullanılabilir. CDR evreleri 0-0, olarak sıralanırlar. CDR 0, AAMI ı da içerecek ekilde normal ya lılı a kar ılık gelir. CDR 0,5 MCI ya kar ılık gelir ve ku kulu demans evresi adını alır. CDR 1, 2 ve 3 sırasıyla hafif, orta ve a ır evrelerdir. 33

34 Tablo 10. Global Bozulma Ölçe i (GDS) 34

35 2.3. ALZHE MER HASTALI INDA GENEL KOGN T F PROF L-NÖROPS KOLOJ K DE ERLEND RME AH nın erken, orta ve ileri dönemlerinde hastaların sergiledi i genel kognitif profili nesnel temelleriyle anlayabilmemiz için, bu hastalı ın beyinde hangi bölgelerden ba layarak nerelere yayıldı ını göz önünde tutarak AH da kognitif i levlerdeki bozulmayı anlayabiliriz. AH da dejeneratif sürecin ba ladı ı ve daha sonra yayıldı ı bölgeleri öyle özetleyebiliriz : 1- Hipokampuslar, Entorinal korteks 2- Asosiasyon korteksleri Arkada : Temporo-Parietal Asosiyasyon korteksi Önde : Frontal asosiyasyon korteksi (prefrontal korteks) AH demansında dejeneratif süreç ilk olarak Hipokampusları ve entorinal korteksi tutar. Beynin bu bölgeleri bellek i levinin alt yapısını olu turdukları için ilk bozulan i lev bellek olur. Daha sonra, hastalı ın ilerlemesi ile dejenerasyon ön arka multimodal asosiyasyon kortekslerine do ru yayılır. Arka asosiyasyon korteksi, yani temporoparietal korteks, karma ık görsel-mekansal becerilere, önde prefrontal asosiyasyon korteksi de karma ık dikkate ve yönetici i levlere (executive functions) aracılık etti i için, hastalı ın ilerlemesi ile birlikte bu becerilerde ve i levlerde giderek artan bozulmalarla kar ıla ırız. Erken Dönem Erken dönemle kastedilen, DSM-IV ölçütlerine göre hastaya demans tanısının konulabildi i en erken evredir. Yani bellek alanında ve yanı sıra en az bir alanda daha ki inin günlük ya am aktivitelerini etkileyecek derecede bir bozulmanın klinik olarak belirlenebildi i, AH nın ba langıcındaki tablodur. 35

36 Erken dönemde bellek bozulmasının yanı sıra dejeneratif sürecin ön ve arka asosiyasyon kortekslerine hafifçe ilerlemesi ile dikkat bozulması ve soyutlama bozulması meydana gelir. Dikkat bozulması basit dikkatte de il karma ık dikkatte bozulma eklinde ortaya çıkar. leriye ve geriye do ru sayı uzamı testleriyle ölçülen basit dikkat korunmaktadır. Buna kar ılık frontal karma ık dikkat sistemi içerisinde yer alan dikkati sürdürme becerisi, konsantrasyonu sürdürebilme bozulur. Bu bozulma, Werchler Bellek Ölçeklerindeki Zihinsel kontrol testlerinde, zihinsel iz sürme testlerinde, örne in geriye do ru sayımlarda hemen kendini gösterir. Dejeneratif sürecin ön ve arka asosiyasyon kortekslerine do ru ilerlemesiyle, erken dönemde testlere yansıyan bir ba ka hafif bozulma, soyutlama, soyut dü ünme becerisinde ortaya çıkar. Atasözlerini yorumlama ve Werchler Yeti kinler için Zeka Ölçe inde oldu u gibi iki ey arasındaki ortak özellikleri bulma eklinde de erlendirilen soyutlama becerisi, henüz çok hafif düzeyde bozulmu tur. Atasözleri oldukça iyi ö renilmi kavramsal ifadeler oldu u için, bunların yorumlanması hastalı ın erken döneminde bir bozulma göstermez. ki ey arasındaki benzerli i bulma testinde ise temel soyut benzerlik yerine daha somut ve daha ikincil nitelikteki benzerliklerin bulunup söylenmesi eklinde hafif bir düzeyde bozulma görülür. Bu dönemde arka asosiyasyon korteksi henüz yeterli derecede tutulmu olmadı ı için, görsel mekansal karma ık algı becerileri korunmaktadır. Buna kar ılık, daha hassas bir beceri olan görsel-mekansal yapılandırma (konstrüksiyon) becerisi hafif düzdeyde bir bozulma göstermeye ba lar. Bu hafif bozulma, iki boyutlu renkli desenleri üç boyutlu renkli küplerle kopya etme testlerine yansıyabilir. Bu dönemde praksi ve dil becerileri genellikle korunur. Hasta hafifçe özel isimleri bulma zorlu undan yakınmaya ba layabilir. Yer, zaman, ki i oryantasyonu bu dönemde korunmaktadır. 36

37 Orta Dönem Bellek bozuklu u iyice artmı tır. Bu artı hem kayıt sürecinde, hem de geri ça ırma/hatırlama sürecinde açıkça görülür. Hastanın uzak geçmi i ile ilgili bilgilere ula mada da güçlük ba lar. Basit dikkat bozulmaya ba lar. Hastanın ileriye ve geriye do ru sayı menzili net bir ekilde azalmı tır. Dikkati sürdürme becerisinde erken dönemde testlere hafif bir güçlük eklinde yansıyan bozulma orta dönemde iyice artmı tır. Örnek olarak, geri sayım testlerinde hasta erken dönemde bu i i güçlükle ve ya ıtlarına kıyasla daha uzun zaman harcayarak yapmak gibi hafif bir bozulma sergilerken, orta dönemde örne in ayları geriye do ru sayarken arada birkaç ayı atlama veya iki er iki er yer de i tirme gibi daha ciddi bir bozulma gösterir. Soyutlama becerisindeki bozulma da artmı tır. Artık hasta atasözünü soyut bir ekilde yorumlama yerine somut yorumlamaya ba layabilir. ki eyin benzerli ine verilen cevaplar iyice bozulur. Hasta artık daha niteliksiz benzerlikler bulup, daha ikincil noktalara takılıp kalır ya da niteliksiz de olsa benzerlik bulamayıp iki ey arasındaki farkları söyler. Dil i levlerindeki adlandırmanın bozulması daha belirgin hale gelir. Bu durum Boston Adlandırma testi gibi adlandırma testlerinde açıkça görülebilece i gibi, hastanın spontan konu masında da rahatça fark edilir hale gelir. Parafazi gibi kelime güçlükleri sergiler. Hasta hedef kelimeyi bulmakta zorlandı ı için ifade güçlü ü çeker.ya ey kelimesini bol bol kullanarak, ya da hedef kelimeyi söylemeden dolaylı bir anlatımla geçi tirerek, anlataca ı eyi uzun duraklamalarla, güçlükle ifade ederek konu ur. Hem yönetici i levler hem de görsel mekansal i levler daha ciddi bozulmalar gösterir. Karma ık görsel algı da bozulmaya ba lar. Arka asosiyasyon korteksinin, daha yukarı dorsal bölümleri öncelikle tutulan hastalar, hareketin yönününü algılama bozuklu u gösterirler. Benton ve arkada larının Çizgilerin Yönünü belirleme testinde çok ba arısız olurlar. Bu hastalar yön ve 37

38 mekan algısının bozulmasının etkilerini günlük hayatlarında da ya amaya ba larlar. Artık tek ba larına bir yere gidemez olurlar, yakın bir yere bile gitseler evin yolunu kaybedebilirler. Dejeneratif süreç arka asosiyasyon korteksinin alt, ventral bölümlerine yayıldı ında, bu hastaların dura an cisimlerle ilgili karma ık algısı da bozulur. Benton ve arkada larının yüz tanıma testinde ba arısız olmaya ba larlar. Çe itli praksi güçlükleri ortaya çıkar. ki elin koordinasyonuyla yapılacak ince parmak hareketlerini yapmakta güçlük çekmeye ba larlar. Bazen apraksi tek yanlı olabilir. Bu dönemde, elde bir cisim varmı gibi onu nasıl kullandı ını hastadan göstermesi istendi inde, beden bölümünü cisim gibi kullanma apraksisi de görülmeye ba lar. Oryantasyon kayıpları ba lar. Ayı, yılı karı tırabilir. Bulundu u yerin neresi oldu unu bilse de kaçıncı kata çıktı ını yanlı söyleyebilir, torunlarının ya larını bilemeyebilir. leri Dönem Bu dönemde orta dönemde görülen bütün bulgular daha a ırla mı olarak ortaya çıkar. Yer, zaman oryantasyonu bütünüyle kaybolabilir. Hastalı ın frontal asosiyasyon korteksini de içermesiyle hastada ki ilik de i imleri belirginle ebilir. Bellek ileri derecede bozulmu tur. Hasta yeni hiçbir ey ö renip uzunca bir süre akılda tutamaz. Geçmi uzak belle i çok bozuktur. Basit dikkatte sayı menzili çok daralmı tır. Geriye do ru sayı menzili sıfıra inebilir. Dikkati sürdürme çok ileri bozulma gösterir. Hikaye belle i (logical memory) de sıfıra inebilir, hasta hikayeyi hiç izleyemez hale gelebilir. Soyutlama çok ileri derecede bozulur. kili benzerliklerde hastalar ya benzerlikler yerine yalnızca farkları söyleyebilir, ya da bilmiyorum diyerek cevap vermekten bütünüyle kaçabilir. 38

39 Görsel-mekansal yapılandırma sıfır düzeyine inmi olabilir. Karma ık görsel mekansal algıda ileri düzeyde bozulma görülür AH TANISINDA GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLER 1) Konvansiyonel MRG ve BT: Özellikle temporal loblarda ve hipokampüste belirgin olan atrofi izlenir. Lateral ventrikül temporal hornlarında ve slyvian fissürlerde geni leme saptanır. ntrakranial tümör, hidrosefali, subdural hematom vb. AH dı ı demans nedenleri dı lanır. 2)PET ve SPECT: Demans tanısında ve etiyolojisinin ortaya konulmasında fonksiyonel bir görüntüleme yöntemi olan beyin PET ve SPECT'in kullanılabilirli i artık bilinmektedir. PET ve SPECT ile serebral hemodinamik ve metabolik fonksiyonlardaki bozulma kolaylıkla görülebilmektedir. PET ve SPECT çalı malarında AH'da temporoparietal ve sensorimotor kortekste bilateral regional Cerebral Blood Flow(rCBF) ve Cerebral Blood Volume(rCBV) : bölgesel kan akımının ve hacminin azaldı ı bildirilmi tir. 57,58 Temporoparietaldeki bu perfüzyon azalması normal ya lılıkta görülen bellek bozuklu unda görülmez. 59 2) DSC MRG: DSC MRG ile SPECT yöntemi ile aynı bulgular elde edilebilmektedir. 60,61 3) Suyun mikromoleküler hareketine dayalı Difüzyon MRG yönteminde mikrostrüktüel ve patofizyolojik yapı hakkında kalitatif ve kantitatif bilgiler sa lanır. Bir çok çalı mada Alzheimer hastalı ında kortikal dejenerasyona sekonder olarak beyaz cevherde Wallerian tip aksonal dejenerasyona ba lı anormal artmı ADC de erleri saptanmı tır. 62,63 4) MR Spektroskopi: MRS incelemelerde NAA/Cr de erlerinde azalma ve MI/Cr de erlerinde artı saptanır. 64,65 39

40 3. MATERYAL VE METOD 3.1. Olgular Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı poliklini ine unutkanlık yakınması ile ba vuran 50 ya üstü ve en az ilkokul mezunu olan bireylere öncelikle ayrıntılı nörolojik muayene uygulanmı, ekstrapiramidal, piramidal ve serebellar bulguları saptananlar dı lanmı tır. Geçirilmi inme öyküsü, epilepsi, nöroleptik ilaç kullanımı ve psikiyatrik hastalık öyküsü olanlar ile ilaç ya da alkol kötüye kullanımı bulunanlar çalı maya alınmamı tır. Olgularda hemogram, karaci er fonksiyon testleri, böbrek fonksiyon testleri, B12 vitamini ve folik asit düzeyleri, troid fonksiyon testleri, de erlendirilmi tir. Be testlerde patoloji saptananlar çalı ma dı ı bırakılmı tır. Bundan sonra olguların tümüne kraniyal manyetik rezonans görüntüleme (MRG) incelemesi yapılmı tır. Görüntüleme sonucunda semptomları açıklayıcı olabilecek parankimal ya da ventriküler patoloji saptanan olgular dı lanmı tır. Unutkanlık yakınması olan bireylere ayrıca Geriatrik Depresyon Ölçe i (GDÖ) uygulanarak depresyon varlı ı dı lanmı tır. Tüm bu de erlendirmeler sonucunda unutkanlık yakınması bulunan ve çalı maya alınması uygun olan bireyler ayrıntılı bir nöropsikolojik de erlendirmeye tabi tutulmu tur. Nöropsikolojik de erlendirme sırasında ilk olarak hasta yakınları ve hastalardan ayrıntılı öykü alını tır. Ardından Kısa Mental Durum Testi, Sözel Bellek Süreçleri Testi, Werchler Bellek Skalası; Görsel Bellek Alt Testi, Luria Dizileri ve Grafomotor Diziler, Atasözü Yorumlama testi, Boston Adlandırma testi, Stroop testi, Saat Çizimi testi, ayrıca frontal davranı Envanteri uygulanmı tır. 40

41 NINCDS-ADRDA (National Institute of Neurological and Communicative Disorders and Stroke Alzheimer s Disease and Related Disorders Association) ve DSM-IV ( Diagnostic and Statistical Manual of Mental disorders, 4 th edition) tanı kriterlerine göre Alzheimer Hastalı ı tanısı almı olan hastalar çalı maya alınmı tır. Kontrol grubu olarak da ya ve e itim düzeyi hasta grubu ile uyumlu, populasyondan seçilmi sa lıklı bireyler çalı maya alınmı tır. Bu olgularda GDÖ uygulanmı tır ve depresyon varlı ı dı lanmı tır. Çalı ma protokolü Ege Üniversitesi tıp fakültesi Etik Kurulu tarafından onaylanmı tır. Çalı maya alınan ki iler çalı ma hakkında detaylı olarak bilgilendirilmi, hasta ve hasta yakınlarından yazılı onam formu alınmı tır. Toplam 27 kontrol, 35 AH tanılı olguya nöropsikolojik testler uygulanmı, kraniyal MRG volumetrik görüntüleme yapılmı tır. Testin uygulanması ve puanlaması a a ıda belirtildi i ekildedir. 3.2 Kraniyal MRG MR Görüntüleme Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyodiagnostik Anabilim Dalındaki 1.5 Tesla (Magnetom Vision to Symphony Upgrade, Erlangen, Almanya) sistemde yapıldı. Hasta ve kontrol grubundaki her hastaya T1 zamanı (aksiyal + koronal + sagital planlarda), T2 zamanı (aksiyal + koronal + sagital planlarda) ve PD (proton dansity) sekanslarında görüntüler alındı. Alınan imajlar, yapısal ve istatistiki analizlerinin yapılabilmesi için DICOM (Digital Image Comminication) data formatında kaydedildi.ölçümler otomatik olarak yapıldı. 41

42 3.3. Nöropsikolojik Testlerin Tanıtımı ve Puanlanması Nöropsikolojik De erlendirme Öykü Ki isel ve aktüel bellek bilgileri Mini Mental Test Blessed nformasyon Bellek Konsantrasyon Testi ve Demans Skalası Sözel Bellek Süreçleri Testi Görsel Bellek Testi Atasözü Yorumlama Testi Benzerlik Kurma Testi Saat Çizme Testi Rey Osterrieth Kompleks Figür Testi Boston Adlandırma Testi Stroop Testi Sözel Akıcılık Testleri Kategori De i tirme Testi Luria Dizileri Grafomotor Diziler Klinik Demans Derecelendirme Ölçe i Geriatrik Depresyon Ölçe i Öykü ve Ki isel Aktüel Belle in De erlendirilmesi Kimlik bilgileri Yakınmalar Yakınmaların sırası, geli im hızı ve geli im tipi Özgeçmi bilgileri (hastalıklar, kullanılan ilaçlar, travma öyküsü) Soygeçmi bilgileri Mesleki öykü Psikososyal öykü Önceden gerçekle tirilmi tüm yardımcı inceleme sonuçları Aile bireylerine ve yakın çevresine ait sorgulamalar Güncel olaylarla ilgili sorgulamalar 42

43 Mini Mental Test Özellikle ya lılarda bili sel bozuklu un var olup olmadı ını taramak, zaman içinde de i imini saptamak ve tedaviye yanıtı izlemek için kullanılan bir testtir. Özel bir materyal gerektirmez. Kolay uygulanma ve puanlanma özelli ine sahiptir. Nispeten kısa sürelidir. Ölçtü ü Kognitif Özellikler: Global olarak bili sel düzeyin de erlendirilmesi. çerik: Oryantasyon, Anlık Bellek, Dikkat ve Konsantrasyon, Yakın Bellek ve Lisan maddeleri vardır. Süre: Normal ki ilerde 5-10 dakika, hastalarda dakika. De erlendirme: puan normal, <25 kognitif bozukluk Sözel Bellek Süreçleri Testi Sözel bellek bozuklu u gösteren hastalarda, bozulmanın hangi bellek sürecinde oldu unu ayırt etmek için kullanılan bir testtir. Ray A VLT testinin 15 kelimelik A listesi kullanılmı tır. ( ekil 1) Alzheimer tipi demans, hidrosefalik demans, frontal demans ve depresyon arasında ayrım sa layabilir. HKB un tanınmasını sa layabilir. Ölçtü ü Kognitif Özellikler: - Kısa süreli bellekten uzun süreli belle e transfer - Uzun süreli bellek deposunda koruyabilme - Geri getirip hatırlama - Tanıyarak hatırlama - Hipokampal ve dikkate sekonder tiplerde bellek kaybı Süre: Normal ki ilerde 20 dakika, hastalarda 45 dakika. Yarım saat sonra 10 dakika sürecek bir hatırlama ve tanıma uygulaması. 43

44 De erlendirme : Hatırlanan her kelime için 1 puan verilir. Uzak sözel bellek, tanıma ve toplam hatırlama de erlendirilir. ekil Skor Davul Perde Zil Kahve Okul Anne Bahçe apka Ay Çiftçi Burun Hindi Renk Ev Nehir USB Tanıma Toplam Hatırlama 44

45 Görsel Bellek Testi Görsel bellek bozuklu u gösteren hastalarda, bozulmanın hangi bellek sürecinde oldu unu ayırt etmek için kullanılan bir testtir. Wechsler Bellek ölçe inin (WMS-R) görsel bellek testleri kullanılmı tır. ( ekil 2) Ölçtü ü Kognitif Özellikler: - Görsel algılama, görsel ö renme - Görsel, motor yetenekler ve konstrüksiyon - Kısa süreli bellekten uzun süreli belle e transfer - Uzun süreli bellek deposunda koruyabilme - Geri getirip hatırlama, tanıyarak hatırlama Süre: Normal ki ilerde 5 dakika, hastalarda 10 dakika. Yarım saat sonra 5-10 dakika sürecek bir hatırlama ve tanıma uygulaması De erlendirme : A kartı toplam 7, B kartı 9 puan ( ekil 2) A Kartı : Gönderler : 1. Kesintisiz/düzgün/e it 2. Kesi me orta noktada 3. Dik açı dereceden çok döndürülmemi Bayraklar 5.Yön do ru 6. Gönderle bir ortak kenar var 7. Bayraklar kare eklinde B Kartı Büyük Kare 1. Kare eklinde 2. Yatay ve dikey çizgiler dereceden çok döndürülmemi 4. Her çeyrek 4 nokta içeriyor Orta Büyüklükteki Kareler 5. Her dört çeyrekte birbirine dokunmayan kare 6. Kare eklinde 7. Yatay ve dikey çizgiler 8. Hiçbiri 15 dereceden çok döndürülmemi 9. E it büyüklükte orantılı 45

46 ekil 2 A KARTI B KARTI Atasözü Yorumlama Testi Soyutlama ve akıl yürütme yetilerini de erlendirmek için kullanılan bir testtir. Süre: Normal ki ilerde 1 dakika, hastalarda 3-4 dakika. De erlendirme : Her do ru cevap için 1 puan verilir A aç ya ken e ilir. Aya ını yorganına göre uzat. Damlaya damalaya göl olur Benzerlik Kurma Testi Soyutlama ve akıl yürütme yetilerini de erlendirmek için kullanılan bir testtir. Süre: Normal ki ilerde 1 dakika, hastalarda 3-4 dakika Muz ve portakal ne bakımdan birbirlerine benzerler? Tren ve bisiklet ne bakımdan birbirlerine benzerler? 46

47 Saat Çizme Testi Entellektüel ve algısal beceriler hakkında bilgi veren, sa lıklı eri kinleri bili sel bozuklu u olanlardan ayırt etmek için kullanılan bir tarama testidir.( ekil 3) Ölçtü ü Kognitif Özellikler: - itsel kavrama, planlama ve organizasyon,sayısal bilgi, soyut dü ünme - Görsel bellek ve yeniden yapılandırma - Görsel uzaysal beceriler, motor planlama ve yerine getirme - Uyarıcının fiziksel özelliklerinin yarattı ı e ilimin baskılanması Süre: Normal ki ilerde 5 dakika, hastalarda 10 dakika. De erlendirme : Saat çizme testi toplam 5 puan üzerinden (1-5), saat gösterme testi (08:20 ve 11:10, her biri 5 er puan (6-10) üzerinden de erlendirildi. Kontur: 1.Kabul edilebilir bir kontur Numaralar : arası numaralar 3. Numaraların do ru sıralaması 4. Numaraların do ru pozisyonda olması 5. Tüm numaraların kontur içinde olması breler 6. 2 ibre olması 7. Saat hedef sayısı 8. Dakika hedef sayısı 9. breler uygun uzunlukta Merkez 10. Saat bir merkeze sahip ekil 3 47

48 Boston Adlandırma testi Resim biçimindeki objelerin adlandırılma yetisini de erlendiren bir testtir. Süre : Normal ki ilerde 3-4 dakika, hastalarda dakika De erlendirme : Toplam 32 kelime üzerinden de erlendirme yapılır, her do ru kelime için 1 puan verilir. ekil 4 NESNELER Do ru (+) Yanlı ( -) Uyarıcı pucu PUCUYLA + /- Fonemik pucu + /- 1 Yatak (Karyola) Üzerinde yatılır Ya... 2 A aç Ormanda / Bahçede bulunur A... 3 Kalem Yazı yazmak için kullanılır Ka... 4 Bina ( Ev/Okul ) çinde oturulur Bi... 5 Düdük Bekçiler / Hakemler kullanır Dü... 6 Makas Ka ıt / Kuma kesilir Ma... 7 Tarak Saç düzeltmede kullanırız Ta... 8 Çiçek Bahçede / Saksıda yeti ir Çi... 9 Testere Tahta kesilir Tes Di Fırçası A ız temizli inde kullanılır Di Fı Helikopter Havada gider He Süpürge Temizlik yapılır Sû Mantar Bazıları zehirli olur Man Askı Elbiseleri düzgün tutar As Deve Çölde ya ayan bir hayvan De... 48

49 16 Maske Yüze takılır Mas Bank ( Sıra ) Parklarda olur, oturulur Ba Raket Tenis oynanır Ra Salyangoz Sürünerek giden bir hayvan Sal Yanarda -Volkan Lav saçan da Ya Sandal -Kano-Bot Suda gider Sa Dünya - Küre Üzerindejra ıyoruz Dün Armonika-Mızıka Üfleyerek çalınır, müzik aleti Ar Gergedan Afrika'da ya ayan bir hayvan Ger Kaktüs Çöl bitkisidir Kak Hamak Üzerine yatılır, uzanılır Ha Huni i eye sıvı bo altmaya yarar Hu Akordiyon Müzik aleti A Pergel Daire çizmeye yarar Per Ma a Çaya eker atarken kullanırız Ma Palet Ressamlar kullanır Pa letki - Minkale Açı ölçmeye yarar... TOPLAM Stroop Testi Mental fleksibiliteyi ölçen bir testtir. ( ekil 5) Yani, de i en gerekliliklere uyum sa lamak üzere, algılama düzene ini de i tirebilme ve habitüel bir yanıtı -alı ılmamı olan lehine- bastırabilme yetisini ölçen bir testtir. Süre: Normal ki ilerde 10 dakika, hastalarda 20 dakika De erlendirme : Kelime okuma ile kelime rengi söyleme arasındaki fark saniye cinsinden de erlendirilir. 49

50 ekil Sözel Akıcılık Testleri Belli bir harfle ba layan ya da belli bir sınıfa ait sözcüklerin, spontan olarak sınırlı bir süre içinde (genellikle 1 dakika içinde) üretilmesini ölçen bir testtir. Süre: Normal ki ilerde dakika. Hastalarda 4-5 dakika. De erlendirme : 1 dakika içindeki toplam kelime sayısı de erlendirilir. Hayvan sayma Kategori De i tirme Testi Farklı kategorilere ait sözcüklerin, spontan olarak sınırlı bir süre içinde (genellikle 1 dakika içinde) üretilmesini ölçen bir testtir. Hem sözel akıcılık hem de mental fleksibilite yetene ini ölçer. Süre: Normal ki ilerde dakika. Hastalarda 4-5 dakika. Özel isim ve meyve kategorileri De erlendirme : 1 dakika içindeki toplam özel isim-meyve sayısı de erlendirilir. 50

51 Luria Dizileri ve Di er Grafomotor Diziler Alternan figürler içeren dizilerin kopya edilmesini gerektiren testlerdir.( ekil 6) Habitüel bir motor yanıtı ba ka bir yanıt lehine- bastırabilme yetisini ölçen bir testtir. Ayrıca görsel dikkat ve motor fonksiyonu ölçme yanında, yanıt supresyonundaki eksiklikleri ve perseverasyonları gösterme yönünden de erlidir. Süre: Normal ki ilerde 2-3 dakika. Hastalarda 4-5 dakika. De erlendirme : Do ru çizim için 1 puan verilir. ekil 6 51

52 Klinik Demans Derecelendirme Ölçe i Demans varlı ını, derecesini ve klinik izlem süresince geli en de i iklikleri saptamaya yönelik bir ölçektir. Süre: dakika. De erlendirme : CDR kriterlerine göre 0-3 arasında de erlendirilir Geriatrik Depresyon Ölçe i Ya lı populasyona yönelik bir depresyon ölçe idir. Özbildirime dayalı, yanıtlanması kolay ve ya lılara yönelik sorulardan olu maktadır. Süre: dakika. De erlendirme: 0-9 puan: Normal puan: Ilımlı depresyon puan: A ır depresyon 3.4. statistiksel Analiz statiksel de erlendirme için SPSS (statistical Package for Social Sciences) 15.0 for Windows programı kullanılmı tır. AH ve kontrol grubunun beyin hacimlerinin, ya, e itim yılı, nöropsikolojik testler ile kar ıla tırılmasında Pearson Correlation testi kullanılmı tır. AH ve kontrol grubu arasındaki grup kar ıla tırmalarında t testi kullanılmı tır. Ayrıca normal ve AH ları arasındaki beyin volüm farkılıklarını de erlendirmek için SPM 5 (statistical parametric mapping) paketi kullanılmı tır. 52

53 4.SONUÇLAR 4.1 Demografik Özellikler NINCDS-ADRDA kriterlerine göre AH kriterlerini kar ılayan 35(20 kadın, 15 erkek) hasta ile ya ve e itim düzeyleri hasta grubu ile uyumlu 27 (16 kadın, 11 erkek) kontrol olgusu çalı maya alınmı tır. AH larının ya ları 60-82ya ları arasında (ortalama=72,1), kontrol olgularının ya ları (ortalama=67,9) arasında bulunmu tur. AH larının e itim yılı 5-15 yıl arasında (ortalama=6.91), kontrol olgularının e itim yılı 5-15 yıl arasında (ortalama7.59) dır. Gruplar arasında e itim yılı ve ya yönünden istatiksel farklılık saptanmamı tır. 4.2 Hasta ve Kontrol Grubunun Test Parametreleri ile Grup Kar ıla tırması AH ve kontrol grubu beyin hacim ölçümleri, ya, e itim yılı ve nöropsikolojik testlerle t test kullanılarak istatiksel olarak kar ıla tırılmı tır. P<0.005 olanlar istatiksel olarak anlamlı kabul edilmi tir. Hasta ve kontrol grubunun e itim yılı, beyin hacimleri ve nöropsikolojik test ortalamaları ve standart sapmaları Tablo 11 de gösterilmi tir. Mini Mental Test (P=0.001), görsel bellek (P=0.001), uzak görsel bellek (P=0.001), zamanlama (P=0.001), adlandırma (P=0.001), stroop testi (P=0.002), hayvan ismi sayma (P=0.001), kategori de i tirme (P=0.001), sözel bellek (P=0.001), uzak sözel bellek (P=0.001), toplam hatırlama (P=0.001), gri cevher hacmi (P=0.001) yönünden hasta ve kontrol grubu arasında istatiksel olarak anlamlı farklılık bulunmu tur. 53

54 Tablo 11. Hasta ve Kontrol Grubunun Test Parametreleri ile Grup Karúılaútırması 54

55 4.3 AH ve Kontrol Grubunun Gri Cevher Hacminin Ya, E itim Yılı ve Nöropsikolojik Testlerle Korrelasyonu De erlendirmeye alınan hasta ve kontrol grubunun gri cevher hacimlerinin ya, e itim yılı ve nöropsikolojik testler ile korelasyonu Pearson Korrelasyon Analizi ile kar ıla tırılmı, P< olanlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmi tir. Daha sonra anlamlı kabul edilen sonuçların pozitif ya da negatif korelasyon mu gösterdi i de erlendirilmi tir. Anlamlı sonuçlar Tablo 12 de verilmi tir. Tablo 12. Gri cevher hacmi ile test parametrelerinin korelasyonu Test parametresi P De eri Korrelasyon Korrelasyon Katsayısı Ya P= Mini mental test P= Görsel bellek P= Uzak görsel bellek P= Saat kadranı P= Zamanlama P= Adlandırma P= Hayvan smi Sayma P= Kategori de i tirme P= Sözel Bellek P= Uzak Sözel Bellek P= Toplam Hatırlama P= Stroop Testi P=

56 Gri cevher hacminin mini mental test, görsel bellek, uzak görsel bellek, saat kadranı, zamanlama, adlandırma, hayvan ismi sayma, kategori de i tirme, sözel bellek, uzak sözel bellek, toplam hatırlama testleri ile pozitif, ya ve stroop testi ile negatif korelasyonu oldu u bulunmu tur. Luria dizileri, grafomotor diziler ve atasözü yorumlama testleri istatiksel olarak kullanılamayaca ı için de erlendirmeden çıkarılmı tır. 4.4 AH ve Kontrol Grubunun Beyaz Cevher Hacminin Ya, E itim ve Nöropsikolojik Testlerle Korrelasyonu De erlendirmeye alınan hasta ve kontrol grubunun beyaz cevher hacimlerinin ya, e itim yılı ve nöropsikolojik testler ile korrelasyonu Pearson Korrelasyon Analizi ile kar ıla tırılmı, P< olanlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmi tir. Daha sonra anlamlı kabul edilen sonuçların pozitif ya da negatif korrelasyon mu gösterdi i de erlendirilmi tir. Anlamlı sonuçlar Tablo 13 te verilmi tir. Tablo 13. Beyaz cevher hacmi ile test parametrelerinin korrelasyonu Test parametresi P De eri Korelasyon Korrelasyon Katsayısı Ya P= Mini mental test P= Görsel bellek P= Zamanlama P= Hayvan smi Sayma P= Kategori de i tirme P= Sözel Bellek P= Uzak sözel bellek P=

57 Beyaz cevher hacminin mini mental test, görsel bellek, zamanlama, adlandırma, hayvan ismi sayma, kategori de i tirme, sözel bellek ve uzak sözel bellek testleri ile pozitif, ya ile negatif korrelasyonu oldu u bulunmu tur. 4.5 AH ve Kontrol Grubunun BOS Hacminin Ya, E itim ve Nöropsikolojik Testlerle Korrelasyonu De erlendirmeye alınan hasta ve kontrol grubunun BOS hacimlerinin ya, e itim yılı ve nöropsikolojik testler ile korrelasyonu Pearson Korrelasyon Analizi ile kar ıla tırılmı, P< olanlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmi tir. Daha sonra anlamlı kabul edilen sonuçların pozitif ya da negatif korrelasyon mu gösterdi i de erlendirilmi tir. Anlamlı sonuçlar Tablo 14 te verilmi tir. Tablo 14. BOS hacmi ile test parametrelerinin korrelasyonu Test parametresi P De eri Korrelasyon Korrelasyon Katsayısı Ya P= Mini mental test P= Hayvan smi Sayma P= Kategori de i tirme P= BOS hacminin ya ile pozitif, mini mental test, hayvan ismi sayma, kategori de i tirme testleri ile negatif bir korrelasyonu oldu u bulunmu tur. 57

58 4.6 AH ve Kontrol Grubunun Total Beyin Hacminin Ya, E itim ve Nöropsikolojik Testlerle Korrelasyonu De erlendirmeye alınan hasta ve kontrol grubunun total beyin hacimlerinin ya, e itim yılı ve nöropsikolojik testler ile korrelasyonu Pearson Korrelasyon Analizi ile kar ıla tırılmı, P< olanlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmi tir. Daha sonra anlamlı kabul edilen sonuçların pozitif ya da negatif korrelasyon mu gösterdi i de erlendirilmi tir. Anlamlı sonuçlar Tablo 15 te verilmi tir. Tablo 15. Total Beyin Hacmi ile test parametrelerinin korrelasyonu Test parametresi P De eri Korrelasyon Korrelasyon Katsayısı Görsel bellek P= Total beyin hacminin sadece görsel bellek ile pozitif bir korrelasyonu oldu u bulunmu tur.ya ve di er testlerle total beyin hacmi arasında anlamlı istatistiksel ili ki kurulamamı tır. 4.7 AH larının Gri Cevher Hacimlerinin Nöropsikolojik Testlerle Korrelasyonu De erlendirmeye alınan hastaların gri cevher hacimlerinin ya, e itim yılı ve nöropsikolojik testler ile korrelasyonu Pearson Korrelasyon Analizi ile kar ıla tırılmı, P< olanlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmi tir. Daha sonra anlamlı kabul edilen sonuçların pozitif ya da negatif korrelasyon mu gösterdi i de erlendirilmi tir. Anlamlı sonuçlar Tablo 16 da verilmi tir. 58

59 Tablo 16 AH larının Gri Cevher Hacmi ile test parametrelerinin korrelasyonu Test parametresi P De eri Korelasyon Korelasyon Katsayısı Ya P= Görsel bellek P= Hayvan smi Sayma P= Kategori de i tirme P= Gri cevher hacminin görsel bellek, hayvan ismi sayma, kategori de i tirme testleri ile pozitif, ya ile negatif korrelasyonu oldu u bulunmu tur. 4.8 AH larının Beyaz Cevher Hacmi, BOS hacmi ve Total Beyin Hacminin Ya, E itim ve Nöropsikolojik Testlerle Korrelasyonu De erlendirmeye alınan hastaların beyaz cevher, BOS ve total beyin hacimlerinin ya, e itim yılı ve nöropsikolojik testler ile korrelasyonu Pearson Korrelasyon Analizi ile kar ıla tırılmı, P< olanlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmi tir. Daha sonra anlamlı kabul edilen sonuçların pozitif ya da negatif korrelasyon mu gösterdi i de erlendirilmi tir. Beyaz cevher hacminin sadece ya la negatif bir korrelasyonu (P=0.049) oldu u bulunmu, di er test parametreleri ile istatiksel olarak anlamlı bir korrelasyon kurulamamı tır. AH larının BOS hacimleri test parametreleri ile kar ıla tırılmı, istatiksel olarak anlamlı bir korrelasyon kurulamamı tır. AH larının total beyin hacimleri test parametreleri ile kar ıla tırılmı sadece görsel bellek ile istatiksel olarak anlamlı bir korrelasyon kurulmu tur (P=0.013). Di er test parametreleri ile istatiksel olarak anlamlı bir korrelasyon kurulamamı tır. 59

60 4.9 Hasta ve Kontrol Grubunun SPM (Statistical Parametric Mapping) Analizi Bu analizde hasta ve kontrol grubunun beyin volumetrik de erleri kar ıla tırılarak farklı olan bölgeler belirlenmektedir. Elde edilen de erler Tablo 17 ve ekil 7,8,9 da gösterilmi tir. Tablo 17. Hasta ve kontrol grubunun SPM analizi Anatomik Lokalizasyon Voxel T Z P X Y Z Sol serebrum, Frontal Lob, Inferior Frontal Gyrus, Gri Madde, Brodman 45 Sol Serebrum, Frontal Lob, Orta Frontal Gyrus, Gri Madde, Bromdan 6 Sol Serebrum, Limbik Lob, Parahippocampal Gyrus, Gri Madde, Brodmann 30 Sa Serebrum, Frontal Lob, Inferior Frontal Gyrus, Gri Madde, Brodman 13 Sa Serebrum, Frontal Lob, Orta Frontal Gyrus, Gri Madde, Brodmann 9 Sa Serebrum, Frontal Lob, Medial Frontal Gyrus, Gri Madde, Brodmann 9 Sol Serebrum, Oksipital Lob, Inferior Oksipital Grus, Gri Madde, Brodman 17 Sol Serebrum, Parietal Lob, Postsentral Gyrus, Gri Madde, Brodmann 3 Sol Serebrum, Oksipital Lob, Middle Oksipital Gyrus, Gri Madde, Bromdan 19 Sol Serebrum, Frontal Lob, Superior Frontal Gyrus, Gri Madde, Brodman

61 Sol Serebrum, Frontal Lob, Medial Frontal Gyrus, Gri Madde, Brodmann 6 Sa Serebrum, Frontal Lob, Superior Frontal Gyrus, Gri Madde, Brodmann 8 Sol Serebrum, Parietal Lob, Postsentral Gyrus, Gri Madde, Brodmann 3 Sa Serebrum, Oksipital Lob, Fusiform Gyrus, Gri madde, Brodmann 18 Sol Serebrum, Oksipital Lob, Kuneus, Gri Madde, Brodmann 18 Sol Serebrum, Frontal Lob, Presentral Gyrus, Gri Madde, Brodmann 6 Sa Serebrum, Frontal Lob, Inferior Frontal Gyrus, Gri Madde, Brodman 44 Sol Serebrum, Temporal Lob, Superior Temporal Gyrus, Gri Madde, Brodman

62 ekil 7, 8, 9 62

63 63

64 64

Demans ve Alzheimer Nedir?

Demans ve Alzheimer Nedir? DEMANS Halk arasında 'bunama' dedigimiz durumdur. Kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler; hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun

Detaylı

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ TANIM:İnsanda yüksek serebral fonksiyonların anatomik ve fonksiyonel özellikleri ile bu fonksiyonların

Detaylı

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ TANIM:İnsanda yüksek serebral fonksiyonların anatomik ve fonksiyonel özellikleri ile bu fonksiyonların çeşitli beyin hastalıkları sonucu

Detaylı

DEMANS Neden ve mekanizmalar üzerinden bir gözden geçirme. Demet Özbabalık Adapınar

DEMANS Neden ve mekanizmalar üzerinden bir gözden geçirme. Demet Özbabalık Adapınar DEMANS Neden ve mekanizmalar üzerinden bir gözden geçirme Demet Özbabalık Adapınar Demans Kişinin bilişsel işlevlerinde Sosyal, mesleki ve günlük yaşam aktivitelerinde Davranışlarında Avrupa da Demansİnsidansıİnme,

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir KÜÇÜK DAMAR HASTALIĞINDA KLİNİK BULGULAR Yok Özel fokal nöroloik semptomlar Sinsi gelişen global nörolojik

Detaylı

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ, 2010 Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler Dr.Canan Yücesan Ankara Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Akış Sitokinler ve depresyon Duygudurum bozukluklarının

Detaylı

Unutkanlıktan Bunamaya

Unutkanlıktan Bunamaya Unutkanlıktan Bunamaya Doç.Dr.Lütfü Hanoğlu İstanbul Medipol Üniversitesi 8 Mayıs 2014 Beyin yılı Nörolojik hastalıklar Bilinçlendirme Sempozyumu Bunama Nedir? Akli melekelerde giderek ilerleyen zayıflama/kayıplarla

Detaylı

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık yaşlılığın doğal bir sonucu değildir.. Demansın en sık nedeni ALZHEİMER HASTALIĞI DIR. Yaşla gelen unutkanlık ALZHEİMER HASTALIĞI nın habercisi olabilir!!! ALZHEİMER

Detaylı

DSM-V e göre alttipler

DSM-V e göre alttipler DELIRYUM DSM-V kriterleri A. Dikkat ve bilinç bozukluğu B. Bu bozukluk kısa süre içinde gelişir C. Bilişte ek bir bozukluk (bellek, yönelim, dil, görseluzamsal yeterlilik, algı) D. Bu belirtiler daha

Detaylı

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde 1 Demans ve Nörodejeneratif süreçler Prof. Dr. Kamil Karaali Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde

Detaylı

İnsidans: 123/100.000 65 yaşın üzerinde % 5-10, 85 yaşın üzerinde %30-40 civarındadır. Türkiye de yaklaşık 300.000 hasta olduğu tahmin edilmektedir.

İnsidans: 123/100.000 65 yaşın üzerinde % 5-10, 85 yaşın üzerinde %30-40 civarındadır. Türkiye de yaklaşık 300.000 hasta olduğu tahmin edilmektedir. DEMANSLAR Dilimizde popüler kullanımıyla bunama adı verilen demans kelimesi, etimolojik olarak Latince zihin anlamına gelen mens kelimesinden türemiştir ve demens zihnin yitirilmesi anlamına gelir. Latince

Detaylı

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır. Alzheimer hastalığı nedir, neden olur? Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır.

Detaylı

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015 ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015 Bunama yaşlılığın doğal bir sonucu değildir. Yaşla gelen unutkanlık, Alzheimer Hastalığının habercisi olabilir! Her yaşta insanın

Detaylı

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener Motor Nöron ve Kas Hastalıkları Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Vücudun herhangi bir bölümünde kas kuvveti azalması: parezi Tam kaybı (felç) : paralizi / pleji Vücudun yarısını tutarsa (kol+bacak)

Detaylı

anosognozi birincil sıra belirtiler görsel varsanılar

anosognozi birincil sıra belirtiler görsel varsanılar genel tıbbi duruma bağlı psikotik bozukluklar dr. almıla erol izmir atatürk eğitim ve araştırma hastanesi psikoz: varsanılar sanrılar gerçeği değerlendirme yetisinin bozulması dopamin varsayımı III: striatal

Detaylı

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı

Detaylı

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ Suna ve İnan Kıraç Vakfı Nörodejenerasyon Araştırma Laboratuvarı Tel/ Fax: 0212 359 72 98 www.alsturkiye.org HASTA BİLGİLERİ Hasta adı-soyadı : Cinsiyeti : Kadın Erkek Doğum tarihi

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi Ana başlıklar Demans nedenleri Normal yaşlanma bulguları Radyolojik görüntüleme yöntemleri Demansta radyolojik belirleyici bulgular

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik LAFORA HASTALIĞI Progressif Myoklonik Epilepsiler (PME) nadir olarak görülen, sıklıkla otozomal resessif olarak geçiş gösteren heterojen bir hastalık grubudur. Klinik olarak değişik tipte nöbetler ve progressif

Detaylı

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati : Terminoloji Tip A Akut karaciğer yetmezliği ile birlikte Tip B Porto-sistemik Bypass ile birlikte (intrensek hepatosellüler yetmezlik

Detaylı

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD HEMORAJİK İNME Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD İntraserebral kanamalar inmelerin %10-15 ini oluşturmaktadır. İntraparenkimal, subaraknoid, subdural ve

Detaylı

DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ. Prof.Dr.Yahya Karaman

DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ. Prof.Dr.Yahya Karaman DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ Prof.Dr.Yahya Karaman YÜKSEK SEREBRAL FONKSİYONLAR Zeka Fonksiyonları Kognitif fonksiyonlar Mental Fonksiyonlar İntellektüel Fonksiyonlar Sosyal Fonksiyonlar KOGNİTİF

Detaylı

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI Alzheimer hastalığı (AH) ilk kez, yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmıştır. İlerleyici zihinsel işlev bozukluğu ve davranış değişikliği yakınmaları ile hastaneye yatırılıp beş yıl

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Demans kavramı nedir? Demanslarda ayırıcı tanı nasıl yapılır? Doç. Dr. Ahmet Tiryaki 49. UPK İzmir 26.09.2013

Demans kavramı nedir? Demanslarda ayırıcı tanı nasıl yapılır? Doç. Dr. Ahmet Tiryaki 49. UPK İzmir 26.09.2013 Demans kavramı nedir? Demanslarda ayırıcı tanı nasıl yapılır? Doç. Dr. Ahmet Tiryaki 49. UPK İzmir 26.09.2013 Açıklama 2011-2013 Araştırmacı: Janssen-Cilag Danışman: Janssen-Cilag, Nobel Konuşmacı: Janssen-Cilag,

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a

Detaylı

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01 İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01 Vasküler bunama 4 F01.3 Karma kortikal ve subkortikal vasküler

Detaylı

REFLEKS F HAREKETLER DÖNEM

REFLEKS F HAREKETLER DÖNEM REFLEKS F HAREKETLER DÖNEM A AMALAR Bilgi Toplama Evresi : D.Ö- 4. ay Bilgi Çözme Evresi: 4.ay sonras 1 ya Reflekslerin levleri B R NC L REFLEKSLER Moro R. A. Tonik Boyun R. Arama R. Emme R. Kavrama R.

Detaylı

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 AÇIKLAMA 2012-2017 Araştırmacı: yok Danışman: yok Konuşmacı: yok Olgu 60 yaşında kadın, evli, 2 çocuğu var,

Detaylı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Beyinde bir grup nöronun anormal deşarjına bağlı olarak

Detaylı

DEMANSLAR. Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji A.D.

DEMANSLAR. Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji A.D. DEMANSLAR Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji A.D. Ders Planı Tanım, sınıflama Alzheimer hastalığı Diğer demans tabloları Prion hastalıkları 2 Tanım: Yaşlılık (senilite): Yaşın ilerlemesi ile başlayan santral sinir

Detaylı

T.C Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Klinik Şefi: Uz. Dr. Mecit Çalışkan

T.C Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Klinik Şefi: Uz. Dr. Mecit Çalışkan T.C Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Klinik Şefi: Uz. Dr. Mecit Çalışkan ALZHEİMER TİPİ DEMANS HASTALARINA BAKIM VERENLERDE TÜKENMİŞLİK VE ANKSİYETE UZMANLIK

Detaylı

Psikofarmakolojiye giriş

Psikofarmakolojiye giriş Psikofarmakolojiye giriş Genel bilgiler Beyin 100 milyar nöron (sinir hücresi) içerir. Beyin hücresinin i diğer beyin hücreleri ile 1,000 ile 50,000 bağlantısı. Beynin sağ tarafı solu, sol tarafı sağı

Detaylı

2014

2014 2014 DİKKAT EKSİKLİĞİ BOZUKLUĞU (DEB) ve MentalUP İçerik DEB e Klinik İlgi DEB Nedir? DEB in Belirtileri DEB in Zihinsel Sürece Etkileri DEB in Psikososyal Tedavisi MentalUP tan Faydalanma MentalUP İçeriği

Detaylı

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA ALZHEIMER ÇOCUKLARı (2012-2075 YıLLARı ARASı ALZHEIMER HASTA SAYıSı DEĞIŞIMI VE DAĞıLıŞı) Feride CESUR Yenimahalle Halide Edip Anadolu Sağlık Meslek Lisesi Coğrafya Öğretmeni İÇERİK Çalışmanın Amacı Alzhemer

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

Amiloidozis Patolojisi. Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı

Amiloidozis Patolojisi. Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı Amiloidozis Patolojisi Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı Tanım Amiloid = Latince amylum (nişasta, amiloz) benzeri Anormal ekstrasellüler protein depozisyonu Fizyolojik eliminasyon mekanizmaları

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

TFD Nö rölöjik Fizyöterapi Grubu Bu lteni

TFD Nö rölöjik Fizyöterapi Grubu Bu lteni TFD Nö rölöjik Fizyöterapi Grubu Bu lteni Cilt/Vol:2 Sayı/Issue:2 Şubat/February 2016 www.norofzt.org İNME HASTALARINDA EGZERSİZİN KOGNİTİF FONKSİYONLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Yrd. Doç. Dr. Gözde İyigün Doğu

Detaylı

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır:

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır: Genetik danışma, genetik düzensizliklerin temelini ve kalıtımını inceleyerek hasta ve/veya riskli bireylerin hastalığı anlayabilmesine yardımcı olmak ve bu hastalıklar açısından evliliklerinde ve aile

Detaylı

Demans tanısı. Prof. Dr. Mustafa Bakar

Demans tanısı. Prof. Dr. Mustafa Bakar Demans tanısı Prof. Dr. Mustafa Bakar 1 Demans : Erişkin MSS Hasarı Demans sendromları genetik ve/veya sporadik edinsel hasarların sonucu kazanılmış zihinsel yeteneklerin kaybıdır, Bu açıdan zihinsel işlevlerin

Detaylı

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI RAPOR BÜLTENİ İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI Tarih: 18/09/2015 Sayı : 11 Dünya Alzheimer Farkındalık Günü 21 Eylül 2015 Hazırlayan Ezel ÖZTÜRK Alzheimer Hastalığı ilerleyici nörodejeneratif

Detaylı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı Dr. Derda GÖKÇE¹, Prof. Dr. İlhan YETKİN², Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN³, Doç. Dr. Özlem GÜLBAHAR⁴, Uzm. Dr. Rana Tuna DOĞRUL³, Uzm. Dr. Cemal KIZILARSLANOĞLU³, Uzm. Dr. Muhittin YALÇIN² ¹GÜTF İç Hastalıkları

Detaylı

İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı

İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı Evrim Göde Öğüten 1, Gizem Ünveren 2, Emine Soybay 2, Barış Topçular

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

Yaşlılıkta Uyku Doç. Dr. Turan Atay

Yaşlılıkta Uyku Doç. Dr. Turan Atay Yaşlılıkta Uyku Doç. Dr. Turan Atay 14. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi, 6-10 Ekim 2013, Bodrum Anlatım Planı Normal (fizyolojik) yaşlanmada değişiklikler uykudaki Demansta (AH tipi) uyku REM Uykusu Davranış

Detaylı

GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK

GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK Master Yoda: 900 yıl 546 yıl Jean Louise Calment 122 yaş Tanrılar yaşlandıkça hayatı daha mutsuz ve hoş olmayan bir hale getirerek ne kadar merhametli olduklarını gösteriyor.

Detaylı

SSS Enfeksiyonlarının Radyolojik Tanısı. Dr. Ömer Kitiş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Nöroradyoji

SSS Enfeksiyonlarının Radyolojik Tanısı. Dr. Ömer Kitiş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Nöroradyoji SSS Enfeksiyonlarının Radyolojik Tanısı Dr. Ömer Kitiş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Nöroradyoji Nöroradyoloji de;doku kontrast mekanizmaları T1/T2/PD; T1-T2 relaksasyon zamanları

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. OTİZM NEDİR? Otizm, sosyal ve iletişim Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. GÖRÜLME SIKLIĞI Son verilere göre 110 çocuktan birini etkilediği kabul edilmektedir

Detaylı

Demansta Klinik Bulgular

Demansta Klinik Bulgular DERLEME DOI:10.4274/nts.018 Nuclear Medicine Seminars / Nükleer Tıp Seminerleri 2016;3:134-138 Figen Yavlal1,2, Hülya Aydın Güngör3 Demansta Klinik Bulgular Clinical Findings in Dementia 1 Bahçeşehir Üniversitesi

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği

Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği Olgu-1 Olgu-1 12 yaşında, kız Hasta alt bezi raporu için kliniğimize yönlendirilmiş. Değişik 3. basamak merkezler ve üniversite hastanelerinde

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şizofreniye bağlı davranım bozuklukları bireyi ve toplumları olumsuz etkilemekte Emosyonları Tanıma Zorluğu Artmış İrritabilite Bakımverenlerin

Detaylı

Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya

Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya Modern toplumlarda uykudan alacaklı olmak artık sıradan bir olaydır. Bunun karşılığında

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER (FN)- TANIM FEBRİL NÖBET (FN): 6 ay- 5 yaş arası çocuklarda, santral sinir sistemi enfeksiyonu veya başka bir etken bulunmaması koşuluyla ateşle birlikte

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

muayenesi 11 KASIM ÇARŞAMBA 09:30-10:20 Pratik: Konjuge göz hareketleri, pupil ve göz dibi Prof.Dr.Tülay Kurt İncesu

muayenesi 11 KASIM ÇARŞAMBA 09:30-10:20 Pratik: Konjuge göz hareketleri, pupil ve göz dibi Prof.Dr.Tülay Kurt İncesu İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI NÖROLOJİ STAJI GRUP 1 TEORİK VE PRATİK DERS PROGRAMI (09.11.2015 27.11.2015) 9 KASIM PAZARTESİ 08:30-09:20 Pratik: Genel ve

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

KEMOTERAPİ İLE İLİŞKİLİ KOGNİTİF BOZUKLUKLARDA

KEMOTERAPİ İLE İLİŞKİLİ KOGNİTİF BOZUKLUKLARDA TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni Cilt/Vol:3 Sayı/Issue:10 Ekim/October 2017 www.norofzt.org KEMOTERAPİ İLE İLİŞKİLİ KOGNİTİF BOZUKLUKLARDA TEDAVİ YAKLAŞIMLARI Kemoterapi ile ilişkili kognitif bozukluklar

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 İÇİNDEKİLER Bölüm 1 Giriş 1 Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 Normal Dışı Davramışları Belirlemede Öznellik 2 Gelişimsel Değişimlerin Bir Bireyin Davranışsal ve Duygusal Dengesi Üzerindeki

Detaylı

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Lohusalık döneminde ruhsal hastalıklar: risk etkenleri ve klinik gidiş Doç.Dr. Leyla Gülseren 25 Eylül 2013 49. Ulusal

Detaylı

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir.

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. BÜYÜME Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. 2 BÜYÜME Örneğin doku büyümesi gerçekleşerek vücut ağırlığı ve boy uzunluğunda

Detaylı

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon Granülom / Granülomatoz reaksiyon Non-enfektif granülomatozlar: Sinir sistemi tutulumu ve görüntüleme Küçük nodül Bağışıklık sisteminin, elimine edemediği yabancı patojenlere karşı geliştirdiği ve izole

Detaylı

Demans. Demans 08/10/14. Demans Tanı

Demans. Demans 08/10/14. Demans Tanı Yrd. Doç. Dr. Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Ekim 2014 Bellek ve dil yebleri, soyut düşünme, yargılama gibi zihinsel işlevlerde görülen edinilmiş,

Detaylı

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ* İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri 25 TÜRKİYE DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 Mart 2008 S:25-30 PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Detaylı

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ Konu: Nörolojik bilimlere giriş Amaç: Merkezi ve Periferik Sinir Sistemi nin çalışma prensiplerini ve ilgili klinik durumları anlamak. Serebrum,serebellum,

Detaylı

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM uyku iliģkili parasomniler; REM uyku davranıģ bozukluğu Tekrarlayan izole uyku paralizisi Kabus bozukluğu REM UYKU DAVRANIġ BOZUKLUĞU

Detaylı

NÖROLOJİK BELİRTİ ve BULGULAR Y Ü Z Ü N C Ü Y I L Ü N İ V E R S İ T E S İ N Ö R O L O J İ A B D

NÖROLOJİK BELİRTİ ve BULGULAR Y Ü Z Ü N C Ü Y I L Ü N İ V E R S İ T E S İ N Ö R O L O J İ A B D NÖROLOJİK BELİRTİ ve BULGULAR Y R D. D O Ç. D R. A Y S E L M İ L A N L I O Ğ L U Y Ü Z Ü N C Ü Y I L Ü N İ V E R S İ T E S İ N Ö R O L O J İ A B D Mental durum bozuklukları Konfüzyon Dikkat, bellek, çevresel

Detaylı

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Ass. Dr. Toygun Tok İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir. Psikiyatrinin en önemli hastalıklarından biridir. Bu hastalıkta gerçeği değerlendirme yetisinde bozulma, acayip tuhaf davranışlar, hezeyanlar ( mantıksız, saçma, olması mümkün olmayan veya olması mümkün

Detaylı

Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Dekan: Prof. Dr. Demir Budak. Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten

Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Dekan: Prof. Dr. Demir Budak. Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Dekan: Prof. Dr. Demir Budak Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten 214 215 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DÖNEM III DERS KURULU 5 (TIP 322) SİNİR SİSTEMİ VE LOKOMOTOR

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI DEMANSLI HASTALARDA AĞRI DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr.

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI DEMANSLI HASTALARDA AĞRI DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI DEMANSLI HASTALARDA AĞRI DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Abdullah AGİT UZMANLIK TEZİ Olarak Hazırlanmıştır ANKARA 2013 T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Oksipital Loblar ve Görme. Dr. Timuçin Oral

Oksipital Loblar ve Görme. Dr. Timuçin Oral Oksipital Loblar ve Görme Dr. Timuçin Oral İTİCÜ 16 Aralık 2008 1 frontal lob santral (rolandik) sulkus pariyetal lob oksipital lob temporal lob silviyan (lateral) sulkus Limbik Lob Frontal Lob Parietal

Detaylı

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı Herediter Meme Over Kanseri (HBOC) %5-10 arası kalıtsaldır Erken başlama

Detaylı

Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar

Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar Prof. Dr. Sacit Karamürsel İstanbul Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı sacit@istanbul.edu.tr Elektroansefalogram (EEG), merkezi sinir

Detaylı

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi Duygular Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duygusal bir tepki üç tip bileşen içerir: Davranışsal Otonomik Hormonal Tepki Örüntüleri

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2

SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2 SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2 Bilgiyi işlemede büyük rol oynar HİPOKAMPUS Hafıza, öğrenme, bilişsel haritalama ve dikkat ile yakından ilişkilendirilmiştir Bu bölgeye zarar gelmesi öğrenme ve hatırlamada

Detaylı

GEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI

GEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI GEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI Geçici İskemik Atak (GİA): Kan akımının azalmasına bağlı Geçici nörolojik defisit atağı Semptomlar 24 saatten az Semptom süresi genellikle

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West sendromu Beyinde bir grup nöronun anormal deşarjına bağlı

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

Dr. Yasemin HOŞGÖREN ALICI. Gölbaşı Hasvak Devlet Hastanesi 53. Ulusal Psikiyatri Kongresi Ekim 2017, Bursa

Dr. Yasemin HOŞGÖREN ALICI. Gölbaşı Hasvak Devlet Hastanesi 53. Ulusal Psikiyatri Kongresi Ekim 2017, Bursa Dr. Yasemin HOŞGÖREN ALICI Gölbaşı Hasvak Devlet Hastanesi 53. Ulusal Psikiyatri Kongresi Ekim 2017, Bursa Amiloid plakları Alzheimer Hastalığındaki nöronal ve sinaptik kayıp ile ilişkili bulunmuştur.

Detaylı

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders-version 2) 2005 Huzursuz bacaklar sendromu Uykuda periyodik hareket bozukluğu Uykuyla

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz Aydın İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz Aydın Dominant / resesif tanımları Otozomal ve gonozomal kalıtım nedir? İnkomplet dominant/ kodominant ne ifade eder? Pedigri nedir, Neden yapılır?

Detaylı

NÖROMETABOLİK BEYİN HASTALIKLARINDA GENEL RADYOLOJİK YAKLAŞIM

NÖROMETABOLİK BEYİN HASTALIKLARINDA GENEL RADYOLOJİK YAKLAŞIM NÖROMETABOLİK BEYİN HASTALIKLARINDA GENEL RADYOLOJİK YAKLAŞIM Prof.Dr. Handan Güleryüz DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK RADYOLOJİSİ BİLİM DALI İZMİR Metabolik beyin hastalıklarında çeşitli

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

Aducanumab antikorunun Alzheimer hastalarında Aβ plaklarını azaltması

Aducanumab antikorunun Alzheimer hastalarında Aβ plaklarını azaltması Aducanumab antikorunun Alzheimer hastalarında Aβ plaklarını azaltması Dr. Berker DUMAN Ankara Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi BD 53.Ulusal Psikiyatri Kongresi

Detaylı

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Hücre zedelenmesi etkenleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Homeostaz Homeostaz = hücre içindeki denge Hücrenin aktif olarak hayatını sürdürebilmesi için homeostaz korunmalıdır Hücre zedelenirse ne olur? Hücre

Detaylı