NREM İLE İLİŞKİLİ PARASOMNİLER
AMAÇ NREM ile ilişkili Parasomnileri öğrenmek.
PARASOMNİLER Uykuya geçiş esnasında, uyku içinde ve uykudan uyanırken ortaya çıkan istenmeyen fiziksel olaylardır. Otonom sinir sistemi ve çizgili kasların etkilenmesi ile merkezi sinir sisteminin aktivasyonuyla ortaya çıkarlar. Sıklıkla otonom sinir sistemi değişiklikleri ve iskelet kas aktivitesi bu bozukluğa eşlik eder. Genellikle çocukluk yaşlarında başlar, erişkin yaşlarda seyrekleşerek kaybolur.
Parasomniler uniform bir klinik tabloya sahip değildir, farklı klinik bulgular ile ve uykunun farklı evrelerinde değişken sürelerde ortaya çıkabilirler. Merkez sinir sisteminin olgunlaşmasındaki bir aksamayı düşündürdüğü söylenmişse de psikolojik etkenler de parasomni oluşumunda önemli rol oynar.
Sıklıkla çocukluk döneminde başlayıp genellikle erişkinlik döneminden önce sona ermekle birlikte, seyrek olarak erişkin dönemde de devam edebilmektedir. Arousal bozukluklarının pre-adölesan çocukların %15-20 sinde olduğu tahmin edilmekte, erişkinlik döneminde ise sadece %1-4 oranında görülmektedir
Parasomni Olgularını İzlerken Gerekli Asgari Koşullar Yeterli sayıda EEG kanalı ile desteklenmiş PSG (minimum 18 kanal) EEG aktivitesini senkron değiştirebilme özelliği olan bir PSG (aynı ekranda epok süresini değiştirerek o sıradaki iktal olayın bir parasomni mi bir epileptik olay mı olduğunu gösterme olanağı) Özellikle üst ekstremitelerden EMG kaydı Kardiyorespiratuvar monitorizasyon olanağı Elektrofizyolojik kayıt ile senkron video kaydı (video EEG PSG monitorizasyonu Deneyimli uyku teknisyeni Uyku ve iktal EEG traselerini yorumlamada deneyimli hekim
NREM İLE İLİŞKİLİ PARASOMNİLER Konfüzyonel Uyanıklıklar Uykuda yürüme Uyku Terörü
NREM İLİŞKİLİ PARASOMNİLERİN ÖZELLİĞİ NREM ilişkili Parasomnilerin özelliği, derin-yavaş uyku esnasında görülmesi ve genellikle atakların uyku başlangıcından sonraki ilk birkaç saat içinde ortaya çıkmasıdır. NREM Parasomnileri Sıklıkla gecenin ilk yarısında NREM uykusunda meydana gelen eksternal stimuluslara yanıt alınamayan uyandıklarında da sorulara yanıt verilemeyen, konfüzyonun eşlik edebildiği dakikalar süren atak/ataklar sonrası kısa süreli uyanıklık periyodlarının olabildiği olguların ertesi sabah olan bitenleri hatırlamadığı stereotipik olmayan anormal hareket ve davranışların gözlendiği tablolardır.
Non REM Parasomnilerinin Ortak Özellikleri Non REM parasomnilerinin ortak özellikleri Gecenin ilk 1/3 kısmında, sıklıkla yavaş dalga uykusu sırasında, kimi zaman N2 uykusu sırasında ortaya çıkarlar. Tipik olarak çocukluk çağında orta çıkar ve ergenlik sonrası kaybolurlar. Uyku yoksunluğu ya da uyku bölünmesi ortaya çıkmalarını kolaylaştırır. Olguların çoğunda stereotipik ya da saldırgan davranışlar görülmez
Ayırıcı tanıda evde çekilen videolar, uyku günlüğü kullanılabilir. Ayrıntılı fizik ve nörolojik muayene yine tanı için gereklidir. Diğer uyku bozukluklarının varlığı bunların ortaya çıkmasını kolaylaştırırken tedaviye yanıtı da azaltabilir.
NREM Uyanıklık Tepkisi Bozukluklarına Yatkınlık Sağlayan Ya Da Tetikleyen Faktörler Yatkınlık sağlayan faktörler Genetik faktörler, aile öyküsü aynı ya da farklı parasomni varlığı Bölünmüş uykuya neden olan faktörler Stres,çevresel uyaranlar, endojen uyaranlar, ağrı, hamilelik, uyarıcılar, gece tiroksin alımı,migren baş ağrısı Derin uykuya neden olan faktörler (artmış yavaş dalga uykusu yada uyanık kalmada zorlanma ) Genç yaş, uyku yoksunluğu sonrasında obstrüktif uyku apne sendromu tedavisinde kullanılan CPAP tedavisinin başlangıcı Depresan tedaviler (sedatifler, hipnotikler, alkol)
Non-REM Parasomnilerinde Ayırıcı Tanı Klinik çalışmalarda, tüm gece polisomnografide(psg) parasomnileri yakalamak zordur. Ancak uykuda diğer bozuklukların ayırıcı tanısı için bu inceleme gerekli olabilir.ayırıcı tanıda; parasomni overlap bozukluk, Noktürnal kompleks Parsiyel epilepsi, Frontal lob nöbetleri, Noktürnalpanik atakları Temaruz akla gelmelidir.
KONFÜZYONEL UYANMALAR Konfüzyonel uyanmalar genellikle uykunun ilk yarısında derin-yavaş uykudan uyanma sonrasında mental konfüzyon ya da konfüzyonel davranışlarla karakterizedir. Klinik olarak hareketlenme ve inleme ile başlar. Hastaların ataklar esnasında zaman mekân oryantasyonu bozuk ve konfüzyonedirler. Bağırma, ağlama ve dövünme șeklinde ajite ve konfüze davranıșlar görülebilir. Olguyu tamamıyla uyandırmak mümkün değildir. Gözleri açık ya da kapalı olabilir. Uyandırmalar ile ataklar kolaylaştırılabilir. Atakların süresi genellikle 5-15 dakika arasında olup 30-40 dakikaya kadar uzayabilir.
Genellikle çocuklarda sıktır ve cinsiyet farkı yoktur. Erișkinlerde konfüzyonel uyanma, özellikle derin uykudan aniden uyanma șeklinde olur. Uyku yoksunluğu, ilaçlar, așırı uykululuğa neden olan ya da anormal uyku uyanıklık paterni ile olan diğer uyku bozuklukları bu durumu arttırır. Genetik faktörler en önemli predispozan faktördür.
Polisomnografik olarak derin-yavaş uyku esnasında ortaya çıkan konfüzyonel uyanma tipiktir. Yetişkinlerde ise konfüzyonel uyanmaların iki alt tipi; şiddetli sabah uyku mahmurluğu ve uyku ile ilişkili anormal seksüel hareketlerdir. Ayırıcı tanıda uyku-apne sendromuna bağlı konfüzyonel uyanmalar dışlanmalıdır.
UYKUDA YÜRÜME (SOMNANBULİZM) Uykuda yürüme(somnanbulizm), derin-yavaş uykuda ortaya çıkan konfüzyonel bir yürüme tablosudur. Uygunsuz davranışları sıklıkla içerebilir. Her iki cinsiyet arasında görülme sıklığında fark yoktur, ancak erkeklerde yaralanma ve şiddet davranışı daha fazla görülmektedir. Sekiz -12 yaşları arasında daha sık olarak görünmektedir. Aile öyküsü genellikle pozitiftir ve yetişkin çağda tedricen ortadan kalkmaktadır. Altta yatan fizyopatolojik mekanizmalar bilinmemektedir. Polisomnografi yavaş dalga uykudan uyanmanın gösterilmesi açısından önemlidir. Ayırıcı tanıda uyku terörü, REM uyku davranış bozukluğu ve uyku ile ilişkili epilepsiler dışlanmalıdır.
UYKU TERÖRÜ Uyku Terörü, uykudan aniden uyanmayı takiben kuvvetli bir çığlığa eşlik eden yoğun korkunun göstergesi otonomik ve davranışsal belirtilerle belirli bir uyanma bozukluğudur. Hastalar genellikle yatağa oturmuş, dış uyaranlara yanıtsız durumda ve eğer uyanırlarsa da dezoryante ve konfüzyondadırlar.
Kadın-erkek arasında görülme sıklığında fark yoktur ve 4-12 yaş grubunda daha sık görülmektedir. Genetik faktörler önemli rol oynamakla birlikte birçok presipitan faktör bildirilmiştir. Aynı ailenin birkaç bireyinde görülebilir. Patoloji bilinmemektedir. Polisomnografide yavaş dalga uykudan ani uyanma ile klinik tablonun başlaması tipiktir. Diğer uyanma bozukluklarından, panik atak ve nokturnal kompleks parsiyel nöbetlerden ayırıcı tanısı yapılmalıdır.
Uyku terörü genellikle tedavi gerektirmez Yatağa yakın tehlikeli olabilecek eşyaların kaldırılması gibi önlemler alınabilir. Uyku hijyeni düşük doz kısa süreli benzodiazepinler ve TCA lar kısa süreli kullanılabilir.
TEŞEKKÜRLER SORULAR?
HAZIRLAYAN Nurdan EREZER