Eletirel-Bilinçli Sevgi Eitimi ÖZET



Benzer belgeler
BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN:

Geçmi Zaman Gerçekten Geçmi midir? Ist die Vergangenheit wirklich ganz vergangen?

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE

DELTA MENKUL DEERLER A..

Yazılım Süreç yiletirmede Baarı Faktörleri

SOSYAL DYALOG HAYATINDA STRES. hayatında stres ile ilgili Çerçeve anlaması

) Komisyon: lköretim 7 Türkçe Örenci Çalıma Kitabı, MEB Yayınları, Ankara,

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES

T.C. BÜYÜKÇEKMECE BELEDYES

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

ngiltere Sayı tayı Finansal Denetim Elkitabı

ÖRGÜTLERN SOSYAL SORUMLULUKLARI:KAVRAMSAL BR ÇÖZÜMLEME. Kürad YILMAZ ÖZET

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

TÜRKÇE ÖRETMEN ADAYLARININ KONUMA KAYGILARINA LKN BR NCELEME A STUDY ON SPEECH ANXIETY OF TURKISH LANGUAGE TEACHER CANDIDATES Esra LÜLE MERT

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

Dousan Boru Sanayi ve Ticaret A Tarihli Faaliyet Raporu. irket Merkezi Erzincan Sivas Karayolu 14 Km Pk 74 Erzincan

INTOSAI KAMU KES M Ç KONTROL STANDARTLARI REHBER. Özet Çeviri Baran Özeren Sayı tay Uzman Denetiçisi

LKÖRETM ÖRENCLERNN GÖRÜLERNE GÖRE ÖRETMENLERN ETKLL WIEWS OF ELEMENTARY SCHOOL STUDENTS WITH REGARD TO TEACHERS EFFICIENCY

BÜLTEN. KONU: Mükelleflerin zahat (Özelge) Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik Yayınlanmıtır.

LKÖRETM OKULLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETC VE ÖRETMENLERN ÖRENEN ORGANZASYONA LKN ALGILARI

Türkiye de Ekonomik Aktivite çinde Yabancı Sermaye Payı

II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul

Bilgi Notu ARA TIRMA VE TASN F GRUBU " ç Kontrol: Kamusal Hesapverme Sorumlulu u çin Bir Yapı Olu turulması" Hk.

Masalları Uyutmak. Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK

T.C. ÇUKUROVA ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ ETM BLMLER ANABLM DALI

ICS TÜRK STANDARDI TS EN OHSAS 18001/Mart 2001

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular

Öretmen Adaylarının letiim Becerisi Algıları Üzerine Bir Çalıma

Borsa : Vadeli lem ve Opsiyon Borsası A.. ni,

Fatih Emiral. Deloitte

Kurumsal Risk Yönetimi

ÖZGEÇM!" Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Hem#irelik Istanbul Üniversitesi Florence Nıghtıngale Hem#irelik Yüksekokulu. Görev Unvanı Görev Yeri Yıl

Etik lkeler. Genel lkelere likin Esaslar

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI?

LSANSÜSTÜ TEZ DANIMANLIININ NCELENMES * EVALUATION OF GRADUATE THESIS SUPERVISION Eray EMR **. Serkan ÖDEM *** Gökhan KAYIR ****

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

ÇOKLU ZEKA. Rehberlik Ve Psikolojik Danışma Servisi

POPÜLER MÜZK VE MÜZK ETM POPULAR MUSIC AND MUSIC EDUCATION

r i = a i + b i r m + i

3065 SAYILI KATMA DEER VERGS KANUNUNUN BAZI MADDELERNN DETRLMESNE LKN KANUN

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN

!" # $! %&'(()*"!!+",$!-+ "./ #!". " " " 0$ $ 1-0!.,0! 2! $!! ""2 3 $-! 0 "$! 4 444,3,," 5!.!",

BLG SSTEMLERNN GÜVENLNE LKN OECD REHBER LKELER- GÜVENLK KÜLTÜRÜNE DORU

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu

03. KÜLTÜREL SAYIM YÖNTEMLER Koloni Sayımı

OKUL ÖNCES E M KURUMLARINDA ÇALI AN ANASINIFI ÖZET

RAN SLÂM CUMHURYET ANKARA BÜYÜKELÇS SAYIN FROOZ DAWLATABAD LE RÖPORTAJ. Kırmızı Çizgi dergisinde yayımlanan bu röportajı

! "#$ % %&%' (! ) ) * ()#$ % (! ) ( + *)!! %, (! ) - )! ) ) +.- ) * (/ 01 ) "! %2.* ) 3."%$&(' "01 "0 4 *) / )/ ( +) ) ( )

DN ETMNDEALE VZYONU THE FAMILY VISIONIN RELIGIOUS EDUCATION Bayramali NAZIROLU

Meslek seçmek;hayat biçimini seçmek demektir.bu nedenle doğru ve gerçekçi seçim yapılması önemlidir.

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

Sosyal Değişime Destek: Yeni Kitle Kaynak Araçları Anketi

TEKSTL BANKASI ANONM RKET NN 15 MART 2010 TARHNDE YAPILAN 2009 YILI OLAAN GENEL KURUL TOPLANTI TUTANAI

Avrupa Konseyi Proje No EC/1062

,$( -./(,$( 0$0$ (,$(

John LYE** Çev.: Adem ÇALIKAN***

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

Metropol Bölge ve Yönetiim

KÜRESELLEEN DÜNYADA YETKN ETM

SRKÜLER NO: POZ / 42 ST, YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

ÇADA TÜRKMEN ÇOCUK EDEBYATININ KAYNAKLARI SOURCES OF MODERN TÜRKMEN CHILDREN S LITERATURE

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

ÖRGÜTLERDE GÖREN ETM ÜZERNE BR ALAN ARATIRMASI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

stanbul, 11 Ekim /1021

Beykoz Belediyesi Yarışması

SUÇ GELRLERNN AKLANMASI VE TERÖRZMN FNANSMANI LE MÜCADELEDE BANKAMIZ POLTKASI

Bilgi savunmasının cepheleri

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

Innovations in Mathematics Curricula of Elementary Schools-I: Objective, Content and Acquisition

Felsefenin amacı doruya (doru bilgiye) varma koullarını göstermek, yani doru bilgiyi temellendirmektir. Felsefe bu varma gösterme iini bir yanda

!" # $%!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

T.C. SANAY VE TCARET BAKANLII

stanbul Depreme Nasıl Hazırlanıyor?

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

*** Prof. Dr., Mersin Üniversitesi, Eitim Programları ve Öretimi Bölümü,

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum

Kurumsal Yapısı, Yasal Çerçevesi ve Göstergeleriyle Ula tırma Sektörü

!"# # $!% & $ % #'' ! " #! " $ !" #$!!%& " %(% #)* $+, -.-/ &' # $ ' (&&! " % (% # )* $+,.0/ ( )***(* +( ( (,, ( -.(( ( ( (

ETM MÜZNDE PROZOD * Yrd.Doç.Dr. Selçuk BLGN

Transkript:

Dr. Gürkan Ergen** ÖZET tasarısının bir kaç yeni ve farklı yaklaımı hakkında bir fikir verebilmek maksadını taır. Sevgi nin Eitim de zorunlu ve zaruri olan yerini alabilmesi için, sevgiyi yeni bir izahla Eitim in temeline yerletiren bu tasarı, önce eletirel-bilinçli Sevgi kavramını gelitirme yoluyla Sevgi nin ne olabileceini yeniden tartımaya sunmaktadır. nsanın, Sevgisiz var olamayacaı anlayıını temel alan bu Eitim tasarısı; insanı, varlıının, dolayısıyla algısının, dolayısıyla da Sevginin boyutları hakkında bilinçlendir. Ayrıca bu tasarı bata Eitim olmak üzere, tüm insani etkinlik ve çabaların, eletirel-bilinçli sevgi içerisinde ve bu sevgi için olması gerektiini savunmaktadır. Neticede Eitimi meru kılan tek ey Sevgi dir. Anahtar Sözcükler: Eletirel-Bilinçli Sevgi, Eitim ABSTRACT This article aims at providing information on some new and different approaches of critical-conscious love (affection) education. This article is based on a doctoral dissertation. This design places love in the basis of education. Primarily there is a discussion and the development of the concept of love in the article. Then, it proceeds with a discussion on what is love and how to develop love in education. This educational design argues that without love humanbeings cannot exist. Human beings, should be conscious about the existence and perception of the dimensions of love. Moreover, this design is not only in education bu also for all humanitarian activities should be conducated within the scope of critical-conscious love. As a result, the argument ends with the discussion of only legitimating factor in education is love. Keywords: critical-conscious love, education Giri Konunun önemini arz edebilmek için öyle bir giri faydalı olacaktır. Tüm dünya ülkelerini (gelimilik kelimesini imdilik fazla sorgulamadan) az gelimi ve gelimi ülkeler eklinde iki gruba ayırabiliriz; üçüncü dünya ülkeleri ve batı dünyası eklinde ayrıldıı gibi. Üçüncü dünya ülkelerine baktıımızda sorunların temel kaynaının, çounlukla çok bariz olan (önceki yüzyıllardaki sömürgeciliin sonucu olan yoksulluklarının dıında ki sorunlar) ya diktatörlüklerin hakim oluuna, ya da törelere dayalı anlayılarına, kısacası demokratikleememelerine dayanan sorunlardır. Bu Bu makale, Doktora Tezinden yararlanılarak hazırlanmıtır. **Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eitim Fakültesi Öretim Elemanı 144

Gürkan Ergen durumun Eitim sistemlerine nasıl yansıdıı malum; dikte etmeye, ezbercilie, tekrara dayanan ve bilgi üretmekten uzak, hür iradeden, sorgulanamadan yoksun bir Eitim sistemi.gelimi ülkeler diye nitelendirilen batı dünyasına baktıımızda özellikle çok ciddi toplumsal sorunların olduunu görüyoruz. Demokraside, Bilim ve teknolojide dünyaya öncülük eden bu ülkelerin sorunlarının kaynaı da bence en az dierlerinin ki kadar bariz. Bu ülkelerin Eitim sistemlerine baktıımızda; hiç bir tabu tanımadan sorgulamaya, üretkenlie, Bilim ve teknolojiye dayalı, özgürlükçü anlayıın hakim olduu sistemleri görüyoruz. O halde sorun ne? Sorun öyle izah edilebilir; Temelde özgürlükçülüe ve reit insan anlayıına dayanan batı eitim sistemi, herkes kendi deer yargılarını, sorgulama, eletirme yoluyla bulacaktır prensibini temel aldıı için, kendisini hiç bir deer ve deer yargısı aktarmakla sorumlu bulmaz. Bu durum, herkesin (hatta çocuklarda dahil), kendi ``ben merkezinden, sınırlı algı ve bilgisiyle, kendine göre deer yargıları gelitirmesine vesile olmaktadır. Ve neticede de bu deer yargıları hiç bir ortak zemin bulamayacak kadar farklılıklar göstermeye balar. Fakat çok gelimi hukuk anlayı ve sistemlerinin, insanın hakkını olduunca koruma altına almasıyla, herkesin hak ettiini bulduu dorultusunda edilen tecrübelere dayalı birikimlerin dourduu kurallar bütünlüüne, çounluunun büyük ölçüde uyması sonucunda herkesin ilevini aksatmadan yerine getirebilmesi için çeitli nezaket kurallarının gelimesi, az gelimi ülkelerde görülen kaosu büyük ölçüde önlemektedir. nsanlara sadece eletirel yaklaımı, sorgulamayı öretmenin yetmedii ortadadır. nsanlar bunları örenirken, hangi deer yargısıyla, yani hangi merkezden sorgulamaları gerektiini de örenmelidir. Bu ifade ideolojik olabilecei izlenimini verse de, öyle deildir. deoloji en basit izahıyla, belli bir gurubun, kitlenin, sistemin, ülkenin hatta ülke gruplarının kendilerine mahsus anlayılarını, deerlerini, hedeflerini ifade eder ve zamana, ekole, çaa göre büyük farklılıklar gösterir. Ancak öyle bir deer yargısı var ki; o ideolojiler üstüdür ve sadece o merkezden, idrak edilebilen istisnasız her ey sorgulanabilir. Ve de o merkezden eletirel yaklaıldıında, sorgulandıında dorudan ve gerçekten, bizzat insana ve insan onuruna hizmet etmek mümkün olur. Evet ite o merkez Sevgidir. stisnasız her insanın ihtiyaç duyduu ve kayıtsız artsız her insanın hak ettii güven, saygı, efkat, dayanıma, huzur içerisinde bir hayat, sadece ve ancak Sevgi ile mümkündür. Amacı insanın bu asli ihtiyacına cevap vermek olmayan bütün düzen ve sistemler geçici ve yok olmaya mahkumdur ve sadece belli bir dönem hakim olan ideoloji olmaktan öte gidemezler. Belli bir döneme deil de, tüm insanlıa hizmet edebilme ufkunu kefeden her sistem, sistemler, ideolojiler, kültürler ve çalar üstü olup; istisnasız her insanın ihtiyacı olan ve insan onurunu ifade etmede en yakın olan o benzersiz deere, yani Sevgiye hizmeti hedefler. te Eitim Sisteminin de bu asıl deere hizmet etmedeki öneminin ne olabilecei ve belki de nasıl olabilecei bu makalenin konusu olacaktır. 145

1 Sevginin (Bilimsel) hayatta ki yeri, önemi Konu Sevgi olunca ne kadar hayati olursa olsun, özellikle de bilimselliin ciddiyetini kaybedebilecei kaygısı genellikle hakimdir (Engelen 2003, 88). Durum böyle olunca, insanların bu hayati ihtiyacını fark edebilenlerin, onu gerçek derinlii ile samimi ve youn bir ekilde nasıl ifade ve tecrübe edebileceklerini ve de nasıl gelitirebileceklerini bilmedikleri ve örenemedikleri bir realitedir. Ve hatta onu bir ömür boyu fark edemeyenler bile var. nsanın varlıına anlam verip, varlıın merkezinde olan Sevgi, bata pedagojik, siyasi ve bilimsel çabalar olmak üzere, her türlü çaba, etkinlik ve hedefin merkezinde kesinlikle olmak zorundadır. Eitim, siyaset, bilim vs. bu husustaki sorumluluklarını gözden kaçırdıkları takdirde, geçici ihtiyaçlara cevap verme çabasında boulup, asıl potansiyellerini ve tüm ciddiyetlerini kaybetme tehlikesiyle karı karıya kalmaları kaçınılmazdır. Dolayısıyla hepsi, Sevgi adına sorumluluklarını ciddiye alıp, onu, temel ilkeleri ve ana hedefleri olarak açıklamak zorundadır. Çünkü ancak bu sayede her davranıın ve etkinliin insan onuruna gerçekten hizmet edebilecek hali onu amaç bilip, onurunu zedelemeyecek halini alabilir. Nihayetinde bu, insanın belli amaçlar için kullanılmasını, yani onun araç haline getirilip, geçici çıkarlara alet edilmesini önler. Tabiki, her davranıın, hatta iddetin bile kendisiyle açıklandıı bir Sevgi kavramı ve anlayııyla bu hedefe ulamak mümkün deildir. Bu yüzden önce Sevginin gerçekten ne olabilecei hususunda, kendisine sadece yeni ivme kazandıracak bir izaha ihtiyaç vardı. Özellikle izah diyorum, çünkü Sevgi insanlık var oldukça gelierek devam edecek bir süreçtir. Dolayısıyla nihai ekilde tanımlanamaz. Sevgiyi bu ekilde tanımlamaya kalkan, onun manasını, derinliini sadece algılayıp kavrayabildiklerine indirgemi ve böylece Sevgiyi sınırlandırmı olur. 2 Eletirel-bilinçli sevgi farklı bir izah Sevginin ne olabileceini mümkün olduunca kapsamlı anlayabilmek ve bilimsel bir zemine dayalı bir izahta bulunabilmek maksadıyla, tezimde sevgiyi konu eden, tüm felsefi akımların, dinlerin ve bilim dallarının, özellikle sevgiyi nasıl ele aldıklarını ayrıntılı bir ekilde analiz ettim. Sonuç olarak bu izahın sadece yeni bir kavram aracılııyla mümkün olabileceini anladım. Bu maksatla eletirel-bilinçli sevgi kavramını kullanmayı uygun buldum. Daha öncede vurguladıım gibi eletirel-bilinçli Sevgi kavramıyla yaptıım izahla, bu kavram adı altında minimum ne anlaılması gerektiini ifade ediyorum ve bu izahın her an telafi edilmeye, gelitirilmeye açık olduunu önemle vurgulamak istiyorum. Eletirel-bilinçli Sevgi en basit anlamıyla; nsanın zihinsel bütün güçlerinin bilinç, duygu, akıl ve irade bütünlüü olarak, insanın tüm varlıını belirleyip kararlılık içerisinde daimi bir saygı, eletiri gücü, iyi niyet, baılayıcılık, özgecilik, hassasiyet, ilgi, güvenilirlik, sadakat, fedakârlık, dayanıma ile ifade bulan ve bütün bu hasletleri insanlıın hizmetinde 146

Gürkan Ergen (insaniyet namına) eletirel-bilinçli bir yaklaımla daimi bir bilgi arayıı ve uygulama yoluyla devamlı gelitirme kararlılıını ifade ediyor. Bu tanımlamadan da anlaıldıı üzere yaptıım analizlerin sonucu, sevginin çou zaman zannedildii gibi sadece duygusal ve buna dayalı olarak ta izafi bir hal olmadıını açıkça ortaya koyuyor. Eletirel-bilinçli Sevgi kararlılık gerektiren bir tutum olarak, kör bir duygusallıın ötesinde, bir irade iidir. Sadece böyle bir Sevgi anlayıı (seçeceimiz mesleimiz dahil olmak üzere) her tür etkinlikte, kâr maksadını veya heyecan ve maceracılıı deil de, bu yolla insanlıa ne gibi bir hizmet salayabilirim anlayıını motivasyonun merkezine koyar. Yani bir etkinlii kendimizi tatmin etme maksadına indirgenmeden, faydalı olabilme hedefi ile yapabilmemizi salar. 3 Eitimi meru kılan Sevgi: Eitim ve Sevgi ilikisi Evet. nsanın eitimi ve öretimi ile sorumlu bilim dalı olarak pedagoji, insan ruhunun ve toplumun gerilim dolu olan karılıklı etkileimi hakkında çalımaya zorunludur. Ancak bu karılıklı etkileim öyle kolay izah edilir bir olay deildir. Buna ramen hâlihazır eitim teorileri ve eitim politikaları bu tür indirgemelerle doludur. Eitim ve öretim adı altında, insanı asıl belirleyici ve insanda en etkili olan ruh salıını, insani artları gözetmeksizin, kendilerini özellikle performans, kalite, yetenek gibi sözde kontrol edilebilip ekillendirilebilir yeteneklere adıyorlar. Halbuki bütün bunların ruh salıının olmadıı, insani artların gerçeklemedii bir toplumsal ortamda salanması kesinlikle mümkün deildir (Arnold 2002, 9). nsani artların salanması ve ruh salıının korunup gelimesi ise sadece ve sadece Sevgi, huzur, güven dolu bir ortamda mümkündür. Dolayısıyla da Eitim Bilimlerinin, aslında esiz benzersiz olan bu hayati konuyu neredeyse hiç ele almamı olması çok aırtıcıdır. Halbuki sadece ve sadece insanlar için hayati olan bu ihtiyaç Eitimi meru kılar. Özellikle de gitgide küçülen günümüz dünyasında, barı, güven, huzur, dayanıma, kardelik içerisindeki bir dünya ve eletirel-bilinçli bir sevgi için Eitimin ve öretimin önemi kendisini çok daha bariz bir ekilde göstermektedir. Önceleri sadece ulusal çerçevede önemli olduu zannedilen Eitimin, bugün evrensel boyutta ki önemi çok açıktır. Eitimin bölgesel ve evrensel boyuttaki yerini, rolünü ve önemini alabilmesi, ancak ve ancak bütün insanlıın asli ihtiyacını, yani Sevgiyi asıl merkezine almasıyla mümkün olacaktır. Aksi halde Eitim de hakim güçlerin, sistemlerin maası olmaktan ileri gidemez. Eitim, Sevgiyi merkezine alınca, insanları varlıklarının, dolayısıyla da Sevgi ve algılarının boyutları hakkında da eitip bilinçlendirmelidir. Kaldı ki böyle bir eitim, küreselleen dünyanın da barı, huzur, güven, dayanıma, kardelik içerisinde bir dünya halini alabilmesi için ayrıca büyük önem taır. 147

4 Eletirel-bilinçli Sevgi Eitimi: Eitimde köklü bir deiiklik Eletirel-bilinçli Sevgi Eitimi yolunda atılması gereken adımlar: lk adımda bügünkü Eitim teorisi sorgulanmalıdır. Özellikle batı ülkelerinde eitim teorisinin temeli hala Wilhelm von Humboldt`a dayanır. Humboldt`a göre Eitim; insanın kendisini gerçekletirmesine araçtır. Ve eitim yoluyla insanın iç dünyası, zenginleip bir denge bulur (Humboldt 1957, 56). Humboldt un teorisinin en sakıncalı yanı ise, bütün dünyayı hatta insanı bile, insanın kendisini gerçekletirmesine araç bilmesidir. Bu eitim anlayıı insanın, varlıının sosyal boyutunu adeta görmezden gelir. Dolayısıyla da dünyada insaniyetin geliip, hakim olmasına hiç bir katkısı yoktur. Eletirel-bilinçli sevgi Eitimi ise, batıda comenius la balayıp, Ballauff, Kerstiens, Schaller gibi filozof ve eitimcilerin geleneinde ki eitim teorisini temel alır. Bu teoriye göre eitim; tüm dünyayı, yani bütün insanların durumunu daimi iyiletirmede bir araç bilinir. Eitimin asıl hedefi dünyada barıı, insanlıı, dayanımayı hakim kılmaktır. Eletirel-bilinçli Sevginin geliip hakim olması durumunda, birey kendisini gerçekletirmi olacaı için, bu teori bireyin gelimesini zaten kapsar ve içerir. kinci adımda, eitimde yine bu güne kadar hakim olan, örenciye bilgi aktarmak, beynine yerletirmek, ilemek, öretmek anlayıının yeniden sorgulanmasıdır. Eletirel-bilinçli sevgi Eitimi öretmek; bilgi aktarmak, ilemek anlayıından uzaklaıp, Eitimi örenciyi düünmeye davet edip, düünme sürecine dahil etmek ve örencinin yeni düünce ve anlam balamları kefedip, onları gelitirmesine vesile olmak eklinde tanımlar. imdiye kadar hakim olan anlayı aırlıklı olarak insanın hafızalama gücünü antreman etmeyi ifade ederken, düünmek insanın ipuçları yoluyla bütün zihinsel güçlerini aktif kullanarak bilgi üretme sürecini, yani tüm zihinsel güçlerini gelitirmesini ifade eder. Üçüncü önemli adımsa; iletiimin eitimde hak ettii önemi, dikkati bulmasıdır. nsanın kendisini ifade etmede iletiiminin dili, tarzı, içerii en önemli araçlardandır. Dolayısıyla da gerek eitim, gerekse dier bütün tecrübeler yoluyla kazanılan zenginlikler ancak ve ancak ifade bulmalarıyla asıl deerlerine, derinliklerine ulaırlar (Buber, 1965). Nihayet dördüncü ve belkide en önemli adım da eletirel-bilinçli Sevginin, insanı varlıından, dolayısıyla algısından, dolayısıyla da Sevgisinin boyutlarından haberdar edip bilinçlendirmek, sevgi içerisinde, sevgi hakkında ve sevgi için düünme sürecini kefettirip, insanın bu boyutlarını bu düünme sürecine ve anlam balamına davet ve dahil etmek yoluyla mümkün olduunca gelitirmektir. 148

Gürkan Ergen 5 letiimin önemi ve boyutları: Onaylayıcı tutum, ilgisiz tutum ve reddedici tutum nsanın bütün boyutlarıyla, bütün yönleriyle anlam ve derinlik kazanabilmesi için kesinlikle iletiime ihtiyacı vardır. letiim ise en gelimi ve en verimli halini, sadece ve sadece insanın kendi benliinin dıında baka varlıkları algılayabilip, iletiim kurabilmesiyle alır. Ve insan ancak karısında iletiim kurabilecei baka bir insan olduunda, bütün insani yönlerini ortaya koyup, gerçekten her yönüyle insan olabilme fırsatı bulur. Kısacası insan iletiimsiz, ilikisiz kesinlikle geliemez (Ergen 2006, 193-196). Bu durumda insanın karılıklı iletiimde bulunduu herkesin ve her eyin, kendisinin onun tarafından en azından ciddiye alınması talebi vardır. Ve insan bu yolla zorunlu olarak girdii ve zarureten kefil olduu sorumlulukların farkına varıp, bu sorumlulukları ciddiyetle üstlenmesi gerekir. Aksi halde iletiim bozulur ve zararlı, kemeke bir hal alır ve kimse kimseyi anlayamaz olur. nsan aslında tüm varlııyla, algıladıı her eyle iliki halindedir. Bu ilikisi u üç boyuttan ibarettir: Birinci boyutu; algıladıı varlıı onaylayıcı tutumdur ki, bu tutum içerisinde olan kii algıladıına deer verir, onun gelimesini, en güzel hali almasını bilinçli bir ekilde hedefler, yani sevgi ile yaklaır. kinci boyutu; algıladıı varlıga karı lakayit, umursamaz bir tutumdur. Bu tutum içerisinde olan algıladıının hangi halde olduuna, geliip gelimemesine karı ilgisiz ve sorumsuz davrandıı için, bu bir görmemezlikten, bilmemezlikten gelme yaklaımıdır ki, nihayetinde asıl haliyle yine nötr deildir olumsuzdur. Çünkü algıladıının iyi, kötü, faydalı, zararlı, insan onurunu yüceltecek veya insan onurunu zedeleyecek olup olmadıını dikkate almayıp; bilinçli, istikrarlı bir tutum içerisine girmedii için algıladıını bilinçsizce tevik etmi olacaktır ki, bu da çok tehlikeli bir tutumdur. Üçüncü boyutu ise; algıladıı varlıı reddedici bir tutumdur. Bu tutum içerisinde olan algıladıının varlıına karıdır. Ondan rahatsızlık duyar ve onun yok olması, hayatından çıkması için elinden gelen her eyi yapar. Bu ise insanın algıladıına karı nefret, dümanlık içerisinde bir yaklaım olarak tanımlanabilir. Eletirel-bilinçli Sevgi, insanın bu iletiimi ve ilikisini ayrıntıyla iler, inceler ve insanı bunlar hakkında bilinçlendirir. Ve de bütün ilikilerinin Sevgi dolu bir tutum halini alması için gerekli sorumluluklarını üstlenir. 6. Varlıın, algının ve sevginin boyutları farklı bir bakı Görüldüü gibi insan, bata baka insanlar, yani sosyal çevre olmak üzere doal çevreye, havaya, suya, sıcaklıa yani ekolojik dengeye baımlıdır.nsan; bilinç, Sevgi, inanç, güven, düünce, algı ve anlamadan yoksun olsa kendisini insan olarak idrak edemez. Sosyal çevre ve ekolojik 149

denge olmaksızın da tüm boyutlarıyla gelimi bir insan olamaz (Ergen 2006, 172-189). Tüm varlıı onaylayıcı, destekleyici bir tutum olduu için ve insan onurunun hiç olmazsa hak ettiine yakın layıkıyla takdir edilebilmesi için Sevgi kaçınılmazdır. Bu itibarla insan varlıının, sevgi içerisinde olduunu, yani sevdiini ve sevildiini fark etmelidir. Bu sayede tüm varlıı kapsayan sevginin önemli bir bütünleyici parçası olup, esiz, benzersiz ve yeri doldurulamaz olduunu, yani o parça olmadan Sevginin sürecinin zarar göreceini anlama fırsatı bulur. imdiki izahın bu hedefe ulamayı kolaylatıracaını düünüyorum: Burada boyut eklinde izah edilen her eyin, birbirlerini bütünleyip, tamamlayan ve birbirleriyle youn örgüleri olan birbirlerinden baımsız halde bütün anlamlarını yitiren unsurlar olduunu vurgulamakta fayda vardır. Psikolojik Sevgi: Sevginin insanları bütünletirecek potansiyele sahip olan, bireysel boyutu. Dayanma yani çıkı noktası: Ferd, yani ahsiyet olarak ``ben ; Sevginin bu boyutu, dier boyutların da temelini oluturur ve bu boyuttan dier bütün boyutlar geliir. Her insanın doutan bu bireysel sevgiye ihtiyacı vardır. Bu sevgi, insanın hem kendisini hem de en azından dorudan tecrübe ettii ve algıladıı canlı ve nesneleri esiz benzersiz olarak idrak edebilmesine temel oluturur. Sonrada onu hak ettiince onurlandırmasına vesile olur Sosyolojik veya sosyal Sevgi: Sevginin toplumları, Kültürleri ve kültür çevrelerini bütünletirecek potansiyele sahip toplumsal boyutu. Dayanma yani çıkı noktası: Sosyal varlık yani insan olarak ``ben ; Sevginin bu boyutu, birebir tecrübe edip, algıladıklarından öte; dorudan tecrübe edip göremediklerini, tanımadıklarını da kapsar. Örnein, Vatan Sevgisi, millet sevgisi, tecrübe ettii ülkeyi, kültürü sevmek gibi. Anlaıldıı üzere Sevginin bu boyutu biraz daha soyuttur. Ve insanın bu toplumsal boyutta kendisini idrak edip, sorumluluklarını algılamasına ve üstlenmesine vesile olur. nsan kendisini toplumun vazgeçilmez, yeri doldurulmaz bir üyesi olarak fark etmesine yardımcı olur. Ve Kültürleri bütünletirici hali aldıında insanın kendisini bir dünya insanı olarak kefetmesini ve yine bu boyuttaki sorumluluklarını algılamasını salar. Evrensel veya kozmik Sevgi: Sevginin dünyayı akın (transandantal) potansiyele sahip olan evrensel veya kozmik boyutu. Dayanma yani çıkı noktası: Canlı ve varlık olarak ``ben ; Bu Sevginin en soyut boyutudur ve tüm varlıı kapsar. Felsefi prensiplerin, dini prensiplerin özümsenmesiyle inanç ve hayat tarzı halini alır. Bu sevgi belli deer yargıları eklinde ifade bulur. Ve tüm davranı ve etkinliklerin temel motivasyonu yani motoru olur. Sevgi ve insanlık adına tüm bilgi, duygu ve sorumluluklarla donanmı halde bu boyuta ulamı Sevgi, bilgelik diye de nitelendirilebilecektir. Sevginin en olgun, en derin ve gelimi halini ifade 150

Gürkan Ergen eder. Ve Sevgi tüm varlıı saracak derinliin yanı sıra her eyi aan, transandantal boyut kazanır. Sevginin bu boyuta ulaması, eletirel-bilinçli Sevgi, dolayısıyla da eletirel-bilinçli Sevgi Eitimi ile mümkün olabilir. Bu izah insanın varlıının ferdi, toplumsal ve evrensel boyutlarını fark etmesine yardımcı oluyor. nsanın özellikle de varlıının evrensel boyutunu kefetmesi, kendisini bir bütünün bir parçası olarak idrak etmesine ve varlıının önemini daha da iyi kavramasına yardımcı olur. nsanın yerel ve bölgesel hayatının somut yakın iliki ve örgülerini kavrayıp buna göre hayatını etkin ekillendirmesine temel olan bu izah, insanın aynı anda evrensel ve küresel hayatının daha soyut olmasına, uzak ilikilerini ve örgülerini kavrayıp, varlıını, hayatını ona göre ekillendirmesine de temel olur. Kendisini Sevginin bu boyutları içerisinde kefedemeyen insan, algıladıı varlıkla eletirel-bilinçli sevgi içerisinde ve eletirel-bilinçli sevgi için üretken bir iletiim içerisine giremez. Böyle bir ilikiye giremeyen insan ise tüketici bir iliki içerisine girer ve hatta insanı bile kendi tatmini için bir tüketim aracı olarak algılar. Bu tutum insanın kendisi dahil olmak üzere hiç bir eyi layıkıyla anlayamamasına, tanımlayamamasına dolayısıyla da böylece her eyi manipüle etmesine vesile olur. Ancak Eletirel-bilinçli Sevgi sayesinde en küçük eyler dahi büyük anlam, önem ve deer kazanır. Böyle bir Sevgi için deil de, baka maksatla kullanıldıında, akıl, düünme gücü, örenme, bilgi ve bilim gibi hayati önem taıyan yetenek ve kaynaklar dahi bütün önemini, ciddiyetini yitirirler. Üstelik en tehlikeli güçler halini alırlar. Eitim ve Öretimin insanın sevgi, akıl, düünme gücü, örenme, bilgi gibi engin güçlerinin önce ne olabilecekleri, sonra da ne için ve nasıl en verimli kullanabilecekleri sorularına cevap bulma yoluna girmeden yapacaı her giriim (hatta en bata insan olmak üzere), her eyi çeitli çıkarlar uruna alet etmekten öte gidemeyecektir (Ergen 2006, 172-189). Sonuç olarak farklı bir yorum: Sevgi daha çok aldıımız gıda, yediimiz yemek gibi algılanmaktadır. Yani: Yemeye herkesin ihtiyacı vardır. Ancak ne zaman yiyeceini ve ne yemek istediini herkes kendi belirler. Nitekim salık tehdidi söz konusu olmadıkça, buna müdahale etmek insan hakkına müdahaledir ve suçtur. Sevgide böyle algılanınca bu hususta ki sorumluluk belirginsizleir; Öyle ya ne bileyim kimin ne zaman, ne kadar Sevgiye ihtiyacı olduunu!... derken dünyada bir çok açlıktan ölenlerin unutulduu gibi, sevgisizlikten ruhları ölenler de, ta ki kendilerinden bir zarar gelene kadar unutulurlar. Fakat Sevgi teneffüs ettiimiz hava, oksijen gibidir. Ona her an herkesin ihtiyacı vardır. Dolayısıyla hiç kimsenin, nasıl ki bakasının nefesini kesmeye hakkı yoksa, dier insanları Sevgiden mahrum bırakma hakkı yoktur. Birisinin sonucu biyolojik ölüm iken dierinin sonucu ruhsal ölümdür ki; öyle bir insan bir daha kendine dahi fayda veremez. Dolayısıyla hakka tecavüz insanı sevgiden mahrum bırakmakla balar. 151

KAYNAKÇA Arnold, R. (2002) Humanistische Pädagogik. Emotionale Bildung nach Erich Fromm. Frankfurt/M. Ballauff, Th. (1970) Systematische Pädagogik. Eine Grudlegung. 3. umgearbeitete Aufl. Heidelberg. Buber, M. (1965) Das dialogische Prinzip. 8. Aufl. Heidelberg. Engelen, E.-M. (2003) Erkenntnis und Liebe. Zur fundierenden Rolle des Gefühls bei den Leistungen der Vernunft. Göttingen. Ergen, G. (2006) Pädagogik der kritisch-reflektierten Liebe. Erziehung und Bildung in Liebe, über die Liebe, für die Liebe und Menschlichkeit. Dissertation zur Heidelberg, elektr. Ausgabe. Yayınlanmı Doktora Tezi; www.ub.uni-heidelberg.de/archiv/5995. Goleman, D. (1995) Emotionale Intelligenz. Münschen. Humboldt, W. v. (1957) Theorie der Bildung des Menschen. In: Weinstock, Hrsg.: Wilhelm von Humboldt. Frankfurt. Kerstiens, L. (1991) Erziehungsziel: humanes Leben. Die Erkenntniss des Humanen eine Orientierung für Erzieher und Lehrer. Bad Heilbrunn/Obb. Kühn, R. M. (1999) Un-humanistische Denkweisen. Ansätze zur Überwindung des pädagogischen Humanismus bei Buber, Levinas, Ballauff und Schaller Hohengehren. Kühn, R. M. (2003) Pädagogische Humanitätskritik. Philosopische Studien. Hohengehren. Schaller, K. (1987) Pädagogik der Kommunikation. Sankt Augustin. Wulf, Chr. (2001) Einführung in die Anthropologie der Erziehung. Weinheim/Basel. 152