Çocukluk Çağında Miyelodisplastik Sendrom



Benzer belgeler
MİYELODİSPLASTİK SENDROM

(İlk iki harfleri - TR)

Fanconi Anemisinde Hematopoetik Kök Hücre Transplantasyonu

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Çocukluk Çağında Akut Myeloid Lösemi

ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR

Akut Myeloid Lösemide Prognostik Faktörler ve Tedavi

Dr. Işınsu Kuzu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. TPHD Kemik TPHD İliği Kemik İliği Yetmezliği, Sempozyumu Nisan, Samsun

Miyelodisplastik Sendrom. Dr Deniz YILMAZ KARAPINAR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Graft Yetersizliğinin Tanı ve Tedavisi. Dr Şahika Zeynep Akı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçelievler Medical Park Hastanesi

Dr.Yıldız Yıldırmak Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi,İstanbul

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013

Selime Aydoğdu 1, Ceyhun Bozkurt 2, Başak Adaklı 1, Zeynep Karakaş 3, Yıldız Yıldırmak 4, Tiraje Celkan 5, Tunç Fışgın 6.

EDİNSEL APLASTİK ANEMİDE

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

KMML ve JMML monosit (bir tür kan hücresi) olarak adlandırılan tek bir hücre DNA sında bir veya daha fazla akkiz değişiklik (mutasyon) ile başlar.

Aplastik Anemide Hematopoetik Kök Hücre Nakli. Dr. Ülker Koçak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji

Flow Sitometrinin Malign Hematolojide Kullanımı. Dr. Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji/Onkoloji BD Antalya

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Transfüzyonel demir birikimi ve yönetimi

KEMİK İLİĞİİĞİ BASKILANMIŞ HASTALARDA TRANSFÜZYON

Çocukluk Çağı AML de Tanı ve Tedavi

TRANSPLANT ÖNCESİ HASTA DEĞERLENDİRME VE HAZIRLIK AŞAMASI

Juvenil myelomonositer lösemi. Doç. Dr. Barış Kuşkonmaz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ

Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar. Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun / Kahramanmaraş

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

Kan ve Ürünlerinin Transfüzyonu. Uz.Dr. Müge Gökçe Prof.Dr. Mualla Çetin

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

Hazırlık Rejimi GVHD Profilaksisi Kök Hücre Kaynakları. Doç. Dr. Barış Kuşkonmaz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik KİTÜ

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Adölesanda Lösemi & İnfant Lösemi

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kronik Miyelositer Lösemi

Grup adı: MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM- ANADAL UZMANLIK EĞİTİMİNDE HEMATOLOJİ

Tıp Fakültesi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Kocaeli Üniversitesi. Çocuk Hematoloji Bilim Dalı Tıp Fakültesi Olgu Sunumu

Akut Myeloid Lösemi Relaps ve Tedavisi

KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYONU VE ENDİKASYONLARI

LÖKOSİTOZLU ÇOCUĞA YAKLAŞIM. Doç.Dr.Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji BD Antalya

Paroksismal Nokturnal Hemoglobinürinin Flow Sitometrik Tanısı

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Diskeratozis Konjenita Prof.Dr.Nazan Sarper Kocaeli Ü niversitesi Üniversitesi Çocuk H ematoloji Hematoloji B ilim Bilim Dal ı

KAYNAK:Türk hematoloji derneği

HEMATOPOİETİK KÖK HÜCRE NAKLİNDE KAN ÜRÜNLERİ KULLANIMI DOÇ.DR.BETÜL TAVİL HÜTF PEDİATRİK HEMATOLOJİ/KİT ÜNİTESİ

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

TPHD Transfüzyon Okulu 1. Gün

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

GEBELİK VE MEME KANSERİ

Raporlamayla İlgili Düzenleme ve Tartışmalar. Beyhan DURAK ARAS Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi GeneCk AD

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Arşiv Kaynak Tarama Dergisi Archives Medical Review Journal

Girişimsel olmayan prenatal tanı testi. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III SİNDİRİM VE HEMOPOETİK SİSTEMLERİ III

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır:

Aksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri

PAROKSİSMAL NOKTURNAL HEMOGLOBİNÜRİ TANI ve TEDAVİ. ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 Yard. Doc. Dr. Gülali Aktaş İnt.Dr. Elif Uzuner Nisan 2014

Kronik Hepatit C Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

MOLEKÜLER TANISI DÜZEN GENETİK HASTALIKLAR TANI MERKEZİ. SERPİL ERASLAN, PhD

Gebelik ve Trombositopeni

HEMAToLOJİ BAYINDIR SÖĞÜTÖZÜ HASTANESİ KEMİK İLİĞİ NAKLİ MERKEZİ

Dr. Aydoğan Lermi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı

MATÜR T HÜCRELİ LENFOMALARDA TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

IV. BÖLÜM ÇOCUKLARDA KEMİK İLİĞİ YETERSİZLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Türkiye de Çocuklarda Kemik İliği Nakli. Prof.Dr.M.Akif Yeşilipek

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

ÇOCUKLARDA KEMĐK ĐLĐĞĐ YETMEZLĐĞĐ TANI VE TEDAVĐ KILAVUZU

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

Dr.Ceyhun Bozkurt Dr.Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH Çocuk Onkoloji Bölümü

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

YAŞLILIK VE KANSER. Prof.Dr.A.Önder BERK

Hodgkin lenfoma tedavisinde Radyoterapinin Rolü. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

Fanconi Anemisinde HKHT * 1927 yılında Dr. Guido Fanconi konjenital anomali ve aplastik anemili 3 kardeş yayınladı * FA konjenital malformasyonlar, il

PAROKSİSMAL NOKTÜRNAL HEMOGLOBİNÜRİ (PNH)

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

G6PD B: En sık görülen normal varyanttır. Beyaz ırk, Asya ve siyah ırkın büyük bir kısmında görülür (sınıf-iv).

PEDİATRİK KEMİK İLİĞİ TRANSPLANTASYON HEMŞİRELERİNİN EĞİTİM GEREKSİNİMLERİNİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN ANKET

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ AHMET GENÇ

Serap BALAS. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi...

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı

DONÖR LENFOSİT İNFÜZYONU(DLI) Hülya Baraklıoğlu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Terapötik Aferez Merkezi

Nötropenik Çocuk Hastaya Yaklaşım

KONJENİTAL TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANILI ÜÇ OLGU

Prognozu Etkileyen. Prof.Dr.M.Akif. Yeşilipek

Altıncı Sürüm. Umut Yolculuğuna Katılın. the myelodysplastic syndromes foundation, inc.

Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama. Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

ANEMİLİ HASTAYA YAKLAŞIM

IV. BÖLÜM GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

AKUT GRAFT VERSUS HOST HASTALIĞI. Hemş.Birsel Küçükersan

Miyelodisplastik Sendromları Anlamak: Hasta Kılavuzu

APLASTĐK ANEMĐ. Tanım

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Transkript:

Çocukluk Çağında Miyelodisplastik Sendrom Miyelodisplastik sendrom (MDS) hematopoietik kök hücrelerin nadir görülen bir hastalığıdır. Klonal hücre büyümesi, bozuk farklılaşma ve artmış apopitozla ortaya çıkan bir miyeloid malin hastalıktır. Çocukluk çağı malin hematolojik hastalıkların %5 inden azını oluşturur. Malin hücreler farklılaşma ve apopitoza gitme özelliklerini tam kaybetmedikleri için akut lösemilerden farklı olarak bu grup hastalıklarda kemik iliği blastla dolu olarak saptanmaz. Milyonda 1.2-1.8 sıklıkla saptanır. Son yıllarda çocukluk çağı MDS hastalıklarına, Down sendromu ile ilişkili olan MDS hastaları da ilave edildiği için MDS sıklığı beklenen rakamlardan daha yüksek olarak saptanmıştır. Ancak yeni eğilim Down sendromu ile ilişkili MDS hastalarının (tüm MDS hastalarının % 20-25 i) ayrı olarak incelenmesi yönündedir. MDS çocukluk çağı tanısı için en az 2 si : Hasle et al.: Leukemia 2003; 17: 277-82 Nedeni açıklanamamış sitopeni En az 2 seride miyelodisplazi Kazanılmış klonal sitogenetik anomali Artmış blastlar ( 5%) Kesinlikle AML sitogenetik bozukluk olmamalı Çocukluk çağı MDS lerinde artık FAB veya WHO sınıflaması yerine farklı sınıflamalar kullanılmaktadır. Birincil MDS Refrakter sitopeni ( RC) ; kemik iliği blast sayısı < %5 Artmış blastlı Refrakter anemi ( RAEB); kemik iliği blast sayısı %5-20 Transformasyona geçen artmış blastlı Refrakter anemi ( RAEB-t); kemik iliği blast sayısı %20-30 JMML Đkincil MDS kemoterapi, radyoterapi, konjenital kemik iliği yetersizlikleri, edinsel aplastik anemi veya ailevi hastalıklar sonrasında gelişen MDS 1. sendromla ilişkili 2. tedavi veya toksin ilişkili 3. idyopatik veya de novo 1

Çocukluk Çağı MDS olguları erişkinlerden oldukça farklıdır. MDS Çocuk Erişkin Tek seri displazisi Nötropeni, trombositopeni anemi Refrakter sitopeni Kromozom anomalisi konstitusyonel anomaliler 5q Tedavi kürabl palyasyon RARS Hemen hiç yok Sık JMML CMML Monozomi 7 Sık Nadir Kemik iliği Hipoplastik Hiperplastik Çocuklarda Đkincil MDS: Kemoterapi veya radyoterapi ( t-mds) Đnfeksiyonlar Kronik hastalıklar Ağır metal temasları Đlaç tedavisi Metabolik hastalıklar ( kistik fibroz, metabolik hastalıklar) Konstitüsyonel kemik iliği yetersizlikleri Aplastik anemi sonrası saptanabilir. Tanıda MDS tanısı periferik yayma ve kemik iliğinden konulur. Kemik iliği aspirasyonu AML den ayırım ve blast yüzdesi belirlenmesi için yapılmalıdır. Aspirasyon yerine biopsinin tercih edilmesi bazı olgularda gerekebilir. Kemik iliğinde %20-30 arasında blastı olan ve hem klinik, hem de sitogenetik olarak de novo AML veya MDS dedirtecek özellik taşımayan hastalarda 2 hafta sonra KĐ tekrar edilmelidir. Eğer blast > %30 ise de novo AML, blast sayısı stabil ise RAEB-T kabul edilmelidir ve tanı kesinleştirilmesi için 4 hafta daha beklenerek kemik iliği aspirasyonları tekrarlanmalıdır. Her KĐA dan genetik tarama gönderilmelidir. Hasta hematolojik ve klinik olarak stabil giderse yılda bir Kemik iliği yapılması yeterlidir. Đmmünfenotipleme: Tanıda immünfenotiplemenin değeri tartışmalıdır. Ancak AML-MDS ayırıcı tanısı için gereklidir. Đmmünfenotipleme için klasik lösemi paneli kullanılmalıdır.. Tanı sırasında Ponksiyon lomber yapılarak BOS tutulumu araştırılmalıdır. Thoma camında sayım yanında sitosantrifüj değerlendirilmelidir. BKZ: Lösemi protokolleri 2

Genetik incelemeler Kalıtsal kemik iliği yetersizliği olan MDS eğilimli olgular 1. DNA tamir genlerinde bozukluk: Fanconi anemili olgular 2. Bozuk apopitoz kontrolu: Otozomal resesif kalıtımlı olan ağır konjenital nötropeni( Kostmann hastalığı) HAX 1 gen mutasyonları ( bu gen miyeloid hücreleri apopitozdan koruyan bir protein yapar) Otozomal dominan kalıtılan tipinde ise ELA2 ve GFI1 mutasyonları vardır. 3. Bozuk ribozom biyogenezi: Otozomal resesif kalıtılan Schwachmann-Diamond sendromunda SBDS gen mutasyonu, ve ribozomal proteinlerden RPS19, RPS24, RPS 17 bozukluk sonucunda Diamond- Blackfan anemisi gelişir 4. Telomeraz devamlılığında bozukluk: DKC1, TERC ve TERT mutasyonları sonrasında gelişen diskeratozis konjenita 5. Hematopoezisin transkripsiyonel bozukluğu: AML1 gen mutasyonu sonrasında oluşan ailevi trombositopeni ve AML ye eğilim saptanır. Tedavi Çocukluk çağı MDS tedavisinin problemli olmasında ; Hasta sayısının az Tanının yanlış yada farklı (Örneğin; Brezilyada MDS çalışmasına 114 vaka gönderilmiş 64 ü ancak MDS olarak gerçek tanı almış, diğerleri MDS dışı tanılı ) Grupların çok heterojen olması Tedaviye yanıt değerlendirmesinin gruplar arasında çok farklı olması rol oynar. Bazen birincil ve ikincil MDS de ayırım kolay olmaz. Birincil sanılan MDS de altta yatan gerçek birincil hastalık bulguları daha geç çıkabilmektedir. Tedavi yaklaşımı o zaman farklı olabilir. MDS tedavisi Çocukluk çağında nadir gözüktüğü ve kendi içinde birbirinden farklı alt grupları olduğu için bu grup hastalarda tam belirlenmiş tedavi yaklaşımları henüz yoktur. Hastaya uygun tedavi seçilirken, bulunan protokollerde tedavi gruplarının hangi hasta profillerini içerdiğini iyi incelemek gereklidir. MDS tedavisinde tedavi hastaya göre düzenlenmelidir. Hastanın yaşı, performans durumu, hastalık tipi, daha önce kullanılan tedaviler gözden geçirilmelidir. Yeterli hemotopoez sağlanırken hastanın yaşam kalitesinden ödün verilmemelidir. Tedavi KĐT yapılamadığında 2 büyük grupta toplanabilir: 1. Destek tedavisi 2. Neoplastik klonun tedavisi ve yeterli hemopoezin devamı Tedavide acele edilmemelidir. Bekle gör politikası hastanın kliniği iyi izlenerek takip edilebilir. Myelodisplazili hastalarda çoğu minimal düzeyde etkili olabilen birçok tedavi yaklaşımı bulunmaktadır. Anormal klona ait progenitör hücrelerle devam ettirilen bir inefektif hematopoez varlığı yanında; normal 3

hematopoetik kök hücrelerinin de korunmuş olabileceği; ancak bunun hastalığın çok erken dönemleri için geçerli olacağı, hastalık ilerledikçe çok azalacağı bildirilmektedir. Agresif kemoterapi ile normal poliklonal hematopoezin tekrar sağlanması ancak çok sınırlı sayıda ki hasta için geçerli olmuştur. Bu nedenle bu olgularda yoğun kemoterilerden genellikle kaçınılır. MDS tedavisi hastalığın nedeni çözülmeye, hastalık özellikleri anlaşılmaya başlandıktan sonra çeşitlilik kazanmıştır. Hastalığın erken döneminde proapoptotik sistem ( bax, bad artmış ) aktiftir. Geç dönemde ise antiapoptotikler artmış (Bcl 2) olarak saptanır. Hastalık döneminin belirlenmesi hedeflenmiş tedavinin uygulamaya girmesini sağlar. Erken evrelerde progenitör hücrelerin artmış apoptozu ve bunu dengelemek için artan ama inefektif olan hematopoez vardır. Bu dönemde proapoptotik sitokinler TNF alfa,tgf-beta,il 1beta ve Fas ligand MDS de artmış apoptoza neden olur. Apoptoz RA ve RARS da saptanırken, RAEB, RAEB-t, AML de gösterilmemiştir. MDS li olgularda immün sistem de bozuktur, bu nedenle immünosüpresif, ATG, CSA, steroid kullanımı hastalık tedavisinde denenmiştir. Artmış proliferasyon fazında genomik dengesizlik ve moleküler anomaliler (bcl-2 artışı,p53 mut, Ras mut, p15 INK4b ) dengeleri artmış apopitozdan olgunlaşmada duraklama ve erken öncülerin kontrolsuz artışına kaydırır, bu dönem artık MDS nin ileri evreleri olup blast sayısının artması beklenir. Konvansiyonel yoğun kemoterapi KĐT yapılmaksızın MDS deki plüripotent kök hücre eradikasyonunda pek etkin olarak saptanmamıştır. AML tipi kemoterapi ise <%60 remisyon ve <%30 yaşam şansı ile yüksek oranda mortalite ve morbiditeye neden olmuştur. KĐT öncesinde yapılan kemoterapinin yaşam süresine etkisi olmadığı gösterilmiştir. Ancak KĐT e verilecek hastalarda kemik iliğinin blastlardan temizlenmesinin KĐT sonrası yaşam eğrilerinde iyi yönde etkisi bilinmektedir. MDS de KĐT RC ve monozomi 7 veya kompleks karyotipli MDS olgularında HLA uygun kardeş veya akraba dışı verici hastalık erken evresinde önerilmektedir. Hazırlama rejimi olarak ileri evrelerde uygulanan tedavi protokolleri kullanılmaktadır. HLA tam uygun veya 1 antijen uyumsuz akraba veya akraba dışı transplantasyonda EFS %78 ve %73 olarak bulunmuştur. Normal karyotipli olgularda daha hafif bir hazırlama rejimi kullanılmaya başlanmıştır. Đleri evre MDS li olgularda tanıdan sonra en kısa sürede transplantasyon yapılmalıdır. Transplantasyonla MDS li hastalarda hastalıksız yaşam (DFS) % 50 olarak bulunmuştur. Uygun vericisi olmayan olgularda haploidantik transplantasyon denenebilir. EWOG çalışmasında tam uygun vericiden yapılan transplantasyonda EFS %60, akraba olmayan vericiden yapılan transplantasyonda %40 olarak bulunmuştur. Sekonder MDS tedavisi Bu olguların tedavisi daha zordur. AML tipi kemoterapi ile remisyon elde edilse bile çok kısa sürer. KĐT ile kür şansı ancak %20-30 dur. ML-DS ( Down sendromunda miyeloid lösemi ) MDS alt grubu olarak tanımlanan Down sendromunda görülen MDS ve lösemiler çocukluk çağı MDS başlığı altında toplanması yerine ayrı bir grup olarak değerlendirilmeye başlanılmıştır (12) 4

Down sendromlu çocuklarda lösemi ( ML-DS) riski ilk 5 yılda normalin 50 katıdır. Bu çocuklarda ilk 4 yılda daha sıklıkla miyeloid lösemi en sık da megakaryoblastik lösemi saptanır. Çoğunda GATA 1 mutasyonu vardır. ML-DS de yaşama şansı >%80 dir. Bu tip hastalarda kemoterapi duyarlılığı yüksek olduğundan giderek DS da kemoterapi daha az verilmeye başlanmıştır. Bir çok ülkeden değişik gruplar tedavi doz ve yoğunluğunu azalttıkları yeni tedavi protokolleri ile benzer hatta daha iyi sonuçlara ulaşıldığını göstermiştir. Yenidoğan döneminde down sendromlu çocukların % 10 unda geçici miyeloproliferatif hastalık saptanır. Geçici Miyeloproliferatif Sendrom Down sendromlu yenidoğanlarda transient miyeloproliferatif sendrom (TMS) % 10 sıklıkla ortaya çıkar. Bu sendrom genellikle yaşamın 10. gününde tanı alır. Tipik olarak TMS de periferik blastlar kemik iliğindekinden daha fazladır. Bu kısmen ekstramedüller bir hematopoeze bağlı olabilir. Çocuk blast artışına bağlanacak klinik semptomlar geliştirmezse herhangi bir tedavi gerekmemektedir, çünkü genellikle tüm çocuklar spontan remisyon gösterirler. Bazen spontan remisyon haftalar hatta aylar alabilir. Klinik semptom ortaya çıkması halinde düşük doz sitarabin (0.5-1 mg/kg 4 gün) verilmesi uygun olabilir. Ancak bu hastalar daha sonra iyi takip edilmelidir, çünkü olguların %20-30 unda AML gelişmektedir. JMML Bebeklik ve erken çocukluk çağında görülen granülosit ve monositlerde aşırı proliferasyonla giden bir lösemi türüdür. Hastaların %25 inde monozomi 7 vardır. NF1, KRAS, NRAS, PTPN 11 mutasyonları olguların %75 inde saptanır. Bu mutasyonlar sonucunda aktive olan protein kinaz etkisi ile GM-CSF aşırı duyarlılığı gelişir. Hasta solukluk, ateş, düzelmeyen enfeksiyonlar ve belirgin splenomegali, orta dereceli hepatomegali ve deri döküntüsü ile baş vurur. Tanı periferik yayma ile konulur. Genellikle bulgular ( atipik, yonca yaprağı şeklinde monositler) kemik iliğinden daha belirgin olarak periferik yaymada saptanır. Tanıda klinik bulgular yanında Ph kromozomunun bulunmaması, periferde monosit sayısının >1X10 9 /L ve kemik iliğinde blast sayısının <%20 olması gerekir. Ayrıca HbF in yaşa göre yüksek ve lökosit sayısı >10X10 9, hücre kültürlerinde miyeloid öncülerde aşırı GM-CSF duyarlılığı ve klonal kromozom anomali varlığı destekleyici bulgulardır. Tedavisinde halen kesin bir protokol yoktur. Son yıllarda özellikle allogeneik KĐT önerilmektedir. Bir çalışmada KĐT yapılan olgularda yaşam olasılığı % 39 yapılmayanlarda ise %6 olarak verilmektedir. JMML de yoğun kemoterapinin yeri yoktur. Çünkü tedaviye bağlı ölüm, gerçek remisyonun sağlanamaması ve yaşam şansının <%10 olması bunda etkili olmaktadır. Genellikle tek ilaç olarak 6-MP kullanılmıştır, ancak ilacın yaşamı uzattığına dair bir çalışma yoktur. Diğer bir tedavi seçeneği 13 cis retinoik asittir. Kök hücre proliferasyon ve GM-CSF duyarlılığını azaltır ve normal maturasyonu arttırır ( 100mg/m2 veya <1 yaşta 3mg/kg dozda Roaccutane 10 ve 20 mg jel kapsüllerden ppd enketörü ile alınıp hızla hastaya verilmeli). KĐT şansı olmayan ve kontrol altına alınamayan olgularda ARA-C ve etoposidli KT şemaları kullanılmaktadır. Ayrıca farnesil transferaz inhibitörleri, GM-CSF anologları da tedavide son yıllarda denenmektedir. Bu hastalarda immün globulin düzeyleri normal olmasına rağmen ağır enfeksiyon geçirdikleri için tıpkı immün yetersizliği olan olgularda olduğu gibi profilaktik olarak 3 haftada bir IVIG öneren yazarlar vardır. Uzun süreli yaşam sadece allogeneik KĐT ile sağlanır. Hastaların ½ sinde KĐT başarılı olmaktadır. Uygun akraba verici olmadığında akraba dışı verici önerilmektedir. Genellikle tanıdan sonra en kısa sürede KĐT 5

yapılmalıdır. Hazırlama rejiminde TBI dan hasta yaşının çoğunlukla küçük olması ve geç yan etkilerinin fazla olması nedeni ile kaçınılmalıdır. European Working Group on MDS in Childhood (EWOG-MDS) busulfanlı, melfalanlı hazırlama rejimlerini önermektedir. Monozomi 7 Monozomi 7 çocukluk çağı MDS olgularının % 30 ve tedavi ile ilişkili MDS olgularının % 50 sinde saptanır. AML olgularının ise %32 sinde monozomi 7 (+) dir. MDS ve monozomi 7 olan olguların ½ si JMML dir. Hepsinde 3 yıllık yaşam %73 dir. Monozomi AMLde iyi, MDS de kötü prognoz belirleyicisidir. MDS de ekstramedüller tutulum JMML haricinde nadirdir. MDS de akut transformasyon periferik yayma yada KĐ haricinde gelişebilir. MDS li hastada kitle gelişimi dikkatli izlenmelidir. Bu olgularda granülositik sarkom gelişimi % 4,3 dür. En sık deri, LAP, beyin, nasal sinüs ve kolon tutulumu saptanmaktadır. MDS tedavisinde ağır enfeksiyon geliştiğinde GF (G-CSF ) kullanılabilir. MDS li olgularda kemik iliğini daha fazla zedeleyecek ilaç ya da alkol gibi toksik maddelerden kaçınılmalıdır. Enfeksiyon kuşkusunda agresif bir antibiotik tedavi uygulamada geç kalınmamalıdır. Kanama varlığında trombosit transfuzyonu uygulanmalıdır. Hastalık ön tanısı konulduğu ilk dönemde vücut demir depolarının durumu tespit edilmelidir. Zamanla eritrosit transfuzyonuna bağımlı hale gelen hastalarda, klinik hemokromatozis ile beraber olacağı dikkate alınarak, özellikle uzun sağ kalım beklenen alt tiplerde gecikmeden şelasyon tedavisi uygulanmalıdır. Đnefektif eritropoezin demir emilimini arttırması ile az sayıda transfüze edilenlerde bile demir birikimine bağlı disfonksiyonlar gelişebileceği unutulmamalıdır. Genelde 20-25 ünite transfüzyon sonrasında veya ferritinin >1000µ/L değerlerde şelasyon yapılmalıdır. Transfüzyonda alt sınırın ne olması gerektiği konusunda kesinlik kazanmış bir değer yoktur. Genel olarak 8 g/dl kullanılmaktadır. Ancak hastanın yaşı, yaptığı iş, birlikte bulunan diğer semptomlar ve hayat stili transfüzyon ihtiyacını belirlemede dikkate alınacak noktalardır. 6