EĞİTİM YÖNETİMİNDE KURAM VE UYGULAMA

Benzer belgeler
EĞİTİM YÖNETİMİNDE KURAM VE UYGULAMA

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

1.Yönetim ve Yönetim Bilimi. 2.Planlama. 3.Örgütleme. 4.Yöneltme. 5.Denetim. 6.Klasik Yönetim. 7.Neo-Klasik Yönetim. 8.Sistem ve Durumsallık Yaklaşımı

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders)

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Yönetim ve Yöneticilik

SAĞLIK PERSONELİNDE LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİN ÖNEMİ

SAĞLIK HİZMETLERİ YÖNETİMİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

MBA MBA. İslami Finans ve Ekonomi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

SOSYOLOG TANIM A- GÖREVLER

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İŞLETME BÖLÜMÜ DERS BİLGİ PAKETİ Dersin Kodu / Adı İŞL 104/ YÖNETİM VE ORGANİZASYON 1. Sınıf Bahar Dönemi

NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları)

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (2012) Stratejik Plan. Ankara: ASPB

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM YÖNETİM İLE İLGİLİ KAVRAMLAR VE YÖNETİM SÜRECİNE BAKIŞ

İÇİNDEKİLER. Bölüm 1 Sosyal Bir Sistem Olarak Okul, 1 Teori, 2 Teori ve Bilim, 2 Teori ve Gerçek, 4 Teori ve Araştırma, 4 Teori ve Uygulama, 6

Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Ders İçerikleri

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

CP PT-COMENIUS-C21

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Bilimleri Tezli Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı. Ders Kodları AKTS

MODERN YÖNETİM TEKNİKLERİ Prof. Dr. Fatih YÜKSEL

SWOT Analizi. Umut Al BBY 401, 31 Aralık 2013

1.Hafta. Arş. Gör.Canan SOLA

MBA MBA. Altın ve Kıymetli Metaller. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

1 2.ADIM. Profesyonel, Etik, Pozitif Değişim Sağlayan KOÇLUK! BİZİ DAHA YAKINDAN TANIYIN BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN 3.ADIM .ADIM

İŞLETME YÖNETİMİ VE ORGANİZASYONDA TEMEL KAVRAMLAR

ORTAÖĞRETİME ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE "MESLEK BİLGİSİ" BAKIMINDAN FEN-EDEBİYAT VE EĞİTİM FAKÜLTELERİNİN ETKİLİLİĞİ

EĞĠTĠM TEKNOLOJĠLERĠNDE TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

Temel Kavramlar Bilgi :

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

OKUL REHBERLİK PERSONELİ. Prof. Dr. Serap NAZLI

İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAM BİLGİLERİ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: LİDERLİK Doç. Dr. Cevat ELMA

Milli Eğitim Bakanlığı Bünyesindeki Okullarda Yöneticilerin Yeterlilik Alanları -1 İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Ardahan Üniversitesi Siirt Üniversitesi

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

13. ULUSAL PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK KONGRESİ BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI Ekim, 2015 Mersin

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii Şekiller Listesi... xi Tablolar Listesi... xii BİRİNCİ BÖLÜM AĞIRLAMA ENDÜSTRİSİNE GENEL BAKIŞ

Değerlendirme Araçları Projesi

Teşekkür. Futbol yolculuklarında başkalarının birşeyler öğrenmesine sebep olan aşağıda adını yazdığım oyunculara teşekkürlerimi sunarım:

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

çocuk ve çocuk resminin gelişim aşamalarını öğrenir.

GİRNE ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK TEŞKİLAT VE İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

İŞVERENLERİN ÇALIŞANLARDAN BEKLENTİLERİ

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ADAY ÖĞRENCİLER TANITIM KATALOĞU

Sağlık Yönetiminde Etik

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM MOTORLU TAŞIT SÜRÜCÜLERİ DİREKSİYON EĞİTİMİ ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

İKTİSAT YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

BÖLÜM III ÖĞRETİMİN TEMEL ESASLARI

ORMANCILIK YÖNETİM BİLGİSİ

REHBERLİK HİZMETLERİNDE ÖRGÜT VE PERSONEL PROF. DR. SERAP NAZLI

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI DERSİN TANIMI VE UYGULAMASI

OKUL YÖNETİCİSİNİN DAVRANIŞI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

Proje Ekibi ve Sorumlulukları

İÇİNDEKİLER BÖLÜM-I. Doç. Dr. Günseli GİRGİN

5. HAFTA PFS109 EĞİTİMDE PROGRAM GELİŞTİRME. Yrd.Doç. Dr. Yusuf ESER. KBUZEM. Karabük Üniversitesi

Sağlık Kurumları Yönetimi

Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ. Geleneksel Türk Müziği

Müze Profesyonelleri için Eğitim Modülü. Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan*

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN GELİŞİMİ VE TANIMI DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN UYGULAMA ALANI EĞİTİM KURUMLARINDA DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ

Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi

T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ FİZİK EĞİTİMİ A. B. D. PROJE ÖDEVİ

MBA MBA. Bankacılık Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ

REHBERLİĞİN YERİ VE ÖNEMİ

Araştırma Metodları ve İletişim Becerileri (MMR 501) Ders Detayları

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

1 YÖNETİM VE ORGANİZASYONLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS A- Seçmeli IV-Okul Öncesi Eğitimde Kaynaştırma Ön Koşul -

İNSAN KAYNAKLARI UZMANI (YÖNETİCİSİ)

SANAT VE TASARIM ANASANAT DALI DOKTORA PROGRAMI

Ö R G Ü T PSİKOLOJİSİ. Dr. Mustafa Aydın BAŞAR

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı.

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, DEĞERLER, VİZYON

Transkript:

Eğitim Yönetimi: Tarihsel Gelişim, Kavram Ve İlkeler Ünite 1 Eğitim Yönetimi Teftişi Ve Planlaması Tezsiz Yüksek Lisans Programı EĞİTİM YÖNETİMİNDE KURAM VE UYGULAMA Doç. Dr. Cevat ELMA 1

Ünite 1 EĞİTİM YÖNETİMİ: TARİHSEL GELİŞİM, KAVRAM VE İLKELER Doç. Dr. Cevat ELMA İçindekiler 1.1. YÖNETIM... 3 1.2. YÖNETIMIN ÖZELLIKLERI... 4 1.3. EĞITIM YÖNETIMI... 6 1.3.1. Eğitim Yönetiminin Görevleri... 6 1.3.2. Eğitim Yönetimi Alanının Gelişimi... 8 1.4. EĞITIM YÖNETIMINDE KURAM VE UYGULAMA İLIŞKISI...10 1.4.1. Teori ve Bilim...10 1.4.2. Teori ve Araştırma...10 1.4.3. Teori ve Uygulama...11 1.5. SONUÇ...12 1.6. KAYNAKLAR...13 2

Eğitim Yönetimi: Tarihsel Gelişim, Kavram Ve İlkeler Ünite 1 Yönetim, insanlara ilişkin bir şeydir. Görevi, insanları ortak performansı başarabilir duruma getirmek, onların güçlü yanlarını etkili kılmak; zayıflıklarını da önemli olmaktan çıkarmaktır. Yeni Gerçekler-Peter DRUCKER Yönetim biliminin tarihi incelendiğinde, geçmişten günümüze, çeşitli bilim dallarında uzmanlaşmış kişilerin yönetimin gelişimine katkıda bulundukları görülür. Her toplumsal olay gibi yönetim de çeşitlilikler gösterir ve bu duruma bağlı olarak, çeşitli bilim dallarınca ele alınması çeşitli sorunları ortaya çıkarır. Yönetim sadece tarih, iktisat, matematik, teknoloji ile değil aynı zamanda hukuk, felsefe, edebiyat, siyaset bilimi, sosyoloji ve psikoloji gibi toplumsal bilimlerle de yakından ilgilidir. Yönetim bilimi, gelişiminin ilk zamanlarında, diğer bilim dallarında olduğu gibi, bağımsızlığını ispatlamaya yönelmiş ve mümkün olduğu kadar diğer bilim dalları ile ilişkisini azaltmaya çalışmıştır. Günümüz gelişen bilim ve teknolojik yapısı içerisinde yönetim bilimi, diğer bilim dallarının en son verilerinden yararlanma yoluna gitmektedir. 1.1. YÖNETIM Yönetim, insanların işbirliğini sağlama ve onları bu amaca doğru yü rütme iş ve çabalarının toplamıdır. Başka bir deyişle yö netim, başkalarının aracılığı ile amaçlara ulaşma veya başkalarına iş gördürme faaliyetlerinin toplamıdır. Yönetimin değişik alanlara göre farklı şekillerde tanımları yapılmıştır. Bunlardan bazıları aşağıda kısaca verilmiştir. Yönetim, Hedeflere, insanla ulaşma sanatıdır. Yönetim, bir amaca ulaşma yolunda girişilen işlerin ve faaliyetlerin toplamıdır. Yönetim, örgütsel amaçların gerçekleştirilmesi için insan ve maddi kaynakların harekete geçirilmesi sürecidir. Yönetim, örgüt amaçlarının etkili ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon ve kontrol işlevlerine ait kavram, ilke, teori, model ve tekniklerin sistematik ve bilinçli olarak uygulanmasıdır. Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere yönetimin üç temel özelliği göze çarpmaktadır. Bunlar: 1. Yönetim hem bir sanat hem de bilimsel bir süreçtir. 2. Yönetimin özünü insanlar ve aralarındaki ilişkiler oluşturur. 3. Yönetim amaçlı bir etkinliktir. Yönetim, evrensel bir süreç, toplumsal yaşam kadar eski bir sanat, gelişmekte olan bir bilimdir. Süreç olarak yönetim, birtakım faaliyetleri ve işlevleri; sanat olarak yönetim, uygulamayı; bilim olarak yönetim de sistemli ve bilimsel bilgi topluluğunu açıklar. Dolayısıyla yönetimin 3

Eğitim Yönetiminde Kuram Ve Uygulama hem sanat, hem bilim hem de meslek yönü vardır. Yönetimin sanat olma özelliğinden hareketle yöneticilik başkalarına isteyerek bir şeyler yaptırma sanatıdır ifadesi yerinde bir ifade olarak kabul edilebilir. Örgütleme koşullarını yerine getiren herkes yönetici olabilir, ancak herkes iyi bir yönetici olamaz. İyi bir yönetici olmak, başarılı bir yöneltme/etkileme süreci ortaya koymakla mümkündür. Yöneltme/etkileme işlevi ile yönetici; iletişim, liderlik, motivasyon gibi araçlar vasıtasıyla çalışanlarla fiilen karşı karşıya gelir, onları yönlendirir ve hedeflere ulaşmasına çalışır. İnsanlar birçok nedenden dolayı hedeflerine ulaşabilmek için diğer insanlar ile işbirliği yapmayı ve tek başlarına varamayacakları hedeflerine bu sayede ulaşmaya ümit ederler. Bir bilim dalı ve uygulama alanı olan yönetimin temel özelliği, çeşitli disiplinlerce geliştirilmiş bilgilerin ve analitik yöntemlerin birleştirilerek uygulanmasıdır. Yönetici örgütü bölümleriyle birlikte bir bütün olarak ele alarak, değişik bilgi ve teknikleri mevcut şartlara uygunluklarına göre kullanmak ve uygulamak durumundadır. 1.2. YÖNETIMIN ÖZELLIKLERI Bir etkinlik ya da süreç olarak yönetimin başlıca özellikleri şunlardır: İnsancıl (beşeri) özellik. Yönetim, her şeyden önce, insanlarla ilgilidir. İnsan, yönetim sürecinin hem nedeni, hem amacıdır. Yönetimde, gerek yöneten gerekse yönetilen insandır. Grup niteliği. Yönetimde, birden çok kişiye, başka deyişle, bir gruba ihtiyaç vardır. Tek bir kişinin bulunduğu yerde yönetimden söz edilemez. Amaç özelliği. Amaçsız iş veya çalışma olamayacağı için, amaçsız bir yönetim faaliyetinden de söz edilemez. Yönetimde, belli bir amaca hizmet edecek bir grup insanın bir araya gelmesi, başta gelen özelliktir. İşbirliği özelliği. Yönetimde, bir grup insanın belli bir amaç yolunda işbirliği yapmaları gerekir. Tersi durumda, yönetim faaliyetinden bir sonuç alınamaz. İşbirliği, yönetimin gücünü ve etkinliğini belirleyen önemli bir özelliktir. Basamaksal özellik. Yönetimde belli bir amaca ulaşmak için bir araya gelen ve işbirliği yapan insanların, bir yönetim düzenine girmeleri, içlerinden bir kısmının yönetici, bir kısmının yönetilen olduğu iki temel basamağı yaratmaları zorunludur. Yönetim düzeninde, yönetici ve yönetilen basamaklan açık-seçik biçimde ortaya konamazsa, söz konusu düzenin etkili bir işleyişe kavuşturulması güçleşir. İşbölümü ve uzmanlaşma niteliği. İşbölümü, bir yandan insanların farklı oluşu, yeryüzünde birbirinin tıpkısı iki insana rastlayamama gerçeğine dayanır. Öte yandan, işlerin birtakım kimseler arasında bölünmesiyle ortaya çıkan uzmanlaşmanın, işleri daha verimli ve etkin kılması gerçeğine dayanır. Yönetimde işbirliği zorunluluğunu yaratan durumların başında, herkesin her işi yapmaması, belli bir eşgüdümlemeyle amaca doğru uyumlu, ortaklaşa bir çaba göstermeleri gereği gelir. Ancak bu yolda yönetim süreci dağınıklıktan uzak, kararlı bir gelişme gösterebilir. 4

Eğitim Yönetimi: Tarihsel Gelişim, Kavram Ve İlkeler Ünite 1 Demokratik nitelik. Yönetimde, insanın saygı duyulan bir yeri vardır. Yönetimin insana değer verici nitelikten uzaklaşması, her şeyden önce bu süreç içinde demokratik davranışlara verilen öneme bağlıdır. Evrensel özellik. Yönetimin evrensel özelliği, yatay ve dikey olmak üzere iki boyutta görülür. Yatay boyutta yönetim, başta aile olmak üzere, yeryüzünün resmi (formal) olan veya olmayan bütün örgütlerinde yaygındır. Söz konusu örgütlerde her kişi, ya yöneten ya da yönetilen durumunda bulunur. Dikey boyutta ise yönetim, bir işletme veya kurumun bütün basamaklarında, tüm bölüm ve düzeylerde yürütülen bir fonksiyon olarak göze çarpar. Bu da onun dikey yaygınlığını gösterir. Bireyci özellik. Yönetimde organlar, genellikle, tek kişinin gözetimi altında bulunur. Bunun temel nedenlerinden en önemlisi, yönetimin özünde yer alan eşgüdümleştirmenin başarılı olmasında kişiye ihtiyaç duyulmasıdır. Öte yandan, yönetimin zorunlu kıldığı önderlik görevi de en iyi biçimde yine tek kişi tarafından başarılır. Bütün bunlar, yönetime, bireyci bir özellik kazandırmaktadır. İki yönlü süreç niteliği. Yönetim sürecinde iki yönden birisini karar, ikincisini uygulama oluşturur. Yönetim sürecine katılan birey önce düşünür, yargılar, karar verir; sonra, bu kararını uygulamaya koyar. Yönetimde yalnız kararın alınması yeterli değildir. Onun uygulamaya konulması da gereklidir. Tersi durumda, yönetim bütünlüğü sağlanmamış olur. Yaratıcı süreç olma özelliği. Düşünmek, yargılamak, karşılaştırmalar yapmak, yönetimin özellikle planlama ve karar alma faaliyetlerinde temel gereklerdir. Yönetimde amaçların saptanması, bunlara ulaşılma yollarının belirlenmesi ve gerekli düzenin kurulması, yönetim faaliyetine katılanların düşünme olanaklarını kullanıp, yaratıcı bir çaba göstermelerine bağlıdır. Haberleşmeye dayanma özelliği. Haberleşme, yönetim sürecinde bir araya gelen insanların, gerek saptanan amaçlara birlikte hizmet etmeleri, gerek kurdukları düzenin sürekli işleyişini sağlamak için aralarında haberleşme kanallarının kurulmasını öngören temel bir faktördür. Buradaki anlamıyla haberleşmenin bilgi vermek ve istemek olmak üzere iki temel fonksiyonu bulunmaktadır. Bilgi vermek, yönetim faaliyetine katılanların yapılacak işler hakkında bilgili kılınmasını; istemek de söz konusu kişilerde, belli bir amaç için işbirliği yapma inancının uyandırılmasını gerektirir. İyi bir haberleşme sistemine dayanmayan yönetimde istenen sonuçların sağlanması güçleşir. Ussallığın temel olma özelliği. Yönetim sürecinde sınırlı olan zamana çok şey sığdırmak ve en az gider ya da çabayla büyük sonuçlara ulaşmak ussallığın (rasyonelliğin) başta gelen ilkesidir Yönetimin başarı ölçüleri, etkinlik ve verimlilik olarak ikiye ayrılabilir. Etkinlik, yönetimde, istenen amaca ulaşma oranını belirleyen bir kavramdır. Verimlilik her şeyden önce, yönetim faaliyetinden sonuç alma, saptanan amaca ulaşma anlamına gelir. Ancak ne var ki, bazen amaca ulaşılsa bile, bu yoldan gösterilen çabaların maliyeti, elde edilen sonucun çok üstünde kalır, dolayısıyla tüm süreci yararlı olmaktan çok zararlı olur. Bunu önlemek için, yönetimde, amacın en kısa yoldan gerçekleştirilmesi ve en az fedakârlıkla istenen sonuçlara ulaşılmasını öngören ussalık ilkesine uyulması zorunluluğu vardır. 5

Eğitim Yönetiminde Kuram Ve Uygulama Sanat olma özelliği. Diğer bilim dallarında olduğu gibi, başlı başına bir bilim dalı haline gelen yönetimin de bir bilim, bir sanat yönü vardır. Teoride, her ne kadar, yönetim biliminin birtakım kuralları, ilkeleri ve temel noktaları incelenip, bu konuda hızlı bir gelişme içinde bulunuluyorsa da, uygulamada bunlardan yararlanmak ve karşı karşıya kalman sorunlarda söz konusu teknikler yardımıyla yerinde çözümlere ulaşmak, yine yöneticilerin yeteneklerine bağlı kalmaktadır. Bu da yönetimin sanat yönünü oluşturmaktadır. Genel olarak yönetimle ilgili temel kavramları ve ilkeleri tartıştıktan sonra eğitimi yönetimi alanının kuramsal gelişimini incelemek gerekir. Yönetim biliminin gelişimine paralel olarak eğitim yönetimindeki gelişmeleri, daha açık bir ifadeyle yönetim ve örgüt teorilerinin eğitim yönetimindeki yansımasını genel olarak görebilmek için eğitim yönetiminin kısa bir tarihçesi üzerinde durmak gerekir. 1.3. EĞITIM YÖNETIMI Bir uzmanlık alanı olan eğitim yönetimi, amaç ve işlev açısından iş ve kamu yönetiminden ayrılır, farklılıklar gösterir. Eğitim yönetimini diğer kurumların yönetiminden farklı kılan eğitimin ken dine özgülüğüdür. Eğitim yönetimini özgün yapan, toplumsal bir kurum olan eğitimin özgünlüğüdür. Eğitim bir toplumun sahip olduğu insanı yeniden yaratarak ge leceğini kontrol etme girişimi olarak tanımlanabilir. Toplumsal bir kurum olan eğitimin formal örgütü okuldur. Okulun (eğitimin) yönünü tüm toplumsal kurumlar belirler. Okulun etkili bir işleyişi gerçekleştirmesi, toplumun tüm işlevlerinin ve sorun larının eğitimsel yönünü dikkate alması ile olanaklıdır. Eğitim doğrudan insana yöneldiği için toplumun tüm kesimlerinin ilgi merkezidir. Tüm toplum kesimleri eğitimin etkileme gücünün farkındadır ve bu nedenle de kendi değerleri ve eğitimleri doğrultusunda eğitimi yönlendirmek ve eğitimden yararlanmak isterler. Tüm siyasal gruplar özel ideolojilerini yaymak ve ideallerindeki bireyi oluşturmak, hazırlamak için okulu (eğitimi) kullanmak isterler. Farklı eğilim ve beklentilere sahip toplumsal güçlerin ortasında bulunan okul yöneticisi, bu toplumsal güçlerin hepsi ile diyalog kura rak, okulun toplum tarafından belirlenmiş ya da onaylanmış amaçlarını gerçekleştirmek durumundadır. Ancak, bu konudaki yetkisi sınırlıdır. Daha çok etkileme şansı vardır ve bu şansını çok iyi kullan mak durumundadır. Eğitim yönetimi; kamu yönetimi, hastane yönetimi, iş yönetimi ve diğer örgütlerin yönetimleri ile ortak yönlere de sahiptir. Bu nedenle, diğer kurumlarda yapılan araştırmaların bulguları, eğitim yönetimi için de ışık tutucu olmaktadır. 1.3.1. Eğitim Yönetiminin Görevleri Eğitim yönetimini belirleyen etkenler çok sayıda psikolojik, sosyo kültürel ve bireysel nitelikteki etkenler tarafından etkilenen değiş kenler olarak düşünülebilir. Eğitim yönetiminin görevlerinin neler olabileceğinin belirlenme sinde farklı yollar izlenebilir. Örneğin, örgüt dışından bir 6

Eğitim Yönetimi: Tarihsel Gelişim, Kavram Ve İlkeler Ünite 1 gözlemci, yönetim sürecinde olup bitenleri izleyerek bir tanım yapabilir. Bu tanım, «gözlenen gerçeklik» olarak ifade edilebilir. Buna göre, eğitim yönetiminin görevlerinin tanımlanmasının bir yolu, yönetim sürecinin dışarıdan dikkatle gözlenmesidir. Görevler, yönetimsel eylemlerin gözlemine dayalı olarak belirlenir. İkinci yol, «eğitim yönetiminde yönetimsel davranış ne ol-malıdır?» sorusunun, yine bir dış gözlemci tarafından yanıtlanmasıdır. Böyle bir tanım, toplumsal olarak istenen ve özlenen bir yönetim tanımı olarak nitelendirilebilir. Başka bir deyişle, eğitim yönetiminin görevleri neler olmalıdır? sorusunun bir gözlemci tarafından yanıtlanması yolu ile elde edilen sonucun, eğitim yönetimi konusunda, toplumsal beklentileri de yansıtması beklenir. Üçüncü bir yol olarak, bir eğitim kurumu olan okulda müdürlük yapan bir yöneticinin, kendi sorumluluklarını anlamaya ve saptamaya çalışması sonunda varılan bir tanımdır. Bu tanım, uygulamaya dayalı bir tanım olarak nitelendirilebilir. Bu üçüncü yola benzer bir yaklaşımla, okul yöneticilerinin en önemli sorumlulukları olarak şu noktalar saptanmıştır: İnsanlarla etkili biçimde çalışma. Bu insanlar, çevredeki insan lar, bürokrasideki insanlar, diğer meslektaşlar ve öğrencilerdir. Bu in sanların elbette hepsi de önemlidir. Ancak, yönetim açısından, okulun amaçlarının gerçekleştirilmesi açısından, özel bir önem taşıyan, öğretim kadrosu ile çevredeki insanlardır. Etkili bir işletme yönetimi. Okulun temel amacı, çocukları eğitmektir. Okulun temel etkinliği ise öğretimdir. Diğer tüm etkinlik ler yardımcıdır, kendi kendilerine amaç değil, amacın gerçekleşti rilmesinde kullanılan araçlardır. Ancak, eğer bu hizmetler uzmanca ve doğru olarak yürütülmezse, öğretim programı aksar ve halkın okula olan güveni sarsılır. Daha etkili bir öğretimin gerçekleştirilmesine yardım edici nitelikteki hizmetlerin yetersizliği, öğretimin yetersiz-liğinden daha çabuk ve kolay fark edilir. Okulla sıkı ilişki içindeki çevre, bu hizmetlerdeki yetersizliği çok çabuk fark eder. Yeterli bir okul binası ve çevresi hazırlama. Okulun amaçlarının gerçekleştirilmesi için uygun fiziksel koşulların hazırlanması, eğitim yönetiminin görev alanına girmektedir. Eğitim programının etkili biçimde uygulanabilmesi için gerekli ortamın hazırlanmaması ha linde, etkinliklerden istenilen sonucun alınması çok zor olur. Etkinlik lerin niteliklerine uygun fiziksel koşulların hazırlanması, girişimden istenilen sonucun alınması için bir önkoşuldur. Eğitim programının geliştirilmesi. Eğitim programı okulun tüm etkinliklerinin kalbidir. Okulun eğitim programı, anlamlı hedeflerin gerçekleştirilmesi için kasıtlı olarak planlanmış öğrenme deneyimlerinin bütünüdür. Okul ortamında meydana gelen tüm etkinliklerin odak noktası olarak eğitim programının niteliği, okulun tüm etkinliklerinin niteliğini ve etkililiğini etkiler. Eğitimin gelişmesi, programın geliş mesi ile başlar. Eğitim programının geliştirilmesi konusunda, merkezi eğitim sistemlerinde okul yönetimine fazla bir yetki ve inisiyatif tanın-mamaktadır. Bu sistemlerde okul yöneticileri, merkezde hazırlanan eğitim programlarını, etkili biçimde uygulamakla görevlendiril mişlerdir. Programın kapsamı konusunda, kendilerine yetki verilme mektedir. Mesleğe hizmet. Öğretim kurumlarında öğretmenlik yapma, eğitim konusunda çevreyi aydınlatma, konferanslar verme, mesleksel danışmanlık yapma, mesleksel yazılar yazma gibi görevler mesleğe hizmet olarak düşünülebilir. 7

Eğitim Yönetiminde Kuram Ve Uygulama Görüldüğü gibi, eğitim yönetiminin görevleri insanlar, fiziksel or tam (okul yapısı ve çevresi) ve program konularında toplanmaktadır. 1.3.2. Eğitim Yönetimi Alanının Gelişimi Eğitim yönetiminin gelişimi modern sosyal bilimler ve yönetim biliminin tarihi gelişimine paralel bir evrim geçirmiştir. ABD`de Eğitim yönetimi tarihine bakıldığında, alanın oluşmaya başladığı 1800 lerin başlarında eğitimin yönetimi ve denetiminin, kamu yöneticilerinin işlerinin bir uzantısı niteliğinde, mesleksel beceri gerektirmeyen bir uğraşı olduğu anlaşılmaktadır. Bu dönem eğitim yönetiminin, okula uygulanmasının tanınmadığı bir dilimini oluşturmaktadır. Çünkü okul yöneticileri mesleklerini sınama-yanılma yoluyla öğreniyorlardı. Formel bir hazırlık yok ya da çok nadir idi. Öğretmenlik formel eğitimi, yöneticilik için de yeterli sayılıyordu. 1900 lerde eğitim yönetiminin sistemli çalışıldığı hiçbir kurum yoktu. İkinci Dünya Savaşı bitimi sıralarında bazı kuruluşlar yönetici hazırlamaya odaklandılar. Eğitim yönetimi alanındaki uzmanların ilk kuşağı, alanın temellerini oluşturmakla, ayrıca da ikinci kuşak eğitim yönetimi uzmanlarının (üniversite akademik personelinin) yetiştirilmesiyle ilgilendiler. Pek çok eyalet eğitim yönetimi konumları/pozisyonları için eğitim yönetimi temel kursu almayı şart koşuyordu. Bunun için de sertifika veren lisansüstü programlar gerekiyordu. Bu gelişmeler alanın kabulünde etkili oldu. Sonunda okul yönetimi uygulamaları üniversite programları ile sunulmaya başlandı. Eğitim yönetiminin teorik temelleri büyük ölçüde 1950 li yıllarda Amerika Bileşik Devletleri de geliştirilmiştir. Eğitim yönetimi ve diğer sosyal bilim alanlarında çalışan öğretim üyelerinin üye olduğu Eğitim Yönetimi Profesörleri Ulusal Konseyi (NCPEA) ve Eğitim Yönetimi Üniversite Konseyi (UCEA) adlı dernekler, gerçekleştirdikleri bilimsel toplantı ve çalışmalarla bu alanın teorik temellerinin oluşmasına ve eğitim yönetiminin bilimsel bir nitelik kazanmasına katkı sağlamıştır. Aynı yıllardan itibaren bu alanda üniversitelerde lisansüstü programlar da açılmaya başlanmıştır. 1950 ve 1960 lar boyunca pratikten sağlanan veriler, çeşitli sosyal bilimlerden alınan kuramsal ve kavramsal bilgiler eğitim yönetimini büyük ölçüde etkilemiştir. Bilimsel dönem olarak da adlandırılan bu dönemde eğitim yönetimi bilimsel temelli bir yaklaşım izlenerek incelendi. Sonuç olarak 1940 ve 1950 lerde alan daha çok kurama dayalı olma çabasına girişmiş bunun için de rasyonel bilimsel yöntemi kullanmıştır. Bu anlayış, üniversitenin bir uzantısı olma eğilimini güçlendirmiştir. Sonunda her okul yöneticisinin, yönetim bilimine ve yönetim kuramına dayanması gerektiğine inanılmıştır. 1950 lerde, sosyal ve davranış bilimleri tarafından etkilenen, kurama dayalı araştırma anlayışı eğitim programlarında değişime neden olmuştur. Böylece eğitim yöneticisi hazırlama programları uygulamalı olmaktan daha fazla akademik ve bilimsel olmaya dönük bir değişim geçirmiştir. 1980 sonrası dönemde önceki yetiştirme programlarına çok sert eleştiriler yapılmış bu doğrultuda şu öneriler geliştirilmiştir: 1. Yönetici hazırlama programlarını desenlemede ağırlık pratik sorunlara verilmelidir, 2. Daha profesyonel bir okul modeline gidilmelidir, 3. Okul yönetiminin sanatsal yönüne önem verilmeli (pratiğe dayalı öğrenme tecrübeleri), değerlere, sosyal bağlama, teknolojiye, araştırma ve yeni liderlik biçimine eğilim duyulmalıdır. 8

Eğitim Yönetimi: Tarihsel Gelişim, Kavram Ve İlkeler Ünite 1 Avrupa da ise üniversiteler bünyesinde eğitim bilimleri alanında Leipzig (1906), Berlin (1907), Munih (1910), Tubingen (1911), Hamburg (1912) üniversitelerinde kurulan enstitüler önemli bir yer tutmaktadır. Çekoslovakya da 1900 de, Macaristan da 1912 de, Belçika da 1923 te, Romanya da 1925 te Hollanda da 1931 de eğitime ilişkin çalışmalar yapmak üzere pedagoji laboratuarları kurulmuştur. Bu oluşumlar I. Dünya Savaşı na dek eğitimde deneysel araştırmaların yapılması amacıyla pek çok kurumun kurulmasını öngörmüştür. Bu dönemi, eğitim bilimlerinin kurumsallaşmasına olanak tanıyan örgüt ve kuruluşların kurulması dönemi olarak nitelemek mümkündür. Bu kurumlardan bazıları eğitim bilimlerinin kurumsallaşmasında başrolü oynamıştır. 1950 lerden başlayarak 1980 lere dek devam eden dönem, eğitim bilimleri disiplininin kurumsallaşması dönemi olarak görülmektedir. Almanya, Avusturya, Portekiz, İtalya ve Finlandiya gibi ülkelerde üniversite düzeyinde eğitim bilimleri alt disiplinlerinde bu arada eğitim yönetiminde araştırmalar yapıldığı görülmektedir. Cumhuriyet döneminde Türkiye`deki gelişmelere bakıldığında ise eğitim örgütlerine yönetici, müfettiş ve öğretmen yetiştirmek üzere 1928 yılında Gazi Eğitim Enstitüsüne bağlı Pedagoji Bölümünün kurulduğu görülmektedir. Bir başka gelişme ise Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) nün kurulmasıdır. TODAİE`nin açılmasıyla da 1953 yılında kamu yönetimi uzmanlık programı başlatılmıştır. Öğretmen ve eğitim yöneticilerine de açık olan bu programın, kamu görevlilerine genel yöneticilik bilgileri kazandırması, toplumsal, ekonomik ve eğitsel sorunlara ışık tutması, katılımcılar arasında ortak anlayış kazandırması açılarından yararlı olsa da eğitim yöneticilerinin eğitilmesinde (programda eğitim ve eğitim yönetimi konularına yer verilmemesi, yılda sadece 5-10 arasında eğitim yöneticisine katılma şansı verilmesi vb.) çok da işlevsel olmadığı görülmektedir. Yine de TODAİE programının Türkiye de yönetici uzmanlık diploması vermeye dönük programlara öncülük etmesi, yönetim literatürüne katkı getirmesi açısından yönetim tarihimizde haklı bir yer edinmiştir. Enstitü nün 1979-1980 öğretim yılından itibaren Eğitim Yönetiminde Uzmanlık Programı başlatması eğitim yönetiminin gelişmesine ayrıca katkı sağlamıştır. Bakanlar Kurulunun 13 Şubat 1962 tarih ve 6/209 sayılı kararı ile kurulan Merkezi Hükümet Teşkilatı Projesi (MEHTAP) raporunda Ülkemizde eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesine dönük görüşlere yer verilmiştir. Rapor, MEB e yönetim kadroları için yeterli sayıda eğitim yöneticisi yetiştirme görevi yüklemiştir. Raporda Bakanlığın ihtiyaç duyduğu eğitim yöneticilerini yetiştirmek üzere üniversitelerde eğitim fakülteleri ya da fakültelerde eğitim bölümleri açılması da önerilmektedir. Nitekim Yedinci Milli Eğitim Şurası ve MEHTAP raporu önerileri doğrultusunda 1965 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 1966 yılında da Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bölümü açılmıştır. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi MEHTAP raporu ve Yedinci Milli Eğitim Şurası nın eğitim yöneticilerinin eğitilmesine dönük önerileri doğrultusunda programlar oluşturmuştur. Eğitim Fakültesi Türkiye de özellikle de lisansüstü düzeyde eğitim yönetimi alanında programlar açan ve programlara çeşitli öğretmen yetiştiren kurumlardan mezun öğretmenleri kabul eden ilk kuruluş olma özelliğini taşımaktadır. Şimşek (2003) ve Balcı (2006), son gelişmelerle Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan beri eğitim yöneticisi yetiştirmede (1) 1970 lere dek çıraklık modeli, (2) 1970 lerde eğitim bilimleri modeli ve (3) 1999 da sınav modeli, (4) keyfilik modeli olmak üzere dört farklı eğilimin ortaya çıktığını ileri sürmektedirler. Türkiye de eğitim yönetimi alanının bilimselleşmesi düzeyi acısından önemli sorunların yaşandığı bir gerçektir. Sadece Türkiye de değil, diğer gelişmiş ülkelerde de eğitim yönetimi alanında 9

Eğitim Yönetiminde Kuram Ve Uygulama yapılan çalışmaların kuramsal açıdan (nicelikten öte) yeterli bilgi birikimine yol açmadığı, teori oluşturmada sorunların yaşandığı görülmektedir. Konunun diğer bir boyutu ise yeterli olmamakla birlikte sağlanan kuramsal gelişmelerin uygulamaya yeterince yansıtılamamasıdır. Bu bağlamda eğitim yönetiminde kuram ve uygulama ilişkisini ayrıntılı biçimde tartışmak gerekmektedir. 1.4. EĞITIM YÖNETIMINDE KURAM VE UYGULAMA İLIŞKISI Eğitim yönetiminin sistematik olarak incelenmesi modern okul kadar yenidir. Eğitim yönetiminde kavramsal perspektifleri keşfetmeden önce, örgütsel teorinin doğası ve anlamı hakkında temel bir anlayışa sahip olmamız gereklidir. 1.4.1. Teori ve Bilim Bilimin temel amacı teori olarak adlandırılan genel açıklamalar sağlamaktır. Teori, olguları açıklamak ve tah min etmek amacıyla, değişkenler arasındaki ilişkileri belirleyerek olgulara sistematik görünüm kazandıran, birbiriyle ilişkili yapılar (kavramlar), tanımlar ve öne riler kümesi olarak tanımlanabilir. Teori, sistematik olarak bazı olguları tahmin eden ve açıklayan, birbiriyle ilişkili örgütlü kavramlar, varsayımlar ve genellemeler bütünüdür. Teoriler, felse feden bilime, basit genellemelerden karmaşık yasalar kümesine doğru çeşitlilik göstermektedir. Bazı teoriler ulusal akreditasyon kurumları tarafından yürütülen eği tim anketlerinin sonuçları veya okul araştırmaları gibi basit genellemeler ile ilgilidir. Bu gibi araştırmalar be lirli bir zamandaki bazı koşulların doğasının ölçümünü içerir, bunların ne olduğunu açıklar. Daha iyi geliştiril miş teoriler, bize olguları kontrol etme ve tahminlerde bulunma olanağı verir. Teoriler doğaları gereği genel ve soyuttur. Teoriler kesin doğru ya da yanlış olmaları açısından değil yararlı olmaları açısından değerlendirilirler. Teori genel açıklamalar sağlar ve araştırmaları yönlendirir. Bütün bilimlerin amacı, içinde yaşadığımız çevre ve çalıştığımız dünyayı anlamaktır. Bilim adamları gördüklerini betimlerler, düzenlilikler keşfederler ve kuramlar oluştururlar. Örgüt bilimi; örgütlerde bireylerin ve grupların davranışlarındaki düzeni betimleme ve açıklamaya çalışırlar. Örgüt bilimcileri, örgütsel yapı ve örgütsel yaşamın dinamiklerini genel olarak anlamaya yardım edecek temel ilkeleri açıklamaya çalışırlar. Ancak hiçbir teori hiçbir zaman kesin olarak kabul edilmez. Çünkü daha iyi bir teori her an geliştirilebilir. Bilimin normları ve teori açık fikirliliğe, sonuçların kamuya açık olmasına ve değerlendirmenin kişilerden uzak olarak yapılmasına yöneliktir. 1.4.2. Teori ve Araştırma Teori ve araştırmanın birbirine bağlıdır. Teori araştırmacıya neyi bulmaya çalışa cağına ilişkin rehberlik eder, araştırma ise araştırmacıya bulguyu sağlar. Araştırmacının gördüğü, diğerleri tarafından anlaşılmalı ve doğrulanmalıdır. Bu görme, anlama ve doğrulama süreci genellikle bilimsel yöntem yoluyla başarılır. Bilimsel yöntem dört aşamadan oluşur. Birincisi araştırma probleminin belirlenmesidir. Sonra araştırmacının bulmayı umduğu bir veya iki hipotez veya öngörü formülleştirilir. Bunlar, gözlem, önceki deneyim ve ilgili alanyazının gözden geçirilmesi gibi kaynaklardan gelebilir. Daha 10

Eğitim Yönetimi: Tarihsel Gelişim, Kavram Ve İlkeler Ünite 1 sonra araştırmayı yapmak için araştırma deseni geliştirilir ve hipotez(ler) test edilir. Son aşamada ise veri toplama, veri analizi ve bulguların yorumlan ması yapılır. Teorilerin çoğu örgütlerin gerçek çalışmalarına dayalıdır. Bu teoriler farklı bakış açıları veya örgütlerin nasıl çalıştığı hakkında düşünme yolları sunmaktadır. Akademik bir disiplin olan eğitim yönetimi, araştırma odaklı olmasıyla güvenilirlik kazanmaktadır. Bilimsel olgunlaşma, işyerinde çalışan davranışı hakkındaki spekülasyon ve test edilmemiş varsayımların yerini almaktadır. Davranış bilimi araştırmacıları; laboratuar çalışmaları, alan çalışmalar, meta-analiz, anket uygulamaları ve örnek olay çalışmaları gibi farklı katego rilerde araştırma desenlerinden bir veya birden fazlasını kullanarak ampirik bulgular elde ederler. 1.4.3. Teori ve Uygulama Teori uygulamayla en az üç yönden doğrudan bağlantılıdır. 1. Teori, uygulayıcılar için bir referans sistemi sağlar. 2. Teori kullanma, uygulamadaki olaylar için genel bir çözüm modeli sunar. 3. Teori karar vermeyi yönlendirir. Teori, uygulayıcılara karşılaştıkları problemleri analizlerinde keskinlik ve odaklanma yoluyla çözebilmeleri için ihtiyaç duydukları analitik araçlar ve bir referans sistemi sağlar. Bu tür becerileri kazanmış yöneticiler uygulamada karşılaştıkları problemlere alternatif çözüm yolları geliştirebilirler. Ancak hemen doğrudan uygulamadaki problemlere çözüm üretemez. Gerekli olan araç, kendi orjinallik ve yaratıcılığını kullanarak uygulama için becerikli bir beyindir. Teori ve uygulama ilişkisi, teorisyenlerin kavramları kullanarak problemin önemli yönlerini belirlemelerinden daha ileri düzeydedir. Bilimsel yaklaşım, olaylar hakkında hem teorisyenler hem de uygulayıcılar için bir düşünme biçimi ve analiz modeli sağlar. Ancak uygulayıcılar araştırmacılardan daha da düşük düzeyde soyutlama kullanırlar çünkü onlar çoğunlukla örgütlerde belirli problemlerle ve olaylarla ilgilenirler. Benzer bir şekilde teorisyenler ve araştırmacılar bilimsel araştırmayı uygulayıcılardan daha katı bir biçimde kullanırlar. Çünkü teorisyenler genellikle önermelerini oluştururken diğer şartlar aynı kaldığında varsayımıyla işe başlarlar ve araştırmacılar araştırmada çalışılan değişkenler dışındaki bütün değişkenleri kontrol etmeye çalışırlar. Buna karşın uygulayıcılar tipik olarak diğer şartların eşit olmadığı ve bütün değişkenlerin kontrol edilemediği bir ortamda görev yaparlar. Aynı zamanda teoriler yönetsel karar vermeye yön gösterirler. Yönetimi, bilgiyi yönetimsel ve örgütsel problemlere uygulayan hem bir sanat hem de bir bilim olarak tanımlayabiliriz. Teori olmadan bilgi için neredeyse hiçbir temel yoktur çünkü anlamlı araştırma teori öncesinde gerekli olan bilgiyi sağlar. Teoriler düşüncenin yerini alamazlar ama karar verme ve problem çözümünde rehberlik edebilirler. Birçok okul yöneticisi teorilerden yana rahatsızdır. Onlar sosyal bilimcilerin kendilerine okulu yönetme konu da pratik formüller sunmalarını tercih etmektedirler. Bununla beraber, yakından incelendiğinde, okul yönetic ilerinin neredeyse her eyleminin bir dereceye kadar teoriye dayalı olduğu görülmektedir. Örneğin bir okul müdürü tek taraflı karar almak yerine, okuldaki diğerlerini, uzman oldukları ve kendilerini ilgilendiren bir soruna ilişkin olarak karara dâhil ede- 11

Eğitim Yönetiminde Kuram Ve Uygulama bilir. Bu tür bir eylem araştırma alanyazınında katılımcı karar verme olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda paylaşılan, işbirlikçi veya grupça karar verme olarak adlandırılan katılımcı karar verme, okuldaki diğerlerinin de dâhil olduğu karar verme sürecine odaklanır. Eğitimde katılımcı karar verme, okul kararlarında öğretmenlerin, ailelerin veya toplum üyelerinin aktif bir biçimde yer almasının, okulun performansım artıracağı fikrine dayanır. Öğrenme ve öğretmeye daha yakın olan öğretmenlerin ve çocuklar hakkında daha çok bilgiye sa-hip olan ailelerin karar vermede yer almaları gerektiğine inanılır. Çünkü onların bu konuda sahip olduğu uzman lık, okul performansını geliştirmek için çok önemlidir. Ayrıca, öğretmenler ve aileler karar vermeye dâhil olduk ları zaman, kararların desteklenmesi ve uygulanmasına daha çok bağlı olacaklarına inanılır ve böylece okulda bir sahiplik duygusu oluşur. Bunu bilmeden, okul yö neticisi bir teoriye dayalı olarak, karar verme sürecine diğerlerini de katmak için bir seçim yapar. Eğitim yöneticileri, okuldaki diğer insanlara rehber lik yapmak için bir seçim yaptığında, teoriler olmadan büyük bir ihtimalle boşuna çabalamış olur. Bu yüzden teoriler, örgütlerde davranışların anlaşılması, tahmin edilmesi ve kontrol edilmesine rehberlik eder. Teoriler aynı zamanda alandaki bilginin gelişmesine katkıda bulunur. Örgütsel davranışın analizinde önemli olan bir gelişme, açık ve kapalı sistemler arasındaki ayrımdır. Başlangıçtaki sistem analizleri örgütleri kapalı sistemler; yani dış dünyadan soyutlanmış sistemler olarak kabul ediyordu. Ama bugün çağdaş teorisyenlerden ancak birkaçı örgütlerin dış etkenlerden arınmış olarak anlaşılabileceği önermesini kabul eder. Bunların sonucunda birbirleriyle yarışan üç perspektif ortaya çıkmış ve savunucuları ile birlikte var olmaya devam etmektedir. Bu perspektif ya da yaklaşımlar farklı yazarlar tarafından farklı şekillerde sınıflandırılmaktadır. Bunlardan biri rasyonel-sistem, doğal-sistem ve açık-sistem perspektifidir. Bir diğeri ise klasik, neoklasik ve modern yönetim yaklaşım ve perspektifidir. Farklı biçimlerde adlandırılıp sınıflandırılsa da üç örgüt ve yönetim perspektifi, göreli olarak birbirinden farklı ama birbiriyle örtüşen, birbirini tamamlayan ve bazen de birbirleriyle çelişen yönlere sahiptir. Bu görüşlerden her biri daha önceki örgütsel ve yönetsel düşüncenin izlerini taşır. Bundan sonraki ünitelerde bu üç perspektif ayrıntılı olarak incelenecektir. 1.5. SONUÇ Yönetici ister özel ister kamu örgütlerinde ya da kar amacı güden ya da gütmeyen örgütlerde çalışsın, başarılı ve etkili olmak istiyorsa kendi alanının kuramsal temellerini kavramalı ve uygulama ile ilişkilendirmelidir. Kuramdan yoksun bir uygulama emek, zaman ve mali anlamda savurganlığa yol açar. Kuramsız bir uygulama deneme-yanılma türü davranışları ön plana çıkarır. Kuşkusuz deneme-yanılma türü davranışlar ya da öğrenmeler tamamen gereksizdir ya da etkisizdir denilemez. Ancak emek, zaman ve maliyet perspektifinden bakıldığında bu yöntem özellikle bir yönetici için rasyonel bir araç olarak değerlendirilemez. Kuram ve uygulama arasında denge sağlandığında yönetsel etkililik artar. Genel olarak yönetici yeterlikleri kavramsal yeterlikler, insan ilişkileri yeterlikleri ve teknik yeterlikler biçiminde sınıflandırılmaktadır. Yaygın olarak kabul edilen bu sınıflamadaki yeterliklerin yönetici tarafından etkili biçimde sergilenebilmesi için de mutlaka kuramsal bilgi birikimine ihtiyaç duyulmaktadır. İşin bir diğer yönü de kuramsal yetkinliğin, başarı ve etkililik için tek başına yeterli olmayacağıdır. Bu da yönetimin sanat ve bilim yönlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunu doğurur. 12

Eğitim Yönetimi: Tarihsel Gelişim, Kavram Ve İlkeler Ünite 1 1.6. KAYNAKLAR Aydın, M. (1994). Eğitim yönetimi. Ankara: Hatipoğlu Yayınevi. Balcı, A. (2008). Türkiye de eğitim yönetiminin bilimleşme düzeyi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi. 54,181-209. Başaran, İ. E. (2012). Türk eğitim sistemi ve okul yönetimi. Ankara: Ekinoks Yayınevi. Bursalıoğlu, Z. (1994). Okul yönetiminde yeni yapı ve davranış. (9. baskı), Ankara: Pegem A Yayıncılık. Bursalıoğlu, Z. (2003). Eğitim yönetiminde teori ve uygulama (7. Baskı). Ankara: Pegem A Yayınları Cemalcılar, İ., Bayar, D., İnal, C.A. ve Öz-Alp, Ş. (1985). İşletmecilik bilgisi. Eskişehir: İşitme Özürlü Çocuklar Eğitim ve Araştırma Vakfi Yayını No: 3. Drucker, P. (1996). Yeni gerçekler. (Çev. B. Karanakçı), Ankara: Türkiye İş Bankası Yayınları. Elma, C. ve K. Demir (Ed). (2004). Yönetimde çağdaş yaklaşımlar: Uygulamalar ve sorunlar. Ankara: Anı Yayıncılık. Eren, E. (2004). Örgütsel davranış ve yönetim psikolojisi. İstanbul: Beta Yayınevi. Hoy, W. K. & Miskel, C. (2010). Eğitim yönetimi: Teori, araştırma ve uygulama. (Çeviri Editörü: Selahattin Turan). Ankara: Nobel Yayınevi. Lunenberg, F. C. ve Ornstein, A. C. (2013). Eğitim yönetimi. (Çev. Ed. G. Arastamam). Ankara: Nobel Yayınevi. Özden, Y. (Ed).(2005). Eğitim ve okul yöneticiliği. Ankara: Pegem A Yayıncılık Şimşek, H. (2003). Eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesi: Karşılaştırmalı örnekler ve Türkiye için çıkarsamalar. Eğitimde Yansımalar VII. Çağdaş Eğitim Sistemlerinde Öğretmen Yetiştirme. 21-23 Mayıs 2003. Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi. Sivas. Tosun, K. (1987). İşletme yönetimi: Genel Esaslar. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları No: 3462. 13

Eğitim Yönetiminde Kuram Ve Uygulama 14