ANJİOJENESİS VE ANTİ-ANJİOJENİK TEDAVİ ANGIOGENESIS AND ANTIANGIOGENIC THERAPY



Benzer belgeler
METRONOMİK KEMOTERAPİ

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Kanser Tedavisi: Günümüz

şımları Dr. Ümit Yaşar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

KHDAK da Güncel Hedef Tedaviler

MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ

Kanserin Uyku Hali. Dicle Güç. Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Temel Onkoloji AbD

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ

ANJİOJENEZ. Prof. Dr. İbrahim GüllG. llü. Anjiojenezin tanımı Anjiojenez basamakları Anjiojenik molekm

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ ANJİOJENESİS VE ANTİ-ANJİOJENESİS BİLEŞİKLER. Hazırlayan Meryem TAŞCI

JAK STAT Sinyal Yolağı

OVER KANSERİNDE BİYOLOJİK TEDAVİ

Hematopoetic Kök Hücre ve Hematopoez. Dr. Mustafa ÇETİN

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler

Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi

Rastgele (Stokas7k) kanser modeli - Tümör içindeki her hücre yeni bir kanseri başla5r

Romatoid Artrit Tedavisinde MAP Kinaz İnhibitörleri MAP Kinase Inhibitors in Rheumatoid Arthritis Prof Dr Salih Pay 12 Mart 2011

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı

Cover Page. The handle holds various files of this Leiden University dissertation

BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR?

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz AYDIN

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

Hücre reseptörleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

PROSTAT ADENOKARSİNOMLARINDA MAMMALIAN TARGET OF RAPAMYCIN (mtor) YOLAĞININ PROGNOZA ETKİSİ

Tümör büyümesi, invazyon ve metastaz mekanizmaları


Renin-Angiotensin System Blockers May Prolong Survival of Metastatic Non-Small Cell Lung Cancer Patients Receiving Erlotinib

GLOBİN GEN REGÜLASYONU

Hücre Farklılaşması. Prof.Dr. Gönül Kanıgür

Radyobiyolojinin R leri ve Moleküler Kanser Biyolojisi ile Etkileşimi. Dr. Beste M. Atasoy

YAŞLILIK VE KANSER. Prof.Dr.A.Önder BERK

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

MEME KANSERİNDE TIBBİ TEDAVİ PRENSİPLERİ. Prof.Dr.Evin Büyükünal İç Hastalıkları Medikal Onkoloji Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Sitokinler. Dr. A. Gökhan AKKAN İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Ab. Dalı

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test

Akciğer Kanserlerinde Hedefe Yönelik Tedaviler ve Radyoterapi. Rıza Çetingöz DEÜTF Radyasyon Onkolojisi A.D

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013

SİNYAL İLETİMİ ve KANSER. Dr. Lale Doğan Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Temel Onkoloji ABD

TAKD olgu sunumları- 21 Kasım Dr Şebnem Batur Dr Büge ÖZ İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji AD

Prof.Dr.Enver İHTİYAR Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Genel Cerrahi AD

Dr.Yıldız Yıldırmak Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi,İstanbul

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya

Renal Hücreli Karsinom ve Nefrolojik Yaklaşım

TTOD MEME KANSERİ GÜNCELLEME KURSU HAZİRAN 2015 İSTANBUL 08:25-08:30 Açılış 08:00-08:30 Pratiği değiştiren çalışmalar. (salonda kahvaltı ile)

A growth factor is a naturally occurring substance capable of stimulating

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

Hematopoe(k Kök Hücre

İmmun sistemi baskılanmış hastalarda lenfomagenezde rol alan faktörler ve etkileşimleri. Blood Reviews (2008) 22, 261

Minimal Kalıntı Hastalık (MRD)

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

Vasküler Endotelyal Büyüme Faktörü ve Anti-VEGF Ajanlar

KANSER NEDİR? ONKOGEN VE KANSER. Hücre döngüsü. Siklin-Siklin Kinaz 1/30/2012 HÜCRE DÖNGÜSÜ. Siklin Kinaz inhibitörleri BÜYÜME FAKTÖRLERİ

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

Doç. Dr. Fadime Akman

ÖZGE SEVEROĞLU BUKET ACER NUR SENA İNCİ KONU: TÜMÖR İMMÜNOLOJİSİ

Heperan Sülfat Proteoglikan (HSPG) Miktarının Kanserli Hücrelerdeki Değişimi. Kemal SÖNMEZ

Hepatit C. olgu sunumu. Uz. Dr. Hüseyin ÜÇKARDEŞ Bilecik Devlet Hastanesi

Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar

Akut Myeloid Lösemi Relaps ve Tedavisi

Kök Hücre ve Doku Mühendisliği

Koagülasyon Mekanizması

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Angiogenesis and Anti-Angiogenic Treatments. Anjiyogenez ve Anti-Anjiyogenik Tedaviler. Anjiyogenez / Angiogenesis

İNFLAMATUAR BAĞIRSAK HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE YENİ MOLEKÜLLER. Dr.Hülya Över Hamzaoğlu Acıbadem Fulya Hastanesi Crohn ve Kolit Merkezi

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

Akut Lösemili Hastalarda Anjiogenezisin Değerlendirilmesi

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim

Transforming growth factor ß. Sinyal molekülleri, reseptör ve ko-reseptörler C. elegans tan insana kadar korunmuştur.

Akciğer Kanserinde Hedefe Yönelik Tedaviler

DONÖR LENFOSİT İNFÜZYONU(DLI) Hülya Baraklıoğlu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Terapötik Aferez Merkezi

KANSER TEDAVİSİNİN GEÇ YAN ETKİLERİ KURSU

KARSİNOGENEZ Prof.Dr.Şevket Ruacan

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ

Anti-anjiojenik ajanların klinik kullanımı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

Kök Hücre Biyolojisi. Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK

YUMUŞAK DOKU SARKOMLARINDA KONVANSİYONEL KEMOTERAPİ VE YENİ TEDAVİLER. Dr. Elif Güler

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

PI3K/AKT/mTOR Yolağı

POLİKİSTİK OVER SENDROMU VE GENİTAL KANSER İLİŞKİSİ

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

PLATİNLERİN İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Prof. Dr. Gülten Tekuzman Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Medikal Onkoloji Bölümü

ÜNİTE 19 KANSER VE GENETİK

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARSİNOGENEZ. Prof.Dr.Şevket Ruacan

Metastatik Prostat Kanserinde Gelecekten Beklentiler

Transkript:

ANJİOJENESİS VE ANTİ-ANJİOJENİK TEDAVİ ANGIOGENESIS AND ANTIANGIOGENIC THERAPY Fuat ERDEM, Mehmet GÜNDOĞDU Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD, Hematoloji BD, Erzurum Özet Anjiojenesis, kan damarlarının teşekkülünden önce yeni kapillerlerin oluşması olarak tarif edilmektedir. Anjiojenesis; kadın üreme siklusu, doku tamiri ve yara iyileşmesi dışında yetişkin organizmalarda sıkı kontrol altındadır. Malign hücrelere besin ve oksijen desteği sağladığından dolayı solid tümör ve hematolojik malignitelerin progresyonunda önemli rol oynamaktadır. Tümör hücreleri vasküler endotelial büyüme faktörü (VEGF) gibi çok sayıda büyüme faktörü salgılamakta ve bu faktörlerde endotel hücrelerini uyararak yeni kapillerlerin oluşmasına sebep olmaktadırlar. Yeni kan damar oluşumunun engellenmesi ile tümörün büyüme ve metastaz yapması azalmaktadır. Bu derlemenin amacı anjiojenesis ve anti anjiojenik tedaviyi tanımlamaktır. Anahtar kelimeler: Kanser, Anjiojenesis, Anti-anjiojenik tedavi Summary Angiogenesis is defined as the formation of new capillaries from preexisting blood vessels. Angiogenesis is tightly regulated in the adult organism. It is only induced during the female reproductive cycle, tissue repair and wound healing. it plays an important role in the progression of solid tomors. Recently a similar relationship has been described in several hematologic malignancies. Angiogenesis is a crucial process in tumour pathogenesis as it sustains malignant cells with nutrients and oxygen. It is well known that tumour cells secrete various growth factors including vascular endothelial growth factor (VEGF), which triggers endothelial cells to form new capillaries. Preventing the expansion of new blood vessel networks results in reduced tumour size and metastases. This review aims to describe angiogenesis and antiangiogenic therapy. Key words: Cancer, Angiogenesis, Antiangiogenic Therapy AÜTD 2005; MJAU 2005;

2 AÜTD 2005 Anjiojenesis İnsanların hayatlarını sürdürebilmeleri; besin ve oksijenin organ ve dokulara taşınmasını bunun yanında dokulardan artık maddelerin uzaklaştırılmasını sağlayan kompleks yapıdaki damar ağına bağlıdır. Damarsal yapının oluştuğu ilk evreye vaskulojenesis denmektedir. Anjiojenesis ise damarların oluşmasından önceki evrede endotel hücrelerinin kümelenmesi ile oluşan kapillerlerin dallanması ve genişlemesi ve küçük damarların büyüyüp filizlenmesidir. Kısaca anjiojenesis, yeni damar gelişimi olarak tanımlanmaktadır (1). Kan damarlarının gelişmesi proanjiojenik ve antianjiojenik faktörler arasındaki dengeye bağlıdır. Bu süreç için bir çok fizyolojik ve patolojik şartların olması gerekmektedir. Yara iyileşmesi, embriyonik gelişme, üreme gibi fizyolojik durumlarda anjiojenesis son derece önemlidir (2). Tümörlerin progresyonu, metastazı ve invazyonunda da anjiojenezin rolünün olduğu gösterilmiştir. Son yıllarda hematolojik maligniteli hastaların kemik iliklerinde de kan damar yoğunluğunun arttığı tespit edilmiştir (3-5). Tümör dokusunun progresyon, metastaz ve invazyonu için gerekli olan oksijen, büyüme faktör ve besin maddelerinin karşılanabilmesi için yeni damar oluşumunun gerekli olduğu bildirilmektedir. Tümörler yeni damar yapımını gerçekleştiremedikleri takdirde etraflarındaki damarlardan difüzyon ile beslenir ve tümör 100 µm den 200 µm ye büyüdüğünde tek başına difüzyon tümörün oksijenasyonu için yeterli değildir. Bu hacimden sonra çoğalmaları ve metastaz yapabilmeleri için anjiojenez gereklidir (6-9). Anjiojenezis; çok sayıda proanjiojenik ve antianjiojenik moleküllerin regüle ettikleri oldukça kompleks ve dinamik bir süreçtir. Proanjiojenik faktörler ile antianjiojenik faktörler arasında normalde bulunan dengenin proanjiojenik faktörler lehine değişmesi sonucu yeni damar oluşumu meydana gelir. Anjiojenik faktörler; tümör hücrelerinden, ortamdaki fibroblast ve monosit gibi hücrelerden ve kollojen matriksin yıkılması sonucu ortaya çıkarlar. Anjiojenesisi uyaran ve inhibe eden faktörler Tablo 1. de gösterilmiştir. Anjiojenezisi uyaran en önemli sitokinler; VEGF ve ana fibroblast büyüme faktörü (bfgf) dür (9-11). Tablo 1. Doğal Anjiojenesis Modülatörleri Anjiojenezi inhibe edenler Anjiojenezi Uyaranlar Trombospondin Vasküler endotelial büyüme faktörü (VEGF) Anjiostatin (plasminojen kısmı) Ana Fibroblast büyüme faktörü (bfgf) Endostatin (kollajen XVIII kısmı) Asid Fibroblast büyüme faktörü (afgf) AaAt (antithrombin III kısmı) Platelet kaynaklı büyüme faktörü (PDGF) Vazostatin Hepatosit büyüme faktörü Prolaktin Epidermal büyüme faktörü (EGF) Troponin 1 Insulin-benzeri büyüme faktörü Anjiopoetin-2 Dönüşen büyüme faktörü a(tgfa) Alfa interferon Dönüşen büyüme faktör b (TGFb) Gamma interferon Tümör nekrosis faktör a(tnfa) İnterlökin 12 Plasental büyüme faktörü (PlGF) Fibronektin Anjiopoetin-1 Metalloproteinaz doku inhibitörleri Anjiojenin Plazminojen aktivatör inhibitör 1 (PAI-1) Pleotrofin Platelet faktör 4 (PF 4) Interlökin 8 Pigment epitelial hücre faktörü Granulosit-koloni uyarıcı faktör (G-CSF) Retinoik asid Proliferin 2-Metoksi-östradiol Leptin Dopamin 1980 li yıllarda endotelial büyüme faktörlerinin heparine duyarlılıklarının gösterilmesi sonucu iki prototipik heparin bağlayan büyüme faktörünün (FGF1, FGF2) beyin ve hipofiz dokularında 3T3 hücrelerinin büyümesini uyardığı gösterilmiştir. O tarihten itibaren FGF ailesinin 24 tane üyesi tespit edilmiştir. Bunların moleküler ağırlıkları 17-34 kda arasındadır. Moleküler yapılarını oluşturan amino asitlerin %13-71 i aynıdır. FGF, aktivasyon etkisini tirozin kinaz ve heparin sülfat proteoglikan reseptörleri üzerinden gerçekleştir mektedir. FGF nin tirozin kinaz reseptör bölgesine olan ilgisi çok yüksek iken heparin sülfat proteoglikan bağlanma bölgesine olan ilgisi ise düşüktür. Endotel hücreleri FGFR1 ve FGFR2 yi eksprese ederken FGFR3 ve FGFR4 ü eksprese etmemektedirler. Deneysel çalışmalarda başta FGF 1 ve FGF 2 olmak üzere FGF ailesinin farklı üyeleri endotel hücrelerinde proanjiojenezi uyardıkları gösterilmiştir. FGFR1 yada

AÜTD 2005 3 FGFR2 nin anjiojenik FGF ler tarafından uyarılması endotel hücre proliferasyonuna yol açmaktadır (12,13). Tirozin kinaz reseptörleri üzerine etki ederek dimerizasyon, otofosforilasyon ve sonuçta mitojen aktif protein kinaz (MAPK) gibi intrasellüler kinazların aktivasyonunu sağlar. Böylece aktivatör protein-1 (AP- 1) gibi transkripsiyon faktörleri uyarılarak mitojenik etkili genlerde cevap oluşturulur (14). Heparin bağlayıcı büyüme faktör ailesinden olan bfgf (FGF- 2) nin fibroblast ve endotel hücre farklılaşması yanında anjiojenezisi de uyardığı bilinmektedir (15). bfgf aynı zamanda uzun süreli insan kemik iliği kültürlerinde stromal hücre tabakasının oluşmasını uyararak birlikte hematopoetik hücre gelişmesini de sağlamaktadır (16). Üstelik, hematopoetik progenitör hücrelerin çeşitli sınıflarının koloni oluşturmalarını artıran diğer hematopoetik büyüme faktörleri ile de sinerjik etkiye sahiptirler (17,18). Hematopoetik progenitör ve stromal hücrelerin yüzeyinde oldukça fazla miktarda FGF reseptörleri bulunmaktadır. Bu reseptörler vasıtası ile FGF sinyal iletimi hücrelerin gelişmesi ve şekillenmesinde anahtar role sahiptir. Aynı zamanda bu sinyal iletimi yara iyileşmesi, yeni damar oluşumu gibi bir çok fizyolojik ve tümörlerin büyümesi, ilerlemesi gibi bir çok patolojik durumda da önemli rol oynamaktadır. FGF-1 in granülopoez ve megakaryopoezi, FGF-2 ve FGF-4 ün ise myelopoez ve eritropoezi stimüle ettikleri gösterilmiştir. FGF-2 aynı zamanda megakaryosit koloni formasyon ve maturasyonunu artırması yanında granülosit-makrofaj koloni uyaran faktör (GM-CSF) ve megakaryosit koloni uyaran faktörleri de artırdığı gösterilmiştir. FGF-2, eritropoetin ve GM-CSF ile de sinerjik etkiye sahiptir. FGF kemik iliği stromal hücrelerini de uyarmaktadır. Hem hematopoez hem de mikro çevrenin devamında FGF aile üyelerinin önemli rolleri vardır. Stroma ve onunla ilişkili ekstrasellüler matriks, hematopoetik hücrelerin gelişmesini hem kontrol etmekte hem de desteklemektedir. Stromal hücreler bunu salgıladıkları sitokinler aracılığı ile yapmaktadırlar. Hem hematopoetik hücrelerin hem de stromal hücrelerin yüzeyinde FGF reseptörlerinin olmasından dolayı FGF aile üyeleri hematopoezi hem direkt hem de yukarıda belirtildiği gibi stromal hücrelerden sitokin salgılattırarak indirekt yönden düzenlemektedirler (13). Keşfedildiği dönemde vasküler permiabilite faktörü olarak adlandırılan faktör son zamanlarda VEGF-A olarak adlandırılmaktadır. VEGF ailesinin tanımlanan diğer üyeleri; VEGF-B, C, D, E ve PlGF dır. VEGF- A nın isoformları ise VEGF 121, VEGF 165, VEGF 189 ve VEGF 206 dır. Bu isoformların etki yerleri birbirinden farklıdır. Meme, akciğer, beyin, pankreas, over, böbrek kanserlerinde VEGF 165, VEGF 189 ve VEGF 206 nın ekspresyonunun arttığı tespit edilmiştir. VEGF ekspresyonunun anahtar düzenleyicisi hipoksidir. VEGF-A, -B, -C, -D ve PlGF, trozin kinaz reseptörleri üzerinden etkilerini göstermektedirler. Bu reseptörler; VEGF receptor-1 (VEGFR-1; tirozin kinaz-1; Flt-1), VEGFR-2 (sıçan fetus karaciğer kinaz-1, Flk-1) ve VEGFR-3 dir. VEGF-A aktivitesini VEGFR-1 ve VEGFR-2 üzerinden göstermektedir. VEGFR-1 ve VEGFR-2, yetişkinlerde beyin damar endotel hücreleri hariç diğer damar endotel hücreleri tarafından eksprese edilmektedirler. VEGFR-1 aynı zamanda hematopoetik, myelom ve lösemik hücreler tarafından da eksprese edilmektedir (19). Anjiojenez aktivatörleri Dünyada yaygın olarak kabul edilen anjiojenik makaslanma hipotezine göre anjiojenezisin uyarılması ve bunu takiben tümörün progresyonu tümörün mikro çevresindeki anjiojenezis aktivatörleri ile inhibitörleri arasındaki dengeye bağlıdır. En önemli aktivatörler; VEGF, bfgf, PDGF, EGF, G-CSF, Interlökin-1, Interlökin-6, Interleukin-8 ve TNF-alfa dır. VEGF, bfgf ve diğer anjiojenik faktörler lösemi, myelom ve non- Hodgkin lenfoma (NHL) hücrelerince sentezlenmektedirler. Aynı zamanda anjiojenik peptidlerin stromal dokudaki fibroblast ve immun hücreler tarafından da sentezlendikleri gösterilmiştir. Osteoklastlar da anjiojenik faktörler açısından oldukça zengindirler. NHL lı hastalarda makrofaj ve mast hücre yoğunluğunun anjiojenez ile orantılı olduğunun gösterilmesi ile bu hücrelerin de anjiojenik peptidleri salgıladıkları düşünülmektedir. Preklinik çalışmalar immün sistemin anjiojenezisi destekleyen pozitif feed back mekanizmasının bir parçası olduğu hipotezini desteklemektedirler. Hayvan deneylerinde nötrofil, makrofaj ve mast hücreleri tarafından sentezlenen metalloproteinase-9 (MMP-9) un anjiojenezis ve tümör progresyonuna önemli ölçüde katkıda bulunduğu gösterilmiştir. Endotel hücreleri ile lenfositler arasındaki etkileşimin antianjiojenik protein olan Interlökin-12 nin ekspresyonunu düzenlemektedir. Trombosit ve megakaryositlerin anjiojenik peptidleri sentezledikleri ve kronik myeloproliferatif hastalıklardaki anjiojenezde rol oynadıkları bilinmektedir ( 20). Anjiojenezisin Moleküler Regülasyonu Solid tümör ve hematolojik malignensilerde anjiojenezden sorumlu temel moleküler mekanizmanın onkojen yada tümör süpressör genin anti anjiojenik faktörleri azalttığı buna karşın hipoksinin ise VEGF i artırdığı ileri sürülmektedir. Onkogenlere bağlı onkojenik transformasyondan sonra VEGF in yükseldiği gözlemlenmiştir. Anjiojenez aktivatörlerinin varlığında sadece bir anjiojenez inhibitörünün

4 AÜTD 2005 (thrombospondin gibi) azalması anjiojenezisi ve tümör progresyonunu uyardığı birçok hayvan deneyinde gösterilmiştir. Myc-onkogeninin mutasyonu ve P53 ün inaktivasyonu thrombospondinin azalmasına dolayısı ile tümör progresyonuna yol açmaktadır. Hem P53 hem de hipoksi tümör hücrelerinin anti anjiojenik ilaçlara duyarlılığını kontrol edebilmektedirler. Anjiojenez ile bağlantılı onkojen veya tümör süpressör genler değişik hematolojik malignitelerin gelişiminde rol oynamaktadırlar (20). Tümör hücreleri ile endotel ve diğer vasküler hücreler arasında etkileşim söz konusudur. Hematolojik malignite hücreleri ile vasküler hücreler arasındaki adeziv etkileşimin anjiojenik faktörlerin salınmasını, hematopoetik hücre ölümünü ve ilaç direncini artırmaktadır (20). Myelom hücreleri tarafından sentezlenen VEGF stromal hücreleri uyararak bu hücrelerden myelom hücreleri üzerine parakrin yolla etki eden IL-6 nın sentezlenmesini sağlar. Endotel hücreleri tarafından IL-6 dan başka diğer sitokinler (G-CSF, Flt3.. gibi) de salgılanırlar. Hematolojik malignitelerin hücre yüzeylerinde VEGF reseptörleri gösterilmiştir. Parakrin yada otokrin VEGF/VEGFR yolunun blokajı lösemik çoğalmayı durdurmaktadır. Fakat bu yolun blokajı ile uzun süreli remisyon elde edilememiştir (20). Anjiojenez süresince ekstrasellüler matriksin (ESM) ve enzimlerin ESM in yeniden tanziminde önemli rolleri vardır. Örneğin matriks metalloproteinaz (MMP), özellikle MMP-2 ve MMP-9, matriksin yıkılmasında önemli role sahiptirler. MMP-9, anjiojenik faktörlerin ESM e bağlanmasını artırır. Tümör hücreleri latent prommp üretmelerine karşın tümörlerin çoğunda latent prommp nin asıl üretildiği yerler stromal hücreler ile vasküler endotel hücreleridir. MMP ekspresyonunun ALL, AML, NHL ve MM da arttığı olduğu gösterilmiştir. Myelom hücrelerinin bizzat kendilerinin prommp-2 yapmalarına karşın stromal hücreleri uyararak da MMP-2 ve 9 salgılatırlar. MMP-7 ise direkt myelom hücreleri tarafından yapılır (20). Antianjiojenik Tedavi Moleküler biyolojideki ilerleme ile onkolojik tedavi yaklaşımlarında devrim gerçekleştirilmiştir. Anjiojenesis inhibitörleri endotel hücrelerine etki ederek tümör progresyonunu engellemektedir. Anjiojenesis inhibitörlerinin endotel hücreleri üzerinden etki etmelerinin avantajları Tablo 2 de gösterilmiştir (18). Tablo 2. Anti Tümoral Etkinin Hedefi Olarak Endotel Hücrelerinin Alınmasının Üstünlükleri Aşağıda Gösterilmiştir (18) Direkt tümör hücrelerini hedefleyen ilaçlara karşı gelişen sıklıkta direnç oluşmaz. Tümör hücrelerinin tersine endotel hücreleri genetik olarak stabil, diploid ve homojendirler. Spontan mutasyonlar nadirdir ve tedavilerin süresi uzayabilir. Tümör endotel hücreleri, normal endotel hücrelerinden 50-100 kat daha hızlı bölünürler. Aktive olmuş endotel hücrelerinin üzerinde aktive olmamış endotel hücrelerinin üzerinde olmayan markerlar bulunur. Yetişkinlerde anjiojonesis normal olarak sınırlıdır. Bundan dolayı anti anjiojenik ilaçlara bağlı yan etkilerin çok az görülmesi beklenmektedir. Tümör hücrelerinin aksine endotel hücrelerine kan dolaşımı ile ulaşılması daha kolaydır. Çok sayıda tümör hücresi tek bir mikro damara bağlıdırlar. Bir kaç mikro damarın tahrip edilmesi anti tümör etkiyi daha da kuvvetlendirir. Fizyolojik proanjiojenik ve anti anjiojenik faktörler arasında ince bir denge vardır. Tümör progresyonuna bağlı gelişen hipoksik durumlarda anjiojenesise VEGF aracılık etmektedir. Tümör proliferasyonuna bağlı tümör içi asidite, enflamasyon, hipoglisemi de anjiojenesisi uyarmaktadır. Anjiojenik tümör fenotipi; artmış VEGF ve yüksek mikrodamar yoğunluğu ile karakterizedir. Aynı zamanda anjiojenik fenotip kötü prognoz ile de ilişkilidir. Anjiojenesis sürecince değişik büyüme faktörleri tirozin kinaz gibi reseptörler üzerinden endotel hücrelerini uyarmaktadırlar. VEGF, FGF, PDFG, anjiopoetin 1 ve 2, hepatosit büyüme faktör (HPG) gibi epitelyal büyüme faktörleri tirozin kinaz reseptörleri üzerinden anjiojenezi uyarmaktadırlar. Anjiojenezin en potent uyarıcısı VEGF dir. Anjiojenesisde rol oynayan diğer tirozin kinaz reseptörleri gibi VEGF reseptörleri de endotel hücreleri üzerinde bulunmalarına karşın büyüme faktörlerini salgılayan tümör hücreleri üzerinde bulunmazlar. Tirozin kinaz reseptörleri kendi ligandları tarafından uyarılmazken hormon, nörotransmitter ve lenfokinler tarafından uyarılırlar. Etki mekanizmaları farklı çok sayıda anti anjiojenik ajan üzerinde klinik çalışmalar devam etmektedir. Bu ajanlar etkilerini VEGF, COX-2 ve diğer yollar üzerinden göstermektedirler (Tablo 3) (11).

AÜTD 2005 5 Tablo 3. Anti Anjiojenik Ajanların Etki Mekanizmaları 1.VEGF yolunun inhibisyonu A. Tirozin kinaz inhibitörleri - Semaxanib (SU5416) - SU6668 - SU011248 - ZD6474 - PTK787/ZK 222584 - CP-547,632 B. Monoklonal antikorlar - Bevacizumab - IMC-1C11 C. VEGF yolunu başka mekanizmalar ile inhibe edenler - Hücresel immunoterapi - Anti-FLT-1 ribozim - Aplidin D. Antisens oligonükleotidler E. VEGF Trap 2. COX-2 inhibisyonu 3. Diğer inhibisyon yolları A. EGFR inhibitörleri B. Integrin antagonistleri C. Endojen anjiojenez inhibitörleri D. Diğer moleküller - Squalamine - TNP-470 E. Tirozin-fosfotaz inhibitörleri F. Talidomid - Kombretastatin A-4 fosfat (CA4P) - IM862 - Oltipraz - Metoksi-östradiol (2ME2) - Neovastat G. Raf-1 yolu - Klasik kemoterapötikler Anti anjiojenik ajanların 3 (tip1,2,3) tipi vardır (21) (Tablo 4). Tip 1 inhibitörler, tek bir anjiojenik proteini bloke ederler. Bu gruptan Avastin, tümör ve/veya stromal hücrelerin salgıladığı VEGF i nötralize eder. VEGF, anti anjiojenik tedavinin en önemli hedefidir ve insan tümörlerinin yaklaşık %60 ı tarafından salgılanır. Kanserli hastalar uzun süre yaşadıklarında tümör hücre mutasyonuna bağlı bol miktarda anjiojenik protein çıkma riski vardır. Örneğin; meme kanserlerinin çoğu tanı anında sadece VEGF salgılamalarına karşın özellikle nüks meme kanserleri yaklaşık 5 e yakın farklı anjiojenik protein salgılarlar. Bundan dolayı tip 1 anjiojenesis inhibitörlerine karşın zamanla direnç gelişebilir. Bu durumda tip 1 anjiojenesis inhibitörleri başka anjiojenesis inhibitörleri yada metronomik kemoterapi (düşük doz kemoterapi) ile kombine edilmemelidir. Klasik kemoterapi anti anjiojenik tedavi ile kombine edilebilir. Fakat klasik tedaviye bağlı olarak doku faktörü ekspresyonu arttığından dolayı anti anjiojenik tedavi alanlarda trombo-emboli riski yükselmektedir. Tip 2 anjiojenesis inhibitörleri iki yada üç anjiojenik proteinin aktivitesini bloke ederler. Örneğin; Iressa, tümör hücrelerinden VEGF, bfgf ve TGF-alfa nın salgılanmalarını inhibe eder. Bu grup inhibitörlerin diğer anjiojenez inhibitörleri yada metronomik kemoterapi ile kombinasyonu sonucu etkinlikleri artırılabilir. Tip 3 anti anjiojenesis inhibitörleri çok geniş spektrumlu anjiojenez inhibitörleridir. Örneğin; fumagillin in sentetik analoğu olan TNP-470 anjiojenez inhibitörleri içinde belki de en geniş spektrumlu olanıdır. Tablo 4. Anjiojenez İnhibitörlerinin Tipleri mekanizma inhibitör tip 1 bir anjiojenik proteini bloke edenler Avastin } VEGF VEGF Trap } VEGF tip 2 iki yada üç anjiojenik proteini bloke edenler Sugen 11248 VEGF R2 PDFG R c-kit R Iressa VEGF yapılması bfgf yapılması TGF-α tip 3 çok sayıda anjiojenik proteini bloke edenler Endostatin VEGF Thrombospondin-1 (geniş spektrumlular) bfgf Maspin bfgfr HIF1- α inhibitör HIF1- α TIMP-2 EGFR ID-1 Neuropilin HMPA-TNP-470 (en geniş spektrumlu anti-anjiojenez)

6 AÜTD 2005 Bu inhibitör faz 1 klinik çalışmalarında oldukça etkili bulunmuş fakat nörotoksik yan etkilerinden dolayı Faz 2 klinik çalışmaları tamamlanamadan kesilmiştir. Polimer ile bağlandıktan sonra oldukça güvenli ve etkili hale getirilmiştir. Anjiojenez inhibitörleri; 1-Tümör hücrelerinden anjiojenik proteinlerin salgılanmalarını inhibe ederek (Iressa, Erbitux, Interferon gibi) 2-Bu proteinlerin reseptörlere bağlanmalarını inhibe ederek (Sugen 5416, Tarceva) 3-Anjiojenik proteinin bizzat kendisini inhibe ederek (Endostatin) etki etmektedirler (21). Sonuç; Direkt tümör hücrelerini hedefleyen ilaçlara karşı gelişen sıklıkta direnç oluşmaması, tümör endotel hücrelerinin normal endotel hücrelerinden 50-100 kat daha hızlı bölünmeleri, aktif endotel hücrelerinin üzerinde bulunan fakat aktif olmayan endotel hücrelerinin üzerinde olmayan işaretlerin bulunması, yetişkinlerde anjiojonesisin sınırlı olmasından dolayı anti anjiojenik ilaçlara bağlı yan etkilerin çok az görülmesi, endotel hücrelerine kan dolaşımı ile kolay ulaşılması, birkaç mikro damarın tahrip edilmesi ile çok sayıda tümör hücresinin öldürülmesi anti-anjiojenik tedaviyi yakın gelecekte klasik tedavi yöntemleri arasına sokacaktır. Kaynaklar 1. Folkman J, Shing Y. Angiogenesis. J Biol Chem 1992; 267:10931-10934 2. Folkman J. Clinical applications of research on angiogenesis. N Eng J Med 1995; 333: 1757-63 3. Ribatti D, Vacca RD, Nico B, et al. Angiogenesis spectrum in the stroma of B-cell non-hodgkin s lymphomas. An immunohistochemical and ultrastructural study. Eur J Haematol 1996; 56: 45-53 4. Padro T, Ruiz S, Bieker R, et al. Increased angiogenesis in the bone marrow of patients with acute myeloid leukemia. Blood 2000; 95: 2637-44 5. Vacca A, Ribatti D, Presta M, et al. Bone marrow neovascularization, plasma cell angiogenic potential, and matrix metalloproteinase-2 secretion paralel progression of human multiple myeloma. Blood 1999; 93: 3064-73 6. Folkman J. What is the evidence that tumors are angiogenesis dependent? J Natl Cancer Inst 1990; 82: 4-6 7. Fidler IJ, Ellis LM. The implications of angiogenesis for the biology and therapy of cancer metastasis. Cell 1994; 79: 185-188 8. Parikh AA, Ellis LM. The vascular endothelial growth factor family and its receptors. Hematol Oncol Clin North Am 2004; 18: 951-971 9. Ferrara N. VEGF: An update on biological and therapeutic aspects. Curr Opin Biotechnol 2000; 11: 517-24 10. Klagsbrun M, D Amore P. Vascular endothelial growth factor and its receptors. Cytokine Growth Factor Rev 1996; 7: 259-70 11. Fayette J, Soria JC, Armand JP. Use of angiogenesis inhibitors in tumour treatment. Eur J Cancer 2005 ; 41:1109-16 12. Presta M, Dell Era P, Mitola S, et al. Fibroblast growth factor/fibroblast growth factor receptor system in angiogenesis. Cytokine & Growth Factor Reviews 2005;16:159-178 13. Kashiwakura I, Takahashi TA. Fibroblast growth factor and ex vivo expansion of hematopoietic progenitor cells. Leuk Lymphoma 2005; 46: 329-333 14. Mentlein R, Held-Feindt J. Angiogenesis factors in gliomas: a new key to tumor therapy? Naturewissenschaften 2003; 90: 385-394 15. Allouche M. Basic fibroblast growth factor and hematopoiesis. Leukemia 1995; 9: 937-942 16. Oliver LJ, Rifkin DB, Gabrilove J, et al. Long-term culture of human bone marrow stromal cells in the presence of basic fibroblast growth factor. Growth Factors 1990; 3: 231-236 17. Gabbianelli M, Sargiacomo M, Pelosi E, et al. Pure" human hematopoietic progenitors: permissive action of basic fibroblast growth factor. Science 1990; 249:1561-1564 18. Avraham H, Banu N, Scadden DT, et al. Modulation of megakaryocytopoiesis by human basic fibroblast growth factor. Blood 1994; 83: 2126-2132 19. Podar K, Anderson KC. The pathophysiologic role of VEGF in hematologic malignancies: therapeutic implications. Blood 2005;105:1383-1395 20. Moehler TM, Ho AD, Goldschmidt H, Barlogie B. Angiogenesis in hematologic malignancies. Crit Rev Oncol Hematol 2003; 45:227-244 21. Folkman J. Endogenous angiogenesis inhibitors. APMIS 2004; 112: 496-507 Yazışma adresi: Yrd.Doç.Dr.Fuat ERDEM Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hemotoloji Bilim Dalı, Erzurum