GLOMERULONEFRİTLERDE T HÜCRELERİNİN, SİTOKİNLERİN VE BÜYÜME FAKTÖRLERİNİN ROLÜ

Benzer belgeler
Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

GLOMERULUS HASTALIKLARI

Biyolojik Ajanlar Dünden Bugüne: Türkiye Verileri. Prof. Dr. Mahmut İlker Yılmaz GATA Nefroloji Bilim Dalı

GLOMERULONEFRIT PATOGENEZI

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

Kresentik Nefrit. Prof Dr Sülen Sarıoğlu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp FakültesiPatoloji AD İnciraltı/İzmir

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli

Nefropatolojide Sınıflandırmalar. Amiloidoz Sınıflandırması. Banu Sarsık Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU

ERİŞKİN YAŞ GRUBUNDA NATİV BÖBREK BİYOPSİ SONUÇLARININ ANALİZİ 10 Yıllık Tek Merkez Deneyimi

KRONİK AMR TEDAVİ EDİLMELİ Mİ? EVET DR. ÜLKEM ÇAKIR ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Kompleman Sistemi ve Böbrek. Dr. Mustafa ARICI, FERA

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite

PODOSİT HÜCRE MODELİNDE PROTEİNÜRİDE, SLİT DİYAFRAM PROTEİNLERİ GENLERİNİN EKSPRESYONU VE FARMAKOLOJİK MODÜLASYONU

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin

PRİMER GLOMERÜLONEFRİTLER: NE ZAMAN, KİME BİYOPSİ YAPALIM

Normal Doku: Erken ve geç etkilerin patogenezi Yeniden ışınlamada doku toleransı

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA C5aR 450 C/T GEN POLİMORFİZMİ: GREFT ÖMRÜ İLE T ALLELİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK NEFROLOJİ VE ROMATOLOJİ B.D. ÇOCUK NEFROLOJİ DERNEĞİ PATOLOJİ KURSU KASIM, 2016

PLASENTAL KAYNAKLI MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİNİN KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİNDE PROLİFERASYON VE APOPTOZ MEKANİZMALARINA ETKİSİ

Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Hücresel İmmünite Dicle Güç

Böbrekte AA Amiloidozis in Histopatolojik Bulguları ve Klinik Korelasyon

Cisplatine Bağlı Akut Böbrek Yetersizliğinde İnterleukin-33 ün Rolü. Uzm. Dr. Kültigin Türkmen S.Ü.M.T.F Nefroloji B.D

ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER. Dr. Sabri DEMĐRCAN

Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır?

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA İNFLAMASYON. Dr.Mahmut İlker Yılmaz. 25 Eylül 2010, Antalya

Dr. Faruk Turgut. Lupus Nefriti Sınıflama ve Klinik Önemi

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

N. Beşbas 1, B. Gülhan 1,A. Düzova 1, Y. Bilginer 1, R. Topaloğlu 1,S. Özen 1, E. Korkmaz 2, F. Özaltın 1, 2

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR?

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Cover Page. The handle holds various files of this Leiden University dissertation

Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme

AKUT POSTENFEKSĠYÖZ GLOMERULONEFRĠTLER Prof. Dr Sema Akman Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji ve Romatoloji Ünitesi

Böbrek Biyopsisine Yaklaşım

AKADEMİK TAKVİM Ders Kurulu Başkanı: Prof.Dr. Sevtap Arıkan (Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji) Ders Kurulu 207 Akademik Yılın 34.

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

Sistemik Lupus Eritematozis Etyopatogenez ve Patolojik Bulgular

Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 05 Temmuz 2017 Salı

HÜCRESEL İMMÜNİTENİN EFEKTÖR MEKANİZMALARI. Hücre İçi Mikropların Yok Edilmesi

İDRARDA SİLENDİR NEDİR, NEYİ GÖSTERİR?

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP

Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar

ASKERLİK YAPMAYA ENGEL NEFROLOJİK BOZUKLUKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ROMATİZMAL HASTALIKLARDA SİTOKİN HEDEFLİ TEDAVİLER

ÇOCUKLUK ÇAĞI NEFROPATİLERİNDE MEZANGİAL HİPERSELLÜLERİTENİN KLİNİK ve LABORATUVAR BULGULARA ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

Vakalar ile glomerulonefrit. Prof. Dr. Siren Sezer Başkent Üniversitesi Nefroloji BD

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir.

Slayt semineri Tümöre bağlı nefrektomilerde eşlik eden renal parankim lezyonları

HUMORAL İMMUN YANIT 1

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

Kompleman ve Böbrek. Dr. Yaşar Çalışkan. İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

21. Ulusal Patoloji Kongresi IgA nefropatisi Oxford sınıflaması

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II VI. DERS KURULU (4 HAFTA)

GLOMERÜLER HASTALIKLAR VE KANSER

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Akut Rejeksiyon. Dr. Nurcan Cengiz

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON

Savunma Sistemi: İmmün Yanıt

Sitokinler. Dr. A. Gökhan AKKAN İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Ab. Dalı

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim

HEMATÜRİLİ HASTAYA YAKLAŞIM İNT. DR. AHMET KURTULUŞ AİBÜ TIP FAKÜLTESİ

STEROİD ANTİİ İİNFLAMATUAR İLAÇ KULLANIMI

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM & ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN SİSTEM. (1 Mayıs Haziran 2017 )

Dr.Yıldız Yıldırmak Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi,İstanbul

Sepsis ve Akut Böbrek Hasarı. Doç. Dr. Hüseyin BEĞENİK Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji B.D.

ÖDEM TEMEL BİLGİLER. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Liv Hospital-İSTANBUL İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi 20 Aralık

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II VI. DERS KURULU (4 HAFTA)

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su

SİNOVİTLER. Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015

Yrd.Doç.Dr.Hikmet TEKÇE Dr. Nazım ERKURT

Transkript:

Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi/Official Journal of the Turkish Nephrology, Association 1996;3:92-96 GLOMERULONEFRİTLERDE T HÜCRELERİNİN, SİTOKİNLERİN VE BÜYÜME FAKTÖRLERİNİN ROLÜ THE ROLE OF T-CELLS, CYTOKINS AND GROWTH FACTORS IN GLOMERULLONEPHRITIS Dr.Emel Akoğlu Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı-tstanbul Son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda inflamatuar böbrek hastalıklarının immünolojisinde hücresel ve humoral immünitenin rolü olduğu anlaşılmıştır. Şüphesiz ki immün sistemin tüm komponentlerinin glomerüler ve interstisyel olaylarda rolü vardır. Dolaşan immün kompleksler veya in-situ olarak oluşan kompleksler, kompleman sistemini aktive ederek böbrekte immün mekanizmayı başlatmaktadır.immün olayın başlaması ile dolaşımda artan miktarda bulunan inflamatuar hücreler immün olayın devamında önemlidir. Glomerulonefritlerde (GN) renal zedelenmeyi başlatan ve devam ettiren en önemli hücreler T hücreleridir. Bazı glomerulonefritlerde daha belirgin olmak üzere mesela Lupus nefriti ve IgA nefropatisinde çeşitli mononükleer hücre tiplerinin aktive una dair çok sayıda yayınlar bulunmaktadır, bunlar içinde bilhassa monositler, T ve B lenfositleri ve trombositler en çok aktive olan hücrelerdir. Bu aktivasyon sonucunda çeşitli sitokinler dolaşıma, lokal olarak böbrek içine veya özel dokuların içine salınmakta ve buralarda bu hücreler çoğalmakta veya farklılaşmaktadırlar (1). T hücreleri genellikle renal zedelenmede anahtar rolü oynamaktadır.birçok hastalıkta T hücreleri immün zedelenmenin oluşmasını temin eden ve düzenleyen hücrelerdir. Bilhassa antijeni tanımada, immun cevabın başlatılmasında, ilerletilmesinde ve direkt hücresel hasarın oluşmasında rolü büyüktür. Spesifik otoimmün cevapta, otoantijenin T hücresi tarafından tanınmasını takiben solubl T hücre sitokinleri salınarak inflamatuar cevap başlatılmış olur.t helper hücreler (CD4+) antijen presente eden hücrelerin yardımı ve MHC class II molekülü ile antijeni tanırlar. T hücreleri bunu takiben sitokinleri salgılayarak immün cevabın çeşitli tiplerini başlatır.hücre yüzeyindeki sitokinlerin artması veya salınma miktarı ile renal lezyonun derecesi değişmektedir. Dolaşımdaki mononükleer hücreler tarafından salgılanan PDGF (Platelet derived growth factor) ve TGF (Transforming Growth Factor) kolaylıkla glomerüle, intertisyuma ve hatta kan damarlarının duvarına girebilirler. Bu sitokinler salgılandıktan sonra kısa zamanda plazma proteinleri ile kompleks oluşturarak inaktif hale gelirler. IGF1 ( Insulin Growth Factor 1), İL-1, IL-6 ve TNF hem otokrin hemde parakrin etki gösterdiği gibi sistemik dolaşıma geçerek etki ederler. Glomeruldeki mikrovasküler yatak içindeki inflamatuar lezyonların bulunduğu yerde kalan mononükleer hücreler glomerüler ve intertisyel hücrelerle direkt olarak temas halindedir. Monositlerin girmesi ve renal lezyonun olduğu yerden makrofajların çıkması devamlı ve direkt olarak oluşan bir olaydır. Bütün çalışmalarda gösterilmiştir ki dolaşımdaki mononükleer hücreler glomerüler mikrosirkülasyon yatağı içinde ve intertisyumda dolaşırken aktive olmaktadırlar.bu esnada PDGF, TGF ve diğer sitokinlerin salınmasına neden olurlar.bu olaylar esnasında monositler, makrofajlar ve T hücreleri birbirleri ile ve intrensek glomerüler ve intertisyel hücreler ile etkileşirler. Bu etkileşim sonucu açığa çıkan sitokinler ve büyüme faktörleri hücre proliferasyonuna, matriksin genişlemesine ve sonuçta glomeruloskleroz ve intertisyel fibrosis, tübüler atrofinin oluşmasına neden olurlar (2). İdiopatik Tip I membranoproliferatif glomerulonefriti (MPGN) olan 17 hastanın intertisyel bölgedeki hücre tipleri peroksidaz- antiperoksidaz tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Bu çalışmada daha önceki çalışmalardaki gibi esas infiltre eden dominant hücre tipinin T hücreleri olduğu, total lokosit sayısının %48.8 'ini içerdiği, intertisyumdaki total lokosit sayısının T, B ve mononükleer hücrelerin %70 olduğu tesbit edilmiştir.geri kalan %29.4 ünün %10 ' granülosit olup, % 14'ünün ise antijen taşımayan lökositler olduğu gösterilmiştir. (3)Lan ve arkadaşları yaptıkları çalışmalarda intertisyumdaki infiltre hücrelerin glomerülün hiler bölgesinden intertisyuma geldiklerini iddia etmektedirler.bilindigi gibi proksimal tübül hücreleri antijen taşıyan hücrelerdir. Glomeruldeki harabiyet sonucunda filtre olan proteinler ve eritrositler tübül hücrelerinde harabiyete neden olmakta lizosomal aktivasyon sonucu tübül hücreleri 92

içinde gizli olarak bulunan antijenler belirgin hale gelmektedir. Bu olayda sınıf II MHC antijenlerinin artmasına ve T -Yardımcı (Helper) hücrelerin aktif hale gelmelerine neden olmaktadır. Sitotoksik T hücreleride (CD8+) antijeni tanıma özelliğine haizdirler. Ama bu işlem için MHC sınıf I molekülüne gereksinim vardır. İnsanlarda Proliferatif GN, Cresentik GN, Minimal Change ve Fokal sklerozan GN de glomerülün içinde ve intertisyumda T hücrelerinin varlığı tesbit edilmiştir.mpgn li vakalardan tekrar biopsi alındığında gösterilmiştirki Glomerülde T hücre infiltrasyonu devam eden vakalarda hastalık tedaviye dirençli olup, kronikleşmektedir. Bütün ilerleyici GN vakalarında intertisyumda immünokomponent hücre infiltrasyonu hakimdir ve infiltrasyonun derecesi ile kötü sonuç arasında bir ilişki vardır. Tübüler hücrelerinde MHC Class II mevcudiyetinde antijen taşıdıkları ve immün cevabı arttırdıkları veya süprese ettikleri tesbit edilmiştir. Hastaların çoğunluğunda daha fazla CD4+ T Helper hücre hakimiyeti olmakla beraber CD8+ hücrelerde bulunmaktadır. İnsanlardaki kresentik glomerulonefritte glomerüllerde CD4 ve CD8 positif T hücreleri gözlenmektedir.kresent immünopatolojik olarak gecikmiş tipte hipersensitivite ile karakterize bulgular göstermektedir. Bu bulgular T hücresi ve makrofaj birikimi, epitelyal hücre proliferasyonu, çok nukleuslu dev hücre yapımı ve fibrin birikimi şeklindedir. Hastaların çoğunda hümoral immün mediatörler yoktur. Glomerülde makrofaj birikimi, intrinsik glomerüler hücrelerin proliferasyonu ile beraber, fibrin depolanması ve bazen mültinükleer dev hücrelerin mevcudiyeti en belirgin olaydır.bu patolojik bulgular immünolojik mekanizmada gecikmiş tipte hipersensivitenin rolü olduğunu ve lokal olarak CD4 ve CD8 in önemli rol oynadığını ve kresent yapımında etkili olduğunu düşündürmektedir. T helper hücreler antijenlere karşloiuşan hücresel ve hümoral immün cevapta çok önemli rol oynamaktadırlar. T hücreleri eksik olan farelerde immün cevap oluşamadığı için GN gelişemez. Deneysel olarak yapılan kresentik GN lerde hem anti-cd5 ve Anti- CD4 ile tedaviyi takiben gecikmiş tipteki hipersensitivite bloke edilmekte ve glomerüllerde makrofajların birikimi, kresent oluşumu önlenmektedir. Bu deneyler ile anlaşılmıştır ki olayda T helper hücreleri oldukça önemli rol oynamaktadırlar. Farelerde yapılan deneylerdede CD8 positif T hücrelerinin ve Natural Killer (NK) hücrelerinin glomerüler zedelenmedeki rolü anlaşılmıştır. Bütün bu uğraşılara rağmen fonksiyonel T helper hücre azaltılmasının Anti-GBM hastalığında kresent oluşumunu tamamen engelleyemediği anlaşılmıştır. Kresentik Ig A nefropatisi olan hastalarda aktif T hücrelerinin (interlökin -2R+ ) bulunması halinde renal bozukluk daha belirgin olmaktadır.benzer şekilde CD3+ T hücrelerinin sayısındaki artmanın hastalığın ilerlemesi ile ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Yine bu hasta grubunda intertisyumdaki reseptör taşıyan T hücrelerinin mevcudiyetinin hastalığın ilerleyici olduğunu gösteren bir belge olarak kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalarla kesin olarak anlaşılmıştırki IgA Nefropatisi olan hastalarda sadece T hücrelerinin bulunması değil onların sub gruplarınında bulunması halinde (CD4+ helper hücre ve reseptör taşıyan T hücreleri) hastalığın gidişatını etkilemektedir. Vaskülitik renal hastalıklardada CD4+ T hücre ve makrofaj infiltrasyonu hastalığın oluşumunda genellikle hücresel immünitenin rolü olduğunu düşündürmektedir. Nötrofil antijenlerine karşı (protienase 3 ve myeloperoksidase) immün cevabın olması ve bunlara karşı oluşan antikorların dolaşımda bulunması (ANCA) hastalığın patogenezinde bu antikorların, Proteinaza karşı otoreaktif T hücrelerinin bulunması otoimmün hastalıklarda T hücrelerinin rolünü düşündürmektedir. T hücrelerinin lokalizasıonu T hücrelerinin intertisyumda veya glomerülde lokalizasyonunda adezyon moleküllerinin (ICAM) rolü vardır. Bu molekül birçok hücrelerin (bilhassa endotel) yüzeyinde bulunur ve sitokinler yardımı ile regüle edilirler. Farelerde oluşturulan antiglomeruler Bazal membran hastalığında ilk 24 saat içinde lökosit infiltrasyonunun başlaması ile birlikte ICAM -l'in olaylarda rol oynadığı gösterilmiştir. ICAM-1 taşıyan glomerüllerde fazla sayıda CD4+ ve CD8+ T hücrelerinin bulunduğu gösterilmektedir.benzer şekilde vasküler hücre adezyon moleküllerininde (VCAM)-l hem glomerül hemde intertisyumdaki T hücrelerinin çevresinde bol miktarda bulunduğu anlaşılmıştır. Kuvvetli T hücre inhibitörü olan Cyclosporin A Sıçan modeli olan SLE de çok erken dönemde kullanılacak olursa Glomerulonefritin, proteinürinin ve glomerulosklerozun gelişmesini önlemektedir. İnsanlardaki GN vakalarındada benzer raporlar mevcuttur. Iglb A nefropatisi gelişmesi mümkün olan farelere neonatal timektomi yapılacak olursa mezangial IgA depolanmasına engel olunabilmektedir.bilindiği gibi timektomi ile 93

timustan gelen T hücrelerinin fonksiyonları azalmaktadır. Serum Iglb A seviyesinde değişiklik olmadığı halde bu olayın olması nedeni ile T hücrelerinin Iglb A depolanmasında major rol oynadıkları düşünülmektedir. Bu düşünceden gidilerek deneysel IgA nefropatisinde Anti-T hücre antikorları kullanılmıştır. Farelerde Anti- CD4 antikorunun mezangial immunglobulin -A depolanmasını belirgin derecede azalttığı gösterilmiştir.yine deneysel And -GBM nefritinde oldukça erken dönemde monoklonal antikorlar kullanılarak CD4 Helper hücrelerde azalma yapıldığı takdirde hastalığın oluşması önlenebilmektedir. Anti-CD8 antikorlarının kullanımı ile proteinüri, kresent oluşumu ve glomerülde makrofajların birikimi önlenebilmektedir. Bir başka çalışmada hastalık oluştuktan sonra Anti- CD4 antikorları verilmiş ve bu deney hayvanındada glomerüllerde makrofajların birikiminde, proteinüride ve kresent oluşumunda azalma olduğu gösterilmiştir. T hücrelerinin doku zedelenmesindeki rolü T hücrelerinin antijeni tanımasından sonra oluşan immün olaylar sonucu bir seri sitokinler salınır. Bu bölgeye birçok mononükleer hücre akımı olur, bilhassa makrofajlar hücum eder, B hücreleri tarafından spesifik antikor yapımı olur ve Sitolitik T (CD8+) hücreler artarak direkt spesifik hücresel toksisitenin oluşmasına neden olur. B hücrelerinin aktivasyonu sonucu oluşan antikorlarda komplemanı bağlayarak hedef hücrenin zedelenmesine veya direkt antikora bağımlı hücresel sitotoksisiteye neden olur. İrreversibl renal yetmezlik oluşumunda rolü olan intertisyel ve glomerüler fibrozisin oluşumundanda T hücreleri ve makrofajlar tarafından salınan growth faktör B nin fibroblastların ekstrasellüler matriks yapımını arttırarak rolü olduğu anlaşılmıştır.yine T hücreleri tarafından salınan interlökin-4 ünde direkt olarak fibroblast yapımını stimüle ettiği gösterilmiştir. Sitokinlerinde fibroblastları etkilediği bilinmektedir. Schainuck ve arkadaşları tübülointertisyei değişikliklerin renal fonksiyondaki bozulma ile glomerüler hasar derecesine göre daha fazla ilgisi olduğunu göstermiştir (4). Glomerüldeki mononükleer hücre infiltrasyonundan ziyade intertisyel lökosit infiltrasyonu renal fonksiyonun bozukluğunu tayin eden bir göstergedir. Glomerulonefritlerde kötü prognozu gösteren belli başlı bulgular şunlardır. 1. Ağır proteinüri 2. Hipertansiyon 3. Tanı konduğu anda renal fonksiyon kaybı Biopsi bulgusu olarak: 1. Şiddetli mesangial hücre proliferasyonu 2. Kresent formasyonunun ve/veya bowman kapsülündeki yapışıklıkların bulunması 3. İntertisyel hücre infiltrasyon 4. İntertisyel fibrosis bulunması Mesangial hücre proliferasyonu ve mesangial matriksteki genişlemeler genellikle tüm Kronik ilerleyici GN lerde görülür. Bu olaydan çeşitli mediatörler ve sitokinler sorumludur. Sitokinler birçok biolojik işlemlerden sorumludur. 1. Hipertrofi, Proliferasyon 2. Matriks sentezinin düzenlenmesi ve yıkımı 3. İmmün inflamatuar cevap 4. Hücrelerin gelişmesi ve farklılaşması 5. Vasküler tonun düzenlenmesi Glomerüldeki lezyonlar sonucunda glomerüler kapiller permeabilite artarak proteinüri bulguları çıkar.ilaveten vakaların çoğunda hemodinamik anormallikler olur,bu lezyonlar hastalığın ciddiyetine ve evresine göre değişen ciddiyettedir. Glomerüler kan akımında, filrasyon hızında ve glomerüler hidrostatik basınçta azalma veya artma olur. GN lerin çoğunda intertisyumda olaya iştirak eder. İntertisyumdaki hücresel infiltrasyon bazı GNlerde daha belirgindir. Sonuçta tübüler ve vasküler fonksiyon bozukluğu ve olayların ilerlemesi ile intertisyel fibrozis ve tübüler atrofi gelişir. Bu olayların olmasında rol oynayan bazı polipepdit büyüme faktörleri vardır (5) Bunlar: PDGF ( Platelet derived growth factor ) TGF P (Transforming Growth factor P) IGF (Insulin like growth factor ) IL-1 (Interleukin-1) IL-6 (Interleukin -6) TNFa (Tümör necrosis factor -a) İmmünolojik orijinli glomerüler ve intertisyel olayların oluşmasında rol oynarlar. Bazı sitokinlerin ise renal zedelenmenin erken safhasında rolleri fazladır. MCP-1 ( Monocyte chemotactic peptide) M-CSF ( Macrophage colony stimulating factor ) - İL-8 (Interleukin -8 ) - IFN ( gama interferon ) 94

Platelet drived Growth Factor (PDGF) Mesangial hücreler için çok kuvvetli bir mitogendir.pdgf nin %80 'i trombositlerde depo edilir. Aktive olan monositler, doku makrofajları, glomerüler mesangial ve endotelyal hücreler PDGF salgılarlar. Mesangial hücreler hem PDGF salgılarlar hennde PDGF ye karşı bir cevap oluştururlar. İntertisyel bölgede intertisyuma infiltre olan mononükleer hücreler, vasküler endotelyal ve düz kas hücreleri, tübüler epitelyal hücreler, fibroblastlar PDGF nin kaynağıdırlar. Deneysel nefritlerde PDGF ye karşı oluşturulan antikorların kullanılması ile geç safhadaki mesangial hücre proliferasyonunun % 50 oranında azaldığı gösterilmiştir. Bu esnada kompleman eksikliği veya platelet sayısı azaltılması yapılacak olursa hücre proliferasyonu belirgin olarak azalmaktadır. Glomerülde hücre proliferasyonu başladığı zaman glomerüllerde orta derecede bir trombosit birikimi ve fibrin depolanması vardır. Bu olayları takiben proteinüri, glomerüler skleroz oluşmaktadır. Bütün bu çalışmalarda göstermektedirki PDGF nötrofil ve monositleride aktive ederek,dokuda fibrozis oluşmasında rol almaktadır. TRANSFORMING GROWTH FACTOR (P) TGF birçok hücrelerden ve trombositlerden inaktif veya latent formda salınır. Proliferatif GN ve Anti- GBM nefritinde kortikal doku ve glomerüllerde bulunduğu gösterilmiştir. Bu faktör glomerüler hücrelerin (Mesangial, endotelyal ve epitelyal) çoğalmasını inhibe eder ve birbirine yakın hücrelerin yapışmasını temin eder. Bu işlem ekstrasellüler matriks komponentlerinin depolanmasına ve fazla miktarda yapılmasına neden olur.tgf ekstrasellüler matriks üzerine etkilidir, matriksin gelişmesinde, dokunun onarılmasında ve fibrotik ve sklerotik yapıların oluşmasında rol oynamaktadır.tgf'ün ayni zamanda immün sistem üzerine pozitif ve negatif etkisi vardır. B, T lenfosit ve timositler üzerine antiproliferatif etkisi mevcut olup, CsAnın olduğu gibi birçok sitokinlerin saliminim (Interferon, TNFp) inhibe eder. Birçok glomcrulonefritlerde mononükleer hücre infiltrasyonu hakim bulgu olduğu için TGF da endogen immünosüpresif bir ajan olarak hastalığın değişik safhalarında etki etmektedir. Deneysel immün kompleks nefritinde normotensif sıçanlarda yapılan bir deneyde ACE inhibitörlerinden dokuya bağlanma kapasitesi en fazla olan Quinapril 'in bilhassa Renal kortekste TGF-( 1, fibroneetin, kollagen ve ACE aktivitesini azalttığı gösterilmiştir. Deneysel olarak oluşturulmuş olan bu immün kompleks nefritinde tedavi edilmemiş olan sıçanlarda belirgin nefrotik sendrom bulguları, yaygın hücre proliferasyonu, glomerüler ve tübülointertisyel lezyonlar bulunduğu halde Quinapril ile tedavi edilmiş olan sıçanlarda bu bulgularda belirgin azalma olduğu görülmüştür.tedavi edilmeyen hayvanlarda fibronektin ve Tip IV kollajenin glomerülde ve intertisyumda depolanmasının arttığı görülmüştür. (6). İlacın sıçanlara glomerulonefrit bulgularanın çıkmasını takiben ilk üç hafta içinde verilmesi halinde nefrotik değerlerdeki proteinürinin oluşmadığı, hücre proliferasyonunun azaldığı ve glomeruloskleroz, tübülointertisyel lezyonlar ve inflamatuar hücrelerin sayısının tedavi edilmeyenlere göre daha az olduğu görülmüştür. %78 oranında TGF-(l'in kortikal ekspresyonu ve matriks proteinlerinin miktarında azalma ACE inhibisyonu ile temin edilebilmiştir. Bu çalışma ile Quinapril'in immün kompleks nefriti oluşturulmuş normotensif sıçanlarda proteinüriyi azalttığı ve glomerulo ve tübülointertisyel lezyonları azalttığı, bu işi de muhtemelen lokal Ang II yapımını değiştirerek ve hücre büyümesi, TGF (ve matriks proteini sentezleri üzerine etki ederek yaptığı düşünülmektedir. Bu hayvanlarda oluşturulmuş olan GN mesangioproliferatif GN ve Lupus Nefritine benzemektedir. Son yıllarda yapılan birçok çalışmalarda Renin Anjiotensin sisteminin (RAS) doku hasarı oluşumunda rolü olduğu gösterilmektedir (7). Anjiotensin II hücre proliferasyonunu kolaylaştırmakta, çeşitli hücrelerde ekstrasellüler matriks proteinlerinin sentezini arttırmaktadır. Böbrekteki lokal RAS'ın immün kompleks nefritindeki doku harabiyetinde rolü oldukça fazladır. Ang H'nin infüzyonu ile vasküler, glomerüler ve tübülointertisyel hasar oluştuğu ve renal hücre ve inflamatuar hücre proliferasyonunun arttığı deneylerle gösterilmektedir. Ang II bizzat TGFβ'nın renal hücrelerdeki ekspresyonunu arttırmaktadır. ACE inhibitörleri ile tedavi ile bu ekspresyon normale indirilebilmektedir. İNTERLÖKİN -6 B ve T lenfositleri, endotelyel hücreler,mesangial hücreler, fibroblastlar ve Epitelyel hücreler tarafından yapılır. Böbrek kesitlerinde yaygın olarak IL-6 m RNA bulunduğu tesbit edilmektedir. Glukokortikoidler IL-6 yapımını bloke ederler. Horii ve arkadaşları IL-6 ya karşı oluşturulmuş monoklonal antikorlar kullanarak Proliferatif GN mesangial hücreler içinde IL-6 bulunduğunu fakat membranöz GN ve Minimal değişiklik hastalığında ise bulunmadığını göstermişlerdir.proliferatif 95

GN lerdc idrarda bol miktarda IL-6 çıktığı halde minimal change ve membranöz GN de çıkmamaktadır. Bir çalışmadada idrardaki IL-6 seviyesi ile proliferatif lezyonlann ciddiyeti arasında pozitif bir ilişki olduğu tesbit edilmiştir. Bu bulgular nedeni ile IL-6 reseptör antagonistlerinin ve/veya bunların proteinlerine veya reseptörlerine karşı geliştirilmiş antikorlarının glomerüldeki proliferatif lezyonlann oluşumunu engelleyebileceği düşüncesi doğmuştur. Bu alanda çok çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. İNTERLÖKİN -1, TÜMÖR NEKROSE EDEN FAKTÖR (TNF), μ INTERFERON Bu sitokinler olayın başlangıcında rol alırlar. Mesangial hücreler, aktive makrofajlar IL-1 ve TNFa sentez ederler. IL-1 membranöz GN, IgA nefropatisi ve lupus modellerinde, RPGN böbrekte tesbit edilmiştir. IL-1 ve TNFnin verilmesi ile lupus ve Anti-GBM hastalığında, IglbA nefritinde renal zedelenmeyi arttırdığı anlaşılmıştır.il-1 endotelyel hücreleri, aktive eder, T ve B hücrelerini stimüle ederek birçok başka interlökinlerin salınmasına neden olur. Mesangioproliferetif GN ve RPGN de, fokal ve segmental GN, lupus nefritinde IL-1 in rolü oldukça fazladır.glomerüllerde oldukça fazla sayıda bulunan makrofajlar IL-1 in esas kaynağıdırlar.il-1 yapımı deneysel ve insanlardaki GN lerin erken safhasında böbrekte artmış miktarda tespit edilmektedir. Anti- GBM nefritinde Anti-GBM serumun verilmesini takiben ilk 24 saat içinde IL-1 verilecek olursa renal zedelenmenin arttığı, glomerülde nötrofillerin biriktiği ve proteinüri çıktığı gösterilmektedir. IL-1 ra yapısal olarak IL-1 a aynisi olup IL-1 reseptörlerini başlar. Deneysel olarak hayvanlarda oluşturulan kresentik GN de İL-İra tedavisi ile histolojik olarak glomerüler hipersellülaritede, nekrozda ve kresent oluşumunda azalma, tübüler atrofi ve fibrosis oluşumunda tamamen engellenme elde edilebilmiştir. Tedavi edilmeyen hayvanlarda ise ciddi proteinüri gelişmiş ve renal fonksiyonda kayıp olmuştur. IL-1 ra tedavisi ile glomerülde makrofaj birikimi %57 azaltılmış, intertisyumdaki makrofaj birikimi ve T hücresi infiltrasyonu IL-1 ra tedavisi ile böbrek içindeki hücre sel immünitede belirgin azalma elde edilebilmiştir. Fakat bu tedavi ile humoral immünitede baskılanamamıştır. Yani Anti-IgG antikor yapımı ve GBM da IgG birikimi engellenememektedir. Intertisyel makrofaj infiltrasyonu engellendiği için intertisyel hasar engellenebilmektedir. Proliferatif GN vakalarında ileriki yıllarda kullanılabilme imkanı olacaktır. İmmün sistemi suprese ederek ayni zamanda glomerüler ve intertisyel hücrelerin aktivasyonunu önlemek, hücrelerin prolifere olmasını ve matriksin genişlemesini önleyerek GN lerin tedavi edilmesi yönünde birçok çalışmalar mevcuttur,bu şekilde daha az toksik ilaçlar devamlı olarak kullanılarak intrinsik glomerüler hücreleri inaktif halde tutacak, inflamatuar hücrelerin infiltrasyonuna engel olunacak ve fibrosisin oluşmasına engel olunabilecektir. KAYNAKLAR 1. lan W. Main and R. Atkins. The role of T-cells in inflammatory kidney disease. Current Opinion in Nephro& Hyperten 4:354-357; 1995 2. F. Strutz and E. G. Nciison. The role of lymphocytes in the progression of interstitial disease. Kidney Int 45:106-110;1994 3. Naiker IP, Ramsaroop R et al. Leukocyte analysis of Tubulointerstial Nephritis in Primary Membranoproliferatif Glomerulonephritis. Am J Kid DB 27:3; 317-320, 1996 4. Schainuck LI, Striker GE, Benditt EP. Structural - functional correlation in renal disease. part II. The correlations. Hum Pathol 1: 631-641,1970 5. Hanna E. Abboud. Growth factors in GN. Nephrology forum. Kidney Int. 43; 252-267:1993 6. F. Thaiss, C. Haas,U. Helmchen,U. Wenzel, RAK Stahl. Angitensin converting enzyme inhibition in experimental in- situ immune complex GN. Influence on renal function, proteinuria and morphology. Nephrol Dial Trans 11: 40-46; 1996 7. MR Ortega, S Gonzales, et all. ACE inhibition reduced proteinuria, glomerular lesions and extracelliiler matrix production in a normotensive rat model of immune complex nephritis. Kidney int. 48 ; 1778-1791, 1995 96