BİPOLARİTE İNDEKSİ İLK GÖRÜŞMEDE HESAPLANDIĞINDA AYRINTILI DEĞERLENDİRME İLE ELDE EDİLEN SONUÇLARI ÖNGÖREBİLİR Mİ?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BİPOLARİTE İNDEKSİ İLK GÖRÜŞMEDE HESAPLANDIĞINDA AYRINTILI DEĞERLENDİRME İLE ELDE EDİLEN SONUÇLARI ÖNGÖREBİLİR Mİ?"

Transkript

1 T.C Sağlõk Bakanlõğõ Bakõrköy Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlõğõ ve Sinir Hastalõklarõ Eğitim ve Araştõrma Hastanesi 5. Psikiyatri Kliniği Başhekim: Doç. Dr. Medaim Yanõk Klinik Şefi: Doç. Dr. E. Timuçin Oral BİPOLARİTE İNDEKSİ İLK GÖRÜŞMEDE HESAPLANDIĞINDA AYRINTILI DEĞERLENDİRME İLE ELDE EDİLEN SONUÇLARI ÖNGÖREBİLİR Mİ? Uzmanlõk Tezi Dr. Zehra Nergis (Aküzüm) Serhadlõ İstanbul 2007

2 Hastanemizin Başhekimi Doç. Dr. Medaim Yanõk a, Uzmanlõk eğitimim boyunca bilgilerinden ve deneyimlerinden yararlanma fõrsatõnõ bulduğum için kendimi çok şanslõ hissettiğim klinik şefim Doç. Dr. E.Timuçin Oral a, Tezimin tamamlanmasõnda çok emekleri geçen, ayrõca asistanlõk dönemim boyunca kendilerinden çok şey öğrendiğim Dr. Evrim Erten ve Dr. Nesrin Koçal a, Klinik bilgi ve deneyimlerini benden esirgemeyen değerli uzmanlarõm Dr. Aytül Hariri ve Dr. Füsun Aran a, Rotasyon eğitimlerim sõrasõnda birlikte çalõştõğõm Dr. Niyazi Uygur, Doç. Dr. Peykan Gökalp, Doç. Dr. Fulya Maner, Doç. Dr. Duran Çakmak, Doç. Dr. Sevim Baybaş a, Tanõdõğõm ve birlikte çalõşma fõrsatõ bulduğum için kendimi çok şanslõ saydõğõm Dr. Dilek Çavaş Özer ve çalõştõğõm bütün kliniklerdeki uzmanlarõma, Asistanlõğõmõn son döneminde Raşit Tahsin Duygudurum Merkezi nde çalõştõğõm süre boyunca bana yardõmcõ olan ve samimi ilgilerini esirgemeyen Hemş. Cavide Çakmak, Hemş. Aysel Özer, S. M. Ahmet Özçelik ve Gülbahar Telli ye, Birlikte keyifle çalõştõğõm tüm hemşirelere ve yardõmcõ personele, Bana çok şey öğreten hastalarõma, Bakõrköy deki günlerin benim için keyifli ve mutlu geçmesinde büyük payõ olan asistan arkadaşlarõma, Beni her zaman destekleyen, her zaman yanõmda olan canõm aileme, Benden desteğini ve sevgisini esirgemeyen sevgili eşim Onur Serhadlõ ya, Sonsuz teşekkürlerimle.

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ ve GENEL BİLGİLER..1 AMAÇ 17 YÖNTEM...18 BULGULAR.20 TARTIŞMA...28 SONUÇ.36 ÖZET.37 SUMMARY...39 KAYNAKLAR..41 Ek: Bipolarite İndeksi

4 GİRİŞ ve GENEL BİLGİLER 1. Bipolar Bozukluk tanõmõ Bipolar bozukluk, yineleyici özellikte, işlev kaybõna yol açan, Dünya Sağlõk Örgütü tarafõndan toplumda yeti yitimi oluşturan hastalõklar arasõnda sekizinci sõrada yer aldõğõ bildirilen önemli bir psikiyatrik hastalõktõr (Sachs ve ark., 2003). Yapõlandõrõlmõş tanõsal görüşmeler ve standardize edilmiş tanõ kriterleri ile yapõlan çalõşmalar sonucunda hastalõğõn yaşam boyu görülme sõklõğõnõn % arasõnda olduğu belirtilmesine rağmen, yapõlan son klinik ve epidemiyolojik çalõşmalar bipolar spektrum bozukluklarõn toplumun yaklaşõk %6 sõnõ etkilediğini göstermektedir (Kessler ve ark., 2006). Bipolar bozukluk genellikle hayat boyu sürer, epizodik, aralarda ötimik dönemlerin bulunduğu manik veya depresif dönemler içerir. Hastalarõn üçte birinden fazlasõnõn, belirtilerin başlamasõndan yaklaşõk 10 yõl sonra doğru tanõ aldõğõ bilinmektedir (Hirschfeld ve Becker, 2006). Klasik olarak (bipolar tip I) en az bir manik epizodun tanõmlandõğõ tekrarlayan duygudurum dönemleri ile belirlenir. Manik dönemler, öfori, grandiyozite, uyku ihtiyacõnda azalma ve psikomotor hõzlanma ile karakterizedir, bazen psikotik belirtiler de eşlik edebilir. DSM-IV e göre manik atak tanõsõ koymak için belirtilerin en az bir hafta sürmesi ve işlevsellikte belirgin bozulmaya yol açmasõ gerekmektedir. Şiddetli olgularda çoğunlukla yatarak tedaviyi gereklidir. Depresif dönemler çoğunlukla daha uzun sürer, şiddetleri değişkendir. Tekrarlayan duygudurum dönemleri arasõnda tam iyileşme periodlarõnõn ve işlevsellikte tam düzelmenin olmasõ bipolar tip I için tipiktir. Diğer alt tiplerde ve komorbid durumlarda, eşikaltõ belirtiler nedeniyle iyileşme kalitesinin bozulmasõndan söz edilebilir. Bipolar bozukluğun genetik geçişinin olduğuna ilişkin epeyce kanõt bulunmaktadõr. Hastalõktan etkilenmiş kardeşlerde başlangõç yaşlarõ birbirine yakõndõr ve aile öyküsünde bipolar bozukluk olanlarda, ergenlik döneminde başlamasõ nadir değildir. Bu dönemde doğru tanõ ve tedavinin uygulanabilmesi hastalõğõn gidişini etkiler (Baldassano, 2005). Yanlõş veya gecikmiş tanõ durumlarõnda subsendromal depresif belirtiler ortaya çõkabilmekte veya dönemler arasõ iyileşme kalitesinde bozulma görülebilmektedir (Askland ve Parsons, 2006). Sonuçta bipolar bozukluk başlangõç yaşõ oldukça değişken, klinik olarak heterojen bir durum olarak tanõmlanõr (Leboyer ve ark., 2005). Diğer psikiyatrik hastalõklara göre intihar sonucu ölüm ve intihar girişimi oranlarõndaki sõradõşõ yüksekliğin yanõnda, hasta olarak geçirilen zaman, hastalõk şiddeti, komorbidite oranlarõ, psikososyal işlevsellikte azalma ve stigmatizasyon, bu hastalarõn hayat kalitesini göz ardõ edilemeyecek kadar etkilemektedir (Sachs, 2003). 1

5 1.1 Bipolar Bozukluk tanõsõnõn tarihsel gelişimi Bipolar Bozukluk, çok eski çağlardan günümüze kadar tanõmlanmaya çalõşõlan bir hastalõktõr. Mani ve melankoli kavramlarõnõ ilk defa Hippocrates (M.Ö ) sistematik olarak tanõmlamõştõr. MS 1.yy da Aretaeus, mani ve melankolinin aynõ hastalõğõn iki farklõ durumu olduğunu belirtmiştir ve bu görüş bugünkü bipolarite kavramõnõn temellerini atmõştõr (Skeppar&Adolfsson; 2006, Carlson ve Goodwin; 1973). Bilim ve tõp alanõndaki gelişmelerin duraksadõğõ ortaçağõn karanlõk döneminden sonra, bazõ yazarlar mani ve melankoli arasõndaki gidiş gelişler üzerinde durmuşlardõr. Alman psikiyatrisinin kurucularõndan Griesinger, hastalõğõn düzenli olarak değişen iki tip arasõnda gidip gelen bir döngü olduğunu savunmuştur, daha sonra da mevsimsel affektif bozukluklarõ ve hõzlõ döngülü affektif bozukluklarõ tanõmlamõştõr (1845). 19. yüzyõlõn ortalarõnda Jean Pierre Falret, sürekli bir döngü şeklinde depresyon, mani ve çeşitli uzunluklarda hastalõksõz dönemleri içeren bir bozukluk olarak, kendisinin folie circularé-sirküler delilik adõnõ verdiği bu hastalõğõn, kronik akõl hastalõklarõndan farklõ bir antite olduğunu belirtmiştir ve Aretaeus tan sonra bipolar bozukluk konusundaki en önemli gelişmeye imza atmõştõr. Jules Baillarger ise folié double formé-iki biçimli delilik kavramõnõ kullandõğõ yazõsõnõ 1854 yõlõnda sunmuştur, ancak onun tanõmlamasõnda manik ve melankolik dönemlerin dõşõnda kalan hastalõksõz dönemler göz önünde bulundurulmamõştõr yõlõnda folié circulare-sirküler delilik kavramõ dünyada geniş oranda kabul görmüş ve çeşitli bilimsel dergilerde yer almaya başlamõştõr. Kraepelin major affektif bozukluklarõn hemen hepsini, çekirdek semptomlarõndaki benzerlikler, hastalõğa dair aile öyküsünün bulunmasõ, ve özelikle de hayat boyunca tekrarlayan alevlenme ve remisyon dönemleriyle seyretmelerine rağmen belirgin yõkõma sebep olmayan prognostik özellikleri nedeniyle, diğer psikiyatrik hastalõklardan ayrõ bir kategori altõnda değerlendirmiştir. Böylece manik depresif hastalõk kavramõyla hastalõğa bütünleyici bir yaklaşõm getirmiş ve hastalõğõn görünümlerinin mizaç özelliklerinden başlayarak depresif, karma, manik ve psikotik durumlara varan bir yelpazede yer aldõğõ fikri ile bugünkü bipolar bozukluk spektrumu kavramõnõn temelleri atõlmõştõr (Angst; 2001, Goodwin ve Jamison; 1990) Unipolar/Bipolar ayrõmõ Başlangõcõndan itibaren Kraepelin in birleştirici konsepti fazla kapsayõcõ olarak bulunmuştur ancak, 1957 yõlõnda Leonhard sadece klinik tanõmlamaya dayanan ve monopolar/bipolar ayrõmõnõ içeren sõnõflandõrmayõ önerene kadar, geçerliliğini korumuştur. Leonhard, karşõlaştõğõ vakalar arasõnda mani öyküsü (kendisi bipolar tanõmõnõ kullanõyordu) bulunanlarõn ailelerinde mani insidansõnõn, depresyon öyküsü (monopolar) bulunanlarõn ailelerindekinden daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Bipolar bozukluk kavramõ, Kraepelinin manik-depresif hastalõk kavramõnõ ortaya atmasõndan 67 yõl, Falret ve Baillarger in görüşlerinden de 150 yõl sonra, Angst ve Perris in 2

6 1966 ve 1968 yõllarõnda yayõnladõklarõ ve unipolar/bipolar ayrõmõnõ destekleyen makalelerinin yayõnlanmasõyla yeniden doğmuştur (Pichot, 1995). Angst õn yõllarõ arasõnda izlediği 326 hasta üzerinde yaptõğõ çalõşmanõn sonucunda endojen depresyonun etyolojisinde genetik ve çevresel faktörlerin sinerjik etkisinin olduğu, endojen depresyonun kadõnlarda daha sõk, bipolar bozukluğun her iki cinste eşit olarak görüldüğü, unipolar depresyonun, genetik, cinsiyet, seyir ve premorbid kişilik gibi birçok özellik açõsõndan bipolar bozukluktan ayrõldõğõ ve geç başlangõçlõ depresyonun, bipolar bozukluk ile zayõf ilişkili olup daha çok unipolar depresyon sõnõfõna ait gibi göründüğü belirtilmiştir. Hem Leonhard õn orjinal görüşünde hem de onu takip eden Angst, Perris ve Winokur un çalõşmalarõ sonucunda, bipolar ve unipolar kavramlarõnõn her ikisi de, otonom ve endojen karakterli ve açõkça işlevsellik kaybõna yol açan tekrarlayõcõ hastalõk dönemleriyle karakterize döngüsel bir seyir gösteren vakalar için kullanõlmõştõr. 20. yüzyõlõn büyük bir bölümü boyunca, depresyondaki hastalar tek epizod veya tekrarlayõcõ ve tek uçlu veya bipolar tanõlarõyla kategorize edilmeye çalõşõlmõşlardõr. Klinik özellikler arasõndaki ilişki ve aile öyküsü ile ilgili yapõlan araştõrmalar bipolar-unipolar ayrõmõnõn netleştirilmesini sağlamõştõr. Özellikle bipolar depresyon ve unipolar depresyon olarak belirlenen alttipler üzerinde yapõlan çalõşmalar sonucunda, bipolar hastalarõn ailelerinde duygudurum bozukluklarõna, özellikle bipolar bozukluklara, eğilimin daha fazla olduğu belirtilmiştir. Unipolar depresyonun kadõnlarda daha fazla, bipolar bozukluğun ise her iki cinste eşit oranda görüldüğü, bipolar bozuklukta başlangõcõn daha ani ve epizod sürelerinin daha kõsa fakat unipolar depresyona göre daha çok sayõda olduğu belirtilmiştir. Depresif epizodlar bipolar vakalarda çoğunlukla psikomotor retardasyon ve hipersomnia ile giderken, unipolar vakalarda psikomotor ajitasyon ve insomnia daha sõktõr. Ayrõca bipolar depresyonda antidepresanlarõn manik veya hipomanik kaymaya yol açmasõ ve lityum kullanõmõnõn akut antideprrsan etki yapmasõ, iki durumu birbirinden ayõran faktörlerdendir. Hem bipolar, hem de unipolar gruptaki heterojen görünüme rağmen, unipolar-bipolar farklarõnõn yaygõnlõğõ etkileyicidir. Genetik, klinik, biyolojik ve farmakolojik olmak üzere 4 ayrõ kategoride incelenmiş olan tüm bu farklõlõklara rağmen, bipolar ve yineleyici unipolar bozukluklar birçok önemli açõdan birbirlerine oldukça benzemektedirler (örneğin; lityum profilaksisine yanõt) (Akiskal, 2002) Bipolar Spektrum kavramõ Son yõllarda yapõlan çalõşmalar sonucunda, bipolar bozukluğu farklõ şiddette durumlarõn gözlendiği bir spektrum olarak değerlendiren eski görüş, tekrar değer kazanmõştõr. Bunda bipolar/unipolar ayrõmõnõn, arada kalan pek çok affektif durumu tanõmsõz bõraktõğõnõn farkedilmesinin payõ büyüktür (Akiskal, 1983). Unipolar olarak tanõmlanan bazõ hastalarõn, yeterince uzun süre izlendikten sonra mani veya hipomani dönemi yaşadõklarõ görülmüştür. 3

7 Bu hastalarõn unipolar grupta değerlendirilmesinin, bipolar- unipolar arasõndaki farklarõn çarpõtõlmasõna veya gözden kaçmasõna sebep olduğu düşünülmektedir (Angst ve Marneros, 2001). Bipolar/unipolar kavramõnõn karşõsõnda bipolar spektrum kavramõnõ destekleyen bir çok çalõşma yapõlmõştõr. Siklotimik olarak tanõmlanan bireylerin ailelerinde, bipolar hasta sayõsõnõn tesadüfün ötesinde anlamlõ olarak daha fazla olduğu gösterilmiştir (Akiskal ve ark.; 1977, 1979) Daha da ikna edici sonuçlar ise monozigotik ikiz çalõşmalarõndan elde edilmiştir, şöyle ki; bir ikiz eşi manik-depresif tanõsõ aldõğõnda, diğer ikiz eşinin manik depresif olmasa bile, sõklõkla siklotimik olduğu belirlenmiştir (Bertelsen, 1977). Bertelsen ve arkadaşlarõnõn 1977 yõlõnda yaptõğõ bu genetik araştõrma sonucunda dar tanõmlõ duygudurum bozukluklarõ bakõmõndan uyuşmayan tek yumurta ikizlerinin koşullar daha geniş tanõmlandõğõnda benzerlik gösterdiklerinin ortaya çõkmasõ, geniş bipolar kavramõ için önemli bir dayanak oluşturmuştur.(ör.spektrumun bir ucunda yer alan labil duygudurumun hakim olduğu mizaçlar ve diğer ucunda yer alan psikotik şizoaffektif bozukluklar). Bunun sonucunda varsayõmsal bipolar genotipin, normale yakõn õlõmlõ fenotiplerden hastalõğõn şiddetli seyrettiği ağõr fenotiplere kadar geniş bir yelpazede ortaya çõktõğõ öne sürülmeye başlanmõştõr (Akiskal, 1983). Yapõlan birçok çalõşmada, bipolar grup içine sadece hastaneye yatacak kadar şiddetli manik özellik gösteren hastalar alõnmõş olmasõna rağmen, bazõ durumlarda daha hafif şiddette semptomlarõ olan hastalarõn da bu gruba dahil edilmesi gerekliliği orta çõkmõştõr yõlõnda Dunner ve arkadaşlarõ, bipolar hastalarõn bipolar I veya bipolar II terimleriyle daha anlamlõ bir şekilde tanõmlanabilecekleri görüşünü ortaya atmõştõr. Dunner 1976 yõlõnda Bipolar I kavramõnõ, tedavi ile sonuçlanacak ölçüde şiddetli mani öyküsü bulunanlar için kullanmayõ önerirken, bipolar II kavramõnõ ise, hastaneye yatmayõ gerektirecek şiddette depresyon öyküsünün yanõsõra, hipomaninin olduğu durumlar için kullanmõştõr. Hipomaniyi belirli semptomlarõn hastanõn kendisi ve ailesi tarafõndan anormal olarak değerlendirilmeye yetecek şiddette olduğu, normal işlevsellikte değişmeye yol açan ancak hastaneye yatmayõ gerektirmeyen belirtiler şeklinde tanõmlamõştõr. Bunun ardõndan Angst ve arkadaşlarõ, klasik MD (major depresyonla birlikte mani) ve Md (õlõmlõ depresyonla) birlikte mani alt türlerinin bu genetik varyantlarõ için Dm (major depresyon ve hipomani) kavramõnõ literatüre sokmuşlardõr. Angst õn bu yaklaşõmõ, bipolar spektrum kavramõnõn eşikaltõ belirtilerle seyreden durumlarõ da (kõsa hipomani) kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini destekler niteliktedir (Akiskal 2002). Akiskal ve Mallya nõn önerdiği õlõmlõ bipolar spektrum kavramõ (1987), klasik maninin ötesindeki bipolar bozukluklar için daha kapsayõcõ bir terimdir ve klasik bipolar tanõmlarõnõ, hipomanik dönemlerle seyreden depresyonlar (bipolar II), siklotimik ve hipertimik kişilerde veya ailesinde bipolar bozukluk olanlarda görülen depresyonlarõ da içine alarak 4

8 genişletmektedir. İlaç tedavisi ya da başka somatik tedaviler sõrasõnda ortaya çõkan hipomanik periodlar da bu spektruma dahildir (bipolar III). Endicott ise 1989 yõlõnda, bu spektruma hipomanisiz seyreden ancak ani başlayõp ani sona eren döngüsel depresyonlarõ da katmõştõr. Çeşitli mani düzeylerinden hipomani ve hipertimiye uzanan bipolar spektrum kavramõ Pisa-Memphis ortak çalõşmasõ tarafõndan da onaylanmõştõr. Bu çalõşmada bipolar I ve bipolar II bozuklukla, hipertimik mizaçlarda görülen depresyonlarõn, manik spektrum özellikleri taşõmayan majör depresif bozukluktan bipolar aile öyküsü temelinde ayõrtedilebileceği gösterilmiştir. Karma durumlarõn (aynõ duygudurum dönemi içerinde diğer uca ait belirtilerinin görülmesi) daha çok tartõşõlmaya başlanmasõ sonrasõnda, bu dönemlerin unipolar bipolar ayrõmõnõnõn geçerliliği hakkõnda şüphe uyandõrdõğõ ve spektrum kavramõnõ desteklediği öne sürülmüştür. Kraepelin in manik tip (hipertimik) bireyleri bipolar spektruma dahil ettiği görüşünü destekleyen bir çok kanõt vardõr (Akiskal 1992; Angst ve Marneros, 2001). Bunlara ek olarak belirli kişilik tiplerinin de (histrionik-sosyopatik veya borderline-narsisistik) siklotimik temperaman kapsamõ içerisinde değerlendirilmesini öneren görüşler ortaya atõlmõştõr. Akiskal 1995 yõlõnda, bipolaritenin altõnda yatan nedenin mizaçta yer alan yapõsal bir anormallik olduğu görüşünü ortaya atmõştõr. Bu teoriye göre, kalõtõlan yapõsal özellik bipolar sendrom değil, mizaçtaki değişkenliklerdir. Dolayõsõyla mizaçtaki değişkenlik ne kadar aşõrõ olursa, bireyin bipolar bozukluk geliştirme riski de o kadar yüksektir. Bu modele göre hem bipolar bozukluk hem de mizaç değişkenlikleri, duygudurumun biyolojik olarak disregülasyonu sonucu olduğundan, biyolojik çeşitliliğin mizaca daha doğrudan etkili olmasõnõn mümkün olduğu savunulur. Genetik çerçevede bu, kalõtõmõn daha yüksek penetrans gösterdiği durumlarda daha etkili olduğu ve genetik olarak kuvvetli bir bipolar bozukluğa işaret ettiği anlamõna gelmektedir. Tüm bu bulgular çerçevesinde, 1999 yõlõnda Akiskal ve Pinto, Bipolar Spektrum Bozukluklarõnõ aşağõdaki gibi tekrar sõnõflandõrmõşlardõr; Bipolar ½ : Şizobipolar Bozukluk Bipolar I: Manik-depresif hastalõk Bipolar I ½: Uzamõş hipomanilerle birlikte depresyon Bipolar II: Spontan hipomanik epizodlar ve depresyon Bipolar II ½: Siklotimik mizaç zemininde depresyon Bipolar III: Yineleyici depresyon ve antidepresan veya diğer tedavilerle ilişkili hipomani Bipolar III ½: Psikostimulan ve/veya alkol kullanõmõ ile ilişkili duygudurum dalgalanmalarõ Bipolar IV: Hipertimik mizaç zemininde depresyon. 5

9 Angst ve arkadaşlarõnõn 2003 yõlõnda yaptõklarõ Zürih çalõşmasõnõn sonucunda hafif şiddette depresyon (distimi, minör depresyon, yineleyici kõsa depresif ataklar) dönemlerine ek olarak hipomanik belirtiler (õlõmlõ) veya hipomanik sendromun (daha şiddetli) görüldüğü durumlar için minör bipolar bozukluk tanõmlamasõnõ kullanmõştõr. Minör bipolar bozukluk vakalarõnda aile yüklülüğü oranlarõ bipolar II, hipomani, major depresyon vakalarõ ile benzer bulunmuştur. Hepsinde aile öyküsünde depresyon görülme olasõlõğõ yüksektir. Fakat minör bipolar bozuklukta, ailede mani öyküsü oranlarõnõn, majör depresif bozukluk (MDB) olgularõndan çok bipolar II ve hipomani olgularõndaki oranlar ile benzer düzeyde olduğu görülmüştür. Sonuçta genetik olarak bipolar II ile daha yakõn olduğu, MDB ile minör bipolar bozukluk arasõndaki tek genetik bağlantõnõn ailede depresyon oranlarõndaki benzerlik ile kurulabileceği belirtilmiştir (Angst,2003a). Bipolar bozukluk tanõmlamasõ içerisinde belirtileri major depresyonun klinik özelliklerine en çok benzeyen alt tip olan Bipolar II de karşõlaşõlan depresif epizodlar, unipolar major depresyon ile karşõlaştõrõlmõştõr. Çalõşmada çok sayõda antidepresan kullanõmõna rağmen yanõt alõnamayan depresif belirtilerin, bipolar bozukluğu işaret edebileceği sonucunun elde edilmiş olmasõ, tedavi ağõrlõğõnõn duygudurum dengeleyiciler lehine değişmesine neden olabileceğinden oldukça önemlidir (Benazzi, 2003a). MDB ve Bipolar II nin aynõ spektrum içerisinde yeraldõklarõ, spektrum kavramõnõn tamamõyla aynõ özelliklere sahip hastalõklarõ içermekle değil, ortak özellikler kadar, birbirinden tamamen farklõ özellikleri de olan bozukluklarõn toplamõ olarak görüldüğünde anlam kazanacağõ savunulmuştur (Benazzi, 2005). 1.2 Bipolar bozukluğun seyri Bipolar bozukluk, genellikle hayat boyu süren, tekrarlayõcõ bir hastalõktõr. Maninin alt sendromlarõ da dahil edilirse, toplumun %6.5 ini etkilemektedir (Judd ve Akiskal, 2003). Çoğunlukla ergenlik veya genç erişkinlik döneminde başlar ve önemli ölçüde ailesel geçiş gösterir. Diğer psikiyatrik ve fiziksel hastalõk komorbiditesi topluma göre daha sõktõr ve intihar sonucu ölüm riski fazladõr (Sachs, 2003). Bipolar Bozukluk tipik olarak yaşlarõ arasõnda başlar. Her iki cinste de ilk epizod çoğunlukla depresyondur. Sõklõkla ilk manik epizod öncesi hastalar bir kaç depresif epizod geçirirler (Suppes, 2001; Lish, 1994). Tanõ için mani ya da hipomaninin varlõğõ gerekli olduğundan, tanõ ve doğru tedavi yaklaşõmõnõn gecikmesi nadir değildir. Klasik olarak manik epizodlar ortalama 2 ay olmak üzere en kõsa, karma epizodlar ise 5 aydan bir yõla kadar uzayan süreleri ise en uzun süren dönemlerdir. Depresif dönemlerin uzunluğunun iki ile beş ay arasõnda olduğu söylenebilir (Marneros ve Brieger, 2002). Erken dönemde (ergenlikte) başlayan Bipolar Bozukluk, klinik görüntüde belirgin karma özelliklerin bulunmasõ, psikotik belirtilerin eşlik etmesi ve hõzlõ, süreğen döngülerin belirgin 6

10 olmasõ nedeniyle klasik organize epizoddan daha çok erişkin iki uçlu bozukluğun ağõr formlarõna benzer. Bu hastalarõn aile öyküsünde çoğunlukla erken başlangõç vardõr ve 2 yõllõk takip genellikle yüz güldürücü olarak sonuçlanmamaktadõr. (Benazzi, 2003b; Calabrese ve ark., 2003). Erken başlangõcõn aksine geç başlangõçlõ bipolar bozukluklarda, belirgin klinik farklõlõklar gözlenmemiştir (Almeida ve ark., 2002). İlk epizodun depresyon olduğu vakalarda, çoğunlukla bozukluğun tam olarak görülmesinden önce, bir kaç ay ya da yõl süren ön belirtiler olabilir. Bu belirtiler disfori, haz duygusu kaybõ, psikomotor bozukluklar ve yetersizlik duygularõndan oluşur. İlk epizodun mani olduğu vakalarda ön belirtilerden nadiren bahsedilir, genellikle başlangõç akuttur (Marneros ve Brieger, 2002). Çocuklarda yapõlan retrospektif bir çalõşma sonucunda, ileriki dönemde bipolar tanõsõ alan çocuklarda 1-6 yaşlarõ arasõnda irritabilite ve dürtü kontrol güçlüğü olduğu görülmüştür (Fergus ve ark, 2003). İlk epizodu şiddetli duygudurum dalgalanmasõ ve intihar düşüncelerinin görüldüğü depresyon olan hastalarda, hastalõğõn prognozu daha kötü bulunmuştur. Ancak uygun tedavinin tanõ gecikmesi nedeniyle geç başlanmasõ veya erken dönemde duygudurum dengeleyiciler yerine antidepresan kullanõmõnõn da bu farka yol açabileceği düşünülmektedir. Hastalõğõn seyrinde, sağaltõma yanõtõn belirleyici bir rolü vardõr. Tedaviye kõsa sürede ve tam yanõt alõnan vakalarõn, uzun dönemde iyi sonlanõm gösterdikleri bilinmektedir. Klasik anlamda manik depresif hastalõk tanõmõna uyan bipolar bozukluk hastalarõnda, dönem arasõ iyileşmelerin tam olduğu, çoğunlukla manik ve depresif olmak üzere tekrarlayan dönemlerden bahsedilir. Angst ve arkadaşlarõ tarafõndan yapõlan bir ileriye dönük doğal izlem çalõşmasõ olan Zürih çalõşmasõnda, zamanla hastalarõn döngü sayõlarõnda artma ve döngü uzunluklarõnda kõsalma olduğu ve klinik gidiş ve sonlanõmla ilgili en sağlam göstergenin, geçmişte yaşanan dönem sayõsõ olduğu belirlenmiştir (Marneros ve Brieger, 2002). Bipolar bozukluk, özellikle madde kullanõmõ ve anksiyete bozukluklarõ gibi diğer psikiyatrik bozukluklarõn yanõ sõra, migren ve aterosklerotik kalp hastalõklarõ gibi psikiyatrik olmayan hastalõklarõn da daha sõk görülmesi riskini getirir. Aslõnda bipolar bozukluk nadiren tek başõna görülür. Kessler ve arkadaşlarõ, yaptõklarõ çalõşma sonucunda, yaşamlarõnõn herhangi bir döneminde bipolar bozukluk vakalarõnõn %92,1 inin herhangi bir anksiyete bozukluğu, %90,1 inin herhangi bir affektif bozukluk, %71 inin madde kullanõm bozukluğu, %59,4 ünün dürtü kontrol bozukluğu, %29 unun erişkin antisosyal davranõşõ öşçütlerini karşõladõklarõnõ göstermişlerdir (1997). Beraberinde panik bozukluğu olanlarõn olmayanlara göre daha fazla depresyon yaşadõğõ, daha fazla intihar girişiminde bulunduğu ve hastalõğõn daha uzun sürdüğü belirtilmiştir (Frank ve ark., 2002). Eşlik eden hastalõk, özellikle madde kullanõmõ, intihar riskini artõrõr (Dalton ve ark., 2003). Ara dönemlerde görülen eşikaltõ belirtiler hastanõn işlevselliğini etkileyerek kötü sonlanõma yol açarlar ( Özer ve ark., 2002). Yapõlan çalõşmalarõn sonucunda, eşik altõ belirtilerin hastalarõn daha çok duygudurum dengeleyici ve antidepresan 7

11 kullanmasõna neden olduğu ve epizodlarõn yinelemesi için risk oluşturduğu gösterilmiştir. Eşik altõ mani belirtilerinin varlõğõnõn, eşik altõ depresif belirtilere göre kötü sonlanõmla daha fazla ilişkili olduğu belirtilmiştir (McQueen ve ark., 2003). Yapõlan bir çok çalõşmanõn sonucu değerlendirildiğinde, bipolar bozuklukta tedaviye uyumsuzluk oranõnõn %20 ile %66 arasõnda değiştiği görülebilir. (Adams, 2000). Tedaviye uyumsuzluk bu hastalarda yinelemenin ve hastalõğõn kötü sonuçlarõnõn en önemli göstergelerindendir (Gitlin ve ark., 1989). Hastalõk süresinin kõsa olmasõnõn ve tedaviye tam uyum göstermenin sendromal iyileşmenin ve dolayõsõyla uzun dönemde iyi sonlanõmõn en önemli öngörücüleri olduğu belirlenmiştir (Tsai ve ark, 2001). Cinsiyet ve yaştan bağõmsõz olarak, tedavi edilmeyen bipolar bozuklukta ölüm oranõ daha fazladõr. Lityum, diğer duygudurum dengeleyiciler, antidepresan ve antipsikotik kombinasyonlarõ ile yapõlan tedavi, şiddetli belirtilerle seyreden durumlarda bile intihar riskini azaltmaktadõr. (Angst ve ark., 2002) Bipolar bozuklukta toplumsal, ailesel ve mesleki işlev bozukluğu istisna değildir. Bipolar bozukluk ve sosyoekonomik düzey ile ilgili yapõlan çalõşmalarõn sonuçlarõ birbirlerinden oldukça farklõdõr, bazõ çalõşmalarda hastalõk düşük eğitim düzeyi ile ilişkilendirilirken, diğerlerinde yüksek sosyo ekonomik çevrede daha sõk görüldüğü belirtilmektedir. Bu farklõlõk, çalõşmalarda seçilen örneklem gruplarõnõn farklarõndan kaynaklanõyor olabilir (Goodwin ve ark., 2006) Ancak, hastalõk öncesi düşük sosyal ve işlevsel statünün hastalõğõn gidişini olumsuz etkilediğini söylemek yanlõş olmaz. Kessler ve arkadaşlarõ 1997 yõlõnda yaptõklarõ çalõşma sonucunda, bipolar bozuklukta evlenmemiş olma oranõnõn topluma göre daha yüksek olduğunu göstermişlerdir. Hastalar mesleki anlamda da önemli oranda işlevsellik kaybõna uğramaktadõrlar.özellikle eşikaltõ depresif belirtilerin varlõğõnda işlevsellikte bozulmanõn daha fazla olduğu belirtilmiştir (Fagiolini ve ark., 2005). Bipolar bozukluğun seyrinin stresli yaşam olaylarõndan olumsuz etkilendiği gösterilmiştir. 12 aylõk bir dönemde 4 ve daha fazla epizodun görüldüğü vakalar hõzlõ döngülü olarak tanõmlanõr. Hõzlõ döngülülerde hastalõk başlangõcõnõn %88 antidepresan ve diğer tedaviler ile ilişkili olduğu, %12 kendiliğinden geliştiği görülmüştür (Koukopoulos ve ark., 2003). Hõzlõ döngülülüğün, işlevsellikte önemli oranda bozulmaya yol açtõğõ ve gidişi olumsuz etkilediği söylenebilir. Angst ve arkadaşlarõ bipolar bozukluk vakalarõnõn %16 sõnda seyrin kronikleştiğini belirtmişlerdir (2002). Özetle; bipolar bozukluğun seyri, erken başlangõç, ailede bipolarite öyküsü, tedaviye geç yanõt, geçirilen atak sayõlarõnõn fazlalõğõ, eşikaltõ belirtilerin dönemler arasõnda sürmesi, eşlik eden fiziksel ve psikiyatrik hastalõklar, stresli yaşam olaylarõ, hastalõktan önceki işlevselliğin düşük olmasõ, tedavi uyumsuzluğu, hõzlõ döngülülük ve kronik gidişten olumsuz etkilenmektedir. 8

12 2. Bipolar Bozukluğun tanõsõ Bipolar I Bozukluk (BP-I) çoğunlukla öfori, grandiyozite, uyku gereksiniminde azalma, psikomotor aktivitede hõzlanma ile karakterize manik epizodlarõn varlõğõ ile tanõmlanõr. Kategorik tanõ sistemlerine göre, bu belirtilerin en az 1 hafta sürmesi ve işlevsellikte belirgin bozulmaya yol açmasõ tanõ için gereklidir. Bu epizodlar psikotik özellikli olabilir ve çoğunlukla depresif epizodlar ile ardõşõktõr. BP-I de hastalõk seyri değişkenlik gösterir. Kimi vakada duygudurum dönemlerinin sõnõrlarõ belirgin olup, dönemler arasõ iyileşme tamdõr ve iyileşme dönemi uzun sürer. Bazõ vakalarda ise herhangi bir dönemde duygudurum dengelenmesi görülmeden, çok daha kronik, döngüsel bir hastalõk olarak seyredebilir. Dolayõsõyla BP-I, klinik olarak heterojen bir durum olarak tanõmlanabilir (Leboyer ve ark., 2005). Özellikle şiddetli formlarõnda manik dönemlerin ayõrt edilmesi kolay olduğundan, BP-I i tanõmlamanõn zor olmayacağõ düşünülmektedir. Bipolar II Bozukluk (BP-II) ise, duygudurum yükselmelerinin sadece hipomani olarak görüldüğü durumlar olarak tanõmlanabilir. Hastalõğõn en önemli belirleyicisi, çoğunlukla hastayõ klinisyenle karşõlaştõran tekrarlayõcõ depresyonlarõn olmasõdõr. Hipomani halen tartõşmalõ bir terimdir. Hipomanik epizodlarõn DSM-IV ve ICD-10 da farklõ tanõmlandõklarõ görülmektedir. ICD-10 a göre hipomani tanõsõ için işlevsellikte bozulma olmasõ gerekli iken, DSM-IV, hipomaniyi maninin daha hafif ve disfonksiyonun görülmediği formu olarak tanõmlar. Her iki tanõmlama sistemi de, hipomani tanõsõ için gereken süreyi 4 gün olarak belirlemişlerdir ki belki de bu en tartõşmalõ alandõr (Goodwin, 2002). Angst ve arkadaşlarõnõn 2003 yõlõnda yaptõklarõ bir çalõşma sonucunda, hipomani süresi kõsaltõldõğõnda, toplum örnekleminde hipomani yaşantõsõ olanlarõn oranõnõn belirgin olarak arttõğõ görülmüştür. Çok daha liberal kriterlerin uygulanmasõ halinde bipolar bozukluk insidansõnõn %7 den neredeyse %50 lere kadar çõktõğõ görülebilir (Angst, 2003b). Geleneksel olarak Bipolar bozukluk tanõsõ ile ilgili karmaşa, hastalõğõn şizofreniden ayõrt edilmesi ve ara formlarõn veya şizoaffektif bozukluklarõn tanõmlanmasõ ile ilgilidir. Günümüzde antipsikotiklerin şizofreni ve mani için oldukça benzer etkinlikte olduklarõnõn görülmesi ve yapõlan genetik çalõşmalar sonucunda özellikle duygudurumla uyumsuz psikotik belirtileri olan vakalarõn şizofreni ile ortak genetik özellikler gösterdiklerinin saptanmasõ ile bu ayrõm ilgi çekici olmaya devam etmektedir. Fakat akut tedavi dikkate alõndõğõnda, ayõrõcõ tanõ, tedavi stratejilerinde önemli bir değişikliğe neden olmamaktadõr. Bununla birlikte, muhtemelen klinik önemi daha fazla olan bipolar-unipolar ayrõmõ, tedavi stratejisini belirlemek açõsõndan ön plana çõkmõştõr (Goodwin, 2002). Bipolar bozukluk tanõsõnõn, özellikle hastalõğõn erken dönemlerinde çoğunlukla atlandõğõ yapõlan çalõşmalarda gösterilmiştir. Bazõ vakalarda ilk psikiyatrik başvuru ile doğru tanõya ulaşõlmasõ arasõnda geçen sürenin 10 yõla kadar uzadõğõ ve yanlõş tanõ oranõnõn %40 lara ulaştõğõ bildirilmektedir. Yanlõş tanõya yol açan nedenlerden birinin hastalarõn özellikle manik 9

13 belirtileri inkar etmeleri veya yeteri kadar tanõmlayamamalarõna neden olan içgörü eksikliği olduğu bildirilmiştir. Hastalarõn yakõnlarõnõn manik belirtileri iki kat daha fazla tanõmlayabilmeleri bipolar bozukluğun tanõ maçlõ değerlendirilmesinde aile bireylerinden alõnan bilginin önemini doğrulamaktadõr. Fakat hipomanik veya manik belirtilerin klinisyen tarafõndan sistematik olarak sorgulanmamasõnõn da tanõ gecikmesinde rolü vardõr (Phelps ve Ghaemi, 2006). Ayrõca bipolar bozukluk ile ilişkilendirilebilecek diğer belirteçlerin de değerlendirilmesi önemlidir: ailede bipolar bozukluk öyküsü, hastalõğõn seyri (başlangõç yaşõ, yineleyen, kõsa depresif dönemler, hipersomni ve anerji gibi atipik belirtiler, psikotik depresyon, postpartum başlangõç) ve antidepresan tedaviye yanõt (özellikle mani, tolerans ve yanõtsõzlõk) (Ghaemi, 2002). Bunlarõn yanõnda, Akiskal ve Benazzi (2005), geçmişteki duygudurum değişikliğinden çok aktivite artõşõna odaklanmanõn (hastanõn bu dönemlerdeki öfori ve/veya irritabilitesini hatõrlatabilir) bipolariteyi saptama oranlarõnõ arttõrdõğõnõ belirtmişlerdir. 2.1 Bipolar Bozukluğa Kategorik ve Boyutsal yaklaşõmõn karşõlaştõrõlmasõ Psikiyatrik tanõmlama, çoğunlukla geçici ve aslõnda varsayõmsaldõr. Fakat geçici tanõlar bile herhangi bir hastalõğõn nedeni, prognozu ve tedavisi ile ilgili bilgi edinme çalõşmalarõna yardõmcõ olabilir. Tanõmlama tüm tõbbõn temeli olsa da hastalõklarõn altõnda yatan nedenler nadiren değerlendirilmektedir. En yaygõn tõbbi sõnõflandõrma sistemi-kategorik yaklaşõm- büyük bir tanõ grubunda sõnõrlarõ keskin tanõsal özellikler veya alttiplerden oluşur. Boyutsal yaklaşõmda ise birey birden fazla boyutta değerlendirilerek, patolojinin nereye denk geldiği belirlenmeye çalõşõlõr. Bu modelde her birey farklõ parametrelerin kesiştiği bir noktayõ temsil eder. Her iki model de yapõlan bilimsel araştõrmalarda geçerli bulunmuştur. Fakat, kategorik model hem uygulama kolaylõğõ, hem de istatistiksel olarak değerlendirilebilmesindeki kolaylõklar gibi nedenlerle daha çok tercih edilmektedir. Buna karşõn çok boyutlu yaklaşõmlar, hastayõ oldukça iyi tanõmlamaya yardõmcõ olmalarõna rağmen, genelleştirmenin yapõlamadõğõ durumlarda pek yardõmcõ olamamaktadõrlar (Goodwin ve Jamison, 1990). Kraepelin, manik depresif hastalõğõ şizofreniden ayõrõrken, unipolar durumlarõ da ciddi bipolar bozukluklar içerisinde değerlendirmiştir. Bipolar ve unipolar ayrõmõ, Kraepelin den çok sonra Angst ve Perris in çalõşmalarõ sonucu belirlenmiş ve bir çok tedavi endikasyonlarõ ile de desteklenmiştir. Sonuçta bipolar ve unipolar durumlar kutuplaşmõştõr. Akiskal ve arkadaşlarõ, 1977 yõlõnda, bipolar tanõmõnõn unipolar vakalarõ da içerdiği geniş bir bipolar spektrum kavramõ tanõmlamõşlardõr. Daha kõsa süreli ve hafif seyirli duygudurum yükselme dönemlerinin hipomani olarak tanõmlandõğõ durumlarda, bipolar gruba dahil olan hasta sayõsõnõn artacağõnõ belirtmişlerdir. 10

14 Duygudurum bozukluklarõna tanõ koymak ve belirtilerin şiddetini değerlendirmek için tanõsal görüşme listeleri, klinisyen değerlendirme listeleri ve hastanõn kendisinin doldurduğu anketleri içeren oldukça geniş bir grup ölçek bulunmaktadõr. Bu ölçeklerden bazõlarõ hastalõk sõrasõnda görülen semptomlarõn şiddetini belirlemeye yardõmcõ olurken, bir kõsmõ da duyguduruma ait belirtilerin hayatõn herhangi bir döneminde var olup olmadõğõ ile ilgili bilgi edinmek için kullanõlmaktadõrlar. Bir ortamda işe yarayan ve doğru sonuç veren bir ölçeğin, psikiyatri uygulama şartlarõ göz önünde bulundurulduğunda, başka bir ortamda benzer sonucu vermemesi beklenebilir bir durumdur. Günümüzde, duygudurum bozukluklarõ için, her ortam ve populasyonda yeterli bilgi sağlayõp değerlendirme hedeflerinin tümüne ulaşmamõzõ sağlayabilecek tek bir ölçek yoktur. Bütün ortamlar ve populasyonlarda değerlendirmelerin hedefleri oldukça değişken olmakla birlikte, iyi bir ölçekten beklenenler şunlardõr; Daha detaylõ değerlendirme gerektiren bireylerin belirlenmesi Duygudurum bozukluklarõnda ayõrõcõ tanõnõn belirlenmesi Araştõrmalar için uygun bireylerin tespit edilmesi Bireylerin tedavi yanõtlarõnõn izlenmesi. Duygudurum bozukluklarõ için kullanõlan derecelendirme ölçekleri kategorik/tanõsal ve boyutsal olarak ikiye ayrõlmaktadõr; Kategorik ölçekler, major depresyon, distimi, bipolar I ve II ve siklotimiyi içeren duygudurum bozukluklarõnõn varlõğõnõ belirlemeye yarayan tanõsal karar verme ölçekleridir. Bu tarz öçekler DSM-IV-TR ve ICD-10 gibi, duygudurum bozukluklarõ dõşõnda diğer hastalõk gruplarõnõ da tanõmlamaya yarayan sõnõflandõrma sistemlerinden türetilmişlerdir. (Ör. SCID) Boyutsal ölçekler ise, semptom envanter, klinik derecelendirme ölçekleri ve tarama testi şeklinde olabilirler ve bireyin semptomatolojisi veya durumunun göreceli düzeyi ile ilgili bilgi verirler. Bu ölçekler, hastanõn içinde bulunduğu durumdaki semptom şiddetinin ve sõklõğõnõn bir süreklilik içine yerleştirilmesini sağlarlar (ör. daha az veya daha çok depresif) Boyutsal ölçekler klinisyen tarafõndan uygulanan ve hastanõn kendisi tarafõndan cevaplanan özbildirim testleri olmak üzere iki alt gruba ayrõlõr. Klinisyen tarafõndan uygulanan ölçeklerin büyük kõsmõ mani veya depresyon gibi tek bir duygudurum semptomuna odaklanõrlar (Ör. Hamilton Depresyon Ölçeği, Young Mani Derecelendirme Ölçeği). Özbildirim testleri arasõnda ise hem tek bir duygudurum unsurunu dikkate alanlar( Ör. Beck Depresyon Envanteri) hem de birden fazla alanda hastanõn durumunu değerlendiren global testler (Ör. Duygudurum Bozukluklarõ Anketi-MDQ) vardõr. Global testler çoğunlukla duygudurumun farklõ elemanlarõnõ içeren bir veya daha fazla alt başlõktan oluşmaktadõr. Kategorik ve boyutsal ölçümler arasõndaki temel farklar sadece değerlendirmenin sonucundan değil (tanõya karşõ hastalõk şiddeti ölçümü), psikiyatrik hastalõklarõn, özellikle duygudurum bozukluklarõnõn, kavramlaştõrõlmasõndan da ileri gelmektedir. Kategorik 11

15 yaklaşõmõn taraftarlarõ, psikiyatrik hastalõklarõn kesin sõnõrlarõnõn belirlenmesinin pratik ve teorik açõdan gerekli olduğunu savunmaktadõrlar. Bu ölçümlerin hastalõklarõn toplumdaki oranlarõ, görülme sõklõklarõ ile ilgili bilgi verdiğini, görülme sõklõklarõnõn da toplum sağlõğõ projelerinin belirlenmesinde önemli rol oynadõğõnõ belirtmektedirler. Buna karşõn, boyutsal yaklaşõmõn savunucularõ, kategorik bakõş açõsõnõ hastalõklarõ büyük bir oranda biyomedikal temellere dayandõrmasõ, bireyleri hasta veya hasta olmayan olarak değerlendirmesi ve psikiyatrik hastalõklarõ, sosyolojik etyolojilerini göz ardõ ederek sadece genetik ve biyolojik yapõlanmalarõn yansõmalarõ olarak görmesinden dolayõ uygunsuz bulmaktadõrlar (Mirowsky ve Ross, 2002). Bunlarõn yanõnda, birçok boyutsal ölçüm, hastanõn durumundaki değişiklikleri belirleyebilecek ölçüde duyarlõ iken, kategorik temelli ölçümler örneğin tedavi sõrasõnda oluşabilecek psikolojik durum değişikliklerine duyarlõ değillerdir (Dew ve ark, 2006). Günümüzde kullanõlmakta olan tanõ ölçeklerine bakõldõğõnda, bir çoğunun DSM-III, DSM- III-R veya ICD-10 üzerine kurulduğu görülebilir. Bu testlerden en sõk kullanõlanlardan biri olan biri olan SCID in (Structured Clinical Interview for DSM Disorders) çok merkezli ve tekrarlõ güvenilirlik çalõşmalarõ sonucunda, hastalardan oluşan örneklemde hastalõğõn anlõk epizodunu belirlemede iyi olduğu ancak hasta olmayanlarda belirleyiciliğinin zayõf olduğu gösterilmiştir (Williams ve ark., 1992). Duygudurum Bozukluklarõ için kategorik olanlardan çok daha fazla sayõda boyutsal temelli tanõmlama testi vardõr. Bunlardan en iyi bilinenleri, duygudurum semptomlarõnõ derecelendirmekte kullanõlan Hamilton Depresyon Ölçeği, Montgomery Asberg Depresyon Ölçeği, Young Mani Derecelendirme Ölçeği dir. Bipolar Spektrum semptomlarõnõ saptamak üzere kullanõlan CGI-BP (Clinical Global İmpression Scale for use in Bipolar Illness) mevcut belirtileri, SCI-MOODS (Structured Clinical Interview for Mood Spectrum) ise yaşamõn herhangi bir dönemindeki belirtileri saptamak için klinisyen tarafõndan uygulanõrlar (Dew ve ark, 2006). Bipolar spektrum bozukluklarõnõn nozolojik sõnõrlarõnõn genişlemesi ve bunun sonucunda hastalõğõn prevalansõndaki artõş, bipolar semptomlarõ olan daha fazla sayõda hastanõn uygun tedaviye yönlendirilmesini sağlayacak geniş kapsamlõ tarama testlerinin geliştirilmesini gerektirmiştir. Bipolar depresyon vakalarõnõn sõklõkla yanlõş olarak unipolar depresyon veya birinci eksende komorbid hastalõklarla tanõmlanmasõ, tüm depresyon vakalarõnõn bipolar bozukluk açõsõndan taranmasõ görüşünün temelini oluşturmaktadõr. Bu amaçla geniş populasyonlarda kullanõlmak üzere bipolar hastalarõn ayõrt edilmesi için bazõ tarama ölçekleri geliştirimiştir (Baldassano, 2005). MDQ (Mood Disorder Questionnaire- Duygudurum bozukluklarõ anketi): Bireyin kendisi tarafõndan cevaplanan bir anket olan MDQ (Mood Disorders Questionaire), 2000 yõlõnda Hirschfield tarafõndan geliştirilmiş olup, poliklinik şartlarõnda, kõsa süre içerisinde, özellikle birinci basamak sağlõk hizmetlerinde, daha detaylõ incelemeyi gerektiren hastalarõn saptanmasõnõ hedefleyen, cevabõ evet ve hayõr olan sorulardan oluşan bir tanõ aracõdõr. 12

16 Yapõlan geçerlilik güvenilirlik testlerinde, MDQ nun 0.73 duyarlõ, 0.90 spesifik olduğu gösterilmiştir. MDQ ile on Bipolar hastanõn yedisine tanõ konabilirken, hasta olmayan on bireyin de dokuzunda bipolar tanõsõ ekarte edilebilmektedir. MDQ, 5 ayrõ bölümden oluşan bir ankettir. İlk bölümde manik belirtileri sorgulayan, cevabõ evet-hayõr olan 13 soru yer alõr. İkinci bölüm ise beirtilerin eş zamanlõ olup olmadõğõnõ sorgulayan (semptom kümelenmesi) tek bir sorudan oluşur. Üçüncü bölümde kişiden manik davranõşlarõn hayatõnda ne ölçüde sorun yarattõğõ sorusunu hiç sorun olmadõ ile ciddi sorun oldu arasõnda derecelendirerek değerlendirmesi istenir. Dördüncü ve beşinci bölümlerde ise kişinin aile bireylerine ve kendisine bundan önce bipolar bozukluk tanõsõ konup konmadõğõnõ sorgular (Miller ve ark., 2004). Sorular DSM-IV kriterleri ve klinik deneyimleri temel alarak geliştirilmiştir. 13 sorunun yedisine ve semptom kümelenmesi sorusuna verilen evet cevabõ, hastanõn MDQ sonucunun pozitif olduğunu göstermektedir, bu durumda klinisyen bipolar bozukluk için daha ayrõntõlõ incelemeler yapma yoluna gitmelidir (Baldassano, 2005). Daha geniş gruplarda yapõlan testlerde ise, testin duyarlõlõğõnõn Bipolar I için iyi olduğu (0.70), fakat Bipolar II ve BTA Bipolar grup için etkileyici boyutta olmadõğõ (0.30) gösterilmiştir (Miller ve ark., 2002) (Ghaemi ve ark., 2005). Ölçeğin Fince (Isometsa ve ark., 2003), İtalyanca (Hardoy ve ark,. 2005) ve Fransõzcada (Rouget ve ark., 2005) farklõ ortamlarda geçerlik çalõşmalarõ yapõlmõş ve kullanõlabilir psikometrik özellikler sergilediği gösterilmiştir (Konuk ve ark., 2007). Bu ölçeğin Türkçe geçerlilik güvenilirliği ve ideal kesim noktasõnõ belirleme çalõşmasõ 2007 yõlõnda Konuk ve ark. tarafõndan yapõlmõş olup, Türk Psikiyatri Dergisinde yayõnlanmõştõr. Bu çalõşmada Türkçeleştirilmiş anket, MDQ nun önceki çalõşmalarla ortaya konan duyarlõlõk düzeylerine benzer bir duyarlõlõk düzeyi göstermiş, özgüllük düzeyi ise ölçeğin özgün geçerlik çalõşmasõndan (Hirschfeld ve ark., 2000) daha düşük olarak bulunmuş. Bu sonuçlara dayanõlarak yapõlan eleştirilerde, MDQ nun, çoğunlukla Bipolar I grup hasta populasyonunun izlendiği üçüncü basamak kuruluşlarda geçerlilik çalõşmalarõnõn yapõldõğõ, oysa Bipolar Bozukluk grubu içerisinde Bipolar tip II nin daha yaygõn olduğu, bu gruptaki hastalarõn ise hipomanik dönemlerini daha üretken ve nispeten normal duygudurum dönemleri olarak değerlendirmeye yatkõn olmalarõ sebebiyle yanlõş negatif sonuç alõnabileceği belirtilmiştir. Bunun yanõnda aile öyküsü sorgulamasõna da, bu konular toplum içerisinde utanç verici olarak değerlendirildiğinden doğru cevaba ulaşõlamamasõnõn olasõ olduğu belirtilmiştir. Uzunlamasõna çalõşmalarla Bipolar tip II için, temperamental (mizaç) belirleyiciler (labil duygudurum, enerjik ve aktif olma hali, düşlemlerin yoğun olmasõ ve sosyal anksiyete) ve eştanõ varlõğõnõn tanõyõ belirlemede en önemli özellikler olduğu gösterilmiştir (J.S.M., 2002). Ayrõca MDQ nun aynõ DSM gibi kategorik bir araç olduğu fakat bir çok çalõşma sonucunun bipolaritenin unipolar durumlarõ da kapsayacak şekilde geniş bir süreklilik gösteren duygudurum semptomlarõndan oluşan boyutsal bir durum olduğu belirtilmektedir (Phelps ve ark., 2006). 13

17 Bipolar Spektrum Tanõ Skalasõ (Bipolar Spectrum Diagnostic Scale-BSDS): MDQ ile ilgili yapõlan eleştirilerden yola çõkarak, Ronald Pies tarafõndan Bipolar II ve BTA Bipolar grubu da hedefleyen başka bir ölçek geliştirilmiştir: Bipolar Spektrum Tanõ Skalasõ (BSDS-Bipolar Spectrum Diagnostic Scale). BSDS de boyutsal bir skorlama sistemini kullanõlarak, hastalõğõn olup olmadõğõ değil, hastada bipolar bozukluğun olma ihtimali belirlenir (Phelps, 2006). Bu skalada, kişiye bipolar spektrum özelliklerine ait tanõmlayõcõ bilgileri içeren bir pasaj okutulur ve kendisi için geçerli cümleleri işaretlemesi istenir. Yapõlan geçerlilik güvenilirlik çalõşmalarõ sonucunda, BSDS nin bipolar tanõsõ konanlarõn %76 sõnõ doğru olarak belirlediği ve bipolar I, II ve BTA tanõsõ konmuş hastalarda eşit oranda bipolar spektrum tanõsõna ulaşõldõğõ, hatta unipolar durumlarõ da belirleyebildiği gösterilmiştir. Her iki testin de (MDQ ve BSDS), hastalõk içgörüsünün yeterli olduğu durumlarda yanlõş pozitiflik oranõ düşük ve bipolar spektrum olgularõnda sensitivitesi yüksek skalalar olduğu ve tarama aracõ olarak kullanõlabileceği söylenmektedir.(ghaemi ve ark., 2005) Bipolarite İndeksi: Bipolar Bozukluklarõn boyutsal değerlendirilmesinde kullanõlmak üzere geliştirilmiş yeni ölçeklerden bir diğeri de Bipolarite İndeksidir. ABD de Ulusal Ruh Sağlõğõ Enstitüsü (NIMH) desteğiyle planlanan, iyi tanõmlanmõş geniş bir bipolar örneklem üzerinden hastalõğõn seyrini ve tedaviye yanõtõnõ incelemek, dolayõsõyla karşõ karşõya kalõnabilecek riskleri öngörmek amaçlõ yürütülen STEP-BD (Systematic Treatment Enhancement Program for Bipolar Disorder) çalõşmasõnda kullanõlan birçok skaladan biri olan bipolarite indeksi, kategorik yaklaşõmõ olan DSM tanõ sisteminden farklõ olarak, hastanõn boyutsal değerlendirilmesine olanak verir. Böylece hastanõn ne oranda ve nasõl bipolar olduğunu belirtmekle kalõnmamõş, aynõ zamanda bipolaritenin nicel olarak da görülmesi sağlanmõş olur. (Sachs ve ark., 2003; Sachs, 2005) Bipolarite İndeksi hesaplanõrken, beş ayrõ boyutta değerlendirilen hastadan alõnan bilgiler puanlanmaktadõr. Hastanõn profili, Bipolar I Bozukluğun en karakteristik özelliklerine olan uyumu esas alõnarak çõkarõlmaktadõr. İndeks, deneyimli Bipolar araştõrmacõlarõndan oluşan bir kurul tarafõndan (Sachs G, Baldassano C, Ghaemi SN, Demopoulos C) geliştirilmiştir. Bu kurul, her kategoriyi görülen klinik özelliklere göre eşit ağõrlõklõ olarak 0-20 arasõnda puanlamõştõr; en yüksek puan olan 20 puan, karakteristik olarak Bipolar I e ait en tipik özellikleri tanõmlamaktadõr. Örneğin, Bipolar Bozukluğun en tipik özelliklerini taşõdõğõ için 100 puan alan bireyin; a) dönem özelliği olarak belirgin öfori, grandiyozite veya bulaşõcõlõkla karakterize manik dönemlerin olmasõ, b) hastalõğõn yaşlarõ arasõnda başlamõş olmasõ, c) yineleyici mani dönemlerinin tam iyileşme periyodlarõyla ayrõlmasõ, d) duygudurum dengeleyici ilaçlara 4 haftada yanõt vermesi ve, e) birinci derece akrabalarõndan en az birinde kanõtlanmõş Bipolar Bozukluk olmasõ beklenmektedir. Yapõlan çalõşmalarda pekçok Bipolar I hastanõn 60 õn üzerinde puan aldõğõ görülmüştür. Öte yandan bu indekse yönelik eleştiriler, hiç manik ya da hipomanik dönem tanõmlamayan bir kişinin bile diğer kategorilerden aldõğõ 14

18 puanla (Ör. I) atipik veya psikotik seyirli tek bir depresif epizod- 5 puan, II) yaşlarõ arasõnda başlamõş- 20 puan, III) madde kötüye kullanõmõ komorbiditesi 10 puan, IV) Duygudurum dengeleyici tedavi ile 4 haftada tam iyileşme-20 puan, V) belgelenmiş bipolar bozukluğu olan birinci derece akraba- 20 puan, Toplam 75 puan) 60 õn üzerinde bir skora ulaşabileceğinin gözardõ edilmemesi gerektiği yönündedir. (Sachs, 2004; Sachs ve ark., 2005) Bipolarite İndeksinin hesaplanmasõ esnasõnda değerlendirilen 5 ayrõ kategori; 1. Dönem özelliği: öforik mani, karma epizod, hipomani, disforik/irritable mani, ilaca bağlõ mani/hipomani, tekrarlayan depresif ataklar, eşikaltõ hipomani/siklotimi, psikotik/atipik belirtilerle seyreden major depresif epizod, geçirilmiş herhangi bir psikotik dönemin varlõğõ ve hiçbir duygudurum belirtisinin bulunmamasõ 0-20 arasõnda belirlenmiş puanlar aracõlõğõyla değerlendirilir. 2. Başlangõç yaşõ: Affektif bozukluk ya da sendromun ilk ortaya çõktõğõ yaş değerlendirilir. Başlangõç tipik Bipolar I bozukluğun sõklõkla başladõğõ aralõk olan yaş arasõnda olmuşsa, 20 puan ile değerlendirilir. 3. Hastalõk seyri: Hastalõğõn seyrine ait özellikler (tam iyileşme, psikotik özellikler, tedavi uyumu v.s) ve temperamental belirleyiciler (manik davranõşla ilişkilendirilebilecek tekrarlayan tutuklanma ve adli olay öyküsü, hastanõn kendisine, ve/veya çevresindekilere zararõ dokunabilecek tekrarlayan riskli davranõşlar sergilemesi, duygudurum belirtilerinin perimenstruel alevlenmesi, hipertimik kişilik özellikleri, 3 veya daha fazla kere evlenmiş olma, sõk iş değiştirme, 2 den fazla alanda ileri düzeyde eğitim görmüş olma, komorbidite (madde kullanõmõ, borderline kişilik bozukluğu, anksiyete bozukluğu, yeme bozukluğu veya DEHB öyküsü ) ile birlikte değerlendirilir. 4. Tedavi yanõtõ: Tedaviye tam/kõsmi yanõt, antidepresan kullanõmõnõn sonuçlarõ, tedavinin kesilmesi ile olan alevlenmeler gibi özellikler puanlanõr. 5. Aile öyküsü: Herhangi bir aile üyesinde bipolar spektrum içerisinde değerlendirilen psikiyatrik hastalõk olup olmadõğõ sorgulanõr ve Bipolar I de birinci derece akrabalarda en sõk görülen durumdan en uzak akrabada görülmesi olasõ hastalõklara kadar puanlanõr. Puanlama sadece kesin tanõ değil, bipolar bozuklõğõ düşündüren davranõşsal işaret veya olasõlõğõ da kapsar (Bipolar bozukluk, rekürren depresif bozukluk, şizoaffektif bozukluk, madde kullanõmõ, panik bozukluğu, anksiyete bozukluğu, yeme bozukluğu, DEHB). Oldukça geniş kapsamlõ bir araştõrma olan STEP-BD çalõşmasõnda kullanõlan bu ölçeğin, uzun süreli izlem ve hastanõn yakõnlarõ ile görüşme sonrasõ hesaplanmasõ planlanmõş olmasõna rağmen, hasta ile kõsa süreli bir görüşme esnasõnda alõnan bilgiler doğrultusunda 15

19 hesaplanmasõnõn da klinik olarak faydalõ olabileceği düşüncesinden yola çõkarak bu çalõşma planlanmõştõr. 16

20 AMAÇ Bipolar Bozukluğun, tanõsõ oldukça zor olan bir hastalõk olduğu çeşitli çalõşmalarda gösterilmiştir. Ghaemi ve arkadaşlarõnõn 2002 yõlõnda yaptõğõ çalõşma sonucunda, bipolar hastalarõn %40 õna başlangõçta yanlõş tanõ konduğu, ve doğru tanõya ulaşõlmasõnõn yõllar alabileceği gösterilmiştir (Ghaemi ve ark., 2002). Yanlõş tanõ oranõnõn yüksekliği, bipolar bozukluğun prevelansõnõn gerçekte daha yüksek olabileceğini ve bir çok hastanõn bipolar bozukluk yerine unipolar depresyon tanõsõyla izlendiğini gösteriyor olabilir. (Ghaemi ve ark, 2001). Tanõnõn gecikmesi, uygun tedavi yaklaşõmõna ulaşõlmasõnõ engelleyerek hastanõn yaşam kalitesini bozar, işlevsellik kaybõnõn ve tedavi maliyetlerinin artmasõna neden olur. Tüm bu risk ve maliyetler, bipolar bozukluk için, akut dönemlerin tedavisine olduğu kadar, uzun dönemde hastalõğõn tekrarlamasõnõ önlemeye yönelik, etkili ve iyi tolere edilen bir tedavi stratejisi geliştirilmesi zorunluluğunu ortaya çõkartmaktadõr (Sachs, 2004). Hastalõğõn farklõ dönemlerinin olmasõ, dönem özellikleri, tedaviye yanõt, genetik yüklülük ve hastalõk seyri gibi hastalõğa ait özellikler tüm yönleriyle değerlendirildiğinde, hastalõğõn prognozu hakkõnda görüş bildirmenin ancak çok yönlü bir inceleme ile mümkün olabileceği görülmektedir. Polikliniğe duygudurum semptomlarõ ile başvuran hastalarõn bipolar spektrumda yer alõp almadõğõnõn belirlenmesi, tanõnõn gecikmesini önlemekle birlikte, uygun tedaviye erken başlanmasõnõ sağlayarak hastalõğõn prognozunda belirleyici rol oynayabilir. Bu çalõşmanõn amacõ, bipolar bozukluk ile ilgili geniş ölçekli bir çalõşmada kullanõlmõş olan Bipolarite İndeksinin, hasta ile yapõlacak kõsa süreli bir görüşme sõrasõnda uygulandõğõnda, uzun süreli takip ve aile görüşmeleri sonucunda elde edilen sonuçlara yakõn sonuç verip vermediğinin araştõrõlmasõdõr. Dolayõsõyla kõsa sürede bir çok hastanõn değerlendirilmek zorunda kalõndõğõ poliklinik şartlarõnda, özellikle depresif veya psikotik yakõnmalarla başvuran bir hastanõn, boyutsal olarak değerlendirilmesine katkõsõnõn olup olmayacağõ, erken ve doğru tanõya olanak sağlayõp sağlamayacağõ ve hastalõğõn uzunlamasõna seyri ile ilgili öngörü sağlamasõnõn mümkün olup olmadõğõnõn araştõrõlmasõ amaçlanmõştõr. 17

21 YÖNTEM Çalõşma Evreni: Çalõşmamõza, Bakõrköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlõğõ ve Sinir Hastalõklarõ Eğitim ve Araştõrma Hastanesi Raşit Tahsin Duygudurum Merkezince (RTDDM) 2003 yõlõndan itibaren izlenmekte olan, DSM-IV-TR tanõ ölçütlerine göre Duygudurum Bozukluğu tanõsõ almõş, yapõlandõrõlmõş izlem formu ile izlenen 650 hastadan, Kasõm Ocak 2007 tarihleri arasõnda polikliniğe başvuran 174 kayõtlõ hasta dahil edilmiştir. Gereçler: 1. Bipolarite İndeksi: Bipolar Bozukluk vakalarõnõ, dönem özelliği, başlangõç yaşõ, hastalõk seyri, tedavi yanõtõ, aile yüklülüğünden oluşan 5 alt başlõkta boyutsal olarak değerlendiren ve tipik Bipolar Bozukluğa uyumu doğrultusunda skorlayan bir sistemdir. Amerikan Ruh Sağlõğõ Enstitüsü tarafõndan planlanan STEP-BD çalõşmasõnda, bir çok merkezde, geniş bir bipolar vaka grubuna uygulanmõştõr. (Ek-1) 2. Hasta İzlem Dosyasõ: RTDDM de her hasta, Özerdem ve ark tarafõndan geliştirilen, duygudurum bozukluklarõ izleminde kullanõlan SKIP-Türk formu temelinde; Sosyodemografik verileri, Birinci ve İkinci derece akrabalardaki psikiyatrik hastalõk öyküleri Psikiyatrik ve fiziksel hastalõk ektanõlarõ Travma öyküsü (fiziksel, ruhsal, cinsel, adli olay vb) Menstrüel siklus özellikleri İntihar öyküsü İlk epizoda ait bilgiler (yaş, epizod türü ve şiddeti, ortaya çõkartan olay, psikotik belirti varlõğõ, ilaç tedavisine yanõt süresi, faydalanõlan ilaç) Duygudurum dengeleyici kullanõmõ öncesi hastalõk seyrine ait bilgiler (dönem özellikleri, tam iyileşme olup olmamasõ, tedaviye yanõt v.b) Duygudurum dengeleyici kullanõmõ sonrasõ hastalõk seyrine ait bilgiler Başvuru anõndaki belirtiler Son hastalõk dönemi, remisyon süresi Yaşam çizelgesi SCID-1 ve bazõ durumlarda SCID-2 ve DSM-IV e göre eksen tanõlarõ Günlük poliklinik izlemde ise CGI-BP, YMRS (Young Mania Rating Scale), Hamilton, UKU, işlevsellik düzeyi, kullanõlan ilaç dozlarõ, kan ilaç düzeylerine ait kayõtlar gibi verileri içeren bir dosya aracõlõğõyla izlenmektedir. 18

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk Doç. Dr. Sibel Çakır İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları Birimi Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: ELAN Danışman:

Detaylı

Bipolar depresyonu ayırt etmek her zaman kolay mı?

Bipolar depresyonu ayırt etmek her zaman kolay mı? Bipolar depresyonu ayırt etmek her zaman kolay mı? Ömer AYDEMİR Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Manisa Bipolar Depresyon Ayırt etmek çok kolay Mani/Hipomani Bipolar Depresyon

Detaylı

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Lohusalık döneminde ruhsal hastalıklar: risk etkenleri ve klinik gidiş Doç.Dr. Leyla Gülseren 25 Eylül 2013 49. Ulusal

Detaylı

BİPOLAR BOZUKLUKTA BAŞLANGIÇ YAŞININ AFEKTİF MİZAÇ ÖZELLİKLERİ VE BOZUKLUĞUN BOYUTSAL ÖZELLİKLERİ İLE İLİŞKİSİ

BİPOLAR BOZUKLUKTA BAŞLANGIÇ YAŞININ AFEKTİF MİZAÇ ÖZELLİKLERİ VE BOZUKLUĞUN BOYUTSAL ÖZELLİKLERİ İLE İLİŞKİSİ T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 13. Psikiyatri Kliniği Başhekim: Doç. Dr. Erhan Kurt Klinik Şef V.: Dr. Ahmet Türkcan

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM DR FARUK UĞUZ KONYA N.E.Ü MERAM TIP FAKÜLTESI PSIKIYATRI A.D. ÖĞR. ÜYESI Açıklama Son iki yıl içinde ilaç endüstrisi vd sivil toplum kuruluşları ile

Detaylı

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD 7 Ekim 2010 MADDE KULLANIM BOZUKLUKLARI DSM IV Madde bağımlılığı Madde

Detaylı

Teminatlandõrma ve Kar/Zarar Hesaplama

Teminatlandõrma ve Kar/Zarar Hesaplama Giriş Borsada kullanõlan elektronik alõm satõm sisteminde (VOBİS) tüm emirler hesap bazõnda girilmekte, dolayõsõyla işlemler hesap bazõnda gerçekleşmektedir. Buna paralel olarak teminatlandõrma da hesap

Detaylı

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Ebru Turgut 1, Yunus Emre Sönmez 2, Şeref Can Gürel 1, Sertaç Ak 1 1 Hacettepe

Detaylı

Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette

Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette Siklotimik Bozukluk Yrd. Doç. Dr. Adnan CANSEVER*, Prof. Dr. Aytekin ÖZÞAHÝN* Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette depresyon dönemlerinin sýk aralýklarla yer deðiþtirdiði, kronik bir duygudurum

Detaylı

Uzmanlık Tezi. Dr. Rıdvan Üney

Uzmanlık Tezi. Dr. Rıdvan Üney T.C Sağlık Bakanlığı Bakırköy Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 5. Psikiyatri Kliniği Başhekim: Doç. Dr. Erhan Kurt Klinik Şefi: Doç. Dr. Duran

Detaylı

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Psikoloji Lisans www.gunescocuk.com Tanım Kişinin genel duygu durumundaki bir bozulma, dış şartlara ve durumlara göre uygunsuz bir

Detaylı

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1 53. Ulusal Psikiyatri Kongresi, (TPD, 2017) 3-7 Ekim 2017 Bursa, Türkiye SS: 0167 5 Ekim, 2017 18.00 Özkıyım girişimi öyküsü olan ve olmayan bipolar bozukluk olgularının mizaç ve klinik özelliklerinin

Detaylı

POMPALARDA TAHRİK ÜNİTELERİ

POMPALARDA TAHRİK ÜNİTELERİ POMPALARDA TAHRİK ÜNİTELERİ Serkan ÖĞÜT Alarko-Carrier San. ve Tic. A.Ş. KISA ÖZET Genel olarak pompalar, sõvõlara hidrolik enerji kazandõrarak bir yerden bir yere naklini sağlamak ve akõşkanlarõn enerji

Detaylı

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz)

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz) ÇOCUKLARDA BİPOLAR DUYGULANIM BOZUKLUĞ ( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz) Bipolar duygulanım bozukluğu ; iki uçlu duygulanım bozukluğu, manik depresif psikoz

Detaylı

TÜRKİYE DE İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİM GENÇLİĞİ ARASINDA ESRAR KULLANIM YAYGINLIĞI

TÜRKİYE DE İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİM GENÇLİĞİ ARASINDA ESRAR KULLANIM YAYGINLIĞI TÜRKİYE DE İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİM GENÇLİĞİ ARASINDA ESRAR KULLANIM YAYGINLIĞI Cannabis Use Prevalence Among Primary and Secondary School Children in Turkey Dr. Kültegin Ögel 1, Dr. Şükrü Uğuz 2, Dr.

Detaylı

Açıklama 2012-2013. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2012-2013. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK Duygudurum Bozukluklarında Gelecek Sınıflandırma ve Tedaviler Kürşat Altınbaş Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak

Detaylı

Bipolar Bozuklukta Evreleme Modelleri: Neler Getirebilir? Prof.Dr. Kaan Kora Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

Bipolar Bozuklukta Evreleme Modelleri: Neler Getirebilir? Prof.Dr. Kaan Kora Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bipolar Bozuklukta Evreleme Modelleri: Neler Getirebilir? Prof.Dr. Kaan Kora Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Açıklama 2008 2009 Araştırmacı: Astra Zeneca, Bristol Myers Squibb,

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA GİRİŞ: Yaygın anksiyete bozukluğu, birtakım olay ya da etkinliklerle ilgili olarak, bireyin denetlemekte zorlandığı,

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem V Psikiyatri Staj Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Baran GENCER Yrd. Doç. Dr. Oğuz GÜÇLÜ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

1. Aşağõdaki üç temel unsur, demokrasi için vazgeçilmez unsurlardõr: - Siyasal katõlõm (Vatandaşlarõn yönetime katõlõmõ, serbest seçimler, partiler)

1. Aşağõdaki üç temel unsur, demokrasi için vazgeçilmez unsurlardõr: - Siyasal katõlõm (Vatandaşlarõn yönetime katõlõmõ, serbest seçimler, partiler) Walter Bajohr 1. Aşağõdaki üç temel unsur, demokrasi için vazgeçilmez unsurlardõr: - Düşünce özgürlüğü, basõn-yayõn özgürlüğü - Hukuk devleti (İnsan haklarõ, bağõmsõz yargõ) - Siyasal katõlõm (Vatandaşlarõn

Detaylı

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ DEPRESYONDA PSİKOFARMAKOTERAPİ DEPRESYON TANISI Depresif ruh hali İlgi ve isteklerde azalma Enerji azlığı Konsantrasyon bozukluğu ğ İştah bozukluğu Uk Uyku bozukluğu ğ Kendine güven kaybı, suçluluk ve

Detaylı

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı

Detaylı

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU Kurum ve kuruluşla ilişki bildirimi Bulunmamaktadır. Şiddet ve Suç Saldırganlık Şiddet Bireyin

Detaylı

İSTANBUL BOĞAZI NDAKİ KÖPRÜLERİN ETKİLERİ

İSTANBUL BOĞAZI NDAKİ KÖPRÜLERİN ETKİLERİ İSTANBUL BOĞAZI NDAKİ KÖPRÜLERİN ETKİLERİ ÜZERİNE İsmail ŞAHİN 1 ve Demet ERSOY 2 SUMMARY (On the Effects of Bridges Crossing the Bosporus Strait in İstanbul) The Bosporus strait in İstanbul is a natural

Detaylı

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin Psikopatolojisi Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin psikopatolojisi içerik: Sınıflandırma sistemleri Duygudurum bozuklukları Anksiyete bozuklukları

Detaylı

GPS İLE HAREKET HALİNDEKİ ARAÇLARDAN ELDE EDİLEN GERÇEK ZAMANLI VERİLERİN ORTA ÖLÇEKLİ CBS ÇALIŞMALARINDA KULLANILABİLİRLİĞİ

GPS İLE HAREKET HALİNDEKİ ARAÇLARDAN ELDE EDİLEN GERÇEK ZAMANLI VERİLERİN ORTA ÖLÇEKLİ CBS ÇALIŞMALARINDA KULLANILABİLİRLİĞİ Selçuk Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Öğretiminde 30. Yõl Sempozyumu,16-18 Ekim 2002, Konya SUNULMUŞ BİLDİRİ GPS İLE HAREKET HALİNDEKİ ARAÇLARDAN ELDE EDİLEN GERÇEK ZAMANLI VERİLERİN

Detaylı

Almanya daki Türkler Entegrasyon veya Gettolaflma

Almanya daki Türkler Entegrasyon veya Gettolaflma Almanya daki Türkler Entegrasyon veya Gettolaflma Prof. Dr. Faruk fien Giriş Türkiye nüfusunun yaklaşõk % 8 nin ülke dõşõnda yaşadõğõ tüm dünyadaki Türklerin en kalabalõk grubu Federal Almanya da yaşamaktadõr.

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMA KURULUŞLARINDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2007 OCAK - HAZİRAN

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMA KURULUŞLARINDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2007 OCAK - HAZİRAN İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMA KURULUŞLARINDA YABANCI ve SERMAYE DURUMU 2007 OCAK - HAZİRAN Yabancõ sermaye yatõrõmlarõ için Hazine Müsteşarlõğõ ndan ön izin alma mecburiyetinin 2003 Haziran ayõnda

Detaylı

İYELİK TAMLAMASINDA ÇOKLUK ÜÇÜNCÜ KİŞİ SORUNU

İYELİK TAMLAMASINDA ÇOKLUK ÜÇÜNCÜ KİŞİ SORUNU İYELİK TAMLAMASINDA ÇOKLUK ÜÇÜNCÜ KİŞİ SORUNU Doç. Dr. Mustafa S. KAÇALİN Kõrgõzistan Türkiye Manas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü İlgi tamlamasõ, iyelik tamlamasõ, ad tamlamasõ gibi

Detaylı

Bipolar Bozukluk: Psikoeğitim Doç. Dr. Fisun Akdeniz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Affektif Hastalıklar Birimi Nerede Ne zaman Ne sıklıkta Bipolar bozukluklarda psikolojik Psikoanaliz Grup

Detaylı

İNGİLİZCE ÖZET SUMMARY

İNGİLİZCE ÖZET SUMMARY ÖZET Başlık: İlk epizodu depresyon olan Bipolar Bozukluk tanılı hastaların, antidepresan sağaltım altında manik\hipomanik kayma geliştiren ve geliştirmeyen major depresyon tanılı hastalarla, klinik özellikler

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY PROF. DR. MAZHAR OSMAN RUH SAĞLIĞI VE SİNİR HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 6.

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY PROF. DR. MAZHAR OSMAN RUH SAĞLIĞI VE SİNİR HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 6. TC. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY PROF. DR. MAZHAR OSMAN RUH SAĞLIĞI VE SİNİR HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 6. PSİKİYATRİ BİRİMİ ŞİZOFRENİ HASTALARINDA OBSESİF - KOMPULSİF BELİRTİLERİN; POZİTİF,

Detaylı

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şizofreniye bağlı davranım bozuklukları bireyi ve toplumları olumsuz etkilemekte Emosyonları Tanıma Zorluğu Artmış İrritabilite Bakımverenlerin

Detaylı

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Lityum psikiyatri 1950 1980lerde lityum bazı antikonvülzanlara benzer etki Ayrı ayrı ve yineleyen nöbetler şeklinde ortaya çıkan manik depresyon ve epilepsi Böylece

Detaylı

Türk Akreditasyon Kurumu. LABORATUVARLARARASI KARŞILAŞTIRMA PROGRAMLARI PROSEDÜRÜ Doküman No.: P704 Revizyon No: 03. Hazõrlayan Kontrol Onay

Türk Akreditasyon Kurumu. LABORATUVARLARARASI KARŞILAŞTIRMA PROGRAMLARI PROSEDÜRÜ Doküman No.: P704 Revizyon No: 03. Hazõrlayan Kontrol Onay Doküman Adõ: YETERLİLİK DENEYLERİ VE LABORATUVARLARARASI KARŞILAŞTIRMA PROGRAMLARI PROSEDÜRÜ Doküman No.: Revizyon No: 03 5.2,5.3 03 5.2 ve 5.3 maddeleri değiştirildi 3, 4 02 5.2. Karşõlaştõrma Ölçümleri

Detaylı

ÜLKEMİZDEKİ HUZUREVLERİNİN DAĞILIMI VE BU DAĞILIMIN

ÜLKEMİZDEKİ HUZUREVLERİNİN DAĞILIMI VE BU DAĞILIMIN Ekim-Aralõk 2000 ÜLKEMİZDE HUZUREVLERİ; VEHİD 239 ÜLKEMİZDEKİ HUZUREVLERİNİN DAĞILIMI VE BU DAĞILIMIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ* Suphi VEHİD Background.- The problems of the community are like skins of an onion.

Detaylı

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BASIN BÜROSU

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BASIN BÜROSU 11 Mart 2004 TS/BAS-BÜL/04-30 TÜSİAD: İstihdamdaki artõş yeterli değil Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ Derneği (TÜSİAD), DİE tarafõndan açõklanan 2003 yõlõ 4. dönem Hanehalkõ İşgücü Anketi geçici sonuçlarõ

Detaylı

Açıklama. Araştırmacı: Yok. Danışman: Yok. Konuşmacı: Lilly

Açıklama. Araştırmacı: Yok. Danışman: Yok. Konuşmacı: Lilly Açıklama Araştırmacı: Yok Danışman: Yok Konuşmacı: Lilly Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Bipolar Bozukluk Tanısal İlişkisi: Çocuk ve Ergenlerde Eş Tanı ve Ayırıcı Tanıda Güçlükler Yrd. Doç.

Detaylı

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA SOMATİZASYON

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA SOMATİZASYON T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY ORD. PROF MAZHAR OSMAN RUH SAĞLIĞI VE SİNİR HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 6. PSİKİYATRİ BİRİMİ ŞİZOFRENİ HASTALARINDA SOMATİZASYON ( Uzmanlõk Tezi ) Dr. Emine

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMALARIN KURULUŞUNDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2006 YILI DEĞERLENDİRMESİ

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMALARIN KURULUŞUNDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2006 YILI DEĞERLENDİRMESİ İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMALARIN KURULUŞUNDA YABANCI ve SERMAYE DURUMU 2006 YILI DEĞERLENDİRMESİ Yabancõ sermaye yatõrõmlarõ için Hazine Müsteşarlõğõ ndan ön izin alma mecburiyetinin 2003 Haziran

Detaylı

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar. PSİKOFARMAKOLOJİ 6 Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com Doç. Dr. Cem GÖKÇEN in katkılarıyla BPB Manik ve depresif durumlar arasında

Detaylı

Karmakarışık Gebelik ve Lohusalık. Doç Dr Esra Yazıcı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Zirvesi

Karmakarışık Gebelik ve Lohusalık. Doç Dr Esra Yazıcı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Zirvesi Karmakarışık Gebelik ve Lohusalık Doç Dr Esra Yazıcı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi 2017- Psikiyatri Zirvesi 1 Karmakarışık olan Gebe - lohusa olmak mı? Kadın olmak mı? 2 Kadın olmak ve DDB Bipolar

Detaylı

Karma belirtili depresyon sağaltımı. Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi

Karma belirtili depresyon sağaltımı. Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi Karma belirtili depresyon sağaltımı Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi Akış 1. Karma belirtili depresyon (KBD) 2. Temel hedefler

Detaylı

ŞİZOFRENİDE ENDOFENOTİP ALTERNATİF FENOTİP ARAYIŞI:LİSAN BOZUKLUKLARI

ŞİZOFRENİDE ENDOFENOTİP ALTERNATİF FENOTİP ARAYIŞI:LİSAN BOZUKLUKLARI ŞİZOFRENİDE ENDOFENOTİP ALTERNATİF FENOTİP ARAYIŞI:LİSAN BOZUKLUKLARI Uzm. Dr. Erguvan Tuğba ÖZEL KIZIL Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Nöropsikiyatri Araştırma Birimi Şizofreni, etyolojisinde

Detaylı

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ SUNUM PLANI: Hareketli çocuk kime denir? Klinik ilgi odağı olması gereken çocuklar hangileridir?

Detaylı

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo OKB DE KOMORBİDİTE Komorbiditenin değerlendirilmesi klinisyen için çok önemli. Komorbid durumların varlığı hastalığın klinik seyrini,

Detaylı

POMPALARDA ENERJİ TASARRUFU

POMPALARDA ENERJİ TASARRUFU POMPALARDA ENERJİ TASARRUFU Serkan ÖĞÜT Alarko-Carrier San. ve Tic. A.Ş. KISA ÖZET Enerji tasarrufunun temelde üç önemli faydasõ bulunmaktadõr.en kõsa vadede şahõs veya firmalar için görünen faydasõ maliyetlerin

Detaylı

Bipolar Bozukluk Sınıflandırmasında Karma Dönem

Bipolar Bozukluk Sınıflandırmasında Karma Dönem Bipolar Bozukluk Sınıflandırmasında Karma Dönem Ömer Aydemir Celal Bayar Üni. Tıp Fak. Psikiyatri A.D. Kurum ve Kuruluşla İlişki Bildirimi Araştırmacı olarak: 2010:Astra-Zeneca 2011: 2012: Danışmanlık:

Detaylı

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması Deniz Ceylan, Berna Binnur Akdede, Emre Bora, Ceren Hıdıroğlu,

Detaylı

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Dr. SiğnemÖZTEKİN, Psikolog Duygu KUZU, Dr. Güneş CAN, Prof. Dr. AyşenESEN DANACI Giriş: Ayrılma anksiyetesi bozukluğu,

Detaylı

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 AÇIKLAMA 2012-2017 Araştırmacı: yok Danışman: yok Konuşmacı: yok Olgu 60 yaşında kadın, evli, 2 çocuğu var,

Detaylı

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ Ahmet Zihni SOYATA Selin AKIŞIK Damla İNHANLI Alp ÜÇOK İ.T.F. Psikiyatri

Detaylı

Hastanede Genel Sosyal Hizmet Uygulamalarõ Sosyal hizmet; insanlarõ, yaşamlarõnõ daha iyi sürdürebilmelerini sağlamak için psiko-sosyal ve ekonomik

Hastanede Genel Sosyal Hizmet Uygulamalarõ Sosyal hizmet; insanlarõ, yaşamlarõnõ daha iyi sürdürebilmelerini sağlamak için psiko-sosyal ve ekonomik Hastanede Genel Sosyal Hizmet Uygulamalarõ Sosyal hizmet; insanlarõ, yaşamlarõnõ daha iyi sürdürebilmelerini sağlamak için psiko-sosyal ve ekonomik yönlerden destekler, içinde bulunduklarõ durumun olumsuz

Detaylı

KENTİÇİ OTOBÜS TAŞIMACILIĞINDA BİR MODEL ÖNERİSİ, SİMÜLASYON TEKNİĞİ İLE PERFORMANS DEĞERLEMESİ

KENTİÇİ OTOBÜS TAŞIMACILIĞINDA BİR MODEL ÖNERİSİ, SİMÜLASYON TEKNİĞİ İLE PERFORMANS DEĞERLEMESİ KENTİÇİ OTOBÜS TAŞIMACILIĞINDA BİR MODEL ÖNERİSİ, SİMÜLASYON TEKNİĞİ İLE PERFORMANS DEĞERLEMESİ Erdal Yõlmaz 1 SUMMARY One of the essential problems of a city is the problem of transportation and one basic

Detaylı

NESNEYE DAYALI VERİ MODELİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ TASARIMINDAKİ YERİ

NESNEYE DAYALI VERİ MODELİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ TASARIMINDAKİ YERİ Selçuk Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Öğretiminde 30. Yõl Sempozyumu,16-18 Ekim 2002, Konya SUNULMUŞ BİLDİRİ NESNEYE DAYALI VERİ MODELİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ TASARIMINDAKİ YERİ Doğan

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindekipayı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 Akılcı İlaç Kullanımı;

Detaylı

DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı

DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı Doç. Dr. Cengiz TUĞLU 46. Ulusal Psikiyatri Kongresi 08 Ekim 2010, İzmir Açıklama Konuşmacı Araştırma Danışma Kurulu Janssen Cilag X X Eli Lilly X X X BMS X AstraZeneca

Detaylı

Makina İmalatõ Sektöründe İş Mükemmelliği ve Elektronik İş Stratejileri

Makina İmalatõ Sektöründe İş Mükemmelliği ve Elektronik İş Stratejileri Makina İmalatõ Sektöründe İş Mükemmelliği ve Elektronik İş Stratejileri Özet Bulgular 09 Ekim 2002 TS/BAS/02-83 TÜSİAD tarafõndan hazõrlanan Makina İmalatõ Sektöründe İş Mükemmelliği ve Elektronik İş Stratejileri

Detaylı

ASFALT ÇİMENTOLARINDA BEKLEME SÜRESİ VE ORTAM SICAKLIĞININ DUKTULİTEYE ETKİSİ

ASFALT ÇİMENTOLARINDA BEKLEME SÜRESİ VE ORTAM SICAKLIĞININ DUKTULİTEYE ETKİSİ ASFALT ÇİMENTOLARINDA BEKLEME SÜRESİ VE ORTAM SICAKLIĞININ DUKTULİTEYE ETKİSİ Ercan ÖZGAN *, Tuncay KAP* Özet - Karayollarõnda, esnek üst yapõ tabakalarõndan olan binder ve aşõnma tabakalarõ trafik etkisi

Detaylı

Daha yeşil bir gelecek için suyun

Daha yeşil bir gelecek için suyun Daha yeşil bir gelecek için suyun dönüşümü Yağmur sularõ, sel sularõ, arõndõrõlmõş sularõn tamamõ, istenildiği şekilde arõtõldõğõ durumda, sulama, meracõlõk, sebze ve meyvecilik, endüstriyel üretim alanõ

Detaylı

BĐPOLAR I BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA KARMA DÖNEMLERĐN VE HIZLI DÖNGÜLÜ SEYRĐN ORTAYA ÇIKIŞINDA AFEKTĐF MĐZAÇ ÖZELLĐKLERĐNĐN ROLÜ

BĐPOLAR I BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA KARMA DÖNEMLERĐN VE HIZLI DÖNGÜLÜ SEYRĐN ORTAYA ÇIKIŞINDA AFEKTĐF MĐZAÇ ÖZELLĐKLERĐNĐN ROLÜ T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 5.Psikiyatri Kliniği Başhekim: Doç. Dr. Medaim Yanık Klinik Şefi: Doç. Dr. Duran Çakmak

Detaylı

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ( CBS ) TEKİL NESNE TANIMLAYICILARI İÇİN ÖNERİLER

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ( CBS ) TEKİL NESNE TANIMLAYICILARI İÇİN ÖNERİLER Selçuk Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Öğretiminde 30. Yõl Sempozyumu,16-18 Ekim 2002, Konya SUNULMUŞ BİLDİRİ COĞRFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ( CBS ) TEKİL NESNE TNIMLYICILRI İÇİN ÖNERİLER Hande

Detaylı

YAPAY SİNİR AĞLARI VE BİRLEŞTİRİLMİŞ SİNİRSEL BULANIK SİSTEMLER İLE ŞEHİRLERARASI YÜK TAŞIMASI TÜR SEÇİMİNİN MODELLENMESİ

YAPAY SİNİR AĞLARI VE BİRLEŞTİRİLMİŞ SİNİRSEL BULANIK SİSTEMLER İLE ŞEHİRLERARASI YÜK TAŞIMASI TÜR SEÇİMİNİN MODELLENMESİ YAPAY SİNİR AĞLARI VE BİRLEŞTİRİLMİŞ SİNİRSEL BULANIK SİSTEMLER İLE ŞEHİRLERARASI YÜK TAŞIMASI TÜR SEÇİMİNİN MODELLENMESİ Ahmet TORTUM 1, Nadir YAYLA 2, Mahir GÖKDAĞ 3 SUMMARY In this study, the mode choices

Detaylı

Nitelikli Elektronik Sertifikanõn İptal Edilmesi EİK m.9 f.1 e göre,

Nitelikli Elektronik Sertifikanõn İptal Edilmesi EİK m.9 f.1 e göre, 15 Ocak 2004 tarihinde T.B.M.M. tarafõndan kabul edilerek yasalaşan ve 23 Ocak 2004 tarihli ve 25355 sayõlõ Resmi Gazete de yayõnlanan 5070 sayõlõ Elektronik İmza Kanunu ( Kanun veya EİK ) -25. maddesinde

Detaylı

TIP EĞİTİMİNİ SEÇMEDE AİLEDE HEKİM BULUNMASININ ROLÜ*

TIP EĞİTİMİNİ SEÇMEDE AİLEDE HEKİM BULUNMASININ ROLÜ* Nisan-Haziran 2001 TIBBI SEÇMEDE AİLEDE HEKİM BULUNUŞU; VEHİD VE ARK. 91 TIP EĞİTİMİNİ SEÇMEDE AİLEDE HEKİM BULUNMASININ ROLÜ* Suphi VEHİD, Selçuk KÖKSAL, Ethem ERGİNÖZ, Tarkan YETİŞYİĞİT Background and

Detaylı

SINIFLAYICI (CLASSIFIER) SİSTEM İLE İMKB DE YENİ BİR ANOMALİ GÖZLEMİ

SINIFLAYICI (CLASSIFIER) SİSTEM İLE İMKB DE YENİ BİR ANOMALİ GÖZLEMİ SINIFLAYICI (CLASSIFIER) SİSTEM İLE İMKB DE YENİ BİR ANOMALİ GÖZLEMİ Hakan AKSOY * İsmail SAĞLAM ÖZET Bu çalõşma, İstanbul Menkul Kõymetler Borsasõ nõn (İMKB) zayõf formda etkin olmadõğõnõ gösteren yeni

Detaylı

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü Dr. Fatma Fariha Cengiz, Dr. Gülhan Cengiz, Dr. Sermin Kesebir Erenköy RSHEAH, İstanbul 29 Mayıs Hastanesi,

Detaylı

DİGİTAL FOTOGRAMETRİNİN TIP ALANINDA UYGULANMASINA BİR ÖRNEK

DİGİTAL FOTOGRAMETRİNİN TIP ALANINDA UYGULANMASINA BİR ÖRNEK Selçuk Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Öğretiminde 30. Yõl Sempozyumu,16-18 Ekim 2002, Konya SUNULMUŞ BİLDİRİ DİGİTAL FOTOGRAMETRİNİN TIP ALANINDA UYGULANMASINA BİR ÖRNEK Dursun Z. ŞEKER

Detaylı

ÇOK ŞERİTLİ DÖNEL KAVŞAKLAR ÜZERİNDE OD- MATRİSİNİN ETKİSİ

ÇOK ŞERİTLİ DÖNEL KAVŞAKLAR ÜZERİNDE OD- MATRİSİNİN ETKİSİ ÇOK ŞERİTLİ DÖNEL KAVŞAKLAR ÜZERİNDE OD- MATRİSİNİN ETKİSİ Tuna AYDEMİR 1 Serhan TANYEL 2 SUMMARY In common, roundabouts are treated as series of T-junctions in roundabout capacity and performance analysis.

Detaylı

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU Çocuğun Adı- Soyadı: Cinsiyeti: TC Kimlik No: Görüşmecinin Adı- Soyadı:

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

ERP nin A B C si. diyalog 2002 ERP nin ABC si 1. Hazõrlayan : Cengiz Pak. diyalog Bilgisayar Üretim Sistemleri Yazõlõm ve Danõşmanlõk Ltd. Şti.

ERP nin A B C si. diyalog 2002 ERP nin ABC si 1. Hazõrlayan : Cengiz Pak. diyalog Bilgisayar Üretim Sistemleri Yazõlõm ve Danõşmanlõk Ltd. Şti. diyalog 2002 ERP nin ABC si 1 ERP nin A B C si Hazõrlayan : Cengiz Pak diyalog Bilgisayar Üretim Sistemleri Yazõlõm ve Danõşmanlõk Ltd. Şti. Büyükdere Caddesi No : 48 / 4 Mecidiyeköy İstanbul URL : www.diyalog.com

Detaylı

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ* İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri 25 TÜRKİYE DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 Mart 2008 S:25-30 PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Detaylı

BIPOLAR BOZUKLUK: KESİTSEL BİR DEĞERLENDİRME

BIPOLAR BOZUKLUK: KESİTSEL BİR DEĞERLENDİRME T.C. ÇUKURAVA ÜNIVERSITESI TIP FAKÜLTESI PSIKIYATRI ANABILIM DALI BIPOLAR BOZUKLUK: KESİTSEL BİR DEĞERLENDİRME Dr. Nedim TURHAN UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Nurgül ÖZPOYRAZ ADANA- 2007 TEŞEKKÜR

Detaylı

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir. Psikiyatrinin en önemli hastalıklarından biridir. Bu hastalıkta gerçeği değerlendirme yetisinde bozulma, acayip tuhaf davranışlar, hezeyanlar ( mantıksız, saçma, olması mümkün olmayan veya olması mümkün

Detaylı

KENTSEL ULAŞIM SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (BALIKESİR ÖRNEĞİ)

KENTSEL ULAŞIM SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (BALIKESİR ÖRNEĞİ) KENTSEL ULAŞIM SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (BALIKESİR ÖRNEĞİ) Turgut ÖZDEMİR 1, Ayşe TURABİ 2, Füsun ÜÇER 3, Ayhan ARIK 4 SUMMARY The present transportation infrastructures couldn t enough

Detaylı

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok* Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok* *İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri A.B.D. **İstanbul Üniversitesi DETAE Sinirbilim A.B.D. Şizofreni

Detaylı

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP) No. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlõk Devlet Planlama Teşkilatõ Müsteşarlõğõ Japonya Uluslararasõ İşbirliği Ajansõ JICA DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP) Nihai Rapor CİLT II: ANA PLAN Ağustos

Detaylı

BULUNULAN YAŞA GÖRE HAYATTA KALMA İHTİMALLERİ

BULUNULAN YAŞA GÖRE HAYATTA KALMA İHTİMALLERİ BULUNULAN YAŞA GÖRE HAYATTA KALMA İHTİMALLERİ Tuncer KOCAMAN (*) Özet: Türkiye de Planlõ dönemin başõndan bu yana sosyal ve ekonomik alanda sağlanan gelişmelere paralel olarak doğuşta ortalama hayatta

Detaylı

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir? Psikolojiye Giriş İşler Kötüye Gittiğinde Olanlar: Zihinsel Bozukluklar 1. Kısım Ders 18 Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları Susan Noeln-Hoeksema Psikoloj Profesörü Yale Üniversitesi 2 Anormallik

Detaylı

THE EUROPEAN ENVIRONMENT AGENCY BAŞVURU FORMU

THE EUROPEAN ENVIRONMENT AGENCY BAŞVURU FORMU THE EUROPEAN ENVIRONMENT AGENCY BAŞVURU FORMU (Bütün sorularõn yanõtlanmasõ gerekmektedir. Gerektiği taktirde lütfen "hayõr" yanõtõnõ kullanõn. Kutularõ boş bõrakmayõn veya tire işareti koymayõn. SİYAH

Detaylı

Hızlı Döngülü Bipolar I Hastalarının Afektif Mizaç Özellikleri. Temperament in Bipolar I Patients with Rapid Cycling

Hızlı Döngülü Bipolar I Hastalarının Afektif Mizaç Özellikleri. Temperament in Bipolar I Patients with Rapid Cycling 86 Kocatepe Tıp Dergisi The Medical Journal of Kocatepe 12: 86-94 / Mayıs 2011 Afyon Kocatepe Üniversitesi Kerem Şenol COŞKUN Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi ÖZET Amaç: Günümüzde bipolar bozukluğun

Detaylı

HIZLANDIRILMIŞ ELEKTRON DEMETİ İLE ATIK SULARIN IŞINLANMASI TEKNİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

HIZLANDIRILMIŞ ELEKTRON DEMETİ İLE ATIK SULARIN IŞINLANMASI TEKNİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HIZLANDIRILMIŞ ELEKTRON DEMETİ İLE ATIK SULARIN IŞINLANMASI TEKNİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET Sema Bilge OCAK, Tülin ZENGİN, Şeref TURHAN Ankara Nükleer Araştõrma ve Eğitim Merkezi (ANAEM), 06100 Beşevler-

Detaylı

TARİHSEL BİRİKİME SAHİP KENTSEL AÇIK ALANLARIN DİNAMİZMİ - İSTANBUL KENT ÖRNEĞİ; BEYAZIT MEYDANI, SULTANAHMET MEYDANI VE TAKSİM MEYDANI

TARİHSEL BİRİKİME SAHİP KENTSEL AÇIK ALANLARIN DİNAMİZMİ - İSTANBUL KENT ÖRNEĞİ; BEYAZIT MEYDANI, SULTANAHMET MEYDANI VE TAKSİM MEYDANI İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ! FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARİHSEL BİRİKİME SAHİP KENTSEL AÇIK ALANLARIN DİNAMİZMİ - İSTANBUL KENT ÖRNEĞİ; BEYAZIT MEYDANI, SULTANAHMET MEYDANI VE TAKSİM MEYDANI YÜKSEK LİSANS

Detaylı

81221- Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. porselenden 81229- Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. diğer.

81221- Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. porselenden 81229- Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. diğer. I. ÜRÜN TANIMI VE ÇEŞİTLERİ Sõhhi Tesisat ürünleri genellikle banyo ve mutfaklarda kullanõlan ve hijyenik yönüyle öne çõkan küvvet, lavabo, klozet, rezervuar, musluk gibi sürekli suyla temas halindeki

Detaylı

Muhteva Analizi Metodu ve Cumhuriyet Tarihi Araştõrmalarõnda

Muhteva Analizi Metodu ve Cumhuriyet Tarihi Araştõrmalarõnda Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 2005 / Cilt: 22 Sayõ: 1 / ss. 27-50 Muhteva Analizi Metodu ve Cumhuriyet Tarihi Araştõrmalarõnda Kullanõmõ Fatma ACUN * Abstract: Content analysis is a

Detaylı

İLAN VE REKLAM GELİRLERİNDE VERİMİN ARTIRILMASI

İLAN VE REKLAM GELİRLERİNDE VERİMİN ARTIRILMASI İLAN VE REKLAM GELİRLERİNDE VERİMİN ARTIRILMASI Y.Doç.Dr. Tahsin YOMRALIOĞU Araş.Gör. Bayram UZUN Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü 61080 - Trabzon 1. GİRİŞ Kentin

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 DSÖ tahminlerine

Detaylı

BEŞERİ TIBBİ ÜRÜN RUHSATI SAHİPLERİ İÇİN FARMAKOVİJİLANS KILAVUZU

BEŞERİ TIBBİ ÜRÜN RUHSATI SAHİPLERİ İÇİN FARMAKOVİJİLANS KILAVUZU T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İLAÇ VE ECZACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BEŞERİ TIBBİ ÜRÜN RUHSATI SAHİPLERİ İÇİN FARMAKOVİJİLANS KILAVUZU TÜRKİYE FARMAKOVİJİLANS MERKEZİ (TÜFAM) 30.06.2005 ANKARA 1 BEŞERİ TIBBİ ÜRÜN RUHSATI

Detaylı

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dahili Servisler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHP) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), her 10 çocuktan birinde görülmesi, ruhsal, sosyal

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem VI Ön Hekimlik Psikiyatri (Seçmeli) Uygulama Dilimi Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Doç.

Detaylı

35 Bu dokümanõn hiçbir kõsmõ yazarlarõn yazõlõ izni olmadan herhangi bir biçimde kopyalanamaz, çoğaltõlamaz.

35 Bu dokümanõn hiçbir kõsmõ yazarlarõn yazõlõ izni olmadan herhangi bir biçimde kopyalanamaz, çoğaltõlamaz. 3. MALİYET YÖNETİMİ 35 3.1 GİRİŞ Bu bölüm, tüm proje evrelerinde tümleşik ve kapsamlõ bir maliyet yönetim sistemi yardõmõ ile, proje maliyetlerinin yönetilmesi, kontrol edilmesi ve izlenmesi hususunda

Detaylı

Bipolar Depresyonun ayırıcı tanısı:

Bipolar Depresyonun ayırıcı tanısı: Bipolar Depresyonun ayırıcı tanısı: Doç Dr Evrim Erten Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi BİPOLAR BOZUKLUĞUN DOĞAL SEYRİ Subsendromal Mani (Hipomani / Hipertimi) Mani Hipomani Mani Subsendromal

Detaylı

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler Araştırmacı: İpek SÖNMEZ Konuşmacı: İpek SÖNMEZ Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN Bu sunum için herhangi bir kurumdan destek alınmamıştır.

Detaylı

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Kurumsal Yatõrõmcõ Yöneticileri Derneği K u r u l u ş u : 1 9 9 9 www.kyd.org.tr info@kyd.org.tr KYD Aylõk Bülten Eylül 2003 -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme Doç. Dr. Levent KÜEY* Özet Depresyon psikiyatrik bozukluklar arasýnda en sýk karþýlaþýlan hastalýklardan biridir. Depresif hastalarýn önemli bir

Detaylı

KRONİK SOLUNUM HASTALIKLARINDA PSİKOSOYAL DEĞERLENDİRME VE TEDAVİ

KRONİK SOLUNUM HASTALIKLARINDA PSİKOSOYAL DEĞERLENDİRME VE TEDAVİ KRONİK SOLUNUM HASTALIKLARINDA PSİKOSOYAL DEĞERLENDİRME VE TEDAVİ Prof Dr Behcet Coşar Gazi Üni. Tıp Fak. Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatri Ünitesi İNSAN Biyo Psiko Sosyal 11/6/2009 2 KOAH

Detaylı

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Dr. Sinem Sevil DEĞİRMENCİ Prof.Dr.Gökay AKSARAY Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Giriş

Detaylı