T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2298 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1295 B ZANS TAR H

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2298 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1295 B ZANS TAR H"

Transkript

1 T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2298 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1295 B ZANS TAR H Yazarlar Doç.Dr. Ayfle KAYAPINAR (Ünite 1, 4) Doç.Dr. Mustafa DAfi (Ünite 2, 6) Doç.Dr. Casim AVCI (Ünite 3) Doç.Dr. Yusuf AYÖNÜ (Ünite 5) Doç.Dr. Levent KAYAPINAR (Ünite 7, 8) Doç.Dr. Zeliha DEM REL GÖKALP (Ünite 9) Ö r.gör. Hasan YILMAZYAfiAR (Ünite 10) Editör Doç.Dr. Levent KAYAPINAR ANADOLU ÜN VERS TES

2 Bu kitab n bas m, yay m ve sat fl haklar Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Ö retim tekni ine uygun olarak haz rlanan bu kitab n bütün haklar sakl d r. lgili kurulufltan izin almadan kitab n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay t veya baflka flekillerde ço alt lamaz, bas lamaz ve da t lamaz. Copyright 2011 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University. UZAKTAN Ö RET M TASARIM B R M Genel Koordinatör Prof.Dr. Levend K l ç Genel Koordinatör Yard mc s Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Ö retim Tasar mc lar Yrd.Doç.Dr. Alper Tolga Kumtepe Uzm. Orkun fien Grafik Tasar m Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Ö r.gör. Cemalettin Y ld z Ö r.gör. Nilgün Salur Ölçme De erlendirme Sorumlusu Ö r.gör. Özlem Doruk Grafikerler Ayflegül Dibek Ufuk Önce Kitap Koordinasyon Birimi Doç.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Dizgi Aç kö retim Fakültesi Dizgi Ekibi Bizans Tarihi ISBN Bask Bu kitap ANADOLU ÜN VERS TES Web-Ofset Tesislerinde adet bas lm flt r. ESK fieh R, Ocak 2013

3 çindekiler iii çindekiler Önsöz... viii Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl... 2 B ZANS TAR H NE A T BAZI KAVRAMLAR... 3 Bizans... 4 Rum... 4 Grek... 5 Hellas... 5 Yunan... 6 B ZANS DEVLET N N GENEL ÖZELL KLER... 6 Antik Yunan Kültürü... 6 Roma Devlet Gelene i... 7 Ortodoks H ristiyanl k... 8 stanbul B ZANS TAR H N N DÖNEMLEND R LMES Bizans Tarihinin Hanedanlara Göre Tasnifi Bizans Tarihinin Kronolojik Tasnifi Bizans Tarihinin Sosyal ve Kültürel Olaylara Göre Tasnifi B ZANS VE KOMfiULARI Sasaniler Gotlar, Vizigotlar ve Ostrogotlar Vandallar Lombardlar Franklar Normanlar Varanglar Venedik Ceneviz Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar Roma dan Bizans a Geçifl ROMA DEVLET N N DÖNEMLER VE YAYILDI I CO RAFYA Girifl Krall k Devri (M.Ö M.Ö. 509) Cumhuriyet Dönemi (M.Ö M.Ö. 27) mparatorluk Dönemi (M.Ö M.S. 284) III. Yüzy lda Roma mparatorlu u nun S n rlar BÖLÜNEN ROMA MPARATORLU U Dioklitianos ve Reformlar Konstantinos ve stanbul un Kurulmas Roma mparatorlu u nun H ristiyanlaflmas ve Dini Mücadeleler Kavimler Göçü ve Bat Roma n n Çöküflü ustinianos Dönemi ( ) ÜN TE 2. ÜN TE

4 iv çindekiler Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar ÜN TE 4. ÜN TE 5. ÜN TE Bizans ve Müslüman Araplar G R fi HZ. MUHAMMED DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER ( ) DÖRT HAL FE DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER ( ) EMEVÎLER DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER ( ) ABBÂSÎLER DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER ( e kadar) Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) G R fi HUNLAR, AT LLA VE B ZANS GÖKTÜRK - B ZANS L fik LER AVAR - B ZANS MÜNASEBETLER BULGARLARLAR VE B ZANS HAZARLAR LE B ZANSLILAR PEÇENEKLER VE B ZANS O UZLAR (UZLAR) LE B ZANS KIPÇAK/KUMAN - B ZANS L fik LER TATARLARLARIN B ZANSLA L fik LER Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar Bizans-Selçuklu Devlet liflkileri B ZANS - BÜYÜK SELÇUKLU L fik LER Ça r Bey in Anadolu Seferi ve Türkmen Ak nlar Tu rul Bey Dönemi ( ) Pasinler Savafl (1048) Tu rul Bey in Anadolu Seferi (1054) Selçuklu Beylerinin Faaliyetleri ( ) Sultan Alp Arslan Dönemi ( ) Alp Arslan n Gürcistan ve Do u Anadolu Seferi (1064) Selçuklu Beylerinin Faaliyetleri ( ) Malazgirt Savafl ve Sonuçlar HAÇLI SEFERLER, B ZANS VE SLAM DÜNYASI Haçl Seferleri Düflüncesinin Do uflu Bizans ve Bat Birinci Haçl Seferi ( )

5 çindekiler v kinci Haçl Seferi ( ) Üçüncü Haçl Seferi ( ) Dördüncü Haçl Seferi ( ) ANADOLU NUN FETH VE SLAMLAfiMASI Türk Fetihleri Öncesinde Anadolu nun Siyasî ve Demografik Yap s Selçuklu Sultanlar n n Takip Etti i Siyaset Anadolu nun Siyasî ve Demografik Yap s ndaki De iflim Mo ol stilas ndan Sonra Yaflanan Geliflmeler Bat Anadolu nun Fethi ve Türkleflmesi ANADOLU SELÇUKLULARI VE B ZANS Kutalm flo ullar n n Anadolu ya Gelifli ve lk Faaliyetleri znik in Fethi ve Anadolu Selçuklu Devleti nin Kuruluflu znik in Fethinden I. Haçl Seferi ne Kadar Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti Haçl Seferi nden Miriokefalon a Kadar Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti Miriokefalon dan IV. Haçl Seferine Kadar Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti Haçl Seferinden Köseda Bozgununa Kadar Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti Köseda Bozgunundan Anadolu Selçuklu Devleti nin Y k l fl na Kadar Yaflanan Geliflmeler Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar Bizans-Osmanl liflkileri SON HANEDAN PALEOLOGOSLAR YÖNET M NDE B ZANS VIII. Mihail Paleologos ve Bizans n Yeniden Kuruluflu II. Andronikos ( ) ve Devleti Yaflatma Çabalar B ZANS B T NYASI VE OSMANLI BEYL B ZANS TA Ç SAVAfiLAR VE OSMANLI VASSALLI I ç Savafl: ki Andronikos un Mücadelesi ç Savafl: Kantakuzinos ve V. oannis Paleologos mparator V. oannis Paleologos Dönemi ve Bizans n Osmanl Vassall Bizans: Y k lman n Efli indeki Devlet B ZANS IN SON YILLARI VE STANBUL UN FETH Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar Bizans Hukuku B ZANS HUKUKU Roma Hukukundan Bizans Hukukuna Geçifl ÜN TE 7. ÜN TE

6 vi çindekiler Bizans Hukuk Kaynaklar Olarak Roma Hukukunun Kaynaklar B ZANS HUKUKUNUN KAYNAKLARI Dioklitianos tan ustinianos a Hukuk Derlemeleri (MS MS.527) ustinianos Dönemi ve Medeni Hukuk Derlemesi ( ) ustinianos un Varislerinden Makedon Hanedan na Kadar Geçen Dönemdeki Hukuk Uygulamalar ( ) Makedon Hanedan ndan, IV. Haçl Seferine Kadar Olan Dönemdeki Hukuk Uygulamalar ( ) Y llar Aras ndaki Dönemde Hukuk Uygulamalar B ZANS HUKUK S STEM NDE A LE KURUMU B ZANS HUKUKUNDA SUÇ VE CEZA Ceza ve Türleri Ölüm Cezas Kölelefltirme Bedensel Cezalar Hürriyeti Ba lay c Cezalar Mala Yönelik Cezalar Askeri Suçlar ve Cezalar Cezalar n nfaz ve Uygulamalar B ZANSTA KÖLEL K KURUMU Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar ÜN TE Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi B ZANS S YAS KURUMLARI mparator- mparatorun Maiyeti- Saray Görevlilerinin Unvanlar mparatorun Yetkilerini S n rland ran Kurumlar Senato Örgütlü Toplumsal Gruplar (Dimos lar) Kilise Ordu B ZANS MERKEZ YÖNET M TEfiK LATI Adalet Teflkilat Mali Kurumlar Ordu Örgütlenmesi B ZANS TAfiRA TEfiK LATI VE K L SE Patrikhaneler - Metropolitlikler- Piskoposluklar - Mahalli Kiliseler Manast rlar Devlet ve Kilise liflkileri B ZANS E T M S STEM Bizans ta lkö retim E itimi Bizans ta Ortaö retim E itimi Bizans ta Yüksekö retim E itimi Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar

7 çindekiler vii Bizans Ekonomisi G R fi ERKEN DÖNEM B ZANS EKONOM S ve 5. Yüzy l Bizans Ekonomisi Yüzy l Bizans Ekonomisi ORTA DÖNEM B ZANS EKONOM S Yüzy l Bizans Ekonomisi ve 10. Yüzy l Bizans Ekonomisi ve 12. Yüzy l Bizans Ekonomisi GEÇ DÖNEM B ZANS EKONOM S T CARET, ÜRET M, LONCALAR VE VERG LER Ticaret Tar m Üretimi ve kincil Üretim Loncalar Vergiler PARA S STEM Bizans Sikkesi Sikke Metali ve Birimi Alt n Sikkeler Gümüfl Sikkeler Bak r Sikkeler Darphaneler Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar Bizans Sanat B ZANS SANATI Sanat Eserlerinin Üretim ve Uygulama Alan Olarak Bizans Kentleri Bizans Mimarisi Erken Bizans Dönemi Dini Yap lar Geçifl Dönemi (Karanl k Dönem) Dini Yap lar Orta Dönem Bizans Dini Yap lar Geç Dönem Bizans Dini Yap lar Kamusal ve Sosyal fllevli Bizans Yap lar An tsal Resim Sanat El Sanatlar Seramik Cam Sanat Maden Fildifli Sikke Özet Kendimizi S nayal m Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar S ra Sizde Yan t Anahtar Yararlan lan Kaynaklar ÜN TE 10. ÜN TE

8 viii Önsöz Önsöz Türk dünyas tarihi, Osmanl Devleti tarihinin erken dönemi, Türkiye tarihinin ortaça tarihi, Bizans tarihi olmadan düflünülemez. Çünkü anavatanlar Orta Asya co rafyas olan Hun Türkleri bat istikametine IV. yüzy lda ilerleyip Kavimler göçünü bafllatt ktan sonra Bizans tarihinin geliflimini etkilemifl ve hem de gelifliminden etkilenmifltir. Bizans n Avrupa Hunlar, Göktürkler, Avarlar, Hazarlar, Bulgarlar, Peçenekler, Uzlar, Kumanlar, Selçuklu ve Osmanl Türkleri gibi çeflitli Türk unsurlar yla gerek siyasi ve askeri, gerek ekonomik ve ticari münasebetleri olmufltur. Bu münasebetlerin günümüze ulaflan en önemli sonuçlar ndan birisi, Bizans n irtibat kurdu u bu çeflitli Türk kavimleri hakk nda zengin bir tarih yaz m gelifltirmifl olmas d r. Dolay s yla Bizans kaynaklar n n Türk kavimleri hakk nda çok müstesna veya tarihi verileri teyit edici bilgiler ihtiva ettiklerini belirtmek gerekir. Bu bak mdan Türk tarihinin baz evelerini Bizans kaynaklar n incelemeden yazmam z mümkün görünmemektedir. Ancak Bizans kaynaklar n tan ma gereklili inin yan s ra Bizans tarihinin ana hatlar n bilmemiz de elzem gözükmektedir. Çünkü Bizans tarihinin ana hatlar, gerekli terim ve ifadelerler ve Türk dünyas ile hangi tarihte ne gibi münasebetleri oldu unu bilmemiz, Bizans kaynaklar na daha kolay intibak etmemizi sa layacakt r. Elbette günümüzde Türkiye de ve Dünya da Bizans tarihi ile yap lm fl belli bafll konular üzerinde çok say da çal flma mevcuttur. Ancak üniversite ö renimi gören ö rencilere yönelik bu konuda araflt rmaya girifl mahiyetinde olabilecek bir el kitab (manuel) ya da bir ders kitab uzun süreden beri hissedilen bir eksikliktir. Elinizdeki bu Bizans Tarihi kitab bu eksikli i giderme amac ndad r. Belirtmek gerekir ki, bu çal flma Bizans tarihinin farkl alanlar nda birikimi olan kiflilerce haz rland. Ayr ca Türkiye de ilk defa bu çal flmayla Bizans tarihinin farkl yönleri yani temel kavramlar, dönemlendirme sorunu, genel özellikler, Roma dan Bizans a geçifl süreci, kuzeyli Türk dünyas ile münasebetleri, Selçuklu-Bizans iliflkileri, Osmanl -Bizans iliflkileri, Bizans hukuku ve devlet yap s, Bizans ekonomisi ve toplumsal yaflam, Bizans kültürü ve sanat gibi konular tek bir kitapta toplanm fl oldu. Kitab n amac, IV. yüzy l n bafl ndan bafllayarak XV. yüzy l n ikinci yar s na kadar Bizans Devleti tarihinin ana hatlar n kuzeyli Türk dünyas, Müslüman Araplar, Selçuklu Türkleri ve Osmanl larla iliflkileri çerçevesinde Türkiye ve Türk tarihi içinde ö retmekle birlikte Bizans hukuk ve devlet yap s, iktisadi hayat ve Bizans sanat n n ana hatlar n aç klamakt r. Benimsenen amaç do rultusunda kitap, 10 ünite çerçevesinde Bizans Tarihine Genel Bak fl, Roma dan Bizans a Geçifl, Bizans ve Müslüman Araplar, Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular, Bizans ve Selçuklu Devleti liflkileri, Bizans-Osmanl liflkileri, Bizans Hukuku, Bizans Devlet Yap s ve E itim, Bizans Ekonomisi ve Bizans Sanat gibi bafll klar alt nda Bizans Tarihinin, ö renciler için dikkat çekebilecek konular ön plana ç kart lm flt r.

9 Önsöz ix Kitapta okuyucunun okumas n ve dikkatini içeri e yo unlaflt rmas n kolaylaflt rmak ve ayr ca bu konuda Türkçede farkl yaz m stillerini önlemek amac yla asl Yunanca olan Bizans terim ve adlar n n orijinal yaz l fl flekillerinin Bat dillerinde yaz l fllar na göre de il Türkçe okunduklar zaman ç kan sese göre bir çeviriyaz sistemi benimsenmifltir. Bu çerçevede örne in ngilizce Constantine Palaiologos, Almanca Konstantin Palaiologos, Frans zca Constantin Paléologue fleklinde gösterilen isim bu kitapta Konstantinos Paleologos olarak yaz lm flt r. Üniversite düzeyinde ö retilecek Bizans Tarihi dersine yönelik olarak haz rlanan bu çal flman n, günümüzde Türkçe yaz lm fl bir Bizans Tarihi Ders kitab ihtiyac n önemli ölçüde giderece i inanc nday z. Editör Doç.Dr. Levent KAYAPINAR

10 1B ZANS TAR H Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Bizans tarihine ait temel kavramlar aç klayabilecek; Bizans Devleti nin genel özelliklerini aç klayabilecek; Bizans tarihinin dönemledirilmesi üzerine görüflleri tart flabilecek, Bizans ve komflular n aç klayabileceksiniz; Anahtar Kavramlar Bizans Co rafyas Bizans Rum Grek Hellas Yunan Antik Yunan Kültürü Roma Devlet Gelene i Ortodoks H ristiyanl k stanbul Bizans n Komflular Bizans Tarihinin Dönemlendirilmesi çindekiler Bizans Tarihi Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl B ZANS TAR H NE A T BAZI KAVRAMLAR B ZANS DEVLET N N GENEL ÖZELL KLER B ZANS TAR H N N DÖNEMLEND R LMES B ZANS VE KOMfiULARI

11 Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl B ZANS TAR H NE A T BAZI KAVRAMLAR Bizans mparatorlu u olarak adland r lan devlet Roma mparatorlu u nun bir devam d r. Ancak Bizans n Roma dan ne zaman ayr ld konusu tart flmal d r. Bununla birlikte pek çok tarihçi Bizans mparatorlu unun bafllang c n stanbul un 324 y l nda infla edilmeye bafllamas yla almaya ve 1453 y l nda stanbul un Türkler taraf ndan fethiyle bitirmeye e imlidir. Bu yönüyle bak ld nda 11 as rdan fazla yaflayan bir devletin tarihi söz konusudur. Bizans denilen imparatorlu un co rafi s nrlar her zaman ayn olmam flt r. 6. yüzy lda Adriyatik Denizinden F rat k y lar - na kadar ulaflan bir Bizans la karfl lafl rken 15. yüzy lda ise stanbul ve çevresi ile Mora n n bir k sm na hakim olabilen bir flehir devletiyle yüz yüze geliyoruz. Bununla birlikte Bizans tarihinin geçti i co rafyan n genel bir tan m da yap labilir. Ortaça n uzun bir diliminde Bizans n hakim oldu u iki ana bölgeden söz edilebilir. Bunlar Anadolu da Bat Anadolu bölgesi ve stanbul, Balkanlar da ise modern Yunanistan n bir bölümü ile baz Ege adalar olarak söyleyebiliriz. 6. yüzy lda Bizans, spanya, talya, Balkanlar, Anadolu, Suriye, Filistin, M s r ve Kartaca n n da yer ald Tunus a kadar uzanan bir co rafyaya hakimdi. Bu dönemde bat s n r n Atlas Okyanusu, kuzey s n r n Tuna nehri, do u s n r n Pers mparatorlu u, güney s n r n da Akdeniz ve Magribî Afrika sahilleri oluflturuyordu. 7. yüzy lda 622 y l nda slamiyetin do uflu ile yar m yüzy l içinde M s r, Filistin, Suriye, Güney ve Do u Anadolu nun önemli bir bölümü Müslümanlar n eline geçmifltir. 9. yüzy la gelindi i zaman ise Roma flehri de dahil olmak üzere Bat Balkanlara kadar eski Bat Roma topraklar Cermen as ll krall klar n olmufltur. Böylece Bizans n bat s n r n Atlas Okyanusu de il Adriyatike do ru uzanan Balkan da lar belirlemifltir. Kuzey s n r n oluflturan Tuna ise defalarca bu s n r aflan Slav ve Türk kavimleri taraf ndan bozulmufltur. 7. yüzy ldan sonra Bulgarlar Tuna n n güneyinde yerleflerek Bizans n komflular haline gelmifltir. 10. yüzy l n ve 11. yüzy - l n bafl nda Bizans, Balkanlar ve Anadolu da kaybetti i topraklar n önemli bir bölümünü ele geçirmifltir. Ancak 11. yüzy l n sonunda 1071 Malazgirt Savafl n takip eden y llarda Selçuklu Türkleri Marmara sahillerine kadar gelmifllerdir. 13. yüzy l n bafl nda yaflanan IV. Haçl Seferiyle stanbul iflgal edilmifl, Yunanistan co rafyas nda Latin Devletleri kurulmufltur. Eski Bizans tan Trabzon da, Epir bölgesinde ve znik te olmak üzere üç devletçik ortaya ç km flt r. Bitinya ve Bat Anadolu bölgesiyle s n rl kalan Bizans 1261 y l nda stanbul u tekrar alarak Bizans co rafyas n geniflletmeye çal flm flt r. Ancak Bat Anadolu daki topraklar n Anadolu Türkmen

12 4 Bizans Tarihi beyliklerine ve Osmanl ya kapt r rken Balkanlardaki topraklar n n büyük bir k sm - n S rplar ve Bulgarlar ele geçirmifltir de stanbul al nd nda Bizans stanbul ve çevresiyle s n rl ancak mazisinin ihtiflaml günlerinde örülmüfl güçlü surlara sahip küçük bir flehir devleti konumundayd. Bu tarihi süreç içinde sözkonusu co rafyada yaflayan Bizansl lar için onlar n döneminde ve daha sonra tarihlerinin yaz m nda bir tak m kavramlar kullan lm flt r. Bu kavramlar aras nda Bizans, Rum, Grek, Hellas ve Yunan terimlerini aç klamak Bizans tarihini ö renmemize katk da bulunacakt r. Bizans Günümüzde Bizans diye adland r lan devlet kendisi için bu kavram kullanmam flt r. Bizim Bizans olarak isimlendirdi imiz devlet ve kifliler kendileri için Romal tabirini kullanm fllard r. Çünkü gerçekte Bizans, Do u Roma Devleti idi. Hatta 6. yüzy la kadar içinde Roma flehrinin de yer ald Bat Avrupa bölümü Cermen kabileleri taraf ndan iflgal edilmifl olmas na ra men Bizans, devlet düflüncesi olarak buralar dahi Roma Devletinin bir parças olarak görüyordu. Bundan dolay Roma n n devam olarak alg lad klar için kendilerini Romi yani Romal olarak görüyorlard. stanbul flehrinin 330 y l nda infla edildi i flimdiki Sarayburnu civar nda bulunan eski Antik Yunan kolonisi Bizantion olarak adland r l yordu. Çok s k olmamakla birlikte devletin baflkenti stanbul içinde zaman zaman Bizantion tabiri kullan l yordu. stanbul da yaflayanlar da yine nadir olmakla birlikte stanbullu manas nda Bizantios olarak ifade edilebiliyordu. Dolay s yla Bizans tabiri sadece co rafi bir bölgeyi iflaret etmek ve stanbul da yaflayanlar göstermek için kullan lm fl bir tabirdir. Ancak 1453 y l nda stanbul un fethi ile Do u Roma Devleti, tarihin bir konusu haline geldi i zaman bu devletin nas l adland r laca sorunu yafland. Tarihçiler, Roma dedikleri zaman M.Ö. 7. yüzy lda Roma flehri ve çevresinde kurulan devlet akla geliyordu. Bat Roma daha çok Roma n n devam olarak alg lan yordu. 7. yüzy ldan itibaren Roma ve Bat Roma mparatorlu u ndan pek çok fley tafl makla birlikte kendine özgü bir sistem oluflturan Do u Roma mparatorlu u nun di erleriyle kar flmamas için 16. yüzy ldan itibaren Bizans tabiri kullan lmaya bafllad y l nda Corpus Historiae Byzantinae adl seriyi bafllatan Alman tarihçi Hieronymus Wolf, Bizans tabirini Do u Roma mparatorlu u için kullanarak bu tabiri bilim dünyas na yerlefltirdi. Do u Roma mparatorlu u nun sakinleri için Bizantinus teriminin kullan ulmas ise ancak Rönesans döneminde Avrupa da kullan lmaya baflland. (Mango, 2008, s. 9) Rum Devletin y k l fl ndan sonra tarihçiler taraf ndan Bizans olarak isimlendirilen Do u Roma mparatorlu u, resmî dilinin Latince oldu u 7. yüzy la kadar kendini Roma mparatorlu u manas nda Imperium Romanum fleklinde adland r yordu. mparatorlu unun resmî dilinin 7. yüzy ldan sonra Yunancaya dönüflmesinden sonra Do- u Roma mparatorlu u kendini Vasilia ton Romeon yani Roma mparatorlu u olarak isimlendirdi. Bu imparatorlukta yaflayanlar da kendilerini Romal anlam nda Romi, ülkelerini de Romal lar n yaflad topraklar manas nda Romania olarak adland rd lar. slam Dünyas nda ise Romal lar için Rûm kelimesinin kullan m na Kuran- Kerim de rastlan r. Rum suresinin ikinci ayetinde Rum sözcü ü geçer ve sureye ad n verir. Arap kaynaklar nda Bizans imparatorlar n n s fat için Meliku r- Rûm, Azîmu r-rûm, Akdeniz i ifade etmek için Bahru r-rûm ve Bizans ülkesini anlatmak içinde Bilâdü r-rûm veya Arzu r-rûm, tamlamalar n n kullan ld görü-

13 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl 5 lür (Demirkent 1998, s. 212). Türk Dünyas nda ise Bizans tan bahseden ilk yaz l kaynak Göktürk yaz tlar d r. Burada geçen Apurum kelimesi tart flmal olmakla birlikte Yunanca -den/-dan eki olan apo edat ile Roma kelimesinin telaffuzu olan Rum kelimesi birleflerek Bizans tan (Apurum) gelen elçiler için kullan lm flt r (Ögel, 1945, s ). Selçuklular ve Osmanl lar da Araplar n kulland Rûm kelimesini benimsemifltir. Selçuklular, daha önce Do u Roma n n sahip oldu u Anadolu için Diyâr- Rûm tamlamas n kullan rlarken Osmanl lar da Balkan topraklar için Rumeli sözcü ünü kullanm fllard r. Fatih Sultan Mehmed de stanbul u fethettikten sonra Kayser-i Rûm unvan n alm flt r. Ayr ca Bizans tan Osmanl ya intikal eden Bizans kökenli Ortodoks Osmanl tebaas için de Rûm tabiri kullan lm flt r. Grek M.Ö. 197 y l nda bugünkü Yunanistan topraklar n n büyük bir k sm na hakim olan Romal lar burada yaflayan insanlar için Latinlerin hizmetkar, Latinlerin kölesi manas nda Grek kelimesini kullanm fllard r. Ancak Grek kelimesinin siyasi manada kullan lmas M.S. 800 y l nda gerçekleflmifltir. Bu dönemde Kutsal Roma Cermen imparatoru olan fiarlman, Bizans imparatoru s fat yla papan n elinden taç giymifltir. Bu s fat n kendilerine ait oldu unu iddia eden Bizansl lar fiarlman n bu unvan kullanamayaca n dile getirmifllerdir. Halbuki, bu tarihte Bizans Devleti nin bafl nda kocas IV. Leo nun 780 y l nda ölümü üzerine küçük yafltaki o lu VI. Konstantinos un önce naipli ini üstlenmifl sonra da iktidar için öz o lunu öldürtmüfl olan imparatoriçe rini bulunuyordu. fiarlman bir kad n n Roma imparatoru olamayaca n sadece Greklerin kral manas nda Rex Graecorum unvan n kullanabilece ini iddia etti. fiarlman n bundaki amac, art k Yunanca konuflmaya bafllayan Bizans imparatorlar n, daha önce Roma n n köleleri olan Greklerle özdefltirerek onlar küçümsemek ve kendini meflru Roma imparatoru kabul ettirtmekti. Bizans gerçek Roma imparatoru unvan n n kendisine ait oldu unu, imparatorlu un y k ld son güne kadar iddia etti. Ancak Bizans imparatoru I. Mihail 812 y l nda imzalanan Aachen Antlaflmas yla Kuzey talya ve Adriyatik teki baz topraklar n iade edilmesi karfl l nda fiarlman n Roma imparatoru s fat n kendisiyle birlikte kullanabilece ini kabul etti. Bugün de bat dillerinin pek ço unda Yunanistan için Greece, Yunanl lar için de Grek kelimesi kullan lmaya devam etmektedir. (Haldon, 2007, s. 167) Hellas Günümüzde Yunanistan Devletinin kendi topraklar n tan mlamak için kulland Hellas kelimesi, Bizans döneminde Selanik ile Atina aras nda kalan bölge için kullan l yordu. 7. yüzy lda bu bölgede oluflturulan kolordu bölgesinin ad, Hellas temas yd. Bu kelimenin Yunanl lar n yaflad ülke ve bundan türeyen Yunanl lar manas ndaki Hellas kelimesinin siyasi bir mana kazanmas 1204 y l nda gerçekleflen IV. Haçl Seferinden sonra olur. stanbul un H ristiyan-katolik Latinler taraf ndan iflgal edilmesi ve kaynaklar n belirtti ine göre hiçbir flehirde o güne kadar yap lmayan ya man n stanbul da gerçeklefltirilmesi, Bizansl lar kimlikleri konusunda bir aray fl n içine sevketmifltir ila 1261 y llar aras nda stanbul dan ayr larak zmit te varl klar n sürdürmek zorunda kalmalar Bizansl lar n, Romal tan m - n n kendilerine ne kadar uyup uymad n düflünmeye sebep olmufltur. Çünkü baflkentlerini iflgal eden, kendilerini sürgüne gönderen Latinler de ana kimliklerini H ristiyan ve Romal olarak tan ml yorlard. Bizansl lar da ayn de erlere sahip ç - k yorlard, ama tarihin gördü ü en büyük ya ma ile karfl laflm fllard. O zaman on-

14 6 Bizans Tarihi lardan baz farklar olmal yd. Bu farkl l k Ortodoks olmalar, Yunanca konuflmalar ve yaflad klar ülkeye de Hellada denmesi olarak belirlendi den sonra Hellas ve Hellen kelimeleri daha yo un olarak kullan ld. Bundan dolay baz tarihçiler, Bizans n 1204 y l nda sona erdi ini ve bu tarihten sonra modern Yunan tarihinin bafllad n iddia ettiler. (Savvides-Hendrickx, 2001, s ) Yunan Yunanl lar günümüzde kendilerini Hellas, bat l lar Grek olarak tan mlarken Türkiye de dahil pek çok do u ülkesinde Yunan sözcü ü ile tan mlanmaktad r. Bunun kökeni milattan önce Atina ve Sparta ile ran da yaflayan Persler aras ndaki iliflkilere dayan r. Tarihi kay tlara göre Atina ve Spartal lar n yan s ra Bat Anadolu da onia bölgesinde yaflayanlarla temas kuran ilk do ulu toplum Persler olur. Persler bu insanlar on olarak kaydederler. Perslerin kulland klar Fars dilinde canl lar için ismin ço ul hali sona getirilen -an ekiyle gerçeklefltirilir. onyal lar diyebilmek için onan kelimesi türetilmifltir. ran da 7. yüzy ldan sonra slamiyet yay lmaya bafllay p Arap alfabesi ile Farsça yaz lmaya baflland zaman onan kelimesi Yunan fleklinde okunmaya bafllam flt r. Yunanistan kelimesi de onlar n yaflad ülke manas na gelmektedir. SIRA S ZDE 1 Bizans ve Rum tabirlerini aç klay n z. B ZANS DEVLET N N GENEL ÖZELL KLER Bizans Devleti ni Roma mparatorlu u ndan ay ran genel özellikleri vard r. Bu özellikleri yeni Roma olarak an lan stanbul flehri, H ristiyanl n resmî din olarak kabul edilmesi, antik Yunan kültürünün baz de erlerine sahip ç k lmas ve 7. yüzy ldan sonra Latinlikten uzaklaflma manas na gelen delatinizasyon politikas n n izlenmesine ra men Roma devlet gelene inin sürdürülmesidir. Antik Yunan Kültürü M. Ö. 323 y l nda Büyük skender öldü ü zaman Balkanlardan Hindistan a kadar uzanan bir imparatorluk b rakm flt. skender in imparatolu u bütün imparatorluklar gibi çok dilili i, çok etnik yap y ve çok inanc içeriyordu. Bu çokluk içinde kini glosa olarak adland r lan ortak anlaflma dili, Yunanca olmufltu. Halk n büyük bir bölümü kendi dilini konuflurken flehirli yöneticiler, tüccarlar ve flehirlerin elitleri anlaflma dili olarak Yunancay da kullan yorlard. skender döneminde do u, bat dan Yunanca baflta olmak üzere pek çok fley ithal ederken yönetim anlay fl n, saray teflrifat gibi konularda da bat y etkiledi. skender in ölümü ile Balkanlarda Makedonya Krall, Bergama ve çevresinde Attalid Krall (M.Ö ), Ad yaman, Gaziantep ve Kahramanmarafl bölgesinde Kommagene Krall (M.Ö. 162-M.S. 17) ve Güney-do u Akdeniz ve Suriye de Selefki Krall (M.Ö ) kurulmufltur. Romal lar, Balkanlar ve Anadolu yu skender den sonra kurulan bu devletlerden ald lar. Romal lar bu bölgeye geldi inde flehirli zümreler üzerinde Antik Yunan etkisiyle karfl laflt lar. çinde do u etkisi de bulunan skender dönemi kültüründen etkilendiler. Romal lar M.S. 3. ve 4. yüzy lda Antik kültürünün etkisini azaltt lar. stanbul un 330 y l nda baflkent ilan edilmesinden sonra do uda Yunanca bilmeyen ve Latince konuflan memurlar görevlendirilmeye baflland. Do uya gönderilen bu memurlara Latince kelimelerin Yunanca karfl l n gösteren ve yerel terminolojiyi aç klayan kitapç klar da t l yordu. Memuriyet elde etmek ancak

15 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl 7 Latince ö renmekle mümkün olabiliyordu. Bu dönemde Yunancaya pek çok Latince kökenli kelime geçti. Yunanca 4. yüzy l n ortas ndan itibaren tekrar önem kazanmaya bafllad. mparator Arkadios ( ) ve II. Teodosios ( ) stanbul da do mufl ve yetiflmifl imparatorlard. Zamanla Yunanca, Bizans saray nda etkisini artt rd. 6. yüzy ldan sonra Bizans hukuk dili Latinceden Yunancaya dönüfltü. Bunun sonucu olarak 7. yüzy lda Yunanca, Bizans Devletinin resmi dili hale geldi. Bizans e itim sisteminde orta ve yüksek e itimde Antik Yunan yazarlar n n eserleri ö retildi. H ristiyanl k kabul edildikten sonra Antik Yunan kültürü pagan olarak nitelendirilse dahi Antik Yunan tarihi, Antik Yunan felsefesi ve bilimi Bizans e itim sisteminde kabul edildi ve yeni nesillere aktar ld. Homeros un destanlar ders kitab olarak okutuldu. Aristo, Eflatun, Evripidis, Sofoklis, Herodotos ve Tukididis ö retildi. Bunun bir sonucu olarak Bizans l tarih yazarlar, Antik Yunan müverrihleri olan Herodotos ve Tukididis in yazd gibi zaman zaman kuzeyden gelen Got, Hun ve Bulgarlar skit, Arnavutlar liriyal, Türkleri de Pers sözcükleriyle adland rd lar. Antik Yunan kültürünün baz ürünlerini Bizans koruyarak modern dünyaya aktarma görevi görmüfltür. Ayn flekilde Abbasiler döneminde Bizans a karfl yap lan askeri seferler esnas nda ele geçirilen Bizans flehirlerinde Antik Yunan kültürüne ait yazmalar toplanm fl, Ba dat a götürülmüfl, burada 80 yak n Antik Yunan bilgin ve filozofunun eseri Arapçaya çevrilerek korunmas ve daha genifl kitlelere aktar lmas sa lanm flt r. Özellikle Aristo nun slam dünyas nda etkisi çok büyük olmufl ve kendisi ilk ö retmen manas na muallimü l-evvel unvan yla an lm flt r. Roma Devlet Gelene i Bizans Devleti 6.yüzy ldan sonra Roma geleneklerinden uzaklaflarak kendine ait de erler oluflturmaya bafllam flt r. Bununla birlikte imparatorlu un siyasi düflüncesi, devlet organizasyonu, idari kurumlar, mali teflkilat, diplomasi, ordu ve hukuk alan nda Roma n n etkisi azalarak da olsa imparatorlu un sonuna kadar devam etmifltir. Roma dünyas n merkezi yönetim anlay fl, taflran n merkeze yollar kanal yla s - k bir flekilde ba lanmas ve imparatorluk otoritesine karfl gelenlerin sert bir flekilde cezalad r lmas ilkesi Bizans döneminde de sürdürülmüfltür. Bizans da Roma gibi merkezi otoritesini sa lamak için gelirlerinin büyük bir k sm n orduya ve mekezi bürokrasiye harc yordu. Bu harcamalar n finanse etmek için imparatorlu un tüm eyaletlerinde vergi toplama kapasitesine sahip mali bürokrasiyi oluflturmufltu. Görevliler, halk n sahip oldu u mülk ve arazileri vergilendirmek için nüfus say m gerçeklefltiriyorlard. Bu gelenek Bizans ta da sürdürüldü. Kay t sistemi Roma da oldu u gibi stanbul da da her türlü imparatorluk karar n n üç nüsha olarak tutulmas olarak devametti. Adaletsizik konusunda imparatorlu un dört bir taraf ndan impatora yaz lan dilekçelere cevap verilmeye özen gösteriliyordu. Bu genifl bürokrat a, imparatora itaat eden ve imparatorun atama ve azletme yetkisine ba l olarak, monarflik rejimin bir göstergesi fleklinde Bizans imparatorlu unun sonuna kadar varl n korudu. Bütün imparatorlu u etkileyecek kararlar n al nd stanbul daki imparatorluk saray Roma daki Palatine tepesinde yer alan Augustus Saray model al narak oluflturuldu. Saray, büyük tören salonlar, imparatorluk ailesinin ve hizmetkârlar n n yaflam alanlar n, hamam, garnizon, kilise, merkezi yönetimin pek çok bürosunu da içeriyordu. Bu sarayda büyük bir kütüphane bulunuyordu ve imparatorun çocuklar na e itim verilen yer olarak kullan l yordu. Saray kütüphanesi imparatorlara bilgi kayna olarak hizmet verirken burada çal flt r lan uz-

16 8 Bizans Tarihi man kadrolar taraf ndan el yazmalar n ço alt lan nüshalar yabanc hükümdarlara hediye olarak sunuluyordu. (Herrin, 2010, s ) Do u Roma mparatorlu u nun M.Ö. 100 ve M.S. 100 y llar aras nda 2 as r içinde infla etti i askeri yollar, Bizans döneminde de kullan ld. Bu yollar askeri seferlere hizmet etti i kadar nakliye, posta ve istihbarat a n n da oluflturulmas n sa l yordu. Yollar n onar lmas için yerel nüfusa vergi konuldu ve yollardaki güvenli- in sa lanmas için de derbençi teflkilatlar oluflturuldu. Zaman içinde Bizans döneminde yeni güzergahlar aç lmakla birlikte Roma n n oluflturdu u ana yollar Bizans n son y llar na kadar kullan ld. Bizans ordusu, d fl güçlere karfl askeri s n r bölgelerine yerlefltirilmifl savaflç kuvvetlerden, imparatorluk arazisi içinde asayifli temin etmek için yaya ve atl birlikler ile stanbul da imparatorun ve baflkentin güvenli ini sa layan ve ço unlukla Cermen ve skandinav kökenli Varanglar n oluflturdu u muhaf z k talar içeriyordu. Zaman içinde t pk Roma da oldu u gibi ücretli askerler Bizans ordusunun vazgeçilmez unsurlar haline gelmifltir. Bizans ordusunu yöneten subaylar sonucu zafer olmayan muharebeye girilmemesi konusunda s k bir e itim al yorlard. Bu arada Bizans diplomasisi imparatorluk için yaklaflan tehlikeyi anlaflmalar ya da haraç vererek önlemeye çal fl yordu. Bu baflar lamazsa düflman olarak alg lanan siyasi oluflumunun rakibi ile anlaflmalar yap l yor ve Bizans devreye girmeden iki yabanc gücün birbirini yok etmesi planlan yordu. Bütün diplomasi çal flmalar baflar s zl kla sonuçland zaman Bizans ordusu savafl için haz rlan yordu. Roma gelene inden al nan bu unsurlar yeni baflkent stanbul a tafl nd zaman, flehir, yeni Roma manas nda Neva Roma olarak adland r ld. (Haldon, 2007, s ; Nicolle-Haldon-Turnbull, 2010, s ) Ortodoks H ristiyanl k Hz. sa ile zuhurundan yaklafl k üç as r sonra H ristiyanl k, horlanma ve yasaklanma süreçlerini tamamlad ktan sonra Roma mparatorlu u taraf ndan önce serbest b rak lm fl, daha sonra da resmî din olarak benimenmifltir. Ancak bu noktaya gelindi inde sa ve Havarilerini tan yanlar tan yan kuflaklar ortadan kalkm fl, H ristiyanl n temel ilkelerinin neler oldu u konusunda genel belirsizlik ortaya ç km flt r. Bundan dolay her grup H ristiyanl n kendi yorumunun do rulu unu savunurken farkl yorum getiren gruplar ise sapk n (heretik) olarak tan mlam flt r. Bu belirsizli e son vermek üzere 325 y l ndan itibaren H ristiyanl k inanc n n ilkelerini belirlemeye yönelik sinod ya da konsil denilen ve yetkili tüm dinî otoritelerin kat ld toplant lar gerçeklefltirilmifltir. Bu toplant lar sonucunda herkes taraf ndan kabul edilmese de imparatorlu un resmî dinî görüflünün ilkeleri ve H ristiyanl n kaynaklar belirlenmeye çal fl lm flt r. H ristiyanl n temel kaynaklar n ncil, Havari pederleri, kilise babalar ve kilise ö retmenleridir. H ristiyanl n yaz l kayna olarak Matta, Markos, Luka ve Yuhanna ncillerinin sahih oldu u kabul edildi. Havariler zaman nda yaflam fl ya da havarilerin ö rencileri olmufl olan Romal Clement, Antakyal gnatius, zmirli Polikarpos ve Pamukkaleli Papias gibi erken dönem H ristiyanl k yazarlar olan havari pederleri H ristiyanl n kaynaklar ndan birisi kabul edildi. Büyük evrensel ö retmenler olarak kabul edilen Büyük Vasil, Nenizili Gregor ve oannis Hrisostomos gibi H ristiyan kilisesinin tarihini yazanlar kilise pederleri ad alt nda H ristiyanl n di er kaynak grubunu oluflturdu. Ayr ca skenderiyeli Kiril, Kudüslü Kiril, fiaml oannis gibi din ve bilim adamlar da kilise ö retmenleri ad yla H ristiyanl n temel kaynaklar ndan birisi olarak kabul edildiler.

17 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl lki 325 y l nda ve yedincisi znik te gerçeklefltirilen konsillerde H ristiyan dünyas n n genifl bir kat l m ile ortak ilkeler belirlendi. Bu konsillerin siyasi ve dini olmak üzere iki temel amac vard r. Siyasi alg lay fla göre Bizans imparatoru, Tanr n n yeryüzündeki krall n onun ad na yöneten kifliydi. Yetkisi, Tanr taraf ndan verilmiflti. Ortodoks bak fl aç s na göre yeryüzünde tek bir krall k olabilirdi. Bundan dolay da H ristiyanl n tek bir do ru yorumu olabilirdi. Bu tek do ru yorumu da kilise yapmal yd. mparatorun gözetiminde kilisenin yapt yoruma do ru yorum manas nda Ortodokslukluk denildi. Ortodoksluk düflüncesi temellerini havariler gelene ine dayand rd. Ancak teslis olarak adland r lan Baba (Tanr ), O ul ( sa) ve Kutsal Ruh konusundaki teolojik tart flmalar hiç bitmedi. Rahip Arius 4. yüzy lda O ul un ( sa), Tanr gibi ezeli olarak mevcut olmad - n ve Baba (Tanr ) taraf ndan yarat lm fl oldu unu iddia etti. 325 y l nda znik te toplanan ilk konsilde bu görüfl aforoz edildi. Konsil, O ul u Tanr ile ayn özlü ve Baba ile birlikte ezeli ve ebedi olarak bir arada bulunan ve ayn ilahi ruhu paylaflan olarak tan mlad. Böylece resmî Ortodokslu un ilkesini de belirlemifl oldu. Ancak bu dönemde H ristiyan teolojisinde ortaya ç kan di er bir tart flma konusu ise sa n n bedeninde insan ve Tanr n n nas l birleflti i sorusu idi. sa n n ve Tanr n n özünün ve do as n n ayn oldu unu iddia eden monofizist görüfle karfl 431 ve 449 Efes konsilleri ile 451 y l ndaki Kad köy konsilinde sa n n bölünmeyen, ayr lmayan, de iflmeyen ve kar flmayan iki do as n n (insan ve Tanr ) oldu u fleklindeki ö reti resmî Ortodokslu a ilave edildi. Bunun üzerine 5,6 ve 7. yüzy llarda monofisizm, 8 ve 9. yüzy llarda ikonoklazma (tasvirk r c l k), 9. yüzy l n ortas nda pavlikanizm ve 12. yüzy lda bogomilizm sapk nl k olarak nitelendirilerek mücadele edildi. Her ne kadar bu mücadele esnas nda baz kesimler resmî Ortodokslu un d fl nda b rak ld ysa da genifl bir kitle imparatorluk otoritesi ve kilise teflkilat yoluyla resmî Ortodokslu un içine çekildi. Böylece Ortodoks bak fl aç s na göre yeryüzünde nas l tek bir Tanr krall olmas gerekiyorsa, H ristiyanl n da tek bir do ru yorumu gerçeklefltirilerek imparatorun meflruiyetini sürdürmesi sa land. mparator Teodosios ( ) zaman nda Katolik kilisesi kuruldu. Kendilerini sa n n havarisi Petros un Vatikan da kurdu u kiliseye ba layan Katolik Roma kilisesi H ristiyanl k hiyerarflisi içinde üstün oldu unu iddia ediyordu. Roma y yine havarilerin kurdu u skenderiye ve Antakya kiliseleri takip ediyordu. Bu üç kiliseye Bizans imparatorunun siyasi gücü ile stanbul ve Kudüs kiliseleri de ilave oldu. Konsiller yoluyla stanbul patrikli inin kiliseler hiyerarflisindeki yeri yükseltildi. Ancak Roma kilisesi ile stanbul patrikli i aras ndaki mücadele siyasi olaylar n geliflimiyle her zaman varl n korudu. Daha önce stanbul patrikli inin muhalefeti ile H ristiyan amentüsünden ç kar lm fl olan sa n n özünün o uldan/ filioque den geldi i ifadesi 11. yüzy l n bafl nda Roma kilisesi tarafndan metne yeniden kondu. Bu olay taraflar n biribirini do ru inançtan uzaklaflmakla suçlamalar ve 1054 y l nda shisma denilen Katolik ve Ortodoks kiliselerinin günümüze kadar devam eden bölünmesini ortaya ç kartt. Roma ve stanbul patrikli i aras ndaki mücadele Gotlar n 340 y l ndan sonra Ortodokslu un daha sonra sapk n olarak nitelendirilecek Ariusçuluk mezhebine girmesiyle bafllad. Gotlar, gelifltirdikleri alfabe ile ncil i Gotçaya çevirdiler. Ancak daha sonra Roma kilisesi, baflta Gotlar olmak üzere tüm Cermen kabilelerini önce Arius mezhebinden sonra da Ortodoksluktan uzaklaflt rarak bu kavimleri Katolik dünyas içine ald. Benzer bir mücadele 9. yüzy l n ikinci yar s ndan bafllayarak Slav dünyas için de yafland. Ancak bu mücadeleden stanbul kilisesi galip ç kt. 860 y l nda Bulgarlar, 990 lardan sonra da Kiev Ruslar, Ortodoks dünyas n n içine çekildi. 9 Pavlikanizm ve Bogomilizm: 9. yüzy l n ortas nda Do u Anadolu da ortaya ç kan ve muhtemelen ilk savunucular ndan birisi olan Samsatl Pavlos un ad verilen Pavlikanizm/Pavlosçuluk, düalist ve yeni maniheist unsurlar n H ristiyanl kla kar fl m sonucu ortaya ç km flt r. 870 lerde Abbasi halifeleriyle iflbirli i yaparak Bizans a karfl mücadele eden Pavlosçular Bizans, Do u Anadolu dan alarak Balkanlara iskan etmifltir. Pavlosçuluk Balkanlardan katt yeni unsurlarla Slav aras nda Bogomilizm ad yla yer bulmufltur.

18 10 Bizans Tarihi Böylece Bizans, Ortodoks kilisesinin yap s nda teflkilat ve ideolojisinde Bizans nüfuzunu Balkan kültürlerine intikal ettirmeyi baflard y l ndaki kiliselerin ayr lmas na son vererek kiliselerin tekrar birlefltirilmesi çabas na birlik anlam nda union denildi. Katolik kilisesi, Müslüman dünyas na karfl Bizans a yard m unionun gerçekleflmesine ba lad. Katolik Latinler, bu dini meseleyi kullanarak 1204 y l nda gerçeklefltirdikleri stanbul iflgalini hakl göstermeye çal flt lar. Gerçek manada halk aras nda benimsenmemifl ve tepki gösterilmifl olmas na ra men Bizans imparatorlar 1274 y l nda Lyon ve 1438/39 Ferara-Floransa Konsilinde Katolik kilisesinin üstünlü ünü kabul etmelerine ra men bat dan umduklar yard m bulamad lar (Herrin, 2010, s Bask c, 2009, s ). 4. yüzy l n sonunda H ristiyanl k, Bizans Devletinin dini haline geldi inde H ristiyan olmayanlar n devlet memuru olma ihtimali ortadan kalkt. Daha önce pagan zülmüne maruz kalan H ristiyanlar, önce paganlar d fllad lar, daha sonra da onlar n tüm mabetlerini y kt lar. H ristiyanlar, Tanr taraf ndan Hz. sa yoluyla kendilerinin seçilmifl millet oldu una ve seçilmifl halk n pelerinini Tanr n n H ristiyanlara aktard na inan yorlard. Tanr taraf ndan seçildi ine inan lan Ortodoks imparator, H ristiyan ekümenik (sahip olunan Uygar Roma topraklar ) dünyas n, inançs zlara! karfl savunmak durumundayd. Sapk nl k, ayn zamanda imparator otoritesine muhalefet olarak alg lan yor ve ihanetle suçlan yordu. Bu anlay fl n sonucu olarak Ortodoks düzene ve Tanr n n atad yöneticiye karfl eylemlere verilen cevap içte ve d flta savafl fleklinde kendini gösteriyordu. Yap lan savafllar Bizans mparatorlar bar fl korumak, H ristiyan dünyas n n topraklar n geniflletmek ve Tanr n n seçilmifl halk n savunmak temeline dayand rarak hakl göstermeye çal fl yorlard. Tanr n n semavi deste ini almadan savaflman n imkans z oldu una inanan Bizans ordusu, zaferlerini Tanr n n seçilmifl halk n yan nda olmas fleklinde yorumlarken yenilgilerini ise Tanr n n kendilerini günahlar için cezaland rd yönünde de erlendiriyordu. stanbul un fethini anlatan bir Bizans kroni inde stanbul un al nmamas için Tanr ya dua etmeleri ve stanbul un Osmanl lar taraf ndan fethi üzerine Tanr hangi günahlar için bilmiyorum, ama dikkate almad cümlesiyle de Bizansl lar n bu inan fllar n imparatorlu un son gününe kadar devam ettirdikleri anlafl l yor (Nicolle-Haldon-Turnbull, 2010, s ; Sfrancis, 2009, s. 292). stanbul Dioklitianos döneminde ( ) dört bafll yönetim denilen tetrarhia sistemine geçildi inde Roma flehri önemini yitirmeye bafllad. mparatorlu un merkezi Diokletianos zaman nda zmit e nakledildi. I. Konstantinos ( ) baflkenti stanbul a tafl ma karar ald. Bu karar n al nmas nda stanbul un co rafi konumu kadar dönemin askeri, siyasi, ticari ve dini nedenleri de rol oynam flt r. 324 y l nda stanbul un inflas na baflland. Roma da oldu u gibi Sarayburnunda muhteflem bir saray, senato binas, hipodrom ve kiliseler yap ld. Meydanlar, sanat eserleriyle donat ld ve karadan gelebilecek sald r lara karfl Marmara dan Haliç e kadar uzanan surlar infla edilerek 11 May s 330 tarihinde stanbul resmen Bizans n baflkenti oldu. fiehir, kurucusunun ad na izafeten Konstantin in flehri manas nda Konstantinopolis ad yla an ld. (Demirkent, 1992, s ) Bizans tarihi bundan sonra stanbul un kaderiyle örtüfltü. Pek çok tarihçi, Bizans Devletinin bafllang noktas olarak stanbul un kurulmas n al rken bitifl tarihi olarak stanbul un fethini gösterdi. Bizans devletinin di er bölgelerde geçen tarihi stanbul da yaflanan ve kayda geçirilen olaylar kadar tutmaz. Bu yönüyle Bizans tarihi bir bak ma stanbul tarihi de demektir.

19 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl 11 stanbul flehriyle özdeflen unsurlardan birisi, onun surlar d r. stanbul un ilk surlar kurucusu Konstantinos taraf ndan 328 y l nda yaya halde ve elinde bir m zrakla bizzat çizilmifltir. Konstantinos taraf ndan infla edilen bu surlar, kentte daha önce var olan Antik surlar n üç kat uza nda infla edilmifltir. mparator Valens (364-78) taraf ndan günümüze kadar ulaflan Bozdo an su kemerleri infla edildi. Bu su kemerinin 9. yüzy lda yap lan onar m esnas nda alt bin iflçinin ça flt r lmas bu su kemerinin muhteflemli ini aç klamaya yeterlidir. Hunlar n Bizans topraklar nda ilerlemesi ve stanbul u ele geçrime ihtimali karfl s nda II. Teodosios (M.S ), I. Konstantinos un infla etti i surlar n 2,5 km ilerisinde bat yönünde Antemios isimli bir mimara kendi ad yla an lacak olan surlar 413 y l nda infla ettirtti. Bu surlar stanbul flehrinin gerçek s n rlar n belirledi. 447 y l nda yaflanan deprem esnas nda y k lan surlar 3 ay içinde onar ld ve Atilla n n stanbul u ele geçirmesine engel oldu. Bu surlara 627 y l ndaki Avar kuflatmas s ras nda Vlaherna taraf nda bulunan Meryem ad na kurulmufl olan kilisenin de içine al nmas ve flehrin savunulmas n artt rmak amac yla ilave surlar infla edildi. I. Manuil Komninos ( ) zaman nda bugünkü Vlaherna saray n kuflatan surlar yap ld. Buna ra men 1204 y l nda Haçl lar, Vlaherna surlar n n bulundu u yerden stanbul u iflgal etti. nfla edilen stanbul surlar n n 447 den sonra en kapsaml tamirat 1345 ve 1441 y llar nda gerçeklefltirildi. Bu surlar 627 y l nda Avar ve Pers kuflatmas n, y llar aras nda Hz. Muhammed in sancaktar ve sahabenin hayatta kalan son temsilcisi Ebu Eyyüb in de kat ld Arap muhasaras n, 717 Arap kuflatmas n, 813 y l nda Bulgar Han Krum un sald r s n, 860 y l ndaki Rus kuflatmas n engelleyebilmifl ve günümüze kadar ulaflm flt r. stanbul un güvenli inin sa laman n yan s ra I. Konstantinos tan bafllayarak nüfusunun da artt r lmas politikas izlenmifltir. Bu amaçla stanbul a yerleflenlere iaflelerini karfl lamak için devlet taraf ndan bedava temel yiyecek maddelerinin sa lanmas ilkesi benimsendi. Temel yiyece in yan s ra stanbul halk na e lence sunmak da devletin görevi olarak kabul edildi. Bu politikaya ekmek ve sirk siyaseti denildi. 7. yüzy l n bafl nda stanbul un tah l ihtiyac n n karfl land M s r n önce Sasaniler taraf ndan al nmas, daha sonra da Müslümanlar taraf ndan fethinden sonra da bu politika sürdürüldü. 378 y l nda stanbul surlar n n önünde görülen Gotlar, flehirde kendilerine karfl koyacak böylesine büyük bir kalabal karfl lar nda görünce kente sald rmaktan vazgeçmifllerdi. 542 y llar nda yaflanan vebadan önce stanbul un nüfusunun yar m miliyona ulaflt idda edilmektedir. 12. yüzy lda yaklafl k 400 bin olan stanbul nüfusuna hala yeterli ekmek piflirilebiliyordu. Hipodrom kamusal e lencelerin yap ld yerdi. At ve araba yar fllar, yefliller ve maviler olarak adland r lan toplumsal gruplar taraf ndan gerçeklefltiriliyordu. Bu yar fllar n aras nda gerçeklefltirilen jimnastik, atletizm, boks, vahfli hayvan gösterileri, pandomim, dans ve müzik gibi faaliyetler de bu toplumsal gruplar n sorumlulu u alt ndayd. Roma Devlet gelene inden intikal eden ekmek ve sirk politikas H ristiyanl - n ve kilisenin güç kazanmas yla engellenmeye çal fl ld. Bu törenler H ristiyanlar n çorba ve ma firet (kurtulufl) törenlerine dönüfltü. Antik Yunan oyunlar n n tiyatro ve müzik konseri mekanlar (Odeon), yap malzemelerinin elde edildi i tafl ocaklar na çevrildi. Ancak hipodromdaki e lenceler hiçbir zaman kald r lamad. stanbul un 11 May s ta kuruluflunun y ldönümleri hipodromda gerçeklefltirildi. Düflmanlar n ve mahkumlar n ölümü, genç imparatorun do umu ve taç giyme gibi törensel olaylar için hipodrom toplanma yeri olma özelli ini korudu. mparator halk ile hipodromda yüz yüze geliyordu. 12. yüzy lda imparatorluk ailesi dü ünleri-

20 12 Bizans Tarihi ni Vlaherna saray nda kutlamaya karar verdi inde halk buna karfl ç km flt. Hipodrom, stanbul flehir hayat nda öylesine bir rol oynuyordu ki imparatorlar halk n e elencesi için önemli miktarda fonlar ay r yorlard. Hipodromda senato, ordu ve halk n önünde yap lan taç giyme töreni, 457 y l nda patrik taraf ndan Aya Sofya da taç giydirme seramonisine dönüfltü. 532 y l nda Nika ayaklanmas s ras nda yanan Aya Sofya kilisesinin yerine imparator I. Iustinianos, Millet li sidoros ve Ayd nl Antemios adl mimarlara günümüze ulaflan Aya Sofya kilisesini infla ettirdi. Aya Sofia kilisesi yüksekli i ve kubbesi ile uzun as rlar dünyan n en yüksek binas olarak kald. Seyyahlar, Pers etkisiyle oluflturulan, alt n a açlar n üstünde alt ndan kufllar n öttü ü imparatorun her iki yan nda aslanlar n kükredi i, su saatleri ve astronomik rasat aletlerin bulundu u, alt ndan yap lm fl mutfak eflyalar n n kullan ld Bizans saray n ve stanbul u anlatmaktad rlar. Ancak stanbul un bu muhteflemli inden 1204 y l nda gerçekleflen IV. Haçl Seferinden sonra pek fazla bir fley kalmaz. Latinler, ya malad klar alt n at heykellerini ve de erli pek çok eseri Venedik baflta olmak üzere Bat flehirlerine götürürler. Pek çok kilisenin alt n ve gümüflten kaplamalar sökülerek ya malan r. Bu durum bir çok binan n tabiat flartlar na dayanamadan y k lmas na sebep olur. Türkler, stanbul u fethettikleri zaman nüfusu 40 binin alt na düflmüfl ve mevcut yap lar baflkent olmaya yeterli olmayan bir flehirle karfl lafl rlar. SIRA S ZDE 2 Antik Yunan kültürünün günümüze ulaflmas nda Bizans ve slam dünyas n n etkisi ne olmufltur? B ZANS TAR H N N DÖNEMLEND R LMES Bir devletin tarihini dönemlendirmek çal flt n z konuya göre de iflebilmektedir. Ayn devletin tarihi söz gelimi sanat tarihi aç s ndan kaleme al nd nda baflka bir tasnifle ya da siyasal tarih aç s ndan yaz ld nda farkl bir dönemlendirme ile karfl laflabiliriz. Bir devletin tarihini ça lara ay rmak asl nda tarihçilerin o devletin tarihini daha kolay ö retmeye yönelik uygulad klar bir metodtur ve tarihçiler her zaman kendi aralar nda dönemler hakk nda hemfikir olamazlar. Bizans tarihinin dönemlendirilmesi konusunda tarihçiler aras nda de iflik görüfller vard r. Bunun sebepleri aras nda Bizans devletinin ne zaman bafllay p ne zaman bitti i konusundaki tart flmay gösterebiliriz. Tarihçilerin bir k sm Bizans n bafllang ç tarihi olarak Dioklitianos un 284 y l nda tahta ç kmas n, 324 y l nda stanbul un inflas na bafllanmas n, 330 y l nda stanbul un resmi baflkent olarak ilan edilmesini, 395 y l nda imparatorlu un Do u ve Bat Roma olarak ikiye ayr lmas n ya da 476 y l nda Roma flehrinin Cermenler taraf ndan ele geçirilmesini kabul ederler. Bu tarihleri kabul etmeyen Bizantinistlere de rastlan r. Onlara göre 7. yüzy ldan önceki tarih Roma devletinin tarihidir ve bu dönem ancak protobizans yani Bizans öncesi olarak adland r labilir. Bundan dolay onlar için Bizans n bafllang ç noktas Heraklios un 610 y l nda tahta ç k fl ya da 711 y l nda III Leon un imparator olmas olay Bizans n bafllang ç noktas olarak kabul edilebilir. Bizans devletinin bafllang ç noktas yla ilgili enteresan bir görüfl de 1204 y l oldu udur. Çünkü 1204 y l nda gerçekleflen Haçl seferiyle Roma devleti y k lm fl ve bu olay n ortaya ç kartt znik devleti ve onun 1261 y l nda stanbul u ele geçirerek flehri tekrar baflkent haline getirmesi Bizans n bafllang ç noktas d r. Bizans devletinin bitifl tarihi konusunda da de iflik görüfller mevcuttur. En yayg n olan görüfl, 1453 y l nda stanbul un Türkler taraf ndan fethedildi i tarih, Bizans n bitifl noktas d r. Bunun yan s ra 1461 y l nda Trabzon ve Mora despotlu u-

21 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl 13 nun Osmanl ya ba lanmas da Bizans n bitifl tarihi olarak verilmektedir y - l nda Haçl lar n stanbul u ele geçirerek ya malamas n ve burada 57 y l süren bir devlet kurmalar n Bizans n gerçek y k l fl tarihi olarak gösteren tarihçiler de mevcuttur. Bununla birlikte Bizans n bafllang ç ve bitifl tarihi olarak en çok itibar edilen görüfl ise Bizans n 11 May s 330 y l nda bafllad ve 29 May s 1453 tarihinde bitti idir. Bu görüfle göre Bizans devleti 1123 y l varl n sürdürmüfltür (Savvides- Hendrickx, 2001, s ). Bizans Tarihinin Hanedanlara Göre Tasnifi Yaklafl k bin as rdan fazla süren Bizans imparatorlu unun dönemleri, devleti yöneten hanedanlara göre, kronolojik dönemlere göre ya da sosyal, kültürel ve ekonomik olaylara göre yap lan tasniflerle dönemlendirilmeye çal fl lm flt r. Monarflik rejimlerin a rl kl oldu u ve hanedanlar n devletleri yönetti i yeni ve yak nça lar boyunca Bizans tarihini hanedanlara göre tasnif etme daha yayg n olarak görülen bir durumdur. Bizans tarihinde 90 n üzerindeki imparator temel olarak 14 hanedana mensup olarak kabul edilir. Bu tasnife göre Bizans devletinin dönemlerini Konstantinos, Valens ve Teodosios, Leon, ustinianos, Heraklios, Suriyeli ( savrian) Leon, Amorion, Makedonya, Dukas ve Komninos, Angelos, Laskaris ve son olarak y llar aras nda Paleologos hanedanlar oluflturur. Hanedan kurucular olan Konstantinos günümüzde S rbistan s n rlar içinde kalan Nifl flehrinde, Valens H rvatistan da, Teodosios spanya da, Leon Güney Trakya da yaflayan Vessi kabilesine mensup biri olarak Arnavutluk ta, ustinianos Üsküp yak nlar ndaki Tavresium da, Heraklios Ermeni bir ailenin mensubu olarak Kapadokya da, Suriyeli ya da savrian hanedan n kurucusu Leon Marafl ta, Amorion hanedan n n kurucusu II. Mihail Afyon Emirda yak nlar ndaki Amorion flehrinde, Makedonya hanedan n n kurucusu I.Vasil Ermeni kökenli bir ailenin çocu u olarak Edirne de do mufltur. Dukas ve Komninos hanedan n n ilk temsilcileri Paflagonya, Angeloslar Alaflehir, Laskarisler Selanik kökenliydiler ve Paleologoslar da geçmifllerini antik dünyaya kadar götürüyorlard. Bizans yöneten bütün bu hanedanlar ayn zamanda hem co rafi olarak hem de etnik olarak Bizans imparatorlu- unun ne kadar genifl alanlar kaplad n ve kozmopolit bir yap ya sahip oldu unu da gösteriyordu. Bizans Tarihinin Kronolojik Tasnifi Kronolojik ya da klasik yaklafl ma göre Bizans imparatorlu u tarihi üç ana döneme ayr l r. Bunlar y llar aras nda erken Bizans dönemi tarihi, seneleri aras nda orta Bizans dönemi ve y llar aras nda geç Bizans dönemidir. Erken Bizans döneminin özellikleri aras nda Dioklitianos un tetrarfli yönetimine geçerek baflkenti zmit e tafl mas, stanbul un inflas ve baflkent olarak ilan edilmesi, II. Teodosios ( ) zaman nda stanbul surlar n n inflas ve stanbul üniversitesi nin kurulmas, Roma flehrinin Cermenler taraf ndan al nmas ve Bat Roma topraklar n n kayb, I. ustinianos ( ) döneminde talya, Güney spanya, Kuzey Afrika da Bizans egemenli inin tekrar kurulmas ve Aya Sofya n n inflas, 610 y l nda Heraklios un tahta ç kmas, Sasanilerle savafl, tema sistemin uygulanmas ve Bizans n M s r, Filistin, Suriye, Güneydo u ve Do u Anadolu topraklar n Müslüman Araplara kapt rmas ile Balkanlardaki Slav istilas say labilir.

22 14 Bizans Tarihi Tablo 1.1 Bizans mparatorlar Tablosu I. Konstantinos Konstantios Iulianos Iovianos Valens I. Teodosios Arkadios II. Teodosios Markianos I. Leon II: Leon 474 Zenon Vasiliskos Zenon (ikinci defa) I. Anastasios I. Iustinos I. ustinianos II. ustinos Konstantinos I. Tiberios Mavrikios Fokas Heraklios ve III. Konstantinos II. Konstans IV. Konstantinos II. ustinianos Leontios II. Tiberios II. ustinianos (ikinci defa) Filipikos II. Anastasios III: Teodosios III: Leon V. Konstantinos IV. Leon VI. Konstantinos rini I. Nikiforos I. Mihail Rangabe V. Leon II. Mihail Teofilos III. Mihail I. Vasil VI. Leon Aleksandros VII. Konstantinos I. Romanos Lakapenos II. Romanos II. Nikiforos Fokas I. oannis Cimiskis II. Vasil VIII. Konstantinos III. Romanos Argiros IV. Mihail V. Mihail Zoi ve Teodora 1042 IX. Konstantinos Monomahos Teodora (ikinci defa) VI. Mihail I. sakios Komninos X. Konstantinos Dukas IV. Romanos Diogenis VII. Mihail Dukas III. Nikiforos Votaniatis I. Aleksios Komninos II. oannis Komninos I. Manuil Komninos II. Aleksios Komninos I. Andronikos Komninos II. sakios Angelos III. Aleksios Angelos II. sakios ve IV. Aleksios V. Aleksios Murcufilos 1204 I. Teodoros Laskaris III. oannis Dukas Vatacis II. Teodoros Laskaris IV. oannis Laskaris VIII. Mihail Paleologos II. Andronikos Paleologos III. Andronikos Paleologos V: oannis Paleologos VI. oannis Kantakuzinos IV: Andronikos Paleologos VII. oannis Paleologos 1390 II. Manuil Paleologos VIII. oannis Paleologos XI. Konstantinos Paleologos

23 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl 15 Orta Bizans dönemi ise Süryani as ll Leon hanedan n n tahta ç kmas yla bafllar. Bu dönemin önemli olaylar aras nda ikonoklazma hareketi Anadolu daki Müslüman ilerleyiflinin durdurulmas ve 1025 y l nda ölen Makedonya hanedan ndan II. Vasil in Bizans otoritesini Anadolu da ve Balkanlar da tekrar kurmas, II. Vasil den sonra Bizans devletinin zay flama sürecine girmesi, 1071 y l nda Selçuklulara karfl Malazgirt te ve 1176 y l nda Miriokefalon da al nan yenilgiler ve 1204 y l nda Haçl lar n stanbul u iflgali gösterilebilir. Geç Bizans döneminin önemli olaylar aras nda 1204 Latin iflgali sonucunda Bizans n devam oldu unu iddia eden Trabzon, Epir ve znik te yeni devletçiklerin ortaya ç kmas, stanbulla birlikte Selanik, Tiva, Atina ve Mora da Latin dukal klar - n n kurulmas, 1261 y l nda stanbul un son Bizans hanedan Paleologoslar taraf ndan ele geçirilmesi, Anadolu da Osmanl lar, Balkanlarda S rp ve Bulgarlarla mücadele, Bizans devletinin stanbul ve çevresiyle s n rl bir flehir devletine dönüflmesi ile stanbul un 1453 y l nda fethi s ralanabilir. Bizans Tarihinin Sosyal ve Kültürel Olaylara Göre Tasnifi Bu tasnife göre Bizans imparatorlu u 5 döneme ayr l r. Bunlar geç Roma imparatorlu u dönemi, karal k ça dönemi, geliflme dönemi, Bat l laflma ve znik imparatorlu u dönemi ile Bo azlar imparatorlu u dönemleridir. Geç Roma imparatorlu u dönemi 4. yüzy ldan 7. yüzy l n ortas na kadar devam etmifltir. Bu dönem protobizans olarak da adland r l r. Bu dönemin temel özelli i Roma dünyas na hakim olan antik flehir toplumunun korumas ve Akdeniz devleti özelli inin sürdürülmesidir. Dönemin en önemli olay 4. yüzy lda stanbul un inflas ve baflkentin buraya tafl nmas d r. 5. yüzy l n son çeyre inde Roma flehri Cermen kabileleri taraf ndan iflgal edilir ve Bat Roma topraklar nda Cermen as ll devletler ortaya ç kar. Ostrogotlar talya ya, Vizigotlar spanya ya, Vandallar da Kuzey Afrika ya yerleflir. 6. yüzy l n ilk yar s nda ustinianos bu topraklarda tekrar Bizans hâkimiyetini kurar. Ancak 6. yüzy l n sonunda imparatorlu un Bat bölgeleri yine Cermen as ll Lombardlar n eline geçerken imparatorlu un kuzey savunma hatt Tuna Nehrini geçen Avarlar ve Slavlar taraf ndan afl l r. 7. yüzy l n ilk çeyre inde Sasaniler, M s r, Filistin ve Suriye yi ele geçirirler. Heraklios, Sasanilerle giriflti i uzun savafllarda bu topraklar geri al r. Fakat 7. yüzy - l n ortas na gelindi inde ad geçen bu yerlerin tamam Müslümanlar taraf ndan ele geçirilir. Bu dönemin imparatorlar n n büyük bir k sm Balkan kökenlidir ve iktidarlar boyunca kendi hanedanlar n n otoritesini kurmaya çal fl rlar. Zaman zaman pagan inanc na dönen imparatorlara rastlansa da H ristiyanl k bu dönemde imparatorlu un resmi dini haline gelir. Ancak sapk n olarak nitelendirilen dini ak mlar engellemek için konsiller organize edilir. Ortodokslu un genel ilkeleri belirlenir. 7. yüzy la gelinceye kadar skenderiye, Antakya ve Kartaca gibi büyük flehirler zenginliklerini sürdürürler. Teodosios ve ustinianos döneminde ç kar lan kanunlarla devletin hukuk yap s kuvvetlendirilir. Yunanca Latincenin yerini almaya bafllar. Ancak 7. yüzy lda Bizans imparatorlu unun Orta Do u topraklar n n kaybedilmesi Bizans ekonomisini olumsuz yönde etkiler. Karanl k ça olarak adland r lan dönem ise Bizans tarihinin 7. yüzy l n ortas ndan 800/850 y llar aras ndaki dönemi kapsar. Bu dönemde Bizans Suriye kökenli savrian ve Bat Anadolu kökenli Amorion hanedan yönetmifltir. 7. ve 8. yüzy llarda Suriye den spanya ya kadar Bizans n Akdeniz topraklar na Müslüman Arap ak nlar gerçekleflmifltir. Bat da ise Bulgarlar, Balkanlar da kendi devletlerini kurmufllard r. Slavlar izleyen Bulgarlar, Balkanlarda Slavlarla birlikte kal c olmufllard r. Antik Roma kültürü bu dönemde Orta Ça Bizans dünyas na dönüflmüfltür.

24 16 Bizans Tarihi Balkanlarda ve Anadolu daki pek çok flehir küçülmeye, yok olmaya yüz tutmufl ve Kastron denilen kale flehirlere dönüflmüfltür. Bu dönemin belki de karanl k ça olarak an lmas n n en önemli nedeni yaklafl k 120 y l sürecek olan konoklazma iç savafl d r. konalar n put mu yoksa tanr ya ibadette araç m tart flmas Bizans ta binlerce insan n ölmesine ve Bizans tarihinin erken dönemlerinde oluflturulmufl pek çok sanat eserinin yok edilmesine sebep olmufltur. Bu dönemde ziraate dayal Bizans ekonomisini ayakta tutabilmek için köy halk na kolektif vergiler konuldu u gibi flâh sa ba l kelle vergileri de yayg nlaflt r lm flt r. Geliflme dönemi, 800/850 ila 1000 y llar aras ndaki dönemi kapsar. Bu dönemin yönetici ailesi Makedonya hanedan d r. Dönemin en önemli özelli i Bizans merkezi yönetiminin kurulmas n n baflar lmas d r. Bunun sonucu olarak ekonomi canlanm fl, bürokrasi geliflmifltir. Müslüman Araplara karfl Güney Anadolu da ve Do u Anadolu da toprak kazan mlar sa lan r. Balkanlarda Bulgarlar kesin bir yenilgiye u rat larak I. Bulgar devletine son verilir. Kültür alan nda büyük bir ilerleme görülür. Bizans tan kalan yazma eserlerin pek ço u bu döneme aittir. Bundan dolay geliflme dönemi, ansiklopedi ça olarak da adland r l r. Merkezi otoritenin sa lanmas n n bir sonucu olarak Bizans toplumunda ortak ideolojik düflünce ve kültürel birlik fikri hakim k l nm flt r. Bat l laflma ve znik imparatorlu u dönemi 1000 ila 1261 y llar aras n kapsar. Bu dönemde Bizans imparatorlu u, Komninos ve Laskaris hanedanl klar taraf ndan yönetilmifltir y l ndaki IV. Haçl seferine kadar taflradaki eyaletlerde yer alan kasabalar n say s nda bir art fl gözlemlenir. Bunun sonucu olarak taflralar da yar feodal asil s n f ortaya ç kmaya bafllar. Komninoslar döneminde Bizans, feodal Avrupa toplumlar na benzemek için u rafl r. Ancak model ald klar Latin Bat devletleri taraf ndan düzenlenen IV. Haçl seferiyle baflkentleri iflgal edilir. Bizans n yaklafl k 9 as r boyunca stanbul da oluflturdu u hazinesi, sanat eserleri ya malan r. Bizans bu iflgalin sonucu olarak parçalan r. Trabzon, Epir ve znik te Bizans n devam oldu unu iddia eden beylik düzeyinde devletler ortaya ç kar. Bunlardan y llar aras nda znik te varl n sürdürenler, stanbul u 1261 y l nda ele geçirerek Bizans tekrar ihya ederler. Bo azlar imparatorlu u dönemi y llar aras n kapsar. Bizans n yönetici ailesi bu dönemde Paleologos hanedan d r. Bo azlar imparatorlu u diye an lmas n n sebebi imparatorlu un bu dönemde stanbul, Trakya, Selanik, Mora n n bir bölümü ve Ege Denizinde birkaç adayla s n rl olmas d r. 13. as rda Bizans, Latin imparatorlu unun tekrar kurulmamas ve rakibi Epir despotlu unun ortadan kald r lmas yla u raflm flt r. Bizans n dikkatini Bat ya yönlendirmesi Bat Anadolu da Osmanl lar n da dahil oldu u Türk beyliklerinin ortaya ç kmas n kolaylaflt rm flt r. 14. yüzy l n ikinci yar s nda stanbul un S rp devleti nin eline geçmesi söz konusudur. Bizans bu tehlikeden Osmanl dan ald yard mla kurtulabilecektir. Bunun sonucu olarak 1371 y l ndan itibaren Bizans, Osmanl devletinin vassal durumuna gelir. stanbul un Osmanl n n eline geçmesini, Timur un Y ld r m Bayezid i 1402 y l nda Ankara da ma lup etmesi engeller. Slav, Latin ve Osmanl dünyas aras nda s k flm fl olan Bizans 1274 y l nda Lyon konsilinde 1439 Ferrara - Floransa konsilinde Katolik Latin kilisesinin üstünlü ünü kabul ederek Bat dan hiçbir zaman yeterince gelmeyen yard m almay umar. Osmanl dünyas aras nda bir ada gibi kalan stanbul 1453 y l nda Osmanl lar taraf ndan fethedilerek Bizans devleti sona erer (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s ). SIRA S ZDE 3 Bizans tarihinin bafllang ç ve bitifli konusunda verilen tarihler nelerdir? Aç klay n z.

25 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl YÜZYIL BATI KOMfiULARI DO U KOMfiULARI KUZEY KOMfiULARI 4. yüzy l Ostrogotlar Vizigotlar Sasaniler Gotlar, Hunlar 17 Tablo 1.2 Bizans ve Komflular Tablosu 5. yüzy l Vizigotlar Ostrogotlar Vandallar Sasaniler Atilla ve Bat Hunlar 6. yüzy l Vizigotlar Ostrogotlar Vandallar Lombardlar Sasaniler Slavlar Göktürkler Avarlar 7. yüzy l Lombardlar Sasaniler Emeviler Avarlar Bulgar Türkleri Hazarlar 8. yüzy l Lombardlar Franklar Emeviler Abbasiler Avarlar Bulgar Türkleri Hazarlar 9. yüzy l Franklar Normanlar Emeviler Abbasiler Bulgarlar Hazarlar Ruslar 10. yüzy l Normanlar Abbasiler Bulgarlar Peçenekler Ruslar 11. yüzy l Normanlar Varanglar Haçl lar Venedikliler Selçuklular Bulgarlar Peçenekler Uzlar Ruslar 12. yüzy l Normanlar Varanglar Haçl lar Cenevizliler Selçuklular Kumanlar Bulgarlar Ruslar 13. yüzy l Venedikliler Cenevizliler Osmanl lar Anadolu Beylikleri Kumanlar Bulgarlar Tatarlar S rplar 14. yüzy l Venedikliler Cenevizliler Katalanlar Osmanl lar Anadolu Beylikleri Bulgarlar S rplar Tatarlar 15. yüzy l Venedikliler Cenevizliler Osmanl lar

26 18 Bizans Tarihi B ZANS VE KOMfiULARI Bizans imparatorlu unun bin y l aflan tarihinde pek çok komflusu olmufltur. Bizans bunlar aras nda Ortaça boyunca varl n korumufl tek devlet konumundad r. Bizans n komflular ya tarih sahnesine daha geç ç km fllar ya da tarih sahnesinden çok çabuk silinmifllerdir. Bizans n komflular na bakt m z zaman bir milletten ya da devletten daha çok halklarla karfl lafl r z. Bunlar n ortak özelli i belli bir dil grubuna dâhil olmalar d r. Bu komflular aras nda Farflça konuflan halklar, Cermen dili konuflan halklar, Türkçe konuflan halklar, Arapça konuflan halklar ve Slavca konuflan halklar n Bizansla daha çok temas halinde oldu unu söyleyebiliriz. Bunlar n d fl nda Bizans n skandinav ile Venedik ve Ceneviz gibi Latin halklarla da temaslar olmufltur. Bizans devletinin güney s n r ço u zaman Akdeniz oldu u için Bizans n komflular Bat, Kuzey ve Do u yönünde oluflmufltur. Bizans imparatorlu unun uzun zaman boyunca kuzey s n r Tuna Nehri olurken, do u s n r ise F - rat Nehri olmufltur. Bat s n r ise çok k sa bir süreli ine Atlas okyanusu olmuflken uzun bir süre Bat Balkanlar n Dalmaçya k y lar ile Macaristan aras nda kalan hat olmufltur. Bizans n bu s n rlar nda yer alan komflular tarih boyunca sürekli olarak de iflmifltir. Bizans bu komflular yla zaman zaman bar fl içinde ama ço u zamanda savafl halinde olmufltur. Çünkü Bizans n komflular yeni vatanlar n Bizans n eski topraklar üzerinde oluflturmufllard r. Bizans n do u komflular hakk nda daha fazla bilgiyi Emeviler ve Abbasiler için bu kitab n 3. ünitesinde, Selçuklular için 5. ünitesinde ve Osmanl lar için 6. ünitesinde bulabilirsiniz. Bizans n kuzey komflular yla ilgili ayr nt l bilgileri ise Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular ( yüzy l) adl 4. üniteden okuyabilirsiniz. Sasaniler Bizans devleti taraf ndan dünyan n öteki gözü say lan Pers dünyas nda Sasani hanedan taraf ndan y llar aras nda kurulmufl olan devlet Sasaniler olarak bilinir. Pers devlet gelene ini benimsemifl olan Sasanilerde monarflik yönetim hâkimdir. Kafkasya, Mezopotamya ve ran a hükmetmifltir. Bizans n kuzeyde ve bat daki komflular n n pek ço undan farkl olarak Sasanilerin kuvvetli bir devlet gelene i vard r. Bundan dolay Bizans la yapt klar savafllarda Sasaniler, zaman zaman yenilgiye u rasalar dahi daha sonra co rafyan n da verdi i avantajdan faydalanarak s n rlar n korumuflturlar. 6. yüzy l n son çeyre inde Bat Roma topraklar - n kaybeden Bizans 571 y l nda Sasanilerle giriflti i savaflta müttefik olarak Göktürklerle anlaflma yapm flt r. slamiyetin do uflundan önce 7. yüzy l n ilk on y l nda Sasaniler, Bizans n Orta Do u topraklar olan Suriye, Filistin ve M s r iflgal etmifllerdir. mparator Heraklios ( ) iktidar n n ilk yirmi y l n bu topraklar alabilmek için Sasanilerle savaflarak geçirmifltir. Bu uzun savafl döneminde y pranan Bizans ve Sasani dünyas arkas ndan gelen h zl slam yay l fl na engel olamam flt r. Bunun sonucu olarak ran, slam dünyas na kat l rken Bizans n Orta Do u topraklar da Müslümanlar taraf ndan fethedilmifltir (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s ). Bizans n di er do ulu komflular n kronolojik olarak Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Osmanl lar olarak s ralayabiliriz. Kuzey komflular ise daha çok Türk kökenli Hunlar, Göktürkler, Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler, Uzlar, Kumanlar ve Tatarlar olarak gösterilebilir. Gotlar, Vizigotlar ve Ostrogotlar Bizans n bat komflular olan Gotlar, Cermen as ll bir halkt r. Anavatanlar Güney skandinavya olarak bilinir. Fakat Gotlar yerleflik bir toplum olmad klar için 2. yüzy l da do uya hareket ederek Karadeniz in kuzeyinde Dinyester ve Don Nehirleri aras na geldiler. 238 y l ndan itibaren Gotlar Roma n n Tuna eyaletini, Balkanlar ve Anadolu nun sahil flehirlerini ya malamaya bafllad lar. 273 y l nda Roma im-

27 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl 19 paratorlu u Tuna Nehrinin Orta ve Afla bölümünün kuzeyinde kalan topraklar Gotlara b rakt. Bu tarihten sonra 4. yüzy l boyunca Gotlar n Vizigot ve Ostrogot olarak ikiye ayr ld klar n ve bat yönüne hareket etti ini görüyoruz. Bat Gotlar olarak adland r lan Vizigotlar a rl kl olarak Got soyundan gelmekle birlikte Balkanlardaki halklarla kar flm fl çok etnik yap l bir halkt r. Ostrogotlar ise Don Nehrinin afla bölümünde oturan ve Do u Gotlar olarak adland r lan Gotlar kapsar. Vizigotlar, 4. yüzy l n sonunda Bizans a karfl sald r ve ya malarda bulunarak 378 y l nda stanbul surlar n n önünde görüldüler. Ayn y l gerçekleflen Edirne savafl nda Bizans imparatoru Valens, Vizigotlar taraf ndan öldürüldü. Bizans antlaflma yaparak onlar Tuna eyaletine yerlefltirdi. Bundan sonra Bizans ordusunda Got as ll askerler ve generaller görülmeye bafllar. Bu yüzy lda Ulfilas adl bir Got ncil i Yunanca dan Gotça ya çevirir. Bunun sonucu olarak Gotlar aras nda Ortodokslu un Arius mezhebi yay l r. Ancak stanbul un ileri gelenlerinin ve halk n n Gotlar hakk ndaki flikâyetleri tarihi kay tlara yans m flt r. Muhtemelen bunun bir sonucu olarak 12. Temmuz 400 tarihinde stanbul da Got askerlerine toplu bir katliam uygulan r. Gotlar n Vizigot kolunu birlefltirerek onlar n lideri olan Alarik, Tuna Nehrinin güneyinde kalan topraklarla birlikte Makedonya ve Trakya y ya malad ktan sonra stanbul surlar na yaklaflt. Bunun üzerine Bizans Alarik e ordu komutan manas nda magister militium unvan verdi. Alarik geri çekilerek talya ya yöneldi. 401 y l nda Alarik, Vizigotlar talya ya sevketti. Fakat Vandal lider Stiliho onu talya dan uzaklaflt rd. 408 y l nda Stiliho nun ölümü üzerine tekrar lirya bölgesinden talya ya yönelen Alarik, 410 y l n n A ustos ay nda Roma y iflgal etti ve ya malad. Tarihçi Jordanes in ifadesine göre ayn y l ölen Alarik, güney talya da bulunan Busento rma n n alt na hazinesiyle birlikte gömüldü. 5. yüzy l n bafl nda Roma flehrinin ya malanmas ndan sonra Bat Roma imparatorlu u topraklar üzerinde Cermen krall klar oluflmaya bafllad. 412 y l ndan sonra Güney Galya ya geçen Vizigotlar, 418 senesinde Tulus flehrinde kendi devletlerini kurdular. 416 y l nda Vizigotlar, Güney spanya ya gittiler ve burada karfl laflt klar Vandal ve Alanlar yendiler. Bat da kurulan Vizigot ve Ostrogot krall klar resmen tan nmasa da Bizans taraf ndan kabullenildi. 6. yüzy lda I. Iustinianos ( ) döneminde talya ve spanya n n güney bölümü tekrar Bizans n hâkimiyetine geçince Gotlar talya ya yönelen Lombardlara karfl Bizans n müttefiki haline geldiler ve zaman içinde eriyip kayboldular. Karadeniz in kuzeyinde Don Nehri civar nda yaflayan Ostrogotlar 375 y l nda bölgeye göç eden Hunlar n tazyiki ile Panonya bölgesine gelmifller ve burada 454 y l na kadar kalm fllard r. 5. yüzy lda liderleri Teodorik önderli inde büyük bir Ostrogot birli i olufltururlar. Bu s rada talya da imparator Romolus a karfl isyan eden Cermen birliklerinin bafl na geçen general Odovakar devlet otoritesini hiçe sayar. Bizans imparatoru Zenon ( ), Teodorik komutas ndaki Ostrogotlar, Odovakar yok etmek üzere talya ya sevkeder. Teodorik, 17 y l süren bir mücadeleden sonra Odovakar yener ve talya ya hâkim olur. Bizans ad na talya n n idaresini üstlenir. Teodorik halk n Roma ilkelerine uygun olarak talya ya iskân eder ve Revena y kendisine baflkent yapar. Arius mezhebine mensup olmas na ra men Papa ile iyi iliflkiler kurar. talya y öldü ü 526 y l na kadar yönetir. I. Iustinianos un meflhur generali Belisarios un 535 y l nda talya y tekrar Bizans a ba lamak için açt savafla karfl Ostrogotlar 20 y l savaflt. Ancak 555 y l nda Ostrogotlar, Bizans hâkimiyetini tan d lar ve 568 y l nda talya n n Po vadisine giren Lombardlar n aras nda eridiler (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 862).

28 20 Bizans Tarihi Vandallar Vandallar, Cermen kökenli halklardan birisidir Vandallar tarihçiler taraf ndan ilk defa Alan ve Süev ittifak ile birlikte Ren nehrini geçerek üç y l boyunca Galya n n ya malanmas olay nda kaydedilirler. 409 y l nda spanya ya girmifller ve buraya yerleflmeden önce spanya n n bat s n ve güneyini ya malam fllard r. Vandallar 429 y l nda Alanlarla birlikte spanya dan Afrika ya geçmifller ve Kartaca flehrine hâkim olmufllard r. Vandallar kurduklar donanma ile Akdeniz de etkili olmaya bafllar ve Sardunya ile Sicilya adalar n kontrol alt na al rlar. Vandal donanmas Bizans n Akdeniz topraklar na s k s k sald r larda bulunur. 455 y l nda Roma flehri de Vandallar taraf ndan ya malan r. Bizansl lar, Vandallar Afrika dan ç kartmaya 465 ve 470 y llar nda iki kez teflebbüs ederler ancak baflar l olamazlar. Bunun üzerine Bizans, anlaflma yoluyla Afrika n n kontrolünü Vandallara b rak r. 439 y l nda Kartaca n n Vandallar n eline geçmesinden 533 y l na kadar Afrika da Vandal krall kurulur. Vandallar da H ristiyanl n Arius mezhebine dâhildiler. 533 y l nda son Vandal kral öldü ü zaman kimin kral olaca konusunda istikrars zl k yaflan r. Vandal krall içinde yaflayan Romal nüfusun Ariusçu Vandallardan zulüm görmesini bahane eden Bizans imparatoru Iustinianos, Belissarios komutas nda bir orduyu Kartaca ya gönderir. Vandal ordusu yenilir, Kartaca al n r ve Vandallar tarih sahnesinden vandalizm tabirini b rakarak çekilir. Lombardlar Lombardlar, Bat Cermen halklar ndan birisidir. 6. yüzy l n bafl nda Panonya bölgesini iflgal etmifllerdir. Lombard lideri Audoin, 540 y l nda imparator Iustinianos ile ittifak kurar. Iustinianos un generali Narsis in emrine 552 y l nda 5500 Lombard askeri verilir. 568 y l nda Avarlar n Panonya bölgesine bask lar nedeniyle Alboin liderli indeki Lombardlar, talya ya hareket ederek buraya k sa sürede yerleflirler. 605 y l nda Bizans, Lombardlarla bar fl anlaflmas yapmak zorunda kal r. Ancak talya ya yerleflen Lombardlar buradaki kültürden etkilenmeye bafllar. Ostrogotlara da baflkentlik yapm fl olan Revena y 751 y l nda ele geçirerek kendilerine baflkent yaparlar. Bu durum Papa ile aralar n n aç lmas na neden olur. Papa, Lombardlara karfl Franklar desteklemeye bafllar. Frank kral fiarlman, 774 y l nda Lombardlar Frank hâkimiyeti alt na al r (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 1249). Franklar Franklar, Cermen halklar ndan birisidir. 3. yüzy lda Ren Nehrinin afla bölgesinde yerleflmifllerdi. Bu yüzy lda Franklar n Roma ordusu içinde görev ald klar bilinmektedir. Franklar, 6. yüzy l n bafl nda Clovis in önderli inde birleflmifllerdir. Clovis, Frank hâkimiyetini Galya ya kadar geniflletir. Clovis, H ristiyanl n Ortodoks mezhebini benimser. Bu durum Arius mezhebini benimseyen Vizigotlara karfl Bizans dünyas n n zaferi olarak alg lan r. Çünkü Franklar n Ortodoksluk mezhebine geçmesi Bizans n Arius mezhebinde olan Vizigot, Ostrogot, Vandal ve daha sonra da Lombardlar için yeni bir müttefik bulmas manas na geliyordu. Bizans ile Franklar aras ndaki iliflkiler, talya daki mücadeleler ve Bizans n kontrolünden ç kmak isteyen Papal k yüzünden gerginleflir. 800 y l nda Papa, fiarlman a Roma-Cermen imparatoru olarak taç giydirir. Bizans bu olay iktidar na bir ortak oluflturma giriflimi olarak de erlendirir. fiarlman, Afla Tuna dan Bizans topraklar na inen ve oradan da Orta Avrupa ya yönelen Avarlar yenmeyi baflar r. 9. yüzy l da Frank imparatorlu u çökmeye bafllar. 843 tarihli Verdun antlaflmas yla imparatorluk üç e

29 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl 21 ayr l r. Müslüman Araplar n Sicilya ve talya ya ak nlar Frank kral II. Louis ile Bizans imparatoru I. Vasil i ittifak kurmaya zorlar. 10. yüzy lda Roma - Cermen imparatorlu unun a rl n Almanlar oluflturmaya bafllar. Bunun üzerine Franklar, Fransa krall olufltururlar (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 803). Normanlar Kuzeyli adam manas na gelen Normanlar, Bizans ta Viking, Varang, Rus ve Frank adlar yla da isimlendirilmifllerdir. 9. yüzy ldan 11 yüzy la kadar Normanlar, zlanda dan Kiev e kadar genifl bir araziyi ya malar ve bir k sm da buralara yerleflir. Nomanlar 860 y l nda talya n n Pisa flehrini ya malar. 990 ila 1017 y llar aras nda Normanlar, Kuzey talya y iflgal etmifllerdir. Bunu yapmadan önce Normanlar, Bizans n ve Lombardlar n paral askerleri olarak Güney talya ya gemifllerdir. Normanlar 1040 ila 1071 y llar aras nda Bizans n talya daki temalar n iflgal eder y l nda Normanlar, Sicilya n n iflgalini tamamlar. Bizans n Malazgirt le do uda ald yenilginin bir benzerini Normanlar Bizans a Sicilya da yaflat rlar. Sicilya da 1072 y l ndan 1194 y l na kadar devam edecek devletlerini kurarlar. 10. yüzy lda toplumunun büyük bir bölümü hala köylü olan Normanlar, 11. yüzy lda flövalyelik gibi askeri tekniklerle tan flt lar. Normanlar, devletlerini kurduktan sonra Bizans la yak n iliflki gelifltirmek istediler. Devlet idaresinde eski Bizans memurlar ndan istifade ettiler. Pek çok Norman asilzadesi Bizans ordusuna girerek hizmet verdi. 12. yüzy lda Bizans elit grubu içinde Norman kökenliler de yer ald. Bununla birlikte Normanlar, Bat Balkanlarda Bizans a karfl kendi egemenliklerini kurmaya teflebbüs ettiler y l nda Draç a sald rd lar. 12. yüzy lda Bizans a karfl stanbul a bir donanma gönderdiler. II. Roger komutas ndaki Normanlar y llar nda Mora ve k ta Yunanistan n ya malad lar. Pek çok Bizansl ipek dokumac s n Sicilya ya götürdüler y l nda Normanlar, Selanik i iflgal ettiler. Ancak k - sa bir süre sonra flehri kaybettiler. I. Haçl seferi s ras nda oluflturulan Antakya prensli inin oluflumunda Normanlar önemli rol oynad lar y l nda Sicilya daki Norman krall, hanedan n soyu devam edemedi inden ortadan kalkt (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s ). Varanglar Varang kelimesi 11. yüzy l n sonundan itibaren Bizans n ordusunda yer alan Vikingliler ve kuzeyden gelenler için kullan lm flt r. Varang kelimesi ayn zamanda yine Bizans ordusunda görev yapan Anglo - Saksonlar da ifade etmektedir. Bu tabiri ilk defa Bizans kaynaklar nda 1034 y l nda rastlan r. skandinavyal lar, Rusya yoluyla Bizans ta çal flmak için 10. yüzy ldan itibaren stanbul a gelmeye bafllarlar. Silah olarak tafl d klar baltalar ndan dolay baltac lar olarak an lmaktayd lar. 11. ve 12. yüzy llar boyunca Varanglar, Komninos hanedan na Mangana ve Vlaherna saraylar n n muhaf z askerleri olarak hizmet ettiler. Ayn zamanda ordunun düzenledi i seferlere de kat ld lar. Varanglar, kuzeyli görünümleri, silahlar, kat disiplinleri ve k yafetleri ile Bizansl lar n ve yabanc lar n dikkatini çekmifltir. Varanglar n Meryem ad na infla edilmifl stanbul da, Girit te ve Taranto da kiliseleri vard. Venedik 25 Mart 421 y l nda Adriyatik Denizinin kuzey uç noktas nda kurulan Venedik, talya 9. yüzy la kadar, Got, Lombard ve Frank iflgali görmesine ra men Bizans a ba l olarak kald y llar aras nda Venedik Doçu olan Peter Tribuno döneminde Bizans tan ayr lan Venedik, cumhuriyet idaresi kurar. K sa zamanda deniz

30 22 Bizans Tarihi gücü oluflturur. Adriyatik denizinde Müslüman Araplara karfl mücadele verir. Venedik gemileri, 960 y l nda yasaklan ncaya kadar stanbul a köle satt lar y - l nda Aleksios Komninos, Venediklilere baz ticari imtiyazlar verdi. Bundan sonra Bizans ticaretinin büyük bir k sm Venedikliler taraf ndan gerçeklefltirilmeye baflland y l nda stanbul un iflgali ile sonuçlanan IV. Haçl seferine öncülük yapan Venedik, eski Bizans topraklar olan stanbul, Adalar ve Mora da pek çok yeni Latin devletinin oluflumuna katk verdi. Bu durum znik e çekilmifl olan Bizansl lar aras nda Venedik e karfl husumet duygular n n oluflmas na neden oldu. Son Bizans hanedan n ç karan VIII. Mihail Paleologos, 1261 y l nda stanbul u ele geçirmek için Venedik in rakibi Cenoval larla iflbirli i yapt y llar aras Venedik - Bizans iliflkileri istikrars z ve gergin bir flekilde geliflti den sonra Bizans, Venedik ve Cenova aras nda bir denge politikas izledi. Bizans imparatorlar ndan V. oannis ve II. Manuil Paleologos, Venedik taraftar bir politika izler yüzy llarda Venedik stanbul da ve Karadeniz de aktif bir ticaret gerçeklefltirir y l nda Bozcaada n n egemenli i için Venedik ve Ceneviz savafl r. Selanik i kuflatan Osmanl lara dayanam yaca n anlayan Bizans, flehri Venediklilere satt. II. Manuil ve VIII. oannis iktidarlar döneminde Venedik i ziyaret ettiler. Günümüzde en zengin Bizans yazmalar n n muhafaza edildi i Bibliotheca Marciana, Kardinal Bessarion un 1468 y l nda Venedik e miras olarak b rakt eserlerden oluflmaktad r (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s ). Ceneviz talya da bir liman kenti olarak kurulan Ceneviz, 539 y l nda Bizans n eline geçmifltir. Ancak k sa bir süre sonra flehir Franklar n ve 642 y l nda da Lombardlar n iflgaline maruz kalm flt r. 10. yüzy lda tekrar tarih sahnesine ç kan Ceneviz, y llar aras ndaki Müslüman Arap ak nlar na karfl koymufl ve 11. yüzy lda Sardunya dan gelen Araplar yenilgiye u ratm flt r. Ayn yüzy lda güçlü donanmas yla Ceneviz, Tunus a sald r da bulunur. Cenevizler I. Haçl seferinde yer al rlar tarihinde imparator I. Manuil Komninos, Cenevizlilere baz ticari imtiyazlar verir. Ceneviz bu dönemde Venedik ve Pisa flehirleriyle rekabet halindedir den sonra Ceneviz, Bizans nezdinde rakiplerine karfl üstünlük sa lar. stanbul un 1204 y l nda Latinlerce iflgali üzerine Venedik in üstüne odaklanan Bizans öfkesinden Ceneviz istifade eder y l nda Bizans la Ceneviz ticari antlaflma imzalar. stanbul un 1261 y l nda al nmas na Ceneviz yard m eder. Bunun karfl l olarak Bizans tan yeni ticari imtiyazlar elde eder. stanbul Pera, Sak z ve K r m da pek çok Ceneviz kolonisi olufltur. Cenevizliler, 14. ve 15. yüzy l boyunca hem Osmanl lar hem de Bizans la anlaflmalar yaparak ticari gelirini artt rmak için u rafl rlar (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 831). SIRA S ZDE 4 Bizans n Bat komflular kimlerdir?

31 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl 23 Özet A MAÇ 1 A MAÇ 2 Bizans tarihine ait temel kavramlar aç klayabilecek Bizans tarihi anlat l rken yaklafl k bin as rdan fazla yaflam fl olan devletin sakinleri Bizans, Rum, Grek, Hellas ve Yunan tabirleriyle ifade edilmektedir. Bu ifadeler aras nda baz farkl l klar söz konusudur. Bizans kelimesi devletin yaflad dönemde tüm imparatorluk tebaas için kullan lmam flt r. Bu tabir Bizans devleti y k ld ktan sonra tarihçiler taraf ndan kullan lan bir sözcüktür. Bizim Bizansl dedi imiz insanlar kendilerini Romal (Romi) olarak isimlendiriyorlard. Bu kelime do u kaynaklar nda Rum olarak telaffuz edilmifltir. Grek kelimesi ise siyasi olarak Kutsal Roma - Cermen imparatoru fiarlman n 800 y l nda kendisini Roma imparatoru ilan etmesinden sonra yo un olarak kullan lm flt r. fiarlman n amac Latinlerin hizmetkâr manas ndaki Grek kelimesi ile birlikte Rex- Graecorum yani Greklerin kral unvan n Bizans imparatoru için kullanarak onu afla lamak ve kendi imparatorlu unu meflrulaflt rmakt. Hellas ise 1204 y l ndaki IV. Haçl seferi sonucunda stanbul u terk etmek zorunda kalan Bizansl lar n znik te kendilerini Romal olarak nitelendiren Katolik Latinlerden ay rmak için kulland klar bir sözcüktür. Yunan kelimesi ise antik dönemde onia bölgesinde yaflayanlarla ilk temasta bulunan Perslerin, onlar kendi dillerindeki ismilendirilmesidir. Bizans Devleti nin genel özelliklerini aç klayabilecek Asl nda Roma imparatorlu unun devam olan Bizans devletini ondan ay ran baz özellikler vard r. Bu özellikler baflta Yunanca olmak üzere Antik Yunan kültürünün korunmas, Roma devlet gelene inin ve hukukunun benimsenmesi, Ortodoks H ristiyanl n resmi din olarak kabul edilmesi ve imparatorluk tarihi ile özdeflen baflkent stanbul dur. A MAÇ 3 A MAÇ 4 Bizans tarihinin dönemledirilmesi üzerine görüflleri aç klayabileceksiniz Bizans tarihinin dönemlendirilmesi konusunda tarihçiler aras nda de iflik görüfller mevcuttur. Bu görüfller aras nda hanedanlara göre tasnif, kronolojik tasnif ile sosyal ve kültürel olaylara göre tasnif en yayg n dönemlendirmelerdir. Hanedanlara göre tasnifte Bizans tarihinde yer alan doksandan fazla imparator, 14 ana hanedan oluflturur. Kronolojik tasnife göre ise 284 ila 1453 tarihleri aras nda 3 dönem vard r y llar aras erken Bizans dönemi, aras orta Bizans dönemi ve seneleri aras geç Bizans dönemi olarak adland r l r. Sosyal ve kültürel olaylara göre tasnifte ise geç Roma imparatorlu u, karanl k ça, geliflme, bat l laflma ve znik imparatorlu u ile Bo azlar imparatorlu u adl befl dönem yer al r. Bizans ve komflular n tart flabilecek Bizans n 4. ve 15. yüzy llar aras nda bat, do u ve kuzey komflular olmufltur. Güney s n r n ise Akdeniz oluflturmufltur. Bizans n bat komflular aras nda Ostrogotlar, Vizigotlar, Vandallar, Lombardlar, Franklar, Normanlar, Varanglar, Haçl lar, Katalanlar, Venedikliler ve Cenevizliler say labilir. Do u komflular ise Sasaniler, Emeviler, Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanl lard r. Kuzey komflular ise Gotlar, Hunlar, Slavlar, Göktürkler, Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Ruslar, Peçenekler, Uzlar, Kumanlar ve Tatarlar söyleyebiliriz. Bizans n bat ve kuzey komflular daha çok kurumlar olan devletlerden ziyade kabile federasyonu fleklinde örgütlenmifl halklard r. Do u komflular ise merkezi devlet gelene ine sahip güçlü devletlerdi.

32 24 Bizans Tarihi Kendimizi S nayal m 1. Bizans olarak adland rd m z devletin sakinleri taraf ndan kendileri için kulland klar sözcük afla dakilerden hangisidir? a. Grek b. Romi c. Yunan d. stanbullu e. Hellas 2. Türk Dünyas n da Bizans tan bahseden ilk yaz l kaynak afla dakilerden hangisidir? a. Orhun Yaz tlar b. Divânu Lügati t-türk c. Kutadgu Bilig d. O uzname e. Göktürk Yaz tlar 3. Do u Roma mparatorlu u nda 7. yüzy ldan sonra kullan lan resmî dil afla dakilerden hangisidir? a. Latince b. Farsça c. Yunanca d. Slavca e. Gotça 4. Afla dakilerden hangisi Bizans Devletinin genel özelliklerden biri de ildir? a. H ristiyanl n resmi din olarak kabul edilmesi b. Antik Yunan Kültürü nün baz de erlerine sahip ç k lmas c. Delatinizasyon politikas n n izlenmesi d. Paganl k dâhil bütün inançlara sayg gösterilmesi e. stanbul un baflkent olmas 5. slam Dünyas nda büyük etki yaratm fl ve ilk ö retmen manas na gelen muallimü l-evvel unvan yla an lm fl Antik Yunan Yazar kimdir? a. Aristo b. Eflatun c. Herodotos d. Homeros e. Tukididis 6. Afla dakilerden hangisi Bizans Devleti nin bafllang ç tarihlerinden biri de ildir? a. Dioklitianos un 284 y l nda tahta ç kmas b. 324 y l nda stanbul un inflas na bafllanmas c. 330 y l nda stanbul un baflkent ilan edilmesi d. 395 y l nda mparatorlu un Do u ve Bat Roma olarak ikiye ayr lmas e. 800 y l nda fiarlman n Roma mparatoru olarak taç giymesi 7. Afla daki verilen hanedan dönemlerinden hangisi yanl flt r? a. Heraklios b. Amorion c. Makedonya d. Laskaris e. Paleologos Afla dakilerden hangisi, 1204 Latin flgali sonucunda kurulan Latin Dukakl klar ndan biri de ildir? a. Mora Dukakl b. Epir Dukakl c. Atina Dukakl d. Tiva Dukakl e. Selanik Dukakl 9. Afla dakilerden hangisi Bizans n bat komflular aras nda yer almaz? a. Uzlar b. Normanlar c. Haçl lar d. Ostrogotlar e. Venedik 10. Afla dakilerden hangisi, 11. ve 12. yüzy llarda Bizans Saray nda muhaf z olarak istihdam edilmifllerdir? a. Vandallar b. Avarlar c. Lombardlar d. Varanglar e. Franklar

33 1. Ünite - Bizans Tarihine Genel Bir Bak fl 25 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar 1. b Yan t n z do ru de ilse, Bizans Tarihine Ait Baz Kavramlar bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 2. e Yan t n z do ru de ilse, Bizans Tarihine Ait Baz Kavramlar bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 3. c Yan t n z do ru de ilse, Bizans Devleti nin Genel Özellikleri bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 4. d Yan t n z do ru de ilse, Bizans Devleti nin Genel Özellikleri bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 5. a Yan t n z do ru de ilse, Bizans Devleti nin Genel Özellikleri bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 6. e Yan t n z do ru de ilse, Bizans Tarihinin Dönemlendirilmesi bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 7. d Yan t n z do ru de ilse, Bizans Tarihinin Dönemlendirilmesi bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 8. b Yan t n z do ru de ilse, Bizans Tarihinin Dönemlendirilmesi bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 9. a Yan t n z do ru de ilse, Bizans ve Komflular bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 10. d Yan t n z do ru de ilse, Bizans ve Komflular bölümünü yeniden gözden geçiriniz S ra Sizde Yan t Anahtar S ra Sizde 1 stanbul un Do u Roma imparatorlu u taraf ndan baflkent seçilmesinden önce burada kurulmufl olan antik Yunan koloni flehri Bizantion olarak ismilendiriliyordu. Zaman içinde nadiren de olsa bu tabir devletin baflkenti için de kullan ld. Ancak Do u Romal lar kendilerini Bizans ya da Bizansl olarak adland rmad lar. Bizans tabiri Do u Roma devleti y k ld ktan sonra onun Bat Roma ve Roma imparatorlu u ile kar flmamas için 16. yüzy lda tarihçiler taraf ndan Do u Roma için kullan lmaya bafllanan bir sözcüktür. Bizim daha sonra Bizansl dedi- imiz insanlar kendilerini Romal (Romi) olarak isimlendirmifltir. Bu kelimenin baflta Kuran- Kerim olmak üzere kaynaklarda özellikle do uda Romi kelimesinin Rum fleklinde telaffuz edilmesi Romal lar n Rum olarak adland r lmas na sebep olmufltur. Rum kelimesinden Bilad- Rum, Rumeli, Kayser-i Rum gibi tamlamalar Türkçe de yer almaktad r. S ra Sizde 2 Büyük skender milattan önce 323 y l nda öldü ünde Makedonya dan Hindistan a kadar pek çok yerde Yunanca kini glosa yani anlaflma dili olarak kullan lmaya bafllam flt r. Romal lar bu topraklara hâkim olduklar zaman Yunanca etkisini azalarak da olsa korumaya bafllad. Bizans ta 7. yüzy la gelindi inde Latince olan resmi dil Yunancaya dönüfltü. Bizans e itim sisteminde Homeros, Aristo, Heredotos ve Tukididis gibi Yunan filozoflar ve bilgelerinin eserleri okutuldu. Anadolu da Müslüman Araplar n seferleri s ras nda antik Yunan yazarlar na ait pek çok eser toplanarak Ba dat a götürüldü. Seksene yak n antik Yunan yazar n n eseri Arapçaya çevrilerek hem korunmas sa land hem de daha genifl kitlelerin bunlardan yararlanmas temin edildi. Bunun sonuçlar ndan biri olarak Aristo, slam dünyas nda ilk ö retmen anlam nda muallimü l - evvel unvan yla an ld. S ra Sizde 3 Bizans n bafllang ç ve bitifl noktas olarak de iflik bak fl aç lar na göre farkl tarihler verilmifltir. Bizans n bafllang ç tarihi olarak Dioklitianos un 284 y l nda tahta ç k fl, 324 y l nda stanbul un inflas na bafllanmas, 330 senesinde stanbul un resmi baflkent olmas, 395 y l nda devletin Do u ve Bat Roma olarak ikiye ayr lmas. 476 senesinde Roma flehrinin Cermenlerin eline geçmesi, 610 y l nda Heraklios un 711 sensinde III. Leon un tahta ç -

34 26 Bizans Tarihi Yararlan lan Kaynaklar k fl ve 1204 y llar verilmifltir. Bitifl noktas olarak ise 1453 y l nda stanbul un Türkler taraf ndan fethi ile Trabzon ve Mora despotlu unun Osmanl ya ba land 1461 y l gösterilmifltir. S ra Sizde 4 Bizans n bat komflular n n büyük bir ço unlu unu Cermen halklar oluflturur. Bunlar Ostrogotlar, Vizigotlar, Vandallar, Lombardlar, Franklar, Normanlard r. Ayr ca skandinavyal kuzeyliler olan Normanlar ile Varanglar da Bizans n bat komflular aras nda say labilir. De iflik etnik unsurlardan oluflmakla birlikte ortak özelli i Katolik H ristiyan olan Haçl lar n yan s ra Katalanlar ile liman flehir devletleri olan Ceneviz ve Venedik i de Bizans n bat komflular olarak s ralayabiliriz. Bask c, M. M., (2009), Bizans Döneminde Anadolu, ktisadi ve Sosyal Yap ( ), Phoenix yay nevi, Ankara. Demirkent, I. (1992), Bizans, Türkiye Diyanet Vakf slâm Ansiklopedisi, VI, Demirkent, I. (1998), Herakleios, Türkiye Diyanet Vakf slâm Ansiklopedisi, XVII, Haldon, J. (2007), Bizans Tarih Atlas (Çev. Ali Özdamar), stanbul: Kitap Yay nevi. Herrin, J. (2010). Bizans Bir Ortaça mparatorlu unun fiafl rt c Yaflam, çev. U. Kocabaflo lu, stanbul: letiflim Yay nevi. Kayap nar,l., (2006) Bizans Hakimiyet Sa lama Dönemi II. Basileos tan IV. Haçl Seferi ne, Balkanlar El Kitab, der. Karatay-Gökda, C.1, , Karam&Vadi Yay nlar. Mango, C., (2008), Bizans, Yeni Roma mparatorlu u, çev. G. Ç. Güven, stanbul: Yap Kredi Yay nlar. Nicolle, D. -J. Haldon-S. Turnbull, (2010), Konstantinopolis in Düflüflü, Osmanl lar n Bizans Fethi, çev. A. Özdamar, stanbul: Kitapyay nevi. Ostrogorsky, Georg, (1991), Bizans Devleti Tarihi, Türkçe çev., Fikret Ifl ltan, Ankara TTK. yay nlar. Ögel, Bahaeddin, (1945), Göktürk Yaz tlar n n Apurum lar ve Fu-lin Problemi, Belleten, LXL Savvides, A. - B. Hendrickx. (2001), Introducing Byzantine History (A Manuel for Beginners), Paris: Herodotos. Sfrancis, Yorgios. (2009), stanbul un Fethinin Bizansl son Tan Yorgios Sfrancis in An lar -Chronicon Minus-, çev. L. Kayap nar, stanbul: Kitabevi. The Oxford Dictionary of Byzantium, (1991), ed. Kazhdan, Alexander, C.1-3, New York: Oxford University Press The Oxford Handbook of Byzantine Studies, (2008), ed. Jeffreys-Haldon-Cormack, Oxford University Press.

35

36 2B ZANS TAR H Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Roma mparatorlu u nun Bizans a dönüflümünü aç klayabilecek; Bizans ortaya ç karan unsurlar aç klayabilecek; Bizans n do uflu sürecindeki tarihsel geliflmeleri tart flabilecek; H ristiyanl n Bizans n oluflumundaki etkisini aç klayabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Roma flehri Roma mparatorlu u Roma Uygarl H ristiyanl k stanbul Kavimler Göçü çindekiler Bizans Tarihi Roma dan Bizans a Geçifl ROMA DEVLETEN N DÖNEMLER VE YAYILDI I ÇO RAFYA BÖLÜNEN ROMA MPARATORLU U

37 Roma dan Bizans a Geçifl ROMA DEVLET N N DÖNEMLER VE YAYILDI I CO RAFYA Girifl Bizans n Roma mparatorlu u nun devam oldu u tarihi bir gerçektir. Bizlerin Bizansl olarak adland rd insanlar kendilerini her zaman Romal olarak gördüler, devletlerine Roma mparatorlu u ve hükümdarlar na da Roma mparatoru dediler. Modern ça n ayd nlar n n Bizans ad yla and yap Roma n n bir de iflim ve dönüflüm yaflayarak ulaflt sentezden ibarettir. Bu sentezin ana unsurlar n Roma devlet düflüncesi, H ristiyanl k inanc, Yunan dili ve kültürü oluflturmaktad r. Bu üç unsurun birleflimi Bizans ad verilen oluflumu do urmufltur. Bundan dolay Bizans anlayabilmek ve Bizans var eden sentezin ortaya ç k fl sürecini iyi biçimde kavrayabilmek için öncelikle Roma tarihi ve uygarl n genel hatlar yla da olsa anlamak gerekir. Krall k Devri (M.Ö M.Ö. 509) Roma Devleti nin tarihi de iflik tasnifler olmakla birlikte üç ana döneme ayr l r. Bunlar Krall k, Cumhuriyet ve mparatorluk dönemleridir. Roma n n kuruluflu ve krall k döneminde yaflanan geliflmeler efsanelerle örülü bir flekilde zaman m za kadar ulaflan bir tak m bilgilerden ibarettir. Bu efsaneye göre, talya n n Latium bölgesinde, Romus ve Romulus kardefller M.Ö. 753 de Tiber nehrinin kenar nda Palatium tepesi üzerinde Roma flehrini kurdular (Demircio lu, 1998, 36). Romulus un, flehrin kuruluflundan hemen sonra komflu halk Sabinlere karfl bafllatt savafl iki halk n birleflmesiyle sonuçland. Böylece ilk kral Romulus olan Roma flehir devleti ortaya ç kt. Romulus u takiben alt kral s ras yla yönetime sahip oldu. Bu krallardan ilk üçü Latin as ll idiler. Onlar n döneminde Roma dini ilk biçimini al rken devlet bir köyler konfederasyonu görünümündeydi. Etrüsk kökenli son üç kral dönemindeyse çevredeki Latin halklar kendisine ba lamay baflaran Roma parlak ve güçlü bir kent devleti haline geldi. Efsanede zalim bir kral olarak tasvir edilen son Etrüsk Kral Tarquinius Suberbus un bask lara karfl ayaklanan Roma halk taraf ndan M.Ö. 509 da flehirden kovulmas ve cumhuriyet yönetiminin kurulmas yla krall k dönemi sona ermektedir (Demircio lu, 1998, 47). Krall k döneminde Roma halk çeflitli toplumsal s n flara ayr l yordu. Büyük toprak sahibi olan aristokratlara patriciler deniliyordu. Bunlar siyasal haklara sahip Latium: Orta talya da merkezi Roma olan ve günümüzde Lazio olarak adland r lan bölgenin ad d r. Tiber ve Aniene nehirleri aras nda yaklafl k kilometre karelik bir topra kapsayan Latium bölgesi bereketli ova topra ve talya daki Latin kavimlerin ana yurdu olarak bilinmektedir. Latin: Roma flehrindeki varl klar M.Ö. 8. yüzy la kadar uzanan ve Hint-Ari dil grubuna ait Latince konuflan kavmin ad. Etrüsk: talya da kimliklerini M.Ö. 6. yüzy la kadar korumufl olan ve bölgeye d flar dan geldi i düflünülen ve Hint-Ari dil grubuna dâhil olmayan bir lisana sahip kavmin ad d r.

38 30 Bizans Tarihi Curiata: Bafllang çta soya dayal daha sonra servet ve nihayet yaflanan mekana göre oluflturulan halk meclisinin ad d r. Bu meclise sadece patriciler kat labilirdi. Bafllang çta savafl n yap lmas ve bar fl n sa lanmas karar n veren bu halk meclisi daha sonra kral n seçimi ve yasalar n onaylanmas nda da görev alm flt r. SIRA S ZDE 1 tek gruptu ve askerlik yapmakla da yükümlüydüler. Senato ve Comitia Curiata y da bunlar oluflturuyordu (Y ld r m, 2002, 222). Küçük arazi sahipleri, zanaatç lar, tüccarlar ve çobanlar gibi kitlelerin oluflturdu u s n f ise plepler olarak adland r l - yordu. Bu s n f n siyasal bir hakk yoktu ve askerlik yükümlülü üne de tabi de ildi. Bununla birlikte hukuken özgür kabul ediliyorlar ve yarg lanabiliyorlard. Patricilerle evlenmeleri yasakt. Cliens olarak bilinen yanaflmalar patricilerin himayesinde bulunan kimselerdi. Genellikle patricilerin arazilerinde kirac lar veya patriciler için çal flan zanaatkârlard. Siyasi bir haklar yoktu. Bütün bunlar n d fl ndaki kölelere ise bir mal gibi bak l rd ve onlar n hiçbir hak ve özgürlü ü bulunmuyordu ( plikçip lu, 2007, 69). Populus Romanus yani Roma halk n n toplumsal örgütlenmesinde en küçük birim aileydi. Mutlak bir baba otoritesine dayal ataerkil tipte olan Roma ailesinde aile fertleri önce itaat sonra da emretmek için terbiye edilirlerdi (Demircio lu, 1998, 49). Ayn soydan gelen aileler gens ad verilen bir akraba birli ini kuruyorlard. Ortak kült, ortak mülkiyet ve ortak hukuka sahip olan gensler birleflerek daha büyük bir birlik olan curiay oluflturuyordu. Bölgesel ve siyasal bir yap lanma olan curialar n kendilerine mahsus kültleri, mülkleri ve toplanma yerleri vard. Halk meclisinin oluflumu ve oylama curiaya göre yap l rd (Y ld r m, 2002, 222). Roma patrici s n f - n n en büyük sosyal ve toplumsal birli i tribus idi. Krall k döneminde Populus Romanus u üç tribus (Ramnes, Tities ve Luceres) meydana getiriyordu. Her tribusun bir siyasi lideri ve bir rahibi vard. Her tiribus 10 curia dan, her curia 10 gensten, her gens 10 büyük aileden olufluyordu (Y ld r m, 2002, 222). Krall k döneminin sonuna do ru Tribuslar bir kabile birli i olma özelli inden ç karak belli yerlerde oturan arazi sahiplerinin bulunduklar yerel ve idari bölgeler haline geldiler. Krall k döneminde siyasi - idari yap n n en önemli kurum ve unsurlar flöyleydi: Roma n n bafl nda senato nun atad ve tanr lar n r zas n kazanm fl oldu una inan lan bir kral bulunmaktayd. En yüksek hâkim, en büyük rahip ve ordunun en yüksek komutan mevkiinde bulunan kral, siyasi, askeri, hukuki ve dini yetkileri flahs nda toplayarak iktidar n mutlak ve en büyük k lm flt. Bu eriflilmez iktidar n temelini buyurmak, emretmek yetkisi anlam ndaki imperium ve atama ile azletme yetkisine sahip manas ndaki auspicium oluflturmaktayd. Rahipler ve Senato kral n dan flma organlar yd. Senato nun üyeleri, büyük arazi sahibi ailelerin reislerinden olufluyordu ve say s yüz kadard. Patricilerden oluflan halk meclisi Comitia curiata askeri bir nitelik tafl yordu. Savafl ve bar fla karar veren bu mecliste oylama kifliye göre de il curialara göre yap l yordu. Krall k döneminde Roma daki senato, kral ve Comitia curiata ilkel topluluklardaki örgütlenme ve kurumlardan çokta farkl de ildi. Devlet idaresi yaz l yasalara göre de il gelenek ve göreneklere göre yürütülüyordu. Roma n n geliflmesine paralel olarak gerçekleflen reform ve yeniliklerle bu kurumlar gittikçe olgunlafl p ça- m z etkileyen geliflmifl Roma devlet anlay fl na dönüflecektir (Demircio lu, 1998, 53-55). Krall k Döneminde Roma halk n n toplumsal s n flar ve toplumsal örgütlenmesi nas l gerçeklefltirilmifltir? Cumhuriyet Dönemi (M.Ö M.Ö. 27) Krall n sona erdi i M.Ö. 509 da Romal aristokratlar yönetimi ele geçirerek cumhuriyet yönetimini kurdular. Bu yönetimde devlet yöneticisine ait imtiyazlar n vatandafllar n hepsi taraf ndan ortaklafla benimsenmesi ve kabul edilmesi esas al n -

39 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl yordu. Teorideki bu esas, uygulamada farkl bir görünüm arz ediyordu. Zira Roma da vatandafll k hukuku sadece patricilerin elindeydi. Halk n büyük ço unlu unu oluflturan Plebler e cumhuriyet yönetiminde yer verilmiyordu. Bu haliyle Roma daki rejim aristokrat bir cumhuriyetti. Yeni sistemde eski kral n yetkileri aristokratlar n eline geçti ve aristokratlardan oluflan senato önem kazand. Roma tarihinin en uzun süren bu döneminde Plebler çetin mücadeleler sonras nda kendilerine yavafl yavafl Cumhuriyet rejiminin iflleyiflinde yer edindiler (Y ld r m, 2002, 224). Cumhuriyet döneminin ilk iki yüzy l patriciler ve plebler aras ndaki yo un mücadeleyle geçti. Plebler, patricilerden, siyasi bak mdan eflitlik, seçme seçilme, meclislere kat lma, devlet memuru olabilme, patricilerle evlenebilme haklar n istiyorlard. Bunlar n d fl nda hukuki, dini ve ekonomik alanlarda patricilerle eflit haklar talebinde bulunuyorlard. Bafllang çta bar flç l biçimde hak aray fl nda bulunan Plebler sonuç alamay nca aktif biçimde direnifle geçtiler. Bu direnifl karfl s nda çaresiz kalan Patriciler, Pleblerin bir k s m taleplerini kabul etmek zorunda kald lar. Pleblerin yönetime kat lmalar n temin etmek için Consilia Plebis veya Comitia Tributa ad yla bir halk meclisi kuruldu. Pleblere de memur olma hakk tan nd. Böylece Patrici memurlarla Pleb memurlar birlikte görev yapmaya bafllad lar. M. Ö. 450 y l nda kanunlar yaz yla belirlemek için bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun üyesi olan hukukçulara Decemvir ad verildi. Uzun çal flmalar sonucunda yaz ld klar levhalar dolay s yla On iki Levha Kanunlar ad yla bilinen kanunlar haz rland. Bu kanunlarda aile hukuku, dava hakk, borç ve ceza kanunu gibi hükümler vard. Böylece kanunlar karfl s nda Plebler de dâhil olmak üzere tüm Roma vatandafllar na hakl muamele görüp görmediklerini kontrol edebilme imkânlar sa land ve Patrici memurlar n keyfi hareketlerinin önüne geçildi. Fakat Patriciler ve Plebler aras ndaki eflitli in sa lanmas için yine de birçok hukuki ad mlar n at lmas gerekti. M.Ö. 4. yüzy l n ortalar na kadar süren hukuksal düzenlemelerle Pleb meclislerinde kabul edilen kanunlar n herkese uygulanmas, Pleblerin Patricilerle evlenebilmeleri gibi haklar kabul edilerek her iki s n f aras ndaki ay r mc l k silinmeye çal fl ld (Y ld r m, 2002, ). Cumhuriyet döneminde Roma n n egemenli ini talya yar madas n n tümüne yayd n görüyoruz. M. Ö. 5. yüzy l boyunca Latin Birli i içerisinde yer alan Roma, çeflitli ittifaklar kendi lehine kullanarak topraklar n geniflletti. Gal ve Kelt kabilelerinin sald r lar n da durdurmay baflard. M. Ö. 4. yüzy lda iç sorunlar nedeniyle güçten düflen Latium bölgesindeki kentler üzerinde otoritesini tesis eden Roma, M.Ö. 358 de eflitli e dayal bir ittifakla Latin birli i ni yeniden düzenledi. Kabilerler aras ndaki çat flmalardan faydalanarak M.Ö. 338 de birli e son verdi ve Latium bölgesindeki flehirleri do rudan kendisine ba lad. Otoritesini Yunan kolonilerinin bulundu u Campania bölgesine de yayan Roma, bu bölge üzerinde egemenlik kurmaya çaba gösteren Samnitlerin üzerinde de bir dizi savafltan sonra (M.Ö ) üstünlük sa lamay baflard. M.Ö. 265 de Etruria bölgesi fethedildi. Bu dönemde Campania üzerinden güneye do ru sürdürülen yay lma faaliyetiyle Luania ve Apulia halklar da Roma ya ba land. Roma ma lup etti i halklar foedus denen antlaflmalarla müttefik statüsüyle kendine ba larken municipium ve kolonilerden oluflan bir a la yar maday Romal laflt rmay baflard ( plikçio lu, 2007, 77-79). Roma n n tüm talya da egemenli ini kurmas onun Akdeniz de bir güç haline gelmesi anlam n tafl yordu. Bu durum Roma y o dönemde Akdeniz in en önemli devletlerinden Kartaca ile karfl karfl ya getirdi. Güçlü kara ordusuyla toprak kaza- 31 Kelt: M.Ö. Avrupa da varl klar bilinen ve daha çok Britanya adalar nda, spanya, Fransa da yerleflen ve kendilerine ait dilleri olan kavmin ad d r. Günümüzde Fransa daki Britonlar n, skoçlar n, Gallerlilerin ve rlandal lar n dillerinin Keltçeden geldi i kabul edilmektedir. Campania: Roma flehrinin güneydo usunda yer alan ve merkezi Napoli flehri olan bölgenin ad d r. Etruria: Roma flehri nin kuzeybat s nda yer alan ve Toscana olarak da bilinen merkezi Floransa olan bölgenin ad d r. Apulia: talya n n güneyinde yer alan ve merkezi Bari flehri olan bölgenin ad d r. Municipium: Roma flehrinin otoritesini tan yan ancak yar otonom özelli ini koruyan flehirlerdir. Kartaca: Merkezi Tunus un Akdeniz sahillerindeki Kartaca flehri olan Kartaca devleti Bat Afrika n n Akdeniz sahillerindeki k y fleridinde, spanya da ve Bat Akdeniz adalar nda M.Ö y llar aras nda hâkimiyet kurmufl devletin ad d r.

40 32 Bizans Tarihi Helenistik: Büyük skender in M.Ö. 323 y l nda ölümünden Yunanistan n Roma taraf ndan M.Ö. 146 senesine kadar olan 177 y ll k süreç genelde tarihçiler taraf ndan Helenistik dönem olarak adland r l r. Bununla birlikte baz tarihçiler Hellenistik dönemi M.Ö. 330 ila M.Ö. 30 y llar m aras ndaki 3 as rl k süreç olarak gösterirler. n m na dayal yay lmac bir siyaset izleyen Roma n n, deniz kuvveti daha güçlü olan ve ticaret emperyalizmini siyasetinin merkezinde tutan Kartaca n n çat flmas kaç n lmazd. Nihayetinde Kartaca ile Roma aras nda tarihte Kartacal anlam na gelen Pön veya Kartaca savafllar olarak bilinen savafllar bafllad. Kartaca ile savafllar iki aflamada gerçekleflti. M.Ö y llar aras nda cereyan eden I. Kartaca savafllar s ras nda Roma, kurdu u güçlü donanma sayesinde rakibine karfl üstünlük sa lamay baflard (Demircio lu, 1998, ). Bu üstünlük ona Sicilya y kazand rd. lk savafl takip eden bar fl döneminde yay lma siyasetini b rakmayan Roma, Sardinya ve Korsika üzerinde egemenlik kurdu (M.Ö. 238). Bu durum Kartaca y Roma ya karfl mücadeleyi spanya üzerinden yürütmeye sevk etti. M.Ö y llar aras nda yaflanan II. Kartaca savafllar nda, Roma denizde sa lad üstünlü- ü kullanarak spanya, Sicilya ve Afrika ya ç kartma harekâtlar düzenlerken, Kartacal Hannibal, Galya ve Alpleri aflarak talya ya girdi ve Roma ya a r darbeler indirdi. Buna ra men Roma, Kartaca kuvvetlerini etkisiz hale getirmeyi baflard ve Hannibal, talya y terk etmek zorunda kald. Kartaca, rakibi karfl s nda u rad a r yenilgilerden sonra spanya ve adalar Roma ya b rakt ve Akdeniz de belirleyici bir güç olma özelli ini yitirdi. Roma böylece Bat Akdeniz çevresinin rakipsiz tek siyasal gücü konumuna ulaflt (Demircio lu, 1998, ). Do u Akdeniz dünyas nda M.Ö. III. yüzy lda Helenistik krall klar hüküm sürüyordu. Bu krall klar n en güçlüleri Yunanistan ve Makedonya da hüküm süren Makedonya Krall, Anadolu ve Suriye de egemen olan Selefkos (Suriye) Krall ve M s r a hâkim bulunan Ptolemeos Krall idi. ç ve d fl geliflmeler Selefkos Krall n n parçalanmas na yol açt ve Anadolu da Paflagonya, Pontus, Bergama, Bitinya ve Kommegene gibi irili ufakl birçok yeni krall k ortaya ç kt. M.Ö. 200 y llar nda Helenistik Krall klar aras ndaki çekiflmelere Roma da müdahil oldu. Bergama ve Rodos Krall klar n n Makedonya ve Selefkos ittifak na karfl yard m ça r s na olumlu cevap veren Roma, Makedonyal lar ma lup ederek Do u Akdeniz de tutunma f rsat n buldu. M.Ö. 197 y l nda günümüzde Yunanistan n Trikala ve Larissa flehirlerini içine alan Tesalya bölgesinde Makedonya Kral ma lup edilerek Yunanistan üzerinde Roma egemenli i kuruldu. M.Ö. 190 da Ege k y lar nda merkezi Volos olan ve bölgeyle ayn ad tafl yan Magnesia savafl nda Selefkoslara karfl kazan lan zafer Roma y Do u Akdeniz Bölgesi nde lider konumuna getirdi. M.Ö. 188 de Selefkoslar imzalad klar Apameia Antlaflmas ile Toroslara kadar tüm Anadolu yu Roma ya b rakt ( plikçio lu, 2007, 81-83). En nihayetinde M.Ö. 168 de Güney Makedonya da Pidna Muharebesinde Roma, Makedonyal lar bir kez daha ma lup etti. Bu zaferle Roma, Do u Akdeniz in tek belirleyici büyük gücü haline geldi. Pidna savafl ndan elde edilen ganimet öylesine büyük oldu ki fetihlerle Roma n n servetlere kavuflaca anlafl ld. Bundan sonra Roma, ekonomik kazançlar ön plana alan yay lmac bir siyaset izlemeye bafllad. M.Ö y llar nda geçekleflen III. Kartaca Savafllar yla, Roma, Kartaca y tarihten sildi ve burada Afrika Eyaleti kuruldu. Ayn y l Korintos un y k lmas yla Makedonya Eyaleti oluflturuldu. Bu savafllar ve yay lma Roma ya muazzam hazinelerin tafl nmas na imkân verdi. M.Ö. 133 y l nda Bergama Krall miras yoluyla Roma Cumhuriyetine b rak ld ve bu krall n topraklar üzerinde Asya Eyaleti kuruldu. Böylece, M s r d fl nda, tüm Do u Akdeniz e egemen olan Roma bir dünya devleti haline geldi (Y ld r m, 2002, ). Bu zaferler sonucu Roma güçlendi ve zenginleflti. Bu zenginleflmede mal ve köle ticareti önemli bir etken olsa da as l faktör eyaletlerden sömürü derecesinde elde edilen vergiler oldu. Senatörler ve öbür yöneticiler çabuk zengin olman n yol-

41 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl lar n ararken, eyaletlerde vergi toplama iflini üstlenmifl olan mültezimler, öncelikle kendi kazançlar n düflünerek halk sömürüyorlard. Kiflisel h rslar ve açgözlülük, cumhuriyetin ilk y llar ndaki yurtseverlik ve fedakârl n yerine geçmiflti. Bütün bunlar halk aras nda büyük tepkilere neden oluyordu. Halk n ezilmesi karfl - s nda, M.Ö. II. yüzy l n sonlar na do ru Tiberius ve Gaius Gracchus adlar nda iki kardefl mücadele etmeye bafllad lar. M.Ö. 133 te soylular n el koydu u devlet arazilerini yoksul halka da tarak bir Roma çiftçi s n f n n oluflmas n sa lamaya yönelik bir yasa tasar s haz rlad lar. Fakat bu iki kardeflin halk n ç karlar n savunma gayretleri, onlar n ac mas zca öldürülmesiyle son buldu. Fakat onlar n çabalar yla Romal lar aras nda haks zl klar n ortadan kalkmas için siyasal bir reform gerekti i inanc yerleflti (Freeman, 2003, ). Bu s ralarda Roma askeri sisteminde köklü bir de ifliklik oldu ve ücretli askerler, yurttafl askerlerin yerini almaya bafllad. Yurttafl askerler tümüyle ülkelerine ba l olduklar halde, yeni profesyonel askerler, komutanlar her kim ise ona ba lan yordu. Bu durumun etkileri Roma n n siyasal yaflam nda kendini büyük ölçüde gösterdi. Art k bundan sonra baflar l generaller komuta ettikleri askeri birliklerin deste iyle üstün bir güç ve otorite sahibi olmaya bafllad. Yüksek memurluklar n üstlenilmesinde art k Halk Meclisleri de il, kiflilerin ellerinde bulundurduklar askeri güç ve yetenekleri ölçü oluyordu. Gaius Marius un askerlerin deste iyle yükselmesi bu durumun en somut örne idir. Do ufltan Pleb olan Marius, kendine sad k ordusunun deste iyle konsül oldu. lk kez M.Ö. 105 te Kuzey Afrika da Numidya n n kral olan Iugurtha y yenerek ünlenen Marius, daha sonra talya n n kuzeyini tehdit eden Germen kabilelerini de üst üste iki kez yenmeyi baflarm flt (Freeman, 2003, ). Bundan sonra Patricilerin generali Sulla ile güçlerini birlefltirerek Roma ile savaflan komflu halklar yenilgiye u ratt. Sulla, Yunanistan ve do uyu tehdit eden Mitridatis le savaflmak için Roma dan ayr ld. Karadeniz in do- usunda bir krall k olan Pontos taht na geçen VI. Mitridatis kanl bir egemenlik kurarak dünyaya korku salm flt. Üç ayr zamanda Roma ya savafl açan Mitridatis, sonunda Romal General Pompeius a yenildi. Sula, do uda Mitridatis le savafl rken, Marius Roma da yönetime el koydu. Sula, seferden döndü ünde Marius ölmüfltür (Freeman, 2003, ). Sulla dan sonra Roma da yasad fl olaylar ve siyasetçilerin entrikalar h z kazand. M.Ö. 73 te Spartaküs ad nda bir gladyatör kölelerden oluflturdu u ordusuyla Roma ya bafl kald rd. Çok say da Roma lejyonunu yenilgiye u ratt ktan sonra M.Ö. 71 de yenildi ve öldürüldü (Y ld r m, 2002, 235). MÖ I. yüzy l n ortalar Julius Caesar ile Pompeius aras ndaki rekabetle geçti. Her ikisi de yetenekli ve de erli önderlerdi. Bir süre, zengin bir soylu olan Marcus Crassus u da aralar na alarak üç adamdan oluflan idare manas nda birinci Triumvirlik denen üçlü yönetim denemesinde bulundular. Crassus, M.Ö. 53 te öldükten sonra Pompeius, Caesar n Galya daki askeri baflar lar n eskisinden daha fazla k skanmaya bafllad. Caesar n geri ça r lmas için hükümeti etkiledi. Caesar, bu buyru a uyarak geri dönecek olursa, ordusunu terk etmek zorunda kalaca n n bilincindeydi. Bu yüzden M.Ö. 49 da ordusunun bafl nda yola ç kt. Kendi bölgesi olan Alp da lar n n talya da kalan yamaçlar ndaki Galya Cisalpina ile geri kalan talya topraklar aras nda s n r oluflturan Rubicon Irma n geçtikten sonra, dönüflü olmayan bir noktaya geldi. Roma da güçlü bir destek sa layamayaca n anlayan Pompeius Yunanistan a kaçt (Freeman, 2003, ). Gücünü kan tlamak için savaflmay sürdüren Caesar, M.Ö. 45 te Roma ya döndü ve ömür boyu baflkanl a seçildi. Ne var ki, baz senatörler Roma n n özgürlü ü aç s ndan Caesar n planlar n sak ncal buluyordu. Cae- 33 Numidya: Günümüzdeki Cezayir topraklar nda M.Ö. 6. yüzy ldan M.Ö. 46 y l na kadar varl n korumufl olan devletin ad d r. VI. Mitridatis: M.Ö. 261 ran as ll I. Mitridatis taraf ndan Karadeniz k y lar nda daha sonra Pontus olarak adland r lan devlet kurulur. Bu devlet M.Ö. 63 y l na kadar varl n korur. Devletin son kral Roma dünyas na karfl baflar l savafllar ç karan ve M.Ö y llar aras nda iktidarda kalan VI. Mitridatis tir. Lejyon: içinde süvari ve hafif piyade askeri bulundurmakla birlikte yo un olarak a r piyadelerden oluflan Roma askeri birli ine lejyon denilmektedir. Zaman içinde de iflmekle birlikte bir lejyon 4200 lejyoner yani piyade asker ve 300 süvari yani atl askerden oluflmaktayd.

42 34 Bizans Tarihi sar çok geçmeden, bir senato toplant s ndan sonra M.Ö.44 y l nda hançerlenerek öldürüldü. Bundan sonra iktidar Marcus Antonius a geçti. Ne var ki Caesar n evlat edinmifl oldu u genç Octavianus Roma ya dönünce, aralar nda çat flma ç kt. Octavianus senato taraf ndan konsüllü e getirildi. Gaius Julius Caesar Octavianus, Caesar n evlat edindi i o lu olarak tan nd. Bir süre sonra Octavianus ve Antonius uzlaflmaya vararak, Caesar n süvari komutan Marcus Lepidus un da kat lmas yla ikinci Triumvirlik i kurdular. Caesar a komplo kurarak öldüren Brutus ve Gaius Longinus Cassius a karfl savafl açarak, onlar M.Ö. 42 de Makedonya da yendiler. Bundan sonra do uya giden Antonius, orada karfl laflt M s r Kraliçesi Kleopatra ya afl k oldu ve arkas ndan M s r a gitti. Octavianus la yeniden aras aç ld. MÖ 31 de Yunanistan n bat k y lar ndaki Aktium Savafl nda Octavianus, Antonius un donanmas n da tt ve Roma n n rakipsiz önderi olarak yönetimi ele geçirdi (Freeman, 2003, ). mparatorluk Dönemi (M.Ö M.S. 284) Octavianus, M.S. 14 te ölünceye kadar tam 45 y l Roma y yönetti. M.Ö. 27 de kendisine, yüce anlam nda Agustus san verilmiflti. Çok büyük bir güce sahip olmas - na karfl n, Roma n n eskiden oldu u gibi cumhuriyetle yönetildi i izlenimini yaratmaya büyük özen gösterdi. O dönemde krallar mutlak egemenli e sahipti. Romal lar böyle bir yönetim istemiyordu. Augustus yönetiminde Roma en parlak dönemini yaflad. Ticaret çok büyük bir geliflme gösterdi. Roma yasalar imparatorlu un her yerinde uygulanmaktayd. Güçlü hükümet, lejyonlarca da destekleniyordu. mparatorlu un egemen oldu u bölgelerdeki yerli halklar n haklar na sayg gösteriliyordu. Yüzy llardan beri sürmekte olan çekiflme ve kargaflan n sona ermifl olmas Augustus un baflar s yd (Akflit, 1985, 29-64). Halk, yasalar n güvencesi alt nda olman n huzuru içindeydi. Augustus ölmeden önce imparatorlu a üvey o lu Tiberius u seçmiflti. M.S. 14 te bafla geçen Tiberius, yay lmac bir siyasetten yana de ildi. Daha yönetimdeyken Tiberius tan sonra bafla kimin geçece ine iliflkin tart flma ve kavgalar bafllam flt. Agustus un kurmufl oldu u güçlü yönetim a bir süre ülkenin gerilemesini önledi (Akflit, 1985, 67-77). Tiberius tan sonra Caligula yirmi befl yafl nda imparator oldu. Babas Germanicus asker oldu u için çocuklu u askerler aras nda geçmiflti. Halk babas n sevdi i gibi, onu da benimsedi. Caligula bafla geçti i ilk y llarda iyi bir yönetici izlenimi veriyordu. Ama sekiz ay sonra hastaland, belki de bu hastal n etkisiyle, daha sonraki y llarda dengesiz davran fllarda bulunmaya bafllad. Roma n n en tan nm fl ailelerini yok etti. Cumhuriyet döneminin törelerine karfl duydu u tepkiyi göstermek için sevdi i at n önce rahip, sonra da konsül ilan etti. Bir gladyatör gibi dövüfltü, akrabalar n n ço unu öldürdü. Ac mas zl dillere destan oldu. Dört y l süren kanl bir saltanattan sonra, koruma görevlilerinden biri taraf ndan öldürüldü (Akflit, 1985, 79-86). Caligula n n ard ndan, y llar aras nda hüküm süren Claudius yetkin bir yöneticiydi. Roma yurttafll n geniflleterek, yabanc topluluklara da yurttafll k hakk verdi. Özgürlü ünü kazanm fl Yunanl köleleri önemli devlet görevlerine getirdi. Bu onlar n güçlenmesine yol açt. Üçüncü kar s Valeria Massalina, entrikalar ve yak fl ks z davran fllar yla ün sald. 48 de idam edildi. Claudius un dördüncü kar s olan Agrippina, önceki kocas ndan olan o lu Neron u evlat edinmesi için Claudius a bask yapt. Oysa Claudius un Britannicus ad nda bir o lu vard. M.S. 43 te Romal lar Claudius un komutas nda ngiltere yi iflgal ederek, adan n do usunu Roma mparatorlu u na katt lar. Caligula n n ve Claudius un dönemlerinde eyalet yö-

43 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl 35 neticilerinin yetkin ve güçlü olmalar sayesinde imparatorluk geliflmesini sürdürdü. M.S. 54 te Agrippina, Claudius u zehirledi, böylece yerine o lu Neron tahta geçti (Akflit, 1985, ). lk befl y l sorunsuz geçti; ne var ki, sonraki y llar benzeri görülmemifl bir dehflet yafland. Neron annesini ve kar s n öldürttükten baflka, zaman n önde gelen yöneticilerini de birer birer ortadan kald rd. Neron atletizm, tiyatro ve fliir yar flmalar da düzenletti. Hükümdarl n n 10. y l nda Roma da büyük bir yang n ç kt. Neron bunun ilk H ristiyanlar n suçu oldu unu ileri sürdü ve onlara eziyet etti. Kentin yeniden yap lmas için büyük paralar harcad. Roma mparatorlu u nun tarihine bakacak olursak çöküflün Neron zaman nda bafllam fl oldu unu görürüz. Vergi yükü alt nda ezilen insanlar s k ve düzenli çal flamaz olmufltu. Ordu, siyasete kar fl yor, hükümet ordunun istemlerine ço u zaman boyun e iyordu. Neron un savurganl imparatorlu un birçok yerinde ayaklanmalara yol açm flt. Sonunda orduyu da karfl s nda bulan Neron intihar etti (Akflit, 1985, ). Çok geçmeden lejyonlar aras nda k ran k rana bir iç savafl bafllad. Bu kargaflan n sonunda Vespasianus ad nda bir General Flavius hanedan n kurdu. A r vergilerle devletin mali durumunu düzeltti. M.S aras nda hüküm süren Vespasianus ve ondan sonra gelen Titus ve Domitianus adl imparatorlar büyük ölçüde ordunun gücüne dayand lar. Askeri düzenlemelerle s n rlar koruyabildiler. M.S. 79 da, Titus döneminde patlayan Vezüv Yanarda bir Roma kenti olan Pompei yi lavlar ve küller alt nda b rakt. Bu zamandan kalan kal nt lar, Roma kentindeki yaflam hakk nda önemli bilgilere sahip olmam za yaram flt r. Domitianus 81 de imparator oldu. mparatorlu unun son üç y l nda Romal lar insanl kla ba daflmayan korkunç bir terör yaflad lar. Domitianus 96 da öldürüldü. Ondan sonra tahta geçen Nerve yaln z iki y l yaflad. Traianus ve ye eni Hadrianus düzeni yeniden kurmak için çok çaba gösterdiler. 98 de bafla geçen Traianus imparatorlu un s n rlar n geniflletti. Ak ll ve ölçülü yönetimi, halk n yeniden devlete güven duymas n sa lad (Akflit, 1985, ). Hadrianus, ülkeye çoktan özlenen bar fl ve bollu u geri getirmekte baflar l oldu. 117 de imparator olan Hadrianus, Roma topraklar n bafltanbafla denetleyerek, zay f gördü ü yerleri surlarla güçlendirdi. 122 de ngiltere ye kadar gitti. Adan n kuzeydo usunda skoç sald r lar na karfl n kendi ad yla an lan Hadrianus Duvar n yapt rd (Akflit, 1985, ). Onun baflar s sayesinde bir sonraki imparator Antoninus Pius sanatsal etkinliklere zaman ay rabildi aras nda Pius yönetiminde imparatorluk çok geliflti. Marcus Aurelius un ö renmeye hevesli, zeki ve ak ll bir genç olmas Pius un ilgisini çekti. Lucius Commodus ad nda baflka bir gençle birlikte onu evlat edindi. Amac taht n bu gençlere b rakmakt. 161 de ikisi birden tahta geçti. Lucius 169 da öldü ve Marcus Aurelius tahtta tek bafl na kald (Freeman, 2003, ). Nerva ile bafllayan Marcus Aurelius a kadar süren dönem, Roma tarihinin varl k ve bar fl içinde yaflad y llar oldu. Ama imparatorlu un baz yörelerinde ç kan isyanlar bu dönemin sona ermekte oldu unu gösteriyordu. Marcus Aurelius imparatorlu un do u s n r n güvence alt na ald ktan sonra kuzeydeki barbar kabileleri de bir dizi savaflla eski yerlerine sürdü. Depremler ve su bask nlar Roma n n büyük bir bölümünün y k lmas na, tah l depolar n n zarar görmesine neden oldu. Bu da kenti k tl a sürükledi. Do udan gelen veba da h zla yayg nlaflt. Tüm bunlara karfl n, Marcus Aurelius vergileri olabildi ince düflük tutmaya çal flt ve mahkemelerin iyi iflletilmesini sa layarak sorumlu bir yönetici oldu unu gösterdi. mparatorlu un gücünü tehdit etti ini düflündü ü H ristiyanlara karfl bask c bir siyaset izledi (Akflit, 1985, ).

44 36 Bizans Tarihi M.S. 180 de Marcus un ölümünden sonra imparatorluk 100 y l kadar barbar denen kavimlerin sald r s alt nda kald. Barbar sözcü ü, Eski Yunanl lar taraf ndan, Romal lar da içinde olmak üzere, kendilerinden olmayan herkes için kullan - l rd. Eski Yunanl lar tüm yabanc lar n vahfli ve uygarl ktan yoksun oldu una inan rlard. Romal lar ise ayn sözcü ü Roma topraklar na sald ran, Got, Frank, Vandal ve di er Germen kavimleri için kulland lar. Roma mparatorlu u denetlenmesi çok zor olan bir büyüklükteydi. mparatorluk s n rlar n n böylesine genifllemesi Roma n n eyaletler üzerindeki do rudan yönetimini giderek zorlaflt r yordu. Kölelik yayg nl n sürdürürken, halk da yoksulluk içindeydi. mparatorlu un bafll ca sorunlar ndan biri, s n rlar korumak için büyük bir ordu besleme zorunlulu uydu. Marcus Aurelius un yerini alan o lu Commodus döneminde ( ) imparatorluk iç çekiflmelerle sars ld. Commodus tan sonra cumhuriyet kurumlar zay flamaya bafllad (Akflit, 1985, ). mparatorlar yetkilerini geniflletti M.S. 193 te Septimus Severus imparator oldu. 235 e kadar süren Severus hanedan döneminde Roma n n mali ve askeri gücü sars ld. Severus hanedan ndan gelen imparatorlar n hiçbiri eceliyle ölmedi. Bu dönemdeki en önemli geliflme H ristiyanl n daha özgür bir ortam bularak yayg nlaflmas yd. Severus hanedan ndan sonras nda yaflan lan elli y ll k dönemde yirmi imparator hüküm sürdü. Ortalama hükümdarl k süresinin üç y l oldu u bu dönemde Roma mparatorlu u büyük krizlerle sars ld. Barbar kavimlerin sald r lar yla, Tuna eyaleti gibi bölgeler birer birer kaybedildi. Bu s rada do udan Sasaniler sald r yordu. Barbar ak nlar kentlerin y k m na, yollar n bozulmas na yol açt. çte yaflanan çat flmalar, dini, ekonomik ve mali çalkant lar imparatorlu u son derece a r bunal mlara sürüklüyordu (Freeman, 2003, ). III. yüzy l n sonuna do ru imparatorlu u yönetmek öylesine güçleflmiflti ki, mparator Dioklitianos hükümdarl döneminde ( ) köklü reformlar yapmak durumunda kald. flte Dioklitianos un bu reformlar Roma n n Bizans a dönüflmesiyle sonuçlanan sürecin bafllang c oldu. III. Yüzy lda Roma mparatorlu u nun S n rlar En görkemli ça nda Roma mparatorlu unun s n rlar : Kuzeyde ngiltere den güneyde Afrika çöllerine, bat da Atlas Okyanusu ndan do uda Mezopotamya topraklar na kadar uzan yordu. Bugün hâlâ izlerine rastlanan Roma yolar, insanlar n güvenlik içinde imparatorlu un bir ucundan di erine gidip gelmelerini sa lard. Roma ve onun devam olan Bizans, Akdeniz etraf nda kurulmufl ve bu co rafyadan oldukça etkilenmifl bir uygarl kt. Akdeniz, uzun tarihi boyunca Roma n n iletiflim, ticaret, sanayi ve ekonomisinde belirleyici oldu. Akdeniz in do u bölümünde k - y lar bat bölümüne nazaran daha dard r. Birkaç yer istisna k y fleridi iç bölgelerin derinliklerine eriflmez. Buralarda iklim, do al kaynaklar, bitki örtüsü ve ekonomik yaflam Bat kesimine göre daha az çeflitlilik sunar. K fllar n oldukça ya fll yazlar n ise kurak yafland Do u Akdeniz havzas nda l man bir iklim hâkimdir. Bir hayli girintili ç k nt l olan Akdeniz k y lar güvenli deniz trafi i için son derece uygundur. Akdeniz k y fleridinin ötesinde kara k sm nda, her biri kendine özgü özellikler tafl yan genifl ülkeler uzanmaktad r. Do u Akdeniz de bu ülkelerden M s r ve Suriye genifl alanlar kaplayan çöller d fl nda oldukça büyük ve verimli arazilere sahipti. M s r daki Nil vadisi, Suriye, Lübnan ve Ürdün ovalar nda sulu tar m yap lmakta ve buradaki araziler çok büyük zenginlik say lmaktayd. M s r daki verimli Nil vadisi, Suriye de ise Asi ve F rat nehirleri aras nda kalan yüksek platolardaki verimli

45 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl araziler dolay s yla, buralardaki büyük flehirler ve köyler oldukça yo un bir nüfusa sahiptiler. Ege Denizi, Karadeniz ve Akdeniz le çevrili bir yar mada olan Anadolu nun do u s n rlar n da s ralar belirler. Bu da s ralar kuzeyde Ermenistan ve Kafkasya ya güneyde Mezopotamya ve Suriye ye do ru uzanmaktad r. Anadolu nun kuzey ve güneyinde denize paralel uzanan da lar l man deniz etkisinin iç kesimlere girmesini önler ve iç kesimlerde karasal bir iklim hâkimdir. Anadolu nun bat kesiminde denize dik uzanan da lar n aras ndaki ovalar ve vadilerden müteflekkil Karya, Lidya, Bitinya ve k smen de Frigya Anadolu nun tar msal ve do al kaynaklar bak mlar ndan en zengin bölgeleridir. Bu bölgelerde kentleflme ileri safhadayd ve nüfus oldukça kalabal kt. Anadolu nun orta ve do u k s mlar ziraaten çok hayvanc l k için uygundu ve bu bölgelerde nüfus seyrek ve da n kt. Roma n n egemenlik kurdu u ve Roma dan Bizans a miras kalan Anadolu d - fl ndaki en büyük bölge Balkanlard. Balkanlar, kuzeyde Pannonia ovas boyunca do u-bat istikametinde Karadeniz e do ru akan Tuna nehri ve iki yan ndaki düzlüklerle, güneyde Ege Denizi ve Bat da Adriyatik Deniziyle çevrilidir. 37 Pannonia: Günümüzde Bosna Hersek, Slovenya, S rbistan, H rvatistan, Avusturya ve Macaristan n bir bölümünü içine alan Dalmaçya k y lar ndan Tuna nehrine kadar ulaflan Roma eyaletinin ismidir. Roma mparatorlu unun ulaflt en genifl s n rlar nedir? BÖLÜNEN ROMA MPARATORLU U Dioklitianos ve Reformlar Roma mparatorlu u nda Dioklitianos un 284 y l nda iktidara geçifli imparatorluk tarihinde bir dönüm noktas say lmaktad r. O zamana kadar, imparatorlu un son yar m yüzy l taht mücadeleleriyle geçti. Bu süre zarf nda birçok imparator akrabalar n n, h rsl aristokratlar n veya ordu komutanlar n n iktidar darbesiyle devrildi. Bu iktidar mücadelelerinde en önemli rolü imparatoru korumakla görevli ordu komutanlar oynamaktayd. Ordu komutanlar kendileri ad na veya destekledikleri bir aristokrat ad na iç savafl göze al p baflta bulunan imparatoru devirmeye giriflebiliyordu. Dioklitianus ( ), imparatorlu u zaafa u ratan bu iktidar mücadelelerine son vermek, imparatorluk yönetiminde istikrar sa lamak ve imparatorluk otoritesini daha etkin k labilmek maksad yla köklü bir reform gerçeklefltirdi. Dioklitianos, dört bafll manas nda Tetrarhia denilen yeni bir yönetim sistemi kurdu. Bu sisteme göre imparatorlu u iki agustus ve iki sezar birlikte yöneteceklerdi. Agustuslardan biri imparatorlu un bat s na di eri ise do usuna hükmedecekti (Akflit, 1985, ). Agustuslar kendilerine birer sezar yard mc olarak seçeceklerdi. Agustuslar n görev sürelerini tamamlamalar ndan sonra sezarlar agustus unvan n al p onlar n yerlerine geçecek ve bu defa yeni agustuslar kendilerine birer sezar seçeceklerdi. Böylece Tetrarhia sistemi devam edip gidecekti. Gerçeklefltirdi i reform gere ince Dioklitianos, agustus unvan yla Nikomedia/ zmit i merkez edinip do u taraf n n yönetimini üstlendi. Bat taraf n n yönetimi ise Milano da oturan Maximianus agustus olarak idare edecekti. Dioklitianos kendisine Galerius u sezar olarak seçerken Konstantius Chlorus da Maximianus un sezar oldu. Bu sistemde her agustus ve sezar kendi yönetim bölgelerinde mutlak hâkim olmakla birlikte, imparatorlu un bütünlü ü düflüncesinden kesinlikle taviz verilmifl de ildi. Dioklitianos daima en üst otorite say l yor ve kanunlar ülkenin her kesiminde geçerli say l yordu (Ostrogorsky, 1999, 31). Samimiyetle düflünülerek icat edilmifl olan bu sistem oldukça etkili ve sürekli tehdit edilen imparatorluk s n rlar n n korunmas bak m ndan çok faydal d r. Fakat iyi niyetle düflünülen bu sistemin uygulamada sorunsuz biçimde ifllemesi mümkün olmayacakt. 2 SIRA S ZDE

46 38 Bizans Tarihi Dioklitianos ülkede idari bak mdan yeni bir teflkilatlanma gerçeklefltirdi: imparatorluk, Do u, Balkan/ lirya, talya ve Bat /Galya olmak üzere prefekture denilen dört eyalete ayr ld. Her bir eyaletin bafl na prefektus yani eyalet valisi atand. Eyaletler, dioceses ad verilen bölgelere ayr ld ve bölgelerin bafl nda vicarius ad yla yöneticiler bulunuyordu. fiehirlerde curiae yani flehir meclisi ifllevseldi. fiehir meclisleri bölge valilerine, bölge valileri eyalet valilerine, eyalet valileri de do rudan agustus veya sezara ba l yd (Dikici, 2007, 24-26). Dioklitianos askeri alanda da düzenlemeler yapt. Askeri ve sivil otorite en az ndan ilkesel olarak birbirinden ayr ld ve askeri idarecilerin imparatora yak nl - na son verildi. Disiplinli, etkili, çevik, iyi teçhiz edilmifl seyyar ordular kurdu (Dikici, 2007, 27). Askeri idarenin en üst amiri yine imparatorlard. mparatorun sefere kat lmamas halinde orduya ordu komutanlar yani magistri militium komuta ediyordu. Ordu komutanlar n n emrinde komites yani birlik komutanlar onlardan daha küçük birlikleri yöneten birim komutanlar da vard. Dioklitianos un yeniden düzenledi i Roma ordusunda dikkat çeken önemli bir özellik de ordunun zaman içerisinde gittikçe yabanc kavimlerden oluflmas d r. Özellikle Germenler ve liryal lar Roma ordusunun en vurucu gücünü teflkil ettiler. 4. yüzy ldan itibaren gittikçe daha genifl ölçekte olmak üzere barbar as ll komutanlar askeri otoritede etkin biçimde söz sahibi oldular. Dioklitianos imparatorlu u süresince Nikomedia y / zmit i baflkent olarak kulland. Agustus Maximianus un merkezi Milano, Sezar Galerius un merkezi Selanik, Konstantius un merkezi ise flimdi Almanya s n rlar içinde kalan Trier flehri idi. Roma flehri baflkent olma özelli ini art k yitirdi ve bir süre sonra kurulacak olan stanbul, Roma n n sahip oldu u itibardan çok daha büyü ünü elde edecektir. Dioklitianos un reformlar ve yerlefltirdi i yeni idare anlay fl en az ndan Tetrarhia sisteminin öngördü ü yirmi y ll k sürede, Roma mparatorlu u ndaki istikrars zl a son verdi. Öngörülen 20 y ll k sürenin sonunda 305 y l nda, Dioklitianos ve Maximianus agustusluk görevlerinden çekildiler. Onlar n yerine Galerius ve Konstantius agustus oldular (Freeman, 2003, 558). Bu de ifliklik, Dioklitianos un iyi niyetle yerlefltirmeye çal flt Tetrarhia sisteminin daha büyük çalkant lar sebep oldu unu gösterdi i gibi tarih sahnesine Büyük Konstantinos u da ç kard. Konstantinos ve stanbul un Kurulmas Konstantinos, Maximianus un sezar olan I. Konstantius Chlorus ve Helena n n o lu olarak Nifl te dünyaya geldi. Do um tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 272 den 280 e kadar tarihler verilmektedir. Babas Konstantius sezar olunca, o s rada yafl n n 18 civar nda oldu u tahmin edilen Konstantinos, Dioklitianos un yan - na zmit teki saraya al nd. Burada çok iyi bir e itim gören Konstantinos, Dioklitianos un bütün sefer ve seyahatlerine kat ld. Bu seferlerde yetenekleriyle ön plana ç kan Konstantinos ordu içinde çok sevilen biri haline geldi (Dikici, 2007, 29-30). 305 te Galerius ve Konstantius agustus ilan edilirken, Konstantinos un da Sezar olmas beklenilmekteydi. Fakat Konstantius un sezar olarak Severus, Galerius un sezar olarak da Maximianus Daia atand. Bu durumdan rahats z olan Konstantinos, Trier e babas n n yan na gitti. 306 y l nda babas Agustus Konstantius la birlikte Britanya ya geçerek, skoçya daki çarp flmalara kat ld. Bu s rada 25 Temmuz 306 da I. Konstantius, York flehrinde öldü. Ordu, onun o lu Konstantinos u imparator ilan etti (Akflit, 1985, 523). Fakat en yetkili agustus konumunda olan Galerius, Bat bölgesinin agustusu olarak Severus u tayin etti ve Konstantinos u onun sezar atad. 307 y l nda Konstantinos, Maximianus un k z Fausta ile evlendi. Bu s rada Tetrar-

47 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl 39 hia sisrteminin ald flekilden memnun olmayanlardan biri de Maximianus un o lu Maxentius idi. Roma flehrinin gittikçe güç ve itibar n kaybetmesinden hoflnutsuzluk duyan Romal lar n tepkisiyle Maxentius un siyasi h rs birleflince, Maxentius kendisini Roma da agustus ilan etti. Ona karfl agustus Severus yapt savaflta baflar s z oldu ve 307 y l nda Ravenna da öldü. Bundan sonra herkes Konstantinos un agustus ilan edilmesini beklerken Bat bölgesinin agustuslu una Licinius getirildi ve 308 y l nda Konstantinos tan sezar unvan n kabul etmesi istendi. Daha sonraki süreçte Maximianus 310 da, Galerius ve Dioklitianos da 311 y l nda hayatlar n kaybettiler. Onlar n ortadan kalkmas yla Bat da Konstantinos, Roma da Maxentius, Do u da Licinius ve sezar Maximianus Daia, imparatorlu un kaderini belirleyecek olan aktörler olarak kald lar (Dikici, 2007, 30-31). Fakat bunlar n aras nda Tetrarhia sisteminde olmas gereken ne uyum ne iflbirli i ne de birliktelik vard. Dolay - s yla çat flma kaç n lmazd. lk harekete geçen Konstantinos oldu. 312 y l nda büyük bir orduyla Alpler i afl p kuzey talya ya girerek Maxentius a karfl yürüdü. Roma yak nlar nda Milvian Köprüsü nde Maxentius bozguna u rat ld. Tarihe Milvian Köprüsü Savafl olarak geçen bu savafl hem Roma hem de H ristiyanl k tarihi için önemli bir dönüm noktas d r. Bu savaflta Labarum denilen ve H ristiyanl n kutsal sembolü olan haç iflaretli bayraklar Konstantinos ordusuna tafl tt. Maxentius savafl s ras nda öldürüldü, Konstantinos Roma halk ve Senato taraf ndan kurtar c olarak selamlanarak Roma flehrine girdi. Böylece Roma mparatorlu unun Bat taraf nda tek agustus olarak Konstantinos hakim oldu. 313 y l nda Do u da Licinius ile Maximianus Daia aras nda iç savafl yafland. Edirne yak nlar nda Licinius zafer kazand ve Maximianus Daia, Tarsus a kaçt ve orada intihar etti. Art k Do u nun da tek bir imparatoru vard r. kisi aras nda da bir süre sonra çat flmalar yaflanmaya baflland. Licinius un Trakya hariç tüm Bat y Konstantinos a terk etmesi bir uzlaflmay do urdu. Fakat H ristiyanlara karfl Licnius un düflmanca tavr ve Balkanlar a yönelik Got istilas iki imparatoru yeniden karfl karfl ya getirdi. 323 te Üsküdar da yap lan nihai savaflta Licinius ma lup oldu. Efli Konstantia n n arac l yla önce affolunan Licinius, daha sonra Selanik e götürülerek burada öldürüldü. Böylece on sekiz y l süren bu kargafla devresinden sonra Konstantinos hâkimiyet mücadelesini kazand ve tek bafl na imparator oldu (Akflit, 1985, ). Tarihin Büyük unvan n verdi i Konstantinos, baflar s n büyük ölçüde H ristiyanlara borçluydu. 4. yüzy lda dahi bask ve takibattan kurtulamam fl olan fakat buna ra men say lar ç gibi artan H ristiyanlar, kendilerine sempati ve hoflgörüyle yaklaflan Konstantinos a ba l l a önem verdiler. Rakipleriyle yapt savaflta ilk olarak 311 daha sonra da 313 y l nda Milano da Konstantinos H ristiyanlara müsamaha ferman ç kartt. Böylece H ristiyanl k imparatorlu un di er dinleri gibi meflru hale geldi ve devlet taraf ndan müsadere edilmifl olan tap naklar geri verildi (Dikici, 2007, 33-34). Bu geliflme flüphesiz dünya çap nda bir olayd. Konstantinos un ikinci büyük icraat ise stanbul u imparatorlu un merkezi olarak kendi ad n vermek suretiyle infla etmesidir. Roma uzun zamand r baflkent olma özelli ini yitirmiflti. mparatorlu u bunaltan baflta barbar ak nlar olmak üzere tehlikeler do udan, Tuna ve F rat taraflar ndan geliyordu. Dioklitianos Nikomedia y / zmit i merkez yapm flt. Konstantinos, art k Roma d fl nda bir baflkent kullanmak gerekti ine karar verdikten sonra bir süre do du u kent Nifl i düflündü daha sonra da Sofya ve Selanik i baflkent yapmak için de erlendirmelerde bulundu. Çanakkale de Truva y yeniden infla etmeyi bir süre planlad. En sonunda Bo aziçindeki konumu ve üç taraf denizle çevrili olmas nedeniyle Byzantium da karar k l-

48 40 Bizans Tarihi Forum: Antik Roma kentlerinin merkezlerinde yer alan ve çevresi önemli kamusal yap larla kuflat lm fl meydan. Erken H ristiyanl k döneminde de uygulamas na devam edilmifltir. SIRA S ZDE 3 d (Gregory, 2008,65-66). Byzantium da ilk yerleflmeyi M.Ö. 7. yüzy l n ikinci yar - s ndan sonra Megaral lar n kurdu u rivayet edilmektedir. Buras mparator Vespesianus (69-79) döneminde Roma s n rlar na dâhil edildi. mparator Septimus Severus ( ) döneminde bir isyana kar flmas ndan dolay flehir 194 y l nda tahrip edildi ve halk cezaland r ld. mparator Severus, gerekli cezay verdikten sonra flehri yeniden imar etmek için birtak m çal flmalar yapt rd. Byzantium da yeni bir flehir kurmaya karar verdikten sonra Konstantinos, 324 y l nda flehrin inflas na bafllad. Konstantinos un tespit etti i s n rlar üzerinden flehrin kara surlar infla edildi (Dikici, 2007, 40). Surlar Samatya dan bafllayarak Çukurbostan da Bayrampafla deresine iniyor, Cibali yak n nda Haliç te son buluyordu. Yeni flehir Roma model al narak infla edildi ve hiçbir masraftan kaç n lmad. Roma da olan tüm yap lar n burada da olmas na özen gösterildi. fiimdiki Sultan Ahmet te büyük bir imparatorluk saray ve hipodrom infla edildi. Hipodrom imparatorlu un her köflesinden getirilen sanat eserleriyle süslendi. Saray ve Hipodrom un bulundu u alana forum yap ld. mparatorun annesi Helena an s na buraya Agusteum (Agusta Helena) denildi. Bu forumdan bafllay p flimdi Aksaray a kadar uzanan ve Mesi ad verilen bir bulvar aç ld. Kald r mlar revaklarla süslü Mesi üzerinde de yeni forumlar yap ld. Bunlardan biri de forum Konstantinos (Çemberlitafl) idi. Bu foruma dikilen dikilitafl n üzerinde Konstantinos un tunçtan bir heykeli bulunuyordu. Roma gibi yedi tepeli bir alan üzerine infla edilen bu kentte senato binas, resmi daireler, hamamlar, yüksek okul, tap naklar ve H ristiyan mabetleri de infla edildi. Kimilerine göre Konstantinos zaman nda Aya Sofya ve Aya rini Kiliselerinin yap m na da bafllan ld (Herrin, 2010, 36-38). Romal aristokratlar n yeni flehre yerleflmelerini teflvik etmek için birçok muafiyetler sa land. M s r dan getirilen bu day n stanbul halk na bedava da t lmas öngörüldü. Senatörlere resmi ofis binalar ve ikametleri için yeni binalar yapt r ld, Anadolu yakas nda onlara genifl topraklar da t ld (Dikici, 2007, 40). fiehre sivil yönetici olarak bir vali atand. Valiye, asayifli sa lamas n n yan nda, ticari ve ekonomik hayat da kontrol etmesi yetkisi verildi. Konstantinos un Byzantium da kurdu u yeni flehir 11 May s 330 da görkemli törenler ve e lencelerle resmen aç ld. fiehre Yeni Roma (Nova Roma) ad verildiyse de bir müddet sonra kurucusuna atfen Konstantinopolis denilmesi gelenek haline geldi (Grant, 2000, 19-24). Baflkentin stanbul olmas Roma mparatorlu u nun a rl k merkezinin bir daha dönülmez biçimde do uya kaymas n beraberinde getirdi. Bu arada bir Do u dini olan H ristiyanl n tüm özgünlü ü ve özellikleriyle Roma mparatorlu unda kendini kabul ettirmesi, Bizans oluflumunun itiraz edilmez biçimde gün yüzüne ç kmas anlam na geliyordu. Bundan dolay d r ki ilim dünyas n n geneli Bizans n do uflu olarak stanbul un baflkent yap ld 330 tarihini benimsemifltir. stanbul kimin zaman nda infla edilmeye bafllam flt r ve ne zaman Bizans n baflkenti olmufltur? Roma mparatorlu u nun H ristiyanlaflmas ve Dini Mücadeleler Hz. sa n n Filistin de Yahudiler aras nda tebli i ile bafllayan H ristiyan dinine ilk mensup olanlar Hz. sa n n on iki Havarisi ve onlar n dostlar yd. Hz. sa dan sonra, havarileri H ristiyanl bir din olarak Roma mparatorlu u nun genelinde yayd lar. Önce Kudüs ve çevresinde H ristiyanl sa lam biçimde yayan Aziz Pavlos, Anadolu da ve Yunanistan da bu yeni dinin yay lmas n ve yerleflmesini sa lad.

49 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl 41 talya da ise Havari Petros faaliyette bulundu ve O nun Roma da kurdu u kilise sonraki dönemlerde sadece H ristiyanl k tarihine hükmetmekle kalmad dünya tarihinde de önemli bir aktör oldu. Bafllang çta H ristiyanlar, Roma imparatorlu unda büyük bask lara ve zulümlere maruz kald lar. mparatorluk otoritesi uzun süre H ristiyanl k inanc n yasaklama ve suç sayma tavr n inatla devam ettirdi. Dioklitianos döneminde a r bask lara ve takibata u rayan H ristiyanlar, onun halefi Galerius un 311 de H ristiyanl suç olmaktan ç kartan ferman yla bu güç durumdan kurtulmaya bafllad lar. Konstantinos un tarih sahnesine ç k fl ve Milivian Köprüsü Savafl H ristiyanlar için flüphesiz dönüm noktas oldu. Bu savaflta H - ristiyanl ktan etkilenen ve H ristiyan sembollerini sancaklar nda tafl tan Konstantinos, 313 y l nda rakibi Licinius la Milano da yapt görüflmede, Galerius un ç kard ferman kabul edilerek H ristiyan takibat na son verilmesi karar al nd (Gregory, 2008, 57-59). Bu flekilde H ristiyanlar bask lardan kurtuldular. Gerçi Konstantinos un haleflerinden mparator Julianos Apostate ( ) döneminde H ristiyanl k yeniden yasaklan p, bask ve zulümler tekrarland (Dikici, 2007, 49-59). Fakat bu durum tarihi süreç içerisinde bir istisnad r. Julianos dan sonra durum H ristiyanlar lehine yeniden tesis edilmifltir. mparatorluk topraklar üzerinde hür biçimde yaflamaya bafllayan H ristiyanlar, Havarilerin faaliyet gösterdikleri belli bafll flehirlerdeki kiliseler etraf nda örgütlenmeye bafllad lar. Büyük kilise örgütlerinin bulundu u flehirler: Kudüs, skenderiye, Antakya ve Roma idi. Bir süre sonra bu flehirlerin aras na stanbul da kat ld. Bu kiliseler bir taraftan H ristiyanl n yay lmas için gayret gösteriyorlar bir taraftan da H ristiyanl n yaflanmas ve H ristiyan ilahiyat yla ilgili ortaya ç kan sorunlara çözümler öneriyorlard. Konstantinos, mutlak mparator olarak iktidara 324 y l nda sahip oldu unda yapt ilk icraati bir emirname yay nlayarak mahkûm olan H ristiyanlar serbest b - rakt r p, sürgüne gönderilenlerin geri dönmesini, müsadere edilen mal ve mülklerin iadesini, y k lan kiliselerin yeniden infla edilmesini emretmek oldu. Konstantinos un H ristiyanl tamamen serbest b rakmas na, H ristiyanlara hoflgörlü davran fl ve politikas na ra men kendisinin H ristiyanl konusu tart flmal kalm flt r. Konstantinos muhtemelen ölüm döfle indeyken vaftiz edildi. Bununla birlikte H - ristiyanlara karfl müsamahakârl ve znik Konsiline baflkanl k yapm fl olmas, onun daha sonra ki dönemlerde aziz ilan edilmesine vesile oldu. mparatorlukta H ristiyanl n tek resmi din olarak benimsenmesi I. Teodosios ( ) döneminde oldu. Teodosios, ç kard bir fermanla H ristiyanl devletin resmi dini haline getirdi, di er tüm din ve inançlar n varl n yasa d fl ilan etti (Ostrogorsky, 1999, 49). mparator Büyük Konstantinos döneminde en büyük dini sorun olarak skenderiye Piskoposu Arius un Hz. sa n n do as ve onun Tanr ile iliflkisine yönelik gelifltirdi i fikirlerden do an Arianizm mezhebi görülüyordu. Arius, Hz. sa n n, Tanr ile ayn özü tafl mad n, onun Tanr n n yaratt varl klardan biri oldu unu kabul ediyordu. Teslis inanc n sorgulayan ve Hz. sa n n tanr l ilkesini karfl ç - kan Arius a göre Hz. sa, Tanr taraf ndan insanl n selameti için özel olarak yarat lm fl bir insand. Arius un ö retisi 320 y l na kadar oldukça ra bet gördü ve benimsendi. Fakat 320 y l nda resmi kilise taraf ndan sapk n say ld (Gregory, 2008, 62-63). Arianizm dolay s yla H ristiyanlar aras nda yaflanan fliddetli anlaflmazl n çözümü için imparator Büyük Konstantinos giriflim bafllatt. Bu sorunun din adamlar - n n genifl kat l m yla ele al nmas ve bir çözüm bulunmas amac yla ekümenik kon-

50 42 Bizans Tarihi sil toplamaya karar verdi. mparatorlu un her yan ndan gelen ruhbanlar n kat l - m yla 20 May s 325 de Nikaeia / znik te bizzat mparator Konstantinos un baflkanl k etti i znik Konsili topland. Burada yap lan görüflmelerde; Hz. sa (O ul) yarat lmam flt r ve Tanr (Baba) ile ayn özden vücuda gelmifltir karar al nd. Bu kararla Baba ve o ul un eflit derecede tanr oldu u ve her ikisinin, Kutsal Ruhla birlikte sonsuz oldu u, yani Teslis teyit edildi (Dikici, 2007, 39). Arius mahkûm olurken Arianizm sapk nl k say ld. znik te Arianizm d fl nda H ristiyanl k ve kiliseyi ilgilendiren baflka kararlar da al nd. Dini bir toplant ya baflkanl k etmesiyle Konstantinos kendisinden sonra gelen imparatorlara örnek oldu u gibi gittikçe Bizans a dönüflen mparatorlukta siyasi iktidarla dini otoritenin birbiriyle olan girift ba n da kurmufl oluyordu. znik Konsili sonras nda Ariusçular al nan kararlar benimsemediler. H ristiyanlar aras nda anlaflmazl k ve gerilimler devam etti. 381 y l nda stanbul da toplanan ikinci ekümenik konsilde znik kararlar teyit edildi ve H ristiyan Kilisesinin amentüsü olan inanç formülü benimsendi. Hz. sa n n do as na iliflkin tart flmalar ve anlaflmazl klar ise sürüp gitti. Baz kiliseler Hz. sa daki tanr sal ve insani vas flar n bir de iflime u ramadan ve birbiriyle kat flmadan tek bir tabiat halinde bulundu unu kabul ettiler. Bu inançta olanlara monofizit/tekdo ac denildi (Gregory, 2008, 112). Buna karfl n kimi kilise otoriteleri Hz. sa, insan olarak dünyaya geldi i ve tanr sal öz kendisine sonradan bahfledildi i inanc n benimsediler. Bu görüflte olanlara da diofizit/çiftdo ac lar denildi. Antakya kilise ekolünden Nestorius, diofizit inançtan hareketle Hz. Meryem in tanr do urmad n, onun befleri özellikleri olan sa y dünyaya getirdi i görüflünü savundu (Gregory, 2008, 109). Nestorius un görüfllerine karfl fliddetli bir muhalefet ortaya ç kt. 431 de Efes te toplanan konsilde Nestorius un ö retisi reddedildi fakat kendisi aforoz edilmedi. Nestorius faaliyetlerine devam edip gittikçe güç toplay nca 449 da toplanan II. Efes konsilinde, Nestorius aforoz edildi ve kiliseler aras nda ayr l k yafland (Gregory, 2008, 111). Nestorius un ö retisine ba l kalanlar tüm bask ve fliddete ra men Nesturi Kilisesi etraf nda varl klar n devam ettirdiler. Monofizitçi Ermeni Gregoryen, Süryani ve M s r K pti kiliseleri de Roma ve stanbul dan ba ms z olarak kendi cemaatlerini etraflar nda toplad lar. Bizans tarihi boyunca ortaya ç kan dini anlaflmazl klar, konsiller ve mezhep çat flmalar sadece din veya kiliseyle s n rl kalmad, Bizans ta iktidar mücadelelerini, iktidarla halk n iliflkilerini ve Bizans n d fl politikas n da etkiledi. Kavimler Göçü ve Bat Roma n n Çöküflü Dördüncü yüzy l n dünya çap nda en önemli geliflmelerinden biri flüphesiz kavimler göçüdür. Asya Hun mparatorlu u nun y k l fl yla bafllayan ve do udan bat ya bir dizi kavmin birbirini yerinden sürmesiyle, muazzam bir demografik hareket olan kavimler göçünün y k c etkileri Bizans mparatorlu u üzerinde kendini göstermekte gecikmedi. 337 de Konstantinos un ölümünden sonra onun halefleri ranl larla yap lan savafllar ve kimi iç geliflmeler d fl nda ciddi bir tehditle karfl laflmad - lar. mparator ulianos Apostate ( ) döneminde ranl lara karfl u ran lan feci bozgun, mparator ovianos u ( ) a r flartlar ve büyük toprak kay plar n kabul ederek ranla bar fl yapt rmak zorunda b rakm flt. Fakat as l büyük tehlike mparator Valens ( ) zaman nda kavimler göçü nedeniyle Bat da bafllayan Germen istilas oldu. Germen kavimlerinden Saksonlar Britanya ya sald r rlarken Alamanlar Ren nehri boylar nda, ran kökenli Sarmatlar ise Tuna bölgesinde mparatorlu u zorluyorlard. Germen as ll Gotlar n Tuna ci-

51 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl 43 var nda görülmeleri çok daha büyük tehlikeyi beraberinde getirdi. Hun ilerleyifli karfl s nda duramayan Vizigotlar yani Bat Gotlar, mparator Valens ten Trakya ya yerleflme izni istediler. mparatorun bu talebe olumlu cevap vermesine ra men yerel otoritelerin Vizigotlara karfl olumsuz tav rlar, imparatorluk güçleriyle onlar karfl karfl ya getirdi. ki y l boyunca devam eden çat flmalarda taraflardan biri di- erine üstünlük sa layamad. Bunun üzerine mparator Valens bizzat harekete geçerek Gotlar ülkesinden ç karmay düflündü. 378 y l nda Edirne yak nlar nda yap - lan savaflta, Do u Gotlar n n yani Ostrogotlar n da destekledi i Vizigotlar, Bizans ordusunu korkunç bir hezimete u ratt lar. Bizzat imparator Valens in kendisi savafl meydan nda hayat n kaybetti (Gregory, 2008, 90). Bu yenilginin sonucu çok büyük oldu. Art k bundan sonra imparatorlu un do usu bir yüzy l boyunca Germen istila tehditleriyle u rafl rken imparatorlu un bat kanad ise do rudan bu istilaya maruz kalacakt r. Valens in ölümüyle sonuçlanan Got istilas s ras nda mparatorlu un Bat bölümünü idare eden Gratianus ( ), ordu komutanlar ndan Teodosios u do uyu idare etmek üzere agustus ilan etti. mparator Teodosios ( ), çareyi Gotlarla anlaflma yapmakta buldu. Ostrogotlar n Pannonia ya Vizigotlar n ise Trakya bölgesinin kuzeyine yerleflmelerine izin verildi. Gotlar bulunduklar yerlerde özerk olacaklar, vergilerden muaf tutulacaklar ve müttefik s fat yla devlete askeri yard mda bulunacaklard. Böylece mparatorlu un Germen istila dalgas alt nda kalmas - n n önüne geçildi i gibi, Gotlar n birço u do rudan mparatorun hizmetine al nm fl olunuyordu. Say s bir hayli azalm fl olan imparatorluk ordusu Germenlerin kat l m yla oldukça güçlü hale geldi. Fakat ordu komutanlar aras nda Germenlerin say s gittikçe artmaya ve imparatorluk ordusu gittikçe Germenleflmeye bafllad (Ostrogorsky, 1999, 48). Teodosios un Gotlarla yapt bar fl, imparatorlu u d fl tehditten bir süreli ine kurtard. Britanya Hükümdar Maximus, Gratianus u öldürünce, Teodosios, onun yerine II. Valentinianus u getirdi. Fakat II. Valentinianus un beklenilen baflar y bir türlü sa layamamas ve ç kan baflka isyanlar karfl s nda güç durumda kalmas üzerine Teodosios, Bat iflleriyle bizzat meflgul olmak zorunda kald. syanlar bast r larak imparatorluk otoritesi yeniden tesis edildi. Bu s rada II. Valentinianus un varis b rakmadan ölümüyle mparatorlu un Do u ve Bat bölümlerinin idaresi yine tek bir imparatorda yani Teodosios un emri alt na da birleflmifl oldu. 395 y l nda mparator I. Teodosios, imparatorluk topraklar n o ullar aras nda paylaflt rd. Buna göre Adriyatik ten itibaren mparatorlu un Bat taraf n küçük o lu Honorios, Do u taraf n ise büyük o lu Arkadios yönetecekti (Ostrogorsky, 1999, 49). Tarihlere Roma mparatorlu u nun ikiye ayr lmas olarak geçen bu olay asl nda yeni bir fley de ildi. dari bak mdan kolayl k sa lamak, imparatorluk ailesi içerisinde iktidar kavgas yaflanmas n önlemek, iç ve d fl geliflmelerin zorunlu k lmas gibi nedenlerle imparatorluk idaresinin bölünmesi vakas birçok defa yaflanm flt. Devletin birli i fikri hiçbir zaman terk edilmedi. Ortada iki devlet de il bir devletin iki imparator yönetimindeki iki parças n n oldu u kabul ediliyordu. Devletin bütünlü ü anlay fl her ne kadar varl n uzun süre muhafaza etmifl olsa da fiili olarak imparatorlu un iki parças aras ndaki çözülme gittikçe kendini daha fazla hissettirecektir. Çünkü do uda ve bat da geliflen flartlar birbirinden farkl yd ve iki hükümet aras ndaki rekabette kaç n lmaz olmaktayd.

52 44 Bizans Tarihi Harita 2.1 Kaynak: Ifl n Demirkent, Bizans Türkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, C.6, stanbul 1992, s.231. Arkadios Do u imparatoru oldu unda on sekiz yafl ndayd. Bat imparatoru Honorios ise on bir yafl nda bir çocuktu. Teodosios, ölmeden önce Vandal kökenli Stilico yu çocuklar na yard mc olmas için naip tayin etmiflti. K sa bir süre sonra Arkadios un yönetimindeki Do u imparatorlu u fliddetli Got isyan yla sars ld. Alarik idaresinde ayaklanan Gotlarla bar fl, Alarik e ordu komutanl görevinin verilmesi karfl l nda sa land. Gotlar n ordudaki hâkim konumlar özellikle stanbul da Gotlara karfl bir tepkinin do mas na yol açt ve zaman içerisinde imparatorlu un do u bölümünde ordudaki Got nüfuzu k r lmaya çal fl ld. Bat da ise Germenlerin özerk kitleler halinde kendi liderlerinin idaresinde bulunmalar usulü devam ettirildi. Bu durum Bat için çok olumsuz geliflmelere yol açacakt r. Do u mparatorlu u gelifltirdi i tedbirlerle bir süre sonra Alarik ve Gotlar ndan kurtulmay baflard. Alarik kendisine ba l birliklerle talya ya karfl sefere giriflti. Üç defa yap - lan kuflatman n ard ndan 410 y l nda Alarik, Honorios Ravenna ya çekilince Roma y ele geçirdi (Ostrogorsky, 1999, 51). Arkadios un ölümünden sonra Do u mparatorlu unun bafl na II. Teodosios ( ) geçti. Onun hükümdarl nda sa lanan göreceli bar fl ortam nda önemli icraatlar gerçeklefltirildi. stanbul da Büyük Konstantinos zaman ndan beri mevcut olan yüksek okul yeniden düzenlenip geniflletilerek 425 y l nda bir üniversite kuruldu. Bu Yunanca ve Latince e itim verilen bu okulda hukuk, hitabet, felsefe, gramer gibi dersler okutuluyordu (Dikici, 2007, 88). Hukuk alan nda da önemli çal flmalar yap larak, eski Roma kanunlar elden geçirilip, yeni konulan kanunlarla birlikte bir külliyat halinde Codex Teodosianos ad yla yay nland.

53 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl 45 II. Teodosios un stanbul un güvenli i için infla ettirdi i surlar onun ad n yaflatan önemli bir faaliyetidir. Nüfusu h zla artan ve gittikçe büyüyen flehir, bir süre sonra Konstantinos un yapt rd surlar n d fl na taflt. Böylece mevcut surlar flehir ve flehir halk n n tamam n koruma özelli ini yitirdi. Baflta Germenler olmak üzere d fl sald r lar n artarak tehlikeli bir hale gelmesi yeni surlar n yap lmas n zorunlu k ld. fiehrin tamam n güvence alt na alan ve Konstantinos surlar n n çok daha ötesinden geçen stanbul surlar 413 y l nda infla edildi. Bu surlar halen mevcudiyetini koruyan iç surlard r. Do u mparatorlu u üzerine Hun tehdidinin çökmesiyle 430 da ikinci s ra yani d fl surlar n inflas na bafllan ld ve 447 y l nda bitirildi. 439 y l nda ise flehri denizden gelebilecek tehlikelere karfl koruyacak olan deniz kenar ndaki surlar n inflas na baflland. ç surlar n yüksekli i 10 m, kal nl ise 5,2 m dir. 20 m yüksekli indeki kuleler aras nda 60 m mesafe bulunmaktad r. Surlar n önünde kaz lan hendekler savunmay daha güçlü k lmaktad r. Haliç ten Marmara ya uzanan kara surlar n n uzunlu u 6670 metredir (Dikici, 2007, 86). Attila yönetiminde Hun fetih harekât bafllay nca stanbul u surlarla çevirmenin ne kadar önemli ve gerekli bir icraat oldu u anlafl ld. Hun ilerleyiflini durdurmak için II. Teodosios, her y l 300 kg alt n haraç olarak ödemeyi kabul etmiflti. Fakat bu haraç ödenmeyince Attila 441 y l nda Pannonia ve Tuna boylar na harekât düzenledi. Tuna boylar ndaki flehirleri vuran Hun birlikleri Belgrad zapt ettiler. Nifl ve Sofya Hunlar taraf ndan ele geçirildi. Bizans kuvvetlerini ma lup eden Attila 442 y l nda stanbul a ulaflt ve tarihte ilk defa flehri kuflatt. Tam zaman nda bitirilmifl olan surlar Attila n n Hunlar n durdurdu. stanbul un zapt n mümkün görmeyen Attila geri döndü ve Gelibolu civar nda Bizans ordusunun kalanlar n da yok etti. Bizans, Attila ya y lda 700 kg alt na ç kart lan haraç ödemeyi kabul etti. 447 de tekrar mparatorluk topraklar nda görülen Hunlar Bizans kuvvetlerini yenerek Balkanlar n önemli bir k sm n iflgal ettiler. Hun ak nlar karfl s nda çaresiz kalan Bizans 449 da flartlar çok a r olan anlaflma yapmak suretiyle bar fl bir kez daha sat n ald (Dikici, 2007, 92). 453 y l nda Attila n n ani ölümü hem Bat hem de Do u mparatorluklar n büyük bir tehlikeden kurtard. Teodosios ölmeden önce taht n Markianos a ( ) b rakt. 457 y l nda Markianos un da ölümüyle imparatorluk taht na kimin geçece i sorunu ortaya ç kt. Ordu komutan Alan as ll Aspar, yard mc lar ndan Leon u ( ) imparator ilan ettirdi. 457 de Leon, yap lan dini merasimle Patrik Anatolios un elinden taç giyen ilk imparator oldu (Ostrogorsky, 1999, 55-56). I. Leon un ilk y llar nda gerçek hâkim geriden devletin kaderine hükmeden ordu komutan Aspar idi. Bir süre sonra Leon, Aspar n vesayetinden kurtulman n yollar n aramaya bafllad. savria n n savaflç halk ndan faydalanmay düflündü ve savrial liderlerden Tarasis i stanbul a davet etti. Kalabal k bir maiyetle stanbul a gelen Tarasis, burada ad n Zenon olarak de ifltirdi, ordu komutanl na atand ve imparatorun k z Ariadne ile evlendi. Bir süre içerisinde de gücünü Germenlerden alan Aspar n nüfuzu k r ld ve düzenlenen bir tertiple de Aspar ve o lu öldürüldü. Art k mparatorlukta Germen nüfuzu yerini savria etkisine b rakt. 474 y l nda I. Leon öldü ünde taht, kendisiyle ayn ad tafl yan Zenon ve Ariadne den do an torunu Leon a kald. Henüz 6 yafl nda bulunan II. Leon a babas Zenon naip oldu. K sa bir süre sonra da II. Leon hastalanarak ölünce imparatorluk iktidar tamamen ve hukuken Zenon a kald. Zenon ordu içerisinde savrial lar etkin k lmak için gayret gösterdi. Önemli komutanl klara savrial flefleri getirdi. Bununla birlikte stanbul da halk Germenler gibi savrial lar da barbar addediyor ve onlara karfl nefret gösteriyorlard (Ostrgorsky, 1999, 57). Alan: Alanlar 1. yüzy ldan itibaren profesyonel savaflç süvari birlikleri olarak tarihi kay tlarda yer almaktad r. ran kökenli olan Alanlar; Got, Hun ve Vandal federasyonlar içinde yer alm flt r. Bafllang çta Kuzey Kafkasya bölgelerinde görülürken göçler yoluyla talya ve Kuzey Afrikaya kadar yay lm fllard r. savria: Günümüzde bu yer Konya n n Bozk r ilçesinin Ça layan kasabas yak n ndaki Zengibar kalesidir.

54 46 Bizans Tarihi Do u da iktidar mücadelesi yaflan rken Bat da önemli geliflmeler olmaktayd. 455 y l nda Bat imparatoru III. Valentinianus un ölümünden sonra iktidar Germen Ricimer in eline kald. Son derece güçlü bir konumda olan Ricimer, istedi ine imparatorluk tac n giydirmekte ve be enmedi ini tahttan atmakta hatta öldürmekteydi. On yedi y l boyunca Bat n n kaderine hükmeden Ricimer 472 de ölünce, bir süre Zenon taraf ndan tayin edilen kukla imparatorlar hükmettiler (Dikici, 2007, 98). 4 Eylül 476 da ordu komutan Germen Odovakar, son Bat mparatoru Romulus Augustulus u bir darbeyle tahttan uzaklaflt rd. Kendisi kral unvan yla Zenon a itaatini bildirdi (Ostrgorsky, 1999, 57-58). Güya imparatorun emirleriyle talya y yönetecekti. Esas nda ise Bat mparatorlu unun tüm di er eyaletleri gibi talya da da Germen hâkimiyeti kurulmufl oluyordu. Bu olay tarihe Bat Roma mparatorlu- unun y k l fl olarak kaydedildi (Dikici, 2007, 98-99). Balkanlarda buluna Ostrogotlar, imparatorluk için sorun teflkil etmeye devam ediyorlard. Ostrogot flefler en yüksek askeri makamlara gelebiliyorlar, devlet içindeki çekiflmelere müdahale edebiliyor, ço u zamanda isyan ederek ülke arazilerini tahrip ediyorlard. mparator Zenon, Teodorik yönetimindeki Ostrogotlar talya ya gitmeye ikna etti. 488 y l nda bat ya do ru harekete geçen Ostrogotlar k sa sürede talya ya hâkim oldular. Odovakar yönetimden uzaklaflt ran Teodorik, 493 te kesin baflar kazand ve talya da Ostrogot krall n kurdu. Bizans, Germen tehdidinden kesin biçimde kurtulurken Bat tümüyle Germen egemenli i alt na girdi. mparator Zenon 491 de ölünce yeni imparatoru belirleyecek olan mparatoriçe Ariadne, halk n devlete Romal ve Ortodoks bir imparator vermesi talebine uydu. Becerikli ve yetenekli saray memuru Anastasios imparator seçildi. mparator Anastasios ( ) dönemi daha ziyade Bizans n iç bünyesindeki geliflmelerle dikkat çekicidir. Anastasios un ilk ifli devlet içinde bir güç haline gelmifl olan savrial lar n etkinli ini k rma giriflimleri oldu. Buna savrial lar sert tepki gösterdi. savria isyanlar üç y l kadar sürdüyse de onlar en nihayetinde bir güç olmaktan ç kart ld. Anastasios un gerçeklefltirdi i mali reformlar devlet hazinesini zenginlefltirdi. Onun ticaret ve zenaati destekleyen politikalar yla ülke ekonomisi oldukça geliflme gösterdi. Anastasios un Monofizit olmas ve Monofizitlik lehine tak nd tav r, özellikle stanbul da birçok isyan n ç kmas na yol açt. Her defas nda bu isyanlar n üstesinden gelen Anastasios, 518 de öldü (Dikici, 2007, ). Onun yerine saray muhaf z birliklerinin komutan ustinos geçti. ustinos la birlikte Bizans tarihinde de yeni bir hanedan ve dönem bafllam fl oldu. ustinos imparatorluk yapt y llar aras nda iktidar gücünü kullanan esas nda kendisi de il ye eni ustinianos idi. SIRA S ZDE 4 Bizans döneminde stanbul ilk defa ne zaman ve kim taraf ndan kuflat lm flt r? ustinianos Dönemi ( ) Bizans mparatorlu u nun ilk parlak dönemi olarak adland r lan mparator ustinianos un saltanat y llar siyaset, hukuk ve imar baflta olmak üzere pek çok alanda imparatorluk tarihine damgas n vurmufl ve imparatorlu un alt n ça olarak an l r olmufltur. Roma mparatorlu u onun yönetiminde yeniden ihya edildi. Tam ad Flavius Petros Sabattius olan imparator ustinianos, Makedonyal bir köylü ailesinin çocu uydu. Onun imparator olmas ndaki en büyük flans kendisinden önce imparator olan general ustinos un ye eni olmas d r. Bu sayede küçük

55 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl 47 yafllarda baflkent Konstantinopolis e getirildi. Ald iyi e itim ve gösterdi i baflar - lar sonras nda ordu komutanl na atand. General ustinos, 518 y l nda Anastasios un ölümü üzerine da tt paralarla senato üyelerini ikna ederek imparatorluk taht na oturunca ye eni ustinianos un imparatorluktaki mevkii daha da güçlendi ve yüksek konsül makam na getirildi. Bu dönemde gösterdi i parlak baflar larla mparator ustinos un en önemli yard mc s ve taht n n orta konumuna geldi. 527 y l nda ustinos un ölümünün ard ndan ise en güçlü aday olarak imparatorluk tac na sahip oldu (Ostrogorsky, 1999, 64). ustinianos imparator olduktan sonra hem kendi yaflam hem de imparatorluk tarihi için en önemli geliflmelerden biri hiç flüphesiz Teodora ile yapm fl oldu u evliliktir. Teodora yaflam boyunca Bizans mparatorlu u nda egemenli i imparator ustinianos la paylaflt. ustinianos un gerçek anlamda egemenlik orta oldu. Teodora, kocas n n yan nda bütün yetkileriyle tam bir imparatoriçe olarak hüküm sürdü. Bu gücünü 532 y l nda baflkentte patlak veren Nika ayaklanmas s ras nda gösterdi. mparator ustinianos un, Roma mparatorlu u nu yeniden ihya etmek maksad yla yapt fetihleri ve askeri seferleri finanse etmek için halka a r vergiler yüklemesi, memuriyetlerin sat lmas ve bürokrasinin halk ezmesi gibi nedenler üzerine dimoslar (örgütlü toplumsal gruplar) birleflerek isyan ettiler. Bizans imparatorlu unda halk özellikle büyük kentlerde Maviler ve Yefliller ad n tafl yan dimoslar etraf nda örgütlenmifllerdi. Bu Partiler sportif ve kültürel etkinlikleri organize ettikleri gibi, vergilerin toplanmas, asayiflin sa lanmas, mahallelerde bir tak m belediye hizmetlerinin yürütülmesi gibi faaliyetlerinin yan nda gerekti inde milis gücü olarak da kentlerin savunmas nda rol oynayabiliyorlard. Aralar nda her zaman k - yas ya bir rekabet söz konusuydu. Bu rekabet dini alanda da kendini gösteriyordu. Aristokrasinin destekledi i Maviler daha ziyade diofizit inanc n takipçisiydiler. Buna karfl n orta ve alt kesimin patrisi konumundaki Yefliller monofizit yandafl olarak biliniyordu. Onlar n aras ndaki fliddetli rekabetten siyasi iktidar her zaman yararlan rd. Tahta geçen her yeni imparator bu patrilerden birini di erine karfl kullanarak otoritesini pekifltirirdi. Bu gruplar n 532 y l nda ç kard Nika ad yla bilinen ayaklanma Bizans mparatorlu u nu derinden sarst. Ayaklanan halk baflkent Konstantinopolis i yak p y kt (Gregory, 2008, ). Teodora n n kararl l, komutan Belisarios un ve diplomat Narsis in becerisi ile bast r lan bu isyandan sonra imparator da halk n sayg ve ba l l n arkas na ald. syan n bast r lmas ndan sonra örgütlü toplumsal gruplar etkinliklerini zamanla kaybettiler. ustinianos imparatorlu unu Roma n n bir zamanlar sahip oldu u tüm s n rlara ulaflarak yeniden ihya etmeyi siyasetinin ana hedefi haline getirdi. Bu amaçla Vandallar, Ostrogotlar ve Vizigotlar gibi barbar krall klar n hâkim oldu u Bat Akdeniz havzas n fethetmeye öncelik verdi. mparator ustinianos dönemindeki söz konusu fetihlerde ve askeri baflar larda etkili isim komutan Belisarios tu. 533 y l nda Belisarios, mparator ustinianos un emriyle kiflilik bir savafl gücüyle Afrika ya sefer düzenledi. Bozguna u rayan Vandallar teslim olmak zorunda kald lar (Gregory, 2008, 139). Belisarios, Vandallar karfl s ndaki galibiyetinin ard ndan 535 y l nda bu defa Ostrogotlar üzerine sefer düzenledi. Ostrogotlar n fliddetli direnmeleri neticesinde savafl oldukça uzun sürdü. Her ne kadar Bizans ordusu Dalmaçya, Sicilya, Napoli ve Roma baflta olmak üzere talya topraklar nda söz sahibi olsa da Ostrogotlar n bu fliddetli direnifli ordunun gücünü giderek zay flatt. Bir süre sonra Belisarios komutas ndaki Bizans ordusu ard ard na bozgunlara u ramaya bafllad. Yaklafl k yirmi y ll k bir mücadele sonras diplomat Narsis in faaliyetleri saye-

56 48 Bizans Tarihi sinde Bizans, 555 y l nda Ostrogotlara üstün geldi ve talya, mparator ustinianos un egemenli ini tan d (Ostrogorsky, 1999, 65). Bir y l öncesinde ise spanya ya ç kartma yapan Bizans ordusu Vizigotlara karfl mücadele vererek baflar elde etti. Böylece imparator ustinianos dönemindeki fetihlerle Bizans, Roma imparatorlu unun eski topraklar na yak n bir alanda egemenlik kurdu. Bat da bunlar yaflan rken mparatorlu un do u s n r ndaki askeri gücü zay f düfltü. mparator ustinianos, bat daki fetihlerde hareket serbestli i kazanabilmek için ran hükümdar Anuflirvan ile bar fl antlaflmas yapm fl ve ran a haraç ödemekteydi (Ostrogorsky, 1999, 66). ki defa tekrarlanan antlaflma sonras nda Bizans do- u s n r nda giderek güç kaybetmekteydi. Balkanlarda ise sald rgan Slavlar, Cermen as ll Gepidler ve Türk as ll Kuturgular Bizans topraklar n ya mal yor ve sonras nda Tuna rma n n gerisine çekiliyorlard. Bu kavimlerin ya ma dalgalar her ne kadar Balkanlardaki Bizans topraklar nda onlar n hâkimiyetlerini sa lamasa da bu co rafyadaki Bizans gücünü zay flat yordu. ustinianos, barbar kavimlerle bafl edebilmek için Do u Avrupa s n rlar nda beliren Avarlarla ittifak yapt. Tüm bunlara ra men yap lan baflar l fetihler ve diplomatik giriflimlerle Bizans hâkimiyetindeki topraklar hemen hemen iki kat na ç karmay baflard. Dalmaçya, talya, Sicilya, Sardinya, Korsika, Balear Adalar, Güneydo u spanya, Kuzey Afrika Bizans topraklar na kat lm flt. ustinianos döneminde d fl siyasi tehlikeler ve Nika isyan yla patlak veren a r iç huzursuzluklara ra men Bizans imparatorlu u görünürde, eski Roma mparatorlu u nun ihtiflam na kavuflmufl durumdayd. ustinianos, bir imparatorlu un ayakta durabilmesi için din ve hukuk alan nda birli in sa lanmas gereklili ine inan yordu. mparatorluk kudretinin Tanr n n himayesinden geldi ine inanan kadim Roma imparatorlar ndan farkl düflünmüyordu. Bu bilinçle dolu Hristiyan bir imparator olan ustinianos, dinin imparatorun elinde güçlü bir araç oldu u düflüncesindeydi. ustinianos, kiliseyi hükmü alt na almaya çal flt. Kiliseyi s k s k ya kendi otoritesi alt na almay gerekli görüyordu. Gerçekçi karaktere sahip imparator tahta ç kt ktan sonra Roma kilisesini H ristiyan dünyas n n en büyük temsilcisi sayarak Papa Hormidas dan temsilcilerini Konstantinopolis e göndermelerini istedi. Bu sayede imparatorlu un Bat k sm n n ve Papan n gönlünü kazanmaya çal flt. Ard ndan Kad köy (Halkidon) Konsili nde al nan monofizit aleyhtar kararlar iptal ederek, monofizitlerin gönlünü kazand. Her ne kadar olumlu geliflmeler kaydetse de hem Papa hem de monofizitler üzerinde bekledi i kadar baflar elde edemedi (Ostrogorsky, 1999, 71-72). mparator ustinianos döneminin en etkili ve sürekli olan faaliyetleri hukuk alan ndaki büyük reformlar olmufltur. Codex ustinianos veya Corpus Iuris Civilis ad yla bilinen yasalar külliyat oluflturuldu. Bu külliyat n; Institutiones ad verilen bölümü idari ve e itimle ilgili konular kapsamaktayd. Pandekta (Digesta) ise sosyal ve cezai konulara iliflkindi. Dönemin ihtiyaçlar na göre ustinianos bir ferman fleklinde Novellae ad verilen kanunlar koydu. Novellae lar n bir bölümü Yunanca yaz lm flt r. Hukuki reformlarla Antik Roma dan kalma kanunlar elden geçirilip ve günün gerçeklerine uygun hale getirildi (Ostrogorsky, 1999, 69-70). Söz konusu kanunlar büyük ölçüde H ristiyanlaflt r ld. Hukuk d fl nda, ustinianos un antikça dan kalma Atina akademisini 529 y l nda kapatt rarak, Konstantinopolis te bir yüksek okul kurdurmas da bir reform olarak de erlendirilir. ustinianos döneminde özellikle baflkentte önemli imar faaliyetleri gerçeklefltirildi. Bunlar n içinde stanbul un en önemli yap s Ayasofya n n infla ettirilmesidir. mar faaliyetleri Nika isyan n verdi i a r tahribattan sonra daha yo un bir flekilde

57 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl 49 yürütülmüfltür. syan sonras hasar gören Ayasofya dünyan n en büyük kubbeli bazilikas olarak y llar aras nda yeniden infla edildi (Dikici, 2007, 119). 565 y l nda ustinianos öldükten sonra büyük umutlarla ihya edilen imparatorluk ihtiflam n koruyamad. Onun halefi mparator II. ustinos ( ) zaman nda da lma hemen kendini gösterdi. 568 y l nda Langobardlar talya ya girdiler ve k sa zamanda ülkenin büyük k sm na el koydular (Gregory, 2008, 150). spanya da bafllayan Vizigot ilerleyifli de durdurulamad ve 584 y l nda buras da kesin biçimde Bizans n yönetiminden ç kt. Kuzey Afrika da Berberilere karfl mücadele büyük fedakârl klar pahas na baflar l oldu. Bu bölge slam fetihlerine kadar Bizans egemenli inde kald. Bu kay plarla Bizans mparatorlu u Do u Akdeniz e münhas r bir devlet haline döndü. Bat n n kesin biçimde kayb Bizans yönetiminin daha büyük bir özenle do u ifllerine yo unlaflmas na neden oldu. mparator II. ustinos, ran fiah na haraç ödemeyi reddedince, Sasanilerle sert ve uzun süreli bir savafl bafllad. Bu savafl n bafllamas nda ran n ötesinde Orta Asya da egemenlik kurmufl olan Götürklerin de etkisi büyüktü. Göktürk Yabgusu stemi, stanbul a elçi göndererek Bizans la diplomatik temas kurup Sasanilere karfl ittifak teklif etti. Bizans bu teklife bir taraftan olumlu cevap verirken di er taraftan Göktürklerin rakipleri Avarlara yard mc olunca planlanan ittifak kurulamad (Palazademir, 2002). mparator II. ustinos devrinde bafllayan Bizans-Sasani savafllar uzun y llar boyunca devam etti. Her iki devlette bu savafllarda askeri ve ekonomik güçlerini bir hayli zay flatt lar. Bu zay fl k 7. yüzy l n ilk yar s nda gerçekleflecek olan slam fetihleri için çok uygun bir zemin oluflturmufltur. Alt nc yüzy l n son çeyre inde Bizans Avrupa cihetinden zorlayan en önemli geliflme Avar ve Slavlar n Orta Avrupa ve Balkanlara girmeleri oldu. Büyük kitleler halinde harekete geçen Avar - Slav dalgalar Sava ve Tuna daki Bizans savunmas n ortadan kald rarak Selanik e kadar uzanan ak nlar yapt lar. Alt nc yüzy l n seksenli y llar nda Slav kabileleri sadece ya ma yapmakla yetinmeyip ülke arazilerine de sa lamca yerlefltiler. Daha önceleri yaflanan Germen göçleri ve di er kavimlerin istila hareketleri geçici olup, Bizans imparatorlu u bir flekilde onlardan kurtulmay baflarm flt. fiimdi ise Slavlar n, Balkanlar yurt edinmeleri söz konusuydu. Böylece ileride Bizans topraklar üzerinde Slav devletlerinin kurulmas sonucunu do uran oluflum bafllad (Ostrogorsky, 1999, 75-76). mparator Mavrikios ( ) döneminde gerek Tuna boylar nda Slavlara karfl, gerekse do uda ranl lara karfl baflar yla mücadele edilmeye çal fl ld. Askeri ve idari alanda yap lan düzenlemelerle devletin güçlü k l nmas için çaba sarfedildi. Fakat Mavrikios un sergiledi i sert yönetim, örgütlü toplumsal gruplar Maviler ve Yefliller yönetime tepkileri v.b. nedenler iç çat flmay do urdu. stanbul da ç kan bir isyan sonucu Mavrikios tahttan at ld ve komutanlardan Fokas, senatonun da onay ile imparator ilan edildi. 602 y l ndan 610 y l na kadar Bizans iktidar n elinde bulunduran Fokas tam bir tedhifl rejimi kurdu. Onun bask ya dayal yönetimi, Balkanlar da Slav-Avar ilerleyifli ve do uda ran savafllar yla birleflince Bizans mparatorlu u tam bir çöküflün efli ine geldi. 610 y l nda Fokas n zulme dayal yönetimini askeri bir müdahaleyle sona erdiren ve Bizans tarihinde yeni bir dönemi bafllatan Heraklios, devleti de çöküflten kurtaran olarak tarihe ad n yazd rd.

58 50 Bizans Tarihi Özet A MAÇ 1 Roma mparatorlu u nun Bizans a dönüflümünü aç klayabilmek; Bizans denilen devlet asl nda Roma imparatorlu- unun bir devam d r. Bizansl lar da kendilerini Romal olarak adland rm fllard r. M.Ö. 753 y l nda kurulan Roma flehri Latium olarak adland r lan Orta talya bölgesinde hâkimiyet kurmufltur. Roma halk M.Ö. 509 y l na kadar devam eden Krall k devrinde patriciler, plepler, cliens ve köleler olmak üzere 4 toplumsal s n fa ayr lm flt r. Devletin bafl nda tanr n n r zas n kazanm fl oldu una inan lan bir kral bulunmaktayd. Senato ve Comitia Curiata krala yard mc olan kurumlard. M.Ö M.Ö. 27 y llar aras nda Roma da aristokratik bir Cumhuriyet oluflturulmufltur. Sadece patricilere ait olmak üzere bu dönemde Roma vatandafll k hukuku gelifltirilmifltir. Bu hukuk daha sonra Bizans hukukununda temelleri olacakt r. mparatorluk döneminde Roma önce talya yar madas ndaki devletleri daha sonra Kartaca, Makedonya, Yunanistan ve Anadolu daki devletleri yenerek tüm Akdeniz havzas nda hâkimiyet kurmufltur. Bu co rafi alan büyük ölçüde Bizans devletinin de egemenlik alan n oluflturacakt r. M.Ö. 27 ila 284 y llar aras ndaki mparatorluk döneminde Roma devletinin s n rlar kuzeyde ngiltere den güneyde Afrika çöllerine, bat da Atlas Okyanusundan do uda Mezopotamya topraklar na kadar uzanm flt r. Bu genifl co rafyan n yönetimi zorlaflm fl ve Roma idari alanda reform ihtiyac duymufltur. Böylece Roma n n do u topraklar nda Bizans n oluflumuna zemin haz rlanm flt r. A MAÇ 3 A MAÇ 4 Bizans n do uflu sürecindeki tarihsel geliflmeleri tart flabilecek; Dioklitianos un 284 y l ndan sonra giriflti i idari reformlar imparatorlu un do u bölgesini daha önemli hale getirmifltir. Büyük Konstantinos döneminde 324 y l nda yeni baflkent olarak stanbul un inflas na bafllanmas ve 330 y l nda bitirilmesi Bizans n da bafllang c n oluflturan olaylar olmufltur. stanbul da saray, surlar ve forumun inflas kadar Aya Sofya ve Aya rini kiliselerinin yap m na bafllanmas ve H ristiyanl n serbest b rak lmas daha sonra imparatorlu un en büyük ortak paydas olacak H ristiyanl n yayg nlaflmas na neden olmufltur. Bizans bu süreçte Roma devlet gelene ini, hukukunu ve imparatorun s - n rs z yetkilerini devlet anlay fl içine adapte etmifltir. H ristiyanl n Bizans n oluflumundaki etkisini aç klayabileceksiniz Roma da yasakl olan H ristiyanl k dininin stanbul da serbest b rak lmas Bizans baflkentini önemli bir dini merkez haline getirmifltir. 325 y - l ndan bafllayarak toplanan çeflitli dini konsillerde Ariyanizm ve Nestorius gibi H ristiyanl n di- er yorumlar reddedilerek teslis anlay fl Ortodokslu un temeli olarak benimsenmifltir. Daha sonra imparatorlu un siyasi gücü ile resmi Ortodoksluk anlay fl tüm imparatorlu a empoze edilmifltir. A MAÇ 2 Bizans ortaya ç karan unsurlar aç klayabilecek; Dioklitianos ( ) döneminde tetrarhia sistemine geçilmifl imparatorluk; Do u, Balkan/ lirya, talya ve Bat /Galya olmak üzere dört eyalete ayr lm flt r. Dioklitianos imparatorluk merkezi olarak do uda zmit i seçmifltir. Milano, Selanik ve Trier dörtlü yönetim sisteminin di er merkezleri olmufltur. Bu eyaletler aras nda Anadolu merkezli do u eyaleti daha sonra Bizans n da kurulaca topraklar olacakt r. Bu bölgede yer alan antik Yunan kültürü, yeni yay lmaya bafllayan Hristiyanl k inanc, Roma hukuku ve devlet anlay fl ile stanbul un infla edilerek 330 y l nda baflkent ilan edilmesi Bizans ortaya ç karan unsurlar olmufltur.

59 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl 51 Kendimizi S nayal m 1. Afla dakilerden hangisi Krall k Devri Roma n n özelliklerinden biri de ildir? a. lk kral n efsanevi Romulus olmas b. Senato ve Comitia Curiata n n siyasal yaflamda önemli rol oynamalar c. Pleplerin Patricilerle eflit haklara sahip olmalar d. Etrüsk kökenli krallar da iktidara gelmesi e. Toplumsal örgütlenme: aile-gens-curia-tribus fleklinde olmas 2. Afla dakilerden hangisi Roma devleti nin yönetim birimlerinden biri de ildir? a. Senato b. Lordlar kamaras c. mparator d. Comitia Curiata e. Consilia Plebis 3. Afla dakilerden hangisi Roma devleti nin yapt savafllardan biri de ildir? a. Pön Savafl b. Teselya Savafl c. Magnesia Savafl d. Pidna Savafl e. Termofil Savafl 4. Afla daki bölgelerden hangisi Roma devleti s n rlar içinde yer almam flt r? a. ran b. Yunanistan c. Anadolu d. ngiltere e. Pannonia 5. Afla dakilerden hangisi Dioklitianus Döneminde oluflturulan eyaletlerden biri de ildir? a. Do u b. Balkan/ lirya c. talya d. Güney/Afrika e. Bat /Galya 6. Bizans ta H ristiyanl k hangi fermanla serbest b rak lm flt r? a. zmit b. znik c. Efes d. Milano e. Kad köy 7. Afla dakilerden hangisi II. Teodosios zaman nda gerçeklefltirilen faaliyetlerden biri de ildir? a. stanbul da bir üniversite kurulmas b. Forum un inflas c. Codex Teodosianos un oluflturulmas d. stanbul d fl surlar n n inflas e. Deniz surlar n n inflas 8. Roma devleti 395 y l nda Do u ve Bat Roma olarak kimin döneminde ikiye ayr lm flt r? a. I. Teodosios b. Valens c. Arkadios d. Zenon e. ustinianos 9. Bat Roma imparatorlu u kimler taraf ndan 476 y - l nda y k lm flt r? a. Hunlar b. Kartacal lar c. Cermenler d. M s rl lar e. Sasaniler 10. ustinianos Döneminde y llar aras nda infla ettirilen dünyan n en büyük kubbeli bazilikas afla dakilerden hangisidir? a. Sergios Bakhos Kilisesi b. Aziz Nikolaos Kilisesi c. Aziz Poliefktos Kilisesi d. Aya rini Kilisesi e. Aya Sofya Kilisesi

60 52 Bizans Tarihi Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar 1. c Yan t n z do ru de ilse Krall k Devri bölümünü yeniden okuyunuz. 2. b Yan t n z do ru de ilse Krall k, Cumhuriyet ve mparatorluk bölümlerini yeniden gözden geçiriniz. 3. e Yan t n z do ru de ilse Cumhuriyet ve mparatorluk bölümlerini yeniden okuyunuz. 4. a Yan t n z do ru de ilse III. Yüzy lda Roma mparatorlu u nun S n rlar bölümünü yeniden okuyunuz. 5. d Yan t n z do ru de ilse Dioklitianos ve Reformlar bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 6. d Yan t n z do ru de ilse Konstantinos ve stanbul un Kurulmas ile Roma mparatorlu unun H ristiyanlaflmas ve Dini Mücadeleler bölümlerini yeniden okuyunuz. 7. b Yan t n z do ru de ilse Kavimler Göçü ve Bat Roma n n Çöküflü bölümünü yeniden okuyunuz. 8. a Yan t n z do ru de ilse Kavimler Göçü ve Bat Roma n n Çöküflü bölümünü yeniden okuyunuz. 9. c Yan t n z do ru de ilse Kavimler Göçü ve Bat Roma n n Çöküflü bölümünü yeniden okuyunuz. 10. e Yan t n z do ru de ilse ustinianos Dönemi bölümünü yeniden okuyunuz. S ra Sizde Yan t Anahtar S ra Sizde 1 Krall k döneminde Roma halk 4 toplumsal s n fa ayr lm flt r. Bunlarda ilki siyasal halklara sahip ve askerlik yapmakla yükümlü olan toprak sahipleri ile aristokratlardan oluflan patricilerdir. Bunlar aralar ndan kral ç - kartt klar gibi senato ve comitia curiata olarak adland - r lan meclislerle krala da yard mc oluyorlard. kinci s - n f küçük arazi sahipleri, zanaatç lar, tüccarlar oluflturuyordu. Bu s n f plep olarak biliniyordu ve herhangi bir siyasi hakk bulunmuyordu. Hukuken patriciler gibi özgür kabul ediliyorlar ve yarg lanabiliyorlard. Üçüncü s n f ise particilerin arazilerinde kirac olarak ya da zanaatkâr olarak faaliyet gösteren ve yanaflma diye bilinene clienslerdi. Bunlar n da plepler gibi siyasi haklar yoktu. Roma da son toplumsal s n f ise bir mal olarak bak lan ve hiçbir hak ve özgürlükleri bulunmayan köleler oluflturuyordu. Roma halk n n en küçük toplumsal örgütünü baba otoritesine dayanan aile kurumu oluflturuyordu. Ayn soydan gelen aileler gens ad verilen akraba birliklerini kuruyordu. Gensler birleflerek halk meclisleri olan curialar oluflturuyordu. Bunlar da Ramnes, Tities ve Lucheres adl üç büyük tribusu meydana getiriyorlard. Bu örgütlenme sadece partici s n f na mensup olan vatandafllar için geçerliydi. S ra Sizde 2 Roma imparatorlu u do uda Mezopotamya dan bat da Atlas Okyanusuna, güneyde Sahra çöllerinden kuzeyde ngiltere ye kadar olan bölgede hâkimiyet kurmufltur. Ancak Akdeniz havzas egemenlik alan n n temelini oluflturmufltur. S ra Sizde 3 Bizans devletinin ilk imparatoru kabul edilen Büyük Konstantinos ( ) döneminde 324 y l nda stanbul un inflas na bafllanm flt r. 11 May s 330 tarihinde Yeni Roma (Nova Roma) ad yla Bizans n baflkenti olmufltur. fiehrin kurucusuna atfen Konstantinopolis denilmifltir. S ra Sizde 4 stanbul Bizans döneminde ilk defa 442 y l nda Hun imparatoru Attila taraf ndan kuflat lm flt r. II. Teodosios ( ) zaman nda infla ettirilen d fl flehir surlar Attila n n stanbul almas na engel olmufltur.

61 2. Ünite - Roma dan Bizans a Geçifl 53 Yararlan lan Kaynaklar Akflit, O. (1985). Roma mparatorluk Tarihi, stanbul: stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay nlar Cheyne, J.-C. (2005). Bizans Tarihi, çev.. Yerguz, Ankara: Dost Kitabevi Demircio lu, H. (1998). Roma Tarihi. I. Cilt. Cumhuriyet, Ankara: Türk Tarih Kurumu Dikici, R. (2007). fiu Bizim Bizans, stanbul: Remzi Kitabevi Freeman, C. (2003). M s r, Yunan ve Roma. Antik Akdeniz Uygarl klar, Ankara: Dost Kitabevi Herrin, J. (2010). Bizans Bir Ortaça mparatorlu unun fiafl rt c Yaflam, çev. U. Kocabaflo lu, stanbul: letiflim Yay nevi Grant, M. (200). Roma dan Bizans a, çev. Z. Z. lkgelen, stanbul: Homer Kitabevi Gregory, Timothy E. (2008). Bizans Tarihi, çev. E. Ermert, stanbul: YKY plikçio lu, B. (2007). Hellen ve Roma Tarihinin Anahatlar, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay nlar Mango, C. (2008). Bizans Yeni Roma mparatorlu u, çev. G. Ça al Güven, stanbul: YKY Ostrogorsky, G. (1999). Bizans Devleti Tarihi, çev. F. Ifl ltan, Ankara: Türk Tarih Kurumu Palaz Demir, H. (2002). VI. Yüzy l Kaynaklar na Göre Göktürk-Bizans liflkileri, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay nlar Prokopius. (2001). Bizans n Gizli Tarihi, çev. O. Duru, stanbul: fl Bankas Yay nlar Y ld r m, R. (2002). lkça Tarih ve Uygarl klar, zmir: Meridyen yay nc l k.

62 3B ZANS TAR H Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Hz. Muhammed döneminde Bizans la iliflkileri tart flabilecek; Dört Halife döneminde Bizans topraklar nda gerçekleflen fetihler ve sonuçlar n çözümleyebilecek; Emevî-Bizans iliflkilerinin temel niteliklerini de erlendirebilecek; Abbâsî-Bizans iliflkilerinin mahiyetini çeflitli aç lardan de erlendirebileceksiniz. Anahtar Kavramlar Hz. Muhammed Muâviye b. Ebû Süfyan Hârûn er-reflîd Me mûn Heraklios II. Iustinianos III. Leon rini Nikiforos Teofilos Suriye Filistin M s r Kuzey Afrika fetihleri Mûte Tebük Ecnâdeyn Yermük Sâife stanbul kuflatmalar Beytülhikme Bryas Saray çindekiler Bizans Tarihi Bizans ve Müslüman Araplar G R fi HZ. MUHAMMED DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER DÖRT HAL FE DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER EMEVÎLER DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER ABBÂSÎLER DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER

63 Bizans ve Müslüman Araplar G R fi slâmiyet in VII. yüzy l bafllar nda Arap yar madas nda do ufluyla bafllay p Bizans imparatorlu unun 1453 y l nda y k l fl na kadar devam eden slâm-bizans iliflkileri, dokuz as r gibi uzun bir dönemi kapsamaktad r. slâm n do ufl y llar nda Ortado- u topraklar nda Bizans imparatorlu u, Sâsânî imparatorlu u ile as rlard r devam ede gelen bir mücadele içerisinde idi. slâm n bölgede üçüncü bir güç olarak do- uflundan sonra yar m yüzy l gibi k sa bir zaman diliminde Müslüman Araplar n gerçeklefltirdikleri fetih faaliyetleri sonucu Sâsânî imparatorlu u tarihe kar flt. Bizans imparatorlu u ise uzun süredir Sâsânîler karfl s nda korumaya çal flt Suriye, Filistin ve M s r gibi önemli bölgelerin Müslüman Araplar n eline geçmesine engel olamad. Müslüman Araplar bu fetihlerin ard ndan Anadolu ya çok say da sefer düzenleyip önemli baflar lar elde ettiler. Hatta Bizans n baflkenti stanbul, birkaç defa Müslüman Araplar taraf ndan kuflat ld. Araplar dan sonra Selçuklu ve Osmanl Türkleri, Müslüman - Bizans mücadelesini sürdürdü. Nihayet 29 May s 1453 te Fatih Sultan Mehmed in stanbul u fethi ile Bizans imparatorlu u da tarihe kar flt. Arap- slâm kaynaklar nda Bizansl lar için genellikle Rûm ifadesi kullan l r. Bu terim Romal ve Bizansl lar n kendileri için kulland Romal lar anlam ndaki Romei tabirinin Arapça ya geçmifl fleklidir. Anadolu baflta olmak üzere Bizans topraklar n ifade etmek üzere Bilâdü r-rûm/arzu r-rûm, Akdeniz için Bahru r-rûm, Bizans imparatorlar için ise Kayser in yan s ra Meliku r-rûm, Azîmu r-rûm vs. ifadeler kullan lmaktad r. Bunlardan baflka genel olarak gayri Müslimler için kullan lan küffâr/kefere ve bütün H ristiyanlar ifade eden en-nasârâ ile temelde Yahudi ve H ristiyanlar tan mlamak üzere kullan lan Ehlü l-kitâb kavram da zaman zaman Bizansl lar için kullan lm flt r. Kur ân- Kerim de bir defa zikredilen ve müstakil bir sûreye ad n veren er-rûm ifadesi, Bizansl lar için kullan lm fl ve onlar n Sâsânîler karfl s nda ald klar ma lubiyete iflaret edilerek üç ilâ dokuz y l içinde Sâsânîler e galip gelecekleri bildirilmifltir (Rûm 30/1-5; Demirkent 1998, s. 212). Bizans kaynaklar nda da Araplar için genellikle Arap kelimesinin Yunanca ço- ul flekli olan Arabes veya Hz. brahim in eflleri Sâre ve Hâcer e nispetle Sâre ve Hâcer den ço alanlar anlam nda Sarakini ve Agareni, ya da Hz. brahim in o lu Hz. smail e nispetle smailite ( smailo ullar ) terimleri kullan l r. Eski Yunan ve Roma dönemi anlay fl n n bir uzant s olarak Bizansl lar n kendileri d fl ndaki milletler için kulland klar barbar (barbari) terimi ile de bazen Araplar kastedilmifltir.

64 56 Bizans Tarihi Vassal: Herhangi bir devletin kendisinden daha güçlü di er bir devletin himayesini kabul edip ona tabi olma durumuna vassall k denilmektedir. slâm öncesinde Araplar ile Bizans aras nda çeflitli iliflkiler gerçekleflmifltir. Özellikle Arap yar madas üzerinde nüfuz mücadelesi veren Bizans ve Sâsânî imparatorluklar için Araplar ayr bir önem tafl maktayd. Bu dönemde baz Arap kabileleri Bizans n etkisiyle H ristiyanl kabul edip bu imparatorlu un yan nda yer al rken baz Arap kabileleri de Sâsânîler saf nda yer almaktayd. Meselâ, slâm n hemen öncesinde iki imparatorluk aras nda tampon vazifesi gören devletçiklerden Gassânîler Bizans n, Hireliler (Lahmîler) ise Sâsânîler in vassal idi. Tenûhîler, Selîhîler ve Kindeliler in yan s ra Cüzâm, Kelb ve Ta lib gibi H ristiyan Arap kabileleri de Bizans n müttefiki idiler. Bizans imparatorlu u dönemin di er önemli gücü olan Sâsânî imparatorlu u ile mücadelesinde çeflitli H ristiyan Arap kabilelerinden destek almaktayd. Meflhur flairlerden Kinde li mruü l-kays, Benî Bekir b. Vâil e mensup Amr b. Kami e, Kuss b. Sâide el- yâdî ve Hassân b. Sâbit Bizans çevrelerinde dostluk kurdular. Hz. Peygamber in büyük dedesi Hâflim b. Abdümenâf Suriye ye gidip Bizans imparatoru ile görüflmüfl ve ondan Mekkeli tacirlerin emniyet içerisinde bölgeye gelerek ticaret yapabileceklerine dair bir belge alm flt r. Böylece Mekke ticareti d fla aç lm flt r. Hâflim b. Abdümenâf ve kardeflleri ran, Habeflistan ve Yemen hükümdarlar ndan da benzeri imtiyazlar elde ettiler. Kur ân- Kerim de Kureyfl sûresinde geçen îlâf terimiyle bu antlaflmalar kastedilmektedir. Hz. Muhammed in peygamberlikten önce Bizans hâkimiyetindeki Suriye bölgesine ticari seyahatler yapt bilinmektedir. Kureyfl in milâdî 605 y l nda gerçeklefltirdi i ve o s rada 35 yafl nda bulunan Hz. Muhammed in de kat ld Kâbe tamiri için K - z ldeniz de fiu aybe liman nda karaya oturan bir Bizans gemisinin keresteleri kullan lm fl ve gemide bulunan usta Bâkûm er-rûmî, Kâbe nin tamirinde istihdam edilmifltir (Genifl bilgi için bk. Avc (2003), s ). Hz. Peygamber ve Dört Halife döneminden itibaren Emevîler, Abbâsîler, Endülüs Emevîleri, Fât mîler, Selçuklular, Eyyûbîler, Memlükler ve son olarak 1453 te stanbul u fethedip Bizans n varl na son veren Osmanl lar n ve bu arada kurulan di er Müslüman devlet ve hânedanlar n da Bizans la siyasî, askerî, ekonomik, dinî ve sosyo-kültürel münasebetleri olmufltur. slâm n VII. yüzy lda Arap yar madas nda do uflundan itibaren 1453 te imparatorlu un y k l fl na kadar dokuz as r gibi uzun bir süre içerisinde Bizans, bafllang çta Müslüman Araplar a, daha sonra da Selçuklular ve Osmanl lar gibi Müslüman Türkler e komflu ve öteki olmufl, bu süreçte gerçekleflen çok yönlü iliflkilere ba l olarak savafl ve bar fl iç-içe yaflanm flt r. Yukar da çizilen genel tablo çerçevesinde bu ünitede genel bir fikir vermek amac yla Hz. Muhammed, Dört Halife, Emevîler döneminde Bizans la iliflkiler konu edilmekte ve Abbâsî-Bizans iliflkileri de 10. yüzy l n sonuna kadar anlat lmaktad r. HZ. MUHAMMED DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER ( ) Müslümanlarla Bizansl lar aras ndaki iliflkilerin bafllang c n slâm n ilk y llar na kadar götürmek mümkündür. slâm n do ufl y llar nda devam etmekte olan Bizans- Sâsânî savafllar nda Müslümanlar, Ehl-i kitâb olduklar için Bizansl lar, putperest Araplar da Mecûsi (ateflperest) ranl lar n taraf n tutmakta idiler. Bizans n Sâsânîler karfl s nda peflpefle yenilgiye u ramas Müslümanlar üzmekte, buna karfl l k müflrikleri fl martmaktayd. Kur ân- Kerim de yer alan Bizansl lar anlam ndaki Rûm sûresinin ilk âyetleri bu aç dan oldukça dikkat çekicidir: Bizansl lar (Araplar n bulundu u bölgeye) en yak n yerde yenilgiye u rad lar. Hâlbuki onlar bu yenilgilerden sonra üç ilâ dokuz y l içinde galip geleceklerdir. Eninde sonunda emir Al-

65 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar 57 lah nd r. O gün müminler de Allah n yard m yla sevineceklerdir (Rûm 29/1-5). Gerçekten de öyle olmufl, bir müddet sonra Bizansl lar, Sâsânî devleti karfl s nda zaferler kazanm fl ve Müslümanlar da bu zafer haberleri üzerine sevinç duymufllard r. lgili âyetlerden Bizans n Sâsânîler karfl s nda Suriye, Filistin ve M s r kaybetti i 619 y l ndan önceki yenilgiler ile imparator Heraklios un 622 de bafllatt ve Sâsânî ordular n 627 de Ninova da kesin bir yenilgiye u ratmas ile sonuçlanan zaferlerin kastedildi i anlafl lmaktad r. (Demirkent, 1998, s. 212) Resim 3.1 Bu harita Casim Avc, slam Bizans liflkileri, stanbul 2003, s. XII-XIII ten al nm flt r. Hz. Muhammed döneminde Bizans imparatorlu una yönelik diplomasi faaliyetleri gerçekleflmifl, bizzat imparator Heraklios a ( ) slâm a davet mektubu gönderildi i gibi, Bizans a ba l vali veya vassal devlet yöneticilerine de elçiler ve mektuplar gönderilmifltir. Bu ba lamda Bizans a yönelik ilk diplomasi faaliyeti 628 y l nda gerçekleflmifltir. Mekkelilerle yap lan Hudeybiye bar fl antlaflmas ndan sonra Hz.Peygamber, dönemin ileri gelen di er baz devlet baflkanlar ve emirlerinin/valilerinin yan s ra Bizans imparatoru Heraklios a da slâm a davet mektubu gönderdi. Bu s rada Bizansl lar n mühürsüz mektuplara itibar etmediklerinin hat rlat lmas üzerine bir mühür yapt rm fl ve mektup onunla mühürlenmiflti. Mektubu imparatora götürmek üzere, ticaret amaçl seyahatleri dolay s yla Suriye bölgesini iyi bilen Dihye b. Halîfe el-kelbî görevlendirilmifltir (May s 628). Y llar süren savafllar sonunda Sâsânîler karfl s nda Ninova da kesin bir zafer kazanm fl olan Heraklios bir flükran ifadesi olarak hac ziyaretinde bulunmak ve ranl lardan geri almay baflard Kutsal Haç tekrar eski yerine dikmek üzere o s ralarda Kudüs te bulunuyordu. mparator, fiam flehri ile Kudüs aras nda bulunan Busra flehrinin valisi arac l yla kendisine gelen peygamber elçisi Dihye yi kabul etti. Kay- Mektup: Hz. Peygamber in Heraklios a gönderdi i mektup konusuna slâm kaynaklar, burada çok az bir k sm n zikredebilece imiz birçok detay yla yer verirken Bizans kaynaklar nda bu konuda herhangi bir kay t bulunmamaktad r. Bu durum özellikle klâsik slâm kaynaklar n n peygamber merkezli oldu u için bu tür olaylar kaydetmeye önem vermesi, buna karfl l k slâm n henüz bafllang ç dönemlerini yaflamas dolay s yla Bizans çevrelerinde o derece bilinmemesi yan nda, o döneme ait Bizans kaynaklar n n oldukça s n rl olmas ve daha sonraki tarihçilerin de bu s n rl kaynaklara dayanmak zorunda kalm fl olmalar yla izah edilebilir.

66 58 Bizans Tarihi Hz. Peygamber in mektuplar konusunda uzun araflt rmalar bulunan Muhammed Hamidullah baflta olmak üzere Müslüman araflt rmac lar n hemen hepsi, mektuplaflma olay n kabul etmekte ve günümüze gelen mektuplar n orijinal oldu unu veya orijinal olma ihtimalinin daha yüksek oldu unu belirtmektedir (Hamidullah (2003), I, )) Vicarius: Eyalet valisinin vekili anlam ndaki vicarius unvan erken dönem Bizans tarihinde kullan lm fl resmi bir unvand r. SIRA S ZDE 1 naklarda imparator Heraklios un Hz. Muhammed hakk nda daha detayl bilgi almak üzere, o s ralarda ticaret için Suriye ye gitmifl bulunan Ebû Süfyân ve arkadafllar n huzuruna getirtti i ve soyca Hz. Muhammed in en yak n olan kafile baflkan Ebû Süfyan la aralar nda uzun bir konuflma geçti i belirtilir. Bu rivayetlere göre imparator, Ebû Süfyan dan Hz. Muhammed in soyu, ailesi, çevresi, toplumdaki konumu, kiflili i, getirdi i mesaj n niteli i ve temel prensipleri v.s. hakk nda bilgi alm fl ve anlat lanlar n bir peygamberin özelliklerine uygun oldu unu ifade etmifltir. mparatorun Dihye ye bir tak m k ymetli hediyeler ve elbiseler verdi i de kaydedilir. Busra valisini slâm a davet etmek üzere Hz. Muhammed taraf ndan bir mektupla birlikte elçi olarak gönderilen Hâris b. Umeyr el-ezdî, Gassânî emirlerinden fiurahbil b. Amr n topraklar ndan geçerken ad geçen emir taraf ndan Mûte de öldürüldü. Elçinin öldürülmesi diplomatik bir skandala yol açt ve siyasi gerginlik Bizans askerlerinin de kat ld Mûte savafl ile sonuçland. Hz. Muhammed kiflilik bir ordu haz rlad ve Zeyd b. Hârise komutas nda Bizans topraklar na gönderdi. Hz. Peygamber Zeyd in flehit düflmesi halinde Ca fer b. Ebû Tâlib in, Ca fer in flehit düflmesi halinde Abdullah b. Revâha n n kumanday almas n, onun da flehid olmas halinde ise Müslümanlar n aralar ndan birini kumandan seçmelerini emretmiflti. slâm ordusunun hareketinden haberdar olan fiurahbil b. Amr bölgedeki birçok H ristiyan Arap kabilesini etraf na toplad gibi bölgede bulunan imparator Heraklios tan da yard m istedi. Heraklios Sâsânîler e karfl haz rlad birlikleri onun yard m na gönderdi. fiurahbil b. Amr n kumandas ndaki Arap kabilelerinin kat l m yla birlikte Bizans ordusunun mevcudu i aflm flt. Ordunun genel kumandanl n Teodoros (vicarius) yapmaktayd. slâm ordusu kendisinden kat kat büyük olan Bizans ordusuyla Mûte de karfl laflt. Çetin bir mücadeleden sonra Hz. Peygamber in tayin etti i her üç kumandan s ras yla flehid oldu. slâm ordusunun kumandanl na Hâlid b. Velîd getirildi. Hâlid b. Velid uygulad taktiklerle fazla zayiat vermeden geri çekilmeyi baflard (629). Mûte Savafl ile slâm ve Bizans ordular ilk defa karfl karfl ya gelmifl oluyordu. 630 y l nda Heraklios un büyük bir ordu haz rlad haberi üzerine Hz. Peygamber, kurakl k ve k tl n hüküm sürmesine ra men kiflilik bir ordu haz rlad ve hedefin Bizans ordusu oldu unu aç kça belirtti. Kur ân- Kerîm de (Tevbe 9/38-106) ve slâm tarihi kaynaklar nda slâm toplumundaki savafl haz rl klar yla ilgili haberlerden, Sâsânîler e karfl kesin bir üstünlük sa layan Bizans n Müslümanlar taraf ndan ciddi bir güç olarak görüldü ü anlafl lmaktad r. Hz. Peygamber in bizzat kumanda etti i slâm ordusu, Medine nin 700 km. kuzeyinde Suriye yolu üzerindeki Tebük te konaklad. On befl-yirmi gün burada kal nd ktan sonra Bizans ordusuna rastlanmad için geri dönüldü. Bu arada çevredeki kabileleri slâm a davet amac yla baz birlikler gönderildi. slâm hakimiyetini tan yan Eyle, Cerbâ ve Ezruh gibi merkezlerin yerel yöneticileriyle cizye antlaflmalar yap ld. Tebük te karargâh n kurmufl olan Hz. Peygamber, o s rada H ms veya D - maflk ta bulundu u belirtilen Heraklios a Dihye b. Halîfe yi bir mektupla birlikte tekrar gönderdi. Mektupta imparatora slâm a girmesi, cizye ödemesi veya savafl yap lmas teklif edilmekte, ayr ca ondan Müslümanl kabul edecek olanlara engel olmamas istenmekteydi. Mektubu alan Herakleios, etraf ndakilerle istiflare ettikten sonra Tenuhlu h ristiyan bir Arab bir mektupla birlikte Hz. Peygamber e elçi olarak göndermifltir. Elçi müslümanlar taraf ndan a rlanm fl ve Hz. Osman da kendisine de erli bir elbise hediye etmifltir (Hamîdullah (2003), I, 338). Hz. Muhammed Bizans a ba l hangi vali ve hükümdarlara slam a davet mektuplar göndermifltir?

67 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar DÖRT HAL FE DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER ( ) Hz. Muhammed in 632 y l nda vefat ndan sonra Medine de halife seçilen Hz. Ebû Bekir, iç huzuru sa lad ktan sonra Arap yar madas n çevreleyen Bizans ve Sâsânî topraklar na ordular sevketti. Hâlid b. Velîd i Sâsânî cephesinde görevlendirmesinden birkaç ay sonra her biri kifliden oluflan üç ayr birli i, ikisini Tebük-Maan istikametinde Suriye ve Ürdün e, üçüncüsünü de Amr b. Âs kumandas nda Eyle üzerinden sahil istikametinde Filistin e do ru 634 y l nda gönderdi. Amr b. Âs, Güney Filistin de bulunan Vâdilarabe deki çat flmalarda baflar sa lad ktan sonra Dâsin de (Gazze) ünlü Bizans kumandan Sergios u yenilgiye u rat p öldürdü ve ilerlemeye devam etti. Bu geliflmeleri o s rada geldi i Humus ta ö renen imparator Heraklios, Müslümanlar n Suriye nin güneyine yapt klar hücumlar engellemek ve onlar Bizans topraklar ndan ç karmak üzere kardefli Teodoros kumandas ndaki bir orduyu Filistin e sevketti. Bu esnada Kaysâriye flehrini kuflatmakta olan Amr b. Âs, yaklaflan Bizans ordusuna elindeki askerlerle karfl koyamayaca - n anlay nca kuflatmay kald r p Hz. Ebû Bekir den yard m istedi. Halife de Irak cephesinde bulunan Hâlid b. Velîd e haber göndererek kumandas ndaki kiflilik süvari birli iyle Suriye cephesine gitmesini emretti. Dûmetülcendel i ikinci defa ele geçirip Kurâk r ile Süvâ aras ndaki çölü süratle geçen Hâlid, D maflk yak nlar ndaki H ristiyan Gassânîler in karargâh olan Mercirâhit e sald rarak Bizans askerlerini yenilgiye u ratt (634). Daha sonra güneye do ru ilerleyerek Busrâ ile bu flehrin içinde yer ald Havran bölgesini fethetti. Ard ndan kuzeye yöneldi ve Ecnâdeyn de Amr b. Âs a yetiflti. Baflkumandanl n Hâlid b. Velîd in yapt slâm ordusu Ecnâdeyn de Heraklios un kardefli Teodoros kumandas ndaki kiflilik Bizans ordusu ile karfl karfl ya geldi. Müslümanlar devrin en güçlü devleti olan Bizans n düzenli, iyi e itilmifl ve Sâsânîler e karfl kazand zaferle morali yükselmifl ordusuyla savaflmak durumundayd. slâm ordusundan say ca fazla olan Bizans kuvvetleri ayr ca silâh ve teçhizat bak m ndan da üstündü. Bütün bunlara ra men Ecnâdeyn Savafl Müslümanlar n kesin galibiyetiyle sonuçland (30 Temmuz 634). Ordusunun yenildi i haberini alan imparator Heraklios, Humus tan Antakya ya gitmek zorunda kald. Ecnâdeyn zaferiyle Suriye ve Filistin kap lar Müslümanlara aç lm fl oldu. Ecnâdeyn zaferinden k sa bir süre sonra vefat eden Hz. Ebû Bekir in yerine Hz. Ömer halife oldu. Müslümanlar, 23 Ocak 635 te vuku bulan Fihl Savafl nda da Bizans kuvvetlerine büyük zayiat verdirdiler. 635 y l fiubat ay nda Mercüssuffer de Müslümanlara yenilen bir baflka Bizans ordusundan kaçan askerlerin D maflk a s - nmas üzerine flehir kuflat ld ve 635 y l n n Eylül ay nda fethedildi. Ayn y l Bizansl lar Mercürrûm da da a r kay plar verdiler. Bu dönemde Ba lebek, Humus ve Hama flehirleri de Müslümanlar n eline geçti. Müslümanlar n Suriye de gerçeklefltirdikleri baflar l fetihler üzerine Bizans imparatoru Heraklios, ardarda gelen bu yenilgilere bir son vermek ve Müslümanlar Suriye den ç karmak ümidiyle H ristiyan Araplar n ve Ermeniler in de kat ld kiflilik bir ordu haz rlad. Ordu kumandanl n Teodoros Triturios a (sakelarios) verdi. Bizans n savafl haz rl klar n ö renen Hâlid b. Velîd Humus ve D - maflk taki kuvvetleri de ça rd ve say lar i aflan askerleriyle Yermük vadisine geldi. Savaflmadan beklenen üç aydan sonra 636 y l n n 20 A ustos günü yap lan meydan muharebesinde Bizans ordusu çok a r bir yenilgiye u rad. Baflkumandan Teodoros öldürülürken kurtulan askerler Filistin e, Antakya ya, el-cezîre ve rmîniye ye kaçt lar. 59 Sakelarios: Daha çok maliye bakanlar taraf ndan kullan lan bu unvan as rlar içinde de iflik anlamlar kazanm flt r. Erken dönemde imparatorun özel odas ndan sorumlu had mlara ait bir görev iken daha sonra hem askeri hem de mali ifllerden sorumlu kifli için kullan lm flt r. 10. yüzy ldan sonra askeri görevleri azal rken mali sorumluluk alan genifllemifltir.

68 60 Bizans Tarihi Bunlar n bir k sm n takip etme görevini alan yâz b. Ganm Malatya ya kadar ilerledi ve flehir halk ile cizye ödemeleri flart yla bir anlaflma yaparak geri döndü. Bu geliflmeleri ö renen Heraklios Malatya ya asker gönderip flehri yakt rd. ran a karfl yap lan savafllarda ordular n bizzat idare etmifl olan Heraklios, slâm ordular yla mücadeleyi önce Humus ve daha sonra Antakya dan olmak üzere cephe gerisinden yönetmiflti. Yermük Savafl ndan sonra Antakya dan Urfa ya ve Samsat a giderek da lan ordusunu toparlamaya çal flt ysa da baflar l olamad ve çaresizlik içinde stanbul a döndü. Böylece Yermük Savafl ndan sonra Suriye Bizans n elinden ç km fl oldu. 637 y l nda fieyzer, K nnesrîn, Halep, bir y l sonra Antakya, iki y l sonra da Urfa ve el-cezîre bölgesindeki di er flehirler k sa aral klarla Müslümanlara teslim oldular. Suriye ve el-cezîre nin fethinden sonra slâm devletinin s n rlar Toroslar a dayand. Bizans imparatoru Heraklios, s n r bölgelerinde yaflayan halk Müslümanlar n tehdit ve sald r lar ndan korumak üzere iç k s mlara çekerek genifl bir sahay bofl b rakt. Yermük Savafl n n arkas ndan Filistin in fethine devam edildi. H ristiyanlar n kutsal merkezi Kudüs kuflat l nca halk emân diledi ve Halife Hz. Ömer 638 y l nda bizzat gelerek flehri Patrik Sofronios tan teslim ald. Daha sonra da 640 y l nda Askalân ile Kaysâriye baflta olmak üzere di er flehirler ele geçirildi. Ayn y l slâm kuvvetleri, Mezopotamya bölgesinden kuzeye ilerleyerek Do u Anadolu da Dvin kalesini zaptetti (Ekim 640). Filistin in fethini tamamlayan Amr b. Âs, M s r n fethinin de stratejik aç dan gerekli oldu unu, çünkü Filistin ve Suriye de yenilerek oraya kaçan Bizansl kumandan ve askerlerin her an bir karfl sald r ya geçebileceklerini söyleyerek harekâta bafllamak için Halife Hz. Ömer den izin ald. 640 y l bafl nda kiflilik bir süvari birli iyle s n rda bulunan Feremâ y ele geçirdi. Ard ndan Medine den gelen kiflilik takviye kuvvetiyle birlikte Ayniflems te güçlü bir Bizans ordusunu hezimete u ratt. Bilbîs in fethinin arkas ndan Babilon üzerine yürüyüp önce yedi ayl k bir kuflatmayla buray (9 Nisan 641), daha sonra da Bizans için çok önemli bir ticarî liman flehri olan skenderiye yi fethetti (642). Amr, 643 y l nda Babilon yak - n nda Fustat ad yla bir ordugâh flehri kurarak Arabistan dan göç eden Müslümanlar buraya yerlefltirdi; bu baflar lar ndan dolay kendisine M s r fâtihi unvan verildi ve Hz. Ömer taraf ndan M s r a vali tayin edildi. Böylece Suriye ve Filistin den sonra M s r da Bizans n elinden ç k p slâm hâkimiyetine girmifl oldu. Hz. Osman n hilâfeti döneminde Kuzey Afrika fetihlerine devam edildi ve yeni topraklar n idaresi M s r a b rak ld. Bu arada Bizansl lar n tekrar ele geçirdikleri skenderiye geri al nd (646). Amr n yerine vali tayin edilen Abdullah b. Sa d b. Ebû Serh, Trablusgarp tan frîk ye ye (Tunus ve civar ) kadar ilerledi. Bu bölgenin önemli bir merkezi olan Sübeyt la önlerinde yap lan savaflta galip geldi ve bölge slâm a aç ld. Müslümanlar, bu baflar dan sonra Nil vadisi do rultusunda güneye ve Akdeniz sahilinden de bat ya do ru ilerlemelerini sürdürdüler. Hz. Osman döneminde Müslüman Araplarla Bizansl lar aras nda deniz savafllar yap lm fl ve baz adalar fethedilmifltir. Suriye, M s r ve frîk ye nin ele geçirilmesiyle Orta ve Do u Akdeniz in do u ve güney sahillerine tamamen sahip olan Müslümanlar, özellikle Bizans donanmas na karfl bir deniz gücü haz rlama gere ini duydular. Di er taraftan Iustinianos döneminden ( ) itibaren Akdeniz deki ticaret, Suriyeli ve M s rl tâcirlerin elinde bulunuyordu. Müslümanlar M s r ve Suriye nin Akdeniz sahillerindeki tersanelerini ele geçirmifller ve eskiden beri denizcilikle u raflan insanlar idareleri alt na alm fllard. Hz. Osman zaman nda Suriye ve M s r valileri sahil flehirlerindeki Bizans tan kalma tersaneleri faaliyete geçirdiler.

69 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar Tersanelerde çal flan usta ve iflçilerden de yararlanarak bir donanma kurdular. Giderek güçlenen bu donanma sayesinde Hz. Osman zaman nda önemli deniz zaferleri kazan ld. Suriye genel valili ine atanan Muâviye, yeni halifeden Bizans a karfl deniz seferi düzenleme izni almay baflard. Hz. Osman, sahillerin askerle takviye edilmesi ve hiç kimsenin sefere zorlanmay p yaln z gönüllülerin kat lmas flart yla K br s fethine ç k lmas na izin verdi. Muâviye, M s r Valisi Abdullah b. Sa d b. Ebû Serh i de sefere ça rd. K br s üzerine sahabeden birçok gönüllünün yan nda Ubâde b. Sâmit ile han m Ümmü Harâm n da kat ld bir sefer düzenledi. Müslüman filosu 649 y l ilkbahar nda 1700 gemiyle Akkâ dan denize aç ld, kuflatma sonunda 7200 alt n vergi ödenmesi ve Müslümanlara sald r lmamas flart yla anlaflma sa land. Böylece K br s bar fl yoluyla ele geçirilip vergiye ba land. Karaya ç k ld s rada Ümmü Harâm bine inden düflüp öldü ve burada defnedildi. Hala Sultan Tekkesi ad yla bilinen ve Larnaka s n rlar içinde bulunan kabri bugün de ziyaret edilmektedir. K br s seferinden bir y l sonra Suriye yak nlar ndaki Arvad (Kyzikus) adas al nd. 652 de 200 gemilik bir filo Suriye den Sicilya ya gitti. Ayn y l Rodos a bir sefer düzenlendi. Bu arada bir Bizans donanmas yeniden skenderiye ye ç karma yapmaya teflebbüs ettiyse de M s r Valisi Abdullah b. Sa d taraf ndan püskürtüldü. K br s idarecilerinin vergiyi ödememeleri üzerine, 654 y l nda 500 gemilik donanmayla ikinci K br s seferi gerçeklefltirildi ve savafl yoluyla fethedilen adaya asker yerlefltirildi. 655 y l nda slâm ve Bizans donanmalar aras ndaki ilk büyük deniz savafl gerçekleflti. M s r valisi Abdullah b. Sa d, 200 gemilik bir donanma ile Anadolu sahillerine do ru denize aç ld. Müslümanlar Antalya n n Finike ilçesi aç klar nda (baz rivayetlere göre skenderiye) bizzat imparator II. Konstans n ( ) kumandas alt ndaki 500 parçadan oluflan Bizans donanmas ile karfl karfl ya geldiler. Yelken direklerinin çoklu u sebebiyle slâm tarihinde Zâtü s-savârî ad yla an lan savafl Müslümanlar n kesin galibiyeti ile sonuçland. Bu zaferle Bizans n Do u Akdeniz deki hâkimiyeti sona erdi. Hz. Osman döneminde, Bizans a s n r teflkil eden Suriye bölgesinin valili ini yürüten Muâviye nin halife ad na Bizans la diplomatik faaliyetlerde bulundu u ve anlaflmalar yapt görülmektedir. Muâviye elçilerin a rlanmas için beytülmalden bir miktar tahsisat ayr lmas hususunda halifeden izin alm flt. 649 y l nda K br s a düzenledikleri baflar l deniz seferinden sonra Müslümanlar n, 650 y l nda Ermenistan a üçüncü defa ak n etmeleri, Balkanlarda da Slavlara karfl zor durumda olan Bizans imparatoru II. Konstas Müslümanlarla bar fl yapmaya mecbur b rakt. 651 y l nda bar fl görüflmeleri için imparator taraf ndan gönderilen stratigos Procopios, D maflk a geldi. Burada vali Muâviye ile bir miktar vergi karfl l nda iki y ll k bir bar fl anlaflmas imzalad. Muâviye nin srar üzerine imparatorun amcas - n n o lu (Heraklios un kardefli Theodor un o lu) Grigorios, Müslümanlara rehin olarak b rak ld. Hz. Ali dönemindeki diplomatik iliflkilerde de Hz. Osman döneminde oldu u gibi yine Muâviye baflrolde idi. Bilindi i gibi Hz. Ali ile Muâviye aras nda bafllayan anlaflmazl klar S ffîn de kanl bir savafla neden olmufltu (658). Bu iç kar fl kl f rsat bilen II. Konstas, slâm topraklar na sald rmak üzere bir ordu haz rlad. ki cephede savaflamayaca n anlayan Muâviye, Fanakis er-rûmî yi bar fl için stanbul a elçi olarak gönderdi. mzalanan üç y ll k anlaflmaya göre Muaviye, II. Konstas a günlük dinar, bir at ve bir köle ödemeyi kabul etti. 61 Stratigos: Antik dönemlerde general manas nda kullan lan Stratigos kelimesi Bizans döneminde özellikle 8. yüzy lda sözlük manas kolordu anlam na gelen fakat idari olarak eyalet terimini karfl layan temalardan sorumlu kifli için kullan lm fl bir unvand r. Stratigoslar eyaletin en üst askeri sorumlusu oldu u kadar bölgelerinde verginin toplanmas ndan ve adaletin da t lmas ndan da mesuldüler.

70 62 Bizans Tarihi Dört Halife devrinde gerçeklefltirilen fetihlerle Suriye, Filistin ve M s r ile Kuzey Afrika Bizans imparatorlu u nun elinden al narak slâm topraklar na kat ld. Müslümanlar, fethettikleri ülkelerin çeflitli din ve mezheplere mensup sakinlerine cizye ödemek flart yla eski dinlerine ba l kalma özgürlü ünü verdikleri gibi slâmiyet i kabul edenlere de kendileriyle eflit haklar tan d lar. Ayr ca fetihlerden sonra flehirlere çok say da Müslüman yerlefltirerek bu bölgelerin slâmlaflmas n, daha sonraki fetihler için buralarda askerî üslerin kurulmas n ve bu yerlerin Müslümanlar n idaresinde kalmas n sa lad lar. SIRA S ZDE 2 Tema: 7. yüzy lda slâm, Hicaz yar madas nda do mufl ve yar m as r içinde Bizans a ait Orta Do u topraklar Müslüman Araplar n eline geçmifltir. Bunun üzerine Heraklios döneminde Müslüman Araplar n ak nlar n Anadolu da önleyebilmek için Bizans Devleti, Anadolu yu dört eyalete bölmüfltür. Bu eyaletler tema kelimesi ile adland r lm flt r. Temalar n genel özelli i eyalet içinde topra a ba l yerel ordu bulundurmas d r. Bundan dolay kolordu olarak bilinmektedirler. Kuvikularios: Erken dönem Bizans tarihinde imparatorun has odas ndan sorumlu kifli manas nda kullan lan bu unvan daha sonra imparatorun saray n n teflrifat ndan sorumlu kifliler için kullan lm flt r. Müslümanlar n Bizans ve Sâsânî ordular na karfl baflar elde edip önemli fetihler gerçeklefltirmesinde Bizans ve Sâsânîler den kaynaklanan hususlar neler olabilir? EMEVÎLER DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER ( ) Emevîler dönemi, slâm tarihinde Müslümanlarla Bizansl lar aras nda iliflkilerin en s cak oldu u dönemlerden biridir. 661 y l nda Suriye valisi Muaviye b. Ebî Süfyân n hilafeti ele geçirmesiyle bafllay p doksan y l devam eden Emeviler döneminde karfl l kl iliflkilerde savafllar önemli ölçüde belirleyici rol oynam flt r. Bu dönemde Bizans hâkimiyetindeki Anadolu topraklar na hemen her y l seferler düzenlenmifltir. Bu seferler daha çok yaz aylar nda düzenlendi i için sâife ad ile an lm flt r. Binlerce askerden oluflan slâm ve Bizans ordular karada oldu u gibi bir kaç defa deniz savafllar için karfl karfl ya gelmifl, Bizans baflkenti stanbul üç defa Müslümanlar taraf ndan bizzat kuflat lm flt r. Emevîler ile Bizans aras nda savafllar n yan nda çeflitli sosyo-kültürel iliflkiler de gerçekleflmifltir. Bütün bu çok yönlü iliflkiler her iki taraf aras nda bazen yo un say labilecek bir diplomasiyi gerekli k lm flt r. Suriye valili i s ras nda gerek ülke içinde, gerekse Bizans a karfl siyasetiyle ad ndan en çok behsedilen flah slardan biri haline gelen Muâviye b. Ebû Süfyân ( ), halife olduktan sonra gücünü daha da artt rd. Valili i döneminde Bizans a karfl iç siyasi problemler nedeniyle ara verdi i kara ve deniz seferlerine halifeli inin ilk y llar nda (662) tekrar bafllad ve aral ks z sürdürdü. Öyle anlafl l yor ki, ana gayesi Bizans n baflkenti stanbul u almakt. Bu arada onun Bizans devletinin iç siyasi problemlerinde taraflar için önemli bir unsur haline geldi i görülmektedir y l nda ayaklanm fl bulunan Armeniakon temas stratigosu Saborios, generali Sergios u Emevîler in baflkenti D maflk a (fiam) gönderip Bizans imparatoru II. Konstas a karfl Muaviye den yard m istedi. Karfl l nda Bizans a düzenleyece i seferlerde kendisine yard mc olaca na söz veriyordu. Bunun üzerine birkaç y ld r Sicilya da bulunan babas II. Konstas ad na stanbul da devlet ifllerini yürütmekte olan IV. Konstantinos da Andreas (kuvikularios) çeflitli hediyelerle Muaviye ye elçi olarak gönderip Saborios a yard m etmemesini istedi. Muaviye kendisine daha çok fley vadetti i anlafl lan isyanc Saborios un taraf n tutmufl ve onu desteklemek için Fedâle b. Ubeyd el-ensârî komutas nda bir ordu sevketmiflti. Ancak bu arada Saborios un elçisi Sergios imparatorun askerleri taraf ndan yolda pusuya düflürülüp Andreas taraf ndan iflkenceyle öldürülmüfltür. Saborios un kendisi de at ndan düflüp öldükten sonra askerleri imparatorun taraf na geçmifllerdir (668). Bu geliflmeler üzerine Muâviye, Fedâle b. Ubeyd kumandas ndaki orduyu stanbul üzerine yönlendirdi. Kad köy e kadar ulaflan ve k fl burada geçiren Fedâle, Muâviye den yard m isteyince Süfyân b. Avf kumandas nda büyük bir ordu haz rland. Süfyân Malatya, Kayseri, Amorion ve Eskiflehir güzergâh n takip ederek s-

71 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar tanbul a ulaflt. Kuflatma 669 y l bahar mevsimi boyunca devam etti. Ancak erzak n tükenmesi ve açl k sebebiyle sonuç al namad. slâm ordular yaz mevsiminde kuflatmay kald r p geri dönmek zorunda kald lar. Baflar s zl kla sonuçlanan bu ilk kuflatma s ras nda Müslümanlar çok say da flehid verdiler. Hz. Peygamber i, Medine ye hicretinden sonra yedi ay süreyle evinde misafir etmifl ve ileri yafllarda olmas na ra men bu sefere kat lm fl olan meflhur sahabî Ebû Eyyûb el-ensârî kuflatma s ras nda hastalanarak vefat etti ve surlar n d fl nda bir yerde defnedildi. Müslümanlar taraf ndan birinci stanbul kuflatmas n n üzerinden fazla zaman geçmeden yine Muâviye döneminde slâm ordular stanbul u ikinci defa kuflatt - lar. Daha önce fethedilen K br s, Rodos, Kos ve Sak z adalar ndan sonra 670 y l nda Bizans baflkentinin çok yak n ndaki Erdek Kap da (Kyzikos) yar madas n ele geçirmek suretiyle harekât için önemli bir üs elde etmifl olan slâm ordular 672 de zmir e ulaflt lar. Bundan iki y l sonra da 674 y l n n ilkbahar nda stanbul surlar na dayand lar ve 678 y l na kadar dört y l süreyle baflkenti kuflatma alt nda tuttular. Çarp flmalar ilkbaharda bafllay p yaz mevsimi boyunca devam etmekte ve slâm askerleri k fl n Erdek Kap da yar madas na çekilmekteydi. slâm donanmas Suriye li Kallinikos taraf ndan icad edilen ve su üzerinde de yanabilen Rum atefline sahip Bizans askerlerine karfl a r kay plar verdikten sonra geri çekilmek zorunda kald. Kurtulabilen gemiler de geri çekilme s ras nda Pamflia olarak adland r lan Antalya sahillerinde f rt naya yakaland ve çok az k sm sa salim dönebildi. Bu s ralarda Anadolu daki slâm ordusu da bozguna u ram flt. Di er taraftan Lübnandaki Amanos da lar nda yaflayan ve Arap sald r lar n durdurabilme umuduyla Bizansl lar taraf ndan desteklenen H ristiyan Merdeîler de (Mardaites, slâm kaynaklar nda Cerâcime) Muâviye yi zor duruma sokmufltu. Bizans lehine son derece önemli bu geliflmeler karfl s nda Muaviye, bar fl istemekten baflka çare bulamad ve bu amaçla bir elçilik heyetini imparatora gönderdi. Elçilerle görüflen imparator IV. Konstantinos, uzun devlet tecrübesine sahip maharetli diplomat Ioannis Picigavdis i bar fl flartlar n müzakere etmek üzere bir heyetle halifeye gönderdi. mparator elçisi, D maflk ta Emevî halifesi Muaviye taraf ndan ileri gelen devlet ricalinin de haz r bulundu u görkemli bir törenle karfl land. Uzun süren bar fl görüflmelerinden sonra anlaflma sa land. Otuz y l süreyle geçerli bu anlaflmaya göre Muaviye imparatora y ll k dinar, 50 savafl esiri ve 50 Arap at vermeyi taahüt ediyordu. 63 stanbul Kuflatmas : slâm kaynaklar na göre Müslümanlar daha Hz. Muhammed döneminde Bizans ve Sâsânî topraklar n n bir gün Müslümanlar n eline geçece ine, bu arada stanbul un fethedilece ine inan yorlard. Nitekim Hadis kaynaklar nda yer alan rivayetlere göre Hz. Peygamber Bizansl larla savafl ve bar fl yap laca n (Buhârî, Sulh 7; Ebû Dâvûd, Cihâd 156), ilk deniz savafl na kat lacak askerler ile Kayser in flehrini ( stanbul) fethetmek üzere giden ilk ordular n ba fllanaca n (Buhârî, Cihâd 93), Konstantiniyye nin fethedilece ini (Ahmed b. Hanbel, I, 176, IV, 335; Dârimî, Mukaddime 43) ran ve Bizans topraklar n n Müslümanlar taraf ndan fethedilip Kisra ile Kayser in hazinelerinin Allah yolunda harcanaca n (Buhârî, Cihâd 157, Humus 8; Müslim, Zühd, 7) haber vermifltir. kinci stanbul kuflatmas nda Müslümanlar n baflar s z olmas ve devam ndaki geliflmeler Bizans aç s ndan ne gibi sonuçlar do urmufltur? Muaviye nin ölümünden sonra yerine geçen o lu Yezid döneminde ( ), imzalanm fl olan anlaflmaya sad k kal nd anlafl lmaktad r. Bu y llarda Rodos adas ndaki Müslüman askerler ve Cünâde b. Ebû Ümeyye taraf ndan kurulmufl olan Arap kolonisi kald r ld. Bundan baflka Muâviye taraf ndan 653 y l nda K br s adas na yerlefltirilen asker de geri çekildi. II. Muaviye ve Mervan b. Hakem dönemlerinde ( ) Suriye deki iç savafl n do urdu u kar fl kl klardan yararlanan IV. Konstantinos ( ) Müslümanlarla yapt anlaflmay bozmufl ve Bizans kuvvetleri Malatya y tahrib etmiflti. Müslümanlar Marafl dahi terketmeye zorlanm fllard. Abdülmelik b. Mervan ( ) Emevi taht na ç kt nda Toros ve Amanos da lar nda yaflayan Merdeîler (Cerâcime) slâm devleti ile Bizans aras nda anlaflmazl k konusu olmaya devam etmekteydiler. Bu arada Suriye de korkunç bir veba salg n bafl göstermiflti. Irak ta ayakla- 3 SIRA S ZDE

72 64 Bizans Tarihi Magistrianos: Geç Roma döneminde sivil idarenin bafl olarak kullan lan magistrianos unvan Bizans döneminde saray n korunmas ndan, ordunun silahlanmas ndan, istihbarat n sa lanmas ndan ve diplomatik iliflkilerin belirlenmesinden sorumlu kifli için kullan lm flt r. nan Muhtar es-sekâfî ile mücadele etmesi gerekti ini de dikkate alan halife Abdülmelik imparator IV. Konstantinos a elçi göndererek Muaviye döneminde yap lan anlaflman n yenilenmesini istedi. Anlaflmaya göre halife imparatora daha önceden ödenen vergi miktar n art r yor ve y ll k dinar, 365 savafl esiri ve 365 iyi cins at ödemeyi kabul ediyordu (685). Bu anlaflman n üzerinden fazla zaman geçmeden yine Emevî elçileri bar fl istemek üzere Bizans saray nda görülmektedir. IV. Konstantinos un ard ndan Bizans taht na ç km fl olan II. Iustinianos ( ), halifenin iç problemlerle u raflmas n f rsat bilerek babas n n yapt anlaflmay bozdu. Cerâcime nin de içerisinde yer ald bir orduyu Suriye ye gönderdi. Antakya k sa bir süre için Bizans askerleri taraf ndan iflgal edildi. Bütün bu olumsuz flartlar karfl s nda halife, Humeyd b. Hureys el-kelbî ile Kureyb b. Ebrehe el-himyerî yi k ymetli hediyelerle birlikte imparatora elçi olarak gönderip bar fl istemek zorunda kald. Buna karfl l k II. Iustinianos da magistrianos Pavlos u elçi olarak halifeye gönderdi. Taraflar aras nda on y l geçerli olmak üzere bir antlaflma imzaland. Buna göre, daha önce Emevîler in Bizans a ödedi i haraca ek olarak Armenia, beria (Gürcistan) ve K br s vergileri iki devlet aras nda eflit olarak paylafl lacakt. Buna karfl l k imparator da Cerâcime yi Bizans n iç k s mlar na yerlefltirecekti (689). Ayr ca imparator baz Rumlar Müslümanlara rehine b rakmay da kabul ediyordu. Bir kaç y l sonra II. Iustinianos un K br s halk n n büyük bir k sm n Anadolu ya nakletmeye ve Çanakkale de kurdu u ve kendi ad n tafl yan Iustinianopolis flehri ile Arap istilas ndan büyük zarar gören Kap da yar madas nda yerlefltirmeye bafllamas iki ülke aras nda yeni bir siyasi gerginli e neden oldu. Bu uygulamay devlet menfaatlerine uygun bulmayan Abdülmelik in uygulamadan vazgeçilmesi hususunda yapt teklif kendi üstünlü üne güvenen imparator taraf ndan reddedildi. Bütün bu geliflmeler karfl s nda halife bar fl anlaflmas n geçerli sayamayaca n bildirdi. Emevîler le Bizans imparatorlu u aras nda iliflkilerin yeniden bozulmas n n sebeplerinden biri Abdülmelik taraf ndan ilk slâmî sikkenin bast r lm fl olmas d r. Bilindi i gibi slâm öncesi dönemden itibaren Araplar da Bizans ve Sâsânî paralar tedavülde idi. Abdülmelik döneminde ilk defa slâmî tarzda alt n (dinar) ve gümüfl (dirhem) sikkeler darbedilmifl ve Hz. sa resmi ile haç yerine Kulhuvellahu ahad (=De ki Allah birdir) âyeti gibi slâmî motifler yer almaya bafllam flt r. Bizans a K br s harac için, üzerlerinde haç yerine Kur an ayetleri bulunan yeni sikkeler gönderilmesi imparatorun tepkisini çekmifltir. Bizans la iliflkilerin bozulmas üzerine Abdülmelik, kardefli Muhammed b. Mervan Anadolu seferlerine gönderdi y l nda Bizans ordusu Sivas yak nlar nda a r bir yenilgiye u rat ld. Birkaç y l sonra Müslümanlar Bizans a karfl büyük bir zafer kazanarak 695 y l nda Marafl bölgesini hâkimiyet alt na ald lar y - l nda Abdülmelik in o lu Abdullah Erzurum u fethetti. 702 y l nda da uzun bir kuflatmadan sonra Dârende yi ele geçirdi. Ertesi y l Misis (Masisa) Bizans tan geri al nd. Öte yandan Kuzey Afrika da da Bizans la mücadele devam etti. Özellikle Kuzey Afrika fatihi Ukbe b. Nâfi nin 692 y l nda öldürülmesinden sonra Bizans, Tunus un sahil k s mlar n kontrol alt na ald gibi bölgede Müslümanlara karfl ayaklanan Berberîler i de destekledi. mparator II. Iustinianos ve ard ndan imparator Leontios un bölgeye gönderdi i kuvvetler M s r valisi Abdülaziz b. Mervan, Züheyr b. Kays ve Hassân b. Nu mân el-gassânî nin gayretleriyle etkisiz hale getirildi. 698 de günümüzde Tunus s n rlar içinde kalan Kartaca Bizans tan geri al nd gibi 702 de Berberî isyanlar bast r larak Kuzey Afrika da slâm hâkimiyeti yeniden sa land.

73 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar 65 Abdülmelik in ölümünden sonra yerine geçen o lu I. Velîd ( ) döneminde Anadolu seferlerine devam edildi. Bu seferlerin en önemli iki kumandan Velîd in kardefli Mesleme b. Abdülmelik ve o lu Abbas b. Velîd idi. Mesleme ve Abbas 707 y l nda Tuvâne yi (Tyana - Ni de Kemerhisar) kuflatt lar ve ertesi y l flehri ele geçirdiler. Eskiflehir yak nlar nda Bizans kuvvetlerini ma lup eden slâm ordular zmit ve Karadeniz Ere li sine kadar ilerledi. Abbas n kumandas ndaki baz birlikler Üsküdar a ulaflt. 712 de Mesleme, Sivas ve Amasya y, Abbas da Yalvaç ald. Velîd b. Abdülmelik ile imparator II. Iustinianos (ikinci saltanat, ) aras nda kültürel ve sanat amaçl bir diplomasi gerçekleflmifltir. slâm kaynaklar nda nispeten genifl bir yer tutan rivayetlere göre Velid b. Abdülmelik, Medine de Mescid-i Nebevî ve D maflk ta Emeviyye Camii gibi büyük camilerin yap m ve onar - m için imparatordan yard m istemifl, o da mozaik, para ve ustalar göndermek suretiyle halifenin ricas na cevap vermifltir. 714 y l nda Mesleme b. Abdülmelik Galatia ya (Ankara civar ) ak n edip birçok esir ve ganimet ele geçirdi. Bunun yan nda Müslümanlar Bizans a karfl karadan ve denizden sald r ya geçtiler, hatta Bizans n baflkenti stanbul a yönelik sefer haz rl klar na bafllad lar. Bu geliflmeler üzerine imparator II. Anastasios ( ) Sinoplu Daniel baflkanl nda bir heyeti bar fl istemek amac yla halife Velid b. Abdülmelik e gönderdi. mparator elçiden ayn zamanda Müslümanlar n haz rl klar ve askeri güçleri hakk nda bilgi edinmesini de istemiflti. Elçinin getirdi i haber Müslümanlar n stanbul u kara ve denizden kuflatmak üzere büyük bir haz rl k içerisinde olduklar yolundayd. Bunun üzerine imparator halktan üç y l yetecek kadar erzak haz rlamalar n buna gücü yetmeyenlerin flehri terk etmelerini istedi. Di er taraftan stanbul u savunabilmek amac yla savafl süresince yeterli yiyecek depolamak, surlar tamir etmek, savafl gemileri infla etmek, grek atefli, ok ve tafl f rlatan araçlar yapmak gibi lojistik ve teknik haz rl klara giriflti. Bu haz rl klar devam ederken II. Anastasios tahttan indirilerek III. Teodosios ( ) imparator ilan edildi. Ancak Anatolikon kolordusu komutan Marafl l Leon, onun imparatorlu unu tan mad ve ona karfl cephe alarak tahttan feragat etmeye mecbur b rakt. 25 Mart 717 de stanbul a giren Leon, Ayasofya kilisesinde III. Leon ( ) olarak imparatorluk tac n giydi. Bu arada Velid b. Abdülmelik in ölümü üzerine Emevi taht na kardefli Süleyman b. Abdülmelik ( ) ç km fl ve öteden beri haz rl klar n yap ld stanbul seferini bafllatmak bu halifeye kalm flt. Halife Süleyman kara kuvvetleri komutanl n kardefli Mesleme ye, donanma komutanl n da Ömer b. Hubeyre ye vererek y l nda stanbul kuflatmas na gönderdi. Mesleme, Ömer b. Hubeyre komutas ndaki donanman n da yard m yla A ustos 717 de stanbul u kuflatt. Böylece her ikisi Muaviye döneminde olmak üzere 669 y l ile y llar aras nda yap lan baflar s z kuflatmalardan sonra stanbul üçüncü defa Müslümanlar taraf ndan kuflat l yordu. mparator III. Leon Mesleme ye bar fl teklif etti ise de bunun bir oyun oldu unun fark nda olan Mesleme bu teklifi geri çevirip halifeden takviye birlikler istedi. stanbul u fethetmeden geri dönmeme karar nda oldu u anlafl lan Mesleme çeflitli aral klarla gönderilen destek kuvvetleriyle birlikte bir y l boyunca baflkenti kuflatma alt nda tuttu. Ancak, lodos sebebiyle limandan ayr lan erzak ve malzeme gemilerinin Bizans askerleri taraf ndan grek atefliyle yak lmas, k fl mevsiminin çok sert geçmesi, fliddetli f rt nalar neticesinde birçok savafl gemisinin kayalara çarparak

74 66 Bizans Tarihi Spatarios: Geç Roma döneminde imparatorun k l c n tafl yan manas ndaki spatarios Bizans döneminde imparatorun saray içindeki korumas n üstlenen ve ço u zaman had mlardan seçilen kiflilerin tafl d bir unvan olarak kullan lm flt r. Logotetis: Bizans Devletinde alt nc ve yedinci yüzy llarda devletin maliyesinden sorumlu üst düzey görevli için kullan lan unvand r. Daha sonra bu unvan as l görevinin yan s ra eyaletlerdeki emlak n defterlerinin tutulmas ndan, arazi vergilerinin tespit ve tahsilinden, ordu mensuplar n n maafllar n n ödenmesinden sorumlu görevliler için de kullanan bir unvan olmufltur. parçalanmas na neden oldu. slâm donanmas ndaki H ristiyan tayfalar n isyan edip ele geçirdikleri gemilerle stanbul a gelerek imparatora slam donanmas n n yerlerini haber vermeleri üzerine erzak dolu bu gemiler yak ld. Bunlara ilaveten slâm ordusunda k tl k ve açl n bafl göstermesi gibi olumsuz sebeplerle baflar sa lanamad. Bu arada Süleyman b. Abdülmelik in ölümü üzerine halife seçilen Ömer b. Abdülaziz in emriyle kuflatma kald r ld ve Mesleme geri dönmek zorunda kald. slâm ve Bizans kaynaklar nda Mesleme nin bu kuflatma s ras nda stanbul da bir cami yapt rd kaydedilir. Bu cami daha sonra Abbâsî, Fât mî, Eyyûbî ve Memlüklerle Bizans aras nda yap lan anlaflmalarda özellikle hutbenin hangi halife ad - na okunaca hususunda gündeme gelmifltir. Mesleme nin iste i üzerine imparatorun, kendi saray n n karfl s nda Müslüman esirler için Dâru l-balât diye bilinen bir konak yapt rd da nakledilir. Emevi halifeleri içerisinde en dindar ve adaletli olarak bilinen ve bu yüzden II. Ömer olarak an lan Ömer b. Abdülaziz in ( ) ça dafl Bizans imparatoru III. Leon a slam dinine davet mektubu gönderdi i ve imparatorun da halifeye cevap verdi i kaynaklarda zikredilmektedir Hiflam b. Abdülmelik döneminde ( ), Mesleme nin stanbul kuflatmas ndan sonra durmufl olan Anadolu seferleri yeniden bafllad. Mervan b. Muhammed 724 y l nda Konya ve Kemah zaptetti. Mesleme b. Abdülmelik 726 y l nda Kayseri yi ald. Mesleme b. Abdülmelik ve Hiflâm n iki o lu Muâviye ve Süleyman s k s k Anadolu ya ak n ederek önemli baflar lar elde ettiler. Birçok yer fethedildi i gibi çok miktarda ganimet ve esir al nd. Bununla birlikte kal c bir baflar elde edilemedi. Bu dönemde gerçekleflen Anadolu seferlerinde Abdullah el-battal (Battal Gazi) ve Abdülvehhâb b. Buht (Abdülvehhâb Gazi) büyük kahramanl klar gösterdiler. Abdülvehhâb 731 y l nda yap lan bir Anadolu seferi s ras nda flehid oldu. Sivas ta ona izafe edilen meflhur bir türbe bulunmaktad r. 740 y l nda Akroinon (Afyon) yak n nda III. Leon ve o lu Konstantinos un ordusuyla karfl karfl ya gelen Müslümanlar a r bir yenilgiye u rad lar. Abdullah el- Battal bu savaflta öldürüldü. Bizans aç s ndan bir dönüm noktas teflkil eden bu savaflta elde ettikleri zaferle Bizans art k ciddi bir Arap tehdidinden kurtulmufl oluyordu. Hiflâm b. Abdülmelik ten sonra halife olan II. Velid döneminde ( ) Bizans ta iç kar fl kl k yaflanmaktayd. Armenia kolordusu komutan iken III. Leon a taht mücadelesinde destek vermifl ve bundan dolay onun k z yla evlendirilip, Çanakkale sahillerinden K z l rmak a kadar uzanan kuzeybat Anadolu da yer alan, Opsikion eyaletinin kumandanl na yükseltilmifl olan Artabasdos, kay nbiraderi yeni imparator V. Konstantinos a ( ) karfl imparatorluk iddias nda bulunmaktayd. Neticesi bilinmemekle birlikte bu kar fl kl klar s ras nda imparator V. Konstantinos, Andreas (Spatarios), Artabasdos da yak n çevresinden Gregorios u (logotetis) hediyelerle birlikte halifeye göndererek onun dostlu unu kazanmak istediler. Bundan sonra s k s k taht mücadeleleri görüldü ünden iç problemlerle meflgul olmak zorunda kalan Emevî hükümdarlar Bizans a karfl ciddi bir rol oynayamad lar.

75 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar 67 ABBÂSÎLER DÖNEM NDE B ZANS LA L fik LER ( e kadar) Abbâsîler döneminde slâm-bizans iliflkilerinde yeni bir sayfa aç ld. ki taraf aras ndaki iliflkiler ayn zamanda yaflanan iç problemlerin gölgesinde geliflti. 750 y - l nda Emevî Devleti nin y k l p Abbâsî Devleti nin kurulmas ndan bir süre sonra slâm devletinin baflkenti, D maflk tan Ba dat a nakledilmiflti. Böylece güç merkezi Suriye den Irak a do ru kaym fl oluyordu. Bizans cephesinde ise III. Leon un tahta ç kmas yla bafllayan savros hanedân döneminde 726 y l ndan sonra imparatorlu- u uzun süre meflgul eden dinî ve siyasi mahiyetteki ikonoklazma mücadelesi (tasvir k r c l k) söz konusudur. Bunun yan nda Artabasdos isyan gibi çeflitli iç çalkant lar da yaflanmaktayd. Abbâsîler in ilk halifesi Ebü l-abbas es-seffah ( ) döneminde slâm devletindeki iç kar fl kl ktan yararlanan Bizans imparatoru V. Konstantinos ( ) Malatya y (Melitene) kuflatt (751). Halk imparatorun iste i üzerine flehri boflalt p Mezopotamya ya gitmek zorunda kald. Konstantinos Malatya dan sonra Erzurum a (Theodosiopolis, Kâlîkala) sald rd ve halktan birçok kifliyi esir ald. kinci Abbâsî halifesi Ebû Ca fer el-mansûr ( ) döneminde 756 y l nda Bizans imparatoru V. Konstantinos ile bir fidye anlaflmas yap ld. Abbâsîler döneminde Bizansl larla yap lan bu ilk anlaflmayla imparatorun daha önce Malatya ve Erzurum gibi slâm topraklar na sald r s s ras nda ald esirler fidye karfl l nda serbest b rak ld. Öte yandan Mansur y l nda Abdülvehhâb b. Muhammed ve Hasan b. Kahtabe kumandas nda bir orduyu Malatya üzerine gönderdi. fiehir yeniden imar edildi ve bölgeye asker yerlefltirildi. Daha önce flehri boflaltmak zorunda kalan halk güvenli in sa lanmas üzerine Malatya ya döndü. Ba dat flehrini kurarak Abbâsî Devleti nin baflkenti yapan Ebû Cafer el-mansûr Bizans tan gelen elçileri diplomatik kurallar dâhilinde kabul ederek onlarla çeflitli sohbetlerde bulunmakta, baz konularda görüfllerini sormakta ve özellikle büyük harcamalar yaparak kurdurdu u Ba dat gezip görmelerine özel önem vermekteydi. Nitekim Ba dat n kurulmas ndan sonra gelen Bizans elçisinin yan na halife, hâcibi Rabî b. Yûnus u refakatçi vererek flehri gezdirmifltir. Mansur un flehri nas l buldun? sorusuna elçi, flehri çok be endi ini ancak çarfl n n flehir içinde kurulmufl olmas n n sak ncal oldu unu ifade ederek halifeyi ülke aleyhine çal flan casuslar n tüccar k l f alt nda flehre girip baz devlet s rlar n ele geçirebilecekleri hususunda uyarm flt r. Bunun yan nda flehrin yeflillendirilmesine önem verilmesini ve flehre daha çok su sa lanmas n tavsiye etmifltir. Mansur elçinin bu sözlerini hakl bularak çarfl y flehir d fl na nakletmifl, Ba dat a su getirtmifl ve ayr ca Abbâsiyye ad verilen dinlenme yerini yapm flt r. Halife Mansûr da Bizans imparatoru V. Konstantinos a edebiyât ve belagat yla tan nan kâtibi Umâre b. Hamza y elçi olarak göndermifltir. Umâre Bizans saray nda yabanc elçilerin kalplerine korku salmak için haz rlanm fl arslanl, k l çl ve dumanl üç engeli aflt ktan sonra imparatorun huzuruna ç kabilmifl ve halifenin mektubunu sunmufltur. Halifenin ve ülkenin durumunu soran imparator elçiyle görüfltükten sonra gere i gibi a rlanmas n emretmifltir. Ayr ca elçiyi yan na alarak bir gezinti yapm fl ve ona tedavi amaçl olarak kullan lan baz bitkilerle bak r ve kurflundan/kalaydan alt n ve gümüfl elde etmeye yönelik birtak m uygulamalar göstermifltir. Elçi Umâre imparatorun cevâbî mektubuyla birlikte Ba dat a döndü ünde halifeye ziyaretiyle ilgili bilgi ve gözlemlerini aktarm flt r. Bunlar aras nda elçinin imparatorla birlikte izlemifl oldu u baz metallerden alt n ve gümüfl elde etmeyi amaçlayan teknik çal flmalar halifenin kimyaya özel ilgi duymas na neden olmufltu.

76 68 Bizans Tarihi Resim 3.2 Bu harita Casim Avc, slam Bizans liflkileri, stanbul 2003, s. XIV - XV ten al nm flt r. stanbul Seferi: Müslüman Araplar üçü Emevîler ve biri de Abbâsîler in ilk döneminde olmak üzere toplam dört defa Bizans baflkenti stanbul a sefer düzenlemifllerdir. Bunlardan ilk üçünde stanbul Müslümanlar taraf ndan kuflat lm fl, dördüncüsünde ise slâm ordusu Üsküdar a kadar ulaflm fl ve burada Bizans tan gelen bar fl teklifini kabul ederek geri dönmüfltür. Bu seferler baflar s zl kla sonuçlanm fl olmakla birlikte, Müslümanlar n Bizans imparatorlu u karfl s nda ciddî bir güç oldu unu göstermifl, slâm ordular n n kara ve deniz savafllar nda gerekli donan m ve taktik bak m ndan tecrübe kazanmas na imkân sa lam flt r. Bizans aç s ndan ise imparatorlu un gücü ve baflkentin önemi bir kez daha anlafl lm fl, ordunun d fl tehlikelere karfl dinamik bir flekilde mukavemet göstermesine yard mc olmufltur. Ebû Cafer el-mansûr, imparator V. Konstantinos a elçi göndererek eski Yunan bilimine ait eserlerin gönderilmesini istemifltir. Halifenin bu ricas na imparator, aralar nda Oklidis in geometriye dair eserinin de bulundu u fen bilimleri alan ndaki baz eserleri göndermek suretiyle cevap vermifltir. Bu eserler Mansûr döneminde Arapça ya çevrilmifltir. Bu elçilikler s ras nda imparator taraf ndan halifeye gönderilen k ymetli hediyeler aras nda gümüfl bir levha da bulunmaktayd. Mansûr un vefât ndan sonra tahta ç kan Mehdi-Billâh n ( ) halifeli ini kutlamak için gelen yabanc elçiler aras nda tahta yeni ç km fl olan Bizans imparatoru IV. Leon un ( ) Tarasios (Târâs) adl bir elçisi de bulunmaktayd. Ayn zamanda mühendislik bilgisine sahip oldu u anlafl lan elçi, Ba dat ta bir süre kalm fl ve bu arada kendi ad yla an lan büyük bir de irmen infla etmifltir. Mehdî-Billâh zaman nda Bizans a yönelik seferlere önem verildi. 776 da halifenin amcas Abbas b. Muhammed, 777 ve 778 y llar nda Sümâme b. Velîd el-absî, 779 da Hasan b. Kahtabe ve 781 de Abdülkebîr b. Abdülhamîd b. Abdurrahman kumandas nda Anadolu ya seferler düzenlendi. Müslüman Araplar n dördüncü ve son stanbul seferi de bu dönemde gerçeklefltirildi. Mehdî-Billâh y l nda o lu Harun u dönemin ünlü komutanlar yla birlikte asker say s civar nda oldu u belirtilen büyük bir ordunun bafl nda stanbul üzerine gönderdi. Harun yol üzerinde karfl laflt baz karfl koymalar bertaraf ederek Anadolu yakas nda Üsküdar a kadar geldi. Bu s rada IV. Leon un ölümünden sonra Bizans ta devlet ifllerini taht n vârisi henüz on yafl ndaki VI. Konstantinos ( ) ad na annesi rini (müstakil saltanat ) yürütmekteydi. rini yeni iktidar de iflikli i sonras nda ortaya ç kan taht mücadeleleri yüzün-

77 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar 69 den Harun a elçiler göndererek bar fl anlaflmas yapmak zorunda kald. Üç y l süreli bu anlaflmaya göre rini, Abbâsî devletine y l n nisan ve haziran aylar nda dinar ödemeyi kabul etmekteydi. Ayr ca Harun un iste i üzerine dönüfl yolunda ordunun ihtiyaçlar n karfl lamak üzere pazarlar n kurulmas n ve yol göstermek için rehberler tayin edilmesini de üzerine al yordu. Bundan baflka rini alt n, gümüfl ve bir tak m de erli hediyeleri Mehdî ye takdim etmek üzere bir elçisini de Harun la birlikte Ba dat a gönderdi. Mûsâ el-hâdî nin bir y l gibi çok k sa süren halifeli inden sonra kardefli Harun Reflîd in ( ) 23 y ll k yönetiminde Abbasi-Bizans iliflkilerinde önceki y llara oranla daha canl bir dönem yaflanm flt r. Hemen her y l Bizans üzerine seferler düzenlenmifl, bazen orduya bizzat halife kumanda etmifltir. Bunun yan nda bazen de Bizans n slâm topraklar na yöneldi i olmufltur. Harun Reflîd, Tarsus u yeniden infla etmek ve Avâs m ve Sugûr ad verilen Bizans - Abbâsî s n r bölgelerini tahkim etmek suretiyle Bizans ak nlar n engellemeyi hedeflemiflti. Karfl l kl esir de iflimi, fidye anlaflmalar ve mektuplaflmalar yan nda az sonra bahsedilece i gibi diplomasi alan nda ciddi bir krizin yaflanmas da bu döneme rastlamaktad r. Hârûn Reflîd Bizans a karfl daha önce bafllat lan seferlere devam etti. 797 de bizzat kumanda etti i ordusuyla Orta Anadolu da bulunan Safsâf kalesini ald. Kumandanlar ndan Abdülmelik b. Sâlih Ankara ya kadar ilerledi. mparatoriçe rini, bar fl iste inde bulununca Hârûn Reflîd, Hazarlar n Ermenistan-Azerbaycan s n r ndan sald rmalar n göz önünde tutarak bu iste i kabul etti (798). Ancak birkaç y l sonra Bizans taht na ç kmay baflaran Nikiforos ( ) halifeye gönderdi i mektubuyla iki ülke aras nda ciddi bir diplomatik krize neden oldu. slâm kaynaklar n n rivayetine göre imparator mektubunda, kendisinden önceki rini nin halifeyi flah makam na kendisini de piyon yerine koydu unu, dolay s yla devleti küçük düflürücü anlaflmalara imza att n belirtiyor ve o güne kadar rini taraf ndan ödenmifl olan vergilerin geri iade edilmesini istiyordu. Aksi takdirde savafl açaca n da ekliyordu. Harun bu geliflmeler üzerine Konya Ere li ye (Heraklia) kadar geldi ve Nikiforos u y ll k vergi karfl l nda bar fl istemek zorunda b rakt. mparator k fl flartlar ndan istifadeyle bu anlaflmay bozmufl, ancak o s rada Rakka ya kadar gitmifl olan Harun un beklenmedik flekilde geri dönmesinin ard ndan yap lan savaflta yenilerek halifeden ayn flartlarla bar fl istemifltir. Bar fl anlaflmas n n tekrar bozulmas üzerine Harun 806 y l nda büyük bir orduyla Bizans seferine ç kt ve Konya Ere li yi fethettikten sonra Ni de Kemerhisar a (Tuvâne) ilerledi. Zor durumda kalan Nikiforos Harun a metropolid Petros ile Amasra (Amastris) valisi Gregorios u elçi olarak göndererek anlaflmaya raz oldu unu bildirdi. Sonuç Bizans aç s ndan oldukça küçük düflürücüydü: mparatorun y ll k veya dinar vergi ödemesi yetmiyor, kendisi için dört, o lu ve ileri gelen devlet ricâli için ikifler dinar olmak üzere halifeye ayr ca cizye ödemeyi kabul ediyordu. Halife Harun Reflîd in askerî kabiliyeti yan nda insanc ll n ve bu arada slâm- Bizans iliflkilerinde savafl ve bar fl n içiçeli ini göstermesi bak m ndan dikkate de- er bir rivayete göre, Harun un Ere li yi fethi s ras nda al nan esirler aras nda Nikiforos un o lunun niflanl s da bulunmaktayd. mparator iki özel elçisi arac l yla çeflitli hediyelerle birlikte halifeye gönderdi i mektubunda yard m na muhtaç oldu unu belirtiyor ve o lunun niflanl s n n gönderilmesini rica ediyordu. Halife, Nikiforos un bu ricas n kabul ederek gelin aday n flan na lây k bir törenle kendi ota- içerisinde de erli eflyalar ve k ymetli hediyelerle birlikte Bizans baflkentine u urlam flt r. Buna karfl l k imparator halifeye elçisi arac l yla dirhem, 100 bükümü ipek olmak üzere 300 büküm de erli elbise, 12 flahin, 4 av köpe i ve 3 at hediye göndermek suretiyle minnettarl n göstermifltir.

78 70 Bizans Tarihi Harun Reflîd: Hârûn Reflîd döneminde Bizans la iliflkiler bak m ndan önemli bir hususu da zikretmek gerekir. Bu dönemde her iki taraf n d fl siyasette daha güçlü ve etkin bir konuma gelmek amac yla karfl taraf n rakipleriyle iflbirli i ve dostluk kurma siyasetine baflvurdu u görülmektedir. Harun Bizans n rakibi, dönemin güçlü imparatorlar ndan fiarlman la (Charlamagne) dostluk kurarken Bizans yöneticileri de Abbasilerin hasm durumundaki Endülüs Emevileri ile ittifak içindeydiler. Harun Reflîd döneminde esir de iflimini amaçlayan diplomatik giriflimler olumlu sonuçlar vermifl ve Bizansl larla birkaç defa esir de iflimi gerçekleflmifltir: 797 y - l nda Tarsus yak n ndaki Limonlu çay (Lamos) kenar nda yap lan esir de iflimi her iki taraf n dikkate de er ilgisine mazhar olmufltu. Avâs m bölge valisi Kâs m b. Reflîd taraf ndan görevlendirilen Tarsus valisi Ebû Süleym Ferec in giriflimleriyle yap - lan törene Müslüman askerin yan s ra ulemâ, eflraf ve halktan birçok kifli kat lm flt. Anlaflma sonucu Müslüman esirin serbest b rak ld kaydedilirken Bizans esirlerinin say s hakk nda bir bilgi verilmemektedir. Di er bir esir de iflimi 805 y l nda yine Limonlu çay kenar nda ayn valilerin gözetiminde gerçekleflmifltir. On iki gün içerisinde Müslüman esirin serbest b rak ld töreni rivayete göre bütün teçhizat yla kat lan askerin yan s ra halktan yüzbini aflan kifli izlemifltir. 808 y l nda Pozant da veya Limonlu çay kenar nda yap lan de iflim s ras nda kad n-erkek Müslüman esir serbest b rak ld. Yedi gün süren bu de iflim yeni vali Sâbit b. Nasr n sorumlulu unda gerçekleflmifl ve yine rivayete göre yüzbini aflk n kifli taraf ndan izlenmifltir. Halife Harun Reflîd, Bizans n Amorion (Hisarköy - Amûriyye) ve Ankara gibi flehirlerinde gerçeklefltirilen kuflatmalar s ras nda ele geçirilen kitaplar n muhafaza edilmesini özellikle emretmifltir. Dönemin ileri gelen ilim adamlar ndan oluflturdu- u bir ekibi önemli gördükleri t p, felsefe, astronomi vb. ilimlere dair eserleri elde etmekle görevlendirmifl ve bu flekilde birçok ünlü eserin Ba dat a getirilmesini sa lam flt r. Ba dat ta toplanan eserler, Halifenin görevlendirdi i dönemin meflhur doktorlar ndan Yuhannâ/Yahya b. Mâseveyh in baflkanl ndaki bir heyet taraf ndan tercüme edilmifltir. Harun Reflîd in ölümünden sonra halife olan Emin ( ) ile kardefli Horasan bölge valisi Me mun aras ndaki taht mücadeleleri s ras nda Emin in öldürülmesiyle, Me mun un yirmi y l sürecek halifelik dönemi ( ) bafllad. Me mûn dönemi Abbâsî-Bizans iliflkilerinin canl l ve çeflitlili i bak m ndan özel bir önem arzeder. Bu iliflkilerin daha ziyade Me mûn un saltanat n n son y llar na rastlamas da dikkate de er bir husustur. Her fleyden önce Hârûn Reflîd in 806 y l nda büyük bir orduyla gerçeklefltirdi i ve imparator I. Nikiforos u vergiye ba lad Bizans seferinden sonra Me mûn un birinci Anadolu seferine kadar (830) yirmi befl y la yak n bir süre Abbâsî devleti ile Bizans imparatorlu u aras nda büyük ölçüde bir askerî harekât n yap lmad n hat rlamak gerekir. Bunda, her iki taraf ciddî bir flekilde meflgul eden iç ve bazan da d fl problemlerin pay büyüktür. Bu süreçte Abbâsîler, Bizans taht - n ele geçirmek üzere mücadele veren Slav lakapl Tomas desteklerken, Bizans da Abbâsî hilâfetine karfl ayaklanm fl bulunan Bâbek e destek vermifltir. Me mûn un Bizans la iliflkiler bak m ndan önem tafl yan dönemi saltanat n n son y llar na rastlamaktad r. Bu s rada Bizans taht nda Teofilos ( ) bulunmaktad r. Bizans a karfl yeniden bafllat lan mücadeleler bu dönemin temel niteli- ini teflkil eder. Me mûn bizzat ordusunun bafl nda oldu u halde Bizans a dört sefer yapm fl ve ölümü de son Anadolu seferinde vuku bulmufltur. Bu seferlerin temel amac Bizans n s n rlar n zay flatarak Sugûr ve gerisindeki bölgeyi muhtemel sald r lardan korumak ve onlar n Bâbek i k flk rtmalar na engel olmakt. Me mûn 23 Mart 830 tarihinde Bizans a karfl savaflmak amac yla baflkent Ba dat tan Anadolu ya hareket etti. Birkaç gün Tikrît te kald ktan sonra Musul, Nusaybin, Re sülayn, Harran, Urfa, Menbic, Dâb k, Antakya ve Misis üzerinden Tarsus a ulaflt ; Bizans topraklar na girerek Kapadokya bölgesinde baz kaleleri ele geçirdi. 9 Eylül 830 tarihinde Tarsus a dönen Me mûn birkaç gün sonra k fl geçirmek üzere fiam a hareket etti.

79 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar Ertesi y l imparator Teofilos, halifenin fiam da bulunmas ndan istifadeyle Toroslar aflarak Misis ve Tarsus yak nlar na kadar geldi. Karfl s na ç kan slâm ordular - n bozguna u rat p ün üzerinde kifliyi öldürdü, kifliyi de esir ald. Bunun üzerine harekete geçen Me mûn 831 y l nda Anadolu ya girdi. Gülek/Külek Bo az n geçip Konya Ere li (Herakleia) üzerine yürüdü. Hârûn Reflîd taraf ndan 806 y l nda zapt edilmifl, ancak k sa bir süre sonra tekrar Bizansl lar n eline geçmifl olan bu önemli kale Me mûn a teslim oldu. Daha sonra halifenin o lu Abbas ve kardefli Mu tas m-billâh müstakil kuvvetlerin bafl nda de iflik istikametlerde ak nlarda bulundular ve baz kaleleri ele geçirdiler. Abbas b. Me mûn bu ak nlar s - ras nda karfl s na ç kan imparator Teofilos u ma lub etti. Me mûn bizzat sevk ve idare etti i bir orduyla Aksaray-Ni de aras ndaki topraklarda baflar l ak nlar gerçeklefltirdi. Üç ay kadar devam eden seferin ard ndan Bizans imparatoru, Me mûn a yak n çevresinden birini, muhtemelen Ioannis Grammatikos u elçi olarak göndererek dinar ödemek ve Müslüman esiri serbest b rakmak karfl l nda elinden ç kan yerleri kendisine iade etmesini ve befl y ll k bir mütareke imzalanmas n teklif etti (831). Ancak imparator Teofilos un bar fl talebi ve di er tekliflerini içeren mektubun üslûbu diplomatik bir krize sebep oldu. Rivâyete göre halife, mektupta kendi ad n n imparatorun isminden sonra yaz lm fl oldu unu görünce son derece sinirlendi ve mektubu derhal iade etti. Bunun üzerine Teofilos halifenin ad n önce zikrederek Allah n kulu ve insanlar n en flereflisi Arap hükümdar Me mûn a, Bizans imparatoru Teofilos tan... fleklinde bafllayan ikinci mektubunu gönderdi ancak halifeden bir karfl l k göremedi. mparatorun bar fl teklifini reddeden Me mûn ertesi y l yapaca sefer haz rl klar yla meflgul olmak üzere fiam a (D maflk) döndü. Me mûn 832 y l nda haz rl klar n tamamlay p üçüncü Bizans seferine ç kt. Bir süre Adana da kald ktan sonra Lü lüe Kalesi (H snu Lu lu e) üzerine yürüdü. Kaleyi üç aydan fazla bir süre muhasara alt nda tuttuktan sonra Uceyf b. Anbese yi burada b rakarak ayr ld. Bu s rada buraya gelen imparator Teofilos kumandas ndaki Bizans kuvvetleri de Abbâsî ordusu taraf ndan uzaklaflt r ld. Uceyf yerli halk n emân iste ini yani teslim olmalar halinde canlar na dokunulmayaca n kabul ederek kaleyi teslim ald. Me mûn 833 y l nda o lu Abbâs Ni de Kemerhisar (Tuvâne) kalesini yeniden infla etmek üzere görevlendirmifl, Suriye, el-cezîre, Irak ve M s r dan gelen civar nda inflaat iflçisi ve asker bu emri yerine getirmek için çal flm flt. Ancak onun ayn y l dördüncü Anadolu seferi s ras nda Pozant da ölümü fethetti i yerleri imar edip buralara Müslüman ahaliyi yerlefltirme düflüncesine engel olmufltur. Me mûn döneminde Bizans la bilim ve sanat alan nda kayda de er iliflkiler gerçekleflmifltir. Teofilos tahta ç kt ktan sonra hocas sinkellos oannis Grammatikos u (Yuhanna en-nahvî) Me mûn a elçi olarak gönderir. mparator II. Mihail den sonra Teofilos un tahta ç kt n halifeye bildiren elçi, beraberindeki hediyeleri de takdim eder. Bu arada II. Mihail döneminde ayaklanm fl ve Abbâsî devletine s nm fl olan general Manuil ile de görüflme imkan bulur. Manuil e Bizans a dönmesi halinde affedilece ine dair yeni imparatorun güvencesinin yer ald alt n mühürle mühürlenmifl ferman n ve yine bizzat imparator taraf ndan hediye olarak gönderilen haç verir. Bu ilgiden yeteri derecede etkilenen Manuil Bizans a geri döner. Daha sonra stanbul patri i olacak olan hocas sinkellos oannis Grammatikos un medhetti i Ba dat saray na hayran kalan imparator Teofilos, Abbâsî saraylar n n resimlerini getirterek Patrikios ad ndaki bir flahsa Bryas mevkiinde ayn tarzda bir saray yapt rm flt r. 71 Sinkellos: Sinkellos, daha çok Ortodokslu un en üst dini temsilcisi olan patri in dan flman için kullan lan bir unvand r.

80 72 Bizans Tarihi Me mun Bizans imparatoruna (muhtemelen Teofilos) mektup yaz p Bizans taki eski Yunan yazmalar ndan kendisinin uygun görece i eserleri göndermesini istemifl, teklife bafllang çta olumsuz bakan imparator daha sonra olumlu cevap vermifltir. Bunun üzerine Me mûn aralar nda dönemin meflhur tercüman ve ilim adamlar ndan Haccâc b. Matar, bn Batrîk ve Yuhannâ b. Mâseveyh in de bulundu u bir gurubu Bizans a göndermifl ve daha sonra ordan getirilen felsefe, matematik, t p ve mûsikîye dair eserlerin Arapçaya tercümesini istemifltir. Bizans tan sa lanan kitaplar bilgelik evi anlam na gelen Beytülhikme akademisi merkezli tercüme faaliyetlerinin temel malzemesi olmufltur. Me mun Bizans tan sadece klâsik eserleri getirtmekle kalmam fl, flöhreti Bizans s n rlar d fl na taflan matematik âlimi Leon a mektup yazarak saray na davet etmifltir. Halifenin mektubundan haberdar olan Bizans imparatoru, Leon un ücretini art rm fl ve onu stanbul kiliselerinden birine tayin etmifltir. Her ne kadar Me mun bizzat imparatora mektup göndererek k sa bir süre için dahi olsa Leon un Ba dat a gelmesine müsade etmesini rica etmifl ve bu iste ini yerine getirdi i takdirde bunu bir dostluk iflareti sayarak kal c bar fl imzalayaca na söz vermifl, üstelik dinar teklif etmiflse de imparatordan olumlu bir cevap alamam flt r. Halife Mu tas m-billâh döneminde ( ) Bizans la iliflkiler savafl ve bar fl n iç içeli i aras nda devam etmifltir. 837 y l nda kazand Zabatra (Malatya Do anflehir) zaferinin ard ndan Mu tas m n ordular Bâbek isyan ile meflgul olduklar s - rada Bizans imparatoru Teofilos 837 y l nda Zabatra ya sald rarak katliamlar yapt ve flehri tahrib etti. Ard ndan Malatya y kuflatt. Mu tas m, en önemli generallerinden Afflin in Azerbaycan dan dönmesinden hemen sonra büyük bir ordu ile Sâmerra dan Afyon Emirda Eskihisar a (Amûriyye/Amorion) hareket etti (838). Halife, Tarsus üzerinden Anadolu ya girerken Malatya taraflar ndan Bizans topraklar na giren Afflin de kuzeye do ru ilerliyordu. ki ordu Ankara da birlefltikten sonra Amûriyye üzerine yürünecekti. mparator Teofilos önce Afflin tehlikesini bertaraf etmek için harekete geçti. Ancak Temmuz 838 y l nda bugünkü Tokat Kazova da yap lan savaflta yenilerek stanbul a döndü. Halife, Afflin kumandas ndaki ordularla Ankara da bulufltuktan sonra Amûriyye üzerine yürüdü. Bizans n o dönemde stanbul dan sonra ikinci büyük flehri olan Amûriyye (Eskihisar) oniki günlük bir kuflatman n ard ndan 12 A ustos 838 tarihinde fethedildi. Amûriyye nin fethi slâm topraklar nda büyük bir yank uyand rm fl ve fliirlere konu olmufltur. Halife Vâs k ( ) döneminde logotetis (muhasip) unvanl Teoktistos kumandas ndaki Bizans donanmas stanbul dan hareket ederek Girit önlerinde demirledi (843). Adadaki Müslümanlar Bizans donamas karfl s nda tutunamayacaklar n anlay nca harp hilesine baflvurarak Bizans askerleri aras nda, stanbul da kar - fl kl k ç kt ve imparatorun tahttan indirildi i flayias n yayd lar. Teoktistos, ordusunun büyük bir k sm n Girit önlerinde b rakarak stanbul a döndü. Kumandans z kalan Bizans birlikleri Müslümanlar taraf ndan imha edildi. mparatoriçe Teodora taraf ndan Anadolu ya gönderilen Teoktistos kumandas ndaki Bizans ordusu Orta Anadolu da oldu u tahmin edilen Mavropotamos yak n nda slâm kuvvetleri taraf ndan a r bir yenilgiye u rat ld. Bu geliflmeler üzerine Theodora halifeye elçi göndererek bar fl ve esir de iflimi teklif etti. Vâs k-billâh taraf ndan memnuniyetle karfl lanan elçi ile yap lan uzun müzakerelerden sonra bir esire karfl l k bir esir olmak üzere anlaflma sa land. Eylül 845 tarihinde yine Limonlu çay kenar nda Aflûre gününden itibaren dört veya on gün süren törenle den fazla esir Bizansl - lardan geri al nd. Görüflme ve esir de iflimini halife ad na bölge valisi Ahmed b. Sa îd b. Müslim ve Hâkân et-türkî yürütmüfltü.

81 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar 73 Rivayete göre Vâs k-billâh, halk aras nda yedi uyuyanlar ve Kur an da da Ashâb- Kehf olarak geçen kiflilere ait oldu u söylenen Efes teki ma arada incelemeler yapmak üzere Muhammed b. Mûsa el-hârizmî yi Bizans a gönderir. Ayn zamanda imparator III. Mihail e ( ) de bir mektup yazarak araflt rmac ya gerekli kolayl n sa lanmas n rica eder. mparator gerekli izni verdi i gibi araflt rmac ya yard mc olmak üzere bir rehber de görevlendirir. Mütevekkil-Alellah döneminde ( ) s n r bölgelerindeki slâm kara ordusunun gücünü anlayan Bizans, özellikle Girit e yap lan yard mlar kesmek amac yla 853 y l nda büyük bir deniz filosuyla âni olarak M s r sahillerinde Dimyat a sald rd. Bunun üzerine Mütevekkil in emriyle sahillerdeki önemli merkezlere kaleler infla edildi. Sugûr valisi Ali b. Yahyâ y l ndan itibaren Bizans a sefer düzenleyip iç k s mlara kadar ilerledi da esir mübadelesi yap ld. 859 y l nda Bizans n Akdeniz de faal bir ticaret liman olan Antalya kalesi Müslümanlar taraf ndan zaptedildi. Deniz kuvvetlerine a rl k veren Mütevekkil, donanmay Suriye sahil flehirlerine yerlefltirip buralarda harekâta haz rl kl deniz birlikleri meydana getirdi. Mütevekkil den sonraki Abbâsî halifeleri döneminde de Bizans la savafl ve bar fl ortam nda çeflitli iliflkiler gerçeklefltirildi. Dönemin önemli kumandanlar emrinde Bizans topraklar na ak n eden Müslümanlar daha önce görüldü ü gibi birçok flehir ve kale fethetmekte, ancak bu yerler bazan bir süre sonra Bizans taraf ndan geri al nmaktayd. Öte yandan Abbâsîler döneminde merkezî otoritenin zay flamas yla Bizans, Hamdânîler ve Selçuklular gibi slâm devlet ve hanedanlar karfl s nda mücadele etmek durumunda kalm flt r y lar aras nda Bizans imparatorlu unda iktidar elinde tutan Makedon hanedan döneminde özellikle II. Vasil zaman nda ( ) Bizans, Emeviler ve Abbasiler döneminde Müslümanlar taraf ndan Anadolu da fethedilmifl olan topraklar n büyük bir k sm n geri alarak s n rlar n do uda Azerbaycan, güneyde de Antakya ya kadar geniflletmifltir. Anadolu nun tekrar Müslümanlar n eline geçmesi Selçuklu ve Osmanl Türkleri döneminde gerçekleflecektir.

82 74 Bizans Tarihi Özet A MAÇ 1 A MAÇ 2 Hz. Muhammed döneminde Bizans la iliflkileri tart flabilmek Hz. Muhammed döneminde devam eden Bizans- Sâsânî savafllar nda Müslümanlar Ehl-i Kitap olmalar dolay s yla Bizansl lar n taraf n tutuyorlard. Kur ân- Kerim deki Rûm sûresinin ilk âyetleri Bizans-Sâsânî savafllar na iflaret etmifl ve Sâsânîler karfl s nda ma lup olan Bizans n üç ilâ dokuz y l içinde zafer elde edece ini haber vermifltir. Hz. Muhammed 628 y l nda Bizans imparator u Harekleios a bir mektupla birlikte Dihye b. Halîfe el-kelbî yi elçi olarak göndermifl ve slâm a davet etmifltir. Hz. Muhammed in Busra valisine gönderdi i Hâris b. Umeyr el-ezdî nin Mûte de Gassânî emirlerinden fiurahbil b. Amr taraf ndan öldürülmesi üzerine Zeyd b. Hârise kumandas nda bir ordu Mûte Savafl na gönderilmifltir. slâm ordular ilk defa Mûte de Bizans ordular yla karfl karfl ya gelmifltir. Hz. Muhammed 630 y l nda Heraklios un büyük bir ordu haz rlad haberi üzerine kiflilik bir ordu haz rlayarak Tebük e kadar gitmifltir. Dört Halife döneminde Bizans topraklar nda gerçekleflen fetihler ve sonuçlar n çözümleyebilmek Dört Halife dönemi slâmiyet in Arap yar madas d fl nda h zla yay lmaya bafllad ve Bizans n uzun y llar Sâsânîler e karfl korumak için mücadele verdi i topraklar n, Müslümanlar n eline geçti i bir dönemi temsil etmektedir. Bizans, bu dönemde gerçekleflen slâm fetihleri sonucu çok k sa bir süre içerisinde Filistin, Suriye, Güney Anadolu, M s r ve Kuzey Afrika dan geri çekilmek zorunda kalm flt r. Ridde savafllar ndan sonra Hz. Ebû Bekir in meflhur komutanlar emrinde kuzeye gönderdi i ordular, Bizans n Sâsânîler karfl s nda elde etmifl oldu u baflar lar adeta geçersiz hale getirmifltir. mparator Heraklios un kardefli Teodoros, 634 y l nda yap lan Ecnâdeyn savafl nda Halid b. Velîd karfl s nda a r bir yenilgiye u ram fl, bundan iki y l sonraki Yermûk meydan muharebesinde (636) yaflanan ma lubiyet neticesinde, Bizans n Suriye de tutunabilmesi mümkün olmam flt r. Bu arada Busra, D - maflk, Baalbek, Hama, Humus flehirleri Müslümanlar n eline geçmifltir. H ristiyanl n dinî merkezi Kudüs un 638 y l nda fethini Kaysâriyye izlemifl, birkaç y l sonra Amr b. Âs n tah l ambar olarak görülen M s r fethetmesiyle Bizans, ekonomik aç dan da önemli bir kayba u ram flt r. Bu dönemde Müslümanlar deniz seferlerine de bafllam fllar ve 652 veya 655 y l ndaki Zâtü s-savârî savafl nda Bizans donanmas n a r bir ma lubiyete u ratm fllard r. A MAÇ 3 A MAÇ 4 Emevî-Bizans iliflkilerinin temel niteliklerine dair yorum yapabilmek Müslüman Araplarla Bizans aras nda iliflkilerin en canl oldu u dönemlerden biri Emevîler dönemidir. Bu dönemde Muâviye b. Ebû Süfyân dan itibaren Bizans hâkimiyetindeki Anadolu topraklar na hemen her y l Sâife ad verilen seferler düzenlenmifltir. Müslümanlar ikisi Muâviye b. Ebû Süfyân ve biri de Süleyman b. Abdülmelik döneminde olmak üzere üç defa Bizans baflkenti stanbul u bizzat kuflatm fllar, ancak çeflitli olumsuzluklar yüzünden baflar l olamam fllard r. Mesleme b. Abdülmelik kumandas nda gerçekleflen üçüncü stanbul kuflatmas ndan sonra stanbul da bir cami yap lm flt r. Velîd b. Abdülmelik Medine de Mescid-i Nebevî ve D maflk ta Emeviyye Camii gibi büyük camilerin yap m ve onar m için imparatordan yard m istemifl, o da mozaik, para ve ustalar göndermek suretiyle halifenin ricas na cevap vermifltir. Öte yandan dindarl yla bilinen Ömer b. Abdülaziz dönemin Bizans imparatoru III. Leon a bir slâm a davet mektubu göndermifltir. Emevî hükümdarlar ile Bizans imparatorlar aras nda çeflitli sebeplerle diplomatik iliflkiler gerçekleflmifl, elçiler stanbul ve D maflk aras nda gidip gelmifllerdir. Abbâsî-Bizans iliflkilerinin mahiyetini çeflitli aç - lardan de erlendirebilmek Abbâsîler döneminde Bizans la iliflkiler savafl ve bar fl n iç-içeli inde devam etmifltir. Anadolu ya düzenlenen y ll k seferler sürdürülmüfl, birçok flehir ve kale Müslümanlar n eline geçmifltir. Halife Mehdî-Billâh n, o lu Hârûn kumandas nda stanbul u kuflatmak üzere gönderdi i ordu Üsküdar a kadar gelmifl ve imparatoriçe rini nin bar fl teklifi üzerine antlaflma yap larak geri dönülmüfltür. Hârûn Reflîd ve Me mûn örneklerinde oldu u gibi bizzat halifeler, ordular n n bafl nda Bizans seferine ç km fllard r. Me mûn un vefat dördüncü Anadolu seferi s ras nda Pozant da olmufltur. Ebû Ca fer el-mansûr, Hârûn Reflîd ve Me mûn Bizans n elinde bulunan Eski Yunan bilimine ait kitaplara özel önem vermifl, sat n alma veya Bizans imparatorlar ndan rica ederek temin etme yolunda gayret göstermifllerdir. Bizans tan sa lanan kitaplar Beytülhikme merkezli tercüme faaliyetlerinin temel malzemesi olmufltur. Bizans imparatoru Teofilos Ba dat a gönderdi i elçisinin anlat m yla hayran kald halife saray n n bir benzeri olmak üzere stanbul da Bryas saray n yapt rm flt r.

83 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar 75 Kendimizi S nayal m 1. slâm ve Bizans ordular n n ilk defa karfl karfl ya geldi i savafl afla dakilerden hangisidir? a. Tebûk b. Mûte c. Yermük d. Ecnâdeyn e. Zâtü s-savârî 2. Hz. Muhammed in, slâm a davet mektubunu Bizans imparatoru Heraklios a iletmek üzere afla dakilerden hangi sahabî elçi olarak görevlendirilmifltir? a. Amr b. Ümeyye ed-damrî b. Abdullah b. Huzâfe c. Dihye b. Halîfe el-kelbî d. Hatîb b. Ebû Beltea e. Hâris b. Ümeyr el-ezdî 3. Afla daki savafllar n hangisinden sonra Bizans, Suriye yi kesin olarak Müslümanlar a b rakmak zorunda kalm flt r? a. Ecnâdeyn b. Yermûk c. Nihâvend d. Kâdisiye e. Zâtü s-savârî 4. I. Zâtü s-savârî II. M s r n fethi III. Yermük Savafl IV. Kudüs ün fethi Yukar daki olaylarla ilgili kronolojik s ra afla daki seçeneklerin hangisinde do ru olarak verilmifltir? a. I, III, II, IV b. II, IV, III, I c. III, IV, II, I d. IV, III, I, II e. IV, III, II, I 5. Dört Halife Döneminde Bizans a yönelik askerî seferlerin en önemli sonucu ne olmufltur? a. Anadolu fethedilmifltir. b. Bizans bir daha Müslümanlarla karfl laflacak gücü kendinde bulamam flt r. c. Bizans n hâkimiyetindeki önemli bölgelerden olan Suriye, Filistin ve M s r Müslümanlar n eline geçmifltir. d. Çok say da Bizans askeri öldürülmüfl veya esir al nm flt r. e. Müslümanlar n yenilmez olduklar anlay fl pekiflmifltir. 6. Emevîler Döneminde gerçekleflen Üçüncü stanbul Kuflatmas n n kumandan kimdir? a. Süfyân b. Avf b. Ebû Eyyûb el-ensârî c. Muâviye b. Ebû Süfyân d. Mesleme b. Abdülmelik e. Velîd b. Abdülmelik 7. Afla dakilerden hangisi Bizans n slâm sanat ve mimarisinden etkilendi ini gösterir? a. II. Iustinianos un Velîd b. Abdülmelik e para, usta ve mozaik yard m nda bulunmas b. Mesleme b. Abdülmelik in stanbul da bir cami yapt rmas c. Bizansl elçilerin Ba dat ziyaret etmesi d. Bizans tan ele geçirilen baz kiliselerin camiye çevrilmesi e. mparator Teofilos un Bryas saray n yapt rmas 8. Abbâsîler döneminde Eski Yunan felsefe ve bilimine ait baz eserlerin Bizans tan Ba dat a getirtilmesindeki temel amaç afla dakilerden hangisidir? a. Bu eserlerin Bizans n elinden ç kmas n sa lamak b. Bu eserlerin incelenerek slâm inanc na göre yanl fl ve hatal görüfllerin düzeltilmesi c. Müslümanlar n kendilerinden önceki bilim ve düflünce miras ndan faydalanmak istemeleri d. Müslümanlar n Bizans n ilim ve kültür seviyesi karfl s nda duyduklar ezikli i gidermek e. Bizansla kültürel iliflkilerin gelifltirilmesi 9. Bizans mparatorundan mozaik, usta ve para yard - m alarak dönemin büyük camilerinin infla ve tamirini gerçeklefltiren halife kimdir? a. Hiflâm b. Abdülmelik b. Süleyman b. Abdülmelik c. Ebû Cafer el-mansûr d. Me mûn e. Velîd b. Abdülmelik 10. Müslüman Araplar taraf ndan gerçeklefltirilen stanbul Seferleriyle ilgili afla daki ifadelerden hangisi yahl flt r? a. Emevîler Döneminde üç, Abbâsîler Döneminde bir olmak üzere toplam dört sefer düzenlenmifltir. b. Müslüman Araplar, stanbul Seferlerinde kesin bir baflar elde edememifllerdir. c. Meflhur sahabi Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd el-ensârî 669 y l ndaki ilk stanbul Kuflatmas s ras nda vefat etmifltir. d. Abbâsîler Dönemin deki stanbul Seferi Hârûn Reflîd in Halifeli i Döneminde gerçekleflmifltir. e. Muâviye b. Ebû Süfyân dönemindeki kinci stanbul Kuflatmas dört y l sürmüfltür.

84 76 Bizans Tarihi Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar 1. b Yan t n z do ru de ilse Hz. Muhammed Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz. 2. c Yan t n z do ru de ilse Hz. Muhammed Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz. 3. b Yan t n z do ru de ilse Dört Halife Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz. 4. c Yan t n z do ru de ilse Dört Halife Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz. 5. c Yan t n z do ru de ilse Dört Halife Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz. 6. d Yan t n z do ru de ilse Emeviler Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz. 7. e Yan t n z do ru de ilse Abbâsîler Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz. 8. c Yan t n z do ru de ilse Abbâsîler Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz. 9. e Yan t n z do ru de ilse Emeviler Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz. 10. d Yan t n z do ru de ilse Emevîler Döneminde Bizans la liflkiler ve Abbâsîler Döneminde Bizans la liflkiler bafll n yeniden okuyunuz S ra Sizde Yan t Anahtar S ra Sizde 1 Hz. Muhammed Bizans imparatoru Heraklios un yan s ra Bizans a ba l devletçiklere ve valilere de slâm a davet mektuplar göndermifltir. Bizans n önemli bir eyaleti durumundaki M s r n valisine (Mukavk s) dine davet mektubunu ulaflt rmak üzere Hât b b. Ebû Belta a el-lahmî görevlendirilmifltir (May s 628). Mukavk s elçiyi befl gün süreyle a rlam fl, bu arada Hz. Muhammed ve slâm dini hakk nda bilgi alm fl ve Hz. Muhammed e bir de cevap mektubu yazm flt r. Mukavk s tan gelen hediyeler aras nda Mâriye ve Sîrin adl iki K btî cariye ile o dönemde Araplarda görülmeyen beyaz bir kat r (Düldül) ve de erli bir elbise yer almaktayd. Hz. Muhammed öteden beri Bizans n himaye ve kontrolünde olan Gassânî krallar ndan Hâris b. Ebî fiemir e, slâm a davet mektubuyla birlikte fiucâ b. Vehb el-esedî yi elçi olarak göndermifltir (May s 628). Hâris bafllang çta makam n kaybedece i endiflesiyle elçiye kaba davrand ysa da durumdan haberdar etti i Heraklios un tavsiyesi üzerine elçiyi tekrar huzuruna ça rm fl ve ikramdan sonra hediyelerle u urlam flt r. Hz. Muhammed in, di er bir Gassânî emîri Cebele b. Eyhem e de fiucâ b. Vehb el-esedî arac l yla mektup gönderip slâm a davet etti i ve Cebele nin bu davete olumlu karfl l k verdi i rivâyet edilmekte, ancak mektubun metni ve tarihi hakk nda herhangi bir bilgi verilmemektedir. S ra Sizde 2 slâm fetihlerinin öncesinde Bizans ve Sâsânî imparatorluklar n n uzun y llar süren savafllarla birbirlerini y pratm fl olmalar, Müslümanlar n gerçeklefltirdikleri fetihlerde olumlu rol oynam flt r. Bu devletlerin, çeflitli milletlerden ve farkl inanç gruplar ndan oluflan kendi halklar na karfl sergiledikleri bask c yönetim anlay fllar, hâkim zümre ile halk aras ndaki ba koparm fl, yöneten ile halk neredeyse birbirine has m hâline getirmiflti. Bu durum, Bizans ve Sâsânî idaresindeki halklar n, Müslümanlar bir kurtar c olarak görmelerine yol açm fl, dolay s yla onlar fetihler esnas nda Müslüman fâtihlere yard mc olmufllard r.

85 3. Ünite - Bizans ve Müslüman Araplar 77 S ra Sizde 3 Y llard r süren Arap ilerleyiflinin durdurulup Müslümanlar n bar fla mecbur edilmesi, Bizans imparatorluk s n rlar içinde oldu u gibi ülke d fl nda da büyük yank lar uyand rd. Avar ka an ve Balkan yar madas ndaki birçok lider stanbul a de erli hediyeler eflli inde elçi heyetleri göndererek Bizans imparatoruna tazimlerini sundular; yüksek hakimiyetini kabul ederek dostlu unu kazand lar. XX. yüzy l n önde gelen Bizans tarihçilerinden Ostrogorsky, IV. Konstantinos un Müslümanlar karfl s nda kazand bu zaferi 717 de stanbul u kuflatan Mesleme b. Abdülmelik e karfl kazan lan zafer ve 732 de Franklar n Abdurrahman el-gâfikî kumandas ndaki Endülüs Emevî ordusuna karfl kazand ve Müslümanlar n Endülüs üzerinden Avrupa ya ilerleme ümitlerini sona erdiren zaferle birlikte de erlendirerek bunlar n dünya çap nda bir dönüm noktas teflkil etti ini söyler. Ostrogorsky e göre Avrupa y Müslüman dalgas n n kaplamas ndan kurtarm fl olan bu üç zaferden IV. Konstantinos a ait olan, iflaret edilen baflar lar içinde en büyü üdür. Çünkü Araplar n o zamanda stanbul a yapt klar taarruz hiç flüphesiz H ristiyan dünyas n n Araplar taraf ndan u rad hücumlar n en kuvvetlisi idi. stanbul ise Arap ilerleyifline karfl koyan son barajd. Bu seddin mukavemet etmifl olmas sadece Bizans Devleti için de- il, bütün Avrupa kültürü için de bir kurtulufl olmufltur. Bu baflar ile ç gibi ilerleyen Arap istilâs ilk defa mukabil bir darbeye maruz kalm flt r. (Ostrogorsky (1991), s ). Yararlan lan Kaynaklar Apak, A. (2011), Anahatlar yla slâm Tarihi IV: Abbasiler Dönemi, stanbul. Avc, C. (2003), slâm-bizans liflkileri, stanbul. Avc, C. ( ), Müslüman Arap Kaynaklar nda Bizans Baflflehri stanbul (Konstantinopolis), Akademik Araflt rmalar Dergisi, Y l: 12, Say : 47-48, s Belâzürî (1987), Fütûhu l-büldân (Çev. Mustafa Fayda), Ankara. Bosworth, E. C. (1995), Rûm -Relations between the Islamic Powers and Byzantines, The Encyclopaedia of Islâm (New Edition), VIII, , Leiden. Brooks, E. W. (1898), The Arabs in Asia Minor ( ) from Arabic Sources, Journal of Hellenic Studies, XVIII, Canard, M. (1956), Tarih ve Efsaneye Göre Araplar n stanbul Seferleri (Çev. smail Hami Daniflmend), stanbul Enstitüsü Dergisi, II, Demirkent, I. (1992), Bizans, Türkiye Diyanet Vakf slâm Ansiklopedisi, VI, Demirkent, I. (1998), Herakleios, Türkiye Diyanet Vakf slâm Ansiklopedisi, XVII, El-Ceikh, N. M. (2004), Byzantium Viewed by the Arabs, Cambridge. Eyice, S. (1959), stanbul da Abbasi Saraylar n n Benzeri Olarak Yap lan Bir Bizans Saray : Bryas Saray, Belleten, 23/89, Fayda, M. (1998), Hulefâ-yi Râflidîn, Türkiye Diyanet Vakf slâm Ansiklopedisi, XVIII, , stanbul. Hamidullah, M. (2003), slâm Peygamberi (çev. Salih Tu ), I-II, stanbul. bnü l-esîr (1979), el-kâmil fi t-târîh, I-XIII, Beyrut. Küçükaflç, M. S. (2000), Anadolu da Arap-Bizans Mücadelesi ve Sâife Seferleri, Türk Kültürü ncelemeleri Dergisi, II, stanbul, s Ostrogorsky, G. (1991), Bizans Devleti Tarihi (Çev. Fikret Ifl ltan), Ankara. Salem, A. R. (1983), War and Peace in Caliphate and Empire: Political Relations between the Abbasids and Byzantium ( ), Ph. D., University of Birmingham. Taberi (1972), Târîhu l-ümem ve l-mülûk (Nflr. Ebu l- Fazl brahim), I-XI, Beyrut. Theophanes (1997), The Chronicle of Theophanes Confessor, Byzantine and Near Eastern History AD (Trans.: Cyril Mango and Roger Scott), Oxford. Uçar, fi. (1990), Anadolu da slâm-bizans Mücadelesi, stanbul. Türkiye Diyanet Vakf slâm Ansiklopedisi Abbâsîler, Ecnâdeyn Savafl, Emevîler, Rum ve Savâif maddeleri

86 4B ZANS TAR H Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Bizans n Hunlar, Atilla, Göktürk ve Avarlarla iliflkilerini aç klayabilecek; Bizans n Bulgarlar ve Hazarlar ile iliflkilerini aç klayabilecek; Bizans n Peçenek ve O uzlarla iliflkisini tart flabilecek; Bizans n K pçak/kuman ve Tatarlarla iliflkilerini aç klayabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Bizans n Kuzeyli Türk Komflular Deflt-i K pçak Atilla Göktürk Avarlar Bulgarlar Hazarlar Peçenekler O uzlar/uzlar K pçak/kuman Tatarlar çindekiler BizansTarihi Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) G R fi HUNLAR, AT LLA VE B ZANS GÖKTÜRK - B ZANS L fik LER AVAR - B ZANS MÜNASEBETLER BULGARLARLAR VE B ZANS HAZARLAR LE B ZANSLILAR PEÇENEKLER VE B ZANS O UZLAR (UZLAR) LE B ZANS KIPÇAK/KUMAN - B ZANS L fik LER TATARLARIN B ZANLA L fik LER

87 Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) G R fi Ortaça Türk tarihinin en önemli kaynak gruplar ndan birini Bizans tarihi eserleri oluflturur. Çünkü 4. yüzy l n sonundan itibaren Türklerin Bizans mparatorlu u ile iliflkileri olmufl ve bu münasebetler Bizans Devleti nin ortadan kalkt 15. yüzy la kadar Bizans tarihi kay tlar na yans m flt r. Yaklafl k 11 as r boyunca Bizans kaynaklar bu Türkleri, Hun, Göktürk, Avar, Bulgar, Ogur, On Ogur, Sar Ogur, Utrigur, Kutrigur, Hazar, Peçenek, O uz/uz, K pçak/kuman, Tatar, Selçuklu ve Osmanl adlar ile kaydetmifltir. Selçuklu ve Osmanl Türkleri d fl nda kalan di er Türk boylar n n Bizans la iliflkisi co rafi olarak Anadolu üzerinden de il Deflt-i K pçak olarak adland r lan Karadeniz in kuzeyinden ve Balkanlar yolu ile gerçeklefltirilmifltir. Altay Da lar ndan do an rtifl rma ile Moldavya üzerinden Karadeniz e dökülen Dinyester rmaklar aras ndaki bölgeye Deflt-i K pçak denilmifltir. Bizans bu bölgeden geçerek varl n tehdit eden bu Türk kavimlerine karfl Bizans diplomasisi uygulam flt r. Bu diplomasinin esas, Bizans için en büyük tehlike haline gelen Türk kavmine karfl di er bir Türk kavmiyle ittifak kurarak kendi varl - n devam ettirmek fleklindeydi. Türk kavimlerinin kurdu u devletlerin geleneksel devletlerden kurumlardan daha ziyade organizasyon gücüne ba l olmas Bizans onlara karfl uzun as rlar üstün k lm flt r. Bu ünitede yukar da ad geçen Bizans n kuzeyli Türk komflular n n Bizans mparatorlu u ile olan tarihi süreci incelenecektir. HUNLAR, AT LLA VE B ZANS Avrupa Hunlar n n menflei konusu uzun süre tart fl lan bir konu olmufltur. Bu konuda yap lan araflt rmalar, Avrupa Hunlar n n Büyük Hun mparatorlu una dayand klar n ve Asya Hunlar n n torunlar olduklar düflüncesine kesinlik kazand rm flt r. Bizans tarihçisi Haraks l Dionisios a göre y llar civar nda Hunlar, Afla- dil boyundan hareketle Güney Kafkasya istikametinde yay larak Hazar Denizi ne dökülen Terek nehri ile Karadeniz e dökülen Kuban nehri aras ndaki havzaya gelmifllerdir. Hunlar, Kuban-Terek bölgesindeki ran as ll bir kavim olan Alanlara bask yaparak bu bölgedeki bozk rlar ele geçirmifllerdir. Buradan da Hunlar, Daryal ve Derbent geçitlerinden hareketle Do u Anadolu istikametinde ak nlara bafllad lar. 359 ve 373 tarihlerinde bugünkü Urfa ve civar na kadar gelen Hunlar, buralara yerleflmeyip sadece ak nlar düzenlemekle yetinmifller ve bir müddet sonra Kuzey Kafkaslara ve Afla dil (Volga) bölgesine geri dönmüfllerdir. (Kafeso lu, 1991, s ; Kurat, 1972, s. 17; Ahmetbeyo lu, 2001, s. 12)

88 80 Bizans Tarihi Margus: Günümüzde S rbistan da Castra Constantinia n n karfl s nda Morava ve Tuna n n birleflti i noktada bulunan kent. Libra: 1 libra= gr Ancak Hunlar n Bizans as l etkilemesi 374 y l civar nda dil nehrinin bat s na geçip önlerinde bulunan kavimleri yerlerinden oynatarak Karadeniz in kuzeyine do ru ilerlemesiyle olmufltur. Bu olay tarihte Büyük Kavimler Göçü olarak bilinen büyük bir nüfus hareketine yol açm flt r. Hunlar, Alanlar yenilgiye u rat p onlarla ittifak anlaflmas yapm fllard r. Daha sonra Ostrogot ve Vizigotlar n hareketlenmesine ve bat istikametinde ilerlemelerine yol açm fllard r. Hunlar, 374 y l nda Ostrogotlar, 376 y l nda da Vizigotlar yenilgiye u ratm fllard r. Bunun sonucunda Vizigotlar n bir k sm Roma mparatorlu una baflvurarak s nma izni istemifller ve Tuna n n güneyindeki baz bölgeleri iskân etmifllerdir. Ancak 378 de Vizigotlar, baz Alan-Hun k talar yla ittifak yaparak Edirne civar nda Bizans ordusu ile savafla giriflmifllerdir. Hun kitlelerinin Tuna n n güneyindeki Bizans topraklar yla tan flmas bu olay vesilesiyle olmufltur. Ayn y l Bizans mparatoru Valens ( ), ordusunun büyük bir k sm yla birlikte Edirne savafl nda öldürülmüfltür. Bizans ordusuna karfl kazan lan zaferin ard ndan Vizigotlar, Trakya y ya malay p tahrip ettiler. Bu geliflmeler üzerine Hunlar n esas kitleleri bugünkü Macaristan a giderek Bat Avrupa topraklar n n istilas na girifltiler. (Kurat, 1972, s ; Ahmetbeyo lu, 2001, s ). V. yüzy l n bafllar nda eski Aflina ailesine mensup baflbu lar Hunlar n çeflitli boylar n birlefltirerek kuvvetli bir devlet düzeni kurmay baflard lar. smi bilinen ilk Hun hükümdar Balamir de büyük olas l kla Aflina ailesinden gelmekteydi. Balamir in soyundan gelen Uld z, Do u Roma yani Bizans daima bask alt nda tutarken Bat Roma ile iyi münasebetler sürdürmek fleklindeki Hun d fl siyasetinin esaslar n belirledi. S n rlar Asya da Aral Gölünün do usundan Avrupa ya kadar uzanan Hun mparatorlu unun bat kanad hükümdar Uld z, y llar ve özellikle 409 senesinde Tuna y geçerek nehrin güneyinde baz önemli geçit yerlerini tutmak suretiyle Bizans tehdit eden bir güç haline geldi. Hunlar, Karpat civar n, Transilvanya (Erdel) ve bugünkü Macaristan topraklar n ele geçirdiklerinde Aflina ailesinden Rua ya da Rugila, Muncuk ve Oktar ad nda üç kardefl yönetimde bulunmaktayd. Bunlar aras nda giderek Rua ön plana ç km flt r. Muncuk un ölümünden sonra yerini kardefli Aybars alm flt r. (Kurat, 1972, s. 20; Kafeso lu, 1991, s ; Ahmetbeyo lu, 2001, s ) 422 y l na gelindi inde Hunlar n bafl nda Rua bulunmaktayd. Rua, iç kar fl kl klarla çalkalanan Bizans mparatorlu una sald rm fl, Trakya ve Makedonya bölgeleri Hunlar taraf ndan istila edilmifltir. Bu sefer sonucunda Bizans, Hunlara 350 libra alt n ödemeyi kabul etmifltir. Rua, 434 y l nda yeniden Trakya ya sefer düzenlemek üzere haz rl klara giriflti. Bu arada Esla adl bir elçiyi de Bizans a gönderdi. Bu elçi, Hunlara ba l kavimlerle Bizans n habersiz anlaflma yapmamas istendi, aksi takdirde savafl yap laca n bildirdi. Bizans da kendi elçisini Hunlara gönderdi. Bizans n Hunlarla anlaflma yolunu arad bir anda Rua aniden öldü. Rua n n ölümü üzerine Hun devlet yönetimini ye enleri olan Muncuk un o ullar Bleda ve Atilla kardefller üstlenmifllerdir. Bizans n Rua ile bafllatt bar fl görüflmelerini Atilla sonuca ba lad. 434 y l nda Margus flehrine gelerek buradaki Plintas baflkanl ndaki Roma elçilik heyeti ile görüflerek onlara bütün isteklerini kabul ettirdi. Margus bar fl olarak bilinen anlaflmaya göre Bizans, bundan böyle Hunlara 300 yerine 700 libra alt n ödeyecekti. 445 y l nda Bleda n n ölümü üzerine Atilla tek bafl na Hun imparatoru oldu. Atilla döneminde de Uld z n esaslar n belirledi i Hunlar n Bizans politikas geçerlili ini korudu. Atilla, dünya hakimiyeti kurma hedefindeydi ve bu hedefe ulaflman n yollar ndan birisi Bizans ele geçirmekti. 434 y l nda Margus anlaflmas ya-

89 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) 81 p ld ktan sonra Slav, Fin, Cermen, Türk as ll olmak üzere pek çok kavim Hun hakimiyetini kabul etti. 440 y l nda Do u ve Bat Roma n n ordular, Vandallar n sald r s na u rayan Sicilya y korumak amac yla harekete geçti. Ancak Bizans, askeri güçlerinin büyük bir k sm n do udaki sorunlar nedeniyle ran a Sasaniler üzerine gönderdi. Bu durumdan haberdar olan Atilla, Bizans topraklar na sald rd. Bizans n bafl nda bulunan II. Teodosios ( ), bir süreden beri Margus anlaflmas n n flartlar n yerine getirmek istemiyordu. Bundan dolay 441 y l nda Atilla, Bizans a yönelik I. Balkan seferini düzenledi. Atilla, Margus u ele geçirerek I. Balkan seferini bafllatm fl oldu. Sigidinum (Belgrad), Sirmium (Sremska Mitrovica) ve Naissus (Nifl) üzerinden Trakya yönünde ilerlerdi. Bat Roma ordular baflkumandan Aetius, Atilla ile Bizans aras nda bar fl için arac oldu. Bizans n antlaflma flartlar na uyaca n garantilemek için kendi o lunu Hun saray na rehine olarak gönderdi. Böylece bar fl sa land. I. Balkan seferi sonucunda Tuna boyundaki kaleler Hun idaresine geçmifl, daha geri hatlardaki tahkimat y kt r lm flt r. (Kafeso lu 1991, s. 75; Ahmetbeyo lu, 2001, s , 61-62, 70) Atilla, Bizans a karfl güttü ü politikay 447 y l na gelindi inde daha da sertlefltirdi. Bizans imparatoru II. Teodosios, Hunlara karfl yeni bir s n r hatt oluflturma çabas içerisindeydi. Bu arada Bizans a r mali kriz içerisinde bulunmaktayd. 446 y l nda salg n hastal k ve 447 deki büyük deprem baflta stanbul olmak üzere imparatorlu un pek çok flehrine zarar verdi. Bizans Hunlara y ll k harac n ödeyemeyince Atilla n n komutanl nda Hun ordusu birkaç noktadan Tuna y geçip Serdika (Sofya), Philippopolis (Filibe), Marcianopolis (bugün Bulgaristan n Devnya kenti), Arkadiopolis (Lüleburgaz) gibi kale ve flehirleri zapt ederek Teselya ya ulaflt. Sonra Bizans baflkenti istikametinde ilerledi ve Athyra ya (Büyük Çekmece) gelerek Bizans baflkentini kuflatma haz rl klar na giriflti. stanbul u 430 y l nda inflaat - na bafllanan ve 447 y l nda tamamlanan d fl surlar kurtard. Bizans imparatoru Teodosios un elçi göndermesi üzerine iki taraf aras nda anlaflma yap lmas sa land. Bu anlaflmaya göre Bizans, geçmifl vergiler karfl l nda 6000 libra alt n Hunlara ödeyecek ve Hunlara ödenen y ll k vergi miktar 2100 libra alt na ç kart lacakt. Bundan sonra Bizans a karfl Hun politikas de iflti. Atilla, Bat Roma üzerine bask kurma yoluna gitti. Roma ya kadar askeri seferler düzenlendi. 453 y l nda Atilla n n ölümü üzerine Hun mparatorlu unun idaresi, onun üç o luna yani lek, Dengizik ve rnek e kald. Atilla n n ölümünden sonra Hun mparatorlu una tabi olmufl pek çok kavim Hun Birli inden ayr larak devletin da lmas na sebep oldular. (Kafeso lu, 1972, s. 75, 78-79; Ahmetbeyo lu, 1995, s ) GÖKTÜRK - B ZANS L fik LER Göktürk yaz tlar nda geçen Apurum kelimesinin Çinlilerin kulland Büyük Fu-lin tabiri ile ayn co rafyaya iflaret etti i ve Bizans ifade etmek için kullan ld bilinmektedir. (Ögel, 1945, s. 87) Göktürklerle Bizans aras ndaki ilk münasebetler çok dostane bir flekilde geliflmifltir. M.S. 552 y l nda Bumin Ka an n Orta Asya da Mo ol as ll Juan Juanlar ma lup etmesi ile ba ms zl n ilan eden Göktürkler, tarihte I. Göktürk Devleti olarak bilinen siyasi teflekküllerini kurmufl oldular. Göktürk Devleti yap lanmas nda, daha sonra Deflt-i K pçak bölgesine geçerek Bizans la iliflki kuracak olan Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler, O uzlar ve K pçaklar yer alacakt r. 567 y l nda stemi Yabgu taraf ndan So utlu Maniakh baflkanl nda bir elçilik heyeti ortak rakip olan Sasanilere karfl Hazar Denizinin kuzeyinden Kafkasya yoluyla Bizans n baflkenti stanubul a gönderilmifltir. Bizansl lar taraf ndan Göktürk elçilik heyeti

90 82 Bizans Tarihi son derece iyi karfl lanm flt r. Bizans ülkesine ilk defa bilinmeyen Göktürk ülkesinden bir elçi gelmekteydi. (Tafla l, 2002, s. 20) Göktürk elçilik temas na karfl l k olarak Bizans mparatoru II. ustinianos ( ), Göktürklere 569 y l nda Zamerhos baflkanl nda bir elçilik heyetini Sasanilere karfl ittifak antlaflmas yapmak üzere gönderdi. Türk elçileriyle beraber hareket eden Bizans heyeti, Tanr Da lar silsilesindeki Akda da (Ek-ta, Çince Paishan) bulunan stemi Yabgu nun yan na giderek Bizans-Göktürk ittifak antlaflmas n yapt lar. Zamerhos un bu ziyareti s ras nda Göktürkler hakk nda toplad bilgi, daha sonra dönemin Bizans kaynaklar na intikal etmifltir. Göktürk Ka an stemi Yabgu nun Bizans la dostluk kurma politikas neticesinde 571 y l nda Bizans-Sasani Savafllar bafllam fl oldu. Göktürkler ise, bat istikametindeki ilerleyiflini sürdürerek Kafkaslar n kuzeyindeki Kuban Irma havzas na ve daha sonra da Azerbaycan a sahip oldular. Ancak 576 y l nda Göktürk-Bizans ittifak n n bozuldu u anlafl lmaktad r. Bu tarihlerde stemi Yabgu ölmüfltür. Bizans mparatoru Tiberios ( ) döneminde Göktürklere Valentinos baflkanl nda bir heyet gönderilmifltir. Bizans elçilik heyeti, önce stemi Yabgu nun o lu Türk-fiad ile görüfltü ki o, bu heyete hiç de iyi davranmad. Daha sonra heyet stemi Yabgu nun o lu Tardu ile görüfltü. Türk-fiad Bizans elçilik heyetine karfl oldukça hasmane tav r sergiledi ve Valentinos a K r m da bulunan Kerç i (Bosphorus) kuflataca n söyledi. Kerç flehrini ele geçiren Göktürkler, Valentinos ve beraberindeki heyeti al koyarak Bizans a geri gönderildiler. 576 y l ndan sonra Bizans kaynaklar, Bizans-Göktürk münasebetlerinden ve Göktürklerden bahsetmemektedir. Muhtemeldir ki, hem Bizansl lar hem de Göktürkler, ülkelerinin iç ve d fl sorunlar yla u raflmak zorunda kalm fllard r. Zaten 582 y l nda I. Göktürk Devleti, iç mücadeleler sonucunda Do u ve Bat olmak üzere ikiye ayr lacak ve y k lma sürecine girecektir. (Tafla l, 2002, s ; Mangaltepe, 2009, s ; Erdemir, 2002, s. 35) AVAR - B ZANS MÜNASEBETLER y llar aras nda Avrupa tarihinde önemli yeri olan Avarlar n menflei uzun süre tart flmalara neden olmufltur. Hala bir Türk kavmi olup olmad tart - fl lan bir konu olmas na ra men son dönemde yap lan araflt rmalar bunlar n Türk menfleli olduklar konusunu kuvvetlendirmektedir. Bizans tarihçisi Teofilaktos Simokates Hakiki Avarlar ve Sahte Avarlar diye iki Avar toplulu undan bahsetmektedir. Sahte Avar Türk kökenli olup Avrupa Avarlar olarak adland r lmaktad r. Bizans kaynaklar nda Hakiki Avar olarak geçenler ise köken itibar yla Mo ol as ll Juan-Juanlara dayanmakta ve Asya Avarlar olarak bilinmektedir. (Hersak, 2002, s ) Bizans ile olan münasebetlerde Avrupa Avarlar önem tafl maktad r. Avarlar n Kuzey Kafkaslara geliflleri ve Bizans la ilk temaslar y llar nda olmufltur. Orta Asya da 552 y l nda Göktürk Ka anl kurulurken Akdeniz havzas nda da imparator ustinianos ( ) zaman nda yaflanan büyük savafllar sona ermifltir. ustinianos zaman nda 534 y l nda Bizansl lar, Kuzey Afrika daki Vandal Devletini zapt etmifller, y llar aras nda talya daki Ostrogot Devletine son vermifllerdir. Ancak Bizans, do u komflusu Sasanilere karfl herhangi bir baflar sa layamam flt r. Bu tarihlerde Karadeniz in kuzeyinde bulunan Türk kökenli Kutrigurlar, Bizans n Balkan eyaletlerine sürekli ak nlarda bulunuyordu. Yine bu tarihlerde Kafkaslar n kuzeyinde Bizans a tehdit oluflturacak yeni bir kavim yani Avarlar ortaya

91 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) ç kt. Avarlar ilk önce Kuzey Kafkaslarda yaflayan Alanlarla temasa geçtiler. Bizans imparatoru ustinianos, Avarlar n stanbul a bir elçi göndermelerini istedi. Bunun üzerine 558 y l nda Avar elçisi Kanadik, Bizans imparatoru ustinianos a gelerek halk n n Bizans s n rlar na yak n bölgelere gelmifl oldu unu bildirir. Bizans, Kutrigurlara karfl Avarlardan istifade etme niyetindeydi. Bu elçilik münasebeti neticesinde Bizans, her y l Avarlara bir miktar vergi ödemeyi kabul etti. Bunun karfl l - nda da Avarlar Bizans topraklar n düflman sald r lar ndan korumak için savaflmay taahhüt ettiler. (Kurat, 1972, s ; Hersak, 2002, s. 644) Avarlar, Karadeniz in kuzeyinde k sa sürede hakimiyet kurmufllard r. Daha sonra da bat ya ilerleyerek Dnyester yani Turla nehrinin orta k s mlar na gelerek Slav kavimlerini de hakimiyetleri alt na alm fllard. 559 y l na ise Tuna sahillerine do ru ilerleyerek Bizans a büyük bir elçilik heyeti göndermifllerdir. Bizans ile Avarlar aras nda yeni bir antlaflma yap lm flt r. Buna göre Bizans, Avarlar n Dobruca da kalmalar na mani olmayacak, ancak bunun karfl l nda da Avarlar, Bizans topraklar - na Slav ve Bulgar ak nlar n önleyeceklerdi. Bunun karfl l nda Bizans, Avarlara bir miktar para ödeyecekti. 560 y llar civar nda Avarlar, Dnyeper-Dnyester civar ndan Tuna sahillerine uzanan sahada hakim duruma gelmifllerdir. Bu y llarda Avarlar n bafl nda bulunan Bayan Han döneminde Avarlar, Orta Avrupa da ve Balkanlarda ak nlarda bulundular. (Kurat, 1972, s ) Asl nda Avarlar, Küçük Skitia diye bilinen bugünkü Dobruca bölgesi ile Afla Tuna bölgesinde yer alan Eflak ovas n ele geçirmifllerdi. VI. yüzy l n yar s ndan itibaren Cermen as ll Lombardlar, talya da hakimiyeti ele geçirerek Bat Balkanlara do ru yay lm fllard r. Bunun üzerine Bizans mparatoru, Avarlara Panonya daki topraklara yerleflmelerini teklif etti. 568 y l nda Panonya ve çevresi Avarlar n hâkimiyeti alt na girdi. Böylece Avarlar, Orta Avrupa da en kudretli devlet haline gelmifllerdir y llar aras nda Bizans ile Sasaniler aras nda yeni bir savafl bafllar. Avarlarda ise, 582 y l ndan sonra Bayan n ölümünden sonra yerine büyük o lu geçer. Onun dönemi Bizans imparatoru Mavrikios ( ) iktidar na rastlamaktad r. Mavrikios, do uda Sasanilerle savaflt için bat da Avarlarla bar fl politikas n tercih eder. Mavrikios, ustinianos zaman nda yap lan anlaflman n flartlar na uyarak Avarlara alt n madeni para vermeyi kabul etti. Ancak Avarlar daha fazla para talep edince, Bizans bu miktar vermeyi ret etti. Bunun üzerine 584 y l nda Avarlar, Viminacium (bugünkü S rbistan n Kostolats kenti) ve Singidunum u (Belgrad) ald lar. Monemvasia Kroni inde Avarlar n stanbul surlar na kadar gelip Anadolu ya geçtikleri söylenmektedir. Ayr ca Slavlarla beraber Avarlar n Teselya, Epir, Atika ve E riboz u ya malad ktan sonra Mora ya geçtiklerini ayn kaynak belirtmektedir. Bu olay üzerine Mavrikios, Avarlara ödenecek miktar n alt na ç - kar lmas n kabul etti. Ancak da Avar ordusu Trakya da pek çok flehri ele geçirdi. Slavlarla beraber Selanik i kuflatt lar ve 588 de Slavlarla beraber bütün Trakya y ya malad lar. (Hersak, 2002, s ) 591 y l nda Bizans-Sasani Savafl sona erince Mavrikios Sasanilerle bar fl yapt ve ordular n Balkanlara kayd rd. Avarlar da bu arada Bizans a karfl müttefik aray fl - na girifltiler ve talya da Lonbardlarla anlaflma yapt lar. 593 de Avarlar, yeniden Bizans n eline geçen Singidumun a sald rd larsa da bir müddet sonra buray terk ettiler. 596 da bir kez daha buraya sald r düzenleyen Avarlar, 597 y l nda da Selanik i yeniden kuflatt lar. 599 y l nda büyük bir Avar ordusu Tomis e (Köstence) sald rd. 600 y l nda Ni bolu istikametinde ilerleyen Bizans ordusunu yendikten sonra Avarlar, Lüleburgaz yak nlar ndaki Drizipera (Büyükkar flt ran) y ele geçirirler. 83 Panonya: Balkan Yar madas nda Dalmaçya k y lar ndan bafllayarak Bosna Hersek, Slovenya, S rbistan, H rvatistan, Avusturya ve Macaristan n bulundu u ülkelerin bir bölümünü kapsayan bölgenin ad d r.

92 84 Bizans Tarihi Bu olay sonras nda Avarlarla Bizans aras nda imzalanan anlaflmaya göre Tuna iki taraf aras nda s n r olarak belirlendi ve Bizans n Avarlara ödedi i y ll k vergi alt na ç kart ld. 601 y l nda ise Bizans ordusu, Tisa nehri civar nda muhtemelen bugünkü Voyvodina yak nlar nda Avarlar yenmeyi baflard. Avarlar Lonbardlarla ittifak yeniledi. Bizans, Avarlar n sald r lar n durdurmak için ödenen vergiyi den e ç kartt. Ancak gerek Slavlarla beraber gerekse tek bafl na hareket ederek Avarlar, Bizans a karfl bask ve sald r lar n sürdürmüfllerdir. Bu bask lar n doruk noktas Avarlar n, Heraklios döneminde Sasanilerle beraber 626 y l nda gerçeklefltirdikleri stanbul un kuflat lmas olmufltur. Ancak stanbul un kuflatmas nda baflar l olamayan Avarlar giderek güç kaybetmifller ve Bulgarlar n güçlenmesi neticesinde bat ya Panonya-Tisa-Tuna civar na çekilmek zorunda kalm fllard r. Burada bir müddet Franklarla savaflm fllar ve nihayet y llar nda Frank kral Büyük Karl, Avarlar n askeri ve siyasi varl na son vermifltir. Tuna Bulgar hükümdar Krum Han da, baz Avar kitlelerini hakimiyeti alt na alm flt r. Kay tlarda son Avar kal nt lar 950 civar nda zikredilmifltir. (Kurat, s. 1972, 29; Hersak, 2002, , 650, 654; The Oxford Dictionary of Byzantium, New York 1991, c. 1, 237) SIRA S ZDE 1 Patrikios: Bizans devlet gelene inde imparator taraf ndan verilen en büyük yedinci unvand r. I. Konstantinos taraf ndan verilmeye bafllanan bir fleref unvan d r. Fildifli yazmal bir tabletle beraber tevcih edilirdi. 8. yüzy la kadar patrikios unvan yüksek rütbeli memurlara, had mlara ve yabanc devlet adamlar na verilmifltir Bizans n VII. yüzy la kadar kuzeyli Türk komflular na karfl uygulad diplomasi ve komflular n n siyaseti nas l olmufltur? BULGARLARLAR VE B ZANS I. Bulgar Devletini ya da Tuna Bulgar Devletini kuran kavmin Türk kökenli oldu- u Macar bilim adamlar n n çal flmalar sayesinde ayd nlat lm flt r. Türk kavimlerinden biri olan Ogurlara dayanan Bulgarlar, bu adla ilk defa 482 y l nda Bizans mparatoru Zenon un Ostrogot Kral Teodorik e karfl yard m talebi ile ilgili olarak kaynaklarda geçmektedir. Bulgar sözcü ü, Atilla n n o lu rnek ile birlikte Orta Avrupa y terk edip do uya gelen Hunlar n Karadeniz sahillerinde karfl laflt klar di- er bir Türk boyu olan Ogurlarla kar flmalar neticesinde ortaya ç km flt r. Bulgar kelimesi Türkçe olup kar flmak anlam na gelen bulgamak fiilinden türemifltir. 463 y l ndan sonra Karadeniz in kuzeyinde görülen Ogur boylar, Onogurlar, Sar ogurlar, Utrigurlar ve Kutrigurlar idi. Bunlar aras nda Kutrigurlar ve Utrigurlar V. yüzy - l n sonunda Afla Tuna havzas n n güneyindeki Bizans eyaletlerine ak nlarda bulunmufllard r. Yine bu iki Ogur kavmi 567/68 y l nda Göktürk hakimiyeti alt na girmifllerdir. (Nemeth, 1982, s ; Lazarov, Pavlov, Tütündjiev, Palangursky, 1993, s. 12) Kutrigur ve Utrigur Bulgarlar üzerindeki Göktürk hakimiyeti 630 y l na kadar sürmüfl ve bundan sonra Bulgarlar kendi devletlerini kurma çabas içerisine girmifllerdir. Bu arada Onogur boyunun Dulo ailesinden olan Kubrat ( ), Ogur boylar n birlefltirip Büyük Bulgaria ad alt nda güçlü bir devlet kurmay baflarm flt r. (Zlatarsky, 1970, s. 131) S n rlar do uda Kuban, bat da Dinyeper, kuzeyde Doneç nehirleri ve güneyde Karadeniz ile Azak Denizi olan Büyük Bulgaristan, Bizans la dostane iliflkiler kurmufl ve hükümdar Kubrat a, Bizans mparatoru Heraklios ( ) taraf ndan patrikios unvan verilmifltir. (Ostrogorsky, 1986, s. 97) Kubrat n 642 y l nda ölümü üzerine Büyük Bulgaristan, Hazar Devletinin bask s neticesinde da lm fl ve Kubrat n o ullar aras nda paylafl lm flt r. Kubrat n büyük o lu Batbayan, Hazarlar n hakimiyetini kabul ederek Büyük Bulgaria topraklar nda kalm flt r. Di er o lu Kotrag, bir k s m Bulgarla birlikte Don nehrinin civar na gelmifl, Altsek ad ndaki bir baflka o lu da Panonya ya yerleflerek Avar haki-

93 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) miyetini kabul etmifltir. Kubrat n üçüncü o lu sperih (Asparuh) liderli indeki Bulgarlar ise Dinyeper ve Dinyester nehirlerini geçerek Bizans mparatorlu una komflu olacak flekilde y llar aras nda bugünkü Güney Besarabya ya yerleflmifllerdir. (Kurat, 1972, s ; Mutafçiev-Mutafçieva, 1995, s. 65; Runciman, 1930, s. 26) 670 y l nda bu Bulgarlar, Bizans n kuzey komflusu konumu ile k sa sürede imparatorlu u tehdit eden bir güç haline gelmifllerdir. Bafllang çta Bizans la dostane ve bar flç l iliflkiler kuran sperih ( ) önderli indeki Bulgarlar, gerek Hazarlardan kaçmak gerek yeni yerleflim alan bulmak amac yla, Tuna deltas n n kuzeyindeki topraklardan hareketle Dobruca n n güneyindeki Bizans topraklar na sald r larda bulunmaya bafllam fllard r. Bizans mparatoru IV. Konstantinos ( ), stanbul u kuflatan Araplarla u raflt için yeni komflular na karfl koyacak güçte de ildi. Ancak Araplar n kuflatmay kald rmas yla Bulgarlara karfl sefer haz rl klar na giriflti. IV. Konstantinos, 680 y l nda büyük bir deniz ve kara kuvvetiyle Bulgarlar topraklar ndan ç kartmak üzere Tuna n n a z na ve Oglos denilen Bucak bölgesi üzerine yürüdü. Ancak hastal k nedeniyle imparatoru Mesemvria ya dönen Bizans ordusu, Bulgarlar n sald r s na u ram fl ve pek çok kay p vererek geri çekilmifltir. Neticede Bulgarlar, Varna (Odesos) yak nlar na kadar olan Dobruca bölgesini ele geçirmifllerdir. Geliflmelere engel olamayan Bizans mparatoru IV. Konstantinos, 681 y l nda sperih ile bar fl imzalam fl ve y ll k haraç ödemeyi kabul ederek Bizans topraklar üzerinde ba ms z bir Bulgar devletinin kurulmas n kabul etmifltir. sperih in önderli inde Bulgarlar, Bizans topraklar na gelerek baflkenti Do u Mözya da bulunan Pliska (Türkçe ad A a-baba yada Aboba) olmak üzere güçlü bir devlet kurmay baflard lar. (Obolensky, 1974, s. 90; Browning, 1992, s. 52, 90) Bizans mparatoru IV. Konstantinos ile sperih aras ndaki bar fl, II. ustinianos ( ; ) taraf ndan bozulmufltur. Do udaki savafllar tamamlayan II. ustinianos, Bulgarlara karfl sefer düzenlemifl, ancak Güney Rodop geçitlerinde bozguna u rayarak ordusunun büyük bir k sm n kaybetmifltir. Ancak sperih in o lu Tervel ( ), Bizans mparatoru II. ustinianos la iyi iliflkiler kurmufl ve onun bafll ca destekçisi olmufltur. II. ustinianos, tahttan indirilip K r m a sürgün gönderildi inde oradan kaçmay baflarm fl ve Tervel in yan na s nm flt r. Bizans mparatoru kendisine tekrar Bizans taht na geçmek için yard m eden Tervel Han a hediyeler ve sezar (çar) unvan vermifltir. (Ostrogorsky, 1986, s , 133; Mutafçiev-Mutafçieva, 1995, s. 76) 712 y l nda II. ustinianos un ölümünden sonra Tervel, Trakya y istila etti ve stanbul surlar yak n na gelerek bölgeyi ya malad. Tervel Han, Bizans mparatoru III. Teodosios la ( ), 716 y l nda Bulgar Devletiyle Bizans aras ndaki s n r belirleyen bir bar fl anlaflmas yapt. Ayr ca Bizans, Bulgarlara 30 libra alt n de erinde y ll k haraç ödemeyi kabul etmifltir. (Zlatarsky, 1970, s. 243) Tervel Han dan sonraki dönemde yani 718 ile 756 y llar aras nda hüküm sürmüfl hükümdarlar n zaman nda Bizans ile Tuna Bulgar Devleti aras ndaki iliflkiler bar fl içinde olmufltur. Ancak Telets Han döneminde Bizans mparatoru V. Konstantinos ( ), Bulgarlara karfl yeni bir sefer düzenledi (763). Bu sefer s ras nda Bulgarlar hezimete u rat ld. Bu da Telets e karfl bir isyan n ç kmas na ve hayat n kaybetmesine neden oldu. Tahta ç kan Telerig Han ( ) döneminde de Bizans imparatoru V. Konstantinos, 773 ve 775 y llar nda Bulgaristan a sefer düzenlemifl ve sefer esnas nda ölmüfltü. Ancak Bulgar han Telerig bilinmeyen sebeplerden dolay Bizans mparatoru IV. Leon un ( ) yan na s nm fl ve H - 85 Güney Besarabya: Besarabya, Prut ve Dinyester nehirleri aras nda kalan günümüzdeki Moldavya n n ad d r. Ancak Güney Besarabya, Bizans kaynaklar nda Onglos diye geçen, Türk literatüründe Bucak olarak bilinen ve ismi geçen iki rma n Karadeniz le bulufltu u bölgenin ad d r. Do u Mözya: Bulgaristan ile Romanya aras nda kalan Tuna nehrinin güneyinden Balkan Da lar na kadar uzanan topraklar n Roma dönemindeki ad d r. Türk literatüründe bu bölge için daha çok Deliorman- Dobruca tabiri kullan l r.

94 86 Bizans Tarihi ristiyanl kabul ederek bir Bizans prensesi ile evlenmifltir. Telerig Han n halefi Kardam Han ( ) döneminde Bizans la 796 y l nda bar fl anlaflmas yap lm flt r. (Mutafçiev-Mutafçieva, 1995, s ) Kardam dan sonra Bulgar taht na o lu Krum Han ( ) ç km flt r. Krum Han babas n n savunma politikas n terk ederek Bizans a karfl sald r politikas izlemeye bafllam flt r. dare etti i süre boyunca Bulgar Devletinin s n rlar n geniflletmek için u raflm fl ve tahta geçer geçmez dikkatini önce devletin kuzey-bat s n r - na, daha sonra da güneye Bizans a çevirmifltir. (Zlatarsky, 1970, s. 257) 802 y l nda Bizans taht na geçen I. Nikiforos ( ), Bulgar Devletine karfl 807 y l nda bir sefer düzenledi. Ancak Edirne de ordunun ayaklanmas ndan dolay baflar l olamad. Ertesi y l Krum, Struma rma bölgesinde Bizans ordular n bozguna u ratt ve askerlere maafl olarak verilen paralar ele geçirdi. 809 y l nda Krum un ordusu, bölgede Bizans n son güçlü kalesi olan Serdika ya (Sofya) sald rd ve flehri ele geçirdi. 811 y l n n ilkbahar nda I. Nikiforos, büyük bir ordu ile Bulgar Devletinin s - n r ndan geçerek Krum un bar fl teklifine ald rmadan Pliska ya sald rd. Bulgar Devletinin baflkentini tahrip ettirerek han n saray n yakt rd. Askerlerine, Balkan Da lar nda V rbitsa geçidini tutmalar n emreden Krum Han, 26 Temmuz 811 de ordusu ile birlikte geri dönen Bizans mparatoru I. Nikiforos a sald rm fl ve bu savaflta imparator dâhil pek çok Bizans ordu komutan öldürülmüfltür. (Zlatarsky, 1970, s ; Roux, 1984, s. 89) Krum, Nikiforos un yerine geçen Mihail Rangabe ( ) ile bar fl yapmaks - z n 812 y l nda Do u Trakya da ak nlara giriflmifl ve Karadeniz k y s ndaki Develtos, Ahyolu, Süzebolu, Eski Za ra ve önemli bir merkez olan Mesemvriya y (bugün Neseb r kasabas ) ele geçirmifltir. 813 y l nda Krum, stanbul surlar önünde Bizans bar fla zorlamak için görünmüfltür. Ancak baflar l olamam flt r, dönerken Edirne ye girmifl ve buradaki halk beraberinde götürerek Tuna n n ötesindeki bölgeye tehcir ettirmifltir. (Zlatarsky, 1979, s ; Ostrogrsky, 1986, s ) Krum Han dan sonra Bulgar taht na o lu Omurtag ( ) geçmifltir. 816 y - l nda Omurtag Han ile Bizans Devleti aras nda 30 y ll k bir bar fl anlaflmas imzalanm flt r. Bu anlaflma Bizans imparatoru II. Mihail in ( ) döneminde yenilenmifltir. Bundan sonra Bulgar-Bizans iliflkileri bar fl içinde devam etmifltir. Hatta Bulgar hükümdar müttefik olarak 823 y l nda Bizans mparatorlu unda meydana gelen Tomas isyan n n bast r lmas na yard mda bulunmufltur. (Zlatarsky, 1970, s ; Ostrogorsky, 1986, s. 192) Omurtag n ölümünden sonra yerine küçük o lu Malamir ( ) Bulgar taht na geçmifltir. Malamir babas n n d flar daki bar flç l siyasetini izlerken içeride de Bulgarlar aras nda yay lmaya bafllayan H ristiyanl k karfl t politikas n sürdürmüfltür. Malamir in halefi büyük kardeflinin o lu Presyan Han ( ) devlet içinde anti-h ristiyan hareketlere son vermifltir. 850 li y llardan itibaren Bulgar toplumu içinde Bizans, misyonerlik faaliyetleri yürütmüfltür. 855 y l nda Kiril ve Metodi kardefller Kiril alfabesini gelifltirdiler. Bunun sonucunda Bulgar Devleti içinde Bizans n nüfuzu H ristiyanl k kanal yla artt. Presyan n ard ndan o lu knez Boris ( ) döneminde Frank kral Karlman la H ristiyanl n Katolik mezhebini kabul etmeye yönelik görüflmelere bafllanm flt r. Bu durumdan endifle duyan Bizans imparatoru III. Mihail ( ) askeri bask lar yaparak Bulgarlar n H ristiyanl n Ortodoks mezhebini benimsemesini sa lam flt r. stanbul a gelen Bulgar elçileri Bizans din adamlar taraf ndan vaftiz edilmifl, k sa süre sonra Boris ve yak n çevresi de H ristiyanl kabul etmifltir. H ristiyan olunca Bulgar hükümdar, Bizans imparatorunun ismini alarak Mihail-Boris olmufltur. Bulgar kilisesi de stanbul patrikha-

95 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) 87 nesine ba lanm flt r. Boris in ve Bulgar halk n n H ristiyanl kabul etmesi 865 y - l n n eylül ay nda gerçekleflmifltir. Bu olaylar n sonucunda Bulgarlar, sadece daha önceki dini inançlar n kaybetmekle kalmad lar, bölgedeki Slavlarla kar flarak zaman içinde Türklüklerini de unuttular. (Zlatarsky, c. I/2, 1970, s ; Mutafçiev- Mutafçieva, 1995, s. 113; Obolensky, 1974, s. 117) Boris in o lu Simeon ( ) tahta ç kar ç kmaz, Bulgar Devleti ile Bizans aras ndaki iliflkiler gerginleflti ve savafl ç kt. Bu savafl neticesinde Simeon Do u Trakya y istila etti. Bizans ise 894 de yenilgiye u ray nca Dinyeper ve Dinyester rmaklar aras nda yaflayan Macarlara baflvurarak yard m istedi. Bizans n ça r s na uyan Macarlar, Simeon u kuzeyden vurup birkaç kez ma lup ettiler ve Kuzey Bulgaristan arazisini ya malad lar. Bu arada Bizans donanmas, Tuna nehrinin a z n tutarken Bizans baflkomutan Nikiforos Fokas da Bulgaristan n güney s n r bölgesini iflgal etti. Simeon zaman kazanmak amac ile Bizans la ateflkes yap p Macarlar n do u komflusu olan Peçeneklerle anlaflt. 896 y l nda Peçenek ve Bulgar birlikleri Macar köylerini ya malad lar ve Macarlar n Panonya ya göç etmesine sebep oldular. Macar tehlikesini atlatt ktan sonra Simeon yine Do u Trakya daki Bizans topraklar na girmifl ve Babaeski yak n nda Bizans ordusunu bozguna u ratm flt r. Yap lan bar fl anlaflmas ile (896) Bulgar pazar Selanik ten stanbul a nakledilmifltir. 904 y l nda yeniden Bizans la yap lan bar fl anlaflmas 912 senesine kadar sürmüfltür. Simeon komutas nda 917 y l nda Bulgarlar harekete geçerek Tesalya da Aheloos nehri civar nda imparatorluk ordusunu yenilgiye u ratt lar, hatta kaçan Bizans askerlerinin pefline düflerek stanbul a kadar geldiler. Bu arada stanbul daki otorite bofllu unu Romanos Lakapinos un ( ) basileopator unvan n alarak ve Bizans imparatoru olarak doldurmas üzerine Simeon un stanbul u ele geçirme ümitleri suya düflmüfl oldu. Ancak savafl n neticesi olarak 919 y l nda Simeon Bulgarlar n ve Romal lar n Çar unvan n alm fl, 920 de de Bulgar kilisesinin bafl na patrik unvan verilmifltir. Simeon, 923 de Edirne yi ele geçirdikten sonra 927 de stanbul a yapaca seferin haz rl klar s ras nda ölmüfltür. (Ostrogorsky, 1986, s ) Çar Simeon o lu Petro ( ) döneminde I. Bulgar Devleti çöküfl sürecine girmifltir. Yeni çar Bizans ile 30 y ll k bar fl imzalam fl ve Romanos Lakapinos un torunu olan Marina- rina ile evlenmifltir. Bulgar hükümdar resmen çar unvan n alm fl, Bulgar kilisesinin bafl na da patriklik statüsü verilmifltir. Anlaflma gere i Bizans, Bulgaristan a y ll k haraç ödemeyi kabul etmifltir. Ancak Bizans n 967 y l nda Bulgarlara karfl Ruslar n Kiev knezi Svyatoslav la ittifak kurmas, Bulgar ordusunu Tuna n n güneyinde bozguna u rat lmas ve Çar Petro nun iktidar b rak p öldü ü tarih olan 969 y l na kadar bir manast rda hayat n sürdürmesine yol açm flt r. (Mutafçiev-Mutafçieva, 1995, s. 139) Petro döneminde iç ve d fl olaylar n etkisi ile Simeon zaman nda en parlak devrini yaflam fl olan I. Bulgar Krall, daha sonra elde etti i topraklar yavafl yavafl yitirmeye bafllam flt r y l nda askerden oluflan Bulgar ordusu, Bizans imparatoru II. Vasil ( ) taraf ndan büyük bir bozguna u rat lm flt r. Esir askerin her 100 kifliden 99 unun gözleri kör edilerek Bulgaristan a gönderilmesi üzerine II. Vasil tarihte Bulgark ran manas nda Bulgaroktonos lakab yla an lm flt r. Bu yenilgi üzerine Bulgaristan 1018 y l nda Bizans hakimiyeti alt na girmifltir.

96 88 Bizans Tarihi HAZARLAR LE B ZANSLILAR Hazarlar da Türk kavimlerinden biridir. Bir müddet Hun Devleti içerisinde yer alm fllard r. Atilla n n öldü ü tarihlerde yani 453 y l nda Afla Volga boyunda bulunmaktad rlar. Hazarlar, köken itibar yla Volga-Kama civar nda yaflam fl olan Sabir Türklerine dayand r lmaktad r. Hazarlar n ba ms z devletlerini kurmalar ise Göktürklerin Volga civar ndaki hakimiyetinin sona ermesinden sonra olmufltur. Hazarlar n ülkesi, Kafkas Da lar n n kuzeyinde Hazar Denizi ile Karadeniz aras nda kalan topraklard r. Hazarlar, ilk önce Terek nehri civar na, daha sonra Afla Volga boyuna yerleflmifllerdir. Bu bölge asl nda dört nehrin havzas konumundad r. Bu nehirler: Volga, Yay k, Don ve Kuban d r. Ayr ca bölge, devrin en büyük ticaret yollar n n kavfla nda yer almaktad r. (Kurat, 1972, s ; Kafeso lu, 1991, s ; Yücel, 2002, s ) Hazar Ka anl, 630 y l ndan itibaren Do u Avrupa tarihinde önemli rol oynam flt r. Hazarlar n Bizans la uzun süreli münasebetleri 7. yüzy l n bafllar ndan itibaren bafllam flt r. Bizans mparatoru Heraklios, 626 y l nda Hazarlara elçi göndererek Sasanilere karfl onlardan yard m istemifltir. Çünkü bu y lda Avarlar, Slavlar ve Sasanilerle birlikte stanbul u kuflatm fllard r. Yard m kabul edilmifl ve Hazar-Bizans birleflik ordusu 627 de Ninova Savafl nda Sasanileri yenilgiye u ratarak kesin zafer kazanm flt r. Böylece Hazarlar, Sasani Pers Devletinin y k lmas nda önemli rol oynam flt r. Sasani imparatoru Hüsrev, Hazarlar n bu müdahalesi neticesinde devrilmifl ve halefi imparator II. Kavad 628 de Bizans la bar fl anlaflmas imzalamak durumunda kalm flt r. Bu tarihlerde Hazarlar n bafl nda Ziebil ad nda bir hükümdar bulunmaktayd. (Brook, 2002, s ) 630 lu y llarda Hazarlar henüz Göktürk Devletini oluflturan Türk gruplar ndan birisidir. Onlar n ba ms z olarak teflkilatlanmas 650 li y llarda Göktürk Devletinin Çin hakimiyetine girmesinden sonra meydana gelmifltir. Karadeniz in kuzeyi, Kafkaslar n Karadeniz sahilleri, Kuban nehri boylar ve K r m, Hazarlar n eline geçmifltir. Bu bölgelerin Hazarlar n hakimiyetine al nmas Bizans ile olan münasebetlerin artmas na neden olmufltur. 695 y l nda Bizans mparatoru II. ustinianos, imparatorlukta meydana gelen bir ayaklanma sonucunda tahttan indirilmifl ve K r m n bir kenti olan Herson a gönderilmifltir y llar aras nda ustinianos, Herson dan ayr larak K r m n bir di er kenti olan Doros a kaçt ve Hazar Hakan Bazir Y - bos tan s nma talebinde bulundu. Hazar hakan hem onun talebini karfl lad hem de k zkardefli ile evlenmesine müsaade etti. Hazar prensesi, 704 y l nda ustinianos la evlendikten sonra H ristiyan olmufl ve vaftiz edilerek Teodora ad n alm flt r. Teodora ve ustinianos, bir süre için K r m da bulunan Tmutarakan a yerleflmifller ve burada Tiberios ad n verdikleri bir o ullar olmufltur. Ancak y llar aras nda ustinianos ile Hazarlar aras ndaki iliflkiler, Bizans mparatoru Tiberios ( ) yüzünden gerilmiflti. Bizans mparatoru Tiberios, Hazarlara büyük bir arma an teklifinde bulunarak taht iddias ndaki ustinianos un ölü ya da diri bir flekilde kendisine teslim edilmesini istemifltir. Bunun üzerine Hazar hakan, ustinianos u yakalatma emri vermifltir. Teodora, bu durumdan haberdar olarak eflini uyarm flt r. ustinianos, bir müddet Hazar gözetiminde kald ktan sonra Hazarlar n yan ndan kaçmay baflarm flt r. 705 y l nda stanbul a dönen ustinianos, Bulgar hükümdar Tervel Han n yard m yla tekrar Bizans taht na geçmifltir. kinci defa Bizans imparatoru olan II. ustinianos un yapt ilk ifllerden birisi Herson u denetimi alt nda tutan Hazarlara savafl açmak oldu. Hersonlular, ustinianos a karfl isyan ettiler. II. ustinianos un sert ve adil olmayan yönetimine

97 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) 89 Bizans içinden de tepkiler geldi. Vardanis adl bir Bizans generali taraf ndan 711 y l nda II. ustinianos öldürülerek Heraklios hanedan sona erdi. Vardanis, Filipikos ad yla y llar aras nda Bizans imparatoru oldu. Yeni imparator Hazarlarla yeniden dostane iliflkiler kurdu. Bunun sonucu olarak K r m Yar madas n n en önemli flehirlerinden birisi olan Herson kenti, 834 y l na kadar Hazar hakimiyetinde kald. (Kurat, 1972, s. 32; Brook, 2002, s ) 730 ve 732 y llar nda Bizans imparatoru III. Leon ( ), Hazar hakan Bihor a elçiler göndererek o lu Konstantinos ile hakan n k z Çiçek in evlenmeleri için teklifte bulundu. Hakan n teklifi kabul etmesi üzerine Çiçek ve Konstantin evlendiler. Evlendikten sonra Çiçek, rina ismini alm flt r. 750 y l nda Konstantinos ve rina n n Leon ad nda bir o ullar oldu. III. Leon un ölümü üzerine 741 y l nda Hazar hakan n damad olan V. Konstantinos ( ) Bizans taht na geçti. V. Konstantinos un ve Çiçek in o lu olan IV. Leon ( ) Hazar Leon ad yla Bizans imparatoru olmufltur. Bizans Devleti ile Hazarlar 780 li y llardan itibaren K r m Yar madas n n hakimiyeti için sürekli mücadele içinde oldular. Bunun sonucu olarak Hazarlar, Abhazya ve Bat Gürcistan n hükümdar Leon u Bizans a karfl desteklemifllerdir. K r m n önemli flehirlerinden olan Herson ve Doros kenti sürekli Bizans ile Hazarlar aras nda el de ifltirmifltir y llar aras nda Hazarlar, Herson a hakim oldular. Daha sonra kent Bizans denetimine girdi. Doros ise, 786 dan 810 y l na kadar Hazarlara aitti, bu tarihten sonra Bizans hakimiyetine geçti. Ancak 10. yüzy lda Doros tekrar Hazar kenti oldu. 830 lu y llarda ise Hazarlar, Bizansl larla iflbirli i yaparak Ruslara karfl Sarkel kalesini (Beyaz kale) infla ettiler. Bu kale 965 y l nda Rus knezi Svyatoslav taraf ndan ele geçirildi. (Brook, 2002, s ) Bizansl lar, K r m da stratejik flehirlerde H rstiyan-ortodoks piskoposluklar kurmufllard r. Bunun sonucu olarak 8. yüzy l n ikinci yar s ndan itibaren Hazarlar n paganl k inanc ndan vazgeçip H ristiyan olmaya bafllad klar görülmüfltür. Ancak Hazar hakanlar Ortodokslu u benimsememifl, inanç olarak Musevili i tercih etmifllerdir. Bizans ve Hazarlar sadece siyasi aç dan de il, ayn zamanda ticari alanda da münasebette bulunmufllard r. Bizans tan getirilen kemik taraklar Sarkel de sat l rd. Hazar ülkesinden ise Bizans a bal k, hayvan derisi ve buna benzer mallar ithal ediliyordu. (Kurat, 1972, s ; Brook, 2002, s ) y llar aras nda Bizans-Hazar iliflkileri özellikle Hazar ileri gelenlerinin Musevili i benimsemesi sebebiyle olumsuz geliflmifltir. Bununla beraber Bizans imparatorlar VI. Leon ( ) ve Konstantinos Porfirogenitos ( ) dönemlerinde baz Hazar savaflç lar, Bizans saray nda muhaf z olarak görev ald lar ve Bizans H ristiyan törenleriyle geleneksel yemeklerine ifltirak ettiler. (Brook, 2002, s ) 10. yüzy l n ortalar na kadar Hazar Hakanl varl n devam ettirmifltir. Bu tarihten sonra da h zla çökmeye bafllam flt r. 940 y l ndan itibaren Hazarlar n önemli ticaret merkezleri Rus-Slav sald r lar na u ram flt r. 9. yüzy l n sonuna do ru ise, O uzlara mensup baz zümreler, S rderya nehrinin afla boyuna gelmifller ve buradaki Peçenekleri tazyike bafllam fllard r. Bunun üzerine Peçenekler, Hazar ülkesine do ru hareket etmifllerdir. Hazarlar, Peçenek sald r lar n önlemek için 860 y - l nda Uzlarlarla (O uzlarla) anlaflm fllard r. Ancak Hazarlar, Peçeneklerle olan mücadelelerinde bu ittifaka ra men baflar l olamam fllard r. Bununla beraber Hazar Devleti yaklafl k bir yüzy l daha ayakta kalabilmifltir. 968 y l nda Rus knezi Svyatoslav, Hazar topraklar na sald rm flt r. Ayr ca bu tarihlerde Türkistan menfleli yeni bir göç dalgas yani Kuman ya da K pçak olarak bilinen Türklerin göç dalgas yaklafl-

98 90 Bizans Tarihi maktayd. Bu göç dalgas Hazar ülkesinin Türkistan la irtibat n kesecek ve bu bölgeyle yap lan ticari faaliyetler sona erdirecektir. Hazar Ka anl na son darbeyi K pçaklar indirecektir. Bu darbe sonucunda y k lan ve da lan Hazar ülkesinden kalanlar n K r m da bir müddet tutunduklar, ancak 11. yüzy l n içerisinde bunlar n da kayboldu u görülmektedir. (Kurat, 1972, s ) SIRA S ZDE 2 7. ve 8. yüzy lda eski inançlar n b rakarak Bulgarlar n H ristiyanl, Hazarlar n da Yahudili i ve H ristiyanl benimsemesinin sonucu ne olmufltur? PEÇENEKLER VE B ZANS Karadeniz in kuzeyindeki co rafyada Türk boylar n n 9. ila 11. yüzy llar aras nda yeniden Orta Asya dan hareketle Karadeniz e, Balkanlara ve Orta Avrupa ya büyük bir göç dalgas bafllatt görülmektedir. Bu göç dalgas esnas nda Peçenekler, Uzlar ve Kumanlar Bizans s n r bölgelerine gelerek Bizans la gerek siyasi ve gerek ticari münasebetler kurmufllard r. Bu geliflmeler, Karadeniz in kuzeyi ve Balkan co rafyas ndaki halklar n tarihi seyrini etkilemifltir. Bu tarihlerde Karadeniz-Balkan co rafyas nda görülen ilk kavim Peçenekler olmufltur. Peçenekler Göktürk hakanl nda yer alan kavimlerden birisi idi. Kaflgarl Mahmut bunlar O uz boylar listesinde saymaktad r. Peçenek sözcü ü, Bizans kaynaklar nda Pacinak fleklinde geçmektedir. Peçenekler, 9. yüzy l n ilk yar s nda Hazar Denizinin kuzeyinde yer alan Cim (Emba) ve Yay k (Ural) nehirleri havalisinde yafl yorlard y llar nda Hazar Denizi ile Karadeniz aras nda yer alan Don-Kuban bölgesine geldikleri bilinmektedir. (Kurat, 1972, s ; Kafeso lu, 1991, s ) fiekil Yüzy llarda Karadeniz in Kuzeyi Kaynak: John Haldon, Bizans Tarih Atlas, çev. Ali Özdamar, stanbul 2007, s.180.

99 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) 91 Peçenekler y llar aras nda Don nehrinden Dnyeper in bat s na kadar uzanan bozk rlara geldiler. 952 y l nda Bizans mparatoru Konstantinos Porfirogenitos taraf ndan yaz lan De Administrando mperio adl eserde Peçeneklerin boylar halinde teflkilatland kaydedilmifltir. Peçeneklerin Azak Denizi ve K r m co rafyas na geldikleri tarihlerde Bulgar çar Simeon, Bizans la mücadele halindeydi. 914 y l nda Bulgar çar Simeon, Edirne yi alarak Trakya y bafltanbafla tahrip etti. 918 y l nda da çar Simeon, stanbul önlerine geldi. Bunun üzerine Bizans, Peçeneklere baflvurarak Tuna Bulgarlar na karfl askerî destek istemifl ve bu talep kabul edilmifltir. Peçenekler ile Bizans aras nda siyasi iliflkilerin yan s ra ticari iliflkiler de tesis edilmifltir. Peçenekler Bizans a hayvan ve süt ürünleri satarken Bizans tan Peçenek sahas na erguvanî boya, kumafl, baharat, biber vs. gelmekteydi. Ayr ca Bizans tan alt n, gümüfl, mücevherat ve buna benzer k ymetli süs eflyas Peçenek kad nlar için getirilmekteydi. 932 ve 971 y llar nda Bizans, Peçeneklerle anlaflma yaparak onlar n Tuna n n güneyindeki bölgelere ak nlar düzenlememesini sa lam flt r y l nda II. Vasil in Tuna Bulgar Devletini ortadan kald rmas ndan sonra Peçenekler, Bizans la s n rdafl hale gelmifllerdir. Bizans n bu tarihten sonra Bulgarlara karfl Peçeneklerden yard m ihtiyac kalmam flt r. Bunun üzerine Peçenekler Tuna n n güneyine ak nlar düzenlemeye bafllayacaklard r.(kurat, 1972, s ; Yücel, 2002, s. 714) 1026, 1035 ve 1036 y llar nda Peçenekler, Bulgaristan, Makedonya ve Trakya y tahrip etmifllerdir y l nda Peçeneklerin 11 boyunu idaresi alt nda toplamay baflaran Turak ile yine Peçenekler üzerinde üstünlük kurmaya çal flan Kegen aras nda mücadele bafllam flt r. Bizans bu mücadele esnas nda Turak a destek vermeyece ini ve kendisine s nanlar da iade etmeyece ini bildirmifltir. Buna ra men Kegen mücadeleyi kaybederek Bizans a s nmak zorunda kald. Kegen H ristiyanl kabul etmifl, Turak ise, Bizans a karfl düzenledi i Trakya seferinde esir düflmüfl ve daha sonra o da, H ristiyan olmufltur. Bunun üzerine Kegen, Tuna üzerinde kendisine verilen yere dönmüfltür. Bizans ise, Peçeneklerden bir k sm n Sofya ve Nifl civar na, bir k sm n da Makedonya ya yerlefltirmifltir. (Yücel, 2002, s ) 1048 y l ndan sonra da Peçenek-Bizans mücadelesi devam etmifltir. Ancak Bizans, kendi s n rlar içerisine yerlefltirilen Peçeneklerden istifade etmek niyetindeydi. Bunlardan bir k sm n Bizans s n r bölgelerine muhaf z olarak yerlefltirmifltir. Bir k sm n da ücretli asker olarak özellikle Selçuklulara karfl kullan lmak üzere ordusunda hizmete alm flt r. Bizans kaynaklar ndan Kedrinos ve Zonaras n belirtti ine göre 1050 y l nda Bizans imparatoru Konstantinos Monomahos un ( ) emriyle Üsküdar taraflar na geçirilen Peçenek atl s, daha sonra Tuna boyuna geri dönmüfltür tarihinde Balkanlarda çeflitli bölgelerde yaflayan Peçenekler birleflerek tekrar Trakya y ya malam fllard r y l nda Malazgirt Savafl esnas nda da Bizans ordusundaki Peçeneklerin bir k sm n n Selçuklular n taraf - na geçti i bilinmektedir. (Kafeso lu, 1991, s. 172) y llar aras nda Bizans imparatoru I. Aleksios Komninos ( ) dönemlerinde de Bizans ile Peçenekler aras nda fliddetli çat flmalar devam etmifltir de Peçenekler Kumanlarla birleflerek Silistre de imparatorun komutas ndaki Bizans ordusunu büyük bir hezimete u ratm fllard r y llar aras nda Peçenekler yeniden Bizans kuvvetlerini yenerek Filibe, Edirne ve Keflan a kadar olan Trakya bölgesine hakim oldular y l nda Çekmece taraflar na yaklaflt lar. Bu arada Peçenekler, zmir ile civar nda hakimiyet kuran ve donanma oluflturan Çaka Bey ile iflbirli ine giriflmifllerdir. Ayn y llarda Anadolu da Selçuklular, Bizans ile mücadeleye giriflmiflti y l nda Bizans Devleti, Trakya da Peçenekler, Ege de

100 92 Bizans Tarihi Çaka n n donanmas, Marmara sahillerinde Selçuklular taraf ndan gerçeklefltirilen bir Türk ittifak na karfl mücadele etmek zorunda kalm flt r. Bu durum karfl s nda Bizans imparatoru Avrupa H ristiyan dünyas ndan yard m istemifltir. mparator I. Aleksios, Avrupa H ristiyan dünyas ndan zaman nda yard m alamad ise de imparatorlu unu bu k skaçtan yine baflka bir Türk kavmi sayesinde kurtard. Bizans, Uzlar takip ederek Balkanlara kadar gelmifl olan Kumanlar n, Tugorkan (Tugor Han) ve Bönek (Bonyak) adl baflbu lar ile anlaflt. Sonra onlar Meriç nehri kenar nda Lebunium da (Umurbey mevkiinde) karargah kurmufl olan ve Çaka n n donanmas n bekleyen Peçenek kuvvetleri üzerine gönderdi. Peçenekler, 40 bin Kuman süvarisi taraf ndan bozguna u rat ld lar (29 Nisan 1091). Bu savafl sonucunda geri kalan Peçenekler da ld lar. Bir k sm Macaristan a gitti. Bir k sm da Uzlar ve Kumanlarla kar flt. Balkanlarda kalanlar Vardar nehri boyunca yerlefltirildiler. Sofya civar ndaki fioplar ile Makedonya daki Megleno-Ulahlar n n köken itibar yla Peçeneklere dayand klar düflünülmektedir. Anadolu, Balkanlar ve Kafkaslardaki baz yer adlar ve efsanelerde Peçeneklerin izlerini görmek hala mümkündür. (Kafeso lu, 1991, s ) SIRA S ZDE 3 Bizans a karfl 11.yüzy l n sonunda Balkanlar ve Anadolu yu içine alan Türk ittifak n kimler gerçeklefltirmifltir? O UZLAR (UZLAR) LE B ZANS y llar aras nda Peçenekler dil (Volga) nehrini geçip bat ya do ru ilerlemelerinde Uzlar önemli rol oynam fllard r. Uzlar, O uzlar n bat k sm n oluflturmaktayd ve Rus kaynaklar nda bunlara Tork, Torki, Toruki ve bazen Torkmen denilmekteydi. Bizans kaynaklar nda ise Uz olarak kaydedilmifllerdir. (Kurat, 1972, s. 65; Kafeso lu, 1991, s ) Uzlar, Peçeneklerin bulunduklar bölgeleri iflgal ettikten sonra uzun süre Yay k- dil bölgesinde kalm fllard r. Yaz aylar nda Uzlar n Kama Bulgarlar n n sahas na ve daha kuzey bölgelere kadar gittikleri bilinmektedir. Rus vakayinamesi, 985 y l nda knez Valdimir in dil-kama Bulgarlar na karfl sefer düzenledi i ve bu sefere Torklar n yani Uzlar n da kat ld n söylemektedir. Torklar, Güney Rusya ya 985 y l ndan sonra gelmifllerdir. Kiev Rusya s topraklar nda ise muhtemelen 1036 y l ndaki Peçenek yenilgisinden sonra görülmüfllerdir. Bat ya göç eden Uzlarla ilgili Rus vakayinamesindeki ilk kay t, 1054 y l na ait olup onlar n Afla Don nehrinden Dnyeper nehrine do ru hareketleri ve bu olay n K pçak/kuman bask s neticesinde gerçekleflti i kaydedilmektedir senesine gelindi inde Uzlar n bu bölgede kalabal k bir zümre oluflturduklar görülmektedir. Uzlara karfl Rus knezlerinin sefer düzenledikleri bilinmektedir. Bu seferler karfl s nda dayanamayan Uzlar, 1065 y - l nda Bizans ve Bulgarlar n mukavemetini k rarak Tuna nehrinin güneyine geçmeyi baflarm fllard r. Tuna y geçen Uzlar, Selanik üzerinden Mora ya kadar ilerlemifllerdir. Ancak Uzlar için Tuna n n güneyine geçmeleri felaketle neticelendi. Hem Peçenekler taraf ndan hem de so uk ve salg n hastal klar ndan k r ld lar. Bir k s m Uz, Macaristan a gitme teflebbüsünde bulunduysa da baflar l olamad. Uz kal nt lar n n bir k sm Bizans ordusuna al n rken bir k sm da Dobruca da kalarak di er Peçenek, Kuman, Tatar ve Selçuklu kal nt lar yla beraber Gagauzlar n oluflumunda yer ald - lar. Rusya bölgesinde kalan Uzlardan baz lar da Ruslar taraf ndan hizmete al narak s n r bölgelerine yerlefltirilmifllerdir. Don ve Dnyeper sahas nda kalan Uzlar, Kuman hakimiyetini kabul etmifllerdir. (Kurat, 1972, s ; Kafeso lu, 1991, s )

101 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) 93 KIPÇAK/KUMAN - B ZANS L fik LER Karadeniz ile Kafkas Da lar n n kuzeyinde Altay Da lar ndan do an rtifl rma ile Moldavya üzerinden Karadeniz e dökülen Dinyester rmaklar aras ndaki bölgeye Deflt-i K pçak denilmektedir. Bu bölgeye ad n veren Türk toplulu u K pçaklard r. K pçaklar, Orta Asya, Yay k (Ural)- dil (Volga), Don-Doneç, Afla Dinyeper ve Tuna olmak üzere genifl bir co rafyaya yay lm fllard r. Do u kaynaklar nda K pçak ad yla an lan bu Türk toplulu u Bizans kaynaklar nda Kuman olarak isimlendirilmektedir. Kuman kelimesinin Yunanca, Almanca ve Ermenice gibi dillerde sar fl n, solgun renkli ve sar mt rak manas na geldi i görülmektedir. K pçaklar, Bat Göktürk Devleti içerisinde yer alan topluluklardan biri olarak kabul edilmektedir. K pçaklar n bir k sm Orta Asya da kal rken önemli bir k sm bat yönünde göç ederek Tuna nehrine kadar gelmifllerdir. Bizans n iliflkiler kurdu u K pçaklar, daha çok Tuna K pçaklar d r. 916 y l nda K pçaklar bat ya yönelmifllerdir y l nda K pçaklar, önce Kuzey Kafkaslara, sonra Kuban ve Afla Don boyuna ve Dnyeper istikametinde yay lm fllard r. Kumanlar, Tuna n n güneyine gelmeleri muhtemelen 1087 y l nda Peçenek baflbu u Tatufl un Bizans a karfl yard m istemesi üzerine olmufltur. Kumanlar, bu yard m talebine karfl l k vererek Silistre yak nlar ndaki Bizans a karfl yap lan savafla kat lm fllard r. Ancak savafl sonras ganimetin paylafl m meselesi Bizans n diplomasisiyle buluflunca Peçenekler ile Kumanlar aras nda rekabet bafllam flt r.(kurat, 1972, s ; Gökbel, 2002, s ; Kafeso lu, 1991, s ) Bizans la Kumanlar n aras ndaki iliflkiler, 1090 y l ndan sonra yo unlaflm flt r. Çünkü Bizans imparatoru I. Aleksios Komninos ( ) döneminde zmir ve civar nda hakimiyet kurarak güçlü bir donanma oluflturan Çaka Bey, stanbul un fethini planlamaktad r. Bu amaçla da Balkanlarda Peçeneklerle ve Anadolu nun büyük k sm n ele geçiren Selçuklularla birlikte Bizans a karfl ittifak oluflturmufltur. Bizans, bu zor durumdan kurtulmak için Peçeneklerle rekabet halinde olan Kumanlarla iflbirli ine gitmifltir. Bizans n bu giriflimi, 29 Nisan 1091 tarihinde Kuman kuvvetlerinin Meriç nehri yak nlar nda Umurbey mevkiinde Peçenekleri a r bir yenilgiye u ratmas ile netice vermifltir. Bu savafltan sonra Peçenekler h zla tarih sahnesinden silinmeye yüz tutmuflken Kumanlar n etkinli i ise artmaya bafllam flt r. (Kurat, 1972, s ; Kafeso lu, 1991, s. 180; Ostrogorsky, 1986, s , s. Gökbel, 2002, s. 735) 11. yüzy l n sonu ile 12. yüzy l n bafl ndan itibaren Tuna nehrinin kuzeyine ve güneyine Kumanlar, kitleler halinde yerleflmifllerdir. Bu yerleflim Dobruca, Deliorman, Rodoplar ve Makedonya ya kadar yay lm flt r. Kumanlardan önce bu bölgelere yerleflmifl olan Bulgarlar n içinde etkin rol almaya bafllayan Kumanlar, II. Bulgar Devletinin kurulmas n ve geliflmesini sa lam fllard r. II. Bulgar Devletini ( ) kuran Asen sülalesi Kuman as ll d r ve 1277 y l na kadar iktidarda kalacakt r. Kuman, Vlah ve Bulgarlardan oluflan ittifaka karfl iç çekiflmeler içerisinde olan Bizans mparatorlu u, Balkanlarda etkili mücadele gösteremeyecektir. Kuman ve Balkan tarihi aç s ndan oldu u kadar Bizans tarihi bak m ndan da çok önemli sonuçlar meydana getiren IV. Haçl Seferi 1204 y l nda gerçekleflir. stanbul Latinlerin eline geçer. Bizans parçalanarak Epir, Trabzon ve znik te Bizans n devam oldu unu iddia eden devletçikler ortaya ç kar. Balkanlarda Bizans otoritesi kaybolur. Kumanlarla ittifak halinde olan Bulgarlar, Balkanlar n en güçlü devleti haline gelir. Nisan 1205 de Edirne de yap lan savaflta Bulgar çar Kaloyan, Latin imparatoru Boduin i yener. Bu savaflta Bulgar ordusu içinde Kuman askeri yer al r. Ganimet olarak Kumanlara Latinlere haraç ödeyen Balkan flehirleri

102 94 Bizans Tarihi Klokotnitsa: Bulgaristan n güneyinde Haskova iline ba l bir köy. Türkler taraf ndan Semihçe köyü olarak adland r lmaktad r. Megas Dük: Bizans Devletinin son dönemlerinde bu unvan deniz kuvvetlerinden sorumlu komutanlar için kullan lm flt r. SIRA S ZDE 4 b rak l r y l ndan 1261 y l na kadar stanbul da devlet kurmufl olan Latinlere karfl benzer bir zaferi fiubat 1204 tarihinde 7000 Kuman savaflç s n n da içinde bulundu u Vlahlar, Russion (Rusçuk) savafl nda kazan rlar. (Vasary, 2008, s ) 1230 y l nda Kuman as ll II. van Asen in bafl nda bulundu u Bulgar-Kuman birlikleri, Klokotnitsa da Epir Despotu Theodoros Angelos Komninos un ordusunu büyük bir hezimete u rat r. Bu olay znik e çekilmifl olan Bizans mparatorlu unun Epir e karfl güç kazanmas n ve Latinlere karfl Bulgarlarla yak nlaflmas n sa lar. Bu dönemde Kuman ve Bizans tarihini etkileyecek önemli bir olay daha gerçekleflir y l nda Tatarlar n, Karadeniz bölgesine yönelmesi üzerine Deflt-i K pçak bölgesinde yaflayan Kumanlar, büyük kitleler halinde yeniden Tuna n n güneyine geçmeye bafllam fllard r. Bu göçlerden ilki 1237, ikincisi de 1241 y l nda gerçekleflmifltir. Bu y llarda gerçekleflen göçler, 11. ve 12. yüzy llarda Tuna n n güneyine gerçekleflen göçlerden daha büyük olmufltur. (Kayap nar, 2002, s ; Vasary, 2008, s ) 1237 y l nda Tuna y afl p Balkanlara gelen Kumanlar, stanbul Latin mparatorlu unun ( ) hizmetinde görev ald lar, 1240 y l nda Curulon (Çorlu) kalesini ele geçirdiler y l nda Tuna rma n afl p gelen Kumanlar, sadece Latin mparatorlu unun hizmetinde yer almad lar ayn zamanda znik Rum mparatorlu unda da istihdam edildiler. znik mparatoru III. oannis Vatacis Dukas ( ), Trakya da dolaflan Kumanlar n büyük bir grubunu stratiotis yani asker olarak s n r bölgelerine yerlefltirdi. Trakya, Makedonya ve Bat Anadolu da Menderes Ovas nda Kumanlar iskan edildiler. Böylece Osmanl Devletinin kurulmas ndan yaklafl k yar m as r önce Trakya ve Bat Anadolu da yo un bir Kuman nüfusu olufltu de ise Bulgaristan topraklar na ikinci bir Kuman göçü dalgas geldi. Bu kez, bu göç dalgas Tuna n n kuzeyinden de il de, Macaristan istikametinden gelmekteydi. Tatarlar n önünden kaçan Kumanlar n bir k sm, Macaristan a s nm fllard. Macarlarla Kumanlar n aralar n n aç lmas sonucunda Kumanlar Braniçevo ve Vidin istikametinden Bulgaristan a girdiler y l nda II. Bulgar Devletinin idaresine geçen Terter sülalesi ile 1323 y l nda Bulgar taht na seçilen Vidinli Kuman as ll fiiflman sülalesi Macaristan istikametinden gelen Kumanlardan olup Kuman prensi Köten in akrabalar d r. fiiflman sülalesi, Osmanl Devleti ile muhatap olan ve ayn zamanda Osmanl lar Bulgaristan da karfl layan sülaledir. Bu sülale ile Balkan co rafyas ndaki Kuman siyasi varl sona ermifltir. Kumanlar/K pçaklar bir taraftan II. Bulgar Devletinin ve daha sonra K r m Yar madas nda kurulacak olan Alt n Orda Hanl n n oluflumunda yer al rken, di er taraftan da Dobruca Despotlu unun kurulufluna ifltirak etmifllerdir. Kumanlar, y llar aras nda Bizans imparatoru II. Andronikos ile torunu III. Andronikos aras nda yap lan taht mücadelesinde de yer ald lar. Çünkü Kumanlar, Bizans topraklar na kal c olarak yerlefltikleri gibi ayn zamanda hem ücretli asker olarak hem de Bizans düzenli ordusu içinde savaflç askerler olarak yer almaktayd lar tarihleri aras nda Bizans a gelip yerleflen Kumanlar n bir k sm Tafloz, Limni ve Midilli adalar na yerlefltirildiler. Baz Kumanlar n Bizans idari mekanizmas nda önemli mevkilere geldi i de bilinmektedir. Bunlardan birisi de Surgiyannis ad yla bilinen ve seçkin bir Kuman ailesinden gelen generaldir. Bu kifli, Bizans imparatorluk idaresinde megas dükal a kadar yükselmifltir. (Kayap nar, 2002, s ; Vasary, 2008, s , , 176) 11. ila 14. yüzy lda Balkanlarda ve Bat Anadolu da Kuman nüfusu nas l olufltu?

103 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) TATARLARLARIN B ZANSLA L fik LER 13. as rda Asya ve Ön Asya y etkileyen Cengiz Han Bu imparatorluk y llar aras nda varl n korumufltur. Bu imparatorluktan Cengiz Han n ahfad ndan gelenler taraf ndan lhanl, Alt n Orda gibi baflka devletler de kurulmufltur.) ve o ullar ile torunlar n n komutas ndaki Mo ol istilas n n yol açt siyasi oluflumlardan biri Alt n Orda Hanl d r ( ). Alt n Orda Hanl Cengiz Han n torunlar Batu Han ve Orda Han taraf ndan 1242 y l nda kurulmufltur. Co rafi olarak Alt n Orda Devleti, Afla Volga boyunda kurulmufl ve a rl kl olarak Do u Avrupa da faaliyet göstermifl bir Türk-Mo ol Devleti olup s n rlar içerisinde Kumanlar, Bulgar Türklerini, Hazarlar, Slavlar ve baflka çeflitli kavimleri de katm flt r. Bunlar aras na bölgeyi fetheden ve 13. yüzy lda kültürel olarak Türkler aras nda yer alan Tatarlar (Mo ollar) da dâhil edilmelidir. Çünkü Alt n Orda Hanl n n kuruldu u bölge daha önce yo un olarak Türk kavimleri taraf ndan iskan edilmifltir. Bundan dolay Arap tarihçisi el-ömerî, Mo ollar, Deflt-i K pçak bölgesine gelip burada hala ço unlukta olan K pçaklarla kar flt lar ve K pçaklaflt lar demektedir. (Gökbel, 2002, s. 745) Bizans da etkileyecek flekilde Balkan co rafyas ndaki Tatar etkisi 1242 y l ndan 1357 senesine kadar sürmüfltür y l nda Tatarlar, Tuna nehrini geçerek Bulgaristan topraklar n ya malad lar y l ndan sonra stanbul u ele geçirerek 1261 y l na kadar bir devlet kuran Latinler ile çarp flt lar de Bulgaristan Tatarlara haraç öder duruma geldi li y llarda Alt n Orda Han Berke Han, Müslüman oldu. Muhtemelen yine bu tarihlerde ye eni Nogay Han da amcas Berke gibi Müslüman oldu l y llardan itibaren Nogay Han a ba l Tatar kuvvetleri Alt n Orda Devletinin bat illerini kontrolü alt na ald. Bu tarihten itibaren de Nogay Han önce Bulgaristan daki, daha sonra da Bizans taki taht mücadelelerine müdahale ederken görmekteyiz y l nda VIII. Mihail Paleologos, stanbul u Latinlerin elinden alarak Bizans Devletinin baflkentini znik ten tekrar stanbul a tafl d. Alt n Orda han Berke Han ( ), Anadolu Selçuklu Sultan II. zzettin Keykavus un akrabas olup onun halalar ndan biriyle evliydi. II. zzettin Keykavus ise kardefli ile giriflti i taht mücadelesini kaybetmifl ve Bizans imparatoru VIII. Mihail Paleologos a ( ) s - nm flt. Bizans imparatoru kendisine s nan II. zzettin Keykavus u Türkmen obas ile birlikte Dobruca ya yerlefltirmifltir. Dönemin kaynaklar ndan Yaz c - o lu Ali ye göre Dobruca ya gelen bu Türkmenler aras nda bölgenin manevi lideri olacak olan Sar Saltuk da bulunmaktad r. Ancak zzettin Keykavus, Bizans içindeki iktidar mücadelelerine müdahale etti i iddias yla VIII. Mihail Paleologos taraf ndan hapse at lm flt r. Bunun üzerine II. zzettin Keykavus, Alt n Orda Han Berke ye yard m ça r s nda bulunmufltur. Ayn flekilde II. zzettin Keykavus, bölgenin di er bir güç unsuru olan Bulgar hükümdar Konstantin Tih i de Bizans a karfl mücadeleye teflvik etmifltir. Bulgarlar n da yard m n alan Tatarlar, 1263/1264 y l nda Bizans a sald rm fllar ve bu sald r esnas nda II. zzettin Keykavus u Bizans n elinden kurtarm fllard r. (Wittek, 1952, s ; Vasary, 2008, s ) 1263 y l nda art k Müslüman olmufl olan Alt n Orda Hanl ile irtibat kurmak isteyen M s r Memluklu Sultan Beybars, Bizans üzerinden Alt n Orda Han Berke ye elçiler gönderdi. Muhtemelen Alt n Orda Hanl ile aras aç lm fl olan lhanl hükümdar Hülagû dan korkmas sebebiyle Bizans mparatoru bu elçileri tutuklatt. Bizans mparatorlu unun rakibi durumunda olan Epir Despotlu unun Teselya bölgesindeki idarecileri oannis Sevastokrator ve Andronikos Tarhaniotis in daveti üzerine Tatar birlikleri 1267 y l nda Bizans topraklar na ak nlarda bulunmufllard r. 95 Cengiz Han: Gerçek ad Timuçin olan Cengiz Han Mo ol Börçigin ailesinden gelmektedir y llar aras nda yaflam flt r. Yaflad dönemde Cengiz Han Çin den Polonya ya kadar uzanan bir alanda dünya tarihinin gördü ü en büyük imparatorlu unu kurmufltur.

104 96 Bizans Tarihi Bizans imparatoru VIII. Mihail, Alt n Orda tehlikesini azaltabilmek için 1263 y l nda lhanl hükümdar Hülagû yu yenme baflar s gösteren Nogay Han la anlaflma yapt ve k z Efrozina y ona efl olarak verdi y l nda gerçekleflen bu evlilikten sonra Nogay ve Tatarlar Bizans için düflman olmaktan ç km fl ve gerekti inde Bizans Devletini Bulgarlara karfl korur hale gelmifltir y llar nda Tatarlar, Bulgaristan daki taht mücadelelerinde Bizans mparatoru VIII. Mihail in de teflviki ile önemli rol oynad lar y l nda Bizans ve Tatar birlikleri Bulgarlara sald rarak T rnova y kuflatt lar. Bulgar çariçesi Mariya ile o lu Bizans a teslim edilerek Kuman as ll III. van Asen in Bulgar taht na T rnova da oturmas sa land y l nda ise Tatar birlikleri Bizans la müttefik olman n bir sonucu olarak Balkanlarda yeni bir güç merkezi haline gelmeye bafllayan S rplar n üzerine gönderildi y llar aras nda Bizans la iflbirli i yapan Tatarlar n müdahalesi ile Bulgar çarlar belirlendi. Ancak Nogay n 1299 y l ndaki ölümünden sonra Tatarlar n Balkanlardaki etkisi azalmaya bafllad. Bununla birlikte Bizans 14. yüzy l boyunca T rnova daki Bulgar çar ile olan mücadelesinde Tatarlardan yard m istemeyi sürdürmüfltür. Ancak 14. yüzy l n ilk yirmi y l nda Bizans-S rp-bulgar iliflkilerinde nispeten bir sükunet söz konusuydu. Bu sükunetin bozulmas 1322 y l nda Bulgar Çar Teodor Svetoslav n ölümünden sonra Tatarlar n yeniden Trakya ya uzanacak flekilde Tuna n n güneyine ak nlara bafllamas yla bozuldu. Bulgar çarlar Mihail fiiflman ( ) ve van Aleksand r ( ), S rplara ve Bizans a karfl yapt klar savafllarda Tatarlar n yard m na baflvurmufllard r de Tatar birliklerinin de yer ald Bulgar ordusu, Bizans n Trakya bölgesine sald rd y l nda amcas Belaur a karfl yard m isteyen Bulgar çar van Aleksand r la iflbirli i yapan Tatarlar, 17 Temmuz 1331 de Bizans imparatorunu Burgaz civar ndaki Rus kasr yak nlar nda yenilgiye u ratt. Bizans a karfl son Tatar bask n 1337 de gerçekleflmifl ve bu sald r esnas nda Çanakkale ye kadar Bizans n elindeki bütün Trakya topraklar ya malanm flt r de Tatarlar n muhtemel sald r s na karfl Bizans imparatoru bir tak m kaleleri tamir ettirerek ve Tatarlara elçi göndererek tedbirler almaya çal flm flt r. Ancak Tatarlar kendi iç sorunlar nedeniyle Bizans a sald rmaktan vazgeçmifllerdir de Alt n Orda han Özbek Han n ölümünden sonra Tatarlar, Balkanlara olan ilgisini yitirdiler ve dikkatlerini K r m bölgesine yo unlaflt rd lar. (Vasary, 2008, s )

105 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) 97 Özet A MAÇ 1 A MAÇ 2 Bizans n Hunlar, Atilla, Göktürk ve Avarlarla iliflkilerini aç klayabilmek Tarihte Bizans la münasebeti olan ilk Türk Devleti Hunlar olmufltur. Hunlarla ilgili bilgiler 4. asr n bafl ndan itibaren Bizans kaynaklar na yans - m flt r. 374 y l ndan sonra Hunlar, Karadeniz in kuzeyine do ru ilerlemifllerdir. Bu olay Büyük Kavimler göçüne sebep oldu u gibi Hunlar n Tuna n n güneyindeki Bizans topraklar yla tan flmas n sa lam flt r. 5. yüzy l n ilk çeyre inde Hunlar, Bizans Devletini kendilerine haraç öder duruma getirmifllerdir. Hun imparatoru Atilla, 441 y l nda düzenledi i Balkan seferiyle Bizans a ait Tuna nehri kenar ndaki pek çok kaleyi Hun idaresine ba lam flt r. Atilla, Bizans n baflkenti stanbul u da kuflatm fl, ancak inflaat yeni tamamlanm fl olan d fl surlar n tahkimat nedeniyle baflar l olamam flt r. Bunun üzerine Atilla Bizans ile anlaflma yapmay tercih ederek ölüm tarihi olan 453 y l na kadar askeri faaliyetlerini Bizans a de il, Bat Roma mparatorlu una yöneltmifltir. Gökürk-Bizans iliflkilerine dair kaynaklar y llar aras nda bilgi verir. Bizans la Göktürkler aras ndaki dostluk anlaflmas n n ve iflbirli inin esas n ortak rakip olarak alg lanan Sasanilere karfl ittifak oluflturur. Bizans n y llar aras nda yo un iliflki oldu u di er bir Türk kavmi de Avarlard r. Avarlar n, Asya Avarlar olarak bilinen kolu Mo ol as ll iken Avrupa Avarlar olarak bilinen k sm ise Türk as ll d r. Bizans n Avarlarla iliflki kurmas n n sebebi Bizans topraklar na sald r larda bulunan Kutrigurlar, Slav ve Bulgarlara karfl önlem almak içindir. Bizans bu amac na Tuna bölgesinde Avarlara y ll k haraç ödeyerek ulaflm flt r. 6. yüzy l n yar s nda talya da hakimiyeti ele geçirerek Bat Balkanlara do ru yay lan Lombardlara karfl Bizans Devleti Avarlar Panonya bölgesine yerlefltirmifltir. Ancak Bizans, Avarlara ödedi i y ll k haraç miktar - n bahane ederek do uda Sasanilerle olan savafl n tamamlad ktan sonra Avarlar tehlike olarak alg lam flt r. Bunun üzerine Avarlar, bu dönemde Balkanlarda görülen Slavlarla birlikte pek çok Balkan flehrini ya malam fl ya da kuflatm flt r. 626 y l nda Bizans baflkenti stanbul da Avarlar, Persler ve Slavlar n ortak giriflimiyle kuflat lm fl, ancak ele geçirilememifltir. Bundan sonra güçlerini yitirmeye bafllayan Avarlar, 9. yüzy l n bafl nda etkinliklerini kaybetmifllerdir. Bizans n Bulgarlar ve Hazarlar ile iliflkilerini aç klayabilmek Atilla n n 453 y l nda ölümü üzerine Hunlar n Bat Avrupa dan Karadeniz sahillerine çekilmesiyle burada karfl laflt klar Türk boyu Ogurlarla kar flmalar neticesinde Bulgar kavmi oluflmufltur. 630 y l ndan sonra Kubrat liderli inde s n rlar do uda Kuban nehri, bat da Dinyeper, kuzeyde Doneç rma ve güneyde Karadeniz ve Azak Denizi ile s n rl Büyük Bulgaristan birli i oluflturuldu. Ancak Kubrat n ölümü üzerine bu birlik da- ld ve o ullar ndan sperih liderli indeki Bulgarlar y llar aras nda Bizans kaynaklar nda Onglos Türkçede Bucak diye adland r lan Güney Besarabya ya geldiler. Böylece Bulgarlar Bizans la s n rdafl oldular. Bulgarlar, Dobruca n n güneyinden Bizans topraklar na ak nlarda bulunarak Varna ya kadar olan bölgeyi ele geçirdiler. Bulgarlar n ilerlemesine askeri yollardan baflar l olamayan Bizans anlaflma yoluyla eski Bizans topraklar nda Bulgar Devletinin kurulmas n kabul etti ve bar fl sa lad. Bu bar fl zaman zaman kesintiye u ramakla birlikte Krum Han n ( ) Bulgar taht na ç kmas na kadar devam etti. Krum Han, savunma politikas n terk ederek Bizans topraklar na seferler düzenledi. Buna engel olmaya çal flan Bizans imparatoru I. Nikeforos 26 Temmuz 811 de ordusunun büyük bölümü ile birlikte Bulgarlar taraf ndan öldürülmüfltür. Bunun üzerine Karadeniz sahillerindeki Ahyolu, Süzebolu, Eski Za ra ve Mesemvriya Bulgarlar n eline geçti i gibi 813 y l nda da Krum Han, stanbul surlar önüne kadar gelmifltir. Ancak Omurtag ( ) babas n n sald r politikas n terk ederek Bizans la bar fl tercih etmifltir. Bulgarlar n bu politikas 893 y l na kadar devam etmifltir. Bizans ise, bu bar fl döneminde Bulgarlar aras nda H ristiyanl n yay lmas konusunda faaliyetlerde bulunmufl ve Bulgarlar Boris in ( ) önderli inde 865 y l nda H ristiyanl kabul etmifllerdir. Bunu takip eden y llarda Bulgarlar Slavlaflmaya bafllam flt r. Bulgar çar Simeon ( )

106 98 Bizans Tarihi döneminde Bizans la tekrar mücadeleye girilmifl ve 896 ve 917 y llar nda iki defa Bizans ordusu Bulgarlar taraf ndan yenilmifltir. Bizansl lar Bulgarlar durdurmak için 967 y l nda Rus knezi Svyatoslav la anlaflarak etkilerini azaltm flt r y l nda Bulgaroktonos lakab yla an lan Bizans imparatoru II. Vasil, Bulgar ordusunu yok etmifl ve 1018 y l nda da Bulgaristan Bizans a ba layarak I. Bulgar Devletini sona erdirmifltir. 7. yüzy l n ilk yar s nda Hazarlar, Bizans la iliflki kurmaya bafllarlar. Bunun nedeni 626 y l nda stabul un Avar ve Sasaniler taraf ndan kuflat lmas ve Sasanilere karfl Bizans n Hazarlardan yard m talebidir. Bizans, Hazarlar n yard m ile 627 de Ninova Savafl nda Sasanileri yenmeyi baflar r. 650 y l ndan sonra Göktürk Devletinin Çin hakimiyetine girmesi üzerine Hazarlar, egemenlik alanlar n Kafkaslardan K r m a kadar geniflletirler. 8. yüzy l n bafl nda k zkardeflini Bizans imparatoru II. ustinianos a efl olarak veren Hazar hakan kendisini Bizans taht mücadeleleri içinde bulur. Bunun sonucu K r m Yar madas n n en önemli flehri Herson 711 y l ndan 834 y l na kadar Hazarlar n hakimiyeti alt nda kal r. Hazar hakan 732 y l nda da k z Çiçek i Bizans imparatoru III. Leon un o lu V. Konstantinos ile evlendirdi. Bu evlilikten do an IV. Leon y llar aras nda Hazar Leon ad yla Bizans imparatoru oldu. 9. yüzy lda ise Bizans-Hazar iliflkileri K r m Yar madas n n hakimiyeti üzerine mücadeleyle geçmifltir. Bizans, K r m flehirlerinde kurdu u piskoposluklar kanal yla Hazarlar aras nda H ristiyanl yaymaya çal flm flt r. Bu durumun aksine Hazarlar n yönetici gruplar ise Musevili i tercih etmifllerdir. Ancak Hazarlar n tarih sahnesinden silinmesini neden olan geliflmeler Bizans topraklar ndan de il, 10. yüzy lda Hazarlar n Ruslar, Peçenekler ve K pçaklarla giriflti i mücadelelerden kaynaklanm flt r. A MAÇ 3 Bizans n Peçenek ve O uzlarla iliflkisini tart flabilmek Orta Asya dan Karadeniz, Balkanlar ve Orta Avrupa ya 9. ve 11. yüzy llarda yeni bir Türk göç dalgas yaflanm flt r. Bu göç dalgas nda Peçenekler ve O uzlar ön plana ç kmaktad r. 952 y l ndan itibaren Bizans kaynaklar nda Pacinak fleklinde geçen Peçenekler 10. yüzy l n bafl nda K - r m co rafyas na gelmifller ve Bulgarlar n komflusu olmufllard r. Bu s rada Simeon komutas ndaki Bulgarlarla mücadele eden Bizans onlara karfl Peçeneklerle ittifak yapar. Ancak 1018 y l nda Tuna Bulgar Devleti ortadan kalk nca Peçenekler, kendilerini Bizans la mücadele halinde bulurlar. 1026, 1035 ve 1036 y llar nda Peçenekler, Bizans n hakimiyetindeki Bulgaristan, Makedonya ve Trakya ya ak nlar düzenlerler. Fakat 1048 y l nda Peçenekler aras nda yaflanan iktidar mücadelesinde Bizans n Peçenekler üzerindeki etkisi artar ve Peçenekler 1087 y l na kadar Bizans hizmetinde ücretli askerler olarak görev al rlar. Bizans kaynaklar na göre bu ücretli Peçenek askerlerinin say s üzerindedir y l ndaki Malazgirt Savafl nda da Bizans birlikleri içinde Peçenek askerleri bulunmaktayd. Ancak savafl esnas nda Peçeneklerin bir k sm Selçuklu taraf - na geçmifltir. Bizans, Peçeneklerin baz lar n Sofya, Nifl ve Makedonya bölgesine yerlefltirir y l ndan sonra Peçenekler, Bizans üstünde askeri üstünlük sa larlar. Fakat 1091 y l nda Bizans n ittifak kurdu u Kumanlar taraf ndan a r bir yenilgiye u rat lan Peçenekler güçlerini yitirirler. 10. ve 11. yüzy llarda O uzlar (Uzlar), kaynaklarda Tork, Torki, Toriki ve bazen de Torkmen isimleriyle kaydedilmifllerdir. Uzlar, 1065 y l nda Tuna y geçerek Bizans topraklar na girmifller ve Selanik üzerinden Mora ya kadar gitmifllerdir. Ancak bölgedeki Peçeneklerin mukavemeti, so uk ve salg n hastal klar nedeniyle varl klar n koruyamad lar. Hayatta kalanlar n bir k sm Bizans ordusunda istihdam edilirken Dobruca bölgesinde kalanlar Peçenek, Kuman, Tatar ve Selçuklu Türkleriyle kar flarak Gagauzlar n oluflumunda yer ald lar.

107 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) 99 A MAÇ 4 Bizans n K pçak/kuman ve Tatarlarla iliflkilerini aç klayabilmek Göktürk Devleti içerisinde yer alan topluluklardan biri olan Tuna K pçaklar n n Tuna nehrinin kuzeyine ve güneyine kitleler halinde yerleflmeleri 11. yüzy l n sonu ile 12. yüzy l n bafl ndan itibaren gerçekleflmifltir. Bizans 1087 y l ndan itibaren Kumanlarla ba lant kurmufltur y l nda IV. Haçl Seferi ile stanbul Latinlerin eline geçince Balkanlarda oluflan otorite bofllu unu Bulgarlar ve Kumanlar doldurmufltur. II. Bulgar Devletini ( ) kuran Asen sülalesi Kuman as ll d r. Kumanlar n kitleler halinde ikinci defa Tuna n n güneyine geçmeleri 1236 y l nda Tatarlar n Karadeniz bölgesine yönelmesi üzerine Karadeniz in kuzeyinden ve Macaristan yönünden gerçekleflmifltir. Kalabal k Kuman kitleleri, stanbul Latin mparatorlu unun yan s ra znik imparatorlu u taraf ndan da istihdam edilmifllerdir. Bunun sonucu olarak Kumanlar, 13. yüzy lda Bulgarlar n yo un olarak yaflad klar Trakya ve Makedonya ya iskân edildikleri gibi Bat Anadolu da Menderes ovas na da yerlefltirilmifllerdir. 14. yüzy l n ilk çeyre inde de Tafloz, Limni ve Midilli adalar na Bizans taraf ndan Kumanlar yerlefltirilmifltir. Bunun sonucu olarak 1354 y l nda Gelibolu yu alarak Rumeli ne geçen Osmanl lar, Trakya ve Bat Anadolu da Kuman nüfusla karfl - laflm fllard r. Mo ollar n 13. as rda Cengiz Han önderli inde cihan imparatorlu u kurmalar ve Cengiz Han n 1227 y l nda ölümünden sonra imparatorlu un Cengiz Han n o ullar ve torunlar aras nda paylafl lmas yeni devletler ortaya ç kartm flt r. Bu yeni devletlerden birisi Cengiz Han n torunlar Batu Han ve Orda Han taraf ndan 1242 y l nda kurulan Alt n Orda Hanl d r. Bu devlet, Kumanlar, Tatarlar, Bulgar Türklerini, Hazarlar, Slavlar ve baflka çeflitli kavimleri de içine alan Türk-Mo ol Devletidir. Tarihçi El-Ömerî ye göre Mo ollar, Deflt-i K pçak bölgesine gelip burada hala ço unlukta olan K pçaklarla kar flt lar ve K pçaklaflt lar y l ndan bafllayarak Tatarlar, Tuna nehrini geçerek Balkanlara yerleflmeye bafllam flt r li y llarda Alt n Orda han Berke Han ve ye eni Nogay Han Müslüman olmufltur y l ndan sonra da Selçuklu taht mücadelesini kaybetmifl olan II. zzettin Keykavus, yan nda Sar Saltuk la ve kendisini destekleyen Türkmenlerle birlikte Bizans imparatoru taraf ndan Dobruca bölgesine yerlefltirilmifltir. Berke Han n Selçuklu sultan II. zzettin Keykavus la akrabal ve Dobruca ya yerlefltirilen bu Türk kitlesiyle münasebetleri bilinmektedir. Nogay Han, Cengiz imparatorlu undan ç km fl olan lhanl Devletinin hükümdar Hülagü yü 1263 y l nda yenme baflar s gösterdi y l nda Bizans imparatoru VIII. Mihail, k z Efrozina y Nogay Han a efl olarak verdi. Bunun üzerine Tatarlarla Bizansl lar n iliflkileri bar fl içinde oldu y l nda Alt n Orda han Özbek Han n ölümünden sonra Tatarlar Balkanlara ve Bizans Devletine olan ilgilerini kaybettiler.

108 100 Bizans Tarihi Kendimizi S nayal m 1. Bizans kaynaklar Türkler hakk nda hangi yüzy ldan hangi yüzy la kadar bilgi verir? a b c d e Göktürkler ile Bizansl lar aras nda dostluk anlaflmas n sa layan neden nedir? a. Lombardlar n Bat Roma topraklar n iflgal etmesi b. Sasanilerin her iki devlet için tehlike olarak alg - lanmas c. Bizans n Orta Asya ile ticareti gelifltirme arzusu d. Slavlar n Bizans ve Göktürkler taraf ndan ortak rakip alg lanmas e. Avarlar n stanbul kuflatmas na karfl Bizans n Göktürklerden yard m talebi 3. Bizans, Lombard tehlikesine karfl Avarlar hangi bölgeye yerlefltirmifltir? a. Panonya b. Skytia c. Trakya d. Transilvanya e. Dobruca 4. Bizans mparatoru II. Nikeforos un 26 Temmuz 811 de ordusunun büyük bir bölümü ile yok edilmesi hangi Bulgar hükümdar döneminde gerçekleflmifltir? a. Kubrat Han b. sperih Han c. Krum Han d. Omurtag Han e. Tervel Han 5. Bulgarlar n 865 y l ndan sonra H ristiyanl kabul etmesinin sonucu afla dakilerden hangisidir? a. Bulgarlar n Bizans la sürekli bar fl n elde etmesi b. Grek alfabesinin Slav diline adapte edilmesi c. Bulgar Devletinin Slav gelene ine göre teflkilatlanmas d. Bulgaristan n Bizans n bir eyaletine dönüflmesi e. Bulgarlar n Slavlaflarak Türklüklerini unutmas 6. Bizans Devletinin Hazarlarla 626 y l nda ilk münasebetleri kurmas n n nedeni afla dakilerden hangisidir? a. Hazarlar n Bizans taht mücadelelerine taraf olmalar b. Sasanilere karfl Bizans n Hazarlarla ittifak kurma iste i c. Hazar Leon un Bizans imparatoru ve Hazar hükümdar n n ortak torunlar olmas d. K r m Yar madas üzerinde Bizans-Rus rekabeti e. Hazar yöneticilerinin Yahudili i kabul etmesi 7. Peçenekler, Bizans tan ticarî ürün olarak afla dakilerden hangisini ithal etmemifllerdir? a. Baharat b. Kumafl c. Erguvanî boya d. Mücevherat e. Süt ürünleri 8. Kaynaklarda Tork, Torki, Toriki ve Torkman olarak adland r lan Türk Kavmi afla dakilerden hangisidir? a. Peçenekler b. Bulgarlar c. O uzlar (Uzlar) d. Hazarlar e. Avarlar 9. Kumanlar, hangi devletin teflkilatlanmas nda önemli rol oynam fllard r? a. II. Bulgar Devleti b. I. Bulgar Devleti c. Hazar Ka anl d. Avar Ka anl e. Bizans mparatorlu u 10. Bizans imparatoru VIII. Mihail in k z Efrozina y Nogay a efl olarak vermesinin siyasi nedeni afla dakilerden hangisidir? a. Bizans n Selçuklu sultan II. zzettin Keykavus la mücadelesi b. II. Bulgar Devletinin Anadolu Selçuklu Devletiyle ittifak kurmas c. K pçaklar n II. Bulgar Devletini ortadan kald rma giriflimi d y l nda Nogay Han n lhanl hükümdar Hülagü yü yenmesi e. Memluklu sultan n n Bizans la ittifak kurmas

109 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) 101 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar 1. d Yan t n z do ru de ilse Girifl bölümünü yeniden okuyunuz. 2. b Yan t n z do ru de ilse Göktürk-Bizans liflkileri bölümünü yeniden dikkatle gözden geçiriniz. 3. a Yan t n z do ru de ilse Avar-Bizans Münasebetleri bölümünü yeniden okuyunuz. 4. c Yan t n z do ru de ilse Bulgarlar ve Bizans bölümünü yeniden okuyunuz. 5. e Yan t n z do ru de ilse Bulgarlar ve Bizans bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 6. b Yan t n z do ru de ilse Hazarlar ile Bizansl - lar bölümünü yeniden okuyunuz. 7. e Yan t n z do ru de ilse Peçenekler ve Bizans bölümünü yeniden okuyunuz. 8. c Yan t n z do ru de ilse O uzlar (Uzlar) ile Bizans bölümünü yeniden okuyunuz. 9. a Yan t n z do ru de ilse K pçak/kuman-bizans liflkileri bölümünü yeniden okuyunuz. 10. d Yan t n z do ru de ilse Tatarlar n Bizans la liflkileri bölümünü yeniden okuyunuz. S ra Sizde Yan t Anahtar S ra Sizde 1 Bizans tarihi boyunca varl n tehdit eden pek çok rakiple karfl laflm flt r. Bizans diplomasisinin esas, askerî olarak bafl edemedi i düflman na yeni rakip oluflturmak olmufltur. Bu amaçla karfl laflt sorunlar çözmek amac yla Bizans, VII. yüzy la kadar kuzeyden gelen Hunlar, Atilla, Göktürk ve Avarlar gibi Türk kavimleriyle iflbirli- i yapm flt r. Bizans, 4. yüzy lda Ostrogot ve Vizigotlara karfl Hunlarla, Bat Roma ya karfl Atilla ile, 6. yüzy lda Sasanilere karfl Göktürklerle, Slav, Bulgar ve Lombardlara karfl Avarlarla anlaflmalar yapm flt r. Bizans bu anlaflmalar gere i Kuzeyli Türk komflular na y ll k haraç ödemifltir. Bu haraç ödenmedi i zaman Kuzeyli Türk komflular Bizans topraklar n ya malamak amac yla ak nlarda bulunmufltur. Pek çok Bizans flehri ele geçirilmesine ra men buralara iskan politikas uygulanmam flt r. Bunun sonucu olarak Bizans Devleti bölgeye gelen yeni bir kavimle anlaflma imzalayarak eski müttefikini bertaraf etme baflar s göstermifltir. S ra Sizde 2 Bulgarlar n 865 y l nda Boris in hükümdarl döneminde H ristiyanl kabul etmesinin etkisi, Boris in bu dönemde Bizans imparatoru olan Mihail in ad n almas ve Mihail-Boris olarak an lmas olmufltur. H ristiyanl n daha sonraki etkisiyle bölgedeki Slavlarla kar flan Bulgarlar, devlet teflkilat geleneklerinin Türk usulüne dayanmas na ra men dillerini kaybederek Slavlaflm fllard r. Hazarlar ise, alt tabakan n H ristiyanl, yönetici grubun Yahudili i kabulü ile Türk dünyas ndan koptular. Türk yurdu olan Deflt-i K pçak bölgesinde Bizans ve Ruslarla iliflkilerine ra men devlet olarak varl klar n sürdüremediler. S ra Sizde y l na gelindi inde Balkanlarda Bizans ordusunu 3 kere yenme baflar s göstererek Filibe, Edirne ve Keflan alarak Trakya bölgesine hakim olan Peçenekler vard. Anadolu da ise 1071 Malazgirt Savafl ndan sonra Marmara sahillerine kadar ulaflan Selçuklular ortaya ç km flt. Ege sahillerinde ise zmir merkezli olarak Çaka Bey, donanmas yla bölgeyi kontrol ediyordu. Bu üç siyasi teflekkül de Türk kökenliydi ve Bizans ortak tehlike olarak alg l yorlard. Bunun sonucu olarak 1091 y - l nda Bizans a karfl bu üç Türk grubu Balkanlar ve Anadolu yu içine alan Türk ittifak n kurdular.

110 102 Bizans Tarihi Yararlan lan Kaynaklar S ra Sizde 4 Balkanlardaki Kuman nüfusunun oluflumu, ayr yüzy llarda gerçekleflen iki temel göç dalgas yla oluflmufltur. Birinci göç dalgas 11. yüzy l n sonu ile 12. yüzy l n bafl nda gerçekleflmifltir. Bu ilk göç dalgas nda Kumanlar, Dobruca, Deliorman, Rodoplar ve Makedonya ya yerleflmifllerdir. Balkanlara ikinci ana Kuman göçü ise, 13. yüzy lda 1236 y l ndan sonra ortaya ç km flt r. Kumanlar, bu göç dalgas yla önce Trakya ya yerlefltiler. Daha sonra znik imparatoru III. Ioannis Vatacis Dukas, Kumanlar Bat Anadolu da Menderes Ovas na yerlefltirdi. Böylece Balkanlar ve Bat Anadolu da Kuman nüfusu olufltu. Brook, Kevin Alan, Hazar-Bizans liflkileri, Türkler C.2, Ankara 2002, s Browning, R., Byzantium and Bulgaria, A Comparat ve Study Across the Early Medieval Front er, London Browning, R., The Byzantine Empire, Washington Erdemir Palaz, Hatice, Göktürk-Bizans liflkileri, stanbul Gökbel, Ahmet, K pçaklar/kumanlar, Türkler C.2, 2002, s Hersak, Emil, Avarlar: Etnik Yarad l fl Tarihlerine bir bak fl, Türkler, C.2, Ankara 2002, s Jireçek, K., storiya na B lgarite, Sofya Kafeso lu,, Türk Milli Kültürü, stanbul Kayap nar, Ayfle, Kumanlar ve II. Bulgar Devleti ( ), Türkler, C.2, Ankara 2002, s Kurat, A.N, IV-XVIII. Yüzy llarda Karadenizdeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara Lazarov,., Pavlov, P., Tütündjiev,., Palangursky, M., Kratka storiya na b lgarskiya narod, Sofya Mangaltepe, smail, (Menandros Protektor ve Theophylaktos Simokattes) Bizans Kaynaklar nda Türkler, stanbul McEvedy, C., Ortaça Tarih Atlas, çev. Ayflen Anadol, stanbul 2004, s.57. Mutafçiev, P. - Mutafçieva, V., storiya na B lgarskiya narod ot naçenkite na çoveflkiya jivot po naflite zemi do b lgarskoto v zrajdane, Sofya Nemeth, G., La provenance du nom bulgar, Symbolae grammaticae in honorem Ioannis Rozwadowski, c. II, Cracow 1927, s Nemeth, G., Atilla ve Hunlar, Ankara Obolensky, D., The Byzantine Commonwealth, Eastern Europe , London Ostrogorsky, G., Bizans Devleti Tarihi, çev. F. fl ltan, Ankara Ögel, Bahaeddin, Göktürk Yaz tlar n n Apurum lar ve Fu-lin Problemi, Belleten, LXL33 (1945), Rasoniy, L., Tuna Köprüleri, Ankara Rasonyi, L., Tarihte Türklük, Ankara Roux, J.-P., Histoire des Turcs, Deux Mille ans du Pacifique à la Méditerrannée, Fayard Runciman, St., A History of the First Bulgarian Empire, London Tafla l, Ahmet, Göktürkler, Türkler, 2002, Tafla l, Ahmet, Gök-Türkler, Ankara 2003.

111 4. Ünite - Bizans ve Kuzeyli Türk Komflular (4-14. Yüzy l) 103 Vassary, stvan, Kumanlar ve Tatarlar, Osmanl Öncesi Balkanlar da Do ulu Askerler, ( ), çev. Ali Cevat Akkoyunlu, stanbul Wittek, P., Les Gagaouzes=Les Gens de Kaykaus, Rocwnik Orientalisticzny, XVII (1952), s Yücel Uydu, Muallâ, Balkanlar da Peçenekler, Türkler, C , s Yücel Uydu, Muallâ, Hazar Hakanl, Türkler, C , s Zlatarsky, V., storiya na b lgarskata d rjava prez srednite vekove, c. I/1, Sofya 1970.

112 5B ZANS TAR H Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Bizans - Büyük Selçuklu Devleti aras ndaki iliflkileri aç klayabilecek; Haçl seferlerinin Bizans a ve slam dünyas na etkisini aç klayabilecek; Anadolu nun fethini ve slamlaflmas n tart flabilecek; Bizans - Anadolu Selçuklular aras ndaki münasebetleri aç klayabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Bizans Devleti Anadolu ya Büyük Selçuklu Ak nlar Makedon ve Komninos ve Paleologos Hanedanlar Pasinler, Malazgirt, Miriokefalon Savafllar I., II., III. ve IV. Haçl Seferleri Anadolu nun Fethi, Türkleflmesi ve slamlaflmas Anadolu Selçuklu Devleti znik Bizans Devleti çindekiler Bizans Tarihi Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri B ZANS - BÜYÜK SELÇUKLU L fik LER HAÇLI SEFERLER, B ZANS VE SLAM DÜNYASI ANADOLU NUN FETH VE SLAMLAfiMASI ANADOLU SELÇUKLULARI VE B ZANS

113 Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri B ZANS - BÜYÜK SELÇUKLU L fik LER Genel olarak y llar aras nda a rl kl olarak ran, Irak, Suriye ve Anadolu co rafyas nda hâkimiyet kurmufl olan Büyük Selçuklu Devleti döneminde Bizans mparatorlu u nu Makedon ve Komninos hanedanlar yönetmifllerdir. Makedon Hanedan y llar aras nda iktidarda kalm fl ve özellikle II. Vasil ( ) zaman nda Bizans mparatorlu u ustinianos döneminden sonra en genifl s - n rlar na ulaflm flt r. Ancak II. Vasil i takip eden Makedon hanedan na mensup imparatorlar döneminde devlet h zl bir gerileme süreci içine girmifltir y llar aras nda Bizans sivil ve askeri asalet s n f aras ndaki iç mücaledelerde iyice zay flayan Bizans mparatorlu u nun bafl na y llar aras nda Kastomonu kökenli Komninos hanedan geçmifltir. Dolay s yla Büyük Selçuklular, Bizans n Makedon, sivil ve askeri asalet s n f ile Komninos hanedan na mensup idarecilerle Anadolu da mücadele içine girmifllerdir. Ça r Bey in Anadolu Seferi ve Türkmen Ak nlar O uzlar n Üçok kolunun K n k boyuna mensup olan Selçuklular n atas kabul edilen Dukak, X. yüzy l n ikinci yar s nda Aral Gölü nün do usunda hüküm süren O uz Yabgu Devleti nin ordu baflkomutan idi. Dukak n yerini alan o lu Selçuk Cend fiehri ne gelerek slâmiyeti kabul edip Müslüman oldu (Köymen, 1993, s.6 vd.). Selçuk Bey in 1007 y l nda Cend fiehri nde ölmesinin ard ndan ailenin bafl na o ullar ndan Arslan Yabgu geçti (Köymen, 1993, s.33-34). Bir süre sonra Cend den ayr lan Selçuklular, Mâverâünnehr bölgesine geldiler. Arslan Yabgu nun 1025 y l nda Gazneli hükümdar Mahmud ( ) taraf ndan Hindistan daki Kalincar Kalesi ne hapsedilmesi ve 1032 y l nda burada ölmesinin ard ndan hanedan n idaresi Selçuk Bey in torunlar Tu rul Bey (ö. 1063) ve Ça r Bey e (ö. 1060) geçti. Tu rul ve Ça r Beyler, 27 May s 1040 da Gazneli hükümdar Mesud u ( ) Dandanakan Savafl nda ma lup ederek Selçuklu Devleti ni kurdular (Turan, 1996,1, s ). Bizans mparatorlu u ile Büyük Selçuklu Devleti aras ndaki iliflkiler Ça r Bey in 1015/1016 da üç bin kiflilik bir süvari birli i ile Van Gölü havzas ndaki Ermeni Vaspurakan Krall n n topraklar n hedef alan keflif mahiyetindeki ak n yla bafllar y l nda bu kez Gazneli Mahmud un önünden kaçan Yabgulu Türkmenlerinin, Irak, Azerbaycan ve Do u Anadolu Bölgesi ne girdikleri görülmektedir. Bizans mparatorlu u na ait bölgelerden çok Güneydo u Anadolu daki Müslüman hâkimlerin topraklar n hedef alan ak nlar s ras nda a r kay plar vermifllerdir. O uzlar: O uz Türkleri Bozok ve Üçok olarak ikiye ayr l yor. Her biri on iki boydan 24 boy o uzlar teflkil ediyordu.

114 106 Bizans Tarihi Bu tarihlerde Do u Anadolu nun siyasî yap s nda bir tak m de ifliklikler olmaktayd. Ermeni kral I. Gagik in ( ) ölümünün ard ndan ç kan kar fl kl klar f rsat bilen Bizans mparatoru II. Vasil ( ), 1021/22 y l nda ç kt seferle Vaspurakan Ermeni Krall topraklar n Bizans arazisine katmas (Ostrogorsky, 1991, s.286 vd.) ve IX. Konstantinos Monomahos un ( ) 1045 y l nda, II. Vasil ( ) döneminde yap lan antlaflma gere i Ermeni Ani Krall n n topraklar - n ilhak etmesiyle Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans mparatorlu u aras nda herhangi bir tampon bölge kalmam fl oluyordu (Demirkent, D A-6, stanbul 1992, s.237). Tu rul Bey Dönemi ( ) Tu rul ve Ça r Beylerin 1040 y l nda Dandanakan da Gaznelilere karfl elde ettikleri kesin zaferin ard ndan Merv de toplanan kurultayda ülke hanedan mensuplar aras nda taksim edildi. Bat yönündeki fetihleri yürütme görevini bizzat üstlenen Tu rul Bey ise bu amaçla ilk ifl olarak devlet merkezini Niflabur dan Rey e nakletti. Böylece daha önce Anadolu topraklar nda Türkmenler taraf ndan yürütülen ak nlar n yerini Selçuklu ordular n n fetihleri alacakt. Rey: Rey flehri bügün ran n baflkenti olan Tahran flehrinin güney s n rlar içinde yer al r. Liparitis: Kafkasya da Gürcü kökenli bir aile olan Liparitis ailesi 1048 y l ndan itibaren Selçuklulara karfl mücadelede Bizans ordusu içinde yer alm flt r. Ancak daha sonra bu ailenin önemli bir kolu Selçuklulara kat larak Selçuklu hizmetinde yer al rken di er bir kolu 1177 y l na kadar Bizans ta varl n sürdürmüfltür. Pasinler Savafl (1048) Karargâh n Rey flehrinde kuran Tu rul Bey, emrindeki Selçuklu flehzâdelerinin her birini belirli bir bölgenin fethi ile görevlendirdi. Bizans mparatorlu u ile Büyük Selçuklu Devleti nin kuvvetleri aras ndaki ilk karfl laflma Vaspurakan s n r ndaki Büyük Zap suyu kenar nda meydana geldi. Bu savaflta Bizans ordusu taraf ndan pusuya düflürülen Selçuklu kuvvetleri a r bir yenilgiye u rat ld (Turan, 1996,1, s.121). Bu ma lubiyet üzerine Tu rul Bey, Azerbaycan valili ine tayin etti i brahim Y nal Anadolu seferi ile görevlendirdi. brahim Y nal idaresindeki Selçuklu ordusu ile Liparitis komutas ndaki Bizans ordusu aras nda Erzurum Pasinler Ovas nda gerçekleflen savafl Selçuklu kuvvetleri kazand (1048). Savafltan sonra karfl - l kl gidip gelen elçilik heyetlerinin ard ndan Bizans mparatoru IX. Konstantinos Monomahos, Emevîler devrinde stanbul da inflâ edilen cami ve medresenin tamir edilmesi, okutulan hutbenin, Abbasî Halifesi ve Selçuklu sultan ad na de ifltirilmesi, cami nin mihrab na Selçuklu hâkimiyet alameti olarak ok ve yay iflaretlerinin konulmas, fleklindeki istekleri kabul etti. Ancak Tu rul Bey in daha önce Abbasî Halifeli i ne ödenen y ll k verginin, flimdi kendilerine ödenmesi teklifi, imparator taraf ndan kabul edilmeyince iki devlet aras nda herhangi bir anlaflmaya var lamad (Turan, 1996,1, s ). Tu rul Bey in Anadolu Seferi (1054) 1054 y l nda büyük bir ordu ile Do u Anadolu ya giren Tu rul Bey ilk olarak Van Gölü nün kuzeydo usundaki Muradiye (Bergri) ve Van Gölü nün kuzeyindeki di- er bir önemli flehir olan Ercifl i ele geçirdi. Bu iki flehrin zapt edilmesinden sonra Tu rul Bey, bölgenin en önemli flehirlerinden birisi olan Malazgirt önlerine gelerek buras n kuflatt. Ancak Bizans valisi Vasil in fliddetli direnifli karfl s nda bir sonuç al namad ve Selçuklu sultan kuflatmay kald rarak geri çekilmek zorunda kald (Turan, 1996,1, s.131). Selçuklu Beylerinin Faaliyetleri ( ) Tu rul Bey in Anadolu dan ayr lmas ndan hemen sonra bir Bizans ordusu Gence ye kadar ilerledi. Bu harekât üzerine Tu rul Bey in Azerbaycan ve Anadolu s - n r na tayin etti i kardeflinin o lu Yakutî nin emrindeki komutanlardan Samuk, Bi-

115 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 107 zans topraklar na ak nlar düzenledi y l sonlar nda Dinar Bey komutas ndaki 3000 kiflilik Selçuklu birli i Malatya y ele geçirerek ya malad (Turan, 1996,1, s.151). Tu rul Bey in emriyle 1059 y l nda Anadolu ya Selçuklu ak nlar yeniden bafllad ve Salar- Horasan, Samuk, Emir Kapar ve Kicacic adl beylerin idaresindeki büyük bir Selçuklu ordusu Anadolu ya girdi. ki koldan hareket eden bu kuvvetlerin bir k sm Samuk idaresinde Sivas üzerine yürüdü ve flehri ele geçirdi (1059). Salar- Horasan idaresindeki ikinci kol ise Urfa y kuflatt fakat ele geçiremedi (1059) y l nda da Selçuklu ordusu, Ergani nin kuzeyindeki Bagi ve Tulhum a kadar ak nlar düzenledikten sonra ele geçirdikleri ganimet ve esirlerle birlikte Azerbaycan a geri döndü. Sultan Alp Arslan Dönemi ( ) Tu rul Bey in 4 Eylül 1063 de ölmesi üzerine o s rada Horasan genel valisi olan Ça r Bey in o lu Alp Arslan, Selçuklu taht na oturdu. Ayn dönemde Bizans taht nda X. Konstantinos Dukas ( ) bulunmaktayd. Baflkent sivil aristokrasisinin temsilcisi olan X. Konstantinos Dukas n ald malî önlemler çerçevesinde ordudaki asker mevcudunu azaltma karar, imparatorluk aç s ndan olumsuz sonuçlar do urdu. Alp Arslan n Gürcistan ve Do u Anadolu Seferi (1064) Amcas Tu rul Bey in bat siyasetini devam ettiren sultan Alp Arslan, ülke içinde düzeni sa lad ktan sonra 22 fiubat 1064 de Gürcistan ve Do u Anadolu seferine ç kt. Gürcistan da fetihler yaparak bölge hâkimlerini itaat alt na alan Alp Arslan Anadolu ya dönerek di er kuvvetleri ile birleflti. Bundan sonra Bizans n do udaki en önemli merkezlerinden birisi olan Ani üzerine yürüyen Selçuklu sultan, uzun bir kuflatman n ard ndan flehri ele geçirdi (Turan, 1996,1, s ). Selçuklu Beylerinin Faaliyetleri ( ) Alp Arslan n Anadolu dan ayr lmas n n ard ndan görevlendirdi i beylerinden Salar- Horasan idaresindeki birlikler, Bizans hâkimiyetindeki Urfa bölgesine ak nlar düzenledi ve karfl s na ç kan Bizans kuvvetlerini ma lup etti. Ayn s ralarda Diyarbak r bölgesinde faaliyetlerde bulunan di er bir Selçuklu Beyi Hano lu Harun, Halep ve çevresinde hüküm süren Mirdasîo ullar ile ittifak kurarak Bizans arazilerine ak nlar düzenledi. Bu Selçuklu beyi daha sonra Kuzey Suriye ye sefer düzenleyen Bizans imparatoru IV. Romanos Diogenis e ( ) karfl da baflar ile mücadele etmifltir (Turan, 1996,1, s.162). Bu dönemde Anadolu da faaliyetlerde bulunan Selçuklu beyleri içinde en meflhur olan hiç flüphesiz Afflin Bey idi. Antep, Antakya ve Malatya civar nda fetihler yapan Afflin Bey daha sonra ç Anadolu Bölgesi ne girerek 1067 y l nda Kayseri yi zapt etti. Ertesi y l Suriye ye kadar inen Bizans ordusunun arkas ndan dolaflarak stanbul-kilikya yolu üzerindeki Amuriyye (Amorion) Kalesi ni ele geçirdi. Son olarak 1070 y l nda Alp Arslan n n önünden kaçarak Anadolu ya giren ve daha sonra Bizans a s nmak için stanbul a giden Selçuklu fiehzadesi Erbasan takip eden Afflin Bey stanbul Bo az n n Anadolu k y s ndaki Kad köy e kadar ilerledi. Erbasan ve yan ndakilerin kendisine teslimi için imparator a haber gönderen Afflin Bey, bu iste i kabul edilmeyince yolu üzerindeki tüm Bizans yerleflim birimlerini ya malayarak geri döndü (Turan, 1996,1, s.176). Amorion: Günümüzde Afyon ilinin 80 km kuzeydo usunda Emirda ilçesinin yak n nda Hisarköyü olarak bilinen yerleflim birimidir.

116 108 Bizans Tarihi Resim Yüzy l Anadolusu

117 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 109 Malazgirt Savafl ve Sonuçlar mparator X. Konstantinos Dukas n ölümünden sonra onun efli Evdokia ile evlenerek Ocak 1068 de Bizans taht na oturan IV. Romanos Diogenis, iktidara gelir gelmez Türklerin Anadolu daki faaliyetlerine son vermek düflüncesi ile harekete geçti. Bu amaçla o, 1068 ve 1069 y llar nda Anadolu ya iki sefer düzenledi. Ancak kal c bir sonuç elde edemedi. IV. Romanos Diogenis, 1071 y l ilkbahar nda tüm Selçuklu ülkesini istila etmek amac yla stanbul dan büyük bir ordu ile yola ç kt. Alp Arslan Halep önlerinde iken, Bizans mparatoru nun büyük bir ordu ile Erzurum a do ru ilerledi ini ö renince M s r seferini yar da keserek derhal Anadolu ya döndü. 26 A ustos Cuma günü Malazgirt-Ahlat aras ndaki Rahve Ovas nda taraflar n karfl karfl ya geldi i savaflta, Bizans ordusu neredeyse tamamen imha edildi i gibi imparator IV. Romanos Diogenis de tutsak al nd. Esir Bizans mparatoru ve Alp Arslan aras nda bir antlaflma imzaland. Ancak Alp Arslan taraf ndan ülkesine dönmesi için serbest b rak lan IV. Romanos Diogenis, stanbul daki muhalif grup taraf ndan yap lan darbe ile iktidardan indirildi. Devrik imparatorun tahtta yeniden hak iddia etme ihtimaline karfl gözlerine mil çekilmesi ve stanbul da hapse at lmas n n ard ndan hayat n kaybetmesi ile bu antlaflma da geçersiz oldu (Ostrogorsky, 1991, s.319). Malazgirt zaferinin ard ndan Bizans-Selçuklu iliflkilerinde yeni bir dönem bafllam flt r. Nitekim Malazgirt Savafl öncesinde Anadolu da Türk yerlefliminden söz etmek pek mümkün de ilken, bu zaferden sonra Türkler art k ele geçirdikleri bölgelerde kal c olarak yerleflmeye bafllam fllard r. Anadolu nun Türk yerleflimine aç ld Malazgirt Savafl na kadar olan süreçte Bizans-Selçuklu iliflkilerini siyasî aç dan de erlendiriniz. HAÇLI SEFERLER, B ZANS VE SLAM DÜNYASI Haçl Seferleri Düflüncesinin Do uflu Haçl Seferleri, do urdu u sonuçlar itibar yla insanl k tarihindeki en önemli olaylar aras nda yer almaktad r. Kutsal topraklar n kâfirlerin iflgalinden kurtar lmas slogan yla bafllayan bu hareketin, dinî amaçlarla yap ld vurgulanmaya çal fl lm flt r. Oysa ki, 638 y l nda Hz. Ömer in Kudüs e girdi ini düflünürsek kutsal topraklar 450 y ldan fazla bir süredir Müslümanlar n elinde bulunuyordu ve bunca y ld r harekete geçmeyen H ristiyan dünyas flimdi ne olmufltu da do udaki din kardefllerini kurtarmak için bir fleyler yapma gere ini duymufltu. Bu aç dan bak ld nda Haçl Seferleri düflüncesinin do uflunda siyasî, sosyal ve ekonomik sebeplerin çok daha etkili oldu u anlafl lmaktad r (Demirkent, 1997, s.1). Ortaça Avrupas nda uzun zamand r devam eden açl k, yoksulluk ve topraks zl k sorunu Avrupal soylular çözüm aramaya sevk etmekteydi. Ayr ca Bat Kilisesi nin bu dönemde Bizans mparatorlu u nun içinde bulundu u zay f durumu de erlendirerek kudretini do- uda yayma iste i böyle bir seferi zorunlu k l yordu (Demirkent, 1997, s.1-2). Bizans ve Bat Bizans mparatorlu u nun evrensel hâkimiyetini ve talya daki varl n devam ettirmek isteyen mparatorlar, stanbul ve Roma kiliselerinin birbirinden kopmamas için büyük çaba sarf etmifllerdi. Öyle ki, bu birli i korumak isteyen I. Vasil (867-1 SIRA S ZDE

118 110 Bizans Tarihi Papa: Hristiyanl n Katolik mezhebine ba l olanlar n Roma da ikamet eden en üst dini liderine verilen s fatt r. Patrik: Hristiyanl n Ortodoks mezhebine ba l olanlar n stanbul da ikamet eden en büyük dini önderine verilen s fatt r. shisma: Hristiyanl k içinde Katolik ve Ortodoks inançlar n n birbirinden ayr lmas a Shisma denir. Bu ayr l k 1054 y l ndan günümüze kadar devam etmektedir. Komninos: Aleksios Komninos y llar aras nda yaklafl k bir as r sürecek olan ve Anadolu Selçuklu Devleti ile mücadele edecek olan Komninos hanedan n n kurucusu Bizans imparatorudur. 886) ve haleflerinin Roma Kilisesi nin stanbul Kilisesi üzerinde üstünlük kurma teflebbüslerini bile desteklemifllerdi (Ostrogorsky, 1991, s.310). ki kilise aras ndaki rekabetin alt nda yatan sebep evrensellik meselesi idi. Roma Kilisesi, tüm H ristiyanlar n en büyük temsilcisinin Papa olmas gerekti ini iddia ederken, bu fikre itiraz eden Do u Kilisesi, patrikliklerin kendi bölgelerinde özerk bir yap da olmalar n savunuyordu. Taraflar aras ndaki bu çat flma 16 Temmuz 1054 te Roma heyeti Ayasofya da Patrik Kirularios ve etraf ndakilerini aforoz etti ini buna karfl l k Patrikli in de Roma heyetindekileri aforoz etti ini aç klamas yla sonuçland. Böylece shisma hareketi gerçekleflerek stanbul ve Roma Kiliseleri birbirinden tamamen kopmufl oldu. Bat Kilisesi nihayet arad f rsat yakalam flt. Avrupa daki uygun flartlar n yan s ra Bizans mparatorlu u nun Türkler karfl s ndaki zay f durumu nedeniyle stanbul Patri i ne boyun e dirilerek Roma Kilisesi tüm H ristiyanlar n yegâne temsilcisi haline gelebilirdi. Ayr ca eskiden Bizans a ait olan topraklardan Türkler ç kar ld ktan sonra Avrupal soylular buralarda kendi hâkimiyetlerini kurabilirlerdi. Bu sebeple 1074 y l nda Bizans mparatoru VII. Mihail Dukas n ( ) Türkleri Anadolu dan ç kartmak için Avrupa dan ücretli asker talebi Papa VII. Gregorius ( ) taraf ndan olumlu karfl land. Ancak yerine getirilemedi (Runciman, 1989, s.77-78). Bununla birlikte bu fikir Bat da hiç unutulmad gibi zaman zaman Bizans mparatorlu u ndan da bu do rultuda istekler tekrarland. Birinci Haçl Seferi ( ) Bizans imparatoru I. Aleksios Komninos ( ) da 1089 y l nda Papa II. Urbanus tan ( ) ücretli asker gönderilmesini istedi. Onun bu talebi, gücünü Do u ya hâkim k lma düflüncesini tafl yan Papal k taraf ndan farkl bir flekilde de erlendirildi. I. Aleksios un ücretli asker talebi Papa II. Urbanus un 27 Kas m 1095 te orta Fransa da bulunan Clermont kentinde toplanan konsilde yapt ça r büyük bir Haçl Seferi halini ald (Demirkent, 1997, s.5vd.). Ancak Bizans topraklar na giren Haçl lar, Bizans tebaas Hristiyan halk n mallar n da ya malam fl ve pek ço unu öldürmüfllerdir. Pierre l Ermite adl bir kefliflin idaresinde stanbul a ulaflan bafl bozuk bu haçl kitlesi, mparator Aleksios taraf ndan Anadolu yakas na geçirilerek Yalova yak n ndaki Kibatos karargâh nda arkalar ndan gelen as l Haçl kuvvetlerini beklemeleri söylendi. Ancak uyar lara kulak asmayan Pierre l Ermite ve çevresindekiler, civar bölgeleri ya malay p karfl lar na ç kan herkesi öldürdüler. Haçl lar n znik yak nlar ndaki kasaba ve köyleri tahrip etti ini duyan I. K l ç Arslan ( ) onlar üzerine bir ordu sevk etti. Selçuklu kuvvetleri taraf ndan pusuya düflürülen Haçl - lar tamamen imha edildi. Sa kurtulmay baflaranlar ise imparator I. Aleksios Komninos un gönderdi i gemiler ile stanbul a geri götürüldüler (Demirkent, 1997, s.11vd.). I. Haçl Seferi ne kat lan as l Haçl ordular 1096 y l sonbahar ndan itibaren stanbul a gelmeye bafllad. mparator I. Aleksios Komninos ile kendilerine sa layaca erzak ve malzeme yard m karfl l nda Anadolu da ele geçirecekleri yerleri Bizans mparatorlu u na teslim edecekleri hususunda bir antlaflma yapan Haçl liderleri, Bizans gemileriyle Anadolu yakas na geçirildiler. Pelekanon daki karargâhta toplanan Haçl ordusu, haz rl klar n tamamlad ktan sonra Selçuklu baflkenti znik üzerine yürüdü.

119 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 111 Bu s rada Malatya y kuflatmakta olan I. K l ç Arslan, baflkentinin Haçl lar taraf ndan kuflat ld n haber al nca derhal geri döndü. Ancak kuflatmay yaramayan Selçuklu sultan geri çekilmek zorunda kald. Haftalarca süren fliddetli kuflatma karfl s nda daha fazla dayanamayacaklar n anlayan savunmac lar, flehri Haçl lar n ele geçirmesi halinde katliam yapacaklar n bildiklerinden Bizans mparatoru na haber göndererek kendilerine zarar verilmeyece i garanti edilirse znik i Bizans kuvvetlerine teslim edeceklerini bildirdiler. Bu teklifleri kabul edilince 18 Haziran 1097 gecesi göl taraf ndaki kap dan içeri al nan Bizans kuvvetleri flehre hâkim oldu (Demirkent, D A-6, stanbul 1992, s.237). znik in ele geçirilmesinden bir hafta sonra Haçl lar 21 Haziran da Eskiflehir e do ru yola ç kt lar. Bu esnada znik önünde baflar s z olarak geri çekilen I. K l ç Arslan, Anadolu dan geçecek haçl lar karfl lamak için Daniflmendli Gümüfltekin Ahmet Gazi ve Kayseri Bölgesi nin hâkimi olan Hasan Bey ile kuvvetlerini birlefltirdi ve Eskiflehir Ovas nda Haçl larla bir meydan savafl na girdi. Fakat I. K l ç Arslan komutas ndaki müttefik kuvvetleri bu savaflta bafltan afla z rhl ve uzun m zrakl Haçl flövalyeleri karfl s nda baflar s z olarak geri çekilmek zorunda kald (Demirkent, 1997, s.34vd.). Haçl kuvvetleri Eskiflehir den sonra Konya, Ere li, Kayseri, Göksun ve Marafl üzerinden ilerleyerek Ekim 1097 de Antakya önlerine geldiler. 10 Mart 1098 de Urfa ve 2/3 Haziran 1098 de Antakya y ard ndan Suriye üzerinden güneye do ru inerek 15 Temmuz 1099 da Kudüs ü ele geçirdiler y l nda da Trablus Kontlu u kuruldu. I. Haçl seferinin sonucu olarak islam dünyas içinde Antakya, Urfa, Trablusflam ve Kudüs te 4 tane Haçl flehir devleti kuruldu. I. Haçl Seferi nin bu baflar s Avrupa da büyük bir heyecan uyand rd ve yeni ordular n yola ç kmas na sebep oldu. Ancak 1101 y l nda birbiri ard na Anadolu topraklar na giren Haçl ordular bu kez baflar l olamam fllar ve Selçuklu kuvvetleri taraf ndan neredeyse tamamen imha edilmifllerdir. I. Haçl Seferi s ras nda say lar yüz binlerle ifade edilen Haçl ordular n n Anadolu dan geçmesi I. Sultan K l ç Arslan n yeniden toparlamaya çal flt Anadolu Selçuklu Devleti ne a r bir darbe indirdi. Bu sayede Bizans mparatorlu u baflta znik, zmir ve Efes gibi önemli flehirler olmak üzere tüm k y bölgelerini Türklerden geri ald. znik i Bizans a kapt ran I. K l ç Arslan ise Konya y yeni devlet merkezi olarak seçti. kinci Haçl Seferi ( ) Büyük Selçuklu Devleti nin Musul hâkimi madeddin Zengi nin 24 Aral k 1144 de Urfa y ele geçirerek Urfa Haçl Kontlu u na son vermesi Avrupa da büyük yank buldu. Bu nedenle 1145 y l Aral k ay nda Papa III. Eugenius ( ) yeni bir sefer ça r s nda bulundu. Papan n ça r s ile Alman imparatoru III. Konrad ( ) ve Fransa kral VII. Louis, ( ) komutas nda iki büyük Haçl ordusu Avrupa dan yola ç kt. 10 Eylül 1147 de stanbul önlerine gelen Alman imparatoru III. Konrad yol boyunca ordusunun yapt taflk nl klar sebebiyle Bizans imparatoru I. Manuil Komninos ( ) taraf ndan pek hofl karfl lanmad. I. Manuil Komninos, ordusunu Anadolu yakas na geçirdi i Alman imparatoru na kendisine verece i rehberlerin öncülü ünde Bizans arazilerinden geçerek Antalya ya gitmesini ve Türklerle savaflmamas n tavsiye etti. Ancak Bizans imparatoru nun uyar lar na kulak asmayan III. Konrad, I. Haçl ordular n n takip etti i yolu izleme- Zengiler: 12. ve 13. yüzy llar da Kuzey Irak ve Suriye de hüküm sürecek olan Selçuklu Atabeyi mameddin Zengi nin ad na izafeten oluflan Zengiler Atabeyli i nin kurucusudur.

120 112 Bizans Tarihi ye karar vererek znik e kadar ulaflt. Ancak Selçuklu topraklar na girdiklerinde her fley de iflti. Yiyecek ve su s k nt s çeken Haçl askerleri 25 Ekim de günümüzde Eskiflehir in içinde kalan Eskihisar olarak bilinen ve o dönemde Dorileon olarak adland r lan yerin yak n ndaki Sar su Irma na ulaflt klar nda verdikleri mola s ras nda Selçuklu sultan I. Mesud ( ) komutas ndaki Selçuklu ordusunun ani sald r s na u rad. Ordusu tamamen k l çtan geçirilen III. Konrad hayat n güçlükle kurtard ve tüm a rl klar n b rakarak yan ndaki küçük bir birlikle znik e do ru kaçt (Demirkent, 1997, s.104 vd.). Fransa kral VII. Louis in komutas ndaki ikinci ordu 4 Ekim 1147 de stanbul a geldi. Kas m ay bafl nda znik e ulaflan Frans zlar, Bal kesir, Bergama, zmir yolu ile Efes e Aral k ay nda da Denizli ye do ru ilerledi. Yolculuk s ras nda Yalvaç yak nlar ndaki nehri geçerken Türklerin sald r s na u rayan Haçl ordusu bu sald r y atlatarak Ocak bafl nda Denizli ye ulaflt. Denizli de dinlenmeyi umut eden VII. Louis, büyük bir hayal k r kl yaflad. Çünkü flehir ahalisi her fleylerini yanlar na alarak civardaki da lara çekilmiflti. Denizli de yiyecek hiçbir fley bulamayan VII. Louis vakit kaybetmeden yola devam edilmesi emrini verdi. Bir yandan hava koflullar di er yandan Türklerin sürekli sald r lar alt nda Toros da lar n aflarak sahile inmeye çal fl yorlard. Periflan haldeki Haçl lar dar Toros geçitlerinde beklemedikleri bir anda Selçuklu kuvvetleri taraf ndan pusuya düflürülerek a r kay plar verdi (Runciman, 1992, s ). Ordusunun büyük bir k sm n kaybeden VII. Louis güçlükle Bizans hâkimiyetindeki Antalya ya ulaflabildi. II. Haçl Seferi birincisinin aksine Haçl lar aç s ndan tam anlam ile baflar s zl kla sonuçlanm fl, Bizans imparatoru I. Manuil Komninos un uyar lar na kulak asmayarak Selçuklu topraklar ndan geçmeye kalkan Alman ve Frans z ordular neredeyse tamamen imha edilmifltir. Üçüncü Haçl Seferi ( ) Suriye ve M s r da Eyyübi hanedan n n kurucusu Selahaddin Eyyubî nin ( ) Kudüs ü fethiyle yaklafl k yüzy ll k bir aradan sonra 1187 y l nda flehir tekrar Müslümanlar n hâkimiyetine girmifl oluyordu. Papa VIII. Gregorius (1187) hemen bir bildiri yay nlayarak yeni bir Haçl Seferi ça r s nda bulundu. Ancak o bu seferi göremeden birkaç ay sonra öldü. Yerine Papa seçilen III. Clemens ( ) Alman imparatoru, ngiltere ve Fransa krallar yla temasa geçti. Her üçü de sefere kat lmay kabul etmekle birlikte ancak birkaç y l sonra yola ç kabildiler. Fransa kral II. Philip ( ) ve ngiltere kral Aslan Yürekli Richard ( ) Akdeniz üzerinden Akka ya gitmeyi tercih ederken, Alman imparatoru II. Friedrich Barbarossa ( ) daha önceki seferlerde oldu u gibi kutsal topraklara Anadolu üzerinden geçerek ulaflmaya karar verdi. 11 May s 1189 da yola ç kan II. Friedrich Barbarossa Macaristan üzerinden Bizans topraklar na girdi. stanbul a ulaflt ktan sonra Bizans imparatoru II. sakios Angelos ( ) ile görüflen Alman imparatoru, ordusunu 1190 y l Mart nda Çanakkale Bo az ndan Anadolu yakas na geçirdi. Bal kesir-alaflehir üzerinden Denizli ye ulaflan Haçl ordusu buradan Anadolu içlerine do ru ilerlemeye bafllad. Yolculuk s ras nda Selçuklu kuvvetleri taraf ndan zaman zaman sald r ya u rayan Alman ordusu 17 May s ta Anadolu Selçuklu Devleti nin baflkenti Konya ya girdi (Demirkent, 1997, s.151). II. K l ç Arslan n ( ) o ullar ndan Kutbeddin in Haçl ordusunu engellemeye yönelik giriflimleri baflar s zl kla sonuçland.

121 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 113 Konya da pek fazla kalmayan II. Friedrich Barbarossa, Selçuklu sultan ile anlaflt ktan sonra yoluna devam etti ve Toroslar aflarak Silifke ye ulaflt. Ancak 10 Haziran 1190 da askerleri Göksu Nehri kenar nda II. Friedrich Barbarossa n n cesedini buldular (Demirkent, 1997, s.152). mparator un ölümü ordusunun da lmas na sebep oldu. Askerlerin büyük k sm deniz yoluyla Avrupa ya dönerken geri kalan kuvvetlerle yola devam eden II. Friedrich Barbarossa n n o lu Antakya ya gelerek babas n n cesedini burada Antakya katedralinde defnetti. Dördüncü Haçl Seferi ( ) Kudüs ü Müslümanlar n elinden geri almak amac yla Papa III. Innocentius un ( ) ça r s ile düzenlenen IV. Haçl Seferi, Venedik Doçu Enrico Dandalo nun ( ) müdahalesi ile as l amac ndan saparak Bizans mparatorlu- u na yönelmifl ve stanbul un Haçl lar taraf ndan ele geçirilerek burada bir Latin mparatorlu u nun kurulmas ile sonuçlanm flt r Nisan nda Bizans baflkentine giren Haçl ordular o zamana kadar tarihin tan k oldu u en büyük ya ma ve katliamlardan birini sergiledi. flgalin ard ndan Flandre Kontu Baudouin ( ) Ayasofya da imparatorluk tac n giyerken Venedikli Tommaso Morosini de patrik seçildi. stanbul un düflmesinden sonra flehri terk eden Bizans soylular Latinler taraf ndan iflgal edilmemifl bölgelere giderek buralarda Bizans n devam n sa layan devletler kurdular. Latin iflgali üzerine stanbul dan kaçan Bizans imparatoru III. Aleksios Angelos un damad I. Teodoros Laskaris ( ) znik te, Mihail Dukas ( ) Epir de hâkimiyet kurdular. stanbul un Latinler taraf ndan iflgal edilmesinden çok k sa bir süre önce I. Andoronikos Komninos un ( ) torunlar Aleksios ve David ise Trabzon u ele geçirerek Trabzon mparatorlu u nu kurmufllard. Haçl Seferlerinin Bizans ve Anadolu daki Türk varl üzerindeki etkilerini de erlendiriniz. ANADOLU NUN FETH VE SLAMLAfiMASI Türk Fetihleri Öncesinde Anadolu nun Siyasî ve Demografik Yap s Anadolu nun Türkler taraf ndan fethedilmesi, Türk ve dünya tarihi aç s ndan bir dönüm noktas teflkil etmektedir. Her ne kadar IV. yüzy ldan bafllayarak baflta Hun, Sabir ve Bulgar olmak üzere çeflitli Türk topluluklar n n Anadolu ya girdikleri bilinmekteyse de XI. yüzy l n ikinci yar s na kadar bölgenin demografik yap s n de ifltirecek ölçüde kal c bir Türk yerlefliminden söz etmek mümkün de ildir. Türk fetihleri öncesinde Anadolu, yüzy llard r devam eden savafllar nedeniyle adeta bir harabe haline gelmiflti. IV. yüzy ldan itibaren bafllayan ve as rlarca devam eden Bizans-Sasanî savafllar s ras nda zaman zaman ülkeyi bafltan bafla kateden her iki taraf n ordular Anadolu da a r tahribatta bulunmufllard r. Sasanî Devleti nin ortadan kalkmas n n ard ndan ise bu sefer ran a hâkim olan slâm ordular - n n Emevîler ve Abbasîler döneminde Anadolu nun içlerine kadar uzanan seferler düzenledikleri görülmektedir. Bütün bu mücadeleler sonucunda köy ve kasabalar terk eden insanlar etraf surlarla çevrili olan korunakl kalelerde yaflamaya bafllam fl ve korunmas z düz alanlar ss zlaflm flt r. 2 SIRA S ZDE

122 114 Bizans Tarihi Anadolu da siyasî istikrar n yeniden sa land IX. yüzy l n ikinci yar s ile XI. yüzy l n ilk çeyre i aras daki dönemde Bizans yönetiminin Anadolu ya askerî, dinî ve ekonomik amaçl nüfus transferleri, XII. yüzy lda Komninos hanedan imparatorlar n n Türkleri k y bölgelerinden uzaklaflt rd ktan sonra Anadolu daki Bizans flehirlerinin surlar n güçlendirmeleri ve nihayet XIII. yüzy lda znik mparatorlu- u nun Bat Anadolu da kurdu u birlik, (Bask c, 2009, s.35vd.) Türk yay lmas karfl s nda yerli nüfusun korunmas na k smen de olsa katk da bulunmufltur. Selçuklu Sultanlar n n Takip Etti i Siyaset Anadolu Selçuklu Devleti nin kurulmas n n ard ndan daha önce ço unlukla ganimet elde etmeye yönelik Türkmen ak nlar n n yerini devlet nizam ve kanunlar çerçevesinde yap lan fetihler alm flt r. Bu topraklar bir vatan olarak gören Selçuklu sultanlar kurduklar devletin s n rlar n geniflletmek için yapt klar seferler s ras nda ele geçirdikleri bölgelerde asayifl ve huzurun temini için gerekli tedbirleri alm fllard r. Devlet s n rlar na dahil edilen bölgelerde yaflayan gayr-i müslim ahaliyi de kendi tebaas olarak gören Selçuklu yönetimi onlar n da Müslüman halk n sahip oldu u haklara sahip olmalar n sa lam flt r. Selçuklu sultanlar n n takip etti i adaletli yönetim ilk Selçuklu ak nlar s ras nda tedirgin olan yerli nüfusun Selçuklu yönetimine güvenmelerini ve sadakatle ba lanmalar n temin etmifltir. Bizans mparatorlu u nun takip etti i Ortodokslaflt rma ve Rumlaflt rma siyasetinden muzdarip Monofizit Ermeniler ve Süryanilerin yan s ra Bizans yönetiminin koydu u a r vergilerden bunalan Rum ahalinin de gönüllü olarak Selçuklu tebaas olmay kabul ettiklerine dair dönemin kaynaklar nda pek çok bilgiye rastlanmaktad r. Örne in 1142 y l lkbahar nda Suriye üzerine sefere ç kan II. oannis Komninos ( ), Beyflehir civar na geldi inde göl üzerindeki adalarda yaflayan ve Konya daki Türkler ile s k iliflkiler içinde olan Rum ahalinin Bizans a tâbi olmay reddetmesi oldukça dikkat çekicidir. Devrin Bizans yazarlar ndan Nikitas Honiatis in bu olay hakk nda: Gölün içinde, birçok yerde sudan f flk ran küçük fakat müstahkem adalar n ahalisi H ristiyan olmakla beraber, o s ralarda kay klar arac l ile Konya Türkleri ile çok canl iliflkiler sürdürmekteydiler. Böylece bunlarla Türkler aras nda sadece kuvvetli bir dostluk kurulmakla kalmam fl, bunlar da adet ve gelenekleriyle hemen hemen Türkleflmifllerdi. Bu sebepten de s - n r komflular n n taraf n tutuyorlar ve Bizansl lar kendilerine düflman görüyorlard. Uzun bir al flkanl k iflte milliyet ve dinden daha güçlü oluyor fleklindeki ifadeleri (Niketas, 1995, s.24) gayr-i müslim ahalinin ruh halini yans tmas bak - m ndan önemlidir. Bu durum Türkler ile Anadolu daki Bizans halk aras nda nas l güçlü ba lar kuruldu unu ve Türklerin kendi gelenek ve göreneklerini H ristiyan ahaliye kabul ettirdiklerini göstermektedir. Türkler, bölgenin yaln zca demografik yap s n de ifltirmekle kalmam fl, ayn zamanda Anadolu da yeni bir düzen kurmufllard. Böylece Selçuklu topraklar yeni gelen Türk nüfus ile yerli ahalinin kaynaflt, din, dil, rk ayr m gözetilmeksizin uzlaflma içinde yaflanan bir ülke haline gelmiflti.

123 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 115 Resim Yüzy l Anadolusu Bu harita, daha önce haz rlanm fl haritalardan yararlan larak Hasan Y lmazyaflar ve Levent Kayap nar Taraf ndan çizilmifltir.

124 116 Bizans Tarihi Anadolu nun Siyasî ve Demografik Yap s ndaki De iflim Anadolu, Bizans mparatorlu u s n rlar içindeki di er bölgelerle karfl laflt r ld nda çok daha önemli bir konuma sahipti. Bölge, verimli topraklar nda yetiflen ürünleri ile stanbul un yiyecek ihtiyac n karfl layan bir tah l ambar, toplanan vergilerle önemli bir gelir kayna idi. Hepsinden önemlisi Bizans n askerî gücünün temelini oluflturmaktayd. Zira ordunun en kalabal k ve seçkin birlikleri Anadolu eyaletlerinde bulunmaktayd. Bunun do al bir sonucu olarak da Bizans n en güçlü hanedanlar n n ve en kudretli komutanlar n n yetiflti i bir co rafyayd. Bütün bunlar n d fl nda Do u-bat, kuzey-güney istikametinde tüm ülkeyi bafltan sona kateden yollara sahip bölge stratejik aç dan da önemliydi. Büyük bir k sm n Roma mparatorlu u ndan devrald yol sistemini daha da gelifltiren Bizans mparatorlu u tüm flehirleri birbirine ba lam flt. Baflkent stanbul u do uya ba layan en önemli yol Kad köy den zmit Körfezi ne, oradan znik e geçiyordu. znik ten sonra Lefke, Osmaneli ve Eskiflehir e uzanan bu yol K z l rma geçtikten sonra biri K rflehir üzerinden Kayseri ye, di eri Nevflehir ve Kemerhisar üzerinden Tarsus a ve son olarak Belcik, Y ld zeli üzerinden Sivas a olmak üzere üç kola ayr l yordu. Sivas tan sonra da birkaç istikamete ayr lan yol kuzeyde Suflehri ve fiebinkarahisar, do uda Divri i ve Erzurum, güneyde Malatya ya ulafl yordu. Bat -do u istikametinde kuzeyden geçen yol ise zmit, Gerede, Çank r, Mecitözü, Amasya, Niksar ve fiebinkarahisar üzerinden Trabzon a oradan da do uda Erzurum ve Tebriz e kadar uzan yordu. Di er bir önemli yol ise Eskiflehir, Bolvadin, Akflehir üzerinden Kilikya ya inen yoldu. Sivas, Malatya, Diyarbak r üzerinden Nusaybin e ulaflan yol ise Anadolu yu Suriye ye ba l yordu. Kuzey-güney istikametinde ise Samsun ve Amasya üzerinden Kayseri ye ulaflan yol önemli bir güzergaht. Ayr ca, Ere li, Sinop ve Trabzon gibi Karadeniz üzerindeki önemli liman kentlerini iç bölgelere ba layan pekçok yol da mevcuttu (Bask c, 2009, s.19 vd.). Bütün bu etkenler göz önüne al nd nda Anadolu nun Bizans n varl aç s ndan hayatî bir öneme sahip oldu u ve dolay s yla imparatorlu un gücünün her zaman Anadolu daki konumu ile orant l oldu u ortaya ç kmaktad r. Bir baflka ifade ile Bizans mparatorlu u Anadolu yu elinde tuttu u sürece askerî ve ekonomik aç dan güçlü bir devlet olma özelli ini sürdürmüfl, bölgenin kontrolünü kaybetti- inde ise tüm gücünü yitirmifltir (Bask c, 2009, s.16). Bizans mparatorlu u ile Selçuklu Türkleri aras nda XI. yüzy l n ilk çeyre inden itibaren bafllayan ve 1308 y l nda Anadolu Selçuklu Devleti nin y k l fl na kadar devam eden iliflkiler ço unlukla mücadele fleklinde geçmifltir. Bu mücadele Bizans aç s ndan Türkleri Anadolu dan ç karmak, Selçuklular aç s ndan kendilerine yurt olarak seçtikleri bu topraklarda tutunabilmek için yap lm flt r. Bizans mparatorlu- u tüm çabalar na ra men sürekli olarak toprak kaybederken, Selçuklular her geçen gün hâkimiyet sahalar n biraz daha geniflletmifllerdir. Bu geliflmelerin do al sonucu olarak Anadolu nun siyasî yap s da tamamen de iflmifltir. Ülkenin hâkimi art k Bizans imparatoru de il, Anadolu Selçuklu Sultan d r ve halk art k Bizans kanunlar na göre de il Selçuklu kanunlar na göre idare edilmektedir. Anadolu nun fethi ve Türk yurdu haline gelmesi yaln zca kazan lan askerî baflar lar ile aç klanacak bir olgu de ildir. Unutmamak gerekir ki, Sasani ve Arap ordular da bu co rafyay bafltan bafla geçmeyi baflarm flt r. Selçuklu fetihlerini daha önceki bu harekâtlardan farkl k lan etken Türkistan, Horasan ve Azerbaycan dan gelen kalabal k Türkmen kitleleri ile desteklenmesidir. Ele geçirilen yerlere bu Türkmen topluluklar n n iskan edilmesi sonucu Selçuklu ordular n n kazand za-

125 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 117 ferler geçici baflar lar olmaktan ç k p kal c fetihler halini alm flt r. fiehirli ve göçebe her s n ftan insan n gelip yerleflti i Anadolu nun demografik yap s h zla de iflmifl ve nüfus üstünlü ü Türklere geçmifltir. Mo ol stilas ndan Sonra Yaflanan Geliflmeler 1243 y l nda Baycu Noyan ( ) komutas ndaki Mo ol ordusu karfl s nda Köseda da yaflanan hezimet Anadolu Selçuklu Devleti aç s ndan bir dönüm noktas d r. Bu tarihten sonra Mo ollara tâbi hale gelen Selçuklular ile Bizans aras ndaki iliflkiler farkl bir boyut kazanm flt r. Selçuklular ma lup eden Mo ollar n kendi hâkimiyet sahalar na da girmelerinden endiflelenen III. oannis Dukas Vatacis, ( ) Mo ollara karfl Selçuklu sultan II. G yaseddin Keyhüsrev ( ) ile antlaflma yapt. Fakat III. oannis Vatacis in beklentilerinin aksine Mo ollar znik mparatorlu u topraklar na herhangi bir sald r da bulunmad. Köseda bozgunu Anadolu Selçuklu Devleti aç s ndan tam anlam yla bir felaketle sonuçlan rken Bizans aç s ndan siyasî, askerî ve ekonomik yönden olumlu ve olumsuz yönde etkileri olmufltur. Her fleyden önce bu yenilginin ard ndan Mo ol boyunduru u alt na giren Anadolu Selçuklu Devleti ni znik mparatorlu u na karfl bir rakip olmaktan tamamen ç karm flt. Anadolu Selçuklu Devleti yöneticileri her geçen gün artan Mo ol bask s na karfl direnmeye çal fl rken, Selçuklular ile yap lan antlaflma ile do u s n r n güvence alt na alan znik yönetimi tüm askerî gücünü stanbul daki Latinlerle olan mücadeleye vermifltir. Ekonomik aç dan bak ld - nda ise kendi s n rlar içindeki huzur ortam ndan yararlanarak tar m ve hayvanc l n geliflmesi için büyük çaba harcayan imparatorun deste i ve yeni düzenlemeleri ile zenginleflen Bizans ahalisi Selçuklu ülkesinin harap olmas n n ard ndan ürettikleri tar msal ve hayvansal ürünleri de erinin çok üzerinde bir fiyatla Türklere satarak büyük kazançlar elde etmifllerdir. Mo ol istilas n n ard ndan Selçuklu idaresinin zaafa u ramas n n znik mparatorlu u aç s ndan bütün bu olumlu yans malar n n yan s ra olumsuz yönleri de vard. Selçuklu otoritesinin çökmesi ve Mo ol bask s kalabal k Türkmen topluluklar n n bafllar na buyruk hareket edebilecekleri denetimden uzak uç bölgelerine ak n etmesine sebep oldu. Bu durum znik s n r nda yo un bir bask oluflturdu. Aral ks z devam eden göçlerle say lar daha da artan bu Türkmen topluluklar geçimlerini sa lamak ve kendilerine yeni yaflam alanlar açmak için Bizans topraklar na ak nlar düzenlediler. Bat Anadolu nun Fethi ve Türkleflmesi Bat Anadolu nun fethi ve Türkleflmesi XIII. yüzy l n son çeyre i ile XIV. yüzy l n ilk yar s aras ndaki dönemi kapsamaktad r. Bizans mparatorlu u nun Anadolu da elinde kalan bu son topraklar kaybetmesi, XIII. yüzy l n sonlar ndan itibaren bölgede kurulan Türkmen Beyliklerinin baflar s kadar, 1261 y l nda Bizans baflkentinin yeniden stanbul a nakledilmesinden sonra imparatorlu un siyasî, askerî ve ekonomik yap s nda meydana gelen de iflikliklerle ba lant l d r. stanbul un 1204 y l nda Latinler taraf ndan iflgal edilmesinin ard ndan I. Teodoros Laskaris ( ) taraf ndan znik merkez olmak üzere kurulan ve tüm Bat Anadolu Bölgesi ne hâkim olan znik mparatorlu u döneminde yeniden organize edilen s n r savunma sistemi sayesinde Türklerin bat yönündeki ilerleyiflleri durdurulmufltur A ustos unda VIII. Mihail Paleologos ( ) Bizans mparatorlu u nu yeniden ihya eden imparator s fat yla stanbul a girdi inde Bizans-

126 118 Bizans Tarihi l lar n elli yedi y ll k hayalini gerçeklefltirmiflti. Ancak baflkentin yeniden stanbul a nakledilmesinin ard ndan de iflen flartlar n kaç n lmaz bir sonucu olarak tüm dikkatin bat daki mücadelelere verilmesi Anadolu eyaletleri aç s ndan felaketle sonuçland. mparatorlu un artan giderlerini karfl lamak için VIII. Mihail in vergi kanununda yapt düzenlemeler özellikle Anadolu daki Bizans köylülerinin üzerine a r bir yük bindirmifl, ayr ca toprak kullan m ile ilgili yap lan de ifliklikler sonucunda, s n r savunmas ndan sorumlu yerli askerlerin imtiyazlar ellerinden al nm flt. Hepsinden önemlisi do u s n r n savunan savafl konusunda tecrübeli bu kuvvetlerin, bat daki mücadelelerde kullan lmak üzere götürülmelerinin ard ndan onlar n yerini ücretli askerler alm flt. Hazine taraf ndan maafl ödemeleri geçiktirilen bu askerlerin görev yerlerini terk etmeleri sonucunda ise, Türklerin savunmas z kalan bölgeleri ele geçirmesi önünde engel kalmam flt. Devrin Bizans yazarlar ndan Pahimeris in ifadelerine göre Bizans yönetiminin üzerlerine yükledi i a r vergileri ödemekte güçlük çeken Bizans halk, kendilerine daha adil davranan Türklerin taraf na geçmeye bafllam fl ve Türkler, kendi saflar na geçen ahalinin rehberli inde Bizans topraklar n ele geçirmifllerdi (Pakhymeres, 1984, s ). VIII. Mihail Paleologos un s n r savunmas n n çökmesinin ard ndan Bizans arazilerini ele geçiren Türkleri uzaklaflt rmak için harcad çabalar sonuçsuz kald. VIII. Mihail Paleologos un o lu ve halefi II. Andronikos Paleologos ( ) ve onun ard llar döneminde imparatorlukta iç kar fl kl klar ve isyanlar birbirini takip etti. Bu devirde Anadolu da Osmanl Türkleri, Balkanlarda ise S rplar, Bizans n u raflmak zorunda kald iki yeni ve güçlü rakipti. S rp sald r lar n durdurmay baflaran II. Andronikos, yüklü miktarda bir tazminat ödemek flart yla da Venedik i bar fla raz etti (1302). Ancak bu y llarda Bizans için en büyük tehlike Anadolu da her geçen gün daha da güçlenen Türklerdi (Demirkent, D A-6, stanbul 1992, s ). Nitekim XIV. yüzy l n ilk yar s nda güçlü surlar arkas ndaki korunakl birkaç flehir d fl ndaki tüm bölgeler Türkler taraf ndan ele geçirilmifl, henüz ele geçirilmemifl flehirlerin ise birbirleri ve baflkent ile olan ba lant lar kesilmiflti. SIRA S ZDE 3 Türk fetihlerinin ard ndan Anadolu nun siyasî ve demografik yap s ndaki de iflimler nelerdir? Aç klay n z. ANADOLU SELÇUKLULARI VE B ZANS Kutalm flo ullar n n Anadolu ya Gelifli ve lk Faaliyetleri Anadolu Selçuklu Devleti nin kurucusu Kutalm flo lu Süleymanflah ( ) ile kardeflleri Mansur, Devlet ve Alp lig in, Büyük Selçuklu Devleti nin sultan Alp Arslan n ( ) 1072 y l ndaki ölümünün ard ndan Anadolu ya geldikleri bilinmektedir. Kutalm flo ullar ndan Alp lig ve Devlet ilk olarak Urfa ve Birecik taraflar na gelirken di er iki kardefl Süleyman ve Mansur ise kendilerine destek veren Türkmenlerle Orta Anadolu ya geldiler. Süleymanflah 1075 y l nda Bizans valisi Martavkosta n n elinden Konya y, ard ndan da Romanos Makri idaresindeki Konya Takkeli da n n yamac ndaki Gevale kalesini ele geçirdi. Süleymanflah k sa bir süre içerisinde zorluk çekmeden Konya dan znik e kadar olan bölgeleri hâkimiyeti alt na ald (Turan, 1996,2, s.54). Süleymanflah n bu kadar genifl bir co rafyay k sa süre içinde ele geçirmesi, Bizans mparatorlu u nun bu dönemde içinde bulundu u kar fl kl klar ile ilgiliydi.

127 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 119 znik in Fethi ve Anadolu Selçuklu Devleti nin Kuruluflu 1078 y l nda Bizans taht n ele geçirmek amac yla isyan eden Bizans n Anadolu ordular komutan Nikiforos Votaniatis, Süleymanflah n deste i ile stanbul üzerine yürüyerek taht ele geçirdi. Nikiforos Votaniatis ile Süleymanflah aras ndaki dostluk ve iflbirli i Süleymanflah n 1080 y l nda Votaniatis e karfl ayaklanan Nikiforos Melisinos u deteklemesi ile son buldu. Süleymanflah n deste ini alan Melisinos, stanbul üzerine giderken Anadolu da u rad flehirlerde imparator gibi karfl land. Bu flehirlerde ço unlu u Selçuklu kuvvetlerinden oluflan garnizonlar b rakarak baflkente do ru ilerleyen Melisinos bu s rada di er bir taht iddiac s Aleksios Komninos un stanbul da Bizans taht na oturmas ile amac na ulaflamad (Ostrogorsky, 1991, s ). Nikiforos Melisinos un ayaklanmas n n en önemli sonucu, güvenliklerinin sa lanmas için flehirlere yerlefltirdi i Türk garnizonlar n n bir daha buralar terk etmemeleri sonucu baflta znik olmak üzere Bat Anadolu daki pek çok flehrin Selçuklu hâkimiyetine girmesi olmufltur. Böylece stanbul un yan bafl ndaki znik i ele geçiren Süleymanflah, buras n kurdu u devletin merkezi yapt. znik in Fethinden I. Haçl Seferi ne Kadar Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti Yeni Bizans imparatoru I. Aleksios Komninos ( ) bat daki Norman tehlikesi sebebiyle do u s n r nda sükûneti sa lamak amac yla 1081 y l nda Süleymanflah ile bir bar fl antlaflmas imzalad. Bu antlaflma ile Süleymanflah da do uda fetihler yapma f rsat yakalam fl oldu y l nda Tarsus u ertesi y l Adana, Misis ve Anazarba y ele geçirerek hemen hemen bütün Çukurova bölgesini fetheden Süleymanflah, 1085 y l nda Antakya y alarak Suriye ye kadar ilerledi. Fakat Anadolu Selçuklu sultan 1086 y l nda Halep yak nlar nda Büyük Selçuklu sultan Melikflah n kardefli ve Suriye hâkimi Melik Tutufl ile yapt savaflta hayat n kaybetti (Turan, 1996,2, s.71 vd.). Süleymanflah n Suriye seferine ç karken znik in yönetimini b rakt Ebu l Kas m adl beyi, I. K l ç Arslan n ( ) 1093 y l nda Anadolu ya dönerek babas n n taht na oturmas na kadar geçen süre boyunca Anadolu Selçuklu Devleti nin idaresini elinde tuttu y l bafl nda znik e dönerek Selçuklu taht na oturan I. K l ç Arslan, babas Süleymanflah n ölümünden sonra I. Aleksios Komninos un Selçuklular n hâkimiyetindeki bölgelerin büyük k sm n ele geçirmifl olmas sebebiyle Bizans a karfl sald r ya geçti. I. K l ç Arslan, Marmara Denizi nin güneyindeki bölgeleri ele geçirmek için u rafl rken, kay npederi olan zmir hâkimi Çaka Bey de Çanakkale ye do ru ilerlemekteydi. Çaka Bey, daha önce imparatorlu un Balkanlardaki topraklar nda faaliyetlerde bulunan Peçenek Türkleri ile Bizans a karfl bir iflbirli i yapm fl ancak I. Aleksios Komninos un 1091 Nisan nda di er bir Türk kavmi olan Kumanlarla anlaflarak Peçenekleri neredeyse tamamen imha ettirmesiyle bu ittifak sonuçsuz kalm flt. Peçenek tehlikesini bu flekilde bertaraf eden I. Aleksios Komninos, Çaka Bey e karfl da damad I. K l ç Arslan kulland. Selçuklu sultan na yazd mektuplar neticesinde. I. K l ç Arslan kay npederini öldürttü (Turan, 1996,2, s.98). I. K l ç Arslan n saltanat dönemindeki en önemli geliflme I. Haçl Seferi dir. Bu müdahale sayesinde Bizans mparatorlu u, Türkleri k y bölgelerinden tamamen uzaklaflt rmay baflarm flt r.

128 120 Bizans Tarihi fiahinflah: fiahinflah n ad baz araflt rmac lar taraf ndan Melikflah olarak da verilmektedir. Haçl Seferi nden Miriokefalon a Kadar Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti I. K l ç Arslan n 1107 y l nda Büyük Selçuklu Devleti beylerinden Çavl ile yapt - savaflta hayat n kaybetmesinden o lu fiahinflah n ( ) iktidar ele geçirmesine kadar Selçuklu taht üç y l bofl kald. Bu süre içinde Anadolu Selçuklu Devleti büyük bir sars nt geçirdi y l nda I. Mesud, ( ) kay npederi Daniflmendli Emir Gazi nin yard m ile kardefli fiahinflah ortadan kald rarak Selçuklu taht n ele geçirmifltir. Bu olaydan iki y l sonra I. Aleksios Komninos un ölümüyle Bizans iktidar nda de ifliklik olmufl ve yerini o lu II. oannis Komninos ( ) alm flt r. II. oannis, imparator olduktan sonra babas n n zaman nda Bizans hâkimiyetindeki bölgelere ak nlar düzenleyen Türklerin faaliyetlerine son vermek için harekete geçti y l nda Denizli üzerine giden II. oannis, Selçuklu valisi Baflara y ma lup ederek Denizli yi tekrar Bizans arazisine katt. Bir y l sonra yeniden Türkler üzerine sefere ç kan imparator, Uluborlu yu ele geçirdi (Turan, 1996,2, s.161). mparatorlu un Balkanlardaki topraklar n ya malayan Peçenekleri 1122/23 de ma lup ettikten sonra Macarlar da itaat alt na alan II. oannis Komninos, bat s n - r n emniyet alt na ald ktan sonra tekrar Anadolu daki durumla ilgilendi y l nda Karadeniz Bölgesi ndeki Türkler üzerine sefere ç kan II. oannis, Kastamonu yu ele geçirdi. Fakat imparatorun stanbul a dönmesinden hemen sonra flehir yeniden Türklerin eline geçti (Turan, 1996,2, s.171). Anadolu Selçuklu Devleti ve Daniflmendliler aras ndaki rekabetten faydalanan II. oannis Komninos 1134 y l nda Selçuklu sultan I. Mesud ile ittifak kurarak Daniflmendliler üzerine sefere ç kt. Bu sefer s ras nda sultan I. Mesud un aralar ndaki antlaflmay bozarak Daniflmendlilerin taraf na geçmesine ra men imparator, Kastamonu ve Çank r flehirlerini ele geçirmeyi baflard. Bununla birlikte Bizans n bölgedeki hâkimiyeti pek uzun sürmedi ve Türkler bu flehirleri bir süre sonra yeniden feth etti. II. oannis Komninos 1139 y l nda Daniflmendlilerin merkezi Niksar üzerine giderek flehri kuflatt. Ancak baflar l olamayarak kuflatmay kald r p stanbul a geri döndü. II. oannis Komninos un 1143 y l nda Suriye üzerine ç kt sefer s ras nda Kilikya da ölmesinin ard ndan o lu I. Manuil Komninos ( ) imparator oldu. Babas n n siyasetini devam ettiren I. Manuil Komninos tüm dikkatini Anadolu daki Türkler ile mücadeleye verdi. stanbul da düzeni sa lad ktan sonra büyük bir ordu ile Anadolu ya hareket eden I. Manuil Komninos, Akflehir i ele geçirdikten sonra ilerleyiflini sürdürerek Selçuklu baflkenti Konya önlerine geldi (1146). Uzun ve fliddetli bir kuflatmaya ra men bir sonuç elde edemeyen I. Manuil, Avrupa da ikinci bir Haçl seferinin bafllad haberinin gelmesiyle kuflatmaya son vererek geri çekildi. Sultan I. Mesud un 1155 y l nda ölmesinin ard ndan o lu II. K l ç Arslan ( ) Selçuklu taht na oturdu. Uzun bir aradan sonra tekrar Anadolu daki geliflmelerle ilgilenen I. Manuil Komninos 1158 y l nda Çukurova seferine ç kt. mparator dönüflü s ras nda Larende ve Kütahya yak nlar nda Türkmenlerin sald r s na u rayarak a r kay plar verdi. Bir y l sonra bu kez do rudan Selçuklular üzerine sefere ç kan imparator Eskiflehir yak nlar nda Türkmen sald r lar na u rayarak bir sonuç elde edemeden stanbul a döndü y l nda özellikle Menderes bölgesindeki Türklerin faaliyetlerine son vermek için bir sefer düzenleyen imparator bölgede duruma hâkim olduktan sonra baflkente döndü. Selçuklulara karfl her y l büyük

129 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri ordularla düzenlenen seferlere ra men kal c bir sonuç elde edemeyen I. Manuil Komninos, II. K l ç Arslan a karfl Anadolu daki Daniflmendli melikleri ile iflbirli i yapma karar ald. Bizans imparatorunun deste ini alan Daniflmendliler karfl s nda güç duruma düflen II. K l ç Arslan bu ittifak parçalamak amac yla I. Manuil e daha önce Bizans a ait olan pek çok flehri geri verece ini, bunun d fl nda elindeki H ristiyan esirleri de serbest b rakaca n bildiren bir mektup göndererek anlaflma teklifinde bulundu. Bu teklifi olumlu karfl lan nca II. K l ç Arslan imparator ile yüzyüze görüflmek için stanbul a gitti (Niketas, 1995, s.81). Uzun süre kald stanbul dan Bizans imparatoru ile bir antlaflma yaparak ayr lan II. K l ç Arslan bu flekilde Anadolu daki rakiplerine karfl büyük bir avantaj sa lad. II. K l ç Arslan n rakiplerine karfl üstünlük sa layarak Anadolu da birli i sa lamas, buna karfl l k kendisi ile yapt antlaflman n flartlar n yerine getirmemesi üzerine I. Manuil Komninos ye eni Andronikos Vatacis i bir miktar kuvvetle Paflagonia bölgesine gönderirken, kendiside 1176 y l ilkbahar nda büyük bir ordu ile Selçuklu baflkenti Konya y ele geçirmek üzere stanbul dan yola ç kt. Denizli ve Homa y geçen imparator, Düzbel-Karl -Haydarl -Karadilli-Uzunp - nar-karam k üzerinden dar bir geçidin hemen giriflinde bulunan Miriokefalon adl kalenin bulundu u yere ulaflt. Bizans ordusu bu bo azda Selçuklu kuvvetleri taraf ndan pusuya düflürülerek tamamen imha edildi (17 Eylül 1176) (Demirkent, D - A-6, stanbul 1992, s.238). mparator un esir edilmesi an meselesiyken II. K l ç Arslan beklenmedik bir flekilde I. Manuil Komninos ile anlaflmay tercih etti. Devrin kaynaklar nda ayr nt l bilgi verilmeyen bu antlaflmaya göre imparator Dorileon ve Isparta n n Uluborlu ilçesinin yak nlar nda olan Suvleon kalelerinin y k lmas n taahhüt etmekteydi. Bizans tarihindeki en a r yenilgilerden birisi olan bu büyük bozgunla Bizans mparatorlu u nun Türkleri Anadolu dan ç karma ümidi son bulmufl oluyordu. 121 Paflagonia: Sakarya ve K z l rmak nehirleri aras nda kalan ve kuzeyde Sinop tan, Bart n a kadar Karadeniz sahillerine ulaflan ve merkezi Çank r olan bölgenin Bizans dönemindeki ad d r. Miriokefalon dan IV. Haçl Seferine Kadar Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti I. Manuil Komninos un II. K l ç Arslan ile yapt antlaflma flartlar n tam olarak yerine getirmemesi Selçuklu-Bizans çat flmalar n n yeniden bafllamas na sebep oldu. II. K l ç Arslan 1177 y l nda kaynaklarda ismi Atapakes (Atabey) olarak geçen bir beyini k y bölgelerine kadar tüm Menderes bölgesini ya malamakla görevlendirdi. Ayr ca Selçuklu Devleti ne tabi Türkmenlerin Bizans arazilerine ak nlar tekrar bafllad. I. Mauel Komninos özellikle Türkmen ak nlar na son vermek amac yla 1178 ve 1179 y llar nda bizzat ordusunun bafl nda Anadolu ya iki sefer düzenlediyse de bir sonuç elde edemedi. I. Manuil Komninos un 1180 y l nda ölümünden 1204 y l ndaki IV. Haçl Seferine kadar geçen süre boyunca Bizans mparatorlu u nun içine düfltü ü kar fl kl klar Selçuklu hâkimiyetinin yay lmas na katk da bulunmufltur. Baflta Uluborlu ve Kütahya gibi önemli merkezleri ele geçiren Selçuklu kuvvetleri Denizli ve Alaflehir çevresindeki tüm bölgeleri de kontrol alt na alm fllard r. II. K l ç Arslan n 1192 y l nda ölümünün ard ndan Selçuklu taht na o ullar ndan I. G yaseddin Keyhüsrev oturdu. Ancak onun bu ilk saltanat pek uzun sürmedi ve kardefli II. Rükneddin Süleymanflah ( ) taraf ndan iktidardan uzaklaflt r larak ülkeyi terk etmek zorunda b rak ld. II. Rükneddin Süleymanflah a ra men Anadolu da kalamayaca n anlayan I. G yaseddin Keyhüsrev, Bizans imparatoru III. Aleksios un deste ini sa lamak için stanbul a gitmeye karar verdi. stan-

130 122 Bizans Tarihi bul da çok iyi karfl lanan ve a rlanan Keyhüsrev bununla birlikte Bizans imparatorundan taht ele geçirebilmesi için gerekli olan deste i alamad y l ndaki Latin iflgaline kadar stanbul da kalan I. G yaseddin Keyhüsrev, bu arada Bizans soylular ndan Manuil Mavrozomis in k z yla evlendi. Frigya: Anadolu yar madas n n bat k sm nda Sakarya nehri ile Büyük Menderes rmaklar aras nda kalan bölgenin ad d r. Haçl Seferinden Köseda Bozgununa Kadar Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti Papa III. Innocentius un ( ) ça r s yla bafllayan IV. Haçl Seferi, 1204 Nisan nda stanbul un Haçl kuvvetleri taraf ndan iflgali ve Bizans baflkentinde elli yedi y l boyunca hüküm sürecek bir Latin mparatorlu u nun kurulmas ile sonuçland. stanbul un Latinler taraf ndan ele geçirilmesinin ard ndan flehri terk eden baz Bizans soylular imparatorlu un de iflik bölgelerinde Bizans n devam n sa layan devletler kurdular. Bu devletler içerisinde en önemlisi 1261 y l nda stanbul daki Latin iflgaline son vererek Bizans yeniden ihya edecek olan znik mparatorlu u idi. Latin iflgali dolay s yla stanbul dan ayr lanlar aras nda I. G yaseddin Keyhüsrev de vard. Ailesi ve maiyetindekilerle birlikte kay npederi Mavrozomis in yan na giden Keyhüsrev, Konya ya dönünceye kadar onunla birlikte kald. II. Rükneddin Süleymanflah n 1204 y l nda ölümünün ard ndan Selçuklu devlet adamlar taraf ndan Konya ya davet edilen I. G yaseddin Keyhüsrev ( ) yaklafl k dokuz y ll k bir aradan sonra Selçuklu taht na yeniden oturdu (fiubat 1205). I. Teodoros Laskaris ( ) ve I. G yaseddin Keyhüsrev aras ndaki iliflkiler bafllang çta dostça idi. stanbul daki Latin mparatorlu u ile Selçuklu topraklar aras nda bir tampon oluflturan znik mparatorlu u ile 1206 y l nda bir dostluk antlaflmas imzalanm flt. Ancak bu durum pek uzun sürmedi. Bu s rada, Keyhüsrev i stanbul da misafir eden ve Latin iflgalinin ard ndan flehri terk eden III. Aleksios Angelos, ( ) sultan n yan na gelerek damad I. Teodoros Laskaris i flikâyet etti. III. Aleksios, kendi hakk oldu unu iddia etti i znik taht için Keyhüsre den yard m talep etti. Keyhüsrev, znik i almak için hemen harekete geçti. Bir elçi arac l yla gönderdi i mektupta taht n Aleksios a devredilmesini isteyen Keyhüsrev, bu talebi geri çevrilince III. Aleksios u da yan na alarak Laskaris üzerine yürüdü. Fakat 1211 y l nda Yalvaç n 1 km kuzeydo usundaki Antiokheia yak nlar nda meydana gelen savaflta Selçuklu sultan hayat n kaybetti (Turan, 1996,2, s.288 vd.). I. G yaseddin Keyhüsrev in ölümünden sonra Selçuklu taht na oturan o lu I. zzeddin Keykavus ( ), znik mparatorlu u ile anlaflmay tercih etti. I. Teodoros Laskaris ile I. zzeddin Keykavus aras nda yap lan bu antlaflma uzun süre geçerlili ini korumufl ve iki taraf n s n r kuvvetleri aras ndaki çat flmalar d fl nda elli y l boyunca iki devlet aras nda büyük çapl bir savafl olmam flt r. Bununla birlikte bu dönemde özellikle Denizli ve Menderes havzas na gerçekleflen Türkmen göçleri bölgenin demografik yap s n n de iflmesine sebep olmufltur. Türk kökenli Kumanlar kullanarak Bat Anadolu daki Türkmen yay l fl na engel olmak isteyen znik yönetimi Balkanlardan aileleriyle birlikte göçürdü ü kalabal k bir Kuman toplulu unu Menderes havzas ve Frigya bölgesine yerlefltirdi. Fakat al nan bu önlem bir ifle yaramad gibi Kumanlar n Türkmenlerle kar flmas yla bölgenin Türkleflmesi h z kazand. I. zzeddin Keykavus un saltanat döneminde Bizans-Selçuklu iliflkilerindeki önemli geliflmelerden birisi de, Trabzon mparatorlu u nun Anadolu Selçuklu Devleti ne tabi hale gelmesidir y l nda Selçuklu kuvvetlerinin Sinop kuflatmas

131 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 123 devam ederken, Trabzon d fl nda avlanan imparator Aleksios Komninos, Selçuklu askerleri taraf ndan esir edilmiflti. Esir imparator, serbest b rak lmas için I. zzeddin Keykavus ile yapt antlaflma gere i vasal oldu unu kabul etti i Selçuklu sultan na Sinop u teslim etmifltir (Ostrogorsky, 1991, s.399). Trabzon mparatorlu- u nun Selçuklulara tabiyeti 1243 y l ndaki Köseda bozgununa kadar devam etmifl, bu tarihten sonra Anadolu Selçuklu Devleti gibi onlar da Mo ollara tabi hale gelmifllerdir. Köseda Bozgunundan Anadolu Selçuklu Devleti nin Y k l fl na Kadar Yaflanan Geliflmeler III. oannis Vatacis ( ), Selçuklular n Köseda Savafl nda ma lup oldu- unu ö rendi inde Mo ollar n znik mparatorlu u nun topraklar na da sald rmalar ndan endiflelendi inden, Mo ollara karfl Selçuklu sultan II. G yaseddin Keyhüsrev ile antlaflma yapt. Bizans kaynaklar nda verilen bilgilere bak l rsa; Köseda yenilgisinin ard ndan II. G yaseddin Keyhüsrev ( ), III. oannis e yazd - mektupta Mo ollara karfl iflbirli i yapmalar n n zorunlu oldu unu, zira Selçuklu ülkesinin istila edilmesi durumunda s ran n znik mparatorlu una gelece i ifade edilmekteydi. Menderes rma kenar ndaki Tripoli de buluflan iki hükümdar Mo ollara karfl birlikte hareket edeceklerine dair bir antlaflma imzalad lar. Ancak beklenenin aksine Mo ollar znik mparatorlu u na sald rmad (Demirkent, D A-6, stanbul 1992, s.239) y l nda ikinci defa Anadolu ya giren Mo ol komutan Baycu Noyan taraf ndan ma lup edilen II. zzeddin Keykavus ( ikinci defa ), hayat n kurtarmak için ailesi ve maiyetindekilerle birlikte znik e II. Teodoros Laskaris in yan na s nd. Baycu Noyan n Anadolu dan ayr lmas n n ard ndan II. zzeddin Keykavus ülkesine geri dönerek tekrar tahta oturdu. Ancak 1262 y l nda Mo ol bask s sonucu bir kez daha ülkesini terk etmek zorunda kald ve bu sefer stanbul a gitti (Turan, 1996,2, s ). Bu s rada Bizans taht nda 1261 y l nda Latinlerin elinden stanbul u alarak Bizans yeniden ihya eden VIII. Mihail Paleologos bulunmaktayd. VIII. Mihail Paleologos un ( ) bafllang çta çok iyi karfl lad II. zzeddin Kaykavus a karfl olan tavr daha sonra aniden de iflmifl ve Selçuklu sultan n Meriç Nehri a z ndaki Enez Kalesi ne hapsettirmiflti (1262). Ayr ca, II. Keykavus ile birlikte stanbul a gelen beylerini Ayasofya da H ristiyanl kabule zorlam fl ve buna uymayanlar öldürtmüfltür. II. zzeddin Keykavus un Bizans imparatoru taraf ndan hapsedildi ini ö renen Alt n Ordu han Berke nin gönderdi i kuvvetler Enez e kadar gelerek II. Keykavus ile o ullar Mesud ve Geyumers i de yanlar na alarak K r m a götürdüler (Turan, 1996,2, s.500). II. Keykavus 1279/80 y l na kadar K r m da yaflad ktan sonra burada öldü. Anadolu Selçuklu Devleti nin kurulmas n n ard ndan yo unlaflan Türk-Bizans liflkilerinde dönüm noktas olan geliflmeleri sonuçlar ile de erlendiriniz. 4 SIRA S ZDE

132 124 Bizans Tarihi Özet A MAÇ 1 A MAÇ 2 Bizans - Büyük Selçuklu Devleti aras ndaki iliflkileri aç klayabilmek 1015/1016 da Ça r Bey in Van Gölü havzas ndaki Ermeni Vaspurakan Krall n n topraklar n hedef alan keflif mahiyetindeki ak n ile bafllayan Bizans-Selçuklu temaslar bu tarihten sonra artarak devam etmifltir. Selçuklu sultan Alp Arslan n 26 A ustos 1071 tarihinde Bizans imparatoru IV. Romanos Diogenis e karfl elde etti i zafer Bizans-Selçuklu iliflkilerinde dönüm noktas teflkil etmektedir. Çünkü Malazgirt Savafl öncesinde Anadolu da Türk yerlefliminden söz etmek güçtür. Oysa ki, bu zaferden sonra Türkler art k ele geçirdikleri bölgelerde kal c olarak yerleflmeye bafllam fllard r. Haçl seferlerinin Bizans a ve slam dünyas na etkisini aç klayabilmek 27 Kas m 1095 te Papa II. Urbanus un Clermont Konsili nde yapt ça r yla bafllayan Haçl Seferleri, Antakya, Urfa, Trablus ve Kudüs ün zapt edildi i birinci seferin d fl nda baflar s zl kla sonuçlanm flt r. Nitekim 1101 y l nda üç kol halinde Anadolu dan geçmeye çal flan Lombard, Frans z ve Almanlardan oluflan Haçl ordular, II. Haçl Seferi ne kat lan ve 1147 de Selçuklu topraklar ndan geçmeye çal flan Alman kral III. Konrad ve Fransa kral VII. Louis in ordular, Türkler taraf ndan neredeyse tamamen imha edilmifltir. IV. Haçl Seferi ise Venedik Doçu Enrico Dandalo nun müdahalesi ile as l amac ndan saparak 1204 Nisan nda stanbul un Haçl lar taraf ndan ele geçirilerek burada bir Latin mparatorlu- u nun kurulmas ile sonuçlanm flt r. A MAÇ 3 A MAÇ 4 Anadolu nun fethini ve slamlaflmas n tart flabilmek Anadolu Selçuklu sultanlar, kurduklar devletin s n rlar n geniflletmek için yapt klar seferler s - ras nda ele geçirdikleri bölgelerde asayifl ve huzurun temini için gerekli tedbirleri alm fllard r. Onlar n adil idaresi XI. yüzy l n ilk yar s ndaki Selçuklu ak nlar s ras nda tedirgin olan yerli nüfusun, Selçuklu yönetimine güven ve sadakatle ba lanmalar n temin etmifltir. XIII. yüzy l n son çeyre i ile XIV. yüzy l n ilk yar s aras nda Bat Anadolu nun fethedilmesiyle Anadolu nun siyasî ve demografik yap s tamamen de iflmifltir. Bizans ile Anadolu Selçuklular aras ndaki münasebeti aç klayabilmek XII. yüzy l n son çeyre ine kadar Anadolu daki güç dengesinin Bizans lehine oldu u görülmektedir. Ancak 1176 y l ndaki Miriokefalon Savafl nda II. K l ç Arslan n elde etti i zaferle Bizans mparatorlu u nun Türkleri Anadolu dan ç karma ümitleri son buldu. Bununla birlikte 1204 Nisan nda stanbul un Latinler taraf ndan iflgal edilmesinin ard ndan I. Teodoros Laskaris taraf ndan kurulan znik mparatorlu u yar m as r boyunca Bat Anadolu daki son Bizans topraklar n fethetmek isteyen Türkler için afl lmaz bir engel oluflturmufltur. Ancak 1261 de stanbul daki Latin iflgaline son verilerek baflkentin yeniden stanbul a tafl nmas n n ard ndan de iflen flartlar gere i tüm dikkatin bat yönündeki mücadelelere çevrilmesiyle bölgedeki Bizans hâkimiyeti k sa süre içinde son bulmufltur.

133 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 125 Kendimizi S nayal m 1. Bizans mparatorlar ndan II. Vasil, Gürcistan n bir k sm n ve Vaspurakan Ermeni Krall n, IX. Konstantinos Monomahos ise Ermeni Ani Krall n Bizans topraklar na katm flt r. Bu bilgiye göre afla daki ifadelerden hangisi yanl flt r? a. Bizans mparatorlu u nun egemenlik alan genifllemifltir. b. Bizans ile Selçuklular aras nda bir tampon bölge kalmam flt r. c. Anadolu, Selçuklu sald r lar na aç k hale gelmifltir. d. Gürcüler ve Ermeniler Bizans aleyhine ittifak kurmufllard r. e. Her iki imparator da yay lmac bir politika takip etmifltir. 2. Pasinler Savafl ndan sonra Bizans mparatoru IX. Konstantinos Monomahos ile Selçuklu Sultan Tu rul Bey aras ndaki bar fl görüflmelerinde; Tu rul Bey daha önce Abbasî Halifeli i ne ödenen y ll k verginin, kendilerine ödenmesini istemifl ancak Bizans mparatoru bunu kabul etmemifltir. Bu bilgiye göre, afla daki ifadelerden hangisine ulafl lamaz? a. Tu rul Bey Bizans mparatorlu u na otoritesini kabul ettirmek istemifltir. b. Bizans a karfl siyasî üstünlük elde edilmifltir. c. Bizans a karfl Selçuklular ile Abbasi halifeli i ittifak kurmufltur. d. Selçuklu sultan bu zaferden maddi kazanç sa lamak istemifltir. e. Bizans mparatorlu u ile yap lan savafl Selçuklular kazanm flt r. 3. Malazgirt Savafl öncesinde Anadolu da kal c bir Türk yerlefliminden söz etmek güçtür. Fakat bu zaferden sonra Türkler art k ele geçirdikleri bölgelerde kal - c olarak yerleflmeye bafllam fllard r. Bu bilgiye göre afla daki ifadelerden hangisi yanl flt r? a. lk ak nlar daha çok ganimet elde etme amac taflmaktad r. b. Malazgirt Savafl n n ard ndan Anadolu nun demografik yap s de iflmifltir. c. Bu savafltan sonra Bizans ta taht için iç mücadele artm flt r. d. Anadolu Türk yerleflimine aç lm flt r. e. Malazgirt zaferiyle Bizans n Anadolu daki varl - tamamen sona ermifltir. 4. Selçuklular Anadolu da Bizans, Ermeni, Gürcü ve Haçl lar ile mücadele etmifllerdir. Bu bilgiye göre Selçuklular ile ilgili afla daki yarg lardan hangisine ulafl - labilir? a. Halifeli in koruyuculu unu üstlenmifllerdir. b. Anadolu yu Türk Yurdu haline getirmeye çal flm fllard r. c. slâm dünyas n n birli ini sa lam fllard r. d. Bizans n Anadolu daki varl na son vermifllerdir. e. slâm dünyas n n dinî liderli ini üslenmifllerdir. 5. Afla dakilerden hangisi XI ve XII. yüzy llar aras nda gerçekleflen 1048 Pasinler, 1071 Malazgirt ve 1176 Miriokefalon savafllar n n ortak özellikleri aras nda gösterilemez? a. Anadolu nun Türkleflmesine katk sa lamas, b. Selçuklu-Bizans rekabeti nedeniyle gerçekleflmesi, c. Selçuklular n egemenlik alanlar n geniflletmesi, d. Bizans n Anadolu daki varl n sona erdirmesi, e. Selçuklular aç s ndan zaferle sonuçlanmas, 6. Afla dakilerden hangisi Haçl seferlerinin yöneldi- i bölgelerin siyasi yap s n de ifltirdi inin göstergesi de ildir? a. Anadolu Selçuklu Devleti nin merkezinin znik ten Konya ya tafl nmas b. Bizans n Bat Anadolu yu ele geçirmesi c. Akdeniz limanlar n n önem kazanmas d. Kudüs ve stanbul da Latin krall klar n n kurulmas. e. Urfa, Antakya ve Trablussam da Haçl Kontluklar n n kurulmas. 7. Haçl lar aç s ndan I. Haçl Seferi nin ayr bir önemi vard r. Çünkü bu seferde çok a r kay plar verilmifl olsa da baflar l olan tek seferdir. Do uda çok önemli sayd klar baz kale ve flehirler Müslümanlardan alm fl, buralarda birer feodal devlet kurmufllard r.bu bilgilere göre afla daki ifadelerden hangisine ulafl lamaz? a. Derebeylik rejimi Ortado u da da kurulmufltur. b. Haçl Seferleri genellikle amac na ulaflamam flt r. c. Avrupa slâm dünyas ndan bilimsel alanda etkilenmifltir. d. I. Haçl seferi Avrupal lar aç s ndan baflar yla sonuçlanm flt r. e. Müslümanlar toprak kaybetmifltir.

134 126 Bizans Tarihi Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar 8. Afla dakilerden hangisi III. oannis Vatacis in Selçuklular n Köseda Savafl nda ma lup oldu unu ö rendi inde, Mo ollara karfl Selçuklu sultan II. G yaseddin Keyhüsrev ile antlaflma yapmas n n nedenlerinden biridir? a. Bizans n Selçuklulara karfl siyasî üstünlük elde etmek istemesi b. Mo ollar n Bizans topraklar na da sald rmalar ndan endiflelenmesi c. Bizans n hâkimiyet sahalar n geniflletmek istemesi d. Mo ol-selçuklu ittifak na engel olmak istemesi e. Selçuklular n Bizans a tabi hale gelmesini istemesi 9. Selçuklu Sultanlar ele geçirdikleri bölgelerde yaflayan gayr-i müslim ahaliyi kendi tebaas olarak görmüfl ve onlar n da Müslüman halk n sahip oldu u haklara sahip olmalar n sa lam flt r. Bu bilgiye göre Selçuklu yönetimi ile ilgili afla dakilerden hangisi söylenemez? a. Selçuklu Sultanlar n n adaletli ve hoflgörülü bir siyaset takip etmesi b. Gayr-i müslim ahalinin Türk yönetimini benimsemesi c. Yerli halk ile Türklerin kaynaflmas d. Bizans flehirlerinin canl l n kaybetmesi e. Selçuklu ülkesinde inanç özgürlü ünün olmas 10. Bizans mparatorlu u nun varl aç s ndan Anadolu hayatî bir öneme sahiptir ve mparatorlu un gücü her zaman Anadolu daki konumu ile orant l olmufltur. Bu durum Anadolu nun hangi özellikleri ile aç klanamaz? a. Önemli ticaret yollar üzerinde bulunmas b. Topraklar n n verimli olmas c. Bizans ordusunun en önemli asker kayna olmas d. Toplanan vergilerle Anadolu nun Bizans aç s ndan önemli bir gelir kayna olmas e. Anadolu da farkl etnik kökene mensup halklar n yaflamas. 1. d Yan t n z do ru de ilse Ça r Bey in Anadolu Seferi ve Türkmen Ak nlar bölümünü yeniden okuyunuz. 2. c Yan t n z do ru de ilse Tu rul Bey Dönemi ( ) bölümünü yeniden dikkatle gözden geçiriniz. 3. e Yan t n z do ru de ilse Malazgirt Savafl ve Sonuçlar ile Anadolu nun Siyasî ve Demografik Yap s ndaki De iflim bölümlerini yeniden okuyunuz. 4. b Yan t n z do ru de ilse Anadolu nun Fethi ve slamlaflmas bölümünü yeniden okuyunuz. 5. d Yan t n z do ru de ilse Pasinler Savafl (1048) Malazgirt Savafl ve Sonuçlar ve Haçl Seferinden Miriokefalon a Kadar Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti bölümlerini yeniden gözden geçiriniz. 6. c Yan t n z do ru de ilse Haçl Seferleri, Bizans ve slam Dünyas bölümünü yeniden okuyunuz. 7. c Yan t n z do ru de ilse I. Haçl Seferi ( ) bölümünü yeniden okuyunuz. 8. b Yan t n z do ru de ilse Köseda Bozgunundan Anadolu Selçuklu Devleti nin Y k l fl na Kadar Yaflanan Geliflmeler bölümünü yeniden okuyunuz. 9. d Yan t n z do ru de ilse Selçuklu Sultanlar n n Takip Etti i Siyaset bölümünü yeniden okuyunuz. 10. e Yan t n z do ru de ilse Anadolu nun Siyasî ve Demografik Yap s ndaki De iflim bölümünü yeniden okuyunuz.

135 5. Ünite - Bizans - Selçuklu Devleti liflkileri 127 S ra Sizde Yan t Anahtar S ra Sizde 1 Bizans mparatorlu u ile Büyük Selçuklu Devleti aras ndaki münasebetler Selçuklu Devleti nin kurulmas öncesinde bafllam flt r. 1015/1016 da Ça r Bey in Van Gölü havzas ndaki Ermeni Vaspurakan Krall n n topraklar n hedef alan keflif mahiyetindeki ak n ile bafllayan temaslar artarak devam etmifltir. Selçuklu sultan Alp Arslan n 26 A ustos 1071 tarihinde Bizans imparatoru IV. Romanos Diogenis i ma lup ve esir etti i Malazgirt zaferi Bizans-Selçuklu iliflkilerinde bir dönüm noktas n oluflturur. Zira Malazgirt Savafl öncesinde Anadolu da Türk yerlefliminden söz etmek güçtür. Fakat bu zaferden sonra Türkler art k ele geçirdikleri bölgelerde kal c olarak yerleflmeye bafllam fllard r. S ra Sizde 2 Papa II. Urbanus un 27 Kas m 1095 te Clermont Konsili nde yapt ça r yla bafllayan ve bundan sonra defalarca tekrarlanan Haçl Seferleri, birinci seferin d fl nda baflar s zl kla sonuçlanm flt r. I. Haçl Seferi s ras nda güçlü Haçl ordular sayesinde Bizans mparatorlu u, Türkleri k y bölgelerinden tamamen uzaklaflt rmay da baflarm flt r y l nda üç kol halinde Anadolu dan geçmeye çal flan Lombard, Frans z ve Almanlardan oluflan Haçl ordular, II. Haçl Seferi ne kat lan ve 1147 de Selçuklu topraklar ndan geçmeye çal flan Alman Kral III. Konrad ve Fransa Kral VII. Louis in ordular, Türkler taraf ndan neredeyse tamamen imha edilmifltir. Papa III. Innocentius un ça r s ile düzenlenen IV. Haçl Seferi ise Venedik Doçu Enrico Dandalo nun müdahalesi ile as l amac ndan saparak 1204 Nisan nda stanbul un Haçl lar taraf ndan ele geçirilerek burada bir Latin mparatorlu u nun kurulmas ile sonuçlanm flt r. S ra Sizde 3 Anadolu Selçuklu sultanlar, devlet s n rlar na dahil edilen bölgelerde yaflayan gayr-i müslim ahaliyi de kendi tebaas olarak gördüklerinden onlar n da Müslüman halkla ayn haklara sahip olmalar n sa lam flt r. XIII. yüzy l n son çeyre i ile XIV. yüzy l n ilk yar s aras nda Bat Anadolu nun fethedilmesiyle bölgenin siyasî yap s tamamen de iflmifl ve Türkler, Anadolu nun hâkimi haline gelmifllerdir. Yap lan fetihler her s n ftan flehirli ve göçebe unsurun yo un göçleri sayesinde kal c hale gelmifl, Anadolu nun demografik yap s h zla de iflmifl ve nüfus üstünlü ü Türklere geçmifltir. S ra Sizde 4 XII. yüzy l n son çeyre ine kadar Anadolu daki güç dengesinin Bizans lehine oldu u görülmektedir. Ancak Selçuklular n 1176 y l ndaki Miriokefalon Savafl nda Bizans ma lup etmesiyle Bizans mparatorlu u nun Türkleri Anadolu dan ç karma ümitleri son bulmufltur Nisan nda stanbul un Latinler taraf ndan iflgal edilmesinin ard ndan I. Teodoros Laskaris taraf ndan kurulan znik mparatorlu u Bat Anadolu Bölgesi nde güçlü bir idare kurmufl ve yar m as r boyunca Türkler için afl lmaz bir engel oluflturmufltur. Ancak 1261 de stanbul daki Latin iflgaline son verilerek baflkentin yeniden stanbul a tafl nmas n n ard ndan de iflen flartlar gere i tüm dikkatin bat yönündeki mücadelelere çevrilmesi mparatorlu un do u s n r n bir kez daha savunmas z b rakt. Böylece Türklerin Bat Anadolu daki Bizans flehirlerini ele geçirmesi önünde hiçbir engel kalmam fl ve bölgedeki Bizans hâkimiyeti k sa süre içinde son bulmufltur. Yararlan lan Kaynaklar Bask c, M. Murat, Bizans Döneminde Anadolu ktisadi ve Sosyal Yap ( ), Phonix yay nlar, Ankara, Demirkent, Ifl n, Bizans, Türkiye Diyanet Vakf slâm Ansiklopedisi (D A), C.6, stanbul 1992, s Demirkent, Ifl n, Haçl Seferleri, Dünya yay nc l k, stanbul Khoniates, Niketas, Histoira (Ioannes ve Manuel Komnenos Devirleri), Türkçe çev. Fikret Ifl ltan, TTK. yay nlar, Ankara Khoniates, Niketas, Tarih, Türkçe çev. Ifl n Demirkent, Niketas Khoniates in Historia s ( ), Dünya yay nc l k, stanbul Köymen, Mehmet Altay, Büyük Selçuklu mparatorlu u Tarihi, C. I, TTK yay nlar, Ankara Ostrogorsky, Georg, Bizans Devleti Tarihi, Türkçe çev., Fikret Ifl ltan, TTK. yay nlar, Ankara Pakhymeres, Georgios, Relations Historiques, C.I, notlar Albert Failler Frans zca çev. Vitalien Laurent, Paris Runciman, Steven, Haçl Seferleri Tarihi, C.I-II, Türkçe çev., Fikret Ifl ltan, TTK. yay nlar, Ankara 1989, Turan, Osman, Selçuklular Tarihi ve Türk- slâm Medeniyeti, Bo aziçi yay nlar, stanbul Turan, Osman, Selçuklular Zaman nda Türkiye, Bo aziçi yay nlar, stanbul 1996.

136 6B ZANS TAR H Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Son hanedan Paleologoslar yönetiminde Bizans - Osmanl iliflkilerini aç klayabilecek; Bitinya bölgesinde bir devlet olarak Osmanl lar n do uflunu ve Bizans la iliflkilerini aç klayabilecek; Bizans ta yaflanan iç savafllar ve Bizans n Osmanl vassal haline gelmesini tart flabilecek; Bizans n son y llar n ve stanbul un fethini aç klayabileceksiniz; Anahtar Kavramlar Paleologos Hanedan Osmanl n n do uflu Bizans n Osmanl Vassal Bizans n çöküflü Kiliselerin birleflmesi/ Union sorunu stanbul muhasaralar stanbul un fethi çindekiler Bizans Tarihi Bizans-Osmanl liflkileri SON HANEDAN PALEOLOGOSLAR YÖNET M NDE B ZANS B ZANS B T NYASI VE OSMANLI BEYL B ZANS TA Ç SAVAfiLAR VE OSMANLI VASSALLI I B ZANS IN SON YILLARI VE STANBUL UN FETH

137 Bizans-Osmanl liflkileri SON HANEDAN PALEOLOGOSLAR YÖNET M NDE B ZANS VIII. Mihail Paleologos ve Bizans n Yeniden Kuruluflu Bizans n son imparatorluk ailesi Paleologos sülalesidir. znik mparatorlu u döneminde ordu komutan olarak devlete hizmet eden Mihail Paleologos, siyaseten iniflli ç k fll bir çizgi izlemesine ra men Laskaris ailesi ve saraya her zaman için yak n oldu y l nda znik mparatoru II. Teodoros Laskaris öldü ü zaman varisi olan o lu IV. oannis Laskaris henüz sekiz yafl nda imparatorluk taht na oturdu ve ona Yorgios Muzalon naip olarak atand. Cesur bir asker, ihtirasl bir devlet adam ve genifl bir çevresi olan Mihail Paleologos, Muzalon u k sa sürede bertaraf ederek çocuk yafltaki mparator a naip olmakta güçlük çekmedi. Naiplikle de yetinmeyen Mihail, 1259 y l nda ortak imparator olarak taç giydi. Meflru imparatorun varl na ra men art k imparatorlukta gerçek gücün sahibi ve tek otorite VIII. Mihail Paleologos idi ( ). Böylece Bizans n son dönemine damgas n vuran ve kaderine hükmeden Paleologoslar hanedan dönemi bafllam fl oldu (Nicol, 1999, 33-34). znik mparatorlu u ve Bizansl lar için tek önemli mesele stanbul un geri al nmas ve Bizans mparatorlu u nun eski baflkentinde yeniden ihya edilmesiydi. stanbul u koruyan tek fley surlar n n afl lmazl ve savunmaya elveriflli konumuydu. Bununla birlikte Latin mparatorlu u nun y k lmas zaman meselesi olarak görülüyordu. stanbul a sahip olma konusunda di er komflu rakiplerine göre daha avantajl olan znik mparatorlu u ad na 1260 y l nda VIII. Mihail Paleologos bir denemeye girifltiyse de, donanman n olmay fl ve savunma sistemlerinin güçlü oluflu dolay s yla bu girifliminden vaz geçti (Dikici, 2007, s ). Sahip oldu u büyük deniz gücüyle Venedik, ç karlar gere i, stanbul daki Latin yönetiminin hem sad k müttefiki hem de koruyucusu durumundayd. Bundan dolay imparator VII- I. Mihail Paleologos, Venedik tehdidini Ceneviz le ittifak yaparak etkisizlefltirmeyi düflündü. Mart 1261 de Cenevizlilerle bir anlaflma yap ld (Ostrogorsky, 1999, s. 415). Bu anlaflmayla Ceneviz, Bizansl lara askeri yard m taahhüdünde bulunurken, Bizans topraklar üzerinde büyük ekonomik ayr cal klar elde ediyor ve gümrüklerden muaf tutuluyordu. Anlaflmadan sa lad klar avantajlarla Cenevizliler, imparatorluk s n rlar içerisinde stanbul un Latinlerden geri al nmas beklenmedik bir flekilde gerçekleflti. mparator VIII. Mihail, Aleksios Stratigopulos adl komutan küçük bir birlikle Bulgaristan s n r n kontrol etmesi ve stanbul a iliflkin istihbarat

138 130 Bizans Tarihi toplamas için görevlendirdi. Aleksios, stanbul yak nlar ndayken flehirdeki Venedik filosu ve askeri birliklerin Karadeniz taraf na sefere gitmifl oldu unu ve flehrin tamamen savunmas z bir vaziyette bulundu unu gördü. Bu f rsat kaç rmayan Aleksios emrindeki az say daki askerle ani bir bask n yaparak 25 Temmuz 1261 günü stanbul u zapt etti (Dafl, 2006, s. 43). fiehirdeki Venedik Mahallesi yak ld ve stanbul da bulunan Latinler, son Latin imparatoru II. Baudoiun Courtenay da dâhil olmak üzere kaçt lar. stanbul un kurtar ld haberi Nif te (Kemalpafla) bulunan mparator VIII. Mihail Paleologos a müjdelendi. VIII. Mihail büyük bir sevinçle 15 A ustos 1261 de stanbul a geldi. stanbul un geri al nmas ve Bizans n kadim baflkentinde yeniden ihya edilmesi halk aras nda büyük bir coflku ve memnuniyetle karfl land. Kutlamalar n coflkunlu u içerisinde VIII. Mihail Paleologos Ayasofya da törenle bir kez daha imparatorluk tac n giydi ve o lu Andronikos u veliaht ilan ettirdi. Taht n yasal sahibi olan on bir yafl ndaki IV. oannis Laskaris in ise gözlerine mil çekildi ve bir kaleye hapsedildi (Ostrogorsky, 1999, s. 416). Böylece Bizans ta yeni bir hanedan, Paleologoslar hanedan kuruldu. Bizans mparatorlu u, stanbul u geri ald. Ancak Yunanistan n bir k sm hâlâ Latinlerin elindeydi ve Bat l lar stanbul un kayb n kabullenmek niyetinde de illerdi. Balkanlarda S rplar ve Bulgarlar, Bizans için dikkat edilmesi gereken rakipler olma özelli ini koruyorlard. Bu durumun do urdu u tehlikeleri imparatorluk yönetiminin gö üslemesi zorunluluktu. Bunun için maddi kaynaklara, askere ve yetiflmifl insan gücüne ihtiyaç vard flgali s ras nda stanbul korkunç biçimde ya malanm flt. Kamu binalar, kiliseler harap haldeydi. Latin yönetimi boyunca flehrin imar için yat r mda bulunulmam flt. Öncelikle flehrin surlar tamir edildi ve güçlendirildi. Haliç e gerilen zincir yenilendi. Yeni bir donanma inflas na baflland. Tüm bunlar için yap lan büyük harcamalar n yükü halk n omuzlar na yüklendi. Bu arada daha önce Venediklilere flimdilerdeyse Cenevizlilere verilmifl olan imtiyazlar dolay s yla Bizans ekonomisi günden güne sars lmaya bafllad. mparator VIII. Mihail Paleologos, Cenevizlilerle iflbirli i yaparak, yeni infla ettirdi i donanmayla Ege de Latinlerin elindeki adalara karfl seferler düzenletti. Adalardan birço u Bizans n hâkimiyetine al nd. Bu baflar yla yetinmeyen VIII. Mihail, Cenevizlilerin yard m yla kardefli Konstantinos u içerisinde befl bin Selçuklu ücretli askerinde bulundu u bir ordunun bafl nda Mora ya karfl gönderdi. lk bafllarda baz baflar lar elde edilse de savafl n uzamas ve ücretleri ödenmeyen Selçuklu askerlerinin saf de ifltirmesiyle harekât bozgunla sonuçland (Dikici, 2007, s. 391). VIII. Mihail in büyük masraflarla infla ettirdi i donanma Venedikliler taraf ndan yak ld (Nicol, 1999, s. 170). Ceneviz le ittifaktan bekledi i fayday göremeyen Bizans mparatoru, 1265 te Venedik le anlaflma yapt. Fakat bu anlaflma da fazla uzun sürmedi. Ceneviz in gücünü yeniden toparlad n görünce bu defa 1267 de yeniden Ceneviz le ittifak yap ld. Bu anlaflmayla ticari ayr cal klar n yan s ra Cenevizlilerin, stanbul un hemen yan bafl ndaki Galata ya yerleflmelerine izin verildi (Dafl, 2006, s. 49). Galata k sa sürede Ceneviz in en önemli kolonisi oldu. Zaman içerisinde ticari faaliyetler ve bilhassa gümrük gelirleriyle zenginleflen Galata ekonomik ve askeri bir güç olarak stanbul için amans z bir rakip ve tehdit haline geldi. Bu anlaflma her ne kadar 1453 e kadar devam etse de Bizans n Venedik ve Ceneviz le, önce bir taraf sonra di er tarafla anlaflma yaparak durumu idare etme politikas her defas nda kendisi için askeri ve ekonomik büyük kay plara yol açm flt r. stanbul da Bizans n egemenli ini koruma konusunda, mparator VIII. Mihail Paleologos, Sicilya ve Napoli Kral ilan edilen Anjou Dükü Charles n flahs nda kuvvetli bir rakiple karfl laflt. Eski Latin imparatorlu u nu yeniden kurmak için

139 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri Charles, sab k Latin imparatoru Baudouin, Mora, Epir ve Tesalya daki Bat l egemenler, Bulgarlar ve S rplar yani Bizans n bütün rakiplerini bir araya getirerek güçlü bir ittifak kurdu (Ostrogorsky, 1999, s ). Durum Bizans için büyük tehlike arz ediyordu. Bu s rada Papal k makam na oturan IV. Clemens n union taraftar olmas VIII. Mihail e Bizans diplomasisini ustal kla kullanma imkân verdi. Roma ve stanbul Kiliseleri aras nda ayr l n yafland 1055 y l ndan beri kiliselerin birlefltirilmesi fikrinden vazgeçilmemifl ve çeflitli defalar bu u urda giriflimler yap lm flt. fiimdi kiliselerin birlefltirilmesi konusunu VIII. Mihail Paleologos, Bizans n üzerine çöken tehdidi bertaraf etmek için bir vas ta olarak kullan yordu (Dafl, 2006, s ). Papa IV. Clemens ve onun halefi X. Gregoirus, Latin imparatorlu unun yeniden kurulmas ndan ziyade Ortodoks ve Katolik kiliselerinin birlefltirilmesine öncelik veriyorlard. VIII. Mihail Paleologos, o lu Andronikos u Macar kral n n k z yla evlendirdi. VII- I. Mihail, o s ralarda dul olan Bulgar çar yla ye eni Maria y nikâhlad. Böylece Bat dan Bizans üzerine çöken tehdidi biraz olsun azaltt. Do u da ise Mo ol tahakkümü alt nda günden güne çökmekte olan Selçuklu Sultanl ndan Türkmenlerin ak nlar Bizans için büyük endifle kayna idi. mparator VIII. Mihail bu defa gayri meflru k z Maria y 1265 y l nda Mo ol Han Hülagu ya efl olarak gönderdi. Mo ol hükümdar vas tas yla Anadolu da Türkmenleri durdurmay umut ediyordu. Fakat Maria, lhanl saray na gitti i zaman Hülagu ölmüfltü. Yerine geçen Abaka, onu zevceli e kabul etmekte bir sak nca görmedi. On befl y l kadar lhanl saray nda kalan Maria, eflinin ölümü üzerine yeniden stanbul a döndü (Dikici, 2007, s. 392). Di er taraftan VIII. Mihail in union müzakerelerinde bütün uzatma çabalar na ra men, Papa X. Gregorius un kararl l ve Anjou lu Charles n yaratt tehdidin ciddiyet kazanmas üzerine bir karar almas gerekti te Lyon da yap lan görüflmelerden sonra kiliselerin birlefltirildi i ve Roma Kilisesinin inanc n n kabul edildi ine dair bir anlaflma imzaland. Böylece iki yüzy ldan fazla bir süredir üzerinde tart fl lan Roma n n üstünlü ünde kiliselerin birleflmesi kabul edilmifl oldu (Nicol, 1999, s ). Bu birleflmenin tek faydas Charles d Anjou tehdidinin bir süreli ine bertaraf edilmesi oldu. Bunun d fl nda union Bizans için yeni ve daha derin sorunlar n do mas na yol açt. Papal n üstünlü ü alt nda kiliselerin birleflmesine Bizans halk ve Ortodoks kilisesi fliddetle karfl ç kt. VIII. Mihail Paleologos, stanbul kilisesi taraf ndan aforoz edildi. mparator, birleflmeye karfl ç kanlara fliddetle cezaland rmaya bafllad. Bu durum Bizans yönetimiyle halk n n karfl karfl ya gelmesine neden oldu ve büyük bir iç buhran do urdu. Birleflmeye direnen ruhbanlar, aristokratlar, halk ve hatta imparatorluk ailesinden baz kimseler zindanlara at ld veya sürgüne gönderildi. Katolik olmay kabul eden VIII. Mihail Paleologos yönetimine en sert karfl ç - k fl Anadolu da yafland. Burada daha önce bafllam fl olan bir muhalefet vard. IV. oannis Laskaris in feci biçimde gözlerinin kör edilerek Laskarislerin tasfiye edilmesi karfl s nda Patrik Arsenios, VIII. Mihail e tepki göstererek muhalefete bafllam flt. Katolik inanc n resmen kabul edilerek halka ve Ortodoks kilisesine de zorla dayat lmas karfl s nda duyulan öfke ve infial Arseniosçu muhalefetle birleflti. Halk n ve Ortodoks kilisesinin tepkisini mparator VIII. Mihail Paleologos kan ve zulümle bast r p, Bizans halk ve ruhanileri zorla Katolik inanca sokmaya çal flt (Dafl, 2006, s. 69). Bu politika özellikle Anadolu daki Bizansl halk n kendi öz yönetimlerine karfl yabanc laflmas na ve Bizans mparatorluk yönetimine alternatif olabilecek güçlere meyletmesine yol açt. Nitekim Bat Anadolu da sars lan imparatorluk otoritesinin b rakt bofllu u önceleri Türk kaynaklar nda Tekfur olarak adland union: Sözlük manas birlik, birleflme olan union kelimesi Ortaça boyunca Katolik ve Ortodoks kiliselerin birleflme düflüncesi anlam nda kullan lm flt r. Tekfur: Taç tafl yan anlam ndaki Ermenice Takavor kelimesinden gelen Tekfur sözcü ü, Türk kaynaklar nda validen imparatora kadar Bizansl yöneticileri ifade etmek için kullan lm fl bir unvand r.

140 132 Bizans Tarihi r lan Bizansl feodaller doldurdu. Sonra ise Bizansl halk kendilerine din ve inanç özgürlü ü tan yan Türk beylerinin tebaas olmakta sak nca görmedi li y llara gelindi inde Bat Anadolu da Türk ilerleyifli Bizans için tehlikeli bir hal aflm flt. Mo ol istilas önünden Anadolu ya sürüklenen Türkmenler kalabal k kitleler halinde bat da Bizans s n rlar nda y lm fllard. Bu Türkmenler Mo ollar karfl s nda baflar s z olunca Bizans a karfl gaza ve ak nlarda bulunuyorlard. VII- I. Mihail in, Avrupa dan gelen Latin tehdidine öncelik vererek, Laskarisler zaman nda Anadolu da kurulan savunma sistemlerini ihmal etmesi ve Anadolu dan Balkanlara asker nakletmesi, Türkmenlerin fetihlerini kolaylaflt rm flt. Daha 1261 sonras nda Mentefle Bey idaresindeki Türkmenler, Bat Anadolu nun merkezden oldukça uzak bir bölgesi olan ve daha sonra Mentefle olarak bilinecek Karia bölgesini fethetmifllerdi. Karia dan kuzey istikametine yönelik Türkmen ilerleyifli gittikçe önlenemez hale geliyordu. ç Ege de Germiyan o ullar sa lamca yerleflmiflti. Do u dan Ege denizi istikametinde de Türkmenler Bizans zorluyorlard. Sakarya boylar nda y lan Türkmenlerin hedefinde Bitinya bölgesi vard. stanbul u besleyen bu bölge Bizans için hayati bir öneme sahipti. Durumun çok ciddi boyutlara ulaflmas üzerine VIII. Mihail, imparatorlu unun son y llar nda bu bölgeye bir sefer düzenleyerek Sakarya boylar n tahkim etmeye çal flt (Dafl, 2006, s. 56). VIII. Mihail Paleologos un, içeride halk yla karfl karfl ya gelmesi pahas na yürüttü ü Bat yla union siyaseti de bir süre sonra iflas etti y l na gelindi inde Bizans y kma planlar ndan hiç vazgeçmeyen Charles d Anjou Avrupa n n en güçlü hükümdar idi. Roma da Papal k makam na oturan IV. Martinus un halefleri kadar kiliselerin birli i siyasetine önem vermemesi Charles a planlar n uygulama f rsat verdi (Ostrogorsky, s. 1999, 428). Venedikliler, S rplar ve Bulgarlar n da deste- ini alan Charles d Anjou, Bizans a karfl Adriyatik yönünden ölümcül bir sald r bafllatt. Bizans a r kay plara maruz kald. VIIII. Mihail, bunun üzerine Charles d Anjou nun rakibi Aragonlularla temas kurdu. Charles a karfl kullan lmak üzere Aragon Kral n n damad Peter e donanma infla etmesi için para yard m nda bulundu. Sicilya da faaliyet gösteren Bizansl ve Aragonlu casuslar halk Charles n yönetimine karfl isyan etmesi için ustaca k flk rtt lar de Charles n, Bizans seferini finanse etmek üzere halka yeni vergiler yüklemesi isyan ateflinin patlamas n daha da kolaylaflt rd. 31 Mart 1282 de tarihte Sicilya kindisi diye bilenen isyan Palermo da bafllad. Kanl biçimde devam eden isyanda Sicilya da, Charles d Anjou ya ba l bütün Frans zlar yok edildi. Bizans y karak Roma imparatoru olma hayalleri besleyen Charles bir anda kendi hâkimiyetinin y k l fl na tan k oldu (Dikici, 2007, s ). Bizans mparatorlu u böylece büyük bir tehlikeyi daha atlatt. II. Andronikos ( ) ve Devleti Yaflatma Çabalar VIII. Mihail Paleologos 1282 y l nda öldü. Yerine o lu II. Andronikos Paleologos ( ) geçti. Yeni imparator tahta geçti inde Bat dan gelen Latin tehdidi önemini kaybetmiflti. Ancak bu u urda devlet hazinesi boflalt ld gibi halktan toplanan vergiler de harcanm flt. II. Andronikos babas ndan, hazinesi bofl, maliyesi çökmüfl ve halk yla union meselesi dolay s yla kavgal bir imparatorluk devralm flt. II. Andronikos tahta geçtikten sonra art k hiçbir önemi kalmam fl olan kiliselerin birlefltirilmesi siyasetine son verdi. mparatorluk genelinde Ortodoks inanc n geçerli oldu unu ilan etti ve Katolik inanc n kabul edilmesi dolay s yla muhalefet eden halk ve ruhbanlar yeniden kazand. Arseniosçularla da anlaflarak dini anlaflmazl k nedeniyle yaflan lan çat flmalara son verdi. Mali aç dan çöküntüden ç kman n yolu olarak Bizans paras iperpiron un ayar n n düflürülmesi görüldü. Paran n

141 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri ayar n n bozulmas fiyatlar n ola anüstü yükselmesini ve halk n yoksullaflmas n beraberinde getirdi (Ostrogorsky, 1999, s. 447). Venedik ve Ceneviz e sa lanan imtiyazlar, Bizans ekonomisini bu iki deniz cumhuriyetinin tahakkümleri alt na almas na neden olmufltu. Baflta gümrük vergileri olmak üzere birçok vergiden muaf olan Venedikli ve Cenevizli tüccarlar ülke genelinde ucuza hammadde alarak, kendi mamul ürünlerini karl biçimde pazarl yorlard. mparator II. Andronikos, harcamalar azaltarak mali aç dan tasarruf sa lay p hazineyi rahatlatmak için donanmay la vetti. mparator, müttefiki Ceneviz in güçlü donanmas na güvenerek böyle bir tasarrufta bulundu (Dafl, 2006, s. 122). Fakat bu hata ileride Bizans için vahim sonuçlar do urdu. Bizans n askeri bak mdan zay flamas sadece denizde de il karada da kendini gösterdi. Aristokratlar lehine vergi muafiyetleri tan nmas, küçük arazi sahiplerinin daha fazla vergi yükü alt na girmesini beraberinde getirdi. Vergilerini ödeyemeyen köylüler topraklar n aristokratlara satarak onlara ba l yar hür bir statüye düfltüler. Pronia sahipleri de günden güne imtiyazlar elde ederek asker yetifltirme yükümlülüklerinden kurtuldular. Feodalleflme ve pronia sisteminin bozulmas devletin asker ihtiyac n yabanc lardan sa lanan ücretli askerlerle gidermesini gerektirdi (Ostrogorsky, 1999, s ). Ücretli askerle ülkenin savunmas n sa lamak ise bafll bafl na büyük bir riskti zira bu tür askerler kim daha fazla ücret öderse ona hizmet ediyorlard. Bafllang çta II. Andronikos un d fl politikas n n esas da Bat ya yönelik oldu. stanbul üzerinde hak iddia edebilecek Latin ailelerle anlaflma yoluna giden II. Andronikos, Selanik Latin Krall ailesinden Yoland ( ren) de Monferrat ile evlenmiflti. Bu aile stanbul daki haklar ndan k zlar ve torunlar lehine feragatte bulundu. Art k bundan sonra stanbul u iflgal etme planlar yapanlar bat da fazla a rl klar olmayan kimselerdi. Balkanlar da Milutin ( ) yönetimindeki S rbistan n Bizans için tehlike oluflturmas, II. Andronikos un diplomasi siyasetiyle önlendi i gibi güçlü bir de müttefik kazand. Andronikos un henüz befl yafl ndaki k z yla Milutin evlendirildi. Akrabal k tesisi iki devlet aras nda bar fl ve ittifak yap lmas na vesile oldu (Ostrogorsky, 1999, s ) y l nda Venedik le Ceneviz aras nda savafl ç kt. Bizans da Ceneviz in müttefiki s fat yla bu savaflta yer ald. Fakat 1299 da Ceneviz Venedik le bar fl anlaflmas yaparak, savaflta Bizans yaln z b rakt. Donanmay la vetmenin ne kadar vahim bir hata oldu unu tecrübe etmifl bulunan Bizans, Venedik karfl s nda a r bir ma lubiyete u rad y l nda imzalanan bar fl anlaflmas yla Venedik hem yüklüce bir savafl tazminat kopard hem de Bizans ülkesinde ticari çok büyük ayr cal klara sahip oldu (Nicol, 1999, s ). Bu arada Cenevizliler de sahip olduklar imtiyazlar koruduklar gibi stanbul un karfl s nda bulunan kolonileri Galata y sa lam bir surla çevirerek buray Bizans baflkentine rakip bir flehir haline getirdiler. Ancak Anadolu da bafllayan Türk fetihleri Bizans için daha a r tehlikelerin habercisiydi. Karia dan kuzeye do ru, ç Ege den k y Ege ye, Sakarya boylar ndan Bitinya yöresine Türkmenler sürekli ak nlarda bulunuyorlar, Trallis (Ayd n), Magnisia (Manisa), Filadelfia (Alaflehir), gibi flehirler Türk hücumlar n n hedefi oluyordu. Türk ilerleyifli Bat Anadolu yu öylesine kaplam flt ki bu flehirler ve Karadeniz Ere lisi, Foça, zmir, Bursa, znik gibi müstahkem kale ve flehirler Türk seli ortas nda kalm fl adac klar gibiydi (Ostrogorsky, 1999, s. 454). II. Andronikos Bat Anadolu nun savunulmas için büyük bir gayret içerisine girdi. Ortak imparator olarak ilan etti i o lu IX. Mihail i ücretli Alan birlikleriyle Anadolu ya gönderdi. Fakat bu teflebbüs Bizans n askeri bak mdan büyük bir acziyet içerisinde oldu unu göstermekten baflka ifle yaramad (Dafl, 2006, s ). Türkler karfl s nda ma lup olan 133 Pronia: Mali ve askeri aç dan Bizans ta 12. yüzy ldan sonra görülmeye bafllanan Pronia kavram yla daha çok devlete ait topraklar n askerlik hizmeti karfl l nda özel kiflilere tahsis edilmesi sistemi anlafl lmaktad r.

142 134 Bizans Tarihi Katalan: Günümüzde spanya - Fransa s n r n n Akdeniz e bakan sahillerinde bulunan ve tarihte Katalanya olarak adland r lan bölgenin halk na verilen add r. SIRA S ZDE 1 Alanlar, ya ma h rslar n Bizansl halk üzerinde tatbik ettiler. On dördüncü yüzy - l n ilk y llar nda Bizans için en büyük kay p hiç flüphesiz Bitinya n n da dahi oldu- u Anadolu daki topraklar n n Türklerce fethiydi. Bu s rada spanya da Aragonlular hesab na ücretli asker olarak çal fl rlarken yap lan bar fl sonras nda Roger de Flor komutas ndaki Katalan birlikleri iflsiz kalm fllard. Roger de Flor, Bizans için ücret mukabilinde Türklere karfl savaflmak üzere II. Andronikos a baflvurdu (Ayönü, 2009, s ). Bu teklifi büyük bir memnuniyetle kabul eden Bizans mparatoru, kiflilik Katalan birliklerinin stanbul a gelmesini sa lad. Yap lan anlaflma gere i dokuz ay Bizans için askerlik yapacak olan Katalanlar n dört ayl k ücretleri peflin ödendi. Katalan flef Roger de Flor, mparatorun ye eni Maria ile evlendi i gibi önce mega dük daha sonra da sezar unvanlar na da sahip oldu y l bafllar nda Erdek te Anadolu ya ç kart lan Katalan taifesi buradan do ruca Türklerin kuflatmas alt nda bulunan Alaflehir e yöneldiler. Katalanlar ilk bafllarda Türklere karfl baflar lar kazand lar. Bilmedikleri savafl teknikleri ve araçlar yla savaflan Katalanlar karfl s nda baflar s z olan Türkmenler geri çekildiler (Ayönü, 2009, s ). Bizans, Bat Anadolu nun önemli bir k sm n muhafaza etme imkân na kavuflmufl görünmekteydi. Fakat kazand klar askeri baflar lar n etkisiyle Katalanlar Bizansl halk ve flehirleri de ya ma etmeye bafllad lar. Manisa ya sald rarak buray kontrolleri alt na ald lar. Onlar Gelibolu ya geçmeye güçlükle ikna edildiler. 1304/05 K fl n Gelibolu da geçirip tekrar Anadolu ya sefer yapma planlar yap l yordu. Di er taraftan Bizansl lar aras nda Katalanlara karfl gittikçe tepkinin fliddeti art yordu. Katalanlar da ücretlerinin düzenli ödenmemesinden flikâyetçiydiler. Ortak mparator IX. Mihail, Katalanlara düflman olmufltu. Edirne de saray nda IX. Mihail, bir suikastla 1305 y l nda Roger de Flor u öldürttü (Ayönü, 2009, s ). Böylece Katalan taifesinin da laca ve etkisiz hale gelece ini düflünüyordu. Fakat bu cinayet Bizans a çok pahal ya mal oldu. Katalanlar, Bizans birliklerini ma lup ederek fleflerinin intikam n almak için Trakya y korkunç biçimde ya ma ve k y mdan geçirdiler. ki y l boyunca Trakya da terör estiren Katalanlar, 1308 yaz nda Selanik e sald rd lar. fiehri düflüremediler ama Atos Manast rlar da dâhil olmak üzere çevreyi korkunç biçimde talan ettiler. Buradan Tesalya ya ilerleyen Katalanlar, daha güneye inerek Atina y zapt ettiler ve burada yaklafl k doksan y l hüküm sürecek olan Katalan Devleti ni kurdular (Nicol, 1999, s. 145). Bizans n askeri ve ekonomik bak mdan güçsüzlü ü ne tür geliflmelere yol açm flt r? B ZANS B T NYASI VE OSMANLI BEYL Bitinya, stanbul un do usunda kalan ve Bizans döneminde bafllang çta Kad köy, znik, zmit, Bursa illerini kapsarken daha sonra bunlara ilaveten Bilecik, Sakarya, Düzce, Bolu, Zonguldak ve Bart n yerleflimlerini de içine alan bölgenin ad d r. Uygun iklim koflullar yla y l boyunca ya fl alan bölgede tar m yapmaya elveriflli verimli vadi ve ovalar mevcuttu. Baflta Sakarya nehri olmak üzere akarsu bak m ndan da zengin olan bölgede irili ufakl birçok göl de bulunuyordu. Bitki örtüsünce zengin olan bölgede da lar ormanlarla kapl yd. K y daki Gemlik, Mudanya ve zmit önemli limanlard. Bursa, znik, zmit, Bilecik, bölgenin önemli flehir ve kasabalar ndand. Baflta tah l olmak üzere bölgede üretilen tar m ürünleriyle sadece bölge flehirleri de il stanbul da besleniyordu. Elveriflli co rafyas ve verimli arazileriyle Bitinya n n flehir ve köyleri her zaman kalabal k nüfusa sahip olmufltu. Laskarisler zaman nda stanbul dan kaçan Bizans aristokrasisi ve kilisesine ev sahipli i yapan

143 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri 135 znik flehri, H ristiyanl n amentüsünün belirlendi i znik Konsilinin yap ld yer olarak Bizansl lar için kutsal nitelikteydi. Bitinya bölgesi 1071 Malazgirt Savafl n n hemen ertesinde Türk ak nlar na sahne olmufl ve 1075 te fethedilen znik Türkiye Selçuklar n n ilk baflkenti haline gelmiflti. Haçl Seferleriyle, Türkler Bat Anadolu, Bitinya ve znik ten çekilmek zorunda kalm fllard. On dördüncü yüzy l n hemen öncesinde Bat Anadolu s n rlar na y lm fl bulunan Türkmenler, bölgede kal c Türk egemenli ini kurmak için kesif gaza ve ak n faaliyetlerine bafllad lar. Bu gaza ve ak nlar Bat Anadolu da Türkmen Beyliklerinin kurulmas yla sonuçland. Bu beyliklerden biri de Bitinya da Osman Gazi nin kurdu u Osmanl Beyli i idi. Bilindi i üzere ilk Osmanl lar n Bitinya yöresine geliflleri efsanelerle örülüdür. Kaynaklarda Sultanönü diye bahsedilen Eskiflehir bölgesine gelen Osman n babas Ertu rul Gaziye, Selçuklu sultan n n, yapt yard mlar n karfl l olarak Sö üt ve Domaniç in yurtluk olarak verildi i anlat lmaktad r (H. nalc k, 2010b, s. 114). Bu s rada Bitinya bölgesi üzerinde Bizans merkezi imparatorluk yönetiminin nüfuzu sars lm flt. Her biri adeta ba ms z hareket eden, Türk kaynaklar nda Tekfur olarak adland r lan Bizansl feodaller otorite sahibi olmufllard. Babas n n ölümünden sonra Osman Bey, bu tekfurlardan kimileriyle iyi iliflkiler gelifltirirken kimilerine karfl da gaza yapmaya bafllad y l nda Eskiflehir in bat s nda yer alan Karacahisar Osman Bey fethetti (H. nalc k, 2009, s. 12) l y llarda Osman Gazi nin yürüttü ü gaza faaliyetleri baflar l sonuçlar verdi y l nda Bilecik, Yarhisar, Yeniflehir, negöl Osman gazi taraf ndan fethedildi (H. nalc k, 2009, s. 13). Bu baflar lar Osman Gazi nin flöhret kazanmas na ve kendisine kalabal k gazi ve Türkmenlerin kat lmalar na yol açt gibi elde edilen ganimetler dolay s yla ekonomik kazançlar da sa l yordu. Osman gazi, bu flekilde günden güne gücünü artt rarak Bitinya da, sa lam surlarla çevrili znik ve Bursa gibi flehirlerin haricindeki bütün k rsal alanda egemenli ini kurmay baflard. Bu tehlikeli durum karfl s nda Bizans mparatorluk yönetimi askeri önlem almaya çal flt. Muzalon komutas nda ço unlu unu ücretli Alanlar n oluflturdu u 2000 kiflilik bir kuvvet Bitinya ya gönderildi. Bu Bizans ordusunu Osman Gazi, 5000 kiflilik bir kuvvetle Yalova civar nda Bizansl lar n Bafeus, Türk kaynaklar n n Koyunhisar ad n verdikleri mevkide karfl lad. 27 Temmuz 1302 de yap lan savaflta zafer Osman Gazi nin oldu. Bozguna u rayan Bizans birlikleri zmit e çekildiler. Bu savafl dolay s yla Osmanl mparatorlu u nun kurucusu Osman Gazi nin ad ça dafl bir kaynakta ilk defa zikredilmektedir. Bafeus zaferi Bitinya da Osmanl Beyli i nin egemenli ini ilan etmesi anlam n da tafl yordu. Gerçi, Türklerin yüksek surlar aflacak teknik ve silahtan yoksun olmalar dolay s yla müstahkem zmit, znik, Bursa, Ulubad gibi flehirler hâlâ Bizansl lar n kontörlündeydi. Fakat bu flehirlerin d fl ndaki tüm Bitinya topraklar art k kesin biçimde Osmanl lar n eline geçmiflti y l bahar nda mparator II. Andronikos un o lu IX. Mihail in ücretli Alan birlikleriyle k y Ege bölgesini Türkmen ak nlar ndan kurtarmak için tertipledi i sefer de Manisa da hüsranla neticelenmiflti. Hem bu bozgun hem de Bafeus yenilgisinden sonra Bat Anadolu da Bizansl halk aras nda büyük bir kargafla do du ve kalabal k halk kitleleri Türkmenlerin ilerleyifli karfl s nda göç ederek k y lara y - l p Avrupa yakas na geçmenin çarelerini arad lar. Trakya ve stanbul Anadolu dan gelen s nmac larla doldu (Nicol, 1999, s. 135). Biraz üstte de inilen Katalan seferi Bat Anadolu da k sa bir süre için durumu Bizans lehine çevirdiyse de Katalanlar n Anadolu dan çekilmelerinden sonra Türkler Bat Anadolu yu kal c biçimde fethettiler.

144 136 Bizans Tarihi Bafeus savafl ndan sonra Bidnos, Kestel ve Kite (Nilüfer, Ürünlü), Bursa ve Adranos (Orhaneli) gibi Bursa ovas nda bulunan yerlerin tekfurlar, Osman Bey e karfl 1303 y l nda sald r da bulundular. Dimbos savafl nda (Bursa n n Kestel ilçesinin Erdo an köyü) zafere ulaflan Osmanl lar tekfurlar n son gayretlerini de sonuçsuz b rak t lar. Dimbos savafl ndan sonra Ulubat a kadar Bursa ovas ve Uluda Türkmen yerleflmesine aç ld (H. nalc k, 2010a, s ) y l nda Lefke, Mekece ve Geyve yi fethetti (H. nalc k, 2009, s. 10). Karia daki Mentefle Beyli inden gelen Sasa Bey 1304 te Efes i ele geçirdi. Ancak çok geçmeden daha önce Germiyan Beyli i ne ba l yken sonradan kendi ad na fetihlerde bulunan Ayd n o lu Mehmed Bey, Sasa n n elindeki topraklar ald. Birgi, Tire ve Efes e sahip olarak Ayd no lullar Beyli ini kurdu de Mehmed Bey in gazileri zmir e kadar ulaflt lar ve kentin akropolisini ele geçirdiler. Mehmed Bey in o lu Umur Gazi, 1329 da zmir in liman kalesini de alarak flehrin fethini tamamlad. Manisa merkez olmak üzere Lidya bölgesinde Saruhan Bey egemenli ini kurdu. Çanakkale Bo az n n güneyindeki Mysia bölgesinde Karesi Bey hâkimiyetini tesis etti. Bat Anadolu daki Bizans topraklar n n Türklerce fethine paralel olarak Bat l güçler de Ege de kendi hesaplar na Bizans tan toprak kopartt lar. K br s tan at lm fl bulunan Saint Jean fiövalyeleri 1308 de Rodos adas n ele geçirdiler. Ayd no ullar n n istilas n önleme bahanesiyle Cenevizli Zaccaria ailesi de Bizans a ait Sak z adas na el koymakta bir sak nca görmedi. SIRA S ZDE 2 Bitinya bölgesinin Bizans için önemi nedir? B ZANS TA Ç SAVAfiLAR VE OSMANLI VASSALLI I ç Savafl: ki Andronikos un Mücadelesi Anadolu da Türk fetihleri sürerken ve Balkanlar da Katalan istilas sonras nda istikrar kurulamam flken Paleologos hanedan içerisinde bafllayan anlaflmazl klar Bizans mparatorlu u nu kötü bir duruma sürükledi. II. Andronikos kendisine halef olarak o lu IX. Mihail i seçmiflti. Mihail in o lu ve dedesiyle ayn ad tafl yan genç Andronikos da babas ndan sonraki veliaht olarak ilan edilmiflti. Genç Andronikos un sorumsuz ve sefih yaflant s bir aile dram na sebebiyet verdi. Genç prensin sorumsuzlu u kardeflinin öldürülmesine neden oldu. Bu ac babas IX. Mihail in de yaflam n n sonunu haz rlad. Tüm bunlar n sebebi olarak görülen genç Andronikos un veliahtl k haklar n dedesi mparator II. Andronikos almak istedi. Ancak baflta Kantakuzinos, Siryannis ve Sinadinos olmak üzere Bizans aristokrasisi aras nda genç Andronikos un bir hayli taraftar vard. mparator II. Andronikos un uygulamaya koydu u yeni vergi politikas ndan dolay bilhassa Trakya ve Makedonya da hoflnutsuzluk da vard. Bu durum genç Andronikos a sempatiyi art rd ve ona taraftar olanlar n say s n ço altt. En nihayetinde 1321 y l nda genç Andronikos, baflkentten ayr larak Edirne ye geldi. Her birisi büyük toprak sahibi olan Kantakuzinos, Siryannis ve Sinadinos her türlü harcamay yaparak, Bizans mparatorlu u nda iktidar n de iflmesini sa lamak üzere gerekli askeri kuvvetleri toplamay baflarm fllard. Bu birliklerin bafl na geçen genç Andronikos Trakya halk na cömert vaatlerde bulunarak vergi muafiyetleri bahflederek kendisine yönelik halk n deste ini büsbütün artt rd (Ostrgorsky, 1999, s. 461). mparator, isyan n stanbul a bulaflmas ndan endifle ediyordu. Genç Andronikos a ba l birliklerin Silivri ye gelmesi üzerine 6 Haziran 1321 de dede ve torun Andronikos lar aras nda anlaflma sa land. Buna göre mparatorluk ikisi aras nda

145 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri 137 paylafl lacakt. Yafll mparator II. Andronikos stanbul da, genç Andronikos ise Edirne de hüküm süreceklerdi (Nicol, 1999, s. 167). Ortak mparator ilan edilen torun, III. Andronikos olarak taç giydi d fl dünyaya karfl imparatorlu un birli ini korumak ad na, d flifllerini yürütme hakk n II. Andronikos üzerine ald. Zaman zaman aralar nda ufak çapl çat flmalar yaflansa da her iki imparator anlaflmaya befl y l boyunca sad k kald lar. Büyük çarp flmalar olmasa da baflta Trakya olmak üzere mparatorlu un Avrupa bölümündeki savafl hali, tar m ve ticaret faaliyetlerini olumsuz etkilemifl Bizans ekonomisini adeta felç etmiflti. Mevcut haliyle bile oldukça zay f durumdaki askeri birliklerin taht mücadelesi için Trakya ve stanbul da tutulmas ve bütün dikkatlerin iç mücadeleye verilmesi Anadolu da bir flekilde Bizans a ba l kalm fl olan yerlerin de elden ç kmas na yol açt. Bitinya bölgesinde müstahkem büyük kentler d fl ndaki yerler Osmanl egemenli indeydi. Bursa, Ulubad, znik ve zmit gibi flehirlerin hem birbirleriyle hem de baflkent stanbul la ba lant s kalmam flt. Bu flehirlerin Bizans yönetiminde kalmas n sa layan tek faktör Türklerin aflamad klar flehir surlar yd. Surlar y kacak silah ve teknolojiye henüz sahip olmayan Osmanl lar, Bursa y düflürebilmek için flehrin her iki yan na burçlar infla ederek, flehre girifl ve ç k fllar engellediler. Bu ablukaya Bursa alt y l dayand. En nihayetinde 1326 Nisan nda k tl k ve açl ktan bunalan flehir halk Osmanl lara teslim oldu. Bizans merkezi yönetimi flehre yönelik Osmanl ablukas n k rmak için hiçbir askeri giriflimde bulunamad. Bursa y zapt eden Orhan Bey yönetimindeki Osmanl lar flehri baflkentleri yapt lar (Nicol, 1999, s. 157). Vefat etmifl olan Osman Gazi nin ebedi istirahat yeri olarak da Bursa da Gümüfllü Kümbet in seçilmesi flehri Türklerin nazar nda kutsallaflt rd. Ertesi y l depremde surlar y k lan Ulubat (Lopadion) da Osmanl lar n eline geçti. Bizans ta iki imparator aras ndaki iktidar mücadelesinin son safhas 1327 y l nda bafllayan büyük çat flmalar oldu. Bizansl lar aras ndaki iç savafla d fl güçler de müdahil oldular. II. Andronikos, S rplarla ittifak yaparken III. Andronikos, Bulgarlarla anlaflt. II. Andronikos un, torununa karfl Makedonya da bafllatt sald r, S rp yard m yetiflmeden da t ld. Makedonya ve Selanik III. Andronikos a itaat etti. Baflkent stanbul da da II. Andronikos a karfl muhalefet ciddi boyutlara ulaflt. En nihayetinde 24 May s 1328 tarihinde stanbul a giren III. Andronikos, dedesini tahttan çekilmeye mecbur etti (Dafl, 2006, s. 138). Böylece, büyük askeri-ekonomik kay plar ve imparatorlu un zafiyete u ramas pahas na Bizans ta yeni bir imparator III. Andronikos ( ) dönemi bafllam fl oldu. Yeni mparator III. Andronikos, taht n büyük ölçüde yak n dostu oannis Kantakuzinos a borçlu idi. mparator, Kantakuzinos u Mega Domestikos unvan yla kendisinden sonra en yetkili kifli konumuna getirdi. Mali s k nt dan kurtulman n çaresi olarak Bizans paras iperpiron un de erinin bir kez daha düflürülmesi görüldü. Adli sistemde kapsaml bir reforma gidildi (Ostrogorsky, 1999, s. 464). Bu dönemde Anadolu da Osmanl lar n, Balkanlar da ise S rplar n Bizans mparatorlu u aleyhine ilerleyiflleri d fl iliflkilerde damgas n vuran hadiselerdi. Bursa y zapt ederek baflkent haline getiren Orhan Bey, znik i düflürmek için çaba sarf ediyordu. Osmanl lara ba l zmit körfezi boyunca Üsküdar a kadar ak nlarda bulunuyorlard. Türklerin ilerleyiflini durdurmak ve zor durumdaki znik i kurtarabilmek maksad yla III. Andronikos ve Kantakuzinos harekete geçmek zorunda kald lar May s nda, stanbul dan ve Trakya dan toplayabildikleri sekiz bin kadar askerle Üsküdar a geçtiler. mparator III. Andronikos ve Kantakuzinos, zmit körfezi boyunca üç günlük bir yürüyüflten sonra Pelekanon a (Eskihisar) ulaflt lar. Burada yamaçlarda oldukça elveriflli bir konumda Orhan Bey in ordusuyla mevzilenmifl

146 138 Bizans Tarihi oldu unu gördüler. 10 Haziran 1329 da iki ordu aras nda savafl bafllad. Orhan Bey, ustaca savafl yöneterek as l birliklerini çarp flmaya sokmadan Bizans kuvvetlerini akflama kadar oyalad. Bizansl lar geri çekilip ertesi günü Türkleri bulunduklar yamaçlardan indirerek eflit flartlarda çarp flmay düflündüler. Fakat geri çekilme s ras nda taarruza geçen Türkler, Bizansl lar n artç lar na a r kay plar verdirdikleri gibi mparator III. Andronikos u da dizinden yaralad lar. Onun yaralanmas orduda panik ve kargaflaya yol açt. Kantakuzinos düzeni sa lamaya çal flt ysa da baflaramad. 11 Haziran 1329 da ma lup Bizans mparatoru ve ordusu baflkente geri çekilmek zorunda kald (H, nalc k, 2010a, 45-50). Pelekanon savafl, bir Bizans imparatoru ile bir Osmanl hükümdar n n bizzat karfl karfl ya geldikleri bir muharebe oldu. Bu savafl ve ma lubiyet Bizans a Bitinya da yerleflmifl bulunan Türklerin ilerleyiflinin askeri kuvvet kullan larak durdurulamayaca n gösterdi (Nicol, 1999, s ). Pelekanon zaferinden sonra znik teki Bizansl lar bir süre daha dayand lar. En sonunda 2 Mart 1331 de znik, Orhan Bey e teslim oldu. Osmanl lar n önlenemeyen ilerleyifli karfl s nda mparator III. Andronikos diplomasiye baflvurdu. Türler, znik ten sonra zmit i bunaltmaya bafllam fllard. mparator, 1333 A ustos unda Osmanl larca kuflatma alt nda tutulan zmit e gitti. Gizlice Orhan Bey le buluflan III. Andronikos, bar fl yapmak için müzakerelerde bulundu (Dikici, 2007, s. 411). Sonunda y lda on iki bin alt n ödenmesi karfl l nda bar fl anlaflmas yap ld (Nicol, 1999, s. 182). Bununla birlikte 1337 y l nda zmit de Osmanl lara teslim oldu. Böylece Bitinya n n tamam yla birlikte Karadeniz sahillerine ve Üsküdar a kadar Kocaeli yar madas Osmanl lar n hâkimiyetine girdi. Balkanlar da ise S rplar n ilerleyifli bafllam flt y l nda Köstendil de Bizans n müttefiki Bulgarlar a r bir ma lubiyete u ratan S rp Krall Balkan co rafyas nda üstünlü ü ele geçirdi. Ertesi y l S rbistan taht na oturan Kral Stephan Duflan ( ), S rp Krall n bir imparatorluk haline getirme siyaseti izledi. Bizans a ba l Makedonya ya sald ran Duflan, Prilep, Kastoria, Ohrid ve Strumica gibi önemli flehir ve kaleleri zapt etti. Selanik i kuflatt ysa da alamad. Bu s rada kuzeyden gelen Macar tehdidi Duflan Bizans la bar fl yapmaya zorlad. Makedonya da iflgal etti i flehirleri S rplarda kalmak kayd yla 1334 y l nda bar fl anlaflmas imzaland (Ostragorsky, 1999, s. 466). III. Andronikos ve Kantakuzinos, donanman n olmay fl n n Bizans a büyük zararlar verdi ini görmüfllerdi. Bu nedenle donanma inflas na giriflildi. Bu donanma sayesinde Bizans, Ege Denizi nde yeniden kendini gösterdi. Bizzat mparator III. Andronikos un kat ld seferle Sak z, Midilli ve Foça üzerinde Bizans hâkimiyeti yeniden tesis edilemeye çal fl ld. Bu s rada Bat Anadolu daki Ayd n, Mentefle, Saruhan ve Karesi gibi deniz gazalar yapan Türkmen Beylikleri, Bizans la ayn rakibe yani Latinlere karfl mücadele ediyorlard. Özellikle Ayd n o lu Gazi Umur Bey, di er beyleri de etraf nda toplayarak, sahip oldu u donanmas yla Ege adalar nda ve Yunanistan daki Latinlere karfl baflar larla dolu seferler düzenlemekteydi. Kantakuzinos un teflvikiyle III. Andronikos, Umur Bey le görüflerek bir ittifak anlaflmas yapt. Bu anlaflma sayesinde III. Andronikos ihtiyaç duydu u askeri kuvveti temin etme imkân na kavufltu. Umur Bey in sa lad askeri kuvvetler sayesinde mparator III. Andronikos ve Kantakuzinos, Epir deki ayr l kç harekete son vererek bu bölgeyi yeniden Bizans a ba lad lar ve Tesalya da da Bizans n hâkimiyetini yeniden tesis ettiler (Nicol, 1999, s. 187).

147 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri 139 ç Savafl: Kantakuzinos ve V. oannis Paleologos III. Andronikos Paleologos 15 Haziran 1341 tarihinde vefat etti. Müteveffa imparatorun o lu V. oannis henüz çocuk yafltayd. Ona kimin naiplik yapaca konusu büyük bir anlaflmazl a dönüfltü. mparatorun en yak n arkadafl ve yönetimde ikinci kifli olarak Kantakuzinos niyabette hak iddia etti. Buna karfl n mparatoriçe Savoya l Anna, Patrik Kalekas ve Aleksios Apokavkos muhalif bir grup oluflturup karfl ç kt lar (Dafl, 2006, s. 139). Bu s rada Balkanlar da meydan gelen geliflmeler dolay s yla Kantakuzinos, baflkentten ayr l p Trakya ya geçti. Bunu f rsat bilen muhalifler onun niyabetten at ld n ilan ederek stanbul da kendilerini bafl nda oldu- u bir yönetim kurdular. Kantakuzneos un stanbul daki mal mülkü ya maland ve taraftarlar tutukland. Bu meydan okuma karfl s nda Kantakuzinos boyun e medi Dimetoka ta kendisini imparator ilan ettirdi. Bununla birlikte meflruiyetten ayr lmamak için protokolde önce meflru mparator V. oannis in ad n zikrettirmeye de özen gösterdi y l nda Kantakuzinos ve mparatoriçe Anna etraf nda toplan p Apokavkos un önderli inde faaliyet gösteren muhalefet aras ndaki iç savafl di erlerine göre iki bak mdan farkl yd. Öncelikle bu iç savafla d fl güçler etkin biçimde kat ld - lar ve kimin Bizans ta iktidar olaca n onlar belirlediler. kincisi bu iç mücadelede Bizans halk önceleri hiç olmad kadar kamplara ayr ld lar. Zenginler, toprak a alar ve aristokrasi Kantakuzinos a destek verirken tüccar, esnaf, zanaatkâr ve bu kitleler muhalif grubun yan nda yer ald. Apokavkos un k flk rtt yoksul halk kitleleri Trakya ve Makedonya da Kantakuzinos yandafl olan aristokratlara sald rd - lar. Halk ayaklanmas karfl s nda Kantakuzinos ve aristokrasi çaresiz kald (Nicol, 1999, s. 206). ç savafl n bafllar nda Kantakuzinos bir seri ma lubiyete u rad. Dimetoka dan stanbul a yapmak istedi i askeri harekât Bulgarlar n ifle kar flmas nedeniyle Edirne yak nlar nda baflar s zl kla sonuçland. Selanik te ayaklanan ve kendilerine Zelot ad verilen yoksul halk kitlesi Kantakuzinos yanl lar n flehirden atarak adeta kendi yönetimlerini kurdular. Bu zor durumda Kantakuzinos, S rplar n yard m n arama yoluna gitti. S rp Kral Duflan, yapaca yard mlara karfl l k Makedonya da büyük toprak tavizleri talep etti. Askeri yard m karfl l nda bu talepleri kabul eden Kantakuzinos S rplarla müttefik oldu (Ostrogorsky, 1999, s. 475). Fakat 1342 ve 1343 y llar nda Kantakuzinos un S rp askerleriyle Serez e karfl yapt harekâtlar baflar s zl kla sonuçland. Buna ra men Tesalya ve Yunanistan daki aristokratlar onun imparatorlu unu tan yarak desteklerini sundular. Bu destekle Kantakuzinos ayakta kal rken, S rp Kral Duflan saf de ifltirdi. Duflan, stanbul daki Apokavkos liderli indeki niyabet yönetimiyle ittifak yapmakta sak nca görmedi. Hatta o lu ve veliaht Urofl u, V. oannis in k zkardefliyle evlendirerek Bizans impaartorluk ailesiyle akarabal k kurdu. Art k Duflan, Kantakuzinos için tehlikeli bir düflmand (Ostrogorsky, 1999, s ). Bu nazik durumda Kantakuzinos un mücadeleyi kendi imkânlar yla sürdürmesi düflünülemezdi. Kuvvetli bir müttefik bulmas kaç n lmazd. mparator III. Andronikos zaman nda flahsi dostluk gelifltirdi i Ayd n o lu Umur Bey in flahs nda hem güvenilir hem de savaflç bir müttefik buldu (Dafl, 2006, s. 142). Kantakuzinos un yard m ça r lar na kay ts z kalmayan Umur Bey, donanmas yla Meriç in denize döküldü ü yere gelerek, kuflatma alt nda tutulan Kantakuzinos a ba l Dimetoka y kurtard. Umur Bey in yard m yla Kantakuzinos Trakya da tutunmay baflard. Umur Bey in Türkmenleri, iç savaflta Kantakuzinos aleyhine olan kuvvetler

148 140 Bizans Tarihi dengesini 1345 e kadar bilhassa Trakya da say s z seferler yaparak onun lehine çevirdiler. Apokavkos un bir suikast sonucu öldürülmesi Kantakuzinos un elini daha da güçlendirdi. Fakat 1344 te Umur Bey in donanmas n n Haçl lar taraf ndan yak lmas, Kantakuzinos u bu müttefikinin yard mlar ndan mahrum b rakt. Bir süre sonra Kantakuzinos, Türklerin aras nda daha güçlü bir müttefik bulmakta gecikmedi y l nda Osmanl hükümdar Orhan Bey le bir ittifak anlaflmas yapt. K z Teodora y Orhan Bey e efl olarak vererek anlaflmay akrabal k ba- yla pekifltirdi. Orhan Bey, o lu Süleyman Pafla komutas nda kalabal k say da yard mc askeri birlikleri Kantakuzinos a gönderdi (Dafl, 2006, s. 144). Bu s rada Bizans taki iç savafla dâhil olan S rplar ve Bulgarlar da kendi ç karlar na kazan mlar elde etmek için çabal yorlard. Bulgarlar Filibe civar nda ve Meriç boylar nda s n rlar n geniflletirken S rp Kral Stefan Duflan, Arnavutluk ve Makedonya n n bir k sm na el koyduktan sonra Selanik i kuflatt. O, Slavlar n etkin olaca bir Slav-Bizans mparatorlu u kurmay hayal ediyordu ve bunun için 1346 y - l nda kendisini S rplar n ve Romal lar n imparatoru ilan etti. Onun bu iddialar karfl s nda Kantakuzinos daha fazla beklemeyerek Edirne de imparatorluk tac n giydi (Ostrogorsky, 1999, s. 481). Ertesi y l stanbul daki muhalefet oldukça zay flam fl görünüyordu. mparatoriçe Anna n n Saruhan Türkmenlerinden yard m bulma çabalar kendi lehine bir sonuç vermedi. En nihayetinde 3 fiubat 1347 de stanbul kap lar n Kantakuzinos a açmak zorunda kald. Böylece Kantakuzinos la mparatoriçe Anna n n etraf nda toplanan muhalefet aras ndaki iç savafl n ilk evresi Kantakuzinos lehine sonuçland. Yap lan anlaflma gere i on y ll k bir süre için Kantakuzinos, imparator olarak, meflru mparator V. oannis Paleologos ad na Bizans mparatorlu u nu yönetecekti (Dafl, 2006, s. 145). mparator VI. oannis Kantakuzinos ( ), Ayasofya da yap lan törenle resmi olarak taç giydi. O s rada on befl yafl nda olan meflru mparator V. oannis Paleologos ile k z Helena y evlendirdi. Meflruiyet ilkesine sad k kalarak V. oannis ad na imparatorlu u yönetece ini ilan etti. ç savafl bitti ve Kantakuzinos zafere ulaflt (Nicol, 1999, s ). Fakat Bizans elindeki çok k t ekonomik ve askeri imkânlar da bu savaflta harcad. Bu iç savafltan en karl ç kanlar S rplar oldu. Selanik hariç bütün Makedonya S rbistan n eline geçti. S rp Kral Duflan kendini S rp- Bizans mparatoru olarak addediyordu de Tesalya y da zapt eden Duflan her y l topraklar n Bizans aleyhine daha da büyütüyordu de S rp mparatorlu- u nun s n rlar Tuna dan Korintos Körfezine Adriyatik ten Ege sahillerine kadar uzanmaktayd. Bizans mparatorlu u ise, stanbul, Anadolu da Karadeniz Ere lisi ve Alaflehir, Trakya da Tekirda ve Edirne, Selanik ve civar, Mora n n bir bölümü, Sak z, Midilli, Bozcaada ve Gökçeada dan ibaretti. Duflan n hedefinde art k stanbul u zapt etmekti. Fakat bu hedefine güçlü bir donanma olmadan ulaflmas mümkün de- ildi. Bu maksatla Venedik e ittifak teklif etti. Fakat Venedik, stanbul da güçlü bir S rp yönetimi görmektense her zaman ç karlar için kullanabilece i zay f Bizans iktidar n n bulunmas n tercih ederek bu teklifi reddetti (Ostrogorsky, 1999, s. 483). Bizans n içine düfltü ü zaafiyet ekonomik alanda da kendini gösteriyordu. Devletin vergi alabilece i toprak olarak sadece Trakya vard. Burada cereyan eden iç savafl dolay s yla tar m ve üretim yap lamad gibi halk elinde ne varsa tüketmifl durumdayd. Hazinenin ihtiyaç duydu u gelir vergiler yoluyla al namay nca, varl kl ailelerin servetlerine el koyma yoluna gidildi. Fakat bu tedbir de fazla bir ifle yaramad. Bunun üzerine Bizans için daha a r sonuçlar do uracak olan d fl borçlanmaya gidildi. Baflta Venedik olmak üzere yabanc devletlerden borç al nmaya baflland. Kantakuzinos, kendi servetini kullanarak ve zenginlerden toplad yar-

149 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri 141 d mlarla küçük bir donanma infla ettirmiflti. stanbul liman ndaki gümrük vergilerini indirerek, Cenevizlilere akan bu gelirden Bizans hazinesinin de faydalanmas na çal flt. Ceneviz buna fliddetle tepki gösterip küçük Bizans donamas n yakt ve gümrüklerdeki sömürüsünü devam ettirdi (Dikici, 2007, s. 416). Bir di er güç olan Venedik Cumhuriyeti, kendi ç karlar n daha da gelifltirmek ad na Bizans ta yeni bir iç savafl n fitilini atefllemekte sak nca görmedi. Meflru mparator V. oannis, tek bafl na iktidar olmak isterken Kantakuzinos da kendi o lunu veliaht yaparak Paleologos hanedan n saf d fl etmenin yollar n ar yordu. Venedik, V. oannis e iktidar ele geçirmek ad na kullanmas için yirmi bin duka alt n gönderdi. Karfl l nda Çanakkale Bo az n kontrol eden stratejik Bozcaada n n kendisine b rak lmas n istedi. Bunun üzerine harekete geçen V. oannis, Edirne ye sald rd. Burada Kantakuzinos un o lu Mateos direnmeye çal flt. Bu çat flmaya Orhan Bey in gönderdi i Süleyman Pafla komutas ndaki Osmanl kuvvetleri de dahil oldular. Osmanl lar n yard m yla Meriç k y s ndaki savaflta Kantakuzinoslar üstün geldiler (1352 sonu). Yakalanan V. oannis, Bozcaada ya sürgüne gönderildi (Dafl, s. 146). Bu savaflta yard mlar na mukabil Kantakuzinos, Osmanl lara Gelibolu yar - madas ndaki Çimpi kalesini verdi. Böylece Osmanl lar Avrupa topraklar nda bir üs kazanm fl oldular te bütün Trakya y tahrip eden bir deprem yafland. Bu deprem dolay s yla Gelibolu flehri de büyük y k ma maruz kalm fl, flehrin surlar ve evleri y k lm flt. Haber Osmanl lara ulafl nca, Süleyman Pafla Gelibolu ya birliklerini ve ailelerini yerlefltirerek buray sahiplendi. Gelibolu nun Türklerce al nmas stanbul da büyük korkuya neden oldu. Bu döneme kadar ak nlar yap p ganimetler elde ettikten sonra Türkler Anadolu ya geri dönüyorlard. Art k Avrupa yakas nda sa lam bir köprübafl edindikten sonra Türkler burada kal c oldular. Kantakuzinos, büyük mebla lar önererek Orhan Bey den buras n n boflalt lmas n bofl yere talep etti (Dafl, 2007, s. 149). Bu durum Bizans kamuoyunda Kantakuzinos un Türklerin Avrupa ya yerleflmelerinin bafl mimar olarak görülmesine neden oldu. Nihayetinde Cenevizli Francesko Gattilusio, Midilli adas na sahip olmak ve imparatorun k z kardefli Maria ile evlenmek karfl l nda mparator V. oannis i tutuklu bulundu u Bozcaada dan kurtararak, 29 Kas m 1354 te stanbul a getirmeyi baflard. Halk onun geliflini coflkuyla karfl lad. Halk n tercihi karfl s nda Kantakuzinos direnemedi ve keflifl elbisesi giymeyi kabul etti (Dikici, 2007, s ). Bir otuz y l daha keflifl olarak yaflayan Kantakuzinos tarih ve teoloji alanlar nda önemli eserler telif etti. mparator V. oannis Paleologos Dönemi ve Bizans n Osmanl Vassall V. oannis Paleologos ( ) en sonunda kimsenin vesayeti alt nda olmadan Bizans taht na oturabilmiflti. Fakat sahip oldu u devletin ad ndan baflka hiçbir gücü ve sayg nl kalmam flt. Nitekim Venedik in stanbul elçisi, yazd raporunda Bizansl lar n hangi devlet olursa olsun itaate haz r olduklar n belirtiyordu te Venedik elçisi ise Cumhuriyete, pek sefil bir durumda olan Bizans devletinin Türklere kurban gitmeden do rudan ilhak edilmesini öneriyordu (Ostrogorsky, 1999, s. 490). Bu arada Bizans y kmaya aday hükümdarlardan Stefan Duflan öldü. Duflan n kurdu unu düflündü ü S rp imparatorlu u da ld. Dolay s yla Bizans a sahip olmak için rekabet eden adaylardan biri ortadan çekilmifl oldu. Gelibolu yu üs edinmifl Osmanl Türklerinin Rumeli nde ilerleyiflleriyse bafllamak üzereydi. V. oannis içinde bulundu u durumun ciddiyetinin bilincindeydi. Bizans n elinde kalan tek eyalet Trakya kaybedilmek üzereydi. V. oannis, Türkleri durdurman n

150 142 Bizans Tarihi çaresi olarak Bat H ristiyan dünyas ndan yard m temin etmeyi gördü te Papa ya bir elçi göndererek acilen kendisine yard mc kuvvetler göndermesini, bu yard ma karfl l k Türkleri durdurduktan sonra alt ay içerisinde halk n Roma inanc na sokaca n vaat etti. Bu baflvuru ciddiye dahi al nmad (Nicol, 1999, s ). Türklerin Trakya da sistemli ve kal c bir flekilde ilerleyiflleri kendini göstermekte gecikmedi. Süleyman Pafla komutas ndaki Türkler, Bolay r, Malkara, Keflan, psala, Çorlu, Lüleburgaz gibi kasaba ve kaleleri ele geçirerek bir taraftan stanbul di- er taraftan da Edirne istikametinde ilerliyorlard. mparator V. oannis, Orhan Bey le bar fl anlaflmas yaparak Türk ilerleyiflini durdurmay denedi. Cenevizli korsanlarca kaç r lan Orhan Bey in küçük o lu Halil i, mparator, serbest b rak lmas için arac oldu ve yüz bin iperpira kurtulmal k paras n da ödedi. Bu flekilde özgürlü üne kavuflturulan Halil babas na teslim edildi bafllar nda mparator V. oannis, bizzat Orhan bey le görüflerek bar fl sa lamaya çal flt (Nicol, 1999, s. 280). Fakat Türkler 1361 de Dimetoka y, ve daha sonra Edirne yi fethettiler. Balkanlarda S rp ve Bulgar Krall klar n n parçalanm fl olmalar onlar n da Osmanl lar durdurabilecek bir karfl durufl sergilemelerini imkâns z k l yordu. Osmanl lar n de erli komutanlar ndan Lala fiahin Pafla 1363 de Filibe yi zapt etti ve ilk Rumeli Beylerbeyi tayin edildi. V. oannis Paleologos, Macaristan Kral Büyük Layofl tan yard m ricas nda bulunmaya karar verdi y l nda bizzat Macaristan a giden V. oannis, bekledi i ilgiyi görmedi. Macar Kral ona öncelikle Katolik olmas gerekti ini söyledi. Hiçbir fley elde edemeden ülkesine dönmek zorunda kald (Nicol, 1999, s ). Bulgar s n r na geldi inde Bulgarlar, imparator un s n rdan geçmesine izin vermediler. Bizans mparatoru nun yard m na anne taraf ndan akrabalar ndan olan Savoya l Kont Amedeo kofltu. Amedeo sahip oldu u donanmas yla önce Türklerin elinde bulunan Gelibolu yu 1366 yaz nda zapt etti. Daha sonra da Karadeniz e aç larak hem mparator u serbest b rakt rd hem de Bulgarlardan bir k s m yerlerin Bizans lehine boflaltmalar n temin etti (Nicol, 1999, s ). Bat H ristiyan dünyas n harekete geçirmede etkin bir güç olan Roma da papal k için öncelik Bizans n kurtar lmas ndan ziyade Kiliselerin Roma inanc n n üstünlü ünde birlefltirilmesiydi. mparator V. oannis in Katolikli i kabul etmeye haz r oldu undan emin olan Papa, 1369 y l nda müzakerelerde bulunmak üzere onu Roma ya davet etti. Davete uyan V. oannis, büyük törenlerle karfl land ve Katolik inanc kabul etti ini ilan etti. Buna karfl l k Ortodoks Kilisesi ve Bizansl halk bunu fliddetle reddetti. Böylece Katolikli in kabulü sadece imparatorun flahs na münhas r bir eylem olarak kald (Ostrogorsky, 1999, s ). Bizans mparatoru Bat dünyas ndan yard m aray fllar ndayken, Türklerin ilerleyiflleri karfl s nda S rplar harekete geçtiler. S rp prensler Vukaflin ve Ugleflia kuvvetlerini birlefltirerek Meriç boylar nda Türklerle savafla girifltiler. Tarihe Çirmen/Çernomen olarak geçen savafl Balkanlar n ve Bizans n kaderini belirledi (1371). Türklerin kazand klar zafer karfl s nda baflta S rplar olmak üzere Balkanl H ristiyan güçler Osmanl n n vassall n kabul ettiler. Vassal olman n iki flart vard : y ll k belli bir vergi ödemek ve gerekti inde Osmanl sultan na askeri hizmet etmek. S rplardan bir süre sonra Bizans da Osmanl Devleti ne tâbi vassal haline geldi. Nitekim 1373 y l nda Bizans mparatoru V. oannis i vassal k yükümlülü ü gere ince, Anadolu da Sultan I. Murad n Türkmen beyliklerine karfl düzenledi i sefere kat ld (Ostrogorsky, 2002, s. 209). Sultan ve mparator Anadolu da seferdeyken, babalar na vekâlet etmekte olan Edirne de Savc Çelebi ve stanbul da IV. Andronikos aralar nda anlaflarak iktidar ele geçirmek için isyan ettiler. Bu duruma çok sert tepki gösteren

151 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri 143 I. Murad, isyan fliddetle bast r p Savc Bey in gözlerine mil çektirdi. Ayn cezay o luna da uygulamas için V. oannis ten talepte bulundu. mparator, o lunun görme yetisini biraz olsun koruyacak flekilde cezan n tatbik edilmesini sa lad. Andronikos veliahtl ktan ç kart l p hapse konuldu. Yerine imparatorun di er o lu II. Manuil ortak imparator ilan edilerek taç giydirildi (Gregory, 2008, s ) da V. oannis e gelen Venedik elçisi, Bozcaada n n kendilerine verilmesi halinde Venedik te kalan Bizans n imparatorluk mücevherlerini iade etmeyi ve ayr ca otuz bin duka alt n vermeyi önerdi (Nicol, 2000, s. 298). Bozcaada ya rakibi Venedik in el koymas n n kendisi için yarataca tehlikeden çekinen Ceneviz karfl hamlede bulunarak hapisteki IV. Andronikos u Galata ya kaç rd. Andronikos, buradan Sultan I. Murad n yan na giderek ba l l n arz etti ve Bizans taht na ç kmas için yard m ricas nda bulundu. Gerekli askeri deste i ald ktan sonra stanbul a gelerek babas V. oannis ve kardefli II. Manuil i tutuklatarak hapse att rd ve kendisi imparatorluk tac n giydi. IV. Andronikos, yapt anlaflma gere ince Sultan I. Murad dan ald deste in karfl l olarak 1366 da Kont Amadeo nun zapt etti i Gelibolu yu Osmanl lara geri iade etti (Nicol, 2000, s. 299). IV. Andronikos üç y l kadar hüküm sürdü. Daha sonra benzer bir senaryo tekrarland. Hapisten kaçan V. oannis ve o lu II. Manuil, Sultan Murad n huzuruna giderek yard m ricas nda bulundular. Art k Bizans ta kimin imparator olaca na Bat l güçler de il Osmanl hükümdar karar veriyordu. Ödenecek verginin artt r lmas ve II. Manuil in her y l vergiyi getirmesi, gerekti inde askeri hizmet sunulmas gibi flartlar n kabul edilmesi sonucu Bizansl lar, Osmanl Sultan ndan istedikleri yard m ald lar. Böylece 1379 da yeniden mparatorluk taht na V. oannis oturdu (Dafl, 2006, s. 152). Bizans mparatoru, son derece küçülmüfl olan devletini o ullar aras nda paylaflt rarak taht kavgas n sonland rmay düflündü. Buna göre Silivri ve çevresini IV. Andronikos, Selanik i II. Manuil ve Mora y da di er o lu Teodoros idare edeceklerdi (Dafl, 2006, s ). Bizans taht na ç kma konusunda haks zl a u rad - n düflünen Manuil, Sultana karfl vassall k yükümlülü ünü unutarak Selanik e gitti. Bunun üzerine Sultan I. Murad, Selanik üzerine kuvvet sevk ettirdi. Manuil d fl yard m almaks z n uzun süre direndi ve nihayetinde 1387 de flehirden ayr ld. fiehir halk direnmeksizin Osmanl lara teslim oldular. Manuil çaresiz biçimde Bursa da bulunan Sultan n yan na giderek ba fllanmas n rica etti. Affedilen II. Manuil, stanbul a babas n n yan na gönderildi (Nicol, 1999, s. 309). Balkanlar da Türklerin ilerleyiflleri I. Kosova savafl yla farkl bir niteli e büründü. Büyük bir k sm n S rplar n oluflturdu u Balkanl H ristiyanlar n Haçl ordusu 15 Haziran 1389 da Kosova da a r bir ma lubiyete u rat ld. Bu zaferle Türklerin Balkanlarda kal c olduklar ve buray yurt edindikleri tescillenmifl oldu. Balkanl tüm H - ristiyan güçler Osmanl egemenli ini tan mak zorunda kald lar. Savafl meydan nda Sultan I. Murad n flehit edilmesi üzerine o lu Y ld r m Bayezid Osmanl taht na ç kt. Yeni Osmanl hükümdar döneminde Bizans n durumu daha da a rlaflt. Bizans: Y k lman n Efli indeki Devlet Y ld r m Bayezid ( ) babas ndan devrald devleti k sa sürede bir imparatorluk haline yükseltmek istiyordu. Bunun en önemli ad m olarak da Osmanl - n n Anadolu ve Rumeli topraklar aras nda bir ada halinde kalm fl olan Bizans n baflkenti stanbul un al nmas görülüyordu. mparator II. Manuil Paleologos ( ) tahta geçti i zaman stanbul fakir ve nüfusu oldukça azalm flt bin civar nda bir nüfusa sahip olan flehir ekonomik çöküntüden dolay harap bir haldeydi. fiehri ayakta tutan ve koruyansa afl lamayan surlar yd. II. Manuil, imparatorlu-

152 144 Bizans Tarihi unun ilk y llar nda Bayezid in sad k vassal oldu. Onun emrinde Anadolu daki seferlerine kat ld ve yine onun emretmesiyle Serez de di er vassallarla birlikte huzura ç kt. Devletini imparatorluk haline getirmek isteyen Bayezid içinse, Anadolu ve Rumeli nin ortas ndaki stanbul u fethetmek zorunluluktu. II. Manuil flehri teslim etmeye yanaflmay nca 1394 y l nda Y ld r m Bayezid, stanbul u abluka alt na ald (Nicol, 1999, s. 323). Osmanl n n stanbul surlar n tahrip edecek ateflli silah ve tekni i henüz yoktu. Surlar n afl lamazl karfl s nda yap lacak tek fley flehrin girifl ve ç k fllar n kontrol ederek halk n açl ktan teslim olmas n beklemekti. Osmanl - lar da bunu yapt lar. Fakat yeterli deniz gücünün olmay fl dolay s yla Bizans, denizden yard m ve takviye almaya devam etti. Yeterli olmasa da gelen yard mlar ve surlar n içerisinde yetifltirilen tar m ürünleri sayesinde halk direnme çal flt da Ni bolu Haçl Seferi dolay s yla Türkler stanbul kuflatmas n bir süreli ine kald rd lar. Fakat Haçl ordusunun ma lup edilmesinden sonra stanbul kuflatmas daha da fliddetli biçimde devam ettirildi. fiehri savunacak yeterli say da asker olmay fl bir yana açl k ve k tl k flehir halk n periflan ediyordu. Bu hal karfl s nda imparator II. Manuil in yapabildi i fley dönemin H ristiyan güçlerine Papa ya, ngiltere, Fransa ve Aragon krallar na yard m ricas nda bulunan mektuplar yazmakt (Ostrogorsky, 1999, s. 511). Onun bu yard m ricalar sadece Fransa da yank buldu. Fransa kral, bin iki yüz kiflilik bir yard mc kuvveti Mareflal Boucicaut komutas nda stanbul a gönderdi. Mareflalin gelifli stanbul halk için moral olduysa da bu kadar küçük bir kuvvetle Türkleri geri püskürtmek ve kuflatmay k rmak mümkün de ildi. Bu nedenle Mareflalin telkinleriyle mparator II. Manuil, bizzat Bat ülkelerine giderek yard m aramaya karar verdi (Dikici, 2007, s. 427) da Mareflalle birlikte stanbul dan ayr lan mparator önce Venedik ve Milano yu ziyaret ettikten sonra Paris e geldi. Oradan Londra ya geçti. Fakat stanbul u kurtarmak için arad yard m bir türlü bulamad. Sonunda bütün umutlar tükenmifl bir vaziyette Paris te uzunca bir süre ikamet etti (Ostrogorsky, 1999, s. 512). flte bu s ralarda 28 Temmuz 1402 de Ankara savafl nda Timur un Osmanl Sultan Y ld r m Bayezid i ma lup etmesi Bizans için mucizevî bir kurtulufl oldu. mparator II. Manuil stanbul a dönerek durumdan faydaland. Ankara savafl sonras nda Osmanl Devleti nde muazzam bir kargafla yaflanmaya bafllad. Fetret devri olarak adland r lan bu dönemde Bayezid in o ullar taht için kanl bir mücadeleye girifltiler. Bundan istifade eden Bizans yönetimi vassall k yükümlülüklerinden s yr ld gibi baz kazançlar da elde etti. stanbul un çevresindeki kimi kasabalar, Selanik flehri ve çevresi Bizans a geri verildi. Böylece y k lman n efli ine gelmifl olan Bizans mparatorlu u Timur un müdahalesi sayesinde bir elli y l kadar daha ömrünü uzatabildi. SIRA S ZDE 3 Bizans ta 14. yüzy lda yaflanan iç mücadelelerin sonuçlar ne olmufltur? B ZANS IN SON YILLARI VE STANBUL UN FETH Osmanl n n içine düfltü ü fetret devri, Bizans için bir nefes alma yeniden toparlanma dönemi oldu. Osmanl lar aras ndaki taht kavgalar na Bizans da müdahil oldu. II. Manuil ilk baflta kardefllerine nazaran oldukça güçlü bir konumda bulunan Bayezid in o lu Süleyman destekledi. Fakat Musa Çelebi, çetin bir mücadeleden sonra Süleyman bertaraf etmeyi baflard. Musa, stanbul u 1411 y l nda kuflatt (Nicol, 1999, s ). mparator II. Manuil, Musa ya karfl kardefli Çelebi Mehmed i destekledi. Zorlu bir savafl m sonras nda I. Mehmed, kardefli Musa y saf d fl b rakarak Osmanl hükümdar oldu.

153 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri 145 I. Mehmed ( ) hükümdarl süresince Osmanl n n kuvvet ve kudretini yeniden tesis etmeye çal flt. Bu dönemde Bizans-Osmanl iliflkileri dostane bir seyir takip etti. I. Mehmed, müttefiki ve dostu olarak kabul etti i II. Manuil e yönelik taahhütlerine ba l kald (Nicol, 1999, s ). Osmanl lar cihetinden kendini güvencede hisseden II. Manuil, 1414 y l nda, stanbul da VIII. oannis i vekil b rakarak, di er o ullar n n yönetimindeki Selanik ve Mora y ziyarete gitti. Bu s rada Mora da Bizans hâkimiyeti güçlenmifl ve buran n merkezi Mistra mamur ve zengin bir flehir görünümüne kavuflmufltu. mparator II. Manuil, Mora y özellikle Türklerden gelebilecek muhtemel sald r lara karfl korumak için Korintos k sta ndaki eksamilion surlar n yeniden infla ettirdi. Selanik ve Mora üzerinde merkezi imparatorluk otoritesini güçlendirmifl olan II. Manuil 1416 da stanbul a geri döndü (Nicol, 1999, s. 352). Osmanl -Bizans iliflkilerinde 1421 y l nda yeni dönüflümler yafland. I. Mehmed in vefat üzerine Osmanl Devleti nin yeni sultan o lu II. Murad ( ) oldu. Ayn y l II. Manuil, o lu VIII. oannis i ortak imparator ilan etmiflti. Osmanl taht nda yaflan lan de ifliklik konusunda Bizansl baba o ul imparatorlar farkl tav rlar tak nd lar. II. Manuil, Murad la anlaflma yanl s yd. Fakat VIII. oannis, II. Murad a karfl tarihe Düzmece Mustafa olarak geçen amcas n destekleyerek Osmanl da yeni bir iç savafl n bafllamas na vesile oldu. Düzmece Mustafa isyan n sert biçimde bast ran II. Murad, 1422 y l nda stanbul u kuflatt (Gregory, 2008, s. 307). Bizans yine surlar n n sa laml kurtard. Bu s rada Osmanl sultan n n kardefli Mustafa ayaklan nca kuflatma kald r ld y l nda alt mil manas na gelen eksamilion surlar n tahrip eden Türkler Mora ya girdiler. Art k Osmanl -Bizans iliflkilerinde eskiye geri dönüldü. II. Murad yönetiminde Osmanl gücü karfl s nda aciz kalan Bizans çareyi anlaflma yapmakta buldu te yap lan bar fl anlaflmas yla Bizans yeniden Osmanl sultan na y ll k haraç ödemeyi kabul etti (Nicol, 1999, s. 358). Böylece Bizans, Ankara savafl sonras nda yakalad yeniden canlanma f rsat n heba ederek yine vassal devlet statüsüne düflmüfl oluyordu. Bu arada Bizans mparatorlu u nun ikinci büyük kenti Selanik in kaderi de belirleniyordu. Türklerin taarruzlar karfl s nda oldukça güç durumda kalan Selanik in yöneticisi Andronikos 1423 y l nda flehri Venediklilere para karfl l satt. Venedik in anlaflma tekliflerine ra men Türkler, Selanik i kararl - l kla kuflatt lar. Yedi y ll k bir kuflatman n ard ndan 1430 da Selanik Osmanl lar taraf ndan fethedildi (Nicol, 2000, s ). Bizans imparatorluk taht na II. Manuil in 1425 te ölümüyle o lu VIII. oannis Paleologos ( ) ç kt. Bu s rada Bizans n sahip oldu u stanbul ve çevresindeki birkaç küçük kasaba Türklerin bask s alt ndayd. Bizans a ba l bir di er toprak parças olan Mora da Türk ak nlar n n hedefi oluyordu. Halk yoksulluk içerisinde ve ekonomi periflan bir haldeydi. II. Manuil döneminde alt n para nadiren bas lm flt. VIII. oannis döneminde ise alt n para bas lmas tamamen b rak ld ve mecburen gümüfl para bas m na baflland (Ostrogorsky, 1999, s. 516). VIII. oannis, kiliselerin birlefltirilmesi meselesini tekrar müzakereye açarak Türklere karfl yard m aray fllar na giriflti. Bizans, öncelikle Roma n n yard m sa lay p kendisinin Türklerden kurtar lmas n talep ediyor ve daha sonra kiliselerin birli ini vaat ediyordu. Buna karfl n Roma ise önce kilise düzeyinde kendi üstünlü ünün kabul edilmesini bekliyor, sonra Türklere karfl yard m teklifinde bulunuyordu. Roma ve stanbul aras nda yap lan görüflmelerden sonra union konusu ciddiyet kazand y l nda VIII. oannis, maiyetinde birçok Ortodoks ruhban bulundu u halde, kiliselerin birlefltirilmesi konusunu müzakere etmek üzere talya ya

154 146 Bizans Tarihi gitti. Ferrara ve Floransa da yap lan uzun görüflmelerden sonra 5 Temmuz 1439 tarihinde Roma ve stanbul Kiliselerinin birlefltirildi i bir kez daha ilan edildi (Nicol, 1999, s. 384). Roma inanc n bu defa sadece Bizans mparatoru de il ayn zamanda heyette bulunan üst düzey Ortodoks din adamlar da kabul etmifllerdi. Fakat VIII. oannis baflkanl ndaki heyet stanbul a döndükleri zaman halk n sert tepkisiyle karfl laflt lar. Dini inançlar n varl klar yla özdeflletirmifl olan Ortodoks Bizans halk, Katolik inanca girmeyi fliddetle reddettiler. Floransa unionu sadece Bizans ta de il Ortodoks Slav dünyas nda da yank buldu. Moskova, imparator ve stanbul patri inin unionu kabul etmesini ihanet sayd ve stanbul patrikli inden ba ms zl n ilan etti. Böylece Bizans yönetiminin büyük umut ba lad kiliselerin birleflmesi fayda sa lamad. Bu s ralarda Osmanl lar, Balkanlarda baflka rakiplerle karfl laflt lar. Türkler Belgrat haricinde Balkanlar n kuzeyinin tamam nda egemenlik kurmufllar ve Transilvanya üzerine seferler tertip etmifllerdi. Bu ilerleyifl onlar Macarlarla karfl karfl ya getirdi. Transilvanya Voyvodas Hunyadi Yanofl un Osmanl lara karfl kazand baz baflar - lar H ristiyan dünyas nda heyecana neden oldu. Papa IV. Eugenius un ça r lar yla Polonya ve Macaristan tac na sahip VIII. Vladislas, S rp Georg Brankoviç, Hunyadi Yanofl ve di er baz H ristiyanlar n kat ld bir Haçl birli i oluflturuldu te Osmanl ordusunu Nifl yak nlar nda ma lup eden Haçl lar, S rbistan ve Bulgaristan da ilerledikten sonra Trakya da fliddetli bir direniflle karfl laflt lar. Haçl lar n baflar lar H - ristiyanlar aras nda Türklerin Balkanlardan at labilece i umudunu do urdu. Bu geliflmeler Bizans taraf ndan da yak ndan takip edilmekteydi. Mora n n Bizansl despotu Konstantinos, Korintos taki eksamilion surunu yeniden infla ettirdi- i gibi Tesalya ya seferler düzenleyerek baz kazan mlar elde etti. Osmanl sultan II. Murad, de iflen dengeleri de dikkate alarak Haçl temsilcileriyle 1444 te Edirne- Segedin anlaflmas n yapt. Bu anlaflmayla Balkanlar da H ristiyan güçler lehine, S rp despotu Brankoviç e ülkesinin geri iadesi gibi baz tavizler verildi. Fakat H ristiyan ileri gelenler anlaflmay geçersiz ilan ettiler. Venedik in de teflvikiyle Vladislas ve Hunyadi Yanofl yeniden Haçl ordusunu harekete geçirdiler. Bu defa Osmanl lar gere i gibi haz rl k yaparak Haçl ordusunu Varna da karfl lad lar. 10 Kas m 1444 te Haçl ordusunun neredeyse tamam yok edildi. Hunyadi Yanofl kaç p kurtulurken VIII. Vladislas savafl meydan nda öldürüldü. Varna zaferinin etkilerini Bizansl lar da yaflad lar. stanbul da VIII. oannis, zafer dolay s yla sultan kutlay p hediyeler gönderdi. Varna zaferine ra men H ristiyan güçleri aras nda Türkleri Balkanlardan atma düflünce hemen terk edilmedi. Özellikle II. Murad n, henüz küçük yafltaki o lu II. Mehmed e yönetimi b rakmas n f rsat bilen H ristiyanlar harekete geçtiler. Hunyadi Yanofl un gayretleriyle Macar, Alman, Leh, Sicilyal ve Napolili kuvvelerden müteflekkil yüz bin kiflilik bir Haçl ordusu oluflturuldu. Sultan II. Murad n komutas ndaki Osmanl ordusuyla haçl lar 17 Ekim 1448 de Kosova da karfl laflt. Üç gün süren savafl sonucunda Haçl ordusu bozguna u rad. Bu zaferle Bat l H ristiyan güçlerin Osmanl y Balkanlardan atma planlar sona erdi. Kosova daki Türk zaferi Bizans için daha farkl bir anlam ifade ediyordu. Anadolu ve Rumeli ye hâkim Türk imparatorlu unun ortas ndaki Bizans n al nmas daha kolayd. Kosova daki ma lubiyetten sonra art k savunmaya çekilerek mevcudiyeti koruma telafl na kap lan H ristiyan dünyas n n Bizans için herhangi bir fedakârl kta bulunmayaca aç kt. Bu arada VIII. oannis Paleologos arkas nda veliaht olabilecek erkek evlat b - rakmadan öldü. Kardefli Mora despotu Konstatinos Dragasis Paleologos imparatorluk tac n giyerek XI. Konstatinos ( ) nam yla son Bizans imparatoru ol-

155 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri 147 du. Konstantinos, stanbul a geldi inde flehir halk n n kiliselerin birli i meselesi nedeniyle bölünmüfl bir halde buldu. fiiddetli muhalefete ra men Bat dan gelebilecek yard m garanti alt na alabilmek umuduyla yeni imparator unionu resmen onaylad. Bu s rada Osmanl sultan II. Murad vefat edince tahta genç yaflta olan o lu II. Mehmed ( ) geçti. II. Mehmed, Hz. Muhammed in fethini arzulad ve imparatorlu unun do al baflkenti olarak gördü ü stanbul u alamaya kararl yd. Bu karar ndaki ciddiyeti Bo aziçi sahilinde, Y ld r m Bayezid in yapt rd hisar n tam karfl s nda Rumeli Hisar n infla ettirdi (Yorgios Sfrancis, 2009, s ). Bu durum Bizans yönetimini korku ve telafla sevk ederken Latin Bat dünyas yla da temaslar artt r ld de stanbul un zapt ndan aylar önce flehre gelen Papal k temsilcilerinin Ayasofya da Katolik usulünce ayin yapmalar na izin verildi. Böylece Roma n n flart n n yerine getirilmifl oldu u gösteriliyor, karfl l nda Bat l lar n yard m bekleniyordu. Fakat stanbul un Bizansl ahalisi aras nda Ortodoks inanca ba l l k o denli kuvvetli ve Latinlerden duyulan nefret o denli büyüktü ki imparatorun baflbakan Lukas Notaras; stanbul da Latin kardinallerinin külah n görmektense Türk sar n görmeyi tercih ederim diyerek insanlar n duygular na tercüman oldu (Nicol, 1999, s. 405). II. Mehmed, Bizans ayakta tutan en önemli savunma sisteminin flehrin sa lam ve yüksek surlar oldu unun bilincindeydi. Mevcut teknik ve silahlar bu surlar y kmaya muktedir de ildi. Daha geliflmifl ateflli silahlara ve yeni teknolojiye ihtiyaç vard. Ateflli silahlara her zaman ilgi duyan Osmanl sultan, Macar mühendis Urban o zamana kadar görülmedik büyüklükte top dökmek için hizmetine ald. Urban ve Osmanl mühendisleri efli benzeri görülmemifl büyüklükte toplar döktüler (Dirimtekin, 2003, s ). Surlar n üzerinden afl rtma gülleler atabilen toplar gelifltirdiler. Edirne de imal edilen toplar binlerce asker ve yüzlerce hayvan taraf ndan konvoy halinde stanbul üzerine yolland. fiehrin mutlaka deniz taraf ndan da kuflat lmas gerekiyordu. Bunu sa layabilmek için II. Mehmed yeni bir donanma infla ettirdi. Anadolu ve Rumeli nden on binlerce asker topland. Bizansl tarihçi Yogios Sfrancis muharip ve onlara cephe gerisinde destek veren Türk ordusunun say s n iki yüz bine ç kartmaktad r (Yorgios Sfrancis, 2009, s. 274). mparator XI. Konstantinos da surlar mümkün oldu unca onartt ve güçlendirtti. Haliç in a z zincirle kapat ld. Bat l güçlere yard m ça r lar yenilendi. Bu ça r lar son derece c l z biçimde karfl l k buldu. ki bin kiflilik bir yard mc kuvvet Bizansl lar n yan nda yer almak üzere stanbul da bulunuyordu. Bu kuvvetin esas n da Cenevizli Guistiniani nin komutas ndaki yedi yüz kifliden oluflan savaflç lar oluflturuyordu. Bizans mparatoru befl bin kiflilik bir kuvvet ç kartabilmiflti. Bizansl asillerden Lukas Notaras, Dimitrios, oannis Kantakuzinos ve Nikiforos, imparatorun emrinde birliklere komuta ediyorlard. fiehirdeki Venedikliler, Katalanlar ve Cenevizliler de savunmaya kat ld lar (Nicol, 1999, s. 407). II. Mehmed ve ordusu 2 Nisan 1453 de stanbul surlar n n önünde göründüler ve mevzilenmeye bafllad lar. Gelene e uygun olarak Osmanl Sultan, flehri savafl yapmaks z n teslim etmesi için mparator XI. Konstantinos a ça r da bulundu. Fakat bu teklif kabul edilmedi. Bunun üzerine 6 Nisan 1453 Cuma günü toplar n atefllenmesiyle stanbul kuflatmas bafllad (Runciman, 1999, s ). Türklerin gün içerisinde toplarla döverek tahrip ettikleri surlar Bizansl lar geceleri h zl ca tamir ediyorlard. Türk donanmas n n Haliç e taarruzlar sonuçsuz kald. 22 Nisan da II. Mehmed in, Galata n n arkas ndan Bo az dan Haliç e yetmifl kadar gemiyi karadan yürüterek indirmesi Bizansl lar n azimleri ve morallerini k rd gibi savafl aç -

156 148 Bizans Tarihi s ndan a r bir darbe oldu (Runciman, 1999, s ). Böylece flehir hem karadan hem de Haliç taraf ndan top atefline maruz b rak l yordu. Buna ra men Bizansl lar savaflmaya devam ettiler, hücumlar geri püskürttüler. Türk taraf nda ise daha büyük kararl l k ve coflku hâkimdi. Hz. Peygamberin hedef gösterdi i bir flehir için çarp fl lmas savafl daha da kutsal k l yordu. Surlarda önemli gedikler aç lm fl ve tahribatlar oluflmufltu. Tüm imkânlar n seferber etmifl bulunan II. Mehmed, zaferinden emindi. Genel taarruzdan önce son bir kez mparator XI. Konstantinos a flehir teslim etmesi için teklifte bulundu. fiehri teslim ederlerse herkesin can, mal, namus ve inançlar korunacakt. Bizansl lar isterlerse haraç ödeyerek flehirde yaflamaya devam edecekler isterlerse imparatorlu un istedikleri yerine yerleflebileceklerdi. Bu teklifte reddedilince Sultan II. Mehmed, 29 May s Sal günü genel büyük taarruzu bafllatt. fiehre üç taraftan fliddetli biçimde hücum edildi. Bu s rada savunmada önemli rol oynayan Guistiniani nin yaralanarak geri çekilmesi Bizans saflar nda kargafla ve pani in do mas na yol açt. XI. Konstantinos hayat n kaybetti. Savunmay aflan Türk birlikleri flehre ak n ettiler. Fethin gerçekleflmesinden üç gün sonra Osmanl hükümdar Fatih unvan yla flehre girdi (Dirimtekin, 2003, s. 295). Ayasofya camiye çevrildi ve Cuma namaz k l nd. stanbul, Osmanl mparatorlu u nun baflkenti yap ld. Bin yüz y ldan fazla ömür süren Bizans art k yoktu. SIRA S ZDE yüzy lda Osmanl - Bizans iliflkilileri nas l bir seyir izlemifltir?

157 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri 149 Özet A MAÇ 1 A MAÇ 2 Son hanedan Paleologoslar yönetiminde Bizans - Osmanl iliflkilerini aç klayabilmek 1204 y l nda stanbul un Latinler taraf ndan iflgalinden sonra znik e çekilmifl olan Bizans Devleti VIII. Mihail Paleologos un ( ) önderli inde 1261 y l nda stanbul u tekrar geri ald. Bu dönemde Bizans, stanbul Latin Devleti nin tekrar ihya olmamas için Bat yla iyi iliflkiler kurmaya çal flt y l nda Bizans ortadan kald rmaya çal flan Charles de Anjou diplomasi yoluyla yok edildi. Bizans n varisi oldu unu iddia eden Epir deki despotlukla da fliddetle mücadele edildi. Bizans n dikkatini Bat ya vermesi nedeniyle Anadolu nun Bitinya bölgesinde ortaya ç - kan otorite bofllu unu Türkmenler doldurmaya bafllad. II. Andronikos döneminde ( ) Bizans, Katalan ücretli askerlerinden yararlanmak istedi. Ancak iliflkiler bozulunca Katalan askerleri Bizans topraklar n ya malad lar. Bu dönemde Osmanl lar, Bitinya bölgesine yerlefltiler ve Bizans a karfl askeri üstünlü ü ele geçirdiler. Bitinya bölgesinde bir devlet olarak Osmanl lar n do uflunu ve Bizans la iliflkilerini aç klayabilmek 13. yüzy l n sonunda Bitinya bölgesine gelen Ertu rul un aflireti Bizans n merkezi otoritesinden oldukça uzaklaflm fl olan ve tekfur olarak adland r lan müstahkem kale yöneticileriyle mücadeleye giriflti y l nda Bafeus Savafl nda Osman komutas ndaki birlikler Bizans ordusunu yenmeyi baflard. Bunun sonucu olarak k sa sürede Bursa ovas nda yer alan pek çok yerleflim birimi Osmanl lar n eline geçti da fethedilen Bursa Osmanl n n baflkenti oldu y l nda gerçekleflen Pelakanon Savafl nda Sultan Orhan, Bizans imparatoru III. Andronikos u ma lup etti de znik, 1337 y l nda da zmit Osmanl lar taraf ndan fethedildi. Bu geliflmeler Bizans n Osmanl Devleti ni askeri yollarla durduramayaca n ve Osmanl lar n Bitinya bölgesinde kal c oldu unu gösterdi. A MAÇ 3 A MAÇ 4 Bizans ta yaflanan iç savafllar ve Bizans n Osmanl vassal haline gelmesini tart flabilmek y llar aras nda dede- torun Andronikos Paleologoslar ve seneleri aras nda da oannis Kantakuzinos ve V. oannis Paleologos aras nda sürekli iç savafllar yaflanm flt r. Taraflar yabanc güçlerden yard m talep etmifllerdir. Bunun sonucu olarak Bizans Devleti, Latin, S rp ve Osmanl dünyas aras nda s k flm flt r. Bu durumdan istifade eden Osmanl lar 1354 y - l nda Gelibolu yu fethederek Balkan topraklar - na geçmifllerdir y l ndan sonra Bizans, Osmanl Devleti nin vassal olmufl ve Bizans imparatoru II. Manuil Paleologos ( ), Osmanl sultan Y ld r m Bayezid in ( ) Anadolu da düzenledi i askeri seferlere kat lmak zorunda kalm flt r. Bayezid, stanbul u da kuflatma alt na alm fl ancak Timur a 1402 y l nda yenilmesi üzerine stanbul u fethedememifltir. Bizans n son y llar n ve stanbul un fethini aç klayabilmek 15. yüzy l n ilk yar s nda Bizans büyük ölçüde stanbul ve çevresi ile s n rl bir flehir devletine dönüflmüfltür. Ege Denizi ndeki baz adalar, Selanik ve Mora n n bir k sm da Bizans a ba l yd. Ancak bunlar aras nda kara ba lant s mümkün de ildi y llar aras nda fetret ve otoriteyi sa lama döneminde Osmanl lar Bizans la bar fl içinde kalmay tercih etmifllerdir y - l nda II. Murad, stanbul u kuflatm flt r y l nda da Selanik al nm fl ve II. Murad döneminde Mora ya kadar Osmanl ak nlar düzenlenmifltir. Son Bizans imparatorlar VIII. oannis ve XI. Konstantinos Paleologos, Papa dan Latin deste- ini alabilmek için Katolik kilisesinin üstünlü ünü kabul etmelerine ra men Bat dan umduklar deste i alamam fllard r. Askeri teknolojik üstünlü ü ele geçiren Osmanl lar, II. Mehmed döneminde 29 May s 1453 tarihinde stanbul u fethederek Bizans n bin y l aflan varl n da sonland rm fllard r.

158 150 Bizans Tarihi Kendimizi S nayal m 1. Afla dakilerden hangisi VIII. Mihail Paleologos Dönemi nin geliflmelerinden biri de ildir? a. stanbul un Latinlerden geri al nmas b. Lyon Konsili ve kiliselerin birleflmesi c. Bizans donanmas n n la vedilmesi d. Ceneviz le ittifak yap lmas e. Sicilya kindisinin ayaklanmayla Charles d Anjou nu devirmesi 2. Kiliselerin birleflmesini ifade eden kavram afla dakilerden hangisidir? a. Union b. Pronoia c. perpiron d. Konsil e. Monofizit 3. Bafeus/Koyunhisar Savafl hangi hükümdarlar aras nda yap lm flt r? a. V. oannis - I. Murad b. III. Andronikos - Osman Gazi c. II. Manuil - Orhan Bey d. VIII. oannis - II. Murad e. II. Andronikos - Osman Gazi 4. Afla dakilerden hangisi Bizans taki iç savafllar n sonucunda yaflan lan geliflmeler aras nda yer almaz? a. Union müzakerelerine bafllan lmas b. Mali s k nt yaflanmas ve borçlanmaya gidilmesi c. Bizans n toprak kay plar na u ramas d. Yabanc devletlerin Bizans n iç ifllerine müdahale etmeleri e. Devletin askeri ve ekonomik kaynaklar n n tükenmesi 5. Kantakuzinos la ittifak yaparak Balkanlara seferler düzenleyen ilk Türk Beyi afla dakilerden hangisidir? a. Orhan Bey b. Karesi Bey c. Mentefle Bey d. Umur Bey e. Saruhan Bey 6. Afla dakilerden hangisi II. Manuil Paleologos un icraatlar ndan biri de ildir? a. Osmanl hükümdar na vassal olarak seferlerinde efllik etmek b. Kiliselerin birli ini kabul etmek c. Bizans kurtarmak için Bat l ülkeleri ziyaret etmek d. Fetret Devrinde Osmanl taht kavgalar na kar flmak e. stanbul u Y ld r m Bayezid e karfl savunmak 7. mparator III. Andronikos un Türklere karfl yapt savafl afla dakilerden hangisidir? a. Çirmen b. Pelekanon c. Ni bolu d. II. Kosova e. Varna 8. Bizans mparatorlu u hangi hükümdar döneminde Osmanl n n vassal olmufltur? a. V. oannis Paleologos b. VI. oannis Kantakuzinos c. II. Andronikos Paleologos d. III. Andronikos Paleologos e. VIII. Mihail Paleologos 9. Afla dakilerden hangisi Bizans n Osmanl lara karfl stanbul u korumak için yapt faaliyetlerden biri de- ildir? a. Bat H ristiyan dünyas ndan yard m istemesi b. Kiliselerin birli inin kabul edilmesi c. Galata n n surlarla çevrilmesi d. Surlar n ve savunma sistemlerinin tamir edilmesi e. Haliçe zincir gerilmesi 10. stanbul un fethi s ras nda Bizans mparatoru afla - dakilerden hangisiydi? a. XI. Konstantinos Dragasis Paleologos b. VIII. oannis Paleologos c. II. Manule Paleologos d. VI. oannis Kantakuzinos e. II. Andronikos Paleologos

159 6. Ünite - Bizans-Osmanl liflkileri 151 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar 1. c Yan t n z do ru de ilse VIII. Mihail Paleologos ve Bizans n Yeniden kuruluflu bölümünü yeniden okuyunuz. 2. a Yan t n z do ru de ilse VIII. Mihail Paleologos ve Bizans n Yeniden kuruluflu bölümlerini yeniden gözden geçiriniz. 3. e Yan t n z do ru de ilse Bizans ta ç Savafllar Dönemi bölümlerini yeniden okuyunuz. 4. a Yan t n z do ru de ilse VIII. Mihail Paleologos ve Bizans n Yeniden kuruluflu bölümünü yeniden okuyunuz. 5. d Yan t n z do ru de ilse II. ç Savafl: Kantakuzinos ve V. oannis Paleologos bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 6. b Yan t n z do ru de ilse Bizans: Osmanl ya Ba l Vassal Devlet bölümünü yeniden okuyunuz. 7. b Yan t n z do ru de ilse Bizans ta ç Savafllar Dönemi bölümünü yeniden okuyunuz. 8. a Yan t n z do ru de ilse mparator V. oannis Paleologos Dönemi bölümünü yeniden okuyunuz. 9. c Yan t n z do ru de ilse Bizans n son y llar ve stanbul un Fethi bölümünü yeniden okuyunuz. 10. a Yan t n z do ru de ilse Bizans n son y llar ve stanbul un Fethi bölümünü yeniden okuyunuz. S ra Sizde Yan t Anahtar S ra Sizde 1 Bizans askeri sistemini bozulmas devletin savunulmas konusunda d fla ba ml l beraberinde getirdi. II. Andronikos, Ceneviz e güvenerek donanmadan vazgeçince Bizans hem deniz kuvvetlerini kaybetti hem de denizlerde müttefikle savunma yapamayaca n Venedik karfl s nda a r yenilgi alarak ö rendi. Devlet asker ihtiyac n ücretli askerlerle gidermek zorunda kald. Katalan örne inde oldu u gibi ücretli askerlik genelde devletin kendisine zarar verdi. Bunun sonucunda da hem mali hem de toprak kay plar yafland. Bizans n ekonomik alanda çöküflünün nedenlerinden biri Venedik ve Ceneviz e verilen ticari ayr cal klar oldu. Bu devletler Bizans n pazarlar n ele geçirdiler. S ra Sizde 2 Bitinya bölgesi özellikle XIII. Yüzy l sonras dönemde Bizans için çok önemli hale geldi sonras nda Bizans, bu bölge esas olmak üzere Bat Anadolu da yaflayabilmifltir. Bölge do al kaynaklar ve zengin tar m ürünleriyle stanbul u besliyordu. Bölge nüfusunun yo unlu u sayesinde hem devlet vergi geliri elde ediyor hem de ihtiyaç duydu u insan gücünü temin edebiliyordu. Bitinya, stanbul un savunulmas bak m ndan da stratejik öneme sahipti. Bitinya n n kayb stanbul un sürekli askeri bir tehdit alt na girmesine neden olmufltur. S ra Sizde 3 mparator II. Andronikos ve torunu III. Andronikos aras ndaki taht mücadelesi y llar aras nda yafland. Bu süre zarf nda Bizans n zay flam fl olan askeri ve ekonomik imkânlar iç mücadeleler için sarf edildi. Ülke topraklar savunmas z b rak ld. Bundan faydalanan Balkanlardaki komflular S rplar ve Bulgarlar çeflitli yerlerde s n rlar n Bizans aleyhine genifllettiler. Bizans en büyük kayb ise Anadolu da yaflad. Bitinya bölgesinde egemenlik kuran Osmanl lar, bölgenin en büyük flehirlerini almaya bafllad lar. Bursa y 1326 da fethedip baflkent yapt lar y llar aras nda Kantakuzinos un flahs nda geliflen iç savaflta ise S rplar Balkanlar n büyük bir bölümünü ele geçirirken, Osmanl lar da Gelibolu yu alarak Rumeli ye ad m att lar. Bizans 1371 y l ndan sonra da Osmanl Devletine ba l bir vassal devlet olarak varl n sürdürmek zorunda kald. S ra Sizde 4 Y ld r m Bayezid in 1402 de Timur a yenilmesiyle Bizans, yar m yüzy l daha yaflama imkân bulmufltur y l ndan sonra Bizans, Osmanl karfl t bir politika izlemifltir y l nda tahta ç kan II. Murad döneminde stanbul kuflat lm flt r y l nda imparatorlu un ikinci büyük flehri Selanik fethedilmifltir. Bizans H ristiyanl - n Katolik mezhebini benimseyerek Latin Avrupa n n deste ini almaya çal flm flt r. Ancak herhangi bir sonuç elde edilememifltir. 29 May s 1453 te Osmanl lar Bizans n baflkenti stanbul u fethetmifllerdir.

160 152 Bizans Tarihi Yararlan lan Kaynaklar Ayönü, Y. (2009). Katalanlar n Anadolu ve Trakya daki Faaliyetleri ( ), zmir: Ege Üniversitesi Yay nlar Cheynet, J.-C. (2005). Bizans Tarihi, çev.. Yerguz, Ankara: Dost Kitabevi Dafl, M., (2006). Bizans n Düflüflü, stanbul: Yeditepe Yay nevi Dikici, R. (2007). fiu Bizim Bizans, stanbul: Remzi Kitabevi Dirimtekin, F. (2003). stanbul un Fethi, stanbul: Gelenek Yay nc l k Gregory, Timothy E. (2008). Bizans Tarihi, çev. E. Ermert, stanbul: YKY Herrin, J. (2010). Bizans Bir Ortaça mparatorlu unun fiafl rt c Yaflam, çev. U. Kocabaflo lu, stanbul: letiflim Yay nevi nalc k, H., (2009) Devlet-i Aliyye, stanbul: fl Bankas Kültür Yay nlar. nalc k, H., (2010a) Kurulufl Dönemi Osmanl Sultanlar , stanbul: SAM Yay nlar nalc k, H., (2010b) Osmanl Tarihini Yeniden Yazmak Kurulufl, stanbul: Hayy Kitap. Mango, C. (2008), Bizans Yeni Roma mparatorlu u, çev. G. Ça al Güven, stanbul: YKY Nicol, D. M. (1999). Bizans n Son Yüzy llar ( ), çev. B. Umar, stanbul: Tarih Vakf Yurt Yay nlar Nicol, D. M. (2000). Bizans ve Venedik Diplomatik ve Kültürel liflkiler Üzerine, çev. G. Ça al Güven, stanbul: Sabanc Üniversitesi Yay nevi Ostrogorsky, G. (1999). Bizans Devleti Tarihi, çev. F. Ifl ltan, Ankara: Türk Tarih Kurumu Ostrogorsky, G. (2002). Türk mparatorlu una vergi veren devlet: Bizans, çev. M. Dafl, Türklük Araflt rmalar Dergisi, c. 11, s : stanbul: Marmara Üniversitesi Yay nlar Runciman, S. (1999). Konstantinopolis Düfltü 29 May s 1453, çev. D. Türkömer, stanbul: Do an Kitap Yorgios Sfrancis. (2009). stanbul un Fethinin Bizansl son Tan Yorgios Sfrancis in An lar -Chronicon Minus-, çev. L. Kayap nar, stanbul: Kitabevi.

161

162 7B ZANS TAR H Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Bizans hukukunun ortaya ç k fl n ve kaynaklar n aç klayabilecek; Bizans hukukunun kaynaklar n dönemlere göre aç klayabilecek; Bizans hukuk sisteminde aile kurumunu tart flabilecek; Bizans hukukunda suç ve ceza türlerini aç klayabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Roma Hukuku Bizans Hukuku Codex Theodosianus Kilise Hukuku Corpus Iuris Civilis Eklogi Suç Ceza Kölelik çindekiler Bizans Tarihi Bizans Hukuku B ZANS HUKUKU B ZANS HUKUKUNUN KAYNAKLARI B ZANS HUKUK S STEM NDE A LE KURUMU B ZANS HUKUKUNDA SUÇ VE CEZA B ZANS TA KÖLEL K KURUMU

163 Bizans Hukuku B ZANS HUKUKU Roma Hukukundan Bizans Hukukuna Geçifl Roma hukuku, milattan önce 759 y l nda Roma flehir devletinin kuruluflundan Roma mparatorlu unun Bat bölümünün milattan sonra 476 y l nda çöküflüne kadar Roma da ve Roma egemenli i alt ndaki topraklarda uygulanan hukuk sistemidir. Bu hukuk MS. 395 y l nda imparatorlu un ikiye bölünmesinin ard ndan Do u Roma da ve sonraki ad yla Bizans mparatorlu u nda 1453 y l na kadar Bizans hukuku olarak geliflmifltir. Hukuk tarihçileri aras nda Roma ve Bizans hukuku dönemlerinin kesin çizgilerle ayr m konusunda görüfl birli i olmad görülür (Çelebican 1986, s.2). Hukuk alan nda Roma dan Bizans a geçifli daha iyi anlayabilmek ve de- erlendirebilmek için Roma hukukunun tarihi dönemlerini hat rlamak gerekir. Roman hukuku uzmanlar na göre Roma hukuku: Eski Hukuk Dönemi (MÖ. 753-MÖ. 150), Klasik Öncesi Hukuk Dönemi (MÖ. 150-MÖ. 27), Klasik Hukuk Dönemi (MÖ. 27-MS. 250), Klasik Sonras Hukuk Dönemi (MS. 250-MS. 527), ustinianos Dönemi (MS MS. 565) (Çelebican 1986, s.38) olmak üzere befl ana döneme ayr l r. Roma hukuku uzmanlar n n aksine, Bizantinistler ise ustinianos Dönemini Bizans hukuku dönemi içinde kabul ederek bu dönem için Erken Bizans dönemi ifadesini tercih ederler (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.183). Roma hukukunun ça dafl hukuklar üzerindeki etkilerinden söz edildi inde kastedilen, Bizans imparatoru ustinianos un Corpus Iuris Civilis olarak bilinen Derlemesinde toplanm fl olan hukuktur. Çünkü Roma hukuku ustinianos un Derlemesindeki içeri i ve kapsam ile Bizans hukukuna aktar lm fl ve modern ça lar n hukuklar n n geliflimini etkilemifltir. Bizans hukukunun kayna olan Roma n n siyasal tarihi, devlet örgütü biçimlerine göre dört temel döneme ayr l r. Bunlar: 1) Krall k Dönemi (MÖ. 753-MÖ. 509), 2) Cumhuriyet (Consül ler) Dönemi (MÖ MÖ. 27), 3) lk mparatorluk (Principatus) Dönemi (MÖ. 27- MS. 235/284), 4) mparatorluk (Dominatus) Dönemi (MS MS. 476) olarak tasnif edilir.

164 156 Bizans Tarihi Yarat c Kaynak: Bir devlet düzeni içinde hukuku yaratan organlar ve güçler o hukukun yarat c kaynaklar d r. Roma da birbirini izleyen siyasal dönemlerde devlet yap s na uygun olarak halk meclisleri, praetorlar yani yarg çlar, senato, hukukçular ve imparatorlar hukuk yaratm fllard. Ça m zda hukuk, ülkelerin idari örgütlenme biçimlerine göre parlamentolar, hükümetler, devlet baflkanlar, krallar ya da yarg organlar taraf ndan yarat lmaktad r SIRA S ZDE 1 Yürürlülük Kaynaklar : Hukukun ortaya ç kt ve yürürlükte oldu u zaman ald biçim hukukun yürürlük kaynaklar n oluflturur ve Roma da siyasal dönemlere göre bunlar kanunlar (lex), praetor beyannameleri, senato kararlar, imparator emirnameleri ve ustinianos döneminde Corpus Iuris Civilis in bölümleridir mparatorlu un 395 y l nda ikiye bölünmesiyle oluflan yeni idari oluflum, Roma hukuk düzeninin de iflime u ramas na neden olmufltur. dari bölünmeye paralel olarak lk mparatorluk döneminde yetkileri artm fl olan imparator, Dominatus olarak adland r lan bu dönemde yasama erkinin tart fl lmaz sahibi haline gelmifltir. Bu geliflmenin hukuk üzerinde de etkileri olmufltur. Öncelikle, yasalar n haz rl k çal flmalar n yapan imparatorluk kaleminde yeniden yap lanmaya gidilmifl ve burada görev yapanlar n hukuk bilgisinden çok retorik alan nda yetenekli olmalar vasf aranm flt r. Bunun sonucu yasalar n üslubuna yans m fl ve genel kanun koyucu olarak imparatorun kiflili i ön plana ç kar larak onun mutlak hâkimiyetinin yasal dayanaklar oluflturulmaya çal fl lm flt r. Erken Bizans döneminde (4. yüzy ldan bafllayarak) hukuk alan nda bu geçifl sürecinde ç kar lan yasalar n tümünün dilinde hatta ustinianos ( ) dönemindekiler de dâhil olmak üzere belagat ön plandad r. Roma dönemindeki yasalardan farkl laflan bu yaklafl m bütün Bizans dönemi boyunca sürdürülmüfltür. Hukuk alan nda Roma dan Bizans a geçiflte imparator I. Teodosios ( ) zaman nda, Hristiyanl n 380 y l nda resmî din olarak kabul görmesi önemli bir olayd r. Hristiyanl a yönelik devlet takibat n n son bulmas yeni dine karfl hoflgörülü bir yaklafl m n benimsenmesini sa lam flt r. Takip eden y llar içinde Hristiyanl n, devletin resmî ve tek dini haline gelmesi olay da Roma hukukunun Bizans hukukuna evrilmesinde etkili olmufltur. Böylece bu geçifl sürecinde Hristiyanl n etkileri kendini h zla hissettirmeye bafllam flt r. mparatorlu un farkl milletlerden oluflan nüfusunu bir arada tutmada ve devletin bütünlü ünü korumada yeni dinin birlefltirici unsurlardan birisi olabilece i anlafl lm flt r. Bunun üzerine Büyük Konstantinos tan ( ) bafllayarak imparatorlar, Hristiyanl a karfl olumlu bir tutum içinde olmufllard r. Buna ba l olarak kilise çok erken dönemden itibaren devlet olgusunun bir parças olmufl ve kurumsal kimlik kazanm flt r. Neticede Hristiyanl k, Bizans hukukunun flekillenmesinde etkili bir unsur haline gelmifltir. Çünkü hukuk, kilise ile ilgili pek çok konuda yasal düzenlemelere gitmifltir (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.184). Roma Hukukunun Dönemleri Hangileridir? Aç klay n z? Bizans Hukuk Kaynaklar Olarak Roma Hukukunun Kaynaklar Hukukta kaynak, kral ve senato gibi hukuku oluflturan güçleri yani yarat c kaynaklar ifade edebilece i gibi, hukukun ortaya ç kt ve yürürlükte oldu u zaman ald biçimi, yani yürürlük kaynaklar n da kastedebilir. Yürürlük kaynaklar na örnek olarak Bizans hukukunda imparator emirnameleri gösterilir. Ancak daha çok tan nanlar ise Codex Theodosianus olarak bilinen Teodosios Kanunnameleri ( ), Codex Justinianus olarak adland r lan ustinianos Kanunnameleri, ( ) III. Leon ( ) döneminde ç kar lan Eklogi, I. Vasil ( ) zaman nda ç kar lan Epanagogi, VI. Leon ( ) zaman nda ç kar lan Vasilika, Konstantinos Armenopulos ( ) taraf ndan 1354 y l nda yaz lan ve alt kitaptan olufltu u için Eksavivlos ad n alan ve 1946 y l na kadar Yunanistan da da uygulanm fl olan Yasalar Elkitab (Proheiron Nomon) olarak s - ralayabiliriz.

165 7. Ünite - Bizans Hukuku 157 Bizans hukukunun bilgi kaynaklar Bizans hukukunu tan mam za ve anlamam za katk sa layabilecek her türlü tarihsel belgeler, yaz tlar, mektuplar, mimari yap lar, dini metinler, eski paralar, mühürleri içerir. Bizans hukukunun kaynaklar aras nda belgeler (vesikalar) çok önemli bir yer tutar. Bu belgelerin d fl yap özelliklerinin, içeriklerinin ve baflka unsurlar n n incelenmesi her biri Bizans diplomatikas n n (yaz bilimi) ayr bir araflt rma alan n oluflturmaktad r. Belgelerin yaz ld malzeme, tafl, mermer, metal yüzey, ahflap ve kilden levhalar olmak üzere zaman zaman farkl l k göstermifltir. Bizans dönemi boyunca, 9. yüzy l sonlar na kadar papirüs, parflömen, hayvan derisi kullan lm flt r. 10. yüzy ldan bafllayarak kâ da yaz lm fl belgelere de rastlamaktay z. Bugüne kadar gün fl na ç km fl resmi ve özel nitelikli Bizans belgelerinin say s az msanmayacak kadar çoktur (Troianos, 1999, s. 42). Roma-Bizans hukukunun en önemli yürürlük kaynaklar ndan ve Constitutiones principum olarak adland r lan imparator emirnameleri lk mparatorluk (MÖ. 27- MS. 235/284) döneminde ortaya ç km fl olup ilk bafllarda Edicta, Decreta, Rescripta, ve Mandata olmak üzere dört farkl düzenleme biçimini kapsamaktayd. Edicta lar (Bildirgeler), imparatorun bildirgeleri ya da beyannameleriydi ve genel nitelikli yasalard. Yeni imparator yürürlükten kald rmad kça bildirgeyi ç karan imparatorun ölümünden sonra da yürürlükte kal rlard. Decreta lar (Kararlar) hukuki anlaflmazl n taraflar nca yap lan itirazlar sonuçland ran kararlard. Mandata lar (Talimatlar), yasalar n uygulanmas yla ilgili olarak imparatorun memurlar na yönelik yaz l talimatlar yd. Rescripta lar (Cevaplar) ise yasan n yorumunda ortaya ç kan görüfl ayr l klar n çözmeye yönelik imparatorun tavsiye kararlar yd (Tahiro lu, - Erdo mufl, 2009, s.76, Çelebican 1986, s.70-71). mparatorluk döneminde (MS MS. 476) pratik önemini yitirmesi sonucunda bu farkl düzenlemeler ortadan kalkmaya bafllam fl ve sonunda yasalar leges generales ya da constitutiones ad yla an lan genel yasalar ve rescripta ad yla an lan özel nitelikli yasalar olarak iki gruba indirgenmifltir (Troianos - Velissaropoulou, 2002 s.183,). Edicta lar (imparator bildirgeleri) toplumun bütününe yönelen düzenlemeler oldu u için hukukun her alan na iliflkin kurallar içerebilmekteydi. Di er üç düzenleme türü ise do as gere i daha dar bir kesime hitap etmekteydi ve bunlar n dili oldukça yal nd. Oysa genel nitelikli yasa özelli i tafl yan Edicta lar yasama faaliyetinin ana unsurunu oluflturmaktayd ve yap sal olarak incelendiklerinde praefatio (önsöz), narratio (öyküleme), dispositio (gerekçe) ve sonsöz (epilogus) olmak üzere dört bölümden oluflmaktayd lar. Önsözün amac yasan n muhataplar n yani halk, yap lacak düzenlemeye karfl haz rlamakt. Bu bölümde hitabet sanat n n tüm olanaklar seferber edilmekteydi. mparatorun bu yasama faaliyeti ile hedefledi i amaca daha k sa süre içinde ulaflmas, yasay kaleme alanlar n, tebaan n duygu dünyas na s zmada gösterecekleri baflar ya ba l yd. Önsözün ifade edilmesinde imparatorluk kaleminin gösterdi i özen, bu bölümün zaman zaman bizzat imparator taraf ndan da dikte edilmifl olabilece i izlenimi verir. Edicta lar n tebaaya duyurulmas yasa metinlerinin halka aç k yerlere as lmas veya tellallar taraf ndan okunmas yoluyla sa lanmaktayd. Bu sayede imparator halk na seslenme f rsat buluyordu. Yasa metinlerinin önsözü, Erken Bizans Dönemi imparatorluk ideolojisi hakk nda çok zengin bir kaynak niteli i tafl maktad r.

166 158 Bizans Tarihi Önsözün ard ndan narratio olarak adland r lan öyküleme bölümünde yasan n ç kar lmas na sebep olan olay veya hadise ortaya konulmaktayd. Yasa koyucu burada hangi kötü durumun ortadan kald r laca ya da hangi aksakl n giderilece- ini çok çarp c bir flekilde anlatmak durumundayd. Bu bölümde de hitabet sanat n n olanaklar na baflvurulmaktayd. Sonsözde yasan n gere ine uyulmas konusunda tavsiyeler ve ihlal edenleri hedef alan yapt r m tehdidi yer almaktayd. Bizans hukukunda en çok dikkat çeken hususlardan biri, eski düzenlemelerin iptal edilmemesi nedeniyle birbiriyle çeliflen pek çok düzenlemenin ayn anda yürürlükte olmas meselesidir. Bizans hukukunda bir gelenek olarak, geçmiflte ç kar lm fl olan ve güncelli ini yitirmifl olan yasalar n iptali yoluna gidilmedi i görülür (Troianos, - Velissaropoulou, 2002, s.197 vd.). SIRA S ZDE 2 Genel nitelikteki yasa olarak kabul edilen imparatorun bildirgelerinin (edicta) bölümleri nelerdir? Aç klay n z? B ZANS HUKUKUNUN KAYNAKLARI Grigorianos ve Ermogenianos, Roma mparatorlu u nun Geç döneminin en önemli hukukçular ndand. Ermogenianos MS y llar nda kendi ad yla an lan kanun derlemesini gerçeklefltirmifltir. Bu çal flma Roma hukukuna yönelik ilk derleme giriflimidir. Grigorianos kanun derlemesi ise MS.291 y l nda yap lm flt r. Her iki kanun derlemesi de daha sonraki y llarda yap lan Teodosios ve ustinianos derleme çal flmalar için temel kaynak olmufltur. Konsil (Sinod): Ö reti ve kilise düzeni ile ilgili sorunlar çözümlemek üzere toplanan piskopos ve din bilginlerinden oluflan kurul Kilise Pederleri: Hristiyanl n ilk ortaya ç kt yüzy llarda ö retileri ve yazd klar yla Hristiyanl k inan fl n n do malar n belirleyip ortaya ç karan din adamlar Dioklitianos tan ustinianos a Hukuk Derlemeleri (MS MS.527) mparatorluk döneminde (MS MS. 476) oluflan yeni sosyal ve ekonomik koflullar yeni ihtiyaçlar ortaya ç km flt r. Büyük Konstantinos tan sonra Hristiyanl n resmi din olarak kabulüyle birlikte kilise ile ilgili konular düzenlenmesi amac yla çok say da yasa ç kar lmas sonucunda yürürlükteki hukukun kontrolü, konunun uzman olan hukukçular için bile zorlaflm flt r. lk derleme çal flmalar n, bu soruna çözüm bulma gayretinin bir sonucu olarak görmek gerekir. Bireysel bir giriflimin ürünü olan ve imparator Adrianos tan imparator Dioklitianos a kadar olan imparator emirnamelerini topland Grigorianos Derlemesi (Codex Gregorianus) ve sadece imparator Dioklitianos un emirnamelerinin derlenmesiyle oluflturulmufl bir çal flma olan Ermogenianos Derlemelesinin (Codex Hermogenianus) ard ndan (Tahiro lu, - Erdo mufl, 2009, s.81), 5. yüzy l bafl nda imparator II. Teodosios un( ) emri ile imparator Adrianos tan (MS 76) bafllayarak Konstantinos döneminde (MS. 306) ç kar lm fl olanlar da dâhil olmak üzere bütün emirnameler derlenmifltir. Bu çal flmalar, MS. 438 y l nda 16 kitapl k bir derleme olarak yay mlanm flt r. Derleme, II. Teodosios un emriyle yay mland için kanun gücündeydi ve Codex Theodosianus (Teodosianos Kanunlar ) ad n tafl maktayd (Çelebican, 1986, s.53). Daha önceki dönemlerde yap lm fl olan derleme faaliyetlerinden farkl olarak derleme s ras nda emirnamelerin (constitutiones) ilk metinlerindeki çeliflkileri gidermek, onlar daha anlafl l r k lmak ve yorum gerektirmeden uygulanmalar n sa lamak amac yla baz kapsaml de iflikliklere gidilmifltir. Bu de ifliklikler, bazen yeni bir mevzuattan söz etmeyi hakl gösterecek boyuttayd (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.188). Bu dönemde kilise hukuku (kanonik hukuk) da oluflmaya bafllam flt r. Kilise hukukunun temel kaynaklar aras na ilk bafllarda yerel düzeyde daha sonra genifl kat l ml yap lan ve kilise ile ilgili konularda hukuki düzenlemeler içeren konsil (sinod) kararlar ve kilise pederlerinin belli sorunlara çözüm amac yla yazd klar da dâhil olmufl ve MS. 4. yüzy l sonlar nda bir dini yasalar (corpus canonum) bütünü oluflmaya bafllam flt r.

167 7. Ünite - Bizans Hukuku ustinianos Dönemi ve Medeni Hukuk Derlemesi ( ) ustinianos döneminde çok genifl kapsaml ikinci büyük kanunlaflt rma çal flmas gerçeklefltirildi. MS. 527 y l nda tahta ç kan ustinianos, Do u Roma mparatorlu- unda eski evrensel Roma mparatorlu unu canland rmay temel hedeflerinden birisi olarak belirledi. Öncelikle, eskiden Roma mparatorlu unun s n rlar içinde yer alan bat daki topraklar yeniden egemenli i alt na almaya yöneldi. Sa lad siyasal birli i hukuk aç s ndan tamamlamak için imparatorluk s n rlar içinde geçerli olan hukuku birlefltirmek ve Klasik Dönem hukukunu zaman n toplumsal ve ekonomik gereklerine yan t verecek ölçüde de ifltirip daha ifllevsel hale getirerek yeniden geçerli k lmak için harekete geçti. Bu amaçla yüzy llarca Roma mparatorlu- unda geçerli olmufl hukuk, temel kaynaklar yani Roma hukukçular n n eserleri ve Roma imparatorlar n n emirnameleri elden geçirildi, ay kland ve de erlendirilerek tematik bir düzen içinde bir araya topland. Böylece ustinianos Yasa Derlemesi (Codex Justinianus) ortaya ç kt. ustinianos un bu büyük külliyat Ortaça dan beri ( yüzy ldan bafllayarak) Corpus Iuris Civilis (Medeni Hukuk Derlemesi) olarak adland r lmaktad r. Corpus Iuris Civilis y llar aras nda alt y ll k bir süre içinde haz rlanm flt r. Bu eserin haz rlanmas çal flmalar n yönetme görevi saray n baflhukuk görevlisi (Quaestor sacri palatii) olan ve bugün adalet bakan diyebilece imiz Tribonianos a verilmiflti. Haz rl k safhas nda uygulay c hukukçular n yan s ra Beyrut ve stanbul hukuk mekteplerinden hukuk âlimleri (antecessores) de görevlendirilmiflti. Corpus Iuris Civilis te yer alan hukuk kurallar n n büyük bir bölümü özel olaylara iliflkin olmas ndan dolay bu derlemeden her olaya uygulanabilecek genel kurallar ç karmak büyük bir güçlük do urmaktayd. Derleme s ras nda yararlan lan metinlerin tamam na yak n Latinceydi. Oysa 6. yüzy lda Bizans mparatorlu unda, yayg n olarak konuflulan dil Yunancayd. Bu nedenle Corpus Iuris Civilis in orijinal Latince metninin yan s ra Yunanca özetine de ihtiyaç duyuldu. Corpus Iuris Civilis in hacminin büyüklü ü uygulamada güçlük ç karmaktayd. Bundan dolay haz rlan p yay mlanmas ndan çok k sa bir süre sonra uygulamada bu derlemenin Yunanca özetleri kullan lmaya baflland. Medeni hukuk derlemesi (Corpus Iuris Civilis) dört temel bölümden oluflur. Birinci bölüm, hukuk kurumlar anlam na gelen Institutiones tir. Bu derleme, uygulanan hukuk alan nda genel bilgi vermek amac yla haz rlanm fl olup hukuk ö retimi için bir ders kitab niteli i tafl maktayd. ustinianos, 533 y l nda bu bölümün haz rlanmas için Tribonianos un denetimi alt nda iki hukuk hocas n görevlendirdi. Derlemede özellikle Klasik Dönem hukukçular n n eserlerinden bölümler yer almaktad r. Derleme Gaius un MS. 2. yüzy lda haz rlad Institutiones adl eserinden yararlan larak haz rlanm flt r. Institutiones, 533 y l nda ustinianos un bir constitutio su (emirname) ile yay mlanarak yürürlü e konmufl ve kanun gücü kazanm flt r. Dört kitaptan oluflmufltur. kinci bölüm, düzenlenmifl tam bir derleme anlam na gelen Digesta ya da Pandektis tir. Klasik dönemin Salvius Iulianus, Celsus, Marcellus, Papinianus, Paulus gibi en de erli hukukçular n n eserlerinden al nm fl ve belli bir sistem içinde toplanm fl parçalardan oluflmaktad r. Bu niteli iyle Digesta, ustinianos un eserinin hukuk bilimi ve hukuk tarihi aç s ndan en önemli k sm olup 50 kitaptan oluflmaktad r. Digesta, Tribonianos un baflkanl nda on yedi kifliden oluflan bir kurul taraf ndan y llar aras nda üç y l içinde haz rlanm fl ve Institutiones le birlikte yay mlanm flt r. 159 Gaius: MS y llar aras nda yaflam fl Romal hukukçu ve yazar. Gaius un Institutiones d fl nda Lex XII Tabularum (Oniki Levha Yasalar ) üzerine bir yorum, Romal yüksek yöneticilerin fermanlar üzerine bir inceleme gibi yap tlar bulunmaktad r

168 160 Bizans Tarihi Novellae: Yeni kanunlar anlam na gelir. SIRA S ZDE 3 Medeni hukuk derlemesinin üçüncü bölümü Codex ad n tafl r. ustinianos, 528 y l nda eski kanunlaflt rmalardan (codex) da yararlan larak o tarihe kadar ç kar lm fl bütün emirnameler de eklenmek suretiyle yeni bir imparator hukuk derlemesi haz rlanmas n istedi. Bu eser bir y l içinde haz rlanarak 529 y l nda yay mland. Institutiones ve Digesta haz rlan p 533 y l nda yay mland klar nda Codex in yap lmas ndan beri dört y ll k bir süre geçmifl ve bu arada ustinianos pek çok yeni emirname ç karm flt. 529 tarihli Codex in güncellenerek yenilikler ve de ifliklikler getiren bu yeni emirnamelerin eklenmesi amac yla Codex elden geçirilerek 534 y - l nda yeniden yay mland. Codex 12 kitaptan oluflmufltur. Çal flman n son bölümünü yeni emirnameler manas na gelen (Latince) Novellae ya da (Yunanca) Neares ler oluflturur. ustinianos imparatorlu u süresi içinde ( ) birçok önemli kanun ve emirname ç karm flt. Bu emirnamelerin tamam - na yak n n n dili Yunancayd, çok az Latince yaz lm flt. Resmi bir koleksiyonu yoktur, özel derlemeleri yap lm flt r ve en kapsaml s nda 168 emirname yer almaktad r. Corpus Iuris Civilis, Bizans mparatorlu unda derlenmifl olmas na ra men dili Latinceydi. Eski Roma niteliklerini muhafaza etmesinden dolay uygulanmas büyük güçlükler yaratt. mparatorlu un nüfusunun büyük bölümünde Yunanca konufluluyor olmas nedeniyle ustinianos hayatta iken metne ba l kalarak antecessor olarak an lan hukuk âlimlerince derlemenin Yunancaya çevrilmesine müsaade etti. Ölümünden sonra derlemenin Bizans hukuku anlay fl na göre özetleri yap ld ve metinlerini aç klay c, yorumlay c eserler yaz ld (Çelebican, 1986, s.74). Corpus Iuris Civilis olarak an lan kanunlaflt rma hareketiyle ustinianos kilise ve kamu hukuku alan nda mevcut eksiklikleri gidermenin yan s ra yeni kurumlar ihdas ederek önemli reformlara imza atm flt r. Özel hukuk alan nda yasa koyucu iradenin dikkati (kilisenin etkisi nedeniyle) öncelikle aile hukukuna yönelmifl ve s - ras yla flahs n hukuku, eflya hukuku ve miras hukuku konular nda düzenlemeler yap lm flt r. Tüm kanunlaflt rma hareketlerinde Bizansl kanun koyucunun, Roma hukukunun süreklili ine yapt vurgu dikkat çekicidir. Hukuki süreklilik anlay fl, Bizansl lar n siyaset felsefelerinin en önemli unsurlar ndan biri olmufltur ve bu nedenle Orta Bizans döneminde ç kart lan yasalarda eski mevzuata mutlaka at fta bulunulmaktad r (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s. 195). 8. ve 9. yüzy llarda yap lan kanunlaflt rmalar s ras nda anlafl lmas nda ve tedarikinde zorluk çekilen Corpus Iuris Civilis in ve imparatorluk emirnamelerinin özgün Latince metinlerine baflvurmaktan ziyade özellikle 6. yüzy la ait Yunanca özetleri, aç klay c ve yorumlay c metinleri kullan ld. Kanunlaflt rma s ras nda ortaya ç kan Latince metinlerin yukar da sözü edilen Yunancaya çevirisi iflini üstlenmifl olan antecessorlar gerek kanunlaflt rma s ras nda ve gerekse hukukun ö retiminde üstlendikleri rol gere i Bizans Hukukunun yarat c lar olarak kabul edilmektedirler (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.193 ve 217). Medeni hukuk derlemesi olarak bilinen Corpus Iuris Civilis hangi dilde yaz lm flt r? ustinianos un Varislerinden Makedon Hanedan na Kadar Geçen Dönemdeki Hukuk Uygulamalar ( ) Bu zaman dilimi, karanl k dönem olarak da an l r ve hukuk biliminin geriledi i görülür. ustinianos un ölümünden sonra antecessorlar n yerini uygulama deneyimi olan ve skolastikler (scholastikoi) olarak bilinen hukukçular s n f al r. Skolastikler, antecessorlar n aksine geride yaz l eserler b rakm fllard r. Bu dönemde nomokanon olarak adland r lan kilise hukukuyla ilgili yasa ve düzenlemelerin yer ald

169 7. Ünite - Bizans Hukuku 161 derlemelere rastlamaktay z. ustinianos 131. Neara s nda (Novellae), kilise gelene- inden do an kurallar, yasalarla eflit düzeye yükseltmiflti. An lan dönemde Corpus Iuris Civile nin özgün metninin ve tefsirlerinin çok zor bulunur olmas, 6. yüzy l metinlerinin anlafl lmas ndaki zorluk, yeni yasa metinlerinin oluflturulmas ihtiyac - n do urdu. Bunlar n k sa süre içinde kopyalan p da t m n n yap lmas ve herkes taraf ndan anlafl l r olmalar için k sa ve öz olmalar gerekiyordu. Bu kriterleri III. Leon ( ) döneminde ç kar lan, seçkiler manas ndaki Eklogi adl kanunname yerine getiriyordu. Günlük yaflam ilgilendiren hukuk kurallar, dönemin s radan insanlar n n anlayabilece i bir dilde, k sa cümleler halinde yaz ld. Eklogi de özellikle aile hukuku alan nda kilise hukukunun etkisiyle pek çok yenilikler dikkat çekmektedir. Yasa koyucu özelikle ceza hukukunu daha insani bir hale getirmeye çal flm flt r. Ölüm cezalar n n infaz nda o zamana kadar gözlenen insanl k d - fl uygulamalar ortadan kald r lm fl ve cezan n belirlenmesi s ras nda ceza hâkimlerinin, suçlular n s n fsal farkl l klar ndan kaynaklanan keyfi kararlar na s n rlama getirilmifltir. Eklogi nin ceza hukuku alan ndaki getirdi i düzenlemeler 9. yüzy l bafl ndaki kimi tepkilere ra men izleyen yüzy llarda, sonraki kanun koyucular n ceza anlay fl na ters düflmemesi nedeniyle esasl bir de ifliklik geçirmemifltir. Eklogi nin k sa metni, hukuk yaflam ndaki karmafl k ihtiyaçlar n tümüne cevap vermekte yetersiz kal nca özel kimi hukuki iliflkiler için Ek bölüm oluflturulmufltur. Appendix Eclogae olarak bilinen bu Ek bölüm di erlerinin yan s ra Ziraat Yasas (Agrotikos Nomos), Denizcilik Yasas (Nautikos Nomos) ve Asker Yasas (Stratiotikos Nomos) adl yasalar içeriyordu. Bunlar esas nda yeni ihdas edilmifl yasalar olmay p önceki dönemlere hatta ustinianos dönemi öncesinin metinlerine ve ananelerine dayan yordu (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.220). Makedon Hanedan ndan, IV. Haçl Seferine Kadar Olan Dönemdeki Hukuk Uygulamalar ( ) Makedon hanedan yla egemen olan siyasi ve kültürel geliflim hareketini yönlendiren klasik yanl s e ilimler, hukuk alan nda da etkisini göstermifl ve I. Vasil den ( ) bafllayarak yenilikçi unsurlardan ar nd r larak eski hukukun yeniden hayata geçirilmesi hedeflenmifltir. Yeniden ar nma olarak bilinen Anakatharsis düflüncesiyle uygulamaya konulan ilk yasa metni, Epanagogi (ya da sonraki ad yla sagogi) olmufltur. Epanagogi nin tanziminde ( ) Patrik Fotios da yer alm fl ve bu nedenle metinde kilisenin etkisi belirgindir. Yasa metniyle kilise ile Devlet aras ndaki iliflkiler yeniden düzenlenmifl ve patrikle imparator devlet içinde birbirine eflit en yüksek iki iktidar gücü olarak tan mlanm fl ve yetkileri kesin bir flekilde belirlenmifltir. Epanagogi nin tanzim edilmesi öncesinde tüm mevzuat bir araya getirilmifl ve gereksiz görülen düzenlemeler yürürlükten kald r lm flt r. Geriye kalan bölümler ise 40 kitaptan oluflan esas yasa metnini teflkil etmifltir. ustinianos kanunnamesinin Latince metinleri Yunanca çevirileri ile metne dâhil edilmifltir. Anakatharsis çabalar Vasil in o lu ve ustinianos tan sonra yasama alan nda en üretken imparator olan Bilge (Sofos) lakapl VI. Leon ( ) taraf ndan sürdürülmüfltür. Babas taraf ndan yap lan yasama çal flmalar yeniden gözden geçirilmifl ve 60 kitaptan oluflan Vasilika (Kral Kanunnameleri) ad verilen yeni metin ortaya ç km flt r. Bu kanunnamenin uygulanmas s ras nda ortaya ç kan sorunlara çözüm amac yla Leon, pek çok Neares (Novellae) ç karm flt r. 113 Neares ten oluflan bir koleksiyon günümüze ulaflm flt r. Bunlar n üçte biri kilise ile ilgili olup mevzuat n, dini kanonlarla uyumlu hale getirilmesine çal fl lm flt r. Mevzuat: Her türlü kanun, nizam ve tüzük hükümleridir.

170 162 Bizans Tarihi VI. Leon un imparatorlu unun son döneminin ürünü olan düzenleme ise, flehirdeki kimi loncalar n ve meslek gruplar n n denetiminden sorumlu flehir Eparhos una yönelik olan Eparhikon Biblion dur. Haks z rekabetin önlenmesi ve farkl meslek kollar aras ndaki ekonomik iliflkilerin düzgün bir flekilde sürdürülmesine iliflkin düzenlemeler içermektedir. Bu dönem içinde 11. yüzy ldan bafllayarak kilise hukukunun büyük bir geliflme gösterdi i gözlenir. 12.yüzy lda kilise hukukunun bafll ca temsilcileri olarak oannis Zonaras, Aleksios Aristinos ve Teodoros Valsamon say labilir. Makedon hanedan n n son en büyük imparatoru olan ve Bulgar kasab (Vulgaroktonos) olarak an lan II. Vasil ( ) askeri alandaki baflar lar n n yan s ra büyük toprak sahipleriyle de mücadele etmifl ve ç kard yasayla onlar allilengion denen ortak vergi yükümlülü üne tabi tutmufltur. Buna göre vergisini ödeyemeyen yoksul köylünün vergi borcunu o yerleflim bölgesinin büyük toprak sahibi ödemek zorundayd (Bask c, 2009, s. 229). Sözü edilen dönem içinde imparator IX. Konstantinos Monomahos ( ) taraf ndan ç kar lan bir emirnameyle (1047) nomofilakas n (yasalar n koruyucusu) yönetiminde bir hukuk mektebi (didaskelion ton nomon) kuruldu (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.193 ve 224) Y llar Aras ndaki Dönemde Hukuk Uygulamalar Bu dönemde imparatorlu un genel durumuna ba l olarak hukuk biliminin tüm alanlarda tam anlam yla bir çöküfl yaflad n belirtmek gerek. stanbul un 1204 y - l nda Haçl lar taraf ndan ele geçirilmesine neden olan etkenler, 1261 y l nda flehrin, geri al nmas ndan sonra da ortadan kalkmam flt r. Bizans devletinin yaflad büyük toprak kay plar ve iç çekiflmeler, devleti sadece d fl tehditler karfl s nda güçsüz b rakmakla kalmam fl, Bizans ekonomisi üzerinde de y k c etkiler do urmufl ve bunun sonucunda hukuk da dâhil olmak üzere toplumsal yaflam n tüm alanlar bundan olumsuz yönde etkilenmifltir y l nda stanbul un tekrar Bizans n baflkenti olmas ndan sonra iktidara gelen Paleologos hanedan adalet düzenini iyilefltirmek amac yla mahkemeleri yeniden yap land rma yoluna gitti. II. ve III. Andronikos Paleologos un ( ) ç kard klar yasalarla önce yüksek yarg çlardan oluflan 12 üyeli bir mparatorluk Mahkemesi kuruldu y l nda tüm imparatorluk çap nda adaletin da t lmas n denetleyecek ve gözetecek dört yüksek yarg çtan oluflan bir heyet oluflturuldu (Katholikoi Krites ton Romaion). Kilisenin devlet hayat nda artan etkisinin de bir göstergesi olarak bu yüksek yarg çlardan ikisi sivil ikisi ise ruhban s n f ndand. Bu kurum imparatorlu un son buldu u 1453 y l na kadara muhafaza edilmifltir (Bask c, 2009, s. 192,). Bu dönemin en belirgin özelli i ruhban s n f na mensup din adamlar n n gerek kuramc gerekse uygulamac olarak adalet mekanizmas n n içinde artan oranda temsil edilmesi ve buna paralel olarak kilise hukuku kurallar n n da laik hukuka artan bir ivmeyle s zmas d r. Bu geliflme 1204 y l nda Haçl lar n stanbul u ele geçirmesiyle Bizans devletinin bir süreli ine ortadan kalkmas n n yaratt bofllu u doldurma çabas n n bir sonucu olarak görülebilir. znik Devleti döneminde ( ) kilisenin adalet de dâhil olmak üzere devlet yönetimine daha fazla kat lma e ilimi 1261 y l nda stanbul un Haçl lardan geri al nmas ndan sonra da kesintiye u ramad. An lan dönem içinde hukuk alan nda yap lan derleme çal flmalar n n niteli i de siyasi geliflmelere paralel bir seyir izlemekte ve önceki yüzy llardaki düzeyin alt nda bulunmaktad r. En kayda de er çal flma Selanik yüksek yarg c Konstantinos Ar-

171 7. Ünite - Bizans Hukuku 163 menopulos un ( ) 1345 tarihli Proheiron Nomon (Yasalar Elkitab ) ya da di er ad yla Eksavivlos (Hexabiblos-Alt Kitap) adl derlemesidir. Ekleriyle birlikte alt kitaptan oluflan bu derlemede medeni hukuk ve ceza hukukuna ait yasa metinleri s n fland r lm flt r. Armenopulos, derleme s ras nda önceki y llarda yap lm fl derlemelere ve yasalara dayanarak daha çok hukukun uygulay c lar na yani yarg çlara hitap eden bir çal flma ortaya koymufltur. Eksavivlos, Osmanl idaresi döneminde özellikle kilise Mahkemeleri taraf ndan adalet da t lmas s ras nda çok genifl ölçüde yararlan lan bir hukuk kayna haline dönüflmesi nedeniyle önemlidir. Çok yayg n olmas sonucu Yunanistan müstakil devlet olduktan sonra da (1829) en s k baflvurulan yasa derlemesi olmufltur. Mahkemeler, bu derleme sayesinde resmen ustinianos mevzuat n uygulam fllar ve Eksavivlos Yunanistan n ilk Medeni Yasas n oluflturmufltur (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.231). B ZANS HUKUK S STEM NDE A LE KURUMU Hristiyanl n 4. yüzy lda Bizans mparatorlu unda resmi din olarak kabul edilerek yayg nlaflmas n n ard ndan kilise, toplumun en küçük birli i olan aile kurumu ve evlilik konusu ile ilgilenmifltir. Bu ilgi nikâh n dini bir temele oturtulmas n n ard ndan dogmatik bir altyap kazanm flt r. Kilise istikrarl bir flekilde aile kurumunu mutlak kontrolü alt na almaya çal flarak siyasi nüfuzunu güçlendirmeyi hedeflemifltir. Evlilik kurumu Bizans tarihinin dönemleri içinde de iflik aflamalardan geçmifltir. Bizans hukukunda yasa koyucu evlili in flartlar n : a) Evlenme yafl n doldurmufl olmak (k zlar n 12, erkeklerin 14 yafl n doldurmufl olmas gerekirdi) b) Evlenecek flah slar n r zas, c) Yafllar küçükse kural olarak aile reisi olan baban n r zas, d) Yasa ile öngörülmüfl olan flekli kurallar yerine getirmek, olarak belirlemifltir. Evlenmeye engel olan durumlara ustinianos Kanunnamelerinde, Bildirgeler de (institutiones da) yer verilmekte ve akrabal k (kan ba yla ve evlenme sonucu oluflan akrabal k dâhil olmak üzere) evlili e engel bir durum olarak gösterilmekte ve hangi dereceye kadar akrabalar n kesinlikle evlenme akdi ifa edemeyecekleri düzenlenmektedir (ör. iki kardefl aras nda, amca, day ile ye eni aras nda evlili e müsaade edilmemektedir). Akrabalar aras nda evlilik konusunda kilise 692 y l nda stanbul da toplanan Pentektis Konsili nin ald kararlarla yasak kapsam n geniflletmifltir. zleyen yüzy llarda imparatorlu un son buldu u tarihe kadar özellikle akrabal kla ilgili evlilik engellerinin sürekli ve abart l bir flekilde geniflletildi i görülmüfltür (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.259). Akrabal k d fl nda evlili e engel olan durumlar da mevcuttu. Örnek vermek gerekirse vaftiz edenle vaftiz olan aras nda, evlat edinen flah slarla evlatl k ve onlar n yak n akrabalar aras nda da evliliklere izin verilmezdi. fllenmifl olan bir suç da evlili e engel olabilmekteydi. Örne in zinadan dolay mahkûmiyet durumunda zina yapanlar aras nda evlilik yasakt. K z n kaç r lmas durumunda, k z n babas r za gösterse de ortada bir suç oldu undan bu durum evlili e engel oluflturmaktayd. Bir kimsenin had m olmas da evlenmesine engeldi. Ayn flekilde kiflinin yasal geçerli bir evlili inin bulunmas da evlilik için mutlak bir engel teflkil etmekteydi. Hiyerarflide birinci dereceden atanan din görevlileri (arhimandrites) ve manast rlarda yaflamay seçen keflifller ve rahibeler de evlilik yasa kapsam ndayd. ustinianos Kanunnamelerinde, evlili in kurulmas için evlenecek kifliler aras nda evlenme iradesi aranmaktad r. Bu iradenin varl n her zaman teflhis etmek kolay de ildi. Bunun evlenme niyeti olmaks z n birlikte yaflama ile (pallakeia) kar flt r lmas mümkündü. Bunun önüne geçilmesi için evlili in mevcut oldu unun ispat edilmesi gerekiyordu. Kifliler evli olduklar n önceden yap lm fl

172 164 Bizans Tarihi Drahoma: Damada yani erkek taraf na, gelin yani k z taraf ndan verilen mal ya da para bir drahoma sözleflmesiyle ya da kilise görevlisi (ekdikos) ve tan klar huzurunda evlenme iradelerini beyan ederek ispat edebilirlerdi. Yüksek düzeydeki devlet görevlileri için ise drahoma sözleflmesi evlilik için kurucu flart niteli indeydi. 9. yüzy l n bafl nda imparator VI. Leon kilisenin talebi üzerine bir emirname ile evlilik için dini nikâh zorunlu hale getirmifltir. Ancak evlili e engel durumlar n çoklu u pek çok çifti yasad fl bir flekilde birlikte yaflamaya yöneltmifltir (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.262). Yaklafl k iki yüzy l sonra I. Aleksios Komninos, ( ) iktidar döneminde y llar aras nda ç kard emirnamelerle köleler de dâhil olmak üzere tüm evliliklerde dini nikâh zorunlulu u getirmifltir. ustinianos hukuku ve Eklogi, özgür bir kiflini köleyle evlenmesine olanak sa larken, mparatoriçe rini, ( ) özgür bir kiflinin köle bir kad nla evlenmesini yasaklad. VI. Leon ise, özgür olan efle di erinin özgürlü ünü sat n alma ya da kendisinin de köle olarak eflinin efendisinin himayesine girmesi flart n getirdi. Kilise, daha 4. yüzy ldan itibaren bir evlili in herhangi bir flekilde sona ermesinin ard ndan yeni bir evlili in yap lmas na s cak bakm yordu. kinci defa evlili e tahammül gösteriyordu. Üçüncü kez evlilik ise flarta ba l yd ve uzun süreli aforoz gibi kilise taraf ndan hükmedilen cezalar söz konusuydu. mparator VI. Leon un dördüncü evlili i, Kilise ile Devlet aras ndaki iliflkilerde soruna neden olunca ölümünü takiben 920 y l nda dördüncü evlilik kesin olarak yasakland. Ölüm ve kaybolma (gaiplik) evlili i sona erdiren en önemli iki neden olarak görülmektedir. ustinianos Kanunnamelerinde, savafl zaman nda asker kiflilerin kaybolmas halinde, efli, onun ölmüfl oldu unu yetkililere dayanarak belgeleyebilirse bir y l sonra tekrar baflka birisiyle evlenebilmekteydi. Bu prosedüre uyulmamas halinde a r para cezalar veriliyordu. E er öldü ü varsay lan efl geri dönerse eflini tekrardan alma ve evlili ini sürdürme hakk na sahipti ve o arada yap lm fl olan evlilik geçersiz say lmaktayd. Tek tarafl iradeyle boflanma konusunda ilk zamanlar herhangi bir k s tlama yokken ilerleyen dönemlerde Hristiyan imparatorlar bu konuda ciddi k s tlamalar getirdi. ustinianos Derlemesinde boflanma sebepleri erkek için: a) Kad n n bildi i ancak efline söylemedi i vatana ihanet suçu, b) Zinadan mahkûmiyet c) Do rudan ya da dolayl olarak kocan n can na kast edilmesi, d) Ahlak d fl ifl ve eylemlerdi (Neara 117.8). Kad nlar için ise: a) Kocan n vatana ihanet suçu ifllemesi b) Do rudan ya da dolayl olarak kad n n can na kast edilmesi, c) Kad n n manevi flahsiyetinin rencide edilmesi d) Kocan n sürekli olarak evlilik d fl iliflkilere sahip olmas yd (Neara 117.9). Bu nedenler d fl nda ustinianos hukukunda efllerin do rudan kusurundan kaynaklanmayan üç boflanma nedeni say lmaktad r: a) Evlili in bafl ndan itibaren var olan erke in iktidars zl b) Birlikte ya da tek tarafl bir kararla keflifl hayat - n n tercih edilmesi c)uzun sürmüfl esirlik durumu. Esirin hayatta oldu u haberinin al nmas ndan itibaren befl y l geçmesi halinde boflanma kendili inde gerçekleflmekteydi. savros hanedan ( ) ve Makedon hanedan ( ) dönemlerinde sadece üç durum boflanma nedeni olarak kabul edilmifltir: a) Kad n n evlilik d fl iliflkiye sahip olmas ya da kocan n iktidars zl b) Hayata kast edilmesi c) Efllerden birinin lepra yani cüzam hastas olmas. Baflka hiçbir neden boflanmaya sebep olamazd.

173 7. Ünite - Bizans Hukuku 165 Anlaflmal boflanma konusunda ise kilisenin etkisiyle efllerin bu hakk na yasak getirilmifltir. Süreç içinde (I. Vasil in Epanagogi siyle) yasak yumuflat lsa da 10. yüzy ldan sonra yap lan düzenlemelerde anlaflarak boflanma konusunun Bizans hukuk yaflam nda hiç yer almad görülür (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.271). Yasal nedenleri olmadan evlili i sonland ran efl için a r para cezas öngörülmekteydi. E er bunu yapan kad nsa para cezas yan nda yasalar onun manast ra kapat lmas n öngörüyordu (Neara ), bu yapt r m daha sonra erke i de kapsad (Neara 134, 11, y l 556), (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.266). Bizans hukuk sisteminde evlenme flartlar nas l düzenlenmifltir? Aç klay n z? B ZANS HUKUKUNDA SUÇ VE CEZA Bizansl lar, Roma dan devrald klar hukuk düzenini, suçun önlenmesi ve suçlular n cezaland r lmas konusunda oluflan yeni toplumsal flartlara uyumlu hale getirmifllerdi. Bu da cezalar n infaz n n y llar içinde farkl laflmas na neden olmufltur. ustinianos döneminde ceza, suç teflkil eden eylemle bozulan düzenin sa lanmas ve suç iflleme e iliminde olanlar bu niyetlerinden vazgeçirmek için bir korkutma ve tehdit arac olarak görülmüfltür. Suçun failine uygulanan bir yapt r m olarak karfl m za ç kan cezan n amac ustinianos kanunlar da dâhil olmak üzere Erken Bizans dönemi kanunnamelerinde aç k ve somut bir flekilde ortaya konulmamaktad r. Cezaland rma ile güdülen amaç ancak 8. yüzy l ortalar nda savros hanedan döneminde ç kar lan Eklogi de somut olarak belirtilmifl ve ar nd rma, suç iflleyen kimsenin slah n sa lama ve korkutma olarak say lm flt r (Troianos, 1996 s.21). mparator VI. Leon ç kard kanunnamelerde (Neares) cezan n amac ve etkilili i konusundaki düflüncelerini ifade etmekte suç fiili ile verilecek ceza aras nda bir orant n n bulunmas gere ini vurgulamaktad r (61. ve 62. Neara). 10. ve 12. yüzy l aras ndaki dönemde imparatorlar Konstantinos Porfirogennitos ve I. Manuil Komninos un da ceza konusunda kanunnameler ç kard klar görülmektedir (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.276). Ceza ve Türleri Ölüm Cezas Erken dönem Bizans hukuku, ölüm cezas n Roma hukukundan miras alm flt r. Zihinsel engelliler ve yetiflkin olmayanlar yani çocuklar ölüm cezas ndan muaf tutulmaktad r. Çünkü kiflinin yapt eylemin bilincinde olmas koflulu aranmaktad r. ustinianos Derlemesinde, ölüm cezas n n infaz flekli aç kça belirtilmeyen durumlarda yarg c n takdir yetkisinde olan bir konuydu. Cezan n infaz bafl n k l ç ya da baltayla kesilmesi suretiyle uygulanmaktayd. Bunun yan s ra çarm ha germe, y - lanlar n veya baflka canl lar n oldu u çuval n içine koyarak denize ya da nehre atma, atlar taraf ndan ters yönlere çekerek parçalama, derisini yüzme, diri diri gömme de ölüm cezas n n infaz nda baflvurulan yöntemlerdendi. Kaynaklarda geçen kelle cezas (kefalikon) ifadesi her zaman ölüm cezas anlam na gelmeyip duruma göre tafl ocaklar nda ya da madenlerde ömür boyu zorunlu çal flma ya da a r bir uygulama flekli olan sürgün cezas olarak da yorumlanabilmekteydi. Eklogi Kanunnamesinde, suç türleri ve cezalar, olabildi ince kesin çizgilerle her bir eylem için ayr ayr belirlenmifl ve keyfili in önüne geçilmeye çal fl lm flt r. Bu çerçevede ölüm cezas, flehirde kas tl olarak ç kar lan yang n ve ölümle sonuçlanan soygun suçlar d fl nda, baflka cezalarla de ifltirilmifltir. Yang na sebebiyet verenler yak l- 4 SIRA S ZDE

174 166 Bizans Tarihi mak suretiyle ölüm cezas na çarpt r lmaktayd. Eklogi nin getirdi i ceza sistemi izleyen yüzy llarda büyük ölçüde muhafaza edilmifltir (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.278, Troianos, 1996 s.26-28). Kölelefltirme Iustinianos sonras kanunnamelerde özgürlü ünü kaybetme cezas nadiren uygulanmaktad r. Failin, di er cezalar n yan s ra özgürlü ünün de elinden al nmas, kendi r zas yla geri gelen asker kaçaklar ve düflmana, askeri önemde yasak malzeme temin edenler için uygulanmaktayd. Her iki durumda devlete karfl ifllenen suçlar söz konusu oldu undan kanun koyucu kamu ç karlar n daha etkili bir flekilde korumay amaçlam flt r Troianos, 1996 s. 28). Bedensel Cezalar Uzuv Kesme Eklogi de, birbirinden çok farkl nitelikte olan ve a r suç niteli i tafl mayan pek çok eylem için uzuv kesme cezas öngörülmektedir. Genellikle suçun ifllenmesinde kullan lan organ kesilmektedir. Örne in mala yönelik suçlarda ve bir suç aletinin kullan lmas neticesinde ölümle sonuçlanan yaralamalarda bir elin kesilmesi, yalanc tan kl kta ise dilin kesilmesi öngörülmektedir. Bu orant cinsel suçlarda ihlal edilmektedir. Hayvanla cinsel iliflkiye girilmesi durumunda cinsel organ kesilir, çok yak n akrabalar aras ndaki cinsel (ensest) iliflki durumunda ise ölüm cezas verilirdi. Bunlar d fl nda, cinsel suç için verilen ceza, burun kesme cezas yd. Uzuv kesme, failin eylemini yinelemesini önlerken burun kesme cezas ise, faili toplum önünde lekelemekte ve onu itibars zlaflt rmaktayd. Bu cezada kad n ve erkek için cezan n uygulanmas nda eflit muamele de sa lanm fl olmaktayd. Göze mil çekilerek kör etme cezas da uzuv kesme cezalar aras nda yer almaktad r. mparatorun iktidar na yönelen suçlarda, ihanetin önlenmesi konusunda çok etkili bir ceza olarak uygulanm flt r (Troianos, 1996 s ). K rbaçlama K rbaç cezas na yüzy llar aras Bizans hukuk metinlerinde rastlanmakta ve ana ceza olarak ya da paralel bir ceza olarak karfl m za ç kmaktad r. Paralel ceza oldu unda uzuv kesme ya da sürgüne gönderme cezalar yla birlikte uygulanmaktad r. Roma hukukunda k rbaç cezas n n infaz nda özgür olan kiflilerle kölelere yönelik uygulamada farkl l klar vard. Özgür olanlardan, ayr cal kl s n fa mensup olanlar sadece vatana ihanet suçunda k rbaç cezas na mahkûm edilmekteydiler. Eklogi de bu cezan n uygulanmas nda s n fsal farkl l klar n giderilmesine çal fl lm flt r (Troianos, 1996 s.31). Saç Kesilmesi Saç n kesilmesi Bizansl lar aç s ndan küçük düflürücü ve kiflinin toplum nezdindeki itibar n lekeleyici bir uygulama olarak görülmekteydi. Bu ceza Orta Bizans döneminde her zaman k rbaç cezas ve ço u kez de sürgün cezas ile birlikte uygulanmaktad r (Troianos, 1996 s.32).

175 7. Ünite - Bizans Hukuku 167 Sürgün Bu ceza kas tl olmayan adam öldürme, ya da çocuk düflürtme gibi a r say lmayan suçlar için uygulanan bir cezad r. Roma da iki tür sürgün cezas vard. Daha hafif olan ve relegatio olarak adland r lan sürgün cezas, hükümlünün belirli bir yerde zorunlu ikametini gerektiriyordu. Daha a r olan deportatio ise, suçlunun malvarl n n müsaderesi ve vatandafll k s fat n n kayb sonucunu do uruyordu. Erken Bizans döneminde, ustinianos Derlemesinde, her iki sürgün cezas da mevcuttu. Orta Bizans döneminden sonra sürgün cezas Roma dönemindeki flekliyle özdefl de ildir. Cezan n uygulanmas belli bir yere gönderildikten sonra orada ayr ca zorunlu çal flma yükümlülü ü içermiyordu. Önceleri karar veren yarg ç sürgün süresini ve yerini hiçbir s n rlama olmadan belirleyebilirken Eklogi Kanunnamesiyle yarg c n s n rs z takdir yetkisine s n rlamalar getirilmifl ve sürgün cezas n n yan nda servetinin müsaderesi yerine k rbaç ya da saç kesme cezas uygulanm flt r (Troianos, 1996 s.33). Hürriyeti Ba lay c Cezalar Bizans hukukunda ilke olarak günümüzde anlad m z flekliyle hürriyeti ba lay c ceza yani hapis cezas uygulamas yoktu. Bizans döneminde hapishaneler ceza çekilen yerler de il yasay ihlal edenlerin haklar nda karar verilene kadar tutulduklar yerler olarak kullan lmaktayd. Digesta n n yürürlü e girdi i dönemden beri kabul gören uygulama uyar nca, suçlular hapishanede tutmak suretiyle cezaland rma yasakt. Buralar cezaland rma yeri de il, insanlar muhafaza ve kontrol alt nda tutma yerleri olarak kabul edilmekteydi. Erken dönemden itibaren yani daha ustinianos döneminde, hapsetme cezas n n uygulanmad ve onun yerine suçlular n manast rlara kapat lmas tedbirine baflvuruldu u görülmektedir. Ömür boyu ya da belirli bir süre için manast ra kapatma tedbiri Kilise hukukunda da görülmektedir. Keyfi uygulamalar engellemek amac yla, ustinianos ( ) dönenimden I. Manuil Komninos ( ) dönemine kadar ceza davalar n n uzamamas ve kiflilerin yarg lama ifllemleri sonuçlanana kadar hapishanelerde tutulmamalar için emirnameler ç kar ld görülmektedir. Ancak Geç Bizans döneminde imparatorluk topraklar n n küçülmesi ve sürgün cezas n uygulama olanaklar n n zorlaflm fl olmas sonucunda bu ilkeden ödün verildi i ve hapsetmeyi bir ceza olarak öngören emirnamelerin ç kar ld görülür (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s ). Mala Yönelik Cezalar Mala yönelik cezalar n bafl nda mahkûm olan suçlunun tüm malvarl n n müsaderesi ve hazineye devredilmesi geliyordu. Ancak bu durumda suçlunun ailesi de cezaland r ld ndan ustinianos döneminde, cezan n uygulama kapsam daralt lm flt r. Müsadere cezas daha çok ticari ve ekonomik suçlarda uygulama alan na sahipti. Geç Bizans döneminde maddi cezalar, yoksullar yerine getiremedi inden dolay, sadece devlet hizmetinde bulunan ve yüksek gelire sahip devlet görevlileri için uygulanm flt r. savros ve Makedon hanedan imparatorlar n n kanunnamelerinde suçluya suçtan do an zarar n giderilmesi için ma dura ödeyece i d fl nda ayr ca bir miktar paray da tazminat olarak ödeme mecburiyeti getirildi i görülmektedir. E er zarar (ör. cinsel suçlarda oldu u gibi) paraya endeksli de ilse bu durumda zarar n giderilmesi için ödenecek para ve tazminat için tek bir mebla tespit edilmekteydi. Bizans hukukunda ne tür cezalara rastlan r. Aç klay n z. 5 SIRA S ZDE

176 168 Bizans Tarihi Askeri Suçlar ve Cezalar Bizans hukukunda askeri suçlar ve bunlara verilen cezalar hakk nda bilgiler içeren üç kaynaktan söz edilebilir. Birincisi, 6. yüzy l sonlar na ait oldu u tahmin edilen ve ordunun e itimi konusunda izlenmesi gereken yöntemler ve askeri taktikler hakk nda Bizansl generallere tavsiyelerin yer ald imparator Mavrikios un ( ) Stratigikon adl eseridir. kincisi imparator VI. Leon un ( ) benzer içerikli ( ) Ta Taktika adl çal flmas d r. Sonuncusu ise en eski tarihlisi 10/11. yüzy la uzanan ve el yazmalar büyük ölçüde günümüze kadar ulaflan 55 kanunnameden (codex) oluflan Askeri Yasa (Stratiotikos Nomos) adl eserlerdir. Bizans askeri ceza hukuku ile ilgili olarak ordunun iflledi i suçlar; düflmana, sivil halka ve özellikle düflman ülkenin sivillerine karfl ifllenenler ve esirlere yönelik ifllenen suçlar olarak s ralanmaktad r. Savafl ganimetinin paylafl m konusunda uyulmas gereken kurallarla ilgili Bizans kanunnamelerinde hükümler bulunmaktad r. Ordunun fliddete baflvurmas ve suç teflkil eden fiiller ifllemesi bazen savafl ortam n n gere i olarak askeri idarenin telkinleri sonucu gerçekleflmekteydi. Bu konu ile ilgili düzenleyici hükümler vard (Kolyas, 2001, s. 297). Askeri konular düzenleyen yasalar konular itibar yla dört grup düzenleme içermekte ve bunlar n ihlali suç teflkil etti inden her bir maddede yapt r mlar yer almaktad r. Birinci grup yasalar askerlerin yükümlülükleri, disiplin ve askeri hiyerarfliye riayet konular yla ilgilidir. kinci grup yasalar birlik komutanlar na yöneliktir. Burada say lan suçlara, itaatsizlik, askerlere zarar verici eylemelerde bulunma, erlere öngörülen izinlerin verilmemesi, bir kalenin düflmana teslim edilmesi örnek verilebilir. Üçüncü grup yasalar savafl döneminde ve muharebe esnas nda ifllenen suçlar düzenlemektedir. Askerin sanca yitirmesi, silahlar n b rak p saf n terk etmesi, düflman saflar na geçmesi gibi suçlara kelle cezas ölüm cezas uygulanmaktayd. Dördüncü grupta yer alan askeri yasalar askerlikten kaçmak amac yla askeri birlikler d fl nda ifllenen suçlar ve askerlerin genel yükümlülükleriyle ilgili konular kapsamaktad r (Kolyas, 2001, s ). mparatora karfl ifllenen ve vatana ihanet kabul edilen suçun ifllenmesi halinde, fail ölüm cezas na mahkûm edilip mallar müsadere edilmekte ve ölümünden sonra hat ras da mahkûm edilmekteydi (damnatio memoriae). Bu failin hat ras n an msatabilecek her türlü izin ortadan kald r lmas demekti (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.285) Bu yasalarda öngörülen cezalar, ifllenen suçun niteli ine göre farkl l k göstermekteydi. Ceza, suçlunun askeri hiyerarflideki derecesine göre para cezas, ordudan at lma, bedensel ceza, sürgün cezas olabilece i gibi ömür boyu madenlerde çal flma ve ölüm cezas da olabilirdi. Her durumda suçun ifllendi i koflullar dikkate al nmaktayd. Savafl s ras nda bazen öngörülen cezalar komutan n takdir yetkisiyle uygulanmayabiliyordu. Fakat genellikle cezaland rmada amaç ordunun disiplinini korumak için örnek olufltursun düflüncesiyle cezalar çok sert bir flekilde uygulan rd. Bizans ordusunun güçlü oldu u devirlerde askeri birlikler içinde ve d fl nda yarg yetkisi temalar n (kolordu) generallerine aitti. Bu yarg yetkisinin kullan m nda zaman zaman keyfi uygulamalara da tan k olunmufl ve askeri suçlar n cezaland r lmas konusu imparatorlu un izledi i genel politikaya ve tahtta bulunan imparatorun asker kökenli olup olmamas na ba l olarak farkl l klar göstermifltir (Kolyas, 2001, s. 303 vd.).

177 7. Ünite - Bizans Hukuku 169 Cezalar n nfaz ve Uygulamalar Cezan n infaz ile ilgili süre konusunda Bizans hukuk kaynaklar nda özellikle Vasilika Kanunnamesinde yer alan süreler Roma hukuku kaynakl d r. Teodosios Kanunnamesine göre çok a r cezalarda karara itiraz için süre tan nmas veya cezan n azalt labilme ihtimali dikkate al narak infaz için karar tarihinden itibaren 30 gün geçmesi gerekmekteydi. Süreli olan cezalarda sürenin tamamlanmas yla birlikte ceza sona ermifl say l rd ve idareciler bölgelerinde sürgün cezas çeken hükümlüleri serbest b rakmak zorundayd lar. Failin cezas n çekti i süre içinde ölmesi halinde cezan n infaz sona ermekteydi. Hüküm öncesi ölüm durumu da takibat sonland rmaktayd. Sadece kiflinin hat ras n n mahkûm edilmesi durumunda bu cezan n gere i ölüm cezas n n infaz ndan sonra yerine getirilmekteydi. Ayr ca vatana ihanet suçu durumunda infaz edilen mahkûmun malvarl na yönelik müsadere karar, mirasç lar na ra men yerine getirilmekteydi (Troianos 1996, s ). Mahkûmun imparatorun verece i kararla affa u ramas durumunda cezan n infaz durdurulmaktayd. Kilise hukukunda kilise mahkemesi taraf ndan verilmifl bir cezan n kald r lmas, azalt lmas ya da infaz n n durdurulmas konusunda karar vermeye yetkili merci karar veren mahkemeydi. Kad nlar için ölüme mahkûmiyet durumunda, e er bir hamilelik söz konusuysa do um gerçekleflene kadar ölüm cezas n n infaz ertelenmekteydi. Ancak do- umdan ne kadar süre sonra infaz n gerçekleflece i konusunda bir düzenleme bulunmamaktad r (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.288). B ZANSTA KÖLEL K KURUMU Bizans ta egemen din olarak kendini kabul ettiren H ristiyanl n felsefesine ve insana olan yaklafl m na ters düflse de, kölelik kurumu imparatorlu un tarihi boyunca varl n sürdürdü. Roma dan Bizans a geçifl sürecinde kölelerin hukuki durumunda da iyileflmeler görüldü. Eski Yunan, Helenistik dönem ve Roma imparatorlu u dönemlerine nazaran kölelere karfl daha l ml bir yaklafl m benimsendi. ustinianos un ve onu izleyen imparatorlar n emirnameleriyle kölelik kurumu daha insani bir nitelik kazanm fl olmakla birlikte hukuki aç dan bak ld nda köleler al m sat ma konu olmaktan kurtulamad lar. ustinianos, kölelerin durumunu iyilefltirmeye yönelik tedbirler ald ve flartl olarak özgürlüklerini kazanmalar n n yolunu açarak özgür kalan kölelere hemen vatandafll k verilmesini buyurdu (Mihopoulos, 2000). Köleler büyük ölçüde ev ifllerinde çal flmakta ve ço u kentlerde yaflamaktayd. mparatorluk nüfusunun ne kadar n n kölelerden olufltu u konusunda kesin bir bilgi yoktur. Kölelerin fiyat duruma göre farkl l k göstermekteydi. Savafllar sonucu köle giriflinin yo un oldu u dönemlerde köle fiyatlar düflerken, veba gibi yayg n ölümlere neden olan salg n hastal klar bafl gösterdi inde köle fiyatlar yükselmekteydi. Kölelerin fiyat ekonomik koflullar n yan s ra yafllar na, bir meslek sahibi olup olmamalar na ve cinsiyetlerine göre de farkl laflmaktayd. Örne in 6. yüzy lda 10 yafl n alt nda bir çocu un köle olarak de eri on parayd (nomisma). Herhangi bir mesleki becerisi olmayan yetiflkin bir kölenin de eri ise bunun iki kat yd. Bir kâtibin ise köle olarak de eri 50 paraya kadar yükselebiliyordu. Doktor ve e itimli baflka köleler 60 paran n üzerinde ediyordu (Mihopulos, 2000, s.135). Bizans ta da köleler efendilerinin bir mal olarak görülse de Roma dönemine k - yasla durumlar oldukça düzeldi. Çünkü evlenmelerine izin verilmekteydi ve özgürlüklerine kavuflmalar kolaylaflt r lm flt. Kölenin üretti i katma de er efendisine ait say l rd ve köle hayatta kalabilmek için gerekli olan n d fl nda hiçbir talep ileri Nomisma: Soliduslara verilen isimdir. Ço ulu: Nomismatad r. Solidus:, lk defa mparator I. Konstantinos taraf ndan 309 y l nda bast r lan ve Bizans mparatorlu u nda 10. yüzy l a kadar kullan lm fl olan alt n sikkenin ad d r. Bu sikke Roma mparatorlu u nun ana alt n paras olan aureus la yer de ifltirmifltir. Solidus ismi mparator Dioklitianos taraf ndan y llar aras nda bast r lan ve Konstantinos unkilerden farkl olan alt n sikke için de kullan lm flt r. Sikke teorik bir de erle 1/72 Roman pound u (yaklafl k 4.5 gram) ölçü al narak bas lm flt r.

178 170 Bizans Tarihi sürme hakk na sahip de ildi. Köle kad n n çocuklar da köle statüsündeydi. Kölenin hukuki durumundaki her türlü de ifliklik ancak efendisinin izniyle mümkün olabilmekteydi. Manast r mülkleri içinde bulunan çiftliklerde de çok say da köle çal flt r lmaktayd. 9. yüzy l bafllar nda yaflam fl olan Aziz Teodoros Studitis, manast rlar n köle bulundurmalar n yasaklam flt. 13. yüzy lda ise Selanik Piskoposu Efstatios denetimi alt nda bulunan çok say da köleyi vasiyetle özgür b rakm flt r. savros hanedan na ( ) mensup imparatorlar 8. ve 9. yüzy lda köleli i azaltmak ve feodal düzenin önemli bir unsuru olan toprakla birlikte al n p sat lan kölelere (serfler- dulopariki) dayanan serflik sistemini ortadan kald rmaya çal flt - larsa da tepkiler nedeniyle bunda baflar l olamad lar (Mihopulos, 2000, s.136). Toprakla birlikte al n p sat lan kölelere (dulopariki) yani serflere k saca de inmek gerekirse, duloparikos teriminin 10., 11. ve 12. yüzy llara ait çok s n rl say da Bizans metninde geçti i görülmektedir (Oikonomidis, 1983, s.295). Bu metinlerde dulopariki (douloparoikoi) ve pariki (paroikoi) ayr m yap lmaktad r. Duloparikos kendine ait olmayan bir topra a ba l ve onu ifllemekle yükümlü olan ve topra n sat fl durumunda onunla devredilen özgür olmayan kiflidir. Bu s fat babadan o la geçmektedir. Duloparikos ve ailesi ürettikleri ürünün bir bölümünü efendilerine karfl l ks z vermek ve kendilerinden istendi inde baflka flahsi hizmetler de sunmakla yükümlüydüler. Parikos ise kendine ait olmayan topra kiralamak suretiyle iflleyen (yar ) özgür çiftçidir. Ancak zamanla duluparikos teriminde köle anlam na gelen dulos sözcü ü unutuldu ve bu kiflilerin topra a ba l çiftçi yani parikos özeli i vurgulan r oldu (Oikonomidis, 1983, s.300). Kaynaklarda 11. yüzy la kadar tar m ifllerinde kölelerin kullan lmas uygulamas ndan söz edilmektedir (Oikonomidis, 1983, s.298). S radan köleler toprak sahibi efendilerinin evinde ya da ona veya kâhyas na yak n bir yerde ikamet etmekte ve onun her türlü buyru unu ve iste ini yerine getirmekle yükümlüydüler. Köleler efendilerinin hayvanlar n kullanarak onun topraklar n ifllemekteydiler. Toprak sahipleri kölelerini genellikle diatiki (bugünkü dilde vasiyetname) denilen belgelerle özgür b rakmakta ve apelefteros ad n alan özgürlü ünü kazanm fl bu kölelere bir toprak parças da tahsis etmekteydiler. Fakat özgür k lma bazen (örne in çocuklar n papaz yapma, ya da onlar özgür b rakan efendilerinin mirasç lar için ücret karfl l nda çal flmaya devam etmek gibi) belli yükümlülüklerin yerine getirilmesi flart na da ba lanabiliyordu. Böylece özgürleflen köleler vatandafl s fat n kazanmakla birlikte efendilerinin son arzular n yerine getirmek zorundayd lar. Özgürlü ünü kazanm fl kölelerin çocuklar ise yasa gere i hiçbir k s tlama olmaks z n özgür vatandafllard (Oikonomidis, 1983, s.299). Yasa koyucu duloparikoslar köle ya da özgürlü ünü kazanm fl köleler olarak gördü ünden Bizans kanunnamelerinde ve edebi nitelikli kaynaklarda bu terime pek rastlanmaz. Bu nedenle 9. yüzy la ait kaynaklarda onlardan neredeyse hiç söz edilmezken, 10. yüzy l kaynaklar nda k smen ve daha çok 11. yüzy l kaynaklar nda onlardan bahsedilir. Ancak bu tarihte de bu kurum eski niteli ini art k kaybetmifltir. Topra a ba l kölelik olan duloparikia kurumu, Bizans ta yayg nl k kazanmam flt r. 10 ila 11. yüzy llarda yaflanan ekonomik geliflmeler toprak sahibi mufahazakar baz manast rlar d fl nda bu kurumu, Bat da oldu u gibi Bizans ta da ortadan kald rm flt r. Topra a ba l köleler ve özellikle de onlar n çocuklar k sa süre içinde (yar ) özgür köylüler içinde kaynaflm fllar ve parikoslara yani topra kiralayarak iflleyen çiftçilere dönüflmüfllerdir. (Oikonomidis, 1983, s.300, 302).

179 7. Ünite - Bizans Hukuku 171 Topra a ba l köleler d fl nda genel bir de erlendirme yap lacak olursa tarihi süreç içinde, imparatorlu a köle giriflinin en önemli kaynaklar ndan biri olan fetih savafllar n n ilerleyen dönemlerde azalmas sonucu köle say s nda önemli düflüfl yafland. Ancak Bizans ta kölelik hiçbir zaman ortadan kalkmad. 12. yüzy lda bile yoksulluk ve çaresizlik yüzünden özgür insanlar köle olarak varl kl kiflilere s nmaktayd lar. Ancak imparator I. Manuil in ( ) yasaklamas sonucu bu durumun önüne geçilebilmifltir (Mihopulos, 2000 s. 135). Bizans hukukunda kölelik kurumu mevcut mudur? Aç klay n z. 6 SIRA S ZDE

180 172 Bizans Tarihi Özet A MAÇ 1 A MAÇ 2 Bizans hukukunun ortaya ç k fl n ve kaynaklar n aç klayabilmek. Bizans hukuku, Roma hukukunun devam ve Ortaça boyunca koruyucusu olmakla kalmam fl uygulay c s da olmufltur. 4. yüzy lda kabul edilen Hristiyanl k, Roma hukukunun Bizans hukukuna evrilmesinde etkili olmufltur. Bizans hukukunun kaynaklar n 5. yüzy ldan 15. yüzy la kadar alt temel hukuk derlemesinde görebiliriz. Bunlar; 1)Codex Theodosianus olarak bilinen Teodosios Kanunnameleri ( ), 2) Codex Justinianus olarak adland r lan ustinianos Kanunnameleri ( ), 3) III. Leon(717741), döneminde ç kar lan Eklogi 4) I. Vasil (867886) zaman nda ç kar lan Epanagogi,5) VI. Leon(886912), zaman nda ç kar lan Vasilika 6) Konstantinos Armenopulos taraf ndan 1354 y - l nda yaz lan ve alt kitaptan olufltu u için Eksavivlos ad n alan ve 1946 y l na kadar Yunanistan da da uygulanm fl olan Yasalar Elkitab (Proheiron Nomon) d r. Bizans hukukunun kaynaklar n dönemlere göre aç klayabilmek. 527 y l nda ustinianos dönemine gelinceye kadar Bizans Devleti ndeki en köklü hukuk uygulamas 438 y l nda imparator II. Teodosios zaman nda gerçeklefltirilmifltir. Codex Theodosianus denilen çal flmayla Roma döneminde 76 y - l ndan 306 y l na kadar uygulanm fl olan kanunlar bir külliyat halinde toplanm flt r. ustinianos döneminde ise y llar aras nda Corpus Iuris Civilis adl medeni hukuk derlemesi Latince ana metin ve Yunanca özetleriyle birlikte oluflturulmufltur. III. Leon döneminde seçkiler manas nda Eklogi ad ile k sa ve herkesin anlayabilece i net ifadelerle Yunanca olarak yeni bir yasalar serisi haz rlanm flt r. 9. yüzy l n ikinci yar - s nda I. Vasil döneminde kilisenin etkisinin de görüldü ü Epanagogi adl yasalar ç kar lm flt r. VI. Leon döneminde de 60 kitaptan oluflan Vasilika Kanunnameleri oluflturulmufltur y l nda da Yasalar Elkitab adl 6 kitaptan oluflan medeni hukuk ve ceza hukukuna ait yasa metinleri s n fland r lm flt r. A MAÇ 3 A MAÇ 4 Bizans hukuk sisteminde aile kurumunu tart flabilmek Medeni hukukun içinde de erlendirilen aile hukukunda Bizans döneminde kilise etkili olmak istemifltir. Evlenecek çiftlerin kendi r zalar ile bu ifle giriflmeleri halinde k zlar n 12 erkeklerin 14 yafl n doldurmufl olmalar gerekirdi. Kan ba yla ve evlenme sonucu akraba olanlar birbirleriyle evlenemezlerdi. 11. yüzy ldan sonra evlilik için dini nikâh zorunlu hale getirilmifltir. Evlili in sona ermesi yani boflanman n gerçekleflmesi için ölüm ve kaybolma flart aranm yordu. Tek tarafl iradeyle boflanmaya k s tlamalar getirilmifltir. Kilise birinci evlili e s cak bakarken ikinci defa evlili e tahammül gösteriyor, üçüncü evlili i flarta ba l yor, dördüncü kez evlili i ise kesin olarak yasakl yordu. Bizans hukukunda suç ve ceza türlerini aç klayabilmek Suçun önlenmesi ve suçlular n cezaland r lmas konusunda Bizans döneminde de ceza sistemi uygulanm flt r. Buradaki amaç suçluyu ar nd rma, iyilefltirme ve korkutma olarak say lm flt r. Bizans döneminde ifllenen suçun türüne göre cezalar verilmektedir. Örne in flehirde kas tl olarak ç kar lan yang n ve ölümle sonuçlanan soygun suçlar nda ölüm cezas uygulanm flt r. Mala yönelik suçlarda ve bir suç aletinin kullan lmas neticesinde ölümle sonuçlanan yaralanmalarda uzuv kesme cezalar uygulanm flt r. Ayr ca vatana h yanet gibi suçlarda k rbaçlama ve saç kesme gibi afla lay c cezalar da uygulanm flt r. Adam öldürme gibi suçlarda sürgün cezas, servetin müsaderesi gibi cezalar tatbik edilmifltir. Hapis cezas yarg lama süresi devam ederken uygulanm fl ve sürekli bir ceza olarak görülmemifltir. Ordu mensuplar n n iflledi i suçlara yönelik yapt r mlar askeri cezalar kapsam nda de erlendirilmifltir.

181 7. Ünite - Bizans Hukuku 173 Kendimizi S nayal m 1. Afla dakilerden hangisi Roma Hukukunun dönemlerinden biri de ildir? a. Eski Hukuk Dönemi b. Yeni Hukuk Dönemi c. Klasik Hukuk Dönemi d. Klasik Sonras Hukuk Dönemi e. ustinianos Dönemi 2. Corpus Iuris Civilis olarak da bilinen Medeni Hukuk Derlemesi için afla daki ifadelerden hangisi söylenebilir? a. Kilise hukuku ile ilgili düzenlemeler içermekteydi. b. mparatorlu un resmi dili olmas ndan dolay Yunanca yaz lm flt. c. Bizzat ustinianos taraf ndan haz rlanm fl bir yasa derlemesidir. d. nstitutiones, Codex, Digesta ve Novellae (Neares) olmak üzere dört bölümden oluflur. e. Roma imparatorlar n n emirnamelerinden oluflan bir derlemedir. 3. Eklogi ad n tafl yan kanunname hangi imparator döneminde ç kar lm flt r? a. III. Leon b. II. Teodosios c. ustinianos d. VI. Leon e. II. Vasil 4. Afla dakilerden hangisi Bizans hukukunda evlili in flartlar ndan biri de ildir? a. Evlenme yafl n doldurmufl olmak b. Evlenecek flah slar n r zas c. Yafllar küçükse aile reisi olan baban n r zas d. Yasa ile öngörülmüfl olan flekli kurallar yerine getirmek e. Daha önce baflka bir evlilik yapmam fl olmak 5. Sürgün cezas ile ilgili afla daki ifadelerden hangisi yanl flt r? a. Bizans hukuk metinlerinde çok s k rastlanan bir cezad r. b. Sürgüne gönderilen yerde ayr ca zorunlu çal flma yükümlülü ü içermiyordu. c. Roma da relegatio ve deportatio olmak üzere iki tür sürgün cezas vard. d. Eklogi Kanunnamesiyle sürgün cezas konusunda yarg ca s n rs z takdir yetkisi verildi. e. ustinianos Derlemesi s ras nda iki tür sürgün cezas mevcuttu. 6. Katolikoi Krites ton Romaion ad alt nda kurulan yüksek mahkeme ile ilgili afla daki ifadelerden hangisi do rudur? a. Erken Bizans döneminde ustinianos taraf ndan kurulmufltur. b. mparatorlu un baflkent d fl ndaki topraklar nda adalet da tan yarg organ d r. c. mparatoru yarg lamaya yetkili tek yüksek mahkemeydi. d. Geç Bizans döneminde III. Andronikos taraf ndan kurulmufltur. e. Ceza hukuku alan nda yarg lama yapan bir yüksek mahkemeydi. 7. fiehirlerdeki lonca ve meslek gruplar n n çal flma kurallar n belirleyen kanun afla dakilerden hangisidir? a. Eparhikon Vivlion b. Eklogi c. Corpus Iuris Civilis d. Vasilika e. Epanogogi 8. Afla dakilerden hangisi Bizans hukukunda boflanman n flartlar ndan biri de ildir? a. Zinadan mahkûmiyet b. Efllerden birinin can na kastedilmesi c. Kad n n manevi flahsiyetinin rencide edilmesi d. Erke in iktidars zl e. Efllerden birinin cinayet suçuna kar flmas 9. Bizans ta kölelik kurumu ile ilgili afla daki ifadelerden hangisi yanl flt r? a. mparatorlu un erken dönemlerinden geç dönemlerine kadar var olmufltur. b. 13. yüzy ldan sonra yayg nlaflm flt r. c. Kölelerin üretti i katma de er efendisine ait say lm flt r. d. Daha çok flehirlerde ev ifllerinde, manast rlarda, çiftliklerde çal flm fllard r. e. Köle kad n n çocuklar da köle statüsündeydi. 10. Afla dakilerden hangisi Yunanistan kurulduktan sonra da kullan lan Bizans yasas d r? a. Institutiones b. Eklogi c. Eksavivlos d. Novellae ya da Neares e. Codex

182 174 Bizans Tarihi Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar 1. b Yan t n z yanl fl ise, Roma Hukukundan Bizans Hukukuna Geçifl bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 2. d Yan t n z yanl fl ise, ustinianos Dönemi ve Medeni Hukuk Derlemesi bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 3. a Yan t n z yanl fl ise, ustinianos un Varislerinden Makedon Hanedan na Kadar Geçen Dönem de Hukuk Uygulamalar konusunu yeniden gözden geçiriniz. 4. e Yan t n z yanl fl ise, Bizans Hukuk Sisteminde Aile Kurumu bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 5. d Yan t n z yanl fl ise, Sürgün konusunu yeniden gözden geçiriniz. 6. d Yan t n z yanl fl ise, Y llar Aras ndaki Dönemde Hukuk Uygulamalar konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. a Yan t n z yanl fl ise, Makedon Hanedan ndan, IV. Haçl Seferine Kadar Olan Dönemde Hukuk Uygulamalar konusunu yeniden gözden geçiriniz. 8. d Yan t n z yanl fl ise, Bizans Hukuk Sisteminde Aile Kurumu bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 9. b Yan t n z yanl fl ise, Bizans ta Kölelik Kurumu konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. b Yan t n z yanl fl ise, Y llar Aras ndaki Dönemde Hukuk Uygulamalar konusunu yeniden gözden geçiriniz. S ra Sizde Yan t Anahtar S ra Sizde 1 Roma hukukunun dönemleri befl e ayr l r. Bunlar 1) Eski Hukuk Dönemi (MÖ. 753 MÖ. 150); 2) Klasik öncesi Hukuk Dönemi (MÖ. 150 MÖ. 27); 3) Klasik Hukuk Dönemi (MÖ. 27 MS. 250); 4) Klasik Sonras Hukuk Dönemi (MS. 250 MS. 527); 5) ustinianos Dönemidir (MS. 527 MS. 565). Son dönem Roma döneminin bir parças olarak alg lan rken baz hukukçular taraf ndan ise erken Bizans dönemi olarak da de erlendirilir. S ra Sizde 2 mparatorun beyannameleri olan ve genel nitelikli yasalar olarak kabul edilen edicta lar (bildirgeler) yap sal olarak dört ana bölümden oluflur. Bunlar önsözünün ifade edildi i praefatio, öykülemenin gerçeklefltirildi i narratio, yasan n gerekçesinin aç kland dispositio ve epilogus olarak adland r lan sonsöz bölümleridir. S ra Sizde 3 Medeni Hukuk Derlemesi olarak bilinen Corpus Iuris Civilis un, I. ustinianos dönemindeki derlemesinin dili Latince. Ancak derlemenin çok büyük hacimde olmas ve Yunancan n bu dönemde daha yayg n bir dil halini almas nedeniyle Yunanca özetleri yap lm fl ve k sa sürede uygulamada da bu Yunanca özetler kullan lmaya bafllanm flt r. S ra Sizde 4 Bizans hukukuna göre evlenmeye karar veren çiftlerden k zlar n en az 12 erkeklerin ise 14 yafl n doldurmufl olmas flart aran yordu. Çiftlerin evlenme r zalar da gerekiyordu. Evlenecek kifli evlenme yafl n n alt nda ise baban n r zas gerekiyordu. Ayr ca yasayla ön görülmüfl olan flekli kurallar n yerine getirilmesi de flartt. S ra Sizde 5 Bizans hukukunda ifllenen suç türüne göre ölüm cezas, kölelefltirme gibi a r cezalar n yan s ra uzuv kesme, k rbaçlama, saç kesme gibi bedensel cezalar da görülüyordu. Ayr ca sürgün, hürriyeti ba lay c cezalar, mala yönelik cezalar ve askeri s n f için askeri cezalar da Bizans hukuku içinde yer al yordu. S ra Sizde 6 Hristiyanl k dininin köleli e s cak bakmamas na ra men Roma dan devrald hukuk gelene i ile Bizans yasalar nda kölelik kurumu varl n 4. yüzy ldan 12. yüzy l n sonuna kadar korumufltur.

183 7. Ünite - Bizans Hukuku 175 Yararlan lan Kaynaklar Bask c, M. M., (2009). Bizans Döneminde Anadolu, ktisadi ve Sosyal Yap ( ), Phoenix yay nevi, Ankara. Çelebican-Karadeniz, Ö. (1986). Roma Hukuku, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yay nlar, Ankara. Kolyas, T., (2001). Ta Stratiotika Englimata Kata tus Bizantinus Hronous Englima ke Timoria. s Mihopulos, S., (2000). Bizantio, Autokratores Kliros ke Ellinismos, Nea Thesis Yay nlar, Atina. Oikonomidis, N., (1983). Bizantini Dulopariki Byzantina Symmeikta 5, s Tahiro lu, B., Erdo mufl B., (2009). Roma Hukuku Dersleri, Der Yay nlar, stanbul. Troianos, S., Velisaropoulou Karakosta, (2002). storia Dikeu, Sakkula Yay nlar, Atina Komotini. Troianos, S. (1999). Piges tu Bizantinu Dikeu, Sakkula Yay nlar, Atina Komotini. Troianos, S. (1996). Kefalea Bizantinu Piniku Dikeu, Sakkula Yay nlar, AtinaKomotini.

184 8B ZANS TAR H Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Bizans Devleti nin siyasi kurumlar n aç klayabilecek; Bizans Devleti nin merkezi yönetim teflkilat n aç klayabilecek; Bizans Devleti nin taflra teflkilat n tart flabilecek; Bizans e itim sistemini aç klayabileceksiniz. Anahtar Kavramlar mparator un Maiyeti Saray Görevlileri ve Unvanlar Senato Dimoslar (Örgütlü Toplumsal Gruplar) Kilise Merkezi Yönetim Adalet Teflkilat Mali Kurumlar Ordu Örgütlenmesi Taflra Teflkilat Manast rlar E itim Kurumlar çindekiler Bizans Tarihi Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi B ZANS S YAS KURUMLARI B ZANS MERKEZ YÖNET M TEfiK LATI B ZANS TAfiRA TEfiK LATI VE K L SE B ZANS E T M S STEM

185 Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi B ZANS S YAS KURUMLARI mparator- mparatorun Maiyeti- Saray Görevlilerinin Unvanlar Bizans Devletinde yönetim yap s n n temel tafl n imparator oluflturmaktad r. Geçerli olan anlay fla göre her türlü iktidar gücünün oda nda imparator bulunmakta ve devlet mekanizmas n n tümünü mutlak denetimi alt nda tutmaktad r. mparatorlar erken dönemlerden bafllayarak de iflik unvanlar tafl m fllard r. Bunlar aras nda en çok bilinen unvanlar augustus ve caesar=sezar/kayzerdir. Heraklios tan ( ) itibaren kral sözcü ünün eski Yunancadaki karfl l olan vasilios unvan da Bizans imparatorlar taraf ndan kullan lm flt r. mparatorun karfl l olarak aftokrator unvan ortak imparator durumunda yaflça büyük olana verilen bir s fat olarak kullan lm flt r. Sezar sözcü ü de imparatorluk hanedan ndan olanlara verilen bir fleref unvan olarak Bizans devletinin sonuna kadar varl n korumufltur. Konstantinos döneminden bafllayarak son döneme kadar imparatorlar, despot unvan n da di er imparatorluk s fatlar n n yan s ra kullanm fllard r (Bask c, 2001, s.249). Efendi manas ndaki despot unvan geç Bizans döneminde stanbul un d fl nda Selanik, Mora gibi Bizans topraklar na yönetici olarak gönderilen imparatorun çocuklar için de kullan lm flt r. Bunun d fl nda babas imparator iken Bizans saray n n porfiro yani erguvani renkli harem odas nda do an imparatorun erkek çocuklar için porfirogenitos (erguvani odada do an) unvan da kullan lm flt r. Bizans imparatorlu unda unvanlar konusunda daha sonraki yüzy llarda yo un bir yozlaflma yaflanm flt r. Unvanlar n içleri boflalt larak sadece s fattan ibaret hale gelmifltir. 11. yüzy lda da efl manal yeni unvanlar görülmeye bafllanm flt r. Örne in Augustus yerine Sebastos ve Sebastokrator unvanlar imparator I. Aleksios Komninos ( ) taraf ndan kardefllerine verilmifltir. Bu unvanlar 1061 y l nda S rp çar Stefan Nemaniç taraf ndan kullan ld gibi Bulgar asil ailelerinden Kaloyanlar taraf ndan da kullan lm flt r. Erken Bizans döneminde imparatorluk taht n n bofl kalmas halinde, yeni imparator seçimle belirlenmekteydi. mparatorun seçiminde 450 y l na kadar ordu söz hakk na sahipken y llar aras nda senato belirleyici oldu. Daha sonra büyük toprak sahipleri de imparatorluk seçiminde söz hakk na sahip oldular (Bask - c, 2001, s.245). 7. yüzy ldan itibaren imparatorluk taht n n babadan o la geçmesi usulü benimsendi. Bu usül hiçbir zaman yasa ile düzenlenmedi (Troianos, - Velis- Augustus: Devleti yöneten hanedan içinde en k demli olan imparatorun kulland unvand. Augustus unvan Dioklitianos döneminde ( ) idari olarak dörtlü yönetime geçildi inde Sezar dan daha k demli olan imparator için kullan lm flt r) Caesar=sezar/kayzer: Dioklitianos ( ) döneminde Roma imparatorlu u idari aç dan dörde ayr l nca k demli imparator için Augustus, ikincil ya da Augustus un yard mc s genç hükümdarlar için Sezar unvan kullan lm flt r. Bizans döneminde Sezar unvan daha çok imparatorun o ullar na aitti ve istisnai durumlarda baflkalar na da veriliyordu. Sezar unvan verilirken haçs z bir taç da hediye ediliyordu. Latince Caesar olarak yaz lan bu kelime de iflik dillerde Sezar ya da Kayzer fleklinde telaffuz edilmifltir.)

186 178 Bizans Tarihi saropoulou, 2002 s. 232). Ancak uygulamada imparatorun büyük o lunun babas - n n ard ndan tahta geçmesi uygulamas yerleflmifltir. Erkek evlad n olmamas durumunda taht varisi olarak torun ya da ye en imparator taraf ndan halef olarak belirlenebiliyordu. Halefin belirlenmesinin ard ndan bu kifli de taç giyiyordu ve ortak imparator olarak ilan ediliyordu (Talbot Rice, 2002, s. 33). Bu flekilde ortak imparatorluk manas nda simvasilia olarak adland r lan yönetim biçimi ortaya ç kt. Böylece önceleri seçimli bir monarfli varken hanedan n sürdürülmesinin temini amac yla ortak imparator belirlenmesi usulünün 10. yüzy ldan itibaren tam olarak yerleflmesi ve sürekli bir nitelik kazanmas yla imparatorluk makam kal tsal hale geldi (Bask c, 2001, s. 236, Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s. 233). mparatorun belirlenmesinin ard ndan, kimin imparator oldu u ilan ediliyor ve taç giyme töreni yap l yordu. mparator ilan edilme hadisesi imparatorluk yetkilerinin kullan lmas için hukuki bir flartt. Taç giyme olay ise bunu izleyen bir törendi. 602 y l na kadar taç giyme töreni halka aç k bir alanda yap l rd. Taç giyme töreni dini bir ritüele dönüfltükten sonra imparator seçilen kifli I. Leon dan ( ) itibaren imparatorluk tac n, Bizans kilisesinin en yüksek dini otoritesi konumunda olan stanbul Patri inin elinden giymeye bafllad. Taç giyme törenlerinin 7. yüzy ldan itibaren Aya Sofya kilisesinde yap lmas gelenekselleflti. Taç giyme töreninde senato, ordu ve halk temsilcileri de yer al yordu. Tören s ras nda imparatorlar n (7. yüzy ldaki tasvir k r c l ktan sonra) inançlar n aç klayan bir belge imzalamalar gelene i zorunlu hale geldi. Taç giyme töreni s ras nda imparatorun kiliseye baz teminatlar vermesi de gelenek halini ald (Bask c, 2001, s.246). Herhangi bir yaz l belgeyle belirlenmifl olmad ndan imparatorun yetkileri mutlakt. Her fley imparatorun iradesine ba l yd. mparator ordunun baflkomutan olup savafl ya da bar fla karar vermeye yetkili tek kifliydi. Tek kanun koyucu ve en yüksek yarg çt. Yasalarla ilgili olarak yapt yorumlar da nihai nitelikteydi. mparatorluk kurumlar ndaki resmi görevlileri atamak, görevden almak, görev alanlar n ve devlet protokolündeki yerlerini tayin etmek imparatora aitti. Ayr ca yabanc elçileri kabul etmek, kilise konsil toplant lar na baflkanl k etmek, hangi vergilerin ne oranda tahsil edilece ine karar vermek imparatorun yetkileri aras ndayd. mparatorun yetkileriyle ilgili olarak kurumsal bir s n rlama yoktu. Ancak buna ra men imparatorun s n rs z gibi görünen otoritesini hukuken olmasa da fiiliyatta s n rland ran baz kurumlar mevcuttu (Bask c, 2001, s. 248). Bizans saray nda imparatorun kendisi ve ailesi ile yak n ifl iliflkisi içinde olan çok say da görevli bulunmaktayd. Bizans bürokrasisi içinde yer alan görevlilerin (memurlar n) ifl unvanlar ile fleref unvanlar n birbirinden ay rmak gerekir. Erken Bizans döneminde geçerli olan fleref unvanlar ndaki hiyerarfli yeni unvanlar ihdas edilmesine ra men Orta Bizans döneminde de yerini korumufltur. Ancak 7. yüzy l sonlar nda yaflanan kriz ( y llar aras nda yedi imparator de iflmifltir) aristokrasinin zay flamas na neden olmufl ve da t lan fleref unvanlar önemini yitirmifltir. Bu geliflmeye ba l olarak kiflilerin imparatorla olan flahsi iliflkileri çok önem kazanm flt r. Unvanlar bu iliflkiye ba l olarak imparatora yak nl k derecesine göre verilmeye bafllanm flt r. Bu unvanlar düzenlenen tören s ras nda unvan temsil eden bir hediyenin onurland r lan kifliye verilmesi suretiyle tevcih edildi inden hediye ile verilen onur anlam nda aksias dia vraveion ad n almaktayd. fieref unvan, onurland r lan kiflinin imparatora olan yak nl n n göstergesi niteli inde oldu- undan unvan sahibi görevlinin saray hiyerarflisindeki yerini de belirliyordu. Bu unvanlar ömür boyu geçerliydi. Ancak babadan o la geçmiyordu. 10 yüzy l n sonuna kadar bu fleref unvanlar n n en yüksek olanlar sadece imparatorun yak n akrabalar na veriliyordu ( storia tu Elliniku Etnus VIII.c., s.159).

187 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi Unvanlar ço u kez daha önceki önemini yitirmifl ve içi bofl bir unvana dönüflmüfl eski memuriyet adlar yd. 889 y l nda yay mlanan bir eserde sarayda verilecek ziyafetlerde memurlar n ve saray ileri gelenlerinin unvanlar s ralanmaktad r. Eserde on sekiz makam gösterilmektedir. Bu unvanlar aras ndaki s ralamada ilk s ray Sezar (Kayzer) Nobelisimos ve Kuropolatis almaktad r (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s ). Bu üç unvanla birlikte kad nlara verilen patrikia zosti unvan sadece hanedan mensuplar na veriliyordu. Sezar unvan hanedandan bir prense, kral naibine ya da tahta geçme ihtimali olan varislere mahsus bir unvand. Nobelisimos unvan sezar n alt nda yer al yordu. Bu unvan n bir iflareti olarak k rm z gömlek, kolsuz manto ve kemer ile hediye edilen Kuropalatis unvan, 6. yüzy lda saray muhaf z kumandan na aitken 9. yüzy lda fleref unvan olmufl ve önceleri sadece imparatorluk ailesine mahsus bir unvanken 10. yüzy ldan itibaren Gürcistan krallar na da bu unvan verilmeye bafllanm flt r. Patrikia zosti sadece kad nlara mahsus bir unvand. mparatoriçenin yak n arkadafllar na veriliyordu. Bu paye kemer manas na gelen Zosti nin hediye olarak tevcihinden sonra kullan l yordu. Bu unvan kullananlar aras nda imparatorun kay nvalidesi de yer al yordu (Herrin, 2010, s. 241). Hanedan mensuplar na verilen bu dört unvan takip eden unvanlar aras nda Magistros unvan 8. yüzy la kadar kullan lm flt r. Bu unvan Bizans a Magister Officiorum ad alt nda Roma imparatorlu undan geçmifltir. Bu göreve atanan kifliye makam n bir iflareti olarak beyaz alt n süslemeli gömlek, kolsuz manto ve kemer hediye edilmektedir. mparatorun baflta gelen bakan ve yak n çal flma arkadafl idi. 10. yüzy ldan sonra sadece bir fleref unvan olarak kalm flken 12. yüzy lda Protomagistros ad ile imparatora yak nl gösteren içi bofl bir unvan olarak kullan lm flt r (Haldon, 2007, s ). Magistor unvan n takip eden alt nc makam ise eski Roma unvan olan prokonsül ün yerine eyaletlerin valisi manas nda Antipatos unvan d r. Bu göreve atanan kifliye erguvani renkli tablet hediye edilirdi. Tema sisteminin oluflturulmas ndan 9. yüzy la kadar varl n korumufltur. 11. yüzy ldan sonra protantipatos ad n alarak 12. yüzy lda kullan lmaz olmufltur. Bu makam izleyen Patrikios unvan yedinci s - radayd. I. Konstantinos taraf ndan bir fleref unvan olarak verilmeye bafllanm flt r. Bu makama atanan kifliye makam n önemini belirten fildifli yazmal tablet hediye edilirdi. Bafllang çta yüksek rütbeli memurlara, had mlara ve yabanc devlet adamlar na verilen bu unvan 8. ve 10. yüzy llar aras nda önemli valilere ve generallere tevcih edilmifl ve 12. yüzy ldan sonra ortadan kalkm flt r (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 1600). Erken dönemde senato üyelerine verilen sekizinci s radaki Protospatarios unvan, 10. yüzy la kadar temalardaki görev yapan generallere de tevcih edilmifltir. Bu göreve atanan kifliye mücevherli alt n bilezik hediye edilirdi. Sarayda 10. yüzy lda bu unvan kullanan sakall lar ve had mlar adl iki gruba rastlan r. Protospatarios sarayda verilen ziyafetlerin idaresi ve davetlilerin karfl lanmas ndan sorumluydu. Dokuzuncu s radaki Disipatos unvan ise 9. yüzy ldan itibaren kullan - l r. 11. yüzy lda hâkimlere verilen bir unvan olarak karfl m za ç kar. Göreve atanan kifliye imparatorluk diplomas lay k görülürdü. Onuncu s radaki Spatarokandidatos unvan k l ç tafl y c s manas ndaki Spatarios unvan ile beyaz üniforma giymifl saray muhaf z te men rütbelerinin birleflmesinden oluflur. 9. yüzy ldan sonra görülmeye bafllar. Görevinin bir iflareti olarak makama atanan kifliye alt n bir zincir hediye edilirdi. Saray teflkilat n n d fl nda noter ve küçük dereceli yarg çlar için de kullan lm flt r ten sonra kullan lmaz olmufltur. On birinci s radaki k l ç tafl y Nobelisimos: Daha çok imparator çocuklar n n kulland bir unvand r. Derece olarak sezar dan düflük kuropalatis ten büyüktür. Kaynaklarda yeflil ve k rm z renkte pelerin giydikleri ve taç takt klar bildirilen nobelisimoslar n imparator çocuklar olmalar d fl nda ne ifl yapt klar söylenmemektedir. Ancak 11. yüzy ldan sonra nobelisimos unvan yüksek derecedeki generaller için kullan lm flt r. I. Aleksios Komninos imparator olmadan önce nobelisimos unvan n kullan yordu. Kuropolatis: Kelime manas saray ifllerinden sorumlu kifli demektir.

188 180 Bizans Tarihi c s manas na gelen Spatarios unvan daha çok saray muhaf zlar na verilirdi. Spatarios makam na atanan kifliye alt n sapl bir k l ç hediye edilirdi. On ikinci s radaki beyaz manas na gelen Kandidatos unvan beyaz uniforma giyen ve imparatorluk muhaf zl yapan birimin üyeleri için kullan lm flt r. 350 den sonra bir unvan olarak kullan lmaya bafllam flt r. Bu göreve atan rken makam n belirten alt n bir zincir hediye edilirdi. I. ustinianos kariyerine kandidatos unvan yla bafllam flt r. Hem sivil hem de askeri bir unvan olan te men rütbesiyle ilgili olarak kullan lm fl olan kandidatos unvan 11. yüzy ldan sonra kaybolmufltur. On üçüncü s radaki ipatos, konsül kelimesinin Yunanca karfl l d r. 6. yüzy ldan sonra fleref unvan olarak kullan lm flt r. patos görevine atanan kifliye bir diploma hediye edilirdi. Ço u zaman bürokrat ve maliye memurlar için kullan lm fl olsa da zaman zaman askerler için de kullan lm flt r y l ndan sonra bu unvan kaybolmufltur. Strator, imparatorluk saray nda ve eyalet yönetiminde kullan lan fleref unvanlar ndand r ve 9. yüzy l n sonunda saray görevlileri aras nda on dördüncü s ray almaktad r. Bu göreve atanman n bir alameti olarak görev verilen kifliye alt n mücevherli k rbaç verilirdi. Ah rlar n ve atlar n bak m ndan sorumlu olan demektir. Strator daha çok saraydaki mirahor için kullan lm fl bir unvan olarak dikkat çekmektedir. On beflinci s rada k rm z bir asa tevcih edildikten sonra atanan Mandator vard r. Özel misyonlar için daha çok imparatorun özel ula ve elçisi olarak görevlendirilen memur manas na gelen mandator unvan hem sivil görevliler hem de yüksek askeri bir unvan olarak kullan lm flt r. lk defa 9. yüzy lda kullan lm flt r. Daha sonra bu unvan yerini çavufl rütbesine b rakm flt r. On alt nc s radaki vestitor unvan, imparatorun gard robundan sorumlu olan memurlar için kullan lm flt r. Göreve atan rken bir brofl hediye edilirdi. On yedinci s rada silentiarios makam vard r. Bu göreve alt n bir asa hediye edilerek atan rd. Saray n düzeninden ve sessizli inden sorumlu olan kifliydi. Ayr ca saray n onar m ndan ve ar zalar n n bak m ndan da sorumluydu. Sonuncu makam bir diploma hediye edilerek verilen stratilatistir (Bury, 1911, s. 22) Bu unvan do u ve bat ordular n n komutan olarak kullan lm flt r. Ayr ca seçkin sahra ordu birimi olan tagman n komutanlar için de bu unvan kullan lm flt r. (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 623) mparatorun Yetkilerini S n rland ran Kurumlar mparatorun yetkilerine yukar da de inilirken bunlar n s n rs z oldu undan söz edildi. Bizans devletinde yönetimin, teorik olarak bak ld nda mutlak bir monarfli olmas, imparatorun iradesinin her konuda tek düzenleyici otorite olmas sonucunu do urmaktayd. Ancak hukuken s n rs z görünen bu iradeyi s n rland ran unsurlar n bafl nda adalet ve insan sevgisi kavramlar gelmekteydi. Çünkü yerleflik olan anlay fla göre imparator adildi ve inayet sahibiydi. mparator kanunnamelerin girifl bölümlerinde adalet kavram na özenle vurgu yaparak kendini bir flekilde ba lamaktayd. Halk da bunu her f rsatta kendine hat rlat yordu. Halk imparatora karfl olan sevgisini veya flikâyetlerini, taç giyme törenleri s ras nda, zaferle sonuçlanan savafllardan dönüflünde, hipodromda halka aç k etkinliklere kat ld nda, dini bayram günlerinde baflkentin kiliselerine ayine kat lmak için gitti i esnada dile getiriyordu. Halk n tutumu, imparatorun s n rs z iradesini belli ölçüde s n rland ran manevi bir bask unsuru olarak de erlendirilebilir. Bunun d fl nda, (erken ve orta Bizans döneminde etkili olan) senato ve dimos lar (dimos=halk, günümüzde belediye) olarak adland r lan ve o tarihte at yar fllar düzenleyen spor cemiyetleri ile Bizans imparatorlu unun tarihi boyunca kurumsal olarak mevcut olan kilise ve ordu imparatorun gücünü fiilen s n rland ran kurumsal faktörler olarak karfl m za ç kmaktad r ( storia tu Elliniku Etnus, VII.c., s.260).

189 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi 181 Senato Senato, Roma daki yap s na uygun olarak Konstantinos taraf ndan yeni baflkent stanbul da da oluflturuldu. lk bafllarda sembolik bir nitelik tafl yan senato zaman içinde imparatorlar n bahfletti i yetkilerle güçlendi. Senato, 5. yüzy l ortalar nda devletin iflleyiflinde önemli bir unsur oldu. MS. 450 y l ndan bafllayarak senato, boflalan tahta yeni imparator seçiminde yetkiliydi. Vatana ihanet suçu olarak kabul edilen taht zorla ele geçirmeye yönelik suçlarda yarg lama makam olarak görev yapmaktayd. ustinianos döneminde senato, merkeziyetçi yönetim anlay fl n n bir gere i olarak önemini yitirdi. Ancak izleyen dönemde senato yeniden güç kazand. 7. yüzy l sonlar nda askeri unsurun, iktidar denkleminde güçlenmesine paralel olarak, kilisenin sivil yönetimle ilgili konulara artan bir ivmeyle müdahil olmas sonucunda senato yetkilerinin büyük bir k sm n kaybetti. Ancak siyaset sahnesinden tamamen kaybolmad. mparator VI. Leon 9. yüzy l sonlar nda senatonun tüm yetkilerini kald rd ( storia tu Elliniku Etnous, VIII.c., s.156). mparatorluk kurumunun, sürekli bir tehdit olarak gördü ü aristokrasinin etkisini azaltma çabalar n n bir sonucu olarak 11. yüzy l ortalar nda halktan insanlara da senato üyesi olma imtiyaz tan n nca senato ifllevini yitirdi. Örgütlü Toplumsal Gruplar (Dimos lar) Geçmifli Roma ya dayanan dimoslar (lat.factio) ilk bafllarda hipodromda at yar fllar düzenlemek amac yla kurulmufl olan ve günümüzdeki spor kulüplerine benzeyen, üyeleri ve liderleri olan halk örgütlenmeleriydi. Amblemlerinin renklerine göre Maviler (Veneti), Yefliller (Prasini), Beyazlar (Lefki) ve K rm z lar (Kokkini) olmak üzere dört gruba ayr lmaktayd lar. Bu gruplardan ilk ikisi di erlerine göre çok daha etkiliydi. Veneti olarak adland r lan Mavilerin taraftarlar ya da üyeleri aristokrasiden, yeflillerin ise halktand. Erken Bizans döneminde, II. Teodosios ( ) zaman ndan ve Heraklios un tahta ç kt tarihe kadar (610), stanbul ve Antakya ile skenderiye gibi dönemin büyük yerleflimlerinde örgütlüydüler. Fanatik genifl halk y nlar n pefllerinden sürüklemeleri nedeniyle faal olduklar dönemde çok büyük bir siyasi güç elde ettiler. lk bafllarda spor faaliyetleri d fl nda bir etkinlik içinde yer almayan Dimoslar süreç içinde siyasette farkl çizgileri temsil eden bir tür siyasi partiye dönüfltüler. mparatorlar n göz ard edemeyece i bir güç elde ettiler ve bu yönleriyle imparatorun mutlak gücünü s n rland ran bir unsur oldular. Bu gruplar n tehlike an nda kent savunmas nda da görev ald klar görülmektedir. 447 y l ndaki depremde y k lan stanbul surunun tamir edilmesi iflinde her dimostan 8000 kiflinin görev ald bilinmektedir ( storia tu Elliniku Etnous, VII.c., s.262). Heraklios un imparatorlu u döneminde ( ) dimos lar siyasi güçlerini yitirmeye bafllad lar. Makedon hanedan döneminde dimoslar resmi bir siyasi ideolojiyi temsil eden organlar haline dönüfltü. Bunun üzerine dimarhos (günümüzde belediye baflkan demektir) olarak adland r lan baflkanlar n imparator atamaya bafllad (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s. 235). Kilise mparatorluk kurumunun mutlakiyetçi yap s n yumuflatan kurumlardan birisi de kiliseydi. Çok erken dönemden bafllayarak, imparatorun ç kard emirnamelerin de erlendirilmesinde bu yasal düzenlemelerin ilahi hukukla uyumlu olmas bir kriter olarak karfl m za ç kmaktad r. mparatorlar n icraatlar ve kamusal yaflam ilgilendirdi i ölçüde özel yaflant lar da s k s k kilisenin elefltirilerinden pay na düfleni alm flt r. H ristiyanl n resmi din olarak kabulü ile birlikte kilise devlet idaresinin

190 182 Bizans Tarihi önemli bir unsuru haline gelmifl ve ruhban s n f siyaset sahnesinde daha etkin bir flekilde yer almaya bafllam flt r. Kilise mevzuat mensuplar na sivil idarenin faaliyetleri içinde yer almay kesin bir flekilde yasaklasa da, Bizans ta bu yasa n ihlali istisna olaca yerde, her dereceden din adamlar n n siyasete yo un bir flekilde bulaflmas sonucu kural haline gelmifltir. Yafl küçük olan imparatorun velayetini Patrik in üstlendi i, önemli say labilecek sivil görevlere zaman zaman din görevlilerinin atand düflünülecek olursa, kilise nin Bizans ta siyasetin ve sivil idarenin pek de uza nda durmad anlafl l r. Kilise ile sivil idarenin yani imparatorluk kurumunun iliflkileri iniflli ç k fll bir seyir izlemifltir, öneminden dolay bu konu ayr bir bafll k alt nda ele al nacakt r (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s. 237). Ordu Ordu 5. yüzy l ortalar na kadar, yeni imparatoru seçme hakk na sahipti. Ordu, tahta geçecek kiflinin imparator (augustus) ilan edildi i tören s ras nda iktidar imparatora teslim ediyordu. Daha sonra imparatoru seçme yetkisinin senatoya geçmesi ve dimoslar n etkinli inin artmas yla, ordunun yönetimdeki a rl zay flad. Ordunun paral askerlerden oluflmas sonucu, imparatorlu un idaresinin yabanc kökenli ordu komutanlar n n eline geçece i endiflesi de imparatorluk içinde birbiriyle çat flan güç odaklar n senato etraf nda birlefltirdi. Bu geliflme ordunun yönetimdeki etkisini azaltan bir faktör oldu ( storia tu Elliniku Etnus, VII.c., s.265). Ordu orta Bizans döneminde yönetim alan ndaki eski etkinli ini yeniden elde etti. dari alanda yap lan yeni düzenlemeler sonucu imparatorluk tema olarak adland r lan genifl idari bölgelere bölündü. Bunun sonucu tema kumandan olan generaller genifl yetkilere sahip olarak büyük askeri ve siyasi güç kazand lar. Bu dönemde ordu paral askerlerden de il yerli halktan askere al nan kiflilerden oluflmaktayd. Ordunun etkinli inin artmas na ba l olarak orta Bizans döneminde, ordu saflar ndan gelen yetenekli pek çok general imparatorluk makam na kadar yükseldi. zleyen yeni düzenlemeler sonucu temalar n daha küçük bölgelere bölünmesinin ard ndan yerel komutanlar n imparator olma ihtimali de azald. 11. yüzy la gelindi inde temalarda yönetsel yetkiler sivil ve askeri idareciler aras nda paylaflt r ld. Kuzey ile do u s n rlar n n kal c hale gelmesinin halkta güvenlik konusundaki endifleleri ortadan kald rmas sonucunda, o güne kadar kamusal yaflam n önemli bir unsuru olagelmifl ordunun etkinli i büyük ölçüde azald (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s. 236). SIRA S ZDE 1 Bizans imparatorunun yetkileri nelerdir? Bu yetkileri s n rland ran kurumlar hangileridir? B ZANS MERKEZ YÖNET M TEfiK LATI Bizans imparatorlu unda devlet kurumlar oldukça kat bir merkeziyetçilik esas na göre örgütlenmiflti. Bu merkezi teflkilatlar n bafl nda günümüzdeki bakanlara tekabül eden, imparatorun mutlak güvenine sahip kifliler bulunmaktayd. stanbul un do u Roma mparatorlu unun baflkenti olmas n n ard ndan merkezi idareye ba l kurumlar n Roma da oldu u gibi burada da oluflturulmas ihtiyac do du. mparator Konstantinos ilk olarak stanbul u Trakya dari Bölgesinden ay rd ve stanbul eyaletini oluflturdu. stanbul eyaletinin yönetimini Roma döneminde prokonsül, Bizans ta antipatos denilen eyalet valisine (prokonsüle) verdi. Ayr ca stanbul da baflkentin idaresinden, flehre hububat n sa lanmas ndan ve loncalar ile esnaf n denetiminden sorumlu olan flehir eparhos u kadrosunu oluflturdu. Bu devlet memuru, Bizans tarihi boyunca baflkent hayat nda önemli rol oynad. Adalet hizmetleri,

191 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi 183 asayifl, flehrin iaflesinin temini onun görev alan na giren konular olup flehrin ticaret ve üretim dâhil, bütün ekonomik hayat onun denetimi alt ndayd. Daha sonra eparhos a yarg sal yetkiler de verildi ( storia tu Elliniku Etnus, VII.c., s.268; Bask - c, 2009, s.84). Konstantionos, merkezi idareyi takviye etmek amac yla, erken dönem Bizans tarihinde imparatorluk ailesinin d fl nda herhangi birinin gelebilece i en üst makam olan magister officiorum kadrosunu 320 y l nda oluflturdu. Bütün eyaletlerin (praefectura) yönetimi, devletin güvenlikle ilgili hizmetleri, imparatorun flahsi güvenli i, saray törenlerinin düzenlenmesi, yabanc elçi heyetlerinin kabulü, posta hizmetleri gibi ifller magister officiorum a ba l olarak çal flan kalabal k bir sivil memur grubu taraf ndan yürütülüyordu. Magister officiorum, görevinin önemi ve sorumluluklar n n çok olmas sebebiyle imparatorla her gün görüflüyordu. Böylece 4. yüzy ldan bafllayarak 6. yüzy la kadar merkezi idarenin en önemli üst düzey görevlisi oldu. Bu makamlar n d fl nda hukuk ifllerinden, kanunlar n ve emirnamelerin haz rlanmas ndan sorumlu questor sacri palatii denilen adalet bakanl oluflturuldu. Darphane ve madenlerin denetimi, nakdi vergilerin toplanmas ve devlet görevlilerinin ücretlerinin ödenmesinden sorumlu comes sacrarum largitiorum olarak adland r lan maliye bakanl meydana getirildi. mparatorun özel hazinesinden sorumlu comes rerum privatorum denilen bir makam da ihdas edildi. Bu makamlar n bafl ndaki kiflilerin bugünkü bakanlara denk düflen görevleri de vard. Sivil idarenin di er görevlileri aras nda, imparatorun arflivinden sorumlu protosekretis, imparatorun özel ve gizli mektuplar n yazan ve mistikos olarak adland r lan özel kalemi, posta hizmetleri ve yabanc elçilere verilen hediyelerden sorumlu tu dromu olarak isimlendirilen memuru, 9. yüzy ldan önce saraya ba l olan sonra Patrikhaneye ba lanan stanbul daki büyük yetimhaneden sorumlu orfanotrofos adl memuru ile saray n muhaf z kuvvetleri komutan olan ve protostrator olarak adland - r lan memuru gelmektedir. (Bask c, 2009, s.85, 178). Adalet Teflkilat Dioklitianos ( ) zaman nda devlet kurumlar n n yeniden yap land r lmas, erken Bizans döneminde adalet teflkilat n n flekillenmesinde ve adaletin da t lmas na do rudan etki etmifltir. Bu dönemdeki yap lanma sonucunda yarg yetkisi tamamen imparatora geçmifltir. mparator sadece yarg çlar atamakla kalm yor kendisi de en üst yarg mercii olarak imparatorluk mahkemesinde yarg lama yap yordu. Erken Bizans döneminde, adaletle ilgili konularda gerekti inde yarg merci olarak da imparatora yard mc olan ve günümüzde adalet bakan na eflde er olan quaestor unvanl sivil görevli vard. Bizans devletinin baflkenti stanbul olduktan sonra en üst yarg makam stanbul valisi olan prokonsül oldu. 4. yüzy l ortalar ndan sonra bu makamdaki görevlinin ad flehir eparhos u (praefectus urbi) olmufltur. Yarg yetkisi kifliler aras ndaki anlaflmazl klar n tümünü kapsamaktad r. Ayn yetkilerle donat lm fl bir baflka yarg ç grubunu da geçmifli Roma ya dayanan ve askeri yoklama yapmaya da yetkili olan praetorlar oluflturmaktad r. Geceleri kent güvenli inden sorumlu olan ve gece amiri manas nda nikteparhoslar da (praefectus vigilum) do rudan yarg lama yetkisine sahip olmasa da yetki devri ile yarg lama yapabilmektedir. ustinianos un bir emirnamesiyle (Neara n.80) oluflturulan quaesitor adl merci ise baflkentte yaflayan yabanc lar n yarg ifllerine bakmaktad r. fiehir eparhosu, nikteparhos un yard m yla ceza davalar na da bakmaktad r. Daha sonra oluflturulan dimoslar praeto-

192 184 Bizans Tarihi Drungarios tis viglis: drungarios tis viglis önceleri saray muhaf z alay komutan ve imparatorun flehirde bulundu u s rada ve seferde, güvenli inden sorumlu üst düzey devlet görevlisiydi. ru (praetoras ton dimon) nikteparhosun yerini ald. Böylece ustinianos yasalar na göre ceza yarg lamas yetkisi eparhos, dimoslar praetoru ve quaesitor olarak adland r lan makamlara aittir. (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.290). mparatorlu un baflkent d fl ndaki topraklar nda ise, adalet da tmaya yetkili organlar devletin iparhia (eyalet), diikisi (sancak) ve eparhia (il) fleklinde teflkilatland rd idari bölgeler temel al narak belirlenmifltir. Taflra teflkilat nda ilk derece yarg lama yetkisine il (eparhos) idarecileri ve ikinci derecede yani üst yarg lama yetkisine ise sancak (diikisi) yöneticileri olan vikarioslar ya da eyalet idarecileri olan iparhoslar sahipti. Vikarioslar n kararlar na karfl stanbul da imparatorun baflkanl k yapt imparatorluk mahkemesinde itiraz hakk vard. Ancak iparhoslar n kararlar na itiraz edilemiyordu. Özel yetkilendirmeyle baflka devlet görevlileri de kifliler aras ndaki anlaflmazl klarda ve ceza hukuku alan nda yarg lama yapmaktayd. Erken dönemde I. Konstantinos, kifliler aras ndaki anlaflmazl klarda piskoposluk mahkemelerine yarg lama yetkisi tan d. ustinianos, Piskoposlara sivil mahkemeleri denetleme yetkisi de (Neara 86) vermifltir. ustinianos Derlemesi ve ç kart lan emirnamelerle (Neares) oluflturulan yarg mercileri ve onlara tan nan yetkiler Orta Bizans döneminde, 9. yüzy lda VI. Leon ( ) taraf ndan gerçeklefltirilen kanunlaflt rma çal flmalar nda korunmufltur. Ancak daha önceki döneme ait yasalar n ne ölçüde uyguland ve oluflturulmufl yarg kurumlar n n ne derece varl n sürdürdü ü konusunda kesin bilgi bulunmamaktad r. I. Vasil taraf ndan ( ) ç kar lan Epanagogi adl kanunnamede imparatorluk mahkemesine baflkanl k eden flehir eparhosu nun, resmi evraklar n gerçek ya da sahte olup olmad ve vasiyet konular ndaki yetkileri muhafaza edilmifltir. Ayn flekilde genel olarak aile hukuku alan nda yetkili olan quaestor un ve eparhia (il) idarecilerinin yarg yetkilerinin korundu u mahkemelerin sivil ve kilise mahkemeleri olarak ayr ld görülmektedir. Orta Bizans döneminde stanbul da hipodrom mahkemesi manas nda Dikastirion epi tu Hippodromu ve perde mahkemesi anlam nda Dikastirion epi tu Vilu adlar nda iki yüksek mahkeme kurulmufltur. lki üstü kapal hipodrom alan nda hizmet verdi i için di eri de bir perde (vilos) arkas nda çal flmalar n yürüttü ü için bu ad alm fllard r. Her iki mahkemenin birbirine paralel yarg lama faaliyeti yürüttü ü, özel hukuk ve ceza hukuku alan nda yarg lama yapt, birinin karar na di- eri nezdinde itiraz edilemedi i bilinmektedir. Her iki mahkeme, ustinianos dönemindeki imparatorluk yarg çlar gibi toplam 12 kifliden oluflmaktayd. Yarg mercilerinin hizmet a n n genifllemesini 10. yüzy lda imparatorluk genelinde yaflanan olumlu geliflmeler ve refahla iliflkilendirmek gerekir lu y llarda imparatorluk mahkemesini bafl na drungarios tis viglis unvanl bir yarg ç getirilmifltir. Bu yarg ç, tüm imparatorluk hâkimlerinin de bafl konumuna yükseltilip daha sonra megas drungarios ad n alm flt r( storia tu Elliniku Etnus c.viii s ). mparator, vatana ihanet suçu say lan taht ele geçirmeye yönelik eylemlerin ve çok önemli addedilen davalar n yarg lanmas n, üst düzey devlet görevlilerinden oluflturulan ola anüstü bir mahkemeye havale ediyordu (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s ). mparator geç Bizans döneminde de önceki dönemlerde oldu u gibi en yüksek yarg ç konumundad r. Tüm mahkemelerin kararlar na karfl yap lan itirazlar kesin hükümle karara ba lamakta ve ayn flekilde kendini yasalara ba l ve sorumlu hissetmeksizin serbest iradesiyle yasama görevi de yürütmektedir. Bu dönemde imparatorlu un pek çok alanda yaflad gerilemenin bir sonucu olarak adalet teflkilat da eski görkemini kaybetmifltir y l nda imparator III. Andronikos, 4

193 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi 185 yüksek yarg çtan oluflan Katolikoi Krites ton Romaion ad alt nda bir yüksek mahkeme kurmufltur. Mahkeme sivillerin medeni hukuk ve ceza hukuku ile ilgili davalar n n tümüne bakmaya yetkiliydi. mparator II. Manuil Paleologos ise 1398 y - l nda ç kard bir emirnameyle bu mahkemenin iflleyifli ve uymas gereken usullerle ilgili baz kurallar koymufltur. Bu yarg kurumu stanbul un fethine kadar varl n sürdürmüfl ve alt düzeyde vilayetlerde de örgütlenmifltir. Bizans imparatorlu u adalet sistemi içinde kilise mahkemelerine de önemi dolay s yla k saca de inmek gerekir. Kilise mahkemeleri, kilise ile ilgili belli bir konuda yarg lama yapmak için kurulan ola anüstü mahkemeler (sinod mahkemeleri) ve ola an mahkemeler olmak üzere iki gruba ayr l rd. Ola an kilise mahkemeleri piskoposluk, metropolitlik ve patrikhane mahkemeleri olmak üzere üçe ayr l rd. Piskoposluk mahkemelerinde yarg lamay piskopos yapard. Oy hakk sadece onda vard. Ancak piskoposa yarg lamada bölgesinin di er din görevlileri yard mc olurdu. Metropolitlik mahkemesine metropolit baflkanl k ederdi. l in (eparhia) tüm piskoposlar mahkemenin asli üyesiydi. Patrikhane mahkemesine ise patrik baflkanl k eder ve patrikhane konseyi mahkeme heyetini olufltururdu. Patrikhane mahkemesi sadece ruhban s n f mensuplar n n davalar na de il sivil halk n davalar na da bakard. Aile ve miras hukuku ile ilgili konulardaki yarg lamalar imparator I. Aleksios döneminde, kilise mahkemelerinin ve yüksek yarg mercii olarak patrikhane mahkemesinin yetkisine b rak lm flt y l nda yukar da sözü edilen sivil yüksek mahkeme kurulana kadar ruhban s n f ndan olmayan sivillerin aile ve miras hukuku d fl ndaki davalar na yetki alan na girmese de patrikhane mahkemesi bak yordu. Ancak sivil yüksek mahkeme kurulduktan sonra da yetki alanlar n belirleyen bir mevzuat n olmamas nedeniyle sivil mahkemelere ait davalar patrikhane mahkemesinde de görülmeye devam etti. fl yükünün hafifletti i için bu konu imparatorlar rahats z etmemifl ve buna göz yumulmufltur ( storia tu Elliniku Etnus, c. IX. s.345). Mali Kurumlar Bizans devletinde mali kurumlardan söz ederken bu kurumlar n salt mali konularla ilgilenmediklerini, örne in posta ve levaz m hizmetleri gibi konularda da yetkili olduklar n hat rlatmak gerekir. Bu bafll k alt nda mali kurumlar devletin gücünün zirvesinde oldu u orta Bizans dönemindeki yap lanma göz önüne al narak incelenmektedir. 7. yüzy lda giriflilen idari reformlar sonucunda imparatora do rudan ba l olan logotesia ad alt nda (günümüzdeki bakanl klara benzer) bir dizi merkezi hizmet birimi oluflturuldu. Sekreta olarak da an lan bu dairelerde konumuz aç s ndan bizi ilgilendiren ve maliye defterlerinin kay tlar n tutan hartularios (chartularios) ve notarios ad nda memurlar görev yapmaktad rlar. Mali konularda en üst düzeydeki memur devlet maliyesinin en üst düzeydeki denetleyici olan vasilikos sakellarios tur. Sekreta ya da logotesia olarak adland r lan di er idari birimlerde bir notarios taraf ndan temsil edilmekte ve kendisine harcamalarla ilgi rapor verilmektedir. Logotetis tu geniku adl memur her vilayetteki (eparhia) temsilcileri arac l yla tahta ve devlet kurumlar na ait arazi d fl ndaki imparatorluk emlak n n kayd n tutmakta ve ilgili arazi vergilerinin tespiti ve tahsilinden sorumluydu. Logotetis tu stratiotiku askere alma iflleri ve ordu mensuplar n n ücretlerinin ödenmesinden ve askeri mülklerin kay tlar n n tutulmas ndan mesuldü. Ona ba l memurlar imparatorluk çap nda tüm vilayetlerde ordu birliklerinde say m yapmakta askerlerin ma- Logotetis tu geniku: Bizans devletinde maliyeden sorumlu üst düzey görevli.

194 186 Bizans Tarihi Hartularii: kay tlar tutan arfliv memurlar. llirya: Baflta Arnavutluk olmak üzere Balkan Yar madas n n Adriyatik k y lar nda yer alan bat bölümünün ad d r. afllar n ödemekteydiler. 8. yüzy lda karfl laflt m z logotetis tu dromu devlete ait yollar n bak m ndan ve imparatorluk posta hizmetlerinden sorumludur ve devletin içiflleri belli bir noktaya kadar onun yetki alan ndad r. Görevini ifa etmek için taflrada halktan köprü ve yol yap mlar nda angaryalara kat lmalar n isterdi. flletilmesi kendisine tahsis edilmifl baz büyük çiftliklerden elde etti i geliri görev alan ndaki hizmetler için harcard. Bu memur, imparatorlu un içindeki ulafl m ve iletiflimi denetimi alt nda tutuyordu. Bu nedenle baflkente gelen yabanc elçilerin karfl - lamas nda ve a rlanmas nda da önemli rol üstlenmiflti. Son olarak 9. yüzy lda rastlad m z logotetis ton agelon imparatorlu un at çiftliklerinden ve atlar n yetifltirilmesinden sorumluydu. mparatorun da kat ld sefer s ras nda ihtiyaç duyulan at, eflek ve kat rlar temin etmekteydi. Logotesia d fl nda bafllar nda hartularii denilen memurlar n oldu u iki merkezi mali kurum daha vard. Hartularios tis sakellis devlet hazinesinin denetiminden sorumluydu. Hartularios tu vestiariu ise imparatorluk donanmas n n ikmalinden mesuldü ve stanbul da bulunan tersanenin sorumlulu u ona aitti. Taht n serveti yani imparatorun malvarl ile ilgili konulara bakan devlet daireleri de vard. Bunlar n bafl ndaki megas kurator 6. yüzy ldan 10 yüzy la kadar imparatorluk çiftliklerinin iflletilmesi ve saraylar n bak m ndan sorumluydu ( storia tu Elliniku Etnus VIII. c. s. 164) Ordu Örgütlenmesi Dioklitianos, 3. yüzy l n sonunda, orduyu yeniden yap land rd. mparatorluk s n rlar n n geniflli i ve yedek s n r birliklerinin olmay fl, d fl sald r lara zaman nda karfl koymay olanaks z k l yordu. Bu nedenle Dioklitianos s n r birlikleri olan limitanei ve düzenli ordu birlikleri olan comitatensis i oluflturdu. S n r birlikleri devletten ald klar arazilere karfl l k sald r an nda s n rlar n güvenli ini sa lamakla yükümlüydüler ve bu arazilerden elde ettikleri gelirle geçiniyorlard. Bu kurum erken Bizans dönemi boyunca korundu. Ancak 5. yüzy l n n ikinci yar s ndan sonra önemini kaybetti. Kaleler ve s n r bölgelerindeki müstahkem flehirler, savunmay kolaylaflt rmaktayd. mparatorluk içlerinde stratejik önemde olan yerlere maiyet birlikleri (exercitus comitatensis) konuflland r lm flt. Bu birlikler, ihtiyaç halinde tehdit alt ndaki bölgelere sevk edilmekteydi. Böylece savunma güçlenmifl ve esneklik kazanm flt. Paral askerlerden oluflan muhaf z gücü, taht kavgalar na kar flmaya e ilimli olmas nedeniyle Dioklitianos zaman nda at l b rak ld. Konstantinos döneminde ise da- t ld ( storia tu Elliniku Etnus VII. c. s. 270, Bask c, 2009 s. 86). Erken Dönemde Bizans ordusunun ço unlu unu, imparatorluk s n rlar n n d - fl ndan gelen paral yabanc askerler ile imparatorluk tebaas ndan olan ve savaflç - l klar yla ünlü lliryal lar oluflturmaktayd. Paral askerlerin temin edilmesinde çekilen s k nt, disiplin konusunda sorun ç karmalar gibi nedenlerden dolay imparator Heraklios yerli unsurlardan oluflan bir ordu oluflturma yoluna gitti. Bizans devleti yüzy llar aras nda a rl kl olarak askeri nitelikli bir yönetim modeline sahipti. Eyalet (iparhia) yönetim teflkilat ile ordu kurumu adeta bütünleflmiflti. Eyalet yönetiminin bafl ndaki idareci ayn zamanda eyaletteki askeri gücün de komutan yd (Bask c, s.115). Orta Bizans döneminde iki farkl askeri tipte örgütlenmifl birlik karfl m za ç kmaktad r. Bunlardan birincisi, taflra teflkilat nda afla da de inilecek olan temalar bünyesinde oluflturulan ve topra a ba l köylü askerlerden oluflan tema birlikleridir (tematiki). kincisi ise baflkentte saray muhaf z güçlerinden daimi düzenli orduya dönüflmüfl olan, profesyonel askerlerden oluflan ve tabur manas na gelen tag-

195 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi ma adl birliklerdi (tagmatiki). Kurulufllar 8. yüzy la dayanan tagma adl birlikler paral askerlerden oluflan çok iyi e itimli, donan ml, süvari birlikleriydi. Tagma adl birlikler birbirinden ba ms zd ve do rudan imparatora ba l yd lar. 11. yüzy lda yabanc paral askerlerin say s artarak Bizans ordusunun ana savunma gücünü oluflturmufllard r. 10. yüzy l ortalar ndan itibaren yeni bir savunma sistemi uygulamaya sokulmufl ve paral askerlerden oluflan tagmalar s n r bölgelerine kayd r lm flt. 11. yüzy ldan itibaren stanbul güvenli addedildi inden baflkent art k kalabal k bir askeri güç taraf ndan korunmam flt r. Sadece Malazgirt savafl ndan sonra (1071), Bizans ordusu içindeki paral askerlerin etkisini dengelemek üzere stanbul da, Anadolu dan gelen mülteci Bizansl lardan oluflan ölümsüzler (athanati) tagmas oluflturulmufltur. 9. yüzy la kadar kara ordusunun bafl nda imparator d fl nda genel bir komutan bulunmamaktad r. 10. yüzy lda topraklar n genifllemesiyle ordunun komutas n n bölünmesi ihtiyac ortaya ç km flt r. II. Romanos un ( ) imparatorlu u döneminden bafllayarak ordunun komutas n n do u ve bat olarak ikiye bölündü ü görülür. Do u ordusunun sorumluluk alan Anadolu yu, bat ordusunun sorumluluk alan ise Balkanlar içine al yordu. 11 yüzy lda do u ordusunun komutan megas domestikos unvan n tafl r ve ordunun baflkomutan durumundad r. 10. yüzy la kadar Bizans ordusunun ana unsurunu süvari birlikleri teflkil etmektedir. A r silahl süvari birlikleri oluflturulurken bu dönemde piyade unsurlar da gelifltirilmifltir. S n r bölgelerindeki tema birlikleri önemli oranda piyadelerden oluflmaktad r. Anadolu tema ordular n n 10. yüzy lda toplam mevcudunun kiflinin üzerinde oldu u tahmin edilmektedir. 11. yüzy lda, tema sözcü ü eyalet ordusunun birlikleri anlam nda kullan lmaz oldu. Bizans ordu kurumunun yap sal de iflim geçirmesi sonucu, yerli unsurlardan oluflan askeri kuvvetlerin temel unsurunu kendilerine büyükçe araziler tahsis edilen pronoia sahipleri oluflturdu. 12. yüzy ldan itibaren Bizans ordusunun a rl n paral askerler oluflturmaya bafllad. Bu paral askerler aras nda Uz, Peçenek, Kuman gibi Türk as ll lar oldu u gibi Varaegler ad alt nda skandinavyal lar ve ngiltere den gelen Normandiyal lar da mevcuttu. 13. yüzy la gelindi inde ordunun tamam neredeyse yabanc paral askerlerden oluflmaktayd. Bu durum imparatorlu un son buldu u tarihe kadar de- iflmedi (Bask c 2009, s.122, 139, 143). Bizans imparatorlu unun deniz gücüne bak ld nda, 7. yüzy la kadar deniz kuvvetleri ve donanma yeterince geliflmifl de ildi. Çünkü Akdeniz özellikle ustinianos un yürüttü ü savafllardan sonra adeta bir Bizans gölü haline gelmiflti. Müslüman Araplar n ortaya ç kmas yla durum de iflti. Akdeniz in kontrolü için çok büyük bir mücadele verildi. 655 y l nda Müslüman Araplar deniz savafl nda Bizans donanmas n ma lup etti ve ard ndan 7. yüzy l sonlar na do ru yeniden güçlü bir donanma kuruldu. Ancak donanman n isyanlara kat lmas sebebiyle donanma kara ordusunda oldu u gibi stanbul donanmas ve taflra donanmas olmak üzere ikiye bölündü. Araplar n geri çekilmesi ve do u Akdeniz de Girit (961) ve K br s n (965) yeniden geri al nmas yla Bizans hâkimiyetinin sahil fleridinde yeniden tesis edilmesinin ard ndan donanmaya eskisi kadar ihtiyaç duyulmad ( storia tu Elliniku Etnus VIII. c. s ). Geç Bizans döneminde ise 1285 y l nda imparator II. Andronikos Paleologos taraf ndan devlet gelirlerinde tasarruf gerekçesiyle 80 gemiden oluflan Bizans donanmas k za a çekilmifl daha sonra da yok edilmifltir. Bu durum sadece deniz ticareti aç s ndan de il donanma bak m ndan da Ceneviz ve Venedik gibi talyan flehir devletlerine ba ml l getirmifltir. Bunun üzerine 1332 y l nda III. Andronikos Paleologos taraf ndan 10 gemiden meydana gelen bir donanma oluflturulmufltur. (The Oxford Dictionary of Byzantine, 1991, s ) 187 Pronoia: Hizmet karfl l nda tahsis edilen devlet arazileri. Pronoia kurumu Komninos hanedan taraf ndan ihdas edilmifl olup devletin maafl ödeyecek bir mekanizmas n n bulunmamas nedeniyle devlet arazilerinin ve bunlara ait gelirin özellikle askeri hizmet ve yükümlülükler karfl l nda tahsis edilmesi fleklinde uygulanmaktayd.

196 188 Bizans Tarihi Tablo Y llar Aras nda Bizans Devlet Teflkilat Kaynak: John Haldon, (2008), Structures and Administration, The Oxford Handbook of Byzantine Studies, Oxford Universty Press, s. 550 deki tablodan yararlan larak Levent KAYAPINAR ve Onur KABAK taraf ndan haz rlanm flt r. mparator Kara Kuvvetleri Komutan Baflbakan Saray Birlikleri Komutanlar Genel Bafl Muhasip mparatorun emlak ve vak flar ndan sorumlu bafl muhasip Saray Muhaf z Kuvvetleri Özel Kalem Saray Hukuk Dan flman Eyalet Taburlar Komutanlar mparatorun fiahsi Muhasebecisi Yetimhane ve Aflevi Müdürü Ser Kâtip Baflkatip mparatorun Mülkünün Muhasebecisi Muhasebeciler ve Kâhyalar mparatorun eflyalar n n sorumlusu Kamu Mülkleri Muhasibi Ulaflt rma ve Haberleflme Müdürü Hazinedar Arz Daire Baflkan Bafl Çuhadar Kilerci Bafl Çaflnigir Bafl stanbul Valisi Toplumsal Gruplar Hapishane Müdürü Saray Muhaf z Alay mparatorluk Ah rlar Defterdar Levaz m Defterdar Adalet Bakan Deniz Kuvvetleri Komutan Donanma Komutan Tabur Komutanlar Eyalet Valileri Eyalet Mali darecileri

197 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi 189 Bizans merkezi yönetiminin temel teflkilatlar nelerdir? B ZANS TAfiRA TEfiK LATI VE K L SE Dioklitianos ve Konstantinos taraf ndan oluflturulan idari ve askeri yap erken dönemin sonuna kadar geçerlili ini muhafaza etti. mparatorluk topraklar Dioklitianos taraf ndan il diyebilece imiz 100 eparhia ya (provinciae=il) bölünmüfltü. Konstantinos bunlar n say s n 120 ye ç kard. Bu bölgeler, önce 12 daha sonra 15 diikisi ye yani sanca a (dioecese=sancak) bölündü. Bu sancaklar (diikisi) da eyalet olarak nitelendirilebilecek 4 iparhia ya (praefecturae pratetorio=eyalet) ba land. Her bir iparhia n n bafl na do rudan imparatora ba l, onu temsil eden ve çok güçlü bir konuma sahip olan iparhos (praefectus praetori) ad n tafl yan genel valiler getirildi. Diikisi denilen idari bölgelerin bafl na sancaktan sorumlu vikarios (vicarius) adl idareciler ve eparhia lar n bafl na ise arhont ya da igemon ad n tafl yan valiler, yönetici olarak atand lar. mparatorlu un 4 genifl idari bölgeye ayr lmas fleklindeki idari yap erken Bizans döneminde korundu. Do u (Anatoli) iparhos unun stanbul a yerleflmesi onun imparatora daha yak n bir konumda olmas sonucunu do urdu ve onun devlet hiyerarflisinde birinci s raya yükselmesini sa lad. Ancak 7. yüzy lda afla da sözü edilecek tema sistemine geçilmesiyle iparhia idari yap lanmas nda de iflim yafland. Eyaletler (iparhia) bir süre temalar içinde varl n sürdürdü ve daha sonra ortadan kalkt. Kaynaklarda en son 680 y l nda iparhos tan yani eyalet genel valisinden söz edilmektedir. Orta Bizans döneminin taflra teflkilat yap s n ifade eden yeni kavram tema d r. Tema sistemi eyalet yönetimi bak m ndan bir yeniliktir ve genel bir reformun sonucu olarak de il imparatorlu un savunma ihtiyaçlar n n bir sonucu olarak do mufltur. Tema sözcü ü ilk bafllarda askeri birlik mensuplar n n kay tlar n n tutuldu- u defteri ifade ediyordu. Zamanla askeri birli in kendisini sonra da askeri birli in bulundu u bölgeyi ifade eder hale geldi. Nihayetinde, bir idari yönetim birimini ifade eden bir kavrama dönüfltü. Temalar tamamen askeri nitelikte yönetim birimleri olup bafllar nda o askeri bölge için bütün askeri ve sivil otoriteyi elinde tutan s n rs z yetkileri olan sadece imparatora karfl sorumlu ve genellikle 3 ya da 4 y ll na atanan bir general (stratigos) bulunuyordu. Onun yan nda ilk bafllarda bölgedeki sivil idarenin bafl olarak tema prokonsülü bulunmaktayd. Baflka sivil memurlar da temada görev yapmaktad r. Ayni vergileri tahsil etmek ve askeri birlikler için gerekli ikmali sa lamakla görevli protonotarios, stanbul daki bir mahkemeden gelerek yarg lama s ras nda tema generalinin yan nda haz r bulunan yarg ç (kritis), temadaki askerlerin kay tlar tutan hartularios bu memurlara örnek gösterilebilir. mparator Heraklios ( ) döneminde Anadolu topraklar nda üç tema kuruldu. Bunlar, Kuzey Anadolu daki Armeniakon, Orta Anadolu daki Anatolikon ve Marmara denizinin güney k y lar ile Ege bölgesinin kuzeyini içine alan Opsikion temas d r (Bask c, 2009 s.118). Tema sistemi ilk bafllarda Anadolu topraklar yla s - n rl yken yeni toprak kazançlar yla imparatorlu un Avrupa daki topraklar na da yay ld. Temalar n say s toprak genifllemesi d fl nda büyük temalar n siyasi gerekçelerle birkaç küçük temaya bölünmesiyle artt. Tema sistemi orta Bizans döneminin askeri baflar lar için belirleyici olmufltur. Bu sistem 7. yüzy l n ikinci yar s ndan 11. yüzy l ortalar na kadar sa l kl bir flekilde devam etti. Tema kurumunun geliflimi ile ilgili olarak 934 y l nda imparator VII. Konstantinos Porfirogenitos ( ) taraf ndan yaz lm fl olan Peri Tematon (temalara dair) adl eser önemli bir kaynakt r ( storia tu Elliniku Etnus VIII. c. s. 169). 2 SIRA S ZDE

198 190 Bizans Tarihi Temalar n yan s ra 9. yüzy lda ve 10. yüzy l n ilk yar s nda imparatorlu un do- u s n r nda klisures ad alt nda daha alt düzeyli idari birimler de bulunmaktayd. Bunlar bölgeleri içinde bulunan da l k geçitleri (derbent) korumakla görevli ve bafl nda klisurarhis in (derbent bafl n n) bulundu u askeri ya da idari birimlerdi. Klisureslerin pek ço unun temaya dönüfltürülmesi sonucu bu kurum 10. yüzy l ortalar nda ortadan kalkm flt r. Patrikhaneler - Metropolitlikler- Piskoposluklar - Mahalli Kiliseler Erken dönemde gerçeklefltirilen idari reform sonucu imparatorluk topraklar n n 100 il e (eparhia) bölündü ü bu say n n daha sonra 120 ye ç kar ld ndan yukar - da söz edildi. Oluflturulan bu sivil idari birimler ayn zamanda kilisenin örgütlenmesine de temel oluflturdu. Kilisenin imparatorluk çap ndaki idari bölgeleri bu flekilde teflkilatland r ld. Sivil idarenin taflradaki en küçük yönetim birimi olan il in (eparhia) merkezi ayn zamanda o bölgenin din ifllerinin yürütüldü ü episkopi denilen piskoposluk merkezi oldu. Diikisi olarak adland r lan sanca n merkezinde ikamet eden ve baflkent (anakent) anlam na gelen metropoldeki piskopos ise mitropolit olarak adland r ld. Mitropolit olarak adland r lan sancak merkezindeki bu piskopos, sanca a ba l di er illerin (eparhia) piskoposlar na k yasla üst hiyerarflik s rada yer almaktayd. 325 y l nda znik te yap lan birinci konsilde kilise idaresinin oluflturulmas nda bu örgütlenme biçimi temel al nd. Antakya, skenderiye ve Roma piskoposlar birden fazla il in (eparhia) din ifllerine bak yor olmalar nedeniyle bu yap lanmadan ayr tutuldular. Erken dönemde, idari bölgelerdeki piskoposluklar özerkti ve dini konularla ilgili oluflan sorunlar toplad klar eparhiaki sinodos denilen bölgesel konsillerde görüflüp karara ba lamaktayd lar. Bu özerkli in inanç sistemi ile ilgili (dogmatik) kar fl kl klara neden olmas eflitler aras nda bir üst-metropolitlik makam oluflturulmas ihtiyac n do urdu. 381 y l nda birinci stanbul Konsili nde stanbul metropolitli ine hiyerarflide Roma metropolitli inden sonra ikinci s ra verildi. Bölgeler aras nda üstünlük savafl sürdü ve sonunda kilise hiyerarflisinde Roma, stanbul, skenderiye ve Antakya metropolitliklerine üstünlük tan nd. Daha sonra onlara Kudüs metropolitli i de eklendi. Bu yap lanma 451 y l ndaki Kad köy Konsili nde kanon denilen bir kilise yasas yla resmi nitelik kazand. mparatorluk baflkentindeki stanbul metropolitli ine di erleri karfl s nda üstünlük tan nd. Oluflturulan bu befl üst-metropolitlikte tahta oturan metropolitler için patrik terimi benimsendi. 7. ve 8. yüzy llarda Müslüman fetihleri sonucunda skenderiye, Antakya ve Kudüs, Bizans imparatorlu undan kopunca, baflka geliflmelere ba l olarak Roma ile yaflanan sorunlar n da etkisiyle stanbul Patrikli i do u H ristiyanl n n tart flmas z temsilcisi oldu (Bask c, 2009, s.150, storia tu Elliniku Etnus c. VII, s. 274) Erken dönemde oluflan kilise idari yap s ndaki hiyerarflik s raya göre ilk s rada baflkentte bulunan patrik yer almaktayd. kinci s rada büyük bir idari bölgeyi içine alan eyalet (iparhia) merkezindeki metropolit bulunuyordu. Metropolit ayn zamanda idari bölgenin yani iparhia n n s n rlar içindeki kentlerde görev yapan piskoposlar n oluflturdu u bölge konsiline (eparhiaki sinodos) de baflkanl k ediyordu. Metropolitler önceleri üç aday aras ndan patrik taraf ndan seçilirken sonralar baflkentte toplanan dini bir kurul (sinod) taraf ndan seçilmeye baflland. Metropolitler görev bölgelerinde dini konularda genel nezareti sa l yor ve suç iflleyen piskoposlar cezaland rabiliyordu. 11. yüzy lda Anadolu topraklar stanbul patrikli inin en önemli yönetim alan niteli indeydi ve önemli flehirlerde kurulmufl 45 metropolitlik ve çok say da piskoposlu a sahipti.

199 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi 191 Hiyerarflide üçüncü s rada ise illerde (eparhia) oluflturulan piskoposluklarda görev yapan piskoposlar yer almaktayd. Taflradaki mahalli kiliseler de piskoposlara ba l yd. Mahalli kiliselerin tüzel kiflili i vard, bu da onlara çal flt rd klar papazlar n ücretlerini ödeyebilmek için bir nevi mali özerklik olana tan yordu. Piskoposlar n seçimi, bölge konsili ve metropolit taraf ndan yap l yordu. Piskoposlar görev yapt klar bölgede din adamlar n n müdahil oldu u suçlarda piskoposluk mahkemelerine baflkanl k ederek yarg sal yetkiler de kullanmaktayd lar ( storia tu Elliniku Etnus c. VII, s. 275). Manast rlar H ristiyan manast r yaflam n n özünde manevi hayat kazanabilmek için bu dünyadan el çekme anlay fl yatmaktad r. Manast r hareketi 3. yüzy l sonlar nda ve 4. yüzy l bafllar nda M s r da bafllad. Manast rc l k ilk bafllarda kilisenin d fl nda geliflmifl bir harekettir (Talbot, 1999, s ). Manast r hareketinin yay lmas nda günlük hayat n yükümlülüklerinden kaçmak isteyen insanlar n çoklu u da etkili olmufltur. Manast r hareketi çok büyük bir h zla Filistin, Suriye ve Mezopotamya üzerinden Anadolu co rafyas na geçti. Bu hareket, zaman içinde kilisenin çat s alt na sokuldu. Manast rlar n, yerel piskoposun otoritesine tabi tutulmas yla bütün manast rlar resmi Bizans kilisesinin kontrolü alt na al nd. Ancak 8. yüzy lda ortaya ç kan ikonoklazm olarak adland r lan tasvirk r c l k hareketi süreç içinde manast rlara ve keflifllere yönelik bir harekete dönüfltü. Kefliflleri ve manast r hareketini hedef alan bask da dini dogmalar n yan s ra, Bizans devletinin gittikçe daha genifl alanlara yay lan manast r mülklerini denetim alt na almak ve manast rlara s narak devlete olan yükümlülüklerinden kaçmaya çal flan insanlar n say s n s n rlama ihtiyac da etkili olmufltur. Bu mücadele sürecinde baz manast rlar kapat ld. K flla, hamam gibi kamusal nitelikli kurumlara dönüfltürüldü ve manast r arazileri imparator V. Konstantinos ( ) taraf ndan müsadere edildi. Ancak bu önlemler manast r hareketini güçlenmesine engel olamad ve manast r hareketi devlet için giderek daha çok sorun yarat r hale geldi. Manast rlar n mülk edinmesinin önüne geçmek için imparator I. Romanos Lekapinos 935 y l nda manast rlar n ba fl yoluyla bile olsa köylülerden toprak almas n yasaklad. mparator II. Nikiforos Fokas, 964 y l nda yeni manast rlar kurulmas n ve mevcut olanlara arazi ba fl yap lmas n yasaklad. Ancak manast rlar bir tür vak f niteli inde oldu undan mülkleri imparatorluk amaçlar için dahi olsa müsadere edilemezdi. Bu durum karfl s nda manast r mülkleri zaman içinde daha da büyüdü. Manast rlar n bafl nda igumenos olarak adland r lan bir baflrahip bulunuyordu. Manast r baflrahibi, manast r n kurucusu taraf ndan belirleniyor ya da manast rdaki keflifller, baflrahibi seçiyorlard. Her durumda patrik ya da piskoposun seçimi onaylamas gerekiyordu. Seçilen baflrahip ömür boyu o görevde kal yordu. Manast rlar Bizans toplumunun de iflik kesimlerinden insanlar için bir s nma yeriydi. Örne in görevden al nan politikac lar, tahttan indirilen imparatorlar, yetimler, ak l hastalar, dullar ve yafll lar için manast rlar güvenli bir s nakt. Siyaset adamlar ya da devrik imparatorlar manast ra s n p keflifl elbisesinin giydikten sonra siyasete geri dönmeleri ve dünyevi görevler almalar olanaks zd. Baz durumlarda imparatorlar yaflland klar nda ya da bir isyan s ras nda isyanc lar n eline düflmektense bir manast ra çekilip keflifl olarak yaflamay tercih ediyorlard. Bizans imparatorlu unun en önemli manast r merkezi Selanik yak nlar ndaki da l k Athos (Aynaroz) yar madas ndayd. Anadolu da da pek çok manast r merkezi vard. Türklerin Malazgirt (1071) savafl ndan sonra yo un olarak Anadolu ya yer-

200 192 Bizans Tarihi leflmeye bafllamas sonucu baz bölgelerde din adamlar kiliselerini, keflifller de manast rlar n terk etmifllerdir (Bask c, 2009, s ). Devlet ve Kilise liflkileri Bizans tarihinde devlet kilise iliflkileri her zaman ilginin oda nda olmufl bir konudur ve farkl bak fl aç lar söz konusudur. Baz lar na göre bu iki kurum sürekli rekabet içinde olmufl ve biri di erine karfl üstünlük sa lamaya ve onu kontrol alt - na almaya çal flm flt r. Kimilerine göre ise kilise ve devlet, H ristiyanl k inanc n n bir tezahürüydü ve Bizans halk n n siyasi ve teolojik düflünüflünde birbirinden ayr düflünülemeyen kavramlard. Gerek sivil hukukta gerekse dini hukukta devlet ve kilise iliflkilerini düzenleyen ve genel ilkeleri ortaya koyan yasal bir çerçevenin olmamas sonucu bu iliflkilerin seyrini tahta ç kan imparatorun izledi i politika belirlemifltir. Roma imparatorlu unun (imperium romanum) H ristiyan bir imparatorlu a (imperium christianum) dönüflmesi ve bunun do al uzant s olarak H ristiyanl n imparatorluk nüfusunu birlefltirici bir ö e olarak görülmesi karfl s nda imparatorlar kilise ile ilgili konulara kay ts z kalamam flt r. Tarihsel olaylar incelendi inde I. Konstantinos tan bafllayarak imparatorlar n kiliseye örgütlenme alan nda ve idari konularda destek verdikleri ve kilise yi devletin idari ve siyasi yap s n n genel çerçevesi içine ald klar görülmektedir. Bunun do al sonucu, imparatorlu un kilisenin içifllerine müdahalesi olarak karfl m za ç kmaktad r. Bu müdahale ilk bafllarda fiili bir nitelik tafl rken zamanla kurumsal bir müdahaleye dönüflmüfltür (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.238). Bizans kilisesi, devletin nezareti ve korumas alt ndayd. mparator otorite olarak kilisenin üzerinde bir konuma sahipti. mparator tebaas n n anlay fl na göre Tanr n n seçti i ve yeryüzünde onun ilahi temsilcisi s fat n tafl yan bir kifliydi. Dogmatik konulardaki görüfl ayr l klar devletin bütünlü ünü tehdit edecek noktaya geldi inde imparator, birli i sa lamak ve dini konular görüflmek için konsilleri baflkanl nda toplant ya ça r yordu. Konsil kararlar n onaylay p ilan ediyor, kilisenin ayin biçimleri konusunda kendi hükmünü verebiliyordu. Patrik seçiminde de söz hakk sahibiydi. mparator, metropolitlerin oylamalar sonucu belirledi i üç adaydan birini patrik olarak seçiyordu. mparator, kilise konsillerinin kararlar n reddetmeye ya da de ifltirmeye yetkili de ildi. nanç sorunlar nda kesin hüküm vermeye yetkili tek organ kilise konsili olup imparatora düflen Ortodoks inanc n korumak ve ayr flt r c sapk n inan fllarla mücadele etmekti (Bask c, 2009, s.152). Patrik, Bizans devlet hiyerarflisinde imparatordan sonra gelen en nüfuzlu ve kiliseyi ilgilendiren konularda idari olarak en yetkili kifli olmakla birlikte imparatorun hizmetindeydi. Yeni imparator tahta ç kt nda ona taç giydiren patrikti. Tören esnas nda patrik, imparatordan inanc n ilan etmesini ve Ortodokslu u koruyaca- na dair söz vermesini istiyordu. Patriklerin imparatorlara karfl kullanabilecekleri en önemli silah aforoz etmeydi. Ayn flekilde imparator da uygun bulmad bir patri i görevden çekilmeye zorlayabilirdi. mparatorun ç kard yasalarla kilisenin konsil toplant lar nda ald kararlar aras nda zaman zaman çat flma ç km flt r. Bunun sonucu erken Bizans döneminde ustinianos un ç kard bir emirnameyle (Neara 131) 545 y l na kadar toplanm fl dört genel konsilde dini konularla ilgili al nan düzenleyici nitelikteki kararlar n (kanonlar n) yasa gücünde oldu u hükme ba lanm flt r. Böylece imparator tek kanun koyucu olarak dini hukuk ile ilgili kurallara (kanonlara) yasal geçerlilik tan m flt r. savros hanedan döneminde ç kart lan Eklogi kanunnamesinde

201 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi 193 yer alan düzenlemelerde H ristiyanl k ö retisinin etkileri çok belirgindir. 9. yüzy la kadar kilise ve Devletin ayr kurumlar olmad yönündeki anlay fl Epanagogi kanunnamesinde de iflmifltir ( ). Bu yasal düzenlemeyle ilk defa iki otoritenin varl ndan söz edilmektedir. Devlet içinde birbirine eflit konumda olan en yüksek iki güç oda n n yani patriklik ve imparatorluk kurumunun hak ve yükümlülükleri düzenlenmifltir. Bu yasal düzenleme kilise ile devlet aras ndaki iliflkilere yönelik yeni bir yaklafl m ortaya koymufltur. Ancak imparator VI. Leon ( ), Prohiros Nomos adl kanunnameyle kilise ve imparatorun otoritelerinin eflitli ini savunan düzenlemeleri yürürlükten kald rm flt r (Troianos, - Velissaropoulou, 2002 s.253). Bizans taflra teflkilat n n temel birimleri nelerdir? Aç klay n z? B ZANS E T M S STEM Bizans imparatorlu unda Helenistik dönem ve Roma döneminde geçerli olan üç kademeli e itim modeli, ana hatlar yla geçerlili ini sürdürmüfltür. Bizans dönemini farkl k lan özellik ise e itim alan nda H ristiyanl n önemli bir a rl a sahip olmas d r. Din faktörü Bizans ta e itimin hedeflerini belirleyen bir unsur olarak ortaya ç kmaktad r. Bafll ca hedef H ristiyan tebaaya, kiliseye ve devlete karfl olan görevlerini yerine getirmeyi mümkün k lacak bir donan m n kazand r lmas d r. Kilise kurumsal kimli iyle Bizans tarihi boyunca e itimin tüm kademelerinde çok önemli rol oynam flt r. Bizans ta devlet taraf ndan örgütlenmifl yayg n bir e itim sistemi bulunmad ndan aileler de çocuklar n okullara gönderme mecburiyetinde de illerdi. Ailelerin çocuklar n n e itimine gösterdikleri ilgi onlar n ekonomik durumuna göre de iflkenlik göstermekteydi. Devlet ve kilise sadece e itim almak isteyenlere imkân sa lamaktayd. lkokul e itimini kilise üstlenmiflti ve küçük yafltan itibaren çocuklara kutsal kitap ö retilerek dini bir e itim verilmekteydi. Devlet ise daha çok ortaö retim e itimiyle ilgilenmekteydi ve devlet bürokrasisinde görev alacak olan memurlar bu sayede yetiflmekteydi. Bizans ta lkö retim E itimi Helenistik dönem ve Roma döneminde olmad gibi Bizans ta da okul öncesi e itim yoktu. Okul öncesi ça da bulunan çocuklar evlerinde anneleri taraf ndan e itilmekteydi. Bizans ta temel e itim yukar da da belirtildi i gibi kilisenin elindedir ve ö retmenlerin büyük ço unlu u ruhban s n f na mensup din adamlar yani papazlar ve keflifllerdir. Dersler kiliselerin son cemaat yerlerinde (narteks) ya da bahçelerinde (atrium), ya da manast rlar n yak n nda bu amaca yönelik olarak tahsis edilen ve derslik olarak kullan lan mekânlarda yap lmaktayd. Ö renciler s ralara de il yere oturmaktayd lar. Bu nedenle temel e itimin verildi i bu okullara yerde e itim verilen okullar anlam nda hemodidaskalio ad verilmekteydi. Bu okullar ayr ca grammatistis olarak an lan ö retmenin ad ndan dolay sholio tu grammatisti, kutsal yaz okulu anlam na gelen sholio ton ieron grammaton ya da ders görülen yer anlam nda didaskalion olarak da an lmaktayd. lkokullarda e itim ailelerin sosyal statüsüne göre 3 ya da dört y l sürmekteydi. Çocuklar, bu okullara 5-9 yafl aras nda verilmekteydi. Bu okullarda e itim iste e ba l yd. Helenistik dönemde bafllam fl ve Roma döneminde devam etmifl olan erkek ve k z çocuklar n bir arada e itimi Bizans döneminde de sürdürülmüfltür. Ancak büyük flehirlerde k z ve erkek çocuklar için ayr okullar mevcuttu (Evangelopoulos, 1998, s.52). 3 SIRA S ZDE

202 194 Bizans Tarihi lkokullarda ö rencilere temel baz bilgilerin verilmesi hedeflenmiflti. Okullar n bafll ca amac çocuklar n iyi H ristiyanlar olarak yetiflmesiydi. Kilise, yetiflme ça ndaki çocu un evde H ristiyan anneden aile içi ilk e itimi alarak ve kilise içinde faaliyet gösteren kutsal yaz okullar nda yani ilkokullarda din adamlar taraf ndan üç ya dört y l süren bir e itimin ard nda dindar H ristiyanlar olarak yetiflece ini umuyordu. Bu e itim sayesinde çocu un H ristiyanl k karfl t do malar ve Bizans n düflmanlar na karfl koyacak bir donan ma sahip olaca düflünülüyordu. Bu okullarda okuma, yazma, temel düzeyde matematik, dilbilgisi, din dersi, kilise ilahileri, tarihle bütünlefltirilmifl mitoloji e itimi veriliyordu. H ristiyanl k ö retisinde beden, günahlar n kayna olarak görüldü ünden ve ruhun bedene hapsedildi i düflünüldü ünden beden e itimi bu okullarda verilmemekteydi. Sözü edilen bu ilkö retim okullar nda okuma kitab olarak Eski ve Yeni Ahit ( ncil) ve ilahi kitaplar kullan l yordu. O dönemdeki uygulamada disiplin cezalar olarak dövme, de nekle vurma, uzaklaflt rma ve aç b rakma gibi usland rma yöntemleri kullan lmaktayd. Okullar n resmi olarak denetimi kilise makamlar na aitti. Kiliseler, e er e itim okul binalar nda veriliyorsa bunlar n bak m n yerel makamlarla birlikte üstlenmekteydi. Okullarda görev yapan ö retmenlerin ücretleri ba fllarla ya da ailelerin katk lar yla karfl lanmaktayd. Ayr ca aileler dönüflümlü olarak ö retmene bar nma sa lamak ve yemek vermekle yükümlüydüler(evangelopoulos, 1998, s.53-54). Bizans ta Ortaö retim E itimi Ortaö retim sholio tu grammatiku ad verilen okullarda verilmekte ve çocuklar bu okullara yafllar nda kabul edilmekteydi. E itimlerine devam etmek isteyen erkek ö rencilerin gitti i bu okullarda e itim süresi 3 ya da 4 y ld. K z çocuklar temel e itimden sonra ev iflleriyle u raflmakta ve pek çok k s tlamalara tabi tutulmaktayd lar. Ancak varl kl ailelerin k zlar evde özel e itim almaktayd. Temel e itimin aksine ortaö retimdeki bu okullarda eski Yunan kültürü daha a rl kl bir yere sahipti. Dersler, ö rencilerin kiflilik geliflimine katk sa layacak nitelikteydi. E itim program na bak ld nda Helenistik dönemde geçerli olan ortaö retimdeki e itim program n n korundu u görülmektedir. Derslere bak ld nda, programda antik Yunancay iyi derecede ö renmek için kapsaml dilbilgisi dersleri, temel düzeyde retorik ve diyalektik ö retimini içeren trivium (tritti) adl bir ders, aritmetik, geometri, astronomi ve müzik derslerini içeren quadrivium (tetrakti) adl ders, h zl yazma dersi (tahigrafia), temel t p bilgileri dersi, siyaset ve kilise tarihi dersi görülmektedir. fiiir derslerinde epik fliir, özellikle Homeros destanlar okutuluyordu. Ayr ca siodos, Pindaros, Arhilohos, trajedi yazarlar ndan Eshilos (Aiskhylos), Evripidis, Sofoklis in eserleri okutuluyordu (Markopoulos, 2008, s ). Programda din dersi bulunmamaktayd o nedenle Bizansl lar ortaö retim e itimini laik e itim (kozmiki pedeia) olarak da nitelemektedirler. Din e itimi, manast rlarda ya da özel ruhban okullar nda verilmektedir. Ayr ca programda Latincenin de ders olarak bulunmamas dikkat çekmektedir. Bu okullarda ders veren ö retmenlere grammatikos ad verilmekte o nedenle okullara sholio tu grammatiku denirdi ve ö retmenlerin ücretleri ba fl yoluyla ya da aileler taraf ndan karfl lanmaktayd. Ortaö retime yönelik okullara devlet kurumlar nda görev almak ve sosyal statü elde ederek zamanla üst düzey idareci olmak isteyenler devam etmekteydiler (Evangelopoulos, 1998, s.54-55).

203 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi 195 Bizans ta Yüksekö retim E itimi mparatorlar n ço u, özellikle yüksek ö retime önem vermifltir. E itim kurumlar yla kütüphanelere mekân temin etmifller ve yüksek okullarda iyi yetiflmifl e itimcilerin görev almas n sa lam fllard r. Helenistik dönemde oldu u gibi Bizans döneminde de yüksek ö retim kurumlar na vergi muafiyeti tan nm flt r. mparatorluk tarihi boyunca faaliyet göstermifl olan yüksek ö retim kurumlar n n say s oldukça çoktur. stanbul da üniversite ölçe inde bir ö retim kurumu kurulmazdan çok önce Atina da bu düzeyde e itim veren Atina Akademisi, skenderiye de felsefe, matematik ve t p e itimi veren ve Musio ad n tafl yan bir yüksek ö retim kurumu ve Beyrut ta bir Hukuk Okulu bulunmaktayd. ( liadi K. Amalia: internet adresi: stanbul baflkent oldu unda e itim alan nda gelene i olan bir kent de ildi. Büyük Konstantinos e itimin geliflmesi için önlemler alm fl ve retorik ile felsefe e itimi vermeleri için dönemin tan nm fl flahsiyetlerini baflkente yerleflmeleri yönünde teflvik etmifltir. zleyen y llarda yeni baflkenti önemli bir kültür merkezi haline getirmek için stanbul da ilk yüksek ö retim kurumunu faaliyete geçirmifl ve bu okul için kayda de er bir kütüphanenin kurulmas n sa lam flt r. Sözü edilen bu yüksekokul II. Teodosios taraf ndan yeniden yap land r lm fl ve MS. 425 y l nda üniversite anlam na gelen Pandidaktirion ad n alm flt r. Kurulan bu üniversitede 31 âlim ders vermekteydi. Bunlar n 15 i Yunanca ve retorik dersleri verirken, 13 ü Latince ve retorik, ikisi hukuk biri de felsefe dersi vermekteydi. Sadece bir felsefe hocas n n bulunmas felsefeye önem verilmedi inin bir göstergesi olarak görülebilir. Zaten ustinianos daha sonra (529) paganist e itimin kalesi olarak gördü ü Atina Felsefe okullar n n kapat lmas n emretmifltir (Evangelopoulos, 1998, s.56). Pandidaktirio da (üniversitede) ders verecek olan hocalar senato taraf ndan seçilmekteydi ücretlerini devlet karfl lamaktayd. Ö renciler için e itim ücretsizdi. ustinianos da Pandidaktirio ya destek olmufl ve bünyesinde hukuk fakültesi de kurulmufltur. Üniversite unvan n tafl yan bu e itim kurumu yüzy llar aras nda büyük bir geliflme göstermifltir. Fakültelerinde dilbilgisi, filoloji, retorik ve felsefe, müzik ve Roma hukuku d fl nda, geometri, astronomi gibi pozitif bilimler de okutulmaktayd. Bunlara daha sonra t p fakültesi de eklenmifltir. stanbul daki mparatorluk üniversitesinde ve baflkentteki yüksek okullarda imparatorlu un dört bir köflesinden ve o dönemin bilinen dünyas ndan ö renciler ve onlar n yan s ra komflu devletlerden genç prensler ve taht varisleri de s k s k ö renim görmekteydiler. Bizans taki fakülteler iyi organize olmufl kütüphanelere sahipti. Buralarda sadece elyazmas olarak muhafaza edilen nadir kitaplar bulunmaktayd. Kütüphanelerde oluflturulmufl atölyelerde sivillerden ve keflifllerden oluflan yaz c lar kitaplar okuyucular için kopyalamaktayd lar. Bu kopyalay c lar sayesinde klasik Yunan kültürüne ait pek çok eser günümüze ulaflabilmifltir. Devlete ait olanlar d fl nda zengin özel kütüphaneler ve manast r kütüphaneleri de de iflik merkezlerde faaliyet gösteriyordu. Bizans ta yüksek ö retimin tarihsel süreç içindeki geliflimine bak lacak olursa mparator Nikiforos Fokas ( ), Pandidaktirio yu kapatm fl ve onun ard ndan imparator Heraklios ( ) tekrar faaliyete geçirmifltir. kona k r c l k hareketi s ras nda (8. ve 9. yüzy l) Pandidaktirio un faaliyeti sekteye u ram fl ancak kapanmam flt r. savros hanedan ( ) döneminde üniversite, bilinen dünyan n okulu manas nda kumenikon Didaskalion ad n alm flt r. mparator III. Mihail ( ) döneminde yüksek ö retim ivme kazanm flt r. Bu dönemde devletin fiili idarecisi konumunda olan Kesaras Vardas yeni bir yüksek ö retim kurumu aç-

204 196 Bizans Tarihi m flt r. Bu kurum, Magnavra Saray nda faaliyete geçti i için Magnavra Üniversitesi manas nda Pandidaktirio tis Mangavras ad n alm flt r. mparator VII. Konstantinos Porfirogenitos ( ) döneminde bu üniversite yeniden yap land r lm flt r. 11 yüzy la gelindi inde ise yüksek ö retimin ihmal edildi ine tan k olmaktay z. Bu dönemde Bizans kültür hayat n n önemli flahsiyetleri Mihail Psellos un ( ) önderli inde yüksek ö retimde reform talebinde bulunulmufl ve bir tür Hukuk Akademisi kurulmas istenmifltir. Bunun üzerine imparator IX. Konstantinos Monomahos ( ) bir emirnameyle Pandidaktirio yu reforma tabi tutmufl ve iki yeni yüksek okul (fakülte) kurmufltur. Bunlardan biri, bafl na oannis Ksifilinos un getirildi i Didaskalion ton Nomon adl Hukuk Okulu, di eri de bafl na Mihail Psellos un getirildi i Gimnasion adl Felsefe Okuludur. Bu yüksek okullar 13. yüzy l bafllar na kadar faaliyetlerini sürdürmüfltür ( liadi K. Amalia: internet adresi: y l nda stanbul un Haçl lar taraf ndan fethi Bizansl lar n e itim sistemine de büyük zarar vermifltir. Okullar ortadan kalkm fl ve ders veren hocalar da lm flt r. Kütüphanelerdeki yazmalar Latinlerin ç kard yang nlar n alevleri aras nda yan p yok olmufltur (Runciman S., 1985, s. 166). stanbul 1204 y l nda Haçl lar taraf ndan ele geçirildi inde kurulan znik mparatorlu unda e itim alan ndaki Bizans gelene i sürdürülmeye çal fl lm flt r. znik o y llarda ( ) önemli bir e itim ve kültür merkezi olmufltur. stanbul, Bizansl lar taraf ndan 1261 y l nda geri al nd nda yüksek ö retimin korunmas ve sürdürülmesine çal fl lm flt r. mparator VIII. Mihail Paleologos ( ), megas logotetis ünvanl dönemin en önemli ayd n ve tarihçilerinden Georgios Akropolitis i ( ) sonradan kumenikon Didaskalion ad n alan Pandidaktirio olarak bilinen stanbul üniversitenin bafl na getirmifl ve kendisini Aristo felsefesi dersleri vermekle görevlendirmifltir. lahiyatç, tarihçi ve ayn zamanda matematikçi olan ve Osmanl lar hakk nda ilk bilgileri veren Georgios Pahimeris i (Kayap nar L., 2007, s ) de aritmetik, geometri, astronomi ve müzik dersleri vermekle görevlendirmifltir. mparator II. Andronikos Paleologos ( ), yüksek ö retimin bafl na Bizans n en önemli yazarlar ndan biri olan Teodoros Metohitis i getirmifltir. mparatorlu un son y llar nda VIII. oannis Paleologos döneminde ( ) ilahiyatç, ayd n ve talya da klasik dönem araflt rmalar n n yeniden canlanmas na katk da bulunmufl olan oannis Argiropulos ( ) taraf ndan stanbul un son üniversitesi Katolikon Musion kurulmufltur. Bu kurumda Fatih Sultan Mehmet in atad ilk patrik olan Gennadios olarak bilinen yüksek yarg ç ve senato üyesi Georgios Sholarios da ders vermifltir ( liadi K. Amalia: internet adresi: stanbul da laik bir e itim kurumu olan Pandidaktirio nun yan s ra MS. 5. yüzy ldan itibaren yüksek ilahiyat e itiminin merkezi olan Patrikhane Mektebi (Patriarhiki Sholi) de faaliyet göstermifltir. Patrikhane okulunun program nda manast r okullar nda oldu u gibi sadece ilahiyat e itimi verilmemifl programa bir de felsefe fakültesi de dâhil edilmifltir. Burada Pandidaktirio da egemen olan klasik hümanizm ö retisinin aksine H ristiyanl k hümanizmi gelifltirilmifltir. Bizans devleti döneminde stanbul d fl nda Atina, Selanik, Antakya, Beyrut, skenderiye gibi di er önemli kentlerinde mevcut olan okullar n yan s ra özellikle retorik ve felsefe e itimi veren yeni yüksek okullar da aç lm flt r (Evangelopoulos, 1998, s.56). SIRA S ZDE 4 Bizans e itim sistemi hangi e itim aflamalar ndan oluflmaktayd?

205 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi 197 Özet A MAÇ 1 A MAÇ 2 Bizans Devleti nin siyasi kurumlar n aç klayabilmek Hukuken yetkileri s n rs z olan Bizans imparatoru siyasi kurumlar n oluflmas nda da esas teflkil ediyordu. Onun atad klar Bizans siyasal kurumlar n n yöneticileri oluyordu. Bizans siyasal kurumlar n n bafl nda tüm imparatorlu un yönetildi i stanbul ve saray teflkilat geliyordu. Bu örgütlenme büyük ölçüde Roma devlet gelene i çerçevesinde oluflturulmufltur. mparatorun atad üst idareciler onun güvenini kazanm fl ve imparatoru temsil eden kifliler olarak imparatorun siyasetinin temsilcileri olarak görev yap yorlard. Bizans Devleti nin merkezi yönetim teflkilat n aç klayabilmek stanbul, Bizans yönetiminin merkezi olmufltur. mparatora ait olan kanun ç karma, adalet da tma, vergi toplama ve imparatorlu u savunma görevleri birer makama çevrilerek imparator ad na bu mevkilere atamalar yap lm flt r. stanbul ili nin yönetimi Roma döneminde prokonsül denilen antipatos unvanl yöneticiye verildi. Bu kifli stanbul un ekme inin sa lanmas ndan, flehrin esnaf ve zanaatkâr n denetiminden ve adalet ifllerinden sorumluydu. Magister officiorum adl görevli ise imparatorlu a ba l bütün eyaletlerin yönetiminden, devletin güvenli iyle ilgili hizmetlerden, imparatorun flahsi güvenli inden, saray törenlerinin düzenlenmesinden, yabanc elçi heyetlerinin kabulü gibi hizmetlerden sorumluydu. Kanunlar n ve emirnamelerin haz rlanmas ve adalet iflleri questor adl bir görevlinin sorumlulu undayd. Logotesia olarak adland r lan ve günümüzdeki bakanl klar ça r flt ran idari birimlerde de mali konularla ilgili ifller görülüyordu. A MAÇ 3 A MAÇ 4 Bizans Devleti nin taflra teflkilat n tart flabilmek Eparhia diye adland r lan ve say lar 120 ye ulaflan iller Bizans taflra teflkilat n n esas n oluflturuyordu. Bu idari yap lanmaya ba l olarak ayn flekilde kilise taflra teflkilat da olufluyordu. llerin birleflmesinden diikisi denilen 15 sancak ve bu sancaklar n birleflmesinden de iparhia denilen dört eyalet oluflturuluyordu. Güvenlik ise 6. yüzy ldan 11. yüzy l n ortalar na kadar topra a ba l bir askeri sistem olan temalar sayesinde sa lan yordu. Da l k geçitlerde klisurarhis denilen görevlinin bulundu u derbent teflkilat yer al yordu. Kilise ise merkezde patrik, sancaklarda metropolitlikler, illerde piskoposluk ve daha küçük birimlerde de mahalli kiliseler ve manast rlar olarak örgütleniyordu. Bizans e itim sistemini aç klayabilmek Yafllar 5-9 aras nda olan çocuklar iste e ba l olarak kiliselerde üç ya da dört y l dini a rl kl ilkö retim e itimi al yorlard. Ortaö retime ise yafllar ndaki çocuklar bafllayabiliyor 3 ya da 4 y l boyunca Yunan dili a rl kl laik bir e itime tabi tutuluyordu. Bu e itimdeki amaç devlet kurumlar nda görev almak ve sosyal statü elde edebilmekti. Yüksek ö retim ise a rl kl olarak stanbul da gerçeklefltirilmifltir. Özellikle hukuk, felsefe, filoloji, ilahiyat ve t p alanlar nda yüksek ö retim okullar stanbul da aç lm flt r.

206 198 Bizans Tarihi Kendimizi S nayal m 1. Afla dakilerden hangisi Bizans imparatorlar n n unvanlar ndan biri de ildir? a. Augustus b. Vasilios c. Aftokrator d. Kral e. Despot 2. Bizans saray ndaki protospatarios afla dakilerden hangisinden sorumludur? a. Sarayda verilen ziyafetlerin idaresinden b. mparatorun gard robundan c. Sarayda bulunan yatak odalar ndan d. mparatorun gece can güvenli inden e. mparatorun atlar ndan 3. Afla dakilerden hangisi imparator un yetkilerini s - n rland ran bir kurum de ildir? a. Kilise b. Senato c. Dimoslar d. Ordu e. Üniversite 4. Bizans devletinin baflkenti stanbul olduktan sonra en üst yarg makam afla dakilerden hangisidir? a. Prokonsül b. Quaestor c. Eparhos d. Nikteparhos e. Vikarios 5. Afla dakilerden hangisi Bizans mparatorlu unda devlet hazinesinin denetiminden sorumludur? a. Logotetis tu Geniku b. Logotetis tu Stratiotiku c. Hartularios tis Sakellis d. Logotetis ton Agelon e. Hartularios tu Vestiariu 6. Megas Domestikos unvan Bizans döneminde afla - daki alanlardan hangisinde kullan lm flt r? a. Adliye b. Maliye c. Ordu d. Kilise e. E itim 7. Afla dakilerden hangisi Bizans taflra teflkilat içinde yer almaz? a. Piskopos b. Manast r c. Tema d. Klisuarhis e. Kuropolatis 8. Afla dakilerden hangisi stanbul Üniversitesi nin Bizans döneminde kulland adlardan ya da stanbul da kurulan üniversitelerden biri de ildir? a. Pandidaktirio tis Mangavras b. Sholio tu Grammatiku c. Pandidaktirio d. kumenikon Didaskalion e. Katolikon Musion 9. Afla dakilerden hangisi Bizans e itim sistemi içinde yer almaz? a. Hemodidaskalio b. Tahigrafia c. Trivium d. Eparhiaki Sinodos e. Quadrivium 10. Bizans ta ilkö retim e itimi hangi kurum taraf ndan verilmektedir? a. Aile b. Kilise c. Saray d. Ordu e. Maliye

207 8. Ünite - Bizans Devlet Yap s ve E itim Sistemi 199 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar 1. d Yan t n z yanl fl ise, Bizans Siyasi Kurumlar bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 2. a Yan t n z yanl fl ise, mparator- mparatorun Maiyeti-Saray Görevlilerinin Unvanlar bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 3. e Yan t n z yanl fl ise, mparatorun Yetkilerini S - n rland ran Kurumlar konusunu yeniden gözden geçiriniz. 4. a Yan t n z yanl fl ise, Bizans ta Merkezi Yönetim Teflkilat bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 5. c Yan t n z yanl fl ise, Mali Kurumlar konusunu yeniden gözden geçiriniz. 6. c Yan t n z yanl fl ise, Ordu Örgütlenmesi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. e Yan t n z yanl fl ise, Bizans Taflra Teflkilat ve Kilise konusunu yeniden gözden geçiriniz. 8. b Yan t n z yanl fl ise, Bizans ta Yüksekö retim E itimi bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 9. d Yan t n z yanl fl ise, Bizans E itim Sistemi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. b Yan t n z yanl fl ise, Bizans ta lkö retim E itimi konusunu yeniden gözden geçiriniz. S ra Sizde Yan t Anahtar S ra Sizde 1 Bizans devleti nde yönetimin temelini imparator oluflturuyordu ve devlet mekanizmas n n tamam n mutlak denetimi alt nda tutuyordu. Devlet memurlar n atama yetkisi, savafla karar verme, bar fl yapma, af ç kartma ve kanun yapma yetkisi imparatora aitti. Bu yönüyle imparatorun yetkileri hukuken s n rs zd. Ancak imparator ç kard kanunlarda adalet kavram na önem veriyor ve bu yönde hareket edece ini beyan ediyordu. Bu beyan n n d fl na ç kmas halinde senato, dimos olarak adland r lan örgütlü toplumsal gruplar, kilise ve ordu taraf ndan imparatorun yetkileri fiiliyatta s n rland r labiliyordu. S ra Sizde 2 Bizans idari teflkilatlanmas nda Roma gelene ini benimsemifl ve merkeziyetçi bir anlay fl sergilemifltir. Bu amaçla Bizans saray imparatorlu un merkezi olmufltur. mparator bütün üst düzey memurlar stanbul dan atam flt r. Tüm imparatorlu u idare eden merkez olarak stanbul ili nin kendine has bir idari teflkilatlanmas olmufltur. Saray teflkilat da bu organizasyonun bir parças d r. Di er önemli kurumlar aras nda imparator ad na kanunlar haz rlayan ve yarg lama ifllerini yöneten adalet teflkilat n, hazinenin temel gelir kayna olan vergilerin toplanmas ndan ve masraflardan sorumlu olan maliye teflkilat ile ülkenin ve imparatorun savunmas ndan sorumlu olan ordu teflkilat n sayabiliriz. S ra Sizde 3 Bizans idari yap s stanbul a ba l olmak üzere iparhia denilen eyaletler, eyaletleri oluflturan ve diikisi denilen sancaklardan ve bu sancaklar oluflturan 120 kadar eparhia denilen illerden oluflmufltur. Taflra teflkilat n n idari temel birimi eparhia d r. Askeri olarak ise 7. yüzy ldan 11. yüzy l n ortalar na kadar taflrada tema sistemi uygulanm flt r. Bu sistem, bir bölgeye ait toprak gelirlerinin orada ikamet eden askerlere tahsis edilmesine ve askerlerin de gelirlerini elde ettikleri bu topraklar savunmas esas na dayan r. Taflran n di er bir önemli teflkilat kilise teflkilat d r. Kilise, diikisilerde (sancak) metropolitlikler, eparhialarda (il) piskoposluk, daha küçük yerlerde de mahalli kiliseler ve manast rlar fleklinde örgütlenmifltir. S ra Sizde 4 Bizans ta okul öncesi e itim mevcut de ildi. lkö retim, 5-9 yafl aras çocuklarda üç ya da dört y ll na zorunlu olmadan iste e ba l olarak gerçeklefltiriliyordu. lkö retimden büyük ölçüde kilise sorumluydu ve amac inançl iyi H ristiyanlar yetifltirmekti. Okuma kitab olarak Eski ve Yeni Ahit kullan l yordu. Ortaö retimde ise ilkö retimin aksine dini de il laik bir e itim, sholio tu grammatiku ad verilen okullarda veriliyordu. Amac devlet kurumlar nda görev almak ve sosyal statü elde etmek isteyen kiflilere Yunancay grameri ile ö retmekti. Yüksek ö retim ise Atina, skenderiye, Beyrut, Selanik, Antakya ve stanbul da veriliyordu. Bu flehirlerin do uda kalanlar erken dönemde Bizans n elinden ç kt ndan stanbul üniversite e itiminin merkezi olmufltur. Hukuk, felsefe, filoloji, ilahiyat ve t p alanlar nda stanbul da yüksek ö retim kurumlar oluflturulmufltur.

208 200 Bizans Tarihi Yararlan lan Kaynaklar Bury J. B., (1911), The Imperial Administrative System in the Ninth Century, Oxford University Pres, Londra. Rice, Tamara Talbot., (2002), Bizans ta Günlük Yaflam Bizans n Mücevheri Konstantinopolis, Özne Yay nevi, stanbul. Talbot, Alice-Mary,. (1999), Bizans Manast r Sistemine Girifl Cogito 17, Yap Kredi Yay nlar, s Bask c, Murat., (2009), Bizans Döneminde Anadolu ktisadi ve Sosyal Yap ( ), Phoenix Yay nlar, Ankara. Bask c, Murat., (2001), Bizans ta mparatorluk Kurumu, Cevat Geray a Arma an (Mülkiyeliler Birli i Yay nlar No:25, Ankara: 2001) içinde, s Evangelopoulos, Spiros., (1998), Elliniki Ekpedevsi, tomos A, Ellinika Grammata yay nevi, Atina. Haldon, John., (2008), Structures and Administration, The Oxford Handbook of Byzantine Studies, Oxford Universty Press, s Herrin, Judith,. (2010), Bizans Bir Ortaça mparatorlu unun fiafl rt c Yaflam, stanbul. storia tu Elliniku Etnus VII.c., (1978), Ekdotiki Athinon yay n, Atina. storia tu Elliniku Etnus VIII.c., (1979), Ekdotiki Athinon yay n, Atina. storia tu Elliniku Etnus IX.c., (1980), Ekdotiki Athinon yay n, Atina. Markopoulos, Athanasios., (2008), Education, The Oxford Handbook of Byzantine Studies, Oxford Universty Press, s Runciman, Steven., (1985), Byzantine Style and Civilization (1975), Londra. Troianos, S., Velisaropoulou- Karakosta, (2002), storia Dikeu, Sakkula Yay nlar, Atina- Komotini. WEB: ( liadi K. Amalia: internet adresi: html)

209

210 9B ZANS TAR H Amaçlar m z Bu üniteyi çal flt ktan sonra; Bizans Ekonomisini dönemlerine göre aç klayabilecek; Bizans Devleti nin Anadolu ve Anadolu d fl nda üretimi ile ticareti yap lan ürünleri tan mlayabilecek; Bizans Devleti nde ticaret yapan tacirlerin ve esnaflar n ba l olduklar loncalar ve devletin vergi gelirlerini aç klayabilecek; Bizans Devleti nin para sistemini örnekleriyle tan mlayabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Ekonomi Tar m Ticaret Vergi Üretim Seramik, Maden, Tekstil, Cam Lonca Sikke Darphane çindekiler Bizans Tarihi Bizans Ekonomisi G R fi ERKEN DÖNEM B ZANS EKONOM S ORTA DÖNEM B ZANS EKONOM S GEÇ DÖNEM B ZANS EKONOM S T CARET, ÜRET M, LONCALAR VE VERG LER PARA S STEM

211 Bizans Ekonomisi G R fi Bizans mparatorlu unun bin y ldan fazla süren zaman diliminde, ekonomisinin genellikle karmafl k bir yap ya sahip oldu u bilinmektedir. Devlet, para basma tekelini elinde tutarak, ekonominin di er önemli sektörlerine müdahale gücüne sahipti. Oysa bu hak orta ça bat Avrupa s nda irili ufakl feodal beylere özgüdür. Bu durum devletin krediler ve belirli yat r m biçimleri için kurumsal koflullar sa layarak, faiz oranlar üzerinde de her zaman ciddi bir kontrol uygulanmas na neden olmufltur. Devletin müdahalesi di er baz alanlarda da aç kça görülmektedir. Örne in mparatorun yetkilileri, kriz esnas nda sermayenin sa lanmas n temin etmek ve tah llar n fiyatlar n düflük tutmak için devreye giriyordu. Bundan dolay, mparatorluk mallar n iç sirkülâsyonunu ve uluslararas ticareti kesinlikle kontrol alt nda tutuyordu. Buna ek olarak, Devlet, ço u kez fazlal klar n bir k sm n vergi olarak topluyor ve bunlar ordu yetkililerinin maafllar olarak da t ld gibi kamu iflleri, binalar veya sanat eserleri olarak tekrar topluma geri döndürüyordu. Bunun yan nda devlete k smi olarak ba l veya ondan tamam yla ba ms z ekonomik iliflkiler de vard r. Örne in tar msal üretim, büyük toprak sahipleri ve çiftçiler aras ndaki iliflkiler, yurt içi ve uluslar aras ticaret, kentsel ekonomi, kentsel nüfusun ekonomik aktiviteleri ve üretimi, tüketim ve al flveriflin merkezleri olarak flehirlerin rolünü sayabiliriz (Laiou, 2002b, s.3-4). Bizans Roma dan, ticari faaliyetlerin özgür insanlar için uygun bir ifl olmad yolunda bir küçümseyici alg lamay devralm flt. Ticaretle, hatta uluslararas ticaretle u raflanlar s radan ve bu faaliyetleri nedeniyle kirlenmifl kifliler olarak görülüyordu. mparatorlu un her yerinde ticari faaliyetlerden do an gümrük vergilerini komerkiaros olarak adland - r lan vergi memurlar topluyordu. Bizans n ticarete olan yaklafl m çok gelenekseldi. Devlet için elzem olan hiçbir ürün ihraç edilemezdi. Örne in Rum Atefli (Resim 9.1), al- Rum Atefli: Tarihçilere göre k zg n kömür, kükürt ve zift kar fl m ndan oluflan Rum Atefli M.Ö. 423 de Mora savafllar s ras nda kullan lm flt r. Daha sonra M.S. 660 larda zift, reçine, kükürt, nafta, kireç ve güherçile ile Rum Atefli zenginlefltirilmifltir. Su eklendikçe alevi artar. fiekil 9.1 Bizans gemisinde rum atefli kullan lmas Madrid Skylitzes el yazmas, 11. yüzy l sonu.

212 204 Bizans Tarihi Solidus: lk defa mparator I. Konstantinos taraf ndan y l nda bast r lan ve Bizans mparatorlu u nda 10. yüzy l a kadar kullan lm fl olan alt n sikkenin ad solidustur. Bu sikke Roma mparatorlu u nun ana alt n paras olan aureus la yer de ifltirmifltir. Solidus ismi mparator Diocletianus taraf ndan y llar aras nda bast r lan ve Konstantinos unkilerden farkl olan alt n sikke için de kullan lm flt r. Sikke teorik bir de erle 1/72 Roman pound u (yaklafl k 4.5 gram) ölçü al narak bas lm flt r. SIRA S ZDE 1 t n, tuz, silah yap m için demir, gemi yap m için kereste gibi düflmana yard m edebilecek herhangi bir emtia hiçbir zaman imparatorluk d fl na ç kar lamazd. Yasaklanm fl mallar listesinde kullan m sadece imparatorluk ailesine ait olan erguvani renkli boya ile boyanm fl ve imparatorluk ailesinin fertlerine tahsis edilmifl her türlü ipekliler de yer al yordu. Bununla birlikte ticaretten elde edilen gelir, Bizans devletinin genel bütçesi içinde ancak küçük bir yere sahipti. Çünkü Bizans devleti gelirinin büyük bir k sm n topraktan ve insanlardan al nan vergilerden sa l yordu. Merkezi hükümet bunlar n alt n sikkelerle nakit olarak ödenmesinde srar ediyordu. Bu suretle, yöneticilerin ve askerlerin maafllar alt n sikke ile ödeniyor fakat vergi fleklinde hazineye geri dönüyordu (Herrin, 2010, s ). Devlet, çeflitli alanlardan vergi geliri elde etmesine ra men, her zaman için en önemli vergi kayna tar msal alanlar ve bunlar iflleyen küçük köylüler olmufltur. Bu yüzden Orta Bizans Dönemi nde devlet, temel vergi ödeyici grubu olan küçük arazili özgür köylülerin büyük toprak sahiplerince ele geçirilmesini engellemek için önlemler almaya çal flm flt r. Bizans Devleti toplad vergileri nas l kullan yordu? ERKEN DÖNEM B ZANS EKONOM S Resim 9.2 Maksimum Fiyat Ferman n n bir parças. Yunanistan- Geraki deki Aziz Ioannes Chrysostomos Kilisesi nin kap s nda yeniden kullan lm fl. Kaynak: dia.org/wiki/ File:Prices_ edict.jpg 4. ve 5. Yüzy l Bizans Ekonomisi mparator Dioklitianos ( ) döneminde, Do u Roma mparatorlu u nun y ll k geliri, tüm Roma mparatorlu u nun toplam geliri olan solidus üzerinden solidusdur. Asl nda Dioklitianos bafla geçti inde Roma ekonomisi çökmenin efli- indeydi. mparator 290 y l nda kapsaml bir para reformu yapm fl, daha sonra 301 y l nda Maksimum Fiyat Ferman (Latince: Edictum De Pretiis Rerum Venalium) ile enflasyonu dizginlemeye çal flm flt r (Resim 9.2). Bu fermanla maafllar ile binden fazla ürünün fiyatlar sabitlenmifl ve fazla fiyat biçen tüccarlar ölüm cezas yla tehdit edilmifltir. Uygulamaya konulan tavan fiyat nda yer alan ürünler aras nda çeflitli besin maddeleri (s r eti, tah l, flarap, arpa gibi), giyim eflyalar (ayakkab ve kumafl gibi), deniz ticaretindeki nakliye giderleri ve haftal k ücretler yer almaktad r. Ancak Dioklitianos dönemi sonunda enflasyon ve fiyatlara hile kar flt r lmas gibi nedenlerden dolay, Maksimum Fiyat Ferman neredeyse yok say lm flt r. Dolay s yla ekonomi Konstantinos un ( ) para reformuna kadar istikrara ulaflamam flt r. Dioklitianos un sistemine göre vergi olarak zirai kazanc n yüzde 10 u al n yordu. Bu vergi oran n n, köylünün ödeme gücü s n rlar içinde kalmas sistemin uzun ömürlü olmas n sa lam flt r. Çünkü Anadolu da Dioklitianos un koydu u vergi sistemi 20. yüzy l n bafllar na, Osmanl mparatorlu u nun y k l fl na kadar büyük ölçüde devam etmifltir.

213 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 205 Dioklitianos dan mparator Markianos a ( ) kadar olan dönemde Do u Roma mparatorlu un nüfusu ve tar m üretimi inifle geçmifltir. Markianos döneminde ise nüfusun yüzy llardan beri ilk defa artt n görülmektedir. (Treadgold, 1997, s ) (Resim 9.3). Bunda Markianos un afl r harcamalar kontrol alt na alan mali politikalar ve tahrip edilmifl bölgeleri yeniden yap land rmas n n etkisi büyüktür. Resim y l nda Balkanlar ve Anadolu da kentlerin da l m Kaynak: M. Hendy, Studies in the Byzantine Monetary Economy, c (Cambridge, 1985), 71, map km Yüzy l Bizans Ekonomisi mparator I. ustinianos un, ( ), I. Anastasios ( ) ve I. ustinos ( ) dönemlerinden yaklafl k 29 milyon solidusu miras olarak ald bilinmektedir. I. ustinianos ile birlikte y ll k gelirinin 5 milyon solidus oldu u düflünülürse miras kalan bu miktar çok önemlidir (Harl, 2008; Harl, 1996). I. ustinianos un Kuzey Afrika ve talya y ilhak etmesi, Bat Roma y Do u ile birlefltirmesi Akdeniz ticaretini canland rm fl ve iktisadi kalk nmay beraberinde getirmifltir. Bizans mparatorlu unun 530 l y llardaki h zl büyümesi, çok miktarda talepkar insan toplulu u (yaklafl k 30 milyon) oluflmas na neden olmufltur. Ancak bunun yan nda ifl gücü-iflçi s - n f, do al kaynaklar, sabit sermaye (araç-gereçler, imalathaneler, nakliye gereçleri, çiftlik hayvanlar, silahlar) ve döner sermaye gibi (hammadde stoklar, bas lm fl sikke ve sikke bas m için gerekli maden ve malzemeler) verimli bir art fla da neden olmufltur (Laiou ve Morrisson, 2007, s. 24). Bu geliflmeler birçok köyün küçük kasabalara dönüflmesini beraberinde getirmifltir. Bu kasabalar, küçük çapl ticaret ve imalathaneleri sayesinde bir pazara dönüflmüfltür. Bu pazar n sahipleri ise tekstil üretimi yapanlar, demirciler, alt n iflçileri, giriflimciler, tafl ustalar ve marangozlard r. Bu geliflmeyle kasabalar, bölgesel ekonomide k smen flehirlerin yerini alm flt r (Morrisson ve Sodini, 2002, s ). Bat da ngiltere ye, do uda K z l Deniz ve Hindistan a kadar yay lan ticaretin, 6. yüzy l n ortalar na kadar ayr cal kl bir konumda oldu unu görmekteyiz. Oldukça fazla geliflen ticaret a nda, devlet maliyet fiyat ve sat fl fiyat aras ndaki farktan ka-

214 206 Bizans Tarihi Litürji: Bir dinin törenlerine ve tap nma biçimine iliflkin kurallar n tümüdür. Litürjik ise litürjiye iliflkin olgular niteler. Örne in kilise hazinelerinde yer alan; sa n n bedenini sembolize eden ekme in kondu u tepsi (paten) ve sa n n kan n sembolize eden flarab n kondu u kadeh (kalis) litürjik objelerdir. Mimari Plastik: Mimaride yap y statik ve estetik aç dan tamamlayan elemanlard r. Örne in; sütun bafll, kemer, arflitrav, friz, söve, korkuluk levha ve sütunlar, litürjik ifllevi olan altar, kiborium, ambon, templon. Sübvansiyon: Devlet taraf ndan toplum ç karlar n gözeterek üretimi veya ihracat çeflitli flekillerde etkilemek ve yerine göre üreticileri/ihracatç lar korumak ve teflvik etmek amac yla para ya da para olarak ifade edilebilecek di er flekillerde verilen karfl l ks z mali yard mlara denir. Pound: Bizans Döneminde, Geç Roma poundunu (litra) esas alan Bizans poundu kullan lm flt r. mparator I. Konstantinos in kabul etti i orijinal pound (litra, 327,45 gram), 12 ounce ve 72 solidiye eflittir. Ancak günümüze gelen örnekler, nomisma ve poundun a rl n n de iflebildi ini göstermektedir. Bir pound; yüzy llar aras nda 324 gr., yüzy llar aras nda 322 gr., yüzy llar aras nda 320 gr., 9. yüzy l ile 13. yüzy l bafl aras nda 319 gr.d r, daha sonra bu de er 319 gr. n da alt na düflmüfltür. Ayn flekilde nomisman n a rl da 4.55 gr. ile 4.00 gr. aras nda de iflmektedir (Acara, 2005, s. 51). zanç sa lamaktad r. Devlet ayr ca ticaretin faaliyet alanlar n da politik ve diplomatik anlaflmalar ile kontrol etmektedir. ustinianos dönemi özellikle infla faaliyetlerinin maliyeti ve yap lar n kalitesi aç s ndan çok önemlidir. Ancak bu inflaatlar bütçeye çok büyük yükler getirmifltir. Baflkent stanbul da Aya Sofya Kilisesi, Aziz Poliefktos Kilisesi, Azizler Sergios ve Bakhos Kilisesi, Efes de Aziz oannis Bazilikas ve Yunanistan da Kavala yak nlar ndaki Filippi B Bazilikas bu maliyetli köklü de iflimin kan tlar d r. Bunlar n yan s ra ayn etki Ravenna daki San Vitale Kilisesi nde ve kuzey Suriye deki bn-i Vardan Kasr Kilisesi nde de hissedilmektedir. Dönem kaynaklar nda Aya Sofya n n yap maliyeti abart lm fl gibi görünse de, bu yap için muazzam bir ifl gücü gerekmifltir. Yap elemanlar na, litürjik objelere ve mimari plastiklere 1.04 ve 1,3 milyon solidus aras nda bir harcaman n yap ld bilinmektedir. Görüldü ü üzere Bizans ekonomisi içinde infla faaliyetleri imparatorluk halk için önemli ve gerekli olarak de erlendirilmektedir. Kilise yap mlar yada onar mlar dine olan sayg y gösterse de bir kazanç kap s ve bir dizi meslek gruplar n n da geçim yolu oldu u unutulmamal d r. (Morrisson ve Sodini, 2002, s ). Askeri ihtiyaçlarla ilgili hükümet harcamalar n ve imparatorluk saray giderlerini karfl laman n; baflkent ve di er flehir merkezlerinin beslenmesini, ipek, maden eflyalar ve ikonalar gibi çok aran lan lüks eflyalar n üretimini karfl laman n en etkili yolu arazi ve nüfusu vergilendirmektir. I. ustinianos gibi imparatorlar n yönetimi alt nda, kiliselere yap lan harcamalar, di er inflaatlar (sur ve köprü inflalar, su kemerlerinin onar lmas gibi) arazi ve insanlardan al nan do rudan vergilerle, ticaretten al nan dolayl vergilerle elde edilen hâs lat aflm fl olabilir. Ancak baflar l seferlerden elde edilen ganimet, yeniden fethedilen yerlerin merkezi hükümetin vergi alan na sokulmas yla dengelenmifltir (Herrin, 2010, s ). Roma dan miras al nan sosyal yaflam ve ekonomik sistemin düzeni 6. yüzy l n ikinci yar s nda ciddi bir gerileme yaflam flt r. Bu gerilemenin nedenlerini flöyle s - ralayabiliriz. 541/2 ve 558, 573/4 y llar nda yaflanan veba salg n ile nüfusunun neredeyse %30 u kaybedilmifltir. Özellikle büyük flehirler k rsal alanlara göre vebadan daha çok etkilenmifltir. Çünkü veban n bafll ca yay lma yolu gemi yolculuklar d r. Dolay s yla göçebe olmayan yerleflik halk ve büyük limanlardan uzak yaflayan köylüler daha az etkilenmifltir. Ayr ca veba salg n na ek olarak suçiçe i salg n, 526, 528, 580 y llar ndaki birkaç büyük deprem, devlet bütçesinden çok para harcanan ve uzun süren savafllar ( y llar aras nda talya da Gotlarla, 540-5, ve y llar aras nda Araplarla, Balkanlarda Avarlar ve Slavlar ile) imparatorlu un mali gücünü olumsuz etkilemifltir. Mali durumu olumsuz etkileyen bir baflka sebepte, I. ustinianos un yeniden geri ald topraklarda s n rlar korumak amac yla düflman ülkelere ödedi i sübvansiyonlard r. I. ustinianos, Sasani mparatorlu u ile yap lan savafllarda sübvansiyonlara çok fazla para harcam flt r. Sübvansiyonlar varisleri taraf ndan da devam ettirilmifltir. Örne in II. ustinos ( ), Avarlar a bar fl için gümüfl sikke ödemifltir. II. Tiberios da ( ) 4 y l boyunca pound de erinde alt n hibe etmifltir (Norwich, 1999, s.85).

215 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 207 ORTA DÖNEM B ZANS EKONOM S 7-9. Yüzy l Bizans Ekonomisi 7. yüzy l süresince, Bizans mparatorlu u kendini tam anlam yla demografik, politik ve ekonomik bir krizin içinde bulmufltur. Asl nda kriz 6. yüzy l n ikinci yar s nda büyük ölçüde veba ve veban n nüfus üzerindeki çarp c etkileri sebebiyle bafllam flt r. Bu durum dönemin askeri ve politik unsurlar yla daha da güçlenmifltir. I. ustinianos un imparatorlu u s ras nda yüksek bir refah düzeyine ulaflan imparatorluk 7. yüzy l n ortas nda çok farkl bir devlet ve ekonomi yap s sergilemektedir. Slav, Avar, Pers ve Arap sald r lar na karfl koyma imkân n azaltan askeri kriz sonras, imparatorlu un baz zengin bölgeleri kaybedilmifl, di erleri ise neredeyse sürekli sald r alt nda kalm flt r. Bu kriz 8. yüzy l n sonlar na kadar sürmüfltür (Laiou, 2002, s.1145). 7. yüzy ldaki Müslüman fetihlerinin kargaflal döneminde, arazi kay plar ve düflman sald r lar çok say da mülteci oluflturmufltu. nsanlar daha güvenli bölgelere kaçt için merkezi yönetim, imparatorlu un merkezindeki alan d fl nda vergi taban n n izini kaybetmifltir. Dolay s yla devletin vergileri toplama kapasitesini yeniden kazanmas için y llar n geçmifli gerekmifltir (Herrin, 2010, s. 214). Ticaret ve al flverifl devam etmesine ra men, üretimin azalmas ve genifl alanlardaki iletiflimin kesilmesiyle beraber ekonomi oldukça zarar görmüfltür. Arkeolojik veriler de para dolafl m n n cans z hale geldi ini göstermektedir. Örne in Korintos, Atina, Efes, Sard, Afrodisias, Antakya ve Bergama gibi vilayetlerde yap lan kaz larda 688 ile 820 y llar aras nda bast r lan bronz sikkeler çok az say da ele geçmifltir. mparatorlu- un 6. ve 7. yüzy l bafllar na kadar para basan darphanelerinin say s da 7. ve 9. as rlar aras nda ciddi olarak azalm flt r (Resim ) (Morrisson, 2002). Resim ve 7. yüzy llar aras nda Bizans Darphaneleri Kaynak: C. Morrisson, Byzantine Money: Its Production and Circulation, The Economic History of Byzantium: From the Seventh through the Fifteenth Century (Edt. A. E. Laiou) (Washington, D.C., 2002), map.1a.

216 208 Bizans Tarihi Resim ve 9. yüzy llar aras nda Bizans Darphaneleri Kaynak: C. Morrisson, Byzantine Money: Its Production and Circulation, The Economic History of Byzantium: From the Seventh through the Fifteenth Century (Edt. A. E. Laiou) (Washington, D.C., 2002), map.1b. Müslüman fetihleri ve ikonak r c l k tart flmalar n n yer ald 7. ve 9. yüzy llar aras Bizans tarihinde Karanl k Dönem olarak adland r lmaktad r. Ancak ekonomi aç s ndan bu y llar n çok da uzun sürmedi i söylenebilir. Ekonomik krizin atlat lmas nda devletin rolü büyüktür. Örne in kriz dönemlerinde, devlet ekonominin tar m n etraf nda yeniden düzenlenmesini sa lam flt r. K rsalda para dolafl m n kolaylaflt ran bir sistemle devlet güdümlü ekonomi yap land r lm flt r. fl gücü k tl - n n etkileri de miras yolu ile ele geçen mallar n kiralar yükseltilerek azalt lmaya çal fl lm flt r. 769 y l nda da vergilerin nakit olarak ödenmesi flart, devletin bunlar maafl olarak da tmas na olanak vermifltir. Buna ra men ekonomik hayatta devletin tam bir yönetimsel kontrol uygulam fl oldu u söylenemez. K rsal ekonomi küçük çiftlik sahiplerinin, al fl-verifl ekonomisi denizcilerin ve tüccarlar n elindeyken hububat ve ipek gibi önemli hammadde ve ticari mallarla ilgili ifller devlete aittir (Laiou, 2002, s. 1146). 7. yüzy l n sonlar ndan itibaren, imparatorluk yönetimi Balkanlar n iç bölgeleriyle Anadolu nun do usundaki tema lara do ru yayg nlaflt r lm flt r. Bu bölgelere vergileri toplayabilmek ve yeni kay tlar tutmak üzere stanbul dan memurlar gönderilmifltir. Bu memurlar nüfus say m yaparak, arazilerin verimlili ini de de erlendirmifllerdir. Örne in arazi kayal k ve tar ma elveriflli de ilse, ekilebilir yerlere ve otlaklara göre daha düflük vergilendirilmifltir. Ayr ca bu memurlar taraf nda köylü hanelerinin sahip oldu u domuz, keçi ve yük hayvanlar n n da kay tlar ç kar lm flt r. Belli bafll vergi kaynaklar ise zeytinlikler, üzüm ba lar, dut fidanl klar d r (ipek endüstrisini desteklemek için). Bunun yan nda baz ürünlere, örne in erguvan rengi boyan n yap m nda kullan lan iskerlete (dikenli salyangoz) muafiyet tan nm flt r (Herrin, 2010, s.214). 8. yüzy l n sonu ve 9. yüzy l n bafl nda önemli ekonomik aktiviteler göze çarpmaktad r. 747 y l nda veba, yayg n ve etkili olsa da nüfus art fl ndaki toparlanma dikkat çekicidir. Çeflitli sektörlerde toparlanman n efl anl l yla birleflen bu unsur

217 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 209 mali sistemin yeniden yap land r lmas yla iliflkili olmal d r. Mali sistem I. Nikiforos un ( ) sorumlulu unda yeniden düzenlenmifl ve daha etkili hale gelmifltir (Laiou, 2002, s. 1147). I. Nikiforos un ald önlemlerden, tam manas yla geliflmifl bir para ekonomisinin varl aç kça görülmektedir. Örne in imparator Trakya da vergi olarak çok miktarda alt n toplamay amaçlam flt r. Kimi zamanda vergilerin oran n %50 artt rm fl ve daha önce vergiden muaf olan hay rsever vak flar vergiye tabii tutmufltur (Herrin, 2010, s. 215). Mali sistemdeki yap land rma ekonomi ve politikada verimli bir dönemin bafllang c olmufltur. Dönemin harcamalar y ll k gelirle k yasland nda oldukça fazla olmas na ra men 8. yüzy l n sonunda, kifli bafl na al nan vergi ve alan vergisi imparatorlu a alt n sikke olarak yaklafl k nomismata y ll k kazanç sa lam flt r. Sonuç olarak Bizans ekonomisi kendi kendine yetmifl ve karanl k ça da zenginleflmifltir. Bizans Devleti ni 7. yüzy l boyunca etkileyen ekonomik krizin sebepleri nelerdir? 9. ve 10. Yüzy l Bizans Ekonomisi 9. yüzy l n bafl nda devletin harcamalar, Müslüman ordular n n imparatorlu a 806 y l ndaki ak nlar ve I. Nikiforos un alt n sikke fidye ve y ll k alt n sikke haraç ödemeye zorlamas yla bir art fl göstermifltir (Norwich, 1995, s. 6). mparator Teofilos da ( ) Ba dat halifesini etkilemek için, Ba dat halk na alt n sikke da tm fl ve 838 y l nda halifeye alt n dinar ödemeye zorlanm flt r. 800 lü y llar n bafl nda Bizans ekonomisinin canlanmas, mparator Teofilos un varislerine imparator hazinesi için 842 de nomismata b rakmas faktörüne ba lanabilir (Treadgold, 1997, s. 445). 9. yüzy l n ikinci yar s nda da kifli bafl na düflen vergi ve alan vergisi imparatorlu a y ll k yaklafl k nomismata kazanç sa lam flt r. Bizans ekonomisinin genifllemesinde, yeniden nüfus art fl ve tar ma dayal ortaça ekonomilerindeki genel durum önemli unsurlard r. Çünkü ifllenen alanlar geniflledikçe zirai üretim de genifllemifltir. fiehirlerin 8. yüzy l n sonunda tekrar geliflmeye bafllamas 12. yüzy la kadar artarak devam etmifltir. Nüfusun art fl, kentte oturanlar n say lar n n artmas, üretimdeki art fl ticareti de canland rm flt r. stanbul bölgesel ve bölgeler aras merkez olarak özelli ini kaybetmeden uluslar aras ticaretin önemli bir deposu olarak ifllev görmüfltür. Selanik gibi di er kentsel merkezlerde bölgenin ekonomisinin birlefltirilmesinde etken olmufltur. Eyaletlere ait flehirler de geliflmeye bafllam flt r. Eyaletlerde olmasa da stanbul da ticaret ile ilgili baz düzenlenmeler yap lm flt r. Örne in tah l ve imparatorlu a özgü ipekler gibi önemli mallar imparatorluk müdahalesine tabiiydi. mparatorlu a ait ipeklerin üretimi genellikle imparatorlu a ait atölyelerde gerçeklefltirilirdi. stanbul içinde, hükümet afl r fiyat dalgalanmalar n engellemek için de tedbirler alm flt r (Laiou, 2002, s. 1148). K rsal kesimin ve tar msal ekonominin geliflmesi ise köylerdeki serbest çiftçilerin elindeydi. Köyler bu ekonomik yap da k rsal ekonominin yönetimsel bir birimi olarak karfl m za ç kmaktad r. Devletin en önemli gelir kayna çiftçi nüfustan ald vergiler oldu u için çiftçiyi korumaya yönelik önlemler alarak ve genifl arazi sahiplerinin yay lmas n engellemifltir. Vergilerin alt n olarak toplanmas ve bürokrasi gibi di er giderlerin de alt n olarak ödemesi ile devlet, sadece para bas m n de il madeni paralar n dolafl ma konma sürecini de kontrol etmifltir. Sonuç olarak ekonomi aflamal bir geliflme ve refah dönemine girmifltir (Laiou, 2002, s. 1149). Köylülerin haklar n koruyan devletin amac imparatorlu un vergi taban n kontrol 2 SIRA S ZDE

218 210 Bizans Tarihi alt nda tutmakt. Devlet vergilerini ödeyen özgür köylüleri korumay amaçl yordu. Çünkü güçlü toprak sahipleri ço u kez vergi memurlar na karfl direnebilir ya da vergi muafiyetleri talep edebilirdi (Herrin, 2010, s. 218). Ancak genifl arazi sahiplerinin yay lmas n engellemeye çal flan devlet tutars z bir rol oynam flt r. Çünkü devletin kendisi en büyük toprak sahibiydi. Bu sistem baz ihtiyaçlara iyi hizmet etmifl olabilir, ancak ileriki ekonomik büyüme için engeller oluflturmufltur. Çünkü sistem k rsal kesimde, tar msal ekonominin büyümesinin avantaj n kullanarak kazançlar n topra a yat ran aristokrasi üyelerine veya daha zengin çiftçilere hizmet etmifl, bireylerin mülk sahibi olmas n engellemifltir. Bu nedenle sistem h zl büyümenin yoluna engeller koymufltur (Laiou, 2002, s. 1149). Yabanc lar n köy arazisini sat n almas na izin verilmiyordu. Ama imparatorun cömertli i ile bireylere tahsis edilen özel arazili mülklerin varl, k rsal çevrede yeni bir gücün oluflmas na yol açm flt r. Daha önce arazi parsellerine sahip olan köylüler, k rsal alan n toplumsal yap s n tehdit eden bu yeni ve güçlü arazi sahiplerinin kontrolüne girmifltir. Buna ra men uzun dönemli tar ma olan güveni genellikle ekonomik genifllemenin bir göstergesi olarak de erlendirebiliriz (Herrin, 2010, s. 218). 11. ve 12. Yüzy l Bizans Ekonomisi Bizans ekonomisinin pek çok sahas 11. ve 12. yüzy llar süresince büyümüfltür. Bu dönem, nüfusun sürekli artmas, büyük kentleflme, bütün sektörlerde artan üretim, imal edilen lüks ürünler, orta düzey pazar için tüketim ürünleri ve kitlesel tüketim mallar n n üretimindeki art fl ile karakterize edilebilir. Bu yüzy llarda geliflen teknik düzeydeki baz yeniliklerin üretimdeki art fl etkiledi i söylenebilir. Bu yenikleri, antik ça lardan beri bilinen bahar bu day yerine 11. ve 12. yüzy lda tar mda, yulaf ve çavdar gibi yeni ekinlerin gelifltirilmesi, 10. yüzy ldan beri var olan su de irmenlerinin etkin kullan m, daha önce ifllenmemifl alanlar n genifllemesi, genel olarak hem çiftçilerin hem de toprak sahiplerinin toprak geliflimine kat lmas fleklinde s ralayabiliriz. 11. yüzy lda ekonomiyi olumsuz etkileyen faktörler de vard. Örne in X. Konstantinos Dukas ( ) maliye idaresine, memuriyetleri para ile satmak yöntemini getirmifltir. Hâkim tabaka olmalar s fat yla da talepleri artan memurlar devletin masraflar n büyütmüfltür (Mango, 2008, s. 66). Kiliseye yap lan ba fllar, manast rlar n a r vergi yükünde bireysel ve ayr cal kl davranmalar Kuzey Yunanistan daki ayaklanmalara da temel oluflturmufltur (Ostrogorsky, 1999, s. 317). Ayr ca mparator IX. Konstantinos un ( ) paran n de erinin düflürülmesi ve kaynaklar n ordu yerine stanbul için kullan lmas gibi uygulamalar n kapsayan mali politikalara geri dönülmüfltür. Üstelik X. Konstantinos, imparatorlu un içinde oldu u ekonomik problemleri görmezden gelip, siyasi ve uluslararas problemleri hediyeler ve arma anlar ile çözmek istemifltir (Demirkent, 1992, s. 216; Cutler, 2001, s.256; Hendy, 1985, s.576). Tar msal sektör 12. yüzy lda bask n hale gelerek belirgin bir geniflleme göstermifltir. 10. yüzy lda küçük toprak sahiplerine sa lanan korumalar art k uygulanmad ndan toprak pazar özgür hale getirilmifltir. Yeni mali politikalar ile de çiftçi çok vergilendirilmifl ve emlak sahiplerine ayr cal klar tan nm flt r. Bu ayr cal klar kamu memurlar na, pek çok mal sahibine ve talyan tüccarlara yarar sa larken, ayr cal kl olmayan gruplar üzerinde zararl etkileri olmufltur (Laiou, 2002, s.1151). Örne in 10. yüzy l n sonunda Venediklilere vergi kolayl sa lanmas gibi. Venediklilerin Çanakkale Bo az na giren gemilerinin her birinden al nan 30 alt n soli-

219 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 211 dus 17 ye indirilmifltir. Bu durum bat l tacirlerin stanbul u bafll ca pazarlar olarak görmelerini garanti etmenin bir yolu olarak düflünülse de, hala vergi ödemek durumunda olan yerel tacirleri olumsuz olarak etkilemifltir (Herrin, 2010, s. 221). Bu yüzy llarda artan kentleflme ile birlikte flehirler al flverifl merkezleri olarak görülmektedir. lginç olan ayn zamanda flehirlerin k rsal kesim gibi fakat daha az oranda endüstriyel üretimin merkezi haline gelmeleridir. Örne in seramik ve cam pek çok flehirde fazla miktarda ve farkl teknikte üretiliyordu. malat genifl ölçekliydi ve hem ayr mc pazar n hem de lüks pazar n ihtiyac n karfl l yordu. Teknik yenilikler ise seri üretime imkân veriyordu. Yerel seramik ürünlerinin, imparatorlu un çeflitli bölgelerinde çok say da ele geçmesi, talepte art fl n, üretimde art fl n ve üretimde ticarileflmenin kan t olarak de erlendirilmektedir. pek üretimi ve yay l m da dikkat çekicidir y l civar nda, daha geliflmifl el dokumas n n yay lmas n n nedenleri aras nda da teknik yenilikler vard r. Fakat daha önemlisi, 11. ve 12. yüzy llarda imparatorlu un eyaletlerindeki üretimin art fl d r. Örne in Yunanistan daki baz kentler (Korintos, Andros Adas gibi) hem ipek üretim merkezi olarak hem de tar msal ekonomiyle ba lant l olarak endüstriyel ürünler aras nda bulunan ham maddelerin üretildi i merkezler olarak stanbul a kat lm flt r. pek üretimindeki art fl, yüksek gelire ve sosyal statüye sahip olan aristokrasinin ve kentli orta s n f n artan talebine ba lanmaktad r (Laiou, 2002, s ). 11. ve 12. yüzy llara ticaret aç s ndan bak ld nda, tüccarlar ve para, alt n gibi tafl n r de erlerin ticaretiyle u raflan kimselerin stanbul da genifl, zengin ve güçlü bir grup oluflturdu unu görmekteyiz. Hem ticaretteki hem para dönüflümündeki aktiviteler eyaletlere ve uluslar aras pazarlara da yay lm flt r. Bu da beraberinde rekabeti getirmifltir. Ticaretin 12. yüzy lda artmas na 1082 de Venediklilere, 1111 de Pisa ve 1155 y l nda Cenoval lara verilen imtiyazlar da neden olmufltur. Bizans ürünlerine bat dan gelen talep ise Bizans üretime ve dolay s yla da fiyatlar n yükselmesine teflvik etmifltir (Hendy, 1970, s. 40; Day, 1977, s ). Ayr ca bu durum do u Akdeniz de etkin olan bütün tüccarlara uygulanan deniz hukukunun geliflimine sebep olmufltur. Ancak düzenlenen kanunlarda yabanc tüccarlar n korunmas esas al nd için Bizansl tüccarlar ayr cal kl bir konumda de ildir (Laiou, 2002, s.1152). Zaten imparatorlu un kamu hizmetlerine ve araziye yat r m yap lmas konusundaki srar Bizansl lar ticari faaliyetlerden uzaklaflt rm flt r. Tacirler, s n rlamalar ve kontrollerle engellenmifltir. Dolay s yla mparatorlu un ticarete karfl olan bu tutumu daha esnek ekonomik kurumlar n geliflmemesine neden olmufltur (Herrin, 2010, s. 222). Hazinenin ve para stoklar n n azalmas na neden olan askeri ve politik baflar - s zl klar sebebiyle 11. yüzy l n sonunda para sisteminde bir kriz yaflanm flt r. Hem parasal hem de mali sistem I. Aleksios taraf ndan yeniden düzenlenmifltir. Ancak I. Aleksios un Bizans devleti s n rlar n geniflleten ve savunma gücünü artt ran politikas na ra men, iki önemli sorun vard. Birincisi devlet hala büyük bir ordu beslemek zorundayd, ikincisi ise özellikle Anadolu da Türkler ile olan mücadele vergilerin toplamas na engel oluyordu. Dini ve dünyevi büyük arazi sahiplerine tan - nan vergi muafiyeti ve sikke ayar n n bozulmas da krizi tetikleyen di er sebeplerdir. Sikke ayar n n bozulmas ve bunun büyük ölçülere ulaflmas, talyan deniz cumhuriyetlerinin Bizans ticaretine girmesi ile de iliflkilidir. Bu da I. Aleksios Komninos un eski ve tam de erini korumufl olan alt n sikkenin yan nda daha az de erde yeni sikke piyasaya sürmesine neden olmufltur. Bu uygulama de ersiz paray piyasaya süren, fakat vergi yükümlülerinden tam de erli para talep eden devlet hazinesine baz faydalar sa lam fl olmakla birlikte uzun sürmemifltir. Çünkü devlet

220 212 Bizans Tarihi bir süre sonra düflük de erli sikkeleri de vergi olarak kabul etmek zorunda kalm flt r (Ostrogorsky, 1999, s. 339,341) I. Aleksios Komninos, alt n para ayarlar n sabitlemek ve piyasadaki para eksikli ini gidermek için daha küçük birimlerde ve içerlerindeki alt n ve gümüfl oran düflük yeni para tipleri basm flt r. Bu deneme piyasadaki sikke ihtiyac n giderse de; içinde alt n oran yüksek sikkelerin piyasadan h zla kaçmas n engelleyememifltir. SIRA S ZDE yüzy lda ekonomiyi olumsuz olarak etkileyen faktörler nelerdir? GEÇ DÖNEM B ZANS EKONOM S 1204 y l nda Latinlerin stanbul u iflgal etmesi sonucu, mparatorlu un parçalanmas, Türkler ile mücadeledeki toprak kay plar ve talya n n Akdeniz ile Karadeniz de genifllemesi süreçleri, araflt rmac lar taraf ndan Bizans ekonomisinde kay p 13. yüzy l olarak de erlendirilmektedir. 12. yüzy l n son çeyre inde 1185 y l nda mparator II. saakios Angelos iktidar nda, yoksul halk n saray basarak 1,200 pound alt n ve 3,000 pound gümüflü ya malamas, 1195 de Kutsal Roma mparatoru VI. Henry nin Bizans mparatoru III. Alexios Angelos u 1,000 pound alt n haraca ba lamas ve 1204 de III. Alexios un stanbul dan kaçarken hazineden pound alt n (72,000 iperpiron) almas bu kay p y llar n n bafllang c olmufltur (Jakoby, 2006, s. 81; Norwich, 1995, s. 153, 163; Harris, 2003, s ) y llar aras nda stanbul da Latin egemenli i göz önünde bulundurulursa, Bizans ekonomisi için 1261 e kadar ne oldu unu söylemek güçtür. Araflt rmac lar bu dönem için genellikle znik mparatorlu u üzerine odaklan r. Çünkü znik en önemli halef devlettir. Fakat S rp, Bulgar ve Latinlerin elinde baflka halef devletler de vard r. Dolay s yla VIII. Mihail in stanbul u yeniden ele geçirmesine kadar olan sürede, geleneksel ekonomik bütünlemeyi sa lama görevini yapan tek bir flehir olmad n, bunun yerine bölgesel ekonomilerin ortaya ç kt n görmekteyiz. Önceden yürürlükte olan özellikte ve korumalara sahip birlefltirilmifl bir bölgesel pazar yoktur. Ancak 13. ve 14. yüzy llarda ticaret bütünlefltirici bir rol oynam flt r. Fakat ticaret talyanlar n elinde oldu u için bu bütünlefltirmenin talyanlar n kontrolü alt nda gerçekleflti ini ve onlar n ilgilerine hizmet etti ini düflünebiliriz. 13. yüzy l n sonlar na do ru iki önemli talyan deniz flehri, Venedik ve Cenova, yeniden yap lanan imparatorlukta ticaret sisteminde bask n olmalar n sa layacak ticari ayr cal klar alm fllard r. Bunun yan s ra, stanbul da 1261 y l nda Bizans egemenli inin yeniden kurulmas yla beraber Bizansl tüccarlar n alanda olmad da hat rlanmal d r (Laiou, 2002, s ) 13. yüzy l ile ilgili dönem kaynaklar n n azl na karfl l k, znik imparatorlu unda nüfusun yükselmeye devam etti i ve tar msal üretimin, imparatorlar taraf ndan al nan önlemlerle gelifltirildi i söylenebilir. Ancak kentsel ekonomi az bilinmektedir. Çünkü Bizans n sanayisi saraya ba l yd ve stanbul, Latin iflgalinde oldukça zarar görmüfltü. Sard kenti, znik mparatorlar n n politikalar sayesinde olsa gerek, seramik ve cam imalat ile ilgili bir geliflme göstermifltir. Fakat Korintos ve Atina gibi baz kentlerdeki üretim 14. yüzy lda da devam ederek düflmüfltür. Örne in Korintos cam endüstrisi gerilemifl ve Venedik cam endüstrisi ürünleri ile yer de ifltirmifltir. Bu dönemde Avrupa, Do u Akdeniz deki politik de iflimler nedeniyle art k al fl verifl ekonomisine ve hatta imalata hükmeden bir yap ya sahiptir. Dolay s yla Bizans ekonomisi küresel olarak geniflleyen pazarlardan faydalanamam flt r. Bu sebepten ötürü 13. yüzy l Bizans ekonomisi söz konusu oldu unda kay p yüzy l olarak adland r lmaktad r (Laiou, 2002, s.1158).

221 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 1261 y l nda stanbul un tekrar Bizans n baflkenti olmas ndan sonra da tar mdaki geliflmeler önceki dönemin devaml l niteli indedir. Nüfus, 14. yüzy l n bafllar na, belki de 1340 lar n bafl na kadar artmaya devam etmifltir. 14. yüzy l n ilk yar - s nda, çiftçi nüfusun bir k sm n n yoksullaflmas iflgücüne azalan geri dönüflün delili olarak karfl m za ç kar. Yoksullaflman n ise 10. yüzy lda tar msal ekonominin büyümesinin avantaj n kullanarak kazançlar n topra a yat ran aristokrasi üyelerinin genifl arazilere sahip olmas yla bafllad n söylemek yanl fl olmaz (Laiou, 2002, s. 1158). Al fl verifl ekonomisinde, uluslar aras ticaret sisteminde tüccarlara sa lanan ayr cal klara sahip ve do u Akdeniz de koloniler kurmufl baflta Venedik ve Cenevizliler olmak üzere talyanlar bask nd r. Bat Avrupa kökenli seri üretim ile imal edilen ürünlerin daha düflük maliyetleri nedeniyle Bizans imalat giriflimleri küçülmüfltür. Bu durum beraberinde Bizans zanaat üretiminde düflüfle neden olmufltur. Bu dönemde al fl verifle ba l ikinci bir geliflme bölgesel ve yerel ticaretle iliflkilidir. Bu pazarlarda, yabanc tüccarlar belirse de, yerel tüccar, özellikle Bizansl, önemli bir rol oynam flt r. Hem yerel ve bölgesel pazarlar n ihtiyaçlar na hizmet ederek kendi ad na hem de talyanlara arac olarak hizmet etmifllerdir. Paleologos hanedan, ekonominin yeniden yap land r lmas nda geçmifltekinden daha az rol oynam flt r. Örne in çiftçiler üzerindeki vergi yükü artm fl, ama devlet bundan kar etmemifltir. Devlet al flverifl ekonomisi üzerinde baz geleneksel kontroller almaya ve talyanlara verilen ayr cal klar s n rland rmaya çal flsa da baflar l olamam flt r (Laiou, 2002, s ). Baflkenti yeniden yap land rmaya çal flan VIII. Mihail Paleologos un kaynaklar yeterli de ildi. Üstelik 1282 y l nda Sicilya Krall n istila etmek için Aragon kral III. Peter e 60,000 iperpiron gibi yüksek bir rüflvet ödemek için devlet hazinesini boflaltmak zorunda kalm flt r (Harris, 2003, s. 180). Bizans devletinin varl n n son yüz y l hakk nda söylenecek çok az fley bulunmaktad r. Bölgesel savafllar, büyük toprak kay plar, çiftçilerin fakirleflmesi, bütün Avrupa y etkileyen veba ve Osmanl n n genifllemesi Bizans ekonomisini olumsuz etkilemifltir. Üstelik Mo ol Bar fl n n bitimi ile stanbul ekonomik önemini yitirmeye bafllam flt r. Çünkü art k M s r do u lüks ticareti için Asya n n merkezi ve kuzeydeki ticaret güzergâhlar na ba l olanlarla k yasland nda daha güvenli ve kazançl hale gelmifltir. Venedik ve Ceneviz aras ndaki afl r rekabetin de Bizans üzerinde olumsuz etkileri vard r (Laiou, 2002, s ). stanbul un Osmanl lar taraf ndan fethedilmesinden hemen önceki y llarda, nüfusunun 70,000 oldu u bilinmektedir. Bu y llarda art k devletin ticaret üzerindeki ve ücret mekanizmalar ndaki etkisi, hatta sikkelerin bas lmas ndaki kontrolü bile kaybolmufltur (Magdalino, 2002, s ). 213 perpiron: I. Aleksios ( ) un tedavüle soktu u bir yüzü çukur, bir yüzü bombeli alt n sikke. Bu sikkeler nümismatik literatüründe scyphate=sikifos (çukur) olarak adland r l r. Mo ol Bar fl : Mo ol mparatorlu unun fetihleri sonucu, 13. ve 14. yüzy llarda fethedilen genifl Avrasya topraklar üzerinde yaflayanlar n sosyal, kültürel ve ekonomik yaflamlar n etkilemifl oldu u iddia edilen istikrar tan mlamak için kullan l r. Geç Bizans Döneminde Bizans zanaat ürünlerindeki düflüflün sebebi nedir? T CARET, ÜRET M, LONCALAR VE VERG LER Ticaret Ticaret, Bizans ekonomisin temel alanlar ndan birisiydi. Devlet, ithalat ve ihracat %10 olarak vergilendirmifltir. mparatorlu un en önemli ticari metalar tah l ve ipektir. 7. yüzy ldaki Arap yay lmas Bizans ticaretinin tah ldan sa lad sermayeyi olumsuz olarak etkilemifltir. 9. ve 10. yüzy ldaki nüfus art fl da, tah la duyulan ihtiyac artt rd ndan Devlet tah l tedarikinde ve ücretlendirmesinde önemli rol oynam flt r (Laiou, 2002a, s. 720). 4 SIRA S ZDE

222 214 Bizans Tarihi Eparhos: fiehirde en yüksek dereceli memur (Vali). Eparhos yasa ve emirlerin devaml l n sa lamak ve kamu hizmetlerinden sorumludur. Bizans Devleti ipe i hem ödemelerde hem de diplomatik iliflkilerde kullan yordu. Erken Bizans döneminde ham ipek Çin den sat n al nm fl ve alt n simli kumafllar haline getirilerek uluslar aras pazarda yüksek fiyatlarda sat lm flt r. I. ustinianos dan sonra ise ipek imalat, devlet tekeline girmifl ve sadece imparatorlu a ait atölyelerde ifllenerek sat lm flt r (Laiou, 2002a, s. 703). stanbul ve imparatorlu un di er eyaletlerinde ticareti yap lan mallar n say s oldukça fazlad r. En önemlileri aras nda; zeytinya, flarap, tuzlu bal k, et, sebze, tuz, kereste, balmumu, seramik, ahflap ve keten say labilir. Bunlara parfümler ve baharatlar gibi lüks maddeler de eklenebilir. Ayr ca devlet ad na köle ticareti de yap lmaktayd. Özellikle 12. yüzy l n sonlar na kadar uluslararas ticaretin merkezi olarak sadece stanbul de il, Selanik ve Trabzon gibi flehirler de bulunmaktad r. (Laiou, 2002a, s. 723). Örne in Afganistan ve ran yolu ile fildifli, k ymetli tafllar, çeflitli baharatlar, ran hal lar ve ipekliler Trabzon liman na u rayarak baflkente ulafl yordu. Avrupa dan ise Venedik arac l yla köle, kereste, silah ve yünlü kumafllar getiriliyordu. Akdeniz ve Ege de ise Antakya, K br s, Girit, di er adalar ve Yunanistan ile olan ticaret ba stanbul un özellikle tah l ihtiyac n karfl l yordu (Bask c, 2009, s. 201). Bizans d fl ticareti, eparhosun yak n denetimi alt ndayd. Yabanc tacirlerin baflkentte ve imparatorluk topraklar nda bulunduklar s rada bütün hareketleri, eparhosun görevlileri taraf ndan takip edilip, ticareti yasak olan kaliteli ipekli kumafllar, alt n ve gümüfl gibi mallar sat n almalar engellenirdi. Yabanc tacirler flehre gelifllerini eparhosun bürosuna bildirmek zorundayd lar (Bask c, 2009, s.205). Akdeniz de 7. ve 10. yüzy llar aras nda Anadolu k y lar ve Karadeniz de deniz tafl mac l Bizans ticaret gemileri ve Bizansl tacirler taraf ndan yap l yordu. Ancak devletten hiç teflvik görmeyen ve sosyal statü bak m ndan küçümsenen Bizansl tacirler hakk nda kaynaklar s n rl d r (Hendy, 1985, s. 569). Tar m Üretimi ve kincil Üretim Erken Bizans Dönemi nde görülen tar msal iflgücü k tl 7. yüzy l n sonlar na do ru ortadan kalkm fl ve yavafl da olsa 8. yüzy ldan 14. yüzy l n bafllar na kadar sürecek olan k rsal ekonominin geliflmesini beraberinde getirmifltir. flgücü k tl n n ortadan kalkmas artan nüfus ile paralel bir geliflme göstermektedir. Söz konusu nüfus art fl nda Balkanlardan Anadolu ya aktar lan ve genellikle Bitinya ya yerlefltirilen Slav kitleleri etkin bir rol oynam flt r. Özellikle 9. yüzy ldan itibaren geliflen daha iyi iklim koflullar, güvenlik ve yeni yerleflimlerin art fl ile de tar msal üretim artm flt r. mparatorlukta nüfusun ço unlu unu oluflturan ve devletin tah l üretimini sa layan kesim k rsal alanlarda yaflayan köylülerdir. Tah l Teselya, Trakya, Makedonya ve Bitinya da yetifltiriliyordu. Zeytin a açlar ise Güney talya, Mora Yar madas, Bitinya, Ege bölgesi ve adalar gibi imparatorlu un sahil k s mlar nda yetifltiriliyordu. Oldukça gözde olan tah llar n, üzümlerin ve zeytinliklerin bulundu u denize yak n bölgeler Bizans ekonomisinde önemli bir rol oynam flt r. Balkanlar ve Anadolu nun ufak bir bölümü ise hayvan yetifltirmekle u rafl yordu (Laiou ve Morrisson, 2007, s ; Lefort, 2002, s.232, ). mparatorlu un di er tüm bölgelerinde de bu day, arpa gibi tah llar, baz ya çeflitleri, flarap, kuru baklagiller ve havyac l k gibi üretimlerin yap ld n biliyoruz. Maden, seramik, tekstil ve lüks objeler (cam, fildifli, ipek, alt n ve gümüfl eserler) imalat ve zanaatç ifli olarak ikincil üretim olarak de erlendirilmektedir. K r-

223 9. Ünite - Bizans Ekonomisi sal hayat n temel araç-gereçleri (aletler, kaplar ve mefruflat gibi) genellikle köylerde üretilmifltir. Aileler sepet, kandil, giysi ve seramik gibi ihtiyaçlar n evlerinde üretmifllerdir. Bunlar n fazlalar n ise satm fl ya da de ifl-tokufl etmifllerdir. Ancak baz k rsal yerleflimlerde uzmanlaflm fl özel zanaat kollar da (marangozluk, demircilik, seramik, dokum ve dericilik gibi) görülmektedir (Rautman, 2006, s. 18) Seramik, sadece ortaça ekonomisinin önemli bir ürünü de il ayn zamanda sikkeler gibi çok önemli bir arkeolojik kan t olarak karfl m za ç kmaktad r. Nüfusun çok büyük k sm taraf ndan kullan lan seramikler için büyük bir kitlesi ve pazar oldu unu düflünmek yanl fl olmaz. S rs z seramikler tah l ve ya gibi ürünleri depolamada, peynirin tuzlu suda bekletildi i ya da bal k ve etlerin tuza yat r ld kaplar olarak, ürünlerin nakliyesinde (özellikle ya ve flarap ticaretinde) ve mutfak gereçlerinde artan talep ile birlikte geliflmifltir. S rl seramikler ise daha çok ticari bir mal olarak de erlendirilmifltir. Ortaça boyunca stanbul, seramik üretiminin en büyük merkezidir. kinci büyük merkez ise Korintos tur. Arkeolojik veriler bu iki büyük merkez d fl nda da imparatorlu un çeflitli bölgelerinde yerel üretimin yap ld n kan tlamaktad r. Örne in Atina, Sparta, Mora Yar madas, Selanik, Makedonya, Anadolu da Amorion, znik, Foça ve Sard gibi (Laiou ve Morrisson, 2007, s ; Rautman, 2006, s. 188). Tekstil flüphesiz flehir ve k rsal kesimin en önemli üretim faaliyetidir. Elde dokunmufl sepet, urgan ve döflemelikler k rsal üretimin elemanlar d r. Keten, pamuk, yünlü kumafllar, hal lar ve ipek de tekstil ürünleri içinde yer almaktad r. Ancak talya, Yunanistan ve Anadolu da üretildi i bilinen keten, pamuk ve yünlü kumafllar ile hal lar n üretim organizasyonu ve da t m hakk nda çok az fley bilinmektedir. (Rautman, 2006, s ). Lüks objeler (cam, fildifli, ipek, alt n ve gümüfl eserler), seramikten farkl olarak imparator, saray ve yüksek rütbeli memurlar gibi daha küçük bir pazara hizmet etmifltir. Lüks objelerin üretimi ve ticareti imparatorlu un ilk y llar ndan itibaren devlet tekeline al nm fl ve s k bir denetim alt nda tutulmufltur. Bu objelerden cam eserlerin üretimi, imparatorluk s n rlar içinde birçok merkezde birden görülmektedir. Arkeolojik kan tlar stanbul d fl nda cam üretiminin Sard, Afrodisias, Anemurium (Anamur), Amorium (Afyon-Emirda -Hisarköy), Korintos ve Suriye de Gerasa gibi flehirlerde de yap ld n göstermektedir. Cam eserler; çukur kaplar, küçük flifleler, lambalar, boncuk, bilezik, pencere camlar (kamu yap lar nda, elit tabakan n evlerinde ve kiliselerde kullan lmak üzere üretilmifl) ve cam tessera gibi ürünlerden oluflmaktad r (Laiou ve Morrisson, 2007, s ; Rautman, 2006 s ). Lüks obje olarak ipek ise Bizans ekonomisinin en önemli ürünleri aras ndad r. Her fleyden önce ipek yüksek statü sembolüydü. Özellikle 11. ve 12. yüzy llarda yüksek kaliteli ipe e olan talep artm flt r. Çünkü artan kentsel nüfus ile beraber yüksek dereceli memuriyetler para ile al nabilir bir statü haline gelmifltir. Bu statülerdeki insanlar n yüksek statü sembolü olan ipe e talepleri artm fl ve dolay s yla üretimde artt rm flt r. Yüksek kaliteli Bizans ipekleri ticari pazarlama ürünü olmas n n yan nda yabanc hükümdarlara hediye olarak verilen bir mald r. Örne in Norman Kral Robert Guiscard a 1074 y l nda 100 parça ipek elbise hediye edilmifltir. Ayr ca ipekli elbiseler yüksek rütbeli memurlara maafllar n n bir parças olarak da verilmekteydi. Baflkent stanbul, ipe in en önemli üretim merkezidir. Ayr ca Atina, Selanik ve Korintos yak nlar ndaki Thiva da ipek üretim merkezleri olarak bilinmektedir (Laiou ve Morrisson, 2007, s ). 215 Tessera: Mozaik pano ya da döflemelerde de kullan lan kare fleklindeki cam parçalar.

224 216 Bizans Tarihi Roma dan devrald zengin madenlerden elde etti i hammadde ile maden endüstrisi geliflen Bizans mparatorlu u nun bafll ca üretim merkezi, baflkent stanbul dur. Baflkentte üretilen di er lüks objeler gibi maden eserlerde (alt n ve gümüfl) öncelikle imparatorluk ailesi için üretilmifltir. Ancak Bizans kuyumculuk endüstrisinin ürünleri olan mücevherler, di er baz lüks objelerin aksine ihraç da edilmifltir. Balkanlar, Rusya ve Avrupa n n de iflik yerlerinde Bizans mücevherlerinin bulunmas ve bir Çin kral n n mezar nda 7. yüzy la ait bir Bizans kolyesinin ele geçmesi bu ihracat gösteren kan tlard r (Köro lu, 2004, s.43). pek endüstrisinde de oldu u gibi bu objelerde yabanc lara hediye ve haraç olarak verildi i için d fl siyasetin önemli bir ö esi olarak karfl m za ç kar. mparatorluk ailesi için üretilen objelerin d fl nda lüks maden üretiminin bir di er önemli k sm n litürjik objeler oluflturmaktad r (Selvi, 2005, s. 84). Fildifli ise Geç Antikça ve Erken Ortaça da, daha çok dini figürlerin ifllendi- i diptikon, triptikon, ikonalar ile mobilya ve kap aplikeleri gibi sanatsal ve ifllevsel lüks sanat ürünlerinin üretiminde kullan lm flt r. Bizans imparatorlu unda di- er de erli hammaddeler gibi ticaretine önem verilen ve endüstrisi devlet taraf ndan denetim alt na al nm fl bir maddedir. stanbul d fl nda herhangi bir Bizans merkezinde fildifli oymac l n n varl n gösterecek yaz l ya da arkeolojik kaynak bulunmamaktad r. Orta Bizans Dönemi nde fildifli, Erken Döneme göre daha zor elde edilir oldu u için pahal bir zenginlik simgesi haline gelmifltir (Selvi, 2005, s. 89, 91). Loncalar Baflta stanbul olmak üzere imparatorlu un baz kent merkezlerinde esnaf, zanaatkâr ve tüccarlar n mensubu oldu u Bizans loncalar, Bizansl lar n Romal lardan devrald, fakat zaman içerisinde birtak m de iflikliklere u ram fl iktisadi kurumlard r (Necipo lu, 1994, s ). Ekonomik ve ticari hayat n esas n teflkil eden lonca teflkilat, saray n, ordunun, halk n ihtiyaçlar na cevap vermek ve bunun yan nda zanaatkâr ile tacirlerin menfaatlerini korumak amac n tafl maktayd (Demirkent, 2005, s. 159). Geç Roma ve erken Bizans dönemlerinde collegia ad n tafl - yan loncalar üzerinde devletin s k bir denetim gücüne sahip oldu u bilinmektedir (Necipo lu, 1994, s ). Ancak özellikle baflkent stanbul un erken dönemdeki lonca teflkilat na iliflkin bilgiler oldukça yetersizdir. Bununla beraber loncalar ile ilgili tek temel kaynak 10. yüzy la ait Eparhos un Kitab (Eparhikon Biblion) adl resmi belgedir. Yerel üretim ve ticari al fl-verifller Eparhos taraf ndan denetlenirdi. Baflkentteki loncalara iliflkin bilgilerin bulundu u bu belgede de yürürlükte olan düzenlemeler bulunmaktad r. 22 bölümden oluflan belgede noterler, gümüflçüler, banker ve sarraflar, ipek ticareti ve ipek üretimiyle ilgili befl ayr lonca, keten tüccarlar, parfümcüler, mum imalatç lar, sabuncular, bakkal ve manavlar, saraçlar, kasaplar, domuz sat c lar, bal k sat c lar, ekmek f r nc lar, meyhaneci ve perakende flarap tüccarlar, eparhos a baz denetim görevlerinde yard mc olan legatarios adl memurlar n loncas, s r pazarlar n n müfettiflleri, aralar nda marangoz, mermer ustas, çilingir, duvarc, boyac ve benzerlerin bulundu u çeflitli zanaatkârlar n loncas yer almaktad r (Laiou ve Morrisson, 2007, s ; Rautman, 2006, s ; Necipo lu, 1994, s ). Eparhos un Kitab olarak bilinen belgede demirci, seramik ustas, ayakkab c, terzi, berber, hekim gibi, baflkentte oldu u bilinen baz meslekler yer almamaktad r. Belgenin 10. yüzy lda kentteki tüm loncalar de il de sadece Eporkhos un denetimi alt ndaki loncalar yans tt düflünülmektedir (Necipo lu, 1994, s. 225).

225 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 217 Bizans imparatorlu unda kiflinin mesle i ile olan ba lant s, Roma da oldu u gibi kiflinin babas n n mesle ini sürdürmek zorunda oldu u yönünde de ildi. Yani loncaya üyelik rsi olmay p baz flartlara ba l yd. Bu durum devlet kontrolünün güçlenmesini sa lam flt r. Özellikle baflkentin yiyecek ihtiyac n n karfl lanmas ile ilgili loncalar devletin yak n denetimi alt ndayd. Devlet sat fla ç kar lacak mallar n miktar n, al fl ve sat fl fiyatlar n, böylece her bir ticaret grubunun elde edebilece- i kar haddini belirliyordu. Bunun yan nda baflkente eyalet ve yabanc ülkelerden yap lacak ithalat teflvik ediyor, flehirden d fl ülkelere yap lacak ihracat mümkün oldu unca s n rl yordu. Devletin amac tüketici halk yarar na iktisadi hayat n kontrol alt nda tutulmas n sa lamakt (Bask c, 2009, s ). Bizans imparatorlu unda kifliler tek bir meslek ya da ticaret alan ile u raflmak zorundayd. Ayn anda iki ayr ticaret ifli u raflanlar devlet taraf ndan cezaland r - l yordu. Loncalara devlet taraf ndan baflkentte çeflitli bölgeler tahsis edilmifltir. Tacir ve zanaatkârlar ham maddelerini bu bölgelerde sat n al yor ve iflleyip ürettikleri mallar yine bu bölgede sat yorlard. Kasaplar n ve bal k sat c lar n n özel pazaryerleri bulunmaktayd. Bakkallar ve f r nc lar ise kamu yarar nedeniyle flehrin her taraf na yay lm fl durumdayd. Loncalar n kulland bütün ölçü ve tart aletleri Eperhosun mührünü tafl makta ve periyodik olarak kontrol edilmekteydi (Bask c, 2009, s. 255). Loncalar, saray n kulland yüksek kaliteli ürünlerin üretimini yapan imparatorluk loncalar ve halk n tüketti i ürünlerle iliflki olan kamu loncalar olarak ikiye ayr lmaktayd. 11. yüzy lda da kentte bu tip loncalar n varl klar n sürdükleri bilinmektedir. Ancak 12. yüzy ldan sonra devletin bu teflkilatlar üzerindeki kontrol ve denetim gücünün kayboldu unu söyleyebiliriz (Necipo lu, 1994, s. 225). Vergiler Bizans Devletinin gelirini oluflturan vergiler dolayl ve dolays z vergi olmak üzere iki bafll k alt nda incelenebilir. Dolayl vergiler, ithalat ve ihracattan al nan %10 oran ndaki gümrük vergisi, pazar ve liman vergileri, üretim, sat fl ve tüketim vergileri, devlet izinleri için gerekli vergiler ve kay t ücretleri olarak s n fland r labilir. Ayr ca devlet, flehir surlar n n onar m ve bak m için de vergi toplayabilirdi. Bunlar n yan nda k rsal nüfus ifl gücü olarak devletin bir baflka gelir kayna d r. Örne in köylüler kale, yol, köprü, gemi yap m, askeri malzeme ve yiyecek tafl mac l gibi angarya ifllerde kullan labiliyordu. Dolays z vergilerin ilki arazinin bulundu u bölgenin de eri ve üzerinde yetifltirilen ürüne ba l olarak topraktan al nan arazi vergisidir. Ancak topra n ifllenmesi için kullan lan hayvanlar n say s ve yetifltirilen ürüne göre bu vergi de iflebilmektedir. kinci olarak otlaklardan ve koflum hayvanlar d fl nda kalan hayvanlardan al nan vergiyi dolays z vergi olarak sayabiliriz. Bunlar bir ailede kaç kiflinin yaflad hesaplanarak al nan bafl vergisi yani ocak vergisi ile kentlerde ticaret izni almak için ödenen vergiler takip etmektedir. Bizans Devleti yukar da s ralanan vergiler d fl nda üç ana kaynaktan daha gelir sa lamaktayd. Bu gelirlerin ilki devlet taraf ndan memurlar na maafllar n n bir parças olarak verilen artizanal ürünlerdir. Bunlar n aras nda askerlere da t lan çeflitli silahlar ve yüksek rütbeli memurlara maafl olarak verilen ipekli kumafllar gösterebiliriz. Devlet sözü edilen mallar sat n almak zorunda olmad için dolayl gelir sa l yordu. kincisi tar msal mülkiyettir. Bu mülkiyeti mparatorun akrabalar na, yüksek rütbeli memurlar na, kiliseye, manast rlara, hay r kurumlar na ya da asker arazisi olarak köylülere tahsis edilen çok genifl topraklar oluflturmaktayd. Üçüncü-

226 218 Bizans Tarihi sü flehirlerdeki mülkiyettir. Panay r ve pazarlardan al nan tüketim vergisi, gümrük vergisi, kervansaray ve hanlardan al nan vergiler bu grubun içinde de erlendirilir. Görüldü ü üzere devlet çok çeflitli alanlardan vergi geliri elde etmifltir. Ancak her zaman en önemli vergi kayna tar msal alanlar ve bunlar iflleyen küçük köylüydü (Bask c, 2009, s ). SIRA S ZDE 5 kincil Üretim ürünleri nelerdir? Numismatik: Klasik ça Grek dünyas nda kanun anlam nda kullan lan nomos dan türetilmifl olan grekçe nomisma/noummos ve latince nummus sözcükleri sikke anlam n tafl maktad r. Bu kelimelerden türetilmifl bir terim olan nümismatik, sikke bilimi olarak Türkçe ye çevrilebilir. Nümismatik bilimi, ticari ve kanuni de ifl tokufl ifllemlerinde ödeme arac olarak kullan lan, yetkili kamu mercileri taraf ndan bast r lan ve üzerinde bir betim bulunan darp edilmifl metal parçalar n n incelenmesini esas al r. I. Anastasios un sikke reformu: mparator Anastasios un 498 deki sikke reformu ile bak r sikke birimlerinde köklü de ifliklik yap lm flt r. Anastasios un sikke reformu, sikkeler üzerinde 498 ve 512 y llar nda olmak üzere iki ana dönemde izlenmektedir. Birinci dönem sikkelerinin arka yüzünde sikkelerin de erlerini gösteren flu iflaretler bulunurdu: yaklafl k 9 gr. M (40 nummi), yaklafl k 4,5 gr. K (20 nummi) ve yaklafl k 2.25 gr. I (10 nummi). kinci dönem sikkelerinde ise, bu a rl klar yaklafl k iki kat na ç kar lm fl ve ilave olarak yaklafl k 2.25 gr. A rl nda e (5 nummi) eklenmifltir (Hendy, 1985, 476). Eski Yunanca da rakamlar harf ile gösterilmektedir. e harfinin rakam karfl l 5, I harfinin 10, K harfinin 20 ve M harfinin rakam karfl l 40 t r, Nummi: Follisin 1/40 na eflit bak r sikke de er birimidir. Follis: 40 nummi de erinde bak r sikkedir. Semissis: solidus un 1/2 si a rl nda 2.25 gr. alt n sikke. Tremissis: Solidus un 1/3 ü a rl nda 1.52 gr. alt n sikke. lk kez I. Teodosios (M.S. 383) taraf ndan bas lm flt r. PARA S STEM Bizans Sikkesi Sikkeler Bizans paras n n temel biçimidir. Üretimin, geliflmifl finansal ve mali yap - n n arac olmas nedeniyle ekonomik kalk nmaya katt sa lam fllard r. Ticarette ve günlük al fl verifllerde ödeme arac olarak kullan lan sikke, a rl ve içindeki de- erli maden miktar ayarlanm fl, üzerinde kendisini bas p piyasaya ç karan ve istendi inde, tekrar geri almay garanti eden devletin arma veya iflaretini tafl yan, küçük ve ana maddesi metal olan bir ödeme arac d r (Tekin, 1998, s. 2). Do al olarak sikkeler üzerinde yer alan tip ve yaz lar n basit olarak iki ifllevi vard r. Birincisi, kullan c n n sikkeyi tan mas, ikincisi, propaganday yaymakt r. Sikkeler devlet otoritesi taraf ndan bas ld için, otorite metalin safl k ve a rl n n belirlenmesinde tek bafl na yetkilidir. Sikkeler genifl alanda dolafl ma bafllad nda, üzerinde devlet politikas n n kesinli inin itibar olarak hükümdar n bir imaj da yer almaya bafllam flt r. Bu yüzden sikke tipleri gere inden fazla çeflitlidir. Bizans sikkelerinde üç temel tipte sikkeye rastlan r. Bunlar imparator tipleri, dinsel ve çeflitli tiplerdir (Grierson, 1999, s. 23). Ünitemizde, Bizans sikkelerinde görülen tiplerin özelliklerine yer verilmemifl sadece birimleri üzerinde durulmufltur. Farkl disiplinler ve çal flma alanlar taraf ndan Bizans sikkelerinin bafllang c için farkl y llar kullan lsa da, nümismatik alan nda tart flmas z olarak 491 y l nda imparator olan I. Anastasios un sikke reformu temel al nmaktad r. Bu reform ile art k iyice bozulmufl Geç Roma nummileri piyasadan kald r lm fl, yerlerine iri ebatlarda ve üzerlerinde birimleri belirtilmifl sikkeler bas lmaya bafllanm flt r (Resim 9.6). Bu sikkelerin bir önceki döneme göre çok belirgin farkl l klar olmas, Geç Roma sikkelerinin sonunu iflaret etmifltir. Sonuçta Bizans sikkeleri I. Anastasios tan ( ) stanbul un 1453 teki fethi s ras nda tahta olan XI. Konstantinos a ( ) kadar olan dönemi kapsamaktad r teki Latin istilas ndan sonra kurulan znik, Epir, Selanik imparatorluklar ile Trabzon imparatorlu u sikkeleri de Bizans sikkeleri kapsam nda ele al nmaktad r (Tekin, 1999, s. 28). Anastasios sikke reformu, alt n ve gümüfl sikkelerin birimlerinin yap s nda fark edilir bir etkiye sebep olmam flt r. Ancak bununla birlikte, bu iki maden aras nda baz ayarlamalar oldu u söylenebilir. Uzun zamand r alt n sikkenin alt birimleri olan yar m manas ndaki semissis ve üçte bir manas ndaki tremissisin, solidus a oranla say sal bir art fla do ru e ilim gösterdi i, yani bu sikkelerin emisyon (piyasaya sürüm) hacminin solidustan fazla oldu u görülmektedir (Hendy, 1985, 476).

227 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 219 Resim 9.6 Anastasius follis ( ), Malatya Arkeoloji Müzesi, AE 32 mm., gr., ky.6. Of.: e; Env.no.: 1108 Kaynak: 2. Demirel Gökalpin Arflivi Sikke Metali ve Birimi Bizans sikkeleri esas olarak üç metalden bas lm flt r: alt n, gümüfl ve bak r. Ancak 11. yüzy ldan itibaren ekonomik kriz dolay s yla ayar düflük alt n elektron ve ayar düflük gümüfl billon sikkeler de yo un olarak bas lm flt r (Tekin, 1999, s. 37). Bizans n önemli maden yataklar 7. yüzy ldaki Arap ak nlar ile kaybedilmifl oldu undan, sikke darb için gerekli olan madenlerin elde edildi i yataklar hakk nda özellikle yüzy l için oldukça az bilgi vard r. Bununla birlikte Anadolu da dönemin önemli maden yataklar aras nda spir ve Artvin de alt n, Bayburt, Gümüflhane, Torul ve Uluk flla da gümüfl, Kastamonu, Samsun, Murgul, Toros da lar ve Sinop civarlar nda bak r madenleri say labilir. Görüldü ü üzere Bizans topraklar nda bulunan madenler, özellikle alt n ve gümüfl, Bizans n maden aç s ndan tamamen d flar ya ba l olmas n engelliyordu. Ancak yine de maden ihtiyac n n bir k sm n ithal yolu ile de karfl l yordu (Vryonis, 1962, s. 3-17). Alt n Sikkeler Bizans alt n sikke birimi yaklafl k 4.40 gr. a rl ndaki solidus tur (Resim 9.7). 3. yüzy ldaki ekonomik bunal m n ard ndan I. Konstantinos ( ) taraf ndan tedavüle giren solidus Roma libras n n 1/72 si a rl nda (1 libra, 327,45 gr.) ve 24 karat (1 karat gr.) ayar ndad r (Lopez, 1951, s ). 6. ve 7. yüzy llarda imparatorlu un do usunda (Fokas, Heraklios, II. Konstantinos ve IV. Konstantinos dönemlerinde) ve bat s nda (Sicilya da) Hafif Solidus olarak adland r lan ve 20, 22, 23 karat ayar nda da alt n sikke bas lm flt r. 11. yüzy l n sonlar na kadar ayn ayarda (24) bas lan Solidus un arka yüzünde yer alan OB iflareti (obryzum, obryziacus, οβρúζος) alt n ayar n n yüksek oldu unu göstermektedir. OB, ayn zamanda Eski Yunan say sistemine göre 72 anlam na gelmektedir. Solidus un yar s semissis ve üçte biri tremissis dir (Tekin, 1999, s. 37). Ancak 9. yüzy l n ikinci yar s ndan sonra bu iki birimin bas lmas na son verilmifltir. Resim 9.7 VII. Konstantinos, Solidus (945/59), Malatya Arkeoloji Müzesi, AV 4.36 gr., 28/29 gr., ky.6; Ref.: DOC 3/2, s.552; Env.no.: 4392 Kaynak: 2. Demirel Gökalpin Arflivi

228 220 Bizans Tarihi Devalüasyon: Tedavüldeki sikkenin de erinin, fiyatlarda indirim yapmaks z n ciddi flekilde düflürülmesi. Nomisma: Soliduslara verilen isimdir. Ço ulu: Nomismata. Karat: grama eflit olan a rl k ölçüsüdür. II. Nikiforos a kadar ( ) solidus un a rl nda, kalitesinde ve büyüklü- ünde herhangi bir de ifliklik olmam flt r. Ancak II. Nikiforos solidus tan daha hafif tetarteron (nomisma) olarak adland r lan sikkeyi tedavüle sokmufltur. Bu dönemde a rl tam olan alt n sikke ise istamenon (nomisma) olarak bilinmektedir. Nomisma n n ayar ve kalitesi IV. Mihail ( ) ile birlikte bozulmaya bafllam flt r. VII. Mihail in ( ) saray mensubu bafl dan flman Nikiforicis mali durumu düzeltebilmek için kat yapt r mlar uygulamaya koymufltur. Bunlar n içinde stanbul un tah l tedarikinin düzenlenmesi ve devalüasyon yer almaktad r. Alt n sikkenin al m gücünün önemli miktarda düflmesi de imparatora parapinakes lakab n n verilmesine neden olmufltur. Bu durum eskiden bir alt n sikke ile al nabilen bir kile (medimnos) bu day yerine, ayn para karfl l nda daha az bu day al nmas na karfl l k gelmekteydi. Bu yüzden parapinakes, çeyrek miktar yürüten gibi alayc bir anlam tafl yordu (Ostrogorsky, 1999, s. 320). VII. Mihail dönemine kadar, 1 nomisma 10. yüzy ldan sonra saf olarak yaklafl k 16 karat de erindeydi. VII. Mihail döneminde bu de eri 10 karat ve daha alt olmak üzere azalt lm flt r (Grierson, 1961, s. 95-7; Grierson, 1954, s , 391-3; Hendy, 1985, s. 509). VII. Mihail döneminde bafllayan sikkenin ani de er kayb III. Nikiforos ( ) ve I. Aleksios ( ) dönemlerinde de devam etmifltir. Bu de er kayb öyle ciddiydi ki, Aleksios Komninos ( ) döneminde Bizans ile Antakya daki Haçl devleti aras nda yap lan bir anlaflmada, Bizans n yapaca ödemelerin Aleksios un ç kard yeni paralarla de il, selefi VII. Mihail in sikkeleri ile yap lmas flart konmufltur (Bask c, 2009, s. 251, dip not. 16) deki Malazgirt yenilgisinden sonra ve I. Aleksios ( ) döneminde nomisman n içindeki alt n miktar neredeyse %75 oran nda azalm flt r. Bu yüzden 1092 y l nda I. Aleksios para reformu yapmak zorunda kalm flt r. Yeni düzenlemede Nomisma n n yerine iperpiron ad yla yeni bir alt n sikke tedavüle sokulmufltur. Ancak bu kez alt n n ayar 24 karat yerine 20 1/2 karata düflmüfltür. Bu döneminde tedavüle sokulan di er alt n sikkeler ise, iperpiron un üçte biri de erindeki elektron aspron trahis ve k rk sekizde biri billon trahis tir (stamenon). Latinlerin stanbul u istilas ( ) s ras nda sürgündeki znik imparatorlu- unda, III. oannis ( ) döneminde, iperpiron un içindeki alt n ayar karat a düflürülmüfltür. perpiron, stanbul yeniden ele geçirildikten sonra VIII. Mihail ( ) döneminde 15 karat a, II. Andronikos ( ) döneminde de 12 karat a düflmüfltür. Alt n iperpiron son kez 11 karat olarak V. oannis ( ) döneminde bas lm fl ve böylece Bizans alt n sikkeleri 1350 lerde sona ermifltir. Anlafl laca üzere bafllang çta yaklafl k %98-95 safl kta bas lm fl olan alt n sikkelerin safl nda 11. yüzy l n ortalar ndan itibaren kayda de er bir düflüfl gözlenmektedir (Tekin, 1999, s ). Bizans alt n sikkeleri stanbul, Selanik, Kartaca (daha sonra Kagliari ye tafl nm flt r), Kartagena, Ravenna, Roma, Katanya, Napoli ve Sirakuza da bas lm flt r. Gümüfl Sikkeler Bizans gümüfl sikkeleri, alt n ve bak r sikkelere göre daha az bas lm flt r. 6. yüzy lda seyrek olarak ticari amaç ve tören sikkeleri olarak gümüfl karfl m za ç kar. I. ustinianos döneminde solidus un 1/24 ü de erinde siliqua ve solidus un 1/12 de erinde miliaresion tedavüldeydi. mparator Heraklios ise 615 y l nda gümüfl sikkeyi yeniden canland rm flt r. Özellikle Pers savafllar s ras nda çok say da kiliseye ait gümüflleri devlet hazinesi-

229 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 221 ne çekip gümüfl sikke bast rm flt r. Bu yeni gümüfl sikkeler alt gram manas na gelen Eksagrama tabiri ile ifade edilir (Resim 9.8). Resim 9.8 II. Constans, Hexagram (654/659), Yalvaç Arkeoloji Müzesi AR 6.60 gr., 22 mm., ky. 6; Env.no.: Kaynak: 2. Demirel Gökalp, Yalvaç Müzesi Bizans Sikkeleri (Ankara, 2009), Kat. No. 396 Eksagrama Roma imparatorlu u süresince bas lan sikkelerden daha büyük ve 6.84 gr. a rl ndayd. 8. yüzy l n bafllar nda tedavülden kald r lan eksagrama, k - sa ömrüne ra men, siliqua ve miliarision a göre çok daha fazla say da bas lm flt r (Tekin, 1999, s. 39; Grierson, 1999, s. 13). 720 y l nda III. Leon ve o lu V. Konstantinos ( ) tedavüle yeni ve sürekli Miliaresion u sokmufltur. Bu gümüfl sikkeler eksagrama a göre daha genifl ve ince olarak bas lm flt r. I. Mihail ( ) döneminde miliarision üzerindeki yaz lara Romanion (Romal ) ve basileis (imparator) eklenmifltir. I. Aleksios dönemine kadar tedavülde kalan miliarision un 11. yüzy lda alt katlar da bas lm flt r (Grierson, 1999, s ). I. Aleksios un 1092 y l reformundan sonra gümüfl sikke eski önemine ve kalitesine ulaflamam flt r. Ancak %7 si gümüfl olan çukur sikkeler bas lm flt r. Bu gümüfl sikke aspron trahis olup, alt n iperpiron sikkenin 1/48 i de erindeydi. I. Manuel ( ) döneminde aspron trahis in de eri iyice azalm fl ve II. Isaakios ( ) dönemine gelindi inde 1 aspron trahis alt n iperpiron un 1/184 ü olmufltur (Tekin, 1999, 39) y l sonras II. Andronikos ( ) vasilikon adl Venedik gümüfl dukaton una benzeyen genifl fakat çukur olmayan yeni bir gümüfl sikke tedavüle sokmufltur. Tedavüle girdi i y ldan yaklafl k 50 y l sonra ortadan kalkan bu sikke iperpiron un 1/12 si de erindeydi. 14. yüzy l n üçüncü çeyre i içinde, V. oannis in ( ) iktidar döneminde alt n sikkenin yerini, iperpiron ad n tafl yan gümüfl sikke alm flt r. Gümüfl iperpiron, ayn ad tafl yan önceki alt n iperpiron un yar s de erindeydi. Bu sikke stavraton olarak da bilinmektedir.1/2 ve 1/8 de erinde iki adet alt kat da bas lm flt r (Tekin, 1999, s. 40; Grierson, 1999, s. 16). Bak r Sikkeler Anastasios un 498 y l nda gerçeklefltirmifl oldu u para reformu esas olarak kendini bak r sikkelerde göstermifltir. Yaklafl k 350 y l süren bu de ifliklikte, önceki ufak bak r sikke nummus un yerine tedavüle ç kar lan sikkelerde en büyük birimin ad follis idi. 40 nummia de erindeki bu bak r sikkenin ön yüzünde imparator büstü ve arka yüzünde, de erini gösteren k rk rakam na iflaret eden büyük bir M harfi vard (bkz. Resim 9.6). Daha küçük birimler de yine sikkenin arka yüzüne yerlefltirilen harflerle gösteriliyordu. Dolay s yla folisin yar s yar m follis (K), yar

230 222 Bizans Tarihi Resim 9.9 Anonim follis A2 (976 (?)/ ), Yalvaç Arkeoloji Müzesi AE 30 mm., gr., ky. 6; Env.no.: Kaynak: 2. Demirel Gökalp, Yalvaç Müzesi Bizans Sikkeleri (Ankara, 2009), Kat. No. 442 follis in yar s decanummium (I), decanummium un yar s pentanummiumdu (e). De er iflaretleri her zaman sikkenin arka yüzünde yer al yordu. ki evreli gerçekleflen Anastasios reformunun ikinci evresinde bas lan follis lerin çap ve a rl ile solidus karfl s ndaki de erlerini iki kat na ç karm flt r. Örne in birinci evrede follis in çap 24 mm., a rl da yaklafl k 8.5 gr. iken, ikinci evrede çap 30 mm. in üstüne, a rl k da yaklafl k gr.a yükseltilmifltir (Tekin, 1999, s. 44). Follislerin arka yüzünde de er, darphane ve flube (ofis) belirtilirken I. ustinianos ve ondan sonra bu yüzde, sikkenin bas ld tarih de yer almaya bafllam flt r. 7. yüzy lda follislerin piyasaya sürümünde bir düflüfl görülmektedir. savria l imparatorlar ( ) döneminde bak r follisler alt n sikkelerde oldu u gibi basitlefltirmeye maruz kalm flt r. V. Konstantinos ( ) iktidar n n ortalar nda neredeyse decanummia ve pentanummia son kez bas l yordu. savria ve Amorion Hanedan ( ) follislerin ço unun ön yüzlerinde yaz bulunmamaktad r. Yaklafl k 835 te Teofilos ( ) önceki 175 y l n kötü bak r follislerini toplat p yeniden darp ettirmifltir. Bu yeni follis, sadece yunan harfleri tafl makta ve 288 tanesi bir alt n nomisma ya karfl l k gelmekteydi. Makedon Hanedanl n n (M.S ) sekizinci ferdi olan mparator I. oannis Cimiskis ( ) döneminde ise Anonim Follis ler bas lmaya bafllam flt r. Anonim follisleri önceki yüzy llarda bas lm fl olan sikkelerden ay ran iki önemli özelli i vard r. Birincisi, bak r sikkeler üzerinde, flimdiye kadar alt n sikkeler için ayr lm fl bir özellik olan, sa n n bir portresinin olmas ; ikincisi, herhangi bir imparator ad na bas lmam fl olmalar d r (Resim 9.9) de I. Aleksios, anonim follisleri ortadan kald rarak yerine küçük ve çukur olmayan yayvan sikke tedavüle sokmufltur. Alt n tetartera y hat rlatan bu sikkeler bak r tetarteron ad ile an l r. 12. yüzy l boyunca stanbul ve Selanik de bas lan sikkelerin bir yüzünde imparatorlar n büstü ya da ayakta tasviri di er bir yüzünde sa, Meryem, Aziz ya da onlar n adlar n n genelde ilk iki harfleriyle gösterilen k saltmalar olan monogramlar tasvir edilmifltir. 13. yüzy l n sonlar na do ru di er bak r sikkeler gibi tetarteron da ortadan kalkm flt r. Dede ve torun Andronikos Paleologoslar ( ) dönemlerinde yaklafl k iki gram a rl nda assaria ad ile bilinen hafif bak r sikke tedavüle girmifltir. ki imparator her y l assaria üzerindeki modelleri de ifltirdi i için s ra d fl, bozuk, korumas z ve yeniden üretilemeyecek numuneler ortaya ç km flt r y l nda imparator V. oannis in tedavüle soktu u gümüfl stavrato un yan nda tornese follaro adl iki bak r birim de bulunmaktad r.

231 9. Ünite - Bizans Ekonomisi Darphaneler Anastasios döneminin sonunda imparatorluk topraklar nda dört darphane mevcuttu: stanbul, Selanik, zmit ve Antakya. I. ustinianos döneminde bu darphanelere Kizikos (Balk z - Erdek), Aleksandreia ve Herson (Sivastopol - K r m) eklenmifltir. I. ustinianos döneminde talya, Balkanlar, Kuzey Afrika ve spanya n n fethi sonucunda Kartaca, Roma, Ravenna ve Kartagena darphaneleri de imparatorluk için faaliyete geçmifltir. Bütün bu darphanelerde bak r sikke bas lmaktayd. Alt n stanbul, Ravenna ve Kartaca da, gümüfl ise, Ravenna ve Kartaca da bas l yordu. 7. yüzy lda toprak kayb nedeniyle darphane say s azalm flt r. Önce Antakya ard ndan zmit, Kizikos ve Selanik faaliyetlerine son vermek zorunda kalm flt r. 620 dolaylar nda Kartagena n n Vizigotlar n, 646 da da skenderiye nin Araplar n eline geçmesiyle birlikte 7. yüzy lda imparatorluk topraklar nda faaliyet gösteren yaln zca befl darphane bulunuyordu: stanbul, Kartaca, Sirakuza, Roma ve Ravenna. Kartaca darphanesi yüzy l n sonundaki Arap ak nlar ndan dolay kapanm flt r. 878 de Araplar Sirakuza y al nca bu darphane de kapanm flt r. Dolay s yla stanbul darphanesi, Orta Bizans dönemince neredeyse tek bafl na faaliyet göstermifltir (Tekin, 1999, s. 40). 11. yüzy l sonlar nda Selanik darphanesi yeniden faaliyete bafllam fl ve 14. yüzy l n sonuna kadar sikke bas m n sürdürmüfltür. Komninoslar ve Angeloslar dönemi boyunca stanbul ve Selanik imparatorlu un en önemli iki darphanesi konumundad r teki Latin istilas ndan sonra Bizans sikkeleri önce znik ve sonras nda Manisa bas lm flt r. Paleologoslar döneminde emisyon hacmi küçük baz darphaneler faaliyet göstermifltir. Fakat sikke üretimi esas ve yo un olarak stanbul da yap lm flt r (Tekin, 1999, s. 41). Darphane: Sikkelerin bas ld kurumun ya da yerin ad. 223 Sikke bas m nda kullan lan metallerin temin edildi i önemli maden yataklar Anadolu da nerelerde bulunmaktad r? 6 SIRA S ZDE

232 224 Bizans Tarihi Özet A MAÇ 1 Bizans ekonomisini dönemlerine göre aç klayabileceksiniz Bizans Devleti nin çok çeflitli alanlardan vergi geliri elde etmesine ra men, her zaman için en önemli vergi kayna tar msal alanlar ve bunlar iflleyen küçük köylüler olmufltur. Temel olarak Bizans ekonomisini erken dönem, orta dönem ve geç dönem Bizans ekonomisi olarak dönemlendirebiliriz. 4. ve 7. yüzy llar aras ndaki erken dönemde özellikle 5. yüzy l n ikinci yar s nda artan nüfusa ba l olarak tar msal ekonomide de de iflim yaflanm flt r. 6. yüzy lda ustinianos un yeni toprak kazançlar yla ticaret geliflmifltir. Bunun sonucunda askeri ihtiyaçlar n harcamalar, saray giderleri, baflkent ve di er flehirlerin beslenmesi, lüks eflya üretimi ve devasa büyüklükte inflaat faaliyetleri gözlenmifltir. 7. yüzy ldan 12. yüzy l n sonuna kadar geçen zaman diliminde orta dönem Bizans ekonomisinde de iflik aflamalar görülür. 7. yüzy lda Ortado u daki Bizans topraklar n n Araplar taraf ndan fethedilmesi, Balkan topraklar n n istila edilmesi, nüfusun düflmesine ve vergi taban n n azalmas na neden olmufltur. 9. yüzy ldan sonra Bizans ekonomisi toplanmaya bafllam fl, kentte oturanlar n say s artm fl, verginin kayna olan çiftçileri korumaya yönelik önlemler al nm flt r. 11. ve 12. yüzy lda tar m alan ndaki teknik geliflmeler üretimi artt rm fl ticareti gelifltirmifltir y l nda bafllayan ve 1453 te stanbul un fethiyle tamamlanan geç dönem Bizans ekonomisinde temel de iflim 13. yüzy l boyunca stanbul un merkezi rolünü kaybetmesidir. Ancak 1261 den sonra stanbul un Latinlerin elinden al nmas yla baflkent tekrar eski önemini kazanmaya çal flm flt r. Ancak bat da Venedik ve Ceneviz, do uda da Osmanl ilerleyifli karfl s nda Bizans ekonomisi küçülmüfl ve eski büyüklü üne bir daha ulaflamam flt r. A MAÇ 2 A MAÇ 3 Bizans Devleti nin Anadolu ve Anadolu d fl nda üretimi ve ticareti yap lan ürünlerini tan mlayabileceksiniz. stanbul ve imparatorlu un di er eyaletlerinde ticareti yap lan mallar n say s oldukça fazlad r. En önemlileri aras nda; zeytinya, flarap, tuzlu bal k, et, sebze, tuz, kereste, balmumu, seramik, ahflap ve keten say labilir. Bunlara parfümler ve baharatlar gibi lüks maddeler de eklenebilir. Özellikle 12. yüzy l n sonlar na kadar uluslararas ticaretin merkezi olarak sadece stanbul de il, Selanik ve Trabzon gibi flehirler de bulunmaktad r. Bizans topraklar nda tah l Teselya, Trakya, Makedonya, Bitinya da yetifltiriliyordu. Zeytin a açlar ise Güney talya, Mora Yar madas, Bitinya, Lydia ve adalar gibi imparatorlu un sahil k s mlar nda yetifltiriliyordu. Balkanlar ve Anadolu nun ufak bir bölümü ise hayvan yetifltirmekle u rafl - yordu mparatorlu un di er tüm bölgelerinde de bu day, arpa gibi tah llar, baz ya çeflitleri, flarap, kuru baklagiller ve havyac l k gibi üretimleri yap lmaktayd. Bunlar n yan nda ikincil üretim olarak de erlendirilen maden, seramik, tekstil ve lüks objelerin de üretimi yap lmaktad r. K rsal hayat n temel araç-gereçleri genellikle köylerde üretilmifltir. Bizans Devleti nde ticaret yapan tacirlerin ve esnaflar n ba l olduklar loncalar ve devletin vergi gelirlerini aç klayabileceksiniz. Noterler, gümüflçüler, banker ya da sarraflar, ipek ticareti ve ipek üretimiyle ilgili befl ayr lonca, keten tüccarlar, parfümcüler, mum imalatç lar, sabuncular, bakkal ve manavlar, saraçlar, kasaplar, domuz sat c lar, bal k sat c lar, ekmek f r nc lar, meyhaneci ve perakende flarap tüccarlar, eparhos a baz denetim görevlerinde yard mc memurlar n loncas, s r pazarlar n n müfettiflleri, aralar nda marangoz, mermer ustas, çilingir, duvarc, boyac ve benzerlerin bulundu u çeflitli ustalar n loncalar vard. Bizans Devletinin gelirini oluflturan vergiler dolayl ve dolays z vergi olmak üzere ikiye ayr l r. Dolayl vergiler: ithalat ve ihracattan al nan %10 oran ndaki gümrük vergisi, pazar ve liman vergileri, üretim, sat fl ve tüketim vergileri, devlet izin-

233 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 225 A MAÇ 4 leri için gerekli vergiler ve kay t ücretleri olarak s ralanabilir. Dolays z vergiler ise dört bafll k alt nda ele al n r: Arazi vergisi, otlaklardan ve koflum hayvanlar d fl nda kalan hayvanlardan al - nan vergi, bafl vergisi ve kentlerde ticaret izni almak için ödenen vergi. Bizans Devleti ayr ca üç ana kaynaktan daha gelir sa lamaktayd. Bu gelirler: Artizanal mülkiyet, tar msal mülkiyet ve flehirlerdeki mülkiyetti. Bizans Devleti nin para sistemini örnekleriyle tan mlayabileceksiniz Bizans para sisteminde I. Anastasios un sikke reformu temel al nmaktad r. Bizans sikkeleri esas olarak üç metalden bas lm flt r: alt n, gümüfl ve bak r. Bizans alt n sikke birimi yaklafl k 4.40 gr. a rl ndaki solidus tur. II. Nikiforos a kadar solidus un a rl nda, kalitesinde ve büyüklü- ünde herhangi bir de ifliklik olmam flt r. Ancak II. Nikiforos solidus tan daha hafif tetarteron (nomisma) olarak adland r lan sikkeyi tedavüle sokmufltur. Nomisma n n ayar ve kalitesi IV. Mihail ile birlikte bozulmaya bafllam flt r deki Malazgirt yenilgisinden sonra ve I. Aleksios ( ) döneminde nomisman n içindeki alt n miktar neredeyse %75 oran nda azalm flt r. Bu yüzden 1092 y l nda I. Aleksios para reformu yapmak zorunda kalm flt r. Yeni düzenlemede Nomisma n n yerine iperpiron ad yla yeni bir alt n sikke tedavüle sokulmufltur. Ancak bu kez alt n n ayar 24 karat yerine 20 1/2 karata düflmüfltür. Latinlerin stanbul u istilas s ras nda sürgündeki znik imparatorlu unda, III. oannis döneminde, iperpiron un içindeki alt n ayar karat a düflürülmüfltür. perpiron, stanbul yeniden ele geçirildikten sonra VIII. Mihail döneminde 15 karat a, II. Andronikos döneminde de 12 karat a düflmüfltür. Alt n iperpiron son kez 11 karat olarak V. oannis döneminde bas lm fl ve böylece Bizans alt n sikkeleri 1350 lerde sona ermifltir. Bizans alt n sikkeleri stanbul, Selanik, Kartaca (daha sonra Kagliari ye tafl nm flt r), Kartagena, Ravenna, Roma, Katania, Napoli ve Syrakusa da bas lm flt r. Bizans gümüfl sikkeleri, alt n ve bak r sikkelere göre daha az bas lm flt r. 6. yüzy lda seyrek olarak ticari amaç ve tören sikkeleri olarak gümüfl karfl m za ç kar. I. ustinianos döneminde solidus un 1/24 ü de erinde siliqua ve; solidus un 1/12 de erinde miliarision tedavüldeydi. mparator Heraklios ise 615 y l nda gümüfl sikkeyi yeniden canland rm flt r. Heraklios döneminde bas lan gümüfl sikkeler eksagrama olarak bilinmektedir ve 8. yüzy l n bafllar nda tedavülden kald r lm flt r. 720 y l nda III. Leon ve o lu V. Konstantinos tedavüle yeni ve sürekli Miliarision u sokmufltur. Anastasios un 498 y l nda gerçeklefltirmifl oldu u para reformu ile tedavüle ç kar lan bak r sikkelerde en büyük birim follis idi. savria ve Amorion Hanedan follislerin ço unun ön yüzlerinde yaz bulunmamaktad r. Makedon Hanedanl - n n (M.S ) sekizinci ferdi olan mparator I. oannis Cimiskis döneminde ise Anonim Follis ler bas lmaya bafllam flt r de I. Aleksios, Anonim follisleri ortadan kald rarak yerine küçük ve çukur olmayan yayvan sikke tedavüle sokmufltur. Alt n tetartera y hat rlatan bu sikkeler bak r tetarteron ya da bak r tetarteron ad ile an l r. 13. yüzy l n sonlar na do ru di er bak r sikkeler gibi tetarteron da ortadan kalkm flt r. II. Andronikos ve III. Andronikos dönemlerinde Assaria ad ile bilinen hafif bak r sikke tedavüle girmifltir y l nda imparator V. oannis in döneminde de tornese follaro tedavüle bas lm flt r.

234 226 Bizans Tarihi Kendimizi S nayal m 1. Bizans mparatorlu unda ticari faaliyetlerden do an gümrük vergilerini toplayan memurlar n ad afla dakilerden hangisidir? a. Komerkiaros b. Eparhos c. Sübvansiyon d. Tema e. Nomisma 2. Bizans mparatorlu unun en önemli vergi kayna afla dakilerden hangisidir? a. Ticaret b. Tar msal Alanlar c. Hayvanc l k d. Zanaat e. Deniz Ticareti 3. Afla dakilerden hangisi Bizans sosyal yaflam ve ekonomik sisteminin 6. yüzy l n ikinci yar s nda ciddi bir gerileme yaflamas n n nedenleri aras nda yer almaz? a. Veba salg n b. Suçiçe i salg n c. Depremler d. Uzun süren savafllar e. Seri üretimin artmas y l nda mparator I. Aleksios Komninos un sikke reformu yapmas n n nedeni afla dakilerden hangisidir? a. Sübvansiyonlara engel olmak için b. Ekonomik tedbir için c. Nomisman n ayar ve kalitesi bozuldu u için d. Üretimi artt rmak için e. Kiflisel harcamalar için 5. Bizans mparatorlu unun merkezindeki alan d fl nda vergi taban n n izini kaybetti i dönem afla dakilerden hangisidir? a. 6. yüzy l b. 11. yüzy l c. 4. ve 5. yüzy llar d. 7. yüzy l e. 10. yüzy l 6. Afla dakilerden hangisi 9. ve 10. yüzy llarda ticareti canland ran unsurlardan biri de ildir? a. fiehirlerin geliflmesi b. mparatorlu un sikke da t m c. Nüfus arflt d. Üretimdeki art fl e. Kentlerde oturanlar n say s n n artmas 7. Afla dakilerden hangisi 11. ve 12. yüzy llarda üretimin artmas nda rol oynayan teknik yeniliklerden biri de ildir? a. Antik ça lardan beri bilinen bahar bu day yerine 11. ve 12. yüzy lda tar mda, yulaf ve çavdar gibi yeni ekinlerin gelifltirilmesi b. 10. yüzy ldan beri var olan su de irmenlerinin etkin kullan m c. Daha önce ifllenmemifl alanlar n genifllemesi d. Genel olarak hem çiftçilerin hem de toprak sahiplerinin toprak geliflimine kat lmas e. Demir saban n keflfi yüzy l n sonlar na do ru Bizans n ticaretinde bask n olan flehirler afla dakilerden hangileridir? a. Priene ve Katania b. Afrodisias ve Efes c. Venedik ve Cenova d. Girit ve Teselya e. Selanik ve Korintos 9. mparatorlu un en önemli ticari metalar afla dakilerden hangisidir? a. Tah l ve ipek b. Fildifli ve keten c. Balmumu ve tuz d. Seramik ve cam e. Maden ve mine 10. Afla dakilerden hangisi dolayl vergi de ildir? a. thalat ve ihracattan al nan %10 oran ndaki gümrük vergisi b. Arazi vergisi c. Pazar ve liman vergileri d. Üretim, sat fl ve tüketim vergileri e. Devlet izinleri için gerekli vergiler ve kay t ücretleri

235 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 227 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar 1. a Yan t n z yanl fl ise, Girifl bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 2. b Yan t n z yanl fl ise, Girifl bölümünü ve Orta Dönem Bizans Ekonomisi bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 3. e Yan t n z yanl fl ise, 6. Yüzy l Bizans Ekonomisi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 4. c Yan t n z yanl fl ise, Para Sistemi bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 5. d Yan t n z yanl fl ise, 7-9. Yüzy l Bizans Ekonomisi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 6. b Yan t n z yanl fl ise, 9. ve 10. Yüzy l Bizans Ekonomisi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. e Yan t n z yanl fl ise, 11. ve 12. Yüzy l Bizans Ekonomisi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 8. c Yan t n z yanl fl ise, Geç Dönem Bizans Ekonomisi bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 9. a Yan t n z yanl fl ise, Ticaret konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. b Yan t n z yanl fl ise, Vergiler konusunu yeniden gözden geçiriniz. S ra Sizde Yan t Anahtar S ra Sizde 1 Bizans Devleti toplad vergileri ordu yetkililerinin maafllar olarak da t yordu. Ayr ca kamu iflleri, binalar veya sanat eserleri olarak tekrar devreye sokuyordu. S ra Sizde 2 6. yüzy l n ikinci yar s nda veba ve veban n nüfus üzerindeki etkileri, Slav, Avar, Pers ve Arap sald r lar na karfl koyma imkân n azaltan askeri kriz sonras, imparatorlu un baz zengin alanlar kaybedilmifl olmas, 7. yüzy ldaki Müslüman fetihlerinin kargaflal döneminde, arazi kay plar ve düflman sald r lar n n çok say da mülteci yaratmas, nsanlar n daha güvenli bölgelere kaçmas ile devletin vergi taban n n izini kaybetmesi, üretimin azalmas, S ra Sizde yüzy lda ekonomiyi olumsuz olarak etkileyen en önemli faktör X. Konstantinos Dukas n maliye idaresine, memuriyetleri para ile satmak yöntemini getirmifl olmas d r. Hâkim tabaka olmalar s fat yla da talepleri artan memurlar devletin masraflar n büyütmüfltür. Paran n de erinin düflürülmesi ve kaynaklar n ordu yerine stanbul için kullan lmas gibi uygulamalar kapsayan mali politikalarda önemli faktörler aras ndad r. S ra Sizde 4 Bat Avrupa kökenli seri üretim ile imal edilen ürünlerin daha düflük maliyetleri nedeniyle Bizans imalat giriflimleri küçülmüfltür. Bu durum beraberinde Bizans zanaat üretiminde düflüfle neden olmufltur. S ra Sizde 5 malat ve zanaatç ifli olarak de erlendirilen maden, seramik, tekstil ve lüks objeler (cam, fildifli, ipek, alt n ve gümüfl eserler) ikincil üretim olarak tan mlanmaktad r. S ra Sizde 6 Anadolu da önemli maden yataklar aras nda spir ve Artvin de alt n, Bayburt, Gümüflhane, Torul ve Uluk flla da gümüfl, Kastamonu, Samsun, Murgul, Toros da lar ve Sinop civarlar nda bak r madenleri say labilir.

236 228 Bizans Tarihi Yararlan lan Kaynaklar Acara, M. (2005). Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ndeki Bizans Maden Eserleri: A rl klar ve Haçlar, 22. Araflt rma Sonuçlar Toplant s, C.2, s , Ankara. Angold, M. (1997). A Political History the Byzantine Empire , London and New York: Longman. Bask c M. M. (2009). Bizans Döneminde Anadolu ktisadi ve Sosyal Yap ( ), Ankara, Phoenix. Cutler, S. (2001). Gifts and Gift Exchange as Aspects of the Byzantine, Arab, and Related Economies, Dumbarton Papers 55. Day, G. W. (1977). Manuel and Genoese: A Reappraisal of Byzantine Commercial Policy in the Late Twelfth Century, The Journal of Economic History, 37, s Demirel Gökalp, Z. (2009). Battalgazi Definesi: VI. Mikhael Dukas n Histamenonlar, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 26, s Demirel Gökalp, Z. (2009). Yalvaç Müzesi Bizans Sikkeleri, Ankara, Kültür ve Turizm Bakanl. Demirkent, I. (1992). Mikhael Psellos un Khronographia s, Ankara, Türk Tarih Kurumu Bas mevi. Demirkent, I. (2005). 12. Yüzy la Kadar Bizans da Loncalar, Bizans Tarihi Yaz lar, s Grierson, P. (1954). The Debasement of the Bezant in the Eleventh Century Byzantinische Zeitschrift, 47, s Grierson, P. (1961). Notes on the Fineness of the Byzantine Solidu, Byzantinische Zeitschrift, 54, Grierson, P. (1999). Byzantine Coinage, Washington, D.C.: Dumbarton Oaks Reseacrch Library and Collection. Harris, J. (2003). Byzantium and the Crusades, Hambledon, London. Hendy, M. F. (1970). Byzantium, : An Economic Reappraisal, Transactions of the Royal Historical Society, 20, s Hendy, M. F. (1985). Studies in the Byzantine Monetary Economy c , Cambridge, Cambridge University Press. Hendy, M. F. (1999). Alexius I to Alexius V, Catalogue of the Byzantine Coins in the Dumbarton Oaks Collection and in the Whittemore Collection, V. 5/1 (Edt. A. R. Bellinger ve P. Grierson), Washington, D. C. Herrin, J. (2010). Bizans Bir Ortaça mparatorlu unun fiafl rt c Yaflam, stanbul, letiflim. Jakoby, D. (2006). The Economy of Late Byzantium - Some Considerations, Proceedings of the 21st International Congress of Byzantine Studies (Edt. E. Jeffreys ve F. K. Haarer), Ashgate Publishing. Köro lu, G. (2004). Anadolu Uygarl klar nda Tak, stanbul, Türk Eskiça Bilimleri Enstitüsü Yay nlar. Laiou, (2002). The Byzantine Economy: An Overview, The Economic History of Byzantium: From the Seventh through the Fifteenth Century 3 (Edt. Angeliki E. Laiou), Washington, D.C., Dumbarton Oaks Research Library and Collection, s Laiou, (2002a). Exchange and Trade, Seventh-Twelfth Centuries, The Economic History of Byzantium: From the Seventh through the Fifteenth Century 2 (Edt. Angeliki E. Laiou), Washington, D.C., Dumbarton Oaks Research Library and Collection, s Laiou, A. E. (2002b). Writing the Economic History of Byzantium, The Economic History of Byzantium: From the Seventh through the Fifteenth Century 1 (Edt. Angeliki E. Laiou), Washington, D.C., Dumbarton Oaks Research Library and Collection, s Laiou A. E. ve C. Morrisson (2007). The Byzatine Economy, Cambridge, Cambridge University Pres. Lefort, J. (2002). The Rural Economy, Seventh-Twelfth Centuries, The Economic History of Byzantium: From the Seventh through the Fifteenth Century 1 (Edt. Angeliki E. Laiou), Washington, D.C., Dumbarton Oaks Research Library and Collection, s Lopez, R. S. (1951). The Dolar of the Middle Ages, The Journal of Economic History, Vol.1, No.3, s Magdalino, P. (2002). Medieval Constantinople: Built Environment and Urban Development, The Economic History of Byzantium: From the Seventh through the Fifteenth Century 2 (Edt. Angeliki E. Laiou), Washington, D.C., Dumbarton Oaks Research Library and Collection, s Mango, C. (2008). Bizans Yeni Roma mparatorlu u (G. Ç. Güven, çev.), stanbul, Yap Kredi Yay nlar. Morrisson, C. (2002). Byzantine Money: Its Production and Circulation, The Economic History of Byzantium: From the Seventh through the Fifteenth Century 2 (Edt. Angeliki E. Laiou), Washington,

237 9. Ünite - Bizans Ekonomisi 229 D.C., Dumbarton Oaks Research Library and Collection, s Morrisson, C. ve J. P. Sodini (2002) The Sixth-Century Economy, The Economic History of Byzantium: From the Seventh through the Fifteenth Century 2 (Edt. Angeliki E. Laiou), Washington, D.C., Dumbarton Oaks Research Library and Collection, s Necipo lu, N. (1994). Loncalar, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, C.5, s Norwich, J. J. (1995). Byzantium: The Decline and Fall, Londra, Penguin. Norwich, J. J. (1999). A Short History of Byzantium, New York, Vintage Boks. Ostrogorsky, G. (1999). Bizans Devleti Tarihi (Çev. F. Ifl ltan), Ankara, Türk Tarih Kurumu Bas mevi. Rautman, M. (2006). Daily Life in the Byzantine Empire, London, Greenwood Press. Sarris, P. (2006). Economy and Society in the Age of Justinian, Cambridge, Cambridge University Pres. Selvi, C. (2005). Bizans mparatorlu u Ekonomi Tarihi çinde Lüks Obje Endüstrisinin Yeri, Yay mlanmam fl Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskiflehir (Dan flman: Prof. Dr. B. Yelda Olcay Uçkan). Tek, A. T ve Demirel Gökalp, Z. (2010). 12. Yüzy l Bizans Dünyas nda Para, 1. Uluslararas Sevgi Gönül Bizans Araflt rmalar Sempozyumu Bildiriler, stanbul, s Tekin, O. (1998). Eski Ça da Para-Antik Numismati e Girifl, stanbul, Eskiça Bilimleri Enstitüsü Yay nlar. Tekin, O. (1999). Yap Kredi Koleksiyonu Bizans Sikkeleri, stanbul: Yap Kredi Yay nlar. Treadgold, W. (1997). A History of the Byzantine State and Society, California, Stanford University Pres. Vryonis, S. J. (1962). The Question of the Byzantine Mines, Speculum, 37, s

238 B ZANS TAR H 10 Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Bizans Sanat n içerik ve kavramsal olarak tan mlayabilecek; Bizans Mimarisi nin özelliklerini dönemlerine göre tart flabilecek; Bizans An tsal Resim Sanat n dönemlere ay rarak aç klayabilecek; Bizans El Sanat örneklerini tan mlayabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Bizans Sanat An tsal Resim Sanat Bizans El Sanatlar Bizans Mimarisi Bizans Kentleri Manast r Kilise Martirium Hipoje Katakomp Vaftizahane fiapel Duvar Resmi Fresko Mozaik Seramik Cam Fildifli Maden Sikke çindekiler Bizans Tarihi Bizans Sanat B ZANS SANATI

239 Bizans Sanat B ZANS SANATI Bizans mparatorlu u kuruldu u kabul edilen 330 y l ndan stanbul un Osmanl Devleti taraf ndan fethedildi i 1453 senesine kadar hüküm sürmüfltür. Söz konusu tarihsel süreç içerisinde imparatorluk s n rlar dâhilinde üretilen sanat, mimarl k, edebiyat ürünleri ve de iflen inanç sistemine ba l olarak yeniden flekillenen sosyo-külürel yap ile iliflkili tüm unsurlar Bizans Kenti, Bizans Sanat, Bizans Mimarisi ve Bizans Edebiyat gibi Bizans üst kimli i alt nda tan mlanarak incelenmektedir. Bizans Sanat ve Mimarl bafll ca üç dönem içerisinde ele al narak de erlendirilir. Buna göre stanbul un 330 y l nda baflkent olarak belirlenmesinden Geç Antik Ça n sonu olarak kabul edilen ustinianos döneminin de içerisinde oldu- u 650 y l na kadar olan süreç Erken Bizans Dönemi olarak adland r l r. 650 y l ndan 850 y l na kadar olan tarihsel aral k, Arap ak nlar ve konoklazma ( konak r c l k) sürecinin yafland ve Geçifl Dönemi ya da Karanl k dönem olarak ta adland r lan bir ara dönemdir. 842 y l nda konoklast ak m n sona ermesinden stanbul un Latinler taraf ndan iflgal edildi i 1204 y l na kadar olan süreç Orta Bizans Dönemi ve 1261 y l nda Latin istilas n n sona ermesi ve stanbul un yeniden al nmas ile bafllayan ve 1453 y l nda stanbul un Osmanl Devleti taraf ndan fethedilmesi ile son bulan tarihsel süreç Geç Bizans Dönemi olarak tan mlan r. Ayr ca 1204 ile 1261 y llar aras nda stanbul un Latinler taraf ndan iflgal edildi i Orta Bizans dönemi ile Geç Bizans dönemi aras ndaki süre ikinci bir ara dönem olarak tan mlanabilir. Sanat oluflturan biçim ve içerik, toplumun yap s ile do rudan iliflkilidir. Sanat eserinin amac, konusu, malzeme ve tekni i tarihsel ve co rafi olarak içinde üretildi i uygarl n ve dolay s ile toplumun ekonomik, sosyo-kültürel yap s ve sahip olunan teknik düzeye ba l olarak flekillenir. Yap t n biçimi bütün bu koflullar n bileflkesi do rultusunda meydana gelir (Kuban 2005, 15). Bizans sanat mparatorlu- un hâkim oldu u genifl co rafi alandaki yerleflimlerinde üretilen eserlerin bütününü tan mlayan kapsaml bir olgudur. Bizans Sanat öncelikle dini ve sosyo-kültürel yap, sonras nda siyasal ve ekonomik koflullar n belirleyicili inde dönüflüm, de iflim ve oluflum evreleri yans t r. Bu dönemler içerisinde Bizans sanat eserleri farkl konu, teknik ve üsluplarda fresko, mozaik duvar resimleri, el yazmalar, maden, fildifli, seramik, cam, tekstil ve sikke gibi eserlerde yans malar n bulur. konaklast/ konaklazma ( konak r c l k): Yunancadaki eikon (ikona ya da imge) ve klao (k rmak ya da y kmak) sözcüklerinden gelir ve sözcük anlam yla imgelerin kas tl olarak yok edilmesi anlam ndad r. Bizans Sanat nda 726 ila 842 y llar aras nda hâkim olan tasvir k r c süreç ikonoklast ak m olarak tan mlan r Fresko: Yafl s va üzerine suda çözülmüfl boya pigmentleri kullan larak yap lan duvar resmi Mozaik: tafl, mermer, piflmifl toprak, cam ve de erli tafllar n küçük geometrik parçac klar halinde harç üzerine dizilerek yap lan dekorasyondur

240 232 Bizans Tarihi Kastron: Savunma amac ile oluflturulan kaleye verilen isimdir. 7. yüzy ldan sonra Kasaba ya da kent anlam nda da kullan lm flt r Tema: 7. yüzy l n ortalar ndan itibaren askerlerin yerlefltirildi i ve devflirildi i bir bölge, bir idari birim Pagan: Eski Yunan ve Roma da çoktanr l inaç sistemine verilen ad Martirum: sa n n yaflam ile iliflkili bir olay n geçti i bir yerde ya da bir din flehidinin (Martyr) mezar üzerine infla edilen genellikle merkezi plan özelli i tafl yan Erken H ristiyan yap s Manast r: Dünya ile iliflkisini kesmifl H ristiyan din adamlar n n yaflamas için genellikle k rsal alanda yap lm fl yap ya da yap toplulu udur. Sanat Eserlerinin Üretim ve Uygulama Alan Olarak Bizans Kentleri Bizans Sanat ve Mimarl imparatorlu un tüm co rafyas na da lm fl olan kentlerde gerçeklefltirilmifltir. Bizans döneminde yerleflimler; baflkent stanbul ve Efes gibi metropol niteli inde büyük kentler, küçük ölçekli kentler, savunma amaçl kastronlar ve köylerden oluflan yönetsel birimlerden oluflur. Kentsel nitelikteki bir Bizans yerleflimini, köy ya da kale nitelikli di er yerleflimlerden ay rt eden özelli i, kentlerin çok ifllevsel yap s d r. Bir yerleflimin çok ifllevli bir yap ya sahip olmas komflu ya da uzak bölgelerden de ilgi çeken bir ticaret merkezi olmas ve bulundu u bölgenin idari, dini, askeri ve ekonomik merkezi konumunda bulunmas ile mümkündür. Ayn zamanda kentlerde bir köyde oldu undan daha farkl sosyal s - n flar n bulunmas, bu çok ifllevsel yap y oluflturan özellikler aras ndad r (Brandes 1999: 26). H ristiyanl n resmi din olarak kabul edilmesi ve Roma n n ikiye ayr lmas sonras nda Bizans kentlerini yeni kurulmufl ya da tümden de iflmifl yerleflimler olarak düflünmemek gerekir. Özellikle Erken Bizans döneminde kentler büyük ölçüde kökleri Antik döneme uzanan yerleflimlerdir. Bu dönemde Bizans imparatorlar taraf ndan kurulmufl kentlerin say s oldukça azd r; üstelik bunlar n hiçbiri çok önemli bir merkeze dönüflecek kadar geliflmemifltir (Mango 2008, 69). 6. yüzy lda kurulan S rbistan da Nifl yak nlar ndaki Jusitiniana Prima ve Suriye deki Zenobia kentleri antik geçmifli olmayan yerleflimlerdir yüzy llarda Bizans mparatorlu u içerisinde sadece dört ya da befl yerleflim kent ad ile tan mlanabilecek niteliktedir. Bu kentler baflkent stanbul, Selanik, Efes, znik ve Trabzon dur. Söz konusu kentlerin tümünün deniz kenar nda veya yak n nda olmas kesinlikle bir rastlant de ildir. fiehirlerin baflkent stanbul ile ba lant lar, kentsel oluflumlarla ilgili belirli standartlar kazanmalar ve devam ettirmelerinde kuflkusuz etkili olmufltur (Brandes 1999: 26). 7. yüzy l sonras nda Anadolu da daha çok savunmaya yönelik ve kale kent niteli inde yerleflimlerin bulundu u bilinmektedir (Haldon 1999: 1-23). Kastron olarak adland r lan ve yüzy llarda oluflmaya bafllayan kale kentlerin, daha sonraki dönemlerde kullan lmaya devam edildi i, birçok yeni kale kentin oluflturuldu- u; mevcut yerleflimlerin de savunmaya yönelik olarak surlarla çevrelendi i görülmektedir. Araflt rmac lar taraf ndan kale kent olarak adland r lan Kastron, Antik Dönem polis i ile karfl laflt r lm fl ve Orta Bizans döneminin askeri flehirleri olarak tan mlanm flt r (Iv son 2000: 2-3; Haldon 1999: 10-16). Bu kentlerden en önemlilerinden biri, Bizans n Anadolu daki önemli askeri kentlerinden biri olan ve Opsikion Temas n n merkezi durumundaki Amorium kentidir. Amorium ile birlikte Anadolu da bulunan birçok Bizans yerleflimi Arap ve Pers sald r lar nda zarar görmüfl, 11 ve 12. yüzy llarda Selçuklu hâkimiyetine girmifltir. 13. ve 14. yüzy llarda ise Türkmen Beylikleri taraf ndan Bizans mparatorlu u nun stanbul ve Bitinya da bulunan kentleri d fl nda bulunan tüm yerleflimleri ele geçirilmifltir (Nicol 1999:136, 153, 155). Bizans Mimarisi H ristiyanl n kabulü ile birlikte Geç Roma dünyas nda din, kültür ve yönetim alanlar nda derin bir de iflim süreci bafllam flt r. Bu de iflim öncelikle kentlerin h - ristiyanlaflmas ile gerçekleflmifltir. H ristiyanl k yeni idealler ile birlikte yeni toplumsal ve ahlaki de erleri beraberinde getirmifltir (Sarandi 2008, 317). Bu de ifli-

241 10. Ünite - Bizans Sanat min kentin fiziksel yap s ndaki yans mas öncelikli olarak dini yap larda karfl m za ç kar. Erken Bizans döneminde H ristiyanl a ba l olarak geliflen dini mimarinin yan s ra kamusal ve toplumsal yap n n gere i olarak ihtiyaç duyulan mimari düzenlenemeler-uygulamalar gerçeklefltirilmifltir. Fakat burada önemle vurgulanmas gereken nokta, her ne kadar H ristiyanl k ile birlikte sosyo-kültürel yap da bir tak m de iflimler olsa da birey ve dolay s ile toplum Romal d r. Yüzy lard r devam eden gelenek ve kültürün birden de iflmesi mümkün de ildir. Bu nedenle dini mimaride görülen de iflim ve yeniden oluflum süreçleri di er yap türlerinde nispeten daha yavafl gerçekleflmifltir. Öncelikle Roma n n pagan tap naklar terkedilmifl, birço u y k lm fl, tafllar yeni yap lar n inflaas nda kullan lm flt r. Ayr ca baz tap - naklar kiliseye dönüflürülerek yeniden kullan lm flt r. 6. yüzy la gelindi inde kentsel mekan art k derinden h ristiyanlaflm flt r. Kentlerde kilise, martirum ve manast rlar baflta olmak üzere H ristiyanl a ba l olarak geliflen dini yap tipleri infla edilmifltir. (Sarandi 2008, 318). Ayr ca piskopos ve manast rlar taraf ndan fakir ve hastalar için düflkünler yurdu, aflevi ve hastaneler yap lm flt r. Söz konusu dini yap lanmaya ba l olarak flekillenen mimarinin d fl nda, kamusal ve sosyal ifllevli yap lar Bizans mimarisinin bütününün tan mlanmas nda önemlidir. Erken Bizans Dönemi Dini Yap lar Erken Bizans döneminde her ne kadar inanç sistemi, sosyo - kültürel yap ve siyasal de iflmeler h zla gerçekleflse de söz konusu de iflimlerin mimari ve sanata yans mas ve özgün bir kimli e ulaflmas zaman alm flt r. Bizans n erken dönemlerinde imparatorluk dönemi Roma mimarisinin ayr ayr formlar bir araya getirilerek yeni bir anlay flta kullan lm flt r (Koch 2007). Çok tanr l inanç sisteminden tek tanr l H ristiyanl a geçifl sonras nda mimarideki en belirgin de iflim, do al olarak dini yap larda gerçekleflmifltir. Yeni ibadet yap lar olan kiliseler antik dönemin dini yap s -simgesi olan tap naklardan de il özetle toplant yap s olarak tan mlanan bazilikalardan esinlenerek infla edilmifltir (Kuban 2005). Dördüncü yüzy ldan alt nc yüzy l n sonuna kadar bazilika, tüm Bizans co rafyas nda cemaat, piskoposluk hatta manast r kiliselerinin ana plan flemas n oluflturmufltur (Mango 2006, 50). Ayn zamanda bazilika erken h ristiyanl k ve Bizans dönemlerinde kilise anlam nda kullan lm flt r. Bu yeni yap tipi H ristiyan ayinlerinin gerçekleflmesi için gerekli bir tak m mekansal düzenlemelere ba l olarak flekillenmifltir. Ana flemas itibari ile Bazilika iki sütun dizisiyle üç bölüme (orta nef ve yan nefler) ayr lm fl büyük bir salon (naos), bu salonun do u ucunda yar m daire formlu bir büyük ç - k nt (apsis) ve naosun bat s nda, girifl taraf nda avludan (atrium) oluflan bir düzenlemeye sahiptir. Atrium dan kiliseye giriflte naosa aç lan bir hol (narteks) yer al r. Apsisin iki yan nda dini ayinlerde kullan lan pastoforium odalar bulunur. Ayr ca kiliselerde bema, ambon, solea, templon, altar, kiborum, sintranon, katedra ve kripta ad verilen litürijik ifllevli kurulufllar ve mekânlara sahiptir. 233 Bazilika: çi, iki s ra sütunla, ortadaki daha genifl ve yüksek olmak üzere üç sah na bölünmüfl, dikdörtgen planl yap biçimidir. Roma döneminde mahkeme salonu olarak kullan lan bazilikalar, Erken H ristiyan ve Ortaça mimarisinde yayg n uygulanan bazilikal planl kiliselere örnek olmufllard r Nef: Kiliselerde sütun ya da paye gibi destek dizileriyle ayr lm fl bölümlere denir. Yap n n büyüklü üne göre farkl laflan nef say lar 1, 3, 5 hatta 7 olabilmektedir. Neflerden ortadaki yani apsis ekseninde bulunan orta nef, her iki yandakiler ise yan neftir Naos: Kiliselerde halk n ibadet etti i, orta ve yan neflerden meydana gelen mekând r Apsis: kilisenin do usunda bulunan ve ibadetin yönünü gösteren bölümdür. Genellikle içten ve d fltan yar m yuvarlak ya da içten yar m yuvarlak d fltan çok cepheli ya da hem içten hem d fltan çok cepheli olabilmektedir Atrium: Kiliselerin bat s nda bulunan avluya denir Narteks: Kilisenin bat s nda yer alan ve naosa aç lan girifl mekân d r Pastoforium Odas : Apsisin kuzey ve güneyindeki kapal mekânlara denir. Bu mekânlar kiliselerde yap lacak dini törene haz rl k yeri ve ayn zamanda din görevlilerinin eflyalar n koyduklar yerlerdir. Apsisin kuzeyindeki odaya protesis ve güneyindeki odaya ise diokonikon denir Bema: Sadece din adamlar n n girebildi i, naostan levhalar arac l ayr lm fl, naos seviyesinden biraz daha yüksek döflemesi olan altar odas Ambon: Kilisede ncil okumak için kullan lan birkaç basamakla yükseltilmifl özel kürsü Solea: Kiliselerde bemay ambona ba layan zeminden yükseltilmifl yol

242 234 Bizans Tarihi Resim 10.1 Bazilikal Planl Kilise Örne i Templon: kiliselerde kutsal mekân olan bema ile halka aç k ibadet mekân olan naosu ay ran bölüme denir. Altar: H ristiyanl k öncesi çeflitli dinlerde hayvanlar n üzerinde kurban edildi i tafl masa. Kiliselerde ise üzerinde sa n n bedenini simgeleyen ekme in ve yine sa n n kan n simgeleyen flarab n bulundu u, genellikle tafltan ya da madenden yap lm fl dört ya da daha çok destekle tafl nan bir üst tabladan oluflan masa. Erken Dönem Bizans Bazilikalar örtü sistemi ve mimari özelliklerine göre Ahflap Örtülü (Hellenistik) Bazilika, Tonoz Örtülü Bazilika, Kubbeli Bazilika ve Transeptli Bazilika olmak üzere dört tip alt nda incelenir. Tarihlenenebilen ilk bazilika, Konstantinos un Roma piskoposu için 313 y - l nda Roma da yapt rd Salvator Kilisesi (S. Giovanni in Laterano) dir (Koch 2007, 41). Yap transeptli plan tipi ile orta bizans döneminde yayg n uygulanan plan tipi olan haç planl kiliselerin kökenini temsil eder. I. Konstantinos taraf ndan y llar nda infla ettirilen Kudüs Kutsal Mezar Kilisesi ve stanbul Studios Manast r Kilisesi ( mrahor Cami) Helenistik Bazilika lar n önemli örnekleri aras nda tan mlanabilir. Tonoz örtülü bazilikalar n en tipik örneklerinden birisi ise Binbirkilise 1. No lu Bazilika d r. Bu plan tipindeki yap lar yayg n olarak Orta Anadolu da Karaman ve Karada (Binbir Kilise) çevresinde infla edilmifltir. 6. yüzy l n ortalar ndan itibaren orta nefin kubbe ile örtülmesi bazilikalar n plan n etkilemifltir. Kiliselerin kubbe ile örtülmesi, uzunlamas na geliflen bazilikal flemadan merkezi planl bir flemaya dönüflümü ifade eden kubbeli bazilika plan tipini ortaya ç karm flt r. Kubbeli bazilika plan tipinin bilinen en erken tarihli uygulamas stanbul daki Aziz Poliefktos Kilisesi dir. Ayr ca Alahan Do u Bazilikas, Demre Aziz Nikolaos Kilisesi ve Aya rini Kilisesi kubbeli bazilika plan tipinin önemli örnekleridir. stanbul daki Aya Sofya Kilisesi ise kubbeli bazilika plan flemas n n mimari aç dan ulaflt son nokta olarak tan mlan r (Kuban 2005, 60). Yap dönemin yayg n unsurlar n n bir bileflimi olmas na karfl n, söz konusu mimari tasar m n yak n bir öncüsü yoktur (Mango 2006, 93). Resim 10.2 Ayasofya Genel Görünüm Kaynak: R. Cormack,M. Vassilaki, Byzantium ( ), London, 2009, s. 37

243 10. Ünite - Bizans Sanat Erken Bizans döneminde yayg n olarak vaftizhane ve martirumlarda tercih edilen bir di er plan tipi merkezi planl tiptir. Roma da Pantheon Tap na ile kubbenin dairesel bir alan örtü ü, bir merkeze göre simetrik mekân kurgusu 2. yüzy lda etkili bir mimari düzeye eriflildi inin göstergesidir. Roma döneminde tap nak ve mezar yap s olarak birçok uygulamas olan merkezi planl mimari düzenleme, Bizans döneminde vaftizhane ve martiryumlara örnek olmufltur. Milano da San Lorenzo, Kudüs te Anastasis Rotondas, Pamukkale de Aziz Filip Martirumu merkezi planl yap lar n önemli örnekleri aras nda gösterilir. stanbul daki Sergios Bakhos Kilisesi ve talya da Revenna daki San Vitale Kilisesi merkezi plan tipi gelifliminin son aflamas n temsil ederler (Kuban 2005). 235 Kiborion: Altar n önemini vurgulamak için onun üzerini kaplayacak biçimde yap lm fl dört sütuna at lan kemerlere oturan kubbeyle oluflturulmufl bölüm. Sintranon: Apsis yar m yuvarl içinde kademeli basamaklarla oluflturulan din görevlilerinin oturmalar için ayr lm fl bölüme denir. Resim 10.3 Ayasofya 3d Model Kaynak: 00/ayasofya.html Geçifl Dönemi (Karanl k Dönem) Dini Yap lar Bizans Sanat nda 726 y l ndan 842 y l na kadar olan tarihsel süreçte konoklast Dönem ad verilen dini konulu resimlerin yok edilmesini öngören bir süreç yaflanm flt r. Bu dönemde ikonalar n yak ld, yap lardaki duvar resimleri ve mozaikler kaz nd ya da kapat ld, el yazmalar n n yok edildi i bilinmektedir (Mango 2008, 286). konoklast dönem Bizans sanat ve mimarisine dair bilinenler oldukça s n rl d r (Kuban 2005, 69; Osterhout 2008, 358). Bu dönemin kilise mimarisi ustinianos dönemindeki büyük geliflimin basitlefltirilmifl bir takipçili i olarak yorumlan r (Osterhout 2008, 358). Bu dönemde infla edilmifl yap lara örnek olarak Selanik Ayasofya Kilisesi, stanbul Atik Mustafa Pafla Cami, Bursa Mudanya Zeytinba Tirilye Fatih Cami gösterilebilir. konoklast dönemde çok fazla yap infla edilmemesine karfl n kiliselerde dönemin sanatsal anlay fl n yans tan uygulamalar yo undur. Bu dönemde yap larda kaz nan ya da üzeri kapat lan süslemelerin yerine haç motifleri, bitkisel motifler ve hayvan figürleri resmedilmifltir (Mango 2008, 287). Orta Dönem Bizans Dini Yap lar konoklazm aya karfl kilisenin zaferi ile bafllayan orta Bizans dönemi, 842 y l ndan stanbul un Latinler taraf ndan iflgal edildi i 1204 y l na kadar devam etmifltir (Eyice 1982, 569). Bu dönem önce Makedon sülalesinin ( ), sonras nda Komninoslar n ( ) hüküm sürdü ü; tüm nitelikleriyle Bizans kültürünü yans - tan klasik Bizans ortaça d r (Kuban 2005, 70). Katedra: Sintranonun ortas nda ahflap, tafl ya da fildiflinden yap lm fl ve baflpiskoposun oturdu u büyük, yüksek görkemli koltuk. Kripta: Kiliselerin alt kat nda yer alan mezar odas. Tonoz: Biçimi alttan içbükey olmak üzere tafl ya da tu la ve harçla örülmüfl yar m silindir biçiminde tavan: bir kemerin ötelenmesi ile meydana gelen örtü. Kubbe: Bir kemerin, yay n n tepe noktas ndan inen dikin çevresinde dönmesiyle meydana gelen örtü. Kubbeler kare, çokgen ya da dairesel planlar örtmekte kullan lm flt r. Transept: Kiliselerde orta nefi dik kesen ve orta nefle birlikte bir haç flekli meydana getiren uzunca sah n.

244 236 Bizans Tarihi Vaftizhane: Vaftiz sözcü ü Grekçe kökenlidir ve suya bat rma-dald rma anlam tafl r. Vaftizhaneler içinde vaftiz töreni yap lan ve genellikle de merkezi planl H ristiyan dinsel yap lar d r. Rotonda: Plan kubbeli olan daire planl yap. ikona: Yunanca eiko fiilinden türetilen, tasvir, suret anlam na gelen ikona, boya ile ahflap panel üzerine yap lan ve ibadet amac da tafl yan dini konulu resimlerdir. Motif: Bezeme ve Süslemede bütünü oluflturan parçalardan her birine verilen ad. Figür: Resim ve heykel sanat nda betimlenmifl, do ada rastlanan ya da düflsel her tür varl k ve nesnenin genel ad. Kompleks-Geliflmifl Tip: Orta Bizans döneminde kubbenin dört serbest destek (sütunpaye) üzerine oturdu u plan tipi. Basit Tip: Orta Bizans döneminde kubbenin köfle duvarlar na oturdu u plan tipi. Sekiz Destekli Tip: Orta Bizans Döneminde özelikle Yunanistan ve K br s ta tercih edilen bir kilise plan tipi. Bu plan tipinde orta nefin üzerini örten kubbe sekiz destek üzerine oturmaktad r. Orta Bizans dönemi kiliselerinin karakteristik plan tipi Kapal Yunan Haç d r. Kapal Yunan Haç planl kiliseler ortada merkezi alan kaplayan, dört destek üzerine oturan pandantif geçiflli bir kubbe, orta mekân n dik ekseninde tonoz örtülü haç kollar, çapraz ekseninde ise kubbe ya da tonoz örtülü köfle odalar ndan oluflmaktad r. Kapal Yunan Haç planl kiliseler Kompleks-Geliflmifl Tip ve Basit Tip olmak üzere iki grup alt nda de erlendirilir. Kapal Yunan Haç plan tipinde infla edilmifl olan yap lar oldukça genifl bir co rafyaya yay lm flt r. Günümüze ulaflmasa da I. Vasil ( ) taraf ndan yapt r ld bilinen Nea Kilisesi kapal yunan haç plan tipinin ilk örne i olarak kabul edilir. stanbul da 907 tarihinde infla edilen Lips Manast r n n (Fenari sa Cami) Kuzey Kilisesi de kapal yunan haç planl yap lardand r. Yine 920 y l nda stanbul da infla edilen Mireleon Kilisesi (Bodrum Cami) iç mekân koordinasyonu ve yap sal sistemin dengeli iliflkisi aç s ndan bu plan tipinin güzel bir örne idir (Ousterhout 2008, 359; Mango 2006, 165). Yunanistan da ilk olarak 10. yüzy l sonlar nda Osios Lukas Manast r Kilisesi nde uygulamas n gördü ümüz plan tipi Anadolu da, Güney talya da, Balkanlar ve Rusya da küçük de iflikliklerle temel fonksiyonlar n koruyarak kilise, saray, manast r ve mezar kiliseleri olarak infla edilmifltir (Ousterhout 2008, 360). Orta Bizans dönemi kiliseleri küçük ölçekli yap lar olarak tasarlanmas na karfl n, dönemin egemen plan tipi olan kapal yunan haç planl yap lar manast r kiliseleri olarak özellikle baflkent stanbul da en çok uygulanan plan tipi olmufltur (Mercangöz 2007, 22) 10. ve 12. yüzy llar aras nda imparatorluk taraf ndan yap m desteklenen büyük manast r kompleksleri oluflturulmufltur. Manast rlar n etraf surlarla çevrilmifl ve içeride manast r hücreleri ile di er yap lar yer almaktad r. Bu manast r komplekslerinde stanbul daki Pantakrator Kilisesi nde oldu u gibi imparator ve hanedan üyelerinin mezarlar için bölümler ayr lm flt r (Ousterhout 2008,360). Bu dönemde özellikle daha genifl bir iç mekân istendi inde bazilika ve kubbeli bazilika planl kiliselerin inflas na devam edildi i görülmektedir. Orta Bizans döneminde uygulanm fl örnekleri bulunan bir baflka plan tipi sekiz destekli tip tir. Ada Tipi ve Kara Tipi olmak üzere yap lar n uygulama alanlar na göre iki alt grupta de erlendirilen sekiz destekli yap lar daha çok Yunanistan ve K br s ta infla edilmifltir. Bu plan tipinin en tan nm fl örnekleri Sak z Adas ndaki Neo Moni Kilisesi (Ada Tipi) ve Osios Lukas Kilisesi (Kara Tipi) dir. stanbul da 11. yüzy lda infla edilen Manganal Aziz Georgios Manas tr sekiz destekli plan kurgusu ile Nea Moni ve Osios Lukas kiliselerine model oluflturdu u düflünülür (Mango 2008, 295). Resim 10.4 Osios Lukas Genel Görünüm ve Plan Kaynak: R. Cormack,M. Vassilaki, Byzantium ( ), London, 2009, s. 197

245 10. Ünite - Bizans Sanat 12. yüzy l Bizans mparatorlu unda askeri aristokrasi ve feodelleflmenin derinleflti i bir dönemdir. Bu döneme egemen olan iktidar Komninos Hanedanl d r ve dolay s ile dönemin mimari oluflumu Komninoslar Dönemi Mimarisi olarak ta tan mlan r (Mercangöz 2007, 22). Komninoslar döneminde 1071 deki Malazgirt Savafl sonras nda gerçekleflen toprak kay plar ve savunma zafiyetinden dolay Anadolu daki bafll ca yap faaliyetleri kalelerdir. 12. ve 13. yüzy llarda Bizans mparatorlu u nun do u, güney ve orta Anadolu daki topraklar n n Selçuklular baflta olmak üzere Türkmenlerin eline geçti i ve Haçl ordular n n seferleri s ras nda birçok Bizans yerleflimi ya malanm flt r. Bu süreçte özellikle Anadolu da yeni yap lar infla etmek yerine var olan yap lar n kullan ld klar varsay l r (Mercangöz 2007, 23). Orta Bizans Döneminde Anadolu d fl nda S rbistan ve Bulgaristan da infla edilen kiliselerde baflkent mimarisinin etkileri izlenmektedir y l nda infla edilen Nerezi deki St. Panteleimon kilisesi befl kubbeli plan flemas ile kesinlikle baflkent mimarisinden etkilenmifltir (Ousterhout 2008,360). Ayr ca cemaatin ihtiyaçlar n karfl layabilmek için Ohrid deki Ayasofya Kilisesi gibi bir kaç büyük bazilika infla edilmifltir. Rusya da ise 987 y l nda H ristiyanl n kabulünün ard ndan Kiev deki Ayasofya Kilisesi gibi yap lar infla edilmifl olmas na karfl n, sonraki dönemlerde Rusya da mimarinin kuzey Avrupa mimarisinden ve dönemin Avrupa daki ça dafl sanat üslubu olarak Romanesk Mimari den etkilendi i görülmektedir (Ousterhout 2008, 360). 237 Romanesk Mimari: Avrupa da 7. Yüzy l ile 13. Yüzy l aras nda geliflen mimari üsluptur. Genelde kilise ve katedral yap lar nda yayg n uygulamas izlenen Romanesk üslubun temel özellikleri yuvarlak kemerler, beflik tonoz kullan m ve masif duvarlard r. Geç Dönem Bizans Dini Yap lar Geç Bizans dönemi tarihi tek bir imparatorlu un de il bir dizi küçük beyli in tarihidir (Mango 2006, 210) y l nda stanbul un Latinler taraf ndan iflgal edilmesi, Bizans imparatorlu u ve dolay s ile Bizans sanat ve mimarisi için yeni bir sürecin bafllang c olmufltur. flgalin ard ndan Teodoros Laskaris in yönetiminde Nikaia ( znik) mparatorlu u kurulmufltur. Ayr ca Karadeniz bölgesinde 1461 y l na kadar hüküm sürecek olan Trabzon mparatorlu u; Yunanistan n Arta bölgesinde 1453 y l na kadar hüküm süren Epir Despotlu u ( ) ve baflkenti Mistra olan ve 1460 y l na kadar ba ml s zl n koruyan Mora Despotlu u ba ms z yönetimler olarak karfl m za ç kmaktad r (Haldon 2006, 193; Mango 2006, 210) y l nda stanbul un Latinlerden geri al nmas na karfl n Bizans imparatorlu u nun son iki yüz y l yavafl, fakat kaç n lmaz bir küçülmenin hikâyesi olarak yorumlan r (Haldon 2006, 194) Bu dönemde stanbul ve Selanik te infla edilmifl olan bir kaç önemli yap olmas na karfl n, döneme özgü bir mimari geliflme söz konusu de ildir. Yap lar daha çok Orta Bizans dönemi mimari gelene ini sürdürür niteliktedir. Birçok yap da daha önceki dönemlerde infla edilen kilise ve manast rlara eklenenerek infla edilmifltir. Geç Bizans döneminde stanbul da Dehlizli Tip ad verilen plan tipinin ortaya ç kar. Bu plan tipinde kare planl orta mekân bir kule gibi kilisenin ana kitlesini aflarak yükselmekte ve üstünü yüksek kasnakl bir kubbe örtmektedir. Orta bölümü üç taraftan saran beflik tonoz örtülü dehlizler ayn zamanda plan tipine ismini veren yap birimleridir (Eyice 1988, 49). VIII. Mihail Paleologos un efli Teodora taraf ndan yapt r lan Lips Manast r n n (Fenari sa Cami) güney kilisesi Dehlizli Tip olarak adland r lan plan flemas nda infla edilmifltir. Yap dönemin mimari gelene ine uygun olarak Konstantinos Lips in özgün kilisesinin yan na konumland r lm flt r. Yap tipinin stanbul daki di er uygulamalar ; Aziz Andreas Manast r Kilisesi (Koca Mustafa Pafla Cami) ve Pammakaristos Manast r kuzey binas (Fethiye Cami) d r. Ayr ca bu dönemde Kapal Yunan Haç Planl, Tek Nefli ve Yonca

246 238 Bizans Tarihi Gotik Mimari: Gotik dönem Avrupa da Ortaça sanat nda bir üslüp devresidir. Avrupa da ülkelere göre ortaya ç k fl ve bitifl dönemleri farkl olmakla birlikte 12. yüzy l ile 14. yüzy l aras nda etkin olan bir üsluptur. Mimarl ktaki en belirgin özelli i sivri formlar ve genifl vitrayl aç kl klar yaratmas na olanak sa layan sütrüktür sistemidir. Resim 10.5 Planl mekân kurgusuna sahip yap lar infla edilmifltir. Pammakaristos Manat r Kilisesi (Fethiye Cami) nin güney binas Geç Bizans Dönemi nde Kapal Yunan Haç Plan tipinde Konstantinopol de infla edilmifl tek yap d r. Yine bu dönemde sa Kap Mescidi ve Sinan Pafla Mescidi gibi tek nefli yap lar n yan s ra, Panaghiotissa ve Panaya Kiliseleri gibi Bizans mimarisinin tüm dönemlerinde yayg n uygulamas bulunan yonca planl yap lar infla edilmifltir. Geç dönem Bizans mimarisi farkl bölgelerde kurulan ba ms z yap lanmaya ba l olarak çeflitli yerel uygulamalar sergiler. Söz konusu yerel uygulamalar n ortaya ç kmas n n sebebi her bir bölgenin farkl bir politik blok ve dolay s ile farkl kültürel etki alan içerisinde bulunmas d r (Mango 2006, ). Bu nedenle 13 yüzy l sonras Bizans mimarisi çok giriflli, içerisinde Avrupa daki ça dafl mimari üsluplar olan Romanesk ve Gotik Mimari unsurlar n n da izlenebildi i bir dönem olarak karfl m za ç kacakt r. Mora Elis teki Vlaherna Manast r bu yap lanmaya örnek olarak gösterilebilir. Yunanistan da Epir Despotlu u na ba l Arta yak nlar nda II. Mihail taraf ndan infla ettirilen Kato Panaya ve Trikkala yak nlar nda oannis Dukas taraf ndan yapt r lan Porta Panaya kiliseleri transept planl yap lar olarak karfl m za ç kar. Epir Despotlu u süresince y llar aras nda infla edilen yap lardan Arta daki Parigoritisa Kilisesi söz konusu bölgesel mimarinin baflyap t olarak tan mlan r (Mango 2006, 217). ki katl olarak düzenlenen yap n n alt kat nda sekiz destekli bir plan flemas uygulanm fl, üst katta ise kapal yunan haç planl bir mekân düzenlemesine gidilmifltir. Yap plan tipleri itibari ile geleneksel Bizans mimarisinin ana strüktürünü korumakla birlikte, geleneklerden uzak iki katl mekân kurgusu ve bat l tarzda biçimlerle oluflturmufl sentez bir plan ve görünüme sahiptir (Mango 2006, 220). Benzer bir yap lanma Mora Despotlu u nun baflkenti Mistra da karfl m za ç kmaktad r. Mistra da 14. yüzy l n bafl nda infla edilen Teodoros Azizler Manast r na ek olarak infla edilen Odigitria Kilisesi nde alt kat bazilika, üst kat ise kapal yunan haç plan flemas ile Mistra Tipi denilen kiliselere modellik etmifltir. Arta- Parigoritisa Kilisesi SIRA S ZDE 1 Geç Bizans dönemi mimarisinde görülen bölgesel üsluplar n oluflmas n n sebepleri nelerdir?

247 10. Ünite - Bizans Sanat Kamusal ve Sosyal fllevli Bizans Yap lar Bizans mimarisinin simgesel temsili dini yap lard r. Bu yap lar n d fl nda sosyo-kültürel ve siyasal yap lanmaya ba l olarak kentlerde farkl yap tipleri infla edilmifltir. Sivil, profan, din d fl ya da laik yap lar olarak ta tan mlanan söz konusu yap - lar daha çok kamusal-idari ve sosyal ifllevlidir. Erken dönem Bizans kentlerinde genel bir de erlendirme ile tan mlanabilen yap tipleri; idari ve kamu yap lar olarak, pazar-çarfl, saray, piskoposluk saray -konutu, özel aile saray -konutu, aflevi, düflkünler evidir. Ayn zamanda üretim ya da ticaret yap lar olarak tan mlanan dükkânlar, atölyeler ve depolar ile hastane, hamam, tiyatro ve hipodrom gibi sa l k ve sosyal yaflama yönelik yap lar da infla edilmifltir. Bizans kentlerinde alt yap - y oluflturan, yollar, köprüler, su kemerleri ve sarn çlar Bizans kentlerinde farkl dönemlerde uygulanm fl yap tipleridir (Bakirtzis 2008, 374). Erken Bizans Dönemi kentlerinde caddelerin birleflme noktalar nda bulunan meydanlar ve pazaryerlerinin düzeni daha önceki dönemlerde var olan uygulamalar izlemifltir. Antik döneminin agoralar -forumlar Erken Bizans dönemi boyunca sürekli onar lm fl, gerekli durumlarda geniflletilerek kullan lm flt r (Koch 2007, 100). Bu dönemin sonuna do ru söz konusu yap lar özellikle depremler sonras nda y k ld klar nda eski an tsal formunda yeniden infla edilmemifl, ya söz konusu alan bofl tutulmufl ya da farkl amaçlar do rultusunda kullan lm flt r (Bakirtzis 2008, 374). Konstantinos zaman nda baflkent stanbul da infla edilen bir forum kentin merkezi haline gelmifltir. Günümüze ulaflmayan forumun yuvarlak planl oldu u ortas nda bir porfir sütun bulundu u ve bunu çevreleyen revaklar n ise heykellerle süslendi i bilinmektedir (Koch 2007, ). Konstantinos forumunun inflas nda sonra stanbul da dikdörtgen planl dört meydan infla edilmifltir: Tauri Forumu, Bovis Forumu, Filadelfion Forumu, Arkadius Forumu. Erken H ristiyanl k döneminde ayr ca Roma döneminde oldu u gibi imparatorun zaferini ya da di er önemli olaylar kutlamak için onur sütunu ve zafer taklar n n dikildi i bilinmektedir. stanbul da bulunan Konstantinos Sütunu ve Teodosios Sütunu Roma daki Traianus ve Marcus Aurelius sütunlar na benzer düzenlemeleri ile di er mimari ve sanat örneklerinde oldu u gibi geçifl sürecindeki Roma geleneklerinin devam n oraya koyan örneklerdir. Yine Erken Bizans döneminde infla olunan Arkadius Sütunu ve Gotlar Sütunu ile Teodosios Zafer Tak söz konusu onur sütunlar n n ve taklar n önemli örnekleridir (Koch 2007, 101). Bizans kentlerinde saraylar sadece imparatorluk konutlar de il ayn zamanda kamusal merkezler olarak da görev üstlenmifltir. Erken Bizans kentlerinin merkezinde dikkat çekici bir konumda bulunan saraylar Bizans dönemi içerisinde imparatorluk saraylar ve özel saraylar olmak üzere iki tip içerisinde de erlendirilir (Koch 2007, 110; Bakirtzis 2008, 374). stanbul da Erken Bizans dönemi saraylar 4. ve 5. yüzy llarda infla edildi i bilinen Bodrum Saray, Lausos Saray, Antiohos Saray ve 4. yüzy l ile 11. yüzy l aras nda kullan ld bilinen Büyük Saray d r. Orta Bizans döneminde Emevi ve Abbasi Saraylar ile büyük benzerlik gösterdi i bilinen Bryas Saray mparator Teofilos ( ) taraf ndan yapt r lm flt r. Yine 11. yüzy lda kullan ld bilinen bir di er Bizans saray olarak Manganoi Saray ndan günümüze sadece temel seviyesinde izler kalm flt r. 12. yüzy lda ise 4. yüzy ldan beri imparatorluk saray olarak kullan lan Büyük Saray n terkedilerek Tekfur Saray olarak ta bilinen Vlaherna Saray na tafl nd bilinmektedir. 239 Hipodrom: çinde atl araba yar fllar yap lan yap. Bir ucu dairesel biten uzunca dikdörtgen biçimli bir plan vard r. Agora: Antik Yunan kentinin kamusal, yönetimsel ve ticari merkezi niteli indeki alan. Forum: Antik Roma kentlerinin merkezlerinde yer alan ve çevresi önemli kamusal yap larla kuflat lm fl meydan. Erken H ristiyanl k döneminde de uygulamas na devam edilmifltir. Revak: Üstü örtülü, önü aç k galeri. Revaklar n genellikle ön yüzü kemerlemeli ve aç k, arkas duvarl, üstü tonoz, kubbe veya düz tavanla örtülü olur.

248 240 Bizans Tarihi Resim 10.6 Vlaherna Saray (Tekfur Saray ) 3d Model Kaynak: 00 Kentlerin özerkliklerinin oradan kalkmas n n ard ndan yönetimin piskoposlara b rak ld bilinmektedir. Bu süreç içerisinde kentlerde piskoposluk saraylar infla edilmifltir. Fakat söz konusu saraylar için özel bir mimari tip ortaya ç kmam fl, yap lar saray kadar an tsal olmayan büyük bir ev fleklinde tasarlanm flt r. Episkopion olarak adland r lan bu piskoposluk konutlar stanbul ve Milet örneklerinde oldu- u gibi Metropolitan Kilise sinin yan na ya da yak n çevresine infla edilmifltir. Söz konusu yap lar n genelde iki katl olarak infla edildi i, girifl kat nda bulunan odalar n din adam ya da rahip s n f ndan olmayanlar ve çal flanlara ait oldu u, piskoposlar n odalar n ise üst katta yer ald öne sürülür (Bakirtzis 2008, 375). Erken Bizans döneminde evler Helenistik ve Roma döneminde kullan lan evlerin genel karakteri ve plan flemas n yans t r niteliktedir. Daha önceki bölümlerde vurguland üzere toplumun H ristiyanl kla birlikte din de ifltirmesi, sosyo-kültürel yap da bir tak m de iflimleri beraberinde getirse de, birey Roma l d r ve mevcut evlerinde oturmaya devam etmifllerdir. Bu anlamda birden bire konut mimarisinde köklü de iflimlerin oluflmayaca aç kt r. Ancak Erken Bizans dönemi sonuna kadar farkl dönemlerde evlerde ihtiyaçlar ve de iflen koflullar do rultusunda odalar n küçük bölümlere ayr larak kullan ld bilinmektedir (Bakirtzis 2008, 375). Bizans evleri genellikle iki kategoride incelenmektedir. Birinci tip, revakl ya da revaks z bir iç avlu etraf ndaki odalardan oluflan evlerdir. Bu tip genellikle Roma kentlerinde bir ya da iki katl olarak infla edilen yayg n bir ev modelidir. Odalar aras nda bazen bir hamam ya da Dura Evropos ta oldu u gibi bir dua odas bulunabiliyordu. kinci tip, iç avlusuz olarak bir ya da daha fazla katl evlerdir. Bu evlerde zemin kat genellikle depo ve atölyeler için ayr lm flt r (Bakirtzis 2008, 375). Bizans döneminde dükkânlar özelliklerine göre gruplanm fl olarak kentlerde büyük caddelerin kenarlar nda ve çarfl da yer almaktad r. Ayr ca çarfl bölgesinin d fl nda kentin farkl bölgelerinde, evlerin zemin kat nda özel fonksiyonlu dükkânlar n bulundu u bilinmektedir. Üretime iliflkin ifllikler olarak tu la atölyeleri ve kireç f r nlar gibi baz iflletmeler genellikle kentlerde surlar n d fl nda, daha çok

249 10. Ünite - Bizans Sanat hammadde kayna na yak n bölgelerde infla edilmifltir. Kent d fl nda bulunan ayn tür atölyelerin endüstriyel bir yerleflim alan oluflturmas n n, standardize edilmifl bir üretimin sa lanmas nda önemli oldu u belirtilir (Bakirtzis 2008, ). Üretime ba l depolama hem özel hemde kamusal olarak bir zorunluluk olmas na karfl n belirli bir mimari tür yaratmam flt r (Bakirtzis 2008, 376). Bizans Kentlerinde yollar taflla kapl ya da toprak olarak düzenlenmifltir. Kentlerdeki ana yollar stanbul daki Mesi ya da Selanik teki Leohoros gibi adlarla tan mlanm fl an tsal revakl düzenlemesi ile önemli caddelerdir (Bakirtzis 2008, 376). Bizans döneminde gerek kentlerin içinde yer alan yollar, gerekse flehirler aras ndaki yol a lar farkl dönemlerde onar lm fl ve yenilenmifltir. Ayr ca farkl bölgelerde ulafl m n verimli i aç s ndan son derece önemli olan köprüler infla edilmifltir. Su ve suya iliflkin mimari organizasyon Bizans kentlerinde önemli ifllevleri olan düzenlemelerdir. nsan yaflam için son derece önemli bir ihtiyaç olan su, kentler için her dönemde ayn derecede önemli bir sorun olmufltur. Erken Bizans döneminde kentlerde antik ça larda oluflturulmufl su kemerleri ve kanallar onar lm fl, gerekli görülen yerlerde yenileri infla edilmifltir. mparator Valens in (364-78) stanbul da iki tepe aras nda infla ettirdi i Bozdo an Kemeri olarak ta bilinen su kemeri Erken H ristiyanl k döneminin önemli bir örne idir. Su kemerleri ile kente ulaflan su üstü aç k ve kapal olarak infla edilen sarn çlarda depolanmaktad r. Üstü aç k sarn çlara stanbul da Bak rköy Sarn c, Da l k Kilikya da Meryemlik Sarn c örnek gösterilebilir. stanbul da ustinianos döneminde 6. yüzy lda infla edilen Yerebatan ve Binbirdirek Sarn çlar kapal sarn çlar n en önemli mimari örnekleridir (Koch 2007, 116). Sarn çlar Bizans n her döneminde ihtiyaçlar do rultusunda infla edilmifl, özellikle savafl zamanlar nda sarn ç yap m nda önemli say da art fl gözlenmifltir (Bakirtzis 2008, 376). Suya iliflkin bir di er yap tipi hamamlard r. Roma dönemi boyunca infla edilmifl olan hamamlar Bizans kentinin do al fiziksel yap s nda önemli mimari unsurlard r. Bu hamamlar erken Bizans döneminden itibaren kullan lm fl, farkl dönemlerde onar lm fl, ihtiyaçlara ba l olarak yeni hamamlar infla edilmifltir. Kent içersinde infla edilen an tsal nitelikli büyük hamamlar n yan s ra, saraylarda, hastanelerde, evlerde ve bazen manast rlarda küçük hamamlar infla edildi i bilinmektedir. 5. yüzy lda stanbul da befl kamusal nitelikli an tsal büyük hamam n yan s ra yüzelliüç özel hamam bulunmaktayd. 6. yüzy ldan sonra özellikle kamusal hamamlar H ristiyan yaflam tarz na ayk r oldu u için yavafl yavafl terkedilerek kullan lmaz olmufltur (Bakirtzis 2008, 377). Roma kentlerinin e lence hayat nda Hipodrom ve Tiyatrolar n yeri önemlidir. Roma dönemi hipodromlar n n öncül yap s Roma daki Maximus Circus tur. Ayr ca stanbul, Antakya, Selanik ve Milano da hipodrom infla edildi i bilinmektedir. stanbul daki hipodrom günümüze kadar ulaflmasa da yaz l kaynaklarda yer alan bilgiler ve orta bölümde (spina) yer alan üç an t yap hakk nda önemli verilerdir. Söz konusu üç an t y l nda mparator Teodosios taraf ndan dikilen Obelisk, Y lanl Sütun ve Örme Obelisktir. 241 Su Kemeri: Romal lar taraf ndan uygulanm fl olan, üzerinde su yolu bulunan tu la ve tafltan yap lm fl kemerli köprülerdir Sarn ç: Ya mur suyu biriktirmeye yarayan yeralt su deposu Obelisk: Önemli bir olay n ya da bir zaferin an s için dikilmifl ço u granitten yap lm fl olan kare veya dikdörtgen kesitli, tepesine do ru incelerek bir pramitle sonuçlanan yüksek tafl. An tsal Resim Sanat Erken H ristiyanl k döneminden itibaren Bizans An tsal Resim Sanat n n en önemli uygulama alan duvar resimleri ve mozaiklerdir. Fresko ve mozaikler baflta kiliseler olmak üzere mimariye ba l olarak uygulanan An tsal Resim Sanat örnekleridir. Erken H ristiyanl k döneminde kiliseler, mezarlar, sivil ve resmi yap lar freskolar ile süslenmifltir. Bu döneme ait en eski örnek ayn zamanda Erken H ristiyan-

250 242 Bizans Tarihi Katakomp: Roma da ilk H ristiyanlar n içinde toplan p tap nd klar yeralt mezarlar n n genel ad d r. Hipoje: Yunanca hypogée (hupo (altta) gé (toprak) kelimesinden kaynakl mezar odas d r. l k dönemi mimarisinin de ilk örne i olarak tan mlanan Suriye de Dura Evropos taki ev kilisesinin vaftiz odas nda bulunan Tevrat ve ncil den konular n ifllendi i freskolard r (Koch 2007, 131). Yine öncül resim örnekleri olarak Roma Katakomplar n n mezar odalar ve hipojelerin duvarlar nda geometrik, bitkisel motifler ile insan ve hayvan fügürleri resmedilmifltir. (Koch 2007, 132). Mezar yap lar nda ayr ca Antik dönem mitolojisinden sahneler ile Tevrat ve ncil den konular da resmedilmifltir. Genellikle 3. ve 4. yüzy lda infla edilmifl olan söz konusu yap larda mitolojik sahneler ile birlikte kutsal kitaplardan sahnelere de yer verilmesi mimaride oldu u gibi resim sanat nda da bir geçifl süreci oldu unun göstergesidir. Resim 10.7 Duro Europos- Duvar Resimleri Kaynak: yale.edu/exhibition/ judaica/jcsml.2.ht ml Mitolojik Sahne: Çok tanr l dinlerde tanr ve yar - tanr lar n eylemleri ile onlar n insanlarla ve di er yarat klarla iliflkileri konusundaki efsaneler, öyküleri konu alan sahnelerdir. Tessera: Mozai i oluflturan genellikle küp biçimindeki küçük mermer, cam ya da keramik parçalar n n her birine verilen add r. Erken H ristiyanl k Dönemi resim sanat n n bir di er önemli türü mozaiklerdir. Mozaikler k rm z, mavi ve yeflil renkler a rl olmak üzere farkl renklerde cam ve tafl parçalar n n kare fleklinde kesilip harçl zemin üzerine yanyana getirilmesi ile oluflturulmufltur. 300 y l nda infla edilmifl olan Roma daki St. Peter Kilisesi nin alt nda bulunan Julianus Mezar n n tonozunda, bitkisel kompozisyon içinde atlarla gökyüzüne ç kar lan arabas içinde fl nl tac yla bir tanr fügürü olarak sa tasvir edilmifltir (Koch 2007, 134). Erken dönem moziklerinde cam ve tafl parçalar ndan oluflan tesseralar n yerine Bizans döneminde özellikle 6. yüzy ldan itibaren alt n ve gümüfl kaplama tesseralar n kullan ld görülür. Sina Yar madas n daki Aya Katerina Manast r n n apsis kubbesinde metamorfosis, kemerlerde ise Musa n n yaflam ndan sahneler resmedilmifltir. Söz konusu mozaikler Justinanos döneminin bilinen nadir dinsel betimlerini içerir (Ötüken 1997, 235). talya da Ravenna St. Apollinare Nuovo, S. Apollinare Classe ve S. Vitale Kiliseleri nde Bizans resim sanat n n en zengin mozaikleri bulunur. Yap da daha çok ncil den sahneler ile birlikte dini kifli ve konular resmedilmifltir. S. Vitale Kilise sinde yer alan mparator ustinianos ve kar s Teodora n n portreleri, yap ya hakim olan dinsel sembol ve tasvirler ile birlikte hierarflik bir anlay fla göre düzenlenmifl, dönemin görkemini, dinle devleti bir bütün olarak özümseyen imparatorun büyüklü ünü simgeleyen tasvirler olarak yorumlan r (Ötüken 1997, 235). Sina Da ndaki dinsel kompozisyonda manzaray bir kenara b rakan geliflmeci anlay fl, S. Vitale de ise somut figürler ile gökyüzü, kayalar ve a açlar ile pekifltirilmifl bir do a vurgusunun beraberinde getirdi i gerçeklik geçmifle dair tutucu bir anlay fl olarak yorumlan r (Mango 2008, 284).

251 10. Ünite - Bizans Sanat Yaklafl k 650 y l ndan 850 y l na kadar olan süreç özellikle Bizans resim sanat için büyük bir boflluktan ibarettir (Mango 2008, 286). Bu tarihsel aral n büyük bir sürecini konoklast Ak m olarak adland r lan tasvir k r c dönem oluflturmaktad r. Bu dönemde geçmifl dönemde yap lm fl olan dini temal resimlerin büyük bir k sm n n yok edildi i ve yeni resim faaliyetlerinin oldukça az oldu u düflünüldü ünde söz konusu boflluk büyük ölçüde anlam kazan r. konoklast süreçten en fazla etkilen baflkent stanbul ve yak n çevresidir. Bu dönemde bir çok yap da oldu u gibi Ayasofya daki mozaikler tamamen yok edilmifl, apsisteki meryem tasvrinin yerine büyük bir haç resmedilmifltir (Ötüken 1997,236). konoklazma dönemine tarihlenebilecek önemli örnekler talya da (özellikle Roma da) bulunmaktad r. Bunun sebebi Arap istilas ndan ve konoklazma öncesi kar fl kl klardan kaçan çok say da Bizansl sanatç n n Güney talya ve Fransa ya yerleflmeleri ve burada sanatsal faaliyetlere kat lmalar d r. Bu sanatç lar arac l ile Bizans üslubunun bat ya geçti- i bilinir (Ötüken 1997,236). Milano yak nlar nda Castelseprio daki Meryem Kilisesi nde bulunan ve yüzy la tarihlenen freskolar Bizans resim sanat n n önemli örnekleri aras ndad r. Orta Bizans Dönemi nde ikonoklast ak m n son bulmas n n ard ndan yo un bir resimsel faaliyet bafllam flt r. Bu dönem resim sanat n n en önemli özelliklerinden birisi konular n düzenleniflinde hiyerarflik bir sistem uygulanmas d r. Bu düzenlemeye göre kilisenin en yüksek k sm olan kubbenin merkezinde genellikle sa Pantakrator yani mutlak hâkim Tanr ya ayr l r. Bu tasvirlerde sa kimi zaman baflmeleklerle çevrilidir. Kiliselerin dinsel simge ve litürijisinde önemli bir mekân olan apsisin yar m kubbesi iki yan nda bafl melekler Mikail ve Cebrail in bulundu- u Meryem e ayr l r. sa n n alt nda havariler ve peygamber ler yer al rken, Meryem in alt nda havari lerin yan s ra piskoposlar ve diyakozlar yer almaktad r. Kubbeyi destekleyen dört pandantif üzerinde geleneksel olarak dört ncil yazar - n n tasvir edildi i görülmektedir. Kiliselerin di er bölümlerinde kutsal savaflç lar, hekimler, keflifller ya da flehitler olmak üzere kategoriler halinde resmedilmifllerdir (Mango 2008, ). Orta Bizans Resim Sanat n n bir di er önemli özelli i resimlerde konu s n rlamas na gidilmesidir. Dönemin plan ve mekânsal kurgusuna uygun bir seçicilikle Erken H ristiyanl k sanat n n uzun dizelerinin yerine ncil deki anahtar (önemli) sahnelerin resmedilmesinin tercih edildi i görülmektedir (Mango 2008, 291). Bu dönemde stanbul baflta olmak üzere Anadolu ve Anadolu d fl nda (özellikle Yunanistan da) önemli resimsel faaliyetler gerçeklefltirilmifltir. Baflkentte kapal yunan haç planl yap lar n öncül örne i olan Nea Kilisesi ayn zamanda dönemin resim program na da öncülük eder. Ayasofya Kilisesi nin apsisindeki Meryem tasviri (GÖRSEL 8) ve günümüze ulaflmasa da kubbede yer ald n bildi imiz Pantakrator sa tasviri dönemin resim anlay fl n n önemli temsilidir. Ayr ca Anadolu d - fl nda 11. yüzy l resim sanat n n önemli örnekleri Yunanistan daki Osios Lukas, Sak z Adas ndaki Nea Moni ve Kiev de Ayasofya Kilisesi nde yer alan mozaiklerde izlenebilir. Yap lardan Osios Lukas Kilise sinde yer alan mozaik resimler baflkentin geleneksel resim anlay fl ndan ayr lan üslup özelliklerine sahiptir. Nea Moni ve Kiev Ayasofyas nda yer alan mozaiklerde ise baflkentin genel sanatsal uslüp özelliklerine ba l kal nd görülmektedir (Ötüken 1997, 236). 243 Pantokrator: H ristiyanl n içindeki yayg n inanca göre Baba ile O ul un (Tanr ile sa) tek görünüfl olarak tasviri.

252 244 Bizans Tarihi Resim 10.8 Ayasofya Kilisesi- Apis-Meryem Mozai i Kaynak: Anadolu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Arflivi Resim 10.9 Ayasofya Kilisesi- II. oannes Komninos, mparatoriçe rini ve Meryem Tasviri Kaynak: Anadolu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Arflivi stanbul da Komninoslar dönemi nden günümüze ulaflan tek mozaik Aya Sofya Kilisesi nde bulunmaktad r. Yap n n güney galerisinde yer alan panoda dönemin Bizans imparatoru II. oannes Komninos, mparatoriçe rini ve Meryem resmedilmifltir. Ayr ca 12. yüzy lda Dafni mozaikleri, Venedik San Marco ve Torcello daki Meryem Kilisesi nde yer alan mozaik resimler dönemin resim anlay fl n ortaya koyan önemli örnekler olarak tan mlanabilir. 11. ve 12. yüzy la ait Bizans freskolar oldukça s n rl olmas na karfl n, Selanik te Panaya Halkeon ve Ohri deki Ayasofya Kiliselerinin resim programlar 11. yüzy l Bizans resminin önemli örneklerdir. 12. yüzy l resim gelene ini yans tan örnekler aç s ndan baflkentten ziyade K br s ve Makedonya da bulunan freskolar bir tak m

253 10. Ünite - Bizans Sanat somut ç kar mlara kaynakl k eder. K br s taki Panaya Portetisa ve yine K br s ta Para Hori deki On ki Havari Kiliseleri ile Makendonya Nerezi de Aziz Panteleimon ve Kurbinova Kiliseleri gerek dönemin geleneksel üslup anlay fl n gerekse farkl - laflma-yenilikleri ortaya koyan veriler içermesi aç s ndan önemlidir. Komninoslar dönemi duvar resimlerinde görülen abart lm fl duygu ve hareketleri Nerezi Aziz Panteleimon Kilisesi nde görmek münkündür. Dönemin Makedonya daki bir di er önemli yap s olan Kurbinova Kilisesi nin duvar resimleri ise dönemin üslubunun neredeyse Maniyerist bir anlay flla aktar ld örnekler olarak tan mlan r (Ötüken 1997,237). Dönemin söz konusu coflku ve duygusall n k ran ve dingin, hareketlerin dengelendi i resimsel düzenlemeler Kesriye daki Panaya Mavriotissa Kilisesi nde görülmektedir (Ötüken 1997,237). Geç Bizans Dönemi-Sanat ayn zamanda Paleologoslar Dönemi-Sanat olarak ta tan mlan r. stanbul un Latinler taraf ndan iflgal edildi i tarihsel aral k ayn zamnda Geç Bizans Sanat n haz rlayan süreçtir. Latin istilas süresince ile 1261 y llar aras - Bizans resmine dair bilinenler s n rl d r. Daha önce belirtildi i üzere stanbul un Latinler taraf ndan iflgali sonras nda Anadolu da znik baflta olmak üzere Trabzon, Epir ve Mora da oluflan ba ms z bölgesel yönetimler oluflmufltur. Ne yaz k ki, baflta znik olmak üzere Latin istilas sürecinde bu merkezlerdeki resim sanat na dair bilinenler oldukça s n rl d r. znik Ayasofya Kilisesi diakonikon mekan nda yer alan sa ve aziz tasvirleri ve Bursa Zeytinba ndaki Trilye Pantobasilissa Kilisesi nde yer alan freskolar Latin stilas sürecinde Bitinya bölgesindeki resim sanat na dair nadir örnekler aras ndad r. Ayr ca Kapadokya da bulunan baz yap - lar ndaki duvar resimlerinin bu dönemde yap ld bilinmektedir. Bu yap lardan Suvasa Oktagonu nda oannis Vatacis in, Karfl ve K rk Martyrler Kiliseleri nde Teodoros Laskaris in ad n n yeralmas ve genellikle znik kökenli azizlerin tasvirlerine yer verilmesi resimlerin tarihlendirilmesinde önemli veriler olarak de erlendirilmifltir (Ötüken 1997, 237). Fakat yap larda yer alan resimler dönemin resim sanat anlay fl na yönelik genel bir üslup tan m ve de erlendirmesi için yeterli de ildir. Bizans resim sanat n n Paleologoslar dönemi ndeki oluflum ve de iflim sürecinin tan mlanmas nda, Trabzon Ayasofya Kilise si freskolar öncül örnekler olarak kabul edilir (Kuban 2005, 78). Ayasofya n n fresklerinde tasvir edilen figur ve kompozisyonlar genelde Komninoslar dönemi resimsel anlay fl n temsil etmesine karfl n, figürlerin elbise k vr mlar içinde belirginleflen vücut hatlar ve dengeli hareketler, Paleologoslar Dönemin de olgunlaflacak yeni bir üslubun yorumu olarak tan mlan r (Ötüken 1997, 237). Benzer geçifl süreçlerinin izlenebildi i duvar resimleri Arta daki Ayos Dimitrios Kaçuris, Ayos Nikolaos Rodias ve Kata Panaya Kiliseleri nde görülebilir. Paleologoslar Dönemi Resim Sanat üslübunun en bilinen örnekleri Hora Manast r Kilisesi (Kariye Cami) nde yer al r. 6. yüzy ldan itibaren farkl dönemlerde onar m ve yeniden infla süreçleri geçiren yap da dönemin resim sanat n yans tan duvar resimleri 14. yüzy lda Teodoros Metohitis taraf ndan yapt - r lan d fl narteks ve mezar flapelinde görülmektedir Nartekslerde yer alan resimlerde sa n n ve Meryem in hayat konu edilirken, mezar flapelinde Tevrat tan çeflitli sahneler, Son Yarg, Mahfler ve Anastasis sahneleri ifllenmifltir (Kuban 2005, 78-79). Yap da Meryem in hayat n konu alan yirmi bölümden oluflan bir dizi ile ondört bölümde resmedilmifl sa n n çocuklu u dizisi ve otuziki sahneden oluflan sa n n peygamberlik dönemini konu alan zengin bir resim program na sahiptir. S rbistan da yine Hora Manast r Kilisesi ile ayn döneme tarihlenen Decani Kilisesi nde sahnelerin say s daha da fazlad r (Mango 2008, ). Dönemin resim örneklerinde ortak nokta geçmiflteki iki boyutlulu u aflan ve tam anlam ile bir perspek- 245 Maniyerizm: Rönesans ile Barok dönem aras ndaki sanatç lar n n eserlerini tan mlamak için kullan lan bir sanat dönemi olan Maniyerizm, resimde abart l uzunlukta küçük bafll, çok hareketli, havada uçuflur flekilde zeminden kopuk kompozisyonlar sunar. Maniyerizm ya da Maniyerist sözcü ü günümüzde kurallar yads yan her türlü sanatsal tutum içinde kullan l r. Perpektif: Resmim iki boyutlu ortam nda, üçüncü boyut yani derinlik yan lsamas vermek için kullan lan teknik.

254 246 Bizans Tarihi Resim Hora Manast r Kilisesi (Kariye Cami) Duvar Resimleri Kaynak: Anadolu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Arflivi tif olarak tan mlanmasa da yüzeysel bir derinlik kayg s n n izlenebilirli idir. Resimlerde eflyalar ve figürler uzayan ve incelen bir formda düzenlemifl; figürlerin Komninoslar Dönemi resim anlay fl na benzer nitelikte hareketli, duygular n yo un bir d flavurumcu kayg ile yans t ld görülmektedir. stanbul da Hora Kilisesi nden baflka bu döneme tarihlenen sa Kap Mescidi, Mireleon Kilisesi (Bodrum Cami), Kalenderhane Cami, Aya Efemia ve Pammakaristos Manast r Kilisesi nde duvar resimleri bulunur. SIRA S ZDE 2 Bizans An tsal Resim Sanat örnekleri nelerdir? Uygulama alanlar nereleridir? El Sanatlar Astar: Üzerine resim yap lacak olan yüzeyin boyay emmemesi için sürülen boya katman d r. Seramik Bizans seramikleri dört ana kronolojik evrede incelenir. Birinci evre (4.-8. yüzy l): Erken Bizans döneminde antik geleneklerin devam etti i tarihsel aral kt r. kinci evre ( yüzy l): Seramik üretiminde stanbul un hâkim oldu u ve siyasi ve kültürel olarak iliflkide bulundu u bölgelere üretimlerin ihraç edildi i dönemdir. Üçüncü evre (Komninos lar dönemi): S rl seramik üretimin taflra merkezlerine tafl narak yayg nlaflt dönemdir. Dördüncü evre (12. yüzy l sonu- geç Bizans dönemi): Seramik üretiminde bölgesel üsluplar n hâkim oldu u dönemdir. (Armstrong ). Bizans serami i dini ve resmi sanat n aksine halk n ekonomik çizgisi ve be enilerine göre flekillenmifltir. Arkeolojik veriler Erken H ristiyanl k döneminden 7. yüzy la kadar Roma gelene inin önemli ölçüde devam etti ini ortaya koyar (Do- er 2007, 48). Bu dönemlerde K rm z Astarl Roma gelene ini yans tan seramikler üzerine H ristiyanl k sembolleri olarak güvercin, tavus kuflu, yunus ve haç motiflerinin yan s ra dini temal figür ve kompozisyonlar ifllenmifltir (Hayes 1997, 471; Armstrong 2008, 429, Do er 2007, 48). Erken Bizans döneminin k rm z hamurlu seramikleri ile Komninoslar döneminin yayg n tercihi olan s rl seramikler aras nda dönemde az bilinen bir grup olarak beyaz hamurlu seramiklerin ortaya ç kt görülmektedir (Armstrong 2008, 432). Beyaz hamurlu seramikler kendi içerisinde S rl Beyaz ve Polykrom Beyaz olmak üzere iki grup alt nda incelenir (Arms-

255 10. Ünite - Bizans Sanat trong 2008, 432; Do er 2007, 48). S rl Beyaz olarak tan mlanan seramiklerin süslemesinde klasik anlay fl devam etmesine karfl n, Polykrom Beyaz ve k rm z hamurlu seramiklerin süslemelerinde slam sanat n n etkileri görülmektedir (Rice 1954, ); Bezeme kompozisyonlar nda yayg n kullan m olan kufi yaz dan etkilenmifl motifler, palmetler ve kavisli bitkisel bandlar, söz konusu slam ve Do- u Sanat n n etkisinin eserlerdeki yans malar olarak tan mlanabilir (Do er 2007, 49). Özellikle 7. yüzy ldan itibaren sürekli olarak baflta Araplar olmak üzere do u uygarl klar n n Bizans a karfl ak nlar böyle bir kültürel etkileflimi beraberinde getirmifl oldu u düflünülür. Orta Bizans Dönemi nin yayg n uygulanan bezeme tekni i, k rm z hamurlu, krem-beyaz astarl kaplar n n üzerlerinin astar kald racak flekilde çizilmesi ve kaz lmas fleklinde uygulanan sgraffito dur. Sgrafitto tekni inin uygulama biçimleri ile farkl laflan alt türleri bulunmaktad r: nce Sgrafitto, Kaz ma Sgrafitto, Genifl Oyma/Cahmpleve. Orta Bizans döneminde palmet, rumi, k vr k dallar gibi sitilize edilmifl bitkisel motifler ile birlikte, güvercin, keklik, aslan, tavflan, bal k vb. hayvan figürlerine yer verilmifltir. Ayr ca hayvan figürlerinde mitolojik ve fantastik hayvanlar da konu edilmifltir (Maguire 1992, 3; Do er 2007, 49). Seramiklerde insan figürlerinde yer ald kompozisyonlarda 12. yüzy ldan itibaren belirgin bir art fl söz konusudur. Bu sahnelerde daha çok savaflç görülmekte ve bu tercih asker kökenli bir sülale olan Komninoslar n iktidar ile iliflkilendirilmektedir (Do er 2007, 49). Geç dönem Bizans serami- ini mimari ve di er sanat alanlar nda oldu u gibi dönemin siyasal yap s na ba l olarak de iflen yönetim ve co rafi s n rlar do rultusunda de erlendirmek gerekir. Geç döneme tarihlenen baz seramiklerin znik Kufllu Kaseleri, Karacahisar (Eskiflehir) Rozetli Kaseleri, Selanik Kufllu Kaseleri, Serres Seramikleri gibi üretim yerleri ile tan mlanmas, bu dönemde bölgesel ve yerel üsluplar n n varl n ortaya koyar. Ayr ca bu dönemde özel bir üretim grubu olarak baflkent kökenli Zeuksippos Seramikler ön plana ç kmaktad r. Kaz ve yüzey araflt rmalar 13. Yüzy lda Kilikya da Misis ve El Mina (Samanda - Çevlik) da üretilen Aziz Simeon seramiklerinin, talyan üretimi Proto-Mayolikalar n, Suriye ve turkuaz s rl ran seramiklerinin Bat Anadolu da dolafl mda oldu- unu ortaya ç karm flt r (Do er 2007, 51). Polychrome: Yunanca çok ve renk kelimelerinin birleflmesiyle çok renkli dekor anlam ndaki sözcüktür. 247 Kufi: 8. yüzy lda kurulmufl bir Arap kenti olan Kufa da ortaya ç kan hat sanat nda kullan lan bir yaz türüdür. Palmet: Bir sap n iki taraf nda simetrik olarak s ralanm fl uzunca yapraklardan oluflan üsluplaflt r lm fl bezeme ö esidir. Rumi: Birbirine ba l yar m palmetlerden oluflan süsleme ö esidir. Resim Sgrafitto Tekni inde yap lm fl üzerinde çift bafll kartal figürü bulunan seramik ( yüzy l) Kaynak: R. Cormack,M. Vassilaki, Byzantium ( ), London, 2009, s. 149 S r: Seramik hamurunun üzerine sürülerek f r nlanan ve bunlar n üzerini saydam bir katmanla örterek su ve benzeri s v lardan etkilenmemesini sa layan koruyucu malzemedir. Orta Bizans döneminde yayg n kullan lan bezeme tekni i olan sgrafitto nedir? Çeflitleri nelerdir? 3 SIRA S ZDE

256 248 Bizans Tarihi Lüks Obje: Genellikle imparatorluk saray için de erli malzemeler kullan larak üretilen ve süslenen kullan m eflyalar d r. Alt n Sandviç Tekni i: Renksiz iki cam aras na alt n yald zla yap lan süsleme tekni idir. Kal ba Üfleme Tekni i: Üfleme borusunun ucuna al nan cam hamurunun önceden haz rlanm fl kal ba üflenerek flekillendirilmesidir. Emay Tekni i: So uk cam üzerine alt n yald z ve maden oksitlerle dekorasyon yap ld ktan sonra f r nda s t larak cam n yüzeyine sabitlenmesi ifllemidir. Cam Sanat Bizans cam sanat na dair en önemli bilgiler günümüze ulaflan cam kaplar ve arkeolojik kaz lar sonucunda elde edilen örneklerden oluflur. Bu veriler fl nda cam n Bizans döneminde günlük kullan m objeleri, ayd nlatma elemanlar, pencere cam ve lüks objeler olarak üretildi ini ortaya koymufltur (Olcay 2007, 42) Bizans mparatorlu u nda cam sanat n n bizzat imparatorluk taraf ndan desteklenen bir sanat alan oldu u bilinmektedir. Özellikle Erken H ristiyanl k döneminde cam yap mc lar n n (vitriari) ve cam dekaratörlerinin (diatretari) vergiden muaf tutulduklar yönündeki veriler (Olcay 2008, 102), cam üretimin desteklendi i ve özendirildi inin göstergesidir. Erken Bizans dönemi cam atölyeleri köken olarak Roma dönemi cam sanat gelene ine ba l d r. Roma döneminde ortaya ç kan üretim ve pazarlama organizasyonunun Bizans n erken dönemlerinde de görüldü ü bilinmektedir (Olcay 2010, 24). Bu dönemin karakteristik eser grubu, alt n sandviç tekni i nde süslenmifl cam eserlerlerdir. Söz konusu cam eserlerde Roma gelene inin bir yans mas olan pagan inanç ve kültürüne ait konu ve semboller ile H ristiyanl a iliflkin unsurlar bir arada kullan lm flt r (Olcay 2008, 103). Erken H - ristiyanl k döneminin tüm sanat unsurlar nda oldu u gibi cam sanat nda da geçifl döneminin karakteristik olgusunu izlenmek mümkündür. Erken Bizans döneminde M. S y llar aras nda üretim ve kullan m alan bulunan Hac Kaplar önemli bir eser grubudur. Söz konusu eserler kal ba üfleme tekni i ile üretilmifl çokgen gövdeli fliflelerdir (Olcay 2008, 103). Erken dönem sonras özellikle konoklast dönem ( ) ile bafllayan ve 10. yüzy la kadar devam eden süreçte cam sanat na dair bilinenler oldukça s n rl d r. Ortaça da cam üretimi ve niteli- ini belgeleyen veriler az say daki yaz l kayna a ve kaz çal flmalar sonucunda elde edilen bulgulara dayan r. Bu kapsamda, Anadolu da Erken dönemlerden itibaren devam eden bir cam üretimi tan mlanm flt r. Antakya ve stanbul da cam üretiminin varl bilinmesine karfl n, üretim merkezleri, gelenek, üslup hakk nda belirsizlikler davam etmektedir. Anadolu d fl nda Yunanistan da Korintos ta 9. ve 11. yüzy llarda cam üretiminin yap ld bilinmektedir. Arkeolojik kaz lar sonras nda ortaya ç kan verilere göre cam atölyeleri seramik atölyeleri ile birlikte bir çarfl alan nda bulunmaktad r. Atölyelerin çarfl alan içindeki konumu üretim ve sat fl n ayn mekânsal düzenleme içerisinde gerçeklefltirildi ini göstermesi aç s ndan önemlidir (Olcay 2007). 12. ve 13. yüzy llarda Bizans mparatorlu u farkl co rafyalarda, farkl sosyo-kültürel unsurlarla karfl laflm flt r. Ayr ca bu süreçte Anadolu nun geçifl yolu üzerinde olmas farkl kültürlerle etkileflimli bir sanat üslubunun oluflmas n sa lam flt r. Ayn yüzy lda Venedik ve Cenevizliler in Bizans, slam ve Bat devletleriyle önemli ölçüde ticaret iliflkisi, sentez bir üslubun ortaya ç kmas ve yayg nlaflmas n nda etkendir. Dönemin yayg n cam tekni i alt n y ld z boyama ve emay tekni i dir. Bu yüzy llarda gerek Bizans cam nda gerekse slam camlar nda ayn teknikle farkl üslupta eserler üretildi i gözlemlenmifltir. Eserlerde geometrik ve bitkisel motifler ile birlikte insan ve hayvan figürlerinin kullan ld bilinmektedir (Olcay 2007, 42-45). Maden Bizans mparatorlu u, Anadolu ve Balkanlarda bulunan pek çok maden yata n Roma dan devir al p iflletmifltir. M s r, Suriye, Anadolu ve talya gibi genifl bir alana yay lan maden döküm merkezleri eyaletler kaybedildikçe elden ç km fl ve baflkent stanbul tek ve önemli bir üretim merkezi olarak kalm flt r. Antik dönem ve

257 10. Ünite - Bizans Sanat Ortaça da oldukça önemsenen madeni eflyalar n yap m tekniklerinde Helenistik ve Roma gelene i sürdürülmüfltür. Bizans maden eserleri alt n, gümüfl, bak r, bronz, demir ve pirinç gibi malzemelerden üretilmifltir. Günlük yaflam n araç-gereçleri, demir ve bronz malzemeden baflkent stanbul dan k rsaldaki köylere kadar genifl bir alanda üretilmesine karfl n; alt n ve gümüfl gibi de erli madenlerin üretimi devlet kontrolündeydi (Rautmann, 2007, s. 261). Erken Bizans Dönemi nde alt n malzemeyi daha çok bilezik, yüzük, kemer, madalyon, kolye, küpe gibi süs eflyalar nda ve sikkelerde görürüz. Bu eflyalar n üzerinde genellikle Tevrat ve ncil konular tasvir edilmifltir. Gümüfl malzeme ise daha çok imparatorlar n hükümdarl k y ldönümünü kutlamak ya da di er nedenlerle yap lan hediyelik tabak ve kâselerde ya da liturjik eflyalardatercih edilmifltir. Özellikle litürjik eflyalarda kullan lan gümüfllerde kontrol damgalar vard r. Bu damgalar imparatorluk damgas olarak da adland r lmaktad r. Bunun sebebi ise damgalarda imparator portresinin, isminin ya da monogram n n bulunmas d r. II. Konstantinos ( ) dönemine kadar devam eden bu damgalar hükümet otoritesinin sembolüdür (Dodd, 1961, s. 6). H ristiyan liturjisinin ana ayinini olan ökaristi de kullan lan eserler flunlard r: Paten ve Asteriskos, kalis, kafl k, ibrik ve el y kama tas olan trulla, buhurdan, yelpaze, kitap kapa ve haçt r (Acara, 1998, s ). Bronz ucuz ve kolay sat n al nabilen bir maden olmas dolay s yla hem sivil yap larda günlük kullan m araçlar olarak hem de dini alanda küçük eflya yap m nda karfl m za ç kmaktad r. Çeflitli kaplar ve kutular, kantar a rl klar, ayd nlatma araçlar (kandil, kandil aya, cam kandilleri tafl yan polykandilionlar gibi) sivil yap larda günlük kullan m araçlar olarak kullan lm flt r. Haçlar ise dinle iliflkili objeler olarak dikkat çekmektedir. Orta Bizans Dönemi nde alt n daha önceki dönemlerde oldu u gibi yine de erli ziynet eflyalar nda tercih edilen bir malzeme olmufltur. Ancak bu dönemde gümüfl rezervlerinin tükenmesi ve ekonomiye ba l olarak gümüfl kullan m n n azald görülmektedir. Dolay s yla eserlerde kontrol damgas sistemi de yer almaz. 9. yüzy l ile birlikte, sanat n her alan nda oldu u gibi maden iflçili inde de bir canlanma yaflanm flt r. Bu dönemde Bizans kuyumculu unun özellikle mine tekni inde doruk noktas na ulaflt görülür. Bu teknikteki eserler bugün, Venedik San Marco Hazinesi baflta olmak üzere, çeflitli Avrupa ülkelerinin müze ve koleksiyonlar nda takip edilmektedir. Mine tekni inin kullan ld eserlerin büyük k sm n paten, kalis, röliker gibi dini ifllevli eserler ile taç, küpe, bilezik gibi süs eflyalar oluflturmaktad r. Dönemin en önemli örnekleri aras nda VI. Leon un Adak Tac ( ), mparator Romanos kalisleri ( ), mparator Konstantinos Monomahos un Tac ( ) say labilir (Acara, 2007, s ). Geç Bizans Dönemi nde günlük kullan m objeleri d fl nda, de erli maden üretimine rastlanmamaktad r. De erli objelerin ham maddesinin kayna olan topraklar n kaybedilmifl olmas ve özellikle y llar aras nda imparatorlu un içinde bulundu u siyasal ve ekonomik bunal m sanat n her alan nda oldu u gibi maden sanat n da etkilemifltir. Fildifli Bizans Döneminde fildifli Afrika ve Hindistan da bulunan fillerin uzun difllerinden elde edilmifltir. Kolay ifllenebilen dayan kl bir malzeme olan fildiflinden yap lan eserler üzerinde farkl süsleme kompozisyonlar ifllenmifltir. Bizans sanat nda özellikle 6. yüzy lda fildiflinden üretilen eserler aç s ndan en parlak dönemdir. 7. ve Kontrol Damgas : De erli madenden yap lm fl objelerin, kalitelerini gösteren resmi bir iflaret ile damgalanmas d r. Damgal gümüfl eserler Bizans Devleti nde y llar aras nda yap lm flt r. Paten ve Asteriskos: Paten sa n n bedenini sembolize eden ekme in kondu u tepsidir. Asteriskos ise, paten ile birlikte kullan lan ve ekme in üzerine gelebilecek toz, böcek vb. önlemek için üzerine örtü serilen, yar m daire fleklinde iki fleridin merkezde birbirine ba lanmas ise oluflturulmufl malzemedir. Kalis: sa n n kan n sembolize eden flarab n kondu u kadehtir. Kafl k: fiarab n içinde slat lan kutsal ekmek parçalar n ayine kat lanlara vermek için kullan lan malzeme. brik ve Trulla: Ayine bafllamadan önce rahibin ellerini y kamas için kullan l r. Buhurdan: çinde tütsünün yak ld küresel, dilimli, silindirik, alt gen ya da kare gövdeli kaplard r. Yelpaze: Kutsak ekmek ve flarab toz ve böceklerden korumak için kullan lan malzemedir. Kitap Kapa : ncil ve di er dini kitaplar koruyan kapaklard r. Haç: sa n n çarm ha geriliflini sembolize eden malzeme. Mine: Metal üzerine f r nlanarak kaplanan cam esasl tabaka. Röliker: Önemli dini kiflilerin kemiklerinin muhafaza edildi i kutulard r. Diptikon: Birbirine mentefle ile ba l iki levhadan oluflan, konsüllerin bafla geçti i zaman, di er meslektafllar na yeni görevine bafllad n haber vermek için üretilen hediyedir.

258 250 Bizans Tarihi Triptikon: Konsüller bafla geçti i zaman, di er meslektafllar na yeni görevine bafllad n haber vermek için gönderdikleri birbirine mentefle ile ba l üç levhadan üretilen hediyedir. yüzy llarda bölgesel savafllar fildifli teminini kesintiye u ratm fl ve sonraki y llarda erken dönemlere k yasla nispeten daha küçük boyutlu ve s n rl say da üretim gerçekleflmifltir (Rautman 2006, 264). Bizans döneminde fildiflinden yap lan objeler aras nda; diptikonlar, triptikonlar, mücevher kutular, röliker, kitap kapaklar, toka ve süs eflyalar ve haçlar n muhafaza edildi i stavrotekler say labilir. Erken h ristiyanl k döneminden itibaren 10. yüzy la kadar Fildifli eserlerde dini sahnelerle birlikte, mitolojik sahneler, sirk gösterileri, hayvanlar, efsanevi yarat klar ve antik dönem süsleme anlay fl n n yans malar izlenmektedir. 11. yüzy ldan itibaren fildifli eserlerde daha çok dini konular n resmedildi i görülmektedir (Grabar 1966, 174, Rautman 2006, 264). Resim Resim Fildifli Triptikon Örne i (Bibliothéque Nationale de France-10. yüzy l) Kaynak: R. Cormack,M. Vassilaki, Byzantium ( ), London, 2009, s. 114 Stavrotek Örne i ( stanbul-9.yüzy l) Kaynak: R. Cormack,M. Vassilaki, Byzantium ( ), London, 2009, s. 102 Paludamentum: Düz uzun ve mor askeri pelerindir. Genellikle z rh n üzerine giyilir ve sa omuzda bir fibula ile tutturulur. Yaklafl k ayak bileklerine kadar sarkar. Sagion: Bir fibula ( ne) ile boyun hizas nda tutturulan ve omuzlar n arkas ndan at l p s rt örten pelerindir. Paludamentum un küçü üdür. Hlamis: Sa omuzda fibula ile tutturulan ve sa omuzu aç k b rakan uzun pelerindir. K sa olanlar antik dönemde askerler, avc lar ve biniciler taraf ndan giyilirdi. Hlamis 6. yüzy lda hlamis askeri karakterini kaybetmifl ve bafll ca saray giysisine dönüflmüfltür. Sikke Üzerindeki figürler bezemeler göz önüne al n rsa, Bizans sikkeleri de birer sanatsal obje olarak de erlendirilebilir. Bizans sikke tipleri, imparatorlara ve dönemin be enisine göre çeflitlilik göstermektedir. Sikkeler üzerindeki yer alan figürlü bezemeleri, imparator tipleri ve dini tipler olarak s n fland rabiliriz. 6. yüzy lda sikke ön yüzlerinde Bizans mparatorlar n n, cepheden ya profilden büstü ya da ayakta figürleri yer almaktad r. 7. yüzy l n sonlar ndan itibaren profil büst yerine cepheden büst kullan m yayg nlaflt görülmektedir. Söz konusu sikkelerde iki ortak imparator tasvir edildi inde yaflça büyük olan imparator sakall görünümü ile sakals z olarak tasvir edilen genç imparatordan ayr l r. Ayn zamanda ortak imparatorlardan büyük olan n sikkenin solunda küçük olan n ise sa da tasvir edildi- i bilinir. Sikke üzerinde üç figürün yer ald örneklerde ise en büyük olan, yani as l imparator ortada bulunurdu. kinci önemli figür ortadakinin sa taraf nda, üçüncüsü de sol taraf nda yer al rd den sonra imparatorlar n ayakta (tek bafl na ya da ortak imparator ile), otururken (genellikle tek bafl na) ya da diz çökmüfl figürleri ( sa ya da Meryem önünde) görülmektedir. ki ortak imparator bir dini figür ile ( sa, Meryem ya da azizler gibi) betimlendi inde ise, dini figür genellikle ortada tasvir

259 10. Ünite - Bizans Sanat 251 edilmifltir. Sikkeler üzerinde betimlenen imparatorlar paludamentum, z rh ve Sagion gibi askeri, hlamis gibi sivil ve loros gibi konsül k yafetleri ile tasvir edilmifllerdir (Bellinger ve Grierson, 1973, s ; Demirel Gökalp, 2009, s.19-26). Resim 10.14a Resim 10.14b I. Basileios-Histamenon- ön yüz. Yalvac Arkeoloji Muzesi I. Basileios-Histamenon-arka yüz. Yalvac Arkeoloji Muzesi Kaynak: Z. Demirel Gökalp, Yalvaç Müzesi Bizans Sikkeleri, Ankara, 2009, Kat.no. 476 Bizans sanat n n di er örneklerinde oldu u gibi sikkeler üzerinde de haç motifi dinsel sembol niteli inde en belirgin ve yayg n kullan m olan iflarettir. Zaferi simgeleyen viktoria figürü, melek ve hristogramlar da ( sa y temsil eden bir monogram) sikkeler üzerinde kullan lan dinsel figürler olarak tan mlanabilir. H ristiyanl n ve Bizans sanat n n en önemli figür ve simgesi olarak sa n n Bizans sikkeleri üzerinde resmedilmesi ilk kez II. ustinianos ( / ) döneminde görülür. Fakat bu nokta da alt n çizmek gerekir ki, sa tasvirleri Geç Roma sikkelerinde de kullan lm flt r. Örne in mparator II. Teodosios un (M.S ) k z Evdokia ve III. Valentinianus un (M.S ) evlilik töreni için bas lan sikke üzerinde sa tasviri görülmektedir. Ancak oldukça s n rl bas lm fl bu tip sikkeler Bizans sikke tiplerini etkilememifltir. sa burada H ristiyanlaflm fl imparatorluk kültü ya da dindarl göstermek amac yla özel sembolik sebepten dolay sikke üzerinde yer almaktad r. Dolay s yla sa n n büst halinde sikkeler üzerinde ana tip olarak tasvir edilmesi II. ustinianos taraf ndan bafllat lm flt r. slamiyetin 678 y l ndaki zaferinden sonra II. ustinianos Troullo Konsili nde Bizans alt n sikkelerinin ikonografisinde bir reform yapt rarak ve muhtemelen slamiyete bir tepki olarak sikkelerin ön yüzüne sa tasvirini yerlefltirmifltir (Breckenridge, 1959). Di er bir dinsel tip olarak Meryem figürü ise sikkeler üzerinde ilk kez imparator VI. Leon (M.S ) döneminde yer alm flt r. H ristiyan dünyas n n tan nan ve sevilen azizleri Bizans sikkeleri üzerinde oldukça geç dönemde yine dinsel tip olarak sikkeler üzerinde tasvir edilmifltir. Söz konusu aziz tasvirlerinin bulundu u sikkelerde Aziz Aleksandros, Aziz Mihail, Aziz Andronikos gibi ilk aziz isimlerinin ayn ad tafl yan imparatorlar n sikkelerinde betimlendi i görülmektedir (Tekin, 1999, s ). Loros: Romal lar n da kulland süslü bir pelerin olan loros, Bizans döneminde konsül k yafeti olarak kullan lm flt r. Loros deriden yap lan, a r, uzun ve dar dikdörtgen, yaklafl k 5 m. uzunlu unda bir atk d r. Hem imparator hem de imparatoriçe taraf ndan giyilen loros un geliflimi Roma imparatorlu u döneminde konsullerin giydi i toga ya da trabea ya dayanmaktad r. Haç: sa n n çarm ha geriliflini sembolize eden haç I. Teodosios (.S ) döneminde imparatorluk seremonilerinde önemli bir yer al r. sa n n ölüme karfl zaferinin sembolü olan haç, imparatorlar için düflmanlara karfl kazan lan zaferin de sembolüdür. 6. yüzy l sonlar ndan itibaren Bizans sikkelerinde en çok betimlenen dini simge olmufltur.

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2298 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1295 B ZANS TAR H

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2298 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1295 B ZANS TAR H T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2298 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1295 B ZANS TAR H Yazarlar Doç.Dr. Ayfle KAYAPINAR (Ünite 1, 4) Doç.Dr. Mustafa DAfi (Ünite 2, 6) Doç.Dr. Casim AVCI (Ünite 3) Doç.Dr.

Detaylı

BiZANS TARİHİ TAR108U KISA ÖZET

BiZANS TARİHİ TAR108U KISA ÖZET BiZANS TARİHİ TAR108U KISA ÖZET DİKKAT Burada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1 1.ÜNİTE Bizans Tarihine Genel Bir Bakış BİZANS TARİHİNE AİT BAZI KAVRAMLAR

Detaylı

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i I DR. NA L YILMAZ HEMfiEHR K ML Kastamonulular Örne i II Yay n No : 2039 Sosyoloji : 1 1. Bas - Ekim 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-936 - 1 Copyright Bu kitab n Türkiye deki yay n haklar BETA Bas m

Detaylı

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER I MURAT YÜKSEL FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER III DR. MURAT YÜKSEL Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö retim Görevlisi FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER IV Yay

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları I Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları II Yay n No : 2056 Hukuk Dizisi : 289 1. Bas Kas m 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-953 - 8

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Tarih Celal Bayar Üniversitesi 2007 Y. Lisans Tarih - Ortaçağ Celal Bayar Üniversitesi

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Tarih Celal Bayar Üniversitesi 2007 Y. Lisans Tarih - Ortaçağ Celal Bayar Üniversitesi ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Zafer Duygu 2. Doğum Tarihi : 11.08.1976 3. Unvanı : Yardımcı Doçent Doktor 4. Öğrenim Durumu : Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Tarih Celal Bayar Üniversitesi 2007 Y.

Detaylı

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman Ö RETMEN ÖZ DE ERLEND RME FORMU K fi L K ÖZELL KLER flimi seviyorum. Sab rl y m. Uyumluyum. fl birli ine aç m. Güler yüzlüyüm. yi bir gözlemciyim. yi bir planlamac y m. Çocuklara, ailelere, meslektafllar

Detaylı

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM ÜN TE V SOSYAL TUR ZM Bu ünitede turizmin çeflitlerinden biri olan sosyal turizmi daha ayr nt l bir flekilde ö renip, ülkemizdeki sosyal turizmin geliflimi hakk nda bilgiler edinece iz. Ç NDEK LER A. S

Detaylı

Umman Tarihinin Dönüm Noktalar

Umman Tarihinin Dönüm Noktalar Umman Ülke ad : Umman Sultanl Eski ad : Maskat ve Umman Yüzölçümü: 212.460 km. Sahil fleridi: 2.092 km. Resmî Dili: Arapça ( ngilizce, Baluchi, Urdu) Din: Müslümanl k, Hinduizm Nüfus: 2.622.198 (Temmuz

Detaylı

Ankara'ya kim elçi gönderdi?

Ankara'ya kim elçi gönderdi? EVRENSEL BAKIfi AÇISI Gürbüz Evren Yıldırım Beyazıt, Timur a yenilince kutlama için Ankara'ya kim elçi gönderdi? Bat l tarihçiler, Malazgirt Savafl 'n n ard ndan, Anadolu'daki kutsal mekânlara ve Kudüs'e

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi K lavuz Notlar Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi 1.0 Girifl 1.1 Bir de erlemenin gözden geçirilmesi, tarafs z bir hüküm ile bir De erleme Uzman n n çal flmas n

Detaylı

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Hmfl. Sevgili GÜREL Emekli, Ac badem Sa l k Grubu Ac badem Hastanesi, Merkezi Sterilizasyon Ünitesi, STANBUL e-posta: sgurkan@asg.com.tr H

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas 1 Prof. Dr. Yunus Kishal Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi Tekdüzen Hesap Sistemi ve Çözümlü Muhasebe Problemleri 4. Bas Tekdüzen Muhasebe Sistemi Uygulama Tebli leri

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac Ders 3: SORUN ANAL Z Sorun analizi nedir? Sorun analizi, toplumda varolan bir sorunu temel sorun olarak ele al r ve bu sorun çevresinde yer alan tüm olumsuzluklar ortaya ç karmaya çal fl r. Temel sorunun

Detaylı

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d Matematik ve Sonsuz G erek konuflma vermeye gitti im okullarda, gerek bana gelen okur mektuplar nda, ö renci ve ö retmenlerin matematikteki sonsuzluk kavram n pek iyi bilmediklerini gözlemledim. Örne in,

Detaylı

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com NTERNET S TES TANITIMI RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com ran slâm nk lâb n n 25. y ldönümü münasebetiyle hizmete aç lan ran slâm Cumhuriyeti

Detaylı

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul Yay n no: 07 Sohbet : 01 stanbul 2008, 1. Bask ISBN 978-975-8757-08-4 Editör: Necdet Y lmaz Hadis Tahriçleri Süleyman Sar Kitap konsept ve tasar m : GNG TANITIM Kitap iç uygulama: TN LET fi M Bask : Acar

Detaylı

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL D ü n y a Ü n i v e r s i t e l e r S e r v i s i Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL BAfiLANGIÇ nsan Haklar Evrensel Beyannamesinin 40. y ldönümünde 6-10 Eylül tarihleri

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARISTO 88 ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE 1. KONU 213 say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 142, 143,

Detaylı

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz: Yorumlar: Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz: Ekibin yapt n görmekten en çok hoflland m fley: Ekip Yönetimi çin Araçlar 85 EK P K ML DE ERLEND RMES Ekibinizin

Detaylı

ALBARAKA TÜRK. Faizsiz Kazanç

ALBARAKA TÜRK. Faizsiz Kazanç OSMANLI DEM RYOLLARI ' takvimi, Albaraka Türk ün kültürümüze kazand rd Hicaz Demiryolu Foto raf Albümü nden derlenen foto raflardan oluflturulmufltur. Osmanl Devleti 19. yüzy l n ikinci yar s ndan itibaren,

Detaylı

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM. 1.1.1. Örneklem plan. 1.1.2. l seçim ölçütleri

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM. 1.1.1. Örneklem plan. 1.1.2. l seçim ölçütleri BÖLÜM 1 YÖNTEM Bu çal flma 11, 13 ve 15 yafllar ndaki gençlerin sa l k durumlar ve sa l k davran fllar n saptamay hedefleyen, kesitsel tan mlay c ve çok uluslu Health Behavior in School Aged Children,

Detaylı

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl) I Dr. Leyla ÇAKICI GERÇEK Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Alapl MYO Ö retim Üyesi GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl) II Yay n No : 2323 Hukuk Dizisi : 1151 1. Bas - Eylül 2007 - STANBUL 2. Bas - Ekim

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya 287 MAKEDONYA E T M S STEM NDE TÜRKLER N KADRO SORUNU VE GET R LEN ÖNER LER Bayramali LUfi Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya Genel olarak Makedonya ve Nüfus Da l m Güneybat Avrupa da Balkan yar

Detaylı

ULAfiTIRMA S STEMLER

ULAfiTIRMA S STEMLER T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2505 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1476 ULAfiTIRMA S STEMLER Yazarlar Yrd.Doç.Dr. Ergün KAYA (Ünite 1) Ö r.gör. Erkin KARADAYI (Ünite 2) Yrd.Doç.Dr. Meserret NALÇAKAN

Detaylı

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2 Atütürk ün Dünyas Cengiz Önal Ekonomik kalk nma, Türkiye'nin özgür, ba ms z ve daima daha kuvvetli olmas n n ve müreffeh bir Türkiye idealinin bel kemi idir. Tam ba ms zl k ancak ekonomik ba ms zl kla

Detaylı

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) Amaç ve Kapsam Madde 1- Bu Yönetmelik, Türkiye Bilimsel

Detaylı

NTERNET ÇA I D NAM KLER

NTERNET ÇA I D NAM KLER Mustafa Emre C VELEK NTERNET ÇA I D NAM KLER www.internetdinamikleri.com STANBUL-2009 Yay n No : 2148 letiflim Dizisi : 55 1. Bas m - stanbul - Haziran 2009 ISBN 978-605 - 377-066 - 4 Copyright Bu kitab

Detaylı

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER 1. Patates ve sütün miktar nas l ölçülür? 2. Pinpon topu ile golf topu hemen hemen ayn büyüklüktedir. Her iki topu tartt n zda bulaca n z sonucun ayn olmas n bekler misiniz?

Detaylı

MADEN HUKUKU İLE İLGİLİ İDARİ YARGI KARARLARI VE MEVZUAT

MADEN HUKUKU İLE İLGİLİ İDARİ YARGI KARARLARI VE MEVZUAT I MADEN HUKUKU İLE İLGİLİ İDARİ YARGI KARARLARI VE MEVZUAT HARUN HAKAN BAŞ Ankara 2009 II Yay n No : 2195 Hukuk Dizisi : 1031 1. Bas Eylül 2009 - STANBUL ISBN 978-605 - 377-113 - 5 Copyright Bu kitab n

Detaylı

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl 220 ÇEfi TL ADLARLA ÖDENEN C RO PR MLER N N VERG SEL BOYUTLARI Fatih GÜNDÜZ* I-G R fi G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl Primi,Has lat Primi, Y l Sonu skontosu)

Detaylı

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad OTOPS Cengiz Özak nc 1965 ten Günümüze DÜNYA DA VE TÜRK YE DE LK KEZ! İngiliz Devlet Arşivlerinden Gizli Belgelerle Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad Türkiye ye yöneltilen suçlama; özetle

Detaylı

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005 I B&M Prof. Dr. Erdener YURTCAN KABAHATLER KANUNU VE YORUMU stanbul 2005 Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : 718 1. Bas - Ekim 2005 ISBN 975-295 - 494-4 Copyright Bu kitab n bu bas s n n Türkiye deki yay n

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş : 27 Ekim 1989 Adres : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü Dikimevi - Ankara Tel : 363 03 26-363 03 27 ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 1995 yılından bu yana, hazırladığı ve titizlikle uygulamaya çalıştığı Stratejik

Detaylı

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri 2 DENET M TÜRLER 2.DENET M TÜRLER Denetim türleri de iflik ölçütler alt nda s n fland r labilmektedir. En yayg n s n fland rma, denetimi kimin yapt na ve denetim sonunda elde edilmek istenen faydaya (denetim

Detaylı

GEBZE BELED YES ~

GEBZE BELED YES ~ 2. Performans Sonuçlar Tablosu SIRA NO PERFORMANS GÖSTERGES 2007 YILI HEDEF 31 ARALIK SONU T BAR LE GERÇEKLE EN 01 SANAY DENET M % 20 % 20 02 KATI ATIKLARIN TOPLANMASI 140.000 TON 140.000 TON SÜPÜRME ANA

Detaylı

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina .. 95 Türkiye ile Kazakistan: Karfl l kl Kazan mlara Dayal Bir flbirli i Bektas Mukhamejanov * Çeviren: Dr. Almagül sina Kazakistan ba ms zl n kazand ndan itibaren, d fl politika stratejisinde çok yönlü

Detaylı

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi Baflkent Üniversitesi T p Fakültesi Adana Eriflkin Kemik li i Nakil ve Hücresel Tedavi Merkezi, Türkiye

Detaylı

ERGAMON Antik ça da Pergamon ad ile an lan Bergama zmir ilinin s n rlar içinde, Helenistik dönemin önemli bir kültür sanat merkeziydi.

ERGAMON Antik ça da Pergamon ad ile an lan Bergama zmir ilinin s n rlar içinde, Helenistik dönemin önemli bir kültür sanat merkeziydi. Antik Kentlerimiz Süheyla Dinç P ERGAMON Antik ça da Pergamon ad ile an lan Bergama zmir ilinin s n rlar içinde, Helenistik dönemin önemli bir kültür sanat merkeziydi. ent arkaik devirden itibaren Frigya,

Detaylı

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Otopsi Cengiz Özak nc JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Amerikan And : Herkes için adalet ve özgürlükle bölünmez tek ulusa dayanan Cumhuriyet e ve bayra ma ba l olaca ma and içerim. Yer

Detaylı

Prof. Dr. Neslihan OKAKIN

Prof. Dr. Neslihan OKAKIN I Prof. Dr. Neslihan OKAKIN Marmara Üniversitesi..B.F. Çal flma Ekonomisi ve Endüstri liflkileri Bölümü Yönetim ve Çal flma Psikolojisi Anabilim Dal Ç a l fl m a Y a fl a m n d a nsan Kaynaklar Yönetimi

Detaylı

SLAM ORDULARININ ANKARA YA AKINLARI

SLAM ORDULARININ ANKARA YA AKINLARI SLAM ORDULARININ ANKARA YA AKINLARI Bizans mparatoru Herakleios, ran l Sasaniler karfl s nda büyük baflar lar kazanmas na ra men slâm ordular n n Bizans topraklar nda ilerleyiflini önleyemedi. slam ordular

Detaylı

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de KURUMLARDAN ELDE ED LEN KAR PAYLARININ VERG LEND R LMES VE BEYANI Necati PERÇ N Gelirler Baflkontrolörü I.- G R fi T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de flirketlerce

Detaylı

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan. EVOK Güvenlik, ülkemizde büyük ihtiyaç duyulan güvenlik hizmetlerine kalite getirmek amac yla Mustafa Alikoç yönetiminde profesyonel bir ekip taraf ndan kurulmufltur. Güvenlik sektöründeki 10 y ll k bilgi,

Detaylı

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. Dr. Bar fl Ayd n Fevzi Pafla Cad. 3. Say lardan sonra s ra bildirmek için konur. Sonucu ilân ediyorum: 1. Ali, 2. Kemal, 3. Can oldu. Hepsini tebrik ederim. Virgül (,)

Detaylı

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Prof. Haberal dan Yeni Bir Uluslararas At l m: TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Dünyan n dört bir yan ndan yüzlerce biliminsan Prof. Dr. Mehmet Haberal taraf ndan kurulan Türk Dünyas Transplantasyon

Detaylı

TÜRK YE DE A LE Ç fi DDET Ülke Çap nda Kriminolojik-Viktimolojik Alan Araflt rmas ve De erlendirmeler

TÜRK YE DE A LE Ç fi DDET Ülke Çap nda Kriminolojik-Viktimolojik Alan Araflt rmas ve De erlendirmeler 1 TÜRK YE DE A LE Ç fi DDET Ülke Çap nda Kriminolojik-Viktimolojik Alan Araflt rmas ve De erlendirmeler stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Kriminoloji Araflt rma ve Uygulama Merkezi 2003

Detaylı

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uygulama Önerileri 59 Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uluslararas ç Denetim Meslekî Uygulama Standartlar ndan Standart 1110 un Yorumu lgili Standart 1110 Kurum çi Ba

Detaylı

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir 2002 May s ay nda yap lan Birleflmifl Milletler Çocuk Özel Oturumu öncesinde tüm dünyada gerçeklefltirilen Çocuklar çin Evet Deyin kampanyas na Türkiye

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını, NİĞDE ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı, Niğde Üniversitesine bağlı olarak kurulan

Detaylı

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. OYUNCA IN ADI Akl nda Tut YAfi GRUBU 4-6 yafl OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. GENEL KURALLAR Çocuklar n görsel belle inin

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti ne YAHUD SOYKIRIMI SUÇLAMASI

Türkiye Cumhuriyeti ne YAHUD SOYKIRIMI SUÇLAMASI Otopsi Cengiz Özak nc 8 Türkiye Cumhuriyeti ne YAHUD SOYKIRIMI SUÇLAMASI 71 Y l Sonra Dünyada ve Türkiye de lk Kez T pk Bas m ve Tam Metin 24 fiubat 1942 Struma Facias nda Türkiyenin Suçsuzlu unu Kan tlayan

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

STRATEJ K V ZYON BELGES

STRATEJ K V ZYON BELGES STRATEJ K V ZYON BELGES BEYAZ K TAP S UNUfi Sivil toplum; demokrasi, insan haklar ve hukuk devleti kavramlar n n yerleflmesiyle ilgili taleplerden ekonomiyle ilgili endiflelere kadar sosyal yaflama dair

Detaylı

Kent Yoksulluğu ve Gecekondu

Kent Yoksulluğu ve Gecekondu I Kent Yoksulluğu ve Gecekondu NAİL YILMAZ / YÜCEL BULUT İstanbul, 2009 Yay n No : 2225 Sosyoloji Dizisi : 03 1. Bas Eylül 2009 - STANBUL ISBN 978-605 - 377-143 - 2 Copyright Bu kitab n bu bas s n n Türkiye

Detaylı

4. Ünite Ö retmen K lavuz Kitab

4. Ünite Ö retmen K lavuz Kitab . Ünite Ö retmen K lavuz Kitab S n f: 1 : Matematik Ünite Numaras : 1 Ünite Süresi: ders saati / GEOMETR Örüntü ve Süslemeler Örüntü ve Süslemeler EK M EYLÜL Do al Do al 1. Bir örüntüdeki iliflkiyi belirler..

Detaylı

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÖNERGE 10 BÜTÇE YÖNERGESİ T E T A Ş TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BÜTÇE YÖNERGESİ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET

Detaylı

İçindekiler Şekiller Listesi

İçindekiler Şekiller Listesi 1 İçindekiler 1.GĠRĠġ 3 2. Mekânsal Sentez ve Analiz ÇalıĢmaları... 4 3. Konsept....5 4. Stratejiler.....6 5.1/1000 Koruma Amaçlı Ġmar Planı.....7 6.1/500 Vaziyet Planı Sokak Tasarımı....7 7.1/200 Özel

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 423 424 3. Salon Paralel Oturum XII - Sorular ve Cevaplar OTURUM BAfiKANI (Ali Metin POLAT) OTURUM BAfiKANI - Gördü ünüz gibi son derece demokratik bir yönetim

Detaylı

Destekli Proje İşletme Prosedürü

Destekli Proje İşletme Prosedürü Destekli Proje İşletme Prosedürü Teknoloji Transfer Ofisi 2015 Yazan(lar) : Tarih : İlker KÖSE TTO Direktörü Onaylayan(lar) : Tarih : Prof. Dr. Ömer Ceran Genel Sekreter V. Prof. Dr. Sabahattin Aydın Rektör

Detaylı

ORTAÖĞRETİM. Öğretmenin. Ders Notları

ORTAÖĞRETİM. Öğretmenin. Ders Notları ORTAÖĞRETİM TARİH Öğretmenin Ders Notları II ORTAÖĞRETİM 9. SINIF TARİH (Öğretmenin Ders Notları) EDİTÖR Turgut MEŞE YAZAR Faruk KARA Bütün hakları Editör Yayınevine aittir. Yayıncının izni olmaksızın

Detaylı

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu 30 > 35 nsan Kaynaklar > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu > nsan Kaynaklar Personele Göre fl De il, fle Göre Personel. stanbul Büyükflehir Belediyesi, Personele Göre

Detaylı

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I SOSYAL GÜVENL K REHBER Resul KURT SSK BAfiKANLI I Sigorta Müfettifli Hüseyin FIRAT SMMM SMMMO Baflkan Yard mc s MAYIS 2005 1 Yönetim Merkezi ve Yaz flma Adresi: SMMMO Kurtulufl Caddesi No: 152 Kurtulufl

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

Devleti tarihsel bağlamında iki ayrı örnekte incelemek. Prof. Dr. İlyas DOĞAN, Sivil Toplum Anlayışı ve Siyasal Sistemler, Astana Yayınları, 2013

Devleti tarihsel bağlamında iki ayrı örnekte incelemek. Prof. Dr. İlyas DOĞAN, Sivil Toplum Anlayışı ve Siyasal Sistemler, Astana Yayınları, 2013 Devleti tarihsel bağlamında iki ayrı örnekte incelemek Prof. Dr. İlyas DOĞAN, Sivil Toplum Anlayışı ve Siyasal Sistemler, Astana Yayınları, 2013 Devlet tarihi bir gerçekliktir İşbölümünün en basit düzeyde

Detaylı

TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ 2011 FAAL YET RAPORU 45 TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ F NANSAL TABLOLAR VE DENET M RAPORLARI

TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ 2011 FAAL YET RAPORU 45 TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ F NANSAL TABLOLAR VE DENET M RAPORLARI TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ 2011 FAAL YET RAPORU 45 TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ F NANSAL TABLOLAR VE DENET M RAPORLARI 46 TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ 2011 FAAL YET RAPORU BA IMSIZ DENET M RAPORU Türkiye

Detaylı

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu mali ÇÖZÜM 177 GENEL SA LIK S GORTASI LE HAYATIMIZDA NELER DE fiecek? Ali TEZEL* 1-G R fi 1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu ad verilen 5510 say l Sosyal Sigortalar ve

Detaylı

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI Do rulama kaynaklar nedir? Do rulama kaynaklar, göstergelerde belirtilen bilginin bulunabilece i kayna a iflaret eder. Bu bilgi kaynaklar ayn zamanda projenin belgelenmesinin bir parças n oluflturur. Göstergede

Detaylı

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ Yazarlar Doç.Dr. Ender GEREDE (Ünite 1, 5, 7, 8) Yrd.Doç.Dr. Uğur TURHAN (Ünite 2) Dr. Eyüp Bayram ŞEKERLİ

Detaylı

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif Dr. Yeflim Toduk Akifl Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif flirket birleflmeleri ve sat nalmalar, türkiye deki küçük iflletmelerden, dev flirketlere kadar her birinin gündeminde olmaya devam

Detaylı

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM VERG NCELEMELER NDE YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM Fatih GÜNDÜZ* I-G R fi Son y llarda ekonomide meydana gelen olumlu geliflmelerle gayrimenkul piyasas

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

IV. BÖLÜM. Hac Bektafl Velî /

IV. BÖLÜM. Hac Bektafl Velî / IV. BÖLÜM TANITIM VE HABER YAZILARI Hac Bektafl Velî / 2005-35 293 Bofl 294 Hac Bektafl Velî / 2005-35 D METOKA DAN ERZ NCAN A B R ALEV Afifi RET: BALABANLILAR Baflflaak UYSAL Vatan Özgül, Dimetoka dan

Detaylı

LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI

LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI Haberler 4857 SAYILI fi KANUNU LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI 14 May s 2004 tarihinde Sendikam z Binas Mesut Erez Konferans Salonunda 4857 Say l fl Kanunu le lgili Yönetmeliklerin

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ATILIM ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Madde 1 Bu Yönergenin amacı Atılım Üniversitesinin eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri ile idarî

Detaylı

Avrupal lara Kremal Kahve ile Çikolatal Kahveyi Kim Ö retti?

Avrupal lara Kremal Kahve ile Çikolatal Kahveyi Kim Ö retti? Evrensel Bak fl Aç s Gürbüz Evren Avrupal lara Kremal Kahve ile Çikolatal Kahveyi Kim Ö retti? Bütün Dünya da yazmaya bafllad m ilk y llarda, Kraliçe Marie Antoinette in, Frans z Devrimi s ras nda, Ekmek

Detaylı

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme 2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme Proje bütçesi haz rlarken dikkat edilmesi gereken üç aflama vard r. Bu aflamalar flunlard r: Kaynak belirleme ve bütçe tasla n n haz rlanmas Piyasa araflt

Detaylı

Temel Kaynak 4. Ülkeler

Temel Kaynak 4. Ülkeler SOSYAL B LG LER Temel Kaynak 4 Uzaktaki Arkadafl m Ülkeler Dünya n n 1/4 i karalarla kapl d r. Karalar, büyük parçalar hâlinde de bulunmaktad r. Buna k ta denir. Dünya da 6 k ta vard r. Bunlar, Asya Amerika

Detaylı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Muş Alparslan Üniversitesi Uzaktan

Detaylı

İLK$100$GÜN$ Alan(11:(Bologna(Sürecine(Uyum(Çalışmaları(

İLK$100$GÜN$ Alan(11:(Bologna(Sürecine(Uyum(Çalışmaları( İLK$100$GÜN$ Yönetimegeldiğimizilkhaftaiçerisinde,şeffaflıkvehesapverebilirlikilkelerine dayananyönetimanlayışımızınbirürünüolarakbir AcilEylemPlanı yapılmış ve tüm üniversite ile paylaşılmıştır.$ Acil

Detaylı

Destekli Proje Başvuru Prosedürü

Destekli Proje Başvuru Prosedürü Destekli Proje Başvuru Prosedürü Teknoloji Transfer Ofisi 2014 Yazan(lar) : Tarih : İlker KÖSE TTO Direktörü Onaylayan(lar) : Tarih : Prof. Dr. Ömer Ceran Genel Sekreter V. Prof. Dr. Sabahattin Aydın Rektör

Detaylı

Osmancık İsmail Karataş Sağlık Meslek Lisesi

Osmancık İsmail Karataş Sağlık Meslek Lisesi Ünite Planı Öğretmenin Adı, Soyadı Okulunun Adı Okulunun Bulunduğu Mahalle Okulun Bulunduğu İl Emine ÇELİKCİ Osmancık İsmail Karataş Sağlık Meslek Lisesi Koyunbaba mahallesi ÇORUM Ünit Bilgisi Ünite Başlığı

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye 215 ROMANYA LE BULGAR STAN IN AB YE EKONOM K ENTEGRASYONU Yrd. Doç. Dr. Mesut EREN stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye 1. Girifl Avrupa Birli i nin 5. ve son genifllemesi 2004 y l nda 10 Orta ve Do u

Detaylı

EYÜP SULTAN HAKKINDA B R B BL YOGRAFYA DENEMES -ARAPÇA VE OSMANLICA-

EYÜP SULTAN HAKKINDA B R B BL YOGRAFYA DENEMES -ARAPÇA VE OSMANLICA- EYÜP SULTAN HAKKINDA B R B BL YOGRAFYA DENEMES -ARAPÇA VE OSMANLICA- Prof. Dr. Ahmet Turan ARSLAN 1949 Y l nda S vas ta do du. 1971 de stanbul mam-hatap Okulu ndan, 1975 te stanbul Yüksek slam Enstitüsü

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo Sayfa 1 / 6 OCAK 2016 SAYI: 92 Gelişen teknolojiye ayak uydurabilen, teknik bilgi ve becerilere sahip fark yaratacak lider makine mühendisleri yetiştirmek üzere yola çıktıklarını belirten MEF Üniversitesi

Detaylı

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 24 Mart 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29663 YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

T.C. KĠLĠS 7 ARALIK ÜNĠVERSĠTESĠ ÖRGÜN EĞĠTĠM ÖĞRENCĠLERĠNE YÖNELĠK UZAKTAN EĞĠTĠM YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Tanımlar

T.C. KĠLĠS 7 ARALIK ÜNĠVERSĠTESĠ ÖRGÜN EĞĠTĠM ÖĞRENCĠLERĠNE YÖNELĠK UZAKTAN EĞĠTĠM YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Tanımlar Senato Tarihi: 29/07/2015 Senato No : 12 Amaç T.C. KĠLĠS 7 ARALIK ÜNĠVERSĠTESĠ ÖRGÜN EĞĠTĠM ÖĞRENCĠLERĠNE YÖNELĠK UZAKTAN EĞĠTĠM YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Tanımlar MADDE 1- (1) Bu yönergenin

Detaylı

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK 2009 8.SINIF SBS SINAV SORUSU 6. Yukarıdaki tablo 1906 yılında Osman Hamdi Bey tarafından yapılmıştır. Tablonun adı Kaplumbağa Terbiyecisi dir. Bu tabloyla ilgili aşağıdaki

Detaylı

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman GÖRÜfiLER Uzm. Dr. Özlem Erman Son y llarda dünyadaki h zl teknolojik geliflmeye paralel olarak t p alan nda da h zl bir de iflim yaflanmakta, neredeyse her gün yeni tan, tedavi yöntemleri, yeni ilaçlar

Detaylı

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Ak ld fl AMA Öngörülebilir Ak ld fl AMA Öngörülebilir Ak ld fl AMA Öngörülebilir Kararlar m z Biçimlendiren Gizli Kuvvetler Dan Ariely Çevirenler Asiye Hekimo lu Gül Filiz fiar ISBN 978-605-5655-39-6 2008, Dan Ariely Orijinal ad

Detaylı

T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1)Yönergenin Amacı, Ağrı İbrahim Çeçen

Detaylı