İÇİNDEKİLER GİRİŞ. 1. BÖLÜM 1: ETKİNLİK ÖLÇÜMLERİ ve TANIMLAR.. 2. 1.1. Kavramlar ve Metodoloji... 2



Benzer belgeler
DOĞAL GAZ DEPOLAMA ġġrketlerġ ĠÇĠN TARĠFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BĠRĠNCĠ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġstenecek Veriler

Ege University Working Papers in Economics

TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. NİN MALMQUİST ENDEKSİ ÇERÇEVESİNDE ETKİNLİK ANALİZİ. TURKISH SUGAR COMPANIES IN FRAMEWORK of MALMQUIST ENDEKS

VERİMLİLİK, TEKNOLOJİ VE ETKİNLİK (AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYE VE ADAY ÜLKELERİN PERFORMANS ÖLÇÜMÜ)

Türkiye özel sektör imalât sanayiinde etkinlik ve toplam faktör verimliliği analizi

ELEKTRİK DAĞITIM BÖLGELERİNDE UYGULANACAK FİYAT EŞİTLEME MEKANİZMASI HAKKINDA TEBLİĞ

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ

Effects of Agricultural Support and Technology Policies on Corn Farming in Çukurova Region

SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI

TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ TEPGE

Bölüm 3 HAREKETLİ ORTALAMALAR VE DÜZLEŞTİRME YÖNTEMLERİ

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

GEÇİŞ EKONOMİLERİ VE TÜRK TARIM SEKTÖRÜNDE ETKİNLİK VE TOPLAM FAKTÖR VERİMLİLİĞİ ANALİZİ ( )

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Geçiş Sürecinin Planlanmasında Doğrusal En İyileme Tekniğinin Kullanılması

Türkiye nin Kabuklu Fındık Üretiminde Üretim-Fiyat İlişkisinin Koyck Yaklaşımı İle Analizi

A Study on the Estimation of Supply Response of Cotton in Cukurova Region

T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI. Gürkan ÇALMAŞUR

KAMU SERMAYESİ VE ÜRETKENLİK İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Çift Üstel Düzeltme (Holt Metodu ile)

VERİ ZARFLAMA ANALİZİ İLE ANTALYA BÖLGESİNDEKİ ZİRAAT BANKASI ŞUBELERİNİN PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ. Cihan KARACA YÜKSEK LİSANS TEZİ İSTATİSTİK

Türkiye de Kırmızı Et Üretiminin Box-Jenkins Yöntemiyle Modellenmesi ve Üretim Projeksiyonu

YER ALTI DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İstenecek Veriler

TİGEM İŞLETMELERİNDE TEKNİK ETKİNLİK, ÖLÇEK ETKİNLİĞİ, TEKNİK İLERLEME, ETKİNLİKTEKİ DEĞİŞME VE VERİMLİLİK ANALİZİ:

Verimlilik Dergisi T. C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2015/3

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

SON YILLARDA ÎÇ TİCARET HADLERİ YÖNÜNDE TARIM SEKTÖRÜNÜN DURUMU

YAPAY SİNİR AĞLARI İLE DOĞALGAZ TÜKETİM TAHMİNİ

DÖVİZ KURU POLİTİKALARI VE TÜRKİYE DE DÖVİZ KURU OYNAKLIĞININ ETKİLEŞİMLERİ

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara e-posta: Geliş Tarihi/Received:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 1 Nisan 2010 EKONOMİ NOTLARI FİNANSAL STRES VE İKTİSADİ FAALİYET

TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ ŞEKER SANAYİLERİNİN ETKİNLİK KARŞILAŞTIRMASI Emre Güneşer BOZDAĞ (*)

TÜRK OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNDE MALİYET VE TOPLAM FAKTÖR VERİMLİLİĞİ. Gürkan ÇALMAŞUR

Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:09/5

GEFRAN PID KONTROL CİHAZLARI

Su Yapıları II Aktif Hacim

YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK TESTLERİNİN KÜÇÜK ÖRNEKLEM ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

BANKA KREDİ PORTFÖYLERİNİN YÖNETİMİNDE ÖDEMEME RİSKİ ANALİZİ: KALMAN FİLTRESİNE DAYANAN ALTERNATİF BİR YÖNTEM ÖNERİSİ

DEMĐRYOLLARINDA TOPLAM FAKTÖR ÜRETĐM ANALĐZĐ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

BOBĐNLER. Bobinler. Sayfa 1 / 18 MANYETĐK ALANIN TEMEL POSTULATLARI. Birim yüke elektrik alan içerisinde uygulanan kuvveti daha önce;

Öğr. Gör. Selçuk ŞİMŞEK İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Eğitim Fakültesi.Pamukkale Üniversitesi

Yazılım Mimarisinin Kalite Gereksinimleri: Yazılım Güvenilirliği

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GSYİH DEĞERLERİNE GÖRE TÜRKİYE DEKİ COĞRAFİ BÖLGELERİN VE GSYİH YI OLUŞTURAN SEKTÖRLERİN KÜMELENMESİ

F frame prop acl. F frame. 1.1 Dur ve bekle (stop & wait) kullanım oranı. 1 = olarak ifade edilebilecektir. a = dersek; L R.

Müdürlüğünüzde... tarihinde... yevmiye no. ile kat irtifakı tesisi sırasında tescil edilen yönetim planındaki mevcut maddelerden;

Türkiye de Elektrik Tüketimi Büyüme İlişkisi: Dinamik Analiz

13 Hareket. Test 1 in Çözümleri. 4. Konum-zaman grafiklerinde eğim hızı verir. v1 t

BÖLÜM 5 İKTİSAT POLİTİKALARININ UZUN DÖNEMLİ BÜYÜMEYE ETKİLERİ: İÇSEL BÜYÜME TEORİLERİ ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRME

BELİRSİZ FİYAT VE TALEP KOŞULLARI ALTINDA SATINALMA POLİTİKALARI. Ercan ŞENYİĞİT*

FİZİK-II DERSİ LABORATUVARI ( FL 2 4 )

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi * Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Elektronik Anabilim Dalı * Elektronik Laboratuarı I

İnönü Bulvarı No:27, 06490, Bahçelievler / Ankara-Türkiye hasan.tiryaki@euas.gov.tr, mehmet.bulut@euas.gov.tr. ikocaarslan@kku.edu.

TURİZM GELİŞMESİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

Box-Jenkıns Modelleri ile Aylık Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Uygulama

Yeryüzünde Hareket. Test 1 in Çözümleri. 3. I. yol. K noktasından 30 m/s. hızla düşen cismin L 50 noktasındaki hızı m/s, M noktasındaki 30

TÜSİAD - KOÇ ÜNİVERSİTESİ EKONOMİK ARAŞTIRMA FORUMU KONFERANSI. Zafer A. YAVAN - TÜSİAD Yasemin TÜRKER KAYA - BDDK

Türkiye İmalat Sanayinde Yapısal Değişim ve Üretkenlik: Dönemi*

FİNANSAL KIRILGANLIKLAR: TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERİNE UYGULAMA

ÜSTEL VE LOGARİTM FONKSİYONLAR

TÜRKİYE NÜFUSU İÇİN STOKASTİK ÖLÜMLÜLÜK MODELLERİ

İSTATİSTİK ANABİLİM DALI

İÇSEL BÜYÜME VE TÜRKİYE DE İÇSEL BÜYÜMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN AMPİRİK ANALİZİ

Kantitatif Tahmin Yöntemleri. Yrd.Doç.Dr. S.Kerem AYTULUN

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI

Reel ve Nominal Şokların Reel ve Nominal Döviz Kurları Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. Ve Konsolidasyona Tabi Bağlı Ortaklığı

Döneminde Türkiye de Faaliyet Gösteren Sigorta Şirketlerinin Etkinlik Değerlendirmesi

PAMUK BORSALARINDA OLUŞAN FİYATLARIN ETKİNLİĞİ ÖZET

Ünite. Kuvvet ve Hareket. 1. Bir Boyutta Hareket 2. Kuvvet ve Newton Hareket Yasaları 3. İş, Enerji ve Güç 4. Basit Makineler 5.

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

KONYA İLİ SICAKLIK VERİLERİNİN ÇİFTDOĞRUSAL ZAMAN SERİSİ MODELİ İLE MODELLENMESİ

Enerji Piyasası Reformlarının Elektrik Enerjisi Piyasasına Etkisi: EÜAŞ ve Ayrıcalıklı Şirketler Üzerine Bir Analiz 1


Çukurova Koşullarında Selüloz Esaslı Evaporatif Serinletme Pedinin Üç Farklı Su Akış Debisinde Bazı Performans Özellikleri

ALLIANZ YAŞAM VE EMEKLİLİK A.Ş. KOÇ İŞTİRAK ENDEKSİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İÇTÜZÜĞÜ

Tarım Ekonomisi Dergisi

YAPAY SİNİR AĞLARI İLE NİĞDE BÖLGESİNİN ELEKTRİK YÜK TAHMİNİ

Murat MAZIBAŞ Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ÖZET

İMKB Dergisi İÇİNDEKİLER. Yıl: 9 Sayı: 36. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Tespitinde Yapay Sinir Ağı Modelinin Kullanımı

Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyümeye Olan Etkisinin Türkiye Bağlamında Test Edilmesi

Crude Oil Import and Economic Growth: Turkey

NL lmk : NU t k : Y t lmk : TEF t : E ijmlk : Q t mlk :

STRUCTURAL CHANGE AND PRODUCTIVITY IN THE SERVICE SECTOR OF TURKEY TÜRKİYE HİZMET SEKTÖRÜNDE YAPISAL DEĞİŞİM VE ÜRETKENLİK

Makine Öğrenmesi 8. hafta

Long memory and structural breaks on volatility: evidence from Borsa Istanbul

DENEY-6 LOJİK KAPILAR VE İKİLİ DEVRELER

Anahtar Kelimeler Harvey Testi, Doğrusallık, Finansal Piyasalar, Etkin Piyasa Hipotezi.

Turizm Sektöründe BIST a Kayıtlı İşletmelerin Veri Zarflama Analizi ve Toplam Faktör Verimliliği ile Finansal Performanslarının İncelenmesi

Türkiye de Tüketim Eğilimi ve Maliye Politikası

Metasezgisel Optimizasyon Tekniklerine Spor Tabanlı Yeni Bir Yaklaşım: Lig Şampiyonası Algoritması

Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

HİSSE SENEDİ PİYASALARINDA SÜRÜ DAVRANIŞI: BİST TE BİR ARAŞTIRMA HERDING IN STOCK MARKETS: A RESEARCH IN BIST Bahadır ERGÜN Hatice DOĞUKANLI

Doç. Dr. M. Mete DOĞANAY Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1,

Yaz Saati Uygulaması Anomalisinin İMKB 100 Endeks Getirisine Etkisinin Test Edilmesi

Basınçlı İnfiltrasyon Yöntemi İle Üretilmiş SiC/Al2014 Kompozitin Isıl İletkenliği Üzerine İnfiltrasyon Sıcaklığının Etkisi

TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC GROWTH IN TURKEY

Ünite. Kuvvet ve Hareket. 1. Bir Boyutta Hareket 2. Kuvvet ve Newton Hareket Yasaları 3. İş, Enerji ve Güç 4. Basit Makineler 5.

Transkript:

İÇİNDEKİLER GİRİŞ. 1 BÖLÜM 1: ETKİNLİK ÖLÇÜMLERİ ve TANIMLAR.. 2 1.1. Kavramlar ve Meodoloji.... 2 1.2. Ekinlik Ölçüm Yönemleri; Avanaj ve Dezavanajları. 5 1.3. Ölçeğe göre geiri varsayımlarının farkları. 9 1.4. Malmquis Toplam Fakör Verimlilik İndeksi... 9 BÖLÜM 2. TÜRK ŞEKER FABRİKALARI 13 2.1.Tarihçe ve sermaye kompozisyonu.. 13 2.2. Şeker fabrikalarının belli gösergeler bakımından incelenmesi.. 15 BÖLÜM 3: VERİ ve ARAŞTIRMA BULGULARI. 19 3.1.Şeker Fabrikalarında Ekinlik Değerleri... 19 3.2. Malmquis Toplam Fakör Verimliliği İndeks Değerleri 25 3.3.Fabrikalar bazında TFP ve verimlilik kaynakları. 27 BÖLÜM 4. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. 40 EKLER... 43 KAYNAKÇA. 49 i

Tablolar Tablo 1. Beş fabrikaya ai sermaye kompozisyonu... 14 (TŞFAŞ ve PANKOBİRLİK bazında hisse oranları, %)... 14 Tablo 2. %16 ve + şeker içerikli pancar işleyen fabrikalar (1987-98 yılı)... 16 Tablo 3. Pancardan %14 ve üsü şeker elde eden fabrikalar (fabrika randımanı)... 17 (1987-98 yılı)... 17 Tablo 4. Günlük pancar işleme kapasiesi 5000 on/gün ve üsü olan fabrikalar (1987-98 yılı)... 17 Tablo 5. Günlük pancar işleme kapasiesi 3000 on/gün ve alında olan fabrikalar... 18 (1987-98 yılı)... 18 Tablo 6. Ölçege göre aran geiride üreim yapmakan kaynaklanan üreim kaybı (on)... 23 Tablo 6.1. Ölçege göre aran geiride üreim yapmakan kaynaklanan üreim kaybı (%)... 24 Tablo 6.2. Ölçege göre azalan geiride üreim yapmakan kaynaklanan üreim kaybı (on)... 25 Tablo 7. Şeker fabrikalarının Mülkiye yapısına göre verimlilik karşılaşırılmaları (1992-98) (yöneime göre)... 26 Tablo 8. Malmquis TFP ve bileşenlerine ai indekslerin yıllık oralama değişimleri (1987-98)... 28 Ek Tablolar Ek Tablo 1... 43 Şeker fabrikalarının eknik ekinlik indeksi (ekinlik skorları) ölçeğe göre değişen geiri (VRS) varsayımında... 43 Ek Tablo 2. Saf Teknik Ekinlik Değerleri... 44 Ek Tablo 3... 45 Ölçek ekinlik değerleri ve ölçek geirilerinin yönü... 45 Ek Tablo 4. Malmquis oplam fakör verimliliği indeksi... 46 Ek Tablo 5. Ekinlikeki Değişme... 47 Ek Tablo 6. Teknolojik Değişme... 48 Şekiller Şekil 1: Girdi ve çıkı bazlı ekinlik ipleri... 3 Şekil 1.1: Ölçek geirilerinin yönü... 4 Şekil 2: DEA ile ölçek ekonomilerinin göserimi... 8 Şekil 3. Malmquis TFP İndeksi... 11 ii

ÖNSÖZ Sraejik ürünlerimizden şekerpancarı ve dolayısıyla şeker ilk kurulan fabrikalardan iibaren günümüze değin aran öneme sahip olarak ilerlemişir. 29 şeker fabrikasının bulunduğu sekörde pancar sözleşmeli olarak çifçiden alınmaka ve bu fabrikalarda işlenmekedir. Yeni Şeker Kanunu ile bu seköre alepler ve yeni düzenlemelerin ışığında fabrikalara ai ölçümlerin bilinmesi de önem kazanmışır. Şeker fabrikalarının mevcu durumu hakkında performanslarının değerlendirilmesinde verimlilik değerleri önemlidir. Ekinlik ve verimliliğin ölçüldüğü bu çalışma ve bundan sonra devam edecek diğer çalışmaların geleceğe ışık uacağı emennisiyle proje yöneicisine ve araşırma raporunu inceleyerek, sonuçları arışan, eleşiri ve yorumları ile çalışmayı yönlendirerek kakıda bulunanlara eşekkür ediyorum. Doç. Dr. Ahme BAYANER Müdür Vekili Tarımsal Ekonomi Araşırma Ensiüsü iii

YÖNETİCİ ÖZETİ Şeker sekörü, 1956 yılından beri Şeker Kanunu na dayalı olarak düzenlenmekedir. Pancar ve şeker üreiminin ülke çapında ek elden planlanması ve programlanması, pancar ve şeker fiyalarının espii, fabrika kurma izni, şeker fabrikalarına maliyee göre %10 kâr garanisi, şekerin ihal ve ihracı bu kanunla uygulanmakadır. Şeker üreiminin %75 i kamunun elinde olup geriye kalan %25 i ise özel ve bağlı oraklık fabrikaları arafından yürüülmekedir. TŞFAŞ in KİT olması ve yuriçindeki üreicilere ihraç kaydıyla dünya borsa fiyaından şeker saıp, aradaki farkın Hazine den karşılanması sebebiyle iç saışların büyük bir kısmı da kamu arafından yapılmakadır. PANKOBİRLİK ve bağlı oraklıkların fiya belirleme yekileri var olmakla birlike uygulanabilirliği bu anlamda mümkün olamamakadır. TŞFAŞ aynı zamanda dış icaree de Bakanlar Kurulu görevlendirmesiyle şeker ihraca ve ihalaı yapabilmeke ve bundan doğan görev zararı Hazine ce karşılanabilmekedir. Özel seköre şeker ihal izni, üreimin düşük ve sorunlu yıllarda verilmekedir. Bundan başka özel fabrikaların kuruluşlarından 1991 yılı sonuna kadar, kendi yöneim kurulu kararları ile her yıl TŞFAŞ arafından yöneim, deneim ve finansman işlevi yürüülmüşür. Şeker sekörünü düzenlerek yeni poliikalara yön verecek yeni Şeker Kanunu ile yapılan belli başlı değişikliklerden en önemlisi de şeker fabrikalarının özelleşirlmesinin önünün açılmış olmasıdır. Ayrıca şeker fabrikası kurma ile ilgili kısılamanın kaldırılmış olmasıdır. Bundan başka pancar ve şekerdeki ek fiya uygulaması kaldırılarak, şeker saış fiyalarının serbes piyasada belirlenmesi amaçlanmakadır. Uygulamayı yürüecek Şeker Kurulu; idari yönden Sanayi ve Ticare Bakanlığı na, mali yönden ise Yüksek Deneleme Kuruluna bağlı olacakır. İhal edilecek şeker için Kurul, Müseşarlığa görüş bildirecekir. Kurul; şeker fabrikaları için arz koası koyacak koa, yuriçi şeker alebi ve fabrikaların işleme-şeker üreim kapasieleri gözönünde uularak 5 er yıllık belirlenecekir. Çalışmada incelenen dönem iibariyle fabrikaların mülkiyei ile ekinlik ve verimlilikleri arasında ilişkinin varlığını söylemek güçür. Bu güçlüğün nedenlerinden biri de özel şeker fabrikalarının; üreim ve saış poliikaları, pancar alım fiyaı ve şeker saış fiyaı açısından TŞFAŞ nin yani kamunun belirlediği oranları akip eiğidir. Bu yüzden Şeker seköründe mülkiye, ekinlik için belirgin bir yapı oraya çıkarmamakadır. Özel fabrikalardan Konya dönem iibariyle ve her yıl ekin, Kayseri fabrikası içinde yöneimde özelleşiken sonra ekinliği armışır. Çoğunluğu Doğu da olan kamu fabrikaların ekinlik kayıpları diğerlerine göre daha yüksekir. Bunun nedenlerinden birisi de bu fabrikaların iki iyi amacı da gerçekleşirme kaygılarından kaynaklanabilir. Çünkü bunlardan; Ağrı, Elbisan, Muş, Malaya fabrikaları yöredeki kırsal iv

kalkınmaya kakı ve isihdam yaraıcı, sosyal amaçlı kurulmuş ve aynı zamanda şeker üreme amacını da yürümeye çalışmışlardır. Türk şeker fabrikaları ve özelleşirmenin KİT lerin verimliliği üzerindeki ekilerinin incelendiği bir araşırmada (Ünal, 1998), 1987-95 dönemi için özel şeker fabrikalarının üreim, saış ve personel gibi konularda kamuya göre daha üsün başarı göserdikleri, yöneimlerinin de kendilerine geçmesi ile verimliliklerini önemli ölçüde arırdıkları belirlenmişir. Ancak çalışma sonucunda; özelleşirmenin KİT ler için ek çözüm olmadığı ve kuruluşların kuruldukları yer, kullandıkları eknoloji ve çalışmalarını düzenleyen mevzuaan başlayarak düzenlemeye gidilmesi, durum değerlendirmesinden sonra alernaif yönemler üreilerek özelleşirilmeye ya da kamuda kalmasına karar verilmesi ne dikka çekilmişir. Teorik anlamda eğer piyasada rekabe yaraıcı ve gelişirici poliikalar yoksa mülkiyein el değişirmesinin anlamlı sonuçlar doğuracağı beklenemez. Teorik anlamda uygun görülen özelleşirmenin, uygulamada daha önemli olduğu Türkiye deki özelleşirme deneyimlerinden çıkarılabilir. Durum değişikliği, uygulanacak yeni yönemin eskisinden daha ekonomik ve başarılı olma iseği ile gerçekleşir. Ancak Türkiye deki 1986-97 yılı için özelleşirme uygulamalarından 4,4 milyar $ gelire karşın, 3,9 milyar gider hesaplanmış ve sadece 958 milyon $ ne gelir elde edilmişir (bkz Kilci, 2001). Bu da özelleşirme kapsamındaki kuruluşların borç finansmanında ve diğer özelleşirme fonlarında kullanılmışır. Buradan harekele özelleşirmenin; manığına uygun ve elde edilecek gelirin borç finansmanında sarfedilmeyeceği ve uygulamanın seköre iyileşirme geireceği ve rekabe yaraıcı ve gelişirici poliikalarıda içeren bir sisemler büününde yapılması, bir ehdi değil, zarar eden kuruluşlar ya da iyi yöneilmeyen iyi hizme sunamayan kuruluşlar için alernaif olabileceği arışılmalıdır. Sevinç Demirci v

GİRİŞ Ekonomide liberalleşme ve KİT ler içinde de bu eğilimin arırılma çalışmaları verimlilik ve ekinlik konusunu da gündeme geirmişir. Liberalleşme eğilimlerinin sanayi kuruluşlarında gelişmesi ve küreselleşme ile birlike rekabe gücü ve verimlilik üzerinde önemle durulması gerekliliğini oraya çıkarmışır. Küreselleşme ile kurumların verimlilik, kurumsal müdahale ve girişimlerin yönü ve çapı, kuruluşların mülkiye yapısı ile eknolojik ve ölçek bazında değişmelerin espii önem kazanmışır. Bu nedenle rekebeçi piyasalara giriş küreselleşme olgusu ile birlike firma düzeyinde çok yönlü ölçüm ekniklerinin kullanımı ve ekinliklerinin bilinmesini zorunlu kılmışır (Cingi vd, 2000). Buradan harekele Türk Şeker piyasasında şeker fabrikalarının eknik ekinlik ölçümleri ve fabrikaların özelleşirme durumunda rekabe güçlerinin ne olabileceğine ai ahminlerin elde edilmesi amacıyla çalışma başlaılmışır. Çalışma özelleşirilme öncesinde şeker fabrikalarının verimliliğini ve ekin çalışıp çalışmadığını incelemekedir. Şeker fabrikalarının 1987-98 dönemindeki göreli ekinliği (saik ekinlik) Veri zarflama yönemiyle (Daa Envelopmen Analysis (DEA)), ekinliğin zaman içindeki değişiminin incelendiği dinamik ekinlik ya da verimlilikeki büyüme ise Malmquis Toplam fakör verimliliği (Toal Facor Produciviy, TFP) yönemi kullanılarak ölçülmüşür. Çalışma 4 bölümden oluşmakadır. İlk bölümde ekinlik ölçümü ile ilgili kavramlar ve ekinlik ölçüm yaklaşımı olan Veri Zarflama Analizi ve ekinliğin zaman içindeki değişiminin ölçümünde kullanılan Malmquis TFP indeksi anıılmaya çalışılmışır. Ayrıca bu bölümde ölçeğe göre geirilerin yönü ve üreim eknolojisindeki ekin sınırı ifade eden şekillerle Malmquis indeksi ve bileşenlerinin doğrusal programlama problemiyle çözümünde kullanılan noasyonlar verilmişir. İkinci bölümde, Türk şeker fabrikaları arihçesi ve sermaye kompozisyonu kısaca anıılmışır. İkinci kısımda çalışma kapsamına alınan şeker fabrikalarının belli verilere göre performansları incelenmişir. Üçüncü bölümde Türk şeker fabrikaları, bağlı oraklık (karma) ve özel fabrikalar; 1987-98 dönemi ekinlik ve verimlilik ölçüm değerleri verilmişir. Ekinlik ve verimlilik ölçümünde Veri Zarflama Bilgisayar Programı (Daa Envelopmen Analysis Compuer Program, DEAP) kullanılmışır. Fabrikaların oralama eknik ekinlik ve her yıl için fabrika düzeyinde eknolojik değişme ve verimlilik ölçümü bu program yardımıyla yapılmışır. Dördüncü bölümde sonuç ve değerlendirme arışılmışır. Araşırma bulgularından harekele şeker fabrikalarının özelleşirme öncesi ekinliği, kamu, karma ve özel mülkiye yapısında ekinlik farkları ve özelleşirme sonrası rekabe edebilecek fabrikalar ile ilgili ipuçları oraya konulmaya çalışılmışır. 1

BÖLÜM 1: ETKİNLİK ÖLÇÜMLERİ ve TANIMLAR 1.1. Kavramlar ve Meodoloji Üreici birimlerin performansı verimlilik indeksi ile hesaplanmakadır. Verimlilik=Çıkı/Girdi olarak anımlanmakadır. İşlemelerin verimliliğinin ölçülmesinde en basi yönemlerden biri kısmi verimlilik ölçüleridir. Bu ölçülerle verimlilik ek girdi ve ek çıkıya göre ölçülmekedir. Verimliliği; ek boyulu ve ek girdiyi ele alarak ölçmenin bazı sakıncaları mevcuur. Tek girdili ölçümler bazı işlemeleri başarılı, bazılarını da başarısız olarak göserebilirler (Akürk, 2000). Girdiler arasındaki ikame gözardı edildiği için de, ölçeğe göre azalan geiri olduğu durumlarda sonuçların yanlış yorumlanmasına neden olabilirler (Zaim vd, 1998). Bunun dışında üreici birimin birden fazla çıkısı ve birden fazla girdisi olmakadır. İşe ekonomik birimlerin performans gösergelerinden biri olan oplam fakör verimliği -TFP ile birden fazla girdi ve çıkıya sahip üreici birimlerin verimliliği ölçülmeke ve üm girdi ve çıkılar birarada değerlendirilebilmekedir (Kalirajan vd., 1996). TFP deki büyüme, üreici birimlerin performansı için önemli bir ölçümdür. TFP yardımıyla eknolojik gelişme ve girdi kullanımındaki değişme ile oraya çıkan oplam verimlilik arışı kolayca yansıılabilmekedir. Ancak TFP, verimliğin ne kadarının eknik ekinlikeki değişim ve eknolojik değişimden ileri geldiğini ayrışıramama dezavanajına sahipir. Bu sakıncayı oradan kaldıran yönemlerle, verimlilikeki arış bileşenlerine ayrışırılabilmekedir (Zaim vd, 1997). Verimlilik, kısmi ve TFP ölçülerin dışında ekinlik ölçüleriyle de ölçülebilir. Ekinlik: işlemenin üreim fakörleri için belirlenmiş olan programın gerçekleşirilebilme derecesinin bir ölçüsüdür (Oluç, 1969). Ekinlik=Erişilen durum/amaç*100 Ekinlik, verimlilik değişimini sağlayan bileşenlerden yalnızca birisidir. Gerçeken de ekin üreim yapan bir işlemenin verimliliğinde her zaman bir arış beklenemeyeceği gibi verimliliği aran her işleme de ekin olmayabilir (Günden vd., 1999). Üç ip ekinliken bahsedilir. Girdi bileşiminin en uygun biçimde kullanılmasıyla mümkün olan maksimum çıkıyı üreme başarısı eknik ekinlik, girdi ve çıkı fiyaları gözönüne alınarak en uygun girdi kombinasyonunun seçilmesindeki başarı fiya ekinliği ve uygun ölçeke üreim yapma başarısı da ölçek ekinliği dir. Toplam ekinlik ise eknik ekinlik ile ölçek ekinliği çarpımından oluşmakadır (Cingi vd, 2000). Ekinlik, girdi ve çıkı bazlı ölçülmekedir. Girdiye dayalı ölçümde; herhangi bir çıkı düzeyi için ekin olmayan üreici birimlerin girdilerini ne kadar azalmaları gerekiği sorgulanırken, çıkı bazlı ölçümler; herhangi bir girdi bileşimi için ekin : ölçege göre geiri akip eden bölümde açıklanmışır. 2

olmayan karar birimlerinin ekin duruma geirilmesi için çıkılarını ne kadar arırabileceklerini araşırır (Yolalan, 1993), (Zaim, 2001). Ekinlik ipleri ve üreici birimlerin ekinlik ölçümlerine değinilmeden önce Ölçeğe göre geiri kavramını açıklamaka yarar vardır. Ölçeğe göre geiri; uzun dönemde girdiler ya da üreim fakörlerindeki değişimin, üreim mikarında yaraığı değişimi içeren bir bağınıdır (Akürk, 00). Girdiler %1 arırılırken, üreim mikarı da %1 arıyorsa ölçeğe göre sabi geiri (Consan Reurn o Scale, CRS), üreimdeki %1 lik arış, %1 den daha az girdi ile sağlanıyorsa ölçege göre aran (Increasing Reurn Scale, IRS) ve nihaye üreimdeki %1 lik arış, %1 den daha fazla girdi ile sağlanıyorsa ölçege göre azalan geiri (Decreasing Reurn o Scale, DRS) durumu sözkonusudur (Zaim, 2001), (Walers, 1960). Ekinlik ipleri ve üreici birimlerin ekinlik ölçümleri ek girdi ve ek çıkı için Şekil 1 de grafik yardımıyla anlaılmaya çalışılmışır. Şekil 1: Girdi ve çıkı bazlı ekinlik ipleri Y:Çıkı R Y d22 d22 C Y d11 d11 B Y d d2 d1 d A X: Girdi X d2 X d1 X d Şekildeki R dogrusu ölçege göre sabi geirili üreim eknolojisi ile oluşurulmuş ekin sınırı ifade eder. Bu dogruya, girdi ve çıkı dış bükey bileşimiyle elde edilen d1 ile d11 vekörlerin ölçeğe göre değişen eknoloji varsayımıyla ekin sınırı oluşurdukları varsayıldığında d nokasının bu iki üreim referans nokasına uzaklığına göre ekinliğinin ölçümü mümkün hale gelir. R dogrusunun alındaki alan ekin alan olup, eknik ekinlik alanı içinde; d nokasının oplam ekinliği; eknik ekinlik, ölçek ekinliği olarak ayrışırılabilir (Yolalan, 1993), (Zaim, 2001). d nokası için girdi bazlı eknik ekinlik; X d1 / X d oranıyla bulunurken, çıkı bazlı eknik ekinlik Y d / Y d11 oranı dır. Ölçek ekinliği; girdi bazlı ölçüme göre; X d2 / X d1 oranına eşi iken, çıkı bazlı ölçümle Y d11 / Y d22 oranıyla hesaplanmakadır. 3

Toplam ekinlik ise; girdi bazlı ölçümde (X d2 /X d )=(X d1 /X d )*(X d2 /X d1 ) eknik ve ölçek ekinliği bileşiminden hesaplanmakadır. Çıkı bazlı ölçümde ise; (Y d /Y d22 ) = (Y d /Y d11 )*(Y d11 /Y d22 ) oranıyla hesaplanmakadır (Zaim, 2001). Şekil de sadece B nokası ölçeğe göre sabi geiri varsayımında opimal ölçeke olup ekinliği 1 dir ya da amdır. A ve C üreici birimleri ise eknik olarak ekin ancak ölçek olarak ekin değillerdir. Bu üç nokaya göre ölçek geirilerinin yönü kısaca aşağıdaki şekille ifade edilirse; Y:Çıkı R C: DRS B:CRS A: IRS X: Girdi Şekil 1.1: Ölçek geirilerinin yönü Şekildeki DRS, ölçege göre azalan geiri, IRS ise ölçege göre aran geiriyi anımlar. Şekil de A ve C nokaları ekin alan içinde olup ölçek ekinsizliği sorunuyla karşı karşıyadırlar. C nokası ölçeğe göre azalan geiride ve A nokası ise ölçeğe göre aran geiri nokasındadır. B nokası Banker (1984) arafından anımlandığı şekliyle en verimli ölçek büyüklüğüne sahip olup, opimal nokadadır. Ölçeğe göre sabi geiri sözkonusu iken, B gözlemi doğrusal bir üreim fonksiyonu olan eknoloji R de bulunmakadır. R eknoloji doğrusu üzerindeki nokalar hem eknik ve hem de ölçek olarak ekin oldukları için ölçek ekinliğini ölçmede referans olarak kullanılalabilir (bkz. Cingi vd, 2000; Zaim vd, 1997). Buradan harekele; eknoloji R alında B den daha az ya da daha çok girdi kullanmak diğer bir ifade ile ölçeği küçülmek veya büyülmek verimliliği azalmakadır. A ve C nokaları üreici birimlere ai bir gözlem olarak ele alındığında; Şekil deki A nokası; üreimdeki %1 lik arışı, %1 den daha az girdi ile sağladığı için üreici birimin uygun ölçeğe (B) ulaşabilmesi için büyümesi gerekiği önerisi, C nokası ise %1 lik çıkı arışı için %1 den daha fazla girdi kullandığı için opimum nokaya gelebilmesi için küçülmesi avsiye edilebilir (Zaim, 2001). : daha fazla bilgi için bkz. Yolalan, (1993). 4

1.2. Ekinlik Ölçüm Yönemleri; Avanaj ve Dezavanajları Şekil 1, ek girdi ve çıkı için ekinlik ölçümünü yansımakadır. Çok girdi ve çıkılı üreici birimlerin ekinliğinin ölçümü daha karmaşık hesapların daha doğrusu maemaiksel ve ekonomerik modellerin çözümüyle mümkündür. Maemaiksel programlamaya yönelik ekinlik ölçümü; ilk kez Farrel (1957) arafından yapılmışır. Farrel, üreici birimin ekinliğini eknik ve ölçeği birarada, fiya ekinliğini ise ayrı ele almış ve bu üçünün bileşimini de ekonomik ekinlik olarak anımlamışır. Farrel; üreici birimin ekin sınırının bulunmasında radyal uzaklıkların kullanılarak, ölçümün maemaiksel ve ekonomerik programlarla yapılacabileceği fikrinin emellerini amışır. Ekinlik ölçüm meoları; rasyo analizi, paramerik ve paramerik olmayan yönemler olarak üçe ayrılır. Burada rasyo analizi ve paramerik yönemlerden bahsedilmeyerek sadece paramerik olmayan yönemler ele alınmışır. Veri Zarflama Yönemi (Daa Envelopmen Analysis, DEA): Paramerik olmayan ekinlik ölçüm meodlarından en yaygın kullanılanı DEA dır (İnan, 2000). Yönem ilk olarak Charnes, Cooper ve Rhodes arafından 1978 yılında Farrel in 1957 deki ekinlik kavramı gelişirilerek oluşurulmuşur. Banker, Charnes ve Cooper (1984) ve Fare, Groskopf ve Lovell (1985,1994), DEA yaklaşımının anımlanması ve gelişirilmesini sağlamışlardır. Charnes vd. leri (1979); birden fazla girdi ve çıkı için gözlemlerden harekele ekin sınırın bulunması ve ekin sınır içinde kalan ekin olmayan nokaların merkeze olan radyal uzaklıklarının hesaplanmasını girdi bazlı ve ölçege göre sabi geiri varsayımında maemaiksel program abanlı çözmüşlerdir ve buna da DEA yaklaşımı adını vermişlerdir. DEA sayesinde birden çok ve farklı ölçeklerle ölçülmüş veya farklı ölçü birimlerine sahip girdi ve çıkılarla üreici birimlerin ekinlik karşılaşırmasının zorlaşırdığı durumlarda, üreici birimlerinin göreli performansı, Farrell'in yaklaşımı çerçevesinde ölçmek mümkün hale gelmişir. DEA, Charnes vd leri arafından oraya aıldığı 1978 yılından beri giikçe genişleyen bir uygulama alanına sahip olmuşur (Cingi vd, 2000). Kısacası bu yaklaşımla; birden çok ve farklı ölçeke ölçülmüş girdi ve çıkılarla, ekinliği ölçülecek birimlerin göreli ekinlikleri kolayca ölçülebilir hale gelmişir. Bundan başka yine Farrel in ölçeğe göre sabi geiri varsayımı değişirilerek, ölçek ekinliğinin de ölçülebilir duruma geirilmesine olanak vermişir (Yolalan, 1993). DEA, bir üreici biriminin göreli ekinliğini, oplam ağırlıklı çıkıların oplam ağırlıklı girdilere oranı olarak ölçer. Yönem; her üreici birimin, kendi ekinlik skorunu maksimize edecek şekilde girdi ve çıkı ağırlıklarını seçeceği varsayımına dayanmakadır. DEA ile incelenen seeki her üreici biriminin diğerlerine göre ekinliği ölçülerek, ekinliği düşük olan üreici birimler belirlenir ve bunların ekinliklerinin ne ölçüde arabileceğine ilişkin veriler elde edilir (Cingi vd., 2000). Homojen oldukları varsayılan üreim birimlerini kendi aralarında karşılaşırarak; en iyi gözlemi, ekinlik sınırı olarak alır ve diğer gözlemler bu referans nokasına göre değerlendirilir. Bu sayede 5

ekinlik sınırı varsayılan değil gerçekleşen bir gözlem olur (Zaim vd, 1998). Ekinlik sınırı bir referans sınır ile emsil edildiği için de paramerik meolardaki gibi rassal haa kullanılmaz. DEA yaklaşımının avanajları: a) Çok sayıda girdi ve çıkı için kullanılabilir, b) Girdi ve çıkı ölçüm birimlerinden bağımsız olup üreici birimlerin değişik boyularının aynı anda ölçümüne imkan verirler, c) Her bir üreici birimin üreim fonksiyonun analiik yapısında varsayım gerekirmediğinden, daha esnek bir yönemdir, d) Her bir üreici birimi ekin olan ve olmayan diye iki gruba ayırarak; ekin olmayanların ekin hale geirilmesi yönünde karar vericilere yol göserici olmakadır. DEA ile TFP deki verimlilik arışın kaynağının esbi edilebilmesini önemlidir. Çünkü eknolojik değişim ya da eknik ilerleme ile eknik ekinlikeki değişimin verimlilik arışı yaraması ekonomisler ve karar vericiler açısından farklı poliika uygulamaları gerekirir. Eger üreici birimde ekinsizlik ölçülmüşse bunun eknik gerilemeden mi yoksa ekinlikeki yavaşlamadan mı kaynaklandığı bilgisi, uygulanacak çözüm poliikalarının espiinde yol göserir (Grosskopf, 1993). Bu yüzden de oplam fakör verimliliği arışının ayrışırılmasıyla; incelenen üreici birimin üreim eknolojisi hakkında, belli bir eknoloji düzeyini yakalayıp yakalayamadığı ve poansiyel kapasiesini kullanıp kullanamadığını içeren bilgiler elde edilmekedir (Yoalan, 1993), (İnan, 2000). Dezavanajları: a) Paramerik yönemlerdeki gibi rassal haa içermediğinden ölçme haası ya da verilerdeki haalar ölçüm sonuçlarına kaılır. Seçilen girdi ve çıkı bileşenlerinin üreimi en iyi şekilde emsil ememesi halinde ekinlik ölçümü başarısız olabilmekedir. b) İsaisiki hipoez esleri için uygun olmadığından yönemin sonuçları es emek paramerik yönemlere göre daha sınırlıdır. e) Yönemle, üreici birimler ekin olan ve olmayan diye ayrılsa da ölçüm sonuçlarının göreli olduğu ve veri seine dayalı olduğu unuulmamalıdır (Yoalan, 1993), (İnan, 2000). 1978 yılında ilk kez oraya aıldığı haliyle DEA yaklaşımında girdi bazlı ve ölçeğe göre sabi geiri varsayımı kullanılarak, eknik ekinlik bulunmuşur. Ancak, ölçek ekinliği nden ve üreimin izlenmesi ya da gözlemini içeren deneim ve izleme ekinliği nden ayrışırılmış bir eknik ekinlik ölçümü yapılamamışır. Bu da üreici birimlerin karşılaşırılmasını yanlış yorumlara açık hale geirmişir. Öyleki; ölçeğe göre sabi geiri, büün üreici birimler opimal ölçeke çalışıklarında geçerlidir. Ancak rekabe ve finansman gibi kısılarla üreici birimler opimal ölçeke faaliyee bulunmayabilir. Ekinliğin ya da ekinsizliğin ölçek ve deneleme ekinliği olarak bileşenlerine 6

ayrışırılabilme gerekliliğinden harekele Banker, Charles ve Cooper (1984); ölçege göre sabi geiri yerine, ölçeğe göre değişen geiri varsayımını ekleyerek ölçek ekinliğinden ayrışırılmış ve ekinsizliğin kaynaklarının bulunabildiği bir eknik ekinlik ölçümüne olanak sağlamışlardır. Ölçeğe göre sabi geiriden değişen geiriye dönüşümünün nasıl yapıldığı noasyon yardımıyla aşağıda açıklanmaya çalışılmışır. Önce girdi bazlı ve ölçeğe göre sabi geiri varsayımındaki noasyon göserilmişir. N sayıda üreici birim için K girdi ve M çıkıya ilişkin veri olduğu varsayılsın. ί.üreici birimi, ί. üreici birimin kullandığı girdi mikarını x ί ve y ί ise çıkıyı gösersin. KxN girdi marisi, X, MxN çıkı marisi Y, N kadar üreici birime ai verileri emsil esin (Coelli, 1999). Girdiye dayalı eknik ekinsizlik; çıkı mikarı sabi uulduğunda girdide oransal azalma olarak ölçüldüğü için girdi minimizasyon kısıına göre noasyon yazılmakadır. min θ,λ θ, s. y ί + Yλ 0 θx ί Xλ 0 λ 0, θ bir skaler ve λ ise Nx1 sabiler vekörüdür. Elde edilen θ değeri ί.üreici birimin ekinlik derecesini göserir. Farrel (1957) anımına göre bu değer; 0 ile 1 arasındadır. 1 olarak ölçülmüşse ekin sınır üzerinde bir nokayı gösererek sözkonusu üreici birimin eknik açıdan ekin olduğunu oraya koyacakır. Doğrusal Programlama problemi her üreici birim için N defa çözülerek, her bir birim için θ değeri yani eknik ekinlik dereceleri ölçülmekedir (Coelli, 1999). Toplam ekinliğin ayrışırılması ve ekinsizliğin bulunabilmesi amacıyla ölçege göre sabi geiri varsayımlı noasyona dış bükeylik kısıı eklenmesiyle ölçeğe göre değişen geiri noasyonuna dönüşüm gerçekleşir. Yukarıdaki girdi minimizasyon noasyonuna dış bükeylik kısıı eklenince N1 λ=1 olur. Çalışmada şeker fabrikalarının ekinlik ölçümü çıkı bazlı yapıldığı için, girdiye dayalı ölçüm noasyonu daha fazla deaylandırılmamış ve çıkı bazlı noasyonda ölçege göre sabien, değişen geiriye dönüşüme ağırlık verilmişir. Çıkıya dayalı eknik ekinlik girdi mikarı sabi uulduğunda, çıkıda oransal arış olarak ölçüldüğü için çıkı bazlı ölçümde kâr maksimizasyon kısıı kullanılmakadır. max Φ, λ Φ s. Φy 1+ Yλ 0 x 1 Xλ 0 λ 0, 7

Bu doğrusal proğramlama problemine dışbükeylik kısıı eklendiğinde ölçeğe göre değişen ve çıkı bazlı DEA modeli elde edilmiş olur. max Φ, λ Φ s. Φy 1+ Yλ 0 x 1 Xλ 0 A1 λ=1 λ 0, Ekinlik ölçümlerinin girdi ve çıkı bazlı ölçülebildiği daha önce bahsedilmişi. Girdiye dayalı ölçümlerde çıkı mikarını değişirmeksizin girdilerin oransal olarak azalılması, çıkı bazlı ölçümlerde de kullanılan girdi mikarında değişiklik yapmaksızın çıkıların oransal olarak ne kadar arırılacağı sorgulanmakadır (Zaim, 2001). Her iki ölçüm yöneminde ölçeğe göre sabi geiri varsayımı (Consan Reurn Scale-CRS) kullanıldığında bulunan ekinlik değeri aynıdır. Ancak ölçeğe göre geiri değişiğinde farklı ekinlik skorları bulunmakadır (Coelli, 1996). Ölçege göre değişen geiri (Variable Reurn Scale-VRS) varsayımlı ekinlik ölçümleri 1990 lı yılların başından iibaren armışır. VRS ve CRS arasındaki yaklaşım farkı olarak; CRS, daayı biri koni biçiminde sararken, VRS dışbükey olarak sarmak sureiyle üreici birimin referans üreim nokasına uzaklığını daha iyi zarflar ya da sarar (Coelli, 1997), (Zaim vd, 1991). VRS varsayımıyla ölçülen eknik ekinlik skorları, CRS den elde edilenlere eşi ya da daha büyük çıkmakadır. DEA ekinlik ölçümü sonucunda iki ekinlik ölçülür. Üreici biriminin hangi ölçeke üreim yapığı; ölçege göre sabi geiri/ölçeğe göre değişen geiri oranınından elde edilerek, ölçek ekinliğiekinsizliği bulunmakadır. CRS ve VRS arasındaki ölçek ekinliği farkının daha iyi anlaşılması için Şekil 2 deki grafik çizilmişir. Şekil de DEA yaklaşımıyla ek girdi ve ek çıkıya ai üreici birimin CRS ve VRS deki ekinlikleri göserilmişir. Çıkı CRS VRS B E 2 E 1 E 0 Girdi Şekil 2: DEA ile ölçek ekonomilerinin göserimi 8

Ölçeğe göre değişen varsayımında (VRS) E nokasının eknik ekinsizliği EE 1, ölçeğe göre sabi geiride (CRS) ise EE 2 kadardır. E 1 E 2 nokaları arasındaki fark ölçek ekinsizliğinin ölçüsüdür. Sonuça; CRS koşulunda eknik ekinlik, BE 2 /BE VRS koşulunda eknik ekinlik, BE 1 /BE Ölçek ekinliği ise; BE 2 /BE 1 oranından bulunmakadır. Büün bu ölçümler 0 ile 1 arasında değer almakadır. 1.3. Ölçeğe göre geiri varsayımlarının farkları Bir önceki kısımda; ölçeğe göre geiri varsayımı (CRS) ile ölçüm yapıldığında girdi ve çıkı bazlı oplam ekinlik ölçümünün aynı değerlere sahip olduğu, ölçege göre değişen geiri (VRS) de ise girdi ve çıkı bazlı ölçüm yönemlerinden elde edilen ekinlik değerlerinin farklı olduğu belirilmişi. Kısacası CRS, firmaların opimal ölçeke üreim yapığını, VRS ise eksik rekabe, finansal kısı v.b. nedenlerle firmaların ya da üreici birimlerin opimal ölçeği yakalayamadığını esas almakadır. DEA ile ekinliği-ekinsizliği; ölçek ekinliği ve saf eknik ekinlik olarak ayrışırmak mümkündür. Ölçek ekin/liği-sizliği; CRS de ölçülen eknik ekinliğin, VRS de ölçülen eknik ekinliğe oranı olarak hesaplanmakadır. Ölçek ekinsizliği dışında deneim ya da izleme ekinsizliği de saf eknik ekinliken okunabilmekedir. Saf eknik ekinlik, VRS varsayımlı eknik ekinlik değerleri olup, bu değerlerle firmaların deneim ekinsizliği içinde olup olmadıkları belirlenebilir. Ekinliğin girdi ve çıkı bazlı ölçümle farklılığı; girdi bazlı modellerle ekinlik girdi kullanımındaki oransal azalmayı, çıkı bazlı da ise çıkıdaki oransal bir arışı yansımasında görülmekedir. Çoğu araşırıcıda eknik ekinliği, girdi bazlı ölçme eğilimi vardır. Çünkü, üreici birimlerin girdi mikarları üzerinde değişim imkanı bulunmakadır. Ancak bu durum; endüsrideki büün üreici birimler için sözkonusu olmamaka, kaynakların sabi kullanımı ya da mümkün olan çıkı seviyesini dikkae alan yaklaşımlar daha ekili olmakadır. Böylece üreim fakörlerinin yeerli ve alebin fazla olduğu, ancak üreimin yeersiz olduğu sekörlerde, eknik ekinliğin çıkı bazlı ölçümü daha doğru elde edilebilmekedir (Zaim, 2001), (Coelli, 1999). 1.4. Malmquis Toplam Fakör Verimlilik İndeksi Malmquis TFP indeksi; Farrel eknik ekinlik ölçüüne uzaklık fonksiyonları dahil edilerek elde edilmişir. İndeks; iki gözlemin TFP sindeki değişmeyi orak bir eknolojiye olan uzaklıkların oranı olarak ölçer. Bu ölçüm için "uzaklık fonksiyonu" kullanılmakadır. Caves vd leri arafından : daha fazla bilgi için bkz Akürk, 2000. 9

gelişirilen bu endekse, uzaklık fonksiyonları yardımıyla indeks kurma fikrini ilk oraya aan Sen Malmquis'in ardından, Malmquis ismi verilmişir. İndeksin geleneksel oplam fakör verimliliği indekslerinden üsünlüğü; mikarlara ilişkin verileri kullanması, daha az varsayım gerekirmesi, ekinsizliği de ölçmesi, ekonomerik ahmin gerekirmemesi ve uygulanmasının daha basi olmasıdır (Günden vd., 1998). Uzaklık fonksiyonu; çok-girdili çok-çıkılı üreim eknolojilerini, maliye minimizasyonu veya kâr maksimizasyonu gibi hedefleri belirmeden anımlamada kullanılmakadır (Cingi vd, 2000). Bu uzaklık fonksiyonlarını ahmin emek için farklı yönemler kullanılmakadır. En sık kullanılan yönem DEA olup, verimliklikeki değişmeyi ve değişimin eknolojik ya da eknik ekinliken kaynaklanıp kaynaklanmadığı sorgusuna imkan anır (bkz. Blm. 1). Üreim eknolojisinin fonksiyonel göserimi Shephard s (1970) arafından uzaklık fonkisyonu olarak anımlanmışır (Dias, 1998). Çıkıya göre uzaklık fonksiyonu basice d( x, y) = min{ δ : ( y / δ ) S} olarak anımlanır. Uzaklık fonksiyonu d(x,y)'nin alacağı değerler, y vekörü S sınırı (üreim sınırı) üzerinde ise 1; y vekörü S içindeki eknik ekin olmayan bir nokayı anımlıyorsa >1; ve y vekörü S dışındaki mümkün olmayan bir nokayı anımlıyorsa <1'dir. Uzaklık fonksiyonu ek dönemli olarak d Y, X ) ile anımlanır (Fare, Griffel, Groskopf ve ( + 1 Lovell, 1995). Bir sonraki dönem ise d Y, X ) çıkı uzaklık fonksiyonuyla anımlanır. Daha ( + 1 + 1 sonra dönemi ve izleyen +1 döneminin uzaklık fonksiyonları ile Malmquis verimlilik indeksi anımlanabilir ve ayrışırılabilir forma geirilmişir. T dönemine ai çıkı bazlı Malmquis indeksi aşağıdaki gibi hesaplanır. m( Y, X, Y + 1, X + 1) = d( Y + 1, X d( Y, X) ) + 1 dönemini izleyen +1 dönemi için çıkı bazlı Malmquis indeksi aşağıdaki gibi göserilebilir. m + 1( Y, X, Y + 1, X + 1) = d + 1( Y + 1, X d + 1( Y, X) ) + 1 Farklı dönemlerdeki referans nokaları, farklı eknolojileri göserdiği için bu ölçümler mikar ve kalie olarak farklı ampirik sonuçlarla verimlilik değişimini belirirler (Dias, 1998). Her iki döneme ai Malmquis indeks değişiminin ölçümü için, Fare v.d leri (1995) yukarıdaki m Y, X, Y, X ) ve m + 1 Y, X, Y, X ) dönemi arasındaki uzaklığın geomerik ( + 1 + 1 ( + 1 + 1 oralamasını almışlardır. Sonuça; Fare vd lerini izleyerek, esas alınan dönemi ve izleyen +1 10

11 dönemi arasındaki çıkıya göre Malmquis TFP değişim indeksi uzaklık fonksiyonu çerçevesinde aşagıdaki eşiliken hesaplanmakadır (Mao, 1996). = + + + + + + + + ), ( ), ( ), ( ), ( ),,, ( 1 1 1 1 1 1 1 1 X Y d X Y d X Y d X Y d X Y X Y m Bu göserimde ), ( 1 1 + + X Y d, +1 dönemi gözleminin dönemi eknolojisinden olan uzaklığını ifade eder. m(.) fonksiyonunun değerinin 1'den büyük olması döneminden +1 dönemine TFP'de büyüme olduğunu, 1'den küçük olması ise aynı dönemler dikkae alındığında TFP'de azalma olduğunu gösermekedir (Cingi vd, 2000). Yukarıdaki eşilik, indeksin eknolojik değişim ve eknik ekinlik değişimi gibi iki bileşene ayrışırılması için aşağıdaki gibi yazılabilir. = + + + + + + + + + + + ), ( ), ( ), ( ), ( ), ( ), ( ),,, ( 1) ( 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 X Y d X Y d X Y d X Y d X Y d X Y d X Y X Y m Eşiliğin sağ arafındaki ilk erim dönem ve dönem +1 arasındaki Farrell'in oplam eknik ekinlik değişmesinin ölçüsüdür. Paranez içindeki ifade ise eknik değişmeyi ifade eder. Bu yaklaşım grafik üzerinde Şekil 3 e açıklanmışır Şekil 3. Malmquis TFP İndeksi l 2 l 1 A 1 A Çıkı Girdi A 11 B 11 B B 1

Şekil de ölçeğe göre sabi geiri (CRS) de ek-girdi ek-çıkı durumu incelenmişir. döneminde eknoloji l 1 alında A gözlemi yapılmışken, +1 döneminde eknoloji l 2 alında B gözlemi yapılmışır. Şekil yardımıyla Malmquis verimlilik indeksinin geomerik bir açıklaması yapılırsa; A nokası dönemindeki üreim eknolojisiyle üreilebilir çıkılar vekörünü göserirken, B nokası da +1 için döneminde üreilebilir çıkılar vekörünü gösermekedir. l 1 ve l 2 doğruları sırasıyla ve +1 dönemine ai girdi ve çıkı vekörleri ile oluşmuş ölçeğe göre sabi geirili iki üreim sınırı ya da referans eknolojilerini gösermekedir. İki dönem arasındaki üreici birimin bu referans eknoloji sınırını yakalayıp yakalamadığı eknik ekinlik değişimi ile belirlenir. İşe Malmquis indeksinin ilk bileşeni olan eknik ekinlikeki değişim yukarıda (1) no lu eşilikeki ilk erimdir ve geomerik göserimi de Şekil 3 yardımıyla aşağıdaki gibi oluşurulur (Cingi vd., 2000). eknik ekinlik değişimi = y y B A / y B / y A 11 1 eknolojik değişme = y y B B / y / y B B 1 11 y y A A / y / y A A 1 11 1 2 Benzer şekilde (1) nolu eşiliğin karekök içindeki erimi de ikinci bileşeni oluşuran eknolojik değişim (eknik ilerleme) in geomerik göserimidir. Eşilik, iki referans üreim dönemindeki uzaklığın çarpımı ve geomerik oralamasının alınmasından oluşmakadır (Zaim, 2001). Kısacası bir ampirik çalışmada ardışık iki dönem için hesaplama yapabilmek, dör uzaklık fonksiyonunun bulunması gerekirmekedir. Bu hesaplama ise maemaiksel programla veya ekonomerik ekniklerle gerçekleşirilebilir. Bu ekonomerik programlardan DEAP yardımıyla eknik ekinlik ve Malmquis TFP değerleri hesaplanabilmekedir. Malmquis-DEA indeksi ile eknik ekinlikeki değişim, eknolojik değişim, saf eknolojik değişim, ölçek ekinliğindeki ve son olarak a oplam fakör verimliliğindeki değişim analiz sonucu espi edilebilmekedir (Coelli, 1996). DEAP yardımıyla; 1) eknik ekinlikeki değişim (göreceli olarak CRS de üreimi baz alan) 2) eknolojik değişim 3) saf eknik ekinlikeki değişim (VRS de üreimi baz alan) 4) ölçek ekinliğindeki değişim 5) oplam fakör verimliliğindeki (TFP) değişim, her yıl ve üreici birim için çözülmekedir. 12

BÖLÜM 2. TÜRK ŞEKER FABRİKALARI 2.1.Tarihçe ve sermaye kompozisyonu Türkiye'de ilk şeker fabrikası 1926 da Alpullu da kurulmuşur. Bunu aynı yıl Uşak fabrikası izlemişir. Sırasıyla 1933 ve 1934 yılında Eskişehir ve Turhal fabrikalarının kurulduğu görülmekedir. 1935 yılında bu dör fabrika; Sümerbank, İş ve Ziraa Bankaları nın sermaye kaılımıyla Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirkei (TŞFAŞ) ni oluşurmuşur. Aran şeker ihiyacının karşılanabilmesi için yeni fabrika açma girişimleriyle, 1953 yılında Adapazarı Şeker fabrikası kurulmuşur. Diğer arafan da pancar ekicilerinin eşkilalandırılması amacı ile 1163 sayılı Kooperaifler Kanunu uyarınca; 1972 yılında Pancar Ekici Kooperaifleri Birliği (PANKOBİRLİK) kurulmuşur (TŞFAŞ, 1993). 1953 den 1980 e kadar 14 fabrika ve 1982 den iibaren de 11 yeni fabrika kurulmuşur. Bugüne kadar kurulan şeker fabrikaları sayısı oplam 29 u bulmuşur (TŞFAŞ, web). TŞFAŞ, 1984 yılında Sanayi ve Ticare Bakanlığı na bağlı İkisadi Devle Teşekkülüne dönüşürülmüş, üzel kişiliğe sahip olarak, faaliyelerinde özerk ve sorumluluğu da sermayesi ile sınırlı hale geirilmişir (Güney, 1994). TŞFAŞ e ai 24 şeker fabrikası dışında, 5 makina, 4 eil alkol ve 1 donanım fabrikası bulunmakadır (Tanrıvermiş. vd, 2000). Makina ve esislerinin bakımonarımı ve gerekli yedek parçaların imala ve amirinin yapıldığı makina fabrikaları; Ankara, Afyon, Eskişehir, Erzincan, Turhal da kurulmuşur (Demirci, 1999). TŞFAŞ ayrıca; kimyasal gübre dağıımı, ohum, ekim makinaları ile seyyar pancar boşalma emizleme ve yükleme makinalarının ucuz fiyala kiralandırılması, pancar karşılığı şeker verme, sondaj faaliyeleri, avans ödemeleri (ekim, çapa, sulama ve söküm için), pancar posası dağıımı ve melas saışı gibi üreici desekleri de yapmakadır. 1990 lı yıllarda 29 fabrika içinde beş şeker fabrikasının sermaye kompozisyonları ile yöneimleri değişmeye başlamışır. Adapazarı ve Küahya daki TŞFAŞ nin hisse payı arırılarak bağlı oraklığa dönüşürken; en büyük hissedarı PANKOBİRLİK (Birlik) olan özel fabrikaların (Konya, Kayseri ve Amasya) yöneimi Birliğe geçmişir. TŞFAŞ bu beş fabrikanın en büyük hissedarı olmamasına rağmen edvir yekisi çerçevesinde 1991 e değin fabrikaları yönemişir. Bu yeki, hisse sahiplerinin her yıl aldıkları kararlarla ve yöneimin kamuda kalması alepleri çerçevesinde oluşmuşur. Başka bir ifadeyle; pancar ve şeker üreiminin ülke çapında ek elden planlanması ve programlanması, pancar ve şeker fiyalarının espii, şeker fabrikalarına maliyee göre %10 kâr garanisi, şekerin ihal ve ihracı 1956 arihli 6747 sayılı Şeker Kanunu hükümlerine göre düzenlenmesiyle; özel fabrikaların yöneim, deneim ve finansman işlevi; kuruluşlarından 1991 yılı sonuna kadar, kendi yöneim kurulu kararları ile her yıl TŞFAŞ arafından kamu fabrikaları gibi yöneilmişir (PANKOBİRLİK, web). 1991 de Amasya fabrikası ve 1992 de ise Konya ve Küahya şeker fabrikaları yöneimleri, sermaye kompozisyonlarına göre oluşurulmuş ve en büyük hisse 13

sahibi olan PANKOBİRLİK ce yürüülmeye başlanmışır. Bağlı oraklık fabrikalarında ise yöneim el değişirmemiş; edvir yekisi çerçevesindeki yöneim kararı, 1992-93 de iibaren Adapazarı ve Küahya daki Ziraa ve İş Bankası nın hisselerini de alarak ve en büyük hisseye sahip olması dolayısıyla kamu (TŞFAŞ) arafından yürüülmüşür. İlk özelleşirme işlemi; Konya şeker fabrikasında 1991 de başlamış, TŞFAŞ nin Konya fabrikası üzerindeki hissesi özelleşirilerek Kamu Oraklığı İdaresine verilmişir. PANKOBİRLİK hisseyi saın alarak, Konya fabrikasında en büyük hisseye sahip olmuşur. Amasya ve Küahya fabrikaları ise kuruluşlarından iibaren en büyük hisse sahibi olan PANKOBİRLİK in yöneimine geçmişlerdir (TŞFAŞ, 1999). İncelenen dönem iibariyle fabrikaların 1987-98 ve 2000 yılına ai sermaye kompozisyonları Tablo 1 de verilmişir. Beş fabrikanın TŞFAŞ ve PANKOBİRLİK hisselerinin yer aldığı Tablo da hisse oranlarının değişimi yıllar iibariyle incelenmişir. Tablo da TŞFAŞ, Birlik ve işiraklerinden oluşmak üzere iki ip sermaye kompozisyonu görülmekedir. PANKOBİRLİK için verilen rakamlarda Birliğin işirakleri, Şekerbank A.Ş. ve şeker fabrikaları hisselerinden oluşmakadır. Tablo 1. Beş fabrikaya ai sermaye kompozisyonu (TŞFAŞ ve PANKOBİRLİK bazında hisse oranları, %) Yıllar 1987-91 1992 1993-98 1999-00 TŞFAŞ BİRLİK TŞFAŞ BİRLİK TŞFAŞBİRLİKTŞFAŞ BİRLİK Adapazarı 29,25 34,5 45,42 34,5 50,4 34,5 50,4 34,5 Küahya 25 25,25 49,75 25,25 56 25,25 56 25,25 Amasya 10 69,45 10 69,45 15 69,45 15 69,47 Kayseri 10 88,96 10 88,96 10 88,96 10 89,09 Konya 24 74,92 24 74,92 100 100 No: Sermaye kompozisyonu olarak iki büyük hisse sahibi dikkae alınmış, diğer hisselerin oranları deaylandırılmamışır. 1987-91 döneminde Amasya fabrikası sermayesinde en büyük hisse % 70 ile Birlik e olup, TŞFAŞ nin payı ise %10 da kalmışır. Kayseri fabrikasının %90 ı Birlik, %10 ise TŞFAŞ a aiir. Konya da Birlik payı %75, TŞFAŞ nin payı ise %24, ve Küahya da ise %25,25 Birlik, %25 i TŞFAŞ e aiir. Adapazarının %34,5 i Birlik, %29,25 ise TŞFAŞ e aiir. 1992 yılında Adapazarı fabrikasındaki TŞFAŞ oranı %29,25 den, % 45,42 e çıkarılarak en büyük hisseye sahip olmuşur. Küahya daki payı ise %25 den, %49,75 e çıkarılmışır. Bu iki fabrikanın diğer büyük hisse sahipleri Ziraa ve İş Bankaları dır. 1992 de Ziraa Bankası, 1993 de ise İş Bankasına ai fabrika hisseleri; TŞFAŞ arafından saın alınmış ve iki fabrika bağlı oraklığa dönüşmüşür. 1999 ve 2000 yılı iibariyle Amasya daki PANKOBİRLİK hissesi yaklaşık %70, Kayseri de %90, Konya da %100, Adapazarı nda %34,5, Küahya da %25,25 dir. TŞFAŞ in Adapazarı nda %50,42 ve Küahya da %56 oranında hissesi bulunmakadır. Amasya ve Kayseri deki hisse oranları ise değişmemişir. 14

Yöneiminin sermaye kompozisyonu baz alınarak el değişirmesiyle; sermaye ve yöneimiyle özel; Amasya, Kayseri ve Konya fabrikalarının işleme eknolojisi modernize edilmiş ve kapasieleri yükselilmişir (Tanrıvermiş vd, 2000). 2.2. Şeker fabrikalarının belli gösergeler bakımından incelenmesi Şeker sekörünü düzenlerek, poliikalara yön verecek yeni Şeker Kanunu 4 Nisan 2001 de Meclise kabul edilip, Nisan oralarında onaylanmışır. Bu yasa ile geirilen yeniliklerden önce şimdiye kadar uygulamada olan eski yasa ve işleyişinden bahsemeke yarar vardır. Şeker sekörü, 1956 yılından beri yürürlülüke olan 6747 sayılı Şeker Kanunu na dayalı olarak düzenlemişir. Pancar alım fiyaı ve fabrika kurma izni Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenerek, şekerin fabrika çıkış fiyaı TŞFAŞ arafından espi edilmekedir (Kıymaz, 2001). PANKOBİRLİK ve bağlı oraklıkların fiya belirleme yekileri var olmakla birlike uygulanabilirliği mümkün olmamışır. Şeker üreiminin %75 i kamunun elinde olup geriye kalan %25 i ise özel ve bağlı oraklık fabrikaları arafından yürüülmekedir. Şekerin saışı, TŞFAŞ ın belirlediği fiyaan ilan edilerek yapılmakadır. TŞFAŞ bu zaman zarfında KİT olması sebebiyle dış icaree de Bakanlar Kurulu görevlendirmesiyle şeker ihraca ve ihalaı yapabilmiş ve bundan doğan görev zararı Hazine ce karşılanmışır. Bundan başka, TŞFAŞ yuriçindeki üreicilere ihraç kaydıyla dünya borsa fiyaından şeker saabilmiş, aradaki fark yine Hazine den karşılanabilmişir (PNKOBİRLİK, web). Bu da iç saışların büyük bir kısmının kamu elinde gerçekleşiğini gösermekedir. Özel seköre şeker ihal izni, üreimin düşük ve sorunlu yıllar olan 1989 ve 1996 da verilmişir. TŞFAŞ ekim sözleşmesi yapığı çifçilerden pancar alımlarını; icari banka kredileri ve şeker saış hasılaından yapmaka, özkaynakların yeersizliği durumunda 1989 dan beri Hazine den sermaye ransferiyle yürümekedir. Özel fabrikalar ise; kendi özkaynakları ve icari banka kredileri kullanarak pancar ekim sözleşmesi yapığı çifçilerden pancar alımını gerçekleşirmekedir. Yeni Şeker Kanunu ile yapılan belli başlı değişiklikler; şeker fabrikası kurma ile ilgili kısılamanın kaldırılmış olmasıdır. Bundan başka pancar ve şekerdeki ek fiya uygulaması kaldırılarak, şeker saış fiyalarının serbes piyasada belirlenmesi amaçlanmakadır. Sekör, idari yönden Sanayi ve Ticare Bakanlığı na, mali yönden ise Yüksek Deneleme Kuruluna bağlı Şeker Kurulu arafından düzenlenerek, ihal edilecek şeker için Kurul, Müseşarlığa görüş bildirecekir. Kurul; şeker fabrikaları için arz koası koyacak koa, yuriçi şeker alebi ve fabrikaların işleme-şeker üreim kapasieleri gözönünde uularak 5 er yıllık belirlenecekir (Dünya, 2001). Şeker sekörüne ai en son değişikliğin ardından bu kısımda incelenen fabrikalara ai belli verilere bakılarak değerlendirme yapılmışır. Buradaki üm ablolarda 1987-98 için fabrikaların dönem oralaması geomerik oralama ile bulunmuşur. 15

Fabrikanın performans ölçümünde belirgin olan hammaddenin kaliesidir. Şeker için bunun gösergelerinden birisi pancardaki şeker içeriğidir. Pancar alımları, % 16 polar şeker içeriği baz alınarak yapılmakadır. Düşük polar içerikli pancarın alım fiyaı da düşmekedir. 1987-98 dönemi iibariyle oplam 23 fabrikadan, şeker içeriği %16 ve üsünde pancar işleyen fabrikaların değerleri Tablo 2 de verilmişir. Tablo 2. %16 ve + şeker içerikli pancar işleyen fabrikalar (1987-98 yılı) Pancardaki Şeker İçeriği %16 polar ve üsü 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 Afyon 17,95 17,10 16,69 17,38 16,99 17,27 17,82 16,49 17,19 18,13 17,94 17,34 Ankara 17,38 16,00 16,21 16,85 16,24 16,53 16,88 16,33 17,27 16,61 17,08 17,13 Burdur 17,09 16,46 15,97 16,69 16,69 17,48 17,29 16,17 16,92 17,29 17,23 16,95 Erzincan 16,54 16,26 15,44 17,33 16,47 16,14 17,45 16,16 17,01 16,90 16,90 17,03 Erzurum 16,98 17,01 14,62 17,10 17,19 16,17 17,26 17,80 16,96 17,67 17,84 18,54 Eskişehir 17,80 16,67 16,05 17,06 16,25 16,62 17,41 16,21 16,19 17,29 17,47 16,69 Kasamonu 16,53 15,01 15,53 16,52 16,69 16,09 16,91 15,42 16,18 15,72 16,41 15,79 Turhal 16,37 15,31 15,45 17,34 16,68 16,43 17,36 16,65 17,94 17,12 16,95 16,25 Uşak 16,37 16,42 16,03 16,84 16,14 16,58 17,40 15,55 16,62 16,95 17,36 16,92 Bor 16,97 16,49 17,24 17,96 17,00 16,98 17,30 16,80 17,53 17,93 17,96 17,28 Elbisan 16,74 16,60 15,18 16,01 15,38 15,87 16,08 15,13 15,95 16,59 16,76 15,37 Ilgın 17,35 16,32 16,57 17,48 16,31 17,09 17,65 16,60 16,56 17,38 17,44 16,95 Muş 16,60 16,84 15,70 17,40 16,29 16,68 16,42 16,27 16,48 16,12 16,28 17,23 Küahya 17,55 17,01 16,07 17,27 16,93 17,88 18,28 16,88 16,85 17,47 18,12 17,86 Amasya 16,71 14,59 15,06 16,97 15,18 15,30 16,54 14,97 15,12 14,77 15,67 14,46 Kayseri 17,22 15,95 16,44 17,67 16,72 16,47 17,38 16,18 16,97 17,10 17,26 17,00 Konya 17,78 16,31 16,92 17,81 16,81 16,82 16,53 15,44 16,31 16,55 16,75 16,44 no:sıralamada en az bir kere %16 şeker içeriğine sahip olma kısıı kullanılmışır. Tablo da 23 fabrika içinde 17 si incelenen dönem içinde en az bir kere %16 ve üsünde şeker içeren pancar işlemişir. Dönem boyunca en yüksek şeker içeriğine sahip pancar, Küahya da, en düşük şeker içerikli pancar ise Amasya ve Elbisan fabrikası nda işlenmişir. Alpullu, Elazığ, Malaya, Susurluk, Ağrı ve Adapazarı fabrikaları ise %16 dan daha düşük şeker içeren pancar işlemişir. Özele bu fabrikaların diğer fabrikalardan daha düşük kaliede hammadde işledikleri söylenebilir. Diğer bir performans gösergesi ise fabrika randımanlarıdır. Tablo 3 de %14 ve üsünde randımanla çalışan fabrikalar verilmişir. 16

Tablo 3. Pancardan %14 ve üsü şeker elde eden fabrikalar (fabrika randımanı) (1987-98 yılı) 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 Afyon 15,24 13,76 13,60 14,51 14,02 14,39 14,68 13,60 13,07 15,30 15,16 14,28 Ankara 14,38 11,16 12,35 13,29 13,00 13,49 13,54 13,30 14,14 13,45 13,91 13,82 Burdur 14,60 13,81 13,35 13,99 14,15 14,63 14,33 13,06 13,67 14,39 14,39 14,14 Erzurum 14,26 14,29 11,23 13,28 13,84 12,63 14,37 15,52 14,68 15,31 15,41 15,89 Erzincan 13,90 13,56 12,51 14,85 14,09 13,63 15,06 13,84 14,80 14,73 14,71 14,76 Eskişehir 15,20 13,25 12,73 14,34 13,47 13,65 14,51 13,25 12,93 14,50 14,75 13,84 Kasamonu 13,53 12,17 12,33 13,59 13,56 13,36 14,32 12,81 13,65 13,28 13,93 13,10 Turhal 13,58 12,08 12,12 14,51 13,98 13,76 14,74 14,03 15,39 14,48 14,28 13,42 Uşak 13,98 13,39 13,09 13,78 13,43 13,94 14,73 12,95 14,05 14,41 14,77 14,41 Bor 14,10 13,32 14,14 15,13 14,13 14,20 14,40 14,06 14,70 15,29 15,35 14,45 Elbisan 13,92 14,21 12,10 13,24 12,60 13,18 13,19 12,40 13,16 13,86 14,13 12,54 Ilgın 14,49 12,66 13,17 14,11 12,99 14,10 14,53 13,73 13,32 14,69 14,73 13,58 Muş 14,21 14,04 12,88 14,38 13,03 13,40 12,73 13,12 13,64 12,98 13,54 14,15 Küahya 14,96 14,00 12,82 14,51 14,31 11,35 15,63 14,33 14,32 15,12 15,71 15,50 Amasya 13,87 11,09 11,58 13,46 12,54 12,73 14,06 11,93 12,59 12,16 13,14 11,64 Kayseri 14,12 11,40 12,82 14,66 13,82 13,70 14,36 13,13 14,05 13,91 14,35 14,31 Konya 15,03 12,93 13,96 14,75 13,89 13,81 13,20 12,38 13,14 13,38 13,93 12,89 no: sıralamada en az bir kere %14 randımanla çalışma kısıı kullanılmışır. Tablo da 23 fabrikadan 17 si incelenen dönem içinde en az bir kere %14 ve üsünde randımanla pancardan şeker elde emişir. Dönem boyunca en yüksek fabrika randımanı; Bor fabrikasında görülmüş, bunu Küahya ve Afyon fabrikaları izlemişir. En düşük randıman Amasya fabrikasında ve Elbisan da görülmüşür. Alpullu, Elazığ, Malaya, Susurluk, Ağrı ve Adapazarı fabrikaları ise %14 randımandan daha düşük randımanla çalışmışlardır. Diğer bir göserge, günlük pancar işleme kapasieleridir. Günde 5000 on ve üsünde pancar işleyen fabrikalar Tablo 4 de verilmişir. Tablo 4. Günlük pancar işleme kapasiesi 5000 on/gün ve üsü olan fabrikalar (1987-98 yılı) 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 Afyon 6217 5614 6162 6540 6310 6486 6508 7274 6019 7020 6700 6505 Burdur 4962 4540 4974 4875 5231 5212 5019 5321 5307 5356 5541 5553 Eskişehir 6679 5709 6354 6161 6346 6667 6531 6849 6318 7660 7350 7507 Susurluk 4762 5431 5005 5044 5708 5976 6463 6705 5913 6519 6644 6312 Turhal 7146 6370 6265 6915 7460 7230 7423 7436 7435 7401 6934 6832 Ilgın 6300 5649 6118 5689 6351 6617 6514 6301 6618 7213 7034 7049 Adapazarı 6121 5156 4636 5490 6006 5924 6146 6143 5633 6486 6020 5730 Amasya 4800 4132 3903 4299 4645 5039 5150 4920 5402 5353 5505 5588 Kayseri 3012 2922 2992 2982 3283 3404 3767 3769 3806 3764 4678 5067 Konya 6284 6010 6089 5758 6088 6121 6075 6656 6614 7732 9229 9236 no: sıralamada en az bir kere 5000 on işleme kısıı kullanılmışır. Tablo da, günlük 5000 on ve üsünde pancar işleyen fabrikalar kısıı uyarınca 7058 on luk dönem oralaması ile en fazla pancar işleyen fabrika Turhal olmuş, onu Konya, Eskişehir ve Afyon fabrikaları izlemişir. En düşük dönem oralaması ise Kayseri fabrikasında görülmüşür. Tablo 5 de ise günde oralama 3000 5000 pancar işleyen fabrikalar göserilmişir. 17

Tablo 5. Günlük pancar işleme kapasiesi 3000 on/gün ve alında olan fabrikalar (1987-98 yılı) 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 Alpullu 4169 3640 3839 3975 3688 3942 4121 3938 3704 3751 3564 3553 Ankara 3181 2513 2621 2963 2898 3129 3064 3513 3122 3515 3477 3398 Erzurum 2796 2817 2630 2600 2536 2294 2686 3057 3054 3475 3379 3384 Kasamonu 2914 2886 2986 3059 3022 3270 3330 3528 3603 3941 4244 3958 Malaya 2700 3013 2902 2860 3277 3051 3028 2985 2895 3235 3330 3494 Ağrı 3147 2410 2578 2748 2623 2732 2872 3160 3090 3370 3260 3218 Bor 3370 3401 3480 3502 3704 4016 3962 3873 3777 3871 3741 3531 Elbisan 2971 2594 3367 3419 3682 3872 3911 3826 3936 3861 3882 3729 Muş 2704 2912 2802 3266 2885 3100 2943 2921 3272 3150 2546 3167 3000 on alı Elazığ 1522 1524 1609 1580 1530 1476 1745 1801 1823 1985 1853 1893 Erzincan 1553 1789 1774 1811 1822 1759 1823 1920 1864 1919 1919 1945 Uşak 1484 1202 1280 1490 1474 1497 1574 1636 1640 1618 1688 1801 Küahya 1819 1700 1701 1753 1786 1847 1902 1987 2002 2053 1992 1966 no: sıralamada en az bir kere 3000 on ile alında işleme kısıı kullanılmışır Tablo da; günde 3000 on pancar işleyen fabrikalar içinde en fazla pancar işleme Alpullu da görülmüş onu Bor ve Elbisan fabrikası izlemişir. En az pancar işleme oralaması ise başa Erzurum olmak üzere Ağrı ve Muş a aiir. Tablo nun al kısmında 3000 onun alında pancar işleyen fabrikalar verilmişir. Bu fabrikalar içinde en fazla pancar işleyen fabrika Küahya, en az ise Uşak fabrikası olarak belirlenmişir. Ek olarak fabrikaların kuruluş yerleri, amaçları ve kârlı çalışıp çalışmadıkları ile ilgili en son PANKOBİRLİK arafından hazırlanan rapordaki bilgilerin akarılmasında yarar vardır. Raporda; Eskişehir, Ilgın, Afyon, Ereğli, Ankara gibi İç Anadolu da kurulmuş fabrikaların pancar kaliesinin uygun olduğu yörelerde kurulmuş olması ve günlük işleme kapasielerinin 5 bin on/gün üzerinde olması sebebiyle ekonomik ve kârlı çalışma için gerekli donanımlara sahip oldukları belirilmeke ve rekabe ve kârlı üreim şanslarının yüksek olduğuna dikka çekilmekedir. Uşak, Çarşamba, Kasamonu, Küahya fabrikalarının da aralarında bulunduğu 8 fabrika için de rekabe şanslarının sınırlı olduğu belirilmekedir. Özellikle Adapazarı ve Susurluk fabrikaları, 17 Ağusos depreminde zarar görmeleri ve pancar kaliesinin düşük olduğu yörede kurulmaları dolayısıyla kârlı üreim şanslarının düşük olduğu belirilmekedir. Kırşehir, Uşak, Kasamonu ve Küahya dışında II. Grup olarak nielendirilmiş fabrikaların bulundukları yörelerde pancar üreimine rakip ürünlerinde ekonomik üreilebileceği ve alernaif ürünlerin bulunduğu işare edilmekedir. Ağrı, Erçiş, Malaya, Kars, Erzurum gibi Doğu ve Güneydoğuda kurulan fabrikaların isihdam yaramak ve bölgesel kalkınmaya kakı sağlayarak sosyal amaçlı kuruldukları belirilmişir (Dünya, 2001). 18