KAFA TRAVMASINDA YOĞUN BAKIM Uz.Dr. Ercan Türeci İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı



Benzer belgeler
Kafa Travmalarında Yönetim

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Kafa Travmalı Hastaya Yaklaşım. Dr. İ. Özkan Akıncı İTF Anesteziyoloji A.D.

Eser Elementler ve Vitaminler

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

UYGUNSUZ ADH SENDROMU

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

Travmatik Beyin Yaralanması Doç Dr Özlem GÜNEYSEL Dr Lütfi Kırdar Kartal EAH Acil Tıp Kliniği

TRAVMALI HASTAYA YAKLAŞIM

Kafa Travmalı Hastaya Yaklaşım Doç. Dr. İ. Özkan AKINCI

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

NÖROLOJİK MONİTÖRİZASYON

Post-kardiyak Arrest Sendromu ve. Post-resüsitatif Bakım

TRAVMA HASTALARI VE YOĞUN BAKIM. Prof. Dr. Başar CANDER

Nöromonitorizasyon ve Serebral Koruma

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

Çocuklarda sıvı ve elektrolit tedavisi. Prof. Dr. Aydın Ece Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağ ve Hast AD

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE GÖREV YAPAN SAĞLIK PERSONELİNİN EĞİTİMİNE VE SERTİFİKALANDIRILMASINA DAİR YÖNERGE

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK

KANAMALI HASTANIN TRANSFERİ. Doç.Dr Can Aktaş Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM

ERKEN MOBİLİZASYON 27/04/16 YATAK İSTİRAHATİ/HAREKETSİZLİK EPİDEMİYOLOJİ

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

Akut İskemik İnme. İskemik İnme (%85) Hemorajik inme (%15)

International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: Dr. Merve Gü eş Öza dı

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli

Beyin ve Sinir Cerrahisi. (Nöroşirürji)

HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ HASTA BAKIM PLANI FORM VE SKALA REHBERİ

Acil Serviste Kafa BT (Bilgisayarlı Tomografi) Değerlendirmesi. Uzm. Dr. Alpay TUNCAR Acil Tıp Uzmanı KIZILTEPE DEVET HASTANESİ

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta

Genel Bilgiler. Dünyada Ölümler. 1.Koroner Arter Hastalıkları 2.Travma (1-44 yaş arası 1. sırada) 3.İnme sendromları

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları II menenjit, ensefalit, KİBAS ve status. Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Acil Tıp Anabilim Dalı

Ekstrakorporeal Yaşam Destek Tedavileri (ECLS)

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Beyin Kan Akımı B.O.S. ve Beyin Metabolizması. Dr Şebnem Gülen

Çocuk Yoğun Bakımda Kafa Travmasına Yaklaşım. Prof.Dr Agop ÇITAK Acıbadem Üniversitesi Çocuk Yoğun Bakım BD

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

İNFANT VE ÇOCUKLARDA MODİFİYE GLASKOW KOMA SKALASI

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

TARD. TRAVMATİK BEYİN HASARINDA YOĞUN BAKIM TEDAVİSİ Hazırlayan: Özlem Korkmaz Dilmen, Volkan Hancı. Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

KOMA STATUS EPİLEPTİKUS BEYİN ÖLÜMÜ

Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım

Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu Şubat 2010, İstanbul.

Vitaller ; Kan gazı;

Çoklu Travma Hastasına Yaklaşım. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. I.

İNTRAOPERATİF GELİŞEN HİPOTANSİYONDA VOLÜM TEDAVİSİ veya VAZOPRESSOR. Doç. Dr. Necati GÖKMEN DEÜTF Anesteziyoloji AD, İZMİR

Dahiliye kliniğinde hemodiyaliz kararı vermek? Dr. Funda Türkmen

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5. Beyin ve Sinir Cerrahisi STAJ TANITIM REHBERİ

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KRİTİK HASTADA ORGAN KORUNMASINI NASIL SAĞLARIZ? Uzm.Dr. Ramazan KÖYLÜ Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

ASİD BAZ DENGESİ. Prof Dr Salim Çalışkan

Kritik Hasta Transportu. Yrd.Doç.Dr. Latif DURAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. SAMSUN

DEĞİŞİK KOŞULLARDA SOLUNUM (İRTİFA VE SUALTI)

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Beraktant Yardımcı maddeler: Sodyum klorür, alkol (etanol), sodyum hidroksit, hidroklorik asit, distile su, azot.

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

MEKANİK VENTİLASYON - 2

HİPERNATREMİ. Doç. Dr. Halil Yazıcı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Nöroloji Yoğun Bakım Hastasında Nutrisyon Desteği. Doç.Dr.Ethem Murat Arsava Hacettepe Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

TRAFİK KAZALARI, DÜŞMELER, DARP OLGULARI ve İŞ KAZALARINDA ADLİ SÜREÇ ÖRNEK OLGU DEĞERLENDİRMESİ

Periton diyaliz hastalarında başarıya ulaşmak için ortaya çıkmış DİYALİZ YETERLİLİĞİ Kompleks bir değerlendirme ve analizi gerektirmektedir.

TRAVMADA KRİTİK HASTA MONİTÖRİZASYONU. Doç Dr Murat EROĞLU GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Acil Servis

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

YOĞUN BAKIMDA NONİNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON. Dr. Aynur Akın Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Adrenal Yetmezlik. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Dr. Murat Sungur Erciyes Universitesi Tıp Fakultesi İç Hastalıkları ABD. Yogun Bakım Bilim Dalı

İlk Değerlendirme İşlemleri

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Anestezide Sıvı Tedavisi, Hesaplamalar ve Temel İlkeler

Hemostatik Resüsitasyon. Uzm. Dr. Burçak Kantekin Şanlıurfa Eğitim Araştırma Hastanesi

ACİL SERVİSTE ŞOK YÖNETİMİ

Transkript:

KAFA TRAVMASINDA YOĞUN BAKIM Uz.Dr. Ercan Türeci İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı İstatistik Toplumu olarak adlandırılan ABD nde ya da ekonomik ve sosyal platformda gelişmiş olarak adlandırılan ülkelerdeki istatistik verileri irdelendiğinde de görülebileceği üzere: Kafa travması, başta gelen mortalite ve morbidite nedenlerinden biridir. Ülkemizde ise bu yönde güvenilir sayısal değerlere ulaşabilmenin zorluğu bilinmektedir. Ancak, artık giderek ülkemiz tarihindeki savaşlardaki kayıplarla kıyaslanmaya başlayan trafik kazaları kayıplarımız; kask, emniyet kemeri kullanma ve araç sürme-trafik kurallarına uyma alışkanlıklarımız; ve nihayetinde güncel yaşam tarzımızın kimi yönleriyle insanlarımız arasındaki sorunlarda yaygın olarak yeğlenen çözüm yöntemlerimiz anımsandığında; genelde travma, özelde kafa travması olgusunun bizim için çok daha fazla önemli ve yakıcı olarak gündemde olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. Yoğun bakımda amaç ve hedefler Kafa travmalı bir hastanın yoğun bakım sürecinde öncelikli amaç: Beyinde; travma anında ve travmanın direkt etkisi sonucu oluşup Primer Hasar olarak adlandırılan hasarlanmadan iyi bir derlenme sağlamaktır. İkinci olarak ise: Travma ve hasara bağlı olarak; hipoksi, hiperkarbi, hipotansiyon, iskemi, ödem, kanama, kafa içi basınç(kib) artışı, herniasyon gibi komplikasyonlar sonucu gelişen ve Sekonder Hasar diye adlandırılan beyin hasarı oluşumunu engellemektir. Primer hasarı ağırlaştıran, sekonder hasara zemin hazırlayan ve hasta prognozunu giderek ağırlaştıran bu komplikasyonların hızla tanımlanması ve tedavisine başlanması, kafa travması bakım ve tedavisinde temel öğedir. Bu amaçlara erişebilmede temel hedefler ise: 1. Serebral enerji metabolizmasının gereğince sürdürmeye çalışmak ve dolayısıyla gerekli olan sistemik desteği sağlamak, 2. Serebral perfüzyon basıncını olması gereken düzeylerde sürdürmek 3. Kafa içi basıncını olağan sınırlarda tutmaya çalışmaktır. Kafa travmasında hasarlanmalar ve oluşumları Travma, kortekste nöronal hasara yol açarken; ak madde, derin subkortikal yapılar ve beyin sapının üst kesimlerine dek uzanan aksta diffüz aksonal hasar oluşturur. Bu, en hafif travmada geçici bilinç kaybına neden olurken, daha ağır travmalardaki hücresel ve aksonal hasarlanmalarda ise ağır ve kalıcı nörolojik defisitler oluşur. Son çalışmalarla delayed axotomy diye adlandırılan ek bir aksonal hasar süreci tanımlamıştır. Mekanizması henüz bilinmeyen ve travma sonrası 24 saate kadar sürdüğü belirtilen hasarlanmada calpains denilen kalsiyum aktive proteazların rol oynadığı düşünülmektedir. Direkt travma etkisi; özellikle frontal, temporal ve oksipital loplarda kontüzyona neden olur. Ayrıca çökme fraktürlerinin oluştuğu travmalar ve delici yaralanmalarda serebral laserasyon da oluşabilir. Travmanın mekanik etkisi nöronlarda depolarizasyonla, enerji yetersizliğine ve bağlı olarak elektrolit dengesi değişikliklerine neden olur. Ekstrasellüler kalsiyum artar, MSS eksitatörleri glutamat ve aspartatı da içeren anormal nörotransmiter salınımı başlar. Sürece eklenen biyokimyasal ve nörokimyasal olaylar sonucu hızla lipoliz, proteoliz, hücre membranı bozulması, sitoskeletal bozulma ve fosforilasyon meydana gelir. Her ne kadar travmadan geniş ölçekte nöronlar ve fonksiyonel bağlantılarını etkilenmekteyse de, glial doku ve serebral damarların da etkilenmesi söz konusudur. Bu nedenle primer serebral travma ile tabloya geç dönemde eklenen hücresel apoptoz, sekonder aksotomi, wallerian dejenerasyonu, global ve rejiyonal hücresel iskemi 1

birbiriyle bağlantılıdır. Travmatik ve iskemik mekanizmalar arasındaki etkileşim, hasarlanma sürecinin çok erken döneminde oluşur. Ağır kafa travmalarında genellikle birlikte meydana gelen hipoksi ve serebral iskemi; orta derecede ve hafif kafa travması olgularında, diğer sistem hasarları ya da kardiyovasküler disfonksiyon gibi ek sorunlar olduğunda oluşabilir. Global serebral iskemi genellikle travmanın hemen sonrasında, özellikle yer kaplayan lezyonun boşaltılmasından önce görülmektedir. Fokal iskemiler ise boşaltılmasından hem önce hem sonra subdural hematomlarda; serebral kontüzyon ve intraserebral hematomların çevresinde görülmektedir. Hipoksi ve iskemi; travmadan etkilenmeyen bölgelerde daha az olmak üzere, beyin dokusunu olumsuz etkilenmelere duyarlı hale getirir ve hasarlanmayı artırırlar. DEĞERLENDiRME VE BAKIM I. Hasta giriş değerlendirmesi A. İlk aşamada değerlendirilmesi gerekenler 1. Solunum ve gaz değişimi yeterliliği 2. Hemodinamik durum 3. KİB artışı, hematom, ödem, hidrosefali gibi kafa içi sorunların varlığı 4. Birlikteki yaralanmalar 5. Metabolik bozukluklar 6. Diğer medikal problemler ve kronik ilaç kullanımı B. Giriş değerlendirmesinde diagnostik 1. Kafa bilgisayarlı tomografisi(ct) ve omurga grafileri 2. Akciğer grafisi, Arter kan gazları analizi, EKG 3. Birlikteki yaralanmalarla ilgili işlemler: Periton lavajı, kemik grafileri 4. Laboratuar: Elektrolitler, Hct, Hb, PT, aptt II. Nörolojik değerlendirme Glasgow Koma Skalası(GKS), nörolojik değerlendirme ve tomografi/spinal grafilerin incelenmesi ile yapılan bu değerlendirme sonucu travmanın derecelendirilmesi yapılabilecek; yapılması gereken ek diagnostik işlemler ile, tedavi ve bağlı girişimlerin programlanması söz konusu olabilecektir. A. Glasgow Koma Skalası(GKS): Göz açma (4), Sözlü yanıt (5), Motor yanıt (6) ın 15 puan üzerinden değerlendirmesiyle oluşturulan GKS; kafa travmalı hastaların değerlendirilmesi, ayrımlanması ve prognoz öngörüsünde kullanılan işlevli ve değerli bir skorlama cetvelidir. Hasta değerlendirilmesi, yoğun bakım endikasyonu konulması ve prognoz öngörülerinde temel öğelerde biri olarak kullanılan bu skala skoru 13-15 arasında ise olgu Hafif kafa travması, 9-12 ise Orta(modere) kafa travması, 8 e eşit ya da küçük ise Ağır kafa travması olarak ayrımlanmaktadır. Hafif kafa travmalı(gks 13-15) hastalar, kafa travmalı hastalar grubunun sayısal olarak büyük çoğunluğunu oluştururlar. Göreli olarak normale yakın bilinçte; hafif letarjik ve konfüze olan hasta ile koopersyon kurulabilir ve sözlü emirlere uyar. Orta(modere) kafa travmalı(gks 9-12) hastada ağır bilinç etkilenmesi vardır. İleri derecede letarjik ya da derin uyur konumdaki hasta sözlü ve ağrılı uyaranlara yanıt verir. Bu tablodaki hastalar salt kafa travması değil; ilaç entoksikasyonu, hipoksi, hiperkarbi ve metabolik bozukluklar da düşünülerek dikkatle muayene edilmelidirler. Ağır beyin hasarı olan bu grup hastalar tabloya daha sonra eklenebilecek ve durumu ağırlaştıracak olan kanama, ödem, hipoksi, hiperkarbi, hipotasiyon, asidoz gibi nedenlerle yüksek riskli hastalardır. Ağır kafa travmalı(gks: 8, < 8) hasta koma tablosundadır. Göz açmaz, anlamlı konuşma yoktur, ağrılı uyaranı lokalize edebilir ancak skor 8 den aşağı düştükçe bu, fleksör yanıt ve ekstensör yanıttan yanıtsızlığa kadar geriler. B. Nörolojik durum değerlendirilmesi 2

1. Bilinç düzeyi: Uyanık, letarjik, stupor, komatöz 2. Mental durum: Zaman-mekan oryantasyonu, algılama, bellek, davranış 3. Pupilla muayenesi: büyüklük, ışık refleksi, simetri 4. Göz: Pozisyon, Okulosefalik refleks(doll s eye) 5. Motor yanıtlar ve simetrikliği 6. Ağrılı uyaran ve Babinski yanıtı, Kornea ve gag refleksi C. KİB artışı belirti ve bulguları Bilincin kapanma eğilimi, başağrısı, bulantı-kusma, unilateral pupilla dilatasyonu, solunumun düzensizleşmesi, papilla ödemi, okulomotor sinir ya da abdusens felci ve grafilerde beyin orta hat şifti ya da beyin dokusu baskısıyla ventriküllerde kapanma görülmesi KİB artışı sonucudur ve mutlak acil müdahale edilmelidir. III. Yoğun Bakım Süreci Özellikle solunum, merkezi sinir sistemi-kafa içi basıncı, dolaşımın kontrolü yanısıra; metabolizma ve glukoz metabolizmasıyla, temparatür ve elektrolit dengesinin kısa aralıklarla ve sıkı biçimde izlenmesini içerir. İnvaziv-non invaziv, eksiksiz monitörizasyon koşulları altında; gelişebilecek bütün sorunlar ve olumsuz değişikliklere anında müdahale edilmesini içeren bir süreçtir. A. Hava yolu, gaz değişimi ve solunum sistemi Servikal hasar, bilincin kapanması, KİB artışı gibi hava yolu açıklığının sağlanmasında güçlüklerin söz konusu olduğu durumlarda gereğinde; GKS nın 8 den küçük olduğu hastalarda ise beklemeksizin endotrakeal entübasyon uygulanmalıdır. Gaz değişimi ve solunum yetersizliğinde; ventilatörle, kontrollü ya da destekli ventilasyona geçilmelidir. Oksijenasyon; Pulse oksimetre ve radial-femoral arter yerleşimli bir kateter üzerinden arter kan gazları(akg) izlemiyle sürekli denetim altında tutularak hipoksiye izin verilmemelidir. İnspirasyon havası oksijen oranı(fio 2 ) artırımının yeterli olmadığı durumlarda solunum moduna ekspirasyon sonu pozitif basınç(peep) eklenerek satürasyon artırılmaya çalışılır. PEEP düzeyi belirlenmesinde ya da artırılmasında; KİB ve ortalama arter basıncı(oab), dolayısıyla beyin perfüzyon basıncı(bpb) na olan olumsuz etkileri anımsanmalı; PEEP düzeyi bu parametrelerin monitörizasyonu ve değişimlerine göre ayarlanmalıdır. Arter kanı parsiyel CO 2 basıncı(pco2) 32-35 mmhg düzeyinde tutulmaya çalışılmalıdır. Hiperkapninin serebral vazodilatasyon, hiperemi ve KİB artışına yol açması, hipokapninin ise vazokonstrüksiyonla iskemi oluşturması göz önünde bulundurularak; gereğinde ventilatör destekli ya da kontrollü ventilasyona geçilerek Hipo ve hiperkapniye izin verilmemelidir. KİB artışı ya da herniasyonlarda vazokonstrüksiyonla serebral dolaşım ve kan volümünü azaltarak basınç düşürücü etkisi 4 ila 6 saat kadar olduğundan daha uzun süre uygulanmamalı; bu sürede arter kan gazları takibiyle CO 2 parsiyel basıncı ve metabolik tablo izlenmelidir. B. KİB artışı ve tedavi Epidural transdüserlerden, artık standart yöntem olarak kabul ventrikül içi kateterlere dek değişik yöntemlerle monitörize edilebilen kafa içi basıncındaki artış, global serebral iskemi ve/veya serebral herniasyonla sonuçlanır. Zaman yitirmeksizin müdahale edilmesi gereken bu konumda yapılabilecek olanlar sırasıyla- şöyledir: 4. Yeterli O 2 satürasyonu, PaCO 2 : 32-35 mmhg, stabil dolaşım sistemi ve 70 mmhg dan yüksek serebral perfüzyon basıncı 5. Hasta başının 15 ila 30 derece elevasyonu 6. Narkotik analjezikler, benzodiazepinler ve İV hipnotiklerle sedasyon. Gereğinde hastanın efor sarfetmesini engellemek için nöromüsküler blokaj. 7. Beyin-omurilik sıvısı(bos) drenajı. 3

8. Diürez: 0.25mg-1g/kg Mannitol, ya da 0.5-1mg/kg Furosemid. İkisi, furosemid dozunun azaltılmasıyla kombine de uygulanabilir. Aşırı dehidratasyondan kaçınmak için santral ven basıncı monitörize edilmeli, özellikle sodyum olarak elektrolit düzeyleri ve serum ozmolalitesi izlemi uygulanmalıdır. 145-155mEq/L sodyum, 300-330 mosm/l arası ozmolalite değerleri optimum olarak kabul edilebilir. 9. Hiperventilasyon: Özellikle konvansiyonel terapilere dirençli KİB artışı olgularında yeğlenmelidir. PaCO 2 40 mmhg nın altında olduğu durumlarda; parsiyel basınçtaki her 1 mmhg lık düşüşe, serebral kan akımında 1 ila 2 ml/100gr/dakikalık bir azalış tekabül eder. Buradan hareketle; kontrollü ventilasyonda parametrelerinde değişiklik yapılarak, PaCO 2 25-30 mmhg düzeyine çekilir. Ancak etkinliğinin kan ph sı ve BOS na bağlı olarak maksimum 4-6 (kimi kaynaklarda 20-24) saat sürdüğü unutulmamalıdır. Hiperventilasyon ve bağlı olarak serebral vazokonstrüksiyonun oluşturabileceği iskemiden kaçınabilmek için: Juguler bulb O 2 satürasyonu, BOS laktat düzeyi, beyin kan akımı veya serebral O 2 tüketimi monitörizasyon ve izlemi yapılmalıdır. 10. Yüksek doz barbitürat: Dirençli KİB artışı olgularında kullanılabilecek bir diğer yöntemdir. Barbitüratlar serebral metabolizma, oksijen tüketimi ve kan akımını azaltarak KİB düşüşüne neden olurlar. Kardiyak depresyon etkisi nedeniyle Swan- Ganz kateteri takılarak çok iyi hemodinami monitörizasyonu uygulanmalı, hipovolemi ve hipotansiyondan kaçınılmalıdır. Pentobarbital için 10 mg/kg yükleme, 1.5 mg/kg sürdürüm dozu; serum düzeyinin ise 3 mg/ dl olarak tutulması önerilmektedir. Bir diğer yaklaşım ise: EEG da ilk burst supression oluştuğu andaki dozun sabit olarak sürdürülmesi; serum barbitürat düzeyi 30-50 mg/dl düzeyinde tutulmaya çalışılmasıdır. 11. Cerrahi dekompesyon: Dirençli olgularda bir diğer uygulama da kranioektomi ile dekompresyon yaparak KİB nın düşmesini sağlamaya çalışmaktır. C. Beyin Perfüzyon Basıncı(BPB) Kafa travmalı hastaların tedavi ve bakımındaki temel amaçlardan biri de yeterli BPB düzeyini sağlamaktır. Bunun için normovolemik ya da hafif hipervolemik tutulan hastalarda; gerekiyorsa vazopressör ve inotropikler de kullanılarak 70-110 mmhg değerleri arasında bir BPB düzeyi sürdürülmeye çalışılır. Yapılabilme olanağı varsa Pulmoner arter kateterizasyonu yapılarak kardiyovasküler parametreler izlenmelidir. Müdahale edilmesi tartışmalı olan hipertansiyon durumlarında ise; eğer mutlak endikasyon ve gereklilik var ise esmolol ve labetalol gibi kısa etkili beta blokerler önerilmektedir. D. Sıcaklık regülasyonu Hipertermi, genelde metabolizma, özelde hasarlı beyin dokusu üzerindeki potansiyel olumsuz etkileri nedeniyle mutlak kaçınılması gereken bir konumdur. Antipiretikler ve soğuk uygulanımıyla ateş yükselmesi engellenmeye çalışılırken; invaziv girişimler gözden geçirilip, olası infeksiyon odakları gibi kaynaklar, kültür ve incelemelerle saptanıp gerekli müdahale ve tedaviler uygulanmalıdır. Hipotermi: 32-35 0 C düzeyindeki hipoterminin: serebral metabolizma, beyin kan akımı(bka), beyin kan volümü (BKV) ve BOS yapımını azaltarak, KİB artışını düşürdüğü bilinmektedir. Hipoterminin 40 mmhg üzerindeki KİB değerleri ve diffüz beyin ödemi olan olgularda etkin olamadığı bildirilmiştir. Son çalışmalarda anlamlı toksik etkileri gözlmlenen hipotermi; ikinci aşama seçeneği olarak düşünülmelidir. Uygulama sırasında beyin, pulmoner arter, özofagus ya da nazofaringeal yerleşimli sensörlerle sıcaklık değişimleri dikkat ve titizlikle izlenmelidir. E. Metabolizma; Glukoz ve Elektrolitler Kafa travmalı hastalarda hiperglisemi olgusu daima kötü sağkalım oranını birlikteliğinde taşır. Travmaya stres yanıtla yükselen kan glukozu nöronal laktat üretimini artırarak hücresel hasarın ilerlemesine ve iskemik hasarın artmasına neden 4

olmaktadır. Son araştırmaları ışığında, günümüzde kabul gören uygulama sürekli insülin infüzyonuyla kan glukozunu 80-120 mg/dl düzeyinde tutmaktır. Kafa travmalarında elektrolit imbalansı, özellikle Hiponatremi oldukça sık raslanan bir semptomdur. Katekolaminler, kortikotropin ve anti diüretik hormonun stres yanıtla kan düzeylerinin yükselmesi sonucu aşırı su tutulumu hiponatremiye yol açar. Serebral Tuz Tüketimi sendromunun nedeni Atrial Natriüretik faktörün idrarla sodyum atılımını artırması olarak düşünülmektedir. Su tutulumununsöz konusu olmadığı bu sendromun tedavisinde izotonik ya da hipertonik volüm replasmanı uygulanır. Uygunsuz ADH salınımı sendromunda, normal böbrek ve adrenal fonksiyonuna karşın: Aşırı su tutulumu nedeniyle hiponatremi, serum ve ekstrasellüler sıvı hipoozmolalitesi, sodyumun renal atılımı, idrar ozmolalitesinin serum ozmolalitesinden daha fazla olması sözkonusudur. Travmadan 3 ila 15 gün sonra başlayan ve uygun tedaviyle 10 ila 15 günden uzun sürmeyen bu sendromun tedavisi; sıvı kısıtlaması ve gereğinde hipertonik salin uygulanımından oluşur. Sonuçta hiponatremik hastaların değerlendirilmesinde volüm durumu dikkatle irdelenmeli; dehidratasyon ya da serbest su tutulumu olgularından hangisinin geçerli olduğu belirlenerek tedavi uygulanmalıdır. Seyrek görülen hipernatremi ise mannitol ve diüretiklerin sık kullanımı ve sıvı kısıtlanmasıyla kombine edilmeleri sonucu meydana gelir. Su verimi ya da hipotonik kristalloidlerin kontrollü infüzyonuyla çözümlenir. Kraniyofasial travmalar, ve kafa tabanı kırıklarında sıkça raslanan; beyin ölümünde ise hipotalamus fonksiyonu yitimiyle oluşan Diabetes İnsipidus un geçiçi tipinde salt volüm replasmanı yeterlidir. Sıvı dengesinin tutturmakta zorlanıldığı diğer tipte ise; sıvı replasmanına ek olarak her 6-12 saatte bir, 1 ila 4 mg dezmopressin verilmelidir. Burada saatlik idrar miktarının 200 ml/st ten fazla, idrar dansitesinin 1.005 ten düşük ve serum sodyumunun 145 meq/l den fazla olması koşullarına dikkat edilmelidir. Nonketotik Hiperozmolar Hipergisemi nin; steroidler, uzamış mannitol tedavisi, hiperozmolar enteral beslenme, fenitoin ve kısıtlı su replasmanı nedeniyle kafa travmalı hastalarda oluşması olasılığı yüksektir. Tedavinin ilk aşamasında hipovolemi ve hipertonisite giderilmelidir. Su kayıpları % 0.45 lik salinle yerine konur. Hiperglisemi, küçük doz insüline iyi yanıt verir. IV. Kafa travması Sistemik Skalası Mortalite ve morbiditeyi düşürmek için; kafa travmasında oluşan çok çeşitli sistemik komplikasyonların ivedilikle tanılanıp, hızla tedavisine geçilmesi gereklidir. V. Nöbet profilaksisi ve tedavisi Nöbetler oluşma zanlarına göre üç gruba ayrılırlar: 1. Erken: Kafa travmasının olduğu andan 24 saate dek olan sürede oluşan 2. Ara-Orta: ilk bir hafta içersinde oluşan 3. Geç: Travmadan bir hafta sonrası oluşan Profilaktik antikonvülzan uygulanımı henüz tartışmalıdır. Yaygın kabul gören uygulama ilk bir haftalık tedaviden sonra; nöbet görülmediği sürece, ilacın kesilmesidir. Fenitoin; en bilineni olarak, yükleme 15-18 mg/kg, sürdürüm 5 mg/kg/ gün dozlarıyla uygulanır. Fenitoine alternatif olarak karbamazepin, fenobarbital, topiramat ve yeni bir ilaç olan gabapentin kullanılmaktadır. KAYNAKLAR 1. Andrews BT; İntensive Care in Neurosurgery, New York, Thieme, 2003 2. Newfield P, Cottrell JE; Handbook of Neuroanesthesia, Philadelphia, LW & Wilkins, 1999 3. Wijdicks EFM; Critical Care Neurology, New York, Oxford, 2003 5