TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI



Benzer belgeler
9. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ.

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL

İŞ TATMİNİ VE MOTİVASYON MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ

Davranışı başlatma Davranışların şiddet ve enerji düzeyini saptama Davranışlara yön verme Devamlılık sağlama

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

İŞLETME YÖNETİMİ. Yönetim İşlevleri. Yürütme Süreci. Yürütme Süreci. Yönetim İşlevleri. Yürütme. Yöneticilerin Yürütme Süreci ile İlgili Sahaları

T.C ÇAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME YÖNETİMİ ANABİLİM DALI

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. İş ve Yaşam Tatmini - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Giriş Birinci Bölüm ÖRGÜTSEL PSİKOLOJİYE GİRİŞ

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM ÖRGÜTSEL DAVRANIŞA GİRİŞ

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

Pervin HORASAN Erciyes Üniversitesi Mehmet Kemal Dedeman Onkoloji Hastanesi

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Banka Çalışanlarının İş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeylerinin İncelenmesi

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

PSİKİYATRİ KLİNİĞİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERDE İŞ DOYUMU, TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ

Liderlik ve Motivasyon. Barış BARAZ Anadolu Üniversitesi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

KARİYER YÖNETİMİ. Ö ğr. G ör. Sultan TÜRKME N KESKİN

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

Moleküler Yaklaşım: Liderlik Tarzlarının İklimin İtici Kuvvetleri Üzerindeki Etkisi

İÇİNDEKİLER. Birinci Kısım YÖNETİM KAVRAMI VE GELİŞİMİ. 1. Bölüm YÖNETİME GİRİŞ

Güncel Liderlik Yaklaşımları: Hizmetkar ve Vizyoner Liderlik. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

GÜVENLİK İKLİMİNİN BİREYSEL, ÖRGÜTSEL VE ORTAM ETMENLERİNİN BÜYÜK ÖLÇEKLİ MAKİNE, KİMYA VE MADEN İŞLETMELERİNDE İNCELENMESİ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... v SUNUŞ... vii İÇİNDEKİLER... ix ŞEKİLLER ve TABLOLAR... xx BİRİNCİ BÖLÜM YÖNETİM KAVRAMI VE YÖNETİM SÜRECİ

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır.

İÇİNDEKİLER. Önsöz... vii. 1. Bölüm SATIŞ YÖNETİMİ VE PAZARLAMA YÖNETİMİ İÇİNDEKİ YERİ

On ikinci Ders: Personelin Değerlendirilmesi ve Motivasyonu. Dersin Amacı. Dersin İçeriği MOTİVASYON NEDİR?

MESLEKTE TÜKENMİŞLİK SENDROMU

İNSANLARI BİR EYLEM YAPMA KONUSUNDA HAREKETE GEÇİREN GÜÇTÜR.

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MEMNUNİYET KRİTERLERİ DR. AHMET URAL ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DEKAN V.

yukarıda olduğu psikolojik bir durumdur.

Motivasyon/Güdüleme. Motivasyonun Göstergeleri. Eski Motivasyon Kuramları. Motivasyon = harekete geçirme

Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

Örgütsel Politika ve Etik Olmayan Davranış Bildirimi

DOKTORA TEZİ. Danışman Prof. Dr. A. Halûk YÜKSEL. Hazırlayan Birol GÜLNAR

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

Güdüleme (Özendirme, motivasyon)

Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması

Öğretmen Liderliği ÖĞRETMEN LİDERLİĞİ

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği

1 YÖNETİM VE ORGANİZASYONLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

MESLEKİ MOTİVASYONUN, İŞ TATMİNİ VE ÖRGÜTSEL BAĞLILIK ÜZERİNE ETKİSİ: AKADEMİSYENLER ÜZERİNE GÖRGÜL BİR ARAŞTIRMA

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 : DAVRANIŞ BİLİMLERİ VE YÖNETİM SÜRECİ YÖNETİM

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

PSİ PSİ362 Doç.Dr. Hacer HARLAK. UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999)

SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

İş Yerinde Ruh Sağlığı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: LİDERLİK Doç. Dr. Cevat ELMA

KRİMİNOLOJİ Nisan 2015 Sosyal (Bağ) Kontrol Teorisi. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: )

DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

KARİYER YÖNETİMİ. Kariyer teorisi iki nokta üzerinde odaklanmaktadır. Öğr. Grv.. M. Volkan TÜRKER

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNİN ORTAYA ÇIKIŞI Prof. Dr. Azize Ergeneli

MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ

Dikkat!... burada ilk ünite gösterilmektedir.tamamı için sipariş veriniz SATIŞ TEKNİKLERİ KISA ÖZET KOLAYAOF

YÖNETİCİNİN OYUN ALANI VE ARACI OLARAK ORGANİZASYON

Türkiye de obezite. (Kaynak: TÜİK)

EĞİTİMDE ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ

Editörler Prof. Dr.Mustafa Çelikten & Doç. Dr. Mehmet Özbaş EĞİTİM YÖNETİMİ

Maslow (İhtiyaçlar Hiyerarşisi)

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

YÖNETİCİ YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME EĞİTİM PROGRAMI İÇERİĞİ

Yerinde Masaj ın İş Hayatına Etkileri İstanbul Konulu Akademik Araştırma Sonuçları Sayfa 1/4

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

MOTİVASYON. Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Bayraktar

Dr. İkbal İnanlı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ŞEYMA GÜLDOĞAN

Türkiye de Sağlık Çalışanları Tükenmişlik Araştırması Sonuçları

Performans ve Kariyer Yönetimi

Liderlik: Kuramlar ve Uygulamalar

DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Anahtar Kelimeler: Tatmin, Öğrenci Tatmini, Öğrenci Başarısı.

A RESEARCH STUDY FOR MEASURING BURNOUT LEVEL OF STUDENTS ATTENDING BANKING AND INSURANCE PROGRAMS OF VOCATIONAL HIGH SCHOOLS

PERFORMANS DEĞERLEME VE KARİYER YÖNETİMİ

BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ SINIF YÖNETİMİNİ ETKİLEYEN ETKENLER

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

Transkript:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI ÖRGÜTSEL VE BİREYSEL ÖZELLİKLER AÇISINDAN İŞ DOYUMU İLE TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: ALANYA'DA BANKA ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR İNCELEME Sultan SAT YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA/2011

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI ÖRGÜTSEL VE BİREYSEL ÖZELLİKLER AÇISINDAN İŞ DOYUMU İLE TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: ALANYA'DA BANKA ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR İNCELEME Sultan SAT Danışman: Prof. Dr. Ünal AY YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA/2011

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından İŞLETME Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan : Prof. Dr. Ünal AY (Danışman) Üye : Prof. Dr. Azmi YALÇIN Üye : Yrd. Doç. Dr. Neslihan COŞKUN KARADAĞ ONAY Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım..../.../... Prof. Dr. Azmi YALÇIN Enstitü Müdür Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ndaki hükümlere tabidir.

i ÖZET ÖRGÜTSEL VE BİREYSEL ÖZELLİKLER AÇISINDAN İŞ DOYUMU İLE TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: ALANYA'DA BANKA ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR İNCELEME Sultan SAT Yüksek Lisans Tezi, İşletme Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Ünal AY Ocak 2011, 107 sayfa Günümüzde çalışma hayatında iş doyumunun ve tükenmişliğin büyük önemi vardır. Hizmetin ön planda olduğu sektörlerden biri olan bankacılık sektöründe çalışanların tükenmişlik ve iş doyum düzeylerini inceleyen bu tez çalışmasında konu detaylı olarak açıklanmaya çalışılmıştır. İş doyumu ile bazı demografik değişkenler arasında yapılan incelemede yaş, çalışma süresi ve statüsü arttıkça iş doyumunun arttığı da tespit edilmiştir. Cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi gibi değişkenlere göre iş doyumunun önemli bir farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Tükenmişlik ile bazı demografik değişkenlere bakıldığında gelir düzeyi ve hizmet süresine göre tükenmişlik düzeyinin farklılaştığı tespit edilmiştir. Diğer demografik değişkenlere göre çalışanların tükenmişlik düzeylerinde anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Bankacıların iş doyum düzeylerini ölçmek için Minnesota İş Doyum Ölçeği kullanılarak cevaplayıcıların içsel doyum, dışsal doyum ve genel doyum düzeyleri belirlenmiştir. Araştırmada kullanılan bir diğer ölçek olan Maslach Tükenmişlik Ölçeği ile banka çalışanlarının duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve düşük kişisel başarı düzeyleri belirlenmiştir. Ayrıca araştırmada Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin istatiksel analizleri için SPSS paket programı kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde korelasyon, t testi, Anova, Post-hoc testi

ii olarak da Scheffe testi kullanılan araştırmada, hata payı üst sınırı 0,05 olarak kabul edilmiştir Araştırma sonucunda banka çalışanlarının iş doyum düzeyleri ile tükenmişlik düzeyleri arasında negatif ilişki tespit edilmiştir. İş doyumu arttıkça tükenmişlik azalmaktadır. Anahtar Kelimeler: İş doyumu, Tükenmişlik, Bankacılar.

iii ABSTRACT THE RELATIONSHIP BETWEEN BURNOUT AND JOB SATISFACTION IN TERMS OF ORGANIZATIONAL LEVEL AND PERSONEL CHARACTERISTICS: A STUDY OF BANKING PROFESSIONALS IN ALANYA Sultan SAT Master Thesis: Department of Business Administration Advisor: Prof. Dr. Ünal AY January 2011, 107 pages Job satisfaction and burn out have great importance in today s business life. This thesis aims to investigate levels of burn-out and work satisfaction of employees working in the banking sectors in which service is at the forefront and the related concepts are explained in detail. In the investigation of relationship between the job satisfaction and some demographic characteristics, the job satisfaction is positively correlated with age, working years and organizational level. It was found out that there is no significant relationship between the job satisfaction and Gender, marital status, educational level. Looking at some of the relationship between some the demographic characteristics such as income level and working time, the level of the burnout differs. Other demographic characteristics have no significant difference in the levels of employee burn-out. By utilizing The Minnesota Job Satisfaction Questionnaire (MSQ), Banking Professionals job satisfaction scale intrinsic satisfaction, extrinsic satisfaction and general satisfaction levels are measured. Another method, The Maslach Burnout Inventory (MBI), was utilized in order to measure Banking Professionals emotional exhaustion, depersonalization and low personal accomplishment levels were

iv determined. In addition to these, in this research, the Personal Information Form was used. After the data collection, a statistical packet program called SPSS was used to analyze the results. For this analysis, correlation, t test, ANOVA, as a post-hoc test Scheffé's method was utilized. In this analysis, the maximum error threshold was considered to be 0.05. As a result of this research, it was found out that for banking professionals, the job satisfaction was inversely correlated with the level of burnout. That is when the Job satisfaction increases, the level of burnout decreases. Keywords: Job satisfaction, Burnout, Banking Professionals

v ÖNSÖZ Banka çalışanlarının iş doyumu ve tükenmişliklerinin incelenmesine ilişkin çalışmamda, engin bilgilerini ve her türlü desteğini esirgemeyen hocam sayın Prof. Dr. Ünal AY a Jüri üyeleri olan sayın hocalarım Doç. Dr. Azmi YALÇIN ve Yar. Doç. Dr. Neslihan COŞKUN KARADAĞ a Tezin basımı konusunda evini açan ve teknik yardımlarda bulunan dostum Bülent Öztürk e Çalışamamdaki yazım ve noktalama kuralları konusunda mütevazi düzeltmelerden dolayı arkadaşım, dostum Dilek TEMİZKAN a, Çalışmanın uygulama aşamasında sağlamış olduğu katkılarından dolayı arkadaşım ve meslektaşım Mehmet ESBA ya, Ve tüm çalışmam boyunca sabır, anlayışını ve yardımlarını esirgemeyen eşim, dostum Özdemir SAT a teşekkürü bir borç bilirim. Sultan SAT Adana, 2011

vi İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET.i ABSTRACT iii ÖNSÖZ.v TABLOLAR LİSTESİ...x ŞEKİLLER LİSTESİ...xii BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ 1 İKİNCİ BÖLÜM İŞ DOYUMU (JOB SATISFACTION) 2.1.İş Doyumu Kavramı.... 4 2.2. İş Doyumunun Önemi.... 5 2.3. İş Doyumun Özellikleri......5 2.4. İş Doyumunu Etkileyen Faktörler..6 2.4.1. Bireysel Faktörler.....6 2.4.1.1. Beklentiler...7 2.4.1.2. Cinsiyet....7 2.4.1.3. Yaş...8 2.4.1.4. Kişilik..8 2.4.1.5. Eğitim..9 2.4.1.6. Zeka...10 2.4.1.7. Statü...10 2.4.1.8. Tecrübe..10 2.4.2. Örgütsel Faktörler...10 2.4.2.1. Ücret..11 2.4.2.2. Stres...11 2.4.2.3. İşin Niteliği 11 2.4.2.4. Çalışma Arkadaşları..11

vii 2.4.2.5. Güvenlik 12 2.5. İş Doyumunu Açıklayan Kuram ve Yaklaşımlar.....12 2.5.1. İçerik Teorileri (Kapsam Teorileri)........13 2.5.1.1 Maslow un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı. 13 2.5.1.2. Herzberg in Çift Faktör Kuramı...14 2.5.1.3. Clayton Alderfer- ERG Teorisi......15 2.5.1.4. Mc Clelland ın Başarı-Güç Kuramı.....16 2.5.2. Süreç Teorileri....17 2.5.2.1. Vroom un Beklenti Teorisi Kuramı..17 2.5.2.2. Locke un Değer Kuramı....17 2.5.2.3. Porter- Lawler in Geliştirilmiş Beklenti Kuramı....18 2.5.2.4. Adams ın Eşitlik Kuramı...19 2.6. İş Doyumunun Ölçümünde Kullanılan Araçlar....19 2.6.1. Porter İhtiyaç ve Doyum Anketi.19 2.6.2. Kunin Yüz Çizelgesi 20 2.6.3. Weiss, Davis ve England- Minnesota Doyum Anketi...20 2.6.4. Spector- İş Doyum Anketi..20 2.6.5. Smith, Kendal ve Hulin İş Tanımlama Ölçeği...21 2.6.6. Genel Kıyaslama Ölçeği (Job In General- JIG)..21 2.7. İş Doyumunun Sonuçları..21 2.7.1. Performans..21 2.7.2. İşten Ayrılma......22 2.7.3. İşe Gelmemezlik. 22 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜKENMİŞLİK (BURN-OUT) 3.1. Tükenmişlik Kavramı...23 3.2. Tükenmişlik Tanımları.23 3.3. Tükenmişlik Belirtileri.24 3.4. Tükenmişliğe Etki Eden Faktörler 26 3.4.1. Bireysel Faktörler...27 3.4.1.1.Cinsiyet.......27 3.4.1.2. Yaş. 27

viii 3.4.1.3. Eğitim....27 3.4.1.4. Medeni Durum....27 3.4.1.5. Kişilik....28 3.4.2. Örgütsel Faktörler...28 3.4.2.1. İş Yükü..29 3.4.2.2. Kontrol...29 3.4.2.3. Ödül...29 3.4.2.4. Aidiyet...29 3.4.2.5. Adalet. 30 3.4.2.6. Kişisel Değerler. 30 3.5. Tükenmişlik Modelleri.30 3.5.1. Edelwich Tükenmişlik Modeli....30 3.5.2. Pines Tükenmişlik Modeli..31 3.5.3. Cherniss Tükenmişlik Modeli....32 3.5.4. Leiter Tükenmişlik Modeli....33 3.5.5. Maslach Tükenmişlik Modeli....33 3.6. Tükenmişliğin Sonuçları...35 3.7. Tükenmişlik İle Mücadele Yöntemleri.36 3.8. Tükenmişlik ve İş Doyumu İlişkisi..38 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ALANYA İLÇESİNDE BULUNAN BANKA ÇALIŞANLARI İLİŞKİN BİR UYGULAMA 4.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi.40 4.2. Araştırmanın Kapsamı..41 4.3. Araştırmanın Yöntemi..41 4.3.1. Ana kütle ve Örneklemin Tespiti 44 4.4. Araştırmanın Sınırlılıkları.45 4.5. Araştırmanın Varsayımları...46 4.6. Araştırmadan Elde Edilen Bulguların Yorumlanması..46 4.6.1. Geçerlilik ve Güvenirlik.46 4.6.2. Demografik Özellikler 49 4.6.3. Demografik Özelliklere İlişkin Hipotezlerin Test Edilmesi ve Sonuçları 51

ix 4.6.3.1. İş Doyumu ve Cinsiyet..52 4.6.3.2. Tükenmişlik Alt Boyutları ve Cinsiyet.54 4.6.3.3. İş Doyumu Alt Boyutları ve Medeni Hal..55 4.6.3.4. Tükenmişlik Alt Boyutları ve Medeni Hal 56 4.6.3.5. İş Doyumu ve Hizmet Süresi 57 4.6.3.6. Tükenmişlik Alt Boyutları ve Hizmet Yılları (Süresi)..61 4.6.3.7. İş Doyumu ve Katılımcıların Yaşları F Testi 63 4.6.3.8. Tükenmişlik Alt Boyutları ve Katılımcıların Yaşları 66 4.6.3.9. İş Doyumu ve Katılımcıların Eğitim Düzeyi.68 4.6.3.10. Tükenmişlik Alt Boyutları ve Katılımcıların Eğitim Düzeyi..69 4.6.3.11. İş Doyumu ve Katılımcıların Statüsü..71 4.6.3.12. Tükenmişlik Alt Boyutları ve Çalışanların Statüsü.74 4.6.3.13. İş Doyumu ve Katılımcıların Gelir Düzeyleri.77 4.6.3.14. Tükenmişlik Alt Boyutları ve Katılımcıların Gelir Düzeyleri...80 4.6.3.13. İş Doyumu ve Katılımcıların Çalıştıkları Kurum 81 4.6.3.14. İş Doyumu ve Katılımcıların Çalıştıkları Kurum 82 4.6.4. Banka Çalışanlarının İş Doyum Düzeyleri ile Tükenmişlik Düzeyleri İlişkisine İlişkin Bulgular......83 BEŞİNCİ BÖLÜM SONUÇ VE ÖNERİLER 88 KAYNAKÇA..96 EKLER.103 ÖZGEÇMİŞ.107

x TABLOLAR LİSTESİ Sayfa Tablo 1. Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisinin Örgütlere Uygulanması... 14 Tablo 2. Tükenmişlik Düzeyleri Puanlamaları...43 Tablo 3. Araştırmanın Ana kütlesi ve Örneklemi...44 Tablo 4. Maslach Tükenmişlik ve Minnesota İş Doyum Ölçeklerinin Güvenirliği... 47 Tablo 5. Minnesota İş Doyum ve Maslach Tükenmişlik Ölçeklerinin Geçerliği...49 Tablo 6. Katılımcıların Demografik Özellikleri.....49 Tablo 7. Katılımcıların Cinsiyeti ile İş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeyleri t Testi..52 Tablo 8. Katılımcıların Medeni Halleri İle İş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeyleri t Testi..55 Tablo 9. Katılımcıların Hizmet Süreleri İle İş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeyleri F Testi (ANOVA)........57 Tablo 10. Çalışma Süresi Değişkenine Bağlı Olarak Toplam Doyum Düzeyindeki Farklılıkların Scheffe Testi Sonuçları........58 Tablo 11. Hizmet Süresi Değişkenine Bağlı Olarak İçsel Doyum Düzeyindeki Farklılıkların Scheffe Testi Sonuçları.....59 Tablo 12. Çalışma Süresi Değişkenine Bağlı Olarak Dışsal Doyum Düzeyindeki Farklılıkların Scheffe Testi Sonuçları........60 Tablo 13. Banka Çalışanlarının Hizmet Süresine Göre Duyarsızlaşma Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları........61 Tablo 14. Katılımcıların Yaşları İle İş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeylerine İlişkin One-Way ANOVA Analizi(f testi).....62 Tablo 15. Banka Çalışanlarının Yaş değişkenine Göre Toplam Doyum Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları.... 63 Tablo 16. Banka Çalışanlarının Yaş değişkenine Göre İçsel Doyum Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları.......64 Tablo 17. Banka Çalışanlarının Yaş değişkenine Göre Dışsal Doyum Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları.......... 65 Tablo 18. Banka Çalışanlarının Yaş değişkenine Göre Duyarsızlaşma Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları...... 66 Tablo 19. Banka Çalışanlarının Yaş değişkenine Göre Düşük Başarı Hissi Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları...67

xi Tablo 20. Katılımcıların Eğitim Düzeyi İle İş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeyleri t Testi...68 Tablo 21. Katılımcıların Statüsü İle İş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeylerine İlişkin One-Way ANOVA Analizi(f testi)....70 Tablo 22. Banka Çalışanlarının Statü değişkenine Göre Toplam Doyum Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları....71 Tablo 23. Banka Çalışanlarının Statü değişkenine Göre İçsel Doyum Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları.......72 Tablo 24. Banka Çalışanlarının Statü değişkenine Göre Dışsal Doyum Puanla İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları.....73 Tablo 25. Banka Çalışanlarının Statü değişkenine Göre Duyarsızlaşma Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları....75 Tablo 26. Katılımcıların Gelir düzeyleri İle İş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeylerine İlişkin One-Way ANOVA Analizi(f testi).....76 Tablo 27. Banka Çalışanlarının Gelir değişkenine Göre Toplam Doyum Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları....78 Tablo 28. Banka Çalışanlarının Gelir değişkenine Göre İçsel Doyum Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları.....79 Tablo: 29. Banka Çalışanlarının Gelir değişkenine Göre Duygusal Tükenme Puanlarına İlişkin Scheffe Analizi Sonuçları......80 Tablo 30. Katılımcıların Çalıştıkları Kurum ile İş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeyleri t Testi....81 Tablo 31. İş Doyumu ve Tükenmişlik Ölçekleri Korelasyon Analizi....84

xii EKLER LİSTESİ Ek 1.Minnesota İş Doyum Ölçeği. 103 Ek 2.Maslach Tükenmişlik Ölçeği 105 Ek 3.Kişisel Bilgi Formu..106

BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ En genel anlamıyla kültür, insanın, doğanın sunduğu hariç, yarattığı her şeydir. Bu kültürel yaratımları gerçekleştiren bitmez tükenmez çabaya insanı yönelten en önemli dinamik, kendisinin, kendi yaşamındaki anlam arayışıdır. Uygarlık, eğer insanın kültürel yaratımının tümü olarak tanımlanırsa, bir anlamda insanın anlam arayışının bir ürünüdür. Söz konusu anlam arayışı, insanı çalışma etkinliği içerisine sokar. Marks, çalışma ya da onun tabiriyle üretme etkinliğinin insan varoluşuna özsel olduğunu düşünür. Buna göre insan, doğayı kendi gerçekliğine dönüştürmesi suretiyle, üreten ve bu etkinliğinin farkında olan bir varlıktır (Marks, 1984, 34). Dolayısıyla çalışma etkinliğinin, insanın temel gereksinimlerini karşılamasının dışında, insanın varoluşuna özsel olması bağlamında psikolojik bir yönünün de olduğu söylenebilir. Nitekim Maslow çalışma etkinliğine dayanan kendini gerçekleştirme faaliyetini (self actualization) ihtiyaçlar hiyerarşisinin en tepesine yerleştirmiştir. İnsan doğasında böyle önemli bir yere sahip olan çalışma etkinliği özellikle sanayi devriminden sonra işletmelere kar sağlayan bir araç olarak görülmeye başlanmıştır. Çalışma etkinliğinin artık, insanı psikolojik ve fiziksel olarak ne kadar tatmin ettiğinden çok, daha çok kar elde etmeye yönelik olarak ne kadar verim elde ettiği daha önemli hale gelmiştir. Böylelikle insanın öz etkinliği olarak çalışma, insanın var olma alanı olmaktan çıkıp insanın istemsiz, zorlama bir etkinliği haline gelmiştir. Daha sonraki süreçlerde örgütler artan rekabet koşullarına ayak uydurabilmek için, çalışma etkinliğinin insanın özsel doğasına ait olduğu gerçeğini gözeterek, çalışan açısından bir takım iyileştirmelere girişmiştir. Hemen belirtilmelidir ki bu girişim çalışanlardan maksimum verim elde etme amacına yöneliktir. Japonya da fabrikalarda insani aktiviteler kurularak başlanan bu girişim, günümüzde iş doyumu adı altında bambaşka bir akademik çalışma alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki günümüzde iyi rekabet edebilmek için çalışanın verimini artırmak isteyen her işletme çalışanların iş doyumunu gözetmek durumunda kalmaktadır.

2 İş doyumu, işgörenlerin sahip oldukları işteki rollerine karşı gösterdikleri duygusal tepkilerdir. İşe karşı gösterilen pozitif (olumlu) tepki iş doyumu, negatif (olumsuz) tepki ise iş doyumsuzluğu olarak adlandırılabilir (Chen, 2007, 73). İş doyumu, özellikle hizmet ağırlıklı çalışan bankacılık sektöründe daha büyük bir öneme sahiptir. Çünkü son derece yorucu bir iş temposunda, farklı müşterilere hizmet veren bu işletmelerde işinden doyum elde edemeyen bir çalışanın verimli ve uyumlu çalışması mümkün değildir. Tükenmişlik ise insanlara hizmet veren mesleklerde çalışan bireylerde gözlenen ve belirtileri duygusal tükenme, hizmet verilen kişilere karsı duyarsızlık ve kişisel başarı duygusunun azalması olan bir durumdur. Tükenmişlik, bireylerin ve örgütlerin her ikisini de ilgilendiren, var olan güç ve kaynakların aşırı kullanılması ve enerji azalmasıyla birlikte çalışanların, verimliliklerini ve etkinliklerini etkileyen faktörlerden biridir (Maslach, Schaufeli ve Leiter, 2001, 397-422). İş merkezli bir yaşam süren ve çeşitli nedenlerle aşırı iş yükü altında kalan bireyler çoğu zaman tükenme duygusuyla karşı karşıya kalmakta ve bazen yoğun olarak hayatın çekilmez olduğunu hissetmektedirler. Bu durum Freudenberger (1974) tarafından tükenmişlik belirtisi olarak tanımlanmıştır. Tükenmişlik belirtileri konulması her zaman çok kolay olmamaktadır. Ancak tükenmişlik oluştuğu andan itibaren bireyler kendilerini duygusal ve fiziksel olarak baskı altında ve kabullenmiş hissettikleri gibi yeniden iyileşme gücünü kendilerinde bulamamaktadır. Bu; bireyin sağlığı, sorunlarla baş etme yeteneği ve kişisel yaşam tarzına zarar vererek iş performansında ciddi bozulmalara neden olmaktadır. Bunun maliyeti yalnızca tükenmişlik yaşayan tarafından değil işinde ve evinde etkilediği herkes tarafından da hissedilmektedir (Ok, 2002, 34). Bu kapsamda, iş doyumunun yüksek olması dolayısıyla düşük tükenmişlik düzeyi; üretkenlik, başarı gibi yönleriyle bireylere yarar sağlarken; verimlilik artışı, düşük personel devir hızı, nitelikli iş görenleri isletmeye çekme gibi yönleriyle de işletmelere katkı sağlamaktadır.

3 Bu çalışmada, banka çalışanlarının iş doyumu ve tükenmişlik düzeyleri ilişkisinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda iş doyumu ve tükenmişlik kavramları incelenmiş ve bu kavramların banka çalışanlarında ne düzeyde yaşandıkları, iki kavram arasında birbirlerinden etkilenme ve pozitif ya da negatif yönde bir ilişkinin olup olmadığı değerlendirilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde iş doyumu kavramı, tanımı, önemi, özellikleri, iş doyumunu etkileyen faktörler, iş doyumunun ilişkide olduğu kavramlar, iş doyumunu açıklayan kuram ve yaklaşımlar, iş doyumunun ölçümü ve iş doyumu ölçekleri incelenmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde, tükenmişlik sendromu, tanımı, belirtileri, tükenmişlik sürecinin gelişmesi, tükenmişlik modelleri, tükenmişlikle mücadele yöntemleri, tükenmişliğin yol açtığı sonuçlar ele alınmıştır. Çalışmanın dördüncü bölümünde ise, kuramsal çerçeveden hareketle, banka çalışanlarının iş doyumu ve tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişkinin saptanmasına yönelik bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Alanya da bulunan banka çalışanları üzerinde anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilen araştırması ile konu incelenmiş; toplanan veriler değerlendirilerek konuya ilişkin bazı çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.

4 İKİNCİ BÖLÜM İŞ DOYUMU 2.1. İş Doyumu Kavramı İş doyumu, birçok yazar ve araştırmacı tarafından değişik biçimlerde tanımlanmıştır. Bütün bu tanımlardan en önemli olan, literatür de en sık rastlanan ve iş doyumu konusunu araştıran kişiler tarafından en çok atıfta bulunulan tanımlar aşağıda belirtilmektedir. İş doyumu insanları çalışmaya sevk eden önemli bir etken, gösterdikleri çabalar sonucunda elde ettikleri başarı umutlarıdır. Bu umutlar gerçekleştiğinde doyum söz konusu olmaktadır. Ortaya konan arzu ve ihtiyaçlar her şeyden önce insanın kendi benliği ile yakından ilişkili olmaktadır. Bu nedenle iş doyumu aynı zamanda bireyin kendi egosunun doyum yolu olarak tanımlanabilmektedir (Eren, 2001, 40-51). İş doyumu kavramıyla ilgili değişik tanımlar yapılmıştır. Buna göre iş doyumunun bir çalışanın işinden aldığı zevkin derecesiyle ilgili olduğu (Mushinsky, 2000, 801-805), bireylerin işlerinden hoşlanma derecesi olduğu (Spector, 1997), iş ortamında çalışanın isteklerinin bir şekilde karşılanması sonucu ortaya çıkan memnuniyeti ifade ettiği söylenmiştir (Eser, 1998, 26). Bir başka görüşe göre iş doyumu, iş şartlarının (işin kendisi, fiziksel ortam, yönetimim tutumu) ya da işten elde edilen sonuçların (ücret, iş güvenliği) iş gören tarafından değerlendirilmesidir. İş doyumu işgörenin normlar, değerler ve beklentiler sisteminden geçerek değerlendirilen iş ve iş koşullarına ilişkin algılarına karşı geliştirdiği tepkilerden oluşmaktadır ( Çekmecelioğlu, 2006, 153-168). İş doyumu, iş görenlerin işlerinden duydukları hoşnutluk ya da hoşnutsuzluktur. İş doyumu işin özellikleri ve bireylerin istekleri birbirine uyduğu zaman gerçekleşmektedir.

5 Yapılan çeşitli tanımlardan da anlaşılacağı üzere iş doyumu kavramı ile ilgili tanım birliği bulunmamaktadır. Ancak bu araştırmada iş doyumu, iş görenlerin işlerine karşı gösterdikleri duygusal tepkilerdir tanımı dikkate alınmaktadır. 2.2. İş Doyumunun Önemi İş doyumu hem bireysel hem de örgütsel açıdan önemlidir. Birey açısından bakıldığında iş, bireyin yaşamında önemli bir yer tutmaktadır. Günün büyük bir bölümünün işte geçmesi, doğal olarak bireyin her türlü gereksinimlerinin karşılanmasını iş ortamından beklemesine neden olmaktadır. Bu durum, çalışanın genel yaşam doyumunu, fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. İş doyumsuzluğu aynı zamanda işe devamsızlık, kayıtsızlık, olumsuzluk, işi yavaşlatma, işten ayrılma v.b. hizmeti olumsuz etkileyecek örgütsel sonuçlara yol açmaktadır (Bardakçı ve Serinkan, 2009,115). İnsanlar kişisel yeteneklerini ortaya koymak ve gerçekleştirmek istemektedir. İş doyumu elde edemeyenler hiçbir zaman psikolojik olgunluğa erişememekte ve iş doyumunun sağlanamaması bireyleri hayal kırıklığına uğratmaktadır. İş doyumundaki boşluk, işten soğuma, düşük moralin, düşük verimliliğin ve sağlıksız bir topluma gidişin nedenini oluşturmaktadır. Organizasyonlarda iş görenlerin iş doyumun düşük olması diğer bir ifade ile iş tatminsizliğinin yaşanması sadece bireysel anlamda olumsuz sonuçlar doğurmayacaktır. Olayın örgütsel sonuçlarına baktığımızda iş görende işe gitmede isteksizlik, örgütten ayrılma, yetersizlik duygusu, işbirliği sağlayamama, işte hata yapma, işten uzaklaşma isteği, isabetsiz kararlar verme ile nitelik ve nicelik düşmesi yaşanabilecektir. Çalışanların işlerinden doyum sağlamaları işletmelerin faaliyetlerini gerçekleştirmesine yardımcı olmaktadır. İş doyumuna ulaşmış birey işyerinde olumlu davranışlar içinde olmaktadır. 2.3. İş Doyumunun Özellikleri İş doyumunun dört önemli özelliği bulunmaktadır:

6 1. İş doyumu, iş ile ilgili farklı tutumları temsil etmektedir. Diğer bir deyişle, iş görenler işin belirli boyutlarına karşı olumlu tutumlara sahipken, diğerlerine karşı olumsuz tutumlara sahip olabilirler. Bu nedenle genel iş doyumu bulunurken, iş doyumunun farklı boyutları incelenmelidir ( Akıncı, 2002, 1-25). 2. İş doyumu derecesi, genellikle çıktıların, beklentileri ne ölçüde karşıladığına bağlı olmaktadır (Luthans, 1995, 3). 3. İş doyumu, iş ortamında oluşan duruma karşı verilen duygusal yanıt olmaktadır. Bu nedenle görülememekte, sadece hissedilmekte ya da ifade edilmektedir. 4. İş doyumu dinamik bir kavramdır. Bir kez iş doyumunun sağlanması sürekli aynı seviyede tutulabileceği anlamına gelmemektedir. İş doyumu hızla elde edilebildiği gibi hızla da iş doyumsuzluğuna dönüşebilmektedir (Akıncı, 2002, 1-25). İş yerindeki fiziksel, bireysel, kişiler arası ve kurumsal faktörler iş görenlerin iş doyumundaki yükselme veya düşmelerle yakından ilişkili olmaktadır. 2.4. İş Doyumunu Etkileyen Faktörler İş doyumu, iş hakkındaki olumlu ve olumsuz duygu ve tutumlarla ilgili olmakla birlikte pek çok faktöre de bağlı olmaktadır. Bireysel özellikler de iş doyumunu etkilemektedir. Motivasyonun ve işle ilgili isteklerin/beklentilerin yüksek olması da işe yönelik tutumları etkilemektedir. Bazı çalışanlar için iş doyumu kararlı ve durağandır; işin özelliklerinden bağımsız olmaktadır. Statü, ücret, çalışma koşulları ve hedeflerdeki değişiklikler bu insanların iş doyumlarını çok az etkilemektedir. Mutluluğa (doyum) ya da mutsuzluğa (doyumsuzluk) yönelik kişisel eğilimler koşulları çok az değiştirmektedir (Schultz ve Schultz, 1998). Lam (1995), çalışanların doyum ve doyumsuzluğuna yol açan bazı faktörleri saptamıştır. İş doyumunu etkileyen bu faktörler bireysel ve örgütsel olarak iki gruba ayılmaktadır. 2.4.1. Bireysel Faktörler İş doyumu, kişinin bir duygusal durumu olduğuna göre, her kişiye özgü olan değerler, beklentiler, yaş, cinsiyet, eğitim ve tecrübe gibi ferdi niteliklere bağlı olarak; algıların, yargıların ve dolayısıyla iş doyumu/doyumsuzluğunun olmasında etkili

7 farklılıklar olduğundan dikkate alınmaları gerekmektedir. Bireysel faktörler, değerler, beklentiler, cinsiyet, kişilik, eğitim, zeka, statü, tecrübe, sosyo-kültürel çevre olarak sıralanabilmektedir. 2.4.1.1. Beklentiler Bazı teorisyenler, iş tatminini ve tatminsizliğini, bireyin işinden beklediği ile çevresinin kendine ne imkân verdiği veya o çevreden ne elde ettiği arasındaki farkın derecesi ile tanımlandığını ileri sürmektedir. Beklentiler duygusal reaksiyonlarımıza dolaylı olarak etki etmektedir. Araştırmacıların çoğu, beklenmedik başarı ve başarısızlık üzerine yaptıkları araştırmada deneklerin çoğunun beklenen başarısızlığı, beklenmeyen başarıya tercih ettiklerini saptamışlardır (Hışman, 2003,38). 2.4.1.2. Cinsiyet Kadın ve erkek çalışanlar arasında iş doyumu farklılıklarını ele alan çalışmaların sonuçları arasında bir tutarlılık bulunmamaktadır. Bazı çalışmalarda kadın ve erkek çalışanların iş doyumu arasında açık bir fark bulunmazken, bazı çalışmalarda da fark bulunmuştur (Schultz ve Schultz, 1998). Hulin ve Smith (1964) 295 erkek ve 164 kadın katılımıyla yaptığı araştırmada kadın çalışanların iş doyumunun, erkek çalışanlara göre daha düşük olduğu sonucuna varmışlardır. Ancak bu durum, cinsiyet faktöründen ziyade, kadınların erkekler aynı işi yapmalarına rağmen onlara kıyasla daha düşük ücret almaları ve aynı ödülleri kazanmak için daha ağır çalışmaları gerektiğini hissetmelerinden kaynaklanmaktadır (Yelboğa, 2007). Kim (2005) tarafından Kore de yapılan bir çalışmada ise, kadın çalışanların erkek çalışanlara göre daha yüksek iş doyumuna sahip oldukları bulunmuş olup, bunun nedeni de kadınların işleri hakkında daha az beklentiye sahip olabilecekleri şeklinde açıklanmıştır. İkinci bir neden de kadın çalışanların, hoşnutsuzluklarını ifade etmemeleridir. Ülkemizde yapılan bazı çalışmalara bakıldığında da birbiriyle tutarlı sonuçlara ulaşılamamış olduğu görülmektedir. Çarıkçı (2004) tarafından yapılan bir araştırmada kadın çalışanların iş doyumunun, erkek çalışanların iş doyumundan düşük olduğu belirlenmiştir. Çarıkçı, kadın çalışanlarda doyumsuzluk yaratan faktörün çalışma saatlerindeki düzensizlik olduğunu belirtmiştir. Şahin (2003) ün yaptığı araştırmada iş doyumunun cinsiyete göre farklılık göstermediğini tespit etmiştir.

8 2.4.1.3. Yaş Genel olarak, iş doyumu yaşla birlikte artmaktadır. Gençlerde daha düşük iş doyumu görülmektedir. Çünkü genç insanların çoğu sorumluluk duydukları ve kendilerini yeterli hissettikleri bir iş bulmakta başarılı olmadıkları için ilk işlerinde hayal kırıklığına uğramaktadır (Schultz ve Schultz, 1998). Yaşlı olan çalışanların yaş-iş doyumu ilişkisi açısından bazı avantajları bulunmaktadır. Yaşlı olan çalışanlar, arzu edilen iş koşullarıyla var olan iş koşulları arasındaki karşılaştırmayı daha sağlıklı yapabilmektedir. Yaşı daha büyük olan çalışanlar, daha yüksek maaş almakta ve daha fazla o işte çalışmış olduklarından daha fazla ödül almaktadırlar (Spector, 1997). Bu nedenle, daha yaşlı çalışanların iş doyumları daha yüksek olmaktadır. Herzberg ve arkadaşlarına göre ise, yaş ve tatmin arasında U seklinde bir ilişki mevcuttur. Böyle bir ilişkiye göre çalışanların 25 yaş öncesi ile 45 yaş sonrasında iş tatmin düzeyleri yükselmektedir. Yani iş tatmini, işe ilk girişte yüksek, fakat sonra düşmektedir. İşteki kariyer yükseldikçe tatmin düzeyi de yeniden artmaya başlamaktadır. 2.4.1.4. Kişilik Kişilik, insanların önemli bireyselliklerini seçmelerine yardım etmektedir. Birçok bilimsel araştırma, çalışma yaşamı ile kişilik arasında bir etkileşimin olduğunu göstermektedir. Yine araştırmalara göre işlerine daha iyi uyum sağlayan ve duygusal dengesi daha iyi olan çalışanların iş doyumları daha yüksek olmaktadır. Kişiliğin birçok yönleri, insanların örgüt içindeki davranışların da kendisini göstermektedir. Bireyin davranışları, onun içinde yaşadığı ortam ve çevresindeki bireyler arasındaki sürekli etkileşim sonucu oluşması nedeniyle bireyin kişiliği iş çevresinden etkilendiği gibi aynı zamanda birey kişiliği ile iş çevresinin etkilemektedir (Aytaç, 2001, 77). Holland a göre yapılan iş ile kişilik arasında doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. Birey eğer kendine uygun işlere yönelirse başarısı yükselecektir. Bireyin değerleri, ihtiyaçları ve motivasyonunu içeren kişiliği, iş çevresinde önemli bir etmendir (Dessler, 1985, 68). George (1990) kişilik özellikleri olarak olumlu ve olumsuz duygu durumundan

9 söz etmektedir. Olumlu duygu durumu bireyin genel anlamda sağlıklı olduğuna, dış dünya ile etkili bir iletişim sağladığına yani pozitif duygu durumu yaşadığına işaret etmektedir. Oysa olumsuz duygu durumuna sahip bir birey ise kaygılı olmakta sürekli bir gerginlik yaşamakta ve üzüntülü ruh haline sahip olduğu gibi negatif bir duygu durumu yaşamaktadır. Ancak iş doyumu ile duygusal denge arasında ilişki olmasına karşın, aradaki neden-sonuç ilişkisi net olmamaktadır. Duygusal dengenin mi yoksa iş doyumunun mu önce geldiği açık olmamaktadır. Duygusal dengesizlik yaşamın her alanında hoşnutsuzluk nedeni olmakta ve uzun süreli iş doyumsuzluğu duygusal uyumda yetersizliğe neden olmaktadır. Olumsuz duygusallık iş doyumu ile ilişkili olan bir kişilik değişkenidir. Olumsuz duygusallık, bireyin pek çok durum karşısında depresyon gibi olumsuz duygular yaşama eğilimi olarak ifade edilmektedir. Olumsuz duygusallığı yüksek olan çalışanların işlerine karşı da olumsuz bir yaklaşımları bulunmakta ve iş doyumsuzluğu yaşamaktadırlar (Spector, 1996, 47). Bazı araştırmacılara göre, genelde iş doyumsuzluğu yaşayan çalışanlar çevreye uyum sağlayamayan, insan ilişkileri zayıf, fazla sinirli olan, kişisel konumlarından hoşnut olmayan bireyler olmaktadır. 2.4.1.5. Eğitim Eğitim, iş doyumunu etkileyen en önemli faktörlerden birisi olmaktadır. Burada önemli olan, eğitim doğrultusunda ortaya çıkan bilgi birikimi, çalışma değerleri, özlem düzeyleri, örgütsel beklentiler gibi faktörlerle, yapılan işin sağladığı ortam ve olanaklar arasında dengenin sağlanması olmaktadır. Örneğin, bazı işlerde yüksek öğrenimli çalışanların, orta-lise ve ilkokul düzeyinde eğitim almış çalışanlara göre iş doyum düzeyleri daha düşük olmaktadır. Bu durum, eğitim düzeyi yüksek olan çalışanların yüksek ücret beklentisi olması ve bunun karşılanmamasından kaynaklanmaktadır. Bazı araştırmalarda da, eğitim düzeyi yüksek olan çalışanların iş doyum düzeylerinin, eğitim düzeyi düşük olanlara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, örneklemde ki eğitim düzeyi yüksek olan çalışanların örgütsel ödüllere daha çok ulaşmasına ve daha çok ücret almalarına dayandırılmaktadır (Öztürk, 2001, 334).

10 2.4.1.6. Zeka Zeka, yapılan işle ilgili olarak ele alındığında iş doyumunda önemli bir etken olmaktadır. Birçok iş ve meslekler belirli bir zeka seviyesi gerektirmekte ve bunun altında ya da üzerinde zekaya sahip kişiler bu işlerden doyum elde edememektedir. 2.4.1.7. Statü Statü, bireye toplumda başkalarının atfettiği değerlerden oluşan bir kavramdır. Çalışılan mevki ne olursa olsun, yapılan işin takdir edildiğini görmek, kalifiye bir çalışan olarak kabul edilmek hemen hemen her çalışanda iş doyumu yaratmaktadır. (Eren, 2006, 40-51). Mesleki statü yükseldikçe iş doyumu da artmaktadır. Üst düzeyde olanların alt düzeyde olanlara göre iş doyum düzeyi daha yüksek olmaktadır. Bunun nedeninin, üst düzeydeki çalışanların daha yüksek ücretli, kişisel beklentilere daha fazla cevap veren işlerde çalışmaları olduğu görülmektedir. 2.4.1.8. Tecrübe Yapılan birçok araştırmada, mesleki çalışma süresi arttıkça işten duyulan tatmininde arttığı görülmektedir. Bu durum, işten beklentilerin daha gerçekçi temellere oturmaya başlaması, kişinin kendisini iş ortamına uydurması, yüksek pozisyonlarda ücret ve çalışma şartlarının iyi olmasından kaynaklanmaktadır (Bingöl, 1996). Çalışma yaşamına yeni başlayan, iş tecrübesi az olan bireylerin genelde gerçekçi olmayan beklentileri bulunmakta ve zamanla bu beklentileri karşılanmayınca iş doyumsuzluğu yaşamaktadırlar. Sonuç olarak eğitim, zekâ, yaş, mesleki konum ve tecrübe gibi değişkenler birbirinden soyutlanamadığından bunların birebir etkileri net olmamaktadır. 2.4.2. Örgütsel Faktörler Örgütsel faktörler, bireysel faktörlerle etkileşim göstererek çalışanların iş doyumları üzerinde etkili olmaktadır. İş doyumunu etkileyen örgütsel faktörler, ücret, stres, işin niteliği, çalışma arkadaşları, güvenlik olarak sıralanabilmektedir.

11 2.4.2.1. Ücret İş doyumu konusunda ücretin önemi işten işe değişebilmektedir (Schultz, 1970, 99). Çalışanlar kazanmayı düşündükleri ile kazandıkları ücreti kıyasladıklarında birbiriyle tutarlı olduğunu düşünüyorsa iş doyumu ortaya çıkmaktadır. Yani, yaptığı işin karşılığında beklediği ücreti alan çalışan, iş doyumu duymaktadır. 2.4.2.2. Stres Stres, farklı kişiler üzerinde değişik etkileri olan bireyin endişe, üzüntü, gerilim ve baskıya yol açan duyguları yaşaması olarak tanımlanmaktadır. Stres çalışanda iş doyumsuzluğu yaratmaktadır. 2.4.2.3. İşin Niteliği Çalışanlar, kendilerinin beceri ve yeteneklerini kullanma fırsatı veren işleri tercih etme eğilimdedirler. Tekrarlanan işlerin sayısı azaldıkça genellikle iş tatmin düzeyi artmaktadır. Çalışanlar aşırı baskı altında çalışmayı sevmemekle birlikte her konuda işlerine karışılmasından, kendilerine emir verilmesinden de hoşlanmamaktadırlar. Çalışanların büyük bir çoğunluğu benlik duygularını tatmin etmek amacıyla bağımsız çalışma ve inisiyatif kullanma ihtiyacına önem vermektedir. Çalışanlar kendilerine yeteneklerini kullanma olanağı veren, çok yönlü ve özel nitelikler gerektiren işler yaptıkça ve kendilerine başarılı oldukları şeklinde geri bildirim geldikçe iş doyumu elde etmektedirler. 2.4.2.4.Çalışma Arkadaşları Çalışanın, çalışma arkadaşlarına ve çalıştığı gruba kendisini ait hissetmesi iş doyum düzeyini etkilemektedir. Çalışma arkadaşları, kişinin iş doyumunu kişi işinde ya da örgütte yeni olduğunda güçlü bir şekilde etkilemektedir. Çünkü çalışan işe yeni başladığında işle ilgili neleri yapması ve neleri yapmaması gerektiğini bilmemektedir. Çalışma arkadaşları bu nedenle çalışanların iş doyumunu etkilemektedir (George, Jones, 1996, 23). Çalışanın başarılı sayılan bir grup içerisinde yer alması, hayat görüşü kendisine uygun insanlarla birlikte çalışması iş doyumunu artırmaktadır. Bu nedenle çalıştığı işletmede dostlar ve destekleyici iş arkadaşları bulan çalışanın iş doyumu artmaktadır.

12 2.4.2.5. Güvenlik İş güvenliğinin olması, çalışan için ayrı bir iş doyum faktörü olmaktadır. Çalışanlar işinde güvenlik unsurunun tam olarak var olduğuna ve kendisine değer verildiğine inanıyorsa, bu durum çalışanın işinden doyum elde etmesine yardımcı olacaktır. Çalışan, işinde güvenlik olmadığı ya da ihmal edildiği hissine kapılırsa motivasyonu kaybolmaktadır. İş güvenliği aynı zamanda, örgütün çalışanlarına sürekli ve kalıcı bir çalışma ortamı sağlamasını ifade etmektedir. 2.5. İş Doyumunu Açıklayan Kuram ve Yaklaşımlar Çalışanların iş yaşamlarındaki doyumlarını ya da doyumsuzluklarını ortaya koymak amacıyla birçok literatür çalışması yapılmış ve bu çalışma sonuçlarından hareketle ilgili kuram ve yaklaşımlar üretilmiştir. Yapılan tüm bu çalışmalarda iş doyumu genel olarak işe yönelik tutumların anlamıyla eş değer olarak düşünülmektedir. Bu çalışmada da belirtildiği gibi, işle ilgili tutumlar içsel faktörler (kişisel özellikler) tarafından ya da dışsal faktörler (kişiyi etkileyen çevresel güçler) tarafından belirlenebilmektedir. Yani iş doyumu birbirinden farklı birçok faktör ile etkileşim içinde olmaktadır. Bu faktörlerden biri ve en önemlisi motivasyondur. Motivasyon, bireyi istenilen doğrultuya yönlendiren, belirli bir amaç için harekete geçiren güç olarak tanımlanabilmektedir. Motivasyon iş görenlerin isteklendirilmeleri ve bu sayede kişisel ihtiyaçlarını en iyi şekilde doyuracaklarına inanmaları sağlama süreci olarak ifade edilmektedir ( Ataman, 2002). Mesleğinde maddi ve manevi doyuma ulaşamayan çalışan, işine yoğunlaşamamakta ve verimli çalışamamaktadır. Bu nedenle, iş doyumu ile yakından ilişkili olan motivasyonun da incelenmesi gerekmektedir. Motivasyon ile iş doyumu arasında ve iş doyumu ile tükenmişlik arasında bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Bu düşünceye göre, çalışanların motivasyonu artınca iş doyumları artmakta, iş doyumlarının da artmasıyla da tükenmişlik düzeyleri azalmaktadır. Bu varsayımdan yola çıkarak aşağıda motivasyon ve iş doyumu ile ilgili kuram yaklaşımlar açıklanacaktır. Bu kuram ve yaklaşımlar açıklanması iş doyumunun içerik (kapsam) teorileri ve iş doyumunun süreç teorilerine dayandırılacaktır.

13 2.5.1. İçerik Teorileri (Kapsam Teorileri) İçerik teorileri, çalışanı harekete geçirerek, güdüleyen faktörlerin neler olduğunu belirlemektedir. Ayrıca içerik teorileri, çalışanı iş doyumuna yönelten ihtiyaçları tek tek göstermektedir. Maslow un İhtiyaçlar teorisi, Herzberg in Motivasyon- Hijyen teorisi ve Alderfer in VİG ihtiyaçları teorileri içerik teorilerine örnek teşkil etmektedir. 2.5.1.1. Maslow un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi Maslow (1950) a göre bireyin motivasyonun temelinde ihtiyaçlar bulunmakta ve birey ihtiyaçlarını karşılamak için harekete geçmektedir. Maslow, insan gereksinimlerinin hiyerarşik bir düzen içinde ve temel fizyolojik gereksinimlerden kendini geliştirmeye doğru bir gelişme gösterdiğini savunmuştur. Bu yaklaşıma göre kişinin gereksinimleri beş ana grupta toplanmaktadır (Fındıkçı, 2000, 23). Bireylerin ihtiyaçları, en alt basamaktan başlanarak, fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyacı, ait olma ihtiyacı, saygınlık ihtiyacı, son olarak da kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarından oluşmaktadır. Maslow a göre giderilen bir ihtiyacın artık güdüleyici özelliği kalmamaktadır. Bu durumda sonraki ihtiyaç düzeyi bireyi güdülemektedir. Böylece çalışan her zaman aktif bir ihtiyaca sahip olmaktadır. Bu nedenle uzun dönemli iş doyumu mümkün olmamaktadır. Bu teoriye göre, farklı insanlar farklı koşullarda güdülenebilmektedir. İş doyumunu belirleyen ana neden, çalışanın ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmamasıdır. Çalışan ihtiyaçları karşılandığı oranda doyum elde etmektedir. Maslow a göre çalışanın gösterdiği her davranış, onun sahip olduğu belirli ihtiyaçların giderilmesine yönelik olmaktadır. Giderilmeyen ihtiyaçlar davranışı etkilemekte, giderilenler ise güdüleyici olmamaktadır. İhtiyaçları karşılanan çalışan olaylara olumlu açıdan bakabilirken, ihtiyaçları karşılanmamış olan çalışan ise olayları olumsuz görmektedir. Teoriye göre, bir örgüt çalışanın ihtiyaçlarını ne oranda karşılıyorsa, çalışanda o oranda işinden doyum alıyor demektir. Bu teori bireylerin iş yaşamları ile ilişkilendirildiğinde, çalışanların fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için bir işe girdiklerini, işsiz kalma durumuna karşı güvenlik ihtiyaçlarını sigorta, sendika ve tasarruf yoluyla karşıladıkları, sosyal bir varlık olmanın getirdiği ait olma ihtiyaçlarını anlaşabildikleri iş grupları içinde çalışarak, sendika, kulüp ve dernek kurarak karşıladıkları, saygınlık ihtiyaçları için müşterilere hizmet

14 sunarak takdir kazandıkları dolayısıyla kendilerine güvenlerini geliştirerek bir mevki sahibi oldukları, kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarını karşılamak üzere iş yerinde yaratıcılıklarını kullanıp kendilerini gösterdikleri söylenmektedir (Sun, 2002). Tüm bunlardan hareketle, iş ortamında çalışanın ihtiyaçları karşılandığı takdirde iş doyumundan söz edilmektedir. Örgütsel bazda iş doyumu ele alındığında Maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisinin örgütlere uyarlaması Tablo 1 de verilmiştir. Tablo 1. Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisinin Örgütlere Uygulanması İhtiyaç Düzeyi Genel Duyum Etkenleri Örgütsel Etkenler Fizyolojik Yeme, içme, seks, uyku Ücret, ödemeler, iyi çalışma ortamı Güvenlik Rahatlık, güvenlik, Güvenli çalışma şartları, örgütsel devamlılık, desteklenme olanaklar, iş güvenliği Sosyal Sevgi, iyi ve sıcak Beraber iyi çalışan guruplar, arkadaşça ilişkiler, ait olma denetim, profesyonel ilişkiler Saygınlık Kendine güven, kendine Sosyal tanınma, unvan, yüksek statülü saygı, prestij, statü iş, işten alınan geri besleme Anlamlı bir iş, yaratıcılık için Kendini Gelişme, ilerleme olanaklar, işte amaçlara ulaşma, Gerçekleştirme yaratıcılık örgütte ilerleme Kaynak: Çetinkanat, C. ( 2000), Örgütlerde Güdülenme ve İş Doyumu, Ankara: Anı Yayıncılık, s.15 2.5.1.2. Herzberg in İkili Faktör Teorisi Herzberg de tıpkı Maslow gibi motivasyonun temelinde yine gereksinimlerin olduğunu savunmaktadır. Bu teoride, iş unsurlarının, iş doyumu üzerindeki etkilerine odaklanılmaktadır. Herzberg ve arkadaşları, 200 mühendis ve muhasebeciden oluşan bir grupla görüşerek, onlara geçmişte işlerinden ve çalıştıkları zamanlardan kendilerini özellikle doyumlu ve motive olmuş hissettikleri zamanları ve de tam tersini hissettikleri durumları anımsamalarını, daha sonra ise bu hissedilenlerden iyi ve kötü duygularının neler olduğunu tanımlamalarını istemiştir. Alınan cevaplar içerik analize tabi tutulmuş ve sonuçta çalışanların iş doyumu ve doyumsuzluğuna ilişkin verdikleri cevaplardan iki farklı boyutun varlığı tespit edilmiştir (Moorhead ve Griffin, 1986,).

15 Bu iki boyut, koruyucu (hijyen ) faktörlerini ve motive edici faktörlerini ifade etmekte ve bunlar iş yerindeki insanları farklı şekillerde etkilemektedir. Buna göre, çalışanın iki grup ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyaçlardan motive edici ihtiyaçlar, işin kendisiyle, işin ne kadar zor olduğu ile ilgili olup, başarı ve tanınmayı içermektedir. Sorumluluk, işteki özerklik, ilgi çekici iş gibi unsurlar motive edici ihtiyaçları ifade etmektedir. Hijyen ihtiyaçlar ise, işin fiilen yapıldığı yerdeki fiziksel ve psikolojik ortamla ilgili olmaktadır. Bu araştırma, iş doyumunun esas kaynağının işin kendisi olduğu görüşüne odaklanmaktadır. Herzberg, motive edici ihtiyaçlar, hijyen ihtiyaçları ve iş doyumu arasındaki ilişkiyi şu şekilde ifade etmektedir: Motive edici ihtiyaçlar karşılandığında çalışanlarda doyum algılanacak, karşılanmadığında ise, doyumsuzluk algılanmayacaktır. Hijyen ihtiyaçları karşılandığında ise, çalışanlarda doyumsuzluk algılanmayacak, karşılanmadığında ise çalışanlarda doyumsuzluk algılanacaktır. Herzberg e göre, doyum ve doyumsuzluk iki ayrı boyut olmaktadır. Çalışanın doyum sürecinde olması onun güdeleyici ihtiyaçlarının karşılandığı, doyumsuzluk sürecinde olması ise, hijyen ihtiyaçlarının karşılanmaması ile ilgili olmaktadır. Herzberg e göre, çalışan işinden aynı anda doyumlu ve doyumsuz olabilmektedir 2.5.1.3. Clayton Alderfer- ERG Teorisi Maslow un modelini modern zamanlara uyarlayan Alderfer, ihtiyaçları üç temel gruba ayırmaktadır: Varoluş ihtiyaçları: Fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarıdır. Aidiyet İhtiyaçları: Başkaları ile bir arada bulunma, sosyal ilişkilerde bulunma ihtiyaçlarıdır, Gelişme ihtiyaçları: Kişisel olarak kendini geliştirme, yeteneklerini artırma ihtiyaçlarıdır. Erg Teorisi, Maslow ve Herzberg den farklı olarak, ihtiyaçların belirli bir sıra izlemekten çok birbirlerinin tamamlayıcısı olduğunu, herhangi bir ihtiyacın bireyi

16 motive etmesi için bir alt gruptaki ihtiyacın tatmin edilmiş olma zorunluluğunun bulunmadığını ifade etmektedir. 2.5.1.4. Mc Clelland ın Başarı-Güç Kuramı McClelland ın bu yaklaşımın temelinde başarma ihtiyacı, güç ihtiyacı ve bağlılık kurma ihtiyacı bulunmaktadır. Başarma ihtiyacı bireyin başarıya verdiği önem ve değer boyutunu ifade etmektedir. Güç ihtiyacı başkalarını etkileme, prestij oluşturma ve bunu koruma ihtiyacını ifade etmektedir. Bağlılık kurma ihtiyacı ise, başkaları ile ilişki kurma, gruba girme ve sosyal ilişkileri geliştirmeyi ifade etmektedir (Koçel, 2005). Başarma İhtiyacı; kişinin kendisine ulaşılması güç olan amaçlar belirleyerek bunlara ulaşmaya çalışması ile ilgili olmaktadır. Bazı insanlar için elde ettikleri basarı, bu basarının sonucunda elde edecekleri ödülden daha önemli olmaktadır. Bilinmeyeni keşfetme, daha önce kimse tarafından elde edilmeyen bir skoru elde etme, herhangi bir isi daha önce yapılmadığı kadar iyi yapma başarma ihtiyacına yönelik olmaktadır. Güç kazanma ihtiyacı, insanın çevresine egemen olma isteklerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle insanlar ve gruplar çevresel ilişkilerin de etkinliklerini artıracak ve seslerini duyuracak her türlü araca başvurmaktan çekinmemektedir. Üstün olmak ve başkalarının iş ve faaliyetlerini kontrol altına almak için başvurulacak tüm çabalar kişileri başka insanlarla çekişme ve çatışmaya itebilmektedir. Bu tehlike insanın güçlü olma arzusunu belirli ölçüde frenlemektedir. Bu nedenle, bu gereksinimin şiddeti insandan insana oldukça farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır (Eren, 2001). Bağlılık İhtiyacında ise, kişiler arası ilişki kurma ve geliştirmeye önem verilmektedir. İyi bir takım çalışması ve kendi kendini yöneten takımlar oluşturabilmek için ilişki kurma gereksinimi yüksek iş görenler gerektirmektedir. Kişiler arası ilişkilerden kaçınan, bağımsız çalışmayı tercih eden iş görenler, etkin bir takım üyesi olmamaktadır.

17 2.5.2. Süreç Teorileri Bu teori, çalışanların iş sonuçlarına ulaşmak için belirli davranışsal özellikleri neden seçmeleri gerektiğini araştırmaktadır. Burada iş doyumunu değerler, beklentiler ve ihtiyaçlardan ve bunları etkileşiminden yola çıkarak araştırmaktadır. Bireyin davranışlarını onun dışından kaynaklanan faktörlerle açıklamaya çalışmaktadır. 2.5.2.1.Vroom un Beklenti Teorisi Kişisel farklılıkların motivasyondaki önemini ele alan teorilerin en önemlisidir. Bu teoriye göre, motivasyon şu üç faktörün bir ürünü olmaktadır: Değer (Valence): Çalışanın kazanılması olası getiri ve ödüllere verdiği değerleri ifade etmektedir. Her çalışanın farklı ödül ya da getirilere atfettiği değerleri göstermektedir. Araçsallık (Instrumentality) : Çalışanın görevi tanımlar tanımlamaz, vaat edilen ödülü alacağına olan inancını ifade etmektedir. Beklenti (Expectancy): Çalışanın sarf edeceği efor sonucunda işini tamamlayabileceğine olan inancının kuvvet derecesini ifade etmektedir. Sonuç olarak, çalışanın davranışa güdülenebilmesi için ihtiyaçlar yeterli olmamaktadır. Çalışanın aynı zamanda bir beklentiye sahip olması gerekmektedir. Çalışanların emek ve çabaları karşılığında işten elde etmeyi bekledikleri değerler, ödüller ve amaçlar bulunmaktadır. Bu beklentiler karşılandığında iş doyumu ortaya çıkmaktadır. Çalışanların iş ve iş ortamından elde ettiği sonuçlar, elde etmeyi beklediklerinden daha düşükse iş doyumsuzluğu ortaya çıkmaktadır. Çalışanın bir sonuç için istekli olması ve göstereceği çaba ile bu sonuca ulaşabileceği beklentisi onu yüksek performansa yönelterek doyuma ulaşmasını sağlamaktadır (Kuşluvan ve Kuşluvan, 2005). 2.5.2.2. Locke un Değer Kuramı Locke, iş doyumunu ihtiyaçlarla değil, çalışanın işine ilişkin değerli gördüğü iş sonuçlarını elde etme durumuna göre açıklamaktadır. İş, çalışanlara çalışma koşulları, ücret, terfi fırsatları sağlamaktadır. İşte bu nokta da işin sağladıkları ile çalışanın değer

18 verdikleri uyuyorsa iş doyumu sağlanmaktadır. Değer teorisine göre, çalışan için işle ilgili faktör ne kadar önemli ise, onun doyumu üzerinde o kadar fazla etkiye sahip olmaktadır. İhtiyaç teorileri ise, bütün çalışanların doyumunun az sayıdaki temel ihtiyaçların karşılanmasına dayandığını ileri sürmektedir. Ama değer teorisinde çalışanın değerleri, duruma başka bir boyut katmaktadır. Çalışanların doyumu değerlerin farklılaşmasıyla farklı olmaktadır. Buna göre değerli görülen sonuçlar, değerli olarak görülmeyen sonuçlara göre iş doyumu üzerinde daha fazla etkiye sahip olmaktadır. 2.5.2.3.Porter- Lawler in Geliştirilmiş Beklenti Kuramı Porter ve Lawler (1968) tarafından geliştirilen bu modele göre, iş doyumu performans ve adil olarak verilen ödüllerle ilgili olmaktadır. Bireyin işte göstermiş olduğu performans ödüllendirilmekte ve ödüller doyuma yol açmaktadır. Bu ödüldoyum ilişkisi bireyin adalet algısı tarafından düzenlenmektedir. Birey kendi çabaları sonucunda aldığı ödülü diğer bireylerin çaba ve ödülleri ile kıyasladığında kendisine adil davranılmadığını düşündüğünde iş doyumsuzluğu ortaya çıkmaktadır. Porter ve Lawler, ayrıca, örgütlerde bireylerin güdülenme, çaba ve başarısını olumsuz biçimde etkileyen rol çatışmalarının bulunduğunu belirtmektedir. Rol çatışmaları, örgütlerde görev tanımlarının iyi yapılmadığı, yetki ve sorumlulukların açıkça belirlenmediği durumlarda ortaya çıkmaktadır. Rol çatışmalarının en az olduğu örgütlerde güdülenme kolaylaşmaktadır (Eren, 1993) Yetenekler İçsel Ödüller Güdüleme Çaba Başarı Doyum Dışsal Ödüller Geçmiş yılların deneyimler Pratik Zeka ve Rol Algılama Örgüt Yapısı ve Görevlerin Belirginliği Algılanan Ödül Adaleti Şekil 1. Porter ve Lawler in Beklenti Kuramı Kaynak: Eren, C. ( 1993), Yönetim Psikolojisi, İstanbul: Beta Yayın, s.357

19 2.5.2.4. Adams ın Eşitlik Kuramı Adams, ödülün çalışanları sürekli güdülemek ve teşvik etmek bakımından çok önemli olduğunu savunmaktadır. Bireyler kendilerine verilen ödülleri daima karşılaştırmakta ve kendilerine uygun görülen ödüllerin benzer başarıyı gösteren kimselere ne oranda eşit olduğunu saptamaya çalışmaktadır (Eren, 2000, 538). Karşılaştırma sonucu eğer farklı bir durum varsa o zaman birey eşitsizliği ortadan kaldırmak için çalışmaktadır. Çalışanın iş başarısı ve tatmin olma derecesi çalıştıkları ortamla ilgili olarak algıladıkları eşitlik veya eşitsizliğe bağlı olmaktadır (Luthans, 1995, 197) Eşitlik teorisinin dört temel kavramı bulunmaktadır: (Öznur, 2001) Kişi: Eşitliği ya da eşitsizliği algılayan kişidir, Diğer Kişi: Ödül ve katkı anlamında karşılaştırma yapılan kişidir, Ödüller: Kişinin çalışması karşılığı elde ettiği, ücret, yan ödemeler, statü, iyi çalışma koşulları gibi ödüllerdir, Katkılar: Kişinin işine taşıdığı eğitim, zeka, deneyim, yetenek emek gibi bireysel özelliklerdir. Denklik kuramı, çalışanlara örgüt tarafından eşit bir şekilde davranıldığı takdirde çalışanların daha iyi bir performans sağlayacağı ve güdülenebileceğini eşitsiz bir şekilde davranıldığında güdülenmenin bundan olumsuz etkileneceğini ve performansının düşebileceğini ortaya koymaktadır. 2.6. İş Doyumun Ölçümünde Kullanılan Araçlar İş doyumu ile kuramlardan hareketle, iş doyumunu ölçmek amacıyla birçok ölçek geliştirilmiştir. Bu ölçeklerden en çok kullanılanları açıklanmaya çalışılmıştır. 2.6.1.Porter İhtiyaç ve Doyum Anketi (Porter Need and satisfaction Questionnaire) Bu ölçek Maslow un gereksinimler hiyerarşisine dayanmaktadır. Maslow un teorisi insanın öncelikle birincil gereksinimlerinin karşılanması (fizyolojik ve güvenlik gereksinimleri), daha sonra da ikincil gereksinimlerinin (sevme-sevilme, sayma-sayılma