Ampulla Vater Adenomunda Endoskopik Tedavi: "Snare" Ampullektomi

Benzer belgeler
KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi

AMPULLER VE PARİAMPULLER TÜMÖRLER

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

KARACİĞER SİROZLU HASTALARDA ERCP : KOMPLİKASYONLARDAN KAÇINMA. Dr Erkan Parlak TYİH, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

KOLANJİOKARSİNOMA. Sunum Planı. Safra Kanalı Kanseri-Kolanjiokarsinoma- Sunum Planı. Sunum Planı. Kolanjiokarsinoma- Lokalizasyon

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

Endoskopik Retrograt Kolanjio Pankreatografi (ERCP)

ENDOSKOPİK ULTRASONOGRAFİ. Gastroenteroloji Bilim Dalı

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Prof.Dr.. Mustafa TAŞKIN. Genel Cerrahi A.B.D.

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Türk Hepatopankreatobilier Cerrahi Derneği Kolorektal ve Nonkolorektal Karaciğer Metastazlarına Yaklaşım: Benzerlikler-Farklılıklar Çalıştayı

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

HAMDİ ÖZŞAHİN,GÜRKAN YETKİN,BÜLENT ÇİTGEZ,AYHAN ÖZ, MEHMET MİHMANLI, MEHMET ULUDAĞ

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Pankreas Kanseri. Dr. Ömer Şentürk

Tiroid Papiller Kanserde Güncel Kanıtlar ve Gerçekler. Kılavuzlara göre Ameliyat Stratejisi Değişti mi?

Erken Evre Mide Kanserine Yaklaşım

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD

Lokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Polipektomi sonrası izlem ilkeleri

KLİNİK OLARAK BELİRGİN OLMAYAN ADRENAL KİTLEYE (İNSİDENTALOMA) YAKLAŞIM

Dr. Halil İbrahim SÜNER, Dr. Özgür KARDEŞ, Dr. Kadir TUFAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji A.D. Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve

KOLOREKTAL KANSER. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

Bora Barut1, Volkan İnce1, Fatih Özdemir1, Hüseyin Yönder1. Abstract. Billroth II

ENDOSONOGRAFİ HAKKINDA TEMEL BİLGİLER DR. EMRAH ALPER

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

GASTROİNTESTİNAL ENDOSKOPİ GÜNLERİ ENDOSKOPİ GÜNLERİ Nisan 2013 The Marmara Otel, İstanbul GASTROİNTESTİNAL

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Periampüller bölge tümörlerinin tanısında papil biyopsisi ve endoskopik görünümün rolü: tek merkez deneyimi

Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

Rektum Kanseri Lokal Tümör Eksizyonu Radikal Bir Girişim midir?

NODULER GUATR DA CERRAHİNİN GENİŞLİĞİ. Dr. Serkan SARI SB İstanbul EAH

DİFERANSİYE TİROİD KANSERİ

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

MEMEDE ĐNTRAOPERATĐF KONSÜLTASYON. Dr. N. Zafer Utkan

Küçük renal kitlelerde aktif izlem

MEME KANSERİ TARAMASI

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi

PANKREAS KARSİNOMU. Dr.Nevra ELMAS Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı İzmir

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

ADRENAL KİTLELERK TLELERİNDE DR. FATİH H TUNCA İSTANBUL TIP FAKÜLTES LTESİ GENEL CERRAHİ

GLANDÜLER LEZYONLARDA YÖNETİM. DR. ZELIHA FıRAT CÜYLAN SBÜ. VAN EĞITIM VE ARAŞTıRMA HASTANESI

Persistan veya Rekürren Hiperparatiroidism TANI. Doç. Dr. Özlem ÜSTAY TARÇIN Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

DUKTAL KARSİNOMA İN SİTU: CERRAHİ YAKLAŞIM. Dr. N. Zafer Utkan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

TİROİD NODÜLLERİNE YAKLAŞIM

Papiller Mikrokarsinomlara Yaklaşım Türkiye Perspektifi

TRANSBRONŞİAL İĞNE ASPİRASYONU (TBNA) Dr. Z. Toros Selcuk Hacettepe Ü. Tıp F. Göğüs Hastalıkları ABD.

Dr. M. Gamze Aksu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

OLGU SUNUMU. Dr. Ömer Fatih ÖLMEZ Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

PRİMER GASTRİK LENFOMA OLGUSU DR SİNAN YAVUZ

Dr Şükrü DİLEGE VKV Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Amerikan Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü

MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ. Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

YÜKSEK RİSK PREMALİGN LEZYONLARDA YAKLAŞIM. Dr.Ayşenur Oktay Ege Ün Tıp Fak Radyoloji AD

Pankreasın kistik neoplazilerinde tanı ve tedavi: 12 olgunun analizi ve literatür taraması

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

K O L E S T A Z OLGU - ÖYKÜ-1 OLGU - ÖYKÜ-2 OLGU - ÖYKÜ-3 OLGU - LABORATUAR SONUÇLARI- OLGU - FİZİK MUAYENE- 66 yaşında erkek hasta

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

Adrenal kitlelerde yönetsel sorunlar

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Pankreas Kanserinde Rezeksiyon Sonrası Adjuvan Tedavi. Dr. Orhan Bilge

Anormal Servikal Sitolojide Yönetim. Dr. M. Coşan Terek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalı

Pediatrik karaciğer kitlelerinde ayırıcı tanı

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

Transkript:

Olgu Sunumu Ampulla Vater Adenomunda Endoskopik Tedavi: "Snare" Ampullektomi ENDOSCOPIC MANAGEMENT OF ADENOMA OF THE PAPILLA OF VATER: "SNARE " AMPULLECTOMY Kemal DOLAY 1, Halil ALIŞ 2, Deniz TİHAN 3, Gülçin HEPGÜL 4 1Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı 2Bakırköy Sadi Konuk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi Kliniği 3Şevket Yılmaz Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi Kliniği 4Bağcılar Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi Kliniği Deniz TİHAN Şevket Yılmaz Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği BURSA ÖZ Papiller bölgenin tümörleri majör papilla, ampulla Vater veya periampuller duodenum kaynaklı olabilen oldukça heterojen bir gruptur. Bu bölge tümörlerinin malignite potansiyeli olması nedeniyle rezeksiyonları zorunludur. Endoskopik rezeksiyon, transduodenal lokal eksizyon ve pankreatikooduodenektomi tedavi seçenekleri arasındadır. Yazıda, kliniğimize tıkanma sarılığı bulgularıyla başvuran ve endoskopik biyopsi sonucu villöz adenom olarak gelen bir hastanın, endoskopik papillektomi ile tedavisini ve sonuçlarını tartıştık. Anahtar sözcükler: ERCP, periampuller tümörler, ampulla vater, adenom, endoskopik ampullektomi ABSTRACT Papillary region s tumors are a heterogeneous group that can be derived from major papilla, the ampulla of Vater or periampullary duodenum. Because of their malignant potential, resection of these lesions is mandatory. Endoscopic resection, transduodenal local excision and pancreaticoduodenectomy are the treatment options. In the case, we emphasize the result of an endoscopic approach to a patient with symptoms of obstructive jaundice due to villous ampullary adenoma, treated with endoscopic snare papillectomy. Keywords: ERCP, periampullary tumors, ampulla of vater, adenoma, endoscopic ampullectomy Periampüller tümörler, Gastrointestinal Sistemin (GİS) üçüncü en sık görülen tümörleridir (1). %80 den çoğu pankreas başı kaynaklıdır. Diğerleri sırasıyla ampulla vateri tümörleri (%10), koledok distal uç tümörleri (%5), ve duodenal mukoza kaynaklı tümörlerdir (%4). Ampulla vater yerleşimli tümörler nadir rastlanılan kitlelerdir ve tüm gastrointestinal sistem tümörlerinin %1 inden azını oluştururlar (1,2). Ampullanın en sık görülen bening tümöral oluşumları adenomlardır ve bunların %30 unu villöz adenomlar oluşturur (3 5). Adenomlarda villöz 2014 DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 28, SAYI 3, (ARALIK) 2014, 125-130 Gönderim tarihi: 23.11.2013 Kabul tarihi: 21.05.2014

126 Ampulla Vater adenomunda endoskopik tedavi: Snare ampullektomi komponent arttıkça, malignite potansiyeli artmaktadır. Özofagogastroduodenoskopinin ve Endoskopik Kolanjiyopankreatografinin (ERCP) yaygın olarak uygulanması ile, ampuller adenomlar giderek daha çok saptanmaya başlanmıştır. Otopsi serilerinde insidansı %0,62 olmasına karşın, hasta kayıtlarının incelenmesi sonrasında bu hastaların sadece %24 ünün semptomatik olduğu belirlenmiştir (6). Semptomlar genellikle lezyon, pankreatikobiliyer sistemde obstrüksiyon yaratacak kadar büyüdüğünde ortaya çıkar. Hastalık daha çok üst abdomende ağrı, sarılık, kilo kaybı, pankreatit ve/veya gastrointestinal kanama ile kendini gösterir. Özellikle gaitada gizli kan sıklıkla pozitiftir. Sarılığın intermitant karakterde olması tipiktir. Ayrıca, semptomatik olmayan hastalarda endoskopide papillanın görüntülenmesi sırasında rastlantısal olarak adenom saptanabilir (7,8). Görüntülemede Ultrason (USG), Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans Manyetik Rezonans Kolanjiyopankreatografi (MR MRCP) kullanılabilir. Radyolojik olarak safra yollarında dilatasyon, distal koledokta düzensiz polipoid dolum defekti, ampullada sirkümferansiyal tümör gelişimine bağlı stenoz bulguları görülebilir (9). Yazıda, kliniğimize sarılık ve karın ağrısı ile başvuran ve endoskopik snare rezeksiyon ile tedavi edilen ampulla vater lokalizasyonlu papiller villöz adenom olgusu sunulmaktadır. OLGU Altmış yaşında erkek hasta, 3 gün önce başlayan karın ağrısı, bulantı, kusma, sarılık yakınmaları ile cerrahi kliniğine başvurdu. Fizik muayenede ikter ve sağ üst kadran hassasiyeti mevcuttu. Yapılan incelemelerde AST: 102 IU/ml, ALT: 169 IU/ml, ALP: 273 IU/ml, GGT: 174 IU/ml, Total bilirübin: 9,7 mg/dl, direkt bilirübin: 4,1 mg/dl idi. Hastanın hemogramı, tümör belirteçleri ve diğer biyokimyasal parametreleri normal referans sınırlar içerisindeydi. Batın USG de karaciğer parankimi, intrahepatik safra yolları ve pankreas normal olarak değerlendirildi. Koledok çapı 8 mm ve safra kesesi hidropik idi. Safra kesesi içerisinde taş lehine bulgu saptanmadı. Üst batın BT de koledok çapı 8 mm olarak görüldü. BT de koledok distale kadar izleniyordu. Pankreas başında ve periampuller bölgede lezyon saptanamadı. Yapılan ERCP de papillanın frajil, hiperemik ve düzensiz olduğu, saplı bir polip tarzında duodenum duvarından lümene doğru yaklaşık 4,5 cm kadar uzandığı gözlendi. Periampuller bir divertikül olduğu ve içerisinden koledok intraduodenal parçasının lümene doğru protrüde olduğu görüldü (Resim 1a,b). İğne bıçak ile fistülütomi yapıldığında safra geldiğinin gözlenmesi üzerine koledok kanüle edildi. Kolanjiyografide koledok çapı en geniş yerinde 14 mm olarak saptandı. Safra yollarında taş ve tümöre ait olabilecek dolum defekti görülmedi. Fistülotomiden standart sfinkterotomla papillotomi yapılarak açıklık 10 mm ye tamamlandı ve yeterli safra akışı sağlandı (Resim 1c,d). Biyopsiler alınarak işleme son verildi. ERCP sonrasında hastanın kliniği yavaş yavaş düzeldi. Bilirübin değerleri normale döndü. ALP, AST, ALT değerlerinde belirgin düzelme sağlandı. İşlem sonrası ALP: 105 IU/ml, GGT: 71 IU/ml, total bilirübin: 0,4 mg/dl, direk bilirübin: 0,3 mg/dl, AST: 65 IU/ml, ALT: 52 IU/ml olarak belirlendi. Biyopsi materyalinin histopatolojik incelemesinde villöz adenom tanısı almıştır. Papiller yapının tam eksizyonu için hasta onayı alınarak, ilkinden onbeş gün sonra ikinci ERCP yapıldı. ERCP de lümene polipoid yapıda protrude olan ampullanın sap kısmına 1:10.000 sulandırılmış adrenalinli serum fizyolojik injekte edildi. Ampulla ve adenom endoskopik olarak snare yardımıyla sap kısmından parçalar halinde total olarak eksize edildi (Resim 2). İşlem sırasında ve sonrasında komplikasyon gelişmedi. Hastanın biyokimyasal parametreleri işlem sonrası 5. günde normale döndü. Patolojik incelemede displazi veya malign değişim saptanmadı. İşlem sonrası 6., 12. ve 24. ayda kontrol duodenoskopi ile değerlendirilen ve 2 yıldır kliniğimizce izlenen hastanın herhangi bir yakınması bulunmamaktadır.

Ampulla Vater adenomunda endoskopik tedavi: Snare ampullektomi 127 Resim 1 (a,b). ERCP de frajil, hiperemik ve düzensiz saplı bir polip yapısında papilla ve villöz adenom, periampuller küçük bir divertikül ve divertikül içinde koledok intraduodenal parçasının lümene doğru protrüde olması (c). Kolanjiyografide koledok çapı en geniş yerinde 14 mm ve safra yollarında dolum defekti yok (d). Fistülotomi hattından 10 mm sfinkterotomi yapılması Resim 2 (a). Papilla ve adenom (b,c). Submukozal injeksiyon sonrası snare ile çıkarılan dokular

128 Ampulla Vater adenomunda endoskopik tedavi: Snare ampullektomi TARTIŞMA GİS nin en sık görülen mukoza kökenli bening tümöral lezyonları poliplerdir. Adenomatöz polipler kanser öncüsü olabilirler (10,11). Gerçekten, ampulla vater kanserlerinin %80 oranında papiller adenomlardan geliştikleri bilinmektedir. Ampulladan eksize edilen adenomların yaklaşık %25 inde karsinom odağı saptanmaktadır. Adenomatöz polipler, içerdikleri histolojik komponentlerin yoğunluğuna bağlı olarak, tübüler, tübülövillöz veya villöz adenomlar olarak 3 grupta toplanırlar. Villöz komponent arttıkça, adenomun malignite potasiyeli artar. Villöz adenomlar ampulla vaterinin premalign olduğu bilinen en önemli bening tümörüdür. Bu tümörlerde maligniteye dönüşüm oranı, tümör çapına bağlı olarak %30 60 dır (12). Periampuller bölge, görece küçük bir alanı içermesine karşın ince barsakta neoplastik değişimin en sık görüldüğü bölgedir. Ampulladan kaynaklanan tümörler seyrek görülür ve otopsi çalışmalarında saptanma sıklığı %0,1 civarındadır. Ampullanın malign tümörleri tüm sindirim sistemi kanserlerinin %0,2 sini oluştururken ameliyat edilebilir periampuller tümörlerin %10 35 inden sorumludur (5). Ampulla Vater yerleşimli villöz adenomlar safra yolları, pankeratik kanal veya duodenal döşeyici epitelinden kaynaklanabilir. Ampulla Vater tümörleri nadir lezyonlardır ve tüm gastrointestinal sistem tümörlerinin yaklaşık olarak %0,5 ini oluştururlar (1,2,10). Adenomlar, ampullanın en sık görülen bening tümörüdür. Villöz adenomlar, tüm ampuller adenomların %30 unu oluşturmaktadır (5). En sık 50 ile 70 yaş arasında ve erkeklerde kadınlardan 3 kat daha sık görülürler (10). Ampuller adenom ile karşılaşıldığında, Familial Adenomatöz Polipozis koli (FAP) ve bağlantılı sendromların (Gardner, Turcot, attenüe FAP gibi) varlığı düşünülmeli ve ayırıcı tanıda dikkate alınmalıdır. FAP hastalarının %30 100 ünde ampuller adenom olduğu, bu adenomların, çeşitli serilerde farklılıklar göstermekle birlikte, %4 47 duodenal ampuller kanser riski taşıdığı ve proflaktik total proktokolektomi uygulanan olguların en sık mortalite nedenlerinin başında adenom zemininde gelişen periampuller maligniteler olduğu unutulmamalıdır (5,8,13,14). Papiller adenomlar daha az sporadik olgular şeklinde de görülebilmektedir (13). Asemptomatik sporadik adenomlar, diagnostik üst GİS endoskopilerinin artışıyla daha sık belirlenir olmuştur. FAP ile ilişkili ve sporadik olguların ayrımı klinik önem taşımaktadır. Çünkü sporadik lezyonlar çoğunlukla soliter olduklarından tüm adenomatöz dokuyu uzaklaştırmak mümkündür, oysa FAP hastalarında yaygın mikroskopik yayılım olabileceğinden duodenum ve ampuller bölgedeki tüm adenomatöz dokuyu uzaklaştırmak yeterli olmayacaktır (14). FAP hastalarında APC geni mikromutasyonları %60 70, APC geninde geniş fragman delesyonları ise %10 15 oranında saptanmaktadır (15,16). Bu nedenle, semptomatik olsun ya da olmasın üst GİS endoskopilerinde saptanan periampuller adenomu olan hastalara, FAP açısından mutlaka ileri incelemeler yapılmalıdır. Periampuller adenomlar, özellikle de sporadik olan soliter adenomlar genellikle asemptomatiktir ya da belirsiz üst GİS semptomları olabilir. Semptom gelişen hastalardaki en tipik yakınma, çoğunlukla adenomun basısına bağlı gelişen safra yolu obstruksiyonunun neden olduğu, açılıp kapanan sarılıktır. Ayrıca hastalar karnın üst bölgelerinde ağrıdan, halsizlik ve kilo kaybından yakınırlar. Adenomlar kanamaya eğimli olduklarından gaitada gizli kan sıklıkla pozitiftir ve ileri dönemde kronik demir eksikliği anemisi tablosu ortaya çıkabilir (4 8,12,14). USG, özellikle sarılık yakınması olan hastalarda ilk yapılması düşünülen görüntüleme yöntemi olmalıdır. BT ile periampuller lezyonlar oldukça yüksek bir doğrulukla tanınırlar. MR MRCP, özellikle distal ekstrahepatik safra yollarının durumu hakkında ayrıntılı bilgi verir ve non invazif bir yöntem olması nedeniyle ERCP den önceki basamak olarak tercih edilebilir. ERCP ise sadece tanısal değil aynı zamanda seçilmiş olgularda terapötik bir yöntemdir. Ayrıca duodenoskopi ile birlikte periampuller tümöral lezyonun duvar içerisindeki derinliğini değerlendirmek için Endoskopik Ultrasonografi (EUS) de kullanılabilir. Radyolojik görüntüleme yöntemleri ile tipik olarak safra yollarında dilatasyon, distal koledokta düzensiz dolum defekti ve ampullada adenomatöz kitleye bağlı stenotik segmentler saptanabilir (9,11,12). FAP düşünülen hastaya mutlaka kolonoskopik değerlendirme ve beraberinde gerekirse tüm ince barsaklara yönelik kapsül endoskopi uygulanmalıdır (13). Duodenal papillanın villoz adenomlarının tedavisinde

Ampulla Vater adenomunda endoskopik tedavi: Snare ampullektomi 129 standart yaklaşım malignite riski nedeniyle eksizyondur. 1 cm den küçük adenomlarda endoskopik eksizyon yapılabilir. Villoz adenom veya 1 cm den büyük adenomlarda transduodenal ampullektomi yapılması önerilmektedir (14). Ancak uygun olgularda endoskopik ampulla rezeksiyonu denenmeli ve hasta daha büyük bir cerrahi işlem yükünden korunmalıdır (17). Hoyuela ve ark. ampuller villöz adenom tanısı alan hastalar üzerinde yaptıkları çalışmalarda tümör çapı, lezyonun yayılımı, karsinom varlığı ve hastanın genel durumu gibi tedavi yaklaşımını belirleyecek bazı kritetler oluşturmuşlardır (14). Buna göre yazarın önerdiği yaklaşımlar şöyledir: Endoskopik rezeksiyon Yüksek riskli hastalar (ASA IV) <1 cm tümör çapı Transduodenal lokal rezeksiyon Herhangi bir malignite bulgusunun olmaması Koledok kanalına ya da pankreatik kanala yayılımı olmayan ampuller tümör <3 cm tümör çapı Pankreatikoduodenektomi Karsinomun eşlik ettiği villöz adenom Koledok kanalına uzanım gösteren tümör Tam tanısı konulamamış lezyon Ancak bu kriterler mutlak değildir, yazar ve ekibinin kişisel klinik deneyimleri doğrultusunda ortaya konulmuştur. Uygun hasta seçimi ile cerrahi işlem yerine, olabildiğince minimal invazif girişimler denenebilir (18 21). Nitekim olguda 4,5 cm çaplı ampuller adenom endoskopik olarak snare yardımıyla eksize edilmiş ve hasta mortalite ve morbidite riski daha yüksek olan radikal bir girişimin komplikasyonlarından korunmuştur. Transduodenal eksizyonunun komplikasyon oranının (morbidite: %1 25, mortalite <%1) pankreatikoduodenektomiye oranla düşük olmasına karşın %5 33 nüks saptanır. Pankreatikoduodenektomi ise uzun dönem düşük nüks oranı nedeniyle en etkili tedavi yöntemidir. Ancak yüksek mortalite (%1 10) ve morbitide nedeniyle (%25 65) invaziv karsinom tanısı almış hastalar dışında uygulanması düşünülmemektedir (19). Major ampuller adenomlar endoskopik tedaviler öncesinde sfinkterotomi ve fulgarizasonla başlanmış ve ampullektomi ile devam etmiştir (18,20). Günümüzde ampuller adenomların tedavisinde kullanılabilecek endoskopik yöntemler snare papillektomi, doku ablative therapi, multipolar laser, ve argon plasma koagülasyon olarak tanımlanmıştır (21 23). Bu yöntemler arasında Endoskopik snare papillektomi major duodenal papillanın benign adenomlarının komplet rezeksiyonunu sağlayarak etkili tedaviyi sağlamaktadır. Norton ve ark. günümüzde snare ampullektomiyi, genetik geçişli olmayan sporadik adenomlarda, hastanın yaşı 54 ün altında ise, adenom çapı 3 cm den küçük ve lezyonda termal ablasyon olanağı varsa, invaziv karsinomun saptanmadığı olgularda kullanılmasını önermektedirler (21). Uygun olgularda bu kriterlerin de esnetilebildiği ve yüz güldürücü sonuçların alındığı çeşitli literatür serilerinde bildirilmiştir (21,22). Adenom rezeksiyonunda yan görüşlü endoskopların kullanılması önerilmektedir. İlk adım lezyonu sağlam sınırla eksize edebilmek için lezyonun sap kısmının altındaki submukozal alana salin enjekte edilmesidir. En sık kullanılan yöntem standart polipektomi snare ve 50 60 J enerjili elektrocerrahi koter kullanılmasıdır. Adenom 2 cm in altında ise tek seansta işlem tamamlanabilir (22). 2 cm in üzerinde adenomlarda piecemeal tekniği kullanılabilir. Ancak bu yöntemde sağlam sınır sağlanamayabilir ve eğer karsinom odağı varsa tabanla ilişki konusunda net sonuçlar elde edilemeyebilir. Bu nedenle adenomun tek parça halinde çıkarılması önerilir (21). Endoskopik olarak saplı ampuller adenomların %75 90 ı ilk girişimde ve tek parça olarak eksize edilebilmektedir (20,21). Genel mortalite oranı %0 1, morbidite oranı ise %12 olarak bildirilmiştir (20). İşleme bağlı komplikasyonlar erken ve geç dönemde ortaya çıkabilir. Erken dönemde kanama (%20), pankreatit (%17), kolanjit ve perforasyon, geç komplikasyonlar ise stenoz (%7) ve adenomun nüksüdür (18,21). Adenom nüksü %26 oranında görülmekle birlikte invaziv karsinom saptanmaması durumunda, nüksün tedavisinde yine endoskopik yöntemler başarıyla kullanılabilmektedir (20,23).

130 Ampulla Vater adenomunda endoskopik tedavi: Snare ampullektomi Sonuç olarak endoskopik snare ampullektomi, ampuller adenomların tedavisinde transduodenal lokal eksizyona eşdeğer uzun dönem başarısı ve daha düşük morbitide, mortalitesi nedeniyle, pankreatikoduodenektomi düşünülmeyen hastalarda güvenli bir seçenek olarak tercih edilmelidir. Seçilmiş olgularda ve deneyimli ellerde, adenom 3 cm den büyük de olsa endoskopik yöntemle eksizyon denenebilir. Rezeksiyon sonrası endoskopik izlem mutlaka yapılmalıdır. KAYNAKLAR 1. Fontham ETH, Correu P. Epidemiologie of pancreatic cancer. Surg Clin North Am 1989; 69: 551-567. 2. Perek S, Perek A, Fiarman K, Kılıç IE, Andican A. Duodenal Stromal Tümör. Cerrahpaşa Tıp Dergisi 2007; 38: 102-105. 3. El Hajj II, Coté GA. Endoscopic diagnosis and management of ampullary lesions. Gastrointest Endosc Clin N Am 2013;23:95-109. 4. Burke CA, Beck GJ, Church JM, van Stolk RU. The natural history of untreated duodenal and ampullary adenomas in patients with familial adenomatous polyposis followed in endoscopic surveillance program. Gastrointest Endosc 1999;49: 358-364. 5. Yamaguchi K, Enjoji M. Adenoma of the ampulla of Vater: putative precancerous lesions. Gut 1991;32:1558-1568. 6. Bleau BL, Gostout CJ. Endoscopic treatment of ampullary adenomas in familial adenomatous polyposis. J Clin Gastroenterol 1996;22: 237-241. 7. Salmi S, Ezzedine S, Vitton V, et al. Can papillary carcinomas be treated by endoscopic ampullectomy? Surg Endosc 2012;26:920-925. 8. Walsh DB, Eckhauser FE, Cronenwett JL. Adenocarcinoma of the ampulla of Vater: diagnosis and treatment. Ann Surg 1982;195:152-157. 9. Özgülle Ş, Şentürk H. Sarılıklı hastaya yaklaşımda görüntüleme. Hepato-Bilier Sistem ve Pankreas Hastalıkları Sempozyum Dizisi No:28. 2002; 27-35. 10. Patel R, Davitte J, Varadarajulu S, Wilcox CM. Endoscopic resection of ampullary adenomas: complications and outcomes. Dig Dis Sci 2011;56:3235-3240. 11. Seifert E, Schulte F, Stolte M. Adenoma and carcinoma of the duodenum and papilla of Vater: a clinicopathological study. Am J Gastroenterol 1992;87: 37-42. 12. Serra HO, Costa OM, Alver Junior A, et al. Villous adenoma of the Vater s ampulla. Rev Hosp Clin Fac Med Sao Paulo 1994;49:256-258. 13. Günther U, Bojarski C, Buhr HJ, Zeitz M, Heller F. Capsule endoscopy in small-bowel surveillance of patients with hereditary polyposis syndromes. Int J Colorectal Dis 2010;11. 14. Hoyuela C, Cugat E, Veloso E, Marco C. Treatment options for villous adenoma of the ampulla of vater. HPB Surg 2000;11: 325-330. 15. González S, Blanco I, Campos O, et al. Founder mutation in familial adenomatous polyposis (FAP) in the Balearic Islands. Cancer Genet Cytogenet 2005;158: 70-74. 16. Nieuwenhuis MH, Vasen HF. Correlations between mutation site in APC and phenotype of familial adenomatous polyposis (FAP): a review of the literature. Crit Rev Oncol Hematol 2007;61: 153-161. 17. Nguyen N, Shah JN, Binmoeller KF. Outcomes of endoscopic papillectomy in elderly patients with ampullary adenoma or early carcinoma. Endoscopy 2010;42:975-977. 18. Shemesh E, Nass S, Czerniak A. Endoscopic sphincterotomy and endoscopic fulguration in the management of adenoma of the papilla of Vater. Surg Gynecol Obstet 1989;169: 445-448. 19. Martin JA, Haber GB. Ampullary adenoma: clinical manifestations, diagnosis, and treatment. Gastrointest Endosc Clin N Am 2003;13: 649-669. 20. Binmoeller KF, Boaventura S, Ramsperger K, Soehendra N. Endoscopic snare excision of benign adenomas of the papilla of Vater. Gastrointest Endosc 1993;39:127-131. 21. Norton ID, Geller A, Petersen BT, Sorbi D, Gostout CJ. Endoscopic surveillance and ablative therapy for periampullary adenomas. Am J Gastroenterol 2001;96:101-106. 22. Hirasawa R, Iishi H, Ishiguro S. Clinicopathologic features and endoscopic resection of duodenal adenocarcinomas and adenomas with the submucosal saline injection technique. Gastrointest Endosc 1997;46:6. 23. Harano M, Ryozawa S, Iwano H, Taba K, Sen-Yo M, Sakaida I. Clinical impact of endoscopic papillectomy for benign-malignant borderline lesions of the major duodenal papilla. J Hepatobiliary Pancreat Sci 2011;18:190-194.