PLEVRAL EFÜZYON. Dr. Z. Toros Selçuk

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "PLEVRAL EFÜZYON. Dr. Z. Toros Selçuk"

Transkript

1 PLEVRAL EFÜZYON Dr. Z. Toros Selçuk Plevra hastalıkları farklı akciğer hastalıklarının yanında çok çeşitli sistemik hastalıkların tutulumunun sonucu olarak da ortaya çıkabilmektedir. Akciğer ya da akciğer dışı hastalıkların plevrayı etkilemeleri ile ortaya çıkan en sık görünüm plevrada sıvı birikimi yani plevral efüzyondur. Plevra göğüs duvarı ile akciğerler arasında yer alan seröz zarla kaplı potansiyel bir boşluktur. Göğüs duvarını içten örten viseral plevra ve akciğerleri örten parietal plevra arasında yer alır. Fizyolojik şartlarda plevra basıncı atmosfer basıncının altındadır. Plevral sıvı yaklaşık ml. (0.3 ml / kg) arasındadır ve proteinden fakirdir ( 1 gr / dl). Bu sıvı sürekli olarak parietal plevradaki sistemik mikrodolaşımdan süzülerek plevral boşluğa ulaşır ve yine parietal plevradaki lenfatik kanallar yardımıyla emilerek uzaklaştırılır. Sıvı homeostazı kapiller filtrasyon ile lenfatik absorbsiyon arasındaki denge ile sağlanmaktadır. Plevraya sıvı geçişi parietal plevranın apekse yakın üst kısımlarında, sıvı absorbsiyonu ise daha çok kaudal, diafragmatik ve mediastinal bölümlerinde gerçekleşmektedir. Parietal lenfatikler sıvı ve protein miktarının yanında plevra boşluğunun negatif basıncının kontrolünde de rol sahibidirler. Lenfatik kanallar artan sıvı miktarı karşısında akış hızlarını 20 kat arttırabilirler (30 ml / saat, yaklaşık 700 ml / gün). Sıvı filtrasyonunun maksimum lenfatik drenaj kapasitesinin üzerine çıktığı durumlarda plevrada sıvı birikir, yani plevral efüzyon ortaya çıkar (1). Plevral efüzyon akciğer hastalıkları ya da sistemik hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilir. A.B.D. de en sık plevral efüzyon nedenleri konjessif kalp yetmezliği, pnömoni ve kanserdir. Daha sonra ise pulmoner emboli, viral hastalıklar, koroner by-pass cerrahisi, siroz, karın için organları tutan hastalıklar, üremi gelmektedir (2-4). Plevral efüzyon olan hastalardaki belirtiler asıl olarak altta yatan hastalığa bağlı olarak ortaya çıkar. Çoğu hastada efüzyona bağlı belirti yoktur, en sık belirti ise zaman içinde giderek artan nefes darlığıdır. Akciğer parankiminin deforme olmasına ya da plevra irritasyonuna bağlı öksürük olabilir. Plevral inflamasyonun bir belirtisi olarak göğüs ağrısı olabilir ve frotman duyulabilir. Plevral efüzyon varlığından kuşku duyulan bir hastada ilk yapılacak inceleme akciğer grafisidir. Plevral sıvı hava içeren akciğerden daha ağır olmasına bağlı olarak toraks boşluğunun alt 207

2 kısımlarında toplanır. Plevral efüzyonun en erken bulgusu yan akciğer grafisinde posterior sinüsün havalanmasının kaybolmasıdır, sıvı miktarı arttıkça lateral ve anterior sinüsler de oblitere olurlar. Plevral sıvıyı hacim kaplayan diğer durumlardan ayırt edebilmek için sıvı olan tarafın altta kaldığı lateral decubitus film çekilir, plevral sıvının göğüs duvarı boyunca yayıldığı izlenir. Plevral sıvı varlığını doğrulamanın bir diğer yolu ultrasonografidir. Hem plevral sıvı hem de altta kalan akciğer parankimini ve mediasteni değerlendirmek amacıyla bilgisayarlı tomografi de çekilebilir (2). Plevral efüzyon varlığında klinik olarak karar verilmesi gereken sorular şunlardır (5, 6): 1. Torasentez yapılmalı mıdır? 2. Plevral sıvı transüda mı, yoksa eksüda mıdır? 3. Plevral sıvı etiyolojisi nedir? Tanısal torasentez nedeni bilinmeyen tüm plevral efüzyonlarda indikedir. Ancak iki durumda torasentez indikasyonu yoktur. Birincisi plevral efüzyonun çok az olması durumunda işlemin riski yüksektir; lateral decubitus filminde veya ultrasonografide sıvının kalınlığı 10 mm.den daha az ise torasentez denenmemelidir. İkinci olarak ateşi veya plöretik göğüs ağrısı olmayan, yaklaşık aynı miktarda bilateral efüzyonu olan kalp yetmezliği olan hastalarda torasentezden önce diüretik tedavi denenmelidir. Eğer tedaviyle günler içinde sıvı gerilemez ise tanısal torasentez yapılabilir. Ateşi, plöretik göğüs ağrısı, tek taraflı ya da farklı miktarlarda efüzyonu olan hastalarda kalp yetmezliği olsa bile tanısal torasentez yapılmalıdır (2, 7). Torasentez sonrasında rutin olarak akciğer filmi çekilmesine gerek yoktur. Ancak işlem sırasında hava aspire edilmiş ise, öksürük, dispne ya da göğüs ağrısı ortaya çıktıysa, sıvının üstünde kalan toraks kısmında taktil fremitus kaybolmuş ise pnömotoraks var olup olmadığını değerlendirmek üzere akciğer filmi çekilmesi gerekir (2). Torasentez sırasında alınan sıvının önce görünümüne ve kokusuna dikkat edilmelidir. Transüda şeklindeki sıvılar açık sarı renkte ve berraktır. Eksüda tipindeki sıvılar ise daha koyu ve bulanık olabilir. Kanlı görünümdeki plevral sıvı örneklerinde hematokrit ölçülmelidir. Hematokritin % 1 altında olmasının hiçbir klinik önemi yoktur. Ancak % 1 üzerindeki hematokrit değerlerine sahip plevral efüzyonlar malign efüzyonlarda, pulmoner emboli ve travmada görülür. Periferik kanın yarısından yüksek hematokrit değeri olan plevral efüzyonlar hematoraks olarak değerlendirilir ve tüp drenajı gerekir (2). 208

3 Plevral efüzyon örneği elde edildikten sonra ilk yapılması gereken transüda-eksüda ayrımıdır. Transüda şeklindeki efüzyonlar plevrada onkotik ve hidrostatik basınç değişikliklerine bağlı olarak oluşurlar, endotel ve plevra bütünlükleri korunmuştur. Bu basınç değişiklikleri düzeltildiği takdirde plevra sıvısı kendiliğinden kaybolur. Transüdatif plevral sıvıların en sık nedenleri konjessif kalp yetmezliği, siroz ve pulmoner embolidir (2, 7). Transüda nedenleri Tablo I de belirtilmiştir. Eksüda tipindeki plevral sıvılar ise plevradaki lokal faktörlerin değişmesine bağlı olarak gelişirler. Eksüdaların en sık nedenleri pnömoni, kanser ve pulmoner embolidir (2). Pulmoner emboli hastalarının % 20 sinde transüda tarzında plevral sıvı gelişebilmektedir (7). Eksüda şeklinde plevral efüzyona neden olan hastalıklar Tablo II de sıralanmıştır. Transüda-eksüda ayrımında Light kriterleri kullanılmaktadır. Bu kriterlere farklı seçenekler önerilmiş olsa da Light kriterlerinin ayrımı sağlamada en duyarlı kriterler olduğu anlaşılmıştır. Light kriterleri ve önerilen farklı kriterler Tablo III de özetlenmiştir. Light kriterlerinin üçünden en az birinin varlığında plevral sıvı eksüda olarak sınıflandırılır. Light kriterleri kullanıldığında eksüda ayrımında duyarlılık % 98 bulunmuştur (2). Light kriterlerine göre eksüda olarak belirlenen ancak klinik olarak kalp yetmezliğindeki gibi transüda düşünülen hastalar olabilir. Bu durum özellikle diüretik kullanılan hastalarda ortaya çıkabilmektedir. Bu hastalarda serum ile plevral sıvı protein ya da albumin farkına bakılır, eğer bu fark protein için 3.1 g/dl veya albumin için 1.2 g/dl altında ise sıvı Light kriterlerine rağmen transüda olarak kabul edilir. Klinik olarak transüda şeklinde sıvı beklenen ve alınan plevral sıvısının makroskopik görünümü transüda ile uyumlu olan hastalarda laktik dehidrogenaz (LDH) ve protein dışında tetkikler istenmemelidir. Bu sonuçlar transüda özelliğini doğrular ise başka tetkike gerek yoktur, klinikte transüda yapan hastalıkların ayırıcı tanısı yapılarak tedaviye geçilmelidir. Sistemik hastalığın tedavisi ile birlikte plevral sıvı kendiliğinden ortadan kaybolacaktır. Eğer sonuçlar eksüda ile uyumlu gelirse ek testlere gerek duyulacaktır. Bu ek testler Tablo IV de belirtilmiştir. Torasentez ile hastaların % 75 inde tanı konulabilmekte, % 20 kadarında ise sonuçlar yol gösterici olmaktadır (8). Plevral sıvının opak, süt görünümünde olduğu durumlarda akla parapnömonik efüzyon, ampiyem, şilotoraks ve psödoşilotoraks gelmelidir. Eğer santrifüj ile bulanıklık giderilirse bu durum sıvıda inflamatuvar hücrelerin yoğun olarak bulunduğunu ve dibe çöktüğünü gösterir. Şilotoraks veya psödoşilotoraksda bulanıklık ya da süte benzer görünüm aynı şekilde kalır. Şilotoraks torasik duktusun tıkanmasına ya da bütünlüğünün bozulmasına bağlı olarak lenf sıvısının, şilöz sıvının 209

4 plevrada birikmesidir, Trigliserid düzeyinin 110 mg/dl üzerinde olması veya sıvıda şilomikronların varlığının gösterilmesi ile tanı konur. Psödoşilotoraks ise kronik plevral efüzyonlarda kolesterol kristallerinin birikimi ile ortaya çıkar, kolesterol plörezisi olarak da adlandırılmaktadır. Sıvıda kolesterol düzeyi 200 mg/dl üzerindedir (3, 9) Plevral sıvı beyaz küre sayısının /mm 3 üzerinde olması parapnömonik efüzyonlarda görülür, ancak pulmoner emboli, pankreatit, tüberküloz ve sistemik lupus eritematosus plörezilerinde de olabilir (3). Plevral sıvıda nötrofillerin coğunluğu (% 50 den fazla) akut bir inflamasyona, mononükleer hücrelerin çoğunluğu ise kronik bir olaya işaret eder. Küçük lenfositlerin yoğunluğunda malign hastalık veya tüberküloz düşünülmelidir (2, 3). Bu hastalıklarda plevral sıvıda eozinofili (% 10 üzerinde) çok nadirdir. Eozinofili en sık plevrada kan veya hava bulunmasına bağlıdır, ayrıca ilaçlara bağlı efüzyonlarda, Churg-Strauss sendromunda, asbest plörezisinde olabilir (2). Eksüdatif plevral sıvı örneklerinden mutlaka mikrobiyolojik yaymalar hazırlanmalı ve uygun kültürlere ekim yapılmalıdır. Kültürler hem aerob hem de anaerob olmalı, ön tanılar arasında düşünülüyorsa tüberküloz ya da fungal infeksiyonlar için de uygun ekimler yapılmalıdır. Lenfosit yoğun sıvısı olan veya uzun süreli efüzyon varlığı olan hastalarda tüberküloz ve fungal infeksiyon akla getirilmelidir. Plevral sıvı kültürü tüberkülozda % 25 oranında pozitif olabilmektedir. Kültürlerin verimliliğinin yüksek olması için plevral sıvı alındıktan hemen sonra yatak başında kan kültürüne ekim yapılmalıdır.. Plevral sıvı glükozunun düşüklüğü (60 mg/dl altında) hastada komplike olmuş bir parapnömonik efüzyon ya da malign hastalıkl olasılıklarını akla getirmelidir. Daha az sık nedenler olarak hemotoraks, tüberküloz, romatoid plörezi, lupus plörezisi, Churg-Strauss sendromu sayılabilir. Plevral sıvıdaki laktik dehidrogenaz düzeyi de inflamasyonun şiddetinin bir göstergesidir, seri ölçümlerle inflamasyonun yatıştığı ya da şiddetlendiği anlaşılabilir (2). Sitolojik inceleme malign plevral efüzyonlar için en değerli tanı yöntemidir. Sitolojik incelemenin en yüksek tanı koydurucu değeri metastatik adenokanserler için söz konusudur. İlk incelemede malign efüzyonların sadece yarısında pozitif sonuç alınabilmektedir, bu nedenle malign efüzyon düşünülen sıvılardan üç farklı örnek gönderme gerekliliği vardır. Skuamoz hücreli kanser, mezotelyoma ve lenfomada tanı oranları daha düşüktür. Genel olarak malign efüzyonlarda sitolojinin tanı değeri % oranındadır. Plevral sıvıda tümör belirleyicilerin ölçümünün yeri yoktur, yanlış pozitif ve yanlış negatif oranları kabul edilemeyecek düzeydedir (3). 210

5 Yukarıda anılan testler dışında bazı testler ancak klinik duruma göre gerekli olabilir. Plevral sıvı ph ölçümü parapnömonik ve malign efüzyonlarda yol göstericidir. Plevral sıvı ph değerinin 7.20 altında olması parapnömonik efüzyonun komplike olduğunu ve drenaj için tüp konulması gerektiğini, malign efüzyonlarda ise hastanın yaşam beklentisinin bir aydan kısa ve plöredesis girişiminin başarısız olacağını gösterir. Plevral sıvı ph ölçümü kan gazı ölçüm aletlerinde yapılmalıdır. Plevral sıvı amilaz düzeyi pankreatik hastalıkta veya ösefagus rüptüründe yükselir; ilkinde pankreatik kökenli, diğerinde ise tükrük bezi kökenli amilaz yüksek bulunur. Daha önce belirtildiği üzere tümör belirleyicilerinin ve sistemik lupus eritematosus ya da romatoid artrit gibi romatolojik hastalıklarda plevral sıvıda romatoid faktör veya antinükleer antikor ölçümlerinin tanısal katkısı yoktur. Yukarıda sayılan testlere karşın bir bölüm hastada plevral efüzyon nedeni ortaya çıkmayacaktır. Özellikle risk faktörleri varlığında, efüzyon miktarı ile orantılı olmayacak şekilde nefes darlığı olan hastalarda, göğüs ağrısı veya hemoptisi bildirenlerde pulmoner emboli olasılığı akla getirilmelidir. Pulmoner emboli hastalarının % sinde emboliye plevral efüzyon da eşlik etmektedir (4, 10). Pulmoner embolide plevral sıvı coğunlukla eksüda şeklindedir, ancak % 20 hastada transüda olabilir. Bu tanıyı ekarte etmek için serumda D-dimer ölçülebilir. Eğer pulmomer emboli bu test ile ekarte edilemiyorsa gerekli diğer testler yapılmalıdır. Eksüdatif plevral sıvısı olan hastalarda tüm bu invasiv olmayan testlere karşılık tanı konamaz ise invasiv girişimler yapılabilir. Plevral biyopsi özellikle tüberküloz ve malign plörezilerde tanıya yardımcı olmaktadır. Malign plörezilerde plevral biyopsinin tanı oranı sitolojinin altında olmakla birlikte % 20 olguda tek başına tanı koydurucudur (11). Tüberküloz plörezilerde ise kapalı plevral biyopsinin tanı oranı % dir. Tüberküloz düşünülen hastalarda alınan örnekler hem histopatolojik inceleme hem de tüberküloz kültürü için kullanılmalıdır. Bu nedenle alınan örneklerin bir bölümü serum fizyolojik içine konarak kültüre gönderilmelidir. Kapalı plevra biyopsisi ile tanı konamamış ise kapalı biyopsi tekrarlanarak tanı oranı yükseltilebilir. Bir diğer seçenek ise tanısal torakoskopidir. Özellikle tüberküloz, malign plörezilerde ve malign mezotelyomada torakoskopinin tanı oranları % 95 ve üzerindedir. Parapnömonik efüzyonlar Pulmoner infeksiyonu olan bir hastada aynı tarafta toplanan eksüda tipindeki plevral sıvı parapnömonik efüzyon olarak tanımlanır (4, 10). Pnömonilerde % 40 oranında parapnömonik 211

6 efüzyon geliştiği bildirilmektedir, ancak bu sıvıların çoğu uygun pnömoni tedavisi ile ek girişimlere gerek kalmadan kaybolur. Parapnömonik efüzyonların sadece % 10 kadarında efüzyon için ek girişimlere gerek vardır (4). Komplike olmayan parapnömonik efüzyonlar infekte değildir, ph normal sınırlarda, LDH 1000 IU altındadır; bu efüzyonların drene edilmesine gerek yoktur ve tek başına uygun antibiyotik tedavisi yeterlidir. Komplike parapnömonik efüzyonlarda ise plevra boşluğu infekte olmuştur, ph düşük, LDH yüksektir. Komplike parapnömonik efüzyonlarda plevra boşluğundaki sıvının göğüs tüpü ile drene edilmesi gerekir, bazı olgularda dekortikasyon gerekebilir. Plevral sıvının püy şeklini alması, infeksiyon etkenlerinin sıvı yaymalarında veya kültürde gösterilmesi durumunda ise ampiyem olarak adlandırılır. Parapnömonik efüzyon pnömoninin morbiditesi ve mortalitesini yükselten bir bulgudur. Pnömonisi olup aynı tarafta plevral sıvısı olan tüm hastalara sıvı çok az olmadıkça tanısal torasentez yapılmalıdır. Bakteriyolojik olarak en sık aerob, ancak önemli oranda anaerob ve mikst infeksiyon etkenleri birlikte saptanmaktadır, bu öngörü ile hastalara tedavi için uygun antibiyotik seçilmelidir. Plevra sıvısında infeksiyona bağlı olarak metabolik aktivite artar, glükoz ve ph düşer, LDH yükselir. Efüzyonun gidişini gösteren en önemli gösterge plevra sıvısı ph sıdır (10). Parapnömonik efüzyonlarda ph değerinin 7.00 altında olması ya da ampiyem kriterlerinin varlığında uygun antibiyotik tedavisi yanında mutlaka hemen göğüs tüpü ile infekte plevral sıvının boşaltılması sağlanmalıdır. Plevral sıvı ph değeri arasında ise seri torasentezler ile hasta yakın olarak izlenmelidir (10, 12). Tüberküloz plörezisi Tüberküloz ülkemizdeki sıklığı nedeniyle de plörezili hastalarda akla getirilmesi gereken bir tanıdır. Tüberkülozu olan hastaların % 3-5 inde plevral efüzyon geliştiği bildirilmektedir, bu oran HIV yaygın olan gelişmekte olan ülkelerde % 31 e çıkmaktadır (13, 14). Efüzyonu olup kronik hastalık öyküsü veren, ateşli hastalık tarif eden veya plevra sıvısında lenfosit yoğunluğu bulunan hastaların tüberküloz yönünden araştırılmaları gerekir. Tüberkülin deri testi (PPD) tüberküloz plörezili hastalarda % 30, HIV ile infekte hastalarda ise % 59 oranında negatif bulunabilir (13). Bugün için geçerli olan hipoteze göre plevra altındaki akciğerde kazeöz nekroz gösteren bir tüberküloz odağının plevraya rüptüre olması ile primer tüberküloz efüzyonu gelişmektedir. Tüberküloz plörezisi plevranın tüberküloz infeksiyonundan çok basilin proteinlerine karşı gecikmiş tipte bir aşırı duyarlılık (hipersensitivite) reaksiyonudur (4, 13, 14). Tüberküloz plevral efüzyonu % tek taraflıdır, nadiren masif olabilir (14). Plevral reaksiyonun başlangıcında plevral sıvıda nötrofiller, üçüncü günden sonra ise lenfositler yoğundur. Plevral sıvı eksüda şeklindedir. Glükoz ve ph değerleri diğer eksüdatif efüzyon yapan nedenlerden farklı değildir (14). Tüberküloz plörezi tanısı M tuberculosis in balgam veya plevradan alınan örneklerde gösterilmesi ya da kazeöz 212

7 granülomların plevral biyopsilerde varlığı ile konulur. Tüberküloz plörezili hastaların çok azında sıvıda aside dirençli bakteri saptanabilir, plevral sıvı kültürü % 10-35, plevra iğne biyopsisi kültürü % 39-65, plevra iğne biyopsisi ise % oranında sonuç vermektedir (13). Biyopsi sırasında en az dört parietal plevra örneği alınmalıdır. Plevra iğne biyopsisi ile histolojik ve mikrobiyolojik tanı oranı % 86 ya ulaşabilmektedir (13). BACTEC gibi sıvı kültürlerin kullanımı ile kültür süreleri kısalmaktadır, bu yöntemlerle kültürler hemen yatak başında ekildiği zaman tanı oranları daha yüksek bulunmaktadır (14). Plevra biyopsisine rağmen hastaların % kadarına tanı konamayabilir. Bu nedenle tüberküloz belirleyicileri olarak adenozin deaminaz (ADA), gammainterferon ölçümleri yapılmakta ya da moleküler tekniklerle (Polimeraz zincir reaksiyonu-pcr) sıvıda tüberküloz basilinin DNA sı aranmaktadır. Kullanılan eşik değerler ADA için 40 U/L ve γ- interferon için 140 pg/ml. olmaktadır. Tüberküloz plörezi prevalansının yüksek olduğu topluluklarda ADA duyarlılığı % 95 ve özgüllüğü % 90 olabilmektedir. Aktive olmuş T lenfositlerden salınan ADA ampiyemlerde, romatoid plörezilerde, lenfomada yüksek bulunabilir. Tüberküloz plörezi tanısında PCR duyarlığı % arasında değişmektedir. Tüberküloz plörezisi tedavi edilmese bile hastaların çoğunda kendiliğinden geçebilir, ancak bu hastaların üçte ikisinde (% 65) sonraki 5 yıllık dönemde aktif tüberküloz gelişecektir (13). Bu nedenle tüberküloz plörezilerin tanısı ve tedavisi önemlidir. Tedavide standart olan altı aylık tedavi yeterlidir. Ülkemizde tüberküloz ilaçlarına direncin arttığı göz önüne alınarak dörtlü ilaç kombinasyonu (isoniazid, rifampisin, pirazinamid ve etambutol) kullanılmalıdır, pirazinamid ilk iki aydan sonra kesilir. Kortikosteroidler ateşin daha hızlı düşmesi ve sıvının kaybolmasını sağlayabilirler, ancak sekel olarak plevra kalınlaşmasını önleyici etkileri yoktur, rutin olarak kullanılmaları önerilmez (13). Plevral kalınlaşmayı önlemek üzere terapötik torasentez, erken dönemde tüberküloz kemoterapisi ve göğüs fizyoterapisi önerilmektedir. Tüberküloz plörezi komplikasyonu olarak psödoşilotoraks ve tüberküloz ampiyem gelişebilir. Malign efüzyonlar Malign hastalıkların eksüda tipindeki efüzyonların en sık nedeni olduğu düşünülmektedir (4). Malign plevral efüzyon plevral sıvıda veya biyopsi ile alınan plevra dokusunda malign hücrelerin varlığının gösterilmesi ile tanınır. Malign hastalığı olup hastalığın doğrudan plevrayı tutmadığı hastalardaki efüzyon ise paramalign efüzyon olarak adlandırılmaktadır (15). Malign hastalarda plevral sıvı nedeni en sık lenfatik obstruksuyondur. Akciğer kanseri, meme kanseri, lenfoma, over ve mide kanserleri malign efüzyonların % 80 inin nedenidir (4, 15, 16). Malign efüzyonu olan hastaların % 7 sinde ise primer kanser odağı saptanamamaktadır. Akciğer kanseri 213

8 hastalarının % 7 sinde başvuru sırasında plevral efüzyon saptanmaktadır. En sık plevral efüzyon olan akciğer kanseri tipi küçük hücreli akciğer kanseridir (4). Malign efüyonu olan hastaların dörtte biri asemptomatiktir. Hastaların yarısında ise plevral efüzyon malign hastalığın ilk bulgusu olmaktadır. Masif (hemitoraksı kaplayan) plevral efüzyonu olan hastaların % 70 inde neden maligndir. Bilateral plevral efüzyonu ve normal kalp büyüklüğü olan hastaların yarısında da altta malign hastalık bulunmaktadır (15, 16). Malign efüzyonlarda plevral sıvı eksüda tarzındadır, ancak % 5 kadarı transüda niteliğinde olabilir (15). Malign efüzyonda lenfositler yoğundur, oranları % arasındadır. Eozinofili nadirdir, ancak olması malign hastalığı ekarte ettirmez (16). Plevral sıvı seröz, seroanginöz veya kanlı görünümde olabilir. Sıvıda amilaz düzeyi yüksek bulunabilir. Sıvının ph (< 7.30) ve glükoz (< 60 mg/dl) değerlerinin düşük olması ileri evre hastalığı, yoğun tümör yükünü gösterir, bu bulgular sitolojik ve plevra biyopsisi ile tanı koyma olasılığının da yüksekliğine işaret eder (3, 16). Glükoz ve ph düşüklüğü hastanın yaşam süresinin kısa ve plöredesis girişiminin başarısız olacağının göstergeleridir. Akciğer kanserinde malign efüzyon varlığı hastanın cerrahi tedavi olasılığını ortadan kaldırır. Ancak hastaların % 5 kadarında efüzyon kanserin yayılımına bağlı değildir ve cerrahi tedavi şansı kaybolmamıştır (15). Bu efüzyonlar paramalign efüzyonlar olarak adlandırılır ve plevral sıvı birikimi en sık lenf damarlarının obstruksuyonuna bağlıdır. Tablo I: Transüda tipinde plevral sıvı nedenleri Konjessif kalp yetmezliği Siroz Pulmoner emboli Periton dializi Urinothoraks Nefrotik sendrom Santral venöz kateter komplikasyonu Hipotiroidism Meig sendromu Malign hastalıklar Superior vena cava sendromu Sarkoidosis Plevraya beyin-omurilik sıvısı kaçağı 214

9 Tablo II: Eksüda tipinde plevral sıvı nedenleri: Malign hastalıklar Akciğer kanseri Plevranın metastatik hastalıkları Mesotelyoma Lenfoma İnfeksiyon hastalıkları Bakteriyel pnömoni Tüberküloz Viral, paraziter, fungal infeksiyonlar Pulmoner emboli Koroner arter bypass cerrahisi sonrası Dressler sendromu Perikardit Gastrointestinal hastalıklar Ösefagus perforasyonu Pankreatit Subfrenik apse İntrahepatik apse Splenik apse Abdominal cerrahi sonrası Diafragmatik herni Karaciğer transplantasyonu sonrası Kollajen vasküler hastalıklar Romatoid plörezi Sistemik lupus eritematosus (SLE) İlaca bağlı SLE Sjögren sendromu Ailesel Akdeniz ateşi Wegener granülomatosus Churg-Strauss sendromu İlaca bağlı plevral efüzyon Bromokriptin, nitrofurantoin, amiodarone, metotreksat Pulmoner tromboemboli Benign asbest plörezisi Sarkoidosis Meig senromu Postpartum plevral efüzyon Over hiperstimulasyon sendromu Sarı tırnak sendromu 215

10 Tablo III: Eksüda-Transüda ayrımında kriterler Light kriterleri (Üç kriterden birinin varlığı) Plevra-serum protein oranı > 0.5 Plevra-serum LDH oranı > 0.6 Plevra sıvısı LDH düzeyinin serum normal LDH oranının 2/3 ünden yüksekliği (sıklıkla 200 IU/L üzerinde) Plevral sıvı kolesterol düzeyi > 60 veya 43 mg/dl Plevra-serum kolesterol oranı > 0.3 Serum plevra albumin farkı < 1.2 g/dl Serum plevra protein farkı < 3.1 g/dl Tablo IV: Eksüdatif plevral efüzyonlarda ayırıcı tanı için ek testler: Tam hücre sayımı Lökosit tiplerinin ayrımı Mikrobiyolojik yayma Gram boyama Mikrobiyolojik kültür Glükoz düzeyi tayini Sitolojik inceleme Tüberküloz için bir belirleyici (Adenozin deaminaz, gama-interferon) Kaynaklar 1. Miserochi G. Physiology and pathophysiology of pleural fluid turnover. Eur Respir J 1997: 10: Light RW. Pleural effusion. N Engl J Med 2002; 346: Light RW. Diagnostic approach in a patient with pleural effusion. Eur Respir Mon 2002: 22: Marel M. Epidemiology of pleural effusions. Eur Respir Mon 2002: 22: Light RW. Diagnostic principles in pleural disease. Eur Respir J 1997; 10: Light RW. Current Opinion in Pulmonary Medicine 1999; 5: Kinasewitz, GT. Transudative pleural effusions. Eur Respir J 1997; 10: Collins TR, Sahn SA. Thoracentesis: complications, patient experience and diagnostic value. Chest 1987; 91: Hillerdal G. Chylothorax and pseudochylothorax. Eur Respir J 1997: 10: Hamm H. Light RW. Parapneumonic effusion and empyema. Eur Respir J 1997; 10: Prakash UBS, Reiman HM. Comparison of needle biopsy with cytologic analysis for the evaluation of pleural effusion: Analysis of 414 cases. Mayo Clin Proc 1985; 60: Bouros D, Hamm H. Infectious pleural effusion Eur Respir Mon 2002: 22: Ferrer J. Pleural tuberculosis. Eur Respir J 1997; 10: Frank W. Tuberculous pleural effusions. Eur Respir Mon 2002: 22: Sahn SA. Pleural diseases related to metastatic malignancies. Eur Respir J 1997: 10; Sahn SA. Malignant pleural effusions. Eur Respir Mon 2002: 22:

Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Plevral Sıvı Fizyolojisi Giriş: Plevral sıvının tespitinde; - Direk akciğer grafisi (Yan yatar pozisyonda) - Ultrasonografi

Detaylı

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM Plevra boşluğu Seröz zarla kaplı kavite Mezotel hücreleri ile döşeli Parietal ve viseral plevra arasında Subatmosferik basınç Plevra sıvısı Parietal plevradan salınım (cephalad)

Detaylı

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM Plevra boşluğu Seröz zarla kaplı kavite Mezotel hücreleri ile döşeli Parietal ve viseral plevra arasında Subatmosferik basınç Plevra sıvısı Parietal plevradan salınım (cephalad)

Detaylı

PLEVRA SIVISI 1 PLEVRA SIVISININ RUTİN ANALİZİ; > / mm3. >10.000/mm3 >%50 >%50. Sitoloji Neoplastik hücrelerin bulunması Malignite

PLEVRA SIVISI 1 PLEVRA SIVISININ RUTİN ANALİZİ; > / mm3. >10.000/mm3 >%50 >%50. Sitoloji Neoplastik hücrelerin bulunması Malignite Tanım: Plevral boşlukta sekresyon absorbsiyon dengesinin bozulması sonucu sıvı birikmesidir. MEKANİZMA Hidrostatik basıncın artması ÖRNEK Kongestif kalp yetmezliği PLEVRA SIVISI 2 PLEVRA SIVISINDA YAPILABİLECEK

Detaylı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı ASİT Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 2006-2007 Eğitim yılı Ders programı Asitin tanımı Fizik muayene bulguları Asit miktarının ifadesi Asit yapan nedenler Asitli hastada ayırıcı tanı

Detaylı

- Transjügüler intrahepatik porto sistemik shunt. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

- Transjügüler intrahepatik porto sistemik shunt. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Benign Plevral Efüzyonlar Transudatif Plevral Efüzyonlar: Konjestif Kalp Yetmezliği: Plevral efüzyonların en sık sebeplerinden biridir Efüzyon

Detaylı

Malign Plevral Sıvılar ve Mezotelyoma. Dr. İhsan Atila Keyf

Malign Plevral Sıvılar ve Mezotelyoma. Dr. İhsan Atila Keyf Malign Plevral Sıvılar ve Mezotelyoma Dr. İhsan Atila Keyf Malign Plevral sıvı tanısı Plevral sıvıda Plevral dokuda malign hücrelerin görülmesi ile konulur. Paramalign sıvı Malign bir nedene bağlı olmasına

Detaylı

Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı

Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı ADA 99, Glukoz 67 mg/dl, Yaymada tüm hücreler lenfosit Tetkik öneriniz:

Detaylı

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. TYBD SEPSİS ÇALIŞMASI ENFEKSİYON TANIMLARI Derin Cerrahi Alan Enfeksiyonu(DCAE) Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. 1.Cerrahi girişimden sonraki

Detaylı

30 Plevral Efüzyonun Eşlik Ettiği Bir Multipl Myeloma Olgusu

30 Plevral Efüzyonun Eşlik Ettiği Bir Multipl Myeloma Olgusu OLGU 30 30 Plevral Efüzyonun Eşlik Ettiği Bir Multipl Myeloma Olgusu 193 Plevral Efüzyonun Eşlik Ettiği Bir Multipl Myeloma Olgusu Ercan Kurtipek 1, Yaşar Ünlü 2, Yıldız Atlı 1, Abdülkadir Baştürk 3 1

Detaylı

TÜBERKÜLOZ PERİTONİT VAKA SUNUMU

TÜBERKÜLOZ PERİTONİT VAKA SUNUMU TÜBERKÜLOZ PERİTONİT VAKA SUNUMU GÜLDEN ÇELİK Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Araştırma Ve Uygulama Hastanesi Nefroloji Bilim Dalı Periton Diyalizi Ünitesi PERİTONİT Parietal ve visseral peritonun

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

ikisi birden rol oynayabilir (non-hodgkin Lenfoma) Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

ikisi birden rol oynayabilir (non-hodgkin Lenfoma) Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Malign Plevral Efüzyonlar Giriş: Malign plevral efüzyon (MPE) tanısı, plevral sıvıda veya plevral dokuda malign

Detaylı

Plevral Sıvı Sitolojisi ve Biyopsisinin Tanı Değeri (Bir Retrospektif Çalışma)

Plevral Sıvı Sitolojisi ve Biyopsisinin Tanı Değeri (Bir Retrospektif Çalışma) Plevral Sıvı Sitolojisi ve Biyopsisinin Tanı Değeri (Bir Retrospektif Çalışma) Ali Kemal UZUNLAR*, Hüseyin BÜYÜKBAYRAM*, Gökhan KIRBAŞ**, Mehmet YALDIZ*, Fahri YILMAZ*, Adem ARSLAN* * Dicle Üniversitesi

Detaylı

Plevra Sývýlarýnda Taný

Plevra Sývýlarýnda Taný DERLEMELER Plevra Sývýlarýnda Taný Tevfik Özlü Karadeniz Teknik Üniversitesi Týp Fakültesi, Göðüs Hastalýklarý Anabilim Dalý, Trabzon ÖZET Plevra sývýsý tanýsý sývý varlýðýnýn gösterilmesi, eksüda-transüda

Detaylı

PLEVRA HASTALIKLARINDA TANISAL ALGORİTMA DOÇ. DR. ÖMER ÖZBUDAK AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

PLEVRA HASTALIKLARINDA TANISAL ALGORİTMA DOÇ. DR. ÖMER ÖZBUDAK AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI ANABİLİM DALI PLEVRA HASTALIKLARINDA TANISAL ALGORİTMA DOÇ. DR. ÖMER ÖZBUDAK AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI ANABİLİM DALI PLEVRA HASTALIKLARI PLEVRAL EFÜZYON DİĞER PLEVRA HASTALIKLARI PLEVRA HASTALIKLARI

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

TRANSBRONŞİAL İĞNE ASPİRASYONU (TBNA) Dr. Z. Toros Selcuk Hacettepe Ü. Tıp F. Göğüs Hastalıkları ABD.

TRANSBRONŞİAL İĞNE ASPİRASYONU (TBNA) Dr. Z. Toros Selcuk Hacettepe Ü. Tıp F. Göğüs Hastalıkları ABD. TRANSBRONŞİAL İĞNE ASPİRASYONU (TBNA) Dr. Z. Toros Selcuk Hacettepe Ü. Tıp F. Göğüs Hastalıkları ABD. Minai OA, Dasgupta A, Mehta AC 2000 Tarihçe Schieppati 1949, 1958 akciğer kanseri TBNA, subkarinal

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım Dr.Özlem Özdemir Kumbasar Bağışıklığı baskılanmış hastaların akciğer komplikasyonları sık görülen ve ciddi sonuçlara yol açan önemli sorunlardır.

Detaylı

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ TORAKS DEĞERLENDİRME ŞEKLİ 2 ( ID: 64)/OLGU Sİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ SONRASINDA GELİŞEN ORGANİZE PNÖMONİ (OP/ BOOP) Poster 3 ( ID: 66)/Akut Pulmoner Emboli: Spiral

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir.

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Primer spontan pnömotoraks

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

Plevral Efüzyon. geri emilir. Plevra sıvısı parietal plevradan süzülerek plevra boşluğuna geçer.

Plevral Efüzyon. geri emilir. Plevra sıvısı parietal plevradan süzülerek plevra boşluğuna geçer. Fatih Hikmet Candaş, Orhan Yücel Giriş Plevra, visseral ve pariyetal olmak üzere mezoderm kaynaklı iki membrandan oluşur. Visseral plevra, akciğerlerin tüm dış yüzünü ve interlober fissürleri, pariyetal

Detaylı

PLEVRA HASTALIKLARI (Olgularla) Dr. Öner Dikensoy Gaziantep Ünv. Tıp Fak. Göğüs Hast. AD.

PLEVRA HASTALIKLARI (Olgularla) Dr. Öner Dikensoy Gaziantep Ünv. Tıp Fak. Göğüs Hast. AD. PLEVRA HASTALIKLARI (Olgularla) Dr. Öner Dikensoy Gaziantep Ünv. Tıp Fak. Göğüs Hast. AD. dikensoy@yahoo.com Öğrenim Hedefleri Plevral sıvıların: 1. Tanım ve sınıflandırmasını 2. Epidemiyolojisi ve Etyolojisini,

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Adem Aköl Sinan Özyavaş Hazırlama Komitesi Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü 1/5

Detaylı

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU Dr.Serdar Onat VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU Vena Cava Superiorda kan akımının tıkanıklığa uğraması sonucu gelişen klinik tablodur. Acil olarak tanısal değerlendirme ve tedaviyi

Detaylı

Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında CEA, CA 15-3, CA 19-9, CA 125, CA 72-4 ve AFP Düzeyinin Tanısal Değeri

Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında CEA, CA 15-3, CA 19-9, CA 125, CA 72-4 ve AFP Düzeyinin Tanısal Değeri Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında CEA, CA 15-3, CA 19-9, CA 125, CA 72-4 ve AFP Düzeyinin Tanısal Değeri Ali BORAZAN*, Nesrin BİLGİÇLİ** * Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim

Detaylı

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum sistemi kan ile atmosfer havası arasında gaz değişimini oluşturabilecek şekilde özelleşmiş bir sistemdir. Solunum sistemindeki

Detaylı

SORULAR. Prof. Dr. Abdurrahman ŞENYİĞİT Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz A.D.

SORULAR. Prof. Dr. Abdurrahman ŞENYİĞİT Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz A.D. SORULAR Prof. Dr. Abdurrahman ŞENYİĞİT Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz A.D. Plevral sıvıda reaktif mezotelyal hücre saptanması durumunda aşağıdaki hastalıklardan hangisi

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik effüzyon ve sonrasında gözlenen ampiyemdir. Nadir olarak gözlenen enfeksiyonlar ise fungal, viral ve

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Olgu sunumu Doç. Dr. Erkan Çakır Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Şikayet ve hikayesi E.K 13 yaş kız hasta Özel bir tekstil atölyesinde

Detaylı

Tüberküloz plörezili 50 olgunun değerlendirilmesi. Evaluation of 50 cases with tuberculous pleurisy

Tüberküloz plörezili 50 olgunun değerlendirilmesi. Evaluation of 50 cases with tuberculous pleurisy KLİNİK ÇALIŞMA Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal Tüberküloz plörezili 50 olgunun değerlendirilmesi Evaluation of 50 cases with tuberculous pleurisy Gülbanu Horzum Ekinci, Osman Hacıömeroğlu,

Detaylı

Malign Plevral Efüzyonlarda Yaklaşım

Malign Plevral Efüzyonlarda Yaklaşım İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri TÜRKİYEDE SIK KARŞILAŞILAN HASTALIKLAR II Sindirim Sistemi Hastalıkları Akciğer Kanserine Güncel Yaklaşım Sempozyum Dizisi No:58 Kasım 2007;

Detaylı

Dr.Öner Dikensoy. Gaziantep Üniversitesi

Dr.Öner Dikensoy. Gaziantep Üniversitesi PLEVRAL EFÜZYONA KLİNİK YAKLAŞIM Dr.Öner Dikensoy Gaziantep Üniversitesi Plevral efüzyonlar sistemik hastalıkların bir aynası gibidir. Tüm sistemler veya organlara ait olan hastalıklar plevrayı etkileyebilir.

Detaylı

RATIO IN TUBERCULOUS AND NONTUBERCULOUS PLEURAL EFFUSION

RATIO IN TUBERCULOUS AND NONTUBERCULOUS PLEURAL EFFUSION Tüberküloz ve Tüberküloz Dışı Plevral Efüzyonda Plevral Adenozin Deaminaz (pada), Serum Adenozin Deaminaz (sada) ve Plevra/Serum Adenozin Deaminaz (p/s ADA) Oranının Tanı Değeri Figen ATALAY*, Dilek ERNAM*,

Detaylı

Plevral Sıvılarda LDH İzoenzimlerinin Ayırıcı Tanıdaki Değeri #

Plevral Sıvılarda LDH İzoenzimlerinin Ayırıcı Tanıdaki Değeri # Plevral Sıvılarda LDH İzoenzimlerinin Ayırıcı Tanıdaki Değeri # Gülden MAVIOĞLU BİLGİN*, Sibel ALPAR*, Cumhur KILINÇ**, Müjgan GÜLER*, Nilüfer ALTUĞ* * Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim

Detaylı

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya 3. OLGU Tüberküloz Kursu 2008 Antalya 43 yaşında erkek hasta, çiftçi Yakınması: Öksürük, balgam, balgamla karışık kan tükürme, nefes darlığı Hikayesi: Yaklaşık 5 aydır öksürük ve balgam yakınması olan

Detaylı

Torasentez. İrfan Eser, Şamil Günay. Derman Tıbbi Yayıncılık 27

Torasentez. İrfan Eser, Şamil Günay. Derman Tıbbi Yayıncılık 27 İrfan Eser, Şamil Günay Giriş Torasentez, toraks içerisinde parietal plevra ile visseral plevra arasında herhangi bir sebeple birikmiş olan sıvının iğne ya da kateter yardımıyla drene edilmesi işlemidir.

Detaylı

PLEVRAL EFFÜZYON ACİLMİDİR? Yrd. Dç.Dr Hacı Mehmet ÇALIŞKAN Ahi Evran Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil tıp A.D.

PLEVRAL EFFÜZYON ACİLMİDİR? Yrd. Dç.Dr Hacı Mehmet ÇALIŞKAN Ahi Evran Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil tıp A.D. PLEVRAL EFFÜZYON ACİLMİDİR? Yrd. Dç.Dr Hacı Mehmet ÇALIŞKAN Ahi Evran Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil tıp A.D. PLEVRA ANATOMİSİ Plevra akciğerlerin hareketine katkı sağlayan seröz bir membrandır ve birbiri

Detaylı

Öğrenim Hedefleri. Güncel tedavi yaklaşımlarını fibrinolitik tedavi plöredezis Bazı nadir görülen plevra hastalıklarında tanı ve tedavi yaklaşımlarını

Öğrenim Hedefleri. Güncel tedavi yaklaşımlarını fibrinolitik tedavi plöredezis Bazı nadir görülen plevra hastalıklarında tanı ve tedavi yaklaşımlarını Öğrenim Hedefleri Plevranın Anatomisini PE oluşum mekanizmalarını PE epidemiyolojisini Güncel Tanı yaklaşımı Tanı yöntemleri: Noninvaziv tanı yöntemleri İnvaziv tanı yöntemleri Güncel tedavi yaklaşımlarını

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

GÖĞÜS CERRAHİSİ CEP KİTABI

GÖĞÜS CERRAHİSİ CEP KİTABI GÖĞÜS CERRAHİSİ CEP KİTABI Mayıs 2012 Copyright 2012 ISBN : 978-605-87501-3-5 Eser Editörler : Göğüs Cerrahisi Cep Kitabı : Editör İletişim Bilgileri : GATA Göğüs Cerrahisi AD Öğretim Üyesi, Etlik, Ankara,

Detaylı

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik: Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Karsinoid Tümörler Giriş Ender görülen akciğer tümörleridirler Rezeksiyon uygulanan akciğer tümörlerinin %0,4- %3 ünü oluştururlar Benign-malign

Detaylı

Ders Yılı Dönem-V Göğüs Cerrahisi Staj Programı

Ders Yılı Dönem-V Göğüs Cerrahisi Staj Programı 2018 2019 Ders Yılı Dönem-V Göğüs Cerrahisi Staj Programı DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 5 GÖĞÜS CERRAHİSİ STAJI EĞİTİM PROGRAMI Stajın adı Stajın süresi Öğretim yeri Anabilim Dalı Başkanı Staj

Detaylı

OLGU SUNUMU-1. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

OLGU SUNUMU-1. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR OLGU SUNUMU-1 Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR 19 yaşında, erkek hasta Yaklaşık 45 gündür olan - Ateş - Boğaz ağrısı - İştahsızlık - Halsizlik - Kilo kaybı - Gece terlemesi ÜSYE AMC ve sefuroksim aksetil kullanma

Detaylı

Plevral Sıvılı Hastaya Yaklaşım

Plevral Sıvılı Hastaya Yaklaşım Plevral Sıvılı Hastaya Yaklaşım Dr. Hüseyin Yıldırım Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı TTD KIŞ OKULU 14-18 ŞUBAT 2018 ANTALYA Plevra sıvıları, plevra boşluğunda

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

Plevra hastalıklarında tanısal işlemler

Plevra hastalıklarında tanısal işlemler Plevra hastalıklarında tanısal işlemler Doç.Dr.Sevda Şener Cömert SBÜ Kartal Dr.Lütfi Kırdar SUAM Göğüs Hastalıkları Kliniği Plevra hastalıkları Plevral efüzyon Diğer plevra hastalıkları Plevral kalınlaşma

Detaylı

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri Akciğer kanserinin tanısında anamnez, fizik muayene, tam kan sayımı ve rutin biyokimya testlerinden sonra; Noninvaziv (akciger filmi, toraks BT, PET, balgam sitolojisi),

Detaylı

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ Doç. Dr. Tuncay Göksel Ege Ü.T.F. Göğüs Hast. A.D. SONUÇ Konuşması Yöntemi Toraks Derneği Akciğer ve Plevra Maligniteleri Rehberi 2006 + Kurs Konuşmaları Prognozu

Detaylı

Dr.Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD KONYA

Dr.Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD KONYA Dr.Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD KONYA 49 yaşında, erkek hasta Sol ayakta şişlik, kızarıklık Sol ayak altında siyah renkte yara

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ KLİNİK Bağışıklık sistemi sağlam kişilerde akut infeksiyon Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde akut infeksiyon veya

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Soliter Pulmoner Nodül Tanım: Genel bir tanımı olmasa da 3 cm den küçük, akciğer parankimi ile çevrili, beraberinde herhangi patolojinin eşlik

Detaylı

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Metastatik Akciğer Tümörleri Giriş İzole akciğer metastazlarına tedavi edilemez gözüyle bakılmamalıdır Tümör tipine

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ÇOCUK GÖĞÜS G HASTALIKLARINDA CERRAHİ ACİLLER Dr.Gürsu Kıyan PhD Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Türk Toraks Derneği 11. yıllık kongresi Antalya 2008 Bronkoskopi gerektiren

Detaylı

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı 64 yaşında erkek hasta 10 yıldır KOAH tanılı ve diyabet hastası 25 gün önce göğüs ve sırt ağrısı, nefes darlığı PaO2: 68.2; PaCO2:36 ; O2 satürasyonu: 94,4 FM;

Detaylı

Dr. Seçkin Pehlivanoğlu. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Hastanesi

Dr. Seçkin Pehlivanoğlu. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Hastanesi Dr. Seçkin Pehlivanoğlu Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Hastanesi Ö, K 47 y, E Şikayeti: Bilinen sistemik hastalığı olmayan hastanın, 3 gün önce yağmurda ıslanma sonrası kuru öksürük ve nefes

Detaylı

Olgu: Asitli Hasta. Dr. Hakan AKIN

Olgu: Asitli Hasta. Dr. Hakan AKIN Olgu: Asitli Hasta Dr. Hakan AKIN OLGU SUNUMU S.M.Ç. 40 yaşında erkek Şikayeti:4 gündür olan karında ağrı ve yaygın şişlik, şişkinlik hissi, gaz ve gayta çıkaramama Özgeçmiş: 10 yıl önce kolesistit? Soygeçmiş:

Detaylı

Akciğer Kanseri ve Plevral Efüzyon (Bir Retrospektif Çalışma)

Akciğer Kanseri ve Plevral Efüzyon (Bir Retrospektif Çalışma) Akciğer Kanseri ve Plevral Efüzyon (Bir Retrospektif Çalışma) Figen ATALAY, Dilek ERNAM, Şükran ATİKCAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, ANKARA ÖZET Ocak 1990-Aralık

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR Akciğer kanseri olmak her şeyin sonu değildir. Bu hastalığı yenmek için mutlaka azimli, inançlı ve sabırlı olmanız

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk Duktus Torasikus ve Şilotoraks Tanım: Duktus torasikus; baş, boyun, göğüs duvarının sağ kısımları, sağ akciğer ve

Detaylı

Plevral Efüzyonlu 153 Hastanın Değerlendirilmesi

Plevral Efüzyonlu 153 Hastanın Değerlendirilmesi Plevral Efüzyonlu 153 Hastanın Değerlendirilmesi Merve Gülce BAYRAK, Levent ERKAN, Oğuz UZUN, Serhat FINDIK, Atilla Güven ATICI, Şevket ÖZKAYA Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları

Detaylı

Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var

Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var KARACİĞER NEDEN ÖNEMLİ 1.Karaciğer olmadan insan yaşayamaz! 2.Vücudumuzun laboratuardır. 500 civarında görevi var! 3.Hasarlanmışsa kendini yenileyebilir! 4.Vücudun

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

PLEVRAL MALİGN MESOTELYOMA: HİSTOPATOLOJİK TİP VE GİRİŞİMSEL TANI YÖNTEMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

PLEVRAL MALİGN MESOTELYOMA: HİSTOPATOLOJİK TİP VE GİRİŞİMSEL TANI YÖNTEMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ PLEVRAL MALİGN MESOTELYOMA: HİSTOPATOLOJİK TİP VE GİRİŞİMSEL TANI YÖNTEMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Halide Nur Ürer, Sedat Altın, İbrahim Celalettin Kocatürk, Naciye Arda, Lütfiye Kılıç, Neslihan Fener,

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Amaç: Göğüs Cerrahisi stajı sonunda 5.sınıf öğrencileri, bir tıp fakültesi mezunu pratisyen hekimin bilmesi gereken konulara hakim olacak, gerekli

Detaylı

4. S I N I F - 2. G R U P 1. D E R S K U R U L U

4. S I N I F - 2. G R U P 1. D E R S K U R U L U (Hematoloji, Tıbbi Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi, Algoloji,, Kalp ve Damar Cerrahisi, Göğüs Hastalıkları, Göğüs Cerrahisi, Nükleer Tıp) H E M A T O L O J İ - O N K O L O J İ, D O L A Ş I M V E S O L U

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR Pulmoner Vasküler Hastalıklar AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AKCİĞER HASTALIKLARI VE YOĞUN BAKIM GÜNLERİ TANI VE TEDAVİDE

Detaylı

absesi Prof.Dr.C Tetikkurt

absesi Prof.Dr.C Tetikkurt Akciğer absesi Prof.Dr.C.Cüneyt Tetikkurt Akciğer absesi, süpüratif bir akciğer infeksiyonudur. İnfeksiyonun orta kısmk smında sıkls klıkla kla nekroz gelişir ir Nedenleri - Üst havayollarından aspirasyon

Detaylı

Tüberkülozda Yeni Tanı Metodları (Quantiferon)

Tüberkülozda Yeni Tanı Metodları (Quantiferon) Tüberkülozda Yeni Tanı Metodları (Quantiferon) Tüberküloz bütün yaş gruplarında görülen ve tüm sistemleri tutabilen bir hastalıktır. Tüberküloz prevalansının yüksek olduğu toplumlarda genellikle çocuk

Detaylı

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Erken Evre Akciğer Kanserinde Erken Evre Akciğer Kanserinde Görüntüleme Dr. Figen Başaran aran Demirkazık Hacettepe Universitesi Radyoloji Anabilim Dalı Kasım 2005 Mayıs 2006 Müsinöz ve nonmüsinöz tipte bronkioloalveoler komponenti

Detaylı

AKCİĞER DIŞI TÜBERKÜLOZ OLGU SUNUMU. Dr.Onur URAL Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

AKCİĞER DIŞI TÜBERKÜLOZ OLGU SUNUMU. Dr.Onur URAL Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD AKCİĞER DIŞI TÜBERKÜLOZ OLGU SUNUMU Dr.Onur URAL Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 18 yaşında, kadın hasta Yaklaşık on gündür olan, - üşüme, titreme ile

Detaylı

Romatizma BR.HLİ.066

Romatizma BR.HLİ.066 Nedir? başta eklemler olmak üzere, birçok organ ve dokunun doğrudan ya da dolaylı olarak zarar görmesine yol açabilen hastalıklar grubudur. Kanda iltihap düzeyinde yükselmeye neden olup olmamasına göre

Detaylı

Periton diyaliz hastalarında başarıya ulaşmak için ortaya çıkmış DİYALİZ YETERLİLİĞİ Kompleks bir değerlendirme ve analizi gerektirmektedir.

Periton diyaliz hastalarında başarıya ulaşmak için ortaya çıkmış DİYALİZ YETERLİLİĞİ Kompleks bir değerlendirme ve analizi gerektirmektedir. Periton diyaliz hastalarında başarıya ulaşmak için ortaya çıkmış DİYALİZ YETERLİLİĞİ Kompleks bir değerlendirme ve analizi gerektirmektedir. S.K. Cinsiyeti: Kadın Doğum Tarihi:16.03.1965 Medeni Durumu:

Detaylı

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; KORONER RİSK TESTİ Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; Koroner kalp hastalıklarına yol açan kolesterol ve lipit testleridir. Koroner risk testleri

Detaylı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır. HODGKIN LENFOMA HODGKIN LENFOMA NEDİR? Hodgkin lenfoma, lenf sisteminin kötü huylu bir hastalığıdır. Lenf sisteminde genç lenf hücreleri (Hodgkin ve Reed- Sternberg hücreleri) çoğalır ve vücuttaki lenf

Detaylı

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Yoğun bakım hastası Klinik durumu ciddidir birden fazla tanı multi organ yetmezliği immunsupresyon sepsis travma Klinik durumu ilerleyicidir

Detaylı

Benin Plevral Efüzyonlar: (Plevra tüberkülozu, Parapnömonik sıvılar ve diğerleri)

Benin Plevral Efüzyonlar: (Plevra tüberkülozu, Parapnömonik sıvılar ve diğerleri) Benin Plevral Efüzyonlar: (Plevra tüberkülozu, Parapnömonik sıvılar ve diğerleri) Doç. Dr. Öner Dikensoy Gaziantep Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD. 2009-TTD-Kurs Öğrenim Hedefleri Sık karşılaşılan benin

Detaylı

KARACİĞER KİST HİDATİĞİNİN PERKÜTAN TEDAVİSİNDE SEKDİNGER VE TROKAR TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. Dr. Mustafa Özdemir

KARACİĞER KİST HİDATİĞİNİN PERKÜTAN TEDAVİSİNDE SEKDİNGER VE TROKAR TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. Dr. Mustafa Özdemir KARACİĞER KİST HİDATİĞİNİN PERKÜTAN TEDAVİSİNDE SEKDİNGER VE TROKAR TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Dr. Mustafa Özdemir Giriş ve Amaç: Girişimsel işlem olarak çeşitli yöntemler geliştirilmiş olmasına rağmen

Detaylı

Olgu sunumu. Dr. Selma Gökahmetoğlu. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, KAYSERİ

Olgu sunumu. Dr. Selma Gökahmetoğlu. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, KAYSERİ Olgu sunumu Dr. Selma Gökahmetoğlu Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, KAYSERİ Olgu D. E., 34 yaşında, bayan, iki çocuklu, çalışmıyor, Kayseri Başvuru

Detaylı

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

OLGU 3 (39 yaşında erkek) Yakınma OLGU 3 (39 yaşında erkek) Yaklaşık dört aydır öksürük, Kanlı balgam çıkarma, Göğüs ağrısı ve halsizlik yakınmaları Özgeçmiş Beş yıl önce çekilen akciğer radyogramında sağ üst ve alt zonda tespit

Detaylı

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Kronik Pankreatit Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Tanım Pankreasın endokrin ve ekzokrin yapılarının hasarı, fibröz doku gelişimi ile karakterize inflamatuvar bir olay Olay histolojik

Detaylı

DR.ENVER YALNIZ İZMİR DR. SUAT SEREN GÖĞÜS HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

DR.ENVER YALNIZ İZMİR DR. SUAT SEREN GÖĞÜS HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DR.ENVER YALNIZ İZMİR DR. SUAT SEREN GÖĞÜS HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OLGU-1 44 yaşında, erkek olgu futbol antrenörü 10 gündür ateş, eforla olan nefes darlığı, kuru öksürük

Detaylı

LENF NODU ve DİĞER DOKU BİYOPSİLERİNDE TÜBERKÜLOZ BASİLİ İZOLASYONU

LENF NODU ve DİĞER DOKU BİYOPSİLERİNDE TÜBERKÜLOZ BASİLİ İZOLASYONU SORUNLU ÖRNEKLERDEN MİKOBAKTERİ İZOLASYONU LENF NODU ve DİĞER DOKU BİYOPSİLERİNDE TÜBERKÜLOZ BASİLİ İZOLASYONU Yrd. Doç. Dr. Mahmut ÜLGER Mersin Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Mikrobiyoloji

Detaylı

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ĠÇ HASTALIKLARI BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU. Lisans

CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ĠÇ HASTALIKLARI BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU. Lisans CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ĠÇ HASTALIKLARI BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU Bölüm Ġç Hastalıkları Yıl/yarıyıl 4/1-2 Dersin Adı Ders düzeyi (Önlisans, lisans,vb) Dersin Türü(Z/S) Dersin dili Kodu

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Eser Elementler ve Vitaminler

Eser Elementler ve Vitaminler Doç. Dr. Onur POLAT Eser Elementler ve Vitaminler Esansiyel eser elementin temel özellikleri diyetten kesilmesi veya yetersiz alımıyla yapısal ve biyokimyasal değişikliklerin olması ve bu değişikliklerin

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı