Malign ve Benign Plevral Sıvıların Ayrımında Plevral Sıvı ve Serum Human Koriyonik Gonadotropin-ß Düzeyleri ile Plevral Sıvı/Serum Oranının Değeri



Benzer belgeler
Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında CEA, CA 15-3, CA 19-9, CA 125, CA 72-4 ve AFP Düzeyinin Tanısal Değeri

Plevral Sıvılarda LDH İzoenzimlerinin Ayırıcı Tanıdaki Değeri #

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında Fibronektin Düzeyinin Tanısal Değeri

Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Plevral Sıvı Sitolojisi ve Biyopsisinin Tanı Değeri (Bir Retrospektif Çalışma)

PLEVRAL MALİGN MESOTELYOMA: HİSTOPATOLOJİK TİP VE GİRİŞİMSEL TANI YÖNTEMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Tanı Testlerinin Değerlendirilmesi. ROC Analizi. Prof.Dr. Rian DİŞÇİ

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

RATIO IN TUBERCULOUS AND NONTUBERCULOUS PLEURAL EFFUSION

Meme Kanseri Teşhisi ve Evrelerini Belirlemede Bazı Enzimlerin Tanısal Performansının ROC (Receiver Operating Characteristics) Eğrisi ile

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

Aralıklarla Beta HCH ölçümü ne için yapılır?

Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında Lipide Bağlı Sialik Asit Düzeyi Tayininin Tanısal Değeri

TÜMÖR BELİRTEÇLERİ: BİYOKİMYASAL YAKLAŞIM. Prof. Dr. Erdinç DEVRİM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya AD

DOI: /bs Manuscript Type: Original Article

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Akciğer Kanseri ve Plevral Efüzyon (Bir Retrospektif Çalışma)

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

ALFA FETOPROTEİN (TÜMÖR BELİRLEYİCİSİ)


MALİGN PLEVRAL HASTALIKLARDA KAPALI PLEVRA BİYOPSİSİ VE PET/CT NİN TANISAL DEĞERİ

Mide ve Kolorektal Kanserli Olgularda Tümör Belirleyicilerinden AFP, CEA, CA 125 ve CA 19-9 un Klinik Kullan mlar n n İncelenmesi

Jale YAĞIZ, Neslihan İ. MUTLUAY, M. Bahadır BERKTAŞ, Tarkan ÖZDEMİR, Hüseyin LAKADAMYALI, Türkan ERYILMAZ, Mine BERKOĞLU

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Üroonkoloji Derneği. Prostat Spesifik Antijen. Günümüzdeki Gelişmeler. 2 Nisan 2005,Mudanya

DETAYLI KADIN CHECK- UP

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

KOLOREKTAL KARSİNOMLU HASTALARDA PRİMER İLE METASTAZ ARASINDA KRAS DİSKORDANSI

Renin-Angiotensin System Blockers May Prolong Survival of Metastatic Non-Small Cell Lung Cancer Patients Receiving Erlotinib

OLGU SUNUMU. Dr. Furkan DURSUN GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi TÜD KUZEY MARMARA ŞUBESİ AYLIK BİLİMSEL TOPLANTISI

TAKD olgu sunumları- 21 Kasım Dr Şebnem Batur Dr Büge ÖZ İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji AD

Tıbbı Onkoloji Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H Görevler: Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Uzman Doktor-

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

Tiroid Patolojisi Slayt Semineri

ÜST ÜRİNER SİSTEM KANSERLERİNDE GÖRÜNTÜLEMENİN ÖNEMİ

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

TRANSBRONŞİAL İĞNE ASPİRASYONU (TBNA) Dr. Z. Toros Selcuk Hacettepe Ü. Tıp F. Göğüs Hastalıkları ABD.

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

CEA seviyesini yükselten sebepler nelerdir?

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

Malign ve Benign Plevral Effüzyonların Ayrımında Kromozom Analizi: Sitogenetik Bir Çalışma

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

TÜBERKÜLOZUN MOLEKÜLER TANISINDA GÜNCEL DURUM

Karaciğerde ve anne karnındaki bebeğin plasentasına yapılan bir proteindir. Doğumdan sonra miktarı düşer. Bkz: 4 lü test. Kandaki miktarı ölçülür.

Transüda-Eksüda Ayrımında Plevral Sıvı Psödokolinesteraz Düzeyinin Tanısal Değeri

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Eğitim yılı

Plevral Sıvılarda Transuda-Eksuda Ayrımında Yeni Biyokimyasal Formüllerin Tanısal Verimliliği

Akciğer Kanserlerine Eşlik Eden Plevra Sıvısı

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Tamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması. Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

MEME KANSERİNDE YENİ BİR BELİRTEÇ: İnsan Epididymis Proteini 4 (HE-4)

Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi

GATA HASTANESİ 2001 YILI MALİGNİTE OLGULARININ İNCELENMESİ

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

PLEVRAL EFÜZYON. Dr. Z. Toros Selçuk

Adneksiyel Kitlelerde Maligniteyi Predikte Eden Faktörler

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

Yüksek plevral copeptin düzeyleri eksüdayı transüdadan ayırabilir

TİROİD KANSERİ. Kaç çeşit tiroid kanseri vardır?

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

PLEVRAL EFÜZYONLARDA KOMPLEMAN KOMPONENTLERİNDEN C3 VE C4 DÜZEYİNİN TANISAL DEĞERİ

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA PROKALSİTONİN VE C-REAKTİF PROTEİN DÜZEYLERİ NASIL YORUMLANMALIDIR?

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Primer akciğer kanserinde transtorasik ince iğne aspirasyonunun hücre tipi uyumu

Mesane kanserinde idrar sitolojisinin tanısal önemi 1,2

PLEVRAL SIVILI HASTALARDA PLEVRAL SIVI VE SERUM D-DİMER DÜZEYLERİNİN TANISAL DEĞERİ

PLEVRA SIVISI 1 PLEVRA SIVISININ RUTİN ANALİZİ; > / mm3. >10.000/mm3 >%50 >%50. Sitoloji Neoplastik hücrelerin bulunması Malignite

MEDİKAL TORAKOSKOPİ. Dr. Hüseyin YILDIRIM. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Over Kanserinde Tedavi. Dr. M. Faruk Köse Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Üriner sistem malignitelerinde sitolojinin tanısal önemi

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ

PLEVRANIN KARSİNOM METASTAZ OLGU SERİSİ. Doç. Dr. Sibel Perçinel Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Epstein-Barr virüs enfeksiyonlarında trombosit parametrelerinin değerlendirilmesi

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

doğrudur? Veya test, sağlıklı dediği zaman hangi olasılıkla doğrudur? Bu soruların yanıtları

* Anahtar Kelimeler: Mesane kanseri, tümör belirteçleri, CA 19-9, CA 125; Key Words:

Adneksial kitlelerde malignite araştırması

Parapnömonik Plevral Efüzyon Tanısında Plevral Sıvı Prokalsitonin Düzeyinin Rolü

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

Akciğer Kanseri 8. TNM Evreleme Sistemi

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

MESANENİN ÜROTELİYAL KARSİNOMLARINDA MESANE YIKAMA SİTOLOJİSİNİN ROLÜ

Plevral sıvı analizinde ilk basamak, sıvının transuda ya da eksuda olduğunun ayırt edilmesidir. Bu ayırımın doğru bir şekilde yapılması çok önemlidir.

İNFERTİLİTE VE ADNEKSİYAL KİTLELERDE TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN YERİ

Transkript:

Malign ve Benign Plevral Sıvıların Ayrımında Plevral Sıvı ve Serum Human Koriyonik Gonadotropin-ß Düzeyleri ile Plevral Sıvı/Serum Oranının Değeri Feza UĞURMAN, Ayşe GÖZÜ, Behiye AKKALYONCU, Gülnur ÖNDE ÜÇOLUK, Sait YORDAM, Belgin SAMURKAŞOĞLU Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, ANKARA ÖZET Bu çalışmada, malign ve benign plevral sıvıların ayrımında, plevral sıvı ve serum human koriyonik gonadotropin-ß (ß-HCG) düzeylerinin ve plevral sıvı/serum ß-HCG oranının değerini araştırdık. Çalışmaya eksüdatif plevral sıvılı 57 hasta (27 benign, 30 malign) alındı. Benign ve malign grupların serum ß-HCG düzeyleri arasında anlamlı fark saptanmadı. Ayrıca, her iki grubun plevral sıvı ß-HCG düzeyleri arasındaki fark da istatistiksel olarak anlamlı değildi (p> 0.05). Ancak, malign grubun plevral sıvı/serum ß-HCG oranının benign grubunkinden anlamlı olarak yüksek olduğu saptandı (p< 0.05). Plevral sıvı/serum ß-HCG oranı için eğri altındaki alan (AUC) 0.670 olarak bulundu ve bu değer anlamlıydı (p< 0.05). Cut-off noktası olarak 1 miu/l seçildiğinde spesifite %91.3 idi, ancak malign grupta da bu değerin altında birçok olgu olduğundan sensitivite %41.7 bulundu. Sonuç olarak, ß-HCG oranı her ne kadar malign hastalarda daha yüksekse de duyarlılığının düşük olması nedeniyle malign ve benign plevral sıvıların ayrımında kullanılamayacağı düşünüldü. ANAHTAR KELİMELER: Akciğer kanseri, plevral sıvı, serum human koriyonik gonadotropin-ß SUMMARY PLEURAL FLUID AND SERUM ß-HCG LEVELS AND PLEURAL FLUID/SERUM ß-HCG RATIO FOR THE DISCRIMINATION OF MALIGNANT AND BENIGN PLEURAL EFFUSIONS We evaluated the value of pleural fluid and serum ß-HCG levels and pleural fluid/serum ß-HCG ratio for the discrimination of malignant and benign pleural effusions. Fifty-seven patients with exudative pleural effusions (27 benign, 30 malignant) were included in the study. No significant difference of serum ß-HCG levels between benign and malignant groups was detected. The difference of pleural fluid ß-HCG levels between the groups was not significant, either (p> 0.05). But, the pleural fluid/serum ß-HCG ratio of the malignant group was significantly higher than that of the benign group (p< 0.05). Area under curve for pleural fluid/serum ß-HCG ratio was 0.670 which was significant (p< 0.05). When the cut-off point was chosen as 1 miu /L, specificity was 91.3%, whereas, sensitivity was 41.7% as there were many cases with values below 1 miu/l in the malignant group. In conclusion, because of its low sensitivity, pleural fluid/serum ß-HCG ratio is not reliable for the differentiation of malignant and benign effusions although it is higher in malignant effusions. KEY WORDS: Lung cancer, pleural effusion, serum human chorionic gonadotrophin-ß 186

Malign ve Benign Plevral Sıvıların Ayrımında Plevral Sıvı ve Serum Human Koriyonik Gonadotropin-ß Düzeyleri ile Plevral Sıvı/Serum Oranının Değeri GİRİŞ Plevral sıvılar, akciğerler, plevra ya da toraks dışı organlardan kaynaklanabilirler. Eksüdatif plevral sıvılar, en sık pnömoni, tüberküloz ve malignite sonucu gelişirler. İleri yaşlarda, artan riskle doğru orantılı olmak üzere, plevral sıvıların en sık sebebi malignite olmaktadır (1). Plevral sıvının malign nedenlerden mi yoksa benign hastalıklardan mı kaynaklandığını anlamak hem hastanın tedavisinde hem de takibinde oldukça önemlidir. Bugün için böyle bir ayrımı sağlayan tek yöntem, histolojik ya da sitolojik olarak malign hücrelerin gösterilmesidir. Bu yöntemin özgüllüğü oldukça yüksek olmakla birlikte, kimi zaman invaziv yöntemler gerektirmekte ve duyarlılık da her zaman istenilen düzeylerde olmamaktadır. Bu nedenle kısa zamanda sonuç veren, torasentez dışında invaziv bir tetkik gerektirmeyen, duyarlılığı ve özgüllüğü yüksek bir tümör belirleyici bulma çabaları devam etmektedir. Bu tümör belirleyicilerinden biri olan human koriyonik gonadotropin (HCG), glikoprotein yapısında bir hormon olup α ve ß olarak adlandırılan yan zincirlerden oluşur. HCG nin biyolojik ve immünolojik spesifitesinden ß subuniti sorumludur (2-4). Normalde, gebe kadınlarda korpus luteumun devamlılığını sağlamak için plasentada üretilir ama gebe olmayan kadınlarda, hatta erkeklerde de hipofizden eser miktarda salgılanmaktadır. Nadiren ve düşük düzeylerde siroz, duodenal ülser ve inflamatuvar bağırsak hastalıklarında da saptanabilen bu hormonun kan düzeyleri, trofoblastik tümörlerde ve nonseminomatöz testiküler tümörlerde çok yükselebilmektedir (5). Birçok çalışmada, malign melanom, meme kanseri, sürrenal karsinomu, hepatoma, gastrointestinal sistem ve genitoüriner sistem tümörleri ve akciğer kanserlerinde HCG üretildiği gösterilmiştir (5-12). ß- human koriyonik gonadotropinin, tümör dokusundan başka, vücut sıvılarında da gösterilmiş olması sebebiyle biz bu çalışmamızda, malign ve benign plevral sıvıların ayrımında, plevral sıvı ve serum ß-HCG düzeylerinin ve plevral sıvı/serum ß-HCG oranının değerini araştırdık (13-19). GEREÇ ve YÖNTEM Çalışmamıza Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları kliniklerinde Kasım 2000-Nisan 2002 tarihleri arasında yatarak tedavi gören, tanıları kesinleşmiş olan, eksüda özelliğinde plevral sıvılı 57 hasta dahil edildi. Malign olgularda tanı, plevra biyopsisi ve/veya plevral sıvı sitolojisi ile malign hücrelerin gösterilmesiyle konuldu. Toraks dışı malignitelerin akciğer metastazlarında ise plevral sıvıda malign hücrelerin varlığının yanı sıra, primer odağın ortaya konulması şartı arandı. Tüberküloz plöritli hastalarda tanı için, plevra biyopsisinde kazeifiye granülomların gösterilmesi ya da direkt bakı ve/veya kültür sonucu plevral sıvıda asido-rezistan basilin varlığı şartları aranırken; klinik ve plevral sıvı biyokimyası ile tüberküloz plevrazi düşünülen ve tedaviye cevap vererek gerileyen sıvısı olan dört hasta da bu gruba dahil edildi. Klinik olarak pnömoni düşündüren tabloya eşlik eden biyokimyasal özellikleriyle ve nonspesifik antibiyotik tedavisine verdikleri yanıtla parapnömonik oldukları düşünülen plevral sıvılar da çalışmamızın benign grubuna dahil edildi. Uygun klinik durumlar eşliğinde yüksek olasılıklı pulmoner emboli ile uyumlu akciğer ventilasyonperfüzyon sintigrafisi olan ya da dinamik bilgisayarlı tomografi ile pulmoner arterinde trombüs saptanan hastalar ise pulmoner emboli olarak tanı aldılar. Yapılan plevral biyopsiler sonucu spesifik bir tanı konulamayan, renal fonksiyonları bozuk olan ve diyaliz programına alındıktan sonra sıvı miktarında gerileme gözlenen bir olgu ise üremik plörit olarak kabul edildi. Plevral sıvı ve kan örnekleri eş zamanlı olarak alındı. Bu örneklerde glikoz, protein, albumin, adenozin deaminaz (ADA), laktat dehidrogenaz (LDH) gibi biyokimyasal parametreler, mikrobiyolojik ve sitolojik incelemeler aynı gün içinde çalışılırken, 4000 devirde beş dakika santrifüj edilip üstte kalan süpernatanı alınan plevral sıvı ve serum örnekleri çalışma gününe kadar -20 C de saklandı. Plevra sıvısı ve serum örneklerinde ß-HCG düzeyleri, Roche Diagnostics kiti ile, Eleksis cihazında elektrokemiluminesans yöntemiyle çalışıldı. İstatistiksel hesaplamalar Statistical Packages for Social Sciences (SPSS) paket programı yardımıyla yapıldı. Plevral sıvı ve serum ß-HCG düzeyleri ve 187

Uğurman F, Gözü A, Akkalyoncu B, Önde Üçoluk G, Yordam S, Samurkaşoğlu B. plevral sıvı/serum oranlarının gruplar arasındaki karşılaştırmaları Mann Whitney-U, hastaların yaşları ise T-testi yardımıyla hesaplandı. Gruplar arasındaki oranların karşılaştırmalarında ise Ki-kare testi kullanıldı. Anlamlılık düzeyi 0.05 olarak kabul edildi. Sensitivite ve spesifite hesaplamalarında, standart formüller ve Receiver Operating Characteristics (ROC) (işlem karakteristiği eğrisi) eğrisi kullanıldı. SONUÇLAR Çalışmaya alınan 57 hastanın yaş ortalaması 51.2 ± 20.1 yıl (16-90 yıl) olarak saptandı. Hastaların 42 si erkek 15 i kadındı. Olguların tanıları, hastalıklarına göre cinsiyetleri ve yaşları Tablo 1 de gösterilmiştir. Olguların malign grubunu oluşturan 27 hasta, benign grubu oluşturan 30 hastadan istatistiksel olarak belirgin şekilde daha yaşlıydı (p< 0.01). Cinsiyet yönünden gruplar arasında fark yoktu (p> 0.05). Kadın hastalarda menopoz ile ilişkili olabileceği düşünülerek, ß-HCG düzeyleri her iki grupta bu açıdan karşılaştırıldı. Malign gruptaki 8 kadın hastanın 6 (%75) sında menopoz varken, benign gruptaki yedi kadın hastanın hiçbirisinde yoktu. Yüzdeler arasındaki fark anlamlıydı (p< 0.01). Malign ve benign grup, plevral sıvı ß-HCG ve serum ß-HCG düzeyleri açısından karşılaştırıldığında, hem plevral sıvı hem de serum ß-HCG düzeyleri malign grupta daha yüksekti, ancak bu farklar istatistiksel olarak anlamsızdı (p> 0.05). Yapılan plevral sıvı ve serum ß-HCG düzeyleri oranlamasında malign gruptan üç olgu, benign gruptan ise yedi olgu, serum ß-HCG düzeylerinin sıfır olması ve uygulanacak bölme işleminde paydanın sıfır olmasının işlemi anlamsız kılması dolayısıyla karşılaştırma dışı bırakıldı. Bu şekilde yapılan oranlama sonucunda malign gruptaki plevral sıvı/serum ß-HCG oranının anlamlı olarak yüksek olduğu saptandı (p< 0.05). Tablo 1. Olguların aldıkları tanılar, hastalıklarına göre cinsiyetleri ve yaşları. Cinsiyet Kadın Erkek Yaş/yıl Tanı Toplam n % n % (ortalama ± standart sapma) Benign grup Tüberküloz plörit 23 5 16.7 18 60.0 39.3 ± 20.8 Parapnömonik sıvı 4 0 0 4 13.3 52.3 ± 20.0 Pulmoner emboli 2 1 3.3 1 3.3 37.5 ± 7.8 Kronik böbrek yetmezliği plörezisi 1 1 3.3 0 0 44.0 Toplam benign plöreziler 30 7 23.3 23 76.7 41.0 ± 19.8 Malign grup Akciğer adeno kanseri 7 2 7.4 5 18.5 68.7 ± 13.4 Akciğer yassı hücreli kanseri 1 0 0 1 3.7 47.0 Akciğer küçük hücreli kanseri 4 0 0 4 14.8 56.5 ± 8.4 Küçük hücreli dışı akciğer kanseri 1 0 0 1 3.7 70.0 Mezotelyoma 6 4 14.8 2 7.4 66.0 ± 8.2 Malign epitelyal tümör 2 0 0 2 7.4 68.0 ± 9.9 Non-Hodgkin lenfoma 1 0 0 1 3.7 70.0 Meme kanseri metastazı 2 2 7.4 0 0 57.4 ± 24.5 Kolon kanseri metastazı 1 0 0 1 3.7 40.0 Parotis kanseri metastazı 1 0 0 1 3.7 32.0 Mesane kanseri metastazı 1 0 0 1 3.7 72.0 Toplam malign plöreziler 27 8 29.6 19 70.4 62.4 ± 13.6 188

Malign ve Benign Plevral Sıvıların Ayrımında Plevral Sıvı ve Serum Human Koriyonik Gonadotropin-ß Düzeyleri ile Plevral Sıvı/Serum Oranının Değeri Olgularda saptanan plevral sıvı ß-HCG, serum ß-HCG düzeyleri ve plevral sıvı/serum oranları Tablo 2 de görülmektedir. ß- human koriyonik gonadotropin düzeyleri, 57 kişilik hasta grubunun tümünde cinsiyetler arasında fark göstermiyordu (p> 0.05). Cinsiyetler arasındaki kıyaslama, gruplar içinde ayrı ayrı yapıldığında malign grupta cinsler arasında fark izlenmezken, benign grupta yalnızca serum ß-HCG düzeylerinin erkeklerde (ortalama: 2.5 ± 4 miu/l) kadınlara göre (ortalama: 0.13 ± 0.24 miu/l) anlamlı olarak yüksek bulundu. Benign grupta menopozda olan kadın hasta olmadığı ve malign grupta menopozda olmayan sadece iki kadın hasta bulunduğu için, menopoz durumuna göre kıyaslama yapılamadı. Gruplar arasında anlamlı farklılıklar saptanmadığı için plevra ve serum ß-HCG düzeylerinin tanıda kullanılabilirliği, sensitivite ve spesifite değerleri çalışılmadı. Bu çalışmalar, gruplar arasında anlamlı fark saptanan plevra/serum oranları için yapıldı. Plevra/serum ß-HCG oranları Şekil 1 de görülmektedir. Bu oranın işlem karakteristiği eğrisi ise Şekil 2 dedir. Plevral sıvı/serum ß-HCG oranına ait eğim altındaki alan [area under curve (AUC)] 0.670 olarak saptandı ve bu değer anlamlıydı (p< 0.05). Çeşitli kesim noktaları ( cut-off değerleri) için sensitivite ve spesifite değerleri hesaplandığında, en yüksek sensitivite ve spesifite toplamını veren noktanın 1 miu/l olduğu görüldü. TARTIŞMA Eksüda özelliğinde bir plevral sıvıyla karşılaşıldığında ve kesin tanıya ulaşılamadığı durumlarda hastanın takibi ya da invaziv tanısal yöntemlere geçilmesi kararının verilmesinde, plevral sıvının benign ya da malign natürde olması önemli rol oynamaktadır. ß-HCG, bu ayrım için araştırılan tümör belirleyiciler- Tablo 2. Olguların plevral sıvı ß-HCG, serum ß-HCG düzeyleri ve plevral sıvı/serum oranları. Plevral ß-HCG Serum ß-HCG (miu/l) (miu/l) Oran Tanı n ortalama ± SS n Ortalama ± SS n ortalama ± SS Benign plöreziler Tüberküloz plörit 23 1.49 ± 2.76 23 1.55 ± 3.12 16 0.84 ± 1.51 Parapnömonik sıvı 4 0.31 ± 0.5 4 5.29 ± 6.12 4 0.13 ± 0.16 Pulmoner emboli 2 0 2 0.45 ± 0.64 2 0 Kronik böbrek yetmezliği plörezisi 1 0 1 0.33 1 0 Toplam benign plöreziler 30 1.18 ± 2.47 30 1.93 ± 3.63 23 0.6 ± 1.3 Malign plörezilier Akciğer adeno kanseri 7 4.1 ± 7 7 16.04 ± 23.99 7 2.49 ± 4.83 Akciğer yassı hücreli kanseri 1 0.11 1 0.22 1 0.51 Akciğer küçük hücreli kanseri 4 0.69 ± 1.03 4 0.37 ± 0.53 3 3.85 ± 6.66 Küçük hücreli dışı akciğer kanseri 1 373.7 1 7.03 1 53.16 Mezotelyoma 6 325.0 ± 3.8 6 55.67 ± 132.84 4 1.95 ± 2.53 Malign epitelyal tümör 2 59.33 ± 82.55 2 6.03 ± 8.32 2 8.37 ± 2.14 Non-Hodgkin lenfoma 1 1.87 1 2.77 1 0.66 Meme kanseri metastazı 2 0 2 0.05 ± 0.07 2 0 Kolon kanseri metastazı 1 0 1 0 1 0 Parotis kanseri metastazı 1 193.1 1 3.11 1 62.09 Mesane kanseri metastazı 1 1.22 1 7.03 1 3.54 Toplam malign plöreziler 27 27.39 ± 81.12 27 17.53 ± 63.24 24 7.23 ± 16.1 189

Uğurman F, Gözü A, Akkalyoncu B, Önde Üçoluk G, Yordam S, Samurkaşoğlu B. Oran 65 60 55 50 15 14 13 12 11 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1 0-1 Malign Cut-off: 1 miu/l Benign bonhidrat içeriğinin düşük olması nedeniyle serum yarı ömrünün çok kısa olmasıdır (23,24). Bir diğer görüşe göre de, tümörler HCG ürettiği halde sekrete etmiyor olabilirler (25). Ayrıca, HCG kaynaklı veya HCG ile ilişkili birçok moleküler varyantın olması, farklı genetik orjinli tümörlerin farklı oranlarda HCG üretmesi, diferansiasyon farklılıkları ve bu heterojeniteye karşın analitik spesifiteden yoksun test tekniklerinin kullanılması da çelişkili ve düşük sonuçlardan sorumlu tutulmaktadır (21). Akciğer, meme, gastrointestinal sistem ve ürolojik malignitelerde serumda ß-HCG nicking enzim adı verilen bir enzimin arttığı gösterilmiştir. HCG bu enzimle sirkülasyondan uzaklaştırılıyor da olabilir (26). Şekil 1. Olguların plevra/sıvı ß-HCG oranlarının dağılımı. Sensitive 1 0.75 0.50 0.25 AUC: 0.670 0 0 0.25 0.50 0.75 1 1. Spesifite Şekil 2. Plevra/serum ß-HCG oranının işlem karakteristiği eğrisi. AUC: Egri altındaki alan. den birisidir. ß-HCG nin, hem küçük hücreli hem de küçük hücreli dışı akciğer kanserleri (KHDAK) nde üretildiği bilinmektedir (20-23). KHDAK yapılan çalışmalarda hastaların serumlarında HCG pozitifliği %7-21 arasında bildirilirken dokuda immünreaktivite çoğunlukla %100 e yakın bulunmuştur (22,23). Human koriyonik gonadotropinin tümör dokusu tarafından yüksek oranlarda üretildiği halde serumda aynı sıklıkta saptanmaması birkaç mekanizmayla açıklanmaya çalışılmıştır. Bu mekanizmalardan en çok kabul göreni, tümör kaynaklı HCG nin kar- Malign ve benign plevral sıvıların ayrımında HCG nin yararı ile ilgili çalışma sayısı fazla olmadığı gibi sonuçları da çok umut verici değildir. Bu çalışmalarda ß-HCG nin spesifitesi oldukça yüksek bulunsa da sensitivitesi düşüktür (15-18). Bizim çalışmamızda ise malign ve benign grupların serum ya da plevral sıvı ß-HCG düzeyleri arasında fark yoktu, bu yüzden sensitivite ve spesifite hesaplanamadı. Tümörlerin ürettiği karbonhidrat oranı düşük HCG, karaciğer tarafından hızla yıkıldığından serumda tespit edilme sıklığı düşükse, plevra ile ilişkili tümör dokusunca üretilen ve karaciğerden geçmeden direkt plevral sıvıya ulaşan HCG nin seruma göre daha yüksek olması gerekir. Bu durumda, plevra/serum HCG oranları, malign plevral sıvılarda benign olanlara göre daha yüksek olmalıdır. Bu düşünceden yola çıkarak olgularımızda plevral sıvı ß-HCG düzeylerini serum ß-HCG düzeylerine oranladığımızda gerçekten malign grupta bu oranın, benign grubunkinden anlamlı olarak yüksek bulduk (p< 0.05). Bu anlamlılık ROC eğrisiyle test edildiğinde AUC nin 0.67 olduğu ve bu değerlerin anlamlı olduğu görüldü (p< 0.05). Benign grupta iki olgu dışında tüm olguların ß-HCG oranı 1 in altındaydı (Şekil 1). Cut-off noktası olarak 1 alındığında spesifitenin %91.3, sensitivitenin ise %41.7 olduğu saptandı. Bu sonuçlar ışığında, ß-HCG oranı her ne kadar malign hastalarda daha yüksekse de malignite tanısına ulaşmada yeterli desteği sağlamaktan uzak olduğu sonucuna varıldı. Bizim sonucumuz, Zamani ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmanın sonuçlarından daha düşük idi. Bu çalışmada, plevral sıvı/se- 190

Malign ve Benign Plevral Sıvıların Ayrımında Plevral Sıvı ve Serum Human Koriyonik Gonadotropin-ß Düzeyleri ile Plevral Sıvı/Serum Oranının Değeri rum ß-HCG için cut-off değeri 2.51 alındığında sensitivite %100, spesifite %79.4 bulunmuş olup malign ve benign sıvıların ayrımında plevra/serum ß-HCG oranının yararlı bir parametre olduğu sonucuna varılmıştır (16). ß- human koriyonik gonadotropin üretimi, tümör tipine göre değişiklik göstermektedir. Bizim çalışmamızda malign grubu oluşturan olguların çoğu primer akciğer kanserinin plevra metastazı ya da mezotelyomaydı. Yüksek ß-HCG düzeyleri beklenen ürogenital ve gastrointestinal kökenli tümörlerin sayısı çok azdı (27-29). Ayrıca biz, asıl klinik sorunun eksüdatif sıvıların ayrımında ortaya çıktığı düşüncesiyle, transüdaları benign grubumuza dahil etmedik. Zamani ve arkadaşlarının çalışması ile bizim sonuçlarımız arasındaki farkın, bu etkenlerden kaynaklandığını düşünüyoruz. Malign sıvıyı gösterecek bir belirleyici arandığında karşılaşılan en büyük sorun, hem benign, hem de malign grubun homojen bir özellik göstermeyişidir. Malign plevral sıvı, hem plevradan hem akciğerden hem de toraks dışı birçok organın metastazlarından kaynaklanıyor olabilir. Bu geniş yelpazede, değişik tümör tipleri bazı tümör belirleyicilerini sentez edebilmekte, bazılarını ise edememektedir. Bu durumla ilişkili olarak, çalışılan tümör belirleyici düzeyleri grup içinde geniş bir varyasyon gösterebilmekte ve böylece testin kullanılabilirliğini azaltmaktadır. ß-HCG için de aynı sorun söz konusudur. Malign olgularımız incelendiğinde, ß-HCG düzeylerinin grup içinde büyük oynamalar gösterdiği, benign grupta ise bu varyasyonların görülmediği standart sapmaların büyüklüğünden anlaşılmaktadır (Tablo 2). Bu büyük sapmalar, gruplar arasındaki anlamsız farkın da önde gelen sebebidir. Malign ve benign sıvılar arasındaki ayrımı çabuk ve güvenli bir şekilde ortaya koyan bir tümör belirleyicisi bulma arayışları, hangi organdan köken alırsa alsın tüm malign hücreler tarafından üretilip salgılanan, ancak benign natürdeki hücrelerce salgılanmayan bir madde bulunana kadar devam edecek gibi görünmektedir. Sonuç olarak, malign plevral sıvılardaki ß-HCG düzeylerinin, benign olanlara göre anlamlı bir fark göstermediğini saptadık. Malign ve benign hastalar arasında serum ß-HCG düzeyleri de fark göstermiyordu. ß-HCG oranı ise malign hastalarda anlamlı olarak yüksekti; ancak düşük duyarlılık göstermesi nedeniyle bu testin, malign ve benign plevral sıvıların ayrımında kullanılabileceğini düşünmüyoruz. KAYNAKLAR 1. Bartter T, Akers SM, Pratter MR. The evaluation of pleural effusions. Chest 1994;106:1209-14. 2. Ashwood ER. Clinical chemistry of pregnancy. In: Burtis CA, Ashwood ER, eds. Tietz textbook of clinical chemistry. 3 rd ed. Philadelphia: W.B. Saunders Company, 1999;1736-75. 3. Blackman MR, Weintraub BD, Rosen SW et al. Human placental and pituitary glycoprotein hormones and their subunits as tumor markers: A quantitative assessment. JNCI 1980;65:81. 4. Vaitukhaitis JL, Ross GT, Braunstein GD, Rayford PL. Gonadotrophins and their subunits: Basic and clinical studies. Rec Progr Horm Res 1976;32:289. 5. Chan WD, Sell S. Tumor markers. In: Burtis CA, Ashwood ER, eds. Tietz textbook of clinical chemistry. 3 rd ed. Pennsylvania: W.B. Saunders Company, 1999; 732-73. 6. Muggia FM, Rosen SW, Weintraub BD, Hansen HH. Ectopic placental proteins in nontrophoblastic tumors: Serial measurements following chemotherapy. Cancer 1975;36:1327-37. 7. Kahn CR, Rosen SW, Weintraub BD et al. Ectopic production of chorionic gonadotrophin and its subunits by islet cell tumors: A specific marker for malignancy. N Engl J Med 1977;197:565-9. 8. Skrabanek P, Kirrane J, Powell D. An unifying concept of chorionic gonadotrophin production in malignancy. Invest Cell Pathol 1979;2:75-85. 9. Fukayama M, Hayashi Y, Koike M et al. Human chorionic gonadotropin in lung and lung tumors. Immunohistochemical study on unbalanced distribution of subunits. Lab Invest 1986;55:433-43. 10. Marcillac I, Troalen F, Ghillani P et al. Free human chorionic gonadotrophin ß subunit in gonadal neoplasms. Cancer Res 1992;52:3901-7. 11. Wilson TS, McDowell EM, McIntire KR et al. Elaboration of human chorionic gonadotrophin by lung tumors: An immunocytochemical study. Arch Pathol Lab Med 1981; 105:169-73. 12. Heyderman E, Chapman DV, Richardson TC. Biological markers in lung cancer: An immunocytochemical approach. Cancer Detect Prev 1982;5:427-49. 13. Yoshimura M, Nishimura R, Murotani A et al. Assessment of urinary beta-core fragment of human chorionic gonadotrophin as a new tumor of lung cancer. Cancer 1994;73:2745-52. 14. Papapetrou PD, Sakarelou NP, Braouzi H et al. Ectopic production of human chorionic gonadotrophin by neoplasms. Cancer 1980;45:2583-92. 15. Couch WD. Combined effusion fluid tumor marker assay, carcinoembryonic antigen and human chorionic gonadotrophin, in the detection of malignant tumors. Cancer 1981;48:2475-9. 191

Uğurman F, Gözü A, Akkalyoncu B, Önde Üçoluk G, Yordam S, Samurkaşoğlu B. 16. Zamani A, Öztürk T, İmecik O. Diagnostic value of pleural fluid/serum ratio of beta human chorionic gonadotrophin in malignant pleural effusions. The European Respiratory Society Annual Congress 2001, Berlin (abstract). 17. Pavesi F, Lotzniker M, Cremaschi P et al. Detection of malignant pleural effusions by tumor marker evaluation. Eur J Clin Oncol 1988;24:1005-11. 18. Botte G, Laferrere L, Etchepare S et al. Diagnostic value of tumor markers in pleural effusions. Medicine 1990; 50:213-6 (abstract). 19. Rich S, Presant CA, Meyer J et al. Human chorionic gonadotrophin and malignant mesothelioma. Cancer 1979; 43:1457-62. 20. Szturmowicz M, Wiatr E, Sakowicz A et al. The role of human chorionic gonadotrophin beta subunit elevation in small cell lung cancer patients. J Cancer Res Clin Oncol 1995;121:309-12. 21. Dirnhofer S, Freund M, Rogatsch H et al. Selective expression of trophoblastic hormones by lung carcinoma: Neuroendocrine tumors exclusively produce human chorionic gonadotrophin α-subunit. Hum Pathol 2000; 31:966-72. 22. Odell WD, Wolfsen AR, Yoshimoto Y et al. Ectopic peptide synthesis: A universal concomitant of neoplasia. Trans Assoc Am Physicians 1977;90:204-27. 23. Yoshimoto Y, Wolfsen AR, Odell WD. Glycosylation, a variable in the production of HCG by cancers. Am J Med 1979;67:414-20. 24. Groop C, Havemann K, Scheuer A et al. Ectopic hormones in lung cancer patients at diagnosis and during therapy. Cancer 1980;46:347-54. 25. Moyle WR, Bahl OP, Marz L. Role of carbonhydrate of human chorionic gonadotrophin in the mechanism of hormone action. J Biol Chem 1975;250:9163-9. 26. Wilson TS, McDowell EM, McIntire KR et al. Elaboration of human chorionic gonadotrophin by lung tumors. Arch Pathol Lab Med 1981;105:169-73. 27. Kardana A, Braunstein GD, Cole LA. Gonadotrophin beta-subunit nicking enzyme (GBNE), a potential marker of early malignancies. Oncol Res 1996;8:13-6. 28. Dirnhofer S, Koessler P, Ensinger C et al. Production of trophoblastic hormones by transitional cell carcinoma of the bladder: Association to tumor stage and grade. Hum Pathol 1998;29:377-82. 29. Braunstein GD, Vaitukaitis JL, Carbone PP et al. Ectopic production of human chorionic gonadotrophin by neoplasms. Ann Intern Med 1973;78:39-45. Yazışma Adresi Feza UĞURMAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Keçiören, ANKARA e-mail: fugurman@isbank.net.tr 192