Bir kitlenin biyolojik aktivitesinin sonucu açığa çıkan tümör belirteçleri (TB) kan



Benzer belgeler
TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

TÜMÖR MARKIRLARI. Dr. Ömer DİZDAR. Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü, Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı

TÜMÖR BELİRTEÇLERİ: BİYOKİMYASAL YAKLAŞIM. Prof. Dr. Erdinç DEVRİM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya AD

MEDİASTİNAL TÜMÖR BELİRTEÇLERİ

ALFA FETOPROTEİN (TÜMÖR BELİRLEYİCİSİ)

TÜMÖR GÖSTERGELERİ. Dr. Sezai Vatansever İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

TESTİS TÜMÖRLERİ. Dr. Tahsin Turunç. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi

TÜMÖR BELİRTEÇLERİ. Prof.Dr.Gülnur Tokuç MÜ Ped. Hematoloji-Onkoloji BD

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

Dr. Yaşar BEDÜK Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

PRİMERİ BİLİNMEYEN AKSİLLER METASTAZ AYIRICI TANISINDA PATOLOJİNİN YERİ

ERKEK GENİTAL SİSTEMİ. Webmaster tarafından yazıldı. Pazartesi, 12 Ocak :39 - Son Güncelleme Perşembe, 15 Ocak :19

DETAYLI KADIN CHECK- UP

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ

GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ

5. SINIF DERS NOTLARI TESTİS TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Yaşar BOZKURT

Karaciğerde ve anne karnındaki bebeğin plasentasına yapılan bir proteindir. Doğumdan sonra miktarı düşer. Bkz: 4 lü test. Kandaki miktarı ölçülür.

DOÇ.DR.YAŞAR BOZKURT

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

TESTİS KANSERİNDE TÜMÖR MARKERLARI Tanı, Tedavi ve Takipteki Yeri. Dr. Mert BAŞARAN İ.Ü. ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Mediastinal Kitleler. Akın Yıldızhan, Orhan Yücel

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Prof. Dr. Yaşar BEDÜK Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Sunum planı. Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları

Aralıklarla Beta HCH ölçümü ne için yapılır?

EVRE I SEMİNOM DIŞI TÜMÖRLERE YAKLAŞIM

Sunum Planı. Tanım Epidemiyoloji Etiyoloji ve patogenez Klinik Tanı Tedavi

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (İlkbahar Dönemi) TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ 10 NİSAN 2016 PAZAR SABAH

Kanserle mücadelede 3 temel yaklaşı. lmaktadır

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

Göğüs Cerrahisi Orhan Yücel. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012

AMİLAZ (SERUM) Klinik Laboratuvar Testleri

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

MENAPOZ DÖNEMİ MENAPOZ DÖNEM VE HORMONLAR

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

Adneksiyel Kitlelerde Maligniteyi Predikte Eden Faktörler

Adrenalde sık ve nadir görülen lezyonlar. Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

Ameliyat Öncesi Tanı / Nodüler Hastalıkta Kalsitonin Yeri

TESTİS KANSERİ.

IYE'D -' """ A 1 IGI. Pror. Hr. İlhan Ti ~( ~R. Editörler. Dr. Ediz F~ ( 'f lşa R. lh>\'- i>r. ~afi1 8()ZDl-:\1İR. Uo~. Ur. Rl"fik Rl 'Rt;l'T.

109. Aşağıdaki myoma uteri tiplerinden hangisinde laparotomi dışında bir cerrahi girişim yapılabilir?

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

GASTROİNTESTİNAL SİSTEMİN KARSİNOİD TÜMÖRLERİ (Histopatolojik ve İmmunohistokimyasal Bir Çalışma)

Tıbbı Onkoloji Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H Görevler: Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Uzman Doktor-

T. C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ

Nadir Görülen Over Tümörleri

KLİNİK OLARAK BELİRGİN OLMAYAN ADRENAL KİTLEYE (İNSİDENTALOMA) YAKLAŞIM

Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında CEA, CA 15-3, CA 19-9, CA 125, CA 72-4 ve AFP Düzeyinin Tanısal Değeri

KONU 5 ENDOKRİN SİSTEM

Ca; Ca+2; Serum calcium; Ca++; Calcium blood test:

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

ULUSAL ENDOKRİN CERRAHİ KONSENSUS KONFERANSI

Genitoüriner Sistem Tümörlerinde Radyoloji Dr.Oğuz Dicle

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

DETAYLI KADIN CHECK- UP

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Pediatrik Over Tümörleri Slayt Semineri

ELAZIĞ İLİNDEKİ TİROİD KANSER SIKLIĞI VE ALT TİPLERİ: BEŞ YILLIK DENEYİM

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

Çocukluk Çağında Mediasten Kitlelerine Yaklaşım Prof. Dr. Rejin Kebudi

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

Evre I Seminom Dışı Testis Tümörlerinde (NSGHT) Tedavi

Prof.Dr.Bülent Soyupak Dr.Alper Eken TESTİS TÜMÖRLERİ

YAŞLIDA DOĞRU LABORATUVAR KULLANIMI. Dr. Kadir Kayataş SBÜ Haydarpaşa Numune SUAM

MEDİASTEN HASTALIKLARI. Dr.Hakan Kutlay Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

Mediasten Tümörleri Akif Turna İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/5) Akreditasyon Kapsamı

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Küçük Hücreli Akciğer Kanserinde Cerrahinin Yeri Var mı? Dr.Ali Kılıçgün Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi

PET-CT nin Toraks Malignitelerinin Tanı ve Tedavi Yönetimindeki Yeri

İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU

TİROİD NODÜLLERİNE YAKLAŞIM

Persistan veya Rekürren Hiperparatiroidism TANI. Doç. Dr. Özlem ÜSTAY TARÇIN Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları

Mediasten Tümörleri Akif Turna İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı

ADRENAL KİTLELERK TLELERİNDE DR. FATİH H TUNCA İSTANBUL TIP FAKÜLTES LTESİ GENEL CERRAHİ

Transkript:

Mediyasten Hastalıkları ve Cerrahisi Editör: Prof. Dr. Akın Eraslan BALCI BÖLÜM 10 BÖLÜM 10 Mediyastinal Tümör Belirteçleri 113 Mediyastinal Tümör Belirteçleri Atalay Şahin, Tahir Şevval Eren Bir kitlenin biyolojik aktivitesinin sonucu açığa çıkan tümör belirteçleri (TB) kan veya dokuda bulunan ve kitlenin tanısı veya seyri ile ilgili bilgi sağlayan moleküllerdir. Bunlar genelde hormon, enzim, intraseluler protein veya hücre membran antijenleri olabilirler ve bunlar serum, plazma, idrar veya diğer vücut sıvılarında tesbit edilebilip ölçülebilirler. Tümörlerin ortaya çıkardığı TB nin, malign dokuyu normal dokudan veya bir maligniteyi diğerinden ayıran, tedaviye yanıtı belirleyen, ya da bir tümör tipi içerisindeki farklı davranış seyirlerini gösteren çeşitli özellikleri vardır. Her olguda tanı koymaya yeterli olmayabilirler. TB, DNA, RNA, protein, hücre veya doku düzeyinde tayin edilebilir. Tümör dokusunun varlığını gösteren ve dokuya ait biyolojik bir özellik olan tümör belirteçlerinin, hücre proliferasyonu ve hücre diferansiyasyonu ilişkisinden dolayı özellikle kanser tanısı ile takip ve tedavi gören hastalarda, tanıyı doğrulamak, tedaviye cevabı değerlendirmek, relapsları saptamak ve erken evre tümör taramalarında yararlanılan moleküllerdir. TB gen ürünlerinin ekpresyonu olabileceği gibi normal gen ürünlerinin değişen miktarı da olabilirler. Kromozomal DNA daki değişiklikler olabilen TB, yapısal ve fonksiyonel hücresel özellikler şeklinde de olabilirler. TB serum, idrar ve dokuda immünolojik veya sitogenetik metodlarla çalışılmaktadır. Kanser için ideal belirteç pozitifliği sadece kanser hastasında saptanan, böylece kanserin evresi ve tedaviye yanıtı ile ilişkili moleküle işaret eder. Özellikle asemptomatik olgularda belirteç taraması önerilmemektedir. İdeal olarak bir TB %100 spesifik ve %100 sensitif olmalıdır. Ancak günümüzde bu tanıma uygun optimal bir tümör belirteci saptanmamıştır. Ayrıca, tümör yükünün derecesini göstermeli, prognostik değeri olmalı, kolay üretilebilir ve ölçülebilir olmalıdır. Bu şartlara en yakın TB Bence-Jones proteini olup, multiple myelomlu hastaların

114 Atalay Şahin, Tahir Şevval Eren bazılarının idrarında bulunmaktadır (1-3). Diğerleri ise insan koryonik gonadotropin (HCG), alfa feto protein (AFP), katekolamin ve yıkım ürünleri, kromogranin ile parathormon (PTH) dur (Tablo 1). Mediyasten çok farklı tümöral veya kistik oluşumlar bulunduran anatomik bir bölge olduğundan klinik olarak üst ve ön mediyasten, orta mediyasten (viseral bölge) ve posterior mediyasten (paravertebral sulcus) olarak dört ayrı bölge olarak değerlendirilebilir. Değişik patalojileri bulundurduğu için özellikle ön mediyastenin, TB açısından farklı bir yeri vardır (1,3). ÜST-ÖN MEDİYASTENDEKİ TÜMÖRLERİN BELİRTEÇLERİ Timoma ve Timik Karsinoma Timusa ait lezyonlar çoğunlukla anterior mediyasten yerleşimlidir. Timus tarafından üretilen timosin, timik humoral faktör ve timopoietin gibi birkaç hormon tümör belirteci olarak kullanılmamaktadır (1,3). Histolojik olarak timik lezyonlar timoma, timik karsinomlar ve nöroendokrin orijinli tümörlerdir (4). Timoma %95 oranıyla ön mediyastenin en sık görülen primer tümörüdür. Timomaların %40 ı sistemik ve otoimmun hastalıklar ile birlikte olup, hastaların 1/3 ünde myastania gravis olmasına rağmen, myastenia gravis bulunan hastaların %10-15 inde timoma görülmektedir. Olguların %90 ında asetilkolin reseptör antikorlarına rastlanır ancak serumda tespit edilmeleri timoma ile uyumlu olmayabilir. Timoma ve timik karsinomlar için serum TB mevcut değildir (1,3,4). Tablo 1. Serum ve idrarda mediyastinal tümör belirteçleri. Yerleşim Tümör Belirteç Anterior kompartman Yolk sac tumor AFP, LDH Viseral ve posterior kompartman Embriyonal karsinoma AFP, LDH, TRA, CD 30, HCG Koryokarsinoma HCG, LDH Seminoma PLAP, LDH, NSE, HCG Timoma - Timik Karsinom - Timik Karsinoid ACTH, kromogranin, NSE Timik küçük hücreli karsinom Bombesin, NCAM, NSE Paratiroid adenom PTH, kromogranin Feokromasitoma, nöroroblastoma ve ganglioneuroblastoma İdrar ve plazma, katekolaminler ve kromogranin, NSE

BÖLÜM 10 Mediyastinal Tümör Belirteçleri 115 Malign Germ Hücreli Tümörler Germ hücreli tümörler benign ve malign karakter gösteren tümörlerdir. Çoğunluğu ön mediyasten yerleşimlidir. %80 oranında benign tümörler olup, malign olanlar nadir görülür. Malign germ hücreli tümörlere %95 oranında erkeklerde rastlanır. Benign tümörler her iki cinste eşit oranda görülür. Benign olarak en sık teratom görünürken, malign olarak en sık seminom, bunun ardından embriyonel karsinom, malign teratom, koryokarsinom, endodermal sinüs tümörü görülmektedir. Malign germ hücreli tümörlerinin yaklaşık aynı yaşlarda görülmesine rağmen erkeklerde kadınlardan altı kat daha fazla görülmektedir. Tümör belirteçleri: a. AFP: Alfa feto protein (yolk salk tümör veya mikst tümörler), b. PLAP: Plasental alkalen fosfataz (seminom, yolk salk tümör ve embriyonal karsinom), c. B-HCG: Beta Human chorionic gonadotropin (koryokarsinom). Bu üç tümör belirteci germ hücreli tümörler için en önemli belirleyiciler olarak belirtilmektedir (1,2,5,7). Özellikle yolk salk tümörlerinden salınan AFP ve koryokarsinomdan salgılanan beta-hcg en önemli iki belirteç olarak belirtilmektedir. Beta-HCG nin embriyonal karsinomlu hastaların %80 ninde, saf seminomlu hastaların ise %10 ile %25 inde de görülebilmektedir (7). Diğer serum belirteçleri ise laktikasitdehidrogenaz (LDH) ve CD 30 dur (1,2,5,7). Alfa Feto Protein (AFP) AFP tek zincirli onkofetal bir glikoproteindir. Bilinen karsinoembriyonik proteinlerden biridir. Karaciğer, yolk kesesi ve fetusun gastrointestinal sisteminden sentezlenir. Bir yaşında AFP seviyesi erişkin seviyelerine düşer. AFP seviyesi özellikle karaciğer hücre rejenerasyonu olan hepatoselüler karsinom gibi karaciğer neoplazmlarında %80 oranında, germ hücreli tümörlerde %60 oranında yükselir. Üst sınırı 25 µg/l dir. AFP saf seminomlarda, koryokarsinomlarda veya embriyonal karsinomada görülmez. Bu tümörlerin varlığında, AFP saptanması yolk salk tümör varlığını gösterir (1,2,5). Yolk kesesi tümöründe ve embriyonel karsinomda AFP tesbit edilmesi üzerine tümör belirteci olarak çeşitli araştırıcılar tarafından önemi farkedildi, evreleme ve prognozdaki önemi anlamlı bulundu (1,5,). Non seminomatöz germ hücreli tümörlerde kemoterapi sonrası 1000 ng/ml üzerine çıkan AFP düzeylerinin kötü prognostik faktör olduğu tesbit edildi (8). Malign germ hücre tümörlü olgularda kemoterapi sonrası TB normal seviyeye gelmesi olumlu prognostik faktör olmaktadır (9). Tedavi sonrası yolk kesesi tümörleri ve embriyonal karsinomların aktivitelerinin takibinde AFP in yararlı olduğu görülmüştür.

116 Atalay Şahin, Tahir Şevval Eren Anterior mediyastinal kitlesi bulunan erişkin erkeklerde AFP seviyelerini ölçmek önemlidir. Teratom tanısı biyopsi ile konur, ancak serumda AFP yüksekliği kötü diferansiye embriyonal karsinom ve yolk salk tümörü varlığını gösterir. AFP patologlar için malign germ hücreli tümörlerin tiplendirilmesine faydalı olduğu kadar, klinisyenler için de hastanın prognozunu değerlendirmek açısından oldukça kullanışlıdır (1,3,5,7,9). Beta Human Chorionic Gonadotropin (Beta-HCG) Glikoprotein olan HCG, alfa ve beta olmak üzere iki farklı polipeptid zincirden oluşur. Alfa zincirindeki alfa polipeptid zincir folikul stimulan hormon (FSH), luteinizan hormon (LH) ve tiroid stimulan hormon (TSH) ile aynıyken beta zinciri insan koryonik gonadotropin (HCG) için özgüldür (1,5). Beta-HCG normal plasentanın sinsityotrofoblastları tarafından üretilmektedir. Fonksiyonları gebeliğin ilk birkaç haftası korpus luteumun devamlılığını sağlamak, fetal plasental steroidogenezin başlamasını uyarmak ve fetal testisten testosteron salımını uyarmak. B-HCG normal erkeklerde bulunmaz. Eğer varsa malignite lehinedir. Serum hormon seviyesi gebelik ve trofoblastik hastalık varlığını tayin etmede kullanılır (1). Serum seviyesi subklinik tümör varlığını veya rekürrensi göstermesi yanında hastanın aldığı tedaviye yanıtını değerlendirmede kullanılmaktadır (1-3). Saf ve koryokarsinomlu ya da koryokarsinomu bulunduran mikst tip germ hücreli tümöre sahip olguların takiplerinde, hastalık ilerlediğinde serum seviyelerinde HCG artışı izlenmiştir. Özellikle ön mediyastinal kitlesi bulunan ve malign germ hücreli tümör düşünülen olgularda serum beta-hcg seviyesinin tespiti, tümörün koryokarsinomu içerip içermediğini değerlendirmesinde önemlidir (1,5,10). Plasental Alkalen Fosfataz (PLAP) Alkalen fosfataz, karaciğer, kemik, plasenta ve barsaklardan salgılanan dört izoenzimli bir gruptur. Bu fosfataz enzimleri, düşük özgüllüğü olan hidrolazlar olup, fosfat transferinde katalizör görevi görmektedir. Alkalen fosfatazın bir izoenzimi hamileliğin 12. haftasında plasental sinsityotrofoblastslar tarafından üretilmektedir, aynı zamanda seminomlar dahil bazı malign tümörler tarafından da aynı izoenzim salgılanmaktadır (1,3,5). Yapılan çalışmalar sonucu PLAP ın seminomlu hastalarda kullanışlı bir serum tümör belirteci olduğu belirlenmiş aynı zamanda tedavi sonrası takip amacıyla kullanılabileceği belirtilmiştir. Sigara içen hastalarda PLAP yüksekliği seminomlu olgularda PLAP ın takibinde tek başına anlamlı ve yeterli bir tümör belirteci olamayacağı gösterilmiştir. PLAP, LDH ile kombine edildiğinde sensitivitesi artmaktadır. Çalışmaların sonunda seminomlu hastalarda HCG, LDH, ve PLAP ın beraber kullanılması gerektiği gösterilmiştir (11,12).

BÖLÜM 10 Mediyastinal Tümör Belirteçleri 117 Laktik Asit Dehidrogenaz (LDH) Dört izoenzimden oluşan laktik asit dehidrogenaz, laktik asitin pürivik asite oksidasyonunu katalizleyen enzimdir. Malign germ hücre tümörlü hastaların %80 inde LDH seviyeleri yükselmiştir. Bu artış tümör spesifik değildir. Her tip malign germ hücreli tümörde yükselebilmektedir. Artış tümör miktarıyla, büyümesi ve hücre çoğalması ile doğru orantılıdır. Malign germ hücreli tümör progresyonunu göstermede faydalıdır (1,3,5,7). CD 30 CD 30, anaplastik lenfoma ve Hodgkin lenfoma için tanısal belirteç olarak tanımlanmıştır. Embriyonal karsinomlu bazı hastalarda CD30 antijeni saptanmıştır. Bu antijen diğer başka testiküler germ hücreli hastaların çoğunda rastlanmamıştır. Bundan dolayı, embriyonal karsinomlu hastaların takibinde CD 30 dan faydalanılacağı bildirilmiştir. Fakat rutin olarak kullanılmamaktadır (1,13). Embriyonal karsinomlu hastaların %88 inde, embriyonal karsinom bileşeni içeren mikst tip germ hücre tümörlerinin ise %83 ünde bu antijene rastlamışlar. Seminomatöz, yolk kesesi tümörü ya da teratomlarda bu antijen görülmemiştir. CD 30 embriyonal karsinomda kullanılabilir bir immunohistokimyasal TB olarak gösterilmiştir (14). Germ hücreli tümörlerde en önemli TB; AFP, HCG ve LDH dır. PLAP seminomların %80 inde artan oranda görüldüğü için ayrıca önerilmektedir. İlk üç tümör belirteci önemli olarak değerlendirilmelidir çünkü metastatik germ hücreli tümörlerin tedavi öncesi düzeylerine göre iyi, orta ve kötü prognoz olarak sınıflamaya olanak sağlar, tedavi sonrası tedaviye olan yanıt belirteçle değerlendirilmektedir (1,3,5). Teratokarsinom Musin Benzeri Antijen Embriyonal karsinom veya embriyonal karsinom komponentli germ hücre tümörlerinde yeni bulunan bir TB dir. Embriyonal karsinom hücre yüzeyindeki bir antijen olan glikoproteini tanıyan bir antikordur. AFP den daha fazla yükselir. Germ hücre tümörlerinde TB olarak kemoterapi sonrası normal değerlere dönmediğinden faydalı bulunmamıştır. Mediyastinal Nöroendokrin Tümörler Mediyastende nöral krest kökenli hücrelerden oluşan tümöral yapılardır. Normalde kan ve idrarda normal sınırlarda bulunan aktif bileşenler, bu tip tümörler tarafından aşırı miktarda salınmaktadır. Nöroendokrin tümörlerde spesifik ve non spesifik olabilen çeşitli TB vardır. Nöroendokrin tümörler; nöral tümörler (nöroblastom, ganglionöroblastom ve paraganglioma), nöroendokrin tümör (paratiroid tümörler ve timik karsinoidler) ve endokrin tümörler (tiroid lezyonları) olarak tasnif edilirler. Bu tümörlerden kaynaklanan spesifik serum TB, hormonları olduğu gibi dokunun nöral ya da nöroendokrin farklılaşmasından kaynaklanan nonspesifik belirteçleri (kromogranin ve nöron spesifik enolaz) bulunmaktadır (1,3,15).

118 Atalay Şahin, Tahir Şevval Eren Timik Karsinoid Tümörler İyi diferansiye nöroendokrin karsinoma ve kötü diferansiye nöroendokrin karsinoma tanımlamaları ile tipik, atipik karsinoidler ve büyük hücreli karsinoma, küçük hücreli karsinoma tasnifi son Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sınıflamasına göre yapılmıştır. Timik karsinoidler nadir tümörlerdir ve çoğunlukla atipik karsinoid olarak karşımıza çıkarlar. Bu tümörlerin ön mediyastinal tümörlerin %5 inden azını oluşturup çoğunluğunun agresif seyrettiğini bildirilmiştir. Mediyastinal nöroendokrin tümörler araştırıldığında timik karsinomların ektopik hormon ürettikleri ve ACTH saldıkları, multipl endokrin neoplazi tip I ile ilişkili oldukları, genel olarak agresif seyrettikleri açıklanmıştır (16). Karsinoid tümörlerin ayrıca, gastrin, kalsitonin, ACTH, antidiüretik hormon ve diğer peptidleri ürettikleri bilinmektedir. Serotonin genellikle gastrointestinal sistem ya da overlerden salgılanmaktadır. Akciğer karsinoidlerinden ya da timus karsinoidlerinden salgılanması nadirdir. Bu yüzden serotonin serum TB olarak kullanılmamaktadır (17). Adrenokortikotropik Hormon (ACTH) Bu tümörlerin %30 ile %35 inde fazla miktarda salgılanan ACTH, en çok kullanılan TB dir (18). Nöron Spesifik Enolaz (NSE) Glikoliz içinde kullanılan bir enzim olan nöron spesifik enolazın, bazı tiroid ve prostat karsinomlarında, nöroblastomada, küçük hücreli akciğer karsinomunda, karsinoidlerde ve feokromasitomada bulunduğu bildirilmiştir (1,3). NSE ın serumda TB olarak kullanımı araştırılmış ve ince barsak karsinoidlerinin %46 sında serum NSE seviyesinin yükseldiği bildirilmiştir, timik karsinoidlerin hiçbirinde yükselme saptanmamıştır. Artmış NSE seviyesinin tümörün büyüklüğü dışında kötü diferensiyasyonu da gösterdiği bildirmiştir (19). Artmış NSE seviyesi küçük hücreli akciğer kanserli olguların %60-80 inde bulunmuştur. Küçük hücreli akciğer kanserinin tedavi ve relapsının takibinde kullanılabilir. Üst limiti 12 mg/l dir (1). Kromogranin Asidik bir protein olan kromogranin, A, B ve C olarak üç yapıda incelenir. Kromogranin, nöron ve nöroendokrin hücrelerin salgı granüllerinden uyarılmaları sonucu salgılanır ve adrenal medulla ve diğer endokrin dokularda bulunur. Serum kromogranin seviyesinin nöroendokrin tümör takibinde önemli bir serum TB olduğu bildirilmiştir. Spesifik olarak bildirilmesine rağmen sensitivitesi düşük olarak değerlendirilmiştir. Nöroendokrin tümörlü hastaların %50 sinde kromogranin A seviyelerinin yükseldiği bildirilmiştir. Özellikle gastrinoma, feokromositoma ve karsinoid tümörde hastalarda yükselmiştir (20). Feokromasitomalı ve karsinoid gibi nöroendokrin tümörlü hastaların

BÖLÜM 10 Mediyastinal Tümör Belirteçleri 119 izleminde ve tanısında kromogranin A nın, NSE dan daha uygun olduğu bildirilmiştir. Bunların dışında nöroendokrin tümör belirteci olarak düşünülen sinaptofizin, Bombesin ve Leu-7 nin kromogranin ve NSE ın kullanıldığı gibi nöroendokrin TB olarak kullanıldığı görülmüştür. Paratiroid Adenomları Paratiroid bezi serum kalsiyum düzeyini düzenleyen paratiroid hormonunu (PTH) salgılar. Artmış serum kalsiyum seviyesi artmış hormon seviyesini veya başka hastalıkları göstermektedir. Primer PTH yükselmesi adenomlarda, hiperplazilerde, paratiroid kistlerinde veya paratiroit kanserlerinde görülebilir. Sekonder artışı ise neoplasmlarda, tirotoksikozisde, tiazid diüretikleri, lityum, vitamin A ve D kullanımı sarkoidozisde görülebilmektedir. Paratiroid dokusu kromogranin içerdiğinden serum kromogranin seviyesi hiperparatiroidizm yapan durumların tümünde artmış olacaktır (1). POSTERİOR MEDİYASTEN KAYNAKLI TÜMOR BELİRTEÇLERİ Nörojenik Mediyastinal Tümörler Serum ve idrarda katekolamin (epinefrin ve norepinefrin) ve katekolamin metabolitlerinin (dopamin, vanilmandelik asid (VMA) ve homovalinic asid (HVA) seviyelerini artırmaktadırlar. Nöroblastomalı olgularda en sık görülen anormal laboratuvar bulgusu artmış VMA seviyesidir. Bazı nöroblastomalı olgularda ise enzim eksikliği nedeniyle dopamin, norepinefrine dönüştürülemez, sonucunda serum ve idrarda armış HVA görülebilmektedir (1,21). Serum ferritin seviyesi ayrıca nöroblastoma ve ganglionöröblastoma için TB dir. Seviyesinin yüksek olarak bulunmasının prognozla kötü olarak ilişkili olduğu bildirilmiştir (1,22). Mediyastinal feokromasitomalar nadir olarak görünür. Serum ve idrarda katekolamin ve metabolitlerinin seviyeleri artmıştır. Feokromasitoma yüksek oranda katekolamin üretmektedir. Bunlar serum ve idrarda ölçülebilen; epinefrin, norepinefrin, dopamin, metanefrin, normetanefrin, VMA ve HVA dır. Çeşitli çalışmalar feokromasitomalarda kromogranin A seviyesinin yükseldiğini bildirmişlerdir. Çalışmaların bir kısmı renal yetmezlikli hastalarda Kromogranin A nın düşük diagnostik spesiviteye sahip, fakat feokromasitoma tanısı için uygun olduğunu bildirmişlerdir (1,3). Çalışmalar feokromasitoma tanısında kromogranin A ile beraber bakılan plazma katekolamin seviyelerinin düşük sensitiviteye fakat mükemmele yakın spesifiteye sahip olduğunu göstermiştir (1,23). Mediyastinal tümörlerde TB veya artmış hormon seviyeleri bulunabilir. Özellikle mediyastinal kitle görünümü olan olgular yaş ve cinsiyet ayrımı yapıldıktan sonra, tümörün yerleşim yerine göre çeşitli serum belirteçlerine bakılmalıdır. Serum tümör belirteci üreten mediyastinal tümörler, germ hücreli tümörler, nöroendokrin ve paratiroid tü-

120 Atalay Şahin, Tahir Şevval Eren mörleridir. Germ hücreli tümörler sıkça ön mediyasten yerleşimlidir ve çoğunlukla miks yapıdadırlar. Ön mediyasten yerleşimli kitlesi bulunan erişkin erkeklerde özellikle AFP, B-HCG ve PLAP seviyelerine bakılmalıdır. Yolk salk tümörleri için AFP seviyesinde artış görünmektedir. Koryokarsinoma için serum belirteci B-HCG dir. PLAP, seminoma ile ilgili tümör belirtecidir. Timomalar için spesifik bir serum belirteci yoktur. Yine de myastenia gravis için antiasetilkolin reseptörlerine bakılır. Timik karsinoidler için ACTH bakılmalıdır. Küçük hücreli karsinomlarda kromogranin ve NSE serum seviyelerinde artış olabilir. Paratiroid tümörlerinde artmış PTH seviyesine ek olarak, kromogranin ve NSE seviyelerinde artış saptanır. Posterior mediyastende feokromasitomalar, nöroblastomalar ve ganglionöroblastomalar yerleşir. Bu tümörler non spesifik tümör belirteçlerinde artışa ve serum ve idrar katekolaminlerinde artışa neden olurlar. KAYNAKLAR 1. Robinson PG. Mediyastinal Tumor Markers. General Thoracic Surgery Seventh edition Volume 2 Lippincott William&Wilkins, ed: TW Shields 2009; 168: 2131-46. 2. Ayyıldız O, Kızılay E, Müftüoğlu E. Tümör markırları ve Klinik Kullanım Alanları. Turkiye Klinikleri J Med Sci 1999;19(2):114-22. 3. Kaynak K. Mediyastenin Primer Tümörleri Göğüs Cerrahisi Cilt II Ed.Ökten İ, Güngör A, Ankara: Sim Matbaacılık; 2003; 2: 1173-82. 4. Tunçözgür B, Elbeyli L. Timusun Cerrahi Hastalıkları ve Myastenia Gravis Göğüs Cerrahisi Cilt II Ed. Ökten İ, Güngör A. Ankara: Sim Matbaacılık; 2003: P1183-92. 5. Kaynak K, Demir A. Mediyastinal Germ Hücreli Tümörler. Turkiye Klinikleri J Surg Med Sci 2006;2(47):27-31. 6. Moran CA, Suster S. Primary germ cell tumors of the mediastinum: I. Analysis of 322 cases with special emphasis on teratomatous lesions and proposal for histopathologic classification and clinical staging. Cancer 1997;80(4):681 90. 7. Klein EA. Tumor markers in testis cancer. Urol Clin North Am; 1993;20(1):67-73 8. Kesler KA, Rieger KM, Ganjoo KN, Sharma M, et al. Primary mediyastinal nonseminomatous germ cell tumors: the influence of post chemotherapy pathology on long-term survival after surgery. J Thorac Cardiovasc Surg. 1999 Oct;118(4):692-700. 9. Wright CD, Kesler KA, Nichols CR, Mahomed Y, et al. Primary mediastinal nonseminomatous germ cell tumors. Results of a multimodality approach. J Thorac Cardiovasc Surg 1990;99:210 7. 10. Moran CA, Suster S. Primary mediyastinal choriocarcinomas: a clinicopathologic and immunohistochemical study of eight cases. Am J Surg Pathol. 1997;21:1210 14. 11. Nielsen OS, Munro AJ, Duncan W, Sturgeon J, et al. Is placental alkaline phosphatase (PLAP) a useful marker for seminoma. Eur J Cancer 1990; 26: 10: 1049-54. 12. Koshida K, Fujibayashi T, Yamamoto H, Hirano K. Significance of placental alkaline phosphatase (PLAP) in the monitoring of patients with seminoma. Br J Urol 1996;77:138-42.

BÖLÜM 10 Mediyastinal Tümör Belirteçleri 121 13. Latza U, Foss HD, Dürkop H, Eitelbach F, et al. CD30 antigen in embriyonal carcinoma and embryogenesis and release of the soluble molecule. Am J Pathol 1995; 146: 2: 463-71. 14. Ferreiro JA. Ber-H2 expression in testicular germ cell tumors. Hum Pathol 1994 May;25(5):522-4. 15. Hoffman OA, Gillespie DJ, Aughenbaugh GL, Brown LR. Primary mediyastinal neoplasms (other than thymoma).mayo Clin Proc. 1993; 68(9):880-91. 16. Wick MR, Rosai J. Neuroendocrine neoplasms of the mediastinum. Semin Diagn Pathol. 1991;8:35 51. 17. Wick MR, Scheithauer BW. Thymic carcinoid. A histologic, immunohistochemical and ultrastructural study of 12 cases. Cancer 1984 ;53(3):475-84. 18. Moran CA, Suster S. Thymic neuroendocrine carcinomas with combined features ranging from well-differentiated (carcinoid) to small cell carcinoma. A clinicopathologic and immunohistochemical study of 11 cases. Am J Clin Pathol. 2000 Mar;113(3):345-50. 19. Baudin E, Gigliotti A, Ducreux M, Rogers J, et al. Neuronspecific enolase and chromogranin A as markers of neuroendocrine tumors. Br J Cancer 1998; 78(8):102-7. 20. Nobels FR, Kwekkeboom DJ, Coopmans W, Schoenmakers CH, et al. Chromogranin A as serum marker for neuroendocrine neoplasia: comparison with neuron-specific enolase and the alpha-subunit of glycoprotein hormones J Clin Endocrinol Metab 1997; 82(8):2622-8. 21. Demir A, Bozkurt K. Mediyastinal Nörojenik Tümörler. Turkiye Klinikleri J Surg Med Sci 2006;2(47):32-8. 22. Matthay KK. Neuroblastoma: biology and therapy. Oncology 1997; 11(12):1857-66. 23. Canale MP, Bravo EL. Diagnostic specifi city of serum chromogranin-a for pheochromocytoma in patients with renal dysfunction. J Clin Endocrinol Metab. 1994; 78: 1139-44.